Gün: 2 Nisan 2023

Daha evvel yalnızca Red Dead Redemption 2 özelinde bir içerik hazırlamış ve geliştiriciler yaptıkları işi sevdiğinde nasıl hoş sonuçlar çıkabildiğini sizlere göstermiştik. Bu bağlamda kelam konusu oyunda akılalmaz derecede ince detaylar bizi karşılamıştı.

Şimdiyse oyun aralığımızı genişleterek birden fazla oyuna serimizde yer veriyoruz. Bu bağlamda Mafia serisi ve GTA 4 üzere farklı oyunlar, kendi eşsiz atmosferlerini güçlendiren ayrıntılarıyla karşımıza çıkacak. Detaylarımıza geçmeden evvel, serinin devamında görmek istediğiniz oyunları belirtmeyi unutmayın.

Fazlaca sevilen Mafia 2’de tek yazıya sığdıramayacağımız kadar ayrıntı bulunuyor. Bunlardan biri de sürüş halimize yapılan yorumların olması. 

1940 ve 1950’li yıllar ortasında geçen oyunda polisler hakikaten vazifelerini yerine getiriyor:

Bu bağlamda trafik kazalarında müdahale ettiklerini, kavgaları ayırdıklarını ve o an etrafta olmasalar bile olay yerine çok geçmeden ulaştıklarını görebiliyoruz.

• Ufak bir ayrıntı daha: Üstteki klipte kendi çetesinden birini yerde görünce yanına gelen başka bir çete üyesini de görebilirsiniz. Bu da birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını gösteriyor. Gün içinde onlardan birini rahatsız ederseniz, tıpkı polis üzere hepsi üzerinize gelecektir.

Polis işini yapıyor dediğimiz için çok da şey etmeyin…

Zira tutuklanmak üzereyseniz rüşvet vererek kurtulabiliyorsunuz. Gerçi bu da gerçekçi bir ayrıntı, değil mi?

Eğer bir oyunda aracınızın kapıları iki yandan da açılamayacak durumdaysa, araçtan inmek istediğinizde karakter ışınlanır.

Fakat Sleeping Dogs’da durum bundan farklı. Çünkü ana karakterimiz, çıkış yolu bulamayınca fizik kanunlarını bükmek yerine ön camı kırarak dışarı çıkmayı tercih ediyor.

Mafia serisinden bahsetmişken birinci oyunun gerçekçi reaksiyonlarına yer vermemek olmaz.

Mafia 3’ün de gözden kaçırması kolay, epey acı, ama bir o kadar da gerçekçi bir ayrıntısı var. 

Kişisel olarak üstüne fazla gidildiğini düşündüğüm, serinin 1968’de geçen bu oyununda bir siyahiyi canlandırıyoruz. Vakit aralığı da ırkçılığın epeyce kuvvetli olduğu bir periyoda denk geliyor ve gerek oyunu oynarken gerekse de öylesine açık dünyada takılırken bu ırkçılığa maruz kalıyoruz.

Üstteki klipte gördüğünüz üzere şayet beyazların ağır olduğu meydan üzere bir bölgedeyseniz, size laf atan beşerler görmeniz mümkün. Hatta polis de bunların ortasında. Acı ancak gerçek…

GTA 4’te istemeden de olsa aracını çaldığınız birinin kapıya tutunarak sürüklendiğini görmüşsünüzdür.

Fakat oyunun gerçekçi sistemini gözden kaçırmak hayli kolay.

Detay içeriğimizi Red Dead Redemption 2 olmadan kapatmak istemedik. Daha evvelki yazımızda fabrikalardan dolayı suların kirlendiğini göstermiştik.

Fakat geliştiriciler bu noktada durmamış. Şayet kirlenmiş bir suda balık tutarsanız, tuttuğunuz balıklar atıklar yüzünden zehirlenmiş olarak size ulaşacak ve doğal olarak bunları yiyemeyeceksiniz.

[SPOILER] Listemizdeki son oyun ayrıntısında tekrar Red Dead Redemption 2’ye yer veriyoruz.

Red Dead Redemption 2 severlerin anında hatırlayacağı Braithwaite malikanesinin art taraflarında biraz gezerseniz, Gertrude Braithwaite’ın kapatıldığı kabine rastlamanız mümkün. Pekala kim bu kız?

Gertrude Braithwaite, konut sahibi Catherine Braithwaite’in kızlarından biriydi ve kuzeni Penelope’nin söylediğine nazaran akıl sıhhati sorunları olduğundan ötürü ailesi tarafından bu kabine kapatıldı. Penelope’ye yardım ettiğimiz bir misyonda kendisini Gertrude’un yanına getirebiliyoruz.

Bunun akabinde Gertrude kendisine hakaret ederken ilerleyen dakikalarda Penelope, Boston’a gittiğinde Gertrude için elinden geleni yapacağını söylüyor. [SPOILER] Fakat oyunun kıssası bittikten sonra Gertrude’u ziyaret ettiğimizde Penelope’nin bu kelamını yerine getirmediğini görüyoruz.

Bu serinin devam etmesini istiyorsanız görmek istediğiniz oyunları yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.

Güney Amerika’nın eşsiz hoşluklarından biri olan Uruguay, seyahat rotanızı oluştururken görmek isteyeceğiniz ülkeler ortasında yer alıyor. Pekala Uruguay nerede? Uruguay’da gezilecek yerler nerelerdir? İşte cevaplar…

Soğuk iklimlerdense daha sıcak ve güneşi hissedebileceğiniz yerlere ilgi duyuyorsanız; Uruguay tam da aradığınız yer olabilir. Asıl ismi Guarini olan Uruguay “Boyalı Kuşlar Irmağı” anlamını taşımaktadır. Güney Atlantik Okyanusu’na kıyısı bulunan Uruguay, Güney Amerika’da yer almaktadır. Ülkenin doğusunu Atlantik Okyanusu çevrelerken batısında Arjantin ve kuzeyinde Brezilya yer almaktadır. Uruguay’da 20 kent bulunmaktadır ve yaklaşık 3,5 milyon kişilik nüfusuyla küçük bir ülkedir. Uruguay, ne kadar küçük bir ülke olsa da içerisinde barındırdığı zenginlikleriyle dikkat alımlı bir yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Refah, istikrarlı ekonomik yapısı ve toplumsal haklarıyla Güney Amerika’nın İsviçre’si olarak nitelendirilen ülke, gezginler için kesinlikle gezip görülmesi gereken yerler ortasındadır. Doğal hoşlukları, ömür üslubu ve tarihiyle göz alıcı bir yer olan Uruguay’da gezilecek yerleri birlikte keşfetmeye ne dersiniz?

