Gün: 21 Temmuz 2023

  • Tarihi Vatan Kahvesi yeniden Antalyalıların hizmetinde

    1983 yılında yıkıldıktan sonra Büyükşehir Belediyesi tarafından Karaalioğlu Kent Yaşam Parkı Projesi çerçevesinde yeniden inşa edilen kent hafızasının önemli simgelerinden Vatan Kahvesi, yeniden Antalyalıların buluşma noktası oluyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Böylesi tarihi önemi olan bir alanı ranta kurban etmeyip, belediyemiz işbirliği protokolü ile Gastronomi Derneği tarafından eğitim yuvasına dönüştürülmesini sağladık” dedi.

    Kent hafızasının önemli simgelerinden Vatan Kahvesi, 1983 yılında yıkıldıktan sonra Büyükşehir Belediyesi tarafından Karaalioğlu Kent Yaşam Parkı Projesi çerçevesinde yeniden inşa edilmişti. Aslına uygun olarak yapılan tarihi Vatan Kahvesi, eski misyonuna uygun şekilde bir buluşma noktası olarak yeniden Antalyalıların hizmetine sunuldu. Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (AGİD) ile yapılan protokol çerçevesinde gastronomi turizmine hizmet edecek olan tarihi Vatan Kahvesi’nin tekrar Antalyalılara kazandırılmasıyla ilgili tören düzenlendi. Törene Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği Başkanı Zeki Özen, belediye bürokratları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    GASTRONOMİYE HİZMET VERECEK

    Antalyalıların çocukluğunun geçtiği, anıları olduğu Karaalioğlu Kent Yaşam Parkı Projesi’ni bitirmenin kendilerine nasip olduğunu ifade eden Başkan Muhittin Böcek, “Burası bizden önce başlatıldı ama bitirmek bize nasip oldu. Göreve geldiğimizde yüzde 50’si tamamlanmış olan içinde Vatan Kahvesi’nin de bulunduğu projeyi Antalya’ya kazandırdık. Bu anlamlı ve özel mekanda 11 Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şefinde katıldığı Gastronomi Festivali’ni başlattık” dedi. Yaklaşık 800 bin kişinin ziyaret ettiği Gastronomi Festivali’nin bu yıl ikincisini gerçekleştireceklerini söyleyen Başkan Muhittin Böcek, “Vatan Kahvemiz de Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği ile yapılan iş birliği protokolü çerçevesinde gastronomiye hizmet verecek. Bu tarihi mekan aynı zamanda gastronomi eğitim merkezi olarak kentimize, gençlerimize hizmet sunmaya devam edecek” diye konuştu.

    100 YILLIK TARİH

    100 yıllık bir tarihi öneme sahip Vatan Kahvesi’nin tekrardan kente kazandırılmasından duyduğu mutluluğu ifade eden Antalya Valisi Ersin Yazıcı,  şunları söyledi: “Antalya’nın tarihi ve kültürel bir değeri olan Vatan Kahvesi’ne farklı bir anlam yükleyerek yeniden hayat buldurdukları için Büyükşehir Belediyesi’ne ve Gastronomi Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği’ne teşekkür ediyorum. Burada hem eğitim olacak hem de gençlerimiz iş sahibi olacak. Burası tarihi ve kültürü ile herkesin buluşma noktası haline gelecek, yaşayan bir mekan olacaktır. Hayırlı ve uğurlu olsun ”dedi.

    ANTALYALILAR YAŞATACAK

    Vatan Kahvesi’nin işletecek olan Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği’nin Başkanı Zeki Özen, 100 yılın üzerinde bir tarihi olan bir değerin tekrardan hayata geçirmesi gibi bir misyonu üstlendikleri için mutlu olduklarını ifade etti. Özen, 3 katlı bin metrekare alanı olan Vatan Kahvesi’nin sosyal bir yapı olarak hizmet vereceğini ve Antalyalılar tarafından yaşatılacağını belirterek, “Burada alt katta kafe hizmeti sunulurken, buradan kazanılan kaynaklarla üst katta gençlere sertifikalı barissa eğitimi verilecek. Yine üst katta unutulmaya yüz tutan Antalya yemekleri ve yöre lezzetleri workshoplarla profesyonellere ve meraklılarına tanıtılacak” dedi.

    BAŞKAN BÖCEK’E TEŞEKKÜR

    Antalyalı iş insanı Emin Altıner de, Vatan Kahvesi’nin 100 yılı aşan tarihi hakkında bilgi vererek, kahveyi 60 yıl başarıyla işleten Halim Işıldar’ı, ailesini ve çalışanlarını andı. Vatan Kahvesi’nin o dönemde Antalyalıların buluşma noktası, kentin bilardo sporu da yapılan en önemli sosyal mekanı olduğunu anlatan Altıner, mekanı tekrar Antalyalılara kazandıran Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e ve AGİD’e teşekkür etti.

    Tören sonunda Başkan Muhittin Böcek ve Vali Ersin Yazıcı, Vatan Kahvesi’ne destek veren sponsorlara plaket verdi.

    WORKSHOP VE EĞİTİMLER DÜZENLENECEK

    Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği ile 2022 yılında yapılan protokol çerçevesinde Vatan Kahvesi, Antalya gastronomisine yönelik eğitimler ve atölye çalışmalarının düzenleneceği bir merkez olarak hizmet verecek. Turizm ve yeme içme sektörüne nitelikli personel yetiştirmek için Barista (kahve hazırlama uzmanı) programları düzenlenecek. Aslına uygun yapısıyla yeniden inşa edilen Vatan Kahvesi’nde bin metrekarelik alanda iç ve dış mekan kafe alanları, eğitim mutfağı, toplantı salonu, kütüphane ve ofisler yer alıyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yaz aylarında çocuklar için 10 beslenme önerisi

    Bunaltan sıcaklar, azalan iştah, artan vücut ısısı, aktiviteyle artan terlemeler… Yaz ayları sadece yetişkinler değil çocuklar için de zorluklarıyla geliyor. Ancak sağlıklı gıdaların seçimi ve özenli bir beslenme planıyla çocukların dengeli beslenmesini sağlamak mümkün. Acıbadem Fulya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İmre Gökyar, çocukların beslenmesinde dikkat edilecek detaylara dikkat çekiyor. 

    Her gün yeni bir rekor kaydeden mevsim sıcakları günlük yaşam kalitesini olduğu gibi çocukların beslenme alışkanlıklarını da önemli ölçüde etkiliyor. Kış boyu kapalı alanlarda hareketsiz kalan çocuklar yazın açık havada daha çok vakit geçiriyor, spor yapıyor ve daha çok seyahat ediyor. Sıcaklarla vücut ısısı ve buna bağlı olarak terleme de artıyor ve metabolizma daha fazla suya, şekere ve tuza ihtiyaç duyuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İmre Gökyar, tüm bu etkenlerin çocukların yaz aylarındaki beslenme düzeninin kış aylarına göre daha farklı olmasını gerektirdiğini söylüyor. Ayrıca yaz ishallerinin minikler için önemli bir tehdit olduğuna dikkat çekerek önemli uyarılarda bulunuyor. 

     

    Yaz aylarında çocuklar için 10 beslenme önerisi

    Sıcaklarda bol sıvı alımına, hafif gıdaların önemine değinen Dr. İmre Gökyar anne babalar için 10 altın öneriyi şöyle sıralıyor: 

    Kahvaltıyı atlamayın: Her mevsim olduğu gibi yaz aylarında da kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Büyüme ve gelişmesi devam eden çocukların kahvaltısında karbonhidrat, demir ve kalsiyum bakımından zengin olan yumurta, süt ve süt ürünleri tercih edilmelidir. 

    Dengeli beslenmesini sağlayın: Çocuğunuzun tabağını dörde bölün ve her bölüme farklı bir gruptan besinle yer verin. Artan sıcaklarla kan şekerinde düşme oluşturabileceği için makarna, pilav, patates gibi yiyeceklerin tüketmesine engel olun. Bunun yerine kepekli makarna, bulgur, granola gibi yiyecekleri tercih edin.

    Öğün sayısına dikkat edin: Sıcak havalarda çocukların iştahı azalabilir ya da günlük beslenme programları yetişkinler gibi iki ana öğüne inebilir. Bu da ara öğünlerde daha çok abur cubur atıştırmaları anlamına gelir. Çocukların yazın oynarken, yüzerken kaybettikleri kaloriyi yerine koyabilmeleri ya da gereksiz abur cuburdan uzak tutulmaları ve üç ana, üç de ara öğün olarak beslenmeleri gerekir. 

    Küçük porsiyonlar hazırlayın: Sıcaklarla iştah azalacağı için porsiyonları küçültün. Bunun yerine ara öğün alışkanlığı kazandırın. Öğünlerini sıvı gıdalarla, meyvelerle ve kuru yemişlerle destekleyin. Meyve suları yerine taze meyvenin kendisinin tüketilmesine önem verin. 

    Bol su içmeye özendirin: Sıcak havalarda terleme ile de su kaybı olacağından kışa göre en az 500 ml daha fazla su tüketmesini sağlayın. Bu da yaklaşık 2 su bardağı su içmeleri anlamına geliyor. Çocukların yeterli sıvı alıp almadıklarını kontrol etmenin en basit ve kolay yolu idrarı kontrol etmektir. Yeterli sıvı alan çocukların idrarı çok açık sarı renkte oluyor.

    Ara öğünlerinde hafif yiyecekler hazırlayın: Plaj veya havuza giderken yanına kraker ve bisküvi gibi glisemik indeksi yüksek gıdalar koymayın. Bunun yerine meyve salatası, ayran, yağsız esmer ekmekle yapılmış tost, kuruyemiş, kuru meyve gibi yiyecekler tercih edin.

    Kızartmalardan uzak tutun: Yemeklerinde mutlaka hafif, az yağlı ve bol lifli sebzeleri kullanmayı tercih edin. Hem zararları hem de yüksek kalori değerleri nedeniyle kızartmalardan, ketçap, mayonez içeren yemeklerden uzak durulmalıdır.

    Süt ve süt ürünleri tüketmesini sağlayın: Büyüme ve gelişme için artan D Vitamini sentezine destek için günde en az 1 porsiyon süt veya süt ürünleri tüketilmesi sağlanmalıdır.

    Şekerli gıdaları kısıtlayın: Yazın karpuz, kavun gibi doğal şeker de içerse, şeker oranı yüksek gıdaların yanı sıra dondurma gibi çocukların dayanamadığı tatlı içeren yiyecekleri kısıtlamaya çalışın. Böylece fazla kalori alımının yanı sıra kan şekerinin ani düşüp inmesi gibi sorunların da oluşmasına engelleyebilirsiniz.  

    Uyku öncesi yiyeceklerden uzak tutun: Çocukların yaz mevsiminde uyku saatleri değişebilir. Daha geç yatan çocuklarda uykuya yakın zamanlarda atıştırma ya da yemek isteği oluşabilir. Oysa sağlıklı bir uyku için uyku öncesi ortalama 2 saat öncesi beslenmenin kesilmesi gerekir. Atıştırması gerekiyorsa da şeker oranı düşük, çabuk hazmedilir meyveleri tercih edin. 

     

    İSHALDEN KORUYACAK ÖNERİLER

    Yazın çocuklar açısından en büyük tehlikelerin başında ishal geliyor. Her zaman ishal nedeni sadece besin zehirlenmeleri değil, birtakım virüs ve bakteriler olabiliyor. Enfeksiyon ishallerinin sık görülmesi nedeniyle bazı tedbirlerin de alınması şart! Özellikle süt, süt ürünleri, dondurma, pasta kreması, et-tavuk gibi gıdalarda zararlı virüs ve bakteriler çabucak üreyebildiğinden ishale yol açma olasılığını yükseltiyor. İşte bu nedenlerle, bu tip ürünlerin saklama koşulları ve tazeliği ilk dikkat edilmesi gereken konulardan biri. 

    Dr. İmre Gökyar, çocuklarınızı ishalden koruyacak temel önerileri de şöyle sıralıyor: 

    • Sıcak hava yiyeceklerin çabuk bozulmasına neden olduğu için yaz aylarında açıkta satılan yiyeceklerin tüketilmemesine özen gösterin.
    • Sebze ve meyvelerin çok iyi yıkandığından emin olun.
    • Kremalı yiyecekleri mümkün olduğunca bekletmeden taze taze tüketin. Dolapta 24 saatten fazla beklediyse tüketmeyin.
    • Et, tavuk, balık ve süt gibi besinleri açıkta bırakmayın. Uygun koşullarda muhafaza edilmesini sağlayın.
    • Mikroplar eller yoluyla çocuk çabuk vücuda girer. O nedenle ellerini sık sık yıkaması için destekleyin ve özendirin. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kocaeli’nin sokaklarında şenlik var

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Bizim Sokakta Şenlik Var etkinliği kentin birçok noktasında gerçekleştiriliyor. Etkinliklerde hem çocuklar hem de aileleri keyif dolu anlar geçiriyor. Sivil Toplum Kuruluşları İle İlişkiler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ve 18 Temmuz Salı günü başlayan Bizim Sokakta Şenlik Var etkinliklerinde çocuklar için kurulan şişme oyun grupları, çizgi film maskot karakterleri, sihirbaz, jonglör, tahta bacak ve daha birçok aktivite yer alıyor. Yoğun katılımın olduğu etkinliklerde aynı zamanda patlamış mısır ve pamuk şeker ikramı da yapılıyor.

     

    21-25 TEMMUZ PROGRAMLARI

     

    24 Temmuz Pazartesi

    Kuruçeşme Tramvay

    Darıca Kapalı Semt Pazarı

    Gebze Arapçeşme Mahallesi Yunus Emre Ortaokulu

    Çayırova Cumhuriyet Mahallesi Hanife Soykan Ortaokulu

                

    25 Temmuz Salı

    Derince 60 Evler Şükrü Aracı İlkokulu

    Kandıra Merkez (Namazgah)

     

    26 Temmuz Çarşamba

    İzmit Doğu Kışla

    İzmit Akçakoca/Tarih Koridoru

    Kartepe Dumlupınar (Açık Hava Sinema Alanı)

     

    27 Temmuz Perşembe

    Başiskele Aşağı Yuvacık Kalıcı Konutlar Fatih Sultan Mehmet Parkı

    Gölcük Saraylı Futbol Sahası

    Karamürsel Ereğli Sahil Merkez Camii Önü

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Karsu eğitimde fırsat eşitliği için Çeşme’de sahne aldı

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, eğitimde fırsat eşitliği için Türk Eğitim Vakfı (TEV) tarafından düzenlenen sanatçı Karsu’nun sahne aldığı konserde, “İzmirli olmakla gurur duyuyorum. Çünkü pandemide, depremlerde, bütün o felaketlerde İzmir el ele vermeyi en çok başaran kent olmuştur” dedi. Anlamlı gecenin sunuculuğunu üstlenen TEV gönüllüsü Neptün Soyer ise “Bu akşam, İzmir’in Türkiye’ye bir dayanışma daveti. İzmir yine fark yaratıyor” ifadelerini kullandı.

    İzmir, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla düzenlenen özel bir geceye ev sahipliği yaptı. TEV İzmir Şubesi tarafından düzenlenen Karsu TEV Umut konserinin sunuculuğunu TEV gönüllüsü Neptün Soyer üstlendi. Caz, blues, pop, funk ve elektronik müziği modern tınılarla buluşturan piyanist, besteci, söz yazarı, şarkıcı Karsu’nun sahne aldığı Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda bu defa eğitimde fırsat eşitliği için binlerce müziksever bir araya geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, TEV Genel Müdürü Banu Taşkın, TEV İzmir Şube Başkanı Gülnur Soybayraktar, TEV İzmir Şubesi Onursal Başkanı Berkay Eskinazi, TEV İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri Sevda Şükürer, Şule Karabağlı ve iş dünyasının temsilcileri ile geceye bağışlarıyla katkıda bulunan destekçilerin katıldığı özel gecenin açılış konuşmasını Neptün Soyer yaptı.

    Anlamlı gece TEV Eğitime Destek Korosu’nun sahneye çıkmasıyla başlarken Karsu konseriyle taçlandı. Ayrıca Başkan Tunç Soyer dünya ünlü piyanist Fazıl Say’ın bestelediği 100’üncü Yıl Marşı’nı koroyla birlikte seslendirdi.

    “İzmir’in Türkiye’ye bir dayanışma daveti bu akşam”

    Organizasyonun önemine değinen Neptün Soyer, “Şehirlerin depremlerle yıkıldığı, pandemiyle doğanın dengesinin bozulduğu son yıllarda TEV’in İzmir’e, İzmir’in Türkiye’ye bir dayanışma daveti bu akşam. Bu davetin tek bir amacı var, geleceğin teminatı ve bugünümüzün ortağı gençlerimizin eğitimine katkı koymak. TEV’in bu davetine katılarak geleceğimizin bir parçası olan herkese minnettarız” dedi.

    “İzmir’in dağlarında en güzel çiçekler bu gece sizlerle birlikte yeniden açıyor”       

    TEV’in kuruluş sürecine ve Türkiye’deki eğitime olan katkısına değinen Neptün Soyer, “1967 yılında Vehbi Koç önderliğinde kurulan TEV, eğitimde fırsat eşitliği sağlama hedefiyle 56 yıldır gençlerimizin eğitim yolculuklarına destek oluyor. Eğitimin gücüne inanan değerli bağışçılarıyla ülkenin dört bir yanında birçok eğitim tesisi yaptırarak, binlerce burs sağlayarak gençlerimizin geleceğine katkıda bulunmak için çalışıyor. Bugüne kadar yurt içinde 270 bin burs desteği verirken 2 bin 200 gencimizin de yurt dışı yüksek lisans ve doktora eğitimlerinde yanında yer aldı. 13 ilde şubesi bulunan TEV’in ilk şubesi de İzmir’de açıldı. Bu yüzden TEV’in 56 yılı aşan yolculuğunda İzmir’in yeri de çok anlamlı. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, kuruluşun ve kurtuluşun şehri İzmir yine fark yaratıyor ve İzmir’in dağlarında en güzel çiçekler bu gece sizlerle birlikte yeniden açıyor. Bu gece bu güzel konserle Karsu adına açılan burs fonuna gelen bağışlarla 500 gencimize burs desteği sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu anlamlı gecede altın destekçiler 15, gümüş destekçiler 10, bronz destekçiler 5, diğer destekçiler de 2 öğrenci için burs desteğinde bulundu. Bu konseri izlemeye gelen siz sanatsever gönül dostları, dayanışma ruhunuzla büyük katkıda bulundunuz. Çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

    “İzmir el ele vermeyi en çok başaran kent olmuştur”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise “Eğitim kültür, eğitim erdem, eğitim medeniyet, eğitim refah, eğitim cumhuriyet, eğitim demokrasi, eğitim Mustafa Kemal ve eğitim umut. Eğitim gelecek ve bu umudu, geleceği yaratmak için kendinden veren, el ele veren her birinize minnettarım. İzmirli olmakla gurur duyuyorum. Çünkü pandemide, depremlerde bütün o felaketlerde İzmir el ele vermeyi en çok başaran, en güzel el ele veren kent olmuştur. Bugün de yine eğitim, evlatlarımız, gençlerimiz için dayanışmaya ortak olan sizlere çok teşekkür ediyoruz. Bu hikayenin öncüsü TEV ve emekçilerine teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    “İnadına sanat inadına kardeşlik inadına dayanışma ve laik Türkiye”

    Gençlerin eğitimine destek veren TEV gönüllülerine ve Karsu’ya teşekkür eden Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, “Maalesef karma eğitimin tartışmaya açıldığı bugünlerde yolumuz uzun ve zorlu ama umudumuz var ve dipdiri. Biz bu yolu Atatürk’ün ışığında, cumhuriyet kadınlarımızla kol kola yürüyeceğiz. Mustafa Kemal’in düşünü kurduğu hedefe varana dek asla durmayacağız. İnadına sanat inadına kardeşlik inadına dayanışma ve inadına laik Türkiye” dedi.

    “Bütün kalbimle teşekkür ederim”

    Gece için emeğe geçenlere, TEV’e, bilet alanlara teşekkür eden sanatçı Karsu, kendisinin 16 yaşındayken Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) burs almasını örnek gösterdi. Yaşadığı zorluklara değinen ve eğitimin önemine dikkat çeken Karsu, kariyerinin geldiği noktayı o günlere borçlu olduğunu belirtti. Karsu, “Umarım inanılmaz bir akşam yaşayacağız. Geldiğiniz için ve sizlerle olduğumuz için çok mutluyum. Bütün kalbimle teşekkür ederim. Neden ABD’ye gitmiştim? Eğitim almak için. Sizin gibi güzel insanlar orada da burslar organize ediyorlardı. Müzik kariyerimin ilk adımlarıydı. Çok güzel hayat dersleri alıyorduk” ifadelerini kullandı.

    Gecenin organize edilmesinde büyük katkıları olan TEV’in temsilcileri de birer konuşma yaptı.

    Bağışta bulunanlara zeytin fidanı

    Bağışta bulunan altın destekçilere zeytin fidanları Başkan Tunç Soyer tarafından verildi.

    Eğitime katkı sunanlar

    Altın destekçiler

    Avod A.Ş.

    Bilsev Grup

    Çimentaş

    Çimstone

    Çeşme Belediyesi

    Dönerci Vedat

    İGG (İzmir Gelişim Grubu)

    İZKA İnşaat

    Karluna

    Luvi Yapı

    Megapol

    Norm Holding

    Royal Alaçatı

    Tolkar Smartex

    Uzmar Denizcilik

    Wiser Globe

     

    Gümüş destekçiler

    AXA Sigorta

    Cevher Jant

    Çukurova Kimya

    Kütaş Grubu şirketlerinden Mccormick Kütaş Gıda

     

    Bronz destekçiler

    Asmira Group

    Atay Holding

    Betoya

    Eksim Plastik

    Ermat

    Europrotel

    Gımiloğulları A.Ş.

    GNT Tekstil

    Kadıoğlu Beton

    Özege Tütün

    Terbay

    Tiriada İnşaat

    TTL Tütün

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Beşiktaş, transferi KAP’a bildirdi!

    Beşiktaş, Jean Onana transferi için görüşmelere başlandığını duyurdu. Siyah beyazlı kulüp, oyuncunun maliyetini de duyurdu.

    Yapılan açıklamada, “Profesyonel futbolcu Jean Emile Junior Onana transferi konusunda kulübü ve kendisi ile mutabakata varılmıştır. RC LENS kulübüne toplam transfer bedeli olarak 4.037.500 Avro ödenecektir.

    Oyuncu ile 2023-2024 döneminden başlamak üzere 4 dönem için muahedeye varılmıştır.” denildi.

    Jean Onana geçtiğimiz dönem Lens formasıyla 23 resmi maçta misyon yaptı.

    JEAN ONANA KİMDİR?

    Jean Onana 8 Ocak 2000 tarihinde Kamerun’da dünyaya geldi. Futbola Nkufo Academy altyapısında başlayan Onana 2018/2019 döneminde Portekiz ikinci lig grubu Leixoes’e transfer oldu.

    Leixoes ekibinde 1 maçta forma giyen Onana 2019/2020 döneminde Lille’e transfer oldu. Buradada forma talihi bulamayan Jean Onana 2020/2021 döneminde Belçika grubu Royal Excel Mouscron’a transfer oldu. Royal Excel Mouscron’da 29 maça çıkan Onana 2 gol kaydetti.

    Belçika’da bir dönem top koşturan Onana Fransa’ya dönerek Bordeaux kadrosuna transfer oldu. 2021/2022 döneminde 23 maçta forma giyen Onana geçtiğimiz dönem Lens’e transfer oldu.

  • Yüklü Satış Yapan Balina, Borsalara Altcoin Taşıyor!

    MakerDAO ve Maker Protocol’ün idare tokenı olan Maker, bugün fiyatında ani bir artışa şahit oldu. Altcoin, gün içinde yaklaşık yüzde 20 oranında yükseldi. Bedeldeki bu dramatik değişim, öncelikle risk sermayesi şirketi Andreessen Horowitz (a16z) ve CMS Holdings’in son faaliyetlerine bağlandı.

    Altcoin muazzam bir artış gösterdi, balinalar coin taşıyor!

    Andreessen Horowitz’i (a16z) çeşitli teknoloji şirketlerine yaptığı kıymetli yatırımlarla tanıyoruz. Bugün erken saatlerde a16z, kripto para borsası Coinbase’e MKR taşımaya başladı. Muhtemelen bu transferin art planında satış vardı. On-chain izlemem platformu Lookonchain, a16z’nin yaklaşık 12,6 milyon dolar bedelinde 12.864 MKR yatırdığını bildirdi. Firma 6.900 MKR’yi (8 milyon dolar) daha yeni bir adrese transfer etti. Ayrıyeten, tokenleri bir borsaya yatırmayı tercih etti. Bu ortada, a16z, yaklaşık 14,4 milyon dolar kıymetinde 12.396 MKR tokenına sahipti.

    Eş vakitli olarak, Blockchain ve merkezi olmayan finans (DeFi) odaklı özel bir yatırım şirketi olan CMS Holdings, yakın vakitte biriktirdiği MKR varlıklarını azalttı. Firma, dalgalanmadan iki saat evvel Binance’e 525 MKR (yaklaşık 614.000 dolar değerinde) yatırdı. CMS Holdings daha evvel Binance ve Bitget’ten ortalama 793 dolar fiyatla 1.325 MKR (1,54 milyon dolar) almıştı. Firma şu anda, kabaca 936.000 dolar kıymetinde 800 MKR tutuyor.

    Bu gelişmelerin akabinde a16z, kaldığı yerden devam etti. Lookonchain’in bildirdiğine nazaran firma, Coinbase’e 1.500 MKR daha taşıdı. Hususa ait olarak Lookonchain, şu paylaşımı yaptı:

    a16z 1 saat evvel Coinbase’e tekrar 1.500 MKR (1,73M dolar) yatırdı. Öteki bir balina 4,210 MKR (4.85M dolar) stake etmedi ve 4 saat evvel tüm MKR’yi Binance’e yatırdı. Balina, Binance’ten 758 dolar fiyattan 4.210 (o sırada 3,19 milyon dolar) biriktirdi. Böylelikle, karı yaklaşık 1,66 milyon dolar oldu.

    Fiyat artışının ardında ne var?

    Bu tesirli piyasa oyuncularının varlıklarındaki bu ani değişim, muhtemelen MKR’nin fiyatındaki artışa katkı sağladı. Büyük ölçülerde MKR satıldıkça, piyasa reaksiyon göstererek süreç hacminin artmasına ve akabinde fiyat artışına yol açtı. Uzmanlara nazaran, ileriye bakıldığında, MKR’nin fiyatındaki bu ani artış iki biçimde kıymetlendirilebilir. Bir yandan, a16z ve CMS Holdings üzere büyük ölçekli yatırımcıların faaliyetleri MKR’ye daha fazla dikkat çekerek potansiyel olarak yeni alıcıların ilgisini çekecek ve fiyatın daha da yükselmesine neden olacak. Lakin, bu kuruluşların varlıklarını azaltma kararının, token’ın uzun vadeli bedeli hakkında soru işaretleri yaratması muhtemel.

  • Bayrampaşa’da Balkan rüzgârı esti

    Bayrampaşa Belediyesi’nin kültür-sanat etkinlikleri kapsamında, Adapark’ta Balkanlar’a ait halk oyunları gösterileri ve Sevdalinka dinletisi gerçekleştirildi. Etkinliğe katılan Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner, vatandaşlarla birlikte halk oyunlarına eşlik etti.

    Bayrampaşa Belediyesi, yaz döneminde de birbirinden renkli kültür-sanat etkinlikleri ile vatandaşları eğlendirmeye devam ediyor… Etkinlikler çerçevesinde, Türkiye Bosna Sancak Derneği işbirliğiyle, Adapark Amfi Tiyatro’da Balkanlar’a ait çeşitli halk oyunları gösterileri ve Sevdalinka dinletesi gerçekleştirildi. Vardarın Üstünde Rumeli Halk Oyunları Derneği ile KUD ‘Biseri Bjelasnice’ (Beyaz inciler) grubunun gösterilerine ve Türkiye Bosna Sancak Derneği Sevdalinka Korosu’nun dinletisine vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Etkinliğe katılan Belediye Başkanı Atila Aydıner, vatandaşlarla birlikte halk oyunlarına eşlik etti.Dansçılara çeşitli hediyelerin verildiği etkinlik renkli görüntülerle sona erdi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • NN Hayat ve Emeklilik Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Yıldırım oldu

    NN Hayat ve Emeklilik’in Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığı (CIO) görevine Yalçın Yıldırım getirildi. Yalçın Yıldırım, üst yönetim ekibinde Genel Müdür Anna Grzelonska’ya bağlı olarak görev yapacak.

    Dünyanın köklü sigorta ve yatırım yönetimi şirketlerinden NN Group bünyesinde faaliyet gösteren NN Hayat ve Emeklilik’in Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine Yalçın Yıldırım getirildi.  

    Yalçın Yıldırım, kariyerine Turkcell’de başladı. Sonrasında, büyük ölçekli ve yüksek teknolojili şirketlerde görev aldı. 2010 – 2017 yılları arasında Vodafone’da CRM Hizmetleri & Proje Yönetimi Müdürü olarak çalıştı. Yıldırım son olarak Avusturya sigorta şirketi Viennalife Emeklilik ve Hayat’ta  (eski adıyla Aegon Türkiye) Yazılım Geliştirme, Data Mimarisi & Temel Sistemler Direktörü olarak görev aldı. Yalçın Yıldırım, NN Hayat ve Emeklilik’te Yazılım Geliştirme, Kurumsal Sistemler Yönetimi ve Proje Yönetimi fonksiyonlarından sorumlu olacak.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tükenmişlik Sendromuna Karşı 7 Öneri!

    Tükenmişlik sendromu; fiziksel, zihinsel ve duygusal yorgunluğa yol açan yoğun stres durumudur. Özellikle son yıllarda birçok kişi tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kalmaktadır. Stresli yaşam şartları, ağır iş yükü, tartışmalı ev yaşantısı, yoğun ev işi yapmak ve üzücü içerikleri takip etmek de tükenmişlik sendromuna yol açabilmektedir. Sürekli strese maruz kalıyor olmak sizi hızlıca tükenmişliğe sürüklüyor olabilir. Uzman Psikolog Kaan Üçyıldız konu hakkında önemli bilgiler verdi.

    Tükenmişlik sendromunun en yaygın belirtileri olarak yaşamdan zevk ve keyif alamamak, sürekli olumsuza odaklanmak, sıklıkla kendinizi mutsuz hissetmek, daha önce yapılan gündelik işleri dahi yapamamak, sürekli uyku hali, yoğun kaygı ve huzursuzluk ön planda dikkat çekmektedir.

    Kendinizi Tükenmiş Hissetmemek İçin Yapılması Gerekenler

    İlk olarak sizi neyin yorgun, mutsuz, bitkin ve tükenmiş hissettirdiğini gerçekçi olarak keşfedin. Bu durum eşinizle yaşadığınız uyumsuzluklar, iş yaşantınızda ki ağır şartlar, maddi endişeleriniz, aile ile ilgili yaşadığınız sorunlar gibi örneklendirilebilir. Ardından keşfettiğiniz bu duruma yüklediğiniz anlamları analiz edin. Sürekli memnun etme, yetişmeye çalışmak ve kontrol etme ihtiyacı hissediyorsanız; mükemmeliyetçi bir çaba içerisindesiniz ve hızla tükeniyorsunuz demektir.

    1- Kendi ihtiyaçlarınızı görmezden gelmeyin, kendinizi hatırlayın. Başkalarının ihtiyaçlarını gidermek istiyorsanız önce kendi ihtiyaçlarınızı gidermekle başlayın. 
    2- Herkesi memnun etmeye odaklanmak yerine önce kendinizi memnun etmeye odaklanın.
    3- Gündelik yaşantınızda her şeye yetişmeniz mümkün değildir. Yetişseniz dahi kendinizi unutmuş olursunuz.
    4- İçinizden gelmeyen, sizi yoran ve üzen şeyleri yapmak zorunda değilsiniz, yeri geldiğinde hayır demelisiniz.
    5- Gün içerisinde yapmanız gerekenleri bir liste yapın. Bu sayede onları takip etmeniz kolaylaşacaktır.
    6- Kendinize günlük molalar tanıyın ve dinlenin. 
    7- Kendinizi diğer insanlar ile kıyaslamayın çünkü yetersiz hissetmenize yol açabilir. 

     

    Uzman Psikolog Kaan Üçyıldız

    Uzman Psikolog Kaan Üçyıldız,” Unutmayın! Herkese ve her şeye yetişmeye çalışırken kendinize geç kalırsınız. Önce kendinize yetişin sonra zaten diğerlerine rahatlıkla yetişebilirsiniz. Emeğinizin, çabanızın kısacası sizin kıymetinizi bilen kişi sizi yormaz ancak kıymetinizi bilmeyen kişi sizi yorar. Ona da zaten ne yaparsanız yapın yetişemeyecek ve yaranamayacaksınız. Tükenmişlik sendromu, hayatın akışında kendi kendine geçebilen bir durum değildir. Tam aksine daha ciddi fiziksel veya psikolojik rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Bahsedilen belirtilerin bir çoğunun uzun bir süredir hissediyorsanız bir ruh sağlığı uzmanından destek almanız sizin için yararlı olacaktır.”diye konuştu (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

  • Sağlık Sendikaları SABİM Çatısı Altında Tek Ses Tek Nefes Olacak

    Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM) 22 Temmuz günü Ankara Çukurambar Holiday Inn Otel’de saat 12:00-14:00 arasında toplantı gerçekleştirecek. Gerçekleştirecekleri toplantı öncesinde SABİM basın açıklaması yayınladı.

    Kısa adı SABİM olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu, 19 sendika 2 aile hekimi federasyonu olmak üzere toplam 21 STK’nın birleşimiyle kuruldu. SABİM’den yapılan yazılı açıklamada şunlar söylendi:

    “Bugün burada yetkili olmasına rağmen üyelerinin hakkını arama noktasında yeterli inisiyatifi almayan sağlık sisteminin bu hale gelmesinde büyük rolü olan sendikalara karşı, sendikal mücadelenin varlığını ve önemine vurgu yapma ve sahanın beklediği umuda çare olmak üzere 21 STK bir araya geldik. Etki gücümüzü Yetkiyle taçlandırma adına bütün Hekim ve Sağlık kurum çalışanlarını, Platform paydaşlarımızdan, kendilerine yakın bulunan sendika ve derneklere üye olmaya davet ediyoruz. Platform için birlik çağrısı yapan ve Platformun sözcüsü Hekim Birliği Sendikası başta olmak üzere 21 STK bir ilki gerçekleştiriyor olmanın, heyecanı ve gururu içerisindeyiz. Üyelerimize karşı gerçek anlamda sorumluluk hissetmenin bilinciyle, mevcut sorunların çözülmesi adına her alanda ortak mücadele ve güç birliği için bu büyük birlikteliği gerçekleştirdik.

    SABİM, 19 Sendika 2 Aile Hekimi Federasyonu Olmak Üzere Toplam 21 STK’nın Birleşiminden Oluşuyor

    Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu, 19 sendika 2 aile hekimi federasyonu olmak üzere toplam 21 STK’nın birleşiminden oluşmaktadır. Kurulan birliktelik ile ortak taleplerimiz açıklanacak, yol haritası belirlenecek ve büyük kitlesel eylemselliklere başlanacaktır. Taleplerimizi dile getirme amaçlı ilk iş bırakma eylemimiz, toplu görüşme sözleşme görüşmelerinin başlayacağı 1 ve 2 Ağustos 2023 tarihlerinde gerçekleşecektir. Hekimler, sağlık kurum çalışanları, ebe hemşireler tıbbi Sekreterler teknisyen teknikerler GİH YHS THS sağlık ve sosyal hizmet çalışanının mevcut sistem içerisinde hizmet sunabilecek tahammülü kalmamıştır. Her iş bırakma eylemlerimizde olduğu gibi poliklinik hizmeti gibi elektif hizmetler verilmeyecek ancak acil durumlar iş bırakma eyleminden muaf tutulacaktır.

    Sağlık Sisteminde Kaliteli Hizmet

    Sağlık sisteminde kaliteli hizmet sunumu için yeterli zamana, yeterli ücrete ve hak edilen saygınlığı görmeye ihtiyacı vardır. 3-5 dk.  muayene süreleri ile sürdürülmeye çalışılan bu sistemle hastalar iyileşememekte, tahlil ve tetkiklere yüklenilmekte, defansif tıp gelişmekte ve hastaların iyileşerek sistem dışına çıkması sağlanamadığından, sürekli sistem içerisinde kalmaya zorlanarak, gereksiz yoğunluk oluşturmaktadır. Aşırı yoğunluk ve baskı temelinde inşa edilmiş bu gereksiz, anlamsız ve şiddete davetiye çıkaran kör sarmal artık sona ermelidir. İnşa edilecek ideal sağlık sistemi için 15-20 dakikalık muayene süreleri esas alınmalı ve “Hakkıyla Görev” bilinciyle hareket edilmelidir. Aile hekimliğinde tarama ve izlemler gibi koruyucu odaklı sağlık hizmetlerine yoğunlaşılmalıdır. Cari ödeme yetersizliği sebebiyle aile hekimliği sistemi, sekteye uğrama tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yine yetersiz ücretler sebebiyle ASM’lerde görev alan sağlık çalışanları TSM’leri tercihi etmeye başlamıştır.

    Ücret Artışı

    Mevcut şartlarda ülkemizin içerisinde bulunduğu enflasyonist ortam sebebiyle yapılacak her türlü ücret artışının yetersizliği ise aşikardır. Bu sebeple insanca yaşam için maaş alt sınırı, yoksulluk sınırı olmalıdır. En düşük sağlık kurum çalışanı yoksulluk sınırı üzerinde, en düşük Hekim maaşı ise bu sınırın en az 3 katı olmalıdır. Eğitim liyakat ön planda olmalıdır. Şiddetle ilgili oluşan vakalarda etkili ve caydırıcı yol ve yöntemler belirlenmeli ve pratikte uygulanmalıdır. Sağlık sisteminin yeniden inşası hekimler ve sağlık kurum çalışanlarına duyulacak saygı ve sevgi inşasıyla mümkün olacaktır. Artık hem yitirilen saygınlığın yeniden iadesi hem de yetersiz ücretlerin yoksulluk sınırı baz alınarak belirlenmesinde alınan eğitimin hakkına göre uygulamaya geçilmesi esas ilke olmalıdır. Aksi takdirde bu gelir adaletsizliğinin olduğu yerde kimse meşakkatli eğitim sürecine göğüs germeyecek, ileride sağlık hizmeti verecek kadrolar yetişmeyecek ve sağlık hizmeti alabilme imkanı kalmayacaktır.

    Fazla Mesai

    Fazla mesai saatleri için isçilere, uzman hekimin 2.5 katı hemşire, sağlık kurum çalışanının 4 katı ödeme yapılıyor olması durumun vehametini göstermektedir. Dikey hiyerarşik ücret ödemesi için gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Bütün bu değinilen durumların değişebilmesi adına güçlü birliktelik şarttır ve bugün itibariyle bu platform bu birlikteliği sağlamıştır. Ülkemizdeki tüm hizmet kollarının da aynı birlikteliği sağlanması, memur maaşlarında istenilen oranda artışın gerçekleşebilmesi adına elzem bir durum olarak değerlendirilmektedir.

    Bu sebeplerle

    * Şiddet

    * Mali Haklar

    * Özlük Hakları

    * Çalışma Koşulları ve

    * Liyakat

    şeklindeki 5 temel başlık altında, temel ortak taleplerimiz belirlenmiştir.

    Eylemsellik takvimi ortak belirlenecek ve bundan sonraki süreçlerde gerekli her türlü eylemsellikte birlikte hareket edilecektir. Toplu sözleşme taleplerinin beklentileri karşılamaması, gerekli ücret düzenlemelerinin yapılmaması, kötü çalışma koşullarının ortadan kaldırılmaması ve şiddetin önlenmemesi halinde, birliktelik sayesinde mevcut yaşanan sıkıntılara daha güçlü itiraz edilecektir.

    Sahada görev yapan ve çalışan tüm Hekim ve sağlık kurum çalışanlarına bu birlikteliği önemsemelerini üye olarak güç vermelerini bekliyor etkili olan bu birlikteliğe yetkininde verilmesi dahilinde mevcut sorunların çözüleceğinin müjdesini veriyoruz.

    Yetkili Ama Etkisiz Sendikalar

    Yetkili ama etkisiz sendikalarda bulunan tüm çalışma arkadaşlarımıza bu zulme ortak olmama adına tepkilerini göstermelerini bekliyor başlatılan bu onurlu mücadele de yer alma adına aramıza davet ediyoruz.

    Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler hastalarımızın nitelikli tedavi olma ve iyileşme hakkını savunduğunuzun hastalarımızca bilinmesini arzu ediyoruz.

    Pandemide ve her türlü zorlu şartlarda hastalarımıza verdiğimiz fedakarca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz.

    Nitelikli sağlık hizmeti oluşumu için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil hastalarımız içinde mücadele ettiğimizin bilinciyle tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz.

    Türkiye kamuoyuna en içten sevgi ve saygılarımızla…

    Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu.”(BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

  • Beşiktaş bir transferi daha açıkladı!

    Beşiktaş, Jean Onana’nın akabinde Daniel Amartey’i de takımına kattığını duyurdu.

    Yapılan paylaşımda, “Kulübümüz, 2023-24 dönemi transfer çalışmaları kapsamında Ganalı defans oyuncusu Daniel Amartey’le kontrat imzaladı. 

    Kulübümüze kıymetli hizmetlerde bulunacağına inandığımız Daniel Amartey’e ulu formamızla üstün muvaffakiyetler diler, kamuoyunun bilgisine hürmetlerimizle sunarız.” ifadeleri kullanıldı.

    2+1 YILLIK SÖZLEŞME

    1 Temmuz itibariyle Leicester City’den ayrılan ve bonservisi elinde olan 28 yaşındaki Ganalı stoper, Siyah-Beyazlılar’ın 2+1 yıllık mukavele teklifine ‘evet’ demişti.

    Beşiktaş’tan yıllık 1.7 milyon Euro kazanacak olan deneyimli oyuncu artık siyah beyazlı formayı giyecek. 

     
  • Gebze Balçık Mahallesi’nde dev borular ile yağmur suyu hattı çalışması

    Kocaeli genelinde birçok altyapı çalışmasını sürdüren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü, Gebze Balçık Mahallesi’nde dev borular kullanarak Organize Caddesi üzerinde dere geçiş çalışmaları kapsamında yağmur suyu hattı yapıyor.

     

    BALÇIK MAHALLESİ’NDE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

    Kentin birçok noktasında altyapı çalışmalarını sürdüren İSU Genel Müdürlüğü, küresel ısınmayla birlikte yaşanan iklim değişikliği dolayısıyla yaşanan ani yağışlara önlem almak için kentin birçok noktasında dere ıslahı ve yağmur suyu hattı çalışmaları gerçekleştiriyor. Bu kapsamda Gebze ilçesi Balçık Mahallesi’nden geçen derede Gebze Belediyesinin yapmış olduğu ıslah çalışmaları kapsamında yol geçişi için İSU Genel Müdürlüğü, dev borular kullanarak yağmur suyu hattı inşa ediyor.

     

    DEV BORULAR KULLANILIYOR

    Gebze Belediyesinin Balçık Mahallesi’nde gerçekleştirdiği ”u” kesit dere ıslah çalışmaları kapsamında İSU Genel Müdürlüğü, derenin yol güzergâhından geçen kısmında yağmur suyu hattı çalışması yaparak derenin geçişi sağlanacak. 2 bin 400 mm çapında dev boruların kullanıldığı dere geçiş çalışmasında toplamda 130 metre uzunluğunda yağmur suyu hattı yapılacak. Balçık Mahallesi, Organize Caddesi üzerinde devam eden çalışmalar kapsamında 20 metre uzunluğundaki hat çalışması tamamlandı.

     

    TAŞKIN VE SEL RİSKİ KALMAYACAK

    Yapılan dere ıslah ve yol geçiş çalışmalarının tamamlanması ile birlikte, olası ani ve sağanak yağışlarda taşkın ve sel riski ortadan kaldırılmış olacak.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Psikolojik danışmanlık artış gösterdi

    Sektörün lider markası AVİTA’nın geliştirdiği Çalışan Destek Programı, iş yerinde verimliliği ve kârlılığı artırmak amacıyla 2023 yılında da İnsan Kaynakları yöneticilerine ve kurumlara destek olmaya devam ediyor. AVİTA’nın hizmet verdiği 2 milyonu aşan kullanıcısından derlediği araştırma raporunda ilginç detaylar yer alıyor.

     

    Çalışanlar ve Aile Bireyleri En Çok Psikolojik Danışmanlık Hizmeti Alıyorlar

    Yapılan araştırmalara göre hastalık dışında belirsizlik, stres, günlük ve gündemde yaşanan olaylar psikolojileri olumsuz yönde etkiliyor. Salgın ve ekonomik problemlerin toplumun ruh halini etkilemesiyle birlikte Türkiye’de “mutlu” olduğunu belirtenlerin oranı son beş yılda düşüş gösteriyor. TÜİK’in yapmış olduğu araştırmaya göre mutlu olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2018 yılında %53 iken 2022 yılında %49’a geriledi.

    Türkiye’nin önde gelen birçok markasına danışmanlık hizmeti veren AVİTA’nın Çalışan Destek Programı üzerine yapmış olduğu araştırma mutluluk tablosu rakamlarını doğruluyor. 2023 İlk Yarı Yıl Değerlendirme Raporu’na göre en çok tercih edilen hizmet %45 ile Psikolojik Danışmanlık oldu. Çalışanların en çok talep ettiği ikinci hizmet ise gündemin önemli konulardan birisi olan %26 ile Mevzuat Danışmanlığı olarak göze çarpıyor. Bu yılın ilk altı ayında en çok tercih edilen hizmetlerden biri de Tıbbi Bilgi Danışmanlığı oldu. Tıbbi konularda desteğe ihtiyaç duyanların oranı %8 olurken, arayanlar en çok çocuk hastalıkları konusunda destek aldılar. Çalışanlar bunun dışında Sağlıklı Beslenme Danışmanlığı (%6), Mali Bilgi (%6), Veteriner Danışmanlığı (%2), Genel Bilgi (%6), Bel, Boyun, Sırt Ağrıları ve Ofis Ergonomisi (%1), alanlarında destek aldı. 2023’ün ilk yarısında çeşitli konularda danışmanlık hizmeti alanların başında %61 ile kadınlar geliyor. Erkeklerde ise bu oran %39 olarak raporda yer aldı. Erkek çalışanlar en çok Mevzuat Danışmanlığı hizmeti alırken ve kadın çalışanlar en çok Psikolojik Danışmanlık alanında hizmet almak için uzmanlara ulaştılar.

    Psikolojik Danışmanlık hizmetini alanların %82’si kendileri ile ilgili destek alırken %16’sı eşleri ve aile bireyleri, %2’si de çocukları ile ilgili konularda uzmanlara ulaştı. En fazla çağrı alınan psikolojik konuların başında %13 ile kaygı belirtileri oldu. Araştırmanın sonuçlarına göre çalışanların %6’sı Depresif Belirtiler, %5’i çocukluk gelişimi, %4’ü ilişki sorunları, diğer bir %4’ü travmatik olaylar ve travma sonrası stres belirtileri, %3’lük sorunlar içerisinde evlilik sorunları, duygu yönetimi ve ergenlik dönemi üzerine danışmanlık almak için başvurdular. 

    AVİTA İş Mükemmelliği Müdürü Banu Mercan Öztürk yaptığı açıklamada; “Çalışanlar ve aile bireyleri; iş-yaşam dengesi, iş yerindeki ilişkiler, işten ve iş yerinden kaynaklanan kişisel sorunlar, yıldırma ve şiddet, evlilik, aile ve ilişki güçlükleri, alkol/madde kullanımı, travmatik olayların çözülmesi için psikolojik danışmanlardan destek istiyor. AVİTA olarak hizmet verdiğimiz firmaların çalışanlarının, 7 gün 24 saat olmak üzere Psikolojik Danışmanlık, Mevzuat Danışmanlığı, Tıbbi Bilgi, Mali Bilgi, Yenidoğan Bakımı, Sağlıklı Beslenme, Bitki Bakım Danışmanlığı, Boyun, Sırt Ağrıları ve Ofis Ergonomisi, Veteriner Danışmanlığı, TeknoDestek ve Genel Bilgi alanlarında yanlarındayız. Gerekli durumlarda danışanlarımıza yüz yüze psikolojik danışmanlık hizmetleri de sağlıyoruz.” dedi.

     

    Ev Sahibi – Kiracı İlişkileri Ön Plana Çıktı 

    Son dönemlerde artan ev kiraları, ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan kira alacakları, kat mülkiyeti uyuşmazlıkları ve komşuluk hukuku gibi konular gündemi meşgul ediyor. AVİTA Çalışan Destek Programı 2023 İlk Yarı Değerlendirme Raporu’nda çalışanların ve aile bireylerinin en çok danışmanlık hizmeti aldığı konulardan bir tanesi Mevzuat Danışmanlığı. Raporun sonuçlarına göre Mevzuat Danışmanlığı alanların oranı %26 oldu. Çalışanlar, ev sahibi-kiracı sorunları dışında kredi kartı sorunları, tüketici hakları, boşanma ve sonrasındaki haklar ve sorumluluklar ve borçlar/alacaklarla ilgili yaşanan sorun ve haklar gibi konularda Mevzuat Danışmanlığı hizmeti aldılar.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ünlü isimler Enerjisa Enerji’nin ‘Daha İyi Bir Gelecek’ lansmanında bir araya geldi

    Enerjisa Enerji öncülüğünde Türkiye’nin ekonomik verimliliğine katkı için kurulan ‘Daha İyi Bir Gelecek’ platformunun lansman toplantısında kamu, iş dünyası, akademi ve sivil toplumdan birçok paydaşın yanı sıra Türkiye’nin tanınan ünlü simaları da yer aldı.

    Türkiye’nin öncü enerji şirketi Enerjisa Enerji, gelecek nesiller için Türkiye’de daha iyi, daha temiz ve daha verimli bir geleceğe katkı sağlamak amacıyla hayata geçirilen “Daha İyi Bir Gelecek” platformunun lansmanını Fişekhane’de gerçekleştirdi.

    Lansman, Türkiye’nin ekonomik verimliliğine katkı sağlamak amacıyla gelecek nesiller için daha iyi, daha temiz ve daha verimli bir geleceğe ulaşmanın öneminin aktarıldığı bir etkinlik olarak öne çıktı.

    Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar’ın açılış konuşmasıyla başlayan, platformun detaylarının aktarıldığı, proje sözcüleri ile hayata geçirilen çalışmaların konuşulduğu, gazeteci, yazar ve yayıncı Nilay Örnek moderatörlüğünde gerçekleşen lansmana, iş dünyasından, cemiyet hayatından ve sanat dünyasından birçok tanınmış isim katıldı.

    Ünlü konuklar, Enerjisa Enerji’nin liderliğinde kurulan “Daha İyi Bir Gelecek” platformunun vizyonunu ve hedeflerini vurgulayan önemli mesajları dinlediler. Etkinlik boyunca, gelecek nesiller, doğal ve kültürel mirasın korunması, iklim ve çevre ile toplumsal cinsiyet eşitliği gibi kritik konularda yapılacak çalışmalar proje sözcülerince detaylı bir şekilde anlatıldı.

    Oyuncu Ceyda Düvenci, gezgin Burak Kan (Guru Kafa), Esmiyor Kurucusu Derin Altan ve Masal Anlatıcısı ve Sanat Terapisti Judith Liberman eşliğinde gerçekleşen Nilay Örnek ile Daha İyi Bir Gelecek Nasıl Olur? oturumunda birçok farklı konunun üzerinde duruldu.

     

    Daha İyi Bir Gelecek Platformu Hakkında

    Daha İyi Bir Gelecek Platformu, Enerjisa Enerji öncülüğünde Türkiye’nin ekonomik verimliliğine katkı sağlamak amacıyla kuruldu. Platformu destekleyen ve danışma kurulunda yer alan kurumlar arasında, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP),  Türkiye Ekonomi Araştırmaları Vakfı (TEPAV), TÜBİTAK MAM, İTÜ Enerji Enstitüsü, Sabancı Üniversitesi İklim, Enerji ve Çevre Araştırmaları Merkezi (IICEC) ve Tiyatro Kooperatifleri yer alıyor.

     

    Enerjisa Enerji Hakkında

    ‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonuyla sürdürülebilirlik ve teknolojinin çarpan etkisini kullanarak Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden Enerjisa Enerji, ana iş kolları olan elektrik dağıtım ve perakende satış alanlarında Türkiye’nin yüzde 25’ine hizmet sunuyor.  Sektörün en büyük oyuncusu olan Enerjisa Enerji, 14 ilde 10.3 milyon müşteriye ulaşarak 21 milyonu aşkın kullanıcıya elektrik dağıtım hizmeti sağlıyor. Enerjisa Enerji, İşimin Enerjisi markasıyla müşterilerine, yenilenebilir enerji, verimlilik ve yeşil enerji çözümleri sunarken; çoğunluk hissesine sahip olduğu Eşarj ile Türkiye’nin ilk ve en hızlı şarj istasyonu ağını işletiyor. Ana sermayedarları Sabancı Holding ve E.ON olan Enerjisa Enerji’nin yüzde 20 hissesi halka açık olup Borsa İstanbul’da işlem görüyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Schneider Electric, ecoDrone’lar Aracılığıyla Tohum Toplarını Doğa ile Buluşturuyor

    • Sürdürülebilirlik alanında küresel bir lider olan Schneider Electric, Türkiye’de doğal alanların güçlendirilmesi ve sürdürülebilir bir gelecek yaratılması için ecording iş birliği ile Tohum Hareketini başlattı.
    • Tohum Hareketine kayıt olarak yapılan ücretsiz başvurularla her bir katılımcı için bir tohum topunu doğayla buluşturan Schneider Electric, Türkiye’ye 125.000 ağaç kazandırmayı hedefliyor. 
    • Proje kapsamında kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar için de gelir kaynağı yaratılıyor.

    Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümüne liderlik eden Schneider Electric, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde başlattığı tohum topu projesiyle ormanlaştırma çalışmalarını destekliyor. ecording iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında Schneider Electric, ücretsiz olarak her bir kayıt yaptıran kişi için bir tohum topunu Muğla bölgesinde doğa ile buluşturuyor. ecoDrone’lar aracılığıyla gerçekleştirilen bu çalışmada, tohum toplarını kırsal bölgelerde yaşayan ve iklim krizinin etkileri ile sosyal ve ekonomik zorluklar yaşayan kadınlar hazırlıyor ve böylece sürdürülebilir bir gelir kaynağı elde ediyorlar.

    Schneider Electric’in tohum hareketine katılmak için kampanya linki aracılığıyla başvuru yapmak yeterli. Link üzerinden yönlendirmelerle katılımcılar diledikleri tohum türünü seçiyor ve hiçbir ücret ödemeden tohum toplarının doğa ile buluşmasına destek oluyorlar. Ayrıca bu tohumların doğadaki yolculuklarını online olarak takip etme fırsatı da yakalıyorlar.

    Schneider Electric ve ecording iş birliğinde gerçekleştirilen proje, Türkiye’de küresel iklim değişiminin çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri ile mücadele için gerekli çözümleri sunarken, toplumsal bilinç ve farkındalığa da hizmet ediyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mitsubishi Electric, son 3 yılı üst üste, 6’ncı kez CDP Tedarikçi İlişkileri Lideri

    Mitsubishi Electric, tedarik zincirleriyle ilgili çevreye yönelik eylemleri sebebiyle, çevresel bilgilendirmeyi destekleyen ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan CDP* tarafından yürütülen CDP Tedarikçi İlişkileri Derecelendirme programında en yüksek değerlendirme olan 2022 Tedarikçi İlişkileri Lideri unvanını kazandı. Böylece Mitsubishi Electric tedarik zinciri boyunca sera gazı emisyonlarını ve iklim değişikliği riskini azaltmaya yönelik öncelikli eylemleri ve stratejileri için 2020’den bu yana üst üste üçüncü ve toplamda altıncı kez birinci sırayı almış oldu. 

    CDP Tedarikçi İlişkileri Derecelendirmesi, tedarik zinciri boyunca iklim değişikliğini ele almak için tedarikçileriyle birlikte çalışan şirketlerin faaliyetlerini değerlendirmektedir. 2022 yılında değerlendirilen şirketlerin en iyi yüzde 8’i en yüksek puan alan Tedarikçi İlişkileri Liderleri olarak seçildi.

    Mitsubishi Electric’in çevre girişimleri, şirketin “herkes için daha iyi bir geleceği sürdürmek için hava, kara ve su kaynaklarını kalplerimiz ve teknolojilerimizle korumayı” beyan eden ve 2050 yılına kadar şirketin değer zincirleri boyunca sera gazlarını azaltarak net sıfır CO2 emisyonuna ulaşmayı hedefleyen Çevresel Sürdürülebilirlik Vizyonu 2050** politikasını yansıtıyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • ‘Bridgerton’ Kıyafetine Yardımcı Olan Aşağı Doğu Yakası Kumaş Mağazası

    Manhattan’ın Aşağı Doğu Yakası’ndaki Mendel Goldberg Fabrics’in mütevazi cephesinin arkasına adım atın ve birdenbire kendinizi tabandan tavana raflarında bir dizi muhteşem kumaşla çevrili bulacaksınız: cıvatalar ve özenle katlanmış ince pamuklu, ipek, saten, tafta ve dantel yığınlarının yanı sıra sakız pembesi metalik brokardan elma yeşili ipek saten jakar ve ışıltılı pileli lacivert şifona kadar daha gösterişli malzemeler. Altın iplikle dokunmuş ya da Swarovski kristalleriyle ışıldayan kumaşlar var. Ve uçuk pembe veya küçük kurdeleler ve incilerle dokunmuş siyah beyaz Chanel tarzı yün buklet var. Malzeme, bir kuzu postu kadar lüks bir dokuya sahiptir. Onu istiyorum.

    dikiş dikmem DNA bende yok (ailemden kimsede yok). Ismarlama giysiler dünyasına veya bir tasarımcının kullanabileceği kumaşlara hiçbir zaman gerçekten dikkat etmemiştim, ta ki birkaç ay önce, bir zamanlar el arabalarıyla dolu, şimdi ise teslimat bisikletleriyle dolu bir sokak olan Hester Caddesi’ne gidip Mendel Goldberg’e girene ve burada sanki psikedelik bir rüya manzarasında geziniyormuş gibi hissederek her şeye göz diktim.

    Mendel Goldberg Fabrics’in dördüncü nesil sahibi Alice Goldberg. Kredi… DeSean McClinton-Holland
    Goldberg’in kızı Josefa. Kredi… DeSean McClinton-Holland

    Dükkanın sahibi Alice Goldberg, her zamanki tüneğinden, kumaşı ölçtüğü büyük bir ahşap masanın üzerinde, bedene oturan beyaz bir bluz, arkadan fermuarlı dar bej bir etek ve siyah düz ayakkabılar giyen sahibiydi. Goldberg, ailesinin büyük büyükbabası Mendel’in kurduğundan beri mağazayı yöneten dördüncü kuşağı. Alice, 1989’dan beri Goldberg’lerin yaveri olan Luis Ortega’nın yanı sıra, birkaç yıl önce bir grup Suudi prensesin mağazada “deli gibi alışveriş yaparak” yaklaşık 30 dakika geçirdikleri ve yedi nedime elbisesi için boncuklu gök mavisi tül satın aldıkları gün de dahil olmak üzere birkaç unutulmaz alışveriş çılgınlığına tanık oldu.

    Kostüm tasarımcıları da sık müşterilerdir. Bunların arasında, Netflix’in “Bridgerton” dizisinin birinci sezonunun (Ellen Mirojnick ile birlikte) ve gelecek üçüncü sezonun gardırobundan sorumlu olan John Glaser var. Glaser, “Bazı çok zengin ve pahalı aşırı işlemeli veya boncuklu malzemeler gibi başka hiçbir yerde bulamayacağınız şeyleri burada bulabilirsiniz” diyor. Glaser, Regency dönemi dramasının bir dizi kostümü için Mendel Goldberg’in kumaşlarını kullandığını, lazer kesim ipek şifondan şeffaf beyaz bir frak da dahil olmak üzere, “tersyüz ederek kullandığımız bir kumaş” diye ekliyor Glaser. “Ayrıca Lady Bridgerton için bana 18. yüzyıldan kalma bir duvar kağıdını hatırlatan soluk mavi ipek jakardan yapılmış bir elbise vardı.”

    Goldberg aile fotoğrafları ve Alice Goldberg’in büyükanne ve büyükbabası Ida ve Alexander’a ait antika bir masanın üzerinde inci ve tül işlemeli bir bukle parçası. Kredi… DeSean McClinton-Holland
    Goldberg’in “görünüm tahtası”nda güncel modalar ve mağazada satılan bazı kumaşlar yer alır. Kredi… DeSean McClinton-Holland

    Dükkandayken, Goldberg’in müstakbel bir gelinin üzerine fildişi gazarı asmasını ve ona bunun bir nişan elbisesi olarak nasıl kullanılabileceğini göstermesini izliyorum. O öğleden sonra, “Power Book III: Raising Kanan” TV dizisinin kostüm tasarımcısı Tsigie White içeri girer. Parıldayan payetlerle kaplı bir altın malzeme parçası karşısında büyülenir. “Gösteri için bununla yapacak bir şeyler bulacağım,” diyor Goldberg onun için bir metreyi ölçerken. “Daha önce hiç burada bulunmadım; bir arkadaşım bundan bahsetmişti,” diye devam ediyor. “Bu benim için harika bir keşif.”

    Goldberg stokunu ezbere biliyor ve hatta mağazanın web sitesi bile – görünüşe göre işletmenin 21. yüzyıla verdiği en büyük imtiyaz – harika bir şekilde detaylandırılmış, kumaşlar dikkatlice tanımlanmış ve mankenler üzerinde bol dökümlü olarak gösterilmiştir. Goldberg’in müşterileri yurt dışında olduğu kadar ülke genelinde de yerleşiktir; bazıları kumaşlara Zoom veya FaceTime üzerinden göz atmak istiyor. “Herkesin sanki mağazadaymış gibi aynı güvenle internetten alışveriş yapmasını istiyorum. Diyelim ki Teksas’tasınız ve internetten bir şeyler sipariş ediyorsunuz. [Paketi] açıp ‘Aman Tanrım’ demeni istemiyorum” diyor. “Heyecanlanmanı istiyorum.”

    Goldberg, pamuk, yün ve pamuklu jakar dahil olmak üzere çok çeşitli İtalyan ipek baskıları (üst rafta) ve İtalyan yenilik kumaşları (alt rafta) stoklar. Kredi… DeSean McClinton-Holland
    Bir manken, İtalyan saçaklı organzeyi modeller; solda, Fransız dantelleriyle dolu rafların yanında pileli ipek lamé. Kredi… DeSean McClinton-Holland

    Polonyalı bir Yahudi göçmen olan Mendel Goldberg’in Aşağı Doğu Yakası’nda bir el arabasıyla terzilik malzemeleri sattığı günlerin üzerinden çok zaman geçti. 1890 yılında bu beş katlı binada dükkânı açtı. (Bodrum katı artık depo; üstteki dört katı daireler kaplıyor.) Oğlu Alexander kürkçülere ceket astarı için ipek sattı; İskender’in oğlu Samuel – Alice’in babası – kumaşları Gimbels ve Macy’s’e sattı, her ikisinin de ev terziliği için büyük departmanları vardı.

    İş gelişti. Alice, Brooklyn’de doğdu ve sonraki çocukluk yıllarını, ebeveynlerinin yaşadığı ve Hester Caddesi’ne gidip geldiği Great Neck, NY’de geçirdi. “Ben çok korunaklı bir kızdım” diyor. “Bütün kıyafetlerim benim için İskender’in karısı olan büyükannem Ida tarafından dikildi.”

    Üniversiteden sonra Alice matematik öğretti, evlendi ve hala yaşadığı Manhattan’ın Yukarı Doğu Yakası’na taşındı. Kudüs’te yaşayan Alexandra ve New Rochelle, NY’da yaşayan Josefa adında iki kızı vardır. Josefa’nın kızı Eliana son lise bitirme tezini moda üzerine yaptı. Sonunda Mendel Goldberg Fabrics’i devralırsa, Eliana işi yöneten altıncı nesil olacak.

    Samuel Goldberg’in kumaşları Macy’s ve Gimbels gibi perakende mağazalara satmadan önce ikiye katlamak ve incelemek için kullandığı eski makinenin yanında bir manken duruyor. Kredi… DeSean McClinton-Holland
    Alice Goldberg, babası ve ondan önceki dedesi ile aynı ölçeği kullanıyor. Kumaşlarının çoğunu İtalya, İsviçre ve Fransa’dan alıyor. Kredi… DeSean McClinton-Holland

    Alice Goldberg, 30’lu yaşlarına gelene kadar aile şirketine katılmadı. Babası eve geldi ve “’Annen hasta, dükkana gelmen gerekiyor’ dedi. İçeri girdim ve hiç ayrılmadım ”diyor.

    İlk görevi, Avrupa’ya bir kumaş satın alma gezisiydi. “İsviçre’nin bazı büyük şirketlerinde en güzel ürünleri gördüm. Beni tanımadıkları için kredimi sordular” diyor gülümseyerek. “’Bana bir iyilik yapar mısın? Lütfen şoförüme bir süre burada olacağımı söylemesi için birini gönderin.’ Şoförlü bir Mercedes’im olduğunu görürlerse sorun olmaz diye düşündüm.” Krediyi aldı ve şimdi yılda iki kez İtalya, İsviçre ve Fransa’ya seyahat ediyor.

    Ancak Mendel Goldberg’i uzmanlar tarafından bu kadar aranan yapan sadece gösterişli kumaşları değil, Alice Goldberg’in kendisidir. “Hiç geri dönüş almadım” diyor. “Asla. Bu ne kadar çılgınca?” Kışlık mont düşünüyorum. Sanki aklımı okumuş gibi, bana lacivert Fransız yün bukletini gösteriyor ve onu baskılı kaşmirle hizalamamızı öneriyor. Annemin her zaman dediği gibi, “Neden fantezide tasarruf var?”

  • Bu Kripto Para Yatirimi Milyoner Yaptı: BTC20 de Patlayabilir mi?

    Kripto paraların heyecan verici dünyasında, zenginlik öyküleri büyüleyici bir trend haline geldi. Birinci Bitcoin yatırımcıları bu trendin ön saflarında yer alıyor. Bu türlü bir yatırımcı mütevazı bir meblağı dijital bir servete dönüştürdü. Artık Bitcoin hayat döngüsünün olgunluk etabına geldi. Bu yüzden, kripto para milyoneri olmak isteyenler piyasadaki bir sonraki büyük şeyi arıyor. Uzmanlara nazaran, BTC20‘nin (BTC20) ön satışı bu açıdan ilgi alımlı bir fırsat olarak ortaya çıktı.

    150 dolarlık kripto para yatırımını nasıl milyonlara dönüştü?

    Kripto milyoneri olma fikri tüm yatırımcıları heyecanlandırıyor. Bunlardan Daniel Maegaard’ın kıssası geniş yankı uyandırıyor. Avustralya’nın Brisbane kentinde yaşayan 30 yaşındaki Maegaard, 2013 yılında Sunshine Coast Üniversitesi’nde psikoloji öğrencisiyken BBC’nin Bitcoin hakkındaki bir makalesine rastladı. O vakitler Bitcoin nispeten bilinmiyordu. Lakin fiyatı 15 dolardan 30 dolara çıkarak ikiye katlanmıştı. Lakin, bugünkü bedelinin hala çok küçük bir kısmı.

    The Hustle’ın bir makalesine nazaran Daniel, Bitcoin’in fiyat beklentileri karşısında heyecanlandı. Böylelikle, yarı vakitli işinden aldığı maaşla yatırım yapmaya karar verdi. Daniel yatırım yapmaya başladığında, BTC’nin bedeli yalnızca 150 dolardı. Lakin yıl sonunda, kripto paranın pahası 950 dolara yükseldi. Daniel’in meslektaşları onu parasını çekmeye çağırsa da, o kripto yatırım seyahatine devam etti. Bu süreçte, XRP ve DASH (o zamanki ismiyle Xcoin) üzere öteki coinleri satın almaya başladı.

    Kripto meraklılarının bildiği üzere, 2014 ve 2017 yılları ortasında BTC ve XRP fiyatları süratle yükseldi. Tabi ki Daniel’in portföy bakiyesi de o denli. Böylelikle 2017’nin başlarında Daniel’in kripto para net pahası milyon dolar hududunu aştı. Böylelikle, onu erken bir kripto milyoneri haline getirdi.

    Birçok kripto milyonerinin bilakis Daniel, elde ettiği kârın değerli bir kısmını mesken ve başka gerçek dünya varlıklarını satın almak için kullanmayı tercih etti. Farklı bir biçimde, BTC’ye yine yatırım yapmayı da tercih etti. 2017’nin sonunda coin’in kıymeti 2.000 dolardan 18.000 dolara yükseldiğinde bir servet daha kazandı. Bununla birlikte, Daniel ilerleyen yıllarda portföyünün büyük bir kısmını kaybetti. Lakin, öyküsü gelecek vaat eden dijital varlıklar konusunda risk almak isteyenler için nelerin mümkün olabileceğine dair heyecan verici bir örnek teşkil ediyor.

    Yeni token BTC20 Bitcoin üzere patlayabilir mi?

    Daniel’in öyküsü gelecek vaat eden kripto projelerine erken girme potansiyelini gösteriyor. Bunun yanında piyasada yeni fırsatlar ortaya çıkmaya devam ediyor. Dikkat çeken yeni projelerden biri, eşsiz ve çıkarlı bir hisseden kazanma protokolüne sahip Ethereum tabanlı bir token olan BTC20 (BTC20).

    Token, Bitcoin’in birinci günlerindeki yörüngesini tekrarlamayı amaçlıyor. Bitcoin’in prensiplerini Ethereum’un gelişmiş fonksiyonlarıyla harmanlıyor. Böylelikle, Daniel Maegaard üzere başarılı yatırımcıların müsaadeden gitmek isteyenler için ilgi cazibeli bir seçenek sunuyor. BTC20’nin cazibesi, yalnızca üç gün içinde 300.000 dolar toplayan ön satış basamağında yatıyor.

    Her bir token yalnızca 1 dolar olarak fiyatlandırıldı. Bu, Bitcoin’in birebir düzeyde kıymetlendiği vakitlere bir selam manasına geliyor. Bu düşük fiyat noktası, BTC20’nin Telegram kanalında kıymetli bir vızıltı yaratılmasına yardımcı olan ön satışa tüm yatırımcıların katılabilmesini de sağlıyor.

    Heyecan yaratan bir diğer konu da BTC20’nin token sahiplerinin pasif gelir elde etmesini sağlayan stake’den kazanma düzeneği. Geliştiricileri BTC20’yi bir Proof-of-Stake (PoS) mutabakat protokolü kullanarak oluşturdu. Bu yüzden, token sahipleri ek BTC20 kazanırken ağın güvenliğini desteklemeye yardımcı oluyorlar. Üstelik kıymetli bilgi süreç donanımlarına muhtaçlık duymadan bunu yapıyorlar. İlgi cazip stake-to-earn protokolü ve satış öncesi çekişiyle BTC20, önümüzdeki haftalarda yakından izlenmeye bedel bir proje.

    Makaledeki görüşler ve iddialar uzmanlara ilişkin olup, katiyen yatırım tavsiyesi değildir. Kriptokoin.com olarak, yatırım yapmadan evvel kesinlikle kendi araştırmanızı yapmanızı öneririz.

  • Gündoğdu: Körfez’i sonuna kadar temizleyeceğiz

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyete geçirdiği Türkiye’nin en büyük çevre projesi olan İzmit Körfezi Dip Çamuru Temizleme Projesinde çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda ilk 100 tüpte kurutma işlemi tamamlandı ve ikinci aşamaya geçildi. Yapılan başarılı çalışmaları Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Balamir Gündoğdu gazetecilere yerinde anlattı. Projede gelinen son durumu gazetecilerle paylaşan Gündoğdu, “Toplam 720 hektarlık alanda çalışıyoruz. Bu çalışmamız 5 yıl boyunca sürecek ve Körfez’i sonuna kadar temizleyeceğiz” dedi.

     

    ÇIKAN ÇAMUR TAŞ OCAKLARINA

    İzmit Körfezi’ne yeniden hayat verecek Dip Çamuru Temizleme Projesi hakkında basın mensuplarına bilgi veren Genel Sekreter Gündoğdu, şu ana kadar 2 bin metreküp dip çamurunun çıkarıldığını söyledi. Günlük 72 metreküp çamurun susuzlaştırıldığını aktaran Gündoğdu, “Biz burada çalışmaya başladığımızda en çok, çamur çıktığında oluşacak koku soruldu. Ancak şu anda hiçbir koku yok. Çok özel bir tekstil ürünü olan geotekstil tüplerinde yaz aylarında 15-20 günde, kışın ise değişen sürelerde çamur yüzde 60 kuruyor. Kuruyan çamur, Kuzey Marmara Otoyolu için açılan taş ocaklarına götürülecek. Doldurulan taş ocakları rekreasyon alanına dönüştürülecek ve ağaçlandırılacak” ifadelerini kullandı.

     

    KÖRFEZ’DE BİYOÇEŞİTLİKİK ARTACAK

    Çalışmalar bittikten sonra Körfez’in deniz canlıları için dev bir akvaryuma dönüşeceğini dile getiren Gündoğdu, sözlerine şöyle devam etti: “Çamur dışında denizden çıkan diğer atıkları ve çöpleri İZAYDAŞ’a gönderiyoruz. Bu çalışma 5 yıl içinde bitecek ve bittiğinde biz denizin altındaki çamur tabakasını alacağız. Körfez, deniz canlılarına hayat verecek.” Genel Sekreter Gündoğdu açıklamalarının ardından basın mensuplarına tüpleri gezdirdi. Gündoğdu, kurutulan bir tüpü açarak çamurun bertaraf yerine taşınmasını da başlattı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Antalya Büyükşehir Belediyesi Günnercik yayla yolunu asfaltlıyor

    Antalya Büyükşehir Belediyesi yaz aylarında sıkça kullanılan yayla yollarını konforlu hale getirmeye devam ediyor. Gazipaşa’ya 55 kilometre mesafedeki 1800 rakımlı Günnercik Yaylası’na ulaşımı sağlayan ve birçok mahallenin ortak kullandığı Maha-Günnercik yayla yolunda sathi asfalt yol çalışması yapılıyor.

    Başkan Muhittin Böcek’in Gazipaşa Muhtarlar Toplantısı’nda ve geçen yıl yaylada düzenlenen şenlikte gündeme gelen talepler üzerine Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Günnercik yayla yolunda asfalt çalışması başlatıldı. Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı alt yapı ekipleri, çalışma kapsamında Maha-Günnercik yayla yolunda zamanla deforme olan yolu söktü, yağmur suyunun akışını sağlamak için belirlenen bölgelere büz koyarken, dar virajları genişletti. Ekipler 20 kilometre uzunluğundaki yolun daha güvenli ve konforlu olması için sathi asfalt çalışması yürütüyor.

    20 KM’LİK YOL ASFALTLANIYOR

    Çalışmaları yerinde izleyen Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Sorumlusu İsa Akdemir, hem yayla hem grup yollarının ıslahı ve iyileştirilmesi noktasında çalışmaların sürdüğünü söyledi. Akdemir, “Bu yolun bir an önce asfalt yapılması noktasında talepler vardı. Muhittin Başkanımız da yolun yapılacağı yönünde söz verdi. Başkanımızın talimatlarıyla asfalt dökmeye başladık. İnşallah yakın zamanda bu grup yolumuzun asfaltını bitirmiş olacağız” dedi.

    BÖLGE SAKİNLERİ ÇALIŞMADAN MEMNUN

    Bölge sakinlerinden Murat Yüksel, yapılan hizmetten memnun olduklarını belirterek, “Muhittin Böcek bizim başımızın tacıdır. Her şey için teşekkür ederiz” diye konuştu.

    Mustafa Yıldız da yolun çok güzel olduğunu belirterek, “Daha önceki asfalt toprağın üstüne döküldü sağlam olmadı ama şimdi yolumuzun alt yapısı ve tabanı çok sağlam yapıldı. Önce tozdan geçemezdik yollar bozuktu şimdi halkın rahat geçeceğine inanıyorum” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • “Tersine Mühendislik, siber güvenlik alanındaki en karmaşık göreve karşılık geliyor!”

    Kaspersky tarafından BAE, Suudi Arabistan, Türkiye ve Güney Afrika dahil 35’ten fazla ülkeden siber güvenlik uzmanları arasında düzenlenen son Codebreakers yarışması, tersine mühendisliğin InfoSec uygulayıcıları tarafından gerçekleştirilen en karmaşık görev olduğunu ortaya koydu. Tersine mühendislik, güvenlik açıklarını veya gizli fonksiyonları tespit etmek için bir yazılım ürününün veya web uygulamasının ayrıntılı olarak incelenmesi anlamına geliyor. Bu kavram çalıştırılabilir dosyaların ve kütüphanelerin derlenip parçalarına ayrılması ve sistem verilerinin analizi de dahil olmak üzere geniş bir alanı kapsıyor.

    Yapılan harici araştırmaya göre, siber profesyonellerin büyük çoğunluğu siber güvenlik becerileri eksikliğinin ve beceri açığının son birkaç yılda iyileşmediğini, hatta daha da kötüleştiğini belirtiyor. Kaspersky, InfoSec uygulayıcılarının becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak için sürekli olarak hem çevrimiçi hem de çevrimdışı uzmanlık eğitimleri düzenliyor, bootcamp ve atölye çalışmaları organize ediyor.  

    Kaspersky, Haziran 2023’te Fransa, Almanya, ABD, Brezilya, Çin, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Türkiye, Güney Afrika ve diğerleri dahil olmak üzere 35 ülkeden 550’den fazla katılımcıyla Codebreakers siber güvenlik yarışmasını gerçekleştirdi. Yarışma, InfoSec profesyonellerinin farklı becerilerini sınırlı bir zaman diliminde test etmek ve uzmanlıklarındaki güçlü ve zayıf yönleri ortaya çıkarmak için tasarlandı.    

    Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) uzmanları, üç farklı alanda bir dizi siber güvenlik mücadelesi belirledi: Yara ile Tehdit Avcılığı, Tersine Mühendislik ve Olay Müdahalesi. Katılımcılara kurumsal bir ağdaki bir saldırı senaryosunu analiz etme ve kanıt toplama; kötü amaçlı yazılımları tespit etmek amacıyla Yara kuralları yazma; bir programın tersine mühendisliğini gerçekleştirme ve APK gizleyicisini kırarak sırlarını ortaya çıkarma, makine öğrenimi modelini eğitme gibi görevler verildi.

    En iyi sonuçlar Çek Cumhuriyeti ve Güney Kore’den

    Sadece 18 katılımcı tüm görevleri gözlemeyi başardı. En iyi sonuçlar Çek Cumhuriyeti ve Güney Kore’den katılan InfoSec uygulayıcıları tarafından gösterildi. Yarışma sonuçlarına göre katılımcılar açısından en karmaşık olan görevler sistem programlama, x86 ve ARM mimarisinin özellikleri, sökücülerle (örn. IDA Pro, Ghidra) ve hata ayıklayıcılarla (örn. x64dbg/WinDBG/OllyDbg) çalışma konusunda pratik beceriler ve özel bilgiler gerektiren tersine mühendislik konusuydu. En hızlı çözülen görevler, kötü amaçlı kodları analizinin en tanıdık ve popüler araçlarından biri olan Yara ile ilişkilendirildi. Bu görevler gerçekleştirilmesi en kolay görevlerdi.  

    Kaspersky Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Dan Demeter, şunları söyledi: “CTF görevlerini InfoSec profesyonellerinin her gün karşılaştığı gerçek dünya zorluklarına mümkün olduğunca yakın hale getirmeye çalıştık. Katılımcıların bilgilerini başlangıç seviyesinden uzman seviyesine kadar çeşitli kademelerde uygulamaları ve gelecekteki senaryolarda gelişmiş siber tehditlerle başa çıkmaya hazır olup olmadıklarını test etmeleri gerekiyordu. Tüm zorlukları çözmeyi başaran finalistleri tebrik ediyorum ve Kaspersky tarafından sunulan ücretsiz eğitimden tam anlamıyla faydalanacaklarından eminim.”

    Kaspersky Uzmanlık Eğitimleri Ekip Lideri Yuliya Dashchenko da şunları ekledi: “Çağa ayak uydurmaya ve InfoSec uygulayıcılarının daha iyi bir mesleki altyapıya sahip olmalarına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Uzman eğitim portföyümüz, tersine mühendislik ve Yara kurallarının yazılmasına ilişkin temel bilgilerden, tehditleri bulma ve kötü amaçlı yazılımların analizine ilişkin gelişmiş yöntemlere kadar farklı siber güvenlik konularını kapsayan kurslar sunuyor. Siber güvenlik yarışmamızın, katılımcıların gelecekte en karmaşık tehditlerle bile başa çıkabilmek için iyileştirilmesi gereken alanları ortaya çıkarmalarına ve bu alanlar üzerinde çalışmalarına yardımcı olacağına inanıyoruz.” 

    Codebreakers’ın kazananı Kaspersky’nin uzmanlık eğitimlerinden birine ücretsiz erişim hakkı kazandı. Diğer katılımcılara da eğitim programları için büyük bir indirim verildi. Termopan takma adlı yarışmacı, “Yarışmanın dengeli olması ve zorlu mücadeleler içermesi hoşuma gitti. Puanlama sistemini de sevdim ve Klara ile oynamaktan mutluluk duydum” yorumunda bulundu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Red Bull 60 Seconds’ta Zamana Karşı Yarış Nova Norda ile Devam Ediyor

    Yaratıcı projeleriyle farklı deneyimlere imza atan Red Bull, sanatçıların müzikal yeteneklerine odaklandığı Red Bull 60 Seconds ile zamana karşı bir yarış başlattı. Red Bull 60 Seconds’ın ikinci konuğu yerli sahnenin yetenekli sanatçısı Nova Norda oldu. Nova Norda’nın yerel enstrümanlarımızdan cura ile 60 saniye içinde sergilediği özgün performans, Red Bull Türkiye’nin Instagram ve TikTok hesaplarında dinleyicilerle buluştu.  

    Türkiye’nin yetenekli müzisyenlerinin yalnızca 60 saniye içinde yaratıcılıklarını konuşturduğu performansların yer aldığı Red Bull 60 Seconds video serisi, yeni isimlerle devam ediyor. Red Bull 60 Seconds’ın ikinci konuğu, elektro-pop tarzı ile dikkat çeken Nova Norda oldu. Müzisyenlerden daha önce deneyimlemedikleri yerel müzik aletlerini kullanmalarını isteyerek yeteneklerini ortaya çıkarmayı amaçlayan Red Bull 60 Seconds’ın yeni bölümü, Red Bull’un Instagram ve TikTok hesaplarından izlenebiliyor. 

    Önümüzdeki günlerde yeni isimlerin katılımıyla Red Bull 60 Seconds’ın etkileyici performansları devam edecek.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bilgi Evleri, çocukları geleceğe hazırlıyor

    Osmangazi Belediyesi’nin “Geleceği Şansa Bırakmıyoruz” düşüncesiyle hayata geçirdiği Bilgi Evleri, yaz tatilinde de çocuklara dopdolu etkinliklerle birçok branşta eğitim veriyor.

    Osmangazi Belediyesi’nin en önemli sosyal projelerinden biri olan Bilgi Evleri’nde çocuk ve gençlerin eğitimine destek veriliyor. Konforlu ortamı ve zengin kütüphanesiyle dikkat çeken merkezlerde eğitim gören yüzlerce öğrenci, özgüveni yüksek bireyler olarak sevgiyle yarınlara hazırlanıyor.

    Sosyal hayatın gelişimine katkı sağlayarak kültürel faaliyet alanları oluşturan Bilgi Evleri, yaz dönemi boyunca yüzlerce öğrenciyi ağırlıyor. Temmuz ayında başlayan yaz okulları, Hüdavendigar Sosyal Gelişim Merkezi, Emek Bilgi Evi, Demirtaş Kültür Merkezi ile Pınarbaşı Kütüphanesi’nde 1 Eylül’e kadar devam edecek.

    AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten ile birlikte Emek Bilgi Evi’ni ziyaret eden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, eğitim gören öğrenciler ile bir araya geldi. Kur’an-ı Kerim kursundaki öğrencilerin derslerini kontrol eden Başkan Dündar, kısa sürede büyük başarı gösteren öğrenciler ile öğretmenlerini tebrik etti.

    Osmangazi Belediyesi Bilgi Evleri’nin büyük ilgi gördüğünü belirten Başkan Dündar, yaz okullarında çocukların özellikle temel dini bilgiler ve Kur’an-ı Kerim eğitiminin yanı sıra geziler, oyunlar, piknikler ve farklı sürprizlerle hoşça vakit geçirdiğini söyledi. Başkan Dündar, “Geleceğimizin teminatı, güçlü Türkiye’mizin mimarı olacak evlatlarımızın daha iyi eğitim almaları için elimizden gelen tüm desteği veriyoruz. Vaktini değerli geçirmek isteyen tüm öğrencilerimizi Bilgi Evleri’ne davet ediyorum” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Nihayet Katılaştı: Samsung Galaxy Z Flip5 Tam Katlanacak! [Video]

    Güney Koreli teknoloji devi Samsung, 26 Temmuz’da gerçekleştireceği Galaxy Unpacked etkinliği öncesinde toplumsal medya paylaşımlarını hızlandırdı. Şirket tarafından yapılan son paylaşım, büyük bir heyecanla beklenen Galaxy Z Flip5 ile ilgili kıymetli bir hususu nihayet açığa çıkardı. Samsung Galaxy Z Flip5 için bir müddettir konuştuğumuz tam kapalı menteşe tasarımı, kelam konusu paylaşım ile nihayet doğrulandı.

    Samsung’un katlanabilir ekranlı telefonları, bugüne kadar tam olarak kapanmıyordu. Menteşe yapısı, aygıtların katlandığı eksende ufak da olsa bir açıklık bırakıyordu. Lakin bir müddettir konuşulan tezlere nazaran bu yıl kullanıcılacak yeni menteşe tasarımı, telefondaki kırışıklığı engellemesiyle birlikte, aygıtların büsbütün kapanmasını sağlayacaktı. İşte bugün yapılan paylaşım, tüm bunları doğrulamış oldu.

    İşte Samsung’un toplumsal medya hesaplarında paylaşılan o görüntü:

    Samsung’un hem Türkiye hem de başka ülkelerdeki paylaşımına dikkatlice baktığımızda, Galaxy Z Flip5’in tamamen katlandığını çok rahat bir halde görüyoruz. 

    Peki Samsung Galaxy Z Flip5 tam olarak neler sunacak?

    Samsung Galaxy Unpacked etkinliğinde duyurulacak tüm eserler:

  • Aubameyang’ın sıradaki adresi belirli oldu

    Fransa Birinci Futbol Ligi kadrolarından Olimpik Marsilya, Gabonlu futbolcu Pierre-Emerick Aubameyang’ı transfer etti.

    Fransız temsilcisi, geçen dönem Chelsea forması giyen 34 yaşındaki golcüyle üç yıllık kontrat imzaladı.

    Aubameyang, Chelsea ile geçen dönem tüm kulvarlarda 21 maça çıktı ve 3 gol attı.

  • Ulusal Ekip Olimpiyatlara hazır

    Bayan Judo Ümit Ulusal Grubu, Gençlik Olimpiyatları’na Trabzon Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’nde (TOHM) hazırlandı.

    Ulusal ekip, 23 Temmuz’da Slovenya’nın Maribor kentinde bu sene 17’ncisi düzenlenecek Avrupa Gençlik Yaz Olimpiyatları’na katılacak.

    Ulusal grup antrenörleri Yasin Doğan ve Erdal Doğan idaresinde 2 Temmuz’da Trabzon TOHM’da kampa giren judo ulusal kadrosu Gençlik Olimpiyatları kampını tamamladı.

    Ferdî ve kadro olarak altın madalya hedeflediklerini belirten Doğan, haziran ayında düzenlenen Judo Avrupa Şampiyonası’ndaki muvaffakiyetlerini tekrarlamak istediklerini tabir etti.

    Avrupa Gençlik Yaz Olimpiyatları 23-29 Temmuz tarihleri ortasında Slovenya’da düzenlenecek.

  • SHIB, LTC, XRP, BTC, STG ve ADA: Sıradaki Düzeyler Bunlar!

    Popüler bir analist, halving aktifliği yaklaşan bu altcoin konusunda uyarıyor. Analist David Stargate Finance için yükseliş bekliyor. Kripto analisti Arman Shirinyan, XRP, SHIB ve ADA’nın teknik görünümünü kıymetlendiriyor. Kripto hedge fonu Morgan Creek Digital’in kurucusu Mark Yusko, Bitcoin’in konusunda epey optimist.

    Analist Litecoin uyarısı veriyor!

    DonAlt, takma isimli analist, geçmiş fiyat hareketlerine dayanarak, Litecoin’in Blockchain madencilerin mükafatlarını yarıya indirdikten sonra derin düzeltici hareketlere şahit olma eğiliminde olduğunu söylüyor. LTC’nin üçüncü yarılanması 2 Ağustos’ta gerçekleşecek. Fakat, DonAlt bu olayın Litecoin’i 2023’ün en yüksek düzeylerine taşımayacağını söylüyor. Bu bağlamda analist, şu açıklamayı yapıyor:

    Bir grafik üzerinde LTC yarılanmaları. İşte bu yüzden bunu yarım yıldan uzun bir mühlet evvel lisana getirdim ve haftalar evvel bıraktım. Yarılanma artık bir boğa katalizörü değil. Bir küme insanın yalnızca beklentiyle satın aldığı bir sürükleme. Fakat nedense, beşerler iki hafta kala hala bu şeyi satmaya devam ediyor.

    Kaynak: DonAlt/Twitter

    Kripto analisti, dördüncü yarılanma beklentisiyle 2026’da Litecoin’i tekrar biriktirmeyi planladığını söylüyor. Analist, “Belki üç yıl içinde tekrar LTC satın almayı düşünürüm,” diyor. Litecoin ve Bitcoin (LTC/BTC) oranına bakıldığında DonAlt, paritenin yarılanmadan sonra pahasının %80’inden fazlasını kaybetme geçmişine sahip olduğunu belirtiyor. DonAlt, grafik eşliğinde “Her yeni yarılanmadan sonra LTC ve BTC,” diyor.

    Kaynak: DonAlt/Twitter

    Bitcoin’in görünümü zayıf!

    Bitcoin’e gelince, DonAlt, BlackRock’ın spot tabanlı bir BTC borsa yatırım fonu (ETF) için teklif verdiğinin duyurulması ve Ripple’ın ABD Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) ile yasal savaşında büyük bir zafer kazanması üzere çok sayıda yükseliş haberinin ortaya çıkmasına karşın kripto hükümdarının zayıf göründüğünü söylüyor. Buradan hareketle analist, şu yorumu yapıyor:

    Günlük dayanakta düşüş eğiliminde olmak çok sıkıntı. Lakin, olumlu haberler bitmek bilmezken ve klâsik piyasalar güzel giderken dayanağa sarıldığımız için yükseliş eğiliminde olmak benim için imkansız. Daha kısa vadeli oyunlar için 30.600 doların üzeri ya da 27.000 dolar civarı benim için enteresan.

    Kaynak: DonAlt/Twitter

    STG, güçlü bir halde artacak mı?

    Stargate Finance (STG) fiyatı, Ocak 2023’ten beri oluşmakta olan yükselen bir takviye çizgisinin altına düştü. Bu çizgi fiyat için birçok sefer dayanak sağladığından, altındaki kırılma trendde aşağı taraflı bir kaymaya işaret etti. Lakin, keskin bir düşüş yerine, STG’nin fiyatı 0,54 dolarlık dayanak düzeyinden toparlandı. İki retten sonra (kırmızı oklar), fiyat 10 Temmuz’da bu çizgiyi geri aldı. Ayrıyeten, evvelki bozulmanın yalnızca bir sapma olduğunu gösterdi. Bu çeşit hareketleri çoklukla güçlü bir yükseliş trendi takip eder.

    18 Temmuz’da fiyat bu çizgiyi başarılı bir biçimde takviyeye çevirdi (yeşil ok). Günlük RSI göstergesi 50’nin üzerinde olduğu ve üst istikametli trend izlediği için daha fazla üst taraflı hareketi destekliyor. Bu nedenle, STG’nin fiyatının 0,71 dolar direnç düzeyine ve 0,84 dolara yükselme mümkünlüğü var.

    STG günlük grafik. Kaynak TradingView

    Teknik göstergeler, STG fiyatının muhtemelen bir sonraki direnç düzeyi olan 0.71 dolara yükseleceğini gösteriyor. Fiyatın bu düzeye nasıl reaksiyon vereceği, büyük ihtimalle uzun vadeli eğilimi belirleyecek.

    XRP rallisi potansiyel olarak sona eriyor

    XRP, token’ın süreç hacmi azalma belirtileri gösterdiğinden bir sonuca gerçek ilerliyor. Şu anda lokal doruğunun yakınında süreç gören süreç hacmindeki daima düşüş, potansiyel olarak XRP için fiyatın bilakis dönmesine yol açabilir. XRP’nin süreç hacmi, SEC’e karşı kazanılan tarihi mahkeme zaferinin akabinde, etkileyici fiyat rallisinin ortasında izlenmesi gereken kritik bir öge oldu. Token’ın fiyat artışına katkıda bulunan ticaret hacmindeki değerli artışla birlikte, son düşüş piyasa hassaslığında bir değişime işaret edebilir.

    Kaynak: TradingView

    Hacimdeki düşüş, XRP içeren süreç sayısının azaldığını gösteriyor. Bir fiyat rallisi bağlamında, bu çoklukla traderların potansiyel olarak bir piyasa değişimi bekleyerek kar almaya yahut satın alma faaliyetlerini azaltmaya başladığını gösterir. Bu durum, XRP’nin mahallî tepesine yakın süreç gördüğü gerçeğiyle birleştiğinde, tokenin son fiyat seyahatinde bir devrilme noktasına yaklaşıyor olduğumuzu gösteriyor. Hacimdeki bu düşüş devam ederse, muhtemelen fiyatın bilakis dönmesine neden olur.

    ADA ikinci bir nefes mi alıyor?

    Cardano (ADA), değerli bir düşüşün akabinde ayağa kalkma belirtileri gösteriyor. Son ralli sırasında kıymetinin yaklaşık %70’ini kaybettikten sonra, ADA son iki günde %8’lik bir karla geri döndü. Böylelikle, potansiyel bir trend dönüşüne işaret etti. ADA son vakitlerde çılgın bir seyahat yaptı. Birinci ralli sırasında yükseldi. Lakin önemli bir düşüşle karşılaştı. Bu süreçte yararlarının birçoklarını sildi. Bununla birlikte, son 48 saat içinde ADA’nın fiyatında gözle görülür bir canlanma yaşandı. Bu da tokenın ikinci rüzgarını yakalayabileceğine işaret ediyor.

    Bu fiyat artışı, ADA’nın süreç hacmindeki artışla da destekleniyor. Süreç hacmindeki artış tipik olarak piyasada artan ilgi ve faaliyet manasına gelir. ADA için, süreç hacmindeki bu artış, traderlar ve yatırımcılar ortasında yenilenen itimat manasına geliyor. Bu da muhtemelen ADA’nın tekrar lokal tepesine gerçek ilerlemesi için gerekli ivmeyi sağlayacak. ADA yine yükselmeye çalışırken, yatırımcılar ve traderlar bu eğilimleri yakından izliyor.

    SHIB son süreç seanslarında tekrar dirence çarptı

    Shiba Inu (SHIB), 50 günlük üssel hareketli ortalamasını (EMA) 0,00000785 dolarda test etti. Böylelikle, değerli bir direnç düzeyine ulaştı. SHIB fiyat hareketindeki bu değerli dönüm noktası, potansiyel olarak token’ın piyasa dinamiklerinde yaklaşan bir değişime işaret ediyor. SHIB fiyatının mevcut süreç hacmi bilhassa dikkat cazibeli değil. Ayrıyeten, gün boyunca nispeten sabit kaldı. Bu hacim düzeyleriyle, SHIB’nin değerli bir atılım gerçekleştirmesi mümkün değil. Bununla birlikte, satış baskısının azalması halinde senaryonun değişmesi mümkün.

    Satış baskısının düşük kalması halinde, SHIB 50 günlük EMA’sının üzerine çıkma gücü bulabilir. Lakin, bu türlü bir yükseliş gerçekleşse bile, SHIB fiyatının daha sonra bir geri dönüşle müsabakası mümkün.

    Mark Yusko: Bitcoin %880’in üzerinde patlayacak!

    Kripto hedge fonu Morgan Creek Digital’in kurucusu ve CEO’su Mark Yusko, Bitcoin’in (BTC) altı haneli sayılara ulaşacağı konusunda optimist. Yusko, yeni bir Wolf of All Streets röportajında, Bitcoin’in altının dijital muadili olarak kabul edilmesi halinde, potansiyel olarak kıymetli metalle tıpkı piyasa bedeline ulaşabileceğini söylüyor. Ayrıyeten, bunun da mevcut düzeylerden 300.000 dolarlık bir fiyata %887 olacağını kaydediyor. Bu bağlamda Yusko, şu açıklamayı yapıyor:

    Bitcoin’in piyasa kıymetinin kabaca altının piyasa bedeline eşit olması gerektiği üzere makul bir varsayımınız varsa, Bitcoin’in dijital altın olduğunu ve temel para rolünü oynadığını söyleriz… Altını 12 trilyon dolara yuvarlayalım, ki muhtemelen öyledir. Lakin şöyle bir şey var, bu altının yarısı para değil. Mücevherler, kadehler ve sahiden para olarak kullanılmayan şeyler. Yani bu yarısı 6 trilyon dolar. Buradan 10 katına çıkar. Şu anki fiyatı 30.000 dolar, 10 katı 300.000 dolar eder. 300.000 dolar benim için o kadar kolay ki tartışmaya bile gerek yok…

  • Pi Makine, IDEF’23’te sunduğu çözümlerle göz dolduracak

    ERG Şirketler Grubu’nun lokomotif şirketlerinden Pi Makina, bu yıl 16.sı düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı IDEF’23’te, sunduğu savunma çözümlerini görücüye çıkarıyor. 

    T.C. Millî Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı katkılarıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı yönetim ve sorumluluğunda, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. organizatörlüğünde 25-28 Temmuz 2023 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek IDEF’23 16’ıncı Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’na Türkiye’nin önemli savunma sanayi kuruluşları katılacak. Pi Makina da A104/A105 standında ürünlerini sunacak. 

    1966 yılından beri havaalanı inşaatları, yol, köprü inşaatları, baraj ve hidroelektrik santral inşaatları, termik santral inşaatları, sulama inşaatları, sinai tesis inşaatları gibi altyapı müteahhitlik hizmetlerini projelendirme, finansman ve yatırım boyutlarıyla bütün olarak yürüten ERG Şirketler grubunun güçlü markalarından Pi Makina; milli, yerli ve uluslararası pazarlarda faaliyette bulunan savunma sanayinin lider firmalarının ihtiyaçlarını yakından takip ederek, inovatif, sürekli gelişim, sürdürülebilir büyüme, şeffaflık, kalite odaklı ve zamanında teslim prensiplerini her adımda uygulamakta ve koşulsuz müşteri memnuniyetini hedef alıyor. Ar-Ge Merkezi, güçlü teknik ve teknolojik ekipman altyapısı, eğitimli, tecrübeli ve sürekli kendini geliştiren insan kaynağı altyapısı, milli ve uluslararası tecrübesi ve vizyonu olan yönetim kadrosu ile savunma sanayiinde önemli ürünler ve hizmetler sunuyor.

    Müşterileri ile sürekli görüşmeler yaparak, onların ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda seçenekler sunan Pİ Makina, üretimde ve testte kullanılan ekipman ve malzemelerin kalitesi ile üretimden çıkan ürünlerin güvenilirliğini artıran bir üretim politikası uyguluyor.  Ar-Ge, tasarım, analiz, prototip, test, seri üretim, kalite kontrol ve satış sonrası destek konusunda entegre çözümler sunan Pİ Makina’nın üretim aşamasından son kullanıcıya teslimatına kadar olan süreç, tam olarak izlenerek, takip edilebiliyor. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Eti Popkek ve Köfn aynı klipte buluştu!

     Eti Popkek’in “Ben Bilirim Seni, Popkek’inden Belli” sloganıyla hayata geçirdiği samimi ve eğlenceli klibinin yeni yüzü son dönemin parlayan müzik grubu KÖFN oldu!

    Kek kategorisinin en büyük ve sevilen markalarından Eti Popkek, “Doyana Doymayana Popkek” sloganı ile başlattığı samimi ve eğlenceli iletişimini, 7 farklı çeşitten oluşan geniş ürün yelpazesine atıfta bulunduğu “Ben Bilirim Seni, Popkek’inden Belli” sloganıyla hazırladığı yeni kampanyasıyla devam ettiriyor.

    Son dönemin parlayan müzik grubu ve kısa sürede büyük bir dinleyici kitlesine ulaşan şarkıların mimarı olan KÖFN, sevilen şarkısı Popstar’ın Eti Popkek versiyonuyla ekranlarda yerini aldı. “Ben Bilirim Seni, Popkek’inden Belli” nakaratıyla dillere pelesenk olan şarkı, renkli görüntüleriyle de izleyiciden büyük beğeni topluyor. Yepyeni jingle ile hayata geçen şarkı ve klip projesi gençlerin playlist’lerine eklenmeye aday… İzleyenleri içine alan bir atmosferde çekilen klibin yönetmen koltuğunda Ümit Şahin & Samet Eruzun oturuyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi sonuçları açıklandı!

    EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi sonuçlarına göre, tüketiciler artık daha fazla tasarrufa giderek gıda bütçelerini kısıyor, kişisel sağlığını gezegenle ilgili kaygılardan önde tutuyor ve ihtiyaçlarını yönetmek için teknolojiye güveniyor.

    Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY (Ernst & Young), Geleceğin Tüketici Endeksi araştırmalarının 12.’sini yayımladı. Yeni tüketici tercihleri ile değişen tutum ve alışkanlıkları mercek altına alan araştırma, 27 ülkeden 21 bin tüketici ile yapılan anket çalışmalarının sonuçlarını kapsıyor. 

    EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi araştırmasına göre, küresel olarak tüketicilerin %94’ü yaşam maliyetlerinin artmasından endişe ettiğini söylüyor. Buna ek olarak, katılımcıların neredeyse yarısı daha az tüketmeyi planlarken, %67’si artık eşyalarını değiştirmek yerine tamir ettiğini belirtiyor.  Bir diğer dikkat çekici konu ise, pandemiden sonra ilk defa sağlıkla ilgili endişeler %7 oranında artarak gezegenle ilgili endişeleri geride bırakıyor. Araştırma, tüketicilerin çevresel problemlerden önce kişisel sağlıklarına daha çok önem verdiğini gösteriyor. 

    Araştırma, küresel olarak tüketicilerin %92’sinin yaşadıkları ülkenin ekonomisiyle yakından ilgilendiğini ve %39’unun ekonominin önümüzdeki altı ay içinde iyiye gitmeyeceğini söylediklerini gösteriyor. Tüketiciler hayatlarının birçok alanında harcamalarını kısmak ve bütçelerini temel ürünlere harcamak üzere harekete geçiyor. Katılımcıların %44’ü daha az paketli gıda almayı ve neredeyse yarısı (%49) ise daha az yiyecek tüketmeyi planlıyor.

    Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından bir diğeri ise perakendecilere ve tüketici ürünleri şirketlerine azalan güven. Buna göre, tüketicilerin dörtte üçünden fazlası (%79) son üç ila dört ayda gıda fiyatlarının arttığını düşünüyor. %74’ü bazı markaların paket boyutlarının küçüldüğünü ancak fiyatın aynı kaldığını fark ettiğini belirtiyor. %64’ü ise özel markalı (private label) ürünlerin, bilinen ve öne çıkan markalı ürünler kadar iyi olduğuna inanıyor.

    Bunlara ek olarak araştırmaya göre, katılımcıların %62’si giyim, ayakkabı ve aksesuarlarda en son moda trendleri takip etme ihtiyacı hissetmiyor. Tüketicilerin üçte birinden fazlası (%36) giysilere daha az harcamayı planlarken, yarısından fazlası ise artık eşyalarını değiştirmek yerine tamir etmeyi tercih ediyor. Bu büyük oran her zaman en yeni ürünlere sahip olma şeklindeki geleneksel tüketici arzusunun değiştiğini ortaya koyuyor.

     

    Sağlık konusu gezegenle ilgili endişeleri geride bırakıyor 

    Araştırmanın ortaya koyduğu önemli sonuçlardan bir diğeri ise sağlıkla ilgili endişelerin, Mayıs 2021’den bu yana ilk kez gezegenle ilgili endişelerin önüne geçmesi oluyor. EY Geleceğin Tüketici Endeksi, değişen tercih ve alışkanlıkların yarattığı fırsat ve zorlukların öngörülebilmesini kolaylaştırmak için tüketicileri 5 kategoride (“önce gezegen”, “önce deneyim”, “önce toplum”, “önce sağlık” ve “önce satın alınabilirlik” başlıklarında) ele alıyor. Son araştırmada beş segment arasından “önce gezegen” %9 ile en büyük düşüşü görüyor (%25’ten %16). Sonuç, tüketicilerin satın alınabilirliğe ve fiyata öncelik verdiğini, artık sürdürülebilirliği daha az endişe verici gördüğünü gösteriyor. 

    Araştırma sonucu, “önce sağlık” tüketici grubunun Ekim 2022’den bu yana %7 (%17’den %24’e) artarak satın alınabilirliğin ardından ikinci en büyük segment haline geldiğini de ortaya koyuyor. Bu önemli artış; tüketicilerin kendi mali durumlarına ve sağlıklarına odaklandığı, kolektif çabalar yerine bireysel ihtiyaçları yeniden önceliklendirdiği anlamına geliyor. 

     

    Teknoloji; endişelere rağmen güvenli alan

    EY Geleceğin Tüketici Endeksi, tüketicilerin neredeyse yarısının (%46) günlük yaşamlarını yönetmek için teknolojiye güvendiğini ortaya koyuyor. Teknolojiye ve teknolojik çıktılara artan güven, satın alma kararlarını ve genel tüketimi de şekillendiriyor. Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %46’sının son üç ayda çevrimiçi market teslimatı hizmetlerini kullandığını ortaya koyuyor. Bu oran, Haziran 2022’den bu yana %12’lik bir artış anlamına geliyor. 

    Gelişmekte olan teknolojilerin de Haziran 2022 ile karşılaştırıldığında iki kattan fazla oranda arttığı görülüyor. Tüketiciler küresel olarak artık sanal platformları tercih ediyor. Katılımcıların %66’sı daha uygun bütçeli alternatifler karşılığında verilerini paylaşmaya istekli olduklarını belirtirken, %24’lük bir kesim ise yapay zekanın rollerini tamamen değiştirebileceğinden endişe duyuyor. Ancak araştırmaya göre; teknoloji konusunda endişelenen tüketicilerin de kendilerine zaman veya para kazandıran araçları hızla benimseyeceği görülüyor. 

     

    EY Türkiye Denetim Bölümü Şirket Ortağı, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal araştırmayla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: 

    Tüketiciler, yaşam maliyeti baskılarıyla başa çıkmak için öncelikle tutumlu olmayı tercih ediyor. Ayrıca, bütçelerini koruyabilmek için marka alışkanlıklarından uzaklaşmaya, temel ihtiyaç listelerini azaltmaya ve teknolojinin getirdiği avantajları kullanmaya daha fazla yöneliyorlar. Perakendecilere ve tüketici ürünleri işletmelerine olan güvenin azalması sebebiyle işletmelerin, tüketici sadakati üzerine alacakları kararların uzun vadeli etkilerini düşünmeleri gerekiyor. Bu çerçevede, rekabet etmek için inovasyon ve pazarlama çabalarını hızlandırmaları faydalı olabilir.

    Diğer taraftan teknoloji; hayatı kolaylaştırdığı, paradan ve zamandan tasarruf sağladığı ve çevresel etkileri azaltmaya yardımcı olduğu için tüketiciler, teknolojinin sürekli kullanıcıları haline geliyorlar.. Tüketicilerin teknolojiye yönelik tutumları da teknolojinin kendisi kadar hızlı bir şekilde gelişiyor. İşletmeler, müşterileriyle teknoloji etrafında güven, saygı ve değere dayalı bir ilişki geliştirmelidir. Bunu yaparak uzun vadede tüketici sadakati korunabilir.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) yıllık yüzde 33,22, aylık yüzde 0,26 arttı

    Tarım-GFE’de (2015=100), 2023 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %0,26, bir önceki yılın Aralık ayına göre %10,02, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,22 ve on iki aylık ortalamalara göre %87,66 artış gerçekleşti.

    Ana gruplarda bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde %0,10 azalış, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %2,61 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde %29,13, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %67,20 artış gerçekleşti.

    Yıllık Tarım-GFE’ye göre 3 alt grup daha düşük, 8 alt grup daha yüksek değişim gösterdi

    Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %79,85 ile malzemeler ve %76,10 ile diğer mal ve hizmetler oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre azalış gösteren tek alt grup ise %3,39 ile enerji ve yağlar oldu.

                                        
    Aylık Tarım-GFE’ye göre 2 alt grup daha düşük, 9 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
     
    Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla, %5,36 ile enerji ve yağlar ve %1,92 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %5,02 ile veteriner harcamaları ve %3,65 ile malzemeler oldu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yurt içinde ikamet eden 8 milyon 601 bin kişi seyahate çıktı

    Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan I. çeyrekte, yurt içinde ikamet eden 8 milyon 601 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %14,5 artarak 10 milyon 90 bin seyahat olarak gerçekleşti. Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 74 milyon 530 bin geceleme yaptı. Ortalama geceleme sayısı 7,4 gece oldu.

    Seyahate çıkanlar, 22 milyar 271 milyon 455 bin TL harcadı
     

    Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları 2023 yılının I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %82,8 artarak 22 milyar 271 milyon 455 bin TL olarak gerçekleşti. Bu harcamaların %94,5’ini 21 milyar 47 milyon 636 bin TL ile kişisel harcamalar, %5,5’ini ise 1 milyar 223 milyon 819 bin TL ile paket tur harcamaları oluşturdu. Seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 2 bin 207 TL oldu. 
    Bu çeyrekte harcama türlerinin toplam seyahat harcamaları içerisindeki dağılım oranları incelendiğinde en fazla paya %35,3 ile yeme ve içme harcamaları, %32,4 ile ulaştırma harcamaları ve %9,8 ile konaklama harcamaları sahip oldu. Bu harcama türlerinin geçen yılın aynı dönemine göre değişim oranları incelendiğinde ise yeme ve içme harcamalarında %116,9, ulaştırma harcamalarında %75,8 ve konaklama harcamalarında ise %61,6’lık artış görüldü.

    Yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler %65,8 ile ilk sırada yer aldı

    Seyahate çıkış amaçlarında ikinci sırada %18,4 ile “gezi, eğlence, tatil”, üçüncü sırada ise %5,9 ile “sağlık” yer aldı.

    Seyahate çıkanlar en çok arkadaş veya akraba evinde kaldı

    Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 58 milyon 535 bin geceleme sayısı ile en çok “arkadaş veya akraba evinde” kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 6 milyon 441 bin geceleme ile “kendi evi” yer alırken, “otel” 3 milyon 685 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Fenerbahçe’ye, Galatasaray’dan transfer

    Fenerbahçe Petrol Ofisi Bayan Futbol Grubu, yeni dönem yapılanması kapsamında geçtiğimiz dönemin gol kraliçesi Yağmur Uraz’ı takımına kattı.

    Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, “33 yaşındaki ulusal futbolcu, 2023-2024 döneminde Fenerbahçemizin formasını giyecek. Oyuncumuza ‘Kulübümüze Güzel Geldin’ diyor; çubuklu formamızla kaç muvaffakiyetler diliyoruz.” tabirleri kullanıldı.

    Yağmur, geçtiğimiz dönem Galatasaray Petrol Ofisi formasıyla 23 gol atmayı başarmıştı.

  • Sancak: “Galatasaray’dan istiyorduk olmadı”

    Adana Demirspor Lideri Murat Sancak, A Spor’a transferlerle ilgili konuştu.

    “İLK MAKSADIMIZ TAYLAN’DI”

    Dorukhan Toköz transferinin nasıl gerçekleştiğini açıklayan Murat Sancak, “Dorukhan Toköz, gündemimizde olan bir oyuncu değildi. Taylan Antalyalı aklımıza gelmişti. Onunla görüşmüştük lakin sonra Dorukhan çıktı, fazla sürmeden anlaştık. Taylan Antalyalı’da bonservis olayı vardı. Bonservisi elinde olduğu için Dorukhan’ı tercih ettik.” dedi.

    “YUNUS’U DA ALABİLİRİZ”

    Yunus Akgün hakkında da konuşan Murat Sancak, “Eğer Galatasaray, Yunus Akgün’ü düşünmüyorsa düşünebiliriz ancak şu anda o bölgede gereksinimimiz yok.” kelamlarıyla cümlelerini noktaladı.

  • Başkan Böcek, yas-ı matem orucu  tutan vatandaşlarla bir araya geldi

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kültür ve Cemevi Antalya Şubesi’nde yas-ı matem orucu tutan vatandaşların lokmalarına ortak oldu. Başkan Böcek, tutulan oruçların hak katında kabul ve makbul olmasını diledi.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muharrem Ayında Yas-ı Matem orucu tutan Hacı Bektaşi Anadolu Kültür Vakfı Kültür ve Cemevi Antalya Şubesi’nde canlarla bir araya gelerek lokmalarına ortak oldu. Başkan Muhittin Böcek, “Muharrem Ayı bereket ve bolluğun ayıdır. Bu ay aynı zamanda Alevilerin matem ayı olarak da bilinir. Bu özel günde Alevi dostlarımızla, canlarımızla bir arada olmak istedik. Tutulan orucumuz hak katında kabul ve makbul olsun ” dedi.

    Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kültür ve Cemevi yetkilileri de Başkan Böcek’e bu önemli günlerinde kendilerini yalnız bırakmayarak yas-ı matem orucuna ve lokmalarına ortak olduğu için teşekkür etti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Haziran ayında 193 bin 688 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı

    Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %46,1’ini motosiklet, %39,1’ini otomobil, %8,4’ünü kamyonet, %4,1’ini traktör, %1,6’sını kamyon, %0,3’ünü minibüs, %0,3’ünü otobüs ve %0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

    Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %13,4 azaldı

    Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre kamyonda %28,6, özel amaçlı taşıtta %27,2, minibüste %25,9, traktörde %19,1, kamyonette %15,8, otomobilde %12,9, motosiklette %11,9 ve otobüste %9,0 azaldı.

    Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %77,2 arttı

    Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı motosiklette %95,8, özel amaçlı taşıtta %79,3, kamyonette %75,9, otomobilde %74,7, minibüste %57,1, otobüste %16,6, traktörde %10,0 ve kamyonda %7,0 arttı.

    Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla 27 milyon 525 bin 301 oldu

    Haziran ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %53,4’ünü otomobil, %16,6’sını motosiklet, %15,9’unu kamyonet, %7,8’ini traktör, %3,4’ünü kamyon, %1,8’ini minibüs, %0,8’ini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

    Haziran ayında 892 bin 197 adet taşıtın devri yapıldı

    Haziran ayında devri(1) yapılan taşıtların %65,4’ünü otomobil, %15,3’ünü kamyonet, %13,0’ını motosiklet, %2,4’ünü traktör, %1,8’ini kamyon, %1,5’ini minibüs, %0,4’ünü otobüs ve %0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.  

    Haziran ayında 75 bin 624 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı

    Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %14,7’si Fiat, %11,7’si Renault, %9,0’ı Opel, %7,3’ü Volkswagen, %6,1’i Peugeot, %6,0’ı Citroen, %5,2’si Chery, %5,1’i Toyota, %4,7’si Hyundai, %3,5’i Mercedes-Benz, %3,2’si Ford, %3,0’ı Skoda, %2,7’si Dacia, %2,3’ü Kia, %2,1’i Audi,  %2,0’ı Honda, %1,4’ü BMW,  %1,3’ü Cupra, %1,1’i Volvo, %1,0’ı Seat ve %6,4’ü diğer markalardan oluştu.    

    Ocak-Haziran döneminde 1 milyon 57 bin 643 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı

    Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %81,9 artarak 1 milyon 57 bin 643 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı %23,4 azalarak 14 bin 753 adet oldu. Böylece Ocak-Haziran döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında1 milyon 42 bin 890 adet artış gerçekleşti.
     

    Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %67,2’si benzin yakıtlıdır

    Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 434 bin 818 adet otomobilin %67,2’si benzinli, %19,6’sı dizel, %8,6’sı hibrit, %3,0’ı elektrikli ve %1,6’sı LPG’lidir. Haziran ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 14 milyon 706 bin 162 adet otomobilin ise %36,4’ü dizel, %34,3’ü LPG’li, %27,8’i benzinli, %1,2’si hibrit ve %0,2’si elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen(2) otomobillerin oranı ise %0,2’dir.
     

    Ocak-Haziran döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı

    Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 434 bin 818 adet otomobilin %35,7’si 1300 ve altı, %24,2’si 1401-1500, %20,6’sı 1301-1400, %9,4’ü 1501-1600, %6,4’ü 1601-2000, %0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.

    Ocak-Haziran döneminde kaydı yapılan otomobillerin 144 bin 175’i gri renklidir

    Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 434 bin 818 adet otomobilin %33,2’si gri, %30,5’i beyaz, %12,2’si mavi, %9,9’u siyah, %7,4’ü kırmızı, %2,9’u yeşil, %2,5’i turuncu, %0,6’si kahverengi ve %0,6’sı sarı renklidir.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kaybolmaya Yüz Tutmuş Geleneksel ve Antik Oyunları Yeniden Canlandıran Sosyal Girişim: Oyun Atlası

    Sabancı Vakfı 14. Sezon Fark Yaratanı Gökçen Göksel, ‘Oyun Atlası’ isimli sosyal girişimiyle kültürel mirasımızı geleneksel ve antik oyunlarla nesilden nesile aktarıyor. Oyuna ilgi duyan herkesin hayatında fark yaratan Göksel, oyun yoluyla kültürel mirasın aktarılmasını imkân tanıyor, kaybolmaya yüz tutan geleneksel ve antik oyunları tekrar canlandırıyor. 

    Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nın 14. Sezonunda Fark Yaratan seçilen Gökçen Göksel, 2018 yılında hayata geçirdiği Oyun Atlası isimli sosyal girişimi ile kültürel mirasın oyun yoluyla aktarılmasını ve kaybolmaya yüz tutan geleneksel ve antik oyunları tekrar canlandırmayı hedefliyor. 

    Göksel, Oyun Atlası’nı “Oyunu merkezine alan, ortak hafızamıza, oyun geleneklerimize, bu topraklarda hayat bulan oyun kültürüne sahip çıkan, tarihin solgun sayfalarından çıkarıp hayat veren, tanık olan, dahil olan, yol açan, anlatan, herkesin hikayesi” olarak tanımlıyor. Gökçen Göksel; bugüne kadar Oyun Atlası ile çocuklar, gençler ve yetişkinlerle gerçekleştirdiği atölye çalışmalarında hafıza, oyun, kültür kavramlarını bin beş yüze yakın kişiye tanıtmayı başardı. 

     

    Geleneksel ve antik oyunları modern dünyayla tanıştırıyor

    Adanalı bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Gökçen Göksel’in, her yaz ailesiyle çıktığı uzun yolculuklar; kültür ve oyun alanında çalışmasına ilham oldu. Her bölgenin kendine has oyunlarını bu uzun yolculuklarda keşfetmeye başlayan Gökçen, gittikleri her şehirde müzeleri ve antik kentleri de ziyaret ederek en büyük tutkusunun yeni yerler keşfetmek olduğunu fark etti. Ortaokulda hayatını çeşitli şehirleri gezerek sürdürmek istediğini fark eden Gökçen, bu alanda eğitim almaya karar verdi ve lise ve üniversitede Seyahat ve Tur İşletmeciliği Bölümü’nde okudu. Eğitim hayatı boyunca gittiği her antik kent ve müzede eski oyunların izine rastlamaya başladı. İnsanların gezerken yanından geçip gittikleri taşlara oyulmuş oyunların daha çok insan tarafından fark edilmesi için çalışmalarına başladı. İlk olarak detaylı bir arşiv taramasıyla geleneksel ve antik oyunları derleyen Gökçen, 2018 yılında Oyun Atlası isimli sosyal girişimini kurdu. Bu girişim ile oyun yoluyla kültürel mirasın aktarılmasını ve kaybolmaya yüz tutan geleneksel ve antik oyunları tekrar canlandırmayı hedefliyor. Ayrıca antik oyunları sürdürülebilir malzemelerle üretiyor hem de atölyelerle geleneksel oyunlara dair bilgilerin aktarılmasını sağlıyor. 

    Gökçen Göksel’in oyun yoluyla kadim medeniyetlerin izini gelecek nesillere aktardığını ve yüzlerce kişiye ulaştırdığını vurgulayan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Yüzyıllar boyunca birçok kadim kültüre ev sahipliği yapan Anadolu coğrafyamız birbirinden önemli eserlerin yanı sıra devasa bir kültür mirası barındırıyor. Bir kısmı gün yüzüne çıkan bu tarihi mirasın bir kısmı ise hala bu topraklarda açığa çıkmayı bekliyor. Anadolu’nun tarihi zenginliklerini her yaştan insana oyun yoluyla aktarmayı amaçlayan ‘Oyun Atlası’ sosyal girişimiyle Sabancı Vakfı Fark Yaratanı seçilen Gökçen Göksel, bu girişimiyle kültürel mirasımızın nesilden nesile aktarılmasına fırsat sunarken, kaybolmaya yüz tutan geleneksel ve antik oyunları tekrar canlandırarak tarihi bir farkındalık ve bilinç uyandırıyor. Oyun Atlası ile bugüne kadar çocuklar, gençler ve yetişkinlerle gerçekleştirdiği atölye çalışmaları başta olmak üzere hafıza, oyun, kültür kavramlarını bin beş yüze yakın kişiye tanıtmayı başaran Gökçen Göksel’i tebrik ediyorum. Sabancı Vakfı olarak, kültürel mirasımızı hepimize ve gelecek nesillere aktaran bu sosyal girişime destek vermekten ötürü büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz.” dedi.

    Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı, 2009 yılından bu yana Türkiye’de toplumsal gelişmeye katkıda bulunan bireylerin ve kurumların yarattıkları olağanüstü etkileri görünür kılmak ve topluma ilham vermek amacıyla gerçekleştiriliyor. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Küçükçekmeceli çocuklar İstanbul’u yeniden keşfediyor

    Küçükçekmeceli çocuklar, düzenlenen Bilim ve Kültür Gezileri ile İstanbul’u yeniden keşfediyor.

    Küçükçekmece Belediyesi tarafından düzenlenen bilim ve kültür gezileri kapsamında 7-13 yaş arası öğrenciler; Harbiye Müzesi, Miniatürk, İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi, Gazhane Müzesi, Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, Robot Müzesi, Rahmi Koç Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı gibi İstanbul’un tarihi ve sembolik mekânlarını gezerek keyifli vakit geçiriyor.

     1500 öğrenciye ulaşılması hedefleniyor

    Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen bilim ve kültür gezileri ile öğrenciler sosyalleşerek kaliteli bir yaz tatili geçiriyor. Ağustos ayının sonuna kadar devam edecek gezilerle 1500 öğrenciye ulaşılması hedefleniyor.

    Hüseyin Ali Şahintekin: Çok heyecanlı ve eşsiz bir deneyimdi

    Robot müzesi gezisine katılan Hüseyin Ali Şahintekin ‘’Robot müzesinde filmlerde oynamış olan robotlarla karşılaştık. Daha önce hiç robot müzesine gitmemiştim. Robotları canlı canlı görmek çok heyecanlı ve eşsiz bir deneyimdi, ailemle birlikte tekrar geleceğim. Bize bu imkânı sağladığı için Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’ye çok teşekkür ederim’’ dedi.

    Halkalı Bilgievi öğrencilerinden Suden Ebru Akgül ise, ‘’Gezi çok eğlenceliydi, daha önce hiç görmediğim yerleri gördüm, çok mutluyum. İlk defa bir geziye katıldım, diğer gezilere de katılmayı düşünüyorum. ’’ dedi.

    Bilim ve kültür gezilerine katılmak isteyenler kayıtlarını, ikametlerine en yakın Bilgievlerinden ve Çocuk Üniversitesi’nde gerçekleştirebilirler.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sancak: “Galatasaray’dan istiyorduk olmadı”

    Adana Demirspor Lideri Murat Sancak, A Spor’a transferlerle ilgili konuştu.

    “İLK MAKSADIMIZ TAYLAN’DI”

    Dorukhan Toköz transferinin nasıl gerçekleştiğini açıklayan Murat Sancak, “Dorukhan Toköz, gündemimizde olan bir oyuncu değildi. Taylan Antalyalı aklımıza gelmişti. Onunla görüşmüştük lakin sonra Dorukhan çıktı, fazla sürmeden anlaştık. Taylan Antalyalı’da bonservis olayı vardı. Bonservisi elinde olduğu için Dorukhan’ı tercih ettik.” dedi.

    “YUNUS’U DA ALABİLİRİZ”

    Yunus Akgün hakkında da konuşan Murat Sancak, “Eğer Galatasaray, Yunus Akgün’ü düşünmüyorsa düşünebiliriz fakat şu anda o bölgede gereksinimimiz yok.” kelamlarıyla cümlelerini noktaladı.

  • Mujde: Dev Bitcoin Borsası Bu Altcoin’i Listeleyecek!

    Ripple’ın SEC karşısındaki zaferi, XRP’ye bakışı da değiştirdi. Daha evvel listelerinden çıkartan kimi kripto para borsaları yine listelerine aldılar. Bitcoin borsası Gemini de yakında XRP’yi yine listeleyeceğine dair ipucu verdi

    Bitcoin borsası Gemini, XRP için yeşil ışık yaktı!

    Amerika Birleşik Devletleri merkezli kripto borsası Gemini Cuma günü, Ripple’ın ABD Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) davasındaki son zaferinin akabinde, XRP tokenini yakında platformunda yine listeleme planları hakkında ince bir ipucu verdi. Bu gelişme, süreç hacmine nazaran en büyük kripto borsalarının birçoklarının, Yargıç Analisa Torres’in 13 Temmuz 2023 tarihli Özet Kararını takiben XRP ticaretini eski haline getirdiği bir vakitte geldi. Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere Coinbase ve Kraken’in token’ı yine listelerine dahil ettiler. Bunun akabinde, büyük Bitcoin borsalarından birisi olan Gemini de tıpkı sıraya girmiş üzere.

    Yargıç Torres, token satışının menkul değer manasına gelmediği tarafındaki karar verdi. Bu sayede ABD kripto borsalarında XRP ticareti için kapıları tesirli bir halde tekrar açtı. Bu nedenle, token’ın süreç hacimleri değerli ölçüde artış kaydetti. Bu süreçte XRP fiyatı neredeyse anında %60’a kadar yükseldi. Mevcut durumda da XRP güçlü duruşunu koruyor.

    Gemini yakında XRP’yi yine listeleyecek mi?

    Bitcoin borsası, 13 Temmuz’da, Ripple lehine verilen kararı göz önünde bulunduruyor. Böylelikle, platformunda hem spot hem de türev ticareti için XRP’nin listelenmesini araştırdığını bildirdi. Yeni bir ipucu olarak, Gemini’nin resmi Twitter hesabı, Gemini’nin tokenı tekrar listeleyip listelemeyeceğine ait bir soruya ‘Düşünen Yüz Emojisi’ ile yorum yaptı.

    Öte yandan Gemini’nin kurucu ortağı ve icra heyeti lideri Cameron Winklevoss, Bitcoin birikimine ait yükseliş hissiyatını lisana getirdi. Bitcoin’in büyük birikiminin, son vakitlerde spot Bitcoin ETF belgelerinin telaşıyla başladığını söyledi.

    ABD SEC, XRP kararına karşı temyize gidecek mi?

    ABD Menkul Değerler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) karşı açılan davadaki dönüm noktası niteliğindeki galibiyetin akabinde, kripto piyasası Ripple Labs üzerinde yükselişe geçti. Sonuç olarak XRP token fiyatı net bir sıçrama gördü. 13 Temmuz 2023’te ABD’li yargıç Analisa Torres, şirketin XRP tokeninin halka açık borsalarda satışında federal menkul değerler maddelerini ihlal etmediğini söyledi. Yargıç Torres, XRP’nin programlı satışının bir menkul değer satışı manasına gelmediğine karar verdi. Bu durum, Özet Kararı temyize götürmek için yargıçları ikna etme konusunda karmaşık bir misyon üstlenen ABD SEC’e sorumluluk yükledi.

    Kripto cüzdan MetaMask’ın geliştiricisi ConsenSys’in avukatı Bill Hughes’a nazaran, federal düzenleyici kurumun Yargıç Torres’in kararına itiraz etme bahtı varsa süratli hareket etmesi gerekecek. Hughes, SEC’in çok yakında bölge mahkemesine özet karara itiraz etmek istediğini bildirmesi gerektiğini açıkladı. Ayrıyeten, bunun için müsaade istemesi gerektiğini belirtti. Müsaade verilmesi halinde SEC yetkilileri neden temyize gitmeleri gerektiğine dair bir argüman sunabilirler.

  • Epic Games Yaz İndirimleri Başladı: İşte Sağlam İndirime Giren Oyunlar!

    Verdiği fiyatsız oyunlarla oyun tutkunlarının gönüllerinde taht kurmayı başaran Epic Games’in klasik Yaz İndirimi aktifliği başladı. Oyuncular, 3 Ağustos’a kadar devam edecek kampanya kapsamında yüzde 75’e varan indirimlerle tasarruf edebilecekler.

    Epic Games’in Yaz İndirimi 2023 kampanyasına baktığımızda, hem daldaki popüler yapımların da bağımsız geliştiricilerin oyunlarının da indirime girdiklerini görüyoruz. Bununla birlikte; tüm oyunların birebir oranda indirime girmediğini belirtmekte de yarar var. Aşağıdan indirimde öne çıkan birtakım oyunları listeledik. Tüm oyunlara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Epic Games Yaz İndirimi 2022’de sağlam indirim alan kimi oyunlar

    Red Dead Redemption 2 

    • Normal fiyatı: 1.150 TL
    • İndirimli fiiyatı: 379,50 TL

    Dead Island 2 

    • Normal fiyatı: 429 TL
    • İndirimli fiiyatı: 321,75 TL

    Far Cry 6

    • Normal fiyatı: 699 TL
    • İndirimli fiiyatı: 174,75

    Need for Speed Unbound

    • Normal fiyatı: 1.199 TL
    • İndirimli fiiyatı: 359,99 TL

    Borderlands 3

    • Normal fiyatı: 309 TL
    • İndirimli fiiyatı: 46,35 TL

    Cities Skylines 

    • Normal fiyatı: 280 TL 
    • İndirimli fiiyatı: 84 TL

    FIFA 23 

    • Normal fiyatı: 699 TL
    • İndirimli fiiyatı: 174,99 TL

    Death Stranding Director’s Cut

    • Normal fiyatı: 329 TL
    • İndirimli fiiyatı: 164,50 TL

    Assassin’s Creed Origins

    • Normal fiyatı: 699 TL
    • İndirimli fiiyatı: 104,85 TL

    The Elder Scrolls V: Skyrim Special Edition

    • Normal fiyatı: 349 TL
    • İndirimli fiiyatı: 87,25 TL

    The Crew 2

    • Normal fiyatı: 589 TL
    • İndirimli fiiyatı: 58,90 TL 
  • Piyasalar Zor Bir Bulmacayı Çözmek İçin Fed’e Güveniyor

    Federal Rezerv’in sinir bozucu bir ekonomik bilmecede ustalaşmış olması tamamen mümkündür – milyonlarca insan için aşırı mali sıkıntıya neden olmadan kontrolden çıkmış enflasyonu ehlileştirmek.

    Ancak son zamanlarda düzenli olarak gelen iyi haberlere rağmen buna güvenebileceğimizi sanmıyorum.

    İyimserliğin en önemli nedeni bir hiç olaydan geliyor: Uzun zamandır tahmin edilen 2023 durgunluğu basitçe gerçekleşmedi. Henüz değil. Ama bence bariz olmasa da hala bir tehlike bölgesindeyiz.

    Fed, geçen yıl faiz oranlarını, enflasyonun yükseldiği başka bir dönem olan 1980’lerin başından bu yana karşılaştırılabilir herhangi bir dönemde olduğundan daha fazla artırdı. Fed’in enflasyonla mücadele stratejisi açık ve doğrudan ders kitaplarından çıkıyor.

    Oranlar hızlı ve tutarlı bir şekilde yükseldiğinde, bu, ekonomik büyümeyi yavaşlatma ve nihayetinde tersine çevirme etkisine sahip olma eğilimindedir. Sancılı iş kayıplarının eşlik ettiği böyle bir yavaşlama, aşırı enflasyonu ekonomiden çekip çıkarmanın standart reçetesidir. Daha yüksek oranların acı ilaç olması gerekiyordu.

    Yine de yaşadığımız şey bu değil. Bunun yerine, işsizlik oranı dikkate değer ölçüde düşük kalırken enflasyon düşüş eğilimi gösteriyor – dondurmanın üzerine gezdirilen sıcak şekerleme gibi görünen zıtlıkların beklenmedik ve çekici bir çifti. Bundan daha fazlasına sahip olalım! Piyasaların toparlanmasına şaşmamalı.

    Yine de, Fed’in Salı ve Çarşamba günleri yeniden toplanacağını ve vadeli işlem piyasalarının ezici bir çoğunlukla, geçen yıl Mart ayında sıfıra yakın olan ve yüzde 5 ila 5,25 aralığına yükselen federal fon oranında 0,25 puanlık bir artış daha öngördüğünü unutmayın. Piyasalar, gayri safi yurtiçi hasıla, şirket kazançları ve hisse senedi ve tahvil piyasaları söz konusu olduğunda, ağır oran artışları önemsizmiş gibi davranıyor.

    Önce İyi Haber

    İnkar edilemez bir şekilde pek çok iyi haber var ve birçok piyasa stratejisti bunu sevinçle karşılıyor.

    Enflasyon birçok haneye zarar verdi, ancak şimdi düşüyor. En son hükümet raporu, Tüketici Fiyat Endeksi’nin Mayıs ayındaki yüzde 4’ten Haziran ayında yıllık yüzde 3’e düştüğünü gösterdi. Bu hala Fed’in yüzde 2 hedefinin oldukça üzerinde, ancak atış menziline giriyor.

    Dikkat çekici olan, aynı zamanda işgücü piyasasının da güçlü kalmasıdır. Haziran ayında işsizlik oranı mevsimsellikten arındırılmış yüzde 3,6 idi – tarihsel bazda son derece düşük bir rakam ve Mart 2022’den bu yana sabitlendiği yüzde 3,4 ila yüzde 3,7 aralığında.

    Son birkaç yılda yükselen enflasyon – TÜFE enflasyonu Haziran 2022’de yüzde 9,1 ile zirve yaptı – kısmen pandemiden ve salgının ekonomik etkilerini hafifletmeyi amaçlayan hem mali hem de parasal acil kurtarma paketlerinden kaynaklandı. Fed bir süre yüksek enflasyonun “geçici” olduğunu ve kendi kendine düşeceğini söyledi. Deflasyon tehdidi yıllardır merkez bankasının ana endişesiydi ve yeni gerçekliğe alışması biraz zaman aldı.

    Ancak 2021’in sonunda Fed, enflasyonu kabul edilemez derecede yüksek bulmuştu ve genişlemeci para politikasını süresiz olarak sürdürmeyeceğinin sinyallerini vermeye başladı. Buna, sıfıra yakın faiz oranları ve niceliksel genişleme olarak bilinen alışılmışın dışında teşvik programında ayda 120 milyar dolarlık Hazine tahvili ve ipoteğe dayalı menkul kıymet alımı dahildi. Ocak 2022’de Fed, sıkılaştırma niyetini kesinlikle netleştirdi ve piyasalar düştü.

    Enflasyonun Nedenleri

    Enflasyon soğumaya başladıktan sonra bile, 2022’deki büyük enflasyonun nedenlerini çözmek zor. Hepsi bir rol oynadı. Tam olarak ne kadarı, önümüzdeki yıllarda akademik makalelerin, doktora tezlerinin ve kitapların konusu olacak.

    Benzer şekilde, enflasyonun bu kadar düşmesine neyin neden olduğu henüz net değil – örneğin, bunu esas olarak Fed’in faiz oranı artışları mı yaptı, yoksa yüksek oranlı fiyat artışları gerçekten büyük ölçüde geçici mi, ancak herkesin istediğinden daha uzun sürdü.

    Hisse senedi piyasasındaki tüccarlar, son zamanlardaki enflasyon düşüşünün arkasında ne olduğunu umursamıyor gibi görünüyor. Yapay zeka bolluğu hayalleriyle canlanarak, sonbahardan beri Nvidia, Apple, Meta (Facebook), Alphabet (Google), Tesla ve Microsoft gibi büyük teknoloji şirketlerinin fiyatlarını yükseltiyorlar. Yakın zamanda yazdığım gibi, Carnival, Royal Caribbean ve Norwegian Cruise Line gibi gemi turları, dünyayı deniz konforunda görmek isteyen tüketicilerin bastırılmış talebiyle patlama yaşıyor.

    Şu anda, piyasalar için gökyüzü sınır gibi görünüyor.

    Endişe Nedenleri

    Yine de endişeleniyorum.

    Enflasyondaki düşüşün nedenleri sadece akademik açıdan ilgi çekici değil. Örneğin, Fed’in faiz oranı artışları OlumsuzŞimdiye kadar genel ekonomi üzerinde çok fazla etkisi oldu, bunun nedeni basitçe “uzun ve değişken gecikmelerle” işlemeleri olabilir ve enflasyon başka nedenlerle düşüyor olsa bile yine de ısırabilirler.

    Bununla birlikte, bazı acı verici etkiler zaten fark edilebilir. Yüksek kredi kartı faiz oranları tüketici sıkıntısını artırıyor. Yükselen oranların neden olduğu tahvil kayıpları, bölgesel bankaların zayıflığına katkıda bulundu. Maliyetli ipotekler konut ve ticari gayrimenkullere zarar verirken, evden çalışmaya geçiş ofis doluluğunu azalttı. Bunun ne kadar süreceği kimsenin tahmininde bulunmaz.

    Pantheon Macro Economics’in baş ekonomisti Ian Shepherdson, bu ay müşterilere yaptığı bir sunumda, faiz oranlarının bu kadar hızlı artması ve bu kadar büyük olması tipik olarak “durgunluklara yol açar” uyarısında bulundu. Zor durumdaki bölgesel bankaların neden olduğu küçük işletmeler için kredi sıkılaştırması da yardımcı olmadı. Bay Shepherdson kesinlikle resmi bir durgunluk olacağını söylemiyor, ancak daha yavaş bir büyümenin geleceğini söyledi.

    Wall Street Journal’ın bu ay yaptığı bir ankete göre, Wall Street’teki çoğunluk görüşü hala önümüzdeki 12 ayda bir durgunluk olacağı yönünde. Ancak, ekonominin büyüme modunda kaldığını gösteren çok sayıda veri nedeniyle, birçok ekonomist bir durgunluğun olma ihtimalini düşürüyor ve bir durgunluk meydana gelirse bunun hafif olmasını bekliyor.

    Hazine Bakanı Janet L. Yellen, bu hafta Hindistan’da düzenlenen 20 kişilik bir ekonomik toplantının oturum aralarında ABD’de “büyümenin yavaşladığını ancak işgücü piyasamızın oldukça güçlü olmaya devam ettiğini – bir durgunluk beklemiyorum” dedi. Ancak, bu konu hakkında sürekli olarak iyimser bir görüş benimsedi ve Hazine bakanlarının, özellikle hizmet ettikleri cumhurbaşkanları yeniden seçim mücadelesi ile karşı karşıya kaldığında, ekonominin zayıflıkları hakkında uyarıda bulunmaktan ziyade, ekonomi hakkında konuşma eğiliminde olduklarına dikkat edilmelidir.

    Öte yandan, Fed’in Haziran ayı toplantı tutanakları, personelinin bu yıl içinde hala “ılımlı” bir durgunluk beklediğini gösteriyor. Fed – bu tahmin göz önüne alındığında – enflasyonun zaten yenildiğine ikna olsaydı, Temmuz toplantısında oranları yükseltmezdi. Yine de piyasalar tam da bunu yapacağını varsayıyor.

    Ayrıca, herhangi bir şey bu yaz veya sonbaharda enflasyon raporlarında bir artışa neden olursa – verilerdeki değişkenlikler, Doğu Avrupa’dan kaynaklanan yenilenen enerji ve gıda arzı şokları, Çin’de talepte şaşırtıcı bir artış veya başka herhangi bir şey – Fed bu yılın ilerleyen zamanlarında faiz oranlarını yeniden artırabilir. Ayrıca Fed, faiz oranlarını gelecek yıl yüksek tutmayı planladığını, ancak bir aşamada yüzde 4,6’ya düşüreceğini söylüyor.

    Resmi bir hükümet ölçümü olan ve bazen daha tanıdık gayri safi yurtiçi hasıladan önce ekonomik gerilemeler kaydeden gayri safi yurtiçi gelirden olumsuz haberlerin olduğunu da ekleyeceğim. Tutarsızlık hiçbir şey ifade etmeyebilir veya GSYİH istatistiklerinin çok pembe bir tablo çizdiğini gösterebilir. Henüz kesin değil.

    Kısacası, enflasyonda dikkate değer ölçüde iyi huylu bir düşüş yaşıyoruz – buna bazen “kusursuz enflasyon düşüşü” deniyor – ve bu harika bir şey. Ama bunu gerçekten anlamadığım ve finans otoritelerinin anladığına da inanmadığım için buna güvenmezdim. Ve kesinlikle bir yatırım stratejisini buna dayandırmam.

    Durgunluklar hayatın bir gerçeğidir ve gelecek yıl bir durgunluk ortaya çıkarsa şaşırmam. Bir gerileme durumunda, parayı rezervde tutuyorum ama uzun vadeli yatırım yapıyorum. Bu arada, devam ettiği sürece şu anki, beklenmedik derecede hoş durumun tadını çıkarıyorum.

  • Tony Bennett ve Lady Gaga düet yaptı. Yıldızları Yeniden Doğdu.

    Hâlâ bir müzisyenin canlı performans gösterdiğini gördüğüm en etkileyici hareketlerden biri ve 88 yaşında, daha az değil.

    2015 yılında, Radio City Music Hall’daki dört kapalı gişe gösterisinin üçüncüsü sırasında Tony Bennett ve Lady Gaga, liste başı, nesiller arası 2014 düet albümleri “Cheek to Cheek”in tanıtımını yapan bir faturayı paylaşıyorlardı. Birlikte söyledikleri şarkılarda hafif, çabuk bir kimya vardı ama gecenin en iyi bölümleri, her biri kendi hayran kitlesini – Bennett’in zevkli gelenekçileri ve Gaga’nın terzilik konusunda çılgın ama ruhen samimi Küçük Canavarlar – diğerinin dünyasına davet eden solo setleriydi. .

    Konserin çoğunda tam bir grup ve orkestra ile çalıyorlardı, ancak kendi setinde bir parça için Bennett bir spot ışığının yakın çevresinde kendisine katılması için tek bir gitaristi çağırdı. Bize şarkının “en iyi arkadaşı Frank Sinatra”ya ithaf edildiğini söyledi ve mikrofonu dudaklarına götürmek yerine yanında tutarak “Fly Me to the Moon”un kadifemsi bir yorumuyla başladı. Birkaç satır sonra mikrofonu bir piyanonun üstüne yerleştirdi ve geri kalanını hiç yükseltmeden söyledi. Tüm mekan sessiz bir sessizlik içinde asılıydı ve Bennett’in sesi o kadar güçlü ve netti ki, ucuz koltuklarda bile her kristal notayı, telaffuz edilen her sözü duyabiliyordunuz.

    Büyüleyiciydi ve özünde Tony Bennett’ti: gösterişsiz zarafet, kaçınılmaz olarak adının unutulması ve hepsinden önemlisi, her şarkıcıdan bir anda, sanki gibi projeksiyon yapabilen olağanüstü yetenekli bir kuşatıcıya dönüşme kolaylığı. bir opera şarkıcısı.

    Ağustos 2021’de Alzheimer hastalığıyla mücadele ederken, Cuma günü 96 yaşında ölen Bennett, yine Lady Gaga ile aynı sahnede son kez sahneye çıktı. Bir kez daha güç ve dayanıklılık gösterdi, bu sefer sadece performans göstererek. Dokunaklı bir “60 Dakika” bölümü, Bennett’in provalardaki mücadelelerini ancak sahneye çıktığında nihai zaferini yakaladı. Geçişlerde Gaga, “Bana ‘tatlım’ dedi. Ama kim olduğumu bildiğinden emin değildim. Yine de, grup başka bir şarkının açılış notalarını vurduğunda ve Bennett şarkı söylemeye başladığında, şaşırtıcı bir dönüşüme tanık oldu.

    “Müzik çaldığında ona bir şey oluyor,” dedi. “Ne yaptığını tam olarak biliyor.”

    İşte her müzisyenin kariyerinin gidişatını değiştiren beklenmedik bir işbirliğinin son perdesi. Gaga, “Cheek to Cheek” için Bennett’le ilk kez bağlantı kurduğunda, bazı şüpheciler bunu, çılgın bir pop kışkırtıcısının ilk büyük fiyaskosunun ardından eski bir caz şarkıcısı olarak yeniden markalaşmasının bir yolu olan anlayışlı bir dikkat dağıtmadan başka bir şey olarak görmedi. abartılı (geriye dönüp bakıldığında, biraz hafife alınmışsa) 2013 albümü “Artpop.” Ancak Bennett’le çalışmasına getirdiği zevk, saygı ve müzikal zeka, şüphesiz hayranlarını ve eski nesil dinleyicilerin saygısını kazandı. 2015’te o gece Radio City’den ayrılırken, kaç kişinin “Lady Gaga’nın gerçekten yapabileceği hakkında hiçbir fikrim yoktu” diye mırıldanan versiyonlarını duyduğumu takip edemedim. şarkı söylemek!”

    Bennett de kurnazca zamanlanmış yeniden icatlara yabancı değildi. 60’lı yaşlarının sonlarında MTV’yi kasıp kavurdu, Elvis Costello ve KD Lang ile işbirliklerini içeren ve sonunda kendisine yılın albümü dalında Grammy kazandıran bir “Unplugged” albümü kaydetti. 2006’dan 2012’ye kadar “Duets” albüm serisinde daha eklektik ve hatta bazı durumlarda daha genç müzisyenlerle şarkı söyledi. Amy Winehouse’da bir akrabalık ruhu buldu, ancak bağlantıları kısa sürdü. “Duets II” için yaptıkları muhteşem “Body and Soul” yorumu, kaydettiği son şeydi. Ölümünden sonra, Winehouse’un 28. doğum gününde single olarak yayınlandı.

    Gaga, Bennett’in aktif kalma ve genç nesil müzisyenlerle ilişki kurma arzusunu tatmin etti ve onun profesyonel istikrarı, onu düet partnerlerinin en kararlısı haline getirdi. Ancak Gaga, Bennett’in akıl hocalığının onun hayatını “kurtardığını” da söyledi. O zamanlar seksenlik olanın örneği, ona şimdiki anın başarılarının veya başarısızlıklarının ötesinde düşünmesini ve bir müzik kariyerinin uzun ömürlülüğünü değerlendirmesini sağladı. “Ben çok üzgündüm. uyuyamadım Kendimi ölü hissettim,” dedi Gaga, “Cheek to Cheek”ten önceki zaman için. “Ve sonra Tony ile çok zaman geçirdim. Arkadaşlığımdan ve sesimden başka bir şey istemedi.”

    Sesleri veya enerjileri her zaman özellikle iyi bir uyum yakalamıyordu – Gaga işbirliklerine sabırsız bir teatrallik katarken, Bennett’in sesi yaşlandıkça daha da rahat ve yapaylıktan uzak görünüyordu – ama paylaştıkları karşılıklı hayranlık yeterince gerçekti. ilgili izleyicilerinin ve nesiller boyu kohortlarının zihinlerini açın. Cole Porter’ın cover’larından oluşan Grammy ödüllü 2021 albümleri “Love for Sale” ile Bennett, bayrağı Gaga’ya devrediyor ve onun Great American Songbook’u canlı tutma konusundaki ömür boyu sürecek görevini sürdürebileceğini düşünüyor gibiydi. Gaga da karşılığında Küçük Canavarlara ödevlerini yapmalarını ve Amerikan popüler müziğinin zengin tarihini takdir etmelerini söylüyordu.

    Son ve en acı-tatlı karşılıklı saygı anlarından biri, Cuma günü sosyal medyada dolaşan bir “60 Dakika” klibi ile sonsuza dek ölümsüzleştirilen 2021 Radio City programı sırasında geldi. Haftalarca ona “tatlım” dedikten sonra, bu isim sonunda ona geri geldi – başka neredeydiler? – Sahnede. “Vay!” Bennett, düet partnerinin bariz zevkine göre ağladı. “Lady Gaga!”

  • Barbenheimer: Resmi Olmayan Çalma Listesi

    Oppenheimer dünyasında bir Barbie kızı mısınız? Kredi… Universal Pictures, Warner Bros.

    İle Lindsay Zoladz

    Sevgili dinleyiciler,

    Uzun zamandır beklenen gün sonunda geldi: aynı tarihte gösterime giren en büyük ve belki de tematik olarak en farklı yaz gişe rekorları kıran iki film tarafından temsil edilen madde ve antimaddenin sinematik çarpışması. Kutlayan herkese, çok mutlu Barbenheimersana.

    “Barbie” ve “Oppenheimer” etrafında geçen konuşma, toplumsal cinsiyet özcülüğü ve zevkiyle ilgili tembel klişelere güvenme riskini taşıyor: erkekler Mars’tan ve kadınlar Venüs’ten; “Oppenheimer” erkekler içindir ve “Barbie” kızlar içindir. Ancak “Barbenheimer” memlerinin birçoğunda bu kadar eğlenceli bulduğum şey, aynı zamanda bu varsayımlarla ince bir şekilde dalga geçmeleri ve “eril” ve “dişil” estetik fikrini ilk bakışta göründüğünden daha yapay, birbirinin yerine geçebilir ve düpedüz gülünç bir şey olarak ele alma biçimleridir.

    Barbenheimer memlerinin beni hala güldürdüğünü kabul ediyorum. (Eh, iyi olanlar.) Bu noktada Barbenheimer memlerinin ne kadar gülünç bir şekilde abartıldığına dair şakalar bile beni güldürüyor. Kendi katkımı yapmak istedim. Yani, işte – Barbenheimer: Oynatma Listesi.

    Bazen iyi bir çalma listesi tamamen uyum ve ton benzerliği ile ilgilidir. Ancak bir şarkı koleksiyonu derlerken estetik zıtlıklar ile oynamayı da seviyorum – ne kadar çılgınsa o kadar iyi. Ve kesinlikle bu konuda biraz çılgına döndüm.

    Evet, bu oynatma listesi şunlardan birini içeriyor: Leonard Cohenşimdiye kadarki en iç karartıcı şarkıları Nataşa Bedingfield ‘in kendini iyi hissettiren orta-acık radyo hiti “Unwriting.” Ayrıca bir Dokuz inç çiviler aynı Nine Inch Nails şarkısının enterpolasyonunu yapan (bu bağlamda cömert bir kelime) sahte bir pop şarkısı olan şarkı. İçermediği tek şey “Barbie Kızı”. Ben bile sınırlarımı biliyorum.

    Ancak tüm çılgın yan yana dizilmesine rağmen, umarım bu oynatma listesinin uç noktalarından her birinde keyif alacağınız bir şeyler bulursunuz. Hepimiz çokluk barındırırız – her birimizin içinde bir “Barbie” ve bir “Oppenheimer” vardır. İşte ikisini de tatmin edecek bir film müziği.

    Okurken Spotify’da dinleyin.

    1. Dolly Karışımı: “Bebeğim Sensin”

    Shirelles, Burt Bacharach, Luther Dixon ve Mack David tarafından yazılan ve bir hit olan tatlı bir şekilde kendinden geçen “Baby It’s You” yu kaydeden ilk gruptu, ancak hafife alınan İngiliz post-punk grubu Dolly Mixture tarafından 1980’den bu versiyonun sürüş temposunu seviyorum. (Anla? oyuncak bebek?) (YouTube’da dinleyin)

    2. Dokuz İnç Çivi: “Delik Gibi Baş”

    Trent Reznor’un kayıt kariyeri, Nine Inch Nails’ın 1989 tarihli ilk albümü “Pretty Hate Machine”in çıkışını yapan bu çarpıcı şarkıyla gıcırdayan bir gümbürtüyle başladı. Koro, birinin bütün bir çatal bıçak çekmecesini alt üst etmesi gibi geliyor ve yine de kesinlikle ve tartışmasız bir şekilde hükmediyor. RIP J. Robert Oppenheimer; Nine Inch Nails’ı severdin. Belki. (YouTube’da dinleyin)

    3. Ashley O: “Yolda”

    Bilim kurgu antoloji şovu “Black Mirror”ın 2019 bölümünde Miley Cyrus, Barbie pembesi bob’u ve ürkütücü holografik ikinci kişiliği olan hayali bir pop yıldızı olan Ashley O’yu canlandırdı. Ashley O’nun hitlerinden biri komik bir şekilde “Head Like a Hole”un yorumunu yapıyor ve en acımasız sözlerini boş, #girlboss’a layık sloganlarla değiştiriyor: “Yoldayım, çok yükseğe gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum.” (Şovun bir hayranı olan Reznor, “Hurt”un “Flirt” adlı yeniden çalışması da dahil olmak üzere müziğinin kullanılmasını onayladı, bu trajik bir şekilde bölümü yapmadı.) “On a Roll” o kadar distopik ve saçma ki meşru bir şekilde eğlenceli – veya en azından “The Idol” da duyulan her şeyden daha akılda kalıcı. (YouTube’da dinleyin)

    4. Mclusky: “İyi Niyetlerle Cehenneme”

    “Ve hepimiz doğruca cehenneme gidiyoruz!” Galli rock grubunun çok sevilen 2002 albümü “Mlusky Do Dallas”tan bu itici ve kara komik teklide Andrew Falkous, bir gitar gürültüsü cehenneminin ortasından bağırıyor. (YouTube’da dinleyin)

    5. Hannah Diamond: “Her Gece”

    Aşırı şekerli, sentetik olarak parlak ve biraz esrarengiz, 2014 yapımı “Every Night”, kulağa 90’ların Jock Jams ve Max Martin hitleri üzerine eğitim almış bir yapay zeka programı tarafından yazılmış ve icra edilmiş gibi geliyor. Ama aslında deneysel pop topluluğu PC Music ile çalışan İngiliz müzisyen ve görsel sanatçı Hannah Diamond’ın eseri. (Son single’ı “Affirmations”da da hafif bir Ashley O havası var.) (YouTube’da dinleyin)

    6. Leonard Cohen: “Çığ”

    Cohen’in 1971 yapımı “Songs of Love and Hate”inin asık suratlı açılış şarkısı “Avalanche”… kesinlikle nefret şarkılarından biri. (YouTube’da dinleyin)

    7. Natasha Bedingfield: “Yazılmamış”

    Hayatım hakkında bir CW reşit olma draması yapılırsa (olmayacak), bunun tema şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Oraya ilk varan “The Hills”e lanet olsun. (YouTube’da dinleyin)

    8. Lou Reed: “Korku Dalgaları”

    Lou Reed, 1982 tarihli solo albümü “The Blue Mask”ten Danzig’in elinden gelenin en iyisini yapıyor – geniş diskografisinde gömülü orta dönem mücevherlerinden biri. Şarkı hem karikatürize edecek kadar ürkütücü hem de bir kaygı krizini çok inandırıcı bir şekilde çağrıştırıyor: “Korku dalgaları, ölümle nabız gibi atıyor/ Titremelerime lanet ediyorum, kendi adımı atıyorum.” (YouTube’da dinleyin)

    9. Sophie: “Önemsiz”

    2021’de ölen büyük elektronik sanatçısı ve yapımcı Sophie, maddi dünyanın sınırlarının ötesine bakıyor ve bu dönen pop fantezisinde aşkın ve özgürleştirici bir şeye uzanıyor. 2018’den ilk ve tek tam uzunluktaki albümü “Oil of Every Pearl’s Un-Insides”tan. (YouTube’da dinleyin)

    10. The Gap Band: “Üzerime Bomba Düşürdün”

    Bu oynatma listesi böyle sona eriyor. Bir sızlanma ile değil, bir reçel . (YouTube’da dinleyin)

    Bir şarkı kongresinden daha fazla şarkım var,

    Lindsay


    Amplifikatör Çalma Listesi

    Spotify’da dinleyin.Bu oynatma listesini her yeni haber bülteniyle güncelliyoruz.

    “Barbenheimer: Resmi Olmayan Çalma Listesi” şarkı listesi
    1. Parça: Dolly Karışımı, “Bebeğim Sensin”
    Parça 2: Nine Inch Nails, “Head Like a Hole”
    3. Parça: Ashley O, “On a Roll”
    Parça 4: Mclusky, “İyi Niyetlerle Cehenneme”
    Parça 5: Hannah Diamond, “Her Gece”
    Parça 6: Leonard Cohen, “Çığ”
    Parça 7: Natasha Bedingfield, “Yazılmamış”
    Parça 8: Lou Reed, “Korku Dalgaları”
    Parça 9: Sophie, “Önemsiz”
    Parça 10: The Gap Band, “Üzerime Bomba Düşürdün”

  • ‘Tyrone’u Klonladılar’ı Sürdüren Kişisel Geçmiş Hikayesi

    Juel Taylor, ilk kez uzun metrajlı bir film yönetmenidir, ancak Hollywood’da yeni değildir. Taylor, yazar ortağı ve Güney Kaliforniya Üniversitesi yüksek lisans film okulundaki eski sınıf arkadaşı Tony Rettenmaier ile birlikte “Creed II” (2018) ve “Space Jam: A New Legacy” (2021) adlı devam filmlerinin yazılmasına yardımcı oldu ve ana akım patlamış mısır eğlencesinde bir mühendis olarak itibarını pekiştirdi.

    Kamera arkasındaki ilk çabası, komedi-bilimkurgu-komplo-gerilim filmi “ They Cloned Tyrone” daha küçük bir profile sahip ama bazı yönlerden daha da hırslı. Başrollerini John Boyega, Jamie Foxx ve Teyonah Parris’in paylaştığı ve Taylor ile Rettenmaier tarafından yazılan ve Netflix’te yayınlanan orijinal hikaye, yapısal ırkçılık, kişisel özerklik ve anlam arayışı hakkındaki çarpıcı soruları kısa bir pakete sıkıştırıyor.

    Filmde, klon olsun ya da olmasın Fontaine (Boyega) adlı çalışkan, küçük çaplı bir uyuşturucu satıcısı, en az sevdiği müşterileri Slick Charles (Foxx) ve Yo-Yo (Pariss) ile birlikte kendisi ve dünya hakkında inandığı her şeyi alt üst eden uğursuz bir komployu ortaya çıkarmak için bir araya gelir.

    Ala., Tuskegee’de büyümüş olan 36 yaşındaki Taylor, bir çift video röportajında, ırksal klişelerle ve bunlara karşı oynayarak ve kariyerini neden Gnarls Barkley’nin “Crazy” şarkısına borçlu olabileceğini, hikayenin şaşırtıcı derecede kişisel kökenlerini tartıştı. Bunlar, konuşmadan düzenlenmiş alıntılardır.

    ” They Cloned Tyrone “da John Boyega, sağda, küçük çaplı bir uyuşturucu satıcısını oynayan Teyonah Parris ve Jamie Foxx ile rol alıyor. Kredi… Parrish Lewis/Netflix

    Tyrone sizin için nerede başladı?

    Her şey tuhaf, küçük bir patlamayla oldu. 2017’de Tony ve ben Macro [“Tyrone”u yapan şirket] ile “Raising Dion” adlı programlarının bir bölümünde çalışıyorduk. Sonra 2018’de “Creed II” üzerinde çalışmak üzere işe alındık ve üzerinde çalışırken bu filmi sunup sattık.

    Hikayenin orijinal fikri neydi?

    Birkaç şeydi. Dedektiflerin yetersiz olduğu ama bir şekilde benzersiz bir donanıma sahip olduğu kaçak bir Scooby-Doo gibi bir gizem yapmak istediğimi biliyordum. Sonra Tony ile yaptığım bir şaka vardı: Bir pezevenk, bir fahişe ve bir uyuşturucu satıcısı bir bara girer. Ya onları kahraman yaparsak?

    Ama asıl hikaye Fontaine’in karakterini çözene kadar gelmedi. 2016’da üniversiteden bir arkadaşımla yeniden bağlantı kurdum. Biz 18 veya 19 yaşındayken, hayatının akışını değiştiren bir şey yüzünden tutuklanmıştı. Çok fazla potansiyele sahip olduğunu düşündüğüm için onu her zaman biraz eleştirmiştim ama bu konuşmada depresyonla uğraştığını ortaya çıkardı. O zamanlar kimseye nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Bakış açımı tamamen değiştirdi. Suçlama ve sorumluluk hakkında çok düşünmeye başladım ve işte o zaman filmin tüm unsurları bir araya geldi. Bir adam bir kimlik bunalımı yaşıyor ve gerçekten kontrolü dışında olan durumların üstesinden gelmek zorunda.

    Genel olarak türe göre düşünen biri misiniz?

    Tarza göre düşünürüm ama genellikle akla ilk gelen ruh hali ve tondur. Çoğu zaman bu bir şarkı veya bir notadır ve ben bunun nasıl hissettirdiğini yeniden yakalamaya çalışacağım. Bu film bir çok 80’lerin R&B ve funk’ıydı – Bootsy Collins, Mary Jane Girls, Patrice Rushen, Alicia Myers – ve Southern rap, Three 6 Mafia ve Project Pat’ten UGK ve Big KRIT’e kadar her şey

    Peki ya film etkileri?

    Kesinlikle “The Truman Show” ve “Onlar Yaşıyor.” Bu film temel olarak “The Truman Show” ve ” They Live ” ın bir bebeği olsaydı. Orada da biraz “Matrix” var. Küçük bir “Mançuryalı Aday”. Biraz “Anakonda”. Ton açısından gerçekten “Jackie Brown”, “Boogie Nights” ve “The Big Lebowski”den ilham aldık. Sonra dünya inşası için “Napoleon Dynamite” ve “It Follows”a baktık.

    Her zaman film yapmak istediğini biliyor muydun?

    Başlangıçta video oyun tasarımı yapmak istiyordum. Lisans için Florida Üniversitesi’ne gittim ve dijital sanatlar ve bilimler adlı bu programı yaptım. Ama harika bir sanat öğrencisi olmadığımı çabucak anladım. Yaptığım başarılı olan ve gerçekten eğlendiğim tek proje, Gnarls Barkley’nin “Crazy” şarkısından esinlenerek yaptığım bir müzik videosuydu. Oradan, bir şekilde film yapmak istediğimi kafama soktum.

    Film, Taylor’ın büyüdüğü yere çok benzeyen kurgusal bir Güney mahallesinde geçiyor. Kredi… Parrish Lewis/Netflix

    Film, zamanda biraz sıkışmış görünen The Glen adlı kurgusal bir Güney mahallesinde geçiyor. Büyüdüğün yere ne kadar benziyor?

    Çok. Güneydeki pek çok yer olması gereken kaynaklara ve altyapıya sahip değil, bu yüzden insanlar bundan en iyi şekilde yararlanıyor olsalar da, her şeyin 80’lerden kalma hissi verdiği bir patina var. Bu, The Glen’i tasarlarken her zaman aklımızda olan bir şeydi.

    Siyah kültürünün basmakalıp fikirlerini komplo planına dahil etmeyi düşündüren ne oldu? Kızarmış tavuktan üzüm içeceğine, perma kremasına kadar her şeye atıfta bulunur.

    Fontaine karakterinden geriye doğru çalıştık. Kendi hatası olmadan bu durumda. Onu oraya kim koydu? Ve başka neyin peşindeler? Büyürken duyduğum tüm bu komploları düşündüm ve bununla eğlenmeye ve biraz huysuz olmaya çalıştım. Bu absürt arsa noktaları ile bir tür daha koyu ve daha ağır alt tonlar arasında bir ipte yürümek meselesiydi. Kendimizi nasıl gördüğümüz ve başkalarının bizi nasıl gördüğü fikriyle oynuyorum; ama günün sonunda bunu eğlenceli hale getirmeye çalışıyorum.

    Siyahların olumsuz imajlarını teşvik ediyor olarak algılanmaktan hiç endişe duydunuz mu? Veya diğer taraftan, tasvir ettiğiniz kültür hakkında yargıda bulunmak mı?

    Demek istediğim, bu kaçınılmaz. Bu şeylerden bazıları beni rahatsız ediyor, bu yüzden diğer bazı insanların rahatsız olacağını biliyorum. İnsanların “Hiciv olduğunu anlıyorum ama bunu görmek hoşuma gitmiyor” dediği test gösterimleri yaptık. Ve bence bu tamamen adil. Ama bu konuları keşfedecekseniz bile bununla barışmalısınız. Ekranda kızarmış tavuk yiyen birini gördüğünüz anda, bir şekilde tehlikeli bir bölgedesiniz. “Beyazların önünde tavuk yemem” diyen insanları yasal olarak tanıyorum.

    Ama görüntüleri ekrana koymadan bu şeyleri keşfetmenin bir yolunu bilmiyorum. Umarım bu bir hikayedir ve bunlar insanların yakınlaşmak isteyeceği karakterlerdir. Ve bunu yaparsanız, bu klişelerin bazılarının yapıbozuma uğradığını ve göründüğünden daha fazla şey olduğunu görebilirsiniz. Ama bu senin tecrüben değilse, ben kimim ki sana yanıldığını söyleyebilirim? İnsanların filmi yorumlamanın tek bir yolu olduğunu düşünmelerini istemiyorum.

  • Galatasaray ayrılığı açıkladı!

    Galatasaray, Mathias Ross’un Hollanda grubu NEC Nijmegen’e kiralandığını duyurdu.

    Hollanda grubu kiralama bedeli olarak Galatasaray’a 250 bin euro ödeyecek.

    Kulüpten yapılan açıklamada, “Profesyonel futbolcumuz Mathias Ross Jensen’in 2023-2024 dönemi için süreksiz transferi konusunda The Football Club N.E.C. BV ile mutabakata varılmıştır.

    Buna nazaran The Football Club N.E.C. BV Şirketimize 250.000 Euro fiyatında süreksiz transfer bedeli ödeyecektir.” denildi.

    MATHIAS ROSS KİMDİR?

    Galatasaray’a Aalborg’tan transfer olan Ross, yaşadığı diz sakatlığı sonrası uzun müddet forma bahtı bulamamıştı. 22 yaşındaki stoper, Galatasaray ile 2 maça çıktı ve 1 sefer fileleri havalandırmayı başardı.

  • Gençlerbirliği yeni kalecisini açıkladı

    Trendyol 1. Lig grubu Gençlerbirliği, son olarak Ümraniyespor’da oynayan kaleci Orkun Özdemir’i takımına kattı.

    Kırmızı-siyahlı kulüpten yapılan açıklamada, 28 yaşındaki kaleciyle 2 yıllık mukavele imzalandığı belirtildi.

    Orkun Özdemir, geçen dönem Muhteşem Lig’de Ümraniyespor formasıyla 20 maça çıktı.

  • U-17 Erkek Voleybol Kadrosu’ndan rahat galibiyet

    17 Yaş Altı Erkek Voleybol Ulusal Kadrosu, Avrupa Şampiyonası’nda üçüncü maçında Estonya’yı 3-0 yendi.

    Karadağ’ın başşehri Podgoritsa’da düzenlenen şampiyonada ulusal kadro, 1. Küme’deki üçüncü maçında Estonya’yla karşılaştı.

    Rakibini 20-25, 23-25 ve 15-25’lik setlerle 3-0 yenen Türkiye, üçüncü maçından da galibiyetle ayrıldı.

    Ay-yıldızlı grup, kümedeki dördüncü maçında 23 Temmuz Pazar günü Belçika’yla karşılaşacak.

  • İBS Kronikleşmeden Önce Önlem Almak Gerek

    Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, İrritabl Bağırsak Sendromu’nun (İBS) gelişmesinde rolü olan faktörleri ve alınacak önlemleri anlatarak hastalık hakkında bilgi verdi.

    Kadınlarda Erkeklere Oranla Daha Sık Görülür

    Sindirim sistemini etkileyen ve yaygın bir rahatsızlık olan İBS’nin karında kramp, ağrı, şişkinlik, gaz, ishal veya kabızlık ya da hem ishal hem kabızlık şeklinde belirtileri olduğunu söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “İBS her ırkta ve her iki cinsiyette de görülür. Kadınlarda erkeklere oranla 2 ila 3 kat daha sıktır ve hastalığın görülme sıklığı yaş ile artmaktadır.” dedi.

    Yararlı Bakteri Sayısındaki Azalma İBS’ye Neden Olabilir

    Hastalığın kesin nedeninin henüz tam olarak tespit edilemediğini belirten Atamer, “Fakat gelişmesinde rolü olduğu düşünülen çeşitli faktörler vardır. Bunlardan bazılarının; bağırsak kaslarındaki anormal kasılmalar, sinir sistemi ile ilgili anormallikler, ağır enfeksiyon, bağırsaklardaki iltihaplanma, disbiyosiz yani bağırsaklardaki yararlı bakteri sayısındaki azalma olduğu söylenebilir.” diye konuştu.

    Hayat Kalitesini Olumsuz Etkiler

    İBS’nin günlük yaşantımızı ve hayat kalitemizi olumsuz yönde etkilediğine değinen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer şunları söyledi, “Özellikle şiddetli karın ağrısı, hayatımızın rahatsız edici bir duruma girmesine neden olur. Ayrıca ishal, gaz sıkışması ya da kabız olarak ortaya çıkarak yoğun strese neden olur. Bu yüzden kronik hastalığa dönüşmeden önce muhakkak önlem almak gerekir.”

    Tedavisi Uzun Vadede Yönetilmesi Gereken Kronik Bir Rahatsızlık

    İBS’nin tedavisi uzun vadede yönetilmesi gereken kronik bir rahatsızlık olduğunun altını çizen Atamer, “Çoğu hastada diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yaparak, ayrıca stresi yöneterek belirtiler kontrol altına alınabilir. Daha şiddetli şikayetler ise ilaç tedavisi gerektirir. Dost bakteri alımı ile sindirim sistemi dengelenebilir. Dost bakteriler, bazı gıdalar tüketilerek alınabileceği gibi doktor onayıyla probiyotik takviyeleriyle de alınabilir. Böylece Huzursuz Bağırsak Sendromu belirtileri hafifletilebilir.” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy ile telefonda görüştü

    Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya nazaran, Zelenskiy’nin talebi üzerine gerçekleştirilen görüşmede önderler, Karadeniz Tahıl Koridoru Mutabakatı’nın uzatılması konusunu ayrıntılarıyla ele aldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Türkiye’nin barışı hakim kılmak için ağır bir uğraş ortaya koyduğunu tabir etti.

Başa dön tuşu