Gün: 8 Temmuz 2023

  • İngiltere’nin En İyi Gazetesi Kölelik ve Britanya’nın Kölelik Bağlarını Keşfediyor

    Gözden kaçırması kolay türden bir tarihi eser: İngiltere’nin Doğu Midlands bölgesindeki Derbyshire Kayıt Bürosu arşivlerinde ortaya çıkarılan eski ve kırılgan küçük bir kitap. 1822’den kalma ticari bir defter olan kitap, Florida, Georgia ve Güney Carolina kıyılarındaki adalarda pamuk tarlaları işleten köleleştiricilerin isimlerini içeriyor.

    Ve kahverengileşmekte olan sayfalardan birine, zarif, el yazısıyla yazılmış bir el yazısıyla, biri o pamuğu satın alan şirketin adını yazmış: Shuttleworth, Taylor & Co.

    Hull Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırma görevlisi olan Cassandra Gooptar, o firmayı biliyordu ve beş aydır herhangi bir izinin peşindeydi. Söz konusu Taylor, iki yüzyıldan fazla bir süredir Britanya’nın en önde gelen ilerici gazetesi olan ve artık kısaca The Guardian olarak bilinen The Manchester Guardian’ın kurucusu John Edward Taylor’dan başkası değildi.

    Bayan Gooptar, büyüdüğü yer olan Trinidad’dan yakın zamanda yaptığı bir telefon görüşmesinde, “O anda, The Guardian’ın kurucusunu Deniz Adaları’ndaki köleleştirilmiş insanlarla ilişkilendirebileceğimizi fark ettim,” dedi. “Kâr için köleler tarafından toplanan pamuğu ithal ettiğini kanıtladı.”

    Bayan Gooptar’ın çabaları bizzat The Guardian tarafından görevlendirildi ve bulguları, “Pamuk Başkenti: Kölelik Guardian’ı, Britanya’yı ve Dünyayı Nasıl Değiştirdi?” adlı kasvetli bir dizinin temelini oluşturdu. Proje, tarihçilerin video makalelerini, önde gelen Siyah sanatçıların portrelerini, bir podcast’i ve bir haber bültenini içeriyordu.

    Proje aynı zamanda Bay Taylor’ın ötesine ve gazetenin dokuzunun kölelik ekonomisinden kâr elde ettiği araştırmalara göre ortaya çıkan orijinal yatırımcılarına da baktı. Köleleştirilmiş insanların tarihine de derin dalışlar yapıldı.

    “Cotton Capital” editörü Maya Wolfe-Robinson, “Tarihçiler başlangıçta bize, geniş bir coğrafi bölge algısı dışında, tarlalar hakkında pek çok ayrıntı öğrenmemizin pek olası olmadığı söylendi,” dedi. “Sonra Deniz Adalarına ve Jamaika’daki bir çiftliğe olan bu bağlantılar keşfedildi ve o noktada tüm gazetecilik araçlarımızı kullanma fırsatımız olduğunu anladık.”

    The Guardian, arşivlerini karıştırdı ve gazetenin, katı bir kölelik karşıtı olmasına rağmen, köleleştiricilere sempati duyan başyazılar yayınladığını gördü. Örneğin, kaybedilen “mülk” için tazminat olarak köle sahiplerine devlet ödemelerini destekledi.

    Proje, İngiltere’nin geçmişteki korkunç kölelik tarihiyle yüzleşmek için ara sıra, ara sıra eleştirilen ve çoğu kişinin uzun süredir gecikmiş sürecini durdurmaya başladığında, devam etmekte olan hesaplaşmaların en kapsamlı ve halka açık olanlarından biridir.

    The Guardian tarafından üretilen “Pamuk Başkenti: Kölelik The Guardian, İngiltere ve Dünyayı Nasıl Değiştirdi” projesi için web sitesinin bir görüntüsü. Kredi… Gardiyan

    İngilizler onlarca yıldır, anlaşılır bir gururla, ülkenin köleliğin ortadan kaldırılmasında oynadığı öncü role, özellikle de 1833’te Parlamento Köleliğin Kaldırılması Yasasını kabul ettiğinde odaklandı. İngiltere kabaca 200 yıldır kölelik yoluyla.

    Tarihçi ve “Legacies of British Slave-Ownership” kitabının ortak yazarı Nicholas Draper, “İngiltere 19. yüzyılda çok başarılı bir şekilde 150 yıl boyunca egemen olan bir anlatı oluşturdu” dedi. “Köleliğin korkunç bir şey olduğunu söylüyoruz ama biz buna tepki gösterdik, onu ortadan kaldırdık ve İngiliz milletinin üzerinden o lekeyi çıkardık.”

    Amerika Birleşik Devletleri hala, pozitif ayrımcılık, polis vahşeti, servet eşitsizliği ve hatta lise kütüphanelerinde hangi kitapların depolandığına dair sert ve son derece kutuplaşmış tartışmaların ardında gizlenen bir hikaye olan kendi kölelik açıklamasıyla boğuşuyor. Ciddi tartışmaya açık olmayan şey, çok sayıda Amerikalının diğer Amerikalıları köleleştirmekten çıkar sağladığıdır.

    Akademisyenler, aksine, pek çok Britanyalı’nın kaç kasaba babasının ve aristokratın kölelikten zengin olduğunu ancak son zamanlarda öğrendiğini söylüyor. Ticarete geç gelmesine ve başlangıçta rakipleri İspanya ve Portekiz’i takip etmesine rağmen, 18. yüzyılda ülke dünyadaki en büyük tutsak Afrikalı nakliyecisiydi.

    Mayıs 2020’de George Floyd’un öldürülmesine ve Black Lives Matter hareketinin küresel olarak yayılmasına kadar bu gerçekler pek tartışılmadı. Bir dizi İngiliz şirketi kısa süre sonra köle ticaretiyle bağlantıları nedeniyle kamuoyundan özür diledi. Greene King adlı bir bar zinciri, kurucusu Benjamin Greene’e, köleliğin kaldırılmasından sonra İngiliz hükümeti tarafından, verdiği zararı tazmin etmek için yaklaşık 500.000 sterlin veya bugünün parasıyla 633.000 dolar verildiğini ortaya çıkardı. Batı Hint Adaları’ndaki tarlaları kurun.

    Greene King’in CEO’su Nick Mackenzie, The Telegraph’taki bir makalesinde, “Kurucularımızdan birinin 1800’lerde kölelikten çıkar sağlaması ve köleliğin kaldırılmasına karşı çıkması affedilemez,” dedi.

    Aynı ay, İngiltere Merkez Bankası, eski valilerini ve yöneticilerini köleliğe dahil eden “mazur görülemez bağlantılar” için özür diledi. Sigorta devi Lloyd’s of London, köle ticareti katılımcılarına teminat sattığı için özür diledi. Şirketten yapılan açıklamada, “Bu, bizim tarihimiz kadar Britanya tarihinin de korkunç ve utanç verici bir dönemiydi” dedi.

    Özürler dizisinin ardından tepkiler geldi. Eylül 2020’de ülkenin koruma derneği National Trust, Winston Churchill’in kır evi de dahil olmak üzere kölelik ve sömürgecilikle bağlantılı 93 mülkünün bir listesini yayınladığında maksimum desibel seviyelerine ulaşmış gibi görünüyordu. Churchill’in biyografi yazarlarından biri olan Andrew Roberts, hayır kurumunun “uyanıklığa son gezisini” kınadı.

    The Guardian’ın “Cotton Capital” dizisi, gazetenin ideolojik muhaliflerini güldürdü ve eleştirmenlerden de nasibini aldı. Bazı tarihçiler, çabanın hem övgüye değer hem de biraz geç olduğunu düşündüler. Diğerleri, Bay Taylor’ın köle ticareti bağlantıları gibi keşifleri övdü, ancak Manchester’ın köleliğe dayalı köklerinin iyi bilindiğini ve bu da diziyi biraz gereksiz bir karalama gibi hissettirdiğini savundu.

    Tur rehberi ve şehrin tarihçisi Jonathan Schofield, “Manchester’da kölelikten asla bahsetmediğimiz iddiası beni şaşırtıyor” dedi. “Yeterince komik bir şekilde yeterince yapmadığımız şey, iyi şeyleri kutlamak. Kentte, Frederick Douglass’ın 1840’larda yaşadığı ve özgürlüğünün başta Greater Manchester olmak üzere Kuzey İngiltere halkı tarafından satın alındığı St. Ann’s Meydanı’nda bir ev var. İnsanlar neden bundan bahsetmiyor?”

    Aslında buradaki pek çok yerli, büyürken Manchester’ın kölelik karşıtı eğilimleri hakkında çok şey öğrendiklerini söylüyor. Görünüşe göre herkes, ABD İç Savaşı sırasında bir grup değirmen işçisinin, Başkan Abraham Lincoln’e, abluka dayatılsa da özünde yanınızdayız diyen bir mektup hazırlamak için Serbest Ticaret Salonu denen bir yerde toplandıklarını biliyor. Konfederasyondan gelen mallar, şehirdeki fabrikaların kapanmasına neden olarak burada pamuk kıtlığı olarak bilinen duruma neden oldu. Başkan yanıt yazacak kadar duygulandı.

    “Bu koşullar altında,” dedi, “sorunla ilgili kararlı sözlerinizi, hiçbir çağda veya hiçbir ülkede aşılmamış yüce bir Hıristiyan kahramanlığının örneği olarak görmeden edemiyorum.”

    Bugün Manchester’ın ortasında bir Lincoln heykeli var, kaidesindeki bir plakette mektubun sözleri var. Heykelden kısa bir yürüyüş mesafesinde, tonlarca mermer ve yükselen klasik sütunlarla muazzam bir ticaret katedrali olan Kraliyet Borsası gibi yerler hakkında daha az kafa yoruluyor. Borsa üyeleri bir zamanlar dünyadaki 130 milyon pamuk iğinin neredeyse yarısını kontrol ediyordu.

    Bugün, zemin katın ortasında büyük boy bir ay uzay modülü gibi oturan Royal Exchange Theatre’a ev sahipliği yapıyor.

    Keisha Thompson, Royal Exchange’in köleliğe dayanan kökleri hakkında bir şiir yazması için görevlendirildi. Kredi… The New York Times için Jack Roe

    Exchange’in köleliğe dayalı köklerine dair tek ipucu, yakın zamanda eklenen, Manchester sakinlerinin bildiği üzere 33 yaşındaki Mancunyalı Keisha Thompson tarafından yazılan “Holding Space” adlı şiirdir. Büyük bir tuval üzerine basılmıştır ve tiyatro duvarlarının iki yanında asılıdır. İki yıl önce, tiyatronun sanat yönetmenleri, Exchange’in arşivlerini karıştırdıktan sonra bunu yazması için onu görevlendirdi.

    “Dur,” diye başlar şiir, “bu senin normal alışverişin değil.”

    Geçenlerde bir öğleden sonra, Bayan Thompson, tiyatronun yanındaki bir kafede, bilet sahiplerinin bir gösteri başlamadan önce ortalıkta dolandığı koltukların ortasında, şiirinin yanında durdu. Burada büyürken, babasının ona trans-Atlantik köle ticaretinin dehşetini öğrettiğini, akranlarının çok azının bildiği bir şey olduğunu çünkü okulda tartışılmadığını söyledi. Ve tabii ki Manchester’ın servetinin pamuktan yapıldığını biliyordu. Sonunda bölgede 2.400’den fazla değirmen vardı, bu da Manchester’ı dünyanın ilk sanayi şehri haline getirdi ve ona “Cottonopolis” takma adını kazandırdı.

    Her nasılsa, bariz olan ancak daha sonra netleşti: Bu şehirde öğütülen pamuğun çoğu köleler tarafından toplanıyordu.

    “Sanırım bunun nedeni, Manchester’ın köleliğin kaldırılması için bastıran bir şehir olarak ün yapması,” dedi. “Dolayısıyla, ‘Tabii ki pamuk endüstrisindeydik ama köleliğe karşı çıktık’ diyebilme yeteneği vardı.”

    Bayan Thompson ve sınıf arkadaşlarının okulda öğrenmedikleri arasında Barbados, St. Kitts ve Jamaika gibi İngiliz kolonilerindeki plantasyon yaşamının son derece şiddetli hikayesi yer alıyor. Her zaman var olan bir isyan tehdidini bastırmak için cezalar sadistçe ve sık sık uygulandı. Harvard’da tarih profesörü olan Vincent Brown, Jamaika’ya yeni gelenler o kadar aç ve aşırı çalışıyorlardı ki, yaklaşık yarısının iki veya üç yıl içinde öldüğünü söyledi.

    Bir e-postada “Mahsul o kadar kârlıydı ki, köleleştirilmişlerin hayatlarındaki yüksek ciro, yalnızca iş yapma maliyeti olarak görülüyordu” diye yazdı.

    İngiltere’nin Manchester şehrinin dışındaki Quarry Bank Mill, aynı zamanda Batı Hint Adaları’ndaki bir çiftlikte köle sahibi olan Samuel Greg’in sahibi olduğu eski bir pamuk fabrikasıdır. Kredi… The New York Times için Jack Roe

    19. yüzyılın başlarında, köle yetiştirilen pamuk dünyadaki en kazançlı nakit mahsuldü ve Amerika Birleşik Devletleri’nin güneyi, onun önde gelen ihracatçısı oldu. Bu pamuğun çoğu Londra, Bristol ve Liverpool’daki limanlara indi ve burada boşaltıldı ve fabrikalara gönderildi. İşte burada Manchester devreye giriyor. Pamuktan önce küçük bir taşra kasabasıydı.

    Manchester Üniversitesi’nde Amerikan tarihi kıdemli öğretim görevlisi Natalie Zacek, “1780’de sokakta yürüyen bir Mancun’a buranın İngiltere’nin ikinci şehri olarak bilineceğini söyleseydiniz, size gülerdi” dedi. “Pamuk burada her şeyi mümkün kıldı.”

    Manchester’ın merkezine arabayla yaklaşık 30 dakika uzaklıkta yemyeşil bir araziye yayılan Quarry Bank Mill de dahil olmak üzere, değirmenlerden bazıları artık turistik cazibe merkezleridir. Dünyadaki en pastoral eski terhane olabilir.

    1784’te İrlandalı bir göçmen olan Samuel Greg tarafından açılan okulda, haftada altı gün, 12 saatlik vardiyalarda çalışan ve fazla mesai yapmadıkça ücret almayan çocuklar vardı. Buradaki pek çok rahatsız edici görüntü arasında, Bay Greg’in Batı Hint Adaları’ndaki çiftliğine ait tek sayfalık bir envanter var; bu envanter, katırlar, inekler ve öküzler de dahil olmak üzere bir çiftlik hayvanı listesinin üzerinde 146 “Zenci”yi listeliyor.

    Quarry Bank Mill’de o sırada oradaki çiftlik hayvanlarının, mahsulün ve kölelerin muhasebesini gösteren bir kayıt. Kredi… The New York Times için Jack Roe

    Değirmenin sahibi olan National Trust’tan Katie Taylor, “Bu, insanları birer nesne olarak gösteren çok kaba bir kayıt ve çok insanlıktan çıkarıcı ve insanların görmesi zor” dedi. “Ama aileyi elimizden geldiğince açık ve dürüst bir şekilde sunmak bizim sorumluluğumuz.”

    Quarry Bank’taki sunum bugün, nesiller boyu okul çocuklarının geçmişte burada geziler yaptığı zamandan çok daha karanlık. Yazar ve tarihçi Bay Draper, bu kendi kendini inceleme ve dürüstlük ruhunun kültürel bir norm haline geldiğini söyledi.

    Bunun nedeni dış baskı değil” dedi. “Çünkü çalışanlar ‘Bu kasıtlı inkar ve cehalet ruhu içinde daha fazla devam edemeyiz’ diyor.”

    The Guardian’ın sahibi olan Scott Trust, kurucularla bağlantılı soyundan gelen topluluklara 10 milyon sterlin veya 12,8 milyon dolardan fazla yatırım yapmayı beklediğini söyledi. The Guardian’ın genel yayın yönetmeni Katharine Viner, “kurucumuz ve onu finanse edenlerin servetlerini insanlığa karşı suç teşkil eden bir uygulamadan elde ettikleri”ne dair yaptığı açıklamada gazete adına özür diledi.

    Bir noktada, Manchester yakınlarındaki bölgede 2.400’den fazla pamuk fabrikası vardı ve bu bölgeye “Cottonopolis” takma adını kazandırdı. Kredi… The New York Times için Jack Roe

    Bunların hiçbiri The Guardian’ı pohpohlamıyor, ancak “Cotton Capital” editörü Bayan Wolfe-Robinson, size nasıl hissettirdiğine bağlı olarak geçmişin bir versiyonunu seçemeyeceğinizi söyledi.

    İç Savaş sırasında dayanışma içinde ortaya çıkan buradaki fabrika işçilerinin hikayesini biliyoruz” dedi. “Ama The Guardian’ın Lincoln’ün seçilmesinin ‘kötü bir gün’ olduğunu söyleyen bir başyazı yayınladığını biliyor muydunuz? Bilgi ekliyoruz, bağlam ekliyoruz. Bu daha dolu bir resim çizmiyor mu? Bu, geçmişimize ve dolayısıyla bugünümüze dair daha zengin bir anlayışa sahip olabileceğimiz anlamına gelmiyor mu?”

  • Yargıtay Kararlarından Sonra, Okurların Üniversite Harcamalarıyla İlgili Sorularını Yanıtlamak

    Olumlu ayrımcılık programlarını ve Başkan Biden’ın öğrenci borcunu iptal etme planını iptal eden Yargıtay kararları, ister üniversiteye başvurmak üzere ister ödemeye çalışıyor olsun milyonlarca insanı etkileyecek.

    Üç yıldır ilk kez, öğrenci kredisi geri ödemesi, pandeminin başlangıcında duraklatıldıktan sonra devam etmek üzere ve Tara, yeniden başlatma için burada bir rehber oluşturdu. Biden yönetimi, milyonlarca insanın aylık ödemelerini azaltabilecek yeni bir gelir odaklı geri ödeme programı yürütmeyi planlıyor. Tara’nın bunun için de bir SSS’si var.

    Ve geçen hafta, Biden yönetimi, başarısız çabasının dayandığı yasadan farklı bir yasa kullanarak, yaygın öğrenci borç iptali için yeni bir yasal taktik deneme sözü verdi. İşte meslektaşımız Charlie Savage’ın bu konuda yazdığı makale.

    Okurlardan üniversite için ödeme yapmayla ilgili sorularını bize göndermelerini istedik ve aşağıda bunlardan bazılarını yanıtladık.

    Kolej Maliyetine Hazırlanmak

    Üniversite için ödeme yapmak nasıl mümkün olabilir?! Göz korkutucu. 18 yaşındaki çocuğumuzun altı haneli borca ​​girmesine nasıl izin verebiliriz? Sorumsuz hissediyor. — Janet Green, Burlington, Vt.

    Bu soruya en sakinleştirici cevap, Eau Claire, Wis.’de bir finansal planlamacı olan Kevin McKinley’in verdiği cevaptır: Bunu parçalar halinde düşünün.

    Bir çocuğun hayatının ilk 18 yılı boyunca üniversite masraflarının yarısını, üçte birini ve hatta dörtte birini kurtarabilirseniz, bu harika. Daha sonra geri kalanının bir kısmını çocuğunuz üniversitedeyken mevcut gelirinizle ve kalan kısmı borç alarak ödeyebilirsiniz. Ron burada ve burada McKinley Kuralı dediği şeyi yazdı.

    Bir kuruş biriktirmedin mi? Umutsuzluğa kapılmayın. Bir devlet okulunun maliyeti dört yıl için 100.000$ ise, bir öğrenci genellikle federal hükümetten 31.000$’a kadar borç alabilir. Okul yılı boyunca yarı zamanlı ve yaz aylarında tam zamanlı çalışmak, dört yılda kolayca 20.000 $ daha kazandırabilir. Daha sonra ebeveyn veya ebeveynler kemer sıkarak geri kalanını alabilir; günlük iş; bir yan iş; borçlanma; veya bu olasılıkların bazı kombinasyonları.

    Devlet kolejinde başlamak da iyi bir seçenektir. Ron burada devlet üniversitesi öğrencilerine yönelik taktikler hakkında yazdı.

    Uluslararası Öğrenciler için Mali Yardım

    Tüm bu değişiklikler, uluslararası öğrenciler için gerçek mali yardımın sınırlı olacağı anlamına mı geliyor? — Anastasia Mikaelson, St.Petersburg, Rusya

    Kararların hiçbirinin, zaten oldukça sınırlı olan Amerika Birleşik Devletleri dışından gelen öğrencilere yönelik mali yardımı etkilemesi beklenmiyor.

    Öğrenci yardımı uzmanı ve “How to Appeal for More College Financial Aid” kitabının yazarı Mark Kantrowitz, “Çoğu kolej bunları gelir merkezi olarak gördüğünden, uluslararası öğrenci kabulü üzerinde herhangi bir etkisi olacağından şüpheliyim” dedi.

    Ancak, bir kolejin uluslararası öğrencilere yönelik bireysel politikası hakkında mümkün olduğunca çok şey öğrenmek, geçmişte kaç öğrenci kabul ettiğine ilişkin istatistiklerini gözden geçirmek ve onlara yardım sağlayıp sağlamadığını sormak akıllıca olacaktır. Üniversite web sitelerinde genellikle bu bilgilerin yanı sıra eduPASS ve Education USA gibi uluslararası öğrencilere yönelik kaynaklar bulunur.

    Sadece ihtiyaç körü kabulü olan (öğrenci adayının ödeme gücünü hesaba katmayan) sekiz kolej aynı zamanda uluslararası öğrencilerin tam mali ihtiyacını karşılar. Bay Kantrowitz, bunların Amherst, Bowdoin, Dartmouth, Georgetown, Harvard, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Princeton ve Yale olduğunu söyledi.

    529 Üniversite Tasarruf Planları

    Ben yürümeye başlayan bir ebeveynim. Uzun zamandır 529’un çocuğumun üniversite masraflarını karşılamanın en iyi yolu olduğunu düşündüm. Sonra bir üniversite öğrencisinin ailesinden bir tane sahibi olmanın mali yardım şansını azalttığını öğrendim, bu yüzden bu parayı bir emeklilik hesabında biriktirmek ve okullara bildirmemek daha iyi. Bir üniversite öğrencisinin başka bir velisi daha sonra bana çocukları için 529 olduğunu söyledi, ancak okula mali yardımı artırmasını söylemiyor. Bu iki yaklaşımı izlemenin sonuçları nelerdir: Mali yardım üzerine kumar mı oynayın, yoksa etik dışı mı olun?Kaliforniyalı bir okuyucu

    529 üniversite tasarruf planının olası bir öğrencinin mali yardım almaya uygunluğunu nasıl etkileyeceğine dair birçok yanlış anlama var, ancak ilk önseziniz doğruydu.

    Eyaletler tarafından yönetilen ve paranın nitelikli harcamalar için kullanıldığı sürece hem vergisiz büyümesine hem de vergiden muaf olarak çekilmesine izin veren bu hesaplar, genellikle bir çocuğun yüksek öğrenimi için para biriktirmenin en iyi yoludur. Ve federal mali yardım uygunluğu üzerinde minimum etkiye sahiptirler. Sonunda, federal hükümet, Federal Öğrenci Yardımı için Ücretsiz Başvurunuz veya FAFSA’daki bilgilere dayanan yardım paketinizi hesapladığında, gelir tasarruftan çok daha önemlidir. (Bir FAFSA hakkındaki bilgileri tahrif etmeye gelince, bariz etik hususların ötesinde, potansiyel para cezaları ve hapis cezası vardır.)

    Ancak, kişisel finansla ilgili her şeyde olduğu gibi, karmaşıktır.

    529’un sahibi ebeveyn veya bakmakla yükümlü olduğu öğrenciyse, ebeveynin varlığı olarak kabul edilir. Bu, FAFSA aracılığıyla mali yardım uygunluğunuzu hesaplarken hesap değerinin yalnızca küçük bir yüzdesinin veya hesap değerinin yüzde 5,64’üne kadar sayılacağı anlamına gelir. Örneğin, bir ebeveyn 30.000 $ tasarruf ederse, yardım yalnızca 1.692 $ kadar düşürülür. Bu bir şeydir, ancak kesinlikle tasarruf stratejinizden vazgeçmeye değmez.

    529 hesabının sahibi büyükbaba veya başka bir akraba ise, mali yardım hesaplamalarına dahil edilmez. Bununla birlikte, para kolej için ödeme yapmak üzere çekildiğinde, yıllık FAFSA’da bildirilen vergilendirilmemiş gelir olarak sayılır. Bazı iyi haberler: Mali yardım ve 529 uzmanın söylediğine göre, 2024-25 akademik yılı için Aralık ayında yayınlanan yaklaşan mali yardım formunda büyükanne ve büyükbaba para çekme işlemleri artık rapor edilmeyecek.

    Sonra emeklilik hesapları sorunu var. Bazı finans uzmanları, en azından bir miktar üniversite birikimini, siz para çekmeye başlayana kadar finansal yardım amacıyla dikkate alınmayan bir Roth IRA’ya koymanızı önerir. Bunu yaptığınızda, para çekme işlemleri gelir olarak sayılır ve bu, birkaç yıl sonra mali yardıma uygunluğunuza zarar verebilir. Öğrenci yardımı uzmanı Bay Kantrowitz, öğrenci dört yıl içinde mezun olacaksa, üniversitedeki ikinci sınıfın 1 Ocak’ında veya sonrasında bir Roth IRA’dan yapılan dağıtımların yardım uygunluğunu etkilemeyeceğini söyledi.

    Bağımsız Durum

    2023’te tam zamanlı kayıt için her okul yılında (dört yıllık bir üniversite derecesi için) artı kitaplar ve kursa dayalı cihazlar/materyaller, kampüste yemek yeme, üniversite tarafından işletilen bir yurtta veya apartman dairesinde kalmanın maliyeti ne kadar olacak? üniversite destekli sağlık sigortası/tıbbi masraflar ve yılda dört kez evden üniversiteye gidiş geliş ulaşım – bağımsız bir öğrenci olarak yoksulluk düzeyinde yalnızca düzensiz gelir elde ediyor – ırktan bağımsız olarak vs.? —Joel, Maryland

    Bağımsız öğrenciler genellikle bakmakla yükümlü oldukları muadillerinden daha fazla federal mali yardım almaya hak kazanırlar, ancak böyle bir statü kazanmak, ailenizin evinden taşınmak veya vergi beyannamelerini verirken sizden artık talep etmemelerini sağlamak kadar basit değildir.

    En az 24 yaşında olmak; evli; bir yüksek lisans öğrencisi; veya bakmakla yükümlü olduğunuz kişilerin olması.

    Bağımsız öğrenciler, bakmakla yükümlü olunanların çoğu için 31.000 $ yerine lisans öğrencileri için toplamda 57.500 $’a kadar daha fazla borç alabilir ve Pell hibelerinin maksimum miktarına hak kazanma olasılıkları daha yüksektir.

    Ancak gerçek maliyetin belirlenmesi kuruma göre değişir, ancak çoğu öğrenci etiket fiyatından daha azını öder. Bu tahminleri almanın en iyi yolu, bir üniversitenin net fiyat hesaplayıcısını ziyaret etmek ve rakamları kendiniz hesaplamaktır.

    Liyakat Yardımının Kullanılabilirliği

    Mali yardıma hak kazanmak için “çok fazla” kazanan, ancak cebinden rahatça ödeyecek kadar kazanamayan aileler için hangi yardım seçenekleri (borca ​​giren krediler dışında) mevcuttur? —William, Dallas

    Bu korkutucu alıntıların nereden geldiğini anlıyoruz. Mali yardım yöneticilerinin bedelin tamamını ödeyebileceğinizi düşündüklerine inanmıyorsunuz.

    Aslında, bu yöneticiler, “ihtiyaç hissettiğiniz” olarak adlandırdıkları şeyin son derece farkındadır. Bu nedenle, en azından teoride, ailenin sahip olduğu parayla değil, bir çocuğun başardıklarıyla ilgili olan, liyakat yardımı denen bir şey sunuyorlar.

    Ne kadar liyakat yardımı alabilirsiniz? Duruma göre değişir ve Ron’un defalarca yazdığı gibi, tahmin etmek her zaman kolay değildir. Bununla birlikte, kolejlerin yayınladığı sözde ortak veri setlerinde okulların bunu nasıl ortaya çıkardığına dair ipuçları bulabilirsiniz. Okulların ihtiyaca dayalı yardıma hak kazanmayan kişilere ne kadar verdiğini ve indirim yaptıkları sürenin yüzdesini anlamak için H2A bölümüne bakın (bu, liyakat yardımının kodudur).

    Quinn Patwardhan Kredi… The New York Times için Amanda Andrade-Rhoades

    İhtiyaç-Körlüğü vs. İhtiyacın Farkındalığı

    Yükselen bir lise son sınıf öğrencisiyim ve ekonomik sınıfınızın ve mali yardıma ihtiyacınızın kabul edilme şansınızı ne kadar etkilediğini bilmek istiyorum. — Quinn Patwardhan, Kensington, Md.

    Okullar ihtiyaç körü olabilir, yani sizi kabul edip etmemeye karar verirken finansal ihtiyaçları dikkate almazlar. Ayrıca ihtiyaçların farkında olabilirler, yani karşılanabilir hale getirmek için yeterli yardıma sahip değillerse sizi geri çevirebilirler.

    Kolejler her zaman web sitelerinde ihtiyaçların farkında olduklarını söylemezler. Ron, okulların bu konular hakkında nasıl iletişim kurduğunu burada yazdı. Hem Muhlenberg Koleji hem de Oberlin Koleji, süreçleri hakkında mükemmel (ve insancıl) açıklamalara sahiptir.

    Okullar da içeri girmenize izin verebilir ancak iyi bir yardım paketi sağlamayabilir. Bu durumda, katılım için fiyat teklifi ile ödeyebileceğiniz miktar arasındaki boşluğu doldurmak için kredi veya başka bir strateji kullanıp kullanamayacağınızı ve kullanıp kullanamayacağınızı öğrenmeniz gerekecektir.

    Yargıtay, ırk bilincine sahip kabul programlarını iptal ettiğine göre, büyük mali yardım bütçeleri olan okullar, tam fiyatı karşılayamayan insanlara karşı olasılıkları değiştirebilir. Kentucky’deki Berea College gibi bir avuç okul, yalnızca Berea’nın sözleriyle “sınırlı kaynaklara” sahip öğrencileri kabul etmeye özen gösteriyor.

    Devlet Dışı Okulların Faydaları Var mı?

    Daha pahalıya mal olacak olsa bile eyalet dışına çıkmayı düşünmeye değer mi? — Kathy Deligianis, Reston, Va.

    Eyalet dışındaki okulların daha pahalıya mal olacağı varsayımıyla başlayalım. Bazı eyaletlerin, eyalet dışı öğrencilerin devlet kolejlerinde ve üniversitelerde eyalet içi oranları ödemesine izin veren diğer eyaletlerle karşılıklılık anlaşmaları vardır.

    Özel kolejler, yukarıda tartıştığımız liyakat yardımını sunar ve çok fazla alırsanız, eyalet dışı bir özel okul, eyalet içindeki bir devlet okulundan daha ucuza mal olabilir. Ancak kamu kurumları, özellikle notları ve test puanları o kurumun ortalamasının üzerinde olan eyalet dışından başvuranlar için liyakat yardımı oyununu da oynayabilir ve oynamaktadır.

    “The Black Family’s Guide to College Admissions” kitabının ortak yazarı Shereem Herndon-Brown, “Kabul ve mali yardım görevlilerinin elde etmek istedikleri coğrafi çeşitliliği elde edebilmeleri için liyakat yardımı serpmeleri için bir teşvik var” dedi.

    Birinci sınıf atletizm konferanslarındaki okullar genellikle bunun için özellikle çok çalışırlar. Bay Herndon-Brown, “ESPN, kolejler için mevcut en büyük pazarlama aracıdır” dedi. “Ama ilgiyi bir kez kazandıklarında, havucu ebeveynlerinin önüne sallamak zorundalar.”

    Devlet dışı bir okulun maliyeti fazladan paraya değip değmeyeceğine gelince, bu duruma göre değişir. Çocuğunuz daha fazlasını öğrenebilir veya eve daha yakın bir yerde bulunmayan bir programa erişebilir mi? Çocuğunuz, faydalı bir şekilde benzer veya farklı olabilecek ne tür arkadaşlar edinebilir? Ve uzak bir okulun itibarı, belirli bir sektördeki züppe işe alım müdürleri veya belirli lisansüstü okullardaki bekçiler için daha fazla anlam ifade edebilir mi?

    Cevaplar zor olabilir, ancak sürecin başında sivri uçlu sorular sormak yardımcı olur.

  • Milletin meskeni kapılarını açıyor! Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Sinan Akçıl rüzgarı

    Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi, halka açılıyor. Bütün yaz fiyatsız bir halde birçok konser ve aktifliğe mesken sahipliği yapılacak.

    Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi, Sinan Akçıl’ın konseriyle ücretiz bir biçimde başlayacak. Türk Dünyası Müzik ve Halk Dansları Topluluğu ve Jandarma Bandosu’nun konserleriyle devam edecek. Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Millet Kongre ve Kültür Merkezi Müdürü Orhan Karakurt, her türlü aktifliğin yer alacağını belirtti.

    Sinan Akçıl

    Kültür Merkezi’nde gelecek ay Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 100. Yıl Konseri ve 100. Yıl Marşı’nın tanıtım aktifliği gerçekleştirilecek. Ağustos ayı içinde 2023 Aşık Veysel Yılı’na özel olarak hazırlanan tertip yer alacağı belirtildi.

    Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi

    TÜM ETKİNLİKLER FİYATSIZ OLACAK

    Orhan Karakurt, “Merkezimizin sahnesi; opera, tiyatro, konser, konferans ve seminer dahil olmak üzere her türlü aktiflik performanslarını sahnelemeye müsait ve tüm teknik donanımlara sahip olacak halde tasarlandı. Etkinliklerimize iştirak göstermek isteyen konuklarımız; www.milletkultur.gov.tr internet adresimizden davetiyelerini edinebilirler. Tüm etkinliklerimiz fiyatsız olacak.”  açıklamasında bulundu.

  • Sihirli Dünyanın 50 Yıllık Kininin Sonu

    1973’te Uri Geller adında genç bir adam BBC’nin en popüler televizyon programlarından biri olan “The Dimbleby Talk-In”e çıktı ve Newton fiziği yasalarının kendisi için geçerli olmadığını duyurdu. Ya da en azından ima edilen buydu. 26 yaşındaki yakışıklı bir İsrailli, rahat giyimli ve yanında bir çift akademisyen bulunan Bay Geller, söylediğine göre aklından başka bir şey kullanmadan bir dizi şaşırtıcı başarı sergiledi.

    Bu Makaleyi Dinle

    Durdurulmuş bir saati yeniden başlattı. Zarfa kapatılmış bir çizimi çoğalttı. Sonra sadece bakarak bir çatalı büküyormuş gibi göründü.

    “Çatlıyor,” dedi Bay Geller sessizce, çatalı parmaklarının arasında hafifçe ovuşturan sağ elinin sıkı bir vuruşuyla konuştu. “Plastik gibi oluyor.”

    Birkaç saniye sonra çatalın tepesi düştü ve yere çarptı. Stüdyo seyircisinin alkışları kesildiğinde, Gellermania başlamıştı.

    Bay Geller sadece küresel bir ünlü değil – dünyayı dolaşan ve çatal bıçak kötüye kullanımıyla ilgili dramatik gösteriler için oditoryumları dolduran ve mütevazi kaşığı tercih ettiği kurban haline getiren bir medya sevgilisi – aynı zamanda daha fazlası olduğu umudunun yaşayan somutlaşmış hali oldu. , bilimin açıklayamadığı bir şey. Çünkü performansının özünde akıllara durgunluk veren bir küstahlık iddiası vardı: Bunların hile olmadığı.

    Ham psişik güçlerin gösterileriydi.

    Şimdi zayıf ve yorulmak bilmeyen 76 yaşındaki Bay Geller, yakın zamanda Tel Aviv’de 2021’de açtığı Uri Geller Müzesi’nde verdiği bir röportajda, “Hiç bir sihir gösterisi izlemedim” dedi. : Las Vegas’ta Siegfried ve Roy, çünkü bir uçuşu kaçırdım.

    Bay Geller’in kıvrık kaşıkları, dijital derin sahteciliğin analog öncüleridir – yazılımla yeniden yapılandırılmış görüntüler, videolar ve sesler, böylece herkesin her şeyi söylemesi veya yapması sağlanabilir. Kredi… Akşam Standardı, Getty Images aracılığıyla

    Cazibe ve görünüşte dipsiz bir küstahlık kaynağı, şöhreti için gerekliydi ve şöhretle birlikte, bilet ve kitap satışlarına dayanan tek kişilik, milyonlarca dolarlık bir girişim ve realite TV programı “The Next Uri Geller” geldi. İsrail, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki sürümleri.

    Bir grup son derece heyecanlı eleştirmen olmadan asla kazanamayacağı bir servet dedi. Bay Geller, bir avuç profesyonel büyücü tarafından uzun süre gölgelendi ve birisinin telekinezi eylemleri olarak ustalıkla hazırlanmış sihir numaraları olduğunu söyledikleri şeyleri uydurduğu için dehşete kapıldı. İyi eşleşmiş ağır sikletler gibi, 70’lerde ve 80’lerde televizyonda yayınlanan ve hepsini yükselten yarışmalarda birbirlerini yumrukladılar.

    Bay Geller nihayetinde bu savaşta galip çıktı ve zaferinin kanıtı şimdi müzede sergileniyor: Avustralyalı sihirbaz Ben Harris tarafından yazılan ve Mayıs ayında yayınlanan “Bend It Like Geller” adlı sehpa kitabı .

    “Talk-In”in ortaya çıkmasının 50. yıldönümüne denk gelecek şekilde zamanlanan kitap, Bay Geller’i parlak ve son derece orijinal bir büyülü şovmen olarak kutluyor. Bu, bir zamanlar Bay Geller’in en hevesli iftiracılarından biri olan Bay Harris için önemli bir fikir değişikliğini temsil ediyor.

    Bugün, Bay Harris ve Bay Geller, neredeyse her gün mesaj atan veya konuşan arkadaşlar. Bay Harris, 1985 tarihli saldırı kitabı “Gellerism Revealed”a, asıl noktayı kaçırmış öfkeli bir genç adamın eseri olarak bakıyor.

    Ve mesele şu ki, Bay Geller bir şovmen, gerçekle olan ilişkimize meydan okumanın ve bizi gözlerimizden şüphe etmeye zorlamanın, yeterince inandırıcı bir şekilde yapıldığında bir tür merak uyandırabileceğini anlayan biri. Bay Geller’in kıvrık kaşıkları, bir bakıma, dijital deep fake’lerin analog habercileridir – yazılımla yeniden yapılandırılmış görüntüler, videolar ve sesler, böylece herkesin her şeyi söylemesi veya yapması sağlanabilir.

    1970’lerin başında tuhaflık çağında öne çıkan birçok kendi kendine yardım gurusu, yogi ve çılgın mesihin aksine, Bay Geller dayandı ve kültürel etkisinin hem tekil hem de kalıcı olduğunu kanıtladı. Ikea, bükülmüş, dalgalı bacakları olan bir Geller taburesi üretti. Nintendo, saatlerin geriye doğru çalışmasına neden olabilecek Kadabra adlı kaşık kullanan bir Pokémon karakteri yaptı. REM, Toad the Wet Sprocket ve Incubus’un şarkılarında Bay Geller’e veya ezilmiş gümüş eşyalara yapılan atıflar yer aldı ve “The Matrix”te unutulmaz bir kamera hücresi yaptı.

    Keanu Reeves’in karakteri Neo’ya “Eğilen kaşık değil,” diyor cübbeli kel bir adam. “Yalnızca kendinsin.”

    Sadece bir avuç sihirbaz bu tür bir iz bırakmıştır. Bay Geller beyniyle metali gerçekten bükemiyorsa – ve nezaket ve adalet bunu gerektiriyorsa – iyi huylu bir maskaralığın yazarıdır ki bu bir sihir numarasının oldukça iyi bir tanımıdır. Geller karşıtı tugayın silahlarını bırakmasına ve çalışan sihir profesyonelleriyle bir yakınlaşmaya öncülük etmesine şaşmamak gerek. İnsanların ya bir mucize izledikleri ya da kandırıldıkları hissiyle heyecanlandıklarını hatırlatıyor. Ve şimdi, sahtekarlık çevrimiçi olarak rutin bir şekilde silah haline getirildiğine göre, Bay Geller’in süper güç iddiaları neredeyse masum görünüyor.

    Birkaç yıl önce Blackpool Sihir Kongresi’nde Bay Geller’in verdiği bir konferansı sunan sihirbaz ve aktör Andy Nyman, “Bunu en saygılı şekilde söylüyorum,” dedi ve bu ateşkesi pekiştiren bir görünüm oldu. “Sanırım dünya, eğer o bir sahtekarsa, çok daha fazla zarar veren daha büyük yalanlar ve daha büyük sahtekarlıklar olduğunun farkında.”

    dünyanın en iyi yayıncısı

    Bay Geller, 2021’de Tel Aviv’in bir mahallesi olan Eski Yafa’da Uri Geller Müzesi’ni açtı. Kredi… The New York Times için Avishag Shaar-Yashuv

    Eski Yafa semtindeki Uri Geller Müzesi’nin dışında, paslanmış çelikten yapılmış 15 metrelik eğimli, 11 tonluk bir kaşık duruyor. Gün boyunca turistler heykele bakmak için toplanırlar ve Bay Geller onları gördüğünde, merhaba demek ve hızlı bir performans sunmak için sık sık bir kat merdivenden aşağı iner.

    “Hepiniz nerelisiniz?” Mayıs ayında bir öğleden sonra orada toplanan bir grup Avusturyalıya sordu. Cevap verdiklerinde, imzaladığı ve bir düğünde bir buket çiçek gibi kalabalığa fırlattığı, elinde sarkmış gibi görünen bir kaşığı hızla ovuşturmaya başladı.

    “İsrail’e geldiğiniz için teşekkürler!” Yürürken alkışlarla bağırdı.

    Doğaçlama gösteri yaklaşık bir dakika sürdü. Geldi, eğildi, gitti.

    Bay Geller, içki ve sigara içmeyen bir vegan ve her zaman ya hareket ediyor ya da konuşuyor, genellikle ikisini birden yapıyor. İki gün boyunca beş saatlik röportajlar sırasında, defalarca utanmaz olduğunu söyledi ve bu onun en çok kazanan özelliklerinden biri oldu. Sağ kolunda, elini omzuna götürdüğünde bükülen bir kaşık dövmesi var, herkes için yapacağı hammy bir görüş şakası.

    Kendisine “gizemli” demeyi tercih ederek, artık uhrevi armağanlara ilişkin iddialar konusunda daha az dogmatik. Büyük ölçüde doğaçlama etkileşimler ve karizma yoluyla bir izleyiciyi büyüleyebilen bir adam olan bir oyuncu olarak pirzolalarını defalarca vurguladı. Genç sihirbazlar gelip tavsiye istediğinde, makyajın ne anlama geldiğini önerir.

    Müzenin ortasındaki bir sandalyeye oturarak, “Onlara ‘Armani tişörtleri giyin, Hermès tıraş losyonu alın, dişlerinizi düzeltin, bol bol gülümseyin, insanlara iyi davranın’ diyorum” dedi. “İzleyicileriniz tarafından ünlü olmanın ve sevilmenin yolu budur.”

    Bay Geller hiç emekli olmadı, ancak artık fazla seyahat etmiyor ve neredeyse her gününü burada geçiriyor, her hafta yaklaşık 250 kişiye grup turları veriyor – lütfen yürüyerek gelmeyin -. Asla telafi edemeyeceğini bildiği bir yatırım olan Osmanlı dönemi sabun fabrikasını satın almak ve dört yılını yenilemek için 6 milyon dolar harcadı.

    O ve 52 yıllık eşi Hanna, 2015 yılında çiftin artık yetişkin olan iki çocuğunu büyüttüğü İngiltere’den ayrılmaya karar verdiler. Aile, Londra’nın dışındaki bir köyde jakuzisi, tenis kortu, helikopter pisti ve cam meditasyon piramidi olan dokuz yatak odalı bir malikanede yaşıyordu. Kapı komşusu George Clooney’di; Jimmy Page sokağın aşağısında yaşıyordu. Ev, 10 milyon doların biraz altında eşdeğer bir fiyata piyasada.

    İngiltere’de, Bay Geller, “Ben Bir Ünlüyüm … Beni Buradan Çıkarın!” kendisini haberlere dahil etmenin sayısız yolunu bulduğu için – Brexit’i telekinetik olarak durdurmayı teklif etmek, Süveyş Kanalı’nda sıkışan tankeri yerinden oynatmanın sorumluluğunu üstlenmek.

    “Ben dünyanın en iyi reklamcısıyım, hadi ama,” dedi gerçekçi bir şekilde. “Coca-Cola’yı tanıtabilirsiniz, bir arabayı tanıtabilirsiniz. Harika olan tekniklerimi kullandığın sürece fark etmez.”

    Sunduğu müze turu, bir saat geçirmek için garip, biraz çıldırtıcı bir yol. Bay Geller, istifçi olduğunu iddia ediyor ve bu yer, esasen çatı katının içindekiler veya kalıcı bir sergi gibi zevkli bir şekilde düzenlenmiş birkaç saklama kutusu.

    Elinde bir kablosuz mikrofonla, ziyaretçilere binadaki her şeyi tanıtmaya kararlı görünüyor. İşte dalgaların karaya attığı odundan yapılmış bir at heykeli. Versace tarafından tasarlanmış bir masa. Bu Birleşmiş Milletler’den bir mermer parçası.

    Düzinelerce fotoğraftan birinin yanında durarak, “Yoko Ono, harika kadın,” dedi. “Her zaman Porsche gözlüğü takar.”

    Birkaç bin bükülmüş kaşıkla kaplı 1976 Cadillac Fleetwood’a vardığınızda, Uri Geller hikayesinin Uri Geller Müzesi’nde Uri Geller’in bir turunda anlatılmadığını fark ediyorsunuz. Deneyim, biraz formalite icabı bir kaşık bükmeyle (“Bunu nasıl yaptığım önemli değil, gerçek olsun ya da olmasın”) ve ardından Bay Geller’in kendisinin söylediği bir kayıtta “My Way” in biraz bozuk bir versiyonuyla sona eriyor. , Salvador Dalí ve Muhammed Ali de dahil olmak üzere ünlü kişilerle kahramanımızın bir montajı üzerinde oynuyor.

    İsrail’de yaşayan ve turda olan Amerikalı Gila Bublick, “Çok fazla sorum var,” dedi, sesi coşkulu ve kafası karışmış görünüyordu.

    Soru alınmadı. Ertesi gün, biyografisinin neden bu kadar azının turda yer aldığı sorulduğunda, Bay Geller, sahip olduklarının hikayesinden daha ilginç olduğunu düşündüğünü söyledi.

    Hangisi yanlış.

    “Eğil!” uyum içinde

    1970’lerin başında tuhaflık çağında öne çıkan birçok kendi kendine yardım gurusu, yogi ve çılgın mesihin aksine, Bay Geller dayandı ve kültürel etkisinin hem tekil hem de kalıcı olduğunu kanıtladı. Kredi… Getty Images aracılığıyla John Sunderland/Denver Post

    Bay Geller, “The Dimbleby Talk-In”de göründüğünde, kariyeri zaten birçok ölüme yakın deneyime katlanmıştı. Tek çocuk olarak yoksulluk içinde büyümüş, ilk kez 5 yaşında annesinin mutfağında mantar çorbası yerken kaşık büktüğünü söyledi. ordudan ayrılmış ve kurye ve yarı zamanlı model olarak çalışıyordu. Bir fotoğraf çekiminde, bir fotoğrafçının anahtarını büktü.

    Bay Geller, “Adam çıldırdı ve ‘Bu gece bir ev partisi veriyorum, gelip güçlerinizi gösterir misiniz çünkü kimse bana inanmayacak’ dedi,” diye hatırladı Bay Geller. “Gidiyorum ve şaşkınım. Tepki karşısında hayrete düştüm.”

    Kısa süre sonra diğer partilerde, ardından küçük tiyatrolarda ve daha sonra daha büyük tiyatrolarda oynaması için para aldı. Her performans senaryosuz ve kaotikti, cila eksikliği sadece bunun bir gösteri olmadığı hissini güçlendiriyordu.

    Paranormal davranışlar sergileyen bu yakışıklı adam hakkında dedikodular yayıldı. İlk başarısızlığı 1970 yılında, bir halkla ilişkiler uzmanının Roma’da ziyaret ettiği Sophia Loren ile Bay Geller’in uydurma bir resmini hazırlayıp yayınlamasıyla geldi. Bayan Loren’in itirazları İsrail’de manşetlere taşındı ve Bay Geller onun işinin bittiğini düşündü. Menajerinden Hayfa’daki o akşamki gösteriyi iptal etmesini istedi.

    “O gece tiyatroya gidiyorum, dışarıda 400 biletsiz insan var” dedi. Tükenmişti. İşte o zaman benim için tartışmanın gümüş tepside bir elmas olduğunu fark ettim.”

    Yakında daha fazla tabak vardı. 1973’te “The Tonight Show”a konuk oldu ve son derece tuhaf geçen 20 dakika boyunca Bay Geller önüne serilen nesneleri bükmeye bile çalışmadı. (Titreşimin yanlış olduğunu açıkladı.) Şaşırtıcı bir şekilde, izleyiciler başarısızlığı bir özgünlük işareti olarak görüyor gibiydi. Teoriye göre, yalnızca evrenin öngörülemeyen titreşimlerinin insafına kalmış biri böyle düşebilirdi.

    Birkaç ay sonra “The Dimbleby Talk-In”deki görünümü, hayatını riske atmak için motosiklete ihtiyacı olmayan gözüpek bir performansıydı.

    Bay Geller’in iki yanında oturan iki akademisyenin de doğaüstü olayların hayranı olduğu ortaya çıktı. (Biri, Lyall Watson, bir kitabında bitkilerin duygularının bir yalan makinesine kaydedilebileceğini savundu.) O akşam rasyonel gözlemci rolü, İngiltere’nin en ünlü sihirbazlarından biri olan ve sahne arkasına davet edilen David Berglas’a düştü. şovun sunucusu David Dimbleby, anında bir değerlendirme sunmak için.

    Şimdi 96 yaşında olan Berglas, geçenlerde yaptığı bir telefon görüşmesinde geçen konuşmayı hatırladı.

    “Bunu yapabilir misin?” Bay Dimbleby ona gösterinin ne zaman bittiğini sordu.

    “Elbette,” dedi Bay Berglas. Daha sonra bir çay kaşığı aldı ve kısa bir ovuşturmadan sonra büktü.

    “Evet,” dedi Bay Dimbleby etkilenmeden, “ama sen bir sihirbazsın.”

    ‘Temelde ona dolandırıcı diyorum’

    Bir zamanlar Bay Geller’in en hevesli iftiracılarından biri olan Avustralyalı sihirbaz Ben Harris, Bay Geller’i parlak ve son derece orijinal bir sihir şovmeni olarak öven “Bend It Like Geller” kitabının yazarıdır. Kredi… The New York Times için Natalie Grono

    İlk Geller müritlerinden biri, “Dimbleby” gösterisini büyükbabasının Avustralya’nın Sidney kentindeki evinden izleyen Bay Harris’ti. O sırada 15 yaşındaydı ve şimdiden performans gösteren bir sihirbazdı. Yayından sonra, Bay Geller’in talimatına göre, mutfağa gitti, bir kap kaptı ve eğilmesini istedi. O yaptı.

    Yakın tarihli bir telefon görüşmesinde “Tamamen emildim” dedi. “Bir sihir numarası olarak sunulsaydı, hemen anlardım. Ama bu başka bir şeydi, bilinmeyenin kıyısında duran bir şeydi.”

    Aynı zamanda yeni bir şeydi. Psişik metal bükme, kart oyunları veya havaya yükselme gibi bir düzine kadar büyü türü arasında değildi. Ve bu adam rolü giymedi. Sokak kıyafetleri giymişti ve pıtırtı yoktu. Kısaca, Bay Harris, enerji krizinin kısmen zihin gücüyle çözüldüğü daha iyi bir dünya hayal ettiğini söyledi. Çünkü bir adam bir çatalı bükebiliyorsa, birkaç milyon insanın neler başarabileceğini kim bilebilir?

    1976’da Bay Harris şüpheci olmaya başladı. O yıl, Brisbane’de yaklaşık 4.000 kişiyle birlikte bir Geller gösterisine katıldı ve izleyiciler tarafından sağlanan bir tepsi kaşık ve anahtarlarla eksantrik, sürükleyici bir performansı ve anlaşılmaz virajlarla noktalanan uzun sessizlikleri hatırlıyor. Gösteriden sonra, Bay Harris, Bay Geller ile şahsen tanıştığı ilk ve tek kez sahne arkasına geçmeyi başardı. Folyo ve bantla sarılmış, içinde metal bir parça olan bir kibrit kutusu uzattı.

    Bay Harris, Bay Geller ile yakın zamanda yaptığı bir video görüşmesi sırasında, “Hiperaktif bir genç adamın meydan okumasıydı,” dedi. “Çözmeye başladı, sonra ‘Hayır, hayır, hayır, sen onu eve götür, çöz’ dedi. Eğilip bükülmediğine bakın ve bana bildirin.’”

    Bükülmüş değildi. O zamana kadar, Bay Harris, üç yıl önce büyükanne ve büyükbabasının kaşığındaki hafif anormalliğin başından beri orada olduğunu fark etti. Pek çok iyi giyilmiş mutfak eşyası koleksiyonu gibi, eğrilikleri de farklıydı, o zamana kadar kimsenin fark etmek için bir nedeni yoktu.

    Bay Harris kendini kandırılmış hissetti, bu yüzden “Gellerizm Ortaya Çıktı” kitabı hayal kırıklığına uğramanın öfkesiyle dolu.

    “Temelde ona bir sahtekar ve şarlatan diyorum” dedi.

    Profesyonel olarak Amazing Randi olarak bilinen Kanadalı bir sihirbaz ve kaçış sanatçısı olan James Randi çok daha ileri gitti. O zamanlar bilinmeyen bir akraba olan ve sonunda profesyonel bir şüpheci olarak MacArthur Bursu kazanan Bay Randi, dünyadaki Geller karşıtı en güçlü sesti.

    The Truth About Uri Geller adlı kitabının bir baskısında, “Yakında ‘psişik şifa’ alanına girmeyi planlıyor ve bu şamataya başladığında insanları öldürebilir,” diye yazmıştı. Ayrıca Bay Geller’i “tehlikeli ve sinsi bir figür” olarak nitelendirdi ve “ne pahasına olursa olsun” durdurmayı planladı.

    Profesyonel olarak Amazing Randi olarak bilinen Kanadalı bir sihirbaz ve kaçış sanatçısı olan James Randi, 2020’deki ölümünden önce Bay Geller ile on yıllarca rekabet içindeydi. Kredi… 2014 Tribeca Film Festivali için Larry Busacca/Getty Images

    Bu maliyetlerin yüksek olduğu ortaya çıktı. Bay Geller, Bay Geller’in bir zamanlar mısır gevreği kutularının arkasında öğretilen numaralar yaptığını iddia eden biri de dahil olmak üzere, Bay Randi’ye karşı karalama davaları açtı. Sözde mısır gevreği davası işten çıkarılmayla sonuçlandı, ancak yıllar içinde Bay Randi, kişisel yasal giderleri kapsayan 272.000 $’lık MacArthur hibesinin çoğunu harcadı. Üç yıl önce öldü ve görünüşe göre düşmanından sonuna kadar nefret etti. The Economist’teki bir ölüm ilanında, bir keresinde birisinin yakılmış küllerini Bay Geller’in gözlerine atmasını istediğini belirtti.

    Vitriol’ü anlamak biraz zor. Bay Geller’in 1980’lerde, varsayımsal psişik güçlerinin onlara nereyi kazacaklarını belirlemede yardımcı olabileceğini düşünen madencilik şirketlerinde kazançlı bir ek işi olduğu doğru. 1986 tarihli bir Financial Times haberinde, standart ücretinin görev başına 1 milyon pound, enflasyona göre ayarlanmış 3 milyon dolar olduğunu ve 11 şirketin onu tuttuğunu söyledi.

    Bay Geller’in maden arayıcısı olarak geçmişi bilinmiyor ve hatırlayamadığını söylüyor. Ama hiçbir zaman inançla iyileştirmeye gitmedi ve birçoğunu alıcının pişmanlığıyla baş başa bırakacak kadar ücret talep etmedi. Canlı gösteriler yaptı ve “Her Şeye Sahip Olmak İçin Psişik Güçlerinizi Kullanın” gibi kitaplar yazdı.

    Yani şimdi Geller’den nefret edenleri izlemek, anaokullarına koşup Noel Baba diye bağıran insanları izlemek gibi. Bay Randi’nin 1974’te Barbara Walters’ın talk-show’unda göründüğünü düşünün. Bay Geller oraya geldikten kısa bir süre sonra geldi ve görünüşe göre aklıyla kapı anahtarını bükerek ev sahibini büyüledi. Bay Randi şimdi bu başarının psişik olmadığını kanıtlamaya gelmişti.

    “İşte benim aynı anahtarım,” dedi Bayan Walters, Bay Randi’ye Bay Geller olması için meydan okuyarak ve açıkça başarısız olmasını umarak. “Dokun ve bükülmesini sağla.”

    Birkaç dakika sonra, anahtar eğildi. Bayan Walters söndürür. Aniden, Bay Geller sıradan bir işportacı gibi göründü ve dünya biraz daha sıkıcı göründü. Bay Randi’nin az önce büktüğü anahtara baktı ve “Hiçbir şey için teşekkürler, seni vızıltı katili” dermiş gibi teatral bir şekilde yuhalamaya başladı.

    Yeni el çabukluğu

    Bay Geller, istifçi olduğunu iddia ediyor ve Uri Geller Müzesi, esas olarak onun çatı katının içindekiler veya kalıcı bir sergi gibi zevkli bir şekilde düzenlenmiş birkaç saklama kutusu. Kredi… The New York Times için Avishag Shaar-Yashuv

    Bilim kurgu yazarı Arthur C. Clarke, “yeterince gelişmiş herhangi bir teknolojinin sihirden ayırt edilemeyeceğini” yazdı ve bugün sihir ve teknoloji birleşiyor. Yapay zeka alanındaki girişimler illüzyonun yeni ustalarıdır; algoritmalar yeni el çabukluğudur.

    “The Psychology of Magic” kitabının yazarı Alice Pailhès, “Geller’in bükülmüş kaşık gösterileri ve derin sahtelikleri, hem mümkün olduğunu düşündüğümüz şeyle hem de gördüğümüz şey arasında bu çelişkiyi yaratıyor” dedi. “Her ikisi de güçlü duygusal tepkiler uyandırır – kafa karışıklığı, zevk, sıkıntı, hatta belki paranoya.”

    Bahisler elbette farklı. Bir kaşık bükücü tarafından kandırılırsanız, muhtemelen yüzünüzde bir gülümseme ile bitireceksiniz. Zararlı bir derin sahtekarlığa aldanırsanız, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’nin geçen yıl yayınlanan videonun teslim olmuş gibi göründüğüne veya yanlış ve zararlı başka bir şeye inanmaya başlayabilirsiniz. Bu kez, sahtekarlıkları tespit etmek için Bay Randi ve Ben Harris’ten çok daha fazlası gerekecek.

    Dijital sahteciliğin avantajları, kaçınılmaz olarak, birkaç sihirbazdan fazlasının ilgisini çekmiştir. Netflix dizisi “Death by Magic”te rol alan İngiliz sihirbaz Drummond Money-Coutts, bir röportajda, Papa Francis’in Balenciaga şişme ceketli bir görüntüsünü üretmek için kullanılan Midjourney programı tarafından sunulan olasılıkları araştırdığını söyledi. birkaç ay önce viral oldu. Yine de, Bay Geller’in etkisine büyük ölçüde atfettiği dijital olmayan yöntemleri tercih ediyor.

    Bay Money-Coutts, Bay Geller ile ilk kez 2003 yılında tanıştı. İngiliz hazırlık okulu Eton’da tomurcuklanan bir sihirbaz olan bir öğrenci, Bay Geller’i 700 ağzı tıkalı okul çocuğu için performans sergilemeye davet etti. (“Yemek departmanına özür dilemek için bir mektup yazmam istendi çünkü o geldikten sonra haftalarca kaşıkları yoktu,” diye hatırlıyor Bay Money-Coutts.) Bay Geller o zamana kadar Britanya’ya yerleşmişti, çalkantılı 12 yıl geçirmişti. Amerika Birleşik Devletleri’nde yıllarca, çoğu New York’ta.

    Oradayken zengin olmuştu ama bu ölçekte para ya da şöhret için donanımlı değildi ve sözlü saldırılardan sarsılmıştı. Panik ataklarla mücadele etti ve anoreksik ve bulimik oldu. Ayrıca, Milano’daki bir Brioni mağazasını ziyareti sırasında 100 ipek gömlek satın aldı ve bunlardan birkaçını giydi.

    “Bu bir çöküştü,” dedi. “10 Gucci valizim vardı, deri Gucci valizlerim. Ne kadar tuttuklarını biliyor musun?”

    Bay Geller, lüks zevkinden kurtulmanın zor olduğunu kanıtlasa da, yavaş yavaş akli dengesine kavuştu. 80’lerin ortalarında İngiltere’ye taşındığında – bir akrabası, bir aile yetiştirmek için daha iyi bir yer olacağını öne sürdü – Londra’nın 40 mil batısında bir köy olan Sonning’deki bir eve aşık oldu çünkü bu ona Graceland’ı hatırlattı ve Beyaz Saray. Yatak odaları, bir sinema odası ve altın kaplama banyo armatürleri ekleyerek mekanın kare görüntülerini iki kattan fazla artırdı. Bir noktada, yaklaşık altı yıl önce, her şey çılgına dönmüş gibi görünmeye başladı.

    Evin bilindiği şekliyle Sonning Court için “Sadece mermere ve kristal avizelere baktım ve ‘Bundan kurtulmalıyım’ diye düşündüm” dedi.

    Büyük ölçüde küçülmek istediğini ve bugün büyüdüğü yerden çok da uzak olmayan tek yatak odalı mütevazı bir dairede yaşadığını söyledi. Başladığı yere yerleşti. Metali gerçekten aklıyla bükemiyorsa, daha az mucizevi ama bir o kadar da mantıksız bir şey yaptı: 50 yıl boyunca tüm zamanların en beğenilen parti numarasını yaparak çok rahat bir hayat kazandı.

    Ara sıra sihirbazlarla konuşuyor, ipuçları veriyor ve esasen motive edici konuşmalar yapıyor. Orijinal olun, ısrarcı olun, bir kişiliğe bağlı kalın, diyor dinleyicilere. Şubat 2020’deki Blackpool Magic Convention’da, tüm bu tavsiyeleri dolu bir odaya verdi ve yeni bir etki yaptı. Eline turp tohumları döktü ve herkesten “Filiz!” tekrar ve tekrar. Tohumları parmağıyla döndürürken, yakın plan bir kamera, sanki çiçek açması istenmiş gibi elinin ortasında cisimleşmiş gibi görünen yeşil bir sürgün gösterdi.

    Sunumun soru-cevap kısmında arsız bir genç “Büyücüler arasında” diye sordu, “bu bir sihir numarası mıydı? Tohumlarınla ​​biraz tere mi karıştırdın?”

    “Sen cidden ?” Bay Geller sinirlenmekten çok eğlenerek bağırdı. “Gerçekten 73 yaşında bunun bir numara olduğunu söyleyeceğimi mi düşünüyorsun? Bir hayat bul!”

    Tally Abecassis tarafından üretilen ses.

  • Kira krizinde davalar arttı

    Merve ÖZDEMİR ÇEVİK/Muhammed Taha ÇELİKBAŞ/HERKES DUYSUN (BURSA İGFA)
    Uzun zamandır kiracıları zorlayan kira fiyatlarındaki fahiş artışlar konuyu mahkemelere taşıdı. Birçok ev sahibi ve kiracı davalık olurken ev kiralarında yüzde 25 zam sınırına da uyulmadığı görüldü. Geçtiğimiz gün kabine toplantısı sonrası konu hakkında açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ev kiralarında yüzde 25 zam sınırının devam edeceğini söyledi. Öte yandan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise kira uyuşmazlıklarında arabuluculuğun 1 Eylül’de başlayacağını açıkladı.

    “BÖYLE BİR YASAL DÜZENLEME TOPLUM VİCDANINDA ÇOK YER BULMADI”

    Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm de fahiş kira artışı ile mücadele için yüzde 25 zam sınırının yeterli bir çözüm olmadığını söylerken 2 yeni düzenleme çağrısında bulundu. Avukat Göçüm, “Kira bedelindeki artışın çok fahiş miktarları bulduğu bir gerçek. Burada asıl sorun arz ve talep arasındaki dengesizlik. Yani talep çok fazla, arz ise azdır. Bu tabii ki kira bedelinin çok fahiş miktarda yükselmesinin en büyük nedenidir. Ülkemizde depremin yaşanması, dünya genelindeki pandemi sürecine bağlı olarak kira bedellerinin de yükseldiği bir gerçektir. Ülkemiz açısından şunu söylemek lazım: ‘Yüzde 25 kira sınırlaması bir çözüm oldu mu?’ Ya da ‘Kira bedelinin artmasına engel oldu mu?’ denilir ise buna ‘hayır’ demek lazım gerçekçi olmak gerekirse. Burada bana göre yüzde 25 ile ilgili getirilen yasanın meskenler ile sınırlı tutulması eksikliktir. Böyle bir yasal düzenleme toplum vicdanında çok yer bulmadı. Vatandaş muhatap bulamayınca tahliye davaları açtı. Özellikle metropol şehirlerde Bursa’da dahil olmak üzere tahliye davaları ve kira tespit davalarında bir patlama görüldü.” diye ifade etti.

    FAHİŞ KİRA ARTIŞLARINA 2 YENİ DÜZENLEME ÇAĞRISI

    Fahiş kira artışlarının önüne geçilebilmesi adına 2 yeni düzenleme getirilmesi konusunda çağrıda bulunan Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm, “Yasal düzenleme olarak meskenlere getirilen yüzde 25’lik sınırlamanın kesinlikle işyerlerine ilişkin olarak da getirilmesi lazım. Bu durumda mülk sahibi de şunu söylesin: ‘Evet mesken sahibi olarak bana sınırlama getirildi ama işyeri sahibine de getirildi.’ desin. Artışın önlenebilmesi için ikinci bir konu ise özellikle kira akdi kurulurken alınan tahliye taahhütlerinin geçerli olabilmesi için şart getirilmesi lazım ya da resmi bir kurumun onayından geçmesi lazım.” dedi.

    ‘İSPANYA MODELİ’ ÜLKEMİZDE UYGULANABİLİR Mİ?

    Diğer yandan tartışılan formüller arasında boş eve yüksek vergi düzenlemesi konusu olurken; ‘İspanya Modeli’ olarak da bilinen düzenleme için kulis bilgilerine göre düğmeye basıldığı, AK Parti meclis grubunun ‘İspanya Modeli’ne sıcak baktığı belirtildi. Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm bu konuda ise modelin ülkemizde çok fazla oto kontrolünün sağlanamayacağı görüşünde olduğunu beyan etti. Avukat Göçüm, “Bunu küçük ölçekli ülkelerde uygulamak kolay olabilir ama bizim gibi büyük ölçekli ülkelerde oto kontrol açısından söylüyorum çok da kontrol etmek mümkün olmaz. Kiraya verilmemesi, boş tutulması durumunda bunlarla ilgili idari yaptırımlar yapılabilir ama bunun kontrolünün sağlanabileceğini işin açıkçası özellikle bizim gibi büyük ölçekli ülkelerde çok uygulanabileceğini düşünmüyorum.” dedi.

    “ARABULUCULUK İLE VİCDANLAR ORTAK NOKTADA BULUŞACAK”

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yasalaşan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk, dava şartı haline getirildi. Bu uyuşmazlıklarda 1 Eylül’den itibaren taraflar dava açmadan önce arabulucuya başvuracak. Arabuluculuğun bu konuda ne kadar etkili olabileceğini değerlendiren Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm, “Bana göre arabuluculuk ile ilgili getirilen düzenleme doğru bir düzenlemedir. Arabuluculuk aslında Türk toplumunun örfüne adetine yapısına uygun. Burada arabulucunun gelmesiyle birlikte hem ilk derece mahkemelerinin hem bölge mahkemelerinin yükü hafifleyecek ama burada asıl önemli olan kiracı ve kiralayan bir masa etrafında buluşmuş olacak. Böylece vicdanların ortak noktada buluştuğu bir durum olacak.” dedi.

  • Dinamo Kiev’den Fenerbahçe için şok açıklama

    Fenerbahçe’nin Rusya’da bir hazırlık turnuvasına katılmasına Ukrayna grubu Dinamo Kiev’den epeyce sert bir reaksiyon geldi.

    Kulüpten yapılan açıklama şu halde;

    “İstanbul’daki maçta taraftarlar Avrupa’nın en büyük sadistinin ismini bağırdığında kulüp olarak sustunuz. Bunun nedeni artık çok açık.

    Gazprom’un kanlı parası sizin için her şeyi gölgede bıraktı. Sizi onursuz ve vicdansız bıraktı. Rus füzeleri her gün Ukraynalıları öldürüyor. Tüm dünya bu saldırganlara karşı birleşti lakin sizin kulübünüz terörizmin kanlı parasını kabul etti.

    UEFA ve FIFA, Rus kulüplerini milletlerarası turnuvalarda men etti. Siz ise para için saldırganlarla turnuvaya katılıyorsunuz. Hiçbir şey bu adımı aklayamaz. Hiç para, bu utanç verici davranışınızın ve ahlaksız vasıflardan mahrum katillere gidişinizi ödeyemez.

    Tüm dünyaya söylemekten korkmuyoruz: Katillere Ukrayna topraklarında kanlı hasadı sürdürmeleri için yardım ediyorsunuz. Onlarla birlikte oynuyorsunuz ve 21. yüzyılın ana kötülüğünü legalleştiriyorsunuz.

    Fenerbahçe Spor Kulübü’nde onur yok, utanma yok, vicdan yok! Yazıklar olsun size!”

  • “Çekişmeli Bir Savaş Olacak!” Haftaya Altın Fiyatını Ne Bekliyor?

    Cuma günü 20 dolardan fazla paha kazanmasına karşın, önümüzdeki hafta açıklanacak Haziran ayı enflasyon raporunu potansiyel bir tetikleyici olarak dikkatle izleyen analistlere nazaran, altın piyasası düşüş trendinin sona erdiğini şimdi kanıtlayamadı.

    Altın fiyatlarındaki artış kısa vadede hudutlu kalacak

    Cuma günü açıklanan bilgilere nazaran ABD iktisadı, 225.000 kişilik beklentiye karşılık 209.000 yeni konum ekledi. Altın fiyatları, Haziran ayı istihdam datalarının beklenenden zayıf gelmesi üzerine toparlandı. Lakin bu, Aralık 2020’den bu yana en zayıf yarar oldu.

    İstihdam artışının yavaşlaması, Federal Reserve Lideri Jerome Powell’ın Haziran ayında tekraren verdiği bir kelam olan bu yıl iki kere artırım yapma muhtaçlığını ortadan kaldırabileceği için altın için düzgün bir haber. Lakin geçen ayki istihdam yavaşlaması Fed’in Temmuz ayında faiz artırımına gitmesini engelleyecek kadar sert değildi. Bu da altın fiyatlarındaki artışların muhtemelen kısa vadede hudutlu kalacağı manasına geliyor. Capital Economics ABD baş ekonomist yardımcısı Andrew Hunter, şu değerlendirmeyi yapıyor:

    İstihdam artışındaki yavaşlama Fed yetkilileri tarafından memnuniyetle karşılanacak. Bilhassa de dün açıklanan ADP ölçümündeki kaygı verici (ve görünüşte yanıltıcı) artışın akabinde. Bilhassa fiyat artışındaki düşüş eğilimi durmuş üzere görünüyor. Lakin, Fed’in bu ayın sonunda faiz oranlarını tekrar artırmasını engellemesi pek mümkün değil.

    Altın için çekişmeli bir savaş olacak!

    Fed’in 25-26 Temmuz’daki toplantısına iki haftadan biraz fazla bir mühlet kaldı. Bu yüzden, Çarşamba günü gelecek olan Haziran ayı enflasyon sayılarını piyasalar dikkatle izleyecek. Forex.com’un kıdemli teknik stratejisti Michael Boutros, makroekonomi görünümünün kısa vadede altın için en büyük mahzurlardan biri olduğunu söylüyor. Boutros, görüşlerini

    Piyasalar Temmuz ayında %92’lik bir faiz artırımı ihtimalini fiyatlıyor. Fakat Fed iki faiz artışı telgrafı çekerken yalnızca bir faiz artışı bekleniyor. Şayet bu durum değişirse, altın için üst tarafı sınırlayabilir.

    Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere, ABD doları Cuma günü darbe aldı. Bu da hafta sonunda altın fiyatlarını destekledi. ABD dolar endeksi (DXY) gün içinde %0,87 düşüşle 102,27 düzeyine geriledi. Boutros, “Altın için çekişmeli bir savaş olacak. Büyük bir düşüş görmüyorum,” diyor.

    Önümüzdeki hafta çok dalgalı olacak!

    OANDA kıdemli piyasa analisti Edward Moya, işgücü piyasasının zayıflayarak çok daha zayıf bir iktisada yol açacak olması nedeniyle altının uzun vadeli görünümünün yükseliş tarafında olduğunu söylüyor. Buradan hareketle Moya, şu açıklamayı yapıyor:

    Eninde sonunda altın için yükselişe dönecek. Lakin daha fazla faiz artışı fiyatlandığı için şu anda sarı metal için güç. Gelecek haftaki enflasyon raporu epeyce yumuşak olabilir. Süreçler önümüzdeki hafta çok dalgalı olabilir.

    Altın fiyatları için bu düzeyler değerli olacak

    Teknik açıdan bakıldığında Boutros, altının düşüş eğilimini fakat 1.943 dolar ve 1.965 dolar fiyat düzeylerinin üzerine çıktığında kırabileceğine dikkat çekiyor. Bu bağlamda Boutros, şu düzeylere dikkat çekiyor:

    1.903-10 dolar aralığı daima kaya üzere sağlam bir kritik takviye bölgesi oldu. Bu düzey yakın vadede tutundu. Nisan-Mayıs tepelerinden gelen daha geniş trend hala sağlam. Fakat altın, 1.943 ve 1.965 doların üzerinde bir günlük kapanış yapana kadar ormandan çıkmış sayılmaz. O vakit daha geniş bir yükseliş trendi kök salabilir.

    Boutros, altının düşüşe geçmesi halinde gözlerin 1.891 dolarda olması gerektiği ihtarını yapıyor. Şayet bu seviyeyi kırarsa, altının 1.830 dolara kadar büyük bir düşüş yaşaması mümkün. Dahası, Boutros, bunun yalnızca birinci takviye düzeyi olacağını belirtiyor.

    Gelecek haftanın bilgi takvimi

    • Pazartesi: Fed Kontrolden Sorumlu Lider Yardımcısı Barr’ın konuşması.
    • Çarşamba: ABD TÜFE, Kanada Merkez Bankası faiz kararı.
    • Perşembe: ABD ÜFE, ABD işsizlik müracaatları.
    • Cuma günü: Michigan tüketici beklentileri.
  • Coinbase Yöneticileri Satışa Başladı! Bunlara Dikkat…

    Coinbase CEO’su Brian Armstrong da dahil olmak üzere birçok üst seviye yöneticinin değerli ölçüde şirket payı (COIN) satması kaygılara neden oluyor. Satışlar, COIN fiyatındaki çift haneli yükselişten kısa mühlet sonra geldi.

    Coinbase yöneticileri COIN paylarını elden çıkartıyor

    SEC’e sunulan dokümanlara nazaran, Coinbase yöneticileri son günlerde değerli ölçü pay senedi sattı. Bunların ortasında Baş Hukuk Sorumlusu Paul Grewal ve Baş Muhasebe Sorumlusu Jonnes Jennifer’da yer aldı. CEO Brian Armstrong’da dahil olmak üzere Coinbase yöneticileri 6 Temmuz’da toplam 6,886,552 dolarlık satış gerçekleştirdi.

    Popüler kripto analisti Efe Bulduk, satışları, “Neden sanki? ETF onaylansa 2x yapacak şirket payını insan neden satar ki?” diye yorumladı.

    CEO Brian Armstrong bu hafta en büyük pay senedi satışını gerçekleştirdi

    Bu hafta Armstrong, en büyük satışı olarak 5,8 milyon dolar pahasında pay senedi sattı. Ayrıyeten, 25 Mayıs’ta 2,6 milyon dolar pahasında pay senedi satmıştı. Armstrong, evvelce Coinbase’deki %2 payını önümüzdeki yıl içinde satacağını duyurmuştu. Elde edilen geliri, biyoteknoloji şirketi NewLimit ve bilimsel araştırma şirketi ResearchHub da dahil olmak üzere, ortak kurucusu olduğu şirketlerde bilim ve teknoloji gelişmelerini finanse etmek için kullanmayı amaçlıyor.

    CEO’yu ve yatırımcıları 2021’de değerli kayıplardan kaçınmak için payları boşaltmakla suçlayan hissedar davası sonrası, Coinbase yöneticilerinin paylarını sattıklarına dair çok sayıda rapor var.

    COIN için sırada ne var?

    Coinbase Küresel payları, olumlu yatırımcı hassaslığını yansıtarak bu yıl %125’ten fazla yükseldi. Bununla birlikte, depresif kripto piyasasındaki düzenleyici baskılar ve sakin süreç hacimleri, pay senedinin gelecekteki performansı hakkında telaşları artırıyor.

    COIN şu anda 78,72 dolardan süreç görüyor. Geçtiğimiz yıl boyunca %30,57’lik yarar elde etti. Düşüş, devam eden SEC davasından kaynaklanıyor. SEC, şirketin Coinbase’in temel ticaret işine tehdit oluşturan kimi kayıt-dışı menkul değerler sunduğunu argüman ediyor. Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere dava, Binance davasından bir gün son geldi.

    Bu ortada, COIN pay senedi fiyatı son birkaç haftadır paha kazanıyor. Kelam konusu ralli, BlackRock, Nasdaq ve Coinbase’in bir nezaret paylaşım düzenlemesi kapsamında ortak olarak listelenmesi aracılığıyla Bitcoin ETF’sini güncellediğinde ortaya çıktı.

    Coinbase davasında son durum

    ABD merkezli borsa, SEC davasından kısa müddet sonra karşı atak yaptı. Düzenleyicinin platformunda listelediği coin’ler üzerinde kelam sahibi olmadığını öne sürdü. Buna yanıt olarak SEC, borsanın kanunları şuurlu halde ihlal ettiğini öne sürüyor. Sıcak gelişmenin detaylarına bu yazıdan göz atabilirsiniz.

  • Gölcük Belediyespor Kırkpınar’da boy gösterecek

    KOCAELİ (İGFA) – Antrenörleri eşliğinde yoğun bir hazırlık süreci geçiren Kocaeli’nin Gölcük Belediyesporlu güreşçiler, Edirne 662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde bel bağlayacak. Geleneksel Türk güreşinin en büyük organizasyonlarından biri olan tarihi Kırkpınar’da Gölcükspor 38 pehlivan ile mücadele edecek. 4 antrenör ve 1 güreş koordinatörün yer aldığı 43 kişi ile Kırkpınar’da yerini alan pehlivanlar, Gölcük’ü en iyi şekilde temsil etmek için geleneksel Türk güreşinin büyük sahnesinde boy gösterecek.

    BAŞKAN SEZER PEHLİVANLARA BAŞARILAR DİLEDİ

    Güreşçilere başarılar dileyen Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Başpehlivanımız Yıldıray Akın başta olmak üzere; tüm yağlı güreş takımımıza ve teknik heyetimize, Edirne Tarihi 662 Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde üstün başarılar diliyorum. Allah derman versin” dedi.

  • Tarihi Yukarıköy vitrine çıktı

    İZMİR (İGFA) – İzmir Vali Yardımcısı Ünal Çakıcı projenin hayata geçirilmesinde emeği geçenlere teşekkür ederken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Özuslu da Yukarıköy’ün İzmir’in yeni cazibe merkezi olacağını söyledi.

    Projenin ev sahibi Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin de projeye emek veren herkese teşekkür ederek, “Tarihi ayağa kaldırdığımız bu çalışmayla Narlıdere’mize yeni bir turizm destinasyonu kazandırdık” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Bayburt’ta

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine en çok oy veren Bayburt’a teşekkür ziyaretinde bulundu. Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan mitingde Erdoğan önemli açıklamalar yaptı.

  • Beşiktaş’tan Suat Serdar yoklaması

    Transfer devrinde orta alanına destek yapmak isteyen Beşiktaş’tan yeni bir atılım geldi.

    A Spor’un haberine nazaran, siyah-beyazlı kadro, son olarak Hertha Berlin forması giyen Suat Serdar’ı gündemine aldı.

    BEŞİKTAŞ KAİDELERİNİ SORDU

    Beşiktaş, Alman grubuna 26 yaşındaki orta saha oyuncusunun kurallarını sordu ve gelecek yanıtı beklemeye geçti.

    3 MEVKİDE FORMA GİYEBİLİYOR

    Hertha Berlin ile mukavelesi 2026 yılına akdar devam eden Suat Serdar, merkez orta sahanın yanı sıda, on numara ve ön libero olarak da forma giyebiliyor.

    GEÇEN YIL RAKAMLARI

    Geçen dönem Hertha Berlin’de 33 maçta müddet bulan Suat Serdar, 4 gol attı ve 2 asist yaptı.

  • Bucaspor 1928 iç transfere ağırlaştı

    TFF 2. Lig Beyaz Küme’de gayret edecek Bucaspor 1928, önceliğini iç transfere verdi.

    Teknik yönetici Sait Karafırtınalar ile yola devam edecek sarı-lacivertlilerde 9 futbolcunun kontratları sona erdi. Kıvanç Küçükkarış, Onur Özcan, Abdullah Balıkuv, Ercan Sevecen, Ege Okka, Cuma Menize, Berke Bıyık, Recep Gül ve Mehmet Fuat Gölbaşı’nın sözleşmeleri tamamlandı. İdare ise Karafırtınalar’dan gelecek raporu beklemeye başladı.

    Yeni dönem hazırlıklarına 15 Temmuz Cumartesi günü başlayacak sarı-lacivertlilerde kadroda kalacak isimlerin o tarihe kadar netleşeceği tabir edildi.

     
  • Beşiktaş’tan atağa destek: Görüşmeler başladı

    Beşiktaş atak sınırı için de transfer çalışmalarına devam ediyor.

    Halil Dervişoğlu’nu takımına katmaya hazırlanan siyah beyazlılar, Cremonese’den David Okereke için görüşmelere başladı.

    25 yaşındaki Nijeryalı oyuncu için İtalyan takımı ile bonservis bedeli konusunda muahede sağlanmaya çalışılıyor.

    Geçen dönem Cremonese ile 38 maça çıkan Okereke, 9 gol attı 3 asist yaptı.

  • Merakla beklenen Galaxy M34 5G nihayet satışa sunuldu

    Samsung, planlandığı üzere Galaxy M34 5G isimli, alt-orta segmentte yer alan akıllı telefonunu Hindistan’da piyasaya sürdü. Bu yeni model, öncülü olan Galaxy M33 5G’ye nazaran birçok heyecan verici güncelleme ile geliyor. Gelin, bu telefonun teknik özelliklerine ve işlevlerine ayrıntılı bir halde bakalım.

    Galaxy M34 5G‘nin özellikleri ortasında, Full HD+ çözünürlüğünde ve 120Hz yenileme suratına sahip 6.5 inç AMOLED bir ekran bulunuyor. Telefonun ekranında Corning Gorilla Glass 5 muhafazası var ve bir su damlası çentiği mevcut.

    Galaxy M34 5G‘nin performansı hakkında konuşacak olursak, bu modelde, Galaxy M33 5G’de de bulunan Exynos 1280 yonga seti kullanılmış. İki farklı versiyonu mevcut olan telefon, 6GB RAM ve 128GB depolama alanına sahip olan ve 8GB RAM ve 128GB dahili depolama alanına sahip olan olarak piyasaya sürüldü. Telefon kutusundan çıktığı vakit Android 13 işletim sistemiyle çalışıyor ve Samsung’un OneUI özel arayüzünü içeriyor. Galaxy M34 5G, öteki yeni çıkan orta segment Samsung telefonları üzere, dört yıl boyunca işletim sistemi güncellemeleri ve beş yıl boyunca güvenlik güncellemeleri sunuyor. Bu telefon, 6000mAh bir bataryadan güç alıyor ve 25W süratli şarj takviyesi mevcut.

    Merakla beklenen Galaxy M34 5G nihayet satışa sunuldu

    Kamera özellikleriyle ilgili olarak, Galaxy M34 5G‘nin gerisinde OIS dayanağı olan bir 50 megapiksel ana kamera ile birlikte toplamda üç kamera bulunuyor. Bunlar ortasında bir adet 8 megapiksel ultra geniş açılı kamera ve bir adet 2 megapiksel derinlik ya da makro sensörü bulunuyor. Özçekimler ve görüntü görüşmeleri içinse, ön tarafta 12 megapiksel bir kamera bulunuyor. Samsung, bu telefonda Monster Shot 2.0’ı tanıttı ve Fun modu ile Nightography özelliklerini de ekledi.

    Hindistan’da, Samsung Galaxy M34 5G‘nin fiyatı, 6GB RAM + 128GB depolama seçeneği için 17,999 rupi ve 8GB RAM + 128GB depolama seçeneği için 18,999 rupi olarak belirlendi. Prism Silver (Prizma Gümüş), Midnight Blue (Gece Mavisi), ve Waterfall Blue (Şelale Mavisi) olmak üzere üç farklı renk seçeneğiyle mevcut.

    Telefonun ön siparişi bugün, 7 Temmuz itibariyle başladı ve satışları Prime Day aktifliği ile birlikte 15 Temmuz’da başlayacak. Bu telefon hem Amazon.in üzerinden hem de Samsung’un resmi kanalları üzerinden satın alınabilir. Galaxy M34 5G’nin giriş fiyatları, 6GB RAM seçeneği için 16,999 rupi (205 dolar) ve 8GB RAM seçeneği için 18,999 rupi (230 dolar) olarak belirlendi.

  • İstanbul Valiliği’nden ekmek fiyatlarına ait açıklama

    İstanbul Valiliği, kentteki ekmek fiyatlarıyla ilgili yeni bir düzenleme yapılmadığını bildirdi.

    Valilikten yapılan açıklamada, İstanbul’da ekmek fiyatlarının zamlandığına dair basında ve toplumsal medyada haberler yer aldığı belirtildi.

    Açıklamada, “İstanbul’da ekmek fiyatları ile ilgili yeni bir düzenleme yapılmamıştır. Hala 200 gram ekmek 5 liradan satılmaktadır.” bilgisi verildi.

  • Namazla dalga geçen adam reaksiyonların odağı oldu! Başsavcılık harekete geçti

    Üzerinde güvenlik vazifelisi kıyafeti bulunan bir şahsın namazla alay ettiği imgeleri toplumsal medya gündemine oturdu. Tekbiri, ayetleri ve duaları değiştirip ‘Atatürk’ ile öğrenci andının cümleleriyle namaz kılan şahıs hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

    HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

    Tekbir yerine “Atatürk’ü Ekber” diyerek Allah’ın farz kıldığı namazla dalga geçen şahıs toplumsal medyada skandal imgelere imza attı. Güvenlik vazifelisi kıyafetli adam namaz ve tekbir ile alay etmekle kalmayıp bir de öğrenci andını sureymiş üzere okudu. Elinde sigarayla saygısız hareketlerde bulunan şahıs toplumsal medyada infial oluştururken savcılık derhal harekete geçti.

    SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ

    Saatler içinde yayılan imajların akabinde Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Rezil imgelerin sahibi hakkında re’sen soruşturma başlatılarak gözaltı kararı alındı.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Sosyal medya platformlarında yayınlanan güvenlik vazifelisi kıyafeti bulunan bir şahsın namaz kılma manzarası içerisinde kayda aldığı ve yayınlandığı görüntü içeriği ile ilgili olarak TCK nun 216. Hususunda düzenlenen Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik yahut Aşağılama Kabahatinden ötürü re’sen soruşturma başlatılmış ve şüphelinin tespiti ile gözaltına alınması tarafında emniyete müzekkere yazılmıştır.” denildi.

  • Karşıyaka’dan iki imza daha

    TFF 3. Lig’de birçok ismin ayrılması sonrasında takımını değerli oranda değiştirmek zorunda kalan ve transfer görüşmelerini sürdüren Karşıyaka, Düzcespor’dan 26 yaşındaki orta saha oyuncusu Emre Keleşoğlu ve Van Spor’dan 39 yaşındaki kaleci Haydar Yılmaz’la birer yıllık kontrat imzaladı. Daha evvel dış transferde Belediye Kütahyaspor’dan stoper Erdinç Çepoğlu ve 52 Orduspor FK’dan orta saha oyuncusu Sefa Küpeli ile el sıkışan Karşıyaka, böylece destek sayısını 4’e çıkardı.

    Yeşil-kırmızılı kulüp iki transferle ilgili, “Gaziantep FK’da profesyonel olduktan sonra İskenderunspor, Tuzlaspor ve Kırklarelispor’da forma giyen Emre Keleşoğlu, geçen dönem 35 maçta vazife yaptı. Alanyaspor’la 2. Lig ve 1. Lig, Pendikspor’la 2. Lig şampiyonluğu yaşayan, Gaziantep FK ile Harika Lig mesleğini sürdüren ve Van Spor’la gol yememe rekoru kıran Haydar Yılmaz’a ve Emre’ye güzel geldin diyoruz ve grubumuzla birlikte başarılı bir dönem geçirmelerini diliyoruz” bildirisi yayınladı.

    İLK ANTRENMAN 21 TEMMUZ’DA

    Yeşil-kırmızılılarda yeni dönem hazırlıklarının başlama tarihi de netleşti. Çiğli Selçuk Yaşar Tesisleri’nde 21 Temmuz’da toplanarak idmanlara başlayacak Kaf-Kaf, 1 hafta İzmir’de çalıştıktan sonra Topuk Yaylası ve Kızılcahamam’a kampa gidecek.

  • Suudi Arabistan transferde futbol piyasasını karıştırdı

    Bir devir Çin kulüpleriyle başı kederde olan Avrupa futbolu, transferde bu sefer Suudi Arabistan’ın ağır nakdî saldırısı altında direnmeye çalışıyor.

    FIFA ve UEFA’nın ihtarına rağmen geri adım atmayan Suudi Arabistan ligi futbol kadroları, birçok yıldız futbolcuya yüksek maaşlar ve bonservis ödeyerek imza attırıyor. Bir devir Çin ligi ekiplerinin baskısı altında kalan Avrupalılar, kendi verdikleri maaşın 10 katı üzerine kadar çıkan Suudi Arabistan ligi ekiplerine karşı direnç göstermekte çok zorlanıyor.

    Geçen dönemin Suudi Arabistan ligi şampiyonu Al İttihad, Celtic forması giyen 24 yaşındaki Portekizli Jota için 29 milyon Euro bonservis öderken, Real Madrid’ten ayrılan Karim Benzema’ya 200 milyon Euro yıllık maaş karşılığında 3 yıllık kontrat imzalattı. Chelsea’nın Fransız futbolcusu N’Golo Kante de 100 milyon Euro’ya 3 yıl Al Ittihad forması giyecek.

    BROZOVİC DE GİTTİ

    Dünya Kupası’nın akabinde Christiano Ronaldo’ya 2.5 yıllığına 500 milyon Euro’luk kontrat imzalatan Al Nassr, Inter’in Hırvat yıldızı Marcelo Brozovic için 18 milyon Euro bonservis ödedi. Talisca, Pity Martinez üzere isimleri takımında barındıran Al Nassr, Brozovic’e 3 yıllık 100 milyon Euro maaş verecek.

    JESUS 10 MİLYON EURO’YA AL HİLAL’DE

    Fenerbahçe’yi çalıştıran Jorge Jesus’la yıllık 10 milyon Euro karşılığında mukavele yapan Al Hilal, Portekizli Ruben Neves’e 25 milyon Euro’ya 4+1 yıllık kontrat imzalattı. 26 yaşındaki futbolcu için Wolverhampton’a 55 milyon Euro bonservis ödeyen Al Hilal, Chelsea’ya da 23 milyon Euro verip Senegalli Kalidou Koulibaly ile 25 milyon Euro maaş karşılığında 3 yıllık anlaştı.

    BREZİLYALI SANTRFOR FIRMINO’YA 60 MİLYON

    Al Ahli, Liverpool’dan ayrıldıktan sonra Muhteşem Lig’in büyüklerinin de listesine giren Brezilyalı santrfor Roberto Firmino’yu 3 yıllık toplam 60 milyon Euro’ya takımına kattı. Suudi Arabistan temsilcisi, Chelsea’dan tecrübeli kaleci Eduard Mendy’yi almak için 18.5 milyon Euro bonservis bedeli ödedi.

    AÇIK 132 MİLYON EURO

    18 gruplu Suudi Arabistan Birinci Ligi’nde, bu dönem 83 futbolcu transferi gerçekleşti. 122 yabancı futbolcunun bulunduğu ligden giden 86 futbolcu 12 milyon 875 bin Euro gelir sağlarken, gelen 83 futbolcuya 145 milyon Euro ödendi. Yaş ortalaması 28 olan 463 milyon Euro toplam kıymeti olan ligdeki ekipler şu ana kadar yaptıkları transferde 132 milyon Euro açık verdi.

  • Sloukas, Panathinaikos’a imza attı!

    Ergin Ataman’ın Başantrenörlüğüne geçtiği Yunan temsilcisi Panathinaikos, flaş bir transfer imza attı.

    Panathinaikos, ezeli rakibi Olympiakos’tan ayrılan Kostas Sloukas’ı takımına kattığını açıkladı.

    Kulüpten yapılan açıklamada, Sloukas’ın 3 yıllık kontrat imzaladığı belirtildi.

    Sloukas geçtiğimiz yıl Euroleague’de Olympiakos formasıyla  9.2 sayı, 2.1 ribaund ve 4.3 asist ortalamalarıyla oynadı.

  • Başpehlivanlar er meydanında kol bağladı!

    Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde başpehlivanlar er meydanında kol bağladı.

    Er meydanına gelen pehlivanlar son hazırlıklarını yaptı.

    Tertibin son başpehlivanı Mustafa Taş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güreşlere çok güzel hazırlandığını söyledi.

    Kırkpınar’ın olimpiyat niteliğinde olduğunu anlatan Taş, “İlk yılımda kemer almak nasip oldu çok memnunum. İnşallah yine kemer almak istiyorum.” dedi.

    Başpehlivanlardan Orhan Okullu, ise son hazırlıkları yaparak er meydanına geldiğini bildirdi.

    Er meydanında elinden geleni yapacağını söz eden Okulu, tüm güreşçilere karşılaşmalarda muvaffakiyetler diledi.

    Sağanak nedeniyle tabanın biraz berbat olduğunu anlatan Okulu, “İnşallah sakatlık olmadan alnımızın akıyla altın kemeri Antalya’ya götürürüz. Gayem altın kemer. Lig güreşlerimiz heyecan kattı. Ben buradan federasyon liderlerimize teşekkür ediyorum. Elinden gelen her şeyi yapıyor. Alışılmış başka güreşlere nazaran burası biraz daha değerli. Zira birinci olunca, altın kemeri takınca Türkiye’nin başpehlivanı oluyorsun. Çok gurur verici. Her pehlivanın maksadı ve hayali burada altın kemeri takmak.” diye konuştu.

     

  • Alim Işık’tan kütüphane ve kültür merkezine inceleme

    Şehre değer katacak olan ve öğrenciler başta olmak üzere hemşehrilerinin önemli bir ihtiyacına cevap verecek olan Kütüphane ve Kültür Merkezi inşaatındaki çalışmalar hızla devam ediyor. Proje alanındaki çalışmaları yerinde inceleyen Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık, öğrenciler, gençler ve hemşehrileri için bu projeyi çok önemsediklerini belirtti. Proje kapsamında kapalı otopark, yaşlı gündüz bakımevi, sergi alanları, kafeterya ve kütüphane gibi modern donatılar yer alacak.

    Cumhuriyetimizin 100. yılında açılması planlanan Kütüphane ve Kültür Merkezi, 12 bin metrekare imalâtla şekil kazanacak.

  • Bodrum Belediyesi’nden kaçakla mücadele seferberliği

    MUĞLA (İGFA) – Muğla’nın Bodrum Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, İmar ve Kıyı Kanunlarına muhalefet, kamu alanlarının işgali, kaçak dolgu ve kazı alanlarının ve çevre suçlarının tespiti ile belediyeye gelen ihbarların değerlendirilmesi sonucu yasal süreçleri tamamlanan alanlarda yıkım işlemini gerçekleştiriyor.

    2019 yılında başlatılan çalışmalar kapsamında bugüne kadar 850 yapının yıkımı yapılırken 6 bin 703 yapıda mühürleme işlemi uygulandı. Yıkım programına alınıp yıkım uygulaması gereken bin 516 dosya bulunuyor.

    Ekipler son olarak, Torba Koyunda bir işletmeye ait olan iskele üzerine yapılan ahşap loca ile ilgili çalışmalarını tamamladı. Kaçak yapının tespiti üzerine işlemlerini başlatan Yapı Kontrol Müdürlüğü ekiplerinin gözetiminde ahşap loca mal sahiplerince kaldırıldı.

    Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, yasal süreçleri tamamlanan binaların yıkımına kararlılıkla devam edildiğini ifade ederek şunları söyledi: “Konu ile ilgili yasal bir süreç var ve belediye olarak bu sürece uymak zorundayız. Süreç tamamlandıktan sonra mülk sahipleri yıkım işlemini gerçekleştirmediği zaman ekiplerimiz, konuya müdahil oluyor ve yıkım işlemini kendimiz gerçekleştiriyoruz. Tüm çabamız kıyılarımızı, koylarımızı, doğal zenginliklerimizi korumak içindir.” de

  • İstanbul’da gençler için özel proje

    İSTANBUL (İGFA) – İstanbul’da gençlerin yaşamlarını kolaylaştırmak ve onlara yeni fırsatlar sunmak için çalışan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), İBB Gençliğimiz Var – Genç Gönüllü Programı başladı. Program ile gençler artık İBB’nin çalışmalarına gönüllü olarak katılarak deneyim sahibi olabilecek. İBB İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı ve İstanbul Planlama Ajansı iş birliğiyle geliştirilen program kapsamında 16 milyon İstanbullu için çalışan İBB’nin çalışmalarında gönüllü olarak yer alma imkanı sunulacak.

    KİŞİSEL VE PROFESYONEL GELİŞİM İMKANI

    İBB Genç Gönüllü Programı, İBB’nin farklı alanlardaki çalışmalarına gönüllü katkı sunmak isteyen gençler için hazırlandı. 15-25 yaş arasındaki gençler, kültürel mirastan turizme, Mahalle Evleri’nden, kütüphanelere, İBB müzelerinden spor tesislerine pek çok farklı konudaki çalışmalara gönüllü olarak katılarak kişisel ve profesyonel gelişimleri için bir adım atmış olacak. Program kapsamında gençler, saha deneyimleri, eğitimler, atölye çalışmaları ve sürpriz etkinliklerle desteklenecek.

    4 Temmuz – 23 Temmuz tarihleri arasında açık olacak başvurular https://gencgonullu.ibb.istanbul adresi ve İstanbul Senin uygulaması üzerinden alınacak.

  • Realme GT Neo 6 serisi hakkında değerli bilgiler var

    Son vakitlerde çıkan haberlere nazaran, Realme yeni amiral gemisi telefonlarını bu ayın sonlarına yahut bu yılın Ağustos ayına hakikat piyasaya sürmeyi planlıyor. Gelen duyumlara nazaran RMX3820 ve RMX3823 model numaralı Realme telefonları, Realme GT Neo 6 serisinin iki farklı varyantı olacak. RMX3820 model numarası Realme GT Neo 6 240W yahut Realme GT Neo 6 Pro olabilirken, RMX3823 model numarası Realme GT Neo 6’nın standart versiyonu olarak karşımıza çıkabilir. Her iki varyant da kıymetli teknik özelliklerle birlikte TENAA listesinde yerini aldı.

    TENAA listesinde yer alan RMX3820 model numaralı Realme GT Neo 6, 2772 x 1240 piksel çözünürlüğünde 1.5K, 6.74 inçlik bir OLED ekrana sahip olacak. Aygıtın 144Hz ekran yenileme suratını desteklemesi bekleniyor. Cihazın kutudan Android 13 işletim sistemi ve Realme UI 4.0 ile çıkması bekleniyor. RMX3820 modeli, her biri 2,540mAh olan bir çift hücreli 5,200mAh bataryayı paketleyecek ve bu bataryanın 100W yahut 150W şarjı desteklemesi bekleniyor.

    Realme GT Neo 6 serisi hakkında kıymetli bilgiler var

    RMX3820 modeli, 8 Gen 2 Snapdragon yonga seti olabilecek bir 3.2GHz sekiz çekirdekli işlemciyle güç bulacak. Aygıt, 8 GB / 12 GB / 16 GB RAM ve 128 GB / 256 GB / 512 GB / 1 TB depolama seçenekleriyle gelecek. Özellikleri ortasında 16 megapiksel ön kamera ve 50 megapiksel + 8 megapiksel + 2 megapiksel üçlü kamera suramı yer alacak. OIS dayanağıyla donatılmış 50 megapiksel Sony IMX890 ana kamera, aygıtın kameralarının öne çıkan özelliği olacak. Aygıt, öbür özelliklerinin yanı sıra bir IR blaster ve ekran içi parmak izi sensörüne de sahip olacak.

    Realme GT Neo 6 240W modelinin, standart modelle birebir özelliklere sahip olması bekleniyor, lakin batarya boyutu farklı olabilir. TENAA, batarya hücrelerinden birinin boyutunu 2,225mAh olarak listeliyor. Bu durum, aygıtın 4,600mAh bir bataryaya ve Realme GT Neo 5 240W üzere 240W şarj dayanağına sahip olabileceğini gösteriyor.

  • Ripple Müjdeli Haberi Verdi! XRP’yi Neler Bekliyor?

    XRP’nin ardındaki şirket Ripple, emlak dalında tokenizasyon yoluyla ihtilal yaratma planlarını ortaya çıkardı. Blockchain şirketi, devam eden SEC davasının ortasında global kabul için güçlü adımlar atıyor.

    Ripple yöneticisi şirketin emlak dalına yöneleceğini doğruladı

    Blockchain teknolojisi şirketi Ripple Labs, Haziran ayında emlak bölümünü tokenizasyon kullanarak dönüştürme teşebbüsünü duyurdu. Sıcak gelişmede, şirketin CBDC istişaresini Antony Welfare, pratik uygulamaları faal olarak araştırdıklarını bildiriyor.

    7 Temmuz’da attığı bir tweet’te Welfare, CBDC’lere ve stablecoin’lere artan global ilgiyi vurguladı. Ripple grubunun bu noktada emlak varlıklarını tokenleştirmeye odaklanacağını söyledi. Welfare’ye nazaran Ripple şu anda stablecoin’ler için pratik uygulamaları faal olarak araştırıyor.

    Welfare, Romanya’da bir fintech konferansında, dijital Hong Kong doları (e-HKD), tokenleştirilmiş gayrimenkul ve finansal kredi protokolleri birleştiren bir kullanım senaryosu sundu. Bu yenilikçi pilot program, kullanıcıların gayrimenkul varlıklarını tokenleştirmelerine ve Ripple’ın CBDC platformunu kullanarak bunları kredilerin teminatı olarak kullanmalarına imkan tanımaya yönelik.

    Ripple, emlak varlıklarının tokenizasyonu araştırmasında ve Blockchain ile dijital para ünitelerini kullanırken, emlak bölümündeki mevcut mahzurların üstesinden gelmek istiyor.

    Ripple, CBDC platformunu başlatıyor

    XRP’nin ardındaki itici güç olan Ripple, SEC ile süregelen bir yasal uyuşmazlığın içinde olmasına karşın yılmıyor. Yakın vakitte XRP’nin potansiyelini artırabilecek bir platform başlattı.

    Dikkate bedel bir hareketle, Ripple kısa mühlet evvel Ripple CBDC Platformunu açıkladı. Bu platform, merkez bankalarına, hükümetlere ve finansal kurumlara hitap eden yenilikçi bir tahlil olacak. Ayrıyeten, banka ve hükümetleri CBDC’ler oluşturma ve dağıtma konusunda güçlendirecek.

    Ayrıca platform, XRP Ledger’ın (XRPL) temelini oluşturan birebir Blockchain teknolojisinin gücünden yararlanacaktır. Bu gelişmiş platform aracılığıyla kullanıcılar, süreçler ve dağıtım dahil olmak üzere fiat tabanlı CBDC’lerin tüm ömür döngüsünü problemsiz bir formda yönetebilir ve uyarlayabilir.

    XRP’nin Ripple CBDC Platformundaki özel rolü açıkça belirtilmemiş olsa da, son duyuru, XRP ile ilgili iyimserliği ateşledi. Olumlu reaksiyonlar, bu gelişmenin XRP’ye karşı olumlu hisler yarattığını gösteriyor.

    Son haberlerin akabinde XRP adresleri etkin hale geliyor

    Santiment’e nazaran XRP, son birkaç hafta içinde etkin adreslerde dikkate paha bir artış yaşadı. Grafiği, etkin adreslerdeki bu artışın Mayıs sonunda başladığını gösteriyor. Ayrıyeten, Haziran ayında daha fazla artışa şahit olduğunu ortaya çıkardı. Böylelikle etkin adresler tüm vakitlerin en yüksek düzeyine ulaştı.

    Başlangıçta, ortalama faal adres sayısı 1 milyon civarındaydı, lakin net bir artış eğilimi ortaya çıktı. Böylelikle ortalamayı yaklaşık 1,1 milyona çıkardı. Bu yazının yazıldığı tarihte faal adres sayısı 1,1 milyonu aşarak büyümenin devam ettiğini gösteriyor.

    Kriptokoin.com olarak aktardığımız üzere analistlerde XRP için çıtayı yüksek tutmaya devam ediyor.

  • İFM yönetmeliği resmiyete kavuştu

    İSTANBUL (İGFA) – Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) 0 hissedarlığında kurulan TVF A.Ş’nin 20 yıl yöneteceği İstanbul Finans Merkezi’nin yönetmeliği belirlenmiş oldu. İstanbul Finans Merkezi Türkiye Cumhuriyeti’nin finansal rekabet gücünü uluslararası alanda artırmak, finansal piyasalar ile ürün ve hizmetlerin gelişmesine ve derinleşmesine katkıda bulunmak, uluslararası finans ve sermaye piyasalarına entegrasyonu güçlendirmeyi amaçlıyor.

    Yönetmelikle birlikte, İstanbul Finans Merkezi içinde yer alan ilgili tüm birimlerin kiralanması, yeni katılımcıların kabulü, İFM donatılarının işletilmesi, güvenlik, bakım, onarım ve aidat gibi unsurların tamamı İstanbul Finans Merkezi A.Ş tarafından 20 yıllığına yönetilecek. Resmi gazetede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla onaylanan yönetmelik ayrıca tüm bu hedeflerin yanı sıra İFM’nin yönetilmesi, işletilmesi, katılımcı belgesi verilmesi ve tek durak büronun işleyişi ile 22.06.2022 tarihli ve 7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu’nun uygulanmasına dair usul ve esasları da belirliyor.

    TEK DURAK BÜRO

    Teknolojinin gelişmesiyle her alan ve sektörde işleyişin hız kazandığı günümüzde işlemlerin hızla yürütülebilmesi de büyük önem taşıyor. Düzenlenen yönetmelik kapsamında altı bölümde 28 madde yer alırken bu maddelerle İFM’ye katılımdan işlem ve yönetim süreçlerine kadar pek çok konuda işleyişin nasıl yürütüleceği belirlenmiş oldu.

    Yönetmelik kapsamında; 22.06.2022 tarihli ve 7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu’nun uygulanması, İFM’nin ofis alanlarının ve kapsam dışı alanların yönetilmesi ve işletilmesi, katılımcı belgesine, tek durak bürosunun işleyişine ilişkin iş ve işlemler yer alıyor. Tek Durak Büro düzenlemesi ile İstanbul Finans Merkezi’nin katılımcı ve katılımcı adaylarının faaliyetlerine ilişkin izin, ruhsat, lisans ve benzeri onay başvuruları ile katılımcıların çalışmalarına ve belirlenen konulara ilişkin süreçleri hızlandıracak.

  • İzmit Mehmet Ali Paşa’daki yılların sorununu çözülüyor

    KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli’nin İzmit Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri kamulaştırma işlemleri kapsamında kalan son 3 binanın da yıkım işlemine başladı.

    İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in göreve geldiği günden bu yana üzerinden titizlikle durduğu Mehmet Ali Paşa Mahallesi’ndeki bölgeye değer katacak çalışmalarda sona gelindi. Bölgede çözüme kavuşturulan kamulaştırmanın ardından başlayan yıkım çalışmaları tamamlanmak üzere. Emin Sipahi Sokak ile Mustafa Çalık Sokak arasında kalan binaların yıkım işlemleri Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından titizlik ile sürdürülüyor.

    BÖLGE HALKI HÜRRİYET’E TEŞEKKÜR ETTİ

    2021 yılının son aylarında başlayan çalışmalar sonucunda kalan 3 binanın yıkım işlemine başlayan ekipler, çalışmalarını birkaç gün içerisinde sonuçlandıracak. Yıkım işlemlerinin ardından bölge daha geniş bir hale gelecek ve değer kazanacak. Bölge halkı çalışmalardan dolayı Başkan Hürriyet ve ekiplere teşekkür etti.

  • Rotary ile Nilüfer Belediyesi’nden ‘Umut Anlaşması’

    BURSA (İGFA) – Bursa’daki Rotary Kulüplerinin uzun yıllardır çok sayıda ortak proje gerçekleştirdiği, iş birliklerine imza attığı Nilüfer Belediyesi ile yeni dönemde de farklı alanlarda topluma, insanlığa fayda sağlayacak projeler için görüşen Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyon Başkanı Ayda Özeren, Başkan Turgay Erdem ile “Umut Anlaşması” yaptı.

    Görüşmede, Rotary’e desteklerinin yeni dönemde de devam edeceğini belirten Erdem, iş birliklerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

  • Bursa Büyükşehir’den memur adaylarına tam destek

    BURSA (İGFA) – Bursa’da KPSS’ye hazırlanan memur adaylarına 2018 yılından beri ücretsiz eğitim desteği sağlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu yıl da Birlik Vakfı ve Pegem Akademi işbirliğiyle Türkiye’nin en büyük ve en kapsamlı Genel Tekrar Kampı’na (KPSS Fest11) ev sahipliği yaptı. Tayyare Kültür Merkezi’nde 4 Temmuz’da ‘Eğitim Bilimleri’ alanıyla başlayan program, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki ‘Genel Kültür / Genel Yetenek’ alanı eğitimleriyle sona erdi. Toplamda 2500’e yakın memur adayının takip ettiği eğitimlerin son gününde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da gençlerle bir araya geldi. Başkan Aktaş’a, Milli Savunma eski Bakanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, Bursa Milletvekilleri Ayhan Salman ve Refik Özen, Birlik Vakfı Bursa Şube Başkanı Mustafa Bayraktar ile PEGEM Akademi Kurucusu Kemal Karakaya da eşlik etti.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Türkiye’nin, akıllı, vizyonu olan, geleceğe kararlı bir şekilde bakan devlet memurlarına ihtiyacı olduğunu belirterek, sınava hazırlanan tüm memur adaylarına başarılar diledi. Bu programın tek gayesinin gençlerin hayallerine ulaşması olduğunu ifade eden Başkan Aktaş, “Ufkunuzu, heyecanınızı büyük tutun. Büyük düşünün. Zor coğrafyada yaşıyoruz. Ama gerçekten önemli fırsatlar barındıran önemli bir ülkeyiz. Büyük resme bakarsak, inanın başaramayacağımız hiçbir şey yok. Hepinize başarılar diliyorum” dedi.

    Memur adaylarına seslenen Milli Savunma eski Bakanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar da Türkiye’nin artık söz dinleyen değil, sözü dinlenen bir ülke haline geldiğini hatırlatarak, özellikle önümüzdeki süreçte gençlere önemli görevler düştüğünü belirtti. Sınıf geçmek veya imtihan kazanmanın tek başına amaç olmadığını vurgulayan Akar, “Kendinize, ailenize, milletinize, devletinize güvenin. Her ne iş yapıyor olursanız olun mutlaka vazifemizin sorumluluklarını yerine getirin” dedi.

    Birlik Vakfı Bursa Şube Başkanı Mustafa Bayraktar ise, vakıf olarak memlekete, millete faydalı insanlar yetişmesine küçük bir katkı bile sağlamış olmanın kendilerine büyük bir mutluluk verdiğini vurguladı.

    PEGEM Akademi Kurucusu Kemal Karakaya da bugüne kadar Bursa’da 28 bin öğretmen ve memur adayı ile buluştuklarını belirterek, “Bu proje ilk başladığında ‘acabalarımız’ vardı. Fakat bu projenin Büyükşehir Belediye Başkanımızdan en kısa sürede onay alan proje olduğunu öğrendim. Başkanım, gençler ve öğretmenler sözü üzerine lafın tamamını bile dinlemeden ‘yapalım’ demiş. Sağ olsun, var olsun” dedi.

  • Dead By Daylight’ta Yakında Nicolas Cage Olarak Oynayabileceksiniz

     
    Behaviour Interactive tarafından oyunculara sunulan dehşet odaklı hayatta kalma oyunu Dead by Daylight için yeni güncellemeler gelmeye devam ediyor. Oyuna gelecek son yenilikle birlikte artık Nicolas Cage olarak oynayabilecek ve endişe dolu ortamlara geçiş yapabileceksiniz.
     
    Nicolas Cage, Dead By Daylight dünyasına dahil oluyor
     
     
     
    Dead by Daylight dünyasına dahil olmaya hazırlanan Nicolas Cage karakterinin üç farklı mahareti bulunuyor. Bu hünerler arasında Dramaturgy, Scene Partner ve Plot Twist yer alıyor. Dramaturgy yeteneği ortalığın karıştığı durumlarda iç güdülerinizi denetim edebileceğiniz bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Scene Partner yeteneğiyle bir arada katile bakıp bir sonraki atılımını kestirim edebiliyor ve bu da size âlâ bir avantaj sağlayabiliyor. Başka bir yetenek olan Plot Twist ile birlikte oyuncular karakterlerin derinliklerine hiç olmadığı kadar derinlemesine girebiliyor için ve oyunculuk yeteneklerini gösterebiliyor.
     
    Nicolas Cage karakteri 25 Temmuz’dan itibaren tüm oyuncuların erişimine açılmayı bekliyor. Bu tarih prestijiyle oyuncular Dead by Daylight dünyasına adım atarak karakteri deneyebilir.
     
    Karakter fragmanı
     
     

  • Yaşlı ve engelli aylığında artış

    Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Temmuz ayı memur maaş katsayısındaki yeni düzenlemeyle toplumsal yardım modelleri kapsamındaki ödemelere ait açıklamalarda bulundu. Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde hiç kimseyi artta bırakmayan toplum vizyonu ile hareket ettiklerini hatırlatan Göktaş, uygulanan toplumsal hizmet modelleri ile düşük gelirli birey ve ailelerin muhtaçlıklar doğrultusunda desteklendiğini vurguladı.

    Dezavantajlı durumdaki bireylerin çeşitli hizmet ve toplumsal yardım modelleri ile desteklendiğini kaydeden Bakan Göktaş, memur maaş katsayısında yapılan düzenleme sonrası toplumsal yardım programlarının aylık ödemelerini artırdıklarını bildirdi. Bakan Göktaş, şunları kaydetti:

    “Temmuz ayı memur maaş katsayısında yapılan yeni düzenleme sonrasında toplumsal hizmet modelleri kapsamındaki yaşlı aylığı 1.997 TL’den 2.348 TL’ye, yüzde 40-69 ortası engelli oranına sahip vatandaşların aylığı 1.594 TL’den 1.874 TL’ye, yüzde 70 ve üzeri engelli raporu bulunan vatandaşların aylığı da 2.392 TL’den 2.811 TL’ye yükseldi. Başka yandan 18 yaş altı engelli yakını olan vatandaşlara ödenen engelli yakını aylığı 1.594 TL’den 1.874 TL’ye, hafif silikozis aylığı 3.445 TL’den 4.050 TL’ye, orta silikozis aylığı 3.938TL’den 4.629 TL’ye, ağır silikozis aylığı ise 4.388 TL’den 5.158 TL’ye çıktı. Yapılan yeni düzenleme sonrasında toplumsal yardım programlarımızın aylık ödemelerini artışlı bir biçimde hak sahiplerimizin hesaplarına yatıracağız. Ödemelerin tüm vatandaşlarımıza iyi olmasını dilerim.”

  • Jorge Jesus, Trezeguet’i istiyor

    Trabzonspor’un Mısırlı yıldızı Trezeguet’nin talipleri artıyor.

    JORGE JESUS DEVREYE GİRDİ

    Arap Yarımadasından birçok kadronun ilgi gösterdiği başarılı oyuncu için Jorge Jesus’un grubu Al-Hilal ile Al-Ittihad da devreye girdi.

    10M€’LUK TEKLİF GELEBİLİR

    Trezeguet için bordo mavililere şimdi resmi bir teklif yapılmadı. Oyuncunun menajeri, kulübe 10 milyon avro üzerinde bir teklif getirebileceğini söyledi.

    CAZİP TEKLİF KABUL EDİLECEK

    Teknik yönetici Bjelica’nın planları ortasında yer alan Mısırlı yıldızın grupta tutulması planlanıyor. Buna rağmen cazip bir teklif gelmesi ve oyuncunun da kabul etmesi durumunda Trabzonspor idaresinin bu transfere müsaade verebileceği öğrenildi.

    GEÇEN YIL PERFORMANSI

    Trezeguet geçen dönem bordo mavili formayla 41 resmi maça çıktı. Yıldız isim bu müsabakalarda 13 defa fileleri sarstı, 10 da gol pası verdi.

    GİDERSE KANAT İÇİN TAKVİYE

    Trabzonspor, Trezeguet’nin ayrılması durumunda hem sağ hem de sol kanatta oynayabilen bir destek yapacak. Bu tarafta çalışmalarını sürdüren bordo mavililerin birçok oyuncuyla temasta olduğu bildirildi.

  • Aliağa FK transferi açıkladı

    Spor Toto 3. Ligin yeni gruplarından Aliağa Futbol Kulübü, dış transferde 2’nci Lig takımı Somaspor’dan orta saha oyuncusu Oğuzhan Yıldırım’la 2 yıllık mukavele imzaladı.

    İmza merasimine Aliağa Belediye Lideri Serkan Acar, Kulüp Lideri Kamil Önal ve Futbol Şube Sorumlusu Turgay Mete katıldı.

    İmza merasiminde konuşan Oğuzhan Yıldırım, “Öncelikle transferimde emeği geçen herkese teşekkür ederim. Sorumluluklarımın farkındayım, çok çalışıp Aliağa Futbol Kulübü’nü layık olduğu yere çıkarmak için elimden gelenin en uygununu yapacağım. Her iki taraf için de iyisi olsun, sonu şampiyonluk olsun. Allah utandırmasın” diye konuştu.

  • Altınordu’da, Erdi’ye ikili talip

    Spor Toto 2. Lig gruplarından Altınordu’da kendisine kulüp bulması istenen oyuncular ortasında yer alan stoper Erdi Dikmen’e iki kulüpten teklif geldiği öğrenildi.

    Tecrübeli savunmacıya 1’inci Lig gruplarından Sakaryaspor ve 2’nci Lig’de yer alan 1461 Trabzon FK talip oldu.

    İzmir grubuyla 1 yıl daha mukavelesi bulunan lakin kırmızı-lacivertli ekibin geçen dönem 1’inci Lig’de küme düşmesinin akabinde Lider Seyit Mehmet Özkan’ın yolları ayırma kararı aldığı isimlerden biri olan Erdi’nin önümüzdeki günlerde yuvadan resmen uçması bekleniyor.

  • Somaspor’da 4 futbolcu ayrıldı

    TFF 2’nci Lig Kırmızı Küme takımlarından Somaspor’da 4 futbolcu kadrodan ayrıldı.

    Genç oyuncusu Emrecan Bulut’u Beşiktaş’a gönderen siyah-beyazlı grupta takım kaptanı Oğuzhan Yıldırım, Kadir Kurt, Kadir Karış ve Yusuf Tursun’la vedalaşıldı. Kulüpten yapılan resmi açıklamada, “Profesyonel oyuncularımızdan Oğuzhan Yıldırım, Kadir Kurt, Kadir Karış ve Yusuf Tipsin ile yollarımızı ayırmış bulunuyoruz. Oyuncularımıza bundan sonraki mesleklerinde muvaffakiyetler dileriz” denildi.

    Oğuzhan Aliağa FK, Kadir Kurt Manisa FK, Yusuf Tipsin Amed Sportif, Kadir Karış da Amasyaspor’la muahede sağladı.

  • Yakup Sekizkök: ”Başantrenörlük benim uzun müddettir hedefimdi”

    Basketbol Üstün Ligi gruplarından Darüşşafaka Lassa’da yeni bir periyot başlıyor.

    Başantrenör Selçuk Ernak ile yolların ayrılmasının akabinde İstanbul grubunda bu misyona, mesleğinde asistan koçluk yaparak isminden kelam ettiren Yakup Sekizkök getirildi. Anadolu Efes ile yolların ayrılmasının akabinde Panathinaikos ile mukavele imzalayan Ergin Ataman’ın Beşiktaş, Galatasaray ve Anadolu Efes’in yanı sıra A Ulusal Basketbol Grubu’nda da yardımcılığını üstlenen Yakup Sekizkök, mesleğinde birinci defa başantrenör olarak vazife yapacak. Deneyimli antrenör, Anadolu Efes devrinin yanı sıra, Darüşşafaka ile gayeleri, transfer çalışmaları, ulusal kadro, ligde uygulanacak yabancı kuralı ve Ergin Ataman ile yıllardır süregelen dostluğu dahil olmak üzere birçok bahiste Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu.

    Anadolu Efes’te çok başarılı bir periyodu geride bıraktıklarını söyleyen Sekizkök, “Başarılarla dolu, çok memnun 5 dönem geçirdik. Geldiğimizde yaz transfer devrinde takım kurduk ve macera başladı. Bu süreçte oynadığımız bütün mecralarda gayeye ulaştık. Ya kazandık ya da finalde 1-2 adedini kaybettik. İnşallah Anadolu Efes’in önümüzdeki periyotlarla bu muvaffakiyetleri tekrarlayacağını umut ediyorum. Benim yeni bir yolum var. Başımı oraya çevirdim ve bütün konsantrasyonumu buraya verdim” formunda konuştu.

    “DARÜŞŞAFAKA İLE BİRİNCİ TEMAS FENERBAHÇE SERİSİNİN 3’ÜNCÜ MAÇINDAN SONRA OLDU”

    Darüşşafaka ile başantrenörlük konusunda yaptığı görüşmelerin ayrıntılarını paylaşayan Sekizkök, “Başantrenör olarak misyon almak, benim uzun müddettir amacımdı. Anadolu Efes’teki maceramız o kadar uygun gitti ki ben bu amacı erteledim. Artık bu dönemin sonunda Efes ile yollarımızın ayrılacağı aşikâr olunca önümde kimi seçenekler vardı. Darüşşafaka daha evvel içinde bulunduğum ve güvendiğim bir kurum. Bu kadronun Şampiyonlar Ligi’nde yer alması, her vakit agresif takımlar kurması beni heyecanlandırdı. Fenerbahçe serisindeki 3’üncü maçın akşamında Darüşşafaka cephesiyle görüşmelerimiz ciddileşti. 1-2 gün içinde de ciddileşince Karşıyaka ile oynadığımız final serisinden evvel bu birlikteliği başlatmış olduk. Final serisini de başarılı bir formda tamamlayınca önümüze bakmaya başladık” diye konuştu.

    “DOĞUŞ’U TAKIMDA TUTMAYI ÇOK İSTERDİK ANCAK BİZİM BÜTÇEMİZİ AŞAN BİR DURUM”

    Yaz devrinde takımdan yerli ve yabancı birçok oyuncunun ayrıldığını belirten deneyimli başantrenör, transfer çalışmalarıyla ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:

    “Doğuş, Darüşşafaka için simge oyunculardan bir tanesi. Doğuş’un 17 yıllık bir Darüşşafaka mesleği var. Türkiye’de çok kıymetli bir yere geldi. Onu takımda tutmayı çok isterdik fakat bizim bütçemizi aşan bir durum oldu. O da natürel ki kendisini EuroLeague’de denemek istedi, onu da hürmetle karşıladık. Ercan’ı da takımımızda tutacak bir bir bütçe açamadık. Can Korkmaz’ı takımda tuttuk. Muhsin Yaşar ve Rıdvan Öncel takımımıza kattı. Onların da bize katkıları olacağını düşünüyorum. Canberk Kuş bizimle devam edecek. Hakan Sayılı’nın devam eden kontratı var. Kyle Allman’ı ve Muhammad-Ali Abdur-Rahkman’ı yabancı olarak takımımıza dahil ettik. David McCormack listemizde, kendisiyle görüşüyoruz.”

    “GENÇ OYUNCULAR BİR EMEK ORTAYA KOYDUĞUNDA ONLARA OLUMLU AYRIMCILIK YAPMAK İSTİYORUZ”

    Kadrodaki genç oyuncuların kendilerini göstermesi gerektiğini belirten Sekizkök, genç oyunculara rotasyonda müddet vereceklerini söz ederek, “Antrenmanda kendilerini geliştirip, bir emek ortaya koyduklarında onlara bir olumlu ayrımcılık yapıp deneyimli oyuncuların müddetlerinden kısıp onlara katmak istiyoruz. Bu oyuncuların elinde. Bizim de bir maksadımız var. Grup içi istikrarları bozmadan onlara bir ayrımcılık yapmayı düşünüyoruz. Onlar bunu hak edecek ki biz de onlara bu ayrıcalığı kolay tanıyalım. Oyuncu dakikayı, fırsatı kulüpten beklerse hayal kırıklığı yaşanıyor. Berke Büyüktuncel, Tofaş’ta bileğinin hakkıyla süreyi aldı. Bizim çocukların da birebirini yapabileceğini düşünüyorum” halinde konuştu.

    “HEDEFİM ÇİFT OYUN KURUCULU BİR SİSTEM UYGULAMAK”

    Darüşşafaka’da uygulamak istediği oyun sistemine dair bilgiler paylaşan Sekizkök, “Eskiden kadrolarda tek oyun kuruculu sistemler vardı. Efes’in birinci yılında da bu böyleydi. Larkin birinci oyun kurucuydu. Micic ise daha çok savunma istikameti kuvvetli ve yedek oyun kurucu olarak düşünülmüştü. Bu iki oyuncunun çift oyun kuruculu sistemde çok uygun oynadığını görünce bu sisteme döndük. Benim de maksadım çift oyun kuruculu bir sistem uygulamak. Hakikat oyuncuları bulabilirsek 3 guardlı bir sistem inşa etmek. Türk oyuncularımızdan da önemli sorumluluk alanlar olacak. Hazır 2-3 guardınız olunca bir sakatlık yaşandığında o oyuncunun yeri kolay kapanıyor. Tek oyuncuya bağlı kaldığınızda 1 hafta kaçırsa bile zahmet oluyor” sözlerini kullandı.

    “LİGDE GEÇEN YILKİ BAŞARIMIZIN ÜSTÜNE ÇIKMAK İSTİYORUZ”

    Basketbol Harika Ligi’ndeki takımların gelecek dönem için çok güzel takımlar kurduğunu ve rekabet seviyesinin artacağını aktaran Yakup Sekizkök, “Geçtiğimiz yıl Galatasaray ve Beşiktaş’ın beklentilerin altında kalması, üstteki ekiplerin işini kolaylaştırdı. Birinci 4 sıradaki kadrolar kendi ortasında bir rekabete girdi. Önümüzdeki dönem için biz Play-Off’a güzel bir yerden girmek istiyoruz. Geçen seneye nazaran daha kuvvetli bir lig bizi bekliyor. Biz planımızı yaptık, gayelerimiz yüksek. Geçen yılki başarımızın üstüne çıkmak istiyoruz” açıklamasında bulundu.

    “HEDEFİMİZ, ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE DÖRTLÜ FİNALE KALMAK”

    Darüşşafaka’nın Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde yer aldığı kümesi pahalandıran deneyimli başantrenör, maksatlarının bu kulvarda Dörtlü Final olduğunu söyleyerek, “Yönetimle birinci buluştuğumuzda evvel altyapıdan girdik bahse. Benim birinci talebim, Şampiyonlar Ligi’nde argümanlı olacak, Dörtlü Final hedefleyecek bir kadro kurmaktı. Bu noktadan yola çıkarak biz bu yola girdik. Kuvvetli bir küme olmuş olabilir. Amacınız Dörtlü Final ise kim gelecekse yeneceksiniz. Bizim başımızda bir soru işareti yok. Bence baştan düzeyin yüksek olması bir avantaj. Bütün planlarımızı 1’inci ve 2’nci bitirmek üzerine yaptık. Amacımız evvel 2’nci Cins’e akabinde çeyrek final ve Dörtlü Final’e kalmak. Başımızda öbür niyet yok” dedi.

    “İNŞALLAH BU SEFER OLİMPİYATLARDA YER ALACAĞIZ”

    A Ulusal Basketbol Grubu’nda Ergin Ataman’ın yardımcılığını üstlenen Sekizkök, ulusal ekibin yaz aylarında oynayacağı olimpiyat elemeleri hakkında ise şu halde konuştu:

    “Bu elemeden geçsek bile Olimpiyatlara gitmek için bir eleme daha oynayacağız. Bunu kendi alanımızda oynuyor olmamız bir avantaj. Argümanlı kadrolar var. Rakiplerimizden tezli takımlar bekliyorum. Tek maksadımız, birinci çeşidi aşmak. Sonraki küme nasıl oluşacak, o bir sonraki etap. İnşallah bu sefer bu safhaları aşıp Olimpiyatlarda yer alacağız.” 

    “BEN 5 YABANCILI SİSTEMDEN YANAYIM”

    Türkiye Basketbol Muhteşem Ligi’nde kadroların maç takımında yer alabilecek yabancı oyuncu sayısının 5’ten 6’ya yükseltilme ihtimaliyle ilgili de fikirlerini paylaşayan Sekizkök, 5 yabancılı sistemin devam etmesinden yana olduğunu söyledi. Sekizkök, mevzuyla alakalı olarak, “Bir müddettir federasyon bu süreci yönetiyor. Son gelinen nokta bildiğim kadarıyla 5 yabancıyla devam edeceği istikametinde. 6 yabancı da olabilir alışılmış ki. 5 yabancılı sistemi son yıllarda uyguladık ve Türkiye Ligi’ndeki rekabet ziyan görmedi. Avrupa kupalarına katılan ekiplerimizin muvaffakiyetleri ortada. Ben 5 yabancılı sistemden yanayım. Kadroların planlarını yapabilmesi için bunun erken açıklanmasında yarar var. Ben 2-3 Türk oynasın, 5 yabancıyla birlikte sistemi döndürürüz kanısına katılmıyorum. Bu bir yerde tıkanıyor. Başka oyuncular oynamadığında idman randımanını de düşüyor. Her oyuncuya eşit baht vermekten yanayım” diye konuştu.

    “ERGİN HOCANIN HEM İDARESİ HEM DE TARAFTARLARI KEYİFLİ EDECEK MUVAFFAKİYETLERİ SAĞLAYABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

    Uzun yıllar birlikte çalıştığı Ergin Ataman’ın Panathinaikos ile başarılı olacağına inandığını vurgulayan Sekizkök, “Ergin hocanın daima yurtdışına gitme gayesi vardı. Kendim için söylediğim şey, Ergin hoca için de geçerli. Anadolu Efes serüveni o kadar güzel geçti ki öteki bir iş arayışında olmadık. Hocanın elindeki seçenekler ortasında Panathinaikos ona en âlâ imkanları sunacak ekipti. Orada son yıllarda bir koç sirkülasyonu oldu lakin Ergin hocanın gerçek kadroyu kurup hem idaresi hem de taraftarları memnun edecek muvaffakiyetleri sağlayabileceğini düşünüyorum” halinde konuştu.

    DARÜŞŞAFAKA İLE EGE ÜNİVERSİTESİ ORTASINDA KIYMETLİ BİRLİKTELİK

    Altyapıya çok değer veren bir kulüp olduklarını aktaran Sekizkök, Darüşşafaka ile Ege Üniversitesi ortasında başlayan birlikteliğe dair ise “Darüşşafaka, Ege Üniversitesi ile bir proje başlattı. Önümüzdeki günlerde bunu daha da genişletip, vadesini uzatarak bu kadroya yeni oyuncular yetiştirmek üzerine bir yapı oluşturulacak. Basketbol Gelişim Ligi kadromuzu A kadroya bağladık. Bizle birlikte çalışacaklar. İzmir’deki altyapıdan evvel TB2L grubumuza oyuncu yetiştirip sonra da A ekibe oyuncu kazandıracağız. İzmir çok değerli bir merkez. Darüşşafaka’ya sportmen kazandırıp onların tesislerinde bu çalışmamız devam edecek” tabirlerini kullandı.

  • Otodrag yarışı, sürat tutkunlarını Antalya’da buluşturdu

    Antalya’da düzenlenen otodrag yarışı, sürat tutkunlarını bir ortaya getirdi.

    Kepez Belediyesi ile Kepez Araba ve Motor Sporları Kulübü iş birliğinde düzenlenen otodrag yarışları, Odabaşı Mahallesi’ndeki Drag Pisti’nde başladı.

    Yarışlara, Türkiye’nin farklı vilayetleri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden 82 atlet katıldı.

    Araba Sporları Federasyonu Mahalli Oto Drag kuralarına uygun olarak yapılan yarışlar, ısınma tipleri ve sınıfların belirlenmesiyle start aldı.

    Tertip Pazar günü yapılacak yarışlarla sona erecek.

     

     
  • Yelken Ulusal Ekibinin kampı tamamlandı!

    ILCA 4 Yelken Ulusal Grubu’nun Tekirdağ’daki kampı sona erdi.

    Yunanistan’da 21-30 Temmuz’da düzenlenecek Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil edecek 12 sportmen, Tekirdağ Yelken ve İhtisas Kulübünde çalışmalarını gerçekleştirdi.

    Atletler, antrenörler Berk Uzel ve Hasan Sal nezaretinde 6 günlük kamp devri geçirdi.

    Antrenör Hasan Sal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şampiyona öncesi son kamplarını gerçekleştirdiklerini söyledi.

    Şampiyonaya sıkı biçimde hazırlandıklarını belirten Sal, “Güzel bir rüzgarda verimli bir kamp geçirdik. Dünya şampiyonasının yapılacağı yerdeki hava şartlarını uygun bir havada çalışmalarımızı yaptık. Yaklaşık 4 saate yakın deniz idmanlarımız oldu. Tezli bir halde şampiyonaya hazırlandık. Oradan şampiyon olarak dönmek istiyoruz. Tüm atletlerimizin birinci 10’da yer alacağına inanıyoruz.” dedi.

    Ulusal atlet Asya Şakaklı da kampın, ekip için çok verimli geçtiğini lisana getirdi.

    Şampiyonadan madalyalarla dönmek istediklerini belirten Şakaklı, “Dünya şampiyonası amacıyla çok hoş bir havada çalışmalarımız yaptık. Avrupa Şampiyonası’nda hoş derece yapmıştım. Dünya şampiyonasında da güzel bir derece bekliyorum. Şampiyon olarak dönmeyi planlıyorum ve buna nazaran idmanlarımı yaptım.” diye konuştu.

  • Amasyalı gençler, klâsik Türk okçuluğunu öğreniyor

    Amasya’da açılan klasik Türk okçuluğu kursuna katılan çocuk ve gençler, ok atmayı öğreniyor.

    Vilayet Emniyet Müdürlüğü Toplum Dayanaklı Polislik Şube Müdürlüğünün hayata geçirdiği, “Yalnız Değilsiniz” isimli Çocuk ve Gençler Toplumsal Müdafaa ve Takviye Programı (ÇOGEP) kapsamında çeşitli yaş kategorilerinde okçuluk kursu düzenlendi.

    Amasya Spor Salonu’nda düzenlenen kursa katılan çocuk ve gençler, boş vakitlerini poligonda kıymetlendirerek uzman eğitmenler eşliğinde kendilerini geliştiriyor.

    Gençlik ve Spor Vilayet Müdürlüğünde misyonlu okçuluk antrenörü Ünal Kurt, gazetecilere, haftada 5 gün okçuluk eğitimi verdiklerini söyledi.

    Kursa kayıtlı 15 kişi bulunduğunu belirten Kurt, “Amasya Emniyet Müdürlüğümüzün hazırladığı proje ile kursumuzda klasik okçuluğu ile ilgili teorik ve uygulamalı eğitim veriyoruz. Bu türlü manalı bir projeyi hayata geçiren Vilayet Emniyet Müdürlüğü ile Amasya Gençlik Spor Vilayet Müdürlüğü başta olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederiz. İnşallah çocuklarımız için bu türlü projelerin devamı gelir.” dedi.

    Kursiyerlerden 13 yaşındaki Hamit Hasanpul ise okçuluk kursuyla hem cet sporunu öğrendiğini hem de gerilim attığını lisana getirdi.

    Mustafa Keklik de okçuluğu öğrenmenin memnunluğunu yaşadığını vurgulayarak, kursun açılmasından ötürü teşekkür etti.

  • İşitme Engelli Ulusal Badmintoncuların gayesi Dünya Şampiyonluğu!

    İşitme Engelli Badminton Ulusal Kadrosu dünya şampiyonluğunu hedefliyor.

    Litvanya’da 24 Eylül-1 Ekim 2022’de gerçekleştirilen 9. Avrupa İşitme Engelliler Gençler Badminton Şampiyonası’nda Avrupa ikincisi olan ulusal kadro, 10-25 Temmuz’daki Dünya Şampiyonası’nda kuvvetli rakiplerini geride bırakarak derece elde etmeyi hedefliyor.

    Şampiyonada Türkiye’yi temsil edecek olan 2’si bayan 2’si erkek atletten oluşan 4 kişilik kadronun belirlenmesi emeliyle Eskişehir’de seçmeler yapıldı.

    Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonu Genel Koordinatörü Kasım Avcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, badmintonun, federasyona bağlı 24 branştan biri olduğunu söyledi.

    Badmintonda başka branşlarda olduğu üzere başarılı olduklarını tabir eden Avcı, “Geçen yıl Litvanya’da yapılan son Avrupa Şampiyonası’nda ulusal ekibimiz Avrupa ikincisi oldu. Bu yıl Brezilya’da Dünya Şampiyonası var. Brezilya’da yapılacak olan Dünya Şampiyonası’nın ulusal kadro seçmesini yapmak üzere kadim kentimiz Eskişehir’deyiz. İnşallah bu seçme sonucunda teknik konseyimizin belirlediği ve idare konseyimizin almış olduğu karar doğrultusunda Dünya Şampiyonası’na bir iştirak sağlayacağız. İnşallah orada da hoş sonuçlar alacağımıza inanıyoruz.” diye konuştu.

    Ulusal grubun Avrupa şampiyonluğunu kıl hissesi kaçırdığını vurgulayan Avcı, “Sporcularımızla antrenörlerimiz bu hususla alakalı ağır bir mesai sarf ediyorlar. Badminton Uzak Doğu sporu olmasına karşın bizde Türk Ulusal Kadrosu olarak Dünya Şampiyonası’nda argümanlı olacağımıza inanıyoruz. Amacımız direkt şampiyonluk diyebiliriz. Allah’tan bir mani gelmezse inşallah ülkemizi, milletimizi, 85 milyonumuzu Brezilya’da en güzel formda temsil edeceğimize inanıyoruz.” sözlerini kullandı.

    Federasyonlarının Türkiye’deki 65 spor federasyonundan biri olduğuna değinen Avcı, “Şu anda 10 bin 860 lisanslı atlet sayısına sahibiz. 863 civarında tescilli kulüp sayımız var. Bütün branşlarda olduğu üzere olağan ki badminton branşında da şu anda etkin lisanslı sportmen sayımız giderek artıyor. Bununla alakalı da Federasyon Liderimiz Sayın Kerim Vural beyin ve idaresinin ağır bir gayreti var. Hoş projelerle inşallah 2024 yılına dolu dolu geliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

     Cavit Şengün: “Türkiye badmintonda büyük bir atak yaptı”

    TİESF Badminton Ulusal Kadro Başantrenörü Cavit Şengün ise Eskişehir’de yapılan seçmelerde Türkiye’yi temsil edecek ulusal ekip atletlerinin belirlenmesinin akabinde şampiyonada yer alacaklarını söyledi.

    Geçen yıl Litvanya’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda ikincilik elde ettiklerini hatırlatan Şengün, “Bu şampiyonada Avrupa ikinciliği aldık. Dünya Şampiyonası’nda da bahtımızı deneyeceğiz. Onun için uğraşıyoruz. Geçen yıl hoş bir muvaffakiyet var. Avrupa derecesi yapmak bizim için yeterliydi. Dünya Şampiyonası olunca biraz işimiz zorlaşıyor. Malum Asya ülkeleri de işin içerisine giriyor. Gerek Çin gerek Japonya, Asya’da badminton bir numaralı spordur. Biz hazırız. Atletlerimiz epey âlâ. Dünya standartlarında atletlerimiz var. Bunlara güveniyoruz. İnşallah madalyayla döneceğiz.” dedi.

    Türkiye’nin badmintonda büyük bir atak yaptığına dikkati çeken Şengün, şunları kaydetti:

    “Aslında dünya badmintonda çok büyük bir atak yaptı. Türkiye de buna uydu. Nitekim atlet sayısı en yüksek branşlardan biri haline geldik. Badmintonda şu anda Avrupa’da ve Balkanlar’da artık kelam sahibiyiz. Evvelden ‘Bu nasıl bir spor, ne yapılıyor?’ deniyordu. Şu anda büsbütün uygunuz. Avrupa’da çok başarılı atletlerimiz var. Olimpiyatlarda tekrar Türkiye’yi temsil ediyoruz, atletlerimiz var. Bay ve bayan atletlerimiz var. Bu hayli sıkıntı bir branş. Çok eforlu ve çok teknik olunması gereken bir spor. Danimarka’nın, Rusya’nın, Çin’in bir numaralı sporu. Bunlar sporda çok dünyada kelam sahibi ülkeler. Türkiye bunların peşine takıldı. Biz de burada yerimizi almaya çalışıyoruz. Daha alacağımız çok yol var.”

    Arkadaşlarının tavsiyesi üzerine badmintona başlayan işitme engelli sportmen Kemal Özer, 17 yaşında birinci kere ulusal ekipte yer aldığını belirterek, “Sporun gelişmesine seviniyorum. İnşallah Dünya Şampiyonası’nda daha yeterli olacağız. Daha büyük başarılara imza atacağız.” diye konuştu.

    Özer, 2025’te Japonya’nın başşehri Tokyo’da düzenlenen İşitme Engelliler Yaz Olimpiyat Oyunları’na katılmayı hedeflediğini kelamlarına ekledi.

    Ulusal kadroda 7 yıldır yer alan işitme engelli sportmen Nalan Kaygın da Dünya Şampiyonası’na katılarak, derece almayı hedeflediğini lisana getirdi.

  • Mersin’de bayan taraftarlardan kadrolarına takviye

    Mersin’in Faziletli ilçesinde bu yıl 18’incisi düzenlenen “Erdemli Kaymakamlık Kupası Mahalleler Ortası Futbol Turnuvası”nda bayan taraftarlar ekiplerine dayanak verdi.

    İlçede dayanışma sağlamak emeliyle Kayacı Mahallesi Lütfi Elvan Stadı’nda düzenlenen turnuvanın açılışına, Vali Ali Hamza Pehlivan, başka protokol üyeleri ve ortalarında bayanların da bulunduğu mahalle sakinleri katıldı.

    Turnuvanın açılışında bayanlar ortasında halat çekme yarışı düzenlendi.

    Vali Pehlivan, açılışta, bu cins turnuvaların devamlılık sağlamasının değerli olduğunu belirtti.

    Turnuvanın 18 yıl boyunca yapılmasının birlik ve beraberliğin göstergesi olduğuna değinen Pehlivan, şöyle konuştu:

    “Sadece bir yaş kümesi değil, her yaş kümesinden ve bilhassa hanım kardeşlerimizin ilgi göstermesi dikkat cazibeli. Hanım kardeşlerimizin bu turnuvaya ilgi göstermesi inanıyor ve biliyoruz ki centilmenlik seviyesini daha da artıracak. Bu turnuvaların kardeşçe, dostluk çerçevesinde geçmesine büyük katkı sağlıyordur ve sağlayacaktır.”

    Vali Pehlivan ve öteki ilgililer, daha sonra turnuvanın birinci maçı Tapureli-Ayaş Spor müsabakasının başlama vuruşunu gerçekleştirdi.

    Tribünlerde yer alan çok sayıda bayan taraftar, kadrolarını destekledi. Kimi bayanlar kucağında çocuklarıyla maçı izlerken, kimileri da tezahüratlarla tribünde kadrolarına moral verdi.

    Taraftarlardan Cansu Demir, her sene turnuvayı izlemeye geldiğini ve mahalle kadrosuna takviye verdiğini belirterek, “Bir yıldır bu maçları bekliyoruz. Rakiplerimizi yenip bu sene de şampiyon olmak istiyoruz.” dedi.

    Elif Badas da her sene kadrolarına tribünde dayanak verdiklerini söz etti.

    Turnuvanın birinci maçında Tapureli mahallesinin ekibi Ayaş Spor’u 3-0 yendi.

  • Galaxy S23 FE hakkındaki sızıntıların arkası ardı kesilmiyor

    Son vakitlerde alınan raporlara nazaran, Samsung, geçtiğimiz yıl Hayran Sürümü telefonunu piyasaya sürmeme kararının akabinde, 2023’ün son çeyreğinde Galaxy S23 FE‘yi piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Erken sızıntılar ve sertifikalar, çok beklenen bir aygıtı işaret ederken, tartışmalı Exynos 2200 yonga setinin bu akıllı telefonu güçlendirme ihtimali etrafında spekülasyonlar vardı. Galaxy S23 FE’yi sabırsızlıkla bekleyen hayranlar için, bu kaygılar, son Geekbench listesiyle doğrulandı.

    SM-711B model numarasına sahip Samsung Galaxy S23 FE, Geekbench 6 hesaplama testinde göründü ve birçok değerli ayrıntısı ortaya çıkardı. Aygıtta 8GB RAM bulunuyor ve kutudan Android 13 işletim sistemiyle birlikte çıkıyor. 1.82 GHz temel sürat ve 2.80 GHz sürat aşırtması ile sekiz çekirdekli bir işlemci bulunuyor. S5e9925 anakart ve Samsung Xclipse 920 GPU, bu yonganın sahiden de Exynos 2200 yonga seti olduğunu katiyen doğruluyor.

    Galaxy S23 FE hakkındaki sızıntıların gerisi ardı kesilmiyor

    Samsung, Exynos 2200‘ü birinci olarak Galaxy S22 serisiyle birlikte duyurdu lakin bu yonga seti, Snapdragon 8 Gen 1 yonga setine bir rakip olarak yüksek beklentileri karşılamadı. Performans iyileştirmeleri epeyce mütevazı, evvelki model olan Galaxy S21 FE’deki Exynos 2100’e kıyasla sırf %5’lik bir CPU performans artışı sağlıyor. Lakin, Exynos 2200, GPU performansında yaklaşık %15’lik bir düzgünleştirme sunuyor. Münasebetiyle, şayet Galaxy S21 FE’den yükseltme düşünüyorsanız, Exynos 2200 ile elde edeceğiniz performans artışı değerli olmayabilir.

    Galaxy S23 FE’nin söylentilere nazaran özellikleri ortasında 120Hz yenileme suratına sahip 6.4 inçlik FHD+ AMOLED ekran bulunuyor. Kullanıcılara farklı depolama yapılandırmaları ortasından seçim yapma imkanı sunması bekleniyor, bu seçenekler 6GB yahut 8GB RAM ve 128GB yahut 256GB depolama seçeneklerini içeriyor. Raporlar, aygıtın 4.500mAh bir batarya ile donatılacağını ve 25W süratli şarjı destekleyeceğini belirtiyor. Bilhassa, Galaxy S23 FE’nin, evvelki modeli olan Galaxy S21 FE’nin 12MP kamerasına kıyasla 50MP bir kamera ile değerli bir kamera güzelleştirmesi sunabileceği spekülasyonları var.

  • Cep telefonunda kiralama dönemi

    İSTANBUL (İGFA) – Döviz kurlarında yaşanan yükseliş ve yeni gelen izin harçlarındaki artış özellikle telefon pazarında iç pazarda hareketli günlerin yaşanmasına neden olacak. Teknoloji ürünlerinde son 6 ayda ortalama yüzde 40’lık bir fiyat artışı yaşandığına dikkat çeken Kiralabunu‘nun Kurucu Ortağı Sinan Ventura, yurt dışı izin harcının yükselmesiyle iç ve dış pazarda fiyat dengesizliklerinin giderildiğini belirtti.

    Ventura,”Kayıt dışını önleyen bu hareket sonrasında talebin canlanmasını bekliyorum. Fiyat yükselişi iç talebi bayağı daraltmıştı. Kararla birlikte kiralama ve yenilenmiş cihaz talebinde hareketlenmeyi çok net göreceğiz. Kiralamaya talep en az yüzde 40 artış gösterir“ dedi.

    Son gelişmelerin kiralamanın önünü açtığını vurgulayan Ventura, özellikle işlerini teknolojiyle devam ettirmeye ihtiyaç duyanlar, uzaktan çalışanlar, öğrenciler, kurumsal şirketler özellikle kobilerde kiralama talebinde artış beklediklerini sözlerine ekledi.

    Sinan Ventura, kiralamaya yönelimin yüzde 55’in üzerindeki enflasyonda kullanıcılara yüzde 35’in üzerinde tasarruf sağladığına da vurgu yaptı.

  • Yellen’dan Çin’e iklim değişikliyle uğraşta işbirliği bildirisi

    CNN’in haberine nazaran, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Pekin’e gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında bir ortaya geldiği iklim uzmanlarıyla iklim değişikliğiyle çabayı ele aldı.

    Çin ve ABD’nin, birçok bahisteki görüş ayrılıklarına karşın iki ülkenin global problemler konusunda birlikte çalışması gerektiğini belirten Yellen, şöyle konuştu:

    “Dünyanın en büyük sera gazı yayıcısı ve yenilebilir gücün en büyük yatırımcıları olarak, liderlik etme konusunda ortak bir sorumluluğumuz ve kapasitemiz var. İklim değişikliği, global sıkıntılar listesinde baş sırada. ABD ve Çin bu varoluşsal tehdide karşı birlikte çalışmalı.”

  • Başakşehir’de oyuncular atletik testlerden geçti

    İstanbul Başakşehir Futbol Ekibi, yeni dönem hazırlıklarını sürdürdü.

    Turuncu-lacivertli kulüpten yapılan açıklamaya nazaran, oyuncular bu sabah atletik testlerden geçti.

    Atletik performans takımı tarafından, oyunculara maksimal kuvvet, güç ve kuvvet testiyle beden kompozisyon tahlili uygulandı.

    İstanbul Başakşehir, bu akşam yapacağı antrenmanla hazırlıklarına devam edecek.

  • Trabzonspor kombineleri satışa çıkıyor

    2023-24 dönemine hazırlanan Trabzonspor’un alanında oynayacağı karşılaşmalarda geçerli olacak kombine bilet satışları 10 Temmuz Pazartesi günü saat 13.00’te başlıyor.

    1 hafta müddetle geçen yıldan kombine sahibi taraftarla öncelik hakkı tanınırken, biletler genel satışa 17 Temmuz Pazartesi günü saat 13.00’te açılacak. Geçen yıllarda kombine olarak satılan kale gerileri ve doğu alt tribünleri biletleri bu dönemde karşılaşmalar öncesinde satışa sunulacak.

    FİYATLAR AÇIKLANDI

    Trabzonspor’un 2023-24 döneminde makul tribünlerdeki kombine fiyatları Fırtına 4 bin TL, Doğu Üst 6 bin TL, Batı Alt ve Üst 7 bin TL, VİP Silver 15 bin TL, VİP Gold 20 bin TL, VİP Platinum A ve C Tribün 25 bin TL, VİP Platinum B Blok 30 bin TL fiyat belirlendi.

    Bordo mavili kulübün üyelerinin kombine alımında yüzde 10 indirim hakkı bulunurken öğrencilere yüzde 15, bayanlara ise yüzde 25 indirim uygulanacak. Ayrıyeten geçen dönemden kombine sahibi olan taraftarlar, kulüp üyeleri ve Trabzonspor kredi kartlarına sahip taraftarların da yüzde 10 indirim hakkı bulunuyor. Geçen dönemden kombine sahibi olan taraftarlar öncelikli satış sürecinde ve genel satışlarda hem gişelerden hem de internetten yüzde 10 indirimden faydalanabilecek.

    Öte yandan, kombine satın almak isteyen taraftarların Passolig kart vizesinin 01.06.2024 tarihine kadar uzatılmış olması gerekiyor. Genel satışta kombine satışı 5 adetle sonlu olacak. Yenileme devri kombine satışları da 10 Temmuz Pazartesi saat 13.00’te başlayıp 16 Temmuz Pazar günü saat 20.00’de sona erecek.

  • Rosenior: “Arda Güler inanılmaz, çok özel!”

    İngiltere Championship gruplarından Hull City, yeni dönem öncesi hazırlıklarını TFF Hasan Doğan Ulusal Gruplar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde sürdürüyor. İngiliz takımının teknik yöneticisi Liam Rosenior, kamp ve transfer çalışmaları, maksatlar dahil olmak üzere birçok bahiste Demirören Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulundu.

    Vazifeye geldiği birinci günde kadronun var olan durumunu düzeltmeye odaklandığını aktaran Rosenior, “Ben vazifeye birinci başladığımda sıralamada aşağılardaydık. Durumumuz çok da güzel değildi. Birinci önceliğim, kadronun tertibini ve kendine olan inancını artırmaktı. Bunu yaparak başladım. Futbolda kazanmak için gol yememeniz gerekiyor. Ben de onu gruba oturtmaya çalıştım. Bunu yaptıktan ve istikrarı sağladıktan sonra uzun vadeli ideolojimize daha çok odaklanmaya başladım. Bu ideolojimizde topa daha çok sahip olma ve gol atma üzerineydi. Bunda da muvaffakiyete ulaştığımızı düşünüyorum. Kaydettiğimiz ilerlemeden ötürü mutluyum” diye konuştu.

    “TAKIM SİSTEME ÇOK UYGUN”

    Grupla birlikte birinci defa hazırlık kampı geçirdiğini ve oyuncuların çalışmasından çok şad olduğunu aktaran genç teknik adam, “Geldiğim birinci günden bu yana birinci sefer kadroyla hazırlık kampı geçirme fırsatı buldum. Bu yüzden de çok heyecanlıyım. Grup da oynamak ve uygulamak istediğimiz sisteme çok hakim. Kazanmak için oyunumuzu yansıtmaya çalışacağız. Birçok hamleci oyuncumuz geçtiğimiz dönem sakatlık geçirdi. Oscar Estupinan ve Benjamin Tetteh şu anda fit durumda. Liam Delap’ı takımımıza kattık. Bu oyuncuların yokluğunda Ozan Tufan ve Adama Traore üzere oyuncularımızı daha ofansif vazifelerde kullanmıştım. Bu oyuncuların geri dönmesiyle yeni dönemde daha fazla gol atmaya hazırız” sözlerini kullandı.

    “G.SARAY’A SORUN YARATABİLMEK ÖNEMİLYDİ”

    Galatasaray’a karşı oynadıkları hazırlık maçını pahalandıran Liam Rosenior, “Önemli olan yanlışlardan öğrenmek. Muhakkak hazırlık maçlarında sonuçlara odaklanmamaya çalışıyorum. Dönemin birinci hazırlık maçı, bizim için öğrenme fırsatıydı. Galatasaray bize karşı pres yapma şeklini değiştirdi. Bu biçimde bizi zorladılar. Dönemin birinci hazırlık maçlarında tam olarak fit olamayabiliyorsunuz. Buna karşın Galatasaray üzere bir gruba karşı sorun yaratabildiğimizi görmek güzeldi” biçiminde konuştu.

    “SOL BEK ALACAĞIZ”

    Transfer çalışmalarına da değinen Rosenior, sok bek bölgesine transfer yapacaklarını ve Ruben Vinagre’nin listelerinde bulunduğunu söz ederek, “Oluşturabileceğim en yeterli kadroyu oluşturmayı hedefliyorum. Şu anda sahip olduğum oyuncu takımından pek mutluyum. Çok hoş bir takımımız var. Transfer edeceğimiz oyuncular konusunda daha seçici olabiliyorum. Takımımıza sol bek katmak istiyoruz. Ruben Vinagre farkında olduğumuz ve benim çok beğendiğim bir oyuncu. Daha evvel Wolverhampton’da başarılı bir süreç geçirmişti. Geçtiğimiz yıl Everton’da zorlandı. Şu anda fizikî olarak hazır durumda. Onu grupta görmek isterim” açıklamasında bulundu.

    “PREMİER LİGE ÇIKMAK İSTİYORUZ”

    Acun Ilıcalı’nın kadrosu satın almasının akabinde taraftarlarla çok yeterli bağlantı kurduğunu ve kulübün eski günlerine dönme konusunda önemli adım attığını söyleyen Liam Rosenior, şöyle konuştu:

    “Şu anda Hull City’nin Premier Lig’de oynadığı vakte geri dönüyoruz diyebilirim. Acun Beyefendi de heyecanımızı artıran birisi oldu. Kendisi insanları heyecanlandırmak konusunda çok başarılı birisi. Kent Acun Bey’i çok seviyor. Bu dayanakla birlikte tekrar Premier Lig’e çıkmak istiyoruz. Seyirci ortalamamız 8 binden 20 bine kadar yükselmiş durumda. Bu da benim oynadığım periyoda benzemeye başladı. O vakitler Avrupa kupalarında oynama fırsatımız olmuştu. Artık o atmosferi tekrar yakalamak istiyoruz. İlişkin olduğumuz Premier Lig’e çıkmak istiyoruz. Benim misyonum, Acun Beyefendi için bunu gerçekleştirmek.”

    “EN DÜZGÜNÜ OLMAYA ÇALIŞIYORUM”

    Genç bir teknik yönetici olarak mesleğindeki amaçlarının sorulması üzerine ise İngiliz teknik adam şunları söyledi:

    “Ben olabileceğim en güzel teknik adam olmaya çalışıyorum. Bunu başarmak için de 24 saat çalışıyoruz diyebilirim. Futbol benim kanımda olan bir şey. Babam da futbolcuydu, ben de futbol oynadım. Futbol ile yaşayan birisiyim. Gelecekte şu kupayı kazanmak istiyorum usulünde bir amaç koymaktansa her gün daha güzele giderek ulaşabileceğim en üst noktaya ulaşmak istiyorum.”

    “ARDA İNANILMAZ BİR YETENEK”

    Fenerbahçe’den Real Madrid’e transfer olan Arda Güler’i birinci defa Türkiye Kupası finalinde izlediğini ve genç oyuncuya hayran kaldığını aktaran Rosenior, “Arda Güler katiyetle çok özel bir oyuncu. Acun Beyefendi bizi Fenerbahçe ile Başakşehir ortasında oynanan Türkiye Kupası finaline götürmüştü. Onu Başakşehir’e karşı izledim. Gördüklerim karşısında tüylerim diken diken oldu, inanılmaz bir oyuncu. Yaşına nazaran teknik marifeti, oyun zekası, dünya klasında diyebilirim. Bu yaşta bu kadar başarılı olması, tüm kulüplerin onunla ilgilenmesini beraberinde getirdi. İnanıyorum ki çok büyük ve başarılı bir mesleği olacaktır. İnanılmaz bir oyuncu” dedi.

    Rosenior, döneme çok âlâ hazırlandıklarını ve kulüp olarak çok başarılı bir dönem geçireceklerini belirterek kelamlarını noktaladı.

  • Lubomir Satka, Samsun’da kalıcı olmak istiyor

    Spor Toto Harika Lig’de gelecek dönem uğraş edecek Yılport Samsunspor’un yeni transferi Lubomir Satka, ekipte kalıcı olup daima birinci 11’de forma giymeyi hedefliyor.

    Polonya 1. Lig kadrosu Lech Poznan’dan transfer edilen 27 yaşındaki deneyimli Slovak stoper, yeni dönem hazırlıklarını Palandöken Dağı eteklerindeki Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde yapan kadrosuyla çalışmaya başladı.

    İngiltere, Slovakya ile Polonya’da forma giyen ve Slovakya Ulusal Grup oyuncusu, Türkiye’de birinci defa forma giyecek.

    Transfer ve yeni dönem maksatlarına ait AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Lubomir Satka, Samsunspor ile birinci temasın ulusal grupta oynarken olduğunu söyledi.

    Samsunspor formasıyla gayelerinden bahseden Satka, “Takımda kalıcı olmak, bilhassa birinci 11’de her vakit yer almak ismine savaşmam gerekiyor. Bunu çok düzgün biliyorum ve bunu yapmak için elimden gelenin en uygununu yapacağım. Bunu yaparken de doğal ki de ekibe takviye ve yardımcı olmam gerekiyor. Bu sebepten ötürü yapmam gereken ve maksadım ekipte kalıcı olmak, her vakit 11’de olmak.” dedi.

    Samsunspor’a transfer süreci

    Satka, Samsunspor’a transferi öncesi daha öncede Türkiye’de forma giyen ulusal ekipteki arkadaşlarıyla görüştüğünü anlatarak, kelamlarını şöyle sürdürdü:

    “Samsunspor’u kabul etmeden evvel onlarla konuşmuştum. Bana söyledikleri çok hoş şeyler oldu. İnanılmaz taraftarlar önünde futbol oynayacağımı söylediler. Çok hoş bir taraftar ambiyansının dışında stadyumların ve imkanların çok büyük ve çok hoş olduğunu söylemişlerdi. Bu sebepten ötürü ülke futbolu hakkında söyleyeceğim şey çok hoş taraftar ambiyansının olmasının yanında çok hoş stadyum ve imkanlarının olması.”

    Samsunspor ile temaslarına değinen Satka, “Menajerimi rastgele bir teklif gelmesi durumunda haber vermesini söyledim. O vakit da Samsunspor’un benimle ilgilendiğini söyledi. Transfer süreci bu türlü başladı.” tabirlerini kullandı.

    Birçok kadrodan teklif aldığını belirten Satka, “Samsunspor’u tercih etmemdeki ana sebep, bana çok net bir halde gelerek plan ve projelerini anlattılar. Bu da beni ikna etmede çok değerli bir etken oldu. Doğal gelmeden evvel ekibi biraz araştırdım. Çok tutkulu ve büyük bir taraftarı olduğunu fark ettim ve bu sebepten ötürü bu türlü büyük bir kulübe gelmiş olmak ismine karar vermek olağan ki sıkıntı olmadı. Burada öncelikle çok hoş bir ambiyans var. Beni çok hoş karşıladılar. Doğal grupta çok fazla Türk oyuncu var. Bu sebepten ötürü tahminen biraz Türkçe öğrenmem gerekecek lakin en azından kolay sözleri öğrenmem lazım. İki gündür buradayım. Yavaş yavaş ekibe adapte olmaya çalışıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

     

     
  • Karşıyaka bir transferi daha açıkladı

    Türkiye Sigorta Basketbol Harika Ligi’nde geçen dönem final oynayan Pınar Karşıyaka, iç transferde ABD’li şutör guard Jaylon Brown ile yine anlaştı.

    Yeşil-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, “2022-23 döneminde takımımızda yer alan Jaylon Brown, 1 yıl daha Pınar Karşıyaka’mızda” tabirlerine yer verildi.

    Karşıyaka iç transferde Mert, Vitto Brown, Deniz, Ergi, Kenan, Thomas ve McCollum ile dış transferde ise Furkan Haltalı ve Kelan Martin ile kontrat imzalamıştı.

Başa dön tuşu