URUGUAY DENİLDİĞİNDE AKLA BİRİNCİ GELMESİ GEREKENLER…

Uruguay’ın resmi lisanının İspanyolca olduğunu söylemekte yarar var. Ayrıyeten Brezilya hududunda yer alan kentlerinde Portekizce ve İspanyolcanın karışımı olan Portunol lisanına de rastlanmaktadır. 

Misafirperver bir kültürel yapısı bulunan Uruguay’da müze, park ve plajlar fiyatsızdır. Buraya geldiğinizde özgürce kültürel aktivitelerin içinde bulunabilirsiniz.

Uruguay’da yaşayan beşerler için futbol çok özel bir yere sahiptir. Coşkulu ve fanatik bir futbol kültürüyle beslenen ülkede futbolseverlere sıklıkla rastlayabilirsiniz. 

“Montevideo” Uruguay’ın başşehri ve en değerli limanıdır. Kentin isminin öyküsü ise epeyce değişiktir. Birinci kere bu bölgeye gelen Portekizli gemiciler, körfezin gerisinde yer alan dağı gördükleri vakit “Bir dağ görüyorum” anlamına gelen “mounte vido” cümlesini kullanmışlardır. Sonrasında kentin ismi “Montevideo” olarak anılmıştır.

URUGUAY’IN BİRBİRİNDEN EŞSİZ LEZZETLERİ

Muhteşem lezzetlere mesken sahipliği yapan mutfağıyla dikkat çeken Uruguay’da en çok sevilen yiyecek ettir. Sığır eti üretimiyle tanınan olan ülkede, parilladas isimli ızgara et restoranları bulunmaktadır.

“Empanadas” isimli et yahut peynirden yapılan lezzetli atıştırmalıklar da ilgi çekmektedir.

Bunun yanı sıra; 20. yüzyılda yaşanan İtalyan göçüyle birlikte burada İtalyan restoranlar da ön plandadır. 

Her zevke hitap eden varlıklı bir mutfağa sahip olan ülke, Atlantik kıyısında yer aldığı için deniz mahsullerinin yükte olduğu menüsü de göze çarpmaktadır. Şayet buraya yolunuz düşerse en çok tercih edilen balık türünün “barlam balığı” olduğunu unutmayın.

FESTİVAL ÜZERE BİR ÜLKE

Uruguay’da birçok şenlik ve karnaval düzenlenmektedir. Yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği şenlikler, yaz mevsiminde sevinçli anlara konut sahipliği yapmaktadır. Rio de Janeiro şenliğini anımsatan Las Llamadas rengarenk kostümlerin süzüldüğü dans ve müziğe doyacağınız mükemmel bir cümbüş fırsatıdır.

URUGUAY’A NE VAKİT GİTMELİ?

Ilıman bir iklime sahip olan Uruguay’a Aralık ve Mart ayları ortasında gitmenizi tavsiye ederiz. Ülkenin en çok ziyaret edildiği periyodun Aralık ayı olduğunu göz önüne alarak seyahat rotanızı oluşturmalısınız. Şayet bu hoş ülkeye kış aylarında gitmeyi planlıyorsanız; bu devirlerde yağışlı bir bölge olduğunu unutmamalısınız.

EL EMEĞİ ESERLERİ KAÇIRMAYIN!

Uruguay’a gittiğinizde el üretimi özel eserlerden satın almadan dönmeyin derim! Bilhassa süet ve yün ceketler, deriden yapılmış eşyalar ve armetis taşının kullanıldığı takılara kesinlikle göz atmalısınız. 

Ramazan ayında kentin birçok noktasında iftar programları düzenleyen Aydın Büyükşehir Belediyesi, binlerce vatandaşı tıpkı sofrada buluşturmaya devam ediyor.

İl genelinde 8 farklı noktada iftar programı düzenleyen Büyükşehir Belediyesi, bugün de 15 bin bireye iftar yemeği verdi. Efeler Osman Yozgatlı Mahallesi ile Köprülü Mahallesi; Söke Yenikent Mahallesi; Sultanhisar Atça Mahallesi; İncirliova Hacıaliobası Mahallesi; Karpuzlu Ulukonak Mahallesi; Koçarlı Bıyıklı Mahallesi ve Nazilli 23 Nisan Parkı’nda iftar sofraları kuruldu.

Başkan Hasret Çerçioğlu, Söke’de Yenikent Mahallesi’ndeki iftar programına katılarak vatandaşlarla bir ortaya geldi. Çerçioğlu’na; CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, CHP Aydın Vilayet Lideri Hikmet Saatçı, Millet İttifakı ilçe liderleri ve muhtarlar da eşlik etti.

Düzenlenen iftar programları için memnuniyetlerini lisana getiren vatandaşlar, Lider Çerçioğlu’na teşekkür etti. Çerçioğlu, ‘‘Birlik ve beraberliğimizi yansıtan bereketli iftar sofralarımızda vatandaşlarımızla bir ortaya gelmeye devam edeceğiz.’’ dedi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bağcılar’da imali tamamlanan ve toplumun her kısmına hitap eden 97 tesisin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir merasimle yapıldı.

Bağcılar’ı desteklediklerini ve asla ihmal etmediklerini söyleyen Erdoğan, “Bağcılar, bizim gözbebeğimiz olan ilçelerimizdendir. Birinci yola çıktığımız andan itibaren bize çok güçlü takviye veren Bağcılar’ın kalbimizde farklı bir yeri var” dedi.

