Ay: Temmuz 2023

  • Sıra Dışı Bir Konser Deneyimi: Red Bull Jukebox Sahnesi 22 Eylül’de KüçükÇiftlik Park’ta

    Red Bull Jukebox Sahnesi, yepyeni bir konser deneyimi ile Türkiye’de ilk kez 22 Eylül 2023’te müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Söylenecek şarkıların ve tarzlarının seyirciler tarafından oylama ile belirleneceği bu konser deneyiminde sahne, son dönemin önde gelen ekiplerinden Dolu Kadehi Ters Tut’un olacak.  

    Red Bull’un müzikseverlere yepyeni bir konser deneyimi yaşattığı global müzik etkinliği Red Bull Jukebox Sahnesi, Türkiye’de ilk kez 22 Eylül 2023 KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleşecek. Seyircinin, sahne alan sanatçının söylediği parçalardan, şarkının söylendiği tarza ve konuk müzisyenlerin şarkılarına kadar konserin her anında söz sahibi olduğu Red Bull Jukebox Sahnesi’nde mikrofon son yılların en popüler alternatif rock gruplarından biri olan Dolu Kadehi Ters Tut olacak. Seyirciler, etkinlik öncesinde sosyal medyadan ve redbull.com/jukebox üzerinden online olarak katılacakları oylamalar ve etkinlik esnasında gerçekleşecek canlı oylama sistemiyle de bu şovun bir parçası olurken, diledikleri şarkıları farklı tarzlarda dinleyebilecekler.

    Dolu Kadehi Ters Tut’un öne çıkan ikilisi Oğulcan Ava ve Uğurhan Özay ise “Daha önce görülmemiş bir konser deneyiminde yer almak çok heyecan verici. İzleyicilerin de bu konserin bir parçası olması bizim için çok değerli!” yorumlarıyla müzikseverleri parçası olma şansı sunan bu farklı konser deneyimine davet ediyor. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • “Üniversite Adaylarının İlk Sıradaki Tercihi: KTO Karatay Üniversitesi”

    Uluslararası standartlarda eğitim vererek ülkemizin sosyal ve ekonomik açıdan kalkınmasında önemli roller üstlenen bireyler yetiştiren Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi, 5 fakülte, 3 yüksekokul, 3 meslek yüksekokulu ve 1 enstitü ile dünya üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

    İsmini, Selçuklular tarafından 1251 yılında yaptırılan ve Anadolu’daki ilk Vakıf Yükseköğretim Kurumu niteliğindeki Karatay Medresesi ile Türkiye’nin en köklü ticaret odalarından biri olan Konya Ticaret Odası’ndan alan KTO Karatay Üniversitesi, ulusal ve uluslararası hedeflerine emin adımlarla ilerleyerek ülkemizin sosyal ve ekonomik açıdan kalkınmasında önemli roller üstlenen bireyler yetiştirmektedir.

     

    KTO Karatay; Nitelikli Eğitimi ve Geniş Kampüs Alanlarıyla Ön Planda

    KTO Karatay Üniversitesi, 5 fakülte, 3 yüksekokul, 3 meslek yüksekokulu ve 1 enstitü ile yerelde ve ulusalda tüm insanlığa fayda sağlayan, teoride olduğu gibi pratikte de güçlü yönleriyle nitelikli insan kaynağı yetiştirmeyi kendine görev edinmiş bir vakıf üniversitesidir. 65 ülkeden 750’si uluslararası öğrenci olmak üzere 9.000 öğrencisi, 400 akademisyeni ve 9.500’den fazla mezunu ile dünya standartlarında eğitim vermek için çalışmalarına devam etmektedir. Konya Ticaret Odası’ndan aldığı güçle, iş dünyasının ihtiyaçlarına odaklanılarak gerçekleştirilen iş birlikleri sayesinde öğrencilerin kariyerlerine önemli adımlar atmaları sağlanmaktadır.

    Selçuklu ve modern mimarinin harmanlandığı Merkez Kampüsü, Konya Eğribayat’ta yer alan ve pilot adaylarının yetiştiği Hava Parkı ile Konya Ticaret Odası Teknoloji ve Eğitim Kampüsü (KTOTEK) içerisinde yer alan Ticaret ve Sanayi Meslek Yüksekokulu ile Akıllı Teknolojiler Merkezi, KTO Karatay Üniversitesi’nin güçlü yönlerini gözler önüne sermektedir. KTO Karatay Üniversitesi bugün, 97.553 m2’si kapalı, 435.076 m2’si açık olmak üzere toplam 532.629 m2 alana sahiptir.

     

    KTO Karatay Üniversitesi Dünya Sıralamalarında

    Dünyanın en etkili üniversitelerinin sıralandığı Times Higher Education (THE) tarafından hazırlanan 2023 dünya üniversiteleri etki sıralamaları sonuçlarında (The Impact Raking 2023) KTO Karatay Üniversitesi, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında “Erişilebilir ve Temiz Enerji” kategorisinde 2. sırada, “Sağlık ve Kaliteli Yaşam” kategorisinde 8. sırada, “Sanayi, İnovasyon ve Altyapı” kategorisinde ise 15. sırada yer alarak en iyi üniversiteler arasında gösterilmiştir.

    Dünyada saygın bir derecelendirme kuruluşu olan SCImago Laboratories tarafından Scopus ile ortaklaşa yayınlanan, araştırma odaklı çalışmalar yapan kurumların yer aldığı küresel bir sıralama olan SCImago Institutions Rankings (SIR), 2022 dünya üniversite sıralama sonuçlarına göre KTO Karatay Üniversitesi, Fizik ve Astronomi alanında dünyada 691., Orta Doğu ülkeleri arasında 129., OECD ülkeleri arasında 599. ve Türkiye’de 38. sırada yer almıştır. Dört farklı kategori altında gruplandırılan (genel, araştırma, inovasyon ve toplumsal etki) 2022 sıralama sonuçlarına göre ise; genel kategoride 757. sırada, araştırma kategorisinde 458. sırada, inovasyon kategorisinde 434. sırada ve toplumsal etki kategorisinde 248. sıraya girmeyi başarmıştır.
    Tüm dünyadaki yükseköğretim kurumlarını boyut, görünürlük, açıklık ve mükemmeliyet göstergeleri üzerinden değerlendiren Webometrics Dünya Üniversite Sıralamalarında (Webometrics Ranking of Universities) KTO Karatay Üniversitesi, dünyada sıralamaya giren 12 bin üniversite arasında 3.743.; Avrupa’daki 6.036 üniversite arasında 1.155. sırada yer alarak birçok üniversiteyi geride bırakmayı başarmıştır.

     

    Havacılığın Yıldızları KTO Karatay’da Yetişiyor

    KTO Karatay Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu bünyesinde yer alan Pilotaj Bölümü, ülkemiz havacılık sektörünün gelişimine katkıda bulunmakta ve pilot ihtiyacını karşılamaktadır. Kendi hava parkı, filosu, teknik bakım altyapısı ve uçuş eğitmenleri ile Türkiye’nin en modern tesislerinden birine sahip olan KTO Karatay Üniversitesi çatısı altında, uluslararası düzeyde lisans eğitimi verilmektedir. Öğrenciler, 1.200 metre çim pist, 1.500 metre asfalt pist, 1.500 metre taksi yolu, uçak bakım hangarı, 7 adet eğitim uçağı, 4 adet planör ve 1 adet çeker uçak ile tam donanımlı hava meydanında, gerçek bir uygulama eğitimi görmektedir. 
    Uluslararası standartlarda pilot yetiştiren KTO Karatay Üniversitesi, son teknolojiye sahip simülasyon cihazı ve araçlar ile öğrencilerin eğitim almalarını sağlamaktadır.  Ayrıca paraşütlü eğitim uçaklarıyla yaşanabilecek olası kazaların önüne geçmeyi hedefleyen KTO Karatay Üniversitesi, geleceğin pilot adayı öğrencilerinin güvenliklerine, üst düzeyde önem vermektedir. KTO Karatay Üniversitesi Pilotaj Bölümü mezunları, 4 yıllık üniversite diplomasına ek olarak Sivil Havacılık Organizasyonu onaylı Ticari Hava Yolu Pilotu lisansına da (ICAO) sahip olmaktadır.

     

    Türkiye’de Akıllı Teknolojiler Merkezi’ne Sahip Tek Üniversite

    Türkiye’nin Akıllı Teknolojiler Merkezi’ne sahip tek üniversitesi olan KTO Karatay Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğrencilerine yenilikçi bir eğitim ortamı sunmaktadır. Bu sayede öğrenciler, ileri teknolojiye dayalı projeler geliştirerek, sektördeki ihtiyaçlara uyum sağlayabilecek yetkinlikler kazanmaktadır. KTO Karatay Üniversitesi’nin çoklu araştırma imkânları sayesinde, Konya Ticaret Odası Teknoloji ve Eğitim Kampüsünde (KTOTEK) yeni teknolojilerin geliştirilmesi, bilgisayar yazılımları gibi konularda öğrencilere öncülük edilmektedir. Bilimsel araştırmaları destekleyen ve teşvik eden KTO Karatay Üniversitesi, öğrencilerin çeşitli araştırmalar yaparak yeni bulgular ve bilimsel çıktılar elde etmesini sağlamaktadır.

     

    KTO Karataylı Mühendislik Öğrencileri, Başarıyı Model Fabrika’da Yakalıyor

    Konya Ticaret Odası Teknoloji ve Eğitim Kampüsü bünyesinde faaliyete geçen Model Fabrika, bilgi teknolojilerinin verimli ve yoğun kullanılması, bilgilerin elektronik ortama taşınması gibi süreçlerde KTO Karataylılara bilimsel fayda sunmaktadır. Model Fabrika’da, KTO Karataylı başarılı Endüstri, Makine, Mekatronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri de görev alarak üretim gerçekleştiren firmaların verimliliklerine katkı sağlamaktadır.

     

    Teknolojik İlerlemeyi Destekleyen Üniversite

    KTO Karatay Üniversitesi, güncel teknolojik ürünler üreterek araştırma geliştirme faaliyetleriyle dünya çapında projelere imza atmaktadır. Üniversite, teknolojinin hızla ilerlediği çağımıza uyum sağlayan modern laboratuvarlara sahiptir. Alanında uzman akademisyenlerden oluşan bir kadro ile güçlü projeler yürüten KTO Karatay Üniversitesi, en yeni teknolojileri kullanarak bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi desteklemeyi amaçlamaktadır. Öğrencilerin bu gelişmeleri yakından takip edebilmesi, aktif olarak katılım sağlayabilmesi için hızlı ve güvenli internet sistemi, modern ve yüksek teknolojik bilgisayarlar, diledikleri zaman erişebilecekleri dijital ekranlar gibi teknolojik altyapıyı sunmaktadır. 

     

    Uluslararası İş Birlikleri ve Yüksek Kaliteli Eğitim İmkânları

    KTO Karatay Üniversitesi, birçok farklı alanda sağladığı olanaklarla öğrencilerinin uluslararası düzeyde deneyim kazanmasını ve kariyerlerini güçlendirmesini desteklemektedir. Üniversite, öğrencilerin dil becerilerini geliştirmeleri için 8 farklı yabancı dil seçeneği sunmaktadır. Bu sayede öğrenciler, dünya çapında iletişim becerilerini geliştirme şansı elde ederken, kültürlerarası etkileşimlerini de artırmaktadır. Ayrıca öğrenciler, Erasmus+ programı ve IAESTE Staj Programı gibi uluslararası projelerle yurt dışında eğitim ve staj imkânına sahip olmaktadır.

     

    Ulusal ve Uluslararası Alanda Üstün Başarılar

    KTO Karatay Üniversitesi, uluslararası standartlarda eğitim veren, proje odaklı eğitim anlayışının yaygın olduğu bir üniversitedir. 

    Yaklaşık 65 ülkeden 750 uluslararası öğrenciye kapılarını açan KTO Karatay Üniversitesi, dünya üniversitesi olma yolundaki çalışmalarına ara vermeden devam etmeyi ve uluslararası alanda her zaman en iyiye ulaşmayı hedeflemektedir. Türkiye Ulusal Ajansı sonuçlarına göre KTO Karatay Üniversitesi Erasmus+ hibe iadesi yapmayan kurumlar arasında 2. sırada yer alarak büyük bir başarıya imza atmış ve öğrencilerinin uluslararası alandaki çalışmalarını desteklemiştir. 

    TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı tarafından yürütülen “2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı” 2022/1 dönemi kapsamında KTO Karataylı öğrencilerin projeleri %90 oranında kabul edilmiştir.
    KTO Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarımı Bölümü, İletişim Eğitimi Değerlendirme Akreditasyon Kurulu (İLEDAK) tarafından yapılan incelemeler sonucunda akreditasyon almaya hak kazanmıştır. Bu başarısıyla Türkiye’de ilk ve tek İLEDAK’tan akredite edilen Grafik Tasarımı Bölümü olmuştur.
    Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST 2023 İstanbul’da ‘Uluslararası Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışları’nda KTO Karataylıların ürettiği elektrikli araç “Gece” ‘İvmeleme Yarışı Kategorisinde’ başarı elde ederek 3. olmuştur.

    KTO Karatay Üniversitesi, kalite yönetimi konusundaki yaptığı çalışmalar ve paydaşlarına sağladığı iş sağlığı ve güvenliği standartları sayesinde ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Belgesini almaya hak kazanmıştır. Bu belge ile tüm birimleri

     

    Türkiye’de tescillenen ilk üniversite olmuştur.

    KTO Karatay Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı “2023 Engelsiz Üniversiteler Ödülleri” kapsamında “Mekânda Erişebilirlik Turuncu Bayrak Ödülü” alan üniversiteler arasında yer alarak, bu başarısı ile bir kez daha adından söz ettirmiştir.

     

    Mezun İstihdamı Oranlarında Büyük Başarı

    KTO Karatay Üniversitesi’nin sahip olduğu güçlü insan kaynağı yapısı, fiziksel gelişimi, tüm birimlerinde gözettiği toplam kalite anlayışı, uluslararasılaşma politikaları ve yürütülen stratejik projelerini kapsayan eğitim felsefesi, KTO Karatay Üniversitesi’nin başarılı istatistiklerine yansımaktadır. Üniversite, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından hazırlanan Danışman Bilgi Sistemi (DABİS) verilerinde istihdam, en hızlı iş bulma, işe yerleşme süresi, niteliğine uygun işte çalışma alanlarında gösterdiği performansla Türkiye geneli üniversiteler arası istihdam sıralamasında 153 üniversite arasında 15. sırada yer almaktadır. 

     

    KTO Karataylıların %30’u, Henüz Öğrenciyken İş Hayatına Adım Atıyor

    KTO Karatay Üniversitesi, öğrencilerini sadece akademik başarıya değil aynı zamanda iş dünyasının taleplerine de uygun şekilde yetiştirmeye odaklanmaktadır. Güçlü üniversite-sanayi iş birliğinin sonuçlarının çıktısı olarak KTO Karataylı öğrencilerin %30’u, öğrenciyken çalışmaya başlamaktadır. Öğrencilerin %40’ı mezuniyet sonrası üç ay içinde istihdam edilirken, %15’i ilk altı ay içinde çalışmaya başlayarak mezuniyetin ardından hızlı bir şekilde iş hayatına adım atmaktadır.

     

    Mezunlar Mesleki Sınavlarda Gururlandırıyor

    KTO Karatay Üniversitesi mezunları KPSS, TUS, DGS, Adalet Bakanlığı Adli Yargı gibi önemli mesleki sınavlarda tüm üniversiteler arasında üstün performans sergilemektedir. KPSS puan türünde tüm üniversiteler arasında Arapça Mütercim Tercümanlık, Ebelik, Enerji Yönetimi, Geleneksel Türk Sanatları, İslam İktisadı ve Finans bölüm mezunları 1. sırada; vakıf üniversiteleri arasında ise Hemşirelik, Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik bölüm mezunları 1. sırada yer almaktadır.

     

    KTO Karatay’da Zengin Sosyal Yaşam 

    KTO Karatay Üniversitesi, öğrencilerine pek çok farklı alanda faaliyet yürüten öğrenci topluluklarıyla sosyal bir yaşam sunmaktadır. Öğrenciler, bu topluluklara üye olarak toplumsal etkinliklere katılma, sporla ilgilenme veya kültürel etkinlikler düzenleme fırsatı bulmaktadır. Üniversitede; futbol, basketbol, voleybol, futsal, masa tenisi, halk oyunları, bilek güreşi, atletizm, yüzme, okçuluk, taekwondo, muaythai, satranç, eskrim, e-spor gibi birçok spor dalında etkinlikler düzenlenmekte ve öğrenciler bu alanlara katılarak yeni başarı hikayeleri yazabilmektedir.

     

    Öğrencileri Destekleyici Burs Olanakları

    KTO Karatay Üniversitesi Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Vakıf Yükseköğretim Kurumları Raporunda YKS kontenjanları bursluluk oranlarına göre en fazla burs veren üniversiteler arasında 7. sırada yer almaktadır. “Tercihin Geleceğin” mottosuyla öğrencilerini karşılayan KTO Karatay Üniversitesi, üniversite adaylarına çeşitli burs olanakları sunmaktadır. %30 Tercih İndirimi, aylık 3.000 TL’ye kadar çıkabilen Giriş Yüksek Başarı Bursu, %10 Karatay’a Hoş Geldin İndirimi gibi alternatif burslar yer almaktadır. Üniversite adayları, daha fazla bilgi için sosyal medya hesaplarını takip edebilir, web sitesini ziyaret edebilir, 0549 551 1251 numaralı Whatsapp hattından ya da 444 1251 numaralı telefondan ulaşabilirler.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Orkun Olgar, İsviçre’nin Lugano kentinde Paolo Ardoino ve Derya Türker ile kriptoyu konuştu!

    Ekstrem sporlar ve doğa sporları belgesel yapımcısı Orkun Olgar, İsviçre’nin Lugano kentinde kripto ekosisteminin tanınan simalarından Bitfinex ve Tether CTO’su Paolo Ardoino ve The Steve Group CEO’su Derya Türker’le buluştu. Tarihi lokasyonda; kentin finansal devrimdeki rolü, Bitcoin madenciliği ve finansal teknolojilerin geleceği konuşuldu.

    Yapımcı Orkun Olgar, yenilikçi teknolojiler adına devrim noktası olarak işaret edilen İsviçre’nin Lugano kentini ziyaret etti. Lugano’da kripto para piyasalarının önde gelen isimlerinden Bitfinex ve Tether CTO’su Paolo Ardoino ve The Steve Group CEO’su Derya Türker’le bir araya gelen ünlü isim; kentin hem finansal teknolojiler hem de kripto para piyasaları için önemine dikkat çekti.

    Avrupa kıtasında yerel yönetim tarafından vatandaşların kamu hizmetlerinde Bitcoin, Tether ve kentin yerel token’ı olan Luga Token (LVGA) ile ödeme yapmasına izin verilen tek yer olan Lugano kenti, kripto ekosistemi için büyük önem arz ediyor. Kendi token’ını kullanıma sunan Lugano Belediyesi, kripto ödemelerine yasal izin tanımasıyla da öne çıkıyor. Halihazırda bölgede aralarında McDonald’s ve Starbucks gibi işletmelerin de bulunduğu 250’den fazla işletme kripto para birimleriyle (Bitcoin, Tether ve Luga Token) ödeme kabul ederken; insanlar alışveriş, seyahat ve mülk satın alımı gibi ödemelerini kripto para birimleriyle gerçekleştirebiliyor. 70 bin nüfusuyla üç farklı üniversitenin bulunduğu kentte, öğrenciler nüfusun yüzde 10’luk önemli bir kısmını oluşturuyor. 

     

    PlanB projesi, finansal bir devrime öncülük ediyor

    Tether ve Lugano Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirilen PlanB projesi, şehrin finansal altyapısını dönüştürmek amacıyla temel olarak Bitcoin kullanımını teşvik ediyor. Finansal bir devrime öncülük eden Lugano’da bölge halkının kriptoları benimseme ve kullanma oranları da oldukça yüksek. Eğitime odaklanan PlanB ile bölgedeki genç nüfusun sağladığı atmosferden faydalanarak, üniversitelerde blokchain’in işleyiş mekanizması ve ilgili teknolojilerin günlük hayata entegrasyonu konularında dersler veriliyor.  

     

    “Bitcoin’den önce kimse bu duyguya sahip olmamıştı”

    Kripto dünyasının kilit isimlerinden olan Bitfinex ve Tether CTO’su Paolo Ardoino, Lugano ziyaretlerinde Olgar’la yaptığı sohbette, “Şeffaf, kimsenin hile yapamayacağı, internetle mükemmel bir bağlantı hâline gelen bir şey yaratılıyor. Bitcoin, bundan böyle internet parası olarak kabul edilirken; kendi paranı elinde tutma, kendi bankan olma fırsatı da yaratıyor. Tarihin hiçbir döneminde kimse bu duyguya sahip olmamıştı. Biz, her zaman toplumsal refahtan ve finansal özgürlükten yanayız.” ifadelerini kullandı.

     

    “Finansal teknolojiler de bu ilerleme sürecinde lokomotif görevi görecektir”

    Teknolojinin medeniyetler ve finans dünyası için önemine değinen The Steve Group CEO’su Derya Türker, “Teknolojinin ciddi ivme yakaladığı böylesi dönemlerde, teknolojiye uyum sağlayan tüm kavimler en hızlı ilerleyen toplumlar arasına giriyor. Şüphesiz, finansal teknolojiler alanında geleceğe dönük yapılan vizyoner hamleler de bu ilerleme sürecinde lokomotif görevi görecektir.” diye konuştu.

    Bölgede yapılan çekimler doğrultusunda hazırlanan video içeriğin tamamı Bitfinex YouTube kanalından izlenebiliyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çatılarda solar enerji çözümleri için eğitimler başladı

    İklim krizi ile mücadele ve karbon emisyonlarının azaltılması başta olmak üzere kaynak sürdürülebilirliği için güneş enerjisi kullanımının yaygınlaşmasına öncülük eden Zorlu Enerji, dünyaca ünlü enerji yönetimi teknolojisi şirketi Enphase ile iş birliği kapsamında Evsel Çatı GES eğitimlerine İzmir’den başladı.    

    Dünyaca ünlü enerji yönetimi teknoloji şirketi Enphase Energy ile Evsel Çatı GES eğitimlerine başlayan Zorlu Enerji’nin Swissotel Büyükefes’te düzenlenen ve evsel tip çatı GES kullanımı üzerine farkındalık kazandırmayı amaçlayan ‘Evsel Çatı GES Eğitimi’ yüksek katılımla gerçekleşti. 

    Evsel çatılarda güneş enerjisi kurulumlarında mühendislik, malzeme tedariği ve inşaat faaliyetlerini tek çatı altında toplayan EPC (Engineering Procurement Construction) firmalarının büyük ilgi gösterdiği eğitimde modül seçiminde dikkat edilmesi gerekenler ve mikro eviriciler hakkında bilinmesi gerekenler katılımcılara uygulamalı olarak aktarıldı. 

    Açılışını ZES Solar İş Geliştirme Müdürü Onur Ömer Bayraktaroğlu’nun yaptığı eğitimde ZES Solar Satış Müdürü Veysel Burak Kanat modül seçiminde dikkat edilmesi gereken noktaları aktarırken Enphase Saha uygulama mühendisliği görevini yürütmekte olan Güner Seven ise mikro eviriciler / invertörler ile ilgili katılımcıları bilgilendirdi. Hem teorik hem uygulamalı olarak inverter ve güneş paneli eğitimi alan katılımcıların memnun ayrıldığı eğitimler sonunda 100 katılımcıya eğitim sertifikaları takdim edildi.   

    Sahanın güneşlenme süresine göre modül seçiminin verimlilikte esas olduğunu belirten ZES Solar Satış Müdürü Veysel Burak Kanat şunları belirtti: “Bu eğitimlerle ülkemizde verimli ve uzun vadeli çatı sistemleri kurmak isteyen yatırımcıları ve evsel çatı tipi GES kurmak isteyen tüm toplum kesimlerini doğru kanallar üstünden doğru ürünlere ve sistemlere yönlendirmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin Net Sıfır 2053 Ulusal hedeflerine ulaşmasında da en büyük rolü üstlenmesi beklenen solar sektörü için dünya standartlarıyla uyumlu sistemlerin bugünden kurulması en öncelikli konular arasında.” 

    Ülkemizin 2035 hedefi olan 52,9 GW yenilenebilir enerji kurulu gücüne ulaşmada evsel sistemlerin kesinlikle büyük bir pay sahibi olması gerektiğini belirten Enphase Saha Uygulama Mühendisi Güner Seven ise şunları ifade etti: “Şehirlerde elektrikli araçların yükselişine de bağlı olarak enerji talebi günden güne artıyor. Gelecekte merkezlerde oluşacak talep yoğunluğunun karşılanması için şebekelerimizi bugünden güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun en iyi yolu da evsel sistemlerin kullanımını artırarak enerji üretiminin en az altyapı yatırımıyla dağıtık sistemlere geçişini kolaylaştırmak. Bugün en elzem olan şey evsel sistemlerin yaygınlaşması adına bürokratik süreçlerin onay sürelerinin hızlandırılması diyebiliriz. Halihazırda büyük tesisler ve evsel sistemler hemem hemen aynı prosedürden geçtiği için uygulamada süreçler çok uzun sürebiliyor.”

    Bu yıl ilki gerçekleştirilen Evsel Çatı GES Eğitiminin evsel sistemlerin avantajları hakkında farkındalık oluşturmak adına eğitimler devam edecek. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • TFF C Antrenörlük Kursu Mardin’de başladı

    Şehmus EDİS / MARDİN (İGFA) – Mardin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Stadyumu’nda TFF Eğitim Görevlisi Sercan Görgülü ve İsmail Taviş nezaretinde antrenörlük kursuna başlandı.

    Kursa 1’i bayan olmak üzere toplam 30 antrenör adayı katılıyor.

    TÜFAD Mardin Şube Başkanı Doğan Ağalday, yaptığı açıklamada, 24 Temmuz- 02 Ağustos 2023 tarihleri arasında düzenlenecek olan kursa katılanlara başarılar dilediğini ifade ederek, Türkiye Futbol Federasyonu ile Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği işbirliğiyle kursu gerçekleştirdiklerini söyledi.

    TÜFAD Mardin Şube Başkanı Ağalday, seminere 1 bayan olmak üzere 30 antrenörün katıldığını belirterek, “TFF eğitimcilerimiz, antrenör arkadaşlarımıza eğitimlerini veriyor. Buradaki eğitimler çok önemli. Burada amaç Türk antrenörleri ve futbolunun başarı yüzdesinin daha yukarılara çıkarılmasıdır. Burada alınan bilgiler, sporcu arkadaşlarımıza aktaracaktır. ” dedi.
    TÜFAD Mardin Şubesinin eğitime çok büyük önem verdiğini söyleyen Ağalday “Antrenörler futbolun olmazsa olmazıdır, antrenör hem eğitici, hem, anne, hem de babadır. O yüzden eğitimler antrenörlerimizin yeni bilgilerle güncellenmesi açısından çok önemlidir” şeklinde açıklamada bulundu.

  • Kayseri Melikgazi’de Diyanet Of America açıldı

    Mehmet UZEL (KAHRAMANMARAŞ İGFA)
    Afetin ilk gününden itibaren, deprem bölgesi ve afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla çalışan Kayseri’nin Melikgazi Belediyesi, 8 bin 300 metrekare alanda 88 konteynerden oluşan ikinci yaşam alanı projesini hayata geçirdi.

    Melikgazi Belediyesi Diyanet Center Of America Yaşam Alanı açılış konuşmasını yapan Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu, “Amerika’dan bütün kardeşlerimizin bağışlarını göndererek desteğini esirgemeyen Bilal Bey ve ekibi, Kızılay başkanı, meclis üyesi, KIZILAY gönüllüleri ve depremin ilk gününden itibaren 300’e yakın personelimiz burada çalıştılar. 700’den fazla yardım tırı gönderdik. Kayseri Deprem Koordinasyonu adı altında organizasyon oluşturduk. Kayseri üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Burası 8300 metrekareden oluşuyor. Çamaşırhane, kütüphane, banklar, kamelyalar, hobi bahçeleri gibi bölümler ekleyerek, iğneden ipliğe hepsini teslim ettik. Yeni ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Konteynerde yaşayan kardeşlerimizin mutlu olması bizleri de çok mutlu ediyor. Amerika’da bütün kardeşlerimizin bağışlarını göndererek desteğini esirgemeyen hayırseverlerimize de teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah en kısa zamanda kalıcı konutlarına da vatandaşlarımız bir an önce yerleşirler. Yeni yaşam kentimizin hayırlı olmasını dilerim.” dedi.

    Oluşacak yeni ihtiyaçların karşılanmaya devam edeceğini de söyleyen Dr. Mustafa Palancıoğlu, depremzede çocukların eğlenebilmeleri için 30 adet bisiklet hediye edeceklerini ve bir futbol sahası yapma sözünü de verdi.

    Yaşam alanı sakinlerinden depremzede Fatma Karabıyık, “Melikgazi Belediye Başkanımız Mustafa Beyden Allah razı olsun. Rabbim bir daha böyle acı günler yaşatmasın. Biz 5,5 aydır çadır kentte yaşadık tüm zorlukları gördük ama Melikgazi hep yanımızdaydı. Herşeyimiz dört dörtlük. Eksik hiçbir şeyimiz yok.” diye konuştu.

    Diyanet Center Of America adına konuşan Prof. Dr. Bilal Kuşpınar ise şunları söyledi: “Diyanet Amerika Merkezi, Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonlarıyla Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığında 2016 yılında hizmete geçen çok kapsamlı bir yardım teşkilat. Depremzede kardeşlerimize toplanan yardımlarla bu konteynerleri yaptırdık. Amerika’daki Müslümanların vermiş olduğu destekle Melikgazi’mizin büyük katkısı ile yapıldı burası. Hayırlı olsun.”

    Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ise, “Büyük afeti beraber yaşadık ama çok şükür bugünlere yine beraber geldik. Bütün desteği ile burada olan herkese çok teşekkür ederim. İnşallah 1 yılda kalıcı konutlara geçeceğiz. Büyük bir gayret var şehrimizde. Kayseri hep yanımızdaydı. Melikgazi Belediye Başkanımız kadim dostum Mustafa Beye emeği ve yüreği için çok teşekkür ederim. Güzel zamanlara doğru gidiyoruz. Bu yaşam alanının depremzede kardeşlerimize hayırlı olmasını dilerim.” dedi.

  • Kamu Sektöründe İşler Boş Oluyor, Bu yüzden Sendikalar İşe Alım Yapıyor

    Minnesota Eyaleti, ülke çapındaki hemen hemen her kamu sektörü işvereni gibi, bir işe alım krizi yaşıyor.

    Yine de herhangi bir iş için değil. Esnek programlarla uzaktan yapılabilecek masa başı işler? Bu pozisyonlar için başvuranlar nispeten fazladır. Devletin gerçekten bulamadığı hemşireler, bahçıvanlar, tesisatçılar, sosyal hizmet görevlileri ve hapishane gardiyanları – bazen garip saatlerde sahada bulunanlar -.

    Bu hafta Minneapolis’te düzenlenen bir devlet istihdam fuarında bir masada görev yapan Islah Departmanından bir çavuş olan Mitchell Kuhne, “Dürüst olmam gerekirse bu korkunç,” dedi. “İnsanlar var olan fırsatları bilmiyorlar. Harika bir iş gücü, içinde olunması gereken harika bir alan ama filmlerde ve medyada tam olarak yansıtılmayan gerçekten göz korkutucu bir şey.”

    Bay Kuhne, yetersiz personel istihdamının, çalışanların saatlerce zorunlu fazla mesai yapmasını gerektirdiğini söyledi. Ek gelir memnuniyetle karşılanabilir, ancak aynı zamanda yeni işe alınanlar için ev hayatını zorlaştırır ve birçoğu birkaç hafta içinde işi bırakır. Bu yüzden onun sendikası, Amerikan Eyalet, İlçe ve Belediye Çalışanları Federasyonu alışılmadık bir rol oynuyor – patronlarının işçi almasına yardım ediyor.

    Bu ülke çapında bir ikilem. Özel sektör istihdamı bir yıl önce pandemi öncesi düzeyine tam olarak kavuşmuş ve şu anda bunun yüzde 3 üzerinde yer alırken, eyalet ve yerel yönetimler Şubat 2020’de istihdam ettikleri 20 milyon kişinin yaklaşık yüzde 1 altında kalıyor. -sektör pozisyonları özel işletmelerin altında, ancak 2022’nin zirvelerinden çok da aşağı inmedi.

    Tarihsel açıdan daha kötü olabilirdi: Eyalet ve yerel yönetim istihdamı, 2007-9 durgunluğundan sonra uzun bir düşüşten ancak zar zor toparlanabilmişti;

    Bu sefer sorun farklı. Vergi tahsilatları beklenenden daha hızlı toparlandı ve federal hükümet, Covid-19 krizinin etkilerini dengelemek için yerel yargı bölgelerine nakit transferlerine yardımcı oldu. Bu, birçok hükümetin kilit personeli elinde tutmak için geçici ücret artışları yapmasına ve diğerlerini halk sağlığı gibi kemiğe indirgenmiş bölümlere almasına yardımcı oldu.

    Ancak yetkililer daha sonra yeni bir değişiklikle karşı karşıya kaldı. Özel sektördeki ücretler, on yıllardır olduğundan daha hızlı artıyordu ve insanları, bazıları için fazla stresli hale gelen devlet işlerinden uzaklaştırıyordu. Devlet memurları ayrıca diğer işçilerden daha yaşlı olma eğilimindedir ve çoğu, artan baskıya katlanmak yerine erken emekli olmuştur. Federal yardım fonları yavaş yavaş tükenirken, hükümetler rekabetçi ücretlerin nasıl sağlanacağı konusunda zor sorularla karşı karşıya kalıyor.

    Bununla birlikte, kamu ihtiyaçları yalnızca artmıştır. Minnesota, pandeminin başlarında bir işe alım donmasından kurtulmanın yanı sıra, daha büyük bütçeler ve çeşitli ajanslara yüzlerce pozisyon ekleyen örneğin esrar satışlarını düzenleyen yeni yasalar çıkardı. Aynı zamanda, federal altyapı tasarısı, insanların inşaat projelerini yönetme talebini artırıyor.

    Bu, tipik olarak daha fazla işe alım, daha yüksek ücretler ve daha iyi yan haklar için baskı yapan işçi sendikaları için bir zafer. Ancak pozisyonların boş kalması onlara pek yardımcı olmuyor. Kâr amacı gütmeyen araştırma kuruluşu Mission Square tarafından Haziran ayında yayınlanan yerel yönetim insan kaynakları görevlilerine yönelik bir anket, yanıt verenlerin yarısından fazlasının, yeterli başvuru olmaması nedeniyle işe alım süreçlerini çok sık veya sık sık yeniden açmak zorunda kaldığını ortaya çıkardı. Minnesota’da eyalet hükümeti işleri için boşluk oranı 2019’da yüzde 7,5’ten 2023 mali yılında yüzde 11,5’e yükseldi.

    Bu nedenle, AFSCME olarak bilinen Amerikan Eyalet, İlçe ve Belediye Çalışanları Federasyonu, genellikle insan kaynakları departmanlarına ayrılmış bir işleve, insanları kapıdan içeri sokmaya karar verdi. Yerel halk, fırsatları aydınlatmak için topluluk örgütleri ve hatta sendika üyelerinin aileleriyle iletişim kurarken, sendika ön saflardaki konumlar hakkında ses getirmek için ulusal bir kampanya başlattı.

    Sendika başkanı Lee Saunders, “İşverenlerimiz harareti hissediyor” dedi. “Hizmetlerin verilmesi gereken düzeyde sunulmadığını anlıyorlar. Kamu hizmetine taze kan getirmek bir ekip işidir.”

    Minneapolis’teki işe alma fuarının amacı buydu. Yetmiş beş iş arayan filtrelendi, genellikle sahip olduklarından daha istikrarlı veya daha yüksek maaşlı pozisyonlar aradılar ve genellikle sendikadaki bir arkadaş veya akraba tarafından yönlendirildiler.

    Cassandra Crawford, sağlık hizmetleri yönetimindeki uzak işinden daha iyi ücretli ve daha aktif bir şey arayarak neredeyse her masada biriyle konuştu. “Yaşlandıkça, vücudunu daha çok hareket ettirmek istiyorsun” dedi. İşverenlerle şahsen konuşmak, özgeçmişini otomatik bir portala göndermekten daha cesaret vericiydi. “Sanırım beni hatırlayabilirler,” dedi gülerek.

    Engelli bir Ordu gazisi ve düşman ortamlarda deneyime sahip Barış Gönüllüsü olan 43 yaşındaki Joel Shanight, devlet karayollarında karayolu yardımı yapan bir işe girdiğine olan güvenini ifade etti. Özel sektörde tatmin edici olmayan bir muhasebe işi yaptıktan sonra, insanlara tekrar yardım etmesini sağlayabilecek pozisyonları öğrendiği için mutluydu.

    Bay Shanight, “Bunu kurumsal dünyada bulamıyorum,” dedi. “Artık merhamet yok.”

    Sendikayı yardım ettiği için öven Meclis çoğunluk lideri Jamie Long da dahil olmak üzere eyalet hükümetinden üst düzey yetkililer de hazır bulundu. Pandemi sırasında bir göç gören bir alanı temsil eden Amerikan Öğretmenler Federasyonu gibi diğer hükümet birliklerinin de sınıfa daha fazla insan getirmeye çalışan programları var.

    AFSCME, sendika tarafından temsil edilen mevcut işlerin bir veritabanını tutacak ve yeni nesil kamu görevlilerini oluşturmak için çıraklık programlarını merkezileştirecek bir ulusal eğitim ve geliştirme merkezi oluşturmayı planlıyor.

    Georgetown Üniversitesi’ndeki Kalmanovitz Emek ve Çalışan Yoksullar Girişimi’nin yönetici direktörü Joseph McCartin, sendikaların askeri çaba için gerekli pozisyonları doldurmak üzere federal hükümete katıldığı II. Dünya Savaşı’ndan bu yana benzer bir şey görmediğini söyledi. Sendikaların topluluklarda güvenilir haberciler olabileceğini ve iş arayanların ne aradıklarını işverenlerden daha iyi anlayabileceklerini söyledi.

    Bir kamu çalışanları sendikası olan Amerikan Eyalet, İlçe ve Belediye Çalışanları Federasyonu tarafından bu hafta Minneapolis’teki işe alım fuarında işe alım için kullanılan bir tur otobüsü. Kredi… The New York Times için Tim Gruber

    Dr. McCartin, “Bence bu olağanüstü bir gelişme,” dedi. “Bu sorunu çözmenize yardımcı olmak için sizinle birlikte çalışacak bir ortağınızın olması büyük bir avantaj.”

    Kamu sektöründe toplu pazarlığı sınırlayan bazı devletler, işçi örgütleriyle uğraşmak zorunda kalmamanın, personel ihtiyaçlarına yanıt olarak tazminatı daha hızlı uyarlamalarına izin verdiğini düşünüyor. Ancak yine de işe alımdaki zorluk paylarıyla ilgileniyorlar.

    Pandemi sırasında nüfusu hızla artan Idaho’yu ele alalım. 2022 mali yılına gelindiğinde eyalet, Islah Dairesi’nde yüzde 20’ye ve Sağlık ve Refah Dairesi’nde yüzde 15’e varan boşluk oranlarıyla karşı karşıyaydı. Bir kıyaslama analizi, benzer pozisyonlar için devlet işlerinin özel sektörden yüzde 24,6 daha az ödediğini ve yıllık cironun yüzde 21,8’e ulaştığını ortaya koydu.

    Devlet işe alımları hızlandırdı, bazı pozisyonlar için örgün eğitim gereksinimlerini kolaylaştırdı ve pahalı olan işgücü açıklarını doldurmak için müteahhitler getirdi. Bu hamleler sorunu çözmedi, özellikle de yetersiz personel nedeniyle mevcut yatakları dolduramayan hastanelerde, hapishanelerde ve gazi evlerinde daha az cazip olan vardiyalarda.

    Bu nedenle, 2023’ün başlarında, muhafazakar bir Cumhuriyetçi olan Vali Brad Little, iki yıl boyunca devlet çalışanları için genel olarak yüzde 8,5 ve kamu güvenliği çalışanları için yüzde 6’lık bir ücret artışı istedi. Gelecek yıl vali, sağlık hizmetleri, bilgi teknolojisi ve mühendislik alanlarındaki işçiler için aynı tümseği aramayı planlıyor.

    Yasama Meclisi genellikle birkaç ince ayar ile bu tavsiyelere uydu. Ancak devam eden kısıtlamalar göz önüne alındığında, İnsan Kaynakları Bölümü başkanı Lori Wolff, özellikle insanları devlet yardımlarına kaydettirmek gibi görevler için daha az insanla hizmet vermenin yollarını aradığını söyledi.

    Bayan Wolff, “Çözmek için teknolojiye bakmaya başlamamız gereken pek çok iş var,” dedi.

    Eyaletin 199 belediyesi, ücretleri artırmak ve otomatikleştirilmiş hizmetleri benimsemek için daha da zor zamanlar geçiriyor. Devlet, emlak vergileri yoluyla gelir elde etme yeteneklerini sınırladı, bu nedenle rekabet etmek daha zor hale geldi. Pandemi sırasında büyük şehirlerden taşınan yüksek gelirli uzak işçiler tarafından körüklenen, hızla artan konut maliyetleri bu sorunu daha da artırıyor.

    Idaho Şehirleri Derneği direktörü Kelley Packer, yakın zamanda bayındırlık işleri müdürü arabasında yaşamak zorunda kalan bir üyeyle konuştuğunu söyledi.

    Packer, “Büyümenin gerçekleşmesine izin vermek ve içinde bulunduğumuz konut krizinin ihtiyaçlarını karşılamak ve yine de sınırlı bir emlak vergisi sistemiyle hizmet sunabilmek gerçekten ilginç bir dengeleme eylemi” dedi.

    Tabii ki, her şey maaş değil. Mission Square’in araştırma direktörü Rivka Liss-Levinson, insanların hükümetler için çalışmak için genellikle üç temel motivasyon sıraladığını söyledi: iş güvenliği, iş tatmini ve güçlü emeklilik faydaları. Nispeten cömert sağlık hizmeti kapsamı ve emekli maaşlarının yanı sıra kamu hizmeti misyonunun değerini iletmek hala temel stratejidir.

    Dr. Liss-Levinson, “Bunlar zamanla gerçekten değişmedi,” dedi. “Bu ihtiyaçları ve endişeleri giderebilen eyaletler ve yerel yönetimler, işe alım ve elde tutma söz konusu olduğunda gelişecek olanlardır.”

  • Rekabet Kurumu’ndan Trendyol’a ceza

    Rekabet Kurumu tarafından DSM Küme Danışmanlık İrtibat ve Satış Ticaret AŞ hakkında yürütülen soruşturma sonuçlandı.

    Kurumun internet sitesinde yer alan açıklamada, Rekabet Konseyi’nce evrakın müzakeresi sonucunda; Trendyol’un’un algoritmaya müdahale ederek ve pazaryerinde satış yapan üçüncü taraf satıcıların datalarını kullanarak kendi perakende faaliyetine haksız avantaj sağladığı, bu aksiyonlarının rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırıcı nitelikte olduğu ve ihlal ettiği gerekçesiyle 61 milyon 342 bin 847 lira idari para cezası verilmesini kararlaştırıldı.

    Karar, gerekçeli kararın bildiriminden itibaren 60 gün içinde Ankara Yönetim Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere oybirliği ile verildi.

  • HSBC: Avrupa’da 3 yılın en zayıf bilanço dönemi yaşanıyor

    HSBC stratejistlerine nazaran, Avrupalı ​​şirketler 2020’nin birinci çeyreğinden bu yana en zayıf bilanço dönemini geçiriyor.

    Edward Stanford liderliğindeki grup, şimdiye kadar açıklanan bilançoların yüzde 49’unun beklentileri aştığını ve bunun da uzun vadeli ortalama olan yüzde 55’in hayli altında olduğunu söylüyor.

    Ekip, pay başına büyümenin yüzde 7,7 olarak gerçekleştiğini fakat medyan beklentinin eksi yüzde 11,4 olarak gerçekleştiğini münasebetiyle daha fazla hayal kırıklık geleceğine dikkat çekiyor.

    Öte yandan HSBC’nin geçtiği bilgi notunda beklentilerin altında kalan şirketlerin günlük bazda daha yeterli performans gösterdiği belirtilerek bu durumun gelecek makus haberlerin fiyata dahil edildiğine işaret ettiği vurgulandı.

  • Beşiktaş’a Tanganga için kaideli evet!

    Transfer çalışmalarına devam eden Beşiktaş, stoper bölgesine yeni bir atılım yapmaya hazırlanıyor.

    Tottenham’ın kapısını çalan siyah-beyazlılar Japhet Tanganga’ya talip olmuştu.

    Kuzey Londra grubuyla 2025’e kadar mukavelesi bulunan İngiliz savunmacının kiralanması için teklif yapan Beşiktaş idaresine İngilizler, kesin satın alma opsiyon koşulu koştu.

    Express’te yer alan habere göre Tottenham, Beşiktaş’a Tanganga’yı gelecek dönem 7 milyon euro zarurî satışla göndermek maksadında. 1.84 uzunluğundaki oyuncunun da siyah beyazlı kulübe sıcak bakabileceği yazıldı.
    JAPHET TANGANGA KİMDİR?

    Tottenham Hotspur altyapısından yetişen 1999 doğumlu Tanganga, stoper ve sağ bek olarak olarak misyon yapabiliyor. 

    1.84 uzunluğundaki savunma oyuncusu İngiliz grubunun formasını toplam 50 kere giydi.

  • Shell ADR kazancı 0,25$ ile beklentilere göre daha kötü, kâr ise beklentilere göre yüksek

    Investing.com – Shell ADR (NYSE: SHEL) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 1,50$ ile analistlerin 1,75$ olan beklentilerine göre 0,25$ daha kötü.

    Bu çeyrek için yayımlanan kâr 74,58B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 66,81B$ şeklindeydi.

    Shell ADR hissesi, günü 62,62$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda 1,03% değer kazandığını gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise 21,62% değer kazandığını gösteriyor.

    Shell ADR son 90 gün içinde 0 pozitif hisse başına kâr görürken 4 negatif hisse başına kâr gördü.

    Shell ADR hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

    InvestingPro’ya göre Shell ADR şirketinin finansal sağlık puanı “İyi performans”.

    Shell ADR şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

    Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

  • Fed Lideri Powell: Faiz Artışı Olabilir, Fakat Kararlar Dikkatle Alınacak

    Fed Lideri Jerome Powell, enflasyon ve iş gücü datalarına nazaran eylülde faiz oranlarını artırabileceklerini belirtti. Lakin, kararlarını dikkatli bir biçimde değerlendireceklerini ve faiz oranlarını sabit de bırakabileceklerini tabir etti.

    Fiyat istikrarının güçlü iş gücü piyasası şartlarına ulaşmak için değerli olduğunu vurgulayan Powell, enflasyonu yüzde 2 maksadına geri getirme konusundaki kararlılıklarını sürdürdüklerini söz etti. Powell, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) para siyasetini başlangıcından beri değerli ölçüde sıkılaştırdığını, lakin bu sıkılaştırmanın tesirlerinin şimdi tam olarak hissedilmediğini belirtti.

    Gelecekteki siyaset sıkılaştırmalarının ne olacağını datalara dayalı olarak belirleyeceklerini söyleyen Powell, ekonomik aktivitenin ölçülü bir süratte genişlediğine işaret etti. İş gücü piyasasının hala sıkı olduğunu ve arz ve talep ortasında daha düzgün bir istikrar olduğunu belirten Powell, enflasyonun yüzde 2 olan uzun vadeli gayenin üzerinde olduğunu, lakin maksada ulaşmak için sabırlı ve kararlı olmaları gerektiğini tabir etti. Enflasyonun 2025’e kadar yüzde 2 düzeyine inmesini beklemeyeceğini ve çekirdek enflasyonun hala epey yüksek olduğunu lisana getirdi.

  • “Mega yangınlar, uzun süreli aşırı sıcak ve kurak dönemlerin ardından gelir”

    Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, iklim krizinin orman yangınlarındaki rolünün en dramatik örneğinin mega yangınlar olduğunu vurguladı. “Dr. Ümit Şahin, “Mega yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir” değerlendirmesini yaptı.

     Dünyada ve Türkiye’de artan orman yangınlarını değerlendiren Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, “Orman yangınları küresel ısınma nedeniyle artan aşırı sıcaklara ve kuraklığa bağlı olarak artış gösteriyor. Bu tür yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir” dedi. 

    Uzun süren aşırı sıcaklar ve yağış azlığı bitki örtüsünün ve toprağın kurumasına neden olduğuna dikkat çeken Dr. Ümit Şahin, şunları söyledi:

    “Böylece ormanlık alanlardaki yanıcı madde miktarı artıyor. Bu nedenle yangının çıkış anında kasıt veya ihmal olsa da olmasa da normalde sınırlı kalacak yangınlar hızla yayılıyor. Ayrıca, pek çok yangının kasıt olmadan, normalde büyük yangınlara neden olmayacak basit bir kıvılcımla çıktığı biliniyor. Orman yangınlarının daha fazla görülmesinin nedenleri arasında ormanlık alanlarda madencilik, altyapı, turizm gibi ekonomik faaliyetlerin artmasının da büyük rolü var. Böylece elektrik hatları ve yollar başta olmak üzere ormanlık alanlarda insan müdahalesi artıyor ve zaten aşırı sıcak ve kurak durum nedeniyle yangına uygun bir ortam geliştiği için büyük yangınlarla karşılaşabiliyoruz.”

    Orman yangınlarına müdahale kapasitesinin sınırlı olması durumunda ise yangınların iklim şartlarının etkisiyle daha da büyüyerek yangın fırtınalarına dönüştüğünü belirten Dr. Ümit Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İklim krizinin orman yangınlarındaki rolünün en dramatik örneği mega yangınlar. Dünyada daha çok California, Sibirya, Avustralya, Kanada gibi yerlerde görülen mega orman yangınları, aynı anda yüzlerce hatta binlerce ormanın yanmaya başladığı, haftalarca veya aylarca süren, yüz binlerce hektarın yandığı olaylar. Bu yıl da özellikle Kanada’daki boreal ormanlarında mega yangınlar çıktı. 

    Türkiye’de de 2021 yaz aylarında 16 gün boyunca yüzlerce ayrı noktada yangın çıkmış ve 150 bin hektar orman alanı yanmıştı. 2020 yılı boyunca 20 bin hektar alanın yandığı göz önüne alındığında iki hafta süren bu yangınların bir mega yangın niteliği gösterdiği görülmektedir. Bu tür yangınların ortak özelliği uzun süren bir aşırı sıcak ve kurak dönemin ardından gelmeleridir. Bu da iklim krizinin orman yangınlarına doğrudan etkisini gösterir.

    2023 yılı temmuz ayında 17,2 dereceyle insanlık tarihin en sıcak günleri yaşandı. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok yerinde sağlığı tehdit eden büyük sıcak dalgaları yaşanıyor. Bu yıl muhtemelen tüm zamanların en sıcak yılı olacak.”

     

    ATLANTİK OKYANUSUNDA DENİZ SUYU SICAKLIĞI AŞIRI YÜKSELDİ

    Antarktika’da sürmekte olan kış mevsiminde kıta çevresindeki deniz buzu oluşumunun kaydedilen zamanların en düşük seviyesinde seyrettiğine dikkat çeken Dr. Ümit Şahin, “Atlantik okyanusunun kuzeyinde deniz suyu sıcaklıklarının aşırı yükseldiği ve Pasifik Okyanusu’nda başlayan El Nino sıcak su akıntısının şiddetlendiği biliniyor. Bütün bu bulgular ve sıcak dalgası, orman yangını, sel, fırtına, kasırga ve kuraklık gibi aşırı hava ve iklim olaylarının artması iklim krizinin giderek hızlandığını gösteriyor. Dünya Meteoroloji Örgütü, 4-5 yıl içinde Paris Anlaşması’ndaki aşılmaması gereken sınır olan 1,5 derecenin geçileceğini bildiriyor. Halen küresel sıcaklık artışı sanayi öncesi döneme göre 1,2 derece civarında. 1,5 derecenin aşılmasıyla başta sıcak dalgaları ve orman yangınları olmak üzere iklim afetlerinin daha da artacağı kesin olarak görülüyor” değerlendirmesini yaptı. 

     

    İKLİM KRİZİNİN TEK NEDENİ İNSAN ETKİSİ

    “İklim krizinin tek nedeni insan etkisi” diyen Dr. Ümit Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: 

    “En önemli nedeni de kömür, petrol ve doğal gazın, yani fosil yakıtların yakıldığı enerji, ulaşım, sanayi ve benzeri ekonomik faaliyetler. Bu faaliyetler nedeniyle her yıl atmosfere yüzde 77’si karbondioksit olmak üzere, yaklaşık 55 milyar ton sera gazı salınıyor. Dolayısıyla krizin çözümü için sera gazı emisyonlarının hızla azaltılması gerekiyor. Paris Anlaşması’nda dünyanın bütün ülkelerinin altına imza attığı ortak hedef küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlamak. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bunun için yapılması gerekenin küresel karbondioksit emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmek ve 2050’de sıfırlamak olarak ortaya koymuş durumda. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre bu hedefe ulaşmak için yeni kömürlü santral yapılmaması, var olan kömürlü santrallerin gelişmiş ülkelerde 2030’a, gelişmekte olan ülkelerde ise 2040’a kadar kapatılması; ulaşımda petrol, elektrik üretimi ve ısınmada doğal gaz, sanayide kömür ve doğal gaz tüketimi gibi diğer fosil yakıt kullanımlarına da 2050’lere kadar tamamen son verilmesi gerekiyor. Çözüm ulaşım, sanayi ve ısınmanın hızla elektrifikasyonu, elektrik üretiminin de yüzde yüz yenilenebilir enerjiyle (özellikle rüzgar ve güneş) elde edilmesi için yeni yenilenebilir enerji santralı kurulumlarının hızla artırılması. Bunun için kamu politikalarının geliştirilmesi, teşvikler verilmesi gerekiyor. Ayrıca ulaşım ve sanayide elektrik kullanımının zor olduğu alanlar için yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yeşil hidrojene geçilmeli.”

     

    Dr. Ümit Şahin, Türkiye’nin de Paris Anlaşması altındaki yükümlülüklerini yerine getirerek 2053’e kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşması gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti: 

    “İstanbul Politikalar Merkezi’nde yaptığımız çalışmalara göre, bunun için enerji arz güvenliğinde herhangi bir sorun yaratmadan elektrik üretiminde kömür kullanımını 2035’e kadar terk etmesi, toplam karbondioksit emisyonlarını 2030’a kadar 2018 seviyesinin %32 altına düşürmesi, gerekli şebeke esnekliği önlemlerini alarak 2050’ye kadar elektrikte yüzde yüze yakın yenilenebilir enerjiye dönmesi mümkün.  Bu dönüşümün 2030’a kadar yılda 10 milyar dolarlık bir maliyeti var ama bu aynı zamanda enerji ve sanayide yenilikçi yatırımlar yapılması, teknolojik atılım, yeni yeşil işlerin oluşması yoluyla istihdamın artırılması, fosil yakıt ithalatının azalması ve elektriğin ucuzlaması demek. Ulaşım, binalar ve sanayi gibi diğer alanlarda da gelişen ve ucuzlayan teknoloji sayesinde azaltım imkânları zaman içinde artacak ve Türkiye 2053’te net sıfır hedefini tutturabilecektir. Ancak bunun için önce Paris Anlaşması altında belirlenen Ulusal Katkı Beyanını geliştirerek artıştan azaltım hedefi vermekten yerine 2030’a ve 2035’e kadar mutlak emisyon azaltım hedefi belirlemesi, böylece gerçekçi bir karbon fiyatına ulaşılarak ekonomik aktörlerin ve piyasanın dönüşümünün sağlanması gerekir”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Depremzede kadınlardan Başkan Abdullah Özyiğit’e teşekkür ziyareti

    Mersin Yenişehir Belediyesinin geçtiğimiz ay düzenlediği etkinlikte stant açarak el emeği ürünlerini bir hafta boyunca satışa sunan Hataylı depremzede kadınlar, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’i ziyaret ederek desteklerinden dolayı teşekkür etti.

    Mersin Yenişehir Belediyesi, deprem felaketinden sonra Mersin’e gelen depremzede yurttaşlara desteğini sürdürüyor. Geçici barınma merkezlerinde depremzedelere ev sahipliği yapan Yenişehir Belediyesi, geçtiğimiz ay depremzede kadınlar için dayanışma etkinliği düzenlemişti. Düzenlenen etkinlikte Hataylı yurttaşlar, Hatay’ın yöresel lezzetleri, hediyelik eşyalar, el emeği takı ve tasarım ürünlerini kurulan stantlarda satışa sunmuştu. Hataylı depremzede kadınlar Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’i ziyaret ederek, desteklerinden dolayı teşekkür etti. Ziyarette konuşan Başkan Özyiğit, “Mersinli hemşehrilerime dayanışma etkinliğimize gösterdikleri yoğun ilgi ve duyarlılıklarından dolayı teşekkür ediyorum.  Hep birlikte yaraları sarmak için ilk günden bu yana büyük bir mücadele içerisindeyiz. Kalbimiz ve tüm desteğimizle depremzede kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Puratos’tan depremden etkilenen ekmekçilik ve pastacılık işletmelerine fon desteği

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk gününden beri yaraların sarılması için çalışan Puratos Türkiye, hayata geçirdiği ‘Puratos Türkiye Ekmekçilik ve
    Pastacılık Sektörü Yeniden Yapılanma Fonu’ ile bölgedeki ekmekçilik ve pastacılık işletmelerinin ayağa kalkıp yeniden üretim yapabilmesi için
     gerekli ekipmanları sağlamak üzere kaynak ayırıyor.

     Puratos Türkiye, 6 Şubat’ta yaşanan ve Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, ilk günden beri sürdürdüğü desteğini, hayata geçirdiği ‘Puratos Türkiye Ekmekçilik ve Pastacılık Sektörü Yeniden Yapılanma Fonu’ ile sürdürüyor. Depremden etkilenen bölgelerdeki yerel ekmekçilik ve pastacılık işletmelerinin yeniden ayağa kalkması için oluşturulan fona başvurular, 31 Temmuz’a kadar şirket veya işletme sahipleri tarafından yapılabilecek. ‘Puratos Türkiye Ekmekçilik ve Pastacılık Sektörü Yeniden Yapılanma Fonu’ndan yararlanmak isteyenlerin Puratos web sitesine (https://www.puratos.com.tr/tr) giderek ana sayfada çıkan ilgili banner üzerindeki linke veya web sitesi ana sayfasında yer alan ‘Deprem Yardım Fonu’ sekmesine tıklayarak sayfadaki bilgilendirmeleri okuması ve formu doldurması yeterli olacak. 

    “Üretim için ekipmanlara erişim önemli”

    Puratos Türkiye Genel Müdürü Bora Akın, depremler sonrasında yaşanan zor günlerde ulus olarak gösterilen dayanışma ruhunun önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Puratos Türkiye olarak depremin ilk gününden itibaren biz de bu dayanışmanın bir parçası olduk. Bağlı olduğumuz Puratos Grubu’nun desteğiyle hayata geçirdiğimiz ‘Puratos Türkiye Ekmekçilik ve Pastacılık Sektörü Yeniden Yapılanma Fonu’nda toplanan bağışlarla, deprem bölgesindeki ekmekçilik ve pastacılık işletmelerine kaynak ayırdık. Çünkü bu bölgedeki işletmelerin üretime geçebilmesi için yeni ekipman almaları gerekli. Ayrıca tüm işletmelerin tekrar açılması, hem gıdaya erişim hem de istihdam açısından çok önemli. Bölgedeki hayatın normale dönebilmesi ve bunun sürdürülebilir olması için bizler elimizden geleni yapmaya bundan sonra da devam edeceğiz.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Nevşehirli gençler çanakkale’de 

    Nevşehir Belediyesi tarafından 16-20 yaş arası gençler için düzenlenen Çanakkale gezileri büyük ilgi görüyor.

    Nevşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 16-20 yaş arası için düzenlenen Çanakkale gezileri devam ediyor. Başvuruların tamamlanması ile birlikte her gün düzenlenen ücretsiz turlarla Çanakkale’ye giden gençler, rehberler eşliğinde Çanakkale Şehitliği’nin yanı sıra Çanakkale Destanı’nın yazıldığı geniş bölgedeki tarihi kaleleri, tabyaları, şehitlikleri, anıtları, müzeleri, batık gemileri, topları, siperleri, burçları ve savaştan kalan pek çok şeyi görme fırsatı buluyor.

    Çanakkale’de destan yazan ecdadının kahramanlık hikâyelerini yerinde dinleyeler ve bu vatanın var oluş hikâyesini derinden hisseden gençler, geziden duydukları memnuniyeti dile getirerek Nevşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Savran’a teşekkür etti.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tüp Bebek Tedavisinde Şansınızı Artırmak İçin Bunlara Dikkat!

    Tüp bebek tedavisi bebek sahibi olmak isteyen çiftler için en etkin tedavi yöntemi olarak tanımlanıyor. Ancak bu tedaviden başarılı sonuç alınmasını etkileyen bazı önemli faktörler bulunuyor. Bu sürecin doğru şekilde ilerlemesi için gerekli detayları, Memorial Ataşehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nden Prof. Dr. Ebru Çöğendez paylaştı.

    Embriyo kalitesi çok önemli  

    Tüp bebek tedavisi için yumurta sayısı kadar yumurta kalitesi de çok önemlidir. Tek bir kaliteli yumurta ile kadınların anne olma şansı vardır. 

    Yumurta kalitesini etkileyen önemli faktörler:

    •  Kadın yaşı
    •  Sigara kullanımı
    •  FSH düzeyi
    •  Yumurtalıkların uyarılmasında kullanılan hormonların dozu
    •  Yumurta toplama işleminin zamanında ve uygun şekilde yapılması
    • Genetik bozukluklar

    Kaliteli sperm seçimi, sperm seçim teknikleri, yumurtanın spermle döllendiği ICSI işleminin tecrübeli embriyologlar tarafından yapılması, merkezin laboratuvar teknolojisi ve yüksek teknoloji kullanımı tüp bebek tedavilerinde başarıyı artıran diğer önemli faktörlerdir.  

    Embriyo kalitesi tüp bebek başarı oranını etkileyen önemli kriterlerin başında gelmektedir. Çoğu merkezde embriyolar hücre sayılarına, şekillerine, hücre boyutlarının eşitliğine göre değerlendirilip embriyo kalitesi belirlenmektedir. Tüp bebek tedavilerinde gebelik şansını artırmak için 5.gün embriyosu (blastokist) transferi hedeflenmektedir. Çünkü 5. güne ulaşmış kaliteli bir embriyonun tutunma şansı 3. güne göre daha yüksektir.

    Kaliteli embriyoların elde edilmesinde embryoskop adı verilen embriyoların devamlı takip sisteminin kullanımı ve embriyoların genetik analizinde kullanılan NGS yöntemi tüp bebek tedavisinde başarı şansını arttırmada tercih edilen diğer yöntemlerdendir.

    İyi kalitede embriyolarda genetik anormallik görülme ihtimali çok düşüktür; ancak bu embriyolarda da genetik anormallik olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu nedenledir ki iyi kalitede embriyo transferine rağmen tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları olan çiftlerde embriyonun genetik analizi (NGS) sonrası transferi tüp bebek başarısını artırmak için yapılmalıdır.

    Tüpleri tıkalı olan veya tüplerinde sıvı biriken kadınlarda öncelikle bu tüplerin laparoskopik olarak çıkarılması ya da tüple rahim arasındaki ilişkinin kesilmesi gebelik şansını artıracaktır. Rahim filminde saptanan yapışıklık, miyom ve poliplerin embriyo transferinden önce histeroskopi (kapalı rahim ameliyatı) ile temizlenmesi tedavi başarısını artıracaktır.  Yine tüp bebek tedavisi sırasında ilaçların etkisiyle rahim içinde belirgin hale gelen poliplerin histeroskopi ile çıkarıldıktan sonra embriyo transferinin gerçekleştirilmesi tüp bebek tedavi başarısını olumlu yönde etkileyecektir. 

    Tüp bebek tedavisinde başarıyı artıran yaşam tarzı değişiklikleri

    Kadınlarda kilo arttıkça (VKİ >30) tüp bebeği takiben canlı doğum oranlarının azaldığı görülmektedir. Obez kadınlar için ideal olan kilo verdikten sonra tüp bebek yapmak ve gebe kalabilme şansını artırmaktır. Polikistik over sendromu ve kısırlığı olan fazla kilolu/obez kadınlarla yapılan çalışmalarda yaşam tarzı değişikliği ve kilo kaybından sonra yumurtlama ve canlı doğum oranlarında iyileşme gösterilmiştir. 

    Yağ oranı düşük, protein, demir, magnezyum, kalsiyum ve potasyum oranı yüksek bir diyet önemlidir. Yeşil yapraklı sebzeler idealdir. Doğurganlığı artırmaya yönelik avokado, yumurta, kuruyemiş, fasulye ve somon gibi Omega-3 yağ asitleri ve kepekli tahıllar tavsiye edilmektedir. Şeker oranı yüksek gıdalardan, işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.

    Amerikan Kalp Derneği haftada 5 gün, günde en az 30 dakika egzersizi teşvik etmektedir. Kalp atış hızınızı artıran herhangi bir aktivite yapılabilir. Düzenli egzersiz yapmak tansiyonunu düşürecek, diyabetle mücadele ve IVF başarısı şansını artıracaktır. 

    Sigara içmek, yumurta ve sperm kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Sigara içen kadınlarda yumurtalıkların uyarılması için daha yüksek dozda hormon ilacı kullanılmakta ve sigara içmeyenlere kıyasla daha fazla tüp bebek denemesi gerekmektedir. Bu nedenle tüp bebek tedavisi planlanan çiftlerde gebelik şansını artırmak için tedavi öncesi sigaranın bırakılması tavsiye edilir. 

    Son araştırmalar, fazla miktarda kafein alımının tüp bebek yoluyla gebe kalma şansını azalttığına işaret etmektedir. Çalışmalar, kadınların günde üç fincandan fazla kahve veya kafein eşdeğeri tüketmemelerini önermektedir.

    Gebelik öncesi multivitamin takviyesi çoğu zaman tavsiye edilmektedir. Ancak kadın ve erkekte kısırlık nedenine yönelik standart multivitamin içeriğine ilaveten bazı adjuvan (ek tedavi) kullanımı gerekebilmektedir. Kadında androjen(DHEA, testesteron gibi) ve Antioksidan(Koenzim Q10) kullanımının yumurta kalitesi üzerine artırıcı yönde etkisi olduğuna inanılmaktadır. Erkekte de sperm DNA hasarını azaltıp sperm kalitesini artırmaya yönelik antioksidan takviyesi(L Karnitin gibi) çoğu zaman önerilmektedir.

    Stres, bireyin üreme potansiyelini çeşitli mekanizmalar yoluyla, hormon sistemi, santral sinir sistemi ve bağışıklık sistemini etkileyerek azaltabilir. Fizyolojik olarak kronik strese maruz kalma üreme performansını etkilerken, akut stres özellikle ovulasyon döneminde istenmeyen durumlar ortaya çıkarabilir.Stres, hipotalamustan gonadotropin hormonu (GnRH) salgılanmasını, dolayısıyla hipofiz bezinden lüteinleştirici hormon(LH), folikül uyarıcı hormon(FSH) ve yumurtalıklar tarafından da östrojen hormon salınımını azaltır. Bu durumun doğurganlık üzerinde olumsuz sonuçları olmaktadır. Bu nedenledir ki stresle başa çıkmak çok önemlidir. Akupunktur, yoga, masaj, meditasyon, yürüyüş, günlük tutma gibi aktiviteler stresle başa çıkabilmenizde size faydalı olabilecek aktivitelerdir.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İstanbul Festivali Buray ve Hadise’nin Sahne Şovuyla Işıl Işıl

    Etkinlik dünyasına Türkiye’nin en uzun soluklu ve en geniş kapsamlı festivali olarak damgasını vuran İstanbul Festivali, Festival Park Yenikapı’da tüm hızıyla devam ediyor. Festivalin altıncı gününde müzikseverler, önce Buray sonra Hadise konseri ile eğlenceyi tam anlamıyla yaşadı.

    Trendyol Yemek Ana Sponsorluğu’nda ve Sipay’ın Fintek Sponsorluğu’nda gerçekleşen festivalin altıncı günü saat 16.00’da kapılarını açtı. 6 Ağustos’a kadar devam edecek ve birbirinden farklı etkinliklerin gerçekleşeceği İstanbul Festivali’nin altıncı gününde de katılımcılar doyasıya eğlendi.

    Focus İstanbul Etkinlik Yönetimi tarafından Festival Park Yenikapı’da düzenlenen İstanbul Festivali’nin ana sahnesinde, sevilen şarkıcı Buray izleyenlere keyifli anlar yaşattı. Sahnede seyirci ile yakın temas kuran Buray, şarkılarını müzikseverlerle buluşturdu.

    Gecenin ikinci konserinde dillere dolanan hit şarkıları ile Hadise yer aldı. Dansları ve eşsiz performansıyla şarkılarını müzikseverlerle seslendiren Hadise, geceye damgasını vurdu.

    İstanbul Festivali’nde, 27 Temmuz Perşembe günü önce Su Soley sonra Haluk Levent, 28 Temmuz Cuma günü ise önce Bedük sonra Ajda Pekkan sahne alacak.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mcdodo’dan iPhone’u 30 dakikada yüzde 60 şarja ulaştıran göstergeli kablo

    Mcdodo PD hızlı şarj ve data kabloları, sıra dışı şık tasarımlarının yanı sıra dijital göstergesi ve hızlı şarj özelliği sayesinde günlük yaşamın değişmez aksesuarı olacak. 5A maksimum akım ve 100W güç ile iPhone 14’ü 30 dakikada %60 şarj eden kablolar, 1.2m uzunluğuyla da ideal bir kullanım olanağı sunuyor

    Türkiye’nin en hızlı büyüyen mobil aksesuar markası Mcdodo, ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Hayatımızı kolaylaştıran teknolojik aygıtları; yenilikçi ve dayanıklı tasarımlarla kullanıcılarına sunan Mcdodo bu kez, dijital göstergeli PD hızlı şarj kablolarıyla, sadece hız konusunda değil, tasarımda da çığır açıyor.

    Kablonun telefona bağlandığı noktadaki dijital ekrandan, akım gücünü de kontrol edebildiğiniz, hızlı şarj 20W’a kadar güç transferine izin veren kabloların; Type-C’den lightning, PD, iPhone ve Type-C’ye 4 farklı bağlantı seçeneği var. Sıradan kablolar ile 30 dakikada ancak % 20 şarj olan iPhone ve diğer mobil cihazları %60 şarj eden yeni nesil kablolar, 1.2 m’lik uzunluğuyla da farklı kullanım alanlarında rahatlık sağlıyor.

    Patentli akıllı MSC çipiyle, hızlı şarj esnasında oluşabilecek; aşırı şarj, yetersiz şarj, aşırı voltaj ve aşırı ısınmanın önüne geçen teknolojileriyle şarj cihazını da koruyan kablolar, 5A maksimum akım ve 100W güçle, MacBook Pro’yu 1.8 saatte tamamen şarj edebiliyor.

     

    Estetik ve dayanıklı tasarım

    Çift korumalı ve kusursuz bir parazit önleme özelliğine sahip olan Mcdodo PD hızlı şarj kabloları, sadece sunduğu hız ve mükemmel teknolojiyle değil, alışılmadık tasarımıyla da fark yaratıyor. Mcdodo’nun estetik ve dayanıklı kablo tasarımının kullanıldığı kablo, dijital ekranıyla da hem teknolojik, hem de kullanım açısından ayrıcalıklar sunuyor.

    Kurulduğu 2013 yılından bu yana sektörde hızlı bir yükseliş gösteren global aksesuar markası Mcdodo, günlük pratik kullanım ihtiyaçlarına göre ürettiği şarj kabloları, powerbank’ler ve kablosuz şarj cihazlarıyla kısa süre içinde sektörün öncü markası haline geldi. Sunduğu ürünlerde kullandığı malzemenin kalitesine, tasarımının özgünlüğüne ve ürünlerin işlevsel oluşuna önem veren Mcdodo; ihtiyaca yönelik, ekonomik ve inovatif ürünleri tüketiciyle buluşturmaya devam ediyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • YKS’de resmi tercihler başladı!

    YKS sonuçları 20 Temmuz tarihinde açıklanırken, gözler 27 Temmuz’da resmi olarak başlayan YKS tercih listelerine çevrildi. Tercih danışmanları 24 tercih hakkı bulunan adaylara listelerini oluştururken içlerine sinmeyen, gidip gördüklerinde, bilgi aldıklarında akıllarında soru işareti bırakan bölüm ve üniversiteleri tercih etmemelerini öneriyor. Eğitim Uzmanı Ertuğrul Tut, tercih listesindeki ilk ve son tercih arasındaki memnuniyet oranının fazla açık olmaması gerektiğine dikkat çekerek, geleceğin mesleğini değil gelecekte mutlu olacağınız mesleği seçin uyarısında bulunuyor…

    Üniversite tercih süreci resmi olarak ise 27 Temmuz 2023 tarihinde başlıyor, 8 Ağustos’a kadar devam ediyor. Adayların beklentileri ve hayalleri yönünde bilinçli davranması gereken bu dönemde Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi Ertuğrul Tut, tercih listelerinin oluşturulması ile ilgili önemli teknik bilgiler paylaştı, taktikler verdi. 

    Dil sınavına giren öğrenci sayısı %100 arttı

    Adayların kontenjan kılavuzunu dikkatli incelemesini söyleyen Ertuğrul Tut “Bu yıl geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi eşit ağırlık, sayısal ve sözelde çok büyük farklılıklar bulunmuyor. Öte yandan dil sınavına giren öğrenci sayısının geçen yıla oranla %100 artmış olmasından kaynaklı dil puanında bir farklılık olabileceğini öngörebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda devlet üniversitelerinde uygulanan okul birinciliği kontenjanına bu yıl depremzede kontenjanı eklendi. Şehit, gazi yakını kontenjanı ve 34 yaş üstü kadın kontenjanları verildi. Bu farklılığı adaylar da zaten kontenjan kılavuzuna baktıklarında mutlaka göreceklerdir.” dedi.  

    ‘Daha kolay ve hızlı para kazanma eğilimi’ tercihlere yansıyor 

    Özellikle pandemiden sonra dijitalleşmeyle birlikte mühendislik ve sağlık alanında belli başlı programlara daha fazla talep olduğunu gözlemlediklerini belirten Tut, farklı bir noktaya da dikkat çekti “Bundan önceki jenerasyonla başlayıp bu jenerasyona da sirayet eden ‘Daha kolay ve hızlı para kazanma eğilimi’ tercihlere de yansıyor ve bize direkt bu bölümler soruluyor. Elbette bu sorunun cevabı öncelikli olarak kişinin kendi kişilik özelliklerine ve yeteneklerine hangi meslek uygunsa o yönde bir yönlendirme içeriyor. Genele baktığımızda ise yazılım, bilgisayar, görsel iletişim tasarımı yani dijital mecralarda daha çok iş yapan alanlar oluyor. Ya da yurt dışı imkânı olan ve yurt dışında iş yapabilecek alanları tercihlerde öne çıkıyor. Sağlıkla ilgili alanlar ise tabii ki de her zaman önemini koruyor.” ifadelerini kullandı.  

    “Aileler yarım kalan hayallerini çocukları üzerinde tamamlamamalılar”

    Eğitim Uzm. Ertuğrul Tut¸ bu süreçte farklı profillerde aile davranış kalıpları gözlemlediklerini söyleyerek. “Anneler ve babalar daha çok kendi hayalleri üzerinden çocuklarının hayallerini gerçekleştirme üzerine gidiyorlar. Bu da bir baskı oluşturabiliyor. Bizim yapmış olduğumuz görüşmelerde genel itibariyle, eğer aday çok konuşuyorsa ve ne istediğini ifade edebiliyorsa aile zaten çocuğuna bırakmış oluyor. Bu da çok sağlıklı bir şey değil. Çünkü bazen hatalı tercihler de olabiliyor. Aday burada kendisini çok iyi tanımalı, ailenin de buna destek verip yol açıcı tavırlar sergilemesi gerekiyor. Doğru olan kariyer planı için aile de fikirlerini beyan edip yönlendirme yapması gerekiyor. Aileler yarım kalan hayallerini kendi çocukları üzerinde tamamlamamalılar.” önerisinde bulundu. 

    “Adayın kendisini tanıması çok önemli, biz tavsiyelerde bulunuyoruz “

    “Biz adayı kariyer testi üzerinden yönlendirmeye gayret ediyoruz, tavsiyelerde bulunuyoruz. Kariyer testi doğru tercih yapma sürecinin önemli bir aşaması ama daha ideal bir sonuç için adayın kendisini, anne babanın çocuğunu çok iyi tanıyor olması gerekiyor. Çünkü meslek yarı yolda değiştirilebilecek bir şey değil. Bu ünvan ömrün sonuna kadar ismin önüne geliyor. Doğru, sağlıklı ve mutlu edecek yönelimlere göre tercih yapılması, tercih listesindeki ilk ve son tercih arasındaki memnuniyet oranının çok fazla açık olmaması gerekiyor. Yani ilk tercihi de son tercihi de adayın istediği bölüm ve programlar olmalı.” 

    “Geleceğin mesleğini değil gelecekte mutlu olacağınız mesleği seçin”  

    Geleceğin meslekleri konusunda da bilgi veren Tut “Bazı trendler geleceğe yönelik bir şeyler söyleyip ipucu veriyor. Sağlıkla ya da dijital mecralarla ilgili alanlar geleceğin meslekleri arasında sıralanıyor. Geleceğin meslekleri ile başlayan cümleler kurduğumuzda diğer mesleklerin sanki geleceğinin olmadığını kanaati oluşuyormuş gibi durum söz konusu. O nedenle geleceğin mesleği değil gelecekte mutlu olacağınız mesleği seçinMutlu olduğumuz mesleği seçtiğiniz zaman aslında geleceğin mesleğine de çok gerek kalmıyor.” dedi.  

    “Üniversitelerin sunduğu imkânları iyi okuyun”

    Burs, yurt, ulaşım, ERASMUS gibi imkânların iyi araştırılması gerektiğine dikkat çeken Tut, sözlerini şöyle tamamladı. “Artık devlet ya da vakıf üniversitesi ayrımı kalmadı. ‘İyi hissedeceğim bir üniversite’ diye sorgulamalı adaylar. Önce bölüm, sonra üniversite ve şehir tercihi yapılır. Öte yandan üniversitelerin sunduğu burs imkânlarına mutlaka baksınlar. Yaşam ve ekonomik koşulların sıkıntılı olduğu noktada size uyan farklı burs imkânlarını değerlendirebilirsiniz. Örneğin Üsküdar Üniversitesi ilk tercihe ücretli program yazıldığı zaman ilk tercihe %35, ikinci tercihe %15, üç, dört ve beşinci tercihlere %10 indirim sağlıyor. Buna ek olarak ÖSYM bursu,  yine ücretli programları da kapsayan ilk 5 tercihin tamamı Üsküdar Üniversitesi olursa almış oldukları bursa ilaven kalan rakam üzerinden ek %25 indirim daha tanımlanıyor. Bunun dışında yurt dışı olanaklarımız, ERASMUS anlaşmalı olduğumuz üniversitelerin sayısı oldukça fazla. Özellikle son dönemlerde yurt dışı imkânları öğrencilerin ilgisini çekiyor. Laboratuvar ve uygulama alanları, şehrin merkezinde olması, yerleşkelerimizin arasındaki mesafelerin çok fazla olmaması çok büyük avantaj.  En önemlisi bir üniversitenin omurgası yani akademik kadrosudur. Akademik kadromuzun kendi alanında çok başarılı uzmanlardan oluşması çok önemli bir artıdır.” 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Muhteşem kafkas foklorü gölcük’ü hayran bıraktı 

    Gölcük Anıtpark’ta düzenlenen “Uluslararası Kafkas Folklor” etkinliğinde sahnelenen birbirinden muhteşem gösteriler, izleyenleri hayran bıraktı.

    Gölcük Belediyesi, Marmara Kafkas Gürcü Federasyonu, Kocaeli Kartvel Kafkas, Gölcük Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği iş birliğinde düzenlenen; Uluslararası Kafkas Folklor Etkinliği, Anıtpark’ta gerçekleştirildi. Yoğun ilgi gören etkinlikte; Orhangazi Kafkas Halk Oyunları Ekibi, Gürcistan Kutaisi İmedi 200 Folklor Grubu, Gürcistan Batum Ajaris Saxelmcifo Akademiuri Asambli ARSİANİ, İnegöl Kafkas Folklor Ekibi ve Gölcük Kafkas Derneği Megobrebi Müzik Grubu ekipleri, muhteşem gösteriler sergilediler.

    KAFKAS COŞKUSUNU DAKİKALARCA ALKIŞLADILAR

    Kafkas coşkusunu Gölcük’e taşıyan etkinliğe; Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, İlçe Milli Eğitim Müdürü Caferi Tayyar Mert, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yaklaşık 3 saat süren etkinlikte; Türkiye ve Gürcistan’dan gelecek Kafkas halk oyunları ekipleri, Kafkas halk oyunlarının birbirinden güzel örneklerini sergilediler. Kafkas halk oyunlarının coşkusuna kapılan izleyiciler, sahneye çıkan ekipleri alkışlarıyla tebrik ettiler.

    HER GÖSTERİ AYRI GÜZEL

    Muhteşem gösteriler sahneleyen ekipleri tebrik eden Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Hemşehrilerimizin çok yoğun ilgi gösterdiği Kafkas Halk Oyunları gösterileri için ilçemize gelen; Gürcistan, Orhangazi ve İnegöl halk dansları ekiplerine, organizasyonun yapılmasında büyük emekleri olan; Marmara Kafkas Gürcü Federasyonu Başkanı Ömer Faruk Demirtaş’a, Gölcük Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Sevim’e, kıymetli misafirlerimize ve emeği geçen herkese can-ı gönülden teşekkür ederim” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Hepsiburada ve Şekerbank’tan, kadın kooperatiflerine dijital reklam destek paketi kapsamında 20 milyon TL lik satış hacmi imkanı

    Hepsiburada ve Şekerbank’ın girişimci kadınlardan oluşan kadın kooperatiflerine desteği sürüyor. Şekerbank, Hepsiburada’nın “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” programı avantajlarına ek olarak şimdi de her bir kadın kooperatifine 10 bin TL olmak üzere dijital reklam desteği ve bankacılık ürün ve hizmetleriyle finansmana erişim imkânı sunuyor. İlgili iş birliği ile toplam 2 milyon  TL değerinde HepsiAds dijital reklam desteğine ulaşılması hedefleniyor.

    “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” programı dahilinde sunduğu avantajlarla, 2017 yılından bu yana Türkiye’nin dört bir yanından 43 binden fazla girişimci kadın, 200 den fazla      kadın kooperatifi ve 51 sivil toplum kuruluşunun yanında yer alan Hepsiburada, kadın kooperatiflerine destek olmak amacıyla Şekerbank ile el ele verdi.

    Kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin  kadınların iş gücüne katılımı ve ticarette güç kazanmasıyla mümkün olacağına inanan Hepsiburada, bünyesinde satış yapan kadın kooperatiflerine şimdi Şekerbank iş birliğiyle 10 bin TL değerinde HepsiAds dijital reklam desteği ve bankacılık ürün ve hizmetleriyle finansmana erişim imkânı sunuyor. Finansal ihtiyaçlarını karşılamak ve işlerini büyütmek isteyen kadın kooperatifleri, Şekerbank’tan 250 bin TL’ye kadar nakit desteği de alabilecek. Kampanyaya katılan Şekerbank müşterisi kadın kooperatifleri, ayrıca 1 yıl boyunca POS aidat muafiyeti ve ücretsiz EFT/havale hakkına sahip olacak. Şekerbank’ın kadınlara özel sunduğu “Bütçem Benim Bonus Kart” yıllık kart aidat ücretinden de yine 1 yıl süreyle ücret alınmazken, katılımcılar, Hepsiburada siparişlerinde süresiz bedava kargo hizmeti, ücretsiz fotoğraf çekiminin yanı sıra ücretsiz “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü E-ticaret” ve Şekerbank Finansal okuryazarlık eğitim fırsatlarından da yararlanabilecek.        

    Hepsiburada ve Şekerbank’ın işbirliği ile kadın kooperatiflerine  dijital reklam destek paketi kapsamında 20 milyon TL’lik satış hacmi imkanı yaratılması hedefleniyor.

    Şekerbank KOBİ, Perakende ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Tuğbay Kumoğlu ve Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Ender Özgün, kadın kooperatiflerinin büyümesi ortak hedefiyle böyle bir işbirliğine imza attıklarını belirterek, imza töreni sonrası açıklamalarda bulundu.   

     

    Tuğbay Kumoğlu: “Üreten kadınların işlerini birlikte büyütüyoruz.”

    Kadınların üretime ve iş gücüne daha etkin katılımı için kadın bankacılığı yaklaşımlarına değinen Tuğbay Kumoğlu: “Dijital kanallarımız aracılığıyla kapsayıcı finans alanında ilklere imza atıyoruz. Dijital bankacılık ürünlerimizin yanı sıra kadınlara özel işletme ve yatırım kredilerimiz, kredi kartlarımız ve finansal okuryazarlık eğitimlerimizle kadın kooperatiflerimize destek oluyor, üreten kadınların işlerini birlikte büyütüyoruz. Hepsiburada ile iş birliği içinde olduğumuz ‘Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü’ programı sayesinde de Türkiye’nin neresinde olursa olsun kadın üreticilerimizin pazarlama faaliyetlerini güçlendirmek, satış fırsatlarını artırmak için özel bir dijital reklam ve finans kaynağı sunacağız. Girişimci kadınlarımızın ürettiklerini daha geniş pazarlara sunmanın ve satışlarını artırmanın yollarını göstererek, söz konusu girişimleri güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Bunu gerçekleştiren ilk banka olarak, kadınlarımızın üretime devam edebilmesi için her zaman yanlarında olacağız.” dedi.

     

    Ender Özgün: “Girişimci kadınlara desteklerimiz artarak devam edecek.”

    Kadın girişimcilere destek olmak için çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini dile getiren Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Ender Özgün ise “Hepsiburada olarak, 2017 yılından bu yana, Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü programımızla girişimci kadınlara eğitim, pazarlama ve operasyonel süreç konularında destek sağlıyoruz. E-ticaret ekosisteminin her alanında kadınların yanında yer aldık ve programımızla bugüne kadar 43 binden fazla girişimci kadına, 220’ye yakın kadın kooperatifine ve 30 sivil toplum kuruluşuna katkı sağladık. Şekerbank ile hayata geçirdiğimiz yeni iş birliğimizle de kadın kooperatiflerinin finansal engelleri aşmalarına bir destek daha eklemiş olduk.  Önümüzdeki dönemde de Hepsiburada olarak bugüne kadar yaptığımız gibi tüm imkanlarımızı sunarak girişimci kadınları güçlendirmeyi sürdüreceğiz.” dedi.

     

    HepsiAds ile satışları artırma imkanı

    Hepsiburada’nın “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” programı avantajlarına ek olarak her bir kadın kooperatifine 10 bin TL olmak üzere dijital reklam desteği ve bankacılık ürün ve hizmetleriyle finansmana erişim imkânı sunuyor. İlgili iş birliği ile toplam 2 milyon TL değerinde  HepsiAds dijital reklam desteğine ulaşılması hedefleniyor.

    Kampanyaya katılan kadın kooperatifleri, Hepsiburada’nın yeni nesil dijital reklam çözüm ve teknolojileri sunduğu “HepsiAds” ile e-ticaret hacmini daha hızlı ve kararlı şekilde büyütebilecek. Bünyesinde satış yapan her 3 işletmeden 1’inin e-ticarete başladığı ilk e-ticaret platformu konumunda olan ve Türkiye’de e-ticaret ekosisteminin büyümesine katkı sağlayan Hepsiburada, hepsiAds reklam çözümleri ile birlikte satıcıların ürünlerini ve mağazalarını aramalarda üst sıralara taşıyarak satışları artırırken,  mağazalara ve ürünlere yönelik farkındalık yaratıp satıcıların tüm kampanyalarını duyurabileceği app ve web üzerinden stratejik konumlandırılmış video ve görsel reklamlar ile en verimli reklam alanlarını sağlıyor. 

    Kurulumu, yönetimi ve kullanımı son derece kolay olan HepsiAds’den faydalanan işletmeler, Hepsiburada üzerinden verdikleri reklamlar sayesinde ziyaret trafiklerini 10 kat ve satışlarını ise 3 kat artırma imkanı bulabiliyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bioderma tenisin ışıldayan yıldızı Zeynep Sönmez’e sponsor oldu

    Türkiye’de sporun ve sporcunun gelişimi için önemli anlaşmalara imza atan Bioderma, sporcu desteklerine bir yenisini daha ekledi. Fransız dermokozmetik markası Bioderma, tenisin ışıldayan yüzü Zeynep Sönmez’e sponsor oldu. 

    Filenin Sultanları ve Filenin Efeleri’nin resmi sponsoru olarak Türk voleybolunu destekleyen dünyanın önde gelen Fransız dermokozmetik markası Bioderma, sporcu sponsorluklarına bir yenisini daha ekledi. Bu yıl milli voleybolcu Saliha Şahin’e destek olan dünya markası Bioderma teniste sıkça kendinden bahsettiren 21 yaşındaki Zeynep Sönmez’e sponsor oldu.

    Son zamanlarda elde ettiği başarılarla dünyada da dikkatleri üzerine çekmeyi başaran milli tenisçi Zeynep Sönmez, Estonya’da düzenlenen W40 Tallinn Turnuvası’nda şampiyon olarak kariyerindeki en büyük başarıya imza attı. Bioderma’nın desteklediği Zeynep Sönmez şampiyonluklar kazanarak dünya sıralamasında üst basamaklara tırmanmayı hedefliyor. Turnuvalarda ve antrenmanlarında uzun süre güneşe maruz kalan Zeynep Sönmez, yıllardır Bioderma’nın güneş koruyucu serisi Photoderm ürünlerini kullanarak cilt sağlığını korumaya çalışıyor. Marka, tenisin ışıldayan yüzü Zeynep’e sponsor olarak sporculara verdiği değeri bir kez daha gösterdi.

    Hedef Olimpiyatlar

    21 yaşındaki genç sporcu, raketi eline aldığında henüz 6 yaşındaydı. 15 yıllık tenis kariyeri boyunca sayısız kupa kazanmayı başaran Zeynep Sönmez, 16 yaşındayken uluslararası ITF Junior’da ilk 150’de yer aldı. Başarılı tenisçi profesyonel kariyerinde şu anda ilk 210 içinde sıralanıyor. FED CUP’daki en genç sporcu olan Zeynep Sönmez, Akdeniz Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil etti. Başarılı raket Zeynep Sönmez, Olimpiyat Oyunları’nda mücadele etmek için çalışmalarını sürdürüyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yeni evleneceklere devletten ikramiye müjdesi! Kimler yararlanabilir ne kadar ödeme yapılıyor?

    Yaz mevsimiyle birlikte düğün dönemi da açıldı. Evlenecek çiftlerin masraflarının karşılanması için devletten ikramiye muştusu geldi. Memur ve emekli maaşlarına yapılan artırımın akabinde evlilik ödeneğini arttırdığını duyurdu. 5 bin 625 lira aylık alan bir şahsa 135 bin lira seviyesinde dayanak ödemesi yapılıyor. Pekala evlilik ikramiyesinden kimler yararlanabilir ne kadar ödeme yapılıyor?Çalışan bayanlar yaralanabilir mi?

    48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisinin akabinde devletten yeni evleneceklere bir müjde daha geldi. Memur ve emekli maaşlarına yapılan artırımından sonra açıklanan ikramiye dayanak kapsamında sigorta kolu ve yaş sonu olmayacak.

    devletten evlilik ikramiyesi müjdesi

    SİGORTA KOLU VE YAŞ HUDUDU YOK!

    Evlilik yardımında sigorta kolu ve yaş sonu bulunmuyor. Evlenme ödeneğinden yalnızca SSK, Emekli Sandığı’ndan aylık alanlar değil Bağ-Kurlular da yararlanabiliyor. SSK, Bağ-Kur sigorta kolu üzerinden yetim aylığı alanlar aylığının 24 katı, Emekli Sandığı’ndan aylık alanlar da 12 katı üzerinden evlenme ödeneği alabiliyor.

    İLK EVLİLİKTE DAYANAK VAR!

    • Dul olup tekrar evlenenler ikinci kez bu ödenekten yararlanamıyor. Boşanma durumunda anne ya da babadan tekrar gelir, aylık almak için iki yıllık müddetin dolması gerekiyor.
    • Eşin vefatı durumunda aylık bağlanması için çeyiz parasının bitiş müddeti beklenmiyor. Evlenme ödeneğinin beş yıl içinde talep edilmemesi halinde hak düşüyor. Evlenme yardımları gelir vergisinden istisna olup vergiye tabi tutulmuyor. Evlilik ikramiyesi cenaze ödeneği alınmasında pürüz teşkil etmiyor.

    ilk evlilikte evlilik ikramiyesi desteği

    YAŞ SONU BULUNMUYOR

    Evlilik ikramiyesi dayanağında rastgele bir yaş sonu bulunmuyor. İkramiye hakkı bulunanlar birinci evliliğini 45 yaşında da yapsa alma hakkı kazanıyor. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde yine hak sahibi olması halinde bu mühletin sonuna kadar gelir yahut aylık bağlanmıyor.

    Bu durumda olanlar 60 genel sıhhat sigortalısı sayılıyor. Evlenme ve ikramiyeden yararlanma durumunda başka hak sahiplerinin aylık ya da gelirleri yine hesaplanıyor. Örneğin; iki kız kardeş anne ya da babasından yetim aylığı alıyorsa birinin ikramiye alması durumunda öbürünün aylığı artıyor.

    evlilik ikramiyesinde yaş sonu bulunmuyor

    KİM NE KADAR ALABİLİR?

    Temmuz artırımıyla birlikte dul ve yetim aylıkları da arttı. En düşük emekli aylığı 7500 liraya yükseldiğinde yüzde 75 oranında dul ve yetim aylığı alanlar 5 bin 625 lira, yüzde 50 oranında payı olan 3 bin 750 lira, yüzde 25 payı olan da 1875 lira maaş farkı dâhil yeni ödeme almaya başladı.

    Buna nazaran SSK’dan 5 bin 625 lira dul ve yetim aylığı alana 135 bin lira, yüzde 50 payla 3 bin 750 lira alana 90 bin lira, yüzde 25 payla 1875 lira alana da 45 bin lira ödenecek. Emekli Sandığı kapsamında 5 bin 625 lira aylık alan ise 12 aylık periyodu kapsayacak halde 67 bin 500 lira evlilik dayanağı alacak.

    evlilik ikramiyesi takviyesinden kimler yararlanabilir

    ÇALIŞAN BAYANLAR YARARLANAMIYOR

    Sigortalı çalışan bayanlar, mevt aylığı yahut geliri alamadığı için çeyiz parası uygulamasından da faydalanamıyor. Bu durum erkekler için de geçerli.

    Evlenme tarihi nüfus kütüğünde güncellenmediyse dilekçeyle bir arada evlilik cüzdanının bir örneğinin SGK’ya verilmesi gerekiyor.

  • Atlas Fallen’ın Konsollardaki Evrak Boyutu Ortaya Çıktı

    10 Ağustos’ta PC, Xbox Series ve PlayStation 5 için çıkacak olan Deck13 oyunu Atlas Fallen’ın indirme boyutu ortaya çıktı.

    @PlaystationSize’ın yaptığı data madenciliği sayesinde öğrenilen bilgiye nazaran Atlas Fallen’ın Xbox versiyonunun indirme boyutu 40.17 GB (versiyon 1.0.0.2), PlayStation versiyonu ise şu anda 21.36 GB (versiyon 1.001.000). Xbox versiyonu ön indirmeye açıldı, PlayStation versiyonu ise 8 Ağustos’ta indirmeye açılacak.

    Geçtiğimiz günlerde Atlas Fallen’ın savaşlarını gösteren bir fragman yayınlanmıştı.

  • Trendyol’a Rekabet’ten ceza

    ANKARA (İGFA) – TRENDYOL çevrim içi pazaryeri pazarındaki uygulamalarıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesini ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla Rekabet Kurulunun 23.09.2021 tarih ve 21-44/650-M sayılı kararıyla yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Rekabet Kurulu’nda dün görüşülen dosyanın müzakeresi sonucunda, TRENDYOL’un algoritmaya müdahale ederek ve pazaryerinde satış yapan üçüncü taraf satıcıların verilerini kullanarak kendi perakende faaliyetine haksız olarak avantaj sağladığı, bu eylemlerinin rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırıcı nitelikte olduğu ve 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği değerlendirilerek adı geçen teşebbüse idari para cezası verilmesine karar verildi.

    Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirleri üzerinden takdiren DSM Grup Danışmanlık İletişim ve Satış Ticaret AŞ’ye 61 milyon 342 bin 847 lira 73 kuruş idari para cezası uygulanmasını kararlaştırıldı.

    Kararda ayrıca şirketin 4. maddede belirtilen yükümlülükleri zamanında ve eksiksiz yerine getirmemesi durumunda, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 17. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca günlük idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

    Kararın gerekçesi, Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere daha sonra tebliğ edilecek.

    Söz konusu kararın detaylarına ulaşmak için tıklayabilirsiniz.

  • Balkon ve bahçelerde nasıl mobilyalar tercih edilmeli? 2023 En hoş bahçe ve balkon berjeri

    Bahçe ve balkon dekorasyonunun olmazsa olmazı oturma kümeleri, ister akşam ister sabah saatlerinde rahat bir dinlenme alanı sunuyor. Piyasada yer alan onlarca tekli koltuk modelleri ortasından balkonunuzun boyutuna, haline ve tarzına nazaran seçim yapabilirsiniz. Pekala balkon ve bahçelerde nasıl mobilyalar tercih edilmeli? En yeterli dış yer berjer modelleri ve fiyatları nedir? İşte karşılıklar…

    Sıcaklığın artış gösterdiği yaz aylarında konutumuzun dekorasyonunda mevsime yönelik seçimler yapmaya ihtimam gösteriyoruz. Renkler, dokular ve desenlerin farklılık kazandığı bu periyotta en kıymetli değişim ise balkon ve bahçelerimizde gerçekleşiyor. Sıcak havalarda ferah ferah oturup çayımızı, kahvemizi yudumlayabileceğimiz bahçe ve balkonlarımızda konforlu bir alan inşa etmek isteriz. Pekala bahçe ve balkonlarda hem şık hem de rahat bir görünüm nasıl oluşturulabilir? İşte bu noktada yanlışsız bir oturma alanı oluşturmak gerekiyor. Gelin, sıcak havalara yakışacak en hoş bahçe ve balkon berjerlerine birlikte göz atalım.

    2023 EN HOŞ BAHÇE VE BALKON BERJERLERİ 

    MUDO ROMA TEKLİ KOLTUK

    MUDO ROMA TEKLİ KOLTUK
    15.192.98 TL

    • EN: 100
    • BOY:80
    • YÜKSEKLİK: 165

    IKEA BONDHOLMEN TEKLİ KOLTUK

    IKEA BONDHOLMEN TEKLİ KOLTUK
    2.999,00 TL

    • MALZEME: MASİF OKALİPTUS AĞACI, AKRİLİK BOYA
    • OTURMA MİNDERİ DAHİL VE ÇAMAŞIR MAKİNESİNDE YIKANABİLİR
    • DIŞ YER KULLANIMINA UYGUN

    VİVENSE RELAX KOLTUK

    ​VİVENSE RELAX KOLTUK
    5.640,00 TL

    • MALZEME: AHŞAP
    • GENİŞLİK: 75 CM
    • DERİNLİK: 83 CM
    • YÜKSEKLİK: 86 CM

    ÇİÇEKSEPETİ CHERRY JOY İÇ YER KOLTUĞU

    ÇİÇEKSEPETİ CHERRY JOY İÇ YER KOLTUĞU
    6.990,00 TL

    • HEM İÇ YER HEM DE DIŞ YER KULLANIMINA UYGUNDUR
    • MALZEME: AHŞAP (KAYIN)
    • MAKSİMUM TAŞIMA KAPASİTESİ: 140 KG
    • SIRT YÜKSEKLİĞİ: 90 CM
    • SU TUTMAZ KUMAŞ, YIKANABİLİR KILIF

    MUDO SIMONE KOLTUK

    MUDO SIMONE KOLTUK
    9.345,03 TL

    • EN: 69
    • BOY: 65
    • YÜKSEKLİK: 82
    • HEM İÇ HEM DE DIŞ YERDE KULLANIMA UYGUNDUR

    N11 WOODESK BEGONGİL TEKLİ BAHÇE KOLTUĞU

    WOODESK BEGONVİL TEKLİ BAHÇE KOLTUĞU
    3.390,90 TL

    • GENİŞLİK: 70 CM
    • DERİNLİK: 62 CM
    • YÜKSEKLİK: 75 CM
    • MATERYAL: METAL
    • KOLONLARDA KULLANILAN AHŞAP 1. SINIF FIRINLANMIŞ ÇAM AĞACIDIR
  • Borsa İstanbul’da işlem hacmi en yüksek hisseler

    Borsa İstanbul‘da bugün itibarıyla en yüksek hacme sahip şirket hisselerini listeledik.

    İşlem hacmi en yüksek hisseler arasında son işlem günü itibarıyla enerji sektöründe faaliyet gösteren Europower Enerji (EUPWR) ve Astor Enerji (ASTOR) hisselerinin bulunması, yatırımcıların enerji hisselerine duyduğu ilgiyi gözler önüne seriyor.

    İşlem hacmi en yüksek hisseler:

    • Astor Enerji (ASTOR),
    • Türk Hava Yolları (THYAO),
    • Aselsan (ASELS),
    • Europower Enerji (EUPWR),
    • Tüpraş (TUPRS),
    • Ereğli Demir Çelik (EREGL),
    • Kardemir (KRDMD),
    • Akbank (AKBNK),
    • Yapı Kredi (YKBNK),
    • Girişim Elektrik Sanayi Taahhüt ve Ticaret A.Ş (GESAN).

    Son işlem gününde tavan olan ilk 10 hisse senedi arasında ADEL hisselerinde son 1 senede 10 kat yükseliş yaşanması ön plana çıkıyor.

    En çok hacim alan hisseler şöyle:

    • Adel Kalemcilik Ticaret ve Sanayi A.Ş. (ADEL),
    • Bien Yapı Ürünleri Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş. (BIENY),
    • Borusan Mannesmann Boru (BRSAN),
    • Çelik Halat ve Tel Sanayi A.Ş. (CELHA),
    • Özsu Balık Üretim A.Ş. (OZSUB),
    • Zedur Enerji Elektrik Üretim A.Ş. (ZEDUR),
    • Borusan Yatırım ve Pazarlama A.Ş. (BRYAT),
    • Aztek Teknoloji Ürünleri Ticaret A.Ş. (AZTEK),
    • Ulusoy Elektrik İmalat Taahhut ve Ticaret A.Ş. (ULUSE),
    • EMEK Elektrik Endüstrisi A.Ş. (EMKEL).

    Bu makale ilk olarak halkaarz.net üzerinde yayımlanmıştır.

  • TCMB Başkanı Erkan: “2025 yılı sonrası, istikrar döneminin başlangıcı olacak”

    Investing.com – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, yılın üçüncü enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuştu.

    Merkez Bankası olarak temel amaçlarının fiyat istikrarı olduğunu belirten Erkan, enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için çalışmalara başladıklarını, 2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren bu çalışmaların sonuçlarını gözle görülür şekilde almayı beklediklerini söyledi.

    Erkan’ın açıklaması şöyle:

    “2025’ten sonra istikrar dönemine gireceğiz”

    2024’ten itibaren kurda istikrar başta olmak üzere ekonomide kalıcı güçlenmeler görüleceğinin altını çizen Erkan, asıl hedefin 2025 olduğunu, 2025 sonrasında ise çok daha istikrarlı bir sürece girileceğini belirtti.

    “Küresel büyüme zayıf”

    Dünya genelinde ekonomilerin büyümesinde zayıf bir seyir izlendiğini belirten Erkan, dünyanın önde gelen ekonomilerindeki son durumu da paylaştı.

  • Jaylen Brown, tarihi kontratı sonrası birinci sefer konuştu!

    Boston Celtics yıldızı Jaylen Brown, NBA tarihinin en yüksek meblağlı muahedesini Boston’da ‘Black Wall Street’i yine inşa etmek için kullanacağını söyledi.

    Brown, kendisine beş yıl boyunca 304 milyon dolar ödeyecek olan mukaveleyi imzaladığı basın toplantısında, basketbol mesleğinin bir sonraki evresinin paradan daha fazlası olduğunu açıkça belirtti:

    “Celtics’in yatırımını ve bağlılığını takdir ediyorum. Bu yatırımın burada, Boston’da, alanda ve saha dışında karşılığını vereceğim.”

    Brown, 1 Temmuz’dan bu yana supermax uzatması için uygun olmasına karşın, müzakere süreci boyunca kurulan diyalogların epeyce açık olduğunu hissettiğini kaydetti:

    “Karşılıklı olarak birbirimizin niyetini epeyce âlâ anladık ve her iki taraf için mantıklı olacak ortak bir noktada buluşmaya çalıştık.”

    Brown, yeni muahedesiyle birlikte gelen parasıyla ne yapmayı planladığı sorulduğunda, ‘Black Wall Street’i Boston’a getirmek için bir proje başlatarak, kentteki ırksal ekonomik eşitsizliğini kapatmak ismine üzerine düşeni yapmak istediğini söyledi.

    Black Wall Street, 1921’deki katliam sırasında yıkılmadan evvel 1900’lerin başında siyahi Amerikalılar için ekonomik açıdan en güçlü ilçelerden biri olan Oklahoma, Tulsa’daki bir bölgeye verilen isimdi.

    “Servet açığını canlandırmanın, tüm iktisadın gelişmesini sağlayabilecek bir şey olduğunu destekleyen birçok data bulunuyor. NBA tarihindeki en büyük mali mutabakatla, topluluğa yapılacak yatırımdan bahsetmek hayli mantıklı. Fakat öte yandan, burada kimsenin konuşmak istemediği bir ekonomik eşitsizlik var. Bu, hepimizin geliştirebileceği bir şey.”

    Brown, Boston’da yeni teşebbüsler başlatarak, 7uice Vakfı aracılığıyla çalışırken iktisatta gözlemlediği boşlukları canlandırmak ismine yeni işler, kaynaklar ve işler yaratmada rol oynayabileceğini umuyor.

    26 yaşındaki oyuncu son olarak, yeni mutabakatıyla performansı üzerine gelecek beklentilere hazır olduğunu kelamlarına ekledi:

    “Hayata evreler ve dereceler olarak bakıyorum. Mesleğim boyunca yaşadıklarım, beni bu kademelere hazırlayan şeyler olmuştur. Baskıdan çekinmem. Talebin ve beklentinin ne olduğunu biliyorum. Ve yapmam gerekeni de. Çalışkan biri olduğum için, buna yeni bir gayret olarak bakıyorum.”

  • Binance Duyuru Yaptı: Bu 6 Altcoin İçin Dikkat!

    Bitcoin ve altcoin borsası Binance, kullanıcılara yönelik teklif ve hizmetlerini genişletme konusunda değerli adımlar atıyor. İşte borsanın çeşitli altcoinler için en son duyuruları…

    Altcoin PENDLE için kalıcı vadeli süreçler başlıyor

    Binance Vadeli Süreçler, 28 Temmuz 2023’te merakla beklenen USDⓈ-M PENDLE kalıcı vadeli süreç kontratlarını piyasaya sürecek. Bu kontrat, yatırımcıların konumlarını güçlendirmelerine ve potansiyel olarak karlarını artırmalarına imkan tanıyacak halde 20x’e kadar kaldıraçla kullanılabilecek. Kontrat, destek varlık olarak PENDLE’a dayanacak ve USDT cinsinden uzlaştırılacaktır. Binance, 0,0001’lik tik boyutu ve bakım marjı oranına nazaran hesaplanan sonlandırılmış fonlama oranıyla kullanıcılarına kapsamlı ve erişilebilir bir alım satım tecrübesi sunmayı hedefliyor.

    Yeni altcoin süreç çiftleri piyasaya giriyor

    İşlem çiftlerini daha da genişleten Binance, yarın TSİ 11:00’de ARKM/RUB, WLD/RUB ve WLD/TRY çiftleri için de alım satım açacak. Bu alım satım çiftleri, fiattan kriptoya alım satım yapmak isteyen kullanıcılar için daha fazla seçenek sunarak Rus Rublesi (RUB) ve Türk Lirası (TRY) karşısında Arkham (ARKM) ve Worldcoin (WLD) alım satımı yapmalarına imkan tanıyor.

    Binance Pool’da BCH hizmeti başlıyor

    Binance hizmetlerini çeşitlendirmeye devam ederken, Binance Pool da Bitcoin Cash (BCH) madencilik hizmetini başlattığını duyurmaktan heyecan duyuyor. FPPS (Hisse Başına Tam Ödeme) uzlaştırma tekniğini kullanan madenciler, TSİ 13:00’te otomatik olarak Fonlama Cüzdanlarına yatırılan günlük mükafatları alacaklar. Binance Pool, BCH meraklıları için emniyetli ve verimli bir madencilik hizmeti sunarak Bitcoin Cash ağının merkeziyetsizleşmesine ve güvenliğine katkıda bulunuyor.

    FUSD, Binance Convert’e eklendi

    Bir diğer heyecan verici gelişme olarak Binance, FDUSD’yi Binance Convert’e ekledi. Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere FDUSD, Binance’in desteklediği en son stablecoin oldu. Bu ekleme, kullanıcıların FDUSD ile BTC, USDT ve Binance Convert tarafından desteklenen başka tokenlar ortasında sıfır fiyatla alım satım yapabilmesini sağlayarak FDUSD sahipleri için uygun maliyetli ve kullanışlı bir alım satım tecrübesi sunmakta.

    Fan tokenlar için yeni program

    Binance, finansal hizmetlerin ötesinde kullanıcılarını spor dünyasına da faal bir formda dahil ediyor. FC Shakhtar Fanverse’te yeni başlatılan FC Shakhtar Fan Club, FC Shakhtar taraftarları için yepisyeni bir yardımcı program sunmakta. Fan Club, kullanıcıların çeşitli misyonlara katılmasına ve VIP maç günü biletleri ve FC Shakhtar eserleri üzere özel taraftar ayrıcalıkları için kullanılabilecek Shakhtar Credits kazanmasına imkan tanıyor. Fanverse üzerinden bir Binance hesabına kaydolmaktan Oylama Anketlerine ve Maç İddiası gayretlerine katılmaya kadar, kullanıcılar Shakhtar Kredileri toplamak ve FC Shakhtar Fan Club’ın sunduğu eşsiz avantajlardan yararlanmak için çok sayıda fırsata sahip.

    Görevlerin ve Shakhtar Kredilerinin güncellemelere tabi olabileceğini ve kullanıcıların en son detaylar için FC Shakhtar Fanverse aracılığıyla haberdar olmaları gerektiğini unutmamak değerlidir. Ayrıyeten, FC Shakhtar eserleri ve taraftar tecrübelerinin kullanıma sunulması birinci gelene birinci hizmet aslına nazaran olacak ve erken iştirakin kıymetini vurgulayacaktır.

  • Keçiören belediyesi bostanında hasat başladı 

    Keçiören Belediyesi tarafından ilçedeki Bağlum’da 20 dönümlük alana kurulan yaz bostanında hasat başladı. Fasulye, barbunya, bamya, kabak, salatalık, biber, tere, semizotu, roka, yeşil soğan, dereotu, marul, nane ve fesleğen üretiminin gerçekleştirdiği bostanda ilk hasat edilen mahsuller ise salatalık, kabak, yeşil fasulye ve yeşil soğan oldu.

    Dünyada tarımsal üretimin gittikçe artan önemine vurgu yaparak yerli tohumdan üretilen ürünlerin yaygınlaştırılması ve çoğaltılması gerektiğini söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte gördük ki tarımsal üretim gıda ihtiyacının karşılanması açısından çok önemli. Bu gerçek ışığında belediyemizin öncülüğünde ilçemizdeki tarımsal üretime çiftçilerimizle birlikte devam ediyoruz. Örnek olması açısından belediye bostanımızı da kurarak hasada başladık. Rabbim bereketli etsin.” dedi.

    Altınok, Keçiören’de 4 yıldır sürdürülen yerli ata tohumun çoğaltılması ve yaygınlaştırılması uygulamalarının başarıyla devam ettiğini de belirterek şu bilgileri paylaştı:

    “2019’da göreve gelir gelmez tarımsal üretimi geliştirmek için Keçiören’de pilot uygulamalara başladık. Çiftçilerimize ata tohumunu ve yerli ırk hayvancılığı geliştirmeleri noktasına eğitimler verdik. Bunu eğitimleri uygulama noktasında ise öncü olduk. Keçiören Belediyesi olarak çiftçilere ata tohumu olan siyez buğday tohumu desteği verdik. Her yıl hasadımızı yapıyoruz. Bir yandan da sebze üretimi için yine ata tohumundan seramızda yetiştirdiğimiz sebze fidelerini ücretsiz olarak çiftçilerimize dağıtıyoruz. Onlara ürettikleri ürünlerini satabilecekleri üç adet de köylü pazarı kurduk. Bir yandan da örnek üretim için belediyemiz bünyesinde her yıl 20 dönümlük alana bostan kurarak sebze yetiştirmeye başladık. Bu yıl bostanımızdan mahsullerimizi almaya başladık. Ürünlerimizi belediye yemekhanemizde, huzurevimizde ve çeşitli tesislerimizde kullanıyoruz. Bu sayede sebze giderlerimizden de tasarruf sağlıyoruz.”​

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Diyabet ilaçları intihar riskini arttırıyor mu

    Kilo verme amaçlı kullanılan bazı ilaçlarda da aynı tehlike söz konusu olabilir

    Avrupa İlaç Ajansı tarafından Tip-2 diyabet hastalarının kullandığı ancak kilo vermek için de kullanılan liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlar hakkında intihar riskini artırma olasılığına dair soruşturma açılmasını değerlendiren Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, bu tür ilaçların bazı bireylerde intihar düşüncesi ve benzeri dürtüsel ve ajite edici etkileri olabileceğine dikkat çekti. Kilo vermek amaçlı kullanılan bazı ilaçlarda da aynı intihar eğilimi tehlikesinin olabileceğine dikkat çeken Kesebir, kilo verme ilaçları yerine, ideal kiloya sahip olmak ve bunu korumak için, fiziksel egzersiz, düzenli ve uygun beslenme alışkanlığının elzem olduğuna da vurgu yaptı.

    Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, Tip-2 diyabet hastalarının kullandığı ancak kilo vermek için de kullanılan liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlarda gündeme gelen ‘intihar riskini arttırma’ olasılığı hakkında açıklamalarda bulundu.

    Liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlar psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir

    Tip-2 diyabet hastalarının kullandığı ancak kilo vermek için de kullanılan liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlar hakkında Avrupa İlaç Ajansı tarafından intihar riskini artırma olasılığına dair soruşturma açılmıştı. Bu etken maddelerin özelliklerine değinen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Glukagon benzeri peptid 1 agonisti bu ilaçlar, kan şekerinin düzenlenmesi yanında lipid (yağ) metabolizması üzerine de etkilidirler. Pankreastan glukagon ve insülin salınımı üzerine etkileri ile birlikte hipotalamopitüiter tiroid aksı, adrenal ve gonadal aks ile de ilişkilidirler.” açıklamasını yaptı.

    GLP-1 reseptör agonistleri gereğinden az ya da fazla olmamalı

    GLP-1 reseptör agonistlerinin, iştahı bastırmak ve kilo kaybına yardımcı olmak için pankreasta üretilen bir hormonu taklit ettiğini belirten Kesebir, bu hormonun beyin ve psikolojik sağlık üzerindeki olası etkilerini şöyle açıkladı:

    “Temelde bir nörotrofik faktör (sinir hücrelerini besleyici) olarak varsayılan GLP1’in belirttiğim sistemlerle olan ilişkisi çift yönlüdür. Gereğinden az olmaması kadar yeterinden fazla olmaması da önemlidir. Tıpkı antidepresanların uygunsuz kullanımı gibi, bazı bireylerde intihar düşüncesi ve benzeri dürtüsel ve ajite edici etkileri olabilir.”

    Kilo verme amaçlı kullanılan bazı ilaçlarda da aynı tehlike söz konusu olabilir

    Genel olarak kilo vermek amaçlı kullanılan ve bazıları kaçak getirilen, reçetesiz kullanılan veya internet üzerinden satılan ilaçlarda da aynı intihar eğilimi tehlikesinin olabileceğine dikkat çeken Kesebir, “Depresyon veya bipolar bozukluk olsun duygudurum bozukluğu, aynı zamanda enerjinin, başka bir deyişle psikomotor aktivitenin düzenlenmesindeki bir bozukluktur. Dolayısıyla metabolizmanın ve endokrin sistemler üzerine etkili her hastalık ve her tedavinin duygudurum üzerine de etkileri olacaktır. İntihar düşüncesi bunlardan biridir.” dedi. 

    Kesebir, kilo verme ilaçları yerine, ideal kiloya sahip olmak ve bunu korumak için, fiziksel egzersiz, düzenli ve uygun beslenme alışkanlığının elzem olduğuna da vurgu yaptı.

    Kilo vermek için hekim dışı yönlendirmeler uygun değil

    Fiziksel egzersiz ve beslenme alışkanlığının bireye özgü olarak düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, bu noktada çevreden duyulan yahut hekim dışı yönlendirmelerin uygunsuz olduğuna dikkat çekti.

    Kesebir, bu tür ilaçları kullananların alması gereken önlemlere değinerek sözlerini tamamladı:

    “Genel tıbbi duruma (bedensel hastalıklara) yönelik tedaviler sırasında ortaya çıkan psikolojik belirtilerden, önce tedaviyi yapan hekim haberdar edilmeli, gerekirse psikiyatri konsültasyonu istenmeli.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sağlıklı beslenerek formda kalmanın anahtarı ton balığı

    Sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemli bir parçası olan balık, yaz aylarını formda geçirmenin de formülü. Bu sıcak günlerde hafif ve sağlıklı beslenerek, yürüyüşler yaparak yaz boyu kilo kontrolünün kolaylıkla sağlanabileceğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, sağlığa olumlu katkısı bulunan ton balığı, somon ve sardalya gibi özellikle yağlı balık çeşitlerine öğünlerimizde daha fazla yer vermemizi öneriyor. 

    Sağlıklı ve dengeli beslenmenin olmazsa olmazlarından balık, bağışıklık sistemini koruduğu gibi hücre onarımını destekliyor, kemik yapısının güçlü kalmasına ve çocukların zekâ gelişimine katkı sağlıyor. Doğal bir protein kaynağı oluşuyla öne çıkan ton balığı, bağışıklık sistemi ile beden ve zihin sağlığını destekleyen mineraller, yüksek miktarda Omega-3 ve selenyum içeriyor. 100 gram Dardanel ton balığı tüketildiğinde insan vücudunun günlük protein ihtiyacının %47’si karşılanıyor. Tüm bu doğal içeriğiyle zengin bir kaynak olan ton balığı, aynı zamanda yaz aylarını formda geçirmek isteyenlerin diyetlerinden eksik etmemeleri gereken önemli bir besin olarak karşımıza çıkıyor. 

    Taylan Kümeli; “Balık, diyetler için sağlıklı, zengin içerikli ve çok değerli bir alternatif”

    Sağlıklı bir vücut için herkesin protein, yağ, karbonhidrat, lif, vitamin ve mineral dengesine ihtiyacı olduğunu; bunu sağlamanın yolunun da her kategoriden sağlıklı besin seçeneklerine başvurmaktan geçtiğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, kilo vermeye ya da beslenmesini iyileştirmeye çalışanların, başta ton balığı, somon ve sardalya gibi yağlı balık tüketimini biraz daha artırmalarının faydalı olacağını belirtiyor. 

    Kümeli ayrıca şunları ekliyor: “Amerikan Kalp Derneği, her hafta en az iki porsiyon balık yemenizi önerir. Ancak balık kalorileri önemli ölçüde değişir ve daha yüksek kalorili balıklar daha sağlıklı yağ sağlar. Yani seçtiğiniz balık türü büyük bir fark yaratıyor. Daha yüksek yağlı balık yemek, tek bir öğünde daha fazla kalori tüketmeniz anlamına gelebilir, ancak balığı ölçülü bir şekilde yerseniz ve yemeği hazırlamak için iyi pişirme yöntemleri kullanırsanız, uzun vadede fayda sağlayabilirsiniz. Balığınızı hazırlama şekliniz kalori sayısını değiştirecektir. Fırında ya da ızgarada pişirilmiş balık ile ton balığı genellikle kalori bakımından en düşük olanlardır. Cam kavanozda, konserve kutuda ve pratik kullanıma uygun poşette sunulan doğal, katkısız ve koruyucusuz ton balığı ile hem lezzetli hem de sağlıklı ve zengin içerikli bir alternatifle diyetinize değerli bir katkı sağlayabilirsiniz. Balık ve salata gibi lezzetli seçeneklerle hem hafif hem sağlıklı beslenebilir; diyetinizi açık havada yapacağınız düzenli yürüyüşlerle destekleyerek kontrol altında bir kilo ile formda bir yaz geçirebilirsiniz”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • “Karaciğer Nakline Kadar Götürebilen Yağlanma Yeterince Tanınmıyor”

    Karaciğer yağlanmasının erken dönemde bulgu vermediğini fakat hastalığın erken teşhisinin hayat kurtardığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Peker, “Günümüzde, karaciğer nakilleri sebepleri arasında yağlanma ikinci sırada yer alıyor. 20-30 yıl içinde ise karaciğer nakillerinin en sık sebebinin karaciğer yağlanmasının olacağı tahmin ediliyor” dedi.  Prof. Peker, son derece önemli olan bu sorunun yeterince tanınmadığına işaret etti. 

     

    Karaciğer yağlanmasının ciddiye alınması gereken son derece önemli bir sorun olmakla birlikte yeterince bilinmediğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Peker,  Non Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığının yani alkole bağlı olmayan karaciğer hastalığının günümüzde karaciğerin en yaygın hastalıklarından biri olduğunu belirtti. Prof. Dr. Peker, “Bu sorunun tüm toplumda yaklaşık olarak yüzde 30 oranında görülmekle birlikte önümüzdeki süreçte karaciğer sirozunun ve buna bağlı karaciğer naklinin en sık nedeni olacağı düşünülmektedir” dedi. 

    Karaciğer yağlanmasının ciddiye alınması gereken bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Peker, “Hastalık erken dönemde semptom vermediği için hastalar, doktorlara müracaat etmeyebilir ve geç kalabilir. Karaciğer yağlanması tespit edilen hastaların yakın takip edilmesi, diyet ve aktivite programlarının erkenden ayarlanması gerekiyor. Aksi durumda, tablo tamamen kronikleştiğinde yapılacak tek şey karaciğer naklidir” diyerek hastaları erken teşhis konusunda uyardı.  

     

    OBEZİTE ÖNEMLİ BİR ROL OYNUYOR

    Prof. Dr. Peker, karaciğer yağlanmasının belirtileniyle ilgili şu bilgileri verdi: “100 karaciğer hücresinden 5 tanesinin ya da karaciğerin ağırlığının yüzde 5’inin yağlanmasına karaciğer yağlanması diyoruz. Karaciğer yağlanması, alkole bağlı ya da alkol dışı sebeplerle oluşan klinik bir tablodur. Alkole bağlı sebeplerle gelişen karaciğer yağlanmasında kadın için günlük 20 gram, erkek için ise 30 gram ve üstü alkol tüketiminin gerçekleşmesi gerekiyor.”

    Karaciğer yağlanmasında obezitenin önemli rol oynadığının altını çizen Prof. Dr. Peker, sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde obezitenin çok ciddi bir problem olmasıyla karaciğerdeki yağlanma oranları artmış durumda. Non alkolik karaciğer yağlanması oranı popülasyonlara göre değişmekle birlikte ortalama yüzde 30 civarındadır. Tüm karaciğer yağlanmaları siroz ile sonuçlanmaz ama hastaların erken tanı ve takibi bu anlamda büyük önem arz ediyor. Kronik bir hastalık olan obezite devam ettiği müddetçe karaciğerde yağlanma devam edecek. Diğer bir yandan; hiperlipidemi dediğimiz kandaki liflerin arttığı tablolar, hipertansiyon hastalıkları, kronik hepatit taşıyıcıları, obezite cerrahisi sonrası ve diğer başka birçok nedenle karaciğerde yağlanma oluşabilmektedir.  Bu nedenle hastaların tanı ve takipleri önem taşıyor.”

     

    “ÇOCUKLAR İÇİN DE RİSK VAR”

    Karaciğer yağlanmasının çocuklarda da önemli bir noktaya geldiğine işaret eden Prof. Dr. Peker, “Bahsi geçen yaş aralığında obezitenin artması karaciğer yağlanmalarındaki artışı da beraberinde getirdi. Vücut, bu tablo ile ne kadar erken karşılaşırsa karaciğer hücrelerinde harabiyet daha erken başlayacak, ardından fibriozis (karaciğerde nedbe) ya da siroz gelişecektir” diye konuştu. 

     

    “KARACİĞER YAĞLANMASI ÜST AŞAMAYA ÇIKTIĞINDA BELİRTİLER BELİRGİNLEŞİR” 

    Karaciğer yağlanmasının erken dönemde herhangi bir bulgu vermediğine dikkat çeken Prof. Dr. Peker, sözlerine şöyle devam etti: “Bununla birlikte nadir de olsa hastalar sağ üst kadranında dolgunluk hissedebiliyor. Bazen de karaciğerin gerilmesine bağlı olarak sağ üst kadranda ağrı hissedebilir. Tablo ilerledikçe fibrozis ve sirozun geliştiği aşamalarda bulgular daha belirginleşir; erkeklerde tüylerde dökülme, ciltte birtakım değişikler olabilir. Hastalık bir üst aşamaya ulaştığında ise karın boşluğunda sıvının birikmesine bağlı asit gelişimi, ciltte ve venöz ağda değişiklikler ile kendisini gösterir.” 

     

    “HASTALARIN ÇOĞU KARACİĞERLERİNDE YAĞLANMA OLDUĞUNUN FARKINDA DEĞİL” 

    Yağlanmanın çoğunlukla bulgu vermeden seyrettiğini söyleyen Prof. Dr. Peker, “Bu yüzden hastaların büyük bir çoğunluğu karaciğerlerinde yağlanma olduğunun farkında değil. Bu hastalık, çoğunlukla başka bir hastalık araştırılırken tespit edilir. Karaciğer yağlanmasının tespiti, ultrasonagrafi ya da batın tomografileri ile yapılabilir. Yağlanma oranı hafif bir şekilde olabileceği gibi zamanla karaciğerdeki hepatosit dediğimiz hücrelerin fonksiyonunu yitirmesine neden olabilir. Devamında fibrozis, siroz hatta kansere kadar gidebilecek bir süreci de beraberinde getiriyor” dedi.  

     

    “KARACİĞER YAĞLANMASI TESPİT EDİLEN HASTALAR YAKINDAN TAKİP EDİLMELİ” 

    Karaciğer yağlanmasının toplumda çok önemsenmediğini ve bu algının değişmesi gerektiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Peker, karaciğer yağlanması tedavisi için yapılması gerekenleri de şöyle aktardı: 

    “Karaciğer yağlanmasının günümüzdeki tedavisi, tanıyı koymak, hastaların diyetini ayarlamak ve günlük aktivitelerini artırmaktır. İleri evre karaciğer yağlanması olan hastalar için bazı medikal tedavi yöntemleri var. Basit karaciğer yağlanması gibi durumlarda herhangi bir cerrahi tedaviye gerek yok. Fibrozis ve sirozun oluştuğu aşamalarda medikal tedavilerde devam edilebilir. Fakat, siroz son döneme ulaştığında ya da siroz zemininde kanser geliştiği aşamalarda cerrahi yapmak gerekiyor. Son dönem siroz aşamasında yapılması gereken tedavi, karaciğer naklidir. Dolayısıyla hastalar karaciğer yağlanmasının önemli bir tablo olduğunu unutmamalı. Karaciğer yağlanması tespit edilen hastaların yakın takip edilmesi, diyet ve aktivite programlarının erkenden başlanması gerekiyor. Aksi durumda, tablo tamamen kronikleştiğinde dönüşümsüz bir aşamaya gelinir ki, bu aşamadan sonra yapılacak tek şey karaciğer naklidir.” 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Koray Birand: “İşin yaratma kısmı hep ilgimi çekti”

    Paribu’nun YouTube kanalında izleyicilerle buluşan ve birçok farklı sanatçıyı ağırlayan “Yekta Kopan ile Yarının Dünyası” programının bu haftaki konuğu fotoğrafçı ve yönetmen Koray Birand oldu.

    Türkiye’nin alanında öncü teknoloji şirketi ve lider kripto varlık işlem platformu Paribu’nun YouTube kanalında yayınlanan “Yekta Kopan ile Yarının Dünyası” programına kendi alanlarında başarılı isimler konuk oluyor. Yekta Kopan’ın bu bölümdeki konuğu dünya çapında başarılara imza atan fotoğrafçı ve yönetmen Koray Birand oldu. 

    Koray Birand, moda fotoğrafçılığına nasıl başladığından oyun geliştiriciliğe, YouTube kanalındaki içeriklerinden spora olan ilgisine kadar pek çok konuyu Yekta Kopan’a anlattı. Bir yandan da hayatındaki kırılma noktalarını paylaştı. 

     

    “Bir anda kendimi moda fotoğrafçısı olarak buldum”

    Koray Birand, kariyerinin başlarında devlet kurumlarına tanıtım videoları çekerken moda fotoğrafçısı olma yolunda yaşadığı kırılma noktasını anlattı. İlk çekimini yaptığı Bahar Korçan ile nasıl anlaştığını paylaşırken bu çekim sonrasında Ankara’dan ayrılıp İstanbul’a geldiğini ve kendini bir anda moda fotoğrafçısı olarak bulduğunu dile getirdi.

    “Uzak hedefler koymak yerine kısa vadeli hedeflerle kariyerinizde ilerleyin” diyen Koray Birand, kendi kariyerini bu yaklaşımla şekillendirdiğini ifade etti. 48 KB boyutundaki ilk bilgisayarıyla teknolojiyle tanıştığını, ilerleyen dönemde de fizik okumak isterken üniversite sınavında yeterli puanı alamayınca yetenek sınavına girdiğini dile getirdi. Bu şekilde yollarının sanatla kesiştiğini anlatırken; “Her neyle ilgilenirsem ilgileneyim, işin yaratma kısmı hep ilgimi çekti” şeklinde konuştu. Bununla birlikte yaptığı her şeyin üretmek için aracı olduğunun da altını çizdi.

     

    “İnsani tarafları geliştirmek gerek”

    Yarının dünyasından beklentileriyle birlikte genç meslektaşlarına tavsiyelerde bulunan Birand; “Kişinin kendi perspektifine ve vizyonuna yatırım yapması gerektiğine inanırım. Program kullanmak, bir dile hakim olmak kıymetli fakat tek başına bir şey ifade etmiyor. Biraz insani taraflarını geliştirmek gerekiyor” dedi. Kendini kültürel olarak geliştiren insanların mesleklerinde daha başarılı olduğunu belirtti.

    Koray Birand’ın kariyeri ve hayatı üzerine Yekta Kopan ile gerçekleştirdiği sohbetin tamamını Paribu’nun YouTube kanalından izleyebilirsiniz.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gezinomi ve Fly Kıbrıs Hava Yolları Arasında Yeni Anlaşma

    Dünyanın birçok noktasına otel ve tur hizmetleri sağlayan Gezinomi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yerli sermaye ile kurulan ilk özel hava yolu şirketi olan Fly Kıbrıs Hava Yolları ile online satış kanalı olan flykhy.com ‘un yönetimi üzerine Temmuz ayında anlaşma imzaladı.

    26.07.2023 tarihinde  Concorde Tower Convention & SPA’da gerçekleştirilen Gezinomi ve Fly Kıbrıs Havayolları lansmanında; Gezinomi Genel Müdürü  Deniz Selen Kılıçözgürler ve Fly Kıbrıs Hava Yolları şirket ortaklarından Rauf Denktaş ve Nusret Polat hazır bulundu. Gerçekleşen imza töreninde, Gezinomi Genel Müdürü Deniz Selen Kılıçözgürler’in yaptığı açıklamada; Kuzey Kıbrıs’ta iş birlikleri ve yatırım fırsatları için çalışmalarına devam ettiklerini, sektöre katkı sunacak her türlü iş birliğinde yer almaya devam edeceklerini belirtti.

    Haftanın her günü 156 ekonomi ve 12 business class koltuğuyla Türkiye’ye tarifeli seferler yapan  Fly Kıbrıs Havayolları aynı zamanda Lefkoşa Ercan Uluslararası Havalimanı’ndan İstanbul, Ankara, İzmir, Ordu – Giresun, Bodrum ve Trabzon’a direkt ve karşılıklı olarak gerçekleştiriyor. Bu anlaşma ile birlikte, Fly Kıbrıs Havayolu şirketinin web sayfası üzerinden yapılan satışlar 31.12.2025 tarihine kadar Gezinomi aracılığıyla gerçekleştirilecek olup, bu tarihe kadar bilet almak isteyen misafirler, Gezinomi web sitesi, Gezinomi acenteleri ve Fly Kıbrıs Havayolları web sitesi üzerinden biletlerini satın alabilecekler.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Birevim sektörün ilk Mobil CRM uygulamasını kullanıma sundu

    Tasarruf finansman sektörünün yenilikçi şirketi Birevim, Redcase Mobil ile Tasarruf Finansman sektörüne yeni bir soluk getirdi. Sektörün ilk CRM uygulaması olan Redcase Mobil’i hayata geçiren Birevim, insan merkezli hizmet anlayışıyla çalışmaya ve dijital alandaki yatırım hedeflerini büyütmeye devam ediyor.

     

    Tasarruf Finansman sektörünün yenilikçi yüzü Birevim, sektördeki ilk CRM uygulaması olan Redcase’in mobil versiyonunu geçtiğimiz günlerde tanıtarak kullanıma sundu. Düzenlenen lansman toplantısında, günümüzün değişen ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler üreterek sektöre öncülük etmeye devam edeceklerini söyleyen Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “Zaman hepimiz için çok kıymetli. Öncelikli amacımız, aynı anda daha çok insana kaliteli hizmet vermek ve daha çok fayda üretmek. Tasarruf finansmanı deneyimini herkes için mümkün kılmaya ve hizmetlerimize ulaşılabilirliği artırmak için çalışanlarımızın işini kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Dijitalleşme yatırımlarımızı artırarak daha pek çok yeniliği sektörümüze kazandırmaya kararlıyız” dedi. 

     

    SEKTÖRÜN DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜNE ÖNCÜLÜK EDİYORUZ

    Redcase Mobil’i, Birevim’in tasarruf finansman sektörüne sağladığı katma değerli bir ürün olarak tanımlayan Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, geçtiğimiz yıllarda hayata geçirilen Redcase ve Birevim Mobil uygulamaları ile başlayan dijitalleşme sürecinin Redcase Mobil ile devam ettiğini belirtti. Orak, sözlerine söyle devam etti: “Dijitalleşme, hayatı herkes için konforlu ve verimli hale getiriyor. Birevim olarak, çalışanlarımızın ve tasarruf sahiplerimizin zamandan tasarruf etmesini sağlayan, süreçleri hızlandıran teknolojik yenilikleri çok önemsiyoruz. Biliyorsunuz, ‘birlikte kolay’ ve ‘birlikte tasarruf’ bizim için kilit sözcüklerdir. Görevimiz, birlikte tasarruf anlayışını hayatın her alanında yaygınlaştırmak. Teknolojinin sunduğu olanaklarla, finansman kaynaklarına daha çok insanın erişimini kolaylaştırmak bizim en önemli misyonumuz. Dijitalleşme yatırımlarımızla zamandan tasarruf etmeyi sürdürecek, bu konuda da tasarruf finansman sektörünün kutup yıldızı olmaya devam edeceğiz.” 

     

    REDCASE MOBİL İLE SÜREÇLERİMİZİ DAHA VERİMLİ HALE GETİRİYORUZ

    Lansman toplantısında, Redcase Mobil’in sunduğu avantajlar hakkında da bilgi veren Orak, “Sektörün ilk CRM uygulaması Redcase’i hayata geçirmemizin ardından Redcase’in mobil versiyonuna da ihtiyaç olduğunu fark ettik. Faz 2 ve Faz 3 çalışmaların ardından şubelerimizde pilot uygulamayı başlattık. Uygulamanın genel performansı, kullanım kolaylığı ve en çok talep edilen alanların geliştirilmesi konularında aldığımız geri bildirimlerden beslenerek yazılımı bugünkü haline getirdik ve kullanıma sunduk. ‘CRM’in cebe entegre edilmiş hali’ olarak tanımlayabileceğimiz Redcase Mobil, zamandan kazandırarak iş süreçlerini daha verimli hale getiriyor. Yazmadan sesli aktivite notları kaydetme, numara çevirmeden arama yapma, gelen aramaları aktivite ile tamamlama gibi işlevsel özelliklere sahip olan Redcase Mobil, zaman kazandırmakla kalmıyor, sağladığı doğru planlama ile performans verimliliğini de artırıyor” dedi.

     

    BAŞLATTIĞIMIZ DİJİTAL DÖNÜŞÜMLE SEKTÖRÜN BÜYÜMESİNİ HIZLANDIRIYORUZ

    Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak şu sözlerle süreci özetledi: “Dijital bir ürün geliştirirken insanı merkeze koyan bir anlayış ile çalışıyor olmamız, ihtiyaçlar ortaya çıktığında hızlıca o noktaya temas edebilmemizi sağlıyor. Geçtiğimiz yıl kullanıma sunduğumuz Birevim Mobil ile ilgili geliştirme süreçleri sayesinde, bugün en az onun kadar güçlü bir uygulama olan Redcase Mobil’in lansmanını yapıyoruz. O süreçte edindiğimiz deneyimler, mobil uygulamalar geliştirme ve dijital entegrasyon konusunda elimizi ciddi anlamda güçlendirdi. Çünkü sektöre kazandırdığımız bu iki önemli uygulama birbirini destekledi. Birevim olarak hayal ettiğimiz her yeniliği, dijital tabanlı bir uygulamaya dönüştürebilecek alt yapıya ve nitelikli bir ekibe sahibiz. Bunun çok değerli olduğunu düşünüyorum.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Fintek’ler finans sektörünü nasıl dönüştürüyor?

    Finans sektörü fintek şirketlerinin öncülüğünü yaptığı teknoloji ve çözümlerle son birkaç yılda önemli bir dönüşüme tanıklık ediyor. Fintek’lerin yarattığı pazar değeri 2018 yılında 11,8 milyar dolarken 2023 sonunda bu rakamın 306 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ödeme sistemlerinde Türkiye’nin öncü fintek şirketi Paynet’in Genel Müdürü Onur Ertürk, sektör için bu dönüşümün henüz başında olunduğunu belirtiyor, “Finans sektörü fintek şirketleriyle birlikte dijitalleşme, müşteri odaklı hizmetler, daha iyi veri kullanımı ve daha hızlı inovasyon gibi alanlarda önemli bir dönüşüm yaşayacak” diyor.

    Fintek’ler yenilikçi teknoloji ve çözümleriyle tüm dünyada finans sektörünü dönüştürmeye devam ediyor. Fintek’lerin yarattığı pazar değeri 2018 yılında 11,8 milyar dolar iken bu rakamın 2023 yılında 306 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. 
    Ödemeler pazarı, fintek’lerin dijitalleştirerek dönüştürdüğü alanların başında geliyor. Statista verilerine göre dijital ödemeler pazarı 2023 yılında 9,46 trilyon dolara ulaşacak. Toplam işlem değerinin de yıllık yüzde 11,80’lik bir büyümeyle 2027 yılına kadar 14,78 trilyon dolar olması bekleniyor. 

    Mobil ödeme teknolojileri de hızla büyümeye devam ediyor. Tüketicilerin akıllı telefonlar veya tabletler gibi taşınabilir elektronik cihazları kullanarak anında ödeme yapmalarına olanak tanıyan mobil ödeme teknolojileri, son yıllarda özellikle nesnelerin internetiyle (IoT) büyümesini hızlandırıyor. IoT’nin mobil ödeme teknolojilerine entegrasyonu, tüketicilerin ve satıcıların ödeme deneyimini kolaylaştırarak her iki tarafta da sorunsuz ve verimli ödemeler yapılmasını sağlıyor. IoT tabanlı mobil ödemelerin sağladığı kolaylık ve güvenlik nedeniyle birçok kişi mobil ödeme teknolojilerine yöneliyor. 

    Research&Market verilerine göre 2022’de 86,91 milyar dolar olan küresel mobil ödeme teknolojileri pazarı, 2023’te yüzde 25,5 yıllık bileşik büyüme oranıyla 109,06 milyar dolara çıkacak. Pazarın 2027 yılında 267,96 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

    Fintek girişimlerinin yarattığı dönüşümle mobil cüzdan pazarı da hızlı büyümesini sürdürüyor. 2023 yılında 269 milyar dolara ulaşan pazarın 2033 yılı sonuna kadar yıllık yüzde 22’lik bir büyüme temposuyla 1,965 milyar dolarlık hacme ulaşacağı öngörülüyor. QR kod bazlı cüzdanların payının da 2033 yılında mobil cüzdan gelirlerinde yüzde 47’ye ulaşacağı hesaplanıyor. 

    Veri analitiği ve yapay zeka teknolojilerini etkin kullanan fintek’ler ödeme işlemlerini de iyileştiriyor. Müşteri davranışlarını analiz ederek riskleri tespit ediyor, kişiselleştirilmiş ödeme önerileri sunarak şirketlerin satış hacimlerini artırmalarına destek oluyor. 

    Fintekler, işletmelerin ödeme süreçlerini de kolaylaştırıp optimize ediyor. Ödeme geçmişlerini yönetmek, faturalandırmayı otomatikleştirmek, sanal kartlar oluşturmak, masrafları takip etmek gibi çeşitli ticari çözümler sunuyorlar. Bu sayede işletmelerin verimliliği artarken maliyetleri düşüyor. 

    Fintek’lerin dönüştürücü etkisini en iyi ortaya koyan bir diğer alan da açık bankacılık. Küresel açık bankacılık pazar büyüklüğü 2022 yılında 21,3 milyar dolara yükseldi. Research and Market’a göre pazar yıllık yüzde 21,29’luk bir büyüme sergileyerek 2028 yılına kadar 67,8 milyar dolara ulaşacak. 

    “İş birliği ve ortaklıklar artacak”

    Ödeme sistemlerinde Türkiye’nin öncü fintek şirketi Paynet’in Genel Müdürü Onur Ertürk de finans sektörünün fintek’lerle birlikte önemli bir dönüşüm yaşadığını ifade ediyor. Bu dönüşümün daha iyi hizmet kalitesi ve deneyim yarattığını belirten Ertürk, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ancak geldiğimiz noktada dönüşümün henüz başındayız. Gelecekte fintek şirketlerinin daha fazla inovasyon ve geliştirme yapması bekleniyor. Yapay zeka,  büyük veri ve bulut bilişim teknolojileri gibi alanlardaki gelişmeler fintek şirketlerinin daha iyi hizmetler sunmasını sağlayacak. Ayrıca açık bankacılık uygulamalarının daha da yaygınlaşması ve fintek şirketleri ile geleneksel bankalar arasındaki iş birliği ve ortaklık sayısının da artması bekleniyor. Finans sektörü fintek şirketleriyle birlikte dijitalleşme, müşteri odaklı hizmetler, daha iyi veri kullanımı ve daha hızlı inovasyon gibi alanlarda önemli bir dönüşüm yaşayacak. Bu dönüşüm finansal hizmetlerin kapsamını genişletecek, daha uygun maliyetli ve daha iyi hizmet kalitesi daha geniş kitlelerle buluşacak.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Hastane yöneticiliğinden oyunculuğa

    Ersel NALBANT – Herkes Duysun / BURSA (İGFA) – Bursa Bülbülü, Yürek Çıkmazı, Başım Belada, Yeşil Vadinin Kızı, Tozlu Yaka, Ego ve son olarak Tv8’de yayınlanan Canım Annem Tv dizisinde ‘Gardiyan’ karakteriyle adından söz ettiren 39 yaşındaki Burak Güngör, emin adımlarla zirveye tırmanmaya devam ediyor.

    Birçok film ve dizide görev alan oyuncu, oyunculuğa nasıl adım attığını Herkes Duysun’a anlattı.

    Uludağ Üniversitesi Kimya Bölümü ve Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği mezunu olduğunu söyleyen Burak Güngör, gönlünde her zaman oyuncuğun yattığını bu nedenle 10 yıllık hastane yöneticiliği mesleğini bırakıp, geçmişte de kısa süreli ilgilenmiş olduğu tiyatro ve oyunculuk hayalinin peşinde azim, fedakarlık ve disiplinle planlı olarak bu yola çıktığını ifade etti.

    HASTANE YÖNETİCİLİĞİNDEN OYUNCULUĞA GEÇİŞ

    İşte Burak Güngör’ün oyunculuğa geçiş hikayesi:

    “39 yaşındayım, Yalovalıyım. Deprem sonrası Bursa’ta taşındım. Bursa’ya taşındıktan sonra özel bir hastanede yaklaşık 10 yıl yöneticilik görevinde bulundum, sonrasında hastane sektörü biraz stresli ve yorucu oluğu için ‘Hayata bir kere geliyoruz’ diye mesleği bıraktım eski çocukluk hayalim olan oyunculuğa yöneldim. Başta figüranlıkla kariyerime başladım ardından İstanbul’a giderek orada dolu dizgin bir çalışma hayatıyla çeşitli projelerde görev aldım. Dizi, sinema, reklam ve kliplerde de oynadım.”
    Oyunculuk kariyerinde birçok dizide rol aldığını belirten Güngör, “Yürek Çıkmazı, Başım Belada, Yeşil Vadinin Kızı Tozlu Yaka, Ego ve Canım Annem dizilerinde devamlı olarak oyunculuklar yaptım” dedi.

    Geçmişinde çalışmış olduğu hastaneden iletişim tecrübesi olduğuna değinen Güngör, “Ekipte çalışanlar genelde iyi niyetli insanlardı ve benim de sevdiğim bir meslek olduğu için herhangi bir heyecan yaşamadım. Tabii kamera önünde ufak bir heyecan oluyor ister istemez ama sonrasında ‘kayıt’ dendikten sonra heyecan bende sıfırlanıyor güzel bir çekim yapıyoruz. Çekimlere hazırlanıp gittiğim için repliklerde de bir sıkıntı yaşamıyorum. Disiplinli bir çalışma sistemim olduğu için bir sorun yaşamıyorum” sözlerini kullandı.

    Yalova doğumlu olduğum için bir süre Yalova’da tiyatro eğitimi aldığını söyleyen Güngör, “Profesyonel bir tiyatro sergiledik onun harici Audition ve Kamera Önü Oyunculuğu eğitimlerim de mevcut. 1 yıldır yaptığım oyunculuk için 10 yıllık Hastane Yöneticiliği mesleğimi bırakıp, geçmişte de kısa süreli ilgilenmiş olduğum tiyatro ve oyunculuk hayalimin peşinde azim, fedakarlık ve disiplinle planlı olarak bu yola çıktım.” ifadelerine yer verdi.

  • Binance, ABD CFTC’ye karşı: Mahkeme son tarihleri açıkladı

    Dünyanın en büyük kripto borsası Binance‘ten CEO Changpeng Zhao ve eski baş uyum sorumlusu Samuel Lim, ABD Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu (CFTC) tarafından açılan davayı reddetmeye çalışıyor.

    Mahkeme, davalılara 27 Temmuz’a kadar davanın reddini desteklemek üzere ayrı ayrı dilekçe sunma hakkı tanımıştı. Bunun yanı sıra DoJ (Adalet Bakanlığı) davasının da yaklaşmasıyla birlikte, görevden alınmayı gelecek yıla kadar uzatabilecek son tarihler belirlendi.

    Mahkeme Binance ve ABD CFTC davasında son tarihleri belirledi

    26 Temmuz’da Illinois Kuzey Bölgesi Mahkemesi, ABD CFTC-Binance davasının reddine ilişkin davalıların ve davacıların önergeleri için son tarihleri belirledi. Bir tutanağa göre davalıların davayı reddetme dilekçeleri, mahkeme tarafından daha önce verildiği gibi 27 Temmuz’a kadar teslim edilecek.

    Ancak mahkeme davacının (CFTC) süresini 22 Eylül’e kadar uzatarak borsanın mahkemenin yargı yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetme planlarını erteledi. Buna ek olarak kripto para borsası CFTC’nin cevabına 23 Ekim’e kadar cevap verebilir ve cevap olarak 35 sayfa ile sınırlandırılabilir.

    Bu arada davanın hem Binance hem de CFTC tarafından dava dilekçeleri sunulana kadar mahkemede kalacağı ve davanın muhtemelen gelecek yıla kadar uzayacağı tahmin ediliyor. Kripto para borsası ayrıca ABD DoJ’un soruşturmalarıyla karşı karşıya ve SEC ve CFTC davaları tipik olarak bir DoJ davasıyla birlikte açıldığından bir dava yaklaşıyor olabilir.

    Binance ve DoJ hazırlıkları

    Kripto para borsası, ABD SEC’e karşı mücadele ederken hukuk ekibine eski SEC ve DoJ yetkililerini işe alıyor. Kısa bir süre önce Binance, 15 yıl boyunca Adalet Bakanlığı Ceza Dairesinde başsavcı yardımcısı vekili olarak görev yapan M. Kendall Day’i danışman olarak işe aldı.

    Adalet Bakanlığı ise savcı ve hukuk uzmanlarından oluşan ekibini genişletiyor. DoJ ayrıca kripto gözetimi ve soruşturmalarını yürütecek yeni bir Ulusal Kripto Para Birimi Uygulama Ekibi kurdu.

    Bu makale ilk olarak Kripto Para Haber üzerinde yayımlanmıştır.

  • Bebeklere masaj nasıl yapılır?

    Sevgi dolu ebeveynler olarak, minik yavrunuzu kucaklayıp okşayarak, onu rahatlatarak ve huzurla dolmasını sağlayarak ona olan sevgimizi göstermek isteriz.

    Özellikle kolik, diş çıkarma üzere özel devirlerde bebeklerimiz daha fazla ilgi ve deri teması arzulayabilir. Bu durumda, bebeğimizin sakinleşmesini sağlayacak özel bir masaj olan “Kelebek Masajı” mucizevi bir tesire sahip olabilir.

    Kelebek Masajı, bebeklerin tüm bedenine uygulanan ve farklı bölgelerine odaklanan özel bir masaj tipidir. Temel maksatları ortasında bebeği rahatlatmak, sakinleştirmek, gaz sancılarını hafifletmek ve doğal yağlar kullanarak cildini nemlendirmek yer almaktadır.

    Bu masajın bebekler için pek çok olumlu tesiri vardır. Kimi yararları şunlardır:

    • Bebeğiniz gün sonunda uyarılmış ve huzursuz hissediyorsa, kelebek masajıyla sakinleşebilir.
    • Ağlama krizlerini azaltmada yardımcı olur.
    • Bebeğinizin size olan bağlılığını ve itimadını artırır, masaj sırasında duygusal bir bağ kurmanıza yardımcı olur.
    • Gaz sancılarının hafiflemesine yardımcı olur.
    • Sindirim sistemini uyarır ve bağırsak hareketlerini düzenler.
    • Kan deveranını artırarak bedenin oksijenlenmesini sağlar.
    • Solunum ritmini düzenler ve nefes alışverişlerini güçlendirir.
    • Kasları güçlendirir ve gelişimlerine katkı sağlar.
    • Uykuya geçişi kolaylaştırır ve uyku kalitesini artırır.
    • Sinir, sindirim ve boşaltım sistemlerinin gelişimine takviye olur.
    • Bebeğin beden farkındalığını artırır, beden bölgelerini tanımaya başlar.

    Kelebek Masajı uygulamadan evvel dikkat edilmesi gereken kimi noktalar vardır:

    • Masaj yapılacak odanın sıcaklığı bebeğinizin üşümeyeceği biçimde ayarlanmalıdır.
    • Masaj yapacak kişinin elleri pak ve tırnakları kısa olmalıdır.
    • Bebek masaj için uygun bir biçimde hazırlanmalı ve istenilen rahatlık sağlanmalıdır.
    • Eller soğuk olmamalı, bebeğin rahatsız olmamasına itina gösterilmelidir.
    • Doğal yağlar kullanarak ellerinizi ısıtarak masaja başlamak düzgündür.
    • Bebek beslenmesinden en az 30 dakika sonra masaja başlamak uygun olacaktır.
    • Masaj için banyo sonrası yahut uyku öncesi vakitleri tercih etmek bebeğin memnuniyetini artırabilir.
    • Hareketler sakin ve nazik olmalı, bebeğin gerilim düzeyi düşürülmelidir.
    • Masaj sırasında loş bir ortam ve huzur veren bir müzik kullanmak etkiyi artırabilir.

    Kelebek Masajı, bedene bölge bölge uygulanan bir masaj çeşididir. Uygulama evreleri şu biçimdedir:

    1. Baş bölgesi: İki baş parmağınızı bebeğin alnının ortasına yerleştirin ve şakaklara yanlışsız nazikçe çekin. Bu hareketi kaşlardan şakaklara, burun kökünden şakaklara, üst dudaktan şakaklara ve alt dudaktan şakaklara gerçek tekrarlayın. Daha sonra işaret parmaklarınızı alnının ortasına ve baş parmaklarınızı çenesinin altına yerleştirin ve yanaklara gerçek yumuşakça çekin.
    2. Göğüs bölgesi: Her iki omuza üçer parmak yerleştirin ve yavaşça omuzlardan aşağıya gerçek kaydırarak göğse inin, akabinde tekrar üst çıkın. Birebir hareketi göğse çapraz formda de uygulayın.
    3. Kollar ve eller: Omuzlardan başlayarak hafif dokunuşlarla kolları takip edin ve ellere, bileklere kadar inin. Birebir hareketi aksi tarafta de tekrarlayın. Daha sonra elleri tutup başının üzerine kaldırarak nazikçe esnetin ve çapraz halde tekrarlayın. Son olarak elleri ve parmakları yumuşakça ovalayın.
    4. Karın bölgesi: Eller ve kolların akabinde karın bölgesine inin ve parmaklarınızla bebeğin karnına sağdan sola yanlışsız düz bir çizgi ve soldan aşağıya gerçek dik bir çizgi çizin. Kasıkların çabucak üzerine tek parmakla dairesel hareketler yaparak devam edin. Son olarak ellerinizle bebeği belinin iki tarafından sıkmadan tutup baş parmaklarınızı karnının ortasında buluşturarak ellerinizi bacaklarına hakikat yavaşça çektirin.
    5. Bacaklar ve ayaklar: Her iki bacağa da kollarla yapılan hareketleri uygulayın. Bir elinizle ayak bileğini, öbür elinizle bacak içini kavrayıp aşağıdan üst ve üstten aşağı yanlışsız yumuşak dokunuşlarla gezdirin. Son olarak baş parmağınızı topuktan ayak parmaklar.
  • TCMB Lideri Erkan Enflasyon Amaçlarını Açıkladı!

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCMB Lideri Hafize Gaye Erkan, yılın üçüncü enflasyon raporu için basın karşısına çıktı. Erkan, ülke iktisadının geleceği ve enflasyonun gidişatı hakkında değerli demeçler verdi.

    Değişen para siyaseti için birinci maksadı fiyat istikararı olarak belirledikleri vurgusunu yapan TCMB lideri, yıllık enflasyon beklentilerini üst istikametli revize ettiklerini duyurdu. Merkez Bankası, 3. çeyrek enflasyon raporunda yıl sonu enflasyonun %58 olacağını varsayım etti. TCMB, 2024 yıl sonu beklentisini ise %33’e taşıdı.

    Şahap Kavcıoğlu idaresinin 2. çeyrekte paylaştığı evraktaki enflasyon gayeleri büyük reaksiyon toplamıştı. Eski idare, enlasyon kestirimi olarak 2023 için %22.3, bir sonraki sene için ise %8.8 oranlarını öngördü. Hafize Gaye Erkan idaresindeki uzmanlar ise daha rasyonel ve gerçekçi bir perspektif otaya koyuyor.

    Yeni TCMB Lideri, fiyat artışları konusunda şu tabirleri kullandı:

    • Kur yükselişi ve mali önlemler nedeniyle enflasyon kısa vadede süreksiz bir yükseliş yaşayacak. 2024’te dezenflason sürecinin başlaması için taban oluşturuyoruz.
    • Dezenflasyon süreci ile birlikte uygunlaşan cari istikrar, mali disiplin ve kur istikrarı göreceğiz. Bu süreçte rezervler de yükselecek.
    • Enflasyonda besbelli bir güzelleşme görene kadar nakdî sıkılaştırma siyasetimize devam edeceğiz.
    • Ücret artışlarının büyük kısmı önümüzdeki devirde fiyatlara yansıyacak.
    • Miktarsal sıkılaştırma, seçici krediler ve faiz artışları döviz kuru istikrarına dayanak olacak.
    • Para siyasetimizin ana gayesi fiyat istikrarıdır. Enflasyonu tekrar tek haneye düşürene kadar tüm araçlarımızı kullanacağız.
  • Sıcak havalarda kan bağışı hayati önem arz ediyor

    Aşırı sıcaklar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor.   Kavurucu sıcaklar kuraklık, orman yangınları ve insan sağlığını olumsuz etkilerken kan bağışlarında da düşüşe neden oluyor. 

     Aşırı sıcak havaların etkisi ile kan bağışında yaşanan düşüşün önüne geçmek için harekete geçen Kızılay, Kan Merkezlerinin çalışma saatlerini akşama kaydırdı. Sıcak havaların etkisinin yoğun hissedildiği illerde Kızılay Kan Merkezleri öğle saatlerinde açılarak akşam 22.00’a kadar kan bağışı alacak. 

     Kızılay, ihtiyacı olan tüm hastaların zamanında tedavi olabilmesi için güvenli ve düzenli kan ile kan ürünleri tedariki görevini zaman sınırı olmadan gerçekleştirmeye devam ediyor. Hayati öneme sahip kan bağışının önemine vurgu yapan Kızılay, vatandaşları kan bağışına davet ederek “Kan acil değil sürekli bir ihtiyaçtır” mesajını yineledi. 

     

    Kan Bağış Merkezlerinden Akşam Mesaisi

     Kızılay kan merkezleri, sıcak havaların kan bağışına olumsuz etkisini azaltmak için mesailerini akşam saatlerine kaydırdı. Kan bağışından bulunmak isteyen vatandaşlar, kendileri için en yakın merkezi ve uygun saati kanver.org web sitesinden ve Türk Kızılay Mobil Kan Bağışı uygulamasından öğrenebilir. Ayrıca vatandaşlar 168 numaralı çağrı merkezinden de kendilerine en yakın kan bağış noktasının adresine ulaşabilir, randevu oluşturarak istediği noktada istediği zaman diliminde kan bağışında bulunabilir.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Hipertansiyona karşı 7 yaşam tarzı önerisi

    Kan basıncı yüksekliği anlamına gelen hipertansiyon; kalp yetmezliği, kalp krizi, atriyal fibrilasyon gibi bazı ritim bozuklukları, kronik böbrek hastalığı gibi çeşitli rahatsızlıklar için önlenebilir risk faktörlerinin başında geliyor. Kişide yüksek kan basıncı gelişimine zemin hazırlayabilecek birçok risk faktörünün bulunduğunu hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ersin Özen, “İlerleyen yaş ve ailede hipertansiyon hastası bulunması hipertansiyon gelişimi için riskli kabul edilen faktörler arasında yer alıyor. Bu durumlar dışında aşırı kilolu, fiziksel aktivite yapmayan ya da tütün kullanan kişiler de hipertansiyon gelişimi açısından riskli kabul edilen grup içerisinde değerlendirilir” açıklamasında bulundu.

    Kişide kan basıncının yükselmesine neden olabilecek durumların birincil ve ikincil nedenler olmak üzere 2 grupta incelendiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ersin Özen “Birincil hipertansiyon kişideki yüksek kan basıncının oluşmasına neden olabilecek durumun tespit edilememesi halinde kullanılan bir terimdir. Birincil hipertansiyon klinik olarak zaman içerisinde yavaş yavaş gelişme eğilimindedir. İkincil hipertansiyon ise kişideki yüksek kan basıncının belirli bir sağlık durumunun bir sonucu olarak ortaya çıkması anlamına geliyor. Birincil hipertansiyondan farklı olarak, bir neden sonucunda sekonder olarak gelişen yüksek kan basıncı ani olarak yükselir” açıklamasında bulundu.

    Çeşitli rahatsızlıklar ve bazı ilaç veya maddelerin kullanımı sonrasında ikincil hipertansiyonun ortaya çıkabildiğini vurgulayan Dr. Ersin Özen, “Obstrüktif uyku apnesi, böbrek rahatsızlıkları, böbrek üstü bezi tümörleri, tiroit rahatsızlıkları, bebeğin anne karnında olduğu dönemde meydana gelen damar gelişimi ile ilgili anormallikler, doğum kontrol ilaçları, soğuk algınlığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ve bazı ağrı kesicilerin kullanımı hipertansiyona sebep olabilir” diye konuştu.

    Hipertansiyon belirtileri

    Hipertansiyonun genellikle gelişme aşamasındayken sinsi ilerleyen ve kişilerde herhangi bir belirtiye neden olmadan varlığını sürdürebilen bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Dr. Ersin Özen, “Yüksek kan basıncına dair belirtilerin belirgin hale gelmesi bazı kişilerde hipertansiyon gelişiminden yıllar sonra ortaya çıkar. Kişide ciddi bir hipertansiyon varlığına işaret edebilecek birçok belirti ve bulgu var. Bunlar baş ağrısı, nefes darlığı, burun kanaması, kızarma, sersemlik, göğüs ağrısı, görme ile ilgili problemler, idrarda kan varlığı” dedi.

    Hipertansiyonun uzun dönem tedavisinde yaşam tarzı değişikliği şart

    Rutin fizik muayene esnasında hekim tarafından gerçekleştirilen kan basıncı ölçümlerinin normalden daha yüksek olarak tespit edilmesi ve bu durumun ilerleyen günlerde yapılan ölçümlerde de tespit edilmesi halinde kişide hipertansiyon varlığının ortaya konabildiğini söyleyen Dr. Ersin Özen sonrasında gerekli tedavilerin uygulanmaya başladığını dile getirdi. Dr. Ersin Özen, hipertansiyonun uzun dönem yönetimi ve tedavisinde en önemli aşamalardan 7 yaşam tarzı değişikliğini şöyle paylaştı:

    •    Sağlıklı ve dengeli beslenme

    •    Düzenli fiziksel aktivite

    •    Vücut ağırlığının sağlıklı kabul edilen sınırlara çekilmesi

    •    Aktif ya da pasif olarak tütün dumanına maruz kalınmasının sonlandırılması

    •    Başarılı stres yönetimi

    •    Beslenmeyle birlikte alınan tuz miktarının kısıtlanması

    •    Kafein içeriğine sahip ürünlerin tüketiminin sınırlandırılması

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mobil Uygulamalarla Yenilikçi Pazarlama Stratejileri

    Günümüzde, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü giderek önem kazanıyor. Digital Exchange, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

     

    Günümüz dijital çağında, mobil cihazlar giderek hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Mobil cihazlar, tüketicilerin ihtiyaçlarını anında karşılamak ve hayatlarını kolaylaştırmak için büyük bir potansiyel sunuyor. Sadece haberleşme aracı olmanın ötesinde, akıllı telefonlar ve tabletler, alışverişten eğlenceye, bilgi edinmeden sosyal medya paylaşımlarına kadar birçok işlevi tek bir cihazda birleştirerek, işletmelerin de iş stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini dönüştürmelerinde etkili oluyor. Günümüz tüketicileri, ürün ve hizmetlere dair bilgilere anında erişmek ve satın alma işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirmek istiyorlar. Mobil cihazların yaygın kullanımı, mobil uygulamaların tüketicilere daha hızlı ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmalarına imkân tanıyor. İşletmeler, mobil uygulamalar aracılığıyla müşteri sadakatini artırabiliyor, etkili pazarlama stratejileri uygulayabiliyor ve rekabet avantajı elde edebiliyorlar. Bu noktada, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü devreye giriyor. Digital Exchange, dijital pazarlama ve teknoloji alanında öncü bir ajans olarak, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

     

    Markaların dijital dünyadaki varlıkları mobil uygulamalar ile güçleniyor

     

    Mobil uygulamalar, işletmelerin müşterileriyle çok daha yakın bir ilişki kurmalarını ve kişiselleştirilmiş, özelleştirilmiş bir deneyim sunmalarını sağlıyor. Bu sayede, markaların müşteri memnuniyetini ve bağlılığını artırarak uzun vadeli, güçlü müşteri ilişkileri oluşturmalarına yardımcı oluyor. Özellikle müşterilerin ihtiyaçlarına uygun bir mobil deneyim sunan markalar, kullanıcı dostu arayüzleri ve hızlı işlem süreçleriyle müşterilerin kolaylıkla aradıkları ürünlere ve hizmetlere ulaşmasını sağlıyor. Müşteri sadakatini artırmada etkili bir rol üstlenen mobil uygulamalar, kullanıcıların kesintisiz bir şekilde işletmenin ürün ve hizmetlerine erişebilmelerini mümkün kılıyor. Müşterilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran Digital Exchange, özelleştirilmiş, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulama çözümleriyle markaların mobil dünyadaki varlıklarını güçlendiriyor.

    Neredeyse her sektörde kullanılabilen mobil uygulamalar, e-ticaret, perakende, finans, seyahat, sağlık, eğlence ve daha pek çok sektörde markaların müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmalarını sağlıyor. İşletmelerin rakiplerinden bir adım öne geçmelerinde etkili olan mobil uygulamalar, müşterilere daha hızlı ve etkili bir hizmet sunulmasını sağlayarak tercih edilebilirliği artırıyor. Digital Exchange’in uzman ekibi, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun ve etkili mobil uygulamaların oluşturulmasını sağlıyor. Başarılı bir mobil uygulamanın anahtar özellikleri arasında, kullanıcı dostu arayüz, performans ve hız, güvenlik ve entegrasyon yer alıyor. Kullanıcı dostu arayüz, kullanıcıların istedikleri bilgilere veya ürünlere hızlıca erişmelerini sağlarken yüksek performans ve hız, hızlı yanıt süreleriyle kullanıcı memnuniyetini artırıyor. Müşteri verilerinin güvenliğini en üst düzeyde tutarak kullanıcıların kişisel bilgilerinin ve işlem geçmişlerinin koruma altına alınması ve uygulamanın mevcut sistemlerle entegre edilerek müşteri verilerinin senkronizasyonunu ve yönetimini kolaylaştırması, başarılı bir mobil uygulamanın anahtar noktaları olarak karşımıza çıkıyor.

     

    Emrah Pamuk: “Markalar, kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor”

     

    İhracata yönelik hedef pazarlarda marka tanınırlığını artırmada, web ve mobil uyumlu uygulamalar ürünlerin profesyonel bir şekilde sergilenmesini sağlıyor. Digital Exchange’in Responsive tasarımları sayesinde, ziyaretçiler hangi cihazdan bağlanırsa bağlansın, içerikleri düzgün bir şekilde görüntüleyebiliyorlar. Ayrıca, ziyaretçileri kendi dillerinde karşılayarak, markalar hedef kitlelerinin 

    önündeki bariyerleri kaldırabiliyorlar. Markaların ihracat yapmayı hedefledikleri ülkeler için SEO uyumlu uygulama içerikleri oluşturan Digital Exchange, aynı zamanda, kaliteli ve hızlı altyapı ile ziyaretçileri sıkmadan ve dikkatlerini kaybetmeden ürünler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. Digital Exchange’in uzman ekibinin geliştirdiği, iOS ve Android platformlarında çalışacak native veya web tabanlı mobil uygulamalar ile markalar müşterilerinin mobil deneyimi en üst düzeyde tutabiliyorlar.

    Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk, “Mobil cihazların hayatımızdaki önemi ve etkisi gün geçtikçe artıyor. Mobil dünyanın hızla gelişmesi, işletmelerin de dijital stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini değiştirmelerine olanak tanıyor. Markalar, müşterileriyle daha yakın bir ilişki kurarak ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor. Mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunda öncü bir rol oynayarak, markalar için mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyoruz. Digital Exchange olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulamalar ile onların dijital çağdaki varlıklarını güçlendiriyoruz. Uzman ekibimiz, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerimizin mobil dünyada bir adım öne çıkmasını sağlıyor. Mobil cihazların vazgeçilmez bir parçası olduğu bu dijital çağda, işletmelerin mobil uygulamalarla güçlenmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Meg 2: Çukur’un yeni posteri ve yeni görüntüleri yayınlandı

    Bu yazın en büyük adrenalin patlamasına hazır olun ve kendinizi yılın en heyecan verici sinema deneyimine bırakın! 

     2018 yılında gösterime giren ve gişe rekorları kıran ilk filminin ardından aksiyon çıtasını daha yükseğe çıkaran The Meg, devam filmi ile geri dönüyor. Adrenalin tutkunlarının heyecanla beklediği filmin yeni posteri yayınlanırken, filmden yeni kareler paylaşıldı.

     Cesur bir araştırma ekibinin okyanusun en derin yerlerindeki keşif dalışlarına eşlik edeceğiniz ve keşfedilmemiş sulara dalacağınız The Meg 2: The Trench (Meg 2: Çukur), ülkemizde 4 Ağustos’ta vizyonda olacak.

    Gösterime girdiği 2018 yılında büyük ilgi gören ve gişede 530 milyon dolarlık hasılat elde eden The Meg, aksiyon çıtasını çok daha yükseğe çıkaran devam filmiyle geri dönüyor. Macerayı daha da derinlere taşıyan Meg 2: Çukur filminde tarih öncesi köpek balığı Meg’in dehşeti tüm hızıyla sürerken, seyirciyi tam anlamıyla olağanüstü bir yolculuk bekliyor. 

    Başrollerde Jason Statham ve küresel aksiyon yıldızı Jing Wu’nun yer aldığı film, devasa Meg’lere ve amansız çevre yağmacılarına karşı mücadele eden bir araştırma ekibinin hikayesini konu alıyor. Kötü niyetli bir maden operasyonu sebebi ile görevleri tehdit edilen ve zora giren ekibin yolculukları kaosa sürüklenir.  Hayatta kalmak için yüksek riskli bir savaşın içine giren araştırma ekibi, zamana karşı nabız gibi atan bir yarışta acımasız yırtıcıları zekâlarıyla alt etmeye ve onları geride bırakmaya çalışır. 

    Sophia Cai, Page Kennedy, Sergio Peris-Mencheta, Skyler Samuels, Sienna Guillory ve Cliff Curtis gibi oyuncuların Jason Statham ve Jing Wu’ya eşlik ettiği “Meg 2: Çukur”un yönetmen koltuğunda Ben Wheatley oturuyor. Senaryo ve hikâyesini Jon Hoeber, Erich Hoeber ve Dean Georgaris’in birlikte kaleme aldığı film Steve Alten’in The Trench romanından uyarlama. 

    Filmin yapımcılığını Lorenzo di Bonaventura ve Belle Avery üstleniyor.  Başyapımcılar ise Jason Statham, Cate Adams, Ruigang Li, Catherine Xujun Ying, Jing Wu, E. Bennett Walsh, Erik Howsam, Randy Greenberg ve Gerald R. Molen.

    Kamera arkasında yönetmen Wheatley’e görüntü yönetmeni Haris Zambarloukous, yapım tasarımcısı Chris Lowe ve kurgucu Jonathan Amos eşlik ediyor.  Filmin görsel efekt sorumlusu Pete Bebb ve kostüm tasarımcısı Lindsay Pugh. Filmin müzikleri ise Harry Gregson-Williams’a ait.

    Ülkemizdeki dağıtımını TME Films’in üstlendiği Meg 2: Çukur, 4 Ağustos’ta vizyonda olacak.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gambiya ile Yükseköğretim alanında ilişkiler güçleniyor

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan başkanlığındaki heyet, yükseköğretim alanındaki ilişkileri güçlendirme hedefiyle Gambiya’ya resmi ziyaret gerçekleştirdi.

    Gambiya Yükseköğretim, Araştırma, Bilim ve Teknoloji Bakanı Prof. Dr. Pierre Gomez başkanlığındaki heyetin mayıs ayında Türkiye’ye gelerek, YÖK’te ve bazı üniversitelerde gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından bu kez Türk yükseköğretim heyeti Gambiya’ya gitti.

    YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, YÖK Başkan Danışmanı Büyükelçi Mustafa Türker Arı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tuğba Ensari, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tevfik Zeyrek ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi TEKNOKENT Genel Müdürü Serdar Raşit Alemdar’dan oluşan heyet, başkent Banjul’da, Gambiya Cumhurbaşkanı Adama Barrow tarafından kabul edildi.

     

    Ziraat ve Sağlık Başta Olmak Üzere Pek Çok Alanda İş Birliği

    Cumhurbaşkanı Barrow, Türkiye’nin Banjul Büyükelçisi Tolga Bermek’in de bulunduğu kabulde, Türk yükseköğretim heyetine, eğitim alanında iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendirme taahhüdünde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, çeşitli alanlarda iş birliği fırsatı oluşturan karşılıklı ziyaretler için teşekkür eden Barrow, heyete, daha fazla Gambiyalının eğitilmesine olanak sağlamak için uzaktan eğitim programları uygulamayı önerdi.

    Banjul Büyükelçisi Bermek ise, 300’den fazla Gambiyalı öğrencinin şu an Türkiye’de gördüğünü, 180’in üzerinde öğrencinin de Türkiye’den burs aldığını ifade etti. Bermek, önümüzdeki dönemde burstan yararlananların sayısını artırma planları olduğunu da vurguladı.

    YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Gündoğan da Cumhurbaşkanı Barrow’a, Türk yükseköğretim sistemi hakkında genel bilgiler aktardı.

    Yapılan görüşmede; ziraat, sağlık, deniz bilimi, teknik ve mesleki eğitim, bilim ve iletişim teknolojileri ile araştırma alanında olası iş birlikleri değerlendirildi.

     

    Cumhurbaşkanı Barrow’a “Gazi Mecliste O Gece” Kitabı

    Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Cumhurbaşkanı Barrow’a, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşanılanların anlatıldığı “Gazi Mecliste O Gece” kitabının İngilizce çevirisini takdim etti.

    Cumhurbaşkanı Barrow ve Banjul Büyükelçisi Bermek, ziyaret sonrası Gambiya basınına görüşmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

     

    Yükseköğretim Bakanı ve Üniversite Yöneticileri ile Görüşme

    Heyet, başkent Banjul’da Gambiya Yükseköğretim, Araştırma, Bilim ve Teknoloji Bakanı Prof. Dr. Pierre Gomez’e de ziyarette bulundu. Bakan Gomez, ziyarette, geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin yükseköğretim alanındaki tecrübelerinden yararlanmak için Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdiklerini anımsattı.

    Türk heyetini de Gambiya’da ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade eden Gomez, bu programla Gambiya ile Türkiye arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmek istediklerini, bu iş birliğinin sonucunu merakla beklediklerini dile getirdi.

    YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Gündoğan da Türkiye ile Gambiya arasındaki ilişkilerin her düzeyde mükemmel olduğunu, yapılan görüşmelerin sonuçlarının iki ülke ilişkilerinin geleceği açısından çok verimli olacağına inandığını kaydetti.

    Görüşmenin ardından, Bakanlık bürokratları ve üniversite yöneticileri ile heyetler arası toplantılar gerçekleştirildi.

     

    Heyet, Üniversitenin Uygulama Alanlarını Gezdi

    Daha sonra, başkent Banjul ve çevresindeki kampüsleri gezen heyet, yapımına 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın talimatıyla 1991 yılında başlanan, 1999 yılında tamamlanarak 2001 yılında Gambiya’ya devredilen dökümhane ile atölyelerde incelemelerde bulundu. Uygulamalı Bilimler, Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesine bağlı meslek yüksekokulundaki dökümhanede Gambiyalı öğrencilere ders veren teknik öğretmen Asım Şahin, heyeti yürütülen çalışmalar hakkında bilgilendirdi. Heyettekiler, Gambiya Üniversitesine ait kolej inşaatını da gezerek, ziyaretçi defterini imzaladı

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • ESBAŞ, Ege’nin en iyi işverenleri sıralamasında birinci oldu

    Great Place to Work’ün, Ege Bölgesinde çalışanlarını en çok mutlu eden şirketleri belirlemek amacıyla gerçekleştirdiği araştırmada ESBAŞ, 250-499 Çalışan Sayısı Kategorisinde, en yüksek puanla liste başı olarak 2023’te Ege’nin En İyi İşvereni seçildi.

    ESBAŞ, Mayıs ayında da GPTW’nin Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2023 Listesi’nde ikinci olmuştu.

    Great Place to Work (GPTW), Swiss Otel Büyük Efes İzmir’de düzenlediği ödül töreninde Ege’nin En İşi İşverenleri 2023 Listesi’ni açıkladı. Türkiye’nin iş gücüne katılma oranının en yüksek illerini barındıran Ege Bölgesi’nde, bu yıl sağlığa yani insana önem vererek başarılı sonuçlar üreten şirketler Ege’nin En İşi İşverenleri Listesi’nde yer alma başarısını gösterebildiler.

    Great Place to Work’ün, değerlendirmeye katılan 87 firmada 7 bin çalışanın Trust Index deneyim anketi geri bildirimlerinden oluşturulan Ege’nin En İyi İşverenleri Listesi’ne giren şirketler, çalışanlarını iyi ve özel hissettiren uygulamalarla fark yaratarak en iyi işveren seçildi.

    GPTW’nin araştırması sonucunda çalışanları tarafından en yüksek puanı alarak 250-499 Çalışan Sayısı Kategorisinde listeye birinci sıradan giren ESBAŞ’lılar törende kalabalık bir grupla sahneye çıkarak kendi besteledikleri ESBAŞ marşını seslendirdiler.

    Törende konuşan ESBAŞ Genel Müdürü Yusuf Kılınç, çalışanlarının memnuniyetini ve mutluluğunu en üst seviyede sağlayacak politikalar geliştirerek şirketlerinde sürdürülebilir mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamını kurduklarını vurguladı. Kılınç, şunları söyledi: “Hepimiz Mutlu birer ESBAŞ’lı olduğumuz için, şirketimize gönülden emek veriyor ve karşılığını alıyoruz. ESBAŞ sadece çalışanlarının mutluluğu için değil, işleticiliğini üstlendiği Ege Serbest Bölgesinde çalışan 25 bin kişinin de iş yerlerinde mutlu ve huzurlu olması için çalışıyor. Bölgede 40 günlük bebeğin bakımından tutun da okul dönemine kadar çocuklara, Avrupa’nın ve ABD’nin en gelişmiş yuvalarında uygulanan standartlarda eğitim veren ESBAŞ Çocuk Yuvası ile çalışan ebeveynlere çocuklarını güvenle bırakarak, işlerine huzurla devam etmesini sağlıyoruz. Yine Bölge çalışanlarının sağlık hizmetlerini karşılamak adına 7 doktor ve çok sayıda hemşire ile hizmet veren OSGB ile sağlık hizmetine hızlı ulaştırıyoruz. Günlük 25 bin kişiye yemek çıkararak çalışanların her gün sağlıklı ve lezzetli yiyecekler sunuyoruz.” 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Merck Türkiye’den Yeni Bir Global Atama

    Globalde ve lokalde sunduğu farklı kariyer fırsatlarıyla, çalışanlarının kariyer yolcuklarını desteklemeyi önceliklendiren Merck’te, Türkiye ekibinden globale yeni bir atama daha gerçekleşti. 

    Merck Türkiye’de, yetenek yönetimine ve gelişimine öncelik verme taahhüdünün bir parçası olarak, Türkiye ekibinden globale yeni bir atama daha gerçekleşti. 2018 yılından itibaren Merck Türkiye’de çalışan ve son olarak Onkoloji İş Birimi Direktörü olarak görev yapan Aydan Dinçer, Global Onkoloji Ürün Pazarlama Direktörü olarak atandı. 

    İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlayan Aydan Dinçer, teknoloji ve ilaç alanında global firmalarda görev aldıktan sonra, 2018 yılında Merck Onkoloji ekibine Kıdemli Ürün Müdürü olarak katıldı. 2019 yılında Onkoloji Pazarlama Müdürlüğü, 2021 yılında Strateji, Operasyon ve İş Mükemmeliyeti Direktörlüğü görevlerini üstlendi. Şubat 2022’den itibaren Onkoloji İş Birimi Direktörü olarak görev yapan Dinçer, mevcut pozisyonuna ek olarak Strateji, Operasyon ve İş Mükemmeliyeti Direktörlüğü görevini de vekaleten yürüttü. Aydan Dinçer, Global Onkoloji Ürün Pazarlama Direktörü olarak görevine Temmuz 2023’te başladı.  

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başa dön tuşu