Gün: 25 Ağustos 2023

Enerji Piyasaları İşletme AŞ datalarına nazaran, spot elektrik piyasasında süreç hacmi bugün düne nazaran yüzde 16,5 azalarak 1 milyar 261 milyon 384 bin 277 lira oldu.

Gün öncesi piyasada 1 megavatsaat elektriğin fiyatı yarın için en yüksek 18.00-21.00 saatlerinde 2 bin 700 lira, en düşük 07.00’de 1500 lira olarak tespit edildi.

Gün öncesi piyasada 1 megavatsaat elektriğin aritmetik ortalama fiyatı 2 bin 157 lira 20 kuruş, yüklü ortalama fiyatı ise 2 bin 166 lira 39 kuruş oldu.

Spot piyasada 1 megavatsaat elektriğin fiyatı bugün en yüksek 2 bin 700 lira, en düşük 1823 lira 23 kuruş olarak belirlendi.

Son vakitlerde kahveyi yumuşatmak için tercih edilen süt tozları, pratiklik arayanlar için sıklıkla tercih ediliyor. Birebir vakitte süt tozu ile yapacağınız bir öbür pratik sistem daha var. O da süt tozundan yoğurt üretimi. Pekala süt tozundan yoğurt nasıl yapılır?

Süt tozu saklanmasıyla ve uzun ömürlü olmasıyla sıklıkla tercih edilen materyallerden biridir. Epey pratik ve kullanımı kolay olan süt tozları olağan sütün nemini alıp toz haline getirilmesi ile elde edilir. Bilhassa sert kahveleri yumuşatmak için tercih edilen süt tozu enteresan bir sistem için de kullanılmakta. Süt tozundan yoğurt imali… Duyulduğunda garip karşılansa da son vakitlerin en sık tercih edilen tanım yollarından biri oluyor. Birkaç temel gereçlerle elde edeceğiniz sade süt tozundan yoğurt üretimine geçelim…

SÜT TOZUNDAN YOĞURT TANIMI:

MALZEMLER

5 kilo çiğ süt
5 kaşık yoğurt
5 tatlı kaşığı süt tozu

YAPILIŞI

İlk olarak sütü tencereye alın ve 1 saat kadar orta ateşte kaynatın.

Daha sonra bir kabın içerisine yoğurt, süt tozu ve 2 yemek kaşığı ılık sütten alıp karıştırın.

Ardından yapılan karışımı sütün içerisine dökün ve karıştırın.

Kapağını kapatın ve 8 saat boyunca üzeri sarılı bir halde dinlendirin.

Afiyet olsun…

Rekabet Kurumunun internet sitesinde yer alan duyuruya nazaran, ilgili dalda faaliyetleri bulunan teşebbüslerin ortalarında anlaşarak fiyat belirlemek ve müşteri paylaşmak suretiyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal edip etmediklerinin tespiti hedefiyle yürütülen soruşturma tamamlandı.

Bu teşebbüslerden Lesaffre Turquie Mayacılık Üretim ve Ticaret AŞ bakımından soruşturma uzlaşma ile sonlandırıldı, teşebbüse 73 milyon 851 bin 619 lira idari para cezası kesildi.

Haklarında soruşturma süreci yürütülen bir öbür teşebbüs Mauri Maya Sanayi AŞ’nin, yaş maya dağıtımında faaliyet gösteren teşebbüsler ortasındaki fiyat belirleme yahut müşteri/bölge paylaşımı konusundaki mutabakatların uygulanmasını, uyumunu, devamlılığını ve denetimini sağlayarak Kanun’u ihlal ettiğine ve firmaya para cezası uygulanmasına hükmedildi. Soruşturma tarafı öbür yaş maya üreticisi Pak Besin Üretim ve Pazarlama AŞ hakkında ise idari para cezası uygulanmadı.

Yaş maya dağıtımında faaliyet gösteren firmalar da soruşturma kapsamında yer aldı.

Buna nazaran; Adatepeler Maya Besin San. Tic. Ltd. Şti., Barut Besin, Batuğ Endüstriyel Besin San ve Tic. Ltd. Şti., Çınar Mayacılık Besin Tarım Meşrubat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Delice Turka Mak. Besin San. ve Tic. Ltd. Şti., Güldemirler Ticaret, Hamra Pazarlama Ahmet Şen, Haskat Besin Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Kılınçoğlu Maya ve Besin Pazarlama Tic. San. Ltd. Şti., Mag&Pa Besin Maya Fırın Mlz. Paz. İml. San. ve Dış Tic. AŞ, Motus Besin Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Muratlar Fırıncılık Tahlilleri Maya Besin San. ve Dış Ticaret Ltd. Şti., Öztürk Maya Besin Toptan Paz. Ltd. Şti. ve Shk Besin Tarım Paklık ve Petrol Ürünl. San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı teşebbüslerin Kanun’u ihlal ettiğine karar verildi.

Soruşturma sonucunda, biri maya üreticisi, 14’ü dağıtıcı olmak üzere 15 firmaya 35 milyon 446 bin 535 lira idari para cezası uygulanırken, uzlaşma başvurusu yapan maya üreticisi Lesaffre Turquie Mayacılık Üretim ve Ticaret AŞ’ye kesilen cezayla toplam ceza fiyatı 109 milyon 298 bin 154 lira oldu.

Yaş maya dağıtımında faaliyet gösteren Çize Besin Pazarlama Ltd. Şti., Güçbir Besin Dokuma Turizm İnşaat Sanati ve Nak. AŞ, Oluşum Besin Paz. Ltd. Şti., Orkide Altın Dünyası Kuy. Besin İnş. Çeşit. Mob. Day. Tük. Mal. Ltd. Şti., Özpak Besin Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti., Özpak Besin San. ve Tic. AŞ ve Uludüz Besin Paz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında ise idari para cezası uygulanmasına yer olmadığı kararlaştırıldı.

Fırıncı esnafı şikayet etti

Rekabet Heyeti Lideri Birol Küle, soruşturma sonucuna ait yaptığı değerlendirmede, ekmeğin, Türk kültürünün vazgeçilmez bir kesimi olduğuna işaret ederek, bu eserin temel girdilerinden birinin de yaş maya olduğunu bildirdi.

Soruşturmanın 3 maya üreticisi ve 21 maya bayisi hakkında çok ağır ve titiz bir çalışma süreciyle iki yıl sürdüğünü vurgulayan Küle, geçmişte de bu dala ait soruşturma yürüttüklerini ve para cezası uyguladıklarını anımsattı.

Özellikle fırıncı esnafının pazara yönelik şikayetlerinin maalesef para cezası sonrası devirde de devam ettiğini belirten Küle, şu sözleri kullandı:

“Kısacası maya pazarındaki rekabete ters davranışlar uzun yıllardır radarımızda. Titizlikle takip ettik, ediyoruz. Tamamlanan soruşturmanın Türkiye için kıymetli sonuçları olacaktır. Maya piyasasında faaliyet gösteren birtakım firmaların, yüksek kar elde etme güdüsüyle, ekmeğin maliyetinde artışa sebep olacak rekabet muhalif davranışlarda bulundukları ortaya konulmuştur. Soruşturmada geçtiğimiz yıllardan daha farklı olarak pazara bütüncül olarak bakılmış, hem üreticilerin, hem maya bayilerinin hareketleri, hem de üreticiler ve bayiler ortasındaki faaliyetler detaylı olarak incelenmiştir.”

Kartel yapısı ortaya çıkarıldı

Küle, 14 maya bayisinin ortalarında anlaşarak maya fiyatını belirledikleri ve maya piyasasını müşteri bazında paylaştıkları, maya üretimi pazarında faaliyet gösteren iki teşebbüsün ise bu bayiler ortasındaki fiyat belirleme ve piyasayı paylaşma konusundaki mutabakatların uygulanmasını ve denetimini sağladıklarının tespit edildiğini bildirerek, “Rekabet hukukunda kartel olarak tanımlanan bu yapı Kurumumuzun dikkatli çalışmalarıyla açığa çıkarılmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.

Soruşturma sürecinde İzmir’den Erzurum’a, İstanbul’dan Konya’ya, Muğla’dan Şanlıurfa’ya ve Trabzon’a kadar Türkiye’nin dört bir yanında, maya üreticisi ve dağıtıcısı firmalarla 100’ün üzerinde yerinde inceleme gerçekleştirildiğine işaret eden Küle, soruşturma sonucunda, 14’ü bayi olmak üzere toplam 16 teşebbüse 109,3 milyon idari para cezası uygulanmasına karar verildiğini vurguladı.

“Temel besin hususlarındaki hassasiyet sürecek”

Küle, soruşturmanın, küçük üretici pozisyonundaki fırıncıların temel ham unsuru olan mayaya ulaşmalarının engellenmemesi bakımından büyük değer taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:

“Soruşturmayla fırıncı esnafının ucuz ve kaliteli mayayı, istediği üreticiden almasının önündeki rekabete muhalif maniler kaldırılmıştır. Müşteri paylaşımı ve fiyat muahedeleri yoluyla fırıncı esnafını mağdur eden bu kartele Kurumumuzun titiz çalışmalarıyla son verilmiştir. Ekmeğimize göz koyanlara, halkın ekmeğiyle oynamaya kalkanlara asla müsaade vermedik, vermeyiz. Kurumumuz yalnızca ekmek değil, öteki soruşturmalarında da, temel besin hususlarına yönelik hassasiyetini açıkça ortaya koymuştur. Halkın temel besin eserlerine ucuza ve kolay bir formda erişimini engelleyen rekabete alışılmamış her oluşum ciddiyetle takip edilmektedir. Kurumumuzda halihazırda yumurta, bal, süt ve süt eserleri, içecek üzere dallarda de soruşturmalar devam etmektedir. Tüketicinin ekmeğine ve bütçesine göz diken hiçbir aksiyona ve davranışa müsamaha gösterilmeyeceği bilinmelidir. Bundan sonraki süreçte de Rekabet Kurumu olarak, halkın temel besin unsurlarına ulaşımı konusundaki hassasiyetimizi koruyarak, maddelerle bize verilen vazifeleri kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceğiz.”

Konser için gittiği Didim’de kaza geçiren Demet Akalın, toplumsal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Yaşadığı şoku ve sıhhat durumunu sevenleriyle paylaşan ünlü müzikçi “Nasıl sağ çıktık ben algılayamıyorum” dedi.

Ünlü müzikçi Demet Akalın, geçtiğimiz gün sevenlerine müzikal bir şölen yaşatmak için soluğu Didim’de aldı. Sahne alacağı yere gitmek için deniz yolunu kullanan Akalın’ın içerisinde bulunduğu tekne bir anda iskeleye çarptı. Yaşadığı kazanın akabinde büyük bir şok yaşayan Akalın, toplumsal medya hesabından hususla ilgili açıklamalarda bulundu.

Bir arkadaşının ellerinin ezildiğini lisana getiren Akalın, alnındaki şişliği göstererek hayranlarına sıhhat durumu hakkında bilgi verdi. “İyiyim merak etmeyin” diyerek kelamlarına başlayan ünlü müzikçi, şöyle konuştu:

“Alnımda şişlik var. Çok yurtdışından gelen fanlarım olduğu için onları bırakmak istemedim. Çok makûs bir Tekne Kazası yaptık. İskeleye girdi. Gece ben bu türlü şeyleri kullanmam aslında lakin 20 dakikada gideriz diye… Tekne saniyeler içinde battı. O tekneden nasıl sağ çıktık ben algılayamıyorum. Verilmiş sadakamız varmış. Fanlarım da gitmemiş, beklemiş beni. Sağ olsunlar. Ben düzgünüm. Geri dönüyorum Bodrum’a… Natürel bir sitemim olacak. Ambulans çağırdık, gelmedi bayağı bir mühlet. Kaç defa arandı ambulans hayal meyal hatırlıyorum. O eczaneden Allah razı olsun. Birinci müdahaleyi yaptı. Bir arkadaşımızın bayağı parmakları falan ezildi. Yalıkavak Marina’da iskeleye bir ışık koysaydınız da, beşerler bu türlü acayip bir kaza yapmasaydı. Bir travma yaşamasaydı. Çok bildiri geldi dönemedim. Teknelere servis yapan bir bot, rastlantısal kurtardı bizi. Çocuklardan da Allah razı olsun.”

Kırşehir’de 27 Ağustos Pazar günü Neşet Ertaş Ulusal Dağ Bisikleti Kupası yarışları düzenlenecek.

Gençlik ve Spor Vilayet Müdürü Numan Nafiz Şahin, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Neşet Ertaş Ulusal Dağ Bisikleti Kupası yarışlarının kentte birinci defa gerçekleştirileceğini söyledi.

Kırşehir’de tabiat ve yeşilin içinde dağ bisikleti için birinci sefer bir parkurun hazırlanarak kente kazandırıldığını aktaran Şahin, “Aşıkpaşa Tabiat Parkı’nda oluşturulan parkur, Kırşehir için büyük bir kazanım oldu. Bu parkurda ‘Neşet Ertaş’ ismi ile yarış tertip edilecek olması ve bundan sonra klâsik hale gelmesi ise çok değerlidir.” diye konuştu.

Adrenalinin yüksek olduğu, herkesin takip edebileceği, hoş bir parkurda pazar günü yarışlara konut sahipliği yapacaklarını lisana getiren Şahin, “Toplam 4 kategoride Neşet Ertaş Kupası etapları devam edecek, 180 atletin ter dökmesini bekliyoruz. Ödül merasimi de tüm bisikletlilerimizin iştirakiyle birebir gün Ahi Evran Külliyesi’nde yapılacak.” sözlerini kullandı.

Şahin, tüm spor ve bisikletseverleri yarışlara davet etti.

Voleybol AXA Sigorta Efeler Ligi gruplarından Halkbank’ta “kadro çalışmaları” başantrenör değişimiyle başladı.

Efeler Ligi’nde geçen dönemi başkan tamamlayan lakin play-off final serisinin 5’inci maçında Ziraat Bankkart’a 3-1 yenilerek şampiyonluk amacına ulaşamayan başşehir grubunda müsabakadan iki gün sonra birinci olarak başantrenör Taner Atik ile yollar ayrıldı.

Mavi-beyazlı kulüp, Atik’ten boşalan başantrenörlük misyonuna 2016-2017 ve 2017-2018 dönemlerinde lig şampiyonluğu ve bir Türkiye Kupası kazandığı Sırp başantrenör Slobodan Kovac’ı getirdi.

“Hoca” değişikliğinin akabinde başşehir takımında sıra gidecek ve takımda tutulacak voleybolcuların belirlenmesine geldi.

Arjantinli deneyimli smaçör Nicolas Bruno ve dönemin ikinci yarısında ekibe katılan ABD’li smaçör Thomas Jaeschke ile yola devam etmeyen Halkbank, Yiğit Gülmezoğlu, Mustafa Koç ve Oğuzhan Doğruluk’a da katkılarından ötürü teşekkür ederek kontrat yenilemedi.

Hollandalı pasör çaprazı Nimir Abdel-Aziz, ABD’li pasör Micah Ma’a, ulusal orta oyuncu Mert Matic, genç libero Deniz İvgen, 36 yaşındaki deneyimli pasör çaprazı Serhat Coşkun, ulusal pasör Aslan Ekşi, orta oyuncu Yunus Emre Tayaz ve ulusal orta oyuncu Doğukan Ulu’yu takımında tutan mavi-beyazlı takım, son olarak ulusal libero Volkan Döne ile mukavele uzatarak iç transfer çalışmalarını tamamladı.

Türkiye liginde 5’i üst üste olmak üzere 9 dönemi şampiyon tamamlayan, Türkiye Kupası’nı 8, Muhteşem Kupa’yı ise 4 defa müzesine götüren, CEV Kupası’nda 1 sefer keyifli sona ulaşan, CEV Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan ve Türkiye’yi Avrupa’da muvaffakiyetle temsil eden Halkbank, planladığı oyuncuları takıma katarak yeni dönemde da gayelerine ulaşmayı amaçlıyor.

– “3 kulvarda çaba edeceğiz”

Başantrenör Slobodan Kovac, lige en güçlü biçimde gireceklerini vurguladı.

Takımda bulunan çok sayıda ulusal oyuncuya dikkati çeken Kovac, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genç voleybolcularla dönem öncesi çalışmalara başladıklarını söz etti.

Ulusal oyuncuların iştirakiyle “tam takım” olacaklarını lisana getiren deneyimli başantrenör, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Lige en güçlü biçimde gireceğiz. Çalışmalarımıza genç oyuncularımızla başladık ve son derece güzel gidiyoruz. Yapacak çok işimiz, ulaşacak amaçlarımız var. Bunun yolu da çalışmaktan geçiyor. Dönemde 3 kulvarda gayret edeceğiz. Kulübümüzün gayeleri doğrultusunda çok çalışacağız ve Halkbank’ı en uygun halde temsil edeceğiz.”

Investing.com – Kripto para piyasaları, bugün Fed Başkanı Jerome Powell’ın küresel ekonomik görünüm ve ABD para politikası hakkında yapacağı konuşma öncesi satıcılı bir görünüme sahip. 

Toplam kripto para piyasa değeri, 1,04 trilyon dolara doğru hafif bir gerileme görürken son 24 saatlik işlem hacmi de 30 milyar doların altına düştü. Bitcoin, dünden bu yana %1,35 oranında gerilerken 26.000 dolar sınırındaki desteğini korumaya devam ediyor. Ethereum ise %1 oranında düşüşle 1.650 dolar seviyesinde hareket ediyor. 

Piyasa genelinde satışların hakim olduğu haftanın son iş gününde ilk 20 kripto para arasında en çok düşüş gören kripto para %5’e yakın geri çekilen Solana (SOL) oldu. XRP, MATIC, SHIB ve AVAX, %2 bandında düşüşle takip etti. 

Kripto piyasalarında dünden bu yana görülen küçük çaplı geri çekilmeler daha çok Powell’ın şahin tonlu bir konuşma yapma ihtimalinin fiyatlandığını gösteriyor. Bu durum kripto para korku ve risk iştahı endeksine de yansırken endeks şu an 34 seviyesiyle korku bölgesinde yer alıyor.

Yatırımcılar, Powell’ın vereceği mesajlarda faiz artırımına yönelik ipuçları arayacak olup kripto piyasalarını direkt etkileyen bu döngüye göre piyasada pozisyon almak isteyebilirler. Diğer yandan Powell, beklentilerin aksine konuşma tonunu güvercin tutarsa bu sefer kripto paralarda pozitif bir seyir görülebilir. 

ABD işlem saatlerinde volatilitenin artması beklenirken 26.000 dolar seviyesinin tutulması BTC için önem arz ediyor. Bu değerin altında saatlik kapanışlar, son bir haftadır yatay kalmayı başaran kripto parada daha fazla satışı tetikleyebilir. Üst bölgede ise olası bir toparlanma için 27.400 doların üzerinde günlük kapanışlar önemli gözüküyor.

Adet düzensizliğinin pek çok nedeni vardır. Ne gibi etkenler adet düzensizliğine yol açabilir? Tanı, tedavi ve takip konularında hangi yollar izlenmektedir. Peki yalnızca tedaviyle mi normal adet düzeni sağlanmış olur sorularının cevaplarını Liv Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları’ndan Prof. Dr. Berçem Ayçiçek anlattı.
 

Sağlıklı bir bireyde adet düzeni nasıl olmalıdır?

Sağlıklı bir insanda, adet kanamasının süresi ortalama 2-8 gün, kanama miktarı 20-80 ml (3-5 pet/gün), kanamanın ilk gününden bir sonraki kanamanın ilk gününe kadar geçen süre ise 21-35 gündür. Kanamanın normalden az veya çok miktarda, daha sık ve uzun aralıklarla olması, ara kanamaların görülmesi ve adet görmemek adet düzensizliği olarak kabul edilir.

Beyinde hipotalamus denilen bölgenin hipofiz bezini uyarması ve buradan salınan hormonların da yumurtalıklardan, yumurtalamayı sağlaması gerekir. Sağlam yumurtalıklardan salınan hormonların rahimi etkilemesi sonucu adet kanaması gerçekleşir. Oluşan kanamanın dışarı atılması için rahim ağzının açık olması gerekir. Tüm aşamalardaki herhangi bir bozukluk adet düzensizliğine neden olabilir. Kısırlık, kemik erimesi, aşırı kanamalara bağlı kansızlık, rahim ve yumurtalık kanseri, kıllanma artışı, kalp damar hastalıkları ve psikolojik problemler engellendiğinde normal adet düzeninin şartları sağlanmış olabilir.

Her adet gecikmesi adet düzensizliği midir?

Hayır, adet düzensizliği değildir. Düzenli adet gören bir kadında, yılda 1 veya 2 kez adet süresi gecikebilir. Nedeni ise stres, üzüntü, yorgunluk ve ağır egzersiz olabilir. Ayrıca yeni adet görmeye başlamış sağlıklı bir bireyin ilk yılında ve adetten kesilmek üzereyken de adet düzensizliği görülebilir. 

Organik kökenli nedenleri var mıdır?

Rahimde; myom, polip, kanser, iltihap, yumurtalık kistleri, travmalar, spiral gibi nedenlere bağlı olarak adet düzensizliği gelişebilir ve 40 yaşından sonra görülen kanamalar genellikle bu tür kanamalardandır. 

Kilo problemlerinin de etkisi vardır

• Aşırı zayıflık veya şişmanlık adet düzensizliğine neden olabilir. 
• Kilonun normale getirilmesi ile adetler düzelir. 
• Özellikle kilolu hastalarda adet düzensizliği, rahim kanseri riskini de artırdığı için kilo verilmesi önemlidir.

Önlenebilir mi?

• Oluşan olumsuzlukların erken tanınması ve gereken tedavilerin yapılmasıyla hastalığa yol açan zararlar engellenebilir. 
•  İdeal kiloda olmak, aşırı stres ve egzersizden uzak durmak, adet düzensizliği yapabilecek ilaçlardan uzak durmakla adet düzensizliği önlenebilir. 

Hormonal nedenler 

Adet düzensizliğinin en sık nedeni hormon bozukluklarıdır. Buna ek olarak; 

• Polikistik over sendromu, 
• Tiroid bezi hastalıkları, 
• Kanda prolaktin hormonunun fazla olması, 
• Aşırı kilolu olmak, 
• Doğum kontrol haplarının yanlış kullanımı,
• Beyin tümörleri gibi nedenlere bağlı gelişebilen hormon yetersizlikleri, 
• Kandaki kortizol hormonun fazla olması, 
• Böbrek üstü bezi ve yumurtalıklardaki tümörlere bağlı erkeklik hormonunun fazla salgılanması ve
• Böbrek üstü bezi yetmezlikleri de adet düzensizliğine sebep olabilir.

Hangi tiroid hastalıklarında görülebilir

Tiroid hormonları ve yumurtalık işlevleri birbiriyle yakından ilgilidir. Adet gecikmesi, en sık tiroid bezlerinin az çalışması durumunda görülür. Bundan dolayı fazla miktarda ve gecikmeli adet kanaması meydana gelir. Tedavide ise tiroid hormonu verilir. Tiroid bezinin çok çalıştığı durumlarda da gecikmeli adet görme söz konusu olabilir. Adet düzensizliğine, tiroid hormonlarının düzeltilmesi ile çözüm bulunabilir.  

Adet düzensizliği ile birlikte memeden süt geliyorsa sorun ne olabilir?

Prolaktin, hipofiz bezinden salınan ve göğüslerden süt gelmesini sağlayan bir hormondur. Aşırı miktarda olduğu zaman, yumurtalıkları uyararak hormonların hipofizden salınımı engellenir. Böylece adet düzensizliği meydana gelir. Prolaktin hormonunun fazlalığı, hipofiz tümörlerine bağlı gelişebileceği gibi; psikolojik hastalıklarda kullanılan ve bulantı giderici ilaçlar başta olmak üzere çeşitli ilaç kullanımı, böbrek-karaciğer hastalıkları ve tiroid bezinin az çalışmasından dolayı da olabilir. Hastalarda adet düzensizliği ve kısırlık yanında kıllanma artışı görülmektedir. Büyük tümörlerde ise görme bozukluğu, baş ağrısı şikayetleri de olabilir. Tümörün ilaç tedavisi ile küçültülmesi veya nadir de olsa ameliyatla çıkarılması gerekebilir. Bu tümörlerin tekrarlama riski nedeniyle hastaların doktor kontrolüyle takip edilmeleri önerilir. İlaçlara bağlı prolaktin yüksekliğinde ise ilacın kesilmesi ile adet düzelir.

Polikistik Over Sendromu’nda adet düzensizliği dışındaki bulgular nelerdir? Nasıl teşhis konulur?

Genellikle ergenlik çağından itibaren var olan adet gecikmesinden sonra görülen adet dönemi, aşırı miktarda kanama şeklinde olabilir. Kilo alımı, kıllanma artışı, vücutta aşırı sivilcelenme ve kısırlık sıklıkla adet düzensizliğine eşlik etmektedir. Bu hastalarda yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı riski artmış olabilir. Düşük oranda meme kanseri ve rahim kanseri riski de artmış durumdadır. Hastaların bu açılardan da değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastalığın teşhisi; şikayetleri olan kişilerde, hormon tahlilleri ve yumurtalık ultrasonografisinin yapılıp, diğer nedenlerin dışlanmasıyla konulur.

Polikistik Over Sendromu tedavi ile tamamen düzelebilir mi?  Önlenebilir bir hastalık mı?

Polikistik Over Sendromu genetik zeminlerde geliştiği düşünülen bir hastalıktır. Hastalığı tamamen ortadan kaldıracak veya oluşumunu önleyebilecek bir tedavi bulunmamaktadır. Tedavisindeki amaç adet düzensizliğinin ve bu nedenle görülebilecek erken yaşta kemik erimesi riskinin giderilmesidir. Adet düzensizliği için mutlaka sağlık kontrolü sonrası doktor tavsiyesiyle doğum kontrol hapları, insülin direnci saptananlarda ise şeker ilaçları verilebilir. Yalnızca kilo verilmesi bile adetleri düzeltebilir. Bu nedenle kilolu hastaların kilo vermeleri ve ömür boyu egzersiz alışkanlıklarını sürdürmeleri önemlidir.

Kandaki kortizol hormonunun fazlalığında

Kortizon ilaçlarının fazla kullanımı, hipofiz ve böbrek üstü bezi tümörleri, vücutta kortizol fazlalığına neden olabilir. Bu hormonal bozukluk, adet düzensizliği yanı sıra fazla kilo alımı, vücutta kırmızı-mor renkte çatlaklar, kıllanma artışı ve sivilcelere neden olabilir. Tedavisi tümörün ameliyatla çıkartılması ve kortizon ilacının doktor kontrolünde kesilmesidir. Ameliyattan sonra 6-12 aya kadar adetler düzelmeyebilir. Bu hastalarda şeker, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, kemik erimesi, kalp damar hastalıkları, psikiyatrik bozukluk riski arttığından tedavi gecikmeden yapılmalıdır.

Tanı, tedavi ve takip nasıl olmalı?

• Hastalığın nedenlerine yönelik sorular sorulur.
• Fiziki muayene gerçekleştirilir. 
• Kan tahlilleri sonucu değerlendirmeler yapılır. 
• Hormonal hastalığa bağlı adet düzensizliği tanısı konan hastaların tedavileri düzenlenir ve takibi yapılır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2021 yılında nikah masasına oturan cemiyet dünyasının ünlü çifti Hacı Sabancı ve Nazlı Sabancı, 10 gün evvel dünyaya gelen kızları İstek Alara ile karelerini toplumsal medya hesabından paylaştı. Nazlı Sabancı’nın paylaşımına sanat dünyasının ünlü isimlerinden yorum ve beğeni yağdı.

Türkiye’nin en güçlü ailelerinden biri olan Sabancıların gelini Nazlı Kayı Sabancı, toplumsal medyanın en çok konuşulan isimleri ortasında yer alıyor. 2021 yılının ekim ayında Hacı Sabancı ile Arzu – Ömer Sabancı çiftinin yalısında nikah masasına oturan Nazlı Hanım, 2022 yılının haziran ayında Çırağan Sarayı’nda görkemli bir düğünle memnunluğunu herkesle paylaşmıştı.

Mutlu birliktelikleriyle magazin dünyasının örnek çiftleri ortasında gösterilen Nazlı Kayı ve Hacı Sabancı, geçtiğimiz hafta birinci sefer anne baba olma heyecanı yaşadı. Arzu Alara ismini verdikleri kızlarının doğumuyla büyük bir sevinç yaşayan ünlü çift, birlikte çektirdikleri fotoğrafı Instagram hesabından paylaştı. Çiçeği burnunda anne Nazlı Sabancı, eşi ve bebeğiyle çekildiği kareleri “Kelimeler kifayetsiz” notuyla takipçilerinin beğenisine sundu.

NAZLI SABANCI ANNE OLDU!

Sosyetik hoş Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesi’nde bebeğini kucağına aldı. Haberi alır almaz tüm Sabancı ailesinin de hastaneye geldiği öğrenildi.

Nazlı Sabancı’nın müstakbel eltisi, Hakan Sabancı’nın kız arkadaşı Hande Erçel de hastaneye koştu. Ünlü oyuncu, çifti birinci tebrik edenlerden oldu.

Doğumdan kısa bir mühlet evvel pembe elbisesiyle kamera karşısına geçen Nazlı Sabancı, karnı burnunda pozlarına toplumsal medyadan yer vermişti. Paylaşımına ise “Heyecandan da öte” notunu düşmüştü.

Teknede çekildiği kareleri takipçilerinin beğenisine sunan ünlü isme çok sayıda “Yüzünüze parıltı gelmiş”, “Hamilelik hoşluğuna hoşluk katmış” şeklinde yorumlar gelmişti.

Geçtiğimiz gün tekne ile Bebek iskelesine gelen Nazlı Sabancı, karşısında muhabirleri görünce ayaküstü sohbet etmeyi ihmal etmedi. “Kısa bir tatile çıktık. Her şey düzgün gidiyor” diyerek kelamlarına başlayan Sabancı, hamilelik süreci hakkında “Hiçbir zorluk yaşamıyorum, bol bol spor yapıyorum ve beslenmeme dikkat ediyorum. Artık doğum yaklaştı, 1.5 aydan kısa bir mühlet kaldı. Hacı da ben de çok heyecanlıyız” tabirlerini kullandı.

PEMBE ELBİSESİ OLAY OLMUŞTU!

Derin sırt dekolteli, pembe elbisesiyle objektiflere poz veren Nazlı Sabancı’nın ”Hamile tarzımı paylaşıyorum” notunu düştüğü kareleri büyük beğeni topladı.

Güzelliğiyle göz kamaştıran Sabancı’nın paylaşımına eşi Hacı Sabancı ve kayınvalidesi Dilek Sabancı kayıtsız kalmadı. Hacı Sabancı, eşinin karelerine kalp emojisiyle yorum yaparken, Dilek Sabancı da gelinine nazar değmesin diye nazar boncuğu emojisi ekledi. 

MÜJDELİ HABERİ “3” NOTUYLA DUYURMUŞTU!

4 aylık gebe olan Nazlı Kayı, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımla hoş haberi takipçileriyle paylaştı. Eşi Hacı Sabancı’nın karnını tuttuğu kareleri toplumsal medya hesabından yayınlanan Nazlı Kayı, fotoğrafın altında “3” ve kalp emojisi koydu. Memnunlukları gözlerine yansıyan çiftten Nazlı Kayı’nın hoşluğu görenleri kendine hayran bıraktı.

Bir kız bebek dünyaya getirmeye hazırlanan Nazlı ve Hacı Sabancı çifti, evvelki gün kıyı keyfi yaptı. Özel tekneleriyle Bebek’e gelen çift, kıyıda el ele yürüyüş yaptı. Hacı Sabancı’nın her an eşinin elini tutması ve tekneden inerken hassas davranması gözlerden kaçmadı. Nazlı Kayı’nın göbeğinin belirginleşmeye başladığı da objektiflere yansıdı. 

BABAANNE İSTEK SABANCI’NIN GÖNLÜNDEN GEÇEN OLDU!

3 erkek çocuk sahibi Dilek Sabancı’nın gönlünden kız torun geçtiği konuşulurken Nazlı Kayı’nın “Kız ya da erkek fark etmez, en kıymetlisi sağlıklı olması” dediği öğrenildi.

Bebek haberinden sonra birinci sefer Etiler’de bir restoran çıkışında objektiflere yansıyan Kayı, imaj vermemek için uzun uğraşlar verdi. Gergin olduğu gözlerden kaçmayan Kayı’nın eşiyle birlikte araca yönelmemesi de dikkat çekti. 

BEBEĞİN CİNSİYETİ MUHAKKAK OLDU!

Hacı Sabancı ile Nazlı Sabancı çifti, kısa mühlet evvel bebek beklediklerinin muştusunu vermişti. Şimdilerde anne-baba olmak için gün sayan ünlü çiftin bebek heyecanı tüm Sabancı ailesinde büyük bir sevinçle karşılandı. Dilek Sabancı’nın gönlünden geçen oldu. Üç erkek annesi müstakbel babaanne İstek Sabancı’nın ise gönlünden kız torun geçiriyordu. Gönlüne nazaran bir gelin bulan İstek Sabancı’nın Allah gönlüne nazaran vermiş. Doktorunun doğum için ağustosa gün verdiği Nazlı Sabancı’nın kızı olacakmış.

Yılın en çok beklenen oyunu Starfield’dan haberler gelmeye devam ediyor. GQ takımının mikrofonlarına konuşan Bethesda’nın işvereni Todd Howard, oyunun New Game+ moduna sahip olacağını söyledi. Bu mod “benzersiz bir özellik” ile karşımıza çıkacak. Howard’a nazaran bu ayrıntı sayesinde oyunculara oyunu baştan oynamaları için bir sebep sunulmuş olacak.

Tabii bu noktada oyunun boyutundan bahsetmekte de yarar var. En nihayetinde Starfield ile devasa bir cihana giriş yapmış olacağız. Oyunu bitirmeyi bırakın, yalnızca yan vazifelerden ilerlemek bile saatlerimizi alacaktır. Oyunu bitirip NG+ ile bir sefer daha başa dönmek için evvel yüzlerce saatin mental yorgunluğunu atmak gerekebilir.

• Bethesda, Starfield Canlı Çekim Fragmanıyla Gösteri Yaptı

Yine de Howard’ın bu mod hakkındaki açıklamaları heyecanımızı artırıyor. Örneğin kendisinin “benzersiz” olarak tanımladığı bu yeni oyun modu nasıl işleyecek? New Game+ içerisinde daha evvel verdiğimiz kararların sonuçlarının kozmosa yansımasını görebilir miyiz? Başımızda meczup sorular…

Bir süre önce iki Quantum ocağından ilkinde üretime başlayan Türkiye’nin yürüyen en büyük sanayi yatırımlarından biri olan Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisi ilk ihracatını da gerçekleştirdi. Ülkemizin 4 milyon ton yassı çelik ithalatını ortadan kaldıracak, 2,5 milyar dolar değerindeki yatırımla hayata geçen Sarıseki Tesisi, katma değerli çelik ihracatıyla da ülke ekonomisine katkı sağlamaya başladı. 

Türkiye’nin global çelik üreticisi Tosyalı Holding, 3 kıtada sayıları 40’a yaklaşan tesisi, yaklaşık 15 bin çalışanı ve yüksek katma değerli tesis yatırımlarıyla sürdürülebilir yaşam için çalışmaya devam ediyor. 

Sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarıyla dünyada da öncü gruplardan biri olan Tosyalı, İskenderun 2’nci Organize Sanayi Bölgesi’nde nitelikli ve yeşil çelik üretimi yapacak Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisini etap etap faaliyete geçiriyor.

Bir süre önce iki Quantum ocağından ilkinde üretime başlayan Türkiye’nin yürüyen en büyük sanayi yatırımlarından biri olan Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisi ilk ihracatını da Cezayir’e gerçekleştirdi.  

İhraç edilen bu ürünler Cezayir’in bir numaralı müteahhitlik firması Cosider Canalisation Spa’nın toplamda 80.000 tonluk Ain Kecha baraj sulaması ve AVAL deniz suyu arıtma projeleri kapsamında kullanılacak.

Bu kapsamda Tosyalı Algerie’nin spiral tesisine toplam 7.770 tonluk, 16,00 mm kalınlık-1500 mm genişliğe sahip 249 adet rulo çelik sevkiyatı gerçekleştirildi. Yeşil çelik kategorisindeki bu ürünler, TOS5250, bir başka ifadeyle S355JR malzeme kalitesinde olup Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisi Quantum ocağında gerçekleştirilen ilk üretim olarak dikkat çekiyor.

Quantum Furnace teknolojisinin Türkiye’deki ilk kullanıcısı da Tosyalı

2,5 milyar dolar değerindeki Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisi yatırımı, en gelişmiş teknolojilerin kullandığı, endüstri 4.0 uyumuyla Tosyalı Holding’i küresel rekabette öne geçirecek bir tesis. Bu tesisle birlikte, daha düşük elektrik enerjisi tüketimi sağlayan Quantum Furnace teknolojisinin Türkiye’deki ilk kullanıcısı da Tosyalı oldu. Yeşil çelik üretimine odaklanan tesis, ileri teknoloji içeren sürdürülebilirlik eksenli yatırımları sayesinde yüksek fırınlara göre %70, geleneksel ark ocaklarına göre %20 daha düşük karbon ayak izine sahip olacak. Türkiye’nin 4 milyon ton yassı çelik ithalatını ortadan kaldıracak Sarıseki Tesisi, katma değerli çelik ihracatıyla da ülke ekonomisine katkı sağlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hafta sonu sezonun ilk karşılaşmasına Erzincan deplasmanında çıkacak olan İnegölspor son antrenmanı kulüp tesislerinde gerçekleştirdi. Belediye Başkanı Alper Taban antrenmanı ziyaret ederek sporcu ve teknik heyete başarılar diledi.

İnegölspor, 2023-24 sezonunu Anagold 24Erzincanspor deplasmanıyla açıyor. Bordo Beyazlılar ilk maçta 27 Ağustos Pazar Günü 20.00’da Erzincanspor ile karşı karşıya gelecek. Zorlu karşılaşma öncesi İnegöl’deki son antrenmanını Perşembe akşamı İnegölspor tesislerinde gerçekleştiren Bordo Beyazlıları, Belediye Başkanı Alper Taban AK Parti İlçe Başkanvekili Melih Ateş ile birlikte antrenman öncesi ziyaret etti.

Kulüp Başkanı Osman Sevim ve yöneticilerin karşıladığı Başkan Taban, sporcular ve teknik heyetle görüşerek ilk maçta Erzincanspor karşısında takıma başarılar diledi. Başkan Taban, iyi bir takım kurulduğunu ve güzel bir aile ortamı oluştuğunu kaydederek; “Bizler de ilk maç öncesi sizleri ziyaret edip yanınızda olduğumuzu ifade etmek istedik. Erzincan’dan en iyi sonuçla döneceğinize inancımız tam. Sizlerden iyi bir başlangıç için güzel bir mücadele bekliyoruz şehir olarak” dedi.

Başkan Taban, futbolculara baklava ikramında da bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Investing.com – Fed Başkanı Jerome Powell, bugün Jackson Hole ekonomik sempozyumunda önemli bir konuşma yapmaya hazırlanırken bazı politika yapıcılar, merkez bankasının enflasyonla mücadele için faizleri daha uzun süre yüksek tutması gerekebileceğini öne sürüyor. Hisse senedi vadeli işlemler,i Powell’ın yorumları öncesinde yükselişte. Öte yandan “şimdi al sonra öde” grubu Affirm, beklenenden daha güçlü çeyrek sonuçlarıyla yükselirken Better hisseleri, SPAC bağlantısının ardından piyasaya çıkışından sonra keskin bir düşüş yaşadı. Dün TCMB’nin 750 baz puanlık sürpriz faiz artırımı sonrası sert düşen dolar/TL kuru, 26,42 civarında yükseliş halinde.

1. Fed Başkanı Powell, Jackson Hole’da konuşacak

Fed Başkanı Jerome Powell‘ın, Jackson Hole’da düzenlenecek ekonomik sempozyumda konuşma yapması planlanırken yatırımcılar, merkez bankasının para politikası görünümü hakkında söylenecekleri bekliyor.

Powell’ın yorumları öncesinde bu hafta politika yapıcılar, Fed’in, uzun süredir devam eden faiz artırım kampanyasından geri adım atmak üzere olduğuna dair bazı spekülasyonları hafifleten açıklamalar yaptı.

Yetkililer, sıkılaştırma döngüsünün ana odağı olan enflasyon son zamanlarda yavaşlamasına rağmen Fed’in %2’lik hedefinin inatla üzerinde kalmaya devam ettiğine dair endişelere işaret etti. Dirençli perakende satışlar ve tüketici güveni verileri de talebin henüz fiyat artışını azaltacak kadar yavaşlamamış olabileceği endişelerini arttırdı.

Dün işsizlik yardımları için ilk başvurular marjinal bir düşüş gösterse de güçlü bir iş gücü piyasasına işaret eden bir seviyeye tutundu. İş yatırımlarının bir göstergesi olan savunma dışı dayanıklı mallar için yeni siparişler ise Temmuz ayında %0,1 arttı.

Çarşamba günü açıklanan rakamlar, ticari faaliyetlerdeki büyümenin Şubat ayından bu yana en zayıf seviyede olduğunu göstererek işleri daha da karmaşık hale getirdi.

Powell’ın bu karışık ekonomik rakamları nasıl yorumladığı ve Fed’in faiz patikasını nasıl etkileyebileceği yakından incelenecek.

2. Vadeli işlemler, Powell’ın konuşmasıyla yükselişe geçti

Yatırımcılar Powell’ın konuşmasını beklerken ABD hisse senedi vadeli işlemleri yükseldi.

S&P 500 %0,2, Dow %0,2 ve Nasdaq 100 %0,05 artış gösterdi.

Boston Fed Başkanı Susan Collins‘in, Financial Times’a, enflasyonu kontrol altına almak için daha fazla faiz artışına ihtiyaç duyulabileceğini söylemesi ve borçlanma maliyetlerinin daha uzun süre yüksek kalabileceği beklentilerini körüklemesi ile Wall Street’teki ana endeksler önceki seansta düştü.

Collins’in yorumları, NVIDIA Corporation’ın sonuçlarıyla ilgili ilk heyecanı dengeledi. Şirket, üretken yapay zeka uygulamalarına yönelik artan talep sayesinde ikinci çeyrek için yüksek beklentileri aşan bir rapor sundu.

3. Affirm tahminleri aştı

Affirm Holdings Inc hisseleri, platformlarında yapılan işlemlerde analistlerin tahminlerini aşan bir artış kaydetmesinin ardından piyasa öncesinde yükseldi.

Zarar eden firmanın sonuçları, seyahat şirketleri Booking.com ve Cathay Pacific ile yapılan ve COVID-19 sonrası tüketici deneyimleri talebindeki patlamayı yakalamayı amaçlayan yeni anlaşmalarla desteklendi. Ancak Affirm, pandemi sonrasında online alışverişte yaşanan yavaşlamanın yanı sıra değişen müşteri zevkleri ve yükselen faiz oranlarıyla karşı karşıya kaldığı için 2023’ün yine de “zorlu bir yıl” olduğunu söyledi.

Tüm Affirm işlemlerinin toplam dolar ölçüsü olan brüt ürün değeri (GMV), Kaliforniya merkezli şirketin 30 Haziran’da sona eren çeyreğinde %25 artarak 5,5 milyar dolara yükseldi ve Bloomberg’in 5,3 milyar dolarlık konsensüs tahminlerini aştı. Geliri geçen yılın aynı dönemine göre %22’lik bir artışla 445,8 milyon dolara yükseldi.

Affirm, mevcut üç aylık dönemde hem GMV’nin hem de gelirin benzer seviyelerde olmasını beklediğini kaydetti.

4. SPAC birleşmesinden sonra Better hisseleri düştü

Online mortgage kredi kuruluşu Better’ın hisseleri, bir açık çek şirketiyle anlaşarak halka açılmasının ardından Perşembe günü değerinin %93’ünü kaybetti.

Kapanış ziliyle birlikte Softbank destekli grubun hisseleri 1,15 dolara kadar geriledi. Birleştiği özel amaçlı satın alma aracı Aurora Acquisition Corp (AURC), Çarşamba günü piyasalar kapandığında 17,44 dolardan işlem görüyordu.

Better, 2021’den bu yana bir SPAC bağlantısı sağlamaya çalışıyordu ancak süreç, kısmen ipotek talebindeki son düşüş nedeniyle yavaşladı. Daha ucuz ve daha hızlı konut kredisi onayları taahhüt eden New York merkezli grup, pandemi sırasında en düşük faiz oranlarının yaşandığı bir dönemden güç almıştı.

Ancak konut kredisi başvuru hacimleri, alıcıların artan ipotek maliyetlerinden çekinmesi nedeniyle 1995’ten bu yana en düşük seviyesine geriledi.

Bu arada İcra Kurulu Başkanı Vishal Garg‘ın liderlik uygulamaları, özellikle de Aralık 2021’de Zoom üzerinden toplu bir işten çıkarma gerçekleştirme kararı, sorgulanmaya başlandı. Better ayrıca halka açılma çabası sırasında yatırımcıları yanlış yönlendirdiği iddiaları nedeniyle ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu tarafından bir soruşturmaya konu oldu. Better iddiaları reddetti ve SEC nihayetinde bir yaptırım eylemi önermemeyi seçti.

5. Petrol haftayı düşüşle kapatmaya hazırlanıyor

Petrol fiyatları yükseldi ancak yavaşlayan Çin talebi ve artan ABD arzına ilişkin korkuların yanı sıra güçlenen doların etkisiyle, art arda ikinci haftayı da kayıpla kapatma yolunda.

Powell’ın sempozyumda yapacağı konuşma öncesinde dolar, Haziran başından bu yana en güçlü seviyesine sıçradı. Dolardaki güçlenme, ham petrolü uluslararası alıcılar için daha pahalı hale getirerek petrol piyasaları üzerinde baskı oluşturuyor.

WTI %1,4 artışla 80,18 dolardan işlem görürken Brent %1,50 artışla 84,61 dolara ulaştı. Gösterge kontratların haftalık bazda %1 ila %2 arasında düşmesi bekleniyor.

6. Sürpriz faiz artışı, TL’nin dolar karşısında yükselmesini sağladı

TCMB, dün açıkladığı karar ile politika faizini 750 baz puan artırarak %25’e çıkardı. Beklentiler, faizin %20’ye çıkarılacağı yönünde olduğundan bu artış piyasaları şaşırttı.

Bir süredir 27,20 seviyesinde bulunan ve gün içinde en yüksek 27,27’yi gören dolar/TL paritesi, kararın ardından 25,28’e kadar indi, akabinde günü 25,77’de kapattı. Şu sıralarda ise %2,31 artışla 26,364 puandan işlem görüyor.

Borsa İstanbul da faiz kararı sonrası hızlı bir yükseliş yaşadı. Gün içinde en yüksek 7.872,81 puana kadar ulaşan endeks, dalgalı seyirde 7.476,31 seviyesine kadar düştükten sonra günü %1,45 düşüşle 7.491,94 puanda kapattı.

Endeksi yukarı çeken sektör olan bankalar, ortalama %9’u bulan değer artışı kaydetti.

Bugün ise BIST 100, güne %0,71 yükselişle 7.545,26 puandan başladı. Güne artıda başlayan sektörlerin başında elektrik, sigorta ve faktöring geldi. Dün hızlı bir yükseliş kaydeden bankalar, bugün güne sessiz başlarken ilk işlemlerde %1 düşüş yaşadı.

BIST 100 halihazırda %0,57 düşüşle 7.451,1 puan civarında seyrediyor. Bankalar endeksi ise %1,55 azalışla 7.287 seviyesi etrafında geziniyor.

Dünyanın en kaliteli üzüm çeşitlerinden Alphonse Lavallee’nin yetiştirildiği Kavacık Köyü’nde zamansız yağış, aşırı sıcaklar ve “mildiyö hastalığı” nedeniyle bu yıl rekoltede yüzde 70 oranında azalma yaşandı. Ancak üretim sezonu öncesi Karabağlar Belediyesi’nin köylülere ücretsiz olarak dağıttığı gübre ve bordo bulamacı sayesinde üzümün yüzde 30’lık bölümü kurtarıldı. Buruk bir sevinç yaşayan köylüler, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’na teşekkür ederek, bu yılki mahsulü Karabağlar Belediyesi’nin desteği sayesinde elde ettiklerini dile getirdiler.

Karabağlar Belediyesi, toprak yapısı nedeniyle sadece Kavacık Köyü’nde yetiştirilebilen “Alphonse Lavallee” türü ürüne Coğrafi İşaret Belgesi almayı başarmıştı. Bu özel ürünü dünyaya tanıtmak için her eylül ayında Kavacık Üzüm Festivali’ni gerçekleştiren Karabağlar Belediyesi, üreticilere gübre ve bordo bulamacı desteğinde de bulunuyor.
 

Yüzde 30’u kurtardı

Karabağlar Belediyesi’nin yaptığı bu desteğin önemi, bu üretim sezonunda çok daha iyi anlaşıldı. Çünkü aşırı sıcaklar, zamansız yağış ve mildiyö hastalığı nedeniyle Kavacık Üzümü bu yıl ağır hasar aldı. Köyde yetiştirilen üzümün rekoltesinde yüzde 70 kayıp yaşanırken, üreticiler sadece yüzde 30’luk mahsulle teselli buldu. Karabağlar Belediyesi’nin üretim sezonu öncesi dağıttığı tonlarca organik gübre ve bordo bulamacının (göztaşı), yüzde 30’luk üretimde büyük katkısı oldu.

Kavacık Kadın Girişimi, Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Nurten Özkan, diğer köylerin üzüm bağlarında yüzde 90-100 oranlarında hasar varken Kavacık Köyü’nün bu sorunu yüzde 70 oranında atlatmasını Karabağlar Belediyesi’nin yaptığı desteğe borçlu olduklarını söyledi. Başkan Selvitopu’na üreticiler ve kooperatifi adına teşekkür eden Özkan, zor günler geçiren üreticilere böyle bir zamanda yapılan desteğin çok anlamlı olduğunu vurguladı.

Kavacık Köyü Muhtarı Erkut Yeşilbayır da, Karabağlar Belediyesi’nin köylülere yaptığı tarımsal destek sayesinde bağlarda mahsul olduğunu belirterek, gübre ve göztaşını zamanında kullanan üreticilerin ürünlerini kurtardığını, zamanında değerlendiremeyenlerin ise hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’na teşekkür eden Yeşilbayır, Karabağlar Belediyesi’ni sadece zor günlerde değil her zaman yanlarında gördüklerini söyledi.
Kavacık’taki üzüm üreticileri de bu yılki kayıptan dolayı üzüntü yaşadıklarını ancak Karabağlar Belediyesi’nin desteği ile teselli bulduklarını dile getirdiler.

Festival moral verecek

Karabağlar Belediyesi’nin her yıl düzenlediği Kavacık Üzüm Festivali, bu yıl rekolte kaybı yaşayan üreticiye moral olacak. Festival 23-24 Eylül tarihlerinde köy meydanında gerçekleştirilecek.

Karabağlar Belediyesi bu yıl, ilçeye bağlı 3 köyde kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla çalışma yürütmüştü. Bu kapsamda Kavacık, Tırazlı, Uzundere’de bulunan ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı üreticilere bölgenin toprak yapısına uygun tonlarca gübre ve mantar hastalıklarına karşı bordo bulamacı dağıtıldı. ÇKS’ye kayıtlı 150 üreticiye, 30 ton gübrenin yanı sıra yaklaşık 3 ton da bordo bulamacı verildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

6 kıtada, 69 ülkede milyonlarca kişiye hizmet veren uluslararası medya kuruluşu SPI International bünyesinde yer alan önde gelen film ve dizi kanalı FilmBox, etkileyici öyküleri, dünya yıldızları ile buluşturan sinema filmleriyle ekranlara heyecan ve eğlence katıyor.

FilmBox ekranlarında Ağustos ayına muhteşem filmlerle veda ediyoruz. Farklı janralarda, hatta farklı ülke sinemalarından 4 ilgi çekici film, 28 – 31 Ağustos tarihleri arasında iyi filmlerin adresi FilmBox ekranlarında olacak.

Hizmetçi (The Handmaiden) – 28 Ağustos Pazartesi Saat: 23:15

2022’de Cannes Film Festivali’nde Ayrılma Kararı filmiyle en iyi yönetmen seçilen Park Chan-wook imzalı filmde, 1930’lu yıllarda Kore’de kendisini Kont olarak tanıtan dolandırıcı Fujiwara, gizemli ve saf olarak görünen varis Leydi Hideko’nun zenginliğini ele geçirmek için onu kendisine âşık etmeye karar verir ve yeni hizmetçisi Sook-hee’yi ona yardım etmesi için kiralar. Hizmetçinin hanımefendisine delicesine âşık olması işleri değiştirecektir.

Steve Mcqueen: Adam Ve Büyük Yarış (Steve Mcqueen: The Man & Le Mans) – 29 Ağustos Salı – Saat: 21:30

Cannes film festivalinde gösterilen bu belgesel, Hollywood ikonu Steve McQueen’in kariyerini çok kötü etkileyen bir film çekiminin ardındaki gerçek olayları anlatıyor.

Yeni Ahit (The Brand New Testament) – 30 Ağustos Çarşamba – Saat: 23:05

Tanrı’nın hayatta olduğunu ve kızıyla birlikte Brüksel’de yaşadığını biliyor muydunuz? Başrollerinde Belçikalı aktör Benoit Poelvoorde’un ve Fransız sinemasının en tanınmış aktrislerinden Catherine Deneuve’ün yer aldığı bu gerçeküstü komedide Tanrı, karısı ve kızıyla normal bir hayat süren sıradan bir Belçika vatandaşıdır ve bir apartman dairesinde yaşamaktadırlar. Bir gün kızı Ea, babasının bilgisayarını karıştırıp bütün dünyayı bir kaosa sürüklediğinde baba-kızın da arası açılır. Küçük kız yeryüzünde yaşayan herkese kendi öleceği günün tarihini kısa mesaj yoluyla atar. Ardından da evden kaçıp altı havari bulmaya karar verir.

Ayın Elemanı (Employee Of The Month) – 31 Ağustos Perşembe – Saat: 21:30

Bir bankada yönetici olarak çalışan David “Ayın Çalışanı” seçilmeyi beklediği gün işten kovulur. Nişanlısı Sarah, meslektaşı Wendy ile bir ilişkisi olduğunu öğrenir ve nişanı atar. Arkadaşı Jack, bunun en iyisi olduğuna onu ikna etmeye çalışır ama ertesi gün bankada gerçekleşen soygun ve çalınan milyonlarca dolar David için yolun sonu olunca işler tersine döner.

FilmBox izlemek isteyen sinemaseverler, seçkin TV platformları KabloTV Kanal 336 ve D-Smart Kanal 13 üzerinden kanala ulaşabiliyor. FilmBox içeriklerine ayrıca www.filmbox.com web sitesi ve FilmBox+ uygulaması kullanılarak bilgisayar, tablet ve mobil telefon ekranlarından da ulaşılabiliyor. 

SPI International, FilmBox’un yanı sıra Türkiye’de yayın yapan diğer kanallarıyla da kaliteli yapımlar sunuyor. FilmBox Extra, ağırlıklı olarak aksiyon ve gerilim türü filmleri ekranlara getiriyor. SPI International kanalları arasında ayrıca canlı karşılaşma heyecanı da sunan dövüş sporu kanalı FightBox, adrenalin sporu yarışmalarını ekrana taşıyan Fast&FunBox, ödüllü belgeseller sunan DocuBox, dünyanın ilk HD moda kanalı olan FashionBox yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 18 – 24   Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin merakla beklenen Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın finalistleri belli oldu . Ulusal Uzun Metraj Film Yarışmasında 11 eser, Altın Koza Ödülleri için jüri karşısına çıkmaya hak kazandı.

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda 11 Film Yarışacak!

18 kategoride Altın Koza Ödülleri’nin sahiplerini bulacağı Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’na bu yıl 45 yapım başvurdu. Sinema yazarı-senarist  Burak Göral, sinema yazarı Burçin S. Yalçın, sinema yazarı-akdemisyen Janet Barış, yönetmen-senarist Hakan Haksun ve akademisyen Dr. Tuğçe Keleş’ten oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu belirlenen 11 film Adana’da sinemaseverlerle buluşacak.

Alpgiray M. Uğurlu ‘nun yönettiği “Açık Kapılar Ardında” , Umut Evirgen’in yönettiği “Annesinin Kuzusu” , Eylem Kaftan’ın yönettiği “Bir Gün, 365 Saat”, Fikret Reyhan’ın yönettiği “Cam Perde”,   Tufan Şimşekcan’ ın yönettiği “Ceylin”, Tunahan Kurt’un yönettiği “Karganın Uykusu”, Büşra Bilginer’in yönettiği “Kıyıda”, Esra Saydam ve Malik Isasis’in birlikte yönettiği “Öte” , Umut Subaşı’nın yönettiği “Sanki Her Şey Biraz Felaket”,  Aslıhan Ünaldı ‘nın yönettiği “Suyun Üstü” , Filiz Kuka’nın yönettiği “Yüzleşme” bu yıl Adana’da yarışma heyecanı yaşayacak.

Altı yapımın, yönetmenlerin ilk filmi olmalarıyla dikkatleri üzerine çektiği yarışmada aynı zamanda, altı filmin dünya prömiyeri, iki filmin ise Türkiye prömiyeri gerçekleşecek.

Alpgiray M. Uğurlu ‘nun “Açık Kapılar Ardında” , Umut Evirgen’in “Annesinin Kuzusu” , Tufan Şimşekcan’ın   “Ceylin”, Tunahan Kurt’un “Karganın Uykusu”, Büşra Bilginer’in “Kıyıda”, Aslıhan Ünaldı ‘nın “Suyun Üstü” filmleri dünya prömiyerlerini festival kapsamında Adana’da yapmaya hazırlanırken; Eylem Kaftan’ın “Bir Gün, 365 Saat”, Esra Saydam ve Malik Isasis’in birlikte yönettiği “Öte” filmleri ise Altın Koza ’da Türkiye prömiyerlerini gerçekleştirecek.

En İyi film Ödülünün 500 bin TL olduğu Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda tüm kategorilerde toplam 1 milyon 60 binTL tutarında ödül verilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üniversite adayları tarafından en çok tercih edilen yükseköğretim kurumlarından birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), bu yıl da öğrenci tercihlerinde üst sıralarda yer aldı.  Programların neredeyse tamamında yüzde 100 doluluk oranı yakalayan DEÜ’yü, bu yıl ilk tercihinden 1.876 öğrenci, ilk 5.000 sıralamasından 72 öğrenci, ilk 10.000 sıralamasından ise 990 öğrenci tercih etti. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Araştıran, üreten, çok yönlü düşünen, milli ve manevi değerlerimize bağlı bireyleri toplumumuza kazandırmada öncü olmaya devam edeceğiz” dedi.

Öğrenciler ve aileleri tarafından merakla beklenen 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından kayıt heyecanı başladı. Akademik alandaki başarıları, dinamik kadrosu ve yürüttüğü ulusal ve uluslararası projelerle ön plana çıkan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), öğrencilerin de gözdesi oldu. Bu yıl ilk 5.000 ve 10.000 sıralamalarındaki öğrencilerin önemli bir kısmı DEÜ’yü tercih etti. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin, Türkiye’nin 20 araştırma üniversitesinden birisi olduğunun altını çizen DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Bu yıl Üniversitemizi tercih ederek, ailemizin parçası olan öğrencilerimiz, eğitim süreci ve kariyerleri boyunca, ‘Dokuz Eylüllü’ olma ayrıcalığını yaşayacaklar. Ulusal ve uluslararası hedefleri olan Üniversitemiz, yeni mensupları ile bilim yolunda Türkiye için çalışarak, önemli başarılara imza atacaklar” dedi.

ÖĞRENCİLERİMİZİ GELECEĞE HAZIRLIYORUZ

DEÜ’nün yeni mensupları ile bilim yolunda Türkiye için çalışacağını ifade eden Rektör Hotar, “Emek ve özveri göstererek büyük ailemizin ferdi olma ayrılacağına sahip olan öğrencilerimizin heyecanını ve mutluluğunu paylaşıyoruz. Yeni mensuplarımızın dinamizmi ve gayreti ile kurumsal hedeflerimize emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yıl tercihlerde de üst sırada yer alan Üniversitemizi; ilk tercihinden 1876 öğrenci, ilk 5.000 sıralamasından 72 öğrenci, ilk 10.000 sıralamadan da 990 öğrenci tercih etti. Üniversitemizin her yıl tercih edilebilirlik yüzdesi artıyor. Öğrencilerimizin Üniversitemize gösterdiği ilgiden dolayı son derece mutluyuz. Büyük ailemize katılan öğrencilerimizi milli ve manevi değerlerine bağlı, yetkin bireyler olarak geleceğe hazırlamayı kendimize en büyük görev olarak görüyoruz. Aramıza katılan öğrencilerimize bir kez daha ‘hoş geldiniz’ diyor; kariyer yolculuklarında başarılar diliyoruz” ifadesinde bulundu.

BİRİNCİLERİN TERCİHİ

Akademik alandaki başarıları ve dinamik kadrosunun yanı sıra; yürüttüğü bilimsel projeler, Ar-Ge ve inovasyon alanındaki ödüllü çalışmalarıyla da dikkat çeken Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), geçen yıl 128 olan okul birincisi başvuru sayısını bu yıl ise 118’i lisans, 41’i ön lisans öğrencisi olmak üzere; toplamda 159’a yükseltti. Tercih edilen programların tamamına yakınında yüzde yüzün üzerinde bir doluluk oranı yakalayan DEÜ’yü, bu yıl ilk kez açıklanan verilere göre; 61’i lisans, 107’si ön lisans olmak üzere toplamda 168, otuz beş yaş üstü kadın tercih etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2023 yerleştirme sonuçlarına göre üniversite lisans ve ön lisans programları taban  puan sıralamasında, Ege Üniversitesinin lisans ve ön lisans programlarının yüzde 76.8’i ilk 5 program arasında yer aldı. Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Tam kurumsal akreditasyona sahip öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin lisans ve ön lisans programlarının kontenjanları yüzde 100 doldu. Yerleşme taban puanlarını bu sene de artıran üniversitemiz başta okul birincileri olmak üzere yüksek puanlı öğrencilerin tercih ettiği yükseköğretim kurumlarından birisi oldu” diye konuştu.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı-  2023 yerleştirme sonuçlarına göre Ege Üniversitesinin 72’si lisans, 53’ü ön lisans olmak üzere 125 programının 96’sı devlet üniversiteleri sıralamasında en yüksek taban puanla öğrenci alan ilk 5 program arasında yer aldı.

Ege Üniversitesinin programlarının okul birincileri ve yüksek puanlı öğrenciler tarafından tercih edilmesinden duyduğu mutluluğu ifade eden Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Bölgemizin ve ülkemizin bilim üssü olan Ege Üniversitesi, bu sene de başarılı öğrencilerin öncelikli tercihleri arasında yer aldı. Kurumsal tam akreditasyon etiketine sahip, öğrenci odaklı, uluslararası tanınır araştırma üniversitemiz; akredite eğitim programları, başaralı akademik ve idari kadrosu, güncel teknolojilerle donanımlı laboratuvar ve derslik altyapısı,   staj ve istihdam imkânları, dört mevsim yeşil, engelsiz sürdürülebilir kampüsü ile başarılı gençlerimizin gözdesi oldu. YKS – 2023 tercih sonuçlarında da görüleceği üzere programlarımızın giriş puanlarında büyük bir artış yaşandı. Bu gurur tablosunda yukarıda ifade ettiğim etkenler önemli rol oynuyor. Aynı zamanda tercih aşamasındaki gençlerimiz de üniversitelerle ilgili çok ciddi bir araştırma yapıyorlar. Üniversitelerin bilimsel faaliyetleri, başarı sıralamaları, kampüs yapısı, sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlerini inceleyen gençlerimiz tercihlerini bilinçli bir şekilde yapıyorlar. Yayımlanan kılavuzları analiz ediyorlar. Tercih kılavuzunda iki yıldır üniversitenizin hem tam kurumsal etiketine hem de program akreditasyonlarına da yer veriliyor. Üniversitemizin programları okul birincileri, daha önce üniversiteye gitmemiş 34 yaş üstü kadınlar,  yüksek puanlı, başarılı ve nitelikli öğrenciler tarafından tercih edildiğini görüyoruz. Üniversitemizi tercih ederek yerleşme başarısı gösteren, bu büyük ailenin en önemli paydaşı olan gençlerimizi sabırsızlıkla bekliyoruz. Büyük bir özveri ile görev yapan tüm mensuplarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Ege Üniversitesinin; Biyokimya,  Reklamcılık, Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma, Tarımsal Yapılar ve Sulama, Tarla Bitkileri, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme, Zootekni, Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği, Görsel İletişim Tasarım, Moda Tasarımı,  Almanca Mütercim ve Tercümanlık, İngilizce Mütercim Tercümanlık, Biyomühendislik, Deri Mühendisliği lisans programları ile Diyaliz, Biyomedikal Cihaz Teknolojisi, Çocuk Gelişimi, Tekstil Teknolojisi, Meyve-Sebze İşleme Teknolojisi, Kimya Teknolojisi, Rafineri ve Petrokimya Teknolojisi, Otomotiv Teknolojisi, İşletme Yönetimi, Elektrikli Cihaz Teknolojisi, Tarım Makineleri, İklimlendirme ve Soğutma Teknolojisi, Uçak Teknolojisi, Metalürji, Eser Koruma, Mantarcılık, Turizm Animasyonu,  Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği, Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon, Optisyenlik, İç Mekân Tasarımı, Seramik ve Cam Tasarımı, Çim Alan Tesisi ve Yönetimi ön lisans programları birinci sırada yer aldı.

Ege Üniversitesinin 72 lisans programından 44’ü ilk 5 program arasına girdi. Bu programlardan 12’si birinci, 5’i ikinci, 11’i üçüncü, 9’u dördüncü ve 7’si beşinci sırada yer aldı. Ayrıca 53 ön lisans programından 52’si ilk 5’te yer buldu.  Birinci sırada 24, ikinci sırada 8, üçüncü sırada 14, dördünü sırada 6 ön lisans programı yer aldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tayland’ın bayrak taşıyıcı ulusal hava yolu şirketi Thai Airways International Public Company Limited (THAI), 1 Aralık 2023’te İGA İstanbul Havalimanı uçuşlarına başlıyor. İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, havalimanına operasyon gerçekleştiren hava yolu şirket sayısını 100’e ulaştırma hedeflerinin altını çizerek, THAI’nin İGA İstanbul Havalimanı’nda ağırlanan 94. hava yolu şirketi olduğunu belirtti.

 Bangkok Suvarnabhumi Uluslararası Havalimanı merkezli ulusal hava yolu şirketi THAI’in, 1 Aralık 2023 tarihi itibarıyla Bangkok ile İGA İstanbul Havalimanı arasında doğrudan uçuşlara başlaması planlanıyor. Hava yolunun Bangkok-İstanbul seferlerinin, 321 koltuk kapasiteli A350-900 model uçaklarla yapılması bekleniyor. Günlük olarak Bangkok’tan saat 23.45’te hareket edecek TG900 sayılı uçuş, ertesi gün saat 06.05’te İstanbul’a inecek. Aynı gün saat 16.30’da İstanbul’dan kalkacak TG901 sayılı uçuş ise saat 05.35’te Bangkok’a varacak. 

THAI, Bangkok’taki merkezi üzerinden Avrupa’yı, Asya Pasifik, Kuzey Asya, Güneydoğu Asya ve Avustralya’ya bağlayan geniş ve kesintisiz uçuş ağını, İGA İstanbul Havalimanı uçuşları sayesinde daha da güçlendirecek. 1960 yılında faaliyetlerine başlayan THAI, Frankfurt merkezli küresel hava yolu ittifakı Star Alliance’ın kurucu üyeleri arasında yer alıyor. 

İGA İstanbul Havalimanı tarafından ev sahipliği yapılan 94. hava yolu

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 100 hava yoluna ulaşma hedeflerinin altını çizen İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu, THAI’nin İGA İstanbul Havalimanı bünyesinde ağırlanan 94. hava yolu şirketi olduğunu belirtti. 

Samsunlu sözlerini şöyle sürdürdü:  “Star Alliance taşıyıcılarından Thai Airways International’ı İGA İstanbul Havalimanı’nda ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Thai Airways’in katılımıyla birlikte küresel aktarma merkezimizden daha fazla bağlantı ve Tayland’tan, Güney Asya’dan ve Avustralya’dan Türkiye’ye gelen turizmde artış hedefliyoruz. Ayrıca, Thai Airways International yolcuları Türk Hava Yolları’nın geniş bağlantı ağı üzerinden Avrupa ve Afrika’ya rahatlıkla bağlantı kurabilecekler.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye, 2023 yılının 7 ayında 30 milyon 93 bin 446 ziyaretçiyi ağırladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığının datalarına nazaran, 7 ayda Türkiye’ye gelen ziyaretçilerin 26 milyon 766 bin 240’ını yabancılar, 3 milyon 327 bin 206’sını yurt dışı ikametli vatandaşlar oluşturdu.

Ocak-Temmuz periyodunda Türkiye’ye gelen yabancı sayısında bir evvelki yılın birebir periyoduna oranla yüzde 16,22 artış yaşandı.

Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında bir evvelki yılın birebir periyoduna nazaran yüzde 59,22 artış ve 3 milyon 498 bin 614 kişi ile Rusya Federasyonu birinci sırada yer aldı.

Almanya yüzde 7,32 artış ve 3 milyon 211 bin 724 kişi ile ikinci, İngiltere (Birleşik Krallık) yüzde 14 artış ve 2 milyon 63 bin 740 kişi ile üçüncü oldu. Bu ülkeleri Bulgaristan ve İran izledi.

Türkiye, bu devirde ağırladığı 30 milyon 93 bin 446 ziyaretçiyle 2019’daki 26 milyon 524 bin sayısını geçerek yeni ziyaretçi rekoruna ulaştı.

Temmuz’da 7,1 milyon yabancı ziyaretçi geldi

Türkiye’ye Temmuz’da gelen yabancı ziyaretçi sayısı, geçen yılın birebir ayına nazaran yüzde 7,25 artış ile 7 milyon 148 bin 44 olarak gerçekleşti. Bu sayı Temmuz ayında en çok yabancı ziyaretçi sayısı olarak kayıtlara geçti.

Temmuz’da en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında bir evvelki yılın tıpkı ayına oranla Almanya yüzde 2,12 azalış ve 941 bin 597 kişi ile birinci, Rusya Federasyonu yüzde 19,31 artış ve 884 bin 585 kişi ile ikinci, İngiltere yüzde 5,21 artış ve 574 bin 436 kişi ile üçüncü sırada yer aldı. Sıralamayı Polonya ve Bulgaristan takip etti.

Bu yıl “Gençlik: Bugünün Öncüsü” temasıyla 1-10 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı öncesinde basın toplantısı düzenlendi. Türkiye’nin her noktasından gençleri İEF’ye davet eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bu fuarın teması gençlik ama hedefi umuttur. Umuda çok ihtiyacımız var” dedi.

İzmir, 92 yıllık tarihiyle kentin simgelerinden İzmir Enternasyonal Fuarı’na hazırlanıyor.  İzmir’in “2026 Avrupa Gençlik Başkenti Finalisti” olmasına özel “gençlik” teması ile 1 – 10 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek fuar, Cumhuriyetin 100. yıl dönümünde, “Gençlik: Bugünün öncüsü” sloganıyla gençlerin vizyonunu ve enerjisini merkezine oturtacak. Fuarın açılmasına sayılı günler kala, İsmet İnönü Kültür Merkezi önündeki çim alanda basın toplantısı düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde yapılan basın toplantısına; Ana Sponsor Folkart’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Etkinlik Sponsoru Migros’un Kuzey Ege Direktörü Güneş Fırıldak, İzmir Gençlik Belediyesi Başkanı Kaan Levent Bozdağ, Avrupa Gençlik Başkenti Koordinasyon Kurul Üyesi Fulya Yoldaş, İzmir Kent Konseyi Gençlik Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Sedef Ünver, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerin bürokratları ile basın mensupları katıldı.  

Soyer: “Heyecanlıyız”
Heyecanlıyız diyerek sözlerine başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın kronolojisini anlattı. Başkan Tunç Soyer, “92. yılında gençlik temasıyla başlamamızın çok temel bir gerekçesi var. Cumhuriyet ikinci yüzyıla girerken elbette gençlerle birlikte girsin istiyoruz. Bunu taçlandırmak istiyoruz. Gençler heyecanlarını, yeteneklerini, meziyetlerini, umutlarını tekrar burada büyütsünler, birbirlerinden ilham alsınlar, aktarım yapabilsinler, buluşsunlar, kucaklaşsınlar, tanışsınlar istiyoruz. Aynı zamanda 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adaylığımız var. Kasım ayında 2026’ya ev sahipliği yapacak, gençlik başkenti olacak şehir belirlenecek. Bir yerde de buna hazırlık olsun istedik. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken İEF’nin 92.yılında gençliği çok daha fazla öne çıkarmak istedik. Gençliğin, eğlencenin, sanatın, kültürün yer alacağı çok keyifli bir buluşma olacak. Bu sefer ilk kez bir karnaval tadında kortej planladık. İzmir’de ses getirsin istiyoruz. Başlangıcından son gününe kadar hepimizi keyifli günler bekliyor” dedi.

Soyer gençlere seslendi
Konuşmasında gençlere seslenen Başkan Soyer, şunları söyledi:
“Türkiye’nin bu karamsar ikliminde, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, zamlar,  gerçekten büyük hayal kırıklıklarının, öfkelerin yaşandığı günler. İnsanların geleceğe dair umutlarını kaybetmekte olduğu günler. 92’ncisi en çok ihtiyaç duyduğumuz buluşma olacak. Birbirimizle kucaklaşmaya, vakit geçirmeye, buluşmaya ihtiyacımız var. birbirimizden moral almaya, moral bulmaya ihtiyacımız var. Türkiye’nin her yerindeki gençlere seslenmek istiyorum. 1-10 Eylül arasında İzmir’e gelin. İzmirli akranlarınızla yaşıtlarınızla buluşun. İzmir’in eğlenceli, eğitsel, keyifli 10 gününe eşlik edin. Heyecanlıyız. Fuarımız 92. kez kapılarını açtığında Türkiye’ye umut olsun istiyoruz. Türkiye’nin her yerindeki vatandaşlarımıza, özellikle gençlerimize umut verelim istiyoruz. Bu fuarın teması gençlik ama hedefi umuttur. Umuda çok ihtiyacımız var. Diliyorum ki bu fuar umutların yeniden yeşermesi için, toprakların bereketi ve aydınlık geleceği için ışık tutar. Umutsuzluk karamsarlık rüzgarlarını geride bıraktırır. Geleceğe umutla bakmaya bir fırsat yaratır.”  

Sancak: “Bu sene fuarın çok iyi geçeceğini düşünüyorum”
Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, oğulları Kerem ve Fırat Sancak’ı sahneye davet ederek fuar hakkında görüşlerini aldı. Mesut Sancak, “Gelecek gençlerde. Beş yıl sonra belki bu konuşmaları onlar yapacak. Bu sene fuarın çok iyi geçeceğini düşünüyorum, milyonun üzerinde katılımcının geleceğine inanıyorum çünkü çok iyi hazırlık yapılmış. 2016’dan bu yana fuarın ana sponsorluğunu üstleniyoruz. Bu bizim için onur” dedi.

Fırıldak: “Gençlerimiz enerji, yenilik ve öncülük getiriyor”
Etkinlik Sponsoru Migros Kuzey Ege Direktörü Güneş Fırıldak, “Fuarımızın bu yılki teması gençlik, sadece bir kuşak değil, aynı zamanda umutların, hayallerin ve geleceğin temsili olarak önemli bir anlam taşıyor. Gençlerimiz cumhuriyetin yüzüncü yılında enerji, yenilik ve öncülük getiriyorlar” diye konuştu.

Alıcı: “Gençlerin gücünü İzmir’e taşıyacak”
İzmir Enternasyonal Fuarı hakkında bilgi veren İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, “92. İzmir Enternasyonal Fuarı da gençlerimizin gücünü, enerjisini ve öncülüğünü İzmir’imize taşıyacak. Fuarın bu yılki teması olan ‘gençlik’ aynı zamanda İzmirimizin 2026 Avrupa Gençlik Başkenti finalistliğine yansıyan bir kararlılık ve vizyonun da simgesi! Temamıza özel, gençlere yönelik spordan sanata birçok etkinlik Gençlik alanında yer alacak” dedi.

“Elimizden geleni yapacağız”
Avrupa Gençlik Başkenti adaylığı için yaptıkları çalışmaları anlatan İzmir Kent Konseyi Gençlik Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Sedef Ünver, “İzmir Kent Konseyi gençlik meclisi adına gençlik politikaları söz hakkı anlamında alan açtığı için teşekkür ediyoruz. Fuarın gençlik temasıyla olmasının Avrupa Geçlik Başkenti sürecini de güçlendireceğine inanıyoruz” dedi. Avrupa Gençlik Başkenti Koordinasyon Kurul Üyesi Fulya Yoldaş, “İzmir’in gençlik başkenti olması konusunda umudumuzu çok yüksek, inancımız tamamen var. Sürecin başından beri yanımızdaydı, Tunç Soyer’e teşekkür etmek istiyorum. Bunun da en büyük kanıtı fuarın bu temayla yapılıyor olması” dedi. İzmir Gençlik Belediyesi Başkanı Kaan Levent Bozdağ, “Biz gençler, bu fuarın belki geçmişinde yoktuk ama; bugününde, yarınında ve fuarın daha iyi yerlere gelmesi için elimizden geleni en iyi şekilde yapacağımıza kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.

İzmir’in 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adaylığına katkı sağlayacak
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın bu yılki teması olan “Gençlik”, kentin 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adayı olmasının da bir yansıması olarak öne çıkıyor. İzmir, Avrupa Gençlik Forumu tarafından her yıl düzenlenen bir etkinlik olan “Avrupa Gençlik Başkenti” programı için 2026 yılında adaylığını koymuş ve finale kalan 5 Avrupa kentinden biri olmuştu. Bu önemli unvan, gençlerin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatın farklı alanlarında daha etkin bir rol üstlenmelerini teşvik etmeyi amaçlayan çeşitli etkinlikler ve projelerle zenginleştirilmiş bir yıl boyunca, kente veriliyor. Fuar’ın bu yılki teması olan “Gençlik” İzmir’in 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adaylığı ile paralellik göstererek, gençlerin vizyonunu ve enerjisini ön plana çıkarmayı hedefliyor. Diğer finalist kentlerle birlikte yarışan İzmir, gençlere odaklanan bu özel yılın bir parçası olarak, Fuar’da da geleceğe yönelik benzersiz projeler ve etkinliklerle dolu bir program sunmayı amaçlıyor.

Onur konuğu il Şanlıurfa
Bu yıl İzmir Enternasyonal Fuarı’nın onur konuğu il ise Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa, bütün yönleriyle, ekonomik, sosyal, kültürel, tarihsel değeriyle Kültürpark’ın Dokuz Eylül Kapısı girişindeki 2 bin metrekarelik alanda yer alacak.

Açılış korteji renkli görüntülere sahne olacak
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışı töreni öncesinde kortej yürüyüşü de düzenlenecek. Fuarın coşkusunun İzmirlilerle buluşacağı, birbirinden renkli gösterilere sahne olacak kortej, 1 Eylül günü saat 18:30’da Cumhuriyet Meydanı’nda başlayacak. Kortejde bir araya gelecek çok sayıda İzmirli, Kültürpark Lozan Kapısı’na kadar yürüyerek açılış coşkusuna ortaklık edecek.

Uluslararası Tekstil Bienali’ne ev sahipliği yapacak
Açıldığı günden bu yana ilklere imza atan İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl da Türkiye’de ilk kez düzenlenecek Uluslararası Tekstil Bienali’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Fuarla eş zamanlı olarak 4 Eylül tarihinde kapılarını açacak Tekstil Bienali’ndeki eserler, Fuar boyunca Atlas Pavyonu’nda sanatseverlerle buluşacak. Yazar, sanatçı Nihat Özdal’ın küratörlüğünde, 17 farklı ülkeden 57 sanatçının yer alacağı Tekstil Bienali; 4 Eylül – 24 Kasım tarihleri arasında Atlas Pavyonu, Pakistan Pavyonu, Agora, Namazgâh Hamamı, Etz Hayim Sinagogu, Alga Çikolata Fabrikası, Ahmet Ağa Konağı ve Vakıflar Konağı’nda da ziyarete açık olacak.

Gençlere özel alan
Bu yıl özel olarak hazırlanan gençlik alanında ise gençlik sivil toplum kuruluşları, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gençlik çalışmalarıyla ilgili birimleri, spor kulüplerinin stantları yer alırken macera parkuru, zipline, müzik ve dans gösterileri, ünlü sporcuların söyleşileri, sokak basketbolu gibi birçok etkinlik düzenlenecek.

Çim Konserleri Sahnesi birbirinden ünlü isimleri ağırlayacak
Uzun yıllardır Fuar’ın vazgeçilmezi olan Çim Konserleri, Rock&More Sahnesi ve Mogambo Geceleri’nde, ziyaretçiler günün yorgunluğunu atıp doyasıya eğlenecek. Çim Konserleri Sahnesi’nde; 1 Eylül’de Simge Sağın, 2 Eylül’de Teoman, 3 Eylül’de Serdar Ortaç, 4 Eylül’de Volkan Konak, 5 Eylül’de Sibel Can, Migros sponsorluğunda gerçekleştirilecek 6 ve 7 Eylül günü konserlerinde Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Funda Arar, 8 Eylül’de Athena, 9 Eylül’de Tan Taşçı, 10 Eylül’de ise Haluk Levent sahne alacak. Konserler saat 21.00’de başlayacak.

Rock&More ve Mogambo eğlencenin adresi olacak
Kültürpark 3 No’lu Hol önünde 2 Eylül’de başlayacak Rock&More Sahnesi de sırasıyla Gaye Su Akyol, Onur Özdemir, Mary Jane, Eypio, Mavi Gri, Ufuk Beydemir ve Mengene’yi müzikseverlerle buluşturacak. Konserlerin başlama saati 20.00 olacak. Mogambo Geceleri’nde de Fuar boyunca müzik durmayacak. Rubato 1 Eylül, Mirkelam 2 Eylül, Cem Adrian 3 Eylül, Ayta Sözeri 4 Eylül, Emre Altuğ 5 Eylül, Fatih Erkoç 6 Eylül, Yaşar 7 Eylül, Birsen Tezer 8 Eylül ve Hüsnü Arkan 9 Eylül günü Mogambo’da sahne alacak.  

Atatürk Açıkhava Tiyatrosu etkinlikleri ve Şehir Tiyatroları oyunları
İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları oyunları da 4 – 6 – 9 Eylül tarihlerinde İsmet İnönü Sahnesi’nde seyircilerle buluşacak. 4 Eylül günü Mor Şalvar, 6 Eylül günü 3 Nalla 1 At ve 9 Eylül günü Benim Naçiz Vücudum oyunları sahnelenecek ve oyunlar saat 19:30’da başlayacak. Atatürk Açık Hava Tiyatrosu etkinliklerinde ise 2 Eylül’de İzmir Aşkına Müzikali, 3 Eylül’de Uğur Aslan – Afara, 4 Eylül’de Sunay Akın & Nihat Sırdar – Sivrisinek Dedin De Aklıma Geldi, 5 Eylül’de Kaan Sekban – İlerler Temiz gösterileri gerçekleşecek. Gösteriler saat 21:00’de başlayacak. Etkinliklerin bilet satışları kultursanat.izmir.bel.tr adresinden yapılacak.

Gençlik temalı filmler izleyici ile buluşacak
Sinema Burada Film Günleri’nde de 8 -10 Eylül tarihleri arasında İzmir Sanat Merkezi’nde gençlik temalı filmler izleyicileri bekleyecek. 16:30 ve 19:30 seanslarında Kahvaltı Kulübü, Juno, Çekmeköy Underground, Örümcek Adam: Örümcek Evrenine Giriş, Ben, Earl ve Ölen Kız ile Whiplash filmleri, ücretsiz olarak gösterimde olacak.

Cumhuriyet’in 100. yılı ve İzmir’in Kurtuluşu’nun 101. yılına özel etkinlikler
Cumhuriyetin 100. ve İzmir’in Kurtuluşu’nun 101. yıl dönümleri de İzmir Enternasyonal Fuarı’nda düzenlenen özel etkinliklerle coşkuyla kutlanacak. Fuar’da teknoloji, kültür, sanat ve eğlenceye kadar her kesimden her yaş grubuna hitap eden etkinlikler ziyaretçilerle buluşacak. Çocuklar için İzelman Fuar Çocuk Kulübü, çocuk tiyatrosu, canlı heykel, pantomim, palyaço gösterileri, masal anlatımı gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Hazine Avı, Bilgi Yarışması, gerçek dünya ile sanal dünyayı birleştiren spor olarak bilinen e-spor Hado, fuarın dört bir yanındaki farklı programlar ve gezici etkinlikler de ziyaretçilere keyifli, eğlenceli günler geçirtecek.

Başka Bir Tarım Mümkün Sahnesi
Başka Bir Tarım Mümkün Etkinlik Sahnesi’nde, akademisyenlerden uzmanlara birbirinden değerli isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı söyleşilerde gençler, beslenme alışkanlıklarımızdan sağlığa kadar farklı bakış açılarıyla tarım konuşacak. Köy Tiyatrosu’ndan konsere kadar farklı etkinlikler de bu sahnede yer alacak.

Fuar’a özel mobil uygulama
İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl yeniliklerle kapısını açmaya hazırlanıyor. Hazırlanan telefon ve akıllı cihazlarda kullanılabilen mobil uygulama, Fuar öncesinde yayına alınacak. Uygulama aracılığıyla İzmir Fuarı’na dair tüm bilgilere ulaşılabilecek. Hem Apple Store hem de Google Play’den cep telefonu ve tabletlere indirilebilen, Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanacak uygulama, katılımcı ve ziyaretçilere kolaylık sağlayacak.

92. İEF’de sponsorlar Folkart ve Migros
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından, Folkart ana sponsorluğu Migros etkinlik sponsorluğunda düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı, 10 Eylül tarihine kadar teknoloji, ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin her yaş grubuna hitap eden etkinlikleriyle İzmirlileri karşılayacak. Fuarın giriş ücretleri; tam 13 TL, öğrenci 5 TL olarak belirlendi. Kültürpark’ın tüm kapılarından giriş-çıkış yapılabilecek ve Fuar etkinlikleri 16.00 – 23.00 saatleri arasında düzenlenecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hamilelik kadınların yaşamlarında özel bir dönem olan mucizevi bir süreç. Kadının bedeninde yeni bir hayatın oluştuğu bu evre büyük bir sevinç ve heyecanla karşılanıyor. Ancak özellikle ilk hamilelikte, mutluluğun yanı sıra anne adaylarında anksiyete de sık görülüyor. Daha önce tecrübe edilmeyen bu yolculuk sürecinde eş dosttan duyulan veya sanal ortamdan edinilen bazı bilgiler nedeniyle ‘ya bebeğime bir şey olursa?’ düşüncesi anne adaylarının mutlu ama bir o kadar da kaygılı olmalarına neden olabiliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Aysel Nalçakan, hamileliğin mutlaka hekimin yönlendirmesi ve takibi altında geçirilmesi gereken bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “Her adımın, her kararın dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi ve doğru bilgilere dayanması, anne ile bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle anne adaylarının hamilelik ile ilgili merak ettikleri her konuyu hekimlerine danışmaları çok önemlidir” diyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Aysel Nalçakan, toplumda hamilelikle ilgili doğru sanılan hatalı bilgileri anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu! 

Anne adayı aşerdiği besini mutlaka tüketmeli. YANLIŞ! 

DOĞRUSU: Anne adayının aşerdiği besini tüketmezse bebekte doğum lekesi gelişeceğine veya bebeğin bir uzvunun eksik olacağına yönelik yaygın bir kanı var. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Aysel Nalçakan, bu bilginin kesinlikle doğru olmadığına işaret ederek, “Aşermek anne adaylarında psikolojik bir durum. Hamilelikte temel kural, doğru ve dengeli beslenme olmalı. Anne adaylarının istedikleri her besini tüketmeleri hedeflenen kilodan daha fazla almalarına ve bunun sonucunda gebelik şekeri ile gebelik tansiyonu gibi önemli hastalıkların oluşmasına yol açabiliyor” diyor. 

Saç boyatılmaz ve makyaj yapılmaz. YANLIŞ!  

DOĞRUSU: Anne adayları hamilelik döneminde saçlarını boyatabilir ve makyaj yapabilirler. Dr. Aysel Nalçakan, hamileliğin 3. ayından sonra saç boyatılmasında bir sakınca olmadığına işaret ederek, “Alerjik reaksiyon riskini önlemek için işlem mutlaka iyi havalandırılmış bir yerde gerçekleşmeli ve boya tüm saça uygulanmadan önce alerji testi yapılmalı. Hamilelikte anne adayları makyaj da yapabilirler. Ancak bu dönemde cilt daha hassas olabileceği için cilt tipine uygun ve hipoalerjenik ürünler tercih edilmeli, aşırı kimyasal içeren ürünlerden kaçınılmalı. Gün sonunda da makyaj mutlaka temizlenmeli” diyor.  

Hamilelik döneminde spor yapılmaz. YANLIŞ!

DOĞRUSU: Toplumdaki yaygın inanışın aksine, uzmanlar hamilelik sürecinde düzenli spor yapmanın son derece önemli olduğuna dikkat çekiyorlar. Zira hareketsizlik nedeniyle anne adayının normalden fazla kilo alması; gebelik diyabeti, gebelik tansiyonu, iri bebek ve erken doğum gibi ciddi tablolar oluşturarak hem anne adayının hem de bebeğin hayatını tehdit edebiliyor. Ayrıca düzenli spor yapan anne adaylarında doğum süreci daha kolay geçiyor. Bu nedenle hamilelikte düzenli olarak yürüyüş, yüzme veya hafif egzersizlerin mutlaka yapılması gerekiyor. Örneğin, haftada 3-4 gün 30 dakika boyunca yürümek anne adayının kendisini fiziksel olarak daha güçlü ve zinde hissetmesine katkı sağlıyor. Erken doğum veya kanama riski taşıyan hamileler ise ağır ve riskli sporlardan kaçınmalı.   

Bebeğin saçları çıktığında mide ekşimesi başlar. YANLIŞ!  

DOĞRUSU: Hamilelikte mide ekşimesi genellikle ‘bebeğin saçları çıkıyor’ şeklinde yorumlanıyor. Bebeklerde saç çıkmaya başladığında midede ekşime sorunu oluşabilse de asıl neden sıklıkla reflü hastalığı oluyor. Bebeğin gelişimiyle birlikte progesteron hormonu seviyesi yükselince normalde sıkıca kapalı olan alt özefagus sfinkteri bağları gevşemeye başlıyor. Gevşeme nedeniyle besinlerin ve mide asidinin yemek borusu ile boğaza geri gelmesi ‘reflü’ olarak adlandırılıyor. Hamilelikte yaygın görülen reflü, doğumun ardından çoğu annede kendiliğinden ortadan kalkıyor. 

Diş tedavisi bebeğe zarar verir. YANLIŞ!

DOĞRUSU: Hamilelikte diş ve dişeti sorunlarının ihmal edilmemesi büyük öneme sahip. Aksi halde erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riski artıyor. Dolayısıyla rutin diş kontrollerinin aksatılmaması gerekiyor. Tedavi edilmesi gereken bir sorun varsa ilaç tedavisi uygulanabiliyor veya diş çekimi yapılabiliyor. Acil değilse 3 aylık dönem geçtikten sonra tedavi tercih edilirken, acil bir durum varlığında ise hızlıca müdahale ediliyor. 

Hamilelikte cinsel ilişki zararlıdır. YANLIŞ

DOĞRUSU: Hamilelik sürecinde cinsel ilişki bebeğe herhangi bir zarar vermediği gibi, oluşturduğu mekanik etkiyle rahim ağzından birtakım maddelerin salgılanmasını sağlayarak doğumu da kolaylaştırabiliyor. Dolayısıyla bu riski taşımayan anne adaylarının rahat ettikleri sürece son haftaya kadar cinsel ilişkiye girmeleri sağlığı olumsuz etkilemiyor. Ancak düşük ve erken doğum riski varsa cinsel hayatın kısıtlanması gerekiyor.

Normal doğumdan sonra cinsel yaşam eskisi gibi olmaz. YANLIŞ!

DOĞRUSU: Yaygın inanışın aksine vajinal bölge yaklaşık olarak 6 hafta içinde eski halini aldığı için normal doğum cinsel yaşam üzerinde olumsuz bir etki oluşturmuyor. Eğer doğum sonrasında vajina eski haline dönmezse günümüzde uygulanan operasyonlarla vajinadaki genişlik kolaylıkla daraltılabiliyor. 

Hamilelikte sırtüstü yatılmaz. YANLIŞ! 

DOĞRUSU: Anne adayları kendilerini rahat hissettikleri her pozisyonda uyuyabilirler. Ancak ilerleyen haftalarda, özellikle de 3. trimesterde büyüyen rahim damarlar üzerinde bası yaparak kalbe dönen kan miktarını azaltabiliyor. Bunun sonucunda kan basıncı düşebiliyor ve yine diyafram basısı nedeniyle solunum güçlüğü oluşabiliyor. Bu nedenle hekimler hamileliğin son haftalarında sol yan tarafa doğru yatılmasını tavsiye ediyor. Dr. Aysel Nalçakan, “Ancak sırtüstü yatmakta herhangi bir güçlük çekilmiyorsa, bu pozisyonda yatılmasında veya uykuda pozisyon değiştirilmesinde bir sorun yoktur” diyor.  

Şeker yükleme testi yapılması sakıncalıdır. YANLIŞ! 

DOĞRUSU: Şeker yükleme testi hem anne adayı hem de bebek için tamamen güvenli bir test. Şeker yükleme testiyle vücuda alınan şekerin daha fazlası hamileler tarafından gün içinde zaten tüketiliyor. Oysa tanı konulmayan ve bu sebeple kontrol altına alınamayan diyabet; bebekte erken doğum, yapısal anomaliler (kalp, sinir sistemi vb), gebelik tansiyonu ve iri bebek gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle ek risk faktörleri yoksa, hamileliğin 24-28. haftaları arasında (ek risk varsa bazen hamileliğin erken haftalarında da) mutlaka şeker taraması yapılması gerekiyor.

Tüp bebek tedavisi sonrasında mutlaka sezaryen doğum olmalı. YANLIŞ! 

DOĞRUSU: Takipleri normal giden ve tek bir bebek olan hamilelikte mutlaka sezeryan ile doğum gerekmez. Sağlıklı devam eden hamilelikte anne adayları normal doğum yapabilirler. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ünlü iş insanı Aydın Berkman’ın arı sokması sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle gözler tekrar arı alerjilerine çevrildi. Arı sokmasına bağlı alerjik reaksiyon riskinin, erkeklerde kadınlara göre iki kat daha fazla olduğunu ifade eden Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) yaptığı basın açıklamasında, “Arı sokmasına bağlı alerjik reaksiyon öyküsü bulunan hastalar mutlaka alerji testlerinin yapılması için deneyimli bir alerji merkezine başvurmalı, adrenalin kalemi (otoenjektörü) almalı ve acil eylem planı yapmalıdır. Adrenalin kalemi okullar, seyahat araçları, turistik tesisler, spor salonları gibi ilk yardım çantası zarureti olan alanlarda mutlaka bulunmalıdır” dedi.

Arılar, doğal yaşamın devamı için çok önemli rolleri olan ve türlerinin yok olmaması için hepimizin çaba göstermesi gereken canlılar. Fakat kendilerini tehlikede hissettiklerinde kendilerini korumak için kullandıkları arı zehri tahriş edici bir özelliğe sahip ve yanma, batma, ağrı, kaşıntı, kızarıklık ve şişlik gibi yakınmalara neden olur. Bu normal bir reaksiyondur, çoğu kişi için her arı sokmasında süreç benzer şekilde tekrarlar ve endişe verici bir sağlık sorununa neden olmaz. Arı zehrinde ve protein yapısında bulunan bazı maddelere karşı nadiren de olsa alerji gelişir ve bazen çok şiddetli seyredip ölümcül olabilir. Arı alerjisine bağlı alerjik şok olarak adlandırılan bu durum genellikle ilk 30 dakika gibi kısa bir süre içinde gelişir, arının soktuğu yerin dışında deri ve mukozalar, solunum sistemi, dolaşım sistemi veya sindirim sistemini etkileyen belirtilerle ortaya çıkar. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği bu aşamada neler yapılabileceğine yönelik hayati bilgiler verdi.

Arı alerjisine bağlı alerjik şok 

Ülkemizde yaşam boyu arı tarafından sokulma oranının %95, son 1 yıl içinde sokulma oranının ise %20 civarında olduğunu belirten AİD, yaptığı açıklamada; “Bir milyon nüfus başına bildirilen ölüm olgusu sayılarının, senede 0.03-0.48 arasında olduğu düşünülmektedir. Arı sokmasına bağlı alerjik reaksiyon riski, erkeklerde kadınlara göre iki kat daha fazladır ve yaşla beraber artmaktadır. Nefes darlığı, nefes almada veya vermede zorluk, öksürük, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi, ses kısıklığı, ses çıkaramama gibi olguların %50-60’ında görülür. Bu sırada kişide, boğazda sıkılma hissi, yutkunmada güçlük, tükürüğünü yutamama, nefes alamama, nefes alırken ötme sesi, ses kısıklığı, seste kabalaşma, konuşamama ve morarma gibi yakınma ve belirtiler gelişebilir. Bu belirtilerin erkenden tanınması ve hızla tedavisi elzemdir” uyarılarında bulundu. 

Arı sokmasından sonra ne yapılmalı? 

Arı sokmasından sonra ilk yapılması gerekenleri anlatan AİD şu bilgileri verdi: “Arıların bulunduğu bölgeden ani hareketlerden kaçınarak, ancak hızlı ve güvenli bir şekilde uzaklaşmak ve eğer sokan arı bal arısıysa ve zehir kesesi halen deride kasılıp zehir vermeye devam ediyorsa, iğneyi derhal yerinden çıkartmaktır. Sokulan bölge temiz, sabunlu su ile yıkanarak kurulanmalıdır. Alanı rahatlatmak için soğuk kompres, alerji hapları, kortizonlu kremler, ağrı kesiciler kullanılabilir.” 

Alerjik şok durumunda adrenalin otoenjektörü hayati önem taşıyor!

Arı alerjisine bağlı alerjik şok durumunda ilk uygulanması gerekenin adrenalidir. Ülkemizde hastanın ve yakınlarının kolayca kullanabileceği adrenalin kalemleri diğer adıyla adrenalin otoenjektörleri mevcuttur. Arı sokmasına bağlı alerjik reaksiyon öyküsü bulunan hastalar mutlaka alerji testlerinin yapılması için deneyimli bir alerji merkezine başvurmalı, adrenalin otoenjektörü ve acil eylem planı almalıdır. Adrenalin otoenjektörü okullar, seyahat araçları, turistik tesisler, spor salonları gibi ilk yardım çantası zarureti olan alanlarda bulunmalıdır. Arı alerjisini ortadan kaldırmak için alerji aşıları ile immünoterapi yapılmaktadır. Alerji aşı teminindeki güçlüklerin kısa sürede çözümlenmesi ve hastalarımıza immünoterapi ile tekrar şifa sunmak biz alerji ve immünoloji uzmanlarının en büyük dileğidir.

Arı sokma riskini azaltacak tedbirler

• Yaşam yerlerine yakın arıcılık yapılmamalıdır.
• Yakında bir arı fark edildiğine, kollar yavaşça kaldırılarak baş-boyun bölgesi korunmaya çalışılmalıdır. Bu sırada ya ortamda hareketsiz bir şekilde sakince durmak veya bulunulan bölgeyi ani hareketlerden kaçınarak terk etmek gerekir. Ani hareketler, el ve kol hareketleri arıları kızdırabilir.
• Hareket halindeki araca arı girmesi durumunda sakin olunmalı, araç kenara çekilip tüm kapı ve pencereler açılarak arının dışarıya çıkması beklenmelidir. Araç kullanırken arının öldürülmeye çalışılması önemli bir kaza sebebidir.
• Arılar bulutlu, karanlık ve yağmurlu havalarda daha sinirli ve saldırgan olurlar. Bu tür durumlardaki açık hava etkinliklerinde daha dikkatli olmak gerekir. 
• Sarı arı, tüylü arı gibi bazı arı türleri yuvalarını toprakta yapabilecekleri için özellikle yeşil alanlarda yalınayak dolaşmamak ya da kapalı ayakkabılar giymek akılcı olur. 
• Kokulu kozmetikler, saç bakım ürünleri, parfüm kullanmak ve terli dolaşmak arıları çekebilir.
• Parlak renkli giysiler ve siyah renk arıları cezbeder. Arıcılıkla uğraşanlar bu nedenle beyaz renk giyerler. Parlak takı ve tokalar da arıları çekebilir. 
• Açık arazide, bahçede çalışırken uzun kollu gömlekler, pantolon, uzun çorap, kapalı ayakkabılar ve kıyafetler giymek, eldiven kullanmak akılcıdır. 
• Açık alanlarda yemek yemek, piknik yapmak, mangal yapmak, gazoz, meyve suyu gibi tatlandırılmış içecekleri tüketmek, yaban arılarını ortama çekecektir. Bu içeceklerin kutu ve şişelerinin içine arı girmiş olabileceği akılda tutulmalıdır.
• Açıkta gıda, çöp bırakmak yaban arılarını buralara çekecektir. Çöpleri açık olarak ortada bırakmamak, sokaktaki çöp kovalarının kapaklarını her zaman kapalı tutmak gerekir.
• Arı alerjisi olanlar, arı alerjileri olduğunu belirten kart, bilezik, kolye gibi bir belirteç taşımalı ve açık hava etkinliklerini tek başlarına yapmamalıdırlar.

