Gün: 14 Nisan 2023

  • Gobert: “Lakers’a karşı aslında oynayamazdım…”

    Minnesota Timberwolves pivotu Rudy Gobert, Los Angeles Lakers’a karşı oynanan play-in müsabakasında yeteri kadar sağlıklı olmadığı için muhtemelen oynayamamış olacağını belirtirken, bu geceki durumunun belgisiz olduğu açıklandı.

    Gobert, olağan dönemin son maçında ekip arkadaşı Kyle Anderson ile yaşadığı sürtüşmeden dolayı 1 maçlık uzaklaştırma cezası aldığı için, Timberwolves’un Lakers’a karşı 15 sayılık bir farkla kaybettiği play-in maçında forma giyememişti.

    Gobert, bu müsabakada oynayacak kadar sağlıklı olmadığını belirtti:

    “Hala çok ağrım var ve istediğim üzere hareket edemiyorum, lakin her gün biraz ilerleme kaydediyorum.”

    Gobert ayrıyeten, Anderson ile ortasını uzun vakit evvel düzelttiğini de kelamlarına ekledi:

    “İkimiz de birbirimizden özür diledik ve bu olayı geride bıraktık. Hayat bu. Milyonlarca insanın bu anı izlemesi ve olan bitenler hakkında bir fikir sahibi olması, denetimimizde olmayan bir durum. Denetim edebileceğimiz şey, birbirimize ve aramızdaki bağlantıya duyduğumuz hürmettir.”

    Wolves’un ayrıyeten Gobert’i bu gece Oklahoma City Thunder’a karşı oynatıp oynatmayacağından da emin olmadığı kaydedildi.

  • Wiggins, playoff serisi 1. maçında dönüyor!

    Golden State Warriors forveti Andrew Wiggins’in Cumartesi günü Sacramento Kings’e karşı oynanacak playoff birinci tıp serisinin 1. maçında oynamasına müsaade verildiği bildirildi.

    The Athletic’ten Anthony Slater ve Shams Charania, Warriors’ın Wiggins’i benchten oyuna dahil ederek 20-25 dakika ile sonlandırmayı düşündüğünü söyledi.

    Wiggins, babasının hastalığı sebebiyle olağan dönemin son iki ayını kaçırmış ve 13 Şubat’tan beri forma giyememişti.

    2022 şampiyonluk serisinde Warriors’ın en uygun iki istikametli oyuncularından biri olan Wiggins, geçtiğimiz sene forma giydiği 22 playoff maçında 16.5 sayı, 7.5 ribaund ve birer top çalma ile blok ortalamaları yakalamıştı.

  • Yürüyebilmek için başladığı halterde Türkiye şampiyonu oldu

    Antalya’da ender görülen omurilikte gelişim bozukluğuyla dünyaya gelen ve bir müddet sonra bacak kaslarını güçlendirip, yürüyebilmek için spora başlayan Simge Elif Poyraz (27), halterde Türkiye şampiyonu oldu.

    Kepez ilçesinde yaşayan Poyraz ailesinin 3 çocuğundan en küçüğü Simge Elif Poyraz, omurilikte gelişim bozukluğu olarak bilinen ‘Spina Bifida’ hastalığıyla dünyaya geldi. Hastalığı nedeniyle çocukluğunda kısmen de olsa zorluk yaşayan Poyraz’ın sol bacağında, 12 yaşındayken kısmi felç oldu. Koltuk değneğiyle hayatına devam eden Poyraz, hastalığı nedeniyle birçok ameliyat geçirdi.

    Engeli eğitimine de mani olan Poyraz, bir müddet sonra tekerlekli sandalye ile ömrünü sürdürdü. Fizik tedavi almaya başlayan Simge, burada kendisi üzere tekerlekli sandalye ile ömrüne devam eden halter atleti Faruk Öztürk ile tanıştı. Tekrar ayağa kalkabilmek için zayıf bacak kaslarını güçlendirmek isteyen Simge, Faruk’un yönlendirmesiyle haltere başladı.

    İLK YARIŞINDA İKİNCİ OLDU

    Büyük azimle çalışan Poyraz, haltere başlamasından kısa mühlet sonra katıldığı Bedensel Engelliler Türkiye Şampiyonası’nda ikincilik elde etti. Halterle tüm hayatı değişen Simge, meskene hapsolmayı bıraktı ve bir müddet sonra da Konyaaltı Belediyesi’nde işe başladı. Yaşadığı sakatlıklar kendisine mahzur olamayan Simge, geçen ay Aydın’ın Nazilli ilçesinde düzenlenen Bedensel Engelliler Türkiye Halter Şampiyonası’nda 1’inci oldu.

    ARKADAŞI SAYESİNDE SPORLA TANIŞTI

    Hedeflerinden asla vazgeçmediğini söyleyen Poyraz, “Halterde dünya şampiyonu olan arkadaşım Faruk sayesinde sporla tanıştım. Başlarken birinci niyetim bacak kaslarımı güçlendirmekti. Kısa müddet sonra düzenlenen şampiyonada Türkiye 2’ncisi oldum. Başarıyı gördükten sonra niyetim değişti ve büsbütün kollarıma odaklandım ve şampiyon olmayı hedefledim” dedi.

    ‘AVRUPA’DA BAYRAĞIMIZI DALGALANDIRMAK İSTİYORUM’

    Halterin tüm hayatını değiştirdiğini belirten Poyraz, “Sporun akabinde işe başladım, meskenimi aldım. Spor benim hayatım oldu diyebilirim. Halter olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Konuta kapanmadım. Geçen ay düzenlenen şampiyonada Türkiye 1’incisi oldum. Beklemiyordum zira üst üste sakatlıklar yaşadım ve sarsıntıdan ötürü da idman yapamamıştık. Avrupa’da bayrağımızı dalgalandırmak istiyorum. Bunun için 2025 Avrupa Şampiyonası’na hazırlanıyorum” dedi. (

  • Piyango Sepeti haftalık çekiliş sonuçları açıklandı, toplam 11 milyon TL değerinin üzerindeki ödüllerin sahipleri belli oldu

    Türkiye’nin şans oyunları sitesi piyangosepeti; yerel dinamiklere uygun, güvenli ve heyecanlı bir dijital şans oyunları deneyimi sunmaya devam ediyor. 13 Nisan Perşembe günü gerçekleştirilen çekilişte 11 milyon TL değerinin üzerinde, toplam 252 adet ödülün sahipleri belli oldu.  

    Türkiye’nin şans oyunları sitesi piyangosepeti, Milli Piyango İdaresi çatısı altında karşılığı nakit olmayan; otomobil, cep telefonu, küçük ev aletleri, beyaz eşya, hediye çekleri, elektronik eşya ve benzeri piyangolar ile dijital şans oyunlarının oynanmasını sağlıyor. 

    Milli Piyango TV üzerinden canlı yayınlanan çekilişte aralarında; bilgisayar, telefon, otomobil, motosiklet, oyun konsolu, fritöz, televizyon, akıllı saat, kulaklık, hediye çeki ve kahve makinesi gibi ikramiyelerin bulunduğu 252 ödül dağıtıldı. Çekilişte, 11 milyon TL değerinden fazla ödülün sahibi belli oldu.

    Sorumlu ve şeffaf bir oyun politikası benimseyen piyangosepeti kazandırmaya devam edecek.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ukrayna’daki mobil yemek tırı yurda döndü

    Savaş mağduru 140 bin kişiye sıcak yemek dağıtan mobil yemek tırı Ukrayna’dan döndü

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Antikkapı AŞ’ye ait mobil yemek tırı Ukrayna’dan Kocaeli’ye döndü. 13 aydır Ukrayna’da savaş mağdurlarına sıcak yemek ikramı yapan yemek tırı, yaraların sarılmasına katkı sağladı. Toplamda 140 bin kişiye sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirildi.

    10 MART 2022’DE YOLA ÇIKTI

    Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Ukrayna’ya gönderilen mobil yemek tırı, 13 aylık görev süresinin ardından Kocaeli’ye dönüş yaptı. Lviv kentinde savaştan etkilenen Ukraynalılara hizmet veren yemek tırı, acil insani ihtiyaçların karşılanması amacıyla Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın tarafından gönderilmişti. 10 Mart 2022 tarihinde Kocaeli’den uğurlanan yemek tırı, AFAD koordinatörlüğünde savaş mağdurlarına hizmet verdi.

    GÜNLÜK 6 BİN KİŞİLİK YEMEK

    Mobil Yemek Tırı’nda 2 ton temiz su tankı, 1 ton atık su tankı, dışarıya bağımsız olarak 5 gün çalışabilecek jeneratör bulunuyor. Araç günlük 20 bin kâse çorba ve 6 bin kişilik 3 çeşit yemek üretebiliyor. Araç dışarıdan elektrik bağlantısı yapıldığında ise sınırsız çalışabiliyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kolajen Aşısı İle Cildiniz Gençliğini Geri Kazansın

    Vücutta doğal olarak bulunan kolajen proteini cildin yaklaşık yüzde 90’ını oluşturuyor. Kolajen cildin kendini yenilenmesine ve elastikiyetini korumasını sağlıyor.  Sigara, yoğun stres, güneş ışınlarına maruz kalma kolajeni azaltan etkenler arasında bulunuyor. Kolajen azaldıkça cilt; matlaşmaya, nemini kaybetmeye, kırışmaya ve yaşlanmaya başlıyor. Bu etkilere karşı kolajen tedavileri ön plana çıkıyor.  Kolajen uygulamaları cilde ihtiyaç duyduğu ışıltıyı, nemi, yumuşaklığı ve gençliği geri kazandırıyor. Memorial Wellness Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Pelin Özgen sıcak kolajen uygulaması hakkında bilgi verdi. 

    Orta yaşlardan itibaren kolajen üretimi azalıyor

    Kolajen ciltte doğal olarak bulunur ve ciltteki kolajen üretimini fibroblastlar yapmaktadır. Bu protein, bağ dokusunun hücre dışı matrisinin oluşumunda temel bir öneme sahiptir. Orta yaşlardan itibaren kolajen üretimi azalmaya başlar ve her yıl yaklaşık %1 kolajen kaybedilir. Kadınlarda menopozun ilk beş yılında bu kayıp %30’a kadar çıkabilmektedir. Ciltteki kolajen üretimi; kolajenden zengin besinlerle, kolajen içeren kremlerle lazer ve kolajen aşıları ile desteklenebilmektedir. 

    Cildi doğal bir şekilde gençleştiriyor

    Sıcak kolajen uygulaması bir çeşit kolajen aşısıdır. Kolajen aşısının uygulama alanı, ciltteki izler, yaşa bağlı olarak gelişen kırışıklıklar, akne izleridir. Dolgu gibi hacim vermezken, doğal görünümü tercih eden hastalarda özellikle kırışıklıklarda açılmalar, izlerde azalmalar görülür. Kolajen aşısıyla yapılan şey aslında cildin epidermis tabakasının altında bulunan dermiş tabakasında kolajen üretimini uyarmaktır. Özel içerikleri ile pek çok farklı cilt sorununa hızlı çözümler sunar. Ayrıca destekleyici etkisi ile cilt gençleştirme veya güzelleştirme amaçlı uygulamalarda olumlu etkilere sahiptir. Sıcak kolajen uygulaması 4 hafta arayla 2 kez uygulanmaktadır. 

    Cilt elastikiyet ve parlaklık kazanıyor

    Ciltte azalan kolajen, kolajen aşısıyla tekrar tetiklenir ve bu süreç hızlandırılır. Kişi kendi dokusuyla, kendi kolajeniyle gençleşir. Cilt kaybettiği elastikiyetini ve parlaklığını geri kazanır. Kolajen aşısı, cilt kırışıklıklarının tedavisinde ve önlenmesinde önemli bir rol oynar. Yüz, boyun, dekolte, diz kapağı ve ellere rahatlıkla uygulanabilen kolajen etken maddesi cilt altına 1-3 cm aralıklarla enjekte edilir. Kolajen aşısı uygulaması tek başına uygulanabileceği gibi, altın iğne radyofrekans, lazer işlemleri gibi işlemlerden sonra da rahatlıkla yapılabilmektedir. Lazer tedavileri de ciltteki kolajen üretimini uyarıp, kolajen üretimini artırmaktadır. Bu tedavilerin avantajlarından biri de kişinin günlük hayatını etkilememesi ve aktivitelerinden uzaklaştırmamasıdır. 

    Kolajen aşısının etkisi genellikle 1,5 yıl sürüyor 

    Özellikle yüzünde dolgu yorgunluğu olan, dolgudan dolayı sarkma hisseden, dolgu istemeyen ve doğal bir görünüm isteyen hastalarda tercih edilmektedir. Uygulamadan önce kremle lokal anestezi uygulanır. Ön kola alerji testi yapılır, herhangi bir reaksiyon olmadığı takdirde rahat bir şekilde uygulama yapılmaktadır. Kolajen aşısının etkisi ortalama 4 hafta gibi bir sürede kendini göstermektedir. Bu etki ortalama 1- 1,5 yıl sürmektedir.  

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Devlet Çoksesli Korosu, 19 Nisan’da, dünyadaki sayılı koro şeflerinden Norveçli Ragnar Rasmussen yönetiminde konser verecek

    Devlet Çoksesli Korosu, 19 Nisan’da, dünyadaki sayılı koro şeflerinden Norveçli Ragnar Rasmussen yönetiminde bir kez daha konser verecek olmanın heyecanını yaşıyor. “Köprüler” başlıklı konserle, müzikseverler, Anadolu müziğinden dünya müziklerine bir yolculuğa çıkarılacak. 

    Duayen şef, Ankara’daki konserden sonra, 25 Nisan’da Kültür ve Turizm Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen İstanbul 2023 Dünya Koro Müziği Sempozyumunun Festival Açılış Konserinde, Devlet Çoksesli Korosu ve Estonya Filarmoni Oda Korosunu yönetecek; festival kapsamında bir de şeflik ustalık sınıfı çalışması yapacak.

    DÇK ile üçüncü kez biraraya gelecek olan duayen şef, konserde, piyano klavyesinin yeni bir versiyonu olan “seaboard”la da konsere farklı bir boyut katacak. “Tuşların dalgası” olarak nitelendirilen enstrümanın kullanıldığı konserde, elektronik müzik ve koro müziği arasında ahenkli bir köprü kurulacak. Bir köprü de, türkülere eşlik edecek olan sanatçılarımız Erdem Şimşek, Süleyman Yardım ve Buğra Kutbay’ın bağlama, mey ve kaval icrasıyla türkülerimiz ve dünya müzikleri arasına atılacak. Norveçli soprano Margiritte Narvesen de konserin renklerinden biri. 

    Anadolu, Norveç ve dünya müziklerinden oluşan bir kompozisyonla sunulacak olan “Köprüler” başlıklı konserde, DÇK için bestelenmiş iki eser de yine programda yer alıyor: “This River”(beste: Henning Sommerro) ve “Winding Words of Wisdom”(beste: Giovanni Bonato).

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • TÜİK: Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık %106,77, aylık %1,79 arttı

    Tarım-ÜFE’de (2015=100), 2023 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %1,79, bir önceki yılın Aralık ayına göre %20,51, bir önceki yılın aynı ayına göre %106,77 ve on iki aylık ortalamalara göre %142,37 artış gerçekleşti.

    Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %1,64 artış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %3,96 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde %6,72 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre tek yıllık bitkisel ürünlerde %3,51 azalış, çok yıllık bitkisel ürünlerde %4,57 artış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %7,22 artış gerçekleşti.

    Yıllık Tarım-ÜFE’ye göre 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
     
    Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %21,55 ile lifli bitkiler ve %68,88 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %174,94 ile turunçgiller ve %173,85 ile yağlı meyveler oldu.

    Aylık Tarım-ÜFE’ye göre 5 alt grup daha düşük, 6 alt grup daha yüksek değişim gösterdi

    Bir önceki aya göre azalışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla, %28,66 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler ve %7,40 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise %11,49 ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar ve %10,81 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları oldu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Rogueside, Hidden Through Time 2: Myths & Magic’i Duyurdu

    Belçikalı Rogueside, başarılı kapalı obje bulma oyunu Hidden Through Time’ın devam oyununu duyurdu. Hidden Folks’un müsaadeden giden Hidden Through Time bence Hidden Folks kadar başarılı olmasa da tekrar de çok hoş bir oyundu, bilhassa de harita editörü benzerlerinden kolaylıkla sıyrılmasını sağlamıştı. Hatta kimi kullanıcıların hazırladıkları haritaların, oyunun ana öyküsündeki haritaları aratmadığını söyleyebilirim.

    Yeni oyunun ismi Hidden Through Time 2: Myths & Magic olarak seçilmiş ve isminden da anlaşılacağı üzere mitolojiye ve büyüye dayalı kısımlar bizi bekliyor olacak. Rogueside, oyuncu topluluğunun taleplerini de dinleyerek birinci oyunun katbekat üzerine çıkan bir oyun hazırladıklarını söylüyor.

    Pazarlama yöneticisi Jacobein Van den Bergh de kendileriyle başka misal oyunlar ortasındaki en büyük farkın harita editörü olduğunu söyleyerek, oyuncuların kendi haritalarını yaratıp paylaşabildiklerini ve öbür oyuncuların da bu haritaları oynayabildiklerini hatırlatmış.

    Oyun bu sene içerisinde çıkacak.

  • TÜBİTAK BİGG Fonu’ndan girişimcilere 450 bin lira destek

    Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA)
    TÜBİTAK 1512 Girişimcilik Destek Programı (BİGG) 2023 yılı çağrısı kapsamında TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ), ASELSAN ve KTO Karatay Üniversitesi iş birliğinde yürütülen BİGG GARAJ programı, TÜBİTAK’ın girişimci adayları için verdiği 450.000 TL sermaye desteği için başvuruları almaya başladı.

    2023-1. Dönem çağrısından itibaren destek tutarı, TÜBİTAK BİGG Fonu ile %3 hisse karşılığında yatırım olarak kuruluşa aktarılacak. Akıllı ulaşım, akıllı üretim sistemleri, enerji ve temiz teknolojiler, iletişim ve sayısal dönüşüm, sağlık ve iyi yaşam ve sürdürülebilir tarım ve beslenme gibi tematik alanlarda fikri olan ve Ar-Ge, inovasyon içeren projesini geliştirmek için kendi şirketini kurmak isteyen girişimci adayları başvuru yapabilecek. Kabul edildiği takdirde de, geri ödemesiz 450 bin TL sermaye desteği alabilecek.

    BİGG GARAJ Programı kapsamında sağlanacak olan teknoloji tabanlı girişimcilik eğitimleri, iş planı oluşturma ve proje yazma eğitimleri ile tüm mentorluk destekleri BİGG GARAJ proje ortakları ve destek kuruluşları tarafından ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Girişimciler ayrıca TOBB ETÜ, ASELSAN ve KTO Karatay Üniversitesi aracılığıyla işbirliği ağlarına, potansiyel müşterilere ve finansman kaynaklarına bir adım daha yaklaşacak.

    Destek için başvuru koşulları ise şöyle: Herhangi bir ön lisans, lisans, yüksek lisans veya doktora programına kayıtlı öğrenci veya mezun olmak. Daha önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknogirişim Sermayesi Desteği ya da TÜBİTAK 1512 Programı 2. aşaması kapsamında destek almamış olmak. Ön başvuru tarihi itibariyle herhangi bir işletmenin ortaklık yapısında yer almamış olmak. Başvurular https://etugaraj.org/bigg-garaj/ adresi üzerinden yapılabilecek.

    TOBB ETÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin; 2015 yılından günümüze BİGG GARAJ Programı kapsamında, 20’den fazla ilde ve çevrimiçi olarak gerçekleştirdiği girişimcilik eğitimlerine 1000’den fazla, mentorluk programına ise 500’den fazla girişimci katıldı ve 80’in üzerinde ekip 15 Milyon TL’nin üzerinde geri ödemesiz hibe desteği almaya hak kazandı. TOBB ETÜ Teknoloji Transfer Ofisi, şirketlerini kuran girişimcilerle beraber çalışarak onların Türkiye ve yurt dışından yatırım alması ve ürünlerini pazara sunmasına destek oldu.

  • Figopara yılın birinci çeyreğinde 7 kat büyüdü

    Tedarikçi finansmanına aracılık etmenin yanında geliştirdiği tahlillerle KOBİ’lerin, işletmelerin süratli, kolay ve ucuz finansmana ulaşmasını sağlayan Figopara, 2023 yılının birinci çeyreğinde de süratli büyümesini sürdürdü. Figopara, alıcı, satıcı, finans şirketi üçlüsünü tıpkı platformda buluşturarak sunduğu ‘Tedarikçi Finansmanı’ ve KOBİ’lerin nakde erişimini hızlandıran ‘KOBİ Finansmanı’ eserleriyle 2023 yılının birinci üç ayında geçtiğimiz yılın birebir periyoduna kıyasla 7 kat büyüdü. Şirket, bu periyotta bir evvelki yılın birinci 11 aylık büyüklüğünde finansmana aracılık etmiş oldu. Figopara, ‘Tedarikçi Finansmanı’ eserinde çalıştığı alıcı ve tedarikçi şirket sayısını üç katına çıkarırken, ‘KOBİ Finansmanı’ eseriyle çalıştığı KOBİ sayısını ise 10 katına çıkardı.

    ‘Alternatif finansman modellerinin ehemmiyeti artıyor’

    Şirketlerin işletme sermayesini büyütmek ve muhtaçlık duydukları finansmana erişimlerini kolaylaştırmak için çalışmalarını süratli bir formda sürdürdüklerini tabir eden Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar, “İşletmeler için tahsilat sorunu en temel sorun olmaya devam ederken, nakde ulaşmak için alternatif finansman modelleri daha da kıymetli hale geliyor. Figopara olarak bu yılın birinci üç ayında geçtiğimiz yılın birinci 11 aylık büyüklüğüne ulaştık. ‘Tedarikçi Finansmanı’ eserimizle çalıştığımız alıcı ve tedarikçi şirket sayısını üç katına, ‘KOBİ Finansmanı’ eserimizle KOBİ sayısını ise 10 katına çıkardık. 2023 yılının birinci çeyreğini hedeflediğimiz oranda büyümeyle kapatmanın memnunluğunu yaşıyoruz” dedi.

    Doğru fiyatla finansmana erişim için pek çok seçenek tek platformda

    KOBİ’lerin, işletmelerin nakit akışı sorunlarını çözebilmeleri için inovatif eserler geliştirdiklerini tabir eden Koray Bahar, şunları söyledi: “Tedarikçi finansmanı ülkemizde olduğu üzere küresel manada da kıymetli hale geldi. Türkiye’deki büyük şirketler tedarikçilerini korumak ve onların ömür döngüsünü uzatmak için Figopara platformunu alternatif bir finansman modeli olarak kullanıyor. Alıcı firmalar vadelerini uzatabiliyor, tedarikçiler ise alıcı firmanın gücünden faydalanarak finansmana daha süratli bir formda ulaşabiliyor. Birlikte çalıştığımız 20’den fazla banka ve 10’dan fazla banka harici finansal kuruluşla birlikte hem büyük tedarikçi finansmanı sağlayan şirketlere hem de tedarikçilerine yanlışsız fiyatla finansmana erişim için pek çok seçeneği tek platformda sunuyoruz. KOBİ’lerin muhtaçlık duyduğu an vadeli alacaklarını çek, senet teminat gerekmeden finansmana çevirebileceği eserimiz ‘KOBİ Finansmanı’ ile de KOBİ’lerin nakit gereksinimlerine süratli ve kolay yoldan ulaşmalarına aracılık ediyoruz.”

    ‘Türkiye’nin en güçlü bankalarıyla iş birliğine imza attık’

    2023 yılının başında hali hazırda ‘Tedarikçi Finansmanı’ tarafında çalıştığımız Türkiye’nin en büyük bankalarından Türkiye İş Bankası ve Akbank ile ‘KOBİ Finansmanı’ eserinde de çalışmaya başladıklarını hatırlatan Koray Bahar, kelamlarına şöyle devam etti: “Buna ek olarak müşterilerimize daha âlâ bir tecrübe sunabilmek için web sitemizi ve müşteri edinim süreçlerimizi yeniledik. Böylece müşterilerimiz daha süratli ve kolay bir biçimde nakde erişebiliyor. Müşterilerimizin daha az evrak ve süreçle devam edebilecekleri yeni modeller üzerine de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

    ‘Global açılımlarımız sürecek, Türkiye’deki fırsatlar markajımızda”

    Öte yandan 2023 yılında yeni eserler geliştirme ve yurt dışı büyüme maksatlarına odaklanacaklarını vurgulayan Koray Bahar “2023 yılının birinci çeyreğinde Dubai ofisimizin açılışını gerçekleştirdik. Londra’da İngiltere pazarı için tahlillerimiz yolda. Bunun yanı sıra kullanıcılarımızın finansal planlamada tahlil ortağı olma yolunda en efektif biçimde platformumuzu kullanması için iki satın alma sürecinin sonuna geldik. Türkiye’nin önder finansman platformu olma yolunda ilerliyoruz” diye konuştu.

  • Tiago Çukur formunu yükseltti

    Belçika 2. Lig takımlarından Dender’in Fenerbahçe’den kiralık olarak takımına kattığı Tiago Çukur, son maçlarda attığı gollerle dikkat çekti. Tiago, olağan dönemde 17 gayrette 2 defa gol sevinci yaşayabilmişti.

    20 yaşındaki oyuncu, ligde kalma Play-Off’unda ise son 2 maçta 3 kez ağları havalandırdı. Dender bu müsabakaları kazanarak bitime 4 hafta kala düşme çizgisi olan son sırayla ortasındaki puan farkını 11’e yükseltti ve ligde kalmayı büyük ölçüde garantiledi.

     
  • Fenerbahçe’de Arda Güler ve Miha Zajc birinci 11’e dönüyor

    Fenerbahçe’de Karagümrük maçında sonradan oyuna giren Miha Zajc ve Arda Güler, çabanın gidişatını değiştirmiş, Fenerbahçe’nin 1-0 geriden gelip kazanmasında büyük hisse sahibi olmuştu. Harikulade ikilinin Ankaragücü müsabakasına 11’de başlayacakları öğrenildi.

    Ferdi’nin yerine Osayi-Samuel

    Karagümrük maçının birinci yarısındaki ekip performansından hiç şad olmayan Jesus, Ankaragücü maçında kadroyu değiştirmeye hazırlanıyor. Portekizli teknik adamın Arda ve Zajc’ı Başşehir grubuna karşı birinci 11’de oynatmayı planladığı öğrenildi. Bu ikilinin yanı sıra Diego Rossi ile cezalı Ferdi’nin yerine Samuel’in de 11’e dönmeleri bekleniyor.

  • Eyüpspor’un yeni hocası Arda Turan!

    Eyüpspor, Zafer Turan sonrası Arda Turan ile teknik yöneticilik için muahede sağladı.

    Hürriyet’in haberine nazaran; Arda Turan, teknik yöneticilik mesleğinin birinci maçına Göztepe karşısında pazar günü çıkacak.

    DETAYLAR BİRAZDAN….

  • Bu kadar da olmaz diyeceğiniz, lezzetine hayran kalacağınız bir kek tarifi!

    İftar sonrası lezzetli mi lezzetli bir tanım.. Herkesin bayılacağı frambuaz ve beyaz çikolatanın mükemmel ahengi sofralarınıza renk katacak. Daha fazla bekletmeden çabucak tanımımıza geçelim!

    BEYAZ ÇİKOLATA VE FRAMBUAZLI KEK 

    Malzeme:

    • 100 gr beyaz çikolata
    • 100 gr tereyağı
    • 2 adet yumurta
    • 100 gr pudra şekeri
    • 170 gr un
    • 1 paket kabartma tozu
    • 50 gr beyaz çikolata parçaları
    • 150 gr dondurulmuş yahut taze frambuaz

    Yapılışı:

    1. Tereyağı ve 100 gr beyaz çikolatayı benmari yordamı eritin.
    2. Bir kasede yumurtaları ve pudra şekerini güzelce beyazlaşana kadar mikserle çırpın.
    3. Daha evvel erittiğiniz tereyağı ve beyaz çikolatayı içine katıp karıştırın.
    4. Unun içine kabartma tozu ekleyin ve karıştırın, yumurtalı karışımı içine dökün ve 50 gr beyaz çikolata kesimlerini da ekleyip son sefer karıştırın.
    5. Tüm karışımı yağlı kağıt kaplı (20×20 cm) kare pişirme kabına aktarın.
    6. Son olarak frambuazları da ekleyerek kekinizi evvelce ısıtılmış 180 derece fırında ortalama 25 dakika pişirin.

    Şimdiden afiyet olsun, tekrar görüşene dek hoşça kalın.

  • Operadaki Hayalet

    Broadway tarihinin en uzun soluklu şovu “The Phantom of the Opera” Pazar günü son performansını verecek ve ışıltılı avizesini 13.981. ve son kez Majestic Theatre sahnesine indirecek.

    Başarısı, belki de hiçbiri kendilerine Phans diyen iflah olmaz müdavimler grubundan daha çarpıcı olmayan her türlü motordan güç alıyordu. Dünyanın her yerinden geliyorlar, yükselen Andrew Lloyd Webber skoru ve Gotik aşk hikayesinden etkileniyorlar ve kendilerini diziye adadılar, elbette olabildiğince sık izliyorlar, ama aynı zamanda hatıra topluyorlar, karakter gibi giyiniyorlar ve çevrimiçi olarak bunun hakkında konuşmak.

    Long Island çağrı merkezi operatörü Frank Radice, karısına Madame Tussauds Balmumu Müzesi’ndeki “Phantom” enstalasyonunda evlenme teklif etti ve Connecticut’tan Tracy O’Neill, düğün şarkısı olarak şovun “All I Ask of You” şarkısını kullandı. New York’ta bir teknoloji çalışanı olan Elizabeth Dellario, kedilerine dizideki karakterlerden sonra Christine ve Erik adını verdi. Los Angeles ofis asistanı Erin Castro, oyuncu kadrosunun Lego figürlerini yapıyor. Onu 69 kez görmüş olan Pensilvanya kütüphanecisi Katie Yelinek, “Dürüst olmak gerekirse, yetişkin hayatımı Phantom’u görmeye gitmek etrafında şekillendirdiğimi söyleyebilirim.”

    Pek çok Phan. Altı ile tanışın:

    Vücut sanatı

    Alice Dyches

    Güney Carolina’da büyürken “Phantom” a aşık olan şarkıcı-söz yazarı Alice Dyches, gösteriye olan sevgisini dövmelerle ifade ediyor. Kredi… The New York Times için Lucia Buricelli

    Pek çok Phan’ın “Hayalet” dövmesi vardır, ancak Alice Dyches onunkine özgü hale gelmiştir. Gösteride sevilen bir şarkı olan “Think of Me”nin ilk üç notası bileğine kazınmıştı ve ortasında Majestic Theatre’ın adresi görülüyor: “245 W 44th.”

    Güney Carolina’da büyürken, filmi izleyerek müziğe aşık oldu; Altı yaşındayken, onu ilk kez Broadway’de büyükanne ve büyükbabasıyla bir gezide gördü.

    “Hayalet, Hugh Panaro’ydu ve beni korkuttu ve ben de geri dönmek istemeye devam ettim” dedi.

    Şimdi 22 yaşındaki Dyches, New York’ta yaşayan ve Aşağı Doğu Yakası’ndaki bir kedi barınağında çalışan bir şarkıcı-söz yazarı. Pandemi boyunca, “Phantom”un hayatta kalıp kalmayacağı konusunda endişeliydi ama yeniden açıldığında kendini rahatlamış hissetti.

    “Gerçekten üzgünüm – onu görmek için daha fazla zamanım olduğunu düşündüm” dedi. “Broadway’de ‘Phantom’un olmadığı bir hayat yaşamadım ve her zaman gerçekten boktan bir gün geçiriyorsam gidebilirim düşüncesi vardı.”

    Ve karnına yazılan bu adresle, bundan sonra olanları alaycı bir şekilde izliyor.

    “Umarım Majestic’e iyi bir şey gelir,” dedi, “çünkü aksi halde mahvolacağım.”

    sanat

    Wallace Phillips

    “Phantom”u 140 kez izlediğini söyleyen Wallace Phillips, diziden esinlenerek sanat eserleri yaratıyor ve müzikalin animasyon filmini çekme hayalleri kuruyor. Kredi… The New York Times için Lucia Buricelli

    “Operadaki Hayalet” için Son Perde Çağrısı

    Broadway tarihindeki en uzun soluklu gösteri 16 Nisan’da sona erecek.

    • Bilet Satışlarında Ani Artış :Gösterinin kapanışının duyurulmasından hemen sonra, “Phantom” şimdiye kadarki en yüksek hasılatını yapan haftasını yaşadı ve son çalışmasının sekiz hafta uzatılmasına yol açtı.
    • Bir Ömür Boyu Konser: “Operadaki Hayalet”, çoğu gösteriyle büyüyen orkestra üyeleri için bir istikrar kaynağı oldu. İşte sonu onlar için ne anlama geliyor.
    • Yapımcı Soru-Cevap:Ünlü İngiliz yapımcı Cameron Mackintosh, bir röportajda gösteriyi bitirme kararını açıkladı.
    • “Phantom”dan sonra: “Phantom” kapandıktan sonra Broadway’de en kalıcı ve hâlâ devam eden gösteriler hangileri olacak? İşte on yıldan uzun süredir oynayan dört yapım.

    Wallace Phillips, Cadılar Bayramı’nda Hayalet olarak giyinirken “Operadaki Hayalet”in ne olduğunu bile bilmiyordu. 10 yaşındaydı, Silver Spring, Md.’de büyümüştü; sadece kostümün havalı olduğunu düşündü.

    Annesi ona bir oyuncu kaydı verdi ve ardından 2010’da onu ve kız kardeşini Broadway’deki gösteriyi izlemeleri için getirdi.

    “Göz açıcı ve hayranlık uyandırıcıydı” dedi. “Büyülendim.”

    Phillips şu anda 27 yaşında ve Görsel Sanatlar Okulu’nda animasyon okumak için taşındığı New York’ta yaşıyor. “Hamilton”da mübaşir olarak çalışırken, serbest çalışan bir film yapımcısı olarak yoluna devam ediyor.

    “Phantom”u ne kadar seviyor? Son sayımda 140 kez görmüştü.

    Phillips, Phandom’unu sanatıyla ifade ediyor – bir gün müzikalin animasyon filmini yapmayı umuyor ve bu arada, bazılarını imzalayıp oyunculara verdiği konsept çizimleri ve çizimler yapıyor.

    “Onu onca kez görmeme rağmen, her gittiğimde şaşırıyorum” dedi. “O teklif! O avize yükseliyor! Tiyatro değişiyor! Her seferinde beni hayrete düşürüyor.”

    Adaş

    Christine Smith

    Bountiful, Utah’tan Christine Smith, adını “Phantom”daki bir karakter olan Christine Daaé’den almıştır. Kredi… Taylor Smith
    O bir Phan oldu. Kredi… Christine Smith

    Utah, Kaysville’deki ilkokulda Christine Smith, adının nereden geldiği hakkında bir makale yazmak zorunda kaldı. Annesine sorduğunda, adının “The Phantom of the Opera”nın kalbindeki genç soprano Christine Daaé’den geldiğini öğrendi.

    Smith, “Adımı aptal bir opera şarkıcısından aldığımı yazmıştım,” diye anımsıyordu.

    Market raflarında mezarlık vardiyasında çalışan babası, zaman geçirmek için “Phantom” dinledi. Filmi görene kadar itirazı anlamadı.

    “Kulağa aptalca geldiğini biliyorum ama bunun benim hayatım olacağını söyleyebilirim” dedi. “Adımı gerçekten sevmeyi öğrendim.”

    Walmart’ta bir kadro albümü aldı, okul şovlarında sahne almaya başladı ve Christine’i oynamayı hayal etti. Ailesinin New York’a seyahat etmeyi göze alamazdı, ancak sonunda altı kez izlediği Las Vegas’ta bir prodüksiyona gitmeyi başardılar.

    Şu anda Utah, Bountiful’da yaşayan 31 yaşındaki Smith, gösterinin kapanışı duyurulduktan sonra nihayet Broadway’de – iki kez – izleme fırsatı buldu. Ekim ayında, o ve kocası “Phantom”u görebilmek için New York’ta bir uçuş konaklaması ayarladılar ve ardından Ocak ayında 35. yıl dönümü performansını görmek için bir yarışma kazandı.

    “‘Hayalet’ kalbimi çok mutlu etti,” dedi.

    Dünya Gezgini

    Alessandro Bertolotti

    Milano’nun güneyinde yaşayan Alessandro Bertolotti, dünyanın her yerinde “Phantom” izlemiştir. Kredi… Alessandro Bertolotti
    Birçok dilde programları var. Kredi… Alessandro Bertolotti

    Milano’nun güneyindeki küçük bir kasaba olan Codogno’da yaşayan Alessandro Bertolotti, “Phantom”u yaklaşık 100 kez seyretmiştir: sadece Broadway’de ve Londra’nın West End bölgesinde değil, aynı zamanda Avusturya, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya ve Almanya’da. , Yunanistan, Macaristan, Norveç, Polonya, İspanya ve İsveç.

    “En unutulmaz akşamlar, seyirciler ve oyuncular arasındaki kaynaşmanın yarattığı bir enerjiyi toplum içinde hissettiğiniz akşamlardır” dedi. “Bir de, İsveç’teki gibi, ‘Phantom’un tamamen yeni bir sahnelemesini izlemekten gerçekten zevk aldığım şovlar var.”

    Müzikal tiyatro başlangıçta 67 yaşındaki Bertolotti’nin ilgisini çekmedi. Opera onun işiydi – hem hayran hem de yönetmen olarak. Ancak yirmi yıl önce, Bertolotti bir “Otello” prodüksiyonu üzerinde çalışmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ndeyken, bir meslektaşının tavsiyesi üzerine “Phantom”u gördü.

    “Bu bir ifşaydı,” dedi. “Müzikten, setlerden ve bu kostüm girdabından ve hızlı sahne değişimlerinden büyülenmiştim.”

    Bu yaz Trieste’de İran-Kanadalı “Phantom” emektar Ramin Karimloo’nun oynayacağı bir versiyonu – anavatanı İtalya’da bir ilk – izlemeyi planlıyor.

    “Gördüğüm tüm müzikaller arasında ‘Phantom’ her zaman en büyüleyici ve ilgi çekici olacak” dedi. “Artık benim bir parçam.”

    UZAKTAN Hayalet

    Yixuan Wu

    Çin’in Changsha kentinde bir “Phantom” DVD’si izleyerek büyüyen Yixuan Wu, 2021’de New York’a taşındığından beri onu Broadway’de 61 kez gördü. Kredi… The New York Times için Lucia Buricelli

    Yixuan Wu, bir video mağazasında bir “Phantom” DVD’sine rastladığında sadece 11 yaşındaydı. Broadway’den olabildiğince uzaktaydı – memleketi Changsha, Çin’deydi – ama ambalajı dikkatini çekti, bu yüzden onu kiraladı.

    Filmi defalarca izledi ve dünyanın dört bir yanından kaçak kayıtlar yayınlayarak Phandom’unu çevrimiçi olarak besledi.

    “Sadece bu hikayenin beni çağırdığını hissediyorum” dedi.

    2021’e göz atın. Wu, Çin’de sanat okulunu bitirmişti ve Fashion Institute of Technology’de okumak için New York’a taşınmıştı. Times Meydanı’ndaki TKTS gişesinden bir bilet aldı ve sonunda sağ arka orkestradan “Phantom”u gördü.

    “Sahnedeki tüm renkler beni hayrete düşürdü ve şaşırttı” dedi. “Kendi gözlerinle görmelisin.”

    25 yaşındaki Wu, şovu şimdi 61 kez izledi, bazen 29 dolarlık bir oda biletiyle, bazen bir piyango kazanarak ve arada bir tam fiyatlı bir koltuk için sıçrayarak. Ürünler topluyor (Japon üretiminden oyuncak ayılar dahil), hayran kurguları yazıyor ve hayran çizimleri yapıyor (çoğu onlara verdiği oyuncu kadrosu çizimleri).

    “Majestic’e her gidişimde,” dedi, “evimdeymişim gibi hissediyorum.”

    Cosplay

    Patrick Compton

    Patrick Compton, “Phantom”a kostümle ilk geldiğinde “kostüm” terimini duymamıştı. Kredi… Greg Değirmenleri
    Ky, Frankfort’taki kilisesinde bir bağış toplama etkinliği için “Phantom”dan bir sahneyi canlandırdı. Kredi… Charlie Baglan

    Patrick Compton ilk kez Hayalet gibi giyindiğinde bir kilise etkinliğindeydi. Memleketi Frankfort, Ky.’deki cemaati, bir akşam Broadway şovlarından sahnelerle para topluyordu ve müzikalden bir şeyler söylemeye karar verdi.

    Kentucky Acil Durum Yönetimi Bölümü’nde görevli bir memur olan Compton, ailesi onu Louisville’de izlemeye götürdüğünden beri “Phantom”u sevmişti ve bu onun anıydı.

    O zamandan beri, 47 yaşındaki Compton şan dersleri aldı, “Phantom” şarkılarının kendi versiyonlarını kaydetti, “Phantom” mezunlarıyla bir haftalık bir atölye çalışması yaptı ve bir dizi şov için seçmelere katıldı. New York’ta 20 kez ve turda beş kez “Phantom” izledi.

    Gösteriye maske, pelerin, yelek ve fötr şapkayla gelmeye başladığında “cosplay” kelimesini hiç duymamıştı – sadece eğlenceli olduğunu düşündü. Şimdi bunu birkaç kez yaptı.

    “Bugüne kadar, böyle bir gösterinin sizi duygusal olarak nasıl etkileyebileceğini henüz anlamadım – uvertürün ilk notasından itibaren tüyleriniz diken diken oluyor ve tüyleriniz diken diken oluyor” dedi. “Elinde değil. Bu bağımlılık yapıcı.”

    Elisabetta Povoledo, İtalya’dan raporlamaya katkıda bulundu.

  • Acı tablo değişti! Depremlerde 5 bin kişinin yakınları tespit edilemedi

    KAHRAMANMARAŞ (İGFA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 50 bin 500 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

    Yakını vefat eden 39 bin 689 vatandaş ödeme yapıldığını ve vefat eden 5 bin kişinin yakınlarını tespit edemediklerini belirten Bakan Soylu, “Onlarla ilgili ödemeleri bir yerde bloke ediliyor. Vefat edenler arasındaki bin 20 kişinin kimliği tespit edilemedi. Adli tıp incelemeleri sürüyor” dedi.

    57 bin 29 yıkık binanın 40 bin 969’unun enkazının kaldırıldığını açıklayan Bakan Soylu, “Vatandaşlarımız da kira konusunda kiralık yer bulamazlarsa ya da maalesef fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalıyorlarsa bizim görevimiz vatandaşları ev sahibi yapmaktır. Bu konuda da elimizi çabuk tutuyoruz” dedi.

    Bakan Soylu dün yaptığı açıklamada ise “Can kaybı 50 bin 399’a yükseldi. Vefat az açıklanıyor sözleri spekülasyon, kimliklendirme sürüyor, sayı güncellenebilir.” dedi.

  • Canlı Yayın Bazı Engelli Sanatseverler İçin ‘Fark Yarattı’

    Mollie Gathro için, yıldızlar mükemmel bir şekilde hizalanırsa, canlı tiyatro yılda bir kez yapılan bir hoşgörüydü.

    Gathro’da eklem ağrısı, halsizlik ve hareketlilik kaybıyla sonuçlanan dejeneratif disk hastalığı ve Ehlers-Danlos sendromu vardır. Engelleri nedeniyle, bir gösteriye gitmek, “düşmanı” Ticketmaster ile saatlerce süren telefon görüşmelerinden sonra erişilebilir koltukları güvence altına almak zorunda olmak anlamına geliyordu; onu götürecek bir arkadaş bulmak veya başka bir ulaşım aracı ayarlamak; ve vücudunun gerçekten dışarı çıkması için yeterince işbirliği yapmasını ummak.

    Ancak üç yıl önce canlı performans, koronavirüs pandemisi nedeniyle durduğunda ve sunucular izleyicilere ulaşmaya devam etmek için akışa döndüğünde, Gathro gibi sanatseverler için oyun alanı birdenbire düzleşti.

    Gathro, West Springfield, Mass.’taki evinden, Gore Vidal’ın draması “The Best Man”in akışlarını ve Colorado’daki Red Rocks Amphitheatre’daki bir Guster konserini izleyerek birdenbire herkesle aynı olanaklara erişti. Bir süreliğine her şey çevrimiçiymiş gibi göründü: Berlin Devlet Operası veya Philadelphia Orkestrası’nın performansları; Alonzo King gibi koreografların dansları ve Sofia Coppola’nın yönettiği New York Şehri Bale Bahar Galası; aynı anda akış hizmetlerinde yayınlanan gişe rekorları kıran filmler; Richard Nelson’ın Apple ailesiyle ilgili beğenilen oyun serisinin Public Theatre için son bölümü bile canlı olarak yayınlandı.

    35 yaşındaki Gathro, “Çok mutluydum, ancak diğer ayakkabının düşmesini beklemek gibi geçici bir duygu da vardı çünkü erişilebilirliği verdikleri kadar kolay bir şekilde ortadan kaldırabiliyorlardı,” dedi. olay.”

    Oluyor. Canlı performansın artık geri gelmesi ve bazı tiyatroların ve konser salonlarının seyircileri geri getirmekte hâlâ mücadele etmesiyle, sunucular canlı yayınlarını azalttı ve on yıllardır daha iyi sanal erişim için çağrıda bulunan engelli ve kronik hastalığı olan birçok kişiyi yeniden dışladı. .

    Birçok sunum yapan kişi akışı azaltmış olsa da, hâlâ eskisinden daha fazla kullanılabilir. Eylül ayında San Francisco Operası, Amina Edris’in oynadığı John Adams’ın “Antonius ve Kleopatra” performansını yayınladı. Kredi… Cory Weaver/San Francisco Operası

    Sanatı daha kapsayıcı ve erişilebilir kılmayı amaçlayan kâr amacı gütmeyen Art Spark Texas’ın yönetici direktörü Celia Hughes, canlı yayının “kapıyı açtığını ve bize neyin mümkün olduğunu gösterdiğini” söyledi. Kapı, dedi, tekrar kapanmaya başladı.

    Coronavirüs Pandemisi hakkında daha fazla bilgi

    • New York Yaşam Beklentisi:Yeni verilere göre 2020’de koronavirüs pandemisi New York City’deki ölüm oranının bir önceki yıla göre yaklaşık %50 artmasına neden oldu ve yaşam beklentisi şehir genelinde 4,6 yıl azaldı.
    • Arttırıcılar:FDA, yaşlı ve bağışıklığı baskılanmış Amerikalıların yakın gelecekte güncellenmiş ikinci bir Covid güçlendirici aşı yaptırmasına izin vermeyi planlıyor.
    • Covid’in Kökenleri: Bir laboratuvar sızıntısı, bir zamanlar birçok kişi tarafından Covid-19’un kökeni için bir komplo teorisi olarak reddedilmişti. Ancak, virüsün bir Wuhan pazarından çıktığına dair kanıtlar ortaya çıksa bile, bu fikir artık ilgi görüyor.

    Vanderbilt Üniversitesi’nde engelli erişimi üzerine çalışan tıp, sağlık ve toplum doçenti Aimi Hamraie, akış seçeneklerini kısma kararlarının “engelliler düşünülerek alınmadığını” söyledi.

    Hamraie, “Daha erişilebilir sergiler ve performanslar yaratmak için gerekli araçlara zaten sahip olduğumuz hepimize gösterildi, bu nedenle insanlar artık bunun mümkün olmadığını söyleyemez,” dedi. “Bunun doğru olmadığını hepimiz biliyoruz.”

    Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki dört yetişkinden biri bir tür engelliliğe sahiptir. Ancak Engelli Amerikalılar Yasası’nın engelliliğe dayalı ayrımcılığı yasa dışı hale getirmesinin üzerinden otuz yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, savunucular birçok engellinin sanat mekanlarında gezinmesinin hala zor olduğunu söylüyor: yaldızlı eski tiyatrolarda genellikle dar koridorlar, sıkışık sıralar ve merdivenler bulunur şık modern alanlar alışılmışın dışında olabilir veya yükselticilerde geçici oturma yerleri içerebilir.

    Emin olmak için, artık eskisinden çok daha fazla akış seçeneği var. San Francisco Operası bu sezon tüm prodüksiyonlarını canlı yayınlıyor ve geçen ay Paris Operası yeni akış seçeneklerini duyurdu. Second Stage Theatre, drama dalında 2021 Pulitzer Ödülü için finalist olan bir Zoom oyunu olan “Between Riverside and Crazy” ve “Circle Jerk”in Broadway koşusunun son iki haftasının eş zamanlı yayınını yaptı, geçen yaz her ikisi de canlı olarak hibrit bir koşu için geri döndü. ve akış izleyicileri. Cleveland Orkestrası, seçkin performansları canlı yayınlayan, sayısı giderek artan klasik topluluklara katıldı. Ve bu yılki Sundance Film Festivali Utah, Park City’de yüz yüze ve aynı zamanda çevrimiçi olarak düzenlendi.

    Second Stage Theatre, Broadway’deki “Between Riverside and Crazy” oyununun son iki haftasını eş zamanlı olarak yayınlıyor. Soldan sağa: Stephen McKinley Henderson, Victor Almanzar, Common. Kredi… Sara Krulwich/The New York Times

    Ancak mekanlar ve yapımcılar birkaç nedenden dolayı yayın akışını azalttı: performansları filme almak için gereken ekipman ve çalışmayla ilgili maliyetler; sanatçılara ve hak sahiplerine akışlar için daha fazla para ödemeyi gerektiren sözleşmeler; ve akışların insanları bizzat katılmak yerine evde kalmaya teşvik edebileceğinden korkuluyor.

    Engelli sanatseverler kaybı hissediyor.

    Spinal müsküler atrofisi olan işitme engelli bir film yapımcısı olan 42 yaşındaki Dom Evans, “Tüm fark yarattı çünkü pandemi sırasında yeniden dünyanın bir parçası olmama izin verildiğini ve sonra onu kaybettiğimi hissettim” dedi. , diğer engellilerin yanı sıra ve medyadaki engelli temsilini izleyen bir grup olan FilmDis’in ortak yaratıcısı.

    Akışla ilgili son deneyler, neyin “canlı” sayıldığına dair soruları gündeme getirdi. Bazı etkinlikler, çevrimiçi olarak kullanıma sunulmadan önce yoğun bir şekilde üretilir ve düzenlenir.

    İskoçya’da yaşayan miyaljik ensefalomiyelitli bir müzik hayranı olan 43 yaşındaki Phoebe Boag, bir e-posta röportajında, “Hiç yoktan iyidir, ama aynı şey değil,” dedi. “Herkesle aynı anda canlı bir performans izlerken, etkinliğe kadar aynı beklentiye sahip olursunuz ve performansı diğer birçok insanla birlikte izlediğinizi bilerek bir topluluk ve katılım duygusu vardır. ”

    Daha fazla mekan, özellikle engelli insanlar ve aileleri için programlar sağlıyor. Örneğin, Lincoln Sahne Sanatları Merkezi’ndeki Moments, bunama hastalarına ve onların bakıcılarına yöneliktir. Lincoln Center erişilebilirlik direktörü Miranda Hoffner, “Asıl amacımız, herkesin seçme şansına sahip olması, herkesin istediği şeye kendileri için en iyi şekilde çalışacak şekilde erişebilmesidir” dedi.

    Lincoln Center’daki Moments, bunama hastaları ve onların bakıcılarına yöneliktir. American Ballet Theatre’s Studio Company’den Ayami Goto ve Takumi Miyake dans etti. Kredi… Lawrence Sumulong

    Bu tür programlar memnuniyetle karşılandı. Ancak diğerleri, sunucuların tüm programlamalarını erişilebilir kılmak için daha fazlasını yapması gerektiğini söylüyor.

    Film yapımcısı Evans, “Tamamen entegre edilmiş sanat programlarına ihtiyacımız var” dedi.

    Sunucular akış seçeneklerini azaltsa bile, birçoğu aşı ve maske kanıtı istemeyi bıraktı – bağışıklık sistemlerini tehlikeye atarak onları Covid’den ciddi şekilde hasta olma olasılıklarını artıran tahmini yedi milyon Amerikalı yetişkinden bazılarının katılımının önünde yeni engeller oluşturdu. -19.

    26 yaşındaki serbest sanatçı ve birden fazla kronik hastalığı olan yazar Han Olliver, “Gittikçe daha geride olduğunuzu ve sadece unutulmakla kalmayıp tamamen göz ardı edildiğinizi hissetmek kolay,” dedi. sanat. “Ve bu gerçekten yalnızlık.”

    Yine de, yeni fırsatlar engelliler için ve engelliler arasında daha fazla bağlantıya yol açmıştır.

    Engelli oyuncuların sahneye dahil edilmesini destekleyen bir Off Broadway şirketi olan Theatre Breaking Through Barriers, 2020’den bu yana sanal olarak oynanmak üzere tasarlanmış 75’ten fazla kısa oyun sergiledi. Geçen sonbaharda, bazıları Zoom’da yaratılanlar ve canlı izleyiciler önünde gerçekleştirilenler de dahil olmak üzere bir dizi oyun yayınladı. Şirketin sanat yönetmeni Nicholas Viselli, amacın akışı daha düzenli hale getirmek olduğunu söyledi.

    Viselli, “’sanal şeyler yapmak aslında tiyatro değildir’ diye bir fikir var ve ben buna katılmıyorum” dedi.

    “Odada olup seyircilerden ve oyunculardan gelen enerjiyi hissetmekle aynı şey değil,” dedi, “ama bu, gözlerinizin önünde bir şeyler yaratan sanatçılara sahip olduğunuz zamandır.”

    Gathro, West Springfield’daki evinden fırsat buldukça akış seçeneklerinden yararlanmaya devam ediyor. Ancak gelecekte daha fazla sunucunun çalışmalarını yayınlayacağını umuyor.

    Gathro, “Keşke her zaman, gerçekten her şey için canlı yayın seçeneklerim olsaydı, çünkü yapardım,” dedi. “Benim için şahsen görmek için ödeyeceğim kadar ödemeye değer. Erişilebilirlik çok daha fazla yardımcı oluyor.”

  • 40 Yıl Sonra Halley’s Day-Glo Comet’in Dönüşü

    Bir Peter Halley resminin renkleri saldırgandır – korkunç tehlikeli madde portakalları ve aside batırılmış flüoresanlarında neredeyse kör edici sarılık sarıları. Ve bu, sayısız yolla birbirimize bağlı olmamıza rağmen, her birimizin hiç bu kadar yalnız olmadığımıza dair şüphe, korku içeri sızmadan önceydi. 1980’lerde Halley basit bir kelime dağarcığı tasarladı: yan ürünü sosyal izolasyonu yoğunlaştıran yeni oluşan bir bilgisayar çağının kalbini kesen, mide bulandırıcı bir şekilde doğal olmayan bir palet ve kesin geometrik boşlukta işlenen hücreler ve kanallar. O anın aslında hiç bitmediği ortaya çıktı.

    Bugün bakıldığında, Halley’nin 80’lerdeki resimleri, dış dünyaya veri hatlarıyla bağlı hermetik odalarıyla, dijital devrimin topyekun zaferini öngören bir önsezi niteliğindedir. Halley, kışın sonlarında West Chelsea’deki stüdyosunda, Lüksemburg müzesi Mudam’a ve galeri Maruani Mercier’e gitmek üzere yola çıkacak tabloları düzenlemekle meşgul yarım düzine asistanla meşgulken, “Pek çok genç insan bu konuda bana hak veriyor,” dedi. Brüksel’de, o on yıldaki çalışmalarının dört mekanlık retrospektifinin yarısı açılacaktı.

    Kendini şaşırttı mı? “İnsan iletişiminin elektromanyetik spektruma doğru ilerlemesi benim için kaçınılmaz görünüyordu” dedi. “Bu fenomenin ilk tezahürüyle mücadele ediyordum – tıpkı bir bilgisayarın önünde tek başıma oturmak gibi.”

    69 yaşındaki ve sırım gibi olan Halley, New York’ta doğup büyüdü, ancak resimlerine aktardığı bir kalite olan aşındırıcılığının hiçbirini göstermiyor. Kuru mizah anlayışını maskeleyen düz, eşit bir tonda yumuşak bir şekilde konuşuyor. Resimleri mutlu olmayabilir ama Modernizmin parodileri gibi komikler – Mondrian göndermeleri, hapishaneler olarak teşhir edilen Josef Albers’in renk alanları, habislikleriyle neşeli. İlk kitaplarının adları tam bir asık suratla: “Mezar” (1980), “Felaket Hayali” (1981), “No Man’s Land” (1986), sert hatları şehirlerin, alışveriş merkezlerinin ve alışveriş merkezlerinin klostrofobisini gösteriyor apartman blokları. Halley 1982’de manifesto yoluyla “Rothko’nun puslu alanı duvarlarla çevrili” diye yazmıştı.

    “İsimsiz”, 1981. Kredi… Peter Halley, Karma ve Craig F. Starr aracılığıyla

    1983’te Halley’nin East Seventh Street stüdyosu. Kredi… Peter Halley aracılığıyla

    New Orleans Üniversitesi’nde MFA’sını tamamladıktan sonra 1980’de New York’a dönen Halley, East Village’da yaşıyordu ve o mahallenin sanatçılar tarafından yönetilen etkili galeri sahnesinde, önce International with Monument’ta ve daha sonra SoHo’daki Sonnabend Gallery’de boy gösteriyordu. 1986’da modern yaşamın şematik temsilleri, Ashley Bickerton, Jeff Koons ve Meyer Vaisman ile sismik “Neo-Geo” gösterisinin (neo-geometrik kavramsalcılık için) parçasıydı.

    Alkışlanmasına rağmen, Halley’nin soğukkanlı, titiz kavramsalcılığı tarihsel olarak Avrupa’da daha iyi karşılandı. Halley, “Orada insanlar benim resimlerimden korkmuyorlar,” dedi. “Birinin güzel, modernist, tek renkli evindeki bir resmini göreceğim. Bundan büyük bir keyif alıyorum.”

    Bu yakınlık Mudam ve Maruani Mercier sergilerine de yansıdı. Daha küçük seçkiler, 27 Nisan’da New York’ta açılan Craig F. Starr ve Karma galerilerinde görülüyor. Birlikte ele alındıklarında, fikrine inen ve bundan asla bıkmayan bir sanatçı ya da belki de henüz çürütülmemiş bir teorinin ifşası buluyorlar.

    Başlangıçta Halley, kültürel ve politik yaşamın karanlık bir dönemine – Ronald Reagan’ın seçilmesi, durgunluk, yenilenen nükleer savaş tehdidi – tepki veriyordu ve bu döneme ait resimlerinin çoğu, endişeyle titreşen sıcak, ışınlanmış gölgeler kullanıyor. Halley, bu felaketler arasında Neo-Ekspresyonizmin şehvetli esaretini – Basquiat, Julian Schnabel ve Francesco Clemente’nin yoğun bir şekilde fırçalanmış sanatı – içerir. ‌Ona göre “olağanüstü bir bireyci ve virtüöz olarak sanatçının kutlanması”nı temsil ediyorlardı.

    Lüksemburg’daki çağdaş sanat müzesi Mudam’da düzenlenen son Halley sergisi “Borular: 1980’lerden Tablolar”dan bir görüntü. Kredi… Mudam Lüksemburg üzerinden; Fotoğraf: Mareike Tocha

    “İster Warhol ister minimalist olsun, birlikte büyüdüğüm şeylerin çoğu, herkes gibi sanatçıydı” dedi ve ekledi, “Bence Warhol, herkesin yapabileceği bir sanat yarattı ve sanırım hala düşünüyorum. bir sanatçının yaptığı budur. Ya da yapmalı.”

    Halley, Warhol’u kişisel bir kahraman olarak görüyor ve kariyerinin çoğunu stratejilerine göre şekillendiriyor: tekrarlama, elini uzatma, “hiçbir anlam ifade etmeyebilecek fikirleri benimseme”. Warhol ile iki kez tanıştı, bir kez Bay Chow’da David Salle için verilen bir akşam yemeğinde ve bir kez de 1986’da Madison Caddesi’ndeki eski Con Ed binasındaki Fabrikanın son yinelemesinde. 15 yıldır her gün düşündüğün biriyle tanışmayı düşünmek.”

    Warhol, Halley’i bir portre için fotoğrafladı ve Halley bunu garip bir şekilde cinsel bir deneyim olarak hatırlıyor: “Big Shot kamerayı kullandı ve fotoğrafı çekerken bir şekilde ileri geri sallandı. Çok nazikçe kambur olmak gibiydi. Düşünceyle titrediğini gösteren çift pozlu portresinin stüdyosunun tuvaletinin üzerinde asılı olduğunu belirtmeyi seviyor.

    Halley’nin pratiğinin kavramsal virajına kendini adaması aşırı, hem aşırı beyinsel hem de naif gelebilir. “Sanatçının yapıtlarının bir düşünce deneyine dayandığı fikriyle büyüdüm” diyen Halley, “60’lar ve 70’lerde ilgilendiğim sanatın çoğu şu önermeye dayanıyordu: aklı başında hiç kimse peşine düşmez. Bu hücreleri ve hapishaneleri, çağdaş sanattan neredeyse kaybolduğunu düşündüğüm bu deneyle uyumlu olarak düşünüyorum.”

    “Two Cells with Conduit and Underground Chamber,” 1983. 1980’lerde Halley basit bir kelime dağarcığı tasarladı: yeni oluşan bilgisayar çağının kalbini kesen, mide bulandırıcı derecede doğal olmayan bir paletle işlenen hücreler ve kanallar. Kredi… Mudam Lüksemburg üzerinden; Robert Glowacki’nin fotoğrafı

    Yine de Halley’nin resimleri tamamen psikodramadan yoksun değil. Bunlar bir tür otoportre: Halley, dairesine kapanıp Jean Baudrillard ve Michel Foucault gibi Fransız post-yapısalcıları okurken, melankolisini, bir meydana hapsolmuş kareyi anan eserler yarattı.

    Halley bu fikri nadiren kabul eder ve genellikle kendisi hakkında konuşmaktan çekinir. East 48th Street ve Third Avenue’daki bir apartman dairesinde büyüdü, burada ailesi 1956’da hala alçak bir mahalleye aitken taşındı. Avukat olan babası, Peter üç yaşındayken öldü.

    Halley’nin özenle düzenlenmiş mimari alanı, New York’un sekiz milyon insanla çevriliyken yalnız kalma deneyiminin izini sürmekten geliyor. 1970’lerin sonlarında New Orleans’tayken Halley, bu hissin New York’un ızgarasına özel olmadığını fark etti. Özellikle banliyölerde, yalnızca otoyollarla birbirine bağlanan yeni inşaat alanlarıyla ilgilenmeye başladı. “Başka bir gezegendeki bir yerleşim yerindeki yaşam gibiydi” dedi.

    New Orleans aynı zamanda hırdavatçılarda satılan, motel odası patlamış mısır tavanlarının sahte sıvası olan Roll-A-Tex ile ilk karşılaştığı yerdir. Doğrudan Baudrillard’dan fırlamış bir simülasyon olan ersatz duvar dokusu, onun geometrisini mimariyle birleştirmenin bir yolu olarak konuştu, sarp hücreleri arka planda alçak bir kabartma olarak görünüyordu.

    Ve sonra Day-Glo var. Halley’nin fabrikada üretilen bir gökkuşağı uygulaması, uğursuz olasılıkları alt üst etti ve onu, çağdaş yaşamın doğadan daha da uzaklaşarak dolayımlandığı huzursuz duygusuyla ilişkilendirdi. “Büyük Kanyon’a bakarken asla göremeyeceğiniz” renkli resimler yapmak istedi.

    Peter Halley’in Manhattan’daki stüdyosunda boya kapları. Kredi… The New York Times için Vincent Tullo
    Halley’nin eski bir öğrencisi olan sanatçı Tala Madani, “Uygulamasının darlığı göz önüne alındığında, onu tahrik eden şeylerin çoğulluğu gerçekten ilginç” dedi. Kredi… The New York Times için Vincent Tullo
    Halley, “Büyük Kanyon’a bakarken asla göremeyeceğiniz” renkli resimler yapmak istedi. Kredi… The New York Times için Vincent Tullo

    “Day-Glo boyası sadece bunu yapmakla kalmadı, aynı zamanda neredeyse bir LED ekran gibi teknolojik olarak üretilen bir tür ışık üretti” dedi. “iPhone çıktığından beri büyük bir rahatlama oldu çünkü insanların parlak renk beklentilerini değiştirdi. Ve resimlerim telefonda baskıdan çok daha iyi görünüyor.”

    2002’den 2011’e kadar Halley, Yale Sanat Okulu’nda MFA Resim programının direktörü olarak görev yaptı – okulun stüdyo sanat programından lisans öğrencisi olarak geri çevrildiği düşünülürse ironik. (“Çok gelenekseldi ve ben natürmort çizmezdim” diyor. Bunun yerine sanat tarihi okudu.) Programındaki sanatçılarla gurur duyuyor, bir düzine isim söylerken yüzü parlıyor: Titus Kaphar, Tala Madani, Njideka Akunyili Crosby ve Mary Reid Kelley aralarında.

    2004’ten 2006’ya kadar Yale’de bulunan Madani bana, Halley’nin kendi vizyonunu yaymaktan çok öğrencilerin kendi vizyonlarını savunmalarını sağlamakla ilgilendiğini söyledi.

    “Öğrencilerinin pek çok sanatına, belki benimki de dahil olmak üzere muhalefetini hiç değiştirdiğini sanmıyorum,” diye devam etti. “Ancak pratiğinin darlığı göz önüne alındığında, onu tahrik eden şeylerin çoğulluğu gerçekten ilginç. Aslında, kelimenin tam anlamıyla aydınlandığını düşünüyorum.

    Halley aslında usta bir eleştirmen ve 80’lerde dönemin sanattaki gelişmeleri hakkında kapsamlı yazılar yazdı. 1996’dan 2005’e kadar eleştirmen ve küratör Bob Nickas’la birlikte Warhol’un “Röportaj”ının lo-fi uzantısı gibi olan Index dergisini çıkardı.

    Halley, “90’ların başında New York’taki sanat dünyası gerçekten iç karartıcıydı” dedi. Index bilinçli olarak bir sanat dergisi değildi. “Sanat hakkında yazarken fikirlerimden biri şudur: İnsanlar Picasso’nun Cézanne’dan etkilendiğini söylerler, ama muhtemelen sinemaya gitmekten de bir o kadar etkilenmiştir; bir sanatçı olarak yaptığınız şeyin diğer medyadan etkilendiğini.

    “Syman”, 2022, sanatçının Los Angeles’taki Karma’daki çalışmalarının son sergisinden. Geometrisi, kültürel yaşamın başka bir karanlık dönemini yansıtarak aşağı yukarı sabit kaldı. Kredi… Peter Halley ve Karma aracılığıyla
    Karma’nın Los Angeles galerisindeki yakın tarihli bir çalışma, Halley’in hapishanelerini ve hücrelerini, sanki metastaz yapmış gibi, ancak tanıdık kanallarından yoksun, birbirine örülmüş ayrı tuvaller olarak tehlikeli bir şekilde üst üste koydu. Soldan: “Attack”, “Hustle” ve “Fall”, tümü 2022’den. Kredi… Peter Halley ve Karma aracılığıyla

    1990’ların ortalarında Halley, mevcut “sürükleyici deneyimler” ile karşılaştırıldığında donuk görünen ezici renklerle yıkanmış tüm odaları yaratmaya başladı. Ancak geometrisi, birkaç istisna dışında, aşağı yukarı sabit kaldı. Karma’nın Los Angeles galerisindeki yakın tarihli bir çalışma, Halley’in hapishanelerini ve hücrelerini, sanki metastaz yapmış gibi, ancak tanıdık kanallarından yoksun, birbirine örülmüş ayrı tuvaller olarak tehlikeli bir şekilde üst üste koydu. Dolaşan bantlar arka plana çekilir, bağlantılar fark edilmeden iç içe geçer. ‌Görsel dilin ilerlemesi olarak neredeyse sayılmaz. ‌

    Madani, “Formunun ısrarında mizah olduğunu düşünüyorum,” dedi. “Bir trajik komedi var, bu hasta bir şaka gibi – reddettiği her şey, 80’lerde yanıt verdiği siyasi ve ekonomik durum daha da yaygın, öyleyse neden şimdi değişsin? Daha iyi bir yol bulamamış olmamız trajedidir.”

    Halley, “sanatçıların kurtulamayacakları şeyleri vardır, tıpkı Guston’ın her zaman pembe ve gri kullandığı gibi. Tüm unsurları havaya fırlatmak gibi bir şey. 70’e yaklaşıyorum ve bu size bir nevi özgürlük hissi veriyor. Bundan paçayı sıyırabilmen için.”

  • İstanbul Finans Merkezi’nde geri sayım

    İstanbul Finans Merkezi’nde birinci kurdele, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı bir merasimle 17 Nisan Pazartesi günü kesilecek.

    İstanbul Finans Merkezi, 1,3 milyon metrekare ofis alanı, 100 bin metrekarelik alışveriş merkezi, 2 bin 100 kişilik kongre merkezi, 5 yıldızlı oteli ve akıllı kent modeli ile yurt içi ve yurt dışından birçok konuğu ağırlayacak.

    Projede bankalar etabının açılmasıyla birlikte yurt içinden ve yurt dışından kıymetli banka ve finans kuruluşlarının da İstanbul Finans Merkezi’nde yer alması bekleniyor.

    Finans projesinin bankalar etabında Vakıfbank, Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın ilgili üniteleri faaliyete geçecek.

    Merkezdeki ofis çalışanlarıyla birlikte her gün 100 bin ziyaretçiyi ağırlaması beklenen alışveriş merkezinde yerli ve yabancı dünyaca ünlü restoran ve perakende markalarının mağazaları yer alacak.

  • Hadise’nin boşandığı eşi Mehmet Dinçerler ile ilgili itirafı şoke etti! “Ölmek istedim…”

    Ünlü müzikçi Hadise geçtiğimiz aylarda çalkantılı bir halde biten evliliği hakkında birinci defa konuştu. 5 ay evli kaldıktan sonra Mehmet Dinçerler’den boşanan Hadise itiraflarıyla herkesi şaşırttı.

    Şarkıcı Hadise geçtiğimiz yıl iş insanı Mehmet Dinçerler ile sessiz sedasız nikâh masasına oturmuş ve beş ay üzere çok kısa bir müddette tek celsede boşanmıştı. Olaylı bir halde boşanmasıyla gündeme gelen Hadise, yeni müziği Feryat’ta adeta o günleri anlattı.

    “ÖLMEK İSTEDİM, ÖLSÜN İSTEDİM”

    Yaklaşık 14.5 milyon takipçisinin bulunduğu Instagram hesabından müziğin öyküsünü paylaşan 37 yaşındaki popçu, sessiz feryadını, “Kaç kez inandım, kaç kez yanıldım. Ölmek istedim, ölsün istedim. Kalbimi yerimden söküp atmak istedim” kelamlarıyla tabir etti.

    “BAĞIRA ÇAĞIRA FERYAT ETMEK İSTEDİM”

    Hadise, müziğini tanıtırken şu sözleri kullandı:

    “Bu müziğe kadar sessiz bir feryattı benimki, duyanın anlamadığı, anlayacak olanın duymadığı. Her seferinde kıyıya vurmaktan yorulup, bağıra çağıra feryat etmek istedim. Dinlediğim birinci anda bu müziğin başta benim ve sessiz çığlıkları olan herkesin sesli feryadı olsun istedim. Feryat işte tüm bu hislerle okyanusa açılmayı hayal edip, hayal kırıklığıyla deniz kıyısına vuranların kıssasını anlatıyor.”

    İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;

    Muhteşem Üçlü’den düet! Murat Boz, Oğuzhan Koç ve İbrahim Büyükak…

     

  • Al Sancak 12. kısım fragmanı yayınlandı! Ali ve Nadia’ya ne olacak?

    Uğur Güneş ve Gülsim Ali İlhan’ın başrolünde yer aldığı TRT 1’in bomba projesi Al Sancak dev yapımıyla tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Al Sancak’ın evvelki kısmında Pençe Timi ile Nadia’nın tanışması ve birlikte çatışması kısma damga vurmuştu. Pekala Al Sancak’ın 12. kısmında neler olacak? İşte Al Sancak dizisinin 12. kısım fragmanı…

    HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

    TRT 1’in dev yapımlı projesi Al Sancak dizisi, heyecanı dorukta yaşatmaya devam ediyor. Özel harekât askerlerinin etkileyici öyküsünün anlatıldığı Al Sancak dizisinin senaryosunu Atilla Ergin yazarken direktör koltuğunda Can Emre oturuyor. Öte yandan başrollerinde Uğur Güneş ve Gülsim Ali İlhan’ın olduğu dizide kullanılan özel askeri araçlar ve teçhizatlar ise adeta göz dolduruyor.

    Al Sancak 12. kısmıyla 20 Nisan Perşembe saat 20.00’de TRT 1 ekranlarında olacak.

    Al Sancak dizisi fragman

    AL SANCAK DİZİSİ 12. KISIM FRAGMANI

    Al Sancak dizisi dev yapımıyla dikkat çekti

    AL SANCAK 11. KISMINDA NELER OLDU?

    Ali, Sacit General ile birlikte kurduğu oyun sayesinde Boran’a muhbir diye Thomas’ı sundu. Böylelikle Ahtapot ile Pençe Timi ortasındaki muhbir problemi çok öbür bir boyuta taşındı. Boran, Thomas’ın muhbir olup olmadığından emin olmak için Elizabeth ile birlikte bir oyun kurdu ve bu oyun Ahtapot’un içindeki istikrarları alt üst etti. Elizabeth, Thomas’ı öldürdü.

    Tüm bunlar olurken, Nadia’nın önünde iki büyük bir yol ayrımı belirdi. Ya yıllardır hasret kaldığı anne sevgisine kapılarını açacaktı ya da sırtını dönüp gidecekti. Nadia, Elizabeth’in annesi olma ihtimalini sorguladı.

    Pençe Timi sayesinde Ahtapot’un elinden kurtulan Sedef, ailesiyle hasret gidermeye ve hatta dinlenmeye bile vakit ayırmadan çalışmaya başladı. Zira Lilith’in telefon konuşmasında büyük bir bombalı aksiyon yapılacağını duydu ve bununla ilgili araştırma yapmaya başladı. Öteki yandan ise karmakarışık hisler içindeydi zira Sıla’nın gerçek kimliğini öğrendi ve ağabeyi Ali’nin ondan gerçekleri saklamış olmasına içerleyip öfkelendi. Bu hislerini Ali’yle paylaştı ve bu durum abi kardeşin ortasının açılmasına neden oldu.

    Boran ile Elizabeth, hem Thomas hem de Pençe Timi için kurdukları oyunu işletmeye başladı. Pençe Timi ve Ahtapot bir sefer daha akıl oyunları ve bilek gücüyle çevrili bir çatışmanın içine girdi. Bu çatışma, Ali ile Boran’ı yine karşı karşıya getirdi ve ikilinin amansız hesaplaşması Nadia’nın da dahil olmasıyla farklı bir boyuta taşınarak devam etti. Ali; Nadia’ya teslim olması gerektiğini, resmi olarak muhbirliğini açıklarsa devlet muhafazası altına alınacağını söyledi lakin Nadia, Ahtapot’u içerden çökertmek istediği için teklifi reddetti.

    Tüm bu olanlardan sonra Pençe Timi, Nadia ile beklenmedik şartlarda bir ortaya geldi ve gözünü karartan Nadia, Ali ve Pençe Timiyle birlikte vefatın soğuk kollarına atlamaktan çekinmeyerek şehadet yemini etti. Tim ve Nadia’nın etrafı Boran’ın adamları tarafından sarıldı. Mühimmatları yetersiz olan Pençe Timi, bu cendereden kurtulabilecek mi?

    TÜRK DİZİ TARİHİNİN EN BÜYÜK YAPIMLARINDAN BİRİ ‘AL SANCAK’

    Etkileyici öyküsü ile son günlerde sıkça isminden kelam ettiren ‘Al Sancak’ dizisinde şu ana kadar savaş kruvazörü, Preveze Serisi 18 Mart Denizaltısı, Skorsky helikopter, CH-47 Chinook helikopter, Özel Kuvvetler Casa Uçağı, Atak deniz botları ve Zodiac botları kullanılırken birebir vakitte envanterdeki birtakım özel silahlar ve askeri teknolojik teçhizatlar da yer alıyor.

    Al Sancak 2. kısım fragmanı

    Milli Teknoloji atağını gerçekleştiren Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), yeni periyoda uygun çok daha aktif güvenlik stratejileri üretirken “Al Sancak” dizisi envanterdeki birtakım yerli ve ulusal özel teknolojileri de izleyicileri ile buluşturuyor.

    Al Sancak 2. kısım fragmanı

    Şimdiye kadar çekilmiş tüm projelerden daha gerçekçi ve etkileyici yapıma sahip olan dizinin ilerleyen kısımlarında hangi özel askeri araçlar ve teçhizatların kullanılacağı ise şimdiden merak konusu oldu.

    Al Sancak 2. kısım fragmanı

    “OYUNCULAR HZIRLIK SÜRECİNDE 3 AY EĞİTİM ALDILAR”

    Dizinin hazırlık sürecinde emekli Sat Komandosu Bülent Kuru’dan yaklaşık 3 ay süren özel bir eğitim aldıkları öğrenilen oyuncuların, özel askeri teçhizatın kullanımından askeri standartlarda operasyonların nasıl yapılması gerektiğine kadar birçok mevzuda ağır idmanlardan geçtiği belirtildi. Eğitimlerde; operasyonlarda takım olmanın ve kadro ruhunun değeri ön plana çıkarken oyuncular hayatları boyunca unutamayacakları bir eğitim olduğunu vurguladı.

    Al Sancak 2. kısım fragmanı

    AL SANCAK DİZİSİNİN KONUSU NEDİR?

    Dünyada başlayan kaos çağı, tüm ülkelerin güvenlik siyasetlerini gözden geçirmesine neden olur. Güç havzalarının terör örgütlerinin denetimine bırakılmasıyla hudut güvenliğinin sonun çok ötesinde başladığı yeni bir periyoda girilir. Kahraman Mehmetçiğimizin Kıssası Dünyada başlayan kaos çağı, tüm ülkelerin güvenlik siyasetlerini gözden geçirmesine neden olur. Güç havzalarının terör örgütlerinin denetimine bırakılmasıyla hudut güvenliğinin sonun çok ötesinde başladığı yeni bir periyoda girilir.

    Al Sancak dizisinin konusu ne

    AL SANCAK DİZİSİNİN OYUNCU KADROSU

    Uğur Güneş ve Gülsim Ali İlhan’ın başrolü paylaştığı üretimde, İdris Nebi Taşkan, Aybars Seviye, Emre Dinler, Cem Kurtoğlu, Ahmet Yenilmez, Ahmet Olgun Sünear, Melih Özdoğan, Tezhan Tezcan, Ömer Faruk Ortan, Murat İnce, Fatih Gühan, Çağlar Sayın ve Ayşen Sezerel rol alıyor.

    Al Sancak dizinin oyuncu kadrosu

    Al Sancak dizisi

  • Şenol Güneş, Trabzonspor’u imha planını hazırladı

    Süper Lig’de biri derbi olmak üzere son 5 maçını kazanıp fevkalade bir yükselişe geçen Beşiktaş’ta tüm gözler bu hafta oynanacak Trabzonspor maçına çevrildi.

    Teknik yönetici Şenol Güneş, bir yandan kadroya motivasyon konuşmaları yaparak ikincilik, hatta tepe talihlerinin devam ettiğini anlatıyor, başka yandan da başındaki 11’i belirlemeye çalışıyor. Son maçta Amir’in cezalı duruma düşmesi ve Cenk’in de sakatlanması nedeniyle mecburi rotasyona gidecek olan usta hoca hem oyun planını hem oynayacakları netleştiriyor.

    Redmond kanat forvet

    Savunma sınırında Saiss-Colley ikilisi ile beklerde Masuaku ve Onur’u görevlendirecek olan Güneş, orta sahayı Salih-Gedson-Maxim üçlüsüyle kurmayı düşünüyor. Son haftaların formda ismi Redmond’u Cenk’in yeine sol kanat forvet olarak oynatmayı planlayan siyah beyazlı çalıştırıcı, sağ tarafa Ghezzal, ileride de Aboubakar’ı kıymetlendirecek. Atletico maçında gol atan N’Koudou’un da bir ihtimal 11 çıkması durumunda Redmond forvet ardı olarak vazife yapacak.

    “Rakibin eksiklerini değerlendirin”

    Öte yandan derbi ikazlarında da bulunan Güneş, Trabzonspor’u zayıf istikametleri üzerinde çalışıyor. Abdülkadir Ömür ve Visca’nın forma giyemeyecek olmasını fırsata çevirmek isteyen usta çalıştırıcının, oyunu daima kanatlara yönlendirmelerini istediği belirtildi. Deneyimli teknik adamın dünkü idmanda da “Bol bol şut atın. Topun hakimiyeti daima sizde olsun” dediği öğrenildi.

     
  • Abdülkerim Bardakcı’ya ağır tedavi

    Galatasaray’da Kayserispor maçı öncesi cezalı oyuncu bulunmazken, sakatlığı bulunan Abdülkerim Bardakcı’nın durumu maç saatinde belirli olacak.

    Başakşehir’le oynanan kupa maçında yedek kalan Victor Nelsson bugün alandaki yerini alacak. Şayet yetişirse Abdülkerim alanda olacak. Yetişmezse Kaan forma giyecek. 

     

     

  • Galatasaray – Kayserispor: Olası 11’ler

    Spor Toto Muhteşem Lig önderi Galatasaray, 29. hafta maçında alanında Yukatel Kayserispor ile karşı karşıya gelecek.

    Nef Stadı’nda yapılacak karşılaşma saat 20.30’da başlayacak. Mustafa Kürşad Filiz’in yöneteceği maçta VAR hakemi olarak Mustafa İlker Coşkun görevlendirildi.

    Karşılaşmayı beIN Sports canlı yayınlayacak.

    Galatasaray, ligin geride kalan kısmında oynadığı 26 maçta 20 galibiyet ile üçer beraberlik ve mağlubiyet yaşadı. Topladığı 63 puanla liderlik koltuğunda oturan sarı-kırmızılı grup, en yakın takipçisi Fenerbahçe’nin 6 puan önünde bulunuyor.

    Yukatel Kayserispor da Üstün Lig’de oynadığı 27 maçın 14’ünü kazanırken, 2’sinde berabere kaldı, 11’inde ise mağlup oldu. 44 puanı bulunan Kayseri temsilcisi, averajla 7. sırada yer alıyor.

    İki kadro ortasında dönemin birinci yarısında Kayseri’de oynanan maçı, Kayserispor 2-1 kazanmıştı.

    Eksikler

    Galatasaray’da Yusuf Demir’in takımda olup olmayacağı maç saatinde netlik kazanacak.

    Kayserispor’da Carole ve Nurettin Korkmaz’ın sakatlıkları sürüyor.

    Muhtemel 11’ler

    Galatasaray
    Muslera, Boey, Nelsson, Abdülkerim, Kazımcan, Oliveira, Torreira, Rashica, Mertens, Kerem, Icardi

    Kayserispor
    Bilal, Uzodimma, Kolovetsios, Hosseini, Gökhan Sazdağı, Mensah, Kemen, Cardoso, Emrah Başsan, Thiam, Gavranovic

    Beş futbolcu sarı kart ceza sınırında

    Galatasaray’da Yukatel Kayserispor maçı öncesinde 5 futbolcu sarı kart ceza hududunda bulunuyor.

    Sarı-kırmızılı futbolcular Mauro Icardi, Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz, Sacha Boey ve Sergio Oliveira sarı kart görmeleri durumunda 30. haftadaki Corendon Alanyaspor maçında forma giyemeyecek.

    Sahasındaki son 9 lig maçını kazandı

    Galatasaray, Spor Toto Üstün Lig’de alanında oynadığı son 9 maçtan galibiyetle ayrıldı.

    Sarı-kırmızılı ekip, bu maçlarda Beşiktaş, İstanbulspor, MKE Ankaragücü, Atakaş Hatayspor, Fraport TAV Antalyaspor, HangiKredi Ümraniyespor, Trabzonspor, Kasımpaşa ve Adana Demirspor’u mağlup etti.

    Galatasaray, ayrıyeten alanındaki son 12 maçta hezimet yaşamadı.

    54. kere karşı karşıya

    Galatasaray ile Yukatel Kayserispor, Üstün Lig’de 54. kere karşı karşıya gelecek.

    İki ekip ortasında geçmişte yapılan maçlarda İstanbul’un sarı-kırmızılı grubunun, Kayserili renktaşına karşı galibiyet sayısında açık orta üstünlüğü bulunuyor.

    Geride kalan 53 karşılaşmada Galatasaray 32, Kayserispor 5 galibiyet aldı, 16 maç da berabere sonuçlandı.

    Rekabette Galatasaray’ın toplam 114 golüne, Kayserispor 44 golle cevap verebildi.

    İstanbul’daki maçlar

    İstanbul’un sarı-kırmızılı takımı, Kayserili renktaşıyla konutunda yaptığı 26 lig maçının 20’sini kazandı, 4 sefer berabere kaldı, 2 sefer da alandan puansız ayrıldı.

    İstanbul’daki maçlarda Galatasaray 73 gol atıp, kalesinde 19 gol gördü.

    En farklı skorlu galibiyetler

    Galatasaray, Kayserispor karşısında ligde en farklı skorlu galibiyetini 2015-2016 döneminde İstanbul’da 6-0’lık sonuçla aldı.

    Kayserispor ise Galatasaray karşısında ligdeki en farklı galibiyetini, 2021-2022 döneminde Kayseri’de oynanan maçta 3-0’lık skorla elde etti.

    Öte yandan iki kadro ortasında en gollü lig maçı 1985-1986 döneminde oynandı. İstanbul’daki maçı 5-2 Galatasaray kazandı. Toplam 7 gol, rekabetteki 52 maç içinde en gollüsü olarak kayıtlara geçti.

  • DEÜ Malatya’da 65 Bin Fidanı Toprakla Buluşturacak

    Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), depremden etkilenen bölgelerde faaliyetlerini sürdürürken, vatandaşların moralini yükseltmek ve dayanışma ruhunu vurgulamak amacı ile Malatya’da hatıra ormanı kurmak için ilk adımı attı. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM), DEÜ’ye tahsis ettiği alanda fidan dikimini gerçekleştirdiklerini belirten Rektör Hotar “Toplam 65 bin fidanı toprakla buluşturarak, Üniversitemiz ve İzmir adına bu felakette bir kez daha ortaya çıkan dayanışma ruhumuzu yücelteceğiz” dedi.

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve birçok şehrimizde yıkıma neden olan depremlerin ardından; bölgeye ilk gün ulaşarak arama kurtarma faaliyetlerine destek veren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), şimdi de Malatya’da hatıra ormanı oluşturmak için ilk adımı attı. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) üniversiteye tahsis ettiği alanda fidan dikimini gerçekleştiren DEÜ Rektörlüğü, çevre dostu faaliyetleri kapsamında 65 bin fidanı toprakla buluşturmayı planlıyor. Çevreci ve doğa dostu yatırımları Türkiye’nin her noktasında hayata geçirmeyi hedeflediklerini belirten DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar “Toplam 65 bin fidanı toprak ile buluşturacağımız bu proje ile hem Üniversitemiz hem de İzmir’imiz adına dayanışma ruhumuzu perçinlemeyi ve yüceltmeyi istiyoruz. Deprem felaketinin ardından bunun önemli ve yeni bir başlangıç olacağına inanıyoruz” dedi.

    Malatya’da düzenlenen ve OGM bölge yetkilileri ile DEÜ mensuplarının katıldığı etkinlikte konuşan Rektör Hotar, “Araştırma Üniversitesi olarak, deprem haberini alır almaz bölgeye ekiplerimizle ulaşarak vatandaşlarımıza hizmet etmeye ve devletimizin yanında çalışmalara destek olmaya gayret gösterdik. Bu noktada depremden zarar gören vatandaşlarımıza ulaştık; kamu hizmetlerinin aksatılmadan sürdürülmesi için bölgedeki kurumlara yardımcı olduk. Millet olarak dayanışma ruhumuzu ortaya koyarken üniversite olarak da kuruluş misyonumuzu en iyi şekilde yerine getirmeye özen gösterdik. Bugün, ilk fidanlarını diktiğimiz Dokuz Eylül Üniversitesi Malatya Hatıra Ormanımız ile hem buradaki duygularımızı vurgulamayı hem de toplumsal moral ve motivasyona güç vermeyi planladık” şeklinde konuştu.

    DAHA YAŞANABİLİR BİR DÜNYA İÇİN

    DEÜ olarak daha yaşanabilir ve yeşil bir dünya için sorumluluk almayı sürdürdüklerini ifade eden Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ormanımızda ağaç olacak her fidan, gelecekte zor zamanlarda kenetlenmenin ve birlik olmanın önemini hatırlatacak. Bu süreçte ülkemiz adına daha çok neler yapılabileceğini görecek ve üniversite olarak yolumuza akıl ve bilim ile devam edeceğiz. Bu ormanın oluşturulmasında emeği geçen Orman Genel Müdürlüğü yetkililerine, hocalarımıza, mesai arkadaşlarımıza ve öğrencilerimiz ile Malatyalı hemşehrilerimize teşekkür ediyoruz.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kocaman Muhtarlarla İftar Sofrasında Buluştu

    Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Ramazan-ı Şerif ayı münasebetiyle, aylık muhtarlar toplantısı öncesi Kartepeli muhtarları iftarda ağırladı. Oruçlar birlikte açılırken, iftar sonrasında ilçe genelinde yapılan yatırımlar ve planlamalar istişare edildi.  

    11 Ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif Ayı münasebetiyle Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Kartepeli muhtarlarla iftar sofrasında bir araya geldi. Başkan Kocaman’ın ev sahipliğinde Kartepe Park Otel’de düzenlenen iftar programına Kartepe Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yaman, Kartepe Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Türker, meclis üyeleri ve birim müdürleri katıldı.  

    UYUM İÇERİSİNDE ÇALIŞIYORUZ

    Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman “Kartepeli muhtarlarımızla uyum içerisinde çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Ramazan-ı Şerif Ayı münasebetiyle bir araya geldik. Göreve geldiğimiz günden itibaren projelerimizi uyum içerisinde hayata geçirmeye devam ediyoruz. İstişare kültürümüz ortak akıl ile ortak çözümlerde buluşmamızı ve hızla konuların sonuca ulaşmasını sağlıyor. Sürece katkı sağlayan tüm muhtarlarımıza gönülden teşekkür ederim” açıklamasında bulundu.  

    HER ZAMAN BERABERİZ

    “Geleceğin Kartepesini hep birlikte inşa ediyoruz” diyen Başkan Kocaman “Bu akşam iftar bereketini Kartepe’mizin hizmetkarı kıymetli muhtarlarımız ile paylaştık. Rabbim niyetlerimizi kabul eylesin. Ramazan Ayında ilçe genelinde hemşehrilerimizle her zaman bir arada olduk. Önümüzde Ramazan Bayramımız var. Rabbim sağlıkla cümlemizi kavuştursun inşallah” ifadelerini kullandı.   

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sezaryen Doğum Bebeklerde Egzamaya Yol Açıyor

    Son yıllarda bebeklerde görülen egzemanın artması, dünya genelinde sezaryen doğumlarda yaşanan artışla açıklanıyor. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Dr. Candan İslamoğlu, İsveç’te doğum şekli ile atopik dermatit (egzema) ilişkisi üzerine yapılan araştırmanın sonuçlarına değinerek, “Sezaryen ile doğumda, normal yolla doğan çocuklara göre daha yüksek egzema riski olduğu ortaya çıktı” açıklamasında bulundu.

    Atopik dermatit ya da halk arasında egzema olarak bilinen hastalık hem çocuklarda hem büyüklerde yaygın olarak görülen, kronik fakat bulaşıcı olmayan bir hastalık. Cilt kuruluğu ve kaşıntı ile kendisini gösteren egzema, sürekli ilaç tedavisi gerektirdiği için yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebiliyor. 

    Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Dr. Candan İslamoğlu son yıllarda bilhassa bebeklerde egzemanın artmasının dünya genelinde sezaryen doğumlarda görülen artışla açıklayan yayınlar olduğunu söylüyor. Son 10 yılda, sezaryen doğum sıklığının dünya çapında yüzde 9’dan yüzde 21’e yükseldiğini belirten İslamoğlu, “Bu konuyu araştırmak için çok sayıda çalışma yapıldı.   Kore’de 1302 hasta üzerinde yapılan araştırma, Ekvador’da 400 hastayı inceleyen araştırma başta olmak üzere birçok çalışma bu hipotezi destekledi. Son olarak İsveç’te gerçekleştirilen sezaryen ve atopik dermatit (egzema) arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırma ile doğum şekli ve egzema arasındaki ilişki daha da netlik kazandı” diye konuştu.

    “SEZARYEN DOĞUMDA RİSK FAZLA”

    İsveç’te 5 yaşından küçük çocuklarda doğum şekli ile atopik dermatit arasındaki ilişkinin araştırılmasına yönelik yapılan çalışma kapsamında 2006-2018 yılları arasında İsveç’te doğan,  doğum kütüğüne kayıtlı toplam 1 milyon 399 bin 406 çocuk doğum şekillerine göre 4 gruba ayrılarak 5 yaşına kadar izlendiğini söyleyen Dr. Candan İslamoğlu araştırma hakkında şunları anlattı: “Normal doğum, Normal ama aletli doğum (forseps, vakum) zorunlu sezaryen ve isteğe bağlı sezaryen olmak üzere 4 gruba ayrılarak incelenen çocuklardan %17,8’i normal doğum ile, %82,2’si sezaryen ile doğmuş. Normal vajinal yolla doğan 1 milyon 150 bin 896 çocuğun yüzde 17,2’sinde ve sezaryenle doğan 248 bin 510 çocuğun yüzde 18,3’ünde egzema görüldü. Çalışmada sezaryen ile doğumda, normal yolla doğan çocuklara göre daha yüksek egzema riski olduğu ortaya çıktı.” Normal doğum ile sezaryen doğum karşılaştırıldığında normal doğumda egzema riskinin düşük bulunduğunu söyleyen İslamoğlu, buna karşılık hem acil zorunlu sezaryen ile doğan çocuklarda hem de isteğe bağlı sezaryen ile doğan çocuklarda egzema riskinin fazla çıktığının da altını çizerek, “Araştırma Pediatric Allergy Immunology dergisinin 2022 yılı Aralık sayısında yayınlandı. Bu araştırma doğum metodu konusunda anneler için bir rehber olması açısında önemli bir yere sahip. Bu noktada da normal doğumun doğum esnasında gelişebilecek hastalıklara karşı nasıl önleyici olabildiğini görebiliyoruz” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bu Hafta Boyunca Star Citizen’ı Fiyatsız Oynayabilirsiniz

    Star Citizen ismini duymayan rastgele bir oyuncunun kaldığına inanmıyorum. Lakin pek çoğumuzun oyunu tecrübe etmediğine eminim. İşte bu durum, bu hafta sonu değişecek!

    Geliştirici Cloud Imperium, Star Citizen’ın 3.18 güncellemesinin problemlerini daha süratli çözebilmek için bir aktiflik düzenleyecek. 13-20 Nisan ortasında gerçekleşecek bu “Free Fly” aktifliği boyunca oyuna erişim fiyatsız olacak. Oyuncular 3.18 ile birlikte gelen tüm güncellemeleri tecrübe edebilecek.

    • Star Citizen’ın Topladığı Para Yarım Milyar Doları Aştı!

    Mart ayında çıkış yapan 3.18 güncellemesi, oyuncuların uzun müddettir merakla beklediği güncellemelerden biriydi. Last Legacies isimli bu güncelleme ile birlikte oyunun kargo sistemi yenilendi ve hurda sistemi genişletildi. Bu kıymetli eklemelerin yanında ise bol bol bug ortaya çıktı.

    Bu nedenle de Cloud Imperium tenkitlerin odağı olmuştu. Yeni oyuncuların oyuna giriş yapması ile birlikte ise bu durumu değiştirmek istiyor. Fiyatsız Free Fly aktifliğine katılmak için şuradaki linki takip edebilirsiniz.

  • Emine Erdoğan: Malatya’da sarsıntıdan etkilenen kardeşlerimizle bir ortaya geldik

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, zelzeleden etkilenen bölgelerden Malatya’da depremzedelerle iftar yaptı. O anlara dair paylaşım yapan Emine Erdoğan, “Dayanışma ve kardeşlik bağının somut örnekleri arttıkça afetin izlerinin daha süratli silineceğine yürekten inanıyorum.” dedi.

    Ramazan boyunca sarsıntılardan etkilenen bölgelere giderek depremzedelerle birlikte iftar sofrasına oturan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan evvelki akşam Malatya’da afetzedelerle bir ortaya geldi. Bayan ve çocuklarla yakından ilgilenen Emine Erdoğan, Twitter hesabından o anlara dair görüntülü paylaşım yaptı.

    Emine Erdoğan Malatyadaki depremzede vatandaşlarla birebir sofrada buluştu

    “GÖNÜL SOFRASINDA BULUŞTUK”

    Erdoğan, Malaya iftarına ait şu tabirlere yer verdi:

    “Malatya’da zelzeleden etkilenen kardeşlerimizle bir ortaya geldik. Tebessüm eden yüzleri, samimi karşılamaları, güçlü yürekleri umutlarımızı tazeliyor.

    Doğanşehir’de depremzede esnafımız için kurulan çarşı konteyner kenti ziyaret ederek, iyi işler diledim. Market, giysi, kırtasiye üzere temel gereksinimlere yönelik kurulan çarşı ile hem kentimizin iktisadının hem de toplumsal hayatın canlanacağını ümit ediyorum.

    Dayanışma ve kardeşlik bağının somut örnekleri arttıkça afetin izlerinin daha süratli silineceğine yürekten inanıyorum.

    Günün sonunda depremzede vatandaşlarımızla gönül sofrasında buluştuk. Şiddeti, 85 milyonun kalbinde hissedilen zelzelenin etkilediği kentlerimizi omuz omuza ayağa kaldıracağız.”

  • Trabzonspor’da Trezeguet derbi için can atıyor!

    Trabzonspor’da Abdülkadir Ömür ve Edin Visca’nın sakatlıkları can sıksa da Mahmud Trezeguet’nin güzelleşmesi sevindirdi.

    Son 4 resmi maçta sakatlığı nedeniyle misyon yapamayan Mısırlı kanat, antrenmanlara başladı ve derbiye yetişmeye can atıyor.

    İSTANBUL’DA ATMIŞTI

    Ligde 7 gol atan ve kadronun en skorer ismi olan 28 yaşındaki yıldız, İstanbul’da Beşiktaş ağlarını sarsmıştı. Artık Akyazı’da da gol atmak istiyor. 

     
  • Özel Sada Hastanesi’ne Kamu Zararı Operasyonu

    İzmir Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Koordinesinde Aliağa Mali Büro Amirliğince Menemen ilçesindeki Özel Sada Hastanesine büyük bir operasyon yapıldı. Kamuyu 147 milyon TL zarara uğratarak haksız kazanç elde ettiği tespit edilen 9 doktor, hastane sahibi ve idari işlerde çalışan 5 kişi toplam 14 şüpheli gözaltına alındı.

    Emniyetten yapılan açıklamada, “Suç işlemek Amacıyla Örgüt Kurmak, Örgüt faaliyetleri çerçevesinde Resmi Belgede Sahtecilik, Nitelikli Dolandırıcılık, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet ve 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa Muhalefet suçu kapsamında; Menemen ilçesinde bulunan Özel bir Hastanede görev yapmış olan Doktorlar (9), Hastane sahibi ve idari işlerde çalışanlarında bulunduğu (5) toplam 14 şüphelinin belirtilen suçlar kapsamında kamuyu yaklaşık 147 Milyon TL zarara uğratarak haksız kazanç elde ettiği tespit edilmiştir. Suça karışan, 14 şüphelinin İzmir, İstanbul, Manisa ve Şırnak’taki adreslerine yapılan eş zamanlı operasyonda, tamamı yakalanarak gözaltına alınmıştır” denildi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

  • Kayseri Kocasinanlı sporculardan uluslararası başarı

    Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA)
    Antalya Belek Gloria Sports Arenada oynanan müsabakalarda; Kenan Eren Kahraman, Ali Eren Ulusakarya ve Mehmet Ali Karaboğa, rakipleri karşısında üstün bir oyun sergiledi. Kocasinanlı minik sporcuların sergiledikleri performansla U15 VE U13 ferdi kategorisinde Kenan Eren Kahraman ikinci, U15 Mixler kategorisinde ise Ali Eren Ulusakarya üçüncü oldu.

    Her zaman spora ve sporcuya destek veren Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, başarılarından dolayı minik sporcuları tebrik etti. Masa tenisinde Milli Takıma en çok sporcu gönderen kulüp olduklarını hatırlatan Başkan Çolakbayrakdar; “Öncelikli olarak sporcularımızı kutluyorum. Onlarla birlikte bu işe emek veren Milli Takım ve kulübümüzün Antrenörleri Halil Adak ile Kemal Balım’ı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Kocasinan Belediyesi olarak sağlıklı nesiller yetiştirilmesi için spora büyük önem veriyoruz. Bundan dolayı her zaman sporun ve sporcunun yanındayız.

    Kocasinan Spor Kulübü ile sporun alt yapısını yetiştiriyoruz. Özellikle Milli formayı giyecek ve Ay Yıldızlı Bayrağımızı göndere çekecek çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Her branşta başarılara imza atan spor kulübümüz, özellikle masa tenisinde elde ettiği başarılarla Kayseri’nin masa tenisinde çok ileri seviyede olduğunun bir göstergesidir. Bu vesile ile sporcularımıza bu gururu yaşattıkları için Kayseri ve Kocasinan ilçemiz adına bir kez daha teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

  • Yarış oyunu RIDE 5 duyuruldu

     
    Milestone, motosiklet – yarış oyunu RIDE 5’i PlayStation 5, Xbox Series ve PC (Steam, Epic Games Store) için duyurdu. Oyun 24 Ağustos’ta çıkış yapacak. Yeni özelliklerle ve mekaniklerle bir arada karşımıza çıkacak olan RIDE 5, üst seviye bir yarış tecrübesini bizlere aktarmayı hedefliyor.
     
    Üst seviye bir yarış deneyimi
     
     
     
    Motorunuzu hızlandırabileceğimiz ve çeşitli hareketler yapacağımız RIDE 5 oyununda farklı farklı pistlere geçiş yapabilecek ve şiddetli yarışlara katılabileceğiz. Oyun içerisinde süratimizi azamiye çıkarabilecek, motosikletimizi özelleştirebilecek ve geliştirebileceğiz. Motosikletimizi ne kadar güçlendirirsek o kadar çok kuvvetli yarışlardan galip ayrılabileceğiz.
     
    RIDE 5 içerisinde 35’in üzerinde pist yer alacak ve bu pistler üzerinde usta olmaya çalışacağız. Dünyaca ünlü üreticilerin 200’den fazla motosikletini alabileceğiniz oyun içerisinde gerçek dizaynlar karşımıza çıkacak. Farklı pist şartlarıyla karşılaşabileceğimiz oyunda yalnızca sürat yapmak yetmeyecek ve kendi sürüş marifetlerimizi de göstermemiz gerekecek.
     
    RIDE 5 duyuru fragmanı
     
     

  • KOBİ’ler güvenlik endişesi duyuyor ama bütçe ayıramıyor

    ESET yaptığı araştırmayla KOBİ’lerin siber güvenlik yaklaşımlarını sektörel bazda inceledi

    Siber güvenlik şirketi ESET,  700’den fazla KOBİ ölçeğindeki şirketi siber tehditleri algılama ve bunlara yanıt verme yetenekleri kapsamında sektörlerine göre inceledi. Bazı sektörler kurum içi siber güvenlik becerilerine çok güvenirken diğerleri dışarıdan siber güvenlik sağlamak için bir uzmandan destek almayı tercih ediyor. 

     

    Her geçen gün tehdit algılamaları artıyor. Şirketlerin siber güvenlik tedbirleri alma konusunda yeterli hıza ulaşamaması tehlikeyi  artırıyor. Büyüyen siber güvenlik riski dünya genelindeki  mevcut ekonomik ortam nedeniyle harcamalarını azaltmak zorunda kalan KOBİ’lerin yaşadığı ortak bir sorun olarak öne çıkıyor. ESET’in yaptığı araştırma sektörler bazında KOBİ’lerin siber güvenlik yaklaşımlarına ışık tutuyor. 

     

    İşletmeler ve profesyonel hizmetler

    Araştırma verileri işletme ve profesyonel hizmet sektöründeki KOBİ’lerin dörtte birinden fazlasının (%26) kurum içi siber güvenlik uzmanlıklarına çok az güven duyduğunu veya hiç güvenmediğini gösteriyor. Üçte birinden daha azı (%31) ekiplerinin en son tehditleri algılayacağına pek güvenmiyor. Üçte biri (%33) bir siber saldırının temel nedenini belirlemekte zorlanacaklarına inanıyor. İşletme ve profesyonel hizmet sektöründeki 10 KOBİ’den neredeyse 4’ü (%38) güvenliklerini şirket içinde yönetiyor, bu da KOBİ’lerin ortalamasından (%34) fazla. Yarısından fazlası (%54) bunun yerine dışarıdan hizmet almayı tercih ediyor. Bununla birlikte, ek %8’lik bir bölüm de önümüzdeki 12 ay içinde siber güvenliklerini dışarıdan sağlamayı düşünüyor. İşletme ve profesyonel hizmet sektöründeki KOBİ’lerin yalnızca %24’ü güvenlik yönetimini şirket içinde tutmayı tercih ediyor. Bu, ankete katılan tüm sektörler arasında en düşük oran. Dörtte birinden fazlası (%26) tek bir güvenlik sağlayıcısına ve %40’ı birden çok sağlayıcıya dış kaynak sağlamayı tercih ediyor. 

     

    Finansal hizmetler

    Finansal hizmet sektöründeki KOBİ’lerin neredeyse 10’da 3’ü (%29) şirket içi siber güvenlik uzmanlıklarına çok az güveniyor veya hiç güvenmiyor. Yüzde 36’sı çalışanlarının siber güvenlik tehditlerini anladığına ya çok az güveniyor ya da hiç güven duymuyor. Finansal hizmet sektöründeki KOBİ’lerin yalnızca %26’sı bir siber saldırının temel nedenini belirlemekte zorlanacaklarına inanıyor. Bu oran KOBİ’lerin ortalamasından (%29) daha az. Finansal hizmet sektöründeki KOBİ’lerin yalnızca %28’i güvenlik işlerini şirket içinde yönetiyor; bu, anket yapılan tüm sektörler arasında en düşük oran. Neredeyse üçte ikisi (%65) bunun yerine dış kaynak kullanıyor. Bu oran KOBİ’lerin ortalamasından (%59) çok daha fazla. Finansal hizmet sektöründeki KOBİ’lerin dörtte birinden fazlası (%26) güvenlik yönetimini şirket içinde tutmayı tercih ediyor. Aynı oranda KOBİ, tek bir tedarikçiye dış kaynak sağlamayı tercih ederken, %39’u güvenliklerini birden fazla tedarikçiye yaptırmayı tercih ediyor. 

     

    Üretim ve endüstri

    Üretim ve endüstri sektöründeki KOBİ’lerin üçte biri (%33), şirket içi siber güvenlik uzmanlıklarına çok az güveniyor veya hiç güvenmiyor. Bu oran KOBİ’lerin ortalamasından (%25) daha fazla. 10 şirketten dördü (%40) çalışanlarının güvenlik tehditlerini algıladığına diğer sektörlere oranla daha az güveniyor veya hiç güvenmiyor. Yalnızca %29’u, en kötüsü senaryoda bir siber saldırının temel nedenini belirlemekte zorlanacağını düşünüyor. Üretim ve endüstri sektöründeki her 10 KOBİ’nin sadece 3’ü (%30) güvenliklerini şirket içinde yönetiyor. Yarıdan fazla şirket (%63) bunun yerine güvenliklerini dışarıdan sağlamayı tercih ediyor ki bu, tüm sektörler arasında en yüksek ikinci oran. Üretim ve endüstri sektöründeki KOBİ’lerin üçte biri (%33) siber güvenlik yönetimini şirket içinde tutmayı tercih ediyor; bu, sektörler arasında en yüksek oran. Yalnızca %24’ü tek bir güvenlik tedarikçisine ve %35’i birden çok tedarikçiye dış kaynak sağlamayı tercih ediyor. 

     

    Perakende, toptan satış ve dağıtım

    Perakende, toptan satış ve dağıtım sektöründeki KOBİ’lerin beşte dördü (%80) şirket içi siber güvenlik uzmanlıklarına orta veya yüksek düzeyde güven duyuyor; bu, tüm sektörler arasında en yüksek oran. Bu oran, siber güvenlik konusunda BT ekibinin uzmanlığına üretim sektöründe görülenden çok daha fazla güven (%67) duyulduğunu gösteriyor. Perakende, toptan satış ve dağıtım sektöründeki KOBİ’lerin dörtte üçü (%74) çalışanlarının güvenlik tehditlerini anladıklarına orta veya yüksek düzeyde güven duyarken, finansal hizmet sektöründeki KOBİ’lerde bu oran %64. Benzer şekilde, daha fazla perakende, toptan satış ve dağıtım sektöründeki KOBİ (%79), bir saldırının temel nedenini belirleme konusunda yeteneklerine diğer sektörlere göre daha fazla güveniyor. Perakende, toptan satış ve dağıtım sektöründeki KOBİ’lerin 10’da 4’ünden fazlası (%41), siber güvenliklerini kendi içlerinde yönetiyor. Yalnızca %53’ü güvenliklerini dışarıdan sağlıyor. Ancak,% 6’sı gelecek yıl bunu yapmak istiyor.

    Perakende, toptan ve dağıtım sektöründeki 10 KOBİ’den yaklaşık 3’ü (%31) güvenlik yönetimini şirket içinde tutmayı tercih ediyor. Aynı oranda şirket tek bir güvenlik tedarikçisine dış kaynak sağlamayı ve %28’lik bir kesim birden çok tedarikçiye dış kaynak sağlamayı tercih ediyor. 

     

    Teknoloji ve iletişim

    Teknoloji ve iletişim sektöründeki KOBİ’lerin dörtte biri (%25) şirket içi siber güvenlik uzmanlıklarına çok az güveniyor veya hiç güvenmiyor. Bununla birlikte, sektördeki KOBİ’lerin çoğu (%78) çalışanlarının güvenlik tehditlerini anladığına diğerlerinden daha fazla güveniyor. Dörtte üçünden fazlası (%77), bir saldırı olması durumunda temel nedeni belirleme yeteneklerine güveniyor. KOBİ’lerin ortalamasından (%34) daha fazla teknoloji ve iletişim sektöründeki KOBİ (%37) siber güvenliklerini şirket içinde yönetiyor. Perakende sektöründeki şirketlere göre daha fazlası güvenliklerini dışarıdan sağlıyor (%53’e karşı %58).  Teknoloji ve iletişim sektöründeki 10 KOBİ’den üçü (%31) güvenlik yönetimini şirket içinde tutmayı tercih ediyor. Buna karşılık, %23’ü tek bir tedarikçiye ve %36’sı birden fazla güvenlik tedarikçisine dış kaynak sağlamayı tercih ediyor. 

     

    Sahte bir güvenlik duygusu mu?

    Belirli sektörlerdeki KOBİ’ler diğerlerinden daha çok güvende olduğunu düşünüp siber güvenlik yönetimine farklı yaklaşırken, bu KOBİ’ler genellikle siber güvenliklerini tamamen şirket içinde yönetiyor ve bu nedenle daha çok güvenlik duygusuna sahip olabiliyor. Şirket içi yönetimin tercih edildiği durumlarda, düzenli üçüncü taraf güvenlik denetimlerinin yanı sıra güvenlik politikalarının oluşturulması ve düzenli olarak güncellenmesi önerilir.

     2022 ESET KOBİ Dijital Güvenlik Hassasiyeti Raporu, artan bu ihtiyaçlar doğrultusunda KOBİ’lerin yönelimini net olarak açıklıyor. Ankete katılan KOBİ’lerin %32’si uç nokta algılama ve yanıt (EDR), XDR veya MDR kullandığını bildirdi ve %33’ü önümüzdeki 12 ay içinde bu teknolojiden yararlanmayı planlıyor. Teknoloji ve iletişim (%69), üretim ve endüstri (%67) ve finansal hizmetler (%74) sektörlerindeki KOBİ’lerin çoğunluğu güvenlik ihtiyaçlarını dışarıdan sağlamayı tercih ediyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı Başlıyor

    Akbank ve İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB), bu yıl 9. kez gerçekleşen UniChallenge+ ile üniversitelileri dijital reklam endüstrisine dair yetkinlikler kazanmaya ve kariyer fırsatları ile buluşmaya davet ediyor. Son başvuru tarihi 15 Mayıs.

    IAB tarafından Boğaziçi Üniversitesi’nin desteğiyle ilk kez 2015 yılında düzenlenen ve son 6 yıldır Akbank’ın ana sponsorluğunda gerçekleşen Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı, bu yıl katılımcılarıyla tekrar fiziksel olarak buluşuyor.

    Bu yıl depremden etkilenen öğrencilere özel bir kontenjanın ayrılacağı kampta, şehir dışından gelecek öğrencilere kamp boyunca ulaşım ve konaklama desteği de sağlanacak. Kamp boyunca sektörün önde gelen isimleriyle buluşacak olan UniChallengerlar, kamp bittikten sonra bu isimlerden mentorluk desteği alabilecekler. 

    12-23 Haziran 2023 tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te gerçekleşecek eğitime üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarında okuyan veya yeni mezun olmuş öğrenciler katılabilecek. Dijital reklamcılık endüstrisi kariyer fırsatlarının keşfedileceği Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı’nda; katılımcılar eğitim süresince, dijital dünyayı daha yakından tanırken başarılı markaların öykülerini ajans ve reklamverenlerden dinleme şansı bulacaklar. Aynı zamanda dünyada yaşanan gelişmelerin sektöre olan etkilerini de yakından öğrenme fırsatı yakalayacaklar. Katılımcılar Akbank tarafından belirlenecek konu kapsamında 5’er kişilik gruplar halinde mentorlarıyla birlikte proje geliştirecekler.

    Akbank’ın ana sponsorluğunu üstlendiği UniChallenge+, geleceğin yetkinliklerini yeni nesil bir öğrenme alanında keşfetmek üzere farklı eğitimler sunan Akbank Gençlik Akademisi desteğiyle gençlerle buluşuyor. Böylece UniChallengerlar bu eğitim kampıyla birlikte, geleceğin iş hayatını gençlerle birlikte tasarlayan, Türkiye’nin en yenilikçi gençlik akademisi ağına katılıyor.

    Son Başvuru Tarihi 15 Mayıs

    Dijital pazarlama iletişiminin ve reklamcılığın deneyimleneceği program için son başvuru tarihi 15 Mayıs. İki haftalık eğitim sonunda Akbank tarafından verilecek brief’e yönelik hazırlanacak katılımcı sunumları sonrasında ilk 3 grup arasında yer alan katılımcılar IAB üyesi firmalarda staj imkanlarından da yararlanabilecek.

    UniChallenge+’a ilk 8 yılında toplam 2787 başvuru yapıldı. Başvuruların 1620’si İstanbul dışından gelirken, başvurular 75 şehir ve 163 üniversiteye yayıldı.  

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • ‘Yurttaşlarımız Kan Bağışında Bulunsun’ Çağrısı

    Kızılay’da yaşanan güvensizlik ortamı nedeniyle kan bağışlarındaki düşüş hastaneleri ve hastaları sıkıntıya sokarken, arda ardına kan bağışları çağrıları gelmeye başladı.

    Kızılay Kan Stoklarının Asgari Seviyeye Düşmesi Konusu Ciddiyetini Koruyor

    İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yüce Ayhan açıklamalarda bulunarak, kan konusunun tüm polemiklerin dışında tutulmasını yurttaşların kan bağışında bulunmaları çağrısı yaptı. Kızılay kan stoklarındaki asgari seviyeye düşmesi konusu ciddiyetini koruyor. Hemen her gün Kızılay’ın şu an içinde bulunduğu durum, kan stoklarındaki düşüşün boyutunun büyük olması ile ilgili sağlık alanında hizmet veren dernek ve odalardan açıklamalar yapılıyor. Kızılay’da geçmişte görev alan yöneticiler de kurumun bugününü ve dününü değerlendiriyor. Kızılay kan stoklarındaki asgari seviyenin altına düşüş, kan satışı iddiaları, Kızılay haricinde başka bir kurumda kan bağışı toplanamaması meselelerinde Kızılay Kan Merkezi’nde laboratuvar sorumlusu olarak görev almış, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yüce Ayhan açıklamalarda bulunarak, kan konusunun tüm polemiklerin dışında tutulmasını yurttaşların kan bağışında bulunmaları çağrısı yaptı.

    Bu Kadar Kötü Sürece Hiç Tanık Olmadık

    Birgün TV’ye konuşan Ayhan, geçmiş yıllarda da Kızılay’da Ramazan aylarında kan bağışlarında düşüşlerin yaşandığını ancak bu sene olduğu kadar kötü bir sürece hiç tanık olmadıklarını kaydetti. 30 yıla yakın bir süredir Kızılay hizmet alanında görev yapan biri olduğunu söyleyen Ayhan, Kızılay’ın Uluslararası Kızılay Kızılhaç Federasyonu ilkelerinden sapmasının, bağımsızlığını yitirmesinin, ticarileşmesinin, siyasi bir kanala girmesinin şu an yaşanan sorunda etkisi olduğunu dikkat çekerek şunları söyledi: “Depremde bir takım yönetsel zafiyetlerin kamuoyu önünde açıkça görülmesinin de etkisi var. Bu nedenle insanların kan bağışından uzaklaşma durumu olduğu bir gerçektir. 

    Düzenli Kan Transfüzyonu Alması Gerekenler Risk Altında!

    Yüce Ayhan, kan stoklarının asgari seviyenin altına inmesi ile planlı ameliyatların ertelenmesi konusunun da ciddi olduğunu ancak daha ciddi olan bir diğer konunun düzenli olarak kan transfüzyonu alması gereken hastalar cephesinde yaşandığına dikkat çekti. Ayhan, “Örneğin Akdeniz Anemisi olan çocuklar, orak hücre anemisi olanlar, kemoterapi kanser tedavisi gören hastalar klasik acil tanımına girmese de ertelenebilir bir durumları söz konusu değildir. Bu tür hastaların ihtiyacının görülememesi ameliyatların ertelenmesinden daha büyük bir sorun” dedi. 

    Kan Satışı Algısı Yaratmak Yanlış!

    Bu dönemde Kızılay’ın kan satışını yaptığına ilişkin konuyla ilgili bilgi veren Yüce Ayhan, “Kan Kızılay’da hastadan alındıktan sonra farklı fraksiyonlarına; alyuvar, plazma ve tromboist hücrelerine ayrlıyor. Asgari olarak 3 ayrı bileşenine ayrılıyor. Hepsinin ayrı kullanım süresi var. Plazma iki yıla kadar saklanıyor. Bugün sıkıntısını yaşadığımız bileşenler alyuvarlar ve trombositlerdir. Bu ürünler Kızılay tarafından sağlık kurumlarına iletiliyor. Daha sonra da SGK tarafından belirlenmiş bir bedelle, Kızılay ile ilgili sağlık kuruluşu arasında parasal bir durum oluyor. ama bu bir satış değil. Kanın bir maliyeti var, yapılan testlerin, kullanılan torbanın bir maliyeti var. Kızılay’ın kan merkezi hizmetlerinde gerçekten özveriyle çalışan grubu var. güvenli kan temin etmek için uğraşıyorlar. Kızılayın bir torba kandan kar etmesi işin spekülasyon tarafı, bunu bazı kuruluşlar istismar edebilirler bu ayrı bir şey” diye konuştu. 

    Plazma Endüstrisi

    Ayhan, Kızılay’a yapılan bağışlarda kamuoyunca çok bilinmeyen başka bir konuya dikkat çekiyor. Kızılay’a yapılan kan bağışlarında 3 bileşene ayrılan kanlar arasında bulunan, elde kalan ve kullanılmayan plazmaların ne yapıldığı konusunda açıklamalarda bulunan Yüce Ayhan, “SGK yokken SSK döneminde, Türkiye Kızılay Derneği vardı. Ardından KANSAŞ adında bir şirket kuruldu. Bu artan plazmalardan Türkiye’deki üretilen endüstriyel kan ürünlerinin, üretileceği bir fabrika kurulmalıydı. Zaman içinde proje isim değiştirdi. Maxicells adıyla bir sermaye grubu bir şirketle Kızılay arasında sağlanan bir anlaşmayla plazmaların şirket tarafından toplanmasına başlandı. Oysa bir fabrika kurulacaktı. Kızılay’ın Silivride’ki arazisinde. Türkiye’de böyle bir fabrika yok, bugün gelinen noktada Kızılay’ın artık Silivri’de bir arazisi de yok. Maxicells  yurtdışından kan ürünü getiriyor. Bu konuda ilgili Bakanlık tarafından tek yetkili hale getirildi. Ticari rekabet faaliyeti olarak da başka bir firma bu ürünleri getiremiyor. Elde kalan plazmaların da yurtdışına gönderildiği kanaatindeyiz. Plazmadan elde edilen endüstriyel ürünler pıhtılaşma bozukluğu yaşayan hastalarda kullanılıyor. Kızılay kendisi tamamiyle ticari bir faaliyet kuruluşuna döndü. Ticarileşti ve tekelleşti. Bir hastanın bir günlük pıhtılaşma faktörü tedavisi bile çok ciddi rakamlardır” dedi. 

    Süreli Bölge Kan Merkezi Konusu

    Süreli Bölge Kan Merkezi konusunda da kamuoyunu aydınlatan Dr. Ayhan, “Bu merkezlere belirli sürelerde kan toplama yetkisi veriliyor. Kızılay’dan ayrı kamu otoritesinin kendi yedek kan merkezleri olmalıydı ki vardı ve bunlar 2007 yılında tasfiye edildi. Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerindeki kan merkezlerindeki bu tasfiyeleri değerlendirmek gerekiyor çünkü yasadan sonra Sağlık Bakanlığı güvenli kan temini için ‘replasman donör kabul edilmeyecektir’ konusuyla karşımıza çıktı. ‘Kan bağışçını getir sana kan vereyim şeklindeki takas bağış yapılmayacaktır, bu nedenle de herkes kanını Kızılay’dan alacaktır’ şeklinde yine 2007 yılında genelge yayımlandı. Kızılay’daki arkadaşlarımızda sağlık kuruluşlarına bağışçı getirin size kan bulalım deme durumuna geldi. Gelinen nokta öngörülen nokta değil, bu iradeyi o gün getiren grubun bir adım atması gereklidir. 

    ‘Yurttaşlarımız Kan Bağışında Bulunsun’ Çağrısı

    “Kızılayın genel yapılanması niteliğinin düzenlenmesi belki yönetimin değişmesi ile mümkün olabilir” diyen Yüce Ayhan, “Kamuoyunda bir istifa beklentisi var eve ama tüm bu polemikler bir kenarda durmalı, kan konusu bir tarafta durmalıdır. Bu anlamda da sorumluluk yurttaşa düşüyor. Yanlış algıları yanlış yerlere yönlendirmemek gerekiyor. Kan ayrı bir başlık altında ele alınmalıdır. Kan sürekli bir ihtiyaçtır. Depremin ilk gününde herkes kan bağışında duyarlıydı ancak önemli olan düzenli kan bağışıdır ve buna ihtiyacımız var. Sağlıklı bireylerin yılda bir iki kere kan bağışı yapmaları gerekiyor. Yurttaşlarımız toplumsal olaylarda bir refleks gösteriliyor ama hiç tanımadığımız insanlar için de kan bağışında bulunmalıyız. Kan sürekli bir ihtiyaç siyasi ya da çeşitli tepkilerini kanla ilgili konudan uzaklaştırıp kan bağışına yönelmeleri çağrısında bulunuyorum” şeklinde konuştu.  (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

  • Hatay Meclisi deprem sonrası ilk kez toplandı! Toplu ulaşım 6 ay ücretsiz oldu

    HATAY (İGFA) – 11 Ocak’ta yaptığı yılın ilk toplantısında, bir sonraki toplantıyı 9 Şubat’ta yapmak için karar alan Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi, büyük yıkım sonrasında Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi’nde bir araya geldi.

    Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr. Lütfü Savaş’ın Hatay’a yapılacak yeni okul projelerini görüşmek için şehir dışında olmasından dolayı toplantıyı Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Adnan Özkaya yönetti.

    Meclis, Atatürk ve silah arkadaşları ile depremde hayatını kaybedenler anısına saygı duruşunda bulunularak başlarken, elektronik sistem olmadığı için üyelerin yoklama işlemi isimler okunarak yapıldı.

    Toplantı sırasında depremden zarar gören Hatay halkının acılarının hafifletilmesi, insan yaşamının ve sağlığının korunması için bölgeye yönelik ilk günden bu yana çalışmalarını depremzede olmasına rağmen aralıksız sürdüren Büyükşehir Belediyesi personeline teşekkür eden Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Adnan Özkaya daha sonra gündem konularına geçti.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da 1.000 geçici konut yapılması, içme suyu, kanalizasyon ve elektrik altyapısının onarılması için Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı 62,5 milyon liralık yardım teklifi meclis üyeleri tarafından kabul edilirken, Arsuz’daki yapılar için istenen yapım talebi de onaylandı.

    İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR’İN 62,5 MİLYON TL’LİK YARDIMINA ONAY

    Ayrıca Ulaşım Dairesi Başkanlığı tarafından belirlenecek güzergahlarda faaliyet gösterecek kooperatiflere ait toplu taşıma araçlarına 6 ay boyunca günlük kilometre kriteri baz alınarak akaryakıt desteği yapılmasına ve yine Ulaşım Dairesi Başkanlığı tarafından belirlenecek güzergahlarda faaliyet gösterecek Hatay Büyükşehir Belediyesi Araçlarındaki ulaşım hizmetinin yine 6 ay boyunca ücretsiz olmasına karar verildi.

    Mali Hizmetler Daire Başkanlığı’nın hazırladığı Hatay Büyükşehir Belediyesi 2022 Mali Faaliyet Raporu da toplantıda görüşülerek kabul edildi.

  • Şehirlerarası ulaşıma bayram artırımı

    Ramazan Bayramı’na sayılı günler kalmışken, tatil hazırlıkları da başladı. Özel kesimde birçok şirketin bayram tatilini tüm haftaya yayması, milyonlarca vatandaşın memleketlerine ya da tatil beldelerine gitme planı yapmasına yol açtı.

    Bu durum, hem hava hem kara ulaşımında da hareketlilik yarattı. Bayramda özel aracı ile seyahat yapmayacak olanlar, otobüs ve havayolu firmalarının yolunu tuttu. Ama, bayramda seyahat yapacak olanların karşısına artırımlı ulaşım fiyatları çıktı.

    Habertürk’ten Yiğitcan Yıldız’ın haberine nazaran, bilhassa karayolu ulaşımında, bayram öncesi ve bayram haftası ortasında fiyatlar yüzde 50’nin üstünde değişkenlik gösterdi.

    Örneğin, İstanbul Otogarı’ndan İzmir’e yapılacak bir otobüs seyahati 13 Nisan Perşembe günü 350 TL kadar tutarken, bayram haftasının başlayacağı 14 Nisan Cuma günü tıpkı firmanın bilet fiyatı 500 TL’ye çıkıyor. Yani, birebir otobüs biletinde 1 gün ortayla yüzde 40’ın üstünde fiyat değişimi yaşanıyor. Yapılacak seyahatte ara arttıkça 1 günlük artırım oranı da katlanıyor.

    Örneğin, 13 Nisan Perşembe günü İstanbul Otogarı’ndan Bodrum’a yapılacak bir otobüs yolcuğu seyahat 450 TL kadar tutarken, 14 Nisan günü bu bilete yüzde 66 kadar artırım geliyor ve bilet fiyatı 750 TL’ye çıkıyor. Bu fiyatların ve 1 günlük fiyat değişimlerinin birden fazla firmada benzerlik gösterdiğini belirtelim.

    Akaryakıt fiyatı değişmedi

    Otobüs bilet fiyatlarında kuşkusuz akaryakıt maliyeti büyük rol oynuyor. Dolayısı ile, bilet artırımlarının gerisinde akaryakıt fiyatlarındaki değişimlerin olup olmadığı sorusu da akıllara gelebilir.

    Fakat, otobüslerin dizel motorlu olduğu gerçeğinden yola çıkarak motorin fiyatlarının son 1 aylık değişimine bakıldığında, litre başına fiyatların çabucak hemen tıpkı kaldığı görülüyor.

    Örneğin, bundan 1 ay evvel, yani 14 Mart tarihinde litre fiyatı 21.63 TL olan motorin, ay içinde 19.66 TL’ye kadar ucuzlarken, 11 Nisan itibariyle 21.1 TL’ye çıktı. Sonuç olarak, son 1 ayda motorin fiyatında 50 kuruşluk bir ucuzlama geldi. Dolayısı ile, fiyat artışlarının akaryakıt maliyetli olmadığı söylenebilir.

    Havayolunda da fiyat artıyor

    Bir başka yandan, otobüs bilet fiyatlarını mercek altına alırken, havayolu nakliyatından da bilet fiyatlarına göz atmakta yarar var. O denli ki, farklı havayollarında fiyatlar incelendiğinde dikkat çeken sonuçlar dikkat çekiyor.

    Örneğin, bir havayolu şirketin 13 Nisan tarihinde İstanbul Havalimanı-İzmir Adnan Menderes Havalimanı ortasında seyahatin bedeli öğle saatlerinde bin 163 TL biçiminde. Tıpkı şirketin 14 Nisan tarihli misal saatlerde birebir güzergahtaki bilet fiyatı ise 13 Nisan tarihi ile teğe bir birebir olacak formda tekrar bin 163 TL kadar.

    Bu şirketin, tıpkı güzergahta bayram haftasındaki fiyatları ise bin 600 TL’ye kadar çıksa da, artırım oranın otobüs biletlerindeki oranın altında kaldığı görülüyor.

    Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan İzmir’e yapılacak uçak seyahatinde ise bir öteki havayolu şirketi tercih edildiğinde 13 Nisan tarihinde bilet fiyatı bin 24 TL kadar. 14 Nisan tarihinde ise birebir seyahat bin 400 TL’ye çıkıyor. Yani bu bilete de 1 günde yüzde 40 kadar artırım geldiği anlaşılıyor.

  • Jorge Jesus’tan Fenerbahçe idaresine bildiri

    Fenerbahçe’de bir kere daha gündem teknik yönetici Jorge Jesus’un geleceği oldu. Brezilya’da dün sabahtan itibaren Flamengo ile ilgili çıkan haberler ve ses kaydının akabinde yine Portekizli hocanın sarı-lacivertli grubun başında kalıp kalmayacağı konuşuldu.

    HEDEFE ODAKLANDI

    Lakin Jorge Jesus’un şu an itibariyle Fenerbahçe’de büsbütün mevcut gayelere odaklandığı bildirildi. Sarı-lacivertli kulübün de daima olarak Jesus’la bağlantıda olduğu, yalnızca kadronun ligdeki ve kupadaki maçlarına konsantre olacağı kaydedildi. Jesus’un sarı-lacivertli yöneticilerle yaptığı görüşmelerde hem Türkiye Kupası’nda yarı finalinde olduklarını hem de ligde son ana kadar şampiyonluk yarışı vereceklerini vurguladığı öğrenildi.

    SÖZLEŞME İÇİN GÖRÜŞME OLACAK

    Deneyimli teknik yöneticinin hakkında çıkan haberlere rağmen ligde Ankaragücü ile Kadıköy’de oynanacak müsabakaya odaklandığı belirtildi. Zira Ankaragücü karşısında bir puan kaybı yaşanırsa ligde talihin çok zora gireceği aktarıldı. Bu sebeple Jorge Jesus’un Fenerbahçe ile saha içinde kalmak istediği vurgulandı. Lig ve kupa maçları bittikten sonra evvel Fenerbahçe ile Jorge Jesus ortasında kontrat uzatma konusunda görüşme olacağı tabir edildi. Şayet Fenerbahçe ile bir mutabakat olmazsa o vakit öteki potansiyel tekliflere yönelme durumunun Portekizli çalıştırıcı tarafından gündeme alınacağı bildirildi.

     
  • Efes Selçuk’ta Ramazan Dayanışması Devam Ediyor

    Efes Selçuk Belediyesi Ramazan ayı sebebiyle dayanışmayı büyütmeye devam ediyor.  Ramazan dayanışması kapsamında Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü tarafından bu yıl 350 yurttaşa erzak fişi ulaştırılıyor. Ulaştırılan erzak fişleriyle yurttaşlar ihtiyaçları olan gıda maddelerini satın alabiliyor.

    Konu ile ilgili bilgi veren Efes Selçuk Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdür Vekili Engin Kaçer; “Her yıl Ramazan ayında ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza erzak kolisi yardımı yapılıyordu. Şimdi ihtiyaçlarına göre 350 vatandaşımıza erzak fişi vererek onların ihtiyaçlarını karşılıyoruz.  Dayanışma ruhunu geliştirmeyi, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamayı, bir nebze olsun onlara nefes aldırmayı amaçlıyoruz. Erzak fişi dağıtımı ile bu Ramazan’da da dayanışmayı büyütüyoruz” dedi.

    Derinleşen ekonomik krize bağlı olarak alım gücünün düşmesi sebebiyle kentte dayanışma faaliyetlerine ağırlık veren Efes Selçuk Belediyesi Ramazan Ayı başlarken İftar Kart uygulaması kapsamında 102 aileye toplam 153 bin TL tutarında tanımlanan bakiyelerle ihtiyaç sahibi yurttaşların yanı sıra kent ekonomisine de katkı sundu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Brisa ve Enerjisa’dan enerji verimliliğinde 2,4 milyar TL’lik tasarruf sağlayan dev iş birliği

    Brisa fabrikalarında, Enerjisa Enerji’nin İşimin Enerjisi çatısı altında uygulanacak olan enerji verimliği uygulamalarının ekonomik ömrü boyunca toplamda 2,4 Milyar TL’lik tasarruf sağlaması bekleniyor. Brisa’nın bu yatırımı ile sağlanacak yıllık tasarruf 4 kişilik 6 bin 666 hanenin yıllık ısınma ihtiyacına, 458 hanenin ise yıllık su ihtiyacına denk geliyor.

    Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden lider enerji şirketi Enerjisa Enerji ile Sabancı Holding ve Bridgestone Corporation iştiraki, lastik sektörüne sürdürülebilirlik alanında öncülük eden Brisa, İzmit ve Aksaray fabrikalarında enerji verimliliği sağlamak üzere harekete geçti. İş birliği kapsamında sağlanacak finansman ve performans modeliyle tesislerin tüm ısıtma ve soğutma sistemlerini dönüştürerek daha verimli hale getirecek projenin Enerji Performans Sözleşmeleri imzalandı.

    Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar ve Brisa CEO’su Haluk Kürkçü’nün bir araya gelerek imzaladığı anlaşma ile beraber, Brisa’nın İzmit ve Aksaray fabrikalarının doğal gaz ve su tüketimleri azalacak, enerji verimliliği sağlanacak ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı verilecek.

    Sistemin ekonomik ömrü boyunca 2,4 Milyar TL’lik rekor tasarruf sağlanacak

    Her fabrikanın kendi iç süreç ve teknolojisine özel olarak tasarlanmış ısı pompaları sayesinde, Brisa’nın İzmit ve Aksaray fabrikalarında yıllık olarak 117 Milyon TL’lik enerji tasarrufu ve 2,2 Milyon TL’lik su tasarrufu sağlanması öngörülüyor. Bu tasarruf tutarının ise enerji verimliliği uygulamalarının ekonomik ömrü boyunca net bugünkü değer olarak (NBD) toplamda 2,4 Milyar TL tasarrufa ulaşması bekleniyor. Bu anlaşma enerji maliyetlerinin en büyük kalemlerden biri olduğu üretim ekonomisinde, sektöre örnek olacak bir iş birliği oluşuyor.

    İşimin Enerjisi çatısı altında, 2022 yılında başlanan ve 2023 yılında devreye alınacak yenilenebilir enerji ve verimlilik projeleriyle 68 bin tonun üzerinde karbon salımı önleneceğini belirten Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar sözlerine şöyle devam etti: “Her geçen gün artan enerji ihtiyacı, gerek enerji verimliliği gerekse enerji tasarrufunu bir zorunluluk haline getirdi. Enerjinin bu derece ön plana çıktığı bir noktada enerji verimliliğinin sağlanması, enerji üretimi – iletimi ve tüketimi alanında yapılacak çalışmaların bir bütün olarak ele alınmasını gerektirmektedir. Enerjisa Enerji olarak İşimin Enerjisi çatısı altında sorumluluklarımızın bilinciyle enerji verimliliği uygulamalarını müşterilerimiz ile buluşturuyoruz. Bu uygulama kapsamında sektörde rol model olan; yenilikçi, etki odaklı ve sürdürülebilir ürün ve hizmetler geliştiriyoruz.

    Daha iyi bir gelecek hedefiyle yürüttüğümüz enerji verimliliği alanındaki iş birliklerimize Brisa ile devam etmekten son derece memnunuz. Bu projede kurulum tamamlandıktan sonra Brisa İzmit fabrikasında 21 ay süresince, Brisa Aksaray fabrikasında ise 15 ay süresince performans garantisi vererek sistemin işletilmesinden, bakımından ve veriminden Enerjisa olarak biz sorumlu olacağız. Geliştirdiğimiz model sayesinde projelerin mühendislik çözümü ve finansmanı da yine Enerjisa tarafından sağlanacak olup, Brisa’nın İzmit ve Aksaray fabrikalarına kurulacak ısı pompası fabrikanın ilerleyen dönemdeki ihtiyaçları göz önüne bulundurularak gerekli genişleme altyapılar hazırlanarak kurulacaktır. Bu şekilde bakıldığında hem tasarruf sağlayan, hem kendi kendini ödeyen, hem de sözleşme sonunda tamamen müşteriye kalan ve tüm bu süreçlerde de Enerjisa’nın uzman kadrosunun her aşamasıyla bizzat ilgilendiği bir model.”

    Brisa, fabrikalarında ısı pompası kurulumları ile yılda 6 bin 666 hanenin ısınma ihtiyacı, 458 hanenin ise su ihtiyacı kadar tasarruf sağlayacak

    Brisa fabrikalarına kurulacak ısı pompası sistemleri ile yakıt kaynaklı karbon salımında azaltım sağlanacağını belirten Brisa CEO’su Haluk Kürkçü, “Brisa olarak iki fabrikamızla birlikte Türkiye’nin sanayide ve üretimde öncü şirketlerinden biriyiz. Hemen hemen her üretim faaliyetinin enerji tüketimi ile ilgisini göz önünde bulundurduğumuzda, enerjinin verimli kullanılmasının, sürdürülebilir kalkınmanın ön koşullarından biri olduğu bilinci ile hareket ediyoruz. Enerji verimliliği projeleri bizim için iklim değişikliği ile mücadele kapsamında belirlediğimiz hedeflerimize ulaşmada da en büyük önceliklerimizden bir tanesi. 2050’de net sıfır emisyon hedeflerimize giderken karbonsuzlaşma yol haritamızda bu denli büyük bir adım atmış olmaktan gurur duyuyoruz. İş birliğimiz kapsamında Enerjisa’nın kuracağı ısı pompası sayesinde fabrikalarımızda kullanılan soğutma sisteminden açığa çıkan ısı, ısıtma olarak fabrikalarımıza geri kazandırılacak ve böylece doğal gaz ve su kullanımından tasarruf sağlanmış olacak. Proje sayesinde yılda 4 kişilik 6 bin 666 hanenin ısınma ihtiyacı, 458 hanenin ise su ihtiyacı kadar tasarruf sağlayacağız. Projemiz her iki fabrikamızda da yıl sonuna doğru devreye girecek. Bu iş birliği kapsamında emek veren tüm Brisa ve Enerjisa ekiplerini kutluyorum” dedi.

    Sürdürülebilirlik adına öncü adımlar atmaya devam edeceklerinin altını çizen Kürkçü, “Brisa’da her işi düşünmeye sürdürülebilirlik ile başlıyoruz. Sürdürülebilirliği düşük karbon ekonomisine geçiş, düşük temas ekonomisine geçiş ve sosyal-kültürel dönüşüm olmak üzere üç ana odakta ele alıyoruz. Bu kapsamda; emisyon azaltım hedeflerimizi 1,5 derece senaryosuna göre hesapladık. Karbon Saydamlık Projesi (CDP) inisiyatiflerinden Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne onaylattık. Hedefimiz; 2030 yılına kadar doğrudan emisyonlarımızı yüzde 56 azaltmak ve 2050’de net sıfıra ulaşmak.” diyerek sözlerini tamamladı.

    Enerjisa Enerji etki odaklı sürdürülebilirlik yaklaşımıyla yaşadığımız dünya için verimli çalışmalar gerçekleştirmeye ve müşterilerinin farklı ihtiyaçlarına özel entegre çözümler sunmaya devam ediyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Suicide Squad: Kill the Justice League, 2024 Yılına Ertelendi

    Pek çok oyuncu uzun müddettir Warner Bros. takımından gelecek Suicide Squad: Kill the Justice League oyununu bekliyor. Batman Arkham serisi ile aksiyon oyunu anlayışımızı değiştiren geliştirici, yeni oyununun fragmanı ile ise bekleneni verememişti. Reaksiyonların akabinde oyunun erteleme haberi geldi elbette.

    İlk olarak 2023 yılının son günlerini işaret eden stüdyo, artık ise Suicide Squad: Kill the Justice League’in 2024 yılında çıkış yapacağını resmen açıkladı. Oyunun, oyuncular için en uygun tecrübeyi sunacak hale getirilmesi için ekstra vakit isteyen stüdyo çıkış tarihini 2 Şubat 2024 olarak değiştirdi.

    Geçtiğimiz Şubat ayında yayınlanan birinci oynanış manzaraları, oyuncuların büyük bir kısmını mutlu etmemişti. Tarayıcınıza ufak bir script yükleyerek görebileceğiniz dislike/like oranı dikkat cazibeli. Üstteki görüntü 10.000 like alırken, 54.000’den fazla dislike almış. Sanırım bu bilmemiz gereken her şeyi söylüyor…

  • Milletvekili Aday Listelerinde Sağlık Grubunda ‘Doktor’lar Çoğunlukta!

    Türkiye’de 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili seçimlerinde siyasi partilerin aday listelerinde yer alan meslek grupları arasında sağlık sektöründe en çok doktorlar yer aldı. Siyasi partiler sağlıkçı aday tercihlerindeki geleneğini değiştirmedi, doktorları, eczacılar, dişhekimleri takip ederken; aday listelerinde veteriner hekim, hemşire, sağlık teknikeri, diyetisyen, mikrobiyolog, biyolog, tıp çalışanı branşları da yer aldı. 

    Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA)  siyasi partilerin aday listelerinde sağlık alanında, hangi mesleğin çoğunlukta olduğuna ilişkin bilgileri derledi. Siyasi partilerin listelerinde gelenek değişmedi, partiler yine sağlıkçı aday tercihlerini doktorlardan yana kullandı. Doktor adaylar ilk sıralardan aday gösterildi. Doktorların ardından sağlık branşları arasında en çok aday eczacı adaylar oldu, ardından dişhekimi üçüncü sırada yer aldı. Hemşire, ebe, sağlık teknikerliği meslek grubundaki adaylara arka sıralarda yer verildi. Ana Muhalefet Partisi CHP Milletvekili Aday listelerinde 25 Deva Partisi, 24 Saadet Partisi ve 19 da Gelecek Partisi adayları yer aldı. 

    İşte Partilerin Listelerindeki Sağlıkçı Aday Branş Sayıları:

    En az sağlıkçı aday iktidar partisi AKP aday listesinde görülürken, en çok sağlıkçı aday da ana muhalefet partisi CHP’de yer aldı. CHP’yi İyi Parti ardından MHP en sonda da SP yer aldı. 

    Ak Parti aday listelerinde 2 doktor, 1 optisyen sağlıkçı aday olmak üzere 3 sağlıkçı adaya yer verildi. 

    CHP aday listelerinde 30 doktor, 16 eczacı, 5 dişhekimi, 4 veteriner hekim, 2 hemşire, 1 mikrobiyolog, 1 biyolog, 1 psikolog, 1 diyetisyen, 1 optisyen olmak üzere 62 sağlıkçı adaya yer verildi. 

    İYİ Parti aday listelerinde 52 sağlıkçı adaydan 34’ü doktor, 5’i diş hekimi, 9’u eczacı, 1’i tıp çalışanı, 1’i fizyoterapist, 1’i psikolog branşlarında oldu.  

    MHP aday listelerinde ise 12 doktor, 3 hemşire, 2 sağlık teknikeri, 2 eczacı sağlıkçı aday yer alarak 19 sağlıkçı aday yer aldı. 

    Saadet Partisi aday listelerinde ise 2 doktor, 1 pedagod, 5 veteriner, 1 psikolog 1 eczacı olmak üzere 10 sağlıkçı yer aldı. 

    Not: 5 siyasi parti dışındaki diğer seçime katılan siyasi partilerin aday listeleri ile ilgili sağlıkçı aday verileri talep edilmiş, tarafımıza iletilen veriler kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. 

  • Intel NUC 12 Pro Küçük’ün oyun performansı nasıl?

     
    Mini bilgisayarlar artık bildiğiniz üzere daha çok konuşuluyor ve daha çok tercih ediliyor. Bizler de bir müddettir ofiste Intel NUC 12 Pro Küçük bilgisayarı ofisimizde kullanıyorduk fakat aklımıza bir soru takıldı.
     
    Bu bilgisayarlar sonuçta iş için tasarlanmış, önceliği iş olan eserler. Lakin oyun oynamak da artık birçoğumuz için baş dağıtma ismine gereklilik pozisyonunda. Pekala bu bilgisayarı aldığınızda oyun oynayabilir misiniz ya da hangi oyunları oynayabilirsiniz? Bu soruya bir cevap bulabilmek ismine biz de bir görüntü çektik ve görüntüde 4 farklı oyun denedik. Eserin ayrıntılı incelemesinin ayrıyeten geleceğini belirtelim.
     
    İşte görüntümüz:
     
     

  • Beşiktaş’ta Cenk Tosun için umutlar tükeniyor

    Beşiktaş’ta Giresunspor ile oynanan maçta sakatlanan Cenk Tosun ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

    Sıhhat grubundan alınan bilgiye nazaran Ulusal futbolcunun, Trabzonspor uğraşına yetiştirilmek için ağır bir efor harcandığı belirtildi. Lakin 31 yaşındaki tecrübeli forvetin, müsabakaya yetişmesinin çok sıkıntı olduğu öğrenildi.

    Cenk, bu dönem Siyah-Beyazlı forma ile çıktığı 28 maçta 15 gol ve 3 asistlik performans sergiledi.

     
  • Jayden Oosterwolde, Ankaragücü maçında forma istiyor

    Fenerbahçe’nin Alanyaspor ile oynadığı maçta aşil tendonundan sakatlandıktan sonra yaklaşık 1 ay kadrodan başka kalan Jayden Oosterwolde geçtiğimiz günlerde ekiple birlikte çalışmalara başlamıştı. Teknik yönetici Jorge Jesus ile kısa süren bir toplantı yapan Jayden Oosterwolde’nin Ankaragücü maçında oynamak istediğini hocasına söylediği öğrenildi. 

     
    İKİNCİ YARI GİREBİLİR

     
    Hollandalı sol bekin Ankaragücü maçında takım olacağı lakin Portekizli teknik adamın Oosterwolde’yi direkt 11’de değil, maçın 2. yarısında oynatmayı planladığı bildirildi. 
     
    Sarı-lacivertli grupta Michy Batshuayi ile Joshua King’in tedavilerinde sona yaklaşıldı. İki oyuncunun ferdî çalışmaları ve tedavi programları devam ediyor. Fenerbahçe’de uzun müddettir sakatlığından ötürü kadrodan farklı olan Peres’in de ferdi çalışmaları sürüyor.

     
     
  • Indie rock Efsanesi Interpol 24 Temmuz’da İstanbul’a Konuk Oluyor

    Indie rock ve post-punk uyanışının ikonlarından New York’lu esfanevi grup Interpol, 12 yıl sonra yeniden İstanbul’a konuk oluyor. 24 Temmuz’da UNIQ Açıkhava İstanbul’da sahne almaya hazırlanan rock müziğin gösterişli ustalarının bu unutulmayacak performansının biletleri bugün (14 Nisan) saat 10.00’da Mobilet’te satışta.

    Müzik kariyerlerinde 25 yılı geride bırakan Amerikalı ünlü indie rock ve post punk revival üçlüsü Interpol, 12 yıllık bir aranın ardından yeniden Türkiyeli sevenleriyle buluşmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yaz çıkardıkları The Other Side Of Make-Believe isimli 7. stüdyo albümlerinin turnesi kapsamında 24 Temmuz Pazartesi akşamı Maximum UNIQ Açıkhava’ya konuk olmaya hazırlanan grup, sahnede yeni albümlerindeki parçaların yanı sıra Obstacle 1No I In ThreesomeRest My ChemistryNarcAll The Rage Back Home gibi klasikleri de seslendirecek. 

    New York alternatif müzik sahnesine şekil veren gruplardan biri olarak kabul edilen Interpol, aynı zamanda 2000’lerde ortaya çıkan ve büyük bir kitleyi peşinde sürükleyen post-punk diriliş hareketinin de öncü oluşumlarından biri olarak anılıyor. Heyecanlı, minimal enstrümantal parça bölümleri ve özel efektlere boğulmamış düzenlemeleriyle kalplere; ölçülü bir saykedeliyle yüklü metinleriyle ise zihinlere hitap eden grup, dinleyicisine düşünmek ve hayal kurmak için bolca alan bırakıyor. Vokalde, sıra dışı bariton sesiyle müzik çevrelerince sık sık Ian Curtis ile kıyaslanan Paul Banks, davulda Sam Fogarino ve gitarda Daniel Kessler’den oluşan kadrosuyla çağdaş rock müziğe yön veren en önemli gruplardan biri olarak kabul edilen Interpol, epik canlı performansları, sağlam hayran kitleleri ve vazgeçilmez hitleriyle sevenlerine unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor. 

    Türkiye’de de geniş bir hayran kitlesine sahip olan Interpol’ün 12 yıldan sonra gerçekleştireceği İstanbul konseri için şimdi Mobilet’te “yerin hazır”!

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Manisa’da Tarım Ürünleri Merkezi’ne inceleme

    MANİSA (İGFA) – Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Öztozlu, Demirci ilçesinde yapımı tamamlanarak üreticilerin hizmetine sunulan ve Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin de proje ortağı olduğu Demirci Tarım Ürünleri Merkezi’nde incelemelerde bulundu.

    Manisa Valiliği, Demirci Kaymakamlığı, Demirci Belediyesi’nin de Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin yanında proje ortağı olduğu, Zafer Kalkınma Ajansı’ndan 1,4 milyon lira hibe desteği alan projeye Manisa Büyükşehir Belediyesi de 1,3 milyon lira nakdi destek vermişti.

    Projeye Büyükşehir Belediyesi aynı zamanda 10 bin metrekare kilit parke desteği ve temel kazısı Büyükşehir Belediyesi’nin iş makineleri tarafından yapılmıştı. Yapımı yakın zamanda tamamlanarak üreticilerin hizmetine sunulan ve üreticiler tarafından aktif olarak kullanılan tesiste ceviz, badem soyma-kırma-paketleme, hünnap ve kiraz alım noktaları ile paketleme üniteleri yer alıyor.

    Kooperatif üyesi kadınlar tarafından gıda üretiminin yapıldığı atölyeleri de inceleyen Ali Öztozlu’ya, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Yılmaz Usta, Demirci Ziraat Odası Başkanı Mehmet Karakaya, Manisa Büyükşehir Belediyesi Demirci Muhtarlık İşleri Şube Müdürü Gökhan Demir ve Demirci Muhtarlar Derneği Başkanı Fatma Gümüş ve ilgili personeller eşlik etti. Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Öztozlu, aktif olarak kullanılan tesiste yapılan çalışmalar hakkında Demirci Ziraat Odası Başkanı Mehmet Karakaya’dan bilgi aldı. Öztozlu, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınmaya verdiği desteğin artarak devam edeceğini belirterek, her zaman üreticilerin yanında yer aldıklarını söyledi. Öztozlu, “2023 yılında da Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak rekor bütçeyi kırsal kalkınmaya yani üreticilerimize ayırdık. Üreticilerimize, çiftçilerimize desteğimiz artarak devam edecektir” dedi.

  • Kayseri Kocasinan ‘gönül kazan’ıyor

    Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA)
    Yaptığı hizmetlerle hem gönül alan hem de sosyal belediyeciliğin en güzel örneğini sergileyen Kayseri’nin Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, vatandaşların yüzünü güldüren ve mutlu eden projeler ürettiklerini belirterek, özellikle sosyal belediyecilik alanında yapılan hizmetlerle 7’den 70’e herkesin gönlüne dokunduklarını söyledi.

    Sosyal sorumluluk anlamında Türkiye’ye model olan bir belediye olarak, 65 yaş üstü yalnız yaşayan vatandaşlarında yanlarında olduklarını vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar; “Gerek Kocasinan Belediyesi, gerek şahsım olarak her zaman büyüklerimizin yanındayız. Kıymetli büyüklerimiz, bizim başımızın tacıdır. Geçmişle gelecek arasında köprü vazifesi gören, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara aktaran değerli büyüklerimize toplum olarak değer veriyoruz. Onlara daha çok değer vermek, sevgide, saygıda ve hizmette kusur etmemek gerekir. Kadim büyüklerimiz için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Bizler, her zaman onların yanındayız. Allah yaşlılarımızın hayır duasından bizleri mahrum bırakmasın. Bu noktada yaklaşık iki yıl önce başlattığımız ve Ramazan ayında da iftarlarını açmalarına vesile olduğumuz 65 yaş üstü 160 vatandaşımıza haftanın yedi günü bir öğünlük sıcak yemek hizmeti sunuyoruz. Her zaman olduğu gibi büyüklerimizin yanındayız. Hemşehrilerimizin hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni fazlasıyla yapmaya çalışıyoruz. Bu vesileyle değerli büyüklerimize hayırlı, sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.” ifadelerini kullandı.

    Hayata geçirdiği sosyal projelerle insan hayatına doğrudan ya da dolaylı olarak yüreklere dokunan Başkan Çolakbayrakdar; “Örnek yatırımlarımızla Kocasinan’ı her zaman bir adım öne çıkarmak için çalışıyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.

    Kocasinan’ın kadim büyükleri ise Kocasinan Belediyesi ekiplerinin haftanın yedi günü sıcak yemek getirdiğini belirterek; “Başkanımızdan Allah, bin kere razı olsun. Özellikle Ramazan ayında da orucumuzu bu yemeklerle açmamıza vesile oluyor. İşi gücü rast gitsin. İyi ki var. Biz, çok memnunuz. Haftanın yedi günü sıcak yemek evimize geliyor. Bundan büyük bir hizmet olamaz. Ne kadar teşekkür etsek azdır.” şeklinde konuştu.

    Öte yandan Kocasinan Belediyesi Sosyal Yardım İşler Müdürlüğü ekipleri, ilçede yalnız yaşayan ihtiyaç sahibi 65 yaş üzeri ve engelli olup da yemek yapabilecek durumu olmayan 160 kişiye haftanın yedi günü bir öğün olmak üzere 4 çeşit sıcak yemek servisi yapıyor. Kocasinan Belediyesi yemekhanesinde gıda mühendisleri kontrolünde hijyenik bir ortamda hazırlanarak özenle paketlenen yemekler, belediye ekipleri tarafından vatandaşların evlerine götürülerek, sıcağı sıcağına teslim ediliyor. Haftanın 7 günü yapılan servis ile ilçedeki 160 vatandaşın günde bir öğün sıcak yemek ihtiyacı karşılanıyor.

Başa dön tuşu