Gün: 13 Haziran 2023

Modest giysinin önde gelen markalarını buluşturan pazaryeri Türkiye’nin Birinci Modest Pazaryeri MODALOG’un CEO’su Adem Erdal, modest giysi ve yenilikçi dizaynlar hakkında açıklamalarda bulundu.

“Tarzına Diyecek Yok” sloganıyla moda dünyasında fırtınalar estiren ve Türkiye’nin birinci “Modest Giysi Pazaryeri” olarak açılan MODALOG, eser çeşitliliği ve yenilikçi bakış açısıyla moda tutkunlarından tam not alıyor.

Moda bölümünde modest giysi pazarının maksat kitlesi genişlediğinden bahseden MODALOG CEO’su Adem Erdal, dikkat çeken açıklamalara imza attı. E-ticaret kesiminin her geçen yıl büyüme trendini sürdürdüğünü lisana getiren Erdal, “Gelişen teknoloji, dünya genelinde süratle artan internet erişimi, taşınabilir aygıt kullanımının yaygınlaşması, değişen müşteri alışkanlıkları ve işletmelerin dijitalleşmeye yönelik talepleri, e-ticaretin büyümesini ve gelişmesini destekliyor. E-ticaretin küreselleşmesi, işletmelere daha geniş bir müşteri tabanına ulaşma fırsatı sunuyor. Bu da e-ticaretin büyümesini destekleyen değerli bir faktördür. Bu bilgiler ışığında; e-ticaretin daima büyüme potansiyeline sahip olduğunu ve gelecekte de büyümeye devam edeceğini söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.

Modest giyinen bayanların internetten alışveriş yapma yatkınlığı ve yoğunluğu genel olarak toplumun öbür bölümleriyle benzerlik gösterdiğinin altını çizen Erdal, kolay ve süratli bir alışverişin anahtarı olduğu için çevrimiçi platformların daha fazla tercih edildiğini söyledi.

MODEST MODASINDA DA ALIŞVERİŞ YAPMA EĞİLİMİ ONLINE PLATFORMLARA YANLIŞSIZ KAYDI

Yaptıkları araştırmalarda dünya modest pazarının yıllık yaklaşık yüzde 7,5 büyüme sayılarına ulaştığını anlatan Adem Erdal, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Bununla birlikte e- ticaretin toplam ticarete oranının yüzde 20’ye ulaştığını söyleyebiliriz. Münasebetiyle e-ticaret kullanım alışkanlığını etkileyen kıymetli parametreler, yaş olgusu ve taşınabilir kullanım eğilimi üzere bahislerdir. Tesettür markalar tarafından online alışveriş hizmeti sunulmasıyla birlikte, tesettür modasında da alışveriş yapma eğilimi fiziki mağazalardan online platformlara gerçek kaydı”

MODALOG DALIN DİNAMİKLERİNİ ÇOK UYGUN TANIYOR

MODALOG’un yenilikçi ve tasarım odaklı bir bakış açısı olduğunu lisana getiren Erdal, “Biz Modalog olarak; kesimin dinamiklerini çok âlâ tanıyan, dal paydaşlarına kendilerini pahalı hissettiren, tasarım odaklı ve yenilikçi markaları bir ortaya getirerek, hayatın içine karışan, toplumsallaşan, etkin ve üslubunu yansıtmak isteyen özgüveni yüksek bayanlar için, modest giysinin dijitaldeki buluşma merkezini kurduk. Hem iş ortaklarımızın en trend eserlerini yansıtabileceği, hem modest giysi usulünü tercih eden bayanların, yüzlerce markaya ve binlerce çeşit esere tek bir noktadan ulaşabileceği hayalleri Modalog ile gerçeğe dönüşüyor” dedi.

“GENİŞ BİR KİTLE İLE ETKİLEŞİM OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ”

Son olarak olarak tedarikçileriyle iş birliğine çok değer verdiklerini ve onların memnuniyetini önemsediklerine dikkat çeken Erdal, “Bu doğrultuda milyonlarca maksat kitleye tek noktadan erişim ve yenilikçi tahliller sunarak, yapay zeka dayanağı ile görünür olma, adil listeleme imkanı veriyoruz. 360 derece pazarlama bağlantısı ile markalarımızı destekliyor, imaj çalışmaları ve tertiplerde bir ortaya geliyoruz. Toplumsal e-ticaret tecrübesi sunarak, modest giysinin takip edilen fenomenleriyle ortak projeler ve Modalog’la daha geniş bir kitle ile etkileşim oluşturmayı amaçlarımızın başında tutuyoruz. “Modalog’ da birlikteyiz, Birlikte çok güçlüyüz!” sloganımızla dal paydaşlarımızı buluşturmak, onların kendilerini ilişkin hissedecekleri bir platform olmak en büyük amacımız” diyerek kelamlarını tamamladı.

Yaprak dizisinde canlandırdığı Sedef karakteriyle hafızalara kazınan oyuncu Seda Demir makûs haberi toplumsal medya hesabından duyurdu. Demir, kedisi Yumuk’u kaybettiğini yaptığı paylaşımla duyurdu.

Son olarak Survivor müsabakasına katılarak isminden kelam ettiren oyuncu Seda Demir, 17 yıldır tıpkı konutu paylaştığı kedisi Yumuk’un hayatını kaybettiğini duyurdu.

KÖTÜ HABERİ TOPLUMSAL MEDYADAN DUYURDU!

Demir, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda ”17 yıllık canımın bir kesimini, yeşil gözlü oğlumu Yumuk’umu toprağa gömdüm bugün” ifadelerini kullandı. Ünlü oyuncu kelamlarına şu biçimde devam etti. 

“Erdem Akdoğan sen olmasan başaramazdım. Allah razı olsun. Birtakım şeyler bir günlük lakin yardım istemek, o anı paylaşmayı istemek bir ömürlük. Kimler kimler arandı, bir canım ciğerim Fazilet abim ‘aaa’ demeden geldi. Yumuk giderken bile öğretti bana öğreteceğini meleğim. Işıklar içinde uyusun. Gideceği yerde memnun ve huzurlu olsun.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;

Johnny Depp İstanbul’da konakladığı otelden işte bu türlü ayrıldı! Hayranlarından ağır ilgi…

Hemşire Göçü Artıyor ! Türk Hemşireler Derneği (THD) Başkanı Azize Atlı Özbaş, Almanya’nın hemşirelere ‘Hoş geldin İkramiyesi’ olarak 8 Bin Avro (203 bin TL) vereceğinin ilanı sonrasında Türkiye’den Almanya’ya göçün daha artacağını belirterek Bilim Sağlık Haber Ajansı’na (BSHA) ‘hemşire göçü’ ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“Hemşirelerimizi Türkiye’de tutamıyoruz” diyen THD Başkanı Özbaş sadece Almanya’da değil; ABD, Kanada, Malta gibi ülkelerde de hemşire açığının fazla olduğunu bu ülkelerin de ülkemizden hemşire almak için çabaladığını söyledi. Hemşire göçünde gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru bir eğilim olduğuna dikkat çeken Özbaş, Uluslararası Hemşireler Konseyi’nin (ICN) ülkelere ‘hemşirelerinize sahip çıkın, acil eyleme geçin, somut adımlar atın’ çağrısı yaparak tüm dünyada 30 milyondan fazla hemşire açığı, krizi olduğunu belirttiğini sözlerine ekledi. 

THD Hemşire Göçü Eğilim Araştırması Güncellenecek

Türkiye’de hekim göçünün ardından hemşire göçünde de ciddi bir tırmanış söz konusu. Hekim göçüne ilişkin Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) iyi hal raporu alan hekim sayıları bir gösterge oluştururken, hemşire göçüne ilişkin sayıya Sağlık Bakanlığı dışında herhangi bir yerden ulaşılamıyor. ‘Hemşire Göçü’ ile ilgili olarak THD tarafından gerçekleştirilen ‘Hemşire Göç Eğilimi Araştırması’ ile ilgili BSHA, Nisan ayında 8 bin 274 hemşire ile yapılan anket çalışmasını kapsamlı bir biçimde kamuoyuyla paylaşmış, araştırma neticesinde ankete katılan hemşirelerin yüzde 76,3’nün; 7001 kişinin Türkiye’den başta ekonomik kriz, geçim sıkıntısı olmak üzere sağlıkta şiddet, yönetici mobbingi, liyakatsizlik ve siyasal problemleri gerekçe göstererek yurt dışında, ‘insanca yaşamak ve yaşatmak’ umuduyla göç ettiğini yayımlamıştı. THD Başkanı Özbaş, araştırmayı hemşire göçüne dikkat çekmek amacıyla güncellemeye hazırlandıklarını ifade etti. 

Hemşirelerimizi Türkiye’de Tutamıyoruz

Almanya’nın hemşire açığını kapatmak için yurt dışından ülkeye gelecek olan hemşirelere 8 Bin Avro ‘Hoş geldin ikramiyesi’ vereceğini duyurması Türkiye’den yurt dışına hemşire göçünü tetikler mi? Üniversitelerin 4 yıllık hemşirelik fakültelerinden mezun olan hemşireler uzun zamandır dil kurslarına giderek yurt dışına hazırlanırken, Almanya’nın ‘hoş geldin ikramiyesi’ uygulamasının hemşire göçünü daha da arttıracağı tahmin ediliyor. 

THD Başkanı Azize Atlı Özbaş, Almanya’nın ‘hoş geldin ikramiyesi’ olarak hemşirelere 8 Bin Avro uygulamasının zaten tırmanışta olan hemşire göçünü zirve noktaya ulaştırıp ulaştırmayacağı sorumuza şöyle yanıt verdi: “Yurt dışında bir hemşire açığı krizi olduğunu bizler uzun zamandır söylüyoruz. Uluslararası Hemşireler Konseyi’nin 12 Mayıs’ta yaptığı açıklamada da dünyadaki hemşire açığının 30 milyonu geçtiğini söyledi. Bu rakamlar Dünya Sağlık Örgütü ve ICN rakamlarıdır. Hemşire göçünde eğilim gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru seyrediyor. ABD’de hemşirelerin yarıya yakını farklı ülkelerin vatandaşları olan farklı ülkelerde eğitim görmüş hemşirelerden oluşmaktadır. Dünya nüfusu giderek yaşlanıyor. Hemşire nüfusu giderek yaşlanıyor. Özellikle pandeminin etkisi ve zorlu çalışma koşulları da bütün dünyayı bir hemşire krizine sokmuş durumdadır. ICN bu yıl bir hemşire krizi var o nedenle hükümetleri acil eyleme geçmesi ve somut adımlar atması gerektiği çağrısı yaptı. Bizim ülkemizde hemşire göçünün çok yoğun yaşandığı bir ülke. Hemşirelerimizi Türkiye’de tutamıyoruz. Hiçbir şey daha iyiye gitmedi. ICN’in yine bu konuda, ‘dünya hemşireleri sınırsız ve tükenmez bir kaynak olarak görüyor ancak hemşirelerin hem sayıları sınırlı hem de tükeniyorlar’ şeklinde bir yaklaşımı var. Bizim ülkemizde de durum böyle.” 

ABD, Kanada ve Malta Da Hemşirelerimizi Almaya Çalışıyor

“Hemşire gücü sınırsız bir güç gibi görülüyor ve bu nedenle de değeri çok anlaşılmıyor” diyerek sözlerine devam eden Özbaş şöyle konuştu: “Almanya yalnızca bir örnek Kanada, ABD, Malta gibi ülkeler de çok fazla hemşire açığı olan ve Türkiye’den hemşire almaya çalışan ülkelerdir. Biz yıllardır bu konuta dikkat çekmeye çalışıyoruz ama çok kulak asılmıyor. Evet, biz hemşire yetiştirmeye devam ediyoruz, yabancı hemşirelere kapımızı açıyoruz ama gelişmiş ülkeler bizim kıdemli hemşirelerimizi alıyor.” 

Hemşirelerin Gitmemesi İçin Ne Yapılmalı?

“Hemşire Göçü ile ilgili THD olarak bizim dört kalemde önerimiz var” diyerek açıklamalarına devam eden Özbaş, “Özellikle hemşirelik eğitiminde ve meslekte ciddi yatırım problemi var. Yönetim anlayışıyla ilgili problemler var. Biz ülke olarak bir yandan hemşire açığımız var diyerek hemşire olmayan sağlık çalışanlarına hemşire görevi yetkisiyle çalıştırıyoruz, bir yandan da elimizdeki hemşirenin kıymetini bilmeyip yurt dışına gitmesinin önünü kapatamıyoruz. Hemşirelerin özlük hakları, maaş ile ilgili süreçleri konusunda ciddi düzenlemeler yapılması gerekiyor” dedi. 

Hemşire Maaşı Ev Kirasını Bile Karşılamıyor

Türkiye’de bir hemşire maaşının İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyük illerde bir aylık kirayı bile karşılamadığını söyleyen Özbaş şunları kaydetti: “Üniversite eğitimi almış kişilerin insanca yaşamasına değil karınlarını doyurmasına yetecek bir ücret politikamız yok. İş yerlerinde şiddet ve mobbing çok fazla. Yeterince hemşire istihdamı yapılmadığı için zaten üç dört hemşirenin yapması gereken iş tek hemşireye yükleniyor. İş yerleri şiddetten arındırılamıyor. Sağlık çalışanlarına hasta ve hasta yakınlarından uygulanan şiddetin yanı sıra yönetici şiddetinin ve mobbinginin alıp başını gittiği bir düzen söz konusudur. Zaten maddi olarak da siz bu kişinin yaşam standardını sağlayabileceği bir ücret ödemezseniz hemşireler kendilerini değersiz hissederek gidiyorlar.” 

Meslektaşlarımızın Gitmesini İstemiyoruz

THD olarak gerçekleştirilen Hemşire Göç Eğilimi Araştırması neticesinde, hemşirelerin çok yoğun bir şekilde emeklerinin karşılığını alamadıkları ve değersiz hissettikleri için başka ülkelere gittikleri eğiliminin ortaya çıktığını söyleyen THD Başkanı Özbaş, “Hemşirelerimiz kendilerine değer veren, talep eden ülkelere gitme eğilimindeler. Ama bizim halkımızın nitelikli hemşirelere ihtiyacı var. Bizler meslektaşlarımızın gitmelerini değil kalmalarını istiyoruz. Ancak ülke ve  toplum olarak onlara hak ettiği düzeyde bir çalışma ortamını ve yaşama koşullarının sunulması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu. 

Hemşireler İyi Hal Belgesini Sağlık Bakanlığından Alıyor

Sağlık Bakanlığından hemşire göçüne ilişkin veri paylaşımı talebinde bulunduklarını ifade eden Özbaş son olarak şunları söyledi: “Talebimize herhangi bir geri dönüş yapılmadı. Yurt dışına giden hemşirelere iyi hal belgesini Sağlık Bakanlığı veriyor. Biz dernek statüsünde olduğumuz için THD’den alacakları bir belge yok. Bizler de kendi bünyemizde yaptığımız çalışmalarla hemşire göçü konusunda çıkarımlar elde ediyoruz. Hemşire Göç Eğilimi Araştırma’sını tekrar güncelleme planımız var. Verileri yeniden gündeme getirmek için araştırmayı tekrarlayacağız.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Türkiye’de çalışma hayatındaki fiyatlandırma açısından da merkezi pozisyonda olan, milyonlarca çalışanı direkt ilgilendiren minimum fiyatta orta artırım için ‘hızlandırılmış maraton’ başlıyor.

İşçi, patron ve hükümet temsilcilerinden oluşan Minimum Fiyat Tespit Komitesi, minimum fiyata yapılacak orta artırım oranı belirleme çalışmaları kapsamında birinci toplantısını yapacak. Toplantıda, taraflar aktüel ekonomik bilgileri görüşecek.

Yeni Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan Vedat Alım, vazifesi devraldığı merasimde iktisada yönelik iletiler verirken, önceliğini “Çalışanların refahını artırmak en kıymetli misyonumuz olacak” demişti.

500 dolar mı, 300-400 dolar mı, 6 aylık enflasyon oranında artış mı?

Asgari fiyatta orta artırım görüşmeleri başlamadan evvel kamuoyunda kimi sayılar gündeme gelmişti.

Önceki Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in minimum fiyata Temmuz artırımı “Aşağı üst 500 dolar bazında bir oran olacak” tabirlerini kullanmıştı.

Eski bakanın bu açıklamasının akabinde kamuoyunda taban fiyatın dolar bazında ele alınması eğilimi öne çıkmıştı.

Türkiye İhracatçılar Meclis (TİM) Mustafa Gültepe de taban fiyat ile ilgili Habertürk yayınında yaptığı değerlendirmede 300-400 dolarlık düzeyin korunması gerektiğini söz etmişti. Gültepe “Asgari fiyatın 500 dolar olduğu noktada firmaların rekabetçiliğini koruyabileceği teşvikler ortaya konması lazım” açıklamasında bulunmuştu.

Dolar bazında taban fiyatın ele alınmasına iş dünyasından karşı çıkışlar da geldi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Lideri Şekib Avdagiç, “Türkiye’de minimum fiyat Türk lirası bazında güncellenmelidir. Türkiye’deki istatistikler, sayılar dikkate alınarak bu yeni sayı oluşturulmalıdır. Yabancı para ünitesine bağlı olarak bir minimum fiyat güncellenmesinin son derece sakıncalı olduğunu ve katiyetle hakikat olmadığını düşünüyorum” dedi.

Bloomberg HT yayınına katılan Avdagiç, taban fiyatta orta artırımda 6 aylık enflasyona vurgu yapmıştı.

TİSK Lideri Burak Akkol da yaptığı açıklamada, enflasyonun düşmesine rağmen taban fiyatın güncellenmesini desteklediklerini, lakin Türkiye Cumhuriyet’inde yaşadıklarını ve TL konuşulacağını ile getirmişti.

İşvrene taban fiyat testeğinin devamını talep ediyor

Asgari fiyat için hala patrona emekçi başına aylık 400 lira takviye uygulanıyor. Taban fiyat dayanağı Haziran ayında sona erecek.

TİSK Lideri Özgür Burak Akkol, Bakan Işıkhan ile görüşmede taban fiyat dayanağının artırılarak devam ettirilmesini istediklerini söyledi. TİSK evvelki görüşmelerde de takviyenin brüt minimum fiyatın yüzde 6’sı oranında belirlenmesini istedi.

İşçi ne talep ediyor?

Türkiye’de minimum fiyatı konuşurken geçmişte olduğu üzere sembolik bir fiyatı değil artık ortalama fiyatın konuşulduğuna dikkat çeken DİSK Lideri Dilek Çerkezoğlu, taban fiyatın Türkiye’de ortalama fiyat haline geldiğini ve bu nedenle bilhassa içinden geçilen yüksek enflasyonlu devirlerde ehemmiyetinin daha da arttığını lisana getirdi.

Asgari fiyat belirlenirken öncelikle alım gücünün korunması gerektiğinin altını çizen Çerkezoğlu, “TÜİK’in gerçeklikle ilgisi olmayan baskılanmış enflasyon sayıları üzerinden hareket edilmesi ve akabinde ‘işçileri enflasyona ezdirmedik’ denilmesi hiçbir mana tabir etmeyecektir. Gerçek enflasyonun, hepimizin ömrümüzde şahit olduğumuz enflasyonun dikkate alınması gerekiyor fakat bu da kâfi olmayacaktır. Türkiye iktisadının büyüdüğüne dair bir tez varsa, emekçiler bu büyümeden de hissesini almalıdır” tabirlerini kullandı.

Asgari fiyatın milletlerarası standartlara uygun olarak personelin ailesi ile bir arada geçinebileceği bir fiyat olarak belirlenmesi gerektiğini lisana getiren Çerkezoğlu, “Bir diğer kıymetli kriter de açlık ve yoksulluk hududu. Açlık sonu 10 bin lirayı, yoksulluk hududu 33 bin lirayı geçti. Türkiye’de taban fiyat dört kişilik bir ailenin yalnızca besin harcaması olan açlık sonunun bile altında. Halbuki bir meskende iki kişi çalıştığı vakit o meskene yoksulluk hududunun üzerinde gelir girmesi garanti altına alınmalı ve taban fiyat buna nazaran belirlenmeli” diye konuştu.

TÜFE olursa 9 – 10 bin aralığında iddia ediliyor

Asgari fiyata birinci 6 aylık enflasyon yansıtılırsa, bu kestirime nazaran hala 8 bin 506 lira 80 kuruş olan net minimum fiyat yüzde 15,26 ile yüzde 19 aralığında bir enflasyon hesabı ile 9 bin 200 ile 10 bin 329 lira aralığında bir düzeye yükselecek.

Asgari fiyatın yüzde 25 artırılmasıyla net minimum fiyat 10 bin 633 TL’ye, patronun maliyeti ise 14 bin 699 TL’ye yükselecek.

Eğer refah hissesi da eklenirse bu durumda artış yüzde 30 ya da 35’i bulabilecek. Geçen yıl Temmuz’daki üzere yüzde 30’luk bir orta artırım yapılırsa, net minimum fiyat 11 bin 58 liraya çıkacak. Yüzde 35’lik bir artırım ise net minimum fiyatı 11 bin 484 liraya taşıyacak. Bu ortada minimum fiyattan vergi alınmaması uygulaması da devam edecek.

Yüzde 35 oranında artırım yapılması ihtimalinde ise net taban fiyat 11 bin 484 lira, patronun maliyeti 15 bin 875 lira; yüzde 40 artırım yapıldığında ise net minimum fiyat 11 bin 909 TL, patronun maliyeti de 16 bin 463 lira olarak çıkacak.

Asgari fiyat konusunda çoklukla Türk-İş’in Açlık ve Yoksullu sonu araştırmalarını baz alan Türk-İş’in datalarına nazaran Mayıs alında Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve istikrarlı beslenebilmesi için yapması gereken besin harcaması 10 bin 135 lira ve bekar bir çalışanın hayat maliyeti ise 13 bin 167 lira olarak saptanmıştı.

Bu sayılara Haziran ayı enflasyonun eklenmesi bekleniyor.

Yeni taban fiyat ne vakit ödenecek?

Asgari Fiyat Tespit Kurulu temmuz ayında taban fiyata yapılacak orta artırımı belirlemek üzere çalışmalarına bugün başlayacak. Yeni taban fiyat Temmuz – Aralık periyodunda uygulanacak. Emekçiler, artırımlı fiyatlarını 31 Temmuz’da alacaklar.

Dolar bazında düştü

2021 yılı ocak ayında brüt 3 bin 577 lira, net 2 bin 825 lira olan taban fiyat 2022 ocak ayında brüt 5 bin 4 lira, net 4 bin 253 lira oldu. Brüt fiyattaki artış yüzde 39,9, net fiyattaki artış ise yüzde 50,51 oldu. 2022 yılı Temmuz ayında minimum fiyat yüzde 29,31 oranında artışla brüt 6 bin 471, net 5bin 500 liraya yükseldi.

Bu yılın Ocak ayında ise Temmuz ayına nazaran yüzde 54,66’lık artışla brüt 10 bin 8 lira, net 8 bin 506 lira oldu. Minimum fiyat Ocak ayında geçen yılın birebir ayına nazaran yüzde 100, 2021 yılı Ocak ayına nazaran de yüzde 180 oranında arttı.

Enflasyon ise Ocak ayı prestijiyle son bir yılda yüzde 64,27, 2021’in Ocak ayına nazaran de yüzde 124 olarak gerçekleşti.

Buna karşılık, Ocak 2021’de 380 dolar olan net minimum fiyat, Ocak 2022’de 319 dolar, Temmuz 2022’de 330 dolar, Ocak 2023’te ise 455 dolar oldu.

Asgari fiyat nasıl belirleniyor?

Asgari fiyatı, yasa gereği emekçi, patron ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 bireyden oluşan Taban Fiyat Tespit Komitesi belirliyor. Komite olağanda dört kere toplanıyor.

Ancak geçen yıl artan enflasyon ve fiyatlar karşısında taban fiyata orta artırım yapılması maksadıyla 2022 yılı Haziran ayında toplantı yapılmıştı. Birinci toplantıyı 29 Haziran 2022 Çarşamba günü yapan Kurul, ikinci toplantıyı da 30 Haziran’da yaptı.

2022 yılında orta artırım yapılan iki toplantının akabinde oybirliği ile karar alınarak 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olmak üzere belirlendi.

Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komite, en az 10 üyenin iştirakiyle toplanıp oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde liderin bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor.

Yüksek getirili kripto para tasarruf eserleri sunmasıyla tanınan Güney Koreli bir şirket olan Haru Invest, hizmet ortaklarıyla ilgili meseleler nedeniyle para çekme ve yatırma süreçlerini askıya aldı. Firma bu duyuruyu bir blog yazısında yaptı ve şu anda sorunu araştırdığını ve durumu çözmek için bir acil durum planı üzerinde çalıştığını belirtti. Kullanıcıların varlıklarını korumak için bir tedbir olarak, tüm para yatırma ve çekme talepleri bir sonraki duyuruya kadar süreksiz olarak durduruldu.

Kripto para platformu süreksiz durdurma duyurusu yaptı

Haru Invest, operasyonel tesire neden olan muhakkak ortağı açıklamazken, Twitter profili faal kalmasına karşın şirketin LinkedIn sayfası silindi. Güney Koreli bir borsa olan Upbit’in Haru Invest’in platformundan varlık çekme kabiliyetine sınırlamalar getirdiği bildirildi. Lokal basında çıkan haberlere nazaran Haru Invest’in Seul’deki ofisi şu anda boş ve çalışanlar kendi güvenlikleri için uzaktan çalışıyor. CEO Hyung-soo ‘Hugo’ Lee, meskenden çalışma düzenlemesini doğrulayan bir bildiri yayınladı.

Haru Invest’in kurucu ortağı ve eski CTO’su Eunkwang Joo, durum hakkında spekülasyon yapan bir dizi tweet paylaştı. Joo, şirket içi bir sorun olasılığından bahsetti lakin kasıtlı bir berbat niyetli aksiyon fikrini reddetti. Toplumsal medya hesaplarının kapatılmasının, muhtemelen Güney Kore‘deki düzenleyici hareketlerle ilgili olarak açıklanmayan bir duruma yasal bir karşılık olabileceğini öne sürdü. Haru Invest’in daha evvel Montreal merkezli madencilik şirketi Pow.re’ye 18 milyon dolar yatırım yaptığı unutulmamalıdır.

Yorum alma teşebbüslerine karşın, Haru Invest’in PR ajansı ve irtibat müdürü cevap vermedi. Haru Invest’in para çekme ve yatırma süreçlerini süreksiz olarak askıya alması müşterileri ortasında telaşlara yol açtı. Yatırımcılar, hizmet ortaklarıyla yaşanan sorunun tahlili ve olağan operasyonların tekrar başlamasıyla ilgili olarak şirketten gelecek güncellemeleri merakla bekliyor. Durum ortaya çıktıkça, kripto para topluluğu, süratli bir tahlil ve kullanıcıların varlıklarının korunmasını umarak Haru Invest’i çevreleyen gelişmeleri yakından izleyecektir.

Muhalif oyuncu Nurseli İdiz, “Bu iktidar toplumu ayrıştırıyor” diyen laik kesiti eleştirmişti. Sokaklarda çıplak bayan görmekten sıkıldığını belirten oyuncunun başörtülü bayanların özgürlüğünü kısıtlayan kesiti eleştirmesi muhalif kısmın zoruna gitti, toplumsal medyadan harekete geçtiler.

Laik kesim, ayrıştırma çalışmalarına devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Günaydın’a konuşan oyuncu Nurseli İdiz’in açıklamaları muhalifleri ayağa kaldırdı. Toplumda ayrışmayı laik bölümün başlattığını ve bunun da 21 yıl evvel uygulanan başörtüsü yasaklarıyla başladığını söyleyen İdiz’in bu kelamları bir kısmı rahatsız etti.

GERÇEKLER ACI GELDİ!

Muhalifleri acı gerçeklerle yüzleştiren İdiz, açıklamasının akabinde Twitter’da TT oldu.

“Ben sol görüşlü bir kadınım” diye bahse giriş yapan Nurseli İdiz, şu tespitte bulunmuştu: “Bazıları ‘Bu iktidar, toplumu ayrıştırıyor’ diyor. Bence bu şikayeti lisana getiren laik bölümün kendisi ayrıştırmayı başlattı. Bu da başörtüsü yasağıyla yapıldı.”

Ayrıca İdiz röportajında, “Türkiye muhafazakarlaşıyor deniyor lakin yok o denli bir şey. Her dakika çıplak bayan görmekten bana kötülük geldi. Yalnızca toplumsal medyada değil, sokakta da öyle… Artık donla, sütyenle dolaşıyorlar. Görünce hayretler içinde kalıyorum… Bu ortada her şey (dizi ve sineması kastediyor) çekiliyor, oynanıyor. ‘Yok İran olacağız, yok Afganistan üzere olacağız’ diyenler gerçekçi değil…” sözlerine de yer vermişti.

Dünyada hidroelektrik kapasite artışı geçen yıl 34 bin megavat ile 2015’ten bu yana en yüksek düzeyine çıktı.

Uluslararası Hidroelektrik Derneği (IHA) 2023 Dünya Hidroelektrik Raporu datalarına nazaran, hidroelektrik gücündeki kapasite artışında, muteber ve daima elektrik muhtaçlığının artması ile gelişmiş ülkelerin karbon salımı maksatlarına ulaşabilmek için daha çevreci kaynakları tercih etmesi tesirli oldu.

Hidroelektrik şurası gücü geçen yıl bir evvelki yıla nazaran 34 bin megavat artarak 1 milyon 397 bin megavata ulaştı. Yeni eklenen kapasitenin 10 bin 500 megavatlık kısmı pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerden, kalan 23 bin 500 megavatlık kısmı ise barajlı hidroelektrik santrallerinden oluştu.

Çin 415 bin megavat ile açık orta birinci

Hidroelektrik gücünde konseyi güç bakımından Çin, 415 bin megavat ile dünyada birinci sırada yer aldı. Çin’i, 110 bin megavat heyeti kapasiteyle Brezilya ve 102 bin megavat ile ABD izledi. Türkiye ise 32 bin megavat heyeti güçle geçen yıl 2021’deki yerini koruyarak dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise 2’nci sırada yer aldı.

Geçen yıl hidroelektrikte Avrupa’da 2 bin 712 megavat yeni konseyi güç eklendi. Bunun, 1780 megavatı pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerinden oluştu. Bu periyotta, Avrupa’da toplam hidroelektrik konseyi gücü 258 bin megavata ulaştı.

Dünyada hidroelektrik kapasite artışı 2015’teki 33 bin 700 megavat düzeyinden sonra birinci kere geçen yıl 34 bin megavat artış gösterdi.

Söz konusu periyotta kapasite artışına en büyük katkı 23 bin 811 megavat ile Çin’den geldi. Onu 1100 megavat ile Laos ve 1012 megavat ile Kanada, 998 megavat ile Portekiz ve 900 megavat ile İsviçre izledi.

Türkiye’yi merak ederek gezmeye gelen Güney Koreli Seojin Diyarbakır’da Ulu Cami’deki cami cemaatinin sıcakkanlılığından etkilendi. Bunun üzerine Güney Kore vatandaşı Seojin Yun, Yusuf ismini alarak Kelime-i Şehadet getirip Müslüman oldu.

Diyarbakır’a 7 bin 466 kilometre uzaklıkta bulunan Güney Kore’den gezmek için gelen Seojin Yun, Müslümanların hayat stilinden etkilendiğini belirterek, merkez Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami’de Kelime-i Şehadet getirip Müslüman oldu. Budist bir ailenin bireyi olduğunu lisana getiren Yun, cami cemaatinin sıcakkanlılığını gördükten sonra içindeki İslam dinine olan ilgisinin daha da fazlalaştığını cami rehberi Yaser Aydın’a belirtti. Cami cemaatinin hisli dolu izlediği ihhtida merasiminde Seojin Yun’a İslam dini anlatıldı.

Diyarbakır Ulu Cami rehberi Yaser Aydın, Seojin Yun’a İslam dini hakkında bilgilerin yer aldığı broşürleri vererek, Müslüman olmasında daha da kolaylık sağlandığını tabir etti.

SEOJİN YUN, YUSUF İSMİNİ ALDI 

Ulu Cami’de yabancı turistlere verilen hizmet çerçevesinde birçok lisanda rehberlik faaliyetini gerçekleştiren Aydın, Budist bir ailede büyüyen Seojin Yun’un İslam ile Ulu Mescit’te tanıştığını söyleyerek, “Dün öğle namazından evvel Güney Kore’den gelen Seojin Yun isimli gezgin bir turist, Türkiye’yi keşfetmeye gerçek yola çıktığını söz etti. Bu manada Mezopotamya tipini da kendi programına eklemeyi düşündüğünü söylemişti. Olağan Mezopotamya’ya geldiği vakit birinci uğradığı yer Diyarbakır oluyor. Ulu Cami’de kendisiyle tanıştıktan sonra elimde bulunan İslami gereçleri armağan etmek istedim. Kendisi de saygılı bir biçimde kabul etti. Kendisi Budist bir ailede doğduğunu ve ailesinin Budist olduğunu söz etti. Fakat rastgele bir dinle ilgilenmediğini fakat yakın tarihte bir ilah inancının belirdiğini söyledi. Ben de alışılmış elimden geldiğince kainat ile alakalı, Kur’an-ı Kerim perspektifi ile Hazreti Muhammed’in örnek ahlakını anlatmaya başladım. Buradaki cami cemaati de birebir vakitte çok sıcak karşıladı. Bana ‘Ben Müslümanların hallerini merak ediyordum’ diye telaffuzda bulunmuştu. Ben de kendisine İslam dinine girişinin Kelime-i Şehadet getirerek olabileceğini söyledim. İslam dininde namazdan evvel paklığın ehemmiyetine vurgu yaptım. Daha sonra daima bir arada Kelime-i Şehadet getirip Müslüman oldu” dedi.

Geçtiğimiz gün oğlu Kuzey ile Babalar Günü için özel düzenlenen özel tenis maçına çıkan müzikçi Emre Altuğ, eski eşi hakkında şaşırtan telaffuzlarda bulundu. Oğlu Kuzey üzerinden eski eşi Çağla Şıkel’e taş atan Altuğ’un “Kuzey annesine çekmiş” sözleri şaşırttı.

2008 ve 2015 yılları ortasında ünlü model Çağla Şıkel ile evli kalan ve bu evlilikten Kuzey ile Uzay adında iki oğlu bulunan müzikçi Emre Altuğ, önceki gün oğlu Kuzey ile gösteri maçı yaptığı ‘Boss Cup Tenis Turnuvası’nda ‘Babalar Günü’ için korta çıktı.

Levent Tenis Kulübü’nde Umut Üngör ve babası Sadık Üngör ile şov maçı yapan Altuğ, maç sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yoğun takviminden ötürü bu yıl turnuvaya katılamadığını söyleyen ünlü müzikçi, “Bu sene ağır olduğum için turnuvaya katılamadım fakat rica ettim, ‘Burada olmak, baba-oğul oynamak istiyorum’ dedim. Sağ olsunlar bugüne özel şov maçı koydular lakin karşımıza hocaları koymuşlar. Kuzey ile birinci sefer çiftler oynuyoruz. Biraz parmağı yaralı, mırın kırın ederek geldi.” sözlerini kullandı.

“KUZEY ANNESİNE ÇEKMİŞ”

Gösteri maç sonrası “Babalar kazandı” diyerek espri yapan müzikçi, “Hırslı mısınızdır?” sorusu üzerine eski eşine göndermeli bir cevap verdi. Çağla Şıkel’in hırslı bir yapısı olduğuna vurgu yapan Altuğ, “Ben hırslı değilimdir, Kuzey hırslıdır daha çok, annesi de öyledir. O da annesine çekmiş. Ben biraz içerden içerdenim, çok hırslanmam ancak yaptığım şey yeterli olsun isterim. Benim o denli ‘Aman kaybettim kazandım’ üzere şeylerim yok. Ne üzülürüm ne sevinirim. Bugün birlikte oynamak hoş oldu” halinde konuştu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

Mahsun Kırmızıgül “Prestij Meselesi” sineması davasının kazananı oldu! Önlem talebi reddedildi

Dünyanın en büyük ekonomilerinden Çin’in merkez bankası, siyaset faizini düşürme kararı aldı. Kısa vadeli repo faizini 2,0’dan 1,9’a çeken Çin Merkez Bankası, faiz oranlarını 10 ayın akabinde birinci sefer aşağıya çekti. Asya devinin yaptığı atılım birden fazla yatırımcıyı şaşırtırken gözler FED ve Avrupa Merkez Bankası ECB’ye döndü.

Piyasa uzmanlarının çoğunluğu faiz indiriminin nedeni olarak makroekonomik bilgileri işaret etti. Ağır nüfusu nedeniyle düşünceli bir pandemi süreci geçiren Çin iktisadı, beklenen toparlanmayı bir türlü gerçekleştirmedi. Uzmanlar, Jinping hükümetinin önümüzdeki günlerde yeni ataklar yapma ihtimalini vurguladı.

Faiz Düşürme Atılımı İşe Fayda Mı?

Çin Merkez Bankası, ekonomiyi canlandırmak için faiz kararının yanında piyasaya 2 milyar yuan enjekte etti. Fakat ekonomistler bu atakların ne kadar tesirli olacağı konusunda şerh koymaktan geri duymuyor. Uzmanlar, düşük büyüme beklentisi nedeniyle birey ve şirketlerin borçlanma iştahının düşük kalacağını düşünüyor.

Citibank, bugün müşterilerine gönderdiği bir notta Çin Merkez Bankası’nın beklemeyi bırakıp düğmeye bıraktığını vurguladı. Geçtiğimiz hafta ülkedeki en büyük ticari bankalar faiz oranlarını düşürme kararı almıştı.

MB Lideri Yi Gang, yıllık %5 büyüme maksadından taviz vermeyerek ekonomiyi destekleyeceklerini açıkladı.

Dün gece düzenlenen Ubisoft Forward yayınının sürprizlerinden biri de The Crew Motorfest oldu. Ubisoft’un yarış oyunları serisi, bu sefer bizleri Hawaii’nin Oahu bölgesine taşıyacak. Oyunun yeni fragmanı ile birlikte çıkış tarihi de muhakkak oldu. Serinin tutkunları oyuna 14 Eylül’de kavuşabilecek.

Oyunu test etmek için Eylül ayını beklemeyecek olmanız ise çok daha âlâ bir haber. Zira şu an itibariyle Ubisoft’un resmi sitesine giderek The Crew Motorfest’in beta sürecine katılabileceksiniz. Yapmanız gereken tek şey, şuradaki linki takip ederek gerekli yönergeleri izlemek olacak.

The Crew Motorfest, eski yeni tüm konsollar üzerinde çıkış yapacak. Lakin beta sürecine yalnızca yeni jenerasyon konsol sahipleri ve PC oyuncuları katılabilecek. Beta, 21-21 Haziran müddetince devam edecek.

Oyunun fragmanında gerçek bir “festival” havası olduğunu söyleyebiliriz. Lamborghini Revuelto üzere yeni, ancak Toyota Supra kadar klasik modellerin bulunacağı oyunda elektrikli arabalara hatta motorlara bile yer verilecek üzere görünüyor. Bakalım şenlik havası, The Crew serisine âlâ gelecek mi?

Dünyanın en büyük kripto para borsası Binance, Amerika Birleşik Devletleri’nde hem SEC hem de CFTC tarafından dava edilmesine karşın hala karanlık günlerle karşı karşıya olabilir. SEC’de İnternet Uygulama Ofisi lideri olarak vazife yapan ve kurumda 20 yılı aşkın bir müddet geçiren John Reed Stark, ferdî Twitter hesabında yaptığı son değerlendirmede Binance’e karşı öbür bir dava açılabileceğini öne sürdü.

SEC eski yetkilisi Binance için diğer bir dava muhtemelliğine işaret etti

Eski SEC yetkilisi John Reed Stark’a nazaran, dünyanın en büyük kripto para borsası Binance, aleyhlerinde öteki bir dava açılabileceği için ek yasal sıkıntılarla karşılaşabilir. Stark, Binance aleyhindeki mevcut SEC ve CFTC davalarının kara para aklama problemlerini gereğince ele almadığını öne sürüyor ve Adalet Bakanlığı’nın (DOJ) potansiyel bir davaya dahil olabileceğini ima ediyor. Stark, davanın şu anda açılabileceğini ve mühür altında tutuluyor olabileceğini belirtti. Hem SEC hem de CFTC davalarının kara para aklama hususlarını gereğince ele almadığını ve bu bahsin DOJ’a bırakılmasının kuvvetle mümkün olduğunu belirtti.

Stark, hem SEC hem de CFTC dava evraklarından birtakım değerli ayrıntıları da paylaştı. Bir dokümana nazaran, Binance CEO’su CZ, VIP müşterilerle ilgilenen çalışanlarına uyumluluk kurallarının nasıl aşılacağını açıklamaları talimatını verdi. CZ ayrıyeten rastgele bir yazılı bildiri bırakılmamasını ve konuşmalar için Signal programının kullanılmasını önerdi. CFTC dokümanlarına nazaran Zhao, Binance’in VIP müşterilerinin uyumluluktan kaçınması için özel bir sistem geliştirdi. Zhao ayrıyeten çalışanlarına, müşterilerle rastgele bir delil bırakmayacak programlar aracılığıyla konuşmalar yapmalarını söyledi.

Borsa, SEC savlarına birinci kez cevap verdi

Diğer yandan Binance US, SEC tarafından ortaya atılan argümanlara karşılık vererek müşteri fonlarının şirket fonlarından farklı tutulduğunu belirtti. Akabinde, dolandırıcılık ve piyasa manipülasyonu savlarını reddetti. Binance’in ABD platformu Binance US, ABD Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) tarafından ortaya atılan tezlere resmi olarak cevap verdi. Borsa, SEC tarafından gündeme getirilen dolandırıcılık, piyasa manipülasyonu, yatırımcılara yanlış beyanda bulunma ve müşteri varlıklarını şirket fonlarından ayırmama savlarını ele aldı.

Binance US’nin resmi şirketi BAM Trading’i temsil eden avukatlar, müşteri fonlarının Zhao tarafından denetim edilen fonlarla karıştırıldığı argümanına karşılık olarak, “Şirket, müşterilerinin fiat para ünitelerini, rastgele bir kurumsal fondan başka olarak bankacılık ortaklarıyla farklı hesaplarda tutuyor” dedi. Şirket savunmasında, Zhao’nun BAM Trading’in banka hesabına sahip olduğunu kabul etti lakin hesap üzerinde imza yetkisi olmadığını belirtti. Binance US, SEC’in hareketini sert olarak nitelendirdi.

Ayrıca borsa, SEC’in davada bahsi geçen kripto varlıkların nitekim de “yatırım sözleşmeleri” olduğunu kanıtlaması gerektiğini savundu. SEC, Binance’e karşı açılan davada BNB, BUSD, SOL, ADA, MATIC, FIL, ATOM, SAND, MANA, ALGO, AXS ve COTI dahil olmak üzere 12 kripto para ünitesini bu formda sınıflandırmıştı.

Borsa, hukuk grubunu güçlendiriyor

Bu sırada Binance, Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) tarafından açılan davaya cevap olarak hukuk grubunu güçlendiriyor. Borsa, SEC’e karşı kendini savunmak için faal olarak birinci sınıf avukatlar arıyor. Bu bağlamda Binance, daha evvel SEC’de üst seviye vazifelerde bulunmuş değerli bir ismi listesine aldı. Kelam konusu kişi, New York Güney Bölgesi ABD Savcılığı’nın Büyük Kabahatler Ünitesi eski şefi olan Geourge Canellos.

Canellos dilekçesinde, BAM Trading Services ve BAM Management US Holdings’in avukatı olduğunu belirterek, “Bu yeminli sözde belirtilen gerçekler hakkında şahsî bilgiye sahibim ve tanıklık etmeye çağrılmam halinde, bu gerçekler hakkında yemin altında ehil bir formda tanıklık edebilirim” dedi. Bu dilekçe çoklukla bir avukatın bir duruşmada tarafları resmi olarak temsil etme hakkına sahip olmasını sağlamak için mahkemeye sunulan standart bir evrak olarak bilinir. Bu durumda, Canellos’un SEC tarafından Binance Holdings Limited, BAM Trading Services, BAM Management US Holdings ve CEO Changpeng Zhao aleyhine açılan davada sanıkları temsil etmek üzere müracaatta bulunduğu görülmektedir.

Eğitim-İş Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında gerçekleştirilen ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’ (ÇEDES) Protokolü kapsamında Eskişehir ve İzmir’de okullarda din görevlileri imam, vaiz ve müezzin görevlendirmesine karşı harekete geçti. 

ÇEDES İle İmam Görevlendirmelerine İptal Davası Açtı!

Eğitim ve Bilim İş Görenleri (Eğitim-İş) Sendikası, Merkez Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, ÇEDES Projesi’nin iptali için dava açtığını duyurdu. Eğitim-İş konuyla ilgili, “ÇEDES Protokolüne dava açtık. ÇEDES protokolü kapsamında okullarda din görevlilerinin görevlendirilmesi işlemleri hakkında eleştirilerimize yer vermiş ve bu konuda hukuki girişimlerimizi başlatacağımızı ilan etmiştik. İzmir genelinde yapılan görevlendirmelerin ve bunun dayanağı gösterilen ÇEDES Projesi protokolüne karşı sendikamızca dava açılmıştır. Devam eden aşamada da yine eylemlilik  sürecimizle birlikte yargısal süreçleri işleteceğiz. Mesleğin itibarına ve çocuklarımızın geleceğine yönelik tehdit oluşturan bu hukuksuz uygulama ortadan kalkıncaya kadar tüm örgütlü gücümüzle mücadelemizi sürdüreceğimizi de tekraren ilan ediyoruz” açıklamasında bulundu. 

ÇEDES Protokolü Hukuksuzdur, Anayasaya Aykırıdır!

Eğitim-İş iptal davası açıklamasında kamuoyuna çağrı yaparak şu cümlelere yer verdi: “Gelin bu protokolü birlikte reddedelim. Eğitime, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkalım. ÇEDES protokolü hukuksuzdur: Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır.  ÇEDES protokolü tehlikelidir: Eğitim biliminden pedagojiden bihaber, çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen yetişkinleri okullara sokmak travmatik etkileri de beraberinde getirecektir.”

Eğitim Emekçilerinin Mesleki İtibarına Hakarettir!

Eğitim-İş Sendikası ÇEDES Protokolü’nün öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin mesleki itibarına hakaret olduğuna vurgu yaptığı basın açıklamasında, “Öğretmenlik mesleği yasada da açıkça tarif edildiği üzere bir uzmanlık mesleğidir. Eğitim-öğretim eğitimcilerin işidir. ÇEDES protokolü mantıksızdır: Alanında uzman eğitimciler varken konuyla ilgisi olmayan kişileri ve yapıları eğitim sistemimize sokmak kamu kaynaklarını doğru kullanmamaktır. Açıkça israftır” dedi. 

Okul Yöneticilerine Seslendi: Başöğretmen’in Resmine Bakın, Reddedin!

Okul yöneticilerine seslenen Eğitim-İş, “Okullardaki eğitim faaliyetinin yasal çerçevede yürütülmesi sizlerin sorumluluk alanınızdır. Koltuğunuza değil, onun arkasında asılı olan Başöğretmen’in resmine bakın ve bu protokolleri reddedin” çağrısında bulundu. 

Öğretmenlere Seslendi: Çocukları Laiklik Karşıtı Uygulamalara Terk Etmeyin! 

Eğitim-İş tarafından yapılan açıklamada ayrıca öğretmenlere ve eğitim emekçilere de çağrı yapıldı: “Eğitim emekçilerine sesleniyoruz. Sevgili meslektaşlarımız; öğrencilerimiz bizlere Başöğretmen’in emanetidir. Onları, laiklik karşıtı uygulamalara terk etmeyiniz! Kimsenin sizin dersinizi bölme, gasp etme, sizin dersinizden öğrenci çıkarma hakkı yoktur. Bu tür girişimleri her şeyden önce öğrencileriniz, sonra mesleki itibarınız için reddediniz!”

Velilere Çağrı: Çocuklarınızın Geleceği İçin Protokolü Reddedin!

Eğitim-İş son olarak öğrenci velilerine seslenerek şunları söyledi: “Çocuklarınızın eğitim adı altında manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamayı kabul etmek zorunda değilsiniz. Onların geleceği için bu protokolü reddedin! Eğitim-İş tüm örgütlü gücüyle, protokolü reddeden herkesin sonuna kadar yanında olacaktır.”

Eylemlilik Süreci Başlatılıyor!

“Eğitim dışı kurumlarla, gerici dernek ve vakıflarla imzalanan protokollere ve projelere karşı 14 Haziran’da, “UYARIYORUZ” sloganıyla eylemlilik sürecimizi başlatıyoruz” duyurusunda bulunan Eğitim-İş Sendikası, “Çocukları korumak, vatanı korumaktır” anlayışıyla eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkmak için 14 Haziran saat 20.00’da başlayarak Twitter üzerinden #uyarıyoruz işareti ile taleplerimizi ve uyarılarımızı paylaşacağız, 15 Haziran’da “UYARIYORUZ” kokartlarıyla önce işyerlerimizde devamında da illerimizde şube ve il temsilciliklerimizin uygun gördüğü yer ve zamanda alanlarda olacağız” dedi.

NE OLMUŞTU?

İzmir’de ÇEDES Projesi kapsamında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü arasında imzalanan protokol ile ildeki 2 bin 496 okulun 3’te 1’ine; yani 842 okula ‘manevi danışman’ adı altında din görevlisi görevlendirmesi yapıldı. Görevlendirme haberi ilk olarak Haziran ayının ilk gününde Eskişehir’den geldi. Eskişehir Valiliği onayıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Müftülüğü arasında 27 Nisan 2023 tarihli ‘Eğitimde İşbirliği Protokolü’ kapsamında okullara imam gönderilmeye başlandı. Söz konusu protokolle, kent merkezi ve ilçelerdeki tüm anaokulu, ilkokul, ortaokul ve  liselerde cami ve Kur’an kurslarında uygulanan programların okullarda koordinesinin önü açıldı. 

Bir kripto para platformu olan Lookonchain, daha evvel yatırımcıları, büyük piyasa yapan DWF Labs tarafından tutulan kimi altcoinlerin borsalara gönderildiğini belirterek potansiyel fiyat dalgalanmaları konusunda uyarmıştı. Lookonchain’in duyurusunun akabinde DWF Labs Lideri Andrei Grachev altcoin transferlerine ait bir açıklama yaptı.

Altcoin transferi yapan DWF Labs Lideri açıklama yaptı

Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere DWF Labs, dün, birçok altcoin’i borsalara aktarmıştı. Fakat şirketin lideri Grachev, altcoin transferlerinin satış hedefli olmadığını, daha çok düzenleyici baskının ortasında merkezi borsalar (CEX) tarafından nezaret maksatlı olduğunu açıkladı. Grachev ayrıyeten mevcut piyasa şartlarında rastgele bir şey satmanın aptallık olacağını da kelamlarına ekledi. Bir yükseliş rallisine hazırlandıklarını vurguladı. Grachev, aşağıdakileri söyledi:

Portföyümüzün bir kısmını CEX nezareti altına alıyoruz. Satmak için değil, likidite aramak için değil. Mevcut piyasa düzeylerinde rastgele bir şey satmak aptallık olur. Yükselmeye ve er ya da geç bir boğa koşusuna hazırlanmaya hazırız.

Lookonchain, Grachev’in açıklamasını alıntılayarak, “DWF Labs Lideri Andrei Grachev, bu altcoin transferlerinin saklama için CEX’e gönderildiğini tweetledi. Bir yükseliş için hazırlanıyorlar ve bir boğa koşusuna hazırlanıyorlar,” dedi Lookonchain ve DWF Labs’in altcoinleri daha fazla nezaret için merkezi borsalara aktarma atılımı, kripto para dalında artan düzenleyici incelemelerin ortasında geldi.

DWF Labs’in stratejisi ortaya çıktı

Şu anda rastgele bir varlık satmama kararı, DWF Labs ve Lookonchain’in yakın gelecekte bir yükseliş piyasası eğilimi bekledikleri için stratejik bir yaklaşımı yansıtıyor. Potansiyel bir boğa koşusu için kendilerini konumlandırarak, beklenen fiyat artışından yararlanmayı ve yatırımcıları için getirileri en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyorlar. Kripto para piyasası, fiyat hareketlerini etkileyen çeşitli faktörlerle birlikte son vakitlerde kıymetli bir dalgalanma yaşadı. Bunun ışığında, piyasa iştirakçileri bilinmeyen piyasada gezinmek için farklı stratejiler benimsiyor. Lookonchain ve DWF Labs’in CEX transferleri yoluyla nezareti artırma atağı, uyumlu kalma ve uygun piyasa şartlarına hazırlanma konusundaki proaktif yaklaşımlarını göstermektedir.

Sektör gelişmeye ve mevzuat değişikliklerine ahenk sağlamaya devam ettikçe, bu çeşit teşebbüslerin daha yaygın hale gelmesi bekleniyor. Lookonchain ve DWF Labs üzere büyük piyasa oyuncularının iştiraki, mevzuata ahengin ve kripto para alanında yatırımcı itimadı oluşturmanın kıymetinin altını çiziyor. Yatırımcılar, potansiyel olarak değerli yararlara yol açabilecek yaklaşan bir boğa koşusunun rastgele bir işareti için piyasayı yakından izleyecektir. Bununla birlikte, kripto para piyasası son derece öngörülemez olduğundan, rastgele bir yatırım kararı vermeden evvel dikkatli olmak ve kapsamlı bir araştırma yapmak çok değerlidir.

Özetle, Lookonchain ve DWF Labs, altcoinleri daha fazla nezaret için merkezi borsalara aktararak proaktif adımlar atmış ve mevzuata ahenk konusundaki kararlılıklarını vurgulamıştır. Potansiyel bir boğa koşusuna hazırlanma istikametindeki stratejik yaklaşımları, gelecekteki piyasa şartlarına duydukları itimadı yansıtmaktadır. Kripto para bölümü gelişmeye devam ederken, bu üzere teşebbüsler piyasada itimat ve istikrarın tesis edilmesinde çok kıymetli bir rol oynamaktadır.

TÜİK, Dış Ticaret Endeksleri, Nisan 2023 bilgilerini yayımladı.

Buna nazaran, ihracat ünite paha endeksi Nisan ayında bir evvelki yılın birebir ayına nazaran yüzde 1,1 arttı. Endeks bir evvelki yılın birebir ayına nazaran, besin, içecek ve tütünde yüzde 7,5 ve imalat endüstrinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,4 artarken, ham hususlarda (yakıt hariç) yüzde 10,8 ve yakıtlarda yüzde 24,3 azaldı.

İthalat fiyatlarındaki gevşeme ve dış ticaret haddindeki güzelleşmede bilhassa yakıtlardan gelen düşüş tesirli oldu.

İthalat ünite bedel endeksi yüzde 16,7 azaldı

İthalat ünite paha endeksi Nisan ayında bir evvelki yılın birebir ayına nazaran yüzde 16,7 azaldı. Endeks bir evvelki yılın tıpkı ayına nazaran, besin, içecek ve tütünde yüzde 9,6, ham hususlarda (yakıt hariç) yüzde 19,6, yakıtlarda yüzde 44,4 ve imalat endüstrinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 5,2 azaldı.

İhracat ölçü endeksi yüzde 18,1 azaldı

İhracat ölçü endeksi Nisan ayında bir evvelki yılın birebir ayına nazaran yüzde 18,1 azaldı. Endeks bir evvelki yılın birebir ayına nazaran, besin, içecek ve tütünde yüzde 13,5, ham hususlarda (yakıt hariç) yüzde 6,6 ve imalat endüstrinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 21,2 azalırken, yakıtlarda yüzde 0,8 arttı.

İthalat ölçü endeksi Nisan ayında bir evvelki yılın birebir ayına nazaran yüzde 14,3 arttı. Endeks bir evvelki yılın tıpkı ayına nazaran, besin, içecek ve tütünde yüzde 30,5, yakıtlarda yüzde 14,5 ve imalat endüstrinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 13,9 artarken, ham unsurlarda (yakıt hariç) yüzde 14,4 azaldı.

Dış ticaret haddi 88,7 oldu

İhracat ünite bedel endeksinin ithalat ünite bedel endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2022 yılı Nisan ayında 73,1 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 15,6 puan artarak, 2023 yılı Nisan ayında 88,7 oldu.

Söz konusu data 2021 yılı Temmuz ayında görülen 91,6’lık pahadan sonra izlenen en yüksek düzey oldu.

Altın, kıymetli metal için yeni istikamet sağlayabilecek Fed ve öbür büyük merkez bankalarının toplantıları öncesinde yatay seyretti.

Spot altın ons başına 1.963 dolardan süreç görüyor. Ons altın ve bankalar ortası Dolar/TL kuru üzerinden yapılan hesaplamalara nazaran gram altın ise rekor düzeylere yakın 1.493 TL’den süreç görüyor.

Altın, ABD’de bankacılık krizinin yayılacağına dair telaşların azalmasıyla Mayıs ayında düşmesinin akabinde bu ay ons başına 1.940 dolar ile 1.980 dolar ortasında nispeten dar bir aralıkta süreç görüyor.

Öte yandan pahalı metal Fed’in agresif mali sıkılaştırma döngüsünün sona yaklaştığı iyimserliğiyle son devirde dayanak buldu.

ABD Merkez Bankası’nın Haziran toplantısı Çarşamba günü sona erecek ve Fed’in bu toplantıda faiz artışlarına orta vermesi bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası ile Çin ve Japonya’da merkez bankaları da bu hafta toplantı gerçekleştirecek.

Yatırımcıların odaklanacağı bir öteki değerli husus ise Salı günü yayımlanacak ve Fed’in kararında tesirli olacak esas faktörlerden ABD Mayıs ayı enflasyonu olacak. Analistler dataların, enflasyonun arka arda 11. ayında da yıllık bazda yumuşadığını göstereceğini iddia ediyor.

Petrol, Çin ve ABD’deki talep görünümüne ait süregelen telaşlar nedeniyle neredeyse üç ayın en düşük düzeyinin yakınında seyretti.

ABD ham petrolü vadeli süreçleri, evvelki üç seansta yüzde 7’den fazla kıymet kaybettikten sonra varil başına 67 doların üzerinde sabitlenirken, global gösterge olan Brent petrol, Aralık 2021’den bu yana en düşük kapanışının yakınında seyretti.

Zayıf Çin ticaret bilgileri ve Kuzeydoğu Asya’dan memleketler arası uçuşların pandemi öncesi düzeylerin hâlâ çok altında olması, dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısındaki zayıf toparlanmaya işaret ediyor.

Çin Merkez Bankası Salı günü beklenmedik bir kısa vadeli faiz indirimi ile büyümeyi teşvik etmeye çalışmıştı. Bilgi sahibi kaynaklara nazaran Pekin ayrıyeten geniş bir teşvik paketini devreye almayı kıymetlendiriyor.

Bununla birlikte ABD ekonomisindeki yavaşlama ve Rus güç ihracatının gösterdiği direnç aşağı istikametli baskıyı artırarak Suudi Arabistan’ın yakın vakitte günde 1 milyon varillik üretim kesintisi kararının tesirini sıfırladı.

Goldman Sachs Pazar günü arzdaki artışa ve talepteki azalışa işaret ederek petrol fiyatı varsayımlarını son altı ayda üçüncü sefer aşağı taraflı revize etti.

Kotak Securities Emtia Araştırma Lideri Ravindra Rao, “Batı’da yavaşlamaya ve Çin’de sistemsiz toparlanma yaşanacağına dair beklentiler, talep görünümü üzerinde baskı oluşturdu. Bu, Suudi Arabistan’ın üretim kesintisinin tesirlerini sildi” değerlendirmesinde bulundu.

Yine de ABD’nin ham petrol fiyatlarının ülkenin stratejik rezervlerini yine doldurma taahhüdünü takip eden bir yılın en yüksek düzeyinde olmasıyla taze fizikî talep işaretleri var.

Öte yandan soğumaya başlayan ABD enflasyonu Fed’in bu hafta faiz artışlarını duraklatma eforlarını destekleyerek tüketimi canlandırabileceği bedellendiriliyor.

TRT 1’de Barbaros Hayreddin: Sultanın Fermanı dizisinde Barbaros Hayreddin’i canlandıran Tolgahan Sayışman, arkadaşlarını ve hayranlarını duygulandırdı. Toplumsal medya hesabından paylaşım yapan oyuncu, herkese teşekkür ederek veda etti.

TRT 1’de Barbaroslar: Akdeniz’in Kılıcı dizisinin devamı niteliğinde çekilen Barbaros Hayreddin: Sultanın Fermanı’nda başrol olan Tolgahan Sayışman, final paylaşımı yaptı. Dönem boyunca takım arkadaşlarıyla çekildiği karelerden kimilerini toplumsal medya hesabından paylaşan başarılı oyuncu, yazdığı not ile dikkat çekti.

“SAYENİZDE OLAĞANÜSTÜ BİR DÖNEM GEÇİRDİM”

Birçok başarılı projeye imza atan oyuncu Tolgahan Sayışman, set arkadaşlarına teşekkür etti. Sayışman, “Herkesin Emeğine sağlık! Sayenizde kusursuz bir dönem geçirdim. Teşekkür ederim.” sözlerini kullandı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;

Mahsun Kırmızıgül “Prestij Meselesi” sineması davasının kazananı oldu! Önlem talebi reddedildi

İki e-ticaret şirketi için rekabet soruşturması kapsamında verilecek kelamlı savunma tarihleri belirli oldu.

Rekabet Kurumu, Trendyol hakkında yürütülen soruşturmada şirketin kelamlı savunmasının 11 Temmuz’da alınacağını duyurdu.

Kurumdan yapılan yazılı açıklamada, Sahibinden ile ilgili soruşturmada savunma tarihinin 12 Temmuz olarak belirlendiği tabir edildi.

İHA’nın haberine nazaran; müzik imalcisi Hilmi Topaloğlu’nun birinci eşinden olan büyük oğlu Volkan Topaloğlu, direktörlüğünü Mahsun Kırmızıgül’ün yaptığı “Prestij Meselesi” isimli sinemada babasının prestijini zedelediği ve manevi haklarını ihlal ettiği teziyle sinemanın durdurulması için Kırmızıgül’e ve üretim şirketine dava açmıştı.

HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

2003 yılında beyninde çıkan tümör sebebiyle hayatını kaybeden Hilmi Topaloğlu‘nun Prestij Müzik‘i kurma sürecini husus alan sinema 3 Şubat‘ta vizyona girdi. Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz ve Haluk Levent‘in de yolunun kesiştiği İtibar Müzik’i ele alan sinemanın Hilmi Toplaoğlu’nun oğlu Volkan Topaloğlu tarafından durdurulması talep edilmişti. Topaloğlu sinemanın direktörlüğünü yapan Mahsun Kırmızıgül ve imal şirketine babasının prestijini zedelediği ve manevi haklarını ihlal ettiği argümanıyla dava açmıştı. O davanın kazananı aşikâr oldu.

MAHKEME KIRMIZIGÜL’Ü HAKLI BULDU

İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından misyonsuzluk kararı verilerek İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi‘ne gönderilen önlem talepli dava karara bağlandı. Kararını açıklayan mahkeme, Volkan Topaloğlu’nun önlem talebinin reddine hükmetti. 

Mahkemenin gerekçeli kararında ise şimdi gerçekleşmemiş ve gerçekleşmesi mümkün olaylara yönelik ihtiyati önlem kararının verilemeyeceği, davacı Volkan Topaloğlu’nun talep dilekçesindeki konuların yargılamayı gerektirip, ispatının da bulunmadığı gerekçesiyle önlem talebinin reddine karar verildiği aktarıldı.

Antalya’da 12 finalistin katıldığı 22. Miss Mediterranean Hoşluk Yarışında İlsu Demirci kraliçe olarak seçildi. İsmini duyan Demirci, gözyaşlarına boğuldu.

Antalya’da düzenlenen Miss Mediterranean Hoşluk Müsabakası’nda 12 finalist kampa girdi ve final günü heyecanla bekledi.  Finalistler kendileri için özel dikilen kostümleri podyumda sergiledi. Miss Mediterranean Hoşluk Müsabakası’nda İlsu Demirci kraliçe seçildi.

GÖZYAŞLARINA BOĞULDU!

İlsu Demirci, kraliçe ismini duyunca gözyaşlarına boğuldu. Tacını taktıktan sonra konuşan Demirci, “Beklemiyordum bunu. Çok memnunum. Şimdiki planım oyunculuk üzerine ilerlemek” dedi.

Yarışmacı seçildikten sonra oyunculuk üzerine ilerlemek istediğini söyledi. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;

Müziğin sesini duyunca dayanamadı! Markette dans eden bayan…

Hollywood’un unutulmaz ismi Treat Williams, çiftlik meskeninin yakınlarında geçirdiği motosiklet kazası sonucu hayatını kaybetti. Usta oyuncunun vefat haberi ailesi ve hayranlarını yasa boğdu.

70 ve 80’li yılların parlayan yıldızı dünyaca ünlü aktör Treat Williams, bir müddettir ekranlardan uzak sakin bir hayat sürdürüyordu. Sık sık çiftliğinde vakit geçiren ünlü aktörden hayranlarını kahreden bir haber geldi. 

ABD’nin Vermont eyaletindeki çiftliğinin yakınlarında motosikletiyle gezintiye çıkan Williams, otoparka girmek isteyen bir arabayla çarpıştı. Aracın ani hareketi karşısında çaresiz kalan Williams, apar topar ambulans helikopteriyle New York’ta bir hastaneye götürülse de tüm müdahalelere karşın yaşama tutunamadı. 

Williams’a çarpan aracın sahibi Ryan Koss’un kazayı hafif sıyrıklarla atlattığı duyurulurken Williams’ın kask takmasına karşın motosikletinden uçtuğu söz edildi. Kazadan sırf 7 saat evvel Instagram hesabından paylaşımda bulunan ünlü oyuncunun mevt haberi sevenlerini yasa boğdu.

Williams’ın menajeri Barry McPherson, yaptığı açıklamada “Bu akşamüzeri maalesef kaybettik. Çok güzel bir insandı ve çok yetenekliydi. Aktörlerin aktörüydü. Sinema üretimcileri onu severdi ve 1970’lerin sonundan beri Hollywood’un kalbindeydi” dedi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

Suyun tadını çıkaran sempatik panda yüzlerde tebessüm oluşturdu

Dolandırıcılık savıyla gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen ünlü model Ebru Şallı’nın eşi Uğur Akkuş, savcılıktaki sözünün akabinde müştekinin ziyanının giderilmesi ve şikayetten vazgeçmesi üzerine özgür bırakıldı.

Ünlü model Ebru Şallı’nın eşi iş adamı Uğur Akkuş, dolandırıcılık savıyla İstanbul’da havalimanında gözaltına alınmıştı. Ö.A. isimli şahsın Akkuş’un Şişli’de bulunan bir AVM’deki ofisine 500 bin dolarını kripto paraya çevirtmek için gittiği ve parayı Uğur Akkuş’a teslim ettiği, Akkuş’un parayı ofiste güvenlik olarak çalışan E.E. ve tekrar birebir ofiste çalışan Feyza B.Y. isimli şahıslara verdiği ileri sürülmüştü.

Dolandırıldığını sav eden Ö.A., şahısların paraları bankaya yatıracakları mazeretiyle ofisten ayrıldıklarını ileri sürerek şikayetçi olmuştu. Olaydan sonra gittiği Fransa’dan dönen Akkuş, İstanbul’da havalimanında polis gruplarınca yakalanarak gözaltına alınırken, öteki şüpheliler ise ikametlerinde yakalanarak gözaltına alınmıştı. Şüpheliler, emniyetteki süreçlerinin tamamlanmasının akabinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi.

Savcılıktaki süreçleri tamamlanan Akkuş, müşteki Ö.A.’nın ziyanının giderilmesi ve şikayetini geri alması üzerine özgür bırakıldı.

“HEPSİ PALAVRA DOLAN BIKTIM SİZDEN ARTIK”

Öte yandan dün emniyet çıkışı basın mensuplarına konuşan Akkuş, “İddia bu, ben bu argümanlardan bıktım. Siz bu argümanları haber yaptınız. Artık savcılığa gidiyorum, sözümü vereceğim. Yarın da basın açıklamamı yapacağım. Hepsi palavra dolan. Bıktım sizden artık. Bu basından bıktım. İddiayı haber yapıyorsunuz. Argüman haber olmaz. Herkes gösteri yapıyor” ifadelerini kullanmıştı.

Sosyal medya fenomeni Sude Benli’nin tanımadığı bir numaradan aranarak taciz edildiği argüman edildi. Yabancı numaradan arayan kişinin kim olduğunu merak eden Benli, “Yarın seni alayım tanırsın” bildirisinin akabinde soluğu savcılıkta aldı.

Instagram’da 135 bin takipçiye sahip olan fenomen Sude Benli, geçtiğimiz hafta gece yarısı kaygı dolu anlar yaşadı. Tanımadığı bir numaradan aranan Benli, arayanın kim olduğunu öğrenmek için “Kimsiniz” diye ileti attı. Numaranın sahibinden gelen karşılık Benli’yi huzursuz etti.

“SENİ ALDIĞIMDA TANIRSIN”

“Kimsiniz” iletisine karşılık olarak “Numarayı kendin verdin, yarın seni alayım tanırsın zaten” cevabı geldi. Kimliğini gizleyen kişinin ısrarla araması Benli’yi zahmetten çıkardı. Ünlü isim kendisini arayan şahsın numarasını engelledi. Buna karşın Benli, “İstesen beni şikâyet edebilirsin. Sude sağa sola aratma bana yaz” karşılığını aldı.

SAVCILIĞA HATA DUYURUSUNDA BULUNDU

Aldığı iletiler karşısında ne yapacağını bilemeyen Benli, gecenin geç saatinde apar topar savcılığı giderek şahıs hakkında kabahat duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde kendisini tekraren arayan ve kimliğini söylemekten kaçınan kişinin gece yarısı cinsel tacizde bulunduğunu ve huzur, sükununu bozduğunu belirtti.

İLGİNİZİ ÇEKEBEİLECEK GÖRÜNTÜ;

Müziğin sesini duyunca dayanamadı! Markette dans eden bayan…

Ticaret Bakanlığı aldatıcı fiyat uygulamalarına karşı kontrollere ait açıklamada bulundu.

Açıklamada perakende ticarette tüketicilerin yazılı ya da elektronik kontrat akdedilmeksin yüz yüze yaptıkları alışverişlerde tam ve yanlışsız bilgilendirilerek kendileri için en avantajlı mal yahut hizmeti satın almalarına imkan veren fiyat etiketine ait tüketici mevzuatında yapılan özel düzenlemeler ile tüketicilerin korunması emelinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiği belirtildi.

Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada kelam konusu mevzuat düzenlemelerinde özetle;

-Perakende satışa arz edilen malların, ambalajlarının, kaplarının üzerine çarçabuk görülebilir ve okunabilir formda yazılı, dijital yahut elektronik etiket bulunması yahut birebir bilgileri içeren listelerin uygun yerlere asılması,
-Malın satış fiyatı ile kasa fiyatı ortasında fark olması durumunda tüketici lehine olan fiyatın uygulanması zarurî olduğu,
-İndirimli satışlar başta olmak üzere fiyat etiketinin gerçeğe uygun olması ve aldatıcı aldatıcı bilgiler içermemesi gerektiği, konularının yer aldığı vurgulandı.

Açıklama şöyle devam etti:

“Bu kapsamda ilgili mevzuat kararları çerçevesinde 2022 yılında 63.003 adet firma nezdinde 1.216.164 adet esere ilişkin fiyat etiketi kontrolü yapılarak 23.536 adet karşıtlığa ait olarak toplam 11.918.561 -TL idari para cezası, 2023 yılının birinci 5 ayında ise 17.278 adet firma nezdinde 335.154 adet esere ilişkin fiyat etiketi kontrolü yapılarak 11.301 adet karşıtlığa ait olarak toplam 11.244.727 -TL idari para cezası uygulanmıştır.

Diğer taraftan, son periyotlarda basına yansıyan birtakım haberlerde kur ve fiyat artışı sebebiyle eser etiketlerinin mevzuata uygun halde güncellenmemesi sonucunda fiyat etiketleri ile kasa fiyatları ortasında farklılıklar oluştuğu ve bu durumun değerli ölçüde tüketici mağduriyetine neden olduğu lisana getirildiğinden fiyat etiketlerinin yeni ve gerçeği yansıtan fiyatları belirtir formda düzenlenmesi değer arz etmektedir.

Bu doğrultuda 10.06.2023 tarihli toplumsal medya paylaşımında yer alan ve malın kasa fiyatının etiket fiyatının iki katı farklı çıktığına dair tüketici mağduriyetine binaen Bakanlığımız Ticaret Vilayet Müdürlüklerine; başta ithal elektronik eserler olmak üzere zincir teknoloji mağazalarında satışa sunulan eserlerin satış fiyatı ile kasa fiyatı ortasında fark olup olmadığına ait 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Fiyat Etiketi Yönetmeliği kararları çerçevesinde yaygın ve ağır kontrollerin yapılması talimatı verilmiştir.”

Yakın vakitte ortaya çıkan 2018 tarihli bir görüntüde, Amerika Birleşik Devletleri menkul değerler düzenleyicisinin mevcut lideri Gary Gensler, birkaç kripto para ünitesinin “menkul değer olmadığını” belirtirken görülmekte. Toplumsal medya platformlarında ilgi gören görüntü, kurumsal yatırımcılara yönelik bir Bloomberg etkinliğinden bir anı yakaladı. İşte SEC liderinin kimi açıklamalarına dair detaylar…

SEC Başkanı’nın itirafı şaşırttı

Etkinlik sırasında, o devirde Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) profesör olan Gensler, Bitcoin, Ethereum, Litecoin ve Bitcoin Cash’i menkul değer olarak kabul edilmeyen kripto para ünitelerine örnek olarak göstererek dikkat cazibeli bir açıklama yaptı. Bu açıklama, Gensler’in Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) lideri olarak kripto sanayisine karşı daha katı bir yaklaşım benimsediği son aksiyonlarıyla tezat oluşturuyor.

Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere SEC’deki vazifesini üstlendiğinden beri Gensler, Bitcoin hariç birçok kripto para ünitesinin menkul değer olarak sınıflandırılması gerektiğine inandığını söz etti. Düzenleyici kurum en az 68 kripto para ünitesini menkul değer olarak tanımlayan davalar açtı. Lakin 2018 görüntüsünde bahsedilen dört tanesi bu listeye dahil edilmedi.

İlginç bir biçimde, Gensler’in Ethereum hakkındaki görüşleri de değişti. Nisan ayında ABD Temsilciler Meclisi Komitesi önünde yapılan bir oturumda Ether’in bir menkul değer olarak kabul edilip edilmemesi gerektiği sorulduğunda Gensler direkt bir karşılık vermeyi reddetti. Bu, Ether de dahil olmak üzere piyasanın değerli bir kısmını menkul değer olmayanlar olarak sınıflandırdığı MIT’deki vaktinden görüntülerde yakalanan evvelki yorumlarının tersine duruyor.

Algorand’ı da övmüştü

Gensler’in kripto paralara ait emsal görüşlerini tabir ettiği görüntülerin birinci defa ortaya çıkmaması dikkat çekiyor. Nisan ayında deverana giren 2019 tarihli bir görüntüde Gensler Algorand’ı “harika bir teknoloji” olarak övmüştü. Fakat tıpkı hafta içinde SEC, Algorand’ın bir menkul değer olduğunu tez ederek Bittrex’e karşı dava açtı. Bu durum, Gensler’in daha evvelki açıklamalarının SEC tarafından gerçekleştirilen hareketlerle tutarsız görünmesi nedeniyle kripto topluluğu içinde ikiyüzlülük suçlamalarına yol açtı.

Gensler bu yorumları SEC başkanlığı misyonunu üstlenmeden evvel yapmış olsa da, kripto alanındaki birçok kişi onun algılanan tutarsızlıklarını eleştirdi. Hatta bir milletvekili, yetkisini berbata kullandığı savlarını münasebet göstererek Gensler’in vazifesinden alınmasını amaçlayan bir yasa tasarısı sundu. Kripto para üniteleri için düzenleyici çerçeve konusundaki tartışmalar devam ederken, Gensler’in hem geçmiş hem de şimdiki zıt görüşleri, kripto varlıkların sınıflandırılması ve nezaretini çevreleyen karmaşıklıkların bir yansıması olarak hizmet ediyor.

TÜİK, Perakende Satış Endeksleri, Nisan 2023 datalarını yayımladı.

Buna nazaran, sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2023 yılı Nisan ayında bir evvelki yılın tıpkı ayına nazaran yüzde 27,5 arttı. Tıpkı ayda besin, içecek ve tütün satışları yüzde 21,2, besin dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 34,9, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 12,5 arttı.

Perakende satış hacmi aylık yüzde 0,9 arttı

Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2023 yılı Nisan ayında bir evvelki aya nazaran yüzde 0,9 arttı. Birebir ayda besin, içecek ve tütün satışları yüzde 0,4, besin dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 1,9 arttı, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 1,5 azaldı.

Perakende ciro yıllık yüzde 82,3 arttı

Cari fiyatlarla perakende ciro 2023 yılı Nisan ayında bir evvelki yılın birebir ayına nazaran yüzde 82,3 arttı. Birebir ayda besin, içecek ve tütün satışları yüzde 89,3, besin dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 104,5, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 16,7 arttı.

Cari fiyatlarla perakende ciro 2023 yılı Nisan ayında bir evvelki aya nazaran yüzde 3,4 arttı. Tıpkı ayda besin, içecek ve tütün satışları yüzde 2,8, besin dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 5,1 arttı, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 2,3 azaldı.

Altın, pahalı metal için yeni taraf sağlayabilecek Fed ve öteki büyük merkez bankalarının toplantıları öncesinde yatay seyretti.

Spot altın ons başına 1.963 dolardan süreç görüyor. Ons altın ve bankalar ortası Dolar/TL kuru üzerinden yapılan hesaplamalara nazaran gram altın ise rekor düzeylere yakın 1.493 TL’den süreç görüyor.

Altın, ABD’de bankacılık krizinin yayılacağına dair kaygıların azalmasıyla Mayıs ayında düşmesinin akabinde bu ay ons başına 1.940 dolar ile 1.980 dolar ortasında nispeten dar bir aralıkta süreç görüyor.

Öte yandan bedelli metal Fed’in agresif nakdî sıkılaştırma döngüsünün sona yaklaştığı iyimserliğiyle son periyotta dayanak buldu.

ABD Merkez Bankası’nın Haziran toplantısı Çarşamba günü sona erecek ve Fed’in bu toplantıda faiz artışlarına orta vermesi bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası ile Çin ve Japonya’da merkez bankaları da bu hafta toplantı gerçekleştirecek.

Yatırımcıların odaklanacağı bir diğer kıymetli mevzu ise Salı günü yayımlanacak ve Fed’in kararında tesirli olacak esas faktörlerden ABD Mayıs ayı enflasyonu olacak. Analistler dataların, enflasyonun arka arda 11. ayında da yıllık bazda yumuşadığını göstereceğini varsayım ediyor.