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Hakkında:

Ülkemizde alerji ve immünoloji alanında kurulan ilk dernek olan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD), erişkin- çocuk alerji ve klinik immünoloji uzmanlarını bir çatı altında toplamaktadır. Alerji ve Klinik İmmünoloji biliminin ve hizmetinin ülkemizde gelişimine katkı sağlamayı ve alerjik – immünolojik hastalıklar konusunda toplumda farkındalık oluşturulmasını hedefleyen AİD, uluslararası katılımlı kongre ve bilimsel toplantılar gerçekleştirerek branş hekimlerinin ve ilişkili sağlık personelinin en yeni bilgiler ile güncellenmesi sağlanmaktadır. Uluslararası bilimsel kurumlarla (AAAAI, EAACI, SIAF, WAO) iş birliği yapan dernek bu iş birliklerinin ışığında uluslararası kurumların düzenlediği kongre ve kursları ülkemizde başarıyla gerçekleştirmiş, ülkemizi başarıyla temsil ederek biliminin ilerlemesine önemli bir katkı sunmuştur. Yine farkındalık yaratma misyonuyla öne çıkan dernek, üyeleri için bilimsel toplantılara katılımı için maddi destek sağlamakta dernek üyeleri dışında da bedelsiz bir şekilde kurs ve okul şeklinde çeşitli eğitim toplantıları düzenlenmektedir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rolls-Royce Motor Cars, Droptail ailesinde yer alan ve her biri kendine özgü hikayeye sahip dört otomobilden ikincisini duyurdu. 

AMETHYST adını taşıyan araç, araba sahibinin oğlunun doğum taşı saflığın, berraklığın sembolü amethyst mücevheriyle, otomobilin her ayrıntısında keşfedilen temalara odaklanıyor.

Sipariş sahibi aynı zamanda otomobilin yaratıcısı Rolls-Royce’a geldi ve yaratılacak otomobilde kendi kültürel miraslarını kutlama arzusunu dile getirdi. Coachbuild tasarımcıları, Droptail’in dış tasarımını belirleyecek bir ilham noktasıyla müşterinin evlerinden birinin yakınındaki çölde açan kır çiçeği, ile yanıt verdiler. 

Globe Amaranth olarak adlandırılan çift tonlu dış cephe boyası, çiçek açma aşamalarını yakalıyor. Ana gövde rengi, narin gümüş alt tonuna sahip yumuşak mor renkle tasarlanırken, otomobilin üst kaportasında koyu mor kontrast boyası kullanılıyor. Üstünde kırmızı, mavi ve mor mika renklerinin karışımıyla elde edilmiş, ince metalik bir parlaklık yaratan leylak rengi pullar göze çarpıyor.

Arka güverte kaplaması, Rolls-Royce tarafından şimdiye kadar üretilen dünyanın en büyük ahşap yüzeyi olma özelliğini taşıyor. Çeşitli ortamlarda otomobilin kullanılabilirliğini sağlamak için, iç ahşap parçaları da aynı titizlikle test edilip dayanıklılık standartlarına uygun olarak tasarlanıyor. 

Araba yapım aşamasından önce, 150’den fazla örnek, 8.000 saatin üzerinde değerlendirmeye tabi tutuluyor.  Bu değerlendirmeler arasında simülasyonlar ve ışık dayanıklılığı testleri de bulunuyor. Ayrıca, sıcaklıkların +80°C ila -30°C arasında değiştiği dayanıklılık testleri gerçekleştiriliyor. Böylece, Amethyst Droptail için özel olarak geliştirilen güverte koruyucu kaplamalar kendi patentini alıyor. İç mekanı tamamlamak için müşteri zarif bir ekleme talep ediyor. Bunun üzerine otomobilin dekorasyonu için döner kadranlı değerli taşlar iç ve dış mekanlara dahil ediliyor.

Otomobil sahibinin Rolls-Royce’un zanaatkârlarına en zorlu süslemeleri gerçekleştirme konusunda duyduğu güven Pantheon ızgara işleminde açığa çıkıyor. Izgaraya daha önce bu ölçekte hiç denenmemiş, hem fırçalanmış hem de cilalı bir yüzey işlemi uygulanıyor.

Otomobilin ön paneli, karmaşık bir el sargısı mekanizmaya sahip bir saatle dekore ediliyor.  Müşterinin Vacheron Constantin’in lüks saat tasarımlarından ilham alan kaplama,özel bir tutucuya monte edilmiş ve istenirse otomobilden çıkarılabilir.

Saatin retrograde özelliği sayesinde, saat ve dakikaların anlık olarak geri döndüğü bir görsel ekranı var. Çift eksenli tourbillon işlevi, saat mekanizmasını daha hassas hale getirerek saat saptamasını düzeltiyor.İbrelerindeki cila ise yüzeyin parlak ve pürüzsüz olmasını sağlıyor. 

Saat, beyaz altın bir taban plakasına tutturulmuş el yapımı sunburst guilloché deseni ile  kadrana ekstra bir dokunuş ekliyor.

Droptail’in bu olağandışı ifadesi, markanın tarihsel olarak önemli Rolls-Royce modelleri arasında  yer buluyor.Net bir vizyonu gerçekleştirmekle kalmıyor, mirası, modernliği ve ruhu ustalıkla uygulayarak gösteriyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Godolkin Üniversitesi’nin Öğrencileriyle Tanışın:  The Boys Evreninden Doğan Gen V Dizisinin Resmi Görselleri ve Karakterlerine Dair İlk Bilgileri Paylaşıldı

Bir Amazon Studios ve Sony Pictures Television yapımı olan Gen V 29 Eylül’de sadece Prime Video’da yayına girecek 

Prime Video, The Boys evreninden doğan ve merakla beklenen yeni Amazon Original dizisi Gen V’nin resmi görsellerini ve karakterlerine dair ilk bilgileri paylaştı. Gen V dizisinin ilk üç bölümü 29 Eylül Cuma günü sadece Prime Video’da dünya çapında 240’tan fazla ülke ve bölgede gösterime girecek. Her hafta bir bölüm yayınlandıktan sonra 3 Kasım Cuma günü epik bir sezon finali yayınlanacak. Prime Video, ayda sadece 39 TL’ye özel indirimleri, geniş seçenekleri, kullanım kolaylığını ve kaliteli dijital eğlenceyi üyeleriyle buluşturuyor. 

Gizemlerle dolu The Boys evrenini genişleten Gen V, öğrencilerin gelecek nesil kahramanlar olmak için gittiği ve sadece genç süper kahramanların eğitim gördüğü prestijli Godolkin Üniversitesi’nde geçiyor. Süper kahramanların kötü yolu seçtiğinde neler olacağı biliniyor ama her süper kahraman yozlaşmayı tercih etmiyor. Bu gençler, kendini keşfetme ve eğlenme gibi tipik üniversite karmaşasının ötesinde kelimenin tam anlamıyla patlamaya hazır durumlarla karşı karşıya kalıyor. Öğrenciler, popülerlik ve iyi notlar için rekabet ederken işin içine süper güçler girdiğinde ise risk yükseliyor. Bir grup genç süper kahraman okulda daha büyük ve kötü bir şeyin döndüğünü keşfettiklerinde sınanıyorlar: Kendi hikayelerinin kahramanları mı yoksa kötü karakterleri mı olacaklar?

Dizinin başrollerinde Jaz Sinclair, Chance Perdomo, Lizze Broadway, Shelley Conn, Maddie Phillips, London Thor, Derek Luh, Asa Germann, Patrick Schwarzenegger, Sean Patrick Thomas ve Marco Pigossi rol alıyor. Gen V dizisinin misafir oyuncuları arasında Clancy Brown ve Jason Ritter’ın yanı sıra Jessie T. Usher, Colby Minifie ve P.J. Byrne de The Boys dizisindeki karakterleriyle yer alıyor. 

Jaz Sinclair’in canlandırdığı Marie Moreau, kendi kanını kontrol etme ve silah gibi kullanabilme yeteneğine sahip 18 yaşındaki bir süper kahramandır. Vought’un yönettiği Godolkin Üniversitesi’ne yeni başlayan bir öğrenci olarak The Seven grubuna katılmak için gereken özelliklere sahip olduğunu kanıtlamaya isteklidir ama önce okulda çözmeye başladığı bir gizeme odaklanır. 

Chance Perdomo’nun canlandırdığı Andre Anderson, manyetik güçlere sahip bir üçüncü sınıf Godolkin Üniversitesi öğrencisidir. Golden Boy’un en iyi arkadaşı ve ünlü süper kahraman Polarity’nin oğludur. Babası emekli olduğunda Polarity adını devralmaya hazırlanan Andre’nin isminin hakkını vermek için çok çalışması gerekecektir. Andre okulda bir şeyler döndüğünü fark ettiğinde gizemi çözmek için işi kendi ellerine alır. 

Lizze Broadway’in canlandırdığı Emma Meyer, ya da süper kahraman adıyla Little Cricket, süper küçülme yeteneğine sahiptir. Kendisine pek güvenmediği ve biraz da naif olduğu için sık sık başını derde sokan Emma, birinci sınıftayken odasını paylaştığı Marie ile yakın arkadaş olur ve birlikte Godolkin Üniversitesindeki gizemli tehlikeleri aşmaya çalışırlar.

Shelley Conn’un canlandırdığı Indira Shetty, Godolkin Üniversitesinin dekanıdır. Güçleri olmasa da süper kahraman psikolojisi alanındaki eğitimi ve nelerin süper kahramanları tetiklediğini analiz etme konusundaki benzersiz yeteneği sayesinde okulun vazgeçilmez yöneticisidir. Godolkin Üniversitesi’ni süper öğrenciler için en seçkin okul haline getirmeyi amaçlayan Indira, Marie kampüse geldiğinde ona özel bir ilgi gösterir.

Maddie Phillips’in canlandırdığı Cate Dunlap, Jordan ve Andre’nin yakın arkadaşıdır ve Godolkin Üniversitesi’nde üçüncü sınıf öğrencisidir. Elleriyle dokunarak insanları emrettiği her şeyi yapmaya zorlayabilen Cate, bu gücünü lehine kullanır. Güçlü ve özgüvenli Cate, aynı zamanda Luke’un kız arkadaşı olduğu için kampüsteki en popüler süper kahramanlardan biridir.

London Thor ve Derek Luh’un canlandırdığı Jordan Li, zirveye çıkmak için her şeyi yapmaya hazır rekabetçi bir Godolkin Üniversitesi öğrencisidir. Erkek ve kadın bedenleri arasında geçiş yapma konusundaki benzersiz yeteneğiyle farklı güçlerden yararlanabilmektedir. Erkek iken kuvvetli ve yıkılamaz, kadın iken çeviktir ve enerji patlamaları yaratabilir. Özgün güçleriyle Brink’s Suçla Mücadele Okulu’nda dikkat çeken bir eğitmen asistanıdır. 

Asa Germann’ın canlandırdığı Sam, başına gelen talihsizliklerden kaçmaya çalışan sorunlu bir süper kahramandır. Süper kuvvetli ve kırılamaz olduğu için son derece güçlüdür. İyi kalpli olmasına rağmen halüsinasyonlar görmektedir ve bu yüzden bazen neyin gerçek olduğunu neyin olmadığını ayırt etmekte zorlanır. 

Patrick Schwarzenegger’in canlandırdığı Luke Riordan, tüm vücudunu ateşe verme yeteneğinden dolayı süper kahraman adıyla Golden Boy olarak da anılmaktadır. Godolkin Üniversitesi’nde son sınıf öğrencisi olan ve en üst sırada yer alan Luke, The Seven grubuna katılma olasılığı en yüksek adaydır. 

Sean Patrick Thomas’ın canlandırdığı Polarity, Andre’nin babasıdır ve en tanınmış Godolkin Üniversitesi mezunu ve mütevelli üyedir. Polarity emekli olduğunda, oğlunun Polarity adını devralarak onun izinden gitmesini beklemektedir. Andre’nin kaderinin The Seven grubu olduğuna inanmaktadır ve bu hayali gerçekleştirmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. 

Clancy Brown’ın canlandırdığı Profesör Rich “Brink” Brinkerhoff, Godolkin Üniversitesi’nde A-Train, Queen Maeve ve The Deep gibi süper kahramanları eğiten tanınmış bir suçla mücadele profesörüdür. Kendisini Godolkin Üniversitesi’nde The Seven grubuna katılacak en iyi yeni yetenekleri bulmaya adayan profesör, Golden Boy’un bu aday olmak için gereken tüm özelliklere sahip olduğuna inanmaktadır.

Marco Pigossi’nin canlandırdığı Dr. Edison Cardosa, Godolkin Üniversitesi ile bağlantıları olan yetenekli bir doktordur. 

Michele Fazekas ve Tara Butters dizinin yapımcılığını ve yönetici prodüktörlüğünü üstleniyor. Yeni dizinin yönetici prodüktörleri arasında Eric Kripke, Seth Rogen, Evan Goldberg, James Weaver, Neal H. Moritz, Ori Marmur, Pavun Shetty, Ken Levin, Jason Netter, Garth Ennis, Darick Robertson, Craig Rosenberg, Nelson Cragg, Zak Schwartz, Erica Rosbe ve Michaela Starr da yer alıyor. Brant Engelstein, Sarah Carbeiner, Lisa Kussner, Gabriel Garcia, Aisha Porter-Christine, Judalina Neira ve Loreli Alanís eş yönetici prodüktörlükleri üstleniyor. Gen V dizisi, Sony Pictures Television Studios ve Amazon Studios ile Kripke Enterprises, Point Gray Pictures ve Original Film yapımıdır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı