Gün: 28 Temmuz 2023

Geleceğe dair kariyer, aile, sağlık, maddi konular gibi çeşitli alanlardaki sorumluluklar, hedefler ve beklentiler, bazen büyüklüğü bazen de belirsizliği nedeniyle başa çıkması zor bir hale gelebiliyor. Bireylerin gelecek hakkındaki belirsizlikler ve olası olumsuz düşünceler nedeniyle endişe ve stres yaşaması, gelecek kaygısını da beraberinde getiriyor. Hiwell Online Terapi Platformu klinik psikologları, gelecek kaygısını beraberinde getiren faktörleri ve bu durumla başa çıkmak için yapılması gerekenler hakkında bilgiler verdi.

İnsanların ilişkiler, iş hayatı veya ekonomi gibi hayatın farklı alanlarında neler olacağını merak etmesi oldukça normal. Bireyin gelecekle ilgili hayatına nasıl devam edeceğini tahmin edememesi ve üzerinde kontrol sahibi olmadığını düşünmesiyle meydana çıkan yoğun endişeye, gelecek kaygısı deniyor. Gelecekteki olaylar hakkında günler, hatta aylar öncesinden düşünmek bile kaygı seviyesini arttırabiliyor. 

Kaygı ve türleri hakkında açıklamalarda bulunan Hiwell Online Terapi Platformu klinik psikologları, gelecek kaygısının birden fazla nedenden dolayı hissedilebileceği gibi tek bir sebep yüzünden de olabileceğini belirterek, sorunun çözümü için öneriler paylaştılar.

GELECEK KAYGISI ‘YAYGIN KAYGI BOZUKLUĞU’NA EŞLİK EDİYOR

Kaygının alt türleri olduğunu ve bireylerin birçok konuda kaygı duyabileceğini ifade eden Hiwell Online Terapi Platformu klinik psikologları, kaygının geleceğe yönelik olmasının yanı sıra gelecek hakkında sürekli kaygı duymanın da apayrı bir kaygı türü olduğunu söylediler. Gelecek kaygısının genellikle “Yaygın Kaygı Bozukluğu” gibi var olan bir anksiyete sorununa eşlik ettiğinin altını çizen klinik psikologlar, gelecek kaygısının hangi durumlarda yaşandığı ile ilgili şunları anlattılar:

1. Belirsizlik: İnsanlar da, tüm canlılar gibi kendini güvende hissetmek ister. Kişinin bugünkü ya da gelecekteki durumuna dair bir belirsizlik olması, ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmayacağına yönelik bir kaygı olarak ortaya çıkarabilir.
2. Değişim ve Dönüşümün Hızı: Dünyanın sürekli gelişmesi ve değişmesi ile birlikte günümüzde birçok farklı faktör, gelecek kaygısını besliyor. Bu değişim ve gelişime uyum sağlamaya çalışmak, ihtiyaçları karşılamak kaygı seviyesinin artmasını etkiliyor.
3. Yaşa bağlı olarak çözülmesi gereken krizler: Dünyaca ünlü bilim insanı Erik Erikson’a göre, gelişim yaşam boyu devam eder ve yaşamın her döneminde çözülmesi gereken krizler bulunur.
4. Ergenlik ve Yetişkinlik Dönemi: Ergenlikte yaşanan kimlik karmaşası; cinsel, toplumsal ve mesleki kimlik inşa etme, ilk yetişkinlik döneminde romantik ilişkiler, bağ kurma yaşamdaki önemli kriz dönemlerini oluşturuyor. Yetişkinlik döneminde ise bireyler yaşamlarının sorumluğunu ellerine alıyor ve toplumda kendilerine bir yer ediniyor. Bunun için de gelecek kuşağı oluşturmak ve onlara rehberlik edebilmek için üretken olmaya çalışıyorlar. Bu da kişi üzerinde farkında olunmasa da bir stres ve kaygı meydana getirebiliyor.
5. Krizlerin çözülmesi: Bu geçiş dönemlerinin hepsi birer kriz olmakla birlikte huzurlu bir şekilde hayata devam edebilmek için bu sorunların çözülmesi ve nasıl çözüldüğü önem taşıyor. Finans ve eğitimle ilgili sorunlar, günlük hayatı etkileyen politik sorunlar, çocuk yaştan itibaren mücadele gerektiren durumlar; kişilerin kimlik inşa etme sürecinde, yakın romantik ilişkilerin kurulmasında ve üretken olma gibi becerilerin gelişmesinde önemli risk faktörleri olabiliyor. Risk faktörleriyle mücadele etme konusunda baş etme kaynaklarının sınırlı olması ve bu faktörlerin bireyin kendi çabasıyla düzeltilemez halde olması da gelecek kaygısının artmasında oldukça etkili.
6. Kritik Dönemlerde Karşılaşılan Sorunlar: Sosyal statü, ekonomik durum, eğitim ve üretken olmak gibi bireyin yaşamındaki önemli unsurları baltalayan durumlar, kaygı seviyesinin artması için yeterli.

GELECEK KAYGISINI YENMEK İÇİN 5 ÖNERİ

Hayatın kontrol edilemeyen yönlerinin bireyler üzerinde geleceğe yönelik kaygı uyandırdığını ve kişisel olarak kaygıyla baş etmek için kullanılan davranış şekillerinin bu duruma uyarlanmasında fayda olduğunu söyleyen Hiwell Online Terapi Platformu klinik psikologları, gelecek kaygısının üstesinden gelmek için çok faydalı önerilerde bulundular:

1. Keyif veren aktivitelere yönelin: Bireylerin, günlük hayatlarındaki sorunlarından uzaklaşmaları için sevdikleriyle vakit geçirmeleri, kitap okumaları, müzik dinlemeleri, egzersiz yapmaları kişiyi pozitif olarak etkiler.
2. Benzer kaygıları olan insanlarla paylaşımda bulunun: Ortak kaygısı olan insanların birbirleriyle iletişim kurması kimi zaman kaygıyı beslese de bireyler kendilerini anlayan insanlarla iletişim kurduklarında rahatlayabilirler. Benzer kaygıları olan kişilerle iletişimde olmak, olumsuz duyguların içinde kaybolmadan olumlu olasılıkları da düşünmek ve karşılıklı destek olmak rahatlatır.
3. Olumsuz senaryoları fark edin ve riskleri değerlendirin: Gelecekteki bir durumdan ziyade o duruma dair olumsuz beklentiler, olayın olduğundan daha kötü görünmesine ve kaygı seviyesinin artmasına neden olur. Sonu hep kötü biten senaryolar düşünüldüğünü fark etmek, o senaryo üzerine daha fazla düşünüp gerçek olan oymuş gibi yaşamak yerine gerçekte neler olduğu değerlendirilmeli. Somut işaretlere odaklanmalı ve bunların ne anlama gelebileceği gerçekçi bir gözle ele almalı.
4. Olumlu detaylara odaklanın: Bugünü değerlendirebilmek için var olan koşulları konuşmak, içinde bulunulan veya şahit olunan olumsuz tecrübelere odaklanmak kaçınılmaz gibi görünebilir. Ancak kişi tüm zamanını ve enerjisini buna odaklanmak için harcamamalı, kendisini mutlu edecek detaylara odaklanarak o konulara vakit ayırmalı. Henüz yaşanmadığı ve ihtimallerle dolu olduğu için geleceğe olumlu bir pencereden bakmaya özen gösterilmeli.
5. Profesyonel destek almayı değerlendirin: Gelecek kaygısı, kişinin gündelik hayatını olağan şekliyle devam ettirmesine engel oluyor ve bireyi gündelik işlerinizi yapamayacak bir duruma getiriyorsa bu konuda uzmanlardan yardım almak ve gelecek kaygısını yönetmek için yeni baş etme mekanizmaları inşa etmek faydalı olacaktır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akıllı telefon seçmek için pek çok kriter var ve hangisinin kullanılacağına ilişkin nihai karar tamamen kişinin tercihlerine ve ihtiyaçlarına bağlı. İhtiyaçlara göre özelleştirilmiş telefon seçimini kolaylaştırmak için, HUAWEI’nin farklı modellerini ve özelliklerini tanıyın.

İyi bir akıllı telefon arayışında, ihtiyaçlarımıza en uygun ve değerli deneyimler sağlayan donanım çözümlerine yöneliyoruz. HUAWEI ürün ailesinin de amacı, yaşam tarzımıza ve zevkimize uygun en uygun çözümleri sunmak.

Dünyanın en iyi mobil kamerası: P60 Pro

Akıllı telefon kamerasını Ultra Lighting Telefoto Kamera ile bütünsel biçimde geliştirerek fotoğrafçılık deneyimini dönüştüren HUAWEI P60 Pro, yeniden tasarlanan optik yoldan geniş diyaframlı lense kadar, amiral gemisi akıllı telefon pazarında fotoğrafçılığı yeniden tanımlıyor.

Bir fotoğrafın bazı kısımlarının ışık eksikliği nedeniyle karanlıkta kalması ve anılarınızı hatalı şekilde yansıtması her zaman sinir bozucudur. Huawei, fotoğraflardaki karanlığı dağıtmak için en yeni HUAWEI P60 Pro’ya Ultra Aydınlatmalı Telefoto Kamerayı ekledi.   Yeniden tasarlanan optik yol ile artık sektördeki en yüksek ışık alımına sahip akıllı telefon kamerası olarak öne çıkıyor: Ultra Aydınlatma Telefoto Kamera, Çoklu Lens Grupları ile %178 daha fazla ışık sağlayan f2.1 geniş diyafram açıklığına sahip.

Odağınızda hep kendiniz olun: nova 11 Serisi

nova 11 Serisi, grup fotoğraflarından yakın çekim fotoğraflara kadar her türlü farklı fotoğrafa uygun olağanüstü bir portre çekme deneyimi sunmak için birden fazla görüntüleme teknolojisini geliştirdi. nova 11 Serisi, portrelerin her ayrıntısını ortaya çıkarmak için ilk kez XD Portre özelliğini kullanıyor. 

nova 11 Pro, 60 MP Ultra Portre Çift Kamera, 100 derece ultra geniş açı, 1/2,61 inç arka plan, 4K görüntü kalitesi ve mükemmel çözünürlük ve ışık hassasiyeti ile yükseltilmiş HUAWEI Multi-Vision Fotoğrafçılıktan yararlanıyor. 8 MP Yakın Çekim Portre Ön Kamera, çeşitli mesafelerde güzelliği net bir şekilde yakalamak için 0,7x grup fotoğrafı, 1x HD selfie, 2x dokulu portre ve 5x makyaj yakın çekim deneyimi dahil olmak üzere 2x optik zoom ve 5x’e kadar dijital zoom’u destekliyor.

Her duruma uygun amiral gemisi: Mate50 Pro

Harika dış mekanlardan ofise kadar, HUAWEI Mate 50 Pro gerçek bir bukalemundur. İş zamanı geldiğinde, yeni SuperHub gerçek bir üretkenlik artırıcıdır. Çığır açan yeni bir dosya aktarım özelliği olan SuperHub, herhangi bir metni, resmi, videoyu veya dosyayı basılı tutmanıza ve dosyaları geçici olarak depolamak için SuperHub’ın kayan penceresine sürüklemenize olanak tanır. Daha sonra başka bir uygulamaya geçebilir, dosyaları SuperHub’dan seçebilir ve bunları sorunsuz bir şekilde belgeye yapıştırabilirsiniz. Cihazlar arasında çalışmak için, akıllı telefonunuz ve PC’niz arasında çoklu dosya aktarımları için SuperHub’ın toplu aktarım özelliğini de kullanabilirsiniz. EMUI13’ün SuperStorage özelliği, yinelenen dosyaları otomatik olarak algılayabilir ve kullanıcılara bunları HUAWEI Optimizer uygulamasında sıkıştırma seçeneği sunarak, en yüksek üretkenlik için depolama alanından tasarruf etmenizi sağlar.

HUAWEI’nin birbirinden özel telefon serilerinde birçok yaz kampanyası Huawei Online Mağaza üzerinde devam ediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Orta Doğu ve Afrika Bölgesinin lider finansal kuruluşu ve Katar’ın en büyük bankası Qatar National Bank’ın (Q.P.S.C.) Türkiye’deki iştiraki QNB Finansbank, 2023 yılı ilk 6 aylık dönemine ilişkin mali tablolarını açıkladı. QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, “Şubat ayında yaşadığımız büyük deprem felaketinin yaralarını sarmak üzere çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. QNB Finansbank olarak güçlü bilançomuz, öncü teknolojilerimiz ve deneyimli işgücümüz ile her zaman olduğu gibi tüm paydaşlarımızın yanında yürümeye ve Türk ekonomisini desteklemeye devam edeceğiz” dedi. 

Tan şöyle devam etti: “Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile imzaladığımız anlaşma kapsamında, depremden etkilenen birey ve kurumların acil finansman ihtiyaçlarında kullandırılmak üzere, 110 milyon ABD Doları tutarında bir kaynak sağladık. Ayrıca, geçen yıl Mayıs ayında imzaladığımız ve bu yıl Haziran ayında vadesi gelen sendikasyon işlemimizi %102 oranında yeniledik. Bu yenileme oranı, hem bankamıza hem de Türkiye ekonomisine olan güvenin bir göstergesidir. Toplam 329 milyon ABD Doları tutarındaki bu kredi sürdürülebilirlik ve deprem afeti bölgesine finansman desteği başlığında iki önemli performans kriteri içeriyor. Bölgeye desteğimizi sürdürürken, reel sektörü güçlendirmek ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, en doğru finansman modellerini sunmaya devam edeceğiz.”

30 Haziran 2023 tarihi itibarıyla QNB Finansbank’ın toplam aktifleri 2022 yıl sonuna kıyasla yüzde 30 artarak 782 milyar 657 milyon TL’ye ulaştı. Aynı dönemde, net krediler yüzde 32 artarak 454 milyar 99 milyon TL’ye, müşteri mevduatı ise yüzde 31 artarak 503 milyar 507 milyon TL’ye yükseldi. 2023 yılının ilk yarısında, QNB Finansbank’ın net kârı, 13 milyar 994 milyon TL olarak gerçekleşti.

 QNB Grup: Orta Doğu ve Afrika bölgesinde istikrarlı bir şekilde büyüme kaydederek 29 bin’i aşkın çalışanıyla operasyonlarını sürdüren QNB Group, 4 bin 900’ün üzerinde ATM ağıyla 900’den fazla lokasyonda hizmet vermektedir. Grup ayrıca, Brand Finance Magazine tarafından Orta Doğu ve Afrika’nın en değerli banka markası olarak gösterilmektedir. Grubun Türkiye’deki bankası olan QNB Finansbank, 30 Haziran 2023 tarihi itibarıyla, 436 şube ve 11.738 çalışanı ile faaliyet göstermektedir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Giant Freakin Robot’un savına nazaran Netflix, Dark Souls serisini husus alan bir anime dizisi üzerinde çalışıyormuş. Site “güvenilir ve kendini kanıtlamış” kaynaklara dayanarak vermiş bu haberi. Nitekim de GFR’nin ortaya attığı tezler büyük ölçüde üzerlerinden aşikâr bir mühlet geçtikten sonra resmi kaynaklardan teyit ediliyor, bu yüzden de bu argümana da o gözle bakmak lazım.

Söylentiye nazaran anime dizisi büyük ihtimalle birinci oyunda meydana gelen olayları husus alacak. Bu da Lordran’a gideceğimiz manasına geliyor. Şayet sahiden de öyküyü oradan işlemeye başlarlarsa neler göreceğimizi sahiden çok merak ediyorum. Furtive Pygmy olacak mı mesela, Dark Soul’un nasıl bulunduğunu görecek miyiz? Hangi boss’lar olacak? Frampt, Kaathe karşımıza çıkacak mı?

• Dark Souls Günlükleri – Kısım 1

Yani şöyle bir düşününce yalnızca birinci oyun bile o kadar devasa ve muazzam bir lore’a sahip ki bu türlü bir dizinin hangi kısımları işleyeceğini varsayım etmek hakikaten çok güç. Doğal kalkıp da yeniden o periyotta geçen fakat büsbütün bağımsız bir öykü anlatmayı da tercih edebilirler lakin o vakit pek tadı tuzu olmaz.

Bakalım Netflix nitekim de Dark Souls isminin tartısını taşımayı becerebilecek bir anime hazırlayabilecek mi, merakla bekliyoruz.

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Bafra, Rize, Ağrı ve Fatsa’dan gelen haberlere göre sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet olaylarına dair bir açıklama yayınladı.

Yayınlanan açıklama şu şekilde:

“24 saatte, yani bir tam günde Bafra, Rize, Ağrı ve Fatsa’dan gelen haberlere göre sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet olayları tüm sağlık çalışanlarımızı derinden üzmüştür. Bir günde yaşanan şiddet olayları olayın vahametini ortaya koymaktadır. Gün geçmesin ki bir sağlık çalışanımız hasta ve hasta yakınları tarafından şiddete, küfre, hakarete maruz kalmasın. Ülkemizin her bir köşesinde, her gün onlarca sağlık çalışanımız hasta, hasta yakınları tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalmaktadır. 24 saatte yaşanan 4 şiddet olayı buz dağının görünen yüzüdür. Sağlık çalışanlarımız hakaret, küfür, tehdit gibi sözlü şiddete hemen her gün maruz kalmakta, kendilerine yapılan fiziki şiddette de yalnız bırakılmakta ve haklarını aramakta zorlanmaktadırlar. Maalesef son yıllarda uygulanan sağlık politikaları vatandaşlarımızla sağlık çalışanlarımızı karşı karşıya getirmiştir.

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol: “Vatandaş Haklıdır Görüntüsü Sağlıkta Şiddeti Zirve Yaptırmıştır”

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol: “Vatandaş Haklıdır Görüntüsü Sağlıkta Şiddeti Zirve Yaptırmıştır”

Kavurucu sıcaklar ve yoğun nem 7’den 70’e göz açtırmazken, riskli grup arasında yer alan hamilelerin çok daha dikkatli olması gerekiyor.

Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz, anne adaylarına mümkünse bugünlerde dışarı çıkmamayı önerirken, çıkmaları durumunda ise olabildiğince gölgede kalmaları, kıyafetten güneş koruyucu sürmeye dek bazı kurallara çok dikkat etmeleri uyarısında bulunuyor. Yaz hamileliğinin sıcak hava dışında da mantar enfeksiyonlarından besin zehirlenmelerine dek yaza özgü mevsimsel bazı hastalık risklerini artırabildiğini belirten Dr. Filiz Candan Topuz yazın hamilelikte en sık karşılaşılan 6 sorunu anlattı, yaz risklerine karşı önemli uyarılarını ve önerilerini açıkladı.

Dehidratasyon (Susuz Kalma)

Dehidratasyon (Susuz Kalma)

Yazın terleme ve sıcaklık artışı ile vücutta su ve mineral kaybı olabiliyor. Dehidratasyon yani vücudun susuz kalmasının en önemli belirtilerinin, halsizlik, baygınlık hissi, baş ağrısı, baş dönmesi, dil kuruluğu, idrarın koyu sarı olması, az idrara çıkma, konstantrasyon eksikliği ve idrar yolu enfeksiyonuna yatkınlığın oluşturduğunu belirten Dr. Filiz Candan Topuz şunları söyledi, “Bulantı, kusma şikayeti olan ve oral beslenemeyen hamilelere damardan sıvı vermek gerekebilir. Özellikle yazın uzun araba yolculukları ve az su içme idrar yolu enfeksiyonuna da eğilimi artırır. Böbrek taşı olan ve enfeksiyona eğilimi olan hamilelerin daha dikkatli olmaları önerilir. İlk üç ayda gebelik kusmaları özellikle yaz aylarında daha kötü seyredebilir ve serum tedavileri gerekebilir. Yaz aylarında hamilelerin günde 10 bardak su içmeleri, tansiyon sorunu yoksa tuzlu ayran içerek kaybettikleri tuzu yerine koymaları önerilir.”

Varis ve Toplardamar Yetmezliği (Venöz Yetmezlik)

Varis ve Toplardamar Yetmezliği (Venöz Yetmezlik)

Yaz aylarında dışarıda geçen zamanla birlikte, çalışan hamilelerde sabit ayakta kalma, uzun süre oturarak iş yapma ve uzun süren yolculuklar derken özellikle bacaklarda venöz yetmezlik (toplardamar yetmezliği) artıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz, “Bu durum varisleri olan hamilelerde bacak ve ayak üstünde ödeme ve ağrıya sebep olurken, hareketsizlik de tromboemboli yani pıhtı atma riskinin artmasına yol açabiliyor. Bu nedenle orta basınçlı varis çorapları giyilmesi önerilir. Yolculuklarda 2-3 saatte bir 15 dakika yürüyüş ile geçen hareketli aralar tavsiye edilir. Serin saatlerde yürüyüş yapmak ve yüzmek toplardamarlardaki kanın kalbe dönmesini kolaylaştırır ve ödemi azaltır” dedi

Hamilelikte Yaşanan Hormonal Etkilerle Güneşe Bağlı Cilt Problemleri

Hamilelikte Yaşanan Hormonal Etkilerle Güneşe Bağlı Cilt Problemleri

Hamilelikte hormonal etkilere bağlı olarak ciltte pigmentasyona (deri renklenmesi) eğilim artarken, cilde rengini veren melanositler gebelik hormonu ve güneşle birlikte daha da uyarılıyor. “Beyaz tenli hamileler bu açıdan risk taşırlar. Yüzde güneşe bağlı kelebek tarzında lekelenmeler-melazma, çillerde artış, genel olarak el ve sırtta artan lekelenmeler görülür” diyen Dr. Filiz Candan Topuz, bu nedenle hamilelerin 11:00-16:00 saatleri arasında güneşe çıkmamaları ve yüksek faktörlü güneş koruyucu kullanmaları gerektiğini söylüyor.

Besin Zehirlenmesi ve Gezgin İshali

Besin Zehirlenmesi ve Gezgin İshali

Yaz aylarında hamilelerle besin zehirlenmesi ve gezgin ishaline sık rastlanıyor. Sıcak havada dışarıda kalan besinler daha çabuk bozuluyor. Bu nedenle özellikle tavuk, dondurma, açık ayran, kremalı yiyecekler vb  süt ürünlerini tüketmemek, kaynağı belli olmayan suları içmemek gerekiyor. Gezgin ishalinin; seyahat sırasında meyve ve sebze gibi iyi yıkanmamış besinlerin tüketilmesi, kaynağı belli olmayan suların içilmesi ve ellerin yeterince temizlenmemesi durumunda ağız yoluyla mikropların bulaşması nedeniyle ortaya çıktığını belirten Dr. Topuz, “Gezgin ishali, mikropların ağız yoluyla bulaşması sonucu ishal ve kusma ile seyreden bir durumdur. Özellikle reflü nedeni ile anti-asit kullanan hamileler midenin asidindeki azalmaya bağlı ağızdan geçen mikropların sebep olacağı bu duruma karşı savunmasızdırlar. Gıda zehirlenmesi ve gezgin ishali bir-iki günde geçer ama bazen sıvı ve kaybedilen mineralleri yerine koyma tedavisi ve antibiyotik tedavisi gerekir” diye konuştu.

Vajinal Mantar Enfeksiyonları

Vajinal Mantar Enfeksiyonları 

Hamilelikte yaz aylarında hormonal etki nedeniyle vajinal mantar enfeksiyonuna eğilim artıyor. Özellikle aşırı sıcaklarda kaçınılmaz terleme başta olmak üzere sık duş almak ve ıslak mayoyla kalmak da mantara bağlı vajinit gelişmesine neden oluyor. Dr. Filiz Candan Topuz, vajinal mantardan korunmak için deniz ve havuzda yarım saatten fazla kalmamak, ıslak mayoyu değiştirmek, pamuklu iç çamaşırı kullanmak ve sık değiştirmek gerektiğini belirtirken, ph değeri düşük ve borik asit içeren intim şampuanlar kullanmanın da fayda sağlayacağını söylüyor.

Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz

Havuzdan Geçen Enfeksiyonlar

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Filiz Candan Topuz, hamileler için en önemli egzersizlerden birinin yüzmek olduğunu ancak havuzdan geçen enfeksiyonlara karşı dikkatli olmak gerektiğini belirterek şunları söyledi, “Yüzmek hem serinlik hissi verir hem de suyun kaldırma kuvveti ve tüm kasların birlikte koordineli çalışmasıyla hamilelikte oldukça rahatlatıcı ve faydalıdır. Buna karşın havuzun temiz ve hijyenik olduğundan emin olunmalı ve mümkünse kalabalıklaşmadan sabah saatleri tercih edilmelidir. Hijyenik olmayan havuzlardan sıklıkla bulaşan virüs ve bakteriler ile konjonktivit dediğimiz göz iltihapları, ciltte içi su dolu veziküller ile belirti veren bazı viral hastalıklar ve cilt mantarları, üst solunum yolu, idrar yolu enfeksiyonları ve  ishal yapan bazı mikroplar ve hepatit A bulaşabilir. Bu nedenle serinleme ve yüzme amaçlı mümkünse deniz ya da deniz suyu olan havuzlar tercih edilmelidir. Yine   alerjisi olan hamileler havuz dezenfektanlarına karşı gözlük ve bone kullanmalı ve dikkatli olmalıdır.”

SES Sendikası, sosyal politakaların yerine sadaka kültürünün yaratılarak sosyal yardımların iktidar tarafından bir örgütlenme ve toplumu baskılama aracı olarak kullanıldığını belirtti.

SES Sendikası, bütün bunlar birlikte sosyal adaleti sağlamadığı gibi refahın yeniden dağıtımında da dezavantajlı olanları daha da güçsüz bıraktığını dile getirerek bir açıklama yayınladı.

SES Sendikası tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı,

“Sosyal hizmetlerin geçirdiği olumsuz dönüşüm sosyal hizmet emekçileri olan bizlerin de çalışma koşul ve biçimlerini ASDEP Sözleşmeli, sözleşmeli, ek ders karşılığı çalışma gibi kadrosuz güvencesiz çalışma biçimlerine dönüştürmüştür. Çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüleştiği, personel yetersizliğine bağlı iş yoğunluğunun arttığı, çalışma sürelerinin uzadığı, mesleki standartlara uygunluğun ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. Buna karşın ücretlerin giderek eridiği ve alım gücümüzün azaldığı, gerek yönetim mekanizmalarından gerekse hizmet verdiğimiz kişiler tarafından şiddetin arttığı bir süreç yaşayan biz sosyal hizmet emekçilerinin sorunları son ekonomik kriz ile birlikte daha da belirgin hale gelmiştir”

Torpil ve Kayırmacalık

“Bu çalışma biçimlerinden kaynaklı olarak sosyal hizmetler alanında mobbing, bürokratik ve siyasal baskılar dozunu artırarak devam etmiştir. Pandemi döneminde bile koruyucu ekipman talep eden sosyal hizmet emekçileri terörist olarak damgalanmış ve sürgün edilmişlerdir. AKP’nin il ve ilçe başkanlıklarının özellikle taşrada kurumun iş ve işlemlerine müdahalesi sonucu torpil ve kayırmacılık kurumlarımızın en küçük birimlerine kadar sirayet etmiştir. Bu kayırmacılık ve hukuksuzluğa karşı tepki koyan Dersim şube/yönetici ve üyelerimiz sürgün edilmişlerdir. Mahkemeyi kazanıp geri dönen üyelerimiz bu seferde ihtiyaç olmayan ilçelerde yeni birimler açılarak oralara görevlendirme adı altında sürgüne devam edilmiştir. Yine atama ve nakillerde mülakat adı altında yapılan haksız atamalar ile mücadele etmeye devam ediyoruz. Her gün yeni bir hukuksuzluk ve haksızlığın önüne geçilmesi için mücadeleye devam ediyoruz”

Saha Tazminatı

Kesintisiz sosyal hizmeti sürdüren arkadaşlarımızın, ulaşım (servis), beslenme ve barınma ihtiyaçları, ek ödeme, saha tazminatı gibi haklarının ödenmesi sürekli sorun olmaktadır. İşyerlerimizde olağan işleyişindeki çalışma ortamımıza yönelik sorunlarımızın giderilmemesi yok sayılması, pandemi, deprem gibi olağanüstü durumlarda temel fizyolojik ihtiyaçlarımızın bile karşılanamaması bize sosyal devletin ve sosyal hizmetin evrensel ilkelerden uzaklaşarak siyasi rant malzemesi olarak kullanılmasının ağır sonuçlarını gösterdi. Sosyal hizmetler alanında çalışan emekçiler olarak yoksulluğun, yoksunluğun ve dezavantajlı olmanın bir insan için ne demek olduğunu ve bunun nasıl önleneceğini de en iyi bilenleriz. Bu nedenle temel mücadelemiz yoksullaşmamak, yoksullaştırmamak ve insanca yaşayabilecek koşulların yaratılmasıdır. Hem kendimiz hem de halkımızın sosyal hizmet hakkı için biz sosyal hizmet emekçileri, Toplu İş Sözleşmesine giderken yaşadığımız bu sorunların giderilmesi için birbirimizi ötelemeden, sendika ayrımına gitmeden haklı ve meşru taleplerimizi TİS masasına götürene kadar birlikte örgütlenmek birlikte mücadele etmek aşağıda yer alan talepleri masaya birlikte götürmek zorundayız.

SES Sendikası’nın Genel Talepleri

SES Sendikası’nın Genel Talepleri

• Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.
• Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın
• Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın,
• Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/A kapsamına alınsın.
• Sosyal hizmetler hak temelli olarak verilsin. Bağımlılık ilişkisi yaratan sistem değişsin.

SES Sendikası’nın Sosyal Hizmetlere Özel Talepler:

1. Ağır engelli, çocuk, yaşlı ve kadınlara hizmet veren yatılı kurumlarda, Çocuk Evleri Koordinasyon merkezlerinde ve ilgili hizmetlerin yürütülmesinde fiilen görev yapan kadro karşılığı çalışan sözleşmeli personeller de dahil olmak üzere istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanlara ek ödeme oranlarına 20 puan ilave edilerek ek ödeme yapılmalıdır.
2. Bakanlığa bağlı kurumlarda çalışanlara istihdam biçimine bakılmaksızın sosyal hizmet tazminatı verilmelidir. Bu tazminat özel hizmet tazminatından farklı olarak ayrıca düzenlenmelidir.
3. Meslek farklılıklarını ve meslek sorumluluk sınırlarını ortadan kaldıran, kişilere görevi ve yetkisi olmayan işlerin yaptırılmasına zemin hazırlayan “sosyal çalışma görevlisi” tanımı tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmalıdır.
4. Meslek çalışmaları mesleklerin sorumluluk alanları ve sınırları çerçevesinde tanımlanmalı, çalışanlara keyfi ve görevleri olmayan işlerin yaptırılması engellenmelidir.
5. Mesleki çalışmalara ve meslek elemanları tarafından hazırlanan raporlara yöneticiler tarafından bilimsel ve mesleki olmayan biçimlerde müdahale edilmesi engellenmelidir.
6. Yatılı kurumlarda çalışan personelin nöbet ücretleri artırılmalıdır. Yatılı olmayan kurumlarda gerçekleştirilen fazla çalışma ücretlendirilmelidir.
7. İcap nöbetleri ve danışmanlık tedbirleri için ödenen ücretler yapılan işin ve çalışanların emeklerinin karşılığı olabilmekten çok uzaktır, ücretlerde artış sağlanmalıdır.
8. Ek ders karşılığı çalışma kaldırılmalı, personel ihtiyacı kadrolu istihdamla karşılanmalıdır.
9. Fiilen genel idari hizmet sınıfı işlerini yapan yardımcı hizmetler personelinin sınavsız genel idari hizmetler kadrosuna geçişleri sağlanmalıdır.
10. Çocuk eğiticilerinin kadrosu genel idari hizmetler sınıfından çıkartılarak sağlık hizmetleri sınıfına alınmalıdır.
11. Vekâleten idarecilik kaldırılmalı, asil idarecilik kadrolarına liyakat ile seçim yöntemi ile atama yapılmalıdır.
12. Sosyal hizmetler risk ve tehdidin yüksek olduğu bir çalışma alanıdır. Sosyal incelemeler, evde hizmet verilmesi gereken durumlar, güvenlik riski olanlara yönelik kurumlarda yapılan çalışmalar, çalışanlara yönelik tehditler başta olmak üzere çalışanların fiziki ve hukuki güvenliklerinin sağlanması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
13. Atama ve yer değiştirme yönetmeliği değiştirilmeli, tayin ve yer değiştirmede hiçbir kurumda olmayan koşul ve kriterler ortadan kaldırılmalıdır.
14. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları ile atamalarda mülakat kaldırılmalıdır. 2023 yılı 29 Mayıs’ta açıklanan mülakat sonuçları iptal edilerek yazılı sınavında yeterli puan alanların ataması yapılmalıdır.

Kripto para borsası Bitci, 2023 yılına yönelik planlarını hayata geçirmeye devam ediyor. Bu kapsamda birçok listeleme atılımını tamamlayan Bitci, artık de Tether Gold’u (XAUT) listeledi. Listeleme atağının akabinde yeni bir kampanya da başlatan borsa, XAUT stake edenler için yüzde 6’ya varan getiri imkânı sunuyor.

Kripto para ekosistemindeki çalışmaları doğrultusunda kullanıcıların yeni eserlere ulaşmasını kolaylaştıran Bitci, Türkiye’deki kullanıcıların ilgisini çekebilecek değerli bir listeleme gerçekleştirdi. Borsa, yaptığı resmî açıklamada, altının sahipliğini temsil etmesiyle bilinen bir stablecoin olan Tether Gold’u listeledi.

Son periyotta yaptığı listeleme ataklarıyla kullanıcılarına daha kapsamlı bir trading ortamı sunan Bitci, Türkiye’deki kullanıcılarına lokal paraları üzerinden altının dijital haline erişmelerini sağlıyor. Böylece London Good Delivery külçe altın ölçüsünde 1 ons altının sahipliğini temsil eden 1 Tether Gold token’ı kullanıcılara alternatif bir altın biriktirme usulü sunuluyor.

“Tether Gold, Türkiye’deki klâsik altın yatırımcılarını çekebilir”

Tether Gold listelemesinin kullanıcılar açısından kıymetine değinen Bitci Borsa CEO’su Ahmet Onur Yeygün, “Kripto para piyasalarında süreç yapan kullanıcıların risklerini azaltmalarında stablecoinler etkin rol oynayabiliyor. Altın fiyatına endeksli olan Tether Gold, Türkiye’de altınla süreç yapmak isteyen kullanıcıların ilgisini çekebilecek bir dijital süreç aracı. Bununla birlikte, kripto paralar aracılığıyla altınla süreç yapma imkânı finansal teknolojilerin geleceği için umut verici. 2023 planlamalarımız ortasında yer alan bu listelemenin, Bitci kullanıcılarına yeni alternatifler sunması bakımından önemli bir adım olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

Türkiye’nin önde gelen kripto para borsalarından Bitci, Tether Gold listelemesinin akabinde stake kampanyasını da başlattı. Borsanın yaptığı duyuruya nazaran 90 gün XAUT stake eden yatırımcılar yüzde 4, 180 gün stake edenler yüzde 5 ve 360 gün stake edenler ise yüzde 6 oranında standart yıllık getiri elde edebilecek.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gaziemir Sarnıç Cumhuriyet Meydanı’nın yenilenen birinci etabının açılışına katıldı. Buca Metrosu’nu da geçerek İzmir’in en büyük projesi olacak Gaziemir Metrosu’na entegre edilmesi planlanan tramvay projesinin müjdesini veren Başkan Tunç Soyer, “Belediye başkanları asla hizmetten vazgeçmezler. Bizim daha sizler için yapmaya hayal ettiğimiz çok güzel hizmetler var. Hiç kuşkunuz olmasın; canla, başla, aşkla bunları yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gaziemir Belediyesi tarafından Sarnıç Cumhuriyet Meydanı’nın yenilenen birinci etabı Şehit Uzman Çavuş Egemen Yıldız Parkı’nın açılış törenine katıldı. Vatandaşların yoğun katılım gösterdiği açılışta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ile eşi Deniz Arda, İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) Genel Başkanı Abdurrahim Nursoy, İzmir Seydiköy Mübadele Muhacirleri Derneği Başkanı Hilmi Öztop, Şehit Uzman Çavuş Egemen Yıldız’ın ailesi, meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri, bürokratlar, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları, dernekler ve odaların temsilcileri yer aldı.

Soyer: “Tek yumruk olduğumuz mekanlar”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 10 bin metrekare büyüklüğündeki bu meydanın Gaziemir Sarnıç’a çok iyi geleceğini belirterek “Çünkü her şehir ruhunu, enerjisini meydanlarına ve tüm açık alanlarına borçludur. Göreve geldiğimiz günden beri İzmir’in tamamında herkese açık kamusal alanları, meydanları ve parkları çoğaltmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu hizmetleri ısrarla sürdürmemiz sadece şehircilik anlayışımızın bir sonucu değil. Biliyoruz ki meydanlar aramızdaki duvarların yıkıldığı yerler. Biliyoruz ki parklar, ekonomik durumumuz her ne olursa olsun birbirimizle yan yana durduğumuz yerler. Kamusal alanlar, aramızdaki faklardan çok, ortak yanlarımızın olduğunu idrak ettiğimiz ve her gerektiğinde tek yumruk olduğumuz mekanlar. İşte bu nedenle bu nedenle Gaziemir Belediyemizin bu hizmeti çok değerli. Bu meydanla, İzmir’in özgürlük coğrafyasına yeni bir işaret daha eklenmiş oldu” diye konuştu.

“Sarnıç’ı Gaziemir metrosuna bağlayacağız”

Başkan Soyer, Sarnıç’taki açılışta Gaziemir Metrosu’na entegre olacak Sarnıç tramvayının müjdesini verdi. Soyer, “İzmir Hafif Raylı Sistemi’nin 6’ncı aşaması olacak Karabağlar – Gaziemir Metro Hattı, 32,6 kilometrelik uzunluğu ile İzmir’in en uzun metro hattı olacak. Bildiğiniz gibi Buca Metrosu, 765 milyon Euro’luk bütçesiyle İzmir tarihinin en büyük yatırımıydı. Ancak Gaziemir Metro hattı, bu rekoru aşacak. Bu hattın toplam maliyeti, araçlarıyla beraber 2 milyar 105 milyon Euro olacak. Bu metro hattı İzmir tarihinin en büyük yatırımı olacak. Gaziemir Metro Hattımızı özel bir tramvay hattıyla bugün burada bulunduğumuz Sarnıç Cumhuriyet Meydanı’na bağlayacağız. Tramvayımız Sarnıç’ın farklı noktalarına ulaşan bir ring seferi yaparak buradaki vatandaşlarımızı hızlıca, konforlu ve trafiğe hiç takılmadan Gaziemir Metrosu’na taşıyacak. Belediye başkanları asla hizmetten vazgeçmezler. Bizim daha sizler için yapmaya hayal ettiğimiz çok güzel hizmetler var. Hiç kuşkunuz olmasın; canla, başla, aşkla bunları yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Arda: “Sarnıç’ı unutmadığınızı göstermeniz bizim için çok kıymetli”

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ise göreve başladığı günden bugüne Sarnıç’ta yapılan projeleri sunumla anlattı. Destekleri için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür eden Halil Arda, “Tunç Başkanım asfaltlama, altyapı çalışmaları başta olmak üzere verdiğiniz hizmetler, Büyükşehir Belediyesi’nin bizim elimizden tutması çok önemli. Sarnıç’ı unutmadığınızı göstermeniz çok kıymetli. Ben size ve ekibinize Sarnıçlılar adına çok teşekkür ediyorum” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EY Endüstrilerin Geleceği Araştırması 2023, gelişmekte olan yeni nesil teknolojilere yönelik yatırım kararlarında sürdürülebilirliğin temel bir etken olarak öne çıktığını gösteriyor. Türkiye’den yoğun bir katılımın olduğu küresel araştırmaya katılan işletmelerin %76’sı, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konularını, bu alandaki yatırımlarında öncelikli faktörler olarak belirtiyor. Araştırmaya göre Türkiye’de şirketlerin en fazla yatırım yaptığı yeni nesil teknoloji alanı; robotik ve otomasyon. Bunu sırasıyla yapay zekâ, uç bilişim ve IoT teknolojileri izliyor. 

Uluslararası danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young), Endüstrilerin Geleceği Araştırması’nın dördüncü versiyonunu duyurdu. EY araştırması, işletmelerin yeni nesil teknoloji alanlarına yönelik yatırım kararlarının giderek artan bir şekilde sürdürülebilirlik ve çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hedefleri tarafından yönlendirildiğini ortaya koyuyor. 73’ü Türkiye’den olmak üzere araştırmaya katılan 1.325 şirketin %76’sı ESG’yi öncelikli bir yatırım kriteri olarak gördüğünü belirtirken; yanıtların %81’inde ise 5G yatırımlarında ESG’yi temel ilke veya önemli bir faktör olarak içerdiği belirtiliyor. İşletmelerin bu inancını destekleyen araştırma verilerine göre, katılımcıların %76’sı, gelişen teknolojilerin, organizasyonlarının karbon salımını azaltmada kritik rol üstlenebileceğine inanıyor.

Katılımcıların %77’si, gelişen bir teknoloji alanında tedarikçi seçimi yaparken, teknolojilerinin çevresel etkisini dikkate alanlara öncelik vereceklerini belirtiyor. Ayrıca, “hayata geçirme ve uygulama hızı” ile “uçtan uca çözüm yetenekleri”, en önemli tedarikçi özellikleri olarak sıralanıyor olsa da geleceğe bakıldığında; “sürdürülebilirlik yetenekleri ve referanslar” birinci, “rekabetçi fiyatlandırma” ise ikinci sıradaki kriterler olarak değerlendiriyor.

İşletmeler, yeni nesil teknolojilerin kendilerine sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli katkılar sağladığını belirtiyor. Bu katkılar arasında, enerji tüketiminin azaltılması (%46) listenin başında gelirken, iyileştirilmiş sürdürülebilirlik ölçümü (39%) ve planlama (39%) da ilk sıralarda yer alıyor. Ancak, algılanan faydaların sektörlere göre farklılık gösterdiği de dikkat çekiyor. Örneğin; otomotiv şirketlerinin %54’ü en önemli fayda olarak enerji tüketiminin azaltılmasını öne çıkarırken, sağlık hizmet sağlayıcıları arasında bu oran %38’e düşüyor. Atık azaltımı, imalat sektöründen katılımcıların %50’si tarafından öne çıkartılırken, bu oran kamu kuruluşları tarafında sadece %35’e denk geliyor. 

Araştırma ayrıca, gelişmekte olan sekiz yeni nesil teknoloji alanı (robotik ve otomasyon; analitik ve yapay zekâ (AI); uç bilişim (edge computing); IoT; 5G; artırılmış ya da sanal gerçeklik; blok zinciri; kuantum bilgi işlem) için yatırım seviyelerinin arttığını da ortaya koyuyor. Buna göre, 5G ve uç bilişim teknolojileri önceki yıla kıyasla %4 artışla en fazla yükselişi gösterdi. 

Bölgesel düzeyde bakıldığında, bugün Amerika’daki işletmelerin 5G yatırımlarında öncü konumda olduğu ve önceki yıla göre %15 oranında bir artış ile %35’inin halihazırda bu alana yatırım yapmakta olduğu görülüyor. Avrupa ve Asya’daki mevcut ve planlanan yatırım düzeyleri ise yıllık olarak istikrarlı görünüm arz ederken, Asya’daki katılımcıların yatırımların ertelenebileceğini gösteren bulgular da mevcut.

İşletmelerin 5G ve IoT stratejilerinin bu yıl daha çok büyüme odaklı olması dikkat çekiyor.   Araştırmaya katılanların yüzde 30’u, “mevcut iş modellerini elden geçirmenin” IoT harcamalarının önemli bir itici gücü olduğunu belirtiyor. Bu oran, önceki yıl yüzde 25 olmuştu.

Türkiye’de şirketlerin en fazla yatırım yaptığı yeni nesil teknoloji alanı, robotik ve otomasyon 

Küresel çapta 19 ülkeden toplam 1.325 firmanın katıldığı ve bunların arasında Türkiye’den de yoğun bir katılımla çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 73 firmanın teknoloji alanındaki üst düzey yöneticilerinin yanıtladığı EY Endüstrilerin Geleceği araştırmasının ülkemize ilişkin bulguları “Türkiye’de Endüstrilerin Geleceği” başlığı ile ayrıca raporlaştırıldı. Türkiye’de ve dünyada en çok yatırım alan yeni nesil teknoloji alanının ‘Robotik ve otomasyon’ olduğunu gösteren rapora göre, küresel çapta bu alana yatırım yaptığını belirten katılımcıların oranı %65’ken, bu oran Türkiye’de %85’e ulaşıyor. Robotik ve otomasyonu sırasıyla yapay zekâ, uç bilişim ve IoT teknolojileri izliyor. 

Türkiye’de 5G’nin diğer teknolojilerle olan ilişkisini keşfetmenin, 5G ajandalarının önceliklerinden biri olduğunu söyleyen katılımcıların oranı %45 iken; uç bilişim kullanım alanlarını ve kavramlarını daha iyi anlaması gerektiğini düşünenlerin oranı ise %81 oldu. 

EY araştırması, Türkiye’de işletmelerin 5G ve IoT teknolojilerine yönelik ilgisinin, iş dünyasındaki bazı dış faktörlerden ne ölçüde etkilendiğini de ortaya koyuyor. Buna göre, küresel çapta ve Türkiye’de en büyük endişe uyandıran dış etkinin ‘Küresel tedarik zincirindeki bozulmalar’ olduğu görülüyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’de ‘Yükselen enerji maliyetleri’ küresel verilere kıyasla daha yüksek seviyede endişe uyandıran bir dış etki olarak öne çıkıyor.

Araştırmaya Türkiye’den katılan şirket temsilcilerinin çoğu; 5G, IoT ve yapay zekâ gibi yeni nesil teknolojilerin, uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejilerine katkı sağladığını düşünüyor. Anket sonuçlarında, hem küresel çapta ve hem de Türkiye’de ‘Enerji tüketiminin azaltılması’ yanıtının öne çıkması da dikkat çekiyor.

Araştırma, Türkiye’de yeni nesil teknoloji kullanım alanı yaratma konusunda en yüksek güvenin telekomünikasyon ve mobil operatörlere duyulduğunu gösteriyor. Küresel çapta ise en yüksek güven duyulan tedarikçiler olarak ‘IT servisleri ve sistem entegratörleri’ öne çıkıyor.

EY Endüstrilerin Geleceği Araştırması, 5G servis sağlayıcılarının atması gereken adımları da sıralıyor. Buna göre operatörler, müşterilere verilen vaatlerin merkezine sürdürülebilirliği yerleştirmeli; müşterilerin artan büyüme odaklı bakış açılarıyla uyum sağlamalı; müşterilerin karşılaştığı operasyonel zorluklara dikkat etmeli; ekstra dikkat gerektiren müşterilere ise karşı daha kararlı davranmalı. 

“Yeni nesil teknolojiler, dijital dönüşüme ivme kazandırıyor”

EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji Sektör Lideri, Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Emre Beşli şunları söyledi: 

“Günümüzde hızla gelişmekte olan yeni nesil teknolojiler, dijital dönüşüme ivme kazandırarak iş dünyasını şekillendiriyor. 5G ve IoT teknolojilerini odağına alan araştırmamız, çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin gelişmekte olan teknolojilere yönelik tutumlarını ve ileriye dönük hedeflerini ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Yeni nesil teknolojilerin kullanım alanları, 5G ile ilgili trendler, işletmelerin öncelikleri, karşılaştıkları zorluklar ve ekosistem etkileşimleri gibi konulara odaklanan araştırma bunlara ek olarak; 5G teknolojilerinin kullanımının ESG stratejileri üzerindeki etkilerini de ele alıyor. İşletmelerin uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejilerinin hayata geçirilmesinde yol gösterici nitelikte olan araştırma, ayrıca işletmelerin hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olmak amacıyla 5G sağlayıcılarının uygulaması gereken adımlara da dikkat çekiyor.

Dünyada gelişmiş ülkeler başta olmak üzere 5G alanına yönelik yatırımlar hız kesmeden devam ederken, Türkiye’deki işletmelerin de bu gelişmeleri gündemine alarak takip etmesi daha da önem kazanmış durumda. Araştırmanın Türkiye’ye ilişkin sonuçları da şirketler ve tüm ekosistem paydaşları için değerli içgörüler sunuyor.”

EY Endüstrilerin Geleceği araştırmasının en güncel versiyonuna ve Türkiye’ye ilişkin sonuçlarını içeren “Türkiye’de Endüstrilerin Geleceği” raporuna EY web sitesinden ulaşılabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gölcük Belediyesi’nin açtığı GÖLMEK pastacılık kurslarında katılan gençler, birbirinden güzel pastalar ürettikleri eğitimlerini başarı ile tamamladılar.

Gölcük Belediyesi, gençleri hayata kazandırmak amacıyla yaz döneminde açtığı pastacılık kursunda eğitimler tamamlandı. Gölcük Belediyesi Meslek Edindirme El Beceri ve Hobi Kursları (GÖLMEK) bünyesinde açılan kursa katılan 12-17 yaş arası gençler; cupcake, donut, cakepop, simit ve daha birçok lezzetli tatlılın yapımını öğrendi. Kursu başarı ile tamamlayan öğrenciler sertifikalarını, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer’in elinden aldılar.

MAHARETLİ ELLERE BAŞKANDAN SÜRPRİZ HEDİYELER

İhsaniye Sosyal Merkez’de düzenlenen sertifika törenine katılan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, yakından ilgilendiği gençleri tebrik ederek sürpriz hediyelerle ödüllendirdi. Tatil dönemini pastacılık kursunda verimli geçiren öğrenciler, kendilerine ücretsiz kurs imkanı sağlayan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer’e teşekkür ettiler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Shell Türkiye, gençlere yeni nesil yetkinlikler kazandıran ve onları toplumsal konularda sürdürülebilir ve inovatif çözümler üretmeye teşvik eden İLERİDE programının ilk dönemini tamamladı. Yeni nesil öğrenme girişimi Bilim Virüsü iş birliğinde gerçekleştirilen İLERİDE programına katılan farklı üniversitelerden gençler mezuniyet belgelerini aldı. Mezuniyet Günü’nde, Shell Türkiye’nin tohum desteğini kazanan 4 proje de açıklandı.

1923 yılından bu yana Türkiye’de ekonomik, çevresel ve toplumsal ilerleme için çalışan Shell, gençlik sosyal yatırım programı İLERİDE ile üniversite öğrencisi gençlerin yeni nesil yetkinlikler kazanmasını, sosyal konularda sürdürülebilir ve inovatif çözümler üretmesini desteklemek amacıyla yeni bir platform sunuyor. Shell Türkiye’nin 100. yılında başlattığı İLERİDE programının ilk döneminde, üniversitelerin ikinci ve üçüncü sınıfında eğitim alan 100 genç mezun oldu. 

Programı başarıyla tamamlayan ve yeni nesil yetkinlikler kazanan gençler, 16 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleştirilen Mezuniyet Günü’nde buluştu. Tüm gün süren etkinlikte, 11 takım geliştirdikleri projeleri, jüri üyelerinin değerlendirmesine sundu ve aynı zamanda İLERİDE mezuniyet belgelerini aldılar. Jürinin değerlendirmesi sonucu seçilen 4 proje, Shell Türkiye tarafından tohum desteği ile fonlanarak hayata geçirilecek.

Shell Türkiye’den tohum desteğini alacak olan projeler jürinin değerlendirmesi ile Biopower, Green Breath, Daha Temiz Bir Hava / Methane2Power ve Akıllı Atık Kutusu olarak açıklandı. 

Projelerden ilki ‘BioPower’, kırsal bölgelerinde biyokütleden biyogaz üreterek enerji ihtiyacına çözüm sağlamak ve sürdürülebilir enerji çözümlerini teşvik etmek üzere geliştirildi. ‘Green Breath’ projesi mikroalgler ve yosunların kullanımı ile karbondioksit seviyelerini azaltarak doğada bulunan karbon döngüsüne katkıda bulunmayı ve büyükşehirlerdeki düşük hava kalitesini iyileştirerek karbon salınımını azaltmayı hedefliyor. ‘Daha Temiz Bir Hava’/ ‘Methane2Power’ projesi ise sera gazı emisyonlarının %12’sini oluşturan, ineklerin sindirim sürecinde ortaya çıkan metan gazının biyogaza dönüştürülmesi ve böylece temiz enerji üretilmesini hedefliyor. ‘Akıllı Atık Kutusu’, atıkların en verimli şekilde ayrıştırılmasını ve depolanmasını sağlama ve şehirlerde geri dönüşümü teşvik etme amacını taşıyor.

3 modülde yeni nesil yetkinlikler aktarıldı

İLERİDE programı, öğrenme modülü, iş simülasyonu ve proje aşaması olmak üzere 3 ana modülden oluşuyor. 

Programın öğrenme modülünde gençler, inovatif ve sürdürülebilir çözümler üretmek için gerekli ana yetkinlikler hakkında yedi eğitime katıldı. Alanlarında uzman eğitmenler tarafından verilen bu eğitimler “Öğrenmeyi Öğrenme”, “Tasarım Odaklı Düşünce”, “Analitik Düşünce”, “Sürdürülebilir Yetkinlikleri”, “Yaratıcılık ve İnovasyon”, “İletişim ve Ekip Çalışması”, “Sunum ve Hikâyeleştirme” başlıkları altında sunuldu. 

İş Simülasyonu modülünde öğrenciler profesyonellerle bir araya gelerek, iş hayatında yaşanan gerçek sorunlara sürdürülebilir çözümler bulmaya odaklandı. 

Öğrenme modülü ve iş simülasyonu ile kazanılan yetkinlikler ise proje aşamasında deneyime dönüştü. Öğrencilerin oluşturduğu takımlar, Birleşmiş Milletler ’in belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda SKA 7 – Erişilebilir ve Temiz Enerji, SKA 10 – Eşitsizliklerin Azaltılması, SKA 11 – Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar ve SKA 13 – İklim Eylemi alanlarında kendi projelerini tasarladı.

Gençlerin yeni yüzyıl yetkinliklerini kazanması amaçlanıyor

Gençlerin gelişimine destek vermek üzere İLERİDE Gençlik Sosyal Yatırım Programı’nı başlattıklarını belirten Shell Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü ve Shell&Turcas İcra Kurulu Üyesi Meltem Okyar Perdeci “100 yıldır Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren bir şirket olarak ülkemizden aldığımız gücü ülkemiz için, gençlerimiz için kullanmak bize gurur veriyor. 100. yılımızda başlattığımız İLERİDE Programı ile gençlerin yeni yüzyıl yetkinliklerini kazanması için çalışmalarımızı başlattık. İlk yılını başarıyla tamamladığımız programda gençlerin sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde, iş hayatındaki süreçleri deneyimlemesi, gerçek vakaları çözüm üretmesi ve proje geliştirmesi için platform sunduk. Ortaya çıkan yaratıcı ve çözüm odaklı projeler, gençlerin yeteneklerini ve programın yakaladığı başarıyı görünür kılıyor” dedi.

Bilim Virüsü Kurucusu Şule Yücebıyık da “Gençlere hızla değişen bu çağın ilerisinde olmalarını sağlayacak yeni beceriler kazandırmayı amaçlıyoruz. Gençlerin yaratıcı potansiyeline inanıyoruz. Bu potansiyeli açığa çıkarmak, daha iyi bir gelecek hayali kurmaları ve harekete geçmelerini sağlamak için gençleri güçlendireceğiz” şeklinde konuştu.

Güçlü danışma kurulu ve jüri, programa yön verdi

Shell Gençlik Sosyal Yatırım Programı İLERİDE, katılımcılara iş dünyası ve akademi alanında uzman isimlerle bir araya gelme imkanı sağlıyor. Programın Danışma Kurulu ve jürisi, başarıları ile gençlere ilham veren isimler oluştu. Programın jürisinde Sürdürülebilir Markalar İçin Danışman ve Kolaylaştırıcı Ahmet Akın, Danışman ve Eğitmen Alp Met, Sosyal Girişimci ve Akademisyen Prof. Itır Erhart, Türkiye İnovasyon Hareketi Kurucusu ve Öğretim Görevlisi Ferhat Demir, İletişim Profesyoneli ve Eğitmen Gamze Nurluğlu, Çatı Çiftliği Kurucusu Hasibe Akın, SKD Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, The Good Factor kurucusu ve Türkiye Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül, Shell Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü ve Shell&Turcas İcra Kurulu Üyesi Meltem Okyar Perdeci, İnovasyon Danışmanı ve kolaylaştırıcısı Mete Yurtsever ve Bilim Virüsü Kurucusu Şule Yücebıyık yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Amazon, bu yıl gerçekleşen Prime Day etkinliğiyle tarihinin en büyük ve en heyecan verici günlerini yaşadı. 150’den fazla üreticinin global pazarda satış yapmasına aracılık eden, aynı zamanda Amazon’un resmi iş ortağı olan MegaMerchant, Prime Day 2023 günlerini mevcut satıcılarının Amerika’daki satışlarını yüzde 165 artırarak geride bıraktı. MegaMerchant Kurucu ve CEO’su Yaman Alpata, “E-ihracatın A’dan Z’ye tüm gereksinimlerini tek çatı altında topladık, Türk markalarının global pazaryerlerinde başarısı için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Her yıl dünya çapında büyük ses getiren Amazon Prime Day, e-ticaret ekosisteminin en heyecan verici ve rekabetçi etkinliklerinden biri olarak kabul ediliyor. Milyonlarca Amazon Prime üyesine özel indirimlerin ve fırsatlar sunulduğu Prime Day günleri, e-ticaret sektöründe büyük bir etki yaratıyor. Bu yıl gerçekleşen Prime Day’in ilk 24 saati, Amazon için şirket tarihindeki en büyük satış günü oldu. Prime Day sırasında, sadece Amerika’da gerçekleşen çevrimiçi harcamalar 12,7 milyar dolara ulaştı. 150’den fazla üreticinin 50’den fazla ülkede, 15 global platformda satış yapmasına aracılık eden MegaMerchant, Amazon tarihindeki en büyük Prime Day günlerini satışlarını katlayarak geride bıraktı. 

MegaMerchant, Amazon Prime Day’de satışlarını yüzde 80 artışla taçlandırdı

MegaMerchant, iş ortaklarının Amazon, Walmart, eBay, Etsy, AliExpress, Ozon, Otto, Zalando, Allegro, Joom, Jumia, Tiktok, Shopify ve Wayfair gibi global çapta önemli bir yere sahip olan platformlarda satışlarını gerçekleştirmelerini sağlıyor. Türkiye’deki markaların yurtdışına sorunsuz bir şekilde ulaşabilmesi için hukuki, lojistik ve finansal altyapı hizmetleri sunan MegaMerchant, markaların yurtdışı işlemleri için tüm hukuki altyapıyı sağlarken güçlü lojistik altyapısı sayesinde ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırıyor. Türkiye’nin ilk e-ihracat konsorsiyumu statüsünü alan şirket, e-ihracat yapmak isteyen herkesin yanında olma vizyonuyla markalar için etkili pazarlama stratejileri oluşturarak ürünlerini yurt dışındaki müşterilerine ulaştırmalarına destek oluyor.

MegaMerchant, 11-12 Temmuz tarihlerinde Amazon Avrupa’da gerçekleşen Prime Day etkinliğinde sergilediği üstün performansla, satışlarını yüzde 80 oranında artırarak büyük bir başarıya imza attı. Amazon tarihindeki en büyük Prime Day olarak kayıtlara geçen bu etkinlikte gösterdiği bu performans, MegaMerchant’ın e-ihracat sektöründeki öncü konumunu bir kez daha pekiştirdi. Prime Day sırasında, mevcut satıcılarının Avrupa’daki satışlarının yaklaşık 2,5 kat artmasını sağlayan MegaMerchant, ayrıca kendi markasıyla yarattığı ürünlerde yüzde 500’e yakın bir satış artışı elde ederek, güçlü e-ihracat altyapısının ve müşteri odaklı yaklaşımının ne denli etkili olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Her yıl farklı çeşitli ülkelerde gerçekleşen Prime Day etkinliğinde, MegaMerchant’ın Avrupa satışlarında dikkat çekici artışlar yaşandı. E-ihracatın A’dan Z’ye tüm gereksinimlerini tek çatı altında toplayan MegaMerchant ülke bazlı satışlarda, Almanya’da 1,9 kat ve İngiltere’de 1,5 kat artış elde etti. Ayrıca, İtalya, Fransa, İspanya, Hollanda, Belçika gibi diğer önemli Avrupa pazarlarında da benzer artışlar yaşandı.

Avrupa’daki başarısını Amerika’da da sürdüren MegaMerchant, Amazon’un 11-12 Temmuz tarihlerinde Amerika-Kanada’da gerçekleşen Prime Day etkinliğinde, satışlarını yüzde 150 artırarak önemli bir performans sergiledi. Ayrıca, mevcut satıcılarının Amerika satışlarını yüzde 165 artırarak global pazardaki deneyimini ve etkisini gözler önüne serdi.

Yaman Alpata: “E-ihracat yapmak isteyen herkesin yanında olma vizyonuyla yola çıktık.”

MegaMerchant Kurucusu ve CEO’su Yaman Alpata: “Bu yılki Prime Day etkinliğinde elde ettiğimiz muhteşem başarıdan dolayı gurur duyuyoruz. MegaMerchant olarak e-ihracat yapmak isteyen herkesin yanında olma vizyonuyla yola çıktık. Bu başarı tablosunda, müşterilerimizin, iş ortaklarımızın ve tabii ki deneyimli ekibimizin yeri çok önemli. Bu büyük etkinlikte sergilediğimiz güçlü performans, gelecekte de aynı kararlılıkla daha büyük başarılar elde edeceğimizin bir taahhüdü. Şimdi ise, iş ortaklarımızla Kasım sonunda gerçekleşecek olan Black Friday kampanyalarına hazırlanıyoruz. Markaların, gelecekteki fırsatları yakalamalarının yolu, hazırlıklarını erkenden yapmalarından geçiyor. Bu kapsamda, fırsatları yakalamak isteyen markalar için, e-ihracatın A’dan Z’ye tüm gereksinimlerini tek çatı altında toplamaya ve güçlü bir ekosistem yaratmaya devam edeceğiz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan Oto İstinye’de düzenlenen imza merasiminde, Petrol Ofisi Kümesi’nin Türkiye genelindeki 2 bin lokasyonu ortasından önceliklendirilen istasyonlarda birinci evrede 1 milyar liralık yatırım yapacağı belirtildi.

İstasyon dönüşümleri, Türkiye çapında belirlenen trafik yoğunluğu, üniteler ve istasyonlar ortası aralık, müşterilere sunulan ek hizmetler üzere kriterlere nazaran belirlenecek.

İstasyonlarda kullanılacak ve yüzde 100 yenilenebilir güç kaynağı sertifikalı süratli şarj aygıtlarıyla elektrikli araçlarda batarya doluluk oranı 30 dakika içerisinde yüzde 80’e ulaşabilecek.

Söz konusu işbirliği kapsamında şarj edilecek araçlarla her şarj noktası yaklaşık 4 bin 500 ton karbon salımını engelleyecek.

Borusan Küme Üst Yöneticisi (CEO) Erkan Kafadar, burada yaptığı konuşmada, Türkiye elektrikli araç bölümündeki değişime değinerek, “Elektrikli araç satışlarında, bu yılın birinci 6 ayında geçen yılın birebir periyoduna nazaran yaklaşık 5 kat büyüme görüyoruz. Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de bu bölümde süratli bir büyüme kelam konusu.” diye konuştu.

Artan talep doğrultusunda elektrikli şarj istasyon muhtaçlığının karşılanmasının değerine dikkati çeken Kafadar, sürdürülebilirlik alanlarındaki yatırımlarıyla Borusan Kümesi olarak karbon salımı yüksek otomotiv dalında elektrifikasyon dönüşümüne liderlik eden kurumlardan biri olmayı amaçladıklarını tabir etti.

Petrol Ofisi Küme CEO’su Mehmet Abbasoğlu da kelam konusu işbirliğinin sadece Türkiye ve bölge için değil, sürdürülebilirlik ismine da değerli bir adım olduğunu söyledi.

Borsa İstanbul haftanın son süreç gününe rekorla başladı. BIST 100 Endeksi 6.925 puandan açıldığı haftanın son süreç gününde 7 bin puan düzeyini aşarak rekor yeniledi.

Borsa, enflasyon raporu sunumunda TCMB Lideri Hafize Gaye Erkan’ın verdiği iletiler, bankanın enflasyon beklentilerini üst istikametli güncelleyerek daha ulaşılabilir gayelere odaklanıldığı algısı ve gerçekleştirilen son atamalar üzere faktörlerin piyasada üzerinde yarattığı olumlu tesirle yükselişe geçti.

Endeks sabah saatlerinde tazelediği rekor sonrası yüzde 2’yi aşan yükselişle 7.007 puan düzeyine ulaştı.

Dolar/TL 26.94 düzeyinde seyrederken Türkiye’nin CDS puanı 411 baz puana kadar geriledi.

Investing.com – Kripto para piyasaları FOMS toplantısının etkilerini üzerinde atmaya çalışırken kısmi kazanımların ardından son 24 saatte satıcılı bir seyir gözlemleniyor.

Toplam piyasa değerinin %1’lik bir düşüşle 1,18 trilyon dolara çekilmesine neden olan son fiyat hareketliliğinin ardından Bitcoin de yeniden 29.000 dolar sınırına doğru hareket etmeye başladı.

Ethereum piyasasında da benzer bir ivme görülürken en büyük altcoin, günün ilk saatlerinde 1.850 dolar desteğini test etti. İlk 20 kripto paraya da satıcılı seyir hakimken DOGE, %4’e yakın düşüşle en çok kaybeden kripto para konumunda. TRX, ADA ve XLM ise yatay kalarak şu ana kadar satışları karşılayan kripto paralar oldu.

Piyasa yorumcuları ise kripto para piyasalarındaki son durumu yorumlarken hafta sonu işlemlerinde volatilitenin artabileceğini konusunda uyarıyor. Blockchain analiz firması Santiment verilerine göre dünden bu yana Bitcoin’in kripto borsalarındaki arzında bir artış söz konusu. Bu durum uzmanlar tarafından satış baskısını artıran bir unsur olarak yorumlanıyor.

Twitter’da popüler olan analist Michael van de Poppe ise Bitcoin’de bir hafta sonu klasiği yaşanabileceği beklentisi için iyimserliğini koruyor. Poppe, son paylaşımlarında Bitcoin fiyatının bir kez daha 29.000 doların altını test ettikten sonra bu noktadan destek bulacak 31.000 dolara doğru hareket edebileceğini öngörüyor.

Alternatif bir yaklaşım daha sunan Poppe, düşüş ivmesinin 27.000 dolar sınırına kadar devam etmesi durumunda altcoin ticareti için bir alan açılabileceğini düşünüyor. Ancak piyasa Bitcoin’in hakimiyetindeyken en büyük kripto parada düşüşün derinleşmesi, ilk etapta altcoin piyasasında da sert düşüşleri tetikleyebilir.

Buna göre kripto paralarda hafta sonuna girilirken olası bir volatilite artışında destek bölgesinde fiyat hareketliliği önemli hale gelecek.

Kıdemli piyasa analisti Peter Brandt, spot Bitcoin ETF müracaatları ve yaklaşan halving ile ilgili görüşlerini paylaştı. Şaşırtan kestirimleri, bu gelişmelerin beklentileri ‘karşılamayacağını’ içeriyor.

Peter Brandt, kıymetli Bitcoin haberlerinin tesirini reddetti

Analistin isabetli kestirimleri için bu makaleye göz atabilirsiniz. Aktüel tahlillerinde Brandt, beklentilerin tersine spot ETF ve halving üzere değerli gelişmelerin fiyat açısından tesirli olamayacağını öne sürüyor. Bu iki gelişme, BTC boğalarının bir sonraki boğa piyasası için en güvendiği katalizörlerdir. Ancak, Brandt’in bakış açısına nazaran bunlara kesin bir ‘boğa habercisi’ gözlüyle bakılmamalı.

Bitcoin halving yahut yarılanma, BTC ödüllerinin yarı yarıya düştüğü 4 yıllık bir döngüdür. Bir sonraki Bitcoin halving, Nisan 2024’te gerçekleşecek. Bu tarihte blok mükafatları 6.25 Bitcoin’den 3.125’e düşecek. Azalan BTC üretimi, teoride fiyatını artırır. Tarihi olarak BTC bu döngülerden sonra her vakit yeni tepelere ulaştı.

‘Haberler aslında fiyatlandı’

Brandt, Bitcoin halving tesirinin ve bir Bitcoin ETF’sinin zati fiyatlara yansıdığını söylüyor. Gelecekteki olayların iddia edilmesinin ve fiyatlandırmanın karmaşıklığını vurguluyor. Bitcoin ETF’si de muhtemelen olay dışı olacak. BlackRock ve Fidelity üzere büyük şirketler, Bitcoin vadeli süreçleri yerine Bitcoin’in gerçek fiyatını takip eden bir spot Bitcoin ETF’si başlatmak için çabalıyorlar. Bu cins bir eserin, kurumsal yatırımları artıracağına ve fiyatı yükselteceğine inanılıyor.

Ancak, Brandt, bunun da büyük bir tesiri olmayacağını öne sürüyor. Kıdemli analist, Bitcoin’in öncelikli pozisyonunun, başka piyasalarla münasebetinin başlangıçta dışlanabilecek değerli faktör olduğunu savunuyor.

Fidelity’nin son raporu, halving ile ilgili kıymetli detaya dikkat çekiyor

ETF müracaatlarında kilit oyuncularından biri olan Fidelity, son raporunda, Bitcoin’in stok akış oranının (S2F) bir sonraki halving döngüsünden sonra altını geçeceğini sav etti. Bu haberin tabiatına karşın, BTC’nin talebi rastgele bir güzelleşme belirtisi göstermedi.

Raporun en değerli çıkarımlarından biri, Bitcoin’in stok-akış oranının altınınkini geçebileceğiydi. Gerçek bir iddia sunmadı, lakin bunu bir sonraki halving döngüsünden sonra muhtemel bir sonuç olarak önerdi.

Fidelity raporu, 2024 Bitcoin halving sonrası Bitcoin’in altından daha kıt olacağını öne sürüyor. Bu da talep kelam konusu olduğunda kıymetli bir dönüm noktası olacak. Rapor ayrıyeten, Bitcoin’in cazipliğini vurgulayan talep faktörlerine de dikkat çekti. Bu nedenlerden kimileri enflasyon, artan para arzı, merkez bankası ve hükümet müdahalesiydi.

Bitcoin toparlanıyor mu?

Rapora karşın, Bitcoin’e yönelik talep hala düşüktü. BTC’deki açık durum düzeyi, 2021 boğa piyasası sırasında olduğundan hala değerli ölçüde az. Bununla birlikte, türev piyasasındaki talebi büyüyordu.

Bu ortada, BTC fiyatı 26 Temmuz’un Fed faiz kararından bu yana düşüş gösteriyor. Kriptokoin.com olarak aktardığımız üzere, bugün mühleti dolacak 2.08 milyar dolarlık opsiyon kontratı de kısa vadede daha fazla baskı kuruyor.

Enerji Piyasaları İşletme AŞ bilgilerine nazaran, spot elektrik piyasasında süreç hacmi bugün düne nazaran yaklaşık yüzde 17,5 azalarak 1 milyar 34 milyon 791 bin 196 lira oldu.

Gün öncesi piyasada 1 megavatsaat elektriğin fiyatı yarın için en yüksek saat 19.00’da 2 bin 582 lira 38 kuruş, en düşük saat 12.00’de 1500 lira olarak tespit edildi.

Gün öncesi piyasada 1 megavatsaat elektriğin aritmetik ortalama fiyatı 1980 lira 12 kuruş, yüklü ortalama fiyatı ise 1983 lira 84 kuruş oldu.

Spot piyasada 1 megavatsaat elektriğin fiyatı bugün en yüksek 2 bin 625 lira, en düşük 1750 lira olarak belirlendi.

Doğru pantolon seçimi ile bedeninizi olduğundan çok daha hoş göstermeye hazır olun! Hakikat seçimlerle hem istediğiniz pantolonu bulmak çok daha kolay hale gelecek hem de çok daha tarz sahibi duracaksınız. Pantolon konusunda başınız karışıksa mutlaka yardımcı olacak bir yazı olabilir. O vakit alışveriş sepetinize ekleyeceğiniz farklı modeller için çabucak başlayalım!

STRAİGHT (DÜZ KESİM)

Regular kesim olarak da isimlendirilen bu pantolon modeli vücudu sarmaz, kalçadan paçaya gerçek düz bir kesim halinde iner. Kışın botlarla ve ceketlerle kombinleyebileceğiniz olağanüstü bir model.

CULOTTE JEAN

Yüksek belirli, kalçadan itibaren bol kısımlı ve olağan pantolonlara nazaran daha kısa paçalıdır. Çoklukla yazın tercih edilen bu modeli crop toplar ile kombinleyebilirsiniz.

WIDE LEG JEAN

Bu pantolon modeli kalçadan bol bir biçimde başlayarak paçaya yanlışsız daha fazla genişleyerek inen bir kalıba sahiptir. Bu modeli yanlışsız modüllerle birleştirdiğinizde olduğunuzdan çok daha zayıf ve uzun gözükeceksiniz.

PALAZZO

Son yılların epey tanınan olan modeli Palazzo, yüksek belirli kalçadan bol bir formda başlayarak paçaya hakikat birebir bollukta inen pantolon modelidir. Çoklukla crop top üzere kesimlerle kombinlenen bu model hem şık hem spor üslupta kullanabilirsiniz.

SKINNY JEAN

Oldukça eski bir model olan ancak hala yeniliğini kaybetmeyen bu model bedeni büsbütün sarmalayan yapışık bir kalıba sahiptir. Spor ayakkabı, topuklu, babet üzere birçok formda kullanabileceğiniz bu pantolonlar epeyce toparlayıcı bir yapıya sahiptir.

BURAK KARAGÖZ

Dolar kurunda görülen artış akaryakıt fiyatlarında artışa neden olurken, güçte elektrik tarafında ise maliyetlerin faturalara yaz devrinde yansımaması bekleniyor.

Bloomberg HT’ye konuşan bölüm kaynakları elektrik tarifelerinde 1 Ekim’e kadar artırım beklenmediğini söz etti.

Elektrikte tüm abone kümelerinin 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olan tarifeleri belirlenmiş ve fiyatlar tüm abone kümelerinde sabit kalmıştı.

Elektrik fiyatlarında en son artış 1 Eylül 2022 tarihinde yapılmıştı 1 Nisan 2023’de de fiyatlarda yüzde 15’lik indirime gidilmişti.

Prime Video, 3 Kasım’da yayınlanacak yeni sezonun özel tanıtımını San Diego Comic-Con paneli sırasında paylaştı. Ayrıca ana karakterin adını taşıyan “Invincible Atom Eve” isimli bağımsız bölümün prömiyeri 21 Temmuz’da gerçekleştirildi. 

Prime Video, büyük beğeni kazanan Skybound Entertainment yapımı yetişkin animasyon süper kahraman dizisi Invincible‘ın sekiz bölümden oluşan ikinci sezonunun ilk yarısının 3 Kasım’da yayınlanmaya başlayacağını ve her hafta yayınlanacak yeni bir bölümle devam edeceğini duyurdu. İkinci sezonun ikinci yarısı, sezon arası verildikten sonra 2024 yılının başında dünya çapında 240’tan fazla ülke ve bölgede gösterime girecek. 

İkinci sezon duyurusu, San Diego Comic-Con’da (SDCC) gerçekleşen panelde açıklandı ve diziye ait kısa fragman, bölümden kesitler içeren uzun bir klip ve karakterler hakkında bilgiler paylaşıldı. Invincible dizisinin SDCC panelinde, yönetici prodüktör ve yaratıcılardan Robert Kirkman, dizinin ana karakterine odaklanan bir başlangıç hikayesi olan ve 21 Temmuz’da hem Prime Video’da hem SDCC’de dünya prömiyeri yapılan bağımsız “Atom Eve” bölümünün özel gösterimini gerçekleştirdi.

Sevilen dizinin ilk sezonu, Rotten Tomatoes sitesinde “Certified Fresh” değerlendirmesi aldı. Invincible dizisi Prime Video üyeliği kapsamında indirim, kolaylık ve eğlence fırsatlarından yararlanarak izlenebiliyor. 

Invincible İkinci Sezonu Hakkında:

Robert Kirkman, Cory Walker ve Ryan Ottley’nin çığır açan çizgi romanından uyarlanan hikaye, 18 yaşındaki Mark Grayson’ı merkezine alıyor. Mark, babasının gezegendeki en güçlü süper kahraman olması dışında yaşıtlarından pek de farklı değil. Birinci sezonda Nolan’ın ihanetine uğrayan Mark, henüz bunun etkisini üzerinden atamamışken ikinci sezonda yeni tehditlerle karşılaşıyor. En büyük korkusu farkına bile varmadan babasına benzemek olan Mark, bir yandan yeni tehlikelerle savaşırken diğer yandan babası gibi olabilme korkusuyla mücadele ediyor. 

Dizinin başrolünü Steven Yeun, diğer önemli rolleri Sandra Oh, Zazie Beetz, Grey DeLisle, Chris Diamantopoulos, Walton Goggins, Gillian Jacobs, Jason Mantzoukas, Ross Marquand, Khary Payton, Zachary Quinto, Andrew Rannells, Kevin Michael Richardson, Seth Rogen ve J.K. Simmons seslendiriyor. Kirkman, David Alpert, Catherine Winder, Simon Racioppa, Margaret M. Dean, Rogen ve Evan Goldberg ile birlikte Helen Leigh ve Walker yönetici prodüktör olarak görev alıyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bloomberg HT’nin sorularını yanıtlayan Petrol Ofisi CEO’su Abbasoğlu, British Petroleum (BP) ile görüşme süreçlerine ait soruyu, “Maliyet odaklı bir şirket olduğumuz için ya da ölçek iktisadına ehemmiyet verdiğimiz için her türlü konsolidasyon imkanını değerlendiriyoruz” halinde yanıtladı.

Borusan EnBW Güç Kümesi ile Petrol Ofisi elektrikli araç şarj istasyonu altyapısına ait işbirliği
anlaşmasına ait bilgi veren Abbasoğlu, işbirliğinin yatırım ve dönüşüm stratejisiyle uyumlu olduğu, bölümün teknoloji ve deneyim açısından bir ortaya gelmesinin değerli olduğunu lisana getirdi.

Türkiye’de 2 bine yakın yerleşkesi olduğunu aktaran Abbasoğlu, bu istasyonlara şarj noktaları
kurulacağını ve elektriğin yenilenebilir kaynaklardan sağlanacağını belirtti.

Dağ fare doğurdu diye süper bir tabirimiz var. Sanırım birinci sefer bir yazımda bu tabiri kullanacağım. Zira Secret Invasion’ı anlatmanın en kısa ve öz yolu bu. İsmi Secret Invasion olan bir diziden beklentiler doğal olarak yüksek oluyor. Endgame sonrası rastgele bir MCU işine hiç heyecanlanmasam da konsept itibariyle Dünya’ya sızmış Skrulların kıssası sahiden ilgi cazibeli. Güzel bu olayı çizgi romanlarda da hakikat dürüst işleyememişti Marvel fakat insan umutlanıyor işte…

Diziyle ilgili birinci görüşlerimi yazdığımda şimdi iki kısım izlemiştim ve “4 kısımda bu kadar olayı nasıl toparlayacaklar?!” diye düşünmüştüm. Senaristler benim kadar düşünmemiş olacak ki hiçbir şeyi toparlamak için uğraşmamışlar. Hayır zati 6 kısım bir dizi ve her kısım ortalama yarım saat sürüyor. Toplam 180 dakika civarı bir dizide Skrull İstilası anlatmak zati zorken MCU bir de işin içine Nick Fury’nin kefaretini eklemek istemiş.

Aslında dizi Secret Invasion değil, Secret Santa – Nick Fury olarak çekilmiş. Hawkeye hariç tüm orjinal Avengers takımına veda sineması çeken Disney, Hawkeye’ın müsaadeden gidip Samuel L. Jackson’ın Nick Fury’sine de bir final yapmak için Secret Invasion’ı öyküsünü harcamış. Etrafta muazzam bir bâtın tehlike var, itimat ortamı büsbütün sarsılmış. Rastgele bir annenin emzirdiği bebek bile Skrull çıkabilir. Gel gör ki tüm bu kaosu “Nick Fury yaşlanmış, eskisi üzere değil” metni altında çiğnemek çok tat kaçırmış.

Hani en azından bir Üstün Skrull hazırlığı var, heyecanlanalım diyorsunuz. Gravik isimli karakterin etrafında şekillenen bu senaryo da vaktinde Nick Fury’nin yediği haltlar yüzünden ortaya çıkan bir noktaya bağlanıyor. Sonra da 3-5 dakikalık iki dövüş sekansı hariç Muhteşem Skrull namına hiçbir şey işlenmiyor. Lakin Nick Fury’nin aşk hayatına ve geçmişine dair çokça sahne 180 dakikalık oldukça limitli müddetin içerisinde kendine yer buluyor. İşte bunlar benim çok tadımı kaçırdı.

Yine de birkaç olumlu taraf var. Mesela çizgi romanın bilakis görece daha kayda kıymet beşerlerle ilgili çeşitli plot twistler ve kimlik değiştirmeler vardı. Natürel ortada bu türlü devasa bir tehlike varken Avengers yahut Captain Marvel’ın hiç işine girmemesi de biraz tuhaf. MCU bunu da Nick Fury’nin “her şeyi muhteşem kahramanlardan beklemeyelim, ben çözerim” demesiyle hasır altı etmeye çalışmış. Lakin ben izlerken pek yemedim, birçok insanın da bunu yutacağını sanmıyorum.

Özetle Secret Invasion tam olarak bir dağ fare doğurdu hadisesi. Sadece isminden ve olaylardan mütevellit oldukça heyecanlanmışken Nick Fury’nin şahsî kefaretinden öteye geçemdik. Hayır bu kefaret kıssası de düzgün işlense yeniden bu kadar hayal kırıklığı yaşamazdım. Nick Fury’nin de noksan kaldığı çokça yer var. 180 dakikalık bir sinema olsa ve dizideki vefatları sinemaya yedirmeye çalışsalar tahminen bir nebze daha makul olabilirmiş. Fakat bir kısım evvel ölen karakterin yası bile tutulmayınca her kısım ortası acayip bir kopukluk da yaşanıyor.

Ben Mendelsohn’un canlandırdığı Talos da oldukça geri planda kalmış oldu. Nereden tutarsanız tutun elinizde kalıyor Secret Invasion. Şayet MCU sürekliliğini merak etmiyorsanız yahut spesifik olarak Nick Fury’nin aşk hayatıyla ilgili meraklarınız yoksa pek de tavsiye edilecek bir yanı yok. Endgame sonrası MCU’nun kalite düşüşü tüm süratiyle devam ediyor. Umarım ulu X-Men’in geri dönüşüne kadar durum biraz daha toparlanır yoksa Wolverine’in adam pençelemesi yerine aşk hayatını izlemek beni kalbimden bıçaklayabilir…

Yaratıcı: Kyle Bradstreet

Yönetmenler: Ali Selim

Oyuncular: Samuel L. Jackson, Ben Mendelsohn, Cobie Smulders, Emila Clarke, Kingsley Ben-Adir

IMDB Notu: 6,4

Yayınlandığı Platform: Disney+

Editörün Notu: Yaklaşık 180 dakikalık limitli bir müddete Skrull İstilası ile başlayıp, Nick Fury öpücükleriyle veda ettik. Secret Invasion ve Skrull öyküsü bile kozmosa hiçbir şey katmadan boşa geçip, gitti…

Dizinin Notu: 3 / 5

Çikolata şöleni ile damakları çatlatmaya hazır bir tatlı tanımı ile karşınızdayız. Epeyce lezzetli olan ve karabuğday patlağından yapılan “Çikolatalı karabuğday patlakları” tam bir protein yuvası. Hal bu türlü olunca süratli ve kolay bir tat arayanlara çikolatalı karabuğday patlakları biçilmiş kaftan oluyor. Pekala tadıyla damakları çatlatan çikolatalı karabuğday patlakları nasıl yapılır?

Son vakitlerin en tanınan besini haline gelen karabuğday patlakları, sıhhate yararı ile en sık tüketilen eser ortasına girdi. Bu durumu pahalandırmak isteyen tatlı severlerde karabuğday patlaklarını daha verimli hale nasıl getiririm diye düşünde ve ortaya damakları çatlatacak bir lezzet çıkardı ve Çikolatalı karabuğday patlakları; diyet yapanların, sıhhatini önemseyenlerin ve farklı tat arayışında olanların denemesi gereken bir lezzet haline geldi. İçerisinde ana materyali olan Karabuğday; gluten içermemesi, kansere karşı hami olması ve düşük yağ içermesi ile dikkat çekmeyi başardı. Pekala sizde karabuğdayı tatlı haline dönüştürmek isterseniz Çikolatalı karabuğday patlakları tanımının nasıl yapıldığına bir göz gezdirin! 

ÇİKOLATALI KARABUĞDAY PATLAKLARI TARİFİ

MALZEMELER

2 adet karabuğday patlağı
2 paket bitter çikolata
Hindistan cevizi

YAPILIŞI

Bitter çikolataları benmari yordamı eritin. 

Karabuğday patlaklarını bitter çikolataya bulayıp üst üste dizerek bir tabağa alın.

İsteğe nazaran üzerine Hindistan cevizi serpin ve dondurucuya alın.

Yarım saat kadar dinlendikten sonra yanında ceviz kesimleri ile tüketebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Çankaya Belediyesi, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da üniversite tercihi yapacak öğrencilere ücretsiz danışmanlık desteği vermeye başladı.

Çankaya Belediyesi, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasının ardından Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Çankayalı öğrencilere tercih danışmanlığı hizmeti vermeye başladı.  

ÜNİVERSİTE ADAYLARINA ÜCRETSİZ TERCİH DANIŞMANLIĞI

Uzman rehber öğretmenler tarafından yürütülen ücretsiz danışmanlık hizmeti, tercih dönemi boyunca devam edecek. Üniversite adayları, aldıkları puana göre en doğru tercih listesini oluşturmalarında destek almak için 458 89 00/1841 numaralı hat üzerinden randevu alarak hizmetten yararlanabiliyor. Yaklaşık 500 öğrenciye danışmanlık hizmeti vermeyi planlayan Çankaya Belediyesi, hafta içi her gün 10.00-16.00 saatleri arasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde öğrencilerin üniversite tercihlerine rehberlik edecek.

ÇANKAYA’DA İLK 5 BİN VE 10 BİN BAŞARISI

Verdiği eğitim desteğiyle üniversite adaylarını başarıya taşıyan Çankaya Belediyesi, 130 öğretmenden oluşan uzman kadrosuyla bu yıl 2000 öğrenciyi Çankaya Belediyesi Destek Eğitim Merkezlerinde üniversite sınavına hazırladı. Sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından tercih yapmaya gelenler arasında ücretsiz eğitim desteğinden yararlanıp dereceye giren öğrenciler de yer aldı. Destek Eğitim Merkezlerinde eğitim alıp sınavda derece yapan öğrenciler, başarı sıralamasında ilk 5 bin ve 10 binde yer aldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Harran Üniversitesi, Hava Elektronik Sanayi ve Tic. A.Ş. (HAVELSAN) ve Şanlıurfa Teknokent işbirliğinde ‘Siber Operasyonları İzleme Uzmanlık Eğitim Programı’ eğitimleri verilecek.

Siber güvenlik alanında yetişmiş uzman sayısının arttırılmasının hedeflendiği eğitim, Harran Üniversitesi uzman akademisyenleri ve Türkiye’de alanında uzman hocalar tarafından geliştirilen en geniş kapsamlı ve donanımlı eğitim programlarından biri olacak.

Her geçen gün dijitalleşen dünyamızda işlenen suçlara yönelik gerekli donanımın sağlanarak dijital suçların önüne geçilmesinin amaçlandığı eğitimde Siber Operasyonları İzleme Uzmanlık Eğitimlerini alan kursiyerlere belli bir uzmanlığa ulaşmaları için bilgi ve beceri sağlanacak.

Eğitim programına Harran Üniversitesi Bilgisayar, Elektrik-Elektronik, Makine, İnşaat, Harita, Endüstri Mühendislikleri, Matematik, İktisat, İşletme, Ekonometri, Kamu Yönetimi bölümlerinden mezun veya Harran Üniversitesi öğrencilerinin 3. veya 4. sınıflarında okuyanlar başvuru yapabiliyor. Özellikle Bilgisayar, Elektrik-Elektronik, Endüstri Mühendislikleri ve Matematik bölümleri mezunu ve öğrencileri, başvurular değerlendirilirken öncelikli olacak.

Eğitimler, 2 haftalık BTK Akademi ve UDEMY platformundan tanımlanacak asenkron eğitimler ile başlayacak. Fiziki ve çevrimiçi olmak üzere hibrit yapıda devam edecek olan eğitimler, Siber Güvenlik Farkındalığı ve Bilgi Güvenliği, Etik Hackerlık ve Siber Güvenlik (Penetrasyon Testleri), Siber Güvenlik Analistliği, Temel Kriptografi, Temel Kriptografi, Güvenli Yazılım Geliştirme, Uygulamalı Sızma Testi, Ağ Güvenliği, Bilgisayar Ağları ve İletişimi, İşletim Sistemi Güvenliği, Web Uygulama ve Veri Tabanı Güvenliği konularında verilecek.

Başvuru yapmak isteyen adaylar, Şanlıurfa Teknokent internet sitesinde yer alan başvuru formunu doldurarak kayıtlarını yapabilecekler.

Siber Operasyonları İzleme Uzmanlık Eğitim Programı başvuruları 4 Ağustos 2023 tarihine kadar devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

• Deri sektörü, ihtiyaç duydukları deri mühendislerinin yetişmesi için Türkiye’de sadece Ege Üniversitesi’nde bulunan Deri Mühendisliği Bölümünü tercih eden başarılı öğrencilere asgari ücrete varan miktarda karşılıksız burs veriyor. Sektörde ciddi bir mühendis açığı olduğu için bölümden mezun nitelikli mühendisler iş bulmakta zorlanmıyor.

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB)  ile Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (EDMİB) Ege Üniversitesi Deri Mühendisliği bölümünü tercih eden başarılı öğrencilere burs veriyor. Sektörün Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ile 2019 yılında imzaladığı protokolle deri mühendisliğinin algısını üst seviyelere çıkarmak ve öğrencilerin bu bölümleri daha çok tercih etmelerini sağlamak hedefleniyor.

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burak Uyguner, Doç. Görkem İldaş’ın hazırlayıp sunduğu Yolun Başındayken programında deri sektörünü ve öğrencilere verdikleri destekleri anlattı. Sektörde ciddi bir mühendis açığı olduğunu, bu yüzden bölümden mezun nitelikli mühendislerin iş bulmakta sorun yaşamayacağını vurgulayan Uyguner, burslar hakkında şu bilgileri verdi:

“Türkiye’de deri mühendisliği eğitimi veren tek bölüm Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde yer alıyor. Burs projemiz kapsamında, ilk beş tercihlerinden biri Ege Üniversitesi Deri Mühendisliği olması kaydıyla, üniversite giriş sınavında ilk 20 bine giren öğrencilere asgari ücret, 20 bin – 60 bin arasında yer alan öğrencilere asgari ücretin yüzde 70’i, 60 bin – 100 bin arasına girenlere ise asgari ücretin yüzde 50’si tutarında eğitim hayatları boyunca karşılıksız burs veriyoruz. Projemizin hem sektörümüzün yetişmiş eleman ihtiyacının karşılayacağına hem de sektörümüzün gerçek potansiyelini ortaya çıkaracağına inanıyoruz.”

İŞ BULMA SORUNU YOK

Türkiye’nin bir deri ülkesi olarak ilk sıralarda yer aldığına dikkat çeken Uyguner, deri mühendislerinin geniş bir yelpazede ve çok iyi şartlarda iş imkanları olduğunu vurguladı. Deri mühendislerinin ayakkabı, tabakhane, tekstil, kemer, çanta ve deriyle alakalı perakende zinciri içerisinde çalışabildiğini söyleyen Uyguner, üniversite-sektör işbirliğiyle deri mühendisi adaylarını öğrenciyken tanıma olanağı olduğunu, nerede çalışacaklarını daha mezun olmadan belirleyebildiklerine dikkat çekti. Uyguner, deri mühendislerinin sadece tabakhanede çalışabilecekleri algısının doğru olmadığını belirterek, çalışma alanları hakkında şu bilgileri verdi:

“2400 yıldan beri Anadolu topraklarında dericilik var. Deri Anadolu’nun ruhuna işlemiş bir şey. Türkiye’de 14 bölgede 400 tabakhane var. Bunların da kalifiye eleman ihtiyacı var. Sürdürülebilirliğin, izlenebilirliğinin artık çok sıcak olduğu bir dünyada eli kalem tutan, belgeleyebilen, proses takip edebilen insanlara ihtiyaç var. Derinin etrafında bir değer zinciri var. Eskiden bir mezbahada bir hammaddeyi alıp kumaş benzeri bir yüzey kaplama malzemesi yapıyorduk. Ama bugün tabakhanelerin diğer çıktılarından gıda, tarım, gübre, kozmetik, ilaç gibi çok sayıda sektöre birçok hammadde sağlıyor. Deri mühendisliği, bir baz, bir temel eğitim. İçinde bulunduğumuz değer zinciri gelecekte çok daha fazla büyüyecek. Tabakhanelerin dışında tabakhanelere kimyasal sağlayan şirketlerde ve bütün büyük markalarda deri mühendislerine ihtiyaç var. Çünkü tedarik yaptıkları yerleri ölçebilmek, denetleyebilmek, onların sosyal uygunluklarını daha yakından izlemek istiyorlar. 400 tabakhane, çok sayıda şirket talebine karşın her yıl sadece 25 mezun veriliyor. Yani buradan çıkan bir mühendisin iş bulamaması gibi bir ihtimal yok. Kendini iyi yetiştiren, endüstrisini iyi bilen, hammaddesini iyi bilen, yabancı dil bilen, literatürü takip eden, ehliyet ve liyakatı yüksek bir deri mühendisi uluslararası arenada da kolaylıkla iş bulabilir.”

SEVMEK ŞART

Deri sanayicisi bir ailenin üçüncü neslini temsil eden Burak Uyguner, deri mühendisliği bölümünü tercih edecek öğrencilere “sevdiğiniz işi yapın” önerisinde bulundu. İşletme mezunu olan Uyguner, küçük yaşlardan itibaren ilgisini çeken deri sektöründe bugün önemli görevler yürütüyor. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nde başkan yardımcılığı görevini sürdüren Burak Uyguner, Türkiye Deri Sanayicileri Derneği’nin de başkanı. Uyguner son olarak 33 ülkenin sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı Deri Sanayicileri Uluslararası Konseyi’nin (ICT) Başkanlığına seçildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“As One” isimli yelkenlisini ilk defa Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’nda 100. Yıl Halikarnas Kupası için suya indiren DHL Express Türkiye ekibi, kupanın ilk yarışı olan Bodrum-Marmaris etabını grubunda birincilikle tamamladı.

DHL Express Türkiye’nin üç yıldır ana sponsorluğunu üstlendiği Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’nın Muğla etabı 25 Temmuz Salı günü Bodrum’da başladı. “As One” isimli yelkenlisini ilk defa 100. Yıl Halikarnas Kupası için suya indiren DHL Express Türkiye ekibi, Halikarnas 100. Yıl kupasının ilk yarışı olan Bodrum-Marmaris etabını grubunda birincilikle tamamladı. 

DHL Express Türkiye’nin sahip olduğu “As One” yelkenlisi, IOR sınıfları için özel olarak tamamen karbon ve titanyumdan üretilmiş safkan bir yarış teknesi olarak tanımlanıyor. DHL Express Türkiye tarafından ilk kez bu sene 100. Yıl Halikarnas Kupası için suya indirilen one tonner modelindeki “As One”ın uluslararası organizasyonlarda kazandığı pek çok başarısı bulunuyor.

Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’nı, hem ülkemizin tanıtımına hem de deniz sporlarının gelişmesine önemli katkı sağlayan bir organizasyon olarak gördüklerini belirten DHL Express Türkiye Ticari Birimlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Selver Yıldız Küçükkoyuncu: “DHL Express Türkiye olarak 3 yıldır Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışlarının ana sponsorluğunu üstleniyoruz. Özellikle Cumhuriyetimizin 100. yılında böylesine büyük bir organizasyonun içinde olmak ayrı bir gurur kaynağı. Bu yılki yarışların bizim için önemli başka bir özelliği ise şirketimize ait olan ve adını da kurum kültürümüzün mottosundan alan “As One” isimli yelkenlimizin ilk defa bu sene suya inmiş olması. DHL Express Türkiye’nin 6 çalışanının da yarıştığı ekibimizin Halikarnas 100. Yıl kupasının ilk yarışı olan Bodrum-Marmaris etabını grubunda birincilikle tamamlaması hepimiz için büyük mutluluk kaynağı oldu. DHL Express olarak benimsediğimiz ekip birlikteliği, takım olma ruhu, hız, tutku gibi kurumsal değerlerimizle örtüşen Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’na çok önem veriyoruz ve kendi yelkenlimizle daha nice başarılar kazanmayı arzu ediyoruz” dedi.

100. Yıl Halikarnas Kupası’nda 45 takım, 450’nin üzerinde ulusal ve uluslararası yarışçı 4 gün boyunca mücadele edecek. Kazanan ekipler 30 Temmuz Pazar günü Bodrum Kalesi’nde yapılacak ödül töreninde açıklanacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Putin, St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Doruğu kapsamında Afrika ülkeleri önderlerinin bir ortaya geldiği toplantıda konuştu.

Finans, teknoloji ve besin üzere alanlarda belli ülkelerin inhisar haline gelmelerinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Putin, “Buna karşı çaba edilmelidir. Sovyetler Birliği, Afrika’da çok sayıda işletme, güç santrali ve çelik fabrikası inşa etmişti. Bu uygulamaya geri dönmeliyiz. Bunu hem ikili temelde hem de memleketler arası platformlar üzerinden yapacağız.” diye konuştu.

Rusya ile Afrika ülkeleri ortasındaki iş birliğinin, teröre ve bilgi güvenliği alanındaki zorluklara karşı koymaya yönelik geliştiğini tabir eden Putin, “İklimin, insan haklarının ve kelamda toplumsal cinsiyet gündeminin yakışıksız siyasi gayelerle kullanılmasına karşı birlikte duruyoruz. Tek taraflı yaptırımları, bağımsız yol izleyen ülkelere ziyan veren, global ölçekte ekonomik meseleler yaratan, kalkınmayı engelleyen, kısıtlayıcı, hukuka karşıt uygulamaları kabul etmiyoruz.” sözlerini kullandı.

Afrika’nın kıymeti artıyor

Vladimir Putin, Afrika’nın ehemmiyetinin her geçen gün arttığını vurgulayarak, “Afrika kıtasının gözlerimizin önünde yeni bir güç merkezi haline geldiğini de belirtmek isterim. Siyasi ve ekonomik rolü katlanarak artıyor. Herkes bu objektif gerçekliği hesaba katmak zorunda kalacak.” dedi.

Bazı Afrika devletlerinin, Ukrayna krizinin tahlili için teşebbüslerde bulunduğunu anımsatan Putin, “Afrika öncelikli çıkarları dışında görünen problemlerin tahliline yardım etmeye hazır. Teşebbüslerinize hürmet duyuyor ve dikkatle kıymetlendiriyoruz.” sözünü kullandı.

Afrika’daki çok sayıda bölgede istikrarsızlığın sürdüğünü söz eden Putin, kelam konusu sıkıntıların, Batılı ülkelerin “böl ve yönet” formunda ilerlediği sömürgecilik devrinden miras kaldığını söyledi.

Rusya’dan Afrika’ya tahıl sevkiyatı sürüyor

Putin, Afrika ülkelerindeki ordu çalışanı ve güvenlik güçlerinin eğitimlerine devam edeceklerini belirterek, “Şu anda birçok Afrika devletinden askeri işçi, Rusya Savunma Bakanlığı’nın üniversitelerinde eğitim görüyor. Rusya, 40’tan fazla Afrika ülkesiyle geniş bir yelpazede silah ve teçhizat tedarik ettiğimiz muahedeler imzaladı.” dedi.

Rusya’nın Afrika’ya yönelik tarım eserleri ihracatının yaptırımlara karşın sürdüğünü tabir eden Putin, “2022’de Afrika ülkelerine 11,5 milyon ton, yalnızca bu yılın birinci 6 ayında ise 10 milyona yakın tahıl gönderildi. Bu, ihracatımıza uygulanan ve Rus besin arzını önemli biçimde engelleyen, lojistiği, sigorta ve banka ödemelerini karmaşık hale getiren yasa dışı yaptırımlara karşın gerçekleşti.” tabirlerini kullandı.

Putin, Rusya’nın Afrika ülkelerinin değerli ölçüde borcunu da sildiğini aktararak, “Rusya, Afrika ülkelerinin borç yükünün hafifletilmesi çalışmalarına katılıyor. Rusya tarafından Afrika ülkelerinin silinen borcu şimdiye kadar 23 milyar dolara ulaştı. Son taleplere nazaran bu hedefler için 90 milyon dolar daha tahsis edeceğiz.” formunda konuştu.