Gün: 14 Ağustos 2023

Manisa’da düzenlenen LEN 17 Yaş Altı Erkekler Avrupa Sutopu Şampiyonası’nda Yunanistan şampiyon oldu.

Manisa Atatürk Olimpik Spor Kompleksi’nde düzenlenen tertibin son günündeki final maçında Sırbistan’ı 9-8 yenen Yunanistan, şampiyonluğa ulaştı.

Üçüncülük maçında ise Macaristan’ı 14-8 mağlup eden İspanya, bronz madalyanın sahibi oldu.

Şampiyonada İtalya’yı 11-7 mağlup eden Karadağ, tertibi 5. sırada tamamladı. Hollanda’yı 14-13 yenen Hırvatistan ise 7. sırada yer aldı.

Müsabakaların akabinde dereceye giren gruplara kupaları, LEN Lider Vekili Kyriakos Giannipoulos, Türkiye Sutopu Federasyonu Lideri Mete Erol, Sutopu Komite Lideri Angel Moliner, LEN Teknik Komite üyeleri Alexander Bitadze, Mihai Simion, Mario Brgulian, Yunusemre Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Levent Tokay ile lokal tertip komitesi koordinatörü Sinan Turunç tarafından verildi.

Ayrıyeten turnuvanın final hakemleri ve en uygun kaleci, gol hükümdarı ve en bedelli oyuncuları, mükafatlarını aldı.

Turnuvada birinci 8 grup şöyle oluştu:

1. Yunanistan

2. Sırbistan

3. İspanya

4. Macaristan

5. Karadağ

6. İtalya

7. Hırvatistan

8. Hollanda

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ağustos ayı meclisinin ilk oturumunda kent gündemine ilişkin açıklamalar yaptı. Başkan Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi tüm engellemelere rağmen kale gibi ayakta, hizmet üretmeye devam ediyor” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ağustos ayı olağan meclis toplantısının birinci birleşimi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yönetiminde yapıldı. Meclis gündemindeki tüm maddeler oy birliğiyle kabul edildi.  Mecliste Başkan Soyer  Türkiye’de ilk defa  kooperatif modeliyle yürütülen kentsel dönüşüm projesi hakkında açıklama yaptı. Başkan Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, gururuyla, onuruyla bu projenin arkasındadır. Bu proje tüm Türkiye’ye örnek olacaktır. Kooperatifçilik denilen bir modeli ilk defa kentsel dönüşüm alanında uyguluyoruz. Biz kooperatifçiliği sadece tarımda uygulamıyoruz, ulaşımda, kentsel dönüşümde uyguluyoruz. Çünkü bu memleketin ürettiği, refahı halka yaymak istiyoruz. İzmir’de kurulan kooperatiflerde çok saygın iş insanları var. İzmir’in çok saygın insanları bu kooperatifi kurdu. 200’ün üzerinde üyesi var ve imalata başladılar. Ben kooperatif başkanlarını bir sonraki oturumda buraya davet edeceğim, ne yaptıklarını birlikte görelim” şeklinde konuştu.

“Koku arıyorsanız başka yere bakacaksanız”

İzmir Körfezi’ndeki koku iddialarına da yanıt veren Başkan Soyer, “Bizim yaptığımız şey gizlilikle bir şeylerin üstünü örtmek değil. Olabildiğince şeffaf; hatta herhangi bir iş kolunda karşılaşılmayacak kadar şeffaf bir şekilde yürütüyoruz. Çok açık ve net bir şekilde söylemek istiyorum; ne Körfez’den ne de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden kötü koku geliyor. Körfez’deki kokuyu da bitirdik.  Tertemiz İzmir Büyükşehir Belediyesi. Koku arıyorsanız başka yere bakacaksanız. İzmir Körfezi de İzmir Büyükşehir Belediyesi de tertemiz imbat kokuyor. Kentsel dönüşüm konusunda tüm İzmirlilerin içi rahat olsun. Çünkü bu modelin teminatı yine İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Bizim tespit ettiğimiz hata nedeniyle kırımını yaptıran, kendi yaptığımız işi kuşku duyduğumuz için yıktıran biziz. Kimsenin kuşkusu olmasın İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirlinin hakkını koruma konusunda kale gibi ayaktadır” dedi.

“İzmir halkı neyi affetmeyeceğini çok iyi biliyor”

Başkan Soyer tüm engellemelere rağmen Büyükşehir’in dimdik ayakta olduğunu belirterek konuşmasını şöyle tamamladı: “İzmir halkı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iş yapamaz hale gelmesi için didinenleri, gücünü kısıtlamaya çalışanları, iş yaptırmamak için her türlü ayak oyunu yapanları asla affetmeyecek. Meclis üyesi arkadaşlar İzmirlilere hala verilmeyen çöp döküm sahası için belki konuşmak isterler. Belki satılmak istenen Alsancak Limanı, verilmeyen mezarlık alanı hakkında konuşmak isterler. Konuşacağımız çok şey var aslında. Sizlerden bir sonraki oturumda bu konularla ilgili söz almanızı bekliyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi tüm engellemelere rağmen kale gibi ayakta durmaya, hizmet üretmeye devam ediyor. Göreceksiniz İzmir halkı neyi affedip neyi affetmeyeceğini çok iyi ayırt edecek.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EBRU USTA/BLOOMBERG HT PARA VE SERMAYE PİYASALARI MÜDÜRÜ

Pegasus, 2023’ün 2. Çeyreğinde, 1,25 milyar TL’lik net kâr beklentisinin üzerinde 1,925 milyar TL net kâr açıkladı. TL bazlı FAVÖK, 3,9 milyar TL’lik beklentinin üzerinde 4,7 milyar TL olurken ciro da beklentilerin üzerinde 15,1 milyar TL oldu.

Döviz bazında ise şirket yılın 2. çeyreğinde 91 milyon euro net kâr açıkladı. Şirket bu yılın birinci çeyreğinde 22 milyon euro, bir evvelki yılın 2. Çeyreğinde ise 40 milyon euro ziyan açıklamıştı. Euro bazlı FAVÖK geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğindeki 104 milyon Euro’dan 221 milyon euro’ya yükseldi. FAVÖK marjı da birebir periyotta yüzde 20,6’dan yüzde 33,6’ya yükseliş kaydetti. Yüzde 33,6’lık FAVÖK marjı şirket tarihindeki en güzel ikinci çeyrek performansı oldu.

Toplam maliyetler 2. çeyrekte yıllık yüzde 8 oranında yükseliş gösterdi. Yakıt masraflarında görülen yüzde 16’lık gerilemeye rağmen işçi maliyetlerinde yüzde 68 artış kaydedildi ve bu kalem toplam maliyetleri artıran ana faktörlerden biri oldu.

Devam eden stratejik konumlama paralelinde, dış çizgi koltuk arzı 2. çeyrekte geçen yıla nazaran yüzde 33 arttı ve toplam koltuk arzının yüzde 66’sını oluşturdu. Bu çeyrekte toplam konuk sayısı yüzde 21 büyüme kaydetti.

Dış sınır konuk sayısı ise geçen yıla nazaran yüzde 35 artış gösterdi. Toplam yan gelirler bu çeyrekte yüzde 61 artarken konuk başına yan gelirler yüzde 34 büyüdü. Sonuç olarak 2023 2. Çeyrekte toplam satış gelirleri 2022 2. Çeyrek periyoduna nazaran yüzde 30 yükseliş kaydetti.

Pegasus 2. çeyrekte dış çizgilerde 5,3 milyon yolcu ağırladı

Pegasus, yılın ikinci çeyreğinde iç çizgilerde 3 milyon, dış sınırlarda ise 5,3 milyon yolcu ağırladı. Pegasus’un dış çizgi konuk sayısı 2. çeyrekte geçen yılın birebir devrine nazaran yüzde 35 büyüme kaydetti.

2. çeyrekte iç çizgi yolcu sayısı 2019 yılının ikinci çeyreğinde kaydedilen 3,8 milyon yolcunun altında kaldı. Dış sınırlarda ise 2. çeyrek sayısı 2019 yılının çok üzerinde gerçekleşti.

Birim gelirlerdeki artış 2023’ün ikinci çeyreğinde de devam etti. Şirketin iç sınır tarifeli ünite geliri (yan gelirler dahil) konuk başına 563 TL olurken, bir evvelki yılın tıpkı çeyreğindeki 452 TL’nin üzerinde gerçekleşti. Dış sınır tarifeli ünite geliri ise geçen yıla nazaran bu çeyrekte euro bazında geçen yıla nazaran geriledi. Dış çizgi tarifeli ünite geliri konuk başına 75 euro olurken, bu sayı 2019’un birebir devrinde 60 euro, 2022’de ise 79 euro düzeyindeydi.

Misafir başına yan gelirler ikinci çeyrekte 26,2 Euro’ya ulaştı. Bu meblağ geçen yılın tıpkı çeyreğinde 19,5 Euro düzeyindeydi.

Pegasus’un toplam nakit ve nakit benzerleri Haziran sonu itibariyle 956 milyon Euro düzeyinde bulunuyor. Toplam nakit rezervinden banka kredileri ve ihraç edilen tahviller düşülerek hesaplanan artı nakit durumu 2022 yıl sonundaki 372 milyon Euro’dan 2023 Haziran sonunda 443 milyon Euro düzeyine yükseldi.

Şirket geleceğe yönelik beklentilerini de açıkladı

Pegasus, ertelenmiş talebin canlanmasıyla 2022’nin yaz döneminde ünite gelirler çok kuvvetli bir seyir göstermiş olduğundan 2023’ün 3. ve 4. çeyrekleri için yıllık karşılaştırmalarda besbelli bir yüksek baz tesirinin kelam konusu olacağını belirtti.

Pegasus, 2023 toplamında toplam arz kapasitesinde 2022’ye nazaran yaklaşık yüzde 20 artış öngörüsünü korurken yılın tamamında konuk başına yan gelirlerde yaklaşık yüzde 10 büyüme öngörüldü. Mevcut ünite gelir ve jet yakıtı fiyatı öngörüleri ışığında arz edilen koltuk kilometre başına gelir – masraf farkının 3. ve 4. çeyrekte geçen yılki yüksek düzeylere nazaran olağanlaşma göstermesinin beklendiği açıklandı. Ayrıyeten Pegasus’un 2023 FAVÖK marjının yüzde 30’lar düzeylerinde gerçekleşeceğine yönelik öngörü de korundu.

Kuzey İrlanda ile İskoçya ortasındaki Kuzey Kanalı’nı yüzerek geçen birinci Türk bayan ve en genç Türk sportmen olan Bodrumlu yüzücü Aysu Türkoğlu, Milas-Bodrum Havalimanı’nda bando kadrosu eşliğinde karşılandı.

Aysu Türkoğlu’nun da içerisinde olduğu uçak, akşam saatlerinde Milas-Bodrum Havalimanı’na indi. Uçaktan inen 22 yaşındaki atlet, gelen yolcu kısmında ailesi ve arkadaşları başta olmak üzere, Bodrum Belediye Lideri Ahmet Aras, Bodrum Belediye Meclis Üyesi Emel Çakaloğlu, Bodrumspor Derneği Yüzme Şubesi ve Bodrum Bandosu tarafından karşılandı.

Vatandaşların da ağır tezahüratlarda bulunduğu Türkoğlu’na lider Aras çiçek takdim etti. Kimi vatandaşların genç yüzücüyle fotoğraf çektirdikleri gözlendi.

Aysu Türkoğlu, basın mensuplarına, Cumhuriyet’in 100. yılında bu başarıyı elde etmenin kendisi için gurur verici olduğunu söyledi.

Kendisini yalnız bırakmayan sevenlerine de teşekkür eden Türkoğlu, “Çok şiddetli bir parkurdu. Hazırlanırken de bunun farkındaydım. Ama oraya girdiğimde bütün her şey durdu ve yalnızca odaklandım. Daha evvel yaptığım hazırlıklar bunu muvaffakiyetle sonuçlandırmaya yetecek durumdaydı. Herkesin dayanağı çok büyük güç verdi.” diye konuştu.

Türkoğlu, “Yüzdüğünüz sırada rastgele bir sakatlık yaşadınız mı?” sorusuna, “Daha öncesine nazaran çok daha yeterli durumdayım. Şu an yalnızca omuzumda çok az bir ağrı var. Onun dışında şükürler olsun hiçbir sorunum yok. Bundan sonraki amacım ‘7 Oceans’ parkurlarını tamamlamak.” tabirlerini kullandı.

Bodrum Belediye Lideri Ahmet Aras ise genç sporcuyu tebrik ederek, “Aysu, Bodrum’u, Türkiye’yi ve Ata’sını dünyanın her mecrasında çok düzgün temsil ediyor. Ağlamamak için kendimi sıkıntı tutuyorum. O bizim kızımız. Çok sıkıntı kurallarda çaba etti. Bütün dünya ilgiyle izledi. Onun Bodrumlu olmasıyla da gurur duyuyorum. Her vakit onun yanındayız.” diye konuştu.

İngiltere ve Fransa ortasındaki Manş Denizi’ni geçen yıl 30 Temmuz’da 16 saat 28 dakikada yüzerek geçen en genç Türk olan Aysu Türkoğlu, yaklaşık 40 kilometrelik Kuzey Kanalı’nı da 9 Ağustos’ta 11 saat 48 dakika 19 saniyede yüzerek geçmeyi başarmıştı.

ABD Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, kapsamlı bir soruşturmanın akabinde ABD’nin, UBS’nin 2006 ve 2007 yıllarında ihraç edilen 40 konut ipoteğine dayalı menkul değer satışıyla temaslı yatırımcıları dolandırdığı argümanıyla şikayette bulunduğu hatırlatıldı.

Şikayette UBS’nin bu menkul değerlerin alıcılarına bilerek yanlış ve aldatıcı beyanlarda bulunduğu öne sürüldüğü aktarılan açıklamada, UBS ve ABD merkezli bağlı kuruluşları hakkında kelam konusu tezle 2018’de açılan davanın sonuçlandığı kaydedildi.

Açıklamada, UBS’nin davada uzlaşmak için 1,435 milyar dolar ceza ödemeyi kabul ettiği kaydedildi.

Adalet Bakanlığının açıklamasında, uzlaştırmada karara bağlanan tezlerin yalnızca sav niteliğinde olduğu, rastgele bir sorumluluk tespiti yapılmadığı belirtildi.

İzmir Gaziemir‘de özel bir tıp merkezinde göz hastalıkları uzmanı olarak görev yapmakta olan Dr. Cüneyt İzzettinoğlu, “gemi adamı belgesi” için rapor vermediği gerekçesi ile hasta ve yakını tarafından saldırıya uğradı.

Sağlık raporu alarak şikayetçi olan Cüneyt İzzettinoğlu’nun tedavisi sürmekte.

Sağlık Raporu Yüzünden Saldırıya Uğrayan İzzettinoğlu: “Bir Ameliyatım Vardı Yapamadım”

İzzettinoğlu, “Direkt saldırıya geçti. Ben de nefsi müdafaa yaptım. Bir ameliyatım vardı yapamadım. Çok kınıyorum ve utanıyorum. Şikayetçi oldum ve sonuna kadar gideceğim. 30 yıldır bu meslekteyim. Sözlü saldırılara maruz kaldık ama ilk kez böyle bir şey başıma geldi” diye konuştu.

İsrail’de 6 yargıçla yapılan bir araştırmada, sabah verilen kararların %65’inin sanık lehine olumlu sonuçlandığı tespit edilmiş. Mahkûmun kurallı tahliyesi üzere talepler çabucak kabul ediliyordu. Ancak öğlen saatleri yaklaştıkça ve mahkeme oturumu uzadıkça, hem heyet hem de hâkim olumlu kararlardan gitgide uzaklaşıyordu. Yemek molasından çabucak evvel, olumlu kararların yüzdesi neredeyse sıfıra düşüyordu. Yargıçlar ve heyet, orta verip bir şeyler yedikten sonra ise sanığın lehine olumlu sonuç istatistiği tekrardan %65 civarına yükseliyordu.

Türkiye’de şimdi bu mevzuya dair bir araştırma yapılmadı ancak ülkelerin hukuk sistemlerinin birbirinden çok farklı olduğunu unutmamak gerek. Biz de bu içeriğimizde; Türk bir hâkimin deneyimlerinin ve bilgilerinin ışığında mevzuyla ilgili yorumlarını kendisinin ağzından dinleyeceğiz.

Verilecek kararın sanık açısından “iyi” yahut kötü” bir halde sonuçlanması, hâkimin inisiyatifine mi bağlı?

Kararların sanık açısından “olumlu” ya da “olumsuz” sonuçlanması büyük oranda hâkimin inisiyatifine bağlı bir husus değil zira hâkim de kanunlara bağlı. Kanunların yönlendirdiği formda karar vermek zorunda olan hâkimin, herhangi bir his durumunun veya açlık durumunun bu kararı etkilemesi epey güç.

Hâkime takdir yetkisi, yani kişisel karar bırakılan vakit ise cezanın alt ve üst sonu üzere durumlarla sonlu kalıyor. Yani kanunlar ışığında verilecek sonucu “olumlu” yahut “olumsuz” olarak etkilemesi çok düşük bir ihtimal.

Bir örnekle netleştirecek olursak…

Örneğin; birinin mahkemesi sabah görülecek, oburunun öğlenden sonra görülecek tıpkı olaylar olduğunu düşünelim. Bu olay bir yaralama olayı olsun ve silah kullanılsın. Bu türlü bir belgede hâkimin karara varacağı kabahatin alt sonu veya üstüne yapacağı artırım ölçüsü, kanuna uygun olacak halde yürütülür. 

Kanunlar; kullanılan aletle ilgili yahut bu türlü bir hatada verilebilecek alt sonla ilgili ne söylüyorsa hâkim, öğlenden evvel yahut öğlenden sonra olması fark etmeksizin kanunların ışığında bir karara varır. 

Hâkimler, kararlarını mahkeme anında mı verir? Bu türlü bir şey anlık verilebilecek yanlış sonuçlara yol açmaz mı?

Hâkim, kararını o anda vermez. Mahkemeden öncesinde bütün belgeyi ve süreci derinlemesine inceler. Mahkeme sırasında ise kararı değiştirebilecek seviyede önemli bir delil olup olmadığına bakar ve sanığa son kere kelam hakkı verir.

Kısacası karar, bir nevi evvelce verilmiştir. Bu nedenle hâkimin duruşma anında içinde bulunduğu fizikî durum, kan şekerinin düzeyi, duygu durumu üzere etkenler kararını etkilemez. 

Hâkimin ferdi durumundan bağımsız, ağır kabahat olayları öğlenden önceye bırakıldığı için daha olumsuz kararlar çıkıyor olabilir mi?

Ağır cürüm olaylarının öğlenden önceye bırakılması üzere bir kural olmamakla bir arada yargıçlar, evrakın daha kapsamlı olduğu durumlarda bu davaları öğleden önceye almayı tercih edebilirler.

Bunun sebebi ise evrakın kıymetlendirilmesi daha ‘ağır’ olduğundan öğlenden önceye alınıp bir an evvel halledilmesi tercih edilebilir. Lakin her formda, yasaya bağlı sürdürüleceği için sanık tarafından mahkemenin olumlu ya da negatif sonuçlanmasına dair bir tesiri olmaz. 

Hâkimin verdiği kararda açlık, tokluk yahut o anki ruhsal durumu üzere etkenlerin rol oynamayacağını anladık. Peki bunlardan kaynaklı yanlışlar yapılabilir mi?

Hâkimlerin o anki fizikî veya ruhsal durumuna nazaran usule uygun olmayan aksamalar yahut yanlışlar meydana gelebilir. Ama bu durum da sanık açısından olumlu ya da olumsuz denilebilecek bir karara yol açmaz.

Yalnızca TCK’deki ⅙ oranındaki takdiri indirim, yani yeterli hâl indirimi uygulanması açısından bir kıymetlendirme kelam konusu olabilir fakat hiçbir şartta; öğlen yemeğinden evvel ve sonra sürdürülen farklı davalarda ama emsal olaylarda, bir bireye beraat verirken başkasına ceza verilmesi üzere bir durum mümkün değil. 

Çünkü uygun hâl indiriminde de hâkimin keyfi kararından çok; kişinin kabahat geçmişi, toplumsal bağları, hatadan evvelki ve sonraki davranışları üzere kıstaslar tekrar kanunun ışığında kıymetlendirilir.

Hâkimimizin söylediklerini özetleyecek olursak, her şartta kanuna bağlılardır ve öbür etkenlerin kararda tesirli olması üzere bir durum kelam konusu olamaz.

Hâkimimiz; açlık yahut tokluk üzere etkenlerle meydana gelebilecek azamî durumun, ufak tefek yanılgılar olabileceği ancak lokal mahkemenin verdiği karar kesin karar niteliği taşımadığından bir olumsuzluk yaratmadığını söylüyor. Elhasıl, kanunlar da kan şekeri tanımıyor. :)

Türk Telekom’un konsolide gelirleri 2023 ikinci çeyrekte yıllık bazda %67,2 artarak 17,9 milyar TL’ye çıkarken, yılın ilk altı ayında konsolide gelirleri 33,2 milyar TL’ye ulaştı. 2023’ün ikinci çeyreğinde 6,0 milyar TL olan FAVÖK yılın ilk yarısında 10,8 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. Türk Telekom’un yatırım harcamaları ise yılın ilk yarısında, geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 77,2 artarak 7 milyar TL oldu. 

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etme vizyonuyla hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. Yetkinliklerimize olan güvenimizle 2023 öngörümüzü yukarı yönlü revize ediyoruz. Yıl sonunda; konsolide faaliyet gelirlerinde yıllık artışın yaklaşık yüzde 67-70 aralığında, FAVÖK’ün yaklaşık 25-27 milyar TL aralığında, yatırım harcamalarının da yaklaşık 19-21 milyar TL aralığında gerçekleşmesini planlıyoruz” dedi.

Önal, “Yılın ilk yarısında, sürdürülebilirliğin temel ilkeleri çerçevesinde; enerji verimliliğini odağımıza alarak, bu alanda pek çok projenin mimarı olduk. Kendi enerjimizi üretebilme anlayışımızla Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurulum çalışmalarımız devam ediyor. Bugüne kadar ürettiğimiz çözüm ve hizmetlerimizle; ülkemize ve sektörümüze değer katarken, üstlendiğimiz bu misyonu yılın ikinci yarısında da sürdüreceğiz” diye konuştu. 

Türk Telekom, 2023 yılı ilk yarı finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı. Türk Telekom, 2023’ün ilk 6 aylık döneminde toplam 7 milyar TL’lik yatırıma imza attı. 2023 ilk yarıyıl sonu itibarıyla toplam abone sayısı 52,4 milyon olurken, sabit genişbant abone sayısı 15 milyon, mobil abone sayısı ise 25,6 milyon oldu. Türk Telekom’un fiber abone sayısı ise, yılın ilk yarısında 720 bin net kazanımla 12,2 milyona ulaştı. Sabit genişbant tabanında fiber abonelerin payı yüzde 81,9’a yükseldi. Yılın ilk yarısında fiber ağ uzunluğu 419 bin km’ye ulaşan Türk Telekom’un, geçen senenin aynı döneminde 30,8 milyon olan fiber hane kapsaması da 2023’ün ilk yarısında 32 milyona ulaştı.

Yılın ikinci çeyreğinde yukarı yönlü bir faaliyet performansı sergileyen Türk Telekom’un, 2023 ikinci çeyrekte konsolide gelirleri %67,2 artırarak 17,9 milyar TL’ye ulaşırken, ilk altı ay itibarıyla konsolide geliri 33,2 milyar TL oldu. FAVÖK’ünü (Faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr) 2023’ün ikinci çeyreğinde 6,0 milyar TL’ye yükselten Türk Telekom’un, yılın ilk altı ayındaki FAVÖK’ü ise 10,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Faaliyet kârı ise ikinci çeyrekte yıllık bazda %35,1 artarak 3,4 milyar TL’ye ulaşan Türk Telekom, yılın ilk yarısında faaliyet kârını 5,5 milyar TL’ye ulaştırdı. 

Yıl sonu beklentileri yukarı doğru revize edildi

Yıl sonu öngörülerini de yukarı yönlü revize eden Türk Telekom; konsolide faaliyet gelirlerinde yıllık artışı yaklaşık yüzde 67-70 aralığında, FAVÖK’ü yaklaşık 25-27 milyar TL aralığında, yatırım harcamalarını ise yaklaşık 19-21 milyar TL aralığında gerçekleşmesini bekliyor. 

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, finansal sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde, “Türk Telekom olarak, Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etme vizyonu ile herkes için erişilebilir iletişim ve teknoloji çözümleri sunma noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İkinci çeyrekte konsolide gelirlerimiz güçlü büyüme ivmesini devam ettirerek 17,9 milyar TL’ye ulaştı. Yılın ilk yarısında yatırım harcamalarımız, geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 77,2 artarak 7 milyar TL olarak gerçekleşirken, faaliyet kârımız ise 2023 ikinci çeyrekte, yıllık bazda yüzde 35,1 artarak 3,4 milyar TL’ye ulaştı” dedi. Enflasyonun yavaşlamasının ve depremlerin etkisinin kademeli olarak azalmasının, yılın ilk yarısında performans göstergesini olumlu yönde etkilediğini belirten Önal, “Sabit genişbant segmenti ikinci yarıyıl itibarıyla hareketli bir döneme girmeye hazırlanırken, mobil temel performans göstergelerindeki sürekli iyileşme, stratejimizin başarısını ve pazarda güçlenen konumumuzu ortaya koydu. Buradan hareketle, yetkinliklerimize olan güvenimizle 2023 öngörümüzü yukarı yönlü revize ediyoruz” şeklinde konuştu.

Yılın başında Türkiye’yi derinden sarsan depremler sonrası bölgedeki yatırım ve çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini belirten Önal şöyle devam etti: “Türkiye, senenin başında ülkemizi vuran depremlerinin yol açtığı büyük yıkımı aşmak için yılmadan çalışıyor. Türk Telekom olarak bu çalışmaların ön saflarında yer aldık. Bir yandan operasyonlarımızda meydana gelen hasarın tamamen giderilmesi ve konteyner/çadır kentler gibi yeni yaşam alanlarına bağlantı sağlanması için sahada çalışmalarımıza devam ederken, diğer yandan abonelerimize sunduğumuz faydalar, bölgesel kampanyalar ve sosyal sorumluluk projeleriyle bölgeyi destekliyoruz. Ülkemizin dijital dönüşümünün öncüsü olmanın verdiği sorumlulukla hareket ediyor; ‘Türkiye’ye Değer’ anlayışımızla projeler yürütüyoruz. Bu kapsamdaki en önemli adımlarımızdan biri başlattığımız istihdam projesi oldu. Yeni işe alımlarımızda önceliği depremden etkilenen vatandaşlarımıza vererek; mühendislerden teknikerlere, finans uzmanlarından stajyer kadromuza kadar her kademe ve pozisyondaki iş başvurularında önceliğimiz depremin etkilerini bir nebze olsa da azaltmaya çalışmak oldu. Şirketimizin insan odaklı yaklaşımı deprem bölgesinde kendini gösterdi.” 

“Türkiye Yüzyılı’nda 419 bin kilometrelik fiber altyapımız ile varız”

Türk Telekom’un bir diğer önemli odak noktasının da Türkiye’nin hızla dijitalleşmesini sağlayan fiber yatırımlar olduğuna değinen Önal, Türkiye’nin her köşesine yüksek bağlantı götürmeyi görev edinerek, fiber yatırımlarını kararlılıkla sürdürdüklerine vurgu yaptı. Önal, “Fiber alanında son derece yüksek bir motivasyon ve özveri ile yatırımlarımıza devam ediyoruz. Fiber abone sayımız 2023’ün ilk yarısında 12,2 milyona ulaşırken, FTTC (Saha Dolabına Kadar Fiber) abone sayımız 8,4 milyon, FTTH/B (Eve / Binaya Kadar Fiber) abone sayımız ise 3,8 milyona yükseldi. Sabit genişbant tabanında fiber abone payı yüzde 81,9’a yükseldi. Fiber ağımız bu yılın ilk yarısında 32 milyon haneyi kapsıyor. Yılın ilk yarısı itibarıyla fiber altyapımız 419 bin kilometreye ulaşmış durumda. Türkiye Yüzyılı’nda yüksek teknoloji deneyimimizin yanında, bu deneyim ile daha da ileriye taşıdığımız iletişim ve altyapı tecrübemizi de odağımıza alan hizmetlerimizle varız. Dijital dönüşümünü tamamlamış, her sektörde kendi teknolojisini üreten ve dünyaya ihraç eden bir Türkiye için ürün ve hizmet sunmayı milli meselemiz olarak görüp, bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. 

Fiber alanındaki çalışmaların ve yatırımların altını çizen Önal, FTTH Council tarafından 2023 Nisan ayında yayımlanan ‘FTTH/B Market Panorama in Europe’ raporunda da ülkemizin fiber hane erişimi durumuna ilişkin oldukça olumlu göstergelerle karşılaşıldığını açıkladı. Önal, “Raporda; Türkiye’nin 15,7 milyon FTTH/B hane erişimi ile Fransa ve İspanya’nın ardından Avrupa’da 3. sırada yer aldığını görüyoruz. Nitekim, Türk Telekom olarak 2023’ün ilk yarısı itibarıyla Türkiye’deki 32 milyon hanede FTTH/B/C fiber ile istisnasız varız. Türkiye’nin fiber gücü Türk Telekom olarak, fiberin binaya kadar götürülmesi konusunda yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Daima söylediğimiz gibi, ‘memleketin bir şehrinde değil, her şehrindeyiz!’ Bu kapsamda abonelerimizin fiber ile ilgili tüm ihtiyaçlarına yanıt verebilmek adına yatırımlarımıza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

Müşteri deneyimi memnuniyet performansı son üç yılın en yüksek seviyesinde

Bağımsız araştırma firması Ipsos’un gerçekleştirdiği araştırmaya göre; Türk Telekom’un sabit internetteki müşteri memnuniyet sonuçları da dikkat çeken bir başka nokta oldu.  Son üç yılın en yüksek seviyesine ulaşan müşteri deneyimi memnuniyet performansı 2023 2. çeyrekte 64,3 olarak gerçekleşti. Performans yükselişinde, ‘marka iletişimi’ ve ‘bağlantı kalitesi’nde yaşanan artış etkili oldu. En fazla memnuniyet artışı, 70,5 performans ile fiber müşterilerinde görüldü. 

İletişim, altyapı ve sosyal sorumluluk projelerinin yanı sıra, her koşulda, pek çok sektöre, farklı alanlarda sundukları ürün ve hizmetlerle de değer yaratmaya devam ettiklerinin altını çizen Önal şöyle konuştu: “Sürdürülebilirliğin temel ilkeleri çerçevesinde; özellikle enerji verimliliği ve dönüşümünü odağımıza alarak, bu alanda pek çok projenin mimarı olduk. Ülkemizin gelişimi adına, yeni nesil teknolojileri destekleyen altyapı yatırımları bizim için her daim öncelikli oldu. Bu noktada; Türkiye’nin 5G hazırlıkları sürecinde de 5G’nin olmazsa olmazı fiber alanındaki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bugüne kadar ürettiğimiz çözüm ve hizmetlerimiz; başta ülkemiz olmak üzere, sektörümüz ve insanımız için geri dönüşümü en yüksek yatırımlarımız oldu. Üstlendiğimiz bu misyon ile yılın ikinci yarısında da çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.”

Enerji dönüşümünde, sürdürülebilirliğin evrensel ilkeleri ile lider projeler gerçekleştiriyoruz

Teknolojiyi; insanların yaşam kalitesini iyileştirmek ve daha yaşanabilir kentlerin oluşumuna katkı sağlamak amacıyla kullanan Türk Telekom bu kapsamda yenilikçi teknolojiler geliştiriyor. Sürdürülebilirliğin evrensel ilkelerini strateji ve iş modellerine uyguladıklarını söyleyen Önal, “Türk Telekom Grubu’nun stratejik yatırım planları ve sürdürülebilirlik gündemi doğrultusunda, karbon ayak izimizi azaltmak, iklim riski yönetimine katkı sağlamak ve finansal değer yaratmak amacıyla Şirketimizin yakın gelecekte Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımlarına hız vermeyi planladığını duyurmuştuk. Bu gündem kapsamında Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), ilgili mevzuat çerçevesinde Türk Telekom’a tahsis edilen kurulu gücü 317,8 MWe’den 405,8 MWe’ye çıkardı. GES yatırımlarımızı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan 29 yıllığına kiraladığımız arazilerde Diyarbakır, Ağrı ve Sivas illerinde yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz girişimlerimizle Türk Telekom Grubu’nun sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda önemli mesafe kat edeceğimize inanıyoruz. ‘Türkiye’ye Değer’ çatısı altında; teknolojinin bize sunduğu tüm imkânları, sürdürülebilir bir yaklaşımla seferber ediyoruz. Teknolojinin hayatlarımızı ve iş yapış şekillerini hızla dönüştürdüğü dünyamızda, önümüzdeki dönemin lider şirketleri yeşil teknolojiyi kucaklayan ve enerji verimliliğine yatırım yapanlar olacak. Biz de bu vizyon doğrultusunda; kurumsal girişim sermayesi şirketimiz TT Ventures ile otomotiv sektöründeki elektrifikasyon dönüşümüne katkı sağlamak adına stratejik bir adım atarak, Elektrikli Araç Şarj Ağı projemizi hayata geçirdik. Elektrikli araç kullanıcılarına, her anlamda güvenli, çevreci ve jeneratörler ile beslenen kesintisiz bir şarj hizmeti sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnsandan ve teknolojiden aldığımız ilhamla, daha yeşil ve daha dijital bir dünya için adım atıyoruz. Bu vizyonla, enerji verimliliğine ve enerji dönüşümüne yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Sadece Tivibu’da bulunan teknolojik özellikler, kullanıcıların tercihi oldu

Türk Telekom’un TV platformu Tivibu, Haziran ayında gerçekleşen arayüz lansmanı ile güçlü teknolojik altyapısı sayesinde yayıncılık anlayışını daha da ileriye taşıdığını duyurdu. Sadece Tivibu’da bulunan teknolojik özellikler, kullanıcılar tarafından yoğun ilgi ile karşılanırken, ‘7 güne kadar geri al izle’ menüsü kullanıcıların en çok tercih ettiği özellik olarak dikkat çekiyor. İzleyiciler ayrıca; Tivibu’nun sunduğu durdur izle, kişiye özel kanal ve menü özellikleri ile geleneksel televizyon platformlarının sunduğu alışkanlıkların dışına çıkarak, ayrıcalıklı bir izleme deneyimi yaşıyor. Kullanıcılara sunulan özellikler arasında sırasıyla; mini oynatıcı ile aynı anda iki farklı kanal izleyebilme, cihaz içinde dolaşırken izleme deneyimini sürdürme, canlı yayınlarda kullanılabilen altyazı/dil seçenek kombinasyonları ve içerik tercihinde referans noktası oluşturan IMDB puan entegrasyonu yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

New York Fed, Temmuz ayına ilişkin Tüketici Beklentileri Anketi’nin sonuçlarını yayımladı.

Yaklaşık 1.300 hane halkının iştirakiyle gerçekleştirilen anketin sonuçlarına nazaran, gelecek 12 ayı kapsayan kısa vadeli medyan enflasyon beklentisi, 0,3 puan azalarak yüzde 3,5’e geriledi.

Düşüşünü dördüncü aya taşıyan kısa vadeli enflasyon beklentisi, Nisan 2021’den bu yana en düşük düzeye indi. Kısa vadeli enflasyon beklentisi, bu periyotta, Haziran 2022’de kaydettiği yüzde 6,8’lik doruktan 3,3 puan gerilemiş oldu.

Gelecek 3 yıllık ve 5 yıllık süreçleri kapsayan orta vadeli enflasyon beklentileri de Temmuz’da 0,1 puan azalışla yüzde 2,9 düzeyine indi.

Hane halkı harcamalardaki artışa ait beklenti temmuzda yüzde 5,2’den yüzde 5,4’e çıktı. Hane halkı gelirindeki artışa ait beklenti ise temmuzda değişmeyerek yüzde 3,2’de kaldı.​​​​​​​

Bu periyotta konut fiyat artışına ait beklentiler yüzde 2,9’dan yüzde 2,8’e geriledi. Fiyat artışlarına ait beklentiler, akaryakıt, besin, üniversite eğitimi, sıhhat ve kira maliyetlerinin hepsinde düştü.

Maliyetlerdeki artışa ait beklentiler besinde Eylül 2020, sıhhatte Kasım 2020 ve kirada Ocak 2021’den bu yana en düşük düzeylerini kaydetti.

ABD’de geçen hafta açıklanan datalara nazaran, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Temmuz‘da aylık bazda yüzde 0,2 ile beklentiler dahilinde, yıllık bazda ise yüzde 3,2 ile piyasa beklentilerinin altında artmıştı.

Prof Dr. Canan Karatay, günümüzde birçok insanın mustarip olduğu kabızlık sorununun, neyden kaynaklı olarak tetikleneceğini, önüne geçilmek için neler yapılabileceğini anlattı.

Ülkemizde kabızlığın sessiz ve sinsi bir pandemi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Canan Karatay, “Kabızlık çok önemli bir belirtidir. Çok önemli. Kabızlık; vücudumuzdaki saat gibi işleyen sindirim sistemimizin bozuk olduğunu aksadığını göstermektedir. Çocukluğundan beri kabız olanlar da var. Kabızlık hakikaten bağırsaklarda bazı bozuklukların olduğunun bir göstergesi. Başta kabızlık diyoruz. Fakat yalnız kabızlık değil. Kabızlık, ishal, kolitler, gaz olması, karın şişmesi, mide bulantısı olması, geğirme, gaz çıkarma, ağzımıza asit gelmesi ve reflü. Hepsi aynı şemsiyenin altında bir bozukluktur. En büyük sebep yetersiz su içmek ve mineralsiz kalmak. İkincisi, bunların en önemli sebeplerinden biri de kullandığımız yiyecekler. Yiyeceklerin bozuk olması. Endüstri yiyecekleri olması. Kötü yağların olması. Tabii ki şeker ve de glüten. En tatlı zehirdir demiştik şeker içim. Glüteni de biliyoruz fakat onu daha detaylı ileride anlatacağız. Aynı zamanda ilaçlar. Yani ilaçların da başında biliyorsunuz antibiyotikler, antidepresanlar geliyor. Mide ilaçları da maalesef bunu yapıyor. Ağrı ilaçlarının birçoğu da bunu yapıyor. Bunların hepsi bir büyük bir faktör olarak önümüze çıkıyor.” dedi.

Kabızlık Bağırsaklardaki Mikrobiyomları Etkiler

İnce ve kalın bağırsaklarımızda sindirime yardımcı olan birçok enzimin üretildiğini söyleyen Prof. Dr. Canan Karatay, “İnce bağırsak bir insanda ortalama yedi metre boyundadır. Kalın bağırsağımız da bir buçuk metredir. Bütün olarak yalnız bağırsaklar sekiz metre. Fakat olay yalnız bağırsaklar değil efendim. Ağzımızdan itibaren popomuzun sonuna kadar olan bir tüp düşünün Bu tüp hakikaten hareket eden bir tüp. Kas dolu bir tüp. Kas ve yağ dolu bir tüp. Ve bazı yerlerde de genişlemeler oluyor. Mide de genişleme var. Safra kesemizde genişleme var. Kör bağırsak dediğimiz kısımda da genişlemeler var. Esas önemli olan ince bağırsaklarımızın uzunluğu ve de içinde bulunan mikrobiyomlardır. Kalın bağırsakta da, ince bağırsakta da, midede de, ağızda da mikropbiyomlar var. Zaten daha da önce de söylemiştik. Cildimizde de mikrobiyomlar var. Mesanemizde de mikrobiyomlar var. İdrar yollarımızda da mikrobiyomlar var. Doğum kanalımızda da mikrobiyomlar var. Bunları sağlıklı tutmamız gerekiyor. Biz bunlarla senelerce yaşıyoruz.” diye konuştu.

Prof. Dr. Canan Karatay

Prof. Dr. Canan Karatay: “İyi Mikrobiyomlar Olduğu Gibi Kötü Mikrobiyomlar Da Vardır”

Vücudumuza iyi gelen mikrobiyomlar olduğu gibi, kötü gelen ve hastalık yapan mikrobiyomların olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Canan Karatay şunları söyledi, “Kötü kolesterol diyoruz ya. Hiç alakası yok. Kolesterol bir tanedir. Hepsi iyidir. Ama mikrobiyomlar öyle değil efendim. Bu sağlıklı mikrobiyomların oranıyla, kötü hastalık yapan mikrobiyomların oranı bozulduğu zaman. Kötülük yapan mikrobiyomların sayısı arttığı zaman bu söylediğimiz bütün kronik bağırsak hastalıkları ortaya çıkmaktadır. En büyük göstergesi de en başta yavaş yavaş sinsi olarak başlayan ve hiç bizim aldırmadığımız kabızlık. Hatta günde mutlaka iki kere çıkılması lazım iki kere yumuşak olarak, rahat olarak ıkınmadan çıkılması lazım. Günaşırı veya her gün ıkınarak çıkıyorsak o da kabızlığın başladığını göstermektedir. Mutfak çöpümüzü her gün dışarı attığımız gibi düşünmeliyiz. Vücutta kaldığı zaman vücuttaki bu mikrobiyomlar da bozuluyor. Aynı zamanda toksinler vücutta birikip kalıyor. İnce bağırsağın içerisinde mikrobiyomlar vardır. Aynı zamanda çok önemli olan bir olay da bağırsakla beyin arasındaki ilişkidir ve bağırsakla beyin arasında müthiş bir iletişim vardır. İyi ve dengeli iletişim olduğu zaman vücut saat gibi olur ve çalışır.” (BSHA- Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

HEP-SEN hukuk servisinin başvurusu ve SABİM Platformu üyelerinin müdahalesinin ardından Sağlık Bakanlığı SABİM isim hakkı davasında geri çekilme iradesini mahkemeye sundu.

HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek, konu hakkında şu açıklamayı yaptı, “Kamuoyunun bildiği üzere 03 Ağustos 2023 tarihinde isim telif hakkı nedeniyle “Sağlık Bakanlığı” avukatları tarafından 21 kuruluşun bir araya gelerek kurduğu “SABİM PLATFOMU” nun bileşenlerine dava açılmıştı. Hep-Sen hukuk servisimizin girişimleri ve bilgilendirmesi dahilinde bakanlık avukatlarının davadan çekilme talep dilekçesi mahkemeye sunduğu öğrenilmiştir.Böylelikle resmen bakanlık “SABİM”davasınında çekilme iradesi göstermiştir.Bu yanlış adımdan geri dönme iradesini olumlu bulmakla birlikte bakanlığın sağlık emekçilerinin sorunlarına yoğunlaşmasını temenni ediyoruz” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Arjantin’de daha evvel Merkez Bankası’nı yakma kelamı veren popülist siyasetçi Milei’nin ön seçimde şaşırtan derecede güçlü bir dayanak kazanmasının akabinde Pazartesi günü varlıklarının hür düşüşe geçmesi sonrası piyasaları rahatlatmak maksadıyla faizlerin artırılması ve para ünitesinin devalüe edilmesi kararı aldı.

Hükümet, para ünitesini destekleyecek fonların tükenmesi sonrası resmi döviz kurunu yüzde 18’e varan oranlarda devalüe ederek dolar/peso kurunu 350 pezoya yaklaştırırken siyaset faizinin de 21 puan artışla yüzde 118 düzeyine çıkartılacağı belirtildi.

Peso yüzde 14 paha kaybederek rekor düzeylere gerilemişti

Arjantin pesosu paralel piyasalarda toparlanmadan evvel yüzde 14 bedel kaybederek rekor düşük düzeyleri görürken ülkenin aslında problemli olan borcu gelişmekte olan piyasalarda düşüşlere neden oldu.

Yaşanan satış dalgası Javier Milei’nin Pazar günü gerçekleştirilen ön seçimlerde oyların yaklaşık üçte birini elde etmesi sonrasında geldi. Kongre üyesi isim kendisini bir özgürlükçü olarak tanımlıyor ve iktisadın dolarlaştırılmasını destekliyor.

Bir periyot kongre üyeliği yapan siyasetçi, ülkeyi krizden krize sürükleyerek yıllarca ekonomiyi makûs yönettiğini söylediği bir siyasi sınıfa karşı kampanya yürütmüştü.

10 yıl içinde 6. resesyonuna girmeye hazırlanıyor

Arjantin 10 yıl içinde altıncı resesyonuna girmeye hazırlanıyor ve yüzde 100’ü aşan enflasyonla çaba ediyor. Milei, pesoyu atıp yerine ABD dolarını koyarak fiyat artışlarını dizginleyebileceğini söylüyor lakin birçok ekonomist bu atılımın mali kaosa yol açacağına dikkat çekiyor.

Gerçekleştirilen ön seçimde Arjantin’in merkez sağ muhalefet koalisyonu oyların yaklaşık yüzde 28’ini alarak ikinci olurken, sol eğilimli iktidardaki parti yaklaşık yüzde 27 ile oy aldı.

New York’taki Oppenheimer & Co. Genel Müdürü Fernando Losada sonuçlarla ilgili, “Mesaj çok açık: Siyasi sınıfı cezalandırmak için bıkmış, tertip aksisi oy veren kesim kazandı” dedi.

Milei, karşılaştırıldığı ABD’den Donald Trump ve Brezilya’dan Jair Bolsonaro üzere kışkırtıcı kimi toplumsal görüşlere sahip. Arjantinli siyasetçi yeni oluşturulan Bayan Bakanlığı’nı ve ırkçılığa karşı savunuculuk yapan bir kamu kurumunu ortadan kaldıracağını, kürtaj kısıtlamalarını sıkılaştıracağını ve ülkede silah satın alımını kolaylaştıracağını belirtmişti.

Siyasi analistler, Milei’nin toplumsal problemlere ait harekete geçiren görüşlerinin koalisyonlar kurmayı ve gündemini uygulamayı zorlaştırabileceğini söylediler.

Kırşehir’de Anadolu Yıldızları Ligi (ANALİG) Osman Bayrakdar Dönemi Grekoromen ve Özgür Tarz Güreş Türkiye Birinciliği karşılaşmaları, 58 vilayetten 500 atletin iştirakiyle başladı.

Kırşehir Spor Salonu’ndaki açılış seremonisinin akabinde grekoromen ve özgür tarzda karşılaşmalara geçildi.

Vilayet Gençlik ve Spor Müdürü Numan Nafiz Şahin, gazetecilere yaptığı açıklamada, 58 vilayetten dereceye giren sportmenlerin katıldığı karşılaşmaların 2 gün süreceğini söyledi.

Cet sporu güreşe ilginin ağır olduğunu belirten Şahin, “58 vilayetten 500’ün üzerinde atletin yanı sıra yönetimci ve antrenörlerle kentimizde yaklaşık 700 kişiyi ağırlıyoruz. Kırşehir’e gelen konuklarımıza Ahi Evran Külliyesi, Cacabey Medresesi, Aşıkpaşa, Neşet Ertaş üzere kıymetlerimizi tanıtarak, onları bu bölgelere götürerek bilgilendiriyor, kentimizden memnun ayrılmalarını sağlıyoruz.” dedi.

Kırşehir Valisi Hüdayar Mete Buhara, AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan, Vilayet Jandarma Alay Kumandanı Albay Sadık Gülecen, daire amirleri ve çok sayıda sporsever de karşılaşmaları takip etti.