Gün: 7 Nisan 2023

Hastanemizde Dermatoloji Uzmanı olarak misyon yapan Uzm. Dr. Yusuf Cihan Dirim, botoks toksin enjeksiyonlarından bahsederek, hastanemizde botoks süreçlerinin başladığını duyurdu.

Terlemenin tarifini yapan Uzm. Dr. Yusuf Cihan Dirim, “Terleme; beden ısısındaki artışa karşılık olarak ortaya çıkan fizyolojik bir karşılıktır. Hiperhidroz ise çok terlemek demektir. Enfeksiyonlar, diyabet, tiroid hastalıkları, hudut hasarı, gut, obezite, menopoz ve kimi ilaç kullanımları da hiperhidroza neden olabilir. Bunlarla birlikte hiçbir sebebe bağlı olmaksızın da görülebilir” dedi.

Terlemenin hangi durumlarda tedavi edilmesi gerektiğini açıklayan Uzm. Dr. Dirim, “Aşırı terleme kişinin ruhsal durumunu berbat istikametten etkiliyor, toplumsal hayatını bozuyorsa, kıyafet seçimini belirliyor yahut okul /iş randımanını düşürüyorsa tedavi edilmesi gerekir. Tedavi tipinin belirlenmesinde;  terlemenin tipi, görüldüğü bölge, hastalığın şiddeti, hastanın daha evvel kullandığı tedaviler göz önünde bulundurularak yapılır. Tedavi seçenekleri ortasında anti-perspirant kremler, iyontoforez, botilinum toksin enjeksiyonları, cerrahi süreçler ve ağızdan alınan ilaçlar yer alır” dedi.

Botoks toksin enjeksiyon uygulamaları ile terlemenin yüzde %80-90 oranında azaldığını belirten Uz. Dr. Dirim, kelamlarını şu halde noktaladı; “Botoks toksin enjeksiyon uygulamaları bu tedavi seçenekleri ortasında konforlu ve sonucu yeterli olan tedavilerden biridir. Enjeksiyon sonrası tesir 1-2 hafta sonra başlar ve yaklaşık 6 ay boyunca sürer. Terleme yüzde %80-90 oranında azalır. Hiperhidroz dışında botoks toksin enjeksiyonlarını;  diş sıkma (masseter botoks), migren ve kırışıklık tedavisi içinde kullanabiliyoruz.”     

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kia EV6 GT, memleketler arası arenadaki mükafatlarına bir yenisini daha ekledi. Kia EV6 GT, memleketler arası arenadaki itibarlı tertiplerden olan ‘Dünya Araba Ödülleri’nde, ‘Dünyanın En Âlâ Performans Otomobili’ unvanına layık görüldü. 

2022’de Yılın Arabası seçilen Kia EV6, GT versiyonuyla dünyanın saygın araba mükafatları ortasında gösterilen ‘Dünya Araba Ödülleri’nde ‘Dünyanın En Güzel Performans Otomobili’ mükafatına layık görüldü. 

New York Milletlerarası Araba Fuarı’nda düzenlenen ödül programında 32 ülkeden 100 otomotiv gazetecisinin oylarıyla kazananlar belirlendi. 

Yılda en az bin adet üretilen, genel karakteri performans odaklı olan ve iki ya da daha fazla pazarda (Avrupa, Çin, Amerika vb.) satışa sunulması gereken araçların değerlendirildiği ‘Dünyanın En Güzel Performans Otomobili’ kategorisinde Kia EV6 GT; sahip olduğu üstün niteliklerle mükafatın sahibi oldu.

Ödül hakkında konuşan Kia Corporation Lideri ve CEO’su Ho Sung Song, “Dünya Araba Mükafatları heyeti tarafından bu biçimde takdir edilmek büyük bir onur. Kia olarak, dünyanın önde gelen sürdürülebilir tahlil üreticisi olma yolunda ilerlerken, teknolojileri ve dizaynlarıyla müşterilere ilham veren araçlar yaratmak için her şeyi yapıyoruz. Bu son itibarlı ödül, stratejimizin muvaffakiyetini daha da teyit ediyor.” dedi.

Kia’nın dönüşüm seyahati kapsamında üretilen birinci tam elektrikli arabalardan biri olan Kia EV6 GT, yenilikçi iç alanı, 3,5 saniyelik 0-100 km/saat hızlanma performansı, 260 km/saatlik azamî süratiyle, performans ve tasarımı araba tutkunlarına bir ortada sunuyor. Birebir vakitte Kia’nın yeni marka ideolojisini yansıtan EV6 GT’nin ilham veren tasarımı, “hareketin” insan gelişiminin temelinde olduğunu vurgulayıp, insanların yeni yerler görmesini, yeni münasebetler kurmasını ve yeni tecrübeler yaşamasını temeline alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

CRIF’in global açık inovasyon merkezi InnovEcoS, 2023 yılı ve sonrasına damga vuracak iş ve teknoloji trendleri tahlilini açıkladı. Tahlilde, 2023’te inovasyonda ihtilal yaratacak teknoloji trendlerine Metaverse ve Yapay Zekâ’nın damga vuracağının altı çizildi.   

Şirketlerin “Kredi Ömür Döngüsü”nün her basamağına yönelik gelişmiş, bütünleşik tahliller sunarak bilgiye dayalı ticari kararlar alabilmelerini sağlayan ve katma kıymetli tahliller sunan CRIF, 2023 yılında iş dünyasında öne çıkan trendleri açıkladı. CRIF’in global açık inovasyon merkezi InnovEcoS tarafından açıklanan “2023 Teknoloji Trendleri” tahlilinde, 2023’te inovasyonda ihtilal yaratacak teknoloji trendlerinde Metaverse ve Yapay Zekâ’nın öne çıktığının altı çizildi. CRIF InnovEcoS tahlilinde, metaverse ve yapay zekânın yanı sıra 2023’te inovasyonda ihtilal yaratacak teknoloji trendleri şöyle sıralandı; “Yapay Zekâ, Metaverse, İş & Toplumsal Sürdürülebilirlik, Web 3 & Dijital Varlıklar, İş Verimliliği ve Esneklik, İlişki, Siber Tehditler, İş Modelleri, Dijital Kimlik & Zımnilik, Bulut, Platformlar & Altyapı, Sıhhat Teknolojisi, Tedarik Zinciri, Dijital Dönüşüm.”

Yapay zekâ yaratıcılıkta insanların yardımcı pilotu olacak

CRIF InnovEcoS “2023 Teknoloji Trendleri” tahlili, dünyada önde gelen uzmanların görüşleri ayrıntılı bir formda incelenerek gerçekleştirildi. Son yıllarda yapay zekâ yatırımlarının arttığına dikkat çekilen CRIF InnovEcoS tahlilinde, yapay zekânın insanların yaratıcılık manasında yardımcı pilotu haline geleceği vurgulandı. Yeni jenerasyon kurumsal uygulamaların neredeyse tüm yazılım kategorilerinde ortaya çıktığının görüleceğine dikkat çekilen tahlilde uzmanların şu tabirlerine yer verildi; “2027’ye kadar, rastgele bir yeni üründe/süreçte yapay görüyü (machine vision) devreye alma ve kullanma marifeti birçok sanayide en süratli büyüyen beş teşebbüsün temel özelliği olacak. Önümüzdeki yıllarda kurumsal üretkenlikte kıymetli gelişmeler sağlaması beklenenen yapay zekânın, yeni araçlar ile kuruluşlarda kullanılması da yaygınlaşacak. 2026 yılına kadar yapay zekâ şeffaflığını ve güvenliğini operasyonel hale getiren kuruluşlar, yapay zekâ modellerinin benimsenmesi ve kullanıcı kabulü açısından yüzde 50 düzgünleşme elde ettiklerini görecekler.” 

Metaverse’de iş uygulamaları başı çekecek

Bu yıl markaların, müşterilerinin ilgilerini çekmek için metaverse üzerinden yeni tecrübeler yaratmaya odaklandığının belirtildiği CRIF InnovEcoS “2023 Teknoloji Trendleri” tahlilinde, 2023’te iş uygulamalarının başı çekeceği vurgulandı. Dünyaca saygın kurum ve kuruluşların görüş ve raporlarının da ayrıntılı bir biçimde incelenerek oluşturulan tahlilde metaverse’e ait öne çıkan beklentiler şu şekide özetlendi; “2023’te markalar, pazarlama stratejilerine artırılmış gerçeklik ve metaverse’i dâhil etmeye devam ederken, birebir vakitte müşterilerin ilgisini çekmek için yeni tecrübeler yaratmaya da odaklanacak. Metaverse teşebbüsleri fonksiyonellikten çok, inanca dayalı olarak yükselecek. 2023’te iş uygulamalarının başı çekeceğine inanıyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde, somut, diyaloğa dayalı ve sanal arayüzler büyük ihtimalle kullanılmaya devam edecek.  2027’ye kadar, dünya çapındaki büyük kuruluşların yüzde 40’ından fazlası geliri artırmayı amaçlayan metaverse tabanlı projelerde Web3, bilgi süreç ve dijital ikizlerin bir kombinasyonunu kullanıyor olacak.” 

 CRIF bu yıl FinTech’lere 350 milyon euro yatırım yapacak

CRIF, yatırım stratejileri kapsamında bu yılın sonuna kadar FinTech’lere toplamda 350 milyon euro yatırım planlıyor. Ana faaliyet alanının yanı sıra bankacılık, sigorta, teknoloji, besin üzere çeşitli dallardan şirketleri finanse eden CRIF, yenilik yapma potansiyeline sahip dijital iş modellerini benimsemiş şirketleri destekliyor. CRIF’in bu anlayışla faaliyete geçirdiği global açık inovasyon merkezi InnovEcoS, FinTech sanayisinde uzun yıllara dayanan tecrübeye sahip uzmanlardan oluşuyor. InnovEcoS uzmanları metaverse, açık bankacılık, sentetik bilgiler, yapay zekâ, Web3/blockchain üzere dünya çapındaki dijital trendleri inceleyerek, başta finans olmak üzere çeşitli sanayileri, karşılaşabileceği zorluklar ve mümkün riskler konusunda, aktüel bilgilere sahip olmalarına yardımcı olacak tahliller üretiyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye distribütörlüğü Bircom tarafından yürütülen Sennheiser, yüksek performanslı odyofil kulaklıklar için uzun vakittir bir standart olan HD 600 serisini HD 660S2 ile genişletmeye devam ediyor. 

Sennheiser’in Hi-Fi uzmanlarının da görüşleri doğrultusunda referans seviyesindeki detayları, ilgi cazip frekans karşılığıyla ustalıkla dengelediği HD 660S2, güncellenen akustiği ile müziği deneyimlemenin keyifli ve yesyeni bir yolunu sunuyor.

75 yılı aşkın müddettir sesin geleceğini inşa etmek vizyonuyla çalışan Sennheiser, odyofil sınıfı yeni kulaklığı HD 660S2’yi kullanıcılarla buluşturdu. İlgi alımlı düşük frekans performansıyla harika detay arayan müzik tutkunları için tasarlanan HD 660S2, selefi sayılan efsanevi HD 660S’in geliştirilmiş versiyonu olarak dinleme zevkini daha saf, daha derin ve daha ağır hale getiriyor. Gelişmiş bas yoğunluğuyla müzik tutkunlarını hayal ettikleri derinliğe ulaştıran HD 660S2, yüksek kaliteli mühendislik ile kulak anatomisini temel alarak üretildi. 

İpeksi ve nefes kesen bir müzik yolculuğu

HD 660S2’in sıcak ses karakteri, pürüzsüz tiz performansı ve eşsiz vokal varlığı ile harika biçimde birleşerek, rastgele bir enstrüman tınısının doğal ve müzikal bir biçimde öne çıkmasını sağlıyor. En seçici müzik tutkunları bile artık HD 660S2 ile müziklerdeki düşük frekans yoğunluklu pasajların derinliğini ve yüksek frekans yoğunluklu pasajların en ince ayrıntılarını yüksek çözünürlük eşliğinde fark edebiliyor. Kulaklık, her tıp müziğe uygun bir yapıda iken; ses, dinleyicilere serinin bilinen yüksek detaylı yapısından ödün verilmeden artık daha derin, daha net bas ile sunuluyor. HD 660S2, şoför bobininin yükünü azaltarak, şoför reaksiyon suratı geliştirilmiş halde, her vuruşta hiper-gerçekçi dokular üretebiliyor. 

Kaliteli ve işlevsel tasarım 

Almanya’da tasarlanan ve Sennheiser’ın İrlanda’daki son teknoloji üretim tesisinde üretilen HD 660S2, üstün Hi-Fi tecrübesine katkıda bulunan malzemeleri kullanarak serinin kaliteli ve işlevsel tasarım vurgusunu sürdürüyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TT Ventures’ın teşebbüs hızlandırma programı PİLOT’un yeni periyot müracaatları açıldı. PİLOT’un 11’inci devrine kabul edilecek teşebbüsler, TT Ventures’tan 50 bin dolar yatırım ve 100.000 TL nakit dayanağı almaya hak kazanacak. Türk Telekom ile iş birliği yapma ve TT Ventures’tan yatırım alma imkânı elde edecek teşebbüsler, program sonunda ABD programına katılacaklar. 

Türk Telekom iştiraki TT Ventures’in girişim hızlandırma programı PİLOT’un 11’inci devri için müracaatlar açıldı. Bu yıl PİLOT programına kabul edilecek teşebbüslere, TT Ventures tarafından 50 bin dolar yatırım ve 100.000 TL nakit desteği yapılıyor. Müracaatlar, turktelekomventures  web sitesinden alınıyor. 

“PİLOT ile yenilikçi iş fikirlerini dünyaya kazandırıyoruz”

Girişimleri dünyaya açan bir köprü olma amacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini belirten TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan şöyle konuştu: “Hedefimiz, birinci günden bu yana teşebbüs ekosistemini güçlendirmek ve teşebbüslerle iş birliği yaparak onların büyümelerine katkı sağlamak. 2013’ten bu yana PİLOT ile Türkiye’nin teknoloji alanındaki muvaffakiyetlerini memleketler arası arenada da gösterecek ‘unicorn’lar ortaya çıkarma maksadıyla, erken evre teknoloji teşebbüslerini destekliyoruz. TT Ventures ile teşebbüslere yatırımlarımızı sürdürürken, ‘TT Ventures Teşebbüs Sermayesi Yatırım Fonu’ ile de PİLOT mezunları dahil olmak üzere ileri kademe teşebbüslere yatırım yapıyoruz. Başka yandan Eminönü’nde bulunan Santral binamızda teşebbüslere ofis ortamı sağlarken, ana destekçisi olduğumuz Atatürk Kültür Merkezi’nde de çalışma alanı olarak kullanılacak Girişimcilik Merkezimizin hazırlıklarını yapıyoruz. Bu yıl 11’inci devir müracaatlarını açtığımız PİLOT programımız için girişimcileri heyecanla bekliyoruz.” 

PİLOT mezunlarından Kidolog ile çocuklara destek

PİLOT mezunlarının, Türk Telekom’un teknolojiyi insanın uygunluğu ve yararı için üretme misyonuyla örtüşen çalışmalar yaptıklarını belirten Özhan şöyle söyledi: “PİLOT mezunu olan ve TT Ventures’ın da yatırımcısı olduğu ebeveyn danışmanlık şirketi Kidolog, sarsıntı bölgesindeki çadır kent ve konteyner kentlerde dayanak sunuyor. Kidolog ayrıyeten Türk Telekom’un sarsıntı bölgesinde birçok toplumsal aktivite gerçekleştirdiği tırda; çocukların farklı metotlarla öğrenmelerine dayanak sağlayan birçok faaliyet gerçekleştiriyor” dedi.

Program sonunda teşebbüsler ABD programına katılacak

TT Ventures ile desteklenen teşebbüsler, program sonunda, global manada büyümelerine imkân sağlayacak ABD programına katılacaklar. 

Sayısız yatırım ve iş teması imkânı

Programa katılan takımlar TT Ventures’ın geniş yatırımcı paydaşlarıyla bir ortaya gelmenin yanı sıra çok sayıda mentorla tanışıp birebir takviye ve alanında uzman bireylerden eğitim alma imkânı elde edecek. TT Ventures’tan yatırım ve nakit dayanağı alma; Türk Telekom ile iş birliği yapma fırsatına sahip olacak takımlar; ofis alanı, teknoloji altyapısı, taşınabilir irtibat paketi ve tanıtım takviyeleri üzere pek çok takviyeden faydalanabilecekler. Ayrıyeten teşebbüsçüler, Türk Telekom’un iş irtibatlarına ulaşabilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aylık en yüksek gerçek getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %3,32, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %1,45 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi %3,27, mevduat faizi (brüt) %1,04, Amerikan Doları %0,38 ve Euro %0,30 oranlarında yatırımcısına gerçek getiri sağlarken; Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) %2,62 oranında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi %1,40 oranında yatırımcısına gerçek getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) %0,79, Amerikan Doları %1,44, Euro %1,52 ve DİBS %4,38 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %2,49 oranında yatırımcısına en yüksek gerçek getiri sağlayan yatırım aracı olurken, TÜFE ile indirgendiğinde ise %3,22 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir. Birebir periyotta BIST 100 endeksi Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %7,38, TÜFE ile indirgendiğinde ise %12,54 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye nazaran BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %34,45, TÜFE ile indirgendiğinde ise %27,64 oranlarında yatırımcısına en yüksek gerçek getiri sağlayan yatırım aracı olurken, birebir devirde Amerikan Doları Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %9,90, TÜFE ile indirgendiğinde ise %14,47 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede en yüksek gerçek getiri BIST 100 endeksinde gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %50,48,  TÜFE ile indirgendiğinde ise %62,41 oranlarında yatırımcısına en yüksek gerçek getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından DİBS %5,60, Amerikan Doları %19,97, külçe altın %20,54, Euro %22,23 ve mevduat faizi (brüt) %28,47 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise DİBS %1,89 oranında yatırımcısına gerçek getiri sağlarken; Amerikan Doları %13,62, külçe altın %14,23, Euro %16,07 ve mevduat faizi (brüt) %22,80 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

 Uluslararası Hava Nakliyeciliği Birliği (IATA), Şubat 2023 global hava kargo talebinin pandemi öncesi düzeylerin üzerine çıktığını gösteren dataları yayınladı.

• Kargo ton-kilometre (*CTK’ler) cinsinden ölçülen global talep, Şubat 2022’ye kıyasla %7,5 düştü (uluslararası operasyonlar için -%8,3). Bu sayı evvelki iki ayda görülen yıllık düşüş oranının yarısına ulaştı. (sırasıyla -%14,9 ve -%15,3). Şubat ayında hava kargo talebi, pandemi öncesi düzeylerin (Şubat 2019) % 2,9 üzerinde gerçekleşti; sekiz ay içinde ise birinci sefer pandemi öncesi düzeylerini aştı.

• 2023 Şubat ayı kargo kapasitesi (ACTK cinsinden ölçülen mevcut kargo ton-kilometre) 2022 Şubat ayıyla kıyasla % 8,6 artış kaydetti. Yolcu trafiğindeki artışın toparlanmaya devam etmesi, yolcu uçakları ile taşınan kargo kapasitesinin artışına sebep olmuş olup, bu da ACTK’lerdeki güçlü artışına dayanak vermektedir. Memleketler arası yolcu uçaklarında taşınan kargo kapasitesi, Şubat ayında yıldan yıla %57,0 artarak 2019 (pandemi öncesi) kapasitesinin %75,1’ine ulaştı.

• Çalışma ortamındaki çeşitli faktörler de artışta tesirli oldu:

o Kargo talebinin öncü göstergesi olan imalat PMI’nın global yeni ihracat siparişleri bileşeni Şubat ayında artmaya devam etti. Çin’in PMI düzeyi, dünyanın en büyük ihracat iktisadından mamul mallara olan talebin arttığını gösteren kritik 50 işaretini aştı.

o Ocak ayında global mal ticareti %1,5 azaldı; bu, evvelki aya nazaran -%3,3’ten daha yavaş bir düşüş oranıydı.

o G7 ülkeleri Tüketici Fiyat Endeksi Ocak ayındaki %6,7’den Şubat ayında %6,4’e geriledi. Üretici fiyat enflasyonu Aralık’ta 2,2 puan azalarak %9,6’ya geriledi 

IATA Genel Müdürü Willie Walsh, kargo taşımacılığındaki olumlu gelişmeler hakkındaki değerlendirmesinde şunları söyledi: “Gelişmeleri optimist bir bakış açısıyla yorumladığımızda, hava kargo piyasasında geçmiş yıllardaki dramatik iniş çıkışların akabinde daha olağan talep modellerine dönüşe yol açan bir düzgünleşme eğiliminin başladığını görebiliriz. Şubat ayında hava kargonun düşüşün yavaşlaması düzgün gidişata işaret ediyor.  Hava kargoda yıllık düşüş oranı % 7.5 oldu. Bu sayı ocak ayında yaşanan düşüş oranının yarısına tekabül ediyor. Bu gelişmeler genel olarak bölümü pandemi öncesi düzeylere kıyasla olumlu bölgeye (+%2,9) taşımak için kâfi oldu.” 

Şubat Ayı Bölgesel Hava Kargo Performansı:

Asya-Pasifik havayolları, hava kargo hacimlerinin 2023 yılının Şubat ayında 2022’nin tıpkı ayına nazaran %6,0 azaldığını açıkladı. Bu gelişme ocak ayına kıyasla kıymetli bir performans artışı oldu (%-19,0). Bölgedeki havayolları, kısıtlamaların kaldırıldığı ve ekonomik faaliyetlerin yine başladığı Çin’in yine açılmasından yararlandı. Bölgedeki kullanılabilir kapasite, işin yolcu tarafındaki kapasitenin de devreye girmesiyle Şubat 2022’ye kıyasla %19,9 arttı.

Kuzey Amerika taşıyıcıları, 2022’nin birebir ayına kıyasla Şubat 2023’te kargo hacimlerinde %3,2’lik bir düşüş bildirdi. Bu, Ocak ayına kıyasla (%-8,7) performansta sağlam bir güçlenmeye işaret etti. Bölge, şubat ayında milletlerarası talepte kıymetli bir artış gördü ve bu da memleketler arası kargo trafiğindeki pazar hissesini pandemi öncesi düzeylerin üzerine çıkardı (Şubat 2023’te %21,7’ye kıyasla Şubat 2019’da %18,2). Kapasite, Şubat 2022’ye kıyasla %2,8 arttı.

Avrupalı taşıyıcılar, 2023 yılının Şubat ayında kargo hacimlerinde 2022’nin tıpkı ayına nazaran %15,3’lük düşüşle tüm bölgelerin en zayıf performansını gösterdi.  Şubat 2023’te yaşanan bu zayıf performans, Ocak ayına kıyasla daha güçlü bir performansa işaret etti ( Ocak ayın performansı %-20,4). Bölgedeki havayolları, Ukrayna’daki savaştan etkilenmeye devam ediyor. Kapasite Şubat 2023’te, Şubat 2022’ye kıyasla %1,5 azaldı.

Orta Doğulu hava taşımacıları, Şubat 2023’te kargo hacimlerinde yıllık %8,1’lik bir düşüş yaşadı. Bu, bir evvelki aya nazaran hafif bir düzgünleşme oldu (%-11,8). Kapasite, Şubat 2022’ye kıyasla %9,3 arttı.

Latin Amerikalı taşıyıcılar, Şubat 2023’te kargo hacimlerinde Şubat 2022’ye kıyasla %2,7’lik bir düşüş bildirdi. Bu, %4,6’lık bir artış görülen Ocak ayına kıyasla performansta bir düşüş olarak yansıdı. Şubat ayında kapasite, 2022’nin birebir ayına nazaran %27,6 arttı.

Afrika havayolları, kargo hacimlerinin Şubat 2023’te Şubat 2022’ye kıyasla %3,4 azaldığını bildirdi. Bu sayı bir evvelki aya nazaran performansta bir güzelleşme olarak yorumlandı (%-9,5). Bilhassa, Afrika’dan Asya’ya rotalarında, Şubat ayında yıllık %39,5 artışla kargo talebinde değerli bir artış yaşadı. Kapasite, Şubat 2022 düzeylerinin %4,7 üzerinde gerçekleşti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Toyota’nın yeni CEO’su Koii Sato gerçekleştirdiği birinci basın toplantısında araç serisinin elektriklendirilmesine dair uzun vakittir beklenen planını açıkladı.

Kendisini sık sık arabaların geleceğini değiştirmek isteyen bir mobilite şirketi olarak tanımlayan Japon araba üreticisi, 2026 yılına kadar 10 yeni elektrikli araç modeli piyasaya süreceğini söyledi.

Toyota tarafından yapılan açıklamada ayrıyeten 2035 yılına kadar emisyonları yarıya indirme ve 2035 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdünü yerine getirmek için hibrit araçlar güçlendirirken yılda 1,5 milyon elektrikli araç satış gayesi belirtildi.

“Tümüyle elektrikli bir gelecek planı yer almadı”

Sato, 1 Nisan’da CEO misyonuna geldikten sonra birinci defa kamuoyu önünde yaptığı konuşmada, “Önce elimizden geleni yapmalı ve elektriklendirmeye başlamalıyız” dedi. Buna rağmen Toyota’nın karbon nötrlüğüne yönelik çok taraflı bir yaklaşım benimseme stratejisini gösteren bir sunum yapan Sato öbür birçok araba üreticisinin yaptığı üzere yüzde 100 elektrikli bir geleceği tam olarak benimsemedi.

Toyota’nın, gelişmiş pazarlarda planı bZ serisinin performansını artırmak ve Kuzey Amerika’da 2025 yılına kadar lokal olarak üretilen bir bataryalı SUV’ye sahip olmak.

Otomobil üreticisi Çin’de, 2024 yılına kadar lokal olarak geliştirilen iki elektrikli modeli eklemeyi planlıyor. Toyota, Asya’da daha geniş olarak bataryalı kamyonetlere ve kompakt elektrikli otomobillere da odaklanacak.

Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan Ulusal İrade Meydanında çalışmalar sürüyor. Projeye uygun olarak devam eden çalışmalarda meydan şekillenmeye başladı

Kocaeli Ulusal İrade Meydanını dünya meydanlarıyla uzunluk ölçüşecek bir projeyle kent meydanına dönüştürmek için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, alandaki çalışmalarını sürdürüyor. Projeye uygun olarak devam eden Ulusal İrade Meydanı projesinde tüm alanlar meydana çıkmaya başladı. Proje tamamlandığında Kocaeli’nin yeni hayat merkezi olacak, kenti kalbi bu alanda atacak.

BETONARME İMALATLARI TAMAM

Tamamlandığında dünya meydanlarıyla uzunluk ölçüşecek bir proje olan Ulusal İrade Meydanında çalışmalar sürüyor. 50 bin m² büyüklüğe sahip alanda gruplar betonarme imalatlarını tamamladı. Şekillenmeye başlayan Ulusal İrade Meydanında çelik konstrüksiyon montaj imalatı devam ediyor. Takımlar Ulusal İrade Meydanı otoparkında da çalışmalarına devam ediyor. 350 araçlık açık otoparkın altyapı imalatları tamamlandı. Asfalt döküm süreçlerine başlandı.

CAZİBE MERKEZİ OLACAK

Tamamlandığında bölgenin cazibe merkezi olacak Ulusal İrade Meydanı’nda içerisinde değişebilir ve yenilenebilir olarak öngörülen, öğrenme, paylaşma ve hareket işlevlerine hizmet eden toplam 2 bin 796 m² tek katlı modüllü kapalı alan yer alacak. Alan içerisinde ayrıyeten 125 kişilik çok emelli salon, fitness ve spor stüdyosu, kitap kafe, eğitim atölye ve sınıfları, kafe yapıları bulunuyor.

SOSYAL DONATILAR

Alanda ayrıyeten 14 bin 800 m² toplanma alanı, kuru havuz, 13 bin 50 m² içerisinde doğal amfi oturma alanları, çocuk parkı, açık oyuncak alanı, açık stant alanı da bulunan yeşil alan, 11 bin 140 m² 350 araçlık açık otopark bulunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bağışıklık sisteminin güçlenmesine dayanak oluyor. Kas ve kemikleri güçlendiriyor. Kalp ve damar sıhhatini destekliyor. Kansere yakalanma riskini düşürüyor. Sağlıklı kiloyu müdafaaya yardımcı oluyor. Daha enerjik ve memnun olmamızı sağlıyor… Hiç elbet sağlıklı bir hayatın yolu spor yapmaktan geçiyor. Lakin yanlışsız ve nizamlı uygulandığı takdirde! Çünkü bilinçsize yapılan spor yarar sağlamadığı üzere pek çok kıymetli sıhhat sorununu de beraberinde getirebiliyor. 

Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Betül Toygar, bilhassa spora yeni başlayan şahısların kimi hususlarda çok dikkatli olmaları gerektiğine işaret ederek, “Bilinçsizce yapılan sporlar yarar yerine ziyan verebiliyor. Örneğin kas kramplarından burkulmalara, menisküs yırtıklarından bağ kopmalarına, kemik kırıklarından bel ve boyun fıtığına kadar geniş yelpazede meselelere neden olabiliyor. Sakatlıkların önüne geçmek için spora başlamak isteyen şahısların dikkat etmeleri gereken en değerli nokta ise öncelikle sıhhat denetiminden geçmek ve spora uygun durumda olduklarından emin olmaktır” diyor. Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Betül Toygar, spora yeni başladığınızda sağlığınızdan olmamanız için kaçınmanız gereken 8 değerli yanılgıyı anlattı; kıymetli teklifler ve ikazlarda bulundu. 

Sağlık denetimini ihmal etmek!

Herhangi bir antrenman programı ya da sistemli olarak devam edeceğiniz bir spor aktivitesine başlamadan evvel sıhhat denetiminden geçmeniz ve bedeninizin spora uygun olup olmadığından emin olmanız son derece kıymetli. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Betül Toygar, “Özellikle kalp ve damar, tansiyon ile önemli obezite hastalarının yanı sıra omurga ve eklem sorunları yaşamış olan şahıslar katiyetle tabip onayı almadan spora başlamamalılar. Aksi halde ani tansiyon yükselmesi, kalp krizi, omurga meselelerinin tetiklenmesi yahut spora bağlı kas eklem rahatsızlıkları yaşanabiliyor” diyor.

Egzersiz programını kendi kendine belirlemek!

Daha evvel spor tecrübeniz yoksa ya da uzun müddettir hareketsiz bir hayat sürüyorsanız, antrenman programının seçimini ve planlamasını kesinlikle bir spor hocasıyla birlikte yapın. Beden yapınız ile idman kapasitenize nazaran ayarlanmış olan, yani ‘size özel’ bir idman programı bedeninize çok yüklenmenizi, münasebetiyle spor yaralanmaları yahut kardiyak sıkıntıların oluşumunu önleyecektir. 

Isınma antrenmanlarını atlamak!

Her spor aktivitesine yahut antrenman programına başlamadan evvel en az 15 dakika ısınma antrenmanları yapmak kasların ve tendonların spora hazır duruma gelmelerinde büyük değer taşıyor. Çünkü ısınmadan yapılan idman sonrasında kas ile tendon yaralanmaları, eklemlerde burkulma ve zedelenmeler üzere sıkıntıların oluşma riski çok yükseliyor.  

Egzersizlerde hırs yapmak! 

Kısa müddette fit bir bedene kavuşmak ya da kilo vermek gayesiyle idmanların sayısı ile sıklığını abartmak ve zorluk derecelerinde süratle artış yapmak, sakatlığa neden olabiliyor. “Başlangıçta en az üç ay müddetle haftada üç idmandan fazla yapılması hakikat değildir” ihtarında bulunan Dr. Betül Toygar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Egzersizlerin sayısı giderek artırılabilir; haftada dört, en fazla beş güne çıkarılabilir. Fakat her gün spor yapılması yanlışsız değildir. Bedenimizdeki kaslarımıza spor sonrası toparlanmaları,   yorgunluklarını atıp tekrar antrenmana hazır hale gelmeleri için mühlet tanımalıyız. Bu nedenle ortalarda kesinlikle dinlenme günleri olması gerekiyor. En ideali, antrenmanları gün çok yapmak ve haftada dört günü aşmamaktır” 

Esneme için vakit ayırmamak! 

Egzersizleri tamamladıktan çabucak sonra esneme hareketlerini yapmayı ihmal etmeyin. Artmış olan vücut ısınızı esneme hareketleriyle yavaşça soğutarak, kalp atışlarınızın ve nefes sıklığınızın yavaş yavaş düşmesini, kan basıncınızın olağana dönmesini sağlayın. Bunun için her idman bitiminde 10 dakikanızı esneme hareketlerine ayırın. 

Bir haftadan fazla orta vermek!

Egzersiz programlarına bir haftadan fazla orta vermek aldığımız yolu başa döndürüyor. Münasebetiyle rastgele bir nedenle üç defa üst üste idmana gidemezseniz, katiyen kaldığınız yerden devam edemezsiniz. İdmanların tekrar sayılarını ve ağırlıklarınızı azaltarak birkaç hafta geriden başlamanız daha sağlıklı olacaktır. 

Her spor çeşidinde birebir ayakkabıyı kullanmak! 

Aynı spor ayakkabısıyla her sporu yapmaya çalışmak burkulma düşme kas krampları ve tendon zedelenmeleri üzere değerli meselelere yol açabiliyor. Bu nedenle beden sıhhatiniz için seçtiğiniz spora uygun giysi ve ayakkabı kullanmaya ihtimam gösterin. Örneğin tenis için öbür, koşu için öbür, salon sporları için daha diğer cinste ayakkabı kullanılıyor. Dr. Betül Toygar, yaptığınız spora uygun ayakkabıyı kesinlikle uzmanına sorarak seçmeniz gerektiğine dikkat çekerek, “Evde yaptığınız antrenmanlarda de tekrar spor ayakkabısı giymeniz, dizinize ve ayak bileğinize binen yükü eşit dağıtmada, dengeyi müdafaada ve kaymaları önlemede büyük değer taşıyor” diye konuşuyor. 

İnternette yer alan idmanları denemek!

Daha evvel spor tecrübeniz yoksa internetten gördüğünüz idmanları yapmaktan kaçının. Çünkü hareketi yanlışsız açıda yapabilmek, nefesi hakikat ayarlayabilmek ve kas üzerinde istenen etkiyi oluşturabilmek, bilgi ve tecrübe gerektiriyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Betül Toygar, “Ekranda gördüğünüz hareketleri uygulamaya kaktığınızda açınızı ve duruşunuzu hakikat ayarlayamazsanız, bel ile boyun fıtıkları tetikleniyor ve diz, omuz yahut kalça eklemlerinde zedelenmeler oluşabiliyor. Bu nedenle fizik tedavi uzmanı tarafından önerilen ve fizyoterapistlerin birebir gösterdikleri idmanlar dışında meskende spor yaparken çok dikkatli olmalı, rastgele bir hareketi yaparken ağrı oluşuyorsa çabucak durmalısınız” ikazında bulunuyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aç ve susuz kalma müddetinin artması bedende birtakım ağrılara neden olabiliyor. Şahısta ayda 1 ya da 2’den fazla olmamak kaydıyla ataklar formunda gelen bir ağrı varsa ve bu ağrılar ilaç dışı tekniklerle geçiyorsa bu şahısların sahur ve iftar öğünlerini düzgün takip ederek oruçlarını tutabileceklerini paylaşan Anadolu Sıhhat Merkezi Nöroloji Kısmı Yöneticisi Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Ancak migren üzere kronik ağrısı olan şahıslarda oruç tutmak bu ağrıyı tetikleyebilir. Migren üzere çok şiddetli bir ağrıyla karşılaşmadığınız sürece orucunuzu bozmadan bu ağrıları gidermek mümkün” açıklamasında bulundu.

Migren gibisi ağrısı olan hastaların kimilerinin esirgeyici tedaviyi sürdürmek kaydıyla oruç tutabileceklerini belirten Anadolu Sıhhat Merkezi Nöroloji Kısmı Yöneticisi Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Örneğin; ayda 2-3 migren atağı olan bir hasta, atak gelmesin diye hami tedavi alıyorsa, ilaç alım saatini Ramazan’a nazaran düzenleyip, kriz sayısı da az olduğu için orucunu sürdürebilir. Migren hastaları oruç konusuna bilhassa dikkat etmeli zira açlık, yüzde 100 migren ataklarını tetikleyen bir durum. Sık atağı olanlar ve çok şiddetli atak geçiren hastalar atağın geleceğini hissederler ve evvelce ilaçlarını alırlar. Lakin oruç sırasında ilacı alamayacakları için bu bireylerin çok şiddetli atak geçirme mümkünlüğü vardır. Bu durum, şahıstan şahsa farklılık gösterdiği için kesinlikle kişi kendini test etmelidir. Şiddetli ağrıyla karşılaşan bireyler, ağrıyı ciddiye alıp oruç tutmakta ısrarlı davranmamalılar. Zira oruç, ağrılı hastalarda dengeyi çok önemli bozabilir” dedi.

Baş üzerine buz ya da soğuk uygulamak atağın şiddetini azaltıyor

Uyku tertibi bozulsa bile kâfi saat uyuyabilecek, ilaçlarını nizamlı ve oruca uygun bir biçimde kullanabilecek olan şahısların oruçlarını tutabileceğini belirten Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Bu bireyler Ramazan boyunca hafif ve orta şiddette baş ağrısı yaşayabilirler. Fakat bu ağrılar nefes ya da gevşeme antrenmanlarıyla geçirilebilir. Nefes antrenmanları tıpkı doğum sancıları sırasında uygulandığı üzere yapılabilir. Ağrıyı kendi kendinize denetim etmeye çalışırken bir yandan da bedenin uygun oksijen almasını sağlayarak, dokulara daha fazla oksijen gönderilir” diye konuştu. 

Kişinin kendi kendine kaslarını gevşettiği idmanların de çok faydalı olduğunu paylaşan Prof. Dr. Kütükçü, “Bu antrenmanların sessiz, sakin bir ortamda, mümkünse sevilen bir müzik eşliğinde yapılması çok yararlı olur. Dikkati dağıtma idmanları için; diğer bir şeyle uğraşabilir, müzik dinleyebilir yahut sizi rahatlatan rastgele bir şeyle ilgilenebilirsiniz. İmkânınız varsa, loş ve sessiz bir ortamda uzanabilirsiniz. Pak havaya çıkabilirsiniz. Ayrıyeten migren ağrısı sırasında başınızı bir eşarp yahut tülbentle sıkmak, başınızın üzerine buz yahut soğuk uygulamak, atağın şiddetini azaltmakta hayli yardımcı olur” açıklamasında bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geliyor bahar ayları, başlıyor spor ve diyet planları… Kış aylarının sonuna gelmişken yaz mevsiminde incelecek kıyafetlerimizi daha yeterli taşımak için beden inceltme planları yapıyoruz. Cinsiyetten bağımsız herkes daha fit ve sıkı bir beden hayal ediyor.

Ancak, sağlıklı ve estetik bir manzaraya kavuşmak için çeşitli diyet ve spor programları yapsak da bölgesel fazlalıklardan kurtulmak o denli birkaç ay içinde mümkün olmuyor. Şok diyetler, ağır antrenman programları üzere bedene yapılan fazla yüklenmeler ise sıhhatimizi tehdit edebiliyor.

Bölgesel fazlalıklar için uygulanan ameliyatsız bölgesel incelme uygulamaları ise hiçbir cerrahi müdahaleye gerek kalmaması, kalıcı olması, ağrısız ve acısız olması, etrafındaki doku ve organları etkilememesi üzere avantajları sebebiyle çok fazla tercih ediliyor.

Infinity Regenerative Clinic’ten Dr. Elif İnaç, kısa müddette gözle görülür sonuçlar elde ederek birçok insanın istediği görünüme sahip olmasına yardımcı olan ameliyatsız bölgesel incelme uygulamaları hakkında konuştu. “Ameliyatsız bölgesel incelme, cerrahi olmayan metotlarla bölgesel yağlanma sorunlarını çözmek gayesiyle yapılan bir dizi uygulamayı tabir eder. Bu uygulamalar ortasında lipoliz, radyofrekans, kavitasyon, lazer lipoliz, soğuk lipoliz, vakum terapi, lenf drenaj ve masaj üzere yollar yer alır. Birçok farklı biçimde uygulanabilen bu prosedürler şahısların estetik korkularını azaltarak hakikaten tatmin edici sonuçlar yaratabilir. Aktifliği şahıstan bireye ve kullanılan metoda bağlı olarak değişen ameliyatsız bölgesel incelmenin, bu işte deneyimli olan bir uzman tarafından yapılması değerlidir. Ameliyatsız bölgesel incelme metotları, sağlıklı bir beslenme tertibi ve nizamlı idman programı üzere başka hayat üslubu değişiklikleriyle desteklenerek daha uzun müddetli ve sağlıklı bir tesir sağlar.” dedi.

Dr. İnaç, ameliyatsız bölgesel incelme uygulamalarına ve çalışma prensiplerine dair bilgiler verdi.” Lipoliz, bölgesel yağlanma sorunlarını çözmek için yağ hücrelerini eritmek emeliyle bedene özel bir enjeksiyon yoluyla ilaç verilmesidir. Radyofrekans usulü, deri altındaki yağ hücrelerini ısıtarak eritmeyi amaçlar. Kavitasyon, ultrason dalgaları ile yağ hücrelerini titreterek parçalamayı maksatlar. Lazer lipoliz metodu, lazer ışınları ile yağ hücrelerini eritmeyi maksatlar. Soğuk lipoliz ise yağ hücrelerini dondurarak bedenden atılmalarını sağlar ve en sık tercih edilen uygulamadır.” dedi. Bu sistemlerin, tek başına ya da birbirine kombin olarak uygulanabileceğinden kelam eden İnaç, “Uygulama öncesinde kişinin sıhhat durumu ve uygulama alanı üzere faktörler dikkate alınmalıdır. Tüm bu süreçler bir uzmanın nezaretinde yapılmalıdır.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Global TV pazarı liderliğini elinde bulunduran teknoloji devi Samsung, bağımsız pazar araştırma şirketi Omdia’nın açıkladığı datalara nazaran, 2022 yılında bir defa daha dünya TV pazarının başkanı olmayı başardı. Şirket, böylelikle üst üste 17 yıl boyunca küresel TV pazarının önderi pozisyonunda yer almış oldu.

Samsung, bağımsız pazar araştırma şirketi Omdia’nın datalarına nazaran 2022 yılında bir defa daha dünya TV pazarının önderi oldu. Böylelikle Samsung, 17 yıl boyunca üst üste küresel TV pazarının birincisi oldu. Kelam konusu datalar, Informa Tech LLC şirketi tarafından 2022’nin son çeyreğinde yayımlanan “TV Sets Spotlight / TV Sets Merket Tracker” raporuna dayanıyor. Raporda, dünya çapında üreticiler tarafından şahsen paylaşılan “yıllık satış adedi / ciro” sayıları yer alıyor.  

Premium ve üst seviye izleme tecrübesi sunan TV ve ekran serilerine öncelik veren Samsung, bilhassa Neo QLED serisi üzere eser ve teknolojilerle TV kesimindeki liderliğini sürdürüyor. Omdia’nın araştırmasına husus olan bilgilere nazaran Samsung, 2022 yılında QLED ve Neo QLED TV satışlarında 9 milyon 650 bin adetlik bir satış sayısı yakaladı. Neo QLED ve QLED serilerinin, 2017’de gerçekleşen lansmanından bu yana Samsung toplam 35 milyon satış adedine ulaştı. Yeniden birebir datalara dayanarak Samsung ayrıyeten, 2022’de ultra geniş ekran TV pazarının da önderi oldu. 2022 yılında 75 inç ve üzeri TV’lerde pazar hissesini yüzde 36,1; 80 inç ve üzeri TV’lerdeki pazar hissesini ise yüzde 42,9 olarak açıklayan şirket, 2.500 dolar üzeri fiyat etiketine sahip premium TV kategorisinde ise yüzde 48,6 ile en büyük pazar hissesine sahip.

“Bu muvaffakiyet, kullanıcılarımızın eserlerimize duyduğu sadakat ve itimatla mümkün oldu”

Markanın globalde yakaladığı bu muvaffakiyetten büyük memnunluk duyduklarını belirten Samsung Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Lider Yardımcısı Mert Gürsoy, 

“Samsung olarak televizyon sanayisindeki en uyguna ulaşma motivasyonumuzu; yüksek teknoloji, eşsiz tasarım ve tüketici odaklı kullanım kolaylığı sağlayan akıllı özellikler ile gerçekleştirmek için tüm uğraşımızla çalışıyoruz. Bu güçlü savımızı, bağımsız araştırma şirketlerinin bilgileriyle kanıtlamak bizi ayrıyeten keyifli ediyor. 17 yıl boyunca aralıksız sürdürdüğümüz pazar liderliği, kullanıcılarımızın eserlerimize duyduğu sadakat ve inançla mümkün oldu. Samsung Türkiye Tüketici Elektroniği ünitesi olarak Küresel bu başarıyı Türkiye’de de 8 Yıldır aralıksız cirosal pazar önderi olarak devam ettirmekteyiz. Toplam pazar liderliğinin yanında küresel fotoğrafa misal halde 2022’de Türkiye ultra geniş ekran TV pazarının da önderi oldu. 2022 yılında 75 inç ve üzeri TV’lerde pazar hissesini yüzde 69; 80 inç ve üzeri TV’lerdeki pazar hissesini ise yüzde 75 olarak açıklayan şirketimiz, 2.500 dolar üzeri fiyat etiketine sahip premium TV kategorisinde ise yüzde 76 ile en büyük pazar hissesine sahip. Samsung Türkiye’nin Küresel sayıların çok ötesindeki bu muvaffakiyet, yalnızca Türkiye değil bağlı olduğumuz MENA bölgesi içerisinde hem Türkiye’nin TV satışları bakımından önder pozisyona getirdi hem de MENA bölgesi toplam satışlarına da önemli katkı sağladı. Bu başarıyı; hem büyük bir gurur hem de markamıza güvenen kıymetli tüketicilerimize önümüzdeki yıllarda daha fazlasını sağlamak hedefiyle yeni amaçlar olarak görüyoruz” dedi.

Samsung’un küresel TV pazarı liderliğine giden seyahati 2006’da başladı

Samsung, TV pazarındaki 17 yıllık liderliğini kullanıcı odaklı dizaynlarının yanı sıra her yeni aygıtla birlikte daha da uygunlaşan kullanıcı tecrübeleri sayesinde sürdürüyor. Samsung’un birinci sefer 2006 yılında piyasaya sunduğu Bordeaux TV, incelikli tasarım çizgisine ve hafif bir yapıya sahip LCD TV’lerin yaygınlaşmasını sağladı. Böylelikle Samsung, TV pazarında dünya liderliği koltuğunun sahibi oldu. Samsung, 2009 yılında çıkardığı birinci LED TV ve 2011’de çıkardığı birinci akıllı TV ile çığır açan teknolojileri sayesinde pazar liderliğini müdafaaya devam etti. 

Samsung’un Quantum Küçük LED teknolojisi ile Neo QLED ve MICRO LED ekranları ezberleri bozdu

Samsung, geliştirdiği öncü teknolojileriyle imaj kalitesi ile inovasyonun hudutlarını zorlamaya devam etti.  İlk kere 2017 yılında piyasaya sunduğu QLED TV ile ‘yeni kuşak ekran’ kavramını getirdi. Bu ekranlarda kullanılan kuantum nokta teknolojisi ise renk hacminde yüzde 100’lük bir oran yakaladı. 2018 yılının çığır açan QLED 8K ekranlarını, 2021 yılında Quantum Küçük LED teknolojisiyle Neo QLED ve MICRO LED ekranlar izledi. Tüm bu yenilikçi teknolojiler, TV’lerdeki manzara kalitesi ve kullanıcı tecrübesine yeni bir boyut kazandırırken, her lansmanda hudutları yine değiştirdi. 

Samsung, Lifestyle TV serisi üzere yeni kategorilerde de ön saflarda yer almaya devam ediyor. Şirket, 2016 yılında The Serif’in ikonik dizaynıyla yeniliklerine devam ederken; The Frame, The Sero, The Terrace, The Premiere ve The Freestyle üzere kullanıcı tecrübesini bir üst boyuta taşıyan inovasyonlar geliştirmeye devam etti.

2023’te şahsileştirmeye ve kullanıcı gereksinimlerine odaklanıyor

Samsung, 2023 yılında kullanıcıların gereksinimlerine odaklanan teknolojiler geliştirmeye devam ediyor. Samsung, SmartThings ekosistemi sayesinde birden fazla aygıt ortasındaki entegrasyon ve temas özelliklerini daha da kusursuz hale getirmeye odaklanıyor. Güvenlik özellikleri ise Samsung dünyasında en büyük öncelik olarak değerini muhafazaya devam ediyor. Samsung TV kullanıcıları, ferdileştirme özelliğini her geçen gün artıran eserler sayesinde ekranlarını büsbütün kendi tercihlerine ve gereksinimlerine nazaran kullanabiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin öncü yatırım hizmetleri ve varlık idare kümesi ÜNLÜ & Co’nun satıcı taraf finansal danışmanlığını üstlendiği süreçte, Actera Group yatırımı olan Korozo Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. (“Korozo Group”) iştiraklerinden, IML (kalıp içi etiketleme) alanında dünyanın önde gelen üreticilerinden Korsini-Saf Ambalaj San. Ve Tic. A.Ş. ‘nin %100 payının (“Korsini”) ABD merkezli Multi-Color Corporation iştiraki MCC Verstraete N.V’ye (“MCC”) satışı tamamlandı. Satış süreciyle birlikte Korsini, MCC çatısı altında lokal ve küresel piyasalarda büyümesini sürdürecek. 

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan ÜNLÜ & Co Kurumsal Finansman Danışmanlık Yönetici Yöneticisi Zeynep Koçak, “Esnek ambalaj bölümünün başkan küresel oyuncusu Korozo Group’un satıcı taraf danışmanlığını üstlendiğimiz bu sürecin muvaffakiyetle gerçekleştirilmiş olmasından ötürü gururluyuz. Finansal piyasalardaki güçlü ortama karşın, bu süreci muvaffakiyetle tamamladık. Bu değerli süreçte olduğu üzere önümüzdeki devirde de Türkiye M&A pazarında değerli süreçlere imza atmaya devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kahramanmaraş merkezli zelzelenin akabinde ailesiyle Bursa’ya yerleşen atlet Furkan Polat, gelecek dönem Nilüfer Belediyespor çatısı altında yarışacak.

Gaziantepli depremzede Furkan Polat, bundan sonraki sportif ömrünü Nilüfer Belediyespor’da sürdürecek. 

Ailesiyle Gaziantep’in Nizip ilçesinde yaşayan Furkan Polat, zelzele felaketinden bir gün evvel Bursa’da düzenlenen şampiyonada 1000 metrede Türkiye birincisi oldu. Gaziantep’teki ailesinin yanına dönerken zelzeleye yolda yakalanan Furkan Polat, meskenini kaybeden depremzedelerden oldu. 

Ailesiyle birlikte Bursa’daki yakınlarının yanına gelen Furkan Polat’a Nilüfer Belediyespor kapılarını açtı.  Bugüne kadar üç Türkiye şampiyonluğu olan 13 yaşındaki atlet, gelecek dönem Nilüfer Belediyespor formasıyla uğraş edecek.

Artık Nilüfer Belediyespor forması ile koşacak olan Furkan Polat, Nilüfer Belediye Lideri Turgay Erdem’i ziyaret ederek teşekkür etti.  Genç atlet, Lider Erdem’e  yeni şampiyonluklar için muvaffakiyet kelamı verdi.
Furkan Polat’ı kulüpte  görmekten duyduğu memnuniyeti tabir eden Lider Turgay Fazilet, bir daha bu usul acılar yaşanmaması dileğinde bulundu. Furkan’ın başarılı olacağına inandığını belirten Fazilet, kulüp olarak her vakit atletin yanında olduklarını söyledi.
 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Electronic Arts FIFA’yla olan mukavelesinin bitmesinin akabinde yola artık EA Sports FC ismiyle devam edeceğini ve yeni futbol oyunlarını bu marka altında çıkaracağını açıklamıştı. Yayınlanan yeni basın bülteni ve tanıtılan logoyla birlikte reklam süreci de resmen başlamış oldu. EA önümüzdeki günlerde agresif biçimde EA Sports FC reklamı yapacağının da sinyallerini verdi.

Buna nazaran EA, dünyanın en büyük liglerinden 100’den fazla maçta EA Sports FC markasını ön plana çıkaracak. Premier League, La Liga, Bundesliga, Serie A, Ligue 1, WSL, NWSL, CONMEBOL ve daha birçok ligle anlaşan EA, ayrıyeten farklı olarak kimi ekipler ve futbolcularla da anlaştığını ve bu isimlerin de EA Sports FC reklamı yapacaklarını açıkladı.

EA bu yeni devri “taraftar odaklı gelecek” olarak isimlendiriyor fakat şimdi buna dair daha açıklayıcı bir beyanda bulunmadılar.

“EA Sports FC spor için bir sembol, yenilik ve değişimin bir simgesi olacak ve Temmuz ayında taraftarlarımıza gelecek hakkında daha fazla şey göstermek için sabırsızlanıyoruz” diyor EA.

Markamızın yeni logosu ise şöyle:

Temmuz ayında nasıl bir oyunla karşılaşacağımızı, FIFA’dan ne kadar farklı olacağını görmek için açıkçası sabırsızlanıyorum.

Kurumun internet sitesinde yayımlanan duyuruya nazaran, çevrim içi reklamcılık, son yıllarda elde ettiği büyüme suratı ile tüm klâsik reklamcılık mecralarını geçti.

Geçen yıl prestijiyle çevrim içi reklamcılık, televizyon reklamcılığını geride bırakarak reklam harcamalarından en çok hisse alan mecra haline geldi. Reklamcılık hizmetlerinin çevrim içi kanallara yönelmesi, tedarik zincirinin işleyişinde ve rekabetçi parametrelerde birtakım değişikliklere neden oldu.

Tüm bu gelişmeler sonucunda, rekabet hukukunun bu pazarlarda aktif ve yanlışsız bir biçimde uygulanması için kesimdeki dinamiklerin tahlil edilmesi, bölümdeki davranışsal ve/veya yapısal rekabet problemlerinin tespit edilmesi ve bu meselelere yönelik tahlil teklifleri geliştirilmesi muhtaçlığı doğdu. Bu nedenlerle başlatılan kesim incelemesi çerçevesinde, çevrim içi reklamcılık cinsleri bakımından Türkiye’deki rekabetin durumu tahlil edilerek bu tipler ortasındaki ikame bağı irdelendi.

Google ve Meta mercek altına alındı

Bu çerçevede, birinci olarak manzaralı reklamcılık pazarının Meta, arama bazlı reklamcılık pazarının ise Google ekonomik bütünlükleri nezdinde ağırlaşmış bir yapı arz ettiği görüldü.

İkinci olarak, imajlı reklamların alım satımında kullanılan, dijital reklamları milisaniyeler içinde takas etmek için karmaşık algoritmaların ve sistemlerin kullanımına imkan tanıyan, böylece çok sayıda yayıncının internet sitesinde/uygulamasında, çok sayıda reklam verene dijital reklam alanların satılmasını sağlayan çevrim içi reklamcılık teknolojisi hizmetleri incelendi.

Bu kapsamda, Google’ın reklam teknolojisi tedarik zincirinde sunduğu bütün hizmetlerde yüksek pazar hissesine sahip olduğu ve reklam teknolojisi hizmetlerinin her kategorisinde çoklu eserler sunarak aktif olmasının pazarda ağırlaşmayı giderek artırdığı anlaşıldı.

Google ve Meta’nın çoklu eser ve hizmetler sunarak ekosistem halinde faaliyet göstermesi kesim incelemesi kapsamında odaklanılan bir öteki bahis oldu. Bu çerçevede, Google ve Meta’nın temel platform hizmetleri temelinde kurdukları ekosistemlerindeki gitgide artan eser ve hizmetleri ortasındaki tamamlayıcılık ve karşılıklı bağımlılık alakaları mercek altına alındı.

Tam entegre ekosistemlerin tüketicilere aktiflik kazanımları ve değerli yararlar sağlayabildiği değerlendirilmekle birlikte, ekosistem halinde faaliyet göstermenin teşebbüslere önemli bir bilgi avantajı sağladığı da tespit edildi.

Bu kapsamda, çevrim içi reklamcılıkta toplanan/işlenen data tipleri ile Google ve Meta’nın etkin oldukları ekosistemler çerçevesinde topladıkları bilgiler öbür teşebbüslerce toplanan bilgilerle karşılaştırılarak incelendi.

Teşebbüslerin topladıkları kullanıcı datalarının amaçlı reklamcılık aracılığıyla hizmete dönüştürülmesinin, yayıncılar, reklam verenler ve tüketiciler olmak üzere her bir paydaş bakımından değerli yararlar sağlamakla birlikte, bilgi toplanmasının tüketiciler nezdinde saklılık telaşlarına de neden olduğu görüldü. Hasebiyle gayeli reklamcılığın yararları ile ziyanları ortasında optimal bir istikrar kurulmasının bölüm bakımından elzem olduğu görüşüne yer verildi.

Sektörde farkındalık kazandırmak amaçlanıyor

Son olarak, bölümde pazar gücüne sahip olduğu bedellendirilen teşebbüslerin uygulamaları sonucunda ortaya çıkan rekabet sıkıntıları ve bu meselelere ait tahlil teklifleri araştırıldı.

Bu bağlamda, pazar gücü yüksek platformların bağlama, kendini kayırma ve data birleştirme uygulamalarına yönelik telaşların çevrim içi reklamcılık kesimindeki rekabetçilik seviyesini etkileyebileceği tespit edildi, reklam teknolojisi tedarik zincirinde değerli bir şeffaflık sorunu olduğu görüldü.

Sektörde, reklam verenler ve yayıncılar aleyhine önemli bir bilgi asimetrisi sorunu bulunurken, bu sorunun bilhassa reklam teknolojisi hizmetlerinin fiyatlandırılması ve reklamların ölçümlenmesi mevzularında sıklıkla görüldüğü anlaşıldı.

Ayrıca, ihale süreçlerinin karmaşıklığının da reklam verenleri ve yayıncıları, reklam teknolojisi sağlayıcılarına envanter alıp satma konusunda bağımlı hale getirdiği tespit edildi.

Sektör incelemesi kapsamında irdelenen bir diğer mevzu, haber içeriklerinin okuyuculara ulaştırılmasında dijital platformların oynadıkları değerli rolün neden olduğu telaşlar oldu.

Platformların haber yayıncıları için kaçınılmaz ticari ortaklar haline gelmesi ve bu durumun, platformlarca sunulan koşulların haber yayıncıları tarafından şartsız kabulünü mecburî kılması, haber yayıncılarının reklam gelirlerinin düşmesi ve birtakım hallerde ise bu gelirlerin dijital platformlara kayması kaygılarını ortaya çıkardığı görüldü.

Çevrim içi reklamcılık dalının karmaşık işleyiş biçimi ve çok taraflı pazar yapısı göz önüne alındığında, anılan kesimde rekabetin sürekliliğini sağlamak ve yanlışsız rekabet siyasetleri uygulamanın büyük kıymet taşıdığı belirlendi.

Bu doğrultuda, Rekabet Kurumu tarafından yürütülen dal incelemeleri ile piyasa oyuncularına ve bölüm paydaşlarına farkındalık kazandırılması amaçlandı.

Çevrim içi reklamcılık kesimine yönelik birinci kapsamlı çalışma olan ön rapor kamuoyu görüşüne açılırken raporun bulgu, tespit, kıymetlendirme ve siyaset tekliflerine yönelik görüşlerin Kurum ile paylaşılmasının büyük kıymet taşıdığı vurgulandı. Görüşler, posta yoluyla yahut [email protected] adresi üzerinden e-posta yoluyla 7 Temmuz 2023 mesai bitimine kadar iletilebilecek.

İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı, Mütevelli Heyeti Olağan Toplantısı’nda yapılan seçimle yeni idare konseyini belirledi. İELEV İdare Şurası Lideri Dr. Seda Çelik Teker oldu.

İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Olağan Toplantısı, İstanbul Erkek Lisesi Celal Ferdi Gökçay salonunda yapıldı. İELEV’in 2023-2025 dönemi için seçilen Dr. Seda Çelik Teker, vakfın tarihindeki birinci bayan İdare Şurası Lideri oldu. 

İELEV’in başarılarıyla eğitim alanında kendinden gururla kelam ettireceği hizmetleri daha yüksek seviyeye çıkarmak, Sarı Siyah topluluk, öğrenci, öğretmen ve tüm paydaşlarına daha güzel bir tahsil ve çalışma ortamı sunmak için çalışacak olan Dr. Seda Çelik Teker’in başkanlık ettiği şurada; İdare Konseyi Lider Vekili olarak Prof. Dr. Gökhan Uzgören, Genel Sekreter olarak ise Gediz Cürgül vazife alacak. İELEV’in yeni idare şurasında Muhasip Üye Volkan Kurt olurken; üyeler Can Eren, Serdar Sumay, İdil Şanal, Prof. Dr. Serhat Koloğlugil, Doç. Dr. Elif Posos Devrani, Av. Zeynep Erverdi ve Hale Yılmaz Akçay oldular.

İstanbul Erkek Lisesi’nden sonra İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Dr. Seda Çelik Teker, üretim idaresi alanında doktora yaptı. Profesyonel iş hayatına ilaç dalında başlayan ve farklı alanlarda yöneticilik yapan Dr. Teker, Türk-Alman Üniversitesi, Sanayi Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olarak misyon aldı.

Dr. Seda Çelik Teker görevlendirme ile 2018 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisinde “Projeler ve Bilişim Teknolojileri Daire Başkanı” olarak çalışmalarını sürdürüyor. 

Evli ve 1 çocuk annesi olan Dr. Seda Çelik Teker, birebir vakitte Türkiye Yapay Zeka Stratejisi Çalışma Kümesi Lideri, Ticaret Bakanlığı ve TİM İnovasyon İdaresi mentorluğu misyonlarında de çalışmalarına devam ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, yaklaşan yaz aylarında İzmir’de su problemi yaşanmaması için yatırımlarını sürdürüyor. Kemalpaşa, Buca ve Güzelbahçe ilçelerine alternatif su kaynağı yaratmak gayesiyle toplam 7 içme suyu kuyusunun imalatları başladı.

İZSU, ağır nüfuslu ilçelerde kuraklık kaynaklı su zahmeti yaşanmaması için harekete geçti. Yaz aylarında kullanımın en ağır olduğu saatlerde mevcut su kaynaklarının yetersiz kaldığı tespit edilen bölgelerde, yeni içme suyu kuyuları açılıyor.

Kemalpaşa’daki kuyulardan 65 bin kişi yararlanacak
Çalışmalar kapsamında Kemalpaşa merkez, Soğukpınar ve Ulucak’ta toplam 5 kuyunun imaline başlandı. Kuyular devreye alındığında 65 bin bireye ek su sağlayacak.

Buca Karağaç’ta su yetersizliğinin önüne geçiliyor
Yaz aylarında su problemi çeken bir öteki mahalle Buca Karacaağaç’ta da yeni sondaj kuyusunun imalatı sürüyor. Kuyu, 752 nüfuslu mahallenin yazın su zahmeti yaşamasına pürüz olacak.

Küçükkaya mahallesi sakinleri alternatif su kaynağına kavuşuyor
İZSU grupları, sondaj çalışmalarını Güzelbahçe’nin Küçükkaya mahallesinde de sürdürüyor. Bölgede yaşayan 265 vatandaşa hizmet etmesi planlanan yeni içme suyu kuyusunun imal çalışmalarının en kısa müddette tamamlanması ve yaz başında devreye alınması hedefleniyor

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gaziemir Belediyesi’nin, yurttaşların bedensel, ruhsal ve toplumsal açıdan daha güçlü olması için 32 bireyden oluşan sıhhat takımıyla verdiği sıhhat hizmetlerinden her yıl binlerce kişi faydalanıyor.

Ücretsiz verdiği sıhhat hizmetleriyle her yaştan yurttaşın bu alandaki muhtaçlıklarını karşılayan belediyenin poliklinik hizmetinden, 2019 yılının Nisan ayından Nisan 2023’e kadar 42 bin 214 hasta faydalandı. Belediyenin laboratuvarında 5 bin 93 yurttaşa kan analizi yapıldı. Poliklinik hizmetlerinin yanı sıra Meskende Hasta ve Yaşlı Bakım, Güzel Geldin Bebek, Ruhsal Takviye ve Danışmanlık Hizmeti, Diyetisyen Hizmeti, Fizik Tedavi Hizmeti üzere projelerle yurttaşlara meskenlerinde de sıhhat hizmeti veriliyor.

Hoş Geldin Bebek Projesi
Belediye, Beğenilen Geldin Bebek Projesi kapsamında annelere ve bebeklerine özel hizmet veriyor. Proje kapsamında, hamilelik sürecinde ve doğum sonrası ziyaret edilen annelerin ve bebeklerin sıhhati takip ediliyor. Gruplar, sıhhat hizmeti vermenin yanı sıra anne-babayı doğum sonrasına hazırlıyor. Doğumun akabinde anne ve bebeğin sıhhat denetimlerini sistemli olarak yapan gruplar, birinci defa anne baba olan çiftleri de bebek bakımı konusunda eğitiyor. Sıhhat takımı, dünyaya gözleri açan bebeğe içinde bebek bezi, bebek alt değiştirme örtüsü, ıslak mendil, şampuan, vazelin üzere temel gereksinimlerin yer aldığı çanta armağan ediyor. Çantanın içinde anneler için de göğüs pedi ve emzirme önlüğü yer alıyor. Nisan 2019’dan bu yana 4 bin 265 ziyaret yapılarak annelere ve bebeklere hizmet verildi.

Evde Hasta ve Yaşlı Bakım Projesi
Sosyal taraftan dezavantajlı, yaşlı, yatalak, engelli ve kimsesiz yurttaşlara el uzatılan projeyle hastaların tedavi ve bakımları meskenlerinde yapılıyor. Nizamlı olarak mesken ortamında hastaları ziyaret eden tabip, hemşire ve hasta bakıcının yer aldığı sıhhat grupları, hastaların sıhhatlerinin daha uygun hale gelmesi ya da muhakkak bir seviyede tutulması, toplumsal taraftan daha uygun olmaları için hizmet veriyor.
İhtiyaç duyan hastaları, psikolog, diyetisyen ve fizik tedavi uzmanı da konutlarında ziyaret ederek tedavi programı uyguluyor. Meskende bakım grubu, sıhhat hizmetinin yanı sıra kişinin ve yakınlarının hastalık hakkında bilinçlenmesini ve eğitimli hale gelmesini sağlıyor. 3 bin 414 hastaya hizmet veren Konutta Bakım Grubu, 2019 yılının Nisan ayından 2023 yılının Nisan ayına kadar 25 bin 229 ziyaret gerçekleştirdi.

Sağlıklı Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Hizmeti

Belediyenin Sağlıklı Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Hizmeti’yle, Gaziemir’de yaşayan vatandaşların yanlış beslenme alışkanlıkları saptanıyor,  yetersiz ve istikrarsız beslenmenin yol açtığı sıhhat sıkıntılarına karşı tedbirler alınıyor. Sıhhat Köyü’ndeki merkezde, takviye isteyen yurttaşlara sıhhat hizmeti veren diyetisyen, Konutta Hasta ve Yaşlı Bakım grubunun belirlediği hastaları, meskenlerinde tedavi ediyor. Hizmet kapsamında hastalara özel diyet programları hazırlanıyor, hastalar daima takip ediliyor. Sağlıklı ve ekonomik beslenme yolları konusunda eğitimlerin de verildiği diyetisyen hizmeti kapsamında, Nisan 2019’dan bu yana 586 hastaya konutlarında, 4 bin 101 şahsa de merkezde hizmet verildi.

Psikolojik Dayanak ve Danışmanlık Hizmeti

Pozitif Hayat Merkezinde verilen Ruhsal Takviye ve Danışmanlık Hizmeti kapsamında vatandaşlar zahmetlerini anlatıp ruhsal takviye alıyor. Hizmet kapsamında merkeze gelip dayanak isteyen yetişkinlere ve ergenlik çağındaki bireylere ruhsal takviye veriliyor. Merkezde, küme seansları da yapılıyor. Tıpkı sorunu yaşayan ve tek başına çözemeyen çocuk ve ergenler bir ortaya getirilerek model alma çalışmaları uygulanıyor. Uzun vadede yaşama olumlu pencereden bakan bir toplum yaratmayı amaçlayan bu hizmetten herkes fiyatsız yararlanabiliyor. Bu hizmet kapsamında 2019 yılının Nisan ayından itibaren 3 bin 873 kere Olumlu Hayat Merkezi’nde, 391 sefer de konutlarda ruhsal takviye verildi.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hizmeti
Belediyenin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hizmeti’yle, konuttan dışarı çıkma imkânı bulunmayan yaşlılara ve hareket kısıtlılığı bulunan hastalara meskenlerinde, öteki yurttaşlara ise özel olarak tasarlanan merkezde hizmet veriliyor. Fizyoterapist, Konutta Hasta ve Yaşlı Bakım Hizmeti alan vatandaşların, fizikî aktivitelerini ve hareket yeteneklerini artırmak için özel bir program hazırlayarak hastalara uyguluyor. Merkeze gelerek sıhhat hizmeti almak isteyenlere de özel tedavi programı uygulanıyor. Hizmet kapsamında, Cet Meskeni Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’nden yararlananlara da antrenman hareketleri yaptırılıyor. 
Fizyoterapist, Nisan 2019’dan bu yana hastalara bin 222 sefer merkezde, 2 bin 424 kez da konutlarında hizmet verd

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zorlu PSM Prodüksiyonu’nda hazırlanan, Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kalemi, Kayhan Berkin’in idaresi ve İstek Kocaoğlu’nun unutulmayacak performansıyla Şiddetli PSM %100 Studio’da gösterimlerine devam eden Kibritin Ucunda 3 oyunuyla Nisan ayı boyunca %100 Studio’da. Kendiyle uzun ve derin bir hesaplaşmaya giren bir adamın öyküsünün anlatıldığı, İstek Kocaoğlu’nun unutulmayacak performansıyla Kibritin Ucunda 12 Nisan, 19 Nisan ve 25 Nisan’da Kuvvetli PSM %100 Studio’da!

Geçmişin gölgesinde bir adam, başında pürüz olamadığı sesler…

Zorlu PSM’nin 10. Döneminde sahnelere kazandırdığı, İstek Kocaoğlu’nun etkileyici performansı ve sahnelenmesiyle tiyatroseverler tarafından ilgiyle takip edilen Kibritin Ucunda, Nisan ayında da gösterimlerine devam ediyor. İstek Kocaoğlu’nun otuzlarının başında muvaffakiyet hırsının, çocukluğunun ve küçük bir felaket sonrası ziyarete gelen geçmişinin gölgesinde, kendiyle derin bir hesaplaşmaya giren ve her şeyini kaybettiğini düşünen bir plaza çalışanını canlandırdığı oyunda, başının içinden gelen seslere pürüz olmayı bıraktığı an kendi iç hesaplaşmasını yaşayan bir adamın öyküsü anlatılıyor. Kibritin Ucunda’nın 12 Nisan, 19 Nisan ve 25 Nisan gösterimleri passo’de satışta.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nevşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle gerçekleştireceği Çocuk Şenliği’nin yanı sıra çocuklar için tıpkı gün “Mini Küçük Bir Kuş” müzikalinin fiyatsız olarak sahneleneceğini duyurdu.

Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 103. yıl dönümünde Nevşehir Belediyesi, Nevşehirli çocuklar için harika bir ‘Çocuk Şöleni’ hazırladı. Nevşehir Belediyesi Kültür ve Toplumsal İşler Müdürlüğü tarafından düzenlenen şölen, 23 Nisan Pazar günü Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Sabah saat 10.00’da başlayacak olan şenlikte, çocuklar için Kültür ve Sanat Merkezi bahçesine oyun parkurları yerleştirilecek. Tırmanma Duvarı, Büyük Kaydırak, Rodeo, Dart, Timsah Oyun Parkuru’nun olacağı şenlikte çocuklar birebir vakitte 10D Taşınabilir Sinema keyfi yaşayacak. Ödüllü yarışların da düzenleneceği şenlikte çocuklara Nevşehir Belediyesi tarafından ikramlarda bulunularak çeşitli armağanlar dağıtılacak.

Aynı gün Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’nde ayrıyeten “Mini Küçük Bir Kuş Müzikali” sahnelenecek. 13.00-15.00 ve 17.00 saatlerinde üç farklı seans halinde sahnelenecek olan müzikali tüm çocuklar fiyatsız olarak izleyebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN Anaokulları, “Baba Eğitim Dayanak Programı” ile babaların aile içerisinde sağlıklı bağlantı kurabilmelerini sağlıyor. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) işbirliğiyle düzenlenen eğitimler babalardan büyük ilgi görüyor.

Okul öncesi eğitimde “okul-öğrenci-aile” üçgenindeki ahenge dikkat çekebilmek için çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN Anaokulları, Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) işbirliğiyle “Baba Dayanak Eğitimi Projesi”ne (BADEP) başladı. AÇEV’deki istekli eğitmenler eşliğinde yapılan programda, babalara “aile içindeki rolleri ve önemi” anlatılırken olumlu disiplin usulleri, çocuğun sosyo-duygusal gelişim özellikleri, çatışma çözme metotları ve çocuğun sorumluluk kazanması üzere mevzularda da işin püf noktaları aktarılıyor.

Babalara büyük vazifeler düşüyor
Ailenin çocuk gelişiminde ve psikolojisindeki değerine değinen İZELMAN Anaokulları Müdürü Eda Kaygusuz, “Çocukların bakımı, gelişimi ve eğitimi kelam konusu olduğu vakit anne ve babanın eşit sorumluluğu olduğuna dikkat çekmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 13’ü babaların, 2’si annelerin iştirakiyle yapılacak 15 oturumdan oluşan program, farklı kümelerde toplam 120 babanın iştirakiyle düzenlenecek. Programın sonunda, babalar iştirak evrakı almaya hak kazanacak. Babalara takviye vererek çocuğun çok istikametli gelişimine katkıda bulunan bu programa iştirakin çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz” formunda konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

• Yerel batarya geri dönüşümü ve hammaddelerin geri kazanımı, Avrupa döngüsel iktisadının gelişimi açısından kıymetli yapı taşları olacak.

Almanya – Giderek daha fazla sayıda elektrikli araba yollara çıkıyor. Bosch, 2030 yılına kadar Avrupa’da yeni tescil edilen tüm binek arabaların yaklaşık yüzde 70’ini elektrikli arabaların oluşturacağını varsayım ediyor. Bu, bataryalara ve içerdikleri lityum, kobalt ve nikel üzere hammaddelerin geri dönüşümüne olan talebi artırıyor. Bosch bu maksatla özel makine, ekipman ve yazılımlar geliştirdi. Bosch Kümesi şirketi Bosch Rexroth, REMONDIS’in Bosch Kümesi TSR Recycling ile Rhenus Automotive’in ortak teşebbüsü olan Battery Lifecycle Company’e batarya modüllerinin boşaltılması ve sökülmesi için Avrupa’nın birinci tam otomatik sistemini tedarik ediyor. Bosch İdare Şurası Lideri Dr. Stefan Hartung, “Elektromobilite, lakin batarya üretimi için kâfi ham unsur mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada değerli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yine kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi. Uzmanlar, 2030 yılına kadar Avrupa’nın her yıl 420.000 tona kadar batarya materyali için geri dönüşüm kapasitesine muhtaçlık duyacağını kestirim ediyor (Kaynak: Fraunhofer ISI, 2023). Hartung, “Avrupa’da döngüsel bir iktisat inşa etmek istiyorsak, geri dönüşümü eser ömür döngüsüne sıkı bir halde entegre etmemiz ve bunu yapmak için gerekli altyapıyı oluşturmamız gerekiyor. Bosch, teknik uzmanlığıyla buna katkıda bulunuyor.” dedi. Bosch, batarya geri dönüşümüne ait endüstriyel teknolojiyi Hannover Messe’de (17–21 Nisan 2023) sergileyecek.

Bosch İdare Şurası Lideri Dr. Stefan Hartung, “Elektromobilite, fakat batarya üretimi için kâfi ham unsur mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada kıymetli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yine kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi.

Döngüsel iktisadın yapı taşı olarak verimli geri dönüşüm

Zorluklar; hudutlu kaynaklar ve geri dönüşüm için artan yasal gereklilikler ile birlikte sayıları giderek artış gösteren elektrikli arabalarla artıyor. Bosch Rexroth CEO’su Steffen Haack, “Bugün yaptıklarımız yarının rotasını belirliyor. Şu anda araçlarda takılı olan bataryalar 10-15 yıl sonra ömürlerinin sonuna gelmiş olacak. Gerekli geri dönüşüm kapasitesini oluşturmak için bu fırsat penceresini kullanmalıyız.” dedi. Fraunhofer Sistem ve İnovasyon Araştırma Enstitüsü’ne nazaran, geri dönüşüm için gereken teknik sistemler 2040 yılına kadar sadece Avrupa’da 6 milyar Euro’dan fazla yatırımı gerekli kılacak (Kaynak: Fraunhofer, 2021). Geri dönüşüm bu zahmete değecek: optimum geri dönüşüm, bir bataryanın kimyasal elementlerinin yüzde 95’e kadarını geri kazanabilir ve bunları batarya üretim sürecine geri dönüştürebilir. Bosch tarafından geliştirilen otomatik boşaltma sistemi sadece geri dönüşümü kolaylaştırmakla kalmaz, tıpkı vakitte verimliliği ve güvenliği de artırır. Bir modülü büsbütün boşaltmak yalnızca birkaç dakika sürer. Sistem farklı batarya dizaynlarını tanıyarak kısa devre ve yangın üzere riskleri en aza indirir.

Battery Lifecycle Company’de model proje

Battery Lifecycle Company, Magdeburg’daki tesisinde Avrupa’nın birinci tam otomatik fabrikasını kuruyor ve teknolojiyi Bosch Rexroth sağlıyor. Tesis, farklı üreticilerin kullanılmış bataryalarını test edecek, büsbütün boşaltacak ve sonraki parçalama süreci için hazırlayacak. Yeni fabrikanın iş modülü taşıyıcılarının her biri, saniyede 18 metre süratle 150 kilograma kadar olan batarya materyallerini taşıyacak. Bu, sekiz lityum iyon bataryanın elektrikli arabalardan otomatik olarak boşalmasının 15 dakikadan daha az süreceği manasına geliyor. Bosch’un otomatik tahlili, geri dönüşüm suratını büyük ölçüde artıracak. Şu anda kullanılan manuel süreçle, bir bataryanın büsbütün boşalması 24 saate kadar sürüyor. Magdeburg’daki model proje, bu patentli Bosch boşaltma tahlilini kullanan birinci proje. Batarya modülleri, sağlam bir süreçte kimyasal olarak devre dışı bırakılarak, sonraki süreçlerin voltaj olmadan gerçekleştirilebilmesi sağlanıyor. Modüllerdeki artık güç, geri dönüşüm sistemini çalıştırmak için kullanılabilir. Buna ek olarak tesis, esnek, modüler transfer sistemleri ve ctrlX AUTOMATION denetim platformu da dahil olmak üzere yerinde batarya üretimi için kanıtlanmış Bosch endüstriyel teknolojisini kullanacak. Battery Lifecycle Company tesisi her yıl 15.000 tona kadar batarya materyalini geri dönüştürecek. Fabrikanın 2023 yazında faaliyete geçmesi planlanıyor.

Geri dönüşüm için Bosch endüstriyel teknolojisi

Bosch, batarya üretimi için otomasyon ve üretim teknolojisi geliştirme konusunda uzun yıllara dayanan bir tecrübeye sahip. Tüm saygın Alman araba üreticileri ve dünya genelindeki birçok batarya üretim tesisi, Bosch endüstriyel teknolojisini kullanıyor. Bosch, batarya üretimi kıymet zinciri boyunca portföyünü daima olarak genişletiyor. Şirket, çalışanlar ve sistem entegratörleri ile birlikte dünya genelinde pazarlanan batarya geri dönüşümü için özel olarak donanım ve yazılım geliştirdi. Tam otomatik batarya modülü boşaltma istasyonlarına ek olarak, bunlar ortasında teknik tahlil ve inançlı batarya sökme için ergonomik olarak esnek iş istasyonları, farklı tartı sınıflarındaki bataryaları taşımak için taşıma sistemleri ve çeşitli süreç adımlarında çalışanlara rehberlik eden yazılımlar yer alıyor. Bosch ayrıyeten bataryaların durumu, gereç menşei ve sürece durumu için bir takip ve izleme tahlili sunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İstanbul’daki Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde açılan ve moda dizaynında klasiği yaşatma yenisi takip etme vizyonuyla dünya çapında modacı ve terziler yetiştirilmesi hedefiyle hayata geçirilen birinci moda akademisini ziyaret etti.

HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

Bakan Özer, ziyarette Olgunlaşma Enstitüsü Moda Akademisi’nin faaliyetleri hakkında yetkililerden bilgi aldı, öğretmen ve usta öğreticilerle sohbet etti. Ziyaretin akabinde açıklamalarda bulunan Bakan Özer, olgunlaşma enstitülerinin Türkiye’de geleneğin günümüze taşınmasında yıllardan beri çok değerli katkılar sağladığına dikkati çekerek “Özellikle dokuma alanında günlük hayat materyallerinin üretiminde olgunlaşma enstitülerimiz her vakit rehberlik görevi görmüş ve bu nedenle cumhuriyetin kuruluş günlerinden itibaren yerli terzilerimizi, modacılarımızı, tasarımcılarımızı yetiştirme bağlamında da çok kıymetli katkıları olmuştur. Biz de Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak son yıllarda bilhassa yalnızca klasik üretimi değil, tıpkı vakitte o üretimi yeni ile birleştirerek tekrar kullanıma sokulması, günlük hayatın içindeki o klasik motifleri taşımayla ilgili yeni çalışmalara konut sahipliği yapıyor.” dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN EŞİ EMİNE ERDOĞAN’A TEŞEKKÜRLERİNİ İLETTİ

Bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın çok büyük dayanakları olduğuna işaret eden Özer, Emine Erdoğan’ın olgunlaşma enstitülerinin modernizasyonu, gelenek ve geçmişle geleceği birleştirme işlevini sağlamada çok kıymetli takviyeleri olduğunu belirterek kendisine teşekkür etti. 

Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Moda Akademisi’nin Milli Eğitim Bakanlığının ilk moda akademisi olduğuna dikkati çeken Bakan Özer, şunları söyledi:

“Arkadaşlarımız kısa müddette çok kıymetli bir yapıyı koruyarak çok değerli bir açılıma imza attılar. Buradaki emelimiz, Türkiye’nin memleketler arası arenada faaliyet gösterecek modacılarını burada yetiştirebilmek. Yani buradaki sonuncu hedefimiz yalnızca mahallî bir moda akademisi olarak işlev icra eden bir eğitim ünitesi değil, birebir vakitte moda ajanslarıyla, bu alanda çalışan tüm ünitelerle entegrasyonu, temasları çok güçlü milletlerarası bir moda akademisini hayata geçirmek. Nitekim bunu yapabilecek kapasitesi de var. Buradaki çalışanlarımız, sürece katkı veren herkes bu manada da çok önemli bir konsantrasyon sağlamışlar. Bu sürece emek veren, buranın bu hâle gelmesine büyük emek veren değerli İstanbul Ulusal Eğitim Müdürümüze ve takımına çok teşekkür ediyorum. Doğal, eşime de teşekkür ediyorum, onun da çok katkısı oldu bu süreçte. Burada çalışan, emek veren tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Akademimizin Türkiye’nin modayla ilgili çok değerli bir açılım yapmasına katkı verecek bir merkez olacağına inancım tam. Bu tarafta de Bakanlık olarak her türlü takviyesi sağlayacağız.”

İLK MODA OKULU

Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Nazan Suna Alpural ise moda akademisinin, modayı memleketler arası boyutta ele alabilen genç, inovatif, dalı yakından takip eden, milletlerarası boyuta taşıyabilecek ünlü modacılar geliştirmek için devlet eliyle kurulan birinci moda akademisi olduğunu belirtti. Alpural, şunları söyledi:

“Bu akademi, Türkiye’de ve dünyada örnekleri incelendiğinde Ulusal Eğitim Bakanlığının önderliğinde genç yetenekleri keşfedebilecek birinci moda okuludur diyebilirim. Keşfedilmeyi bekleyen, yaratıcı, dünyada öncü moda okullarına gidemeyen, maddi gücü olmayan şahıslara işte biz devlet eliyle bugün burada eğitimler vereceğiz. Büsbütün fiyatsız olacak. Moda tasarım alanının öncülerini yetiştirebilecek, memleketler arası boyutta ele alabilen en düzgün moda akademisiyiz, diyebilirim.”

1894 yılında inşa edilen ve onarımı 2020 yılında tamamlanarak kuruma verilen tarihî binada bilgisayarlı kalıp sınıfları, dikiş uygulama sınıfları, döner sermaye üretim atölyesi, tanıtım ve pazarlama ofisi, hibe müzesi, butik çikolata imalat atölyesi bulunuyor. Ziyarette Bakan Özer’e eşi Nebahat Özer, Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Hayat Uzunluğu Öğrenme Genel Müdürü Hüseyin Burak Fettahoğlu, Mesleksel ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Nazan Şener ile İstanbul Ulusal Eğitim Müdürü Levent Yazıcı da eşlik etti.

Büyükşehir Belediyesi, muhtemel afet durumlarında idare merkez üssü olarak kullanılacak Acil Durum Merkezinde çalışmalarını sürdürüyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi muhtemel afetlere yönelik hazırlık kapsamında Acil Durum Merkezinde sona yaklaşıldı. Bina tamamlandığında AFAD tarafından muhtemel afet durumlarında merkez üssü olarak kullanılacak.

AFET YÖNETİMİ

17 Ağustos 1999 yılında zelzele felaketini yaşayan Kocaeli’nin afete hazır bir kent olması için Büyükşehir Belediyesi çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda muhtemel afet durumlarında AFAD tarafından kullanılmak için inşa edilen Acil Durum Merkezinde çalışmalar sürüyor.

ÇATI İMALATI

Ocak ayı içerisinde temeli atılan Acil Durum Merkezi, prefabrik bir yapı olarak inşa edildi. Kaba inşası tamamlanan yapının depo kısmı çatı imalatı devam ediyor. Bina içerisinde elektrik ve mekanik çalışmaları devam ediyor. Binanın seramik ve boya imalatlarıyla çay ocağı tezgâh, dolap ve tüm kapı imalatları tamamlandı.

ÇEVRE DÜZENLEMESİ

Binanın etraf imalatları devam ediyor. Saha betonu için kalıp imalatı tamamlandı. Yakın vakitte taban için beton dökümü yapılacak. Acil Durum Merkezi içerisinde 4 adet ofis, eğitim salonu, mutfak, depo, kış bahçesi, lavabolar ve soyunma odası yer alacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kınık Belediye Lideri Dr. Sadık Doğruer, Belediye Meclis Üyeleri ismine iftar yemeği düzenledi.

Ramazan ayı müddetince çok sayıda iftar yemeği tertibi gerçekleştiren Kınık Belediye Lideri Dr. Sadık Doğruer, bu sefer de meclis üyeleriyle bir ortaya geldi.

Kınık Belediyesi Sos yal Tesislerinden biri olan DelezYaşam Vadisi’nde düzenlenen iftar yemeğine Kınık Meclis Üyeleri ile birlikte; Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı Adem Paydaş, Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Lideri İsmail Yılmaz, Yeniden Refah Partisi İlçe Lideri H. Hüseyin Levent ve Türkiye Personel Partisi İlçe Başkanı Sefa Köken katılım sağladılar.

Hem Ramazanın rahmeti paylaşıldı hem de Nisan ayı Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi

Ramazan ayında düzenlenen tertiplerin birlik ve beraberliği pekiştirdiğini söz eden Başkan Doğruer, ‘Ramazan ayının ortalarına gelmişken, dostlarla birlikte olmanın memnunluğunu yaşıyoruz. Kınık’ımıza hizmet eden meclis üyelerimizle birlikte el ele vererek ilçemize daha uygun hizmetler verme gayesi içerisindeyiz. Yaşadığımız bu birlik ve beraberlik mühletince hoş hizmetlerde bulunacağımızın temennisindeyim. İftar programımıza iştirak gösteren tüm meclis üyelerimizin ramazan ayı mübarek olsun. Aileleri ile birlikte sıhhat, sıhhat ve huzur içerisinde; nice Ramazan bayramları yaşamalarını diliyorum’ dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ramazan ayında beslenme nizamı değiştiği ve uzun mühlet aç kalındığı için ağız ve diş bakımına ihtimamlı olunması ehemmiyet taşıyor.

Ramazanda yaşanan uzun periyodik açlık ve susuzluğun ağız kokusunu tetiklediğine dikkat çeken Estetik International Diş Tabibi Derya Sağıroğlu, diş çürümelerinin önüne geçmek için, günde iki sefer fırçalama rutininin ramazanda  aksatılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Bu periyot taze zerzevat ve meyve tüketilmesini öneren Sağıroğlu; çilek ile peynir, yoğurt üzere süt eserlerini ramazan ayında dişlere sıhhat katacak besinler olarak gösterdi.

Genel beden sıhhati için ehemmiyet taşıyan ağız ve diş bakımına, Ramazan ayında daha da dikkat etmek gerekiyor. Kâfi bakım sağlanmaması halinde bu periyotta ağız kokusu ve diş çürükleri üzere sorunlar yaşanabildiğini belirten Estetik International Diş Doktoru Derya Sağıroğlu, iftar ve sahur sonrası dişleri fırçalayarak bu sorunların önüne geçilebileceğinin altını çiziyor. Fırçalama sürecinin akabinde kesinlikle diş ipi kullanılması gerektiğini belirten Sağıroğlu, sonunda da ağızda kuruluk yapmayan alkolsüz gargara suları ile gargara yapılmasını öneriyor. 

Uzun vadeli açıklık ve susuzluk ağız kokusunu tetiklediğini, bu sebeple de oruçluyken susuzluğu artıracak besinlerden uzak durulmasını gerektiğini söyleyen Estetik International Diş Doktoru Derya Sağıroğlu, “Çay, kahve, çikolata üzere yiyecek ve içecekler diüretik (idrar söktürücü) özelliğe sahip olduğu için bedenin susuz kalmasına sebep olur. Gün içinde susuzluk yaşamamak için iftar ve sahurda bu besinlerin denetimli tüketilmesi değerli.  Öte yandan tuzlu, baharatlı ve kızartılmış besinler da susuzluğu artıran besinler olduğu için bu besinler de fazla tercih edilmemeli. Bunlar yerine iftar ve sahurda çokça su, taze meyve, zerzevat ve süt eserleri tüketmek daha gerçek bir tercih olur. Yemekleri yavaş ve çiğneyerek yemek de sindirime yardımcı olacaktır” diye konuştu.

“Macun kullanılmadan dişleri fırçalayarak plak oluşumu engellenebilir”
Ramazan ayında diş tedavisi ve diş bakımına yönelik tekliflerde bulunan Sağıroğlu, “İftar ve sahurda çay kahve tüketiminin artması, rutin bakım aksatıldığında dişte lekelenmelere de sebep olabilir. Ayrıyeten konutta, macunsuz bir biçimde mekanik olarak dişleri temizleyerek plak oluşumunun önüne geçilebilir.  Sahur ve iftar sonrası diş bakımı katiyen ihmal edilmemeli” dedi. 

1999 yılından bu yana estetik cerrahi ve medikal uygulamalar dalında kendini kanıtlayan, yenilikçi fikirleriyle mahallî ve küresel dala taraf veren B Group’a ilişkin Estetik International, Op. Hekim Bülent Cihantimur idaresinde, uzman tabip takımı ile hizmet veriyor. Son teknoloji aygıtlara, inançlı, steril ve çağdaş yerleşkelere sahip olan Estetik International, hasta hizmetlerine yönelik güçlü alt yapısı ile hastaların her türlü gereksinim, beklenti ve memnuniyetinin karşılanması odağında tedavilerini gerçekleştiriyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alerjik astım, nefes darlığı, kuru öksürük yahut hırıltılı teneffüs belirtileriyle ortaya çıkıyor. Hastanın ömür kalitesini düşürüyor. Bahar aylarının gelmesiyle çoğalan polenler, alerjik astımı tetikleyebiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Banu Altoparlak, alerjik astım ile ilgili bilgi verdi. 

Çevremizde bulunan alerjenlerin bedene girmesiyle bağışıklık sistemi tepki göstermektedir. Bu alerjenler;

• Polen 
• Toz
• Rutubet
• Mantar sporları
• Koku
• Küf

olarak sıralanabilmektedir. Bilhassa bahar aylarında ortaya çıkan polanler alerjik astımı olanlarda çeşitli belirtiler ortaya çıkarabilmektedir. 

“Alerjik astımın nedeni genetik olabilir”

Alerjik astım hastalığında çevresel olduğu kadar genetik faktörler de rol oynamaktadır. 

• Ailede daha evvel astım yahut alerjik astım hikayesinin olması 
• Bebeklik yahut çocukluk devrinde teneffüs yollarını etkileyen ağır hastalıklar geçirmek 
• Bebeklik yahut çocukluk periyodunda alerjen hususlara ağır biçimde maruz kalmak 
• Sigara içilen ortamlarda dumana maruz kalmak
• Erken doğumla dünyaya gelmek 

Alerjik astımı tetikleyen birtakım genetik faktörler ortasında sayılabilmektedir. 

Alerjik astım tedavisi ertelenmemeli

Alerjik astım kronik bir hastalıktır ve tedavide en değerli bahis hastanın rahatsız olduğu ortamlardan uzak durmasıdır. Bu rahatsızlığın teşhisinde hastanın hikayesi değerlidir. Öksürük ataklarının sıklığı, ailede astım varlığı ve alerjinin gösterdiği belirtiler belirlenmelidir. Alerjik astım krizlerinin kurtarıcı ilaçları bulunmaktadır. Ağızdan alınan yahut nefesten çekilen ilaçlar, belirtileri azaltabilmektedir. Tedavinin ertelenmemesi hastanın hayat konforu için kıymetli olmaktadır. Bilhassa polen alerjisi olanların bahar aylarında ilaçlarını kullanması alerjik astım belirtilerini azaltmaktadır. 

Alerjenlerden korunmak için bu tedbirleri alın

Alerjik astım krizlerini daha çok teneffüs yoluyla alınan alerjenler tetiklemektedir. Mesken içinde mesken tozu akarı, rutubet, küf üzere etkenler alerjik astım hastalarının şikayetlerini artırabilmektedir. Bahar aylarında polenlerin en ağır olduğu vakitler 05.00 ile 10.00 ortasıdır. Bu vakitlerde açık havada uzun müddet bulunmamak ve spor yapmamak alerjik astım hastaları için önerilmektedir. Polenlerin ağır olduğu saatlerde konutu havalandırmamak kıymetlidir. Dışarıdan gelindiğinde kıyafetler değiştirilmeli ve saçlar yıkanmalıdır. Bahar alerjisi olanların gözlerini müdafaası için gözlük takması önerilmektedir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Günümüzde, ileri yaşlarda en sık görülen hastalıklardan biri parkinson hastalığıdır. Günlük hayatı olumsuz istikamette etkileyen bu hastalık şahısların hayatlarını hayli zorlaştırmaktadır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Hasret Çakır Parkinson hastalığı ile ilgili değerli bilgilendirmelerde bulundu.

Uzm. Dr. Hasret Çakır, “Hareket bozukluğu hastalıklarından en çok bilineni parkinson hastalığıdır. Parkinson hastalığı, dopamin üreten beyin hücrelerinin kaybı sonucu ortaya çıkar. Dopamin, hareketlerimizin nizamlı ve gerçek çalışması için gereklidir. Parkinson hastalığı, çoklukla erkeklerde daha sık görülür. Yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğudur. Hastalık ekseriyetle 60 yaşında başlar. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Kimi kimyasal hususların ve genetik faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir” dedi.

“Parkinson hastalığı ölümcül bir hastalık değildir”

Uzm. Dr. Çakır, “Parkinson hastalığının tanısı âlâ bir nörolojik muayene ile klinik olarak konulur. Parkinson hastalığında ilaç tedavisi uygulanır. Ölümcül bir hastalık değildir. Bu mevzuda ilaçların tam saatinde alınması çok kıymetlidir. İlaç tedavisinin yanı sıra tertipli idman çok önemlidir” diye konuştu.

Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Sıklıkla ellerde titreme ile başlar. Bununla birlikte;

• Hareketlerde yavaşlama,
• Yüzde donukluk,
• Yürürken kol salınımında azalma,
• Ufak adımlarla yürüme,
• Konuşmada yavaşlama,
• Ağızdan salya akması,
• Yazıları küçülmüş olarak görmek,
• Koku duyusunda azalma,
• Uyku sorunları görülür.

Hastalığın evreleri nelerdir?

Uzm. Dr. Çakır hastalığın evreleri ile ilgili, “Hastalık 5 evreye ayrılmıştır. Birinci evre ellerde titreme görülmesidir. İkinci etap da kas sertliği oluşur ve titreme daha besbellidir. Üçüncü evre da istikrar kaybı ve düşmeler görülmeye başlanır. Dördüncü etap da hasta, yardımsız ayakta durabilir lakin yürüteç yardımıyla yürür. Beşinci basamak da ise artık hastalığın ileri evresidir. Hastalar tekerli sandalyeye gereksinim duyarlar” diye söyledi.

Parkinson hastalarının hayatını kolaylaştırabilmek için;

• Halı, kilim üzere yer döşemelerinin kaldırılması,
• Banyo ve tuvalet duvarlarına takviye tutacakların takılması,
• İçecek için pipet kullanımı,
• Varsa kapı eşiklerinin kaldırılması,
• Rahat tutulabilen çatal, bıçak kullanılması uygun olacaktır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kodlama atölyelerinin kurulumuna devam eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bir taraftan da eğiticinin eğitimlerini sürdürüyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi vilayet genelinde fiziki durumu uygun olan okullarımıza robotik kodlama atölyeleri kurarak öğrencilerin teknoloji ile temaslı eğitim almalarına imkan sağladı. Cumhuriyetimizin 98. yılında 98, 99. yılında 99 Robotik Kodlama Atölyesi kuran Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyetimizin 100. yılında tüm okullara Robotik Kodlama Atölyesi kurmayı planlayarak bu kapsamdaki çalışmalarına sürat verdi. Bir taraftan atölyeleri kuran Büyükşehir Belediyesi bir taraftan da 99 eğitmene eğitici eğitimi verildi.

GELECEĞİN YAZILIMCILARINI YETİŞTİRECEKLER

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Vilayet Ulusal Eğitim Müdürlüğünün işbirliği ile hayata geçirilen kodlama atölyeleri suramı projesi kapsamında, 3 yıllık müddette 294 okula kurulumlar tamamlanarak teslim edildi. KODELİ projesi kapsamında gerçekleştirilen “eğiticinin eğitimi” kapsamında İzmit 24 Kasım Anadolu Lisesi, Mevlana Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesi, Nuh Çimento İmam Hatip Ortaokulu, Ahmet Zeki Büyükkuşoglu Ortaokulu, Yeni Mahalle Ortaokulu, Kocaeli Sanayi Odası Dumlupınar Ortaokulu, Şehit Selçuk Gökdağ Ortaokulu olmak üzere 7 farklı KODELİ atölyesinde eğitimler verildi. 5 KODELİ atölyesinde ortaokul öğretmenlerine, 2 KODELİ atölyesinde ise ortaöğretim öğretmenlerine eğitim verilerek toplamda 7 KODELİ atölyesinde 99 eğitmene robotik kodlama eğitimi gerçekleştirildi. 

5 GÜNLÜK DOLU DOLU EĞİTİM

Eğitim teknolojileri uzmanı Ekin Kaygusuz tarafından İzmit 24 Kasım Anadolu Lisesinde verilen 5 günlük eğitimde temel ardunio eğitimi ve Raspbery Pi eğitimleri gerçekleştirildi. Epey verimli bir ortamda gerçekleştirilen eğitimlerde günlük hayatla temaslı çeşitli projeler üzerinde çalışma yapıldı. Öncelikli olarak temel elektronik devre elemanlarının ve arduinonun işleyişi ve nasıl kodlanacağının yanı sıra elektronik devre elemanları ve sansürleri kullanılarak pratik yapıldı.

EĞİTİCİLERİN BİLGİ VE HÜNERLERİ GELİŞİMİ AMAÇLANDI

Okullarda Kodlama eğitimi verecek olan eğitmenlerin kendilerini geliştirmeleri emelli, atölye eğitimlerinde bilgi ve maharetlerini daha verimli ve faal kullanımına yönelik çalışmalar yapıldı. “KODELİ projesi Robotik ve Kodlama Eğiticinin Eğitimi”  eğitimleri verildi. 7 farklı KODELİ atölyesinde gerçekleştirilen eğitimlere katılan bilişim teknolojileri eğitmenleri; Robotik nedir? Kodlama nedir? Algoritma, Blok ve Metin Tabanlı Kodlama, Temel Elektronik, Devre Uygulamaları, Taşınabilir Uygulama Geliştirme, 3B Modelleme ve 3B Yazıcı Kullanımı vb. başlıklarda uygulamalı eğitim aldı.

“OLDUKÇA VERİMLİ BİR EĞİTİM OLDU”

Alınan eğitim sonrasında oluşturulan ortak projelerin ve uygulamaların kursiyerlere yönelik eğitimlerde en verimli biçimde aktarılması konusunda çalışmalar yapıldı. Eğitimler hakkında bilgi veren eğitmen Ekin Kaygusuz, “Kodeli çalışmasını yıllar öncesinde duymuştum bence çok hoş bir çalışma. Kodeli çalışması kapsamında yapılan yatırımlar teknolojiye ulaşmak isteyen öğrencilere yeni ufuklar açacaktır. Burada birçok çalışmayı uygulamalı olarak yapma bahtı bulduk. Park sensörünün yanı sıra hırsız alarmı, radar alarmı, gece lambasının kontakları ve seri bağlama uygulamalarını gerçekleştirdik. Yazılım alanında kendimizi daha da geliştirerek okullarda eğitim verecek olan eğitmenlerimizi hazır hale getirmiş olduk” dedi.

“ÇOCUKLARIN İSTEKLİ OLUŞU BİZİ BURAYA GETİRDİ”

Eğitimlere katılan Gölcük Adnan Menderes Lisesi öğretmeni Ali Kemal Karakoç, “Çocuklarımız daima bize baskı yaparak bize de kodlama sınıfı açılsın diye istekte bulundular.  Eğitimler bizim için çok yeterli oldu. Bu sayede kodlamayı kısa müddette öğrenmiş oldum. Bize bu imkânı sağlayan Kocaeli Büyükşehir belediyesine çok teşekkür ediyorum” tabirini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

KÖMÜRDER, kömür talebindeki yükselişi ve güç siyasetlerindeki dönüştürücü rolünü 4. Pak Kömür Teknolojileri Zirvesi’nde masaya yatırmaya hazırlanıyor. Yerli taş kömürü ve linyit üretimi 2022 yılında bir evvelki yıla kıyasla yüzde 11 arttı.

Türkiye’nin elektrik üretiminde birinci sırada yer alan güç kaynağı olan kömüre talep global ölçekte de artış gösteriyor. Avrupa’daki güç krizinde kilidi açan kömür,  enerji alanındaki atılımların de yeni belirleyicisi oldu

Türkiye Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER), 2022 yılında kömür üretimindeki artışa dikkat çekti. TÜİK bilgilerine nazaran linyit ve taş kömürü üretimimiz 2022 yılında 82 milyon 336 bin ton olarak gerçekleşti ve bir evvelki yıla kıyasla yüzde 11 arttı.

Türkiye Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) Lideri Dr. Hasan Hüseyin Erdoğan, “Ülkemizde 2022 yılında 1 milyon 400 bin ton satılabilir taş kömürü üretimi gerçekleştirdik. Bir evvelki yıl ile kıyasladığımızda taş kömürü üretimimizin yaklaşık yüzde 14 oranında arttığını görüyoruz. Satılabilir linyit üretimimiz de bir evvelki yıla kıyasla yüzde 11 arttı ve 80 milyon 929 bin ton olarak gerçekleşti. Kömür üretiminde artışın 2023 yılında da devam edeceğini öngörüyoruz. Türkiye’nin güç karmasının en öncelikli kaynağı olan kömürün güç siyasetlerindeki yerini ve geleceğini 24-25 Nisan 2023 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştireceğimiz 4. Pak Kömür Teknolojileri Zirvesi’nde (IV. Clean Coal Technologies Summit – CCTS) uzman isimlerle tartışacağız” diye konuştu.

Dr. Erdoğan, Zirve’nin, KÖMÜRDER tarafından Güç ve Natürel Kaynaklar Bakanlığı’nın dayanaklarıyla Dünya Kömür Derneği’nin (World Coal Association – WCA) memleketler arası partnerliğinde gerçekleştirileceğini belirtti. KÖMÜRDER Lideri, Zirve’de Avrupa’daki güç kriziyle güç siyasetlerindeki yeri süratle değişen kömüre dair gelecek senaryolarının, pak teknolojilerle üretiminin ve kömür madenciliğinde iş sıhhati ve güvenliğinin kıymetli gündem hususlarını oluşturacağını açıkladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vodafone, afet bölgesinin tekrar kalkınmasına dayanak olmak için depremzede ve birinci derece depremzede yakını olan şahıslara istihdam önceliği sağlayacak. Vodafone, ekosistemindeki iş ortaklarının da katkısıyla bir yılda toplam 650 şahsa iş imkânı sağlanmasını hedefliyor.

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, Kahramanmaraş merkezli sarsıntılardan etkilenen 11 vilayette istihdamın artırılması için harekete geçti. Buna nazaran, önümüzdeki bir yılda Vodafone ekosisteminde yapılacak her düzeydeki işe alımlar için depremzede ve birinci derece depremzede yakını olan bireyler önceliklendirilecek. Vodafone’un küresel ölçekte uyguladığı Discover Genç Yetenek Programı kapsamında da depremzede ve birinci derece depremzede yakını olan bireyler öncelikli olacak. Vodafone, iş ortaklarının da katkısıyla toplam 650 kişiye iş imkânı sağlamayı hedefliyor. Vodafone’un sunduğu imkândan yararlanmak isteyen adaylar, ilgili meslek sitelerinden ve Vodafone’un kendi web sitesinden müracaat yapabilecek.

Vodafone Türkiye İcra Şurası Lider Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler, şunları söyledi:

“Hepimizi yasa boğan sarsıntı felaketinin yaralarını daima birlikte sarabileceğimize inanıyoruz. Dayanışma ve yardımlaşmanın kıymetinin her zamankinden daha fazla arttığı bu periyotta, sarsıntıdan etkilenen vatandaşlarımıza iş imkânı sağlayabilmek için harekete geçtik. Afet bölgesinin tekrar kalkınmasına takviye olmak maksadıyla, Vodafone ekosisteminde yer alan tüm iş ortaklarımızın dayanağıyla her düzeydeki işe alımlar için depremzede ve birinci derece depremzede yakını olan bireylere öncelik tanıyacağız. Böylelikle, önümüzdeki bir yılda toplam 650 kişilik istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Vodafone olarak, tüm imkânlarımızı kullanarak elimizden gelenin en düzgününü yapmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Otomotiv teknolojisi benchmarking başkanı A2MAC1 gelecekteki stratejik büyümesinde kıymetli bir adım olarak Türkiye’de faaliyete geçti. A2MAC1 CEO’su Frank Bunte,“İstanbul’da yeni ofisimizin açılışı ile Türkiye pazarındaki genişlememizi sürdürmekten memnunluk duyuyoruz” dedi.

Merkezi Fransa’da bulunan otomotiv teknolojisi benchmarking önderi A2MAC1 Türkiye’de faaliyete geçerek İstanbul ofisini açtı. A2MAC1 CEO’su Frank Bunte, şirketin Türkiye’deki operasyonlarını başlatması ile ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında, hali hazırda yaklaşık 20 yıldır Türk otomotiv kesimini ve Türkiye iktisadını destekleyen faaliyetler yürüttüklerini söyledi.

A2MAC1’in üstlendiği güçlü toplumsal sorumluluk misyonuyla depremzedelere dayanak olacağını anlatan Bunte, 2023’ün geri kalanında Türkiye’de elde edilecek gelirin yüzde 20’sine kadar, en az 100 bin Euro’yu depremzedelere bağışlayacaklarını söyledi ve bu maksatla AFAD ile bağlantıya geçeceklerini kaydetti. A2MAC1 CEO’su Frank Bunte kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de otomotiv sanayisi, inovasyon konusundaki yetkinliğini değerli ölçüde artırdı. Kesimin hem Türkiye’deki hem de memleketler arası alandaki muvaffakiyetini desteklemek için 500’den fazla şirketin muteber bir ortağı olmaktan gurur duyuyoruz. Parolamız, her vakit pazar trendlerini öngörmek ve gereksinimleri karşılamaktır. Bu nedenle, İstanbul’da yeni ofisimizin açılışı ile Türkiye pazarındaki büyümemizi sürdürmekten memnunluk duyuyoruz. Bu açılış, büyüme stratejimizde değerli bir adımdır. Türkiye organizasyonumuzdaki takımımız, müşterilerimize her zamankinden daha akıllı, daha yeşil ve daha entegre bir biçimde yenilikçi ve katma pahası yüksek tahliller sunacaktır.” dedi.

Bunte şöyle konuştu: 

“A2MAC1, çeyrek asrı aşkın bir müddettir paydaşları için stratejik bir ortak olmuştur. Global bir başkan olarak, müşterilerimize son teknoloji yenilikçi tahliller, pazar trendleri ve büyüme fırsatları sunuyoruz. 40 milyondan fazla imgeden oluşan rakipsiz bir bilgi tabanı ve tahlil edilen 1.800’den fazla aracın 3D modelleriyle, üreticilerin ve endüstriyel şirketlerin fikir üretmelerine, dizaynları optimize etmelerine ve maliyetleri değerli ölçüde azaltmalarına yardımcı oluyoruz.” A2MAC1’in 1997 yılında kurulduğunu belirten Bunte, dünya çapında 18 farklı bölgede benchmarking alanında önder bir firma olarak 850’den fazla müşterisi ve 700’den fazla çalışanı olduğunu ve bu sayıyı 1000’in üzerine çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Türkiye’de bilhassa mühendislik alanında işe alım yapacaklarlarını belirtiyor.

750 binin üzerinde kullanıcıya sahip bir platforma sahip olduklarını ve temel olarak sürdürülebilirlik ve dijitalleşme noktasında müşterileri için tahliller ürettiklerini belirten Frank Bunte, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Platformumuz elektrikli araçlar hakkında birçok bilgi içermektedir. Platform 1000’in üzerinde araca ilişkin bilgiye sahip ve bu bilgi havuzu ile arabaların gelecekteki dizaynlarının nasıl olacağını kestirim ediyoruz.

Türkiye’de bulunan TOGG’da bu hizmetten yararlandı ve birinci etapta bizimle irtibata geçti. Burada lokal olarak hizmet verirken, üreticilere de kapsamlı datalar sunacağız. Araçların içindeki teknolojileri göstererek müşterilerimize yalnızca bilgi değil teknik dayanak de sağlıyoruz. Kapsamlı bir süreç sonunda elde edilen dataları müşterilerimizle paylaşıyoruz. Ayrıyeten kendi platformumuzu sunuyoruz ve platform üzerinde aracın dijital bir kopyası yapılıyor. Platformda araç üzerinde rastgele bir modüle tıklayarak o modül ile ilgili bilgileri görebiliriz. Bu noktada modüllerin maliyetleri de hesaplanabilir. Şu anda Türkiye’de 10 civarında müşterimiz var ve 2023 yılı sonuna kadar bunun 50’nin üzerine çıkmasını hedefliyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Petrol OPEC+ tarafından yapılan sürpriz arz kesintisi ve ABD stoklarındaki düşüşün piyasa görünümünü sıkılaştırmasının akabinde arka arda üçüncü haftalık yararını kaydetti.

Fiyatlar, OPEC+’nın Mayıs ayından itibaren günlük üretimi 1 milyon varilden fazla kısma kararının akabinde Pazartesi günü yüzde 6,3 artarak bu yılki en büyük rallisini gerçekleştirmişti. Suudi Arabistan da üretim kesintisi kararının akabinde Asya’daki müşterilere yaptığı tüm petrol satışlarının fiyatlarını artırdı.

OPEC+ müdahalesi açığa satanları şaşırttı

Ham petrol, bankacılık kaosunun riskli varlıklardan kaçışa yol açtığı Mart ortasında ulaştığı gün içi en düşük düzeyinden yüzde 26 yükseldi. Çin’in artan yakıt talebi ve zayıflayan dolar ile fiyatlar hali hazırda toparlanırken OPEC+’nın müdahalesi açığa satış yapanları şaşırttı ve toparlanmayı güçlendirdi.

Öte yandan Suudi Arabistan ve İran’dan üst seviye diplomatlar bir ortaya gelerek görüşmeleri sürdürmesi Orta Doğu’da on yıllardır petrol piyasalarını sarsan ve vekâlet savaşlarını körükleyen tansiyonu düşürüyor.

Sıkılaşan arza ek olarak ABD ham petrol stokları geçtiğimiz hafta 3,7 milyon varil düşerken akaryakıt ve distilat stokları da geriledi.

Genel tabloya karşın yatırımcılar resesyon riskleri ve Fed’in faiz artış patikası hakkında daha fazla ipucu elde etmek için ABD ekonomik bilgilerini takip etmeye devam edecek.

Bank of America Analisti Francisco Blanch, müşterilere geçtiği bir bilgi notunda, “OPEC+’nın fizikî ham petrol kesintileri talebi dizginlemek için tasarlanan Merkez Bankası faiz artışarıyla çatışacak ve makro riskler oluşturacak. Görüşümüzü yapan olarak müdafaaya devam ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Sabancı Topluluğu’nun, girişimcilik ekosistemine ve açık inovasyona katkı sunmayı amaçlayan Sabancı ARF Almost Ready to Fly programı birinci periyot mezunlarını verdi. 06 Nisan tarihinde Sabancı Center’da düzenlenen aktiflik kapsamında Blueit, Bpreg, Kiduttle, Kozalak, Köstebek, Leadport, MİOTE ve theClico teşebbüslerine toplam 20 milyon TL daha Sabancı ARF Almost Ready to Fly ek yatırımı yapılmasına karar verildiği açıklandı. 

Sabancı Holding İdare Şurası Lideri Güler Sabancı, Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Küme Lideri Gökhan Eyigün’ün iştirakiyle gerçekleştirilen aktiflik kapsamında Topluluk dışından 9, Topluluk içinden ise 5 olmak üzere toplam 14 teşebbüs birebir gün yatırımcılarla buluşup gayelerini ve vizyonlarını paylaştılar. 

Tohum yatırımı alan Kiduttle ve MiOTE teşebbüsleri, Sabancı Topluluğu çalışanları tarafından hayata geçilirken böylelikle bu teşebbüslerde misyon alan 6 Topluluk çalışanı, Sabancı ARF Almost Ready to Fly sayesinde Sabancı ile ortak olma fırsatı yakaladı. Böylelikle Sabancı Holding, kelam konusu teşebbüslerde azınlık payına sahip olarak şirketlerin büyüme seyahatinin bir kesimi oldu.

14 teşebbüse verilen toplam tıpkı ve nakdi dayanak 60 milyon TL’yi buldu

Öte yandan, 20 haftalık eğitim ve mentorluk sürecinde; eser ya da hizmet prototipini geliştirmek, birinci müşteri ilişkisini yapmak yahut kestiği fatura sayısını artırmak için girişimcilerin her birine sağlanan 30’ar bin dolarlık nakit dayanak imkânıyla birlikte, birinci faaliyet periyodu kapsamında teşebbüslere verilen toplam tıpkı ve takviye meblağı 60 milyon TL’yi buldu.

Söz konusu teşebbüsler, aldıkları tohum yatırımı sayesinde eserlerini ticarileştirme ve şirketlerini büyütme imkanına sahip olacak. Bu süreçte Sabancı’nın bilgi birikimi ve müşteri ağından da faal formda yararlanabilecek teşebbüsler, Sabancı’nın yeni iktisat odaklı büyüme stratejisinin değerli itici güçlerinden biri olacak. Türkiye’nin yeni unicornları olma maksadıyla faaliyetlerini sürdürecek teşebbüsler, Sabancı Topluluğu ile birlikte Türkiye’deki start-up ekosisteminin geliştirilmesi konusunda öncü bir rol üstlenecek.

“Sabancı ARF Almost Ready to Fly, iş birliğini odak alan ‘kazan-kazan-kazan’ yaklaşımının simgelerinden biri oldu”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Topluluk içinden ve dışından tüm teşebbüslere açık olan Sabancı ARF Almost Ready to Fly’in gerek kapsamı gerekse iş modeliyle Türkiye’de eşsiz bir program olduğunun altını çizerken, “Bugün Sabancı ARF Almost Ready to Fly ek yatırımı almaya hak kazanan teşebbüsler yalnızca bizim ortaklarımız değil, tıpkı vakitte Türkiye Cumhuriyeti’nin dijitalleşme seyahatinin da çok kıymetli birer modülü. Onların muvaffakiyetleri, Türkiye’de bu üslup örneklerin çoğalmasına ve ülkemizin gelecek maksatlarına bir adım daha yaklaşmasına büyük katkılar sunacak. Bugünün dünya sisteminde; gerçek fikirleri bulmak, bu fikirlere yatırım yapmak ve şirketlerin sağlayacağı ticari yarardan çok daha büyük bir hedefe odaklanmak, muvaffakiyete giden yolun anahtarı. Dünyada paydaşlar ortasındaki iş birliğinin her geçen gün daha da kıymet kazandığı böylesine bir devirde, Sabancı ARF Almost Ready to Fly, hem bizlerin, hem girişimcilerin hem de dünyamızın yarar sağladığı, ‘kazan-kazan-kazan’ yaklaşımının simgelerinden biri oldu. Ülkemizde bu usul iş birliklerinin artması konusunda, öncü bir rol üstlenmekten büyük memnunluk duyuyoruz” dedi.

“Dijital yetkinliklerimizi, sürdürülebilirlikte fark yaratmak için kullanmayı sürdüreceğiz”

Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Küme Lideri Gökhan Eyigün ise, fikirden pahaya uzanan süreçte, Sabancı ARF’in teşebbüsçüler için çok kıymetli bir rol üstlendiğinin altını çizerken, “Programımızın birincisini gerçekleştirmemize karşın hem ilgiden hem de iştirakçilerimizin geri bildirimlerinden son derece mutluyuz. Heyetimizin değerlendirmesi sonucunda, Sabancı ARF Almost Ready to Fly yatırımı almaya hak kazanan 8 girişimcimizle birlikte, dijital ve yeni iktisat yetkinliklerimizi, Sabancı’nın Topluluk Vaadi’nin de merkezinde yer alan sürdürülebilirlik konusunda fark yaratmak için kullanmayı sürdüreceğiz. Ek tohum yatırımı alamayan girişimlerimizi de hiçbir formda yalnız bırakmayacak, ekosistemimizle birlikte stratejik iş birliği fırsatları ve yurt dışı irtibatları kurma konusunda dayanak vermeye devam edeceğiz” dedi.

“Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminde bir ihtilal gerçekleştiriyoruz”

Sabancı ARF Almost Ready to Fly’in birinci faaliyet periyodunda Topluluk içerisinden 5 teşebbüsün yer aldığını hatırlatan Gökhan Eyigün, “Bu teşebbüslerden 2 tanesi ek yatırım almaya hak kazanarak, bir manada artık Sabancı çalışanı değil, bizim ortağımız olacak. Programın birinci gününde söylediğimiz üzere; Sabancı Topluluğu olarak kurum içi girişimcilerimize burada çok kıymetli bir hak sunuyoruz. Kendi hayallerinin peşinden koştukları bu 20 hafta boyunca işlerine büsbütün orta verme lakin tıpkı vakitte maaşlarına almaya devam etme imkânı veriyoruz. Kaldı ki, bu girişimcilerimiz, Sabancı Topluluğu’ndaki misyonlarına dönmek istemeleri durumunda, nisan ayının sonuna kadar çalıştıkları şirketlerine rastgele bir özlük hakkı ya da meslek kaybı olmadan geri dönebilecekler. Bu hakkın bugüne kadar Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminde verilmemiş bir fırsat, bir nevi bir ihtilal olduğunu bilhassa belirtmek isterim.” dedi. Eyigün bir de davette bulunarak, “Türkiye’nin rekabet üstünlüğü yaratabilecek alanlarından biri olarak gelişmiş ve ileri bir girişimcilik ekosisteminin çok bedelli ve değerli olduğunu düşünüyorum. O nedenle daima birlikte İstanbul’u, Türkiye’yi dünyanın en yeterli birinci 5 girişimcilik merkezinden biri yapalım diyorum” halinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Son devirlerde haklarında çıkan evliliklerinde kriz yaşadıkları argümanları ile sık sık gündeme gelen Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç çiftinden bu sefer sevindiren haber geldi. Çift evliliklerini kurtarmak için bir adım attı.

Geçtiğimiz yıl nikah masasına oturarak hayatlarını birleştiren ünlü oyuncu Demet Özdemir ile ünlü müzikçi Oğuzhan Koç‘un evliliklerinde krizler yaşandığı argümanı magazin gündemine oturmuştu. Argümanlara nazaran; şu sıralar yeni dizisi Adım Farah‘taki başarılı performansıyla dikkatleri üzerine çeken oyuncu Demet Özdemir, doğum gününde eşi Oğuzhan Koç ile yaşadığı kriz sebebiyle meskeni terk etmişti. Bu savlar ortaya çiftin evliliklerini sonlandıracakları haberlerinin çıkmasına sebep olmuştu. Evliliklerini kurtarmaya çalışan çiftten yeni bir adım geldi.

EVLİLİKLERİNİ KURTARMAK İÇİN ADIM ATTILAR

Ortaya atılan argümanları kimi vakit yalanlayan kimi vakitse problemlerin olduğunu kabul eden ikili geçtiğimiz günlerde alyans takmamalarıyla da gündeme gelmişti. Çiftin alyanslarını çıkardıkları haberleri evliliğin büsbütün bittiği argümanlarını ortaya çıkarmıştı.  Demet Özdemir’in evlilik süresince “Zaten genelde alyans takmıyordum. Bunun krizle ya da boşanmayla ilgisi yok” dediği öğrenilmişti. Çiftin son olarak çift terapisi aldıkları öğrenildi. Tezlere nazaran Demet Özdemir’in profesyonel yardım alma kararını Oğuzhan Koç’un da desteklemesinin üzerine çiftin bir süredir Suadiye‘de bulunan bir merkezde çift terapisi aldıkları öğrenildi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

Neslihan Atagül dansıyla büyüledi! “Ah Belinda” sinemasının ön gösteriminde…

Acun Ilıcalı’nın depremzede çocuklar için “Kral Şakir Mikrop Avcıları Cumburlop!” galasına katıldı. Canlı yayında bu bahis hakkında konuşan Hakan Ural, Acun Ilıcalı’nın saatinin fiyatını söylemesi üzerine olanlar oldu. Acun Ilıcalı’nın saatinin fiyatını duyanların dudakları uçukladı.

Depremzede çocukların morallerini yerine getirmek için, Acun Ilıcalı ve Varol Yaşaroğlu iş birliğiyle organize edilen “Kral Şakir Mikrop Avcıları Cumburlop!” sinemasının birinci gösterimi, Osmaniye’de gerçekleştirildi.  Acun Ilıcalı ve Varol Yaşaroğlu’da Katar- Türkiye Konteyner Kardeşlik Kenti’ni ziyaret ederek sinemanın çocuklar için yapılan özel gösterimine katıldı. “Neler Oluyor Hayatta” programının sunucusu Hakan Ural ise bu anları canlı yayında yorumladı. O anlarda Acun Ilıcalı’nın saatinin fiyatını söyleyen Ural, dikkat çeken yorumda bulundu.

ACUN ILICALI’NIN SAATİNİN FİYATINI SÖYLEDİ

Programda yaptığı yorumlarla sık sık gündeme gelen Hakan Ural, bu seferde Acun Ilıcalı’nın sarsıntı bölgesinde taktığı saatin fiyatını söylemesiyle gündeme geldi. Partneri Işık Tuğba Ilıcalı’nın çocuklarla vakit geçmesini yorumlarken Hakan Ural’ın da  “Kolundaki saat 120 bin Euro… Konuşmuyorum” kelamları magazin gündemine bomba üzere düştü. Nur Tuğba da “Allah… Tamam, geçiyorum” diyerek mevzuyu değiştirdi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;

Çeşme’de dolu yağışı tesirini gösterdi! Plajlar beyaza büründü