Gün: 27 Mart 2024

  • Uzman İsim Açıkladı: Bu 20 Altcoin İçin ETF Gelebilir!

    CME Group kripto para ünitesi lideri Giovanni Vicioso, Bitcoin ETF’lerinin kripto para piyasası üzerinde büyük bir tesiri olduğunu ve dalı Wall Street’in gözünde yasallaştırmanın ötesine geçtiğini söyledi. Vicioso, ETF’lerin yatırım danışmanlarının rolünü de değiştirdiğini ve Bitcoin’in ehemmiyeti hakkında müşterilerini eğitmelerine yardımcı olduğunu belirtti. Bu noktda, ETF başvurusu ve onayı beklediği 20 farklı altcoin projesini listeledi. İşte detaylar…

    ETF’lerin kripto para dünyasındaki etkisi

    Kriptokoin.com olarak bildirdiğimiz üzere Bitcoin ETF’leri, kripto para piyasasını Wall Street’in gözünde yasallaştırmanın ötesine geçerek yatırımcı ilgisini ve kurumsal benimsenmeyi artırıyor. CME Group kripto para ünitesi lideri Giovanni Vicioso’ya nazaran, bu ETF’ler yatırım danışmanlarının rolünü de değiştiriyor ve Bitcoin’in ehemmiyeti hakkında müşterilerini eğitmelerine yardımcı oluyor.

    Daha evvel Bitcoin ile ilgili temel bilgilere odaklanan müşteri görüşmeleri, artık Bitcoin’in kullanım alanlarına kaydı. Ethereum ve akıllı kontrat teknolojisiyle tokenizasyon, DeFi ve web3 üzere imkanlar nizamlı olarak gündeme geliyor. Vicioso, Bitcoin ve Ethereum’un “gerçekten çok büyük, görmezden gelinemeyecek kadar büyük” olduğunu belirtiyor. Ayrıyeten kripto para piyasasının başkanları olarak pozisyonlarını sağlamlaştırdıklarını vurguluyor.

    ABD Menkul Değerler ve Borsa Komitesi (SEC) Mayıs ayında Ethereum spot ETF’sini onaylama potansiyeli taşıyor. Bu sırada, Vicioso’nun şirketi CME Group, traderların piyasanın nasıl geliştiğini gördüklerine dair ipuçları barındıran bilgiler sunuyor. CME’nin referans oranlarına ve Uniswap (UNI), Polygon (MATIC), Cosmos (ATOM) ve Solana (SOL) üzere altcoin projelerinin fiyatlarını içeren 20 başka kripto para ünitesi için gerçek vakitli endekslere işaret ediyor.

    ETF adayı altcoin projeleri neler?

    Vicioso, Bitcoin ETF’lerinin yatırımcıları kripto para piyasasına çekmeye yardımcı olduğunu söylüyor. Ayrıyeten bu sayede yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmelerine imkan sağladığını belirtiyor. Ayrıyeten, ETF’lerin kripto para piyasasına likidite sağlayarak daha istikrarlı hale gelmesine katkıda bulunduğunu da ekliyor. Sonuç olarak CME tarafından seçilen ve potansiyel kullanım alanları nedeniyle ileride ETF’ler için güzel birer aday olabilecek coinler şunlar:

    • Aave (AAVE)
    • Algorand (ALGO)
    • Avalanche (AVAX)
    • Axie Infinity (AXS)
    • Bitcoin Cash (BCH)
    • Cardano (ADA)
    • Chainlink (LINK)
    • Chiliz (CHZ)
    • Cosmos (ATOM)
    • Curve (CRV)
    • Decentraland (MANA)
    • Ether (ETH)
    • Ether Euro (ETH)
    • Filecoin (FIL)
    • Litecoin (LTC)
    • Polkadot (DOT)
    • Polygon (MATIC)
    • Solana (SOL)
    • Stellar Lumens (XLM)
    • Synthetix (SNX)
    • Tezos (XTZ)
    • Uniswap (UNI)

    Düzenleyici açıklık bekleniyor

    Vicioso, bu coinlere ait ek vadeli süreç kontratlarının yahut ETF’lerin piyasaya sürülmesinin, bilhassa bu kripto paraların emtia yahut menkul değer olarak kabul edilip edilmeyeceği konusunda daha fazla düzenleyici açıklığa bağlı olacağını belirtiyor. Bitcoin ETF’leri, kripto para piyasasını Wall Street’e tanıtıyor. Böylelikle yatırımcı ilgisini artırarak bölümde kıymetli bir rol oynamaya devam ediyor. Ethereum ve öteki altcoinler de ETF’ler aracılığıyla yatırımcılara sunulmaya hazırlanıyor. Düzenleyicilerden gelecek netlik, kripto para piyasasının kurumsal yatırımcılar tarafından daha fazla benimsenmesini sağlayabilir.

  • Yeni hal binası Gebze bölgesine çok yakışacak

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, şehircilik ve tesisleşme noktasında inşa ettiği dev tesislerin bir yenisini Gebze bölgesine kazandırıyor.

    Esnaf ve vatandaşın günlük yaşamını kolaylaştıracak yatırımlarında hız kesmeyen Büyükşehir, Gebze’de fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle ihtiyacı karşılayamayan mevcut sebze ve meyve halini daha geniş bir alana taşıyarak yeniden inşa ediyor. Yapı Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın kontrolünde devam eden çalışmalarda işin ilerleme oranı yüzde 75 seviyesine ulaştı.

     

    25 BİN M2 ALANA KURULUYOR

    25 bin metrekare kullanım alanına sahip olan modern sebze ve meyve hali, mevcut hal tesisine göre yaklaşık iki katı büyüklüğünde. Yeni tesiste 120 metrekare büyüklüğünde 34 adet dükkân ve sandık depoları yer alıyor. Bu haliyle bir dükkânın kullanım alanı eski dükkânlara kıyasla yaklaşık 90 metrekare daha geniş olacak. Ayrıca tesiste ofisler, teknik hacimler, mescit, tuvaletler, büfe, berber, lokanta ve çay ocağı hizmet verecek. Böylece hal esnafı konforlu ve modern mekânda çalışma imkânı bulacak.

     

    HAL ESNAFININ YÜZÜ GÜLECEK

    Çayırova Cumhuriyet Mahallesi’nde yapımı hızla devam eden sebze ve meyve hali, sosyal ve çalışma alanları açısından günün ihtiyaçlarına göre şekillendiriliyor. Mal sevkiyatının genelde büyük araçlarla yapılmasından dolayı yeni hal binası ve otopark alanı bu tür araçlar için daha fazla hareket serbestliğine sahip olacak. Bu bağlamda 68 TIR parkı ile 63 araçlık otopark alanı hizmet verecek. Ayrıca yeni haldeki sosyal donatı alanları ve büyüklükleri buradan faydalanan esnaflara daha kaliteli hizmet sunacak ölçüde yer alıyor.

     

    İMALATLARDA YOĞUN TEMPO

    Büyükşehir Belediyesi’nin Gebze bölgesine kazandıracağı yeni hal binası günden güne şekilleniyor. A blokta dış cephe mantolama imalatını tamamlama aşamasına gelen ekipler, iç cephe sıva imalatlarına ise devam ediyor. Yine bu bloğa ait olan pencere ve giydirme cephe doğrama montajlarının devam ettiği projede sap imalatı ve bodrum kat seramik kaplama imalatları yerine getiriliyor.

     

    YENİ YERİNDE HİZMET VERECEK

    A blokta kenet çatı kaplama imalatını tamamlayan ekipler,

    kepenk kapı montajına devam ediyor. Doğalgaz, yangın suyu, sıhhi ve elektrik tesisatını tamamlama aşamasına gelen Büyükşehir,

    B ve C blok çatı kaplama imalatını hızla sürdürüyor. D blok betonarme imalatına başlayacak olan ekipler, E blok ile kantar yapısı kaba inşaatını tamamladı. Proje sahasında betonarme istinat duvarları ise tamamlanmak üzere. Gebze bölgesinde sebze ve meyve sektörüne yeni bir soluk kazandıracak olan yeni hal binası yakın bir zamanda hizmet vermeye başlayacak.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tüik: Yaşlı nüfus 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu

    Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2018 yılında 7 milyon 186 bin 204 kişi iken son beş yılda %21,4 artarak 2023 yılında 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2018 yılında %8,8 iken, 2023 yılında %10,2’ye yükseldi. Yaşlı nüfusun 2023 yılında %44,5’ini erkek nüfus, %55,5’ini kadın nüfus oluşturdu.

    Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında %12,9, 2040 yılında %16,3, 2060 yılında %22,6 ve 2080 yılında %25,6 olacağı öngörüldü.

    Kaynak: TÜİK, Genel Nüfus Sayımları, 1935-2000
                  TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, 2008-2023
                  TÜİK, 2018 Nüfus Projeksiyonları, 2030-2080

     

    Yaşlı nüfusun %64,0’ının 65-74 yaş grubunda yer aldığı görüldü

    Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2018 yılında yaşlı nüfusun %62,2’sinin 65-74 yaş grubunda, %28,6’sının 75-84 yaş grubunda ve %9,2’sinin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2023 yılında %64,0’ının 65-74 yaş grubunda, %28,1’inin 75-84 yaş grubunda ve %7,9’unun 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görüldü.

    Yaşlı nüfusun %0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2023 yılında 6 bin 609 oldu.

    Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti

     

    Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %10,0’ı geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösterdi.

     

    Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan “demografik dönüşüm” sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.

    Türkiye nüfusunun ortanca yaşı yükseldi 

     

    Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Nüfusun yaşlanması ile ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş, 2018 yılında 32,0 iken 2023 yılında 34,0 oldu. Ortanca yaş 2023 yılında erkeklerde 33,2, kadınlarda 34,7 olarak gerçekleşti.

     

    Nüfus projeksiyonlarına göre, 2030 yılında 35,6, 2040 yılında 38,5, 2060 yılında 42,3 ve 2080 yılında 45,0 olacağı öngörüldü.

     

    Yaşlı bağımlılık oranı 2023 yılında %15,0 oldu

     

    Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2018 yılında %12,9 iken bu oran 2023 yılında %15,0’a yükseldi.

     

    Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında %19,6, 2040 yılında %25,3, 2060 yılında %37,5 ve 2080 yılında %43,6 olacağı öngörüldü.

     

    Türkiye, yaşlı nüfus oranına göre sıralamada 184 ülke arasında 67. sırada yer aldı

     

    Birleşmiş Milletler dünya nüfus tahminlerine göre 2023 yılı için dünya nüfusunun 8 milyar 45 milyon 311 bin 448 kişi, yaşlı nüfusun ise 807 milyon 790 bin 294 kişi olduğu tahmin edildi. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun %10,0’ını yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla %30,1 ile Japonya, %24,5 ile İtalya ve %23,6 ile Finlandiya oldu. Türkiye, 184 ülke arasında 67. sırada yer aldı.

     

    Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il Sinop oldu

     

    Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2023 yılında %20,0 ile Sinop oldu. Bu ili %19,5 ile Kastamonu, %18,3 ile Giresun izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise %3,5 ile Şırnak oldu. Bu ili %4,0 ile Hakkari, %4,2 ile Şanlıurfa izledi.

    Bir birey 65 yaşına ulaştığında yaşaması beklenen ömür ortalama 17,1 yıl oldu

     

    Hayat Tabloları, 2020-2022 sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 77,5 yıl, erkekler için 74,8 yıl ve kadınlar için 80,3 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,5 yıl oldu.

     

    Türkiye’de 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 17,1 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 15,3 yıl, kadınlar için 18,8 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,5 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10,3 yıl iken 85 yaşında 5,5 yıl oldu.

    Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı fert bulunduğu görüldü

     

    Türkiye’de 2023 yılında toplam 26 milyon 309 bin 332 haneden 6 milyon 458 bin 465’inde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin %24,5’inde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü.

     

    Türkiye’de 1 milyon 669 bin 270 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü

     

    En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 458 bin 465 hanenin 1 milyon 669 bin 270’ini tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin %74,4’ünü yaşlı kadınlar, %25,6’sını ise yaşlı erkekler oluşturdu.

    Tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Balıkesir oldu

     

    En az bir yaşlı fert bulunan haneler içinde tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2023 yılında %34,4 ile Balıkesir oldu. Bu ili %34,3 ile Burdur, %34,0 ile Çanakkale izledi. Bu oranın en düşük olduğu il ise %7,8 ile Hakkari oldu. Bu ili %13,5 ile Batman, %14,9 ile Van izledi.

    Okuma yazma bilen yaşlı nüfus oranı 2022 yılında %86,5 oldu

     

    Yaşlı nüfus içinde okuma yazma bilenlerin oranı 2018 yılında %81,7 iken 2022 yılında %86,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı 2018 yılında %18,3 iken 2022 yılında %13,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, 2022 yılında yaşlı erkeklerin oranından 5,7 kat fazla olduğu görüldü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı %21,2 iken yaşlı erkeklerin oranı %3,7 oldu.

    Yaşlı nüfus eğitim durumuna göre incelendiğinde, 2018 yılında yaşlı nüfusun %45,0’ı ilkokul mezunu, %6,5’i ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, %6,8’i lise veya dengi okul mezunu, %6,6’sı yükseköğretim mezunu iken 2022 yılında ilkokul mezunu olanların oranı %46,6, ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu olanların oranı %9,1, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı %9,1, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise %8,3 oldu.

     

    Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Bitirilen tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.

     

    Yaygın eğitime katılan yaşlı nüfus en fazla sanat ve beşeri bilimler alanında eğitim aldı

     

    Yetişkin eğitimi araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında yaygın eğitim faaliyetlerine katılan yaşlı nüfusun %28,9’u sanat ve beşeri bilimler, %28,6’sı sağlık ve refah, %12,4’ü mühendislik, imalat ve inşaat alanlarında yaygın eğitim faaliyetlerine katıldı.

     

    Yaygın eğitime katılan yaşlı nüfusun %86,3’ü ilgisini çeken bir konuda bilgi sahibi olmak istedi

     

    Yetişkin eğitimi araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında yaygın eğitim faaliyetlerine katılan yaşlı nüfusun %86,3’ü ilgisini çeken bir konuda bilgi sahibi olmak için, %33,2’si işini daha iyi yapmak için, %24,2’si yeni insanlarla tanışmak/eğlence için yaygın eğitim faaliyetlerine katıldı.

     

    Eşi ölmüş yaşlı kadınların oranı, eşi ölmüş yaşlı erkeklerin oranının 4 katı oldu

     

    Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Yaşlı erkek nüfusun 2023 yılında %1,4’ünün hiç evlenmemiş, %83,7’sinin resmi nikahla evli, %3,9’unun boşanmış, %11,1’inin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun %2,8’inin hiç evlenmemiş, %46,4’ünün resmi nikahla evli, %4,4’ünün boşanmış, %46,4’ünün ise eşi ölmüş olduğu görüldü.

    Yaşlı nüfusun yoksulluk oranı 2023 yılında %21,7 oldu

     

    Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %60’ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2019 yılında Türkiye geneli için %21,3 iken 2023 yılında %21,7 oldu. Bu oran, yaşlı nüfus için 2019 yılında %14,2 iken 2023 yılında %21,7 oldu.

     

    Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde yoksulluk oranı 2019 yılında %12,1 iken 2023 yılında %20,7 oldu. Yaşlı kadınlarda yoksulluk oranı ise 2019 yılında %15,9 iken 2023 yılında %22,4 oldu.

     

    Yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı 2023 yılında %12,2 oldu

     

    İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı 2019 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus için  %53,0 iken 2023 yılında %53,3 oldu. Bu oran yaşlı nüfus için 2019 yılında %12,0 iken 2023 yılında %12,2 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran yaşlı erkek nüfusta 2023 yılında %20,0 iken yaşlı kadın nüfusta %6,1 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının 2019 yılında %3,1 iken 2023 yılında %2,7 olduğu görüldü.

    Çalışan yaşlı nüfusun 2023 yılında %57,7’si tarım sektöründe yer aldı

     

    İşgücü istatistiklerine göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2023 yılında yaşlı nüfusun %57,7’sinin tarım, %32,1’inin hizmetler, %7,3’ünün sanayi, %2,8’inin ise inşaat sektöründe yer aldığı görüldü.

     

    Yaşlı nüfusun obezite oranı arttı

     

    Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde, 2012 yılında 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusta obezite oranı %25,0 iken bu oran 2022 yılında %28,4 oldu. Yaşlı nüfusun obezite oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2012 yılında %16,2 iken bu oran 2022 yılında %18,3, yaşlı kadınlarda 2012 yılında %33,1 iken 2022 yılında %36,4 oldu.

     

    Diğer taraftan, 2012 yılında yaşlı nüfusta normal kilolu olanların oranı %34,9 iken bu oran 2022 yılında %28,8 oldu. Normal kilolu yaşlı nüfus oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2012 yılında %39,6 iken bu oran 2022 yılında %35,8, yaşlı kadınlarda 2012 yılında %30,5 iken 2022 yılında %23,3 oldu.

     

    Yaşlılar 2022 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti

     

    Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2022 yılında ölen yaşlıların %39,1’i dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada %15,5 ile solunum sistemi hastalıkları, üçüncü sırada %12,7 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler takip etti.

     

    Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en büyük farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görüldü. İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı %16,3 iken yaşlı kadınların oranı %9,0 oldu.

    Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2022 yılında %3,2 oldu

     

    Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı, 2018 yılında 13 bin 859 iken 2022 yılında 11 bin 880 oldu. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2018 yılında %4,6 iken bu oran 2022 yılında %3,2 oldu.

     

    Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2022 yılında Alzheimer hastalığından ölen yaşlı erkeklerin oranı %2,3 iken yaşlı kadınların oranı %4,1 oldu.  

    İnternet kullanan yaşlı bireylerin oranı 2023 yılında %40,7 oldu

     

    Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki bireylerin oranı 2018 yılında %17,0 iken bu oran 2023 yılında %40,7’ye yükseldi. İnternet kullanan yaşlı bireyler cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin kadınlardan daha fazla İnternet kullandığı görüldü. İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2023 yılında %49,8 iken yaşlı kadınların oranı %32,7 oldu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Deveciler Pazar Esnafıyla Buluştu

    Burhaniye Belediye Başkanı ve aynı zamanda CHP Burhaniye Belediye Başkan Adayı Ali Kemal Deveciler, CHP Burhaniye Belediye Meclis Üyesi Adayları ile beraber Pazartesi Pazarında esnafla bir araya geldi.

    ‘Değişen ve Gelişen Burhaniye’ diyerek ekibiyle birlikte yola çıkan Başkan Ali Kemal Deveciler, başarıya ulaşmak için ortak akıl ile hareket etmenin önemini vurguladı. Planlanan projeleri, hemşehrilerinin ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştireceklerini ifade eden Başkan Deveciler, “Her zaman esnafımızın yanındayız. Hem esnafımızın, hem de vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak önemli projelerimiz mevcut. Bunlara örnek olarak; Eski garajın bulunduğu alanda modern bir pazar yerini hayata geçirerek, vatandaşlarımızın ulaşım, alışveriş ve otopark sorununu çözeceğiz. Gerçekleştireceğimiz projede ayrı katlarda giyim, sebze ve meyve, k? ?ylü pazarı bölümleri ile birlikte, 600 araçlık otoparkın yer aldığı 4 katlı ve toplamda 34.000 m²’lik merkez kapalı pazar yerimizi, halkımızın hizmetine sunacağız. Bununla birlikte Bahçelievler Mahallesi’ndeki mevcut pazar yeri yeniden yapılacak olup, tek katlı pazar yerimizde hem esnafımızın, hem de vatandaşlarımızın rahatça alışveriş yapabileceği bir pazar yeri inşa edeceğiz” dedi.

    Yaptığı hizmet ve projelerle hemşehrilerini memnun eden Başkan Ali Kemal Deveciler, ‘Değişen ve Gelişen Burhaniye’ kapsamında heyecan verici vizyon projeleri Burhaniyelilere adeta nefes olacak.
    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Soyer’den “Toplumsal Birleşik Muhalefet Çağrısı” “Hedefimiz yepyeni bir Türkiye”

    İzmir Demokratik Kitle Örgütleri’nin temsilcileriyle buluşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ülkede sosyal demokrat siyasete ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.

    “Toplumsal Birleşik Muhalefet” çağrısını yineleyen Başkan Soyer, “Bunun yaratacağı yeni siyasi zemin demokratik siyasetin erdem ve değerleriyle buluştuğunda yepyeni bir Türkiye hayal olmayacaktır. İzmir bu toplumsal seferberliğin doğal öncüsüdür. Bu dönüşüm birlikte başarabileceğimiz bir dönüşümdür” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde İzmir Demokratik Kitle Örgütleri’nin mensuplarıyla bir araya gelerek “Siyaset, Neden ve Nasıl?”  başlıklı bir konuşma yaptı. Kentte kadın, engelli, eğitim, gençlik, çocuk, doğa, çevre, afet yönetimi gibi farklı alanlarda faaliyet yürüten ve gönüllü olarak halkın ihtiyaçları ile refahı için çaba gösteren demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin yer aldığı toplantının moderatörlüğünü Başkan Tunç Soyer ve Başkan Danışmanı Melih Yalçın üstlendi.

    Program Prof. Dr. Ayfer Kocabaş yönetimindeki Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED) Genel Merkez Mandolin Orkestrası’nın Ziraat Marşı’yla başladı. Mini konser öncesinde açıklama yapan Şef. Prof. Dr. Kocabaş, “Sayın Başkan Tunç Soyer’e İzmir’e ve köy enstitülerinin düşün dünyasına kattığı değerler için teşekkür ediyoruz” dedi. İzmir Marşı ile sonlanan müzik ziyafetinin ardından salondaki topluluk orkestrayı ayakta alkışladı.

    “Türkiye çok uzun süredir siyasetin saf ve yalın halinden uzaklaştı”

    Siyasete yönelik tespitlerini aktaran ve izlenmesi gereken yol haritasını açıklayan Başkan Soyer, siyaseti dünyayı kurmanın, hayatı iyileştirip güzelleştirmenin iradesi olarak tanımladı. Türkiye’nin çok uzun süredir siyasetin bu saf ve yalın halinden uzaklaştığını aktaran Soyer, “Ülkemiz seçim siyaseti dediğimiz başka bir sürecin içine girdi. Yalnızca seçim kazanma faaliyeti olarak varlık gösteren bu süreç, aslında siyasetsiz bir siyasetin giderek daha da hegemonik hale gelmesine yol açtı. Seçime indirgenmiş siyasal faaliyet, aday belirlemede hiçbir ilke ve değer içermeyen bir parmak sayma faaliyeti ve buna bağlı olan bir ‘yarış’ın sahnelenmesinden ibaret olmaya başladı. Siyasal rekabet bir güç gösterme yarışına dönüştürülüp, yıkıcı, konuşmayı değersizleştiren kirli bir ‘yenme’ faaliyeti haline geldi” dedi.

    Bir arada yaşamanın üç ilkesi

    Bu düzeni değiştirmek için yapılması gereken şeyin siyasetin kamusal yararını önceleyen erdemini hatırlamak olduğunun altını çizen Başkan Soyer, “Nasıl bir arada yaşayacağız?” sorusuna demokrasinin içerdiği değerlerle yanıt verilecekse asla vazgeçilemeyecek üç ilkeye işaret etti. Bu ilkeleri adalet, eşitlik ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi olarak sıralayan Başkan Soyer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Hemen şimdi acilen bir sosyal demokrat siyasete, kimsesizlerin sesi olan ve bu sesi bir feryada ve ortak çıkarlarımız için yol gösterici bir siyasal eyleme dönüştürecek bir siyasete ihtiyacımız var. Köreltilen ve çürütülen toplumun panzehri yine toplumun içinde, bu körleşme ve çürümeden en az etkilenen toplum paydaşları arasında bulunuyor. Siyasi partiler, seçim odaklı varoluşlarını güçlendirmek için uyguladıkları yöntemlerle çürümenin dibine vurmuşken, hala cebinden harcayarak, zamanından, sevdiklerinden fedakârlık ederek, içinde yaşadığı topluma duyduğu sorumluluk ve taşıdığı vicdandan vazgeçmeyen “Toplumsal Sivil Muhalefet” paydaşları bu panzehrin kaynağıdır”.

    İzmir toplumsal seferberliğin doğal öncüsü

    Yapılması gereken ilk şeyin halkın çıkarlarını koruyan ve temsil eden bu iyi ve temiz yapıların daha güçlü, daha geniş çatılar altında birleşerek “Toplumsal Birleşik Muhalefete” dönüşmesini sağlamak olduğunu aktaran Soyer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “İkincisi varoluşlarını vicdan ve sorumluluk duygusundan alan bu yapıların kendilerini engellediklerini düşündükleri ‘cam duvarı’ kırıp geçme gücüne sahip olduklarına inandırmak. Binlerce yıllık kadim kültürde kaynağını bulan toplumsal değerlerimizin topyekûn çürümesine izin vermemek ve bu kadar dibe vurduktan sonra, sağlıklı, temiz bir başlangıç yapmak mümkündür. Özellikle “Toplumsal Birleşik Muhalefetin” açacağı yeni siyasi zemin demokratik siyasetin erdem ve değerleriyle buluştuğunda yepyeni bir Türkiye hayal olmayacaktır. İzmir bu toplumsal seferberliğin doğal öncüsüdür. Adalet ve eşitlikten güç alan, demokratik ilkelerle şekillenen bu siyaset alanı dönüşüm yaşanmasının anahtarı olacaktır. Yeni siyaset zeminleri oluşturulmasına ihtiyaç var. Çünkü siyasi partilerin vatandaşların özlemlerini, taleplerini, yurttaşların bu memlekette umutlarını yeşertme gücü kalmadı. Bu dönüşüm birlikte başarabileceğimiz bir dönüşümdür Hem de bugünden tezi yok, yarından yakın.” 

    “Hedefimiz Türkiye”

    Bu buluşmaların devam etmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Soyer, “Bizim hedefimiz Türkiye. Türkiye’de yeni bir siyaset alanı açmak istiyoruz. Siyasi partilerin içinde de yer almak ama siyasi partilerin dışında da, sivil muhalefeti bir toplumsal birleşik muhalefet haline getirmek. Bizim muhatabımız şikayet ettiğimiz her şey. Türkiye’deki herkes bizim çatımızın altında olsun istiyoruz. Bir başkası asla dışarıda kalmamalı. Olabilecek en geniş buluşmayı hedefleyerek yola çıkıyoruz. Adımlarımızı bu küçük salonda bu küçük adımla atıyoruz. Amacımız İzmir’de başlatacağımız bu hareketi büyütmek” dedi. 

    Başka Bir Siyaset Mümkün!

    Yaklaşık dört saat süren buluşmanın kapanış bölümünde değerlendirmelerde bulunan Başkan Soyer, “262 arkadaşımız katılımcı olmuş. Bu toplantı bir başlangıç ve ilk adım toplantısıydı. Ben tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir heyecanla bu ilk adımı sizlerle atmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Eğer bunu biz yapmazsak kimse yapmayacak. Eğer bu hikayeye inanıp gerçekten sahiplenerek bir yolculuğu başlatmak konusunda kararlı duramazsak bilin ki bizden başka kimse yapmayacak. Yapamazsak bütün şikayet ettiğimiz mekanizmaların daha iyiye gitmesine imkan yok. Çürüme bulaşıcı bir şey. Bu dayanışmayı biraz daha büyüterek daha büyük bir ağ oluşturabiliriz. ‘Başka bir siyaset mümkün’ ve bunu hep beraber yapacağız” ifadelerini kullandı.

    Sivil toplumdan öneriler

    Buluşmada söz alan temsilciler Başkan Soyer’in siyasete yönelik tespitlerini ve izlenilmesi gereken yol haritasını paylaştığı için teşekkürlerini iletti. Siyasi partilerin aday belirleme süreçlerinden rahatsızlıklarını dile getiren bazı temsilciler eleştiri, öneri ve taleplerini iletti. Sivil toplum örgütlerinin sesinin kamuoyunda yeterince duyulmaması da toplantıda gündeme geldi. Yeni bir yol haritası hazırlanması ve işletilmesi noktasında da fikir birliğine varıldı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İklim değişikliği ve insanoğlu endemik türleri yok olmaya sürüklüyor

    Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hatice Demiray, endemik bitkiler ve iklim krizinin endemik bitkilere etkisi hakkında bilgi verdi.  Prof. Dr. Demiray, “Nadir ve endemik türlerin yaşama ortamları insan etkinlikleriyle bozulursa ya da bu ortamlar parçalara bölünürse, önce bu türlerin dağılış alanları ve popülasyon büyüklükleri azalmakta, sonra da bu türler, diğer türlere kıyasla yok oluşa doğru daha hızlı gitmektedir” dedi.

             Prof. Dr. Hatice Demiray, “Endemik bitkiler, dünyanın hiçbir yerinde yetişebilme ihtimali bulunmayan, yalnızca kendi yöresine özgü olan türlerdir. Endemizmin pek çok sebebi vardır. Bunlardan birisi mutasyondur. Mutasyon; ortam şartlarının etkisiyle canlıların genlerinde meydana gelen kalıtsal değişikliklere denir. Çevre şartlarının değişikliği kromozom ve genlerde birtakım değişikliklere sebep olur. Bu durum eşeysel hücrelere geçer ve oradan da yeni oluşacak döllerde bu değişiklik kendini gösterir. Bu değişken kromozomlar oğul fertlerin genotip ve fenotipini değiştirerek ana ve babaya benzemeyen farklı döllerin oluşmasına sebep olurlar. Genetik Rekombinasyon ise Homolog Kromozomlar üzerinde bulunan Alellerin- Kromatit parçası değiştirmesi sonucunda esas hücreye göre farklı yeni kombinasyon yapmaları olayıdır. Bu olay Crossing-Over denen homolog kromozomların parça değişmeleri sonucu ortaya çıkar. Bu olay esnasında kromozomların farklı parçaları bir araya gelip ana babadan farklı tipler meydana getirebilirler. Doğal seleksiyon ise, doğal olarak sağlam ve kuvvetli fertlerin yaşayıp, zayıf fertlerin elimine olması demektir. Belirli bölgelerde meydana gelen lokal ekolojik şartlardaki değişikliklere ancak o şartlara dayanabilen kuvvetli fertler yaşamlarını sürdürebilirler. İşte doğal seleksiyon ile bu şekilde endemik türler ortaya çıkabilir. Ancak bu endemik türler jeolojik zamanlardan beri orada bulunup değişen şartlara rağmen yaşayabiliyorsa bunlar Paleo-Endemik, şartlar değiştikten sonra o yöreye gelip yerleşmiş ise bunlar Neo –Endemik bitkilerdir” dedi.

             “İzolasyon da bir endemizm sebebidir”

    Herhangi bir doğal şart ile etrafı sınırlandırılmış bölgelere izole edilmiş yerler dendiğini vurgulayan Prof. Dr. Demiray, “Etrafı ovalar ile çevrili yüksek dağlar, okyanuslar ortasındaki bazı adalar doğal olarak izole edilmiş bölgelere örnektirler. İşte bu gibi sahalarda yetişen bazı bitkiler doğal şartların engellenmesi ile yayılış alanlarını genişletemezler ve yaşadıkları bölge için endemik bitki olarak kalırlar. Birbirinden bir ova ile ayrılan, izole olmuş ve zıt ekolojilerin görüldüğü orta yükseklikteki veya yüksek dağlar endemiklerce zengindirler. Bir çöl ortasından yükselen izole dağlar ve tepeler de yüksek endemizmleri ile göze çarparlar. Adalar da izole olmuş alanlar oldukları için endemik tür bakımından zengindirler. Endemiklerin yüzde 21,5’i kireçli kayalar üzerinde bulunmaktadır. Yüzde 5’i volkanik, yüzde 4,75’i de metamorfik kayalar üzerinde bulunur. Kalan kısmın ise kayaya bağlı bir seçiciliği yoktur. Kireçli kayalar üzerinde daha fazla endemiğin bulunuşu, endemiklerin fazla olduğu bölgelerde bu tip kayaların yaygın olmasından kaynaklanmaktadır” dedi.

    “İnsan etkisi endemik türleri riske atıyor”

    İklim krizinin endemik bitkilere etkilerine değinen Prof. Dr. Demiray “İklim değişikliği günümüzün en önemli çevresel sorunlarının başında gelmektedir. Sera gazları, su buharı, karbon dioksit, metan, azot dioksit, hidrofloro karbon ve ozon atmosferde radyasyona neden olarak yeryüzü yüzeyinin ısınmasına yol açmaktadır. İnsanoğlunun faaliyetleri direk olarak ekolojiyi etkileyerek küresel iklim değişikliğinin artmasına neden olmaktadır. Nadir ve endemik türlerin çoğu; küçük ya da tek bir coğrafik bölgede yetişmek, yalnızca bir veya birkaç popülasyona sahip olmak, popülasyonların küçük olması ve çok az genetik çeşitlilik göstermesi, insanlar tarafından aşırı ölçüde avlanılması ya da hasat edilmesi, popülasyonun gittikçe azalan bir eğilim göstermesi, üreme potansiyelinin düşük olması, özelleşmiş ekolojik nişlere ihtiyaç duymaları, kararlı, durağan ve değişime duyarlı bir çevrede yetişmeleri gibi özellikler endemik bitkilerin yok oluş olayına karşı özellikle duyarlı olunmasına yol açar. Nadir ve endemik türlerin yaşama ortamları insan etkinlikleriyle bozulursa ya da bu ortamlar parçalara bölünürse, önce bu türlerin dağılış alanları ve popülasyon büyüklükleri azalmakta, sonra da bu türler, diğer türlere kıyasla yok oluşa doğru daha hızlı gitmektedir. Bu durum, endemik türlerin genetik kaynaklarının korunması çalışmalarında öncelikle ele alınmalı ve dikkatlice izlenip yönetilmelidir” diyerek uyarıda bulundu.

    Sıcaklık artışının da endemik bitkileri olumsuz etkilediğini dile getiren  Prof. Dr. Demiray “Artan sıcaklık özellikle pas funguslarının spor çimlenmesini artırır. Aynı şekilde bazı yaprak lekesi hastalıklarının artışına neden olduğu rapor edilmiştir. Tahılların pas hastalıklarına hassasiyetleri, sıcaklığa bağlı olarak artar. Sıcaklık, bazı bakteriyel hastalıkların yerleşimi için hayati rol oynar. Sıcaklığa bağlı olan hastalıkların görülmediği yerlerde bakteriyel enfeksiyonların başladığı görülebilir. Sıcaklık artışıyla, ekstrem yağış ve daha da artan atmosferik nem konsantrasyon söz konusu olmaktadır. Bu durum bitkilerin daha düzenli ve güçlü gelişmesine neden olsa da uzun periyodlar dayanıklık ve kök hastalıkları başta olmak üzere diğer yaprak hastalıklarının artışına neden olur. Yüksek nem birçok yaprak hastalığının ve toprak kökenli fungal patojenlerin gelişimi için uygun koşul oluşturur. Bir de hastalık yapan endemik böcekler tornado gibi ekstrem hava koşullarıyla dünyanın başka yörelerine dağılıp orada da hastalık oluşturuyor” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sık yapılan 5 yedekleme hatası! Western Digital’dan, bu hatalardan kaçınmak için öneriler

    Değerli verilerinizin beklenmedik felaketlerden veya siber tehditlerden korunuyor olduğuna emin misiniz? Şöyle düşünün: Her 10 bilgisayardan 1’i virüs kurbanı oluyor ve her gün her dakika, şaşırtıcı bir şekilde, 113 telefon çalınıyor. Veri kaybının ani ve beklenmedik bir anda gerçekleştiği ve potansiyel olarak geri dönüşü olmayan bir kabusa dönüşebileceği kesin olduğu için güvenli yedeklemenin gerekliliğini tartışmaya dahi gerek yok. Dünya Yedekleme Günü olarak kutlanan 31 Mart, bu temel görevin önemli bir hatırlatıcısı. Şimdi, insanların yaptığı yaygın yedekleme hatalarına ve bu hatalardan nasıl kaçınılacağına biraz daha derinlemesine bakalım: 

     

    1. Düzenli yedeklemeyi pas geçmek: Kullanıcıların yaptığı en yaygın hata, verileri düzenli olarak yedeklemeyi unutmak. İster kişisel dosyalar ister önemli iş belgeleri olsun, sürekli bir yedekleme rutini oluşturmamak, sizi veri kaybına karşı savunmasız bırakır. Beklenmedik sistem çökmeleri veya kötü amaçlı yazılım saldırıları her an gerçekleşebilir ve bunun sonucunda değerli verilerinize erişemeyebilir veya onları kalıcı olarak kaybedebilirsiniz. Ancak otomatik yedeklemeleri kurarak böyle bir durumdan kaçınabilirsiniz. 

     

    1. Tek bir yedekleme cihazına güvenmek: Bu tek bir cihaz hasar görebilir veya çalınabilir, bu da yaptığınız yedeklemeyi riske atar. Dolayısıyla sadece tek bir depolama ortamına tamamen bağlı kalmak demek, verilerinizin güvenliğiyle riskli bir oyun oynamak anlamına geliyor. 

    Bunun yerine, harici HDD’ler, NAS ve bulut depolama kombinasyonuyla yedekleme depolama çözümlerinizi çeşitlendirebilirsiniz. Western Digital®’ın My Passport™’u gibi WD’nin taşınabilir HDD’leri, basit, uygun maliyetli yedeklemeler için 5 TB’a* kadar kapasite sunuyor. Akıllı telefonlar için ise SanDisk Ultra® Dual Drive Go USB Type-C™ ve SanDisk® iXpand® Flash Drive Luxe gibi 2’si 1 arada flash sürücüler kullanışlı seçenekler olarak karşımıza çıkıyor. USB Type-C™ cihazlarıyla uyumlu bu sürücüler, fotoğraflar, videolar ve çok daha fazlası için otomatik yedeklemeyi mümkün kılıyor. Cihazlar arasında zahmetsiz veri aktarımı için tak-çalıştır şeklinde işlev gören bu sürücüleri kullanabilirsiniz. Büyük miktarda veri depolayacak bir cihaza ihtiyacınız varsa, WD®’nin My Book™ masaüstü sürücüsü, 22 TB’a* varan depolama kapasitesiyle tam size göre. 

    1. Sürüm kontrolünü unutmak: Yedeklemeler sırasında sürüm kontrolünün gözden kaçırılması yapılan büyük hatalardan bir diğeri. Dosyaların birden fazla sürümünü saklamamak, bozuk veya yanlış verilerin önceki sürümlere göre kaydedilme ihtimalini de artırır. Uygun bir sürüm oluşturma sistemi olmadan hataları düzeltmek veya eski sürümleri almak, sizi, çözülmesi zor bir sorunla baş başa bırakacaktır. Sürüm kontrolünü unutmamak için dosyalarınızda zaman içinde meydana gelen değişiklikleri takip eden bir sistem kurun. Bu, gerektiğinde her zaman önceki sürümlere dönebilmenizi sağlayarak kazara veri kaybına veya bozulmasına karşı korunmanıza yardımcı olur. Bu sistemin devamlılığını düzenli şekilde sağlamak, hep organize kalmanıza ve beklenmedik sorunlara karşı hazırlıklı olmanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca, yedeklediğiniz sürümün doğru versiyon olduğundan emin olmak için bunun teyidini gerçekleştirmek de çok önemli. Bu basit adım, önemli verilerin üzerine yanlışlıkla bozuk veya yanlış sürümler yazılmasının önüne geçer. Çifte kontrol, en güncel ve doğru bilgileri korumanızı sağlayarak yedekleme sırasında hata riskini en aza indirir. 
    2. Uzak yedekleme çözümlerini göz ardı etmek: Birçok kişi, yerel yedeklemelerin kusursuz olduğunu varsayarak uzak yedekleme çözümlerini gözden kaçırıyor. Ancak yalnızca yerel yedeklemelere güvenmek, yangın veya hırsızlık gibi lokasyona özgü felaketlere karşı sizi savunmasız hale getirir. Uzak yedekleme seçeneklerini kullanmak, verilerinizin kopyalarını farklı yerlerde tutmak anlamına gelir; böylece belli bir alanda bir felaket yaşanırsa verileriniz yine de güvende kalır. 

    Alternatif olarak bulut depolamayı da kullanabilirsiniz. Bulut yedekleme cihazları, internet üzerinden erişilebilen uzaktan veri depolama için epey popüler seçeneklerden. Çeşitli çevrimiçi bulut hizmetleri, güvenli veri depolama için dosya senkronizasyonu, paylaşım ve şifreleme gibi özellikler sunuyor. 

    1. Şifrelemenin hafife alınması: Yedekleme yaparken şifrelemeye öncelik vermemek maliyetli bir hata olabilir. Şifrelenmemiş yedeklerin saklanması, hassas verilerinizi yetkisiz erişime veya ihlallere karşı savunmasız hale getirir. Güçlü şifrelemenin uygulanması, yedekleriniz yanlış ellere geçse bile verilerin korunmaya devam edeceği anlamına gelir. Ancak, yedeklenen bilgileri daha sonra almanızı zorlaştırabileceğinden, kullanıma hazır şifreleme çözümlerini tercih etmemek gerektiğini de unutmamak önemli. WD My Passport™ HDD ve My Book™, içeriğin güvende kalmasına yardımcı olan parola korumalı yerleşik 256 bit AES donanım şifrelemesiyle donatılmıştır. Ek olarak, gerektiğinde, verilerinize sorunsuz bir şekilde şifre çözme ve erişim sağlamak için uygun anahtar yönetimi uygulamalarını sürdürmek de son derece önemli. 

    Dünya Yedekleme Günü’nde Western Digital, kullanıcılara, verilerini güvenli bir şekilde yedekleme ve aynı zamanda cihazın çökmesi, çalınması veya hasar görmesi gibi cihaz kazalarına karşı bir acil durum planı hazırlayarak beklenmeyen durumlara hazırlıklı olmalarını tavsiye ediyor. Çünkü aktif bir veri yedekleme stratejiniz varsa, veri kaybetme konusunda da endişelenmenize gerek kalmaz. 

    Önemli verilerinizin sonsuza kadar kaybolmasını önlemek için genel bir kural olan “3-2-1 Kuralı”nı uygulayabilirsiniz: 

    Verilerinizin ÜÇ farklı kopyasını oluşturun: Biri birincil yedek, diğer ikisi kopya. 

    2

    Yedeklemelerinizin kopyalarını İKİ farklı ortama veya cihaz türüne kaydedin.

    Talihsiz bir olay yaşanmasına karşı, yedeklediğiniz kopyalardan BİRİNİ farklı bir lokasyonda tutun.

    Yedekleme dosyalarını nerede ve nasıl saklayacağınızı belirleyin ve hızlı yardım için destek iletişim kişilerini belirleyin. Bu proaktif önlemler hızlı veri kurtarmayı sağlar ve değerli anılarınızı uzun süre korur. 

    * 1 GB = 1.000.000.000 bayt. 1 TB = 1.000.000.000.000 bayt. Gerçek kullanıcı depolama alanı daha az olabilir. 

    Western Digital, Western Digital tasarımı, Western Digital logosu, SanDisk, WD, iXpand, My Book, My Passport ve SanDisk Ultra, Western Digital Corporation’ın  veya bağlı kuruluşlarının ABD ve/veya diğer ülkelerdeki tescilli ticari markaları veya ticari markalarıdır. USB Type-C, USB Equipments Forum’un tescilli ticari markasıdır. Diğer tüm markalar ilgili sahiplerinin mülkiyetindedir. 

    Ürün özellikleri önceden haber verilmeksizin değiştirilebilir. Gösterilen resimler gerçek ürünlerden farklı olabilir.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • “Küçük Yıldızların Büyüleyici Yolculuğu: İletişim ve Beden Farkındalığı Serüveni”

    Ege Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hidaye Aydan Bilgilier yürütücülüğünde, bölüm öğrencileri Ecem Düzgün ve İremnaz Ulu, toplumun geleceği için önemli bir adım atarak çocuklara yönelik kapsamlı bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdiler.

    “Küçük Yıldızların Büyüleyici Yolculuğu: İletişim ve Beden Farkındalığı Serüveni” başlıklı proje ile çocuklara iletişim, öz farkındalık ve beden farkındalığı konularında eğitim verilerek onların kişisel gelişimine katkı sağlanması hedefliyor.

    Proje ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Hidaye Aydan Bilgilier, “Öğrencilerimiz, projenin ilk aşamasında çocuklarla bir araya gelerek iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik interaktif etkinlikler düzenliyorlar. Ayrıca, çocuklara duygularını ifade etme konusunda cesaretlendirme ve empati kurma becerilerini güçlendirme fırsatı sunuyorlar. Projenin ikinci aşamasında ise Uzman Klinik Psikolog Pırıl Bilger Özkaranfil eşliğinde çocuklara beden farkındalığı ve mahremiyet eğitimi verilecek. Proje kapsamında verilen çeşitli etkinlik ve eğitimler sonucunda çocuklarda öz farkındalık duygusu oluştururken akranları ile olan iletişim becerilerini de geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türk doğal taş ihracatçıları Çin’den başarıyla döndü

    Dünya doğal taş sektörünün en büyük buluşma noktası Çin’in Xiamen şehrinde düzenlenen 24. Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı 16-19 Mart 2024 tarihlerinde gerçekleştirildi.

    120’den fazla ülkeden ve bölgeden yabancı alıcılar iş bağlantıları kurmak için Xiamen’e akın etti.

    Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu yaptığı Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda Türkiye, 87 firmayla yer alarak uluslararası katılımda dünya lideri konumundaydı.

    Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Bu sene en büyük ihraç pazarımız Çin’de düzenlenen Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na 87 firmayla başarılı bir katılım gerçekleştirdik. Türkiye her Xiamen Fuarında olduğu gibi bu sene de 87 firma ile en yüksek katılımcı sayısına sahipti. İtalya, Brezilya, Mısır, Portekiz, İran, Pakistan, Yunanistan, Hindistan, Vietnam gibi dünya çapından 2 binden fazla katılımcı fuarda bir aradaydı. Fuar 4 günlük etkinlik süresince 151 bin 845 ziyaretçi çekti. Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin Avrupa Birliği Projesinin dijital çıktısı olan VR Gözlüklü İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Simülasyonunun tanıtımı da Çince olarak gerçekleştirildi.” dedi.

    Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Altınpınar, “Fuarda Hindistan, Rusya, Avustralya, Güney Kore, Tayland, ABD, Malezya, Türkiye, Vietnam, Çin ve yurtdışı ülkelerden alıcılar, tasarımcılar, dernek delegasyonları ve tüketiciler tarafından da büyük ilgi vardı. 2022 yılında Çin’e doğal taş ihracatında 419 milyon dolar, 2023 yılında Çin’e 432 milyon dolara ulaştık. Türk doğal taş sektörü olarak uzun vadede Çin’e 1 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyoruz. Bu hedefe Xiamen Fuarı ile bir adım daha yaklaştık.” diye konuştu.   

    Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük buluşma noktası olan Xiamen Fuarı’nda Türkiye Pavyonunun açılışını Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, Guanco Başkonsolosu Kaan Başkurt, Guanco Ticaret Ateşesi Şerife Yıldırım Demirel ve Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Altınpınar gerçekleştirdi.

    Çin’in Xiamen şehrinde 16-19 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenen 24. Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda Ege Maden İhracatçıları Birliği Milli Katılım Organizasyonuyla 56 firma yer alırken, bireysel katılan Türk firması sayısı 31 oldu.

    Türkiye’nin doğal taş ihracatı 2024 yılının ocak-şubat döneminde yüzde 2’lik artışla 269 milyon dolardan 274 milyon dolara ulaştı. Amerika Birleşik Devletleri 64 milyon dolarlık tutarla doğal taş ihracatında tekrar zirveye çıkarken, Çin Halk Cumhuriyeti’ne olan doğal taş ihracatı yüzde 5’lik artışla 51,5 milyon dolara çıktı. Türkiye’nin doğal taş ihracatında üçüncü Pazar ise; 19,5 milyon dolarlık ihracatla Suudi Arabistan oldu. Bu ülkeleri 17,5 milyar dolarlık ihracatla Irak, 14,6 milyon dolarla Fransa, 11,5 milyon dolarla İsrail, 10,5 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 10 milyon dolarla Avustralya, 9 milyon dolarla Hindistan ve 6 milyon dolarla Almanya takip etti. Türkiye’nin doğal taş ihracat ettiği ülke sayısı 144 oldu.

    Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na; Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri de info stand ile katılım sağladı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sevilen MMO Oyunu DC Universe Online Artık PS5 İçin Mevcut

     
    Yayıncı Daybreak Game Company, 2011 yılında piyasaya sürülen MMO oyunu DC Universe Online’ın PlayStation 5 sürümünün artık mevcut olduğunu duyurdu. Oyunun Xbox Series sürümü ise yakın vakitte çıkacak ve bu sayede konsol oyuncuları mevcut tecrübede yerlerini alabilecek.
     
    Yeni güncellemelerin geleceği vurgulanıyor 
     
     
     
    Şu anda PlayStation 4, Xbox One, Switch ve Steam üzerinden PC için mevcut olan DC Universe Online genel olarak oyuncular tarafından sevilen bir yapıyı içeriyor. Konsol çıkış haberiyle birlikte birebir vakitte oyuna yeni bir güncelleme içeriğinin geleceğini de aktarabiliyoruz. Takım içerisinde yer alan isimler, güncellemenin bir epey geciktiğini ve bunun anlayışla karşılanması gerektiğini aktarıyor.
     
    Oyuncular 2024 yılının ilerleyen periyotlarında Brainiac isimli karakterin geri döndüğünü görebilecek ve büyük bir uğraşa atılabilecek. Adalet birliği ve başka topluluklar Brainiac tarafından kurulan tuzakları alt etmek için bir ortaya gelecek ve toplu bir taarruz başlatacaklar. İşte bu noktada sizin yetenekleriniz ve marifetleriniz devreye girecek.
     
    DC Universe Online büsbütün çevrimiçi ve çok oyunculu bir yapıyı bünyesinde barındırıyor ve oyun içerisinde karakterleri düzey atlatarak daha da güçlü hale getirmeye çalışıyorsunuz. Tıpkı vakitte özelleştirme sistemlerinin de bir oldukça ön planda olduğunu aktaralım.
     
     

  • It Takes Two’nun Toplam Satışları, 3. Yıldönümü İtibariyle 16 Milyona Ulaştı

    Josef Fares, oyun dünyasının yaramaz çocuklarından dersek herhalde yanlış olmaz, o denli değil mi? Ödül merasimlerinde yerinde duramayan, lisanını de fazla tutmayan bir isim kendisi :) Lakin elbette hususumuz bu değil.

    Fares ve elbette stüdyosu Hazelight, bizlere çok hoş co-op oyunlar sundular bugüne kadar. A Way Out’ta mahpustan kaçan bir ikiliyi yönetmiştik. Ondan evvelki oyunları Brothers: A Tale of Two Sons’da iki kardeşin his yüklü seyahatine ortak olmuştuk -ki bu oyun geçtiğimiz ay tekrar üretimiyle bir defa daha oyun severlerin beğenisine sunuldu.

    Hazelight’ın bir başka duygusal oyunu da It Takes Two idi. Dağılmanın eşiğine gelmiş bir çiftin, birbirlerine karşı hislerini yine keşfettikleri bir seyahate ortak olmuştuk.

    Hazelight Studios Twitter hesabından yapılan paylaşımda, 3. yıldönümü itibariyle It Takes Two’nun toplam satışlarının 16 milyonu aştığı, münasebetiyle 30 milyonun üzerinde oyuncunun bu oyunu oynadığı belirtilerek oyun severlere şükranlarını sunuyorlar. Açıklanan bu dataya nazaran, geride kalan 1 yıllık müddette 6 milyon kopya daha satmış.

    Gerçekten de değerli bir muvaffakiyet. Tıpkı vakitte hak edilmiş bir muvaffakiyet olduğunu da söylemek gerek. Bizlere de muvaffakiyetlerinin devamını dilemek düşüyor. Bakalım Fares ve grubu, önümüzdeki devirde nasıl bir oyunla çıkacaklar karşımıza.

  • “Yatırımcılarımızı sürdürülebilir bir büyümeye ortak olmaya davet ediyoruz”

    İSTANBUL (İGFA) – IC Holding’in enerji sektöründeki çeyrek asırlık uzmanlığı ve tecrübesi ile faaliyet gösteren IC Enterra Yenilenebilir Enerji, Borsa İstanbul’da yatırımcıları ile buluşmaya hazırlanıyor. Halka arz büyüklüğünün 3,7 milyar TL olacağı öngörülen ve “Bizim enerjimiz dünyanın enerjisi” mottosu ile yatırımcıların karşısına çıkan IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin üst yönetimi, 26 Mart Salı günü düzenlenen basın toplantısında gelecek vizonlarını, hedeflerini ve sektördeki gelişmeleri paylaştı.

    “HALKA ARZ YÖNÜNDE ATILAN İLK ADIM”

    IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin halka arzı ile ilgili, “Enerji sektöründeki çeyrek asırlık tecrübe ve başarılarımızı taçlandıracak bir adım” değerlendirmesinde bulunan IC Holding CEO’su Murad Bayar, “IC grubunun enerji şirketlerinden IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin halka arzı dolayısıyla heyecanlıyız. Çünkü bu grubumuz bünyesinde halka arz yönünde atılan ilk adım olma özelliğini taşıyor. 1969 yılında temelleri atılan grubumuz faaliyetlerini inşaat, enerji, turizm, altyapı, ulaştırma ve sanayi sektörlerinde sürdürüyor. Sizlerin de bildiği gibi IC Holding olarak gerek Türkiye’de gerekse uluslararası arenada pek çok önemli projeyi hayata geçirdik. Bulunduğumuz her alanda dünyaya, ülkemize, topluma faydalı olmak için çalışıyoruz. İnsana saygılı, toplumsal sorumluluk bilincini önceliklendiren bir yönetim anlayışıyla faaliyet gösteriyoruz. Enerji alanındaki faaliyetlerimizde de “sürdürülebilir kalkınma” amacıyla hareket ediyoruz. Bu yeni başlangıçta bize güvenen tüm yatırımcılara ve halk arz sürecimizi yöneten konsorsiyum liderlerimiz Ak Yatırım, İş Yatırım ve Ziraat Yatırım’a teşekkür ederim” dedi.

    “ŞİRKETİMİZİN GELİRLERİNİ ARTIRACAK PROJELERİ SEKTÖRE KAZANDIRACAĞIZ”

    Borsa İstanbul’da Yıldız Pazar’da ENTRA kodu ile işlem görmeye başlanılacağını söyleyen IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok, halka arzda 27-29 Mart tarihleri arasında talep toplanacağını belirtti.

    Taşkın Kızılok, “Hedefimiz yenilenebilir enerji projelerimizle ülkemizin enerji talebine yanıt üretirken, yeni istihdam yaratmak ve yerel ekonomiye destek olmak. Halka arzdan elde ettiğimiz gelirin büyük bölümünü yeni yatırımlarda kullanarak, bir yandan şirketimizin gelirlerini artıracak projeleri sektörümüze kazandırmak, diğer yandan ülkemizin enerji bağımsızlığına katkı sunmak istiyoruz. Gerçekleştireceğimiz halka arz ile yatırımcılarımızı sürdürülebilir bir büyümeye ve sürdürülebilir bir geleceğe ortak olmaya davet ediyoruz” dedi.

    “ELEKTRİK SATIŞLARINDAN ELDE ETTİĞİMİZ GELİR 2,9 MİLYAR TL”

    Toplantıda IC Enterra’nın büyüklüğü ve mevcut portföyü hakkında da bilgi veren Kızılok, “Yatırımcılarımızın karşısına şirketimizin çatısı altında bulunan Trabzon, Erzincan, Tokat, Mersin, Giresun’da elektrik üretimine devam eden 9 hidroelektrik santrali (HES) ile çıkıyoruz.

    Önümüzdeki dönemde, yatırımı devam eden 136 MWm (mekanik kurulu gücü) kapasiteli Erzin-2 YEKA GES ile izin süreçleri devam eden 61 MWm Bağıştaş hibrit GES projelerimize odaklanmış durumdayız. Yine önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından olan depolamalı RES ve GES ön lisans çalışmalarımız da devam ediyor. Türkiye’nin üç ayrı bölgesinde faaliyet gösteren 9 HES’le, hem coğrafi açıdan hem de santral çeşitliliği bakımından zengin bir portföye sahibiz. 2021-2023 FAVÖK yıllık bileşik büyüme oranımız yüzde 29,7 seviyesine ulaşmış bulunuyor. Yine 2023 yılında net elektrik üretimimiz 1 milyar 200 milyon kWh düzeyinde gerçekleşirken elektrik satışlarından elde ettiğimiz gelir 2,9 milyar TL oldu. IC Enterra Yenilenebilir Enerji olarak Türkiye’de ve yurt dışında enerji dönüşümüne katkı sağlamaya hazırız” ifadesini kullandı.

    “DÜNYADA ENERJİNİN YÖNÜ YENİLENEBİLİR ENERJİ”

    Enerjide arz güvenliği için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının her zamankinden daha önemli hale geldiğine de dikkat çeken Kızılok şunları söyledi:

    “Bugün pek çok ülke, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve enerji güvenliğini artırmak amacıyla yenilenebilir enerji hedefleri belirlerken, destekleyici politikalar geliştiriyor. Bu politikalar, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik ederken sektörün büyümesini de sağlıyor.

    Bu arada finansal kurumlar ve yatırımcılar, sürdürülebilirlik odaklı yatırımlara olan ilgilerini artırırken yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında avantajlar sağlıyor. Yeşil tahviller, sürdürülebilir krediler ve diğer finansal araçlar, yenilenebilir enerji yatırımlarının hayata geçmesine olanak sunuyor. Tüm bunlar yenilenebilir enerji yatırımlarının giderek artmasına neden oluyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın son raporlarında da yer aldığı gibi dünya 2023’te 2022’ye kıyasla yüzde 50 daha fazla yenilenebilir kapasite ekledi. Türkiye’de de benzer bir süreç var. En son Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 2023 yılında kurulu gücümüzdeki artışın yüzde 99,1’i yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarından geldi. Paris İklim Anlaşması’nın imzacıları arasında yer alan Türkiye’nin de kurulu gücündeki artışın bundan sonra ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından gelmesi bekleniyor. Tüm bunlardan da anlaşıldığı gibi dünyanın yönü enerjide yenilenebilir enerji kaynakları.

    IC Enterra Yenilenebilir Enerji olarak biz de “uzman” olduğumuz bu alanda ülkemiz için, dünyamız için enerji üretmeye devam edeceğiz.”

  • Trabzonspor’da rota iki isme çevrildi

    Gelecek dönemin transfer çalışmalarını sürdüren ve kimi oyuncularla mutabakat basamağına gelen Trabzonspor, Fransa’da Olimpik Lyon ‘da oynayan defans oyuncusu Duje Caleta-Car ve İskoç grubu Rangers ile dönem sonu mukavelesi bitecek olan orta saha oyuncusu John Lundstram için çalışmalarını sürdürüyor.

    Southampton’un Premier Lig’de küme düşmesi ve küçülmeye gitmesi üzerine dönem başında Fransa’nın Olimpik Lyon grubuna kiralık olarak transfer olan Duje Caleta-Car’ı bordo-mavili kulüp de istemişti. Oyuncunun dönem sonunda İngiltere’ye dönmesi halinde Trabzonspor, Southampton kulübüyle görüşmelerine hızlandıracak.

    Karadeniz grubu, dönem başında İngiltere’nin Southampton kadrosundan Orsiç ve Onuachu’yu transfer etmişti. İngiliz kulübü ile ilgilerini uygun düzeyde tutan Trabzonspor, İngiliz kulübü ile 2026 yılına kadar mukavelesi bulunan Hırvat stoperi bu defa Trabzon’a getirmeyi hedefliyor.

    RANGERS İLE SICAK TEMAS

    Trabzonspor, İskoç takımı Rangers’ta forma giyen Borna Barisic’in akabinde tıpkı grupta oynayan ön libero, merkez orta saha oyuncusu John Lundstram için de temasını sürdürüyor.

    Mayıs 2024’te İskoç ekibiyle mukavelesi sona erecek olan İngiliz oyuncu için mutabakat yeri arayan bordo-mavililer, 30 yaşındaki futbolcuyu, İngiltere dışına çıkarmak için ikna etmeye çalışıyor.

  • Miller: “Paul George, bu kuşağın çalışması gereken oyuncu!”

    Charlotte Hornets çaylağı Brandon Miller, LA Clippers yıldızı Paul George’un “bu kuşağın NBA oyuncuları için çalışılacak yanlışsız adam” olduğunu söyledi.

    Geçen yazın NBA Draftı’ndan evvel Clippers yıldızının kendi “GOAT’u” (tarihin en iyisi) olduğunu söyleyen Miller, George’un kendisi için arketip olmasının özel nedenini paylaştı:

    “Lig artık bu halde inşa edilmiş durumda. Paul George, bu kuşağın üzerine çalışması gerektiği adamdır.”

    Topla üst seviyede oynayabilen yahut kendi şutunu yaratabilen prototip bir ‘3-D’ forvet olan George, bu dönem 65 maçta 22,5 sayı, 5,2 ribaund ve 3,6 asist ortalamaları yakaladı.

  • Lue: “Narinliğimiz, kimliğimiz oldu!”

    LA Clippers antrenörü Tyronn Lue, kendi meskeninde galibiyet almakta zorlanan kadronun süregelen bir kimlik krizi yaşadığını ileri sürdü.

    Clippers başantrenörü, grubun son devirdeki performansıyla fazla “narin” olduklarını söyledi:

    “Kimliğimiz, dayanıklılığımız olmalı. Bu da zihinsel ve fizikî manada sert olmanın yanı sıra güçlü bir hamleye sahip olmaktan geçiyor, ki pek çok farklı formda skor üretebiliyoruz. Ayrıyeten savunmacı bir zihniyete sahip olmamız da lazım.

    An itibariyle bir kimliğimiz var mı? Sanırım var, narin oluşumuz.”

    Derecemiz 26-5’ken kimliğimiz mükemmeldi. Yani ne vakit liderlik yapmak ve kimlik sahibi olmak istediğinizi seçemezsiniz. İşleri hakikat halde yapmak istediğiniz vakti da seçemezsiniz.”

    Pazartesi günü Pacers’a karşı alınan yenilgi, Şubat ayının başında sıralamada Batı Konferansı’nın doruğunda yer alan Clippers’ın konutunda aldığı üst üste aldığı beşinci yenilgisi olmuştu.

    Clippers, bu gece Philadelphia 76ers’a karşı dört maçlık bir deplasman seyahatine başlayacak.

  • Doncic: “Kyrie bu grubun Batman’i, ben de Robin’iyim”

    Dallas Mavericks’in süperstarı Luka Doncic, grup arkadaşı Kyrie Irving’in grubun “Batman’i”, kendisinin ise “Robin’i” olduğunu söyledi.

    Doncic, takımın Sacramento Kings’e karşı aldığı 138-96’lık galibiyet sonrası Irving’i Mavericks’in ‘Batman’i’ olarak tanımlarken, kendisini ise ekibin ‘Robin’i’ olarak nitelendirdi:

    “O Batman, ben de Robin’im. Alakamız süper, takımımızda her şey harika. Basketbol dışında kusursuz bir insan ve hepimiz çok düzgün anlaşıyoruz. Şu anda kimyamız çok yeterli.”

    Kyrie maçı 24 sayı ve 8 asistle tamamlarken, Luka ise üç çeyrek forma giydiği müsabakada 28 sayı, 11 ribaund ve 6 asist kaydetti.

  • 10 yıllık evliliği tek celsede bitti! ”Kızlarımız sürekli önceliğimiz olacak”

    Bankacı Seçil Erzan davasıyla gündem olan ünlü teknik yönetici Fatih Terim’in kızı Buse Terim, boşanma davasının akabinde sessizliğini bozdu.

    Buse Terim’in “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” gerekçesiyle açtığı mutabakatlı boşanma davası İstanbul 3. Aile Mahkemesi’nde görüldü. Terim ile iş insanı Volkan Bahçekapılı’nın 10 yıldır süren evliliği tek celsede sona erdi. Boşanma haberiyle magazin gündemine damga vuran Buse Terim’den mevzuyla ilgili birinci açıklama geldi.

    Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Terim, “Uzlaşarak çözemeyeceğimizi anladığımız uyuşmazlıklar nedeniyle evliliğimizi bitirme kararı aldık. Evliliğimizin bize armağanı kızlarımız, sürekli önceliğimiz olacak. Bu güç geçiş sürecinde ailemizin, bilhassa de çocuklarımızın mahremiyetine göstereceğiniz hassasiyet için şimdiden teşekkür ederiz” sözlerini kullandı.

  • Samsung’un devasa bataryaya sahip modeli, inanılmaz bir inceliğe sahip

    Samsung Galaxy M55‘in piyasaya sürülmesiyle ilgili ayrıntılar yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Kasım 2023’te Geekbench’te görülen aygıt, bu yıl içinde BIS otoritesi, FCC sertifikasyon platformu ve Google Play Console data tabanlarında da yerini aldı. Bu listelemeler, aygıtın çok geçmeden piyasaya sürüleceğine işaret ediyor. Snapdragon 7 Gen 1 yonga seti ve 12 GB RAM ile donatılacağı söylenen Galaxy M55‘in, markanın M serisi içindeki en ince telefon olacağı argüman ediliyor. Siyah ve mavi renk seçeneklerine sahip olacak olan aygıtın, mavi versiyonunun birinci imajları de paylaşıldı.

    Galaxy M55‘in, daha evvelki Play Console ve Geekbench listelemelerinde yer alan bilgilere nazaran Snapdragon 7 Gen 1 yonga setine ve 8 GB RAM’e sahip olacağı ve One UI 6 tabanlı Android 14 işletim sistemi ile çalışacağı biliniyor. FHD+ çözünürlük dayanağına sahip ekranın boyutu ise şimdi bilinmiyor. FCC sertifikasyonuna nazaran aygıt, 45W süratli şarj dayanağına sahip olacak ve selefi M54 üzere 6.000mAh kapasiteli bir batarya ile gelecek.

    Samsung’un devasa bataryaya sahip modeli, inanılmaz bir inceliğe sahip

    Galaxy M55 ile birlikte, Dimensity 6100+ yonga setine ve 6.000mAh kapasiteli bir bataryaya sahip Galaxy M15’in de tanıtılacağı söyleniyor. Bu modelin Irak’ta zati satışta olduğu ve Nisan ayında Hindistan pazarına sunulması bekleniyor.

    Bu bilgiler ışığında Galaxy M55‘in, teknoloji tutkunları için epey heyecan verici özelliklere sahip olduğu söylenebilir. Bilhassa ince tasarımı, güçlü yonga seti ve büyük kapasiteli bataryası ile dikkat alımlı bir model olması bekleniyor. Samsung’un bu yeni akıllı telefonu, kullanıcılara hem performans hem de tasarım açısından tatmin edici bir tecrübe sunmayı vaat ediyor.

  • Kriz büyüyor! Çikolata bulamayabilirsiniz…

    İSTANBUL (İGFA) – Çikolata pek çok kişi için mutluluk kaynağı olarak görülüyor. Ancak bu tatlı atıştırmalık, şu sıralar üreticisine mutluluk getirmiyor. Dünya çapında kakao fiyatları bir süredir kesintisiz olarak artıyor. Uzmanlar fiyat artışlarına gerekçe olarak, üst üste dördüncü sezonda da süren üretimdeki düşüşe işaret ediyor. Kakao fiyatlarındaki artışın, çikolata severlerin cebini vurabileceği belirtiliyor.

    Kakao kıtlığının sebebi ise üretimin neredeyse tamamının yapıldığı Batı Afrika bölgesinde yayılan bir hastalık. Tedavisi bulunmayan virüs kaynaklı hastalıktan kurtulmanın tek yolu, ağaçları kesip yerlerine yenisini dikmek. Salgın bu sezon, önceki yıllardan daha kötü seyrederken, yeni ağaçlarsa henüz en verimli yaşlarında değil. Hava koşulları da yardımcı olmuyor. Kuru ve sıcak hava taşıyan El Nino fenomeni, en büyük kakao üreticileri Fildişi Sahilleri ve Gana’da verimliliği önemli ölçüde düşürüyor.

    ÇİKOLATA FİYATLARI KISA SÜREDE ARTACAK

    Çikolata krizi ile ilgili açıklama yapan Patiswiss Yönetim Kurulu Başkanı Elif Aslı Yıldız, şunları söyledi; “Bu konuda çok fazla bilgi kirliliği var. Kakao ağaçlarını etkileyen virüsle ilgili net bir bilgi yok. El Nino derken iklim krizi derken, Ukrayna savaşından dolayı gübrenin yetersiz kalmasının da etkisiyle limanlara yüzde 30-35 daha az kakao ulaşmış durumda. Biz yüzde 3-5 bir etkilenme bekliyorduk yüzde 35-40 bir azalış beklemediğimiz bir azalış oldu. Maalesef bu durum kakao fiyatlarına bir yılda tonunda 2 bin pound’dan 4 bin 800 pound’a çıkmasına neden oldu. Maalesef bu yüzde 140’lık artış fiyatlara çok kısa sürede yansıyacak. Fiyatlara yansıtmamak için elimizden geleni yapıyoruz ancak TL’deki değer kaybından bağımsız bir durumla karşı karşıyayız. Tüketimin de dünyada yüzde 10 azalması gerekiyor. Yoksa önümüzdeki dönemde çikolataya ulaşmak zorlaşacak. Çikolata alırken mutlaka etiketlere bakılmalı. Güvendiğiniz markaları tercih edin, çünkü bazı üreticiler kakao yerine başka reçetelere yönlenebilir.”

    KAKAO FABRİKALARI ÜRETİMİ DURDURDU

    Fildişi Sahilleri ve Gana’daki büyük kakao fabrikaları, tohum maliyetlerini karşılayamadığı için üretimi kısma veya durdurma kararı aldı. Dünyadaki kakao üretiminin yüzde 60’ını karşılayan iki ülkeden gelen haberlerin ardından, tüm dünyada çikolata fiyatlarını keskin bir şekilde artırması bekleniyor. Son üç yılda iklim koşulları nedeniyle kakao hasadının azalması çikolata üreticilerini zaten fiyat artışına itmişti. Üretim kesintisinin 4. yıla uzamasıyla birlikte durumun daha da kötüleşeceği tahmin ediliyor.

  • Doğal taş ihracatçılarının Xiamen fuarı başarılı geçti

    İZMİR (İGFA) – Dünya doğal taş sektörünün en büyük buluşma noktası Çin’in Xiamen şehrinde düzenlenen 24. Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı 16-19 Mart 2024 tarihlerinde gerçekleştirildi.

    Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Bu sene en büyük ihraç pazarımız Çin’de düzenlenen Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na 87 firmayla başarılı bir katılım gerçekleştirdik. Türkiye her Xiamen Fuarında olduğu gibi bu sene de 87 firma ile en yüksek katılımcı sayısına sahipti. İtalya, Brezilya, Mısır, Portekiz, İran, Pakistan, Yunanistan, Hindistan, Vietnam gibi dünya çapından 2 binden fazla katılımcı fuarda bir aradaydı. Fuar 4 günlük etkinlik süresince 151 bin 845 ziyaretçi çekti. Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin Avrupa Birliği Projesinin dijital çıktısı olan VR Gözlüklü İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Simülasyonunun tanıtımı da Çince olarak gerçekleştirildi.” dedi.

    Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Altınpınar, “Fuarda Hindistan, Rusya, Avustralya, Güney Kore, Tayland, ABD, Malezya, Türkiye, Vietnam, Çin ve yurtdışı ülkelerden alıcılar, tasarımcılar, dernek delegasyonları ve tüketiciler tarafından da büyük ilgi vardı. 2022 yılında Çin’e doğal taş ihracatında 419 milyon dolar, 2023 yılında Çin’e 432 milyon dolara ulaştık. Türk doğal taş sektörü olarak uzun vadede Çin’e 1 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyoruz. Bu hedefe Xiamen Fuarı ile bir adım daha yaklaştık.” diye konuştu.

    Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na; Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri de info stand ile katılım sağladı.

  • CHP Dalgıç, Mudanyalılarla lokma ve çay eşliğinde buluştu

    BURSA (İGFA) – Her geçen gün büyüyüp, çoğaldıklarını bir kez daha vurgulayan CHP Mudanya Belediye Başkan adayı Deniz Dalgıç, Lokma ve çay eşliğinde Mudanyalılarla bir araya geldi.

    Vatandaşlar, Deniz Dalgıç’a sorunlarını ve taleplerini aktarma fırsatı buldu.

    “Her şey çok güzel gidiyor” diyen Dalgıç, “Hemşerilerimin gösterdiği bu sevgi seli karşısında heyecanımız daha da artıyor. Her geçen dakika oylarımız da artıyor, gümbür gümbür geliyoruz. 31 Mart’a doğru son derece pozitif bir şekilde ilerliyoruz. Cumartesi arifeyi, pazar günü de bayramımızı kutlayacağız.” dedi.

    Gazetecilerin kendisine, “Neden size oy versinler” diye sorduklarını söyleyen Dalgıç, “Ben de onlara diyorum ki; böyle güzel bir grubun parçası olmak, kendileri için dertlenen birileriyle yürümek istiyorlarsa bize oy versinler. Mudanya’nın dönüşümünü ve değişimini istiyorlar, daha uygarca, hep birlikte, kol kola, omuz omuza yürümek istiyorlarsa bize oy versinler. Bizim kavgayla, gürültüyle, şamatayla işimiz yok. Bu bir hizmet yarışı… Bu bir demokrasi şöleni, öyle başladık öyle devam edecek.” diyerek cevapladığını söyledi.

    Dalgıç, seçim sürecindeki son buluşmanın 31 Mart Cumartesi günü saat 15.00’te Mütareke Meydanı’nda “Mudanya’ya Sözümüz Var” mitingi ile olacağını kaydetti.

  • Meyvelerinizi ve Şeftalilerinizi Yetiştiriyorlar Ama Çoğu Zaman Bir Şey Eksik Oluyor: Sigorta

    Taze meyve ve sebze yetiştiren çiftçiler, iklim değişikliğinin hasatları azaltabilecek kuraklık ve sel olasılığını artırması nedeniyle mahsul sigortasını genellikle aşırı derecede pahalı, hatta mevcut değil buluyor.

    İçinde bulundukları durum, bazı küçük çiftçilerin topraktaki geleceklerini sorgulamasına neden oldu.

    Mahsul sigortasının bulunabilirliğini ve karşılanabilirliğini artırma çabaları Kongre’de bir sonraki çiftlik yasa tasarısının bir parçası olarak değerlendiriliyor, ancak büyük ve küçük çiftçilerin çıkarları arasındaki ayrımlar tartışmanın üzerinde beliriyor.

    İklim değişikliğinin çiftliklere yönelik tehdidi varsayımsal değildir. Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacıların 2021 yılında yaptığı bir araştırma, 1991’den 2017’ye kadar mahsul sigortası ödemelerinin yüzde 19’undan artan sıcaklıkların sorumlu olduğunu ortaya çıkardı ve ilave ısınmanın gelecekteki mahsul kaybı olasılığını önemli ölçüde artırdığı sonucuna vardı.

    Çevre dostu gıda üretimini teşvik eden kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Ulusal Sürdürülebilir Tarım Koalisyonu’na göre, mısır, soya fasulyesi ve buğday gibi sıralı mahsuller de dahil olmak üzere ülkenin ticari mahsullerinin yaklaşık yüzde 85’i sigortalı.

    Buna karşılık, federal istatistiklere göre, çilek, elma, kuşkonmaz ve şeftali gibi süpermarket temel ürünleri olan özel ürünlere ayrılan arazinin ancak yarısı 2022’de sigortalıydı.

    Sigortası olmayanlar arasında batı Massachusetts’te 700 dönümlük alanda patates ve 12 dönümlük alanda çilek yetiştiren Bernie Smiarowski de var. Onun toprağı ülkenin en verimli topraklarından biri olarak kabul ediliyor. Takas, Connecticut Nehri’ne yakınlıktır; bu pazarlık, ısınan dünya sel olasılığını artırdıkça daha zayıf hale gelir.

  • Aselsan’dan 35 milyon dolarlık kontrat

    Aselsan üç başka yurt dışı satış mukavelesi imzaladı.

    Şirketten Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada,”Güdüm kitleri ve ASELFLIR-500 Sistemi’nin milletlerarası son kullanıcılara ihracatına yönelik toplam bedeli 35 milyon 130 bin dolar fiyatında üç başka yurt dışı satış mukavelesi imzalandığı” belirtildi.

    Şirketin cirosunu olumlu etkileyeceği lisana getirilen iş münasebetinin 27 Mart 2023 tarihinde başlayacağı tabir edildi.

  • EBRD’den Rönesans Gayrimenkul Yatırım’a 30 milyon euro kredi

    Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Rönesans Holding küme şirketlerinden Rönesans Gayrimentul Yatırım A.Ş.’ye (RGY) 6 Şubat sarsıntılarından etkilenen bölgeleri destekleme programı kapsamında 30 milyon euroluk uzun vadeli finansman sağladı.

    Avrupa Birliği’nin garantisiyle desteklenecek finansman ile bölge halkının geçim kaynaklarının korunması amaçlanıyor. Kredi ile Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’daki Piazza Alışveriş Merkezlerine takviye sağlanması hedefleniyor. Bayanlara yönelik maharet geliştirme programı ve zanaat üretimi eğitimlerinin de finanse edileceği kredinin sarsıntı sonrası yaşanan göç nedeniyle iş gücü eksikliğiyle karşı karşıya kalan AVM kiracılarına satış eğitimleri üzere hususlarda da yarar sağlaması bekleniyor.

    Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Birinci Lider Yardımcısı Jürgen Rigterink, şunları söyledi: “Ziyaretim sırasında bölgede zelzelelerin bıraktığı yıkıcı etkiyi görmek beni şok etti ve üzdü, lakin buradaki mahallî halkın dayanıklılığı ve kararlılığı beni etkilemeye devam ediyor. Tekrar inşa uzun bir süreçtir ve birçok yıl alabilir, özel dalın potansiyeline tekrar kavuşması ile başlayacaktır. Gururla söyleyebilirim ki, başlangıçtaki 1,5 milyar Euro’luk zelzele yatırım paketimizin yarısından fazlasını kullanıma sunduk. Bölgenin geçim kaynaklarını koruyan projeleri destekleyerek Türkiye’nin yanında olmaya devam edeceğiz.”

    EBRD ile güçlü ve uzun vadeli bir iştirakleri olduğunu hatırlatan Rönesans Holding İdare Konseyi Lideri İpek Ilıcak Kayaalp ise şunları söyledi:

    “EBRD ile 15 yıldır iş birliği yapmaktan ve toplumsal altyapı yatırım projelerimizde birlikte çalışmaktan memnunluk duyuyoruz. Geçtiğimiz yıllarda, sıhhat yatırım projelerimiz için EBRD’den 500 milyon Avro’nun üzerinde finansman sağladık. Bu finansmanla, iş birliğimizi Türkiye’deki gayrimenkul dalında de genişletiyoruz. Yeni iş birliğimiz, sarsıntıdan etkilenen bölgedeki güzelleşme sürecine katkıda bulunacak ve sarsıntının tesirlerini hafifletmeyi amaçlayan uzun devirli uygulamalarımızın bir modülü olacak.”

    Deprem Uyum Merkezi oldu

    6 Şubat sarsıntılarının çabucak akabinde Kahramanmaraş’ta hayati bir nokta haline gelen Kahramanmaraş Piazza Alışveriş Merkezi, sarsıntıdan etkilenen vatandaşların acil ve temel gereksinimlerinin karşılanması ve 1.000 zelzele mağduruna süreksiz barınma sağlanması üzere kritik bir rol üstlenmişti. Fay sınırının üzerinde bulunmasına karşın yapısal bir hasar almayan Kahramanmaraş Piazza AVM, zelzelenin birinci anından itibaren sarsıntı uyum merkezi olarak kullanıldı.

    Portföyünde bulundurduğu 12 alışveriş merkezi (AVM) ile Türkiye’nin adet ve brüt kiralanabilir alan bazında en büyük AVM yatırımcısı olan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, 7 kentte Hilltown, Piazza ve Optimum üzere zincir AVM markalarının yatırımcısı ve işletmecisi olarak yer alıyor. Rönesans Holding’in ticari gayrimenkul geliştirme ve yatırım şirketi olan ve portföyünde 16 gayrimenkul bulunan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, kendi yönettiği projelerle Türkiye’nin en büyük ticari gayrimenkul yatırım kümesi pozisyonunda bulunuyor. Toplamda yaklaşık olarak 1.500.000 metrekarelik inşaat alanı ve yaklaşık olarak 740.000 metrekarelik kiralanabilir alana sahip Rönesans Gayrimenkul Yatırım, 2017 yılından bu yana sürdürdüğü güç tüketimindeki tasarruf çalışmaları ile 2025 yılında harcadığı gücün yüzde 40’ını, 2028 yılında tüm projelerinde harcadığı gücün yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyor. Bu kapsamda bilhassa güneş gücü kullanımına odaklanan Rönesans Gayrimenkul Yatırım, portföyündeki 10 gayrimenkulü ile Breeam In Use sertifikasını en üst düzeyden alarak dünyada ve Türkiye’de bir prensip imza attı.

    2023 yıl sonu prestijiyle AVM’lerinde yüzde 97’nin üzerinde doluluk oranına ve yılda 100 milyona yakın ziyaretçi sayısına ulaşan, SPK ve Borsa İstanbul müracaatlarını gerçekleştiren Rönesans Gayrimenkul Yatırım’ın halka arzı için inceleme süreci devam ediyor.

  • Ali Koç’tan 2 Nisan çağrısı!

    Fenerbahçe Lideri Ali Koç, 2 Nisan’da yapılacak Harika Genel Konsey öncesi açıklamalarda bulundu.

    2 Nisan’daki toplantı için, “Tarihi bir kimlik taşımakta” diyen Ali Koç, üyelerden birinci toplantıya katılmalarını istedi ve, “Fenerbahçe o denli günlerden geçmektedir ki bu günün bir ikincisi olmamalı, olmayacaktır” sözlerini kullandı.

    Ali Koç’un açıklamalarının tam metni şu formda:

    “Bildiğiniz üzere 3 Temmuz sürecinden itibaren Kulübümüzün her dinamiği ile maruz bırakıldığı, uğraş etmek zorunda kaldığı haksızlık ve adaletsizlikler zinciri hepimizin malumudur. Topluluk olarak, uzun vakittir, her mecrada anlatmaya çalıştıklarımızın anlaşılmadığı, lisana getirdiklerimizin gereğince karşılık bulmadığı, adaletsizliklerin katlanarak arttığı süreçlerden geçiyoruz. Buna da her geçen gün, her hafta, her dönem daima bir arada şahit oluyoruz. Fenerbahçemize reva görülen bu sistematik berbatlığa karşın; sahip olduğu benliğin güçlü bir yansıması olarak her fırsatta ülke kıymetlerimize olan hürmetimizi, ulusal kıymetlerimize olan bağlılığımızı, vatanımıza duyduğumuz aidiyeti vurguladık, bu şuurdan hiçbir vakit şaşmadık. Tüm haksızlıklara karşı dik durmaya, tüm yapılanlara karşın ülkemize hizmet etmeye, sporun her branşında doruğa oynayan, Türkiyemizi temsil eden sportmenler yetiştirmeye, bayrağımızı ulusal ve milletlerarası alanda gururla taşıyan gençleri geliştirmeye, altyapılarımızda yüzlerce çocuğumuza yuva olmaya devam ettik. Bugün geldiğimiz nokta prestijiyle; Fenerbahçemiz bunları yaparken Fenerbahçe’ye yapılan haksızlıkların, durmaksızın, katlanarak devam etmesi, milyonlarca taraftarı olan Kulübümüzün, topluluğuna dönerek yaşananları kendi içinde sorgulaması zorunluluğunu artık zaruret haline gelmiştir. İşte burada milyonları temsil eden kongre üyelerimize çok kıymetli bir misyon düşmektedir. Fenerbahçemizin tarihinde bir mihenk taşı olarak gördüğüm bu toplantıyı sizlerin iştiraki, dayanağı, ilgisi ve katmadeğeri olmadan istediğimiz formda yapamayız. 2 Nisan 2024 Salı günü saat 17.00’de Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde gerçekleştireceğimiz İnanılmaz Genel Heyet Toplantımız tüm bu sebeplerle tarihi bir kimlik taşımaktadır.

    Tüzüğümüzün 24. Unsuru 2.bendi mucibince, birinci toplantıda nitelikli çoğunluk sağlanmaz ise toplantımız her vakit olduğu üzere 1 hafta sonraya ertelenmek zorunda kalacaktır. Lakin Fenerbahçe o denli günlerden geçmektedir ki bu günün bir ikincisi olmamalı, olmayacaktır. 2 Nisan’da Fenerbahçeliyim diyen herkesin omuzlarında taşıdığı sorumlulukla bu toplantıda yerini alacağından hiçbir kuşkum yok. Bir asrı aşkın onurlu bir tarihe sahip olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 37. Lideri olarak, Siz kıymetli kongre üyelerimizden taşıdığınız sorumluluğun şuuruyla Fevkalâde Genel Heyetimizin birinci tarihi olan 2 Nisan gününde salt çoğunluğu sağlamanızı ve kulübümüze takviye olmanızı değerle rica ederim. ‘Fenerbahçe sokakta oynasın, biz kaldırımda destekleriz’ diyenlerin omuz omuza duruşunu, Fenerbahçe için bu kritik devirde bir sefer daha en güçlü halde ortaya koyacağımıza, haykıracağımıza inancım tamdır.”

  • Beşiktaş’a, Alex Oxlade-Chamberlain’den sevindiren haber geldi

    Beşiktaş’ın meskeninde oynadığı Alanyaspor maçında sakatlanan ve yaklaşık 3 aydır alanlardan uzak kalan Alex Oxlade-Chamberlain’in geri dönüş tarihi aşikâr oldu.

    beIN Sports’un haberine nazaran ferdî çalışmalara başlayan Alex Oxlade-Chamberlain’in, nisan ayı sonunda forma giymeye hazır olacağı söylendi.

    Alex Oxlade-Chamberlain’in, deplasmanda oynanacak Fenerbahçe maçında kulübede olacağı, Çaykur Rizespor maçında ise birinci 11’de başlaması bekleniyor.

    22 MAÇA ÇIKTI

    Bu dönem Beşiktaş formasıyla 22 resmi maça çıkan Alex Oxlade-Chamberlain bu müsabakalarda 4 gol, 1 asistlik skor katkısı sağladı.

  • Redmi sudan ucuz projektör aygıtıyla dikkat çekiyor, bu paraya monitör bile yok

    Xiaomi, daha uygun fiyatlı bir seçenek sunmak maksadıyla tasarlanan Redmi Projector Lite’ı Çin’de piyasaya sürdü. 1080p çözünürlüğe sahip bu aygıt, 1.2:1 atma oranı ile 100 inç büyüklüğünde imgeler sunabiliyor. Aydınlık ortamlarda parlaklık konusunda tezli olmasa da, Xiaomi’nin belirttiğine nazaran, mühürlü optik motor ve “süper şeffaf lens” sayesinde içeriklerde netlik ve renk sunuyor.

    Projektör, bilhassa 415nm-455nm aralığındaki mavi ışığı filtreleyerek göz yorgunluğunu azaltmaya yardımcı olan SGS sertifikasına sahip. Aygıtın ömrü de Xiaomi tarafından 10 yıl olarak argüman ediliyor. Projeksiyon aygıtının en dikkat alımlı özelliği ise ToF lazer algılama modülü. Bu modül ve AI algoritmaları, otomatik fotoğraf düzeltme, yer değiştirme ayarı ve başlangıçta otomatik odaklama üzere özellikleri mümkün kılıyor. Bu otomatik fonksiyonlar, suramı epeyce kolaylaştırarak, sinema gecelerine daha süratli geçiş yapmanızı sağlıyor. Projektör, yan, eğik ve yükselti projeksiyonu için kullanılabiliyor, lakin otomatik fotoğraf düzeltme sırf 15° açı içinde çalışıyor.

    Redmi sudan ucuz projektör aygıtıyla dikkat çekiyor, bu paraya monitör bile yok

    Bağlantı seçenekleri ortasında 3.5mm kulaklık jakı, HDMI (ARC) portu, USB 2.0 arabirimi ve DC IN güç girişi bulunuyor. Ayrıyeten, aygıt Mijia Uygulaması aracılığıyla denetim edilebiliyor ve bilgisayarlardan ve taşınabilir aygıtlardan kablosuz ekran yansıtma takviyesi sunuyor. Dış ses sistemlerinizle Bluetooth üzerinden eşleşme de mümkün.

    Şu anda Xiaomi’nin Youpin platformu ve JD.com üzerinden 699 yuan (~$98,34) fiyat etiketiyle satışa sunulan Redmi Projector Lite, hem bütçe dostu bir seçenek olma özelliğini taşıyor hem de sunduğu özelliklerle kullanıcılarına bedelli bir tecrübe vaat ediyor. Bu uygun fiyatlı projektör, konut sineması tecrübesini herkese açmak için tasarlanmış, kullanışlı ve teknolojik bir eser olarak öne çıkıyor.

  • Candan çiftini Büyükşehir yalnız bırakmadı

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilik anlayışı kapsamında hayata geçirdiği 65 yaş ve üstü vatandaşımıza sunulan hizmetlerle gönülleri kazanmaya devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi yaşlı hizmetleri kapsamında Kandıra’nın Lokmanlı Köyünde oturan ve çocukları olmayan Lütfü ve Emine Candan çiftinin yardımına yetişti. 2022 yılında geçirdikleri trafik kazasından dolayı zor zamanlar geçiren Candan çiftine; Evde Bakım, Gönül Kazan ve Geniş Ailem projeleriyle destek olundu. 

    GÖNÜL KAZAN, GENİŞ AİLEM VE EVDE BAKIM

    Kocaeli’de ikamet eden kendi ihtiyaçlarını gerçekleştiremeyen 65 yaş ve üstü vatandaşlarımız için yaşlı hizmetleriyle rol model olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Candan ailesini de yalnız bırakmadı. Çocukları olmayan Lütfü ve Emine Candan çiftinin geçirdikleri trafik kazası sonrası yardım eli Büyükşehirden geldi. Büyükşehir tarafından ihtiyaç duydukları Evde Bakım hizmetiyle kişisel öz bakım ve ev temizliği, Gönül Kazan ile haftanın 3 günü sıcak yemek desteği ve Geniş Ailem kapsamıyla da sağlık, sosyal ve resmi işlemlerde refakat desteği verildi.

    BÜYÜKŞEHİRİN BÜYÜK DESTEKLERİ OLDU

    2022 yılında bir trafik kazası geçirerek hastanelik olan ve 2 ameliyat geçiren Lütfü Candan daha sonra 5 ay boyunca yatakta kalarak tedaviye ihtiyaçları olduğunu anlattı. Lütfü Candan, ‘’Yaşlı olmamıza rağmen her şeyimizi yapabiliyorduk. Fakat kazadan sonra çoluk çocuğumuz da olmayınca eşim ve ben elden ayaktan düştük. Bizlere bu süreçte Büyükşehir Belediyesinin büyük destekleri oldu. 2 yıldır destek vermeye de devam ediyorlar. Muhtarımıza ve Kandıra Belediyemize de destekleri için teşekkür ediyorum’ diyerek duygularını ifade etti.

    HASTANEYE GÖTÜRÜP GETİRECEKLER

    Büyükşehir Belediyesinden aldıkları Evde Bakım hizmeti kapsamında ev temizliğiyle camlarının, pencerelerinin ve dolaplarının silindiğini belirten 83 yaşındaki Lütfü Amca, ‘’Ayda bir geliyorlar, Büyükşehrin Evde Bakım hizmetleriyle ihtiyacımız olan ev temizliğinden öz bakımımıza, yeme içmemize kadar her şeyi düşünerek karşılıyorlar. Ayın 15’inde hastaneye gitmem gerekiyor evden alıp hastaneye götürüp getirecekler, Allah kendilerinden razı olsun” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Erdoğan’dan Kocaeli’ye büyük önem: Son miting için geliyor

    ELLİNCİ MİTİNG KOCAELİ’DE

    AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde pazar günü yapılacak 31 Mart Mahalli İdareler Seçiminin yasal olarak kendisi için son seçim olduğunu duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarihi seçimin son mitingini ise bugün ilimizde gerçekleştirecek. Yaklaşık bir aydır sahada olan Erdoğan, 50 farklı ilde miting düzenleyerek, seçim çalışmalarını tamamlamış olacak.

    300 BİN ÜYE VE STK’LAR ARANDI

    Kocaeli’de bugüne kadar birçok tarihi mitinge katılan Erdoğan’ın, “Yasal olarak son seçimim” açıklamasından sonra son miting yeri olarak Kocaeli’yi tercih etmesi dikkat çekiciydi. Erdoğan, ilk seçim zaferini de 2002’de ilimizde Ereğli seçimiyle elde etmişti. AK Parti Kocaeli İl Başkanı Dr.Şahin Talus başkanlığında Kocaeli Teşkilatı bu tarihi miting için günlerdir çalışıyor. Özel davetlerin yanı sıra 300 binin üzerinde üyeye telefonla arayarak, mesaj atarak ve mail yoluyla ulaşıp, miting daveti yapıldı.

    TALUS: “EN İYİ ŞEKİLDE AĞIRLAYACAĞIZ”

    Teşkilat mensupları dışında STK ve dernekler başta olmak üzere Kocaeli’nin geneline de davetler gönderildi. Şehrin birçok noktası bu tarihi mitingin afişleriyle donatıldı, broşürler dağıtıldı. Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı’nın lideri olduğunu belirten Talus, “Cumhurbaşkanımızı şehrimizde en güzel şekilde ağırlamak istiyoruz. Tüm halkımızı bu büyük buluşmaya davet ediyoruz” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, “Önce Bağış Sonra Fabrika Turu” Projesine Kaldığı Yerden Devam Ediyor

    Bir kez daha Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye’nin kapıları sadece yenilikçi otomobillerin değil, aynı zamanda umut ve toplumsal faydanın da üretildiği bir yere açılıyor. “Önce Bağış Sonra Fabrika Turu” projesi, yeni araç üretim süreçleri sebebiyle verilen aranın ardından daha da güçlenmiş bir şekilde geri dönüyor.

    Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, toplumsal katkı ve sürdürülebilirlik ruhuyla “Önce Bağış Sonra Fabrika Turu” projesini yeniden başlatıyor.  2019 yılından beri Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye’nin bu girişimi, teknik gezi taleplerini anlamlı bağışlara dönüştürerek Darüşşafaka Cemiyeti, LÖSEV ve DenizTemiz Derneği / TURMEPA gibi değerli STK’lara destek olmanın bir yolunu sunuyor. Her bir gezi, katılımcılara Toyota’nın mükemmeliyetçi üretim süreçlerini keşfetme imkânı tanırken, aynı zamanda toplumsal fayda sağlama şansı veriyor.

    Her Bir Gezi, Bir Umut Işığı!

    Ziyaretçi firmalar , pres, kaynak, boya ve montaj gibi üretim süreçlerini rehber eşliğinde deneyimlerken, Toyota Üretim Sistemi’nin uygulama örnekleriyle donatılmış sunumları ile   Toyota Üretim Sistemi , yerinde  kalite yönetimi, Toyota problem çözme teknikleri ve iş güvenliği gibi konulara yoğun ilgi gösteriyor.

    2019’da başlayan bağışlı fabrika turları, pandemi ve proje dönemlerinde verilen araların sonrasında neminde verlensadece otomotiv sektörüyle sınırlı kalmayarak, gıda, endüstri, beyaz eşya gibi farklı sektörlerden pek çok dev şirketin dikkatini çekmeye devam ediyor. Toplamda 77 firmanın ve 1.145 çalışanın katılımıyla gerçekleşen bu turlar, geniş bir iş dünyası ağına dokunarak büyük bir başarı elde etti. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Paper Mario: The Thousand-Year Door, Kıssa Fragmanıyla Karşımızda

    Bu yılın Mario oyunlarından birisi olacak Paper Mario: The Thousand-Year Door, Mayıs ayında oyun severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Çıkış takvimi ufak ufak yaklaşırken de yeni bir fragman paylaşıldı.

    Fragman, “Our Story Begins” (Hikayemiz başlıyor) başlığıyla paylaşılmış. Buradan da anlaşılacağı üzere bizleri maceranın başlangıcına götürüyor, neler olup bittiğini ve maceramızın nasıl başladığını anlatıyor. Bir öbür sözle, oyunun kıssası kısaca özetlenmiş.

    Paper Mario: The Thousand-Year Door, 20 yıl evvel oyun severlerle buluşmuş, beğenilen bir oyun olmuştu. 23 Mayıs’ta Switch versiyonuyla bir kere daha karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. 20 yılda nasıl bir değişim göstermiş, daima bir arada göreceğiz.

  • Semih Kılıçsoy, Ulusal Kadrolara damga vurdu

    Ümit Ulusallar, 2025 UEFA 21 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası Elemeleri A Grubu’ndaki 6. maçında başkan İtalya ile 1-1 berabere kaldı. Ay-Yıldızlı kadroya, 1 puanı getiren golü 90+1’de Semih Kılıçsoy kaydetti.

    29 MAÇTA 30 GOLE KATKI

    A Ulusal Grup’tan Ümit Ulusal Kadro’ya gönderilmesi olay yaratan 18 yaşındaki genç yıldızın, Ulusal formayla gösterdiği başarılı performans ise dikkat çekiyor.

    U14’ten U21’e kadar genç ulusal gruplar formasını toplamda 29 defa giyen Semih Kılıçsoy 23 gol atarken, 7 kere de asist yaptı ve toplamda tam 30 gole katkı verdi.

    27 MAÇA ÇIKTI

    Bu dönem Beşiktaş formasıyla 27 resmi maça çıkan Semih Kılıçsoy bu müsabakalarda 10 gol, 1 asistlik skor katkısı sağladı.

  • BTSO Mart Ayı Meclis Toplantısı gerçekleştirildi

    BURSA (İGFA) – BTSO Mart Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, dünyanın yeniden şekillendiği bir geçiş sürecine şahitlik ettiklerini ifade etti. Bu süreçte ekonomi yönetiminin iletişim kanallarının sürekli açık olmasının iş dünyasının moral ve motivasyonunu yükselttiğini kaydeden İsmail Kuş, “Mart ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Işıkhan gibi ekonomi yönetiminde söz sahibi olan isimleri Odamızda ağırladık. Bu buluşmalarımızda fiyat istikrarı başta olmak üzere, finansman maliyetlerinin düşürülmesinden enflasyon muhasebesine kadar 55 bin üyemizin beklentilerini paylaştık. Bugüne kadar üretimden istihdama, ticaretten ihracata kadar birçok düzenleme Odamızın da talepleri doğrultusunda hayata geçti. Son dönemdeki taleplerimizin de en üst düzeyde karşılık bulacağına inanıyoruz.” diye konuştu.

    “SADECE BUGÜN DEĞİL GELECEKTE DE GÜÇLÜ BİR KENT HEDEFİYLE ÇALIŞIYORUZ”

    BTSO’nun son 11 yılda ortaya koyduğu vizyon ve projelerle bilgi ve deneyimin paylaşıldığı, birlik ve dayanışmanın vücut bulduğu örnek bir uzmanlık merkezi haline geldiğini kaydeden İsmail Kuş, sadece bugün değil, gelecekte de güçlü olan bir kent için değer üretmek istediklerini vurguladı. “Bu nedenle her projemizi gelecek nesillerin gereksinimlerine de odaklanarak hayata geçirdik.” diyen İsmail Kuş, konuşmasına şöyle devam etti: “Katma değerli üretimiyle, nitelikli istihdamıyla, modern ulaşım ağları ve güçlü ticaret bağlantılarıyla sadece ülkemizde değil, dünyada da cazibe merkezi olmayı başarmış bir Bursa hedefliyoruz. Ancak nüfusun, hızlı kentleşmenin ve plansız üretim tesislerinin artmasıyla Bursa, trafik, çevre ve hava kirliliği gibi sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalan bir şehir oldu. Diğer taraftan sınırlı alanlarda üretim ve ihracat yapmak zorunda kalan firmalarımız, şehir içinde plansız sanayi alanlarında sıkışıp kaldı. Üstelik bu firmalarımız, başta lojistik olmak üzere rekabette kendilerini öne taşıyacak imkanlardan da mahrum. İşte KOBİ OSB projesi, kabına sığmayan, daha nitelikli ve rekabetçi bir üretim alanı ihtiyacını her geçen yıl daha da yüksek bir sesle dile getiren firmalarımızın talepleri ve Bursamızın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıktı.”

    “KOBİ OSB BURSA EKONOMİSİ İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLACAK”

    İsmail Kuş, binlerce imalatçı firmanın uzun yıllardan bu yana dile getirdikleri talepleri BTSO KOBİ Konseyi çalışmalarıyla şekillendirdiklerini belirterek, “KOBİ OSB projemiz Bursa Büyükşehir Belediyemizle işbirliğinde kentin geleceği için dönüm noktası olarak gördüğümüz stratejik bir hamleye dönüştü. Büyükşehir Belediyemizle birlikte hayata geçireceğimiz KOBİ OSB’lerimiz, ölçek ekonomisine uygun, kapasite artışlarına olanak sağlayan, modern lojistik imkânlarla desteklenen işletmelerimizi, dolayısıyla Bursamızı çok daha rekabetçi bir yapıya kavuşturacak. Mevcut üretim alanlarında bile kent ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan KOBİ’lerimiz, planlı yeni sanayi alanlarında ihracat, istihdam ve toplam iş hacimlerini ciddi ölçüde artıracaktır. Aynı şekilde lojistik merkezlerimiz de entegre ve modern ulaşım bağlantılarıyla firmalarımızın rekabet gücünü artıracak. Bununla birlikte Bursa, yeni rezerv alanlarının oluşmasıyla kentsel dönüşüm süreçlerini daha sağlıklı işletecek, kentin trafik yükü hafifleyecek, hava kirliliği ve çevresel etkiler konusunda daha ideal bir yapıya kavuşacak. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyemizle birlikte imzaladığımız işbirliği protokolümüzün başta imalatçı KOBİ’lerimiz olmak üzere, Bursamız ve ülkemiz adına hayırlı olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

    “DÖRT YILLIK SEÇİMSİZ DÖNEM İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ”

    BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, 31 Mart pazar yerel seçimlerin yapılacağını hatırlatarak, seçim sonuçlarının hayırlı olması temennisinde bulundu. Seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte Türkiye’nin önünde ekonomik istikrar ve kalkınma odaklı 4 yıllık seçimsiz bir dönem olacağını ifade eden Uğur, “Orta Vadeli Programın rehberliğinde üretim, yatırım, istihdam ve ihracat ekseninde ülkemizin yeniden hedeflenen büyüme rakamlarına erişmesini hep birlikte sağlayacağız. Bu konuda üyelerimizin talep, öneri ve beklentilerini de doğrudan Hükümetimize aktarmaya devam ediyoruz. Ekonomik reformlar ve yapısal dönüşümün bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bursa iş dünyası olarak daha fazla üretim, daha fazla ihracat, daha fazla istihdam anlayışı ile çalışmalarımıza devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

  • Yıldıztekin, Kocaeli’de ekonomiye can suyu olmak istiyor

    KOCAELİ (İGFA) – İYİ Parti Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gencay Yıldıztekin, Kocaeli’deki vatandaşları 7’den 70’e düşünen projeleri ile büyük bir heyecan uyandırdı. Emeklilerden öğrencilere, kadın ve genç girişimcilerden yeni evlenecek çiftlere kadar her kesime hitap eden Yıldıztekin, vereceği hibeler ile Kocaelililer’e nefes aldıracak.

    KADINLAR, GENÇLER, EMEKLİLER, ÖĞRENCİLER, ÇİFTÇİLER, EKMEK VE DAHASI…

    15 bin öğrenciye her ay 5 Bin TL burs vereceğini açıklayan İYİ Parti Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gencay Yıldıztekin, öğrenci ve emeklilere ulaşımın da ücretsiz olacağını duyurdu. Yeni evlenecek olan çiftleri unutmayan Yıldıztekin, yeni yuva kuracak olan çiftlere 38 Bin 500 TL’lik destek verecek. Kadın ve gençlerin iş dünyasındaki daha aktif rol alması gerektiğini hemen her platformda belirten Gencay Yıldıztekin, kadın ve genç girişimcilere de 200 Bin TL hibe verecek. Yıldıztekin, Kocaelili çiftçilere ise, mazot ve gübre desteği sağlayacağını söyledi.

    EKMEK 4.60 TL OLACAK

    Kocaeli’nin üç farklı bölgesinde emek fabrikalarını kuracağını ve ekmeğin 4.60 TL’den satılacağını duyuran Gencay Yıldıztekin, asgari ücretin altında emekli maaşı alan emeklilere de 3 Bin 800 TL destek vereceğini açıklamıştı.

  • ‘InvenDO Up’ta 3. dönem başvurular 1 Mayıs’a kadar sürecek

    İSTANBUL (İGFA) – Girişimcilerin gelişimini hızlandırma amacıyla düzenlenen ve bu yıl üçüncüsünün gerçekleştirilen Doğuş Teknoloji’nin InvenDO Up Girişim Hızlandırma Programı, erken aşama teknoloji girişimlerine mentorluk ve iş geliştirme desteklerine ek olarak yatırım imkanı da sunuyor.

    2022 yılından bu yana InvenDO Up programları ile 550’den fazla başvuruyu değerlendirerek yenilikçi 4 girişimi mezun eden Doğuş Teknoloji; ilk mezunlarından 3pmetrics ve Ingosa girişimlerine 2023’teki yatırım turlarında da destek verdi. Ayrıca, programın 2. döneminden mezun olan Sweephy için de yatırım süreçleri devam ediyor.

    Hızlandırma programı boyunca, girişimcilere alanında uzman kişiler tarafından verilen eğitimlerin yanı sıra, düzenli mentorluk toplantıları ile satış, pazarlama, büyüme stratejileri, hedef kitle belirleme, en doğru fiyatlandırmayı oluşturma gibi alanlarda da destek veriliyor.

    Programın VC partneri Invexen iş birliğiyle, özellikle sürdürülebilirlik, Gen AI, Ethical AI, yapay zeka tabanlı siber güvenlik uygulamaları ve elektrikli araçlar için mobilite altyapı çözümleri başta olmak üzere yapay zeka ve verinin gücünden faydalanmaya odaklanan girişimlere erişilmesi hedefleniyor.

    1 Mayıs’a kadar başvuru kabul eden program, süreci başarıyla tamamlayan girişimcilere 1 milyon TL’den başlayan yatırım imkanı ile yerel ve global pazarda hızla büyüme fırsatları sunuyor.

  • Türk Eğitim-Sen Bursa’dan ‘ek ders ücreti’ tepkisi

    BURSA (İGFA) – Türk Eğitim-Sen; Seçim Kurulu toplantılarına katılan öğretmenlerin ek ders ücretlerinin ödenmesi gerektiğini açıkladı.

    Bursa’dan ortak açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Fatih Gümüş ile 3 Nolu Şube Başkanı Ömer Işıkoğlu, 31 Mart Pazar günü ülke genelinde mahalli idareler seçimleri yapılacak olup seçimlerde, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı görev yapmakta olan öğretmenlerde görev yaptığını anımsatarak, “Sendikamıza, seçimler nedeniyle sandık kurullarında görev alan öğretmenlere, seçimin son haftasında yapılan toplantılara katılmaları nedeniyle ek ders ücreti ödenmeyecektir. Sandık kurullarında görevlendirilen öğretmenler, seçimlerin yapılacağı son hafta il/ilçe seçim kurulları tarafından yapılan toplantılara da katılmak zorundadır. Yapılacak olan bu toplantı seçim görevinin ayrılmaz bir parçası olup seçim görevinin sağlıklı olarak yerine getirilmesi için seçim kurulları, sandık kurulu üyelerinin bu toplantılara katılmalarını zorunlu tutmaktadır. İl/ilçe seçim kurullarının verdiği göreve uymak zorunda olan öğretmenlerin, katıldıkları bu toplantılar nedeniyle ek ders ücretlerinin kesilmesinin kabulü mümkün değildir” diye konuştu.

    Ek ders ücretlerinin kesilmesine toplantının yapıldığı saatlerde ders görevinin fiilen yerine getirilmemesi gerekçe olarak gösterildiğini belirten şube başkanları, “Ders görevinin fiilen yerine getirilmemesi durumunu inceleyecek olursak; öğretmenlerin fiilen görevini yapmasına engel olan husus; öğretmenlerin Devlet tarafından bir görevin ifası için bir başka görevde görevlendirilmesidir. Öğretmenin keyfi bir hareketi bulunmamaktadır. Öğretmenin fiilen ders görevini yerine getirmesine engel olan Devlet kurumlarıdır. Dolayısıyla, öğretmenlerin, kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle ders görevini yerine getirmedi diye ek ders kesintisine uğratılmalarını hakkaniyet açısından kabul etmemiz mümkün değildir. Türk Eğitim Sen olarak, öğretmenlerin mağduriyetlerinin önüne geçmek adına Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderdiğimiz yazı da; seçim kurullarınca yapılan toplantılara katılan öğretmenlerin, toplantının yapıldığı saatlere denk gelen ek ders ücretlerinin ödenmesi için Valiliklere gereken talimatın verilmesi ve ek ders ödemelerine ilişkin Kararda gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılmasını talep ettik.” diye konuştu.

  • Başkan Aktaş, “Hanlar Bölgesi’ni ilmek ilmek işleyeceğiz”

    BURSA (İGFA) – Bilimsel altyapı, bütüncül bakış açısı, doğru planlama ve ortak akılla ‘Dirençli şehir Bursa’ için dönüşüm çalışmalarını başlatan Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Alinur Aktaş, kent dönüşümün yeni dönemde en önemli konu başlığı olacağını söyledi. Başkan Aktaş, “Kentsel dönüşüm çalışmalarımızı konut alanlarıyla birlikte tarihi alanlar, imalat ve sanayi alanları, kamusal alan ve yapılar olmak üzere dört ana başlık üzerinde sürdürüyoruz. Yürüttüğümüz tüm fiziksel planlama ve tasarım çalışmalarımızın ana eksenini 2050 Çevre Düzeni Planımız oluşturacak. Yeni dönemimizde akademik katkılar, ortak akıl ve mutabakatla Çevre Düzeni Planı’nı şehir anayasası olarak yürürlüğe alacağız” diye konuştu.

    TARİHİ HANLAR BÖLGESİ
    Tarihi kentsel tasarım projelerinin ‘Heykel-Setbaşı-Yeşil-Emirsultan’ tarihi aksı üzerinde yürütüleceğini belirten Başkan Aktaş, özellikle Hanlar Bölgesi’nde yapılan çalışmaların Bursa’ya çok yakıştığını ifade etti. Dirençli şehir Bursa’nın en önemli bileşenlerinden birisinin de yüzyılların yorgunluğunu ve derin izlerini taşıyan tarihi alanlar olduğunu dile getiren Başkan Aktaş, “Uzun yıllardır konuşulan Bursa’nın kalbi konumundaki Hanlar Bölgesi’ndeki ‘Çarşıbaşı meydanı’ projemizle tarihe imza attık. Tam bir açık hava müzesi olan tarihi bölgede 14 tane han, 1 bedesten, 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü çarşı, 11 kapalı çarşı, 4 pazar alanı, 21 camii, 177 sivil mimarlık örneği yapı, 1 okul ve 3 türbe bulunuyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destekleriyle hayata geçirdiğimiz ‘Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi’ kapsamında tarihi bölgeyi kuşatan 38 binayı yıktık. Etrafı dükkânlarla sarılı 342 yıllık Esiri Mehmet Dede Türbesi ile geçmişi 1549’a kadar uzanan Sağrıcı Sungur Mescidi’ni gün yüzüne çıkarttık. Bakırcılar Meydanı, İpekhan Meydanı, Sağrıcı Sungur Mescidi ve peyzaj düzenlemelerini halkın hizmetine açıldı. Otoparkın da üstü tamamen kapatılarak meydan bir bütün haline geldi. Ancak çalışmalarımız henüz bitmedi. Bu daha başlangıçtı. Tarih boyunca ticaretin kalbinin attığı, UNESCO dünya mirası listesinde yer alan Hanlar Bölgesi’ni ilmek ilmek işleyeceğiz. Hanlar Bölgesi ile birlikte Payitaht şehir Bursa’da tarihi gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz” dedi.

    HİSAR BÖLGESİ
    Hanlar Bölgesi’nin yanında Hisar Bölgesi’nde de çalışmaların sürdürüleceğini anlatan Başkan Aktaş, “Hisar Bölgesi de şehir tarihinin en eski izlerini barındıran, surlarıyla, Bitinya galerileriyle, bağrında barındırdığı iki padişah ile manevi iklimi ve sayısız kültür mirasıyla, yüzyıllardır yaşanan mahalle kültürüyle Bursa’mızın nadide değerlerinin başında geliyor. Bu bölgede geçtiğimiz dönemde birçok eseri gün yüzüne çıkardık. Yaptığımız çalışmalarla bölgede önemli bir seviyeye geldik. Keza Osmangazi Belediyesi’nin de Hisar Bölgesi’nde yürüttüğü projeleri var. Önümüzdeki dönemde Hanlar Bölgesi’nde olduğu gibi bu nadide bölgenin de hak ettiği değere kavuşmasını sağlayacağız” diye konuştu.

    SETBAŞI-YEŞİL-EMİRSULTAN BÖLGESİ
    Şehrin tarihi aksı üzerindeki Setbaşı-Yeşil-Emirsultan bölgesi için de yeni dönemde önemli çalışmalar yürüteceklerini söyleyen Başkan Aktaş, “Üzerinde çalışmalar yürüttüğümüz tarihi aksımızın Setbaşı-Yeşil-Emirsultan kısmında bölge sakinleri ve esnafımızla sahada yaptığımız çalışmalar doğrultusunda bu bölgede de dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Alanın turizm potansiyelini harekete geçirecek, yaya ulaşımı, sosyal donatı ve otopark ihtiyaçlarını karşılayacak projemizle Bursa’nın önemli bir değerini daha gün yüzüne çıkarıyoruz” dedi.

    KAYHAN MEYDANI VE OTOPARKI
    Şehrin önemli tarihi bölgelerinden olan Kayhan Bölgesi’nin gastronomi yönünü öne çıkartacaklarını belirten Başkan Aktaş, “Kayhan bölgesinde gerçekleştireceğimiz en önemli çalışmalardan biri de meydan ve otopark projemiz. Eskiden tekel binasının olduğu, dolmuş duraklarının yer aldığı 3 bin metrekarelik alanda yapacağımız meydan projemiz yaklaşık 300 araçlık kapalı otoparkıyla özellikle çarşı bölgemizdeki önemli bir eksiğin giderilmesini sağlayacak” diye konuştu.

    CUMALIKIZ-GÖLYAZI-UMURBEY-KÜLTÜRPARK
    Tarihi alanların ve ticaret bölgelerin yanında tarihi mahalle ve köyleri de koruyarak yaşatacaklarını ifade eden Başkan Aktaş, “Unesco Dünya Miras Listesi’ndeki Cumalıkızık’ta yaptığımız düzenlemelerle tarihi dokuyu ön plana çıkartıyoruz. Düzensizliklerin giderildiği, otopark sıkıntısının ortadan kaldırıldığı ziyaretçilerinin imrenerek gezeceği bir Cumalıkızık ortaya çıkaracağız. Uluabat Gölü’nün suları içinde bir inci gibi parlayan Gölyazı’yı eşsiz bir turizm destinasyonu haline getireceğiz. Gemlik’in yamaçlarında tarih içinde yaşamın devam ettiği Umurbey Mahallesi’nin tarihi dokusunu ön plana çıkaracak hamleleri yapacağız. Gürsu’ya 8 bin metrekarelik modern kent meydanı kazandıracağız. 69 senedir Bursalılara hizmet eden Kültürpark’ı kentsel tasarım projesiyle günümüz şartlarına uygun ve kullanılabilir hale getireceğiz. Kültürpark içerisinde yer alan Arkeoloji Müzesi’ni de yeniliyoruz” dedi.

  • Elektrikli metrobüs teste çıkıyor

    İSTANBUL (İGFA) – İstanbul’da toplu ulaşımında en büyük rol metrobüs hattına düşüyor. Beylikdüzü’nden Kadıköy’e kadar 52 kilometrelik hatla 2 kıtayı birbirine bağlayan metrobüs; günde yaklaşık 1 milyon yolcu taşıyor. Metrobüs hattındaki bu yoğunluğu rahatlatmak için bir dizi yatırımlar yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yüzde 100 elektrikli metrobüslerin test sürüşlerine başlıyor.

    Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki İETT ve Metro İstanbul işbirliği ile hayata geçen elektrikli metrobüsler son teknolojiye sahip olması ve yakıt tasarrufu ile dikkat çekiyor.

    Yüzde 100 elektrikli metrobüsler için bilgi veren İETT Genel Müdürü İrfan Demet, “Bu araç manevra yapmaya gerek kalmaksızın çift yönlü sürüş imkanı sağlıyor. Aracın hem önünde hem de arkasında sürücü kabini mevcut. Tam şarj ile 80 km menzile sahip. 20 dakikalık şarj ile 50 km gidebiliyor. 4 vagonlu, 420 yolcu kapasiteli. Bu kapasite son derece önemli çünkü bundan önceki araçlarda 150 yolcu taşınırken, son dönemde alınan 280 kişilik araçlarla yolcular taşınıyordu. Şimdi bu araçla yolcu kapasitesi 420’ye çıkacak” dedi.

    Elektrikli metrobüsün tamamen sessiz çalıştığına dikkat çeken Demet, böylece gürültü kirliliğinde önüne geçileceğini vurguladı. Demet, “Yeni nesil elektrikli metrobüsler 100 bin kilometrede 2.5 milyon lira yakıt tasarrufu sağlıyor. Yani dizel araçlara kıyasla yüzde 60 yakıt tasarrufu sağlıyor. Yılda 300 ton karbondioksit salınımını engelliyor. Bu rakam İstanbul’a yılda 8 bin ağaç dikmeye eşdeğer bir rakam. Metrobüs hattında sadece 1 günde 250 bin km yol yapıldığı göz önüne alındığında İstanbul için çok önemli bir yakıt tasarrufu elde edilecek. Daha çevreci bir İstanbul için de önemli bir katkı sağlayacak” diye konuştu.

  • İsveç’te gevşeme için Mayıs-Haziran sinyali

    Gelişmiş ülkelerde para siyasetinde gevşemeye ait beklentiler netleşirken son sinyal İsveç’ten geldi.

    İsveç Merkez Bankası siyaset faizini yüzde 4 düzeyinde sabit tuttu. Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi de faizin sabit tutulacağı tarafındaydı.

    Bankanın karar metninde gevşemeye yönelik yönlendirme öne çıktı. Banka faizlerin Mayıs ya da Haziran ayında indirilebileceğine işaret etti.

    Karar metninde heyetin enflasyon amacına yakınsaması konusunda istikrarı teyit etmek için daha fazla gelişmeye gereksinim duyduğunu, enflasyon beklentilerinin uygun olması durumunda Mayıs ya da Haziran ayında faizleri indirebileceği belirtildi.

    Banka 2024 yılının ikinci çeyreğinde ortalama siyaset faizi oranını yüzde 3,93 düzeyinde öngörürken, üçüncü çeyreğinde yüzde 3,70 olarak varsayım etti.

    Bankanın bu sinyalleri İsveç’in gevşeme döngüsüne ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası’ndan (AMB) evvel başlayacağına işaret etti.

  • Okan Buruk’un Ziyech planı

    Galatasaray Teknik Yöneticisi Okan Buruk, sakatlıktan geri dönen Hakim Ziyech’i daha fazla kullanmak istiyor.

    Başarılı teknik adam, Rizespor ve Kasımpaşa maçlarında sonradan oyuna dahil olan ve aldığı müddette tesirli bir performans Faslı futbolcuyu ulusal ortadan sonraki maçlarda daha fazla kullanacak.

    Galatasaray Sportif AŞ Lider Vekili Erden Timur’un “Talipleri var” dediği Hakim Ziyech, Galatasaray’da bu dönem çıktığı 16 maçta 4 gol attı ve 3 asist yaptı.

  • Başkan Topaloğlu’na sevgi seli

    Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Arslanbucak Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar için iftar yemeği organize etti. Özellikle Başkan Topaloğlu hakkında ortaya atılan çirkin iftira sonrası vatandaşların iftar yemeğine akın ettikleri gözlerden kaçmazken vatandaşlar Topaloğlu’nun etrafında sevgi seli oluşturdu.

    Arslanbucak kapalı pazar yerinde organize edilen iftar yemeğine, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu ve eşi Fikriye Topaloğlu, CHP Kemer İlçe Başkanı Adem Barış, Kemer Belediye Başkan Vekili Mustafa Bilici, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül, Kemer Belediyesi Meclis Üyeleri Recep Yılmaz, Semih Top, Hasan Ali Acar, Mustafa Tıraş, Ferhan Fidan ve vatandaşlar katıldı.

    İftar sofrasında orucunu açan vatandaşlarla selamlaşarak tek tek sohbet eden Başkan Topaloğlu, tüm vatandaşların ramazan ayını tebrik ettiğini söyledi.

    Başkan Topaloğlu’na sevgi seli

    İftar yemeği sonrası vatandaşlar, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’na adete sevgi seli oluşturdu.

    Sosyal medyada paylaşılan asılsız ve ahlaksız paylaşımlardan sonra vatandaşlar Başkan Topaloğlu’na sarılarak fotoğraf çektirdi. Özellikle çocuklar “Başkan amca”, “Başkan dede” diyerek Başkan Topaloğlu’na sarılarak hatıra fotoğrafları çektirdi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ege Üniversitesi ailesi iftar programında bir araya geldi

    Ege Üniversitesi mensupları, Rektörlük tarafından düzenlenen iftarda bir araya geldi. Rektörlük Bahçesinde düzenlenen programa Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, üniversite üst yönetimi, senato üyeleri, akademik-idari personel ile öğrenciler katıldı.

    İftar programında konuşan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Rahmeti ve bereketi ile dayanışmanın, paylaşımın ve hoşgörünün en güzel günlerini yaşadığımız Ramazan ayına kavuşmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz.  Ege Üniversitesi olarak huzur iklimi içerisinde Ramazan-ı Şerifinin ruhunu hep birlikte yaşamak ve yaşatmak için altı yıldır iftar geleneğimizi sürdürüyoruz. İnşa ettiğimiz huzur iklimi içerisinde sizlerle bu iftar sofrasında bir araya gelmekten bahtiyarlık duyuyorum” dedi.

    Çalışmanın da bir ibadet olduğunu dile getiren Rektör  Prof. Dr. Budak, “Dinimiz, çalışmaya büyük önem vermiş ve çalışmayı ibadet olarak değerlendirmiştir. Peygamber Efendimiz; ‘İnsanların hayırlısı, insanlara yararlı olandır’ buyurarak çalışmanın ve üretmenin önemini belirtmiştir. Bizler de çalışmayı; ülkemize, milletimize ve bölgemize hayırlı işler yapmayı kendimize ibadet ve düstur edindik.  Bizi başarıya götüren motivasyonumuzun altında yatan hep bu gerçek oldu.  Bizler, Ege Üniversitesi olarak birlik-beraberlik içerisinde çok çalışmaya, üretmeye ve hayırlı işlere hep birlikte imza atmaya gayret ettik. Bu gayretimizin meyvelerini aldık. Bugün Ege Üniversitesi, eğitim ve öğretimde kalitesini kurumsal tam akreditasyonla tescillemiş, öğrenci odaklılıkla A plus olmuş, çıktılarını toplumsal faydaya dönüştüren bir Araştırma Üniversitesi olarak bölgesel, ulusal ve uluslararası alanlardaki güçlü etkisini artırarak devam ettiren bir üniversite konumunu almıştır” diye konuştu.

    “Başarılarımız çalışanlarımızın eseridir”

    Prof. Dr. Budak, “Gururla ifade etmek isterim ki Türk yükseköğretim sisteminin bugün küresel iddia taşıyan üniversiteleri arasında yer alıyor olmamızda siz çalışma arkadaşlarımızın yeri inkâr edilemez.  Bu vesileyle de bugün Üniversitemizin ulaştığı noktaya gelmesinde,  emeğini ve desteğini esirgemeyen, tüm akademisyenlerimiz ve idari personelimize; ilmek ilmek dokuyarak oluşturduğumuz Ege Üniversitesi kimliğini her geçen gün daha da ileriye taşımamızı sağlayan tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Memnuniyet, aidiyet ve bağlılık duygumuzu geliştiren bugünkü iftar programımıza katkı sunan herkese huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.  Birliğimiz, beraberliğimiz ve huzurumuz daim; dualarımız kabul olsun” dedi.

    Rektör Prof. Dr. Budak’ın konuşmasının ardından Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Öğr. Gör. Osman Bostancı Kuran-ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi. Gecenin sonunda EÜ Devlet Türk Musiki Konservatuvarı   Musikar Grubu tarafından tasavvuf müziği dinletisi icra edildi. Ayrıca katılımcılara “Ramazan” videosu gösterimi yapıldı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Egeli akademisyen Doç. Dr. Ilgaroğlu, İngiltere’de Farabi felsefesine yönelik araştırmalarda bulunacak

    Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Caner Ilgaroğlu’nun  “Kozmik Dengeden Psiko-Sosyal Dengeye: Farabi Felsefesinde Değer Kurucu ve Koruyucu Bir Unsur Olarak Adalet Kavramının İzdüşümü” başlıklı araştırma projesi TÜBİTAK  “2219 Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Bursu” programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.

    Program kapsamında Doç. Dr. Ilgaroğlu, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan SOAS Londra Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Enstitüsünde araştırmalar yapacak.

    Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık ve Doç. Dr. Muhammet Caner Ilgaroğlu, Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ı makamında ziyaret ederek proje hakkında bilgi verdi. Rektör Prof. Dr. Budak, Doç. Dr. Ilgaroğlu’nu tebrik ederek çalışmalarında başarılar diledi.

    Araştırma projesi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ilgaroğlu, “Farabi’nin, 10. yüzyılda kozmik bir çerçeveden yola çıkarak insanın ontolojik, psikolojik ve sosyal varlığı bağlamında adalet kavramına yüklediği özgün anlamları, insanla evren arasında kurduğu epistemolojik ve aksiyolojik bağlamlarla teorize etmiş olması kayda değer entelektüel bir başarıdır. Farabi’nin metafiziğine mündemiç olan ahlak ve siyaset felsefesi incelendiğinde insanın kozmik düzenle ontolojik bağının niteliği, bireysel, toplumsal değer dünyasının kuruluş biçimi ve ahlakın kaynağı soruna dair tutarlı açıklamalar olduğu görülecektir. Bu araştırma Farabi’nin felsefe sistemini derinlemesine incelemek suretiyle onun adalet kavramına yüklediği çok boyutlu anlam dünyasının izdüşümlerini ortaya çıkarmayı ve böylece insanın bireysel ve toplumsal değer dünyasının inşasında adaletin değer kurucu ve koruyucu rolünü açıklamayı hedeflemektedir” dedi.

    “Batı dünyasında Farabi yorumları araştırılacak”

    Doç. Dr. Ilgaroğlu, “Çalışmada nitel araştırma yöntemleri uygulanacak, veri toplama, saha araştırması ve analiz süreçleri takip edilerek günümüzde Batı dünyasında konumuz bağlamında yapılan Farabi yorumlarının güçlü ve zayıf yanları tespit edilerek Doğu-İslam dünyasındaki yaklaşımlarla mukayeseler yapılacak” dedi. Projenin bir yıl içerisinde tamamlanması ve sonrasında nitelikli akademik yayınlara dönüştürülmesini hedeflediklerini ifade eden Doç. Dr. Ilgaroğlu, “Farabi’nin klasik eseri ‘el-Medinetü’l- Fâzıla’yı ‘İdeal Devlet’ başlığıyla Türkçe’ye tercüme ettim ve eser 2023 yılı başında Divân yayınları tarafından yayımlandı. Bu projenin, söz konusu tercümesi ile derinlik kazanan Farabi çalışmalarına ve adalet duygusunu merkeze alan ahlak ve duygu felsefesi çalışmalarına yeni ve özgün bir bakış açısı kazandıracağını düşünüyorum” dedi.

    Bu projeyle Farabi’nin adalet anlayışının günümüzde gittikçe gelişen duygu ve sezgi merkezli ahlak felsefesi yorumlarına esas teşkil edecek niteliğinin ortaya konulmasının hedeflendiğini belirten Doç. Dr. Ilgaroğlu,  yine Farabi felsefesinin Batı düşüncesini derinden etkileyen orijinal ve evrensel bir düşünce olduğu gerçeğinin de bu proje sayesinde gün yüzüne çıkacağını söyledi.

    “Avrupa’da bu alandaki tek yükseköğrenim kurumu”

    Avrupa’da alanında uzman bir okulda araştırma yürüteceğini söyleyen Doç. Dr. Ilgaroğlu, “1916 yılında Doğu Çalışmaları Okulu olarak kurulmuş olan SOAS, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan ve adından da anlaşılacağı üzere varlığını Afrika, Asya ve Ortadoğu’daki düşünce geleneklerini, dilleri, kültürleri ve toplumları incelemeye adamış çok önemli bir üniversitedir. Avrupa’da bu akademik uzmanlığa sahip tek yükseköğrenim kurumudur.  Bugün SOAS’ta düşünce ve dil araştırmalarından, siyaset ve sosyal bilimlere kadar Asya, Afrika ve Orta Doğu’ya ilişkin çok çeşitli konular incelenmektedir. İlk kez 1973’te açılan SOAS Kütüphanesi şu an bir buçuk milyondan fazla basılı kaynağı barındırmakla birlikte elektronik veri tabanlarının tümüne sahiptir. Araştırma projemin danışmanlığını üstlenen Profesör Ayman Shihadeh, bu kurumun felsefe ve din bilimleri bölümünün başında yer alan uluslararası bir İslam felsefesi uzmanıdır. Profesör Ayman’ın danışmanlığı ve kurumun zengin akademik insan ve bilgi kaynağı ile başarılı bir araştırma ve Farabi felsefesinin Batıda nasıl yorumlandığına dair objektif bir değerlendirme ortaya çıkacaktır” diye konuştu. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gebelik Diyeti Hakkında Bilinmesi Gereken 7 Nokta!

    Minik yavrusunu kucağına almak için gün sayan anne adayları hamilelikte ortaya çıkabilen gebelik diyabeti karşısında paniğe kapılabiliyor.

    Halk arasında ‘gebelik diyabeti’ olarak adlandırılan Gestasyonel Diyabet’in hamilelikte en sık karşılaşılan endokrinolojik bir hastalık olduğunu belirten Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji (Yüksek Riskli Gebelik) Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla, sorunun erken teşhis edilmesi durumunda kontrol altına alınmasının da kolay olduğunu belirtirken “Gebelik diyabeti, açlık veya tokluk kan şekeri düzeylerinin izin verilen sınırlar dışında bulunması ile teşhis edilir. Bazı türleri ancak şeker yükleme testleri yapılarak anlaşılabildiğinden 24-26 hafta aralığında her gebeden bu yükleme testinin istenmesi genel prensiptir. Diyabeti ne kadar erken teşhis eder ve kontrol altına alırsak bebek ve anne üzerindeki olumsuz etkileri o kadar azaltmış oluruz” diyor. Tedavi edilmeyen yüksek şekerin bebeğin ve annenin sağlığını riske atabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Murat Yayla, gebelik diyabeti hakkında bilinmesi gereken 7 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.  

    • Tedavi edilmeyen gebelik diyabeti bebeği ve annenin sağlığını riske atar!

    Gebelik diyabetinde annenin fizyonomisi bozulabilir, doğum öncesi ve doğumu sorunlu geçebilir. Kanama tedavisine, çeşitli müdahalelere, aletli doğuma (vakum) veya sezaryene gerek olabilir. Bebek doğumda yaralanmalara maruz kalabilir ve doğduktan hemen sonra düşük şeker komasına girebilir. Elektrolit dengesi bozukluğu, sarılık uzaması, kuvöz gereksinimi gibi risklere maruz kalabilir. Annesinin düşüremediği şeker düzeyini kendi pankreası ile düzeltmeye çalışan bu bebekler ileriki yaşamlarında diyabet hastalığına aday olurlar. 

    • Gebelikte ‘gestasyonel diyabet’ risk faktörlerine dikkat!

    Gebelikte fazla kilo alımı, bebeğin beklenenden daha fazla kilolu olması, amniyon sıvısının fazlalığı ve anne adayının ailesinde veya kendi gebelik geçmişinde iri bebek doğumu, diyabet, insülin direnci gibi sorunların bulunması risk faktörleridir. 

    • Gebelik diyabetini kontrol altında tutmak için!

    Gestasyonel diyabeti önlemek veya kontrol altında tutmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek çok önemlidir. Gebelik diyabetinde temel prensip kalori dengesinin sağlanmasıdır. Alınan ve harcanan kalori kişiye ve gebeliğe özgü olmalıdır. Yemek porsiyonları fazla ise azaltılmalı, gün içine yayılmalı, aç kalınmamasına dikkat edilmelidir. Karbonhidrattan zengin gıdalar azaltılırken protein ve yağ gereksinimi en uygun seviyede tutulmalıdır. Günlük aktivite az ise artırılmalı, gebelik egzersizleri ve yürüyüşler ihmal edilmemelidir. 

    • Gebelik diyabetini yönetmek mümkün!

    Özellikle beslenmenin düzene sokulması, günlük kalori alımının gebelik haftasına, annenin çalışma şartlarına ve kilosuna göre ayarlanması önemlidir. Hem diyet hem de egzersiz programı belirlenmeli ve buna uyulmalıdır. Gerektiğinde günlük veya haftalık kan şeker düzeyi izlemleri yapılmalıdır. Aylık yerine yüz yüze olmasa da haftalık hekim ve/veya diyet uzmanı ile görüşmeler yapılmalı, haberleşilmelidir. Önemli olan bu tavsiyelere belirli bir disiplin içinde uyulmasıdır. Takipler aksatılmamalıdır. Gebelikte kan şeker düzeyi normal sınırlarda tutulabilirse doğumda görülebilecek riskler de en aza indirilmiş olur. 

    • Tıbbi tedavi gerekirse mutlaka yapılmalıdır!

    Gebelik diyabeti tanısı kesinleştikten sonra diyet ve egzersiz programları sorunu düzeltemiyorsa tıbbi tedaviye geçilmelidir. İlk seçenek doğum hekimi gözetiminde yeterli dozda ilaç kullanımıdır. Bu üçlü yaklaşımdan alınacak sonuç kan şeker düzeyi ve bebek gelişimi ile takip edilir ve karşılaştırılır. Sorunda düzelme yoksa endokrinolog veya perinatolog gözetiminde insülin tedavisine geçilmelidir. Gebelik diyabetinin sonraki gebeliklerde tekrarlama riski vardır. Eğer tekrarlamışsa daha sonraki yıllarda tip 2 diyabet riskinin de artacağı unutulmamalıdır. 

    • Gebelik diyabetinde tam başarı mümkün!

    Gebelik diyabeti genellikle doğumdan 6 hafta sonra tamamen kaybolur. Bunu anlamak için 6 haftanın bitiminde şeker yükleme testi yapılmalıdır. Test normal çıkarsa 3 yıl aralıklarla tekrarlanır. Test sonucu anormal ise tip 2 diyabet teşhis edilmiş olur ve gerekli tedavi verilir. Yeni bir gebelik oluşursa en erken dönemden itibaren diyabet hastalığı gibi takip ve tedavi edilir, o gebelikte artık şeker yükleme testi ile vakit kaybedilmez. 

    • Farkındalık çok önemli!

    Prof. Dr. Murat Yayla gebelik diyabeti riskini azaltmak için farkındalığın son derece önemli olduğunu belirterek “Genetik özelliği nedeniyle her birey ailesinde diyabetik bir kişi olup olmadığını bilmelidir. Yakın akrabaların geçirdikleri gebelikler ve akıbetleri hem diyabet hem de gebelik diyabeti yönünden sorgulanmalı ve araştırılmalıdır. Gebelik öncesinde ilgili tetkikler, kan şekeri kontrolü ve kilo ayarlamaları yapılmalıdır. Gebelik sırasında şeker yükleme taramalarından çekinilmemeli, zamanı geldiğinde bu taramalar gerçekleştirilmelidir” diyor. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kaspersky bağımsız testlerin %94’ünde liderliği alarak rekor kırdı

    2023 yılında Kaspersky’nin ürünleri TOP3 metriğinde lider pozisyonda yer aldı. Kaspersky yıl boyunca 100 bağımsız test ve incelemeye katıldı, ürünleri 93 birincilik ve 94 TOP3 derecesi alarak tüm yılların en yüksek sonucunu elde etti.

    TOP3 metriği, tedarikçinin bir takvim yılı boyunca bağımsız karşılaştırmalı testlerdeki başarısını yansıtan bir kıstas. Bu kıstas, şirketin teknolojik uzmanlığının değerlendirilebileceği ve uygulanan teknolojilerinin ve çözümlerinin kalitesinin ve etkinliğinin izlenebileceği anlamına geliyor. AV-Comparatives, AV-TEST, SE Labs ve diğerleri gibi çok sayıda saygın test laboratuvarından elde edilen sonuçların bir araya getirilmesine dayanan bu ölçüt, bireysel testlerin sonuçlarının ötesine geçen kapsamlı bir değerlendirme sağlayarak şirketin gerçek yeteneklerinin, sürekli gelişiminin ve yenilikçiliğinin belirlenmesini kolaylaştırıyor.

    Tüketici çözümleriyle ilgili olarak Kaspersky’nin en önemli başarılarından biri, bağımsız bir test enstitüsü olan AV-Comparatives tarafından “Yılın Ürünü” ödülünü kazanarak sektördeki en çok onurlandırılan siber güvenlik şirketi rekorunu kırması oldu. Yeni Kaspersky tüketici ürün portföyünün ana planı olan Kaspersky Standard, yedi testin tamamında en yüksek Advanced+ ödülünü alarak ve koruma, performans ve yanlış pozitiflere karşı direncin en iyi kombinasyonunu göstererek takdir edildi.

    Kaspersky’nin 2023’teki Çeşitli Bağımsız Testlerde Elde Ettiği Başarılar ve Ödüller

    Kaspersky Plus for Windows, SE Labs’ın Endpoint Security: Home 2023 testini geçerek yılın dört testinde de yüzde 100 (TOP1) ile en yüksek Toplam Doğruluk Puanını aldı. Kaspersky Safe Kids, çocuk dostu web sitelerinde sıfır Yanlış Pozitif ile pornografik web sitelerinin en az yüzde 98’ini engellediği ve çözülmemiş ciddi bir hata bulunmadığı için AV-Comparatives’in Ebeveyn Kontrolü Sertifikasını almaya hak kazandı.

    Kaspersky çözümleri ayrıca AV-TEST’ten yedi adet ‘BEST 2023’ yıllık ödülü aldı. Özellikle Kaspersky Plus for Mac, Mac güvenlik testinde bir yıl boyunca mükemmel sonuçlar elde ederek ilk kez ‘Tüketiciler için En İyi MacOS Güvenliği 2023’ ödülüne layık görüldü. Kaspersky Standard, Kaspersky Endpoint Security ve Kaspersky Small Office Security, fidye yazılım ve veri hırsızlığı yapan APT saldırılarına karşı sağladığı olağanüstü koruma ile ‘Gelişmiş Tehdit Koruması 2023’ ödülünü kazandı. Bu ödüllerin yanı sıra Kaspersky Standard, Kaspersky Endpoint Security ve Kaspersky Small Office Security, tüm bir test yılı boyunca en düşük yanlış pozitif oranlarıyla ‘En İyi Kullanılabilirlik 2023’ ödülünü aldı.

    Kaspersky Standard, Kaspersky Endpoint Security ve Kaspersky Small Office Security, koruma, performans ve kullanılabilirlik dahil olmak üzere tüm kategorilerde en yüksek puan olan 6 puanı ve ev ve iş kullanıcıları için Windows antivirüs yazılımı AV-TEST sonuçlarına göre “EN İYİ ÜRÜN” ödülünü aldı. Test süreci, gerçek dünya ve yaygın tehditlere karşı zorlu çözümler içeren iki savunma senaryosu, 5 performans ölçüm senaryosu ve yanlış pozitifler için değerlendirmeler içeriyor.

    Kurumsal çözüm değerlendirmelerinde Kaspersky Endpoint Detection and Response Expert (KEDRE), AV-Comparatives’in Endpoint Prevention & Response (EPR) testi tarafından yüzde 100 Aktif Yanıt kümülatif puanı elde ederek ödüllendirildi ve “Stratejik Lider” olarak tanındı. Çözüm ayrıca etkileyici kapsama alanı ve değerli analizler sergilediği için AV-TEST Onaylı Gelişmiş Uç Nokta Tespit ve Müdahale Sertifikası ile ödüllendirildi. Çalışma, Hafnium ve Lazarus’un taktiklerini kopyalayan bir dizi kırmızı ekip saldırısını içeriyordu. Kaspersky Endpoint Detection and Response Expert, Senaryo 1’de tam kapsamlı performans gösterdi ve Senaryo 2’de 30 teknikten 29’unu tespit etti. Ayrıca çözüm, SE Labs tarafından Kurumsal Gelişmiş Güvenlik (EDR) testinde mutlak Toplam Doğruluk Derecesine ulaşarak ve hedeflenen 16 saldırının her birini yanlış pozitif olmadan tespit ettiği için en yüksek AAA derecesini aldı.

    Ayrıca, Kaspersky Endpoint Security for Business ve Kaspersky Small Office, SE Labs’ın Enterprise Endpoint Protection 2023 karşılaştırmalı testlerinin dördünde de AAA derecesi aldı. Buna ek olarak, her iki ürün de Toplam Doğruluk Derecesi parametresinde 4 testin 3’ünde TOP1 aldı. Bir diğer başarı ise AV-Comparatives tarafından yapılan ve Kaspersky Endpoint Security’nin kurcalama saldırılarına karşı en yüksek dirence sahip olduğunu, kullanıcının sistemine ve verilerine gecikme olmaksızın güvenlik sağlayabildiğini doğrulayan Kurcalama Önleme değerlendirmesiydi.

    Kaspersky Tehdit Araştırmaları Başkanı Alexander Liskin, şunları söyledi: “Yıl boyunca çok çeşitli testlere katılmak sadece mükemmelliğe olan bağlılığımızı göstermekle kalmıyor, aynı zamanda kullanıcıların ve işletmelerin modern gereksinimlerini karşıladığımıza dair güvenimizi de pekiştiriyor. Çeşitli bağımsız değerlendirmelerden sürekli en yüksek puanları ve ödülleri alarak, kapsamlı koruma sağlama konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ettik. Bu kararlı odaklanma, günümüzün hızla gelişen dijital ortamında siber güvenlik beklentilerini karşılamakla kalmayıp daha ötesine geçmemizi sağlıyor.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Samsung Galaxy Buds Serisi, dinleyicilerine yapay zeka destekli ve kullanıcı dostu bir ses deneyimi sunuyor

    Yeni güncellemeyle Galaxy Buds Serisi, ses kalitesini en üst düzeye çıkarmanın ötesinde, kullanıcıları Samsung’un geniş ve entegre ekosistemine daha da yakınlaştırıyor. ‘Auracast’ gibi ses paylaşım deneyimini yeniden şekillendiren gelişmiş yapay zeka özellikleri, teknolojinin insanları birbirine daha da yakınlaştırma misyonunu gerçekleştiriyor.

    Samsung’un Galaxy Buds Serisi, yeni One UI 6.1 güncellemesiyle ses teknolojisindeki sınırları zorluyor ve kullanıcılarına daha da genişletilmiş bir ses deneyimi sunuyor. Güncelleme, saf ve berrak ses kalitesinin yanında, Samsung’un zengin ekosistemine daha entegre bir bağlantı sunuyor. Auracast özelliğiyle kullanıcılar akıllı telefonlarından tabletlerine sorunsuz bir şekilde ses paylaşabiliyorlar. Ayrıca, güncelleme Samsung akıllı telefonlarındaki gerçek zamanlı çeviri, 360 Ses ve Otomatik Geçiş özelliklerini de içeriyor. Bunlar, kullanıcılara dil engellerini aşma, etraflarını saran sarmal ses deneyimleri ve cihazlar arası akıllı geçişler sunarak, Galaxy Buds’ın üstün bir kullanım deneyimi sağlamasını garanti ediyor. 

    Auracast ile ses paylaşımı yeniden şekilleniyor

    Auracast, teknoloji dünyasında ses paylaşımını yeniden şekillendiren bir yenilik olarak dikkat çekiyor. Bu yeni özellik sayesinde, kullanıcılar sesleri telefon veya tablet gibi bir cihazdan Bluetooth üzerinden sınırsız sayıda yakındaki ses alıcısına aktarabiliyorlar. Bu, özellikle çoklu kullanıcılar için ses deneyimini paylaşma olanağı sunarak, teknolojik etkileşimi yeni bir boyuta taşıyor.

