Aksigorta, başarılı acentelerini ödüllendirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl düzenlenen kampanyalarda üstün başarı elde eden Aksigortalı acenteler premium Phuket seyahatiyle motivasyon kazandı.
Türkiye genelinde 3.500’ü aşkın geniş acente ağıyla sigortacılık sektöründe müşteri memnuniyetini üst seviyede tutan Aksigorta, bu başarının mimarlarını da ödüllendiriyor. 2023 yılında tüm yıl devam eden acente kampanyalarında şartları yerine getirip seyahat hakkı kazanan premium Aksigorta acenteleri, Phuket’te keyifli bir seyahatle ödüllendirildi. Geziye ayrıca Aksigorta Acenteler ve Banka Sigortacılığı Genel Müdür Yardımcısı Osman Akkoca, Bireysel Ürün, Teknik ve Müşteri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Tolga Tezbaşaran, Kurumsal Teknik ve Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Deniz Ceylan ve Kurumsal Satış Direktörü Mustafa Erdoğan da katıldı.
Düzenlenen kampanyalarınacentelerin motivasyon artışında oldukça önemli olduğunun altını çizen Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Osman Akkoca, “Türkiye genelinde oldukça geniş bir dağıtım kanalı ağımız bulunuyor. Bu büyük aile, Türkiye’deki sigortacılık sektörünün ‘Bambaşka’ bir seviyeye çıkması adına büyük bir gayretle çalışıyor. Bizler de bu ailenin ortaya koyduğu başarıları daima desteklemeye devam edeceğiz’’ diye konuştu.
Horizon Forbidden West Complete Edition geçen hafta PC için de çıktı ve aslında oyunun epey başarılı bir çıkış süreci geçirdiğini söylemek mümkün. Gelen yorumlar da oyunun bilhassa de PC optimizasyonunun bir epey başarılı olduğu istikametinde. Hatırlarsanız birinci oyun PC’de performans sıkıntıları yaşamış, düzeltilmesi birkaç yama almıştı.
Ancak bu başarılı sürece karşın Horizon Zero Dawn’ın devam oyunu ve Burning Shores DLC’sini içinde barındıran Complete Edition’ın Steam’de ulaşabildiği eş vakitli oyuncu sayısı 40.462 olarak gerçekleşti. Bu her ne kadar The Last of Us Part 1 üzere başka büyük Sony oyunlarının üstünde bir oyuncu sayısı olsa da, birinci oyunun gerisinde kaldığını da söylemek gerek.
Horizon Zero Dawn 2020 yılında yayınlanmıştı ve o devir 56.557 eş vakitli oyuncuya ulaşmıştı. Oyunun şimdiki anlık ve şimdiki oyuncu sayıları da tekrar hiç de azımsanacak üzere değil, Forbidden West’in üçte biri kadar oyuncu da hala Zero Dawn oynuyor.
Sony’nin PC’de yayınladığı oyunlar ortasında eş vakitli oyuncu rekoru ise Helldivers 2’ye ilişkin, tam 458.709 kişi.
Trendyol Üstün Lig’de, 17 Mart Pazar günü oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının akabinde çıkan olaylara ait 5 taraftarın tutuklanmasına yönelik itiraz reddedildi.
Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrası alana birinci atlayan maskeli Hasan Ç. ve korner direğiyle futbolculara yanlışsız koşan Engin T’nin de ortalarında bulunduğu 5 zanlının avukatları, Trabzon 4. Asliye Ceza Hakimliği nezdinde Tutuklama kararına itirazda bulundu.
Hakimlik, itirazın reddine ve şüphelilerin mevcut halinin devamına karar verdi.
Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrası çıkan olaylarda 13 kuşkulu gözaltına alınmıştı. Emniyetteki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edilen şüphelilerden 5’i çıkarıldıkları 2. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmış, 8’i ise isimli denetim koşuluyla özgür bırakılmıştı.
Boston Celtics’in yıldızı Jayson Tatum, grubun Atlanta Hawks’a karşı 30 sayılık üstünlükten mağlup olduğu maçta “oyunun içine ettiklerini” söyledi.
Geride bıraktığımız gece oynanan maçta Celtics, ikinci çeyrekte Hawks’a karşı 66-36 üstünlüğü yakalamış olsa da, maçın sonunda, yıldız oyuncusu Trae Young’ın olmadığı gruba 118-120 mağlup oldu.
Tatum performanstan şad kalmadığını açıkça şu sözlerle lisana getirdi:
“Zor alışılmış ki. Oynadığınız her maçı kazanmak isterseniz. Beşerler bizim asla maç kaybetmememiz gerektiğini düşünüyor. Çok sayıyla öndeydik ancak oyunun içine ettik ve bunun da farkındayız. Hepimiz yetişkin ve profesyonel adamlarız ve kazanmak için gereken şeyleri yapmadığımızı biliyoruz.
Bence bazen yanlışsız şeyleri yapıp hakikat halde oynadığınızı bildiğinizde, bunları düzeltmek daha kolay oluyor. Çok reaksiyon vermemek lazım, durumu kabullenip Perşembe günkü maça bakmamız gerekiyor.”
Tatum müsabakada 37 sayı, 8 ribaund ve 5 asistle oynamış olsa da, maç ilerledikçe savunmadaki yetersizliği Celtics’in bu galibiyeti alamamasının nedenlerinden biri oldu.
Phoenix Suns guardı Bradley Beal, grubun Victor Wembanyama’sız San Antonio Spurs’a yenilmesinin “büyük bir hayal kırıklığı” olduğunu söyledi.
Spurs’ü iki gün evvel 25 sayı farkla mağlup eden Suns, birebir arenada bu sefer çaylak yıldız Wembanyama’nın oynamadığı birebir kadroya karşı 102-104 mağlup oldu.
Beal, mağlubiyetin akabinde hislerini şu sözlerle paylaştı:
“Hayal kırıklığı. Geldik ve tokadı yedik. Wemby olmadan işimiz kolay olur sandık. Fakat yenildik… Tıpkı koçun bizi uyardığı üzere agresif oynadılar ve biz de cevap veremedik. Aslında verdik fakat onların yumruklarına dayanamadık.”
Bu mağlubiyet Suns’ı dönemde 42-30 derecesine getirirken, tıpkı vakitte Batı Konferansı’nın sonuncusu olan Spurs’e karşı aldıkları dört maçtaki üçüncü mağlubiyet oldu.
Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – Kayseri Gönüllü Kültür Teşekkülleri’nin yöneticilerini, Kocasinan Belediyesi Konferans Salonu’nda misafir eden Başkan Çolakbayrakdar, planladığı çalışmalarını sinevizyon eşliğinde anlattı. Yapılan her hizmetin, Kocasinanlıları mutu etmek maksadıyla yapıldığına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, ihtiyaç duyulan her alanda vatandaşların yanlarında olduklarını vurguladı.
“ÇEVRE PROJELERİMİZLE FARKIMIZI ORTAYA KOYACAĞIZ”
İklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan olumsuzluklara karşı tabiatın yeşil dokusunun korumadan geçtiğini altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, “İklim değişiklikleri, kuraklık, atıklar ve canlılar olmak üzere bunların hepsi bir bütün olarak çevreyi kapsıyor. Bu noktada 5 yıl içerisinde 1,5 milyon metrekare alanı kapsayan ve yaklaşık 200 noktada park yapmayı hedefliyoruz. Şehrin merkezinde ve merkeze yakın yerlerde ağaçlandırma çalışmaları ile 3,5 milyon metrekare orman alanını Kayseri’mize kazandıracağız. Toplamda 5 milyon metrekare yeşil alan kazandırmış olacağız. Binlerce insanın yürüdüğü ve çevrenin daha nitelikli olması için Düvenönü, İstasyon, Ahievran ve Hastane Caddesi’ne estetik ve işlevsel dokunuşlarla yeni düzenlemeler yapacağız. Kocasinan’ımızda her canlı değerlidir. Bu noktada 22 bin metrekare alan üzerinde kuracağımız ve sokak hayvanlarına hizmet verecek olan Sen’Patı Park projesini şehrimize kazandıracağız” ifadelerini kullandı.
“KOCASİNAN, İKİNCİ YÜZYILIN YILDIZI OLACAK!”
Yapılan hizmetlerle Kocasinan’ı teknolojinin, sanatın, kültürün, bilimin, sporun ve eğitimin merkezi haline getirdiklerini vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar, “Kocasinan’da bugüne kadar bin 322 km yol yaptık ve bin km daha yol yaparak, toplam 2 bin 347 km yol yapmayı hedefliyoruz. Şehrin bütün ulaşım akslarını sırtlayacak ulaşım yolları yaptık. Bekir Yıldız Bulvarı, Ali İhsan Alçı Bulvarı, Ziyagökalp Akıllı Kavşak, Yenidoğan Akıllı Kavşak, Beyazşehir Taşkın koruma Kanalı, Yenidoğan Taşkın Koruma Kanalı, Asfalt Plenti, Agrega Tesisi ve 138 büyük iş makinası aracı kazandırdık. Yeni bir tesis daha Erkilet’ e Kafe Sinan Arabidin’i kazandıracağız. Çiftçiden direk vatandaşa ulaşacak olan Organik Pazar Projesini de hayata geçireceğiz” şeklinde konuştu.
Türkiye ve Kayseri’de ilklere ve örnek hizmetlere imza attıklarına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, “Dost Eli Projesi kapsamında Dost Market ve Dost Mağaza, Çölyak Paketi ve Glütensiz Kafe Sinan’ın yanı sıra Gönül Kazanı ile 65 yaş üstü büyüklerimize ve engelli kardeşlerimize her gün sıcak yemek ulaştırıyoruz. Maddi olarak her şeyi yapıyoruz ve manevi olarak da her alanda ihtiyaç sahiplerinin yanında oluyoruz. O kadar farklı dramlar var ki, bu dramlara sahip olmamız lazım. Bunun içinde en ulaşılacak kapı, belediyedir. Bunun için ulaşılacak en önemli nokta belediye başkanıdır ve şöyle bir sloganı ortaya koydum. ‘Başın düşünce dara, Ahmet Çolakbayrakdar’ı ara’” ifadelerine yer verdi.
“KOCASİNAN, İÇİN ŞİMDİ DÖNÜŞÜM ZAMANI”
Kentsel dönüşüm eşittir Kocasinan Belediyesi olduğuna vurgu yapan Başkan Çolakbayrakdar, “Kocasinan Belediyesi olarak 10 farklı bölgede kentsel dönüşüm yapıyoruz ve bu kentsel dönüşümü bu şekilde büyük alanda kendi personel ile kendi kaynaklarınla yapan sayılı belediyeyiz. Özellikle dönüşümde vatandaşlarımızın duası tarif edilemez. Bütün gayretimiz, vatandaşlarımızın duasını alabilmek içindir. Hemşehrilerimizin taleplerine cevap verebilmek için her alanda çalışıyoruz. Bu zamana kadar 3 bin 59 aileye dönüşümle evlerini teslim ettik” diye konuştu.
7’DEN 70’E HER KESİME YÖNELİK PROJELER
İnsana ve tüm canlılara değer katan projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar, yeni, farklı ve sıra dışı yüzlerce projelerle 7’den 70’e her kesime hitap eden şehrin kalbinde yepyeni bir şehir inşa edeceklerini sözlerine ekledi.
Kayseri Gönüllü Kültür Teşekkürleri Başkanı Ahmet Taş ise hizmetlerinden dolayı Başkan Çolakbayrakdar’a teşekkür etti.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) –Edinilen bilgiye göre Akşener ayrıca, Edirne, Keşan, Uzunköprü ve İpsala’da esnaf ziyaretlerinde bulunacak ve İpsala’da verilecek iftar yemeğine katılacak.
İYİ Parti Keşan Belediye Başkan Adayı Zafer Sarıkeçe yaptığı açıklamada Meral Akşener’in bugün saat 17.00 sıralarında Keşan’a geleceği ve seçim bürosunu ziyaetinin ardından esnaf ziyareti gerçekleştireceğini belirtti.
AK Parti Kocaeli İl Başkanı Dr.Şahin Talus, 28 Mart Perşembe günü saat 15.00’te Kocaeli Kongre Merkezi Miting Alanı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı Büyük Kocaeli Mitingine davetlere devam ediyor. Sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı video ile tüm Kocaeli halkını Büyük Kocaeli Mitingi’ne davet eden Dr.Şahin Talus, dün de oda ve STK turu başlattı.
BİRÇOK ODA VE STK’YA GİTTİ
Talus; Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Kocaeli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Kadir Durmuş, TÜMSİAD Başkanı Yunus Pehlevan, Memur-Sen Başkanı Şahin Yaşlık, Kocaeli Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Faruk Demir, Petrol-İş Sendikası Başkanı Nesimi Yetişoğlu, MÜSİAD Başkanı İsmail Uslu, Hak-iş Başkanı Muharrem Subaşı, Türk-İş Sendikası Başkanı Ali Bostan ve yönetimlerini ziyaret ederek miting davetiyelerini takdim etti, kendilerini mitingde görmekten onur duyacaklarını belirtti. Öte yandan teşkilat mensupları da telefonla arayarak vatandaşları mitinge davet ediyor.
Medyanın, demokratik değerleri savunmak ve farklı görüşleri aktarmak zorunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Seçmenlerin kararlarını manipüle etme amaçlı yalan, uydurulmuş ve çarpıtılmış haberlerden kaçınmalıdır. Medya, kendisine atfedilen dördüncü güç olma vasfını, toplumun çıkarları doğrultusunda kullanmalıdır.” dedi.
Sağlıklı bir demokrasinin ancak ve ancak iyi bir medya ile mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Kamuoyunu belli bir aday ya da parti lehine etkilemek için atılan manipülatif haber başlıkları ve yazılan haberler her şeyden önce medyaya ve gazeteciliğe yönelik güveni zedeler.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman İrvan, gazetecilik etiğinin, seçim süreçlerindeki önemini değerlendirerek, seçim süreçlerinde medyanın gücünü doğru kullanması gerektiğine dikkat çekti.
“Demokrasilerde bilgilenmiş yurttaşların en doğru kararları verebilecekleri varsayılıyor”
Gazetecilik etiğinin, gazetecilerin görevlerini en iyi şekilde yapmalarını öğütleyen ilkelerden oluştuğuna işaret eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Bu ilkeler gazetecilere işlerini doğru, dürüst ve hakkaniyetli biçimde yapmalarını öğütlüyor. Gazetecilerin bu ilkelere uygun davranmaları her koşulda beklenen bir zorunluk ise de bilgi ve haber ihtiyacının arttığı seçim dönemlerinde daha da önemli hale geliyor. Çünkü demokrasilerde bilgilenmiş yurttaşların en doğru kararları verebilecekleri varsayılıyor.” dedi.
Gazetecilerin seçim sürecindeki rolü nedir?
Seçim süreçlerinde gazetecilere biçilen en önemli rolün, toplumu doğru bilgilerle aydınlatmak ve oy verme kararlarının oluşmasına katkıda bulunmak olarak tanımlandığını ifade eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Gazetecilerin sorumluluğu işte bu görevleri hakkıyla yapabilmek. Bu elbette çok kolay değil. Türkiye gibi çok partili ve çok adaylı demokrasilerde medya ve gazetecilerin partiler ve adaylar arasında tarafgir davranmadan hakkaniyetli biçimde habercilik yapabilmesi çok zor. Genelde gördüğümüz, medyanın ‘kazanacak’ olarak tanımlanan partiler ve adaylar lehine bir habercilik yaptığını, ‘kazanamaz’ olarak tanımlanan parti ve adayların görmezlikten gelindiğini görüyoruz. Birinci sorun bu. İkinci sorun, medyanın büyük bölümünün belli partiler lehine parti medyası gibi yayın yapması. Bu durum, diğer parti ve adayların kendi görüşlerini seçmenlere ulaştırmakta çok zorluk çekmeleriyle hatta sosyal medya olmasa hiç ulaşamamalarına yol açıyor.” diye anlattı.
“Medya, dördüncü güç olma vasfını, toplumun çıkarları doğrultusunda kullanmalı”
Gazetecilik etik ilkelerinin son derece açık ve öğretici olduğunu, medyanın her şeyden önce, halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorunda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Süleyman İrvan, şöyle devam etti:
“Medya, demokratik değerleri savunmak ve farklı görüşleri aktarmak zorundadır. Seçmenlerin kararlarını manipüle etme amaçlı yalan, uydurulmuş ve çarpıtılmış haberlerden kaçınmalıdır. Medya, kendisine atfedilen dördüncü güç olma vasfını, toplumun çıkarları doğrultusunda kullanmalıdır. Toplumun kanaatlerini etkileme potansiyeli olan kamuoyu araştırmalarını haberleştirirken, bu araştırmaların bilimsel ölçütler çerçevesinde yapıldığından emin olmalıdır. Bunun için araştırmanın künyesine mutlaka haberde yer vermelidir.
Partiler ve adayları ücret karşılığı ekrana çıkartmaktan veya haberlerini yapmaktan kaçınmalıdır. Eğer advertorial denen reklam haber uygulaması yapılmışsa da bu açıkça haberde belirtilmeli, seçmenler kandırılmamalıdır. Medya seçim dönemlerinde işini ne kadar düzgün yaparsa seçmenler de tercihlerini o ölçüde doğru biçimde oluşturabilirler. Sağlıklı bir demokrasi ancak ve ancak iyi bir medya ile mümkündür.”
“Manipülatif haber başlıkları medyaya ve gazeteciliğe yönelik güveni zedeler”
“Kamuoyunu belli bir aday ya da parti lehine etkilemek için atılan manipülatif haber başlıkları ve yazılan haberler her şeyden önce medyaya ve gazeteciliğe yönelik güveni zedeler.” diyen Prof. Dr. Süleyman İrvan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Zaten Türk medyasının toplum nazarındaki itibarının düşük olmasının bir nedeni de bu türden manipülatif haberlerdir. Belki daha önemli bir risk, demokrasinin itibar kaybetmesidir. Yapılan araştırmalar, özellikle seçim dönemlerinde yapılan olumsuz haberlerin halkı siyasetten soğuttuğunu ve seçmenleri oy vermekten caydırdığını gösteriyor. Batı ülkelerinde oy veren seçmen oranlarının giderek azalmasının bir nedeni de medyanın bu olumsuz haberciliğe yaptığı vurgudur.”
Vücudumuzun ısısını kontrol etmek için gerekenden fazla ter salgılaması ‘aşırı terleme’ tıp dilinde de hiperhidroz olarak tanımlanıyor.
Aşırı terleme sadece gün içinde değil, gece ataklar halinde de gelişebiliyor. Aşırı sıcak havalar, yine aşırı ısıtılmış bir oda veya kalın bir yorganla örtünme gece terlemelerinin basit bir nedeni olabiliyor. Uyku sırasında oluşan gece terlemelerinin şiddeti orta derecede yaygın terlemeden, yatak çarşaflarının değiştirilmesini gerektirecek boyutlara ulaşabilen terlemelere kadar değişebiliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yıldız Okuturlar, ateş ve kilo kaybı eşlik etmediği sürece gece terlemelerinin hemen tetkik edilmesinin gerekli olmayabileceğini belirterek, “Ancak ateş olmasa bile yatak örtülerini ya da atlet değiştirmeyi gerektiren şiddetli gece terlemelerinin ise enfeksiyon veya kanser varlığı açısından değerlendirilmesi çok önemlidir” diyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yıldız Okuturlar, gece terlemelerine yeni başlanmış olan reçeteli ya da reçetesiz ilaçların da yol açabileceğine işaret ederek, “Kullanılan ilaçların mutlaka göz önünde bulundurulmaları gerekmektedir. Zira ilaçlar, artan terleme ve gece terlemelerinin yaygın bir nedenini oluşturmaktadır” diyor. Prof. Dr. Yıldız Okuturlar, gece terlemelerine sebep olabilen bazı hastalıkları anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu!
ENFEKSİYONLAR
Gece terlemesine ateş eşlik ediyorsa, nedeni bakteriyel ve virüs kaynaklı enfeksiyonlar olabiliyor.
Tüberküloz: Öksürük, balgam çıkarma, yorgunluk ve kilo kaybı olması, bakteriyel bir enfeksiyon olan tüberküloz hastalığından kaynaklanabiliyor.
Zatürre: Özellikle ateş, yeşil renkli balgam, üşüme, titreme, nefes darlığı ve öksürük de varsa, zatürre habercisi olabiliyor.
Sıtma, tifo, kene: Sıtma, tifo ve kene ile bulaşan hastalıklar (Lyme hastalığı vb) açısından ikamet edilen veya seyahat edilen bölge önem taşıyor.
Covid-19: Covid – 19 enfeksiyonunda da gece terlemeleri görülebiliyor.
Brusella: Özellikle evcil hayvanı olan veya hayvansal ürünler ile çalışan ya da çiğ süt veya pastörize edilmemiş sütle yapılan peynir tüketenlerde görülen brusella gece terleme nedeni olabiliyor.
Kalp kapağı enfeksiyonları: Deri ve tırnaklarda döküntü veya tırnak içi kanamalar gibi değişiklikler varsa, endokardit, yani kalp kapağı enfeksiyonlarına işaret edebiliyor. Ayrıca özellikle avuç içi ve ayak tabanlarında renk değişikliği de gelişebiliyor.
Kemik iltihabı: Sırt ve eklem yerlerinde lokalize ağrı varsa, gece terlemesinin nedeni kemik iltihabı olabiliyor.
ENDOKRİNOLOJİK HASTALIKLAR
Endokrinolojik hastalıklar da hormonal etkenler nedeniyle gece aşırı terleme yapabiliyor. Endokrin kaynaklı hastalıklarda ani gelen kızarma atakları, titreme, ishal, hırıltı, baş ağrısı, tansiyon yüksekliği ve çarpıntı şikayetleri önem taşıyor.
Hipertiroidizm: Tiroit bezinden aşırı tiroit hormonu (T3 T4) salgılanmasıyla oluşan hipertiroidizm gece terleme sorununa yol açabiliyor.
Şekersiz şeker hastalığı: Halk arasında ‘şekersiz şeker hastalığı’ olarak bilinen diabetes insipidus, beyindeki hipofiz bezinden salgılanan ve suyun böbreklerden geri emilmesinde rol üstlenen antidiüretik hormonun eksikliği veya yetersizliği sonucu gelişen bir hastalık. Bu hastalık nadiren de olsa gece terlemeye neden olabiliyor.
Diğer nedenler: Böbrek üste bezi tümörü, karsinoid sendromu,pankreas beta tümörlerinden köken alan bir tümör olan insülinoma ve vücudun yüksek seviyede büyüme hormonu üretmesi nedeniyle oluşan akromegali de gece terleme yapabiliyor.
Menopoz
Menopoz döneminin belirtilerinden olan gece terlemeleri kadınlarda yaygın görülüyor. Östrojen veya testosteron hormonlarının eksikliğinden kaynaklanan gece terlemeleri genellikle 2-4 dakika sürerken, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek şiddete ulaşabiliyor.
Kanser
Şiddetli gece terlemesiyle birlikte ateş varsa, altta yatan etken kanser olabiliyor. Bu yakınmalara lenf bezlerinde şişlik, kilo kaybı, halsizlik veya kaşıntının eşlik etmesi, lenfoma işareti olabiliyor. Prof. Dr. Yıldız Okuturlar, lenfomanın gece terlemelerine en sık yol açan kanser türü olduğunu belirterek, “Ayrıca prostat kanseri, böbrek hücreli kanser ve germ hücreli tümörler de gece terlemelerine sebep olabilen diğer kanser türleridir” diyor.
Gastroözefageal reflü
Besinlerin veya mide asidinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanan gastroözefageal reflü de geceleri çoğu zaman terlemeye neden olabiliyor.
Uyku apne sendromu
Uyku apne sendromu da gece terleme ataklarına yol açabilen önemli bir etken. Vücudun sıcaklığı düzenleyen mekanizmalarında oluşan sorunlar nedeniyle uyku apne sendromunda gece terleme problemleri gelişebiliyor.
Nörolojik hastalıklar
Otonomik disrefleksiye ve otonomik nöropatiye yol açan nörolojik durumlar (özellikle omurilik hasarı ve siringomiyeli) aralıklı olarakve gece terlemelerine sebep olabiliyor.
Gece terlemesine karşı 5 önlem!
Gece terlemelerinde altta yatan etkenin mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Prof. Dr. Yıldız Okuturlar, farmakolojik tedaviler dışında evde alabileceğiniz önlemleri şöyle sıralıyor:
Küçükçekmece Belediyesi Türk sinemasının yaşayan efsanesi usta oyuncu Ahmet Mekin’in sinema ve yaşam serüveninin anlatıldığı, fotoğraf ve film afişlerinden oluşan özel bir sergiyi sanatseverlerle buluşturdu.
Çocukluk ve gençlik yıllarını Küçükçekmece Cennet Mahallesi’nde geçiren 92 yaşındaki usta oyuncunun hayatından kesitler içeren anlamlı sergi, Sefaköy Galeri Küp’te kapılarını araladı.
“Türk Sinemasının Cumhuriyet Çocuğu Ahmet Mekin” isimli sergide; Araştırmacı-Yazar Alican Sekmeç koleksiyonundan, Yeşilçam’ın duayen ismi Mekin’in çocukluk yıllarından oyunculuk kariyerine giden süreci anlatan 250’ye yakın eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Sergi açılışını, Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç çok sayıda sanatseverle birlikte gerçekleştirdi. Sergi açılışından önce usta oyuncunun, Türk sinemasının kült filmlerinden olan Selvi Boylum Al Yazmalım filmindeki unutulmaz sahnelerinin yer aldığı video gösterimi yapıldı.
Güney Özkılınç: Ahmet Mekin’in hayatını anlatan bir kitap hazırlayacağız
Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç, sergi açılışındaki konuşmasında, ‘’Ahmet Mekin Küçükçekmece’de bu mahallelerde büyüdü. Hatta kendisi Cennet Mahallesinin de kurucusu. Alican Sekmeç’e bu çalışmaya katkısından dolayı çok teşekkür ediyorum. İlçemizin doğal yaşamının bir parçası olan Küçükçekmece Gölü kuşlarının envanterini kitaplaştırdık, ilçemize değer katan kadınları, eserlerinde ilçemizi anlatan ve ilçemizde yaşamış olan edebiyatçıları, ilçemizin kültür- tarih envanterini hazırladık. İlerleyen günlerde Ahmet Mekin kitabını da hazırlayacağız. Bu çalışmanın nezdinde kültür ve sanat alanında bizi her daim destekleyen Küçükçekmece Belediye Başkanımız Kemal Çebi’ye teşekkür ediyorum’’ dedi.
Alican Sekmeç: Ahmet Mekin Türk Sineması’nın yaşayan en yaşlı erkek oyuncusu
Koleksiyonu hazırlayan Alican Sekmeç sergi hakkında, ‘’ Koleksiyondaki tüm fotoğraflar benim kendi arşivim. Ahmet Mekin şu an Türk sinemasının yaşayan en yaşlı erkek oyuncusu ve 1957 yılından 2019 yılına kadar 62 yıl hep sinema filmlerinde oynadı. Kendisinin deyimiyle onun oyunculuktan başka bir mesleği yoktu. Türk sineması şu an 100. yılında bunun 62 yılında Ahmet Mekin var. Sinemadaki şöhretini Küçükçekmece’de yaşadığı yıllarda yaşıyor ve o bir Küçükçekmece insanı. Sergiden sonra Küçükçekmece Belediyesi’nin katkılarıyla Ahmet Mekin’in anlatıldığı bir kitap yapacağız. Gerek sergi için gerekse oluşturacağımız kitap için kısacası tüm destekleri için Küçükçekmece Belediyesine çok teşekkür ederim’’ dedi.
İl dışında olması sebebiyle sergiye katılamayan usta oyuncu Ahmet Mekin yayınladığı videoda, serginin kendisini çok heyecanlandırdığını ifade ederek, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç’a teşekkür etti.
14 Nisan’a dek izlenebilir
Ahmet Mekin’in hayat serüveninin adım adım anlatıldığı sergi, 14 Nisan’a kadar Sefaköy Galeri Küp’te görülebilir.
Misyon Bank, ülke ve bölgemizdeki dijital varlıkların Türkiye’de saklanabilmesi için İsviçre’nin saklama teknolojilerinde pazar lideri Taurus ile iş birliğine imza attı.
Misyon Bank Genel Müdürü Dr. Önder Halisdemir, iş birliğine ilişkin değerlendirmesinde “Türkiye’yi bölgesinin İsviçre’si haline getirmeyi hedefleyen vizyonumuzla ülke ve bölgemiz için önemli bir adım attık. Bu adım ile Türk varlıklarını tokenizasyon aracılığıyla dünya yatırımcıları ile buluşturacak, saklama bankacılığı iş modelimizle ülkemiz ve çevre ülke varlıklarını sınırlarımız içinde güvenle saklayarak; Türkiye’yi bölgesel yatırım hub’ı haline getireceğiz. Hedefe giden yolda teknolojik altyapımızı İsviçre merkezli Taurus ve iştirakimiz MisyonTech’in iş birliği içinde yapılandırıyoruz. Diğer taraftan, İstanbul Teknik Üniversitesi ve KPMG katkıları ile kurguladığımız yerel servisler ile dijital varlıklara kapsayıcı çözümler sunuyoruz. Ülkemizdeki yasal düzenlemeler tamamlandığında bu çalışmalarımız, Türkiye’yi varlık saklama ve tokenizasyon alanında rekabetçi konuma getirecek ve ülkemize bölgesel bir hareket alanı sunmuş olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Halisdemir konuşmasına, İsviçre’nin dünya saklama ekosistemindeki önemine değinerek “Adeta bir saklama ülkesi olan İsviçre’ye yaptığımız yerinde ziyaretler ve çeşitli kuruluşlar ile gerçekleştirdiğimiz konsept doğrulama çalışmaları ile ilgimizi birikime dönüştürdük. İsviçre’deki çözümleri incelerken lider konumda olan Taurus, global ölçekteki banka ve kurum ortaklıklarıyla da öne çıktı. Bankamız borsa ve işlem platformlarından bağımsız ve bu yönüyle varlık sahiplerine güvence veren tarafsız bir saklama kuruluşu olarak ülkemizde olması arzu edilen hizmeti bu iş birliği ile diğer bankalara, portföy yönetim şirketlerine, aracı kurumlara, finteklere, borsalara, aile ofislerine ve merkez bankalarına sunacaktır. Artık bu pahalı ve yüksek güvenlik gerektiren saklama hizmetleri için her kurumun ayrıca yatırım yapmasına gerek kalmamış olup; ilgili çözümler yararlanıcılara Bankamız tarafından temin edilecektir.” şeklinde devam etti.
Taurus Kurucu Ortağı Lamine Brahimi, “İş birliği yapmaktan heyecan duyduğumuz, Türkiye’nin ilk Neobank’ı Misyon Bank’ın yeni dijital varlık hizmetlerini piyasaya sürmesini sabırsızlıkla bekliyor, MisyonTech’e dijital varlık saklama ve tokenizasyon teknolojisini Taurus-PROTECT™ ve Taurus-CAPITAL™ uygulamalarımız aracılığıyla temel bir katman olarak sunmaktan memnuniyet duyuyoruz. Finans ve bankacılık alanındaki öncü çalışmalarından etkilendiğimiz Misyon ve MisyonTech uzman ekipleriyle adım attığımız bu önemli iş birliği sonucunda Türkiye’nin dijital varlıklara yönelik hizmetlerin tüketicisi değil, üreticisi pozisyonuna gelerek bölgesinde söz sahibi olacağına inancımız tam.” dedi.
İmza törenine Misyon Bank Genel Müdürü Dr. Önder Halisdemir, Genel Müdür Yardımcısı Evren Cantürk; MisyonTech Genel Müdürü Muhammet Mustafa Cerit, MisyonTech Yönetim Kurulu Üyesi Yıldırım Ulusoy ile Taurus Kurucu Ortağı Lamine Brahimi, Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Victor Busson ve Orta Doğu Bölgesi Direktörü Bashir Kazour katıldı.
Oğuzhan Osman BİLGİN/Rüstem PEHLİVANLAR/HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Filistin topraklarında düzenlediği soykırım harekatında en büyük destekçisi her zamanki gibi ABD oldu. ABD Başkanı Joe Biden ve yönetiminin açık desteğini alan İsrail, hiçbir çekinceye sahip olmadan Filistin topraklarını vurmaya devam ediyor. Yaklaşan ABD seçimlerinde adaylığı neredeyse kesinleşmiş olan Donald Trump‘ın hem Ukrayna-Rusya hem de İsrail-Filistin çatışmasına mevcut yönetimden farklı bir açıyla bakıp bakamayacağı merak konusu.
Prof. Dr. İsmail Şahin, ABD’de yapılacak başkanlık seçimleri sonrasında gerçekleşebilecek olası bir yönetim değişikliğinin Filistin’de devam eden savaşa nasıl yansıyacağını Herkes Duysun için analiz etti.
“TRUMP’IN SEÇİLMESİ İSRAİL POLİTİKASINDA CİDDİ BİR KIRILMAYA YOL AÇMAZ”
Donald Trump’ın ABD’de başkanlık koltuğunu devralması halinde İsrail’e olan bakışın ciddi bir değişikliğe uğramayacağını ifade eden Prof. Dr. İsmail Şahin, “Trump’ın seçimleri kazanması halinde ABD’nin Filistin politikasında bir değişiklik olması pek mümkün görünmüyor. Nitekim Trump görevde olduğu yıllarda eğmeden bükmeden, lafı gevelemeden, diplomatik kurnazlıklara başvurmadan aleni bir şekilde İsrail’in yayılmacı ve saldırgan politikalarını desteklemişti. Bilindiği üzere İsrail, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni 1967’de işgal etmiş, 1981’de de ilhak etmişti. Başkan Trump Mart 2019’da düzenlediği bir törenle bu ilhakı tanıdığını duyurmuştu. Yine Trump İsrail’in, Batı Şeria’yı ilhak planına açık desteğini beyan etmişti.” dedi.
“TRUMP, FİLİSTİN’DE DAHA KÖTÜ BİR GİDİŞATA SEBEP OLABİLİR”
Trump’ın ABD başkanı olduğu dönemde Kudüs konusunda almış olduğu kararı da hatırlatan Prof. Dr. İsmail Şahin, “Bir diğer somut olay ise, Kudüs kararıdır. Hatırlanacağı üzere Trump, İslam dünyasından gelen tüm tepkilere karşın Kudüs’ü İsrail’in resmi başkenti olarak tanıdı ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması emrini verdi. Dolayısıyla Trump’ın seçimi kazanması Filistin’deki durumun daha da kötüleşmesine yol açar.” şeklinde konuştu.
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesince üreticilerin pazar değeri yüksek ürün elde etmeleri ve gelirlerinin artırılması amacıyla başlatılan “Seracılığı Geliştirme Projesi” kapsamında, çiftçilere yüzde 50 hibeli modern sera kurulumu desteği sağlayacak. Destekten yararlanmak isteyen üreticilerden talepler alınmaya başlandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli’de tarımın kesintisiz sürmesi ve üreticilerin gelir düzeyinin artırılması için can suyu projelerle çiftçilerin yanında oluyor. Kocaeli’nin önemli kırsal kalkınma hamlelerinden biri olan mazottan gübreye, tohumdan meyve fidanına çok sayıda tarımsal destekle üreticilerin yüzünü güldürüyor.
SERACILIK YAYGINLAŞTIRILIYOR
Bu doğrultuda, Büyükşehir tarafından Kocaeli genelinde Seracılığı Geliştirme Projesi kapsamında, her yıl olduğu gibi bu sene de çiftçilere yüzde 50 hibeli anahtar teslimi modern sera kurulumu desteği veriliyor. Projeyle Kocaeli’de seracılığın yaygınlaştırılması ve çiftçilerin pazar değeri yüksek ürün elde ederek, gelirlerinin artırılması hedefleniyor.
MODERN SERACILIĞA GEÇİŞ
Büyükşehir Belediyesince sıfırdan kurulup, çiftçilere teslim edilecek seralar 2 bloklu, 16 metre eninde, 32 metre boyunda, toplam 512 metrekare alandan oluşuyor. Modern seracılığa uygun 4 ayrı özelliğe sahip seralar, Kocaeli’ndeki çiftçilere büyük kolaylık sağlayacak. Proje ile üreticilerin modern ve bakımı kolay sera sistemine geçişi de sağlanmış olacak.
