Gün: 6 Mart 2024

Nihat Aral, Şubat ayı itibariyle Merck Türkiye Hukuk, Uyum ve Veri Gizliliği Departman Müdürü olarak göreve başladı 

Nihat Aral, Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Bölümü’nden, İşletme alanında yan dal yaparak mezun oldu. Lisans eğitimini alırken, Londra Ekonomi Okulu’nun Hukuk bölümünde yaz programına da katılan Aral, yüksek lisans derslerini ise Illinois Teknoloji Enstitüsü Chicago-Kent Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku üzerine tamamladı.

Kariyerine 2014 yılında hukuk bürosunda başlayan Aral, 10 yıllık kariyer yolculuğu boyunca uyum programlarının geliştirilmesi, hukuk ve uyumluluk konularında stratejiler oluşturulması ve bu süreçlerin yönetilmesi konularında şirketlere hukuki danışmanlık yaptı. Kamu, Özel Sektör iş birliği ile hayata geçen hastane, otoyol, havalimanı projelerinin yürütülmesinde ve birçok başarılı şirket birleşmesi, devralması ve finansmanı işlemlerinde yer aldı. Ardından, ilaç sektörüne geçiş yaparak, Hukuk ve Uyum Müdürü olarak çalıştı. 

Şubat 2024 itibariyle Merck Türkiye Hukuk, Uyum ve Veri Gizliliği Departman Müdürü olarak atanan Nihat Aral, Merck Türkiye Yönetim Ekibinde yer alacaktır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ), Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ‘2023 yılı B Grubu 2. Dönem Ar-Ge Proje Destek Programı’ kapsamında Proje Yönetimi ve Destek Daire Başkanlığı’na sunduğu 4 projesi, TÜSEB desteği almaya hak kazandı. DEÜ’nün kurulduğu günden bu yana sağlık bilimlerine sunduğu katkılara dikkat çeken DEÜ Rektör Vekili ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyesi Prof. Dr. Mahmut Ak, “Araştırma Üniversitemiz, öncü sağlık uygulamaları ve geliştirdiği projeler ile sağlık bilimleri alanında kendini kanıtlamış ve bu alanda ülkemizde bir marka haline gelmiştir. Mensuplarımızın özverili çalışmalarının saygın bilim kuruluşları tarafından takdir ve destek görmesi ise bizler için gurur kaynağı olmayı sürdürüyor” dedi.

Türkiye’nin saygın devlet araştırma üniversitelerinden birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ), Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ‘2023 yılı B Grubu 2. Dönem Ar-Ge Proje Destek Programı’ kapsamında Proje Yönetimi ve Destek Daire Başkanlığı’na sunduğu 4 araştırma projesi, TÜSEB desteği almaya hak kazandı. Geliştirdiği projeler ile destek almaya hak kazanan DEÜ Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Şerife Esra Erdal Bağrıyanık, Doç. Dr. Ayşe İpek Polat, DEÜ Fen Fakültesi’nden Prof. Dr. Hülya Ayar Kayalı ve Doç. Dr. Pelin Balçık Erçin’i tebrik eden DEÜ Rektör Vekili ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyesi Prof. Dr. Mahmut Ak, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kurulduğu günden bu yana sağlık bilimlerine sunduğu katkılara dikkat çekti. DEÜ’nün alanında öncü sağlık araştırmaları ve geliştirdiği projeler ile sağlık bilimlerinde kendini kanıtladığını ve Türkiye’de önemli bir marka haline geldiğini kaydeden Rektör Vekili Ak, “Mensuplarımızın özverili çalışmalarının saygın bilim kuruluşları tarafından takdir ve destek görmesi ise bizler için gurur kaynağı olmayı sürdürüyor” dedi.

“GELECEĞİ YENİDEN İNŞA EDİYORUZ”

Sağlık bilimlerinin günümüzde nitelikli eğitim, yüksek teknoloji, AR-GE ve inovasyon etrafında şekillendiği belirten Rektör Vekili Ak, bu kavramların yükseköğretim öncülüğünde yenilenmesi ve geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. DEÜ’nün sağlıktan medikale, biyomühendislikten klinik araştırmalara kadar farklı alan ve branşlarda bilimsel araştırmalar yürüttüğünü aktaran Ak, “Araştırma Üniversitemiz, bilime gönül vermiş akademisyen ve öğrencileri ile yeni projeler geliştirmeye, umut vaat eden çalışmalara imza atmaya ve geleceği yeniden inşa etmeye devam ediyor” şeklinde konuştu.

DESTEK ALAN PROJELER

DEÜ Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Şerife Esra Erdal Bağrıyanık’ın ‘İnsan Karaciğer Fibroz Organoid Modelinin Hücresel Karakterizasyonu ve P53 İle Düzenlenen Hücre Dışı Matriks Değişikliklerine Yönelik Mekanizmaların Belirlenmesi’ ve Doç. Dr. Ayşe İpek Polat’ın ‘Pyroxd2: Mitokondriyal Hastalık Nedeni Bir Gen Olabilir Mi?’ adlı araştırma projeleri TÜSEB desteği almaya hak kazanırken; DEÜ Fen Fakültesi’nden Prof. Dr. Hülya Ayar Kayalı’nın ‘Hücre Adhezyon Moleküllerine Hedefli Bir İlaç Taşıma Sisteminin Geliştirilmesi’ ve Doç. Dr. Pelin Balçık Erçin ise ‘Fotodinamik Terapi Uygulamasında İlaç Aday Molekül Ps-5a’nın Hpv Pozitif/Negatif Servikal Kanser Türlerinde Etkinliğinin İncelenmesi’ adlı projeleri TÜSEB’den proje desteği almaya layık görüldüler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Akbaba’nın yaptığı “Hedeflenebilir nanopartiküler sistemler ile üçlü negatif meme kanserine karşı CRISPR/Cas9 aracılı Lipocalin-2 gen nakavtının terapötik etkinliğinin in vitro değerlendirilmesi” başlıklı proje Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı.

Proje ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, yaptıkları nitelikli çalışmalarından dolayı proje ekibini tebrik ederek çalışmalarında başarılar diledi. Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemiz bilim insanları,  ülkemiz başta olmak üzere tüm insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda araştırma alanlarını yoğunlaştırarak, ulusal ve uluslararası iş birlikli ve  disiplinlerarası  önemli projeler hazırlamaya devam ediyorlar. Ülkemizin uluslararası kalite standartlarında, referans gösterilen  araştırma üniversitesi ekosisteminde  katma değer yaratabilecek nitelikte, yenilikçi, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalar yürüten ekibimizi yürekten kutluyorum” dedi.

Yürütülen araştırmanın detayları ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Hasan Akbaba, “Son yılların güncel araştırma konularından gen terapisi, nadir hastalıklar yanı sıra kemoterapiye ve hedeflenebilir tedavilere istenilen düzeyde yanıt vermeyen kanser türleri için de alternatif bir tedavi yaklaşımı olmaya başlamıştır. Bu hastalıklardan üçlü negatif meme kanseri (TNBC), tüm meme kanserlerinin yüzde 12-20’sini oluşturmaktadır. Daha agresif tümör ilerlemesi ve kötü bir prognozla kendini gösteren TNBC için gen tedavisi umut vaat eden yenilikçi bir tedavi yaklaşımıdır.  Proje önerisinde hedef olarak, TNBC’nin gelişimi ve ilerlemesinde rol oynadığı ispatlanmış önemli bir onkogen olan Lipokalin 2 (LCN2) belirlenmiştir. Bu şekilde en agresif kanser türlerinden biri olan TNBC’de kullanılmak üzere anti-proliferatif, kanser dokusuna hedeflenebilir, LCN-2 proteinine özel olarak tasarlanmış CRISPR/Cas9 sistemi aracılığı ile LCN-2 gen ifadesini kalıcı bir şekilde nakavt eden yenilikçi taşıyıcı sistemler multidisipliner bir çalışmanın sonunda ilk kez ülkemizde tasarlanacak ve etkinlikleri ortaya konacaktır” diye konuştu.

Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Biyoteknoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Akbaba’nın yürütücülüğünü yaptığı projede Prof. Dr. Şerik Şentürk ve Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba araştırmacı, Prof. Dr. A. Gülten Kantarcı ise proje danışmanı olarak görev alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Toplumda  ‘çikolata kisti’ olarak bilinen endometriozis, rahmin içini kaplayan endometrium dokusuna benzer dokuların rahim dışında büyümesiyle ortaya çıkan kronik bir hastalık. Ülkemizde üreme çağındaki yaklaşık 2 milyon kadın, yani her 10 kadından 1’i bu hastalık ile mücadele ediyor.

Endometriozis hiçbir semptom göstermeden gelişebilse de çoğunlukla kadının yaşam kalitesini düşüren ve pek çok hastalıkta görülebilen karın ve kasık ağrısı ile bağırsak sorunları gibi yakınmalara neden oluyor. Başka hastalıklar ile ortak belirtilere sahip olması ve ağrılı adetin olağan bir durum olarak karşılanması hekime başvuruyu geciktirebiliyor. Bu etkenler nedeniyle endometriozise tanı konulması 6-7 yıl gibi uzun bir süreyi alabiliyor. Teşhis ve tedavideki gecikme ise başta infertilite (kısırlık) olmak üzere böbrek yetmezliğine kadar pek çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, erken tanı ve tedavi için öncelikle hastalığın sinyallerinin bilinmesi ve zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerektiğine dikkat çekerek, “Özellikle  ağrılı adet görme, ağrılı cinsel ilişki ve adet döneminde ağrılı dışkılama varsa, nedeni endometriozis olabilir. Ayrıca kadınların hiçbir yakınmaları olmasa bile ilk adet döngülerinden  itibaren  veya en geç   18 yaş itibarıyla, cinsel olarak aktif olup olmalarından bağımsız olarak  jinekolojik muayene yaptırmaları erken teşhis için çok önemlidir” diyor. 

Ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor! 

Adet döngüsünde vücut her ay rahmin içini kaplayan dokuyu döküyor ve vajinal kanama yoluyla dışarı atıyor. Ancak bazı durumlarda endometriyal dokular rahim dışındaki çeşitli bölgelere yerleşip, büyüyebiliyorlar. Endometriozis en sık yumurtalıklar, tüpler ve rahim üzerinde oluşuyor. Nadiren de olsa bağırsaklar, mesane, eski ameliyat yeri, tırnak, meme, diyafram, göz ve burun gibi pelvik dışındaki bölgelerde de gelişebiliyor. Hastalığın oluşum sebebi hala bilinmemekle birlikte pek çok teori öne sürülüyor. 

Test edin! Belirtileriniz endometriozis olabilir mi? 

Aşağıda yer alan 10 sorudan 5’ine cevabınız ‘evet’ ise şikayetlerinizin nedeni endometriozis (çikolata kisti)  olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir hekime başvurmanızda fayda var. 

• Pelvik bölgesinde (kalça – bel bölgesinde) sürekli ağrınız oluyor mu? 
• Cinsel ilişki sırasında ağrınız oluyor mu?
• Ovulasyon (yumurtlama) ağrısı yaşıyor musunuz?
• Ara lekelenme kanamalarınız oluyor mu?
• Adetlerinizde aşırı kanama sorununuz var mı?
• Adetleriniz çok ağrılı oluyor mu?
• Özellikle adet döneminde migren problemi yaşıyor musunuz? 
• İdrar yaparken veya dışkılarken ağrınız oluyor mu?
• Gebe kalamama sorunu yaşıyor musunuz?
• Kendinizi sürekli yorgun hissediyor musunuz?

Önemli bir infertilite nedeni!

Endometriozis, yani çikolata kistine tanı konulması ortalama olarak 7 yıl sürüyor. Bu süreçte çikolata kisti kalınlaşabiliyor ve vücutta yayılabiliyor, bunların sonucunda yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra tedavide gecikildiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.  Örneğin,   herhangi bir yakınma oluşturmayan çikolata kistleri dahi yumurtalıkların işlevlerini ve rezervlerini olumsuz etkileyerek kadın kaynaklı infertilite nedeni olabiliyor. Çocuk sahibi olmakta güçlük çeken kadınların yaklaşık yüzde 40’ında endometriozis tespit edildiği belirtiliyor.  Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, dolayısıyla doğal yollarla bir yıl boyunca hamilelik oluşmayan çiftlerde infertilite nedeni araştırılırken endometriozis ihtimalinin de düşünüldüğünü vurgulayarak, “Erken teşhis ve tedavi edildiğinde endometriozis sorunu yaşayan pek çok kadın çocuk sahibi olmayı başarabilmektedir” diyor. 

Tedavi kişiye özel olarak planlanıyor

Endometriozis tedavisi hastalığın evresi ile şiddetinin yanı sıra kadının yaşı, genel sağlık durumu ile çocuk sahibi olma isteği gibi pek çok faktör birlikte değerlendirilerek planlanıyor. Ağrının şiddeti ve çocuk isteği tedaviyi belirleyen en önemli iki etkeni oluşturuyor. İlaç ve hormon tedavileriyle çikolata kisti kontrol altına alınabiliyor. Hormon ilaçları kistlerin büyümesinin önlenmesinde veya küçültülmesinde etkili olabiliyor.  Ayrıca tedavide yaygın olarak başvurulan ağrı kesiciler de yaşam kalitesini düşürecek şiddete ulaşabilen ağrı ve krampları büyük oranda hafifletebiliyor. Cerrahi yöntem ise endometriozis, yani çikolata kistinin tedavisinde semptomların ortadan kalkmasını sağlamak açısından en etkili tedavi yöntemi olarak yerini koruyor.

Cerrahi yöntem doğurganlığı etkilemiyor, aksine… 

Endometriozis hastalığında cerrahi yöntem bazı durumlarda tedavide ilk seçenek olarak tercih ediliyor. Örneğin, semptomların ilaçlar ile kontrol altına alınamaması, pelvik ağrısı ve kramplarının çok şiddetli olması, gebelik oluşumunda zorluk yaşanması veya pelvik bölgesinde oluşan kitledeki büyümenin önlenememesi gibi tablolarda cerrahi müdahale gereklilik haline geliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, ancak toplumda ameliyatın doğurganlığı olumsuz etkilediğine dair hatalı inanışın hastaların bu yönteme ön yargılı yaklaşmalarına neden olduğunu  belirterek, “Sanılanın aksine, cerrahi müdahalelerde hedeflerden biri de kistlerin gebeliğe engel olma durumunun ortadan kaldırılmasıdır. Robotik veya laparoskopik olarak kapalı cerrahi yöntemiyle gerçekleştirilen ameliyatlarda çoğunlukla yumurtalık dokusu ile rahmin korunduğu, yani sadece endometriotik dokuların vücuttan çıkarıldığı koruyucu yöntem tercih edilmektedir. Rahmin tamamen alınması işlemi olan histerektomi yöntemine ancak çok ileri durumlarda ve son çare olarak başvurulmaktadır” diyor. Prof. Dr. Taner Usta,  üstelik cerrahi tedavide edinilen tecrübeler sayesinde çikolata kistlerinin ameliyat sonrasında tekrar etme riskinin günümüzde deneyimli merkezlerde oldukça düşük oranda seyrettiğini ifade ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Diş hassasiyetinin rutin yeme içme düzeninde ani sızlama olarak tanımlanabildiğini ifade eden uzmanlar, genellikle diş yüzeylerinde aşınma sonucu oluştuğunu söylüyor. Diş hassasiyetine sebep olan bölgelerin kapanmasına yarayan maddeler diş yüzeyine uygulanarak tedavinin yapıldığını kaydeden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Diş hassasiyeti tedavisi oldukça basittir.” dedi.

Üsküdar Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, diş hassasiyeti konusu hakkında bilgi verdi.

“Diş hassasiyeti rutin yeme içme düzeninde ani sızlama olarak tanımlanabiliyor.”

Diş hassasiyetinin rutin yeme içme düzeninde ani sızlama olarak tanımlanabildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Genellikle diş yüzeylerinde aşınma sonucu oluşur. Kişide broksinim diş gıcırdatması varsa bu dişlerin üst yüzeylerinin aşınmasına ve dişin iç kısmında dentin dediğimiz hassasiyetin ortaya çıkmasına neden olur. Dentin boşluklu bir yapıdadır bu boşluklardan soğuğu sıcağı algılayıp dişin iç kısmı canlı kısmına uyarı gitmesine sebep olur. Başka bir neden ise dişin sert fırçalanması sonucu diş eti çekilmesi olur. Bunun sonucunda kök yüzey ortaya çıkar, kök yüzeyde pürüzlüdür ve hassasiyet hissedilmesine sebep olur.” dedi.

Diş hassasiyeti, hangi yaş gruplarını etkileyebiliyor? 

Diş hassasiyetinin çocuklarda çok rastlanan bir durum olmadığını da dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Özellikle stresli dönemlerde diş gıcırdatan insanlar diş yüzeylerinin aşınmasına sebep olur hassasiyet artar. Yapılan diş eti tedavileri detertraj gibi tedaviler de diş hassasiyeti artabilir.” diye konuştu.

Diş hassasiyeti tedavisi oldukça basittir

Tedaviye ilişkin de Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, şunları anlattı: 

“Diş hassasiyetine sebep olan bölgelerin kapanmasına yarayan maddeler diş yüzeyine uygulanarak ve o boşluklar kapatılarak tedavi yapılır. Diş hassasiyeti tedavisi oldukça basittir. Ancak diş gıcırdatması, sert fırçalaması devam ediyorsa bu tedaviler anlık olarak işe yarar fakat kısa bir süre içerisinde tekrardan diş hassasiyeti oluşur.” bilgisini verdi.

Flor içerikli diş macunları hassasiyetin giderilmesini sağlayabilir

Diş hassasiyetinin, sadece ağız bakımının ihmal edilmesiyle ilgili olmadığını da dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Diş eti enfeksiyonu varsa diş eti çekilmesine sebep olur. Bu da hassasiyetin artmasına neden olabilir. Dönemsel hassasiyetler varsa flor içerikli diş macunları da hassasiyetin giderilmesini sağlayabilir.” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Efes Selçuk Belediyesi ve Efes Selçuk Kadın Platformu işbirliğiyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Sihirli dokunuşlarla piyanoya hayat veren, Türkiye’nin önde gelen piyanistlerinden Dengin Ceyhan, “Piyanonun Kadınları” adlı resitaliyle kadınlara ve sanatseverlere müzik ziyafeti yaşatacak.

DOSTLUK YORGANININ HİKÂYESİ ANLATILACAK

Efes Selçuk Belediyesi ve Efes Selçuk Kadın Platformu öncülüğünde, 141 kadının bir araya gelerek oluşturduğu “Dostluk Yorganı”nın tanıtımına şahitlik edecek olan Efes Selçuklular, kadın dayanışmasının gücü ile Atatürk Anıtı’na doğru yürüyecekler.

 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle Efes Selçuk’ta düzenlenecek etkinlikler saat 12.30’da İstasyon Meydanı’ndan yürüyüş ile başlayacak. Yürüyüş sonunda etkinlikler, Atatürk Anıtı önünde SEGEM-DER tarafından hayata geçirilen Dostluk Yorganı adlı çalışmanın tanıtımı ile devam edecek.

Efes Selçuklu kadınların katılımıyla SEGEM-DER önderliğinde hayata geçen Dostluk Yorganı Projesi kapsamında 141 kadının kendilerine verilen parçalarla kendini anlatarak oluşturduğu yorganın hikâyesi anlatılacak. Yeşim Kopan tarafından anlatılacak olan hikâyenin ardından Efes Selçuk Kent Konseyi Kadın Meclisi Halk Oyunları ekibi ve Efes Selçuk Belediyesi Halk oyunları ekibi muhteşem gösterilerini sunacaklar.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri akşam saat 20.00’de Efes Selçuk Belediyesi Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Salonu’nda Piyanist Dengin Ceyhan’ın “Piyanonun Kadınları” adlı resitali ile devam edecek.  Resitalde genç piyanist klasik müziğin popüler bestecileri arasında yer alan 13 kadın bestecinin eserlerinin yer aldığı Piyanonun Kadınları albümünde yer alan besteleri Efes Selçuklu kadınlar ve sanatseverler için icra edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üniversite adaylarının geleceklerine yön vermelerine ve kendilerine en uygun kariyer planını yapmalarına yardımcı olan İstanbul Okan Üniversitesi’nin, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirdiği “O’Konferans” 5 Mart 2024 Salı günü Üniversitenin Tuzla Kampüsü’nde düzenlendi. 

Konferansa İstanbul’daki 25 kurumdan yaklaşık 2000 öğrenci katıldı.

Açılış konuşmalarında İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Işıl Okan Gülen ve Rektör Prof. Dr. Güliz Muğan, iş dünyasına en yakın üniversite vizyonuna sahip olan İstanbul Okan Üniversitesi’nin farklılıklarından ve uluslararasılaşmaya verdiği önemden söz etti. 

Rektör Prof. Dr. Güliz Muğan “Geleceğin dünyasında geleceğin insanı olmanıza katkı sağlayacak bir eğitim sunuyoruz. 2. dil imkanımız, 25 farklı ülkede 200’den fazla üniversite ile akademik iş birliği anlaşmamız, uluslararası akreditasyonlarımız bu eğitimin öne çıkan tarafları. Ayrıca sosyal olanaklarımız ve yaşam alanlarımızla sizi besleyen bir kampüsümüz var” dedi.

Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Işıl Okan Gülen ise tercih sürecinde alternatif hedefler belirlemenin önemini vurguladı. “Sadece bir hayatınız var. Mutlu olacağınız mesleği seçmeli, onun için çalışmalısınız. Ancak mutlaka kendinize alternatif seçenekler de yaratmalısınız” diye konuştu. 

Konferansta İstanbul Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü Alper Tunga Çakıcı sınav, gelecek, meslek ve yaşam tercihleri konularında gençlere yol gösterecek bir konuşma yaptı. Çakıcı, “Kendinle barış imzala, öz değerini koru. Sınava hazırlanma, geleceğine hazırlan” ifadesini kullandı. 

Etkinlik, öğrencilerin akademisyenlerle sohbet ettiği fakülte-bölüm tanıtımları ve kampüs turu ile sona erdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Deprem Haftası’nda, Yapı Kimyasalları sektörünün öncü kuruluşu Sika, Deprem Güçlendirme Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Türkkan, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beyza Taşkın, Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Canbay, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki ve Sika Türkiye Genel Müdürü Turgay Özkun’un katılımı ile bilinçlendirme projesi gerçekleştirdi. 

Konunun yetkin isimleri ile Deprem Haftası özelinde yürütülen proje kapsamında; Türkiye’de yapı stokunun depreme uygun üretimi ve güçlendirilmesi ile ilgili görüşlerin yer aldığı videolar, mart ayı boyunca Sika’nın dijital mecralarında yayınlanacak. Proje ile, dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunan ülkemizde, vatandaşların binalarını depreme karşı hazırlarken dikkat etmeleri gereken konularda bilgi verilmesi amaçlanıyor.

Sika Türkiye Genel Müdürü Turgay Özkun, mevcut yapı stoku içerisinde uzmanlar tarafından incelenerek ömrünü tamamladığı tespit edilen riskli yapılar için güçlendirmenin çok önemli bir alternatif olduğunu belirterek, “Deprem ülkemizin bir gerçeği ve konum olarak aktif fay hatlarının olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Mevcut yapı stoku içerisinde riskli olduğu görülen yapılar için güçlendirme, hem kaynakların doğru yönetilmesi ve ekonomik açıdan, hem de zaman açısından çok önemli bir alternatif durumundadır” dedi. 

Güçlendirmenin uzmanlık gerektirdiğinin altını çizen Özkun, “Bu konuda bilinçlendirme çalışmaları da yürütüyoruz. Doğru ürünlerin, doğru zamanda, doğru uygulanması konularında; uygulayıcılara, şartnameleri hazırlayanlara, sektör profesyonellerine yönelik eğitim çalışmaları yapıyoruz. Yapısal güçlendirme sıradan bir uygulama değildir, ciddi bir uygulama bilgisi gerektirir. Öncesinde konunun yetkili uzmanlarıyla bir güçlendirme projesinin yapılması ve bu projeye bağlı kalarak uygulamaların da yine yetkili özel uzman uygulayıcılarla gerçekleştirilmesi gerekir” diye belirtti.

Yapılar deprem yönetmeliğine uygun hale getirilmeli!

DEGÜDER-Deprem Güçlendirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Türkkan, ‘’İstanbul’da 2 milyon bina stoku var ve vatandaşın yaşadığı yapı stokunda ciddi problemlerle karşı karşıyayız. Zamanımız yok. Bu kadar az zaman içerisinde bu kadar fazla yapının imar edilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması kolay değil” diye belirtti. Yapıların deprem yönetmeliğine uygun hale getirilmesinin en doğru çözüm olduğunu belirten Türkkan “Güçlendirme, binanın 2018 yılı yönetmeliğine uygun hale getirmesi demektir, tamirat demek değildir” diye de ekledi.

Yapı kimyasallarının, güçlendirme konusunda önemli bir yer tuttuğunu belirten Türkkan “Bir binanın doğru güçlendirilip depremde de ayakta kalabilmesi için, önce doğru bir mühendislik hizmeti, doğru bir proje, iyi bir uygulama firması birleşimine ihtiyacı var. Bununla beraber en önemlisi de yapı kimyasalının özenle seçilmiş olması. Özellikle 6 Şubat depremlerinden sonra çok fazla yapı kimyasalı markası ortaya çıktı. Bunlar denetimsiz şekilde satılmakta ve uygulanmakta, bunun denetim altına alınması çok önemli” dedi.

Sadece dört yıllık lisans eğitimi deprem tasarımı yapmak için yeterli olmamalı!

Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Canbay, yapıların depremlere karşı dirençli olacak şekilde tasarlanmasını ifade eden deprem tasarımının önemine değindi. “Proje müellifinin hatalı deprem tasarımı, zemin özellikleri dikkate alınmadan tasarım yapılması ve şantiyedeki imalat kusurları hasara sebep olabilir” dedi.

Tasarım programlarının sadece birer yardımcı, yol gösterici olduğunu ve esas tasarımın mühendisin bilgisi, mühendislik önsezisi ve tecrübesiyle gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizerek, “Üniversitelerde inşaat mühendisliği eğitiminin yükseltilmesi şarttır. Deprem gibi çok önemli ve hatalı uygulamaların felaketle sonuçlandığı bir alanda, sadece dört yıllık lisans eğitimi ile diploma sahibi olmak, deprem tasarımcısı olmak için yeterli olmamalıdır” dedi. 

Malzeme seçiminde dikkatli olunmalı!

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beyza Taşkın“Güçlendirmenin bütün prensibi doğru malzemenin, doğru yerde, doğru kullanımından geçiyor. Öncelikle malzeme seçerken şunlara dikkat etmek gerekiyor: Seçilen marka kendi bünyesinde Ar-Ge’ye ne denli önem veriyor, kendini ve ürün gamını ne kadar güncelliyor, yapılacak deneylere karşı reaksiyonları ne olur, bağımsız kuruluş çağırılsa ürününün arkasında durabilir mi, CE belgesi başta olmak üzere uluslararası sertifikalara sahip mi, bu gibi konular önemli” dedi.

Taşkın, Marmara depremlerinden bu yana yapılanları ve beklenen durumu da şu şekilde özetledi: “İstanbul depremine hazır değiliz, ancak eskisi kadar da kötü durumda değiliz, bilinç düzeyi ve teknoloji çok ilerledi” dedi. Hazır olmak için problemin genişliğinin daraltılması gerektiğini belirten Taşkın, “Mevcut yapıların ki buna köprüler, doğalgaz hatları gibi yapılar da dahil, elden geçirilip güçlendirilmeleri; gerekenlerinse bir an önce yıkılıp yeniden inşası tamamlanmalı” dedi. Reflekslerin de çok önemli olduğunu vurgulayan Taşkın, deprem anında doğru davranışları hızlıca yapabilmek için vatandaşların ev ve bulundukları bölge içerisinde afet planlarını oluşturmaları ve tatbikatlar yapmalarını önerdi.

Doğru teşhis, doğru güçlendirme projesi ve doğru uygulama bir bütün!

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki, yapılar için tek tip bir güçlendirme sistemi olmadığını belirterek, “Doğru teşhis, doğru güçlendirme projesi ve doğru uygulama olması gerekiyor. Aksi takdirde yapılan güçlendirme hiçbir işe yaramıyor. Her projenin doğru, her uygulama yapanın doğru uygulama yöntemini yaptığına emin olamayız. Bu nedenle denetim mekanizmaları önemli” diye belirtti. 

Halk arasında karbon elyaf olarak da bilinen lifli polimer kompozit malzemelerin önemli özellikleri olan ve uygulama kolaylığı sağlayan bir yapısı olduğunu belirten İlki, “Yüksek dayanımlı liflerle polimer matrisin birleşiminden oluşan bu malzemeler hafif, yüksek dayanımlı ve şekillendirilebilirdir. Sonsuz mekanik ve geometrik özelliklerde üretilebiliyor olması da bir avantaj. Dünyada şu an çelik donatı yerine kullanılmaya dahi başlandı. Betonarme yapıların güçlendirilmesinde de çok yaygın olarak, etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bu yönüyle İstanbul gibi deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerdeki yapıların güçlendirilmesinde de önemli bir yeri vardır” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısı olan Çin’de talep artışına ilişkin endişeler nedeniyle petrol fiyatları Çarşamba günü hafif bir düşüş yaşadı. Bu endişeler, Çin’in Salı günü 2024 yılı için ekonomik büyüme hedefini %5 civarında belirlemesinin ardından, ülkenin bocalayan ekonomisini canlandırmak için önemli teşvik önlemleri almamasıyla ortaya çıktı. Bu gelişme, Çin’in petrol talebinin bu yıl beklendiği gibi artmayabileceği yönündeki korkuları körükledi.

Çin’in büyümesine ilişkin endişelerin yarattığı aşağı yönlü baskıya rağmen petrol fiyatları, diğer para birimlerini kullanan alıcılar için petrolü daha ucuz hale getirdiği için genellikle talebe yardımcı olan zayıf ABD dolarından bir miktar destek buldu. Brent ham petrolü 13 sent düşerek varil başına 81,91 dolara gerilerken, ABD’nin West Texas Intermediate ham petrolü 11 sent azalarak varil başına 78,04 dolara indi.

Petrol piyasası, büyük üreticilerin üretim kesintileri nedeniyle arz sıkışıklığının etkilerini de hissediyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ve müttefikleri (OPEC+) Pazar günü yaptıkları açıklamada günlük 2,2 milyon varillik üretim kesintilerini ikinci çeyreğin sonuna kadar uzatacaklarını duyurdu. Bu karar, özellikle Asya piyasalarında arz kısıtlamalarına katkıda bulunuyor ve Yemen’deki Husi milislerinin Kızıldeniz’e yönelik saldırılarının neden olduğu petrol tankeri hareketlerindeki aksamalar, varillerin geçişini geciktiriyor.

ANZ kıdemli emtia stratejisti Çarşamba günü yaptığı açıklamada, piyasalardaki “riskten kaçış” tonuna rağmen, fiziki piyasada sıkışıklığın devam ettiğine dair işaretler olduğunu belirtti. Bu durumu OPEC+ kesintilerinin “piyasada yavaş yavaş etkisini göstermesine” bağladı.

En büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan, en büyük pazarı olan Asya’ya Nisan ayı ham petrol satış fiyatlarını biraz daha yüksek açıkladı.

Amerikan Petrol Enstitüsü endüstri grubuna göre, ABD ham petrol stokları 1 Mart’ta sona eren haftada 423.000 varillik mütevazı bir artış gösterdi ve bu, analistlerin Reuters anketinde öngördükleri 2,1 milyon varillik artıştan çok daha küçük bir artış oldu. Bu arada benzin stokları 2,8 milyon varil, distile yakıt stokları ise 1,8 milyon varil azaldı.

Piyasa şimdi Çarşamba günü TSİ 10:30’da açıklanacak olan ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin resmi verilerini bekliyor. EIA raporu ham petrol stoklarında bir artış olduğunu teyit ederse, bu ABD’de petrol stoklarının art arda altıncı hafta yükselişine işaret edecek.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Hollanda Ekonomik İşler Bakanlığı tarafından kurulan Techleap’in yakın tarihli bir raporuna göre, Hollanda’daki yarı iletken sektörü yatırımlarda kayda değer bir artış yaşıyor. Çarşamba günü yayınlanan yıllık inceleme, Hollandalı yarı iletken girişimleri için risk sermayesi finansmanının üst üste beşinci yıl artarak 2023 yılında 216 milyon €’ya (234 milyon $) ulaştığını vurguladı.

Yatırımlardaki bu büyüme kısmen, Avrupa’nın en büyük teknoloji firması olarak tanınan ve çip ekipmanı pazarında önemli bir oyuncu olan ASML (AS:ASML)’nin artan önemine bağlandı. Hollanda ayrıca NXP, ASM International ve BE Semiconductor gibi diğer önemli yarı iletken şirketlerine de ev sahipliği yapmaktadır.

İki fotonik şirketi, Smart Photonics ve Effect Photonics, bu sektörde önemli miktarda fon aldı. Transistör oluşturmak için ışığı kullanan fotonik teknolojisi, yarı iletken endüstrisi içinde gelişmekte olan bir alandır.

Finansman konusundaki olumlu eğilime rağmen rapor, Hollandalı girişimlerin özellikle ölçek büyütme ve daha fazla yatırım sağlama konusunda karşılaştıkları zorluklara dikkat çekti. İngiltere, Almanya, Fransa ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki girişimlerle karşılaştırıldığında, Hollandalı firmaların ek finansman turlarını müzakere etmeleri genellikle daha uzun sürüyor. Ayrıca bu şirketler, 2005 yılında Booking.com’da olduğu gibi, 1 milyar Avro değerine ulaşmadan önce satın alınmaya daha yatkındır ve şu anda 100 milyar Avro’nun üzerinde bir değere sahiptir.

Raporda, ilk finansman aşamalarını başarıyla geçen Adyen ve Just Eat Takeaway bu eğilimin önemli istisnaları olarak gösterildi.

Yeni girişimlerin büyümesini ve gelişmesini arttırmak için rapor, Hollanda’nın daha fazla emeklilik fonu yatırımı çekmesini, Fransa ve İngiltere’dekilere benzer şekilde risk sermayesine ek vergi indirimleri sunmasını ve Almanya’nın çalışanlara daha fazla hisse senedi sahipliği verme örneğini takip etmesini tavsiye etti.

Raporda ayrıca, üniversite araştırmalarından yararlanma ve önemli mühendislik veya bilimsel ilerlemelere dayanan derin teknoloji şirketlerini finanse etme konusundaki gelişmeler kabul edildi, ancak daha fazla ilerleme için yer olduğu belirtildi.

Hollanda’daki az sayıdaki yapay zekâ girişimi arasında, yapay zekâ yazılım uygulamaları geliştirmeye yönelik bir platform olan Weaviate’in 50 milyon dolar toplaması, bu sektörde de büyüme potansiyeli olduğunu gösteriyor.

Yarı iletken endüstrisi Hollanda’daki startup dünyasında parlak bir nokta olmaya devam ederken, raporun bulguları sektörün gelişimini teşvik etmek için sürekli desteğin ve stratejik politika önlemlerinin öneminin altını çiziyor.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Urban Outfitters, Inc. (URBN) 2024 mali yılı için dördüncü çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı ve bir önceki yıla göre %8’lik bir artışla 1,5 milyar dolarlık rekor bir satış gerçekleştirdi. Büyüme, Perakende segmenti gelirlerindeki %5’lik artış, Nuuly segmenti gelirlerindeki %69’luk önemli artış ve Toptan segmenti gelirlerindeki %3’lük mütevazı artıştan kaynaklandı. Rekabetçi baskılara rağmen şirket brüt karında %20’lik bir artış kaydederek 452 milyon dolara ulaştı ve önümüzdeki mali yılda marjında daha fazla iyileşme bekliyor.

Önemli Çıkarımlar

• Toplam şirket satışları %8 artarak 1,5 milyar dolara ulaştı.
• Perakende segmenti satışları %5 arttı; Nuuly gelirleri %69 arttı.
• Brüt kâr %20 artarak 452 milyon dolara ulaştı.
• Şirket, 2025 mali yılının hem ilk çeyreği hem de tamamı için düşük tek haneli satış gelirleri öngörüyor.
• Nuuly’nin şirketin büyümesine önemli ölçüde katkıda bulunması ve 1 milyar dolarlık bir marka haline gelmesi bekleniyor.
• URBN, ’25 mali yılında 58 yeni mağaza açmayı ve 21 mağazayı kapatmayı planlıyor.

Şirket Görünümü

• Urban Outfitters ilk çeyrekte ve 2025 mali yılının tamamında düşük tek haneli satış gelirleri bekliyor.
• Anthropologie ve Free People’da pozitif satışlar bekleniyor.
• Brüt kar marjlarının ilk çeyrekte 25 baz puan, mali yılın tamamında ise 50-100 baz puan iyileşmesi öngörülüyor.
• SG&A giderleri, temel olarak yüksek pazarlama maliyetleri nedeniyle artacak.
• Şirket envanteri verimli bir şekilde yönetmeyi ve ürün dönüşlerini artırmayı hedefliyor.

Ayıya Yönelik Önemli Noktalar

• Urban Outfitters markası negatif bir rekabet yaşadı.
• Yeni Nuuly kiralık sipariş karşılama tesisi nedeniyle daha yüksek lojistik maliyetleri bekleniyor.
• SG&A giderlerinin satış büyümesini geride bırakması muhtemel.

Yükselişte Öne Çıkanlar

• Anthropologie, Free People ve FP Movement markaları için perakende segmenti satışlarında çift haneli büyüme.
• Brüt kâr oranı %30,2’ye ulaştı.
• Toplam faaliyet gelirleri ve kazançlar önemli ölçüde artış gösterdi.

Bayanlar

• Toptan satış segmentinde hafif satış düşüşü.
• Urban Outfitters markası beklentilerin altında kaldı.

Soru ve Cevaplarda Öne Çıkanlar

• CEO Richard Hayne müşterilerin mali durumunu ve satış büyümesi potansiyelini tartıştı.
• CFO Frank Conforti brüt kâr marjı iyileştirmeleri ve SG&A giderleri hakkında bilgi verdi.
• SHEIN gibi düşük kaliteli rakiplerden kaynaklanan rekabetle ilgili endişeler ele alındı.

Urban Outfitters, Inc. dördüncü çeyrekte Perakende ve Nuuly segmentlerinin öncülüğünde satışlarında kayda değer bir artış elde etti. Şirketin marka farklılaşması ve müşteri deneyimine stratejik olarak odaklanması, Toptan segmentindeki hafif düşüşe ve Urban Outfitters markasının karşılaştığı zorluklara rağmen büyümeye devam etmesini sağladı.

İleriye dönük olarak şirket, piyasa koşullarına ve Yönetim Kurulu onayına bağlı olarak mağaza ayak izini genişletme ve hisse geri alımı planları ile beklentileri konusunda iyimserdir. Liderlik ekibi, markalarının potansiyeline ve şirketin rekabetçi perakende ortamını yönetme becerisine güveniyor.

InvestingPro İçgörüleri

Urban Outfitters, Inc. (URBN), 2024 mali yılının dördüncü çeyreğinde güçlü bir finansal performans sergiledi ve birkaç önemli ölçüm şirketin büyüme yörüngesinin altını çizdi. İşte InvestingPro’nun gerçek zamanlı verilerine dayanan bazı kritik bilgiler:

• Şirketin piyasa değeri yaklaşık 4,38 milyar dolar olup, yatırımcıların markanın pazardaki konumuna ve gelecekteki büyüme beklentilerine olan güvenini yansıtmaktadır.

• URBN’nin Fiyat/Kazanç (F/K) oranı şu anda 16,08 seviyesinde ve bu oran yakın vadeli kazanç büyümesine göre düşük kabul ediliyor. Bu, hisse senedinin potansiyel olarak değerinin altında olduğunu ve makul bir fiyatla büyüme arayan yatırımcılar için cazip bir giriş noktası sunduğunu gösterebilir.

• URBN, geçtiğimiz yıl boyunca %75,06’lık kayda değer bir fiyat toplam getirisi elde ederek önemli yatırımcı getirileri ve piyasa performansı sergilemiştir.

InvestingPro İpuçları, URBN’nin hisse senedi performansını etkileyebilecek birkaç faktörü vurgulamaktadır:

1. Urban Outfitters, piyasa dalgalanmaları karşısında finansal esneklik ve dayanıklılık sağlayabilecek orta düzeyde bir borçla faaliyet göstermektedir.

2. Hisse senedi 52 haftanın en yüksek seviyesine yakın işlem görüyor ve fiyatı zirvenin %99,77’sine denk geliyor, bu da güçlü bir piyasa momentumuna işaret ediyor.

Urban Outfitters’ın potansiyelini daha derinlemesine incelemek isteyen yatırımcılar için https://www.investing.com/pro/URBN adresinde ek InvestingPro İpuçları bulunmaktadır. Bu ipuçları, yatırım kararlarına daha fazla bilgi sağlayabilecek daha kapsamlı bir analiz sunmaktadır. Okuyucular, INVTROZEL1A kupon kodunu kullanarak yıllık veya iki yıllık Pro ve Pro+ aboneliklerinde ek %10 indirim kazanabilir ve kârlılık, temettüler ve hisse senedi oynaklığına ilişkin bilgiler de dahil olmak üzere toplam 14 InvestingPro İpucuna erişebilirler.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

SOUTH SAN FRANCISCO – Klinik aşamadaki bir biyofarmasötik şirketi olan Akero Therapeutics, Inc. (NASDAQ: AKRO), 11 milyon hisseden oluşan halka arzının fiyatını her biri 29.00 $’dan açıkladı. Karşılanmamış tıbbi ihtiyacı yüksek olan ciddi metabolik hastalıklara odaklanan şirket, kesintilerden önce 319 milyon dolar toplamayı bekliyor. Kapanış tarihi 8 Mart 2024 olarak belirlenen halka arz, sigortacılar için 1,65 milyon hisseye kadar ek satın alma opsiyonu içeriyor.

Elde edilen gelir, Akero’nun devam eden ve gelecekteki klinik çalışmalarını desteklemeye hazırlanıyor; buna şu anda onaylanmış tedavisi olmayan bir durum olan metabolik disfonksiyonla ilişkili steatohepatit (MASH) için Faz 3 denemelerinde bulunan öncü ürün adayı efruksifermin (EFX) de dahil. Denemeler, iki Faz 2b klinik çalışmanın sonuçlarına dayanan SYNCHRONY programının bir parçasıdır.

J.P. Morgan, Morgan Stanley (NYSE:MS), Jefferies ve Evercore ISI arzın ortak talep toplama yöneticileridir. Hisseler, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) sunulan otomatik raf kayıt beyanı uyarınca satışa sunulmuştur.

Bu basın bülteni bir satış teklifi veya menkul kıymet satın alma teklifi talebi teşkil etmemektedir ve bu menkul kıymetler, böyle bir teklifin, talebin veya satışın söz konusu eyalet veya yargı yetkisinin menkul kıymetler yasaları uyarınca tescil veya yeterlilikten önce yasadışı olacağı herhangi bir eyalet veya yargı yetkisinde satılmayacaktır.

Yatırımcılar nihai prospektüs ekini ve beraberindeki prospektüsü SEC’den veya mevcut olduğunda doğrudan sigortacılardan temin edebilirler. Planlanan bu arz ve beklenen kapanış tarihi, piyasa koşullarına ve alışılagelmiş kapanış koşullarının yerine getirilmesine tabidir.

Burada verilen bilgiler Akero Therapeutics tarafından yapılan basın açıklamasına dayanmaktadır.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

SAN FRANCISCO – Dijital finansal hizmetler şirketi SoFi Technologies, Inc. (NASDAQ: NASDAQ:SOFI), 750 milyon dolar toplamayı hedefleyen 2029 vadeli %1,25’lik dönüştürülebilir kıdemli tahvillerin özel arzının fiyatını açıkladı. Satış, nitelikli kurumsal alıcıları hedefliyor ve ödemenin 8 Mart 2024 civarında yapılması bekleniyor.

Vadesi 15 Mart 2029 olarak belirlenen tahviller altı ayda bir faiz ödeyecek ve belirli koşullar altında SoFi’nin adi hisse senedine dönüştürülebilecek. İlk dönüştürme oranı, 1.000 $ anapara tutarında senet başına yaklaşık 105,8089 hisse olarak belirlenmiştir; bu da hisse başına yaklaşık 9,45 $’lık bir dönüştürme fiyatına eşdeğerdir.

SoFi ayrıca, ilk alıcıların ihraç tarihinden itibaren 13 günlük bir süre içinde 112,5 milyon dolarlık ek senet satın alma seçeneğini de dahil etti. Ayrıca SoFi, 15 Mart 2027 tarihinden sonra belirli koşullar altında tahvilleri nakit olarak geri alabilir ve tahvil sahipleri belirli durumlarda SoFi’nin tahvilleri geri satın almasını isteyebilir.

Şirket, net gelirin yaklaşık 735 milyon dolar veya ek senetlerin satın alınması halinde 845,3 milyon dolar olacağını tahmin ediyor. Fonlar, %12,5 Seri 1 İmtiyazlı Hisse Senedinin itfası ve daha yüksek maliyetli borçların geri ödenmesi de dahil olmak üzere genel kurumsal amaçlar için ayrılmıştır. Elde edilen gelirin yaklaşık 78,8 milyon doları, tahvillerin dönüştürülmesinden kaynaklanan potansiyel seyreltmeyi azaltmayı amaçlayan sınırlı çağrı işlemlerine gidecek.

SoFi ayrıca, 2026 tahvillerinin 600 milyon dolarını adi hisse senedi ile değiştirdiği ve adi hisse senetlerinin ve yeni tahvillerin alım satım fiyatını etkileyebilecek yakın tarihli özel işlemleri de açıkladı.

Teklif ve senetlerin dönüştürülmesi üzerine ihraç edilebilecek SoFi’nin adi hisse senetleri, Menkul Kıymetler Yasası veya diğer menkul kıymetler yasaları kapsamında tescil edilmemiştir ve transfer kısıtlamalarına tabi olacaktır.

Bu finansal manevra, SoFi’nin borç ve özkaynaklarını, üyelerinin finansal bağımsızlık elde etmelerine yardımcı olma misyonunu destekleyecek şekilde yönetmeye yönelik daha geniş stratejisinin bir parçası olarak geliyor. Bilgiler SoFi Technologies’in basın açıklamasına dayanmaktadır.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Küresel özel sermaye şirketi Carlyle Group (NASDAQ:CG), Japon kozmetik tedarikçisi Tokiwa Corp. şirketini satmak için süreci başlattı. Konu hakkında bilgi sahibi kaynaklara göre, işlem Tokiwa’ya yaklaşık 800 milyon dolar değer biçebilir. Ayrıntıların gizliliği nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemeyen bu kaynaklar, bağlayıcı olmayan tekliflerin Mart ortasına kadar beklendiğini belirttiler.

Kozmetik sektöründe 75 yıldır önemli bir oyuncu olan Tokiwa’nın hem özel sermaye şirketlerinden hem de kozmetik sektöründeki çeşitli şirketlerden ilgi görmesi bekleniyor. FAVÖK’ünün (faiz, vergi, amortisman ve itfa payları öncesi kâr) 50 milyon dolar civarında olması beklenen Tokiwa, temel kazançlarının yüksek bir katını yansıtan bir satış fiyatı elde etmek istiyor.

Satışa Jefferies ve SMBC Nikko Securities danışmanlık yapıyor. SMBC Nikko konuyla ilgili yorum yapmamayı tercih ederken, Jefferies henüz bir yanıt vermedi.

Carlyle’ın Tokiwa ile ilişkisi 2019 yılında, sermaye şirketinin Japonya odaklı üçüncü satın alma fonu aracılığıyla yatırım yapmasıyla başladı. Yatırım, Tokiwa’nın uluslararası varlığını genişletmesine yardımcı olmayı amaçlıyordu. O dönemde yatırımın ayrıntıları açıklanmamıştı.

Tokiwa, küresel kozmetik markalarının önde gelen göz kalemi ve kaş kalemi tedarikçisi olarak ün kazanmıştır. Şirket kozmetik ürünlerinin araştırılması, geliştirilmesi ve üretilmesiyle ilgileniyor ve dünya çapında 800’ün üzerinde çalışanı bulunuyor.

Carlyle, 20 yıl önce Tokyo ofisini açarak Japonya’da köklü bir geçmişe sahip olmuştur. O zamandan bu yana firma 30’dan fazla Japon şirketine 450 milyar yen (3 milyar dolara eşdeğer) üzerinde yatırım yapmıştır. Hem Carlyle hem de Tokiwa devam eden satış süreci hakkında yorum yapmayı reddetti.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Asya borsaları Çarşamba günü temkinli bir işlem seansı yaşarken, Pekin’in 2024 yılı için belirlediği büyüme hedefi ve önemli teşvik önlemlerinin yokluğunun bazı yatırımcıları hayal kırıklığına uğratmasının ardından Çin hisseleri düşüşe öncülük etti. Altın ve bitcoin de rekor seviyelere ulaştıktan sonra geri çekildi.

Japonya dışındaki MSCI Asya-Pasifik endeksi %0,21 düşerken, Japonya’nın Nikkei endeksi son dönemdeki yüksek seviyelerin ardından gelen kâr alımlarıyla %0,20 geriledi. Hong Kong’un Hang Seng endeksi %0,73 yükselirken, Çin hisse senetlerinde aşağı yönlü bir hareket görüldü ve CSI 300 Endeksi %0,42 düştü.

Yatırımcı duyarlılığı, Çin’in 2024 yılı ekonomik hedeflerinden etkilendi ve bu hedefler, borç ve para birimi zayıflığına ilişkin endişeleri göz önünde bulundurarak ekonomik canlanmaya yönelik temkinli bir yaklaşımı yansıttı. Bank of Singapore, hedeflerin ekonomiyi hızla yeniden canlandırmak konusunda isteksizliğe işaret ederken, aynı zamanda 2024 yılında Çin’in büyümesini desteklemek için artan çabalara da işaret ettiğini belirtti.

Wall Street bir önceki seansta ana endekslerde %1’in üzerinde bir düşüşle gerilemişti. Nasdaq, Apple (NASDAQ:AAPL) gibi büyük teknoloji şirketlerindeki ve daha geniş çip sektöründeki kayıplar nedeniyle önemli ölçüde etkilendi. Bu arada, S&P 500 için E-mini vadeli işlemleri %0,01 oranında hafif bir artış gösterdi.

Dikkatler ayrıca, son verilerin hizmet sektöründe yavaşlama ve yeni fabrika siparişlerinde beklenenden daha büyük bir düşüşe işaret ettiği ABD ekonomi cephesinde.

Tüm gözler yaklaşan bordro verilerinde ve Jerome Powell’ın Federal Rezerv’in faiz oranı yörüngesine ilişkin içgörü sağlayabilecek kongre ifadesinde. Piyasa şu anda Fed’in Haziran ayında faiz indirimine başlama olasılığını %68 olarak öngörüyor ve yıl için toplam 88 baz puanlık indirim bekleniyor.

Döviz piyasasında, Japon yeni dolar karşısında küçük bir değer kazanarak 149,99 seviyesine yükselirken, Avrupa Merkez Bankası’nın Perşembe günkü politika kararı öncesinde euro 1,0846 dolardan işlem gördü. ECB’nin faiz oranlarını %4’te tutması beklenirken, piyasa bu yıl için toplam 90 baz puanlık indirim öngörüyor. Odak noktası, süregelen enflasyon göz önüne alındığında faiz indirimlerinin zamanlamasına ilişkin herhangi bir sinyal olacak.

Kripto para birimleri dünyasında, bitcoin 69.202 doları aştıktan sonra 63.436 dolara geriledi. Altın da 2.141,59 $’lık zirvesinin ardından hafif bir düşüşle ons başına 2.125,36 $’a geriledi. Petrol fiyatları mütevazı bir düşüş gösterdi, ABD ham petrolü varil başına 78,07 $ ve Brent ham petrolü 81,93 $ ile her ikisi de küçük kayıplar yaşadı.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Çarşamba günü Bangkok’ta düzenlenen bir etkinlikte yapılan açıklamaya göre Dünya Bankası Tayland’daki mevcut faiz oranı seviyelerinin uygun ve nötr olduğunu açıkladı. Dünya Bankası’nın Tayland Kıdemli Ekonomisti Kiatipong Ariyapruchya, geçici bir dezenflasyon döneminin ortasında, ülkenin deflasyon yaşamadığını açıkladı. Ariyapruchya, merkez bankasının hükümetten farklı görüşlere sahip olmasının olağan bir durum olduğunu da kabul etti.

Bu açıklama, aynı zamanda maliye bakanlığı görevini de yürüten Başbakan Srettha Thavisin’in Tayland Merkez Bankası’na (BOT) faiz oranlarını 25 baz puan düşürmesi için yaptığı çağrıların arka planında geldi. Srettha ekonomik durumu bir ‘kriz’ olarak tanımlarken, YİD bu görüşe katılmıyor. YİD borçlanma maliyetlerini on yılın en yüksek seviyesi olan %2,50’de tutarken bir sonraki politika gözden geçirmesi 10 Nisan’da yapılacak.

YİD Başkanı Sethaput Suthiwartnarueput daha önce YİD ile hükümet arasındaki anlaşmazlığı “yaratıcı gerilim” olarak adlandırmış ve faiz indirimlerinin yapısal sorunlar nedeniyle ekonomiye önemli ölçüde yardımcı olmayacağını savunmuştu. Buna karşın Srettha, düşük enflasyonu gerekçe göstererek faiz indirimlerini savunmuştu.

Veriler Tayland Şubat ayı tüketici fiyat endeksinin üst üste beşinci ayda da gerileyerek %0,77’lik bir düşüş kaydettiğini gösteriyor. Dünya Bankası’ndan Kiatipong mevcut durumu dezenflasyon olarak tanımlarken, bunun kısa vadeli bir olgu olmasını beklediğini ve enflasyonun gelecekte normalleşeceğini öngördüğünü ifade etti.

Kiatipong ayrıca, hükümetin yerel topluluklarda harcanmak üzere dijital bir cüzdan aracılığıyla 50 milyon vatandaşa 10.000 baht (279,56 $’a eşdeğer) dağıtılmasını içeren ekonomik teşvik planı hakkında yorumda bulundu. Bu girişimin GSYH’yi potansiyel olarak yüzde 1 puan yükseltebileceğini ancak ulusal borcu da yüzde 3 puan arttıracağını tahmin etti.

Bu gelişmeler ışığında Dünya Bankası Tayland’daki ekonomik durumun ele alınması için daha hedefe yönelik tedbirlerin alınmasını önermiştir. Rapor sırasında döviz kuru 1$’ın 35.7700 baht’a eşit olduğu kaydedildi.

Bu makaleye Reuters katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Çin’in devlet ekonomi planlamacısı, ülkenin 2024 yılı büyüme hedefi olan yaklaşık %5’in ülkenin ekonomik kapasitesiyle uyumlu olarak ulaşılabilir olduğunu açıkladı. Bu açıklama Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu (NDRC) Başkanı Zheng Shanjie tarafından, aralarında maliye bakanı, ticaret bakanı, merkez bankası başkanı ve menkul kıymetler düzenleyicisi başkanının da bulunduğu diğer üst düzey ekonomi yetkilileriyle yapılan ortak bir brifing sırasında geldi.

Çin’in Pekin’deki yıllık parlamento toplantısının oturum aralarında gerçekleşen brifingde hükümetin politika ayarlamalarını yoğunlaştırma ve özel hazine bonoları çıkarma niyeti vurgulandı. Zheng, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin önümüzdeki ilk çeyrekteki performansına ilişkin iyimserliğini dile getirdi.

Zheng’in güveni, Çin’in Ocak ve Şubat aylarındaki ihracatının %10 oranında arttığını gösteren son verilerle desteklendi; bu rakam, Aralık ayı rakamlarına göre yavaşlamaya işaret edecek şekilde, dönem için yıllık bazda yalnızca %1,9’luk bir büyüme öngören ekonomistlerin beklentilerini aştı.

Zheng’e göre büyüme hedefi Çin’in On Dördüncü Beş Yıllık Planında belirlenen hedeflerle uyumlu ve ekonomik genişleme potansiyelini yansıtıyor. Bu hedef, Başbakan Li Qiang’ın Ulusal Halk Kongresi’nde yaptığı ve bu yılki büyüme hedefini %5 civarında belirlediği açıklamanın ardından geldi ki bu hedef birçok analist tarafından önemli bir hükümet teşviki olmadan iddialı bir hedef olarak görülüyor.

Çin’in COVID-19 sonrası toparlanmasına ve derin emlak krizi ve temkinli tüketici harcamaları da dahil olmak üzere karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklara ilişkin endişelerin ortasında, Merkez Bankası Başkanı Pan Gongsheng, bankanın yuanın istikrarını koruyacağına dair güvence verdi. Pan ayrıca Ocak ayında yapılan önemli bir indirimin ardından bankanın zorunlu karşılık oranını daha da düşürme olasılığından bahsetti.

Ekonomik tartışmalar, Çin’in yabancı firmaların çekilmesi, üreticilerin alıcı bulmakta zorlanması ve yerel yönetimlerin önemli borçlarla uğraşması gibi çeşitli faktörler nedeniyle daha yavaş büyümeyle uğraştığı bir dönemde gerçekleşti. Bu zorluklara rağmen, imalat faaliyeti Şubat ayında art arda beşinci ay daralırken bile hizmetler sektöründe mütevazı iyileşme işaretleri vardı.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Blade Assault’un geliştiricisi Team Suneat, yana ilerlemeli yeni aksiyon RYO’su Dragon is Dead’i duyurdu. Oyunun özelliklerine baktığımızda 2D karanlık fantastik aksiyon oyunlarının birden fazla özelliğini bünyesine topladığını, ayrıyeten Diablo’dan, Castlevania ve Dead Cells’ten de örnekler aldığını söylemek mümkün.

“Açtığı şeytani yarıkla dünyayı yozlaştıran Karanlık Ejderhaların başkanı Guernian’ı öldürme yolunda büyük bir çabaya hazır mısınız?” diye sormuş Team Suneat. “Tekrarlanan ölümlerin üstesinden gelmek ve becerilerinizde, yeteneklerinizde ve ekipmanlarınızda ustalaşmak için gerekenlere sahip misiniz? Heyecanlı, süratli tempolu ve özelleştirilebilir bir macera arıyorsanız, 7 Haziran 2024’te Steam’e gelecek olan yeni hack-and-slash roguelite aksiyon platform oyunu Dragon is Dead’den diğerini aramayın”.

Oyunun fragmanında da göreceğiniz üzere bu tıp bir 2D vania oyunundan bekleyebileceğimiz hoşlukta grafiklere, Diablo gibisi yetenek ağacı ve envanter sistemine, Dead Cells gibisi savaş sistemine sahip bir oyun olacak Dragon is Dead. Oyunun metroidvania’ya kayıp kaymayacağına dair bir bilgi göremedim açıklamalarda, münasebetiyle yeni yetenekler sayesinde yeni yerlere ulaşma üzere özellikleri mevcut olmayabilir. Lakin roguelike ögeleri olduğu da kesin, esasen o yüzden tekrarlanan vefatlar demişler.

Benim bir oldukça ilgimi çekti Dragon is Dead. 7 Haziran 2024 tarihinde Steam’de erken erişime girecekmiş.

Avustralya’nın kurumsal gözlemcisi Avustralya Menkul Kıymetler ve Yatırımlar Komisyonu (ASIC), genel sigortacılara sigorta taleplerini ele alma süreçlerini iyileştirmeleri çağrısında bulundu. Düzenleyici kurum, özellikle La Nina koşulları nedeniyle üst üste dördüncü yıldır Avustralya’nın bazı bölgelerini etkileyen şiddetli hava olayları ışığında verimli, dürüst ve adil uygulamalara duyulan ihtiyacı vurguladı.

ASIC’in direktifi Çarşamba günü sigorta şirketlerine gönderilen bir mektupla iletildi ve bu hava olaylarıyla ilişkili sigorta taleplerindeki önemli artışa dikkat çekildi. Düzenleyici kurum, sektörün bu yaz meydana gelen olaylara verdiği tepkiden özellikle bahsetti ve 2022’deki sel olaylarından kaynaklanan ödenmemiş tazminat taleplerinin ele alınmasının önemini vurguladı.

ASIC, doğal afet zamanlarında sigorta taleplerinin daha iyi ele alınmasının bir öncelik olduğunu ve bu alandaki herhangi bir suiistimalin ele alınmasının yıl boyunca kilit bir uygulama odağı olacağını belirtti.

2022 yılında, Insurance Australia Group, QBE Insurance ve Suncorp gibi büyük sigortacılar, özellikle Ocak-Mart ayları arasındaki olumsuz hava koşulları nedeniyle artan bir baskı yaşamıştır. ASIC’in son eylemleri, sigortacıların bu tür olaylardan etkilenenlere gerekli desteği sağlamalarını ve poliçe sahiplerine karşı sorumluluklarına bağlı kalmalarını sağlamak için devam eden bir çabayı göstermektedir.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell bu hafta, merkez bankasını düşündüren hisse senedi piyasalarındaki canlılığın ortasında iki gün boyunca kongreye ifade vermeye hazırlanıyor. Fed’in Aralık ayında yılın ilerleyen dönemlerinde faiz oranlarında mütevazı indirimlere gidileceğine dair yaptığı yönlendirmeye rağmen, faiz vadeli işlemlerinin ve Hazine tahvillerinin de kabul ettiği üzere, Wall Street hisse senedi endekslerinin, özellikle de yapay zeka patlamasıyla bağlantılı hisse senetlerinin yeni rekorlara doğru yükselmesi, piyasa davranışı ile Fed’in temkinli duruşu arasında bir kopukluk olduğuna işaret ediyor.

Bu durum, eski Fed Başkanı Alan Greenspan’ın Aralık 1996’da yaptığı ve aşırı değerlenmiş hisse senedi piyasalarının daha geniş ekonomi ve finansal istikrar üzerindeki potansiyel risklerine değindiği “irrasyonel coşku” konuşmasını hatırlatıyor. Greenspan’in sözleri o dönemde piyasaları kısa süreliğine tedirgin etmiş, ancak hisse senetleri hızla toparlanarak yükselmeye devam etmiş ve sonunda dotcom balonuna ve ardından ayı piyasasına yol açmıştır.

Bugün, S&P 500 son on yılda Greenspan’in konuşmasından önceki dönemi yansıtan önemli bir büyüme göstermiştir. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic geçtiğimiz ay ekonomide enflasyonist baskılara katkıda bulunabilecek “bastırılmış coşku” olduğunu ima ederek varlık fiyatları ve para politikası arasındaki ilişkinin karmaşıklığını vurguladı.

Goldman Sachs ABD Finansal Koşullar Endeksi’nin Ağustos 2022’den bu yana en düşük noktasına ulaşmasıyla ABD’deki finansal koşullar gevşerken, portföylerinde yüksek oranda hisse senedi bulunan hanehalkları için servet etkisi kayda değer olmuştur. Bu durum, İngiltere Merkez Bankası politika yapıcısı Catherine Mann’ın da gözlemlediği gibi, daha varlıklı haneleri daha yüksek faiz oranlarının etkisinden potansiyel olarak izole edebilir.

Bununla birlikte, Invesco’nun Küresel Piyasa Stratejisti Kristina Hooper gibi bazı analistler, mevcut piyasa değerlemelerini, 1990’ların internet hisselerinin spekülatif coşkusundan ziyade, önde gelen megacap şirketlerine yönelik güçlü kazanç artışı beklentilerinden kaynaklanan “rasyonel coşku” olarak görüyor.

Powell ifadelerine hazırlanırken, Greenspan’in yaklaşımının mirasına doğrudan başvurmadan mevcut piyasa dinamiklerinin karmaşıklığı içinde yol alırken riskleri kabul ederek geçmişin derslerini göz önünde bulundurabilir. Fed’in mevcut pozisyonu ve borsanın Powell’ın yaklaşan açıklamalarına vereceği tepki, hem yatırımcılar hem de politika yapıcılar için odak noktası olmaya devam ediyor.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Vanuatu polisi, ABD Sahil Güvenliğinin de desteğiyle yürüttüğü ortak bir çalışmayla, Vanuatu’nun balıkçılık yasalarını ihlal eden altı Çinli balıkçı teknesini tespit etti. ABD Sahil Güvenlik gemisi Harriet Lane’de Vanuatu polisi tarafından yapılan denetim sırasında tespit edilen ihlaller arasında avlanan balıkların kayıt defterlerine doğru bir şekilde kaydedilmemesi de yer alıyor. Bu, Vanuatu yetkililerinin yıllardır ilk kez kendi münhasır ekonomik bölgelerinde (MEB) faaliyet gösteren Çin gemilerini denetleyebilmeleri açısından önemli bir anı işaret ediyor.

Yasayı ihlal ettiği tespit edilen gemiler arasında, Vanuatu hükümetiyle ortak bir girişimi olan Çin’in bir devlet kuruluşu olan CNFC Overseas Fisheries’e ait bir gemi de vardı. Vanuatu’nun balıkçılık izleme, kontrol ve gözetiminden sorumlu müdürü Yakar Silas, söz konusu Çinli şirketlere ve onların Vanuatu’daki yerel temsilcilerine ceza tebligatları yapılacağını duyurdu.

Suçların çoğu Vanuatu sularında avlanan ancak merkezleri yurtdışında bulunan Çin filolarına atfedildi. Silas, bu yabancı gemilerin Vanuatu sularında avlandıktan sonra avlarını Vanuatu limanlarına uğramadan Fiji gibi diğer ülkelerin limanlarında boşalttıklarını vurguladı.

ABD Sahil Güvenliği’nin Vanuatu sularında bulunması, özellikle geçen yıl bir Sahil Güvenlik gemisinin Vanuatu’da liman girişine izin verilmemesi olayının ardından, dönüm noktası niteliğinde bir olaydı. Harriet Lane’in geçen haftaki devriyesi ABD Sahil Güvenliği için bölgede bir ilkti.

Çin’in Vanuatu’nun en büyük dış kreditörü olarak oynadığı önemli rol ve Pekin ile Washington arasında Pasifik Adaları’nda süregelen nüfuz mücadelesi, bu tür deniz hukuku uygulama faaliyetlerinin stratejik öneminin altını çizmiştir. Vanuatu’da geçen yıl yaşanan siyasi çalkantılar, yönetimde hızlı değişikliklere yol açtı ve iki başbakan haftalar içinde değiştirildi.

CNFC ve Vanuatu hükümeti arasında on yıl önce kurulan ortak girişim, yabancı balıkçılık filolarından alınan lisans ücretlerinin ötesinde Vanuatu’ya sağlanan ekonomik faydaları arttırmak için yerel bir orkinos konserve fabrikası açma sözü vermişti. Ancak konserve fabrikası henüz faaliyete geçmedi ve Sino-Van olarak bilinen ortak girişim şu anda yerel pazarda sadece dondurulmuş balık satıyor.

ABD Sahil Güvenlik sözcüsü, CNFC gemisi Zhong Shui 708’in 26 Şubat 2024 tarihinde denetlenen ve ihlal yaptığı tespit edilen gemiler arasında yer aldığını doğruladı. Sözcü, ihlallerle ilgili nihai kararın Vanuatu hükümetine ait olduğunu açıkladı.

Vanuatu deniz polisi müfettişlerinden Bianca Simeon, operasyon sırasında denetlenen teknelerin yarısının av raporlamasıyla ilgili ihlaller gösterdiğini kaydetti. Simeon ayrıca Vanuatu polisinin birkaç yıldır kendi MEB’inde devriye gezmediğini de belirtti.

Son denetim ve bulgular, ABD Sahil Güvenliği ve Vanuatu’nun ülkenin deniz kaynaklarını korumak için ortaklaşa yürüttüğü, bölgedeki yasadışı, bildirilmemiş ve düzenlenmemiş balıkçılıkla mücadeleye yönelik daha geniş bir girişimin parçasıdır.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Başbakan Li Qiang, Çin parlamentosunda yaptığı son konuşmada, ülkenin ekonomik dönüşümüne yönelik olarak iç tüketimin artırılması ve endüstriyel kapasite fazlası, yerel yönetim borç riskleri ve haklı görülen emlak sektörü projelerinin desteklenmesi gibi konuların ele alınmasını içeren bir vizyonun ana hatlarını çizdi. Başbakan’ın hedefleri, borçla beslenen yatırımlara aşırı bağımlılık ve düşük hane halkı harcamaları gibi yapısal dengesizlikleri düzeltmeyi amaçlıyor.

Ancak analistler bu hedeflerin Çin’in %5 civarındaki istikrarlı büyüme oranlarını korumakla çelişebileceğine dikkat çekiyor. Tarihsel olarak, altyapı, gayrimenkul geliştirme ve imalat yatırımları için belediye borçları Çin’in ekonomik başarısı için çok önemli olmuştur. Bunların azaltılması kısa vadede daha düşük büyümeyi kabul etmek anlamına da gelebilir.

MERICS’in baş ekonomisti Max Zenglein’e göre, bu reformların uygulanmasına yönelik şüphecilik, hanehalkı ve iş dünyasının duyarlılığının düşük olmasına potansiyel olarak katkıda bulunmuştur. Buna ek olarak, ikamet kurallarının gevşetilmesi ve büyüme için emlak piyasasına ağırlık verilmesi gibi daha önceki reform girişimleri aksaklıklarla karşılaştı ve tüketim ve piyasa odaklı bir ekonomiye geçişi daha da zorlaştırdı.

Bu zorluklara rağmen Çin hükümeti, çiftçilerin emekli maaşlarının artırılması ve çocuk bakım masraflarının azaltılması gibi tüketimi destekleyici önlemler açıkladı. Ayrıca, düşük gelirli bireyler için devlet sübvansiyonlu konutlara odaklanan yeni bir gayrimenkul geliştirme modeli uygulamaya konmuştur. Analistler ayrıca ev aletlerinin yenilenmesi için potansiyel sübvansiyonlar ve kentsel kayıt izinlerinin daha da gevşetilmesini bekliyor.

Çin, yüksek genç işsizliğini gidermek için imalat sektörünü değer zincirinde yukarı taşımayı hedefliyor ve bu da hane halkı gelirlerini artırabilir. Hwabao Trust’tan ekonomist Nie Wen, gelişmiş sanayilerin geliştirilmesinin yeni kentsel istihdam yaratılması ve üniversite mezunlarının işgücüne entegre edilmesi için çok önemli olduğunu düşünüyor.

Ancak, acil ekonomik canlanma ile uzun vadeli kaliteli büyüme arasında bir denge sağlanması, Çin’in halihazırda ekonomik çıktısının yaklaşık üç katı olan borcunun artmasını gerektirebilir. Merkezi hükümetin borcu GSYH’nin %23.8’i iken, yerel yönetimler ve onların finansman araçlarının borcu %80 civarında. Li Qiang bu yıl 1 trilyon yuanlık özel ultra uzun vadeli tahvil ihracını duyurarak Pekin’in büyüme hedeflerine ulaşmak için yükün daha büyük bir kısmını üstlenmeye istekli olduğunu gösterdi.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) desteğini yineledi.

Şimşek, X hesabından yaptığı açıklamada, aylık enflasyonun Şubat ayında beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini hatırlatarak “Dezenflasyon zaman ve kararlılık gerektiriyor. Sabırla ve azimle fiyat istikrarı sağlanıncaya kadar çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

“Merkez Bankası’na desteğimiz tamdır.” mesajı paylaşan Şimşek, “TCMB’nin ilave sıkılaşma adımlarının büyümede dengelenmeye, cari açıkta daralmaya ve enflasyonist eğilimleri kırmaya katkısı olacaktır.” şeklinde görüş belirtti.

Foreks Haber Merkezi

Investing.com – Bitcoin, dün ABD işlem saatlerine girilirken rekor seviyesi 69.000 doları aştıktan sonra hızla geri çekildi, ancak bugün yeniden yükselişe geçti.

Sonra 24 saatte volatilitesini artıran Bitcoin, 69.000 dolar zirvesini test ettikten sonra hızlı satışlara maruz kaldı ve saatler içinde 10.000 dolar geri gelerek 59.000 dolara kadar düştü. Alıcılar, Bitcoin’in 60.000 dolar altındaki fiyatını hızlı şekilde değerlendirdikten sonra yönünü yeniden yukarı çeviren kripto para, günü 63.400 dolar bandında kapattı. Yeni günde de alımlar devam ederken Bitcoin’in son saatte 66.700 dolar seviyesinde el değiştirdiği görülüyor.

Bitcoin’de hızlı düşüşler ise piyasadaki söylentilere göre daha çok madenci satışlarına bağlandı. Bitcoin’deki zirve hareketi ve ardından gelen büyük ölçekli satışlardan önce Coinbase’e aktarılan yüksek miktardaki BTC miktarı dikkat çekmişti. Bu arada rekor seviyelere ulaşan vadeli Bitcoin açık pozisyonları, düşüşün arından önemli oranda azaldı. Öyle ki son veriler bu fiyat dalgalanmasında 150 milyon doları bulan tasfiyelere yol açtı.

Bitcoin’de iyimserlik devam ediyor

Bazı kripto platformlarında 69.200 dolara kadar ulaşan Bitcoin’in bu seviyede yeni rekorunu kaydettiği görüldü. Kripto para böylece 2024 yılının ilk çeyreğinde %63 değer artışına ulaştı. Yükselişin ana katalizörü ABD’de işlem görmeye devam eden spot ETF ticareti kaynaklı olurken bu yıl küresel bazda faiz indirim yılı olacağına yönelik beklenti de risk iştahını artıran faktör olarak kabul ediliyor. Ayrıca Bitcoin özelindeki ödül yarılanması olayı, talebin yüksek kaldığı bu dönemde ek bir tetikleyici görevi görüyor.

Diğer yandan Bitcoin’de görülen son 24 saatlik fiyat hareketi bazı yatırımcıları tedirgin etti. Daha çok kurumsal taleple yönlendirilen Bitcoin’de geçmiş dönemlerdeki volatilitenin azalacağı düşüncesi de dün saatler içinde %15’e ulaşan geri çekilmeyle geçersiz kılındı. Nihayetinde en büyük kripto paraya yönelik iyimserlik devam ederken dünkü hızlı geri çekilme yatırımcıların temkinli hareket etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Ethereum kayıplarını hızlı telafi etti

Dün akşam saatlerine doğru başlayan volatilite, piyasanın geri kalanını da ciddi şekilde etkiledi. Ethereum, hızlı geri çekilme öncesi 3.800 dolara ulaşmıştı ve toplu satışlarda 3.200 dolara kadar geriledi. Ancak en büyük altcoin’de toparlanma daha hızlı gerçekleşti ve ETH, an itibarıyla dünkü kayıplarını geri aldı. Ethereum, şu an yeniden 3.800 dolar bandında alıcı bulmaya başladı. 

Kripto piyasası yeni gün ile birlikte yeniden yükseliş ivmesini yakalarken ilk 100’de %50 yükselen WIF ile birlikte LUNC ve FET, en çok değer kazanan kripto paralar olarak devam ediyor. THETA, ICP ve CHZ ise %10’a yakın düşüşle ilk 100’de en çok gerileyen altcoin’ler konumunda.

2019 döneminde Masterchef yemek yarışına damga vuran isimlerden biri olan Rıfat Yurttaş, konuk olduğu bir programda İstanbul’u terk ettiğini ve yepisyeni bir işe başlayacağını anlattı. Masterchef Rıfat’ın açıklamaları toplumsal medyada gündem oldu.

Mehmet Yalçınkaya, Somer Sivrioğlu ve Danilo Zanna’nın sunuculuğunu üstlendiği Masterchef isimli yemek yarışının 2019 dönemine katılan ve döneme damga vuran isimlerden biri olan Rıfat Yurttaş, Tolga Şener’in YouTube kanalına konuk oldu. Programda samimi açıklamalarda bulunan Masterchef Rıfat, yeni işini anlattı.

MASTERCHEF RIFAT ÖBÜR BİR KENTTE ÖTEKİ BİR İŞ KURUYOR

Yarışmada çok başarılı olamadığını söyleyen Rıfat, müsabaka dinamiği ile yemek yapmak ortasında çok büyük bir farkın olduğuna dikkat çekti. Masterchef Rıfat “Bana her şeyi de lakin ‘Rıfat çok süratli yemek yap’ deme. Zira sahiden yemek ritüelleri olan üzerine evvelden düşünüp planlama yapılması gereken, ağır ve keyifli gereken bir şey. Benim için yemek bunu tabir ediyor.” dedi.

“EGE MUTFAĞINDA RAKİBİM YOK”

Ağır kanlı biri olduğunu ve rekabeti sevmediğini lisana getiren Yurttaş, “Ben kendimi Ege mutfağı temsilcisi olarak görüyorum, kendi branşımda rakibim olduğunu düşünmüyorum. MasterChef All Star’da rekabet ve hırs vardı, daha evvel katıldığımda o denli değildi” formunda konuştu.

YENİ İŞ YERİ AÇIYOR

Mekan açan meslektaşlarına çok özendiğini söyleyen Rıfat, endişelerinden kelam ederek “Ben de özeniyorum. Benim çok gözüm korkak, ben korkak bir beşerim yani diyorum ki 20 masayı geçmesin. Ben 20 masadan fazlasına hizmet veremem, bu türlü kaygılarım var” dedi. Buna karşın kendi yerini açmaya yürek eden Rıfat, yeni yerini duyurdu. Yurttaş, “Allah kısmet ederse Çeşme’de kendi yerimi açıyorum. Çeşme’de yapacağız inşallah, dönemlik birinci yerimizi orada açacağız. Ben yedi nesil Çeşmeli’yim zaten” formunda konuştu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

Sabuniye helvası nasıl yapılır? En pratik Osmanlı sabuniye helvası tarifi

iQOO, Hindistan pazarında yeni bir orta segment cep telefonu olan iQOO Z9‘u tanıtmaya hazırlanıyor. Resmi tanıtım öncesinde paylaşılan bilgiler, aygıtın etkileyici özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. AMOLED ekran teknolojisine sahip olan iQOO Z9, 120Hz tazeleme oranı sunarken, 1800 nit’e varan parlaklık kıymetleriyle dikkat çekiyor.

Ayrıca, 1200Hz dokunmatik örnekleme hızı ve Hareket Denetimi üzere özelliklerle donatılmış olması kullanıcı tecrübesini üst seviyeye çıkarıyor. Aygıtın ön yüzünde, selfie kamerası için merkez üst kısımda yer alan delikli bir tasarım bulunuyor.

iQOO Z9’un ekran özellikleri lansmanı öncesi paylaşıldı

iQOO Z9, MediaTek Dimensity 7200 Ultra yonga setiyle güçlendirilerek segmentinde en süratli telefonlardan biri olma savını taşıyor. AnTuTu benchmark testlerinden 730,000 puan üzerinde bir skor alarak bu argümanını destekliyor. Telefon, ayrıyeten 5,000mAh kapasiteli büyük bir batarya ile uzun müddetli kullanım vaat ediyor.

Telefonun art yüzünde, OIS (Optik İmaj Sabitleme) takviyesine sahip 50 megapiksellik bir Sony IMX882 ana kamera sensörü bulunuyor. iQOO Z9, ayrıyeten çift stereo hoparlör, 7.89mm incelik ve Fırçalanmış Yeşil ile Grafit Mavisi olmak üzere iki renk seçeneği ile sunulacak. Aygıtın tanıtım tarihi 12 Mart 2024 olarak belirlenmiş, bu yüzden daha fazla ayrıntı ve güncellemeler için beklemeye devam edin. Bu özelliklerle donatılmış iQOO Z9, kullanıcılarına yalnızca süratli bir performans sunmakla kalmayıp, birebir vakitte görsel açıdan da tatmin edici bir tecrübe sağlamayı hedefliyor.

Huawei’nin merakla beklenen P70 serisi ile ilgili yeni ayrıntılar, sızdırılan bilgiler ve üçüncü parti cep telefonu kılıfları sayesinde gün yüzüne çıktı. Öne çıkan özellikler ortasında, P60 serisinde görülen “ada lens modülü”nden değerli bir sapma gösteren ve muhtemelen dikkat alımlı bir “kamera süslemesi” nizamına sahip olacak bir kamera tasarımı bulunuyor.

Kamera, OV50H yahut IMX989 sensörlerinden birini barındırma ihtimali ile dikkat çekiyor. Ayrıyeten, serinin Kirin 9xxx yonga seti ile güçlendirileceği ve standart ile üst model ortasında yonga seti frekansında farklılıklar olabileceği söyleniyor. Bu, Mate60 serisinde bulunan Kirin 9000S’den bir yükseltme olabilir. Ekran seçenekleri konusunda ise, 6.58 inç yahut 6.8 inç boyutlarında 2.5D 1.5K LTPO panel ile “eş derinlikli dört mikro eğim tasarımı” sunarak daha pürüzsüz bir görsel tecrübe vadediyor.

Huawei P70’in eşsiz kamera tasarımı ortaya çıktı

Kamera sistemi, fizikî değişken diyaframı, 50MP ultra geniş açılı lens ve 50MP 4x periskop telefoto lens ile donatılmış olması olası sensörlerle öne çıkıyor. Ayrıyeten, P70 serisinin yeni uydu irtibat teknolojisini tanıtarak fonksiyonelliğini genişletebileceği ve evvelki Huawei telefon modellerinden farklı bir tasarım lisanı sunabileceği söyleniyor. Resmi bir onay olmamasına karşın, serinin Mart sonunda piyasaya sürüleceğine dair evvelki raporlar bulunuyor. Fiyatlandırma ayrıntıları şimdi bilinmiyor; fakat, geçen yıl piyasaya sürülen Huawei P60 Art’ın başlangıç fiyatı 8.988 yuan (yaklaşık 1.264$) olarak referans alınabilir.

Bu bilgilerin birçok sızıntı ve söylentilere dayandığı için Huawei’den bu özellikler, fiyatlandırma ve başka ayrıntılar hakkında resmi bir açıklama bekleniyor.

Xbox Game Pass aboneleri için Mart ayında fiyatsız olarak verilecek oyunların birinci kümesi açıklandı. Listenin dikkat çeken üyesi Control Ultimate Edition. Warhammer 40,000: Boltgun’ın 5 Mart itibariyle Game Pass’e ekleneceği daha evvel açıklanmıştı aslında. Listenin geri kalan kısmında 5 oyun daha bulunuyor.

Listenin tamamı şu halde:

• Warhammer 40,000: Boltgun (XCloud, Xbox ve PC)
• PAW Patrol World (Xcloud, Xbox ve PC) – 7 Mart
• SpongeBob SquarePants: Battle for Bikini Bottom – Rehydrated (Xcloud, Xbox ve PC) – 12 Mart
• Control Ultimate Edition (Xcloud, Xbox ve PC) – 13 Mart
• No More Heroes 3 (Xcloud, Xbox ve PC) – 14 Mart
• Lightyear Frontier (Erken Erişim) (Xcloud, PC ve Xbox Series X/S) – 19 Mart
• MLB The Show (Xcloud ve Xbox) – 19 Mart

Game Pass’ten ayrılacak oyunlar daha evvel muhakkak olmuştu. Ni no Kuni: Wrath of the White Witch Remastered, Hardspace: Shpibraker ve Shredders, 15 Mart itibariyle Game Pass kütüphanesinden çıkacaklar.

Mart ayının temel atılımının ay sonunda geleceğini biliyoruz. Diablo IV, 28 Mart’ta Game Pass kütüphanesine eklenecek. Ona hangi oyunların eşlik edeceğini de 2 hafta sonra öğreniriz artık.

PALO ALTO, Kaliforniya – Genetik hastalıklar ve kanserler konusunda uzmanlaşmış bir biyofarmasötik şirketi olan BridgeBio Pharma, Inc. (NASDAQ: BBIO), adi hisse senetlerinin yazılmamış halka arzını fiyatlandırdı.

Arz, yüklenim indirimleri ve komisyonlardan önce hisse başına 29,00 $’dan 8.620.690 hisse içermektedir. Bu hamlenin, sigortacıların opsiyonu yoluyla potansiyel ek satışlar hesaba katılmadan, yaklaşık 250 milyon dolarlık brüt gelir elde etmesi bekleniyor.

Sigortacılara aynı koşullarda 1.293.103 adet adi hisse senedi daha satın almaları için 30 günlük bir opsiyon tanınmıştır. Pazartesi günü duyurulan arzın, alışılagelmiş kapanış koşullarına tabi olarak Cuma günü veya Cuma günü civarında kapanması planlanıyor.

BridgeBio, J.P. Morgan, Cantor ve Mizuho’yu ortak talep toplama yöneticileri olarak görevlendirirken, Raymond James işlem için lider yönetici olarak görev yapıyor. Hisseler, 4 Mayıs 2023 tarihinde ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) sunulan etkin bir raf kayıt beyanı uyarınca arz edilmektedir.

Arz koşullarını detaylandıran nihai izahname eki ve beraberindeki izahname SEC’e sunulacaktır. Potansiyel yatırımcılar bu belgeleri ortak talep toplayıcıların ofislerinden veya SEC’in web sitesinden temin edebilirler.

Duyuru, BridgeBio’nun erken bilimden ileri klinik deneylere kadar uzanan gelişim programlarını ilerletmek için devam eden çabalarının bir parçası olarak geliyor. 2015 yılında kurulan BridgeBio, genetik hastalıkları ve kanserleri olan hastalar için dönüştürücü tedaviler sağlamak üzere genetik tıptan yararlanmayı amaçlamaktadır.

Bu basın bülteni ileriye dönük ifadeler içermektedir ve yönetimin mevcut beklentilerine dayanmaktadır. Bununla birlikte, bir dizi risk ve belirsizlik nedeniyle gerçek olayların veya sonuçların önemli ölçüde farklılık gösterebileceği de vurgulanmaktadır.

Bu makalede sunulan bilgiler BridgeBio Pharma, Inc. tarafından yapılan basın açıklamasına dayanmaktadır.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

SAN DIEGO – İnsülin dağıtımı ve diyabet teknolojisinde uzmanlaşmış bir şirket olan Tandem Diabetes Care, Inc. (NASDAQ: TNDM), özel arzını 2029 vadeli %1.50 Dönüştürülebilir Kıdemli Tahvillerde 275 milyon $’a yükseltti, bu da başlangıçta açıklanan 250 milyon $’dan bir artış.

Nitelikli kurumsal alıcılara yönelik olan arz, ilk alıcıların ihraç tarihinden itibaren 13 günlük bir süre içinde 41.25 milyon dolarlık ek tahvil satın alma seçeneğini de içeriyor.

Tahviller Tandem’in genel teminatsız yükümlülükleri olacak ve 15 Eylül 2024’ten başlayarak 15 Mart 2029’daki vadelerine kadar, bu tarihten önce dönüştürülmedikleri, itfa edilmedikleri veya geri satın alınmadıkları takdirde, altı ayda bir faiz ödeyeceklerdir.

Tandem, yaklaşık 266.3 milyon $ veya ek tahvillerin tamamen satın alınması halinde 306.4 milyon $ net gelir elde etmeyi öngörmektedir. Bu fonların, sınırlı çağrı işlemlerinin maliyetini finanse etmesi, 2025 yılında vadesi dolacak %1,50’lik Dönüştürülebilir Kıdemli Tahvillerinin bir kısmını geri satın alması ve özel işlemlerde yaklaşık 30 milyon dolarlık adi hisse senedini geri satın alması amaçlanmaktadır.

Yeni senetlerin sahipleri, 15 Aralık 2028 tarihinden önce belirli koşullar altında ve belirli dönemlerde senetlerini dönüştürme hakkına sahip olacaktır. İlk dönüştürme oranı, 1.000 $’lık anapara başına yaklaşık 28,9361 adet adi hisse senedi olarak belirlenmiştir; bu oran, Tandem’in 5 Mart 2024 tarihindeki adi hisse senedi fiyatı üzerinden yaklaşık %27,5’lik bir primdir.

Tandem, 22 Mart 2027 tarihinden sonra belirli koşullar altında tahvilleri tamamen veya kısmen nakit olarak geri alma seçeneğine sahiptir, ancak böyle bir yükümlülüğü yoktur. Şirketin temel bir değişiklik geçirmesi halinde, tahvil sahipleri Tandem’den tahvillerini anapara artı tahakkuk eden faiz üzerinden geri satın almasını talep edebilir.

Tandem, tahvil fiyatlandırmasıyla bağlantılı olarak, tahvillerin dönüştürülmesinden kaynaklanabilecek potansiyel seyreltmeyi azaltmayı amaçlayan sınırlandırılmış çağrı işlemlerine girmiştir. Opsiyonun karşı tarafları, şirketin adi hisse senedi fiyatını etkileyebilecek işlemlerde bulunabilir.

Tahvillerin satışının, alışılagelmiş kapanış koşullarına tabi olarak 8 Mart 2024 tarihinde tamamlanması beklenmektedir. Tahviller ve dönüştürüldükten sonra ihraç edilen adi hisse senetleri Menkul Kıymetler Yasası kapsamında tescil edilmeyecek ve tescil gerekliliklerinden muafiyet kapsamında sunulacaktır.

Bu haber Tandem Diabetes Care, Inc. tarafından yapılan basın açıklamasına dayanmaktadır.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Mısır Merkez Bankası (CBE), gündem dışı bir toplantı düzenleyerek politika faizinde 600 baz puan artışa gitti.

CBE tarafından yapılan açıklamaya göre gösterge niteliğindeki gecelik mevduat faiz oranı yüzde 21,25’ten yüzde 27,25’e çıkarıldı.

Para Politikası Kurulu toplantısının ardından yapılan açıklamada, “Yurt içi ekonomi son zamanlarda paralel döviz kuru piyasasının varlığına ve ekonomik büyümenin kısıtlanmasına neden olan döviz kıtlığı nedeniyle baskı altına alınmıştır. Buna paralel olarak dünya ekonomisi, art arda şoklara sahne olurken küresel enflasyon baskılarından kaynaklanan dış etkiler de birikmeye devam ediyor.” denildi.

PPK, “CBE’nin sıkılaştırma duruşunun devam etmesi doğrultusunda Para Politikası Kurulu, özel toplantısında CBE’nin gecelik mevduat faizinin, gecelik borç verme faizinin ve ana operasyon faizinin artırılmasına karar verdi.” şeklinde değerlendirmede bulundu.

Mısır’da en son Şubat ayında tüketici fiyatları, yıllık yüzde 29,8, olurken çekirdek enflasyon yüzde 29 seviyesine oldu.

PPK, enflasyon beklentilerini sabitlemenin kritik öneme sahip olduğunu vurguladı ve reel faiz oranını pozitif bölgeye getirecek bu politika tepkisini garanti etti.

CBE’nin diğer kullandığı faizler de aynı seviyede artırıldı; gecelik borç verme faiz oranı yüzde 22,25’ten yüzde 28,25’e, iskonto faiz oranı yüzde 21,75’ten yüzde 27,75’e yükseltildi.

Foreks Haber Merkezi

Sri Lanka Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe, ülkenin 2027 ile 2042 yılları arasında planlanan zaman diliminde borcunu geri ödeme taahhüdünü teyit etti. Kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, ülkenin yıllık dış borç ödemelerini Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) %4’üne düşürmesi beklenen borç yeniden yapılandırma müzakerelerinde yolunda gittiğini vurguladı.

Bu taahhüt, Sri Lanka’nın Mayıs 2022’de dış borcunu ödeyememesinin ardından, ciddi bir döviz sıkıntısıyla daha da kötüleşen ciddi bir mali krizin sonucu olarak geldi. Hükümet, Eylül 2022’de Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yaptığı 2.9 milyar dolarlık kurtarma anlaşmasının ardından alacaklılarıyla müzakerelere başladı. Ancak özel tahvil sahipleri ile görüşmeler devam etmekte olup henüz bir çözüme ulaşılamamıştır.

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Sri Lanka, Hindistan, Çin ve Japonya gibi önemli uluslararası oyuncuları içeren iki taraflı alacaklılarıyla bir anlaşma sağlamayı başardı. Başkan Wickremesinghe, ülkenin 2027 yılına kadar temerrütte kalabileceğini, bunun ekonomik toparlanma ve kaynak yaratma faaliyetleri için uluslararası finans piyasalarına dönüş için yeterli zaman tanımak adına stratejik bir karar olduğunu belirtti.

Başkan, ülke ekonomisinin 2023 yılının üçüncü çeyreğinde toparlanma belirtileri göstermeye başladığını ve uluslararası finans kuruluşlarının 2024 yılı için %2 ila %3 arasında bir ekonomik büyüme öngördüğünü parlamento ile paylaştı. Ayrıca, hükümetin gelir düzeyinin yüksek tutulmasının borç servisinin ülke üzerinde aşırı bir yük oluşturmasını engelleyeceğini belirtti.

Yabancı rezervlerin 20 milyon doların altına düştüğü Nisan 2022’de krizin zirveye ulaşmasından bu yana kaydedilen ilerlemenin altını çizen Wickremesinghe, rezervlerin 3 milyar doların üzerine çıkarıldığını açıkladı. Bu gelişme, ekonomisini istikrara kavuşturmaya ve mali yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışan ada ülkesi için önemli bir geri dönüşe işaret ediyor.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Almanya’nın ihracatı bu yılın başında Avrupa Birliği ülkeleri ve Çin’den gelen yüksek talebin de etkisiyle tahminleri aşarak önemli bir artış kaydetti. Federal İstatistik Ofisi’nin Çarşamba günü açıkladığı verilere göre ihracat Ocak ayında bir önceki aya kıyasla %6,3 oranında artarak analistlerin öngördüğü %1,5’lik artışı aştı.

Aynı şekilde ithalat da kayda değer bir artış göstererek Aralık ayına göre %3,6 oranında artmış ve analistlerin %1,8’lik beklentisinin iki katına ulaşmıştır. İthalat ve ihracattaki bu büyüme, Ocak ayında takvim ve mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak 27,5 milyar Avro (29,9 milyar $) fazla veren Almanya’nın dış ticaret dengesine katkıda bulunarak bir önceki ay görülen 23,3 milyar Avro’luk fazlayı artırdı.

Ifo ihracat beklentileri endeksinin de yansıttığı gibi, Alman ihracatçıların ruh hali Şubat ayında bir miktar iyileşme gösterdi. İhracat sektörünün görünümünü ölçen endeks, Ocak ayındaki eksi 8,5 puandan Şubat ayında eksi 7,0 puana yükselerek işletmeler arasında biraz daha iyimser bir duruşa işaret etti.

Bu olumlu verilere rağmen, Ifo anket başkanı Klaus Wohlrabe, Alman ihracat ekonomisinin genel durumuna ilişkin temkinli bir bakış açısı dile getirdi.

Wohlrabe, bir miktar iyileşme kaydedilmiş olsa da, Alman ihracat ekonomisinin “mevcut küresel ekonomik gelişmelerden neredeyse hiç faydalanmadığını” belirtti ve “hala iyileştirme için çok fazla alan” olduğunu vurguladı.

Bu yorum, yılın olumlu başlangıcına rağmen ihracat sektörünün karşı karşıya olduğu zorlukların devam ettiğinin altını çiziyor. Raporlama sırasındaki döviz kuru 1 dolar karşılığı 0,9208 avro idi.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Bitcoin’in tüm zamanların en yüksek seviyesi ve ani bir şekilde tersine çevrilmesiyle sonuçlanan hızlı fiyat yükselişi, ilk madencilerden bazılarının eski blok ödüllerini satmaya başladığı ve Bitcoin’in fiyatı üzerinde baskı oluşturduğu anlamına geliyor.

CryptoQuant tarafından tespit edilen on-chain veriler, Bitcoin’in 69.000 dolar civarında yeni zirvelere ulaşmasından ve salı günü 62.000 dolara düşmesinden hemen önce, yaklaşık 69 milyon dolar değerinde 1.000 Bitcoin’in on yıldan daha eski adresler tarafından Coinbase’e (COIN) taşındığını gösteriyor. Aynı zamanda veriler, bunların madencilerle bağlantılı olduğunu da doğruluyor.

CryptoQuant analisti Bradley Park, CoinDesk’e verdiği röportajda, “Borsa emir defterinin her 100 dolarlık fiyat değişikliği için 5-10 Bitcoin likidite gösterdiği göz önüne alındığında, 1.000 Bitcoin’lik bir satışın önemli bir fiyat düşüşünü tetiklemesi muhtemel.” diyor.

Park, son zamanlarda borsalarda görülen Bitcoin akışının, COVID-19’un şiddetinin hızla artmaya başlamasıyla 12 Mart 2020’deki %40’lık fiyat düşüşünden önce meydana gelen BTC girişlerindeki keskin artışı hatırlattığını söylüyor.

Bu satış sona erdiğinde, Bitcoin 3.850 dolarda dibe vurmuştu.

Bu makale ilk olarak CoinDesk Türkiye üzerinde yayımlanmıştır.

Kanal 7 ekranlarında izleyenlerle buluşan “Kan Çiçekleri” dizisinin başrol oyuncusu Yağmur Yüksel, hakkında yapılan hakaret içerikli yorumlara sessiz kalmadı. Avukatı aracılığıyla yasal yollara başvuran ünlü isim, toplumsal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

Kanal 7 ekranlarının fenomen dizisi “Kan Çiçekleri” ile isminden kelam ettiren Yağmur Yüksel, başarılı oyunculuk performansıyla göz dolduruyor. Hoşluğu ve başarısıyla dikkat çeken ünlü oyuncu, ‘hakaret’ içeren yorumlar nedeniyle soluğu mahkemede aldı.

HAKARETLERE SESSİZ KALMADI

Bir müddettir aldığı hakaret içerikli yorumlardan ötürü avukatı aracılığıyla yasal yollara başvuran Yüksel, avukatı aracılığıyla bir açıklama da yaptı. Yüksel’in avukatı açıklamasında şu sözleri kullandı:

“Basın ve Kamuoyuna, Müvekkilim Yağmur Yüksel’e yönelik olarak toplumsal medya üzerinden son derece yakışıksız ve hakaret niteliğindeki paylaşımlara ait yaptığımız müracaat sonucunda ilgili toplumsal medya içeriklerinin çıkarılmasına ve bu içeriklere erişimin engellenmesine karar verilmiştir. Hakaret niteliğindeki bu paylaşımları yapanların cezasız kalmaması ve düzgünlüğün kazanması ismine savcılık sürecimizin devam ettiğini; bundan sonraki süreçte de bu formdaki paylaşım ve bireyler hakkında hukuk uğraşımızın devam edeceğini bilgilerinize sunarım.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

Mark Ruffalo’dan dünyaya Gazze daveti: “Tarih isimsizlerin mezarları üzerinden akmasın”