Gün: 10 Haziran 2023

  • İstanbul Modern Sinema’da Unutma Biçimleri

    Yönetmen Burak Çevik’in dünya prömiyeri 73. Berlin Film Festivali’nde gerçekleşen yeni filmi Unutma Biçimleri’nin Türkiye’deki ilk ve tek gösterimi 17 Haziran’da İstanbul Modern Sinema’da olacak. Film bu gösterimin ardından 14 yıl boyunca İstanbul Modern’de saklı kalacak

    İstanbul Modern Sinema’nın yeni mekânındaki Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla hazırladığı açılış programı adını yönetmen Burak Çevik’in Unutma Biçimleri adlı filminden alıyor. 

    Çevik’in dünya prömiyerini 73. Berlin Film Festivali’nde yapan ve 14 yıllık ayrılıktan sonra tekrar bir araya gelen bir çiftin geçmişlerini hatırlama sürecini izleyen yeni filmi Unutma Biçimleri uluslararası gösterimlerin ardından 17 Haziran’da yönetmenin katılımıyla Türkiye’de ilk kez İstanbul Modern’de gösterilecek. Bu gösterimin ardından 14 yıl boyunca İstanbul Modern’de saklı bekleyecek olan film, bu süre boyunca Türkiye’de bir daha gösterilmeyecek, böylelikle kendi konusuna benzer bir şekilde hafızanın nasıl katmanlaştığına ve tekrar tekrar yazılabildiğine dair bir deneyime dönüşecek. 

    Çevik’in filmde unutmanın yaratıcı gücünü kullanarak soyut ve nostaljik bir duygu ürettiğini belirten İstanbul Modern Film Küratörü, Müge Turan, “Film 14 yıl boyunca ziyaretçisiyle buluşmuş İstanbul Modern’in Antrepo binasının tarihini aynalayarak bir çiftin 14 yıllık ayrılık ilişkisi üzerinden hafızadaki boşlukları dolduruyor. Çiftin diyaloglarına antik harabelerden, terk edilmiş veya İstanbul Modern’in henüz inşa edilmemiş binası gibi mekânlardan görüntüler eşlik ediyor. Çevik filmin belleğini aktif olarak çalıştırarak derinlerde bir yerde, yine sinemanın kendisini anlamaya çalışıyor” dedi. 

     

    Filmi saklamak için en uygun yer

    Yönetmen Burak Çevik ise filmin 14 yıl saklı kalmasının hikâyesini şöyle aktarıyor: 

    “İstanbul Modern’in inşaatını ayağımda inşaat çizmesi, başımda baret gezerken, uzun zamandır üzerinde çalıştığım Unutma Biçimleri‘nin gösterilmesi ve saklı kalması için en uygun yer olduğunu hissettim. Aklımda Renzo Piano’nun denizi her yerden görmeni sağlayan saydam binasının içinde bir kara kutuyu çağrıştıran hard diskte 14 yıl saklı kalması fikri belirdi. Filmin hafızayla olan ilişkisini ve sorguladığı şeyleri gösterim pratiği aracılığıyla da seyirciye deneyimletebilir miyiz? Esas soru buydu.”

     
    17 Haziran Cumartesi günü saat 17.00’da gösterilecek filmin konusu ise şöyle: Erdem (Şenocak) ve Nesrin (Uçarlar) çifti, ayrılıklarından 14 yıl sonra bir araya gelip ilişkilerini ve onu neden bitirdiklerini hatırlamaya çalışıyorlar. Film boyunca onların bugün hatırladıklarıyla geçmişte söyledikleri ve hatta gördükleri rüyalar birbirinin içine geçiyor. Yönetmen de bu sırada kendi haznesindeki imgelerle, kaydettiği mekânların hafızası üzerinden başka bir şeyi hatırlamaya çalışıyor. Terk edilmiş bir binanın arta kalan enkazına bakarak ya da donmuş bir gölün ortasına açılmış bir delikten, belki hatta karanlık bir odayı fenerle tarayarak filmde kaybettiği bir şeyi bulmak istiyor. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 15. Sekapark Altınkemer Yağlı Güreşleri başladı

    Büyükşehir’in her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve binlerce güreş severin ilgi gösterdiği ata sporumuz yağlı güreşler de pehlivanlar er meydanına çıkmaya başladı

    Her yıl Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin geleneksel olarak düzenlediği Sekapark Altın Kemer Yağlı Güreşleri’nin 15.’si sabah saatlerinde başladı. Ata sporumuz olan yağlı güreşlerde Türkiye’nin birbirinden değerli başpehlivanlarının bir araya geldiği organizasyon 10-11 Haziran 2023 tarihlerinde İzmit Atletizm Pisti’nde gerçekleştiriliyor. Dev organizasyon bu yıl, tarihi Kırkpınar Güreşlerinin efsane isimlerinden Karamürselli Kadir Birlik adına düzenleniyor.

     

    DEĞERLİ BAŞPEHLİVANLARI GÜREŞECEK

    Gençlik Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından organize edilen yağlı güreşlere, 70 Başpehlivan, 90 Başaltı, 100 Büyükorta ve yaklaşık bin 400’ün üzerinde güreşçi katılıyor. Öte yandan bu yıl Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu tarafından ilk kez düzenlenen ve 7 organizasyondan oluşan Türkiye Yağlı Güreş Ligi’nde, 15. Sekapark Altınkemer Yağlı Güreşleri bu ligin 2. organizasyonu olarak yapılıyor. Türkiye Yağlı Güreş Ligi’nde ilk 24’e giren başpehlivanlar, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerine direkt katılma hakkını kazanacak.

     

    PEHLİVANLAR ER MEYDANINDA TER DÖKMEYE BAŞLADI

    Yağlı güreşler kapsamındaki eleme müsabakaları, ilk günün sabah saatlerinde küçükler boy kategorisinde başladı. İlk müsabakalar ile birlikte ter dökmeye başlayan pehlivanlar, iki gün boyunca kısasıya rekabet içerisinde olacak. 11 Haziran Pazar günü ise Büyük Orta Güreşleri, Başaltı Güreşleri, Başpehlivan Güreşleri ve Başpehlivan çeyrek, yarı final ve final kura çekimleri yapılacak. Şampiyonun Pazar günü akşamüstü saatlerinde belli olacağı yağlı güreşlerde, şampiyon başpehlivan, Kocaeli Sekapark Altın Kemer Yağlı Güreşleri ve Kocaeli’ye özgü motiflerle süslenmiş özel hazırlanmış altın kemerin sahibi olacak. 

     

    GÜNDOĞDU VE GÜREŞCİLER ALTIN KEMERLE YÜRÜDÜLER

    15. Sekapark Altın Kemer Yağlı Güreşleri öncesi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Balamir Gündoğdu, Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş, Eski Baspehlivanlar, Ahmet Taşcı, Ömer Aslantaş, Kadir Birlik, Sabri Geçer, Ziya Ünlü, Faruk Akkoyun, Hüseyin Gümüşalan, Tanju Gemici, Nedim Gürel, Mustafa Arslan ve Mustafa Taş ile birlikte İzmit ilçe merkezinde Merkez Bankasından Kent Meydanına yürüdüler. 

     

    “BAŞPEHLİVAN 180 BİN TL DEĞERİNDEKİ ALTIN KEMERİN SAHİBİ OLACAK”

    Kent Meydanında yağlı güreşlere dair bilgeler paylaşan ve vatandaşları yağlı güreşlere davet eden Genel Sekreter Gündoğdu, “Kocaeli tarih boyunca minder güreşlerine ve yağlı güreşlere çok destek vermiş, çok önemli pehlivanlar ve şampiyonlar yetiştirmiştir. Bunlar arasında Hergeleci İbrahim, Gazanfer Bilge, Hasan Gemici, Adil ve İrfan Atan kardeşler, Aydın Demir, Ömer Arslantaş ve Ahmet Taşçı gibi isimleri sayabiliriz. Seka Park Yağlı Güreşlerimizde başpehlivanlığı kazanacak güreşçimize her yıl olduğu gibi bu sene de altın kemer takdim edeceğiz. Bu yıl Sekapark’ın başpelivanı Altın Kemer Yağlı Güreşleri için Kocaeli’ye özgü motiflerle süslenmiş 180 bin TL değerindeki altın kemerin sahibi olacak” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yem Rasyon Üretim Merkezi’nde sona doğru

    ERZURUM (İGFA) – Kent ve bölgedeki tarımsal üretime katkı sunması için Pasinler ilçesinin Ügümü Mahallesi’nde inşa edilen dev yatırımın açılışına sayılı günler kaldı. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Kaba Yemden Yem Rasyon Üretim Merkezimiz tam kapasiteyle üretime başladığında çiftçilerimizin yem ihtiyacı düşük maliyetle karşılanabilecek” dedi. “Kaba yemler tek başına hayvan beslenmesinde hayvanların ihtiyacı olan besin maddelerinin karşılanmasında yeterli olmamaktadır” diyen Başkan Sekmen, şu kaydı düştü: “Kaba yemlerin yanında hayvanların ihtiyacı olan proteinlerin verilmesinde kesif yemlerin de kullanılması gerekmektedir. Üretim tesisimiz belirlenen oranlardaki karışımları bir araya getirerek çiftçilerimizin ihtiyacı olan rasyonları üreterek öncelikle ilimiz ve hinterlandı, sonrasında da bölge hayvancılığının gelişimine katkı sunacaktır.”

    PROTEİN ORANI YÜKSEK YEMLERİN ÖNEMİ

    Başkan Mehmet Sekmen, protein oranı yüksek yemlerin önemine vurgu yaparak, şöyle devam etti: “İlimizde geçen yılın verilerine göre 801.591 adet büyükbaş, 1.002.118 adet de küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Besi hayvanları kış aylarının uzun geçmesi nedeniyle 180 gün üreticilerin depoladıkları yemler ile beslenmektedirler. Kaba yemlerin yeterli olmaması ve besin ihtiyacının karşılanmasında kaliteli ve protein oranı yüksek yemler hayvancılığın gelişimi için elzemdir. Yaz aylarında meraya bağımlı olarak yapılan hayvancılık için beslenme ihtiyacı karşılansa da hayvanlardan yüksek verim alınabilmesi için yemlenme gerekmektedir.

    Tesisimizde çiftçilerimiz, kaliteli ve ucuz yem rasyonları ile destekleneceklerdir. Ayrıca üreticilerin yem maliyetleri de böylelikle aşağı çekilecektir. Hazırlanan yemler isteğe göre 25 – 50 kilogram, büyük işletmeler için ise 1000 kilogram aralığında paketlenecek ve ihtiyaç duyan üreticilerimizin hizmetine sunulacaktır. Tesisimizle birlikte hayvan beslenmesinin en önemli yapı taşı olan kaliteli ve protein oranı yüksek rasyonlar ile hem üretici hem de kent ekonomisi kazanacaktır.”

    ÜRETİM MERKEZİ NASIL ÇALIŞIYOR?

    Üretim aşamasında silaj çukurlarında bulunan mısır silajı ve kaba yemler (Yonca, Korunga, Fiğ v.b.) götürücü helezon yardımı ile istenilen dozajlarda kırıcı ünitesine aktarılır. Kırıcıdan geçen yemler, hububat silolarında depolanan arpa, buğday, mısır ile istenilen dozajlarda götürücü sistem ile yem karma ünitesine aktarılır. Yem karma ünitesine melas deposunda bulunan ve istenilen dozajlarda aktarılan melasın da eklenmesi ile karıştırılma işlemine geçilir. Karışım sisteme entegre edilen 25-50 kilogram paketleme ünitesi ve 1 ton paketleme ünitesi yardımı ile paketlenerek üreticilerin kullanımına sunulur.

    DEV TESİSİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

    Saatte 10 ton yem rasyon üretim kapasitesine sahip olan tesis, günlük 10 saat çalışma prensibine göre 100 ton karma yem üretebilecek. Yıl boyu çalıştığında 36 bin 500 ton karma yem üretme imkânına sahip olan merkez, 80 ton kapasiteli kantar, 5 adet 50 x 15 metre boyutunda silaj çukuru, götürücü helezon, kırıcı ünitesi, 50 ton ve 10 ton kapasiteli melas tankları, 50 ton kapasiteli 4 adet hububat silosu, yem karma, dozajlama, 25-50 kilogram paketleme sistemi, 1 ton paketleme sistemi ve otomasyon sistemi gibi ünitelerden oluşuyor.

  • Edirne Jandarması’ndan çifte operasyon

    Erdoğan DEMİR/Keşan Postası (EDİRNE İGFA)
    Operasyonlarda 400 adet karides ve 2 gram kokain ele geçirildi. Karideslerin Yunanistan’dan kaçak yollarla getirildiği, kokainin ise bir şüphelinin üzerinde bulunduğu belirtildi. Operasyonlara katılan 2 şüpheli hakkında yasal işlem başlatıldı.

    Edirne İl Jandarma Komutanlığı, kaçakçılık ve uyuşturucuyla mücadele faaliyetlerine halkın desteğiyle devam edeceğini duyurdu.

  • Bulgaristan’dan ilginç bir vize zorunluluğu kararı

    Erdoğan DEMİR/ Keşan POSTASI (EDİRNE İGFA)
    Buna göre, Ülkeye gireceklerin mevcut Schengen vizeleri ile öncelikle bir Schengen ülkesine giriş yapmaları veya ülkeye girişte Schengen vizelerinin yanı sıra Bulgaristan transit vizesini de ibraz etmeleri şartı getirildi. Türkiye’nin Sofya Büyükelçiliği’nden yapılan duyuruda, Schengen vizesi ile Bulgaristan üzerinden Schengen ülkelerine seyahat edecek vatandaşların Bulgaristan’dan transit geçebilmeleri için öncelikle bir Schengen ülkesine giriş yapmaları veya ülkeye girişte Schengen vizelerinin yanı sıra Bulgaristan transit vizesi ibraz etmeleri gerektiğine dikkat çekildi.

    Büyükelçilik açıklaması şöyle: “Bulgaristan makamları Schengen vizesi ile Bulgaristan üzerinden Schengen ülkelerine seyahat edecek diğer ülke vatandaşlarının Bulgaristan’dan transit geçebilmeleri için mevcut Schengen vizeleri ile öncelikle bir Schengen ülkesine giriş yapmaları veya ülkeye girişte Schengen vizelerinin yanı sıra Bulgaristan transit vizesi ibraz etmeleri gerektiği yönünde karar almıştır. Sözkonusu kararın yaratabileceği mağduriyetlerin giderilmesi ve sorunun ivedilikle çözümü için Büyükelçiliğimiz ilgili Bulgaristan makamlarıyla temaslarına devam etmektedir. Bununla birlikte, Bulgaristan üzerinden diğer ülkelere seyahat edecek umuma mahsus pasaport hamili vatandaşlarımızın, seyahatlerinden makul bir süre önce Türkiye’deki Bulgaristan Temsilciliklerine uygun transit vize başvurusunda bulunmaları tavsiye olunmaktadır.”

  • Epic Games Bu Hafta Payday 2’yi Fiyatsız Veriyor: Eklemeyi Unutmayın!

     
    Her hafta fiyatsız oyunu ve oyunları kullanıcılara sunan Epic Games’in bu haftaki oyunu erişime geçtiğimiz gün açıldı. Bu hafta çevrimiçi çok oyunculu nişancı soygun oyunu Payday 2’yi kalıcı bir biçimde Epic Games kütüphanenize ekleyebilirsiniz. Oyunu 15 Haziran Perşembe TSİ 18:00’a kadar fiyatsız olarak edinebilirsiniz.
     
    Öte yandan bir sonraki hafta hangi oyunların fiyatsız vereceği açıklandı. Bu oyunlar arasında Guacamelee! 2 ve Guacamelee! Harika Turbo Championship Edition yer alıyor.
     
    Payday 2
     
     
     
    PAYDAY 2 tek oyunculu yahut çevrimiçi olarak başka oyuncularla ve arkadaşlarınızla birlikte oynayabileceğiniz soygun temalı nişancı aksiyon oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Oyuncular oyunda bir cürüm çılgınlığı içerisine giriş yaparak Washington DC sokaklarına iniyor. Dallas, Hoxton, Wolf ve Chains maskelerini bir kere daha takabileceğiniz oyunda aksiyon dolu, dört oyunculu nişancı tecrübesi bizlere aktarılıyor. 
     
    – Epic Games sayfası

  • Fenerbahçe’de Hector Bellerin sesleri

    Bright Osayi Samuel’e Ada’dan âlâ teklifler var. Kupa maçı sonrasında Fenerbahçe, onu isteyen İngiliz kulüplerinin tekliflerini dinleyecek. Kanarya alternatiflerini belirlemeye başladı.

    Adaylardan biri de son olarak Sporting Lizbon’da forma giyen Hector Bellerin. Arsenal, Barcelona üzere kadrolarda oynayan 28 yaşındaki oyuncunun bonservisi elinde.

    20 MAÇTA MÜDDET BULABİLDİ

    İspanyol sağ bek bu dönem Sporting Lizbon’da yalnızcaa 20 maçta forma bulabildi ve bu müsabakalarda 1 gol atarken asist katkısı sağlayamadı. 

  • Arsenal, Sacha Boey için teklifini yükseltti!

    Galatasaray’ın şampiyonluğunda büyük hisse sahibi olan Sacha Boey ile ilgili olarak kıymetli ve kritik gelişmeler yaşanıyor.

    İngiliz devi Arsenal’in 22 yaşındaki sağ bek için Galatasaray’a teklifte bulunduğu öğrenildi. Arsenal’in teklifinin 18 milyon Euro olduğu bonuslarla birlikte sayının 20 milyon euro’yu bulduğu argüman edildi. Sarı-Kırmızılı kurmayların istediği sayının ise 25 milyon Euro civarında olduğu tabir ediliyor.

    Görüşmelerde Galatasaray ismine Erden Timur’un bulunduğu da gelen haberler ortasında. Sacha Boey’in de Premier Lig’de oynamayı çok istek ettiği ve Arsenal’in teklifine sıcak baktığı belirtiliyor. 22 yaşında ve 1.78 uzunluğunda olan Sacha Boey’in Galatasaray’la 2025 yılına kadar mukavelesi bulunuyor.

    Fransız sağ bek bu dönem Galatasaray formasıyla 33 resmi maçta oynadı 1 gol attı 4 de asist yaptı.

     
  • Binance CEO’su, Piyasa Çöküşünü Yorumladı: Kimse Bilmiyor!

    Altcoin piyasası, Solana (SOL), Polygon (MATIC) ve Cardano (ADA) üzere büyük kripto para ünitelerinin keskin bir paha düşüşü yaşamasıyla önemli bir gerileme yaşadı. Yatırımcıların mevcut ortama karşı itimat eksikliği sergilemesiyle piyasadaki belirsizlik açıkça görülüyor. Bu sırada, Binance CEO’su Changpeng Zhao’nun açıklamaları dikkat çekti. İşte Zhao’nun piyasadaki çöküşe yönelik söyledikleri…

    Binance CEO’sundan piyasa yorumu

    Binance’in kurucusu CZ, 10 Haziran’da toplumsal medya üzerinden piyasadaki dalgalanmaların öngörülemez tabiatını tartıştı. CZ, birçok kişinin çöküş hakkında bilgiye sahip olduğunu ve çoklukla yanlışlı olan tek bir nedene bağladığını söyledi. Lakin hiç kimsenin piyasa hareketlerinin gerisindeki kesin nedenleri nitekim bilmediğini vurguladı. CZ, piyasada her birinin kendine mahsus motivasyonları olan çok sayıda satıcı ve alıcının varlığının altını çizdi. Bu motivasyonlar Binance’in kripto para satmasından Robinhood platformunun altcoin satmasına, düzenleyici önlemlerin tesirinden açgözlülük ve endişe üzere insani hislerin tesirine kadar değişebiliyor. Kimi hakikat, kimi ise yanlış söylentiler oluyor.

    Son vakitlerde piyasada yaşanan çalkantının gerisindeki nedenler spekülatif olmaya devam ediyor. Lakin son birkaç gün içinde kimi içgörüler sağlayabilecek iki değerli olay meydana geldi. Birinci olarak, Amerika Birleşik Devletleri Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) Binance’e, CEO’suna ve şirketin ABD koluna karşı bir dava açtı. Kısa bir mühlet sonra SEC, ABD merkezli önde gelen kripto borsası Coinbase’e karşı da başka bir dava açtı. Coinbase’e karşı açılan 101 sayfalık davanın daha geniş bir piyasa üzerinde daha değerli bir tesiri olduğu görülüyor. Bilhassa SEC, menkul değer olarak sınıflandırılma kriterlerini karşıladığını düşündüğü 13 kripto para ünitesinin “kapsamlı olmayan” bir listesini derledi.

    Altcoinlerin “menkul kıymet” olma durumu, piyasayı etkiledi

    Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere listelenen kripto paralar ortasında Cardano (ADA), Solana (SOL), Polygon (MATIC) ve SAND, AXS, FIL, ICP, NEAR ve daha fazlası yer alıyor. Bu coinlerin listeye dahil edilmesi, kıymetlerinin düşmesine katkıda bulunmuştur. İkinci olarak, kripto sanayisinde kıymetli bir oyuncu olan perakende ticaret platformu Robinhood, Solana, Cardano ve Polygon ile bağlı tokenleri listeden çıkarma kararını açıkladı. Bu atılım, yatırımcıların bu kripto para üniteleri için potansiyel yasal yansımalar hakkında spekülasyon yapmasıyla piyasadaki meçhullüğü daha da artırdı. SEC’in 2020 yılında Ripple’a karşı açtığı ve XRP’yi bir menkul değer olarak etiketleyerek birçok borsadan silinmesine yol açan davanın oluşturduğu emsal, muhtemelen bu tokenleri çevreleyen telaşlara katkıda bulunmuştur.

    Düzenleyici aksiyonlar ve piyasa reaksiyonlarının birleşimi, altcoinler için şiddetli bir periyoda yol açtı. Yatırımcılar artık bu kripto paraların karşılaşabileceği potansiyel yasal sonuçları fiyatlandırıyor ve bu da kıymetlerinde değerli bir düşüşe neden oluyor. Piyasa bu çalkantılı periyottan geçerken CZ, riskleri direktörün kıymetini vurguladı. Binance üzere platformların rolü, yatırımcılar açgözlülük ve kaygı hisleriyle boğuşurken problemsiz operasyonlar sağlamak.

  • Türk Kızılay 156 Yaşında

    Prof. Dr. Yılmaz, “Türkiye’nin ‘merhamet çınarı’ olan Kızılayımızı bugüne getiren tüm gönüllü, bağışçı ve çalışanlarımıza şükranlarımızı sunuyorum. Bu iyilik hareketi, çalışmalarını zamanla ve coğrafyayla sınırlı olmadan sonsuza kadar sürdürecektir” dedi. 

    11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla yola çıkan Türk Kızılay, o günden bu yana insanlık için yardımsever bağışçılarıyla umut ve iyilik taşıyan önemli bir kuruluş olarak varlığını sürdürüyor. Doğal afetlerin, savaşların, salgın hastalıkların ve birlikteliğe ihtiyacımız olduğu anların ortasında Türk Kızılay’ın gönüllüleri ve çalışanları insanlığın umudu olmaya devam ederken, tüm Kızılay camiası 156. yıla girmenin gururunu yaşıyor. 

    Milletimizin Yardımseverliğinin Adı: Kızılay

    Kızılay’ın 155 yıllık yolculuğunun sevgi ve yardımseverlik dolu adımlarla yazıldığını dile getiren Türk Kızılay Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, “155 yılı geride bırakan Türk Kızılay, bu süre zarfında milyonlarca insanın hayatını iyileştirmek ve desteklemek için özveriyle çalıştı. Tarihi boyunca acil yardım, afet yönetimi, kan bağışı, sağlık hizmetleri ve sosyal projeler gibi birçok alanda Türk Kızılay’ın adı güven ve destekle anıldı. Bu güven ve destekle de Kızılay, milyonlarca insanın hayatına dokunarak yüreklere umut aşıladı. Kısacası Kızılay, milletimizin yardımseverliğinin adı oldu. Kızılay, gönüllü çalışmaları, kan bağışı kampanyaları ve sosyal projeleriyle toplumun vazgeçilmez bir parçası oldu. Bu köklü tarih, gelecekteki hedeflerimize odaklanmak için de bir fırsat sunuyor. Türkiye’nin ‘merhamet çınarı’ olan Kızılayımızı bugüne getiren tüm gönüllü, bağışçı ve çalışanlarımıza şükranlarımızı sunuyorum. Bu iyilik hareketi çalışmalarını zamanla ve coğrafyayla sınırlı olmadan sonsuza kadar sürdürecektir” dedi  

    “Hayatları değiştiren yardımlarınız ve katkılarınızla Türk Kızılay’ın kalbindesiniz”

    Türk Kızılay’ın yıllar içinde elde ettiği büyük başarılarla toplumun kalbinde her zaman özel bir yer edindiğini belirten Genel Başkan Vekili Yılmaz, “Türk Kızılay’ın kuruluş yıldönümü, geçmişteki kahramanlıklarını hatırlamak, onları yüreklerimizde yaşatmak ve geleceğe umutla bakmak için bir fırsattır. Bu özel gün, Kızılay ile birlikte başardıklarımızı anmak ve birlikte başarabileceklerimizi hayal etmek için bir çağrıdır. Birlikte, insanlık için daha fazlasını yapabileceğimize inanıyoruz. Türk Kızılay, gönüllülerine, destekleyicilerine, bağışçılarına ve paydaşlarına da teşekkür ediyoruz. Sizler, hayatları değiştiren yardımlarınız ve katkılarınızla Türk Kızılay’ın kalbinde yer alıyorsunuz. İyilik zincirinin bir halkası olduğunuz için minnettarız ve iyiliği büyütmedeki yolculuğumuza her zaman ortak olmaya davet ediyoruz. Birlikte, daha nice yıllara, başarılara ve umut dolu hikâyelere yürümek dileğiyle.” diye konuştu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bedrettin Dalan’a İTÜ’den Fahri Doktora Unvanı

    İSTEK Vakfı ve Yeditepe Üniversitesi Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan’a, 1965 yılında mezun olduğu İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından, “Fahri Doktor” unvanı verildi. Fahri doktora beratı, düzenlenen törende İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu tarafından Bedrettin Dalan’a takdim edildi

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), kuruluşunun 250’nci, cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023’te, 1965 yılında Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden mezun Bedrettin Dalan’a “fahri doktor” unvanı verdi. Fahri doktora töreni, İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle Bedrettin Dalan’a takdim edildi. 

    Törene, İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, İstanbul Eğitim ve Kültür (İSTEK) Vakfı Eğitim Yönetim Kurulu Başkanı Barış Dalan, Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Yusuf Akgün, Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Prof. Dr. İpek Karaaslan ile Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sedefhan Oğuz’un yanı sıra İTÜ ve Yeditepe üniversitelerinden çok sayıda dekan, akademisyen ve davetli katıldı.  

    Bedrettin Dalan’ın Öncü ve Nitelikli Çalışmaları

    İTÜ TMDK’dan Türk müziği dinletisiyle başlayan fahri doktora töreninde ayrıca Yeditepe Üniversitesi Folklor Kulübü öğrencileri Aydın yöresinden bir oyun sergiledi. İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, yaptığı konuşmada Bedrettin Dalan’ın ülkemiz ve tüm insanlık için yaptığı değerli katkılara dikkat çekti. 

    Prof. Dr. Koyuncu, “İTÜ’lüler; edindikleri tecrübeyi, sahip oldukları bilgi birikimini ülke ve insanlık için katma değere dönüştürme gayreti içinde olmuşlardır. Teknik Üniversite Ailesi; mezunlarıyla olsun, akademik ve idari personeliyle olsun her zaman bu bakış açısına sahip olmuştur ve bu, aynı zamanda İTÜ’nün 250 yıllık hiç değişmeyen misyonudur” sözleriyle İTÜ mezunlarının tarihsel rolünün altını çizdi.

    Konuşmasının ardından Prof. Dr. Koyuncu, İTÜ Senatosu tarafından alınan karar gereği “Ülkemizde raylı sistemler, trafik, deniz taşımacılığı, çevre kirliliğinin önlenmesi, şehircilik ve eğitim gibi alanlarda yaptığı öncü ve nitelikli çalışmalar nedeniyle” verilen Fahri Doktora diplomasını Bedrettin Dalan’a takdim etti. 

    Fahri doktora beratının ardından Bedrettin Dalan teşekkürlerini sunarak bu unvanın verilmesi dolayısıyla yaşadığı mutluluk ve gururu ifade etti. Bedrettin Dalan, “Bugüne kadar dünyanın pek çok yerinde ödül ve fahri doktora aldım. Ama hiçbir ödül mezun olduğum üniversitemin bana verdiği bu fahri doktora kadar beni duygulandırmadı ve mutlu etmedi” dedi. Dalan, daha sonra “Türk Dili ve Kültürü” konulu bir konuşma yaptı. 

    Törenin sonunda İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu tarafından Bedrettin Dalan’a diploma fotoğrafı ve Dalan’ın kendi el yazısıyla yazmış olduğu Mühendislik yemininin dijital kopyası hediye edildi.  

    Bedrettin Dalan Kimdir?

    İstanbul Teknik Üniversitesi’nden 1965 yılında elektrik mühendisi olarak mezun olan Bedrettin Dalan, iş hayatına ilk olarak TCDD’de başladı. Ardından özel sektöre geçti. Mart 1984 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. 1984’den 1989’a kadar sürdürdüğü belediye başkanlığı dönemi boyunca şehircilik ve şehir planlaması, raylı sistemler, trafik, deniz taşımacılığı, çevre kirliliğinin önlenmesi gibi alanlarda birçok öncü çalışmaya imza attı. Bu süreçte Dalan, Dünya Yerel Yönetimler Birliği başkan yardımcılığı, İslam Ülkeleri Başkentler ve Şehirler Teşkilatı ve Dünya Metropoller Birliği Başkanlığı görevlerinde de bulundu. Ayrıca, 1987’de Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın Küresel 500 Onur Listesi’nde yer aldı.

    Bedrettin Dalan, aynı zamanda çeşitli kuruluşlarda yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliği yaptı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev aldı. 1985 yılında İstek Vakfı’nı kurarak, vakfın genel başkanı oldu. Vakıf çok sayıda anaokulu, ilköğretim okulu ve lise kurarak eğitime açtı. Vakfın kurduğu Yeditepe Üniversitesi 1996 yılında eğitime başladı. Bugün halen İstek Vakfı ve Yeditepe Üniversitesi’nin onursal başkanlığını sürdürmektedir.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çankaya Belediyesinden İşsizliğe Yeni Bir Çözüm Daha

    Çankaya Belediyesi İş ve İstihdam Merkezi işsizliğe çözüm olmaya devam ediyor. Okulların Mesleki ve Teknik bölümünden mezun olan ve iş arayanlara yönelik istihdam garantili uygulamalı eğitim için başvurular başladı.

    Kontenjanlı sınırlı, Endüstriyel Kalite Kontrol ve Ölçme Elemanı (CMM Operatörü) Eğitimi için 18 – 30 yaş arası erkekler, Çankaya Belediyesi İş ve İstihdam Merkezi’ne başvuru yapabilecek.

    Çankaya Belediyesinin İş ve İstihdam Merkezi; işe ulaşma, meslek eğitimi, yeniden beceri kazandırma, iş başında eğitim ve girişimcilik alanlarında vatandaşlara desteğini sürdürüyor. İşsizliğe çare olmak için bir adım daha atan Çankaya Belediyesi, “CMM Operatörü Eğitimi” başlatıyor. 18 – 30 yaş arası erkeklerin başvurabileceği eğitimler işbaşında gerçekleşecek.

    OPERATÖR ADAYLARI EĞİTİM BOYUNCA ÜCRET ALACAK

    Okulların Mesleki ve Teknik Bölüm mezunu adayların başvurabileceği eğitimde, adaylara 2.500 TL ile uygulamalı eğitim boyunca 26 gün çalışma karşılığında asgari ücret ödemesi de yapılacak. Eğitimleri başarı ile tamamlayan adaylara özel sektörde istihdam sağlanacak.

    İSTİHDAMA NİTELİKLİ KATKI

    Meslek kursları ile ekonominin ve işgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre eğitimler düzenleyen Çankaya Belediyesi, mesleki eğitim-işveren kuruluşları arasında köprü kurarak işgücüne katılım desteği veriyor. İşe gereksinimi olanları uygun özelliklerle donatarak güçlenmelerine ve korunmalarına katkı sunan Çankaya Belediyesi, özellikle genç işsizler, kadınlar ve eğitimli gençlerin mesleki yeterlilik belgesi sahibi olarak nitelikli işgücüne katılımlarını sağlıyor.

    BAŞVURU ADRESİ ÇANKAYA BELEDİYESİ

    “CMM Operatörü Eğitimi” almak isteyen 18-30 yaş arası erkek adayların, özgeçmişleri ile birlikte Çankaya Belediye Başkanlığı Ziya Gökalp Caddesi No:11 B Blok Kat 6’da bulunan İş ve İstihdam Merkezi’ne bizzat başvurmaları gerekiyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başiskele Yakup Altun Stadı yenileniyor

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Başiskele Yakup Altun Stadına sentetik çim saha ve tesis binası yapımı için ihale gerçekleştirdi

    Amatör spora ve sporculara büyük önem veren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, sporcuların kullandığı sahaların yenilenmesi ve iyileştirilmesine de özen gösteriyor. Bu kapsamda Başiskele Yakup Altun Stadına sentetik çim saha ve tesis binası için ihale gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi İhale Salonu’nda düzenlenen elektronik ihaleye 4 firma teklif verdi. Futbol sahasının yenilenmesi ve idari bina için en düşük teklif 32 milyon 123 bin 456 TL oldu. Teklifler komisyon tarafından incelendikten sonra değerlendirmeye alınacak.

     

    400 TAKVİM GÜNÜNDE BİTİRİLECEK
    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi sporun her dalına yönelik spor kompleksi çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda amatör spora ve sporculara büyük destek veren Büyükşehir Belediyesi, sporcuların kullandığı alanların da onarımını gerçekleştiriyor. Düzenlenen ihaleyle 10.000 m²’lik alanda sentetik çim saha ve tesis binası yapılacak. Yakup Altun Spor Tesisi projesinde 68 x105 m’lik saha, müsabakalar ve antrenman için sentetik çime revize edilecek. Ayrıca projede bin 440 metrekare inşaat alanına sahip betonarme tesis binası yapılması da planlandı. Bununla birlikte gece maçı oynamaya elverişli aydınlatma ve otomatik sulama, çevre düzenlemesi, çevre çit ve duvarları yapılması proje de yer alıyor. İhaleyi kazanan firmaya yer teslimi yapıldıktan sonra 400 takvim gününde çalışmalar bitirilecek.

     

    TEKLİF VEREN FİRMALAR

    AY TAŞ İmalat İnşaat                   32 milyon 123 bin 456 TL

    NRSE İnşaat Gıda Lojistik           33 milyon 055 bin TL

    MEVEL Grup İnşaat                      34 milyon 125 bin TL

    ATLASBK İnşaat                                    36 milyon 491 bin 320 TL

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mortal Kombat’ın Kıssası: Kısım 2

    Mortal Kombat’ın öyküsünde çağdaş devirlere geçiş yapma vaktimiz geldi. Bildiğiniz üzere birinci partın sonunda Shao Kahn’ın alemlerin tek hükümdarı olma planı gerçekleşmiş ve Raiden ezeli rakibi karşısında yenik düşmüştü. Olaylardan tam beş yıl sonra başlayan yeni oyun ise, Raiden’ın geçmişe gönderdiği “O kazanmalı” iletisiyle start alıyor.

    Kim Kazanmalı?

    2011 üretimi Mortal Kombat, seriye bu soru ile başlıyor. MK tarihinin birinci vakitte seyahat kavramıyla başladığımız oyunda, Raiden ve dünyadan topladığı isimlerin birinci turnuvaya katılış sahnelerine dönüyoruz. Dünyanın koruyucusu aldığı “o kazanmalı” iletisinden sonra geleceğe dair fecî imgeler görerek sorunun karşılığını arıyor.

    Raiden, bu oyun boyunca pek çok şeye müdahale etmeyi denese de istediği sonuçları bir türlü alamıyor. Smoke’un fecî bir robota dönüşmesini engellemek isterken, Kuai Liang’in bir siber savaşçıya dönüşmesine neden oluyor. Scorpion’u, Sub-Zero’yu öldürmemeye ikna etmeye çalışsa bu mevzuda da başarılı olamıyor.

    Raiden geleceği değiştiremediği sürece omzundaki tılsımı da çatlamayı sürdürüyor. Oyun boyunca daha evvel yaşandığını gördüğümüz pek çok şeyi tekrar yaşıyoruz.

    Örneğin Raiden her şeyin Liu Kang’in, Goro’yu alt etmesi ile biteceğini sanıyorken tılsımı çatlamayı sürdürüyor. Hatta tekrar birebir biçimde Shao Kahn dünyaya gelerek savaşı Earthrealm’e taşıyor. Raiden ve Liu Kang gelecek hakkında tartışmayı sürdürürken Shao Kahn, yeniden tıpkı biçimde Sindel’i uyandırıyor.

    Sindel’in yeni oyunlardaki yeri çok daha büyük. Zira 2011 imali Mortal Kombat’ta Edenia’nın kraliçesi dünya savaşçılarının tamamını tek tek öldürüyor. Bu savaşçılar ortasında Liu Kang’in gönlünü kaptırdığı Edenia prensesi Kitana da var.

    Sindel’i lakin Nightwolf kendini feda ederek durdurabiliyor. Öfkeden gözü dönen Liu Kang ise, Shao Kahn’ın karşısına dikiliyor.

    Uzun müddettir “o kazanmalı” bildirisinin gizemini çözmeye çalışan Raiden ise, yapmak istemediği bir şeyi yapmak zorunda kalıyor.

    Kırılma Anı

    Liu Kang ve Shao Kahn’ı karşı karşıya gören Raiden, iletinin Liu Kang için değil Shao Kahn için olduğunu anladığında MK tarihinin bahtı değişiyor. Birbirine giren eski usta ve öğrenci, Shao Kahn’a istediğini veriyor.

    Raiden bu savaş esnasında Liu Kang’in vefatına neden oluyor. Shao Kahn, Raiden’ı yenip dünyayı işgal etmeye başladığında ise asıl plan ortaya çıkıyor.

    Gelecekteki Raiden’ın “o kazanmalı” iletisi aslında Shao Kahn’a ithaf edilmiş. Zira Liu Kang’in Goro’yu katletmesi ile birlikte Outworld, üst üste 10. galibiyetini alamamıştı. Bu da Shao Kahn’ın galibiyetine karşın serinin bozulduğunu ve işgalin gerçekleşemeyeceği manasına geliyor.

    O güne kadar her fırsatta Kadim Tanrılar’dan yardım isteyen Raiden, birinci kere istediği bu yardımı alıyor. O ana kadar hiçbir şeye karışmayan Kadim Rabler, Mortal Kombat’ın tek kuralının bozulduğunu görünce duruma müdahale ediyor. Shao Kahn yok edilirken, Raiden tahminen de yetiştirdiği en güzel öğrenciyi gömmek zorunda kalıyor.

    Revenant’lar

    Bundan tam dört yıl sonra çıkan Mortal Kombat 10, kıssanın dallanıp budaklanmasını sağladı. Dünya bu sefer Shao Kahn’ın değil, eski bir Kadim İlah olan Shinnok’un tehlikesi altında.

    Shinnok, büyücü ve çok güçlü bir necromancer olan Quan-Chi ile güçlerini birleştirerek dünyaya kapsamlı bir akın düzenliyor. Quan-Chi, geçmiş savaşlarda düşen dünya şampiyonlarını kara büyü ile dirilterek arkadaşlarının karşısına dikiyor. Quan-Chi’nin denetimindeki bu karakterlere “Revenant” ismini veriyoruz.

    Yeni oyunun birinci kısmında Shinnok’un dünyaya saldırısını ve dünyanın buna yansısını izliyoruz. Örneğin Sonya Blade artık işleri büyütmüş ve dünyaya gelebilecek atakları önlemeye çalışan saklı bir ünitenin başında. Johnny Cage aktörlük işi yerine dünyayı muhafazaya çalışıyor. Takıma yeni eklenen Kenshi Takahashi ise İsmail YK’nın takımından yeni ayrılmış durumda…

    Shinnok ve ordusunun ana amacı, dünyanın “Jinsei’sini” yani ömür gücünü değiştirmek. Buna müsaade vermek istemeyen üçlümüz, Raiden ve Fujin’in de takviyesi ile Shinnok’u Jinsei’de yakalıyor. Kuvvetli bir savaş sonrası yıllardır Sonya’ya aşkını bildiğimiz Johnny Cage, müstakbel eşini kurtarmak için “antik” güçlerini faal ediveriyor.

    Raiden, Shinnok’u tekrar kendi tılsımına hapsediyor. Takım Quan-Chi’yi de inine kadar takip ederek Scorpion, Jax ve Sub-Zero’yu “Revenant” olmaktan kurtarıyor.

    Yeni Nesil

    Burada ufak bir orta vermemiz gerekiyor. Zira oyunun bu kısmının akabinde önemli bir “time-jump” yaşıyoruz.

    Bu süreçte Johnny ve Sonya evleniyor. Hatta Cassie isminde bir kız çocukları bile oluyor. Lakin çift ilerleyen periyotlarda boşanmak durumunda kalıyor.

    Değişen karakterler yalnızca Johnny ve Sonya değil. Scorpion ismini tekrar Hanzo Hasashi yaparak Shirai Ryu klanını tekrar kurmak ismine kollarını sıvıyor. Birebir vakitte Hanzo, Kenshi’nin oğlu Takeda’nın ustası oluyor.

    Bu müddet zarfında Sub-Zero, Sektor’ü devirerek kendisine ilişkin olan Lin Kuei klanının başına geçiyor.

    Oyunun kalanını ise orjinal olaylardan 20 sene sonraki bir vakit diliminde oynuyoruz.

    Bu kısımda yeni kuşak dövüşçüler bizleri karşılıyor. Johnny’nin Outworld’e göndermek istediği tim Cassie Cage, Jax’ın kızı Jacqui Briggs, Kenshi’nin oğlu Takeda ve Kung Lao’nun yeğeni Kung Jin bulunuyor.

    Bu dörtlünün misyonu, Outworld’ün yeni hükümdarı olan Kotal Kahn’a karşı planlanan isyanı önlemek ve Shinnok’un tılsımını geri almak. Bu tılsım savaş esnasında Mileena’nın eline geçmiş durumda. Başarısız bir darbe teşebbüsünün akabinde Mileena hayatını kaybederken, Kotal Kahn Shinnok’un tılsımına kavuşuyor.

    Seriye bu oyun ile eklenen yeni karakterimiz D’Vorah ise, yanında bir casus olarak bulunduğu Kotal Kahn’dan tılsımı alıyor.

    Quan-Chi’nin Ölümü

    Gizli kapalı Quan-Chi’ye çalışan D’Vorah, tılsımı aldıktan sonra büyücünün yanına kaçmaya çalışıyor. Lakin bu esnada dünya güçleri tarafından ele geçirilen Quan-Chi’yi çok daha makûs bir son bekliyor: Scorpion

    Her ne kadar ismini Hanzo’ya çevirmiş ve nefretten arınmış olsa da “sarı ninjamızın” içinde hala Scorpion yatıyor. Ailesini ve klanını kaybetmesine neden olan adamın ele geçirildiğini öğrendiğinde ise reaksiyonu net ve keskin oluyor.

    Lakin Hanzo’nun kılıcı Quan-Chi’nin boynuna değmeden çabucak evvel D’Vorah sahneye girerek tılsımı büyücüye fırlatmayı başarıyor. Quan-Chi’nin başı boynundan ayrılsa da ritüeli tamamlamayı başararak Shinnok’u geri getiriyor.

    Shinnok, esarette geçen yıllar boyunca dikkatli bir plan yapmış. Evvel Johnny Cage’i yakalayan eski Kadim İlah, daha sonra D’Vorah’nın da yardımıyla Bo Rai Cho ve Raiden’ı geçerek Jinsei’ye ulaşıyor.

    Dünyanın gücünü kirleten Shinnok, bir anda inanılmaz bir canavara dönüşüyor.

    Cassie Cage’in yönettiği dünya kümesi, Sub-Zero ve Lin Kuei’nin de yardımıyla Jinsei’ye ulaşıyor. Cassie, babasından miras aldığı mistik gücü kullanarak Shinnok’u alt ediyor ve dünyayı kurtarıyor.

    Jinsei’yi temizleme işi ise Raiden’a kalıyor.

    Mortal Kombat 11

    Raiden, MK tarihi boyunca birden çok kere “Dark Raiden” sıfatına bürünüyor. Bunların tamamı da eski bir Kadim İlah olan Shinnok’un gücünden kaynaklı. Raiden bir kere daha Jinsei’yi temizlemek isterken Shinnok’un kötücül efsunlarının kurbanı oluyor.

    Mortal Kombat X’in son sahnesinde Raiden’ın, Shinnok’un tılsımını da takarak Netherrealm’i ziyaret ettiğini görüyoruz. Bu alemi yöneten Revenant Liu Kang ve Kitana’ya net bir bildiri veren Raiden, dünyaya düzenlenecek rastgele bir akının sonucunu Shinnok’un başını önlerine atarak gösteriyor.

    “Ölümden daha makûs bahtlar vardır.”

    İlk part’ın başında sizlerle MK dünyasının en güçlü varlıklarını konuşmuştuk. Tam 24 oyun sonra bu varlıklardan olan Titan’lar ile tanışma talihi buluyoruz.

    Kronika ile tanışın. Şu anın ve tüm geleceğin kraliçesi olan Kronika, isminden da anlaşılabileceği üzere, vakti denetim eden bir Titan.

    Aynı vakitte Shinnok’un annesi olan Kronika, oğlunun karşılaştığı bu dehşetli sonu görünce dizginleri eline alarak Raiden’ı tarihten silmeye karar veriyor.

    Dünyada işler yolunda gidiyor olsa da Raiden, NetherRealm’in kendilerine bir taarruz düzenleyeceği haberi ile Sonya’nın kapısını çalıyor. Dünya güçleri ve Raiden, en yeterli savunma taarruzdur mantığı ile NetherRealm’e sürpriz bir hücum gerçekleştiriyor.

    Bu akında her şey beklendiği üzere gitmiyor alışılmış ki. NetherRealm’in kalesini yıkmak isteyen dünya güçleri, bunu başarıyor olsa da Sonya’yı feda etmek zorunda kalıyorlar.

    Ayrıca bu atağın tesirleri beklendiği kadar uzun da sürmüyor. Kronika saldırıyı bir koz olarak kullanıyor ve Revenant Liu Kang ile Kitana’yı iştirake ikna ediyor. Kronika, kelam verdiği üzere vakti geriye sarmaya başlıyor.

    Buradaki kırılma ile birlikte seride öldüğünü bildiğimiz karakterler tekrar karşımıza çıkıyor. Sonuçta Mortal Kombat’ta kimse sonsuza dek meyyit kalmıyor…

    Sıfır Noktası

    Yeniden ortamıza katılan karakterlerin başında Shao Kahn, genç bir Kano, Skarlet, Erron Black, Liu Kang, Raiden, Kung Lao üzere isimler bulunuyor. Dark Raiden ise tarihten siliniyor.

    Outworld bu karmaşa içerisindeyken D’Vorah bir portal açarak Shao Kahn ve yancılarını Kronika’nın yanına götürüyor.

    Geçmişi ve geleceği birleştirmek, Kronika üzere bir Titan için bile güç bir meziyet. Bu sebeple de iki vakit çizgisi epey sistemsiz bir biçimde birleşmeye başlıyor. Raiden durum için yeniden ve her vakit olduğu üzere Kadim Tanrılar’dan yardım istiyor. Yeniden ve her vakit olduğu üzere ret karşılığını alıp kara fikirlere dalıyor…

    Yalnız bu kere, Kadim Tanrı’ların neden bu kadar sessiz kaldığını manaya fırsatımız oluyor. Zira Kadim Tanrılar’dan biri olan Cetrion’un, aslında Kronika’nın kızı olduğunu öğreniyoruz.

    Daha da güçlenmek isteyen Kronika için, Crown of Souls isimli taç çok büyük ehemmiyet arz ediyor. Bu nedenle dünya güçleri bu taca, Kronika’dan evvel yetişmek istiyor. Yeniden bu esnada Jax ve genç Jax birbirine girerek tacın Kronika’nın eline geçmesine neden oluyor.

    Savaşın bir öbür sınırında ise, Hanzo’yu öldüren lakin yeniden içindeki güzelliğe tutunan genç Scorpion’u görüyoruz. Raiden’a yardım için gittiğinde ise, Shinnok’un tılsımından etkilenen Raiden’dan çok sert bir yanıt alıyor. Bu esnada tekrar Raiden ve Liu Kang birbirine düşüyor.

    İşte tam burada, sıfır noktasına ulaşıyoruz.

    Raiden, Liu Kang’e bu kelamları söylerken aslında bunu yüzyıllardır yaptıklarını fark ediyor. Zira Kronika’yı durdurabilecek tek şey bu ikilinin ortak gücü. Bu sebeple Raiden ve Liu Kang her fırsatta ve her vakit çizgisinde birbirine girerek birbirlerini öldürüyor.

    Bunun keşfedilmesinin akabinde Kronika sahneye giriyor ve Liu Kang’i kaçırıyor.

    Dünya ve Outworld güçleri, NetherRealm’e büyük bir hücum düzenliyor olsa da Revenant Liu Kang, geçmiş halinin ruhunu emerek onu öldürüyor. Kronika’nın planı kolay: Raiden ve Liu Kang’in bir sefer daha birbirini öldürmesini sağlamak.

    Fakat Raiden beklenmedik bir atılım ile Liu Kang’e tüm gücünü aktarıyor.

    Yeni Bir Çağ

    Raiden ortadan kaybolsa da geçmiş ve gelecek halleri birleşen Liu Kang, artık bir ilah statüsüne çıkıyor. Fire God Liu Kang’in tek maksadı Kronika’yı öldürerek vakti yine yazmak.

    İstediğini yapmayı başaran Fire God Liu Kang, vaktin kumlarını denetimi altına alarak yeni bir çağın başlamasını sağlıyor.

    Aslında buraya Aftermath DLC’si de girebilirdi. Lakin ne olursa olsun sonuç, Fire God Liu Kang’in tarihi baştan yazması.

    Mortal Kombat 1’in öyküsü de bu yeni yazılan gelecekte başlayacak.

  • Juventus’un gözü kulağı Zaniolo’da

    30 milyon Euro özgür kalma bedeli olan Galatasaray’ın yıldızı Nicolo Zaniolo hakkında İtalya’da transfer savları manşetleri süslüyor.

    İtalya Ulusal Ekibi takımına seçilen ve tüm basının odaklandığı isim olan 23 yaşındaki yıldız için bu kere Juventus nabız yokluyor. Son oynanan Fenerbahçe derbisindeki performansı sonrasında tekrar dikkatleri üzerine çeken İtalyan oyuncu, Juventus’un bir numaralı transfer amacı.

    Chiesa’nın ayrılma ihtimali her geçen gün artarken, Torino takımının özgür kalma bedelini ödeyerek Zaniolo’yu ülkesine geri döndüreceği kaydedildi.

     
  • Fenerbahçe’den Greenwood atılımı

    Yeni dönemde atak sınırını güçlendirmek isteyen Fenerbahçe, kanat bölgesine transfer yapmak için çalışmalara sürat verdi. Bu bağlamda, Sarı-Lacivertli kulüp yöneticileri, Manchester United’da forma giyen Mason Greenwood için kolları sıvadı.

    MANU SICAK BAKIYOR

    İngiliz takımı, 21 yaşındaki oyuncusunu İngiltere dışında bir ekibe kiralamaya sıcak bakıyor. Fenerbahçe yetkilileri, bu hususta İngiliz takımı ile görüşmelerini sürdürüyor.

    TARTIŞMAYA YOL AÇMIŞTI

    Greenwood’a ile alakalı tecavüze teşebbüs, fiili bedensel ziyana neden olan taarruz ve zorlayıcı davranış suçlamaları, İngiliz futbolcunun birinci olarak ocak 2022’de tutuklanmasına neden olmuştu. Akabinde bu suçlamalar şubat 2023’te düşürüldü ve bu durum, forvet oyuncusunun futbola dönüşü hakkında tartışmalara yol açmıştı. 

     
  • Beşiktaş’tan sürpriz stoper desteği

    Spor Toto Harika Lig’de dönemi 3. sırada bitiren Beşiktaş, gelecek dönem için transfer çalışmalarını hızlandırdı.

    Teknik yönetici Şenol Güneş’in raporu doğrultusunda harekete geçen yetkililer, stoper konumuna destek gerçekleştirecek. Kartal, rotasını İtalya’da Hellas Verona forması giyen Isak Hien’e çevirdi.

    MAÇLARI TAKİP EDİLDİ

    Mesleğine Hellas Verona’da devam eden Isak Hien ile ilgili ayrıntılı araştırma yapan Kara Kartal, futbolcunun transferi için teklif yapmaya hazırlanıyor. 2026’ya kadar Verona ile mukavelesi bulunan İsveçli futbolcunun da mesleğine Avrupa’da devam etmek istediği ve Beşiktaş’tan gelecek cazip bir teklife sıcak bakabileceği öğrenildi.

    Hien’in, İsveç dışında Burkina Faso vatandaşlığı da bulunuyor.

    SAVUNMANIN SİGORTASI

    Çeşitli ülkelerden transfer teklifleri alan Faslı oyuncu Romain Saiss’i takımda tutmak isteyen Beşiktaş, savunmada inanç veren bir isim olması sebebiyle 24 yaşındaki Isak Hien’i düşünüyor. 1.91 uzunluğundaki futbolcu, İtalya’da ‘savunmanın sigortası’ olarak tanımlanıyor. Daha evvel de Türk kadrolarıyla anılan ve 6 milyon euro piyasa kıymeti olan Hien, Djurgarden, Vasalunds ve Djursholm gruplarında forma giymişti

    BU DÖNEM 38 MAÇA ÇIKTI

    Hellas Verona formasıyla 38 maçta vazife alan Isak Hien bu müsabakalarda 1 gol katkısı sağladı. 

  • Başkan Ekrem Yüce’den ‘Akyazı’ vurgusu

    SAKARYA (İGFA) – Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Akyazı Sosyal Gelişim Merkezi yılsonu programına katıldı. Öğrencilerin büyük heyecan yaşadığı programda Başkan Yüce’nin yanı sıra AK Parti Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek, Akyazı Kaymakamı Yakup Güney, Akyazı Belediye Başkanı Bilal Soykan, AK Parti Akyazı İlçe Başkanı Mesut Ekrem, Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Furkan Beşel, bürokratlar ile öğrencilerin aileleri yer aldı.

    İlk olarak Milletvekili Atabek ile birlikte öğrencilerin dikiş, nakış, seramik boyama gibi el emeği eserlerinden oluşan sergiyi gezen Başkan Yüce, eserleri çok başarılı bulduğunu ifade ederek, tüm öğrenci ve öğretmenlerini kutladı. Programda Akyazı SGM öğrencileri, geri dönüşüm ürünlerinden yaptıkları kıyafetlerle mini bir defileyi de sahneledi. Müzikal gösteri ve tiyatro oyunu da izleyenler tarafından büyük beğeni topladı.

    Sözlerine Sakarya’yı ‘Şehirlerin Şehri’ olarak tanımladığını ifade ederek başlayan Başkan Ekrem Yüce, “Biz farklı kültürlerin barış içerisinde bir arada ve kardeşçe yaşayabildiğini dünyaya gösterme başarısına sahip yegâne şehirlerden biriyiz” dedi. Yüce, Akyazı’ya geride kalan 50 ayda çok önemli yatırımlar yaptıklarını da belirterek, “33 kilometreye ulaşan yolları yeniledik. 70 milyonluk bir yatırım. Dünyaya örnek olan projemiz; Seracılık Mükemmeliyet Merkezimizi yaptık. İleri biyolojik atıksu arıtma tesisimizin kapasite artış çalışmasını tamamladık. İlçemiz altyapısını güçlendirdik. Akyazı bizim için çok kıymetlidir” dedi.

  • 7 başlıkta bu hafta nasıl geçti?

    1- Merkez Bankası’nda yeni Lider Gaye Erkan

    Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Lideri olarak Hafize Gaye Erkan atandı. Böylece Erkan, TCMB’nin birinci bayan lideri oldu.

    2- KKM’ye prim ‘freni’

    Kur muhafazalı mevduatlar önden prim ödemesi uygulamasının sonlandırıldığı haftada TL bazında 2 ayın en yavaş artışını kaydetti. Dolar bazında ise kur muhafazalı mevduatların gerilediği görüldü.

    3- Çaya yüzde 43 artırım geldi

    Çaykur, çaya ortalama yüzde 43 artırım yaptı.

    4- TCMB’nin net rezervi tarihi düşük düzeye indi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın net rezervi eksi 5,7 milyar dolarla tarihi düşük düzeye geriledi.

    5- Dünya Bankası Türkiye için büyüme kestirimini yükseltti

    Dünya Bankası Global Ekonomik Beklentiler Raporu’nun Haziran sayısında Türkiye için büyüme kestirimini bu yıl için yüzde 2,7’den yüzde 3,2’ye yükseltti. Banka ABD’nin büyümesinin ise 2024’te yavaşlamasını beklediğini kaydetti.

    6- Enflasyonda doğalgaz etkisi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs ayına ait tüketici ve üretici fiyat endekslerini yayımladı. Tüketici fiyat endeksi tarafında doğalgaz fiyatları için ‘sıfır fiyat’ metodunun uygulanması tesirli oldu.

    7- Mehmet Şimşek’ten birinci mesaj

    Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek bakanlıkta düzenlenen merasimle misyonu Nureddin Nebati’den devraldı. Bakan Şimşek birinci açıklamasında “Türkiye’nin rasyonel bir tabana dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı bir Türkiye iktisadı özlenen refaha ulaşmamızda kıymetli olacaktır. Makro finansal istikrarı önceliklendireceğiz” tabirlerini kullandı.

  • Duygu tacirinin oyununu Büyükşehir zabıtası bozdu

    Büyükşehir Zabıtası, Cumhuriyet Bulvarı’nda ‘Askere gideceğim’ diyerek para dilenen duygu tacirinin gerçek yüzünü ortaya çıkardı

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı ekipleri, duygu sömürüsü yaparak dilenenlere göz açtırmıyor. Bu çerçevede kamu düzeni ve vatandaşların huzuru için 7/24 görev yapan Büyükşehir zabıtası, Cumhuriyet Bulvarı’nda gerçekleştirdiği kontroller sırasında ‘Askere gideceğim’ diyerek vatandaşlardan para isteyen biriyle karşılaştı. Ekipler, durumundan şüphelendikleri kişiyi emniyete ihbar etti. ‘Askere gideceğim’ diyerek vatandaşlardan para dilenen şahsın yapılan GBT kontrolünde askerliğini yaptığı ortaya çıktı.

    BÜYÜKŞEHİR’DEN ‘DİKKATLİ OLUN’ UYARISI

    Kocaeli’de ikamet etmediği de anlaşılan vatandaşın Cumhuriyet Bulvarı’nda yaşanan insan yoğunluğunu fırsat bilerek, duygu sömürüsünde bulunduğu ve dilencilik yaptığı tespit edildi. Kabahatler kanunu uyarınca işlem yapılan duygu tacirinin üzerinden çıkan bir miktar paraya el konuldu. Şahsa ayrıca idari para cezası da uygulandı. Büyükşehir zabıtası vatandaşları bu tür kişilere karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Büyükşehir’den okullara ipekböceği besleme seti

    Antalya Büyükşehir Belediyesi ipekböcekçiliğinin yeniden yaygınlaştırması noktasında önemli çalışmalara imza atıyor. Okullara ve kreşlere dağıtılan ipekböceği besleme kitleriyle genç beyinler ipekböceğinin yaşamsal döngüsüne bizzat şahit oluyor. 

    Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, yerelden kalkınma hamlesi başlattığı Antalya’da çiftçi ve kadın kooperatiflerine her konuda desteklerini sürdürmeye devam ediyor. Çiftçiye yönelik fide, fidan, tohum desteklerinin yanında çeşitli eğitimlerle üretimde kalitenin arttırılması noktasında projeler üretiliyor. Antalya’nın tarihinde önemli bir yer tutan ancak son zamanlarda unutulmaya yüz tutmuş ipekböcekçiliği üretimine teşvik etmek ve var olan üretimi daha da arttırmak için çiftçilere dut ağacı desteğinde bulunuluyor. Bunun yanında da genç beyinlerin görerek öğrenmesi adına Bilim Sanat Eğitim Kültür Kadın Kooperatifi işbirliği ile anaokul ve ilkokul çağlarındaki çocuklara ipek böceği besleme kitleri dağıtımı yapılıyor. 

    YAŞAYARAK ÖĞRENİYORLAR

    Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ziraat Mühendisi Fatma Güler Urkun, çocukların ipekböceğinin yaşamsal dönüsünü deneyimleyerek öğrenmelerinin eğitimlerine büyük katkı sağladığını ifade etti. Urkun, “Antalya Büyükşehir Belediyesi, olarak yerelden kalkınma hedefimizle ipekböceğinin yaygınlaştırılması noktasında çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda daha önce dut fidanı desteklerimizi gerçekleştirdik. Farklı bir konsept olarak da çocuklarımıza ipekböceği besleme seti dağıtıyoruz. Bu besleme setlerinde çocuklarımız ipekböceğinin yaşam döngüsünü görüyorlar. Eğitici bir aktivite oluyor. İpekböceğinin Antalya’daki tarihi değerinin tekrardan anlaşılmasını istiyoruz. Bu nedenle ipekböcekçiliğinin yeniden yaygınlaştırılması için her türlü desteği vermekteyiz” dedi. 

    200 OKULA ULAŞTIK 

    Bilim Sanat Eğitim Kültür Kadın Kooperatifi Başkanı Ferah Atalay da ipekböceği kitlerini okullara dağıttıklarını ve verimli sonuçlar aldıklarını ifade etti. Atalay, “Çocuklarımızın eğitim müfredatlarında geri dönüşüm, çevre ve yaşam döngüsü ile ilgili bir konu vardı. O konuyla projelerimiz örtüşünce birlikte bu adımlar atıldı. Güzel bir proje oldu. Belediye ve Kooperatifimiz ortaklığında 200 okula ulaştık. Bunların takibini yaptık, böceklerin beslenmelerini izledik çocuklarımız da çok güzel baktı” diye konuştu. 

    İPEKBÖCEKLERİNE GÜNAYDIN DİYORLAR

    İpekböceği besleme setlerinin dağıtıldığı Elma Şekeri Yuva ve Gündüz Bakım Evi’nde görevli öğretmen Semin Cankalp, çocukların kelebeğin yaşam döngüsünü ipekböceği besleme setleriyle görerek öğrendiklerini söyledi. Cankalp şöyle konuştu; “Çocuklarımızın inanılmaz bir ilgisi oldu, teorik bilgiler üzerine İpek Böceği besleme setleri, onlara ipek böceği yaşam döngüsünü net olarak görme şansı verdi. Şimdi hepsinin bir ipek böceği var, her gün beslemelerini aksatmadan yaptılar. Büyükşehir Belediyesi’nin desteği muhteşem oldu çünkü bunu okul olarak temin etmemiz gerçekten çok zor. Çocuklarım ve kendim adına çok teşekkür ediyorum.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mobilya ihracatçıları rekabetçiliğini korumak istiyor

    Türk mobilya sektörü rekabetçiliğini korumak için iş birliği ve adil ticaret koşullarının sağlanmasını istiyor.

    Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı Ahmet Müjdat Kemer, EİB Genel Sekreter Yardımcısı Serap Ünal, EİB Tarım 2 Şube Şefi İbrahim Demir, EİB Basın Danışmanı Mina Şen, ham MDF’yi işleyerek katma değerli hale getiren ve ülkemize katma değerli döviz sağlayan Türkiye’nin öncü firmalarından İzmir Yıldız Orman Ürünleri Venni’yi ziyaret ederek ihracattaki başarılarından dolayı plaket takdim ederek, sektörün sorunlarını konuştu.

    Küresel mobilya sektöründe Türkiye’nin 11’inci sıradan 8’inci sıraya yükseldiğini hatırlatan Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, “Potansiyelimizi tamamen kullanabilmek için sektörümüzde işbirliği ve kümelenmenin olması gerekiyor. Ancak bu şekilde katma değerin daha yüksek noktaya getirilebileceğini düşünüyoruz. Bunun için güven ortamının tesis edilmesi gerekiyor. Hedefimiz 5 yıl içinde mobilya sektörünü dünyada ilk 5’e yükseltmek.” dedi.

    Başkan Gürle, “Sadece ürünlerimizi satarken değil alırken de doğru iş birlikleriyle, adil ve eşit ticaretle önümüzün açılabileceğini düşünüyoruz. Dünyada Türk mobilyası markası algısının güçlü bir şekilde konumlandırılması, rekabetçiliğimizi kaybetmememiz ve Uzakdoğu gibi tehditlerden oluşan haksız rekabete karşı işbirliği yapmamız gerekiyor. Birliğimizce sektörümüzün büyüme yöntemlerini doğru bir şekilde belirlemek için neler yapmamız gerektiğini, hammaddeyle ilgili sektörde yaşanan sorunları sık sık firmalarımızla bir araya gelerek masaya yatırıyoruz.” diye konuştu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kordsa yeni teknik merkeziyle Endonezya’yı Asya Pasifik’in ‘inovasyon üssü’ yapacak

    Lastik, yapı güçlendirme ve kompozit teknolojileri pazarlarının global oyuncusu Kordsa, Asya Pasifik bölgesindeki ilk teknik merkezinin açılışını yaptı. PT IndoKordsa Tbk bünyesinde hizmete giren Asya Pasifik Teknik Merkezi (Asia Pacific Technical Center) ile Kordsa’nın lastik güçlendirme alanında geliştireceği yeni teknolojiler, başta Asya Pasifik bölgesi olmak üzere bu merkez ile tüm dünyaya ulaşacak.

    Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa, yüksek teknoloji ve inovasyon alanındaki yetkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Lastik ve inşaat güçlendirme ile kompozit teknolojileri alanlarında inovasyona öncülük eden Kordsa’nın inovasyonu her yerde ve her konuda işlerinin merkezine koyan ‘Innovate Everywhere’ yaklaşımı doğrultusunda, Endonezya’daki teknik merkezini hizmete açtı. 

    Ülkede bulunan iki üretim tesisiyle Asya Pasifik bölgesindeki müşterilerine katma değerli lastik güçlendirme çözümleri sunan Kordsa, “Asya Pasifik Teknik Merkezi” ile endüstriyel iplik ve kord bezi alanlarında yeni teknolojilere öncülük etmeyi sürdürecek. Söz konusu merkez, uygulayacağı veri odaklı yaklaşımla, müşterilerin ihtiyaçlarına yanıt veren ürün ve prototipleri en hızlı geliştirirken, var olan ürün gruplarının da yetkinliklerinin artırılmasına odaklanacak. “Hayatı Güçlendirme” misyonu doğrultusunda, sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerinin temeline koyan Kordsa, bu merkezde geliştireceği yeni teknolojilerle, lastik güçlendirme sektörünün yeşil dönüşümüne de liderlik edecek. Asya Pasifik Teknik Merkezi’nde elde edilecek teknolojik yetkinlikler kompozit ve inşaat güçlendirme alanlarına da taşınarak, Kordsa’ya yeni iş ve büyüme platformları kazandırılacak.

    “TÜM PAYDAŞLARIMIZA SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞER YARATMAK TEMEL İLKEMİZ”

    Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kordsa CEO’su İbrahim Özgür Yıldırım, Kordsa’nın bugün faaliyet gösterdiği alanlarda dünya lideri olduğunun altını çizerken, “Kordsa’nın artık genlerine işlemiş inovasyon tutkusu ve yenilikçi düşünce anlayışı, global ölçekte ortaya koyduğumuz bu başarının temelinde bulunan ana unsurlar. Bugün dünyada lastik güçlendirme teknolojilerimizle her 3 otomobil lastiğinden 1’ini, her 3 uçak lastiğinden ise 2’sini güçlendiriyoruz. Küresel ayak izimizi her geçen gün güçlendirirken, hiçbir zaman başardıklarımızla yetinmiyoruz. Bugün dünyada fikir, teknoloji ve hız üzerinden kurgulanan çetin rekabette, kendimizle yarışmayı; yetkinliklerimizi tüm paydaşlarımıza sürdürülebilir değer yaratmak için kullanmayı temel ilke olarak kabul ediyoruz. Endonezya ve Tayland başta olmak üzere Asya Pasifik bölgesindeki tüm müşterilerimizin hizmetine sunduğumuz bu merkezimiz de aslında bu yaklaşımımızın bir göstergesi. Burada lastik alanında geliştireceğimiz yeni teknolojilerle, sadece sektöre öncülük etmekle kalmayacak; buradaki kazanımlarımızı, kompozit ve inşaat güçlendirme alanlarına da taşıyarak, Kordsa’ya yeni iş ve büyüme platformları kazandıracağız” dedi. 

    “İNOVASYON GÜCÜMÜZÜ YAYGINLAŞTIRIYORUZ”

    Müşteriye yakın olmanın Kordsa’nın küresel büyüme stratejisinin merkezinde yer aldığını sözlerine ekleyen Yıldırım, “Bugün Türkiye, Brezilya, Endonezya, Tayland, ABD, Almanya ve İtalya olmak üzere 7 ülkede bulunan 13 üretim tesisimiz, müşterinin olduğu yerde bulunma taahhüdümüzün en net göstergelerinden biri. Bugün, var olan inovasyon gücümüzü daha da yaygınlaştırıyoruz ve müşterilerimize daha yakın olma ve daha iyi hizmet verme konusunda yeni bir sayfa açıyoruz ve diyoruz ki; ‘Biz sadece üretim gücümüzle değil, aynı zamanda teknoloji ve inovasyon gücümüzle de sizlerin yanındayız’ şeklinde konuştu.  

    Türkiye’de bulunan Global Teknoloji Merkezi ve Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nin Kordsa’nın inovasyon kültürünün önemli birer parçası olduğunu da sözlerine ekleyen Yıldırım, “Bu merkezlerimizde bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge çalışmalarımız ve geliştirdiğimiz 500’ün üzerinde tescilli patentimiz, Kordsa’nın dünyadaki liderliğini pekiştiren ana unsurlar oldu. Şimdi de, bu inovasyon gücümüzü yaygınlaştırıyor; bölgedeki müşterilerimize daha iyi ve daha katma değerli bir hizmet sunabilmek için bu merkezimizi hayata geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.

    “ASYA PASİFİK, KORDSA’NIN KÜRESEL BÜYÜME STRATEJİSİNDE ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP” 

    Kordsa Asya Pasifik Bölgesi Genel Müdür Yardımcısı Ömür Menteş ise, Kordsa’nın küresel büyüme stratejisi içerisinde Asya Pasifik Bölgesi’nin çok önemli bir konuma sahip olduğunun altını çizerken, “Önceleri daha çok insan gücünün ön plana çıktığı Asya Pasifik bölgesi, bugün artık teknoloji gücüyle dikkat çekerken, Kuzey Amerika ile dünyadaki Ar-Ge yatırımlarına da yön verir duruma geldi. Endonezya üretim tesisimizle, bölgedeki inovasyon ve teknoloji odaklı dönüşüme öncülük eden şirketler arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Endonezya merkezli şirketimiz PT IndoKordsa Tbk bünyesinde hizmete giren Asya Pasifik Teknik Merkezi’mizin, iplik ve kord bezi alanında geliştireceği yeni teknolojilerle, Asya Pasifik bölgesinin inovasyon hub’ı olmasını hedefliyoruz” dedi.

    Açılış konuşmalarının ardından, aynı zamanda Kordsa’nın 50. Yılı da olması vesilesiyle anlamlı bir kutlama gerçekleştirildi. Endonezya ve Türkiye başta olmak üzere farklı ülkelerden konukların katıldığı kutlamada, hem Kordsa’nın 50. Yıl dönümü hem de Asya Pasifik Teknik Merkezi’nin açılışına özel hazırlanan pastanın kesimi gerçekleştirildi. Sabancı Topluluğu’nun gücü ve deneyimi ile 1973 yılında İzmit lastik kord bezi fabrikası ile faaliyete başlayan Kordsa, başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada global bir marka haline gelişi ile elde ettiği büyük başarıları kutladı. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Carlos Carvalhal, İspanyol kulübüne veda etti

    İspanya La Liga gruplarından Celta Vigo, Portekizli Teknik Yönetici Carlos Carvalhal ile yolları ayırdığını açıkladı. 

    İspanyol kulübünden yapılan açıklamada, ”Kulübümüz, Carlos Carvalhal ile olan kontratını sonlandırmıştır. Geçtiğimiz Kasım ayında Vigo’ya gelişlerinden bu yana gösterdikleri profesyonellik ve dürüstlük için Carlos Carvalhal ve yardımcılarına en içten şükranlarımızı sunuyoruz. Portekizli koça profesyonel ve ferdî geleceğinde güzel bahtlar diliyor, ayrıyeten bu sekiz ay boyunca her gün gösterdiği çalışma ve özveri için kendisine teşekkür ediyoruz.” tabirleri kullanıldı.

    Portekizli teknik adamın 2024 yılına kadar İspanyol kulübüyle mukavelesi bulunuyordu.

    Carlos Carvalhal idaresindeki Celta Vigo, 43 puan toplayarak ligi 13. sırada tamamladı.

    Carlos Carvalhal, 2011-12 döneminde Beşiktaş’ı da çalıştırmıştı.

  • Wout Weghorts: ”Geri dönmek istiyorum”

    Beşiktaş idaresi, Cenk Tosun’un beklenmedik sakatlığı sonrası forvet almaya karar verirken, listeye tanıdık bir ismi aldı.

    Devre ortasında siyah-beyazlı gruptan ayrılıp Manchester United’ın yolunu tutan Wout Weghorst, Beşiktaş’ın gündemine girdi.

    İngiliz devinde beklentileri karşılayamadığı için önümüzdeki dönem takımında düşünülmeyen Hollandalı golcünün, bonservisini elinde bulunduran Burnley’e geri dönmek istemediği biliniyor.

    Fotomaç’ın haberine nazaran, Weghorst’un Beşiktaşlı yetkililer bir görüşme yaparak, yine siyah-beyazlı formayı giymek istediğini söylediği öğrenildi.

    Weghorst, Beşiktaş formasıyla 18 müsabakaya çıkarken 9 gol, 4 asistlik katkı sağlamıştı. 

  • Selloff Alarmı: Binance ve Coinbase’e Dökülen Bu Altcoin Çakıldı!

    Blockchain datalarına nazaran, kıymetli piyasa yapıcıları Jump Trading ve Cumberland gece saatlerinde harekete geçti. Bu iki şirket Cuma gecesi altcoin projesinin yaklaşık yüzde 30’luk bir düşüşü öncesinde kripto borsalarına milyonlarca bedelinde Polygon (MATIC) gönderdiler. Süreçte alıcı borsalar Binance ve Coinbase oldu. İşte detaylar…

    Altcoin MATIC, Binance ve Coinbase’e gönderildi

    Analitik firması Lookonchain, 0xScope üzere şirketler, Cumartesi günü birden fazla tweet’te Cumberland’ın Binance’e 6,3 milyon doların üzerinde 9 milyon MATIC ve Coinbase’e 3,5 milyon dolar kıymetinde 5 milyon MATIC yatırdığını söyledi. Firma, Cumberland, Jump Trading ve Robinhood ile ilgili öbür bir kripto cüzdanının kripto borsalarına kümülatif 9,4 milyon yatırdığını da kelamlarına ekledi. Bu mevduatlar muhtemelen likit olmayan bir ortamda kripto borsalarında satıldı. MATIC tokenlerinde ani bir fiyat düşüşüne katkıda bulundu. Şu anda MATIC, yüzde 24’lük bir düşüş yaşıyor.

    Benzer fiyat hareketleri, son 24 saat içinde yüzde 25’e varan oranlarda düşen Cardano (ADA) ve Solana (SOL) tokenlarında da görüldü. Tokenlar, bu haftanın başlarında kripto borsaları Binance ve Coinbase’e karşı birden fazla ABD Menkul Değerler ve Borsa Kurulu (SEC) belgesinde menkul değer olarak sav edildikten sonra muhtemelen etkilendi. Bu nedenle kripto hizmetleri firması Matrixport hafta sonu boyunca büyük tokenlerin daha fazla satılmasının beklenebileceğini söyledi. Firma, “İşlem hacimleri zayıf olduğu ve Binance üzere piyasa yapıcılar daha az faal hale geldiği için altcoinler bu hafta sonu daha da düşebilir,” dedi.

  • Doğumdan kaç gün sonra cinsel bağa girilir?

    Evli çiftlerin ortasındaki cinsellikle ilgili merak edilenlerden birisi de hamilelik periyodundaki cinsellik konusu. Hamilelik devrinin son vakitlerinde cinsel bağın ortası hayli uzar ve çiftler doğumdan sonra çok beklemeden cinsel bağlantıya girmek isterlerse ne yapmaları gerektiği konusunda uzmanlara kulak verdik. İşte uzman gözü ile hamilelikten sonra en çok merak edilen hususlardan biri olan cinsel ilgiye ne vakit girilebileceği konusundaki gerçekler:

    Cinsel münasebete doğumdan çabucak sonraki haftalarda girmek birden fazla uzman tarafından hakikat değildir ve yasaklanmaktadır. Anneler doğumdan sonra lohusalık periyoduna girer bu devir herkesin de bildiği üzere anneler için epeyce güç bir periyottur. Bu periyotta anneler ruhsal ve bedensel olarak kendilerin güzel hissetmeyebilirler. Bu yüzden cinsel uyaralma müddeti de çok uzamaktadır.

    Bütün bu sebepler sonucunda uzmanlar doğumdan sonra bilhassa lohusalık periyodunda cinsel alakayı önermezler.

    Cinsel yaşama sağlıklı bir biçimde devam etmek için uzmanlar 6 haftalık bir bekleme mühleti önermekte. Bu müddet zarfında anne kendini uygunca toparlar ve bebeğine alışır. Cinsel alakaya girmek için bilhassa lohusalık periyodunun geçmesi beklenmelidir. Böylelikle çiftler cinsel hayatlarına sağlıklı bir formda kaldıkları yerden devam edebilirler.

    Peki, doğumdan sonra cinsel alaka için ne kadar müddet beklenmelidir?

    Doğumdan çabucak sonra cinselliği özleyen çiftlerin en merak ettiği mevzu da cinsel ilgi için ne kadar müddet beklemeleri gerektiğidir.

    Doğum sonrası rahimin ve vajinanın toparlanması ve eski haline dönmesi için bir müddet beklenmelidir. Bu müddette anne hamileliğe ve doğuma bağlı meydana gelen fizikî yorgunluğu atlatacaktır. Bu sebeple cinsel ilgi çin beklemek en doğrusudur.

    Pek çok anne ve baba doğumdan sonra aşklarını canlandırmak için uzun mühlet orta verdikleri cinsel hayatlarına çabucak dönmek istede de uzmanlar çiftlerin 40 gün beklemesi gerektiğini söylüyorlar. Lakin bu mühlet şahsa nazaran değişebilir bu yüzden en doğrusu hekiminize danışmak.

    Sezaryen doğumdan kaç gün sonra cinsel bağlantıya girilebilir?

    Günümüzde hayli fazla tercih edilen sezaryen doğum ile olağan doğum sonrası birtakım farklılıklar mevcut. Bu sebeple sezaryen doğum sonrası cinsel ömürde bir farklılık olup olmadığı da çiftler için merak konusu oluyor.

    Halk ortasında sezaryen sonrası cinsel ilginin daha uzun mühlet yasak olduğu düşünülse de bu bilgi ve inanış epeyce yanlıştır. Olağan doğumda olduğu üzere 40 gün cinsel ilgiye girmeden beklemek kâfi bir müddettir. 40 gün geçtikten sonra tekrar sağlıklı bir bilgi almak için bayan doğum uzmanına danışmalısınız ve onayını almalısınız.

    Lohusalık devrinin cinsel alakaya tesiri var mı?

    Lohusalık devri çabucak hemen her anne için kuvvetli bir süreçtir. Anne olma rölüne alışmaları, ruhsal ve fizikî olarak toparlanmaları bu süreçtedir. Bebeklerin anne babalarına, anne babaların da bebeklerine alışmaya çalıştığı bu devirde annelerde depresyon ve hüzün ortaya çıkabilir. Bu üzere durumlarda cinsel bağlantı önerilmez.

    Lohusalık devrinde bayanın vücut ve ruh sıhhatinin olağanda dönmesi için belli bir mühlet beklenir. Tıpkı vakitte emzirmeye yönelik hormonlar da cinsel istekte ve uyarılma da azalmaya sebep olur. Sonrasında ise vajinal ıslanmada sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bu devirde çiftlerin cinselliğe orta vermesi önerilir.

    Lohusalık fizikî olarak cinsel bağlantıya ziyan vermese de anne için ruhsal ve fizyolojik toparlanma mühleti gerekmektedir. Anne toparlanana kadar 6 hafta kadar beklenmesi çiftlerin ilgileri için de sağlıklıdır.

    Doğumdan sonra cinsel münasebette ağrı olur mu?

    Doğumdan sonra muhakkak bir müddet ağrı şikayetleri ortaya çıkabilir. Bu çok olağandır zira bayanlarla lohusalığın tesiriyle cinsel uyarılmada azalma olur. Bu durum da vajinal ıslanmayı olumsuz tesirler ağrı şikayeti cinsel bağ sırasında daha evvel görülmese de bu periyotta ortaya çıkabilir.

    Ağrı olması cinsel uyarılmada ve dolaylı olarak vajinanın ıslanmasında olumsuz tesirlere yol açar. Bu epeyce olağan bir fizyolojik durumdur ve geçicidir. Çiftler kolay kıymetlerle ağrıları ortadan kaldırabilirler.

    Eğer doğum sonrası cinsel münasebette ağrı yaşıyorsanız hekiminize danışarak teklifler alabilirsiniz. Bu durum çok ender görülen bir durum olsa da olağandır ve çiftler hakikat vakti beklemelidir. Zati bayan kendini hazır hissettiğinde çabucak cinsel alaka başlangıcı yaşanabilir.

  • Üniversite sınavında son haftaya girildi!

    2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda son haftaya girildi. Tercih ve Kariyer Danışmanı Uzman Psikolojik Danışman Ece Tözeniş, öğrencilerin son haftayı nasıl değerlendirmesi gerektiği ve dikkat etmesi gerekenlerle ilgili hayati tavsiyelerde bulundu. Her şeyden önce sağlığın önemli olduğunu hatırlatan Tözeniş, son hafta yeni konulara çalışılmaması, bunun yerine konulardaki eksikliklerin tamamlanması, zaman yönetimi ve sınav stratejisi belirlenmesine ağırlık verilmesi gerektiğini söylüyor. Başkalarının dayattığı başarı tanımlamalarının ‘başarı’ olarak alınmaması gerektiğini de vurgulayan Tözeniş, “Yorulduğunuzda dinlenmeyi bilin, yarışı bırakmayı değil” hatırlatmasında da bulunuyor… 

    Üsküdar Üniversitesi Tercih ve Kariyer Danışmanı Uzman Psikolojik Danışman Ece Tözeniş, 17-18 Haziran tarihlerinde üç oturum olarak yapılacak ve 3 milyonun üzerinde adayın gireceği 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na sayılı günler kala, sınava girecek öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

    Her şeyden önce sağlığınıza çok dikkat edin!

    17 Haziran Cumartesi günü Temel Yeterlilik Testi (TYT), 18 Haziran Pazar günü sabah oturumunda Alan Yeterlilik Testi (AYT), öğleden sonra oturumunda ise Yabancı Dil Testi (YDT) olduğunu hatırlatan Uzman Psikolojik Danışman Ece Tözeniş, YKS sonuçlarının 20 Temmuz 2023 tarihinde açıklanacağını sözlerine ekledi. 

    Tüm adayların bu zamana kadar hayal ettiği üniversitelere, mesleklere ulaşmak adına çok büyük emekler verdiğini söyleyen Tözeniş, öğrencilerin son haftayı nasıl değerlendirmesi gerektiğiyle ilgili önerilerini ise şöyle sıraladı:

    Rutininizi bozmayın, beden ve ruh sağlığınıza dikkat edin!

    “Her şeyden önce sağlığınıza çok dikkat edin. Uyku düzeninizi oluşturun. Her akşam aynı saatte yatmaya ve aynı saatte kalkmaya özen gösterin. Ne kadar sağlıklı uyursanız gün içinde o kadar zinde olursunuz. Beslenmenize dikkat edin. Fazla yağlı besinlerden, abur-cuburdan şu dönemde biraz uzak durun. Gün içinde fiziksel egzersizler yapmak hem bedensel hem de ruhsal olarak size iyi gelecektir.  Açık hava yürüyüşleri, bedeninizi çok zorlamadan yapılacak hafif egzersizlerle kendinizi daha iyi ve daha motive hissedebilirsiniz.”

    Kendi başarınızı kendiniz oluşturun

    Öğrencileri başarı kavramına ilişkin uyaran Tözeniş, “Başkalarının size dayatmış olduğu başarı tanımlamalarını kendinizin başarı kriteri olarak almayın. ‘Başarı, sınavda yüksek bir puan almak, sizden istenen bir üniversiteye ya da bölüme girmek midir?’ sorusunu kendinize sorun. İçinizden gelen, yetenekleriniz ile yaptığınız her şey başarıdır. Kendinize ‘Ben neler yapmaktan hoşlanıyorum, hangi konularda iyiyim?’ sorularını sık sık sorun. Böylece kendi başarınızı kendiniz oluşturmuş olursunuz.” önerilerinde bulundu. 

    Olumsuz düşüncelerinizi olumlularla değiştirin

    Tözeniş, sınav kaygısı yaşayan öğrencilere, “Bu dönemde motivasyonunuzu kaybettiğiniz, kaygınızın arttığı zamanlar olacaktır. Ya kazanamazsam ya istediğim puanı alamazsam gibi olumsuz düşüncelerinizi olumlularla değiştirmeye çalışın. Bundan önceki başarılarınızı düşünün. Bugüne kadar ne kadar emek verdiniz, bu emeklerinizin karşılığında neler başardınız. Ne kadar değerli olduğunuzu unutmayın ve bunu arada kendinize hatırlatın.” dedi.

    Yeni konu öğrenme önceki öğrenmelere engel olabilir! 

    Sınava az bir zaman kala yeni konular öğrenmeye çalışmanın önceki öğrenmelere de engel olabileceğine dikkat çeken Uzman Psikolojik Danışman Ece Tözeniş, “Konu tekrarları yapmaya özen gösterin. Tamamlamanız gereken konular varsa aralarından en iyi yapabileceklerinizi seçin ve bu konular üzerinden çalışmalarınızı planlayın.” dedi.

    Yorulduğunuzda dinlenmeyi bilin, yarışı bırakmayı değil!

    Her gün mutlaka deneme sınavı çözülmesini tavsiye den Tözeniş, sözlerini şöyle tamamladı:

    – YKS formatında çözeceğiniz bu deneme sınavlarında zamanı iyi kullanın. 

    – Deneme sınavı sonrasında mutlaka doğru ve yanlışlarınızı kontrol edin. Yanlış soruların üzerinden gitmeye özen gösterin. Yaptığınız yanlış dikkatsizlikten kaynaklanıyorsa o konuyla ilgili soru çözümleri yapın. 

    – Yanlışınız konu eksikliğinden kaynaklanıyorsa hemen o konuyla ilgili bilgi eksikliğinizi tamamlayın. 

    – Sınav stratejinizi belirleyin. Hangi testten başlamalısınız, hangi testle devam etmelisiniz bu sıralamayı şimdiden yapın. 

    – Deneme sınavlarında bu stratejinizi oluşturduktan sonra YKS’de de değişiklik yapmadan aynı test sıralamasını izleyin. Bu hem zamanı verimli kullanmanızı sağlayacak hem de deneme sınavlarından alışık olduğunuz için kaygı yaşamamanıza neden olacaktır. 

    – Yorulduğunuz zamanlarda dinlenmeyi bilin, yarışı bırakmayı değil. Unutmayın hayat tercihtir!” 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sosyal fobisinin farkında olmayanlar her alanda zorlanmaya başlar

    Utanmanın olumsuz bir kavram gibi düşünüldüğünü belirten uzmanlar aslında bu duygunun olağan ve doğal olduğuna dikkat çekiyor. Utanma duygusunun otokontrolü sağladığını ve kişinin sosyal davranışlarını kontrol ettiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Ece Cemre Gökpınar, “Bu sebeple bir ortamda utanma duygusu hissettirecek bir davranışı yapmazsınız.” diyor. Gökpınar, utanma duygusunun sosyal fobiye neden olabileceğinin altını çizerek, sosyal fobisinin farkında olmayan işini yerine getirememe, dışarı çıkamama ve sosyalleşememe gibi zorlanmalarla karşılaşabileceği konusunda uyarıyor.

    Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Ece Cemre Gökpınar, utanma duygusunun neden olduğu sosyal fobi ve bu duygularla başa çıkma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

    Utanma olağan ve doğal bir duygu

    Utanmanın olumsuz bir kavram olarak düşünüldüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog Ece Cemre Gökpınar, “Olmaması gereken bir duygu ya da kavrammış gibi aktarılır. Aksine son derece olağan ve doğal bir duygu. Hatta çoğu zaman da olması gereken duygulardan biri. Dolayısıyla olumsuz bir duygu gibi değil de var olan ve olması gereken bir duygu olarak varsayılması önemli. Genellikle danışanlarda ve hastalarda sanki bu duygu olmamalı gibi bir beklenti oluştuğunu görüyoruz.” dedi.

    Davranışlarımızı duygularımız belirler

    Utanma duygusunun otokontrolü sağladığını ve kişinin sosyal davranışlarını kontrol ettiğini vurgulayan Gökpınar, “Nerede ve neden o davranışın yapılmaması gerektiğini bize hatırlatan bir duygu. Davranışlarımızı belirleyen şeyler de çoğu zaman duygulardır. Yani bir ortamda utanma duygusu hissedecekseniz, hissedeceğinizi düşünecekseniz o davranışı yapmazsınız. Korku, utanma, kaygı, stres bunlar insanı koruyan ve neyi yapıp yapmamız gerektiği hakkında ipucu veren duygulardır. Önemli olan bu duyguları yakalayabilmek.” açıklamasını yaptı.

    Utanma hem fiziksel hem de psikolojik belirtiler ortaya çıkarıyor

    Kişinin utandığında verdiği reaksiyonlara da değinen Gökpınar, “Ellerde titreme, yüzde kızarma, kalp atışında hızlanma, ses titremesi, nefesini kontrol edememe gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. ‘Karşı taraf beni yetersiz görecek’ düşüncesi, ‘rezil oldum’ hissine kapılmak gibi aslında düşünceyi de tetikleyen psikolojik belirtiler de görülür.” ifadelerini kullandı.

    Utanma duygusu, onaylanmama kaygısını yaşatıyor

    Utanma duygusunun kişinin nasıl göründüğü ya da insanların kişiyi nasıl gördüğüyle alakalı herkes için önemli yanları olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Ece Cemre Gökpınar, “Kimisi için başarı, kimisi için de fiziki odaklıdır. Bir şekilde herkesin beğenilmeye, onaylanmaya belirli bir düzeyde ihtiyacı var. Sosyal ortamlarda da beğenilmeyle beraber bunun aksi olan beğenilmeme, onaylanmama gibi kavramlar önemli. Utanma duygusuyla, onaylanmayacağımız ve dışlanacağımız gibi kaygılar yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.

    Bir şeylerin kötü gideceği düşüncesi sosyal fobiye neden oluyor

    Sosyal fobinin, kişinin utanma duygusu ya da bir şeylerin kötü gideceği düşüncesinden korkması olduğunu söyleyen Gökpınar, “Kişi, ‘ya yüzüm kızarırsa, ya insanlar benim yetersiz olduğumu düşünürse’ diye kaygı yaşar. Bir şey olduktan sonra kaygısını yaşamak değil de olma ihtimaline karşı kaygılanır.” dedi.

    Yaşanılan kaygılardan dolayı sosyal aktivitelerde ya da iş hayatında işlevselliklerde düşmeler görülebileceğini de sözlerine ekleyen Gökpınar, bu tip durumların psikoterapi ya da gerektiği durumlarda psikiyatrik ilaç müdahalesi ile tedavi edilebileceğini dile getirdi.

    Sosyal fobisinin farkında olmayanlar her alanda işlev kayıpları yaşamaya başlar

    Bilişsel Davranışçı Terapi’nin uygulanan tedavi yöntemlerinden biri olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Ece Cemre Gökpınar, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Bu terapilerde hem bilinç dediğimiz düşünce boyutu hem de kaçınma dediğimiz davranış boyutunu ele alırız. Kişiyi yavaş yavaş yaşadığı kaygıya maruz bıraktığımız, ödevler verdiğimiz, yaşanılan kaygıyı çalıştığımız ve kaygıya dair psikolojisini değerlendirdiğimiz bir terapi yöntemidir. Kişi sosyal fobisinin farkında değilse ve tedaviden kaçıyorsa zamanla mesleki, sosyal, aile, akademik alanlarda işlev kayıpları yaşamaya başlar. İşini yerine getirememe, dışarı çıkamama ve sosyalleşememe gibi zorlanmalarla karşılaşır.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • ”Yıl 1974” ün Prömiyeri Gerçekleşti – Hakan Meriçliler’den Tanu Okan Anısına: Yıl 1974

    Yapımcılığını Vigor Kültür Sanat’ın üstlendiği proje, 15 Haziran’da Dada Salon Kabarett, 24 Haziran’da ise Urla Dam’da seyircilerle buluşmaya devam edecek.

    Türk Pop Müziği’nin eşsiz yorumcusu ve sesi Tanju Okan’ın Hakan Meriçliler’in çok özel bir projesiyle anıldığı ‘’Yıl 1974’’ün prömiyeri gerçekleşti. Tanju Okan’ın ilk kez sahneye taşındığı proje Baba Sahne’de yapılan prömiyerle sanatseverlerle buluştu.

    Yazan, yöneten, sahneleyen, söyleyen ve anlatan olarak Hakan Meriçliler imzası taşıyan ve Serdar Akkaya önderliğinde Vigor Kültür Sanat’ın üstlendiği proje büyük ilgi gördü ve gösteri sonrası Meriçliler ayakta alkışlandı. İzlemeye

    Kostümünden saçına, yürüyüşünden mikrofonu tutuşuna kadar Tanju Okan tarzıyla sahnede olan Hakan Meriçliler, Tanju Okan’ın dillerden düşmeyen şarkılarını; eşsiz yorumuyla zamansızlığını her dönemde koruyan, ayrılık ve sevda şarkılarını, canlı performansla piyanist Berktay Akyıldız eşliğinde seslendirdi.  Şarkıların yanı sıra Tanju Okan’ın anıları, dönüm noktaları, aşkları, mutlulukları, hüzünleri, hayal kırıklıkları samimi bir dille anlatı olarak sahneye taşındı.

    Tanju Okan’ın hayatının heyecan, zorluk, aşk dolu dönemlerine değinilen projede; Okan’ın en güzel şarkılarını bu dönemde yaptığı bilinen ve kariyerinin en önemli noktası olan 1974 yılına odaklanılıyor.

    Tek perdelik performansta Hakan Meriçliler, Tanju Okan’ın unutulmazları arasında yer alan ‘’Öyle Sarhoş Olsam ki’’, ‘’Kaderim’’, ‘’Dostlarım’’, ‘’Var mısın İçelim?’’, ‘’Seni Hayatımca Sevdim’’, ‘’Hasret’’, ‘’Bilsem ki’’, ‘’Kadınım’’, ‘’Deniz ve Mehtap’’, ‘’Deli Gibi Sevdim’’ olmak üzere on şarkıyla, izleyenlere eşsiz bir dinleti sundu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Oda Orkestrası, Adapazarı’na konuk oldu

    Adapazarı Özel Enka Okulları’na öğrencileri, Oda Orkestrasının kendileri için verdiği konserde birbirinden ünlü klasik eserleri dinleme fırsatı buldu

    Verdiği her konserde başarısı ile göz dolduran ve kentin marka değeri haline gelen Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Oda Orkestrası ilgi görmeye devam ediyor. Engin Şen şefliğindeki orkestra Kocaeli’deki 3. büyük konserinin ardından Adapazarı Özel Enka Okulları’na konuk oldu. Klasik eserlerin ağırlıklı olarak seslendirildiği muhteşem bir repertuar sunan Oda Orkestrası, konserin sonunda öğrenciler tarafından dakikalarca alkışladı.

     

    KLASİK ESERLER SESLENDİRİLDİ

    Okulun konferans salonunda gerçekleştirilen konsere öğrenci ve öğretmenler ilgi gösterdi. Oda Orkestrası, öğrenciler için ağırlıklı olarak klasik eserlerden oluşan bir repertuar sundu. Konserde ünlü Alman Besteci Handel’in yanı sıra valsleriyle ünlü Rus Besteci Shostokovich’in eserleri seslendirildi. Ayrıca Erdal Tuğcular’a ait Renkler Suiti Şelpe, Köroğlu, Denizde Akşam, Nihavent Longa, Obllivion, Pro Una Cabeza ve Palladio da seslendirilen eserler arasında yer aldı.

     

    ODA ORKESTRASINI ÇOK SEVDİLER

    Şef Engin Şen, eserlerin seslendirilme aralarında öğrencilere; Oda Orkestrası, besteciler ve enstrümanlar hakkında bilgi aktardı. Büyük bir dikkat ve ilgiyle konseri izleyen öğrenciler, zaman zaman şef Engin Şen’e klasik müzikle ilgili sorular yöneltti. Konserin sonunda çocuklar beğenilerini dakikalarca süren alkışlarıyla ortaya koydu.

     

    TEŞEKKÜR ÇİÇEĞİ

    Adapazarı Özel Enka Anaokulu Müdürü İlkokul Müdürü Eser Sunter ile müdür yardımcısı Useyyid Gökcen de, şef Engin Şen’e çiçek takdim ederek; okullarında verilen bu güzel konser için teşekkür etti.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Zorlu Açık Hava Sineması Başlıyor, 13 Haziran- 13 Temmuz

    Zorlu Center’ın bu yıl Atelier Gelarto dondurma sponsorluğunda hayata geçirdiği Açık Hava Sineması, 13 Haziran Salı akşamı başlıyor. Zorlu Center, birbirinden farklı türlerdeki, keyifli filmleri, 13 Haziran- 13 Temmuz tarihleri arasında her Salı ve Perşembe saat 21.00’da Meydan Katı Park alanında ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluşturacak.

    Zorlu Center, bu yıl Atelier Gelarto sponsorluğunda sinemaseverlere özel bir yaz programı hazırladı. 13 Haziran’dan, 13 Temmuz’a kadar sürecek Açık Hava Sineması’nda, sinemaseverler her Salı ve Perşembe günü saat 21.00’da açık havada film izlemenin keyfini yaşayacaklar. 

    Eski ve yeni mistik müttefiklerinin yardımıyla bilinmeyene yolculuk eden Doktor Strange’in macerlarını konu eden  ‘Çoklu Evren Çılgınlığında’ filmi 13 Haziran SalıLuc Besson tarafından yazılan ve yönetilen 1994 yapımlı Fransız filmi ‘Leon: Sevginin Gücü’ 15 Haziran Perşembe,   Amerikan bilimkurgu aksiyon komedi filmi ‘Gerçek Kahraman’ 20 Haziran Salı, aksiyon dolu sahnelerle heyecan yaşatacak ‘Charlienin Melekleri’ 22 Haziran Perşembe, sarsıcı bir planın kalbindeki üç arkadaşın filmi ‘Amsterdam’ 4 Temmuz Salı, 1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat Yarışı’nın gerçek hikayesini konu alan ‘Asfaltın Kralları’ 6 Temmuz Perşembe, Rock ‘N’ Roll müziğin kralı” Elvis Presley‘nin hayatını konu alan ‘Elvis’ 11 Temmuz Salı,  tanrıları yok etmeye and içen Gorr the God Butcher’a karşı zorlu bir mücadeleye girişen Thor’un hikayesini konu alan ‘Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü’ 13 Temmuz Perşembe akşamı sinemaseverlerle buluşacak.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türkiye’nin ilk uzay yolcuları Ege’de deney eğitimi aldı

    Türkiye Cumhuriyetin 100. Yılında gerçekleştirilecek “Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu” kapsamında uzaya gidecek olan Türkiye’nin ilk uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever, Ege Üniversitesine konuk oldu. Gezeravcı ve Atasever, proje kapsamında gerçekleştirecekleri 13 deneyden biri olan “EXTREMOPHYTE”  ilgili eğitimleri, Ege Üniversitesi bünyesinde aldılar.  Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Bu tarihi görevde yer alan,  bayrağımızı uzayda gururla dalgalandıracak olan ilk uzay yolcusu astronotlarımızı üniversitemizde ağırlamaktan onur duyduk. Ege Üniversitesi olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, bilimin rehberliğinde üretmeye ve çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Genel Biyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Türkan’ın yürütücülüğünde hazırlanan “Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvula’nın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması ” isimli proje, Türkiye Cumhuriyetin 100. Yılında gerçekleştirilecek “Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu” kapsamında Türk Uzay Ajansı ve TÜBİTAK-UZAY tarafından desteklenmeye hak kazandı. Proje kapsamında gerçekleştirilecek deneyler için Ege Üniversitesinde bulunan Türkiye’nin ilk uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever, eğitimlerini tamamladılar.

    Türkiye’nin ilk uzay yolcularını makamında ağırlayan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Türkiye’nin milli uzay programı kapsamında, TÜBİTAK Uzay ve Türkiye Uzay Ajansı iş birliğinde uzaya gidecek olan Türkiye’nin ilk uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever’i üniversitemizde ağırladık. Bu tarihi görevde yer alan ülkemizin ilk uzay yolcusu astronotlarımız, Fen Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. İsmail Türkan’ın projesi kapsamında gerçekleştirecekleri deneylere ilişkin gerekli eğitimleri üniversitemizde aldılar. Cumhuriyetimizin 100. yılında, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemiz ve aziz milletimiz için bilimin rehberliğinde var gücümüzle çalışarak üretmeyi ve gelişmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.

    Daha sonra ekip, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Toplantı Salonunda proje yürütücüsü Prof. Dr. İsmail Türkan, vekil yürütücü Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday ve Araştırmacı Doç. Dr. Barış Uzilday’dan bilgi aldı. Toplantı sonunda Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Ayaz ise projeye katkı verenleri tebrik etti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • DEÜ’nün Gurur Günü Engelsiz Üniversite Ödül Töreni Yapıldı

    Türkiye’nin saygın yükseköğretim kurumlarından birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ), ‘Engelsiz Üniversite’ ödül töreni heyecanı yaşandı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen ‘2023 Engelsiz Üniversiteler Ödülleri’ törenine Türkiye çapındaki başarılarıyla damga vuran DEÜ, Engelsiz Program Nişanı kategorisinde Türkiye birincisi; Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri kategorisinde ise Türkiye üçüncüsü olmuştu. DEÜ Rektörlüğü tarafından elde edilen başarıların ve gururun paylaşılması için düzenlenen ‘Engelsiz Üniversite Ödülleri Kutlama Töreni’ne, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lutfihak Alpkan da katıldı. Törende konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, DEÜ’nün engelsiz toplum ve üniversite anlayışına uygun akademik ve bilimsel çalışmalar yürüttüğünün altını çizerek, “Geçmişte de Engelsiz Üniversite ödüllerine layık görülen kurumumuzun, günümüzde dokuz programı nişan alarak Türkiye birincisi olması sürpriz olmadı” dedi.

    Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen ‘2023 Engelsiz Üniversiteler Ödülleri’ törenine Türkiye çapındaki başarılarıyla damga vurmuştu. YÖK’ün ödül töreninde DEÜ, Engelsiz Program Nişanı kategorisinde 9 program nişanı alarak Türkiye birincisi; Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri kategorisi kapsamında ise 20 bayrak alarak Türkiye üçüncüsü olmuştu. DEÜ Rektörlüğü tarafından elde edilen başarıların ve gururun paylaşılması için düzenlenen ‘Engelsiz Üniversite Ödülleri Kutlama Töreni, DEÜ Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleştirildi. Tören programına; DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lutfihak Alpkan, AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, KKTC İzmir Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, KKTC Eğitim Kültür Ateşesi Şebnem Pekdoğan, kurum il müdürleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, DEÜ akademik ve idari kadrosu, öğrenciler, engelli bireyler ile misafirler katıldılar.

    PROGRAMA “KUTLU GÜN MARŞI” İLE BAŞLANDI

    DEÜ Devlet Konservatuvarının üç ayrı eser dinletisi ile başlayan, yoğun katılımın olduğu tören programında ilk olarak, İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılına özel olarak DEÜ Rektörlüğü tarafından düzenlenen beste yarışmasında birincilik kazanan İltan Bilge’nin “Kutlu Gün Marşı” icra edildi. Dinletide ayrıca “Efem” ve Mozart’ın ünlü eseri “Türk Marşı” da DEÜ Devlet Konservatuvarı tarafından yorumlandı.

    “ENGELSİZ TOPLUM İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

    Tören programının açılış konuşmasını yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, DEÜ’nün engelsiz toplum ve üniversite anlayışına uygun akademik ve bilimsel çalışmalar yürüttüğünün altını çizerek, “Araştırma Üniversitemiz, öğretim, araştırma ve sosyal faaliyetlerini özel gereksinimi olan bireylerin ihtiyaç ve taleplerini dikkate alarak planlanmaktadır. Kamusal yükümlülükleri bulunan Üniversitemizdeki bu durum, hem kuruluş ilke ve değerlerinin bir göstergesi hem de engelsiz üniversite ve toplum ideallerine ulaşma isteğinin sonucudur. Üniversitemizin bu alanda elde etmiş olduğu başarıları ve gururu paylaşmak üzere bugün burada bir araya geldik” ifadesinde bulundu.

    “BAŞARI TESADÜF DEĞİL”

    DEÜ Rektörlüğü olarak yaklaşık beş yıllık görev süreleri boyunca toplumun her kesimine yönelik hizmetleri yerine getirmeye gayret ettiklerini belirten Rektör Hotar, “Bu noktada pek çok girişimde bulunduk; altyapımızı güçlendirdik. Bunların yanı sıra olay ve olgulara bakışımızı derinleştirmek adına iyi bir dinleyici olduk; konunun özüne inmeye özen gösterdik. Fiziki ve sosyal engelleri ortadan kaldıracak çalışmalar yürüttük. Bu sayede ‘engelsiz üniversite ve toplum’ yolunda ciddi mesafe kat ettik. Geçmişte de Engelsiz Üniversite ödüllerine layık görülen kurumumuzun, günümüzde dokuz programı nişan alarak Türkiye birincisi olması bizim için sürpriz olmadı. Mekânda, Eğitimde ve Sosyo-Kültürel faaliyet kategorilerinde; 97 üniversite ve 1093 başvuru arasından 20 bayrak alarak Türkiye üçüncüsü olmamız da elbette tesadüf değildi. Çünkü yıllar içinde çalışarak, önemli kazanımlar elde ettik. Öyle ki; pandemi koşullarının yaşandığı 2020’de 6; 2021’de 2; 2022’de 18 ve 2023’te 29 olmak bayrak üzere toplam 54 ödül aldık. Geçen yıl da program nişanlarında Türkiye üçüncüsü olmuştuk. Dolayısıyla üniversitemizin kazanımları katlanarak artmış oldu” diye konuştu.

    “ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKESİ TANIMINDAN UZAKLAŞTIK”

    Rektör Hotar, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Ülkemizde; son yirmi yılda yapılan yasal düzenlemeler ve eğitim faaliyetleri, ‘engelli, dezavantajlı ya da kırılgan’ olarak tanımlanan vatandaşlarımıza yönelik farkındalık oluşturmuş ve kazanımlar sağlamıştır. Devletimizin temel ve yükseköğretimdeki politikaları sayesinde vatandaşlarımızın eğitim imkânlarına erişmelerinin de önü açılmıştır. Bu gelişmeler Türkiye’yi, engellerin olduğu üçüncü dünya ülkesi tanımından da çıkarmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki hassasiyetleri ise üniversitelerimize ve kamu kurumlarımıza örnek olmuştur. Bu bağlamda YÖK’ün Engelsiz Üniversite Ödülleri de daha fazlasını yapmamız için üniversitemizi teşvik etmiştir. Son olarak bu ödüllerin üniversitemize kazandırılması için emek veren kıymetli hocalarımıza, mesai arkadaşlarımıza ve öğrencilerimize de şahsım ve kurumum adına teşekkür ediyorum.”

    “MEVZUAT ENGELLERİ KALDIRILDI”

    Programda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lutfihak Alpkan, sosyal devlet anlayışı çerçevesinde kamu, sivil toplum ve özel sektör iş birliği içinde dezavantajlı gruplara yönelik son 20 yılda birçok proje, mevzuat değişikliği ve kazanımın hayata geçirildiğini belirtti. Prof. Dr. Alpkan, “Bunlardan en önemlilerinden biri de engelli bireyler konusu oldu. Engelli bireylerin önündeki mevzuat engelleri iyileştirilmeye çalışıldı ve çalışma hayatına katılım ve sosyal hizmetlerle ilgili birçok gelişme yaşandı. Bu bağlamda Bakanlığımız öncülüğünde birçok hizmet üretilirken, özellikle üç temel alanda gelişmeler yaşandı. İlki iş arayan engellilerin iş hayatına hazırlanması ve yönlendirilmesi; ikincisi çalışma hayatına sosyal katılım çerçevesinde hem kamu hem özel sektörde çalışan engelli sayısının artırılması ve üçüncüsü de sosyal güvenlik ile emeklilik alanındaki imkân ve hizmetlerin artırılması yoluyla sağlık hizmetlerine erişim, malulen emeklilik ve genel olarak sağlık hizmetlerinde iyileştirmeler yapılmaya çalışıldı” dedi.

    “20 YILDA İSTİHDAM DÖRT KAT ARTTI”

    Günümüzde engelli bireylerin çalışma hayatındaki sayısının hızla arttığını kaydeden Prof. Dr. Alpkan, “Engellilere hizmet veren iş koçlarımızın sayısı günümüzde 350’ye ulaştı ve birçok ilimizde faaliyet gösteriyor. İş ve meslek danışmanlığı hizmeti gibi çalışıyorlar. Bu bağlamda 79 bin engelli ile temas halindeler. Bu şekilde diğer iş ve meslek danışmanlarımızla beraber ülkemizde istihdamı 31 milyonun üzerine çıkarmak mümkün oldu. Özellikle dezavantajlı grupların iş hayatına katılımı daha da arttı. 20 yıl önce çalışma hayatındaki engellilerimizin sayısı 50 bin civarındaydı. Günümüzde bu sayı kamu ve özel sektör toplamı olarak bakıldığında 50 binden 200 bin civarına çıkmış durumda. Yani yaklaşık dört katı arttı. Ancak bunu yeterli bulmuyoruz. Kamu, özel ve STK iş birliği ile sayıyı artırmak istiyoruz. Bunun sosyal güvenlik ve emeklilik kısmı da var. Bu bağlamdaki iyileştirme adımlarımızı da atıyoruz” açıklamasında bulundu.

    DEÜ’YE TEŞEKKÜR

    DEÜ’nün kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğini ve yerel koordinasyonunu oldukça önemsediklerini belirten Prof. Dr. Alpkan, “Bu kapsamda Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın girişimlerini son derece değerli buluyoruz. İTÜ Rektör Yardımcılığı yaptığım dönemde biz de engelsiz üniversite hedeflerimiz için çok çalışıyorduk ama gelinen noktada DEÜ bizi geçmiş görünüyor. Tebrik ediyorum. Toplum olarak sosyal dayanışma ve yardımlaşma kültürünün bu şekilde etkinliklere dönmesinden, kurumsallaşmasından dolayı da mutluluk duyuyorum” şeklinde konuştu.

    Prof. Dr. Alpkan’a konuşmasının sonunda, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar tarafından DEÜ’nün engelsiz toplum konusunda farkındalık yaratan projesi “Eylül Bebekler” hediye edildi.

    DEÜ’NÜN BÜTÜNLEŞTİRİCİ BİR GÜCÜ VAR

    Programın açılış konuşmaları bölümünde Engelsiz DEÜ Koordinatörü Doç. Dr. Burak Karabey de söz aldı. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kapsayıcı ve bütünleştirici yönüne vurgu yapan Karabey, “Üniversiteler kapsamında yapılan faaliyetlerin yalnızca belli gruplara yönelik sıkıştırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Etkinlikler tüm grupları tanıtmak adına yapılmalı. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın bu kapsamda engelsiz üniversite yolunda çok ciddi adımları oldu. Üniversitemizi bu anlamda işlevsel olarak kullanabilmek son derece önemliydi. Böylelikle topluma da eyleme geçirilebilecek projeler sunabiliyoruz. Bu anlamda Rektörlüğümüzden ciddi ilerlemeler kaydettik ve destekler aldık. Diğer üniversitelere kıyaslayınca oldukça büyük bir koordinatörlüğe sahibiz. Tüm bu etkenler büyük bir birikim olarak karşımızda ve bugün güzel sonuçlar almamıza vesile oldu. Bizler de gurur duyduk” dedi.

    ENGEL TANIMAYAN KARİYERLER PANELİ YAPILDI

    Açılış konuşmalarının ardından programda “Engel Tanımayan Kariyerler” adlı panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel’in yaptığı panelde engelli ressam Ayşe Işık, sahnede ayakları yardımıyla resim yaparken; DEÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Müdür Yardımcısı Bora Angın ve Engelsiz DEÜ Koordinatörlüğü’nden Türkiye Ampute Milli Futbol Takım Kalecisi Erdi Arslan, engellilik konusundaki deneyimlerini ve yaşam öykülerini katılımcılarla paylaştılar. DEÜ öğrencisi Mert Küçük ise depremler başta olmak üzere afetler sonrasında ortaya çıkan riskleri azaltmaya ve kişiye güven sağlamaya yönelik oluşturduğu, AFAD ile koordineli çalışabilen “Acil Nokta” mobil yazılımını, konuklara tanıttı.

    TEBRİK BELGELERİ VERİLDİ

    Sunum programının ardından Engelsiz Bayrak Ödülü ve Engelsiz Program Nişanı alan akademik birimlere tebrik belgeleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lutfihak Alpkan ve DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar tarafından takdim edildi. Ardından DEÜ Sabancı Kültür Sarayı Fuaye Alanı’nda kurulan Engelsiz DEÜ Fotoğraf Sergisi ve ressam Ayşe Işık’ın resim sergisi konuklar tarafından gezildi. Programda ayrıca kutlama pastası kesilerek, aile fotoğrafı çekimi yapıldı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Merve ve Ayşenur, Avrupa’dan madalyayla döndü

    Büyükşehir Kağıtspor’un Mavi Beyazlı judocuları, katıldıkları her turnuvada başarıya doymuyor

    Alt yapısından yetiştirdiği sporcular ile adı sporcu fabrikası olarak anılan Kocaeli Büyükşehir Belediye Kağıtspor’un yıldız judocuları milli forma ile Avrupa Kupasından başarıyla döndü. Judocularımız Çekya’da 1 altın ve 1 bronz madalya elde etti. Kağıtspor’un milli yıldızları Merve Azak ve Ayşenur Budak, ay yıldızlı forma ile mücadele ettikleri Avrupa Kupasında göğsümüzü kabarttı. Judocularımız, Çekya’nın Prag şehrinde 27 ülkeden 365 sporcunun katılımı ile gerçekleştirilen Judo Gençler Avrupa Kupasında kürsüde yer aldı.

     

    1 ALTIN VE 1 BRONZ MADALYA

    48 kilogramda mindere çıkan Merve Azak rakiplerini tek tek yenerek finale kadar çıkmayı başardı. Avrupa ve Dünya şampiyonu milli sporcu finalde Japon rakibi Mizuki Harada’yı yenerek Avrupa Kupasından altın madalya ile ayrıldı. Kocaeli’ni ve ülkemizi temsilen mindere çıkan bir diğer Büyükşehir Kağıtsporlu Ayşenur Budak ise 57 kilogramda zorlu rakiplerini yenerek 3. olmayı başardı ve kürsüde al bayrağımızı dalgalandırdı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Enner Valencia vedaya hazırlanıyor

    Bu dönem Üstün Lig’de rakip fileleri 29 kere havalandırarak gol hükümdarı olan Enner Valencia vedaya hazırlanıyor.

    Brezilya’nın Internacional kulübüyle anlaşan Ekvadorlu futbolcunun sarı-lacivertli formayla son maçına pazar akşamı finalde çıkması bekleniyor.

    Olağan kaidelerde Fenerbahçe’de devam etmek isteyen fakat Internacional’den daha düzgün bir teklif alan Valencia, kupayla veda etmeyi hedefliyor.

    VALENCIA’NIN PERFORMANSI

    Deneyimli forvet, 2020 yılından bu yana 134 maçta 66 gol ve 19 asiste imza attı. 

     

     

     

     

     

  • Fenerbahçe için bir kupadan daha fazlası!

    Fenerbahçe’de herkes pazar günü İzmir’de oynanacak Ziraat Türkiye Kupası finaline odaklandı.

    Gürsel Aksel Stadı’nda Başakşehir’le karşılaşacak Fenerbahçe’de hem ekip hem de idare kesinlikle kupa zaferi bekliyor. En son 2014’te kupa kazanan Fenerbahçe’de bu 9 dönemlik hasretin bitmesine çok değer veriliyor.

    Hem kupa şanssızlığının ortadan kalkması hem de yeni dönem öncesi moral bulunması ismine finalin kritik olduğu vurgulanıyor. Bu açıdan bakıldığında bir kupadan fazlası görüşü tartı kazanıyor. Tıpkı vakitte kupanın kazanılması kadro ve idare üzerindeki baskıları biraz olsun azaltacak. Ekiple yapılan görüşmelerde de futbolcular kupayı kazanacaklarına dair kelam verdi. Bu final öncesi tüm aksiliklerin bir kenara bırakılması, ligdeki ve Galatasaray derbisindeki moral bozukluğunun unutulması için toplantılar yapıldı. Bu finalin tüm maçlardan farklı olduğu fikri öne çıkarıldı. Sarı-lacivertlilerde idare konseyinin tam takım İzmir’e gitmesi de bekleniyor. Futbolcuların yalnız kalmaması ve bu değerli finalde takviye hedefiyle tüm idare yan yana olacak. Öte yandan bu kupanın kazanılmasının bir öbür değeri daha var. Şayet Türkiye Kupası kazanılırsa Muhteşem Kupa’da Galatasaray’la oynanacak ve bu dönemin rövanşını alma talihi olacak.

    İrfan Can 11’e Rossi yedeğe

    Kupa finalinde yarın akşam Başakşehir’le karşılaşacak Fenerbahçe’de birinci 11’de tek bir değişiklik olacak. Galatasaray derbisinden farklı olarak yalnızca İrfan Can Kahveci 11’de yer alacak, Diego Rossi yedeğe çekilecek. Öte yandan Fenerbahçe’de hazırlıklar devam etti. Jorge Jesus idaresinde yapılan günün tek idmanı koşu, ısınma ve uyum hareketleriyle başladı. Pas çalışmalarıyla devam eden antrenman, taktiksel ve ferdî çalışmalarla tamamlandı.  

     
  • Slaven Bilic: “Manchester City güçlü lakin finalin favorisi olmaz”

    2013-2015 yılları ortasında Beşiktaş’ı çalıştıran Hırvat futbol adamı Slaven Bilic, Inter ile Manchester City ortasında oynanacak Şampiyonlar Ligi finalini kıymetlendirdi.

    “Nasıl bir final bekliyorsunuz?”

    “Herkes Manchester City’yi favori olarak görüyor. Premier Lig’i ve FA Cup’ı kazandılar. Çok âlâ oynuyorlar. Oyunu ziyadesiyle domine eden bir kadro. Hem fizik hem de teknik olarak çok güçlüler. İnanılmaz bir kadro ve kilit oyuncularının hepsi çok formda. Lakin ben, ‘Finallerin favorisi yoktur’ diyen taraftayım. Final tek maç ve yalnızca teknikle kazanamazsınız. Baskıyla başa çıkmanız gerekiyor.”

    “Inter için neler söylersiniz?”

    “Inter tahminen Serie A’da makûs bir devir geçirdi fakat hakikat vakitte hakikat formu yakaladı. İtalya’da lig hariç kupaları kazandılar. Savunma olarak yeterli durumdalar. Defansın yanı sıra nasıl kontra atak yapacaklarını da biliyorlar. Çift forvet oynamaları avantaj olabilir lakin kesinlikle ekip olarak talihlerinin olması için düzgün savunma yapmaları koşul.”

    “Peki sizin favoriniz kim?”

    “Manchester City’nin favori gösterilmesi doğal. Kazanmak için kağıt üzerinde her şeye sahipler. İlkay Gündoğan, şu anda ekibin en güzel oyuncusu. Form olarak mükemmel durumda. City’nin, Guardiola idaresinde değişik bir oyun usulü var. Stones, orta saha üzere. Rodri, savunmanın önünde kusursuza yakın. Solda Grealish ve sağda Bernardo Silva, kanatlarda en uçta duruyor. İkisinden birini durdurmak için Inter orta alanından beklere dayanak gelse, bu sefer orta alan boşalacak. Inter’in, uygun bir kaleci performansının yanı sıra City’ye karşı sabırlı ve süratli oynaması lazım.”

    “Inter, Erling Haaland’ı durdurabilir mi?”

    “Haaland’ı durdurabilirler natürel. Lakin onu durdursanız, etrafındaki 2-3 oyuncu için ne yapacaksınız! Grealish, KevinDe Bruyne, İlkay… Bu defa Haaland, onlara boş alan yaratabilir. Ben, ekonomik manada da güçlü olan City’nin, önümüzdeki 3-5 yıl boyunca futbolu domine edeceğini düşünüyorum.”

    “Hakan Çalhanoğlu için yorumunuz nedir?”

    “Harika ve çok taraflı bir futbolcu. Onu, Almanya’daki Hamburg devrinden tanıyorum. Şahane frikikler ve şutlar atıyor. Orta sahanın solunda, sağında, 10 numarada oynayabiliyor. Defansif özellikleri de var. Tarzı olan tam bir oyuncu. Teknik olarak kusursuz. Koşuyor, uğraş ediyor ve taktik bilgisi de yüksek. Inter ismine oyunu yönlendirebilen kilit isimlerden.”

  • “Kyrie Dallas’ta kalıp, kendini kanıtlamak istiyor!” argümanı

    Dallas Mavericks yıldızı Kyrie Irving’in “Dallas’ta kalmak ve pahasını kanıtlamak istediği” argüman edildi.

    Mavericks için dönemin sona ermesinin akabinde, bu yaz sınırsız hür oyuncu olan Irving’in geleceği hakkında birçok söylenti dolaşmaya başlamıştı.

    Başlangıçta Irving’in eski grup arkadaşı LeBron James ile Los Angeles Lakers’ta tekrar bir ortaya gelmek istediği söylenirken, sonrasında Kyrie’nin James’i Dallas’a gelmesi için çağırdığına dair diğer bir rapor ortaya çıkmıştı.

    Lakin ‘#thisleague UNCUT’ isimli podcast’te konuşan NBA muhabiri Marc Stein, Irving’in Mavericks forması giymeye devam etmek ve ekibe pahasını kanıtlamak istediğini öne sürdü:

    “Kulağıma gelenlere dayanarak şunu diyebilirim ki, Kyrie bence Dallas’ta kalmak istiyor. Ve bana söylenene nazaran bu mevzuda motivasyonu ise, artık ‘Lakers’a zorla yolunu yapmaya çalışıyor’ anlatısından bıkmış olması.

    Ve bunlardan sonra, ‘Neden LeBron’u Mavs’e gelmesi için ikna etmeye çalışmasın ki?’ deniyordu, ancak bu pek mümkün değil. Fakat artık müzakerelere başlama vakti geldi.

    Ve kendisi Mavs için hem saha içinde hem de saha dışında kıymetli biri olduğunu göstermek istiyor. Benim birinci niyetim bu istikametteydi.”

    Irving, dönem ortasında yapılan takasla Dallas’a gitmiş, fakat grup playofflara ulaşamamıştı.

  • Vogel: “Chris Paul’u hür bırakmadık, yanlış anlaşıldı”

    Phoenix Suns koçu Frank Vogel, Chris Paul’un özgür bırakılmadığını ve bu hususta bir “yanlış anlaşılma olduğunu” söyledi.

    Yeni ekip sahibi Mat Ishbia idaresindeki Suns, son birkaç hafta içinde birtakım büyük ataklar yapmış, başlangıçta eski başantrenör Monty Williams’ın işine son vermiş ve akabinde bu haftanın başlarında Paul’un özgür bırakıldığı bildirilmişti.

    Lakin grubun yeni koçu Vogel, Paul’un hür bırakıldığına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını açıkladı:

    “Dün bir yanlış anlaşılma oldu. Chris’i hür bırakmadık. Lakin takaslar, kimi oyuncuların özgür bırakılması ve kadroda tutulması da dahil olmak üzere kadroyu uygunlaştırmak ismine tüm opsiyonları değerlendirdiğimiz birtakım görüşmeler yapıyoruz. Bu görüşmeler de hala devam ediyor.

    Ve ayrıyeten Chris ile şahsen bağlantı kurma talihine da eriştim ve onunla çalışmayı nitekim çok isterim.

    Bence burada şampiyonluk kazanma bahtı hayli yüksek. Kendisini motive eden şeyin bu olduğunu biliyorum ve ben de ona o yolda yardımcı olmak istiyorum. Chris’e koçluk yapmayı ve grupta kalmasını çok istiyorum. Bunu kendisine de iletmiştim.”

    ESPN’den Adrian Wojnarowski, Paul’un özgür bırakılacağına dair haberler çıktıktan sonra Suns’ın kendisini finansal bağlamda grupta tutmanın bir yolunu bulmak istediğini bildirmiş, sonrasında Suns point guardının Devin Booker ve Kevin Durant ile bir dönem daha kalmak istediğini fakat bu noktada 2023-24 dönemi için alacağı 30.8 milyon dolardan daha düşük bir ölçüsü kabul etmesi gerektiğini de eklemişti.

    CP3 bu dönem 13.9 sayı, 4.3 ribaund, 8.9 asist ve 1.5 top çalma ortalamaları tutturmuştu.

  • Aileler tatil planlamaları için sınavı bekledi

    İSTANBUL (İGFA)- Bir yıllık yoğun çalışmanın ardından LGS’ye giren öğrenciler sınavın bitmesiyle dinlenmeye başladılar. Velilerin büyük bir çoğunluğu ise bu yoğun dönem ardından seyahat planlarını gerçekleştirmeye başladı. Türkiye’nin Lider Seyahat Sitesi Enuygun.com’un verilerine göre LGS’den sonra sınava giren yaş grubunun uçak bileti satışları yüzde 120 arttı.

    Liselere Geçiş Sistemi ya da daha çok kullanılan ismiyle LGS sınavı 4 Haziran tarihinde sona erdi. Hayal ettikleri liseye girmek için bir yıl boyunca yoğun bir şekilde çalışan öğrenciler, sınavın bitmesiyle birlikte rahatladılar. Çocukları sınava giren velilerin büyük bir kısmı ise sınavın ardından seyahat planlarını gerçekleştirmeye başladılar. Türkiye’nin Lider Seyahat Sitesi Enuygun.com’un verileri sınavın hemen sonrasındaki 5-7 Haziran aralığında sınava giren yaş grubunun uçak bileti satışlarının bir önceki ay aynı döneme göre 0 arttığını gösteriyor.

  • -GDS Mekik sistemi Win Eurasia fuarında göz doldurdu

    İSTANBUL (İGFA) – Son yıllarda gerçekleştirdiği teknoloji, Ar-Ge, tasarım yatırımları ve endüstri 4.0 tabanlı üretim ile öne çıkan Gökçelik, fuarda GDS depolama sistemleri ürünleri ile ilgi odağı olmayı başarıyor. GDS markasıyla fuarda yeni ürünlerini tanıtan Gökçelik; standında back to back sistem, AR/RS sistem, hafif yük depo sistemleri ve mobile rack gibi akıllı depo raf sistemi ürünlerini sergiledi. Gökçelik’in mekik sistemi fuarda ilgi odağı olmayı başarırken yeni teknolojik ürünleri olan mobil depo ve insansız depolama sistemleri de ziyaretçilerin büyük beğenisini topladı.

    Gökçelik yetkilileri radyo frekans kontrolü, uzaktan arıza tespiti ve performans izleme, fifo ve lifo projelerine uyumlu, çarpışma önleyici sensör donanımları, lityum iyon pil teknolojisi, 1,5 tona kadar taşıma kapasitesi ve raporlama özelliğine sahip mekik sisteminin profesyonel kullanıcılardan tam not aldığını bildirdi.

    “Endüstri gelecekle buluşuyor” mottosuyla, sektöründe bölgenin en büyük uluslararası sanayi fuarı olma özelliği taşıyan WIN EURASIA, 7-10 Haziran 2023 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 29’uncu kez düzenleniyor. Bugünün ve geleceğin çığır açan trendleri, yeni nesil teknolojiler ve çözümlerin tanıtıldığı fuar, üretici ve satın almacı sektör profesyonellerini, Avrasya’nın lider sanayi fuarında dünya pazarları ile buluşturuyor.

  • MKE Roket ve Patlayıcı Fabrikası’nda patlama: 5 şehit

    Ankara’nın Elmadağ ilçesindeki MKE Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası’nda sabah saatlerinde çıkan yangının ardından patlama meydana geldi. Patlamada yaralılar olduğu belirtildi.Ambulanslarla çevredeki hastanelere sevk edilen yaralılardan bazılarının durumunun ağır olduğu bildirildi.

    Çalışanların yakınları fabrika önünde toplandı.

    MSB: 5 İŞÇİ ŞEHİT OLDU

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB), patlamada 5 işçinin şehit olduğunu bildirdi. Olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı. Fabrika, Milli Savunma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın roket ve patlayıcı ihtiyaçlarını karşılamak için faaliyet gösteriyor. Fabrikada ayrıca roket yakıtı ve barutların patlatma, ısı ve dinamik atış testleri yapılıyor.

  • Devam Oyunu The Talos Principle 2 için Yeni Oynanış Görüntüsü Geldi

     
    Yayıncılığını Devolver Digital’in geliştiriciliğini ise Croteam grubunun üstlendiği birinci şahıs bulmaca macera oyunu The Talos Principle II için yeni bir oynanış fragmanı yayınladı. Devam oyunu niteliğinde olan yeni oyunun oynanış fragmanında oyunda yer alan bulmacalardan kimileri, çeşitli atmosferler ve daha fazlası bizlere aktarılıyor. Fragman 1 dakikalık bir süreyi kapsıyor.
     
    Devam Oyunu The Talos Principle II bu yıl geliyor
     
     
     
    The Talos Principle 2, birinci oyunda bulunan bulmaca içeriğini daha da geliştirmeyi hedefliyor. Bulmaca içerikleriyle birlikte karşımıza çıkmayı bekleyen ikinci oyunda gittikçe zorlaşan bir yapı bizlere aktarılıyor. Dikkat alımlı ortamlarıyla bir arada karşımıza çıkmayı isteyen üretimde birinci şahıs bir kamera bakış açısı yer alıyor.
     
    İlk oyunla bir arada ivme yakalayan üretimin 2. oyunu daha farklı bulmacaları bünyesinde barındırıyor ve bizleri farklı bölgelere hakikat götürüyor. Bilim kurgu temasını da bünyesinde barındıran  The Talos Principle 2, 2023 yılı içerisinde PlayStation 5, Xbox Series ve Steam ve Epic Games Store üzerinden PC için çıkış yapmaya hazırlanıyor. 
     
    The Talos Principle 2 oynanış fragmanı 
     
     

  • İştahı bıçak üzere kesiyor! Günde bir sefer kesinlikle 1avuç tüketin

    Leblebi açlığı bastırma konusunda birinci sıralarda yer alan yiyeceklerden biridir. Diyet yapanların, mide ağrısı çekenlerin sıklıkla tükettiği leblebi ile hedeflediğini kiloya düşebilirsiniz. En sevilen atıştırmalıklar ortasında yer alan leblebi günde ne kadar yemeli? Tam da bahar mevsimine girdiğimiz şu günlerde iştahınızı leblebi ile denetim altına alabilirsiniz İşte ayrıntılar:

    Baharın gelişiyle internette en çok merak edilen mevzulardan biri hem sağlıklı hem de tesirli nasıl kilo verebilirim? sorusu oldu. İştah kesme özelliğiyle adeta kilo vermek isteyenlerin imdadına yetişen sarı leblebi ile istediğiniz kiloya inebilirsiniz.

    Az kalori olmasını ve mide asidini azaltmasından kaynaklı diyetisyenlerinde diyet listelerinde yer verdiği leblebiyi kesinlikle gün içerisinde tüketmeye ihtimam gösterin. İşte leblebi yiyerek zayıflamanın formülünü sizlerle paylaşıyoruz.

    LEBLEBİ ZAYIFLATIR MI?

    Leblebi su çekme özelliğine sahip olduğu için mide viskozitesini arttırır. Bu da midenin boşalmasını geciktirir. Böylece gün uzunluğu tok tutarak kilo vermeye yardımcı olur.

    Leblebi ayrıyeten içeriğinde yer alan diyet lifleri ince bağırsakta sindirilemediği için kilo aldırıcı besin kıymetleri içermez.

    Lif oranın yüksek olması nedeniyle de sindirim sistemine uygun gelir ve kabızlığı yok eder.

    Leblebi zayıflatır mı

    LEBLEBİ KİLO ALDIRIR MI?

    Leblebi kilo aldırır mı sorusu büsbütün halk ortasında bir hurafe olarak geçer. Zira yapılan araştırmalara nazaran leblebi kilo aldırma tam tersine kilo verdirme tesiriyle bilinir.

    LEBLEBİ KAÇ KALORİ?

    • 1 gram leblebi yaklaşık 3 kaloridir.
    • 1 fincanı dolusu leblebi yaklaşık 214 kaloridir.
    • 1 kase(orta) leblebi yaklaşık 456 kaloridir.
    • 1 avuç leblebi 54 kaloridir.

    Günde bir avuç kesinlikle 1 kez tüketin

    LEBLEBİ GÜNDE NE KADAR TÜKETİLMELİ?

    Uzmanlar bilhassa sarı leblebinin tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. Sade kavrulmuş birlikte tüketilen sarı leblebinin bir ziyanı yoktur. 

    Günde 1 kere bir avuç biçiminde tüketilmesi gerekiyor. Her gün tükettiğiniz bir avuç leblebi iştahınızı keserek kilo vermenize sağlayacak. 

    Bununla birlikte yemeğinize dikkat edip ve günde 1 saat yürüyüş yaptığınız takdirde fazlalıklarınızda kısa mühlet içinde kurtulabilirsiniz.

  • Slaven Bilic: “Manchester City güçlü lakin finalin favorisi olmaz”

    2013-2015 yılları ortasında Beşiktaş’ı çalıştıran Hırvat futbol adamı Slaven Bilic, Inter ile Manchester City ortasında oynanacak Şampiyonlar Ligi finalini kıymetlendirdi.

    “Nasıl bir final bekliyorsunuz?”

    “Herkes Manchester City’yi favori olarak görüyor. Premier Lig’i ve FA Cup’ı kazandılar. Çok yeterli oynuyorlar. Oyunu ziyadesiyle domine eden bir grup. Hem fizik hem de teknik olarak çok güçlüler. İnanılmaz bir grup ve kilit oyuncularının hepsi çok formda. Fakat ben, ‘Finallerin favorisi yoktur’ diyen taraftayım. Final tek maç ve yalnızca teknikle kazanamazsınız. Baskıyla başa çıkmanız gerekiyor.”

    “Inter için neler söylersiniz?”

    “Inter tahminen Serie A’da makus bir periyot geçirdi ancak yanlışsız vakitte hakikat formu yakaladı. İtalya’da lig hariç kupaları kazandılar. Savunma olarak âlâ durumdalar. Defansın yanı sıra nasıl kontra atak yapacaklarını da biliyorlar. Çift forvet oynamaları avantaj olabilir ancak kesinlikle kadro olarak bahtlarının olması için uygun savunma yapmaları kural.”

    “Peki sizin favoriniz kim?”

    “Manchester City’nin favori gösterilmesi doğal. Kazanmak için kağıt üzerinde her şeye sahipler. İlkay Gündoğan, şu anda ekibin en âlâ oyuncusu. Form olarak olağanüstü durumda. City’nin, Guardiola idaresinde değişik bir oyun usulü var. Stones, orta saha üzere. Rodri, savunmanın önünde kusursuza yakın. Solda Grealish ve sağda Bernardo Silva, kanatlarda en uçta duruyor. İkisinden birini durdurmak için Inter orta alanından beklere dayanak gelse, bu defa orta alan boşalacak. Inter’in, düzgün bir kaleci performansının yanı sıra City’ye karşı sabırlı ve süratli oynaması lazım.”

    “Inter, Erling Haaland’ı durdurabilir mi?”

    “Haaland’ı durdurabilirler alışılmış. Lakin onu durdursanız, etrafındaki 2-3 oyuncu için ne yapacaksınız! Grealish, KevinDe Bruyne, İlkay… Bu defa Haaland, onlara boş alan yaratabilir. Ben, ekonomik manada da güçlü olan City’nin, önümüzdeki 3-5 yıl boyunca futbolu domine edeceğini düşünüyorum.”

    “Hakan Çalhanoğlu için yorumunuz nedir?”

    “Harika ve çok taraflı bir futbolcu. Onu, Almanya’daki Hamburg periyodundan tanıyorum. Şahane frikikler ve şutlar atıyor. Orta sahanın solunda, sağında, 10 numarada oynayabiliyor. Defansif özellikleri de var. Tarzı olan tam bir oyuncu. Teknik olarak harika. Koşuyor, gayret ediyor ve taktik bilgisi de yüksek. Inter ismine oyunu yönlendirebilen kilit isimlerden.”

  • Galatasaray’da tarihi değişiklik: Seçim mühleti ve ibra!

    Galatasaray genel heyeti, kulüp tüzüğünde yer alan birtakım hususların değişimi için toplandı.

    Galatasaray’da seçim müddetinin 2 yıla indirilmesi ve ibraya ait irtibatlı unsurlarda öngörülen değişiklikler olmak üzere toplam 11 unsur ve ilgili bentlerin değişimi oy çokluğuyla kabul edildi.

    DURSUN ÖZBEK’TEN AÇIKLAMALAR

    “Verdiğimiz kıymetli kelamlardan birini tutmanın memnunluğu ve gururuyla karşınızdayım. Cumhuriyet’in 100. yılında şampiyon olmak çok kıymetliydi. ‘Cumhuriyet’in 100’ü Galatasaray’a bu kupa çok yakıştı. Artık maksadımız Türk olmayan ekipleri yenmek.”

    “Şimdi gayemiz Türk olmayan grupları yenmek. Avrupa’da yine kupa kazanmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”

    “Bu tüzük tadil genel heyetini şeffaf bir halde Galatasaray için en düzgününü bulmak ismine yaptığımız tartışmaların birinci adımı olarak görüyorum. Desteğinizle, Galatasaray’ı daha düzgün günlere ulaştıracağımıza yürekten inanıyorum.”

  • Petkovic: “Onlarla konuşmadım bile”

    Trabzonspor’un takımına katmak istediği Bruno Petkovic, şu an için Trabzonspor’la görüşmesinin olmadığını belirtti. Dinamo Zagreb’in Hırvat forveti, “Henüz hiçbir şey üzerinde mutabakata varılmadı. Onlarla konuşmadım bile” dedi.

    28 yaşındaki golcü, Trabzonspor Teknik Yöneticisi Nenad Bjelica ile temas halinde olup olmadığı sorusu üzerine de şu anda yalnızca Hırvatistan Ulusal Ekibi’nin hocası Zlatko Dalic ile bağlantı kurduğunu lisana getirdi.

     

    Bu dönem Dinamo Zagreb formasıyla 42 maçta misyon alan Bruno Petkovic bu müsabakalarda 14 gol, 9 asistlik performans sergiledi. 

  • OTİGED projesinin kapanış toplantısı yapıldı

    BURSA (İGFA) – Toplantıda konuşan Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker, “Amacımız, fabrikamızda yapmış olduğumuz otizmli gençlerin istihdamı projesini yaygınlaştırmak ve Türkiye’deki birçok farklı kuruluşta da hayata geçirilmesi için doğru bir model oluşturmak” dedi.

    Otizmli Gençlerin Üretkenliğinin Arttırılması ve İşgücü Piyasasına Geçişlerinin Desteklenmesi (OTİGED) Projesi’nin kapanış etkinliği 7 Haziran Çarşamba günü Bursa Podyum Davet’te yapıldı. ‘Sıra Sizde’ başlığıyla yapılan toplantıda açılış konuşmaları, panel ve çeşitli etkinlikler düzenlendi. Projenin koordinatörlüğünü Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü üstlenirken, ortaklar ise Eker Süt Ürünleri, Maltepe Üniversitesi, Pandora X Yazılım, Amsterdam Autisme Academie (Hollanda), Aspire-Igen Group Limited (Birleşik Krallık), Vivre et Travailler Autrement (Fransa) oldu.

    Proje ortakları, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin üretkenliğinin artırılması ve istihdama geçişlerinin desteklenmesine yönelik iş koçluğu modelinin geliştirilmesi kapsamında bir araya getirildi. Proje ortaklarının temsilcilerinden ve konuklardan oluşan yaklaşık 100 kişinin katılımıyla düzenlenen ‘Sıra Sizde’ OTİGED kapanış toplantısı yazar, seslendirme sanatçısı ve sunucu Yekta Kopan moderatörlüğünde yapıldı. Toplantıda projenin amaçları ve ulaşılan sonuçlar hakkında konuşmalar yapılırken, güncel çalışmalar ve uygulamalar da paylaşıldı. OTİGED projesinin otizmli bireylerin hayatına katacağı değerler ve bu alana sunacağı katkılar, etkinlik boyunca tüm konuşmacılar ve katılımcılar tarafından ifade edildi.

    Toplantının açılış konuşmalarından birini yapan Eker Süt Ürünleri İnsan Kaynakları Direktörü Emin Okan Ermetin, Eker’in 2018 yılından bu yana Tohum Otizm Vakfı danışmanlığında sürdürdüğü ‘Otizmli Bireyler İş Gücünde’ istihdam modeli hakkında bilgiler verdi. Ermetin, otizmlilerin iş konusunda genelde göz ardı edildiğini söyleyerek, “Türkiye’de 2 buçuk milyon otizmli olduğu tahmin ediliyor. İstihdamda ise gidilecek çok yolumuz var.” ifadelerini kullandı.

    Maltepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, hiçbir gencin geride kalmaması gerektiğini dikkat çekerek, “Bu gençlere bağımsız yaşam alanları hazırlamamız gerekiyor. Bireyi ele alarak toplumsal yaşama onları dahil etmemiz gerekiyor. Bunun da şartlarını bizim sunacağımız destekler oluşturuyor. Daha az destek sunulacak gençlerin yanı sıra, yoğun desteğe ihtiyacı olan gençlerimiz de olacak. Bu destekler hayata geçirildikten sonra otizmli gençler çalışabilir durumuna gelecektir” diye konuştu.

    İŞKUR Bursa İl Müdürü Eren Türkmen, otizmli gençlerin iş dünyasında birçok zorlukla karşılaştığını belirterek, “Bunun en başında yanlış anlamalar ve önyargılar geliyor. Bu yanlış anlamalar otizmli gençlerin yeteneklerini göz ardı etmemize ve onların potansiyellerin tam olarak keşfetme fırsatını kaçırmamıza neden oluyor” şeklinde konuştu.

    ‘Sıra Sizde’ OTİGED Projesi Kapanış Toplantısı’nda ‘İş Hayatında Otizm’ başlığını taşıyan bir panel yapıldı. Yekta Kopan’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde, Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker, Kuzey Marmara Otoyolu Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Koyuncu ve Netlog Lojistik İnsan Kaynakları Müdürü Gülşen Baş konuşmacı olarak yer aldı. Otizmli bireylere istihdam olanağı sunan kurumların temsilcileri olan panelistler, uyguladıkları istihdam programıyla ilgili deneyimlerini paylaştı.

    Etkinlikte konuşan Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker, “2018 yılında Eker Süt Ürünleri olarak, Tohum Otizm Vakfı danışmanlığında ‘Otizmli Bireyler İş Gücünde’ istihdam modelini başlattık. Şu an fabrikamızda 12 otizmli genç istihdam ediyoruz. Bu modeli hayata geçirirken birçok farklı kurumdan ve dernekten destek aldık. Özellikle OTİGED projesiyle, otizmli gençlerimize iş hayatında eşlik eden iş koçlarının gelişim süreci üzerinde bir çalışma başlatıldı. İş koçları olmadan otizmli gençlerin iş hayatında çalışmaları oldukça zor. Ancak bu iş koçlarının çok iyi bir altyapı ile desteklenmesi gerekiyor. Toplumumuzda nöroçeşitlilik kapsayıcılık çerçevesinde bizlerden farklı tüm bireyleri içinde barındıracak istihdam ortamları sağlamamız lazım. OTİGED projesi ile iş koçlarının eğitimlerini sağlayarak, bu istihdam ortamının daha sağlıklı ve güvenli bir şekilde olmasına katkı sunuyoruz. Amacımız, fabrikamızda yapmış olduğumuz otizmli gençlerin istihdamı projesini yaygınlaştırmak ve Türkiye’deki birçok farklı kuruluşta da hayata geçirilmesi için doğru bir model oluşturmak. OTİGED projesi bu modelin sağlam ayaklara basarak genişlemesi ve yaygınlaşması için çok önemli çıktılar ve veriler sağlıyor” dedi.

    ‘Sıra Sizde’ OTİGED projesi kapanış toplantısına otizmli gençler de katılım göstererek, müzik performanslarıyla yeteneklerini sergiledi. Eker’de görev yapan otizmli çalışanlar Seyhan, Emre ve Dilek’ten oluşan Otizmli Bireyler İş Gücünde (OBİG) müzik grubu, seslendirdiği türkülerle etkinliğe renk kattı. Eker’in etkinliklerinin yanı sıra Bursa Büyükşehir Belediyesi Engelsiz Müzik Korosu’nun konserlerinde de koroyla birlikte sahneye çıkan OBİG müzik grubunun OTİGED sahnesinde seslendirdiği türküler, katılımcılar tarafından beğeniyle takip edildi. Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası’yla konserler veren otizmli başarılı müzisyen Cem Vardarcı da keman ve piyano dinletisi sundu.

    OTİGED projesinin kapanış programına; Bursa Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, Bursa Belediye Başkan Vekili Fethi Yıldız, Amsterdam Autisme Academie kurucusu Yavuz Kütük ve İŞKUR proje ekibinden Merve Başkurt da katılım gösterdi.

    Program sonunda Danışman Arzu Pınar Demirel ‘’Çeşitlilik ve Kapsayıcılık’’ temalı bir sunum gerçekleştirdi.

  • Bitcoin, ADA, SOL, MATIC Birdenbire Çöktü! Pekala Neden?

    Kripto piyasaları son birkaç saat içinde kan gölüne döndü. Bitcoin ve Ethereum da dahil olmak üzere esas kripto para üniteleri ani bir çöküşe şahit oldu. Bu amansız düşüş, önde gelen kripto şirketlerini maksat alan ve dalı belirsizlik içinde bırakan şok edici düzenleyici aksiyonların damgasını vurduğu bir haftanın çabucak akabinde geldi. İşte fiyat hareketleri ve düşüşün mümkün sebepleri…

    Bitcoin ve altcoinler çöküş yaşadı

    Piyasa bedeline nazaran en büyük kripto para ünitesi olan Bitcoin yaklaşık 25.000 dolara düşerek yüzde 5’lik bir gerileme yaşadı. Mart ayından bu yana en düşük düzeyine ulaştı. İkinci en büyük kripto para ünitesi olan Ethereum da düşüş eğilimini yansıtarak bu düşüşü takip etti. Lakin, BNB, XRP, Cardano, Matic, Dogecoin ve Solana üzere öteki önde gelen kripto para üniteleri için çöküş daha da şiddetli oldu. Bu coinler yalnızca birkaç saat içinde yüzde 10 ila yüzde 25 ortasında değişen şaşırtan kayıplar yaşadı.

    Twitter’daki kripto para traderları tarafından “mutlak kan gölü” olarak tanımlanan kripto piyasasının bedeli yaklaşık 1 trilyon dolara düştü. Bu üzücü durum, en uygun global kredi derecelendirme kuruluşlarından biri olan Moody’s’in, Coinbase’deki görünümünü durağandan negatife düşürmesiyle ortaya çıktı. Moody’s analistleri, hafta boyunca yaşanan ve Coinbase’in notunun düşürülmesine yol açan son olayların “belirsiz büyüklüğü” konusundaki telaşlarını lisana getirdi.

    Sonuç olarak, Coinbase için fiyat görünümü önümüzdeki 12 ila 18 ay için “negatif” olarak etiketlendi. Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere afta içinde ABD Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC), Coinbase’i yasadışı süreçlerle suçlayarak kripto sanayisi üzerindeki düzenleyici baskısını ağırlaştırdı. SEC daha evvel de dünyanın en büyük kripto alım satım platformu olan Binance’e fonların yanlış kullanımı, şişirilmiş süreç hacmi ve mevzuattan kaçınma üzere bir dizi ihlalden ötürü dava açmıştı.

    Kripto para platformları ABD’den çekiliyor

    Binance’in ABD’deki iştiraki dolar yatırma süreçlerini askıya aldı ve dolar çekme süreçlerini kolaylaştıramayacağını ima etti. Tanınan bir ticaret uygulaması olan Robinhood, SEC’in bu tokenleri kayıtsız menkul değerler olarak sınıflandırmasının akabinde üç büyük kripto para ünitesine (Cardano, Polygon ve Solana) dayanağını kestiğini duyurdu. Ayrıyeten, Singapur merkezli bir kripto para borsası olan Crypto.com, bu ayın sonlarında ABD merkezli kurumsal traderlara yönelik hizmetlerini durdurma niyetini açıklayarak piyasayı daha da huzursuz etti.

    Genesis Trading’in ticaretten sorumlu eş lideri Gordon Grant, haftanın düzenleyici gelişmelerinin krpto fiyatlarını etkilediğini öne sürdü. Bu olaylar dizisi, piyasa iştirakçileri ortasında şaşkınlık ve baş karışıklığı yaratarak varlık sınıfının ani ve sert fiyat dalgalanmalarına karşı doğal hassaslığının altını çizdi.

    Scimitar Capital’in satışı piyasaları etkiledi mi?

    Kripto piyasasındaki çalkantılar sırasında dolaşan söylentiler, önde gelen bir fon olan Scimitar Capital’in büyük bir satışla 2 milyar dolar pahasında altcoini tasfiye ettiğini öne sürdü. Bu söylentiler daha sonra fon tarafından yapılan ve kripto varlıklarını tasfiye etmek ve sermayeyi bedelli LP’lerine (sınırlı ortaklar) iade etmek için stratejik bir karara işaret eden bir açıklamada doğrulandı. Fon, bu atılımın uzun vadede daha fazla istikrar ve fırsatı teşvik edeceğine inanmakta.

    Kripto piyasalarındaki bu felaket saatinin tozu dumanı dağılırken, bölüm iştirakçileri ve yatırımcılar belirsizlikle boğuşuyor ve düzenleyici ortamdaki öteki gelişmeleri kaygıyla bekliyor. Ortaya çıkan kan banyosu, kripto para ünitelerinin tabiatında var olan volatilite ile, uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamak için sağlam düzenleyici çerçevelere ve risk idaresi stratejilerine duyulan muhtaçlığı vurguluyor.

Başa dön tuşu