Gün: 14 Ağustos 2023

  • Fenerbahçe 3 puan aldı, 2 fire verdi

    Avrupa’da yoluna emin adımlarla ilerleyen Fenerbahçe, şampiyonluk için çıktığı yeni döneme galip başladı.

    Meskeninde Gaziantep FK ile karşılaşan sarı-lacivertliler, alandan Edin Dzeko’nun kaydettiği gollerle memnun ayrıldı. Çabanın başından sonuna kadar üstün oyun sergileyen sarı-lacivertli takım, 10 kişi kalan rakibi karşısında farklı kaznamasa da döneme 3 puanla başlayıp taraftarın bir defa daha beğenisini topladı.

    Fenerbahçede Bosna Hersekli santrfor Edin Dzeko, sarı-lacivertli formayla misyon aldığı maçlardaki gol sayısını 3’e çıkardı.

    UEFA Avrupa Konferans Ligi 2’nci Ön Eleme Tipi’nde Zimbru ile oynanan birinci maçta rakip fileleri sarsan Dzeko, Gaziantep FK uğraşında kadrosuna galibiyeti getirdi. Bosna Hersekli futbolcu 3 ve 18’inci dakikalarda gol kaydetti.

    OSAYI VE BECAO’NUN DURUMU NETLEŞECEK

    Fenerbahçe’de Nijeryalı futbolcu Bright Osayi-Samuel, Gaziantep FK müsabakasına devam edemedi. Gayretin 12’nci dakikasında girdiği ikili çabanın akabinde yerde kalan Osayi-Samuel, 31’inci dakikada kendisini yere bıraktı.

    Karşılaşmanın 34’üncü dakikasında ise yerine Jayden Oosterwolde dahil oldu. Nijeryalı futbolcunun sıhhat durumu bugün çekilecek MR sonrası netlik kazanacak.

    Öte yandan uğraşın ikinci yarısında ise yeni transferlerden Becao sakatlık yaşadı. Brezilyalı futbolcu 68’inci dakikada yerini Samet Akaydın’a bıraktı. Becao’nun da durumu bugün muhakkak olacak.

  • Trabzonspor’da Maxi Gomez krizi kapıda!

    Sezonun birinci maçı olan Antalyaspor gayretinde sürpriz formda yedek kalan, oyuna girdikten sonra ise isteksiz halleriyle dikkat çeken Maxi Gomez’in Trabzonspor’dan ayrılmak istediği belirtildi.

    Uruguaylı forvetin bu talebini idareye ilettiği öne sürülürken, artık nasıl bir yol izleneceği merak konusu.

    Geçen dönem bonservisine 3 milyon Euro ödenen Gomez konusunda haftalardır teklif beklenirken, şimdi ciddileşmiş bir görüşme yok.

  • Trabzonspor’un Siopis için istediği bonservis!

    Trabzonspor’un yeni mukavele teklifini kabul etmeyen Siopis için ülkesinden PAOK ve Panathinaikos kulüpleri bir müddettir devrede.

    2 Yunan takımının de oyuncu tarafıyla görüştüğü lakin katiyen bonservis bedeli ödemek istemedikleri belirtildi.

    Yunanistan basını, Siopis’in 1.1 milyon Euro’dan yapılan yeni kontrat teklifini kabul etmediğini ve mesleğine ülkesinde devam edeceğini yazıyor.

    Trabzonspor, 1 yıl mukavelesi kalan Siopis için 1.5 milyon Euro bonservis istiyor. 

     
  • Uzmanlar yapay zekâ konusunda uyarıyor! Önlem alınmazsa nükleer enerji seviyesine denk riskler oluşabilir!

    Yapay zekânın çok önemli bir güç olduğunu ve bu gücün etki alanının hızla arttığını belirten uzmanlar, böyle bir gücün üretim ve kullanımının, herhangi bir tek elde toplanmasının dünya üzerindeki dengeleri değiştirebileceğini savunuyor. Yapay zekânın kontrol edilmesi gereken döneme yaklaşıldığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, önlem alınmadığı takdirde bu teknolojinin nükleer enerji seviyesine denk riskler taşıyabileceğini vurguluyor. Yapay zeka denetimlerinin nasıl uygulanacağı sorusunun henüz bir yanıtı olmadığına değinen Bingöl, küresel bir otoriteden çok her ülkenin kendine göre mevzuat ve yönetmelikleri olması gerektiğini ifade ediyor.

    Üsküdar Üniversitesi SBF Dekan Yardımcısı, Yapay Zekâ Mühendisliği Yüksek Lisans Programı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yapay zeka modellerinin getirebileceği olası riskleri ve bu risklerin nasıl kontrol altına alınabileceği konusunda değerlendirmelerde bulundu.

    Yapay zekâlar, büyük bir alanda birçok kişinin işini elinden alabilir 

    Her şeye muktedir yapay zeka modellerinin olası riskleri de beraberinde getirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Kullanıcılarına büyük avantajlar sağlaması yüzünden, bu kişilerin insanlığı avucunun içine alması gibi medyatik riskleri şu an için düşünmek gereksiz. Ancak çok daha yakında etkileriyle yüzleşmemiz gereken birçok risk ve tehlike bizleri bekliyor.” dedi.

    Sanayi devrimiyle birlikte, buharlı makinelerin insanların yapmış olduğu işleri elinden aldığını ama bunun yanında çok daha fazla iş alanı oluşturduğunu hatırlatan Bingöl, “Yapay zekâ için ‘yeni iş imkânları oluşturacak’ dense de son zamanlarda her kesimden insanın da dikkatini çeken genel modeller, buharlı makineler gibi insanların yaptığı işleri daha verimli yapmak için tasarlanmadılar. İnsanların yapabileceği her türlü bilişsel faaliyeti yapabilmek için tasarlandılar. Bu da demektir ki yeni iş imkânı olarak gördüğümüz her şey bir süre sonra tekrardan genel modeller tarafından öğrenilebilir. Sürecin hiçbir yerinde insana gerek kalmaksızın faaliyet gösteren işletmeler oluşabilir. Doğru yönetilmediği takdirde bu tür bir değişimin etkileri dünya üzerinde çok yıkıcı olabilir. Genel maksatlı yapay zekâlar, doktorluktan avukatlığa, yazılım mühendisliğinden yöneticiliğe kadar büyük bir alanda, birçok kişinin işini elinden alabilir. Bunun yanında 7 gün 24 saat çalışıp insan meslektaşlarından çok daha ucuz bir maliyet oluşturabilir.” diye konuştu.

    Bu kadar önemli bir gücün tek elde toplanması dünya üzerindeki dengeleri değiştirebilir

    Yapay zekânın diğer bir aşaması olan ‘model oluşturma ve geliştirme aşaması’ için merkezi denetimin getirdiği risklerin düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Bingöl, bunun tek bir otorite tarafından yapılmasının önemli bir risk olduğunu söyledi.

    Yapay zekânın çok önemli bir güç olduğunu ve bu gücün etki alanının hızla arttığını belirten Bingöl, “Bu kadar önemli bir gücün üretim ve kullanımının, küresel veya değil, herhangi bir tek elde toplanması dünya üzerindeki dengeleri değiştirebilir. Günümüzde nükleer gücün yarattığı sorunlar ve dünya güç dengesi üzerindeki rolü ortada.” dedi.

    Yeterli önlemler alınmazsa yapay zekâ teknolojisi nükleer enerji seviyesine denk riskler taşıyabilir

    Yapay zekâ teknolojileri alanında önemli gelişmelere imza atmış bir şirket kurucu ve yöneticileri tarafından yayımlanmış bir makaleye değinen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Makalede, yapay zekâ teknolojilerinin sorumlu bir şekilde kullanılması ve doğru şekilde denetlenmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu teknolojinin denetlenmediği takdirde, insan hayatı ve toplum üzerinde olumsuz etkiler yaratabilecek riskler taşıyabileceği söyleniyor. Makaleye göre, yapay zekânın uluslararası kurumlar tarafından kontrol edilmesi gereken döneme yaklaşıldı ve yeterli önlemler alınmadığı takdirde bu teknoloji nükleer enerji seviyesine denk riskler taşıyabilecek.” şeklinde konuştu. 

    Küresel gücün bir güçler topluluğuna dönüştürülmesi başka sorular doğuruyor

    “Bu nükleer güç ve risk benzetmesinden yola çıkarsak, yapay zekâ teknolojisinin de küresel veya değil tek bir elde toplanmasının nasıl sonuçlar doğuracağı ve dünya güç dengesine nasıl etki edeceği açıktır.” diyen Bingöl, sözlerine şöyle devam etti: 

    “Bu riski azaltmak için, küresel gücün birden fazla aktörün olduğu bir güçler topluluğuna dönüştürülmesi ise başka sorular doğuruyor. Küresel gücü temsil eden unsurlar nasıl belirlenecek? Bu gücün kullanımı hangi süreçlere ve yetkilere bağlanacak? Anlaşmazlıklar nasıl giderilecek, onay ve veto hakları nasıl adil olarak yönetilecek?”

    Yapay zekâ iyi yönetilmezse daha fazla soruna ve güç dengesizliğine yol açabilir

    Pandemi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarından örnek veren Bingöl, “Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler’e bağlı olan ve toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmalar yapan oldukça saygın ve kabul gören bir örgüt. Buna rağmen COVID-19 pandemisi döneminde, dünya üzerindeki toplumların tamamının acil sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesine ne derece katkı sağlayabildi? Pandemi döneminde aşı geliştirme gücünü elinde bulunduran devletler, dünya dengesi üzerinde etkili oldularsa hangi güç bunu nasıl kullandı? Görüldüğü gibi, yapay zekâ denetim ve sınırlandırmalarına çözüm olmasını beklediğimiz küresel otorite modeli, günümüzde başka konularda tecrübe ettiğimiz modellerin bütün sorunlarına çare olamadı. Yapay zekâ kadar güçlü bir teknolojinin iyi yönetilmediği taktirde daha fazla soruna ve güç dengesizliğine yol açabileceği ortada.” dedi.

    Üretim ve kullanımın her aşaması birçok farklı ve bağımsız otoriteye yayılabilir

    Yapay zekâ denetim ve sınırlandırmalarının, küresel bir gücün elinde bulundurduğu tek bir merkeze bağlı ‘devre kesici’ gibi yapılar olmak zorunda olmadığını aktaran Bingöl, “Çeşitli standartları, çalışma ve iz bırakma çerçevelerini, yetki denetimi alt yapılarını içeren, açık ve şeffaf denetlenebilir düzenlemeler, yasalar ve mevzuatlar olarak düşünülebilir. Bu konuda çeşitli aktörlerin rol ve sorumlulukları yasalar ve mevzuatlarla düzenlenebilir. Bu yetkiler dağıtılarak çok taraflı bağımsız kontroller sağlanabilir.   Kontrol dışına çıkan, tehdit ve tehlike yaratan çalışma durumlarında uyulması gereken müdahale politikaları belirlenebilir. Bu politikalar siber güvenlik prosedürlerinde olduğu gibi önceden prova edilebilir ve denetlenebilir. Üretim ve kullanımın her aşaması birçok farklı ve bağımsız otoriteye yayılabilir. Uluslararası bir otorite ile modellerin oluşturulması ve eğitilmesi gibi süreçleri denetlemek yerine, bir model oluşturulduktan sonra ‘insanların hayatlarını nasıl etkiliyor ve insanlara ait hakları ihlal ediyor mu?’ konusu denetlenmeli.” ifadelerini kullandı. 

    Ulusal bir tehdit içermeyecek düzeyde yapay zekâ kapasitesine ihtiyaç duyan kurumların önünde bir engel oluşmamalı

    Her teknolojik gelişim gibi yapay zekâ teknolojisinin de gelişimi için kaynaklara, ticari modellere ve ilgiye muhtaç olduğunu dile Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Yapay zekâ konusunda oluşturulacak denetimin ve sınırlandırmanın getireceği ilave önemli yükleri olacak. Yeni uyum süreçleri, zorunluluklar, süreçler finansman ve kaynak kullanımı sınırlandırmaları… Oysa, insanlık için varoluşsal veya ulusal bir tehdit içermeyecek düzeyde yapay zekâ kapasitesine ihtiyaç duyan kurumların önünde bir engel oluşmamalı.” dedi ve bu beklentiyi oluşturacak sınırların kim tarafından ve hangi kriterler ile belirleneceği sorusuna dikkat çekti.

    Denetimin ‘nasıl’ uygulanacağı konusunun henüz bir yanıtı yok

    Denetim ve sınırlandırmaların nasıl uygulanacağı ile ilgili daha alınacak çok yol olduğunu ifade eden Bingöl, “Bunun için devlet kurumlarının, teknoloji üreticilerinin ve bu konunun fikir öncülerinin beraber çalışması ve çözüm üretmesi kaçınılmaz. Özellikle bu çözümlerin, gelişim önünde engel olmadan ‘nasıl’ uygulanacağı çalışma konusudur ve henüz bir yanıtı yok. Uluslararası bir otorite oluşma fikri ise, bu yanıt bulduğunda bir anlam taşıyacak. Uluslararası bu otoritenin yetkilerinin bireysel, ulusal ve küresel güç sahibi firmalar ile nasıl uyum sağlayacağı, kullanacağı denetim mekanizmaları ve yetkileri gibi soruların da yanıtları netleşecektir.” dedi.

    Her ülkenin kendine göre mevzuat ve yönetmelikleri olmalı

    Küresel bir otoriteden çok her ülkenin veya ülkeler birliğinin, temel prensiplere ve uyuma sadık kalmak üzere, kendine göre uyarlayabileceği mevzuat ve yönetmelikleri olması gerektiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Karşılıklı yükümlülükler üzerine bir denge inşa edilmesi ülkemiz açısından da önemli riskleri bertaraf ederek, tersine avantajlar getirir.” dedi. 

    Türkiye’nin, birçok uluslararası organizasyon ve düzenlemelere tabi olduğunu, bunların getirdiği yükümlülüklere, bağımsızlığı ve güvenliğinden taviz vermeden uyum sağladığı ve taahhütlerini yerine getirebildiğini hatırlatan Bingöl, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Ülkemiz bunu sağlamak için gerekli resmi, kamu ve özel kurumlara, üniversite ve ar-ge merkezlerine, sivil toplum örgütlerine sahip. Bunlar arasında eşgüdümü sağlayacak mevzuatları oluşturma tecrübesi ve kapasitesi var. Küresel alanda Türkiye bu gibi organizasyonların da tam ortasında olmak zorunda. Güç dengesini korumak ve söz sahibi olmak üzere son yıllarda oldukça gelişmiş yapay zekâ teknolojilerini üretmesi, kullanması ve geliştirmesi ile bu durumu hak ediyor. Ayrıca adalet, hak ve hukuk konularında da yapay zekâ üzerinden öncü rolünü üstlenmeli.” 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kasko’da Cam Değişimi Teminat Altında mı?

    Türkiye’de otomobillerin en sık değişen parçaları arasında araç camları yer alıyor. Trafikte yaşanan ufak çaplı kazalar, kötü hava koşulları ve yaşanabilecek pek çok olumsuz durumda araç camları kolayca zarar alabiliyor.  Kasko yaptırmak ve poliçesini yenilemek isteyenlerin ise merak ettiği konuların en başında cam değişimi yer alıyor. Türkiye’nin ilk ve lider dijital sigortacılık platformu Sigortam.net, kaskoda cam değişimi ve hasarsızlık indirimi dikkat edilmesi gereken noktaların altını çiziyor.

    Araç kaskosu yaptırırken dikkat edilmesi gereken poliçe kapsamı ve muhafiyetleri, sigortalıların hasar veya kaza anlarında yaşadıkları deneyimi doğrudan etkiliyor. Aracını gerek trafikte gerekse park halindeyken tam koruma altına almak ve hasar sonrası yaşanacak maddi kayıpların önüne geçmek isteyen araç sahiplerinin Kasko Sigortası yaptırması önem arz ediyor. Araç maliyetlerinin giderek arttığı bir dönemde araç sahibinin mağduriyetini engelleyecek en güçlü güvence olan Kasko, poliçe kapsamında araçların cam değişimini de kapsayarak hasar sonrası aracın hızla tamir edilmesini ve camlarının değişimi sonucu meydana gelebilecek yüksek tutarlı maliyetlerin önüne geçilmesi sağlıyor. 

    Sigortam.net toplumda sigorta bilincini artırma ve karmaşık sigorta ürünlerini daha anlaşılır kılma hedefiyle de araç cam değişimi hakkında bilinmesi gerekenleri bir araya getiriyor:

    Trafik Sigortası Cam Değişimini Kapsıyor mu?

    Araç sahipleri sıklıkla farklı nedenlerden dolayı araç camlarını değiştirmeleri gereken durumlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Hava şartları, trafikte yaşanan kazalar, bozuk yollar ve pek çok nedenle araç camları hasar alabiliyor. Poliçe kapsamında camın nasıl kırıldığı ise en önemli kriter olarak araç sahiplerinin karşısına çıkabiliyor. Bu noktada cam değişimine dair doğru sigorta ürünü ve poliçe tercihi yapmak önem arz ediyor. Trafik Sigortası, olası bir trafik kazası durumunda karşı tarafın zararını devletin belirlediği limitler dahilinde karşılıyor.  Trafik sigortası kapsamında cam değişimi ya da tamiri, trafik kazası sonucu kusurlu olan tarafın karşı aracın cam hasarını ödemesi ile gerçekleşiyor. Standart trafik sigortaları kaza dışında kendi aracının aldığı cam hasarlarını karşılamıyor, bu durumda Kasko sigortasına ihtiyaç duyuluyor.

    Sigortam.net müşterileri herhangi bir kaza anında Sigortam.net hasar hattına 3 saniye içinde ulaşabiliyor ve süreç boyunca gerekli tüm desteği sigorta danışmanlarının yönlendirmesi ile kolaylıkla alabiliyor.

    Cam Değişimi Hasarsızlık İndirimini Etkiliyor mu?

    Kasko poliçesi kapsamında yaşanan kaza sonrasında cam değişimi hızlıca gerçekleşiyor. Bununla birlikte sigorta şirketleri, poliçe dahilinde aracın cam değişimlerinde kasko hasarsızlık indiriminin bozulmamasını da temin ediyor. Hasarsızlık indirimi, yılda 1 cam değişimine kadar korunmaya devam ederek araç camının poliçe üzerinden değiştirilmesi ve anlaşmalı cam servislerinden hizmet alınması sağlanabiliyor. Bu doğrultuda Sigortam.net, poliçe satın alınırken kasko cam değişimi muafiyetine dâhil olup olmadığına dair dikkat edilmesinin altını önemle çiziyor.

     

    Hasar Anında Cam Değişimi İçin Nasıl Bir Yol İzlenmeli?

    Yaşanan hasar sonrası cam değişimi yapılabilmesi için sürücülerin, bazı işlemleri gerçekleştirmeli ve belirlenen belgeleri sigorta şirketlerine ulaştırması gerekiyor. Öncelikle, olay sonrası kazanın boyutunu gösteren fotoğrafların çekilmesi gerekiyor. Bu fotoğraflar hasarın boyutunun görsel şekilde kaydedilmesi için kullanılıyor. Ardından, varsa, görgü tanıklarından muhakkak beyan talebinde bulunması gerekiyor. Araç kullanılamayacak durumdaysa, çekme işlemlerinin gerçekleşmesi için sigorta şirketi ile iletişime geçilmesi oldukça önem taşıyor. Bunların ardından, yaşanan hasara göre gereken belgelerin sigorta şirketine iletilmesi gerekiyor. Hasarın beyanı ile başlayan süreç, tamir ya da değişim ve kontrol sonucu araç sahibine teslim ile tamamlanıyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Popüler Kültür Modası: Buz Banyosu

    Mevsim normallerinin üstünde sıcaklıklarla karşı karşıya kalınca serinlemek için buz kovalarının içine oturan kişi sayısı artış göstermekte. Özellikle sosyal medya hesaplarında gördüğümüz buzlu su kovasında belli bir süre kalmayı tercih eden kişiler doğru mu yapıyor?

    Gerçekten sağlığa iyi geliyor mu? Faydaları ya da riskleri nelerdir sorularının cevaplarını Liv Hopsital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Vefik Yazıcıoğlu anlattı.

    Buz banyosuna kimler ilgi gösteriyor?

    Son zamanlarda sosyal medyada buz küvetine girerek sağlıklı ve dinç kaldığını iddia edenler ve birbirlerini düelloya davet edenler görmeye başladık. Bu nedenle beyin kanaması, ritim bozukluğu ve kalp krizi geçiren insanların olduğu haberleri de gelmeye başladı. Aşırı sıcaklardan bunalanlar, sağlıkta alternatif yolları denemeyi sevenler, hatta belki de ekonomik zorlukların stresini sıradışı işlerle unutmaya çalışanlar özellikle bu konuya ilgi gösteriyor.
    Vücudun normal sıcaklığı kaç olmalı?

    Vücudun normal sıcaklığı 36-37 santigrad derece arasındadır. Vücut sıcaklığı 35 santigradın altına düştüğünde ve 37,5 santigrad derecenin üstüne çıktığında metabolik değişimler olmaya başlar. Dış ortamın sıcaklığının değişimi ile beraber cilt ve cilt altı yağ dokusu ter bezleri ile beraber bu sıcaklık değişimine adaptasyon sağlamaya çalışır. Soğukta damarlar büzülür, sıcakta ise gevşeyerek tepki gösterir. Nabız ve tansiyon bu maruziyetle hızla saniyeler içinde değişir. Cilde temas eden dış ortamın sıcaklığı düşük olduğunda (duş alma, denize girme, şok banyosu gibi) sıcaklık derecesine göre tepkinin büyüklüğü ortaya çıkar.  
    Sıcaklık düşüşünün dereceleri vardır

    Bunları serin, soğuk, çok soğuk ve donma şeklinde sıralayabiliriz. Banyo yaparken ideal su sıcaklığı 37-41 derece arasıdır. Temizlenmek için hafif sıcak bir su ihtiyacı hissederiz. 41 derecenin üstündeki banyoların kullanım sıklığı genelde kaplıcalar olmaktadır. 41 derecenin üstündeki banyolarda da sağlık açısından birtakım önlemler almaya gerek vardır.

    Tansiyon ve şeker hastaları olumsuz etkilenmeye başlar

    Soğuk su ile temasta ise serinlemek için girilen deniz veya havuz suyunun sıcaklığı genelde 20 ile 30 derece arasındadır. Örneğin Antalya’da yazın deniz sıcaklığı 28-30 dereceyken, kuzey Ege kıyılarında deniz sıcaklığı 20-22 derece civarında olabilmektedir. Bu sıcaklıkları vücut tolere eder ve herhangi bir risk oluşturmaz. 18 derecenin altında ise özellikle cilt altı yağ dokusu ince olan kalp-damar hastaları, tansiyon ve şeker hastaları olumsuz etkilenmeye başlarlar. Bu risk 12 santigrad derecenin altında ise karşı konulamaz hale gelir. Bu arada soğuğa maruziyetin süresi de çok önemlidir. Birkaç saniyelik bir soğuk etkisi ile dakikalara uzayan bir soğuk etkisinin yarattığı risk aynı derecede olmayacaktır.

    Damar hastalığı, tansiyon veya ritim bozukluğu varsa dikkat

    Genç ve sağlıklı bireylerin özellikle de sauna sonrası kısa süreli şok havuzuna girerek kendilerini daha dinç hissettiklerini çok sık duyarız. Ancak çok nadiren de olsa zeminde bir damar hastalığı, tansiyon veya ritim bozukluğu olan bir genç bireyde bile tehlikeli bir sonuçla karşılaşılabileceği unutulmamalıdır. Damar hastalığı olmadığı halde, zeminde sinsi ve ölümcül bir ritim bozukluğunun varlığı basit bir tetiklenme ile genç ve sağlıklı görünen bireylerde bile ani ölüme sebebiyet verebilir.

    Kritik sıcaklık değerini dikkate alın

    Soğuğun tıbbi olarak faydalı olabileceğini düşündüğümüz durumlar da vardır. Örneğin travma sonrası o bölgeye soğuk uygulama en basit ve en etkili tedavilerden birisidir. Yine venöz yetmezliği olanlarda bacaklara duş sonrası soğuk su uygulamanın faydası vardır. Kalbi durmuş olarak acile getirilen bir hastada beyin ödemini azaltmak için yoğun bakım şartlarında hipotermi tedavisi uygulanmaktadır. Ancak bu tedavilerin varlığı soğuk duş tedavisinin herkes için faydalı olabileceği anlamına gelmez. Bunun için kritik sıcaklık değerini kalp ve damar hastaları için “18 derece”, sağlıklı bireyler için de “12 derece” olarak söyleyebiliriz. Sağlıklı olup da daha düşük derecelere maruz kalmanın, sağlık tedbirleri açısından mutlaka daha kısa bir süre sınırı olmasına azami dikkat edilmelidir.

    Size cesaret vermesin

    Kuzey ülkelerinden gelen buzlu havuza veya denize girme videoları size cesaret vermesin. Alkol kullanımının fazla olduğu insanlarda cilt altı yağ dokusu daha kalın olduğundan bu insanlar soğuktan nispeten daha az etkilenmektedirler.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • DEÜ’den Kanser Hastalarına Umut Olacak Proje

    Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), kanserle mücadele çalışmaları kapsamında geliştireceği yeni proje ile hastalara umut olmayı amaçlıyor. Kanser immünoterapisi olarak adlandırılan, insan bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalığın tedavisini sağlayacak proje ile tümörlerin bağışıklık sisteminden kaçma mekanizmaları ve ölüm reseptörlerinin bu süreçteki rolü araştırılacak. DEÜ Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Duygu Sağ, 2018 yılında kanser immünoterapisi alanındaki çalışmaların Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülmesinin son yıllarda kanser immünoterapisine olan ilgiyi artırdığını belirterek, “Kanser immünoterapisi kısaca bağışıklık sistemimizi güçlendirerek kanseri tedavi etme yöntemidir. CHIRON proje ekibimiz, kanserle mücadelede yeni immünoterapiler geliştirmek için araştırmalar yapacak” dedi.

    Türkiye’nin saygın bilim kurumlarından Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), kanserle mücadele çalışmaları kapsamında geliştireceği yeni proje ile hastalara umut olmayı amaçlıyor. Kanser immünoterapisi olarak adlandırılan, insan bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalığın tedavisini sağlayacak proje ile tümörlerin bağışıklık sisteminden kaçma mekanizmaları ve ölüm reseptörlerinin bu süreçteki rolü araştırılacak. Proje Koordinatörlüğünü İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’nden (İBG) Dr. Gerhard Wingender’in yaptığı çalışmada, proje ortakları arasında DEÜ Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Duygu Sağ’ın yanı sıra; Fransa, İsveç, Yunanistan, İrlanda, Macaristan ve İsviçre’den altı farklı üniversite ve üç özel şirket bulunuyor. Tam adı “Kanser ve Bağışıklık Hücrelerinde Kanonik Olmayan Ölüm Reseptörü Sinyalizasyonunun Rolü” olan proje kapsamındaki çalışmaların dört yılı kapsaması öngörülüyor.

    “NOBEL ÖDÜLÜ İLGİYİ ARTIRDI”

    Kısa adı “CHIRON” olan proje ekibinin çalışmalarını ve projeyi değerlendiren DEÜ Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Duygu Sağ, proje bütçesinin 1 milyon 530 bin Euro olarak belirlendiğini söyledi. 2018 yılında kanser immünoterapisi alanındaki çalışmaların Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülmesinin son yıllarda kanser immünoterapisine olan ilgiyi artırdığını belirten Sağ, “Kanser immünoterapisi kısaca bağışıklık sistemimizi güçlendirerek kanseri tedavi etme yöntemidir. CHIRON proje ekibimiz, kanserle mücadelede yeni immünoterapiler geliştirmek için araştırmalar yapacak. Bağışıklık hücrelerinin tümör hücrelerini öldürme mekanizmalarından biri bağışıklık hücreleri üzerindeki TRAIL molekülünün tümör hücreleri üzerindeki DR4/5 reseptörleri ile etkileşime girmesidir. TRAIL’ın DR4/5 reseptörlerine bağlanması kanser hücrelerine ölüm sinyali verir. Fakat, bazı tümör hücreleri bu etkileşimi değiştirmeyi öğrenir ve ölüm sinyalini hayatta kalma sinyaline çevirir. CHIRON konsorsiyumu, DR4/DR5 ölüm reseptörleri tarafından indüklenen sinyalin tümör hücrelerinde nasıl değişebileceğini anlamayı amaçlamaktadır. Projede, ölüm sinyali için tümörleri tekrar duyarlı hale getirmek üzere, hayatta kalma sinyalini bloke eden spesifik inhibitörler geliştirilecektir” dedi.

    BİRÇOK TÜRDE ARAŞTIRMA YAPILACAK

    Projeye yönelik açıklamalarını sürdüren Doç. Dr. Sağ, şunları kaydetti:

    “CHIRON ortakları, bu inhibitörlere karşı özellikle hassas olabilecek kanser tiplerini belirlemek üzere hematolojik kanserler, meme kanseri, mesane kanseri ve pankreas kanseri üzerinde çalışacak. Böylelikle, CHIRON, yeni immünoterapiler geliştirmek için tümör hücrelerini öldürmek ve bunun en verimli olacağı kanser türlerini belirlemek üzere yeni araçlar geliştirmeyi hedeflemektedir. “Süreçteki katkıları için DEÜ Rektörlüğümüze, İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Enstitümüze, Üniversitemizin değerli bilim insanlarına ve koordinatör kurumumuz İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’ne teşekkür ediyoruz.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yaz Mevsiminde Çocuklarda Görülebilen Başlıca 8 Hastalık

    Özellikle çocukların dört gözle beklediği yaz tatili, yaz hastalıkları ve kazalarını da beraberinde getirebiliyor. Minikler için eğlenceli ve kahkaha dolu bir zaman olması istenen yaz tatili, kış aylarının soğuk algınlığı ve griple gelmesi gibi, çocukların korunması gereken birkaç hastalığa neden olabiliyor. Yaz mevsiminin içerdiği çeşitli risk faktörlerinin farkında olunması ve gereken önlemlerin alınmasıyla çocukların tatilin tadını doyasıya çıkarması sağlanabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Yenidoğan Uzmanı Dr. Aşkın Güra Bayık, yaz mevsiminin beraberinde getirdiği hastalıklar ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

    Hasta olmadan önlem alınması önemli! 

    Artan sıcaklıklarla ve okulların tatil olmasıyla; deniz, havuz, güneş, soğuk içecek tüketimi ve dışarıda geçirilen sürenin fazla olması gibi etkenler, çocukları hasta edebilirken anne babaların birtakım önlemler alması gerektirmektedir. Çocuklardaki yaz hastalıkları arasında güneş çarpması, ishal ve kusma ile giden bağırsak enfeksiyonları, hepatit A, havuz enfeksiyonları; dış ve orta kulak enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonları, deride mantar, böcek sokmaları, alerjik reaksiyonlar ve kırık çıkık gibi travmalar yer almaktadır. Bu hastalıkları önlemek için risk faktörlerini bilmek ve buna göre önlem almak hastalıklardan uzak bir yaz tatili olmasında büyük önem taşımaktadır. 

     

    1-Kulak enfeksiyonlarına dikkat!

    Kulağa dışardan giren mantar, bakteri, virüs gibi mikroplar, önce kaşıntı, ardından iltihaplı, pis kokulu akıntılara neden olabilir. Kulakta zaten normal olarak salgılanan sarı-kahverengi buşon kirli suyu çeker, şişer, içindeki mikrobun hastalık yapmasını kolaylaştırır.  Kötü kokulu, beyaz, sarı veya yeşil akıntı görüldüğü takdirde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

     

    2- Deniz ve havuz hasta edebilir

    Damlacık enfeksiyonu olarak nefes yoluyla vücuda giren mikroplar, üst solunum yolu, boğaz enfeksiyonu yapabilir. Ateş, kırgınlık, halsizlik, boğaz ağrısı ile başlar, çok daha ağır tablolara dönüşebilir. Ayrıca suya dalma, boğazdaki potansiyel hastalık mikroplarının daha derinlere taşınmasına ve sinüzit oluşmasına yol açabilir.  

     

    3- İdrar yolu enfeksiyonuna engel olun

    Özellikle kız çocuklarında daha sık görülür. Islak mayo ile bekleme, yeterli temiz olmayan suya girme veya su kenarında yerlere oturarak oynama, mikropların girişini kolaylaştırır.  İdrar yolu enfeksiyonu, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, karın ağrısı, ateş veya kusma gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Bazen bunların birçoğu birlikte olur. Erken tanı ve tedavi, ilerde oluşabilecek daha ciddi ve kalıcı rahatsızlıkları önleyecektir.

     

    4- Güneş çarpmasına dikkat edin

    Çocuk uzun süre etkili güneş altında kaldığında, oyuna dalıp yeterli sıvı tüketmediğinde, bir süre sonra ateş, halsizlik gibi belirtiler başlayabilir. Vücuttan kaybedilen suyun içindeki sodyum, potasyum gibi elementlerin eksikliği de belirtileri şiddetlendirir. Su kaybının şiddetine göre şoka kadar varan tablolar oluşabilir. Bu durumda serin bir yerde dinlenmesi sağlanmalı, bol su verilmeli ve şikayetle devam ettiği takdirde bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır.

     

    5- Güneş yanıkları ileriki yıllarda kanser tehlikesine neden olmasın

    Yazın en sık görülen rahatsızlıklardan biri de güneş yanıklarıdır. Güneş ışınları 45 dereceden daha dik iken güneş altında kalınmaması gerekir. Kişi suyun içindeyken de güneş yakıcı etkisini sürdürmektedir. Bu nedenle çocuklarda, 30 faktör civarındaki koruyucu güneş kremleri kullanılması uygundur. Bu ürünlerin güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi, her 3 saatte bir de tekrarlanması önemlidir. Özellikle yüzü korumak için de kıyıda oynayan çocuklara geniş kenarlı şapka takmak yararlı olabilir.   

     

    6- Sinek-böcek sokmalarının önüne geçin

    Sinek böcek sokmaları da kaşıntıya, ardından deride iltihaplı yaraya neden olabilir.  Geceleri mümkünse koruyucu tül perdeli yatak kullanmalıdır. Özellikle bebeklerde ciltten emilim çok olacağı için cilde sık sık kimyasal sinek kovucu sürmek doğru değildir. Yaz akşamlarında uzun kollu, ince, hava alan pamuklu giysilerle sineğin sokabileceği alanı azaltmak gerekir. Geceleri, sineklikli odanın ilaçlanıp yatmadan önce iyice havalandırılması da uygun bir yöntemdir. Sinek, böcek sokmasında antihistaminik ve ek ilaçlar içeren kaşıntı önleyici krem, merhem ve losyonlar kullanılabilir.

     

    7- Çocuğunuzu deri alerjilerinden koruyun 

    Çocuk açık alanda oynarken bazı bitkilerin temasına bağlı kızarma, kaşınma olabilir. Direkt güneş ışığına bağlı deride kızarma, kaşınma, hatta ödem gelişebilir. Bazen soğuk su, hatta sadece su bile deride ürtiker ve anjioödem denen kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı yapabilir.   

    8- Ortak kullanılan eşya ve yiyecekler Hepatit A’ya neden olmasın 

    Hepatit A denilen bulaşıcı sarılık türü, özel bir virüsün bulaşmasıyla olur. Kirli su, gıda, kirli el en önemli bulaşma araçlarıdır. Basit bir enfeksiyon gibi halsizlik, ateş şikayetleriyle başlayıp, kusma, karın ağrısı eklenebilir. İdrar renginde portakal kabuğu gibi koyu sararma, göz akında sararma ile belirginleşir. Bulaşıcıdır, iyileşmesi uzun zaman alabilir.  Artık çocuklar bu hastalıktan da aşı ile korunabilmektedir. 1,5 yaşından itibaren yapılabilen, 6 ay ara ile 2 doz aşı korumada önemli rol oynar. Hepatit A’dan korunmanın diğer yolları arasında Hepatit A geçiren kişilerin mikrobu bulaştırmalarını önlemek için el ve tırnak temizliğine son derece dikkat etmek gerekir. İç çamaşırlarını, çarşaflarını ve tuvaletlerini solüsyonlar ile temizlemek, hastaya bakan hemşire, doktor, hasta bakıcı ve aile bireylerinin de ellerini sık sık mikrop önleyici sıvılarla yıkamaları bu hastalıktan korunmada son derece önemlidir.  

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • CBOT, Chatbotlarla E-ticaret’te Yenilikçi Bir Dönüşüme Öncülük Ediyor!

    Türkiye’nin uçtan uca müşteri hizmetleri otomasyonunda lider yapay zekâ şirketi CBOT, e-ticaret sektöründe devrim yaratmaya devam ediyor. 

    CBOT’un yaptığı çalışmaya göre, Türkiye’de açıklanan 100 büyük internet firmasının %52’si müşterilerine chatbot ve canlı destek ile hizmet veriyor. Bu alanda lider konumda bulunan CBOT, müşteri deneyimini zenginleştiren ve alışverişi daha kolay hale getiren “diyalogsal alışveriş (conversational commerce)” trendine odaklanarak, sektördeki dijital dönüşüme yön veriyor.CBOT’un CEO’su Mete Aktaş, e-ticaretteki chatbot trendlerine yönelik yaptığı açıklamada, “CBOT olarak çok değerli markalar ve projeler ile lider konumda olduğumuz e-ticaret alanında chatbotların önemi her geçen gün daha da artıyor. Şu anda en büyük e-ticaret şirketlerinin yarısından fazlası, müşterilere aktif olarak chatbot veya canlı destek sistemi aracılığıyla yardımcı oluyor, bu oranın 2024 2. çeyreğinde %75’in üzerinde olacağını öngörüyoruz. 

    Biz CBOT ailesi olarak, bu alanda edindiğimiz yılların verdiği deneyim ve birikimle, iş ortaklarımızın müşterilerine içtenlikle diyalog tabanlı bir alışveriş deneyimi sunmaktan büyük bir gurur duyuyoruz.” dedi. “Artık chatbotların rolü sadece müşteri desteği ile sınırlı değil; aynı zamanda satışları destekleyen yeni kullanım alanları da gelişti. 

     Örnek olarak, müşterilere alışverişi tamamlama konusunda hatırlatmalar göndermek veya stoklarda bulunan ürünleri bildirerek, satışın tamamlanmasına kadar olan süreçte chatbot desteği ile etkileşimi sürdürmek gibi yöntemlerle, şirketlerin satış performansını artırmak üzere katkı sağlıyoruz.” diyerek sözlerine devam etti.E-ticaret alanındaki büyüme trendlerine de değinen Aktaş, “Online alışverişin payı her geçen gün artıyor. Tüm araştırmalar gelecekte, küresel perakende satışlarının önemli bir bölümü çevrimiçi alımlardan oluşacağı konusunda hemfikir. Ayrıca, sosyal ticaretin önemi de giderek artıyor. 

    Bu nedenle, chatbotlarımızı sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarıyla entegre ederek müşterilerimizin son kullanıcılara daha hızlı ve etkili bir alışveriş deneyimi sunmasını sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.CBOT’un yapay zeka tabanlı chatbotlarına, e-ticaret destek alanında, en fazla, kargo durumu sorgulama, ürün arama, iptal ve iade ile ilgili bilgi alma, üyelik işlemleri gibi konular soruluyor. CBOT e-ticaret alanında bu temel hizmetlerin yanı sıra, ödeme işlemlerini de otomatikleştiriyor. Böylece müşteriler, tek bir platform üzerinden alışverişlerini tamamlayarak daha hızlı ve basit bir deneyim yaşıyorlar.Global trendleri de yakından takip ediyor

    E-ticaret alanındaki chatbot trendleri giderek daha belirgin hale geliyor.  CBOT, bu trendleri yakından izleyerek chatbotlarını daha sofistike ve geniş kapsamlı hale getiriyor. CBOT’un e-ticaret chatbotları, GPT teknolojisi ile entegre olarak hizmet kapsamlarını artırıyor, etkileşimin daha kişisel ve daha doğal olması sağlanıyor. Artık bu şekilde hazırlanmış bir chatbota, sadece ürün bilgisini sormakla kalmayıp, moda trendleri ve stil önerileri konusunda da danışabiliyoruz. Ek olarak, e-ticarette chatbotlar ödeme adımlarını da otomatize ederek uçtan uca bir deneyim sunuyor. Meta’nın Facebook, WhatsApp ve Instagram gibi sosyal medya platformlarına yönelik yatırımları, chatbotların bu platformlarda diyalog tabanlı alışveriş açısından ne kadar kritik bir rol üstleneceğinin göstergesini oluşturuyor. 

    Tüm bu gelişmeler esnasında, süreçteki insan varlığı her zaman önemini koruyor. İnsan ve yapay zeka arasındaki geçişlerin doğru kurgulanması ve müşteri temsilcilerinin de yapay zeka, özellikle GPT, teknolojileri ile etkin şekilde desteklenmesi kritik hale geliyor. Yakın gelecekte e-ticaret chatbotlarının sadece müşteri desteği sağlamakla kalmayıp, satışları artırmak için de aktif bir rol oynaması bekleniyor. Özellikle alışveriş sepetinde ürün bırakan veya stokta olmayan ürünleri soran müşterilere chatbotlar ile yapılan anlık dönüşler, ya da ürünler stoklara girdiğinde yapılan bilgilendirmeler, müşteri dönüşüm oranlarını yükseltmede büyük etkiye sahip olduğu gözleniyor. 

    Bu eğilimin gelecekte daha da güçlenerek devam etmesi bekleniyor.CBOT, bu trendlerin tamamına dair sunduğu uçtan uca çözümlerle e-ticaret sektöründe liderlik rolünü sürdürüyor. CBOT, özellikle Meta’nın Türkiye’deki önde gelen iş ortağı olarak büyük bir öncülük rolü üstleniyor. Bu sayede, işbirliği yapan e-ticaret şirketleri CBOT’un liderliğiyle, müşterilere WhatsApp ve Instagram gibi güçlü platformlarla işbirliği yapmanın avantajını yaşayarak, daha sofistike, kapsamlı ve tatmin edici bir alışveriş deneyimini sürdürmeye devam ediyor. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Siber risk sigortaları enerji sektörünün de gündeminde

    IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, siber olayların günümüzdeki en büyük küresel risklerin başında geldiğini belirterek, “Son dönemde enerji sektörü de siber güvenlik düzenlemeleri ile öne çıkıyor. Sadece büyük veri tabanına sahip sektör ya da kurumlar değil evlerdeki akıllı TV’ler ve değerli elektronik aletler de risk altında. Siber risklere karşı sigorta yaptırılmalı” dedi. 

    Dünyada 94 ülkede yapılan araştırmaya göre; siber olaylar ve iş kesintisi riskleri en büyük küresel riskler olarak görülmeye devam ediyor. 2023’te yapay zeka tabanlı kod yazma asistanlarının yaratacağı güvenlik açıklarından, elektrikli araçlara, kripto para hacklerinden devletlerarası siber saldırılara kadar birçok gelişmenin yaşanabileceğinin de öngörüldüğünü duyuyoruz. Bu noktada, siber sigortalara olan ilgi her geçen gün artıyor. 

    ‘Siber sigortalar en fazla finansal kurumlarda yer almış durumda’ 

    IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, “Hemen hemen her işletme siber sigortalar hakkında bilgi almak ve varlıklarını korumak için başvuru yapıyor. Yakın zamanda yaşadığımız deprem felaketi sonrasında da siber saldırganların harekete geçtiğini üzülerek izledik. IBS olarak hem mevcut müşterilerimiz hem de yeni müşteriler ile siber sigorta sahibi müşteri portföyümüzü genişletiyoruz” dedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Enerji Sektöründe Siber Güvenlik Yetkinlik Modeli Yönetmeliği’nin Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğine dikkat çeken Murat Çiftçi, “Yönetmelik elektrik iletim ve dağıtım lisansı sahibi, geçici kabulü yapılmış ve işletmedeki kurulu gücü 100 megavat elektrik ve üzeri lisansa sahip her elektrik üretim tesisi, boru hattıyla iletim yapan doğal gaz iletim lisansı, sevkiyat kontrol merkezi kurmakla yükümlü doğal gaz dağıtım lisansı, depolama lisansı (LNG, yer altı), ham petrol iletim lisansı ve rafinerici lisansı sahibi tüzel kişilerden oluşan kuruluşların endüstriyel kontrol sistemlerinin güvenliğine ilişkin önemli yaptırımlar içeriyor. Bu noktada önümüzdeki dönemde enerji alanında yoğun bir siber sigorta sahipliği gündemi oluşacaktır” diye konuştu. 

    ‘Siber sigortaların önemi daha da arttı’

    Siber risklere en fazla maruz kalan sektörlerin genellikle büyük müşteri verisi, finansal veriler, tıbbi kayıtlar, fikri mülkiyet veya diğer hassas verileri işleyen sektörler olduğunu belirten Murat Çiftçi, bu sektörleri şöyle sıraladı: “Siber saldırılara en açık sektörlerin başında finansal hizmetler geliyor. Bankalar, sigorta şirketleri ve diğer finansal kurumlar önemli miktarda müşteri verisi ve finansal bilgi işledikleri için yüksek koruma ihtiyacı duyuyorlar. Sağlık hizmetleri, e-ticaret başta olmak üzere perakende sektörü, kritik sistemlere sahip enerji ve telekomünikasyon şirketlerinin de siber risklere karşı korunması büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda sigorta şirketleri de teminat havuzlarını genişletip çok yönlü ürünler sağlamak konusunda çalışmalar yapıyor. Yapay zekâ araçlarıyla yapılan kodlamalarla birçok temel güvenlik açığı yaratılması mümkün, özellikle elektrikli araçlara yönelik saldırılar artacak. Yeni elektrikli araçlar, eskiye istinaden daha çok veriye bağlantı noktası barındırması ve dijital hale gelmesinden dolayı siber suçluların bir numaralı hedefi olması bu konuda pek çok önleyici çalışmayı beraberinde getirdi. Siber sigortaların finansal sigortalar arasında her geçen gün daha fazla yer aldığını görmeye devam ediyoruz.” 

    ‘Akıllı ev aletleri de siber saldırıya maruz kalabilir’

    Murat Çiftçi evlerimizdeki akıllı cihazlar ve ev elektroniğinin de siber saldırılara karşı savunmasız olabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Evlerde kullanılan teknolojik cihazlarda yer alan kişisel verilerimizin elde edilmesi, finansal kayıplar ve hatta fiziksel güvenliğimizin tehlikeye atılması gibi risklerle karşı karşıya kalabiliriz. Akıllı telefonlarımız, banka bilgileri, şifreler, kişisel iletişim bilgileri ve hatta konum bilgilerimiz gibi çok sayıda hassas bilgiyi depolayabilir. Bu nedenle, akıllı telefonlarımızın şifreli ve güvenli bir şekilde kullanılması, güvenilir uygulamaların yüklenmesi ve düzenli olarak güncellenmesi önemlidir. Akıllı TV’ler de izleme alışkanlıklarımız, cihaz hakkında bilgi toplama amaçlı reklamlar ve hatta kameranın izinsiz kullanımı kişisel verilerimizin ele geçirilmesine neden olabilir. Aynı şekilde evlerde kullanılan diğer elektronik cihazlar da benzer riskler bulunuyor. Örneğin, akıllı ev sistemleri, hırsızlık, yangın veya su baskını gibi acil durumlarda bizi uyarırken, aynı zamanda siber saldırılara da maruz kalabilir. Bu nedenle, cihazların şifreli ve güvenli bir şekilde kullanılması ve düzenli olarak versiyonlarının güncellenmesi, kullanıcılarda siber güvenlikle ilgili farkındalık yaratılması, anti virüs yazılımı kullanılması ve verilerin yedeklemesinin yapılması önemlidir.”

    Sosyal medyaya dikkat!

    Murat Çiftçi, sosyal medyanın siber suçlular için de cazip bir hedef haline geldiğini belirterek, “Sosyal medya hesaplarına sahte bir şekilde giriş yaparak, kullanıcılardan kişisel bilgilerini ve şifrelerini elde etmek amacıyla yapılan kimlik avı saldırıları oldukça yaygın durumda. Bu saldırılar, sahte hesaplar ve linkler aracılığıyla gerçekleşiyor. Yine sosyal medya hesaplarına giren zararlı yazılımlar, kullanıcıların cihazlarına bulaşarak, bilgi hırsızlığı, kimlik avı, ağ geçitlerine sızma ve diğer kötü niyetli amaçlar için kullanılıyor. Ayrıca, özellikle çocuklar ve gençler arasında siber zorbalığın yaygın olduğunu görüyoruz. Sosyal medya, sosyal mühendislik saldırıları için de kullanılabilecek bir alan oluşturuyor. Sosyal mühendislik, siber suçluların kullanıcıların kişisel veya gizli bilgilerini ele geçirmek için sahte hesaplar ve bağlantılar oluşturarak sosyal medya kullanıcılarını kandırmasıdır. Bu nedenlerle, sosyal medya kullanıcılarının dikkatli olmalarını, güçlü şifreler kullanmalarını, bilgi paylaşımını sınırlamalarını ve hesaplarının güvenliğini sağlamalarını öneriyoruz” dedi. 

    En fazla talep edilen teminatlar 

    Siber sigortalar ile şirket ve kurumların siber risklere karşı korunmalarını sağladıklarını belirten Murat Çiftçi en fazla talep edilen teminatları şöyle sıraladı: “Siber saldırı teminatı; bilgi hırsızlığı, fidye yazılımları, veri kaybı veya hizmet kesintileri gibi siber saldırılara karşı ortaya çıkan maddi zararları karşılar. İhlal tepki teminatı ise veri ihlali durumunda, yasal yaptırımlar ve müşteri bilgilerinin yeniden düzenlenmesi gibi maddi ve itibari zararları kapsar. İş kesintisi teminatı, siber saldırı ile işletmenin normal faaliyetlerini yerine getirememesi sonucunda oluşan gelir kayıpları, müşteri kaybı veya tedarik zinciri sorunlarını içerir. Rehberlik ve danışmanlık hizmetleri teminatı da siber saldırı durumunda etkili bir yanıt stratejisi oluşturmak ve uygulamak için danışmanlık firmasından profesyonel yardım ve rehberlik hizmetleri alınmasına olanak tanır. Medya ve itibar teminatı ise işletmenin itibarını ve marka değerini korumak için gerekli medya ve halkla ilişkiler desteği sağlar.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mastercard ‘Great Place to Work®’ sertifikasına hak kazandı

    Mastercard, küresel ölçekte kurum kültürlerini ve çalışan deneyimini değerlendiren bağımsız araştırma kurumu Great Place to Work Enstitüsü tarafından verilen Great Place to Work® sertifikasının sahibi oldu. Şirketin bu başarısının temelinde tüm çalışanların birbirine saygı duyduğu, çeşitliliğin ve kapsayıcılığın önemsendiği bir çalışma ortamı sağlaması yer alıyor.

    İSTANBUL, 14 Ağustos 2023-  İşyeri kültüründe küresel otorite olan Great Place to Work® şirketlerin global düzeyde, çalışanlar tarafından nasıl değerlendirildiğini, sektördeki algıları ve iletişim stratejilerini ölçüyor. Bu ölçümler sonucunda Mastercard, çalışan odaklı kurum kültürü ve insan kaynakları alanındaki yenilikçi uygulamaları sayesinde Great Place to Work® sertifikasını almaya hak kazandı.

    İnsan kaynakları uygulamalarında Türkiye‘nin en beğenilen şirketleri arasında yer almanın gurur verici olduğunu belirten Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Avşar Gürdal, “Mastercard kültürü, her çalışanımızın birbirinden farklı ve değerli olduğu görüşüne dayanıyor. Tüm çalışanlarımızın birbirine güven ve saygı duyduğu, farklı düşüncelere hoşgörü ile yaklaştığı, başarıyı birlikte kutladığı bir çalışma ortamı yaratmak için çalışıyoruz. Ayrıca geri bildirim kültürünün önemine inanıyoruz. İnsan kaynakları uygulamalarımıza çalışma arkadaşlarımızın geri bildirimde bulunabileceği çeşitli platformları entegre ediyoruz. Öte yandan bir şeffaflık kültürü geliştirmek ve hiyerarşiden bağımsız olarak herkesi bakış açılarını ve görüşlerini paylaşmaya teşvik etmeye özen gösteriyoruz. Bu taahhüdün bir parçası olarak, tüm çalışanlarımızın duygusal sağlığını korumak üzere küresel standartlardaki çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerini benimsiyoruz. Great Place to Work® sertifikasını almaya hak kazanmamız bu alandaki uygulamalarımız ile doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Böylesine önemli bir statüye layık görülmek bizleri son derece onurlandırdı. Emeği olan tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. 

    ÖRNEK İNSAN KAYNAKLARI UYGULAMALARI

    Başarıyı güvenli ve şeffaf bir çalışma ortamının getirdiğini savunan Mastercard, çeşitlilik ve kapsayıcılık uygulamalarını dünya genelinde sürdürüyor. Şirket, çalışanlarının seslerini duyurmaları hedefiyle kaygıları kabul etme, değerlendirme ve çözme mekanizması üzerine kurulu bir kültür geliştiriyor. Ruh sağlığı ayı olan mayıs ayında, tüm çalışanların genel refaha odaklanabilecekleri, birbiriyle bağlantı kurabilecekleri ve güvenli bir alanda hikayelerini paylaşabilecekleri oturumlar gerçekleştiriyor. 

    Mastercard, çalışanlarının sağlıklı bir iş ve yaşam dengesi kurması amacıyla liderlerin hibrit iş güçlerini yönetmelerine yönelik öğrenme fırsatları, ofis dışında çalışma esnekliği, ebeveyn izinleri vb. politikalar izliyor. Çalışanlarının kariyerlerinde nasıl ilerleyecekleri konusunda liderlerle bağlantı kurabildikleri, gelişim yolculukları için tavsiye alabildikleri ve meslektaşları ile ağ kurma şansı yakalayabildikleri etkileşimli etkinlikler düzenleniyor. Ek olarak, Gönüllülük Günleri programıyla çalışanlarını sosyal sorumluluk kapsamında uygun gönüllülük ve sosyal yardım faaliyetlerinde aktif rol almaya da teşvik ediyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ambalaj endüstrisi 11-14 Ekim 2023 tarihleri arasında İstanbul’da buluşuyor!

    Ambalaj endüstrisine yönelik olarak Avrasya coğrafyasında her yıl düzenlenen en kapsamlı ve en büyük ticaret platformu olan Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, 11-14 Ekim 2023 tarihleri arasında Büyükçekmece, İstanbul’daki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 28. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. 

    Geleceğin çözüm odaklı firmaları, yaratıcı ambalaj çözümlerini ve en son teknolojilerini 28. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda sergilemek üzere 11-14 Ekim 2023 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde bir araya gelecek. 2022 yılında Türkiye dahil 122 ülkeden olmak üzere toplamda 72 bin 652 ziyaretçiyi ağırlayan fuar, 2023 yılında yerli üreticileri sadece Türkiye’den değil, dünya genelinden 120’nin üzerinde ülkeden gelen alıcılarla yeniden buluşturmak için gün saymaya başladı. Sektörün gücünü, yenilikçi yönünü ve sürdürülebilirliğe bakışını yerli ve yabancı ziyaretçilere gösteren etkin bir ticaret platformu olan fuar, ambalaj endüstrisinin 2030 yılına yönelik 50 milyar dolarlık sektör büyüklüğü hedefine ve 20 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmasına önemli bir katkı sağlıyor.

    Fuar her geçen yıl daha da büyüyor

    28. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, RX Tüyap tarafından Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) iş birliğinde, Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD), Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD), Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği (MASD), Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (SEPA) destekleriyle düzenleniyor. Avrasya coğrafyasında her yıl düzenlenen en kapsamlı ve en büyük ticaret platformu olan Avrasya Ambalaj Fuarı, ilk düzenlendiği yıldan bugüne kadar büyümesini ve gelişmesini sürdürüyor. Ekim ayındaki fuar toplam 14 salonda 120.000 metrekare alanda 1200’ün üzerinde firma ve firma temsilciliğine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 

    Fuarın uluslararası tanıtım çalışmaları devam ediyor 

    Fuarın uluslararası tanıtımları 6-10 Şubat tarihlerinde Moskova’da düzenlenen Prodexpo Fuarı ile başladı. Rusya ve Doğu Avrupa’nın en büyük gıda ve içecek üreticilerinin katılım gösterdiği fuarda katılımcı firmalar Avrasya Ambalaj Fuarı hakkında bilgilendirildi. 20-24 Şubat tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen Gulfood Fuarı sırasında tanıtım çalışmaları devam etti. Başta körfez bölgesi ülkeleri olmak üzere çok sayıda büyük gıda ve içecek üreticinin katılımcı olduğu Gulfood Fuarı’nda Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nın reklamları ve tanıtımı yapılarak gıda ve içecek üreticisi olan katılımcı firmalar Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na davet edildi.

    4-10 Mayıs 2023 tarihlerinde ise Almanya’nın Düsseldorf şehrinde düzenlenen Interpack Fuarı’nda Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) ile yapılan stantlı katılımla Interpack Fuarı ziyaretçilerine, katılımcılarına ve ambalaj endüstrisiyle ilgili dünya çapında kurumlara tanıtıldı. Mayıs ayındaki Interpack Fuarı’nın gerçekleştiği fuar alanına giden trenlerde verilen reklamlar ise fuar ziyaretçilerinin ve katılımcılarının dikkatini çekti. 6-9 Haziran 2023 tarihlerinde Rusya’nın başkenti Moskova’da gerçekleşen RosUpack Fuarı’nda da tanıtılan Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, Rusya pazarı başta olmak üzere Kazakistan ve Özbekistan’ın yanı sıra Doğu Avrupa ülkelerini de kapsayan çok geniş bir coğrafyadan katılım gösteren firmalara tanıtıldı.

    Yeni iş bağlantıları için kaçırılmaması gereken bir fırsat

    Avrasya Ambalaj Fuarı’nda; ambalaj ürünleri, tamamlayıcı ambalaj ürünleri, ambalaj üretimine yönelik ham madde ve ara ürünler, ambalaj sanayiine yönelik hizmetler, ambalaj baskı, oluklu mukavva-karton ambalaj üretim ve konverting teknolojileri, ambalaj makineleri, ambalaj üretim makineleri, makinelere yönelik yardımcı cihaz, donanım ve sistemler, içecek ve gıda teknolojileri, ambalaj geri dönüşüm teknolojileri ve lojistik alanlarında faaliyet gösteren 1200’ün üzerinde yerli ve yabancı katılımcı firma bu fuarda yer alacak. Fuarı 2023 yılında 120’yi aşkın ülkeden 15 bin uluslararası ziyaretçinin gelmesi beklenirken, toplamda 80 binin üzerinde ziyaretçi hedefleniyor.

    Fuar ziyaretçileri, Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı ve eş zamanlı düzenlenen 17. Uluslararası Gıda ve İçecek Teknolojileri Fuarı Food-Tech Eurasia sırasında yeni tedarikçiler ve çözüm ortakları ile tanışma fırsatı yakalarken işletmeleri için makine ve ekipman yatırımları da yapabilecekler. Fuar katılımcıları ise başta Türkiye olmak üzere, Orta ve Batı Avrupa, Balkanlar, Rusya, Kafkaslar, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika’dan gıda ve gıda dışı tüm endüstrilerin karar vericileriyle buluşma, ticaret hacimlerini ve marka değerlerini artırma ve müşterilerle yüz yüze görüşme fırsatına sahip olacak. 

    Fuar biletlerini sadece web sitesinden satın alabilirsiniz

    28. Avrasya Ambalaj Fuarı, yeni ve yaratıcı ambalaj çözümleri ile ürünlerini kullanıcılara buluşturmayı hedefleyen; gıda ve içecek sektörü, matbaa, baskı, kağıt ve kırtasiye, kişisel bakım ve kozmetik, temizlik ve hijyen, kimya, boya ve petrol, otomotiv, ilaç ve medikal, yapı, züccaciye, beyaz eşya ve elektrikli ev aletleri, tekstil, konfeksiyon ve ayakkabı gibi çok sayıda endüstri temsilcisi bu fuarda yeni ve yaratıcı ambalaj çözümleri, makine ve ekipmanlarını yakından inceleme fırsatı yakalayacak. Fuar giriş biletinizi www.packaginfair.com adresinden satın alarak hem Avrasya Ambalaj Fuarı’nı hem de eş zamanlı düzenlenen Foodtech Eurasia Fuarı’nı tek bilet ile 4 gün boyunca ziyaret edebilirsiniz. Fuarda hangi firmaların katılımcı olduğunu fuara gelmeden önce fuarın web sitesindeki katılımcı firma listesinden mutlaka inceleyin!

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gerçek Bilgilerle Su Altı Dünyasını Keşfedeceğiniz Dolphin Spirit Geliyor: İşte Tüm Ayrıntılar

     
    Magic Pockets tarafından geliştirilen ve Microids tarafından yayınlanacak simülasyon, macera, ömür oyunu Dolphin Spirit: Ocean Mission, 20 Eylül tarihinde geliyor. Eğlenceli bir ada macerasını atılabileceğimiz bu üretimde çeşitli görünümlere gerçek geçiş yapabilecek ve isminin her bir kısmı keşfetmeye çalışacağız. Bir yandan keşif ögeleri ile birlikte oyunda yer alırken öbür taraftan ise farklı farklı işlere el atacak ve bu kapsamda oyundaki bütün içeriği deneyimleyebileceğiz. Açık alanlardan kapalı alanlara ilgi alımlı kısımlardan deniz hayatına kadar birçok alana geçiş yapabileceğimiz oyunda yunus arkadaşımız yer alacak ve bu arkadaşımızla bir arada okyanusların o canlı havasını sollayacağız.
     
    Güneşli ve açık havanın olduğu bu ortamda elbette eğlenceli ve rahatlatıcı bir tecrübe bizleri bekliyor. Oyun içerisinde istediğimiz üzere ilerleyebiliyor, sağı solu keşfedebiliyor ve bu kapsamında adanın tüm bölgesine uğramaya çalışıyoruz. Oyunda bir araştırmacı olarak yer alıyor ve karakterimizle bir arada istediğimiz bölgeye gerçek adım atabiliyoruz. Oyunda keşfedilmemiş hazineler, su altı dünyası ve yanımızda da bir yunus arkadaşımız bulunuyor. Bu arkadaşımızla bir arada okyanusların derinliklerine dalabiliyor, buralarda bulunan saklı hazineleri ortaya çıkarabiliyor ve daha evvel burada neler olup bittiğini öğrenmeye başlıyoruz. Ayrıyeten burada adayı felaketten kurtarma üzere temel bir kıssa yer alıyor ve oyun bu kıssa etrafında dönüp duruyor. Münasebetiyle kıssa konusunda üst seviye bir içerik beklememenize tavsiye ediyorum.
     
    Okyanusların derinliklerine geçiş yapabileceğimiz bir macera
     
     
     
    Oyun bizlere rahatlatıcı bir temayla yaklaşmaya hazırlanıyor. Hasebiyle şayet gündelik hayattan sıkıldıysanız ve ağır rol yapma oyunlarından yahut savaş oyunlarından çıkış yapmışsanız ve kendinize rahatlatıcı bir tecrübe arıyorsanız bu oyun tam size nazaran diyebilirim. Oyun içerisinde tropik bir adada yer alıyor, bu adada istediğimiz halde maceraya atılıyor, denizlere açılarak istediğim bir formda su hayatına adapte olmaya çalışıyor ve denizlerdeki o ekolojiyi ve o hayatı tanımaya / öğrenmeye başlıyoruz. Denizlere de ilginiz varsa ve okyanusta yer alan canlılarla alakalı çeşitli bilgiler öğrenmek istiyorsanız bu oyuna göz atmanızda yarar var.
     
    Su altı dünyasının kapalı hazineleri keşfetmeye çalıştığımız tropik ada içerisinde farklı farklı macera ögeleri bulunuyor. Bu macera ögeleri ile bir arada çeşitli vazifelere atılabiliyor ve elimizde bulunan koleksiyon kitabını tamamlamaya çalışıyoruz. Oyunda koleksiyon kitabı ile bir arada elbette kendimize ilişkin bir emel ediniyor, bunu doldurmak da oyundaki yapacağımız atılımlara nazaran değişkenlik gösteriyor. Elbette koleksiyonu içerisinde farklı farklı ve ilgi cazip ögeler bulunuyor. Bunları toplamak ve koleksiyon kitabını tamamlamak büsbütün sizin işiniz oluyor.
     
    Tropik ada macerasında lokal halkı kurtarmaya çalışıyoruz
     
     
     
    Diğer taraftan bulunduğumuz bu tropik ada içerisinde yalnızca biz değil lokal halk da bulunuyor. Bu mahallî halkla bir arada etkileşime geçebiliyor, onlardan vazifeler alabiliyor ve onların isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu vazifeleri yerine getirirken elbette tahminen de biraz zorlanabiliyor fakat eğlenceli kısımlar bizleri bekliyor diyebilirim. Bunun dışında bu vazifeleri yerine getirdikten sonra farklı farklı koleksiyon eserlerinin sahibi olabiliyor ve bu kesimlerle bir arada de kendi koleksiyonumuzu tamamlamaya çalışıyoruz. Bir taraftan ada içerisinde tatil yapmaya çalışırken başka taraftan ise mahallî halkla birlikte iç içe geçebiliyor, onlarla bağlarımızı ilerletebiliyor ve hatta onlardan birçok bahiste yardımlar alabiliyoruz. Hasebiyle burada bulunan halk bizlerle birlikte etkileşime daima olarak geçiyor.
     
    Fantastik bir maceraya atılacağımız oyunda gizem dolu ve sihirli içerikler bulunuyor. Oyun içerisinde bir yandan öyküyü deneyimlerken başka yandan ise sağda solda bulunan sırları ve gizemleri açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Bu stil oyunlarda siz de biliyorsunuz ki etrafı keşfetmek ve etraftan sahiden de keşfedilecek ögeler bulmak epey değer arz ediyor. Zira keşif olayı birçok rahatlatıcı oyun tecrübesi içerisinde büyük yer kaplıyor ve bunlarla bir arada de oyundaki oynama süremiz artış gösteriyor. Şayet düz bir kıssa anlatımıyla ve sıradan içeriklerle karşımıza gelirse elbette bir mühlet sonra bu oyunlardan sıkılmış oluyoruz lakin keşif ögeleriyle bir arada oyundaki içeriklerin daha da genişlemiş olduğuna görebiliyoruz.
     
    Gerçek bilgilerle bir arada deniz hayatı anlatılıyor
     
     
     
    Geliştirici takımı belirttiğine nazaran oyun içerisinde gerçek hayattan alınmış deniz hayatı ile ilgili çeşitli bilgiler bulunuyor. Yani sahiden de denizlerle ve okyanus hayatı ile ilgili birçok bilgiyi öğrenmek istiyorsanız bu oyuna bir göz atabilir ve bir baht verebilirsiniz. Oyun içerisinde yer alan bilgiler gerçek hayatta da kabul görmüş bilgiler olarak karşımıza çıkıyor. Hasebiyle bir yandan eğlenirken öbür taraftan öğrenebiliyorsunuz. Bu da deniz hayatına ilgi gösterenlerin ve bu mevzuda bilgi sahibi olmak isteyenlerin hakikaten de güzeline gideceği bir durum. Oyun oynarken bir yandan deniz hayatını öğrenebiliyor, deniz hayatı içerisinde hangi canlıların yaşadığını görebiliyor ve bu canlıları nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlayabiliyorsunuz.
     
    Elbette bu canlıları keşfederken ve bu canlılar hakkında çeşitli bilgiler öğrenirken içlerinde hem yırtıcı hem de dost canlısı hayvanlar bulunuyor. Hayvanlarla bir arada istediğimiz bir halde bilgiler edinebiliyor bunun dışında ise oyunda yer alan mekanik sayesinde bunları fotoğraflayabiliyoruz. Fotoğraflarla birlikte kendi fotoğraf koleksiyonumuzu yapabiliyor ve böylelikle birçok canlanan nasıl göründüğünü bu oyun içerisinde görebiliyoruz. Elbette okyanus hayatı içerisinde görmediğiniz ve ilgi alımlı canlılar yer alıyor. Bunları da bu oyun sayesinde görebiliyorsunuz.
     
     
     
    Ada macerasına atılacağınız ve eğlenceli bir yapıyı deneyimleyebileceğiniz oyunda çok çeşitli deniz canlıları bulunuyor ve koleksiyon kitabınızı bu deniz canlarıyla bir arada tamamlayabiliyorsunuz. Oyunda keşfedilmeyi bekleyen yabanî hayvanlar ve ilgi cazip görüntüler yer alıyor. Bunları da keşfetmek büsbütün sizin işiniz oluyor. Oyun aslında araştırma ve bu canlılar hakkında çeşitli bilgiler öğrenme temelli olarak karşımıza çıkıyor.
     
    Steam sayfası
     
     
     

    Okyanusun derinliklerine girebileceğiniz ve birçok hayvanı burada öğrenebileceğiniz yapın 20 Eylül tarihinde biz oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Bu stil oyunlardan hoşlanıyorsanız ve deniz hayatı hakkında çeşitli bilgiler öğrenmek ve bir yandan da eğlenmek istiyorsanız bu oyuna bir göz atabilirsiniz. Oyunun şu anda Steam sayfası açık durumda ve dilerseniz Steam sayfası üzerinden istek listenize ekleyebilir ve çıkış yaptığı gün bu oyundan haberdar olabilirsiniz. Daha evvel de bahsettiğim üzere istek listenize eklediğiniz oyunlar mail adresinize bir bildirim aracılığıyla geliyor ve bu oyundan haberdar olabiliyorsunuz. Hasebiyle oyunun çıkış yaptığını bu kapsamda unutmuyorsunuz.

  • Nevşehir Belediyesi Yaz Spor Okullarına Yoğun İlgi

    Nevşehir Belediyesi’nin geleceğin yeteneklerinin keşfedilmesine katkı sağlayıp, sağlıklı bir genç neslin oluşmasına katkı sağlamak amacıyla açtığı yaz spor okulları büyük ilgi gördü. 14 farklı branşta 859 çocuk ve gencin katıldığı kurslar 10 Eylül 2023 tarihinde sona erecek.

    Nevşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü tarafından özellikle çocukların ve gençlerin zihinsel ve bedensel gelişimleri ile sosyalleşmelerine katkı koymak, ayrıca yeteneklerini ortaya çıkarmak amacıyla düzenlediği  yaz spor okullarında eğitimler sürüyor. Wushu-Kungfu, Masa Tenisi, Geleneksel Okçuluk, Modern Okçuluk, Güreş, Futbol, Halter, Su Topu, Spor Tırmanış, Kort Tenisi, Badminton, Atletizm, Fitnes-Jimnastik ve Halk Oyunları gibi 14 farklı branşta açılan ücretsiz kurslara 859 çocuk ve genç katılıyor.

    Kurslarda katılımcılara Nevşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü’nün alanlarında uzman antrenörleri eşliğinde eğitimler veriliyor. Sporu sevdirmenin, spor kulüplerine sporcu kaynağı oluşturmanın, toplumda spor kültürünü güçlendirmenin ve sporun daha geniş kitlelere yayılmasının amaçlandığı yaz spor okullarında, değerlendirmeler sonucunda başarılı olan ve gelecek vadedenler spor kulüplerine yönlendirilerek profesyonel spor yaşamlarına ilk adımlarını atıyor.

    Nevşehir’de yaşayan tüm vatandaşların istediği spor branşını yapması için Nevşehir Belediyesi olarak tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Belediye Başkanı Dr. Mehmet Savran, çocuklarını kurslara gönderen ailelere teşekkür etti.

    Savran, “Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin sporla buluşmalarını çok önemsiyoruz. Onların ruhsal ve fiziksel gelişimlerine katkı sunmak, geleceğin milli sporcularını yetiştirmek için gerçekleştirdiğimiz kurslara gösterilen ilgi bizleri çok mutlu etti. Bundan sonrada amatör spor branşlarına, gençlerimize desteğimizi sürdüreceğiz. Mahallelerimizde yeni yaptığımız ve yapacağımız semt sahalarının yanı sıra farklı branşlarda açacağımız kurslarla çocuklarımızı sporla buluşturacağız. Nevşehir Belediyesi olarak vatandaşlarımıza mutluluğu, sağlığı ve huzuru için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • En çok göç alan ve veren kentler

    • 01

      Tekirdağ

      Toplam nüfüsu 1 milyon 142 bin 451 kişi olan Tekirdağ, 2022 yılında 63 bin 354 kişi göç alırken 37 bin 969 kişi göç verdi. Alınan göçten verilen göç sayısı çıkarılarak bulunan net göç sayısı 25 bin 385 kişi olarak gerçekleşen vilayette net göç suratı binde 22,5 oldu.

    • 02

      Yalova

      Toplam nüfüsu 296 bin 33 kişi olan Yalova, 2022 yılında 18 bin 466 kişi göç alırken 12 bin 7 kişi göç verdi. Net göç sayısı 6 bin 459 kişi olarak gerçekleşen vilayette net göç suratı binde 22 oldu.

    • 03

      Kocaeli

      Toplam nüfüsu 2 milyon 79 bin 72 kişi olan Kocaeli, 2022 yılında 89 bin 685 kişi göç alırken 62 bin 534 kişi göç verdi. Net göç sayısı 27 bin 151 kişi olarak gerçekleşen vilayette net göç suratı binde 13,1 oldu.

    • 04

      Sinop

      Sinop, 2022 yılında 14 bin 155 kişi göç aldı 11 bin 291 kişi göç verdi. Net göç sayısı 2 bin 864 kişi ve toplam nüfüsu 220 bin 799 kişi olan vilayette net göç suratı binde 13,1 olarak gerçekleşti.

    • 05

      Muğla

      Toplam nüfüsu 1 milyon 48 bin 185 kişi olan Muğla, 2022 yılında 49 bin 685 kişi göç alırken 36 bin 702 kişi göç verdi. Net göç sayısı 12 bin 477 kişi olarak gerçekleşen vilayette net göç suratı binde 12 oldu.

    • 06

      İstanbul

      Toplam nüfüsu 15 milyon 907 bin 951 kişi olan İstanbul, 2022 yılında 385 bin 294 kişi göç alırken 418 bin 82 kişi göç verdi. Net göç sayısı -32 bin 788 olarak gerçekleşen vilayette net göç suratı binde -2,1 oldu.

    • 07

      Kars

      Kars, 2022 yılında 11 bin 568 kişi göç aldı 18 bin 787 kişi göç verdi. Net göç sayısı -7 bin 219 kişi ve toplam nüfüsu 274 bin 829 kişi olan vilayette net göç suratı binde -25,9 olarak gerçekleşti.

    • 08

      Muş

      Muş, 2022 yılında 13 bin 847 kişi göç aldı 24 bin 941 kişi göç verdi. Net göç sayısı -11 bin 94 kişi ve toplam nüfüsu 399 bin 202 kişi olan vilayette net göç suratı binde -27,4 olarak gerçekleşti.

  • Beşiktaş transferi açıkladı!

    Beşiktaş, Alex Oxlade-Chamberlain ile görüşmelere başlandığını duyurdu.

    Yapılan açıklamada, “Profesyonel Futbolcu Alexander Mark David Oxlade-Chamberlain transferi konusunda oyuncu ile görüşmelere başlanmıştır.” denildi.

    SEZON BAŞINA 1.7 MİLYON EURO KAZANACAK

    Rastgele bir olumsuz bulguya rastlanmayan yıldız futbolcuya sakatlık riski tahlilleri de yapıldı. Beşiktaş sıhhat heyeti rastgele bir risk görmedi.

    Alex-Oxlade Chamberlain ile son dönemi opsiyonlu olmak üzere 2 yıllık sözleşme yapılacak. 29 yaşındaki deneyimli isim dönem başına 1.7 milyon Euro garanti fiyat alacak.

    ALEX-OXLADE CHAMBERLAIN KİMDİR?

    Southampton altyapısında yetişen Alex Oxlade-Chamberlain daha sonra Arsenal ve Liverpool formaları giydi.

    KARİYERİ BAŞARILARLA DOLU

    6 yıl formasını giydiği Liverpool’dan ayrılan Chamberlain, Kırmızılarla çıktığı toplam 146 maçta 18 gol, 15 asistlik skor katkısı verdi.

    29 yaşındaki İngiliz yıldız, birer kere Şampiyonlar Ligi, FIFA Dünya Kulüpler Kupası, UEFA Harika Kupa, Premier Lig ve İngiltere Lig Kupası şampiyonluğu yaşadı. Ayrıyeten 4 FA Cup ve 3 İngiltere Üstün Kupa şampiyonluğu gördü.

  • İnegöl’de 7.2 Şiddetinde Depremi Canlandırdılar

    İnegöl Belediyesi ile İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma Ekibi (İNDAK) iş birliğinde gerçeğini aratmayan deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Hazırlanan senaryoya göre merkez üssü İnegöl olan 7.2 büyüklüğünde bir deprem yaşandı ve hemen akabinde İNDAK 140 kişilik ekiple kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yıkımına başlanan bölgede enkazda arama kurtarma çalışması gerçekleştirdi. Enkaza yıkım öncesi yerleştirilen cansız mankenler, ekipler tarafından kurtarıldı.

    İnegöl Belediyesi ile İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma Ekibi (İNDAK), 17 Ağustos depreminin yıl dönümü öncesi deprem gerçeğine dikkat çekmek ve bu konuda bir farkındalık oluşturmak adına gerçeğini aratmayan bir deprem tatbikatı gerçekleştirdi. İNDAK’ın arama kurtarma görevlilerinin afetlere tam manasıyla hazır olması maksadıyla yapılan tatbikat, hazırlanan senaryo üzerinden birebir uygulanarak gerçekleştirildi. Arama kurtarma çalışması ise hafta içi yıkım çalışması başlayan Yazıcılar Sitesi kentsel dönüşüm alanında yapıldı. Burada yıkım öncesi binalara yerleştirilen cansız mankenler ekipler tarafından enkaz altından kurtarıldı.

    DEPREM SENARYOSU

    Hazırlanan senaryoya göre; 12 Ağustos Cumartesi günü sabah 05.35’te merkez üssü Bursa’nın İnegöl ilçesi olan 7.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yıkıcı hasarın yaşandığı deprem sonrası AFAD tarafından acil destek istenmesi üzerine, 140 kişilik İNDAK ekibi 06.00’da dernek merkezinde toplanıp müdahale için bölgeye hareket etti. Arama kurtarma çalışması yapılan bölgede İNDAK’ın yanı sıra sağlık ekipleri ile belediye ekipleri ve 11 araç hazır bulundu. Enkaza girerek çalışmaları başlatan ekipler, tatbikat süresince 5 canlı kurtardı. 7 kişinin ise cansız bedeni enkazdan çıkarıldı.

    KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ HATIRLATMASI

    Enkazdan kurtarma çalışmalarını İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban’da İNDAK Başkanı Ömer Gürkan ile birlikte alanda takip etti. Bu sırada tatbikata ilişkin açıklama yapan Başkan Alper Taban, “İNDAK ekibimizle birlikte Yazıcılar Sitesinde canlı deprem tatbikatı gerçekleştiriyoruz. Biliyorsunuz yakın tarihlerde yaşadığımız bir Kahramanmaraş depremi var. Burada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

    DAHA FAZLA PROFESYONELE İHTİYACIMIZ VAR

    Deprem döneminde daha fazla profesyonele ihtiyaç olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Başkan Taban, şöyle devam etti: “Tatbikatı gerçekleştirdiğimiz bu alan geçtiğimiz günlerde kentsel dönüşümle ilgili yıkım çalışmalarının başladığı alan. Biz burada İNDAK ile bir canlı tatbikat gerçekleştirmiş oluyoruz. Yıkım çalışmaları başlamadan önce bina içerisine cansız mankenler, birtakım eşyalar yerleştirildi. Bunların burada profesyonel ekipler tarafından kurtarılmasıyla ilgili çalışmaları bizzat canlı olarak yaşamış ve yaşatmış oluyoruz. Biz deprem döneminde gördük ki daha fazlaca profesyonele ihtiyacımız var. İNDAK’ta şehrimizde gönüllü olarak kurulmuş bir sivil hareket. İnegöl Belediyesi olarak bizler de onlara destek olmaya çalışıyoruz, bu süreç içerisinde ilerlemelerine katkı sunmaya çalışıyoruz. Olası bir depremde profesyonel ekipler eliyle bu müdahaleleri gerek kendi bölgemizde gerekse de başka bölgelerde yaşanacak problemleri inşallah İNDAK ile çözmeye çalışacağız.”

    DEVLET ÜSTÜN FEDAKARLIK MADALYASI İLE ÖDÜLLENDİRİLDİLER

    “Arama kurtarma ekiplerimizde yer alan gönüllü sayımız da her geçen gün artıyor. İNDAK bu manada Kahramanmaraş depreminde bölgede gösterdiği üstün gayret ile devletimiz tarafından da Devlet Üstün Fedakarlık Madalyası ile onure edildi. Orada 12 vatandaşımızı enkaz altından kurtardılar, 100 dolayında da vatandaşımızın cenazelerinin çıkarılmasına katkı sağladılar. Ben kendilerine çok teşekkür ediyorum. Şu anda da burada 140 dolayında gönüllümüz burada. Ekipler bir tatbikattan ziyade deprem olmuş ve enkazda insanlar varmışçasına burada bir müdahale gerçekleştiriyorlar. Ben bu şehrin yöneticisi olarak kendilerine çok teşekkür ediyorum. Tabi hem AFAD hem diğer sivil toplum ve diğer gönüllü oluşumlar tarafından da pek çok çalışmalar yapılıyor. Her birine yürekten teşekkür ediyorum.”

    YANGIN AFETİNDE DE DESTEK VERDİLER

    “Son olarak şehrimizde yaşadığımız yangında da devletimiz tüm imkanlarıyla buradaydı. İNDAK ekiplerimiz de geldi yangın söndürme çalışmalarına destek verdiler. Diğer sivil toplum kuruluşlarımız da buradaydılar. İNDAK için yeni bir yer çalışmamız da var. Onları Afet Yönetim Merkezine taşıyıp oradan bu süreci takip etmelerini biz istiyoruz. Bu vatandaşlarımızda da bir farkındalık olacaktır.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Doğruer’den, MHP kongresinde İttifak ruhu vurgusu

    Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer  Milliyetçi Hareket Partisi Kınık İlçe Kongresine katılarak, güven tazeleyen Adem Paydaş’ı tebrik etti. 

    Başkan Doğruer, Kınık Belediyesi Aile Yaşam Merkezi’nde yapılan Kınık MHP İlçe Teşkilatının 14. Olağan Kongresi’ne; İzmir MHP İl Başkanı Veysel Şahin, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, İzmir Ülkü Ocakları İl Başkanı Soner Erkan Yıldız, Ak Parti İlçe Başkanı Sami Mollaahmet ve Cumhur İttifakı ortağı partililer ile katılım sağladı. 

    Güven tazeleyerek yeniden başkan seçilen Adem Paydaş’ı ve yönetimini tebrik eden Başkan Doğruer, Paydaş’ın Cumhur İttifakı ruhunun ilçede yaşatılmasına sunduğu katkıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Kıymetli Adem başkanım ve değerli yönetimi, Cumhur İttifakı olarak girdiğimiz bütün seçimlerde çok değerli katkılar sunmuşlar ve sahada omuz omuza bizimle mücadele etmişlerdir. Bugün burada ittifak ortağı partililerin bir araya gelerek oluşturdukları tablo bu ruhun yansımasıdır. Güven tazeleyerek yeniden seçilen kıymetli başkanım Adem Paydaş’ı ve yönetimini tebrik ediyor, Allah birliğimizi bozmasın diyorum.“ dedi.

    Konuşmaların ardından tek liste halinde gerçekleşen kongrede mevcut başkan Adem Paydaş yeniden seçilerek güven tazeledi.

    Paydaş yaptığı konuşmada, kongreye katılanlara teşekkür ederek, birlik ve beraberlik içinde çalışmalarına devam edeceklerini söyledi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Şehidin Adı Menderes’te Yaşayacak

    Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan’ın talimatı ile Şehit Mustafa Mutlu’nun adı ilçede ki bir parka verildi.

    2003 yılında şehit olan Mustafa Mutlu’nun adı Menderes’te yaşayacak. Ailesinin belediyeye yapmış olduğu talep sonrası Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan tarafından verilen talimat doğrultusunda Menderes Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Gazipaşa 724 sokakta yer alan parka şehidin adı verildi. Ekipler tarafından şehidin isminin, fotoğrafının ve özgeçmişinin yer aldığı tabela da parka takıldı.

    Sonsuza kadar yaşayacak

    Şehit düşen askere Allah’tan rahmet dileyen Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan, ‘’ Bu vatan uğruna canını hiçe saymış şehitlerimizin isimlerini yaşatmak bizim için çok önemli ve çok kıymetli. Bu kapsamda meclisimizde aldığımız karar ile şehidimiz Mustafa Mutlu’nun da adını Gazipaşa Mahallemizde yer alan parkımızda yaşatacağız. Menderes Belediyesi olarak vatan için canlarını feda eden şehitleri ve ailelerini hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • D Vitamini Hakkında Bilinmesi Gereken 9 Önemli Nokta!

    Özellikle büyük kentlerde çoğu kişinin D vitamini olması gereken seviyeden düşük seyrediyor. Bunun nedenleri arasında; güneş ışığından yeterince ve doğru şekilde faydalanamamak, çocukluk döneminde dışarıda oynamak yerine evde tabletle zaman geçirmek, kapalı alanlarda saatlerce güneşten yoksun kalmak gibi birçok faktör yer alıyor. Ülkemizde D vitamini eksikliğinin görülme sıklığının ciddi boyutlarda olduğunu belirten Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı “Bölgelere göre değişmekle birlikte D vitamini eksikliği ülkemizde yüzde 50’nin üzerindedir. Tüm dünyada yaklaşık 1 milyar insanda D vitamini eksikliği olduğu düşünülmektedir. Oysa özellikle son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar D vitamininin vücutta kemik sağlığından enfeksiyon hastalıklarını önlemeye, zihinsel gelişimden kanserde kontrolsüz hücre çoğalmasının azaltılmasına dek kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor” diyor. Yağda çözünen bir vitamin olan D vitamininin bazı gıdalarda bulunmakla birlikte çoğunlukla deride güneşin etkisi ile ortaya çıktığını belirten Dr. Meltem Batmacı “Halk arasında ‘güneş vitamini’ de denilen D vitamininin gıdalardan karşılanması ise günlük gereksinimin yüzde 10-20’sidir. Yani dışarıdan takviye edilmesi gerekir” diye konuşuyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı D vitamini hakkında bilinmesi gereken 9 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

     

    Sayısız faydası var

    D vitamininin vücudumuzda kritik rol oynadığını belirten Dr. Meltem Batmacı şöyle konuşuyor: “Vücudumuzda kemik sağlığı açısından çok önemli. Kemik kırıklarını azaltıp kas liflerini koruyarak kas gücünü artırır ve bu da düşmelerden korur. Yapılan bilimsel araştırmalar; D vitamininin yeni tümör gelişimini (meme, yumurtalık, kolon, prostat ve diğer kanserler) ve var olan tümör büyümesini yavaşlattığını, kalp ve damar hastalıkları ile solunum sistemi hastalıkları riskini azalttığını göstermiştir. Damar sertliği ve yüksek tansiyon hastalığında düzenleyici olan D vitamini diyabet ve insülin direncine karşı da önemli rol oynar. Enfeksiyonların ve bağışıklık sistemi hastalıklarının tedavisinde etkilidir. Bir araştırmaya göre, herhangi bir nedenle olan prematüre ölüm riskinde D vitamini sayesinde yüzde 25 azalma saptanmıştır. Bunama riskinin de azaldığı görülmüştür.”

     

    Gelişigüzel kullanımı zehirleyebilir! 

    D vitamininin kesinlikle vücuttaki seviyesi belirlenip ardından hekim önerisiyle kullanılması gerektiğini, aksi takdirde fayda yerine ciddi zararlar verebileceğini vurgulayan Dr. Meltem Batmacı “Tedavi öncesinde ve sonrasında mutlaka D vitamini düzeyleri görülmelidir. Yaş, cinsiyet, yaşanan coğrafya, eşlik eden hastalıklar, gebelik durumu hatta ten rengi bile günlük D vitamini ihtiyacını belirleyen unsurlardır. Bu nedenle D vitamini ihtiyacı kişiden kişiye değişmektedir. Fazla alındığında D vitaminine bağlı zehirlenmeye neden olur, kanda kalsiyum düzeyi yükselir, kilo kaybı, düzensiz kalp atımı, düşme sıklığında ve kemik kırık riskinde artış, damarlarda ve dokularda kireçlenme, kalp ve böbrek hasarı görülür” diyor. 

     

    Dikkat! Ampul kırıp içmek!…  

    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı hekime danışmadan, D vitamini ihtiyacını bir anda karşılayabilmek için ampul kırıp içmek gibi bir hataya düşülmemesi gerektiğini belirterek şu uyarılarda bulunuyor: “Yapılan çalışmalar da; yüksek dozda, uzun aralıklarla alınan D vitamini (ampul kırıp içmek, damlalıklı şişenin tamamını içmek gibi) ve düşük dozda, günlük alınan D vitamini (günlük ya da haftalık kullanılan damla, tablet, kapsül formunda D vitamini) kıyaslandığında ikinci gruptakilerin sağlıklı ve D vitamini düzeylerinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. D vitamini, fazla miktarlarda alındığında toksik etkilere yol açtığı ve hayati riske bile neden olabildiği için, hekime başvurarak kullanımından önce vücuttaki düzeyi saptanmalı ve sonrasında kişiye uygun doz ve sürede alınmalıdır.” Dr. Batmacı ayrıca toplumda “Camın önüne oturup güneşlendiğimden D vitamini bol bol alıyorumdur” şeklinde yanlış bir düşünce olduğunu belirterek “Camın, tül perdenin ya da kıyafetin arkasından alınan güneşin, hiçbir faydası yoktur. Çünkü bu türden kısıtlamalarda, D vitamini yapımını sağlayan UVB ışınları cilde ulaşamaz” uyarısında bulunuyor. 

     

    D vitamini ihtiyacı besinlerle karşılanamıyor! 

    Somon balığı ve sardalya gibi yağlı balıklar, balık yağı, yumurta sarısı, sığır karaciğeri, mandıra ürünleri ve tahıllarda D3 vitamini düzeyi daha fazla olurken; bazı mantarlarda ve bitkisel kaynaklarda (bitkisel kaynaklı sütler, maydanoz, ısırgan otu vb), D2 vitamini  bulunuyor. Ancak besinlerle yeterince D vitamini almanın mümkün olmadığını belirten Dr. Meltem Batmacı “Bu nedenle dengeli diyet ve gerekli D vitamini miktarının takviye olarak alınması uygundur. 51-71 yaşları arasındaki gıda ve suplamentle D vitamini alımı 308 IU/gün saptanmış olup, sadece gıda ile alınan D vitamini ise 140 IU / gün olarak saptanmıştır ki günlük doz gereksinimi düşünüldüğünde birçok insanın, günlük minimum gereken dozu bile alamadığı aşikardır” diyor. 

     

    Bu kişilerde D vitamini eksikliği daha fazla!

    Süt, yumurta ve balık yemeyenlerde, laktoz intoleransı olanlarda, veganlarda, bağırsak, karaciğer ve böbrek hastalığı olanlarda, obezlerde, obezite ameliyatı geçirenlerde, siyahilerde, bağırsak operasyonu olanlarda, steroid, epilepsi ilaçları gibi bazı ilaçları kullananlarda ve güneşten uzak kalanlarda D vitamini eksikliği daha fazla oluyor. 

     

    Güneşten D vitamini açısından en doğru şekilde faydalanmak için!

    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, güneşten D vitamini anlamında en doğru şekilde faydalanabilmek için her gün kolları ve bacakları güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 15-20 dakikayı aşmamak üzere güneşlendirmek gerektiğini belirterek şöyle konuşuyor: “Vitamin D sentezi, güneşin UVB ışını etkisi ile ciltte başlar. Yaşanılan bölgeye göre, güneşe çıkılması gereken süre ve saat dilimi değişir. Ülkemizde 10:00-15:00 saatleri arasında 15-20 dakika güneşlenme önerilir. Türkiye’de güneşe bağlı D vitamini sentezi Mayıs-Kasım ayları arasında mümkündür. Ancak çok önemli bir nokta var ki asla unutulmaması gerekir; UV ışığına maruziyet cilt kanserine neden olur, bu nedenle aşırı güneşlenme önerilmez!” 

     

    İki çeşit D vitamini bulunuyor

    İki çeşit D vitamini olduğunu belirten Dr. Meltem Batmacı “Vitamin D2; bitkisel kaynaklıdır ve takviye edilmiş gıdalar ile bazı suplamentlerde bulunur. Vitamin D3 ise; insan vücudunda ve hayvansal ürünlerde doğal olarak bulunan formdur. D3 formu kandaki D vitamin düzeyini daha çok yükseltir ve bu etkin düzeyi daha uzun süre korur. Ancak kişinin ihtiyacına göre mutlaka hekim karar vermelidir” diye konuşuyor.

     

    Bu etkenler D vitamini alımını önlüyor!

    UVB ışınını azaltan ve dolayısıyla D vitamin sentezini azaltan çok çeşitli faktör bulunuyor. Dr. Batmacı bu faktörleri şöyle sıralıyor: “Güneş koruyucu kullanımı (faktör düzeyi 15 ve üzeri olan güneş koruyucu krem D vitamini emilimini yüzde 90’dan fazla azaltır), tüm cildi kapatacak şekilde giyinmek, açık havada kısıtlı vakit geçirmek, koyu renkli cilt (melanin pigmenti, doğal güneş koruyucu gibi davranır), ileri yaş, kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirme, D vitamini sentezine katkıda bulunan organlarda fonksiyon bozukluğu, kış mevsimi vb)” Dr. Batmacı güneşle sentezlenen D vitamininin birkaç ay idare edeceğini ancak sonrasında eksiklik ortaya çıkacağını bu nedenle düzenli ölçümlerin yapılması gerektiğini söylüyor.  

     

    Eksikliğinde bu sorunlar ortaya çıkabiliyor!

    Vücuttaki D vitamini seviyesinin altı ayda bir kontrol edilmesi gerekiyor. D vitamini eksikliğinde; kemik ve kas dokusunda zayıflama, kemik kırılganlığında artış, düşme sıklığında artış, kanda kalsiyum ve fosfor düzeyinde düşüklük, kalpte ritim sorunu, Osteomalazi (kemik yumuşaması) hastalığı, kalp krizi, inme ve kalp damar hastalıkları riski artıyor.  

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • COVID-19’un Eris varyantı kış aylarında yayılabilir

    COVID-19’un Omicron varyantının yeni bir alt tipi olan Eris varyantı son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Çin başta olmak üzere tüm dünyada sık görülmeye başlandı. Eris varyantının daha önceki varyantlardan daha hızlı üremesi ve bağışıklık sisteminden kolay kaçması gibi farkı olmasına rağmen klinik olarak aynı belirtilere neden olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “Uzun zamandır hayatımızda olan Omicron tipi gibi daha çok üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde kendini gösteriyor. Boğaz ağrısı, burun akıntısı, hafif kas ve eklem ağrıları, halsizlik ve hafif ateş yapabiliyor. Önceki COVID-19 salgınları gibi büyük bir salgın beklenmese de okulların açılmasıyla beraber daha çok vaka görülebilir” açıklamasında bulundu.

    Eris varyantının sık görülmeye başlanması, üreme kapasitesinin fazla olması ve bağışıklık sisteminden kaçma özelliği olmasına rağmen daha ağır bir tablo yapmadığını paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “Bağışıklık sorunu olan kişiler, diyabet, böbrek yetmezliği, kalp hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar, ileri yaştaki kişiler hastalığı daha ağır geçirebilir” dedi.

    Kış aylarında hastalık yayılabilir

    Eris varyantının diğer COVID-19 varyantları gibi solunum yoluyla bulaştığını hatırlatan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “Kapalı ortamlarda, yakın temasta hastalığın bulaşma olasılığı artıyor. Vaka sayısında bir artış beklenmesine karşın büyük bir tehlikeye neden olacağı düşünülmüyor. Korunmak için önceki COVID-19 varyantları gibi kalabalık ve kapalı alanlarda maske kullanımı ve el hijyeni en iyi önlem. Risk grubundaki kişilerin Omicron varyantını içeren COVID-19 aşılarını düzenli olmaları iyi olacaktır ancak maalesef bu aşılar ülkemizde bulunmuyor” diye konuştu.

    Kişisel koruma yöntemlerine uyulmalı

    Okulların açılmasıyla beraber bu varyantın daha sık görülebileceğini paylaşan Doç. Dr. Elif Hakko, “Riskli kişiler için Omicron varyantını içeren aşının ülkemize gelmesi ve bu kişilerin grip aşısıyla beraber aşılanmaları gerekiyor. Elbette kişisel korunma önlemlerine uymak da çok önemli” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Dünyada, rafine şekerin genetik ve epigenetik üzerinden yaşlanmaya etkilerini araştıran ilk proje

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde görev yapan bilim insanları, gıda endüstrisinde sıkça kullanılan, halk arasında sofra şekeri ya da beyaz şeker olarak da bilinen rafine şekerin hücre düzeyinde yaşlanmaya etkisini araştıracak.

    Dünyada rafine şekerin genetik ve epigenetik üzerinden yaşlanmaya etkilerini araştıran ilk proje, Egeli bilim ekibi tarafından hazırlandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Akın’ın yürütücülüğünü yaptığı, “Sprague Dawley Sıçanlarda Glukoz ve Fruktozun Uzun Süreli Birlikte Kullanımının Yaşlanma İlişkili Yolaklarda Meydana Getirdiği Metilasyon Değişikliklerinin İncelenmesi” başlıklı çalışma   TÜBITAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu.

    Egeli bilim ekibini makamında ağırlayan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Topluma katkı misyonumuz doğrultusunda birey ve toplum sağlığını tehdit eden her türlü sorunun çözümüne yönelik önemli bilimsel çalışmalara ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Sürdürülen bu araştırmaların, Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerinin projeye, ardından topluma katkıya dönüşebilmesi için bilim insanlarımızı, araştırmacılarımızı her daim motive ederek özendirdiğimizi, her türlü desteği verdiğimizi bir kez daha vurgulamak isterim. Tıp Fakültemizden bilim insanları,  glukoz ve fruktozdan oluşan ve mutfaklarımızda oldukça sık kullandığımız beyaz rafine şekerin, sadece fruktozdan oluşan doğal meyve şekeri ve sadece glukozdan oluşan malt şekerine göre genetiğimizi ve epigenetiğimizi değiştirerek hücrelerimizi ve bizi daha fazla yaşlandırdığını göstermeye çalışacak. Bu araştırma dünyada rafine şekerin genetik ve epigenetik üzerinden yaşlanmaya etkilerini araştıran ilk çalışma olacak.  Böyle önemli bir konuyu araştıran bilim ekibimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

    “Bilim dünyasına büyük bir katkı sunulacak”

    Proje yürütücüsü Prof. Dr. Haluk Akın, “Çevresel etmenlerin, genlerimizden ziyade genlerimizin çalışmasını düzenleyen epigenetik adını verdiğimiz mekanizmaları daha çok bozduğunu biliyoruz. Bu çalışma ile rafine şekerin epigenetik mekanizmalar üzerinden yaşlanmaya etkisini araştıracağız. Araştırma ekibi, rafine şekerin yaşlandırıcı etkisini sıçanlar üzerinde gösterecek. 3 ay boyunca bir grup sıçan, standart sıçan yeminin yanında glukoz ve fruktozdan oluşan beyaz rafine şeker ile beslenirken, diğer deney gruplarındaki sıçanlar standart yemin yanında sadece glukoz veya sadece fruktoz ile beslenecekler. 3 ay sonunda araştırma ekibi, sıçanların yaşlanmasını hareket ve performans testleri ile değerlendirdikten sonra karaciğerlerinden aldıkları örneklerle hücresel yaşlanmayı histolojik, genetik ve epigenetik seviyede göstermeyi amaçlayacak. Sadece fruktozdan oluşan doğal meyve şekeri ya da sadece glukozdan oluşan malt şekerine göre doğada çok daha nadir bulunan sükrozdan oluşan fakat günümüzde neredeyse her gıdada tatlandırıcı olarak kullandığımız beyaz şekerin, genetik değişikliklere sebep olarak yaşlanma sürecini hızlandırdığını ve hücrelerimize hasar verdiğini göstermeyi amaçlayan proje, dünyada rafine şekerin genetik ve epigenetik üzerinden yaşlanmaya etkilerini araştıran ilk proje olacak. Yaşlanmaya sebep olduğu bilim çevreleri tarafından kabul gören hücresel mekanizmalar ile diyabet ve kalp hastalıkları dahil pek çok kronik hastalıktan sorumlu rafine şeker tüketimi arasında güçlü bir ilişki olduğunun ortaya çıkarılması durumunda bilim dünyasına büyük bir katkı sunulacak” dedi.

    Multidisipliner bilim ekibi

    Araştırma ekibi,  Prof. Dr. Haluk Akın, Prof. Dr. Lütfiye Kanıt, Prof. Dr. Hüseyin Aktuğ, Doç. Dr. Ayça Aykut, Dr. Öğr. Üyesi Erhan Parıltay, Arş. Gör. Dr. Mert Pekerbaş, Arş. Gör. Dr. Bilgesu Ak, Arş. Gör. Dr. Alper Baysal ve Arş. Gör. Dr. Berrin Özdil’den oluşuyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı, Fizyoloji Anabilim Dalı, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı ve Ege Üniversitesi Hayvan Deneyleri Merkezi ile ortaklaşa gerçekleştirilecek proje 18 ay sürecek.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kaan Sekban Yaz Turnesini Sürdürüyor

    Kaan Sekban “İlerler Temiz” turnesiyle sıcak yaz akşamlarını kahkahalarla serinletmeye devam ediyor.

    Günlük hayatın komik anlarını sahneye taşıyan Kaan Sekban, “İLERLER TEMİZ’’ adını verdiği turnesinde, Vigor Kültür Sanat ve MoveUp Prodüksiyon organizasyonuyla 16 Ağustos’ta   Datça’da, 23 Ağustos’ta da Bodrum’da izleyenleriyle buluşacak.

    Ünlü komedyen Kaan Sekban, “İLERLER TEMİZ” isimli yaz turnesiyle Ege sahillerini gezmeye devam ediyor. Vigor Kültür Sanat organizasyonuyla gerçekleştirdiği turnede Kuşadası’nın ardından Datça ve Bodrum’da yaz havasına neşe katmaya devam edecek.

    Kuşadası’nda binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen gösteride Kaan Sekban, beyaz yakalı hayattan sahne hayatına geçişini esprili bir dille anlattı, seyircileriyle özel bir bağ kurdu.  

    Kaan Sekban, Vigor Kültür Sanat ve MoveUp Prodüksiyon organizasyonuyla bu kez de 16 Ağustos’ta Datça Açıkhava Tiyatrosu’nda, 23 Ağustos’ta da Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği’nde sevenleriyle buluşmaya hazırlanıyor.

    Kaan Sekban’ın İLERLER TEMİZ gösterisinin biletlerine, Biletix, Passo ve BuBilet, ITicket, BiletiniAl’dan ulaşılabilir.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kuveyt Türk’ün ilk yarıdaki dış ticaret işlem hacmi 10 milyar doları aştı

    Türkiye’nin öncü katılım finans kuruluşu Kuveyt Türk, 2023 yılının ilk yarısına ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Kullandırdığı fon büyüklüğü yüzde 45 artışla 287 milyar TL’ye ulaşan Kuveyt Türk’ün aktif büyüklüğü ise 557 milyar TL’ye yükseldi. Kuveyt Türk’ün dış ticaret finansmanı yüzde 50 artışla 44 milyar TL’ye ulaşırken, ilk altı aydaki dış ticaret işlem hacmi 10 milyar USD’yi geçti. 2023’nin ilk yarısında 10 milyar TL net kâr elde eden Kuveyt Türk’ün öz varlıkları da 35 milyar TL’ye ulaştı.

     

    Katılım finans esasları doğrultusunda geliştirdiği yenilikçi ürün ve hizmetleriyle 34 yıldır müşterilerine hizmet veren Kuveyt Türk, 2023 yılının ilk yarısına dair finansal sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. Kuveyt Türk’ün toplanan fon büyüklüğü yılbaşından bu yana yüzde 32 artışla 397 milyar TL olurken, kullandırılan fon büyüklüğü de yüzde 45 artış göstererek 287 milyar TL’ye yükseldi. Kuveyt Türk’ün dış ticaret finansmanı yüzde 50 artışla 44 milyar TL’yi aşarken, ilk altı aydaki dış ticaret işlem hacmi 10 milyar USD’yi geçti. Kuveyt Türk, yılın ilk yarısındaki net kârını ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 73 artırarak 10 milyar TL’ye çıkardı. Öz varlıklarını 35 milyar TL’ye, aktif büyüklüğünü ise 557 milyar TL’ye ulaştıran Kuveyt Türk, aktif büyüklük açısından bankacılık sektöründe 10. sıradaki yerini korurken, katılım finans kuruluşları arasında ilk sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

     

    “Reel ekonomiyi desteklemeye ve sürdürülebilir kârlı büyümeye devam ediyoruz”

    Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, yaptığı değerlendirmede, “Katılım finans esasları doğrultusunda geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerimizle 34 yıldır müşterilerimize başarıyla hizmet veriyoruz. Üretime, ihracata ve yatırıma öncelik vererek reel ekonomiyi destekliyor, ivmesi artan şekilde sürdürülebilir kârlı büyümemize devam ediyoruz. En önemli stratejik odaklarımızdan biri olan dış ticaretin finansmanında sektör ortalamasının üzerinde performans göstererek yüzde 50 oranında bir büyüme sergiledik. İlk altı ayda 10 milyar USD dış ticaret işlem hacmine ulaşmamızı kıymetli buluyoruz. Yılbaşından bu yana yüzde 60’ın üzerinde büyüyen ihracat finansmanımızla hem ülkemizin kalkınmasına ve büyümesine katkıda bulunuyor hem de yabancı para kaynağımızı etkin biçimde değerlendirerek bilanço risklerimizi azaltıyoruz. Aktif kalitesi ve likidite açısından ihtiyatlı yaklaşımımızı yeni yılda da sürdürerek bu alanda sektörden olumlu yönde ayrışıyoruz. Temel stratejimizi, müşterilerimizi odağa alarak geliştiriyoruz. Müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamak için yenilikçi ürün ve hizmetler geliştiriyor, süreçlerimizi bu yönde iyileştiriyoruz. 2025 yılına ulaştığımızda en iyi müşteri deneyimini 10 milyon müşterimize sunmayı hedefliyoruz. İşinde uzman, özverili, genç ve dinamik çalışanlarımızın tüm çaba ve çalışmaları başarılarımızın taşıyıcı gücü olup finansal sonuçlarımıza yansımıştır. 2023 yılının geri kalan döneminde de sektörümüz için örnek ve öncü adımlar atmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

     

    2023 ikinci çeyrek itibarıyla rakamlarla Kuveyt Türk

    • Reel ekonomiye nakdi ve gayrinakdi fon kullandırımlar aracılığıyla 335 milyar TL destek sağladı.
    • 2023’nin ilk 6 ayında kullandırılan fon büyümesi %45,5 düzeyinde gerçekleşti.
    • Dış ticaret finansmanı yılın ilk 6 ayında %50,6 oranında büyüme performansı göstererek 44 milyar TL hacme ulaştı.
    • İlk altı aydaki dış ticaret işlem hacmi 10 milyar USD’yi aştı. 
    • Yüksek aktif kalitesi odağıyla donuk alacaklar oranı %1,29 düzeyinde gerçekleşti.
    • 6 aylık toplanan fon büyümesi %31,8 oranında gerçekleşerek toplamda 397 milyar TL toplanan fon hacmine ulaşıldı.
    • Yılbaşından bu yana %37,7 Türk Lirası toplanan fon büyümesiyle fonlama tabanı içerisindeki TP’nin payı artırıldı.
    • Cari hesabın toplanan fonlar içerisindeki payı %50,4 olarak gerçekleşti.
    • Yıllıklandırılmış ortalama öz kaynak kârlılığı ise %63 düzeyinde gerçekleşti.
    • Yasal limiti yüzde 12 olan sermaye yeterlilik oranı %23,85 seviyesine ulaştı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Egeli genç yüzücülerin hedefleri büyük

    Ege Üniversitesinde, Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın öncülüğünde yeniden yapılandırılan Gençlik ve Spor Kulübü bünyesindeki milli yüzücüler, katıldıkları turnuvalarda kendi yaş gruplarında öne çıkan başarılara imza atıyorlar. Her yaş ve branştan sporcular yetiştiren Ege Üniversitesi (EÜ) Gençlik ve Spor Kulübü, özellikle yüzme branşında yetiştirdiği sporcularla iddialı konumda bulunuyor.

    Ege Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübünün amacının Türkiye’yi temsil etmek ve milli takıma sporcu yetiştirmek olduğunu söyleyen EÜ Spor Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Gör. Mubin Akın Ongun, “Son 15 yılda yüzme sporunda ciddi bir gelişme var bu gelişmenin bir parçası olmaya çalışıyoruz, EÜ gibi büyük bir kurumun temsilcisi olarak hem sahip olduğumuz tesislerde çalışmalarımızı en üst düzeyde yapıyoruz hem de ekibimizle performans düzeyinde daha üst başarılar elde etmeye çabalıyoruz. Yetenekli gençlerimizle, bilimin ışığında önemli başarılar yakalayacağımıza inanıyorum” dedi.

    Kulübün yüzme antrenörlerinden Mert Kahya, “Çalışmalarımız öncelikle sporcuların yaşına ve sayısına göre değişiyor. Sporcunun yaşını, seviyesini gözlemliyor ve analiz ediyoruz. Sonra onların uygun gruplarda çalışmalarını sağlıyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da Türkiye Arenaya 5 sporcuyla katıldık. İki tane Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi barajlarını geçen sporcularımız var. Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’a katkılarından dolayı teşekkürlerimizi iletiyoruz” dedi. Bir diğer antrenör Anıl Şen ise “Yüzme bilenleri deneme yaparak aldığımız bir ekip oluşturduk. Daha sonra seviyeleri uygunsa altyapı çalışmalarımıza katılıyorlar. Onlara dört branşın tekniklerini öğreterek daha üst seviyeye taşımayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

    “Hedefimiz Milli Takım”

    Kulübün başarılı sporcularından yüzücü Ege Pektaş, “Yüzmeye babam sayesinde başladım, fedakârlık gerektiren bir spor o yüzden çok disiplinli çalışmak gerekiyor” dedi. Yüzücü Işıl Arslan ise Aysu Türkoğlu’nu kendisine rol model aldığını ve onun izinden gitmek istediğini söyledi.

    İzmir ikinciliğine ve Balıkesir bölge üçüncülüğüne sahip başarılı sporcu Deniz Aslan, “Emre Sakçı’yı örnek alıyorum. Umarım bir gün onun kadar başarılı bir kurbağalama yüzücüsü olurum” diye konuştu. Su sporlarına su balesiyle başladığını belirten yüzücü Azra Kayra Ömen, “Küçüklükten beri su sporlarına merakım vardı, su balesinden sonra yüzmeye geçtim ve Türkiye dördüncülüğü elde ettim. En büyük hedefim milli takıma girebilmek” dedi.

    Egeli başarılı yüzücülerden Alya Yumrukaya, “İstanbul’da yapılan A final yarışında kendi yaşımda ikinci gençlerdeyse dördüncü oldum. 50 metre serbest branşında kendimi daha çok geliştirip rakiplerimi geçmek istiyorum” dedi. Zeynep Varol, “Sporcu Eğitim Merkezi’nde analig müsabakalarında ve bölge müsabakalarında yer aldım. Kulübümü iyi şekilde temsil etmek istiyorum” derken Emre Ofli ise “11 yıldır yüzüyorum, profesyonel olarak ise A1 grubunda yüzüyorum. Kulübümüzü finallerde  temsil etmek istiyorum” diye konuştu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Şölene Dönüşen Sokak Basketbolu Turnuvası Tamamlandı

    Gölcük Belediyesi tarafından düzenlenen; gördüğü büyük ilgi ile şölen atmosferinde geçen sokak basketbolu turnuvası, muhteşem final müsabakaları ile tamamlandı.

     

    Gölcük Belediyesi yaz spor etkinliklerinde; Kum Futbolu, Plaj Voleybolu Turnuvalarının ardından Sokak Basketbolu Turnuvası da sona erdi. Değirmendere Yüzbaşılar Sahili’ne renk ve heyecan katan ve adeta şölene dönüşen turnuvada; 83 takımla, 415 sporcunun mücadele etti. Gençlerin ve seyirci olarak Gölcüklülerin büyük ilgi gösterdiği Sokak Basketbolu Turnuvası, final müsabakaları ile sona erdi. Turnuvayı birinci tamamlayan takımlara çeşitli hediyeler verilirken, tüm katılımcı sporculara ise sertifikalar takdim edildi.

    SPORCULARA SERTİFİKALARI BAŞKAN SEZER TAKDİM ETTİ

    Turnuvanın finalinde katılımcı sporculara sertifikalarını takdim eden Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Turnuvaya katılan tüm takımlarımıza, maçları yakından takip eden seyircilerimize, hakemlerimize, turnuvayı düzenleyen Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğümüze çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Far Cry Serisinin Artık Yeni Bir İşvereni Var

    Ubisoft, Far Cry IP’sini Drew Holmes’e emanet ettiğini duyurdu. Drew Holmes, Far Cry 5 ve New Dawn’ın öykü anlatımından sorumlu olan isimdi. Holmes ayrıyeten daha evvel de tüm vakitlerin en uygun öykü tabanlı oyunlarından biri olan BioShock Infinite’te ve Saint’s Row serisinde de vazife almıştı.

    “Son birkaç ay bir oldukça heyecanlı geçti. Ubisoft’ta Far Cry’ın IP Yöneticisi olarak yeni bir mevkiye geçtiğimi paylaşmaktan memnunluk duyuyorum. Sizin için çok büyük şeyler hazırlıyoruz. Bu büyük markanın yeni evriminin modülü olmak isterseniz bana ulaşmaktan çekinmeyin” diyerek paylaşmış haberi Holmes.,

    Bu terfinin Far Cry 7 öncesinde olması dikkat alımlı. Söylentilere nazaran Far Cry 7, 2025 yılının sonbahar aylarında çıkacak ve Snowdrop oyun motorunu kullanacak. Ayrıyeten bir de yeniden Far Cry IP’sinin yan oyunu olacak bir çok oyunculu oyundan bahsediliyor. Extraction shooter tipinde olacak olan bu oyun hakkında da Ubisoft’tan rastgele bir açıklama gelmedi alışılmış.

    Far Cry 5’te Montana’ya gitmiş ve Cennetin Kapısı ismindeki bir kıyamet tarikatını yöneten Seed ailesiyle tanışmıştık.

  • Resul Dindar ve Demet Akalın sahnede tartıştı! “Sen beni tanımamışsın”

    Resul Dindar ve Demet Akalın ortasında gerginlik toplumsal medyanın gündemine bomba üzere oturdu. Artvin’in Arhavi ilçesinde düzenlenen şenlikte Demet Akalın’ın erken çıkmak istediğini söyleyen Resul Dindar, “Ben buranın çocuğuyum, ben Karadenizliyim müziğiyim, sen beni tanımıyorsun” deyince Akalın sahneye çıkarak dinleyicilerin önünde tartışmaya başladı.

    HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

    Artvin’de düzenlenen şenlikte konser veren Demet Akalın ve Resul Dindar ortasında tartışma çıktı. Akalın’ın sahneye erken çıkmak istediğini öğrenen Dindar, “Ben buranın çocuğuyum, sen beni tanımıyorsun” diyerek reaksiyon gösterdi. Resul’un kelamlarına sonlanan Akalın ise sahneye çıkarak sitem etti.

    SAHNEDE GERGİN DOLU DAKİKALAR!

    Konser devam ederken vazifelinin Resul Dindar’ın yanına gelerek kulağına bir şeyler fısıldamasının akabinde Dindar, Demet Akalın’ın sahneyi kedisine devretmesini istediğini tez etti.

    “BEN BURANIN ÇOCUĞUYUM, BENİ TANIMAMIŞSIN”

    Mikrofonu alarak sahne önüne gelen Dindar, “Size çok hoş bir şey söyleyeceğim, ne kadar yakıştığına siz karar verin. Demet Akalın Hanımefendi 22.30’da çıkmak istiyormuş, şayet çıkmazsa gidecekmiş. Benim sahnemi erken bitirmemi istiyormuş yoksa gidecekmiş. Ben buranın çocuğuyum, ben Karadeniz müziğiyim. Sen beni tanımıyorsun, benim saatim on bir” dedi.

    Demet Akalın ve Resul Dindar sahnede tartıştı

    SAHNEYE GELEREK REAKSİYON GÖSTERDİ

    Dindar’ın konuşmalarının akabinde sahneye çıkan Akalın, Dindar ile bir müddet konuştuktan sonra sahneden indi. Daha sonra sonra Dindar bir süre daha konsere devam edip inince, sahneye Akalın çıkarak sevenleriyle buluştu.

  • Barbie akımına Fedon’da katıldı! Pembe kıyafetleri ile sahnede dikkat çekti

    Son vakitlerin en çok akım haline gelen Barbie giysisine Fedon’da katıldı. Bir sahnede ceketinin pembe olması ile dikkat çeken ünlü sanatçı, dikkatleri üzerine çekti.

    “Senin İçin”, “Bir Bayan Var – Bi Tanem” , “Aşığınım” üzere müziklerle ses getirmeyi başaran ünlü sanatçı Fedon, geçtiğimiz aylarda yazın gelişi ile denize atlamış ve gündem olmuştu. Gelenek haline gelen ve her yaz bu üzere etkinliklerle sesini duyuran Fedon’dan şimdide Barbie akımına ayak uydurması ile dikkat çekti. Pembe ceketi ile sahne alan ünlü müzikçi, barbie akım modasına uyduğunu söyledi.

    FEDONDAN BARBİE AKIMI

    Katıldığı sahnede birbirinden eşsiz kesimlerini seslendiren Fedon, kendini dinlemeye gelenlerin kulaklarının pasını sildi.

    Fedon

    Pembe ceketi ile dikkat çeken Fedon, Barbie akımına uyduğunu söyledi. “Ceketim 34 yıllık” diyen Fedon, ceketini sahnede gösterdi.

    İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ;

    Metroda Kur’an-ı Kerim okuyan Şükrü’ye Bilgehanelerdeki hafızlık öğrencilerinden manalı hediye

  • Trabzonspor’a Mounir Chouiar önerisi!

    Başakşehir’in kampa müsaadesiz formda katılmadığı gerekçesiyle kontratını tek taraflı feshettiği Mounir Chouiar, menajerler tarafından Trabzonspor’a önerildi.

    24 yaşındaki kanat oyuncusu, geçen dönemin ikinci yarısını kiralık olarak Kasımpaşa’da geçirmişti.

    58 maçlık Harika Lig mesleğinde 6 gol, 9 asistlik performans sergileyen Chouiar için teknik heyetin raporuna nazaran hareket edilecek. 

     
  • Bjelica’nın Trabzonspor’a en çok istediği yıldız belirli oldu!

    Orta alana iki transfer birden yapmayı planlayan Trabzonspor’da, gündeme bir isim daha geldi. Bilhassa teknik yönetici Bjelica’nın 23 yaşındaki Fransız oyuncuyu çok istediği öğrenildi.

    Yönetim, 1.91 uzunluğundaki ön libero için harekete geçti. Öte yandan Fırtına’da, Mounir Chouiar ve Kevin Kampl konusunda da kıymetli gelişmeler yaşanabilir. Tüm ayrıntılar haberimizde…

    Trabzonspor’da, Tochi Chukwuani, Makouta, Nielsen ve Hrosovsky üzere orta saha oyuncuları gündeme gelirken, Fransa’da Angers forması giyen Batista Mendy konusunda da teşebbüsler var. Bilhassa teknik yönetici Nenad Bjelica’nın 23 yaşındaki ön liberoyu çok istediği belirtildi.

    Geçen dönem Ligue 1’de 35 maça çıkan Mendy, defansif özellikleriyle ön planda. 1.91 uzunluğundaki Fransız yıldız, güçlü fiziği ve savaşçı kimliğiyle tam olarak Trabzonspor’un orta alanda muhtaçlık duyduğu futbolcu profilinde…

    2 milyon Euro gözden çıkarıldı

    Bjelica, Mendy’nin alınması halinde hem ekibe güç katacağını ve orta alandaki defoları gidereceğini hem de yakın vadede kulübe önemli bonservis teklifleri getirebileceğini düşünüyor. 1 yıl kontratı var Bordo-Mavili idare, Mendy için harekete geçerken, Ligue 2’ye düşen Angers ile pazarlıklar başladı. 1 yıl kontratı kalan Mendy, ön liberonun yanı sıra stoper bölgesinde de misyon yapıyor. Trabzonspor’un birinci etapta 2 milyon Euro’yu gözden çıkaracağı ancak bonuslarla bu sayısı daha da artırabileceği öğrenildi.

    Geçen dönem Ligue 1’de 35 maça çıkan Mendy’nin, kulübü Angers küme düştüğü için ayrılığa sıcak baktığı öğrenildi. 

     
  • Arda Güler bugün ameliyat olacak!

    Fenerbahçe’den Real Madrid’e transferiyle ülke gündemine oturan Arda Güler, dünya deviyle çıktığı idmanlarda tesirli performansıyla dikkatleri üzerine toplamıştı.

    Genç yıldız buna karşın  3 hafta evvel sağ dizinden bir sakatlık yaşamış ve tedavisine başlanmıştı. 

    Marca’nın haberine nazaran menisküs sorunu yaşayan 18 yaşındaki ulusal futbolcu, bugün ameliyat masasına yatacak ve bir operasyon geçirecek.

    Arda Güler’in ameliyat sonrası 2 ay alanlardan uzak kalacağı da belirtildi.

  • 2023 yılının ilk yarısında en yüksek kâr ve zarar açıklayan BIST şirketleri

    Investing.com – Bilanço döneminde sona yaklaşılırken 14 Ağustos itibarıyla Borsa İstanbul’da işlem gören 281 şirket, 2023 yılı 6 aylık finansal sonuçlarını açıkladı.

    2023’ün ilk 6 ayında en yüksek kâr açıklayan 10 BIST şirketi

    Bu şirketler arasında en yüksek kâr açıklayan 10 şirket; Koç Holding (KCHOL), Garanti Bankası (GARAN), Türkiye İş Bankası (ISCTR), Akbank (AKBNK), Yapı Kredi Bankası (YKBNK), Sabancı Holding (SAHOL), Türk Hava Yolları (THYAO), QNB Finansbank (QNBFB) ve Tüpraş (TUPRS) oldu.

    2023’ün ilk 6 ayında en yüksek zarar açıklayan 10 BIST şirketi

    2023 yılının ilk yarısında en yüksek zarar açıklayan 10 şirket ise şu şekilde sıralandı: Gözde Girişim Sermayesi (GOZDE) , Ereğli Demir ve Çelik (EREGL), İskenderun Demir ve Çelik (ISDMR), Verusaturk Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (VERTU), Batısöke Söke Çimento (BSOKE), SASA Polyester (SASA), Doğuş GYO (DGGYO), CarrefourSA (CRFSA), DYO Boya (DYOBY) ve Ufuk Yatırım (UFUK).

  • Tire Dereli’de geri sayım: Son bir ay

    Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, tarımda modern sulamayı yaygınlaştırmak, toplulaştırma çalışmalarıyla tarım arazilerinden en yüksek faydayı sağlamak, musluklara sağlıklı ve içilebilir su ulaştırmak ve yerleşim yerleri ile tarım arazilerini taşkın risklerine karşı korumak için tüm gücüyle çalışırken, sürdürülebilir su yönetimi anlayışıyla da suyun her damlasına sahip çıkıyor.

    Tire’ye hayırlı olsun!

    Türkiye’nin en verimli havzalarından K. Menderes Havzası’na bir baraj daha geliyor. 1420 dekar araziye verecek olan Tire Dereli Barajı’nda sona gelindi.

    Yaz ayları ile birlikte hızlanan inşaatta yüzde 99 fiziki gerçekleşme oranına ulaşıldığını duyuran

    DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, devam eden çalışmaların da birkaç hafta içerisinde tamamlanacağını söyledi. Barajın tüm imalatları ile birlikte ay sonunda bitirileceğini açıkladı. DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, “Dereli Barajı Tire’ye hayırlı olsun” dedi.

    Tire Dereli barajında bahar aylarında su tutulduğunu hatırlatan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, “ 2023 yılı performans hedeflerimiz arasında yer alan Tire Dereli Barajı’nda tüm sıyırma kazılarını, kondüvi, su alma yapıları ve batardo imalatlarını tamamladık. 450 bin m3’lük gövde dolgusunu tamamladık. Çok az bir riprap imalatımız kaldı. Vana odası mekanik montajlarımızı da birkaç hafta içerisinde bitireceğiz. Hedefimiz Ağustos ayı sonunda barajdaki tüm imalatlarımızı tamamlamak.” Diye konuştu.

    Gövdesi kil çekirdekli kum çakıl dolgu olarak, projelendirilen Dereli Barajı’nın gövde yüksekliğinin temelden yüksekliği 45 metre olduğunu belirten DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, barajda 720 bin m3 su tutulacağını söyledi.

    1.420 dekar sulama

    Daha önce Yenişehir ve Eskioba Barajlarını tamamlayarak Tireli üreticilerin hizmetine sunduklarını hatırlatan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta,  ilçenin 3. Barajı, Dereli Barajı’nın 1420 dekar araziyi daha modern sulama ile tanıştıracağını söyledi.  

    Baraj sayesinde bölgedeki sulama maliyetlerinin düşeceğini ve ürün çeşitliliğinin artacağını vurgulayan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, Tire Dereli Barajı sayesinde bölge üreticisinin 2023 yılı rakamlarıyla her yıl ortalama her yıl 7 milyon 700 bin lira ek gelir elde edeceğini belirtti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İstanbul’dan net göç üç yılda 100 bini aştı

    TÜİK, İç Göç İstatistikleri, 2022 bilgilerini yayımladı.

    Buna nazaran, ülkede 2007-2008 devrinde yüzde 3,18 olan vilayetler ortası göç eden nüfus oranı, yıllar içinde inişli ve çıkışlı bir seyir izleyerek 2022 yılında yüzde 3,27 oldu. Başka bir tabirle Türkiye’de 2022 yılında 2 milyon 791 bin 156 kişi vilayetler ortasında göç etti. Bu nüfusun yüzde 47,9’unu erkekler, yüzde 52,1’ini ise bayanlar oluşturdu.

    En az göç veren vilayet ise Tunceli oldu

    En çok göç alan vilayetler olan İstanbul, Ankara ve İzmir’in birebir vakitte en çok göç veren vilayetler olduğu görüldü. Birinci sırada 418 bin 82 kişi ile İstanbul en çok göç veren vilayet olurken; İstanbul’u 161 bin 912 kişi ile Ankara ve 107 bin 312 kişi ile İzmir takip etti. En az göç veren vilayetler ise sırasıyla 7 bin 578 kişi ile Tunceli, 7 bin 629 kişi ile Kilis ve 8 bin 157 kişi ile Ardahan oldu.

    İstanbul’a 2020 yılında 328 bin 632 bin kişi göç ederken, İstanbul’da göç edenlerin sayısı 381 bin 654 oldu. 2021 yılında net göç 22 bin 837 kişi olurken 2022 yılında da net göç 32 bin 788 olarak izlendi. Böylelikle son üç yılda net göç 108 bin 647 kişi oldu.

    En az göç alan vilayet ise Ardahan oldu

    Türkiye’de vilayetler ortası göç eden nüfusun dağılımına bakıldığında, İstanbul, 385 bin 294 kişi ile en çok göç alan vilayet oldu. İstanbul’u sırasıyla 189 bin 104 kişi ile Ankara ve 132 bin 426 kişi ile İzmir takip etti. En az göç alan vilayetler ise sırasıyla 5 bin 391 kişi ile Ardahan, 7 bin 31 kişi ile Bayburt ve 8 bin 8 kişi ile Kilis oldu.

    2022’de en çok gençler göç etti

    Türkiye’de, 2022 yılında büyüklük olarak en fazla göç hareketliliği, 643 bin 998 kişi ile 20-24 yaş kümesinde gerçekleşti. Kelam konusu yaş kümesinde göç edenlerin yüzde 42,5’ini erkekler, yüzde 57,5’ini ise bayanlar oluşturdu.

    En büyük neden bağımlılık

    Ülkemizde 2022 yılında vilayetler ortası göç eden 2 milyon 791 bin 156 şahıstan 591 bin 790’ı hanedeki fertlerden birine bağımlı göç etti. Öbür göç etme nedenleri incelendiğinde, 526 bin 8 kişinin eğitim, 479 bin 250 kişinin ise daha uygun konut ve hayat şartları nedeniyle göç ettiği görüldü.

    En fazla göç hareketliliğinin olduğu 20-24 yaş kümesinde en kıymetli göç nedeni eğitim oldu

    Türkiye’de 2022 yılında, en fazla göç hareketliliğinin yaşandığı yaş kümesi olan 20-24 yaş kümesinin göç etme nedeni incelendiğinde, bu hareketliliğin en kıymetli nedeninin eğitim olduğu görüldü. Kelam konusu yaş kümesinde göç edenlerin 257 bin 676’sı eğitim, 91 bin 612’si işe başlamak / iş bulmak ve 50 bin 338’i ise daha yeterli konut ve ömür şartları nedeniyle göç etti.

    Erkeklerde ve bayanlarda en değerli göç nedeni hanedeki fertlerden birine bağımlı göç oldu

    Türkiye’de 2022 yılında cinsiyete nazaran göç etme nedeni incelendiğinde, hem erkeklerde hem de bayanlarda en çok hanedeki fertlerden birine bağımlı olarak göç hareketliliğinin yaşandığı görüldü. Erkeklerde 237 bin 574 kişi, bayanlarda ise 354 bin 216 kişi hanedeki fertlerden birine bağımlı göç etti.

  • Rainbow Six Siege, Yeni Operatörüne Kavuşuyor

    Her yeni dönemi ile karakter takımını genişleten Rainbow Six Siege, Operation Heavy Mettle ile birlikte Ram’i ortamıza katacak. Koreli yeni operatörümüz, premium battle pass sahiplerine fiyatsız olarak gelirken öteki oyuncular R6 kredilerini harcayarak kendisini satın alabilecek. Doğal bunun için birkaç hafta beklemek gerekecek…

    Ram, isminden da anlaşılabileceği üzere, ortalığı zalimce yıkabilen bir operatör olacak. Koreli yeni karakterimiz BU-GI Auto-Breacher ismi verilen bir ekipmana sahip. Bu ekipman, yıkılabilecek her yeri yıkabilen bir drone fırlatabiliyor. Daha da güzeli bu drone, savunma timinin yerleştirdiği her türlü tuzağı da etkisiz hale getirebiliyor.

    Mad Max sinemalarından fırlama bir araba üzere görünen bu drone, altında bombalara önünde ise kesici disklere sahip. Yani Ram’in olayı saklılıktan daha çok ortalığı birbirine katmak üzerine heyeti.

    Ram, MG-E ağır makineli tüfeği ya da R4-C taarruz tüfeği ile oynanabilecek. MK1 9mm tabancanın yanı sıra ITA12S pompalı tüfek de loadout’a eklenebiliyor.

  • Erdoğan’dan 22. yıla özel mesaj

    ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’nin 22. yılına özel sosyal medya hesabından yaptığı videolu mesajında;

    “AK Parti’nin milletin bağrından doğan bir siyasi parti olarak ülkeye hizmet için yola çıkışının 22. yıl dönümündeyiz. “Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözü ile başladığımız bu yolculukta hamdolsun girdiğimiz her seçimden birinci çıkarak bugünlere geldik. Kuruluşumuzdan bugüne partimizin hangi kademesinde olursa olsun bu kutlu davanın başarısı için çalışan, emek veren, ter döken her bir kardeşime teşekkür ediyor, darı bekaya irtihal edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Yine ilk günden bugüne sandıkta verdiği destekle AK Parti’nin Türkiye’ye hizmet mücadelesinde hep yanında duran aziz milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Yeri geldiğinde canı pahasına bize siper olan böyle asil bir milletin evladı olmakla ne kadar iftihar etsek azdır. Bu vesileyle 14 Mayıs’ta Meclis, 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki gayretleriniz için her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum.” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Göktaş: Yardım ödemeleri artışlı yatırıldı

    ANKARA (İGFA) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sosyal hizmet modelleri kapsamındaki Evde Bakım Yardımı ödemelerini hak sahiplerinin hesaplarına artışlı şekilde yatırmaya başladık”larını duyurdu.

    Temmuz ayı memur maaş katsayısına göre yapılan artışla birlikte 4 bin 336 TL’’den 5 bin 97 TL’’ye çıkarıldığını belirten Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, bu kapsamda Evde Bakım Yardımı’ndan yararlanan 568 bin tam bağımlı vatandaşın evinde bakım veren yakınlarına bu ay toplam 2.8 milyar TL Evde Bakım Yardımı ödemesi yaptıklarını söyledi. Bakan Göktaş, bakanlık tarafından sunulan toplum temelli bakım hizmet modellerinden Evde Bakım Yardımı’nın 2006 yılında engelli bireylerin öncelikle aile yanında bakımlarının desteklenmeleri düşüncesiyle başlatıldığını anımsatarak, Evde Bakım Yardımı ile bakıma ihtiyaç duyan tam bağımlı yakınlarının bakımını üstlenen vatandaşların desteklenerek aile bütünlüğünün korunduğunu belirtti.

    Geliştirdikleri bütüncül ve adil sosyal hizmet modelleri ile toplumun her bir ferdine ulaşmaya çalıştıklarını söyleyen Bakan Göktaş, “Hiç kimseyi arkada bırakmayan toplum vizyonumuz çerçevesinde 2023 Ocak-Temmuz döneminde vatandaşlarımıza toplam 17,4 milyar TL Evde Bakım Yardımı ödemesi yaptık. Ayrıca Evde Bakım Yardımı’ndan yararlanan 568 bin tam bağımlı vatandaşın evinde bakım veren yakınlarına bu ay toplam 2,8 milyar TL Evde Bakım Yardımı ödemesi gerçekleştirdik. Ödemelerin tüm engelli vatandaşlarımıza hayırlı olmasını dilerim” diye konuştu.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan piyasa bozucu ithalat açıklaması

    Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “piyasa bozucu haksız ve dampingli ithalata karşı yerli üreticilerimizin yanındayız” iletisi verildi. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:

    Ticaret Bakanlığı olarak yerli üretimi ve istihdam artırma gayelerine yönelik siyasetleri aktif bir formda uygulamaya devam ederken; yerli üreticilerimizin, ithalat kaynaklı dampingli yahut menşe saptırmalı haksız rekabete karşı korunması, üretim gayeli siyasetlerimizin en değerli sacayaklarından birini oluşturmaktadır.

    Uluslararası dış ticaret kurallarına ters olarak menşe ve tarife saptırmaları maalesef etkin olarak kullanılmaktadır. Türkiye, yerli üreticilerimizi ithalat kaynaklı haksız uygulamalara ve tehditlere karşı ticaret siyaseti savunma araçları ile koruyan ülkeler ortasında yer almaktadır. İthalatımızın % 88’lik kısmı hammadde ve yatırım malından oluşmaktadır.

    Bu kapsamda, anti-damping önlemleri çerçevesinde, 1995 yılından bu yana Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uygun olarak toplam 204 önlem alınmıştır. Ülkemizde halihazırda 126 adet anti-damping ve anti-sübvansiyon önlemleri yürürlüktedir.

  • Galatasaray’da ayrılık yakın!

    Galatasaray’da beklentilerin çok altında kalan Yusuf Demir için yeni bir tez geldi.

    İtalyan gazeteci Nicolo Schira’nın haberine nazaran; Basel, Yusuf Demir’i Galatasaray’dan satın alma opsiyonuyla kiralayacak.

    Habere nazaran yapılan görüşmelerde son evreye gelindi. Transferin kısa müddet içinde tammalanması bekleniyor.

    OKAN BURUK’UN GÖZÜNE GİREMEDİ

    Galatasaray’da Okan Buruk’la Yusuf Demir’in yıldızı bir türlü barışmıyor. Geçen dönem 6 milyon Euro bonservis bedeli karşılığında transfer edilen, lakin yabancı statüsünde sayıldığı için forma talihi bulmakta zorlanan genç hamleci, bu yılki Mavi Kart uygulamasına karşın Okan hocanın gözüne girmeyi başaramadı.

    GALATASARAY PERFORMANSI

    Yusuf Demir, Galatasaray’da şu ana kadar 6 maçta mühlet buldu. 20 yaşındaki futbolcu, bu müsabakalarda skor katkısı sağlayamadı.

    YUSUF DEMİR KİMDİR?

    Rapid Wien altyapısından yetişen Yusuf Demir, A Kadro’da oynadıktan sonra kısa bir müddet Barcelona forması giydi. Genç oyuncu, geçen dönem başında Galatasaray’a imza attı. 

  • Halka arzlarda son durum: İzdemir Enerji bu hafta işlemlere başlıyor

    Investing.com – Borsa İstanbul’da Ağustos ayında 5 şirket halka arz sürecinde bulunuyor.

    Bu şirketler arasında geçen hafta talep toplama aşamasını tamamlayan şirketlerden İzdemir Enerji, bu hafta Borsa İstanbul’da işlemlere başlayacak. Tatlıpınar Enerji’nin halka arz sonuçları açıklanırken Ofis Yem Gıda’nın sonuçları bekleniyor.

    Diğer yandan bu hafta Enerya Enerji’nin halka arz sürecinde talep toplama aşaması bugün başlayacak. 14 – 15 – 16 Ağustos 2023 tarihlerinde 3 gün boyunca sürecek talep toplama aşamasında 39.000.000 TL nominal değerli pay, 88,76 TL’den satılacak. 

    Bu haftanın diğer halka arzı Baydöner Restoranları olacak. 15 – 16 Ağustos tarihlerinde 2 gün sürecek olan Baydöner halka arzında 18.000.000 TL nominal değerli paylar 21 TL’den satışa sunulacak. Halka arzda payların tamamı eşit dağıtılacak.

    İzdemir Enerji payları bu hafta işleme başlıyor

    Halka arzda 2.684.584 yurt içi bireysel ve kurumsal yatırımcısı sayısıyla rekor katılım kaydeden İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş.’nin 138.120.000 TL nominal değerli payları halka arz edildi.

    Şirketin sermayesini temsil eden 575.000.000 TL nominal değerli payları Kotasyon Yönergesi’nin 8’inci maddesi çerçevesinde kota alındı. Halka arz edilen şirket payları 16/08/2023 tarihinden itibaren Yıldız Pazar’da 19 TL baz fiyattan ve “IZENR.E” kodu işlemlere başlayacak. Sürekli işlem yöntemiyle işlem görecek payların ilgili sırada maksimum emir değeri 1.000.000 TL olarak belirlendi. 

    Tatlıpınar Enerji’nin halka arz büyüklüğü 1.58 milyar TL olarak gerçekleşti

    10 – 11 Ağustos tarihinde talep toplama sürecini gerçekleştiren Tatlıpınar Enerji Üretim A.Ş., böylelikte sermayesinin 245.400.000 TL’den 280.500.000 TL’ye çıkardı. Bunun yanında mevcut ortaklardan Ali İbrahimağaoğlu’na ait 7.020.000 TL nominal değerli 7.020.000 adet pay, Hüseyin Avni İbrahimağaoğlu’na ait 21.060.000 TL nominal değerli 21.060.000 adet pay ve Akdeniz İnşaat ve Eğitim Hizmetleri A.Ş.’ye ait 7.020.000 TL nominal değerli 7.020.000 adet pay olmak üzere toplam 70.200.000 TL nominal değerli 70.200.000 adet pay halka arz edildi.

    Şirketin halka arz büyüklüğü, 22,5 TL’den satış fiyatına göre 1.579.500.000 TL olarak gerçekleşti.

    Tatlıpınar Enerji halka arzında Ağaoğlu Şirketler Grubu çalışanları tahsisat tutarının yaklaşık 1,0 katı, yurt içi bireysel Yatırımcılar tahsisat tutarının yaklaşık 3,3 katı, yurt içi kurumsal yatırımcılar tahsisat tutarının yaklaşık 9,5 katı ve yurt dışı kurumsal yatırımcılar tahsisat tutarının 2,4 katı olmak üzere toplamda 4,0 kat filtrelenmemiş talep geldi.

    Buna göre Tatlıpınar Enerji halka arzındaki toplam katılımcı sayısı 2.233.460 yatırımcı olarak açıklandı.

  • Life is Strange: True Colors – İnceleme

     
    Deck Nine tarafından geliştirilen ve Square Enix tarafından yayınlanan Life is Strange: True Colors bizlere sinematik bir macera tecrübesi sunuyor. Değerli seçimlerin yer aldığı bir seri olarak karşımıza çıkan Life is Strange, True Colors ile birlikte farklı bir sıçrama yapmış diyebilirim.
     
    Oyunda öncelikle muhakkak bir bölge ve alan bulunuyor ve karakterimizin denetimi elimize geçirdiğimiz vakit bu alan içerisinde istediğimiz formda gezinebiliyoruz. Serinin öteki oyunlarından daha farklı bir yapıyı bizlere aktaran bu oyunda sahiden de beğendiğim kısımlar bulunuyor ve bunları da sizlere aktarmak istiyorum.
     
    Oyunun temelinde neler yatıyor?
     
     
     
    Öncelikle oyunun temelinde sinematik ve seçim odaklı bir yapı yer alıyor. Bunun ardından ise art planda geniş bir kıssa bizlere sunuluyor ve bu kıssayı istediğimiz bir biçimde sonlandırabiliyoruz. Oyun içerisinde yer yer ve daima olarak seçim yapabileceğimiz diyaloglar karşımıza çıkabiliyor ve bu seçimlerle bir arada de öteki karakterler ortası bağlara ve olayların gidişatına dokunabiliyoruz. Oyundaki bu değişim hissiyatını elbette oyun içerisinde hissedebiliyor ve bu hissiyatla bir arada de gidişatı değiştirdiğimiz için kendimizi memnun hissedebiliyoruz. Hasebiyle oyun içerisinde seçim odaklı ve öykü temelli bir yapı bizlere aktarılıyor ve bu seçimleri de istediğimiz biçimde yapabiliyoruz ve her bir oyuncu farklı bir sona hakikat gidebiliyor diyebilirim.
     
    Oyunda serinin öbür oyunlarında olduğu üzere olaylar zinciri bulunuyor ve bu olaylar zinciri içerisinde karakterimizi tanımaya ve etrafında yer alan olayları irdelemeye koyuluyoruz. Elbette burada farklı bir kıssa farklı bir yetenek ve farklı karakterler karşımıza çıkıyor. Bununla bir arada de kendimizi küçük bir kasaba da buluyoruz. Bu kasaba içerisinde dilediğiniz üzere gezip tozabiliyor ve yer yer de kasabanın etrafı ile birlikte etkileşime geçebiliyoruz.
     
    Oyunun kıssası ilgi alımlı mi?
     
     
     
    Oyun özünde bizlere bir öykü anlatmak ve bu öykünün gidişatına dokundurmak istiyor. Elbette burada da başardığı noktalar bulunuyor. Oyunda öncelikle bir kız karakteri denetim ediyor ve bu kız karakterle birlikte kendi yeteneklerimizi ve gücümüzü keşfetmeye koyuluyoruz. Uzak bir bölgeden geldiğimiz ve bu kasabaya gerçek adım attığımız oyunda abimiz ile tekrardan buluşuyor ve artık kendimize ilişkin bir dairenin de olduğu bu yerde işlerimizi halletmeye koyuluyoruz. Elbette burada kız karakterimiz kendi yeteneğinden haberdar bir formda yer alıyor ve öteki oyunlarda olduğu üzere sıfırdan yeteneğini keşfetmeye çalışmıyor. Hasebiyle oyun içerisinde kız karakterimiz yetenekten haberdar ve bu yeteneği tekrardan gün yüzüne çıkarmak istemiyor üzere bir durum bizlere aktarılıyor.
     
    Hikayenin özü bundan ibaret lakin öykü büsbütün burada başlamıyor ve yeteneğimizi kullanabileceğimiz olaylar silsilesi burada patlak veriyor. Elbette burada öykünün ayrıntılarına girmeyeceğim zira bu ayrıntılara girersem oyunun kıssası büsbütün açığa çıkmış ve tüm sürpriz bozulmuş olur. Hasebiyle burada öykü konusunda ilgi cazip bir yapının olduğunu söyleyebilirim. Hatta şaşıracağınız bir son da sizleri bekliyor.
     
    Yüz animasyonları ve grafikler serinin başka oyunlarına nazaran daha gelişmiş
     
     
     
    Life is Strange Serisi eski bir imal olduğundan ötürü sonraki süreçlerde tekrar düzenlenmiş sürümleri çıkan bir seri olarak karşımıza çıkıyor lakin bu üretim 2021 yılında piyasaya sürüldü ve bu kapsamda üst seviye bir grafik ve animasyon ayrıntısıyla birlikte bizlere aktarıldı. Hasebiyle oyun içerisinde serinin öteki oyunlarına nazaran daha gerçekçi yüz animasyonları ve hisler bizlere aktarılıyor. Oyunun beğendiğim kısımlarından biri de bunlar oldu. Oyundaki yüz animasyonları, karakterlerin hareketleri ve etraf ayrıntıları epeyce ilgi cazibeli bir halde karşımıza çıkıyor ve burada nitekim de etrafa hayranlıkla baktığım anlar da yer alıyor. Hasebiyle oyundaki görünümlerden karakterlerin ayrıntılarına ve animasyonlara kadar hayli tatmin edici bir tecrübe bizlere sunuluyor.
     
    Serinin başka oyunlarından ayıran özellikler
     
     
     
    Bu oyunu serinin başka oyunlardan ayıran en kıymetli özellik istediğimiz formda mevcut bölge içerisinde dolanabilmemiz ve etrafa bir göz atabilmemiz. Oyunda küçük bir kasabada yer alıyor ve bu kasaba içerisinde sağı solu keşfedebiliyor, çeşitli görünümlere bakabiliyor ve farklı yapılar içerisine hakikat giriş yapabiliyor ve karakterlerle birlikte konuşabiliyoruz. Münasebetiyle başka oyunlarda bu yapı geçerli değildi lakin bizlere belirli bir alan veriliyordu ve bu alan içerisinde daima olarak gezip tozabiliyorduk. Burada ise tüm bir alanı istediğimiz biçimde tek seferde gezebiliyor hatta kendi dairemize çıkıp tekrardan sokağa hakikat inebiliyoruz. Bu türlü olunca da oyun daha fazla özgürlük hissiyatı bizlere sunuluyor ve bu durumda da sevdiğim özelliklerden birkaç tanesi diyebilirim.
     

    Diğer bir sevdiğim özellik ise oyun içerisinde bizlere daha farklı bir tecrübe sunan ufak bir rol yapma kısmı bulunuyor. Oyun içerisinde burada küçük bir çocukla birlikte onun hayal dünyasına dalıyor ve burada kısa bir rol yapma tecrübesine atılıyoruz. Kısa rol yapma sekansı içerisinde sıra tabanlı taktik savaşları karşımıza geliyor ve hakikaten de ilgi alımlı bir tecrübeye burada adım atıyoruz. Sıra tabanlı taktik savaşları ile birlikte karşımıza çeşitli düşmanlar çıkabiliyor ve düşmanları ortadan kaldırdıkça da çeşitli kaynakların sahibi olabiliyoruz. Bu savaşlar esnasında hem kendimizi hayatta tutmak hem de yanımızdaki küçük çocuğu yönetmek durumunda kalıyor ve istediğimiz halde standart ataklardan büyülü hücumlara kadar çeşitli ataklar gerçekleştirebiliyoruz. Bu düşmanları alt ettikten sonra elbette daha fazla ileriye hakikat gidebiliyor ve son olarak da şiddetli bir boss savaş ile bir arada karşılaşabiliyoruz. Olaylar tam da burada patlak veriyor ve burada ise tam bir sıra tabanlı taktik savaşlarına geçiş yapabildiğimiz bir ortam bizlere aktarılıyor. Hem animasyonlar hem de etraf ayrıntıları burada farklı bir oyuna geçiş yaptığımızı hissettiriyor ve burada bu bossu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bu kısım epey ilgimi çeken kısımlardan biri oldu ve nitekim de burada eğlendim diyebilirim.

    Karakterler ortasındaki alakayı kendiniz belirliyorsunuz
     
     
     
    Serinin öteki oyunlarında olduğu üzere bu oyunda da tanıştığımız karakterlerle bir arada aramızdaki bağlantıyı büsbütün biz belirliyoruz. Yani yaptığımız seçimlerle bir arada istediğimiz halde bir karakterle yakın olabiliyor yahut büsbütün uzak bir halde ondan ayrılabiliyoruz. Hasebiyle bu seçimler oyun içerisinde epey kıymet arz ediyor ve hangi karaktere yaklaşmak istiyorsanız ona nazaran seçimlerinizi belirleyebiliyorsunuz. Karakterler ortasındaki ilgi elbette olayın örgüsünü değiştirebiliyor ve yer yer de değişiklikleri hissedebileceğimiz durumlar karşımıza çıkıyor. Münasebetiyle bunları da akla yatkın seçmekte yarar var diyebilirim.
     
    Oyunu öneriyor muyum?
     
     
     
    Serinin öbür oyunlarında olduğu üzere bu oyun da temel olarak birebir şeyleri bizlere aktarıyor. Fakat bu oyun içerisinde daha gelişmiş grafikler, animasyonlar ve daha fazla özgürlük hissiyatı bizlere aktarılıyor. Bununla bir arada serinin öteki oyunlarını oynadıysanız kesinlikle bu oyuna da bir göz atmanızı tavsiye ederim. Ortadaki o sıçramayı böylelikle daha güzel hissedebileceksiniz.
     

    Eğer tek oyunculu ve öykü odaklı üretimlerden hoşlanıyorsanız ve daha çok sinematik bir tecrübeye atılmak istiyorsanız bu oyuna göz atabilir ve bir talih verebilirsiniz. Lakin sinematik bir tecrübe elde etmek istemiyorsanız bu oyundan uzak durabilirsiniz. Zira karakterimizi elimize aldığımız kısımlar burada kısıtlı bir biçimde karşımıza çıkıyor ve çoklukla sinematik içerikler bizlere sunuluyor.

  • Silivri’nin er meydanı Kırkpınar’ı aratmadı

    İSTANBUL (İGFA) – Silivri Belediyesi tarafından düzenlenen 18. Kavaklı Yenici Mehmet Yağlı Güreşleri büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi.

    Güreş heyecanı organizasyondan 1 gün önce Kumluk mevkiinden başlayan ve sahildeki Atatürk heykeline kadar devam eden kortej yürüyüşü ile başladı.

    Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Güreş Ağası Çetin Ceylan, siyasi parti temsilcileri, belediye meclis üyeleri ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı kortej yürüyüşüne Silivrili güreşseverler de eşlik etti.

    Kavaklı’daki er meydanında 14 farklı boyda düzenlenen 18. Yenici Mehmet Yağlı Güreşleri’ne, aralarında 662. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanı Yusuf Can Zeybek ile birlikte altın kemerli başpehlivanlar; İsmail Balaban, Ali Gürbüz, Recep Kara, Fatih Atlı, Mustafa Taş ve Osman Aynur’un da yer aldığı 34 başpehlivan ve 350 pehlivan katıldı.

    Büyük bir şenlik havasında geçen organizasyona Silivrililerin ilgisi yoğun oldu. Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, er meydanına Güreş Ağası Çetin Ceylan ile birlikte gelerek etkinliği izlemeye gelenleri selamladı.

    KIRAN KIRANA MÜCADELE

    14 farklı boyda düzenlenen 18. Yenici Mehmet Yağlı Güreşleri’nin Minik-1 kategorisinde; Andrei Dermenji birinci, Berat Alperoğlu ikinci, Ömer Said Duran ve Muhammed Murat Çiçek üçüncü oldu.

    Minik-2 kategorisinde ise; Musab Ümeir Kılıç birinci, Yiğit Kabaktaş ikinci, Kaan Petek ve Ahmet Sincar üçüncü oldu.

    Teşvik-1 kategorisinde; Alim Efe Denizci birinci, Yiğit Uzuner ikinci, Arda Umut Erol ve Ahmet Kambolat üçüncü oldu.

    Teşvik-2 kategorisinde ise; Muhammet Özer birinci, Mert Ali Bektaş ikinci, Mustafa Yanmaz ve Ahmet Adıyaman üçüncü oldu.

    Tozkoparan kategorisinde; Ömer Gül birinci, Can Ergen ikinci, Ferhat Duman ve Ersan Yatkın üçüncü oldu.

    Ayak Boyu kategorisinde; Arda Özmutlu birinci, Ahmet Hasan Doğru ikinci, İbrahim Çağan Öztürk ve Emir Yusuf Çolak üçüncü oldu.

    Deste Küçük kategorisinde; Caner Arslan birinci, İsmail Sait Işıklı ikinci, Yasir Çavuş ve Emre Bakır üçüncü oldu.

    Deste Orta kategorisinde; Oğulcan Yurdakul birinci, Doğukan Kurugan ikinci, Caner Yaygın ve Kerem Dede üçüncü oldu.

    Deste Büyük kategorisinde; Cenk Akpınar birinci, Hayrettin Şen ikinci, Yahya Ensar Başdemir ve Ozan Kıl üçüncü oldu.

    Küçük Orta Küçük kategorisinde; Engin Atar birinci, Muzaffer Caner Koşum ikinci, Faruk Bafralı ve İsa Oktay Genç üçüncü oldu.

    Küçük Orta Büyük kategorisinde ise; Serkan Makas birinci, Abdulbaki Kara ikinci, Yiğit Gider ve Oğuzhan Ünal üçüncü oldu.

    Büyük Orta kategorisinde; Alparslan Tekmen birinci, Atakan Makas ikinci, İlhan Ergin ve Yusuf Erdoğan üçüncü oldu.

    Başaltı kategorisinde; Burak Şahin birinci, Hasan Özdemir ikinci, Serkan Üğdüler ve Kadir Güleşen üçüncü oldu.

    YENİCİ MEHMET GÜREŞLERİNİN ŞAMPİYONU İSMAİL BALABAN OLDU

    18. Yenici Mehmet Yağlı Güreşleri’nde büyük merakla beklenen baş kategori mücadelelerinde güreş heyecanı adeta doruğa çıktı.

    İzleyicilerin yerinde duramadığı ve kıyasıya rekabetin yaşandığı baş kategorinin finalinde Recep Kara’yı yenen Başpehlivan İsmail Balaban birinci oldu. İkinci Recep Kara olurken, Mustafa Taş ve Özkan Yılmaz ise üçüncü oldu.

  • Otomotiv sanayisi üretim, ihracat ve pazarda yükselişte

    İSTANBUL (İGFA) – Türkiye otomotiv sanayisine yön veren 13 üyesiyle sektörün çatı kuruluşu konumunda olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 2023 yılının ocak-temmuz dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı

    OSD verilerine göre, yılın ilk 7 ayında üretimde yüzde 18, ihracatta yüzde 11, pazarda ise yüzde 62’lik artış yaşandı.

    Geçen yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 18 artarak 870 bin 600 adet olarak gerçekleşti. Geçen yılın ilk 7 aylık dönemine göre yüzde 27 artış sağlayan otomobil üretimi ise 550 bin 615 adede ulaştı. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 905 bin 666 adede yükseldi. Ticari araç grubunda, yılın ilk 7 ayında üretim yüzde 4, ağır ticari araç grubunda yüzde 28, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 2 artış yaşandı.

    2022 yılının ilk 7 aylık dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 62, ağır ticari araç pazarı yüzde 38, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 68 artış sağladı.

    Yılın ilk 7 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 11 oranında artarken, otomobil ihracatındaki artış yüzde 26 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, toplam ihracat 586bin 795 adet, otomobil ihracatı ise 375 bin 670 adet düzeyinde gerçekleşti.

    2023’ün 7aylık döneminde toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 62 artarak 697bin 726 adetten kapandı. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 62’lik artış sağladı ve 516 bin 288 adede ulaştı.

  • Kocaeli’nin ‘Zemin Veri Bankası’ ortak havuzda

    KOCAELİ (İGFA) – 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremin üzerinden 24 yıl geçti.

    Deprem Kocaeli’de çok büyük kayıplara yol açtı. Olası afetlerde Kocaeli halkının yaşadıkları binalarda kendilerini güvende hissetmelerini amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, kenti afetlere dirençli hale getirmek için başlattığı çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

    Bu bağlamda fay hatlarına ve zemine yönelik kapsamlı araştırma yapan Büyükşehir İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Zemin ve Deprem İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri, “Zemin Veri Bankası” ile Büyükşehir ve ilçe belediyelerine ait zemin etüt bilgilerini Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) sayesinde ortak havuzda bir araya getiriyor.

    ZEMİN BİLGİ SİSTEMİ

    Kocaeli’nin zeminiyle ilgili bütün veriler, gerek ilgili kurumlardan temin edilen gerekse Büyükşehir Belediyesi’ndeki mevcut veriler sayısallaştırılarak elde ediliyor. Böylece Coğrafi Bilgi Sistemi programları kullanılarak verilerin toplanması, işlenmesi, görselleştirilmesi ve analiz edilmesi daha hızlı oluyor. İlgili kurumlardan alınan MTA sıvılaşma haritası, heyelan haritası ve güncellenmiş fay haritası da zemin bilgi sistemine ekleniyor. Böylece deprem ve diğer olası afetlerde etkilenebilecek alanların önceden belirlenmesi hedefleniyor.

    Çalışma kapsamında Darıca, Körfez, Çayırova ve Dilovası ilçelerinin zemin etüt raporlarının sayısallaştırma işlemi tamamlandı. Gebze ilçesi ile devam eden çalışmaların yıl içerisinde bitirilmesi hedefleniyor. Proje, afet riski bulunmayan alanların belirlenmesi ve planlanması, çevre koruma planlamalarının yapılması, afet yönetimi ve mikro bölgeleme gibi birçok konuda karar verme süreçlerinin hızlanmasına fayda sağlayacak.

    Bu çalışma Kocaeli’nin tamamına uygulandığında yeni yapılan bir etüt için önceki bilgilerden yararlanılacak ve bu sayede maliyetlerin düşürülmesi sağlanacak.

    COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ (CBS) NEDİR?

    Coğrafi Bilgi Sistemleri, konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik-olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini bütünlük içerisinde gerçekleştiren bir bilgi sistemidir. Buna göre bilgilerin tek bir sistem içerisinde toplanıp bilgisayara aktarılması, saklanması, değişik bilimsel ve pratik modeller kullanılarak analiz edilmesi, harita üzerinde istenildiği şekilde büyük kâğıtlara çıkartılması, görüntülenmesi, verileri grafiklerle göstererek yine harita üzerine yerleştirilmesi Coğrafi Bilgi Sistemi ile yapılıyor.

  • Müge Anlı eşi Şinasi Yüzbaşıoğlu’yla Fenerbahçe maçında! Aylar sonra bir birinci…

    Sezonun en çok izlenen gündüz nesli programlarından Müge Anlı ile Tatlı Sert programının dönem finali yapmasının akabinde bir müddettir gözlerden uzak olan Müge Anlı eşi ile birlikte kameralara yakalandı.

    Sevilen sunucu Müge Anlı, dönemin yorgunluğunu gözlerden uzak bir formda dinlenerek atıyor. Bir yandan da programın imalcisi yeni dönemin ne vakit başlayacağını açıkladı. Açıklamaya nazaran Müge Anlı ile Tatlı Sert 28 Ağustos Pazartesi günü yeni döneme başlıyor.

    Eşiyle görünmeyi çok fazla tercih etmeyen Müge Anlı, dönem açılışına yakın eşiyle birlikte Fenerbahçe maçında kameralara yansıdı. Eşi Şinasi Yüzbaşıoğlu ile tribünde maç izlerken görüntülendiği anlar toplumsal medyada çok konuşuldu.

  • Alperen’in gelecek dönem maksadı All-Star ve şampiyonluk!

    Houston Rockets pivotu olan temsilcimiz Alperen Şengün, önümüzdeki dönem All-Star olmayı hedeflediğini söyledi.

    Alperen, Ekim başında Rockets ve ligin öteki 29 kadrosu için idman kamplarının start almasıyla birlikte başlayacak olan 2023-24 NBA dönemi için mevcut formunu ve amaçlarını Eurohoops ile konuştu.

    “Elbette herkes üzere benim de maksadım All-Star olmak. Umarım başarabilirim.” halinde konuşan Alperen, geçtiğimiz dönem maç başına 28.9 dakikada 14.8 sayı (%55.3 şut isabeti, %33.3 üçlük isabeti), 9.0 ribaund, 3.9 asist ortalamaları yakalamıştı.

    Houston’ın birinci beş pivotu olmaya devam etmesi beklenen Alperen, yine yapılanma sürecinin ikinci basamağına geçişte yeni bir koçla (Ime Udoka) çalışacak olan Rockets takımı için beklentisinin, potansiyel gelişimi dışında şampiyonluk olduğunu da kelamlarına ekledi:

    “NBA’e katıldığımdan beri şampiyonluk hayalimdi. Bence bu, Nikola Jokic’in olduğu kadar herkesin de hayali… ve onun bu muvaffakiyete ulaşması sekiz yılını aldı. Artık Rockets’ta hoş bir hayalimiz var ve umarım gelecek dönem elimizden gelenin en düzgününü yapıp playofflara kalabiliriz.”

  • Galatasaray’da 3 ayrılık talebi!

    Yaz transfer periyodunda yaptığı yıldız destekleri ile dikkat çeken Galatasaray’da kadrodan ayrılacak isimler de merak ediliyordu. Rotasyonda müddet bulma talihi yüksek gözükmeyen isimlerin gruptan ayrılıkları gündeme gelmiş durumda.

    Galatasaray’da bu hafta gidecek oyuncuların da yazgısı belirli olacak. Bir müddettir Avrupa kulüpleriyle temasta olan Yunus Akgün, idare ile yaptığı görüşmede kulüpten ayrılmak istediğini bildirdi.

    Fredrik Midstjö ise daha çok forma talihi bulabileceği bir kulüpte forma giymek istiyor.

    Leo Dubois’nın da kadrodan gitmek istediği, tıpkı Midstjö üzere müddet bulabileceği bir yere gitmek istediği edinilen bilgiler arasında yer aldı. 

     
  • Hailey Bieber’ın ilham veren tarz akımı: Çilek makyaj

    Bugünün trendlerinin birçoğu toplumsal medyada, bilhassa de TikTok’ta doğuyor. Birtakım trendler influencer’lar yahut uzmanlar tarafından başlatılırken, bazen de ünlülerin usullerinden ilham alınarak gelişiyor.

    Şimdi sıra “Çilek Makyaj” akımında. Rhode isimli hoşluk markasının kurucusu Hailey Bieber, TikTok’ta yaptığı bir paylaşımda son vakitlerde favorisi olan çilek makyaj akımından bahsediyor.

    Çilek makyajının temel prensibi minimal, pratik ve doğal bir görünüme sahip olması. Bu trendde bilhassa yanaklar ve dudaklar, çilek rengini hatırlatan hafif kırmızı tonlarla renklendiriliyor.

    Peki, Çilek Makyaj Nasıl Yapılır?

    Bu trend, ağır makyaj eserlerini, fondöteni yahut ağır farları içermiyor. Gereksiniminiz olan şey az ölçüde eser ve kolay bir uygulama… İşte adım adım çilek makyajının sırları:

    1.Cilt Makyajı: Hailey Bieber üzere parlak ve nemli bir cilt elde etmek için evvel serum ve nemlendirici kullanmalısınız. Ünlü model bu makyajı yaparken fondöten kullanmasa da, cildinizi yavaşça örtmek isterseniz renkli güneş kremi, bb krem yahut hafif kapatıcılığa sahip bir fondöten tercih edebilirsiniz. Tam olarak Hailey Bieber’ın adımlarını takip etmek istiyorsanız, göz altlarınızı ve burun etrafınızı kapatıcı ile nötrlemeyi unutmamalısınız. Krem bronzer ve allık da bu makyajın olmazsa olmazları ortasında yer alıyor. Tüm bu eserleri uyguladıktan sonra dilerseniz makyajınıza çil ekleyebilirsiniz.

     

    2. Göz Makyajı: Hailey Bieber’ın paylaştığı görüntüde da gördüğümüz üzere göz makyajı son derece minimal. Yüzüne uyguladığı bronz rengini göz kapaklarına da sürerek hafif bir gölgeli tesir yaratıyor. Göz makyajını, gözlerine çekik bir hava katan ince bir eyeliner ve hafif bir rimel ile tamamlıyor.

     

    3. Dudak Makyajı: Dudaklarda da yanaklar üzere yavaşça kırmızı tonunu yakalamak gerekiyor. Bieber, bu efekti elde etmek için yanağına sürdüğü allığı dudaklarına da sürüyor. Siz de doğal bir pembelik sağlayacak hafif bir ruj tercih edebilirsiniz.

     

    Hailey Bieber’ın tesiriyle başlayan çilek makyaj trendi, minimal ve doğal görünüm sevenler için ülkü bir seçenek üzere görünüyor.

    Ancak her makyaj eserinde olduğu üzere, cilt tipinize ve sıhhat durumunuza uygunluğunu kesinlikle göz önünde bulundurmalısınız.

  • Kuveyt Türk’ün dış ticaret işlem hacmi 10 milyar doları aştı

    İSTANBUL (İGFA) – Kuveyt Türk, 2023 yılının ilk yarısına dair finansal sonuçlarını kamuoyuna açıkladı.

    Kuveyt Türk’ün toplanan fon büyüklüğü yılbaşından bu yana yüzde 32 artışla 397 milyar TL olurken, kullandırılan fon büyüklüğü de yüzde 45 artış göstererek 287 milyar TL’ye yükseldi.

    Kuveyt Türk’ün dış ticaret finansmanı yüzde 50 artışla 44 milyar TL’yi aşarken, ilk altı aydaki dış ticaret işlem hacmi 10 milyar USD’yi geçti. Kuveyt Türk, yılın ilk yarısındaki net kârını ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 73 artırarak 10 milyar TL’ye çıkardı.

    Öz varlıklarını 35 milyar TL’ye, aktif büyüklüğünü ise 557 milyar TL’ye ulaştıran Kuveyt Türk, aktif büyüklük açısından bankacılık sektöründe 10. sıradaki yerini korurken, katılım finans kuruluşları arasında ilk sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

    Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, yaptığı değerlendirmede, “Katılım finans esasları doğrultusunda geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerimizle 34 yıldır müşterilerimize başarıyla hizmet veriyoruz. Üretime, ihracata ve yatırıma öncelik vererek reel ekonomiyi destekliyor, ivmesi artan şekilde sürdürülebilir kârlı büyümemize devam ediyoruz. En önemli stratejik odaklarımızdan biri olan dış ticaretin finansmanında sektör ortalamasının üzerinde performans göstererek yüzde 50 oranında bir büyüme sergiledik. İlk altı ayda 10 milyar USD dış ticaret işlem hacmine ulaşmamızı kıymetli buluyoruz” dedi.

Başa dön tuşu