Gün: 10 Mayıs 2023

Hyundai i20, şimdi yenilenen ön ve arka görüntüsüyle B segmentine taze bir kan pompalıyor.

• Sınıfının lideri akıllı teknolojilerle donatılan yeni model, cesur renkleriyle de dikkat çekiyor.

• i20, konfor ve rahatlık için geliştirilen özellikleriyle de pratiklik ve güvenlik sunmaya devam ediyor.

Hyundai, yakın zamanda şık tasarımıyla yollara çıkacak yeni i20’nin fotoğraflarını paylaştı. Makyajlanan otomobilin güvenlik ve sınıfının en iyisi bağlantı özellikleri, B segmentine şık bir alternatif sunuyor.

Zarif ve sportif tasarım

Yeni i20, göz alıcı bir ifade sergileyen şık ve modern bir dış görünüme sahip. Ön tamponun yeni şekli ve deseni, sportif radyatör ızgarasıyla birleşerek muhteşem bir görsellik oluşturuyor. Sportif unsurlarla zarif bir görünüm oluşturmak için geliştirilen bir diğer kısım ise arka tampon. Yeniden tasarlanmış bu arka tampona Z şeklindeki LED stop lambaları eşlik ediyor. Hyundai i20, yeni tasarlanmış 16 ve 17 inç jantlarıyla da dinamik görüntüsünü destekliyor.

i20’nin tasarımı, hem dış hem de iç mekanda orantı, mimari, stil ve teknolojiyi uyumlu hale getiren duygusal ve dinamik stiliyle övgü topluyor. Model, alçak tavan profili ve uzun dingil mesafesi sayesinde sportif duruşunu koruyor. Bu özellikler, hava direncini düşürerek aracın aerodinamiğini de geliştiriyor. Dinamik tasarımı ve aerodinamik özellikleri sayesinde üstün bir yol tutuşa sahip olan i20, yakıt verimliliğinde de oldukça başarılı. Yeni i20, kompakt B segmenti boyutlarıyla kullanıcılarına oldukça geniş bir iç hacim sunuyor. Bunun yanı sıra arka koltuklar dik konumdayken 352 litrelik bir bagaj hacmi sunuyor. Arka koltuklar yatırıldığında da bu hacim 1.165 litreye kadar çıkıyor.

Hyundai ürün yelpazesine eklenen bu yeni model, sekiz gövde rengi ve isteğe bağlı siyah tavanla sunuluyor. Mevcut renklere eklenen yeni Metalik Sarı, Gri ve Meta Mavi, makyajlı i20’nin yeni özellikleri arasında yer alıyor. Aynı zamanda sürücünün ve yolcuların ruh halini yeniden canlandırması için de kokpitin bazı bölümlerinde sarı renge yer verilmiş. 

Kusursuz teknoloji

Yeni i20, araç içi deneyimini yolcular için daha da kolay hale getiren en son bağlantı özellikleriyle birlikte geliyor. Hyundai i20, standart 4,2 inç LCD ekran, USB type-C, 4G ağına dayalı ikinci nesil eCall ve Over-the-Air (OTA) harita güncellemeleri ile donatılıyor.

Makyajlı model, isteğe bağlı olarak 10,25 inç gösterge, 10,25 inç multimedya ekranı, Apple CarPlay, Android Auto, kablosuz şarj cihazı ve en gelişmiş Bluelink® telematik güncellemesini de sunuyor.  Hyundai Smart Sense güvenlik özellikleri de artık standart. Ön Çarpışma Önleme Yardımcısı (FCA) şimdi bisikletlileri de içeriyor. FCA, öndeki araçlarla mesafeyi algılayarak olası kazaları tespit etmeye ve bunlardan kaçınmaya yardımcı oluyor. Şerit Takip Asistanı (LFA) ise aracın mevcut şeritte kalmasını sağlıyor. Arka Çapraz Trafik Asistanı (RCCA), arkadaki ve yandaki araçlarla olası çarpışma riski algıladığında park yerinden geri geri çıkarken otomatik fren uyguluyor. Kör Nokta Çarpışma Önleme Asistanı (BCA), sağ veya sol şeritte bir araç algılandığında dikiz aynalarında beliren görsel uyarıları kullanıyor. Navigasyon tabanlı Akıllı Hız Sabitleyici (NSCC) ise otoyollardaki virajları veya düzlükleri tahmin etmek için aracın navigasyon sistemini kullanıyor ve daha güvenli sürüş için hızı ayarlıyor. 

Sürücüler için akıllı bir seçim olan yeni i20, zarif ve sportif bir tasarım arayanların ilgisini çekecek. Yenilenen model, daha iyi araç içi aydınlatma için mevcut ampullerini LED teknolojisiyle değiştiriyor ve çok renkli ortam ışıklarına kavuşmuş oluyor. Böylece i20, iç aydınlatmanın rengini yolcuların ruh hallerine göre ayarlayabiliyor. Araçta üstün bir müzik keyfi için de BOSE® Premium ses sistemine yer veriliyor.

Yeni i20’nin üretimine 2023’ün üçüncü çeyreğinde Hyundai’nin İzmit’teki fabrikasında başlanacak ve daha sonra Avrupa ve Türkiye’de eş zamanlı olarak satışa sunulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’nın düzenlediği 37. Genç Günler’in söyleşi konuğu olan sinema ve tiyatromuzun usta ismi Metin Akpınar, genel sanat yönetmenimiz Ayşegül İşsever’in moderatörlüğünde düzenlenen söyleşide gençlerle buluştu. Akpınar, kendi oyunculuk serüvenini anlatırken, “Çocukluktan itibaren komik olmak istedim” dedi. Sanat ve sahne aşkının erken yaşlarda başladığını söyleyen Akpınar, geleneksel tiyatrodan İstanbul’un değişen kültürel ve sanatsal ortamına, kitaplardan anılarına birçok konuda gençlerin sorularını cevapladı.

İstanbul’un aralıksız düzenlenen tek gençlik festivali olan Genç Günler’in 37.’si, üniversite gruplarının oyunları, söyleşi ve atölyelerle devam ediyor. Türk Sineması ve Tiyatrosu’nun usta ismi Metin Akpınar, 8 Mayıs Pazartesi günü 19.00’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde genel sanat yönetmenimiz Ayşegül İşsever’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide Şehir Tiyatroları’nın konuğu oldu.

“Çocukluktan bu yana komik olmak istedim”

Oyunculuk serüveninin nasıl başladığını anlatan usta oyuncu Metin Akpınar, “Minder komiği derlerdi eskiler. Ben çocukluktan bu yana komik olmak istedim. Süpürgeden gitar yapardım. 1957 yılında Yeşil Sahne’ye götürdü bir arkadaşım. Orada çok güzel bir tiyatro kurulmuştu. Orada tiyatroya başladım. Oradan Milli Türk Talebe Birliği’ne geldim. Tiyatro bölümü başkanı oldum. “Her Yer Tiyatro” kampanyası yaptık. Onlar gelemiyorlar biz gidelim, dedik. Florya dinlenme tesislerinde Haldun Taner hoca bizi seyretmiş, beğenmiş. Oyundan sonra da çocuklar gelsin bir konuşalım demiş. O sıra da Haldun Taner Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ı yapmak üzere. Tiyatro kurmak üzere. Hoca bana matinelerde siz burada oynayın, sonra da bana oynayın, dedi. Biz uçtuk tabi. Provalar başladı, ekibi de genişletti hoca. Öyle olunca da siz aşağıda oynamayı bırakın, bizimle olun, dedi. 1964 senesinde Ulvi Uraz tiyatrosunda profesyonel oldum. 2 sene orda bazı roller hariç bütün kompozisyonlarda oynadım.”

Akpınar, daha sonra özel tiyatro kurmalarıyla ilgili bir soru üzerine, “Biz olduk zannettik ve gençlik heyecanıyla kendi tiyatromuzu, Genar tiyatrosunu kurduk. 60 kişilik bir yerdi, biz seyirciden daha kalabalıktık, seyirciler gelmiyorlardı. Biz sonra Hababam Sınıfı’nda oynadık, yavaş yavaş tanınmaya başladık. Seyirci gelmeyince bir turne tiyatrosu olmaya karar verdik. Bir kış turnesi yaptık, hatta para biriktirdik. Sonra Haldun Hoca’ya geldik, o bize Kabare Tiyatrosu yapalım dedi. Bizi ikna etti, 1967 senesinde Kabare Tiyatrosu’nu kurduk. 1992’ye kadar da aktif oldu”

10 yıldır üç üniversitede Kabare Tiyatrosu üzerine dersler verdiğini söyleyen Akpınar, “Liseden gençler iyi yetişmiş olarak gelmiyor. Bir süre sonra faydalı olamadığımı, olamayacağımı anladım ve bu dersleri de bıraktım. Ancak Kabare Tiyatrosu üzerine özel oluşumlara destek vermeye devam ediyorum” dedi.

“Tiyatronun vazgeçilmez olduğu inancı bir türlü yerleşmedi”

Ayşegül İşsever’in “Eskiden birçok şeyimiz eksikti ama sanki daha çok keyifliydi, derinliği vardı. Kültür ve sanat ortamında dünden bugüne ne değişti?” sorusu üzerine, Metin Akpınar, İstanbul’un değişen kültürel ve sanatsal ortamına dair şunları söyledi: “Çok şey değişti. Bizim kabare tiyatrosu yaptığımız İstanbul’da 42 tiyatro perde açardı. 2500 sanatçı her akşam sahneye çıkardı. O dönemde kentlerde nüfusun yüzde 30’u yaşıyordu. Anadolu’dan büyük bir göç aldık. Orada yaşayan insanlar kendi geleneklerini, örflerini taşıdılar. Burada kent kültürüne ulaşamadılar. Böyle bir yoz kültür oluştu. Bu bize büyük bir seviye kaybettirdi. O yüzden eskiden daha iyiydi diyoruz. Bu ülkede tiyatronun vazgeçilmez olduğu inancı bir türlü yerleşmedi. Sermaye de, siyaset de bize hep uzaktan baktı.

“Anılarımı yazmayacağım”

Seyirci sorularında, anılarını yazıp yazmadığının sorulması üzerine Akpınar, “Ben anı yazmayı sevmiyorum. Çünkü anıda samimi olursanız ayıp olur, bazı şeyleri saklarsanız kendinize ayıp olur. O yüzden anı yazmak tehlikeli bir iştir. Ama bu eksikliği gidermek için bir belgesel yaptık. 80 seneyi bir buçuk saate sığdırdık. Zeynep Miraç da bir biyografi yazdı. “Metin Akpınar Sahneye Adanmış Bir Ömür” diye. O ikisiyle şimdilik yetinmeni rica ediyorum.”

“81 İlde tiyatro yok maalesef”

Bu yozlaşma karşısında tiyatronun üzerine düşenler nedir, siz neler yaptınız, sorusu üzerine Akpınar, “Tiyatronun eğitimle ilgili çok ciddi işlevleri var. Ama tiyatro bir konferans yeri değildir, didaktik olmak zorunda değildir. Biraz tebessüm ettirerek doğruları haykırmak zorundadır. Ama bunun için sayısal çokluk da gerekir. Bugün 84 milyon nüfuslu ülkemizde tiyatro yoktur sayısal olarak. Nüfusun yüzde onu oranında aktif sanatçı olması lazım. 81 ilde tiyatro yok maalesef. Tiyatro ülkede olmayınca tiyatronun görevleri de aynı oranda azalıyor. Siz talep ettiğinizde yerel yönetimler de sermaye de buna uymak zorundadır. Bu yüzden sorumluluk sizde” diyerek, gençlere sanatı, tiyatroyu talep etmeleri gerektiğini söyledi.

Yaklaşık iki saati bulan söyleşi, gençlerin soruları ve usta oyuncu Metin Akpınar’ın kimi zaman eğlenceli kimi zaman bilgeliğini ve tecrübesini ifade eden cevaplarıyla devam etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli Büyükşehir Şehir Tiyatroları, Kılıçarslan oyununu Engelliler Haftası’nda tüm engel gruplarının izleyebileceği şekilde özel olarak sahneleyecek

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, ‘’Tiyatroda engel yok’’ diyerek Türkiye’de bir ilke imza atıyor. Şehir Tiyatrolarının en beğenilen oyunlarından Kılıçarslan, Engelliler Haftası nedeniyle tüm engel gruplarına uygun olarak sahnelenecek. Türkiye’ye örnek olması ve farkındalık oluşturması beklenen oyun öncesinde SDKM’de ön sıradaki koltuklar sökülerek engelli rampaları konuldu. 11 Mayıs Perşembe akşamı saat 19.30’da Kılıçarslan oyunu; duyma engelliler için işaret diliyle, görme engelliler için ise özel bir betimleme sistemiyle tüm engel grupları tarafından takip edilebilecek şekilde sahnelenecek.

TÜM ENGEL GRUPLARINA UYGUN

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarıyla Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, Engelliler Haftasından örnek bir çalışmaya imza attı. Türkiye’de ilk kez bir tiyatro oyunu tüm engelli gruplarına yönelik olarak sahnelenecek. Ünlü yazar İskender Pala tarafından kaleme alınan ‘Kılıçarslan’ oyunu, 11 Mayıs Perşembe günü saat 19.30’da SDKM’de sahnelenirken, tüm engel gruplarına yönelik vatandaşlar salonda yerini alıp aynı anda oyunu takip edebilecek.

TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK

Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Aydın Sigalı’nın yönetmenliğini üstlendiği oyunun tüm engel gruplarına uygun olarak sahnelenebilmesi için uzun süredir süren çalışmalar tamamlandı. SDKM’nin ön sıradaki koltukları sökülüp engelli rampaları konularak tekerlekli sandalyeler için uygun hale getirildi. Oyuncularla beraber uzun süredir çalışıp oyunu tüm engelli grupları için gösterime hazırladıklarını ifade eden Sigalı, ‘’Oyuncular sahnedeyken işitme engelliler için işaret diliyle oyun anlatılacak. Ayrıca görme engelliler için özel olarak hazırlanan kulaklıklarla reji odasından anında betimleme yapılacak, oyunun mizansenleri anlatılacak. Oyunumuzu yazıyla sahnede anlatacağız. 11 Mayıs’ta tüm engelli arkadaşlarımıza oyunumuza bekliyoruz. Tiyatroda engel yok’’ dedi.

ÜCRETSİZ SAHNELENECEK

Sahneleme tekniğiyle de bir ilk olma özelliği taşıyan oyun Engelliler Haftası dolayısıyla tiyatro severlere ücretsiz sahnelenecek. Oyunu seyretmek isteyen misafirler 0 549 781 39 25 nolu telefon numarasından rezervasyon yaptırabilecek. 

OYUNU İSKENDER PALA YAZDI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları; Kılıçarslan oyununun prömiyerini 26 Şubat’ta gerçekleştirmişti. İskender Pala’nın yazdığı Kılıçarslan adlı oyunu Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Aydın Sigalı yönetiyor.

Uluslararası tanınırlığa sahip usta tasarımcıların yer aldığı, Kocaeli Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr Meryem Gürbüz’ ün danışmanlık yaptığı “Kılıçarslan” adlı oyuna Kocaeli’den tarih araştırmacısı minyatür sanatçısı Deniz Gülsün Sarıbay da değerli eserleriyle katkı sunuyor. Anlatı ve sahneleme tekniği açısından türünde bir ilke imza atmanın heyecanını taşıyan oyun; Türkiye Selçuklu Devleti’nin Sultan Kılıçarslan dönemini anlatıyor. Kocaeli’nin de tanıklık ettiği tarihimizin bu sayfalarını; bir bilgisayar oyunu içinde aralayıp, seyircisiyle yolculuğa çıkıyor.

OYUNUN KONUSU

İki perdelik tarihi dram olan oyunun konusu kısaca şöyle: Oyun günümüz bir Türk ailesinde genç Hakan ve babası ile başlar. Hakan bir bilgisayar oyunu yazmıştır. Yazılımını da kendisinin yaptığı bu savaş oyununu gururla anlatır babasına. Hakan’ın amacı dünyaya, Anadolu’nun Türk vatanı olmasını canı pahasına savunan, ömrü Bizans ve Haçlı ordularıyla mücadele etmekle geçmiş büyük kahramanlarımızdan 1. Kılıçarslan’ ı tanıtmak, döneminde başlayan 1. Haçlı Seferi ve devamındaki haçlı saldırılarına karşı gösterdiği asla vazgeçmeyen kahramanca mücadelesini gururla göstermektir. Oyunun demosunu bitirmiş, babasına izlettirmek ister. Babası VR gözlüğünü takar ve tarih sayfaları aralanır…

OYUNCU KADROSU

Şehir Tiyatroları oyuncularından Çağrı Mengüç’ün Kılıçarslan rolüYle seyircinin karşısına çıktığı oyunda Ozan Şahin, Tunç Efe, Bülent Baytar, Sarper Saydam, Sezen Düzakar Çetindaş, Senem Akman, Şafak Karali, Erdem Irmak, Seçil Mutlu, Emre Işık, Volkan Dinç, Azer Şelte, Mine Özcan, Ezgi Özbalı, Başar Alemdar, Cüneyt Gürbüz, Emel Pala, İsa Karslı, Erdoğan Hasan Cengiz, İlker Bağlam, Oktay Çağın, Semih Eraslan, Cemal Aldıç, Aytek Mete Elgün, Nurcan Tural ve Aydın Sigalı rol alıyor. Hakan Dündar’ ın dekor tasarımını, Neslihan Gazal Erten’ in kostüm tasarımını gerçekleştirdiği oyunun ışık tasarımı Mustafa Bal’a ait. Oyunun müzikleri ise Gürkan Çakıcı bestelerinden oluşuyor. Toplu sahnelerin yer aldığı oyunun hareket düzeni Alpaslan Karaduman imzası taşıyor. Aktürk Aksoy’un görsel tasarımını, İlker Sevüker’ in ses-efekt tasarımını yaptığı oyunun dramaturgu Sevil Koç. Çizgi animasyonda Boğaç Oydemir, kılıç eğitiminde repetitör Ali Ertekin, tasarım uygulamada Emine Kaynak Yıldırım görev alıyor. Oyunun yönetmen yardımcıları Ahsen Gül Ever ve Nuri Karadeniz. Oyunda tasarım uygulama asistanı Günernaz Deniz, ses-efekt kumanda Murat Ünal,  görsel kumanda İlkay Köroğlu isimlerini taşıyor. Afiş tasarımı İlayda Ünlü’ye ait olan oyunun reji asistanları Altuğ Özşekerci ve Umut İsfen.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’den baskı sektörü temsilcileri, Avrupa’nın en büyük sektör buluşması olan FESPA Global Print Expo 2023’te en yeni ürün ve hizmetlerini sergileyecek. 23-26 Mayıs tarihlerinde Münih’te düzenlenecek fuarda Türkiye’den baskı, endüstriyel reklam ekipmanları ve malzemeleri üreten 20’den fazla şirket, FESPA Global Print Expo ve European Sign Expo’ya katılarak ihracatlarını artıracak

Avrupa ve dünyanın en büyük baskı fuarı FESPA Global Print Expo 2023, 23-26 Mayıs tarihleri arasında Almanya’nın Münih kentinde sektörü bir araya getiriyor. Endüstriyel reklam fuarı European Sign Expo’yu da kapsayan FESPA Global Print Expo’ya Türkiye’den şirketler de çıkarma yapmaya hazırlanıyor. Türkiye’den baskı, endüstriyel reklam ekipmanları ve malzemeleri üreten 20’den fazla şirket her iki etkinlikte yeni işbirlikleriyle ihracat hacimlerini artırmayı hedefliyor. 

 Türkiye’den şirketlerin prömiyeri 

Bu yıl Türkiye’den katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği FESPA Global Print Expo 2023, ‘Yeni Perspektifler’ sloganıyla katılımcıları büyüme fırsatı yakalamaya davet ediyor. FESPA Global Print Expo ve European Sign Expo 2023’te 330’dan fazla katılımcı, ziyaretçilere dijital, serigrafi, tekstil baskısı ve endüstriyel reklam uygulamaları için ürün yeniliklerini sunacak. 

Türkiye’den baskı ve endüstriyel reklam ekipmanları ve malzemeleri üreten Amiral Alüminyum, Bilsan Bayrak, Canapa Kağıt, Çağdaş Kağıt, EmirTrans Paper, Ese Reklam, Ledu, Liteks, Lion Group (Bizce Neon), Lustre, Ores Display, Plastfit, Remifol, Seçil Bayrak, Smile Sign, Soletex, Som A.Ş., Şirin Reklam, Teknika Teknik Tekstil, Textilbox, Toyopan, Trujet ve Ues Makina çözümlerini sergileyecek.

FESPA Global Print Expo’ya ilk kez katılacak olmanın heyecanını yaşadıklarını belirten EmirTrans Paper’ın sahibi Aykon Yılmaz, “Ürün gamımızda ince gramaj kâğıtlarına odaklandık. Fuarda 25-45 gram arasında değişen kağıt çeşitlerimizin dünya prömiyerini yapacağız” dedi. 

Uzmanlar anlatacak

FESPA Global Print Expo kapsamında fuar boyunca özel etkinlikler de düzenlenecek. Fuar ziyaretçilerine açık bir sergi alanı etrafında kişiselleştirme için ürün ve çözümlerden oluşan deneyimsel bir vitrin sunulacak. Kişiselleştirme Deneyimi konferansı, 50’den fazla uzman konuşmacının yer alacağı, kişiselleştirilmiş sadakat pazarlaması, spor giyim ve moda özelleştirme, ısmarlama iç mekanlar ve kişiselleştirilmiş paketlemeye adanmış bireysel içerik akışlarını içerecek. 

Yılın en iyileri ödüllendirilecek

Ayrıca FESPA Ödülleri’yle yılın en iyi uygulamaları açıklanacak. FESPA Ödülleri, endüstri standartlarının belirlendiği ve en iyi matbaacıların yeteneklerini, katkılarını ve yaratıcılıklarını sergilediği yer olarak baskı ve tabela dünyasında tanınan tek bağımsız baskı endüstrisi ödülü olarak biliniyor. World Wrap Masters yarışması da folyo kaplama alanında sektörün en iyilerini bulmak için düzenlenecek. World Wrap Masters Europe 2023’te eğitim atölyeleri, gösteriler ve yarışma yer alacak. 7. yılında olan Printeriors 2023 kapsamındaysa baskı alanında teknoloji ve iç dekorasyonun nasıl birleştirildiği sergilenecek. 

FESPA Global Print Expo’ya ücretsiz katılmak için isteyen şirketler FESPA’nın Türkiye’deki temsilcisi ARED üzerinden iletişime geçerek bölgenin en büyük baskı dünyası şovuna dahil olabilecekler. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2023’ü yeşil enerji yatırımlarında genişleme yılı ilan eden Metro Türkiye, mağazalarında güneş enerjisi sistemi (GES) kullanmaya başlıyor. Üç faz olarak gerçekleşecek olan projenin 15 mağazayı kapsayan ilk fazı devreye alındı. 500 milyon TL’lik yatırım ile 2024 yılı sonuna kadar 30 mağazasında GES kuracak olan Metro Türkiye, bu sayede ihtiyacı olan enerjinin yaklaşık %60’ını sürdürülebilir kaynaklardan sağlayarak 18 bin ton karbon emisyonunun önüne geçmiş olacak.

2040’a kadar karbon nötr olmayı hedeflediklerini belirten Metro Türkiye CFO’su Aslı Aracıoğlu, bu doğrultuda “30 mağazaya 30 MW” hedefiyle Türkiye genelindeki 30 mağazada güneş enerjisi sistemine geçeceklerini söyledi.  

Karbon nötr bir gelecek için yeşil enerji yatırımları giderek önem kazanırken, tüm faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyan Metro Türkiye, geliştirdiği çevre dostu ürünlerin yanı sıra hayata geçirdiği projelerle de temiz bir geleceğe katkıda bulunuyor. 2040 yılına kadarsa karbon nötr olmayı hedefleyen Metro Türkiye, 2014 yılında başladığı Güneş Enerjisi Sistemi (GES) yatırımlarına hız verdi. 2023’ü GES konusunda genişleme yılı olarak ilan eden Metro Türkiye, 15 mağazasında GES yatırımını devreye aldı. Toplamda 500 milyon TL’lik yatırım bütçesi sağlanan projede hedef ise önümüzdeki yılın sonuna kadar toplam 30 mağazanın enerji ihtiyacını mağazaların çatılarında ve otopark gölgeliklerindeki panellerden karşılamak. Proje tamamlandığında Metro Türkiye, 30 mağazasında kullandığı elektriğin yaklaşık yüzde 60’ını temiz enerji ile karşılamış ve 825 bin ağacın nötrleyebileceği 18 bin ton karbon emisyonunun önüne geçmiş olacak. 30 mağazaya kurulacak Güneş enerjisi panelleri ile yaklaşık 110 bin kişinin yıllık enerji tüketimine denk üretim gerçekleştirilecek.

Hedef yüzde 100 temiz enerji

GES yatırımları kapsamında mağazalarının mevcut koşullarını inceleyerek projenin teknik olarak gerçekleşebileceği 30 mağaza belirlediklerini ifade eden Aslı Aracıoğlu, “30 mağazaya 30 MW” hedefiyle yola çıktıklarını söyledi. Devreye almaya hazırlandıkları projenin ilk fazının 15 mağazayı kapsadığını bildiren Aracıoğlu, “Toplamda 500 milyon TL yatırım ile gerçekleştireceğimiz bu projenin ilk fazında İstanbul Merter, Ankara Etlik ve Batıkent, İzmir Çiğli ve Gaziemir, Antalya Kepez ve Alanya ile Kayseri, Eskişehir, Diyarbakır, Konya, Gaziantep, Denizli, Bodrum mağazalarımızda kurulum tamamlandı. Haziran ayında Adana mağazamız ile birlikte 15 mağazamızda kurulum tamamlanmış olacak. 30 mağazada 30 MW hedefimize ulaştığımızda mağazalarımızdaki enerji ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 60’ını güneşten karşılamış olacağız. Projemiz ile her yıl 825 bin ağacın nötrleyebileceği 18 bin ton emisyonun önüne geçerek karbon ayak izimizi 14 bin tona düşüreceğiz. Metro Türkiye olarak, 2040’ta karbon nötr olma hedefimize paralel olarak enerji ihtiyacımızın yüzde 100’ünü güneşten karşılamak için GES yatırımımıza devam edeceğiz.” dedi. 

Mersin, globalde GES yatırımı yapılan ikinci mağaza

Yeşil enerjiye yönelik ilk çalışmalarına 2014 yılında başladıklarını ve ilk GES yatırımını 2014 yılında devreye aldıkları belirten Aracıoğlu, “Metro Türkiye olarak hedefimiz 2040 yılına kadar karbon nötr olmak. Bu hedefimiz kapsamında yeşil enerji üretmek amacıyla güneş enerjisi sistemlerine de yatırım yapıyoruz. İlk santralimizi 9 yıl önce Mersin mağazamızda kurduk. Bu yatırımın Metro Grup açısından da önemi büyük. Çünkü Mersin, grup bünyesinde güneşten temiz enerji elde etme konusunda yatırım yapılan ikinci mağaza. Bu ilk adımın ardından ikinci GES projemizi de 2016 yılında Antalya Konyaaltı mağazamızda hayata geçirdik. Her iki mağazamızda da GES aktif durumda ve iki mağaza enerji tüketiminin yüzde 35’ini GES’ten karşılıyor. Şimdi enerjisini GES ile karşılayan mağazalarımıza yenilerini ekliyoruz.” diye konuştu.

İkinci fazın önümüzdeki sene başında, üçüncü fazın ise 2024 sonunda tamamlanacağını kaydeden Aracıoğlu, şöyle devam etti: “Bünyesinde faaliyet gösterdiğimiz Metro AG, faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde GES ile 2030’a kadar 80 MWp’a ulaşmayı hedefliyor. Biz Metro Türkiye olarak gerçekleştirdiğimiz projemiz ile bu hedefin yüzde 40’a yakınını ülke olarak gerçekleştirmiş olacağız. Bu hem Metro Türkiye hem de ülkemiz adına gurur verici.”

Yeşil enerji ile sürdürülebilir gelecek

Dokundukları her alanda sürdürülebilirlik odaklı çalışmalar gerçekleştirmeyi ilke edindiklerini ifade eden Metro Türkiye CFO’su Aslı Aracıoğlu, daha temiz bir çevre ve daha iyi bir gelecek için sürdürülebilir kaynakların kullanılması amacıyla 2023’ü GES konusunda genişleme yılı ilan ettiklerini açıkladı. Aracıoğlu, “Tüketicilerimize 30 bine varan çeşitte ürün sunuyoruz. Bu ürünlerin kalitesini, tazeliğini ve güvenliğini korumak için mağazalarımızda ciddi miktarda enerji kullanıyoruz.  Enerji tüketimimizi yeşil enerji kaynakları ile sağlayarak yarattığımız karbon ayak izini azaltmayı ve böylece daha sürdürülebilir ve iyi bir geleceğe katkıda bulunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Muğla Büyükşehir Belediyesi üreticiye destek olan Meyve Sebze Kurutma Tesisi ile bugüne kadar 111 bin 900 kg yaş ürünü kurutarak 14 bin 94 kg kuru ürün elde etti.

Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Fethiye Karaçulha Toptancı hali içerisinde kurulan Meyve Sebze kurutma tesisi üreticilerin ellerinde kalan ürünleri değerlendirmesine aynı zamanda katma değeri yüksek ürün elde etmesini sağlamaya devam ediyor. Verimli toprakları, başat ürünleri ile önemli bir tarım kenti olan Muğla’da Büyükşehir Belediyesi kurduğu Meyve Sebze Kurutma tesisi ile bugüne kadar 111 bin 900 kg yaş ürünü kurutarak üreticilere teslim etti. Yaş ürünler tesiste toz ürün, kuru, yarı kuru ürün ve pestil haline getiriliyor. 2018 yılında faaliyete başlayan tesiste bugüne kadar 28 üründen 14 bin 94 kg kuru ürün elde edildi.

Meyve Sebze Kurutma Tesisi’nde kurutulan, toz ve pestil haline getirilen ürünlerden bazıları muz, kivi, çıntar, kuzu göbeği, salep, portakal, patlıcan, erik, armut, dut, ayva, biber, tarhana, şeftali.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Halter Federasyonu Lideri Talat Ünlü, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde düşen lisanslı sporcu sayısının yeniden yükselişe geçtiğini söyledi.

Talat Ünlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgın sürecinden tüm branşların etkilendiğini ve lisanslı sporcu sayısında bir düşüş yaşadıklarını belirtti.

Sporcu sayısının 2019 yılında 2 bin 481 olduğunu söz eden Ünlü, salgının tesirini göstermeye başladığı 2020’de tertiplerin ertelendiğini ve her yıl yenilenmesi gereken lisanslarını yenilemeyen sporcular nedeniyle bu sayının 1865’e kadar düştüğünü lisana getirdi.

Ünlü, 2021’de kısmi bir artışla 1922’ye çıkan lisanslı sporcu sayısının halter branşının tekrar toparlandığı 2022’de ise 2 bin 645’e yükseldiğini bildirdi.

Bu toparlanmayı güçlü altyapıyla gerçekleştirdiklerini vurgulayan Ünlü, bu sayede Erivan’da düzenlenen Büyükler Avrupa Halter Şampiyonası’nda muvaffakiyet elde ettiklerini anımsatarak, “6 altın, 10 gümüş ve 6 bronz madalya aldık. Bayanlarımız ekip halinde birinci, erkeklerimiz de üçüncü oldu.” dedi.

Ünlü, halterin gelecek ismine umut veren bir branş olduğuna değinerek, “Bu, altyapıdan gelen çalışmaların meyvelerini toplamaya başladığımızı gösteriyor. Sporcu ve kulüp sayımız ve faaliyet gösteren vilayet sayımız her geçen gün artmakta. Sporcu sayımızın yıl sonuna kadar 3 bin civarında olacağını iddia ediyorum.” diye konuştu.

– “Dünya şampiyonası hazırlıklarımız üst seviyede”

Para halterin de federasyonlarına bağlandığını anlatan Talat Ünlü, şunları kaydetti:

“Daha evvel paralimpik halterin bütün müsabakalarında sporcuları bizim antrenörlerimiz çalıştırıyordu, bizim hakemlerimiz karşılaşmalarını yönetiyordu. Bütün her şeyine hakim olduğumuz için çok zorlanmadık ama ne kadar da olsa yeni bir branş alıyorsunuz. Onlarla ilgili dünya şampiyonası kampımızı Ankara’da başlattık. Bazı sporcuların kendi vilayetlerinde çalışma üzere eğilimleri var lakin buna karşıyız zira ulusal grup hazırlığı toplu ve birlikte olursa güçlü olursunuz. O vakit ulusal grup ruhu kalmaz, bu çok değerli. Dünya şampiyonası hazırlıklarımız hem paralimpikte hem de normal halterde üst düzeyde. Verdiğimiz bütün emeklerin karşılığının yanı sıra devletimizin büyük bir katkısı var.”

– “Önemli olan 2024 Paris Olimpiyatları’na kotayı alabilmek”

Her iki kulvarda da başarıyı hedeflediklerini lisana getiren Talat Ünlü, “Hedefimiz madalyalar kazanmak ancak öncelikle 2024 Paris Olimpiyatları’nın kota karşılaşması bunlar. Kıymetli olan 2024 Paris Olimpiyatları’na kotayı alabilmek. Onun ardından de madalyalar üzerine amaç koyup, bunun üzerine çalışmak lazım.” sözlerini kullandı.

Ünlü, paralimpikte Nazmiye Muslu Muratlı’nın şampiyonluk yaşadığını, Besra Duman’ın üçüncülük elde ettiğini hatırlatarak, “Nazmiye Muslu Muratlı şu anda ulusal grup kampımızda çalışıyor. Besra’nın bir rahatsızlığı var. Erkeklerde ise Sivaslı olan Abdullah Kayapınar var, o da çok âlâ. İnşallah bu arkadaşlarımızdan çok ümitliyim.” formunda konuştu.

Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri il genelinde sürdürdüğü çalışmalar kapsamında bugüne kadar 823 bin 805 metre dere temizliği yaptı.

Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri, 13 bin 247 km2 yüzölçümüne sahip olan Muğla’nın her köşesinde çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor. MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri bugüne kadar 823 bin 805 metrelik dere temizlik çalışması gerçekleştirdi.

Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri tarafından Bodrum’da 193 bin 805,  Datça’da 37 bin 100, Dalaman’da 36 bin 432, Fethiye’de 227 bin 570, Köyceğiz’de 105 bin 167, Marmaris’te 85 bin 278, Menteşe’de 119 bin 52, Milas’ta 113 bin 748, Ortaca’da 55 bin 462, Seydikemer’de 101 bin 650, Ula’da 27 bin 750 ve Yatağan’da 20 bin 734 metre dere temizliği çalışması yapıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Büyükakın fabrikaları geziyor, üretimden istihdama Türkiye’nin kalkınması için mücadele edene herkesle yakından ilgileniyor

Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli’de üretim gerçekleştiren VİP Tekstil, Farplas Otomotiv, Kale Oto Radyatör, Kanca Dövme Çelik fabrikalarını ziyaret ederek, emekçilerle bir araya geldi. Gebze, Çayırova, Dilovası ve Darıca bölgesindeki iş insanlarıyla da buluşan Başkan Büyükakın, üretimden istihdama Türkiye’nin kalkınması için mücadele eden herkesle yakından ilgilenmeye çalışıyor. “Emekçimizin sofrasına konuk oluyoruz” diyerek, “Hoş sohbetleri, ülke ve üretim sevdaları için müteşebbisinden işçisine kadar herkese teşekkür ediyorum” diyen Başkan Büyükakın, “Türkiye üreterek büyüyecek, gelişecek ve kalkınacak. Durmaksızın çalışmaya devam edecek” vurgusu yaptı.

“YENİ DÖNEMDE ARTARAK DEVAM EDECEK”

Gittiği her fabrikada Türk sanayisinin yükselişine katkıda bulunan firmalara teşekkür eden Başkan Büyükakın, “Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme odaklı ekonomi politikasını, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ve iş dünyamızın yeni dönem için daha güçlü desteği ile devam edecek” ifadelerini iş dünyası buluşmalarında da özellikle ifade etti. Kadın istihdamının da ne kadar önemli olduğunun dile getirildiği birlikteliklerde USTAM projesinin önemine de vurgu yapıldı. Yaptığı bu ziyaretlerde her defasında Türk sanayicisinin artık başka bir ligin oyuncusu haline geldiğini görmekten duyduğu memnuniyeti ifade eden Başkan Büyükakın, ‘’Yurtdışına ihracat yapan, oralarda rekabet edebilen, kendi tasarımını kendi dizaynı ve kendi imalatını yapabilen gerçekten başka bir ligin oyuncusu haline gelen bir sanayicimiz var artık” dedi.

“TÜRK SANAYİCİ BİZ DE VARIZ DİYOR”

Kale Oto Radyatör Fabrikasında ziyaretlerini değerlendiren Başkan Büyükakın, “Mesela TOGG tartışılıyordu, TOGG’un Türkiye’de üretilmediği tartışmaları vardı. Burada diğer birçok radyatör sisteminin yanında TOGG’un radyatör sisteminin de burada yapıldığını, dizaynının ve imalatını burada yapıldığını öğrenmiş olduk. Bunun gibi başka otomobil fabrikalarında da aynı şeyler yapılıyor. Arkamızda onların örnekleri var. Mesela yine şehrimizdeki Ford fabrikasının belli parçalarının yine burada ihmal edildiğini sevinerek öğrendik. Yine yurtdışına bazı firmalar özellikle Fransa başta olmak üzere buralardan üretim yapıldığını onların üretimi burada yaptırmak durumunda olduklarını gördük. Artık Türk sanayici ve sanayisi biz de varız diyor. Hatta fazla olmaya başlıyor fazla olmaya da devam edecek. İnşallah bu yürüyüş çok daha güçlü bir şekilde devam edecek. Bizim buna zerre kadar şüphemiz. Onun sanayicilerimizle emekçilerimizle bir araya gelip biz yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

“YABANCILAR YAPMIYOR TÜRKİYE’NİN EMEKÇİLERİ YAPIYOR”

“Bizim mühendislerimiz bizim emekçilerimiz bu imalatı gerçekleştiriyor” diyerek TOGG radyatörünün yapıldığı banda geçen Başkan Büyükakın, “Üç ayrı kısımdan oluşan bu parçaların imalatını yapabilmek için arkadaşlarımız burada özel bir montaj hattı imalatı inşa ettiler. Burada yapılıyor bunun tamamı. Türkiye için gurur verici. Biz bunları ithal etmek zorunda kalırdık. Beceremeyiz ve yapamayız diyenlere inat TOGG’un radyatör kısımlarının tamamı burada yapılıyor.  Bu fabrikada sadece TOGG’un değil diğer markaların ihtiyaçlarına da burada cevap veriliyor. Biz gurur duyduk. Bu üretim bantları inanılmaz önemli. TOGG’un soğutma sistemi yapılıyor burada. Yabancılar yapmıyor Türkiye’nin emekçileri yapıyor. Türk mühendisleri dizayn ediyor bunu” diyerek duygularını dile getirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hilesiz hurdasız, kavgasız ve gürültüsüz, seçimler sonrasında iktidarın değişmesinin medeniyet seviyesinin bir göstergesi olduğunu söyleyen siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, ülkemizin karnesinin bu açıdan kötü olmadığını ifade etti. 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerini Uluslararası basın ve devlet kuruluşlarının yakından takip ettiğini belirten Arslan, seçimlerin küresel çapta öneme sahip olduğuna hatırlattı. Dünyanın gözünün Türkiye’de olduğunu vurgulayan Arslan, ülkemiz ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda büyük bir tarihi sürece tanıklık ettiğimizi kaydetti.

Üsküdar Üniversitesi’nde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan Türkiye’nin seçim tarihinden yola çıkarak 2023 Genel Seçimlerini değerlendirdi. 

“Ülkemizde seçim sonrası büyük kaos ve çatışmaların yaşandığı örnekler yok” 

Türkiye seçim tarihinden kronolojik örnekler veren siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Ülkemizde 1876 yılından beri demokratik bir süreç işliyor. Zaman zaman sorunlar yaşansa da seçimler yapılıyor. Halk iradesinin önce sandığa oradan da Meclis’e yansıması bize çok doğal bir süreç olarak görünse de bu her ülkenin ve her ulusun yaşadığı bir süreç değil. Hilesiz hurdasız, kavgasız ve gürültüsüz, seçimler sonrasında iktidarın değişmesi medeniyet seviyesinin bir göstergesidir. Ülkemizin karnesi bu açıdan çok da kötü değil. 1946 gibi şaibeli seçimler de yaşandı. Tek parti yıllarda yapılan iki dereceli seçimlerin halk iradesini yansıttığı iddia edilemese de yine de demokrasi tarihimizde seçim sonuçlarının muhalefet ya da iktidar tarafından tanınmadığı ve seçim sonrası büyük kaos ve çatışmaların yaşandığı örnekler de yok.” cümleleriyle seçimlere tarihsel bir yaklaşımda bulundu.  

Meclis’in çalıştırılmadığı tek örnek 1919 genel seçimleri sonucunda yaşanmıştı

Arslan, istisnalar için şu örnekleri verdi: “Türkiye’de demokratik süreçlerin sekteye uğradığı ve Meclis’in çalıştırılmadığı tek örnek 1919 genel seçimleri sonucunda yaşanmıştı. O da Meclisi Mebusan’ın demokrasinin en büyük örneği Büyük Britanya işgal askerleri tarafından basılıp zorla dağıtılmasıdır. 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan TBMM için yeni bir genel seçim yapılmamış kapatılan Osmanlı Meclisi Mebusan’ın üyeleri tarafından oluşturulmuştur.”

Türkiye’de seçimler ve demokrasi köklü bir geçmişe sahiptir

Demokrasi için savaştığını iddia eden batılı işgalcilere rağmen Türkiye’de seçimlerin köklü bir geçmişi olduğunu söyleyen Arslan, “Ülkemizde Kurtuluş Savaşı farklı görüş ve partilerin yer aldığı TBMM’nin çatısı altında Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde yapıldı. Milli Mücadele sivil ve seçilmiş bir organ tarafından yürütüldü. Bunun içindir ki Türkiye’de seçimler ve demokrasi köklü bir geçmişe sahiptir. Hem de demokrasi için savaştığını iddia eden batılı işgalcilere rağmen. Türkiye öyle bir ülkedir ki, 26 Ağustos 1921’de yabancı işgalini yırtıp atan nihai askeri harekâtın başarıya ulaştığını gören o büyük komutanın ağzından çıkan ilk emir ‘TBMM Orduları ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ olmuştur. Ülkemiz NATO’ya girdikten sonra bir Meclis ordusu olan TBMM Orduları TSK olarak isimlendirilmiştir.” dedi. 

Ülkemizde aslında derinden bir gerilim de her zaman yaşanır 

Ülkemizde seçimlerle beraber devlet politikalarının da değişmesi nedeniyle gerilim yaşanabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Demokratik geleneğe rağmen ve de bazı provokatif olaylar sayılmazsa genellikle barışçıl seçimler yaşayan ülkemizde aslında derinden bir gerilim de her zaman yaşanır. Bunun nedeni de seçimlerin müesses nizamı / var olan düzeni ve devlet politikalarını da değiştirebileceği gerçeğidir. Örneğin İngiltere’de hangi parti iktidara gelirse gelsin İngiliz dış politikası pek değişmez. Ancak ülkemizde devlet politikası olarak bilinen Kıbrıs sorunu dahi geçmişte Annan planının kabulü ile geri dönülmez bir şekilde ülke aleyhine sonuçlanabilirdi. Siyasi partiler ve iktidarlar ülkenin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına farklı açılardan bakmaya devam ettikleri sürece de bu gerilim devam edecektir.” şeklinde yorumladı. 

Parti mitingleri şimdiye kadar sorunsuz gerçekleşti 

“Şimdiye kadar genel olarak sorunsuz giden parti mitingleri, 14 Mayıs 2023 Pazar günü seçimlerin de şaibesiz bir şekilde sonuçlanmasıyla; iktidar devam da etse değişse de kuruluşundan 100 yıl sonra Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin demokratik bir şekilde işlediğini dosta düşmana ve bütün dünyaya ilanı olmalıdır.” diyen Arslan 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinin küresel çapta öneme sahip olduğunu söyledi. Arslan sözlerini şöyle tamamladı: 

“Uluslararası basın ve devlet kuruluşlarının yakından takip ettiği 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri küresel çapta öneme sahip. Dünyanın gözü Türkiye’de. Seçimin sonuçları Türkiye’nin NATO, AB, Orta Doğu, Rusya, Ukrayna, Yunanistan ile göç politikaları ve enerji ilişkilerini yakından etkileyecek. Ülkemizin ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda büyük bir tarihi öneme sahip görünüyor.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Salı akşamları Show TV’de yayınlanan Ay Yapım’ın dizisi ‘Aile’ dün akşam ekrana gelen 10. bölümüyle bu hafta da AB ve ABC1 20+ kategorilerinde en çok izlenen dizi oldu. Soykanlar ve İlyas Koruzade’nin merakla beklenen yüzleşmesi ve ardından gelen heyecan dolu gelişmeler izleyicileri ekran başına kilitledi.

Haftalardır zirvedeki yerini koruyan Aile’nin dün akşam yayınlanan 10. bölümü AB’de 7.71 izlenme oranı (rating) 19.75 izlenme payı (share), ABC1 20+’da 7.60 izlenme oranı (rating) 17.82 izlenme payı (share) elde ederek gecenin birincisi oldu. Dizi Total’de ise 4.62 izlenme oranı, (rating) 11.82 izlenme payı (share) ile adını üst sıralara yazdırdı.

Özgün senaryosunu Hakan Bonomo’nun yazdığı, Ahmet Katıksız’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın başrollerinde yer aldığı ‘Aile’de Tatlıtuğ ve Sarıkaya ikilisine Nejat İşler, Canan Ergüder, Ushan Çakır, Umutcan Ütebay, Yüsra Geyik, Mert Denizmen, Ecem Simge Yurdatapan ile usta oyuncular Levent Ülgen, Emel Göksu ve Nur Sürer eşlik ediyor.

İLYAS KORUZADE’NİN GELİŞİ SOYKAN AİLESİNİ KARIŞTIRDI

İlyas Koruzade’nin çiftliğe gelmesi Soykan ailesini karıştırdı. İlyas, oğlunun başına bir şey geldiğinden ve sorumluların Soykanlar olduğundan şüphelendi. İlyas’ın annesinin evine yemeğe çağrılan Aslan, benzer davet alan insanların hayata veda ettiklerini bildiği için gergin anlar yaşadı ancak İlyas’ın amacı sadece Aslan’ı sorgulamak ve ona gözdağı vermekti. İlyas ile konuşmaları sırasında Aslan, İlyas’ı şüpheye düşürerek İstanbul’a çağıranın Ati olduğunu öğrendi. Hülya’nın baskılarına dayanamayan İbo, avukatın karısını öldüremediğini itiraf etti. Ati’nin giderek sınırı aşması Aslan’ı çileden çıkardı. Böylelikle Aslan, Serhat’ın cinayetini Ati’nin üstüne atmaya karar verdi. Yaptığı plan işe yaradı, Ati İlyas’ın açık hedefi haline geldi. Ancak İlyas’ın diğer taraftan Serhat’ın İzmir’de görüştüğü kadınları araştırması işleri karıştırdı. İlyas, Serhat’ın Yağmur’la görüştüğünü de öğrendi. Hülya ise İbo’nun yapamadığı işi tamamladı ve avukatın karısını öldürttü. O anların videosunu Devin’e izleten Hülya, bir kez daha Soykan olmanın ağır bedelini gösterdi.

ASLAN, YUSUF SOYKAN’A DÖNÜŞTÜ!

Annesinin yaptığı baskılara dayanamayan Ceylan, Ati’nin daha önce kendisine verdiği zararlı maddeyi kullanarak baygınlık geçirdi. Bütün ailesini korkutan Ceylan, Aslan’a hapları kimden aldığını itiraf etmek zorunda kaldı. Bu olay Aslan için artık son damla oldu. Babasına dönüşmemek için çaba harcayan Aslan’ın gözünü kan bürüdü, Ati’yi tıpkı Yusuf Soykan’ın yaptığı gibi çıplak ellerle öldürdü. Olmak istemediği birine dönüşen Aslan büyük bir yıkım yaşarken, yıllardır okuyamadığı babasının mektubunu da açtı. Mektupta yazanlar Aslan’a asıl büyük yıkımı yaşattı. Babası, Aslan’a “benim gibi olma” demişti ancak Aslan için artık her şey çok geçti.   

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir periyotlar YouTube’un hükümdarı olan Felix ‘PewDiePie’ Kjellberg, geçtiğimiz ay Twitch’e enteresan bir geri dönüş yaparak herkesi heyecanlandırmıştı. 2017 yılında platformda yaptığı bir canlı yayında ırkçı söylemi nedeniyle banlanan ünlü Youtuber, Twitch kanalının harekete geçmesi ile dikkatleri üzerine çekti.

Bu kanalı takibe alan pek çok izleyici evvel Pewdiepie’ın kendi kanalından Trailer Park Boys yayınladığını gördü. Yıllar uzunluğu sessiz kalan kanalın bu sitcom’u yayınlaması, bir anda kanalın hack’lendiği savlarının ortaya atılmasına neden olmuştu. Lakin ilerleyen periyotlarda bunun, CoPilot Media tarafından yapıldığı ortaya çıktı.

• Twitch’te İşten Çıkarmalar Devam Ediyor

Meğer Trailer Park Boys’un da haklarına sahip olan CoPilot Media, Pewdiepie Infinity isimli bir projenin testlerini gerçekleştiriyormuş. Bu proje hayata geçtiğinde ise Pewdiepie’ın kanalında daima olarak kendi YouTube kanalından görüntüler yayınlanmaya başlandı.

Bugün ise çok daha farklı bir olay ile karşı karşıyayız. Bir müddettir kanalından yalnızca eski görüntülerini yayınlayan Pewdiepie, bir kere daha platformdan banlandı. Şimdi bu banlama süreci hakkında açıklamada bulunmayan Twitch, ban sürecinin de ne kadar süreceğini duyurmadı.

Twitch kanalında yüzünü dahi göstermeyen Pewdiepie’ın mevzu hakkında bir açıklama yapması da beklenmiyor.

Avrupa şampiyonu milli güreşçi Evin Demirhan Yavuz, olimpiyatlarda altın madalya kazanan ilk Türk kadın güreşçi olarak tarihe geçmeyi hedeflediğini söyledi.

Türk kadın güreşinin değerli isimlerinden Evin Demirhan Yavuz, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Macaristan’ın başşehri Budapeşte’de geçen yıl yapılan Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazandığını hatırlatan Evin, “Ardından Akdeniz Oyunları’nda da şampiyon oldum. Ufak bir sakatlık yaşadım ve dönem benim için Akdeniz Oyunları’ndan sonra bitti.” dedi.

Milli güreşçi, üçüncülük elde ettiği Hırvatistan’ın başşehri Zagreb’deki 2023 Avrupa Şampiyonası öncesi yaşanan sarsıntı felaketinin kendisini ruhsal olarak etkilediğini anlattı.

Yeni dönem öncesi yeterli bir hazırlık devri geçirdiğini belirten Evin, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Yurt dışı ve yurt içinde kamplarımız oldu. Bu Avrupa Şampiyonası’na gitmeden evvel büyük bir sarsıntı felaketi yaşadık. Eşim de Kahramanmaraşlı ve ikinci zelzelede oradaydı. Bu zelzeleden nitekim ruhsal olarak çok etkilendim. Bu durum biraz antrenmanlarıma da yansıdı. Alışılmış ki oraya son Avrupa şampiyonu olarak tekrar altın madalya almak için gitmiştim. İkinci Avrupa şampiyonluğumu elde etmek istiyordum fakat nasip olmadı. Bronz madalya aldım.”

Madalya kazanma istikrarını sürdürdüğünü lisana getiren 27 yaşındaki ulusal sportmen, “2010 yılından itibaren Avrupa ve dünya şampiyonalarında ülkemi temsil ediyorum. Çok şükür hiç boş dönmedim. Yalnızca Avrupa ve dünya şampiyonlarında (Tüm yaş grupları) 20 madalya kazandım. Kadın güreş tarihinde 20. madalyaya ulaşan birinci atlet oldum. Bu istikrarı korumak da benim için kıymetliydi. Bronz madalyayı alarak bunu korudum. Olimpik bir sıklette yarışıyorum. Sıkletim çok sıkıntı ve bunu koruyabildiğim, başarabildiğim için kendimle gurur duyuyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

– Asıl maksat olimpiyatlar

Evin Demirhan Yavuz, asıl amacının olimpiyatlar olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

“Dediğim üzere Avrupa ve dünya şampiyonlarında birçok madalya elde etmiş bir sporcuyum. Benim şu an koleksiyonumda eksik olan madalya, olimpiyat madalyası. 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda kadın güreşi tarihimizde birinci madalyamızı aldık. Yasemin (Adar Yiğit) Abla bronz madalya kazanmıştı. Bizi bir tarih daha bekliyor. Şimdi kadın güreşinde alınmamış bir olimpiyat altın madalyamız var. Bu tarihi başarıyı elde eden isim olmak istiyorum. Mesleğimde eksik olan olimpiyat madalyamın altın olmasını istiyorum. Aslında bütün hazırlığım ve çalışmam buna yönelik. Avrupa ve dünya şampiyonaları olimpiyat için birer basamak.”

Sırbistan’ın başşehri Belgrad’da gerçekleştirilecek 2023 Dünya Güreş Şampiyonası’nda olimpiyat kotalarının dağıtılacağına dikkati çeken Evin, “Orada kotayı alıp olimpiyatlara güçlü bir halde hazırlanmak istiyorum. Umarım bunu gerçekleştiririm ve olimpiyatlarda ülkemize birinci altın madalyayı getiririm.” diye konuştu.

Türk kadın güreşinin son periyotta kıymetli gelişim kaydettiğinin altını çizen Evin, “Kadın güreşinin çok eski bir tarihi yok. Başarılarımız gün geçtikçe artıyor. Birincileri yaşadık. Geçen sene büyüklerde kadro halinde Avrupa şampiyonluğuna ulaştık. Bunu başarmak sahiden çok zordu lakin 2016’dan itibaren büyük çıkış yaptık. Olimpiyatlara 6 sıkletin 5’inde kota alarak katıldık. Birinci Avrupa ve dünya şampiyonluklarını ülkemize kazandırdık. Kadın güreşinde bu ivmeyi yakalamak için bütün takım bir arada hazırlandık. İmkanlar ve fırsatlar da bizim için çoğaldı. ASKİ Spor Kulübünün atletiyim. Ankara Büyükşehir Belediyesinin kulübünde bayan sportmenlerin da yer alması, desteklenmesi başarıyı getiriyor. O yüzden memnunum.” diyerek kelamlarını tamamladı.

Blockchain analitik platformu Santiment, piyasa genelini saran son düzeltmenin ortasında bu 5 altcoin’de yükselişe geçti.

Santiment, LTC, SRM, RAD ve bu 2 altcoin’in fırsat bölgesinde olduğunu söylüyor

Bitcoin fiyatı bugünde ağ tıkanıklığı nedeniyle aşağı istikametli ivmesini sürdürüyor. Devam eden “tıkanıklık” yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattığı ve piyasa hassaslığını baskıladığı için fiyat tekrar düşüşte. Kriptokoin.com olarak trafiğin büyük ölçekte Ordinal kullanıma bağlı olduğunu aktarmıştık.

Santiment, Bitcoin kaynaklı son düzeltmenin, 5 altcoin için boğa sinyali yaktığını söylüyor. 9 Mayıs tarihli tahlillerinde, LTC, SRM, RAD, VIDT ve HIGH’in fırsat bölgesinde süreç gördüğünü bildirdi…

Tweet’te nazaran, “Bitcoin ve Ethereum kendi aralıklarında ayakta kalmayı başarırken altcoinler sallanmaya devam ettikçe, tonlarca kişinin fırsat bölgelerine sızmaya başladığını görüyoruz.” Yatırımcıların bilhassa yakın gelecekte tabana vurabileceği coin’ler ortasında LTC, SRM, RAD, VIDT, HIGH yer alıyor.

Santiment’in tahlilleri, seçili altcoin’ler mevcut fiyatlarda ağır satın alma bölgesinde olduğunu söylüyor. Datalara nazaran, yatırımcılar ekseriyetle bu düzeylerden çok alım’a geçtiler. Litecoin (LTC), Serum (SRM), Radicle (RAD), VIDT Datalink (VIDT) ve Highstreet (HIGH), bu noktada hafta boyunca takip gerektiren altcoin’ler.

“Bitcoin yükseliş trendi gösteriyor”

Daha sonra Bitcoin’e dönen Santiment, Bitcoin’in borsalardaki arzının son 5,5 yılın taban düzeyinde olduğunu bildiriyor. Bu durum, Bitcoin için potansiyel bir yükseliş sinyali olarak yorumlanıyor. Santiment’e nazaran, bu düşük arz düzeyi, kullanıcıların kendi kendine saklama eğiliminde olduklarını ve borsalardaki cüzdanlardan geri çekilme riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Tahlillere nazaran:

Borsalardaki Bitcoin ölçüsü şu anda Aralık 2017’den bu yana en düşük oranında. Beş buçuk yılın en düşük düzeyi, yatırımcılar için kendi kendine saklamaya olan ilginin arttığının ve borsa cüzdanlarına geri satılma riskinin daha düşük olduğunun uygun bir işareti.

Ayrıca, Binance soğuk cüzdanından yaklaşık 2 milyar dolar bedelinde Bitcoin’in çekildiği belirtiliyor. Bu süreçle birlikte, borsalardaki Bitcoin arzı %6,78’den %5,84’e düşmüş durumda.

Analizlere nazaran, “Bitcoin’in en büyük balinalarından biri olan Binance’in soğuk cüzdanı bugün son derece faal. 4 süreçle, bu cüzdan 2,26 milyar dolarlık BTC’yi elinden çıkardı. Bitcoin’in borsalardaki arzı %6,78’den %5,84’e düştü.”

Santiment’in öbür tweet’lerine nazaran, BTC’nin BitMEX fonlama oranı, fiyatlar yükselmeden çabucak evvel Mart ayı ortasında fiyatlara yönelik ağır bahislerden bu yana büyük bir düşüş kaydetti. Fiyat artış olasılıkları, genel olarak fiyatların düşeceğini öngören fikir birliği olduğunda yükselir. Bu nedenle, fonlama oranı düşük olduğundan, vadeli süreç piyasasında daha az talep olduğu manasına gelirken, BTC’nin fiyat artışı mümkünlüğü göz arkası edilemez.

ABD’de tüketici fiyatları bir evvelki aya nazaran yüzde 0,4 arttı.

Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi ABD’de tüketici fiyatlarının Nisan ayında aylık yüzde 0,4 artması istikametindeydi. Yıllık enflasyona ait beklenti ise yüzde 5 olarak kaydedilmişti.

Çekirdek enflasyonda ise aylık beklenti yüzde 0,4; yıllık beklenti ise yüzde 5,5 olmuştu.

-Veriler anlık olarak güncellenecektir

ABD Güç Enformasyon Yönetimi (EIA), “Nisan 2023 Kısa Periyot Güç Görünümü Raporu”nda, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı kimi üretici ülkelerden oluşan OPEC+ kümesi üyesi ülkelerin Nisan başında aldığı günlük 1,2 milyon varillik kesintinin fiyat artışlarını desteklediği fakat zayıf global ekonomik bilgilerin, bankacılık kesimi ile ilgili devam eden risk algısının ve enflasyon kaygılarının petrol fiyatlarındaki aşağı istikametli baskıyı artırdığı belirtildi.

Bu kapsamda, bu yıl için Brent tipi ham petrolün ortalama varil fiyatının 78,05 dolar olacağı iddia edildi. Bu sayı bir evvelki raporda 85,01 dolardı.

Batı Teksas çeşidi (WTI) ham petrolün varil fiyatının ise bu yıl için 73,62 dolar olacağı öngörüldü. WTI’nın varil fiyatı bir evvelki raporda 79,24 dolar olarak varsayım edilmişti.

Gelecek yıl ise Brent çeşidi ham petrolün varil fiyatının 74,47 dolar, WTI tipi ham petrolün varil fiyatının ise 69,47 dolar olması bekleniyor.

ABD’nin günlük ham petrol üretiminde yükseliş bekleniyor

Rapora nazaran, ABD’de günlük ortalama ham petrol üretiminin bu yıl yaklaşık 12 milyon 530 bin varil olması bekleniyor. Geçen yıl bu sayı yaklaşık 11 milyon 880 bin varil olarak kayıtlara geçmişti. Üretimin 2024’te 12 milyon 690 bin varile çıkacağı hesaplanıyor.

Küresel petrol arzının bu yıl günlük 101 milyon 340 bin varil, gelecek yıl da 103 milyon 20 bin varil olacağı kestirim ediliyor.

Raporda, geçen ay açıklanan kesintilerin akabinde OPEC’in petrol ve petrol eserleri üretiminin bu yıl günlük 33 milyon 676 bin varile, gelecek yıl günlük 34 milyon 450 bin varile ulaşacağı belirtildi. Kümenin ham petrol üretiminin ise bu yıl 28 milyon 340 bin varil, gelecek yıl 28 milyon 990 bin varil olacağı kestirim ediliyor.

Küresel petrol talebinin ise bu yıl günlük 100 milyon 990 bin varil, gelecek yıl 102 milyon 710 bin varil olacağı öngörülüyor. Yılın geri kalanında ve bu yıl global tüketimde beklenen artışın Çin ve Hindistan’ın başı çektiği OECD dışı Asya ülkelerden geleceği varsayım ediliyor.

Kuveyt’te düzenlenen Serbest Dalış Havuz Dünya Şampiyonası’nın ilk gününde milli sporcular, 2’si altın 6 madalya kazandı.

Türkiye Sualtı Sporları Federasyonunun açıklamasına nazaran, Serbest Dalış Milli Takımı ikişer altın, gümüş ve bronz madalya elde etti.

Speed apnea 2×50 metre kategorisinde genç bayanlarda Adasu Ramazanoğlu birinci olurken, genç erkeklerde Baran İşcan altın, Renan Yaman ise bronz madalya aldı.

DNF karşılaşmalarında genç bayanlar kategorisinde Alya Akar gümüş, Toprak Toprak bronz madalya kazandı. Genç erkekler kategorisinde yarışan Nida Murathan Bulut ise ikinci olarak gümüş madalyanın sahibi oldu.

Türkiye Okçuluk Federasyonu Lideri Abdullah Topaloğlu, hedeflerinin 2024 Paris Paralimpik ve Olimpiyat Oyunları’nda ülkeyi en düzgün halde temsil ederek, madalyalar kazanmak olduğunu söyledi.

Topaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aksaray Paralimpik Oyunları Hazırlık Merkezi’nde kampa giren paralimpik ve makaralı yay ulusal atletler ile antrenörleri ziyaret ettiklerini belirtti.

Atletlerin çalışmalarını yerinde gördüklerini vurgulayan Topaloğlu, şöyle konuştu:

“Kampın ardından paralimpik milli kadromuz, 13-21 Mayıs’ta Çekya’da düzenlenecek Para Okçuluk Avrupa Kupası’na katılmak üzere hareket edecek. Avrupa Kupası için atletlerimiz burada kampa girdi. Ayrıyeten, bu yılki amaçlarımızdan olan Paralimpik Dünya Şampiyonası’na da hazırlanıyoruz. Paralimpik Dünya Şampiyonası, 2024 Paris Paralimpik Oyunları’na kota veriyor. Asıl amacımız ve hedefimiz Paris kotası alabilmek. Aksaray, bu maksadımıza hazırlık evresinde en hoş yerlerden birisi.”

Topaloğlu, makaralı yay kategorisindeki atletlerin da hazırlık kampında olduğunu söz etti.

Atletlerin, 15 Mayıs’ta Şanghay’da başlayacak Okçuluk Dünya Kupası’nın 2. Ayağına katılmak üzere burada hazırlıklarını sürdürdüğünü vurgulayan Topaloğlu, “Olimpik ekibimiz, şu an Antalya’da kampta. Onlar da yine Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda kota kazanmak üzere hazırlanıyor. Gruplarımız daima birlikte Okçuluk Dünya Kupası’nın 2. ayak yarışlarına katılmış olacak.” diye konuştu.

Federasyon olarak planlı şekilde Paris 2024’e yanlışsız yürüdüklerini aktaran Topaloğlu, şöyle devam etti:

“18-23 Nisan’da Antalya’da düzenlenen Okçuluk Dünya Kupası 1. Ayak müsabakalarını federasyon olarak düzenlediğimiz çok başarılı bir şampiyonaydı. Sportmenler, bu yıl birinci sefer açık hava yarışına çıkmış oldu. Bütün ülkeler kendisi görerek eksikliklerini tamamladı. Birinci 8’e kalan sporcularımız olimpiyat puanı topladı. Ümidimiz Şanghay’da yapılacak olan Okçuluk Dünya Kupası 2. Ayak yarışlarında muvaffakiyetlerini tekrar etmeleri. Yeniden gerisinden Kolombiya ve Paris’te iki yarışımız daha var. O yarışların sonucunda da olimpiyat yolculuğumuzun muhakkak bir kısmını görmüş olacağız.”

– “Birçok yeni Mete Gazoz geliyor”

Tokyo 2020’deki şampiyonluğun akabinde Mete Gazoz’un çalışmalarına tıpkı formda devam ettiğini aktaran Topaloğlu, şunları kaydetti:

“Mete Gazoz ve diğer sporcularımızın 2024 Paris Paralimpik ve Olimpiyat Oyunları’nda ülkemize büyük bir muvaffakiyet kazandıracağından hiçbir kuşkumuz yok. Zira planlı ve disiplinli çalışmalarını sürdürüyor. Mete Gazoz, üzere birçok atletimiz yetişiyor. Yakında çok öbür isimlerle de çıkacak. Geriden gelen gençlerimiz de büyük muvaffakiyetler gösteriyorlar ve önümüzdeki yarışlarda onların da isimlerini daima birlikte duyacağız. Birçok yeni Mete Gazoz geliyor diyebiliriz.”

ABDULKADİR İLE SEDA EVET DEDİ

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Abdulkadir Arslan ile Seda Karaoğlu çiftinin nikahını kıydı. Genç çifte ömür boyu mutluluklar dileyen Başkan Kocaman hediyesini verdi.

ENES İLE KEVSER DÜNYA EVİNE GİRDİ

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Enes Çelik ile Kevser Köse çiftinin nikahını gerçekleştirdi. Genç çifti tebrik eden Başkan Kocaman hediyesini verdi.  

İLKAY İLE SELENAY ÇOK MUTLU

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, İlkay Korkmaz ile Selenay Yetimaslan çiftinin nikah törenine katıldı. Genç çifte ömür boyu mutluluklar dileyen Başkan Kocaman hediyesini verdi.

BURAK İLE ÖZGENUR EVET DEDİ

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Burak Taşkın ile Özgenur Palavaroğlu çiftinin nikah törenine katıldı. Genç çifti tebrik eden Başkan Kocaman hediyesini verdi.

GİZEM İLE MERT DÜNYA EVİNE GİRDİ

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Gizem Yiğiter ile Mert Aydemir çiftinin nikahını kıydı. Genç çiftin nikah şahitleri arasında AK Parti Milletvekili Adayı Veysel Tipioğlu, AK Parti İlçe Başkanı Sadık Yılmaz da yer aldı. Genç çifti tebrik eden Başkan Kocaman hediyesini verdi. 

ŞÜKRÜ İLE ZEYNEP ÇOK MUTLU

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Şükrü Akyıldız ile Zeynep Akyıldız çiftinin nikahını kıydı. Genç çifti tebrik eden Başkan Kocaman hediyesini verdi.

AHMET İLE HİLAL EVET DEDİ

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Ahmet Topçu ile Hilal Karakaya’nın nikah törenine katıldı. Genç çifti tebrik eden Başkan Kocaman hediyesini verdi.

ONUR İLE AYSEL DÜNYA EVİNE GİRDİ

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Onur Çakır ile Aysel Özkay çiftinin nikah törenine katıldı. Genç çifte ömür boyu mutluluklar dileyen Başkan Kocaman hediyesini verdi.

MERVE İLE MÜCAHİT ÇOK MUTLU

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, Merve Kolaylı ile Mücahit Haliloğlu çiftinin nikahını kıydı. Genç çifti tebrik eden Başkan Kocaman hediyesini verdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sürdürülebilir başarıyı hedefleyen ve global bir marka olma yolunda ilerleyen oyunfor’un açıkladığı verilere göre 2023’ün Nisan ayında PC ve konsol oyun satışlarındaki yükseliş devam etti.

Uluslararası 85’i aşkın oyun firmasının Türkiye yetkili satıcısı olan dijital oyun mağazası oyunfor’un yayınladığı verilere göre, PC ve konsol oyun satışlarında bu yılın başlarında yakalanan başarılı yükseliş devamlılığını sürdürdü. Buna karşın toplam oyun alışverişleri göz önüne alındığında satışlardaki düşüşün devam ettiği görüldü. 2023 Mart ayına göre %12’lik bir düşüş yaşanırken, 2022 yılı Nisan ayına göre ise %2’lik bir artışla karşılaşıldı.

Nisan ayında oyuncuların en çok ilgi gösterdiği oyun yine Riot Games’in ünlü mücadeleci FPS oyunu Valorant oldu. Son iki yıl göz önüne alındığında ‘en çok oynanan oyunlar’ listesinde ilk kez sadece iki mobil oyun yer alabildi. PC oyun satışları artarken CS:GO, Knight Online ve Metin2 gibi klasik oyunlar tekrar oyun içi satış rakamlarını artırdı.

En çok oyun içi satış yapılan 10 oyun

1.      Valorant

2.      Call of Duty: Warzone 2.0

3.      League of Legends

4.      Tom Clancy’s Rainbow Six: Siege

5.      CS:GO

6.      PUBG Mobile

7.      Garena Free Fire

8.      Knight Online

9.      Metin2

10.    World of Warcraft

İllere göre dağılım

Oyun alışverişlerinde, Nisan ayında en çok alışveriş İstanbul’dan yapıldı. İstanbul’u, Antalya, Ankara, Bursa ve İzmir takip etti.  Antalya, 2023 yılında oyun alışverişlerinde en büyük artış yaşayan il oldu.

Yaş aralığına göre dağılım

Nisan ayında toplam oyun alışverişlerinin önemli bir kısmı 30 yaşın üzerindeki oyuncular tarafından yapıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye İş Bankası, küresel ölçekte stratejik sektör haline gelen tarıma olan desteğini, çiftçilere yönelik yenilikçi çözümler sunan tarım ihtisas şubeleri ile sürdürüyor. Bankanın 24 Tarım İhtisas Şubesi’nden biri olan Antalya Turunçova Şubesi, İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem’in katıldığı törenle açılarak yeni konsept ve tasarımıyla hizmet sunuyor. 

Ülkemiz, jeopolitik konumu ve iklim koşullarının sağladığı bereketli toprakların sunduğu avantajlar sayesinde tarımda yüksek üretim potansiyeline sahip ülkeler arasında yer alıyor. Bu potansiyelin gerçekleştirilmesi için tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve gıda arz güvenliği ön plana çıkıyor. 

İş Bankası, teknolojiyi, tarımı ve finansı bir araya getirdiği, ilkini Haziran 2022’de hizmete açtığı Tarım İhtisas Şubelerini yaygınlaştırarak, ülkemizde sürdürülebilir tarımsal üretime katkı sağlamayı amaçlıyor. 1977’den bu yana faaliyet gösteren Antalya Turunçova Şubesi, Tarım İhtisas Şubesi olarak yeni konsept ve tasarımı ile bölgedeki çiftçilere hizmet sunmaya başladı. Şubenin açılışı, İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem, bankanın yöneticileri, kamu kesimi yöneticileri, yöre halkı ve çiftçilerin katılımıyla gerçekleşti. 

“Tarım İhtisas Şubelerimiz sayesinde çiftçilerimizle aynı dili konuşuyoruz” 

İzlem Erdem, açılışta yaptığı konuşmada, özellikle son yıllarda küresel çapta tedarik zinciri ve gıda güvenliğinde yaşanan sorunlar nedeniyle daha da kritik bir sektör haline gelen tarımda, geleneksel bankacılığın çok ötesinde bir anlayışla hareket edilmesi gerektiğinin net bir şekilde ortaya çıktığını söyledi. Erdem, ülkemizin gelecekte gıda ihtiyacının karşılanmasında kendi kendine yeter bir noktaya gelmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.  

Tarım üreticilerinin ve çiftçilerin desteklenmesinin, yenilikçi tarım uygulamalarının kullanılmasının, teknolojiden azami ölçüde yararlanarak verim artışı sağlama yoluyla girdi maliyetlerinin düşürülmesinin önemine dikkat çeken Erdem, “Tarım sektöründe yeni bir hikâye yazmanın teknolojiden geçtiği teşhisiyle hareket ediyoruz. Bu, stratejimizin ana noktası. Tarım İhtisas Şubeleriyle çiftçilerimizin ihtiyaçlarına yönelik hizmet vermeyi görev edindik. Tarım İhtisas Şubelerimiz sayesinde çiftçilerimizle aynı dili konuşuyoruz, şubelerimizi onlarla buluşma noktası haline getiriyoruz” dedi. 

“Ekosistemin tüm paydaşlarının birlikte çözüm üretmesi gerekiyor”

Tarımda ekosistemin tüm paydaşlarının bir araya gelerek birlikte çözümler üretilmesi gerektiğini belirten Erdem, şöyle konuştu: “Bunun için öncelikle bilgi paylaşımına ve doğru bir iletişime ihtiyacımız var. Tarım İhtisas Şubelerimizi bilgi paylaşımının yapıldığı ve üreticilerimizle, paydaşlarımızla yoğun iletişimin kurulduğu alanlar olarak görüyoruz.  Ülkemizin kaynaklarının doğru ve etkin kullanımını ancak çiftçilerimizi dinleyerek, onların neye ihtiyacı olduğunu tespit ederek sağlayabiliriz. Türkiye’nin verimli ovalarındaki Tarım İhtisas Şubelerimizle buna katkıda bulunmak istiyoruz. İlk şubemiz olan Saruhanlı Tarım Şubemizden çok güzel geri bildirimler alıyoruz. Bu, ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.”   

100. yılda 50’den fazla Tarım İhtisas Şubesi hedefi

Sürdürülebilir tarımsal üretimin ülkemizin geleceği açısından milli bir mesele olduğunu, Bankanın kuruluş felsefesine uygun olarak tarım alanında da tüm sektörün güçlenmesi, gelişmesi ve ülkemizin kalkınması için gayretle çalıştıklarını belirten Erdem, şunları aktardı: “Türkiye’nin bereketli toprakları, her mevsimi yaşayan iklimi, çok özel coğrafi konumuyla tüm dünyada tarımın, gıdanın parlayan yıldızı olacağına inanıyoruz. Bu konuda üzerimize düşenleri yapma noktasında taahhütte bulunmaktan çekinmiyoruz. Bu yıl sayısı 20’nin üzerinde olan Tarım İhtisas Şubelerimizle çiftçilerimize hizmet verirken, Bankamızın 100. yaşını kutlayacağımız 2024 yılında ülkemizin bütün verimli ovalarında açacağımız şubelerle bu sayıyı 50’nin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.”

Açılış töreninin ardından, tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım çiftçilerle bir araya gelerek ülkemizin tarımsal üretimdeki potansiyeline, tarım alanında karşılaşılan zorluklara ve çözüm yollarına ilişkin bir sohbet gerçekleştirdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ironmace ve Nexon ortasındaki dava sürat kesmeden devam ediyor. Ancak Dark and Darker’ın geliştiricisi geri adım atmamakta ısrarcı. Daha evvel oyunun test versiyonunu torrent linki ile paylaşan stüdyo, artık de Dark and Darker’ın erken erişim süreci hakkında değerli açıklamalar yaptı.

Öncelikle, oyunun erken erişim sürecinin resmen ertelendiği açıklandı. Ironmace’in Discord kanalı üzerinden yaptığı açıklamada öncelikle oyunculardan ufak bir özür dilendi. Grup, içerisinde bulundukları durumun hassaslığı nedeniyle oyuncular ile sık sık irtibata geçemediklerini belirtiyor.

• Dark and Darker – Birinci Bakış

Dark and Darker’ın gelişim süreci devam ediyor elbette. Lakin oyuncular uzun müddettir oyunun erken erişim sürecine girmesini bekliyor. Gecikme için oyunculardan özür dileyen Ironmace, erken erişim süreci için oyunculardan biraz daha mühlet istiyor. Oyunun son test sürecinde hala kimi düzenlemelere muhtaçlığı olduğunu görmüştük.

Hatırlarsanız Ironmace, oyunu fiyatlı yapmak istediğini de açıklamıştı. Bakalım ilerleyen günlerde oyunun erken erişime giriş yaptığını görebilecek miyiz?

Yüzde 51 saldırısı, bir Blockchain’in madencilik hashrate’inin yarısından fazlasını ele geçirerek ağa hükmetme teşebbüsüdür. Bitcoin SV, Verge ve Ethereum Classic, yıllar evvel %51 saldırısına maruz kalan projeler. Sıcak bir gelişmede, Risk Free Value (RFV) isimli bir küme, bu altcoin ağında 2 milyon doların üzerinde kripto para ünitesinin kaybına neden oldu.

Bu altcoin ağı koordineli yüzde 51 saldırısını durduramadı

Aragon Association, 10 Mayıs’ta, Risk Free Value (RFV) olarak bilinen bir kümenin gayesiydi. Baskıncılar, ağın %51’ini ele geçirmeyi başardı ve Aragon DAO’yu tekrar başlatmak zorunda bıraktı.

Girişimin finansal çıkar elde etmek için olduğu bildiriliyor. Saldırgan küme, ANT kullanımını finansal yarar elde etmek için manipüle etmeye çalışıyordu. Arca Capital Management isimli büyük bir varlık idare firmasının da içinde bulunduğu bu küme, Rook DAO’nun tasfiyesi ve Aragon’dan bedel çalmakla suçlanıyor.

Bu taarruza karşılık olarak Aragon, mevcut Aragon DAO’yu bir hibe programı aracılığıyla geliştiricileri finanse etmek için tekrar tasarladı. Bu programın hedefi, yeni Aragon DAO’larını, dApp’leri ve eklentileri başlatan DAO oluşturucularına fon sağlamak. Ayrıyeten, Aragon OSx ve Aragon Uygulamasında fikirlerini daha süratli başlatmalarına imkan tanıyacak.

Başlangıcından bu yana Aragon hibe programları, bölümde değerli roller oynayan Snapshot, Frame.sh ve Dappnode üzere kıymetli projelerin finansmanında kilit rol oynadı.

Aragon DAO yine yapılanıyor

Yeni atılım sırf Aragon hazinesini garanti altına almakla kalmayacak. Tıpkı vakitte fonların geliştiricilere ayrılmasını garanti ediyor. Aragon hazinesi, DAO altyapısını ilerletmek için gelişicilerini desteklemek üzere açık bir misyonla kurulmuştur. Ayrıyeten, İsviçre’li regülatörler, Aragon hazinesinin belirtilen toplumsal emeli için kullanılmasını zarurî kılar. Bu nedenle, Aragon’un bu fonları kendi mali çıkarları için bunlara erişmek isteyenlerden muhafazaya zorlar.

Saldırının otopsi raporu

Aragon DAO’ya yapılan %51 saldırısından, token pahası ile hazine ortasında bir dengesizlik olan kripto projelerini hedefleyen bir küme sofistike ve âlâ kaynaklara sahip aktörlerden oluşan Risk Free Value (RFV) Raiders sorumluydu. Bu aktör kümesi, Invictus DAO, Fei Protocol, Rome DAO ve Temple DAO dahil olmak üzere birçok DAO’yu ve topluluklarını çökertmeye çalıştı. Hatta kümenin bir üyesi, Mango DAO hack teşebbüsüne karıştığı için mahpusa atıldı.

Aragon’un hazinesi açık bir amaçtı. Bu nedenle, Aragon DAO’sunda koordineli RFV kümesi tarafından %51 saldırısına uğradı. Hacker kümesi, kuruluşun misyonu kıymetine finansal çıkar için token fiyatını manipüle etmekle suçlanıyor. RFV Raiders’ın üyelerinden biri olan Arca Capital Management’da mali kâr için Aragon’ya saldırmakla hatalı.

Aragon DAO hack nasıl başladı?

Aragon DAO saldırısı, 2 Mayıs’ta, Discord sunucu etkinliğinde ani ve kuşkulu bir artış olduğunda başladı. Moderatörler, bu aktivitenin koordine edildiğine dair işaretler gözlemlediler. Daha sonra daha fazla araştırma yaparak bu müşahedesi doğruladılar. Bu faaliyete katılan şahısların birçok, sunucuya 45 günden daha kısa bir müddet evvel katılmıştı. Bu mühlet zarfında küme, DAO’nun operasyonları ve güvenlik açıkları hakkında sistematik olarak bilgi topluyordu.

3 Mayıs’ta saldırganlar, DAO’nun fonlarını boşaltmayı amaçlayan bir dizi koordineli taarruz düzenleyerek hücumlarını başlattılar. DAO’nun akıllı kontrat kodundaki bir güvenlik açığından yararlandılar. Bu açık, onaylandığında saldırganların hesaplarına büyük ölçülerde para aktaracak çok sayıda makûs niyetli teklif oluşturmalarına imkan sağladı.

Altcoin projesi ağı süratlice garanti altına aldı

Neyse ki, Aragon’un güvenlik grubu süratli karşılık verdi. Akınların büyük çoğunluğunun başarılı olmasını engelleyebildiler. DAO’nun varlıklarının dondurulması ve teklif sunmaya yetkili muteber bireylerden oluşan white list uygulaması, tedbirler ortasındaydı.

Ancak grubun eforlarına karşın, saldırganlar yeniden de kimi tekliflerini muvaffakiyetle uygulayabildiler. Bu da 2 milyon doların üzerinde kripto para ünitesinin kaybına neden oldu. ANT fiyatı tüm gelişmelere düşüşle reaksiyon verdi.

Aragon (ANT) fiyatı %5 düştü

Aragon’un mahallî tokeni ANT, akının akabinde %5’in üzerinde düşüş gösterdi. Fiyatı, 2,95 dolardan 2,83 dolara kadar geriledi. CoinGecko bilgilerine nazaran, yazım sırasında gün içi %5,4 düşüşle 2,75 dolardan süreç görüyor.

Kriptokoin.com olarak son haftalarda meydana gelen öbür hack teşebbüslerine bu sayfada yer verdik.

Kamu bankalarının Döviz borçlanma çalışmaları Eximbank ile devam etti.

Bankadan Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamaya nazaran 9 Mayıs tarihinde sürdürebilirlik temalı sendikasyon kredisi muahedesi imzalandı.

İhracatın finansmanı gayesiyle kullanılacak 364 gün vadeli kredi 522 milyon Euro, 54 milyon ABD Doları ve 325 milyon Çin Yuanı olmak üzere üç dilimde temin edildi.

OLCAY BÜYÜKTAŞ

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bilgileri işsizlikte cinsiyet makasının bayanlar aleyhine önemli manada açıldığını ortaya koydu.

Mart’ta mevsim tesirinden arındırılmış işsizlik yüzde 10 olarak kaydedildi. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,4 olurken bayanların işsizliği yüzde 13,7 olarak kaydedildi. Yani her yüz erkekten 8’i işsizken her 100 bayandan yaklaşık 14’ü işsiz.

Aynı durum vakte bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü yani geniş tarifli işsizlikte de görüldü. Geniş tarifli işsizlik erkeklerde yüzde 17,8 olarak izlenirken, bayanlarda 29,8’e çıktı.

Bu yıl Mart ayında 3 milyon 508 bin kişi olan işsiz sayısının 1 milyon 884 bini erkekler 1 milyon 624 binini bayanlar oluşturdu.

Erkek işsiz sayısı bir evvelki aya nazaran düşerken bayan işsiz sayısı kıymetli bir artış gösterdi.

Bir evvelki ay 1 milyon 976 bin olan erkek işsiz sayısı 92 bin azalışla 1 milyon 884 bine gerilerken geçen ay 1 milyon 529 bin olan bayan işsiz sayısı 95 bin kişi artarak 1 milyon 624 bine çıktı. Bayan işsizlik oranı oranı da geçen aya nazaran yaklaşık yüzde 1’lik yükseliş yüzde 12,8’den yüzde 13,8’e çıktı.

İstihdamın yarısından fazlası erkek

TÜİK datalarına nazaran 31 milyon 462 bin olan istihdamın 21 milyon 335 binin erkekler oluştururken 10 milyon 128 binin bayanlar oluşturdu. Lakin işsizlik sayısında durum bayanlar aleyhine önemli bir olumsuzluğu gözler önüne serdi.

Bir evvelki ay yüzde 31,7 olan bayan istihdam oranı, yüzde 1’lik düşüşle yüzde 30,7’ye gerilerken istihdam edilen bayan sayısı da bir evvelki aya nazaran 313 bin azaldı. Bir evvelki ay 10 milyon 441 bin bayan istihdam edilirken Mart ayında istihdam edilen bayan sayısı 10 milyon 128 bine geriledi.

“Kadının istihdama erişimi kısıtlı”

İşsizlik datalarını pahalandıran Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, TÜİK’in aylık istihdam bülteninin dataya sahip olmadığını belirterek “Ekonomide iki ayda ne üzere değişimler oldu ki bir ay süratle düşen bayan işsizliği azaldı ve çabucak sonraki ay benzeri süratle arttı. Buradan çıkan sonuç TÜİK’in aylık anketleri kâfi denekle yapmadığı” diye konuştu.

Geniş tarifli bayan işsizliği ile erkek işsizliği ortasındaki makasın 12,2 puana ulaştığını, ümitsiz ve vakte bağlı eksik istihdam edilen bayanların oranında artış eğilimi devam ettiğinin altını çizen DİSK Lideri İstek Çerkezoğlu ise mevsim tesirinden arındırılmış istihdam oranının son bir ayda erkeklerde 1 puan artarak yüzde 66 olduğuna bayanlarda ise bir puan azalarak yüzde 30,7 olduğuna işaret etti.

Türkiye’de de bayan işsizliğinin tüm çeşitlerde erkeklere kıyasla epeyce yüksek seyrettiğini belirten Çerkezoğlu, “Verilerden de görüleceği üzere bayan işsizliği değerli bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği göstergesi olmaya devam ediyor. Bayan emeğini ikincilleştiren siyasetler ve mesken içi bakım emeğini bayanların üzerinden alacak siyasetlerin eksikliği sebebiyle bayanların istihdama erişimi kısıtlı kalıyor. Gerçekten ILO da bayanların erkeklere kıyasla iş bulmada daha büyük zorluklar yaşadığını ve pürüzlerle karşılaştığını ortaya koyuyor. Dünya genelinde çalışma çağındaki bayanların yüzde 15’i, erkeklerin yüzde 10,5’i çalışmak istemesine karşın iş bulamıyor” diye konuştu.

Başrollerini Serenay Sarıkaya ile Kıvanç Tatlıtuğ’un paylaştığı sevilen dizi Aile’nin dizi setinde şanssız bir kaza meydana geldi. Yürekleri ağza getiren kazada yaralıların olduğu öğrenildi.

Salı akşamları Show TV‘de izleyicisiyle buluşan yeni dizi “Aile”den herkesi korkutan bir haber geldi. Serenay Sarıkaya, Kıvanç Tatlıtuğ, Parıltı Sürer, Canan Ergüder, Nejat İşler, Levent Ülgen gibi usta ve başarılı oyuncuların takımında yer aldığı sevilen dizi Aile, salı akşamları reytingleri alt üst etmeye devam ederken dizinin setinde müthiş bir kaza meydana geldi. Dizinin yapımcılığını üstlenen üretim şirketi Ay Yapım yürekleri ağza getiren kazayı toplumsal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile duyurdu.

BAZI SET ÇALIŞANLARI YARALANDI

Dizinin 11.bölümünün çekimleri sırasında meydana gelen kazada kimi set çalışanlarının yaralandığını üretim şirketi şu açıklamalar ile duyurdu:

“Aile dizimizin 11. kısmının efektli final sahnesinin çekimleri sırasında üzücü bir hadise yaşanmıştır. Birtakım çalışma arkadaşlarımızın yaralanmalarına neden olan bu olayın meydana gelmesine ait muhtemel yanılgı ve ihmaller ile ilgili incelemeler başlatılmıştır. Hizmet alınan şirketler başta olmak üzere her türlü araştırma ve inceleme yapılacak ve tarafımızca sonuca ulaştırılacaktır. Bütün çalışma arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

Sinan Akçıl’dan sürpriz düet! Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Kasapoğlu ile…

Çürümeye yakın, kurutulmuş ya da dondurulmuş çileklerle birçok lezzetli yiyecekler yapıyoruz. Pekala çilek saplarından hiç sirke imalini denediniz mi? Epeyce kolay olan bu prosedürü konutta doğal bir biçimde yapabilirsiniz. Birebir vakitte çilek sirkesini; çorbada, salatada kullanabilirsiniz. Haydi gelin birlikte çilek sirkesi nasıl yapılır bakalım.

Taze taze tükettiğimiz kırmızı imajıyla iştah kabartan çilek, sofralık taze tüketimi yanı sıra marmelat, reçel, pestil, meyve suyu imallerinde kullanılmaktadır. Pekala bunların dışında size çilek sirkesinden bahsetsek. Yapılışı ve sirke formunda sunuluşuyla farklı şifa özelliklerini ön plana çıkan çileğin, sirke formunda kullanımı son periyotlarda sıkça tercih ediliyor. Çileğin saplarından elde edilen çilek sirkesi, internet sitelerinde ve aktarlarda bulmakta mümkün. Lakin doğal ve meskende kendi ellerinizde yapacağınız çilek sirkesinin tanımına gelin birlikte bakalım.

ÇİLEK SİRKESİ TANIMI:

MALZEMELER

500 gram çileğin sapları
2 su bardağı beyaz üzüm sirkesi
 

YAPILIŞI

Çilek saplarını orta uzunluk bir kavanoza doldurun ve üzerine sirkeyi dökün.

Hazırladığınız sirkeyi ağzı kapalı biçimde serin, kuru ve karanlık bir yerde 10 gün bekletin.

Hazır olan sirkeyi süzün ve şişeye aktarın.

Sirkenizi serin ve karanlık bir yerde saklayın.

Afiyet olsun…

Yaklaşan genel seçimler öncesi saha çalışmalarını sürdüren Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Erzurum Narmanlılar Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte konuştu. Başkan Sandal “Bu ülkede hep fakir fukara çocukları kavga ediyor, yukarıda herkes işine gücüne bakıyor. Bizim ekmeğimiz aynı, derdimiz aynı. El ele tutuşacağız, birlik olacağız. Ötekileştirmeye izin vermeyeceğiz. Kimin bu ülkenin bölünmez bütünlüğünde gözü varsa gözü çıksın. Kim Atatürk’ün karşısında duruyorsa yerle yeksan olsun” dedi.

4 MAHALLEDE ESNAF GEZİSİ

Mahalle gezilerine hız veren Başkan Sandal; Cengizhan, 75. Yıl, Alpaslan ve Çiçek’te vatandaşlarla buluştu. Ziyarete, CHP İlçe Başkanı Didem Gültekin, meclis üyeleri ve parti yöneticileri de eşlik etti. Esnafın ve vatandaşların sorunlarını dinleyen Başkan Sandal, 14 Mayıs’ın ‘değişim’ günü olduğunu ve herkesin sorumluluk alması gerektiğini söyledi.

BAYRAK VE ATATÜRK VURGUSU

Mahalle ziyaretlerinin ardından Erzurum Narmanlılar Derneği tarafından düzenlenen Kurtuluş Günü etkinliklerine katıldı. Burada yaptığı konuşmada birlik ve beraberlik mesajları veren Başkan Sandal Atatürk ve bayrak vurgusu yaptı.

HARCIMIZ ÇANAKKALE’DE KARILDI

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal “Yukarıda inancı ne olursa olsun herkes işine gücüne bakıyor. Aşağıda ise fakir fukara çocukları kavga ediyor. Bizim ekmeğimiz aynı, derdimiz aynı, tasamız aynı. Neyin kavgasını ediyoruz? El ele tutuşacağız, birlik olacağız. Hiçbir provokasyona, hiçbir ötekileştirmeye maruz kalmadan, bu ülke için canını siper eden tüm yurttaşlarımızla -sağcısı solcusu, Alevi’si Sünni’si, Türk’ü Kürt’ü, Laz’ı Çerkez’i- el ele tutuşacağız. Kimin bu ülkenin bölünmez bütünlüğünde gözü varsa, gözü çıksın! Kimin bayrakla ilgili problemi varsa Allah belasını versin. Kim Atatürk’ün karşısında duruyorsa yerle yeksan olsun. Bu ülke bizim ve bizim harcımız Çanakkale’de karıldı. Bu harcı kimseye bozdurmayacağız” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Çamyuva Mahallesi’nde kurulan sebze ve meyve pazarında tezgah açan esnafı ziyaret ederek, hayırlı işler temennisinde bulundu.

Her mahalleye bir Pazar yeri projesi kapsamında Çamyuva Mahallesi’nde kapalı modern pazar yeri kazandıran Belediye Başkanı Topaloğlu, pazar alanında tezgah açan esnafı ziyaret ederek sohbet etti.

Başkan Topaloğlu, esnafa hayırlı iler temennisinde bulunarak, pazara alışveriş için gelen vatandaşlarla da sohbet ederek istek ve şikayetlerini dinledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Kütüphaneleri’nin Tarih Vakfı iş birliğiyle düzenlediği Tarih Buluşmaları’na konuk olan Mustafa Arslantunalı, Tanıl Bora, Esra Dicle ve Eser Köker, “Geleceği tasarlamak, toplumu tasarlamak” başlıklı söyleşi gerçekleştirdi. 

Nilüfer Kütüphaneleri’nin Tarih Vakfı iş birliğiyle düzenlediği Tarih Buluşmaları, Nâzım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleşti. Yazar Mustafa Arslantunalı, Tanıl Bora, Esra Dicle ve Eser Köker katıldığı söyleşi  “Geleceği tasarlamak, toplumu tasarlamak” başlığıyla gerçekleşti.  

“Toplum mühendisliği ne anlama gelir?”, “ Türkiye’de ortaya atılan toplum tasarımları”, “Kadınların gelecek tasarımları”  gibi konulara ışık tutan konuklar, katılımcıların sorularını da yanıtladı.

Toplum mühendisliği üzerine tarihsel geçmişten günümüze yansımalara değinen Tanıl Bora, tasarım ve toplumsal mühendislik arasında kavramsal bağın olduğuna dikkat çekti. Bora, “Toplum mühendisliği kavramını eleştirel olarak kullanan iki büyük evrensel akım var. Bunlar liberalizm ve muhafazakarlıktır. Toplum mühendisliği bu iki büyük evrensel akımın kanına dokunur. Liberalizm toplumu kendi haline bırakıp kendi akarını bulmasını gereken görüşü destekler. İktisadi planlamayı tehlike olarak görür. Muhafazakarlıkta ise yaratılış doğallığına dokunulmamasını ister. Ülkemizde toplum mühendisliği kavramına bakarsak çok farklı bakış açısı var. Cumhuriyetin ilk yıllarında bu kavram olumlu karşılanmış. Dönemin tarihçilerinin çalışmalarında bunu net şekilde görebiliriz. Modern toplum kurma projesinde Cumhuriyet toplum mühendisliğine pozitif bakmıştır. Günümüzde bu kavram farklı bakış açısına maruz kalmış” dedi.

Yazar Esra Dicle, tasarım konusuna ilişkin genel çerçeve çizdi. Yönetim anlayışının tasarımlarda son derece etkili rol oynadığını ifade eden Dicle, “Cumhuriyet döneminde Türk tarihinin geçmişine derin bir bakış vardı. Geçmişi ve bugünü,  geleceği tasarlarken de göz ardı edemezsiniz. Milliyetçilik ve medeniyetçilik geleneğini yani Türk kimliğinin niteliklerini özdeş haline getirmek gerekiyor. Dolayısıyla modernleşirken kendi özüne de bakmak daha gerçekçi bir yaklaşım olarak tanımlanabilir” diye konuştu.

Yazar Mustafa Arslantunalı da toplum mühendisliği kavramında teknolojinin önemli yeri olduğuna dikkat çekti. Toplum mühendisliği ve ütopya arasında sonsuz bir fark olduğuna işaret eden Arslantunalı, “Tarih boyunca insan hayatında yenilik arayışı hep var olmuştur. Ütopyada esas mesele varılacak nokta değil, süreci, hayal etme çabasıdır. Ütopya kuran insan değişimin ışığında yol almayı tercih eder. Tasarımlarda zamana göre değişmek zorunda. Her şeyi teknolojiden beklemek doğru değil. Toplum mühendisliğine göre teknoloji her konuda ön plandadır. Tasarım yaparken geçmişe bakarak tarihsel izlerden de faydalanmak ve göz önünde bulundurmak gerekir” şeklinde konuştu.

Feminist ve kadın ütopyaları üzerine dünyadan örnekler veren yazar Eser Köker de mücadeleci bakış açılarına ışık tuttu. 15. yüzyıldan itibaren feminist hareketin parlak çalışmalar yapmaya başladığını ifade eden Köker, “Kadınlar 15. yüzyıldan bu yana eşitlik idealiyle yaşarken ev ortamını merkez almıştır. Bu anlatılara toplum mühendisliğine önem verilen ortamda gereken destek verilmemiştir. Kadınların yazdığı ütopya düzeninde gerçek dışı ve gerçek arasındaki ayrımlar net görülememiştir. Türkçeye çevrilmeyen birçok kadın ütopyası var. Kadın ütopyalarında dönemsel dizgeler var. 1970 yılından sonraki değişim kadın ütopyalarına da yansımıştır. Feminist hareketle beraber kadın yazarlar geleneksel ütopya anlatılarına daha fazla açıklık getirdi” diye konuştu.

Etkinlik sonunda Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Remzi Çınar, Başkan Turgay Erdem adına konuklara teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Diş eti çekilmelerinin çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabileceğini belirten uzmanlar birincil nedenin diş taşı birikimi olduğunu söylüyor. Diş taşı temizliğinden sonra çekilen diş etinin eski haline gelmeyeceğini kaydeden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler önemli olanın sıkı, yapışık ve dişin hareket etmesini önleyecek güzel bir dokunun oluşması olduğunu vurguluyor. Güler, bu durumda da ‘serbest diş eti grefti’ denilen damaktan diş eti alınarak yama yapma yöntemiyle tedavi edildiğini açıklıyor.

Üsküdar Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler diş eti çekilmesinin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Diş taşı, diş eti çekilmesinin en temel nedeni 

Diş eti çekilmelerinin çeşitli nedenlerle karşımıza çıktığına söylerek sözlerine başlayan Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Farklı nedenleri olsa da en temel sebebi diş taşı birikimidir. Diş taşlarının birikmesiyle diş eti yavaş yavaş aşağı doğru çekilir. Diş taşı temizliğinden sonra ise çekilen diş eti eski haline gelmez.” dedi.

Diş taşı temizliği yapıldıktan sonra tedavi planlanır

Diş taşı temizliği yapıldıktan ve diş etleri sağlığına kavuştuktan sonra tedavi planlamasının yapılabileceğini kaydeden Güler, “En temel tedavi ağzın başka bir bölgesinden bir miktar diş eti alarak o diş eti çekilmesi olan yere yama yapmaktır. Bunun için genellikle damak bölgesinden bir parça kullanılır. Diş eti çekilmesinin boyutuna göre, yani ne kadar parça gerekli ise damak bölgesinden o kadar parça kesilir ve hazırlanan bölgeye çeşitli dikişlerle tutturulur.” şeklinde tedavi yöntemini açıkladı.

Bölge temiz tutulmalı ve çok kullanmaktan kaçınılmalı 

Müdahalenin ardından hastanın, tedavinin uygulandığı bölgeye mümkün olduğunca iyi bakması gerektiğinin altını çizen Güler, “Bölge temiz tutulmalı ve çok kullanmaktan kaçınılmalı. 1 hafta ile 10 gün arasında yama yapılan doku alttaki dokulardan da beslenerek yerine yapışır ve iş eti çekilmesi tedavi edilmiş olur.” ifadelerini kullandı.

Aşırı vakalarda ‘serbest diş eti grefti’ tedavisi uygulanır

Yüksek miktarda diş eti çekilmesinin olduğu durumlarda ise her zaman çekilmenin tamamının kapatılamayabileceğini kaydeden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Ancak önemli olan sıkı, yapışık ve dişin hareket etmesini önleyecek güzel bir dokunun oluşmasıdır. Bu da yapılan ‘serbest diş eti grefti’ denilen damaktan diş eti alınarak yama yapılan tedavilerle mümkün olur. İşlem sonrasında ise ağrı ve enfeksiyon oluşmaması için hastaya antibiyotik ve ağrı kesici reçete edilir.” açıklamasında bulundu.

Damaktaki yara bölgesi için hastanın kanından biyomateryal oluşturulur

Damaktan alınan parçanın yerinde oluşan yara bölgesine de çeşitli uygulamalar yapıldığını belirten Güler sözlerini şöyle tamamladı:

“Damakta oluşan yara bölgesi için hastanın kanından elde edilen ve prf denilen yara bandı benzeri bir biyomateryal oluşturulur ve parçanın alındığı yaralı bölgeye tutturulur. Yeme içme sırasında bu bölgedeki biyomateryal etkilenmez. Bu tedavi süresinde hastalardan beklenen yaklaşık 10 gün kadar yama yapılan bölgeyi kullanmamalarıdır. Bu sürenin sonunda dikişler alınır ve hasta normal yeme içme düzenine dönebilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karma Kullanıma Yönelik DC600M Kurumsal Sınıf SSD, Güç Kaybı Korumasına Sahip

Bellek ürünleri ve teknoloji çözümlerinde dünya lideri Kingston Technology Company, Inc.’in flash bellek iştiraki Kingston Digital, yeni DC600M Kurumsal SSD modelini duyurdu. DC600M, veri merkezlerinin hizmet sürekliliği vaatlerini karşılamak amacıyla sunduğu gecikme ve IOPS tutarlılığı açısından mükemmel Hizmet Kalitesi (QoS)1 eşliğinde karma kullanımlı iş yükleri için optimize edildi.

DC600M, yüksek hacimli raf monteli sunucularda kullanıma uygun 3D TLC NAND eşliğinde 6Gbps SATA 3.0 depolama özellikleri sunuyor. Sürücü, beklenmedik güç kesintilerine karşı veri kaybı riskini azaltmak amacıyla güç kaybı kapasitörleri aracılığıyla donanım tabanlı yerleşik güç kaybı koruması da içeriyor. Bu sayede sürücünün bir sonraki sistem açılışında başarıyla yeniden başlatılması sağlanıyor. Farklı okuma ve yazma iş yüklerinde öngörülebilir düşük gecikme sürelerine sahip olan DC600M, sistem entegratörleri, hiper ölçekli veri merkezleri ve bulut hizmeti sağlayıcıları için tasarlandı.

Kingston Kurumsal SSD İş Birimi Müdürü Keith Schimmenti, şunları söyledi: “Veri merkezlerinin üzerinde taşıdığı iş yükleri, sıkı kurallarla belirlenen müşteri SLA’larını karşılamak için öngörülebilir veri saklama performansını sağlayacak kararlılığa ve düşük gecikme süresine ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle kurumsal kulanım odaklı SSD’lerde Hizmet Kalitesi beklentilerinin karşılanması çok önemli. Ayrıca AES 256-bit şifrelemeli bir sürücü olan DC600M kurumsal nitelikte güvenliği ve katı QoS gereksinimlerini Kingston’ın efsanevi satış desteği ile birleştirerek veri merkezleri için en uygun veri saklama çözümü haline geliyor.

Veri merkezi odaklı DC600M SSD’ler 480GB, 960GB, 1920GB, 3840GB ve 7680GB2 kapasitelerde sunuluyor. Daha fazla bilgi için kingston adresini ziyaret edebilirsiniz.

DC600M Veri Merkezi Odaklı SSD Özellikleri ve Spesifikasyonları:

• Donanım tabanlı PLP: Kullanıcı verilerini beklenmedik güç kayıplarına karşı korumak ve performansı artırmak için dahili güç kaybı kapasitörleri
• Mükemmel Hizmet Kalitesi (QoS)1: Hizmet düzeyi anlaşmalarına (SLA’lar) uyum için optimize edilmiş öngörülebilir performans 
• AES 256-bit Şifreli Sürücü: Önemli verileri güven altına almak için dahili koruma 
• 7680 GB’a kadar kapasite2: 7680 GB’a varan kapasitelerde depolama tercih edin ve yönetin
• Form faktörü: 2,5 inç 
• Arayüz: SATA Rev. 3.0 (6Gb/s) – SATA Rev. 2.0 (3Gb/s) ile geriye dönük uyumluluk 
• Kapasiteler2: 480GB, 960GB, 1920GB, 3840GB, 7680GB 
• NAND: 3D TLC 
• Sıralı Okuma/Yazma:

1. 480GB – 560MBs/470MBs
2. 960GB – 560MBs/530MBs
3. 1920GB – 560MBs/530MBs
4. 3840GB – 560MBs/530MBs
5. 7680GB – 560MBs/530MBs

• Sabit 4k Rastgele Okuma/Yazma:

1. 480GB – 94,000/41,000 IOPS
2. 960GB – 94,000/65,000 IOPS
3. 1920GB – 94,000/78,000 IOPS
4. 3840GB – 94,000/59,000 IOPS
5. 7680GB – 94,000/34,000 IOPS

• Hizmet Kalitesi (Gecikme)3,4,5 (99,999) Okuma/Yazma:

1. 480GB – 180/110 uSec
2. 960GB – 3840GB – 200/300 uSec
3. 7680GB – 240/170 uSec

• Tipik Gecikme – Okuma/Yazma: 3,4,5 
• Hot-Plug Özelliği
• Statik ve Dinamik Aşınma Seviyelendirme 
• Kurumsal SMART araçları: Güvenilirlik takibi, kullanım istatistikleri, kalan ömür, aşınma seviyesi, sıcaklık
• Dayanıklılık:

1. 480GB – 876TBW6, 1 DWPD (5 yıl)7, 1.66 DWPD (3 yıl)7
2. 960GB – 1752TBW6, 1 DWPD (5 yıl)7, 1.66 DWPD (3 yıl)7
3. 1920GB – 3504TBW6, 1 DWPD (5 yıl)7, 1.66 DWPD (3 yıl)7
4. 3840GB – 7008TBW6, 1 DWPD (5 yıl)7, 1.66 DWPD (3 yıl)7
5. 7680GB – 14016TBW6, 1 DWPD (5 yıl)7, 1.66 DWPD (3 yıl)7

• Güç tüketimi:

1. Bekleme: 1.30W
2. Ortalama: 1.45W
3. Maksimum Okuma: 1.6W
4. Maksimum Yazma: 3.6W

• Saklama Sıcaklığı: -40°C ~ 85°C
• Çalışma Sıcaklığı: 0°C ~ 70°C
• Boyutlar: 69.9mm x 100mm x 7mm
• Ağırlık: 92.34g
• Çalışırken vibrasyon: 2.17G Pik (7–800Hz)
• Çalışmazken vibrasyon: 20G Pik (10–2000Hz)
• Öngörülen Çalışma Ömrü: 2 milyon saat
• UBER: ≤10 -17
• Garanti/Destek: 5 yıl sınırlı ücretsiz teknik destek

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Edremit Belediyesi’nin düzenlediği “Neyzen Ya Yaşıyorsa?” adlı tiyatro oyunu seyirciyle buluştu. Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde sahnelenen tiyatro oyunu ilgiyle izlendi.

2022 yılı En İyi Erkek ve En İyi Kadın Jüri Özel Ödülü’nü alan Erkan Cılak’ın yazıp yönettiği “Neyzen Ya Yaşıyorsa” Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Oyuncular Emel Çalış, Hakan Urul, Gürsel Yarkent, Sinan Çalğın, Erkan Cılak’ın rol aldığı,  neyzen ve şair Tevfik Kolaylı bilinen adıyla Neyzen Tevfik’in hayatının anlatıldığı tiyatro oyunu ayakta alkışlandı. Edremit Belediyesi Kültür Müdürü Cumhur Dokur da katılarak sanatçılara teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Keçiören Belediyesi tarafından “Eğitime Bir Tuğla da Bizden” projesi kapsamında ilçedeki Faik Erbağı İlkokuluna 310 adet laboratuvar ekipmanı teslim edildi. Törenle gerçekleştirilen malzeme teslim programına Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok da katıldı.

Programda öğrenci ve öğretmenlere hitaben konuşan Altınok, “Okullarımıza kazandırdığımız laboratuvar ekipmanları inşallah geleceğin bilim insanlarını yetiştirmemize vesile olur. Bizler okullarımızı kütüphane, laboratuvar ve müzik sınıflarıyla donatıyoruz. Devletimizin ve milletimizin geleceği olan çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek temel görevimizdir.” dedi.

Öğrencilere bir dizi tavsiyelerde de bulunan Altınok, onların bilim ve teknolojiyi yakından takip etmesi gerektiğini dile getirerek şunları söyledi:

“Bilim ve teknolojiyi yakından takip edeceksiniz. En güçlü şirketler bilişim, teknoloji ve yazılım şirketleri oldu. 30 yılda dünyanın dengesi değişti. Petrol, silah, ilaç sanayiinin yerini bilişim sektörleri aldı ve onları geçti. Sizler de bu laboratuvarlarda çalışacaksınız. Keçiören Belediyesi Teknoloji Merkezi (TEKNOMER) var. Orada da yazılım üreteceksiniz. ‘Araba üretemezsiniz’ dediler. TOGG’u ürettik. Füze, insansız savaş uçakları, denizaltı ve hangardan çıkardığımız Hürkuş’umuz var. Cumhurbaşkanımız diyor ki, ‘21. asır Türklerin asrı olacak.’ Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyeler seviyesine inşallah sizlerle ulaşacağız.”

Başkan Altınok konuşmasının ardından katılımcılarla birlikte kurdele keserek laboratuvar sınıfının açılışını gerçekleştirdi. ​

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Enerji Piyasaları İşletme AŞ datalarına nazaran, spot elektrik piyasasında süreç hacmi bugün düne nazaran yüzde 3 artışla 1 milyar 41 milyon 700 bin 94 lira oldu.

Gün öncesi piyasada bir megavatsaat elektriğin fiyatı yarın için en yüksek saat 19.00-21.00’de 2 bin 600 lira, en düşük saat 06.00’da 1248 lira 1 kuruş olarak tespit edildi.

Gün öncesi piyasada bir megavatsaat elektriğin aritmetik ortalama fiyatı 2 bin 8 lira 70 kuruş, yüklü ortalama fiyatı ise 2 bin 28 lira 63 kuruş oldu.

Spot piyasada bir megavatsaat elektrik bugün en yüksek 2 bin 600 lira, en düşük 1499 lira 68 kuruştan süreç gördü

Elon Musk, Twitter ile ilgili yeni planlarını açıkladı.

Musk, Twitter uygulamasının en son sürümünün direkt bildirilerde yahut DM’lerde (kullanıcıların birbirlerine gönderdiği herkese açık olmayan mesajlar) değişiklikler içerdiğini söyledi.

Musk, kullanıcıların artık yalnızca en son değil, rastgele bir DM iletisi yanıtlayabileceklerini ve iletiye reaksiyon vermek için rastgele bir emojiyi kullanabileceklerini belirtti. Evvelden, kullanıcılar sadece DM dizisindeki en son bildirisi yanıtlayabiliyor ve sırf belli emojilerle karşılık verebiliyorlardı.

Mesajlarda şifreleme, sadece gönderici ve alıcının bir iletisi görebileceği manasına geliyor.

Meta Ocak ayında, Messenger hizmeti için varsayılan uçtan uca şifreleme testini genişlettiğini söyledi. Meta’nın sahip olduğu öteki iletileşme uygulaması WhatsApp, birkaç yıldır uçtan uca şifrelemeye sahip.

Musk ayrıyeten, kullanıcıların telefon numarası vermeden “dünyanın rastgele bir yerindeki beşerlerle konuşabilmesi” için Twitter’a yakında sesli ve manzaralı aramaların ekleneceğini söyledi.