Ay: Temmuz 2023

Piyasa araştırmacısı K33 Research, açıkladığı yeni bilgiler ile kripto para piyasasının ne kadar sakin olduğunu gözler önüne serdi. K33, yedi günlük spot Bitcoin (BTC) ticaret hacminin son 30 ayın en düşük düzeyine geldiğini açıkladı.

2 milyar dolara kadar düşen Bitcoin alım-satım hacmi, benzeri düzeyleri en son 2021’in birinci günlerinde gördü. K33 Research’te çalışan uzmanlar Bendik Schei ve Vetle Lunde, bir yatırımcı notunda şu yorumu yaptı:

“Kripto para piyasası resmen bir yaz uykusunda. Düşük volatilite ile kendini aşikâr eden sakin piyasa sonsuza kadar tıpkı formda kalmayacak. Yüksek kaldıraç kullanan traderlar ani hareketlere karşı dikkatli olmalılar.”

Bitcoin (BTC) ticaret hacimlerinin 7 günlük ortalaması.

Kripto uzmanları, ABD’de spot BTC fonları kabul aldığı takdirde piyasaya yine hareket geleceği yorumunu yaptı. Bitcoin ve altcoin piyasası, bugün akşam açıklanacak olan FED faiz kararını bekliyor.

Son vakitlerde, kripto para piyasasının amansız şartları, şirketleri olumsuz etkilemeye başladı. Yakın vakitte iki kripto para şirketi, küçülmeye gittiklerini açıkladı. İşte detaylar…

Star Atlas, 15 milyon dolarlık kayıp yaşadı

Solana merkezli ünlü Gaming Web3 projesi Star Atlas, FTX çöküşünün akabinde yaşananlar ve kripto para piyasasındaki daha geniş yankılarla boğuşuyor. Şirket kısa müddet evvel, FTX fiyaskosu nedeniyle hazinesinden 15 milyon dolarlık değerli bir kayıp da dahil olmak üzere 2021’den bu yana karşılaştığı zorlukları ele alan resmi bir açıklama yaptı. Bir vakitler 2021’in en umut verici projelerinden biri olarak bilinen Star Atlas, token kıymetinin tüm vakitlerin en yüksek düzeyi olan 0,268 dolardan yaklaşık yüzde 99 oranında düşmesiyle değerli bir gerileme yaşadı. FTX’in çöküşü ve akabinde Solana ekosisteminde yaşanan çalkantılar ATLAS üzerinde derin bir tesir yaratarak token fiyatının düşmesine ve şirketin mali açıdan zorlanmasına neden oldu.

Star Atlas’ın gerisindeki şirket olan ATMTA’nın CEO’su, Discord aracılığıyla Star Atlas topluluğuyla yaptığı samimi bir görüşmede mevcut durumu açıkladı. CEO, FTX’in çöküşünün operasyonlarını önemli biçimde etkilediğini ve vahim bir mali durumla sonuçlandığını açıkladı. Sonuç olarak, çekirdek grup 2022’nin sonlarında 235 üyeden bugünkü haliyle yalnızca 45 şahsa indirildi. Küçülme kararı, mali zorlukla başa çıkmak ve sürdürülebilirlik için şirketin operasyonlarını yine yapılandırmak için bir tedbir olarak alındı. Fakat bu kararın yakın vadede projenin gelişimi ve ilerlemesi açısından zorluklar yaratması beklenmekte.

Dahası, Star Atlas’ın vergi borçları ile karşı karşıya kalması mali ıstıraplarını daha da arttırdı. Dış yatırımcılardan sermaye ve takviye sağlama uğraşlarının da sonuçsuz kalması, projenin içinde bulunduğu çıkmazı daha da derinleştirdi. Şu anda ATLAS tokenı, 2021’deki en parlak periyoduna kıyasla değerli bir düşüşle sadece 0,00146833 dolardan süreç görüyor. Projenin yönetişim tokenı olan Star Atlas DAO (POLIS) da şu anda 0,098360 dolarlık kıymeti ile baskı altında.

Kripto para borsası KuCoin hakkında küçülme söylentileri var

Bu durum, ABD’li düzenleyiciler ve öteki ülkelerden yetkililer tarafından kripto para borsalarına yönelik daha geniş çaplı bir baskının ortasında ortaya çıktı. Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere KuCoin ve Binance üzere önde gelen borsalarda çalışanların küçültülmesiyle ilgili savlar kripto piyasasındaki olumsuz havaya katkıda bulundu. Kısa bir mühlet evvel KuCoin, ABD’li düzenleyicilerin açtığı bir davayla karşı karşıya kaldı ve borsanın çalışanlarının yüzde 30’unu işten çıkaracağı haberleri yayıldı. Fakat KuCoin CEO’su Johnny Lyu bu tezleri yalanladı. Düzenleyici zorluklara karşılık olarak birtakım küçülmeler meydana gelse bile bu türlü sert bir tedbir alınmayacağını belirtti.

Benzer biçimde, Binance de 1.000 çalışanını işten çıkarma söylentileriyle karşı karşıya kaldı. Böylelikle, kripto piyasasını çevreleyen olumsuz anlatıya katkıda bulundu.  Kripto para piyasasındaki durum değişken ve belirsizliğini korurken, Star Atlas üzere projeler fırtınayı atlatmakta zorlanıyor. Düzenleyici baskılar sürerken, kesim oyuncuları bir yandan gelişen kripto ortamının karmaşıklığı içinde gezinirken bir yandan da piyasada itimat ve istikrarı tekrar tesis etmeye çalışıyor.

Ekonomi Uyum Şurası, ikinci toplantısını gerçekleştirdi.

Toplantıda birinci olarak aktüel makroekonomik gelişmeler ile bütçe görünümü değerlendirildi. Orta Vadeli Programa (OVP) ait hazırlıklar gözden geçirilirken OVP ile makroekonomik maksatlar ve yapısal ıslahat siyasetlerinin güncelleneceği ve önümüzdeki üç yıla ait yol haritasının ortaya konulacağı tabir edildi.

Toplantıya ait olarak yapılan açıklamada şu noktalara dikkat çekildi:

Mali disiplini temel alan maliye siyasetimizi kamuda tasarruf anlayışı ile güçlendirerek elde edilecek mali alan, vatandaşlarımızın refahını artırmak için kullanılacaktır.

Deprem harcamaları hariç tutulduğunda bütçe açığının ulusal gelire oranını AB standartlarında tutacak bir yaklaşım devam ettirilecektir.

Toplam maliyeti 104 milyar dolara ulaşan zelzele konusunda ilgili tüm kurumların uyum içinde hareket etmesi ve zelzele bölgesinde ekonomik ve toplumsal hayatın rehabilitasyonuna bütçe imkanları içinde gerekli değişiklikleri yaparak tüm kurumların öncelik tanıması sağlanacaktır.

Önümüzdeki süreçte temel makroekonomik amacımız enflasyonu tekrar tek haneli düzeylere düşürmektir. Bu kapsamda toplantıda fiyat istikrarıyla birlikte finansal istikrarın devamı için Merkez Bankası’nın uhdesinde olmayan alanlarda atılacak adımlar ele alınmıştır.

Para siyasetinin genel çerçevesi ile son devirde atılan miktarsal sıkılaştırma adımları konusunda bilgilendirme yapılmış, Kur Muhafazalı Mevduat konusunda gelişmeler değerlendirilmiştir.

Toplantıda mesleksel eğitim merkezlerine sağlanan devlet katkısının aktifliği özel olarak değerlendirilmiş, tasarrufu ve aktifliği artırıcı kararlar alınmıştır.

Otomotiv ve besin perakende dalında son devirlerde arz talep istikrarını bozacak formda oluşan stokçuluk ve haksız uygulamalar ile bunlarla ilişkili fahiş fiyat artışlarının önlenmesine yönelik yürütülen çalışmalar değerlendirilmiştir.

Güven ve istikrar ortamında enflasyon ile uğraş öncelikli olmaya devam edecek, nitelikli yatırımlarla yüksek katma kıymetli üretimi, ihracatı ve potansiyel büyümeyi daha da güçlendirecek, istihdam artışını destekleyecek, tasarrufları artırarak cari süreçler açığında kalıcı güzelleşmeyi sağlayacak aktif ve kararlı adımlar eşgüdüm içerisinde hayata geçirilecektir.

Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, Söke’nin Sazlı Mahallesi’nde ormanlık alanda çıkan yangına hızlıca müdahale ederek bir facianın önüne daha geçti. Gelen ihbarı değerlendiren ekipler hızlı bir şekilde ormanlık alana intikal ederek söndürme çalışmalarına başladı ve yangını kontrol altına aldı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bugünlerde vatandaşları olası orman yangınlarına karşı duyarlı ve tedbirli olmaya çağırdı.

Hava sıcaklıklarının çok yüksek seyretmesiyle birlikte ormanlık alanlarda yangın çıkma olasılığı artarken, bugün ilk orman yangını ihbarı Söke’den geldi. Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, Sazlı Mahallesi’nde çıkış nedeni araştırılan yangına hızlı bir şekilde müdahale etti. Sarp bir bölgede çıkan yangın söndürülürken itfaiye ekipleri soğutma çalışmalarına başladı.

Çerçioğlu ise yanan her ağacı yerine koymanın yıllar aldığını hatırlatarak, “Yangın olasılığının arttığı bugünlerde yangınlara karşı daha tedbirli ve duyarlı olmalıyız. Ormanlık alanlardaki birçok yangın insan kaynaklı meydana gelmektedir. Ormanlarımızı yok olmaktan korumamızın yolu daha duyarlı ve tedbirli olmamızdan geçiyor. Vatandaşlarımızdan bunu özellikle istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bugüne kadar binlerce öğrenciyi ücretsiz olarak lise ve üniversite sınavlarına hazırlayan Karabağlar Belediyesi Sosyal Etkinlik Merkezi (KARBEM), LGS’deki başarı oranıyla bir kez daha yüzleri güldürdü. Buna göre tercihte bulunan öğrencilerden yüzde 98.3’ü liselere yerleşmeye hak kazanarak ailelerinin, öğretmenlerinin ve Karabağlar Belediyesi’nin gururu oldu.

Bu yılki LGS’ye giren KARBEM 8. sınıf öğrencilerinden 475’i, sonuçların açıklanmasıyla birlikte tercihlerini yaptı. Bu öğrencilerden 467’si liseleri kazanırken, 8 öğrenci de nakil süreçlerinde şansını deneme kararı aldı. Böylece kurumda yerleşme başarısı yüzde 98.3’e ulaştı.

Öğrencilerden 4’ü Fen liselerine, 322’si Anadolu liselerine, 2’si Sosyal Bilimler Lisesi’ne, 25’i İmam Hatip liselerine, 114’ü de Meslek liselerine yerleşti. Anadolu liselerini tercih edenler arasından 3’ü Bornova Anadolu Lisesi, 4’ü İzmir Kız Lisesi, 7’si Konak Anadolu Lisesi, 2’si de Balçova Anadolu Lisesi gibi İzmir’in önde gelen eğitim kurumlarında okumaya hak kazandı.

Başkan Selvitopu kutladı

Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, verdikleri emek ve döktükleri alınterlerinin ardından başarıya ulaşan KARBEM öğrencilerini, öğretmenlerini ve ailelerini gönülden kutladı. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla kurulan KARBEM’in, bu ve benzeri sonuçlarla yüzleri güldürmeye devam ettiğini belirten Başkan Selvitopu, “Öğrencilerimiz başarılarıyla gurur kaynaklarımız olmayı sürdürüyor. Hepsini ayrı ayrı kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. YKS sonuçlarının açıklanmasının ardından aynı gurur ve mutluluğu umarım bir kez daha yaşarız” dedi.

Karabağlar Belediyesi’nin eğitimi tüm gücüyle desteklemeyi sürdüreceğini vurgulayan Başkan Selvitopu, “Okullarımızın bakım onarımlarından kırtasiye desteklerimize kadar çok boyutlu katkılarımız aynı şekilde sürecek. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlama hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Karabağlar Belediyesi olarak ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın ve ailelerinin yanlarında olmaya devam edeceğiz ” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Köprü, otoyol gibi büyük altyapı projelerinde kullanılan ve finansa erişim, zamanında tamamlanma, yeni teknolojilerin kullanımı gibi önemli avantajlar getiren Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) Modeli, depreme dayanıklı dirençli şehirler, yerel hizmetler, akıllı şehircilik, çevre ve enerji projeleri, kiralık konutlar, yurtlar ve sosyal alanlar gibi üstyapı projeleri için de önemli bir yöntem olacak.

Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “KÖİ Modeli, hem kamu hem son kullanıcı hem de özel sektöre sunduğu avantajlarla; dirençli ve akıllı şehirlerin inşasında özellikle yerel yönetimlere büyük fırsatlar sunuyor. GYODER Erişilebilir Konut Projesi bunun iyi kurgulanmış önemli örneklerinden birisidir” dedi. 

Ülkemizde ve dünyada hızla artan konut ve sosyal alan ihtiyacı yanı sıra şehirlerin doğal afetlere dirençli ve akıllı olarak yeniden kurgulanması zorunluluğu farklı çözüm yollarının tartışılmasını beraberinde getirdi. GYODER tarafından açıklanan Erişilebilir Konut Projesi önerdiği Kamu Özel Sektör İşbirliği modeliyle bu alana bir kaz daha dikkat çekti.

Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, KÖİ Modeli’nin, sadece mega projeler için bir araç olmadığını ifade etti.  Modelin, uluslararası alanda etkin olarak üstyapı projelerinde de kullanıldığını söyleyen Dr. Aydın, “Eurostat’ın tahminlerine göre 2030’a kadar sadece Avrupa’da sosyal altyapıdaki eksikliklerin giderilmesi için 1,5 trilyon Euro tutarında ilave yatırım yapılması gerekecek. Bu miktar,   Ukrayna’daki savaşın ve Türkiye’nin yaşamış olduğu deprem sonrası daha da fazla yükselecek.” dedi. Aydın, KÖİ Modeli’nin, finansa erişim, yeni teknolojilerin kullanımı, uygun insan kaynağına erişim, risk paylaşımı, yatırımların doğru zamanlaması ve öngörülebilir bütçe gibi kavramlarla büyük avantajlar sunduğunu hatırlattı.

Yerel yönetimlere büyük fırsat

Aydın, KÖİ Modeli’nin yerel yönetimlere büyük fırsatlar sunduğuna dikkat çekerek, “Şehirlerin akıllı kentler olarak yeniden inşasında, özel sektörün finansman bulma, inovasyon, projelerin belirlenen bütçe ve süre içerisinde tamamlanması ve koordinasyon yeteneğinden mutlaka faydalanılmalı” diye konuştu. Geçtiğimiz Haziran ayında yapılan hukuki düzenleme ile belediyelerin özellikle çevre projelerinde KÖİ modelini kullanabilmesine imkân sağlandığına dikkat çeken Aydın, “Trabzon, Sakarya, İzmir, Samsun ve İstanbul’da belediyeler KÖİ Modeli ile projeler çalışıyor. Model, hem kamu hem son kullanıcı hem de özel sektöre sunduğu avantajlarla; dirençli ve akıllı şehirlerin inşasında özellikle yerel yönetimlere büyük fırsatlar sunuyor. Büyük bir potansiyel barındıran bu alanın önü açık. 2024 yılı yerel düzeyde KÖİ projelerinin gelişmesi için çok önemli bir yıl olacak” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İŞ Gıda çatısı altında 38 ilde, 5000’den fazla çalışanı ile 260’ın üzerinde restoranda hizmet veren KFC Türkiye’nin CMO’su Simin Özkar oldu. 17 Temmuz tarihi itibariyle görevine başlayan Özkar, KFC Türkiye’nin tüm pazarlama süreçlerden sorumlu olacak.

20 yılı aşkın tecrübesi bulunan Simin Özkar, İstanbul Üniversitesi İşletme bölümü mezunudur. Kariyerinde çeşitli sektörlerde; müşteri yönetimi, ürün müdürlüğü, pazarlama müdürlüğü ve direktörlüğü görevlerinde bulunan Özkar, iş hayatına Pars/McCann-Erickson’da Müşteri Yöneticisi olarak başlamış, ardından TBWA’de Müşteri Yöneticisi olarak devam etmiştir. İpek Kağıt’ta Ürün Müdür Yardımcısı, ardından Ürün Müdürü ve Pazarlama Müdürü görevlerini yürütmüştür. Kariyerine Anadolu Grup’a bağlı Ana Gıda’da Pazarlama Müdürü olarak devam eden Simin Özkar, ardından Hayat Kimya’da Pazarlama Müdürü olarak başlayıp Grup Pazarlama Müdürü ve Global Pazarlama Direktörü görevlerini üstlenmiştir. Son olarak KFC Türkiye’ye katılmadan önce n11’de Marka Direktörü olarak görev almıştır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Güney Amerika’nın en hoş kentlerinden biri olan Buenos Aires, seyahat etmeyi sevenlerin kesinlikle görmesi gereken yerlerin başında geliyor. Kent, Avrupai üsluptaki mimarisi, dinamik renkleri, futbol kültürü, hayattan keyif alan insanları ve inanılmaz mutfağıyla dünya çapında büyük bir üne sahip. Pekala, Buenos Aires nerede? Buenos Aires’te nereye gidilir? İşte rengarenk bir seyahatin tek adresi Buenos Aires…

Şık restoranlar, lüks butikler ve müziğin eşsiz ezgileriyle isminden kelam ettiren Buenos Aires, Güney Amerika’nın en büyük ve en göz alıcı kentlerinden biri. Rengarenk kültürüyle her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turiste kucak açan bu eşsiz kent, bilhassa yaz aylarında dinamik ve canlı yapısıyla ağır ilgi görüyor. Şayet siz de sevdiklerinizle eğlenmeye doyamayacağınız bir tatil rotası oluşturmak istiyorsanız Güney Yarım Küre’nin Paris’ini kesinlikle seyahat rehberinize eklemelisiniz. Gelin, Buenos Aires’e uçak bileti almanız için gereken nedenlerini birlikte listeleyelim.

BUENOS AİRES NEREDE? BUENOS AİRES NE DEMEK?

Güney Amerika ülkesi Arjantin’in başşehri ve en gelişmiş kenti olan Buenos Aires, Atlantik okyanusu kıyısında Rio de Plata ismi verilen ağızda, Güney Amerika kıtasının doğusunda yer almaktadır. İngiliz, Fransız, İspanyol ve İtalyan kültürlerinin özellikleriyle harmanlanan kentin söz manası ise “Güzel Havalar” olarak karşımıza çıkıyor. 

NÜFUSUN BÜYÜK BİR KISMI İSPANYOL VE İTALYAN

Kentte yaşayanların büyük bir çoğunluğu İspanyol ve İtalyan kökenlidir. Bununla bir arada; Arap, Ermeni, Çin ve Kore kökenlilerin de Buenos Aires’te yaşadığını söyleyebiliriz.  Kentin nüfusu yaklaşık olarak 3 milyondur. Fakat tüm Buenos Aires özerk bölgesindeki nüfus 13 milyon civarındadır. Hareketli toplumsal ömrüyle dikkat çeken bu Latin Amerika kentinin resmi lisanı İspanyolcadır.

RENKLERİN DANSI: LA BOCA VE EL CAMİNİTO SOKAĞI

Renkli konutlarıyla turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerden biri olan La Boca, Matanza – Riachuelo Irmağı’nın Rio de Plata’ya açıldığı ağızda yer almaktadır. Bundan ötürü İspanyolcada “ağız” manasını taşıyan “boca” sözüyle anılmıştır. La Boca mahallesi, yaklaşık olarak 50 bin kişilik bir nüfusa sahiptir. 

19. Yüzyılın sonlarından itibaren çoğunluğu İtalyan olan göçmenlerin gelişiyle, İtalyancada Cenovalı manasına “Zeneizi” sözünün yanlış söylenmesiyle ortaya çıkan “Xeneizes” sözü mahallenin uzun bir mühlet bu türlü nitelendirilmesine sebep olmuştur. Göçmenlerin, eski gemilerin saçlarından ve atık çinko levhalardan inşa ettikleri “conventillos” isimli konutları tekne boyasıyla alaca renkli boyamasıyla mahalle bir sanat yuvasına dönmüştür.

Caminito sokağı, renklerle dansın meskenlere yansımış hali üzere adeta. Tangonun önde gelen isimlerinden biri olan Carlos Gardel’in şair Penaloza’nın “Caminito” şiirini seslendirmesiyle sokak Tangonun tesirleriyle çevrelenmiştir. Açık havada yapılan tango şovlarını izlemek isterseniz; kesinlikle burayı ziyaret edin. Şimdilerde bu sokakta, dünyaca ünlü futbolcu Maradona’dan Papa Franciscus’a kadar birçok değerli kişinin heykeli vardır.

La Boca Mahallesi, birebir vakitte Boca Juniors futbol grubunun Alberto J. Armando Stadına da konut sahipliği yapmaktadır. 49 bin kişi kapasiteli olan stadyum La Bombonera Stadyumu olarak da bilinmektedir. Stadyumda yer alan Boca Tutkusu Müzesi’nde Boca Juniors’ın kazandığı kupalar ve Maradona’nın kullandığı formalar vardır. Sarı ve mavinin ahengiyle dikkat çeken stadyumun ismi “şeker kutusu” manasındadır.

AVENİDA DE 9 JULİO (9 TEMMUZ BULVARI)

Avenida De 9 Julio, ismini 9 Temmuz 1816’da yapılan Arjantin Bağımsızlık Bildirgesi’nden almıştır. 140 metre genişliğiyle dünyanın en geniş bulvarı olma özelliğine sahiptir. Tarihi merasimler, sanatsal, sportif ve kültürel etkinlikler için sıklıkla kullanılmakla bir arada; kentin simgesi Dikilitaş burada bulunmaktadır.

MALBA MÜZESİ

Yılda 1 milyondan fazla ziyaretçisi olan Malba Müzesi, Latin Amerika’nın en yeterli çağdaş sanat yapıtlarını sergilemektedir. Frida Kahlo, Diego, Antonio Berni üzere çok değerli sanatkarların da yapıtlarını burada görebilirsiniz. Malba Müzesinin sanat ve sinema stantları düzenleyen ve kültürel faaliyetlere yer veren bir sanat merkezi de vardır.

MAR DEL PLATA

Buenos Aires’te bulunan Mar Del Plata, Atlantik Okyanusu kıyısında yer almaktadır. Her yıl yaklaşık olarak 10 milyon turiste mesken sahipliği yapan bölge, Güney Amerika’nın en tanınan yerlerinden biridir. Bilhassa sıcak havalarda muazzam bir yer olan Mar Del Plata’ya kesinlikle gitmenizi tavsiye ederiz.

Güney Amerika’nın en hoş plajlarının kimileri burada bulunmaktadır. 8 kilometrelik plajlarıyla görenleri büyüleyen alanda; oyun alanları, bahçe ve parklarda bulunmaktadır. Şayet yolunuz Mar Del Plata’ya düşerse akvaryumuna gitmeyi unutmayın.

PUERTO MADERO

Buenos Aires’in en beğenilen yerlerinden biri olan Puerto Madero, çağdaş ve otantik bir çizgiye sahip eski bir tersanedir. Puerto Madero’nun her sokağına bir bayan ismi verilmiştir ve Buenos Aires’te gerçekleştirilen en büyük kentsel yenileme projesidir.

Kanal boyunca sanat galerileri, butikler ve restoranlar yer almaktadır. Ünlü mimar Santiago Calatrava tarafından inşa edilen Puente de la Mujer Köprüsü, tam bir tasarım mükemmeli. Lotf üslubu meskenleri ve otelleriyle göz kamaştıran Puerto Madero, görülmeye paha bir turistik noktadır. 

KRİSTOF KOLOMB OPERA BİNASI

Kristof Kolomb Opera Binası, opera tutkunları için adeta cennetin kapılarını aralıyor. Muazzam akustiği sebebiyle dünyanın en güzel 5 konser yeri ortasında yer alan ünlü bina, 9 Temmuz Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Dikkat çeken dekorasyonu ve devasa yapısıyla hayranlık uyandıran bina, 1857’de açılmıştır. Kristof Kolomb Opera Binası; Pavarotti, Callas, Caruso üzere pek çok ünlü sanatkara mesken sahipliği yapmıştır. Tıpkı vakitte National Geographic tarafından “Dünyanın En Uygun 3. Opera Binası” olarak nitelendirilmiştir. Şayet buraya gitmeyi düşünürseniz; Arjantin Ulusal Senfoni Orkestrası’nın performanslarına doyamayacaksınız.

TANGONUN VATANI BUENOS AİRES

Arjantin’de tangonun çok özel bir yeri vardır. Geçmiş vakitlerde tango, yüksek sosyete tarafından küçük ve hor görülen alt katman tarafından yapılıyordu. Lakin vakit içerisinde ününe ün katarak tüm dünyada kabul gören ve çok sevilen bir dans haline gelmiştir. Aşkın, tutkunun ve tarihin dansı olan tango, burada yaşayan beşerler için adeta aşkın ezgilerle dansını yansıtmaktadır.

BUENOS AİRES’E NASIL GİDİLİR?

Buenos Aires’te Aeroparque Jorge Newbery ve Ezeiza isimli iki farklı havaalanı bulunmaktadır. İstanbul’dan direkt olarak gitmek istiyorsanız; San Paulo duraklamalı 17 saat 45 dakika süren uçuşla Buenos Aires’in ana havaalanı olan Ezeiza’ya ulaşabilirsiniz. Fakat aktarmalı olarak da Buenos Aires’e ulaşabilirsiniz. Aktarmalı bir formda ulaşacağınız Aeroparque havaalanı, Buenos Aires’in merkezine Ezeiza’dan daha yakındır. 

Avrupa ülkelerinde Kur’an-ı Kerim yakma aksiyonları devam ediyor. İsveç’ten sonra Danimarka’da da İslam aykırısı çok milliyetçi Danimarkalı Vatanseverler isimli küme üyeleri, başşehir Kopenhag’da bulunan Türkiye ve Mısır büyükelçilikleri önünde Kuran-ı Kerim yaktı. Buna pürüz olmaya çalışan bir bayan da Danimarka polisinin saldırısına uğradı.

HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

Avrupa ülkelerinden Kur’an-ı Kerim’e karşı yakışıksız hücumlar günden güne artış gösterdi. İsveç’te Irak asıllı Salwan Momika’nın Kur’an-ı Kerim yakma provokasyonları Danimarka’ya da sıçradı. İslam karşıtı aşırı milliyetçi Danimarkalı Vatanseverler Kur’an-ı Kerim’i hem ayaklar altına aldı hem de yaktı. Olay esnasında eylemciye müdahale edip Kur’an-ı Kerim’i kucaklayan bir bayan polis tarafından tartaklandı. Milyonlarca Müslümanı ve öteki dinlerden olan birtakım kesitlerin yansısını topladı.

AVRUPA’NIN SON ÇIRPINIŞLARI!

Yıllardır medeniyetin kapısı olarak gösterilen Avrupa, İslamiyet’e saldırılmasına müsaade ederek son çırpınışlarını adeta gözler önüne seriyor.

USMED Lideri Muharrir Said Ercan, bahse ait görüşlerini belirtirken #KuranPaylaş etiketiyle herkesi Kur’an’dan bir ayet paylaşmaya davet etti. Ercan, Saff Suresi’nden bir ayetle akımı başlattı.

Said Ercan, paylaşımında “Danimarka’nın başşehri Kopenhag’da yiğit bir bayan, Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakma teşebbüsünde bulunan bireye mahzur olmaya çalıştı, Kuranı kurtarıp götürmek istedi. Polis, bayana sert müdahale etti ve Kur’an-ı Kerim’i, İslam ve insanlık düşmanına geri vererek yakmasına müsaade verdi, güvenliği sağlayarak kaldığı yerden devam etmesine müsaade etti.

Avrupa kendini bitiriyor, Avrupa medeniyet birikimlerini yakıyor! Avrupa insanlığın son çırpışını izlemekle kalmıyor bir de takviye veriyor. Büyük insanlık kıssası inançlara hürmet global bir el tarafından sıradanlaştırılıyor. Madem yakmak özgür o vakit dağıtmakta hür anlatmakta Hür, Avrupa’ya özel, kuran dağıtan ve Kuran’ı anlatan gruplar kuramaz mıyız? Bu hususta harekete geçmek için ne bekliyoruz?” sözlerine yer verdi.

Yanlış diyet uygulamaları sonrasında yaşanan sıhhat problemleri son devirde sıkça gündeme geliyor. HiDoctor Diyetistenlerinden Cansu Bilioğlu, karaciğer yetmezliği başta olmak üzere önemli sıhhat problemlerini beraberinde getiren denetimsiz diyetlerin birinci periyotlarda süratli kilo vermeyi sağlasa da büyük sorunların kapısını araladığını söylüyor. Bilioğlu, profesyonel takviye almadan diyet yapmanın zararlarına anlatıyor.

Yapılan araştırmalar, diyet yapanların yarısının uzman tekliflerini dikkate alırken, bir başka yarısının ise internette yaygın olarak paylaşılan diyet programlarına yöneldiğini gösteriyor. Bu programlar birinci başta süratli kilo vermenizi sağlasa da bir mühlet sonra daha büyük sorunların kapısını aralıyor. HiDoctor Diyetistenlerinden Cansu Bilioğlu, son periyotta sıkça gündeme taşınan ve önemli sıhhat meselelerine neden olan bilinçsiz diyet uygulamaları ile ilgili: “Tartıda günlük olarak kilo kaybını görmeniz sizi keyifli edebilir lakin burada kaybettiğiniz şey size ziyan veren yağ dokuları değildir. Bedeninizi ayakta tutan ve enerjik olmanızı sağlayan kas dokularıdır. Kişi, birinci başta bunu fark edemeyebilir ve süratli diyetin bir sonucu olarak görebilir. Ancak vakit içerisinde ortaya çıkan çok sonluluk hali, göz altı morlukları, cilt ışıltısının kaybolması üzere durumlar daha önemli sıhhat meselelerinin sinyalleri olacaktır” dedi. 

Bütün bu sorunların gözle görülebilir ve etraftaki beşerler yardımıyla fark edilebildiğine dikkat çeken Bilioğlu, bilinçsiz diyet uygulamalarının ortaya çıkarabileceği problemleri şöyle sıraladı:

Dengesiz beslenmeye yol açar: Uzman diyetisyenler bedenin yüksek performansta kalabilmesi için dengeli bir besin listesi hazırlar. Ana besin kümelerini kesmez zira bunun hayati değer taşıdığının farkındadır. Hazırlanan liste kişinin gereksinimlerine nazaran düzenlenir. Ama rastgele yapılan bilinçsiz diyetlerde bu besin istikrarına rastlanmaz. Bu da beden performansını olumsuz istikamette tesirler.

Psikolojik problemlere neden olur: Yiyeceklerin ruhsal tesirleri birçok bilim insanı tarafından araştırılmış ve bu hususta onlarca makale yazılmıştır. Örneğin, bağırsaklar ve psikolojinin eş vakitli olarak hareket ettiği ispatlanmış bir gelişmedir. Birtakım besinlerin eksik ya da fazla tüketilmesi bireyde gerilim, gerginlik, kaygı hormonlarının artışına neden olur. Bu da ruhsal birtakım sorunların önünü açar.

Sosyal hayat kısıtlanır: Rastgele yapılan diyetlerin birçoğu katıdır. Kişi, bu diyete uymakta zorlanacağını düşünerek kendini toplumsal hayattan izole eder. Örneğin, arkadaşlarınızla evvelden planladığınız akşam yemeğini iptal edersiniz zira yasaklanan yiyecekleri tüketme tasası taşırsınız.

Geçici tekliflere alışkanlık kazandırır: Bir hafta boyunca kesintisiz olarak tıpkı şeyi yapabilirsiniz. Az tüketmek gelecek haftalar için motive edici olabilir. Lakin, sağlıklı beslenmek devam eden olumlu tesirle gerçekleşir.

Enerji kaybına neden olur: Yetersiz olan rastgele bir diyet sağlıklı beslenmek demek değildir. Sağlıklı beslenmek, günlük aktivitelerinizi rahatça yapabileceğiniz biçimde beslenme manasını taşır. Bu yüzden de bilinçsizce yapılan diyetler güç kaybına hasebiyle da kişinin fonksiyonelliğine olumsuz tesirde bulunur.

YANLIŞ DİYET PROGRAMLARI SIHHATİMİZİ NASIL TESİRLER?

“Yanlış diyetlerle çabucak fazlalıksız bedene sahip olmaktansa sağlıklı bir bedene adım adım yaklaşmak daha önemlidir” diyen HiDoctor Uzman Diyetisyeni Cansu Bilioğlu: “Burada, dikkat edilmesi gereken şey açlık ve diyet kavramıdır. Diyet, besin kombinleri ile kişiyi daha sağlıklı bir bedene kavuşturmayı hedefler. Yanlış diyet ise büsbütün açlığa dayalı bir kavramdır. Bedeni bilinçsiz bir biçimde yok etmek ile sağlıklı diyet yapmak farklı şeylerdir. Uzman eşliğinde yapılan diyetle sağlıklı bir halde kilo verilirken, yanlış diyet uygulamalarıyla kiloyla birlikte sağlıktan da birer kesim kaybedilir. Kesin bir besin kısıtlamasına girilmesi ve hatta birçok vakit büsbütün tek bir tip beslenme formu uygulanılması önemli, geri dönüşü olmayan sıhhat sorunlarına yol açacaktır’’ dedi ve yanlış diyet nedeniyle yaşanabilecek sıhhat problemlerini şöyle sıraladı:

Kas kaybı: Hedefiniz sağlıklı kilo vermek değil, süratli kilo vermek olduğu vakit bedeninizi bir şok haline sokarsınız. Beden, kendini müdafaaya almak için yağ dokusunu saklamaya başlar. Siz kilo verdiğinizi zannederken kaybettiğiniz aslında kaslarınızdır.

Adet düzensizlikleri: Diyet esnasında meydana gelen hormonal dengesizlikler adet düzensizliğine yol açabilir.

Saç dökülmesi: Yediğimiz yiyecekler ve içtiğimiz içecekler bedenimizin vitamin kıymetleri için kıymetlidir. Bu besinlerin ansızın kesilmesi dokuları besleyen vitaminlerin vakit içerisinde yok olmasına neden olur. Saç dökülmesi, bu sonuçların yol açtığı problemlerden birisidir.

Baş ağrısı: Yeterli beslenmemek ya da belli besinlerin ağır tüketilmesi migren üzere baş ağrısı sorunlarını tetikleyecektir.

Baş dönmesi: Açlık, tansiyon bedellerinin oynamasına yol açar. Bilhassa düşük seyreden tansiyon baş dönmesiyle sonuçlanacaktır.
Ruh hali değişiklikleri: Daima aç olmak ruh halinde değişiklik meydana gelmesine neden olur.

Safrada ve karaciğerde meydana gelen hasarlar: Vitamin alacağınız besinlerin kesilmesi yahut vitamin kaynağı olsa bile tek bir yiyeceğin fazla tüketilmesi safra ve karaciğer pahalarını bozmaktadır.

Yavaşlamış metabolizma: Yavaşlayan metabolizmanın ana nedeni yetersiz yahut yanlış beslenmedir. Yanlış beslenme ile bağırsaklar beslenemez ve münasebetiyle da bir yavaşlık kelam konusu olur. Bu, ileride oluşacak sorunların ön sinyalidir.

Anksiyete ve depresyon: Aç kalan insan kendini gergin hisseder. Vakit içerisinde toplumsal hayat azalır ve bu da depresyonla sonuçlanır. Diyete bir sefer bile uyulmadığında suçluluk duygusu belirir.

Bozulmuş böbrek işlevleri: Tüketilen besinlerden en çok etkilenen organ böbreklerdir. Yanlış beslenme sonucunda böbrek bedellerinde bozulma meydana gelir.

Bağışıklık düşüklüğü: Bağışıklığı güçlü tutmanın sırrı sağlıklı beslenmekte gizlidir. Beslenmenizi ihmal ettiğinizde bedeninizin savunma sistemi zayıflar. Bu da ağır sıhhat problemlerine ve enfeksiyonlara davetiye çıkarır.  

Investing.com – Thermo Fisher Scientific (NYSE: TMO) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 5,15$ ile analistlerin 5,43$ olan beklentilerine göre 0,28$ daha kötü.

Bu çeyrek için yayımlanan kâr 10,69B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 10,99B$ şeklindeydi.

Rehber

Thermo Fisher Scientific Mali Yılı 2023 hisse başına kârı 22,28$-22,72$ olarak belirlendi. Analist tahminleri ise 23,55$ şeklinde açıklanmıştı.

Thermo Fisher Scientific Mali Yılı 2023 kârı 43,40B$-44,00B$ olarak belirlendi. Analist tahminleri ise 45,21B$ şeklinde açıklanmıştı.

Thermo Fisher Scientific hissesi, günü 570,91$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda 2,89% değer kazandığını gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise -1,89% değer kaybettiğini gösteriyor.

Thermo Fisher Scientific son 90 gün içinde 2 pozitif hisse başına kâr görürken 17 negatif hisse başına kâr gördü.

Thermo Fisher Scientific hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

InvestingPro’ya göre Thermo Fisher Scientific şirketinin finansal sağlık puanı “İyi performans”.

Thermo Fisher Scientific şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

Dün günü düşüşle tamamlayan Borsa İstanbul, yeni güne yüzde 1’in üzerinde kazançla başlarken sonrasında dalgalı bir seyirde ilerledi.

6583 – 6671 bant aralığında hareket eden BIST 100 endeksi, saat 11.33 itibarıyla yüzde 0,21 kazançla 6616 puanda bulundu.

Bankacılık endeksinde ise kayıp derinleşiyor. Endeksin düşüşü, gün içinde yüzde 4’e yaklaşırken şu dakikalarda yüzde 3,45 oranında düşüşle 5674 puanda işlem görüyor.

Yapı Kredi Bankası, bugün en çok işlem hacmine sahip olan şirket olurken Yapı Kredi’yi sırasıyla Koza Altın, Astor Enerji, Türk Hava Yolları (THYAO) ve Koza Madencilik izledi.

BIST 100 endeksinde teknik açıdan 6700 ve 6800 seviyeleri direnç, 6500 ve 6400 puan destek konumunda bulunuyor.

Satış haberi sonrası hisseler hareketli

Dün akşam saatlerinde Koç Holding‘in, Yapı ve Kredi Bankası’ndaki 575 milyon lira nominal değere kadar hissesinin hızlandırılmış talep toplama yöntemi ile borsa dışında kurumsal yatırımcılara satış işlemini gerçekleştirmesiyle, bugün Koç Holding ve Yapı Kredi Bankası’nın hisseleri hareketli seyrediyor.

Analistler, söz konusu satışın, “yabancı yatırımcıların Türk varlıklarına ilgisinin arttığı” şeklinde yorumlanabileceğini vurgu yaptı.

Dün günü 13,37 TL’den tamamlayan Yapı Kredi Bankası hisseleri, bugünkü işlemlerde 12,37 TL’ye kadar geriledi. Bankanın hisseleri, saat 11.36 itibarıyla yüzde 6,88 düşüşle 12,45 TL’de bulunuyor.

Koç Holding hisseleri ise dün günü negatif tarafta tamamlarken şu dakikalarda yüzde 0,94 artışla 117,60 TL’de bulunuyor. Holdingin hisseleri en yüksek ise 121,40 TL’ye kadar tırmandı.

İş Yatırım’ın notunda, Koç Holding’in geçen çeyrek sonu solo net nakit pozisyonunun 352 milyon dolar seviyesinde olduğu belirtilerek “İşlem sonrası Koç Holding’e ciddi bir nakit girişi olacağından Koç Holding hisselerinde olumlu tepki bekleriz, Yapı Kredi hisselerinde ise kısa vadeli baskı görebiliriz.” denildi.

Küresel piyasaların gözü Fed’de

Analistler, küresel pay piyasalarında, ABD Merkez Bankasının (Fed) bugün açıklayacağı para politikası kararları öncesi karışık bir seyir izlendiğini ifade ederek politika metni ve Fed Başkanı Jerome Powell‘ın toplantı sonrası yapacağı açıklamalardan alınacak sinyallerin yatırımcıların odağına yerleştiğini söyledi.

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed’in politika faizini 25 baz puan artırmasına kesin gözüyle bakıldığını aktaran analistler, Bankanın gelecek döneme ilişkin net bir mesaj vermesinin, politik alanı daraltabileceği endişesiyle düşük bir ihtimal olduğunu belirtti.

Bu makale ilk olarak Ekonomim üzerinde yayımlanmıştır.

Yatırımcılar, Faiz Artışlarında Sona Yaklaşıldığını Ümit Ediyor

ABD Merkez Bankası (Fed), global enflasyonla uğraşta düzgünleşme gözlemlenmesine karşın, bu akşam Türkiye saati ile 21:00’da, Mart 2022’den bu yana 11. defa faiz artışına gitmeye hazırlanıyor. Fed’in siyaset yapıcıları, enflasyonun hala çok yüksek olduğu konusunda neredeyse oybirliğiyle ortak görüşe sahip olsa da, gelecekteki faiz artışları konusunda belirsizlikler devam ediyor.

FedWatch Datalarına Nazaran Piyasanın Fed’den Beklentisi

Piyasalar, Fed’in gösterge faiz oranını yüzde 5,25 – 5,5 gaye aralığına taşıyacak çeyrek puanlık bir artışı yapmasını bekliyor. Bu, federal fonlama faizinin Ocak 2001’den bu yana en yüksek düzeyine çıkacağı manasına geliyor.

Ancak, asıl değerli olan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) yetkililerinin faiz artırımında gereğince ileri gittiklerini mi yoksa enflasyonla uğraşta daha yapılacak çok iş olduğunu mu düşündükleri olacak. Fed siyaset yapıcıları, ekonomiyi gereksiz yere daralmaya itebilecek riskleri göz önünde bulundurmak zorunda. Piyasalar bilhassa bu faiz artırımının son olması gerektiğini düşünüyor. Çok bir sıkılaşmanın şimdiye kadar dirençli bir ekonomik görünüm çizen ABD iktisadına büyük bir darbe vurabileceği korkusu yatırımcılar ortasında epeyce yaygın bir görüş.

Charles Schwab’ın Baş Stratejisti Kathy Jones, Fed’in gereğince ileri gittiğini düşünenlerden biri. Yıllık enflasyon oranının Haziran ayında yüzde 3’e gerilemesiyle Fed’in ekonomiyi gereksiz yere daraltma riskinin arttığına dikkat çekiyor.

Kathy Jones’a nazaran, “Fed’in işi çoktan bitmiş olmalı. Şu anda sıkıntı bir çizgide yürüyorlar. Bana nazaran karar şu olmalıydı: Şimdilik gereğince şeyler yaptık ve bekleyip görelim. Fakat görünen o ki Fed yetkilileri en azından bir tane daha faiz artışına muhtaçlıkları olduğunu düşünüyorlar.”

Fed’in Bildirileri S&P500’e Takviye Olabilir

JPMorgan ise Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) bugünkü toplantıda faiz oranlarını artırması ve sonraki toplantılarda faizi sabit tutacaklarına işaret eden açıklamalar yapmaları durumunda S&P 500 endeksinin yüzde 0,25 ila 0,75 oranında yükselebileceğini öngörüyor. Lakin, takım, Fed’in faiz artırım döngüsünün sona erdiği beklentisiyle S&P 500’ün yüzde 0,25 ila 0,75 oranında artacağını iddia ediyor.

Fed’in faiz artırımına yönelik belirsizlikler ve piyasanın uzun vadeli beklentileri, merkez bankasının gelecekteki adımlarının yakından takip edileceğini gösteriyor. İktisat ve finans dünyası, Fed’in alacağı kararlara bağlı olarak hareket edecek ve ekonomik istikrarlar üzerindeki tesirlerini kıymetlendirecek. Bununla birlikte toplantının akabinde Powell’ın vereceği bildiriler ve ilerleyen günlerde FOMC üyelerinin açıklamları, geleceğe yönelik beklentileri şekillendirecek en büyük etkenlerden birisi olarak görülüyor.

Antalya Büyükşehir belediyesi turizm sezonuyla birlikte denetimlerini arttırdı. Alanya’da faaliyette bulunan taksi ve halk otobüsleri Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Ulaşım Zabıtası ekipleri tarafından denetleniyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Ulaşım Zabıtası ekipleri ilçe genelinde sürdürdükleri rutin denetimlere ek olarak turizm sezonunun yoğunlaşmasıyla birlikte vatandaşların ve turistlerin de şikayetleri doğrultusunda taksi ve halk otobüslerini mercek altına aldı. Vatandaşların ve turistlerin turizm sezonunda ulaşımda bir sorun yaşamaması için ekipler hem gece hem de gündüz ilçenin farklı noktalarında denetim yapıyor. Şoförlerin kurallara uyup uymadığı, temizlik, evrak ve klimaların çalışıp çalışmadığı kontrol ediliyor.  Kurallara uymayan ve sürücülere ise ceza kesiliyor. Denetimler düzenli olarak Alanya’nın farklı noktalarında devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fidye yazılımları, küresel anlamda ve META bölgesinde bilgi güvenliğine yönelik ana tehditlerden biri olmaya devam ediyor. IBM’in veri ihlali raporuna göre 2022’de bir fidye yazılımı saldırısının ortalama maliyeti 4,54 milyon ABD dolarıydı ve Kaspersky çözümleri 74,2 milyondan fazla fidye yazılımı saldırısı girişimi tespit etti (bu rakam 2021’e göre %20 artışa karşılık geliyor). 2023’ün başında fidye yazılımı saldırılarının sayısında bir düşüş görülürken, 2. çeyrekte bazı bölgelerde 2022’nin aynı dönemine kıyasla artış eğilimi görüldü. Kaspersky Security Network verilerine göre, 2023’ün 2. çeyreğinde Türkiye’de kurumsal kullanıcılara yönelik fidye yazılımı saldırı girişimlerinde 2023’ün 1. çeyreğine kıyasla %8 artış yaşandı. Tüm bu girişimler Kaspersky çözümleri tarafından engellendi.

Fidye yazılımı sayıları bazı bölgelerde artarken diğerlerinde azalabiliyor. Dinamikler ne olursa olsun, fidye yazılımları daha sofistike ve hedef odaklı hale geliyor. Fidye yazılımı saldırganları, sağlık ve eğitim kurumlarından hizmet sağlayıcılara ve endüstriyel işletmelere kadar her tür kuruluşu hedef alıyor.

2023’ün başında dünyanın en üretken fidye yazılımı gruplarından biri olan LockBit, en etkili ve üretken ilk beş fidye yazılımı grubu arasında ilk sıradaki yerini korudu. REvil ve Conti’nin yerini Vice Society ve BlackCat aldı. 2023’ün başında ilk beşi oluşturan diğer fidye yazılım grupları ise Clop ve Royal oldu.

“Fidye yazılımı grupları tekniklerini geliştirmeye devam ediyor.”

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) Rusya Başkanı Dmitry Galov, şunları söyledi: “Dünyanın dört bir yanındaki fidye yazılımı grupları tekniklerini geliştirmeye devam ediyor. Bunlar üç ana faktör tarafından yönlendiriliyorlar. Birincisi, belirli bir kuruluşa saldırırken yakalanma ihtimalleri. İkinci faktör, potansiyel olarak alabilecekleri fidyenin büyüklüğü. Son olarak, her zaman saldırının teknik zorluğunu göz önüne alırlar. Bu parametrelerden herhangi biri saldırganların planlarının dışına çıkarsa saldırı planını tekrar gözden geçirirler, Etkili güvenlik çözümleri kurmak, fidye yazılımı gruplarını muhtemelen bir kuruluştan uzaklaştıracaktır. Fidye yazılımı saldırıları kalıcı bilgi kaybı, iş süreçlerinin kesintiye uğraması, zaman kaybı, itibarın zedelenmesi ve büyük mali kayıplar gibi feci sonuçlara yol açabileceğinden, bu gerekli bir yatırımdır.”

Kaspersky Endpoint Security for Business, Kaspersky Small Office Security ve Kaspersky Internet Security, AV-TEST tarafından yapılan Gelişmiş Tehdit Koruma Testi değerlendirmelerinde fidye yazılımı saldırılarına karşı yüzde 100 etkinlik gösterdi. Ürünler, 10 farklı tam zincir saldırısında tek bir kullanıcı dosyasını bile kaybetmedi.

Fidye yazılımlarıyla mücadele etmek ve bu saldırılardan etkilenenlere yardımcı olmak için Hollanda Ulusal Polisi Ulusal Yüksek Teknoloji Suçları Birimi, Europol’ün Avrupa Siber Suç Merkezi, Kaspersky ve diğer ortaklar 2016 yılında ortaklaşa No More Ransom girişimini başlattı. Resmi web sitesinde katılımcılar, olayın gerçekleştiği yerden bağımsız olarak şifre çözme araçları, yönergeler ve siber suçları bildirme talimatları sağlıyor. Bu paha biçilmez kaynaklar, 173 fidye yazılımı ailesinin kurbanlarının herhangi bir ödeme yapmadan verilerini geri almalarına yardımcı oldu. Girişim ayrıca fidye yazılımları ve enfeksiyonlardan kaçınmak için önleyici tedbirler konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. No More Ransom’ın kurucu üyesi olan Kaspersky, girişimin başlangıcından bu yana oluşuma önemli katkılarda bulunuyor.

Kendinizi ve işletmenizi fidye yazılımı saldırılarından korumak için Kaspersky şunları öneriyor:

• Kesinlikle gerekli olmadıkça uzak masaüstü/yönetim hizmetlerini (RDP, MSSQL vb.) genel ağ erişimine açmayın ve bunlar için her zaman güçlü parolalar, iki faktörlü kimlik doğrulama ve güvenlik duvarı kuralları kullanın.
• Uzak çalışanlar için erişim sağlayan ve ağınızda ağ geçidi görevi gören ticari VPN çözümleri için mevcut yamaları derhal yükleyin.
• Fidye yazılımlarının güvenlik açıklarından yararlanmasını önlemek için kullandığınız tüm cihazlardaki yazılımları her zaman güncel tutun.
• Savunma stratejinizi yanal hareketleri ve internete veri sızıntısını tespit etmeye odaklayın. Siber suçluların bağlantılarını tespit etmek için giden yöndeki trafiğe özellikle dikkat edin.
• Çevrimdışı yedekleme stratejilerine özel önem verin ve verilerinizi düzenli olarak yedekleyin. Gerektiğinde acil bir durumda bu yedeklere hızlı bir şekilde erişebileceğinizden emin olun. 
• Korsan yazılım veya bilinmeyen kaynaklardan yazılım indirmekten ve yüklemekten kaçının.
• Tedarik zincirinizi ve yönetilen hizmetlerinizin ortamınıza erişimini değerlendirin ve denetleyin.
• Talihsiz bir veri hırsızlığı durumunda verilerinizin maruz kalacağı itibar riski için de bir eylem planı hazırlayın.
• Kaspersky Endpoint Detection and Response Expert ve Kaspersky Managed Detection and Response hizmeti gibi, saldırganlar nihai hedeflerine ulaşmadan önce saldırıyı erken aşamalarda tespit etmeye ve durdurmaya yardımcı olan çözümleri kullanın.
• Kurumsal ortamı korumak için çalışanlarınızı eğitin. Kaspersky Automated Security Awareness Platform’da sağlananlar gibi özel eğitim kursları bu konuda yardımcı olabilir.
• İstismar önleme, davranış algılama ve kötü amaçlı eylemleri geri alabilen bir düzeltme motoruyla desteklenen Kaspersky Endpoint Security for Business gibi güvenilir bir uç nokta güvenlik çözümü kullanın. KESB ayrıca siber suçlular tarafından kaldırılmasını önleyebilecek kendi savunma mekanizmalarına da sahiptir.
• Tehdit aktörleri tarafından kullanılan gerçek TTP’lerden haberdar olmak için en son Tehdit İstihbaratı bilgilerini kullanın. Kaspersky Tehdit İstihbaratı Portalı, Kaspersky tehdit istihbaratı için ortak erişim noktasıdır ve 25 yılı aşkın süredir Kaspersky ekibi tarafından toplanan siber saldırı verilerini ve içgörüleri sağlar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüm zamanların en umulmadık yarış pilotlarından biri olan Jann Mardenborough’nun gerçek hikâyesine dayanan “Gran Turismo” filmi için geri sayım başladı.  Yarış tutkunlarının uzun süredir heyecanla beklediği filmin ikinci fragmanı yayınlanırken yapım ekibinin açıklamaları heyecanı ikiye katladı. Gerçek bir hikâyeyi mümkün olan en inandırıcı şekilde aktarmak için gerçek pist ve gerçek arabalar kullandıklarını açıklayan yapımcılar, film için 22’si kahraman araba olmak üzere, toplam 65 adet araçlık filo oluşturduklarını söyledi.

İzleyiciyi sürücü koltuğunda oturtarak, saatte 300 kilometre giden bir roket gemisine bağlamanın nasıl bir his olduğunu hayal ettirecek Gran Turismo, 11 Ağustos’ta sinemalarda…

Bir yarış simülasyonu video oyunundan uyarlanan ve İngiliz profesyonel yarış pilotu Jann Mardeborough’un gerçek hayat hikayesinden esinlenen Gran Turismo filminin ikinci fragmanı yayınlanırken, yapım ekibinin açıklamaları yarış tutkunlarının heyecanını ikiye katladı.

Gerçek pist ve gerçek arabalar kullanıldı!

Filmde tamamen gerçek pist ve gerçek arabalar kullandıklarını söyleyen yapımcı Doug Belgrad, filmin yönetmeni Neill Blomkamp’ın bu gerçek hikâyeyi mümkün olan en inandırıcı ve özgün şekilde aktarmak istediğini ifade ediyor. Bu sebeple Blomkamp’ın eski yarış arabası sürücüleri tarafından kullanılan gerçek arabaların yarış deneyiminin simüle edilmesini istediğini söyleyen Belgrad, “Gran Turismo ile seyirciye bir yarış arabası sürücüsü olma deneyimini, hız duygusunu ve yüksek hızda araç kullanmanın getirdiği heyecanı yaşatacaklarını” anlatıyor.

Belgrad şöyle devam ediyor: “Gerçekçi olmanın bir parçası da gerçek arabaları almak ve Slovakya’daki Slovakia Ring, Dubai Autodrome, Nurburgring, Avusturya’daki Red Bull Ring ve Hungaroring gibi gerçek pistlerde çekim yapmaktı; bu son pist hem GT Academy (İngiltere’deki otomobil yarışlarının merkezi Silverstone’dan esinlenilmiştir) hem de Le Mans yerine kullanıldı.” 

Film için 22’si kahraman araba olmak üzere, toplam 65 adet araç bulundurduklarını aktaran baş yapımcı Matt Hirsch ise, çekim için bir filo oluşturduklarını söylüyor. “Çekimler için her birinden üç adet araca ihtiyaç vardı: Kameranın yaklaşabileceği ve bir dublör sürücü tarafından kullanılacak bir kahraman araç; bir kaza durumunda kullanılmak üzere bir yedek araç ve üçüncü bir pod araç” diyor ve ekliyor : “Arabaları toplamak sadece başlangıçtı. Bu arabalar sürekli bakım gerektiren araçlar. Dolayısıyla, her gün bu arabalarla ilgilenebilecek ve bizi pistte tutabilecek kalifiye teknisyenler ve bilgisayarcılardan oluşan bir ekip kurmamız gerekti. Toplamda 500 kişiden oluşan ekip, film boyunca Budapeşte’den Almanya’ya, Avusturya’dan Slovakya’ya, Dubai’den Tokyo’ya, sürekli olarak bir yerden başka bir yere taşındı.”

Hiçbir şeyin imkânsız olmadığını kanıtlayan, ilham verici, heyecan ve aksiyon dolu bir hikâye

Filmin yönetmenliğini üstelenen Neill Blomkamp, “Gran Turismo’nun bir dileğin gerçekleşmesi temalı filmlerin en üst noktasında” olduğunu söylüyor. Jann’ın ilgi çekici bir karakter olduğunu çünkü gerçek hayat hikayesinin inanılmaz bir dizi hayalin gerçekleşmesi olduğunu anlatan Blomkamp: “Senaryoyu okuduğumda, bunun Jann Mardenborough’nun gerçek yaşam öyküsüne dayandığına inanamadım. Filmdeki olaylar neredeyse bire bir yaşandığı gibi” diyor.

Gran Turismo, Jann Mardeborough’un olağanüstü oyun yeteneklerini kullanarak profesyonel bir araba yarışçısı olma hayallerini gerçekleştirişini konu alıyor. İşçi sınıfından zor durumdaki bir video oyuncusu (Archie Madekwe), başarısız eski bir yarış pilotu (David Harbour) ve idealist bir motor sporları yöneticisinden (Orlando Bloom) oluşan ekip, birlikte, dünyanın en seçkin sporunu yapmak için her şeyi riske atarlar.

Jann’in koltuktan kokpite etkileyici geçişini drone çekimleriyle destekleyerek dünyadaki tüm izleyicilere nefes kesici bir deneyim sunmaya hazırlanan filmin oyuncu kadrosunda David Harbour, Orlando Bloom, Archie Madekwe, Darren Barnet, Geri Halliwell Horner ve Djimon Hounsou gibi önemli isimler yer alıyor.

Playstation Studios’un video oyununa dayanan filmin senaryosunu Jason Hall ve Zach Baylin kaleme alıyor.

Ülkemizdeki dağıtımını TME Films’in üstlendiği Gran Turismo 11 Ağustos’ta vizyonda olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kripto yatırımcıları, varlıklarını saklayacakları yerin güvenilirliği konusunda sürekli endişeliler. Kripto para borsalarında işlem yapan kullanıcılar, borsalar finansal bir kriz nedeniyle çalışamaz hale geldiğinde varlıklarına bir daha ulaşamıyorlar. FTX olayında da bir benzeri yaşandı ve yatırımcılar kripto varlıklarını en güvenli olduğuna inandıkları Ledger donanım cüzdanlarına taşımaya başladılar. Kripto varlıkları yönetmeyi sağlayan özel anahtarlar, yüksek güvenlikli donanım cüzdanlarında saklanıyor. Kripto cüzdan sağlayıcılarının acil durum yedekleme formatı olan BIP39 standardıyla anahtar, 24 kelimelik bir kurtarma cümlesiyle korunuyor. Cüzdan içeriğinin başka cüzdana aktarılmasına yardımcı olan hatırlatıcı kurtarma cümlesi, Ledger zarara uğrasa bile cüzdanı geri yükleyerek bilgilere erişme imkanı sunuyor. Kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, bir gün şirketleri kapansa bile sonucun kripto borsalardaki gibi olmayacağını ve kullanıcıların varlıklarına erişmeye devam edebileceğini belirterek güven tazeliyor. 

Ledger donanım cüzdanı, kripto paranın özel anahtarlarını saklamanın harika bir yolu, ancak Ledger iflas ederse bunlara ne olur? Kullanıcılar bunları kaybeder mi? Kripto yatırımcıları, varlıklarını nerede tutmalarının daha güvenli olduğu konusunda sürekli endişeliler. Kripto para borsalarında işlem yapan kullanıcılar borsalar finansal bir kriz nedeniyle çalışamaz hale geldiğinde varlıklarına bir daha ulaşamıyorlar. FTX olayında da bir benzeri yaşandı ve bu olayın ardından yatırımcılar kripto varlıklarını en güvenli olduğuna inandıkları Ledger donanım cüzdanlarına taşımaya başladılar. Bir Ledger cihazı kullanmak, Ledger’in tüm dijital verilere eriştiği anlamına gelmiyor. Şirket sadece kripto varlıkları pratik şekilde yönetmeye izin veren yüksek güvenlikli çözüm sunuyor. Dolayısıyla bir gün Ledger kapansa bile kripto varlık sahipleri fonlarına her koşulda erişim sağlayabilecek. Kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, bir gün şirketleri kapansa bile sonucun kripto borsalardaki gibi olmayacağını ve kullanıcıların varlıklarına erişmeye devam edebileceğini belirterek güven tazeliyor.

Kripto Varlıklarım Nerede Tutuluyor?

Kripto para birimine sahip olduğunuzda, aslında kripto para birimini kullanma hakkına sahip olursunuz. Coin’leriniz bir dizi anahtarla ilişkilendirilir: özel ve açık anahtarlarınız. 

Açık anahtarınızı bir posta kutusu gibi düşünebilirsiniz. Eğer birisi size kripto para göndermek isterse, sadece açık adresinize ihtiyacı vardır. Açık anahtarınızı vermek sizin için güvenlidir. Posta kutusunun kilidini açmak için ihtiyacınız olan şey özel anahtarınızdır. Özel anahtar = kripto paranıza erişim. Gerçek bir anahtar gibi, kopyalarını herkese dağıtmazsınız, kilit tarafından güvence altına alınan varlıkları korumak için güvenli ve emniyetli bir şekilde saklarsınız. Benzer şekilde, özel anahtarınızı da güvende tutmak istersiniz. 

Kripto paralar blok zincirinde yaşar ve paralarınızın anahtarları sizin seçtiğiniz ve ideal olarak kimsenin erişemeyeceği güvenli bir yerde yaşar. Kripto varlıklarınızın kendileri herhangi bir cihazda veya platformda, Ledger cihazlarında bile mevcut değildir. Cüzdanınız yalnızca özel anahtarınızı saklar ve korur.

Kripto Paralarımı ve Özel Anahtarımı Nasıl Güvende Tutabilirim?

İnsanların özel anahtarlarını korumalarının bir yolu, onu internetten uzak tutmaktır. Bu, ele geçirilebilecek veya hacklenebilecek hiçbir bilgi geçmişi olmadığı anlamına gelir. Kripto paralarınızın bir bilgisayar korsanı tarafından çalınması olasıdır ve yeterli güvenlik yoksa bunun ne kadar yaygın olduğuna şaşırabilirsiniz. Örneğin, kripto paranız hakkında bir tweet atmak, birisinin kripto para tuttuğunuzu ve korumanız yoksa bir hack saldırısına karşı savunmasız olduğunuzu bilmesi için yeterlidir.

Anahtarlarınızı çevrimdışı bir ortamda koruyan bir donanım cüzdanı ise en güvenli seçenektir ve Ledger, özel anahtarlarınızı saklamanıza ve korumanıza izin veren en kapsamlı cüzdanlardan birini sunar.

Ledger Şirketi Bir Gün Kapansa Bile Dijital Varlıklar Güvende! 

Açık bir sistem içinde faaliyet gösteren Ledger, fonların korunmasına öncelik vererek finansal özgürlüğü koruyor.   Anahtarları saklamak için özel unsurlarla tasarlanmış donanım cüzdanları, siber saldırılara karşı yüksek güvenlik sağlıyor. Ledger cihazları, kripto varlıkları kesinlikle göremediği gibi başka cihazlarla paylaşılmasını da önlüyor. Cüzdanlarda, anahtarları ve kripto varlıkları kaybolma riskine karşı korumak için bir 24 kelimelik kurtarma ifadesi bulunuyor. Ledger cüzdanı ortadan kaybolsa veya arızalansa bile BIP39 protokolü, bu ifadeyi kullanarak kripto para birimine erişmeye olanak tanıyor. Bu sistem Ledger cihazının zarar görmesi hatta şirketin tamamen kapanıp faaliyetlerini sonlandırması durumunda bile anahtarların başka bir cüzdanda kullanılmasına izin veriyor. Kısaca Ledger iflas etse bile, kripto para varlıklara ve anahtarlara erişim her koşulda devam ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin teknoloji ihracatı konusunda önemli oyuncularından biri olan PEAKUP, yeni küresel iş birlikleriyle globalde güçlenmeye devam ediyor. Türkiye ve İngiltere’den sonra Dubai’de de şube açan PEAKUP, Katar, Suudi Arabistan dahil olmak üzere Orta Doğu ve Afrika bölgesinde etkinliğini artırmayı hedefliyor. PEAKUP CEO’su Ahmet Toprakçı, globalleşme yolunda güçlü adımlar attıklarını belirterek, yeni yol haritalarında ABD ve Asya pazarlarının bulunduğunu söyledi.

  Türkiye’nin ilk bulut bilişim firması olan PEAKUP, yaptığı küresel iş birlikleriyle global pazarlardaki gücünü artırıyor. Türkiye ve İngiltere’den sonra yeni şubesini Dubai’de açarak globalleşme yolunda önemli bir adım atan PEAKUP; Katar ve Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Orta Doğu ve Afrika bölgesinde etkinliğini artırmayı amaçlıyor. 

PEAKUP’ın önemli hedefleri arasında, ürettiği ürünlerin yarısından fazlasını ihraç etmek bulunuyor. Hem ürünlerinin hem de hizmetlerinin global bir marka haline gelmesini amaçladıklarını belirten PEAKUP CEO’su Ahmet Toprakçı, “Türkiye ve İngiltere şubelerimizin ardından faaliyete geçirdiğimiz Dubai şubemizle bölgedeki etkinliğimizi artırmak için çok önemli bir adım attık. Bugüne kadarki başarılarımız, küresel iş birliklerimiz ve müşterilerimizin bize duydukları güvenden aldığımız güçle önümüzdeki döneme dair yol haritamıza, ABD ve Asya pazarına açılmak hedefini de ekledik” diye konuştu.

Global pazarda markalarıyla yer ediniyor

Türkiye’nin teknoloji ihracatı konusunda önemli oyuncularından biri olan PEAKUP, ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki müşterilerle buluşturuyor. PEAKUP ürünleri muadillerinden daha kolay kullanılabilir ve daha inovatif olduğu için yurt dışındaki müşterilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.

PEAKUP, geliştirdiği Passgate, Velocity, SIGNandGO ve NOA ile işletmelerin çeşitli alanlardaki ihtiyaçlarını karşılıyor. PassGate, bilgi teknolojilerine gelen parola sıfırlama taleplerinin 7/24 karşılanması için harcanılan zamanın önüne geçiyor, böylece BT personelinin üzerindeki iş yükünü azaltıyor. Velocity ise şirketlerin daha çok insan kaynakları tarafında kullanmayı tercih ettiği, yemek, personel izin, çeşitli doğum günü gibi özel günleri hatırlamaya yarayan ve özelleştirilebilen bir portal. SIGNandGO, işletmelere merkezi kurumsal e-posta imza yönetimi sağlıyor. NOA Platformu ise ofis ve fabrika alanlarının yönetimi, tüketim ve enerji optimizasyonu konularında farklı bir pencere açıyor. Tüm bu yönetilen alanların, ön yatırım maaliyeti olmaksızın dijitalleştirilip raporlanabilmesini mümkün kılıyor.

Bilişim 500 listesinde yer alıyor

Türkiye’nin bilişim alanındaki en değerli markalarının bulunduğu Bilişim 500 listesinde yer alan PEAKUP, İstanbul, Londra ve Dubai şubelerinde 100 uzman personel istihdam ediyor. PEAKUP, güçlü ve dinamik ekibi, sürdürülebilir inovasyon kültürü ve Ar-Ge çalışmalarıyla yüksek teknoloji ürünleri geliştirerek, Türkiye’yi geleceğe taşımak için çalışıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Her ne kadar günümüzde FromSoftware denildiğinde akla ekseriyetle Souls oyunları gelse de aslında kendilerinden çok farklı oyunlar da gördük. Armored Core serisi de geliştirdikleri kıymetli markalardan birisiydi. Bugüne kadar toplamda 20’nin üzerinde Armored Core oyunu çıktı ve artık bir yenisi daha geliyor.

Armored Core VI Fires of Rubicon, önümüzdeki ay oyun severlerin beğenisine sunulacak. Öncesindeyse 13 dakikalık bir oynanış görüntüsüyle bizleri nelerin beklediğini gösterdiler:

Videoda oyunun çeşitli mekaniklerini görüyor, çatışmalara şahitlik ediyoruz. Oyunun kıssasına de değinilmiş görüntüde. Bağımsız bir paralı asker olan kahramanımız, “Coral” (mercan) olarak bilinen gizemli bir maddeyi bulmak için Rubicon 3 isimli bir gezegene yol alıyor. Sonrasında da maceramız başlıyor.

Meka oyunları denildiğinde birinci akla gelen serilerden Armored Core ve serinin yeni oyununu da merakla beklemek için gereğince münasebetimiz bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu bekleyişte son 1 aylık mühlete girdik; 24 Ağustos’ta geliyor. Kendisini dört gözle bekliyoruz, yakından takipteyiz.

Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) buğday ihracatının önünü açacak yönde karar alması sanayiciyi rahatsız etti.

Rekolte ve önümüzdeki yılın ekim durumu görülmeden buğday ihracatının büyük hata olduğunu söyleyen sanayiciler, iki yıl önce şekerde yaşandığı gibi Türkiye’nin önümüzdeki döneme çok yüksek fiyattan buğday ithal etmek zorunda kalabileceği uyarısında bulundu.

Sanayiciler, dünya fiyatı 450 dolar civarında seyrederken İtalyanların Mersin Limanı’ndan 400 dolara buğday toplamaya başladığını kaydetti.

“Almaya hazırız ama kredi muslukları kapalı”

EKONOMİ’ye bilgi veren sanayiciler, Türkiye’nin buğday ihracatına başlamasının sanayiye darbe vuracağını öne sürdü. Geçen yıl fazla ithalat yapıldığı için ofisin depolarının yüzde 65 oranında dolu olduğunu kaydeden sanayiciler, bu yıl ise TMO’nun üreticiye randevu vermekte zorlandığını bildirdi.

“İtalyanlar piyasaya agresif giriş yaptı, ucuza ürün topluyor”

TMO’nun, alım yapmakta zorlanınca sanayiciye baskı yaparak “Siz girip piyasadan almazsanız, ben fiyatı yükselteceğim.” dediğini ifade eden sanayiciler, buğday almaya hazır olduklarını ancak bunu sağlayacak finansman bulamadıklarını vurguladı.

Dünyanın en önemli makarna üreticilerinden İtalya’nın, Türkiye’den ciddi ölçüde makarnalık buğday toplamaya başladığını ifade eden sanayiciler, dünya fiyatının 450 dolar civarında olduğunu belirtti. Dünya fiyatları bu seviyede olmasına rağmen İtalyanlara 385-400 dolar aralığında buğday satışı yapıldığının altını çizen sanayiciler, “Aynı İtalyanlar Kazak buğdayına 500 dolar veriyor.” diye konuştu.

“Tahıl koridoru da kapandı büyük risk yaşarız, şeker bize ders olsun”

TMO’nun şu an elinde yeterli buğday olduğunu düşündüğü için ihracata karışmadığını ve asıl büyük sorunun tahıl koridorunun kapanması olduğunu belirten sanayiciler, şu ifadeleri kullandı:

Şekerde önceki yıllarda yaşanan sorunu hatırlatan sanayiciler, “Türkiye o dönem çok ucuza ihraç ettiği şekeri, ürün sıkıntısı yaşanınca iki katına ithal etmek zorunda kalmıştı.” değerlendirmesinde bulundu.

“Mevcut stok 2 yıl yetmez”

Tahıl Koridoru Anlaşmasının durdurulmasının ardından açıklamalarda bulunan Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, yakın zamanda panik oluşturacak bir durum beklenmemekle birlikte yeterli miktar ve hacimlerdeki tahıl ticareti için koridorun öneminin altını çizdi.

Gıda güvenliği kavramının önemine de değinen Demir, şöyle konuştu:

Bu makale ilk olarak Ekonomim üzerinde yayımlanmıştır.

Yatırımcılar, Faiz Artışlarında Sona Yaklaşıldığını Ümit Ediyor

ABD Merkez Bankası (Fed), global enflasyonla çabada düzgünleşme gözlemlenmesine karşın, bu akşam Türkiye saati ile 21:00’da, Mart 2022’den bu yana 11. sefer faiz artışına gitmeye hazırlanıyor. Fed’in siyaset yapıcıları, enflasyonun hala çok yüksek olduğu konusunda neredeyse oybirliğiyle ortak görüşe sahip olsa da, gelecekteki faiz artışları konusunda belirsizlikler devam ediyor.

Piyasalar, Fed’in gösterge faiz oranını yüzde 5,25 – 5,5 amaç aralığına taşıyacak çeyrek puanlık bir artışı yapmasını bekliyor. Bu, federal fonlama faizinin Ocak 2001’den bu yana en yüksek düzeyine çıkacağı manasına geliyor.

Ancak, asıl değerli olan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) yetkililerinin faiz artırımında gereğince ileri gittiklerini mi yoksa enflasyonla uğraşta daha yapılacak çok iş olduğunu mu düşündükleri olacak. Fed siyaset yapıcıları, ekonomiyi gereksiz yere daralmaya itebilecek riskleri göz önünde bulundurmak zorunda. Piyasalar bilhassa bu faiz artırımının son olması gerektiğini düşünüyor. Çok bir sıkılaşmanın şimdiye kadar dirençli bir ekonomik görünüm çizen ABD iktisadına büyük bir darbe vurabileceği korkusu yatırımcılar ortasında hayli yaygın bir görüş.

Charles Schwab’ın Baş Stratejisti Kathy Jones, Fed’in gereğince ileri gittiğini düşünenlerden biri. Yıllık enflasyon oranının Haziran ayında yüzde 3’e gerilemesiyle Fed’in ekonomiyi gereksiz yere daraltma riskinin arttığına dikkat çekiyor.

Kathy Jones’a nazaran, “Fed’in işi çoktan bitmiş olmalı. Şu anda sıkıntı bir çizgide yürüyorlar. Bana nazaran karar şu olmalıydı: Şimdilik gereğince şeyler yaptık ve bekleyip görelim. Lakin görünen o ki Fed yetkilileri en azından bir tane daha faiz artışına muhtaçlıkları olduğunu düşünüyorlar.”

Fed’in Bildirileri S&P500’e Dayanak Olabilir

JPMorgan ise Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) bugünkü toplantıda faiz oranlarını artırması ve sonraki toplantılarda faizi sabit tutacaklarına işaret eden açıklamalar yapmaları durumunda S&P 500 endeksinin yüzde 0,25 ila 0,75 oranında yükselebileceğini öngörüyor. Fakat, takım, Fed’in faiz artırım döngüsünün sona erdiği beklentisiyle S&P 500’ün yüzde 0,25 ila 0,75 oranında artacağını varsayım ediyor.

Fed’in faiz artırımına yönelik belirsizlikler ve piyasanın uzun vadeli beklentileri, merkez bankasının gelecekteki adımlarının yakından takip edileceğini gösteriyor. İktisat ve finans dünyası, Fed’in alacağı kararlara bağlı olarak hareket edecek ve ekonomik istikrarlar üzerindeki tesirlerini kıymetlendirecek. Bununla birlikte toplantının akabinde Powell’ın vereceği iletiler ve ilerleyen günlerde FOMC üyelerinin açıklamları, geleceğe yönelik beklentileri şekillendirecek en büyük etkenlerden birisi olarak görülüyor.

Son vakitlerde, altcoin ekosisteminde birçok iştirak duyurusu dikkat çekti. İşte en son yapılan işbirliği duyurularının bir listesi…

Altcoin ve Bitcoin platformu Crypto Finance ile Figment, ortak oldu

Crypto Finance, bir kurumun ETH ve öbür dijital varlıkları satın alması, depolaması, yönetmesi ve stake etmesi için en uygun yeri oluşturmak üzere Figment ile işbirliği yaptı. Paydaşlık, Crypto Finance’in tam entegre platformunun Figment’in eksiksiz stake etme mimarisiyle birleşmesini sağlayacak ve müşterilerin Cardano, Polkadot ve Solana’ya ek olarak ETH alabilmesiyle sonuçlanacak. Bu tahlil, kurumsal müşterilerin MEV ile güçlendirilmiş mükafatları direkt Crypto Finance ayrılmış cüzdanlarına almalarına imkan tanıyarak, uçtan uca tüm süreç boyunca stake edilen varlıklar için en yüksek seviyede güvenlik sağlar. Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere Crypto Finance, finansal kurumların FINMA tarafından düzenlenen bir ortağı ve Deutsche Börse Group’un bir kesimi olup 2017 yılında kurulmuştur.

Hashkey, kripto ticareti sunmak için bu şirket ile ortak oldu

Quam Securities, kripto ticaretini başlatan birinci Hong Kong menkul değerler firması olduğunu duyurdu. Kullanıcı, Hong Kong Quam Securities APP aracılığıyla HashKey PRO’daki birinci kripto varlık sürecini tamamladı.

Altcoin borsası Bitget ile Cointracking işbirliğini duyurdu

Önde gelen bir kripto para borsası olan Bitget, ünlü bir kripto vergi platformu olan Cointracking ile iştirakini duyurmaktan heyecan duyuyor. Bu stratejik işbirliği, Bitget kullanıcılarının kripto para ünitesi vergilerini yönetme biçiminde ihtilal yaratmayı ve birebir vakitte kopya ticareti üzere yenilikçi eserlerle ticaret fırsatlarını genişletmeyi amaçlamaktadır.

Plexus, XY Finance ile güçlerini birleştiriyor

Popüler zincirler ortası merkezi olmayan borsa (DEX) Plexus, önde gelen zincirler ortası toplama şirketi XY Finance ile bir paydaşlık başlattı. Bu işbirliğine dahil olarak Plexus, XY Finance köprüsünü entegre edecek. Plexus’un resmi Twitter hesabında platform, ilgili işbirliğinin zincirler ortası değişim durumunda esnek fonksiyonellik sunacağını açıkladı.

Daisie, NEAR Foundation ile ortak oluyor

Daisie, süratle gelişen web3 dünyasında yaratıcıları desteklemeyi amaçlayan NEAR Vakfı ile stratejik bir işbirliğine girdi. Bu paydaşlık, blockchain ve AGI üzere dönüştürücü teknolojilerin sanat ve teknolojinin ilişki noktasını yine tanımladığı bir devirde ortaya çıkıyor. Daisie, giderek dijital merkezli hale gelen bu çağda yaratıcıları gerekli kaynaklar ve bilgi birikimiyle donatmanın değerini kabul ediyor. NEAR Vakfı ile işbirliği yapmak, Daisie’ye kendi alanlarında öncü olan seçkin yaratıcılardan oluşan bir etrafa girme fırsatı veriyor. Deneyimli Blockchain geliştiricilerinden beğenilen dApp üreticilerine kadar uzanan Daisie’nin atölye çalışmaları, yaratıcıları dijital ihtilale hazırlayan değer biçilmez içgörüler ve uygulamalı bilgiler sunmakta.

Ankr, yeni altyapısını duyurdu

Ankr, Web3 ekosistemlerine hitap etmek üzere tasarlanmış bir altyapı tahlilinin birinci versiyonunu geliştirdi. Bu tahlil, Microsoft ve Tencent Cloud üzere sanayi devleri de dahil olmak üzere çeşitli ortaklar tarafından sağlanan global olarak dağıtılmış bir node ağını kullanmaktadır. “Ultra Sound Infrastructure” olarak isimlendirilen bu son teknoloji tahlil, Web3 geliştiricilerine dünya çapındaki Blockchainlere yüksek performanslı ilişkilere eşsiz erişim sağlamayı amaçlıyor.

Altcoin IOST, Lifty ile ortak oldu

Kurumsal seviyede başkan bir blockchain uygulama platformu olan IOST, blockchain’in benimsenmesini sağlamak ve oyun sanayisinde ihtilal yaratmak için önde gelen bir Web3 oyun platformu olan Lifty ile stratejik bir paydaşlık kurduğunu duyurdu. Bu işbirliği, oyuncuları güçlendirmek ve genel halk ortasında Blockchain teknolojilerinin farkındalığını artırmak için Lifty’nin şeffaf Blockchain tahlillerinden ve yenilikçi Web3 pazarlama araçlarından yararlanmayı amaçlıyor.

Lifty ve IOST ortasındaki paydaşlık, hem oyun hem de Blockchain bölümleri için büyük umut vaat ediyor. IOST, Lifty’nin şeffaf Blockchain tahlillerini ve GamerScore pazarlama aracını entegre ederek, Blockchain teknolojilerinin ana akım olarak benimsenmesini artırmayı hedefliyor. Bu atılımın, oyunculara daha şeffaf ve muteber bir oyun ekosistemine erişim sağlarken, tıpkı vakitte Web3 teknolojilerinin potansiyelini ağ meraklılarına göstermesi beklenmekte.

Son altcoin işbirliği duyurusu, Espresso Systems’ten geldi

26 Temmuz’da Blockchain altyapı şirketi Espresso Systems, OP Stack’e merkezi olmayan “sequencing”i tanıtmak için Rollup as a Service (RaaS) şirketi Caldera ile işbirliği yaptığını duyurdu. Grup OP Stack’te Optimistic rollup’ı inşa edecek, testnet yakında herkesin kullanımına sunulacak. Bunların ortasında Caldera, OP rollup arayüzü, site barındırma, blok gezgini ve dizinleyici sağlayacak. Espresso Sequencer, geliştiricilerin sürümün başlangıcından itibaren merkezi olmayan Rollup’lar oluşturmalarını desteklemek için OP ile çalışacak.

AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, Nevşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Savran’ı ziyaret etti.

AK Parti’nin kurucuları arasında yer alan ve 2001-2023 yılları arasında MKYK Üyesi olarak görev yapan AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, Nevşehir Belediyesi’ni ziyaret ederek Belediye Başkanı Dr. Mehmet Savran ile bir süre görüştü. Aslen Nevşehirli olan Böhürler ile bir süre sohbet eden Başkan Savran, Böhürler’e Nevşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği ve hayata geçireceği çeşitli projeler hakkında bilgiler verdi. 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde Kayseri Milletvekili seçilen Böhürler’e yeni görevinde başarılar dileyen Savran, konuk milletvekiline çini anfora hediye etti.

Milletvekili Böhürler ise, Belediye Başkanı Savran’a teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünyanın en çok satan ikinci markası TCL Electronics, bağlantılı ve akıllı bir yaşam tarzının parçası olarak HDR filmlerin, sporların ve oyunların keyfini çıkarmak için yüksek kaliteli, interaktif ev eğlencesi isteyenler için mükemmel bir televizyon olan yeni TCL 4K QLED TV modeli C645’i Bilkom güvencesiyle Türkiye’deki tüketicilere sunuyor.

Son teknoloji Quantum Dot Teknolojisi sayesinde TCL C645, bir milyardan fazla renkten oluşan gerçek sinematik renkler sunuyor. Yaz ortasında güneş odaya girdiğinde bile kullanıcıların canlı renklerle net görüntüler görebileceği yüksek parlaklık seviyesi ile C645, mükemmel kontrast, canlı ve doğru renklerin yanı sıra gölge ve en ince ayrıntıları da sunan üstün bir Yüksek Dinamik Aralık (HDR) deneyimi için HDR10+ ile donatıldı.

Dolby Vision ile C645, daha fazla sayıda renk görüntüleyerek, kontrastı artırarak ve parlaklık seviyelerini yükselterek Dolby’ye özel içeriklerin gösterimini evde değil de bir sinema salonundaymış gibi geliştiriyor.

Görüntü kalitesini tamamlamak için yüksek kaliteli hoparlörlere sahip olan kullanıcılar, sürükleyici Dolby Atmos ses kalitesinin keyfini çıkarabilirler.

TCL’nin AiPQ Engine 3.0’ı, yüksek karşıtlık, kristal netliği, canlı renkler, ipeksi pürüzsüz hareketler ve çoklu HDR desteği dahil olmak üzere 5 farklı Ai-Picture-Quality optimizasyon algoritması ile C645’in içerikleri istikrarlı ve yüksek kaliteli 4K çözünürlükle işlemesini sağlıyor.

Oyuncular için de sonsuz eğlence

Game Accelerator teknolojisi 120Hz’e varan yenileme hızıyla size daha akıcı bir oyun deneyimi sunuyor. TCL C645’in gelişmiş hareket geliştirme algoritması, kullanıcılar spor müsabakaları, hızlı tempolu filmler veya video oyunları oynarken, hareketli görüntü bulanıklığını azaltmaya ve hareket izlerini minimumda tutmaya yardımcı oluyor.

TV’de en iyi 4K HDR görüntü kalitesini elde etmenin birçok yolu var: HDR10, HDR HLG, HDR10+, HDR Dolby Vision. TCL C645 hepsini birden destekliyor. Çoklu HDR Formatı ile yeni TCL C645, TV’de en iyi 4K HDR görüntü kalitesini sunuyor ve kullanıcılar akış hizmetlerinde Dolby Vision içeriklerini izlerken her zaman en iyi formatı destekliyor.

C645 aynı zamanda optimize edilmiş bir oyun deneyimi sunan akıcı ve duyarlı bir ekran: HDMI 2.1 ve ALLM ile oyuncular en düşük gecikme süresini ve oyun için en iyi görüntü ayarlarını otomatik olarak deneyimleyecek. C645’te 120Hz yenileme hızı, benzersiz algoritmalar ve TCL teknolojisi ile elde ediliyor. 

Bu yeni TCL QLED 4K TV, Google TV ile geliyor, yani kullanıcılar akış hizmetlerinde toplanan sonsuz içerik seçeneklerine (filmler, şovlar, TV ve daha fazlası) sahip olacaklar. Kullanıcılar ayrıca izledikleri ve ilgilerini çeken içeriklere dayalı önerilerle yeni filmler ve şovlar keşfedecekler. Hatta doğrudan telefonlarından izleme listelerine ekleme yapabilecekler, böylece önerileri her zaman güncel olacak. C645, kullanıcıların hayatını daha akıllı ve kolay hale getirmek için yerleşik Google Asistan ile gelişmiş ve entegre eller serbest ses kontrolü ile donatıldı.

TCL C645, Bilkom’un yaygın online ve fiziksel satış ağında tüketicilerle buluşmaya başladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Pandemi sonrası dünyaya uyum sağlamaya çalışan sektörler, dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak uzaktan çalışmaya olan bağlılıklarını artırdı. Bu süreçte bulut tabanlı hizmetlerden daha büyük ölçekte yararlanan şirketler, beraberinde gelen yeni zorluklar ve risklerle karşılaşmaya devam ediyor. Yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörlerin daha fazla tehdit altında olduğunu ifade eden Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandıran şirketler, uzaktan çalışma modelini benimseyerek bulut tabanlı hizmetlerden daha fazla yararlanmaya başladı. Yaşanan hızlı değişim ve gelecekle ilgili süregelen belirsizlikler sonucu güvenlik zafiyeti yaşayan bazı sektörler, tehdit temelli, şirket içi ve dış etkenli saldırılara karşı kötü niyetli aktörlerin yeni hedeflemesine açık hale geliyor. Birçok şirket için, artan karşılıklı bağlantı ve küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılık, henüz ele alınmamış ek güvenlik açıkları yaratıyor. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, ‘’Dijital dönüşümün getirdiği yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörler siber saldırılara daha açık hale geliyor.’’ açıklamasında bulunarak siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

1. Sağlık: Siber Tehditler için Öncelikli Hedef

Hastaneler, klinikler ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları hasta verilerini, tıbbi kayıtları ve diğer kritik bilgileri yönetmek için genellikle birbirine bağlı sistemlere güveniyor. Sağlık sektörü hizmetleri kolaylaştırma çabası ve pandeminin yarattığı küresel etki nedeniyle dijital girişimlerde, tele-sağlık hizmetlerinde ve IoT cihazlarının kullanımında artışa yönelerek çarpıcı bir dijital dönüşüm yaşadı. Ancak yaşanan gelişmeler saldırı düzeyinin daha da artmasına neden olarak, kesinti süresini ya da veri kaybını göze alamayan kuruluşlardan para sızdırmak isteyen siber suçluların güvenlik açıklarından yararlanmak için sağlık sektörünün birincil hedef haline geldiği bir ortam yarattı. 2016’dan 2021’e kadar yıllık saldırılar iki katına çıktı ve PHI (özel sağlık bilgileri) riski 11 kat arttı. Hasta bakımı ve tıbbi hizmetlere erişim genişlerken, yeni dijital sistemlerin güvensiz bir şekilde entegre edilmesi de uyumsuzluk sorunları yaratarak yeni güvenlik açıklarına yol açabiliyor. 

2. Finans: Yüksek Riskliler ve Hassas Bilgiler

Bankalar, yatırım firmaları ve diğer finans kuruluşları, büyük ölçüde işledikleri veriler, hassas finansal varlıkların korunmasıyla ilgili riskler ve çok sayıda finansal işlemi kolaylaştırmaları nedeniyle, siber güvenlik olaylarından kaynaklanabilecek çok çeşitli riskler, tehditler ve regülasyonlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Yüksek profilli bankaların dahil olduğu piyasa gelişmeleri, operasyonları durdurabilen ve finansal sistemlerde hasara yol açabilen fidye yazılımı saldırıları için daha riskli bir ortam yaratıyor. Ayrıca iş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) saldırılarına da çok fazla maruz kalan sektör, genellikle siber suçluların yöneticileri veya diğer yüksek rütbeli kişileri taklit ederek çalışanları para transferi yapmaları veya hassas bilgileri ifşa etmeleri için kandırmalarını içeriyor.

3. SaaS ve Yazılım: Dijital İnovasyon ve Siber Riskte Ön Cephe

Yazılım tedarik zinciri olarak dijital inovasyonun ön saflarında yer alan SaaS ve yazılım endüstrisi, siber suçluların ve devlet destekli saldırganların hedefinde yer alıyor. SaaS ve yazılım şirketlerinin risk altında olmasının bir diğer sebebi ise, bulut tabanlı hizmetler ve yapay zeka uygulamaları gibi genellikle yeni teknolojileri ilk benimseyen sektör olmasından kaynaklanıyor. İnovasyon dürtüsü ile hareket eden sektör, rekabet avantajı ve gelişmiş hizmetlere erişim sağlarken, henüz iyi anlaşılamamış yeni tehditlere ve güvenlik açıklarına da maruz kalabiliyor. Büyük oranda yeni katılımcı ve startupa sahip sektör, siber güvenlik çözümleri için yetkin personel açığı yaşarken, kaynak kısıtlamaları ve azalan bütçelerle karşılaşabiliyor. 

4. Üretim: Dijital Dönüşüm ve Ortaya Çıkan Riskler

Üretim sektörü şu anda büyük ölçüde dijital dönüşüm ve bulut tabanlı hizmet, ürün ve sistemlerin benimsenmesi yoluyla tedarik zinciri ve üretim süreçlerini modernize ediyor. Ancak, yeni dijital genişleme sürecinde olan üretim sektörü, sağlık hizmetlerinde görüldüğü gibi siber güvenlik ve risk yönetimine dikkat etmediği takdirde, bir şirketin güvenlik duruşunu azaltan ve onları siber saldırılara, güvenlik açıklarına ve kazara meydana gelen olaylara karşı daha duyarlı hale getiren yüksek miktarda risk de taşıyabiliyor.

Üretim, yalnızca finansal kazanç elde etmek isteyen kötü niyetli saldırganlar için bir hedef değil, aynı zamanda kritik altyapıyı bozmayı ve fikri mülkiyeti çalmayı amaçlayan ulus-devlet düşmanları tarafından da saldırıya uğrayabiliyor. 2021’den 2022’ye kadar üretim tesislerine yönelik saldırılar %100’ün üzerinde olarak kaydedilirken, fidye yazılımı saldırganları ise %92 oranında artış gösteriyor. Son zamanlarda birçok sektörde siber güvenliğin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar göz önüne alındığında üretime gösterilen ilgi daha sağlam siber güvenlik önlemleri gerektirebiliyor. Bu da sektörün siber güvenliğe çok daha fazla yatırım yapması gerektiği anlamına geliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Muğla’da Akbelen Ormanı’nda 3 gündür süren ağaç kesimi devam ediyor. Orman katliamına direnen vatandaşlara, alanda bulunan sivil toplum örgütlerine, yaşam alanı aktivistlerine müdahale devam ediyor. 

Muğla İkizköy’de kömür ocağı maden sahasının büyütülmesi için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçlar kesiliyor. Kesim işlemlerine karşı eylemlere başlayan, kesim işleminin durması için harekete geçen köylüler, çevre savunucuları, yaşam alanı aktivistleri tüm dünyanın seslerini duyması için çabalıyor.

Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA) bölgede bulunan yaşam alanı aktivistlerinden bilgi aldı. Sabahın erken saatlerinde kesim işlemlerinin başladığı, eylemcilere müdahale edildiği bilgisine ulaşıldı. Bölgede bulunan yaşam alanı aktivisti Mansur Karaca şunları aktardı: “Köylüler daha çok insanın bölgeye gelmesini talep ediyor. Yerli basının yanında yabancı basında da katliamın haber yapılmasını istiyor. Siyasilerin ilgi göstermediğinden şikayetçiler.”

“Katledilen Sadece Ormanlar Değildir!”

Akbelen’deki kıyımla ilgili Siyasi Ekoloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Yurdanur açıklama yaparak şunları söyledi: “Ağaç kesimi, hayvanlara uygulanan şiddetten, kadın ve çocuklara yapılan her tür kötü muameleden, işsizlikte , güvencesiz çalışmadan ve işçi ölümlerinden, kentsel dönüşüm değil kentsel bölüşümden ayrı düşünülemez. Çünkü tüm bu kötülüklerin temelinde kapitalizmin işleyiş yasaları yatmaktadır. O nedenle her mücadelenin orjinine kapitalizmle mücadeleyi birinci sırada alması gereklidir. Kuzeyden güneye , doğudan batıya her ortamıyla yanıyoruz , yakılıyoruz , yok ediliyoruz. Katledilenin ve yanan ormanların sadece orman olmadığını , insan – doğa ilişkisinde kültürel , tarihsel değerlerinde taşıyıcısı olduğunu bunlarında yakılmak istendiğini belirtelim. Orman yangını aynı zamanda hafızanın da yakılmasıdır! Doğa ile kurulan ilişkilerin kül olması , vicdanın da kuşlarla , böceklerle , ağaçlarla birlikte yok olması anlamını taşır. Ağaç kesimi , hayvanlara uygulanan şiddetten , kadın ve çocuklara yapılan her tür kötü muameleden , işsizlikten , güvencesiz çalışmadan ve işçi ölümlerinden , kentsel dönüşüm değil kentsel bölüşümden ayrı düşünülemez.”

Vahşi Ekonomik Yapı Önüne Ne Gelirse Saldırıyor!

Güçlü olanın her daim kazandığı , yazılı olmadığı halde her yerde bize dayatılarak okutulan orman kanunlarının yer yeri sardığı ve sarstığını söyleyen Yurdanur, “Ölmemek için öldür sloganı günümüzde kâr elde etmek için öldür sloganı ile birleşmiş vaziyette. Bu vahşi ekonomik yapı önüne ne gelirse saldırıyor. Resmen cinayet ekonomisi ile karşı karşıyayız. Kanunsuz suç yoktur denmiş. Doğru da söylenmiş. Her şeyi ile iç içe geçmiş kanunsuzluklar süreci işliyor. Her acil durum kendi içinde acil çözümler buluyor. Yanan ormana karşı yöre halkı pratik çözümler üretiyor , yardımlaşıyor , ortak hareket edip toplumsal duyarlılığı yükseltiyor. Ormanla birlikte yaşayan yüzlerce canlıyı kurtarmak için seferber oluyor , sonrasında barınaklarda ya da başka yöntemlerle hayata bağlamaya çalışıyor. Orman için gönüllü nöbet tutuluyor , toplantılar tertipleniyor… Kopuk kopuk görünse de tüm bunlar bilincin harekete geçmesi vicdanla örtüşmesidir. Bir merkezden bir yönetici yerine , çok merkezden ve hareketin kendisinin yöneticiliğinde örgütlenme biçimi ortaya çıkıyor. Hareketin içine insanı çekmek yerine , insanın içine hareketi çeken yeni bir hareketle karşı karşıyayız. Bu yeni hareketi anlamak ve ona katkı sunmak yanan ormana sadece su sıkmaktan daha fazlası olacaktır” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Investing.com – Akaryakıtta zamlar devam ediyor. Benzin ve motorine gelen peş peşe zamların ardından bu kez de otogaza zam geliyor.

Sektör kaynaklarından elde edilen bilgiye göre otogazın litre fiyatı bu gece yarısından itibaren 24 kuruş zamlanacak.

Zam sırası otogazda

Otogaz fiyatı firmalar ve bayiler arasında değişiklik göstermekle birlikte yeni zamla birlikte İstanbul’da ortalama 14,24 TL‘den satılacak.

Diğer bazı illerde ise otogaz 15 TL’yi aşacak.

Brent petrol ve dolar kurundaki hareketlilik başta olmak üzere uluslararası fiyatları etkileyen pek çok unsur, akaryakıt fiyatlarının artmasına sebep oluyor. Son iki ayda benzin ve motorinin litre fiyatı, Türkiye’de neredeyse ikiye katlandı.

Güncel akaryakıt fiyatları

İstanbul merkezli akaryakıt fiyatlarında güncel durum şöyle:

• Benzin: 36,06 TL
• Motorin: 33,92 TL
• Otogaz: 14,00 TL (Zammın ardından 14,24 TL olacak, bazı illerde 15 TL’yi aşacak)

Yılın ilk yarısını tarihi rekorla kapatan otomotiv pazarında talep yavaşlarken lüks segmentten sipariş iptal haberleri gelmeye başladı. Kurdaki sıçramaya paralel yüzde 80 ÖTV diliminin altında araç kalmaması ve hükümetin ikinci el piyasasına yönelik son dönemdeki müdahaleleri, yatırım amaçlı otomobil alımlarını azaltırken hızla yükselen fiyatlar ve krediye erişimde yaşanan zorluklar da talebi baskılıyor.

Türkiye’deki yüksek enflasyon ve kurdaki hızlı yükseliş, otomobili yeniden cazip ve güvenli bir yatırım aracına dönüştürmüş, bu durum otomotiv satışlarında ilk yarı rekoru getirmişti.

Yatırım amaçlı alımların toplam satışlardaki payının yüzde 60’ları aşmasıyla, Türkiye tarihinde ilk kez otomobil ve hafif ticari araç satışları, yılın ilk yarısında yarım milyon adeti geçerek 556 bin adete yaklaşmıştı.

Sektör temsilcileri, seçim sonrası krediye erişimde yaşanan zorlukların gevşeyeceği, yatırımcı ilgisinin devam edeceğinin yanı sıra tedarik sorunlarının azalacağı beklentisiyle yıl sonunda 2017’den sonra ilk kez 1 milyon adetlik satış rakamına ulaşma hayali kuruyordu. Tedarik sorunu azalsa da ekonomideki gelişmeler paralelinde sektördeki “temkinli iyimserlik” yerini endişeye bıraktı.

“Satışlar normalleşmeye başladı”

EKONOMİ gazetesine konuşan Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer, talepte yavaşlama olduğunu ifade ederken yatırım amaçlı alımların da durma noktasına geldiğini söyleyerek “Sadece ihtiyaç sahipleri ve aracını yenilemek isteyenlerin otomobil aldığını görüyoruz.” dedi.

Doğuş Otomotiv İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, son dönemde otomotivdeki talebin, yatırım aracına dönüşmesi olduğunu hatırlatarak “Finansal yatırım araçları enflasyonun altında kaldığı zaman, tüketicinin alternatif yatırımlar aramasından daha doğal bir gelişme olamaz. Seçimden sonra Merkez Bankasının ve hükümetin aldığı kararlar, tüketicileri yine finansal yatırımlara yönlendirmeye başladı. Otomotiv satışları – tabiri caizse – normalleşmeye başladı. Ayrıca filo şirketlerinin kredi temini zor olduğundan dolayı filo satışları da potansiyelin gerisinde.” açıklamasını yaptı.

Yatırım cazibesi kalmadı

Farklı markalardan birçok bayi temsilcisi de talebin yavaşladığını, yatırım amaçlı alımların azaldığını belirtti.

Gülan Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gülan, yatırımcının otomobil alma iştahının kesildiğini işaret ederek “Artan fiyatlar nedeniyle tüm araçlar yüzde 80 ÖTV dilimine girdi. Dolayısıyla küçük bir zammın ardından vergi dilimi değiştiği için birkaç haftada ya da ayda aracı satarak ikinci elde yüksek kârlılık elde etme dönemi bitti. Öte yandan Ticaret Bakanlığının ikinci elde fırsatçılığın önüne’ 6 ay 6 bin km’ ve ‘ilan sitelerinde sıfırın üzerinde fiyatla araç satma’ gibi önlemler de otomobile yatırım iştahını azalttı. Şu anda yeni siparişleri gerçek alıcılar ve filo kiralama şirketleri veriyor.” dedi.

Asıl etki ağustosta hissedilecek

Sektör yetkilileri, daha önce verilmiş siparişler nedeniyle satışlardaki daralmanın temmuz ayına çok yansımayacağı, asıl etkinin ağustos sonu itibarıyla hissedileceğini ifade ediyor. Temmuz ayında satışların 100 bin adeti aşması bekleniyor. Temmuz 2022’de yaklaşık 52 bin adetlik otomobil ve hafif ticari araç satılmıştı.

Sanayi çevrelerinden edindiğimiz bilgiye göre talepteki yavaşlama nedeniyle bazı markalar, yurt dışı araç tedariki ile ve üretim adetlerinde aşağı yönlü revizyona gidiyor. İhracatta ana pazar olan Avrupa’da da talebin zayıf olması, yerli üreticileri endişelendiriyor.

İlk iptal haberleri lüksten geldi

Kurdaki hızlı yükselişle fiyatlarda bir anda milyon TL’yi aşan artışların yaşandığı lüks araç segmentinde, tüketicilerin sipariş iptaline yöneldiği ifade ediliyor. Lüks araç segmenti temsilcilerinden Albayrac&Minoto CEO’su Ferhat Albayrak, “Kurdaki yükselişle vergi dilimi değişen araçlarda fiyatlar bir anda çok hızlı yükseldi. Bu nedenle verdiği lüks araç siparişini iptal etmeye çalışanlar olduğunu duyuyoruz. Siparişini iptal edemeyenlerin de kaporasını kurtarmak için aracı satmaya çalıştığı bilgisi geliyor.” dedi.

En ucuz otomobil 1 milyon TL’ye konuşuyor

Otomotiv analiz şirketi Cardata’nın verilerine göre sıfır kilometre otomobil fiyatları, yılbaşından bu yana yüzde 49, seçimden bu yana ise yüzde 26 artış gösterdi. İkinci el araçlardaki fiyat artışı ise yılbaşından bu yana yüzde 85 oldu.

Artan fiyatlara paralel yüzde 80 ÖTV diliminin altında model kalmadı. Sıfır kilometre araçlarda 800 bin TL’nin altında sadece 19 model kaldı. Türkiye’de en ucuz otomobil olan B segmentindeki Hyundai i10’un manuel versiyonunun fiyatı 681 bin TL’yi aştı. Yine Türkiye’nin en çok satan modelleri Renault Clio ile Fiat Egea’da üst versiyonlar 1 milyon barajını aştı.

İkinci elde satışlar 3 aydır düşüyor

Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş ise ikinci el otomobillerdeki daralmaya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

ÖTV matrahlarına güncelleme isteniyor

Üst üste gelen zamlar sonrası tüm otomobil modelleri yüzde 80 ve üzeri vergi dilimine girdi. Sektör yetkilileri, matrahların güncellenmesini talep ediyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan OSD Başkanı Cengiz Eroldu, sektörün bu konudaki talebini şöyle özetledi:

Krediye erişim daha da zorlaştı

Otomobilde hızla artan fiyatlar, tüketicinin araç alımında kredi talebini artırırken birçok sektörde olduğu gibi otomotivde de krediye erişimde büyük zorluk yaşanıyor.

Ancak TCMB’nin yeni hamlesi, tüketicinin taşıt kredisine erişimini daha da zorlaştıracak. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, finansal kaynakların verimli kullanımının desteklenmesi amacıyla, taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırı yüzde 2 olarak belirlendi. EKONOMİ gazetesine değerlendirmelerde bulunan, taşıt kredileri konusunda uzman bir banka üst yöneticisi, şu açıklamayı yaptı:

İkinci el araçları sıfır fiyatının üzerinde pazarlayanlara 35,4 milyon lira ceza kesildi

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ikinci el araçların üretici tarafından tavsiye edilen satış fiyatının üzerinde ilan yoluyla pazarlanmasına yönelik kısıtlamaya aykırı ilan verenler hakkında 35 milyon 447 bin lira idari para cezası uygulandığını bildirdi.

Bolat, sosyal medya hesabından, Ticaret Bakanlığının otomotiv sektöründeki denetimlerine ilişkin bilgi verdi. Bu konuda atılan adımlara işaret eden Bolat, “Otomotiv sektöründe sıfır ve ikinci el araç alım satımında gerçekleşen piyasa bozucu faaliyetler ile haksız fiyat ve stokçuluk fiillerine ilişkin, Bakanlığımız birimlerince çalışmalarımız hassasiyet ve kararlılıkla devam edecektir. Vatandaşlarımızın otomotiv piyasasında oluşturulmaya çalışılan arz-talep dengesizliğinde mağduriyet yaşamaması Bakanlığımızın nihai önceliği durumundadır.” ifadesini kullandı.

9 bayinin yetki belgesi iptal edildi

Bolat, İkinci El Motorlu Kara Katışlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik’in “6 ay 6 bin kilometre” düzenlemesi uyarınca 51 milyon 920 bin 782 lira idari para cezası uygulandığını belirterek “Aynı yönetmelikte yapılan değişiklikle sıfır taşıta ulaşılmasını zorlaştırıcı faaliyette bulunanların ikinci el yetki belgesinin iptal edilebilmesine yönelik düzenleme yapılmış olup, bu düzenleme kapsamında 14 yetkili bayiye 66 milyon 879 bin lira idari para cezası uygulanmış ve bu bayilerden 9’unun yetki belgesi iptal edilmiştir. Böylece, 2023 yılında otomotiv sektöründe haksız fiyat ve stokçulukla mücadele kapsamında Bakanlığımız müfettişleri ve il müdürlüğü personelince yapılan denetimler neticesinde 118 milyon 799 bin 782 lira idari para cezası uygulanmıştır.” bilgisini verdi.

İkinci el araçların, ilan yoluyla üretici tarafından tavsiye edilen satış fiyatının üzerinde pazarlanmasına kısıtlama getirildiğini ve bu düzenlemeye aykırı her ilan başına 300 bin liraya kadar idari para cezası uygulanmasına imkan sağlandığını anımsatan Bolat, şunları kaydetti:

Bu makale ilk olarak Ekonomim üzerinde yayımlanmıştır.

Ubisoft, yıllardır aşikâr başlı markalar etrafında dönüp duruyordu. 2020 yılındaysa güzel bir sürpriz yaptılar, yeni bir marka ile karşımıza çıktılar: Immortals Fenyx Rising.

İster “Switch’i olmayanlar da Zelda oynasın demişler herhalde” halinde özetleyecek olun ister “Assassin’s Creed: Odyssey için çalışırken topladığımız gereçten bir oyun daha çıkar mı? diye düşünmüşler” biçiminde; sonuç olarak karşımıza hoş, zevkli bir oyunla çıkmışlardı.

> Immortals Fenyx Rising – İnceleme

Ticari manada da başarılı bir oyun olduğu şahsen Ubisoft tarafından söz edilmekteydi. Bu da devam oyunu için kapıyı aralamıştı. Lakin artık bu devam oyunundan vazgeçildiği sav ediliyor.

VGC tarafından paylaşılan bilgilere nazaran; Ubisoft Quebec tarafından geliştirilmeye başlanan devam oyunu, bu ayın başlarında şirket idaresi tarafından iptal edildi. Aslında geçtiğimiz aylarda Ubisoft idaresi, ellerindeki büyük markalara odaklanmayı planladıklarını açıklamıştı. Bu da ne yazık ki, Immortals Fenyx Rising üzere markaların rafa kaldırılması manasına geliyor.

Bence yanlışlı bir karar olmuş, Ubisoft’un bu türlü taze ve görece küçük oyun markalarına da muhtaçlığı var. Büyük markalara geliştirmeyi planladıkları ama sonradan iptal ettikleri oyunlar için katlandıkları maliyetin yanında bu türlü oyunların esamesi bile okunmaz diye düşünüyorum. Lakin sonuç olarak koskoca firmada bunu düşünen, bunlara nazaran hesap kitap yapan birileri de vardır illaki; bütün bunlar göz önünde bulundurularak bu türlü bir karar verilmiştir.

Şahsen üzüldüğüm bir haber oldu bu. Umuyorum ileride bu karardan geri dönülür ve bu türlü hoş oyunlar yapmaya devam ederler.

Yaz mevsiminin gelesiyle birlikte değişen beslenme tertibine karşı daha dikkatli olmanın altını çizen Diyetisyen Nilay Keçeci, yaz aylarında hakikat beslenmenin ehemmiyetini anlatıyor. Keçeci, yaz aylarında bilhassa tatillerde çoka kaçmamak için uygulanması gereken 7 yaz kuralını ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatıyor. İşte ayrıntılar:

Gündüzler uzuyor, havalar ısınıyor, yaz aylarının gelmesiyle beslenme sistemleri de değişebiliyor. Pekala, beden sistemimiz bu değişikliklere; yani yaza hazır mı? Yaz mevsimini sağlıklı bir formda geçirebilmek için bedenimizin ve beslenmenin yaz mevsime adapte edilmesi gerekiyor. Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci Arpacı yaz beslenmesinde dikkat edilmesi gereken kuralları anlatıyor.

BESLENMEDE 7 YAZ KURALI

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte bu sıcak havalarda beslenme haline, seçilen besinlere, ölçüsüne, nasıl pişirildiğine, hangi öğünde tükettiğine bile dikkat etmek gerekiyor. Zira yazın bedenimiz daha çok sıvı kaybeder ve bu atılan sıvının yerine konulabileceği bir beslenme planı uygulamak gerekir.

Metabolizmanıza Yaz Ayarı Yapın

1- Yağda kızartma yerine ızgarada pişirmeyi tercih edin. Ne yediğiniz kadar nasıl pişirdiğiniz de kıymetlidir. Yanlış pişirme tekniği besin pahasının kaybedilmesine yol açabilir. Örneğin; sağlıklı olan balık eti kızartıldığında maalesef omega 3 kaybına uğrar. Bunun için besinleri kızartma yerine ızgara yolu ile pişirin. Zerzevatları de fazla pişirmeyin.

2- Süt sağlıklı bir besindir; fakat yaz aylarında daha çok kefir ve yoğurt tüketebilirsiniz. Kefir, yararlı bağırsak bakterilerini arttıran kıymetli bir probiyotiktir. Sindirim sisteminin çalışmasına takviye verir.

3- Yemeklerinizde katı yağlardan uzak durun, bitkisel sıvı yağlar kullanın. Sızma doğal zeytin yağı hoş bir seçimdir. Zerzevat yemeklerinde ve salatalarda kullanabilirsiniz. Zeytin yağı vitamin ve mineral emiliminin artmasına da yardımcı olur.

4- Sık sık baklagiller tüketin. Kolesterolün bedenden atılmasını sağlayan baklagilleri haftada 3-4 kere tüketebilirsiniz. Mercimek, nohut, barbunya, bezelye üzere seçimlerle baklagil tüketiminde çeşitlilik yaratın.

5- Yaz aylarında sıvı kaybını engellemek için bol su için. Günde 2-3 litre su tüketimi zati rutin olarak yapılmalı. Ter ile bedenden atılan mineralleri yerine koymak için de doğal soda içebilirsiniz. Yaz aylarında hem serinlemek hem de daha enerjik hissetmek için magnezyum ve kalsiyum kaynağı sodadan günde 2 şişe kadar içebilirsiniz. Gazlı içecekler anlık serinleme sağlasa da bir yararı olmaz, tam aykırısı günlük kalori alımınızı artırır.

6- Tatlı tüketmeyi sevenler yaz aylarında daha çok hafif tatlılara yönelmeliler. Kalorisi yüksek olan hamurlu, şerbetli tatlılar yerine daha az kalorili sütlü tatlıları, dondurmayı ya da meyveyi tercih edebilir. Bu tatlar yaz aylarında hem serinlemenize hem de daha az güç almanıza takviye olur. Tabi bunda da porsiyon denetimi kıymetlidir. Meyve tüketimini günlük 2-3 porsiyon ile sınırlamanız gerekir.

7- Yaz mevsimini sağlıklı ve dinç bir halde geçirmek için bol zerzevat tüketin ve zerzevat çeşitliliğine değer verin. Zerzevatları pişirmeden çiğ ve taze olarak tüketmeye çalışın. Vitamin kaybı olmaması için doğradıktan çabucak sonra tüketin. Zerzevatları demir emilimini için kullanabilirsiniz. Örneğin; etin yanında C vitamini açısından varlıklı olan yeşillikler ve kırmızı biberden oluşan bol limonlu bir salata tüketerek demir emilimini artırabilirsiniz.

Yazın Hem Ödem At Hem Güç Kazan

Yaz günlerinde hem ödem atmak hem de güç kazanmak için kendinize bir kadro dayanaklar hazırlayabilirsiniz. Örneğin; sabah kalktığınızda şayet kahvaltınızı geç yapacaksanız öncelikle kereviz sapı, salatalık, limon, su ve az soda karışımı ile hazırladığınız içeceğinizi içebilir daha sonra hafif bir kahvaltı yapabilirsiniz. Bu içecek, hem ödem atmaya hem de halsizliği gidermeye yardımcı olacaktır. Haftanın 2-3 günü tüketebilirsiniz. Yaz aylarında tuzlu yiyecekler ödemi artıracağı için orta öğünlerde kendi sıktığınız ve şeker eklemediğiniz ananas ya da vişne suyunu da içebilirsiniz.

Antalya Büyükşehir Belediyesi kırsal bölgelerdeki üreticilere destek vermek amacıyla arıcılık ile ilgilenen vatandaşlara kovan desteğinde bulunmayı sürdürüyor.

Kırsal kesimlerde yerel çeşitliliği artırmak ve vatandaşları alternatif ürün üretimine teşvik etmek için çalışmalarını sürdüren Antalya Büyükşehir Belediyesi arıcılık faaliyetlerini desteklemeye devam ediyor. Bu kapsamda Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından arı üreticilerine 750 adet kovan dağıtımı gerçekleştirildi.

EĞİTİMİNDEN UYGULAMALI ARICILIĞA

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin arı kovanı desteğinden yararlanan Volkan Okur, Başkan Muhittin Böcek’e teşekkür etti. Üretici Volkan Okur, “Arıcılık faaliyetlerine hobi olarak başladım. Daha önce Büyükşehir Belediyesi’nin vermiş olduğu arıcılık eğitimlerine katıldım. Bu eğitimlerde arıcılıkla ilgili pek çok yeni şey öğrendim. Öğrendiğim bu bilgilerle arıcılık yapmaya karar verdim. Bugün de Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği kovanları teslim aldım. Belediyemizin kovan desteği sayesinde bende bir arıcı oldum” dedi.

KIRSAL KESİM İÇİN ÖNEMLİ DESTEK

Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ziraat Mühendisi Asaf Özalp ise üreticiler için dağıtılan arı kovanı desteğinin arıcılık faaliyetleri için teşvik edici bir çalışma olduğunu söyledi. Asaf, “Kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar için arıcılık faaliyeti önemli bir gelir kaynağı oluyor. Arıcılığı hobi olarak yapan, buna yeni başlayan ya da arı üreticilerinin daha çok verim alabilmeleri için arı kovanı desteğinde bulunuyoruz. Üreticilerimiz Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na dilekçe ile başvurarak arı kovanı desteğinden yararlanabiliyor. Bugün burada 750 adet arı kovanını vatandaşlarımıza teslim ettik. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak üreticilerimize desteklerimiz devam edecek” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Adını sıklıkla duyduğumuz ve Özbeklere ilişkin olan “Palov” ya da “Pilav” olarak isimlendirilen tarihi bir Özbek yemeğidir. MasterChef’te gündeme gelen Özbek pilavı ise imgesi ile dikkat çeken pilavlar ortasına girdi. Sizler için bu tanımda, klâsik Özbek pilavı yemeğinin nasıl yapıldığını yazdık. Haydi gelin birlikte MasterChef’te gündem olan Özbek pilavı tanımına bakalım.

Özbekistan‘ın ulusal yemeği olarak kabul edilen ve “Palov” ismiyle da anılan Özbek pilavı, ülke genelinde sık tüketilen bir çeşit yemektir. Hazırlanması epeyce kolay olduğu için Özbek pilavı; daha çok düğünler, tatil partileri ve doğum günleri üzere büyük toplantılarda servis edilir. Görünüşü ile dikkat çeken ve materyallerinin bolluğu ile doyurucu olan Özbek pilavı; uzun taneli pirinç, yumuşak kuzu modülleri, soğan ve havuçtan yapılır. Birebir vakitte yüzyıllar boyunca birçok farklı kültürün mutfağından etkilenen Özbekistan, palov ile varlıklı yemek tarihinin kusursuz bir örneğidir. Pekala Özbekistan pilavı nasıl yapılır? 

ÖZBEK PİLAVI TANIMI:

MALZEMELER

400 gram kuşbaşı kuzu (veya sığır eti)
2 orta uzunluk soğan
5 orta uzunluk havuç
3 su bardağı uzun taneli pirinç
3 defne yaprağı
1 baş sarımsak
1/2 su bardağı zeytinyağı
Tuz ve karabiber
2 çay kaşığı kimyon (isteğe bağlı)

YAPILIŞI:

İlk adım olarak gereçleri hazırlayın. Havuçları temizleyin ve 1/4 inç kalınlığında uzun halde kesin. Soğanları küçük kesimler halinde doğrayın. Eti kuşbaşı halinde kesin.

Sıvı yağ eklediğiniz tavaya etleri koyun ve kavurun. Daha sonra soğan ve havucu ekleyin ve havuçlar kendini salana kadar pişirin.

Daha sonra içerisine defne yaprağı atın. birkaç dakika soteleyin. Bir sarımsağı alında ve baş kısımlarını kesin ve pirincin içine koyun. Pişirme gereçlerinin içine suyunu ekleyin ve baharatlarını serpin.

Kaynadıktan sonra ısısını en düşük dereceye getirin ve yaklaşık 40-50 dakika pişirin. Pişmesine yaklaşık 20 dakika kala, pilavınızı karıştırın.

Afiye olsun…

Dolar/TL’de bir süredir yatay görünüm hakim.

Dün yurt içinde imalat güveni ve kapasite kullanım oranı verileri açıklandı. Buna göre imalat güveni bu ay 108,2’den 106,8’e geriledi. Kapasite kullanım oranı ise %76,8’den %77,1’e yükseldi.

Diğer yandan geçen hafta 250 baz puan faiz artırımı yapan TCMB’den, dün miktarsal sıkılaşma hamlesi geldi. Böylece kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisi kapsamında %3 olan TL ticari krediler için aylık büyüme sınırı, %2,5’a indirildi.

Bakan Şimşek, bu hamlenin cari açığı azaltmaya yönelik olduğunu ifade etti. IMF ise Türkiye için 2023 büyüme beklentisini 0,3 puan artırarak %3’e yükseltti.

ABD tarafında bugün gözler Fed kararında. Fed’in 25 baz puan faiz artırması beklenirken açıklamalar önem arz edecek.

Destekler: 26,72 – 26,50 – 26,30

Dirençler: 26,95 – 27,25 – 27,54

Kaynak: İnfo Yatırım

Hibya Haber Ajansı

New York’ta savcılar, Tottenham Hotspur futbol takımının sahibi olan İngiliz milyarder Joe Lewis‘i, bir içeriden öğrenilen bilginin ticareti (inside trading) planının organizatörü olmakla suçladı.

Savcılar, Lewis’in yatırım yaptığı şirketlerin yönetim kurullarında elde ettiği bilgileri arkadaşlarına, kişisel asistanlarına, özel pilotlarına ve romantik partnerlerine aktararak onların milyonlarca dolar kâr elde etmelerini sağladığını iddia ediyor.

ABD Savcısı Damian Williams, “Bunların hiçbiri gerekli değildi. Joe Lewis varlıklı bir adam. Ancak iddia ettiğimiz gibi içeriden aldığı bilgileri çalışanlarına tazminat ödemek ya da arkadaşlarına ve sevgililerine hediye yağdırmak için kullandı. Bu klasik kurumsal yolsuzluktur. Hile yapmaktır. Ve yasalara aykırıdır.” dedi.

Foreks Haber Merkezi

Binance, kripto piyasasında kullanıcı güvenliğini ve şeffaflığı artırmak için değerli bir atak yaptı. Şirket bugün, yüksek volatilite ve riske sahip tokenları hedefleyen Tohum Etiketleri (Seed Tags) ve İzleme Etiketlerinin (Monitoring Tags) lansmanını duyurdu. Bu yeni etiketler, kullanıcıların İnovasyon Bölgesi ve Ana Ticaret Bölgesi’nde listelenen tokenlar ortasında ayrım yapmalarına yardımcı olmak ve muhakkak varlıklarla alakalı potansiyel risklerin tam olarak farkında olmalarını sağlamak için tasarlanmıştır. İşte detaylar…

Binance borsasındaki yatırımcıları korumak için hamle

Tohum Etiketleri ya da İzleme Etiketleri ile etiketlenmiş tokenların alım satımını yapabilmek için kullanıcıların artık her 90 günde bir Binance Spot ve/veya Binance Marjin platformlarında ilgili imtihanlardan geçmesi gerekecek. Ayrıyeten, kullanıcıların platformun Kullanım Şartlarını da kabul etmesi gerekiyor. İmtihanlar, yatırımcıların Tohum Etiketleri ve İzleme Etiketleri taşıyan tokenlarla süreç yapmadan evvel ilgili riskleri anlamalarını sağlamak için ihtimamla tasarlanmıştır. Ek bir tedbir katmanı olarak, bu etiketleri taşıyan tüm tokenler için bir risk ihtar başlığı besbelli bir formda görüntülenecektir.

Tohum Etiketi, mevcut İnovasyon Bölgesi’nin yerini alacak ve şu anda bölgede listelenen tüm tokenların yanı sıra, öteki tokenlara kıyasla potansiyel olarak daha yüksek volatilite ve risklere sahip yenilikçi projeleri temsil eden gelecekteki listelere de uygulanacak. Binance ayrıyeten, benzerlerine kıyasla besbelli ölçüde daha yüksek volatilite ve risk gösteren belli tokenlara uygulanacak İzleme Etiketi’ni de tanıtacak. İzleme Etiketi alacak tokenların birinci listesi şunları içermektedir:

• Akropolis (AKRO)
• AirDAO (AMB)
• Ark (ARK)
• Bitshares (BTS)
• Cream Finance (CREAM)
• DREP (DREP)
• aelf (ELF)
• FTX Token (FTT)
• Gifto (GFT)
• JasmyCoin (JASMY)
• Linear (LINA)
• Loom Network (LOOM)
• Enzyme (MLN)
• Multichain (MULTI)
• openANX (OAX)
• OmiseGO (OMG)
• Ooki Protocol (OOKI)
• PERL.eco (PERL)
• pNetwork (PNT)
• Ren (REN)
• Sonm (SNM)
• Serum (SRM)
• Tornado Cash (TORN)
• Voyager (VGX)
• WazirX (WRX)
• DFI.Money (YFII)

Borsa, altcoin projelerini periyodik olarak inceleyecek

Binance, bu etiketlerin inandırıcılığını ve güvenilirliğini sağlamak için projeler üzerinde periyodik incelemeler yapacaktır. Tokenlara etiket ekleme ya da çıkarma kararı, proje grubunun bağlılığı, geliştirme faaliyetinin kalitesi, süreç hacmi, likidite, ağ ve akıllı kontrat istikrarı, halkla bağlantı seviyesi, durum tespiti taleplerine karşılık verme, etik olmayan ya da hileli davranışlara ait ispatlar ve sağlıklı ve sürdürülebilir bir kripto ekosistemine genel katkı üzere kriterler göz önünde bulundurularak en son bulgulara nazaran verilecektir. Daima gelişen kripto piyasasında, Tohum Etiketleri ve İzleme Etiketleri üzere teşebbüsler daha inançlı bir alım satım ortamının teşvik edilmesinde değerli bir rol oynayacak.

Euro Bölgesi’nde bilhassa çekirdek enflasyonda görülen “inatçı” seyir, AMB’nin siyaset alanını daraltırken, resesyon ve enflasyon ikileminde kalan siyaset yapıcıların vereceği iletiler Banka’nın bundan sonraki siyaseti için değer taşıyor.

Banka’nın yıl sonuna kadar toplamda 50 baz puan faiz artırımı yapabileceğine dair öngörülere rağmen Temmuz ayında son faiz artırımı olabileceğine dair beklentiler güç kazandı.

Euro Bölgesi’nde devam eden enflasyonist baskılara rağmen Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) bilgilerindeki düşüş, bu ay son faiz artırımı yapılabileceğine dair öngörülerin de öne çıkmasına neden oldu.

Rabobank AMB ve Euro Bölgesi Makro Strateji Lideri Elwin de Groot, yaptığı açıklamada, AMB’nin siyasetinde değişiklik olmayacağını ve toplantının çok az yeni bilgi içerebileceğini söyledi.

“İletişim sorunu da devam edebilir”

AMB İdare Kurulu’nun, değerli gelen bilgileri ve yeni projeksiyonları beklerken, Eylül ayında faiz artıracağına yahut faizleri sabit tutacağına yönelik bir kelam vermekten kaçınmak için elinden gelenin en güzelini yapabileceğini tabir eden Groot, üyeler ortasındaki bağlantı meselesinin bu toplantıda devam edebileceğini aktardı.

Groot, AMB’nin bağlantısında “faizlerde daha yüksek oranlardan” faizleri değiştirmeyerek daha uzun mühlet bekletme” bildirilerine geçmek için çalışacağını söyledi.

AMB’nin orta vadeli beklentileri yönetmeye çalışmak için yeni bir cins kelamlı yönlendirme biçimi benimseyebileceğini söz eden Groot, bu kelamlı yönlendirmenin tesirlerinin sonlu olabileceğini kaydetti.

“AMB, bir daha faiz artışı yapmayabilir, faiz oranları tepeyi görmüş olabilir”

Elwin de Groot, AMB’nin, 25 baz puanlık artış yapacağına dair bildirisini başarılı bir biçimde verdiğini belirtti.

25 baz puanlık artışın piyasalarda güçlü bir biçimde fiyatlandığını aktaran Groot, Temmuz ayındaki artıştan sonra AMB’nin bir daha faiz artışı yapmayabileceğini ve faiz oranlarının tepeyi görmüş olabileceğini söyledi.

Enflasyona dair rastgele bir olumsuzluk ya da siyaset transferine ait kuşkuların oluşması durumunda yaz mevsiminden sonra da faiz artırımlarının devam edebileceğini bildiren Groot, şunları kaydetti:

“AMB’nin kendi içindeki kararsızlığı mevcut art plan göz önüne alındığında haklı görülebilir lakin bu durum irtibat stratejisi kelam konusu olduğunda ek zorluklar ortaya çıkarabilir. AMB’nin bağlantısında vakit tutarsızlıkları da var. AMB İdare Kurulu, yakın vadede seçeneklerini açık tutmak isterken, muhtemelen orta vadede çok daha güçlü bir ileti göndermek isteyecektir. Bu iki amacı uyumlu hale getirmek güç olabilir.”

“AMB, 2024’te faiz indirimine gitmeyecek”

Commerzbank Kıdemli Ekonomisti Marco Wagner de Avrupa’nın ekonomik dertlerinin giderek daha fazla ön plana çıktığını vurguladı.

Ekonomik görünümün AMB’nin Temmuz toplantısında ağır bir halde tartışılabileceğini söz eden Wagner, Eylül’de AMB’nin fazla optimist olan ekonomik büyüme kestirimini aşağı istikametli revize etmesinin mümkün olduğunu aktardı.

Wagner, “Bu çerçevede, piyasa hala eylül ayı faiz artırımı için kıymetli bir mümkünlük fiyatlamış olsa bile AMB, muhtemelen bu hafta faiz artırımlarını sonlandıracak. AMB, 2024’te faiz indirimine gitmeyecek. Zira Euro Bölgesi, enflasyondaki gerileme bakımından ABD’nin gerisinde kalıyor” değerlendirmesinde bulundu.

“PMI bilgileri Eylül’de faizlerde değişiklik yapmama ihtimalini artırdı”

Berenberg Ekonomisti Salomon Fiedler ise yüzde 60 ihtimalle AMB’nin eylül ayında 25 baz puanlık bir faiz artırımına gidebileceğini lakin Euro Bölgesi PMI verisindeki düşüşün, Banka’nın Eylül ayında faizlerde hiçbir değişiklik yapmama ihtimalini artırdığını söyledi.

Fiedler, “AMB, Temmuz ayı toplantısında muhtemelen eylülde faiz oranlarını artırıp artırmayacağına dair net bir kelamlı yönlendirme sunmayacak. Bunun yerine datalara dayalı bir bekle ve gör yaklaşımında ısrar edecek” dedi.

Investing.com – Check Point Software (NASDAQ: CHKP) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 2,00$ ile analistlerin 1,90$ olan beklentilerine göre 0,10$ daha iyi.

Bu çeyrek için yayımlanan kâr 589M$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 589,67M$ şeklindeydi.

Check Point Software hissesi, günü 128,71$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda 1,06% değer kazandığını gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise 2,44% değer kazandığını gösteriyor.

Check Point Software son 90 gün içinde 18 pozitif hisse başına kâr görürken 10 negatif hisse başına kâr gördü.

Check Point Software hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

InvestingPro’ya göre Check Point Software şirketinin finansal sağlık puanı “İyi performans”.

Check Point Software şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

DoubleLine Capital’den Jeffrey Sherman, piyasaların, ABD’de Fed‘i 100 baz puanlık bir faiz indirimine zorlayacak şekilde derin bir resesyona hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Para piyasaları şimdiden 2024 yılında toplam 130 baz puanlık Fed faiz indirimine oynuyor ancak Sherman, politika yapıcıların harekete geçmekte yavaş kalacaklarını ve sonrasında pandemiden bu yana en görülen büyük faiz indirimini yapmak zorunda kalacaklarını düşünüyor.

Sherman, “Baktığımız çok sayıda ekonomik gösterge ya uyarı ya da resesyon sinyalleri veriyor. Faiz indirimine karar verdiklerinde bu 100 baz puan olacak.” diye konuştu.

Foreks Haber Merkezi

Çin’de günlük uçuş sayısı, resmi verilere göre içinde bulunduğumuz yılın ilk yarısında, salgın öncesi 2019 yılındaki düzeyinin yeniden yüzde 89 kadarına varmış bulunuyor.

Çin Sivil Havacılık Dairesi, seferlerin dakikliğine ilişkin olarak uçakların, yüzde 91,4 oranında tam zamanında kalkmasıyla, rekor bir düzeye ulaşıldığını ve böylelikle 2019 düzeyinin de yüzde 11 kadar üzerine çıkılmış olduğunu açıkladı.

Öte yandan Çin havacılık şirketleri, bu arada uçuş rotalarının optimize edilerek kısaltılması sayesinde, yılın ilk yarısında aynı destinasyonlar için kat ettikleri uçuş mesafesini 14,06 kilometre azaltarak 76 bin ton yakıt tasarrufu sağladı.

Ayrıca Çin’in hava ulaşımı yetkilileri, yılın ikinci yarısına ilişkin olarak hava sahasında geçerli olacak koşulların daha da iyileştirileceği, altyapı inşaatlarına ivme kazandırılacağı ve komşu ülkeler ve bölgeler ile iş birliğinin daha da geliştirilip derinleştirileceği yolunda görüş bildirildi.

Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu

Hibya Haber Ajansı

Faiz artışları nedeniyle ekonomik sakinlik tasalarının lisana geldiği Avrupa bölgesinde krediler yavaşlamaya devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası ECB’nin açıkladığı son bilgiye nazaran şirket ve hane halkına giden kredi oranları beklenti altında kaldı.

Saat 11.00’da gelen ECB verisine nazaran mali olmayan şirketlerin kredi büyüme oranı Haziran’da %3’e düştü. Piyasa, Mayıs devrinde %4 olarak kaydedilen metriğin %3,4’e gerilemesini bekliyordu. Fakat kredilerdeki yavaşlama piyasa beklentisinden daha sert oldu.

Euro bölgesinde kredi daralması hane halkında da kendini gösteriyor. Sayılar, Mayıs’ta %2,1 olan kredi büyüme oranının Haziran ayında %1,7’ye geriledğini ortaya koydu.

Avrupa Merkez Bankası ECB’nin kredi büyüme oranları.

Geçtiğimiz gün gelen sanayi imalat endeksi dataları, Avrupa’da ekonomik sakinlik ihtimalinin yine gündeme gelmesine neden oluyor.

ECB Faiz Kararı Ne Vakit?

Euro bölgesinde gelen olumsuz dataların akabinde yatırımcılar gözünü faiz kararına çevirdi. Avrupa Merkez Bankası ECB, faiz kararını 27 Temmuz 15.15’te açıklayacak. Piyasa, sakinlik emaresi gösteren makroekonomik metriklere karşın oranının 25bp artarak %4,25’e ulaşmasını bekliyor.

World of Warships’in geliştiricisi ve yayıncısı Wargaming, World of Warships: Legends’ın konsol versiyonun dördüncü yılını etkinliklerle kutluyor. Dördüncü yıl kutlamaları çerçevesinde oyun içindeki bir çok aktiviteye ek olarak Hazine Avı ve açılabilir pek çok ödül de bulunuyor.

Kutlamaları başlatan güncelleme birebir vakitte oyuna yesyeni bir Eğitim Modu, sonunda bir Tier VIII İtalyan Premium savaş gemisi kazanacağınız klasik bir sefer ve üç yeni Ranked dönemi ekliyor.

Hazine Avında kazanacağınız anahtarları kullanarak içinde Quadran ismindeki özel dördüncü yıl para ünitesinin de bulunduğu pek çok mükafatı açabileceksiniz. Oyuncular Quadran karşılığında Tier VII Premium Amerikan kruvazörü Congress ve İngiliz Tier V savaş gemisi Repulse üzere gemiler açabilecekler.

Eğer Üstün V Crate kazanırsanız içerisinden bir Premium gemi çıkması garanti! Bu sandıkta bir de özel olarak Japon Tier V destroyeri Shinonome bulunuyor. Üstün VI ismindeki özel sandıkta ise Belfast ve Yukikaze üzere gemiler sizi bekliyor.