Gün: 23 Ağustos 2023

Antalya Büyükşehir Belediyesi ulaşımın zor olduğu Akseki ilçesinde bulunan 4 mahalle için asfalt çalışması gerçekleştiriyor. Vatandaşların konforlu bir şekilde ulaşımlarını sağlamaları için başlatılan çalışma memnuniyet yarattı.

Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri Akseki ilçesi Güneykaya-Hocaköy – Kepez- Kepezbeleni grup yolunda asfalt yenileme ve bakım çalışması gerçekleştiriyor. Zamanla deforme olan grup yolunu iş makineleriyle söken ekipler, yağmur suyunun yolu bozmaması için belirlenen bölgelere büz koyarak şarampolleri temizledi. Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı asfalt ekipleri hazırlık çalışmalarının tamamlanmasının ardından 21 km’lik yolda sathi asfalta başladı. Ekipler hummalı bir çalışma yürüterek yolu güvenli ve konforlu hale getiriyor.

4 MAHALLEYE SICAK ASFALT ÇALIŞMASI

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Sorumlusu İsa Akdemir çalışma hakkında şu bilgileri verdi: “Manavgat yangınında bu bölge tahrip oldu. Yollarımız bozuldu. Akseki muhtarlar toplantısında muhtarlarımızın bu yolların yenilenmesi için talepte bulundu. Başkanımız Muhittin Böcek’in talimatları ile asfalt yenileme ve onarım çalışmasına başladık. Asfalt öncesi alt yapı hazırlılarını kış aylarında tamamladık. Şu anda sıcak asfalt çalışmasını gerçekleştiriyoruz. Güneykaya -Hocaköy – Kepez- Kepezbeleni grup yolunu kapsayan asfalt yenileme çalışması toplam 21 km uzunluğunda. Yöre halkına hayırlı olmasını diliyorum.”

SÖZ MUHİTTİN BÖCEK SÖZÜ

Kepez Mahalle Muhtarı Durmuş Küçük ise, “Çalışmanın yapıldığı grup yolu 4 mahalleyi birbirine bağlıyor. Yolda oluşan çukurlardan dolayı konforlu seyahat edemiyorduk. Muhittin Başkan’ımıza şikayetimizi dile getirdik. Başkanımız söz verdi. Şimdi de yollarımız yenileniyor” dedi.

MUHTARLARDAN BAŞKAN BÖCEK’E TEŞEKKÜR

Hocaköy Mahalle Muhtarı Mustafa Zorlu ve Kepezbeleni Mahalle Muhtarı Mehmet Uyar da asfalt yenileme çalışmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’e teşekkür ettiler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karabağlar Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri parklarda bulunan basketbol sahalarının bakım, onarım ve boyama çalışmalarına devam ediyor. Esentepe Mahallesi’nde bulunan çocuk parkı ve Muammer Akar Mahallesi Nisa Serezli Parkı’nda bulunan basketbol alanında çalışmalar tamamlanarak sporseverlerin hizmetine sunuldu.

Spor alanları rengarenk

Parklardaki basketbol sahaları, belediye ekiplerinin yenileme çalışmalarının ardından renkli görüntülere kavuşurken, bölgede ikamet eden vatandaşlar da Karabağlar Belediyesi’nin çalışmalarından duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Vatandaşlar; çocukların ve gençlerin sağlıklı ortamlarda spor yapmalarına olanak tanıyan Karabağlar Belediyesi’ne ve sıcak havaya rağmen çalışmaları aksatmayan işçilere teşekkür ettiler.

Sağlıklı ortamlarda spora özen gösteriyoruz

Karabağlar’daki diğer parklardaki spor alanlarında da bakım, onarım, boyama gibi yenileme çalışmalarının gerçekleştirileceğini belirten Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, çocukların ve gençlerin sağlıklı fiziki ortamlarda spor yapmalarına özen gösterdiklerini ve parklardaki spor alanlarındaki yenileme çalışmalarının da vatandaşlardan ilgi gördüğünü söyledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Göz hastalıkları, toplumun her kesiminde farklı şekillerde görülebilmekte  ve hayatın akışını ciddi şekilde etkileyebilmektedir. Çevresel ve genetik faktörlerle ortaya çıkan göz hastalıkları günlük hayat kalitesini önemli derecede etkilemektedir. Erken teşhis edilip tedavi edilemeyen göz hastalıkları ilerleyen durumlarda görme kayıplarına neden olabilmektedir. Bu yüzden düzenli aralıklarla göz muayenesi olmakta yarar vardır.Op. Dr. Emrah Mat, göz hastalıklarında erken tanı ve tedavinin önemi hakkında merak edilenlere cevaplar veriyor.

Göz sağlığı, kişinin genetik özellikleri ve/veya maruz kaldığı dış uyaranlara  bağlı olarak farklı düzeylerde etkilenebilir. Hipermetrop, miyop ve astigmat gibi bozuklukların dışında, görme kaybına varabilen etkileri olan hastalıklar söz konusudur. Bu hastalıkların tanı ve tedavisinin zamanında yapılması ise büyük önem arz eder.

Göz Sağlığı ve Erken Tanının Rolü

Göz hastalıklarının erken teşhis edilmesi, göz sağlığını korumak ve görme kayıplarını önlemek için kritik bir rol oynar. Gözlerimiz, yaşam kalitemizi etkileyen önemli bir organdır ve çevresel etmenlerle birlikte genetik faktörlerin etkisiyle hastalıklara yatkınlık artar. Erken teşhis, tedaviye başlamak için en kritik adımdır ve hastalıkların ilerlemesini engelleyerek kalıcı hasarın önüne geçer. Gözlerde kuruluk, şişlik, kaşıntı, yanma, yabancı cisim kaçmış gibi batma hissi, şiddetli göz akıntıları, görmede azalma, geçmeyen ağrılar, göze bir cismin çarpması, gözün yaralanması gibi durumlarda kısa sürede uzman bir doktora başvurmak önemlidir.

Sık Görülen Göz Hastalıkları ve Erken Tedavi

Göz sağlığını tehdit eden sık görülen hastalıklar arasında katarakt, glokom (Göz Tansiyonu)  ve makula dejenerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı) bulunur. Bu hastalıklar, erken aşamalarda belirti vermezler, bu yüzden düzenli göz muayeneleri hayati önem taşır. Erken teşhis, hastalıkların ilerlemesini yavaşlatır ve tedavi şansını artırır. Bu sebeple 40 yaş üzerindeki kişilerin yılda bir kez, aile öyküsü olanların ise 6 ayda bir mutlaka rutin göz muayenesi yaptırması gerekmektedir. Bazı göz hastalıklarının geç teşhis edilmesi telafisi mümkün olmayan görme kayıplarına neden olabilmektedir. Katarakt, bulanık görme ve renklerin soluklaşması gibi belirtilerle kendini gösterirken, glokom sessizce ilerleyerek kalıcı görme kaybına neden olabilir. Makula dejenerasyonu ise merkezi görme kaybına yol açabilir. Erken teşhis ve tedaviyle bu hastalıkların etkileri en aza indirilebilir.

Çocuklarda Göz Sağlığı ve Erken Müdahalenin Önemi

Çocukların göz sağlığının erken yaşlarda takip edilmesi, görme gelişiminin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından büyük önem taşır. Çocuklar en sık karşılaşılan durum hastalığını ifade edememesidir. Pek çok önemli göz hastalığı küçük yaşlarda ortaya çıkar. Ancak erken teşhis ve doğru tedavi ile başarılı sonuçlar elde edilebilir. AGöz tembelliği gibi sorunlar, erken yaşlarda tespit edilmelidir. Ayrıca, çocukların ekran zamanı ve okul ortamının göz sağlığına etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Erken tedavi, çocukların görsel yeteneklerini ve yaşam kalitesini artırır.

Diyabet ve Göz Sağlığı

Diyabet, göz sağlığı için önemli bir risk faktörüdür ve diyabetik retinopati gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Erken tanı, diyabetli bireylerin düzenli göz muayeneleri ile sağlanır. Diyabetik retinopati, belirtiler vermeden ilerleyebilir, bu nedenle erken müdahale tedavideki başarıyı artırır. Diyabet kontrolü ve düzenli muayenelerle, göz sağlığını korumak mümkündür.

Göz Kuruluğu ve Erken Teşhis

Göz kuruluğu, modern yaşamın yaygın bir sorunudur ve ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Gözlerde yanma, batma hissi, bulanık görme gibi belirtiler erken tanı için işaretlerdir. Erken teşhis, uygun tedavinin başlanmasını ve rahatsızlığın ilerlemesinin önlenmesini sağlar. Göz kuruluğu, yaş, ekran kullanımı ve çevresel faktörlerle tetiklenebilir. Uygun tedaviyle, gözlerin rahatlığı geri kazanılır.

Göz Yaralanmaları ve Acil Müdahale

Göz yaralanmaları, hızlı ve doğru müdahale gerektiren acil durumlardır. Herhangi bir cismin göze çarpması veya yabancı maddenin göze kaçması, ciddi hasarlara neden olabilir. Hemen bir uzman doktora başvurmak, kalıcı görme kaybını önlemek için hayati önem taşır. Ayrıca, spor ve iş kazalarından kaynaklanan göz yaralanmalarında da erken tedavi ve rehabilitasyonun önemi büyüktür.

Tedavi ve Takip Sürecinde Düzenli Kontroller

Göz hastalıklarının tedavi sürecinde düzenli kontroller, hastalığın ilerleyişini takip etmek ve tedavi planını güncellemek için önemlidir. Tedaviye uyum ve düzenli takip, sağlıklı sonuçlar elde etmek için gereklidir. Tedavi sürecindeki değişimler, erken dönemde fark edilir ve gerekli ayarlamalar yapılır. Bu sayede hastalıkların ilerlemesi engellenir ve göz sağlığı korunur.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi Uluslararası Bilgisayar Enstitüsü öğretim üyesi  Doç. Dr. Vahid Akram’ın yürütücülüğünü yaptığı “Sürü Robot İşbirliğine Dayalı Nesne Taşıma Sistemi” konulu proje TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazandı. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Doç. Dr. Vahid Akram’ı tebrik ederek çalışmalarında başarılar diledi.

Egeli bilim insanı Doç. Dr. Vahid Akram tarafından, sürü robotların sağladığı avantajlardan yararlanarak sürü robotlara dayalı bir nesne taşıma sistemi geliştirilecek.

Yürüttükleri çalışma ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Vahid Akram, “Yüksek hareket kabiliyeti ve hesaplama gücüne sahip robotların üretim maliyeti giderek düşmektedir ve robotlar her geçen gün insanların günlük faaliyetlerinde daha fazla görev almaktalardır. Örneğin, evlerde temizlik için kullanılan robot süpürgeler bu teknolojinin günlük hayatımızda aktif rol almaya başladığını göstermektedir. Fabrikalar veya depolarda ürünleri taşıyan, restoranlarda yemek servisi yapan ve hastanelerde odaları dezenfekte eden robotlar bu teknolojinin örnek uygulamalar arasında yer almaktalardır. Özellikle insanlar için tehlikeli, kirli ve sürekli tekrarlanan görevlerde robotların kullanımı daha fazla ilgi görmektedir. Yeni nesil robotlar çeşitli sensörler sayesinde farklı ortamlarda hareket ederek engeller, boşluklar veya açık alanları tespit edebilmektelerdir. WiFi, Bluetooth ve 5G gibi iletişim yöntemlerini destekleyen bu robotlar ortamdan topladıkları verileri kontrol merkezine gönderebilir ve aynı zamanda çok sayıda hareket, algılama ve hesaplama komutunu destekleyebilirler. Küçük robotların üretim maliyetinin düşmesiyle beraber çeşitli uygulamalarda tek robot yerine çoklu robot sistemleri tercih edilmektedir. Söz konusu projemizde, sürü robotların sağladığı eş zamanlı işlem yapabilme, görev paylaşımı ve hızlı patika bulma gibi avantajlardan yararlanarak sürü robotlara dayalı bir nesne taşıma sistemi geliştirilecektir. Bu sistemin bir prototipini geliştirmek için çeşitli problemlere gerçekçi ve uygulanabilir çözümler bulunmalıdır” diye konuştu.

“Yenilikçi çözümler üretilecek”

Proje kapsamında birçok probleme yönelik çözümler üretileceğini vurgulayan Doç. Dr. Vahid Akram, “Sürü robotların kontrol ve izleme platformu hazırlayacağız.  Sürü robotların anlık izlenmesi için ve ayrıca robotlar arası iletişim ve haberleşmeyi sağlamak için bir platform geliştirilecektir. Bu platform aracıyla kullanıcılar robotların anlık durumlarını takip edebilecek ve acil-özel durumlarda robotlara geri dön veya dur gibi hareket komutları gönderebilecekler. İç mekân ortamlarda GPS sisteminin doğruluk oranı yetersiz kalabildiği için, robotların anlık konumunu düşük hata oranıyla belirleyen yeni konumlandırma yöntemler hazırlanacaktır.  Robotlar ortamda hareket ederken, duvar, merdiven ve çeşitli engellerin yerini tespit edip o bölgelerden geçmemeleri gerekmektedir. Ortamın haritasını oluşturmak için robotların çarpışma, boşluk algılama ve mesafe ölçme sensörlerinden alınan bilgiler birleştirilip, ortamın haritasını oluşturan algoritmalar hayata geçirilecektir.   Haritasız bir ortamda, başlangıç ve hedef konumlar arasında verimli ve bağımsız patika bulan, engeller ve diğer robotlarla çarpışmayı önleyen ve giderek patikaları iyileştiren patika planlama ve çarpışma önleme algoritmaları geliştirilecektir” dedi.

“Ege ve Bakırçay üniversiteleri arasında iş birliği yapılacak”

Proje kapsamında Ege Üniversitesi ile İzmir Bakırçay Üniversitesi arasında bir araştırma iş birliği kurulacağını vurgulayan Doç. Dr. Vahid Akram, “Bu iş birliği gelecekte iki üniversite arasındaki potansiyel ortak araştırmalara katkı sağlayacaktır. Projenin sonunda bir prototip sürü robot tabanlı nesne taşıma sistemi geliştirilecektir. Hedeflenen pilot sistem başarıyla uygulandıktan sonra, geliştirilen yöntemlerin detayları yüksek nitelikli uluslararası dergilerde yayımlanarak, çıktılara dayalı endüstriyel ve ticari sistemlerin geliştirilmesi için TUBİTAK 1512 veya 1507 programlarına başvurulacaktır” diye konuştu.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ortak yapım marketi ve proje geliştirme platformu Antalya Film Forum,bu yıl 8-10 Ekim tarihleri arasında fiziki, 10-12 Ekim tarihleri arasındada çevrimiçi gerçekleşecek. Antalya Film Forum’un Uzun Metraj Kurmaca Pitching, Uzun Metraj Kurmaca Work-in-Progress, Belgesel Work-in-Progress, Sümer Tilmaç Antalya Film Destek Fonu Pitching ve Dizi/Kısa Dizi Pitching platformlarında ana jüri tarafından seçilecek projelere verilecek ödüller belli oldu.

Tüm kategoriler için başvuruların geçtiğimiz günlerde sona erdiği Antalya Film Forum’da ön jüriler tarafından seçilen projeler önümüzdeki günlerde açıklanacak. Antalya Film Forum’da Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından dört kategoride 550 bin TL, Netflix tarafından ise Dizi/Kısa Dizi Pitching Platformu ve Uzun Metraj Kurmaca Work-in-Progress Platformu’nda toplamda 300 bin TL tutarında ödül verilecek. Aynı zamanda her platformda sektörün önde gelen isim ve kuruluşları özel ödüller verecek.

Uzun Metraj Kurmaca Pitching Platformu’nda, ana jüri tarafından belirlenecek iki projeden her birine 50 bin TL tutarında ödül verilecek. Ayrıca aynı platformdabir projeye Film Standartları Post Prodüksiyon Ödülü, bir projeye de Filmarka Ekipman Desteği verilecek.

Uzun Metraj Kurmaca Work-in-Progress Platformu’nda bir proje 100 bin TL tutarında ödülün sahibi olacak. Ana jüri tarafından seçilecek bir projenin 50 bin TL değerindeki Jüri Özel Ödülü’nü kazanacağı platformda bu yıl ilk kez Netflix tarafından 150 bin TL değerinde Netflix Kurmaca Work-in-Progress Platformu Ödülü verilecek. Bu bölümde ayrıca Başka Sinema Dağıtım ve Promosyon Ödülü ile Bando Post Renk Düzenleme Ödülü de sahibini bulacak.

Belgesel Work-in-Progress Platformu’nda yer alan projelerden birine ana jüri 100 bin TL değerinde ödülverecek. Aynı zamanda GeniusPark Renk Düzenleme Ödülü ve Başka Sinema Dağıtım Ödülü’nün verileceği platformda Documentary Association of Europe (DAE) Teşvik Ödülü de bulunuyor.

Dizi/Kısa Dizi Pitching Platformu’nun ana ödülü geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Netflix tarafından üstleniliyor. 150 bin TL değerindeki ana ödül, Netflix’in dizi ve film endüstrisindeki yetenek havuzunu genişletmeye ve geliştirmeye yönelik yürüttüğü Grow Creative desteğiyle verilecek. Aynı zamanda bir projeye de dizi yazarlığı alanında kariyerini geliştirmek isteyen yaratıcıları içerik geliştirme aşamasında uygulamalı eğitimlerle desteklemeyi hedefleyen Netflix Series-Lab Programı Katılım Ödülü verilecek. Platformda yer alacak projelerden biri de Color Up Renk Düzenleme Ödülü’nü kazanacak.

Sümer Tilmaç Antalya Film Destek Fonu Pitching Platformu’nda bu yıl 200 bin TL değerinde ödül verilecek. Seçilen film aynı zamanda Fono Film tarafından verilecek Fono Film Post Prodüksiyon Ödülü’nün de sahibi olacak.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in başkanlığını yaptığı 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali‘nin idari direktörlüğünü Av. Cansel Tuncer, yönetmenliğini Dr. Ahmet Boyacıoğlu üstlenirken, sanat yönetmenliğini Başak Emre, Antalya Film Forum direktörlüğünü ise Armağan Lale ve Pınar Evrenosoğlu yürütüyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık gıda güvenliğinde ambalajın önemine dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Ambalajın sürdürülebilir gıda tüketimindeki rolünü aktaran Artık, “Bir bebek nasıl kundak ile dış etkilere karşı korunuyorsa, gıdanın da muhafaza tekniği açısından ambalajlı olması gıda güvenliği için en vazgeçilmez kriterdir ” dedi.

Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, ambalajlı gıda hakkında bugüne kadar yer alan tüm yanlış bilgilere açıklık getirdi. Ambalajın; içine konulan gıda ve ürünü koruyan, en temiz ve en güvenilir koşullarda tüketiciye ulaşmasını sağlayan, taşınmasını ve depolanmasını kolaylaştıran bir malzeme olduğunu ifade eden TÜGİS Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, “Bir bebek nasıl kundak ile dış etkilere karşı korunuyorsa, gıdanın da muhafaza tekniği açısından ambalajlı olması gıda güvenliği için en vazgeçilmez kriterdir. En yalın haliyle; içine konulan ürünün pazarlama işlemlerini kolaylaştıran, tüketiciye içindeki mal hakkında bilgi veren, metal, kağıt, karton, cam, teneke, plastik ve tahtadan yapılan sargı ve kaplamalara ambalaj diyoruz. Buna göre gıdaların ambalajlanması ise tehlike oluşturan çeşitli faktörlerin elimine edildiği, dolayısıyla gıdaların tüketicinin sofrasına kadar tüm özellikleri bozulmadan ulaşmasını sağlayan önemli ve vazgeçilmez bir uygulamadır” dedi.

“Ambalaj tüketici ile iletişim kuruyor” 

Tüketici bir markete gittiğinde öncelikle gıda ürünlerinde ambalaja baktığını kaydeden Artık, ”Üretici markanın kalitesinin yansıtılmasında da ilk etapta ambalaj ön planda. Kaldı ki tüketiciler günümüzde satın alacakları ürünlerin güvenli olmasını ve hijyenik şartlarda üretilmiş olmasını geçmiş yıllara nazaran daha fazla tercih ediyorlar. Ambalaj ise bu tercihte önemli bir parametre. Ayrıca ürün ve tüketici güvenliğini korumak için ürün hakkındaki bilgilerin tüketiciye eksiksiz ve doğru aktarılması zorunluluğu da kaçınılmaz. Bu bilgilerin gıda etiketinde olması yasal bir gereklilik” açıklamasında bulundu.

Günümüzde ambalajın, geleneksel olarak gıdayı koruma özelliği yanında bir iletişim aracı ve yaşam biçiminin bir uzantısı olduğunu aktaran Artık, “Bu çerçevede tüketiciyle iletişim kurarak dikkat çekiyor ve farkındalık oluşturuyor. Aynı zamanda sessiz bir satış elemanı ve ürünün görünürlüğünü artırıyor, satın alım sonrasında kullanım yararı sağlıyor. Bu çerçevede ele aldığımızda tüketicilerin satın alma alışkanlıklarında da ambalaj önemli bir rol oynuyor” şeklinde konuştu.

“Gıdalar standartlar çerçevesinde ambalajlanıyor “

Uzakdoğu’dan sipariş edilen mutfak malzemelerinin ve üreticisi bilinmeyen ürünlerin tercih edilmemesinde, edilecekse de neden üretildiğinin araştırılmasında fayda olduğunu vurgulayan Artık, “Bir plastik olan PVC’nin kullanımı, dünyanın gelişmiş ülkelerinin çoğunda gıda ambalajlanmasında ve kap üretiminde kullanılmıyor. Bu noktada Uzakdoğu’dan sipariş edilen mutfak malzemelerinin ve üreticisi bilinmeyen ürünlerin tercih edilmemesinde, edilecekse de neden üretildiğinin araştırılmasında fayda var. Yine benzer şekilde kimi zincir restoranlarda ve marketlerde görebildiğimiz “kullan-at” bardak çeşitlerinden plastik bardaklar gibi, “köpük” bardaklar da plastikten üretiliyor. Ayrıca kağıt bardak olarak bilinen bardak çeşidinde de iç yüzey plastik kaplanarak lamine ediliyor. Bu tip ambalajlar gıda ile temas eden madde ve malzemeler yönetmeliğine göre Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 5996 sayılı kanun gereğince denetleniyor. Burada kullanılan plastiğin türü ve sınıflandırması devreye giriyor. Tüm plastik ambalajlar PS, PP veya PET kullanılarak üretilir. Gıda ambalajlanmasında yerleşmiş standartlar çerçevesinde 1’den 7’ye kadar numaralandırılmış sınıflandırma vardır. Bu rakamlar ne kullanıldığını gösterir. Örneğin 1 numaralı işaret PET’i tanımlar. Zaten dilimize yerleşen “PET Şişe” adı da buradan geliyor ve tek kullanım için uygun bir ambalajlama çeşidi. Başka bir örnek vermek gerekirse 4 numaralı işaret olan LDPE, gıda tüketiminde güvenle kullanılabiliyor. Bulaşık makinesine ya da mikrodalgaya konulabiliyor” açıklamasında bulundu.

“Ambalajsız gıda ile beslenme doğru değil” 

Ambalajlı gıdaların doğallığının bozulup bozulmaması ile ilgili dikkat edilmesi gerekenleri hatırlatan Artık, “Gıda işleme ve ardından ambalajlamayla gıdanın doğallığı bozulmaz. Gıda işleme esnasında posa, çöp, yaprak, kavuz, kepek gibi uygun olmayan kısımlar ayrılır. Bunu bir örnekle açıklarsak bezelyeden konserve veya konserve yemeği yapmak için önce yıkamak, sonra kavuz ayrılması ve ön hazırlık zorunlu olarak yapılmalı. Kavuzlu bir bezelye yemeği ve bezelye konservesini kimse tüketmez. Kavuzun ayrılması doğallığı bozmak değil, tüketicilere uygun yani güvenli gıda hazırlamaktır. Ambalajlı gıdalar, gıdanın az bulunduğu zamandan bulunmadığı zamana kadar gıdayı muhafaza ederek sunmaktır. Örneğin ülkemizde vişne, haziran ve temmuz ayında taze bulunur. Ancak ambalajlı olarak konserve ya da dondurulmuş vişneyi, yılın her ayında bulmamız ambalajlı gıda üretimi sayesinde mümkün” dedi.

Gıda muhafaza tekniklerinin tüm dünyada aynı olduğunu kaydeden Artık, “Doğal ve ambalajsız gıda beslenmesi gibi bir tanım doğru değil. Bu, gıda konusunda yeterli ve doğru bilgi sahibi olunmadığı durumlarda gündeme geliyor. Tarım, gıda ve beslenme; her biri önemli bir bilim dalı olup bilimsel verilere dayanmalı. Sadece doğal ve ambalajsız gıda ile beslenmeyi savunanların fikirlerinin gerçek hayatta net bir karşılığı bulunmuyor” dedi.

TÜGİS Hakkında

Ülkemizin ilk işveren sendikalarından TÜGİS, aynı zamanda Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) kurucu üyesidir. Üyeleri arasında ülkemizin önde gelen gıda üreticilerinin yer aldığı TÜGİS, yarım asrı aşkın süredir Türk gıda sanayiinin gelişmesi ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün artırılması adına öncü çalışmalara imza atmaktadır. TÜGİS, faaliyetlerine başladığı 1961 yılından bu yana sosyal diyaloğa, çalışma barışına ve gıda sanayiinin gelişimine kesintisiz katkıda bulunan yenilikçi bir sivil toplum örgütüdür. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Macaristan’da düzenlenen 19. Dünya Atletizm Şampiyonası’nın dördüncü günü sona erdi.

Budapeşte’de düzenlenen tertibin dördüncü gününde, bayanlarda 100 metre engelli elemeleri, 400 metre engelli yarı finali, disk atma ve 1500 metre finali, erkeklerde ise 800 metre elemeleri, 400 metre yarı finali, yüksek atlama ve 3 bin metre engelli disiplinlerinin finalleri yapıldı.

Bayanlar 1500 metrede Kenyalı Faith Kipyegon, 3.54.87’lik derecesiyle şampiyonluğa ulaştı. Geçen yılda birebir disiplinde altın madalya kazanan Kipyegon, son iki olimpiyatta da şampiyon olmuştu.

Tıpkı branşta Etiyopyalı Diribe Welteji 3.55.69’le ikinci, Hollandalı Sifan Hassan, 3.56.00’la üçüncü oldu.

Bayanlar disk atmada ABD’li Laulauga Tausaga, 69.49’la mesleğinin en düzgün derecesini elde ederek altın madalya kazandı.

Tıpkı disiplinde bir öteki ABD’li Valarie Allman, 69.23’lük derecesiyle gümüş, son dünya şampiyonu Çinli Bin Feng 68.20’lik derecesiyle bronz madalya elde etti.