Bağcılar 15 Temmuz Demokrasi ve Ulusal İrade Meydanı’nda Bağcılar Toplu Açılış Merasimi düzenlendi. Bakanlıklar ile Bağcılar Belediyesi’nin yaptığı tesislerin açılış merasimine; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti İstanbul Vilayet Lideri Osman Nuri Kabaktepe, Bağcılar Belediye Lideri Abdullah Özdemir, Esenler Belediye Lideri Mehmet Tevfik Göksu da katıldı.

Bağcılar Meydanı dolup taştı

Yoğun güvenlik tedbirlerinin alındığı aktiflik alanı, sabahın erken saatlerinden itibaren doldu taştı. Saat 16.00’da meydana gelen Erdoğan, coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Her yaştan vatandaş, AK Parti ve Erdoğan lehine slogan attı.

Toplam meblağı 3 milyar 412 milyon TL

Vatandaşları selamladıktan sonra yaptığı konuşmada; tek bir açılış merasimiyle farklı alanlarda pek çok yatırımı vatandaşın istifadesine sunduklarını söz eden Erdoğan, “Belediye hizmet binasından hükümet konağına, sivil toplum kuruluş irtibat merkezinden yaşlı ömür merkezine, kentsel dönüşüm projelerinden eğitim tesisleri ve ibadethanelere, park, bahçe ve caddelerden Şehr-i Bağcılar Sitesi’ne kadar tam 97 kalem yapıtı bugün resmen hizmete açıyoruz. Toplam meblağı 3 milyar 412 milyon lirayı geçen tüm bu eser, hizmet ve yatırımların ilçemize iyi olmasını diliyorum. Bu yapıtların Bağcılar’a kazandırılmasına vesile olan belediye liderini ve grubunu tebrik ediyorum. Abdullah Özdemir’in dinamizmiyle heyecanıyla samimiyetiyle sizlere aşkla hizmet ediyor. Bakın biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Biz de kendisini destekliyoruz ve Bağcılar’ı asla ihmal etmiyoruz. Zira Bağcılar, bizim gözbebeğimiz olan ilçelerimizdendir. Birinci yola çıktığımız andan itibaren bize çok güçlü dayanak veren Bağcılar’ın kalbimizde farklı bir yeri var” dedi.

Bağcılar, toplumsal belediyecilikte referans alınan bir konumda

İstanbul’da, AK Parti’nin gönül belediyeciliği anlayışının beden bulduğu ilçelerimizin birisinin Bağcılar olduğunu da lisana getiren Erdoğan şöyle devam etti: “Yıllarca mukadderatına terk edilmiş, sahipsiz bırakılmış ilçemizin çehresini yaptığımız yatırımlarımızla büsbütün Allah’a hamdolsun değiştirdik. Kuruluşundan bu yana geçen 30 yıllık müddette Bağcılar’a hepsi birbirinden değerli sayısız eserler kazandırdık. Bugün Bağcılar toplumsal belediyecilikte referans alınan bir pozisyona geldi. Biri üretim başkası proje basamağında olan iki büyük millet bahçemizi de tamamlayarak, ilçemizin yeşil alan kapasitesini de ne yapacağız? Arttıracağız. Zira yeşil farklı. Üçyüzlü metromuzun çabucak yanındaki 65 bin metrekare alana sahip Bağcılar Millet Bahçemizi inşallah yıl sonuna kadar hizmete alacağız.”

Yatırımlarımıza sürat kesmeden devam ediyoruz

97 yapıtı ilçeye kazandırmış olmanın memnunluğunu daima birlikte yaşadıklarını söyleyen Özdemir ise şöyle konuştu: “Sokaklarında top koşturduğum, okullarında okuduğum ve çok sevdiğim Bağcılarımıza genç yaşta hizmet etmeyi bana nasip eden Ulu Rabbime hamd ediyorum. Cumhurbaşkanımızın da sözüyle Bağcılar, Ak Parti belediyeciliğinin okuludur. Bu okul bugün 30’uncu yılını doldurdu. Bu hizmet kervanının devamı olarak bugün Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle 97 tesisin açılışını yapıyoruz. Bu tesislerde bayanlarımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın, yaşlılarımızın ve engelli bireylerimizin hülasa tüm vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak birçok hizmet sunuyoruz. Bir yandan ilçemizi yenilerken biryandan da toplumsal, kültürel ve etraf yatırımlarımıza sürat kesmeden devam ediyoruz.”

Şehr-i Bağcılar’ın hak sahiplerine anahtarları teslim edildi

Konuşmaların akabinde Erdoğan, Bağcılar Belediyesi Hizmet Binası, Bağcılar Hükümet Konağı, okullar, spor kompleksleri, ömür merkezleri, park ile ibadethanelerden oluşan 97 tesisin toplu açılışını yaptı. Merasimde kentsel dönüşüm kapsamında yapılan ve 822 daireden oluşan Şehr-i Bağcılar’ın hak sahiplerine anahtarları teslim edildi.

Erdoğan’a seccade armağan edildi

Törende Özdemir tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seccade ikram edildi. Seccadeyi kaldıran Erdoğan, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na göndermede bulunarak, “Bu seccade ayakkabılarla basmak için değil. 15 Mayıs’ta inşallah şükür namazını bu seccadede kılabiliriz” tabirlerini kullandı.

E-Spor Merkezi, gençlerin ikinci adresi olacak

Açılan tesisler ortasında en çok dikkat çekenler ise yaşlılar için Yaşlı Ömür Merkezi, engelliler için de Türkiye’nin birinci duyu bütünleme temelli su içi terapi havuzu ve gençler için yapılan E-Spor Merkezi oldu. Dijital Çağın’ın sporu olarak tanımlanan E-spor alanında oyuncuların yetiştirileceği, ulusal ve milletlerarası turnuvaların yapılacağı Bağcılar Belediyesi E-Spor Merkezi, Türkiye’nin en büyük e-spor merkezi olacak. İki katlı E-Spor Merkezi’nde 162 kişilik yarış salonu, kadro ve koç odaları, canlı yayın odası, oyun tanıtım ve oyun satış alanı, aktiflik alanı, fuaye alanı, kafeterya, idari ve teknik üniteler bulunuyor. Çağdaş bir formda tasarlanan binada profesyonel e-spor oyuncularının eğitimi ve ulusal ve milletlerarası turnuvalar yapılabilecek. Yüksek teknolojik aygıtlarla donatılmış bu alanda gençler, dijital dünyada yeteneklerini sergileme imkanı bulacak.

Ulu çınarların kaliteli vakit geçireceği özel bir mekan

5 katlı inşa edilen Yaşlı Ömür Merkezi’nde ise jenerasyonların kaliteli vakit geçireceği çağdaş bir tesis olarak ilçeye kazandırıldı. Toplam 6 bin metrekareden oluşan alanın 500 metrekaresinde oturum alanına, 5 bin 500 metrekare ise bahçeye sahip bulunuyor. Ulu çınarlarımız her türlü donanıma sahip çağdaş tesiste sakin, rahat ve huzurlu bir ortamda hoşça vakit geçirecekler. Torunlarıyla birlikte Kur’an öğrenme ve okuma, kütüphane, el işi, müzik, takı, hobi, akıl oyunları, fotoğraf ve sanat atölyelerinde hoşça vakit geçirecekler. Kullanışlı tesiste kuaför salonları, kafeler, duş alanları ile dinlenme, fizik tedavi, idman, beslenme ve diyet odaları da yer alıyor.  Yine sıhhat vazifelisi, psikolog, diyetisyen, fizik tedavi uzmanı, yaşlı bakım elemanları hizmet verecek. Geniş yeşil alanların yer aldığı tesiste ayrıyeten yürüyüş yolları, dinlenme maksatlı oturma kümeleri, süs çiçekleri, ağaçlar, park ve havuz bulunuyor. Tesisin bahçesinde çocuk oyun alanı ile küçük bir amfi tiyatro da yer alıyor.

Türkiye’nin birinci duyu bütünleme temelli su içi terapi havuzu

Türkiye’nin birinci duyu bütünleme temelli su içi terapi havuzunda ise uzman ergoterapist ve fizyoterapistler tarafından 2 – 60 yaş kümesindeki bütün engellilere; duyu bütünleme eğitimi, su içi terapi, antrenman ve hür yüzme eğitimi verilecek. Tedavi hizmetinin yanında yetenekli engelliler de lisanslı yüzücü olarak yetiştirilerek Paralimpik müsabakalara hazırlanacak. 30 dakika olarak belirlenen terapi sürecinde havuzun çocukların gözünde inançlı ve eğlenceli kılınması ismine yüzen su topları, basket potası seti, futbol kale setleri ve buna emsal birçok gereç bulunuyor. Bilhassa otizm ve zihinsel pürüz kümelerinin gerçek formül ile nörogelişimsel bozuklukların büyük bir ölçüde güzelleşmesi sağlanacak. Su içi bisikletten koşu bandına kadar her şey var. Özel olarak tasarlanan havuz içerisinde; engellilerin görsel ve işitsel sistemini destekleyen ışık ve ses malzemeleri, kademeli olarak derinleşen havuz içi platform sistemi, sudan korkan çocuklar için terapi alanı, su içi bisiklet ve koşu bantı üzere fizikî kapasiteyi artıracak gereçler üzere farklı özellikler bulunuyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Romanlar her seviyede devlet kademesinde misyon alacak, Türkiye demokrasisine katkı sağlayacaklardır”

İstanbul Şişli’de, Şişli Belediye Bakanı’nın davetiyle, iftar sofrasında Roman buluşması gerçekleşti. Şişli Belediye Lideri Muammer Keskin, CHP Toplumsal Siyasetlerden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Yüksel Taşkın, CHP eski İstanbul Vilayet Lider Yardımcısı ve 27. Periyot İstanbul 2. Bölge 12. sıra Milletvekili Adayı ve birebir vakitte 28. Periyot İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı olan Bahattin Turnalı Romanlarla iftarda buluştu.

İftarda, Kuştepe Mahalle Muhtarı, Şişli Belediyesi meclis üyeleri, evvelki devir Şişli ilçe yöneticisileri, İstanbul ÖzRoman Çiçekçiler Derneği, İstanbul Roman Müzisyenler Derneği, Şişli Roman Spor Kulübü, Roman Çocuklarına Eğitim Derneği, Sıfır Ayrımcılık Derneği, İstanbul Roman Çiçekçiler Derneği, Şişli Genç Beyinler Platformu üyeleri katıldı.

İftar sonrası yapılan konuşmalarda Roman toplumunun problemleri ve Türkiye’nin içinden geçtiği süreç konuşuldu.

CHP Toplumsal Siyasetlerden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Yüksel Taşkın, CHP’nin Roman siyasetlerini ve hareket planını anlattı.

Romanlar, seçimlerde yaşadıkları yok sayılmayı ve temsil sıkıntılarını anlattı. Toplantıda, müzisyenler, çiçekçiler ve öbür meslek kümeleri mahallî idarelerde ve kamu dairelerinde yaşadıkları sıkıntıları lisana getirdiler.

Roman bir ailenin çocuğu olan Roman Aktivist Bahattin Turnalı ise, 2018’de CHP’den milletvekili adayı iken Roman toplumu için bir hafıza oluşturduklarını ve çabucak ardından İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu önderliğinde vilayet lider yardımcısı olarak misyona devam ettiğini, bu hafızanın siyasal manada Romanların parti içinde ilçe ve vilayet başkanlıklarında var olduğunu ve olması gerektiğini anlattı.

Turnalı kelamlarını şöyle sürdürdü:

“İstanbul’da, 2019 Mahallî seçimlerinde, vilayet lider yardımcısı olarak CHP İstanbul vilayet başkanlığı çatısı altında, Roman Masasını kurmuştuk, Roman toplumu bir yenilmez denilen AKP iktidarını İstanbul’da devirirken sürece çok kıymetli katkılar sağlamıştır. 

İstanbul vilayet yöneticilerinin ortasında bulunan 40 bireyden biri olan bir Roman olarak,  Roman toplumu için tarihi adımlar attık. Bu manada Roman toplumunun problemleri belli noktalara kadar getirildi lakin siyasi yere taşınamayan bu problemler hiçbir vakit için tahlile kavuşmayacaktır.

Çözüm noktasında Türkiye’nin reçetesi aslında Romanların yaşamış olduğu sıkıntılardır. Bu sıkıntıları tahlile ulaştırdığımızda göreceksiniz Türkiye’nin sıkıntıları da çözülmüş olacaktır. Bugün Türkiye’de roman problemi toplumsal kabulün içinde bulunan bir problemdir bu manada yaşayan tüm halk topluluklarının üstünde ağır bir yük bırakmış ve halk toplulukları şu an itibariyle yorgundur, ülkemize ve demokrasimize en değerli katkıyı şu an Romanlar sağlayacaktır.

Romanların yaşamış olduğu problemleri renk cümbüşü , çiçek böcek problemi bir farklılık olarak görmekten vazgeçilmeli, Türkiye’nin en kadim halklarından birisi olan Romanlar, kültürü ile örf ve adetleri ile lisanıyla, gacoların(Roman olmayanların) yakalayamadığı frekansları var münasebetiyle bu sıkıntıyı renkti çiçekti böcekti durumundan çıkartıp Roman problemini insan hakları bakımından kıymetlendirmek ve bu alanda uğraş etmek gerekir, inşallah 14 Mayıs tan sonra, TBMM de Anayasal Hak ve Özgürlükler kapsamında Türkiye demokrasisinin güçlenmesi ismine çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Bahattin Turnalı, 14 Mayıs sonrasında Millet İttifakı iktidarıyla birlikte Romanların her seviyede devlet kademesinde vazife alacağını ve Türkiye demokrasisine katkı sağlayacağını kelamlarına ekledi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ünlü sanatçı Coşkun Sabah ve Ahmet Selçuk İlkan ortasındaki müzik polemiği aylar sonra tekrar alevlendi. İlkan’a öfkesi dinmeyen Coşkun Sabah, “Kendini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor. Yalancı, onun yaptığı berbatlığı bana kimse yapmadı” halinde sert açıklamalarda bulundu.

“Anılar”, “Aşığım Sana”, “Hatıram Olsun”, “İşte Bizim Hikayemiz” ve “Aşk kitabı” üzere unutulmaz şarkılarla Türk müziğinin pahalı isimlerinden biri haline gelen Coşkun Sabah ve ünlü kelam yazarı Ahmet Selçuk İlkan, geçtiğimiz yıl ‘telif krizi’ nedeniyle karşı karşıya gelmişti. Ahmet Selçuk İlkan’ın “Şiirini yazdığım müzikleri yasaklasam sahneye çıkamaz” demesiyle tetiklenen tartışmada taraflar birbirlerine ağır suçlamalarda bulunurken Coşkun Sabah, mevzu hakkında yeni açıklamalarda bulundu. 

“KENDİNİ BULUNMAZ HİNT KUMAŞI SANIYOR”

Akşam Gazetesi Güneş Eki Haber Müdürü Yasemin İlan’a konuşan ünlü sanatçı, İlkan’ın yasaklama tehdidi hatırlatınca adeta çılgına döndü. İlkan’a öfkesi dinlemeyen Sabah, şöyle konuştu:

“Adamsan yap bunu, adam değilsin dedim, hala yapamadı adam değil demek ki bakın yapamadı! Bu türlü bir şeye yetkisi yok bir sefer. Ben gece gündüz emek verdim o müzikler için beste yaptım, benim de tazminat hakkım var onun üzerinde. Mahkemeye gitse ziyanlı çıkar, yasal yetkisi yok. Keşke yapsa, keşke yeltense, hukukta ret olur da; ben de alırım bestemi, Hatıram Olsun müziğine yine kelam müellifim mesela, yeniden olur dinlenilir. Kendini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor. Ekranlara çıktı kendini müzik adamı, müzikolog hatta dahi tanıttı, hiç biri değil yalnızca düzgün bir şair. Şairliğin bütün nimetlerini ziyadesiyle aldı. Hayat uzunluğu affetmem, o benim için bloklandı. Yalancı, onun yaptığı berbatlığı bana kimse yapmadı”

OLAYIN GEÇMİŞİ

Geçtiğimiz aylarda hit müziklerinin kelam müellifi Ahmet Selçuk İlkan‘la ortası bozulan Coşkun Sabah, kitabında ünlü sanatkara da yer verdi. Vefasızlıkla suçlanan Sabah, unutulmaz müziği Anılar’ı yazarken İlkan’dan nasıl yardım istediğini kitabında şu sözlerle anlattı:

“Coşkun Sabah’ın askerliğinin bitmesine 10 gün kalmıştır. Ansızın üstelik de melodisiyle birlikte dökülüveren satırlar heyecan uyandırır Sabah’ta. Müziğin birinci kısmı hazırdır. İkinci kısmı için birkaç deneme yapar, lakin tıkanır kalır. Sonra Ahmet Selçuk İlkan’dan yardım alır. Konutuna masraf ve yaptığı melodiyi büyük heyecanla arkadaşına dinletir. İlkan, Sabah’ın ruh halini çok uygun tahlil etmiştir. Ayrıyeten askerdeyken yaşadığı ayrılığı da çok güzel bilmektedir. Sabah’ın başladığı kelamların devamını onun yaşadıklarından beslenerek yazması hiç de sıkıntı olmaz.”

AHMET SELÇUK İLKAN VE COŞKUN SABAH ARBEDEYE TUTUŞMUŞTU!

Ünlü kelam muharriri Ahmet Selçuk İlkan, evvelki günlerde verdiği bir röportajda Coşkun Sabah için “Adımı bir defa olsun sahnede anmadı, ona çok kırıldım. Müziklerimde cayma hakkımı kullansam sahneye çıkıp söyleyecek diğer müziği yok” biçiminde sert tenkitlerde bulunmuştu. Geçtiğimiz gün 2.Sayfa programına konuk olan Coşkun Sabah, Ahmet Selçuk İlkan ile ortasında devam eden “şarkı polemiği” hakkında açıklamalarda bulundu.

Coşkun Sabah’ın programa konuk olduğunu öğrenince sunuculara ileti atan Ahmet Selçuk İlkan, “Yüreği yetiyorsa karşılıklı konuşalım, korkaklık yapmasın” ifadelerinin yer aldığı bir bildiri attı. Bunu duyan Coşkun Sabah, öfkelendi ve stüdyoyu terk etmek istedi. 

“AYIPTIR YA!”

Mesajı görünce çılgına dönen Coşkun Sabah, “Ahmet Selçuk İlkan sen aşikâr ki gündem olmak istiyorsun. O vakit git müzik yap, şiir yaz ya. Senin en son meşhur olmuş kelamlarını yazdığın müzik hangisi? Bulmuşsun bir Coşkun Sabah ayıptır ya” şeklinde İlkan’a ateş püskürdü.

“İSPATLAYIN BU MESLEĞİ BIRAKACAĞIM!”

Ahmet Selçuk İlkan’ın iletisine reaksiyon gösteren Sabah, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Besteci ya da müzikçi mecbur değildir her programda sahnede müziğin kelam müellifini anmaya. Bakın Muazzez Abacı ve Seren Serengil’in seslendirdiği çok sevilen ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ isimli müziğin kelamlarını Aşkın Tuna yazdı. Lakin onlar bir kere olsun sahnede Aşkın Tuna ismini söylemedi. Artık gidin arşivleri karıştırın bir kere olsun Aşkın Tuna’nın ismini lisana getirdiklerini ispatlayın, kelam veriyorum ben bu mesleği, sanatçılığı bırakacağım. Bu kadar netim. Bunun kaygısı nedir ya, kural mıdır onun ismini söylemem. Bu adam yalnızca şair, halkı kandırıyor, halk da zannediyor ki müzikli bir biçimde müzikleri bana verdi. Hayır yalnızca şiirini yazdı”

AHMET SELÇUK İLKAN VE COŞKUN SABAH BİRBİRİNE GİRDİ

Coşkun Sabah’ın Anılar, Aşk Kitabı, Bir Pazar Günü, Hatıram Olsun, Ne Seninle Ne Sensiz, Tahta Masa, Hayatımın Bayanısın, Düştün Gözümden Artık, Bir Gülü Sevdim üzere bir periyoda damga vuran müziklerinin kelam muharriri Ahmet Selçuk İlkan’la ortası bozuldu.

“SÖYLEYECEK MÜZİĞİ YOK!”

Unutulmaz müziklerin kelam müellifi Ahmet Selçuk İlkan, geçtiğimizde günlerde Akşam TV’ye verdiği bir röportajda Coşkun Sabah‘ı amaç alarak “20 yıldır onu uyarmama karşın sahnede adımı anmadı. Müziklerimde cayma hakkımı kullansam sahneye çıkıp söyleyecek diğer müziği yok” biçiminde konuştu.

Ünlü kelam müellifinin sert kelamlarına karşı toplumsal medya hesabında paylaşımda bulunan Coşkun Sabah, şu sözleri kullandı:

“Çok ayıp şiddetle kınıyorum, büsbütün haber olması için röportaj kapmak için bana atılan bir iftira. Ne vakit bestekar oldunuz siz de müziğim diyorsunuz. Müziğim yalnızca bestekar diyebilir, siz lakin şiirini yazdığım müzik dersiniz. Çok ayıp ve nankörlük şiddetle kınıyorum. Yıllardır üç beş ayda bir bana bu türlü fütursuzca saldırıyor, saldırmayı bırakın da üretim yapın Ahmet beyefendi, hani nerede son yıllarda ne yaptınız ve beni kıskanmayı bırakın”

“BOY AYNASINA DEĞİL HUY AYNASINA DA BAKMALI”

Ahmet Selçuk İlkan ise, toplumsal medya hesabından habere dair yaptığı paylaşımda “Bence her sanatçı yaşadığı nesle örnek olmalı ve önderlik vasfını taşımalıdır… O kişinin yalnızca uzunluk aynasına değil huy aynasına da bakmalı… İkisinde de şık ve güzel olmalı…” formunda konuşarak karşılık verdi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

İbrahim Büyükak’ın gol sevinci! O anlar kameralara bu türlü yansıdı

Ulusal motosikletçi Deniz Öncü, Milletlerarası Motosiklet Federasyonu (FIM) Dünya Moto3 Şampiyonası’nın Arjantin ayağında önder götürdüğü yarışta üçüncü cinste virajda kayarak kaza yaptı.

Deniz Öncü, Red Bull KTM Ajo grubuyla Termas de Rio Hondo Pisti’nde 18 tıp üzerinden start verilen Arjantin Grand Prix’sine ikinci cepten başladı.

Yarışın birinci çeşitlerinde birinciliğe yükselen Deniz Öncü, üçüncü cinste başkan konumda girdiği virajda kayarak kaza yaptı. Kazadan sonra çabucak motosikletini kaldıran Deniz, her şeye karşın yarışa devam etti ve çabayı 24. sırada tamamladı.

Yarışı, Leopard grubu pilotu Tatsuki Suzuki birinci, MT Helmets-MSI takımından Diogo Moreira ikinci, CIP Green Power takımından Andrea Migno ise üçüncü sırada bitirdi.

Otomobil dünyası her yıl birbirinden farklı özelliklere sahip modellere konut sahipliği yapıyor. Aracın dizaynından fabrikada üretiminin son evresine kadar her basamağı gibi isim verme süreci de epey kıymetli. Zira markalar, her yeni modelde farklı ve dikkat cazibeli isimler vermek istiyor.

Ancak nadiren de olsa birtakım markalar, öbür markaların var olan modellerinin isimlerini kendi araçlarında kullanarak işin kolayına kaçıyor. Kimi markanın aracı devasa bir kamyon olurken kimisinin aracı kompakt bir hatchback oluyor. Bu içeriğimizde, bilerek ya da bilmeyerek yapılan bu olayın birtakım örneklerine yakından bakacağız.

İşte farklı markaların tıpkı isimli araçları:

Biri süperspor oburu karavan… Tek emsal özellikleri isimleri: Ferrari California – Volkswagen California

Volkswagen California, kamyonet tabanlı bir araçtır. 30 yıldır üretilen model, Transporter şasisi üzerine inşa ediliyor. Kamp severler ve geniş aileler için epey ülküdür. Öte yandan Ferrari California, lüks bir spor otomobil ve yüksek performansının yanında çarpıcı tasarımıyla da öne çıkıyor.

Bir tarafta Amerika’nın asi ve varlıklı çocuğu Chrysler, öbür tarafta Avrupa’nın efendi çocuğu Seat. Tek benzerlikleri Cordoba modelini üretmeleri.

Chrysler Cordoba, 1975 ile 1983 yılları ortasında Amerika’da üretilen bir araçtı. Büyük bir gövdeye sahip olan araç, yüksek performanslı V8 motora ve o vakitler için ziyadesiyle lüks olan özelliklere sahipti. SEAT Córdoba ise 1993 ile 2009 yılları ortasında İspanya’da üretilen bir kompakt arabadır. Ekseriyetle küçük motorlarla donatılan Córdoba, düşük yakıt tüketimi ve kent içi kullanım için ülkü bir araçtır.

İki Amerikan markası ancak biri kamyonet oburu rallilerde bile kullanılmış bir araç: Ford Sierra – GMC Sierra

Her iki araç da farklı segmentlerde yer alıyor. GMC Sierra, iş emelli kullanıma uygun yüksek dayanıklılığı, performansı ve geniş yük taşıma kapasitesiyle bir kamyonet modeli olarak öne çıkıyor. Ford Sierra ise daha çok Avrupa pazarına hitap eden küçük bir otomobil ve ralli yarışlarındaki başarılarıyla biliniyor.

Geniş iç hacim, yüksek taşıma kapasitesi ile geniş aileler tarafından sıkça tercih edilen modeller: Chevrolet Suburban – Plymouth Suburban

Chevrolet Suburban, günümüz teknolojisi ve çağdaş özellikleriyle donatılmış bir SUV modeli olarak 1940’lardan beri hala üretiliyor. Plymouth Suburban, daha klasik bir station wagon dizaynına sahipti. 2001 yılında Plymouth markası sonlandırıldığı için, araç artık üretilmiyor.

Farklı devirlerin farklı segmentteki araçları: Dodge Daytona – Studebaker Daytona

Dodge Daytona yüksek performanslı bir coupe araçtı. Araba, V8 motoru ve aerodinamik, enteresan tasarımıyla isminden yıllarca kelam ettirdi. Studebaker Daytona ise 2 kapılı coupe, 2 kapılı hardtop, 4 kapılı sedan ve 4 kapılı station wagon gövde seçeneklerine sahipti. Güçlü bir motoru yoktu ancak 50’li 60’lı yıllar için pek yeterli özelliklere sahipti.

Ford Ranger ve Edsel Ranger aslında tıpkı markanın araçlarıydı.

Edsel, Ford tarafından kurulmuş bir araba markasıydı. Edsel Ranger, Ford’un Edsel alt markası altında 1958-1960 yılları ortasında üretilen bir arabaydı. Tasarımı ve özellikleriyle yenilikçi olmasına karşın, satışta muvaffakiyet yakalanamaması nedeniyle üretimi durduruldu.

Ford Ranger ise birinci olarak 1983 yılında piyasaya sürülen ve günümüzün pick-up segmentinde en çok tercih edilen araçlarından biridir. Devasa araç yük taşıma kapasitesinin yanı sıra off-road performansıyla da öne çıkıyor.

Fransa’nın bağrından kopan araç, yıllar sonra Amerika’da farklı bir halde ortaya çıktı: Renault Encore vs Buick Encore

Renault Encore, Fransız otomotiv şirketi Renault tarafından üretilirken, Buick Encore Amerikan otomotiv şirketi Buick tarafından üretilmektedir. Renault Encore, 5 kapılı bir hatchback bir araçken, 2013 yılında üretilen Buick Encore kompakt bir SUV’dur.

1953’te üstü açılır hudutlu sayıda lüks bir otomobil olarak üretilen Oldsmobile Fiesta, günümüzde en çok tercih edilen Ford Fiesta ile tıpkı ismi paylaşıyor.

Cadillac Eldorado, Packard Caribbean ve Buick Skylark ile birlikte tanıtılan Oldsmobile Fiesta, en kıymetli ABD arabaları ortasındaydı. Oldsmobile ayrıyeten Fiesta’yı 1960’a kadar kısa bir mühlet üretti. Ford’un efsanevi arabaları ortasında olabilecek olan Fiesta, hala üretimde olan ve sunduğu özelliklerle kullanıcı dostu bir araba olarak öne çıkıyor.

Edsel Corsair 50’li yılların en lüks arabalarından biriydi. Lincoln üreticileri de aracın lüks dizaynıyla birlikte isminden de esinlenmiş gibiler.

Edsel Corsair; 2 kapılı coupe, cabrio, üstü kapalı ve 4 kapılı üstü kapalı sedan modellerinde üretildi. Araba, o vakitler için oldukça lüks bir modeldi. 2020 yılından beri yollarda olan Lincoln Corsair, kompakt lüks crossover SUV bir modeldir. Devasa boyutlara sahip araç; yüksek teknolojik özellikleri, lüks iç yeri ve çeşitli motor seçenekleri ile öne çıkıyor.

Almanların kamyonu, Amerikalıların spor arabası: Ford Mustang – Krupp Mustang

Krupp Mustang, 1951’den 1955’e kadar üretildi. Devasa boyutlara sahip kamyon, itfaiye aracı olarak devlete hizmet etti. Ayrıca inşaatta, eşya taşımacılığında ve arazi şartlarında kullanılmak üzere tasarlandı.

Her görenin dönüp bir defa daha baktığı Ford Mustang ise tasarımından teknik özelliklerine kadar efsane arabalar ortasında yer alıyor.

Bu arabaların ortak noktası sürat, güç ve gösteriş. Natürel bir de isimlerinin GTO olması: Ferrari GTO – Pontiac GTO

Ferrari 250 GTO, 1962-1964 yılları ortasında üretilen efsanevi bir spor arabadır ve yalnızca 39 adet üretilmiştir. Pontiac GTO ise, Amerikan araba üreticisi Pontiac tarafından 1964-1974 yılları ortasında üretilen bir Muscle Car’dır ve Muscle Car kültürü için kıymetli bir araçtır.

Ferrari’nin, yarış arabası olarak tasarladığı Monza’yı Chevrolet, orta sınıf müşterileri için tıpkı isimle, farklı biçimde üretiyordu.

Ferrari Monza, spor arabaydı ve yüksek performanslı V12 motoruyla birlikte hafif gövde yapısı ile biliniyor. Chevrolet Monza ise küçük ve daha ekonomik bir araç.

Her iki marka, arabanın lüks sedan olduğunu belirli etmek için ‘LS’ kullanmış. Yalnızca isimleri değil dizaynları da biraz benziyor.

Lexus LS Japon bir lüks sedan iken, Lincoln LS Amerikan bir lüks ve spor sedan modelidir. Her iki model de sürüş konforu ve performans özellikleriyle öne çıkıyor. Acak Lexus LS daha geniş iç hacim ve son teknoloji özellikler sunarken, Lincoln LS daha sportif bir dizayna sahiptir.

Honda’nın da bir hafif ticari aracı olduğunu biliyor muydunuz? Hem de Peugeot Partner ile birebir isme sahip.

Peugeot Partner, yük ve eşya taşımak için tasarlanmış bir araçtır ve çoklukla ticari maksatlar için kullanılıyor. Günümüzde de üretilen aracın Japonya’da emsal isme ve biraz misal dizayna sahip bir kardeşi var. Honda tarafından 1996 ile 2010 yılları ortasında üretilen Honda Partner, çoklukla kent için nakliyat için kullanılıyordu.

Bölgesel Amatör Ligi’nin 23.Haftasında deplasmanda Yunus Emre Belediye Spor’un konuğu olan Aliağaspor FK, alandan 1-0’lık galibiyetle ayrılarak 3 puanı hanesine yazdırdı.

10.Grupta puanını 54’e yükselten Aliağa temsilcisi, bitime 3 hafta kala en yakın takipçisi Yunus Emre Belediye Spor ile ortasındaki farkı da 4’e çıkardı. Aldığı galibiyetle taraftarını sevince boğan sarı siyahlı grubun tek golünü 8.dakikada İlhan Aslanoğlu kaydetti.

Manisa Muradiye Futbol Sahası’nda oynanan müsabakayı Aliağa Belediye Lideri Serkan Acar, Aliağaspor FK Lideri Kamil Önal, İMEAK Deniz Ticaret Odası Aliağa Şubesi İdare Şurası Lideri Adem Şimşek, Aliağa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Lideri Serdar Berk Aliağalı taraftarlarla birlikte izledi.

Aliağalı taraftarlar şampiyonluk yarışında kritik ehemmiyete sahip müsabakada kadrolarını yalnız bırakmadı. Aliağalı taraftarlar 90 dakika boyunca yaptıkları tezahüratlarla galibiyette kıymetli bir hisse sahibi oldular.

Mücadele konut sahibi kadronun başlama vuruşuyla başladı. Orta alan uğraşı halinde başlayan müsabakada konuk grup birinci dakikalardan itibaren üstünlüğünü hissettirmeye başladı. Müsabakanın 8.dakikasında sol taraftan ceza alanı içerisine yapılan ortada önünde kalan topu filelere gönderen İlhan Aslanoğlu, Aliağaspor FK’yı 1-0 öne geçirdi.

Bu gol birinci yarının da skorunu belirledi. Müsabakanın ikinci yarısında her iki grup da girdikleri konumları gole çeviremeyince çaba Aliağaspor FK’nın 1-0’lık üstünlüğü ile tamamlandı.

Aldığı kritik galibiyetle ligin bitimine 3 hafta kala şampiyonluğa bir adım daha yaklaşan Aliağaspor FK, 5 Nisan 2023 Çarşamba günü Aliağa Atatürk Stadı’nda Gazi Mahallesi’ni konuk edecek. Çaba saat 15.00’te başlayacak.  

Yunus Emre Belediye Spor 0 – 1 Aliağaspor FK

Stat: Muradiye Futbol Sahası

Hakemler:  Alper Bahadır, Gülşah Parıltı Şen, Cihat Sevi

Yunus Emre Belediye Spor: Engin Tuna, Ali Akyan Keskin (69 Yavuz Selim Şentürk), Şevket Güngör, Cengizhan Kasap, Gökhan Dinçer, Şerif Ali Eğilmez, Serhan Karahan (76 Mustafa Kaya), Muhammed Sak (76 Bartu Umut), Semih Baştan, Batuhan Dinçer Yokuş

Aliağaspor FK: Ahmet Pekgöz, Tahir Kurtuluş, Vedat Çıkın, Ömer Yanık, İskender Can, Muhammet Fatih Öztekin, Yasin Tosun, Mithat Yaşar (72 Bahri Yıldırım), Enes Bakkal (90 Alper Sürücü), İlhan Aslanoğlu (66 Muhammed Ali Aydın), Mesut Uzun (66 Halil Çelik)

Gol: Dk. 8 İlhan Aslanoğlu (Aliağaspor FK)

Kırmızı Kart: Ahmet Furkan Özdemir (Aliağaspor FK)

Sarı Kartlar: Kerem Dönertaş, Serhan Karahan, Semih Baştan (Yunus Emre), Mithat Yaşar, Ömer Yanık, Ahmet Pekgöz, Yasin Tosun (Aliağaspor FK)

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı