İSTANBUL (İGFA) – Liman Oil Genel Müdürü Eyüp Bilen, tüm paydaşlarıyla Türkiye’ye değer katmak için çalıştığını söyledi.
Yaklaşık 3 milyar TL’yi bulan cirosuyla Liman Oil’in yüzde 100 yerli ve milli sermaye ile kurulduğunu dile getiren Bilen, “Ülkemizin en büyük şirketleri arasındayız. Ayrıca, Türkiye’nin akaryakıt dağıtım şirketleri arasında üst sıralarda yer alıyoruz. Attığımız her adımda ülkemizin enerji koridoru konumunu güçlendirecek altyapı ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapmaya, yarattığımız ölçek ekonomisi ile ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katma değer sağlayacak girişimler oluşturmaya devam ediyoruz” dedi.
Liman Oil Genel Müdürü Bilen, çok güçlü bir altyapıya sahip olduklarını kaydederek, akaryakıt dağıtımı konusunda ciddi bir güçlerini bulunduğunu vurguladı.
Başarıya inanmış ve adanmış çok güçlü bir aile olduklarını aktaran Bilen, yıl sonuna kadar 30 akaryakıt istasyonu açacaklarını söyledi.
Bilen, dağıtım faaliyetleri dışında kendi akaryakıt istasyonlarıyla şehir merkezlerinde yatırımlara başladıklarının altını çizerek, “2023 yılının ilk çeyreğinde 10 istasyonla başladık. Yıl sonuna kadar bu sayıyı 30’a çıkarmayı hedefliyoruz. Artan maliyetler ve yaşanan olumsuzluklara karşılık yatırım yaptık ve dağıtım ağımıza yeni istasyonlar ekledik. Yeni yatırımlarımızı tüm hızıyla sürdüreceğiz ve yıl sonuna kadar 20 yeni istasyon daha açacağız. Bu dönemde aramıza katılan yeni istasyonlar, Liman Oil’in gücünü ve bayilerimizin markamıza duydukları güveni gösteriyor” diye konuştu.
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Milli Teknoloji Hamlesine katkı sunmak ve kenti bir teknoloji üssü haline getirmek amacıyla kurulan E-Gençlik Teknoloji Atölyelerinde yetişen öğrenciler başarılarıyla dikkat çekiyor. Bu kapsamda Bursa’da gerçekleşen Teknofest Teknoloji Yarışmaları çerçevesinde Savaşan İHA Yarışmasına katılan CİCİ KUŞ RC Takımı ilk defa kamikaze görevini başaran 2 takımdan biri oldu.
TÜRKİYE İKİNCİSİ
Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi bünyesinde oluşturulmuş E-Gençlik Teknoloji Atölyeleri çatısı altında; Ulaşım, 3D Parça Basımı ve Malzeme Temini noktalarında desteklediği CİCİ KUŞ RC Takımı, Teknofest Savaşan İnsansız Hava Aracı yarışmasına katılarak bu sene ilk defa kamikaze görevini başaran iki takımdan biri oldu. Genel puan sıralamasında TEKNOFEST Türkiye ikincisi olan takımımız, otonom iniş-kalkış ve seyir görevleriyle beraber kamikaze görevini de yaparak yarışmayı başarıyla tamamladı. Cici Kuş RC Savaşan İHA Takımımız, ilk kez katıldıkları yarışmadan dereceyle dönmüş oldu.
OPPO, iQOO, Vivo ve Honor üzere markalar, Çin’de önümüzdeki ay (Mayıs) yeni akıllı telefonlarını piyasaya sürmek için hazırlanıyorlar. Bu markaların Reno 10 serisi, iQOO Neo 8 serisi, Vivo S17 serisi ve Honor 90 serisi telefonları duyurması bekleniyor. Beklenen lansmandan evvel Honor 90 modelleri MIIT sertifikasyonunda görüldü. Artık ise Reno 10 Pro+, Çin’de değerli bir sertifikasyon aldı.
Teknoloji haberleri sitesi TechGoing tarafından paylaşılan bir sızıntıya nazaran, model numarası PHU110 olan Reno10 Pro+ Çin’de onaylandı. Reno 10 Pro+ ulusal kalite sertifikasyonu 100W şarjı destekleyen bir şarj aygıtıyla birlikte gelebilir. Fakat kayıtta aygıt hakkında diğer bir bilgi yer almamaktadır. İşte son raporlarda ortaya çıkan Reno 10 Pro+ özelliklerine dair söylentiler.
Daha evvelki raporlara nazaran, Reno 10 Pro+ eğimli kenarlara sahip 6,74 inç OLED ekranla gelecek. 1.5K çözünürlük, 120Hz yenileme suratı ve ekran altı parmak izi tarayıcısı sunacak. Akıllı telefon, plastik bir orta çerçeve taşıyan ince ve hafif bir dizayna sahip olacak.
Oppo Reno 10 Pro+ modelinin özellikleri neredeyse katılaştı gibi
Reno 10 Pro+ düşük frekanslı bir Snapdragon 8 Plus Gen 1 yonga seti ile güçlendirilecek. Aygıtın 16 GB LPDDR5 RAM ve 256 GB / 512 GB UFS 3.1 depolama ile geleceği kestirim ediliyor. Reno 10 Pro+, 100W şarj dayanağı sunan 4,700mAh batarya ile donatılmış olacak. Kablosuz şarj takviyesi sunmayacak. Android 13 işletim sistemi ve ColorOS 13.1 ile çalışacak.
Cihazın önünde 32 megapiksel Sony IMX709 selfie kamerası yer alacak. Aygıtın art panelinde ise OIS dayanağı olan 50 megapiksel Sony IMX890 kamera, 8 megapiksel Sony IMX355 ultra geniş açılı lens ve 64 megapiksel OmniVision OV64B telefoto kamera bulunacak. Daha âlâ bir fotoğraf tecrübesi için, aygıtın şirketin kendi MariSilicon X NPU’su ile donatılması bekleniyor.
HATAY (İGFA) – Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Radyo Sputnik’te Türkiye’nin iç ve dış politikasında yaşanan gelişmelerin masaya yatırıldığı ve nabzının tutulduğu ‘Ankara Farkı’ programına konuk oldu.
Programda gazeteci İsmet Özçelik’in sorularını yanıtlayan Savaş, 6 Şubat depremlerinin en çok hasar verdiği Hatay’da, büyük yıkımın ilk günlerinden itibaren yaşanan gelişmeleri anlattı. İlk günler depremi çok şiddetli hisseden tüm Hataylılar için zor geçtiğini söyleyen Başkan Savaş, internetin olmadığı ve telefonların çekmediği ilk 9 gün duş almadan arabada yattığını, 10. günden itibaren de eşiyle birlikte hala konteynırda kaldıklarını belirtti.
“BELEDİYEMİZDEN 150 PERSONELİMİZİ KAYBETTİK”
Enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiği, kalkması gereken enkazın yüzde 82’sinin kalktığını, Hatay’da depremde 22 bin 980 civarında hayatını kaybeden ve 30 bin 200 de yaralanan vatandaşlarının olduğunu, yaklaşık 53 bin Hataylının depremden çok etkilendiğinin altını çizen Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş “Acımızın tarifi yok. Bu acıları telafi etmeye çalışıyoruz. Maddi ve manevi kayıplarımız oldukça fazla bu duruma çok üzgünüz ve insanlarımızı geri getirebilme şansımız yok. Herkes birçok yakınını kaybetti, belediyemizden tam 150 çalışan arkadaşımı kaybettim ben” dedi.
“BAKANLIKTAN 1,5 YILDIR HİÇ GERİ DÖNÜŞ ALAMADIK”
Antakya’da riskli yapılarla ilgili olarak 6 Şubat’ta yaşanan deprem öncesinde Hatay Büyükşehir Belediyesinin yaptığı çalışmaları anlatan Başkan Savaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderdikleri yazılara 2019’a kadar cevap alamadıklarını dile getirerek süreci şu sözlerle ifade etti: Çalışmaların tümü depremden önce raporlaştırıldı. 13 bin 420 adet acil müdahale edilmesi gereken yapıyı tespit ettik. 6 Şubat’taki depremde de aynı bölgelerde 13 bin 786 adet yıkık, ağır hasarlı ve acil yıkılması gereken bina Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı raporunda yer aldı. Biz bunu deprem öncesinde raporlaştırmışız. Strateji belgemizde 427 hektarlık alanın dönüşüme ihtiyacı olduğunu tespit ettik. Bunu 26 dönüşüm bölgesine ayırdık. Her bir bölgenin dönüşüm yöntemleri, uygulama modelleri, müdahale biçimleri, imar planları ve kentsel tasarım projelerinin nasıl olması gerektiğini tek tek hazırlayarak çalışmamızı tamamlamıştık. Bu çalışmayı üç dosya altı kitap halinde Bakanlığa gönderdik. Ancak bugüne kadar, 1 buçuk yıl hiç geri dönüş alamadık.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPILIRKEN DOĞANIN, TARİHİN VE KÜLTÜREL MİRASIN DİKKATE ALINMASI GEREKİYOR”
Kentsel dönüşüm yapılırken doğanın, tarihin ve kültürel mirasın dikkate alınması gerektiğini de vurgulayan Savaş “Beni kentsel dönüşüme karşı gibi gösterdiler. Ama benim karşı olduğum kentsel ranttı. Planın bu şekilde uygulanmasına benimle beraber, o mahallede oturan yüzlerce milliyetçi muhafazakâr aileler de karşı çıktı. Dünya mirası, gözbebeğimiz, 1. Derece sit alanı olan tarihi Antakya alanını, müteahhitlik anlayışıyla kentsel dönüşüme tabi tutarsanız bu son derece yanlış olur. Biz bu alanların yenilenmesine karşı değiliz. Bakanlığa yazılan yazılara cevap bile vermediler, tehlikeyi anlattık, insan hayatı söz konusuydu. Siyasetin en son sırada olması gerekiyordu. 1 buçuk sene sonra deprem oldu. Haklı çıktık. Keşke haklı çıkmasaydık. Planımızdaki kentsel dönüşüme girmesi gereken birçok bina depremde yıkıldı. Ama depremi sanki Lütfü Savaş yapmış gibi lanse edildi.” dedi.
Savaş, ilgili bakanlıkların da Büyükşehir Belediyesi ile ortak akıl ile hareket etmesi gerektiğini de sözlerine ekleyerek Hatay’ın dokusunu korumak adına da akademisyenlerin de işin içinde olması gerektiğini belirtti.
“DEPREMDEN SONRA SURİYELİLERDEN ÜLKESİNE DÖNEN PEK YOK”
Depremden sonra Hatay’da 475 bin civarında nüfusun azaldığını söyleyen Savaş, Hatay’daki bu nüfus azalmasının demogratif yapıyı nasıl değiştirdiğini sorusuna da yanıtladı.
Suriye’deki sıkıntıların bir an önce çözülmesi gerektiğini ve Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmesi gerektiğini de vurgulayan Savaş, “Biz Suriye konusunda artık barış istiyoruz. Burada 450 bin civarında Suriyeli olduğu resmi makamlar tarafından belirtiliyor. Ama ne olursa olsun taş yerinde ağırdır. İnsanlar kendi coğrafyasında mutlu olurlar, biz onlara 12 yıldır ev sahipliği yaptık. Ensar muhacir olayına inanıyoruz ama ensar da maddi manevi yoruldu. Üstüne bir de deprem yaşadık. Kendi insanımızın 3’de 1’i şehir dışında. Bu kadar insanı ağırlıyorsunuz, gerçekten de bizim için zor bir durum, inşallah barış adına bir adım atılır, uluslararası güvence ile bu insanlar geri giderler” diye konuştu.
Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA) Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, büyük bir bölümü tamamlanan ve inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürdürülen Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Başkan Büyükkılıç, 1 milyon 260 bin metrekare büyüklüğündeki alanda 1 milyon metrekarenin tamamen yeşil alan ve peyzaj ile sosyal donatılarla dolu olacak şekilde Büyükşehir Belediyesi ekiplerince projelendirildiğini hatırlatarak, bu doğrultuda çalışmaları sürdürülen projenin kısa süre içerisinde hayata geçirilmesinin planlandığını duyurdu.
Projeye desteklerinden dolayı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ömer Bulut’a teşekkür eden Başkan Büyükkılıç, yeşiliyle, bisiklet ve yürüyüş yollarıyla, etkinlik ortamlarıyla, yeme-içme mekânlarıyla, müzeleriyle, kütüphanesiyle fonksiyonları saymakla bitirilemeyecek vizyon bir projeyi Kayseri’ye kazandıracaklarını belirtti.
Büyükkılıç, şehre değer katacak vizyon projelerden birisi olan ve 1 milyon metrekaresi yeşil alan olacak Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nin bahar aylarıyla birlikte daha yeşil bir görünüm kazanmaya başladığını ifade ederek, ağaç dikme ve peyzaj çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
6 adet kuyu binası, 96 adet engelli, 28 adet otobüs otoparkı olmak üzere toplam 3 bin 394 adet otopark alanının yer alacağı projede, bisiklet ve koşu, yürüyüş yollar, piknik alanı, servis yolları, 2 ayrı etkinlik çayırı, çocuk oyun alanları, spor sahası alanları ve süs havuzları da yer alacağına vurgu yapan Büyükkılıç, ayrıca projede, köpek eğitim alanı, geleneksel takvim, konser gibi etkinliklere hizmet edecek sahne kurulum alanı ve amfi, özel tasarlanmış çiçek bahçeleri, yapay tepelikler, kaykay pisti, pilates ve yoga sahaları, güneş saati, spor alanlarının etrafında her biri 123 kişilik 14 adet tribün ve model araç-drone pisti bulunacağını belirtti.
Başkan Büyükkılıç, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ismini taşıyan ve 7’den 70’e tüm kesimlere hitap edecek Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçemizi en kısa sürede hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız. Türkiye’nin en yeşil millet bahçesi vatandaşa hizmet için gün sayıyor. Şehrimize, İç Anadolu bölgemize ve ülkemize şimdiden hayırlı, uğurlu olsun” diye konuştu.
Asus’un taşınabilir oyun konsolu ROG Ally, 11 Mayıs’ta piyasaya çıkacak. Asus tıpkı gün özel bir çıkış aktifliği de düzenleyecek ve o aktiflikte aygıtın satış fiyatını da öğrenmiş olacağız.
Henüz ROG Ally’ın fiyatına dair yapılmış net bir açıklama olmasa da PC Gamer’a konuşan bir Asus temsilcisinin konsolun fiyatının 1000$’ın altında olacağını söylediğini biliyoruz. Çok büyük ihtimalle ROG Ally da Steam Deck’e misal biçimde birden fazla konfigürasyon sunacak.
Steam Deck’in en üst modeli 649$. Münasebetiyle ROG Ally’ın da üst modelinin bu fiyatın çok üzerinde olmaması lazım ki Steam Deck’a sağlam bir rakip olabilsin. ASUS’un nasıl bir fiyat siyaseti kurguladığını önümüzdeki günlerde öğreneceğiz.
Asus ROG Ally’da AMD Ryzen Z1 CPU ve AMD RDNA 3 ekran kartı bulunuyor. Yedi inç uzunluğunda 120Hz 1080p ekrana sahip olan aygıtta 16GB LPDDR5 hafıza ve 512GB PCIe 4.0 SSD bulunacak.
608 gram tartısındaki aygıtta Dolby Atmos takviyesi de bulunuyor ve ön kısmında çift hoparlör bulunuyor. Yani sistem özellikleriyle tam bir canavar olacağını söylemek mümkün.
Cihazın birinci çıkışında Amerika’da BestBuy, İngiltere’de ise Currys üzerinden satılması bekleniyor. Yani bu ülkelerde tanıdığınız varsa kendinize bir ROG Ally ayarlamayı düşünebilirsiniz.
Mod geliştiricisi ‘Instanity’, Red Dead Redemption 2 için yeni bir 4K doku paketi yayınladı. Bu paket, Assassin’s Creed Unity ve Black Flag için yayınlanan pakete benzeri nitelikte. Diğer bir deyişle bu mod tüm ana karakterlerin dokularını düzgünleştiriyor ve bizlere daha âlâ bir manzarayı aktarıyor.
Oyunun tüm ana karakterleri bu paketle birlikte daha güzel bir görünüme kavuşuyor
Bu paket oyunda yer alan ana karakterlerin imgelerini 4K’lık bir çözünürlüğe taşıyor ve daha âlâ karakter ayrıntılarınızı bizlere aktarıyor. Pekala bu ana karakterler kim diye merak ediyor olabilirsiniz. Bu sorunun karşılığını mod geliştiricisi şöyle açıklıyor: “Oyunun ana karakterleri orta sahnelerde görünen tüm karakterler.
Karakterlerin yüzlerini, bedenlerini ve saçlarını/sakallarını uygunlaştıran bu modla bir arada daha âlâ bir tecrübe elde edebilirsiniz. Birçok modu da bu mod üzerine yazabilir ve oyunu daha âlâ manzarayla birlikte oynayabilirsiniz. Modu indirmek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz:
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü datalarına nazaran, Ocak-Şubat 2023’te çeyrek altın üretiminde büyük artış yaşandı.
Yılın birinci çeyreğinde toplamda 9 milyon 888 bin 350 adet üretim gerçekleştirildi. Böylelikle geçen yılın birebir periyoduna nazaran üretimde yüzde 408 artış kaydedildi.
2022 yılının birinci çeyreğinde ise toplam altın üretimi 2 milyon 421 bin 672 adet olmuştu.
Bir ayda geçen yılın birinci üç ayını aşan üretim
Darphane’nin çeyrek altın üretimi Ocak’ta 2 milyon 211 bin 250 adet, Şubat’ta 2 milyon 243 bin 580 adet ve Mart’ta 1 milyon 312 bin 110 adet oldu.
Böylece geçen yılın birinci çeyreğinde 1 milyon 546 bin 960 adet olan çeyrek altın üretimi, bu yılın tıpkı periyodunda yüzde 273 artarak 5 milyon 766 bin 940 adede yükseldi.
Çeyrek altın üretimi geçen yıl Ocak ayında 824 bin 110 adet, Şubat ayında 438 bin 590 adet ve Mart ayında da 284 bin 260 adet olarak gerçekleşmişti.
Ünlü müzikçi İrem Derici, Twitter’ın fiyatlı mavi tik rozeti için birinci başta istediği yıllık ödemeyi yapmasına karşın rozetini geri alamadığı için Musk’a ateş püskürdü.
Dünyanın dört bir yanından kullanıcılara sahip olan Twitter’ın yeni sahibi Elon Musk, geçtiğimiz günlerde mavi tik aboneliği olmayan onaylı hesapların tiklerini kaldırdığını açıkladı. Mavi tik rozeti almak isteyen kullanıcıların muhakkak bir fiyat ödemesi gerektiğini belirten Musk’ın bu atılımı bazıları tarafından eleştirilse de bazıları de fiyat ödedi. Bu karardan kısa bir müddet sonra fikir değiştiren Musk, ödeme yapmadığı için “mavi tik” rozetleri alınan Beyonce, Harry Kane, Richard Osman ve Victoria Beckham üzere yüksek profilli hesapların rozetlerini yine aktifleştirdi.
Elon Musk
Ücret kararı birinci çıktığı günlerde aylık 150 TL olan mavi tık için yıllık ödeme yapan İrem Derici ise mavi tik rozetinin yok olmasına sonlandı. Elon Musk’ı tagleyen Derici, Twitter’dan paylaşımda bulunarak isyan etti. Musk’ı maksat alan ünlü müzikçi, “Kız dünya para verdim nerede mavi tıkım” ifadelerini kullandı.
İrem Derici
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:
Seda Sayan’dan estetiklerini saklayanlara sitem! “Millet yaptırıp yaptırıp…”
Kanal D ekranlarında Zafer Ergin, Şevket Çoruh ve Özgür Ozan üzere isimlerin rol aldığı sevilen dizi Art Sokaklar’ın yerine Yıldız De Bana müsabaka programı başlatılmıştı. Hülya Avşar, Zafer Algöz, Hamdi Alkan, Büşra Pekin ve Tansel Öngel’in takımında yer aldığı müsabakayla ilgili beklenmedik bir gelişme yaşandı.
Kanal D’de yayımlanan Art Sokaklar’ın akabinde başlatılan Yıldız De Bana yarış programından makus haber geldi. Hülya Avşar, Zafer Algöz, Hamdi Alkan, Büşra Pekin ve Tansel Öngel’in oyunculuk alanında yetenek avına çıkıldığı yarışın fişi çekildi.
Yıldız De Bana programı sona erdi
YAYINDAN KALDIRILDI
Gazeteci Birsen Altuntaş’ın haberine nazaran, program düşük reytingleri nedeniyle hem üretimci, hem de kanalın ortak kararıyla 3. kısımdan sonra yayından kaldırıldı. Aylar sonra yarışla ekrana dönen usta isimlerden şimdi bir açıklama gelmedi.
Hülya Avşar ve Hamdi Alkna
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;
Demet Akalın’dan şaşırtan Okan Kurt itirafı! “FBI’dan pak kağıdı aldırdım”
Başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ, Serenay Sarıkaya, Işık Sürer, Nejat İşler ve Canan Ergüder üzere başarılı oyuncuların yer aldığı dizi “Aile”, 7 Mart 2023’te Show TV’de izleyicisiyle buluştu. Yayınlandığı birinci kısımla dikkatleri üzerine çeken dizinin 9. kısım fragmanı da izleyenlerde büyük heyecan uyandırdı. Pekala 9. kısımda neler yaşanacak? Ayrıntılar…
HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE
İlk kısmıyla reyting sıralamasında birinci sıraya yerleşmeyi başaran dizi “Aile” gerek oyuncularıyla gerekse mevzusuyla büyük ilgi çekti. Güçlü oyuncu takımıyla izleyenlere seyir keyfi veren dizi toplumsal medyada şimdiden en çok konuşulanlar ortasında girmeyi ve Salı günlerinin vazgeçilmezi olmayı başardı. Birinci bölümü 7 Mart 2023‘te yayınlanan dizinin üçüncü kısmı de büyük heyecanla bekleniyor.
Peki 9. kısımda neler yaşanacak? İşte Aile dizisi 9. kısım fragmanı…
Aile dizisi
İLK KISIM NELER YAŞANDI?
Heyecanlı giriş yapan dizinin birinci kısmı babasından sonra Soykanlar ailesinin başına geçen Aslan Soykan ile Pskikolog Devin‘in İzmir uçağında yollarının kesişmesi ile başlar. Yolu Devin ile kesişen Aslan, Soykanlar’a “aile” olduklarını hatırlatan tek yer olan sofraya geç kalır. Kendisinin gözbebeği olan Aslan‘ın Devin’e kapılacağını hisseden Hülya Soykan ise tehlikenin farkına varır. Farklı ailelerden olan Devin ve Aslan’ın ortak noktaları ise aileleridir.
Aile dizisi yeni bölüm
“9. KISIM FRAGMANI YAYINLANDI”
“HOŞ GELDİN DEVİN SOYKAN”
Restleşmelerin tavan yaptığı Aile‘nin 9. bölüm fragmanında Devin, Hülya‘ya adeta meydan okuyor. İlyas Koruzade‘nin oğlunun mevti ise Hülya‘yı endişendirmeye başlıyor. Devin’in içindeki Soykan soyadının yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığını gören Cihan ise Devin’i uyandırıyor.
AİLE DİZİ KONUSU
Babasının trajik vefatının akabinde tanınmış ve büyük ailelerden olan Soykanlar’ın başına geçen Aslan ile kendisi üzere ailesinden yara alan psikolog Devin’in yollarını kesişmesini husus alan dizi, “aile” kavramının en tartışmalı istikametlerini izleyenlere aktarmaktadır.
Aile dizisi dokuzuncu kısım fragmanı
AİLE DİZİSİ OYUNCULARI
Başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya‘nın yer aldığı dizinin takımında Kıvanç Tatlıtuğ: Aslan Soykan, Serenay Sarıkaya: Devin Akın, Nejat İşler: Cihan Soykan, Parıltı Sürer: Hülya Soykan, Canan Ergüder: Leyla Soykan Sayıcı olarak yer alıyor.
30 yıllık eşini bulmak için Müge Anlı’da canlı yayına çıkan Güler Kahraman, programa gelen kayıp eşini gördüğü sırada hudut krizi geçirdi. Gergin anların yaşandığı canlı yayın programında Müge Anlı, olaya müdahale etti.
1 yıl evvel Balıkesir’de ortadan kaybolan 30 yıllık eşi Serdar Kahraman’ı bulmak için Müge Anlı ile Tatlı Sert programına katılan Güler Kahraman, konuşmalarıyla ve Müge Anlı’yı öpmesiyle gündeme gelmişti. Hoş haberi Kahraman’a veren Müge Anlı, müsabaka esnasında gergin anlar yaşadı.
Canlı yayında aradığı eşine kavuşan Güler Kahraman, 1 yıldır görmediği eşine kavuştu. Eşi Serdar beyefendisi gören Kahraman, eşine sarıldığı esnada hudut krizi geçirdi. Güvenlik eşliğinde koltuğa oturtulan Güler Kahraman, eşine yakarışta bulundu.
SİNİR KRİZLERİNE PÜRÜZ OLAMADI
30 yıldan beri kendisini konuttan kovduğunu belirten Serdar Kahraman’ın kelamlarına sonlanan Güler Kahraman, sinirlerine hakim olamayarak eşine, ayakkabı fırlatmaya kalkıştı. Stüdyoda gergin anların yaşandığı olayda Güler Kahraman’ı sakinleştirmek için ağır uğraş sarf edildi. Yaşananlara karşın eşinden vazgeçmeyeceğini söyleyen Güler Kahraman, barışmak istediğini söyleyerek boşanmayı reddetti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;
Demet Akalın’dan şaşırtan Okan Kurt itirafı! “FBI’dan pak kağıdı aldırdım”
Minnesota Timberwolves forveti Kyle Anderson’ın, 2023 FIBA Dünya Kupası’nda Çin Ulusal ekibinde forma giymesinin beklendiği açıklandı.
South China Morning Post’tan Mike Chain’e nazaran Çin vatandaşı olmak için gerekli prosedürlerden geçen Anderson’ın, yakın vakitte Çin’e uçarak vatandaşlık sürecini tamamlaması bekleniyor.
Anneannesi Çinli bir baba ve Jamaikalı bir anneden doğmuş olan Wolves forveti, 1/8 Çinli olarak Çin vatandaşı olmak için gerekli kriterleri karşılıyor.
2018’de Kyle’ın annesi, büyükbabasının Shenzhen, Longgang’daki Xinmu New Village’dan olduğunu öğrendikten sonra, Anderson ailesi Çin’deki akrabalarının izini sürmüştü.
O periyotta kendisine ‘Li Kaier’ halinde Çince bir isim verilen Anderson, olağan dönemde Timberwolves formasıyla 9.4 sayı, 5.3 ribaund ve 4.9 asist ortalamaları yakalamıştı.
Phoenix Suns süperstarı Kevin Durant, uzun ömürlü bir mesleğe sahip olmayı hedeflediğini söyledi.
The Ringer’dan Logan Murdock ile yaptığı röportajda Durant, oynayabildiği kadar uzun müddet oynamak istediğini açıkladı:
“Artık oynayamayacak hâle gelene dek oynamak istiyorum. Şampiyonluk kazanmak olağan ki inanılmaz bir şey, fakat bu bir birey olarak benim için ne manaya gelecek? Ben şampiyonluğu bir kent için, grup arkadaşlarım için ve tertip için kazanmak istiyorum. Bana sadece daha fazla şöhret, ilgi ve yüzük mü kazandırıyor olacak?
Burada olay yalnızca ben değilim. Ben şampiyonluklara bu türlü bakıyorum. Yani bunu daima birlikte yapmak istiyorum. Ekip arkadaşlarımla bu seyahate çıkmayı dört gözle bekliyorum.”
Şu anda mesleğindeki dördüncü NBA grubunda yer alan Durant, bunun alışık olduğu bir durum olduğunu ise şu formda belirtti:
“Çocukluğumdan beri göçebeyim. Ergenlik dönemimdeyken beş sefer mesken değiştirmiştik. Üç farklı ilkokula, iki farklı ortaokula ve üç tane de farklı liseye gitmiştim. Bir yıllığına Teksas’a gitmiştim, sonra taşınmıştım. Bir yıllığına Seattle’daydım, sonra tekrar öteki yere gitmiştim. Güya Dünya’nın tüm bölgelerini keşfetmek için doğmuşum üzere hissediyorum.”
Şu anda Suns ile 2025-26 dönemi sonuna dek kontratı olan KD, grubuyla geçtiğimiz gece Batı konferansı yarı finallerine yükselmeyi başarmıştı.
Sacramento Kings’in yıldızı De’Aaron Fox, sol elindeki kırık parmağına karşın bu gece Golden State Warriors’a karşı playoff serisinin 5. maçında oynamaya hazır olduğunu söyledi.
ESPN’den James Ham dahil olmak üzere birçok muhabire konuşan Fox “%99-100” oynayacağını belirtirken, “Normal dönemde olsaydık muhtemelen oynamazdım ve bir hafta takım dışı kalıp duruma nazaran hareket ederdim, fakat şu anda lamı cimi yok, oynayacağım.” sözlerini kullandı.
Serinin bir evvelki maçının son çeyreğinde parmağında kopma kırığı meydana gelen Fox’ın bu geceki maçta oynama durumu, ekibin resmi sakatlık raporunda ‘şüpheli’ olarak yer almıştı.
Fox, seride 31.5 sayı, 7.0 asist ve 6.0 ribaund ortalamaları ile oynuyor.
Orlando Magic forveti Paolo Banchero, NBA’de 2022-23 döneminde Yılın Çaylağı mükafatını kazandı.
Mükafatı öbür finalistler Utah Jazz pivotu Walker Kessler ve Oklahoma City Thunder guardı Jalen Williams’ı geride bırakarak kazanan Banchero, 100 birincilik oyunun 98’ini alarak oylamayı domine etti.
Williams 75 ikincilik oyu alırken, Kessler ise iki birincilik oyu aldı ve genel klasmanda üçüncü oldu.
20 yaşındaki Banchero, bu dönem forma giydiği 72 maçta 33,8 dakika ortalamayla alanda kalarak 20.0 sayı, 6,9 ribaund ve 3,7 asist istatistikleri tutturdu ve mesleğine sağlam bir başlangıç yapmış oldu.
Alibaba’nın yan kuruluşu olan Ant Group, en büyük altcoin olan Ethereum (ETH) için açıklama yaptı. Açıklamaya nazaran Ant Group, Ethereum ile uyumlu bir web3 konsorsiyum testnet’i başlatmayı planlıyor. İşte detaylar…
Ant Group’tan Ethereum hamlesi
Alibaba’nın yan kuruluşu ve dünyanın en büyük fintech şirketlerinden olan Ant Group, kıymetli duyuru yaptı. Ethereum ile uyumlu olacak bir Web3 açık konsorsiyum test zinciri başlatmayı planladığını açıkladı. Çin’deki mahallî medya kuruluşlarına nazaran, Ant Group’un lider yardımcısı Guofei Zhang duyuruyu gerçekleştiren kişi oldu. Zhang, duyuruyu Hangzhou’daki Ant Group Dijital Geliştirici Forumu’nda yaptı. Yeni Blockchain platformunun birden fazla kurumu destekleyeceği belirtilmekte. Ayrıyeten on bin node ve yüz binlerce TPS kapasitesiyle yüksek seviyede ölçeklenebilirlik sunması beklenmekte. Bunun dışında ağ için PB seviyesinde bir defter depolama ve data sürece kabiliyetine işaret edilmekte. Ant Chain Bridge isimli açık kaynaklı bir çapraz zincir (cross-chain) köprü protokolüne sahip olacak.
Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere Ant Group, dış ortaklarla işbirliği yaparak finans ve lojistik de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda Blockchain teknolojisini uygulama konusunda güçlü bir geçmişe sahip. Bu son atılım, Blockchain’in potansiyelini keşfetmeye ve kullanım alanlarını genişletmeye yönelik devam eden eforlarının kesimidir. Küme, Haziran 2020’de 118 trilyon RMB’ye ulaşan toplam ödeme hacmi (TPV) ile 1,3 milyardan fazla kullanıcıya ve 80 milyon satıcıya hizmet veren dünyanın en büyük taşınabilir (dijital) ödeme platformu Alipay’in sahibidir. Ayrıyeten Visa’nın akabinde dünyanın en büyük ikinci finansal hizmetler şirketidir.
Blockchain’in birçok kullanım alanı ortaya çıkıyor
Duyuru, Blockchain teknolojisinin gerçek dünyadaki problemleri çözmek ve inanç inşa etmek için güçlü bir araç olarak giderek daha fazla kabul gördüğü bir vakitte geldi. Lider Yardımcısı Zhang Guohui’ye nazaran, Blockchain teknolojisinin bedeli spekülasyondan çok toplumsal problemleri çözme kabiliyetinde yatıyor. Bu nedenle, yeni Blockchain platformunun Çin’de başta finans dalı olmak üzere bir dizi sanayi üzerinde kıymetli tesirleri olabilir. Ant Group ve ana şirketi Alibaba’nın Çin pazarındaki güçlü varlığı herkes tarafından bilinmekte. Bu nedenle yeni platformun meselesiz bir kullanıcı tecrübesi sunmak için mevcut hizmetlerden yararlanması beklenmekte.
Yeni platformun lansmanı şimdi test kademesinde. Lakin tekrar de, Çin’de Blockchain teknolojisinin gelişiminde kıymetli bir adımı temsil ediyor. Ant Group’un uzmanlığı ve kaynakları ile platform, inovasyonu teşvik etme imkanına sahip. Ayrıyeten hem işletmeler hem de tüketiciler için yeni fırsatlar yaratma potansiyeline sahip. Sonuç olarak nümüzdeki süreçte Ethereum atağının nasıl bir tarafa sapacağını göreceğiz.
KÜTAHYA (İGFA) – Birçok branşta gençlerimizi sporla tanıştıran ve elde ettiği başarılar ile Kütahya’nın adını gururla temsil eden Kütahya Belediyespor, basketbol alanında da başarılara imza atmaya devam ediyor.
Kütahya Belediyespor U14 Basketbol Takımı, Türkiye Basketbol Federasyonu’nun 2022-2023 sezonu Yurt İçi Faaliyetleri programı kapsamında düzenlediği U14 Erkekler Bölge Şampiyonasına il birincisi olarak katılmaya hak kazanmıştı. Sivas’ta gerçekleştirilen Anadolu Şampiyonasını 4. olarak tamamlayarak Kütahya’mızın adını gururla temsil ettiler.
İZMİR (İGFA) – 23 başvuru arasından kabul edilen ilk 4 proje arasına girmeyi başaran proje kapsamında “Genetik Hastalıklar ve Kanserde Hücresel Tedaviler” başlığında beş yıl boyunca yapılacak araştırmalar ile sağlık alanında oldukça önemli sonuçlar elde edilmesi öngörüldüğü kaydedildi.
İKÇÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Başkanı, Hücre, Doku, Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İbrahim Pirim, Erasmus Kurum Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Bakay, Öğr. Koray Çelik, anabilim dalı öğretim üyelerinin koordinatör olarak yer aldığı Erasmus+ Konsorsiyumu projesine; Ege Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve Kars Kafkas Üniversitesinden araştırmacılar da katkı sunacak.
ÇALIŞMALARI YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ
Proje ile ilgili bilgi veren İKÇÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Pirim, olumlu etkileriyle daha çok uygulanmaya başlayan bağışıklık sistemini harekete geçiren İmmünoterapi ve kanserde hücresel tedaviler başlıklarıyla Avrupa’daki araştırma merkezlerinde çalışmalar yürüteceklerini kaydetti. Prof. Dr. Pirim, “Proje kapsamında İKÇÜ ve konsorsiyum ortağı diğer kurumlarımızın Tıbbi Biyoloji ve Genetik ABD başta olmak üzere sağlık alanından yüzlerce öğrencimiz, öğrenim ve staj yapmak üzere; öğretim üyelerimiz ise ders verme ve eğitim alma amacıyla Avrupa ve Avrupa dışı ülkelerdeki üniversite ve araştırma merkezlerine gitme imkanı bulacak” dedi.
PROJELERİN SOMUT ÇIKTIYA DÖNÜŞMESİ ÖNEMLİ
Tıbbi Biyoloji ve Genetik anabilim dalı olarak birçok nitelikli ve yenilikçi araştırma yürüttüklerini aktaran Prof. Dr. Pirim hâlihazırda sağlık alanında uluslararası birçok saygın kurum ile iş birliklerinin devam ettiğinin altını çizdi. Gelinen noktada elde edilen proje kabullerinde Erasmus Kurum Koordinatörlüğünün sağladığı teknik desteğin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Pirim, “Erasmus Kurum Koordinatörlüğünün sağladığı teknik destek ile son 1 yıl içinde kabul edilen 2 projemiz için 1 milyon Euro’dan fazla bütçe elde edildi. Araştırmacıların büyük emeklerle yazdıkları projelerin somut çıktıya dönüşmesi oldukça önemli. Bu desteği sağlayarak yaptığımız çalışmaların önünü açan üniversitemize, Erasmus Kurum Koordinatörlüğümüze, sağlık alanında özellikle kanser tedavisi adına gecesini gündüzüne katan projeye katkı sunan tüm araştırmacılarımıza emeği geçen tüm öğretim elemanlarına teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu.
PROJE EKOSİSTEMİNİN YAYGINLAŞMASI ADINA
Türkiye Ulusal Ajansı tarafından yıllık 100 bin Euro gibi ciddi bir destek gelmesinin önemli bir çıktı olduğunu aktaran Erasmus Kurum Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Bakay da projelerin yazılması kadar teknik analizlerinin de dikkatle ortaya konmasının önemli olduğunu belirtti. Koordinatörlük olarak Erasmus süreç yönetimi ile ilgili öğretim üyelerine yönelik birçok eğitim düzenlendiğini ifade eden Bakay, “Proje hazırlamak isteyen tüm öğretim elemanlarımız ve idari personelimiz için teknik destek alt yapısının uygun kriterlerde sağlanması adına eğitim çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Üniversitemizin ulusal ve uluslararası başarısını üst noktalara taşımak proje ekosisteminin oluşturulması ve üniversitede proje yapma kültürünün geliştirilmesi ile hız kazanır. Erasmus Kurum Koordinatörlüğü olarak çalışmalarımızın başarıyla neticelenmesi bizler için olumlu bir geri dönüş. Halen sonuçlarının açıklanmasını beklediğimiz birçok projemiz var. Temennimiz hepsinin de olumlu sonuçlanmasıdır” dedi.
TÜİK, 2018-2020 ve 2019-2021 Hayat Tabloları’nın yayımladı.
Buna nazaran, yeni doğmuş bir bireyin mevcut ölümlülük risklerine maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısı olarak tanımlanan “doğuşta beklenen ömür süresi” Türkiye’de 2018-2020 periyodunda 78,3 yıl iken, 2019-2021 devrinde 77,7 oldu.
Türkiye’de 2018-2020 devrinde erkeklerde 75,6 yıl olan doğuşta beklenen hayat müddeti, 2019-2021 devrinde 75 yıl, bayanlarda ise 81,1 yıl iken 80,5 yıl oldu. Genel olarak bayanlar erkeklerden daha uzun müddet yaşadığı görülürken, erkekler ve bayanlar ortasındaki doğuşta beklenen hayat müddeti farkı 5,5 yıl olarak kaydedildi.
Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki şahısların ortalama kalan ömür müddeti 63,6 yıl oldu. Erkekler için bu müddet 61 yıl iken bayanlarda 66,4 yıl olarak istatistiklere girdi.
Ankara’da ömür daha uzun
2018-2020 tablolarına nazaran, bayanlarda doğuşta beklenen hayat mühletinin en yüksek olduğu vilayet 84,1 yıl ile Tunceli oldu. Tunceli’yi 84 yıl ile Muğla ve 83,8 yıl ile Trabzon izledi. Bayanlarda beklenen hayat mühletinin en düşük olduğu vilayet ise 78,8 yıl ile Kilis oldu. Kilis’i 79 yıl ile Gaziantep ve 79,3 yıl ile Van takip etti.
Doğuşta beklenen ömür müddetinde Ankara 79,3 yıl ile Türkiye ortalamasının üstünde yer aldı. Bu bedel, erkeklerde 76,5 yıl iken bayanlarda 82 yıl olurken en fazla nüfusun bulunduğu İstanbul, doğuşta beklenen hayat müddetinde 79,1 yıl ile Türkiye ortalamasının üstünde yer aldı. Bu bedel, erkeklerde 76,2 yıl iken, bayanlarda 82 yıl olarak kaydedildi.
Demir cevheri Aralık başından bu yana birinci kere ton başına 100 doların altında süreç görürken bu durum en ağır inşaat devri olması beklenen devirde bile Çin’in emtia talebindeki zayıf toparlanmaya dikkat çekti.
Demir cevheri, Çin’in Kovid-19 sonrası yine açılmasının ve hükümet teşviklerinin talebi canlandıracağı umutlarıyla geçen yılın sonlarından itibaren yükselmişti. Lakin ekonomik toparlanma sistemsiz gerçekleşirken çelik fabrikalarındaki aktivite kısa vadeli beklentilerin düşmesine neden oluyor.
Huatai Futures internet sitesimde geçtiği bir bilgi notunda, kritik emlak bölümünün “hâlâ net bir toparlanma ve yükseliş eğiliminden yoksun” olduğunu yazdı.
İnşaat genel olarak ülkenin çelik talebinin üçte biri ile yarısını oluştururken hükümetin kesimin borcunu azaltmaya yönelik süregelen uğraşı, Çin iktisadı ve endüstriyel emtia iştahı için değerli bir aykırı rüzgar olmaya devam ediyor.
Bu düzey Nisan ayında yüzde 18’lik bir düşüşe işaret ediyor.
En âlâ üreticilerden oluşan Çin Demir ve Çelik Birliği’nin bu yılın geri kalanında güçlü piyasa şartları konusunda ihtar niteliğinde olan Salı günü yaptığı açıklamalar, daha karamsar görünümün altını çizdi.
Birliğin internet sitesinde yayımlanan bir notta, “Son vakitlerde, iç pazarda çelik fiyatlarında daima ve süratli bir düşüş yaşandı ve bu da çelik işletmelerinin işletilmesi ve üretimi için önemli zorluklar ortaya çıkardı. Çelik üretim tesisleri ziyan eden üretimi azaltması ve nakit tutması gerekiyor” sözlerine yer verildi.
Galatasaray’ın genç yıldızı Kerem Aktürkoğlu, Karagümrük maçında 3-1’den gelip skoru 3-3’e getirmelerinin şampiyonluk yolunda çok kıymetli olduğunu lisana getirdi.
“Kazanabilseydik çok daha hoş olacaktı” diyen Ulusal futbolcu, “Taraftarımıza teşekkür ederiz, bizi sonuna kadar desteklediler. Doğal ki üzüldük fakat kıymetli olan bu maçlardan mağlubiyetle ayrılmamak. Bu türlü şeyler olabiliyor. Yolumuz uzun. Daha önümüzde kıymetli maçlar var. Her şey tekrar bizim elimizde. İnşallah önümüzdeki maçlarda bu türlü kazalar olmayacak. Taraftarımızla birlikte şampiyonluk ipini göğüsleyeceğiz” açıklamasını yaptı.
GÖZÜ BEŞİKTAŞ DERBİSİNDE
Dönemin son haftaları yaklaştıkça form grafiğini yükselten Kerem’in, son 3 lig imtihanında 2 golü ve 4 asisti bulunuyor. Gözünü pazar günkü dev gayrete çeviren 24 yaşındaki kanat oyuncusu, Fenerbahçe derbisinde attığı golden sonra bu dönem Beşiktaş’a karşı da boş geçmemenin hesaplarını yapıyor.
Google’un yeni amiral gemisi akıllı telefonu Pixel 8 Pro, Samsung’un bugüne kadar ürettiği en büyük kamera sensörünü içerecek. İki yıl evvel Samsung tarafından piyasaya sürülen ISOCELL GN2 kamera sensörü, 1/1.12 inç boyutunda ve 50 MP çözünürlüğünde bir sensör sunuyor. Sensörün piksel boyutu 1.4μm ölçüsünde ve 4-in-1 piksel süreci ile 2.8μm’ye kadar artabiliyor, bu da düşük ışık şartları için ülkü hale getiriyor. Buna rağmen, Samsung’un Galaxy S23 Ultra modelinde kullanılan ISOCELL HP2 kamera sensörü, 16-in-1 piksel sürecinden sonra 2.4μm piksel içeriyor.
ISOCELL GN2 kamera sensörü, ayrıyeten remosaic algoritması kullanarak 100 MP imgeler oluşturabiliyor ve 8K 30fps, 4K 120fps ve Full HD 480fps görüntüler kaydedebiliyor. Süratli, muteber ve hassas odaklama için Dual Pixel Pro otomatik odaklama özelliği ve 24% daha az güç tüketen Staggered HDR özelliği ile aydınlık ve karanlık alanlardaki ayrıntıları koruyabiliyor.
Pixel 8 Pro modeli kamera özellikleriyle kendine hayran bırakacak
Google, Pixel 6 serisinin piyasaya sürülmesinden bu yana Samsung’un kamera sensörleri, ekran panelleri, modemleri ve öbür elektronik bileşenlerini kullanıyor ve gelecek kuşak Pixel akıllı telefonlarında da kullanmaya devam edecek. ISOCELL GN2 kamera sensörü ile birlikte Google’un Pixel 8 Pro’su, Samsung’un Galaxy S23 Ultra’sından daha büyük bir kamera sensörü kullanarak akıllı telefon kamera pazarında üst sıralarda yer alacak.
Neredeyse tüm akıllı telefon markaları, amiral gemisi akıllı telefonlarında 1 inç kamera sensörüne yaklaşırken, Google’ın ISOCELL GN2 kamera sensörünü tercih etmesi, müşterilerine en üstün kamera teknolojisini sunma konusundaki kararlılıklarını gösteriyor. Pixel serisine heyecan verici bir ek olacak olan Pixel 8 Pro, amiral gemisi akıllı telefon pazarında umut vaat eden bir rakip olarak karşımıza çıkıyor.
Geçtiğimiz gün 2. Sayfa programına konuk olan Demet Akalın, kızı Hira Kurt’a doğum gününde servet pahasında bir ikram aldığını açıkladı.
Son devirlerde yaptığı değişik açıklamalar ve toplumsal medya paylaşımlarıyla gündemden düşmeyen Demet Akalın, evvelki gün 2. Sayfa programına konuk oldu. Hem meslek hayatı hem de özel yaşantısı hakkında merak edilenleri anlatan ünlü müzikçi, yakın vakitte yeni bir yatırım yaptığını söyledi.
Demet Akalın
2014 yılında kızı Hira’nın doğumuyla annelik sevinci yaşayan Akalın, 9 yaşındaki kızı için kesenin ağzını açtı. Doğum gününde Hira’ya sürpriz yaptığını lisana getiren ünlü müzikçi, “Hira’ya Bodrum’dan küçük bir mesken aldım. 2 ay evvel doğum gününde aldım. Konukları falan orada ağırlayacağız. Küçük bir mesken, yatırımlık.” ifadelerini kullandı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:
Seda Sayan’dan estetiklerini saklayanlara sitem! “Millet yaptırıp yaptırıp…”
Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA) Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve ’CZN Burak’ adıyla bilinen fenomen şef Burak Özdemir ile birlikte her adımda farklı bir güzelliği bünyesinde barındıran Soğanlı Vadisi’nde tanıtım çalışmalarına katıldı.
Kayseri Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi el ele, gönül gönüle birlikte yaptığı çalışmalar kapsamında Yeşilhisar ilçesi Soğanlı Vadisi’ni turizmin yeni adresi yapmak için, tarihi eser restorasyonu, meydan düzenlemesi, yol yapım çalışmaları ve yürüyüş parkurları gibi yatırımlar yapılırken, yapılan çalışmalar ile bölgenin tanıtımı da aralıksız devam ediyor.
Bu kapsamda Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve ’CZN Burak’ adıyla bilinen fenomen şef Burak Özdemir ile birlikte Soğanlı Vadisi’ni keşfetti. Büyükkılıç ve Çiçek sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bölgeye giderek gerçekleştirilen balon uçuşuna katılarak, balona binen ve muhteşem manzaraya sahip bölgeyi gökyüzünden inceleyen CZN Burak’ın heyecanına ortak oldu.
Başkan Büyükkılıç, balon uçuşunda havada pastırma doğrayan CZN Burak’a ‘pastırmayı iyi doğradık mı?’ diye sordu. Şef Burak, ‘Uçuş adrenalinli geçti. Biraz kalın oldu başkanım’ deyince, Büyükkılıç, “Olmaz. Araya, dereye vermişsin. Biz bunu yerinde ve uygun bir şekilde doğrayalım” dedi. CZN Burak, Başkan Büyükkılıç’a “İyi ki varsınız başkanım. Sağ olun” ifadelerini kullandı.
Vali Gökmen Çiçek ve CZN Burak ile birlikte Soğanlı Vadisi’nin birbirinden özel, birbirinden değerli güzelliklerini keşfeden Başkan Büyükkılıç, ayrıca tarihi kiliseleri de gezerek, bölgede yapılan çalışmaları yerinde inceledi.
Restore çalışmaları ve kilisenin tarihi duvarlarında bulunan freskler hakkında bilgiler alan Büyükkılıç, Kayseri’nin bir cazibe merkezi olduğuna dikkat çekerek, “Kapadokya’mızla, Erciyes’imizle, inanç turizminin merkezi olma anlayışıyla bir Orta Anadolu bölgesi olarak değerlendiriyoruz ve bunu bir zenginlik olarak görüyoruz. İnanç turizminin merkezlerinden biri olan Soğanlı Vadimizi çok değerli Valimizle dayanışma içerisinde hayata geçirmek suretiyle hizmete sunuyoruz” dedi.
“TARİHİN EN GÜZEL ZENGİNLİKLERİNİN YAŞANDIĞI BİR BÖLGEDEYİZ”
Bölgeye farklı ülkelerden turist grupları geldiğini kaydeden Büyükkılıç, “Avrupa’dan hatta Amerika’dan, Hindistan’dan, Rusya’dan turist grupları gelmek suretiyle burada hem inanç turizmi bağlamında hem de balon turizmi bağlamında çalışmalarımızı görüyorlar. Sultan Sazlığı’nın ayrı bir zenginlik kazandırdığı, açık hava müzesi niteliğindeki Kayseri merkezinin ayrı bir güzellik kazandırdığı, tarihin en güzel zenginliklerinin yaşandığı bir bölgedeyiz. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yeşilhisar’ımıza, bölgemize hayırlı olsun diyorum. Her bölge ayrı güzel ama burası daha bir farklı, Kapuzbaşı’nı da unutmayalım diyorum” şeklinde konuştu.
Vali Gökmen Çiçek de Soğanlı Vadisi’nin özellikle Avrupalı turistlerin çok büyük ilgisini çeken bir bölge olduğuna vurgu yaparak, “Biz Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımızla birlikte Kayseri Valiliği olarak bura ile ilgili turizm atağı başlatmıştık. Bir yandan balon turizminin başlaması, bir yandan inanç turizmi ile ilgili kiliselere yoğun Avrupa’dan gelen rağbet, kiliselerin restorasyon çalışmaları, özelikle kent meydanı düzenlemeleri ile beraber bizim başlattığımız seferberlikti” diye konuştu.
“YAPTIĞIMIZ SEFERBERLİĞİN MEYVELERİNİ TOPLADIĞIMIZI HİSSETMEK BİZLERİ ÇOK MUTLU EDİYOR”
Yoğun bir çalışma yaptıklarının ve tanıtım atağı başlattıklarının altını çizen Vali Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi geçen günler sonrasında artık o başlattığımız çalışmaların köylülerimizle beraber, burada yaşayanlarımızla beraber yaptığımız seferberliğin meyvelerini topladığımızı hissetmek, görmek bizleri çok mutlu ediyor. Şu an çok ciddi bir geliş var, çok ciddi bir rağbet var. Özellikle 14 tane balon uçuyor artık Soğanlı Vadisi semalarında. Sabahın erken saatlerinden itibaren dünyanın her yerinden gelen misafirlerimizi oralarda, restoranlarda, lokantalarımızda, bölgede ağırlıyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Ciddi bir ekonomik canlılık da başlattı ama Büyükşehir Belediye’mizin başlattığı proje de hızla devam ediyor. İnşallah sonuna doğru geldiğimizde otel projemiz var. Otel projemiz de bittiğinde bambaşka bir Soğanlı olacak. Bizim hep bir söylemimiz vardı Kayseri’de ‘baharda başka bir Soğanlı olacak’ diye. Şimdi bahar gelmek üzere, biz de çalışmalarımızı ona göre hızlandırdık. İnşallah yazın o farklı, bütün hemşehrilerimizle beraber cıvıl cıvıl, turistlerle tıklım tıklım dolu bir şekilde Soğanlı Vadisi göreceğiz inşallah.”
Vali Çiçek son olarak, “Kayseri Valisi olarak, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız, Yeşilhisar Belediye Başkanımız, Yeşilhisar Kaymakamımız ile beraber burayı görmeyen, bilmeyen, duymayan kalmasın istiyoruz. Tüm Türkiye’yi bu eşsiz bölgeyi görmelerini istiyoruz ve herkesi buraya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yeşilhisar Belediye Başkanı Halit Taşyapan ise bölgenin turizm ile ön plana çıkmaya başladığını ifade ederek, “Elbette memleketimizin her yöresi güzel. İlçemizi biz tarım ve turizm ilçesi demiştik ama Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımızla daha da öne çıkmaya başladı. İnşallah bu bölgemizin tanıtımını yapacağız. Hayırlı olsun. Tüm vatandaşlarımızı buraya bekliyoruz” dedi.
Başkan Büyükkılıç ile Vali Çiçek’e Yeşilhisar Kaymakamı Ahmet Ali Altıntaş, Yeşilhisar Belediye Başkanı Halit Taşyapan da eşlik etti.
Asobo Studio tarafından geliştirilen ve 2019 yılında Focus Entertainment tarafından yayınlanan kıssa odaklı bir imal. A Plague Tale: Innocence, gerek atmosferi ile gerekse bizlere sunduğu kapalılık ögeleri ile birlikte art planda hoş bir kıssanın de olduğu uzun bir seyahati bizlere aktarıyor. Yaklaşık olarak 10-11 saatlik bir maceranın bizleri beklediği bu oyun içerisinde yeri geldiği vakit o gergin atmosfer içerisinde hayatta kalmaya çalışacak yeri geldiği vakit da görüntünün tadını çıkartabileceğiz.
Gizlilik ögelerinin bol bol ön planda olduğu ve sanat tarzını de hayli beğendiğim bir imali olan A Plague Tale: Innocence, kıssanın odak noktası olduğu bir yapıyı bizlere sunuyor. Oyun içerisinde art planda hoş bir kıssa sunumu bizlere aktarılıyor ve bu öykü sunumu gerek orta sahnelerle gerekse karakterler ortası diyaloglar ile bizlere aktarılıyor. Sunum içerisinde hakikaten de ilgimizi çeken bir öykü transferi yer alıyor diyebilirim.
Sanat stili
Oyunun öncelikle sanat tarzından başlamak istiyorum. Çünkü siz de oyuna birinci adımı attığımızda direkt olarak etrafa ve karakterlerin nasıl olduğuna bakıyor ve gözünüze birinci olarak görsellik çarpıyor. Münasebetiyle birinci etapta biz oyuncuların dikkat ettiği şey şayet doğal bu türlü bir beklentiniz varsa görsellik ve sana tarzıdır. Oyun öncelikle harika bir başlangıç yapıyor ve kendimizi yaprakların döküldüğü, etrafın olabildiğince turunculaştığı bir yerde buluyoruz ve ufak bir tabiat yürüyüşüne katılıyoruz. Oyun bu türlü bir sekansa başlayarak direkt olarak bizi yakalıyor diyebilirim.
Sanat ve görsellik konusunda pek hoş bir iş başarmış lakin şunu da belirtmeliyim ki oyun içerisinde güya ekstra bir filtre var ve bu filtre de birazcık oyunun grafiklerini bulanıklaştırıyor. Bu durum birinci etapta gözüme çarpan ayrıntılardan biri oldu. Oyunda güya netlik konusunda bir meşakkat var diyebilirim fakat bu alışılmış benim dikkat ettiğim ve gözüme çarpan konu da olabilir yani herkese bu biçimde gözükmeyebilir. Ancak direkt olarak benim bu dikkatimi çekti ve güya biz ve oyun ortasında bir filtre var ve bu filtre de hafif bir halde oyunu bulanık yapıyor ve güya tam istediğimiz o grafiğe erişemiyoruz üzere. Neyse siz anladınız..
Grafikler ve animasyonlar
2019 yılında çıkış yapan bu oyun alışılmış ki hem grafik manada hem de animasyon manasında bizlere tatmin edici bir yapıyı sunuyor. Münasebetiyle oyun içerisinde yer yer hoş atmosferler ile yer yer de ağzımızı açık bırakan görüntülerle karşı karşıya kalıyoruz. Oyun içerisinde daima olarak kendimi fotoğraf modu içerisinde buluyorum. Oyunda her bir yeni yere atıldığımda arayüzü kaldırarak direkt olarak fotoğraf çekme işine girişiyorum. Oyun içerisinde bu usul şeyleri yapmayı epeyce seviyorum ve bulduğum görünümleri daima olarak arşivime atıyorum ve bir kenarda saklıyorum.
Oyun içerisinde çok renkli ve yer yer de karanlık atmosfer bizlere aktarılıyor. İlgi cazip sanat tarzı yer aldığı bu oyunda yeniden karşımıza çıkan düşmanların animasyonları, denetim ettiğimiz karakterin animasyonları ve daha fazlası pek hoş bir formda karşımıza çıkıyor. İlgi alımlı bir tek oyunculu yapı sunduğundan ötürü oyunun bizlere aktarmaya çalıştığı kıssa orta sahnelerle bir arada de destekleniyor. Münasebetiyle orta sahnelerin kalitesi ve tarzı de pek hoş olmuş diyebilirim.
Aksiyon sistemi
Oyunun hem sanat lisanından hem grafik ve animasyonlarından hem de genel bir yapısından bahsettik. Artık ise bahsetmemiz gereken en kıymetli nokta aksiyon ve savaş sistemi. Oyun içerisinde bir kız karakteri denetim ediyoruz ve bu kız karakterle birlikte büyük bir maceraya atılıyoruz. Bu karakterin sağda solda bulup da kullanabildiği rastgele bir silahı bulunmuyor. Elinde yalnızca bir sapanı yer alıyor ve oyun içerisinde yer alan bu sapan epeyce fazla formda özelleştirilebiliyor ve geliştirilebiliyor. Münasebetiyle attığımız taştan kullandığımız iksire kadar çok farklı biçimde kombinasyonlar yapabiliyoruz.
Oyun içerisinde elinde sapan alan bir kızı denetim ediyor ve bu sapanı dilediğimiz üzere geliştirebiliyoruz. Oyunda bu sapanı süratli bir biçimde sallayarak düşmanların üzerine taşlar atabiliyor ve bu taşı düşmanların başında patlatarak alt edebiliyoruz. Oyun içerisinde bu sapanı kullanmak biraz kuvvetli olabiliyor zira sapanı belirli bir noktaya ve atışa hazır hale getirmek biraz vakit alıyor. Hasebiyle bir kılıç kullanımı üzere kolay bir halde karşımıza çıkmıyor ve yer yer de bu durum hududumuzu bozuyor diyebilirim.
Oyun içerisinde kullandığımız sapanı 3 farklı halde geliştirebiliyor ve her kategori farklı farklı özellikleri bünyesinde barındırıyor. Örneğin sapanın atış suratını geliştirmek için 3 farklı kademe bizleri bekliyor. 3 farklı kademeyi de geliştirdiğimiz vakit daha süratli bir biçimde atışşımızı gerçekleştiriyoruz. Oyunda kullandığımız sapanla birlikte büyük bir maceraya ve çabaya katılıyor, kullandığımız sapanla bir arada de düşmanların başına kafasına taşlar atarak onlara indirebiliyoruz.
Craft ve iksir sistemi
Oyun içerisinde kullandığımız sapanla birlikte tekrar zanaatkarlık sistemi bulunuyor. Bu zanaatkarlık sistemi içerisinde etraftan bulduğumuz kaynakları bir ortaya getirerek yeni iksirler oluşturabiliyoruz. Oyun içerisinde etraftan bulduğumuz kaynakları üretim mekaniği içerisinde kullanabiliyor ve yeni eksilerin kilidini burada açabiliyoruz. Oyunda alışılmış ki kıssa manasında ilerledikçe yeni iksirlere erişebiliyor ve yanımızdaki karakterler bu iksir tanımlarını bizlere veriyor ve bu formülle bir arada bu iksirler üzerinde ustalaşabiliyoruz. Ek olarak bulduğumuz kaynaklarla bir arada de bu iksirleri üretebiliyoruz.
Oyun içerisinde ürettiğimiz bu iksirleri sapanla bir arada kullanabiliyoruz ve düşmanlara farklı halde saldırabiliyoruz. Örnek verecek olursam büsbütün zırhlı bir düşman karşımıza çıkıyor, bu düşmanı alt etmek için direkt olarak sapanı başına fırlatamıyoruz. Öncelikle başındaki o zırhı çıkarmak için özel bir iksir üretmemiz gerekiyor. Bu iksiri sanatkarlık menüsünden üreterek iksirli taşı düşmana başına fırlatıyoruz ve düşman da başındaki zırhı çıkarmak durumunda kalıyor. Baştakini çıkarttığı anda da olağan taşı başına fırlatarak düşmana tek atakta alt edebiliyoruz.
Karşımıza çıkan düşmanların şayet başları açıksa tek taşla birlikte onları alt edebiliyoruz. Yani bu hususta rastgele bir zahmet yok. Oyun bu bahiste gerçekçi bir yapıyı benimsemiş durumda. Biz de şayet karşılaştığımız güç durumlarda saklanacak bir yer bulamıyorsak öldük demektir. Zira oyun içerisinde düşmanlarla uğraşa girecek bir sistem bulunmuyor. Bu yüzden daima olarak kendimizi düşmanlardan gizlenirken buluyor düşmanları gizlice alt etmeye çalışıyoruz ya da düşmanların bizi öldürmesini seyrediyoruz diyebilirim.
Gizlilik unsurları
Oyun içerisinde bol bol saklılık ögeleri bulunuyor ki zati oyun bunun üzerine şurası durumda. Yani oyun içerisinde bir bölgeye geldiniz ve bu bölge düşman kaynıyor. Burada direkt olarak düşmanlarının ortasına giremiyor ve dalış yapamıyorsunuz. Oyun içerisinde daima olarak zımnî gitmek durumunda kalıyor ve düşmanların gerisinden sağından solundan dolanmak durumunda kalıyorsunuz ve onları tek bulduğunuz vakit da alt etmek zorundasınız. Oyun içerisinde saklılık ögeleri bol bol karşımıza çıkıyor ve yakalandığımız anda da tek atakta ölüyoruz. Öldüğümüz vakit da o kısmı tekrardan oynamak durumunda kalıyoruz. İşler işte buradan sonra kızışmaya başlıyor.
Oyun içerisinde tek atakta ölüyor ve tek atakta öldürebiliyoruz. Hasebiyle oyunda ikinci bir atak yapmamıza gerek kalmıyor. Lakin kimi durumlarda iksir kullanımından kaynaklı iki kez sapanımızı kullanmak zorunda kalıyoruz. Oyunda daima olarak düşmanlarının gerisinden gizlenerek ilerliyor, onların konuşmalarını dinliyor, ister onları alt ederek ilerliyor istersek de zımnî bâtın yanlarından sıvışabiliyoruz. Lakin bu kapalılık durumları epey fazla karşımıza çıkıyor ve kapalılık oyunlarını seven oyunculara harika bir tecrübe sunuyor.
Tek oyunculu bir macera
Oyun içerisinde tek oyunculu ve tek istikamete hakikat ilerlemeli bir yapı izleri bekliyor. Yani oyunda rastgele bir çevrimiçi öge yahut mod yer almıyor. Münasebetiyle tek oyunculu olarak oynayabileceğimiz, öyküsünün de sonuna kadar gidebileceğimiz bir üretim bizleri bekliyor. Bu üslup imaller sahiden de oyuncular tarafından en çok oynanan imaller ortasında yer alıyor ve günümüzde epey fazla çevrimiçi oyunu olmasına karşın çok oynanan üretimler ortasında bu tek oyunculu öykü odaklı oyunlar bulunuyor. Münasebetiyle bu oyun da bizlere çok hoş bir tecrübe aktarıyor.
Oyun içerisinde çizgisel bir yapı bizleri bekliyor ve rastgele bir açık dünya bizlere sunulmuyor. Oyunda yapacağımız atılımlar ve gideceğimiz kısımlar muhakkak lakin çevresel ögeler da oyunda çokça yer alıyor. Oyun içerisinde direkt olarak ilerlemek yerine isterseniz çevreyi keşfedebiliyor ve çevreyi keşfederken de yeni şeyler öğrenebiliyorsunuz. Etrafı keşfederek çeşitli kaynakları elde edebiliyor yer yer farklı öykü noktalarına varabiliyor ve farklı bölgelere hakikat adım atabiliyorsunuz. Oyun içerisinde hem etrafı keşfetmek hem de kaynak toplamak epeyce ehemmiyet arz ediyor.
Bulmaca kısımları
Oyun içerisinde elbette ilerledikçe yeni yeni mekanikler bizlere sunuluyor diyebilirim. Oyunda daima olarak zımnî bilinmeyen ilerliyoruz fakat yer yer de çeşitli bulmacaların karşımıza çıktığını görebiliyoruz. Lakin bu bulmacaların bir özelliği var: Epeyce kolay bir formda çözülüyor. Oyunda yer alan bu bulmacalar aslında bildiğimiz bulmacalar değil de ilerlemek için yapmamız gereken atılımlar halinde karşımıza çıkıyor. Yani oyun içerisinde bir kutu var ve bu kutuyu bir yere taşımamız gerekiyor. Bu kutunun nereye taşınacağını bulmak ve o bulmaca kesimini tamamlamak büsbütün bizim işimiz oluyor. Başka taraftan oyun içerisinde ilerleyen kısımlarda örneğin karşımıza çıkan fareleri belirli bir noktaya yanlışsız götürmemiz gerekiyor ve bunun için de çeşitli atılımlar yapmamız gerekiyor. İşte bu üslup bulmaca kısımları da yer yer karşımıza çıkıyor fakat çok zorlayıcı bir biçimde değil. Yapmamız gereken esasen ortada ve aşikâr.
Düşman çeşitliliği ve işveren savaşları
Her oyunda olduğu üzere bu oyunda da yeniden oyuncuların dikkatini çeken ve itina gösterilen bir durum bulunuyor. Natürel ki farklı farklı düşmanlar ve işveren savaşları sekansları oyun içerisinde daima olarak karşımıza çıkıyor. Çeşitli düşmanların karşımıza çıktığı ve bu düşmanları alt etmenin büsbütün bizim stratejimize ve planımıza bağlı olduğu üretimde isterseniz kapalı saklı düşmanların gerisinden gidebilir isterseniz de direkt başının nişan alarak kaskı düşürebilir yahut farklı iksirlerle birlikte onları alt edebilirsiniz.
Oyunda karşımıza farklı farklı düşman tipleri çıkıyor ve bu düşman tiplerine de alt etmek çok eğlenceli diyebilirim. Oyunda yeniden çeşitli atılımlarla bir arada onları indirebiliyor ve farklı farklı düşman tipleri ile karşılaştığımız vakit ne yapmamız gerektiğini aslında o anda bulmaya çalışıyoruz. Yeniden örnek vermek gerekirsem oyunda elinde ateşle sarılı bir kılıcın olduğun düşman karşımıza çıkıyor. Bu düşmanı alt etmek için öncelikle o yanan kılıcı söndürmemiz gerekiyor. Bu kısımda da alışılmış ki direkt olarak envanter sistemimize atlıyor ve burada ateşleri söndüren iksiri oluşturarak düşmana kılıcının üzerine bu iksiri fırlatıyoruz ve ateşi söndürüyoruz. Daha sonrasında ise bu düşmanı yapacağımız ataklarla alt edebiliyor ve onu kolaylıkla indirebiliyoruz.
Oyunda yeniden tatmin edici biçimde farklı düşmanlar karşımıza çıkıyor ve bunları alt etmek için de çeşitli planlamalar yapabiliyoruz. Doğal ki öykünün ilerleyen kısımlarında daha farklı düşman tiplere karşımıza geliyor ve bunları alt etmek için de yapmamız gerekenler esasen oyun içerisinde bizlere gösteriliyor. Münasebetiyle rastgele bir zorluk çekeceğimiz kısım bulunmuyor.
Oyunda öteki taraftan karşılaşacağımız işveren savaşları bulunuyor ve bu işveren savaşları da şiddetli değil lakin birazcık hudut bozucu olabiliyor. Zira oyunda tek bir atılım talihimiz olduğundan ötürü ikinci bir talihimiz bulunmuyor. Oyunda direkt bir darbe yediğimiz vakit direkt olarak ölüyor ve o kısmı tekrardan yine oynamamız gerekiyor. Oyun içerisinde kayıt konusunda çeşitli külfetler da bulunuyor. Örneğin işveren savaşları tek bir kayıt noktası biçiminde alınıyor yani işverene şayet son bir darbe vuracakken ölürseniz işveren savaşının en başına gerçek atılıyorsunuz ve tekrardan birebir şeyleri yapmak durumunda kalıyorsunuz. Hasebiyle bu durum sonunuzu bozacak bir olay olarak karşımıza çıkabiliyor.
Sinir bozucu noktalar
Oyun bizlere bu özellikleri ile bir arada çok tatmin edici ve eğlenceli bir yapı sunsa da yer yer de hududumuzu bozuyor. Bilhassa oyunun ilerleyen kısımlarında ve artık birçok iksiri üretebileceğimiz yerde hudut bozucu durumlar üst seviye çıkabiliyor. Oyunda düşmanların bizi tek bir atakta öldürmesi ve kullandığımız sopanın yavaş kalması üzere durumlar daima olarak tekrarlandığı vakit oyun içerisinde ufak bir hudut krizi geçirebiliyoruz. Zira bazen kullandığımız sapan sebebiyle düşmanlara tam taşa atacakken yakalanabiliyor ve sapanın suratı birazcık yavaş olduğu için yapacağımız atılımda geç kalabiliyoruz ve düşmanın bizi öldürmesini izliyoruz. Bu durum sıkça karşınıza çıkacak. Sonlarınıza hakim olun.
Oyunda yeniden tuzaklarla dolu bir bölgeye geliyor. Tuzaklarla dolu bölgeyi 5 dakikalık bir sekans boyunca oynuyorsunuz ve tam sonunda hakikat geldiğinizde ve orada öldüğünüz vakit oyun sizi en başa gerçek atıyor ve tekrardan bu kısmı oynamak durumunda kalıyorsunuz. Yani oyun içerisindeki kayıt noktası birazcık sonlarımızı bozabiliyor ve bu durumda sahiden yapabilecek rastgele bir şey yok.
Diğer taraftan oyun daima olarak kapalılık üzerine kurulduğu için tam ilerlerken düşman ardını döneceği tutuyor ve bizi görebiliyor yahut tam düşmanı alt edecekken yandaki düşman görüyor ve bizi indiriyor. İşte bu biçim durumlar oyun içerisinde daima olarak karşılaşacağınız kısımlar. Hasebiyle bunu daima olarak yaşarsınız ve arka arda bir yerde ölürseniz oyun içerisinde birazcık sinirlenebilirsiniz ve oyundan tahminen de çıkmak durumunda kalırsınız. Lakin buraları sakin bir başla oynarsanız oyundan hem zevk alır hem de kısa bir mühlet içerisinde o kısmı geçmiş olursunuz.
Kısaca toparlamak gerekirsem oyun bizlere çizgisel tek oyunculu kapalılık ögelerinin ön planda olduğu aksiyon ve macera tecrübesi aktarılıyor. Kıssa odaklı bu üretim içerisinde bizlere hoş ve tatmin edici bir kıssa ve yeniden tatmin edici bir son bekliyor diyebilirim. Bu şekil tek oyunculu koridor üslubu ilerlemeli öykü odaklı üretimleri seviyorsanız ve oynayacak oyun arıyorsanız ve bu oyunu da oynamadıysanız kesinlikle bu imale bir göz atmalısınız. Oyunun esasen bir devam oyunu da bulunuyor. Hasebiyle bu oyunu oynadıktan sonra devam oyununa da geçiş yapabilirsiniz. Oyun bizlere pek hoş bir tecrübe aktarıyor. Gerek öyküsü ile gerekse atmosferi ile bizleri içine çekiyor.
Milliyet gazetesi müellifi Attila Gökçe, köşe yazısının bir kısmında Türkiye Futbol Federasyonu ile Kulüpler Birliği Vakfı ortasındaki görüşmelerle ilgili bilgi verdi.
“Tümüyle özgürlük tanınmasını tartışıyorlar.” diyen Attila Gökçe’nin yazısındaki kısım şu formda:
“TFF ile Kulüpler Birliği yabancı oyunculara tümüyle özgürlük tanınmasını tartışıyorlar. Çabucak çabucak tüm kulüpler ortak bir görüşle sınırlamanın kalkmasını önerirken yalnızca Gaziantep FK teklife karşı çıkmış.
Artık ezber yorumlarla tüm yabancılara kapıları açın müzikleri söylenecek, bilhassa medyadaki çoğunluk bu saçmalığın (!) sona ermesi için olaya müdahil olacak.
Herkesin görüşüne hürmetim var. Fakat bir şeyi ihmal etmeyelim. Yabancı ile ilgili sınırlama kararlarını ortadan kaldırırken kriterler belirleyelim. Yaş sonu, +30 oyuncular için TFF’ye fazladan prim ödenmesi, 5 büyük endüstriyel ligden gelenlerle Afrika Asya Latin Amerika’dan gelecek olanlar için farklı başka şartların uygulanması üzere.
Ve lütfen… Bizim gençlerimizin yolunu açacak akademilerle teşvik sisteminin belirlenmesi…
Bunlar sıkıntı işler değil. Sorumluluk, hazırlık ve süreklilikle kısa vakitte gerçekleşecek düşlerdir. Evet düşlerimiz olsun lakin yalnızca uyumayalım.”
Beşiktaş formasıyla son haftaların çıkıştaki isimlerinden Mert Günok, maçlardaki performansını antrenman alanına da başarılı formda aktarıyor.
DERBİDE GOL YEMEMEK İSTİYOR
Tecrübeli file bekçisi, ekip çalışmalarındaki yüksek form grafiğiyle de dikkat çekiyor. Derbi öncesinde hem teknik takıma hem de kadro arkadaşlarına itimat veren Mert, kuvvetli 90 dakikada kalesini gole kapatmayı amaçlıyor.
Bu dönem Beşiktaş formasıyla 19 resmi maça çıkan Mert Günok, bu maçlarda 7 kere kalesini gole kapatmayı başardı.
Trabzonspor Kulübü Lideri Ertuğrul Doğan, yine muvaffakiyetler kazanacakları bir ortamı sağlayacaklarını söyledi.
Ertuğrul Doğan, Trabzonspor mecmuasında yer alan yazısında, futbolun gerçek planlama ve en az yanlışla geçiş yapılması gereken bir tertip olduğunu belirterek, “Hem alanda hem iktisatta güçlü olmak zorundasınız. Avrupa’daki kulüplere baktığımızda çabucak hemen her yıl yarışın içerisindeler ve şampiyonluklar da kazanıyorlar. Bunları yaparken en temel öncelikleri akademi ve scouting. Yani üretiyorlar, yarışıyorlar, hem oyuncu satarak hem de sponsorluk ve eser satışlarıyla sürdürülebilir ekonomiyi en hakikat halde uyguluyorlar.” sözlerini kullandı.
Trabzonspor’un kaynak olarak en verimli bölgede bulunduğunu lisana getiren Doğan, “Ancak bunu işleyebilecek tertip maalesef yanlışsız formda kurulmadığından, burnumuzun tabanındaki birden fazla yetenekli genç oyuncu Türkiye’de ya da Avrupa’daki kadrolara gidiyor. O ekipler bu oyuncuların satışından milyonlarca lirayı kasalarına koyuyor, biz ise uzaktan seyrediyoruz. Artık seyretmemeliyiz. Bunun için üstte bahsettiğim hakikat tertibi ve sürdürebilir ekonomiyi sağlamak zorundasınız. Şu bir gerçek ki kendi öz kaynaklarından üretmediğin ve satamadığın sürece saha da kulüp kasası da ziyana uğruyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Trabzonspor’un geçmişte hem üretip hem yarıştığını, bugün de birebir modeli çok rahatlıkla uygulayabileceğini vurgulayan bordo-mavili kulübün lideri; kısa, orta ve uzun vade planlarını şu formda sıraladı:
“Takımın yıllık maaş bütçesi ödenebilir düzeye düşürülecek. Başta stadyum olmak üzere yeni sponsorluklar kazandırılacak ve gelir getirici projeler hayata geçirilecek. TS Club tarafındaki tertip ile loca, bilet ve kombine satışları tekrar düzenlenecek. Akademi ile scouting güçlendirilerek gerek altyapı gerek Türkiye gerekse Avrupa’dan yetenekli ve gelecek vadeden oyuncular kulübümüze kazandırılacak. Yurt içi ve yurt dışındaki taraftarlarımızın kulübümüzle daha yakın bağlantılar kurabilmesi hedefiyle çeşitli toplumsal projeler hayata geçirilecek.”
Mevcut durumu düzelteceklerini aktaran Doğan, “Kulübümüzün bugünkü iktisadı ve saha sonuçları arzuladığımız noktada olmayabilir. Fakat yakın vakitte inanç ve inatla bu sıkıntıları çözerek yine bir başlangıç yapacağız. Hiç kuşku olmasın, 1975-76 döneminde Anadolu ihtilali yapılarak başlayan, 2021-2022’de coşkunun tepe yaptığı şampiyonluklara, başarılara yenilerini ek edeceğiz.” diyerek kelamlarını tamamladı.
Kadıköy’de İstanbulspor’la berabere kalan Fenerbahçe şampiyonluk bahtını sürdürmek ve önder Galatasaray’a yaklaşmak ismine yakaladığı dev fırsatı kullanamadı.
Fenerbahçe, Arda Güler’in golleriyle 2-0 öne geçse de skoru tutamadı. Bunda en büyük etken Jorge Jesus’un oyun usulüydü. Daha evvel çizgi savunma ve önde oyunla ilgili eleştirilen Portekizli hoca, “Bu bizim oyun tarzımız” demişti. Bu oyun stili sarı-lacivertli kadroya değerliye patladı.
Savunma ardı boşluklar, yenen goller, çaresiz kalan defans ve kaleciler tekrar puan kaybına yol açtı. Bilhassa iç alanda tüm rakipler, Fenerbahçe’nin bu zaafını tespit ederek buna nazaran atak planları hazırladı. Şampiyonluğa oynayan ya da kümede kalma gayreti veren gruplar takım kalitelerindeki farklara karşın daima tıpkı halde tehlike yarattı ve goller buldu.
MENTAL ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR
Sarı-lacivertlilerde hiç kimse İstanbulspor maçında puan kaybı beklemiyordu. İkinci yarının başında skor 2-0 olduktan sonra artık puan farkı dört olarak varsayıldı. 3-3’lük skordan sonra kadrodaki hayal kırıklığı çok büyüktü. Sarı-lacivertli oyuncular mental olarak adeta çöktü. Kalan haftalar için grubu ayağa kaldırmak ismine teknik heyet ve idarenin büyük uğraş harcadığı söz edildi.
Yatırımcılar için inançlı kripto para ticareti sağlamak üzere piyasaya girmiş bir platform olan zkSync DEX Merlin, 1,82 milyon doların üzerinde çalıntı fon kaybıyla sonuçlanan bir güvenlik ihlali yaşadı. Olay, güvenlik firması Certik tarafından yakın vakitte bir kontrolün tamamlanmasına karşın, zkSync projesinin ve ekosisteminin güvenliği konusunda değerli telaşlara neden oldu. İşte detaylar…
Kripto para platformu, 1.82 milyon dolarlık coin kaybetti
zkSync DEX Merlin, 1,82 milyon doların üzerinde çalıntı fon kaybıyla sonuçlanan güvenlik ihlalinin kurbanı oldu. Bu olay, zkSync projesinin ve ekosisteminin güvenliği ve güvenilirliği konusunda önemli telaşlara yol açtı. Kriptokoin.com olarak bildirdiğimiz üzere merkeziyetsiz borsa (DEX) Merlin, yakın vakitte güvenlik firması Certik tarafından denetlenmişti. Bu nedenle zkSync DEX Merlin’in, yatırımcıların kripto para ticareti yapmaları için inançlı olması beklenmekte idi. Fakat, kontrolün tamamlanmasından ve halka açık satışın başlamasından kısa bir mühlet sonra platform akına uğradı. Akabinde hackerlar fonları çaldı.
Raporlara nazaran, bilgisayar korsanı likidite havuzunu boşaltmayı başardı ve yatırımcılar için fon kaybına neden oldu. Olay, Merlin takımı tarafından bir Medium gönderisinde doğrulandı. Güvenlik ihlalinin projenin “kullanıcıların fonlarının güvenliğini ve emniyetini sağlamak için en uygun çabayı göstermesine” karşın meydana geldiğini belirttiler.
Merlin takımı, kullanıcılara olayı araştırdıklarını ve ihlalin nedenini belirlemek için güvenlik uzmanlarıyla birlikte çalıştıklarını garanti etti. Ayrıyeten, Core Farming Havuzlarının ve halka açık satışın, yatırımcılara inanç vermek için Certik tarafından kapsamlı bir kontrolden sonra başlatılacağını belirttiler.
Güvenlik kaygıları açığa çıktı
Güvenlik ihlali, zkSync projesinin kalitesiyle ilgili soruları da beraberinde getirdi. Üstelik kimi yatırımcılar bu teknoloji üzerine inşa edilen öteki platformların güvenliğiyle ilgili kaygılarını lisana getirdi. Bu olay, yatırımcıların fonlarının güvenliğini sağlamak için sıkı güvenlik tedbirlerinin gerekliliğin hatırlattı. Ayrıyeten sistemli kontrollere duyulan muhtaçlığın altını çizdi. Sonuç olarak, zkSync DEX Merlin’deki güvenlik ihlali 1,82 milyon doların üzerinde fon kaybına yol açtı. Bunun dışında zkSync projesinin güvenliği ve güvenilirliği konusunda önemli telaşlara yol açtı.
Bu olayın daha geniş kripto para piyasasını nasıl etkileyeceği şimdi belirli değil. Fakat kripto alanında güvenliğin ehemmiyetini keskin bir formda hatırlatıyor. Merlin takımı ihlali kabul etti ve nedenini araştırmakta. Sonuç olarak yatırımcılara sıkı güvenlik tedbirlerinin alınacağına dair garanti vermek için çalışıyor. Bu olay, yatırımcıların kripto para piyasasındaki fonlarını korumak için tertipli kontrollere ve güçlü güvenlik tedbirlerine duyulan kıymetli muhtaçlığın altını çizmiştir.
MERSİN (İGFA) – Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Büyükşehir’in Mersin’e kazandıracağı hizmetlerden biri olan Babil Su Sporları Merkezi’ne teknik gezi gerçekleştirdi. Merkezin inşasının sürdüğü alanda incelemelerde bulunan Seçer, teknik ekipten bilgi aldı.
“Burada gençlerimiz çok güzel vakit geçirecek”
İncelemesinin ardından proje hakkında açıklama yapan Başkan Vahap Seçer, uzun süredir vatandaşların bu yönde talepleri olduğunu belirterek “Mersin sahil kenti ancak su sporları yapmaya imkan tanıyan bir alanımız yok. Uzun süredir vatandaşların talebi olan tesisleri nihayetinde yapıyoruz ve Haziran ayında da hizmete alacağız. Kültür Park’ın Mezitli deresiyle birleştiği noktada Babil Sitesi’nin önündeki alana Yelken Kulüp ve Kano Kürek Kulübü olmak üzere iki ayrı üniteden oluşan bir tesis yapılıyor” dedi.
Tesislerin denize bütünleşecek bir çalışma olacağını ifade eden Başkan Seçer “Burada denizle bütünleşebilecek tesis ve su sporlarına imkan sağlayacak bütün müştemilatlar olacak. Vatandaşlarımız, gençlerimiz burayı yelken için kullanabilecek. Kano, kürek için, rüzgar sörfü için kullanabilecek. Su kayağı, dalış eğitimleri, cankurtaran eğitimleri için kullanabilecek, hatta bu eğitimleri Belediye olarak bizler vereceğiz. İlgili bakanlıkla irtibatlı halde sertifikalı, gençlerimize bu eğitimleri de verme imkanımız olacak. Burada gençlerimiz çok güzel vakit geçirecek. Deniz, tesisler, yeşillik, çiçekler.. muazzam bir alan haline getireceğiz. Haziran ayında gençlerimizin hizmetine sunacağız” ifadelerini kullandı.
Babil Su Sporları Merkezi hakkında..
Özellikle gençleri deniz ve su sporları ile buluşturacak Babil Su Sporları Merkezi’nde; yelken, kano, kürek, su kayağı ve rüzgar sörfü gibi su sporlarının yanı sıra, Gençlik ve Spor Bakanlığı onaylı, sertifikalı dalış ve cankurtaranlık eğitimleri de verilecek.
Binlerce gencin ve vatandaşın faydalanacağı Babil Su Sporları Merkezi’nde 120 metrekare kapalı alana sahip Kano Kürek Kulübü, 110 metrekare kapalı alana sahip Yelken Kulübü olacak. Kano Kürek kulübü içerisinde kanolara uygun ölçülerde depo ve kano idari binası, Yelken Kulübü içerisinde ise depo, kadın-erkek soyunma odaları, duşlar ve tuvaletler bulunacak.
Beşiktaş yarışa “devam ya da tamam” manasını taşıyan G.Saray derbisine odaklandı. Teknik yönetici Şenol Güneş de ekstra mesai ile kritik maça hazırlanıyor.
Takıma verilen izinde boş durmayan, dün de idman 17.00’de olmasına karşın sabah erken saatlerde yardımcılarını tesislerden toplayan tecrübeli hoca, ezeli rakiplerinin son beş maçını tekrar istedi.
SAHADAKİ DİZİLİŞ VE BİRİNCİ 11 DEĞİŞMEYECEK
Güneş, son formunu vereceği manzaralı tahlilleri ekip toplantısında oyuncularıyla paylaşacak. Deneyimli çalıştırıcının ayrıyeten, Galatasaraylı futbolcuların mevki açısından raporlarını hazırlatacağı ve talebelerinden, karşılarında oynayacak rakiplerini ezberlemesini isteyeceği öğrenildi. Beşiktaş’ın, derbiye Rachid Ghezzal’ın sakatlığı sonrası Ümraniyespor maçında olduğu üzere 4-3-3 dizilişi ve tıpkı 11’le çıkması bekleniyor.
Galatasaray puan kaybetmiş, sarı-lacivertliler ateş çizgisindeki rakibine karşı 2 farklı öne de geçmişti. İstanbulspor evvel 2-2 yaptı. 90 artı 6’daki golle Fenerbahçe galibiyete veda ederken puan farkı bitime altı maç kala dörde inmek yerine altıda kaldı. Tribünlerin hayal kırıklığı alana yansıdı. Taraftar ile kadro ortasındaki uçurum arttı.
KADIKÖY’DE NEREDE O ESKİ GÜNLER
Ezeli rakipler son yıllarda Ülker Stadı’nda yenilmek bir yana tarihi galibiyetler almaya başladı. Fenerbahçe, bu dönem da iç alanda en çok gol yiyen 7 gruptan biri. Küme düşmeye aday üç kadrosu da yenemedi.
FİNALLERDE DAİMA KAYBEDİYOR
2014-15’te 1-1’lik Kayseri Erciyesspor beraberliği (Hocası Fatih Tekke’ydi), 2017-18’de 3-2’lik Akhisarspor mağlubiyeti (Hocası Okan Buruk’tu) ve 2020-21 dönemindeki 2-1’lik Sivasspor yenilgisi üç şampiyonluğa mal oldu. Üç maç da Kadıköy’deydi.
TEKNİK YÖNETİCİ DEĞİRMENİ
Fenerbahçe, kupasız geçen dokuz yılda üst üste iki dönem birebir teknik adamla çalışmadı. Son şampiyonluktan bu yana, emanetçilerle birlikte 12 farklı hoca vazife aldı. Pereira ve İsmail Kartal iki defa grubu çalıştırdı.
ANKARA (İGFA) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde istihdam edilmek üzere 2 bin 431 sözleşmeli personel alım ilanı bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bakanlık ilana ilişkin duyuruyu, sosyal medya hesaplarından “Yeni çalışma arkadaşlarımız için başvuru süreci başlıyor” şeklinde paylaştı.
28 Nisan 2023 tarihi itibariyle başlayacak olan başvuruları adaylar 8 Mayıs 2023 tarihine saat 23:59’a kadar e-Devlet üzerinden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı – Kariyer Kapısı, Kamu İşe Alımı (https://isealimkariyerkapisi.cbiko.gov.tr) üzerinden giriş yaparak gerçekleştirebilecekler.
Yeni çalışma arkadaşlarımız için başvuru süreci başlıyor. ⏳
Bakanlığımız bünyesinde istihdam edilmek üzere 2️⃣ bin 4️⃣3️⃣1️⃣ sözleşmeli personel alım ilanı Resmi Gazete'de yayımlandı.
Slovenya’daki Delo gazetesine mülakat veren AMB Üyesi Vujcic faiz artırımından öteki seçenekleri olmadığını belirtti. Yetkili “Enflasyon düşüyor lakin çekirdek enflasyon inatçı biçimde yüksek. Bir trend değişimi olana kadar faiz artırımına devam etmek zorundayız.” halinde konuştu.
Toplantıya kısa mühlet kala AMB yetkilileri, 25 yahut 50 baz puanlık faiz artışı konusunda ikiye bölünmüş durumda. Bankanın İdare Heyeti Üyesi Isabel Schnabel 4 Mayıs’ta gerçekleşecek toplantıda 50 baz puanlık artışın masada olduğunu söylemişti. Öbür yandan İdare Şurası üyesi Villeroy de Galhau gelecekteki faiz artışlarının sayı ve miktarsal olarak sonlu olması gerektiğini savunmuştu. Piyasalar Mayıs’ta 25 baz puanlık faiz artışını yüzde 100 olarak fiyatlıyor.
Toplantıdan 2 gün evvel açıklanacak son bilgiler bankanın kararını şekillendirecek.
Enflasyonu düşürmenin maliyeti olacağını belirten Vujcic yüksek faizin birtakım maliyetleri artırdığını lakin kararlı duruşun sürmesi gerektiğini söyledi.
Altın, düşen tahvil getirileri ve global iktisadın durduğuna dair tasalar tarafından yönlendirilen iki günlük yükselişin akabinde yatay seyrini sürdürüyor.
Düşük tahvil getirileri klâsik olarak faiz getirisi olmayan değerli metale yarar sağlarken bu durum birebir vakitte yatırımcıların Fed’in sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaştığına dair fiyatlamalarına işaret ediyor.
Spot altın ons başına 1998 dolardan süreç görüyor. Gram altın ise piyasalarda 1248 TL’den alıcı buluyor.
Ekonominin sancılı bir yavaşlamaya yöneldiği dehşetleri, Fed’in bu yılın sonlarında faiz indirimine gideceği görüşüne dayanak veriyor. ABD’de Tüketici İnancı bu ay, işgücü piyasasının yakında yumuşamaya başlayacağına dair beklentilerle Temmuz’dan bu yana en düşük düzeyine geriledi.
Öte yandan yatırımcılar, bir dizi zayıf sonucun ABD’de kredi gerilimi ve potansiyel bir borç limiti gayretiyle ilgili kimi kaygıları yine alevlendirmesinin akabinde bankacılık dalındaki kurumsal karları da yakından takip ediyor.
Phillip Nova Analisti Priyanka Sachdeva Çarşamba günü yayımladığı notta, “Zayıf yararlar, tüketici inancındaki düşüş, bankacılık dalının toparlanmasında takip edilen olumsuz izlenim ve likidite sıkışıklığının tümü, yatırımcıların risk iştahını test ediyor ve sarı metalde yükseliş görünümüne kapı açıyor” dedi.
Yine de piyasa, getirilerin nereye gittiği konusunda bölünmüş durumda ve hedge fonları arka arda beşinci hafta 10 yıllık Hazine vadeli süreçlerinde net kısa konumlara yığılırken bu durum kaldıraçlı fonların, Fed’in enflasyonu soğutmak emeliyle mali sıkılaştırmaya bağlı kalacağını ve tahvillerde uzun vadede daha yüksek getiri beklediğini gösteriyor
Dünyaca ünlü yıldız Richard Lewis’ten hayranlarını endişelendiren haber geldi. Usta oyuncu, parkinson hastalığına yakalandığını duyurdu.
Hollywood’un sevilen isimlerinden biri olan komedyen ve oyuncu Richard Lewis yaptığı açıklamayla hayranlarını üzdü. Lewis, toplumsal medyadan paylaştığı bir Twitter görüntüsünde Parkinson teşhisinin 2 yıl evvel konulduğunu açıkladı.
SOSYAL MEDYADAN DUYURDU!
Usta oyuncu hastalık konulduğu o günden bu yana sıhhatiyle özel olarak ilgilendiğini söyledi. Art geriye 4 ameliyat geçirmek zorunda kalan 75 yaşındaki oyuncu, stand-up şovlarına devam etmeyecek olsa da oyunculuğa ve yazmaya devam etmeyi planladığını söyledi.
“Stand-up’la işim bitti, yalnızca yazmaya ve oyunculuğa odaklandım” diyen Lewis, çektiği görüntüde, “Parkinson Hastalığım var fakat hekim denetimindeyim ve her şey yolunda ve karımı seviyorum, küçük yavru köpeğimi seviyorum ve tüm arkadaşlarımı ve hayranlarımı seviyorum” cümlelerini kullandı.
Son üç buçuk yılda sıhhatiyle ilgili “zorlu zamanlar” geçirdiğini paylaşan usta oyuncu, sırt ve omuz ameliyatı da dahil olmak üzere “arka arkaya” dört ameliyat geçirmesine “şanssızlık lakin hayat bu” yorumunda bulundu.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;
Seda Sayan’dan estetiklerini saklayanlara sitem! “Millet yaptırıp yaptırıp…”
Her birinin bir hikayesi var… Kalan hekimlerin, göç eden hekimlerin… Türkiye’de en saygın meslekler arasında ilk sırada yer alan hekimlik mesleğini belki kendi istekleriyle belki de ailelerinin isteğiyle tercih ettiler… Tıp fakültesini kazanmak için akıttıkları alın teri, mezun olmak için gecelerinin gündüzlerine karışması, mezun olduktan sonra bu kez uzmanlık alabilmek için TUS sınavı için sabahlamaları… Tıpta uzmanlık sınavında başarı gösterdikten sonra başlayan asistanlık günleriyle doktorluk mesleğine atılan ilk adım, ilk heyecanlar, yoğun geçen nöbetler… Ve şimdi Türkiye’de göç sözlüğüne girmiş bir terim var: Hekim Göçü… Tarihi çok eskiye dayanan bir göç bu aslında ama şimdilerde Avrupa’nın yolunu tutan hekimlerin sayısı her geçen gün daha da arttığından, hem literatürde yerini alıyor ‘Hekim Göçü’ olgusu hem de istatistikleri özenle tutuluyor ve yakından takip ediliyor.
TTB: Yılın İlk 3 Ayında 700’ü Aşkın Başvuru
Türk Tabipler Birliği (TTB) geçtiğimiz mart ayında ‘Hekim Göçü’ açıklamasında bulunarak, TTB ve tabip odaları, yurt dışına çıkmak için alınan iyi hal belgelerinin rakamlarını açıkladı. Açıklamada, 2023 yılının ilk 3 ayında 700 hekimin yurt dışına gitmek için iyi hal belgesi başvurusunda bulunduğu belirtildi. 2022 yılı ilk üç ayında ise 567 hekimin iyi hal belgesi başvurusunda bulunduğu belirtildi. Bu yılın ilk üç ayında; İstanbul’dan 272, Ankara’dan 82 ve İzmir’den 46 hekim iyi hal belgesi için başvurdu. Yılın ilk üç ayındaki 700 başvurunun 400’ü üç büyük kentten yapıldı. 2022 yılında 3 bine yakın hekim yurt dışına göçtü, 2023 yılında bu sayının artacağı tahmin ediliyor.
Hekim Oldular ve Hikaye Değişti
Evet, Türkiye’de tıp okuyan her bir doktorun ayrı bir hikayesi var… Anadolu’da hemen hemen her aile, çocuğu doktor çıksın diye dua eder, dilekleri gerçekleşince de şükür çekerdi… Şimdi Anadolu’da ayrı bir hikaye yazılıyor, çiziliyor. O aileler okutup doktor çıkardıkları çocuklarını ya bir şiddet hikayesiyle ebediyete uğurluyor ya da yurt dışına gönderiyor. Her türlü bir acı gurbet ve hasret havası esiyor.
Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA) ‘Türkiye’den Göç Eden Hekimler Anlatıyor’ haber dosyasında yurt dışına giden ve yurt dışına gitmek için hazırlık yapan hekimlerle görüştü. Yurt dışında bulunan hekimlerden bazıları artık Türkiye’de bulunmamalarına rağmen röportaj talebimizi kibarca reddetti… Sadece birinin hikayesi, aslında hepsininkiyle benzer ve gerekçeleri çok haklı…
Köy İlkolundan Tıp Fakültesine Uzanan Bir Yol
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Eşref Encan, 1973 yılında Ankara’nın Polatlı İlçesi’nin İnler Köyü’nde doğmuş. Orta halli bir ailenin, üç oğlan çocuğundan ikincisi. İlkokulu köy okulunda okuyan Dr. Encan, ortaokul ve lise eğitimi için köyden şehre gelerek eğitim hayatına devam etmiş. Ailenin tek okuyan çocuğu olan Dr. Encan, tıp fakültesini kazanmayı daha çok erken yaşlarda aklına koymuş, girdiği bir dershane sınavında birincilik alınca ücretsiz kurs hakkı kazanmış ve yarım dönem dershaneye giderek Hacettepe Tıp Fakültesi’ni kazanmış. Hikaye böyle başlıyor, beyaz önlüğü giyince mutlu sona ulaşılıyor ama bir şeyler değişiyor…
“Geçici Görev Yolluğumu Bağışlamadığım İçin Sürüldüm”
Op. Dr. Mehmet Eşref Encan ilk atandığı yıllardan başlayarak şunları söyledi: “Ankara’nın Polatlı İlçesi’nin İnler Köyü’nde Kürt bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi Polatlı’da tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım ve mezun oldum. Şu an 50 yaşındayım. Bekârım, hiç evlenmedim. Çocuğum yok. Anadilim Kürtçe dışında Türkçe ve İngilizce biliyorum. 1 yıl önce Almanya’ya göç ettim ve şimdi de Almanca öğreniyorum.Meslekte ilk atamam 1999 yılında gerçekleşti. Pratisyen hekim olarak Tunceli Merkez 3 Nolu Sağlık Ocağı’na atandım. Fakat gittiğimde öyle bir kurumun olmadığını öğrendim. Tunceli Merkez 1 Nolu Sağlık Ocağı’nda göreve başlattıldım. İki hafta sonra da görev yerim değiştirildi. Mazgirt İlçesi Sağlık Merkezi’ne gönderildim. O yıllarda bölgede OHAL ve gece sokağa çıkma yasağı vardı. Memur olduğumuz için de şehirden dışarı bir adım atamıyorduk. 3 ay sonra geçici görevim bitti ve Tunceli Merkez Sağlık Ocağı’na geri döndüm. Geçici görev yolluğumu sağlık müdürlüğüne bağışlamadığım için 1 hafta sonra Tunceli İli Ovacık İlçesi’ne sürgüne gönderildim. 1,5 yıl orada çalıştım. Ardından Bolu-Düzce depremi olunca deprem bölgesine atama istedim. Bolu Gerede Devlet Hastanesi’nde çalışırken belki etnik kimliğim, belki de bekâr olduğum için (gülüyor) Yeniçağa İlçesi’ne 3 aylığına görevlendirildim. Bu nedenle tekrar atama isteyerek Ankara Haymana Devlet Hastanesi’ne tayinimi aldırdım. 1 yıl sonra da askere gittim.”
Asistan Hekimken Mobbing Nedeniyle İstifa Ettim
Askerlik dönüşü Tıpta Uzmanlık Sınavı’na giren ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji anabilim dalını kazanan Dr. Encan, “Asistan hekimliğin ağır çalışma koşullarının yanında yine etnik kimliğimden ötürü sık sık mobbinge uğradım ve 1 yıl sonra istifa ettim. İstifa sonrası İstanbul’da çeşitli özel hastanelerde çalıştım. 2012 yılında çıkan af ile bu kez Yeditepe Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda asistan hekim olarak çalışmaya başladım. Bu süreçte de yine Kürt kimliğimden dolayı sık sık mobinge uğradım ve 2015 yılında Ünönü Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’na yatay geçiş yaptım” dedi.
15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimi Sonrası Açığa Alındım
1999 yılından 2016 yılına kadar uzanan süreçte mesleki anlamda birçok zorluklarla karşılaşan Encan şöyle devam ediyor hikayesini anlatmaya: “15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasısosyal medya paylaşımım nedeniyleaçığa alındım ve Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandım. Beraat etmeme rağmen İnönü Üniversitesi, göreve başlamamı geciktirdi. 2 yıl yurt dışı yasağım devam etti. Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı olduktan sonra Kars Kağızman Devlet Hastanesi’ne atamam oldu. Peşinden hastaneye açığa alındığıma dair evrak gönderildi. Başhekim ve hastane müdürü tarafından tehdit edildim ve mobbinge uğradım. Ardından Muğla Yatağan Devlet Hastanesi’ne atamam oldu. Orada da aynı durumla karşılaştım. Sonra Kars Kafkas Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilimdalı’na başvurarak öğretim görevlisi oldum. Orada 2 yıl çalıştım yine etnik kökenimden dolayı sorunlar yaşamaya başlayınca 2022 yılında artık Almanya’ya gitmeye karar verdim.”
Neden Mi Gittim?
“2016 yılından sonra Türkiye’de her çalıştığım kurumda açığa alındığımı gösteren hizmet belgesi gönderildi. Beraat etmeme rağmen, kurum amirleri tarafından sürekli mobbinge uğradım. Hukuk tanımayan, keyfi hareket eden bu kişilerle daha fazla çalışmamın artık mümkün olmadığını anladım” diyerek Türkiye’den Almanya’ya neden gittiğini açıklayan Op. Dr. Eşref Encan, “Hekimlerin çalışma koşulları ve özlük hakları her gün daha kötüye gidiyordu. 5 dakikada bir hasta bakmamız, mesai dışı çalışmamız isteniyordu. Kışkırtılmış sağlık politikası sonucu artan hekime şiddet vakaları artık her gün oluyordu. Yoğun bakımı ve konsültan hekimi olmayan yetersiz hastanelerde, yetersiz ekiplerle; skopi teknisyeni, ekartasyon hemşiresi eksiklikleri gibi, yetersiz malzeme; sütur, matkap, vida, protez vb malzemeler gibi, ile her türlü ameliyatı yapmamız isteniyordu. Ekonomik olarak artık 100 yıl bile çalışsak ne araba ne de ev alabilirdik. Bütün bu nedenler bir araya geldiğinde artık yaşanılamaz bir meslek ve yaşanılamaz bir ülke gerçekliği ile karşı karşıya kaldım. Benden önce Almanya’ya gitmiş olan hekim arkadaşlarım ile görüştüm ve neden daha önce yurt dışına gitmedim diye düşündüm” diye konuştu.
Daha Gelecekler Var, Yeniden Bir Arada Olma Hayalindeyiz!
Bir yıldır Almanya’da olan Dr. Encan son olarak şunları anlattı: “Şimdi Almanca dil kursuna gidiyorum. Ben Almanya’ya geldikten sonra en az bir, iki arkadaşım Almanya’ya gelmek için benimle iletişime geçti. Bu arkadaşlarımın hepsi cerrah ve şu an Türkiye’de Almanca öğreniyorlar. Onlarla Almanya’da buluşup, birlikte yeniden çalışmanın hayalini kuruyorum. Bizim için hayat burada güzel. Almanya’da mobbing yok, ağır çalışma koşulları yok, ırkçılık yok, ekonomik olarak orta sınıf üstü bir hayatınız olabiliyor. Sadece geride bıraktığınız ailenizin ve dostlarınızın özlemi buruk oluyor. Ailemiz ve dostlarımızı Almanya’da da ağırlayabiliriz. Bir hekim daha ne isteyebilir ki?” (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)
OKURA NOT: “Türkiye’den Göç Eden Hekimler ‘Neden Gittiklerini’ Anlatıyor!” BAŞLIKLI HABERİMİZDE YER ALAN DİĞER RÖPORTAJLAR HER HAFTA ÇARŞAMBA GÜNLERİ BSHA’DA… OKUMAYI UNUTMAYIN!
ANTALYA (İGFA) – Yerelden kalkınma hamlesiyle Antalyalı çiftçilere her alanda destek olan Büyükşehir Belediyesi, doğal afet nedeniyle seraları zarar gören çiftçileri yalnız bırakmıyor. Ocak ayında yaşanan fırtına sonrası Aksu Kemerağzı Mahallesi’nde hasar tespiti yapan Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, yapılan değerlendirmenin ardından Kemerağzı Mahallesi’nde örtü altı tarım yapan üreticilere, 7 bin 500 metrekare sera naylonu dağıttı. Üreticiler, sera naylonlarını Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’ndan teslim aldı.
BÜYÜKŞEHİR’DEN ALLAH RAZI OLSUN
Yaşanan afetten dolayı serasının büyük zarar gördüğünü anlatan Mehmet İlhan, “Kemerağzı bölgesinde çilek üreticiliği yapıyorum. Fırtınada seramın naylonu uçtu. Çok maddi zararımız oldu. Büyükşehir Belediyesi’nden gelip hasar tespit çalışması yapmışlardı. Allah razı olsun şimdi naylonlarımızı alıyoruz” diye konuştu.
Örtü altı üretim yapan Şehmuz Karakurt ve Mahsun Eröz de fırtınanın seralarında büyük hasarlara yol açtığını söyleyerek, “Fırtına nedeniyle seralarımız uçtu. Büyükşehir’den yetkililer gelmiş hasar tespit çalışması yapmıştı. Allah razı olsun bugün geldik naylonlarımızı teslim aldık” diye konuştu.
ANKARA (İGFA) – Kanal 7-Ülke TV ortak yayınına konuk olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen canlı yayında, Türkiye ve dünya gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi.
Müjdeleri seçim dönemi için açıklamadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, milletimizin karşısına normal zamanlarda da sürekli müjdelerle, büyük projelerle çıktık, çıkıyoruz. Bay bay Kemal gibi milleti sadece seçim zamanı hatırlayanlardan değiliz. Onun gibi söz verip de tutmamazlık yapmadık, yapamayız. Hatırlayın, mesela her çiftçiye bir traktör vadetmişlerdi, ne oldu verdiler mi? Hayır, hep yalan” ifadelerini kullandı.
👉 Yeni müjdeler var mı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Milleti sadece seçim zamanı hatırlayanlardan değiliz pic.twitter.com/HYPTLXnYp2
Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında gündemi değerlendirirken yayın birden kesildi. O sırada soru soran Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, rejiye “Reklam” dedi ve ayağa 1kalkmaya çalıştı. O anlarda ekrana “Eyvah eyvah” sesi yansıdı ve kameralar Erdoğan’ı göstermeden program birden kesildi.
Programa verilen reklam arasından sonra sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kampanyası sırasında midesini üşüttüğünü belirterek “Her şeyden önce tabii üzerinize afiyet dün, bugün yoğun kampanya çalışmaları vardı. Bu kampanya çalışmaları sebebiyle de midemi ciddi manada üşütmüşüm. Bir ara acaba programı iptal etsek yanlış anlaşılır mı diye de düşündüm. Dedim ki artık söz verdik gideceğiz. Tabii bu yoğun mesai içinde biz de zaman zaman böylesi durumlarla karşılaşıyoruz. Sizlerden ve seyircilerimizden helallik diliyorum” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın rahatsızlığı nedeniyle siyasetçiler ‘geçmiş olsun’ mesajları paylaştı.
“Kabinenizdeki bütün bakanları, bir iki isim haricinde, sahaya sürdünüz, seçim sonrasında onlardan tekrar kabinede olacaklar var mı ya da yeni isimleri görecek miyiz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin her şeyden önce zengin bir beşeri yapıya sahip olduğunu belirterek kabinedeki isimleri sahaya sürmesinin aslında bir liderlik tasarrufu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir liderlik tasarrufu olarak da bu arkadaşlarımızdan nerede, nasıl istifade edebiliriz, bunun düşüncesi içerisinde bütün bakan arkadaşlarımı şu anda sahaya sürmüş durumdayım” dedi.
14 Mayıs seçimlerinde milletvekili adayı olan bakanların sahada çalışmalar yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onların sahada oluşunun da getirilerini çok olumlu görüyorum. İnanıyorum ki ağırlıklı olarak deprem bölgelerinde bulunan bu arkadaşlarımdan biz çok çok istifade edeceğiz ve 14 Mayıs akşamı onların faaliyetlerinin sürdüğü bölgelerden de güzel haberler alacağız” değerlendirmesini yaptı.
Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’in yurt dışında dondurulan Rus varlıklarına yönelik atılacak misilleme adımlarını içeren kararname, ülkenin yasal bilgi sisteminde yayımlandı.
Başta ABD olmak üzere dost olmayan ülkelerin Rusya’daki varlıklarına kayyum atanabilmesine imkan sağlayan kararnamede, kelam konusu varlıkların denetimi Rusya Federal Devlet Mülkiyet İdaresi Ajansı tarafından yürütülecek.
Kararnamede, bu kapsamda Alman Uniper ve Finli Fortum şirketlerinin Rusya’daki varlıklarının idaresi için de kayyum atandığı belirtildi.
Uniper’in Rusya’da beş tane jeotermal güç santrali bulunuyor, Fortum ise yedi jeotermal güç santralinin yanı sıra çeşitli elektrik üretim ve dağıtım yatırımlarına sahip.
Carrier Group’tan yapılan açıklamaya nazaran, merkezi Almanya’da bulunan Viessmann Group, ısıtma kazanları ve ısı pompaları üreten iklimlendirme ünitesi için Carrier Group’un satın alma teklifini kabul etti.
12 milyar euroluk satın alma muahedesi, Carrier ve Veismann idare heyetleri tarafından onaylandı. Mutabakatın, gerekli müsaadelerin alınmasının akabinde 2023 sonuna kadar tamamlanması bekleniyor.
Söz konusu satın alma fiyatının, Carrier’in 2023 yılı için beklenen faiz ve vergi öncesi düzeltilmiş çıkarının (FAVÖK) 13 katına karşılık geldiği belirtildi. Carrier, sayının büyük bir kısmını nakit, yüzde 20’sini de pay senedi olarak Viessmann Grubu’na ödeyecek.
Anlaşmaya nazaran, operasyonel işten çıkarmalar 3 yıl boyunca olmayacak ve 106 milyon euro, “106 yıllık muvaffakiyet için” özel bir ikramiye olarak Viessmann Group’un iklimlendirme ünitesindeki 11 bin çalışana dağıtılacak.
Kuzey Hessen merkezli bir aile şirketi olan Viessmann Group’un 2022 yılı için yaklaşık 4 milyar euroluk rekor bir bedele ulaşan cirosunun büyük bir kısmını, son periyotta iklim tahlilleri kısmı oluşturuyordu. 1917’de bir metal sürece atölyesinde kurulan şirket, dünya çapında yaklaşık 14 bin 500 kişiyi istihdam ediyor.
52 bin çalışanı bulunuyor
Merkezi Florida’da bulunan, 1902 yılında kurulan Carrier Group’un 52 bin çalışanı bulunuyor. Geçen yıl 20,4 milyar dolar ciro elde eden şirketin, Avrupa’da Fransa ve İspanya’da 3 üretim tesisi yer alıyor.
Satın almayla Carrier Group, Avrupa’nın güç dönüşümü içindeki durumunu güçlendirmeyi, çok sayıda sürdürülebilir teknoloji ve hizmete ulaşmayı hedefliyor.
Almanya, satın almayı yakından inceleyecek
Öte yandan, satın almanın, Almanya’da Bakanlar Konseyi’nin, 19 Nisan’da, 2024 yılından itibaren petrol ve gazla çalışan ısıtma sistemlerinin birçoklarının yasaklanmasını öngören tasarıyı onaylamasından sonra gelmesi dikkati çekti.
Tasarıya nazaran, konutlarda fosil yakıtla çalışan ısıtma sistemlerine alternatif olarak yenilenebilir elektrikle çalışan ısı pompaları, bölgesel ısıtma, elektrikli ısıtma yahut güneş gücü sistemleri kullanılabilecek. Kelam konusu değişikliğin 2028’e kadar yılda yaklaşık 9,16 milyar euroya mal olması bekleniyor.
Avrupa ısı pompası pazarının 2027 yılına kadar 3 katına çıkarak yaklaşık 15 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.
Bu ortada, Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner, yaptığı açıklamada, kelam konusu satın alma mutabakatının daha yakından incelenmesi gerektiğini belirtti.
Marvel karakterlerinden ‘Thor’a hayat veren Avustralyalı yıldız oyuncu Chris Hemsworth, yeni aksiyon projelerine hazırlanırken bu süreçte izlediği beslenme nizamını paylaştı. Hemsworth’ün özel aşçısı, oyuncunun günde kaç öğün yediğini açıkladı.
Daha evvel Thor karakterine hazırlanma sürecini kameralar önüne süren efsane aktör Chris Hemsworth’ün beslenme nizamı ortaya çıktı. Özel aşçısı olan aktörün günde kaç öğün yediği ifşa oldu.
GÜNDE 10 ÖĞÜN BESLENİYOR!
Daily Mail’e konuşan Şef Dan Churchill, Chris Hemsworth’ün günde 10 öğün beslendiğini açıkladı. Churchill, 39 yaşındaki oyuncunun favorilerinin steak, pirinçli yemekler, brokoli, tavuk ve muzlu protein shake olduğunu belirtti.
Dan Churchill, daha sonra “Chris’in programına uymak için çok disiplinli olmak gerekiyor. Bunu başarabilmek için çoklukla tat ve lezzetten fedakârlık etmek zorunda kalıyor” sözlerini kullandı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;
Seda Sayan’dan estetiklerini saklayanlara sitem! “Millet yaptırıp yaptırıp…”
Galatasaray’daki karamsar tablo, 24 saatte değişti. 3-3’lük Fatih Karagümrük beraberliği ile sarsılan, Gomis olayı ile kriz yaşayan sarı-kırmızılılardaki olumsuz hava, bir gün içerisinde aksine döndü.
Florya’da yaşanan ağır trafik sonrası evvel Gomis krizini tatlıya bağlayan Cim-Bom, Fenerbahçe’nin İstanbulspor karşısındaki beklenmedik puan kaybı sonrası ise başka bir sevinç yaşadı.
BURUK: “BİZİM İÇİN DEĞERLİSİN”
Gomis’in affedilmesinin ekipte sevinçle karşılandığı belirtildi. Alınan bu kararın, futbolcular ortasındaki birlikteliği de pekiştirdiği, olumlu tesirlerinin alana da yansıyacağı söz edildi. Hususa müspet yaklaşan ve “Duygusal reaksiyonlar olabilir” diyen Teknik Yönetici Okan Buruk’un da şampiyonluk yolunda kayıp vermek istemediği ve bu Gomis’le konuşarak, “Bizim için kıymetlisin ve sana ziyadesiyle gereksinimimiz var” dediği öğrenildi.
“KONSANTRASYON”
Sarı-kırmızılılar, Fenerbahçe’nin puan kaybı sonrası da resmi sitesinden, ‘konsantrasyon’ paylaşımı yaparak ciddiyet iletisi verdi.
Motorola Razr+ 2023, Çin’de yakında piyasaya çıkması beklenen bir telefon. Şirket, kendi ülke pazarında Flip telefonunu evvelden tanıtmaya başladı. Söylentilere nazaran, yeni model devasa bir kapak ekranı ile donatılacak. Lenovo Group Taşınabilir Telefon İş Kısmı Genel Müdürü Chen Jin’in, kapak ekranının gerçek boyutunu açıkladığı söyleniyor.
Sızdırılan bilgilere nazaran, Jin bir paylaşımında Motorola Razr+ 2023’ün kapak ekranı boyutunu öne çıkarmak için “3.5 inç” tabirini iki defa kullanmış. Bu nedenle, aygıtın 3.5 inç kapak ekranı ile donatılabileceği söyleniyor. Lakin, şirket şimdi bu bilgiyi doğrulamadı. Aslında, marka tarafından açıklanan yeni ipucu afişinde boyut yalnızca 3.x-inç olarak belirtiliyor ki bu sayede de en azından 3 inçten büyük olacağı onaylanmış.
Motorola’nın yeni katlanabilir akıllı telefon modeli artık gün saymaya başladı
Samsung’un da bu yıl Ağustos ayında Galaxy Z Flip 5‘i piyasaya sürmesi bekleniyor. Söylentilere nazaran, 3.4 inç kapak ekranı olacak. Karşılaştırıldığında, Razr+ 2023 biraz daha büyük bir kapak ekranına sahip olacak üzere görünüyor.
Razr+ 2023 hakkındaki söylentiler, kimi pazarların Motorola Razr 40 Ultra ismi altında birebir aygıtı alacağını sav ediyor. Şirket, aygıtın ismini şimdi doğrulamadı. Raporlara nazaran, aygıtta FHD+ çözünürlüğü ve 144Hz yenileme suratını sunan 6.7 inç OLED katlanabilir bir ekran olacak. Telefonun gücünü ise Snapdragon 8+ Gen 1 yonga setinden alacağını söyleyebiliriz.
Razr+ 2023, 3,640mAh batarya ile gelmesi ve 33W süratli şarjı desteklemesi bekleniyor. Aygıt, 8 GB / 12 GB RAM ile gelecek. Telefon, UX tabanlı Android 13 işletim sisteminde çalışacak. Şu anda, Razr+ 2023’ün kameraları hakkında rastgele bir bilgi mevcut değil.
En büyük kripto para borsası Binance; yakın vakitte MANA, UMA, HOT üzere altcoin’leri etkileyecek çeşitli duyurular paylaştı. Ayrıyeten borsa BAND güncellemesini destekleyeceğini ve yeni “ikili yatırım” eserlerini piyasaya süreceğini açıkladı. İşte detaylar…
VIP ve esnek kredi hizmetlerine MANA, HOT ve daha fazlası girdi
Dünyanın en büyük kripto para borsası Binance, VIP Kredi ve Esnek Kredi hizmetlerine on altı yeni ödünç verilebilir varlık eklediğini duyurdu. Yeni eklenen varlıklar ortasında INJ, HOT, RVN, MANA, TWT, GAL, REEF, PORTO, LRC, BEL, DENT, SPELL, ALPINE, API3, UMA ve BSW yer alıyor. Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere Binance VIP Loan, rekabetçi oranlar, kurallar ve hizmetler sunan şahsî ve kurumsal bir çok teminatlı kredi hizmetidir. Kullanıcılar, Binance VIP Loan’ı kullanarak uzun vadeli yatırım fonları, kaldıraçlı alım satım ve riskten korunma stratejileri için daha büyük bir potansiyeli açığa çıkarabilir.
Binance Esnek Kredi ise, ilgili Kredi-Değer (LTV) oranları aşılmadığı sürece kullanıcıların durumlarını süresiz olarak açık tutmalarına imkan tanıyan izole, çok teminatlı, açık vadeli bir kredi eseridir. Yeni ödünç verilebilir varlıklar hem Binance VIP Kredi hem de Esnek Kredi’de mevcut. Tam liste aşağıdaki halde:
VIP Loan’a eklenenler: INJ, HOT, RVN, MANA, TWT, GAL, REEF, PORTO, LRC, BEL, DENT, SPELL, ALPINE, API3, UMA ve BSW
İlgilenen kullanıcılar, en aktüel faiz oranları ve ödünç verilebilir ve teminat varlıkların tam listesi için VIP Kredi ve Kredi Dataları kısımlarına bakabilir. Binance’in VIP Kredi hizmeti yüksek net kıymete sahip bireyler ve kurumsal yatırımcılar için tasarlanırken, esnek kredi hizmeti tüm kullanıcılara açık.
Yeni ikili yatırım kümesi açıklandı
Yeni ödünç verilebilir varlıklara ek olarak Binance, yeni bir küme İkili Yatırım (Dual Investment) eserini de piyasaya sürüyor. Bu eserler şimdiki gaye fiyatlar ve kontrat tarihleriyle geliyor. Kullanıcılar “Yüksekten Sat” ya da “Dipten Al” eserlerini kullanabiliyor. Yeni İkili Yatırım eserleri için abonelik bugün, Türkiye saati ile 13:00’de başlayacak. Eklenen coin’ler çoğunlukla tıpkı ve şu biçimde:
Binance ayrıyeten Band Protocol (BAND) ağ yükseltmesini destekleyeceğini de duyurdu. Yükseltme, Band Protocol’ün 16.562.500. blok yüksekliğinde gerçekleşecek. Bu da 27 Nisan 2023, Türkiye saati ile 17:00’ye denk geliyor. BAND süreçleri ise güncelleme gününde, TSİ 16:00’dan itibaren askıya alınacak. Ancak, ağ yükseltmesi sırasında BAND alım satımı etkilenmeyecek. Binance, hesaplarında BAND bulunduran tüm kullanıcılar için ilgili tüm teknik ihtiyaçları karşılayacağını belirtti. Borsa, ağın istikrarlı olduğuna karar verdiğinde BAND için süreçlerini yine açacak.
Geçtiğimiz aylarda ikinci kere anne olmanın memnunluğunu yaşayan ünlü oyuncu Fahriye Evcen reklam sineması için boksör oldu. Evcen’in o halleri toplumsal medyada çok beğenildi.
Karan ve Kerem isminden iki oğlu bulunan ünlü oyuncu uzun müddet orta verdikten sonra kamera karşısına çıktı. İkinci kere anne olduktan sonra birinci sefer bir projede yer alan ünlü oyuncu bir şampuan reklam sineması için boksör oldu.
SOSYAL MEDYADA ÇOK BEĞENİLDİ
Evcen ile çekilen reklam sineması birinci kez ülke sonlarını açtı ve doğu Avrupa ülkelerinden yayınladı.
Fahriye Evcen boksör oldu
ÜNÜ ÜLKE HUDUTLARINI AŞTI
Ünlü oyuncunun ringe çıktığı reklam sineması Ukrayna, Polonya ve Sırbistan üzere ülkelerde yayınlanmaya başladıktan sonra gördüğü büyük ilgiyle 10’dan fazla ülkede yayına devam ediyor. Reklam sinemasında ringe çıkarak saçlarının gücünü gösteren Fahriye Evcen, bu reklam sineması sayesinde boks sporuna merak saldığını da tabir etti.
AİLECE BOKSA MERAK SALDILAR!
Eşi Burak Özçivit ve oğlu Karan ile ailece boksa merak saldıkları ortaya çıktı. Karan’ın babası Burak Özçivit’le boks yaptığı anlar da ilgi çekti.
Cihaz bilgilerini depolamak ve/veya bunlara erişmek için çerezler gibi teknolojiler kullanıyoruz. Bunu, göz atma deneyimini geliştirmek ve kişiselleştirilmiş reklamlar göstermek için yapıyoruz. Bu teknolojilere izin vermek, bu sitedeki tarama davranışı veya benzersiz kimlikler gibi verileri işlememize izin verecektir. Rıza vermemek veya rızayı geri çekmek, belirli özellikleri ve işlevleri olumsuz etkileyebilir.
fonksiyonel Always active
Teknik depolama veya erişim, abone veya kullanıcı tarafından açıkça talep edilen belirli bir hizmetin kullanımını sağlamak veya yalnızca bir elektronik iletişim ağı üzerinden bir iletişimin iletimini gerçekleştirmek gibi meşru bir amaç için kesinlikle gereklidir.
Preferences
The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
İstatistik
Yalnızca istatistiksel amaçlar için kullanılan teknik depolama veya erişim.The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
Reklam
Teknik depolama veya erişim, reklam göndermek için kullanıcı profilleri oluşturmak veya benzer pazarlama amaçlarıyla bir web sitesinde veya birkaç web sitesinde kullanıcıyı izlemek için gereklidir.