Ay: Temmuz 2023

Hava sıcaklıklarının 30 derecenin üstüne çıkmasıyla besinlerin bozulma sıklığının da arttığına dikkat çeken uzmanlar uyarıyor: Dışarıdan bakıldığında görülebilen renk ve doku kaybı ürünün bozuk olduğunun işareti. Gün içinde en az bir öğününü ev dışında tüketenlerin yaz aylarında daha da dikkatli olması gerektiğine vurgu yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, tüketilen ürünleri kontrol edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Besin zehirlenmelerine karşı da tüketicileri uyaran Yiğit, belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden hastaneye başvurulması gerektiğini söylüyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, hava sıcaklıklarının artmasıyla besinlerin daha hızlı bozulabileceği konusunda tüketicileri uyardı.

Hava sıcaklığının artması gıdaların bozulmasını hızlandırıyor

Hava sıcaklıklarının 30 derecenin üstüne çıkması ile birlikte besinlerin bozulma sıklığının da arttığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Özellikle süt ve peynir gibi süt ürünleri, kıyma gibi küçük parçalı etler, maydanoz, dereotu gibi sebzeler bozulması hızlı olan yiyecekler arasında yer alır. Son zamanlarda özellikle gıda fiyatlarının artması ile kesilmiş, dilimli olarak satılan karpuz, kavun gibi meyveler de hızlı bozulabilir.” dedi.

Renk ve doku kaybı ürünün bozuk olduğunun işareti

Bozulmuş besinlerde çoğu zaman dışarıdan bakıldığında renk ve doku kaybı görüldüğünü belirten Yiğit, “Sütün renginin beyazdan sarıya dönüşmesi, maydanoz, semizotu gibi yeşil sebzelerin ve çilek, şeftali gibi meyvelerin renginin koyulaşması bozulma göstergesidir. Tavuğun renginin pembe veya turuncudan griye dönüşmeye başlaması, yüzey kayganlığının artması da tavuğun bozulduğunun göstergesidir. Kırmızı etin bozulduğu ise renk kaybına ek olarak yüzeyindeki yapışkanlıktan da anlaşılabilir.” şeklinde konuştu.

Gıda güvenliği sertifikası bulunduran restoranlar tercih edilmeli

“Gün içinde en az bir öğününüzü ev dışında tüketiyorsanız, yaz aylarında daha da dikkatli olunmalı.” uyarısını yapan Yiğit, “Mümkünse ISO 22000 gibi gıda güvenliği sertifikalarını bulunduran restoranlar tercih edilmeli. Sıcak bölgelerde yemek hizmeti sunan işletmelerin kolay bozulan yiyecekleri günlük satın almasında fayda var. Eğer böyle bir imkan yok ise soğuk depoların ısı dereceleri sıklıkla kontrol edilmeli ve besinlerin depolanması ilk giren ilk çıkar yöntemine göre olmalı.” diye konuştu.

Tüketilen ürün kontrol edilmeli

Tezgahta sıkma meyve suları satan işletmelerin, özellikle meyveleri serin ve gölgede muhafaza etmelerinin önemli olduğuna vurgu yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, bu meyvelerin günlük olarak satın alınması veya soğuk depolardan düşük gramajlarda çıkarılarak tezgaha konulması gerektiğini söyledi. Tüketicilerin de en azından sıkılan meyvenin rengini kontrol etmeleri gerektiğinin altını çizen Yiğit sözlerini şöyle tamamladı:

“E. coli, Salmonella gibi bakteriler et, süt gibi proteinli besinlerde hızla ürerler ve besin zehirlenmesine sebep olurlar. Besin zehirlenmeleri bozulmuş besinin tüketiminden birkaç saat veya birkaç gün sonra ortaya çıkabilir. Besin zehirlenmelerinde sıklıkla mide bulantısı, karın ağrısı, ishal gibi semptomlara rastlanır. Özellikle farklı tür bir balık tüketildiyse ve vücutta kısmi felç belirtileri, elde uyuşma, geçici hafıza kayıpları var ise mutlaka vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurulmalı. Besin zehirlenmelerinde vücudun kaybettiği sıvıyı yerine koymak ve düşük yağlı beslenmek önemli. Bağırsakları destekleyen probiyotik takviyeleri de bu dönemlerde vücuda destek olur.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Acer, üstün teknik özellikleri ve farklı kullanım modlarıyla kullanıcıların özgürce çalışabilmelerine ve üretebilmelerine olanak tanıyan dönüştürülebilir dizüstü bilgisayarı Aspire 5 Spin 14’ü Türkiye’de satışa sunuyor. İllüstrasyon, fotoğrafçılık ve video düzenleme gibi iki boyutlu görsel tasarım üzerine çalışan kullanıcılara yönelik cihaz, hassas dokunmatik ekranı, Active Stylus kalemi ve tablet ya da dizüstü bilgisayar gibi farklı çalışma modlarıyla tasarım süreçlerini hızlandırıyor ve daha keyifli bir hale getiriyor.

İnce ve çok yönlü

Yalnızca 17,99 mm kalınlığında ve yaklaşık 2 kg ağırlığındaki cihaz, metal kapağı ve şık tasarımıyla dikkat çekiyor. Çok yönlü 360 derece çevrilebilen ve döndürülebilen menteşe tasarımıyla kolayca dizüstü bilgisayar veya tablet modu arasında geçiş yapılabilen cihaz, kullanıcıların çalışma şekline kolayca uyum sağlıyor. Cihaz kolayca çevrilebiliyor, katlanabiliyor, dik duruma getirilebiliyor ve döndürülebiliyor. Kullanımı kolay ve son derece hassas 14 inç  WUXGA (1920 x 1200) IPS dokunmatik ekranı, kullanıcıların kolayca not almalarını, çizim yapmalarını ve çalışmalarını paylaşmalarına olanak tanıyor. Wacom AES 2.0 teknolojisi ile donatılan ince uçlu Acer Active Stylus kalem, hassas basınç hassasiyetiyle (4.096) son derece pürüzsüz bir dokunmatik ekran deneyimi sunuyor. Eğik durumda (55°’de kullanıldığında bile) dahi doğru imleç konumlandırmasını korumak için özenle tasarlanan kalem kullanıcılara tam kontrol sağlıyor. 16:10 en boy oranına sahip ekranda yer alan BlueLightShield™ teknolojisi, renk tonunu ve parlaklığı optimize ederek kullanıcıların mavi ışığa daha az maruz kalmalarını sağlıyor ve kullanıcılar uzun süreler boyunca konforlu bir ekran deneyimi yaşayabiliyor. 

Üstün performansıyla tasarım süreçlerini hızlandırıyor

Gücünü 13. Nesil Intel® Core™ işlemcilerden ve Intel® Iris® Xe grafik kartından alan cihaz, 16 GB RAM ve 512 GB SSD depolama alanıyla tasarım süreçlerini hızlandırıyor ve kolaylaştırıyor. Üstün donanım özellikleri sayesinde kullanıcılar cihazı tasarım haricinde video izlemeden müzik dinlemeye, oyun oynamaya, uzaktan çalışmaya, eğitim ve iş uygulamalarına kadar her türlü amaç için kullanabiliyor.

Biri cihaz kapalıyken şarj edebilden iki adet USB 3.2 Nesil 1 Type-A ve bir adet Thunderbolt™ 4 bağlantı noktasıyla en yeni cihazları bağlayabilmeye olanak tanıyan Acer Aspire 5 Spin 14, ayrıca harici ekran bağlantısı için bir adet HDMI 2.1 bağlantı noktası ve sorunsuz kablosuz bağlantı için Wi-Fi 6 teknolojisini içeriyor. 

Akıllı teknolojilerle üretkenliği artırıyor

Windows 11 işletim sistemiyle üretkenliği artıran Acer Aspire 5 Spin 14, 1080p FHD kamera ve yapay zeka destekli gürültü önleme özelliğine sahip Acer PurifiedVoice™ teknolojisiyle net bir görüntülü görüşme deneyimi sunuyor. Cihaz, gürültülü pikselleri algılayıp tanılayarak ve bunları zaman içinde diğer karelere karıştırarak daha iyi web kamerası görüntüsü elde edilmesini sağlayan Acer TNR (Geçici Gürültü Azaltma) teknolojisiyle düşük ışık koşullarında bile görüntülü arama kalitesini en üst düzeye çıkarıyor.

Fiyat ve Bulunabilirlik

Aspire 5 Spin 14, 35.141 TL fiyatla satışa sunuldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbullu gençleri şehrin tarihi sokaklarında keşfe çıkaran Gezi İstanbul’a başvurular alınmaya başlandı. İBB Yaz etkinlikleri kapsamındaki programda sekiz farklı kategoride geziler düzenlenecek. Şehrin zengin birikimi ve geleneksel yaşam kültürü arkeolog, sanat tarihçisi ve uzman rehberlerin bilgi ve anlatımlarıyla gençlerle buluşturulacak. 18 – 29 yaş arası gençler programa online olarak başvuru yapabilecek.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği proje, yoğun talep üzerine farklı rotaları içeren zengin gezi programları ile bu yıl da devam ediyor. Gezi İstanbul ismiyle gerçekleştirilen program kapsamında kültür tarihi ve mimarlık tarihinin yanı sıra müze, arkeolojik, monografik, endüstriyel miras, doğa, sanat ve zanaat atölyesi kategorilerinde geziler düzenleniyor.

HAYDİ GENÇLER

Gezilere İstanbul’da yaşayan, Müze Kart sahibi, 18 – 29 yaş arasındaki gençler katılabiliyor. Gençler gezilere aylık periyodlarla online olarak yayınlanan forms.ibb.gov.tr/genclikspor/gezi-istanbul formunu doldurarak başvurabiliyor.   Temmuz ayı programının dolduğu gezilerin Ağustos başvuruları alınmaya başlandı.

HER GEZİDE FARKLI BİR TEMA, FARKLI BİR ROTA

Proje kapsamındaki geziler farklı temaları içeriyor. Yeraltından Çatılara Galata, Mekanları ve Olaylarıyla Dolmabahçe, Sinan Yapıları, Sultan Külliyeleri, Atatürk’ün Beyoğlu Anıları gibi temaların yanı sıra Süleymaniye, Üsküdar, Fener, Balat, Ayvansaray, Yedikule, Samatya ve Kumkapı gibi noktalar projede öne çıkan temalar arasında yer alıyor. Her ay değişen rotalarda yapılan gezilerde gençler şehrin tarihi ve kültürel odaklarını, müzelerini, anıt eserlerini, meydanlarını, seyir teraslarını ve önemli noktalarını ziyaret etme fırsatı buluyor.

UZMAN REHBERLER EŞLİĞİNDE GEZİ

Her gezi; “Bir Bilenle Gez” mottosuyla, kendi alanlarında yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Haluk Çetinkaya, Doç. Dr. Ferudun Özgümüş ve Doç. Dr. Deniz Esemenli gibi arkeolog ve sanat tarihçileri ile Ahmet Faik Özbilge, Hüseyin Avni Özkan ve Sedat Bornovalı gibi uzman rehberler eşliğinde gerçekleştiriliyor.

YILSONUNA KADAR DEVAM EDECEK

İBB, proje ile bir dünya mirası olan İstanbul’un kadim tarihini, mimari zenginliğini ve geleneksel yaşam kültürünü yıl boyu İstanbullu gençlerle buluşturmayı amaçlıyor. Proje kapsamında her hafta 40 – 50 kişilik gençlik grupları ağırlanırken bu yılın sonuna kadar 50 gezi düzenlenmesi planlanıyor. Geçtiğimiz yıl başlayan projeye bugüne kadar 2 bine yakın gencin dahil edilmesi sağlanırken, gezilerin yıl sonuna kadar devam etmesi planlanıyor. 

Projenin Ağustos ayı programı ise şöyle:

Tarih: 03 Ağustos Perşembe / Saat: 10.00-17.00

Tema: Müzede Bir Gün; Arkeoloji Müzeleri-Yerebatan Sarnıcı Müzesi

Rehber: Erkan ESEROĞLU

Tarih: 08 Ağustos Salı / Saat: 10.00-17.00

Tema: Taksim & Kırkçeşme Su Yolunun İzinde; Kemerler ve Bentler

Rehber: Oktay TÜRKOĞLU / Mustafa Sait AK

Tarih: 15 Ağustos Salı / Saat: 18.00-23.00

Tema: İmparatorlukların Kalbine Yolculuk / Gece Gezisi

Rehber: Ahmet Faik ÖZBİLGE

Tarih: 20 Ağustos Pazar / Saat: 10.00-17.00

Tema: Bab-ı Âli’den Gülhane’ye 

Rehber: Ergican ACARBAŞ  

Tarih: 29 Ağustos Salı / Saat: Saat: 10.00-17.00

Tema: Başımda Kavak Yelleri / Boğaz Gezisi

Rehber: Ahmet Faik ÖZBİLGE

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sahnelenen dev yapımların nasıl hayat bulduğunu merak ediyor musunuz? Zorlu PSM, Türkiye’de ilk defa, sahne arkasındaki merak edilen büyük ve büyülü dünyayı ziyaretçilerine açıyor. Bugüne kadar Zorlu PSM’de sahnelenen dev yapımların sahne arkasını tüm detayları ve anılarıyla sergileyen, her adımı keşif dolu 90 dakika süren 5000 adımlık Zorlu PSM UNSEEN Tur, rehberli tur eşliğinde misafirlerini keşif dolu bir yolculuğa çıkıyor. 5 ve 6 Ağustos tarihleri passo.com.tr’de satışta.

Türkiye’de ilk defa bir kültür sanat kurumu misafirlerini sahne arkasındaki, kimsenin bilmediği ve görmediği, merak edilen o özel yolculuğa çıkarıyor. UNSEEN Tur ile Zorlu PSM’de sahnelenen dev yapımların sahne arkasını, sanatçıların bıraktığı izleri, hediyeleri, hikayeleri, fotoğrafları ve daha birçok anıyı keşif dolu 5000 adımlık rehberli tur eşliğinde keşfetmek mümkün! Dünyanın en büyük kültür sanat merkezleri arasında yer alan Zorlu PSM’nin muhteşem mimarisine ve büyüleyici atmosferinin her detayına UNSEEN Tur ile yakından tanık olunacak.

Konsept tasarımına I-AM İstanbul’un, küratörlüğüne Bengü Gün’ün, enstalasyon ve deneyim tasarımına ise sanatçı Bilal Yılmaz’ın imza attığı UNSEEN Tur’da dünyaca ünlü yerli ve yabancı sanatçıların kulislerini ziyaret edip, sahne arkasının bilinmeyenleriyle tanışacağınız UNSEEN Tur’un 5 ve 6 Ağustos biletleri passo.com.tr’de satışta!

Bilet Fiyatları:

Genel Satış: ₺286,00

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Daha evvel çeşitli vesilelerle de lisana getirdiğim üzere genel olarak strateji tipini çok severim. Taktik-strateji tipindeki oyunlar da favorilerim ortasında yer alır. Bu çeşitle tanışmama vesile olan ve bugün hala çok sevdiğim seriler ortasında yerini koruyan bir seri var; UFO yahut daha yaygın bilinen haliyle X-COM serisi.

Seriyle bundan neredeyse 30 sene kadar evvel; 1994 yılında çıkan UFO: Enemy Unknown (X-COM: UFO Defense) ile tanışmıştık. Evvel o devirlerde strateji oyunlarının hükümdarı MicroProse tarafından geliştiriliyordu, sonra Hasbro devraldı bayrağı, en sonunda da Firaxis. Son olarak 2016 yılında çıkan XCOM 2’de bıraktık seriyi. Yeni oyun gelir mi, gelirse ne vakit gelir, bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var, bu boşluğu elinden geldiğince doldurmaya çalışan bir oyun bulunuyor karşımızda: Xenonauts 2.

Xenonauts serisi, XCOM’dan esinlenen ve bunu da gizlemeye gereksinim duymayan bir seri. Bizlere, 90’larda yaşadığımız o hoş tecrübeyi bir sefer daha yaşatmaya çalışıyorlar. XCOM: Enemy Unkown yahut XCOM 2 kadar gelişmiş, 3. boyutla haşır neşir olmuş bir biçimde değil; serinin eski devirlerine daha yakın bir üslupta yapıyor bunu -ki bence hoş de yapıyor. Oyunun bana kalırsa en büyük artılarından birisi, bir yandan o nostaljik havayı sunarken bir yandan günümüz oyuncularına da hitap edebilmesi, ortadaki bu dengeyi kurabilmesi.

Bitmeyen Soğuk Savaş ve Tükenmeyen UFO’lar…

Xenonauts 2, bizleri Soğuk Savaş’ın devam ettiği alternatif bir tarih akışına götürüyor. 2009 yılındayız, Dünya yeniden 2 kutuplu, Berlin Duvarı hala ayakta. Bu yetmezmiş üzere uzayın derinliklerinden çıkıp gelmiş düşmanların tehdidi altındayız.

UFO müşahedeleri her geçen gün artıyor, bununla eş güdümlü olarak dünya genelinde tansiyon de yükseliyor. Bir yandan dünya dışı tehdit, bir yandan iki kutup ortasındaki tansiyon derken işler uygunca can sıkıcı bir hal alıyor.

Bir de UFO gözlemleyenler, bunu diğerleriyle paylaşanlar yahut bu mevzularda araştırma yapanlar artlarında hiç iz bırakmadan ortadan kaybolmaya başlıyor. Bu işin gerisinde “Temizlikçiler” (Cleaners) isimli bir örgütün olduğu düşünülüyor.

Sizin anlayacağınız, uğraşmak zorunda olduğumuz birçok problem var ve bunlarla ilgilenecek kümemiz da Xenonauts isimli bâtın teşkilat. Bu küme; insanlığı tehdit eden bu yeni düşmanlar hakkında sessiz sedasız bir biçimde çalışıp istihbarat topluyor, yeri geliyor operasyonlar yapıyor.

İşte bizim olayımız da tam olarak burada başlıyor. Dünyanın çeşitli noktalarına üstler kuracak, askerler ve bilim insanlarından oluşan gruplar toplayacak ve bu tehdidi alt etmeye çalışacağız. Bunun için yeri gelecek UFO düşürüp geride kalan uzaylı düşmanları haklamamız yeri gelecek bilinmeyen Cleaner üstlerini keşfedip oradaki bilgileri ele geçirmemiz yeri gelecek sivilleri kurtarmamız gerekecek. Oyunda şu anda bu biçimde 10 farklı misyon çeşidi bulunuyor; erken erişim müddetince yeni misyon cinsleri de eklenebilir.

Hazır kelamı açılmışken oynanış kısmından bahsetmeye başlayabilirim. Oyuna başlamadan evvel iddia edilebileceği üzere bir zorluk seçimi yapıyoruz. Buradaki tercihiniz oyunun başlangıcında kasanızda ne kadar para bulunacağından aylık gelir oranına, düşmanların ölçüsünden vuruş güçlerine, askerlerin hayatta kalma ihtimalinden başlangıç panik seviyesine kadar çeşitli değişkenleri belirliyor. Bunlar da doğal olarak oyunun sizler için ne kadar güçlü (veya kolay) geçeceğine tesir ediyorlar.

Burada bir parantez açıp oyunun (şimdilik) eksileri ortasına yazabileceğim birinci noktayı da belirteyim. Şimdi zorluk konusunda istikrar oturmamış üzere geldi bana. Bazen çok kolay bazen epeyce güç olabiliyor. Fakat oyunun erken erişimde olduğunu göz önünde bulundurup bunu çok da sorun etmiyorum; bu mevzuya da el atıp dengeleyeceklerini kestirim ediyorum.

Dönelim oyunumuza. Birinci vazifeniz öncesinde ana üssünüzü dünyanın hangi köşesine kuracağınızı belirliyorsunuz. Benim tercihim daha geniş bir coğrafyayı gözlemleyebileceğim bir nokta oldu; bir yandan Avrupa, bir yandan Orta Doğu, bir yandan Afrika bir yandan da Asya’nın değerli bir kısmını gözleyebileceğim bir noktada, Kızıl Deniz kıyılarında kurdum ana üssümü. İlerleyen periyotlarda yeni üsler de kurup daha geniş coğrafyaları denetim ediyor, dünyanın geri kalanında da operasyonlara sürat veriyorsunuz doğal. Fakat en azından başlangıç basamağında daha fazla UFO hareketi tespit edip daha sık misyon yapmak isterseniz, siz de daha geniş coğrafyaları radarınıza almayı düşünebilirsiniz.

Üs konusunun üzerinde durulması hoşuma gitti. XCOM’un da bir periyot üzerine düştüğü bir bahisti, burada da misal bir halde işlenmesinden mutluyum. Üssünüz bir yandan uçaklarınıza ve askerlerinize mesken sahipliği yapıyor, operasyonları buradan yönetiyorsunuz; bir yandan da araştırmalarınızı ve işçi istihdamını burada yapıyorsunuz.

Gerek yeni teknolojilerin ve tekniklerin araştırılması gerekse ele geçirilen uzaylıların ve onların ekipmanlarının incelenmesi, üssünüzdeki bilim insanları tarafında yapılıyor. Kimi vakit yeni bir silah yahut zırh olarak karşınıza çıkıyor bu araştırmanın sonucu kimi vakit da düşmanınıza dair değerli bir bilgi. Tekrar Temizlikçiler ile ilgili operasyonlarda elde ettiğiniz bilgiler de burada derleniyor ve sonraki adımlarınız için bir temel teşkil edecek bilgiler ortaya çıkabiliyor. Ayrıyeten üssünüzde ekipman üretimi de yapıyorsunuz.

Üssümüzde bir de inşa işlerine girişebiliyoruz, olağan eldeki kaynaklar ve yerin sınırlılıkları ölçüsünde. Dilerseniz hangarı geliştirip uçak filonuza yenilerini katabilir, böylelikle çıkarma gruplarının yahut UFO avlayacak uçaklarınız sayısını artırabilirsiniz. Ömür alanlarını büyütüp üssünüzde bulundurabileceğiniz asker sayısını artırmak, sıhhat merkezi yapıp vazifede yaralanan askerlerin daha çabuk düzgünleşmesini ve misyona dönmesini sağlamak, eğitim merkezi kurup askerlerinizi geliştirmek, laboratuvarı genişletip araştırmaların daha süratli neticelenmesini sağlamak, radar ile daha geniş coğrafyaları takip etmek üzere alternatifleriniz var. Bütün bunlar benim için oyunu daha keyifli kılan ayrıntılar.

Bunca şey yazdım ve hala operasyon alanına varamadık; biraz da çatışma kısımlarından bahsedeyim artık, o denli değil mi :) Farklı misyon çeşitleri olduğundan bahsettik malum. Çatışmalar da ufak bir farklılıktan bahsedebiliriz. Çatışmaların birinci versiyonu gökyüzünde olanlar. Radarınıza bir UFO takıldığında avcı uçaklarınızı peşine takabiliyorsunuz. UFO ile temas kurulduğunda ona saldırmayı mı yoksa kuyruğuna takılıp takip etmeyi mi istediğiniz soruluyor. Çatışmayı otomatik olarak sonlandırabiliyor, sonuçtan mutlu kalmazsanız da denetimi elinize alabiliyorsunuz. UFO’yu düşürdüğünüzde dilerseniz yeni bir misyonu de tetiklemiş oluyorsunuz. Kaza alanına gidip geride kalan uzaylıları haklamak ve enkazdan bilgi edinmek üzere yer misyonu başlamış oluyor şayet bu seçeneği seçerseniz. Yok ben yalnızca yağmalayayım derseniz de kasanıza bir ölçü kaynak aktarıp sonraki misyona yanlışsız yol almanız mümkün.

Görevlerin başlangıcı daima bu türlü değil doğal. Birtakım durumlarda makul bir bölgeye uzaylılar tarafından taarruz yapıldığı yahut bir bölgede uzaylı görüldüğü bilgisi geliyor. Kimi vakitlerde operasyon görevlileriniz, Temizlikçiler hakkında bir bilgi ediniyor; siz de o bölgeye gidip onların elindeki istihbaratı ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Sonuç olarak; başlangıcı nasıl olursa olsun operasyon timiniz nakliye uçağının gerisinde alana çıkmaya hazır ve de nazır haldeyken başlıyorsunuz çatışmalara.

Benzerlerinden (elbette en çok da XCOM serisinden) alıştığımız üzere; karakterlerimizin muhakkak hareket puanları, misyon öncesinde belirlediğimiz biçimde kuşandıkları ekipmanları ve bu ekipmanlarla da uyumlu olacak biçimde yapabilecekleri çeşitli ataklar kelam konusu; haritanın muhakkak bir noktasına hareket etmek, düşmana ateş açmak, bomba atmak, patlayıcı düzenek kurmak, yaralananları tedavi etmek, belli objelerle etkileşime girmek üzere.

Görev tipine nazaran; ya tüm haritayı tarayıp tek bir düşman kalmayıncaya kadar temizlemek üzere bir ava çıkıyor, ya süratlice amaç binaya girip oradaki bilgisayarlardan data topluyor ya da akın akın gelen düşmanlardan yakayı sıyırıp üsse dönmeye çalışıyoruz. Bunlar alışılmış her vakit söylendiği kadar kolay olmuyor. Misyonda ölen askerlerin akabinde yas tuttuğunuz sahneler de bol bol yaşanacak üzere; en azından şimdi birinci vazifelerimden birinde asker kaybetmiş olmamdan hareketle bana bu türlü düşündürttü.

Olayın stratejik boyutu, yalnızca vazifede izleyeceğiniz taktikleri belirlemekten ibaret değil. Hangi askerle saldırayım, grubu bir ortada mı tutayım kadrolar halinde mi ilerleyeyim, hangilerini haritanın bir diğer köşesine seyahate çıkarayım üzere kararlar o çatışmadan nasıl çıkacağınızı belirleyen temel etmenler olabilir. Lakin en baştan o misyona yollayacağınız ünitenin hangi askerlerden oluşacağı, o askerlere hangi ekipmanları vereceğiniz üzere kararlar da sizleri bekliyor. Bunlar bir yandan o çatışmaya bir yandan da sonrasına dair tesirleri olan kararlar. Ekipman için fazladan kaynak harcarsanız, kelam gelimi üssünüzde yapmak istediğiniz bir geliştirme için kâfi kaynağınız kalmayabilir yahut askerlerinizden kimileri çatışmada ölüp gittiğinde yahut birkaç askeriniz vazifeden yaralı döndüğünde sonraki misyon gücünüz kıymetli ölçüde zayıflayabilir. Özetle, beyin hücrelerine antrenman yaptırabileceğiniz farklı karar noktaları sunuyor Xenonauts 2.

Görsel istikametiyle, temasıyla, oynanışıyla XCOM’un sadık bir takipçisi olduğunu düşündürten, öte yandan mutlaka kolay bir kopya üzere hissettirmeyen bir üretim var karşımızda. Şimdi erken erişimde olmasına karşın (çabuk tekrara düşmesi ve zorluk istikrarının tam oturmamış olması üzere noktalar hariç) bunu pek hissettirmediğini de göz önünde bulundurarak, bu çeşidi sevenlerin radarlarına almalarını şiddetle tavsiye edebileceğim bir oyun olduğunu söyleyebilirim.

Artılar

• Temasından görsel dizaynına ve oynanışına, özlediğimiz XCOM deneyimini hoş bir biçimde yaşatıyor
• Hem üs faaliyetleri hem de çatışmalar taktik & stratejik çeşitlilik ismine kâfi malzemeyi sunuyor

Eksiler

• Belki erken erişimde olmasının da tesiriyle çabuk tekrara düşüyor (harita sayısının artması lazım)
• Zorluk istikrarı şimdi tam oturmamış üzere görünüyor

Son Karar: Erken erişimde olmasına karşın bunu neredeyse hiç hissettirmeyen, başarılı bir XCOM alternatifiyle karşı karşıyayız. Düzgün bir seri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Investing.com – Bitcoin, yaz dönemine SEC şokuyla girdikten sonra spot ETF başvurularının yeniden canlanmasıyla bu şoku çabuk atlattı ve 30.000 dolar bandına adım attı. Bu süreçte Bitcoin’in toparlanma sürecini destekleyen kesim, kurumsal ilgide artış oldu.

Temmuz ayına girildiğinde 31.800 dolara kadar yükselen Bitcoin, ayın ikinci yarısında ivme kaybetmeye başlarken bu hafta itibarıyla 30.000 doların altında işlem görmeye başladı. Yılın ikinci yarısında Bitcoin nasıl hareket edeceği merak konusu olmaya devam ederken 29 finans uzmanına Bitcoin için yıl sonu fiyat tahmini soruldu. 

Finder.com’un Finbold ile paylaştığı sonuçlara göre piyasa uzmanları, Bitcoin’in önümüzdeki aylarda değerini artırmasını bekliyor. 29 piyasa uzmanının katıldığı ankette konsensüs tahmini Bitcoin’in yıl sonunda 38.488 dolara ulaşabileceği yönde oluştu. Bununla birlikte piyasa uzmanları, BTC için potansiyel zirvenin 2023 yılında 42.000 dolar civarında olabileceğini düşünüyor. 

Daha uzun vadeli fiyat tahmininde ise ankete katılan uzmanlar, Bitcoin’in 2025 yılında ortalama 100 bin dolara ulaşabileceğini ve 2030 yılına kadar daha uzun vadeli tahminde 280 bin doların üzerine çıkabileceğini öngörüyor. 

Uzmanların Bitcoin ile ilgili yorumları

Finans piyasasındaki tecrübeli isimler arasında yapılan ankette profesyonellerin Bitcoin fiyat hedeflerini kapsamlı analizleriyle belirledikleri aktarıldı. Tahminler, kripto paranın potansiyel performansında farklılık gösterse de genel kanı yükseliş yönlü oldu. 

Bitcoin için yükseliş hedefini destekleyecek faktörler arasında kripto paraya yönelik kurumsal ilgideki artış ön plana çıkıyor. Uzmanlar, özellikle olası bir spot ETF onayının Bitcoin piyasasındaki likiditeyi ciddi şekilde artıracağı konusunda hemfikir.

Bunun yanında olası bir spot ETF onayının Bitcoin’in önümüzdeki yıl gerçekleşecek olan halving olayıyla desteklenmesinin uzun vadeli yükseliş trendini güçlendireceği düşünülüyor.

Sonuç olarak ankete katılan uzmanların yarısından fazlası Bitcoin hakkında olumlu görüşe sahip olarak piyasaya giriş için doğru zaman olduğunu düşünürken katılımcıların %33’ü ise  mevcut yatırımların tutulması görüşüne sahip. Diğer %7’lik kısım ise Bitcoin’de satış tavsiyesine sahip.

Bitcoin, son 24 saatlik zaman diliminde %4 oranında bir düşüşün ardından 29.000 doların altını test etti. Ardından kısmen toparlanan BTC, güne 29.000 dolar sınırında yatay başladı.

Enerji Piyasaları İşletme AŞ datalarına nazaran, spot elektrik piyasasında süreç hacmi bugün düne nazaran yüzde 2,4 artarak 1 milyar 349 milyon 918 bin 58 lira oldu.

Gün öncesi piyasada 1 megavatsaat elektriğin fiyatı yarın için en yüksek 18.00-21.00 saatlerinde 2 bin 700 lira, en düşük saat 06.00’da 1649 lira 99 kuruş olarak tespit edildi.

Gün öncesi piyasada 1 megavatsaat elektriğin aritmetik ortalama fiyatı 2 bin 290 lira 42 kuruş, yüklü ortalama fiyatı ise 2 bin 313 lira 31 kuruş oldu.

Spot piyasada 1 megavatsaat elektriğin fiyatı bugün en yüksek 2 bin 700 lira, en düşük 1650 lira olarak belirlendi.

Investing.com – NextEra Energy (NYSE: NEE) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 0,88$ ile analistlerin 0,82$ olan beklentilerine göre 0,06$ daha iyi.

Bu çeyrek için yayımlanan kâr 7,35B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 6,39B$ şeklindeydi.

NextEra Energy hissesi, günü 75,50$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda -0,46% değer kaybettiğini gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise -5,52% değer kaybettiğini gösteriyor.

NextEra Energy son 90 gün içinde 3 pozitif hisse başına kâr görürken 3 negatif hisse başına kâr gördü.

NextEra Energy hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

InvestingPro’ya göre NextEra Energy şirketinin finansal sağlık puanı “Çok iyi performans”.

NextEra Energy şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

Tesla ve Twitter işvereni Elon Musk, bugün DOGE ve BTC yerine alışılmışın dışında bir kripto para üniteden bahsetti.

Elon Musk, X-App için yeni logoyu tanıttı

Twitter işvereni Pazar günü yeni hepsi bir ortada bir uygulama olacak X-App için güncelleme yaptı. Uygun bir logo bulduğunda platformu çabucak hayata geçireceğini bildirdi. Hafta başında, Twitter, kullanıcılarının karşısında beklenen yeni logo ile çıktı. Twitter yavaşça X-App’e gerçek geçerken, ‘markalaşma’ ile ilgili tartışmalar yeni kripto paraları ağırlıyor.

Twitter’dan @dinkin_flickaa, son logo değişikliğinin akabinde Musk’a, “Twitter bir eşek olarak tekrar markalaşabilir, fakat ben yeniden de günde 6 saat vakit geçiriyorum” diye yazdı. Musk bu yoruma Nisan ayında yaşananlarla yanıt verdi…

3 Nisan’da Twitter, her zamanki mavi kuş logosunu apansız Dogecoin’in görseli ile değiştirdi. Kriptokoin.com olarak aktardığımız üzere, bu atılım DOGE fiyatında %90’un üzerinde fiyat artışına yol açtı.

@dinkin_flickaa’ın yorumuna cevap olarak Musk, “Bir müddet Shiba Inu köpeği olarak yine markalaştık. Lakin etkisizdi” diye yazdı. “Shiba Inu” Japonya kökenli bir av köpeği tipidir. Japonya’ya mahsus özgün ve farklı spitz köpek ırkının en küçüğüdür. Dogecoin (DOGE) bu köpek cinsini logo kullanırken, rakibi Shiba Inu (SHIB) isim olarak kullanıyor. Bu nedenle köpek ırkından bahsedilen her konuşma dolaylı olarak yer alıyor.

Bir Shiba Inu üyesi yeni bir SHIB temalı platform önerdi

Elon Musk’un dahil olduğu üstteki sohbet Twitter’da 1 milyonun üzerinde görüntülenme aldı. Bunlardan biri olan SHIB topluluğu üyesi VetKusama, “Tamam, o vakit şöyle bir yol takip edebilirsiniz: Blockchain’e bağlı Shiba Inu temalı bir platform” diyerek olayı kendi tarafına çekti.

Musk, Dogecoin, Baby Doge Coin, Shiba Inu ve Pepe üzere göğüs projeleri hakkında tweet atmış ve bunlara tweetlerinde sıkça yer vermişti. Direkt kabul ettiği Dogecoin’in bilakis, Shiba Inu ve öteki altcoinlerden sırf dolaylı olarak bahsetti.

Shiba Inu’nun üçüncü yıldönümü yaklaşıyor

Bir başka Shiba Inu üyesi Mazrael, Twitter’da Shiba Inu’nun önümüzdeki altı gün içinde üç yaşına girmesinden duyduğu heyecanı lisana getiriyor. Mazrael, Shiba Inu’nun 31 Temmuz 2020’de konuşlandırıldığı vakte ilişkin bir ekran imgesini paylaştı. Buna, “Sadece 6 gün içinde, sevgili Shiba Inu’muz üç yaşına giriyor” diye ekledi. Mazrael, Shiba Inu projesinin muvaffakiyetlerinin altını çiziyor: “Ne inanılmaz bir seyahat. ‘Meme’den eksiksiz bir ekosisteme. Metaverse, oyun, kazanmak için oyun, yiyecek, giyecek, fizik ve çok daha fazlası.”

Bu esnada, SHIB fiyatı gün içi %0,50’nin üzerinde artışla 0.000007803 dolardan süreç görüyor. Merakla beklenen Shibarium ile ilgili detaylar 13-17 Ağustos tarihlerinde ortaya çıkacak.

Tosyalı Holding, Türkiye’nin global çelik üreticisi olarak sürdürülebilirlik odaklı değişim ve dönüşüm hareketiyle, dünyada ilk ve en büyük yeşil çelik üretimi projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. Katma değerli yeşil çelik üretimi için dünya çapında milyarlarca dolarlık yeni tesis yatırımları yapan Tosyalı Holding, hayata geçirdiği güneş enerjisi ve üretimde hidrojen kullanımına yönelik projeleriyle dünyada ilklere imza atıyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Sürdürülebilirlik stratejisini ve yol haritamızı uzman kuruluşlarla çalışarak; tüm paydaşların katılımı ve uluslararası standartlar ve küresel endeksleri de dikkate alarak hazırladık. GRI standartlarına uygun olarak sürdürülebilirlik raporumuzu da yayınladık. Çelik gibi küresel sanayinin en önemli sektörlerinden birinde tamamen yeşil çelik üretimi odaklı devasa yatırımlar yapıyoruz. Mevcut tesislerimizi karbonsuz çelik üretecek şekilde baştan sona yeniliyoruz. 120 milyon dolarlık yatırım bedeli ile dünyanın en büyük yatırım bedeline sahip, 235 MW kurulu güce sahip güneş enerji santrali projesini gerçekleştiriyoruz. 2025 yılı itibarıyla; planladığımız GES yatırımlarıyla öz üretimimizden temin ettiğimiz elektrik, toplam elektrik kullanımımızın %50’sini oluşturacak. Başlattığımız çalışmalarla üretimde sıfır karbon salımı olan %100 hidrojen kullanımına geçerek bu konuda dünyada sayılı şirketler arasında yer alacağız. Sürdürülebilir Yaşam için Tosyalı diyerek çıktığımız uzun soluklu yolculukta yeşil çelik üretimi ile ilklere imza atıp tüm dünyaya iyi örnekler ihraç ederek herkese ilham vermek için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. 

Türkiye’nin global çelik üreticisi Tosyalı Holding, 3 kıtada sayıları 40’a yaklaşan tesis ve yaklaşık 15 bin çalışanıyla başlattığı sürdürülebilirlik odaklı değişim ve dönüşüm hareketiyle dünyada örnek alınan ve takip edilen gruplardan biri olmaya devam ediyor.

Sürdürülebilirliğe uzun yıllardır yatırım yapan Tosyalı Holding, dünyanın ilk ve en büyük yeşil çelik üretimi odaklı projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. Son birkaç yılda teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarıyla 100’den fazla sürdürülebilirlik projesi gerçekleştiren Tosyalı Holding, bu çalışmalarıyla çelik fabrikasının karbon salımını %30 azaltmış durumda. 

Nitelikli ve yeşil çelik üretimi için milyarlarca dolarlık dünya çapında yeni tesis yatırımları yapan Tosyalı Holding, hayata geçirdiği güneş enerjisi ve üretimde hidrojen kullanımına yönelik projeleriyle dünyada ilklere imza atıyor.

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: “Sürdürülebilirlik bisiklet kullanmaya benzer, ancak pedal çevirerek yolculuğunuza devam edersiniz ”

 Demir-çelik sektörünün küresel olarak çok kritik sektörlerden biri olduğuna ve burada yapılacak sürdürülebilirlik yatırımlarının önemli maliyetleri olmasına rağmen büyük bir değişimi de tetikleyebileceğine vurgu yapan Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Demir-çelik hayatımızın her noktasında bizimle. Binalarımızda, otomobillerimizde, kullandığımız beyaz-eşya, elektronik ve daha birçok araç gereçte, alt yapı ve üst yapıda. O yüzden diyoruz ki ‘biz değişirsek dünya değişir.’ Bu bilinçle ve üzerimizdeki sorumluluğun farkında olarak Tosyalı Holding’de ana gündemimizi uzun süre önce sürdürülebilirlik olarak belirledik. Önümüzdeki 5 yılda da ana gündemimiz sürdürülebilirlik olacak. Sektörümüz yapısı itibarıyla küresel ekonominin sürükleyici güçlerinden biri. O yüzden çelik sektöründeki değişimler tüm sektörleri etkilediği gibi, aynı zamanda bu değişimin maliyeti de diğer sektörlerle karşılaştırılmayacak kadar yüksek. Belki bazı sektörlerde birkaç şeyi değiştirerek sürdürülebilirlik yolunda önemli sonuçlar elde edebilirsiniz, ama bizim sektörümüz için sürdürülebilirlik uçtan uca olmak durumunda. Evet bunun maliyeti çok yüksek ama sonuçları da farklı sektörlere iyi örnek olacak kadar büyük. O yüzden bizim değişimimiz dünyayı da değiştirecek ve sürdürülebilirliği kalıcı hale getirecek diye düşünüyorum. Ben bizim sektör için sürdürülebilirliği bisiklet kullanmaya benzetiyorum. Ancak pedal çevirerek dengede kalabilir ve yolculuğunuza devam edebilirsiniz. Dur kalk ile ya da dışarıdan birisinin sizi itmesi ile ilerleyemezsiniz. O yüzden biz son 4-5 yılda sürdürülebilirliğin bizi nereye götürebileceğini görmüş bir şirket olarak sürdürülebilirliğin gönüllüsüyüz diyebilirim. Bunu bir iş olarak ya da yapmak zorunda olduğumuz bir şey olarak görmüyoruz. Sürdürülebilir yaşam ve daha iyi bir gelecek için bunun gönüllüsüyüz.” 

Sürdürülebilirliği üç farklı etki alanı altında yönetiyor

Bir süre önce GRI standartlarına uygun olarak sürdürülebilirlik raporunu da yayınlayan Tosyalı Holding, sürdürülebilirlik stratejisini ve yol haritasını uzman kuruluşlarla çalışarak; tüm paydaşların katılımı ve uluslararası standartlar ve küresel endeksleri de dikkate alarak hazırlamış durumda. Tosyalı Holding, bu çalışmalar sonucunda sürdürülebilirlik konularını “Karbonsuz Çelik”, “Sorumlu Ekosistem Yönetimi” ve “İşin Geleceği” olmak üzere üç farklı etki alanı altında yönetiyor. 

En düşük karbon ayak izine sahip üreticilerden biri olduğunu belgelendirdi

Tosyalı Holding üretim süreçlerinin sürdürülebilirlik odaklı olarak dönüştürülmesinden üretimde temiz enerji kaynaklarının kullanımına kadar birçok çalışma yapıyor. Fosil yakıtlara alternatif olarak güneş enerjisi ve karbon salımı sıfır olan hidrojenin kullanımına yönelik faaliyetlerine devam ediyor. Bir süre önce, kullandığı elektriğin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini Uluslararası I-REC Sertifikasını (Yeşil Enerji Sertifikası) alarak belgelendirdi. Bununla birlikte sıcak haddelenmiş sac, ERW ve Spiral tesislerinde, ürün bazlı EPD (Çevresel Ürün Beyanı) belgelerini alan Tosyalı, en düşük karbon ayak izine sahip üreticilerden biri olduğunu da belgelendirdi. 

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: “Dünyanın en büyük çatı üzeri GES projesine sahip bir şirket olarak kullandığımız elektriğin %50’sini kendimiz üreteceğiz.”

Yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına dayalı bir üretime odaklandıklarını ve uzun vadede fosil yakıtların hiç kullanılmadığı bir yapı kurmayı amaçladıklarını dile getiren Fuat Tosyalı, “Güneş enerjisine uzun süredir yatırım yapıyoruz. Geçen yıl başlattığımız Tosyalı GES projemizle, aynı anda tüm tesislerimizde gerçekleştirdiğimiz yatırımla toplam 235 MW kurulu güce ulaştık. Ayrıca çatı üzerindeki santrallerimizle de dünyanın en büyük çatı üzeri GES’e sahip şirketiyiz. Kurulumda uygulanan aşık bağlantı tekniği ve son teknoloji malzemelerin kullanılması da bu projeyi dünyanın en yeni teknolojisi ile kurulan çatı üzeri güneş enerjisi santrali haline getirdi. Diğer taraftan projemiz yıllık 250 milyon Kw/h’lık üretimi ile dünyanın en fazla yıllık üretim yapan çatı üzeri güneş enerjisi olacak. Bu yıl sonuna doğru tamamını faaliyete alacağımız bu projeyle yaklaşık 182 milyon kg karbon salımını engelleyerek dünyanın en temiz, en yeşil çelik üretimini gerçekleştirileceğiz. Benzerlerine göre çok daha düşük bir maliyetle hayata geçirilen projemiz 120 milyon dolarlık yatırım bedeli ile dünyanın en büyük yatırım bedeline sahip çatı üzeri güneş enerjisi projesi olacak. 2025 yılı itibarıyla; planladığımız GES yatırımlarıyla öz üretimimizden temin ettiğimiz elektrik, toplam elektrik kullanımımızın %50’sini oluşturacak. Tosyalı olarak konsolide yenilenebilir enerji hedefimiz ise orta vadede 3 Gwatt kurulu güce ulaşmak” dedi.

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: “Dünyanın hidrojen ile üretim yapan sayılı, bölgemizin ise ilk çelik şirketi olmayı hedefliyoruz.”

Üretimde birincil enerji kaynağı olarak yeşil hidrojeni kullanmak üzere harekete geçtiklerini dile getiren Fuat Tosyalı; “Ar-Ge çalışmalarımız ve pilot denemelerimizi yaptık. Türkiye’deki tesislerimizde orta vadede hidrojeni ana yakıt olarak kullanmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir elektrik üretim hedefimizle birlikte kendi üreteceğimiz temiz elektrik, yeşil hidrojen kullanım hedefimizi hayata geçirmede tamamlayıcı olacak. Hidrojeni yakabilecek ve yüksek kapasitedeki enerjisini kaybetmeden işe aktarabilecek sistem geliştirdik. Bunun için elektriğe ihtiyaç var. Kurduğumuz GES’den elde edeceğimiz elektriğin bir kısmını hidrojen odaklı bu işlem için kullanacağız. Öte yandan, Tosyalı Cezayir’de 4. etap yatırımlarımız kapsamındaki ikinci DRI tesisimiz tamamlandığında %100 hidrojen ile çalışma kabiliyetine de sahip olacak. Dünyada sayılı şirketin sahip olduğu bu teknolojiye yatırım yapan ilk Türk firması da Tosyalı Holding olarak biz olacağız. Bu yatırımlarla dünyanın hidrojen ile üretim yapan sayılı, bölgemizin ise ilk çelik şirketi olmayı hedefliyoruz. ” dedi.

Teknoloji ve inovasyon yatırımlarıyla %70’e varan oranlarda daha düşük karbon ayak izi

Tosyalı Holding, karbonsuz çelik üretime yönelik hedeflerine ulaşma yolunda teknoloji ve inovasyona da ciddi yatırımlar yapıyor. Tosyalı Holding’in geçtiğimiz günlerde ilk üretimine başlayan İskenderun 2’nci Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) hayata geçirdiği 2,5 milyar dolar değerindeki İskenderun Sarıseki yatırımı da tamamen sürdürülebilirlik odaklı, nitelikli ve yeşil çelik üretimi yapacak bir tesis. En gelişmiş teknolojilerin kullanıldığı bu tesis, Endüstri 4.0 uyumuyla küresel rekabette Tosyalı Holding’i öne geçirecek. Bu tesisle birlikte, daha düşük elektrik enerjisi tüketimi sağlayan Quantum Furnace teknolojisinin Türkiye’deki ilk kullanıcısı da Tosyalı oldu. Sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarıyla bu tesis, yüksek fırınlara göre %70, geleneksel ark ocaklarına göre %20 daha düşük karbon ayak izi ile dünyada da iyi örneklerden biri. 

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: “Operasyonel yatırımlarımızda iklim bağlantılı riskler ve buna bağlı aksiyonları birincil önceliğimiz olarak değerlendiriyoruz.” 

Üretim yaparken dokunduğumuz insanlar, toplum ve çevre, yani başka bir ifadeyle kocaman bir ekosistem var, o yüzden üretim ve yatırım yaparken en temel odaklarımızdan biri “Sorumlu Ekosistem Yönetimi diyen Fuat Tosyalı sözlerini şöyle sürdürdü:” Su, enerji, hava, en küçücük toz parçası bile bizim için sorumluluk demek. Şu bir gerçek ki; üretimde ne varsa hepsini, toplum ve çevre için fayda yaratacak şekilde nasıl kullanırız diye işin başından düşünmek durumundayız. Bu sebeple su ve enerji verimliliğinden döngüsel ekonomiye kadar birçok noktada yaptığımız çalışmalarla, kendi tesislerimizden başlayarak ekosistemi dönüştürmek için çalışıyoruz. Bu alanda; tedarik zinciri, su riskleri ve yönetimi, döngüsel üretim ve sorumlu yatırımlar gibi öncelikli konularımız var. Tedarikçilerimizle düzenli olarak etkileşimde bulunuyor, onları da sürdürülebilirlik dönüşümünün bir parçası haline getiriyoruz. Operasyonel yatırımlarımızda iklim bağlantılı riskler ve buna bağlı aksiyonları birincil önceliğimiz olarak değerlendiriyoruz. Karbon salımlarının yanı sıra su risklerini de aktif bir şekilde yönetiyoruz” dedi. 

Döngüsel ekonomide sadece Türkiye’nin değil dünyanın örnek şirketlerinden biri

Sadece Türkiye’de değil dünyada da sektöründe döngüsel ekonomi alanında örnek şirketlerden biri olan Tosyalı Holding, Tosyalı Harsco ile 1,2 milyon ton cüruf atığı ekonomiye kazandırıyor. Tesislerinde yapılan geri dönüşüm prosesi ile normalde atık malzeme olan cüruf, asfalt yol dolgusunda, çimento üretiminde ve inşaat gibi farklı sektörlerde ham madde ve katkı maddesi olarak kullanılabiliyor. Şirket ayrıca Tosçelik Osmaniye fabrikasının içinde 2 milyon ton hurda elemesi ve temizliği için bir tesis kurmuş durumda. Hurdanın içindeki bakır, paslanmaz ve alüminyumun geri kazanımını da aynı tesiste gerçekleştiriliyor. Tosyalı Harsco, aynı zamanda kendi geliştirdiği makinalarla ocak altı cüruf temizliği yaparak sektöre de hizmet veriyor.

Havayı, suyu ve hatta tozu bile döngüsel ekonomiyle değerlendiriyor 

Tosyalı sanayide kritik bir konu olan suyu verimli kullanma konusunda da birçok proje geliştiriyor. Proseslerinde soğutma amaçlı su kullanımını kapalı devre sistemleriyle gerçekleştirerek kayıpları engelliyor. 2 yıl içerisinde, kaynak verimliliği sağlayarak kullandığı suyun %60’ını geri kazanarak sürdürülebilir bir su kullanımı sağlamayı hedefliyor. Tosyalı, baca tozlarına bile sürdürülebilir değer yaratacak bir çözüm bulmuş durumda. Baca tozları filtrelerde toplanıyor ve ters havayla biriktiriliyor. Bu baca tozlarında %25- %28 arasında değişen oranda çinko oksit var. Toplanan bu baca tozları çinko fabrikalarına veriliyor. Tosyalı, çevresel zararlı atıkların hiç birisinin olmayacağı, dünyada ilk olacak bir teknoloji ile baca tozundaki elementleri ayrıştıracak tesis kurmak üzere çalışmalarını da sürdürüyor.

Tosyalı Akademi ile 3 farklı kıtaya nitelikli ve yetenekli işgücü yetiştiriyor

Tosyalı yine sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında, işin geleceğine yatırım yapmak için çalışanların sevecekleri, yeteneklerini daha iyi kullanıp geliştirebilecekleri ve dünya için iyi şeyler yapabilecekleri bir iş ortamı oluşturmaya odaklanıyor. Bu çerçevede Tosyalı Akademi ile 3 farklı kıtaya nitelikli ve yetenekli işgücü yetiştirilmesine katkı sağlıyor. Akademi kapsamında teknik ve mesleki eğitimler düzenleniyor. Temel Eğitim Okulu’nda oryantasyon eğitimleri, yetkinlik eğitimleri ve proje eğitimleri gerçekleştiriliyor. Online Kampüs portal ile tüm eğitim süreçleri destekleniyor. Tosyalı VR sanal gerçeklik uygulaması ile tesisler gezilebiliyor. Tosyalı Akademi‘nin yanı sıra gelişim programları, kadın çalışan oranını artırmaya yönelik çalışmalar ve daha birçok faydalı projeyle çalışanlarına katkı sağlamayı hedefleyen Tosyalı Holding’in hedefi çalışan bağlılığını %80’e çıkarmak.

“Artist in Residence (Sanatçı Misafir Programı) ile sanatta sürdürülebilirliğe destek

Birçok toplumsal fayda yaratan projeye imza atan, okullar, sağlık kurumları ve daha birçok eseri topluma kazandıran Tosyalı Holding, son dönemde sanatta sürdürülebilirlik konusuna odaklanmaya başladı. Bu anlayışla 2021’de 16’ncısı düzenlenen Contemporary Istanbul’da, 100. yaşını kutlayan efsanevi heykeltıraş İlhan Koman sergisinin sponsorluğunu üstlendi. 2022’de ise dünyadan ve Türkiye’den alanında öncü sanatçıları, “Artist in Residence (Sanatçı Misafir Programı)” kapsamında Contemporary Istanbul’da ağırladı Sanatçılar, Tosyalı Holding’in Osmaniye’deki tesislerini ziyaret ederek eserlerini yapacakları malzemeleri seçtiler. Sanatçıların kullanılmış ve hurdaya ayrılacak demir-çelik ürünlerinden ürettiği heyecan verici eserler, Eylül ayında gerçekleşen 17. Contemporary Istanbul’da sanat severlerle buluştu. Tosyalı Holding sadece 2022’de toplumsal yatırımlara 834 milyon TL kaynak ayırdı.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstinye Üniversitesi’nin (İSÜ) girişimcilik ve kuluçka merkezi ‘İstinye Garage Incubation Hub’, sağladığı güçlü destek ve girişimcilik programlarıyla büyümeye aday birçok girişime destek veriyor. 2022 yılından bu yana faaliyet gösteren merkez, kısa süre içinde 100’ü aşkın girişimci firmaya destek vererek onları başarıya taşıdı ve iş dünyasında fark yaratmalarına destek oldu.

İstinye Üniversitesi’nin (İSÜ) girişimcilik ve kuluçka merkezi ‘İstinye Garage’, yenilikçi fikirleri gerçeğe dönüştürmeyi ve girişimcileri iş dünyasında fark yaratmaya teşvik etmeyi hedefliyor. ‘Ön kuluçka, kuluçka ve akademik kuluçka’ programları ile farklı aşamalardaki girişimlere destek olan merkez, fikirden ürüne giden süreçte sağladığı PoC, mentorluk, yatırım fırsatları, prototip atölyesi, eğitim ve açık ofis gibi imkanlarla girişimcilerin başarılarını hızlandırıyor. İstinye Garage, uzman eğitimciler ve güçlü mentor kadrosuyla zenginleştirilmiş programlar düzenlemesinin yanı sıra, Google, Amazon, Microsoft gibi 25’ten fazla güçlü platformla stratejik iş ortaklıkları kurarak girişimlere avantajlı imkanlar sunuyor.

Ön kuluçka programını hayata geçiriyor

Öğrencilerin de aktif olarak yer aldığı İstinye Garage Incubation Hub, Türkiye’nin yeni nesil e-ticaret platformu ikas ile iş birliği yaparak ön kuluçka programını hayata geçiriyor. İstinye Garage Incubation Hub, sağlık alanındaki yenilikçi girişimlere de destek oluyor. Öğrenci girişimcilerinden Peyman Hazegh Caferi tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk sanal diseksiyon cihazının, insan anatomisini tamamen simüle ederek tıp eğitiminde ve cerrahi alanında büyük bir ilerleme sağlaması öngörülüyor. 

Girişimcilerin, yenilikçi fikirlerini başarıya taşımasına destek sunuyor

İstinye Üniversitesi’nin girişimcilik ve kuluçka merkezi ‘İstinye Garage’, girişimcilik ekosisteminde “Bugünün Fikirleri Yarının Geleceği” mottosuyla hareket ediyor. Küresel ölçekte yaratıcılığı artırma hedefiyle geleceğin liderlerine destek olurken, uluslararası düzeyde girişimcilik programları tasarlamaya odaklanan İstinye Garage Incubation Hub’un sunduğu destek ve programlar sayesinde girişimciler, yenilikçi fikirlerini başarıya taşıma ve iş dünyasında fark yaratma konusunda önemli adımlar atmaya devam ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

DHL Group, Türkiye’nin önde gelen kargo şirketlerinden biri olan MNG Kargo’nun hisselerinin tamamını (yüzde 100’ünü) satın almak üzere anlaşma imzaladı. Yapılan bu anlaşma, Türkiye’nin hızla büyüyen e-ticaret ve kargo sektörlerine yeni bir ivme kazandıracak. Türkiye, sahip olduğu genç ve dinamik nüfus, yaygın dijital iletişim ağı, ve kurulu ulaşım altyapısı ile e-ticaretin, Avrupa Birliği pazarlarından çok daha hızlı bir şekilde, çift haneli büyüdüğü bir ülke. Piyasalar Türkiye’ye, Avrupa’dan yapılan bu doğrudan yatırımı, ülke ekonomisine ve büyüme potansiyeline gösterilen güven olarak yorumluyor. 

2003 yılında kurulan MNG Kargo, 27 aktarma merkezi, 800’ü aşan şubesi ve yaklaşık 10 bin kişiye sağladığı istihdam ile sektörün lider oyuncularından biri. Gerçekleşen satış anlaşmasıyla, DHL Group’un uluslararası lojistik uzmanlığından ve geniş küresel ağından faydalanacak olan MNG Kargo, DHL e-ticaret biriminin bir parçası olacak ve DHL e-ticaret Avrupa kargo teslimatı ağını tamamlayacaktır.

DHL Group CEO’su Tobias Meyer konuyla ilgili, “Sürdürülebilirlik, küreselleşme ve dijitalleşmenin yanı sıra e-ticareti lojistikte bir mega trend olarak tanımladık ve 2025 DHL Grup Stratejisi’nde odaklandığımız bir alan haline getirdik” diyor ve ekliyor: “E-ticaret, lojistik sektörü ve özellikle de kargo hacimleri için en büyük büyüme faktörlerinden biri olmaya devam ediyor. Bu nedenle, organik ve inorganik büyüme stratejileri ile, e-ticaret sektöründeki ayak izimizi genişletmek için sürekli çalışıyoruz. MNG Kargo, bizim iş portföyümüzü tamamlayacak, bu sektördeki kurulu ağımızı daha da genişletmemize yardımcı olacaktır.”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, “Türkiye, büyüyen ekonomisi, stratejik konumu, yetkin işgücü ve kurulu ulaşım altyapısı ile lojistik sektöründe bölgesel bir merkez durumundadır. Ülkemizdeki kargo hacmi, e-ticarette yakalanan çift haneli büyüme ile günden güne artmaktadır. Sektörün en önemli oyuncularından biri olan DHL’nin Cumhuriyetimizin Yüzüncü yılında gerçekleştirdiği bu satın alma, ülkemizin potansiyeline olan inancını ve artan yatırım iştahını da göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin yatırım ortamının geliştirilmesi ve uluslararası doğrudan yatırımların artırılması en önemli hedeflerimizden biridir” dedi. 

DHL e-Ticaret CEO’su Pablo Ciano, “DHL e-Ticaret olarak amacımız müşterilerimize güvenilir, ulaşılabilir ve sürdürülebilir e-ticaret teslimat hizmetleri sunmaktır. Bu stratejinin bel kemiğini, kendimiz veya ortaklıklar aracılığıyla işlettiğimiz geniş ağımız, dijital uzmanlığımız ve yetkinliklerimiz oluşturuyor. MNG Kargo’nun satın alınması, kurulu ağımızı güçlendirecek ve global müşterilerimizi Türkiye pazarıyla buluşturmamıza yardımcı olacak” diye konuştu.

MNG Kargo CEO’su Kağan Gündüz; “MNG Kargo olarak, DHL Group’un global bilgi ve teknoloji birikimini arkamıza alarak, tüketiciye sunduğumuz hizmet kalitesini daha da geliştirmeyi ve kapasite artırım yatırımları ile daha da yüksek istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Ülkemiz, uluslararası üreticilerin sürdürülebilir tedarik zinciri oluşturma stratejilerinin odağı haline gelmiş durumdadır ve sektörümüzün gelişimi hız kesmeden devam edecektir” açıklamasında bulundu. 

İşlemin tamamlanması için, Rekabet Kurumu’nun ve Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu’nun onayına ihtiyaç duyulmaktadır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İGA İstanbul Havalimanı, başta Staj Programı olmak üzere çeşitli işe alım projeleri ile genç ve dinamik iş gücü potansiyelini üniversite mezuniyeti öncesi bünyesine katarak sürdürülebilir bir insan kaynağı yaratmayı ve geleceğin liderlerini yetiştirmeyi hedefliyor.

Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı İGA İstanbul Havalimanı, kurulduğu günden bu yana havacılık alanında her geçen gün yeni başarılara imza atarak Türkiye’nin gurur kaynağı olurken, aynı zamanda sürdürülebilir bir insan kaynağı sağlama ve uzun dönem stratejik iş planlaması oluşturma hedefleri doğrultusunda geleceğin profesyonellerini yetiştirmeye devam ediyor. 

2022 yılında bölgenin en büyük staj programı olarak hayata geçirilen İGA Staj Programı, üniversite iş birlikleri sayesinde genç iş gücü potansiyelini daha mezun olmadan İGA’ya kazandırarak sürdürülebilir bir insan kaynağı sağlıyor. Özel sektörde en fazla stajyer alan kurum olan İGA, adaylara sürdürülebilirlik yaklaşımı doğrultusunda eğitimler vererek adayların kariyer gelişimine öncülük ediyor. 

Yaz döneminde ilk etapta 370 kişiye verilecek eğitimlerle başlayan İGA Staj Programı’nda; Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yapılan iş birliği neticesinde bu yıl 1100 kişiye ulaşılması hedefleniyor.

Bugüne kadar; 1500 stajyer öğrencinin 70 farklı departmanda görevlendirildiği programda, stajyerler arasından seçilen 50’den fazla mezun, İGA İstanbul Havalimanı’nın merkezi fonksiyonlarında ve operasyonel birimlerindeki farklı pozisyonlarda tam zamanlı çalışmak üzere istihdam edildi. 

Genç yetenekler profesyonellerle buluşuyor

İGA İstanbul Havalimanı bünyesindeki bir diğer işe alım projesi olan ‘Management Trainee’ (MT) Programı; öğrencilerin kariyer yolucuğunda ilk adımlarını atmalarını ve kişisel gelişimlerine güçlü bir yatırım yapmalarını amaçlayarak sektöre yön veren genç liderler yetiştirmeyi odak noktasına koyuyor. Bu doğrultuda; uluslararası havacılık sektörünü şekillendirecek genç yeteneklerin işin profesyonelleri ile birlikte çalışma imkânı bulabilecekleri sürdürülebilir ve kapsayıcı bir program hazırlandı. 

MT Programı, kurumsal sürdürülebilirlik stratejilerini de içeren 7 aşamalı bir eğitim olarak uygulanıyor. Geçen yıl, seçkin üniversitelerden yaklaşık 1510 başvurunun değerlendirilmesi sonucu seçilen 6 MT adayı, ‘geleceğin liderleri’ olarak 8 aylık bir departman eğitim döngüsüne katıldılar ve İGA bünyesindeki tüm stratejik departmanlarda ve operasyonlarda görev aldılar. Bireysel ve grup eğitimleri, mentorluk desteği gibi birçok farklı ulusal ve uluslararası eğitim faaliyetine katılan MT’lerin, oryantasyon programı sonrasında ilgili departmanlara atamaları yapıldı. Bu yılki eğitim için 2900 başvurunun değerlendirildiği MT Programı’na 9 kişi katılmaya hak kazandı.

“Yeni istihdam potansiyelleri için üniversiteler ile yakından görüşüyoruz”

Yükselen yolcu trafiği, uçuş sayıları ve yeni iş alanları sayesinde yaklaşık bin kişilik istihdam artışı hedeflediklerini belirten İGA İstanbul Havalimanı İnsan Kaynakları Direktörü Ahmet Hakan Arslan şu açıklamalarda bulundu: 

“Bu artışları karşılayabilmek, uzun dönemde oluşacak yeni istihdam potansiyellerini doğru değerlendirmek için üniversitelerle yakından görüşüyor ve çeşitli programlar yürütüyoruz.

İGA İstanbul Havalimanı olarak T.C Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen e-insan Tanıtım Töreni’nde, ‘En Çok Staj İmkânı Sunan Özel Sektör Kuruluşu’ plaketine layık görüldük. Sadece Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ‘yetenek kapısı’ aracılığı ile Türkiye’nin her bir yanından 1000’in üzerinde öğrencimizi havalimanımızda misafir ettik ve bu deneyimi yaşamalarını sağladık. Önümüzdeki süreçte de uzun vadeli planlar doğrultusunda genç iş gücü potansiyeline yatırım yapmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ulusal para badmintoncu Furkan Büyükgöze, Brezilya’da devam eden İşitme Engelliler Dünya Badminton Şampiyonası’nda gümüş madalya kazandı.

Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonundan yapılan açıklamaya nazaran, Para De Minas kentinde 20 ülkenin iştirakiyle düzenlen şampiyonada ay-yıldızlı sportmen Furkan Büyükgöze, Türkiye ismine tarihi bir muvaffakiyete imza attı.

Ulusal atlet Furkan Büyükgöze, tek erkekler kategorisi final karşılaşmasında Güney Kore’den Myeongsoo Seo ile karşılaştı. Final karşılaşmasında rakibine yenilen Furkan Büyükgöze, gümüş madalyanın sahibi oldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonu (TİESF) Lideri Kerim Vural, “İşitme Engelli Badminton tarihinde bir birincisi gerçekleştiren Furkan, badminton tarihine ismini yazdırdı. İnanıyorum ki Furkan’ın muvaffakiyetlerinin devamı gelecektir.” tabirlerini kullandı.

Adana Böreği için Malzemeler

• 2 adet yufka
• 16 adet baklavalık yufka
• 200 gr tereyağı
• 1 su bardağı süt
• 2 adet yumurta
• 200 gr çeçil peyniri
• 500 gr kaşar peyniri

Adana Böreği Nasıl Yapılır?

• Öncelikle baklavalık yufkaları tepsinin üzerine yerleştirin ve kenarda kalan fazlalıkları kesin.
• Tereyağını bir tavaya alarak eritin.
• Tepsinin tabanını ve kenarlarını erimiş tereyağı ile yağlayın ve 8 adet baklava yufkasını sırasıyla tepsiye yerleştirin.
• Her yufkanın arasına mutlaka eritilmiş tereyağı sürün.
• 8 kat yufkayı dizdikten sonra dilimler halinde kesin ve kenara alın.
• Bir kabın içinde yumurta ve sütü çırpın.
• Bu aşamada diğer yufkayı parçalar halinde kopartın. Sosa batırarak tepsinin üzerine yerleştirin.
• Rendelenmiş kaşar peynirini yufkaların üzerini kaplayacak şekilde serpiştirin.
• Ardından üzerine çeçil peynirini yerleştirin.
• Tekrar diğer yufkayı parçalara ayırın ve sosa batırarak peynirin üzerini kapatacak şekilde yerleştirin.
• Daha sonra kenara ayırdığınız 8 adet baklava yufkasını, aralarına eritilmiş tereyağı sürerek üst üste yerleştirin.
• Önceden ısıtılmış 200 dereceli fırında altı ve üstü tamamen kızarana kadar pişirin. Afiyet olsun.

Bugün, birçok altcoin projesi için kritik gelişmeler yaşanacak. İşte 24 saat içerisinde yaşanmış yahut yaşanacak kıymetli olaylar…

Bugün altcoin piyasasında büyük gün

• Dün başlayan Coinfest Asia 2023 konferansı bugün sonlanıyor. Konferansa ICP, ASTR üzere coinler iştirak sağlıyor.
• Gamium (GMM), Genesis Alpha lansmanını yapacak.
• CHZ, BNB, 1INCH üzere tanınan coinlerin katıldığı WebX Asia bugün başlıyor ve yarın sona erecek.
• SingularityNET (AGIX), SophiaVerse ICO’sunun ikinci cinsini başlatıyor.
• BitMart, Bittensor’u (TAO) USDT çifti ile TSİ 12:00’de listeledi.
• Flux (FLUX), MiningDisrupt konferansına bugün katılıyor.
• Dopex (DPX) ve Arbitrum (ARB), Twitter’da soru yanıt aktifliği gerçekleştirecek.
• Flamingo Finance (FLM), soru karşılık aktifliğini Discord’da gerçekleştirecek.
• Swell Ethereum (SWETH) ve Grai (GRAI), Twitter Spaces üzerinden soru yanıt aktifliği gerçekleştirecek.
• Altcoin Tokamak Network (TON), Titan Log güncellemesini bugün gerçekleştirecek.
• BitMart, Bnext B3X (B3X)’i USDT çifti ile listeliyor.

• SingularityDAO (SDAO), SophiaVerse token hakkedişlerini bugün açacak.
• Dacxi (DACXI), Ian Lowe ile soru yanıt aktifliği yapacak.
• DeXe (DEXE), Twitter Spaces üzerinden soru karşılık aktifliği gerçekleştirecek.
• Arkham (ARKM), Bitrue Power Piggy havuzuna giriyor.
• Gods Unchained, staking programını sürdürüyor.
• VVS Finance (VVS) ve LimeWire Token (LMWR) Glitter Mines’ta piyasaya giriyor.
• Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere Binance, WLDUSDT kalıcı vadeli süreçlerini piyasaya sürüyor.
• Binance Margin, bugünkü duyurusunda 3 Ağustos’tan itibaren CKB/BUSD, CTK/BUSD, ELF/BUSD, FOR/BUSD, PERP/BUSD, SKL/BUSD ve UNFI/BUSD izole marj çiftlerini delist edeceğini açıkladı.
• Kripto ödeme işlemcisi Alphapo’nun sıcak cüzdanlarını içeren son hack’in, en son bulgulara nazaran artık 60 milyon dolarlık bir kayıpla sonuçlandığı iddia ediliyor.
• Releap Protocol, Sui Foundation, GBV Capital, Big Brain Holdings, Shima Capital, Arweave Foundation, Assembly Partners, DWeb3 Capital, Impossible Finance, Solar Eco Fund ve MoveBit’in iştirakiyle 2,1 milyon dolarlık yatırım aldı.

• GameFi projesi Kandle.xyz, Saama liderliğinde PointOne Capital, Cloud Capital, Good Capital, Founder’s Room, Seeders Fund ve CoinDCX CEO’su Sumit Gupta’nın iştirakiyle 1,7 milyon dolarlık tohum finansman çeşidini tamamladığını duyurdu.
• Ribbon Finance topluluğu, Aevo ile birleştirme teklifine oy verdi.
• Tether, Kava ağında 50 milyon USDT’si süreksiz olarak yetkilendirilmiş lakin ihraç edilmemiş 90 milyon USDT’nin ihracına müsaade verdi.
• Bored Ape Yacht Club, “Made by Apes” IP aracını başlatmak için SaaSy Labs ile işbirliği yaptığını duyurdu.
• OKT Chain (OKTC), platformun Hesap Soyutlama (AA) teknolojisini kullanan önde gelen merkezi olmayan bir proje olan Etherspot ile entegre olduğunu duyurdu.
• Phantom Galaxies, Polygon ana ağında Chainlink VRF’yi (Doğrulanabilir Rastgele İşlev) güçlendirdi.
• Alchemy Hisse, şahsileştirilmiş kripto isim alanlarını Blockchain süreç sistemine entegre ederek SPACE ID ile işbirliğini duyurdu.
• İtalyan varlık yöneticisi Azimut, milletlerarası fidye yazılım kümesi BlackCat tarafından gaye alındı.
• Shark Tank yıldızı ve NBA grubu Dallas Mavericks’in sahibi Mark Cuban, XRP ile ilgili ABD Menkul Değerler ve Borsa Kurulu (SEC) v. Ripple davasına işaret etti. Milyarder, “SEC’in mevcut misyonu küçük yatırımcıları korumak değil. Hedefleri dava açmak. Ve daha fazla dava açmak. Ve daha fazla dava açmak,” dedi.
• Ripple’ın XRP satışları son iki yılda artmaya devam etti. Bu yıl, finansal teknoloji devi, 2022’ye nazaran ayda %37 daha fazla XRP sattı.

Ege Kent Konseyleri Birliği 4. Genel Kurulu toplantısı “KENT KONSEYLERİ  YERELDEN DEMOKRASİ VE KATILIMCILIK” temasıyla İzmir Kent Konseyi ev sahipliğinde 23.07.2023 tarihinde Ege Bölgesinde bulunan farklı il ve ilçelerden gelen yaklaşık 40 Kent Konseyi ve çeşitli meslek odalarının katılımı ile Tarihi Havagazı Fabrikasında gerçekleşti. 

Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer adına İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Sayın Melih YALÇIN, Konak Belediye Başkanı Sayın Abdül BATUR, Ege Kent Konseyleri Birliği Dönem Başkanı ve Konak Kent Konseyi Başkanı Sayın Hamit MUMCU ve ev sahibi olarak İzmir Kent Konseyi Başkanı Sayın Nilay KÖKKILINÇ katıldı.

Açılış konuşmalarında Ege Kent Konseyleri Birliği Dönem Başkanı ve Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit MUMCU İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç SOYER, Konak Belediye Başkanı Abdül BATUR’a destekleri için teşekkürlerini sundu. Hamit MUMCU ayrıca, İzmir Kent Konseyi’ne ev sahipliğinden ötürü ve genel kurula katılan tüm konuklara teşekkürlerini ve dayanışmamızın süreceğini ifade etti.
İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay KÖKKILINÇ, İzmir Kent Konseyi ev sahipliğinde gerçekleşen Ege Kent Konseyleri Birliği’nin genel kurulunda bölge kent konseyleri ile bir arada olmaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. KÖKKILINÇ,”Ege Kent Konseyleri Birliği’nde görev alacak arkadaşlarımıza başarılar diliyorum” dedi. 
İzmir Konak Belediye Başkanı Abdül BATUR, kent konseylerinin kentin yaşamında ve yerel yönetimlerde önemli bir fonksiyon yerine getirdiğini belirtti. BATUR, İzmir’e gelen kent konseyi başkanlarına çalışmalarında başarı dileklerini ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in danışmanı Melih YALÇIN konuklara Tunç SOYER’in selamlarını ileterek; Ege Kent Konseyleri Birliği’nde görev alacak, İzmir ile Ege’nin farklı il ve ilçerinden gelen kent konseylerinin temsilcilerine başarı dileklerini ifade etti.

Gerçekleştirilen 4. Genel Kurulda İzsu Yönetim Kurulu Üyesi ve önceki dönem Çankaya Kent Konseyi Başkanı Sayın Işıkhan Güler Moderatörlüğünde, Güzelbahçe ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Sayın Ferda Zeynep Demirbaş, Sodev Başkanı ve İstanbul Kent Konseyi Genel Sekreteri Sayın Rasim Şişman, Önceki Dönem Bornova Kent Konseyi Başkanı ve Yüksek Ziraat Mühendisi  Ferdan Çiftçi yerelden demokrasi ve katılımclık deneyimlerini aktardılar.

Daha sonrasında Ege Kent Konseyleri Birliği Dönem Başkanlığına yeniden aday olan Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu Genel Kurulda yapılan oylamada oybirliği ile yeniden Dönem Başkanı seçildi. Yeni Yürütme Kurulu ise Didim Kent Konseyi Başkanı Osman Ayyıldız, Akhisar Kent Konseyi Başkanı Hasan Ali Men, Kuşadası Kent Konseyi Başkanı Mustafa Ünver, Söke Kent Konseyi Başkanı Saliha Ondört, Efeler Kent Konseyi Başkanı Mevlüt Kenar, Güzelbahçe Kent Konseyi Başkanı Oya Türkeli, Selçuk Kent Konseyi Başkanı Suna Gündoğdu ve Karşıyaka Kent Konseyi Genel Sekreteri Sema İzgür olarak oluştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından gönüllü itfaiyecilik kapsamında  düzenlenen eğitimden faydalan 39’u kadın, 36’sı erkek toplam 75 kişi düzenlenen törenle Gönüllü İtfaiyeci Sertifikalarını aldı.

Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından, 24.03.2022 tarihinde yürürlüğe giren “Gönüllü İtfaiyecilik Yönergesi’’ kapsamında; Menteşe, Fethiye ve Bodrum ilçelerimizden gelen talepler doğrultusunda toplam 75 kişiye eğitim verildi. Eğitimler sonrasında düzenlenen törende Gönüllü İtfaiyecilerin sertifikaları verildi.

Haftada 40 Saat Eğitim Verildi

Düzenlenen törene Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Belediye Meclis üyeleri ve gönüllü itfaiye erleri katıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından 39’u kadın, 36’sı erkek olmak üzere gönüllülere her grup için; 5 gün ve günde 8 saat olmak üzere 40 saat eğitim verildi.

Gönüllüler Muğla İtfaiyesi uzman eğitmenleri tarafından; iki gün yangın ve su baskınları, iki gün ipli erişim ve bir gün de ilkyardım konularında detaylı bir eğitim sürecine tabi tutuldu. Eğitimlerde teorik ve uygulamalı alanlarda performans değerlendirmesinden geçirildikten sonra yazılı sınava tabi tutuldular.  Sınavdan başarıyla geçen Gönüllülere İtfaiye Daire Başkanlığının  gönüllü ekibine  dâhil edildi. Gönüllü itfaiyeciler Beden işçisi, doktor, hemşire, mimar, öğretmen, dans eğitmeni ve psikologdan oluşuyor.

Muğla Büyükşehir Belediyesi İl Destek Veren Kurumlardan

Türkiye Gönüllü itfaiyecilik derneği Başkanı Umut Öcal “ Biz gönüllülere eğitim ve tatbikat imkanı sağlayan Muğla Büyükşehir Belediyesine çok teşekkür ediyorum. MAK ‘Mahalle Arama Kurtarma’ il ve ilçelerde kurulmuş arama kurtarma eğitimi almış gönüllülerden oluşan bir sivil toplum kuruluşudur. Muğla Büyükşehir Belediyemiz MAK projesini 2001 yılında imzaladığı protokolle destek veren ilk kurumlardan birisi olmuştur. 2 yıldır yaptığımız eğitimlerin kağıt üzerinde kalmadığının bir göstergesidir. Hedefimiz gönüllü itfaiyeci sayımızı arttırmaktır. İzmir depreminde, Muğla’da çıkan orman yangınlarında ve Kahraman Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde itfaiye ekiplerimizle birlikte çalıştık” dedi. 

Başkan Gürün: Gönüllü İtfaiyecilerimizi Kutluyorum

Gönüllü itfaiyeci olmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün “Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından gönüllü itfaiyecilik kapsamında 39’u kadın, 36’sı erkek toplam 75 kişi bu eğitimden faydalandı. Gönüllü itfaiyeciler Beden işçisi, doktor, hemşire, mimar, öğretmen, dans eğitmeni ve psikologdan oluşuyor.  Sizler aldığınız eğitimle ne zaman, nasıl, ne şekilde müdahale edeceğini, nerede bulunup nerede bulunmamanız gerektiğini gayet iyi biliyorsunuz. Aldığınız eğitimlerle vatandaşları bilgilendiriyorsunuz. Bu gerçekten çok önemli. Bu gün burada olan 75 arkadaşımız eğitim verebilecek düzeydesiniz. Yangın esnasında ya da sel felaketinde yaptıklarınız önemli ama toplumu eğitmenizle ilgili vatandaşlara bilgilerinizi aktarmanız çok daha önemli. Kadınların her alanda çoğunlukta olması bizim en büyük temennimiz. Burada gönüllü itfaiyecilerimizin yarısından fazlası kadın. Bütün amacımız felaketler olmasın” dedi.

Gürün: İtfaiye filomuzu Güçlendirdik

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün “İtfaiye Dairesi Başkanlığı bünyemizde 13 grup amirliği, 25 istasyon ve 38 noktadan hizmet veriyor. Bu güne kadar 35 bin 612 itfai olaya müdahale edildi. İtfaiye filomuzu çok nitelikli bir hale getirdik. Orman köylülerine tankerler dağıttık. Onlara eğitim verdik. Olası bir yangında itfaiye yetişinceye kadar yangına hemen müdahale ediliyor. Bu coğrafyada itfaiyemiz olaylara olması gereken zaman içerisinde müdahale ediyor. Değişen iklim koşulları içerisinde itfaiyenin üzerine düşecek olan olaylarda artışlar olacak. Bu artışlar karşısında bizde itfaiyemizi daha donanımlı ve güçlü hale getirdik” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konserleriyle dünya çapında adından söz ettiren başarılı müzisyen Özgür Aydın, 29 Temmuz’da Klasik batı müziği tarihinin doruk noktalarından birini temsil eden Johann Sebastian Bach’ın Goldberg Varyasyonları programıyla CSO Ada Ankara sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.

 Etkinliklerine yaz sezonunda devam eden CSO Ada Ankara, 29 Temmuz Cumartesi günü ünlü piyanist Özgür Aydın’ı solo piyano resitaliyle ağırlayacak. Özgür Aydın, klasik müzikseverler için soluk kesici kurgusu, mükemmel yapısı, Holywood filmlerinde de kullanılan büyüleyici aryası ve birbirinden güzel varyasyonları ile dinleyiciyi barok müziğin en sihirli evrenlerinden birine taşıyan Goldberg Varyasyonları’nı yorumlayacak. 

Bilet Fiyatları:
 1. Kategori: 150 TL

2. Kategori: 100 TL

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka Belediyesi’nin Evrensel Çocuk Merkezi Eğitim Kampüsü içerisinde kente kazandırdığı Planetaryum’da (Uzay Küresi) sene başından bu yana 30 binden fazla konuk ağırlandı.

Ege Bölgesi’nin en büyüğü olan Planetaryum, başta çocuklar olmak üzere, her yaş ve kesimden ziyaretçilerine gökbilimi sevdirdi. 

Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay “Bilimi iç içe yetişen nesiller için çalışıyor; bu amaca hizmet eden merkezimize tüm çocuklarımızı bekliyoruz” dedi. 

Karşıyaka Belediyesi’nin Evrensel Çocuk Merkezi Karşıyaka Eğitim Kampüsü’nde  konumlandırdığı Planetaryum Eylül 2021’de hizmete açıldı. Kubbe şeklinde, 16 metre çapında bir çatıya sahip olan mekan; özgün yapısı, mimarisi, büyüklüğü, içeriği ve teknolojik özellikleriyle dikkat çekiyor. Türkiye’nin en donanımlı ve yüksek kapasiteli planetaryumları arasında yer alan tesis, Ege Bölgesi’nin en büyüğü olma özelliğini de taşıyor. 

BİLİMLE İÇ İÇE NESİLLER

Planetaryum’un çocuklara unutulmaz deneyimler sunduğunu vurgulayan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay “Geleceğe umutla bakan, evrensel değerlere sahip olan, bilimi, doğayı, sanatı önemseyen bir nesil yetiştirmek için çalışıyoruz. Bu hedefe giden yolda, Evrensel Çocuk Merkezi eğitim Kampüsü içerisine konumlandırdığımız Planetaryum’a büyük önem veriyoruz. Bu nitelikli ve çağdaş tesiste çocuklarımıza hem eğitici hem de eğlenceli deneyimler sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Teknolojik altyapısıyla Türkiye’nin en iyilerinden biri olan Planetaryum’a tüm çocukları ve aileleri bekliyoruz” dedi.

TÜM EVREN BİR YARIM KÜREDE

İnsan ufkunun sınırlarını ve ötesini, 360 derece bir evren küresi içinde izlemeye olanak sağlayan küresel bir tecrübe alanı olan Planetaryum’da, özellikle uzay temalı filmler gösterilirken, küçük yaş için de animasyon filmler sunuluyor.  Bu yılın ilk yarısında 30 binden fazla kişinin ziyaret ettiği Planetaryum’da yaz dönemi boyunca her gün gösterilen filmler şöyle: Dünyadan Evrene, Işık Krallığı, Işık ile Yolculuk, Astralis, Çocuklar için Güneş Sistemi, Evrenin Sırları… Ayrıca Ağustos ayında Gece Gözlem Etkinliği ile Astro Akademi gibi farklı programlar da gerçekleştirilecek. Planetaryum’da sunulan hizmetlere ilişkin, (0232) 324 63 43 numaralı telefondan da detaylı bilgi alınabilir.–

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’de sektörüne öncülük eden Identify, 2023 yılının ilk 6 ayında %220 büyüyerek başarı çıtasını yükseğe taşıdı. Şirket ayrıca %93 ident başarı oranıyla dikkat çekiyor. Bu hızlı büyüme süreci, özellikle KYC pazarındaki talebin artması ve sunduğu kaliteli hizmetleriyle Identify’in Türkiye’deki başarısını daha da pekiştiriyor. KYC pazarının referans sektörlerinden olan bankacılık alanında Ocak 2023 ve Haziran 2023 tarihleri arasında kaydedilen 6 milyon 828 bin 17 kullanıcının uzaktan kimlik doğrulama için bankacılık kanallarına başvurması ise bu talebi doğruluyor. 

Pazar büyümeye devam ediyor… 

Sektörüne öncülük eden yenilikçi şirket Identify Türkiye, KYC pazarına ilişkin değerlendirmelerini paylaşırken ilerleyen dönemde sektörü bekleyen gelişmeleri sıraladı.  

Goode Intelligence verileri uzaktan kimlik doğrulama pazarının 2026 yılına kadar 17 milyar doları aşarak yüzde 22 oranında büyüyeceğini öngörüyor. 

Regülasyonlar sektörü desteklemeye devam ediyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından, bankaların tüzel kişileri uzaktan müşteri edinimi yoluyla müşteri yapabilmesi için mevzuattaki gerekli değişiklikler yapıldı ve yeni süreç 1 Haziran 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu kapsamda tüzel kişi olan firma ve şirketler ıslak imza gerekmeden banka müşterisi olabilecek.  

Ayrıca e-Devlet’e gelecek blockchain tabanlı giriş uygulaması, blokzincir tabanlı dijital kimliklerle güvenli bir şekilde giriş yapılmasını sağlayacak. Bu, KYC süreçlerinde NFC ve OCR süreçlerine ihtiyaç duyulmadan hızlı ve güvenilir kimlik doğrulaması yapılabileceği anlamına geliyor. Yeni teknolojinin finans, sağlık, seyahat, kamu hizmetleri ve e-ticaret gibi geniş alanlarda aktif olarak kullanılması bekleniyor. Identify, dijital kimliklerin KYC süreçlerinde kullanılması için global ve Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ediyor. Identify, Almanya’daki bankacılık ve ödeme ekosistemi tecrübesi ve regtech şirketi olma özelliğiyle Türkiye’de de uygun çözümler sunmak için mevzuat araştırmaları ve entegrasyon çalışmalarına hızlı bir şekilde başladı. Resmi kimliklerin devlet desteğiyle dijitale dönüşmesi, KYC sektörünün gelişip büyümesine ve kullanım alanlarının artmasına işaret ediyor. 

KYC teknolojisinin geleceği 

İnsansız KYC teknolojisi finansal kurumlar ve diğer sektörlerde müşteri kimlik doğrulama süreçlerini insan müdahalesi olmadan kolay ve güvenli bir şekilde tamamlamayı sağlıyor. Bu yenilikçi teknoloji, veri güvenliği ve gizliliği avantajları sayesinde güvenilirliğini artırıyor. Identify’ın Auto Ident adlı ürünü Avrupa’da kullanıma sunulduktan sonra Türkiye’de de aktif olarak kullanılmaya başlandı. İnsansız KYC teknolojisi, Uzaktan Kimlik Doğrulama (KYC) pazarında bankacılık, finans, sigorta, telekomünikasyon gibi çeşitli sektörlerde hızla yaygınlaşan ve dönüştürücü etkiye sahip olan bir yaklaşım olarak tanımlanıyor. Bu teknoloji, kimlik doğrulama süreçlerini hızlandırarak daha verimli, güvenli hale getiriyor ve pek çok sektörde etkisini artırmaya devam ediyor.

Yılın ilk yarısında oldukça etkileyici bir performans sergilediklerini belirten Identify Türkiye Genel Müdürü Ulaş Arıcan, “Identify olarak 2023 yılının ilk 6 ayında %220’lük büyüme oranıyla başarımızı taçlandırdık ve %93 ident başarısına ulaştık. Müşterilerimizin güvenini kazanmamız ve kaliteli hizmetlerimiz sayesinde bu başarıya ulaştık. AR-GE yatırımlarımızla KYC teknolojilerini geliştirmeye odaklanıyoruz. Hedeflerimiz ve stratejilerimiz doğrultusunda belirlediğimiz pazar payı beklentisi geçtiğimiz yılın 2 katına ulaşmak. İnsansız KYC teknolojisi ile geleceğin kimlik doğrulama süreçlerini kolay, güvenli ve verimli hale getirmeyi hedefliyoruz. Identify olarak Türkiye ve globaldeki gelişmeleri yakından takip ederek çözümler sunmaya devam edeceğiz. Müşterilerimize en iyi hizmeti sağlamak için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu hedefimize ulaşma yolunda Identify ekibi olarak hem Almanya hem de Türkiye kimlik doğrulama pazarında büyük bir paya sahip olacağımızı öngörüyoruz. ” diyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde Türkiye ile Slovakya ve Avusturya arasında iki yeni demir yolu servisi sunmaya başlayan Bulung Logistics, beklentilerin üzerinde bir sonuç aldı. Haftalık sefer sayısını karşılıklı olarak artırma kararı alan şirket, ithalat ve ihracatçıları ideal taşıma süreleri ve uygun navlunlar ile hedefe ulaştırmaya devam ediyor. Bulung Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Erkara, Türkiye ile Avusturya ve Slovakya arasında 5,5 günde taşıma yapabildiklerini açıkladı.

Yeşil lojistik uygulamalarıyla öne çıkan Bulung Logistics, Türkiye ile Avusturya ve Slovakya arasındaki demir yolu yatırımlarıyla intermodal servisini güçlendirdi. Şirket bu girişimiyle ihracatçıların Avrupa Yeşil Mutabakat uyum çalışmalarına katkı sağlarken, uygun navlun ve doğru zamanda teslimat ile Türkiye’nin Avrupa ile ticaret artışına destek oluyor.

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde Halkalı – Dunajska Streda (Slovakya) ve Halkalı – Wien (Avusturya) arasında başlayan seferlerin sayısında artışa gidildi.

Toplam taşımalarının yüzde 80’ini demir yolu ya da Ro-Ro’ya entegre intermodal taşımaların oluşturduğunu söyleyen Bulung Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Erkara, yeşil lojistik vizyonları doğrultusunda intermodal servislerini sürekli geliştirdiklerini vurguladı. Slovakya-Türkiye arasında ilk etapta haftalık gidiş dönüş olmak üzere karşılıklı iki sefer gerçekleştirdiklerini belirten Erkara, böylece Halkalı Viyana tren hattına da bir alternatif daha oluşturduklarını söyledi.

Kara yoluna göre yüzde 10 maliyet avantajı

Demir yolu odaklı intermodal taşımaların çevresel sürdürülebilirlik açısından öneminin altını çizen Erkara, ithalat ve ihracatçıların taşımacılık maliyetlerini optimize etmenin de mümkün olabildiğini ifade etti. Aynı hatta kara yoluna göre yüzde 10 maliyet avantajı sunabildiklerine değinen Erkara, “Önümüzdeki dönemde Avrupa’ya taşımacılık yapmanın en kolay yolu raylı sistem olacak. Yeşil Mutabakat kapsamında kara yolunda maliyetler daha da artacak.” dedi.

Avusturya ve Slovakya’da ulaştıkları noktalardan Avrupa’nın her noktasına demir yolu ya da kara yolu ile de ulaşabildiklerini vurgulayan Erkara, “Bu noktalardan Almanya, Hollanda, Belçika, Polonya, Çekya ve Macaristan’a demir yolu bağlantıları var. Ekipmanlarımızı farklı vagonlara hızlıca aktarıp yolumuza devam ediyoruz. Son teslimat noktalarına özmal araçlarımız ve kendi sürücülerimiz vasıtasıyla kara yoluyla ulaşıyoruz.” bilgilerini paylaştı.

‘Hem sınır kapılarındaki yoğunluğu aşıyoruz, hem de yeşil lojistiği teşvik ediyoruz’

Operatörlüğünü MeTrans’ın yaptığı hatlarda tek bir seferde 36 ekipman taşıyabildiklerini ve 5,5 günlük transit süre sunduklarını aktaran Erkara, kara yolu müşterilerini bu hatlara yönlendirdiklerini dile getirdi. Erkara, “Kara yolunu tercih eden müşterilerimize, sadece sınır kapılarındaki uzun bekleme süreleri sebebiyle değil, yeşil ve sürdürülebilir lojistiği teşvik etmek amacıyla da hem bu demir yolu hatlarımızı hem de RoRo bağlantılı intermodal hatlarımızı önerebiliyoruz.” dedi.

RoRo ve kara yolunu entegre ettikleri İspanya, Fransa ve Portekiz intermodal hattında yakaladıkları başarıdan memnun olduklarını ifade eden Erkara, yeni demir yolu hattında da aynı başarıyı yakalamayı hedeflediklerini belirtti.

Erkara, önümüzdeki dönemde intermodal taşımalarını farklı hatlarla geliştirebileceklerini, böylece Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakat uyum çalışmalarına da katkılarının süreceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fenerbahçe tarafından KAP’a yapılan açıklamada “Fenerbahçe Futbol A Kadrosunun forma göğüs reklamında ve öteki çeşitli mecralarda Otokoç markasının kullanılması konusunda Otokoç Otomotiv AŞ ile 2023/2024 dönemi için kontrat bedeli 195.000.000 TL (yüzdoksanbeşmilyonTürkLirası) +KDV olmak üzere 1 yıl uzatma opsiyonlu mukavele imzalanmıştır” tabirleri kullanıldı.

Öte yandan mutabakata nazaran UEFA Konferans Ligi, TFF Üstün Lig, TFF Ziraat Türkiye Kupası ve TFF Üstün Kupa’da gelen muvaffakiyetler ile birlikte azami 46 milyon 500 bin TL net muvaffakiyet primi ödeneceği bildirildi.

Investing.com – Biogen (NASDAQ: BIIB) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 4,02$ ile analistlerin 3,78$ olan beklentilerine göre 0,24$ daha iyi.

Bu çeyrek için yayımlanan kâr 2,46B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 2,37B$ şeklindeydi.

Rehber

Biogen Mali Yılı 2023 hisse başına kârı 15,00$-16,00$ olarak belirlendi. Analist tahminleri ise 15,43$ şeklinde açıklanmıştı.

Biogen hissesi, günü 277,00$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda -5,69% değer kaybettiğini gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise 31,37% değer kazandığını gösteriyor.

Biogen son 90 gün içinde 8 pozitif hisse başına kâr görürken 14 negatif hisse başına kâr gördü.

Biogen hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

InvestingPro’ya göre Biogen şirketinin finansal sağlık puanı “Oldukça İyi performans”.

Biogen şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

Investing.com – Kimberly-Clark (NYSE: KMB) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 1,65$ ile analistlerin 1,47$ olan beklentilerine göre 0,18$ daha iyi.

Bu çeyrek için yayımlanan kâr 5,1B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 5,11B$ şeklindeydi.

Kimberly-Clark hissesi, günü 137,17$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda -6,29% değer kaybettiğini gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise 2,39% değer kazandığını gösteriyor.

Kimberly-Clark son 90 gün içinde 9 pozitif hisse başına kâr görürken 2 negatif hisse başına kâr gördü.

Kimberly-Clark hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

InvestingPro’ya göre Kimberly-Clark şirketinin finansal sağlık puanı “Oldukça İyi performans”.

Kimberly-Clark şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

San Diego Comic-Con’da birçok oyun arz-ı endam ediyor. Gord da bu oyunlar ortasına ismini yazdırdı, The Might of Žmij fragmanıyla karşımıza çıktı:

Paylaşılan bu yeni fragmanda yeraltı dünyasının prensi Žmij ile tanışıyor; kendisinin başımıza nasıl bela olabileceğini görüyoruz.

Gord, karanlık bir temaya sahip gerçek vakitli bir strateji oyunu. Steam Next Fest 2023’te demosunu oynayıp beğenmiş, kendisine demo teklifleri listelerimizde de yer vermiştik. Haliyle, yakından takip ettiğimizi ve çıkışını beklediğimizi söylemek mümkün.

Bu bekleyiş ufak bir ertelemeyle 17 Ağustos’ta son bulacak. Daha evvel 8 Ağustos olarak açıklanmıştı çıkış tarihi, fakat anlaşıldığı kadarıyla bir ölçü ertelenmiş bulunuyor.

Dünyaca ünlü Ne Prosto Orkestrası, Toygar Işıklı’nın Kara Sevda dizisi için bestelediği parçayı dünyanın dört bir yanındaki müzik severlerle buluşturdu. Orkestranın parçayı çalarken yaşadığı duygusal geçiş izleyenlerin tüylerini diken diken etti.

“Yaprak Dökümü”, “Dudaktan Kalbe”, “Ezel”, “Kuzey Güney” ve “Aşk-ı Memnu” üzere efsanevi üretimlerin müziklerine imza atan Toygar Işıklı, bugüne dek oluşturduğu bestelerle Türk televizyon tarihine ismini altın harflerle yazdırdı.

Özellikle başrollerini Burak Özçivit ve Neslihan Atagül’ün paylaştığı 2015 imali “Kara Sevda” dizisi için bestelediği müzikle kalplere dokunan ünlü isim, geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü Ne Prosto Orkestrasının göz kamaştıran performansıyla gündeme geldi.

Ünlü orkestra Işıklı’nın “Kara Sevda” dizisi için hazırladığı soundtrack’i dünya sahnesine taşıdı. Orkestranın kendinden geçtiği anlar ise toplumsal medyada büyük yankı uyandırdı.

Investing.com – Moody’s (NYSE: MCO) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 2,30$ ile analistlerin 2,24$ olan beklentilerine göre 0,06$ daha iyi.

Bu çeyrek için yayımlanan kâr 1,5B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 1,45B$ şeklindeydi.

Rehber

Moody’s Mali Yılı 2023 hisse başına kârı 9,75$-10,25$ olarak belirlendi. Analist tahminleri ise 9,94$ şeklinde açıklanmıştı.

Moody’s hissesi, günü 356,88$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda 14,61% değer kazandığını gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise 24,54% değer kazandığını gösteriyor.

Moody’s son 90 gün içinde 8 pozitif hisse başına kâr görürken 8 negatif hisse başına kâr gördü.

Moody’s hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

InvestingPro’ya göre Moody’s şirketinin finansal sağlık puanı “Oldukça İyi performans”.

Moody’s şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

Investing.com – Verizon (NYSE: VZ) raporuna göre ikinci çeyrek hisse başına kârı 1,21$ ile analistlerin 1,17$ olan beklentilerine göre 0,04$ daha iyi.

Bu çeyrek için yayımlanan kâr 32,6B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 33,35B$ şeklindeydi.

Verizon hissesi, günü 33,98$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda -12,40% değer kaybettiğini gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise -24,35% değer kaybettiğini gösteriyor.

Verizon son 90 gün içinde 1 pozitif hisse başına kâr görürken 11 negatif hisse başına kâr gördü.

Verizon hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

InvestingPro’ya göre Verizon şirketinin finansal sağlık puanı “Oldukça İyi performans”.

Verizon şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

Ünlü on-chain izleme platformu Arkham’da birinci defa iki kripto para dedektifi, Terra LUNA mucidi Do Kwon’a ilişkin daha evvel bilinmeyen varlıkları çıkardı. Hatta bu bahisteki inanılmaz marifetleri nedeniyle ödül aldılar. İşte detaylar…

Terra Luna cüzdanı açığa çıktı

Çalışmalarının hassas tabiatı nedeniyle kimlikleri açıklanmayan iki dedektif, daha evvel bilinmeyen Terraform Labs ile kontaklı cüzdan adreslerini belirlemek için gelişmiş teknikler ve son teknoloji araçlar kullandı. Çabalı çalışmaları sayesinde, şirketin açıklanmayan varlıklarını muvaffakiyetle ortaya çıkardılar. Böylelikle Terraform Labs cüzdanlarındaki kripto para servetlerinin boyutuna ışık tuttular. Üstelik şeffaf ve inançlı Blockchain tahlilini kolaylaştırmasıyla bilinen Arkham, dedektiflerin değer biçilmez katkılarını fark etti. Onları 9.519,26 ARKM’lik bir ödeme ile ödüllendirdi. Mükafatın verildiği tarihte bu ölçü klâsik para ünitesinde yaklaşık 4.950 dolar kıymetindeydi.

Cüzdanda neler var?

Terraform Labs’in cüzdanlarında açıklanmayan varlıkların tespit edilmesi kripto para topluluğu ortasında merak uyandırdı. Aşağıda, şirketin cüzdanlarında bulunan çeşitli kripto para ünitelerinin ölçüleri ve mevcut en son bilgilere nazaran karşılık gelen kıymetleri yer almaktadır:

• BTC: 154,07 milyon dolar kıymetinde 5.292 bin BTC
• ETH: 5,09 milyon dolar pahasında 2.753 bin ETH
• CVX: 1,64 milyon dolar kıymetinde 483.755 bin CVX
• GOHM: 594,02 bin dolar kıymetinde 209.365 GOHM
• USDT: 45.47K USDT 45.475 bin dolar değerinde
• BUSD: 26.16K BUSD bedeli 26.161 bin dolar
• USDC: 25.29 bin USD bedelinde 25.285 bin USDC
• CVXCRV: 24,25 bin CVXCRV kıymeti 34.328 bin dolar
• LUNA: 19,11 bin dolar bedelinde 233,64 milyon LUNA
• UST: 21,85 bin dolar kıymetinde 1,415 milyon UST
• FXS: 5,89 bin dolar bedelinde 994,33 FXS
• HERO: 2,56 bin dolar bedelinde 877 bin HERO
• GUSD: 1.09K GUSD 1.092 bin dolar değerinde
• BNB: 835,38 dolar kıymetinde 3.512 BNB
• DAI: 648.165 DAI 648,16 dolar değerinde
• SHIB: 377,32 dolar bedelinde 49,323 milyon SHIB
• AXS: 316,14 dolar pahasında 51.656 AXS
• MKR: 0,2 MKR kıymeti 217,03 dolar
• AGIX: 188,88 dolar pahasında 856 AGIX

Do Kwon’un davasında son durum

Bu sırada, geçtiğimiz günlerde Terraform Labs ve Do Kwon’un avukatları, menkul değer ihlalleri savıyla açılan ABD Menkul Değerler ve Kurul (SEC) davasını reddetmek için dilekçe verdi. Kurucu Do Kwon ve şirketinin avukatları, Ripple ve SEC davasında Yargıç Analisa Torres’in kısa müddet evvel verdiği özet karara atıfta bulundu. Dentons tarafından temsil edilen hukuk takımı, ABD SEC v. Ripple Labs davasında Yargıç Analisa Torres tarafından verilen son kararın, misyondan alma taleplerini direkt etkilediğini savunmakta.

SEC’e nazaran UST, LUNA, wLUNA, MIR ve mAssets üzere kripto para üniteleri menkul değerler kategorisine giriyor. Lakin Ripple davası, SEC’in Bitcoin dışındaki tüm kripto para ünitelerinin menkul değer olduğunu argüman etmek için yasal destekten mahrum olduğunu göstermektedir.  Savunma, menkul değer olarak kıymetlendirilmeyen kripto varlıkların programlı satışları ile “Torres Doktrini” uyarınca yatırım kontratları kapsamında menkul değer olarak bedellendirilen kurumsal satışlar ortasındaki farkları vurguladı. Ayrıyeten, Terra ve Do Kwon’un savunması SEC’in UST’nin direkt yahut ikincil piyasa satışlarını tez etmediğini ileri sürmekte.

Türkiye’nin en çok tercih edilen karayolu seyahat firması Kâmil Koç, Kurban Bayramı’nda dev bir ulaşım organizasyonunu başarıyla yönetti. Bayram dönemini kapsayan 22 Haziran-3 Temmuz tarihlerinde toplamda 15.235 sefer gerçekleştiren Kâmil Koç, bu sürede günde ortalama 59.282, toplamda ise, 711.378 yolcuyu taşıdı. Bayramda 8.257 sefer ile İstanbul-Ankara arası en çok sefer yapılan hat olurken, İstanbulluların tatilde terk ettiği megakent, 104.210 yolcu sayısı ile en çok seyahat edilen şehir oldu.

Kâmil Koç Genel Müdürü Çağatay Kepek, tatil süresince büyük bir organizasyon yürüttüklerini belirterek, “Rakamlar, Kâmil Koç’un devasa organizasyon yapısını ve hizmet ağının büyüklüğünü açıkça ortaya koyuyor. Tatilde 950 otobüsümüz ile yolcularımızı sevdiklerine kavuşturmak için yollardaydık. Otobüslerimiz günde ortalama 986.486 kilometre, toplamda da 11.837.834 kilometre yol yaptı. Bu bayramda, yaz tatilinin de etkisiyle yolcu sayımızda bir önceki bayrama göre, yaklaşık yüzde 30’luk bir artış yaşadık” dedi.

Türkiye seyahat sektörünün en fazla noktaya sefer düzenleyen lider şirketi Kâmil Koç, Kurban Bayramı performansını açıkladı. Karayolları seyahat sektöründe yoğunluğun zirveye çıktığı Kurban bayram döneminde büyük bir çalışma yürüten Kâmil Koç; modern araç filosu, profesyonel ekipleri ve güçlü organizasyon yapısı ile zorlu bayram döneminde yolcularına kesintisiz hizmet sundu.

İstanbullular tatil bölgelerine, Anadolu’dakiler İstanbul’a akın etti

Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda Karadeniz en büyük ilgiyi toplarken, Kurban Bayramı’nda seyahat edenlerin tercihi daha çok Marmara Bölgesi oldu. Özellikle şehirde yaşayanların tatil bölgelerine akın ettiği megakent İstanbul, bu bayramda yolcuların en fazla seyahat ettiği şehir oldu. İstanbul, 104.210 yolcunun varış noktası olarak en çok seyahattin gerçekleştiği iller listesinde ilk sırada yer alırken; megakenti sırasıyla 76.729 yolcuyla başkent Ankara, 46.957 yolcuyla Bursa, 45.422 yolcuyla İzmir ve 26.327 yolcuyla da turizm kenti Antalya izledi.

İstanbul-Ankara arasındaki hat en çok yolcu taşınan güzergâh oldu

Kurban Bayramı’nda Türkiye’nin dört bir yanındaki karayolları en yoğun günlerini yaşarken, en fazla yoğunluk ise, İstanbul-Ankara hattında gerçekleşti. Tatil boyunca 8.257 seferin gerçekleştiği İstanbul-Ankara hattı, en fazla yolcu taşınan güzergâh oldu. Bu hattı sırasıyla 6.492 seferle İstanbul- Bursa, 3.559 seferle İzmir- Ankara, 3.472 seferle Bursa- İstanbul, 3.378 seferle Ankara- Antalya, 3.191 seferle İstanbul- İzmir ve 3.169 seferle de Ankara- Kayseri hattı izledi.

“Bir önceki bayrama göre yolcu sayısında yüzde 30’luk bir artış yaşadık”

Kâmil Koç Genel Müdürü Çağatay Kepek, bayram tatili boyunca yolcularına kesintisiz bir hizmet sunduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti;

“Türkiye’nin ilk karayolu seyahat şirketi olarak, bu bayramda da karayoluyla seyahat eden insanlarımız tarafından en fazla tercih edilen marka olduk. Profesyonel ekip arkadaşlarımız birlikte yolcularımızın güven ve konfor içinde sevdiklerine ulaştırmak adına yoğun bir mesai harcadık. Bu bayram, bir öncekine göre yolcu yoğunluğumuzun yaklaşık olarak, yüzde 30 oranında arttığı bir bayram oldu. Bunun biraz da bayramın, yaz tatilinin en yoğun günlerine denk gelmesinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. 

Kâmil Koç olarak, bu bayramda da yol arkadaşlarımıza eşsiz bir seyahat deneyimi sunmak için 950 otobüsümüz ile yollarda, görevimizin başındaydık. Otobüslerimiz bu süreçte; günde ortalama 986.486 kilometre, toplamda da 11.837.834 kilometre yol yaptı. Tatilin son günü olan 2 Temmuz; 1.437 sefer ve 74.910 yolcu sayısı ile en fazla sefer ve yolcu sayısına ulaştığımız gün oldu. Bu yoğun dönemde bu olağanüstü organizasyonun yürütülmesinde emekleri olan Kâmil Koç Ailesi’nin tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Manavgat ilçesinde Belenobası -Gebece mahallelerinin kullandığı grup yolunda asfalt öncesi hazırlık çalışması yapıyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, sorumluluk alanındaki kırsal mahalle yollarını konforlu hale getirmeye devam ediyor. Manavgat Belenobası- Gebece mahallelerinin kullandığı 20 kilometrelik grup yolunun Gebece Mahallesi etabında altyapı çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda yolda genişletme, sıkıştırma, dolgu ve asfalt öncesi filler serimi yapılıyor. Hazırlıklar tamamlandığında grup yolunda asfaltlama çalışması başlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Esenyalı Mahallesi’nde sürdürülen asfaltlama ve istinat duvarı çalışmalarını yerinde denetledi. Sıcak havada çalışan işçilere kolaylıklar dileyen Başkan Selvitopu, mahalledeki vatandaşlarla da sohbet etti.

Kış ve ilkbahar aylarındaki yoğun yağışlardan, mahallede bulunan 119/1 Sokak’taki istinat duvarının zarar gördüğünü ve vatandaşlar için risk yarattığını hatırlatan Başkan Selvitopu, bu nedenle gerekli çalışmaları başlattıklarını vurguladı. Başkan Selvitopu, yüklenici firma tarafından bölgede yürütülen zemin iyileştirme ve yeni istinat duvarı işlerinin hızla sürdüğünü söyledi.

Yine aynı mahallede 52/53 Sokak’taki asfaltlama çalışmalarını inceleyen Başkan Selvitopu, yakıcı güneş altında ter döken Fen İşleri Müdürlüğü ekipleriyle buluştu. Rekor sıcaklıkların yaşandığı bugünlerde zor bir görevin başarıyla yürütüldüğünü belirten Başkan Selvitopu, “Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Karabağlar için birlikte çalışmaya ve hizmet üretmeye devam edeceğiz” dedi.

Mahalledeki vatandaşlar da çalışmalar nedeniyle Başkan Selvitopu ve Karabağlar Belediyesi’ne teşekkür ettiler.

İncelemede Esenyalı Mahalle Muhtarı Ali Rıza Üner de yer aldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının tetiklediği obezite, birçok ciddi hastalığın yanı sıra uyku apnesine de zemin hazırlıyor. Uyku sırasında nefesin 10 saniyeden uzun bir süre kesilmesi, yeterli şekilde alınamaması ve bu sorunun uyku boyunca saat başına 5 defadan fazla yaşanması olarak tanımlanan uyku apne sendromu, çeşitli sebeplerle ortaya çıksa da sıklıkla kilolu kişilerde görülüyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Sinem İliaz, uyku apnesi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. 

Kalp, kas/sinir ve beyin hastalıkları da uyku apnesine yol açabiliyor

Yüksek karbonhidrat ve yağlı beslenme gibi kötü beslenme alışkanlıkları ve çağımızın getirdiği hareketsizlikle birlikte obezite/aşırı kiloluluk giderek yaygınlaşmaktadır. Uyku apne sendromu da obezite veya aşırı kilolu kişilerde daha sık görülmektedir. Elbette uyku apne sendromunun tek nedeni aşırı kilo değildir. Bazen kullanılan ilaçlar, kalp hastalığı, kas-sinir hastalığı veya bazı beyin rahatsızlıkları da uyku apne sendromuna neden olmaktadır. Bazı durumlarda çok zayıf olanlarda ya da bu sayılan hastalıkların görülmediği kişilerde bile bireysel başka nedenlerle derin uyku evresinde veya sırtüstü yatarken uyku apnesi ortaya çıkabilmektedir.

Uyku apne sendromu kalbe zarar verebilir

Uyku apne sendromunun özellikle kalbe olumsuz etkilerden dolayı tedavi edilmesi gerekmektedir. Uyku apne sendromu nabız hızlanması, düzensiz nabız, ilaçlara dirençli yüksek tansiyon, kalp kasında kalınlaşma, kalp krizinde artışa neden olabilmektedir. Bu olumsuz etkilerinden dolayı mutlaka tedavi edilmesi önerilir. 

Tanı uyku testi ile konuluyor

Uyku apne sendromu hafif, orta ve ağır olmak üzere 3 şiddette olabilir. Hastalığın tanısı uyku laboratuvarında hastanın bir gece uyuması ile konulur. Bu uyku sırasında; kalp atışı, göğüs, karın, bacak hareketleri ve beyin dalgaları bağlanan elektrotlarla gece boyu takip edilir. Uyku apne sendromu teşhisine yarayan bu teste polisomnografi adı verilir ve tanı için altın standarttır. Bu gecenin sonunda, uyku uzmanı hastanın gecenin ne kadarını uykuda geçirdiğini ve bu uyku sırasında gelişen solunumsal, kardiyak olayları skorlar. Hastanın uyku testi değerlendirilerek ayrıntılı bir rapor hazırlanır ve hastanın uyku apne sendromu tedavisine ihtiyacı olup olmadığına bu şekilde karar verilir. Obezite hastası olup, horlama, gündüz aşırı uyku hali ve gece uykuda nefes durmaları olan, uyku apne sendromu açısından yüksek riskli kişilerde daha ağır uyku apne sendromu olması beklenir. Bu bireylerde uyku laboratuvarında polisomnografi yerine, hastanın kendi evinde, yatağında uygulanan daha basit bir test olan poligrafiden yararlanılır. Poligrafi uykunun evrelerini göstermediğinden, uykunun tanısının konulması için yeterli olup olmadığını veya derin uyku ile ilişkili uyku apne sendromu görülüp görülmediğini anlamak mümkün değildir. Yani normal bir poligrafi uyku apne sendromunu ekarte ettirmez, ancak uyku apne sendromu düşündüren bir poligrafi tanı koymak için yeterli olur. 

Tedavi kişiye özel belirleniyor

Polisomnografi/poligrafi sonucu değerlendirildikten sonra hastanın uyku apne sendromu için tedavi alması gerekiyorsa bu tedavi alternatifleri hastayla görüşülür. En sık uygulanan tedavi CPAP (sürekli pozitif havayolu basıncı) tedavisidir. Bunun için özel bir cihazdan çıkan basınçlı hava, bir solunum devresi (hortum) ve bir yüz maskesi aracılığıyla hastaya ulaştırılır. Buradaki basınçlı havanın amacı, solunum durması veya yüzeyelleşmesine izin vermeden soluk alıp verişi belirli bir derinlikte ve süreklilik halinde tutmaktır. Bu şekilde uyku apne sendromu tedavi edilmiş olur. CPAP cihazı ile tedaviye karar verildiğinde hastanın ikinci bir gece uykusu, bu kez cihaz kullanırken gözlenir. Bu şekilde CPAP cihazında kullanılması gereken uygun basınçlar bulunur. Bu basınç ayarlama testi halk arasında 2. gece testi olarak da bilinir. Bu test hastanın ağırlığına ve ek hastalıklarına göre hastanede veya kendi evinde yapılabilir. Bu testin nerede yapılması gerektiğine uyku uzmanının karar vermesi uygun olur. CPAP tedavisine bire bir alternatif olmamakla birlikte, ağız içi alt çeneyi öne çeken bir aparat kullanımı, belirgin kilo kaybı, üst havayolu darlığı olanlarda operasyon, pozisyonel uyku apne sendromu yan yatmayı sağlayacak önlemler uyku apne sendromuna alternatif olabilir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

– Türkiye’nin global kara sistemleri üreticisi Otokar, ülkemizin ilk ağır sınıf insansız kara aracı ALPAR’ı ilk kez IDEF23’te sergiliyor.

– Türkiye’nin ilk yerli motorlu 8×8 zırhlı aracı ARMA II ilk defa IDEF’te görülecek.

– ARMA II 8×8’in yeni varyantı ARMA II 8×8 Mobil Onarım ve Kurtarma Aracı ve AKREP II R Keşif ve Gözetleme Aracı fuarda ilk kez sergilenecek araçlar arasında yer alıyor.

– Otokar standında ARMA 6×6 Zırhlı Personel Taşıyıcı, AKREP II zırhlı araç ailesinin dizel versiyonu ile Otokar’ın paletli zırhlı muharebe aracı TULPAR iki farklı kule sergileniyor. Stantta COBRA II’nin Zırhlı Acil Müdahale Ambulansının yanı sıra COBRA II Zırhlı Personel Taşıyıcı ve URAL Zırhlı Personel Taşıyıcı da tanıtılıyor.

– Otokar’ın tanıttığı sistemler arasında ayrıca Türkiye’de ilk kez tanksavar füze entegrasyonu yapılmış olan 30 mm kule sistemi yer alıyor. MIZRAK, ARMA II aracı üzerinde sergileniyor.

Koç Topluluğu şirketlerinden Türkiye’nin global kara sistemleri üreticisi Otokar; 25-28 Temmuz 2023 tarihlerinde 16’ncı kez düzenlenen IDEF 2023 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda dünya çapında tanınan askeri araçları ve kule sistemleriyle yerini aldı. İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda Otokar, farklı özellik ve kabiliyetlere sahip 11 askeri aracını, kule sistemlerini sergilerken ARMA 8×8 Sürücü Nişancı Eğitim Simülatörünü de kullanıcılarına tanıtıyor. Otokar’ın ARMA 8×8 Alçak İrtifa Hava Savunma Aracı ve ARMA 6×6 HPEM Aracı da fuar boyunca Aselsan standında sergileniyor. 

Kuruluşunun 60’ıncı yılını kutlayan Otokar, ürün gamına kattığı yeni nesil zırhlı araçları ile yine fuara damgasını vuracak. Otokar standını ziyaret eden kullanıcılar, geniş ürün yelpazesinin yanı sıra şirketin yeni kara sistemleri çözümlerini de ilk kez görme imkânı bulacak. Bölgenin en büyük organizasyonunda Türkiye’nin ilk ağır sınıf paletli insansız zırhlı aracı Otokar ALPAR, Türkiye’nin ilk yerli motorlu 8×8 aracı ARMA II sergilenirken, ARMA 8×8’in  Mobil Onarım ve Kurtarma Aracı varyantı ile AKREP II R Keşif ve Gözetleme Aracı da ilk kez kullanıcılara gösterilecek.

“ÜLKEMİZ İÇİN HER ZAMAN GÖREVE HAZIRIZ”

Otokar’ın kara sistemlerinde Türkiye’nin en deneyimli şirketi olduğunu belirten Genel Müdür Serdar Görgüç; “Türk ordusu ve güvenlik güçleri dahil olmak üzere 5 kıtada 40’tan fazla dost ve müttefik ülkede, 33 bine yakın askeri aracımız görev yapıyor. Global ölçekteki bilgi birikimimiz, mühendislik başarımız, Ar-Ge ve teknoloji kabiliyetimiz ile kullanıcılarımıza en iyi ürün ve  hizmetleri sunmak için çalışıyoruz. Günümüz ve gelecek tehditlere karşı etkin çözümlerimizle kullanıcılarımızın ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz” dedi.

Otokar’ın Türkiye’de ve dünyada farklı iklim ve coğrafyalarda edindiği deneyimleri araç geliştirme çalışmalarına yansıtmaktan gurur duyduklarını belirten Serdar Görgüç şunları söyledi: “Dünyanın dört bir yanında düzenlenen savunma sanayii fuarlarına katılarak ürün, hizmet ve kabiliyetlerimizi sergiliyoruz. IDEF’in yeri ise bizde ayrı. Her yıl kullanıcılarımızı ilklerimizle karşılıyoruz. Bu yıl Türkiye’nin ilk ağır sınıf paletli İnsansız Zırhlı Aracı ALPAR ile yerli motorlu ARMA II 8×8 ile öncülüğümüzü sürdürüyoruz. Yine ARMA II 8×8 ve AKREP II’nin yeni varyantları fuarın en yenilikçi araçları olacak. Otokar olarak, teknoloji transferi ve yerel üretim kabiliyetimizle de dikkat çeken bir şirket olmanın yanı sıra, ülkemizin kara sistemleri alanında öncü bir rol üstlenerek, ürünlerimiz, mühendislik kabiliyetimiz, üretim imkanlarımız ve deneyimimizle her zaman göreve hazırız.”

“HEDEFİMİZ ÜLKE İHRACATINA OLAN KATKIMIZI SÜRDÜRMEK”

Cirosunun yüzde 7’sini araştırma geliştirme faaliyetlerine ayıran Otokar’ın başarısının temelinde sürekli kendini geliştirme ve yeniliklere öncülük etme anlayışı olduğunun altını çizen Görgüç, “Son 10 yılda 2,1 milyar TL’lik Ar-Ge harcaması gerçekleştirdik. Üstün tasarım, test ve üretim kabiliyetlerimiz sayesinde, kullanıcılarımızın sürekli değişen gereksinim ve ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilme yeteneğine sahibiz. Sahip olduğumuz tasarım, geliştirme, teknoloji ve mühendislik kabiliyetlerimizle küresel ölçekte dünya devleriyle yarışıyoruz. 2022 yılında savunma sanayii ciromuz içinde ihracatın payı ise yüzde 99 olarak gerçekleşti. Fuar süresince mevcut kullanıcılarımızla olan iş birliklerimizi geliştirirken, potansiyel kullanıcılara kara sistemleri alanındaki kabiliyetlerimizi tanıtacağız. Hedefimiz Türkiye’nin öncü kara sistemleri üreticisi olarak global pazarlarda ürün, Ar-Ge, teknoloji transferi kabiliyetlerimizle ülke ihracatına olan katkımızı sürdürmek” açıklamasını yaptı.

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİSİ İÇİN BİR İLK: ALPAR

İnsansız olarak tasarlanmış ilk ağır kara aracı olan ALPAR, Türkiye savunma sanayisi için bir ilk olma özelliğini taşıyor. Silahlı Kuvvetlerin robotik ve insansız kara aracı ihtiyacını karşılamak üzere, muharebe sahasında insanlı ve insansız unsurlarla beraber görev icra edebilecek şekilde insansız bir platform olarak geliştirilen ALPAR’ın, 15 ton azami yüklü ağırlığı bulunuyor. Otonom ve yapay zeka sistemlerle muharebe sahasında personel riskini azaltmak, sahadaki personel sayısını düşürmek, görev başarısını artırmak, insansız hava araçları ve muharebe sahasındaki diğer unsurlar ile haberleşerek etkinliği artırmak için çözüm olarak geliştirilen ALPAR, otonom ve uzaktan komuta ile görev yapabiliyor. Düşük termal izi, uçakta taşınabilme özelliği ve hızlı değiştirilebilen batarya altyapısı ile dikkat çeken ALPAR, bünyesinde taşıyabildiği bir mini insansız kara aracı sayesinde görev kabiliyetini de arttırıyor. İleri keşif, gözetleme gibi görevler ile ateş destek aracı, lojistik destek aracı, hava savunma aracı, tanksavar aracı gibi farklı görevlere uygun modüler bir tasarıma sahip olan ALPAR’ın çevre algılama ve karar verme algoritmaları yerli imkânlarla geliştirildi. Seri hibrit elektrikli tahrik yapısıyla tamamen sessiz görev yapabilen ALPAR, Otokar tarafından geliştirilen Adaptif Sürüş Destek Sistemleri’ni üzerinde barındırıyor. Otokar, IDEF’te ALPAR aracının keşif ve gözetleme görevleri için geliştirilmiş varyantını Aselsan 25mm NEFER L kule ve Aselsan’nın diğer görev ekipmanları ile sergiliyor.

TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ MOTORLU 8×8 ZIRHLI ARACI: ARMA II 

Otokar, günümüzde sıkça rastlanan asimetrik tehditleri de göz önüne alarak geliştirilen ARMA II 8×8, MIZRAK 30 OMTAS Kule ile IDEF23’te yer alıyor. ARMA II, dünyada kendi sınıfındaki en yüksek balistik, mayın ve el yapımı patlayıcı (EYP) korumasını, yüksek arazi kabiliyetiyle birlikte optimum şekilde sunuyor. 40 ton azami yüklü ağırlığa sahip araç muharebe koşullarında daha fazla taşıma kapasitesi, daha fazla koruma özelliklerinin yanı sıra 120mm kalibreye kadar ağır silah sistemlerinin entegrasyonuna imkân veriyor. ARMA II, Türkiye’nin ilk yerli motorlu 8×8 zırhlı aracı olma özelliği taşıyor. Yüksek teknolojiye sahip bir araç olan ARMA II’de 12.7 litre, 6 silindirli, turbo dizel, 720 BG gücünde motor yer alıyor. Üç yıllık çalışma sürecinin ardından tüm testleri başarıyla geçen ARMA II, zırhlı muharebe aracından zırhlı personel taşıyıcıya; komuta kontrol aracından hava savunma  görevlerine kadar pek çok farklı göreve uygun bir platform sunuyor. Büyütülebilen gövde ana yapısının sağladığı ilave hacim ile hem bakım-onarım hem de ambulans gibi çeşitli görevleri de yerine getirebilen sınıfının en üstün aracı olma özelliğini taşıyor.

KEŞİF VE GÖZETLEME GÖREVİ İÇİN “AKREP II R”

Otokar, düşük silueti, çevikliği ve arazi kabiliyeti ile kullanıcıların dikkatini çeken AKREP II’nin yeni varyantı AKREP II R’de, IDEF23 süresince incelenebilecek yeni araçlar arasında yer alıyor. İleri keşif ve gözetleme aracı olarak geliştirilen araç, düşük silueti ile muharebe sahasına yakın bölgede keşif ve gözetleme faaliyetlerini kolaylıkla icra edebilecek, aynı zamanda elde ettiği bilgiyi muharebe sahası yönetim sistemi ile üzerindeki uydu haberleşme sistemi sayesinde bir komuta kontrol merkezine gönderebilecek kabiliyete sahip. Keşif ve gözetleme sistemi, gövde içerisine gömülmüş yükselen direk sayesinde, kullanılmadığında tamamen aracın içine gizlenebilecek şekilde entegre edildi. Ayrıca uzaktan komutalı silah sistemi sayesinde yakın muharebe sahasında kendini koruma ve/veya tespit edilen hedefleri imha görevlerini yerine getirebiliyor. 3 personel kapasitesine sahip araca eklenebilecek KBRN koruma donanımı, yardımcı güç grubu ve diğer destek ekipmanları sayesinde, araç personeli muharebe sahasında günlerce görev yapma kabiliyetine sahip oluyor. Fuar süresince AKREP II R 4×4 Keşif ve Gözetleme Aracı Keskin Kule ile sergilenirken, AKREP II’nin 4×4 Zırhlı Keşif Gözetleme ve Silah Platform Aracı  ise 90 mm Kule ile yine Otokar standında yer alacak. 

ARMA II’NİN MOBİL ONARIM VE KURTARICI ARACI VERSİYONU İLK KEZ IDEF’TE 

ARMA II 8×8’in Mobil Onarım ve Kurtarıcı Aracı versiyonu, 720 BG gücünde bir motora sahip olup, muharebe sahasında birlikte görev yaptığı hasar görmüş, devrilmiş, batmış paletli ve tekerlekli zırhlı araçların kurtarılması, her türlü bakım, onarım ve çekerek kurtarma faaliyetlerinin icrası, zemin düzeltilmesi ve engellerin kaldırılması faaliyetlerini süratli bir şekilde yerine getirebilliyor.

Otokar’ın mevcut 8×8 araçları ile eşdeğer  koruma seviyesine sahip olan araç, muharebe koşullarında araçları güvenli bir şekilde kurtarma görevi sırasında mürettebatını da en yüksek tehditlerden korumak için tasarlandı. Aracın önüne monteli dozer bıçağı ile; mevzi hazırlama, çukur ve hendek kapama gibi operasyonlar gerçekleştirebiliyor. Uzun ve yüksek kapasiteli bom vinci ile; zırhlı araçların kule ve güç grubunu en zorlu koşullarda kaldırabiliyor ve lojistik araçlarına aktarabiliyor. Araca özel tasarlanmış kaldırma ve çekme donanımı sayesinde, birinci aksı eksik başka bir 8×8 aracı sahada çekerek, taşıyıcı bir treyler üzerine çıkartabilecek kapasiteye sahip. Yüksek kapasiteli ve uzun halatlı ana kurtarma vinci, sahada hasarlı araçları, uzun mesafeden güvenli bölgeye çekebiliyor. Otokar, ARMA II 8×8’in  Mobil Onarım ve Kurtarıcı Aracı versiyonunu ilk defa IDEF 2023 fuarında sergiliyor.

Otokar, standında ARMA ailesinden ARMA 6×6 aracını da Sarp Zafer Kule ile sergiliyor. ARMA araçları bugün sınıfında dünyanın önde gelen zırhlı muharebe araçları arasında yer alıyor. ARMA, dünyadaki benzerlerinden farklı olarak çok kısa bir sürede çok farklı iklim ve arazi deneyimleri elde etti ve yüksek satış adedine ulaştı. Halihazırda 500’den fazla Otokar ARMA aracı dünyanın farklı ülkelerinde değişik görevlerde kullanılıyor. Bugüne kadar bataklıklardan çöllere, yoğun kış şartlarından tropik iklimlerine kadar dünyanın pek çok coğrafyasında farklı kullanıcıların zorlu testlerinden geçen ARMA, modern orduların beka kabiliyeti, koruma seviyesi ve hareket kabiliyeti isterlerine günümüz muharebe koşullarına uygun bir çözüm sunuyor. Yüksek muharebe ağırlığı ve geniş iç hacim sunan ARMA ailesi düşük silueti ile de dikkat çekiyor. 

YENİ NESİL ZIRHLI MUHAREBE ARACI: TULPAR 

Otokar’ın dünyaca tanınan zırhlı araçları arasında son yıllarda en çok dikkat çeken aracı arasında yer alan TULPAR, iki versiyonuyla IDEF23’te sergileniyor. TULPAR Yeni Nesil Zırhlı Muharebe Aracı, hareket kabiliyeti, yüksek ateş gücü ve beka özellikleri ile dikkat çekiyor. Gelecekte ortaya çıkabilecek gereksinimlere cevap verebilecek şekilde 28.000 kg ile 45.000 kg arasında genişleme potansiyeline sahip çok amaçlı paletli araç olarak tasarlanan TULPAR modüler tasarım yaklaşımı, farklı konfigürasyonlar için ortak gövde yapısı ve ortak alt sistemler kullanılabilmesini sağlıyor. TULPAR’ın farklı araç konfigürasyonlarının ortak alt sistemler ile görev yapabilmesi kullanım esnekliğini artırıyor. En sert iklim koşullarında ve ağır arazi şartlarında test edilen TULPAR, tehditlere göre yapılandırılabilen ve ölçeklendirilebilen modüler zırh teknolojisi ve zırh yapısı ile sınıfının en üstün balistik ve mayın korumasına haiz. Araç, 105 mm’ye kadar yüksek ateş ve tahrip gücü gerektiren görevlerde etkin çözüm sunarken üstün hareket kabiliyeti sayesinde Ana Muharebe Tanklarının ağırlıkları nedeniyle görev yapamadığı arazi koşullarında, dar sokaklar ve hafif köprülerin yer aldığı meskûn mahallerden ağaçlık arazilere kadar her türlü muharebe ortamında görev yapabiliyor. Otokar, IDEF’te TULPAR paletli zırhlı aracını hem Cockerill 3105 tipi 105 mm silahlı kule hem de Aselsan 35mm topa haiz KORHAN Kule sistemleriyle sergiliyor.

COBRA II İKİ AYRI VARYANTI İLE SERGİLENİYOR

COBRA II 4×4 taktik tekerlekli zırhlı aracı yüksek koruma ve taşıma seviyesi ve büyük iç hacmi ile öne çıkıyor. Üstün hareket kabiliyetinin yanı sıra komutan ve sürücü dahil 10 kişilik personel taşıma kapasitesine sahip COBRA II, balistik, mayın ve EYP tehditlerine karşı üstün koruma özelliği sayesinde üst düzey güvenlik sunuyor. En zorlu arazi ve iklim koşullarında yüksek performans sağlayan COBRA II ihtiyaç duyulan farklı görevlere kusursuz uyum sağlıyor. Geniş silah entegrasyon ve görev donanım ekipman opsiyonları sayesinde özellikle tercih edilen COBRA II, Türkiye’de ve ihracat pazarlarında sınır koruma, iç güvenlik ve barış koruma harekatları da dahil birçok görevi başarıyla sürdürüyor. COBRA II aynı zamanda, sahip olduğu modüler yapı sayesinde personel taşıyıcı, silah platformu, kara gözetleme radarı, KBRN keşif aracı, komuta kontrol aracı ve ambulans olarak da görev alabiliyor. 

Otokar, IDEF23’te COBRA II’nin Araç Üzeri İHA İstasyonu bulunan Zırhlı Personel Taşıyıcı versiyonun yanı sıra COBRA II Zırhlı Acil Müdahale Ambulansı sergiliyor. 

Fuarda görülebilecek COBRA II Zırhlı Personel Taşıyıcı aracında DASAL ürünü olan bir Araç Üzeri İHA İstasyonu bulunuyor. Geliştirilen teknoloji sayesinde, diğer araç üzeri çözümlerin aksine, İHA 30 km/h hıza kadar seyir halindeki araçtan kalkış / iniş yapabiliyor. İHA tarafından elde edilen görüntüler araçtaki Yer Kontrol İstasyonu’na kablosuz olarak aktarılıyor. Sistemin en önemli özelliği, İHA’da bulunan bataryanın istasyonda halihazırda şarj edilmiş olan başka bir batarya ile 1 dakikadan daha kısa sürede otomatik değiştirilmesi. Bu sayede İHA, kullanıcı güvenliğini riske atmadan daimî uçuş performansı ile kesintisiz görev ve uçuş yetkinliğini araç seyir halinde de sağlıyor.

COBRA II Zırhlı Acil Müdahale Ambulansı, mayın ve balistik koruması altında üst seviyede arazi kabiliyeti sunarken standart bir acil durum ambulansı ile yapılabilecek tüm müdahaleleri yapabiliyor. Balçık, çamur gibi farklı zeminlerde bile yüksek performans göstererek, muharebe sahasının içlerine kadar girip tehlikeli bölgede yaralı kurtarma ve acil müdahale görevlerini yerine getirilebiliyor. Standart COBRA II’ya kıyasla yükseklik ve genişliği ambulans görevine uygun olarak artırılan ve geniş iç hacim sağlanan araçta arka kapı, ambulans kullanımı için özel olarak rampa kapı şeklinde tasarlandı. Araç sürücü, komutan, medikal personel haricinde ‘2 oturan ve 1 yatan’ veya ‘2 yatan’ hasta alabilecek şekilde iki farklı konfigürasyona sahip.

İÇ GÜVENLİK GÖREVLERİ İÇİN URAL 4×4

Otokar’ın fuardaki diğer bir ürün ise URAL Zırhlı Personel Taşıyıcı. Yenilikçi bakış açısının özgün bir ürünü olan URAL platformu, farklı kullanıcıların değişik konfigürasyonlardaki 4×4 zırhlı veya zırhsız taktik araç ihtiyaçlarının, çok yönlü ve modüler bir çözüm ile karşılanabilmesi amacıyla tasarlandı. Modüler yapısı ve ölçüleri sayesinde, farklı görevlerin gerektirdiği ekipman, silah sistemleri ve konfigürasyona kolaylıkla adapte edilebilen URAL platformunun, kullanıcı isteklerine göre uyarlanmış versiyonları halen yurt içi ve yurt dışında pek çok görevde kullanılıyor. Otokar URAL 4×4, Açık Kule sistemi ile tanıtılıyor. 

KULE SİSTEMLERİNDE YENİ KABİLİYET 

Otokar’ın tanıttığı sistemler arasında bir ilk daha yer aldı. Türkiye’de ilk kez bir 30 mm kule sistemi üzerine tanksavar füze entegrasyonu yapıldı. Otokar’ın MIZRAK 30 kulesine Roketsan OMTAS lançer entegre edilerek, ülkemizde üretilen 30mm topa haiz bir kule sistemine tanksavar füze kabiliyeti ilk kez kazandırıldı. Her türlü zırhlı araç üzerine entegre edilen MIZRAK kulesi artık orta kalibreli top ve tanksavar füze kabiliyeti ile zırhlı piyade muharebe araçları için çok etkin bir çözüm oluşturuyor. 

IDEF’TEKİ DİĞER ARMA VARYANTLARI

IDEF Fuarı’nda  ayrıca ARMA aracının iki farklı varyantı  6×6 ve 8×8 platformları üzerinde sergileniyor. Otokar’ın ARMA 8×8 Alçak İrtifa Hava Savunma Aracı ve ARMA 6×6 HPEM Aracı da fuar boyunca Aselsan standında görülebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı