CHP TBMM Küme Başkanvekili Engin Altay ile İBB Lideri ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Sinop’un Gerze ve Erfelek ilçelerinde vatandaşlarla buluştu. “14 Mayıs, Büyük Atatürk’ün kurduğu kutlu Cumhuriyet’in, demokrasiyle taçlanacağı günün adıdır” diyen Altay, “Türkiye’nin ekonomik meselelerini çözmek için, Türkiye’de ayrımcılığı bitirmek için, ‘ben, sen’ değil, ‘biz’ demek için, altı Genel Lider el ele verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nu aldılar.
Büyük bir takım, güçlü bir grup. Tek sıkıntısı Türkiye olan bir kadro. ‘Siyaset bana ne verecek’ değil, ‘Ben Türkiye’ye ne vereceğim’ diyen bir kadroyla huzurunuzdayız” formunda konuştu. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayrışmadan değil, birleşmeden yana olduğuna vurgu yapan İmamoğlu da vatandaşlara ‘Oyları bölmeyin’ daveti yaptı.
“Memleketin her köşesinde istekli bir formda oy kullanacağız, oylarımıza sahip çıkacağız” diyen İmamoğlu, “Memleket, tam da bugün, 31 Mart’ı 1 Nisan’a bağladığı gece yapılan hukuksuzluklara, 2019’da ‘dur’ dedi. Maçta hile yapmaya kalktılar, milletimiz onlara büyük bir tokat attı. Yani bize ‘kaybedenler kulübü’ diyorlardı, artık ‘kazananlar kulübüyüz’ biz. Milletçe kazanacağız. Sinoplu diyorsa, olacak kardeşim” tabirlerini kullandı.
CHP TBMM Küme Başkanvekili Engin Altay, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Sinop’u ziyaret etti. Altay ile İmamoğlu’na, Sinop ziyaretinde, eşleri Fatoş Altay ve Dilek İmamoğlu da takviye verdi. Altay ve İmamoğlu’nun Sinop’taki birinci durakları Gerze ve Erfelek ilçeleri oldu. Vatandaşların ağır ilgisiyle karşılaşan Altay ve İmamoğlu, Gerzelilere Demokrasi Parkı’ndan, Erfeleklilere ise Musa Can Parkı’ndan hitap etti. Altay tarafından anons edilen İmamoğlu, konuşmalarına, Sinop’ta ve Karadeniz’de olmaktan duyduğu memnuniyeti lisana getirerek başladı. Uzun yıllardır yürütülen kirli siyaset nedeniyle tüm ülkenin çok yorulduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Çok yoruldu memleket; çok sıkıldı, çok üzüldü. Siyasetin kirli alanını, bu memleket yaşamaktan usandı. Her akşam sert bir insan yüzü, parmak sallayan anlayışı ve insanları azarlayan bir lisandan kurtulmak istiyoruz. Onu, konutuna yollamak istiyoruz. Onu, konutuna yollayıp emekli etmek istiyoruz” dedi.
“MİLLET İTTİFAKI’NI İKTİDAR YAPACAĞIZ”
2017 yılından bu yana bir ittifak çabası verildiğine dikkat çeken İmamoğlu, şunları söyledi:
“İnsanlar bir ortaya gelsin, bir ortada düşünsün, ortak akılla memleketi yönetsin diye bu yola çıkıldı. Bu seyahatin başkanı ve lideri, 2017 yılından beri büyük emek vererek bu seyahati yapan ve bugün hepimizin adayı olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını getirdim size. ‘Hep birlikte bu seçimi kazanacağız.’ Cumhurbaşkanı adayımız bu türlü diyor. Biz de o denli diyoruz. Evet, Millet İttifakı olarak seçime giriyoruz. Evet, daima birlikte çalışacağız. Millet İttifakı’nı iktidar yapacağız. Lakin esasen biz, 86 milyon insanımızı, milletimizi iktidar yapacağız. Bir kişinin iktidarı bitecek, bir avuç insanın memnun olduğu devir bitecek, 86 milyon insanımız keyifli olacak. Herkes memnun olacak. Partizanlığı çöpe atacağız. İnsan kayırmacılığını çöpe atacağız. Adalet, hak, hukuk gelecek, liyakat gelecek. ‘Ben çalışırsam hakkımı elde ederim’ anlayışı karşılığını bulacak bu topraklarda. Hukuksuzluk, kayırmacılık; bütün bu hisleri bertaraf edeceğiz. Ve göreceksiniz, seçim bittikten sonra 86 milyon insanın eşitlendiği bir periyot başlayacak. ‘Şu belediye benim belediyem, o belediye benim belediyem değil’ demeyeceğiz. İnsanlarımıza eşit davranacağız.”
“31 MART’TA SEÇİMİ ‘HÜPLETMEK’ İSTEDİLER”
“2019’un Mart ayında bir seçim yaşadık” diyen İmamoğlu, “Tam bugün tam bugün 4’üncü yılı. 2019’un 31 Mart’ında, İstanbul’daki seçimde sandıkların oylarını -hatırlayın- Anadolu Ajansı, akşam 22.00 civarında vermeyi kesti. Ve bir müddet sonra çıktılar dediler ki, ‘Biz seçimi kazandık.’ Hatta o denli bir hazırlık yapıldı ki, gece saat 23.30 üzere bütün İstanbul’u afişlerle donattılar, ‘Seçimi kazandık’ diye. Fakat biz, sabahlara kadar gayretimizi sürdürdük. Milletimizin, bize oy veren vermeyen 16 milyon insanımızın hakkını yedirmedik. Ve bu saatlerde, yani ayın birinde, bu saatlerde artık iş mutlaklaşmış oldu. Ne yaptılar? Bunu kendilerine yediremediler. Bir müddet sonra seçimi iptal ettiler. Yani bir formda bu seçimi ‘hüpletmek’ istediler. Milletimiz ne yaptı bu hileye başvurmalarına karşılık? Onlara fevkalâde bir demokrasi tokadı attı ve 23 Haziran’da sandığa gömdü. Bugün onun yıldönümünü yaşıyoruz” tabirlerini kullandı.
“CUMHURİYET’LE YÖNETİLMEYE 100 YIL EVVEL KARAR VERDİK”
“Biz, Cumhuriyet’le yönetilmeye 100 yıl evvel karar verdik” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Cumhuriyet’le yönetilmek ne demek biliyor musunuz? Yöneticilerin millete haddini bildirdiği değil, yöneticilerin hadlerini bildiği bir idaredir. Bunun ismi şu: Tevazuyla, halkına daha âlâ proje üreten, daha güzel işleri anlatan, ‘Daha güzelini ben yaparım’ diyen… Seçimde bu türlü yarış olur. Çelme takarak, karalayarak, lekeleyerek makûs bir periyot yaşatıyorlar bize. Bu atmosferi, bu milletimizin hiçbir ferdi hak etmiyor. Hukuksuzlukla, yargıyı siyasetin silahı haline getirip, insanların hayatını zehir ederek memleket hiçbir yarar elde etmez. Çocuklarını umutsuzlaştırarak, gençlerine ‘Yurt dışına giderse gitsin’ diyerek bu memleket hiçbir şey kazanmaz. Bu memleketin insanı bunu hak etmiyor. Ne yapacağız biliyor musunuz? Onu, 14 Mayıs’ta yollayacağız. Periyodu bitti. O aklın, o zihnin periyodu bitti. Fırça atmak yok, kimsenin haddi değil.”
“BİZLERE DE SEFER VAZİFE BUYRUĞU ÇIKTI”
“Temel ögelerimiz soruna uğramıştır” diyen İmamoğlu, “Şimdi temel ögeleri düzelteceğiz. Demokrasiyi, hak, hukuk, adaleti, eğitimi, bayan haklarını, çocuklarımızla gençlerimizin muhtaçlıklarını karşılamayı unsur edinen bir periyodu var etmek ismine, bir seferberlik hükümeti kuruluyor. Bu seferberlik hükümeti, altı siyasi partinin yan yana geldiği bir hükümet olacak. Ve bizlere de sefer misyon buyruğu çıktı. Bizi davet ettiler. Dediler ki; ‘Kadim Osmanlı İmparatorluğu’nun başşehirliğini yapmış, dünyanın en hoş kenti, dünyanın başşehri İstanbul’un Belediye Lideri, gel bizimle çalışacaksın.’ ‘Milletimizin buyruğuna amadeyiz’ dedik, yollara çıktık. Yeniden Cumhuriyet’imizin başşehri hoş Ankara’nın değerli lideri Mansur Yavaş beyefendi de birebir seyahate çıktı. Onun da size selamlarını getirdim. İşte birbirine vekalet veren, birbirine kefalet veren, kol kola, omuz omuza, yüreğiyle, bir seferberlik hissiyle yeni bir başlangıcı Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında, milletimize ikram etmeye geldik. Millet İttifakı iktidarı değil bunun ismi, milletin iktidarı. 86 milyon insanımızın iktidarı. Allah şahittir, şu mübarek Ramazan ayında huzurunda yemin ediyoruz. Seçimden sonra, -bunu biz İstanbul’da kanıtladık, Ankara’da kanıtladık, başka kentlerde kanıtladık- bu kardeşiniz, bu hemşehriniz sizlere kelam veriyor. Seçimden sonra, Allah’ın kulu, verdiği oydan ötürü asla ve asla ayrıştırılmayacak, hakkı hukuku neyse o teslim edilecek” sözlerini kullandı.
“AYRIŞMAK İSTEYEN KENDİ YOLUNA MASRAF, LAKİN SİZ AYRIŞMAYACAK, OYLARI BÖLMEYECEKSİNİZ”
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun ayrışmadan değil, birleşmeden yana olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Sevgili çocuklar, sevgili gençler, oy veren vermeyen herkes, hanımefendiler, beyefendiler Sandıkta ayrışmaya müsaade yok. Asla ayrışmayacaksınız. Oyunuzun yeri, Millet İttifakı. Oyunuzun yeri, Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu. Hasebiyle, ayrışmak isteyenler olabilir. Biz, onlara bir şey demiyoruz. Lakin siz ayrışmayacaksınız. Ayrışmak isteyen kendi yoluna masraf. Lakin siz oyunuzu bölmeyeceksiniz. Oyunuzu Kemal Kılıçdaroğlu’na kullanacaksınız. Anlaştık mı? Kelam mü? Hoş. İkincisi; her yerde istekli olacağız. Bakın ben memleketimin her köşesini gezeceğim. Hakkari’ye de gideceğim, Karadeniz’in her noktasına da gideceğim. Genel Liderimizle da gezeceğim. Başka başkanlarla de dolaşacağım. Ve her köşesinde istekli bir biçimde oy kullanacağız, oylarımıza sahip çıkacağız. Memleket, tam da bugün, 31 Mart’ı 1 Nisan’a bağladığı gece yapılan hukuksuzluklara, 2019’da ‘dur’ dedi. Maçta hile yapmaya kalktılar, milletimiz onlara büyük bir tokat attı. Yani bize ‘kaybedenler kulübü’ diyorlardı, artık ‘kazananlar kulübüyüz’ biz. Milletçe kazanacağız. O işi, biz 2019’da bitirdik. Zati onun için, 4 yıldır İstanbul’da varsa yoksa İmamoğlu. Öteki bir iş dedikleri yok. Akıllarını başlarından milletçe aldık. Almaya devam edeceğiz. O günün, o hoş ruhunu ve hissini yaşamaya devam edeceğiz. Nasıl yapacağız? Her şey çok hoş olacak. Muhakkak olacak. Sinoplu diyorsa, olacak kardeşim.”
ALTAY: “TAYYİP BEYEFENDİ; ÇATLASAN DA PATLASAN DA ARBEDE YOK”
“14 Mayıs seçimlerine gidiyoruz” diyen Altay da şunları söyledi:
“Tayyip Bey’le 20 yıldır didişiyoruz. Biz dedik ki, ‘Tayyip Beyefendi, biraz kibar olalım. Nazik olalım. Birbirimize saygılı olalım’; yok. Kızıyor, sonlanıyor, hakaret ediyor, iftira ediyor, bazen küfür ediyor. Lakin biz bu seçimleri sabırla, kardeşlikle, sükunetle, kimseyi ötekileştirmeden, kutuplaştırmadan, ‘başı açık, başı kapalı’ diye ayırmadan Türk-Kürt diye ayırmadan, Alevi-Sünni diye ayırmadan, doğulu-batılı diye ayırmadan, 86 milyonun bir ve beraberliğini, kardeşliğini, tıpkı Çanakkale’de Türk’üyle. Kürt’üyle düşmana nasıl meydan okuduysak, artık 14 Mayıs’ta kibar, nazik, tane tane Türkiye’nin başına neler geldiğini, 86 milyonun nasıl sömürüldüğünü, Türkiye’nin kaynaklarının bir avuç müteahhide nasıl peşkeş çekildiğini, orman köylüsünün nasıl inim inim inlediğini tane tane anlatacağız. Tayyip Beyefendi; çatlasan da patlasan da arbede yok, kaba kelam yok, iftira yok, tehdit yok. Ayrıyeten, atılan tehditlere yapılan tehditlere de pabuç bırakmak, hiç yok. Şimdiden 14 Mayıs, Büyük Atatürk’ün kurduğu kutlu Cumhuriyet’in, demokrasiyle taçlanacağı günün ismidir. Türkiye’nin ekonomik meselelerini çözmek için, Türkiye’de ayrımcılığı bitirmek için, ‘ben, sen’ değil, ‘biz’ demek için, altı Genel Lider el ele verdik. Ve yanlarına Türkiye’nin iki sevgilisini kattılar. Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nu aldılar. Büyük bir takım, güçlü bir kadro. Tek sıkıntısı Türkiye olan bir kadro. ‘Siyaset bana ne verecek’ değil, ‘Ben Türkiye’ye ne vereceğim’ diyen bir grupla huzurunuzdayız.”
İMAMOĞLU’NDAN DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERE: BU MEMLEKETTE NE VARSA, BİR ARADA PAYLAŞACAĞIZ VE TEKRAR AYAĞA KALKACAĞIZ
Altay ve İmamoğlu, Gerze-Erfelek buluşmalarının akabinde Sinop’a geçti. CHP Sinop milletvekili Barış Karadeniz ve Sinop Belediye Lideri Barış Ayhan ile birlikte Sinop Mahmud Kefevi Öğrenci Yurdu’nu ziyaret eden Altay ve İmamoğlu, burada kalan depremzedelerle bir ortaya geldi. Afeti yaşayan vatandaşların meselelerini dinleyen Altay ve İmamoğlu, zelzele bölgesinden gelen bir küme öğrenciyle de sohbet etti. Depremzede öğrencilere nereden geldiklerini ve nerede okuduklarını soran İmamoğlu, şu sözleri kullandı:
“Zor bir vakit lakin aşacağız. Sıkıntı olduğunu biliyoruz. Birbirimizi anlayacağız, dertleşeceğiz, paylaşacağız ve inşallah aşacağız daima birlikte. Ben, aslında o bölgedeki üniversite öğrencilerini Türkiye’ye dağıtırlar diye düşündüm. Yani bu çok uygun de olur. Kimileri Hatay’da tahminen iki devir bu türlü devam edecek. Biz oradayız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak çalışıyoruz. Şu anda yaklaşık bin 500 işçimiz var. Ben de bayramın birinci günü inşallah Dilek Hanım’la orada olacağız. Elimiz orada her anında. İnşallah 15 Mayıs’tan sonra, daha da nizamlı bir çalışmaya hazırlıyoruz. Yalnızca Hatay değil, bütün kentlerimizi. 15 Mayıs’tan sonra daha hızlanacağız, daha süratli yol alacağız. Çok geçmiş olsun. Acınızın bizim de acımız olduğunu bilin. Alışılmış ki kendinizi bir boşlukta hissediyorsunuz, lakin bu memlekette ne varsa, birlikte paylaşacağız ve tekrar ayağa kalkacağız. Sizden bir şey gitti; ne yapalım? O denli değil. Hepimiz fedakarlık yapacağız. Varlığımızı paylaşacağız. Hem ferdî hem milletçe hem devletimizin bütçesiyle daima birlikte ayağa kalkacağız. Siz bu türlü bir kayba uğradınız da biz burada duramayız. Biz, daima birlikte eşitiz. Kendimizi dengeleyeceğiz. Sonra tekrar daima birlikte ayağa kalkacağız. Bu türlü bakacağız sıkıntıya. Bunun diğer bir yolu da yok yani. Onun için oradaki acı, hepimizin acısı. Moraliniz yüksek tutun lütfen. İnşallah çok daha hoş günleri yakın vakitte daima birlikte yaşarız.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