KÖTÜ HAVA KOŞULLARINA DAYANIKLI
Çiftçiler, havalandırması uygun olmayan ve bükme demirden yapılmış seraların yerine, modern, havalandırması ve bakımı ile hastalık ve zararlılarla mücadelenin kolay olduğu de-monte galvaniz profilli yüksek tünel sera sistemine sahip olacak. Kurulan seralar kar, dolu, fırtına ve yağmur gibi zorlayıcı hava koşullarına karşı mekanik mukavemeti artırarak üretime katkı sağlayacak. Seralar ayrıca, geniş alanda üretim yapmaya da imkan sağlıyor.
VERİMİ YÜKSEK ÜRÜNLER
Modern sera naylonu 36 aylık kullanım süresine sahip. Ayrıca UV + IR(LD) + EVA katkılı ve don riskini de azaltıyor. Hastalık ve zararlıları minimum seviyede tutan sera naylonları ilaçlama sayısını azaltıyor, daha sağlıklı ve pazar değeri yüksek ürünlerin yetişmesini sağlıyor.
TALEPLER ALINMAYA BAŞLANDI
Büyükşehir Belediyesi’nin yüzde 50 hibeli modern sera desteğinden yararlanmak isteyen üreticiler, 2024 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) belgeleriyle
5 Nisan Cuma günü mesai bitimine kadar, Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğü’ne müracaat edebilecek. Büyükşehir tarafından kurulacak modern seralar, belirlenen tarihlerde üreticilere hazır bir şekilde teslim edilecek. Modern Sera Yapımı ve Sera Naylonu Destekleme Projeleri doğrultusunda daha önce 130 çiftçiye yüzde 50 hibeli 130 modern sera kurularak teslim edildi. Ayrıca 1221 üreticiye, yüzde 50 hibeli veya afet nedeniyle tamamı hibe 1893 top sera naylonu desteği verildi.
İSTANBUL (İGFA) – Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nden alınan verilere göre, bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı 2023’te yüzde 11,64 oranında azaldı.
Söz konusu verilere göre bankalar ve banka dışı finansal kuruluşlar tarafından kullandırılan bireysel krediler, yüzde 76 artarak 2,7 trilyon TL oldu. Bu kredilerin yüzde 99’unun bankalar tarafından kullandırıldığı görülürken, bireysel kredilerin yüzde 44’ünü kredi kartları, yüzde 30’unu ihtiyaç kredileri, yüzde 16’sını konut kredileri, yüzde 4’ünü taşıt kredileri ve yüzde 6’sını kredili mevduat hesabı oluşturdu.
385 BİN KİŞİ İLK DEFA KREDİ KARTI KULLANDI
Takipteki kredilerin haricinde, bireysel kredi kullanan kişi sayısı ise 2023’te önceki yıla göre 2 milyon kişi artarak 40 milyon kişi oldu.
Ortalama kredi bakiyesi ise 69 bin TL düzeyinde gerçekleşti. 2023’ün aralık ayında 385 bin kişi ilk defa kredi kartından, 112 bin kişi tüketici kredisinden faydalandı.
Konut kredisi kullanan kişi sayısı 4 bin olurken, 512 bin kişi ise ilk defa kredili mevduat hesabı, 33 bin kişi ise taşıt kredisi kullandı.
BİREYSEL KREDİDE EN YÜKSEK PAYA SAHİP İL İSTANBUL
Kredi kartı dahil, kişi başına ortalama bireysel kredi toplam bakiyesi en yüksek iller sırasıyla, İstanbul, Ankara ve İzmir oldu. Aralık 2023 ayı itibarıyla İstanbul 28, Ankara yüzde 10 ve İzmir yüzde 7’lik bireysel kredi payına sahip iller olarak kayıtlara geçti. Bayburt ise son 12 ayda bireysel kredi bakiyesi en çok artan il oldu.
Öte yandan bireysel kredi kartı kullanımları artmaya devam etti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) verilerine göre, bireysel kredi kartı borçlanmaları geçen yıla göre yüzde 153 arttı. Kredi kartı borçlanmaları artarken borcunu ödememiş kişilerin sayılarındaki düşüş dikkat çekti. 2023 yılında bireysel kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı ise 865 bin 648 olarak kayıtlara geçti. Burada da yüzde 3.83’lük bir düşüş yaşandığı görüldü. 2022’de bu sayı 900 bin 94 kişiydi. Bireysel kredilerde de durum değişmedi. Burada da borcunu ödememiş kişi sayısında da bir önceki yıla göre yüzde 14.77lik düşüş görüldü.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan tasarruf uzmanı Çağada Kırım, geçen yılın verilerine bakıldığında kısmi de olsa düşüş görüldüğünü ifade etti. Makroekonomik koşullar değerlendirildiğinde düşüşün arkasında bankaların kredi veya kredi kartı verme politikalarındaki değişikliğin olduğunu düşündüklerini belirten Kırım, “Zira en ciddi önlemler bankacılık tarafında alınmış durumda. Bu durum biraz da vatandaşın krediye ulaşımında zorlaşma olduğu şeklinde yorumlansa da sonuç olarak düşüş görülmüş. Bu şekilde parasal sıkılaşmaya gidilip belirli bir süre acı reçete içilirse ödenemeyen borçların daha da ciddi oranda düştüğünü görebiliriz” diye konuştu.
ANKARA (İGFA) – İletişim Başkanlığı’ndan aktarılan habere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan telefon görüşmesinde darbedeilen Ramazan Şahin’e, “Bize düşen bir şey şu anda var mı?” diye sordu.
Şahin de soruyu, “Cumhurbaşkanım, sizin elinizde her şey. Ben bir şey diyemiyorum. Allah senden razı olsun.” diyerek yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık durumunu sorduğu Şahin, darp nedeniyle vücudunun bazı yerlerinde morarmalar olduğunu, evde dinlendiğini söyledi.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben doktorumu sana bir göndereyim de seni bir de onlar gözden geçirsinler.” ifadesini kullandı.
Ramazan Şahin ise, “Tamam Cumhurbaşkanım. Sen ne dersen o olur. Allah senden razı olsun. Aradığınız için çok teşekkür ederim. Hayırlı akşamlar.” şeklinde karşılık verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Şahin’in eşine selamlarını da iletti.
Ligde son üç maçını da kaybeden Beşiktaş’ta Teknik Yönetici Fernando Santos’la geçtiğimiz günlerde yapılan toplantının yeni ayrıntıları ortaya çıktı.
5 TRANSFER İSTEDİ
Lider Hasan Arat, İdare Heyeti Üyesi Feyyaz Uçar ve Futbol Koordinatörü Samet Aybaba’nın da bulunduğu toplantı sonrasında Portekizli teknik adamla dönem sonuna kadar devam etme kararı alınmıştı. Santos’un gelecek dönem için de planlar yaptığı, gerçekleştirilen toplantıda, beş transfer yapılmasını istediği öğrenildi.
10’A DENEYİM LAZIM
Deneyimli çalıştırıcı verdiği raporla sağ bek, stoper, sol kanat, santrfor ve 10 numara desteği istedi. Yapılacak 10 numara transferinin, Ernest Muçi’yi yedekleyebilecek deneyimli bir isim olması gerektiğini belirten Portekizli çalıştırıcı, başka eksikleri de özkaynaktan kapatmayı planlıyor. Altyapıdan yeni ‘Semihler’ çıkarmaya niyetli olan Fernando Santos’un şimdiden gözüne giren isimlerden birinin, U19 kadrosunun yıldızı Muhammed Eren olduğu öğrenildi.
Beşiktaş’ta kontratındaki kurala bağlı 1 yıllık uzatma opsiyonu kaldırılan Rachid Ghezzal büyük olasılıkla dönem sonu gruptan ayrılacak.
Cezayirli futbolcu, Futbol Kadroları Koordinatörü Samet Aybaba ve Teknik Yönetici Fernando Santos’la yaptığı görüşmede opsiyonun kaldırılmasını kabul ederken, kalan maçlarda mümkün olduğu kadar ekibe katkı yapmak istediğini bildirdi.
Ghezzal’ın, “Yaşadığım uzun vadeli sakatlıklar ve birtakım bahtsız olaylar nedeniyle 2 yıldır gruba yeteri kadar yararlı olamadım. Kontratımdaki uzatma opsiyonunu iptal etmek iki taraf için de düzgün olur. Kalan maçlarda daha fazla forma bahtı bularak ekibe katkı vermek istiyorum” tabirlerini kullandığı öğrenildi.
Beşiktaş’ta 4. dönemini geçiren ve 2020-21 döneminde elde edilen şampiyonlukta büyük hisse sahibi olan Ghezzal’ın kalan maçlarda mümkün olduğu kadar oynamak ve tekrar form tutmak istediği bildirildi. Mesleğine Fransa Ligue 1’de devam etmeyi planlayan 31 yaşındaki futbolcunun kendisine gelen kimi teklifleri şimdiden değerlendirmeye aldığı aktarıldı.
Beşiktaş’la yollarını ayırmaya hazırlanan Ghezzal’ın dönem sonu sportif ve ekonomik açıdan kendisine en uygun teklifi yapan kulüple mukavele imzalaması bekleniyor. Deneyimli futbolcu Fransa’da daha evvel Lyon ve Monaco formaları giymişti.
EN ÇOK KAZANAN İSİMLER ARASINDA
Beşiktaş, 2020-21 döneminde kiralık olarak takımına kattığı Rachid Ghezzal’ın bonservisini Ağustos 2021’de 3 milyon euro karşılığında Leicester City’den almıştı. Siyah-beyazlılar 3+1 yıllık mukavele imzalayan Cezayirli futbolcuya yıllık 2 milyon 250 bin euro garanti fiyat ödüyor. Ekibin en fazla kazanan oyuncuları ortasında bulunan Ghezzal’ın ayrılması finansal açıdan siyah-beyazlıların elini güçlendirecek.
ABD Menkul Değerler Borsası Komitesi (SEC), federal mahkemeye Ripple Labs tarafından menkul değerler maddelerinin ihlal edildiğini hatırlatıyor ve yargıçtan Ripple aleyhine sonuncu bir karar vermesini istiyor. Bu karar kalıcı ihtiyati önlemleri, tazminat ve ihtiyati faizi ve yaklaşık 2 milyar dolarlık sivil cezaları içeriyor. Ripple yöneticileri ve kripto topluluğu, SEC’i tahlillerle ilgili özet ve öteki evraklardaki mantıksız sözler nedeniyle eleştirdi. İşte Ripple davası için yaşanan en son gelişmeler ve topluluğun tepkisi…
ABD SEC, Ripple davası için kesin karar istiyor
SEC’in tahlillerle ilgili özetinin kamuya açık versiyonu, redaksiyonlardan sonra mahkemeye sunuldu. Argümanlar temel olarak 1933 tarihli Menkul Değerler Yasasının 5. Kısmının ihlal edilmesine ve kurumsal satışlarda kayıtsız XRP teklifleri yapılmasına dayanıyor. Argüman, Yargıç Analisa Torres’in geçen 13 Temmuz’da verdiği özet yargı kararına dayanıyor; bu da SEC’in rastgele bir dolandırıcılık savında bulunmadığı ve yalnızca bir davaya karşın Ripple’ın büyümesini gaye aldığı manasına geliyor.
SEC, Yargıç Analisa Torres’in kendi lehine önerilen bir buyruğu vermesini ve Ripple’ı 876.308.712 dolar meblağında “disgorgement” ödemeye zorlamasını istiyor. Ayrıyeten, 198.150.940 dolar meblağında ihtiyati faiz ve 876.308.712 dolar meblağında sivil ceza talep etmekte. SEC, Ripple’ın şikayet sonrası XRP satışlarının çoğunlukla kurumlara yapıldığını ve şirketin kurumsal yatırımcılara indirimleri bile açıklamadığı için satışların yatırımcılara ziyan verdiğini argüman ediyor. Dahası SEC, Ripple’ın kanunlara karşı gelmeye, kararı yanlış nitelendirmeye ve menkul değerler maddesinden kasıtlı olarak kaçmaya devam ettiğini savunuyor.
Ripple CEO’su ve CLO SEC’e ateş püskürdü
Ripple CEO’su Brad Garlinghouse, 2 milyar dolarlık cezanın “dolandırıcılık yahut pervasızlık savlarına (bulguları bir kenara bırakın) dayalı olarak mantıksız olduğunu söyledi. Bunun için katiyen bir emsal yok.” Garlinghouse bunun yerine, SEC’in DEBT Box davasında yetkisini berbata kullandığını ve Ripple davasında maddelere sadakat göstermeden hareket ettiğini vurguluyor.
Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere Ripple itirazını 22 Nisan’da mahkemeye sunacak. SEC, Yargıç Torres tarafından onaylanan uzatılmış tarihler uyarınca karşılığını 6 Mayıs’ta sunacak. Ripple CLO’su Stuart Alderoty, SEC’in kanunları uygulamak yerine yalnızca Ripple’ı ve tüm kesimi cezalandırmak ve gözdağı vermek istediğini belirtti. Alderoty, şunları söyledi:
Cevabımız önümüzdeki ay dosyalanacak, lakin hepimizin tekraren gördüğü üzere, bu, yanlış, yanlış karakterize edilmiş ve yanlış yönlendirmek için tasarlanmış tabirlerle ticaret yapan bir düzenleyicidir. Burada da formlarına sadık kaldılar.
XRP fiyatı güçlü kalmaya devam ediyor
XRP yanlısı avukatlar, tahlillerle ilgili özette beklenenden öteki bir şey olmadığını ileri sürmekte. Lakin avukatlar ODL satışları ve pazarlıklarıyla ilgili birtakım telaşlarını lisana getirdiler. Avukatlar Bill Morgan ve James Farrell, Yargıç Torres’in ODL satışlarını kurumlara yapılan öbür satışlarla birlikte kategori 1’e sınıflandırdığını ve davadan bu yana Ripple satışlarının ODL müşterilerine yapıldığını söyledi. Avukatlar, Ripple’ın Torres’in kararına nazaran iş uygulamalarını değiştirmesini umuyor, aksi takdirde SEC üstünlük kazanacak.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Uluslararası Giritliler ve Mübadiller Federasyonu’nu (UGİMFED) ziyaret etti. Başkan Soyer, “Son nefesimize kadar barış, demokrasi, Cumhuriyet gibi erdemlerimize sahip çıkacağız” dedi. Federasyon Başkanı Zafer Güzelkasap ise “Siz bize yol göstermeseydiniz ne İzmir Büyükşehir Belediyesi Mübadele Korosu kurulurdu ne de biz bu kadar ilke imza atardık” ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Uluslararası Giritliler ve Mübadiller Federasyonu (UGİMFED) Genel Başkanı Zafer Güzelkasap ve üyelerini Konak’ta bulunan ofislerinde ziyaret etti. Eski CHP İzmir Milletvekili Kani Beko’nun da bulunduğu ziyarette konuşan Başkan Tunç Soyer, “İzmir’in karakterini, kimliğini oluşturan paydaşlardan biri sizsiniz. Bu kökler yok sayılamaz. Barış çok kıymetli. Barış için ne kadar çok çalışırsak yaptığımız iş o kadar çok kıymetli olur. Biz son nefesimize kadar barış, demokrasi, Cumhuriyet gibi erdemlerimize sahip çıkacağız. Bu erdemlere sahip çıkmazsak kayboluruz” dedi.
Başkanımız bizler için çok kıymetli
Kendilerine katkılarından dolayı Başkan Soyer’e teşekkürlerini sunan Zafer Güzelkasap ise “Sizin zamanınızda çok hızlı adımlar attık. Camiamızın görünürlüğü arttı. Siz bize yol göstermeseydiniz ne İzmir Büyükşehir Belediyesi Mübadele Korosu kurulurdu ne de biz bu kadar ilke imza atardık. Sizin duruşunuz bizler için çok kıymetli. Başkanımız bizler için çok kıymetli” diye konuştu.
Sürdürülebilir bir gelecek için yatırımlarını sürdüren Neova Sigorta, “Geleceğimizin Sigortası Ormanlarımız” hatıra ormanı projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında Neova Sigorta ve Orman Genel Müdürlüğü iş birliği ile 25 Mart Pazartesi günü Bursa’da gerçekleştirilen fidan dikiminin ardından hatıra ormanı açılışı yapıldı.
Yenilikçi ve müşteriyi odağa alan ürün ve hizmetler geliştiren Neova Sigorta, sürdürülebilir bir gelecek için çalışmalar yürütmeye devam ediyor. Toplumu geleceğin risklerine ve afetlerine karşı sigortalayan ormanlarımızı korumak için hatıra ormanı projesini hayata geçirdi. Orman Genel Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında 21 Mart Orman Haftası’nda Bursa’da hatıra ormanı oluşturuldu. Balikesir’de 60 bin, Bursa’da 40 bin adet fidanın dikilmesiyle başlatılan “Geleceğimizin Sigortası Ormanlarımız” projesi kapsamında çocuklara yönelik ana teması “ormanların önemi” olan bir resim yarışması düzenlenmesi planlanıyor.
“Amacımız sürdürülebilir bir dünya için çevreye katkı sağlayan bir marka olmak”
Neova Sigorta Genel Müdürü Neslihan Neciboğlu projeyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Neova Sigorta olarak, markamızın kurumsal misyonu doğrultusunda, gelecekteki risklere karşı müşterilerimizi korumaya yönelik bakış açımızla ülkemizin ve dünyanın sürdürülebilir geleceği için önemli bir adım atıyoruz. Ülkemizin geleceği ve sürdürülebilirlik adına gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projeleriyle hem doğaya hem de geleceğimize yatırımda bulunuyoruz. Ormanlarımızın da geleceğimizin sigortaları olduğu bilinciyle bu projeyi hayata geçirdiğimiz için büyük mutluluk duyuyoruz. Oluşturacağımız ‘Hatıra Ormanları’ ile sadece bir orman oluşturmuyor, ormanlarımızın geleceğimiz için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyoruz. Ormanların önemini gelecek nesillere daha iyi aktarabilmek adına 8-12 yaş grubu için ana teması ‘ormanların önemi’ olan bir resim yarışması düzenliyoruz. Önümüzdeki dönemde de çevre dostu başka projelerimizi de hayata geçirmeyi planlıyoruz. Amacımız sürdürülebilir bir dünya için hayatın her alanında daha sorumlu ve çevreye katkı sağlayan bir marka olmak. “
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı üzerindeki yaya ve araç trafiğini rahatlatacak Karataş Yaya Üst Geçidi’nin temelini attı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndaki yaya ve araç trafiğini rahatlatmak için projelendirilen Karataş Yaya Üst Geçidi’nin temeli atıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında ilk olarak alanda zemin güçlendirme çalışmaları tamamlandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Karataş’a giderek üst geçidin temelini attı. Başkan Soyer’e İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Özgür Ozan Yılmaz, Fen İşleri Dairesi Başkanı Hamdi Ziya Aydın eşlik etti.
“Çok büyük bir rahatlama sağlayacak”
Üst geçidin bölgedeki araç ve yaya trafiğini rahatlatacağını söyleyen Başkan Tunç Soyer, “Karataş, hem trafiğin sıkıştığı hem yayaların ışık nedeniyle çok beklemek zorunda kaldığı noktalardan biriydi. Bu nedenle üst geçit çok büyük bir rahatlama sağlayacak. Aynı zamanda yaya geçişi de olmayacağı için trafik de hızlanacak. Çift taraflı bir rahatlama olacak. Sıkıntılı bir imalat hazırlık süreci vardı. Deniz kenarında fore kazık uygulanması gerekiyordu. Bütün bunlar tamamlandı. Haziran ayında hizmete girecek. İzmir’e hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.
Konforlu ve güvenli ulaşım
Mustafa Kemal Sahil Bulvarı Karataş Yaya Üst Geçidi çalışmaları kapsamında köprünün ayak temellerine toplam 34 adet fore kazık çalışmasıyla zemin güçlendirilmesi yapıldı. 81 metre uzunluğundaki üst geçidin yoldan yüksekliği 7.75 metre, genişliği ise 3.60 metre olacak. 4 adet yürüyen merdiven ve 2 adet asansör bulunan yaya üst geçidi çevresinde bin 300 metrekarelik çevre düzenlemesi yapılacak. Mustafa Kemal Sahil Bulvarı üzerinde Karataş bölgesinde yapılacak yaya köprüsü, çevresinde bulunan okul, tramvay durağı, sahildeki yaya ve araç trafiğini rahatlatacak, yayalar için konforlu ve güvenli bir platform oluşturacak.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, cumartesi ve perşembe günleri İzmit Doğu Kışla Parkı mevkiinde kurulan kapalı pazar alanında sundurma çalışmalarını başlattı. Pazarcıların yoğun isteği doğrultusunda pazar alanında balıkçıların bulunduğu güney ve batı cephesine sundurma yapılarak kapatılacak.
100 GÜNDE TAMAMLANACAK
Yüklenici firmayla sözleşme imzalanarak çalışmalar başladı. Projenin 100 takvim gününde bitirilmesi planlanıyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan projeye göre 924 metrekarelik alan sundurma yapılarak kapatılacak.
GÜVENLİK VE ÇEVRE ÇİTİ
Doğu Kışla Parkı’nın hemen yanında yer alan pazar alanında olası olumsuzlukların önüne geçilmesi için Büyükşehir, Pazarcılar Odası’nın talebi doğrultusunda kontrol ve güvenliğin sağlanması için pazar alanını çitle çevirmişti. Araçlar için tek giriş çıkış oluşturulan pazar alanına perşembe ve cumartesi günlerinin dışında araçlar park etmeye devam ediyor. Aynı zamanda Büyükşehir Zabıtası da pazar alanında güvenlik noktası oluşturarak personel görevlendirmişti. Pazara alışverişe gelenlerin oturup dinlenebileceği bank ve kamelyalar da Büyükşehir tarafından konulmuştu.
BAŞKAN SÖZ VERMİŞTİ
Pazar alanında pazarcı esnafı ve aileleriyle bir araya gelen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Bizden bir sundurma talebiniz olmuştu, biz de yapacağımıza söz vermiştik. Arkadaşlarımız onun projelerini hazırladı, yapılmasının talimatını verdim. İnşallah yağmurdan ve güneşten sizi ve alışverişe gelenleri koruyacak daha iyi bir yapıyı buraya kuracağız” sözleriyle sundurmanın yapılacağını ifade etmişti.
“Kayıp Hayvanların Gizemli Geçmişi”, gezegenimizde yaşamış en büyük hayvanların gizemlerini çözmek için gerçek zamanlı paleontoloji araştırmalarına erişim ile öncü teknoloji ve CGI animasyonlarını bir araya getiriyor.
Ölümcül T-Rex’lerden, dev yünlü mamutlara, korkunç kılıç dişli kaplanlardan, antik deniz hayvanlarına kadar bir çok devasa hayvanın gezegeni fethetmek için nasıl evrimleştiklerini anlatan 6 bölümlük “Kayıp Hayvanların Gizemli Geçmişi” 28 Mart Perşembe 22.00’de National Geographic’te başlıyor.
Bilimin, keşfin ve hikâye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic’in birbirinden iddialı yapımlarını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.
Çankaya Belediyesi Turan Erol Sanat Atölyesi, sanatseverlere yönelik atölye çalışmalarına devam ediyor. Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşen Rorschach Testi atölye çalışmasına genç katılımcılar büyük ilgi gösterdi.
Çankaya Belediyesi, Turan Erol Sanat Atölyesi öğrencilerini ücretsiz olarak lise ve üniversiteye hazırlamanın yanı sıra birçok farklı alanda eğitimler vererek atölye çalışmaları da düzenliyor. Her ay gerçekleşen sanat atölyeleri, eğitimlere dahil olmayan sanatseverlerin de katılımına olanak sağlıyor. Atölye, akademisyenler ve sanatçılar rehberliğinde kursiyerlerin kendilerini geliştirmelerine olanak sağlıyor.
KENDİ MÜREKKEP TESTLERİNİ HAZIRLADILAR
Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi Turan Erol Sanat Atölyesi’nde düzenlenen atölye kapsamında Seramik sanatçısı Lütfullah Genç, Rorschach Testi çalışmasını gerçekleştirdi. Psikoloji alanında yaygın olarak kullanılan ve mürekkep testi olarak da bilinen Rorschach testini temel alan atölye çalışmasında katılımcılar, bir temizlik malzemesi olarak kullanılan sarı bez üzerinde sulu boya çalışması yaptı. Sanatçı Genç rehberliğinde sorulan soruların dürtüsel olarak ne hissettirdiğini çeşitli renk ve şekillerle beze yansıtan gençler, çalışmanın sonunda ortaya çıkan kendi mürekkep testleri üzerinden hayat dinamiklerini, kişilik özelliklerini ve duygusal işleyişlerini inceleme imkanı buldu.
ATÖLYELER RENKLİ ÇALIŞMALARLA DEVAM EDİYOR Atölyede gelecek program kapsamında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden akademisyenler Dr. Öğr. Üyesi Engin Esen ve Doç. Dr. Havva Altun Demircan’ın ardından sanatçı Berkay Kahvecioğlu çalışmalara rehberlik edecek.
Enflasyon karşısında yükselen faiz oranları ve global ekonomik belirsizliklerin baskısı altındaki şirketler, “kemer sıkma” siyasetlerini sürdürüyor.
Daha az kaynakla daha fazlasını yapma gayesindeki şirketler, işçi sayısını azaltırken verimliliğe odaklanıyor.
Şirketlerin yapay zeka ve otomasyona yönelmesi de işten çıkarma nedenleri ortasında gösteriliyor. Yapay zeka heyecanı, şirketlerin kaynaklarını bu alanda ağırlaştırmasına ve iş güçlerinde otomasyonu artırmasına yol açıyor.
İşten çıkarmalar şubatta yüzde 9 arttı
Chicago merkezli global bir işe yerleştirme ve meslek geçişi firması olan Challenger, Gray&Christmas’ın bilgilerine nazaran, ABD’de işten çıkarılanların sayısı şubatta geçen yılın tıpkı devrine kıyasla yüzde 9 artarak 84 bin 638’e çıktı. Bu sayı geçen yıl mart ayından sonraki en yüksek düzey oldu.
Ülkede işten çıkarılanların sayısı geçen yıl bir evvelki yıla nazaran yüzde 98 artarak 721 bin 677’ye ulaşmıştı.
Teknolojiden imalata, finansal hizmetlerden perakendeye kadar pek çok daldan şirket çalışan sayısında azalmaya giderken, işten çıkarmaların teknoloji dalında ağırlaşmaya devam ettiği görüldü. Challenger, Gray&Christmas datalarına nazaran, teknoloji bölümünde 12 bin 412’si şubat ayında olmak üzere bu yıl toplam 28 bin 218 kişi işten çıkarıldı.
Layoffs.fyi datalarına nazaran ise yılın başından bu yana 219 teknoloji şirketi 50 bin 841 çalışanın işine son verdi.
Uzmanlar, işten çıkarma dalgasının devam ettiğini ve şirketlerin agresif formda maliyetlerini düşürürken işçi gereksinimlerini kıymetli ölçüde yine şekillendiren teknolojik yenilikleri benimsediğini belirtti.
Teknoloji kesimindeki işten çıkarmaların büyük ölçüde şirketlerin daha yalın ve verimli çalışmaya yönelik yeni gayretlerini yansıttığını lisana getiren uzmanlar, yeni yapay zeka araçlarının yavaş da olsa şirketlerin bu gayelere ulaşmalarına yardımcı olmasını beklediğini tabir etti.
İşten çıkarma açıklamalarına karşın iş gücü piyasası gücünü koruyor
Ülkede işten çıkarmalar devam etmekle birlikte datalar iş gücü piyasasının gücünü koruduğuna işaret ediyor.
ABD’de istihdam artışı sürerken, işsizlik oranı geçen ay artış kaydetmiş olsa da düşük kalmaya devam ediyor.
ABD Çalışma Bakanlığı bilgilerine nazaran, ülkede tarım dışı istihdam şubat ayında 275 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
ABD’de birebir periyotta işsizlik oranı ise yüzde 3,7’den yüzde 3,9’a yükseldi.
İşten çıkarma münasebeti çoğunlukla “yeniden yapılanma” planları
Şirketlerin birden fazla işten çıkarma münasebeti olarak “yeniden yapılanma” planlarını gösteriyor. Mağaza, ünite yahut fabrika kapanmaları ile maliyet düşürme de işten çıkarma münasebetleri ortasında öne çıkıyor.
İşten çıkarma münasebeti olarak ekonomik şartları ve piyasa şartlarını gösteren şirketler de mevcut.
Ayrıca şirketlerin işten çıkarma münasebeti olarak “yapay zekayı” göstermeleri dikkati çekti. Google, Amazon, Twitch, eBay, Riot Games, Discord, Duolingo, Unity, Brex, Wayfair, Macy’s, Citigroup ve Blackrock, bu yıla işten çıkarma kararlarıyla başlayan şirketler ortasında yer alıyor. Stellantis, Sony, Cisco, DocuSign, Estée Lauder, Expedia, Snap, Zoom, UPS, Levi’s ve Nike da işten çıkarma kararı alan şirketler ortasında bulunuyor.
İşten çıkarma dalgasına dahil olan yeni şirketler
Otomobil üreticisi Stellantis, verimlilik ve maliyet optimizasyonu kapsamında ABD’de mühendislik, teknoloji ve yazılım ünitelerindeki çalışanlarının yüzde 2’sinin işine son verileceğini bildirdi. Stellantis’ten yapılan açıklamada, araba sanayisinin dünya çapında gibisi görülmemiş belirsizliklerle ve artan rekabet baskılarıyla karşı karşıya kalmaya devam ettiği, şirketin verimliliği artırmak ve maliyet yapısını optimize etmek için kararlar almayı sürdürdüğü belirtildi.
ABD basınında çıkan haberlerde, işten çıkarmaların yaklaşık 400 çalışanı kapsadığı söz edildi.
– Sony
Genel merkezi ABD’nin California eyaletinde bulunan, Sony’nin görüntü oyunu ve dijital cümbüş alanında faaliyet gösteren yan kuruluşu Sony Interactive Entertainment, global iş gücünün yüzde 8’ine karşılık gelen 900 çalışanını işten çıkarma planını duyurdu.
– Cisco
ABD merkezli ağ teknolojileri şirketi Cisco, yine yapılanma planı kapsamında global iş gücünü yaklaşık yüzde 5 azaltacağını açıkladı.
Cisco’dan yapılan açıklamada, yine yapılanma planıyla şirket tertibinin tekrar düzenlenmesi ve temel öncelikli alanlara daha fazla yatırım yapılmasının sağlanmasının hedeflendiği belirtildi.
– DocuSign
Dijital imza hizmeti sunan DocuSign, tekrar yapılanma kapsamında iş gücünü yüzde 6 azaltacağını duyurdu.
– Estee Lauder
Amerikan kozmetik şirketi Estee Lauder, tekrar yapılanma programı kapsamında global iş gücünü yüzde 3 ila yüzde 5 ortasında azaltacağını bildirdi.
İşten çıkarma kararı kozmetik devinin üç aylık devirde kar ile gelirinde düşüş olması ve yıllık kar varsayımını düşürmesi üzerine gelirken, işten çıkarmaların 3 bin 100 çalışanı etkileyeceği söz edildi.
– Expedia
Çevrim içi seyahat şirketi Expedia’nın “organizasyonel ve teknolojik dönüşümün” bir kesimi olarak yaklaşık 1500 çalışanını işten çıkaracağı bildirildi.
– Fisker
Elektrikli araç startupı Fisker, çalışanlarının yüzde 15’ini işten çıkaracağını açıkladı.
– Instacart
ABD ve Kanada’da market alışverişi ve teslimatı hizmeti sunan Instacart’ın karlılığa odaklandığı için yaklaşık 250 çalışanını, işçisinin yaklaşık yüzde 7’sini işten çıkaracağı belirtildi.
– Morgan Stanley
ABD’nin büyük bankalarından Morgan Stanley’nin varlık idaresi kısmındaki yüzlerce kişiyi işten çıkarmayı planladığı bildirildi.
İşten çıkarmaların Bankanın kelam konusu ünitesinin çalışanlarının yüzde 1’inden azını etkilemesinin beklendiği söz edildi.
– Nike
ABD merkezli spor giysi markası Nike, maliyetleri düşürmek hedefiyle iş gücünü yaklaşık yüzde 2 oranında azaltacağını açıkladı.
– Okta
San Francisco merkezli kimlik ve erişim idaresi şirketi Okta’nın iş gücünün yaklaşık yüzde 7’sini işten çıkaracağı bildirildi.
Okta Üst Yöneticisi Todd McKinnon, “Gerçek şu ki maliyetler hala çok yüksek.” değerlendirmesinde bulundu.
– Paramount Global
ABD’li medya şirketi Paramount Küresel’in 800 kişiyi işten çıkaracağı belirtildi.
– Snap
ABD’li toplumsal medya şirketi Snap, global iş gücünü yüzde 10 azaltmaya yönelik planını duyurdu. ABD medyasında çıkan haberlerde, işten çıkarmaların şirketin 500’den fazla çalışanını etkileyeceği bilgisi verildi.
Ağustos 2022’de çalışanlarının yüzde 20’sinin işine son vereceğini açıklayan Snap, o tarihten bu yana birkaç kere işten çıkarmaya gitmişti. Şirket son olarak geçen yıl kasım ayında işten çıkarma yapmıştı.
– Warner Music
Amerikan müzik şirketi Warner Music, 600 çalışanını işten çıkaracağını bildirdi. Warner Music Üst Yöneticisi Robert Kyncl, şirketteki değişikliklerin maliyetten yıllık 200 milyon dolar tasarruf sağlayacağını ve bunun çoğunlukla şirketin ana faaliyet alanını desteklemek için kullanılacağını açıkladı.
– Zoom
Çevrim içi görüntü konferans uygulaması Zoom’un yaklaşık 150 kişiyi işten çıkarma kararı aldığı belirtildi.
ABD basınında yer alan haberlere nazaran, Zoom iş gücünün yüzde 2’sinden azını oluşturan yaklaşık 150 kişiyi işten çıkarma kararı aldı.
Şirketin bu yıl yapay zeka üzere alanlarda işe alımlara devam edeceği bildirildi.
– UPS
Amerikan kargo devi UPS’in şirketin “kaynaklarını tekrar ayarlama” planı kapsamında iş gücünü 12 bin kişi azaltacağı tabir edildi.
İş gücünü azaltmanın şirketi yaklaşık 1 milyar dolarlık maliyetten kurtaracağı kaydedildi.
– Levi’s
ABD’li giysi firması Levi Strauss&Co, global iş gücünü yüzde 10 ila yüzde 15 azaltacağını duyurdu. Şirketten yapılan açıklamada, uzun vadeli karlı büyümeyi destekleme stratejisi doğrultusunda 2024 mali yılında 100 milyon dolarlık net maliyet tasarrufu sağlanmasının hedeflendiği belirtildi.
– PayPal
Çevrim içi ödeme sistemi PayPal’ın global iş gücünü yüzde 9 azaltacağı bildirildi. PayPal Üst Yöneticisi Alex Chriss, karmaşıklığın ve tekrarların azaltılması için şirket genelinde daha fazla odaklanma ve verimliliğin sağlanması, otomasyonun uygulanması ve teknolojinin sağlamlaştırılması gerektiğini tabir etti.
– Microsoft
ABD’li teknoloji devlerinden Microsoft’un oyun ünitesinden yaklaşık 1900 çalışanı işten çıkaracağı bildirildi.
– Rivian
ABD merkezli elektrikli araba şirketi Rivian, “ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler ile baskılar, bilhassa de tarihi olarak yüksek faiz oranlarının etkisi” nedeniyle iş gücünü yüzde 10 oranında azaltacağını açıkladı.
Monako Prensi Albert ile 2011 yılında evlenen Prenses Charlene, uzun vakittir hem ruhsal hem de fizikî rahatsızlıklarla çaba ediyordu. Yaşadığı sıkıntılar sebebiyle bir klinikte tedavi gören ve akabinde Prens Albert ile konutlarını ayırdıkları tez edilen Prenses, aylar sonra birinci kere ortaya çıktı. Saçlarındaki sarı tonunu artıran ve bob kesim modeli tercih eden Charlene’nin yeni imajı dikkat çekti.
2011 yılında Monako Prensi Albert ile gözyaşları içerisinde dünya meskenine giren Prenses Charlene, uzun vakittir yaşadığı ruhsal ve fizikî rahatsızlıklarla gündeme geliyordu. Birinci olarak Güney Afrika’da akabinde İsviçre’de bir klinikte tedavi gören Prenses’in evliliğinde mutsuz olduğu ve eşiyle meskenlerini ayırdıkları tez edilmişti. Prenses ile sadece etkinliklerde bir ortaya geldiği öne sürülen Prens Albert’in eşine ‘göstermelik evlilik’ için yıllık 10 milyon sterlin ödediği de söylentiler ortasında yer alıyordu.
Prenses Charlene
Uzun bir vakittir gözlerden uzak kalan Charlene, önceki gün Monte Carlo’daki bir aktiflikte görüntülendi. Eşi Prens II. Albert ile ‘Disco Bal de la Rose Monaco’ etkinliğinde uzunluk gösteren Prenses Charlene’nin yeni imajı dikkatli gözlerden kaçmadı. Işıltılı pembe bir tulum giyen 46 yaşındaki Charlene, saçlarını daha da kısa kestirerek sarı renge boyattı. Bir müddettir mutsuz olduğu sav edilen Charlene’nin güler yüzlü halleri toplumsal medyada gündem oldu.
İDDİALAR ORTALIĞI KARIŞTIRMIŞTI
Fransız basınında çıkan haberlere nazaran; Monaco Prensi eşi Charlene’in bilhassa kraliyet aktifliklerine iştirak sağlamasında epey ısrarcı. O denli ki Prens Albert, eşi Prenses Charlene’in misyonlarını yerine getirmesi için ona yılda 10 milyon sterlin ödüyor.
Monako Prensi Albert, eşi Charlene ve ikizleri
64 yaşındaki Prens’in eşi Charlene’e ‘aşırı bilinmeyen bir anlaşma’ imzalattığı ve onu yanında tutmak için neyi varsa ortaya koyduğu da savlar ortasında yer alıyor. 8 ay Güney Afrika’da ve 4 ay da İsviçre’de kalan Prenses’in bir anda ülkesine ve etkinliklere dönme sebebi de mutabakat savlarını güçlendiriyor.
Monako Prensesi Charlene
PRENSES ÇOCUKLARINA KAVUŞMANIN SEVİNCİNİ YAŞADI!
Hüzünlü Prenses Charlene, 7 yaşındaki ikizleri Prens Jacques ve Prenses Gabriella‘yla bir ortaya geldi. Prenses’in meskenine dönmesiyle saray, Prenses’in hekimleriyle görüştükten sonra Monaco’ya dönüş kararı aldığını belirterek, Charlene’in sıhhat açısından gereğince güçlenir güçlenmez resmi misyonlarına kademeli olarak devam edeceğini açıkladı.
Monako Prensi Albert, Prenses Charlene ve ikizleri
Monaco’lularla vakit geçirmeyi ve toplumsallaşmayı dört gözle bekleyen Prenses’in “hala huzur ve sükunete muhtaçlığı olduğu için, özel hayatlarına ve aile yaşantılarına hürmet duyulmaya devam edilmesini istediği” tabir edildi.
Prenses Charlene saraya geri döndü
İKİZLERİNİN DOĞUM GÜNÜ PARTİSİNE KATILMAMIŞTI!
Son periyotların en çok konuşulan isimlerinden biri haline gelen Monaco Prensesi Charlene, yaşadığı sıhhat problemleri sebebiyle bir bakım merkezinde tedavi altına alınmıştı. Eşi Prens Albert, Prensesin sıhhat durumunun yeterli olduğunu söylese de yaklaşık 1 aydır tedavi gören Charlene ikizlerinin doğum günü partisine katılamadı.
Sosyal medya hesabından çocuklarının görüntü ve fotoğrafını paylaşan Prenses Charlene, “Bebeklerimin doğum günü kutlu olsun. Bu kusursuz çocuklar için Tanrı’ya teşekkür ediyorum. Çok şanslıyım. Sevgiler, anneniz” tabirlerini kullandı.
People mecmuasına konuşan 64 yaşındaki Prens Albert, eşinin fizikî ve ruhsal olarak çok yıprandığını bundan ötürü çocuklarının doğum günü partisine katılamadığını söyledi.
PRENSES HÜZÜNDEN BİR DERİ BİR KEMİK KALDI!
Son devirlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Monako Prensi Albert’in eşi Prenses Charlene hakkında çıkan tezlere bir yenisi daha eklendi. 10 ay boyunca ailesinden başka bir halde Güney Afrika’da kalan Prenses, ülkesine döndükten kısa bir müddet sonra tekrar Monako’dan ayrılmıştı.
Tüm dünya basını boşanma haberleriyle çalkalanırken Prenses’in çok hasta olduğu ve hem fizikî hem de ruhsal problemler yaşadığı söylenmişti. Prens Albert geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda Prenses’in tedavi olmak için ismi açıklanmayan bir ülkeye gittiğini açıklamıştı.
Yapılan açıklamaların akabinde aileye yakın bir kaynak, basının Prenses Charlene’nin ruh sıhhatinde yaşadığı sıkıntıları öne çıkarmasını eleştirdi ve Charlene’nin asıl sıhhat problemlerinin önemsizleştirildiğini vurguladı. Birebir vakitte “Bir cins zihinsel yahut duygusal sorunu varmış üzere gösterilmesi haksızlık. Sarayın neden onun Güney Afrika’da neredeyse ölmek üzere olduğunu küçümsediğini bilmiyoruz.” şeklinde tabirler kullandı.
Bu kaynağın Page Six’e anlattıklarına nazaran; Prenses Güney Afrika’da olduğu müddet boyunca kulak burun boğaz enfeksiyonu geçirdi ve bundan ötürü geçirdiği operasyonlar sonrasında uzun bir mühlet katı hiçbir şey tüketemedi ve bu da çok kilo vermesine sebep oldu.
PRENSES AYLARDIR KAYIP!
Monaco Prensi Albert ile yaklaşık 10 yıldır evli olan Prenses Charlene, son vakitlerde her hareketiyle gündem oluyor. Kendi ismini taşıyan vakfın, gergedanların jenerasyonunun sürdürülmesi konusundaki çalışmaları için gittiği Güney Afrika’da 10 ay kalan Prenses, tüm dünyada merak konusu haline gelmişti. Hastalandığı gerekçesiyle tabiplerin uzun uçak seyahatine müsaade verilmediği söylenen Prenses’in boşanmak istediği savları ülkede yansılara neden olmuştu. İki hafta evvel Monako’ya dönen Prenses Charlene, eşi Prens Albert ve ikiz çocuklarıyla kameraların önünde memnunluk pozları vererek bu tezleri yalanladı. Fakat Prenses geldiği üzere tekrar ülkeden gitti.
Monako Ulusal Günü kutlamalarına katılmasını beklenen Prenses’in ülkeden gitmesi halkı endişelendirirken Prens Albert, bir Fransız yayın organına verdiği röportajda hüzünlü Prenses’in hasta olduğunu ve tedavi için öbür bir ülkeye gittiğini söyledi. İddialara nazaran; “Kulak Burun Boğaz” enfeksiyonu geçiren Prensesin fizikî olarak yaşadığı sıhhat problemleri onu ruhsal olarak da olumsuz etkiledi. Ruhsal açıdan olumsuz hisseden Prensesin bir müddet ailesinden ve çocuklarından uzakta kalacağı da söylenenler ortasında.
Prens Albert, Monaco Matin’e verdiği röportajda şu tabirleri kullandı:
“Daha güzel lakin dinlenmeye ve huzura gereksinimi var. Monako’da değil ve yakında biz de onu ziyarete gideceğiz. Size bundan daha fazlasını söyleyemem.” Prens Albert’in açıklamasına nazaran Prenses Charlene “tükenmiş” durumda. Bunun nedeni ise yalnızca fizikî değil ve tedavi için de hem müşahede altında tutulup hem de dinlenmesi gerekiyor. Ancak bu noktada daha fazla yorum yapmayı tercih etmiyorum.”
Prens Albert, eşinin gerçek düzgün yemek yemediğini ve uyku sorunu da yaşadığını bundan ötürü tükendiğini söyledi.
PRENSİN YÜZÜNÜ GÖRMEK İSTEMİYOR!
10 yıl evvel göz yaşları içerisinde Monaco Prensi Albert ile evlenen Prenses Charlene, 10 aydır bir vakıf kapsamında gittiği Güney Afrika’dan geçtiğimiz günlerde dönmüştü. Uzun bir müddet ailesinden farklı kalan Prenses’in boşanmak istediği argümanları toplumsal medyanın gündemine oturmuştu. Ülkesine dönen Prenses Charlene, toplumsal medya hesabından eşi ve ikizleri ile memnun aile pozlarını paylaşarak bu haberleri yalanlamıştı. Lakin kraliyet ailesiyle ilgili yeni bir tez ortalığı karıştırdı.
Mail Online’ın haberine nazaran; Prenses Charlene, Monaco’ya dönüşte Prens Albert’in sarayında yaşamak istemiyor olabilir. Prenses’in erkek kardeşinin eşi ve yardım kuruluşunun hakla ilgiler uzmanı Chantell Wittstock‘un ortaya attığı sav ülkede büyük yankı uyandırdı. Ancak Wittstock, Prenses’in tam vakitli olarak sarayda yaşayıp yaşamayacağı konusunda tam bir şey söylemedi. Charlene’nin Prens’in sarayı yerine eski bir çikolata fabrikasının üzerindeki iki yatak odalı dairede yaşayabileceği konuşulanlar ortasında yer alıyor.
Chantell Wittstock, bahis hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“Charlene’in o konuta yerleşip yerleşmeyeceği net değil. O yalnızca geri döndü ve herkes yeni şartlara alışmaya çalışıyor. Prenses çocuklarını, çocukları da annelerini tekrar gördükleri için heyecanlı. Nereye yerleşeceğini göreceğiz. Lakin Prenses eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşayacak”
AYLAR SONRA KONUTUNA DÖNDÜ!
Monaco Prensi Albert ile 2011 yılında nikah masasına oturan Prenses Charlene, yaklaşık 10 ay evvel vakıf aktifliği kapsamında gittiği Güney Afrika’dan dönmemişti. Düğün gününde ıstıraptan ağlayan Prenses’in seyahatten dönmemesi boşanma savlarını gündeme getirmişti.
Prenses’in enfeksiyon kapması sebebiyle ülkesine dönmediği söylense de geçen ay 10’uncu evlilik yıl dönümünde bile Monako’ya dönmemesi ortalığı karıştırdı. İkiz çocukları olan Prenses Charlene tüm bu süreçte çocuklarını da görmemişti.
Medya tarafından “hüzünlü prenses” olarak isimlendirilen Prenses Charlene, 10 ayın akabinde sonunda ülkesine döndü. Herkesin merak ettiği Prenses toplumsal medya hesabından memnun aile karelerini paylaşarak herkesi şaşırttı.
PRENSES CHARLENE VE PRENS ALBERT BOŞANIYOR MU?
Prens Albert ile evlenerek Monako’nun First Lady’si olan Prenses Charlene, aylar evvel kendi ismini taşıyan bir vakfın projesi için Güney Afrika’ya gitti. Gergadanların hayata tutunması projesi için Güney Afrika’da olan Prenses, uzun bir vakit geçmesine karşın Monako’ya dönmedi. Savlara nazaran Prenses Charlene, proje kapsamında gittiği Güney Afrika’dan kendine bir konut satın aldı.
Prenses Charlene’nin düğün gününde ağlaması ve düğün öncesi saraydan kaçmaya çalıştığı söylentisi gündeme bomba üzere düştü. Prensesin, Güney Afrika’dan kendine bir konut satın aldığı savları çiftin boşanma hazırlığında olduğu söylentisini gündeme taşıdı. Biri kız oburu erkek iki çocuk sahibi olan Prens Albert ve Prenses Charlene’den şimdi bir açıklama gelmedi.
Monako ve Fransa’nın 1981 yılında yaptığı mutabakata nazaran Monako’nun bir velihatı olmak zorundaydı. İki çocuğun dünyaya gelmesiyle ülkenin geleceği kurtuldu.
Bu yılın merakla beklenen PlayStation oyunlarından birisi de Stellar Blade. Sizler de nasıl bir oyun olacağını görmek istiyorsanız, birkaç gün sonra demosunu indirip şahsen test edebileceksiniz.
Oyunun direktörü Kim Hyung Tae, PS Blog’da oyunun demosuna dair kimi bilgiler paylaşmış durumda. Demo, oyunun başlangıç kısımlarından bir kesit sunacak. Kahramanımız Konuta, gezegeni Naytiba’dan geri almak üzere Dünya’ya gönderiliyor. Demoda birinci boss savaşına kadar olan kısım oynanabilecek. Kestirim edilebileceği üzere öğretici kısım ile başlayıp temel dövüş sistemlerini öğreneceğiz. Naytiba tarafından işgal edilen Eidos 7 kentinde düşmanlarımızı avlayıp oyun mekaniklerine ısınacağız. Demoyu tamamlayanlar kayıtlarını oyuna aktarabilecekler.
Stellar Blade’in demosu 29 Mart’tan itibaren indirilebilecek. Oyunun kendisi de 26 Nisan’da geliyor. Bu ortada Türkçe altyazılı olarak geleceğini de belirtmiş olalım. Bakalım nasıl bir oyun olacak ve oyun severlerden nasıl yansılar alacak. Merakla bekliyoruz, yakından takipteyiz.
Gelinim Mutfakta müsabakası yeni haftaya başlamasıyla birlikte birbirinden lezzetli yemek tanımlarını de gündeme getiriyor. Gelinlerin en hoş yemeği yapmak için kıran kırana savaştığı Gelinim Mutfakta’nın bugünkü yıldız modülü ise etli kuru dolma tanımı oluyor. Haydi bugünün şahene lezzeti etli kuru dolma tanımı ve gereçlerine birlikte bakalım.
Hafta içi her gün saat 13.00’te Kanal D’de yayınlanan Gelinim Mutfakta müsabakası birbirinden lezzetli yemekleri ekranlara taşıyor. En hoş sunumu ve en lezzetli tanımlarıyla aratılmaya başlanan Gelinim Mutfakta’nın bugünkü tanımı ise etli kuru dolma yemeği oluyor. Lezzetiyle herkesin gönlünü fethedecek olan etli kuru dolma tıpkı vakitte imgesiyle de iştah kabartacak. Lisanlara destan olan etli kuru dolma tanımını sizler için hazırladık. Haydi gelin Gelinim Mutfakta’nın etli kuru dolma yemeği nasıl yapılır inceleyelim.
ETLİ KURU DOLMA TANIMI:
MALZEMELER
200 gram kıyma 1 Su bardağı yıkanmış pirinç dilerseniz 2-3 yemek kaşığı pilavlık bulgurda koyun 2 orta uzunluk kuru soğan 3 diş sarımsak Bir tutam maydanoz 1 yemek kaşığı domates salçası 1 tatlı kaşığı acı biber salçası Tuz karabiber pul biber sumak kimyon 1 çay bardağı sıvıyağ (yarısını iç harcına yarısını pişerken dolmaların üstüne dökün) Dolmanın pişirme kademesi için 1,5 su bardağı su,
YAPILIŞI
İlk olarak Kuru patlıcan ve biberleri kaynar suda bekletin.
Yarım sat bekledikten sonra suyu dökerek birebir süreci bir kez daha yapın.
Biberler yumuşayınca sudan alın.
İç gereci için soğanı ve maydanozu doğrayın.
Sarımsağı rendeledikten sonra öbür materyalleri de karıştırın.
İç materyali hazırlandıktan sonra yumuşayan dolmaların içini doldurun.
Ardından düdüklü tencerenin içine dolmaları dizdikten sonra üzerine tuz, kalan yağı ve suyunu koyun.
20 dakika pişirdikten sonra düdüklünün ağzını açmadan 1/2 saat bekledikten sonra açın.
Normal tencerede pişirecek olursanız 1 saat pişirin.
Trabzonspor’un orta transfer devrinde takımına kattığı Belçikalı sağ bek oyuncusu Thomas Meunier, futbolu sanat üzere gördüğünü söyledi.
Belçikalı oyuncu Trabzonspor Mecmuası’ndaki röportajında, ocak ayında birkaç kulüpten transfer teklifi aldığını fakat Borussia Dortmund’un bunları birinci etapta reddettiğini, transfer periyodunun bitimine birkaç gün kala ayrılabileceğinin kendisine iletildiğini belirtti.
Kulübün yaptığının çok adil bir durum olmadığını vurgulayan Meunier, şöyle devam etti:
“Ama ben daima saygılı olup hiçbir şey söylemedim ve bir kulüp bulmak zorundaydım. Zira planım mümkün olan en fazla müddette alanda olmak ve Belçika Ulusal Grubu ile Avrupa Şampiyonası’na katılma hayalimi canlı tutmaktı. Plan, her maçta oynamak, sağlıklı kalabilmek, kazanmak, ritim tutturmak zira bu da sürecin bir kesimi. Yeniden etrafımda müspet bir atmosfer ve güç bulunmasını sağlamak da hedeflerim ortasındaydı. Trabzonspor da hakikat vakitte geldi ve o anda benim için hem en düzgün fırsat ve en güzel tahlildi. Doğrusunu söylemek gerekirse de hiç pişmanlık duymadım. Kusursuz bir oyuncu kümemiz var. Hakikat mantalite, yanlışsız disiplin. Kadroyla daha ileriye hakikat yol alabilmek için sabırsızlanıyorum.”
“Asla pes etmem”
Meunier, alanda eski metot usulde fakat çağdaş yeteneklere sahip bir oyuncu olduğunu anlatarak, “Asla pes etmem. Her maçta 12-13 kilometre civarında koşarım. Daima grubu düşünürüm. Kendimden çok fedakarlık yaparım zira bazen biraz daha fazlasını yapmaya, şahsî bir bakış açısıyla maçı değerlendirmeye çalışırım. Ancak önceliğim daima kadro arkadaşlarımın, durumlarını dışına çıkmış olanların açıklarını kapatmaktır. Gerçek bir kadro oyuncusuyum.” halinde konuştu.
Trabzonspor ile 18 aylık kontratı bulunduğunu lisana getiren Belçikalı sağ bek, şu değerlendirmede bulundu:
“En az Haziran 2025’e kadar Trabzon’da olacağım. Bu benim için artık uzun devir demek zira 22 yaşında değilim. Eylül ayında 33 olacağım. Sona başlangıçtan daha yakınım. Bu üslup bir deneyimin de tadını çıkarmalıyım. Açık görüşlü birisiyim, Belçika’da, Fransa’da, Almanya’da oynadım. Yeni gayretler tanıyabilmek benim isteklerimden biriydi. Sonrasında da Türkiye’ye gelme imkanım oluştu. Bu, İspanya, İtalya, Rusya ya da rastgele bir yer de olabilirdi. Lakin burada, Trabzon’da yanlışsız kararı aldığımı düşünüyorum. Zira tesisleri gördüğümde, teknik grubu gördüğümde, kulübün etrafındaki ve kulübün içindeki insanları gördüğümde birçok şeyin harikaya yakın olduğunu görüyorum.”
“3 yıllık bir sanat okuma imkanım vardı”
“Oynadığım her kulüpte kontratımın sonuna kadar devam ettim.” diyen Meunier, “Ben daima uzun devirde düşünülen, kullanılan bir kişi oldum. Planım da bu. Şayet burada 2-3-4 yıl kalacaksam her şey istediğim üzere olmalı. Şu an içinde olduğum ortam da tam bu türlü bir ortam.” sözlerini kullandı.
Muhasebe eğitimi aldığını lakin daha sonra sanat üzerine okumayı tercih ettiğini kaydeden sağ bek oyuncusu, “Sahada yaratıcı olduğumu biliyordum zira topla oynamak, hareketler, Ronaldinho ve o biçimdeki, onlarla büyüdüğüm Brezilyalı oyuncular üzere yetenekler sergilemek benim için bir zevk. Sınıfta da kendimi çizim yaparken, fotoğraf yaparken bulmuştum. Yetenek, yaratıcılık ve özgünlükle ilgili bir husustu. Bir özgürlük üzereydi, biraz da alandaki özgürlük üzere. Fikrini kullanıp onu kağıda dökebilmek ya da bir tuvale. 3 yıllık bir sanat okuma imkanım vardı ve hala da çok ilgiliyim.” dedi.
Meunier, futbola birinci başladığında bir periyot çalışmak zorunda kaldığını ve bir fabrikaya da girdiğini anlatarak, “Benim için en düzgünü futbol zira ben futbolu bir sanat üzere görüyorum. Yapabildiğim en düzgün sanat olağan ki futbol. 25 yıldır bu sanatı icra ediyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse çizim yapmayı, grafitiler çizmeyi seviyorum. Bazen de masanın başına çocuklarımla geçiyorum ve ben çizmeye başlayınca onlar da birebirini yapıyorlar. Sanat tıpkı vakitte diğerlerine aktarabileceğiniz de bir şey.” diye konuştu
Yeni dönem için transfer çalışmalarına erkenden başlayan Beşiktaş, Fernando Santos’un talebi üzerine forvet transferine tartı verildi.
Genel Koordinatör Samet Aybaba, aradığı ismi Azerbaycan’da buldu. Azerbaycan temsilcisi, UEFA Avrupa Ligi’nde karşılaştığı Leverkusen maçlarında rakibini bir epey zorladı. Karabağ’ın bu turnuvada en dikkat çeken isimlerinden birisi Olavio Juninho oldu.
Beşiktaş, 27 yaşındaki Brezilyalı golcü için resmen harekete geçti. Karabağ kulübünün, Avrupa kulüplerinin de dikkatini çeken deneyimli oyuncu için yüksek bir bonservis bedeli talep ettiği tabir edilirken, siyah-beyazlıların bu sayısı düşürürek oyuncuyu İstanbul’a getirtmeyi hedeflediği belirtildi.
ÜÇ FARKLI MEVKİDE OYNAYABİLİYOR
Siyah-beyazlıların peşine düştüğü Juninho’nun asıl mevkii santrfor. Lakin 27 yaşındaki oyuncu bu bölge dışında sağ ve sol kanatta da vazife yapabiliyor.
Brezilyalı oyuncu bugüne kadar forma giydiği 217 resmi maçta 44 gol atarken, 12 de asist yaptı.
EURO 2024 hazırlıklarını sürdüren A Ulusal Ekip’te bugün oynanacak Avusturya müsabakasında birinci 11’de değişim de bekleniyor.
Macaristan’a 1-0 yenildiğimiz karşılaşmaya nazaran başta kale olmak üzere neredeyse tüm mevkilerde farklı isimler alanda olacak. Teknik yönetici Vincenzo Montella’nın, takıma davet ettiği isimlerin tamamını görmek istediği ve Avusturya müsabakasına da bu nedenle farklı bir birinci 11 ile çıkacağı öğrenildi.
İtalyan çalıştırıcı, kalede Mert Günok yerine Uğurcan Çakır’a misyon verecek. Sol bekte Rıdvan Yılmaz’ın sakatlanıp ulusal gruptan ayrılmasının akabinde forma Mert Müldür’ün olacak. Merih Demiral’ın da stoperde Samet Akaydın yerine talih bulması bekleniyor.
Sağ kanatta ise Yunus Akgün ile İrfan Can Kahveci forma değiştirecek. Salih Özcan’ın bu maçta Hakan Çalhanoğlu’na orta alanda eşlik edeceği ve ön tarafta da Arda Güler’in alana çıkacağı bilgisi alındı.
Küme maçlarında forvette kullanılan Barış Alper tek santrfor olarak Avusturya karşısında gol arayacak. Sol kanatta ise Kerem Aktürkoğlu alana çıkacak.
ANKARA (İGFA) – 2023-24 Hentbol Sezonu Kadınlar Süper Ligi 23, 24 ve 25 Mart tarihlerinde oynanan karşılaşmalardan Anadolu Üniversitesi – Aksaray Belediyesi ve Yenimahalle Belediyesi – Tekirdağ Süleymanpaşa karşılaşmaları TRT Spor Yıldız’dan diğer üç maç ise THF Youtube kanalından canlı olarak yayınlandı.
Kadınlar Süper Ligi 21. Hafta karşılaşmaları 21 ve 22 Nisan tarihlerinde oynanacak.
Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – İYİ Parti Melikgazi Belediye Başkan Adayı Sedat Kılınç, ilçenin merkezinde ve kırsalında kalan bütün mahallelerde ikamet eden seçmene dokunmayı başardı. İlçenin genelini karış karış gezen ve seçmen ile dertleşip dertlerine derman olarak gönüllere girmeyi başaran Sedat Kılınç, gittiği her mahallede seçmenin adeta umudu oldu.
31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala dur durak bilmeden çalışmalarını sürdüren İYİ partili Sedat Kılınç, daha önce açıkladığı eğitim ve sağlık başta olmak üzere kentleşme, kentsel dönüşüm, belediye öz kaynak ve istihdam ağı oluşturmak için fabrikalar, güvenlik, sosyal dayanışma ve kreş projelerinden ardından sosyal ve kültürel projelerini de açıklamaya devam ediyor.
MİMAR SİNAN’A FARKLI BİR DOKU KAZANDIRMAYA GELİYORUZ
İYİ Parti Melikgazi Belediye Başkan Adayı Sedat Kılınç, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en önemli mimarlarından olan Mimar Sinan’ın ismini taşıyan mahallede ikamet edenleri büyüleyecek bir projesini daha heyecanla paylaştı. Mimar Sinan Mahallesinin yüksek bir kesimde olması nedeniyle insanların Kayseri’nin gündüz ve akşam eşsiz manzarasını izleyecek bir yerleri olmadığı için belirlediği projesini açıklayan Sedat Kılınç, ekonomik kriz ortamında vatandaşın huzur ve mutluluk içinde yaşam süreceklerine dikkat çekti. Sedat Kılınç, projesinin detaylarını şöyle özetledi: “Mimar Sinan’a farklı bir doku kazandırmaya geliyoruz. Cam teras seyir alanı ve şelale projemiz ile manzaranın tadını doyasıya yaşayacaksınız.”
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Demokrat Parti İlçe Başkanı Ferman Erşahin ve 600 üyesiyle birlikte topluca partilerinden istifa ederek AK Parti Üsküdar teşkilatına katıldılar.
AK Parti’ye katılan 600 üyeye Üsküdar Belediyesi tarafından rozet takma töreni düzenlendi.
Törene AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar İlçe Başkanı Erdem Demir, Demokrat Parti Üsküdar İlçe Başkanı Ferman Erşahin ve AK Parti’ye geçen üyeler katıldı. AK Parti’ye geçen üyelere, AK Parti İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen rozetlerini taktı.
AK Parti’ye geçen yeni üyelere rozet takma töreninde konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “Demokrat Partisi Üsküdar İlçe Teşkilatı’ndaki görev yapan başta ilçe başkanımız ve ekibi olmak üzere arkadaşlarımızın AK Parti ailemize bir hoş geldiniz merasimi dolayısıyla da bir aradayız. Bu vesileyle başta başkanımız olmak üzere ekibine yol arkadaşlarına Demokrat Partisi’nin Üsküdar’daki üyelerine bu güzel kararlarından dolayı bu isabetli teşkilatından dolayı teşekkür ediyorum. Bu kararları hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Ferman Başkan ve ekibi olarak Üsküdar’da AK Parti ailemize gelerek gücümüze güç katmışlardır. Birliğimiz daha da pekişmiştir. Bu arkadaşlarımızla birlikte Üsküdar’da, İstanbul’da, Türkiye’de daha huzurlu ve başarılı bir şekilde yol yürüyeceğimiz inancımız tamdır, hayırlı olsun” diye konuştu.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Edirne İl Jandarma Komutanlığı, İpsala ilçesinde düzenlediği operasyonda 900 sikke, 60 taş obje, 110 metal obje, 15 yüzük ve 1 arama dedektörü olmak üzere toplam 1085 tarihi eser ele geçirdi.
Operasyon, İpsala İlçe Jandarma Komutanlığı’nın bir şahsın ev ve eklentilerinde yaptığı aramada gerçekleşti. Aramada tarihi eserler ele geçirilirken, olayla ilgili 1 şüpheli hakkında adli tahkikat başlatıldı.
Ele geçirilen eserlerin ilk incelemeleri Edirne Müzesi uzmanlarınca yapıldı. Eserlerin Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait olduğu belirlendi.
Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Göynük Mahallesi’ne bağlı Değirmendere mevkisinde yaşayan vatandaşlar için iftar yemeği organize etti.
Değirmendere’de organize edilen iftar yemeğine, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu ve eşi Fikriye Topaloğlu, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül ve Kemer Belediyesi Meclis Üyeleri ile vatandaşlar katıldı.
İftar sofrasında orucunu açan vatandaşlarla selamlaşarak tek tek sohbet eden Başkan Topaloğlu, tüm vatandaşların kardeşliğin, sevginin ve rahmetin ayı olan Ramazan ayını tebrik ettiğini söyledi.
Bazı çocuklar öfke problemleri yaşıyor ya da içe kapanabiliyor!
İstismara uğrayan bir çocuğun tepkilerini anlamanın önemine işaret eden uzmanlar, bazı çocuklar öfke problemleri yaşayabilirken, diğerlerinin içe kapanabileceğini, yeme içme düzensizlikleri ve uyku problemleri gibi birçok farklı davranış gözlemlenebileceğini söylüyor.
Çocukların uğradıkları tacizin ne olduğunu bilemeyebileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Çocuklar kendilerini güvende hissettiklerinde ve yargılanmadıklarını düşündüklerinde, duvarlarını indirir ve olayları açıklarlar. Oyunlar, resimler, sohbetler ve yürüyüşler gibi etkinlikler, çocukların kendilerini ifade etmelerine yardımcı olabilir.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, süngerli odada mahallenin çocuklarının yıllarca istismar edilmesi olayı ve çocuklara cinsel istismarın önlenmesi konusunu değerlendirdi.
“İstismarın fark edilmemesi mümkün değil”
“Çocukların istismar gibi büyük travmatik bir olaya maruz kaldığında, bu durumun fark edilmemesi mümkün değildir.” diyen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, her çocuğun kendini farklı yollarla ifade ettiği göz önüne alındığında, çocukların yaşlarına bağlı olarak sözel veya sözel olmayan davranışlar sergilediğinin bilinmesi gerektiğini dile getirdi.
“Bazı çocuklar öfke problemleri yaşayabilirken, diğerleri içe kapanabilir”
Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bu nedenle, istismara uğrayan bir çocuğun yaş dönemi ve kişisel gelişimi, tepkilerini anlamak için önemlidir. Çocukların yaşlarına ve kişilik yapılarına göre, istismar gibi büyük bir travma karşısında farklı davranışlar sergileme olasılıkları vardır. Örneğin, bazı çocuklar öfke problemleri yaşayabilirken, diğerleri içe kapanabilir. Eskiden zevk aldıkları aktivitelerden keyif alamama, yeme içme düzensizlikleri, uyku problemleri gibi birçok farklı davranış gözlemlenebilir.” dedi.
“Ebeveynlerin çocuğun davranışlarını istismar olarak tanımlamamaları sıkça görülen bir durum”
Ancak, ebeveynlerin bu davranışları istismar olarak tanımlamamaları ve başka sebeplere yormalarının da sıkça görülen bir durum olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, şöyle devam etti:
“Örneğin, çocuğun oyunlardaki başarısızlığını veya arkadaşlarıyla yaşadığı kavgaları istismara bağlamak yerine, farklı açıklamalar bulabilirler. Bu durumda, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarını anlamak ve değerlendirmek yerine, kendi iç dünyalarında bir sorgulama yapmaları gerekebilir.
“Ebeveynler, çocuklarının duygusal ve davranışsal değişikliklerini dikkatle gözlemlemeli”
Çocuk istismarı konusunda farkındalık ve eğitim, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarını doğru bir şekilde değerlendirmelerine ve gerektiğinde profesyonel yardım almalarına yardımcı olabilir. Ebeveynlerin, çocuklarının duygusal ve davranışsal değişikliklerini dikkatle gözlemlemesi ve gerekli durumlarda uzmanlardan destek alması önemlidir.
Sonuç olarak, çocukların istismara maruz kaldığında gösterdikleri davranışlar ebeveynler için önemli bir işarettir ve bu davranışların doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve ele alınması gerekmektedir. Ebeveynlerin çocuklarını dinlemesi ve onların ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde yanıt vermesi, çocukların güvenliğini ve iyi oluşunu sağlamak için önemlidir.”
Aileler çocuklara nasıl yaklaşmalı?
Çocukların ailelerine olan güveninin, kendilerini ifade etmelerini sağlayacağını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Ancak, yetişkinler olarak, çocuklarla iletişim kurmak her zaman kolay değildir çünkü onların iletişim dili bizimkinden farklı olabilir. Ayrıca, çocuklar uğradıkları tacizin ne olduğunu bilemeyebilirler. Bu nedenle, çocukları anlamak için onların dillerini anlamamız gerekmektedir. Çocuklar kendilerini güvende hissettiklerinde ve yargılanmadıklarını düşündüklerinde, duvarlarını indirir ve olayları açıklarlar. Bu nedenle, çocuklarla iletişim kurarken, onların dilinden konuşmaya başlamalıyız. Oyunlar, resimler, sohbetler ve yürüyüşler gibi etkinlikler, çocukların kendilerini ifade etmelerine yardımcı olabilir.” diye konuştu.
“Çocuklar ancak, saygı ve sevgi olduğunda kendilerini açarlar”
Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuğun zihninde “eğer anlatırsam, annem ve babam bana inanır, güvenir ve bana kızmayacaklardır” düşüncesini oluşturmanın önemine vurgu yaparak, “Çocuklar, cezalandırılacaklarını düşündükleri durumlarda konuşmaktan kaçınırlar. Basit bir mantıkla, ceza olduğunda kendilerini kapatırlar veya uzaklaşırlar. Ancak, saygı ve sevgi olduğunda kendilerini açarlar. Bu nedenle, çocukların güvenli ve destekleyici bir ortamda büyümelerini sağlamak önemlidir. Bu şekilde, çocukların kendilerini ifade etmeleri ve olumsuz deneyimlerini paylaşmaları daha kolay olacaktır.” sözlerine ekledi.
Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde her hafta birbirinden özel konuklar yer alıyor.
Dream Türk TV’nin sevilen programı Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde’nin bu haftaki konuğu Kahraman Sivri ve Selen Görgüzel oldu.
Birbirlerinden haberleri olmadan programa çıktılar
Sertaç Akkaya’nın formatını oluşturduğu Sea Production’un yapımcılığını üstlendiği Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya’nın sunduğu bol müzikli ve bol kahkahalı program Müzik Evinde birbirinden özel konuklarıyla her hafta sevenlerinin karşısına çıkmaya devam ediyor. 9. Bölümde, mesleğine 35 yılını veren usta oyuncu Kahraman Sivri ve sesi kadar oyunculuğu ile de gündemden düşmeyen başarılı isim Selen Görgüzel konuk oldu. Birbirlerinden habersiz programa gelen iki konuğun gerçekte de kuzen oldukları ortay açıktı. İki kuzenin keyifli sohbeti izleyen herkesi kahkahaya boğdu.
‘Bana hem âşık oluyorlar hem de korkuyorlar’
Yaptığı işler kadar özel hayatıyla da gündemden düşmeyen Selen Görgüzel, özel hayatıyla ilgili konuştu. Görgüzel, “Benden korkuyorlar. Hem âşık oluyorlar hem de korkuyorlar. Benim enerjim yanlış anlaşılıyor ve yorucu olarak görülüyor. Enerjim kabıma sığmıyor. Herkesin hayatını bir tane Selan gerekiyor gam yok keder yok” dedi.
‘Detone olmadım’
Geçtiğimiz yıllarda sahnede detone olduğu haberleri ile ilgilide konuşan Selen Görgüzel, “Bir gün sahnede Kayahan’ın şarkısını okuyorum. Birisi çekmiş ve yavaş çekimde yayınlamış ve altına yazmış Selen Görgüzel detone oldu nasıl buldunuz diye. Yayınladığı videoyu yavaş çekimde yayınladığı için detone gibi duruyor kaldı ki detonede olabilirim. O dönem İbrahim Tatlıses o videoyu izlemiş ve ben bile İbrahim Tatlıses olarak sahnede detone olabilirim bunun kadar normal bir şey yok. Selen hanımın sesiyle oynamışlar bu normal değil gerçekte değil diye açıkladı. Sürekli bu tarz haberlerle uğraşıyorum. Bence başarılıyım iyiyim güzelim pastanın dilimden ziyade yarısını yok edeceğim diye korkuyorlar” dedi.
Ayna benden daha değerli
Güzel oyuncu ve şarkıcı, son şarkıcı Umrumda Değil’in klibinde yaşadığı bir hikâyeyi de anlatarak herkesi güldürdü. “Klip gereği bir vitrinin üzerine çıkmam gerekiyordu. Çıktım dans ediyorum ve çıktığım vitrin tarihi eser. Milyon değerinde nerdeyse. Ben dans ettikçe arkasındaki ayna sallanıyor. Ben ekibe düşeceğim yardım edin dediğimde bütün ekip koştu ve aynayı tuttu ben umurlarında olmadım” diyerek klip anısını anlattı.
İşini aşkla yapıyor
Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde’nin diğer bir konuğu ise sanat hayatında 35 yılı geride bırakan usta isim Kahraman Sivri oldu. “Dönem dönem mesleği bırakmayı düşünsem de mesleğim buna izin vermedi. Haftanın 7 günü çalışıyorum ama işimi aşkla yaptığım için hiçbir yorgunluk hissetmiyorum” dedi.
Emel Yalçın ve Sertaç Akkaya ile Müzik Evinde her Cumartesi saat 21:00’da Dream Türk TV ekranlarında..
8K teknolojisi film endüstrisinde yaygınlaşırken, Samsung’un Neo QLED 8K TV’leri, görüntü iyileştirme özellikleriyle tüketicilere sürükleyici bir izleme deneyimi sunuyor.
“Avatar: Suyun Yolu” filminin 8K çözünürlüklü su altı çekimlerine imza atan su altı görüntü yönetmeni Pawel Achtel, Samsung Neo QLED 8K televizyonların video ve film dünyasındaki öncü yönünü değerlendirdi ve “Neo QLED 8K ekranda, izleyiciler okyanusun derinliklerindeki etkileyici renk doğruluğunu ve en detaylı sahnelerin tüm nüanslarıyla yansıtılışını görebiliyor. Neo QLED 8K, 8K ekosisteminin hayata geçmesinde hayati rol oynuyor. Yalnızca istisnai netlikte içeriği göstermekle kalmıyor, aynı zamanda daha düşük çözünürlüğe sahip görüntüleri de neredeyse 8K kalitesine yükseltiyor. Böylece en yüksek kalibrede, sürükleyici bir izleme deneyimi sunuyor” dedi
Video ve film dünyası, mümkün olanın sınırlarını zorlayan teknolojilerle sürekli olarak gelişmeye devam ediyor. Bu teknolojilerin en yenisi ise daha önce hayal dahi edilemeyen yeni bir ayrıntı ve netlik seviyesi sunan 8K çözünürlüklü video teknolojisi. 8K sayesinde film ve video sanatçıları, suyun üzerinde ve altında etkileyici doğruluk ve gerçekçilikle görüntü alabiliyor ve TV izleyicilerine gerçek anlamda sürükleyici bir izleme deneyimi yaşatabiliyor.
Samsung, Pawel Achtel ile su altı sinematografisinin detaylarına derin bir dalış yaparak Samsung’un Neo QLED 8K serisinin hem film üreticileri hem de ev izleyicileri açısından izleme deneyimini nasıl değiştirdiğini konuştu. 35 yılı aşkın kariyeri ve Ekvator’dan Antarktika’ya 5 binden fazla dalışla su altı sinematografisinin dünyaca ünlü duayenlerinden biri olan Achtel; National Geographic, BBC ve Discovery gibi sektör öncüsü yayıncılarla çalışıyor. Achtel’in dalış deneyimi sinematografik işlerine de yansıyor. Çalışmaları, su altı yaşamına dair özgün bir perspektif sunarken aynı zamanda Achtel’in ileri seviye sinematografik ekipmanların tasarımı ve üretimindeki uzmanlığını da ortaya koyuyor. Achtel Avatar: Suyun Yolu filminin su altı sekanslarının 8K çözünürlüklü görüntü çekimlerinde de görev almış bir sinemacı.
Söyleşide, 8K çözünürlüğün özellikle su altı gibi zorlayıcı bir ortamda film ve video üretimine getirdiği yeniliklerden bahseden Pawel Achtel, Samsung Neo QLED 8K TV’nin 8K AI Upscaling Pro ve AI Motion Enhancer Pro gibi özellikleriyle, içeriklerin hem üretimi hem de izlenmesinde görsel hikaye anlatımına sunduğu katkılara dikkat çekti. Achtel, “CES 2024’te Neo QLED 8K TV’nin ileri seviye özelliklerine tanıklık ettikten sonra, bu özelliklerin gerçekçiliği ve sürükleyiciliği bir adım ileriye taşıdığını rahatlıkla söyleyebilirim. 8K teknolojisinin gerçek gücü, yapım ve görüntüleme teknolojilerini kusursuz bir biçimde bir araya getirmesinde ve içeriğin üretimi ile tüketimi arasında kurduğu yeni bağda kendini gösteriyor. Neo QLED 8K, istisnai netlikte içeriği göstermekle kalmıyor, aynı zamanda daha düşük çözünürlüğe sahip görüntüleri de neredeyse 8K kalitesine yükseltiyor. Böylece en yüksek kalibrede, sürükleyici bir izleme deneyimi sunuyor” diye konuştu. Pawel Achtel ile yapılan söyleşinin tamamı aşağıda yer alıyor.
8K teknolojisi su altı film çekimlerini nasıl dönüştürüyor?
Su altı sinematografisi gibi görselliğin büyük öneme sahip olduğu alanlarda, Samsung’un Neo QLED 8K ürünü öne çıkıyor. İzleyiciye sahnenin içindeymiş gibi bir duygu yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda film üreticilerinin su altı görüntülerinin niteliğini değerlendirebilmesi için de büyük önem arz ediyor. Okyanus akıntıları ve ışığın kırılması gibi değişkenlere bağlı olarak su altında gerçek 8K kalitesinde çekim yapmak zor olabiliyor. Achtel bununla ilgili olarak “yine de tüm koşullar elverişli olduğunda nefes kesici sonuçlar elde ediyorsunuz,” yorumunu yapıyor.
Deniz altı lensleri gibi ileri teknolojiler bu tarz çekimlerin yapılabilmesine yardımcı olurken, yüksek çözünürlüğü ve netliğiyle bilinen Neo QLED 8K, Achtel gibi film üreticilerinin su altı sahnelerini en ufak detaya kadar inceleyebilmelerine olanak veriyor. Bu yakından inceleme olanağı, çekim sonrasında keskinliğin ve görüntü kalitesinin diğer unsurlarının iyileştirilmesine yardımcı olarak, su altı görüntülemedeki zorluklarının üstesinden gelinmesini sağlıyor.
Achtel, “Su altı dünyası gizemlerle dolu ve film üreticileri bu dünyayı en ince detaylarıyla, başka bir biçimde göremeyecekleri haliyle izleyicilere göstermek gibi önemli bir fırsata sahip. Bu da bu planları ilgi çekici ve büyüleyici yapan şey; çünkü bu görüntüler yabancısı olduğumuz bir ortamı en çarpıcı detaylarıyla gözler önüne seriyorlar” diyor. Samsung, yeni NQ8 AI Gen3 işlemciye sahip, evde gerçek sinema deneyimi vadeden Neo QLED 8K ürününü CES 2024’te tanıttığında büyük yankı uyandırdı. Ürünün özelliklerini etkileyici bulduğunu söyleyen Achtel, bu televizyonu “dönüştürücü bir ilerleme” olarak nitelendiriyor.
Seçili Neo QLED 8K modellerinde bulunan 8K AI Upscaling Pro ve AI Motion Enhancer Pro gibi özellikleri övgüye değer bulan ve Samsung’un olağanüstü görsellik konusunda gösterdiği çabanın altını çizen Achtel, şöyle ekliyor: “CES 2024’te ileri seviye özelliklere tanıklık ettikten sonra, bu özelliklerin gerçekçiliği ve sürükleyiciliği bir adım ileriye taşıdığını rahatlıkla söyleyebilirim.”
Ancak duayen su altı görüntü yönetmenine göre 8K teknolojisinin gerçek gücü, yapım ve görüntüleme teknolojilerini kusursuz bir biçimde bir araya getirmesinde ve içeriğin üretimi ile tüketimi arasında kurduğu yeni bağda kendini gösteriyor.
8K ev sinemasının derinliklerinde bir gezinti
8K film üretim ekipmanlarının gelişimi ve yaygınlaşması devam ederken, 8K çözünürlüğün ortaya koyduğu potansiyeli tam anlamıyla benimseyen içerikler de çoğalıyor. 8K teknolojisinin sunduğu benzersiz gerçekçilik ve büyüleyici görüntü, bu teknolojiyi özellikle güçlü bir görsel etki gerektiren içerikler için vazgeçilmez bir hikâye anlatımı aracı haline getiriyor. Örneğin, su altı görüntülerine bakıldığında, görüntülerin daha ağır bir tempoda aktığı görülür. İzleyiciye, alışkın olmadıkları su altı dünyasını daha iyi anlayabilmeleri ve tüm detayları fark edebilmeleri için zaman tanınır.
Achtel’e göre, Neo QLED 8K ekranda, izleyiciler okyanusun derinliklerindeki “etkileyici renk doğruluğunu” ve “en detaylı sahnelerin tüm nüanslarıyla yansıtılışını” görebiliyor. Sakinlik veren su altı mavisinden balık ve mercan resiflerinin canlı ve parlak renk tonlarına kadar su altında 8K görüntülerin bu denli çarpıcı olmasının nedenini ise en canlı renklerin ve desenlerin çeşitliliğiyle açıklıyor. Bu bağlamda, Neo QLED 8K sayesinde elde edilen faydalar, içeriğin de ötesine geçmeyi başarıyor. Achtel, bunu şöyle açıklıyor: “İzleme tarafında Neo QLED 8K, 8K ekosisteminin hayata geçmesinde hayati rol oynuyor. Yalnızca istisnai netlikte içeriği göstermekle kalmıyor, aynı zamanda daha düşük çözünürlüğe sahip görüntüleri de neredeyse 8K kalitesine yükseltiyor. Böylece en yüksek kalibrede, sürükleyici bir izleme deneyimi sunuyor.”
Neo QLED 8K, sayısı artırılan sinir ağları ve en son teknoloji yapay zeka yükseltme özellikleriyle, esasında 8K ile çekilmemiş içeriklerde dahi izleme deneyimini iyileştiriyor. İleri seviye görüntü kalitesinin daha geniş ekran boyutlarıyla birleşmesi de evde izleme deneyiminde yeni olasılıkların kapısını aralıyor ve geleneksel dev ekranda izleme deneyimleriyle rekabet edebilir sonuçlar ortaya koyuyor.
Görsel hikâye anlatımının durmaksızın evrim geçirdiği günümüzde, bir televizyonun 8K dışı içerikleri işleyebilme kabiliyetinin iyileştirilmesi, aslında ciddi faydalar sağlarken aynı zamanda film üreticilerini de daha yüksek kaliteli içerikleri arama yönünde teşvik ediyor. Achtel bunu şöyle değerlendiriyor: “Sonuç olarak, gelişmiş görsel deneyim ve sürükleyici görüntü özelliklerine sahip bir cihaza sahip olmak benim gibi görüntü yönetmenlerinin elini, seyirciyi büyüleyen ve derinden etkileyen içerikleri üretme ve değerlendirme konusunda güçlendiriyor.”
8K teknolojisinin su altı görüntü çekimlerinde ve evde eğlence deneyiminde oynadığı bu rol, hikâye anlatımını ileriye taşıyarak dünyanın her yerindeki izleyicilerin evde izleme deneyimini zenginleştirmeye yönelik dönüştürücü bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.
“Genç Filarmoni Orkestrası Münih “in kurucusu, 19 yaşındaki şef, piyanist ve besteci Maximilian Cem Haberstock, Türkiye’de ilk kez İzmirli müzikseverlerin karşısına çıkacak. 6 Nisan Cumartesi akşamı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde, Haberstock yönetimindeki Ahmed Adnan Saygun Senfoni Orkestrası, Tchaikovsky ve Schumann’ın eserlerini seslendirecek. Konserin solisti yine genç ve başarılı bir keman sanatçısı olan 21 yaşındaki Tassilo Probst olacak.
Dünyanın en genç şeflerinden Maximilian Cem Haberstock İzmirlilere unutulmaz bir konser deneyimi sunmaya hazırlanıyor.
Orkestra şefi, piyanist ve besteci olan 19 yaşındaki Haberstock, 6 Nisan Cumartesi günü Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde, Ahmed Adnan Saygun Senfoni Orkestrası’nı yönetecek. Haberstock’un Türkiye’de yöneteceği bu ilk konserde yine genç ve başarılı keman sanatçısı 21 yaşındaki Tassilo Probst, Tchaikovsky’nin keman konçertosunu icra edecek. Ahmed Adnan Saygun Orkestrası, Haberstock yönetiminde Schumann’ın No.4 Op.120 re minör senfonisini de seslendirecek.
Uluslararası başarı
Almanya’nın Münih kentinde Türk anne ve Alman babanın oğlu olarak dünyaya gelen şef, piyanist ve besteci Haberstock, altı yaşından bu yana piyano çalıyor. Carl Bechstein Yarışması (Genç Müzisyen) da dahil olmak üzere birçok piyano yarışmasında birincilik ödülünün de sahibi olan Haberstock 9 yaşında beste yapmaya, 10 yaşındayken de orkestra şefliğine ilgi duymaya başladı. Genç sanatçı 12-15 yaşları arasında, dünyanın en saygın şeflerinden Mariss Jansons’un mentorluğunda çalıştı.
Piyano alanında birçok ödül kazanan Haberstock, uluslararası alanda Carnegie Hall’de sahne alarak dikkatleri üzerine çekerken, Berlin’deki Schloss Bellevue’de Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier için Lang Lang ile birlikte unutulmaz bir konser verdi.
Maximilian Cem Haberstock, öğretmenlerinin arasında Prof. Thomas Böckheler (piyano) ve Prof. Kay Westermann’ın (kompozisyon) bulunduğu Münih Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde eğitimine devam ediyor. Haberstock aynı zamanda Prof. Georg Christoph Sandmann’da (Dresden) şeflik eğitimi alıyor.
20’den fazla ülkeden 52 seçkin genç müzisyenden oluşan “Genç Filarmoni Orkestrası Münih”in kurucusu olan Haberstock, 2023 yılında festival tarihinin en genç katılımcısı olarak Gstaad Şeflik Akademisi’ne kabul edildi. 18 yaşında ilk opera şefliğini Georges Bizet’nin Les Pecheurs De Perles (İnci Avcıları) ile yapan Haberstock, geçtiğimiz şubat ayında Johann Strauss’un Die Fledermaus (Yarasa) operetini başarıyla yönettikten sonra bir çok opera kurumunun dikkatini çekmeye başladı.
Güher ve Süher Pekinel’in kurduğu Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Vakfı’nın ve Deutsche Stiftung Musikleben’in bursiyeri olan Haberstock, 2023/24 ve 2024/25 sezonları için, altı konser yöneteceği Oltenia Filarmoni’ye Baş Konuk Şef olarak atandı.
Türkiye’nin önde gelen yapım şirketlerinden biri olan Tan Medya’nın imzasını taşıyan yeni bir internet dizisi başlıyor. “Evlilik Müessesesi”. Mehmet Köse’nin yönetmenliğini üstlendiği Emre Boz’un senaryosunu yazdığı bu dizi, günlük hayatın içinden gelen ve sıradan insanların sıra dışı hikayelerini anlatan eğlenceli bir komedi dizisidir.
“Evlilik Müessesesi”, Aslı (Aylin Altunkaya) ve Tayfun’un (Eren Pekgöz) tesadüflerle dolu hayatını konu alıyor. İzleyicilere aşkın ve ilişkilerin ne kadar beklenmedik ve komik olabileceğini gösterirken, karakterlerin içsel yolculuklarına ve ilişkilerindeki dönüşümlere odaklanıyor. Dizi, gerçekçi bir bakış açısıyla insanların ilişkilerdeki güzellikleri ve zorlukları görmesini sağlıyor, herkesin içindeki potansiyeli keşfetmesine ilham veriyor.
Tan Medya’nın başkanı Yapımcı Taner Adıgüzel, projenin büyük bir heyecanla karşılandığını belirtti: “Evlilik Müessesesi, Tan Medya olarak bizim için önemli bir adım. Bu dizi, güçlü senaryosu ve yetenekli oyuncu kadrosuyla izleyicilere sıcak ve eğlenceli bir dünya sunacak. İlişkilerin karmaşık ve eğlenceli dünyasını keşfetmek isteyen herkesi bu maceraya davet ediyoruz.”
Dizinin oyuncu kadrosunda Aylin Altunkaya ve Eren Pekgöz’ün yanı sıra Ziya Çiçek, Şehnaz Dilan, Ferdi Altuner, Erol Taşçı, Ceren Bayır ve Simge Çakır gibi tanınmış isimler yer alıyor.
“Evlilik Müessesesi”, 29 Mart 2024 Cuma günü “Evlilik Müessesesi” YouTube kanalında yayına girecek. Türkiye’de YouTube’da yayınlanacak nadir dizilerden biri olan “Evlilik Müessesesi”, izleyicilere benzersiz bir deneyim sunacak.
Yapımcılığını NO23 Prodüksiyon ‘un yaptığı yönetmen koltuğunda Ahmet Toklu’nun oturduğu senaristliğini Kurtuluş Yiğit Demiralp’in kaleme aldığı ‘Geçmişten Kalan’ filmi motor dedi.
Başrollerinde Nilay Deniz ve Can Güreler’in yer aldığı filmde Zeynep Yaylacıoğlu, Aysan Sümercan, Kenan Demirok, Derin Deniz Keskin, E. Tuana Usta, Melih Çardak, İzmir Mert gibi başarılı oyuncular yer alıyor.
Ormanın derinliklerinde film çekiliyor
Film ekibi 3 aylık titiz bir çalışmanın ardında sete çıktı. İstanbul’un bazı semtlerinde ve Kocaeli’nin yaylarında yapılan çekimler için ekip hiçbir masraftan kaçınmadı. Kocaeli merkezden yaklaşık 1 saat dağ yoluyla zirveye çıkan ekip, yayla evleri ve sarp patika yollar yüzünde zor anlar yaşadı. Hazırlanan plastik makyaj ve tasarlanan kostümlerle Hollywood yapımlarını aratmayacak film, zengin oyuncu kadrosuyla da sinemaseverleri heyecanlandıracak.
Nilay Deniz beyazperdeye hızlı girdi
Televizyon ekranlarının sevilen ismi Nilay Deniz, başrolünde yer aldığı ikinci sinema filmi ‘Geçmişten Kalan’ ile beyaz perdeye hızlı bir giriş yaptı. Güzel oyuncu, gerilim türündeki ‘Geçmişten Kalan’ filmiyle sevenlerinin karşısına çıkıyor. Yapılan makyajlar tasarlanan kostümlerle ters köşe yapmaya hazırlanan filmin, çekimleri 3 haftada tamamlanacak.
Filmin Konusu
Yakın zamanda trajik bir kaza sonucu bebeğini kaybeden sosyal medya fenomeni Ayşe ve açgözlü emlakçı kocası Ali’nin tatil için gittikleri köy evi, onları bekleyen korkunç bir kâbusun başlangıcıdır.
Bu lanetli ev, içinde barındırdığı korkunç varlık aracılığıyla, Ayşe’ye hem kendi geçmişindeki gizemleri hem de Ali’nin vahşi gerçek yüzünü acımasız bir şekilde gösterir. O ev ve çevresi, alınmış ahlar, kayıp bebekler ve lanetli bir kadının hikayesi ile doludur… Bu karanlık geçmişin ödenecek bir bedeli vardır.
Dünya’nın gıda ambarı Anadolu topraklarında ve denizlerinde yetişen lezzetleri dünyanın dört bir tarafına ihraç eden, Türkiye’nin gıda ihracatının lideri Egeli gıda ihracatçıları, 2024 yılının ilk çeyreğinde üçüncü büyük fuar organizasyonunu Amerika Birleşik Devletleri’nde Kaliforniya-Anaheim’da gerçekleştirdi.
Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Türkiye’nin gıda ve organik ürün ihracatında lider ihracatçı birliği olan Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği Natural Products Expo West Fuarı’na Türk gıda ihracatçıları 8 firmayla katıldı. ABD’ye ihracatta son 5 yılda yaptığı atakla ihracatını 1 milyar dolardan 2 milyar dolara çıkaran Türk gıda ihracatçıları, 5 milyar dolar hedefine ulaşmak için büyük bir adım attı.
Sağlıklı ve organik ürünlerimizi tanıttık
Natural Products Expo West Fuarı’nda sağlıklı, doğal ve organik ürünlerin vitrine çıktığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türk firmaları açısından çok verimli bir fuar gerçekleştiğini, fuardan ticari bağlantılar kurarak son derece memnun ayrıldıklarını, seneye daha büyük stantlarda katılmayı planladıklarını dile getirdi.
Ege İhracatçı Birlikleri olarak önümüzdeki yıl için daha büyük bir alanda milli katılım gerçekleştirilmesi için fuar idaresi ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Işık, “Expo West, küresel sağlık ve sağlıklı yaşam trendlerinin merkez üssü olma rolünü vurguladı. Ege İhracatçı Birlikleri olarak tarım ürünleri ihracatımızı 7,3 milyar dolardan 10 milyar dolara taşımayı hedefliyoruz. ABD yıllık 230 milyar dolarlık gıda ürünleri ithalatıyla Türk gıda ihracatçılarının en büyük hedef pazarı konumunda. Natural Products Expo West Fuarı’na bu yıl ikinci kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu üstlendik. ABD’nin en büyük gıda fuarı olan New York Fancy Food Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu yaklaşık 25 yıldır başarıyla gerçekleştiriyoruz. ABD pazarında Türk gıda ürünlerinin bilinirliğini artırmak için Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projemizi 5 yıldır başarılı bir şekilde sürdürüyoruz. Bu organizasyonlarımıza ekleyeceğimiz yeni halkalarla ABD pazarına orta vadede Türkiye’den 5 milyar dolarlık gıda ürünleri ihracatı hedefliyoruz, bu hedefimize de emin adımlarla ilerliyoruz” şeklinde konuştu.
TURQUALITY ve UR-GE Projelerimizle gücümüze güç katıyoruz
Türkiye’nin dünyanın gıda ambarı söyleminin altının dolu bir söylem olduğuna vurgu yapan Başkan Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “Kuru meyveler, zeytin, zeytinyağı su ürünleri, meyve sebze mamulleri, baharatlar, bitkisel yağlar, hububat, bakliyat, un, unlu mamuller, taze meyve sebze, hayvansal mamuller başta olmak üzere pek çok gıda ürününde dünyanın en büyük tedarikçileri arasındayız. Organik sektöründe 1 milyar dolarlık ihracat potansiyeline ulaştık. Organik sektöründe de 2 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Bu amaçla her sektörümüz güçlü olduğu pazarlarda tanıtım yapmak üzere Ticaret Bakanlığımızın ihracatçılarımıza kümelenerek pazarlama yapmaları için verdiği destekler çerçevesinde TURQUALITY Projeleri ve UR-GE Projelerini devreye alıyor. Fuarlar, Sektörel Ticaret Heyetleri, Alım Heyetleri düzenliyoruz. 2024 yılında ABD Fancy Food Fuarı yanında, Çin İthalat Fuarı’na katılacağız. Milli Katılım Organizasyonu yaptığımız fuar sayısı 5’e tamamlanacak.”
14-16 Mart 2024 tarihlerinde Kaliforniya-Anaheim Convention Center’da düzenlenen Natural Products Expo West Fuarı’na yaklaşık 50 bin m2 alanda, toplam 3.300 firma katılırken, 65 bin’den fazla sektör profesyonelini Anaheim Kongre Merkezi’ne çekti.
Dünya çapında 3.300’den fazla katılımcı firma, Ambalajlı Tüketici Ürünleri (CPG), doğal gıdalar ve yaşam tarzı ürünleri dahil olmak üzere organik ve bilinçli ürünlerini sergiledi. Etkinlikte sürdürülebilirlik, kadın sağlığı, sağlıklı yaşlanma ve yenileyici ürünler ele alındı. Canlı ticaret fuarı alanı, kalabalık topluluk oturumlarına ve yalnızca ayakta durulabilen açılış konuşmalarına ev sahipliği yaptı.
Türkiye Pavyonunda, trend alanında ziyaretçilere Türk kahvesi ikramı ve zeytin-zeytinyağı tadım aktivitesi gerçekleştirilirken, kuru meyve ve baharat paketleri dağıtımı yapıldı.
Natural Products Expo West Fuarı’nda; Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Sinan Kuzum ve Ticaret Ataşeleri Ali Said Dolu ve Merve Tüzer Kaya, katılımcı firmaları ziyaret ederek, Türk firmalarına ABD pazarıyla ilgili deneyim paylaşımında bulundu.
Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatını artırma çabası içinde olan firmalar; Altaş Yağ San. ve Tic. A.Ş., Hatti Gıda A.Ş., Manavlar Gıda San. ve Tic. A.Ş., Marbil Yağ San. ve Tic. A.Ş., Osman Akça Tarım Ürünleri Sanayi Ticaret A.Ş., Sanford Gıda Tarım İnş. Tur. San. Tic. A.Ş., Sante Gıda San. Ve Tic. A.Ş., Timtaş Tarım İlaç ve Mahsulleri Ticaret Anonim Şirketi” oldu.
Fuarın Teması: Sürdürülebilir Bir Gezegen iken, fuarın Konusu: Doğal, Organik Gıdalar, Takviyeler, Doğal Güzellik ve Ev Ürünleri idi. Fuarın En Önemli Özelliği: Büyük Alıcıların ve Perakendecilerin Fuara Katılması ve Fuarı Takip Etmesi. Fuarı; Kroger, Aldi, 7-Eleven, Sprouts, Whole Foods Market, Albertson’s, Walmart, Costco, Target, Thrive Market, Amazon, Mother’s Market’ten alıcıları ağırladı. California Fresh Food Market, New Frontiers Market, Busch’s Fresh Food Market, Lassen’s, Trader Joe’s, Bi-Rite Market, Cambridge Naturals, PCC Markets, Earth Fare, Natural Marketler, Jimbo’s, Fresh Thyme, MOM’s Organic Market, Healthy Edge, Wedge Community Coop, CVS ve çok daha fazlası fuarı ziyaret etti.
Natural Products Expo West, 30 kategoriye yayılan benzersiz bir marka yelpazesi ve 840 yeni sergilenen markanın yanı sıra yaklaşık 700 uluslararası markayı tek bir çatı altında bir araya getirdi. Ürünler arasında doğal ve özel yiyecek ve içecekler, takviyeler, kişisel bakım, organik, yaşam tarzı ve daha fazlası yer aldı.
VakıfBank, 350 milyon euro ve 330 milyon dolar olmak üzere toplam 700 milyon doların üzerinde Diversifed Payment Rights (DPR) seküritizasyon işlemi gerçekleştirdi. Söz konusu işlem, Türk bankaları arasında doğrudan fonlama şeklinde gerçekleştirilen en büyük tutarlı seküritizasyon işlemi olma özelliğini taşıyor.
Yurt dışı fonlama tarafında farklı yapı ve vadelerde yeni işlemler gerçekleştirmeye hız kesmeden devam eden VakıfBank, son olarak 6 farklı işlemde, en az 2 yıl geri ödemesiz dönem içeren toplam 5 yıl vadeli, euro ve dolar olmak üzere iki dilimden oluşan seküritizasyon işlemini başarıyla gerçekleştirdi.
‘’Seküritizasyon işlemimize iki yeni uluslararası banka katıldı”
Kısa süre önce uluslararası bir banka ile 500 milyon dolar tutarında ve 3 yıl vadeli bir fonlama işlemi gerçekleştirerek 2024 yılına uluslararası fonlama tarafında hızlı bir giriş yaptıklarını dile getiren VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Sadece bir ay gibi kısa bir sürede uluslararası fonlama tarafında tamamladığımız ikinci önemli işlem olan söz konusu fonlama, Türk bankaları arasında yapı olarak doğrudan fonlama şeklinde gerçekleştirilen en büyük tutarlı seküritizasyon işlemi olma özelliğini taşıyor. Derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından BB+ nota sahip DPR seküritizasyon programımız altında gerçekleştirdiğimiz işleme toplam 6 farklı uluslararası yatırımcı katılım sağladı. Daha önceki seküritizasyon işlemlerinde olmayan iki yeni uluslararası bankanın da işlemimize ilgi göstermesi ülkemize ve Türk bankalarına yönelik artan iştahın net bir göstergesidir.’’ ifadelerini kullandı.
“Fonlama yapımızı çeşitlendirmeye devam ediyoruz”
Uluslararası fonlama tarafında pek çok işlem gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Üstünsalih, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bu alanda öncü bir banka olarak, Türkiye’ye ve Türk bankalarına yönelik yatırımcı algısının iyileşmesiyle birlikte artan fırsatları değerlendirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. VakıfBank olarak, devam eden pozitif momentumu yakından takip ederek farklı yapılar altında gerçekleştireceğimiz işlemlerle fonlama yapımızı çeşitlendirmeye de devam edeceğiz”
Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – Yerel yönetim hizmetlerini bizzat sahada yürüten Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, sık sık vatandaşlarla ve esnafla bir araya gelerek onların talep ve önerilerini de bizzat dinlemeye özen gösteriyor.
Bu kapsamda Başkan Büyükkılıç, Tuna Life Center Alışveriş Merkezi’ni ziyaret ederek, onlarca vatandaş ve esnafla bir araya geldi.
Güler yüzle, ilgi, sevgi ve hoş sohbetle karşılaşan Büyükkılıç, vatandaşların taleplerini de dinledi.
Fotoğraf çektirmek isteyen vatandaşları geri çevirmeyen Başkan Büyükkılıç, çocuklar ve gençlerle bol bol hatıra fotoğrafı çektirerek, esnafa hayırlı ve bereketli işler temenni etti.
Başkan Büyükkılıç, birlik, beraberlik içerisinde çalışmalara devam edeceklerini belirterek, “Şehrimizi ve bizleri seven, seçen, güvenen canlarımıza layık olmak için gayret gösteriyoruz. Sizlerin inancıyla, desteğiyle çalıştık. İnşallah yeni 5 yılda da durmadan, yorulmadan çalışmaya, sizlere en güzel şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz. El ele, gönül gönle hep beraber güzel günlere” dedi.
Kripto para fonlarından geçen hafta rekor çıkış gerçekleşti.
7 hafta üst üste kripto fonlarına 12 milyar dolardan fazla giriş yaşanması, Bitcoin’in 14 Mart’ta 79 bin 798 dolar olarak tüm vakitlerin en yüksek düzeyine çıkmasına neden olmuştu.
CoinShares International Araştırma Müdürü James Butterfill o devirden sonra girişlerin bilakis döndüğünü ve bitcoin’in düşüşe geçtiğini belirtti.
Butterfill paylaştığı raporda “Fiyatta yaşanan son düzeltme, yatırımcıları temkinli hale getirdi ve net girişlerde aksine dönüşe yol açtı.” sözünü kullandı. Butterfill geçen hafta Borsa yatırım fonlarına 1,1 milyar dolarlık giriş yaşandığını, bu girişlerin Greyscale’in 2 milyar dolarlık çıkışını dengelediğini söyledi.
Bloomberg’in datalarına nazaran 10 bitcoin fonundan 888 milyon dolarlık çıkış yaşandı. Bu da toplam kripto akışlarının yaklaşık yüzde 94’ünü oluşturuyor.
CoinShares datalarına nazaran Ether, Solana ve Cardano’yu tutan fonlardan geçen hafta yaklaşık 43 milyon dolarlık çıkış yaşandı. Altcoinler ise nispeten olumlu performans gösterdi. Avalanche, Litecoin üzere tokenlere birebir periyotta 16 milyon dolarlık giriş gerçekleşti.
Cildinizdeki sivilceleri sıkmak, el sürmenin yanlış olduğu uzmanların yıllardır yaptığı ikazlar ortasında yer alıyor. Lakin hemen gitmesini istediğimiz için sıkma formülüyle cildimize ziyan vererek sivilcelerin hem leke hem de ciltte delikler oluşmasına neden olur. İşte tam da bu ortada devreye yeni çıkan Dermapen uygulaması giriyor. Pekala nedir bu dermapen uygulaması? Ayrıntılar haberimizde…
Dermapen uygulaması; yaş kaç olursa olsun cildi genç, bakımlı ve canlı göstermek isteyen bayanların tercih edebileceği bir cilt bakım metodudur. Cilt altında, yeni üretimlerle dolgunlaşma ve sıklaşma cilt yüzeyinde de gençleşme ve tazelenmesini sağlayarak, hücre üretimi yeterlice yavaşladığı dönemlerde yaşlılık lekeleri ve deri incelmelerini ortadan kaldıran dermapen uygulaması birebir zamanda kişinin cilt kusurlarını onarma, cilt yaşlanmasını tedbire, kırışıklıkları azaltma maksatlı yapılan formüllerden biridir. Cildinin hoşluğuna ve bakımlı görünmesine ihtimam gösteren tüm bayanların tercih edebileceği dermapen uzman şahıslar tarafından yapılır.
DERMAPEN UYGULAMASI NASIL YAPILIR?
Dermapen uygulamasından evvel ciltteki makyaj kalıntıları, kirler temizlenir ve cilt dezenfekte edilir. Akabinde uygulama yapılacak olan bölgeye af hyaluronik asit, mezoterapi solüsyonları yahut PRP uygulanır. Dermapen uygulamasında ciltteki kusurlu bölgeye birden fazla mikro kanal açılır. Bunun sebebi açılan bu kanallarla otomatik, titreşimli iğneleme tekniği kullanılarak kişinin ağrı hissini azaltmak, uygulanan eserlerin emilim ölçüsünü hızlandırmak ve tedavinin tesiri arttırmaktır. Yaklaşık 20 dakika içinde yesyeni ve katiyen daha genç bir cilde kavuşmak mümkündür.
Aşağıda bulunan fotoğrafta dermapenin hangi bölgelere uygulanabileceğini görebilirsiniz.
Dermapen hangi bölgelere uygulanır?
DERMAPEN UYGULAMASI KAÇ SEANS SÜRER?
Dermapen uygulaması ciltteki hasarın ne kadar olduğuna bakılarak ya da kırışıkların artışı hatta yaş kriterleri gözlemlenerek yapılan bir süreçtir. Genelde sıradan bir dermapen tedavisi 3 -6 seansta tamamlanır, seanslar ortasında en az 1 ay vakit bırakılır ve aslında ekseriyetle 2 – 4 seansta kırışıklık tedavilerinde istenen sonuç elde edilir.
Dermapen Tedavisi Uygulamasını Her Vakit Yapılabilir mi?
Oldukça inançlı bir uygulamadır. Her yaşta, her cins cilt tipinde, yaz aylarında dahi yapılabilir.
Son devirde yaptırdığı estekilerle gündem olan ünlü müzikçi Ceylan bu sefer gözlerden uzak büyüttüğü kızı Melodi’yi görmek için Kanada’ya gitti. Ünlü müzikçinin havalimanında kızıyla kavuştuğu anlarda duygusal anlar yaşandı.
HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE
Ünlü Türkücü Ceylan estetikli imajıyla son periyotta en çok konuşulan ünlüler ortasındaydı. Toplumsal medyada sık sık paylaşım yapan ünlü müzikçi bu kez kızını ziyarete Kanada’ya gitti.
HAVALİMANINDA DUYGUSAL ANLAR
Ünlü müzikçinin kızı Melodi, Kanada’da yaşıyor ve ünlü müzikçi, kızını bugün ziyarete gitti. Ceylan, kızı Melodi Bozkurt ile havalimanında kavuştuğu görüntülerde duygusal anlar yaşadı. İşte o anlar…
Cihaz bilgilerini depolamak ve/veya bunlara erişmek için çerezler gibi teknolojiler kullanıyoruz. Bunu, göz atma deneyimini geliştirmek ve kişiselleştirilmiş reklamlar göstermek için yapıyoruz. Bu teknolojilere izin vermek, bu sitedeki tarama davranışı veya benzersiz kimlikler gibi verileri işlememize izin verecektir. Rıza vermemek veya rızayı geri çekmek, belirli özellikleri ve işlevleri olumsuz etkileyebilir.
fonksiyonel Always active
Teknik depolama veya erişim, abone veya kullanıcı tarafından açıkça talep edilen belirli bir hizmetin kullanımını sağlamak veya yalnızca bir elektronik iletişim ağı üzerinden bir iletişimin iletimini gerçekleştirmek gibi meşru bir amaç için kesinlikle gereklidir.
Preferences
The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
İstatistik
Yalnızca istatistiksel amaçlar için kullanılan teknik depolama veya erişim.The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
Reklam
Teknik depolama veya erişim, reklam göndermek için kullanıcı profilleri oluşturmak veya benzer pazarlama amaçlarıyla bir web sitesinde veya birkaç web sitesinde kullanıcıyı izlemek için gereklidir.