Gün: 7 Haziran 2023

  • İznik’te Geri Dönüşüm Defilesi

    İznik Belediyesi’nin Çevre Haftası sebebiyle düzenlediği etkinlikte minikler geri dönüşüm malzemelerinden yaptıkları giysilerle defile yaptılar.

    5-9 Haziran tarihlerinde ülkemiz genelinde kutlanan ve önemli konulara dikkat çekilen Türkiye Çevre Haftası’nda İznik’te de etkinlikler gerçekleşti. İznik Belediyesi tarafından organize edilen etkinliklerde minikler hem eğlendi hem de eğitici faaliyetlerle öğrendiler.

    İznik Sahili’nde gerçekleşen etkinlikte İznik Belediye Başkan Vekili Zeliha Peşte açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Açılış konuşmasının ardından İznik Belediyesi Çevre Mühendisi Aslıhan Teke bu haftayla ilgili ve yapılacak etkinlik hakkında bilgi verdi. Çocuklar ilk olarak kendi ürettikleri sloganları kâğıtlara dökerek pankartlar hazırladılar. Atık malzemeleri boyayarak ve süsleyerek saksılara dönüştüren çocuklar içerisine de domates fidesi diktiler.

    Geri Dönüşüm Defilesi İlgiyle İzlendi

    İznik Belediyesi’nin düzenlediği Çevre Haftası etkinliğinde Cumhuriyet Anaokulu öğrencileri atık malzemelerden hazırladıkları birbirinden güzel giysilerle defile gerçekleştirdiler. Defilede hazırladıkları kıyafetler ile tek tek seyirci karşısına çıkan çocuklar büyük alkış aldı. Tüm katılımcılardan takdir toplayan geri dönüşüm defilesi büyük ilgi gördü.

    Etkinlik sonunda hazırlanan parkurda çocuklar farklı atıkları kendilerine ait kutulara en hızlı şekilde atabilmek için kıyasıya mücadele ettiler.

    Etkinliklere katılan çocuklara İznik Belediyesi tarafından Çevre Haftası, su ve enerji tasarrufu, atık azatlımı gibi konuları içeren kitaplar hediye edildi. Veliler ve öğretmenler etkinliği gerçekleştiren İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta’ya ve emeği geçen çalışanlara teşekkür ettiler.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Duygu Dostu Eğitim Farkındalık Günü Kutlandı

    Duygu Dostu Eğitim Derneği ve Emotion Coaching Türkiye Enstitüsü bu yl ikinci kez Duygu Dostu Eğitim Farkındalık gününü düzenledi.

    Türkiye’de sosyal duygusal öğrenme ve gelişimde duyguların rolü konusunda kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleşen etkinlik kapsamında her yıl 1 Haziran’da birçok farklı ilde okullarda ve evlerde duygu dostu eğitim etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Duygu Dostu Öğretmenlik ve Ebeveynlik yaklaşımı, Doç.Dr.Nalan Kuru tarafından Emotion Coaching (Duygu Koçluğu) tekniğinin, pozitif psikoloji ve sosyal duygusal öğrenme ile bir araya getirildiği ilişkisel bir davranış yönetimi modeli olarak öne çıkıyor. Model, sosyal duygusal öğrenmeyi desteklemeyi, eğitimde ve gelişimde duyguların rolünü ön plana çıkartmayı ve bu yolla da çocuklarla kurulan iletişimin niteliğini arttırarak daha etkili öğrenmelere destek vermeyi amaçlıyor.

    Emotion Coaching İngiltere Enstitüsü  Kurucu Ortağı Dr. Louise Gilbert Türkiye’ye geldi

    Dr. Louise Gilbert’in katılımıyla 1 Haziran günü Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde bir de konferans düzenlendi. Yüzyüze ve online olarak katılınılan konferansta ‘Duygu Dostu Eğitimde Farkındalık’ konusu masaya yatırıldı. Doç. Dr. Nalan Kuru ve Dr. Louise Gilbert’in  konferansın ardından ise etkinlikler tüm Türkiye’deki okullarda, evlerde başladı. Deprem bölgesindeki okullarla canlı bağlantı yapılan günde 5 bin çocuğa ulaşıldı. 

    40 şehir, 200 öğretmen ve ebeveyn, 5 bine yakın çocuğun katılımıyla düzenlenen etkinlik büyük ses getirdi. İngiltere ve Türkiye’den gönüllü okul ve öğrencilerin ücretsiz olarak başvurduğu etkinlikler öğretmenler, ebeveynler ve çocuklar tarafından uygulanarak, duygularda farkındalık yaratmayı başardı. Dileyenler konferansı ve etkinliği Doç. Dr.  Nalan Kuru’nun YouTube hesabından izleyebilirler.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • SEC’ten Bomba Binance Tezi: Fonları O Şirkete Taşıdı

    SEC’ten bugün bomba Binance argümanı geldi. Bir SEC yetkilisi, Binance’in 2021’de Paxos’a yaklaşık 20 milyar dolar gönderdiğini belirtiyor. Lakin kullanılan banka hesaplarındaki fonları karıştırdığını argüman ediyor. Detaylara bakalım.

    Bomba Binance iddiası

    Açıklamanın sahibi Kurulun Baş Muhasebeci Yardımcısı Sachin Verma. Buna nazaran Binance’in 2021 yılında stablecoin ihraççısı Paxos’un yabancı bir iştirakine yaklaşık 20 milyar dolarlık karışık fon gönderdiğini sav etti. 7 Haziran tarihli bir mahkeme belgesinde Verma, Binance ve CEO’su Changpeng Zhao’nun hesap denetimi yaptığını söylüyor. Buna nazaran Zhao’ya ilişkin şirketleri içeren çeşitli süreçleri gerçekleştirmek için kullanılan feshedilmiş Silvergate ve Signature Banks’ta birkaç hesabı denetim ettiğini belirtti.

    Bildiride, BAM Trading ismi altında Binance.US ve Binance ile ilgili öbür kimi hesapların Silvergate Bank’taki hesaplardan Merit Peak Ltd. isimli bir ticaret firmasına milyonlarca dolar gönderdiği sav ediliyor. Merit Peak, Zhao’ya ilişkin bir Britanya Virjin Adaları şirketi. Belgedeki bilgilere nazaran, işinin tabiatını bir OTC masası ve dijital varlıkların tescilli ticareti olarak tanımladı. Ayrıyeten Silvergate hesabını 2022’nin ortalarında kapattı.

    Paxos’un yabancı iştirakine yaklaşık 20 milyar dolar

    Hesabın kapatılmasından evvel Verma, “Binance ile ilgili hesaplardan milyonlarca doların Merit Peak’in hesaplarına karıştığını” ve daha sonra stablecoin ihraççısı Paxos’un yabancı bir iştirakine aktarıldığını belirtti.

    Kriptokoin.com olarak hesapların 2019 ve 2021 yılları ortasındaki süreçlerine daha yakından bakalım. Merit Peak’in Binance US’den 1,2 milyar dolar da dahil olmak üzere borsa ile ilgili çeşitli hesaplardan 22 milyar dolar aldığı görüldü. Bu devirde, ticaret firması Paxos’un bu yabancı iştirakine 21,6 milyar dolar transfer etti.

    Bu açıklama, borsanın Silvergate Bank’taki banka hesaplarında kullanıcıların fonlarını karıştırdığını belirten evvelki raporları doğrulamakta. Binance, raporların yanlış olduğunu daima olarak vurguluyor. Fakat hususla ilgili şimdi açıklama yapmadı. Bu ortada Paxos, Binance USD (BUSD) stablecoin’in ihraççısı. Şubat ayında, New York düzenleyicileri stablecoin ihraççısına BUSD’nin öteki basımlarını durdurmasını emretti. Binance ve Paxos, SEC’in BUSD’yi bir menkul değer olarak sınıflandırmasını da reddediyor. Bu gelişmeler açıkçası şu anda kripto para dünyasına olumsuz yansıdı. Çabucak herkes SEC’in bu ataklarını konuşuyor. Amerika’nın önemli manada kripto paralara darbe vuracağı da topluluk için gündem konusu. Lakin mevzunun ABD odaklı olduğunu belirtmekte yarar var. Çünkü Binance şu anda küresel bazda faaliyet gösteriyor. ABD’de yasak gelse bile dünyanın öbür ülkelerinde faaliyetine devam edecek.

  • Nevşehir’de sağanak yağışlarda meydana gelebilecek sel risklerine karşı 5 ayrı mahallede Dere Islah Projesi çalışması gerçekleştirecek

    Nevşehir Belediyesi ile DSİ arasında imzalanan protokol çerçevesinde hayata geçirilecek proje kapsamında ilk çalışma Bekdik Mahallesi’nde başladı.

    Nevşehir Belediyesi, kenti modern ve güçlü bir altyapıya kavuşturmak için yatırımlarını tüm hızıyla sürdürüyor. Bir yandan kentin mevcut içme suyu altyapısını yenileyen Nevşehir Belediyesi, özellikle sağanak yağışlarda oluşabilecek sel baskını risklerini ortadan kaldırmak için de önemli yatırımlar yapıyor.

    Bu kapsamda birçok mahallede son iki yılda yaklaşık 12 bin metre yağmur suyu hattı imalatı gerçekleştiren Nevşehir Belediyesi, sağanak yağışlarda dere yataklarından kaynaklanan sel risklerini ortadan kaldırmak için de önemli bir adım attı. Nevşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Savran’ın girişimleri ile Nevşehir Belediyesi ve DSİ arasında imzalanan protokol çerçevesinde Bekdik Mahallesi, Cevher Dudayev Mahallesi, 15 Temmuz Mahallesi ve Güzelyurt Mahallesi’nde dere yatağı ıslah projesi gerçekleştirilecek. İlki Bekdik Mahallesi’nde başlayan çalışmalar ile birlikte sel risklerine karşı mahallelerde kalıcı bir çözüm üretilmiş olacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Soyer’den ünlü sanatçıya veda “Türkiye’nin sevinç kaynağıydı”

    İzmir’de 82 yaşında vefat eden Türkiye’nin ünlü kanto sanatçısı Nurhan Damcıoğlu için düzenlenen anma töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Türkiye’nin sevinç kaynağıydı. Onu gördüğü zaman herkesin içinde çiçekler açardı, yüzü gülerdi. Çok büyük bir kayıp” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 82 yaşında vefat eden Türkiye’nin ünlü kanto ve ses sanatçısı, tiyatro ve sinema oyuncusu Nurhan Damcıoğlu’nun İzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesi’ndeki anma törenine katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer, Damcıoğlu ailesi, Damcıoğlu’nun sanatçı dostlarının da yer aldığı anma töreninde duygu dolu anlar yaşandı. Törende Damcıoğlu’nun sanat yaşamından kesitlerin yer aldığı kısa film gösterildi. Katılımcılar filmi dakikalarca ayakta alkışladı.

    “Onu gördüğü zaman herkesin yüzü gülerdi”

    Anma töreninde konuşan Başkan Soyer, “Türkiye’nin en güzel, en büyük sanatçılarından biri, Türkiye’nin neşesiydi. Türkiye’nin sevinç kaynağıydı. Onu gördüğü zaman herkesin içinde çiçekler açardı, yüzü gülerdi. Dolayısıyla çok büyük bir kayıp. Tüm sevenlerine, ailesine başsağlığı diliyorum” dedi.

    “Onunla birlikte sadece bir dönem kapandı”

    Damcıoğlu’nun İstanbul Şehir Tiyatroları’nda görev yapan kendisi gibi sanatçı yeğeni Yağmur Damcıoğlu ise “Halam çok enerjik ve hayat dolu bir insandı. Kendisi Türk tiyatro tarihinin bir ögesi. Onunla birlikte bir dönem de kapandı. Hayatımdaki en cesur, emekçi kadın halacığım merak etme senin bıraktığın miras ışık olacak” diye konuştu. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bağcılar Belediyesi, Uçurtma Şenliği düzenledi

    Bağcılar Belediyesi’nin düzenlediği Uçurtma Şenliği, renkli görüntülere sahne oldu. Engellilerden ev hanımlarına kadar toplumun her kesiminden ilçe sakini uçurtmalarını gökyüzüne uçurarak keyifli bir gün geçirdi.

    Bağcılar Belediyesi, 24. Geleneksel Çevre Etkinlikleri çerçevesinde Uçurtma Şenliği düzenledi. Mahmutbey Mahallesi’nde gerçekleştirilen etkinliğe yaşlısından gencine ve engellisine kadar toplumun her kesiminden vatandaş katıldı. Davetlilerden kimi kendi yaptığı uçurtmayı kimi de Bağcılar Belediyesi’nin dağıttığı uçurtmayı gökyüzüne bıraktı. Rüzgar karşısında uçurtmasını uçurmaya çalışan çocuklar, keyifli zaman geçirdi.

    Başkan Abdullah Özdemir de uçurtma uçurdu

    Tahta bacak ile palyaçoların gösterileri de programa renk kattı. Bazı minikler de çalan müzik eşliğinde dans ederek doyasıya eğlendi. Bu özel günde Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir de alanda Özdemir, çocuklarla uçurtma uçurdu. Programda en yükseğe çıkan, en güzel ve en ilginç uçurtmalar kategorisinde düzenlenen yarışmada dereceye girenlere bisiklet, spor malzemeleri ve saat hediye edildi.

    Çevre duyarlılığına yönelik her gün bir etkinlik

    Gelecek nesillerimize çevre duyarlılığı aşılamak istediklerini söyleyen Özdemir, “Bu farkındalığı oluşturmak adına da bugün çocuklarımızla birlikteyiz. Çeşitli ödüllerimiz olacak. En yükseğe çıkan, en ilginç, en güzel uçurtmaları getiren komşularımıza ödüller vereceğiz. Yarın yine çevre defilemiz olacak. Geri dönüşüm malzemelerinden onların kullanıldığı önemli bir defilemiz olacak. Cuma günü çevre ödüllerimizle çevre tiyatromuz olacak. Pazar günü de ‘Çevre İçin Pedalla’ mottosuyla 8 kilometrelik parkurda bisiklet sürüşü yapacağız. Çevrecilik adına özellikle denizin altındaki atıkları toplama konusunda dalgıçlarımızın temizlik faaliyetlerini de daha büyük dönemlerde düzenlemiştik. Bağcılar Belediyesi olarak çevre konusunda özellikle bilgi evlerimizde, okullarımızı, çocuklarımıza çevre duyarlılığı aşılıyoruz. Göreve geldiğimiz 14 aylık süre içerisinde geçmişten bugüne yapmış olduğumuz çevre faaliyetlerimizin üstüne koyarak sıfır atık belgesini de Çevre Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’un elinden aldık. Emine Erdoğan hanımefendinin bu konuda çok büyük gayretleri var. Biz de Bağcılar Belediyesi olarak bu faaliyetlerimizi her geçen gün daha da artırarak devam ettiriyoruz” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Burhaniye Çiçeklerle Renkleniyor

    İlçede her alanda başlatılan değişim ve dönüşüm projeleri ile birlikte çevreye de önem veren Burhaniye Belediyesi, ilçenin birçok yerindeki yeşil alanlara da çiçekler ekerek güzelleştiriyor.

    Yaz sezonu mevsimlik bitkileri dikimine başlayan Burhaniye Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafından; park, refüj ve yeşil alanlarda başlatılan çalışmalarda şu ana kadar on beş bine yakın çiçek dikildi.

    Petunya cinsi mevsimlik çiçeklerle süslenmeye başlayan Burhaniye’de planlanan çalışmalarla ilçe genelinde farklı noktalar da çiçeklerle renklenmeye devam edecek.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Atatürk Kültür Merkezinde Bu Hafta (12-18 Haziran)

    ANADOLU ATEŞİ // 12 HAZİRAN // AKM TÜRK TELEKOM OPERA SALONU // 20.30
    Kaynağını Anadolu’nun binlerce yıllık mitolojik ve kültürel tarihinden alan, hemen hemen her yöreden derlenmiş 3000 halk dansı figürü ve halk müziğini içinde barındıran özgün proje Anadolu Ateşi, AKM’de yanmaya devam ediyor. Her gösteriminde yoğun ilgiyle karşılanan özel performans, 12 Haziran Pazartesi akşamı AKM Türk Telekom Opera Salonunda sanatseverlerle buluşacak. Bugüne kadar 85 ülkede 3500 gösteri ile 20 milyonu aşan sanatsever tarafından izlenen Anadolu Ateşi, AKM misafirlerine halk danslarını bale, modern dans ve dansın diğer disiplinleri ile sentezleyerek modern standartlarda kültürel şölen yaşatmaya devam edecek.

    14. ULUSLARARASI OPERA FESTİVALİ: SARAYDAN KIZ KAÇIRMA // 12, 13 HAZİRAN // AKM TİYATRO SALONU // 20.30
    İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 14. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında 12-13 Haziran tarihlerinde Saraydan Kız Kaçırma operasıyla AKM Tiyatro Salonunda sanatseverlerle buluşuyor. Türk-Osmanlı kültür ve sanatından etkilenilerek 16. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıkan Turquerie akımının en güzel örneklerinden biri olan ve Mozart’ın Mehter Marşı ritimlerinden esinlenerek bestelediği “Saraydan Kız Kaçırma” operasının yönetmenliğini Caner Akın üstleniyor. Osmanlı hoşgörüsünü konu alan gösteride, bağışlayıcı ve merhametli Selim Paşa’nın Konstanze’ye olan karşılıksız aşkı en güzel aryalarla anlatılıyor.

    14. ULUSLARARASI OPERA FESTİVALİ: LA TRAVIATA // 15 HAZİRAN // AKM TÜRK TELEKOM OPERA SALONU // // 20.30
    İzmir Devlet Opera ve Balesi ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası, 14. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında sanatseverlerin belleklerine kazınacak “La Traviata” performansıyla 15 Haziran Perşembe günü AKM Türk Telekom Opera Salonunda sahne alıyor. Giuseppe Verdi’nin, Fransız yazar Alexandre Dumas’nın ünlü eseri ‘Kamelyalı Kadın’ romanından ilhamla bestelediği ‘La Traviata’ operasında kendini sadece eğlence hayatının zevkine kaptırmış ve gerçek aşktan yoksun bir kadının öleceğini bile bile yeniden yaşama tutunma çabası anlatılıyor. Dönemin ünlü libretto yazarı Francesco Maria Piave tarafından kaleme alınan eserin yönetmenliğini Carlos Vılán, orkestra şefliğini Tulio Gagliardo üstleniyor.

    TANGOPERA // 16, 17, 18 HAZİRAN // AKM TİYATRO SALONU // 20.00, 20.00, 15.00
    İstanbul Devlet Tiyatrosu, Tangopera müzikaliyle sanatseverleri zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. 16, 17 ve 18 Haziran tarihlerinde AKM Tiyatro Salonunda izleyiciyle buluşacak müzikal, Beyoğlu’ndaki eski bir hanın ve birbirinden renkli kiracılarının ayakta durma hikâyesini anlatıyor. Ragıp Ertuğrul ve Gökay Genç’in kaleme aldığı, müzikleri Burhan ve Gökhan Şeşen kardeşlere ait olan müzikali Elif Erdal yönetiyor.

    ANDREA CHENIER // 18 HAZİRAN // AKM TÜRK TELEKOM OPERA SALONU // 20.30

    14. Uluslararası İstanbul Opera Festivali, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin  prömiyerini bu sezon yaptığı ‘Andrea Chenier’ operasını seyirciyle buluşturuyor. AKM Türk Telekom Opera Salonunda 18 Haziran Pazar günü sahnelenecek eser, Fransız İhtilali döneminde idealleri uğruna genç yaşta ölüme mahkûm edilen şair Andrea Chenier’nin yaşamından kesitlere odaklanıyor. İtalyan besteci Umberto Giordano’nun önemli eserlerinden olan Andrea Chenier operasının librettosu Luigi Illıca’ya ait. Rejisör ve dramaturjiliğini Recep Ayyılmaz’ın üstlendiği operanın şefi ise Raoul Grüneis. 

    AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİNDE BU HAFTA

    RESİM SEVİNCİ // 13-14-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 15.00, 12.00
    Metin Ceyran ile Resim Sevinci, AKM Çocuk Sanat Merkezinde geleceğin ressamlarını yetiştiriyor. Farklı temalarda benzersiz resimlere imza atan 7-11 yaş aralığındaki çocuklar, duygu ve düşüncelerini kâğıda aktarırken, zengin iç dünyalarını da boyayla dışa vuruyor.

    RESİMLE TANIŞIYORUM // 13-14-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ //16.00, 11.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezinde Metin Ceyran’ın eğitmenliğinde düzenlenen ‘Resimle Tanışıyorum’ atölyesi, 4–6 yaş arasındaki minikleri sanatın büyülü dünyasıyla buluşuyor. Çocuklar her atölyede farklı bir temayla resimler yapıyor. Hayal güçlerini resmin gücüyle birleştiren çocuklar zihinsel, fiziksel ve ruhsal yönden de gelişiyor.

    RİTİM ATÖLYESİ // 14-15-16-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00, 15.00, 16.00,11.00, 12.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezinde gerçekleşen Ritim Atölyesi, çocuklara hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim sunuyor. Eğitmen Eda Kocatürk yönetiminde düzenlenen atölyede çocuklar, kendilerine dağıtılan vurmalı çalgılarla önce ritim kalıplarını öğreniyor, sonrasında toplu olarak oluşturdukları ritim grupları ile çalınan müziğe eşlik ediyor. Atölye, çocukların içlerindeki müzisyeni ortaya çıkarmaları için güzel bir fırsat yaratıyor. 

    EBEVEYN-ÇOCUK MÜZİKLE TANIŞIYORUM // 14-15-16-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 15.00, 16.00
    Atatürk Kültür Merkezi, 2-4 yaş aralığındaki minik ziyaretçilerinin gelişimine katkı sağlamak adına Ebeveyn-Çocuk Müzikle Tanışıyorum Atölyesi düzenliyor. Minikler, ebeveynleriyle katıldıkları bu atölyede vurmalı çalgıları kullanarak, renklerle, çeşitli görsellerle oyunlar oynuyor ve müziğe eşlik ediyor. Bu atölyede çocukların tempo algıları ve psikomotor becerileri gelişirken, birlikte hareket etme duyguları da artıyor.

    ERKEN MÜZİK ATÖLYESİ // 15-16-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00, 12.00, 13.00
    Çocukları erken yaşta müzikle tanıştıran atölye, davuldan metalofona, ritim çubuklarından üçgen zillere pek çok çalgıyı küçük sanatçıların hayatına sokuyor. Çocuklar bu sayede hem ritim duygularını geliştiriyor hem de bir orkestranın parçası olma, el-göz-beyin koordinasyonunu geliştirme ve konsantrasyonu artırma gibi kazanımlar elde ediyor. AKM Çocuk Sanat Merkezinde eğitmen Eda Kocatürk’ün yönetiminde gerçekleşen atölyede müzikle tanışan çocuklar, oyun ve müzik aracılığıyla keyiflerine keyif katıyor.

    KAYKAYCI PANDA // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
    AKM’nin 5-8 yaş aralığındaki ziyaretçileri, 17 Haziran Cumartesi günü Kaykaycı Panda atölyesiyle unutamayacakları bir güne davetli! AKM Çocuk Sanat Merkezinde gerçekleşecek atölyede çocuklar; bardak, pipet ve dil çubuğu gibi malzemelerle yaratıcı bir atölye deneyimi yaşayacak. Bu etkinlikte çocuklar motor becerilerini geliştirirken, aynı zamanda pandaların yaşam alanları hakkında bilgi edinecek. Atölye ile çocuklar kaykayın hareketlerini gözlemleyerek, denge ve el-göz koordinasyonu gibi becerilerini geliştirecek ve kendi kaykaylarını tasarlayacak.

    TAVŞAN ROBOTUM // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 13.00
    Çocukların psikomotor becerilerini geliştiren atölyeleriyle yoğun ilgi gören AKM Çocuk Sanat Merkezi, 17 Haziran Cumartesi günü minikleri Tavşan Robotum atölyesinde ağırlıyor. 7-11 yaş aralığındaki çocuklar, pipetlerin ya da kartonların yardımıyla hareket özelliğine sahip Tavşan Robotları oluşturarak motor becerilerini geliştiriyor ve aynı zamanda hikâye oluşturma yeteneklerini kullanıyor. Çocuklara hem el becerileri hem de mühendislik prensipleri konusunda temel bir anlayış kazandıran atölye, miniklerin yaratıcılıklarını da ortaya çıkarmalarını sağlıyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN YARATICI DANS ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 13.00
     AKM Çocuk Sanat Merkezindeki Yaratıcı Dans Atölyesi, 4-6 yaş aralığındaki minik sanatseverlere yaratıcılıklarını dans yoluyla ifade etme fırsatı sunuyor. Sevdikleri müzikler eşliğinde basit dans hareket kombinasyonlarıyla tanışan çocuklar, dans ederken doğaçlama yapmayı ve hayal güçlerini kullanmayı da öğreniyor. Minik dansçılara yaşıtlarıyla gönüllerince dans ettikleri keyifli bir deneyim sunan Buse Nur Bekdemir’in eğitmenliğini üstlendiği atölye, çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerine katkıda bulunuyor.

    MİNİ BALE ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
     Buse Nur Bekdemir eğitmenliğinde AKM Çocuk Sanat Merkezinde gerçekleşen Mini Bale Atölyesi, 4-5 aralığındaki geleceğin sanatçılarını küçük yaştan itibaren sanatın güzellikleriyle tanıştırıyor. Atölyede çocuklar dans ve ritim becerilerini artırmanın yanı sıra bale figürlerinin sağladığı düzen ve ölçüyle el, kol ve bacak koordinasyonlarını geliştiriyor, canlandırılan masal ve hikâyeler ışığında hayal güçlerini zenginleştiriyor, daha düzgün, dengeli ve kuvvetli bir bedene sahip oluyor.

    PİYANO İLE TANIŞIYORUM// 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezinde 17 Haziran Cumartesi günü gerçekleşecek “Piyano ile Tanışıyorum” atölyesi, 4-11 yaş aralığındaki çocuklara yepyeni deneyimler yaşatıyor. Çocuklar atölye kapsamında önce piyano hakkında detaylı bilgi sahibi oluyor, sonrasında kısa bir resital dinleyip, piyanonun başına geçiyor. Atölye, sokak hayvanları için geliştirilen #hermamabirnota projesi kapsamında gönüllü öğretmenlik üstlenen Ceren Yılmazoğlu’nun eğitmenliğinde yapılıyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN DANS ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 15.00
     Yaratıcılığı dışa vurmanın en güzel yollarından biri olan dans, çocuklarla buluşuyor. AKM Çocuk Sanat Merkezinde 7-12 yaş aralığındaki çocuklar, popüler şarkılar eşliğinde hep birlikte çeşitli kombinasyonlar oluşturup, özgün dans hareketleri ortaya çıkarıyor. Çocuklar müziğin ve dansın büyüsüyle coşarken, aynı zamanda beden koordinasyonları ve ritim duyguları da gelişiyor.

    LEGO EDUCATION İLE YARATICI ELLER İŞ BAŞINDA // 17 HAZİRAN// AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 16.00, 17.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezindeki Lego Education ile Yaratıcı Eller İş Başında atölyesi, hem çocukların tüm bedenlerini hareket ettirmelerini sağlıyor hem de soyut düşünme, benzerlik kurma, sıralama, ince motor becerileri, ifade gücü, mantıksal düşünme, el-göz koordinasyonu gibi becerilerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Atölye, çocukların hayal güçlerini heyecanla ve sevinçle beraber kullanıp yeni keşifler yapmalarına destek sağlıyor.

    EBEVEYN-ÇOCUK DANS ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 17.00
    Atatürk Kültür Merkezi, 17 Haziran Cumartesi günü düzenlediği ebeveyn çocuk dans atölyesi ile ailelere keyif dolu bir deneyim yaşatıyor. 3-4 yaşlarındaki çocukların ebeveynleri ile birlikte katıldığı atölyede dans ve eğlence bir arada sunuluyor. Çocukların ebeveynleriyle dans ve ritim hissini yaşayabildikleri atölye, katılımcıların müzik kulaklarının gelişmesine, vücutlarının düzgün, dengeli ve kuvvetli gelişiminin temellerinin atılmasına katkıda bulunuyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN DRAMA ATÖLYESİ // 17- 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 16.00, 14.00
    Drama atölyesinde 7–11 yaş arasındaki çocuklar hayal güçlerini sahneye yansıtıyor. AKM Çocuk Sanat Merkezindeki atölyede rol yapmayı, canlandırmayı, doğaçlamayı öğrenen çocuklar, bir olaydan yola çıkıp farklı maceralara atılıyor. Atölye, çocukların yaratıcılıklarının gelişmesine katkıda bulunurken, sosyal beceri, iletişim ve özgüven gibi konularda da sanat yoluyla güçlenmelerini sağlıyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN YARATICI DRAMA ATÖLYESİ // 17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 17.00, 15.00
    Atatürk Kültür Merkezi, 4 -6 yaş aralığındaki çocukların yaratıcılığını geliştiren Yaratıcı Drama Atölyesi düzenliyor. Çocuklara hayal kurmayı, rol yapmayı, topluluk içerisinde güvenle kendini ifade etmeyi deneyimleten atölye ile katılımcılar iletişim ve dil becerilerini geliştiriyor, konsantrasyon, iş birliği, aktif görev alma konularında sanat yoluyla güçleniyor.

    SERAMİK BOYAMA ATÖLYESİ // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 16.00
     AKM Çocuk Sanat Merkezinde 7-11 yaş aralığındaki çocuklara yönelik düzenlenen Seramik Boyama atölyesinde çocuklar atık seramikleri yeniden değerlendiriyor. Çocukları kullan-at felsefesinden uzaklaştıran atölyede katılımcılar, hayal güçlerini kullanarak, seramik karolardan kendi seramiklerini tasarlıyor.

    ÇOCUK ARKEOLOGLAR KAZIDA // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 13.00, 14.00
     Çocukları yepyeni deneyimlerle buluşturan AKM Çocuk Sanat Merkezi, 18 Haziran Pazar günü Çocuk Arkeologlar Kazıda atölyesi düzenliyor. 5-8 yaş aralığındaki çocuklara özel düzenlenen atölyede katılımcıları yeni bilgiler edinerek zihinsel faaliyetlerini geliştirecekleri, keşif duygusunu besleyecekleri, Arkerobox kazı kitiyle hem kazı çalışmasını deneyimlenecekleri hem de el becerilerini geliştirecekleri özgün bir atölye bekliyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN SERAMİK BOYAMA ATÖLYESİ // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 17.00
     4-6 yaş aralığındaki minikler AKM Çocuk Sanat Merkezinde seramikle tanışıyor. 18 Haziran’da yapılacak Seramik Boyama atölyesinde miniklerin kullanacağı tüm ürünler ‘’İyi Bak Dünyana” vizyonuyla hareket eden Çanakkale Seramik’in atık malzemelerinden oluşuyor. Bu malzemelerin yeniden değerlendirilebildiğini keşfedecek katılımcılar, geri dönüşüm konusunda da bilinçleniyor. 

    KARAGÖZ YAPIMI ATÖLYESİ // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezi, çocukları Karagöz ve Hacivat ile tanıştırıyor. 18 Haziran Pazar günü düzenlenecek Karagöz Yapımı Atölyesi’nde minikler, ülkemizin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan değerlerinin başında gelen Karagöz’ün tasvirini yaparken hem eğlenecek hem öğrenecek.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Katarlı Pir, Manchester United’ı satın almak için tekrar harekete geçti

    Daha evvel İngiliz devi Manchester United’ı satın almak için teklifte bulunan Pir Jassim Bin Hamad Al Thani’nin bu hafta yine Manchester takımı için uygunlaştırılmış halde bir teklif sunacağı belirtildi.

    Kulüp Kasım ayında, şuranın kulübün büyümesini artırmak için stratejik alternatifler araştırdığını ve tam bir satış seçeneğinin dikkate alındığını duyurdu. 
    İngiliz basınında geçen haberlere nazaran, Sör Jim Ratcliffe ve Pir Jassim, Şubat ayında birinci teklifleri kamuoyuna açıkladılar ve bu hafta United’ı satın almak için beşinci bir teklifte bulunacakları tez ediliyor.

    6 Milyar sterlinlik teklif sonrası geçen ay Sir Jim Ratcliffe ve INEOS’UN United’ı satın almak için tez edilmişti şimdi gelen raporlarla Pir Jassim artık tekrar harekete geçti söz edildi.

  • CANLI: Anadolu Efes – Fenerbahçe

    Türkiye Sigorta Basketbol Harika Ligi play-off yarı final üçüncü maçında Anadolu Efes ile Fenerbahçe Beko karşılaşıyor.

    Seride 1-1’lik eşitlik bulunuyor.

    CANLI: 1. ÇEYREK

    ANADOLU EFES: 0
    FENERBAHÇE BEKO: 3

    SAYFA DAİMA GÜNCELLENMEKTEDİR, TIKLAYINIZ

    Üç galibiyet alan tarafın finale yükseleceği seride dördüncü müsabaka 9 Haziran Cuma günü 20.00’da Sinan Fazilet Salonu’nda oynanacak. Gerekmesi halinde beşinci müsabakaya ise 11 Haziran Pazar günü Ülker Spor ve Aktiflik Salonu mesken sahipliği yapacak.

  • Bu Kolay Limonlu Tartın Zaman Kazandıran Bir Bükümü Var

    Bir ağustos ayında, 10 yaşındayken ailemle Provence’ta bir köyde tatil yaparken, 20 dakikalık sürüş mesafesindeki tüm pastanelerden limonlu tartları denemeye karar verdik. Her gün, değerlerini ve kusurlarını titizlikle değerlendirmek için örneğimizi alırdık. Hamur işi bir kurabiye kadar gevrek ve ufalanan mıydı? Pıhtı ipeksi pürüzsüz, ancak tereyağlı tatlılık çarpmadan önce gözlerinizi kısmanıza neden olacak kadar keskin miydi?

    Tarif: Klasik Limonlu Tart

    Bu tarif, bu kriterleri ve daha fazlasını karşılar ve hatta zaman kazandıran bir ince ayar içerir. Bir oklava ve tüm sabrınızı gerektiren klasik bir turta kabuğu yerine, eritilmiş tereyağı ile yapılmış, kusursuz, tavada yumuşatılmış bir hamur kullanıyorum. Bir araya getirmek çok kolay ve bir kurabiye kadar çıtır çıtır pişiyor, ancak limonlu lor dolgusu için bolca yer olacak kadar ince.

    Bir ölçüm kabı, kurabiye kabuğunu eşit olana kadar bastırmanıza yardımcı olabilir. Kredi… The New York Times için Linda Xiao. Yemek Stilisti: Monica Pierini.

    Eritilmiş tereyağının kolay olmasının yanı sıra şaşırtıcı bir avantajı daha var. Köpüklü beyaz süt katıları tavanın dibine düşene ve yağ kehribar rengine dönene ve fındık gibi kokana kadar pişirin. Ortaya çıkan kahverengi tereyağlı kabuk geleneksel olmayabilir, ancak karamel aroması, parlak, asitli pıhtı için mükemmel bir tamamlayıcıdır.

    Buradaki tek zor kısım, onu yeterince uzun süre pişirmek. Lor önce ocakta pişirildiği için, kabuğa yerleşmesine yardımcı olması için fırında sadece birkaç dakikaya ihtiyacı vardır. Tavayı hafifçe sallayın: Turta bittiğinde ortası sallanmalı, ancak kenarları sabit kalmalıdır. Ortası soğudukça sertleşecektir.

    Limonlu lor, tereyağlı kabuğun içine dökülür ve ortası sallanana ve kenarları sabit kalana kadar pişirilir. Kredi… The New York Times için Linda Xiao. Yemek Stilisti: Monica Pierini.

    Yine de soğuma süresini aceleye getirmeyin. Pişen tartın dinlenmesi için en az iki saate ihtiyacı var. Bundan sonra bile, lor hala biraz akıcı görünüyorsa, kesmeden önce donmasına yardımcı olmak için bir veya iki saat buzdolabına koyun.

    Tartı pişirdiğiniz gün servis edildiğinde kabuk en çıtır çıtırlığını koruyacaktır. Ama bir veya iki gün sonra neredeyse cennet gibi (biraz daha yumuşaksa). Buzdolabında saklayın ve soğuk yiyin veya oda sıcaklığına gelmesine izin verin. Her iki şekilde de mükemmel.

    Limonlu turtaların, dondurma veya çırpılmış krema gibi herhangi bir eşliğe ihtiyacı yoktur. Bir yüce sarı kama, belki bir espresso ile eşleştirilmiş kendi başına yeterlidir – yine de içimdeki 10 yaşındaki çocuğum hala bir bardak soğuk süt için can atıyor ve güneşli Provençal öğleden sonraları hayal ediyor.

    Takip etmek Instagram’da New York Times Cooking , Facebook , Youtube , TikTok Ve Pinterest . Tarif önerileri, yemek pişirme ipuçları ve alışveriş tavsiyeleri ile New York Times Cooking’ten düzenli güncellemeler alın .

  • Çok istikametli süratli şarj özellikleriyle öne çıkan Infinix NOTE 30 Türkiye’de duyuruldu

    Küresel taşınabilir teknoloji markası Infinix, Divan Kuruçeşme İstanbul’da düzenlediği bölgesel lansman toplantısında merakla beklenen yeni akıllı telefon modeli Infinix NOTE 30’un Türkiye’de satışa çıkacağını duyurdu. Infinix NOTE 30, dizaynının yanı yenilikçi batarya özellikleri ve etkileyici oyun performansı yükseltmeleriyle bulunduğu segmentteki standartları üst taşıyor.

    45W Çok İstikametli Süratli Şarj özelliği ile 5000 mAh bataryayı 30 dakika içinde %75 dolduran; Bypass Şarj özelliği ile oyun oynarken çok ısınma telaşı olmadan süratli ve kolay şarj sağlayan NOTE 30, daha yüksek süreç suratları ve gelişmiş temas için Ultra Power Signal teknolojisi ile birlikte Helio G99 işlemci ile donatıldı. Ayrıyeten NOTE 30’un sürükleyici görüntüleme tecrübesi, keskin ve net görselleri ve JBL ayarlı ses özellikleri ile daha da geliştirildi.

    6,78 inç boyutunda FullHD+ ekrana sahip NOTE 30, Infinix’in Smart Refresh ve Magellan Engine özelliklerinden yararlanarak 120Hz yenileme suratını kullanıma nazaran ayarlıyor, daha az güç tüketirken daha akıcı bir tecrübe sağlıyor. Ekranda uzun ekran müddeti boyunca kullanıcıların gözlerini koruyan TUV Rheinland Sertifikasına sahip bir göz muhafaza modu da bulunuyor. Bu etkileyici özellikleriyle Infinix NOTE 30, güçlü ve verimli bir akıllı telefon arayan kullanıcılar için kusursuz bir seçenek olarak öne çıkıyor.

    Infinix NOTE 30 ile Türkiye esporuna katkı vermeye devam ediyor

    Infinix, aktiflikte ayrıyeten NOTE 30 serisi ile Türkiye espor ekosisteminin en güçlü tertiplerinden PUBG MOBILE Pro League (PMPL) Türkiye ve PMPL Avrupa Şampiyonası’nın ana sponsoru olduğunu duyurdu. PUBG MOBILE iş birliğinin ikinci yılında Türkiye’de taşınabilir espor arenasında yer almak isteyen tüm oyuncuları desteklemeyi hedefleyen Infinix bu proje kapsamında sevilen sanatçı Ece Seçkin ile çalıştı. Telefonun oyun performansını vurgulamak hedefiyle PUBG MOBILE temalı bir tanıtım sinemasında rol alan Ece Seçkin, Infinix NOTE 30 lansman gecesine de katıldı.

    Infinix ayrıyeten Türkiye esporunun bugüne kadarki en büyük başarısına imza atarak 2022 PUBG MOBILE Dünya Şampiyonu olan S2G Esports grubunun da sponsoru olduğunu duyurdu. İlerleyen periyotlarda sürpriz etkinliklere konut sahipliği yapacak olan bu sponsorluk kapsamda Infinix, ayrıyeten kadronun uğraş edeceği tüm maçlarda formalarında yer alarak onları desteklemeye devam edecek.

    Şarjın hiç bitmesin!

    Infinix NOTE 30 çığır açan yeni şarj yenilikleriyle birlikte geliyor ve 5000 mAh pil kapasitesi ile tam gün kesintisiz kullanımı kolay kolay çıkarabiliyor. 45W süratli şarj teknolojisiyle birlikte telefon 30 dakikada %75 şarja ulaşıyor. Yalnızca 5 dakikalık şarj ile 2.66 saat görüntü, 2 saat oyun ya da 5.5 saat konuşmak mümkün. Çok istikametli şarj özelliği sayesinde acil durumlarda öteki aygıtları şarj ederek taşınabilir batarya vazifesi üstleniyor.

    Ayrıca bypass şarj özelliği sayesinde prize takılı oyun oynarken ya da görüntü izlerken pile yüklenmiyor ve anakartın gereksinimi olan enerjiyi direkt olarak aygıta veriyor. Böylece pili kullanmadan çalışarak telefonun ısınma sorununu ortadan kaldırıyor. Infinix NOTE 30 gücünün %80’ini korurken 1.000 tam şarj döngüsüne dayanarak bölüm ortalamasını aşan eşsiz bir dayanıklılığı da beraberinde getiriyor.

    En düzgün akıllı telefon oyun deneyimi

    NOTE 30, ultra verimli performans ve daha düşük güç tüketimi sağlamak için 6nm MediaTek Helio G99 işlemci ile donatılmış güçlü bir oyun akıllı telefonu. Infinix’in Ultra Güç Sinyali (UPS) teknolojisi ile tam donanımlı olarak gelen NOTE 30, bu yenilikçi özellik ile bodrum katları, asansörler, kırsal alanlar üzere zayıf sinyal ortamlarında çalışmak üzere özel olarak tasarlandı.

    NOTE 30 ayrıyeten, Infinix’in Smart Refresh ve Magellan Engine teknolojileri ile geliştirilmiş büyüleyici bir 120 Hz yenileme suratına sahip. Bu özellikler, aygıtın yenileme suratını kullanıcı faaliyetlerine nazaran ayarlamasını sağlayarak güç tasarrufu sağlarken, kesintisiz performans sunuyor. NOTE 30’un 6,78 inç boyutunda FullHD+ ekranı ister görüntü izlerken ister oyun oynarken, ilgi alımlı bir izleme tecrübesi sunuyor. Ayrıyeten, TUV Rheinland sertifikasına sahip göz muhafaza modu, kullanıcıların gözlerini uzun mühlet ekrana maruz kalmaktan koruyor.

    Daha net çekimler yapın!

    Paylaşım yapmanın vazgeçilmez bir hale geldiği günümüzde Infinix NOTE 30 kamera özellikleriyle de ön plana çıkmayı başarıyor. Infinix NOTE 30 modeli OV64B40 modülünü kullanan ve otofokus dayanaklı 64 MP ana kamera, 2 MP derinlik efekti takviyeli kamera ve QVGA AI kamerası olmak üzere üçlü art kamera dizilimine sahip. Telefonun kamerasında diziliminde aydınlatma ve parlama şartlarında manzara kalitesini artırmak için otomatik renk tonlama teknolojisi de bulunuyor.

    NOTE 30 tıpkı anda hem ön hem de art kamerayı kullanabileceğiniz Çift Görünüm Modu üzere özelliklerin yanı sıra farklı filtre özellikleriyle kullanıcıların fotoğrafçılıkta ustalaşmalarına yardımcı oluyor. Tüm bu özellikler sayesinde kullanıcılar tam olarak istedikleri çarpıcı manzaraları sunan NOTE 30, 16 MP selfie kamerası ile kullanıcıların net çekimler yapmasına imkan sağlıyor.

    JBL ile sesler daha güçlü

    JBL kalitesi ile yüksek çözünürlüklü çift hoparlöre sahip olan Infinix NOTE 30, kullanıcıların daha fazlasını elde etmesini sağlamak için özel olarak tasarlanmış güçlü dahili bileşenlerle donatıldı.

    Gününü güç verimliliği ve yüksek performans için 6nm teknolojisi ile üretilen MediaTek Helio G99 işlemcisinden alan NOTE 30, 8 GB bellek + 5 GB arttırılabilir bellek özelliğinin yanı sıra 128 GB ve 256 GB seçenekleri ile birlikte geliyor.

    Yetkili satıcılarda satışa çıkıyor

    Infinix NOTE 30, Mavi ve Siyah renk seçenekleri ile 128 GB model için 9.499 TL ve 256 GB model için 9.999 TL fiyatı ile satın alınabilecek. Infinix NOTE 30, lansmana özel hudutlu sayıda kulaklık ikramıyla birlikte tüm yetkili teknoloji marketlerde satışa çıkıyor.

  • WIN EURASIA’da Endüstri Gelecekle Buluştu: ‘Endüstri 5.0: Geleceğin Fabrikası’ İlk Kez İmalat Sanayi ile Tanıştı

    World of Industry Fuarı, 7-10 Haziran tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde, “Endüstri gelecekle buluşuyor” mottosuyla imalat sanayini buluşturmak üzere kapılarını açtı.

     Türkiye, Avrupa, Asya ve Orta-Doğu bölgelerinden 500’ün üzerinde katılımcı firmanın yer aldığı fuarı, dünya genelinden ortalama 100 ülkeden 39 binin üzerinde sektör profesyonelinin ziyaret etmesi bekleniyor. 

    İmalat sanayinin otomasyon ve robotik teknolojilere dönüşümünde öncü rol üstlenen WIN EURASIA’da bu yıl 5G teknolojisi ile desteklenen ve metaverse aracılığıyla kontrol edilebilen ‘Endüstri 5.0: Geleceğin Fabrikası’ ilk kez 5G Arena’da kamuoyuna tanıtılıyor.

    Dünyanın en önemli endüstriyel ticaret fuarı olan HANNOVER MESSE’nin bölge pazarındaki temsilcisi olan WIN EURASIA Fuarı, 7 Haziran’da İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen resmi açılış töreni ile ziyarete açıldı. Tören, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, MAKFED Başkan Yardımcısı M. Sefa Targıt ve Deutsche Messe AG Kıdemli Başkan Yardımcısı Arno Reich’in ve WIN EURASIA destekçisi sivil toplum örgütleri, katılımcı firma temsilcileri, sektör profesyonelleri ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşti.

    HANNOVER MESSE VE WIN EURASIA GÜÇLÜ BİR AĞ YARATIYOR

    Açılış konuşmasını yapan Deutsche Messe AG Kıdemli Başkan Yardımcısı Arno Reich, “Dört gün boyunca dünyanın dört bir yanından gelen ve imalat sanayiini her yönden 360 derece temsil eden çok çeşitli sektörlerden ticaret profesyonellerini İstanbul’da aynı çatı altında ağırlamaktan mutluluk ve heyecan duyuyoruz. WIN EURASIA, 1996 yılından bu yana dünyanın en büyük 10 fuar şirketinden biri olan Almanya merkezli Deutsche Messe AG’nin Türkiye’deki fuarlarını düzenleyen Hannover Fairs Turkey tarafından organize ediliyor. Deutsche Messe AG dünyanın önde gelen fuar şirketlerinden biri. Her yıl Almanya’da ve yurtdışında başta HANNOVER MESSE olmak üzere 150’den fazla ihtisas fuarı düzenliyoruz. HANNOVER MESSE ve WIN EURASIA, sizi dünyanın dört bir yanındaki üreticiler, yatırımcılar ve ihracatçılarla buluşturan güçlü bir ağ yaratıyor. Bizler, güvenli ve son derece verimli bir ticaret ortamında yüksek standartlar sunuyoruz. Böylece, yaratılan sinerji sayesinde ticaret ağınızı genişletebilir, yeni iş birliklerine imza atabilir ve yeni ortaklıklar kurabilirsiniz. Başarılı ve ilham verici bir fuar diliyorum.” dedi. 

    PANDEMİ KOŞULLARINA RAĞMEN İHRACATIMIZI SON 5 YILDA YÜZDE 9 ARTTIRDIK

    MAKFED Başkan Yardımcısı M. Sefa Targıt, “WIN EURASIA Fuarı, endüstri alanında makine ve imalat sistemleri ile ilgili teknoloji ürünlerini Türkiye’de tanıtmaya ve tanımaya imkân sunan önemli bir buluşma noktamızdır. Fuarda bugünün ve geleceğin dijital çözümlerini görebileceğiz. Bu bakımdan ilginç bir fuar deneyimi yaşayacağız.” dedi. Makinelerin dünya ticaretinde çok önemli bir yer tuttuğunu ve kilit bir öneme sahip olduğunu belirten Targıt, “Makine pazarının, 2022’de yaklaşık olarak 50 milyar dolar seviyesine çıktığını hesaplıyoruz. 2022’de serbest bölgeler de dahil olmak üzere 25,5 milyar dolar ihracat yapma becerisini gösterdik. Kendi rekorumuzu kırdık. Pandemi koşullarına rağmen son 5 yılda ihracatımızı her yıl ortalama yüzde 9 arttırdık.” şeklinde konuştu. 

    MAKİNE ENDÜSTRİSİ ENDÜSTRİ 4.0’IN MERKEZİNDE YER ALACAK

    İklim değişikliği ile mücadelede sanayi dönüşümünü şart kılan Yeşil Mutabakat sürecine de değinen Targıt, “Daha az hammadde, daha az enerji sarf ederek daha çok iş ve daha çok üretim yapan yöntemler geliştirmek, emisyonu, atığı düşük makine ve sistemler tasarlamak, yeşil enerji üretimiyle ilgili yeni teknolojiler ve sistemler ortaya çıkarmak bu ikiz dönüşümün, dijital ve yeşil dönüşümün odağına bizim sektörümüzü koyuyor. Şu anda makine sektörü Endüstri 4.0’ın etrafında dönüyor gibi dursa da bu döngü içerisinde bir süre sonra makine sektörü bu döngünün merkezine kayacak ve bütün üretim, insani ilişkiler, makine sektörünün etrafında dönecektir.” dedi.

    WIN EURASIA’NIN 11 SALONA GENİŞLEME POTANSİYELİNİ GÖZLEMLİYORUZ

    WIN EURASIA’nın İstanbul’da yapılan fuar süreçlerinin yüz akı olan fuarların başında geldiğini ifade eden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Fuarımızın inşallah hayırlı, bereketli, bol ticaretli bir fuar olmasını diliyorum. WIN EURASIA, niteliğiyle, içeriğiyle, konseptiyle, görüntüsüyle diğer fuarların önüne çıkıyor. İstanbul Ticaret Odası olarak bu fuar merkezinin ana hissedarıyız. Kısa sürede kullanıcılarımızın çok daha konforlu bir altyapıyla fuar yapmaları imkanını sağlamak için gayret gösterdik. İnşallah İstanbul’un ve Türkiye’nin en kaliteli fuar merkezi haline gelmesi konusundaki süreçlerine devam edeceğiz. WIN EURASIA 6 salonda açıldı. Bir an önce 8 Salon, sonra mümkünse 11 Salona genişlemesi konusunda bir potansiyel olduğunu gözlemliyoruz.” dedi.

    İstanbul Dünya Ticaret Merkezi konusunda net duruşlarını ifade eden Avdagiç, “İstanbul Dünya Ticaret Merkezi kesinlikle sadece kaliteli fuar mekânı sağlayan bir şirket misyonuyla faaliyetlerini devam ettirecektir. Onun dışında burada bu güzel fuarları yapan firmaların alternatifi bir çalışmanın içinde olmayacaktır. Bu konuda kırmızı çizgimiz vardır. Bu konudaki en önemli çözüm ortağınız olan Hannover Fairs Turkey başta olmak üzere bütün kaliteli, nitelikli fuar yapmak isteyen, büyük, küçük, orta tüm fuar organizatörleri için çalışmalara devam edeceğiz.” dedi.

    WIN EURASIA’DA ENDÜSTRİ GELECEKLE BULUŞUYOR

    WIN EURASIA’da bu yıl Türkiye ile birlikte Avrupa, Asya ve Orta-Doğu bölgelerinden 500’ün üzerinde firma katılımcı olarak yer alıyor. Sektörü domine eden başlıca ülkeler arasında yer alan Almanya, Tayvan, Çin ve Kore ise özel ülke pavilyonlarında en yeni ürün ve teknolojilerini sergiliyor. Fuar alanı büyüklüğü 28 bin m2’ye ulaşan WIN EURASIA’da bu yıl 6 salonda ‘Enerji, Elektrik & Elektronik Teknolojileri’, ‘Kaynak ve Robotik Kaynak Teknolojileri’, ‘Lojistik, Tedarik Zinciri Yönetimi & İntralojistik Çözümleri’, ‘Endüstriyel Üretim Makinaları’ ve “Endüstriyel Otomasyon & Fabrika Otomasyon Sistemleri” sektörlerine dair ürün grupları yer alıyor. Ayrıca, 5G Arena, Metaverse ve Endüstri 4.0 Pavilyonu, Dijital Fabrikalar Özel Alanı, 5G&Endüstri 4.0 Forum Alanı gibi özel tema konsepti ile yerinde pazar araştırması, sektörel yenilikleri keşfetme, geleceğin parçası olma imkânları sunuluyor.

    100 ülkeden 39 binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapması beklenen fuarda; bu yıl Türkiye haricinde ziyaretçi katılımı arasında Almanya, İtalya, Cezayir, Fas, Tunus, Mısır, İran, İsrail gibi imalat sanayi için önemli pazar ülkeleri öne çıkıyor. 

    İMALAT SANAYİ ‘ENDÜSTRİ 5.0: GELECEĞİN FABRİKASI’ İLE İLK KEZ TANIŞIYOR

    5G teknolojisi Türkiye’de ticarileştikten sonra ilk 5 yıl içinde 10 milyar $ sanayide katma değer oluşturacak. Bu katma değerin yüzde 40’ının endüstriyel otomasyon sektöründe gerçekleşmesi ön görülüyor. Bu kapsamda 5G teknolojisinin Türkiye sanayisine tanıtılması ve etkin bir şekilde kullanılmasında öncü rol üstlenen WIN EURASIA, bu yıl da yine bir ilke imza atarak Nokia ve Turkcell Dijital İş Servisleri iş birliği ile 5G teknolojisi tarafından desteklenen ve metaverse aracılığıyla kontrol edilebilen ‘Endüstri 5.0: Geleceğin Fabrikası’nı tanıtıyor.  5G Arena’da sergilenecek olan 25 farklı endüstriyel 5G kullanım senaryosu, dikey sektörlerde yaratılacak katma değer ile Türkiye sanayisinde 5G’nin nasıl ticarileşeceğine örnek teşkil ediyor. Ziyaretçiler, fabrikaların en çok ihtiyaç duyduğu 5G kullanım örneklerini WIN EURASIA’da fuar süresince deneyimleme şansı yakalayacak.

    ALIM HEYETİ PROGRAMINA 10 ÜLKEDEN 200’Ü AŞKIN SATIN ALMACI KATILIYOR

    Her yıl katılımcı ve ziyaretçileri için milyonlarca Avro iş hacmi yaratılmasına katkı sağlayan WIN EURASIA, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) iş birliği ile Alım Heyeti Programı’na ev sahipliği yapıyor. Alım Heyeti Programı kapsamında İran, İtalya, Cezayir başta olmak üzere 10 hedef ülkeden 200 satın almacı WIN EURASIA’da üretici ve ithalatçı firma yetkilileri ile bir araya gelecek. 

    METAVERSE VE ROBOTİK TEKNOLOJİLER ETKİNLİK PROGRAMINA DAMGA VURUYOR

    Fuarda bu yıl da uzman keynote konuşmacıların sektöre dair en yeni teknolojileri ve en güncel konuları gündeme taşıyacakları uluslararası nitelikli Robotik Konferansı, Metaverse Konferansı gibi konferanslar, paneller ve seminerler yer alıyor. Uzman konuşmacıların yer aldığı Konferans programında “Robotizasyonun Çeviklik ve Esnekliğe Katkısı”, “Endüstriyel Robotlu Tesis Çözümleri İçin Yatırımcı Perspektifi”, “Neden ve Ne Zaman Kollobratif Robot?” ve “Makinelerin Yükselişi: Robot İstihdamının Geleceğe Etkisi” gibi öne çıkan başlıklar yer alıyor. Son iki günde ise ağırlıklı olarak yeşil dönüşüm ve yenilenebilir enerjilerin masaya yatırıldığı paneller yapılacak. 

    SEKTÖR DERNEKLERİNDEN TAM DESTEK

    Sektörü temsil eden sivil toplum örgütleri ile güçlü iş birlikleri kuran WIN EURASIA Fuarı, MAKFED – Türkiye Makina Federasyonu, ROBODER-Robotik ve Yüksek Teknolojili Üretim Sistem Entegratörleri Derneği, TÜYİDER- Tüm Yüzey İşlemler Derneği, ENOSAD- Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği, AKDER- Akışkan Gücü Derneği, ETMD- Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği’nin destekleri ve MİB-Makine İmalatçıları Birliği’nin katılımı ile düzenlendi. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Minik öğrenciler Buz Partisi etkinliğinde eğlendi

    5 Haziran Dünya çevre Günü etkinlikleri kapsamında Kemer Belediyesi Ülker-Orduvar Akman Kreş ve Gündüz Bakımevi öğrencileri düzenledikleri “Buz Partisi” etkinliğinde eğlenceli anlar yaşadı.

    Clup Hydros Otel’in destekleriyle yapılan etkinlikte, otel animatörleri giydikleri penguen kıyafetleriyle çocuklara çeşitli oyunlar oynattı.

    Okul bahçesinde yapılan etkinlikte minik öğrenciler, oynadığı oyunlarda hedeflerine ulaşmaya çalıştı. Minik öğrencilerin sembolik kar topu atma ve balık tutma oyunlarını oynaması sırasında ortaya renkli görüntüler çıktı.

    Etkinlikte öğrencilere, Dünya Çevre Günü’nün önemi ve çevre bilinci ile ilgili bilgiler de anlatıldı.

    Öğretmenleri ve otel animatörlerinin eşliğinde güzel bir gün geçiren minik öğrenciler, eğlenceli anlar yaşadı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Atattürk Kültür Merkezinde Bu Hafta (12-18 Haziran)

    ANADOLU ATEŞİ // 12 HAZİRAN // AKM TÜRK TELEKOM OPERA SALONU // 20.30
    Kaynağını Anadolu’nun binlerce yıllık mitolojik ve kültürel tarihinden alan, hemen hemen her yöreden derlenmiş 3000 halk dansı figürü ve halk müziğini içinde barındıran özgün proje Anadolu Ateşi, AKM’de yanmaya devam ediyor. Her gösteriminde yoğun ilgiyle karşılanan özel performans, 12 Haziran Pazartesi akşamı AKM Türk Telekom Opera Salonunda sanatseverlerle buluşacak. Bugüne kadar 85 ülkede 3500 gösteri ile 20 milyonu aşan sanatsever tarafından izlenen Anadolu Ateşi, AKM misafirlerine halk danslarını bale, modern dans ve dansın diğer disiplinleri ile sentezleyerek modern standartlarda kültürel şölen yaşatmaya devam edecek.

    14. ULUSLARARASI OPERA FESTİVALİ: SARAYDAN KIZ KAÇIRMA // 12, 13 HAZİRAN // AKM TİYATRO SALONU // 20.30
    İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 14. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında 12-13 Haziran tarihlerinde Saraydan Kız Kaçırma operasıyla AKM Tiyatro Salonunda sanatseverlerle buluşuyor. Türk-Osmanlı kültür ve sanatından etkilenilerek 16. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıkan Turquerie akımının en güzel örneklerinden biri olan ve Mozart’ın Mehter Marşı ritimlerinden esinlenerek bestelediği “Saraydan Kız Kaçırma” operasının yönetmenliğini Caner Akın üstleniyor. Osmanlı hoşgörüsünü konu alan gösteride, bağışlayıcı ve merhametli Selim Paşa’nın Konstanze’ye olan karşılıksız aşkı en güzel aryalarla anlatılıyor.

    14. ULUSLARARASI OPERA FESTİVALİ: LA TRAVIATA // 15 HAZİRAN // AKM TÜRK TELEKOM OPERA SALONU // // 20.30
    İzmir Devlet Opera ve Balesi ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası, 14. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında sanatseverlerin belleklerine kazınacak “La Traviata” performansıyla 15 Haziran Perşembe günü AKM Türk Telekom Opera Salonunda sahne alıyor. Giuseppe Verdi’nin, Fransız yazar Alexandre Dumas’nın ünlü eseri ‘Kamelyalı Kadın’ romanından ilhamla bestelediği ‘La Traviata’ operasında kendini sadece eğlence hayatının zevkine kaptırmış ve gerçek aşktan yoksun bir kadının öleceğini bile bile yeniden yaşama tutunma çabası anlatılıyor. Dönemin ünlü libretto yazarı Francesco Maria Piave tarafından kaleme alınan eserin yönetmenliğini Carlos Vılán, orkestra şefliğini Tulio Gagliardo üstleniyor.

    TANGOPERA // 16, 17, 18 HAZİRAN // AKM TİYATRO SALONU // 20.00, 20.00, 15.00
    İstanbul Devlet Tiyatrosu, Tangopera müzikaliyle sanatseverleri zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. 16, 17 ve 18 Haziran tarihlerinde AKM Tiyatro Salonunda izleyiciyle buluşacak müzikal, Beyoğlu’ndaki eski bir hanın ve birbirinden renkli kiracılarının ayakta durma hikâyesini anlatıyor. Ragıp Ertuğrul ve Gökay Genç’in kaleme aldığı, müzikleri Burhan ve Gökhan Şeşen kardeşlere ait olan müzikali Elif Erdal yönetiyor.

    ANDREA CHENIER // 18 HAZİRAN // AKM TÜRK TELEKOM OPERA SALONU // 20.30

    14. Uluslararası İstanbul Opera Festivali, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin  prömiyerini bu sezon yaptığı ‘Andrea Chenier’ operasını seyirciyle buluşturuyor. AKM Türk Telekom Opera Salonunda 18 Haziran Pazar günü sahnelenecek eser, Fransız İhtilali döneminde idealleri uğruna genç yaşta ölüme mahkûm edilen şair Andrea Chenier’nin yaşamından kesitlere odaklanıyor. İtalyan besteci Umberto Giordano’nun önemli eserlerinden olan Andrea Chenier operasının librettosu Luigi Illıca’ya ait. Rejisör ve dramaturjiliğini Recep Ayyılmaz’ın üstlendiği operanın şefi ise Raoul Grüneis. 

    AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİNDE BU HAFTA

    RESİM SEVİNCİ // 13-14-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 15.00, 12.00
    Metin Ceyran ile Resim Sevinci, AKM Çocuk Sanat Merkezinde geleceğin ressamlarını yetiştiriyor. Farklı temalarda benzersiz resimlere imza atan 7-11 yaş aralığındaki çocuklar, duygu ve düşüncelerini kâğıda aktarırken, zengin iç dünyalarını da boyayla dışa vuruyor.

    RESİMLE TANIŞIYORUM // 13-14-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ //16.00, 11.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezinde Metin Ceyran’ın eğitmenliğinde düzenlenen ‘Resimle Tanışıyorum’ atölyesi, 4–6 yaş arasındaki minikleri sanatın büyülü dünyasıyla buluşuyor. Çocuklar her atölyede farklı bir temayla resimler yapıyor. Hayal güçlerini resmin gücüyle birleştiren çocuklar zihinsel, fiziksel ve ruhsal yönden de gelişiyor.

    RİTİM ATÖLYESİ // 14-15-16-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00, 15.00, 16.00,11.00, 12.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezinde gerçekleşen Ritim Atölyesi, çocuklara hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim sunuyor. Eğitmen Eda Kocatürk yönetiminde düzenlenen atölyede çocuklar, kendilerine dağıtılan vurmalı çalgılarla önce ritim kalıplarını öğreniyor, sonrasında toplu olarak oluşturdukları ritim grupları ile çalınan müziğe eşlik ediyor. Atölye, çocukların içlerindeki müzisyeni ortaya çıkarmaları için güzel bir fırsat yaratıyor. 

    EBEVEYN-ÇOCUK MÜZİKLE TANIŞIYORUM // 14-15-16-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 15.00, 16.00
    Atatürk Kültür Merkezi, 2-4 yaş aralığındaki minik ziyaretçilerinin gelişimine katkı sağlamak adına Ebeveyn-Çocuk Müzikle Tanışıyorum Atölyesi düzenliyor. Minikler, ebeveynleriyle katıldıkları bu atölyede vurmalı çalgıları kullanarak, renklerle, çeşitli görsellerle oyunlar oynuyor ve müziğe eşlik ediyor. Bu atölyede çocukların tempo algıları ve psikomotor becerileri gelişirken, birlikte hareket etme duyguları da artıyor.

    ERKEN MÜZİK ATÖLYESİ // 15-16-17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00, 12.00, 13.00
    Çocukları erken yaşta müzikle tanıştıran atölye, davuldan metalofona, ritim çubuklarından üçgen zillere pek çok çalgıyı küçük sanatçıların hayatına sokuyor. Çocuklar bu sayede hem ritim duygularını geliştiriyor hem de bir orkestranın parçası olma, el-göz-beyin koordinasyonunu geliştirme ve konsantrasyonu artırma gibi kazanımlar elde ediyor. AKM Çocuk Sanat Merkezinde eğitmen Eda Kocatürk’ün yönetiminde gerçekleşen atölyede müzikle tanışan çocuklar, oyun ve müzik aracılığıyla keyiflerine keyif katıyor.

    KAYKAYCI PANDA // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
    AKM’nin 5-8 yaş aralığındaki ziyaretçileri, 17 Haziran Cumartesi günü Kaykaycı Panda atölyesiyle unutamayacakları bir güne davetli! AKM Çocuk Sanat Merkezinde gerçekleşecek atölyede çocuklar; bardak, pipet ve dil çubuğu gibi malzemelerle yaratıcı bir atölye deneyimi yaşayacak. Bu etkinlikte çocuklar motor becerilerini geliştirirken, aynı zamanda pandaların yaşam alanları hakkında bilgi edinecek. Atölye ile çocuklar kaykayın hareketlerini gözlemleyerek, denge ve el-göz koordinasyonu gibi becerilerini geliştirecek ve kendi kaykaylarını tasarlayacak.

    TAVŞAN ROBOTUM // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 13.00
    Çocukların psikomotor becerilerini geliştiren atölyeleriyle yoğun ilgi gören AKM Çocuk Sanat Merkezi, 17 Haziran Cumartesi günü minikleri Tavşan Robotum atölyesinde ağırlıyor. 7-11 yaş aralığındaki çocuklar, pipetlerin ya da kartonların yardımıyla hareket özelliğine sahip Tavşan Robotları oluşturarak motor becerilerini geliştiriyor ve aynı zamanda hikâye oluşturma yeteneklerini kullanıyor. Çocuklara hem el becerileri hem de mühendislik prensipleri konusunda temel bir anlayış kazandıran atölye, miniklerin yaratıcılıklarını da ortaya çıkarmalarını sağlıyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN YARATICI DANS ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 13.00
     AKM Çocuk Sanat Merkezindeki Yaratıcı Dans Atölyesi, 4-6 yaş aralığındaki minik sanatseverlere yaratıcılıklarını dans yoluyla ifade etme fırsatı sunuyor. Sevdikleri müzikler eşliğinde basit dans hareket kombinasyonlarıyla tanışan çocuklar, dans ederken doğaçlama yapmayı ve hayal güçlerini kullanmayı da öğreniyor. Minik dansçılara yaşıtlarıyla gönüllerince dans ettikleri keyifli bir deneyim sunan Buse Nur Bekdemir’in eğitmenliğini üstlendiği atölye, çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerine katkıda bulunuyor.

    MİNİ BALE ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
     Buse Nur Bekdemir eğitmenliğinde AKM Çocuk Sanat Merkezinde gerçekleşen Mini Bale Atölyesi, 4-5 aralığındaki geleceğin sanatçılarını küçük yaştan itibaren sanatın güzellikleriyle tanıştırıyor. Atölyede çocuklar dans ve ritim becerilerini artırmanın yanı sıra bale figürlerinin sağladığı düzen ve ölçüyle el, kol ve bacak koordinasyonlarını geliştiriyor, canlandırılan masal ve hikâyeler ışığında hayal güçlerini zenginleştiriyor, daha düzgün, dengeli ve kuvvetli bir bedene sahip oluyor.

    PİYANO İLE TANIŞIYORUM// 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezinde 17 Haziran Cumartesi günü gerçekleşecek “Piyano ile Tanışıyorum” atölyesi, 4-11 yaş aralığındaki çocuklara yepyeni deneyimler yaşatıyor. Çocuklar atölye kapsamında önce piyano hakkında detaylı bilgi sahibi oluyor, sonrasında kısa bir resital dinleyip, piyanonun başına geçiyor. Atölye, sokak hayvanları için geliştirilen #hermamabirnota projesi kapsamında gönüllü öğretmenlik üstlenen Ceren Yılmazoğlu’nun eğitmenliğinde yapılıyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN DANS ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 15.00
     Yaratıcılığı dışa vurmanın en güzel yollarından biri olan dans, çocuklarla buluşuyor. AKM Çocuk Sanat Merkezinde 7-12 yaş aralığındaki çocuklar, popüler şarkılar eşliğinde hep birlikte çeşitli kombinasyonlar oluşturup, özgün dans hareketleri ortaya çıkarıyor. Çocuklar müziğin ve dansın büyüsüyle coşarken, aynı zamanda beden koordinasyonları ve ritim duyguları da gelişiyor.

    LEGO EDUCATION İLE YARATICI ELLER İŞ BAŞINDA // 17 HAZİRAN// AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 16.00, 17.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezindeki Lego Education ile Yaratıcı Eller İş Başında atölyesi, hem çocukların tüm bedenlerini hareket ettirmelerini sağlıyor hem de soyut düşünme, benzerlik kurma, sıralama, ince motor becerileri, ifade gücü, mantıksal düşünme, el-göz koordinasyonu gibi becerilerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Atölye, çocukların hayal güçlerini heyecanla ve sevinçle beraber kullanıp yeni keşifler yapmalarına destek sağlıyor.

    EBEVEYN-ÇOCUK DANS ATÖLYESİ // 17 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 17.00
    Atatürk Kültür Merkezi, 17 Haziran Cumartesi günü düzenlediği ebeveyn çocuk dans atölyesi ile ailelere keyif dolu bir deneyim yaşatıyor. 3-4 yaşlarındaki çocukların ebeveynleri ile birlikte katıldığı atölyede dans ve eğlence bir arada sunuluyor. Çocukların ebeveynleriyle dans ve ritim hissini yaşayabildikleri atölye, katılımcıların müzik kulaklarının gelişmesine, vücutlarının düzgün, dengeli ve kuvvetli gelişiminin temellerinin atılmasına katkıda bulunuyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN DRAMA ATÖLYESİ // 17- 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 16.00, 14.00
    Drama atölyesinde 7–11 yaş arasındaki çocuklar hayal güçlerini sahneye yansıtıyor. AKM Çocuk Sanat Merkezindeki atölyede rol yapmayı, canlandırmayı, doğaçlamayı öğrenen çocuklar, bir olaydan yola çıkıp farklı maceralara atılıyor. Atölye, çocukların yaratıcılıklarının gelişmesine katkıda bulunurken, sosyal beceri, iletişim ve özgüven gibi konularda da sanat yoluyla güçlenmelerini sağlıyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN YARATICI DRAMA ATÖLYESİ // 17-18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 17.00, 15.00
    Atatürk Kültür Merkezi, 4 -6 yaş aralığındaki çocukların yaratıcılığını geliştiren Yaratıcı Drama Atölyesi düzenliyor. Çocuklara hayal kurmayı, rol yapmayı, topluluk içerisinde güvenle kendini ifade etmeyi deneyimleten atölye ile katılımcılar iletişim ve dil becerilerini geliştiriyor, konsantrasyon, iş birliği, aktif görev alma konularında sanat yoluyla güçleniyor.

    SERAMİK BOYAMA ATÖLYESİ // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 16.00
     AKM Çocuk Sanat Merkezinde 7-11 yaş aralığındaki çocuklara yönelik düzenlenen Seramik Boyama atölyesinde çocuklar atık seramikleri yeniden değerlendiriyor. Çocukları kullan-at felsefesinden uzaklaştıran atölyede katılımcılar, hayal güçlerini kullanarak, seramik karolardan kendi seramiklerini tasarlıyor.

    ÇOCUK ARKEOLOGLAR KAZIDA // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 13.00, 14.00
     Çocukları yepyeni deneyimlerle buluşturan AKM Çocuk Sanat Merkezi, 18 Haziran Pazar günü Çocuk Arkeologlar Kazıda atölyesi düzenliyor. 5-8 yaş aralığındaki çocuklara özel düzenlenen atölyede katılımcıları yeni bilgiler edinerek zihinsel faaliyetlerini geliştirecekleri, keşif duygusunu besleyecekleri, Arkerobox kazı kitiyle hem kazı çalışmasını deneyimlenecekleri hem de el becerilerini geliştirecekleri özgün bir atölye bekliyor.

    ÇOCUKLAR İÇİN SERAMİK BOYAMA ATÖLYESİ // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 17.00
     4-6 yaş aralığındaki minikler AKM Çocuk Sanat Merkezinde seramikle tanışıyor. 18 Haziran’da yapılacak Seramik Boyama atölyesinde miniklerin kullanacağı tüm ürünler ‘’İyi Bak Dünyana” vizyonuyla hareket eden Çanakkale Seramik’in atık malzemelerinden oluşuyor. Bu malzemelerin yeniden değerlendirilebildiğini keşfedecek katılımcılar, geri dönüşüm konusunda da bilinçleniyor. 

    KARAGÖZ YAPIMI ATÖLYESİ // 18 HAZİRAN // AKM ÇOCUK SANAT MERKEZİ // 14.00
    AKM Çocuk Sanat Merkezi, çocukları Karagöz ve Hacivat ile tanıştırıyor. 18 Haziran Pazar günü düzenlenecek Karagöz Yapımı Atölyesi’nde minikler, ülkemizin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan değerlerinin başında gelen Karagöz’ün tasvirini yaparken hem eğlenecek hem öğrenecek.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Şenol Güneş’ten Atiba sözleri!

    Beşiktaş Teknik Yöneticisi Şenol Güneş, Konyaspor maçı öncesi açıklamalarda bulundu.

    Şenol Güneş yaptığı açıklamada, “Beşiktaş’ın ikincilik yarışı yok, 4 büyüklerin hepsi şampiyonluk için oynar. Ben de geldiğimde birebirini söyledim. Sıralama bakmadan futbol ismine doğruları yapıp, karşılaşmaları oynamak istedik. Bugüne kadar o denli geldik, bugün de o denli yapacağız. Bugün itibariyle 3.’lük garanti, kazanırsak 2. oluyoruz. Bu doğal ki bizi tatmin etmez Beşiktaş camiası olarak” dedi.

    KAZANMAK İSTİYORUZ

    Maçtan 3 puanla ayrılmak istediklerini söyleyen Güneş, “Sezon başından beri yaşadığımız, vakit zaman benim dönemimde, vakit zaman benden evvelki periyotta puan kayıpları nedeniyle şu anda durumumuz 77 puanda görünüyor. Bunu 80 yapmak istiyoruz. Ancak daha kıymetlisi oyun olarak daha ileri gitmek istiyoruz. Bugün dönemin son maçını oynayacağız. Bu maç bir arada gelecek yılda neler yapabileceğimizi görmek ismine kıymetli. Bütün taraftarlar bizimle birlikte. Beklentileri, heyecanları, coşkuları var. Oyuncular da en düzgününü yapmaya çalışıyorlar. Kazanırsak, keyifli oluruz. Taraftarımızın önünde güzel bir veda olur. 3 puanla ayrılmak istiyoruz.” sözlerini kullandı.

    Güneş, “Konyaspor da âlâ bir kadro. Onlar da ezalar çektiler. Toparladılar, belirli bir iskelet takımı var. Ülkü takımıyla alana çıkıyor. Hoş maç olacağını bekliyoruz. Hamlede tesirli, yetenekli oyuncular var. Bizim oyuncuların da en güzelini yapacağını düşünüyorum.” diye konuştu.

    ATIBA  İÇİN AÇIKLAMA

    Atiba ile ilgili de konuşan deneyimli çalıştırıcı, “Atiba, ben geçmişte Kopenhag’tan almak istedim. Alamadık lakin daha sonra yollarımız kesişti. Uzun yıllar bir arada kaldık. Benimle birlikte, bensiz Beşiktaş’ta şampiyonluklar gördü. 10 yılda, 3 şampiyonluk bir oyuncu için olumludur. Öteki kupaları da aldı. İnsanların gönlüne nasıl girdiğiniz kıymetli, Atiba hoş bir örnek. Hala, harikulâde çalışıyor. Kendisini tebrik ediyorum, takdir ediyorum. Bu cins oyunculara hürmet göstermek lazım ki, gelecek olan jenerasyonlar bundan örnek alıp geçsinler. Bundan sonraki hayatında da muvaffakiyetler, mutluluklar diliyorum” açıklamasını yaptı.

  • Öğrenciler çok sevinecek! Yeni devirde 4 gün okul 3 gün tatil uygulaması başlıyor!

    Türkiye’de eğitim ve öğretim tarafında, kısa müddette çok şey değişti. Değişmeyen şey ise okul saatleri ve tatil müddetleri oldu. Ama bu durum da yakında değişebilir. Teknolojinin gelişmesi ve yeni kuşağın akıllı telefonlara bağımlı bir hale gelmesi, eğitimcilerin de öncelikli bahisleri ortasında yer alıyor.

    Eğitim denildiğinde, dünyanın 1 numaralı ülkesi olan Finlandiya, öğrencilerin toplumsallaşması için değişik bir uygulamayı pilot bölgelerinde test etti. Olumlu geri dönüşler sonrasında bu modelin ülke genelinde uygulanması kararı alındı. Alınan karara nazaran yeni periyotta öğrenciler okula sadece 4 gün gidecekler. 3 gün ise tatil olacak. Bu tatil mühletince eğitim veren tüm kurumlar kapalı olacak. Böylelikle öğrencilerin farklı eğitim kurumlarına gitmesinin de önüne geçilecek. Pekala bunun Türkiye ile alakası ne? Çabucak açıklayalım.

    Öğrenciler çok sevinecek! Yeni periyotta 4 gün okul 3 gün tatil uygulaması başlıyor!

    Finlandiya, eğitim konusunda Türkiye de dahil pek çok ülkeye rol model olan bir sisteme sahip. O denli ki Finlandiya’nın ülke geneline yayma kararı aldığı bu program çabucak birtakım Avrupa ülkeleri tarafından da benimsendi. Zira Finlandiya’nın eğitim tarafında çok gerçek kararlar aldığı biliniyor.

    Bu sistemin birtakım Avrupa ülkeleri tarafından da kopyalanmış olması, Türkiye tarafındaki ihtimalleri de kuvvetlendiriyor. Malum Türkiye’de yeni bir kabine vazifeye başladı. Hasebiyle bu kabine Finlandiya’daki yeni eğitim programını ülkemizde de denemek isteyebilir.

    Buradaki en kıymetli nokta ise tatillerde öbür eğitim kurumlarının kapanacak olması. Yani öğrenciler okuldan alınıp dershaneye gönderilemeyecek. Elbette bu durum velilerimizin işine gelmeyebilir. Malum bir çok veli okulları çocuk bakım yuvası halinde görüyorlar. Pekala sizin bu sistem hakkındaki fikriniz nedir? Sizce yeni bakan bu sistemi Türkiye’de de uygulamalı mı? Yorum sizin.

  • Binance SHIB ve Bu Altcoinleri Süresiz Olarak Durdurabilir!

    Kripto para dünyasında bomba üzere bir gelişme var. Buna nazaran Binance’in SHIB ve öteki kripto para üniteleriyle ilgili SEC odaklı bir atak gündemde. Detaylara bir bakalım.

    Borsa ve SEC ortasında savaş: SHIB tehlikede

    SEC’in BinanceUS varlıklarını dondurmak için yaptığı son hareket farklı. Borsanın Bitcoin, Shiba Inu ve başka varlıklar için ticareti süresiz olarak durdurmasına neden olabilir. ABD Menkul Değerler ve Borsa Kurulu (SEC), dünyanın en büyük borsası Binance’in Amerikan iştiraki BinanceUS’un varlıklarını süreksiz olarak dondurmak için bir önerge verdi. Mahkeme tarafından onaylanması halinde bu talep enteresan bir sonuç ortaya koyacak. Bitcoin (BTC), Shiba Inu (SHIB) üzere altcoinleri içeren alım satım faaliyetlerinin askıya alınmasına yol açabilir.

    Talep, SEC’in borsa ve CEO’suna yönelik suçlamaların akabinde geldi. Tabi, bu taleplerin hepsi SHIB ve başka altcoinleri etkileyecek. Buna nazaran SEC BinanceUS’nin ticaret düzenlemelerini yanlış beyan ettiğini söz ediyor. Ayrıyeten menkul değer maddelerini ihlal savı da var. Süreksiz yasaklama buyruğu (TRO) ve ihtiyati önlem talebinin detaylarında enteresan gelişmeler var. Buna nazaran BinanceUS’un Binance, CZ yahut rastgele bir bağlı kuruluşa fon yahut varlık aktarmasını yasaklamayı amaçlıyor. SEC, bu çeşit transferlerin yatırımcılar için geri dönüşü olmayan bir ziyan tehdidi oluşturacağını savunuyor.

    BinanceUS Yanıtlıyor

    BinanceUS, hususla ilgili cevap vermekte gecikmedi. Müşterilerinin SHIB ve öbür altcoin varlıklarının inançta kaldığını belirtiyor. Ayrıyeten platformun kıymetli bir aksaklık olmadan çalışmaya devam ettiğini vurguluyor. Borsa, kullanıcılara para yatırma ve çekme fonksiyonlarının etkilenmediğine dair teminat verdi. Borsa, SEC’in dosyalamasına ait hayal kırıklığını lisana getirdi. Ayrıyeten bunu gereksiz buldu. Şirket, ajansın gayelerinin müşteri varlıklarını korumaktan çok davalarda stratejik bir avantaj elde etmeye odaklanabileceğine inanıyor.  BinanceUS ayrıyeten, ABD düzenleyicisinin yıllar boyunca ajansla bağlantıları sırasında müşteri fonlarının güvenliği ile ilgili rastgele bir kaygıya işaret etmediğini vurguladı.

    Binance US, son günlerde SEC ile kapsamlı ve daima bir diyalog içinde olduğunu belirtiyor. Ayrıyeten kaygıları gidermek için proaktif adımlar attığını söyledi. Fakat bu eforlara karşın dava gündeme geldi. Borsa, kendisini mahkemede savunmayı planladığını söylüyor. Bu karşılıklar bir nebze SHIB ve altcoin yatırımcılarını teselli etmiş üzere.

    SHIB ve öbür altcoinler için sorunlu durum

    SEC’in bu atılımının BTC, Shiba Inu (SHIB) ve başka varlıklarla süreç yapan BinanceUS kullanıcıları için kıymetli tesirleri olacak. Talebin kabul edilmesi halinde, platformdaki alım satım süreçleri süresiz olarak askıya alınacak. Ayrıyeten kullanıcıların fonlarına erişimi engellenecek. Bu durum en çok kripto para yatırımcılarını etkileyecek. Zira onlar fiyat dalgalanmalarına maruz kalan değişken kripto varlıklara sahipler. Dal önderleri bu atağın sırf SEC’in korumak istediği yatırımcılara ziyan verdiğini vurguluyorlar. Tüm kripto topluluğu hareketi eleştirdi.  Fakat CZ, önergenin kabul edilmesi halinde bunun sırf ABD vatandaşlarına hitap eden BinanceUS’yi etkileyeceğini açıkladı. Global Binance platformundaki müşteri varlıklarının, hareketin sonucundan bağımsız olarak inançta kalacağına dair teminat verdi.

    Başka altcoinler de var

    Cardano (ADA), Solana (SOL) ve Polygon (MATIC), ABD Menkul Değerler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) son yasal süreçlerinin ortasında Robinhood ticaret platformundan potansiyel olarak silinme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu nedenle maksatta yalnızca SHIB yok. Kriptokoin.com olarak baktığımızda Robinhood, SEC’in Binance ve Coinbase isimli iki amiral gemisi kripto para alım satım platformuna karşı açtığı davada ismi geçen tokenleri platformdan çıkarabileceğini açıkladı.  Bir kripto para ünitesinin menkul değer olduğu tespit edilirse ve SEC’e kayıtlı değilse, Robinhood üzere ABD merkezli borsaların kullanıcıların bunları alıp satmasına müsaade vermesi yasa dışı. Bu nedenle, SEC davasının başarılı olması halinde, Robinhood’un ABD menkul değerler kanunlarıyla uyumlu kalabilmek için bu kripto paraları listeden çıkarması gerekebilir.

    SEC, Cardano, Solana ve Polygon da dahil olmak üzere yaygın olarak süreç gören bir dizi kripto para ünitesinin uygun biçimde kaydedilmemiş menkul değerler olduğunu sav ediyor. Nasdaq’ta listelenen çevrimiçi aracı kurum, Eylül 2022’de ADA kripto para ünitesi için dayanak ekledi. Bu atak, o yıl Robinhood’un kripto tekliflerindeki daha geniş bir genişlemenin kesimiydi. Başlangıçta 2018’in başlarında kripto sunmaya başladı.

  • Efsanevi Borsacıdan Kripto Para Uyarısı: Artık Satın!

    Hatalı varsayımlarıyla nam salmış bir ekonomist olan Jim Cramer, bugün SEC fırtınasının ortasında yatırımcılara tüm kripto para birikimlerini satmayı tavsiye etti. Ancak, piyasa krize karşın kayda bedel bir toparlanma kaydetmeyi başardı.

    Jim Cramer kripto para yatırımcılarına ‘satın’ dedi, piyasa yükselmeye başladı

    ‘Mad Money’ programının sunucusu ve eski bir borsacı olan Jim Cramer, son bankacılık krizi ile kripto sanayisi algısı ortasında paralellikler kurdu. Hedge fonlarının kriz sırasında bölgesel bankaları nasıl short’layıp banka hissedarlarına ziyan verdiğini ve muhtemelen kredi arzını azalttığını vurguladı.

    Cramer, bu noktada kripto paraların öncelikle “dolandırıcılık” olduğunu tabir etti. Hatta bu scam projelere “poppycock” ismini verdi. Eski borsacı, bu cins projelere yatırım yapanların kriptolarını satmalarını ve Hazine bonosu üzere daha inançlı yatırımlara geçmelerini tavsiye ediyor.

    Cramer’in görüşleri, SEC’in Binance ve Coinbase’e karşı son aksiyonu tarafından destekleniyor. Cramer, “Birinin parayı neden hala bu adamlarda tuttuğuna dair hiçbir fikrim yok” diyor. Ayrıyeten, hiçbir şeyin insanları piyasadan manipülasyondan daha süratli çıkaramayacağını belirterek telaşının altını çizdi.

    Jim Cramer’in düzenleyici belirsizliğe yaklaşımı

    Bu ortada, Twitter kullanıcıları Mart ayında piyasaya sürülen Inverse Jim Cramer ETF’ye (SJIM) bahis oynuyor. Birçoğu, eserin ATH düzeyine ulaşacağını varsayım etti ve Cramer’in rehberliğiyle alay etti.

    Seeking Alpha’a nazaran Inverse Jim Cramer, 2023’ün birinci çeyreğinde âlâ performans gösterdi. Yılbaşından bugüne %6,59 getiri ile S&P 500 endeksini geride bıraktı. Fakat Cramer’in yorumları, SEC müdahalesinin akabinde daha büyük piyasayı çevreleyen düzenleyici belirsizliğin altını çiziyor. Düzenleyici, uygunsuz ve lisanssız faaliyetlerde bulunduğu savıyla Coinbase ve Binance aleyhine dava açtı.

    Binance yöneticisi Jim Cramer’ı suçlamaları hakkında uyardı

    Son davalar hakkında Cramer, Binance’e yönelik tenkitleriyle ortamı sert bir halde geriyor. CNBC sunucusu, borsayı geçersiz olarak nitelendirecek kadar ileri gitti. Lakin Binance davasıyla karşılaştırıldığında Coinbase SEC davasının bir dereceye kadar taraflı olduğunu da ima etti.

    Diğer açıklamalarında Cramer, Binance idaresinin agresif bir biçimde karşılık verdiği davada Binance’in durumu hakkında bir yorum daha yaptı. CNBC sunucusundan FTX ile ilgili karşılaştırmasını delillerle desteklemesi isteniyor. Zira Binance idaresi daha sonra suçlamaları ‘yeniden gözden geçirecek’.

    Salı günü Cramer, SEC’in art geriye açtığı davalar bağlamında Binance ve Coinbase idaresini sertçe eleştirdi. Yatırımcıların Binance’ten para çekmesi gerektiğini belirterek, borsanın konumunu düşen kripto borsası FTX ile de karşılaştırdı. Görünüşe nazaran, söyledikleri Binance yöneticilerinin pek güzeline girmedi. Binance’in Baş İrtibat Sorumlusu Patrick Hillmann, Cramer’ı çılgın karşılaştırması konusunda uyardı:

    Hey Jim Cramer, FTX’in suçlandığı kabahatlerin birebirini işlediğimize dair dün yayında yaptığınız savları eninde sonunda tekrar gözden geçireceğiz. Umarım buna dair bir ispatınız vardır.

    Bugün Cramer, başkan borsaların ikisi peş peşe amaç alındığından kripto pazarına yönelik tenkitlerine devam etti.

    Kriptokoin.com olarak aktardığımız üzere, Cramer’in açıklamaları akabinde kripto piyasası bugün erken saatlerde güçlü bir formda toparlandı. Cramer gün uzunluğu ‘ters indikatör’ manşetleriyle gündemde kaldı.

  • TBMM 30. Başkanı’nı seçti… Yeni Başkan Numan Kurtulmuş oldu

    ANKARA (İGFA) – AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, bugün mecilste yapılan 3. turda 321 oy alarak meclis başkanı seçildi.

    İlk turda 317, ikinci turda 321 oy almasına karşı 400 oy alamadığı üçüncü tur seçimlerine kalan Numan Kurtulmuş, üçüncü tur için gereken 301 oy yerine 321 oy alarak meclis başkanı seçildi.

    Geçici Meclis Başkanı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından üçüncü tur sonuçlarının açıklanması sonrasında Numan Kurtulmuş, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık seçimi için teşekkür konuşması yaptı.

    Hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın güçlü bir şekilde gerçekleşmesi için mücadelelerini vereceklerini belirten Kurtulmuş, Meclis başkanlığı görevini tüm siyasi partilerle diyalog içinde sürdüreceğimin bir kere daha altını çizdi.

    Anayasa’nın kendisine verdiği tarafsız ilkesi içerisinde bütün siyasi partilerle diyalog içerisinde sürdüreceğini söyleyen Kurtulmuş, önlerinde çetin meseleler olduğunu belirterek, “Tartışmayı en yüksek perdeden yaparak ama asla ve asla buradan fikirlerimizi söyleyeceğimize inancım tamdır. Bu meclis Cumhuriyetin ikinci yüzyıl meclisidir. Türkiye’de halen darbe döneminin izlerini taşıyan bu anayasadan kurtulmalıdır. Milletimizin bizden beklentilerinden biri yeni anayasadır” mesajı verdi.

  • 2 Analist Cevapladı: Bitcoin İçin Sırada Ne var?

    Kripto para piyasası, SEC dramasında kaybettiği 30 milyar doları geri almayı başardı. Bitcoin dahil birçok kripto gün içinde %5’in üzerinde toparlanma kaydetti. CryptoQuant ve DataDash’den yeni tahliller, mevcut piyasa şartlarında BTC için 2 farklı görünüm sunuyor.

    Nicholas Merten, Bitcoin’in büyük bir düzeltmeye yöneldiğini iddia ediyor

    DataDash sunucusu Merten, BTC için yanıp sönen bir ayı sinyaline dayanarak büyük bir düzeltme bekliyor. Yeni bir görüntüde, Bitcoin’in NASDAQ karşısındaki performansının zayıfladığını bildirdi. Analist bunun kripto hükümdarı için düşüş eğilimine işaret ettiğini söylüyor.

    Merten, kısa vadede büyük teknolojinin, yapay zeka (AI) teknolojisinin potansiyeliyle beslenen ve Bitcoin’in fiyat hareketini geride bırakan büyük yararlar elde ettiğini belirtiyor. Piyasa analistine nazaran teknoloji stoklarının daha geniş bir ölçümü olan NASDAQ, Bitcoin’i büyük ölçüde geride bırakıyor.

    Merten, NASDAQ ve Bitcoin ortasındaki korelasyonu değerlendirdiği yakın tarihli görüntüsünde şu tahlillere yer verdi:

    Son vakitlerde nitekim kaygı verici olan şey, teknoloji stoklarının daha geniş bir ölçümü olan NASDAQ’u izlemek… şu anda Bitcoin’i büyük ölçüde geride bırakıyor. Burada yapay zeka ile ilgili vaatlerden daha fazla çalkalamaya devam ediyorlar. Şimdiki büyük trend bu…

    NASDAQ, Nisan 2022’den bu yana en yüksek noktasında…

    Merten daha teknoloji stoklarındaki yükselişin kripto para piyasası üzerindeki tesiri hakkında konuştu:

    Uzun vadede hala bir ayı piyasasında olduğumuza inanıyoruz. Dürüst olmam gerekirse, bu fiyat hareketi buna meydan okumaya başlıyor. NASDAQ’nın 12.300’den 13.240’a çıktığını gördüğümüz için, son birkaç hafta içinde buradaki ivmenin epeyce büyük bir biçimde hızlandığını görmeye başlıyoruz. Tekrar, 2022 Nisan’ından bu yana en yüksek noktasına yanlışsız itiyor.

    Şimdi, Bitcoin burada tıpkı şeyi söyleyebilir mi? Tam olarak değil… Haziran 2022’den beri görmediğimiz aralıklara geri döndük. Esasen, kararlı bir halde Ağustos’ta burada olduğumuz yere yaklaşıyoruz.

    Bitcoin için sırada ne var?

    Merten, BTC/NDX oranını kullanarak Bitcoin’i NASDAQ ile karşılaştırarak, BTC’nin Bitcoin’in son rallisi sırasında NASDAQ karşısında elde ettiği karlardan vazgeçmesi nedeniyle kripto hükümdarının aşağı taraflı büyük bir hareket için taban hazırladığını söylüyor.

    Bitcoin, son 24 saat içinde %2,5 artışla şu anda 26,422.62 dolardan süreç görüyor. Gün içinde bir noktada %5’in üzerinde kıymet kazandı.

    CryptoQuant tahlili, BTC için 24.000 doların hala geçerli olduğunu gösteriyor

    CryptoQuant’tan gelen yeni bilgiler, Bitcoin fiyatının kısa vadeli düşüş düzeltmesine yönelebileceğini gösterdi. BTC’ye dayalı Değişim Oranına (21d) nazaran: İddiası Kaldıraç Oranı, kaldıraçta çok ısınmaya dair göstergeler var. Bu fenomen tarihî olarak Bitcoin’in fiyatındaki aşağı istikametli düzeltmelerden evvel geldi.

    Analiz, Bitcoin’in süreksiz bir gerileme yaşadığı evvelki örneklerle uyumlu bir model ortaya koyuyor. Bu nedenle, Bitcoin için öngörülen 24.000 amacın hala mümkünlük dahilinde olduğu tarafında spekülasyonlara yol açıyor.

    Bununla birlikte, öteki on-chain indikatörlerin de daha derin bir düzeltme potansiyeline işaret ettiğini belirtelim. Birtakım uzmanlar, Bitcoin’in fiyatının 21.000 ila 20.000 dolar aralığına düşebileceğini öne sürüyor. Binance’e karşı açılan davayla ilgili son haberler üzere faktörler, FUD ortamına katkıda bulunuyor. Bu belirsizlik, kısa vadeli aşağı istikametli düzeltme için durumu daha da güçleştirecek. Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere, Binance CEO’su CZ geçtiğimiz saatlerde Fud haberleri hakkında açıklamada yer verdi.

  • Zorlu PSM’de Bu Hafta; 12-18 Haziran

    Zorlu PSM’de bu hafta, günümüzün en büyük bestecilerinden ve piyanistlerinden biri olan Ludovico Einaudi, “Underwater Tour” kapsamında 12 ve 13 Haziran’da iki gece üst üste Zorlu PSM’de sahne alıyor. Öte yandan kendine özgü tarzı, bazen karanlık bazen de mizahi şarkılarıyla İngiliz müzik sahnesine damga vuran, indie müziğin sıra dışı sesi Baxter Dury 14 Haziran akşamı sahne almaya hazırlanırken “Que Sera”, “Seize The Day” ve “Ungodly Fruit” gibi hitleriyle müzisyenleri büyüleyen Wax Tailor, yeni albümü “Fishing For Accidents”in dünya turnesi kapsamında 14 Haziran akşamı Zorlu PSM %100 Studio’da müzikseverle buluşuyor.

     

    İBRAHİM SELİM İLE BU GECE // 12 HAZİRAN // %100 STUDIO // 21.00

    İbrahim Selim ile Bu Gece yeni sezonuyla çok yakında evlerinize konuk olmaya geliyor. 

     

    Kapı Açılış: 19.30 

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları:

    Genel Satış: 880,00₺

    Balkon: 715,00₺

     

    LUDOVICO EINAUDI – UNDERWATER TOUR // 12-13 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 21.00 

    Müzik eleştirmenleri tarafından eski ve yeni arasındaki ilişkiyi değiştiren müzisyen olarak anılan Ludovico Einaudi, “Una Mattina”, “Diario Mali” albümlerinin ardından, yedinci stüdyo albümü “Divenire” için Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası’yla yaptığı iş birliğiyle müzik dünyasında büyük ses getirdi. 2009 yılında yayımlanan “Nightbook”, 2013 yılında “In a Time Lapse”i, Mart 2019’da ‘ Seven Days Walking’ albümleriyle başarısını sürdürdü ve müzik eleştirmenlerinden tam not aldı. ‘The Father’ ve ‘Nomadland’ gibi 2020’ye damgasını vurarak Oscar ve Altın Küre’de büyük başarı yakalayan filmlerin müziklerine de imza attı. Ludovico Einaudi, pandeminin yarattığı sessiz, dış müdahalesiz ve akışkan dünyadan ilham alarak yarattığını söylediği solo albümü ‘Underwater’ı yayınlayarak müziğine kattığı daha samimi ve etkileyici boyutu Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde 12-13 Haziran’da iki gece üst üste müzikseverlerle tanıştıracak.

     

    Kapı Açılış: 20.00

    Etkinlik: 20.30

     

    Bilet Fiyatları;

    VIP (Yemekli): ₺ 2.970,00

    1. Kategori: ₺1.650,00

    2. Kategori: ₺1.320,00

    3. Kategori: ₺1.155,00

    4. Kategori: ₺1.045,00

    5. Kategori: ₺935,00

    6. Kategori: ₺715,00

     

    WINGS SUNAR: FATİH ERKOÇ // 12 HAZİRAN // touché // 21.00

    “Gitme”, “Ellerim Bomboş” gibi kült parçalarıyla Türkçe müziğin önemli yorumcularından Fatih Erkoç, 12 Haziran akşamı Wings katkılarıyla touché’de!

     

    Kapı Açılış: 19.30

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları:

    Genel Satış: 660,00₺

    Yemekli: 1.650,00₺

     

    AFTERWORK PARTY: ONUR GÜLLAPOĞLU // 13 HAZİRAN // VESTEL AMFİ // 19.00

    RE:VOLT Kollektiv’i kurmadan önce İstanbul gece hayatında uzun süre boyunca yer almış bir isim olarak elektronik müzik sahnesinde ve özellikle rave kültüründe bir araştırmacı olarak konumlayan Onur, techno müzik türünde üretimlerini sürdürüyor. Stereotip algılardan uzaklaşarak, hızlı hareket eden müziğinde, gelecek odaklı seslerle, minimalist ve ritimli vuruşlarla güçlendirdiği duyarlılığını yansıtmaktadır. Bu duyarlılık, geçmişin 90’ların sonu ve 2000’lerin başına dayanan rave sahnesinde oluşturduğu katmanlı soundlarla birleşmektedir.

     

    Kapı Açılış: 17.00 

    Etkinlik: 19.00

     

    Etkinlik Ücretsizdir.

     

    KİBRİTİN UCUNDA // 13 HAZİRAN // %100 STUDIO // 20.30

    30’larının başında bir plaza çalışanı olan Kerem, başarı hırsının, çocukluğunun ve küçük bir felaket sonrası ziyarete gelen geçmişinin gölgesinde, kendiyle uzun ve derin bir hesaplaşmaya girişir. Kafasının içinden gelen seslere engel olmaya bıraktığı o soğuk İstanbul akşamında tüm çocukluğu kar taneleri gibi yerlere dökülür. Kerem’in hayatı o gece bir kibritin ucunda. Zorlu PSM Prodüksiyonu’nun T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın maddi katkılarıyla tiyatro sahnelerine kazandırdığı, Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı Kayhan Berkin’in yönettiği, Rıza Kocaoğlu’nun oynadığı Kibritin Ucunda, sezon boyunca %100 Studio’da izleyicisiyle buluşuyor.

     

    Kapı Açılış: 20.00

    Etkinlik: 20.30

     

    Bilet Fiyatları;

    Genel Satış: 231,00₺ 

    Öğrenci: 110,00₺ 

     

    WINGS SUNAR: AYŞEGÜL ALDİNÇ // 12 HAZİRAN // touché // 21.00

    Ayşegül Aldinç, Wings’in katkılarıyla touché’de!

     

    Kapı Açılış: 19.30

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları:

    Genel Satış: 660,00₺

    Yemekli: 1.650,00₺

     

    BAŞKA SİNEMA FİLM GÖSTERİMİ: ASTERİKS VE OBURİKS:ORTA KRALLIK // 14 HAZİRAN // VESTEL AMFİ // 21.15

    Asteriks ve Oburiks: Orta Krallık, imparatoriçeyi kurtarmak için zorlu bir maceraya atılan Asteriks, Oburiks ve imparatoriçenin kızı Ra-Na’nın hikayesini konu ediyor. Yıl M.Ö. 50. Kötü prens Deng Tsin Qin, Çin İmparatoriçesi’ni esir almıştır. Bu sırada kaçmayı başaran imparatoriçenin kızı Ra-Na, sihirli iksir sayesinde insanüstü güçler elde eden Asteriks ve Oburiks’ten yardım ister. Hem denizde hem de karada tehlikeli maceralara atılan Ra-Na, Asteriks ve Oburiks, geç olmadan imparatoriçeyi kurtarabilecek midir?

     

    Yönetmen Guillaume Canet

    Senarist Guillaume Canet, Julien Hervé

    Oyuncular: Guillaume Canet, Gilles Lellouche, Marion Cotillard

    Orijinal adı Astérix et Obélix : L’Empire du milieu

     

    Kapı Açılış: 17.00 

    Etkinlik: 21.15

     

    Etkinilk Ücretsizdir.

     

    PSM LOVES SUMMER BY %100 MÜZİK: BAXTER DURY // 14 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 21.00

    Güçlü ve kendine has vokal becerileriyle hayata dair alaycı gözlemlerini hikayeleştirerek anlatan İngiliz indie rock harikası Baxter Dury, 14 Haziran akşamı PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında Turkcell Sahnesi’ne geliyor. Müzikal hayatına acı bir tesadüfle pub rock/new wave ikonu babası Ian Dury için düzenlenen anma töreninde sahne alarak başlayan Baxter Dury, 2002’den bu yana new wave, indie rock, indietronica, alternative pop ve post-disco türlerinde üretimlerini sürdürüyor. 2017 yılında yayımladığı “Prince of Tears” ile disco sound’una göz kırpan Baxter, büyük çıkışını da bu albümle gerçekleştirdi. 17 Aralık 1971’de Wingrave, Buckinghamshire, İngiltere’de doğan Baxter Dury’nin müziğinde tüm bu hareketli türlerin yanında İngiltere’nin dingin havasını da soluyacağımız konseri, 14 Haziran Çarşamba saat 21.30’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde gerçekleşecek.

     

    Kapı Açılış: 20.30 

    Etkinlik: 21.30 

     

    Bilet Fiyatları:

    Ön Satış 2. Dönem- Ayakta: 363,00₺ 

    Ön Satış 1. Dönem- Ayakta (Tükendi): 275,00₺

     

    WAX TAILOR // 14 HAZİRAN // %100 STUDIO // 21.00 

    Elektro hip-hop’ın Fransız elçisi Wax Tailor, 2023’te yayınladığı yeni albümü “Fishing For Accidents” ile geri dönüş turnesine imza atıyor. Kuzey Amerika’da başlayacak turnenin 14 Haziran’daki durağı ise %100 Studio oluyor.

     

    Kapı Açılış: 20.00

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları;

    Ön Satış 1. Dönem: 220,00₺

    Öğrenci: 165,00₺

     

    AYŞE SİCİMOĞLU QUARTET // 14 HAZİRAN // touché // 21.00

    Klasik müzik, Fransız şansonları, 80’lerin ve 90’ların hit parçalarından oluşan geniş ve renkli bir repertuar ile Ayşe Sicimoğlu Quartet, sizi zaman tüneline davet ediyor.

     

    Kapı Açılış: 19.30

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları:

    Genel Satış: 187,00₺

    Yemekli: 990,00₺

     

    KUNDAKÇI // 15 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 20.30 

    Çevirmen kimliğiyle tiyatro sahnelerinde de önemli bir görev üstlenen Haluk Bilginer, Kundakçı ile Turkcell Sahnesi’ne geri dönüyor.

     

    Kapı Açılış: 19.30

    Etkinlik: 20.30

     

    Bilet Fiyatları:

    1.Kategori: 385,00₺

    2.Kategori: 341,00₺

    3.Kategori: 297,00₺

    4.Kategori: 253,00₺

    5.Kategori: 198,00₺

     

    EDITH // 15 HAZİRAN // touché // 21.00

    Fransa’nın ünlü şarkıcısı “Edith Piaf”ın, nam-ı diğer “Kaldırım Serçesi”nin size anlatmak istediği bir hikaye var. “Kaldırım Serçesi”ni herkes tanıyor, pekiyi Edith’le tanışmak nasıl olurdu? ‘’Edith’’ alışılagelmiş Kaldırım Serçesi figürünün dışında, seyircisine çok tanıdık gelen bir yabancı. Aşkları, kayıpları, hüzünleri ve şarkılarıyla günümüz dünyasına kolunun altında evini taşıyarak misafir gelmiş bir hikaye anlatıcısı. Selin Köseoğlu’nun yazıp yönettiği ve aynı zamanda ‘’Edith’’ karakterine hayat verdiği tek kişilik müzikli oyunu, 21 Mayıs Pazar akşamı 21.00’de touché’de Piaf’ın meşhur şarkılarının Türkçe yorumları eşliğinde seyirci ile buluşuyor.

     

    Kapı Açılış: 19.30 

    Etkinlik: 21:00

     

    Bilet Fiyatları: 

    Ön Satış: 132,00₺ 

     

    DUYGU SOYLU “A TRIBUTE TO ONNO TUNÇ” // 15 HAZİRAN // TURKCELL PLATINUM SAHNESİ // 21.30

    Duygu Soylu, Onno Tunç’u andığı seçkisiyle touché’de! Geçtiğimiz sezon, Zorlu PSM’nin keyifli caz kulübünde “Black Diamond Band” olarak sahne alan sanatçının, yeni projesi “Onno Tunç Tribute’’ dinleyicileriyle buluşuyor.

     

    Kapı Açılış: 20.00 

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları:

    1.Kategori: 385,00₺

    2.Kategori: 275,00₺

    3.Kategori: 165,00

     

    İSTANBUL VORTEX // 16 HAZİRAN // %100 STUDIO // 22.00 

    Vortex, Radyo Eksen’den Gülşah Güray ve ekibinin müzik kreasyonlarını görsel hikayelerle birleştirip eş zamanlı iletişim yarattığı ve AC/DC, Metallica, Placebo, Nirvana yanı sıra Santigold, House of Pain, Moby, Empire of the Sun ve Robyn gibi başarılı müzisyenlerin şarkılarını duyabileceğimiz bir etkinlik serisi olarak 16 Haziran akşamı dinleyicileriyle buluşuyor.

     

    Kapı Açılış: 21.00

    Etkinlik: 22.00

     

    Bilet Fiyatları;

    Ön Satış 1. Dönem: 99,00₺

     

    CHROMAS THE EXPERIENCE BY BAŞAK DOĞAN // 16 HAZİRAN // TURKCELL PLATINUM SAHNESİ // 20.30

    İnsan sesi sihirbazı olarak bilinen sıra dışı şef, Başak Doğan yönetimindeki Chromas, 16 Haziran Cuma akşamı, bütün duyularımıza hitap edecek heyecan verici bir konserle Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde dinleyicileri ile buluşuyor.

     

    Kapı Açılış: 20.00

    Etkinlik: 20.30

     

    Bilet Fiyatları: 

    1. Kategori: 286,00₺ 

    2. Kategori: 220,00₺

     

    WINGS SUNAR: ELİF SANCHEZ // 16 HAZİRAN // touché // 21.00

    Elif Sanchez, 11 Grammy Ödüllü 20’den fazla altın ve platin plak sahibi dünyaca ünlü besteci, gitarist ve prodüktör Javier Limon prodüktörlüğünde yayınladığı 11 şarkıdan oluşan ikinci albümü “MI VOZ“un ardından İstanbul’daki konseriyle 16 Haziran’da Zorlu PSM touché ‘de dinleyici ile buluşuyor.

     

    Kapı Açılış: 19.30

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları:

    Genel Satış: 660,00₺

    Yemekli: 1.650,00₺

     

    BEATGATE PRESENTS: NILS FRAHM-MUSIC FOR ISTANBUL // 16 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 21.00

    7 yıldır şehrin, hakkında en konuşulan etkinliklerine imza atan Beatgate, dünya sahnesinin en çok merak edilen canlı performans sanatçılarını ağırlayacağı, yeni etkinlik konsepti #KeepItAlive serisinin ilk ayağında; Berlin çıkışlı piyanist, besteci ve prodüktör Nils Frahm’ı, 16 Haziran gecesi Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde konuk ediyor.

    Asırlık bir enstrümanı merkez kuvvetine alarak; deneysel, neo-klasik, ambiyans ve elektronika evrenleri arasında geçişlerle ortaya çıkardığı alışılmadık sound’uyla, son yüzyılın en yetenekli bestecileri arasında gösterilen Nils Frahm, müzik eleştirmenlerinden ve dinleyicilerden tam not aldı ve dünya çapında bir hayran kitlesine sahip oldu. Birçok başarıya imza attığı kendine özel sound’uyla, sanat alanını genişleten Frahm, Sebastian Schipper’ın uzun metrajlı filmi için yazdığı ‘Music For The Motion Picture Victoria’ adlı soundtrack’i, ‘En İyi Film Müziği’ dalında saygın ‘Alman Film Ödülü’nü kazandı. Bununla birlikte, Robert De Niro’nun başrolünde oynadığı ‘Ellis’ filminin müziklerine Fransız müzisyen Woodkid ile beraber imza attı.

     

    Kapı Açılış: 17.30

    Etkinlik: 18.00

     

    Bilet Fiyatları:

    1. Dönem – Ayakta / Early Bird 1 – Standing – ₺500,00

     

    HANDE MEHAN-AKUSTİK // 16 HAZİRAN // VESTEL AMFİ // 19.00

    Kendine özgü tarzı ve yorumuyla adını duyuran, söz ve besteler yazan Hande Mehan, akustik performansıyla Vestel Amfi’de! Müzikal kariyerine ilk olarak 2018 yılında “Sen Beni Güzel Hatırla” adlı şarkısıyla başladı. Cem Adrian ile birlikte söylediği “Sen Benim Şarkılarımsın” projesi 60 milyonu aşkın izlenmeye ulaştı ve bu çalışma büyük beğeni topladı.

     

    Kapı Açılış: 17.00

    Etkinlik: 19.30

    Etkinlik Ücretsizdir.

     

    DJ PARTY:MOOPHY // 16 HAZİRAN // VESTEL AMFİ // 19.00

    Farklı ses ve türleri merak ve coşkuyla birleştirerek elektronik dans müziğinde kendine özgü tarzıyla yer alan Moophy, Vestel Amfi’de! Evrenin tinisini yoğun sezgi gücüyle hissedip setleriyle izleyiciyi benzersiz hipnotik bir yolculuğa çıkaran Moophy, keyifli bir deneyim yaşatıyor. En büyük tutkusu insanlara müziğiyle enerji vermek ve bunu çok da güzel başarıyor.

     

    Kapı Açılış: 17.00

    Etkinlik: 19.00

    Etkinlik Ücretsizdir.

     

    KUŞAK ÇATIŞMASI: X – Y – Z – BOOMER! // 17 HAZİRAN // TURKCELL PLATINUM SAHNESİ // 20.30

    Farklı kuşakların temsilcileri: X, Y, Z ve Boomer, komedyen Doğu Demirkol’un ev sahipliğinde bir araya geliyor! Ünlü komedyen ilişkiler, ekonomi, toplum ve aile yapıları gibi birçok konuda eğlenceli ve interaktif bir tartışmanın kapılarını 17 Haziran akşamı Turkcell Platinum Sahnesi’nde aralıyor.

     

    Kapı Açılış: 20.00

    Etkinlik: 20.30

     

    Bilet Fiyatları: 

    1. Kategori: 550,00₺ 

    2. Kategori: 450,00₺

     

    THUG LIFE – 90’S & 2000’S HIP-HOP PARTY // 17 HAZİRAN // %100 STUIO // 21.00

    Thug Life parti serisi, %100 Studio’da bu kez 90’lar ve 2000’lerin en sevilen R&B ve Hip-Hop parçalarıyla devam ediyor! 2018’de temelleri atılan, Istanbul’un en eğlenceli hiphop parti serisi Thug Life, orijinal kadrosu ile %100 Studio’da! Gorillaz, Kelis, Moby gibi isimlere yaptığı official remix’lerle ve albümleriyle tanınan Armageddon Turk’un kabinde olacağı gecenin açılışını DJ Sicies yapacak.

     

    Kapı Açılış: 20.00

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları: 

    Avantajlı Dönem: 99,00₺ 

     

    BÜYÜK EV ABLUKADA // 17 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 21.00

    Büyük Ev Ablukada, 17 Haziran akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’ne geliyor!

     

    Kapı Açılış: 20.00

    Etkinlik: 21.00

     

    Bilet Fiyatları: 

    Ön Satış 1. Dönem: 550,00₺ 

     

    MİNİKLER İÇİN CAZ // 18 HAZİRAN // VESTEL AMFİ // 14.00

    Çocuk şarkılarının cazla, caz standartlarının çocuklarla buluşacağı eğlenceli bir konser için geri sayım başladı. 18 Haziran’da Vestel Amfi’de çocuklar caz ile buluşacak. Ali Baba’nın Çiftliği, Bir Aslan Miyav Dedi, Kırmızı Balık, A Tisket A Tasket, Flintstones gibi herkesin severek dinlediği çocuk şarkılarını, vokalde Bestem Yuvarlak, saksafonda Ozan Akarsu, gitarda Ozan Göğüş, kontrbasta Yarkın Tuncer ve davulda Cem Çatık sizler için çalacak.

     

    Kapı Açılış: 13.00

    Etkinlik: 14.00

     

    Bilet Fiyatları: 

    Ön Satış 1. Dönem: 120,00₺ 

     

    TUZ BİBER STAND UP // 18 HAZİRAN // VESTEL AMFİ // 19.00

    Tuz Biber Stand Up, Vestel Amfi’de!

     

    Kapı Açılış: 17.00

    Etkinlik: 20.00

     

    Etkinlik Ücretsizdir.

     

    WINGS SUNAR: BORA ÖZTOPRAK // 18 HAZİRAN // touché // 21.00

    Bora Öztoprak, Wings katkılarıyla touché’de dinleyenleriyle buluşacak!

     

    Kapı Açılış: 19.30

    Etkinlik: 20.00

     

    Bilet Fiyatları: 

    Ön Satış: 330,00₺ 

    Yemekli: 1.100,00₺

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bybit, kurumsal yatırımcılara yönelik kazançlı teklifiyle opsiyonlu işlemlerde çıtayı yükseltiyor

    Dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü kripto para borsası Bybit, profesyonel opsiyon yatırımcılarının diğer platformlardaki işlem geçmişlerini kullanarak Bybit’teki seçkin VIP kademelerine erişim sağlayabileceklerini duyurdu. Böylelikle yeni opsiyon yatırımcıları, %0,01 kadar düşük oranlarda sunulan piyasa yapıcı ve alıcı ücretlerinden yararlanabilecek. 

    Profesyonel yatırımcılar, diğer borsalardaki işlem hacimlerini kullanarak Bybit’in Opsiyonlu İşlemlerine anında geçiş yapabilecek ve işlem hacimlerini sıfırdan büyütmek zorunda kalmadan VIP ve Pro kademelerine erişim sağlayabilecek. Üstelik Bybit, yeni gelen kullanıcıları mevcut statülerinden iki kademe daha yüksek VIP/Pro seviyeleriyle de ödüllendiriyor. 

    Rakipleri genellikle VIP+1 avantajları sunarken Bybit, hak kazanan kullanıcılara VIP+2 ayrıcalıkları tanıyor. Örneğin, şu anda başka bir borsada ayda 100 milyon $ tutarında opsiyonlu işlem yapmakta olan kullanıcılar (Bybit’te Pro1 seviyesine eşdeğer), Bybit’te bundan iki üst seviyeye erişim sağlayarak Pro3’e anında geçebilir ve böylece çok daha düşük işlem ücretlerinden yararlanır.

    Geçtiğimiz yıl Bybit, sektöründe bir ilk olan USDC ödemeli opsiyon sözleşmelerini Bitcoin, Ether ve Solana için kullanıma sundu. Avrupa tipi sözleşmeler, Bybit’in Birleştirilmiş Alım-Satım hesabındaki farklı vadeli sözleşme türleriyle birlikte kullanılabilmektedir. Bu sayede tek bir tıkla karmaşık pozisyonlar açabilirsiniz. 

    Bybit’in kurucu ortağı ve CEO’su Ben Zhou, “Bybit’e yeni katılanlar, sürekli olarak kullanıcılarımızın fırsatlarını artırmanın ve kazançlarını büyütmenin yenilikçi yöntemlerini aradığımızı kısa süre içinde fark edecektir.” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Bybit, kullanıcılarına piyasadaki en cazip teşvikleri sunma kararlılığını sürdürmektedir; bu kampanya da opsiyonlu işlem kullanıcı topluluğuna olan bağlılığımızın bir örneğini oluşturuyor. Platformumuzun profesyonel yatırımcıların aradığı üst düzey güvenilirliği ve fırsatları sunduğuna olan inancımız tam. Her gün daha fazla büyüyen ailemizde yeni kullanıcılarımızı aramızda görmek için sabırsızlanıyoruz.”
     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Beylikdüzü’nde ücretsiz yoga eğitimi

    İSTANBUL (İGFA) – İstanbul’un Beylikdüzü ilçesinde Yaşam Vadisi 1. Etap’ta salı ve perşembe günleri10.00-11.00 saatleri arasında gerçekleşen derslere vatandaşlar yoğun ilgi ve katılım gösteriyor.

    30 Eylül tarihine kadar devam edecek derslerde vatandaşlar, alanında uzman eğitmenler eşliğinde hem sağlıklı kalıp hem de Yaşam Vadisi’nin eşsiz güzelliği içinde yorgunluklarını atabilecek.

  • Yeni Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş

    ANKARA (İGFA) –

  • DMM’den ‘oy verenlere 70 bin lira ödeme yapıldı’ iddiasına yalanlama

    ANKARA (İGFA) – 7 Haziran 2023 tarihli Dezenformasyon Bülteni yayımlandı.

    İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM)’nce hazırlanan ve dezenformasyon içeren haberlerin gerçeğine işaret edildiği bültende “AK Parti’ye oy veren depremzedelere kişi başı 70-80 bin lira ödeme yapıldı” iddiası da yalanlandı.

    Bültende, bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan ve haberleşme uygulamalarından dolaşıma sokulan, “AK Parti’ye oy veren depremzedelere kişi başı 70-80 bin lira ödeme yapıldı” iddialarının gerçeği yansıtmadığının altı çizildi.

    28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci turunun, tüm aşamalarıyla şeffaf ve demokratik bir ortamda, yüksek bir katılımla gerçekleştiğine yer verilen bültende, herhangi bir siyasi partinin “para karşılığında” oy almasının söz konusu olmadığı vurgulandığı bültende, Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı resmî seçim sonuçlarını manipüle etmeye yönelik iddialara itibar edilmemesi çağrısı yapıldı.

  • Tonys Head Uptown Olarak, United Palace ‘Dream World’ün İçine Adım Atın

    Midtown Manhattan’daki tiyatro bölgesinde ve çevresinde 75 yıllık törenlerin ardından Tony Ödülleri şehrin dışında, Washington Heights’ta United Palace sahnesinde verilecek.

    Times Meydanı’nın yaklaşık 12,8 km kuzeyinde bulunan Washington Heights’taki United Palace, sinemanın altın çağının göz kamaştırıcı bir kalıntısıdır. Pazar günü, Broadway’in en büyük gecesine zemin hazırlayacak.

    Broadway’de 175. ve 176. Caddeler arasında yer alan bu eski Loew’s “Wonder Theatre”, gizemli olsa da baştan çıkarıcıdır. Güvercinlerin pişmiş toprak ziguratlar ve pilasterler arasında kendilerini evlerinde hissettikleri, dönüm noktası olan dış cephesinin Mısır, Aztek veya Maya tasarımından veya belki de 16. ila 18. yüzyıl Babür İmparatorluğu mimarisinden etkilendiği söyleniyor.

    3.400 kişilik tiyatro, yüzlerce kredisi olan bir tiyatro mimarı olan Thomas W. Lamb tarafından tasarlandı.

    İçeride, neredeyse her yüzey altın renginde ve ışıltılı – bir göz kamaştırıcı ayrıntı cümbüşü. İkiz filler, merdivende yeni direk lambaları taşır. Denizatları, aydınlatma armatürlerinde tavus kuşlarına karışıyor.

    Ünlü tiyatro mimarı Thomas W. Lamb tarafından tasarlanan 3.400 kişilik oditoryumda bodhisattvalar nişlerinde huzurla gülümserken, grifonlar, centaurlar, buraqlar (İslam mitolojisindeki insan başlı atlar), yasak aslanlar, uzun boyunlu kuşlar ve garip bir şekilde kaslılar. dönen dallar, akantus yaprakları ve rozetler arasında melek melekleri görülebilir.

    Bu, mimarlık eleştirmenleri arasında memnuniyetle şaşkınlığa neden olan bir bina. Eski bir New York Times muhabiri ve köşe yazarı olan David W. Dunlap, “On Broadway: A Journey Over Time Over Time”da, iç mekanı “Bizans-Romanesk-Hint-Hindu-Çin-Mağribi-Fars-Eklektik-Rokoko-Deko” olarak tanımladı. ”

    Başka bir deyişle, çoktur.

    Tiyatronun lobisindeki süslü duvar ve kapı oymalarından bir detay.

    Daha yakın zamanlarda, United Palace film gösterimlerine ve konserlere ev sahipliği yaptı. Aynı zamanda popüler bir çekim yeridir: Keanu Reeves’in gönülsüz suikastçısı “John Wick: Chapter 3 — Parabellum”da bir ziyarette bulunur.

    United Palace of Culture Arts’ın CEO’su Michael Fitelson, Tony Ödülleri ile yeni bir izleyici kitlesini karşılamaya can atıyor.

    “On yıl önce, Broadway halkı asla işe yaramayacağını, çok uzak olduğunu söyledi,” dedi. “Zamanla, numaralar gittikçe azaldı.”

    Yukarıdaki Yunan şafak tanrıçası Eos’un bir heykeli, büyük merdivenin tepesindedir. Sol altta, boyalı gün doğumu fonunun bir detayı. Sağ altta, orkestra seviyesinin üzerindeki Aşağı Kubbe.

    Loew’s 175th Street Theatre, zincirin New York City ve çevresinde inşa ettiği beş Wonder Theatre’ın sonuncusu olan 1930’da açıldı. Açılış günü şenlikleri arasında Norma Shearer’ın oynadığı “Kendi Arzuları” gösterimi; Chester Hale Girls dans grubunun performansı; ve iki odacıklı Wonder Organ üzerine bir resital.

    Altın tonlu ihtişam: Fistolu Babür esintili kemerli bir koridor.

    Herkes bu coşkulu bir şekilde tasarlanmış film saraylarının hayranı değildi. Bir eleştirmen şikayet etti: “Antik çağın büyük mekanlarını ziyaret eden Amerikalıların şöyle dediği duyulacak: ‘İşte burası Tac Mahal; pshaw … evdeki Doğu Tiyatrosu iki kat daha büyük ve yanında elektrik ışıkları da var.’”

    İnce olmaları amaçlanmadı. Tiyatro tarihçisi Ben Hall, 1961 tarihli “Kalan En İyi Koltuklar” adlı kitabında sinema saraylarını “hayal kırıklığına uğramışlar için rüya dünyaları” olarak tanımladı. Seyircilerin hayal gücünü ateşlemeyi ve onları kendilerini kaybetmeye davet etmeyi amaçlayan egzotik fantezi diyarlarıydılar.

    Altın rengi ve ışıltılı detaylar çoktur.
    Ön sahneyi çevreleyen dört heykelden biri.
    Aşağı Loca ejderha, aslan, kuş ve bu melek tasvirlerini içerir.

    (Bazen kendilerinden daha fazlasını kaybettiler. Judy Garland 1939’da orada göründüğünde hevesli bir hayranı onun şapkasını sildi. 10 dolar ve karşılığında bir imza teklif etti, ancak boşuna.)

    Lamb’in binasının içini dekore eden Harold Rambusch, sinema salonlarını “sosyal güvenlik vanaları” olarak adlandırdı, bu da halkın “zenginlerle aynı lükslerden yararlanması ve onları tam anlamıyla kullanması” için bir yoldu. (Rambusch, yaklaşık 6.000 kişilik ve sık sık Tony Ödüllerine ev sahipliği yapan Radio City Music Hall’un daha ölçülü iç mekanlarını da tasarladı.)

    Televizyonun ve diğer faktörlerin yükselişiyle birlikte, rüya dünyasının cazibesi yüzyılın ortalarında biraz azaldı. 1969’da “2001: Bir Uzay Destanı”nın son gösteriminden sonra bina, kendi refah teolojisini sahnede vaaz eden Rahip Ike olarak bilinen televizyoncu Frederick J. Eikerenkoetter tarafından satın alındı.

    Rahip Ike döneminde, bina Birleşik Saray olarak bilinmeye başlandı ve pırıl pırıl durumda tutuldu. Ancak, büyük ölçüde Dominik topluluğunda nispeten az kişinin içeride olup bitenlerle bir bağlantısı vardı. Dışarıdaki bir tabelada “İçeri gelin veya geçerken gülümseyin” yazıyordu.

    2000’li yıllarda United Palace yeni bir hayata başladı. Rahip Ike’nin 2009’daki ölümünden sonra, oğlu Xavier Eikerenkoetter, Birleşik Kültür Sanatları Sarayı’nı kurarak mekanı daha sanat odaklı bir yöne yönlendirdi.

    Lin-Manuel Miranda tiyatroya ilk olarak 2013’te, ilk Broadway müzikali “In the Heights”ın beş yıl dönümü konserine ev sahipliği yapmadan önce girdi. Mahallede büyümüş olmasına rağmen, bu konuda hiçbir şey bilmiyordu.

    Miranda bir e-postada, “Bu muazzam, muhteşem mimari harikanın Washington Heights’ın kalbinde oturduğuna inanamadım” diye yazdı.

    Miranda, filmlerin Birleşik Saray’a geri getirilmesinde etkili oldu: Yeni bir ekran satın alırken, bir kitle fonlaması kampanyası yeni bir HD projektörün ödenmesine yardımcı oldu.

    United Palace’ın Broadway’de 175. ve 176. Caddeler arasındaki simgesel dış cephesi.

    United Palace’ın film gösterimleri – en son Mayıs ayında “When Harry Met Sally” – kalabalıkları Yukarı Manhattan’a çekti.

    Fitelson, mahalledeki Latin topluluğunun ilgi odağı olacağı için heyecanlı. Fitelson, “Tony’leri bu topluluğa getirmek, kapılarını daha geniş bir kitleye açmakla ilgilendiklerinin büyük bir göstergesidir,” dedi. “Ve bu topluluğun şehir çapında, ulusal ve dünya çapında etkisi olan şeylere ev sahipliği yapmakla ilgilendiğini.”

    Miranda, en önemlisi, Birleşik Saray’ın Washington Heights sakinleri için bir toplanma yeri olmaya devam edebileceğini umuyor.

    Burası topluluğumuzun tiyatrosu ve bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.”

  • Orası Perelman Gösteri Sanatları Merkezi, Ama Bloomberg Daha Fazlasını Verdi

    Hiç olmayacakmış gibi görünüyordu.

    Yıllar geçtikçe, Dünya Ticaret Merkezi sahasında bir kültür kurumu inşa etme planları sızdı, ancak daha sonra fiyaskoyla sonuçlandı. Uluslararası Özgürlük Merkezi, Joyce Tiyatrosu, Çizim Merkezi, İmza Tiyatrosu, New York City Operası, Frank Gehry’nin tasarımı – hepsi olasılıklar olarak tartışıldı, ancak hiçbiri bir yere varamadı.

    Şimdi, 2003’teki sıfır noktası ana planından kültürel bir bileşen talep edilmesinden yirmi yıl sonra, nihayet Eylül ayında orada bir performans sanatları merkezi açılmaya hazırlanıyor. Ve 2016 yılında can çekişmekte olan projeye 75 milyon dolarlık bir bağış açıklayarak hızlı bir başlangıç ​​yapan, sonunda projeyi bitiş çizgisini aşan ve sonunda daha fazla para veren milyarder iş adamı Ronald O. Perelman’ın adını taşıyor olsa da. Bay Perelman’dan daha milyarder eski belediye başkanı Michael R. Bloomberg.

    Bay Bloomberg, sanat merkezine daha önce açıklanmayan bir hediye olan 130 milyon dolar verdi ve 2020’de (2016’da başkan olarak atanan Barbra Streisand’ın yerine) yönetim kurulu başkanı olarak kuruluşun güçlü bir ihtiyaç duyduğu bir zamanda yönetim kurulu başkanı olarak yükseldi. Bağış. Sonunda 2016’da tahmin edilenin iki katından fazla olan 500 milyon dolara mal olacak olan merkez, 13 Eylül’de bir kurdele kesimi yapma yolunda ilerliyor.

    Bay Bloomberg, yakın zamanda merkezde yaptığı bir baret turu sırasında cömertliğiyle ilgili olarak, “Bunu karşılayabilirim,” dedi. “Ve paraya ihtiyaçları var.”

    Merkez, Perelman Gösteri Sanatları Merkezi olarak anılmaya devam ediyor, ancak Perelman adı bugünlerde daha az vurgulanıyor. Merkezin tanıtım materyalleri bir zamanlar kısaca “Perelman” olarak adlandırırken, şimdi “PAC NYC” olarak adlandırma eğilimindeler ve PAC, Gösteri Sanatları Merkezi anlamına geliyor. Bir zamanlar theperelman.org olan web sitesi, şimdi pacnyc.org oldu; yetkililer, URL’sini daraltmak için yaptıklarını söylediler.

    Yıllarca süren gecikmelerden sonra açılan Dünya Ticaret Merkezi sahasındaki yeni performans sanatları merkezi, mermerle kaplanmış 138 fit yüksekliğinde bir küp. Kredi… The New York Times için Victor Llorente

    Kozmetik kralı Bay Perelman’ın son zamanlarda yaşadığı mali sıkıntılar, bazılarının vaatlerini yerine getirip getirmediğini merak etmesine neden oldu. Ama Bay Bloomberg, Bay Perelman’ın işi hallettiğini söyledi. Bay Bloomberg, “Peşin ödedi – ondan çek istemek zorunda kalmadı,” dedi. “Programdan önce hep oradaydılar.”

    Bay Perelman yaptığı açıklamada, sanat merkezinin “sanatın her zaman temsil ettiği yenilenmeyi ve topluluğu getireceğini” söyledi.

    Perelman, “Mike ve diğer pek çok kişi bu vizyona sahipti ve gerçek bir ortak bağlılıkla, şimdi gerçekleştiriliyor,” diye devam etti. “Bunun gerçekleşmesinde rol oynayabildiğim için heyecanlıyım.”

    Yeni merkez, birçok sanat kuruluşunun pandeminin ardından geri dönme mücadelesi verdiği ve New York sanat kurumlarının kendilerini hayırsever desteği, yetenek ve izleyici için rekabet ederken bulduğu bir anda açılıyor. Bir başka pahalı, mimari açıdan çarpıcı sanat alanı olan The Shed, pandeminin başlamasından bir yıl önce Hudson Yards’ta açıldı ve temelini bulmakta biraz zorlandı.

    Bay Bloomberg, belediye başkanı ve hayırsever olarak hem Shed hem de Perelman ile yakın ilişki içinde olmuştur ve her ikisine de eşit olarak katkıda bulunmuştur: Shed’e yaptığı bağışlar da şimdi 130 milyon dolara ulaşmıştır.

    Belediye başkanı olarak, Bay Bloomberg başlangıçta Dünya Ticaret Merkezi sahasını Vali George E. Pataki’ye devretti ve bunun yerine, bir futbol stadyumu inşa etme ve Olimpiyatları cezbetme konusundaki ilk girişimlerinin başarısız olduğu, ancak bunun yaratılmasına yol açan Uzak Batı Yakası’na odaklandı. Hudson Yards geliştirme ve Shed. Ancak zamanla, Bay Bloomberg dikkatini Aşağı Manhattan’a çevirdi, 2006’da Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi’nin başkanı oldu ve ardından sahne sanatları merkezinde rol aldı.

    Bay Bloomberg, Dünya Ticaret Merkezi sitesinin kayıp kadar yenilenme ile ilgili olması gerektiği fikrine kesinlikle inandığını söyledi. “Çok fazla trajedi var” dedi. “Aileler devam etmek zorunda ve merhum, sanırım akrabalarının bir hayatı olmasını isterdi.”

    Bina 13 Eylül’de kurdele kesecek. Kredi… The New York Times için Victor Llorente

    Bloomberg, kendisinin bir kültür akbabası olmadığını kolayca kabul etse de, belediye başkanı olarak kültürel sermaye projelerine yaklaşımına rehberlik eden sanatı, ekonomik kalkınmanın önemli bir itici gücü olarak görüyor. “Kültür, sermayeyi, sermayenin kültürü çekmesinden çok daha fazla çeker” dedi. “İşte bu yüzden New York ve Londra, neredeyse her şeye rağmen hayatta kalacak iki şehir – çünkü onların ticareti ve kültürü var.”

    Elbette, Bay Bloomberg’in her iki gözde projesi de zorluklarla karşı karşıya. Aşağı Manhattan’da ve Hudson Yards’ta ticari emlak sıkıntı çekiyor. Ve Shed’in bulduğu gibi, bir program yerine bir bina ile başlayarak yeni bir kültür merkezi için bir seçim bölgesi inşa etmek zordur. Ancak Bloomberg endişeli olmadığını söyledi.

    “Farklı bir iş modeli” dedi ve bunu, başkanlığını yürüttüğü kalıcı koleksiyonu olmayan bir müze olan Londra’daki Serpentine Galleries’e benzetti.

    Perelman merkezinin sanatsal planları – tiyatro, dans, müzik, oda operası ve filmi sergilemeyi vaat ediyor – ilk sezonunu açıkladığı 14 Haziran’da netleşmeli. Son seçme duyuruları, planlarının arasında Huang Ruo ve David Henry Hwang’ın “An American Soldier” operasının New York prömiyerini ve çağdaş balo salonu sahnesinde geçen Andrew Lloyd Webber müzikali “Cats” yapımını içerdiğini gösteriyor. “cinsiyete göre esnekliğe sahip olabilecek” roller.

    138 fit yüksekliğinde bir küp olan bina, geceleri parlayan mermerle kaplanmıştır ve birden fazla konfigürasyon sağlamak için birleştirilebilen üç tiyatro alanı ile esnek bir iç mekana sahiptir. Aşağı Manhattan Geliştirme Şirketi, projeye 100 milyon dolar taahhüt etti.

    Bina, geceleri parlayacak şekilde tasarlanmış mermerle kaplanmıştır. Kredi… The New York Times için Victor Llorente

    Merkez zaten bazı inişli çıkışlı liderlik değişiklikleri yaşadı. Londra’daki Young Vic tiyatrosunu yöneten David Lan, başlangıçta geçici sanat yönetmeniydi. 2018 yılında, Bill Rauch sanat yönetmeni olarak atandı. 2019’da Leslie Koch, merkezin başkanı olarak Maggie Boepple’ın yerini aldı (Bayan Koch, Mart 2022’de inşaat başkanı oldu ve bina tamamlandığında istifa edecek). Ve geçen Ekim ayında, Second Stage Theatre’ın eski yönetici direktörü Khady Kamara, yönetici direktör olarak seçildi.

    Bay Bloomberg, son turu sırasında en çok REX mimarları tarafından yapılan yeni bina tasarımının esnekliğinden ve duvarların ve zeminlerin farklı etkinliklere uyum sağlamak için nasıl hareket edebildiğinden bahsederken canlandı.

    Tiyatrolar, farklı oturma konfigürasyonları mümkün olacak şekilde esnek olacak şekilde tasarlanmıştır. Kredi… The New York Times için Victor Llorente

    “Ben büyük bir Broadway hayranıyım – müzikalleri ve komedileri severim” dedi. Görsel sanatlardaki zevkine gelince, Bay Bloomberg onun ayırt edici bir gözü olmadığını söyledi. “Kültür konusunda olması gerektiği kadar bilgili değilim” dedi. “Üniversitede mühendistim. Çok fazla sanat dersi aldım mı? Hayır. Neyi sevdiğimi biliyorum. Nedenini sana açıklayabileceğimden emin değilim.”

    Ve ticari değerinden bahsetti. Buradaki farklı büyüklükteki farklı mekanların ihtiyacını karşılıyor” dedi. “Birçok şirket bu alanı kiralamak isteyecek. Müşterilerinizle bir kahvaltı toplantısı yapmak için harika bir yer. Düğünler, bar mitzvahlar, onaylar, mezuniyetler.”

    Bay Bloomberg, Dünya Ticaret Merkezi sitesinin kayıp kadar yenilenme ile ilgili olması gerektiği fikrine kesinlikle inandığını söyledi. Kredi… The New York Times için Victor Llorente

    Bay Bloomberg, her zaman geri dönen bir şehir olarak New York’ta yükselişe geçti ve merkezin “şehir merkezinin ihtiyacı olan şey” olduğunu söyledi.

    “Şehir merkezi, şehrin diğer bölgeleri kadar kültüre sahip değil” dedi. “Bu, her şeyi bir araya getirecek. Ekonomi çalışacak. Birçok kişi burayı kullanmak isteyecektir.”

  • “The Ultimatum: Queer Love”, Tanıdık Drama İçeren Bir TV Nadirliği

    Netflix’in en yeni flört programı “The Ultimatum: Queer Love”ın finali, romantik gerçeklik televizyonunda bir dönüm noktasına varan haftalarca süren partner değişiminden sonra Çarşamba günü geldi: Türün yalnızca queer çiftlere odaklanan ilk evlilik yarışmaları.

    Geçen yılki selefi “The Ultimatum: Marry or Move On” gibi, Mayıs’ta prömiyeri yapılan “The Ultimatum: Queer Love” da birlikte gelecekleri konusunda hemfikir olmayan (insan nişanlanmak ister; diğeri hazır değil). Bu yüzden ayrılmayı ve kameraların önünde birkaç hafta yeni ortaklarla yaşamayı kabul ederler. Buluştuktan, flört ettikten ve bir “deneme karısı”na bağlandıktan sonra, orijinal çiftler yine birkaç haftalığına evli olarak birlikte yaşamak için yeniden bir araya gelirler. Ardından, sekiz bölümlük bir iç aramanın ardından, nişanlanmaya, ilişkiyi bitirmeye veya “deneme eşleriyle” – başlığın “ültimatomu” ile ayrılmaya karar vermeleri gerekir.

    İlk bölümde Tiff Der adlı bir kadro arkadaşı, Der’in eski ortağı olan eski sevgilisiyle çevrili yerleşkenin ateş çukurunun yanında otururken, “Bir lezbiyen kulübündeyiz ve tüm eski sevgililerimiz burada gibi hissediyorum” diye şaka yaptı. gösteri), Mildred Woody ve diğer sekiz yarışmacı o gün kısa randevulara çıktı.

    Aynı sahnede, başka bir yarışmacı olan Vanessa Papa, oyuncu kadrosunun hepsinin “çok eşli seks partisi” yaşadığını öne sürüyor ve diğerlerinden baş sallamaları ve gergin kahkahalar alıyor. Bu noktada, Papa hem Lexi Goldberg hem de Rae Cheung-Sutton ile ilgilenirken, eski sevgilisi Xander Boger yakınlarda başka birinin eski ortağıyla anlaşıyordu.

    Eşcinsel evlilik sekiz yıl önce federal olarak tanındı ve LGBTQ insanlarının aşk ve bağlılığa odaklanan kendi flört şovlarını almaları bu kadar uzun sürdü – ancak bir dizi queer içeren realite şovu bu tür diziler için iştah gösterdi. Biseksüel temalı “A Shot at Love With Tila Tequila” (2007) yarışması ve MTV’nin “Are You The One?” (2019), odak noktası ömür boyu bağlılık değil, rekabetti. Çarşamba günü son bölüm ve yeniden birleşme özel bölümüyle sona eren “Queer Love”da tek ödül, erkeklerin potansiyel ortaklar olmadığı ilk deney olan böyle bir deneyden elde edilen netlik.

    “Ültimatom: Evlen ya da Devam Et” yan dizinin kadrosu çekime başladığında henüz yayınlanmamıştı, bu nedenle “Queer Love”da yer alan beş çiftin dizinin nasıl gelişeceğine dair çok az fikirleri vardı. Devam etmeleri gereken tek şey, dizinin yapım şirketi Kinetic Content’in, aynı zamanda Netflix realite hiti “Love is Blind”in ve Lifetime’da uzun soluklu “Married at First Sight”ın da arkasındaki geçmiş performansıydı. son yıllar.

    Birçok yönden, “Queer Love” diğer herhangi bir evlilik realite şovunu anımsatıyor – partnerleriyle mücadeleleri ve zaferleri (deneme ve başka türlü), “Love Is Blind” yarışmacılarının bölmelerinden çıkıp çiftleştikten sonra yaşadıklarından farklı değil. . Bağlılık endişesi ve potansiyel yeni partnerlerin cazibesi, dahil olan çiftlerin yapısı ne olursa olsun, realite yapımcılarının can attığı kişilerarası dramın güvenilir üreticileridir.

    Yoly Rojas’la birlikte “The Ultimatum: Queer Love”da soldaki Mal Wright, “Kim olduğumun ve dünyada nasıl gezindiğimin gerçekten doğru bir temsiliydi,” dedi. Kredi… Netflix

    Der ve Woody’nin neredeyse iki yıldır bir ayrılık-makyaj-ayrılık döngüsü içinde olduklarını söyleyen Der, bir kast yapımcısı tarafından “Queer Love”a katılmaları konusunda kendilerine başvuruldu.

    Der bir röportajda “Aslında ilk başta hayır dedim çünkü ‘Aslında şu anda çok kötü bir durumdayız, bu yüzden öyle düşünmüyorum, üzgünüm’ dedim” dedi. “Sonra ‘Hayır, aslında aradığımız bu’ diyor.”

    Goldberg, ortağı Cheung-Sutton ile olan ilişkisinde tam zamanında kendisine yaklaşıldığını söyledi. “Bu bir tür soruydu, bir kişinin sorguladığı veya ayak sürüdüğü bir ilişkiniz var mı?” dedi.

    İlişki hayal kırıklıkları ne kadar evrensel olursa olsun, “Queer Love” aynı zamanda queer kadınların ve ikili olmayan insanların birbirleriyle olan belirli yollarını da yakalar – örneğin, kasıtlı olsun ya da olmasın birbirlerinin eski sevgilileriyle vakit geçirmek bu kadar küçük bir toplulukta yaygındır. Heteroseksüel izleyiciler için şov, bir tür röntgenci mikro kozmos görevi görüyor; queer olanlar için, “The Bachelor” veya “Love Is Blind” gibi heteroseksüel flört programlarının dağınık davranışına daha ilişkilendirilebilir bir analog sağlar.

    Filmi çektiklerinde yaşları 25 ila 42 arasında değişen oyuncular, yapımın genel queer yetkinliğinden cesaret aldıklarını söyledi – görüntü yönetmeni de dahil olmak üzere setteki birkaç ekip üyesi LGBTQ idi – ancak bazıları kör noktalara dikkat çekti. Birinci nesil bir Venezüella göçmeni olan Yoly Rojas, “televizyonda esmer bir Latin kadın” olmaktan heyecan duyduğunu, ancak oyuncu kadrosundaki tek Siyah kişinin partneri Mal Wright olduğu için hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

    Rojas, “Bunun toplumu adil bir şekilde temsil ettiğini düşünmüyorum,” dedi. “İstediğimden biraz daha beyaz geldi.”

    Wright başlangıçta bir saldırgan olarak tasvir edilmekten endişe duyuyordu – TV’de kasap ve daha erkeksi merkeze sahip kadınlar veya ikili olmayan insanlar için ortak bir kader. Wright, “Bana uygun olmayan bir şekilde tasvir edilmek istemedim” dedi.

    Ancak tüm sezonu izledikten sonra onlar/onlar zamirlerini kullanan Wright kendini rahat hissetti: “Bana bağlanan kızgın bir kinaye yoktu” dediler. “Yani, kim olduğumun ve dünyada nasıl gezindiğimin gerçekten doğru bir temsiliydi.”

    Şovun yabancı hareketlerinden biri – ve muhtemelen en tartışmalı olanı – sunucu seçimiydi. Nick ve Vanessa Lachey, hem “Love is Blind” hem de “The Ultimatum: Marry or Move On”un sunuculuğunu üstleniyor, ancak “Queer Love” için Netflix, “Sweet Magnolias” adlı şovunun yıldızı JoAnna Garcia Swisher’ı bünyesine kattı. Garcia Swisher ilk bölümde sunucu olarak açıklandığında, oyuncu kadrosu şaşırmış görünüyor. Sonunda şu soruyu soran Papa’dır: “Tuhaf mısın?”

    Garcia Swisher’ın en sevdiği program olan “Freaks and Geeks”teki tekrar eden rolünün hayranı olan Papa bir röportajda “Sadece bilmek istedim” dedi. “Ama o değil, ki bu da harika çünkü artık tuhaf bir oyuncu kadrosu ve ardından bu dindar evli erkek ev sahibi karışımına sahipsiniz, yani iki dünya birleşiyor gibi.”

    Diğer oyuncu kadrosu, seçim yüzünden kafası karışmıştı.

    Rojas, “Anlamadığım için Joanna’ya ısınmam bir dakika sürdü,” dedi. “Eşcinsel ya da queer hiçbir şeyle hiçbir bağlantısı yok – hiçbir anlam ifade etmiyormuş gibi. Ama o gerçekten tatlı bir insan, heteroseksüel bir kadın kadar anlayışlı biri. Elinden geleni yaptı.”

    Şovun sorumlu yapımcılarından Chris Coelen, Garcia Swisher’ın bir sunucu için en önemli kaliteye sahip olduğunu söyledi: merak. “JoAnna tuhaf mı?” dedi. “Hayır o değil. Şovda iyi bir iş çıkarması için olması gerekiyor mu? Öyle düşünmüyorum.”

    Gösteri, heteroseksüel bir sunucu olan JoAnna Garcia Swisher’ı işe alarak bazı oyuncu kadrosunu ve izleyicileri şaşırttı. Kredi… Netflix

    Gösteriyi izleyenler, sosyal medyada sunucu seçiminin tuhaflığına seslendi. Ancak genel olarak “Queer Love” iyi karşılandı ve çok beğenildi – queer kadınlara ve nonbinary insanlara kendi ilişkilerinin Netflix gibi devasa bir platforma yansıdığını görme şansı verdiği için yazarlar ve izleyiciler tarafından övüldü.

    Emma Specter, Vogue’da “Hepsi oldukça standart bir realite şovu malzemesi,” diye yazdı. “Ama lisede yaklaşık sıfır queer varken 10 queer insanın flört etmesini, ayrılmasını, ağlamasını, eğlenmesini ve televizyonda tuhaf krom bardaklardan iğrenç görünümlü kokteyller içmesini izlemek benim için ne anlama gelirdi merak ediyorum. gerçek hayatımda.

    “Queer Love” kadrosu için, şovdaki görünümleri, tarihsel olarak televizyonda görmezden gelinen veya yanlış tanıtılan toplulukları utandırmamak için bir sorumluluk duygusuyla geldi. Oyuncu kadrosunun en genç arkadaşı olan Goldberg, kendilerini bu kadar halka açık bir şekilde sergileyen yarışmacıların ağırlığının ilk grup toplantılarından itibaren hissedildiğini söyledi.

    Goldberg, “Bu söylenmemiş bir şeydi,” dedi. “Kazançlar daha yüksek olduğundan değil, ama iyi temsilciler olmanın önemi her gün dikkate almamız gereken bir şeydi.”

    Goldberg, “Ancak bu, ilişki yaşayamayacağımız, sorunları ortaya çıktıkları şekilde hissedip, ağlayamayacağımız ve bunlarla başa çıkamayacağımız anlamına gelmez,” diye devam etti. “Sadece bunun önemli olduğunu hatırlamamız gerektiği anlamına geliyordu ve bunu izleyen ve buna kuir ilişkilerinde belki de daha önce hiç bilmedikleri bir normallik duygusu olarak bakan pek çok insan olacak.”

    Sorumlu yapımcı Coelen, “Queer Love”ın hem ilişkilendirilebilirliği hem de özgüllüğü açısından “insanlar arasındaki engelleri bir şekilde azaltabileceğini” umuyor.

    “Çünkü insan insandır” diye devam etti. “Ve ‌klişe gibi, aşk aşktır, biliyor musun?”

  • Cisco Swank ‘Kara Müziktir. Hepsini.’

    Geçenlerde Brooklyn’in Clinton Hill semtindeki bir Pazar öğleden sonra performansında piyanist Francisco Haye, Emmanuel Baptist Kilisesi’nde bir piyanonun başına oturdu ve beşlisini bir dizi tanınabilir caz standardında yönetti. Yine de dümdüz değillerdi: “All the Things You Are”, “Little Sunflower” ve “My Favorite Things” gibi şarkıların her birinde, onları taze hissettiren kırışıklar vardı – zıplayan bir geri vuruş veya neredeyse çılgınca bir çöküş -.

    Ella Fitzgerald, Freddie Hubbard ve John Coltrane’i gösterişsiz dinlemeyi tercih edenleri sinirlendirebilecek türden bir setti, ancak Haye’yi oradaki cemaatte büyüyen çocukluğundan beri tanıyan yaşlılardan oluşan bu dinleyiciler sanki yapmaya çalıştığı şeyi kucaklamak için.

    Onlara amacın “klişe caz melodileri almak ve onları sıkıcı hale getirmemek” olduğunu söyledi.

    Haye’nin sanatı, müziği alternatif rap ve 1990’ların sonunda ortaya çıkan neo-soul hareketi ile uyumlu hale getirerek bu türü hip-hop, R&B ve rock ile harmanlayan klasik eğitimli caz müzisyenleri Robert Glasper ve Roy Hargrove gibi sanatçılardan ilham alıyor. . Cisco Swank adı altında performans sergileyen Haye, Mike ve Earl Sweatshirt’ün yorgun uyuşukluğunu hatırlatan bir tarzda, ancak bir Village Vanguard başrol oyuncusu cilasıyla, yemyeşil ruh ve tuzaktan ilham alan davullar ve rapler üzerine melodik piyano akorları çalıyor.

    Caz-rap melezleri elbette yeni değil, ancak 23 yaşındaki Haye, herhangi bir izleyici kitlesine hitap etmeden, lo-fi yeraltı rapini araştıran bir alt kümeye giriyor.

    Haye’nin en eski müzikal anıları, henüz 3 veya 4 yaşındayken kilisede davul ve piyano çalmakla ilgili. Kredi… The New York Times için Lindsay Perryman

    Tanınmış trompetçi Ambrose Akinmusire bir telefon görüşmesinde “Pek çok noktanın tam ortasında oturuyor” dedi. “Ve yapmaya çalışıyormuş gibi görünmüyor. Sadece kim olduğu. O Siyah müzik. Tüm onun Her notada var.”

    Haye, kısa süre önce çıkardığı ilk albümü “More Better”da caz, R&B ve rap dokularında geziniyor ve zaman zaman pandemi üzerine kafa yoruyor ama umutsuzluğa kapılmıyor.

    “If You’re Out There” şarkısında “Gözleri yaşlı hala 2020’yi/Karantinaya alındım kardeşim, sokaklar ürkütücü,” diye rap yapıyor. “Şehir hayallerle dolu, beton ama gökyüzüne baktığımda onu görüyorum.” Haye, melankolik bir piyano döngüsü ve kekeleyen elektronik davullar eşliğinde “What Came From Above”da, evde ailesiyle birlikte “yenilendiğini” itiraf ediyor. (Pandemi etkisini gösterdiğinde piyano performansı ve çağdaş yazarlık ve prodüksiyon eğitimi aldığı Berklee Müzik Koleji’nden Brooklyn, Crown Heights’a döndü.) “Over Now”da keskin benliğiyle romantik bir ilişkinin sona ermesinden yakınıyor. -farkındalık. Haye bitkin bir ses tonuyla, “Bunun üzerinden gülümsemeye çalışıyorum,” dedi. “Hızlı hareket etmeyi gerçekten sevmiyorum/ Bağlanmamaya çalışıyorum kardeşim, sonuncusu benim.” LP’nin adı bile – bir prova sırasında rastgele düşünüldü – karanlık zamanlarda azmi aktarmayı amaçlıyor.

    Uzun boylu ve sıska Haye, uzun saçları ve çocuksu bir cazibesi ile sohbetini “gerçekler” ve “ateş” gibi olumlamalarla renklendiriyor ve çok çeşitli müzisyenler hakkında kolayca ve ustalıkla konuşuyor – Beethoven ve Bach, Kirk Franklin ve Richard Smallwood. Flatbush’ta büyürken, Emmanuel’de gençlik korosunu yöneten annesi Adriane ve orada müzik direktörü olan babası Frank tarafından tüm bu müzikle tanıştı.

    Haye’nin en eski müzikal anıları, henüz 3 veya 4 yaşındayken kilisede davul ve piyano çalmakla ilgili. Babasını büyük cemaatlerin önünde çalışırken görmek, müziğe karşı gerçek bir ilgi uyandırdı. Bir öğle yemeği röportajında, “İnsanların müziği nasıl sunduklarını ve insanlarla nasıl etkileşim kurduğunu gördüğümde önemli bir rol oynadığını hissediyorum” dedi. “Sadece müziğin sadece notalar ve uyumdan daha fazlası olduğu fikri. Daha büyük bir amaca hizmet ediyor, ister birini kötü bir haftadan kurtarmak, ister Tanrı’ya yaklaştırmak.”

    Haye, müziğin “daha büyük bir amaca hizmet edebileceğini” söyledi. Kredi… The New York Times için Lindsay Perryman

    Evde, “her yerde çılgın müzik aletleri” olduğunu söyledi, bu da sanatçı olmayı gelmiş geçmiş en havalı iş gibi gösteriyordu. Barok müziği, Stevie Wonder’ı ve diğer Motown ruhunun yanı sıra eski tarz rap’i özümsedi. (Annesi, hip-hop kültürünün başlangıcında Bronx’ta büyüdü ve Micki Dee adıyla kafiye yapardı.)

    Haye, LaGuardia Lisesi’ndeki birinci yılında türleri harmanlamayı düşünmeye başladı: En sevdiği rapçi Kendrick Lamar, 2015 albümü “To Pimp a Butterfly”da rap ve psikedelik caz müziğini birleştirdi ve Glasper’ın “Portrait of an Angel” şarkısı iki katına çıktı. alarm saati. Haye, “Gerçekten ‘Bunun gibi bir şey yapmaya çalışıyorum’ dediğim nokta buydu” dedi.

    Bir caz füzyon grubu kurdu ve şehirde çalmaya başladı. Berklee’de bir öğrenci olarak rap yapmaya, SoundCloud’da müzik yayınlarken “More Better”da duyulan konuşma kadanslarını kurcalamaya başladı. Haye, “‘Ah, belki de bu şarkıyı grupla birlikte çalmalıyız ama üzerine bir tuzak ritmi koymalıyız’ gibiydim,” diye hatırladı. “Yavaş yavaş, bugün olduğu şeyle birleşmeye başladı.”

    2020’de sokağa çıkma yasağının başlangıcında, Chicago merkezli multi-enstrümantalist Luke Titus ile sosyal medya üzerinden tanıştı ve onunla ses dosyaları paylaşmaya başladı. Titus telefonda, “Anlatı kesinlikle çok fazla belirsizliğin olduğu bir dönemde sabırlı olmakla ilgiliydi,” dedi. “Bir şeyleri zorlamamak ve geldikleri zaman gelmelerine izin vermekle ilgiliydi.” Bu temalar, Haye’nin tekil sesiyle “More Better”da da aktarılıyor.

    Titus, şehrin ünlü caz ve rap sahnelerine işaret ederek, “New York’lu olmanın bu kadar çok etkisinden yararlanıyor,” diye ekledi. “Bütün bu caz notalarına sahip olabilir, ancak basit melodiyi seçecek ve orada olması gerekeni çok lirik bir şekilde çalacak.” “Her şeyi fazla abartmayan ender adamlardan biri” diye ekledi.

    Haye, albümünün pandemiden doğmuş olmasına rağmen, köklerinin teslimiyetten çok bir yükselme duygusuna dayandığını belirtti. “Uzaktaki bulutları görmek gibi, tünelin sonundaki ışığı görmek gibi,” dedi. “’Oh, inancım olduğu sürece başarabilirim’ diyebilmektir. Manevi bir inanç olmasa bile, sadece işlerin daha iyi olacağına dair bir inançsa, işe yarayacaktır.”

  • Martha Graham Company’nin 100’de Çok Mevsimli Kutlaması

    Bir belgesel, bir sehpa kitabı, uluslararası bir turne ve bir opera ortaklığı, bu sonbahardan itibaren 100. yılını kutlayan Martha Graham Dance Company’ye saygı duruşunda bulunacak.

    1926’da, henüz 31 yaşındaki öncü koreograf Martha Graham, Midtown Manhattan’da bir stüdyo dairede yaşarken ve çalışırken kendi dans şirketini ve okulunu kurdu. Amerika’nın en eski dans topluluğu olan şirket, yaklaşık bir asırdır hayatta kaldı – şirket Çarşamba günü yaptığı açıklamada, üç sezonluk bir kutlamayla anılacak bir kilometre taşı.

    Sanat yönetmeni Janet Eilber, “Şirket 100 yıldır Amerikan sohbetinin bir parçası oldu – dalmak için en az üç sezona ihtiyacımız vardı” dedi. “İzleyicilerin modern dansın klasiklerine yeni erişim noktalarına sahip olmasını istiyoruz, böylece onlar da bunu kendileriyle ve içinde bulunduğumuz zamanla alakalı bir şey olarak tanıyabilecekler.”

    Eilber, Eylül ayında başlayacak olan dizinin, her biri “şirketin içinden geçtiği dönemleri vurgulayacak” temalara sahip üç bölüme ayrılacağını söyledi.

    2023-24 sezonu “American Legacies”, “Appalachian Spring” (1944), “Dark Meadow” (1946) ve “Maple Leaf Rag” (1990) gibi klasik eserlerle Graham’ın sosyal aktivizmini, Americana’sını ve modernizmini öne çıkaracak.

    Şirket ayrıca besteci Gabe Witcher tarafından altı kişilik bir bluegrass topluluğu için yeniden düzenlenen, Aaron Copland’ın bestelediği Agnes DeMille’in “Rodeo” (1942) adlı yeni prodüksiyonunu sunacak; ve Rhiannon Giddens’ın müziğiyle Jamar Roberts’ın yeni çalışması, şirketin New York City Center’daki sezonunda (17-24 Nisan) ve turne sırasında “Rodeo” ile birlikte sunulacak.

    2024-25 sezonu “Dances of the Mind”, Graham’ın psikolojik çalışmalarına ve görsel sanatçı Isamu Noguchi ile uzun süredir devam eden sanatsal ortaklığına odaklanacak. Yapıtlar arasında “Phaedra”(1962), “Errand into the Maze” (1947) ve “Herodiade” (1944) yer alacak.

    2025-26 sezonu “The Masterpieces”, “Amerikalı nedir?” Graham’ın 1939 tarihli “Amerikan Belgesi” adlı çalışmasından. Repertuvarda “Gönül Mağarası” (1946), “Gece Yolculuğu” (1947) ve “İlkel Gizemler” (1931) yer alacak.

    Yıldönümü ile ilgili diğer projeler arasında Long Beach Opera ile dans ve opera arasındaki bağlantıları keşfeden üç sezonluk bir işbirliği; 2025-26 sezonunda prömiyeri yapılması planlanan mevcut şirket hakkında PBS ile birlikte geliştirilmekte olan bir belgesel; ve NYC Dance Project’ten Deborah Ory ve Ken Browar’ın, günümüzün Graham dansçılarını ve son 100 yılın arşiv fotoğraflarını içeren, 2025 sonbaharında yayınlanacak bir kitabı.

    Eilber, çok yıllı program hakkında “İnsanlar bugün dünyanın en etkileyici ve güçlü dansçılarından bazılarını görmeyi beklemelidir” dedi. “Bugün sahnedeki dansçılar dudak uçuklatacak kadar güzeller ve bu kutlamayı dansın kendisi için gerekli olan şekillerde başlatacaklar.”

  • Orkun Kökçü için sürpriz teklif!

    Feyenoord forması giyen Orkun Kökçü için sürpriz bir transfer teklifi geldi.

    Portekiz basınında yer alan habere nazaran, Benfica’nın başarılı oyuncu için 25 milyon euro’luk bir teklif sunduğu aktarıldı. Bu sayının, ulusal futbolcunun bonservisinin %75’lik kısmı için olduğu öne sürüldü.

    22 yaşındaki futbolcunun ismi; Arsenal Liverpool, Manchester United ve PSG üzere takımlarla de anılmıştı.

    Başarılı orta saha oyuncusu geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, transfere yeşil ışık yakmıştı. Orkun, “Doğru bir kulüp olursa, sanırım bu yaz bir adım atmak istiyorum” kelamlarını kullanmıştı.

    Feyenoord’un kazandığı şampiyonlukta büyük hisse sahibi olan isimlerden biri olan Orkun Kökçü, geçtiğimiz dönem 46 maça çıktı ve 12 gol, 4 asistlik performans sergiledi.

  • Aydın Doğan Vakfı, başarılı öğrencileri İstanbul gezisiyle ödüllendirdi

    Baba Beni Okula Gönder seferberliği kapsamında yaptırılan yurtlarda kalan başarılı kız öğrenci ve öğretmenleri, ‘Başarı Beni İstanbul’a Götürüyor’ gezisi kapsamında Aydın Doğan Vakfı’nın konuğu oldu. 

    Konuklar dört gün boyunca İstanbul’un önemli üniversitelerini görme fırsatı bulurken, başarılı kız öğrenciler için Doğan Holding’te bir de ödül töreni düzenlendi.

    Aydın Doğan Vakfı tarafından Baba Beni Okula Gönder seferberliği kapsamında yaptırılan yurtlarda kalan 40 başarılı kız öğrenci, ‘Başarı Beni İstanbul’a Götürüyor’ gezisi kapsamında öğretmenleriyle birlikte İstanbul’a geldi.

    Aydın Doğan Vakfı tarafından 2009 yılından beri düzenlenen ve başarılı kız öğrencilerin vizyonlarının gelişmesine katkı sağlamayı, onları rol modellerle bir araya getirmeyi amaçlayan organizasyona, bu yıl Erzurum, Gümüşhane, Nevşehir, Konya ve Muğla’dan gelen 40 öğrenci ve kendilerine eşlik eden 8 öğretmen katıldı. 

    Arzuhan Doğan Yalçındağ: “Eğitimle daha eşitlikçi ve adil bir toplum yaratmak mümkün…”

    Başarılı kız öğrenciler için 6 Haziran Salı günü, Doğan Holding’te bir ödül töreni düzenlendi. Törenin açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Eğitim, kız çocuklarının ve kadınların güçlenmesinin, tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmanın en iyi yollarından biri. Toplumun her alanında kadınları görmemizi ve onların liderliğine şahit olmamızı sağlayacak bir unsur. Üstelik kız çocuklarının eğitimine yatırım yapmak, birçok nesil üzerinde de olumlu bir etki yaratabilir. Eğitim yoluyla cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yaparak herkes için daha eşitlikçi ve adil bir toplum yaratmak mümkün… Biz Aydın Doğan Vakfı olarak, hayatın tüm alanlarında ve iş dünyasında kadın-erkek eşitliğini sağlamanın çok büyük faydaları olacağını görüyoruz. Bütün kızlara ve kadınlara, seçtikleri yolda kendi hayallerini gerçekleştirmeleri, potansiyellerini keşfetmeleri için fırsat verilmesi gerektiğine yürekten inanıyoruz. Bu inançla Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğine özlü ve dönüştürücü katkı yapmak amacıyla proje ve çalışmalar gerçekleştiriyoruz” dedi.

    Törenin sonunda başarılı öğrencilere Hepsiburada tarafından dizüstü bilgisayar hediye edildi. 

    İstanbul’u gezdiler

    Aydın Doğan Vakfı tarafından 3-7 Haziran tarihlerinde İstanbul’da ağırlanan öğrenciler ve öğretmenleri, Dolmabahçe Sarayı, Sultanahmet Camisi, Topkapı Sarayı, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Mısır Çarşısı, Emirgan Korusu ve Sabancı Müzesi gibi şehrin tarihi ve kültürel mekanlarını görmenin yanı sıra İstanbul Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’ni ziyaret etme fırsatı buldu. Öğrenciler ayrıca İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanından Prof. Dr. Ömer Ekmekçi’den bilgi alarak, merak ettiklerini sorma fırsatına sahip oldu.  

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Dönem boyunca 5 bin kişi kurslardan faydalandı

    Osmangazi Belediyesi Meslek Edindirme Kursları (OSMEK) bünyesinde bulunan kursiyerlerin 2022-2023 dönemi boyunca aldıkları eğitimlerle ürettikleri eserlerden oluşan yılsonu sergisi büyük beğeni topladı.

    Osmangazi Belediyesi tarafından vatandaşların mesleki ve sosyal gelişimine katkı sağlamak amacıyla her yıl ücretsiz olarak düzenlenen OSMEK kurslarının 2022-2023 döneminin yılsonu sergisinde renkli görüntüler yaşandı. Soğanlı Kültür Merkezi’nde açılan sergide; giyim, filografi, tezhip, ahşap yakma, resim, su kabak işlemeciliği, ev mefruşatı, geri dönüşüm, rölyef, deri, koza, örgü, iğne oyası, el nakışları, gümüş kazaz ve çini gibi alanlarda 500’den fazla eser yer aldı.

    Serginin açılış törenine Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın yanı sıra Osmangazi Kaymakamı Ali Partal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Arif Bayrak, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez, Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Gürhan Çokgezer, Osmangazi İlçe Müftüsü Mehmet Uzun, Osmangazi Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mehmet Köse, Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Rıdvan Güler, AK Parti il ve ilçe yöneticileri, muhtarlar ile çok sayıda vatandaş katıldı.

    Bursa’da Osmangazi imzası

    Halk Eğitim Merkezi okul öncesi öğrencilerinin halk oyunları gösterisiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar,OSMEK ile bugüne kadar toplam 37 bin 200 vatandaşa hizmet verdiklerini vurguladı. OSMEK’in kurs olmanın ötesinde içerisinde yüzlerce başarı, cesaret, azim ve kararlılık hikâyesi barındıran büyük bir yolculuk söyleyen Başkan Dündar, “Belediyemizin şehrin her kesimine, her mahallesine dokunan faaliyetleri var. Bursa tarih şehri, Osmangazi Bursa’yı kuran, Osmanlı’yı kuran şehir. Dolayısıyla tarihi mirasımıza öncü bir belediyeyiz ve yapmış olduğumuz çalışmalarla Türkiye’ye örnek olmuş tarihi kentler tarafından örnek gösterilmiştir. Şu anda Tarihi Kentler Birliği Türkiye’nin dört bölgeye ayırarak eğitim çalışmalarıyla bizlerin yapmış olduğu çalışmaları örnek göstererek her belediye nerede bir yıkıntı varsa, nerede bir tarih varsa ayağa kaldırma derdinde. İşte bunun öncüsü Osmangazi. Bütün hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Bursa’nın merkezinde Osmangazi imzası var.” dedi.

    Bursa’ya değer katan projelerin yanında sosyal ve kültürel projelerle her kesime, her haneye hitap ettiklerini belirten Dündar, “İlçemizdeki her insana, her gönle dokunmaya çalışıyoruz. OSMEK kurslarımız ile vatandaşlarımızın hayatına dokunuyoruz. Bu yıl da 22 farklı kurs merkezimizde 90 branşta yaklaşık 5 bin kişiye hizmet verdik. Yeni dönemde ise 25 merkezde 95 farklı branşta vatandaşlarımıza hizmet vereceğiz. Tesislerimiz ve merkezlerimiz ne kadar çok kullanılıyorsa, o kadar fayda sağlıyoruz demektir. Bu hizmetimizde İlçe Milli Eğitim ve Halk Eğitim Merkezi’nin de çok katkısı oluyor. Emek veren herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.

    Hayat boyu öğrenme imkânı

    Osmangazi Kaymakamı Ali Partal da yaptığı konuşmada, 7’den 77’ye hayat boyu öğrenmenin önemine dikkat çekerek, “Vatandaşlarımız yeter ki öğrenmek istesinler. Kurslarımızdan yararlanmak için talepte bulunsunlar. Her zaman istenildiği kadar kurs açabilme kapasitemiz var. OSMEK kurslarına teveccühün fazla olduğunu görüyoruz. Halk Eğitim ve OSMEK kursları olmak üzere bir yıl içerisinde 200 binin üzerinde kişiye dokunmuşuz. Özellikle ev hanımlarımız hem vakitlerini değerlendirip beceri kazanıyorlar, hem de istihdama katkı sağlanıyor. Bu çok sevindirici bir durum. İnşallah, bu sayıları hep birlikte daha da artırırız. Bu kursların açılmasında büyük emeği olan, 22 kurs merkezini tahsis eden Osmangazi Belediye Başkanımız Mustafa Dündar ve ekibine çok teşekkür ediyorum. “ diye konuştu.

    Osmangazi Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mehmet Köse, Osmangazi Belediyesi ile birlikte vatandaşların tamamına hitap eden, el sanatlarından kişisel gelişime kadar birçok alanda kurs hizmeti verdiklerini belirterek, emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.

    Konuşmaların ardından farklı branşlarda başarılı olan kursiyerlere sertifikaları verildi. Açılış kurdelasının kesilmesinin ardından protokol üyeleri, Soğanlı Kültür Merkezi fuaye alanındaki sergiyi gezerek, yapılan eserler hakkında kursiyerlerden bilgi aldı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Farklı Özellikleri ile Oyuncak Kütüphanesi Miniklerin İlgi Odağı Oldu

    Muğla Büyükşehir Belediyesi Oyuncak Kütüphanesi açıldığı günden bu yana çocukların ilgi odağı oldu.

    Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin kütüphane mantığı ile çocuklarda fırsat eşitliği yaratmak, her çocuğun oyuncağa erişebilmesi için Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi içerisinde hayata geçirdiği Oyuncak Kütüphanesi açılışının yapıldığı 29 Nisan’dan bu yana miniklerin ilgi odağı oldu. Bugüne kadar 137 üye kaydı yapılan oyuncak kütüphanesinde 305 ödünç oyuncak verildi ve 250 aile de kütüphane hakkında ayrıntılı bilgi almak, kütüphaneyi gezmek için ziyarete geldi. Oyuncak Kütüphanesi ayrıca 8 farklı etkinliğe ev sahipliği yaptı ve bu etkinliklerde 140 çocuğu ağırladı. 76 aile ve çocuğa da psikolojik danışmanlık hizmeti verildi.

    Hafta içi 08.00-18.00 arası faaliyette olan Oyuncak Kütüphanesi daha fazla çocuğa ulaşmak için vatandaşlardan gelecek oyuncak bağışlarını bekliyor. Oyuncak bağışı yapmak isteyen vatandaşların 444 48 01 Çağrı Merkezi’ni araması ya da Fethiye, Ortaca, Marmaris, Menteşe, Milas ve Bodrum’da Büyükşehir Belediyesi sosyal hizmetler birimine oyuncakları bırakması yeterli olacak.

    Muğla Büyükşehir Belediyesi Oyuncak Kütüphanesi projesi ile her çocuğun oyuncağa ulaşabilmesini amaçlıyor. Oyuncak kütüphanesinde kütüphane mantığı ile çocukların oyuncakları belli bir süreliğine alıp oynadıktan sonra geri getirebileceği birinci alan, birlikte eğitim ve etkinliklerin yapılacağı ikinci alan, psikolojik danışmanlık, oyun terapisi verilecek üçüncü alan, ihtiyaç sahibi ve depremzede çocuklara verilmek üzere bağışların kabul edildiği dördüncü alan oluşturuldu. Çocukların bilişsel, psikolojik, sosyal ve diğer alanlarda gelişimlerine katkıda bulunmak, her çocuğun her oyuncağa erişimini sağlamak, engelli bireyler içinse benlik kaygısı, baş etme becerileri kazandırmaya yönelik bir organizasyon olan Oyuncak Kütüphanesi Projesi yerel yönetimlerde ilk defa Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi içerisinde hayata geçirildi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Gürün Düğerek’teki Altyapı ve Kültürel Çalışmaları Yerinde İnceledi

    Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Menteşe’nin Düğerek Mahallesinde devam eden kanalizasyon projesini ve Menteşe Belediyesi’ne bağışladığı Hafız Mehmet Gürün Evinde devam eden çalışmaları yerinde inceledi.

    Muğla’nın birçok farklı noktasında yapımı tamamlanan altyapı yatırımlarına her geçen gün yenilerini ekleyen Büyükşehir Belediyesi özellikle kanalizasyon hattının bulunmadığı bölgelerde projelerini hayata geçiriyor. Başta Bodrum, Fethiye, Milas gibi ilçelerde hayata geçirilen dev alt yapı yatırımlarının yanı sıra Menteşe’nin Düğerek Mahallesi’nde de kanalizasyon projesi hızla devam ediyor.

    Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, bölgede devam eden çalışmaları yerinde incelerken ayrıca dedesinden miras kalan ve Muğla’nın kültür mirasına katkı sağlaması için Menteşe Belediyesine bağışladığı Hafız Gürün evindeki yenileme çalışmalarını inceledi.

    Kanalizasyon Hattının 4 Bin Metresi Tamamlandı

    Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri Düğerek Mahallesinde ilk etapta yaklaşık 15 Milyon TL’ye mal olacak ve 13 bin kişiye hizmet verecek olan 8 bin 750 metrelik kanalizasyon hat çalışmasını sürdürüyor. Proje kapsamında hattın 4 bin metrelik kısmı tamamlanırken 515 adet parsel bağlantısının 165’i yapıldı. Düğerek Mahallesi’nde oluşan atık su mahalleye yakın olan Muğla Atık Su Arıtma Tesisine iletilerek arıtılacak ve arıtılan su yeşil alan sulamasında kullanılacak.

    Başkan Gürün’den Dede Evine Ziyaret

    Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Düğerek’te dedesinden kalma eski Muğla evini kente kültürel bir katkı sunmak adına Menteşe Belediyesine bağışlamıştı. Menteşe Belediyesi tarafından evde restorasyon çalışması başlatılırken Başkan Gürün, çalışmaları yerinde inceledi. Devam eden yenileme çalışmalarının ardından Hafız Mehmet Gürün evi Kültür evi olarak vatandaşların ziyaretine açılacak.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kumluca’da Erentepe grup yolunda asfalt öncesi hazırlık

    Antalya Büyükşehir Belediyesi, grup yollarındaki çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda Kumluca Erentepe Mahallesi grup yolunda asfalt öncesi hazırlık çalışması yapılıyor. 

    Antalya Büyükşehir Belediyesi, ilçelerde asfalt, yol ve bakım onarım çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, zaman içinde deforme olan Kumluca ilçesi Erentepe Mahallesi grup yolunda bakım çalışmalarına başladı. Çalışma kapsamında kapanan büz ağızları ve şarampoller temizleniyor. Yolun gevşek zemin nedeniyle deforme olan bölümleri iş makineleriyle sökülüyor, devamında tekrar dolgu malzemesi ile doldurup silindir ile sıkıştırılıyor. Ekiplerimiz 14 km’lik bu yolun bakım ve onarımını tamamladıktan sonra asfalt çalışmalarına başlayacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Antalya Büyükşehir Belediyesi Akçatı’nın su sorununu çözüyor

    Antalya Büyükşehir Belediyesi, kırsal mahallelerde yaptığı yatırımlarla içme suyu sorunlarını kökten çözüyor. ASAT tarafından Alanya’nın Akçatı Mahallesi’ne 200 tonluk içme suyu deposu kuruldu.

    Alanya’nın Dim Barajı üzerinde bulunan Akçatı Mahallesi’nin yüksek kesimlerinde yaşanan içme suyu sorunu Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü’nün yeni yatırımıyla ortadan kaldırılıyor. Mevcut içme suyu deposunun üst kısmındaki evlerde yaşanan içme suyu sorunu yeni deponun daha yükseğe konulmasıyla çözüme kavuşuyor. 

    25 TONLUK 8 DEPO

    Her biri 25 tonluk 8 hazır içme suyu deposu mahallenin yüksek kesimlerinde hazırlanan noktaya indirildi. Depoların hazırlanan yere konmasının ardından içme suyu kaynağından çekilecek hatla su bağlantısı sağlanacak ve Kurban Bayramı’ndan önce mahalleye yeni depodan su verilecek.

    MUHTAR MEMNUN

    Akçatı Mahalle Muhtarı Alaaddin Özcan, “Mahallemizin yüksek kesimlerinde bulunan evlere içme suyu çıkmıyordu. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’ten yeni depo istedik. O da sağ olsun kısa sürede bize gönderdi. Çalışmalar devam ediyor. Kısa sürede içme suyu sorunumuz çözülmüş olacak. Başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Uzuv kaybı yaşayan depremzedelerin çevresi yeni durumlarına göre düzenlenmeli

    Uzuvlarını kaybeden depremzedeler için ortez ve protezlerin temini sağlanmalı

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem felaketinde 850 kişinin uzuv kaybı yaşadığı açıklandı. Uzuv kayıplarının, enkaz altında kalan bireylerde kemik kırıkları, kas ezilmeleri, yumuşak doku yaralanmalarına bağlı olarak gerçekleştiğini dile getiren Öğretim Görevlisi Kübra Akkalay, hastaların yeni durumlarına göre çevrelerinin düzenlenmesi, bedenen ve ruhen sağlık hizmetlerine erişim imkânlarının sağlanması gerektiğine vurgu yapıyor. Ampütasyon sonrası uzvun bakımının önemine dikkat çeken Akkalay, protez kullanımına olanak sağlamak için hastaların bu bağlamdaki bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

    Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Ortopedik Protez ve Ortez Program Başkanı Öğretim Gör. Kübra Akkalay, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük depremin ardından uzuv kaybı yaşayanlar için yapılması gerekenler ve protez kullanımı hakkında bilgi verdi. 

    Ampütasyonun ardından birey rehabilite edilerek protez kullanmaya başlaması sağlanmalı

    Ampütasyonun, bir ekstremite parçasının kemiği ile birlikte bir kısmının veya tamamının cerrahi yolla vücuttan uzaklaştırılması olduğunu söyleyen Akkalay, “Ampütasyon uygulanan ve uzuv kaybı yaşayan bireylerde öncelik, kalan ekstremitenin fonksiyonel protez kullanımına olanak sağlayacak iyi bir güdük oluşturulmasını gerçekleştirmektir. Ekstremitenin geri kalan bölümünü hızlı bir şekilde iyileştirip bireyi rehabilite ederek protez kullanmaya başlamasını sağlamak gerekir.” dedi.

    Kahramanmaraş depreminde 850 kişi uzuv kaybı yaşadı

    6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde yüzlerce kişinin uzuv kaybı yaşadığını hatırlatan Akkalay, “Yaşanan 7.8 ve 7.7 büyüklüğündeki depremler sonrasında, enkaz altından sağ kurtarılanların içinde 850 kişide uzuv kaybı oldu. Bu kayıplar, enkaz altında kalan bireylerde kemik kırıkları, kas ezilmeleri, yumuşak doku yaralanmalarına bağlı olarak gerçekleşti.” açıklamasını yaptı.

    Yeni duruma göre çevre düzenlenmeli, sosyal hayata oryantasyon hızlandırılmalı!

    Hastanın fonksiyonel durumunun tespit edilip, detaylı bir muayene ile hastanın rehabilitasyon programına uyum potansiyelinin belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Akkalay, “Özellikle depremden etkilenen vatandaşların bedenen ve ruhen sağlık hizmetlerine erişim imkânları sağlanmalı. Deprem sonrasında ihtiyaç duyan bireylerin ortez, protez ve tekerlekli sandalye gibi ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Uzuvlarını kaybeden depremzedelere yönelik psikolojik destek imkanları, ortez ve protezlerin temini için gerekli kaynak ihtiyacı sağlanmalı. Yeni durumları göz önüne alınarak tehlikelerden korunabilecekleri şekilde çevreleri düzenlenmeli. Hastanelerde protez – ortez yapım ve uygulaması için gerekli hizmet alanlarının açılması gerekir.” önerilerinde bulundu.

    Uzuv kaybı sonrası bakım önemli

    Arta kalan uzuv üzerinde yıpranma, aşınma gibi erken komplikasyonlar olabileceğine değinen Akkalay, “Oluşabilecek komplikasyonlar için uzuv bakımı hakkında hastalar bilgilendirilmeli. Güdüğün şekillenmesi, ödem kontrolü için elastik bandaj uygulaması hastaya öğretilmeli. Eklemde kontraktür oluşumunu önlemek için doğru oturma ve yatma pozisyonları gösterilmeli.” dedi.

    Akkalay, güdük bakımına yönelik hastanın dikkat etmesi gerekenleri şöyle ise sıraladı:

    “Güdük her gün kızarıklık, sıyrık yönünden gözlenmeli, ayna kullanılarak güdüğün her yanı görülmeli. Üzerine yara bandı yapıştırılmamalı. Her gün sabunla yıkanmalı ve kurulanmalı. Güdük çorabı yanık, yırtık olmamalı. Önerilen egzersizler düzenli olarak yapılmalı.”

    Uzuv kayıpları erkeklerde daha çok görülüyor

    Uzuv kayıplarının iş kazaları, mesleki hastalıklar sonrası, konjanital anomaliler nedeniyle, doğuştan, kazalar veya doğal afetlerden sonra olabileceğini hatırlatan Öğr. Gör. Kübra Akkalay, “Uzuv kayıp sebepleri göz önüne alındığında, deprem gibi toplulukları etkileyen felaketler dışında, erkeklerde daha çok kayıp olduğu görülüyor. İş yaralanmaları, mesleki hastalıklar gibi durumlara bağlı uzuv kayıplarına 20-40 yaş arası bireylerde daha sık rastlanılıyor. Çocuklarda ise uzuv kayıplarının doğuştan, konjenital anomaliler gibi durumlara bağlı olarak gerçekleştiği görülüyor.” dedi.

    Gelişen teknoloji, hastaya özel sağlık çözümlerini beraberinde getiriyor

    Teknolojinin gelişmesiyle protez ve ortez alanında kullanılan cihazların ve malzemelerin de değişime ve yeniliğe uğradığını kaydeden Akkalay, “İnsan anatomisine uygun, birçok fonksiyonelliği bir arda sunan protezlerin, daha hafif ve işlevsel ortezlerin yapımı için gelişmeler ve yenilikler hızla yaygınlaşıyor. Yazılım teknolojisi ile kullanılacak ürünlerin tasarımı, bilgisayar desteği ile kontrolü sağlanan üç boyutlu ürün tasarımları gerçekleştirilebiliyor. Ortez-protez biliminde gelişen teknoloji ile hastaya özel sağlık çözümlerinin daha da geliştirilmesi kolaylaşıyor.” şeklinde konuştu. 

    Protezlerin imalatından onarımına her aşaması hastaya özel gerçekleştirilmeli

    Kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin planlanıp uygulamasının tercih edildiğini dile getiren Akkalay, “Kişiye özgü medikal ürünlerin, belirli bir hastada kullanılmak amacıyla, ölçü ve prova ile üretilip uygulanması gerekir. Bu protezlerin imalatı, satışı, uygulaması, bakım ve onarımı hastaya özel olarak gerçekleştirilmelidir. Protezlerin kullanımı için hastalara provalar yaptırarak adaptasyonları sağlanmalıdır.” açıklamasında bulundu.

    Hastanın koşullarına göre protez parçalarına karar verilir 

    Ampütasyon sonrasında hemen geçici protez kullanımına geçilebileceği gibi, güdükte dikiş yerleri iyileşip düzgün şekil aldıktan sonra da protez kullanımına başlanabilir.” diyen Öğr. Gör. Kübra Akkalay, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Protez Ortez Yapım ve Uygulama Merkezlerine giden hastaların kişiye göre ölçü alımı ile soketi oluşturulur. Hastanın fonksiyonel durumu, mesleki durumu gibi koşullar değerlendirilerek protez parçalarına karar verilir. Soket ve protez parçaların birleştirilmesi yapılarak, statik ve dinamik ayarlar yapılır. Hastaya protezin kullanımı ile ilgili provalar yaptırılarak adaptasyonu sağlanır. Bakım ve dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında Prostetist Ortotist tarafından hastalar bilgilendirilir.” 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ‘Değişen Dünyada Kültür ve Sanat Konferansı’ düzenlendi

    İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi Yüksek Lisans Programı tarafından düzenlenen sanat ve Kültür Yönetimi Konferansı “Değişen Dünyada Kültür ve Sanat” başlığı ile santralistanbul Kampüsü’nde gerçekleşti. Yerel yönetimler ve kültür sanat ilişkisinden, UNESCO’nın bu alandaki rolüne, kültür ve sanatta dayanışma ve bağımsız oluşumlardan, dijitalleşmenin ve yapay zekânın kültür  sanat alanındaki etkisine kadar pek çok konu akademisyenler ve lisansüstü öğrencileri tarafından tartışıldı

    İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi Yüksek Lisans Programı tarafından düzenlenen Sanat ve Kültür Yönetimi Konferansı “Değişen Dünyada Kültür ve Sanat” başlığı ile santralistanbul Kampüsü’nde gerçekleşti. Dünyada son yıllarda yaşanan köklü değişimlerin kültür sanat alanına yansımaları akademisyen, araştırmacı ve lisansüstü öğrencileri tarafından ele alındı.

    İlhan Tekeli ‘Türkiye Bağlamında Kültür Sanat’ başlıklı konuşmasıyla konferansa katıldı

    Prof. Dr. İlhan Tekeli ‘Türkiye Bağlamında Kültür Sanat’ başlıklı konuşmasıyla onur konuğu olarak konferansta yer aldı. Tekeli, kültür ve sanat alanında değişen bakış açılarına ve Türkiye özelinde yüzleşilmesi gereken sorunlara Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın üç ana başlığı olan Sanat, Koruma ve Kültür Endüstrisi çerçevesinde değindi. Tekeli, “Sanat alanında mükemmeliyetçilikten ziyade katılımcı ve kolektif politikalar izlenmelidir.  Koruma alanında düşük gelir ve yüksek gelir arasındaki eşitsizliğin düzenlenmesi için yeni bir örgütlenme gerekmektedir. Son olarak bilginin özel hale getirilmesi onun paylaştıkça çoğalan doğasına terstir, bilgi kamusal olmalıdır” dedi. 

    Konferansta yerel yönetimler ve kültür sanat ilişkisinden, UNESCO’nun bu alandaki rolüne, kültür ve sanatta dayanışma ve bağımsız oluşumlardan, dijitalleşmenin kültür sanat alanındaki etkisine kadar birçok konu akademisyenler ve lisansüstü öğrencileri tarafından ele alındı. Başkent Üniversitesi’nden Simay Özlü Diniz ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Berat Hasırcı, yavaş şehirler konusuna Güdül ve Seferihisar örnekleri üzerinden farklı perspektiflerle yaklaştılar. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Esra Balcı ve İclal Dinçer İzmit kırsal yerleşmelerinde yaşanan dönüşümü kültür ve kimlik üzerinden yorumladı. Hacettepe Üniversitesi’nden Aybüke Doğan, UNESCO Yaratıcı Müzik Kenti olan Kırşehir’i, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Ceyda Atay İstanbul’daki küçük ölçekli alternatif müzik mekânlarının ekosistemini, Çankaya Üniversitesi’nden İnci Shoainia Ankara Devlet Tiyatrolarını yakın tarihin bellek mekanları çerçevesinden ele aldı.  İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Hakan Nişancı ise dayanışma ile ayakta kalan Beyoğlu Sineması’nı bölgenin tarihi ve dönüşümü üzerinden inceledi. Beykoz Üniversitesi’nden Ayşegül Güçhan, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin sürdürülebilirliği ve bölünmüşlüğü sorununa dikkat çekti. 

    Teknolojinin sunduğu imkânlarla dönüşen sanat dünyası da konferansın önemli konularındandı. Bu alanda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Evrim Büyükaslan dijital modanın sanat ile ilişkisine, İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Serap Aksoy podcast tiyatrosuna, küratör Feride Çelik değişen küratöryel pratiklere, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Meryem Uğuz NFT teknolojisi ve sanat eserlerinin biricikliği konularına değindi.  

    ‘Yapay zekâ nedeniyle sanatçılar mesleklerini icra edemiyor’

    İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Pelin Çılgın ve Üsküdar Üniversitesi’nden Burak Can Yiğit tarafından hazırlanan “Yapay zekâ ile Sanatsal Üretimin Görsel Sanatlar Dünyasında Doğurduğu Tartışmalar” başlıklı sunumda yapay zekânın kültür sanat alanında kullanımı ele alındı. Çılgın, “Yapay zekâyla ilgili sıkıntılar sadece görsel sanatlarla ilgili değil, senaryolarda ve diğer alanlarda da yapay zekâ kullanımı çokça görülüyor. Yapay zekâyla üretilen eserler yüzünden gerçek sanatçılar mesleklerini icra edemiyor. Burada çok büyük bir hak kaybı söz konusu. Biz çözümün akademi sektör birlikteliği olduğunu düşünüyoruz. Buna örnek olarak Chicago Üniversitesi akademisyenlerinin tasarladığı GLAZE programından bahsedebiliriz. Uygulama kapsamında, yüklenen görsele insan gözünün algılayamayacağı ama yapay zekânın sitemini engelleyecek bir tabaka ekleniyor. Bu tabaka sayesinde yapay zekâ görüntüyü algılayamıyor ve bozuk görsel üretiyor. Böylelikle yapay zekâ ile görsel üretiminin önüne geçilmiş oluyor” dedi.

    ‘Yapay zekâ sanatı çok güzel yerlere getirebilir’

    “Yapay Zekânın Sanattaki Dönüşümü: Deviantart Platformu Üzerinden Bir İnceleme” başlıklı sunum ile İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Gökçenur Aksu ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Mizgin Avcı, hem yapay zekâ, hem de sanatçılar tarafından üretilen eserleri inceledi. Yapay zekânın tasarım ve görsel sanatlar üzerinden çok fazla tartışıldığını dile getiren Gökçenur Aksu, “Yapay zekâ, tamamen tasarımcının üzerinde bir etki kuracak ve sanatçı artık kendi ilhamı ve yeteneği doğrultusunda eser üretemeyecek gibi bir algı var. Sanatçı, yüzde 50 yapay zekâdan, yüzde 50 kendi ilhamından yararlanılarak sanat eseri üretilebilir. Yapay zekâ tamamen görmezden gelinmemeli çünkü gelişen ve değişen bir çağdayız. Yapay zekâ da belli ki bir çağı kapatacak ve sanat alanında yeni kapılar açacak. Tasarımcılar ve sanatçılar bu furyayı kendi ihtiyaçları ve deneyimleri doğrultusunda kullanırlarsa bence yapay zekâ sanatı çok güzel yerlere getirebilir. Ama eğer kolaya kaçar kendi yetenek ve ilhamlarını görmezden gelip ipleri tamamen yapay zekânın eline verirlerse bu iş saçma yerlere gidebilir” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ethereum Bitcoin’e kıyasla neden dirençli?

    Kripto para piyasaları davalar, kararlar, regülasyon söylentileri arasında kendine yol bulmaya çalışıyor. Tüm gün yeşil olan mumlar gelen bir haberle kırmızıya dönebiliyor.  Yatırımcısına panik satışları yaptıran, borsalarda tasfiyeye neden olan haberler karşısında Bitcoin ve Ethereum’un neden farklı tepkiler verdiği ve aynı direnci göstermediği de bu dalgalı zamanların en çok konuşulan konuları arasında.  Bitay Araştırma Departmanı Analisti Alper Samet Yorak, Ethereum’un düşmemesinin sebeplerini yazdı.

     

    Ethereum Neden Düşmüyor?

    Nisan ayının ortalarından bu yana yükseliş ivmesini kaybeden ve yatay-negatif bir fiyatlama gösteren Bitcoin, %15’den fazla değer kaybı yaşarken lider altcoin olan Ethereum’da kayda değer bir düşüş gözlenmiyor. Ethereum’daki geri çekilmenin Bitcoin’e kıyasla çok daha makul noktalarda olması, hatta kripto para piyasasındaki genel olumsuz havaya rağmen yatay hareket etmesi çeşitli analistlerin dikkatini çekti. 
    Mart ve nisan aylarında Shangai güncellemesi beklentisiyle artan Ethereum, güncellemenin gerçekleşmesi sonrasında hem genel piyasa algısının negatife dönmesi hem de güncelleme sonrası meydana gelen kar satışlarıyla bir miktar geri çekilse de istikrarlı duruşunu korudu. Peki neredeyse bütün kripto paralar değer kaybederken Ethereum neden sağlam duruyor? Öncelikle piyasada sıklıkla takip edilen zincir üstü verilerden olan borsalardaki Ethereum miktarı, 17,2 milyon ETH ile son beş yılın en düşük seviyesinde. İlk okunduğunda olumsuz bir ifade gibi dursa da borsalardaki Ethereum miktarının azalması, potansiyel olarak satış eylemi gerçekleştirilecek Ethereum miktarının azaldığına işaret ediyor.  
     

    Borsalardaki Ethereum miktarının azalmasına paralel olarak Ethereum sahipliğinin sayısının da artması fiyatı destekliyor. Bu rakam ocak ayında 19 milyon adet ile son zamanların en yüksek seviyesinde iken mayıs ayının başlarında 18 milyon adet idi. Son 1 ayda 800 bin Ethereum’un borsalardan soğuk cüzdanlara çekilmesi, yatırımcıların Ethereum’u uzun süreliğine tutma isteği ve depolaması, dolayısıyla orta – uzun vadede Ethereum’un yükseleceği beklentisine sahip olduklarını ortaya koyuyor. Özellikle piyasalarda düşüşün hakim olduğu günlerde Ethereum dominasyon oranının yükselmesi ve sahipliğin artması Etheruem yatırımcılarına güven veriyor. 

    Son raporlara göre şu anda Ethereum sahiplerinin sayısı 100 milyon kişi civarında ve bu son zamanların en yüksek rakamı. Özellikle mayıs ayından bu yana sahiplik sayısı yaklaşık 1,5 milyon kişi artmış durumda.

    Sahiplik neden artıyor ve borsalardaki Ethereum miktarı neden düşüyor?

    Bu durum yatırımcılarının sahip oldukları Ethereum’ları borsa dışı platformlarda tutma isteği ile staking faaliyetlerine devam etme isteği olarak yorumlanabilir. Özellikle zorlaşan finansal koşullarda yatırımcıların finansal davranışları bu şekilde daha korumacı olabiliyor. Bu ise Ethereum fiyatına pozitif etki etmiş gözüküyor. 
    Ek olarak Ethereum’un gerek Merge sonrası Proof-of-Stake konsensüs mekanizmasına geçiş yapması gerekse son Shangai güncellemesi sonrası stake konusunda yeni geliştirmelerde bulunması Ethereum’a olan güveni pekiştirdi. Sonuç olarak tüm bu gelişmeler borsalardaki genel likiditede bir geri çekilmeye de işaret ederken Ethereum yatırımcılarının sahipliğindeki artış ve borsalardaki Ethereum miktarının düşmesi Ethereum ekosistemine katkıda bulunan önemli gelişmeler. Önümüzdeki dönemde geliştirici ekibin doğru adımlara devam etmesi halinde bu eğilimin devam etmesi beklenebilir ve Ethereum daha önce gördüğü rekor seviyelere bu sayede tekrar ulaşabilir.
     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türkiye Basketbol Federasyonu ile Hepsiburada Arasında Sponsorluk Sözleşmesi İmzalandı

    Türkiye Basketbol Federasyonu ile Türkiye’nin yerli e-ticaret platformu Hepsiburada arasında imzalanan anlaşmayla Hepsiburada; milli takımlar ana sponsoru oldu.

    İmza töreni; Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, TBF Yönetim Kurulu Üyeleri, TBF ve Hepsiburada yöneticileri ile basın mensuplarının katılımıyla Mandarin Oriental Bosphorus’da gerçekleştirildi.

    İmzalanan anlaşma kapsamında “E-Ticaretin Milli Takımı” Hepsiburada; önümüzdeki 2 yıl boyunca milli takımların ana sponsorluğunu üstlenecek. 

    Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, “Dijital ticaretin ülkemizdeki lider kuruluşlarından Hepsiburada’nın, milli takımlarımızın ana sponsoru olduğunu duyurmanın mutluluğunu yaşıyoruz. “Türkiye’nin Hepsiburada’sı” olarak geniş ürün yelpazesini her gün milyonlarca kullanıcıya ulaştıran Türk sermayeli bir marka ile iş birliği yaptığımız için heyecanlı ve gururluyuz.

    Türk basketboluna ve milli takımlarımıza destekleri için Hepsiburada CEO’su Sayın Nilhan Onal Gökçetekin ve ekibine huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Bugün burada yaptığımız iş birliğiyle “E-ticaretin de Milli Takımı” olan ay-yıldızlılarımızın, başarılarıyla hepimizi gururlandıracağına canıgönülden inanıyorum.

    Türk basketbolunun finansal ve idari olarak sağlam temellere oturması için göreve geldiğimizden bu yana etkili çalışmalar yürütüyoruz. Sadece son iki yılda 12 yeni sponsoru basketbolumuza kazandırarak sponsor sayımızı yüzde 25’in üstünde artırdık. Bizimle iş birliği yapan marka ve kurumların sayısının her geçen gün artması gücümüze güç katıyor.

    Türk basketboluna güvenen ve basketbol ile daha geniş kitlelere ulaşmayı tercih eden bütün paydaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.

     Bu anlamda Hepsiburada ile yaptığımız iş birliğinin değeri diğer bütün sponsorluklarımız gibi bizler için çok büyük. Bugün imzaladığımız sponsorluk anlaşmasının Türk basketboluna hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” dedi.

    Basketbol Milli Takımlarına ana sponsor olarak destek vermekten gurur duyduklarını belirten Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, imza töreninde yaptığı konuşmada “Ülkemizin bayrağını küresel piyasalarda dalgalandıran, Türkiye’de e-ticaretin en köklü şirketi olarak kendimizi ‘E-Ticaretin Milli Takımı’ olarak görüyoruz.

    Mücadele, azim, rekabet gibi değerlere sahip olan spor kültürünü, aynı zamanda hız ve dinamizm de içermesi dolayısıyla Hepsiburada olarak kendimize yakın buluyoruz. Özellikle cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağımız 2023 yılında, desteğimizin basketbol milli takımlarımızın başarısına katkısı olacağını umut ediyoruz.

    Önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek olan Kadınlar Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda ülkemizi temsil edecek Kadın A Milli Takımımıza başarılar diliyorum. Ayrıca Ağustos ayında ülkemizde gerçekleştirilecek olan Olimpiyat Ön Elemelerinde Erkek A Milli Takımımıza da şimdiden başarılar diliyorum. Umuyorum ki her iki milli takımımız da alacağı başarılar ile göğsümüzü kabartacak. 

    E-Ticaretin Milli Takımı Hepsiburada olarak bizler de salonda yerimizi alarak Milli Takımlarımızı tüm gücümüzle destekleyeceğiz. Hepsiburada olarak Türk basketbolunun yanındayız, Hepsiburada Sözü veriyoruz.” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • AKUT Spor Kulübü Sporcusu Avrupa’da

    AKUT Spor Kulübü sporcusu Deniz Derin Sorguç, Formula Kite Gençler Avrupa Şampiyonasına katıldı.

    AKUT Spor Kulübü’nün gelecek vadeden genç sporcusu Deniz Derin Sorguç, mayıs ayının son haftası İtalya’nın Torregrande şehrinde yapılan Formula Kite Gençler Avrupa Şampiyonasına katıldı. Okul ve sporu bir arada yürüten genç sporcu, zorlu yarışlarda derece alarak Avrupa 10.su oldu. Sorguç, 19 yaş altı kategorisinde de Formula Kite Gençler Avrupa 4.sü olarak ülkemizi gururlandırdı.

    AKUT Spor Kulübü olarak sporcumuzu tebrik ediyoruz.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kadınlar Süper’de şampiyon 5. maçta belirlenecek

    ANTALYA (İGFA) – Antalya Akdeniz Üniversitesi Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmanın ilk yarısını 19-15 Konyaaltı Belediyesi önde kapattı. İkinci devrede de skor üstünlüğünü koruyan Konyaaltı Belediyesi maçı 33-31’lik skorla kazandı.

    Kastamonu Belediyesi Antalya’da oynanan ilk maçı 34-33, Kastamonu’da oynanan ikinci maçı 32-30’luk skorla kazanmış, Konyaaltı Belediyesi de Kastamonu’da oynanan üçüncü maçı 33-32 alarak seriyi 2-1’e getirmişti.

    Kastamonu Merkez Spor Salonu’nda 10 Haziran Cumartesi günü oynanacak final serisi beşinci maçı saat 15.00’te başlayacak ve TRT Spor Yıldız kanalından canlı olarak yayınlanacak.

  • Bakan Şimşek’ten ‘ekip’ vurgulu İngilizce paylaşım

    ANKARA (İGFA) – Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından flaş bir açıklama yaptı.

    Bakan Şimeşk, “Acil önceliğimiz, ekibimizi güçlendirmek ve güvenilir bir program tasarlamaktır” dedi.

    Beş yıllık aradan sonra, Hazine ve Maliye Bakanı olarak yemin ederek ayrı bir onur ve ayrıcalığa sahip olduğunu ifade eden Şimşek, İngilizce metinle yaptığı paylaşımda, “Bu sıfatla halkımıza hizmet etme sorumluluğunu bana emanet eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a minnettarım. Daha müreffeh ve dirençli bir Türkiye yaratmak için yol gösterici ilkelerimiz şeffaflık, tutarlılık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik olacaktır. Yerel ve uluslararası zorluklar arasında yol alırken, öngörülebilirliği artırmak için kurallara dayalı politika oluşturma taahhüdümüzü teyit ediyoruz. Kısa yollar veya hızlı düzeltmeler olmasa da, deneyimimizin, bilgimizin ve özverimizin önümüzdeki potansiyel engellerin üstesinden gelmemize yardımcı olacağından emin olabilirsiniz. Acil önceliğimiz, ekibimizi güçlendirmek ve güvenilir bir program tasarlamaktır” ifadelerini kullandı.

  • Şimşek: Kurallara dayalı siyaset oluşturma kelamımızı teyit ediyoruz

    Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Yerel ve memleketler arası aksilikler içinde yolumuza devam ederken, öngörülebilirliği artırmak için kurallara dayalı bir siyaset oluşturma kelamımızı teyit ediyoruz” bildirisini verdi.

    Ekonomi siyasetinin tarafı ve derinliği tartışmalarının devam ettiği ve TL’nin süratle bedel kaybettiği günün sonunda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ferdî toplumsal medya hesabından İngilizce yaptığı açıklamayla “güven” iletisi verdi.

    “Sözümüzü teyit ediyoruz, kısa tahlil yok lakin bilgimizden emin olabilirsiniz”
    “Yerel ve memleketler arası aksilikler içinde yolumuza devam ederken, öngörülebilirliği artırmak için kurallara dayalı bir siyaset oluşturma kelamımızı teyit ediyoruz” sözünü kullanan Mehmet Şimşek, kestirme yol yahut süratli bir düzeltme olmadığını vurguladı. Şimşek, “Kestirme bir yol yahut süratli bir düzeltme olmasa da tecrübe, bilgi ve özverimizin, mümkün mahzurları aşmamıza yardımcı olacağından emin olabilirsiniz” yazdı.

    Atamalara işaret etti

    Mehmet Şimşek, acil öncelikleri idare grubunu güçlendirmek ve “güvenilir bir program hazırlamak” olarak sıraladı. Şimşek, vazifeye gelirken de Orta Vadeli Programın hazırlığına çabucak başlayacağını belirtmişti.

    Sosyal medya bildirisinde atanmasından ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederken, “Daha müreffeh ve dirençli bir Türkiye yaratmak için şeffaflık, tutarlılık, hesap verilebilirlik ve öngörülebilirlik yol gösterici ilkelerimizdir” bildirisini verdi.

  • Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ilgilendiği isim boşa çıktı!

    Süper Lig’i şampiyon tamamlayan Galatasaray ve yeni döneme hoş bir başlangıç yapmak isteyen Fenerbahçe transfer çalışmalarına başlarken, Fransa’dan flaş bir haber geldi.

    Lyon ile mukavelesi sona eren Moussa Dembele ile yolların ayrıldığı açıklandı.

    Galatasaray ve Fenerbahçe’nin yıldız golcüyle yakından ilgilendiği biliniyordu. Yıldız oyuncuyu başta Arap grupları olmak üzere birçok kulüp takip ediyor.

    26 yaşındaki oyuncu Fransız grubuyla toplamda 172 maça çıktı ve 70 gol, 19 asist yapma başarısı gösterdi.

    MOUSSA DEMBELE KİMDİR?

    Moussa Dembele, 12 Temmuz 1996’da Fransa’nın Pontoise kentinde dünyaya geldi. Futbola PSG altyapısında başlayan Dembele, 2012 yazında Fulham’ın altyapısına transfer oldu.

    Dembele, 2014’te A gruba yükselirken; 2016 yazında ise kontratının bitmesinin akabinde Celtic’e imza attı.

    Golcü oyuncu, 2018 yazında 22 milyon euro bonservis bedeliyle Olympique Lyon’a imza attı.

    2020-21 döneminin ikinci yarısını İspanyol temsilcisi Atletico Madrid’de kiralık olarak geçirdi. Dönem sonunda kontratı sona erecek yıldız oyuncunun yeni piyasa kıymeti ise 15 milyon euro olarak gösteriliyor.

  • Cedric Bakambu’nun yeni adresi BAE!

    Yunan takımı Olympiakos ile kontratı bu yaz sona erecek olan Cedric Bakambu’nun yeni durağı netleşiyor.

    Fransız basınında yer alan habere nazaran; BAE grubu Al-Nasr SC, Kongolu 32 yaşındaki oyuncu ile anlaştı.

    Haberde deneyimli golcünün Arap takımıyla 3 yıllık kontrat imzalayacağı belirtildi.

    Ayrıyeten, oyuncunun yılda 3,5 milyon euro kazanacağı söz edildi.

    Yunan takımı ile mukavelesi sona erecek olan oyuncu bedelsiz olarak BAE takımına katılacak.

    Bakambu, Olympiakos ile çıktığı 37 maçta 18 gol ve 3 asist yapma başarısı gösterdi.

  • Konyaaltı Belediyespor meskeninde seriyi eşitledi

    Hentbol Bayanlar Harika Lig play-off final serisi dördüncü maçında Konyaaltı Belediyespor, konuk ettiği Kastamonu Belediyespor’u 33-31 mağlup etti.

    Akdeniz Üniversitesi Mavi Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmanın birinci yarısı, mesken sahibi kadronun 19-15 üstünlüğüyle tamamlandı.

    Kıyasıya çabanın olduğu ve TRT Yıldız Spor kanalından canlı yayımlanan maç, Konyaaltı Belediyespor’un 33-31 galibiyetiyle sona erdi.

    Antalya grubu, bu sonuçla seride skoru 2-2’ye getirdi.

    Kastamonu Belediyespor, play-off serisinin birinci çabasını Antalya’da 34-33, Kastamonu’da oynanan ikinci müsabakayı 32-30’luk skorla kazanmış, Konyaaltı Belediyespor da Kastamonu’daki üçüncü maçtan 33-32 üstün ayrılarak seriyi 2-1’e getirmişti.

    Şampiyon grubun belirleneceği son maç, 10 Haziran Cumartesi günü Kastamonu Merkez Spor Salonu’nda yapılacak.

  • Yeni Argüman: Binance CEO’su Vurulmuş!

    Binance CEO’su CZ, Twitter hesabından Asya’daki Fud haberlerine yönelik açıklamalara yer verdi. Yeni argümanlara nazaran CZ, polisle çatışırken ölümcül biçimde yaralanmış…

    Binance CEO’suna 27 el ateş açılmış

    SEC davalarının gündemde olduğu haftada Binance CZ’den Fud haberlerine yönelik yeni açıklamalar geldi. CZ bu sefer Asya bölgesindeki ‘saçma’ haberlere dikkat çekti. İlgili haberler CZ’nin FBI ile tartıştıktan sonra AK47 ile ateş açtığını, daha sonra vurulduğunu argüman ediyor. CZ açıklamalarında haberi şöyle ayrıntılandırdı:

    Birden fazla FUD oluyor. Bu seferki Asya’da geniş çapta yayıldı. Buna nazaran ben “Amerikan teftiş teşkilatı ile tartışmışım ve bir AK47 çıkarmışım. Sonra evvel polis ateş açıp beni ölümcül halde vurmuş… Bu, Asya haberlerinde 2. boşa harcanışım. Sonuncusu BNB ile dolu bir bodrum katını içeriyordu.

    CZ daha sonra haberde 27 sefer vurulduğunun yazdığını söyledi. “Kim bu türlü saçmalıklar buluyor?” diye sitem etti. Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere, CZ uzun müddettir bu cins Fud haberlerinden yakınıyor. Twitter hesabında bu cins haberlere karşı kullandığı “4” sloganını ön planda tutuyor.

Başa dön tuşu