    Auracast, kullanıcı deneyimini üç temel bileşenle zenginleştiriyor:

    • Auracast Kaynağı: Bu bileşen, Auracast yardımcılarına yönelik yayın hakkında bilgiler vererek, cihazın hangi içeriği sunduğunu, sesin codec yapılandırmasını ve diğer teknik detayları belirtiyor. Aynı zamanda, ses akışlarını doğrudan Auracast alıcılarına iletiyor.
    • Auracast Yardımcısı: Kullanıcıların Auracast yayınlarını taramalarına ve Wi-Fi ağlarına bağlanırken kullanılanlara benzer bir arayüz üzerinden bir yayına katılmalarına olanak tanıyan bir araç olarak çalışıyor. Bu sayede, kullanıcılar evlerinde, halka açık alanlarda veya iş yerlerinde, ses paylaşımı yapılacak cihazı kolayca seçebiliyorlar.
    • Auracast Alıcısı: Kullanıcının seçtiği Auracast kaynağından gelen ses akışlarını alıyor. Bu özelliğe sahip bir cihaz kullanıldığında, kullanıcılar aralarında kesintisiz bir ses akışı sağlayabiliyorlar ve bu, özellikle çoklu kullanıcı ortamlarında çok büyük bir kolaylık anlamına geliyor.

    Ek bir avantaj olarak, kullanıcılar artık kulaklıklarını Bluetooth üzerinden doğrudan Auracast kaynağına bağlayarak ses dinleyebiliyorlar. Bu, kullanıcıların telefonlarındaki bir podcast’i veya müzik listesini, başkalarıyla aynı ortamda bulunsalar dahi kişisel bir deneyim olarak dinlemelerine olanak tanırken, aynı zamanda o sesi grup içinde paylaşma esnekliğini de sunuyor.

    Auracast’ın sağladığı bu yenilikçi özelliklerle, kullanıcılar kendi ses dünyalarını daha geniş bir çevreyle paylaşabilirken, Samsung’un teknolojisinin getirdiği bu kolaylık ve erişilebilirlik, kullanıcı deneyimini sosyal ve etkileşimli bir hale getiriyor. Bu teknoloji, kullanıcıların sesle etkileşimini sadeleştirirken, günlük yaşamlarında yeni olanaklar sunuyor.

    Otomatik Akıllı Geçiş Özelliği artık PC’leri de kapsıyor

    One UI 6.1 güncellemesi, Galaxy Buds Serisi’ndeki kullanıcı deneyimini daha da ileriye taşıyor. Bu güncelleme ile Otomatik Akıllı Geçiş özelliği, yalnızca telefon, tablet ve akıllı saat ile sınırlı olmaktan çıkıp, artık Samsung marka bilgisayarları da kapsayacak şekilde genişliyor. Bu yenilik, kullanıcıların Galaxy Ekosistem içinde daha kapsamlı ve kesintisiz bir ses deneyimi yaşamasına olanak sağlıyor. 

    Bu yeni güncelleme ile Samsung, bu özelliği Galaxy Book4 Serisi de dahil olmak üzere bilgisayarlara taşıyarak, kullanıcıların Samsung cihazlarında üstün ses özelliklerini sorunsuz bir şekilde deneyimlemelerini sağlıyor.

    Dil bariyerlerini aşarak küresel iletişimi yeniden tanımlanıyor

    Galaxy Buds, Galaxy S24 Serisi’nde yer alan gelişmiş gerçek zamanlı çeviri özellikleri ile entegre bir şekilde çalışıyor. Bu iş birliği sayesinde, dünya genelindeki insanlarla etkileşim kurmak her zamankinden daha kolay ve akıcı hale geliyor. Galaxy Buds ile eşleştirildiğinde, S24 Serisi’nin ‘Çevirmen’özelliği, konuşulan kelimeleri anında algılayıp ayrıştırarak, kullanıcıların karşılıklı konuşmalarını kesintisiz bir şekilde sürdürmelerine olanak tanıyor. 

    Kulaklıklar, çevirileri anında kullanıcıya ileterek, farklı dilleri konuşan kişiler arasında doğal ve akıcı bir diyalog kurulmasını sağlıyor. Bu, özellikle iş dünyasında, turizmde veya herhangi bir uluslararası etkileşimde devrim yaratıyor. Kullanıcılar artık karmaşık çeviri cihazlarına veya uygulamalara ihtiyaç duymadan, konuşmalarını doğrudan Galaxy Buds aracılığıyla gerçekleştirebiliyor. 

    Samsung, Galaxy Buds Serisi’ni geliştirmeye devam edecek

    Yeni yazılım güncellemesi, Galaxy AI özelliklerinin son eklemeleriyle birlikte geliştirilmiş bağlantı özellikleri sağlıyor ve Galaxy Buds2 Pro, Buds2 ve Buds FE modellerinde kullanılabiliyor. Samsung, sıradışı ses deneyimleri yaşatmak için Galaxy Buds Serisi’ni geliştirmeye devam edecek.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İstanbul Okan Üniversitesi’nden sürdürülebilirlik iş birliği protokolü

    İstanbul Okan Üniversitesi ile Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası arasında Sürdürülebilirlik İş Birliği Protokolü imzalandı. Üniversitenin Tuzla Kampüsünde gerçekleşen protokol töreninde İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Işıl Okan Gülen, Rektörü Prof. Dr. Güliz Muğan, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop ve Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız yer aldı.

    İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan “İş yaşamına en yakın üniversite vizyonumuz doğrultusunda Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası gibi güçlü ve değerli bir kurumla iş birliğimizi başlatıyoruz. Sürdürülebilirliği önemsiyoruz. Doğaya saygılı, sürdürülebilir kampüs hedefimiz kapsamında Tuzla Kampüsümüzde 9.000 m²’lik çatı alanında, 2.235.000 kWh yıllık elektrik üretimi yapan, böylelikle Üniversitemizde yıllık tüketilen elektrik miktarının yaklaşık %40’nı karşılayan güneş enerjisi sistemimiz bulunuyor. Bu sayede yıllık yaklaşık 1143,09 ton karbon emisyonunun engellenmesine, 7452 adet ağacın kurtulmasına katkıda bulunuyoruz” diye konuştu.

    İstanbul Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güliz Muğan “Türkiye’deki üniversiteler arasında bir ilk olma özelliğini taşıyan Sürdürülebilirlik ve İnovasyon Merkezi’mizin öncülüğünde gerçekleşen bu protokolle sürdürülebilirlik hedeflerimiz için önemli bir adım daha attık” ifadesinde bulundu.

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Bankamızın sürdürülebilir kalkınma vizyonuyla birlikte ülkemizin çevresel, sosyal ve ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle hem topluma hem çevreye katkı sağlamaya devam ediyoruz. Akademik bilgi birikimini sürdürülebilirlik alanına aktarmak amacıyla üniversitelerle gerçekleştirilen iş birlikleri de bizim için oldukça kıymetli. İstanbul Okan Üniversitesi’yle hayata geçirdiğimiz iş birliği sayesinde bu katkıyı artıracağımıza inanıyoruz” dedi.

    Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız ise, “Ülkemizin kalkınma finansmanı kuruluşu olarak, sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda yeşil ve sürdürülebilir projelere yatırım yapılmasında öncü bir rol oynamak en önemli misyonumuz. İstanbul Okan Üniversitesi ile hayata geçirdiğimiz bu iş birliği sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda büyük önem arz ediyor” dedi. 

    İstanbul Okan Üniversitesi ile Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası arasında yapılan iş birliği ile iklim dostu kampüs uygulamaları, sosyal etki çalışmaları, iklim değişikliğini önleme ve adaptasyona yönelik araştırma geliştirme faaliyetleri, döngüsel ekonomi, enerji, su ve atık yönetimi gibi birçok farklı alanda etki ve fayda yaratılacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Escarus Bir Kez Daha “Green Bond Principles” Danışma Kurulu’nda Yerini Aldı

    Escarus uluslararası Green Bold Principles (GBP / Yeşil Tahvil Prensipleri) 2024 Danışma Kurulu üyeliğine seçildi.

    2019 yılında GBP Danışma Kurulu’na Türkiye’den seçilen tek şirket olan Escarus, 2024 yılında üçüncü kez Türkiye’yi temsil eden tek kurum olarak kuruldaki yerini aldı. Stratejik çözümlerle sürdürülebilir yaklaşımların Türk iş dünyasında yaygınlaşmasını hedefleyen uzman bir danışmanlık şirketi olarak GBP Danışma Kurulu’na tekrar seçilmekten mutluluk duyduklarını belirten Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, bu önemli sorumluluğun Escarus’a duyulan güvenin bir tescili olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin kalkınma yolcuğunda sürdürülebilirliğin temel prensip haline gelmesi yönündeki çalışmalarına kararlılıkla devam edeceklerini vurguladı.

    Escarus, Green Bond Principles (GBP / Yeşil Tahvil Prensipleri) 2023-2024 Danışma Kurulu üyeliğine üçüncü kez seçildi. Yeşil tahvil ve sürdürülebilir finans dünyasındaki çalışma ve gelişmeler konusunda GBP İcra Kurulu’na görüş veren, sektörel deneyimlerini paylaşan bir yapı olarak görev yapan global organizasyonun danışma kuruluğu üyeliğine ilk kez 2019 yılında seçilen şirket, 2023- 2024 yılı danışma konseyinde yer alan 45 üyeden biri oldu.

    Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, “2019 ve 2021 yıllarının ardından üçüncü kez GBP Danışma Kurulu’nda yer almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Her yıl seçimlerle yenilenen danışma kurulu, gelişmekte olan piyasalarda yeşil ve sürdürülebilir tahvil uygulamalarının çeşitlenmesi konusuna odaklanıyor. Bu doğrultuda biz de Escarus olarak, geniş bir coğrafyayı temsil eden çok sayıda ülke temsilcileri arasından belirlenen 45 şirketten biri olmayı başardık. Bu takdiri, TSKB’nin 40 yıla yakın zamandır kararlılıkla uyguladığı derin sürdürülebilirlik uzmanlığından beslenerek yenilikçi bir bakış açısıyla sunduğumuz danışmanlık hizmetlerimize borçluyuz” dedi. Danışma Kurulu’nda Escarus’u temsilen yer alan Escarus Direktörü Melis Bitlis “Kurulda Escarus’a üçüncü kez layık görülen bu misyon şirketimize duyulan güvenin de somut bir göstergesi. Önümüzdeki dönemde de ülkemizin düşük karbonlu ekonomiye geçişini hızlandırmak amacıyla sürdürülebilir finans dünyasını destekleyerek bu güveni ileriye taşıyabilmek için elimizden gelen tüm gayretle çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.

    GBP Danışma Kurulu, küresel piyasada sürdürülebilir finans alanında pazar farkındalığını ve erişimi artırarak daha fazla etkileşime imkân sağlama rolünü üstleniyor. Üyeler gönüllü başvurular sonucunda, her yıl yenilenebilen bir yıllık dönem için İcra Komitesi tarafından seçiliyor. Seçimler, kurul üyeleri ve gözlemcilerinin yanı sıra; borsalar, veri sağlayıcıları, derecelendirme kuruluşları, dış incelemeciler, hukuk firmaları ve sivil toplum gibi kilit piyasa paydaşlarının dengeli bir temsiline dayanıyor. Danışma Kurulu, GBP İcra Komitesi’ni yeşil ve sürdürülebilir tahvil dünyasındaki güncel gelişmeler ve trendler konusunda bilgilendirme ve yönlendirme görevini üstleniyor.  

    Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı A.Ş.) Hakkında

    2011 yılında faaliyetlerine başlayan Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı A.Ş.), deneyimli ve profesyonel kadrosuyla sürdürülebilirlik çözümleri geliştirerek danışmanlık hizmeti vermek ve dünyada kabul görmüş uluslararası çevresel ve sürdürülebilir yaklaşımları Türk iş dünyasına entegre etmek üzere kurulmuş bir TSKB iştirakidir. Escarus, TSKB’nin 2000’li yılların başından beri başarıyla uyguladığı sürdürülebilirlik yaklaşımının bir kültür haline gelmesi ve bu birikimin Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir kalkınmasını desteklemek için paylaşılması amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Escarus, konusunda uzman danışmanlar ve firmalar ile kurduğu ortaklıklar sayesinde müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunmayı hedefleyen bir şirket olarak faaliyet göstermektedir. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • AB Parti İBB Adayı Mutlu: Önceliğimiz deprem, gençler ve trafik

    Adalet Birlik Partisi (AB Parti) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Muharrem Mutlu, Ulusal Kanal’a konuk olarak İstanbul için projelerini açıkladı. İstanbul’un en önemli sorunlarının deprem, gençlerin sorunları, hayat pahalılığıyla birlikte ulaşım ve trafik olduğunu söyleyen Mutlu; bunlarla ilgili çok somut önerileri ve projeleri olduğunu söyledi.

    Bu ana sorunların dışında vegan vejetaryen talepler, sokak hayvanlarıyla ilgili projeleri olduğunu söyleyen Mutlu; bu konularla ilgili çözüm önerilerini anlattı.

     

    SİYASETÇİLERİN OLMADIĞI BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM KURULU

    Depremin bir milli güvenlik sorunu olduğunu, Türkiye’nin sanayisini ve nüfusunun çok önemli bir kısmını barındıran İstanbul’un yıkımının ülkemizin bağımsızlığının kaybıyla dahi sonuçlanabileceğini vurgulayan Mutlu; 1 Nisan itibariyle göreve geldikleri takdirde ilde bir kentsel dönüşüm kurulu kuracaklarını açıkladı.

    Bu kurulda siyasetçilerin ağırlığını yok denecek kadar azaltarak sivil toplumun, hocaların, meslek odalarının ağırlıkta olduğu bir kurul oluşturacaklarını söyledi. Bu kurulun riskli

    alanlardan az riskli alanlara doğru genişleyen bir kentsel dönüşüm modeli uygulayacağını söyleyen Mutlu, dönüşüm modelinde yıkıp yeniden yapmadan çok güçlendirmeye ağırlık verileceğini vurguladı.

    Siyasetçilerin mümkün olduğunca az temsil edildiği bu kurulun bir görevinin de yenileme çalışmalarıyla oluşan rantı paydaşlarına dağıtmak olacağını söyleyen Mutlu, beklentilerinin rantın yüzde 75’inin paydaşlarına dağıtılması, yüzde 25’inin de kamuya aktarılması olduğunu söyledi.

     

    ‘MESELE BÜTÇE DEĞİL, ÖNCELİKLENDİRME…’

    Çocukların doğru beslenmesinin sağlıklı gençler yetiştirmek için önemine işaret eden Mutlu, göreve geldiğinde İstanbul’daki tüm devlet okullarında okul yemeği uygulamasına başlayacaklarını söyledi. Mutlu, 132 ülkeden büyük İstanbul’un büyükşehir belediyesinin bütçesinin önceliklendirmeler doğru yapıldığı takdirde bu tür projeleri rahatlıkla finanse edebileceğini açıkladı. Geleceğin için geri dönüştür projesiyle elde ettikleri gelirin 4’te 3’ünü okul aile birliklerine bağışlayacaklarını söyleyen Mutlu, kuracakları tarım okulu ve bilişim okuluyla genç çiftçiler ve yazılımcılar yetiştireceklerini vurguladı.

     

    5 YILDA 900 KM RAYLI SİSTEM, 122 KM TÜNEL

    Trafik sorununun çözümünün raylı sistemde olduğunu belirten Mutlu, İstanbul’un bin 200 kilometre raylı sisteme, 200 kilometre de tünele ihtiyacı olduğunu söyleyerek şu anda şehirde 340 km raylı sistem bulunduğunu açıkladı. Göreve geldiği takdirde 340 kilometrelik raylı sistemi 900 kilometreye çıkaracağını söyleyen Mutlu, 22 kilometrelik tüneli de 122 kilometreye çıkaracaklarını vaat etti. Bu projelerin finansmanı için yap-işlet-devret modelinin değil, yap-kirala-devret modelinin daha uygun olduğunu tespit ettiklerini açıklayan Mutlu, İstanbul’un ulaşım problemini 5 yıl içinde çözeceklerini vurguladı.

     

    ‘KENT HER ANLAMDA BİR KAOS VE KARMAŞAYA TESLİM’

    Mutlu, programda ayrıca İmamoğlu yönetimine seçim döneminde belediyenin kaynaklarının usulsüz kullanımıyla ilgili eleştiriler yöneltti. İBB Bülteni’nin “İmamoğlu bültenine çevrildiğini” vurgulayan Mutlu, İmamoğlu’nun seçim vaatlerinin, yapılacak işler adı altında bültene dahil edildiğini belirterek savcıları göreve davet etti.

    İBB’nin 977 bin İngiliz sterlinine tablo almasını da sert bir dille eleştiren Mutlu, o parayla yeni öğrenci yurdu ya da kent lokantası açılabileceğini, belediyenin Kültür Bakanlığı’nın yapması gereken bir işi yaptığını belirtti.

    İBB’nin bütün imkanlarının seçim propaganda döneminde kullanıldığını söyleyen Mutlu, yıllarca AK Parti’nin bu konuda eleştirildiğini, ama İmamoğlu yönetiminin de aynı şeyi yaptığını söyledi.

    İmamoğlu’nun sadece İBB Başkanı gibi değil, CHP’nin eş genel başkanı gibi davrandığını da vurgulayan Mutlu, bunun usulsüz olduğunu belirtti.

    İstanbul’un mutluluk endeksinde 133’üncü sıradan 137’ye düştüğünü söyleyen Mutlu, kentin her anlamda bir kaos ve karmaşaya teslim olduğunu belirtti. İstanbul’da son 5 yıl içinde trafik sıkışıklığının yüzde 55’ten yüzde 62’ye çıktığını söyleyen Mutlu, sıkışıklığın yüzde 65’e çıktığı noktada kentin trafiğinin tamamen kilitleneceğini vurguladı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • En dayanıklı atlar 120 km’lik parkurda yarıştı

    Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın spor alanındaki çalışmaları ile ulusal ve uluslararası şampiyonalara ev sahipliği yapan ‘Sporun Başkenti Kocaeli’, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Atlı Dayanıklılık Yarışmalarına da ev sahipliği yaptı.

    Türkiye Binicilik Federasyonu’nun Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlediği Türkiye Atlı Dayanıklılık Şampiyonası, Gebze Atlı Spor Kulübü Atlı Dayanıklılık yerleşkesi İstanbul Park Orman’da gerçekleştirildi. Heyecanlı ve bir o kadar da performansa dayalı çekişmeli geçen şampiyonaya 22 kulüpten 65 at ve sporcu katıldı.

     

    SPORUN VE SPORCUNUN BAŞKENTİ KOCAELİ

    Sporun ve sporcunun başkenti Kocaeli vizyonu ile Başkan Büyükakın’ın destekleriyle her yıl daha fazla organizasyonla çıta ve başarılarını katlayarak büyüttüklerini belirten Gebze Atlı Spor Kulübü Başkanı Halit İpek, “Nisan ayında yapılacak Ulusal Atlı Dayanıklılık ile mayıs ayında yapılacak olan FEI Uluslararası Atlı Dayanıklılık yarışmalarında da kulübümüz Atlı Dayanıklılık branşının İstanbul Park Orman yerleşkesinde yapılmasını sağlaması amacıyla desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın olmak üzere, Türkiye Binicilik Federasyonu Başkanımız Hasan Engin Tuncer, Kocaeli Amatör Spor Kulüpleri Federasyon Başkanı Murat Aydın ve Gençlik ve Spor Daire Başkanı Ali Yeşildal, katılım sağlayan ve katkılarda bulunan hakem ve veteriner heyetine, sporcu ve atlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

     

    DERECEYE GİREN SPORCULARA ÖDÜL

    Açık ve güneşli bir havada gerçekleşen yarışmalarda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tüm sporcu ve katılımcıların için her türlü destek sağlarken yarış güzergah zeminin yumuşak olması sporcu ve atların çok keyifli bir yarış çıkarmalarını da sağladı. Renkli görüntülerin sahne olduğu yarışmalarda dereceye girenlerin ödüllendirildiği 2 gün süren yarışlarda atlar, toplam 120 kilometrelik parkurda koştu. Her 40 kilometreden sonra veteriner kontrolüne giren atlar, sağlık durumlarının elvermesi durumunda yarışa devam edebildi. Performansa dayalı yarışları kulüp başkanları, sporcular ve aileleri izledi. Yarışlar sonunda dereceye giren sporculara ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi.

     

    Yarışmalarda dereceye giren sporcular şöyle oluştu;

    20 Km AD K (Kalifikasyon)

    1- Alperen Demir /Ak Tolgalı

    2- Ulrike Nöth / Alula

    3- Polat Yavuz / Arapadem

    4- Cem Çavuşlu / Büyük Selluma

    5- Bengisu Altınköprü / Gloria

    6- Ebru Beden / Gökbey

    7- Pınar Eroğlu / Güdük

    8- Şakir Tarık Çakır / Ispartalı

    9- Kadir Fedai / Kaçanadam

    10- Nihat Eray Torun / Tokyo

    11- Mustafa Özlütürk / Zirvezra

    12- Erkan Demir / Altay

    13- Özgür Aslan /Adilhan

    14- Zeynep Çavuşlu / Boncuğum

    15- Kayra Aranmış /Cındy

    16- Mustafa Aras Ünal / Don Diego

    17- Nazlı Özyavru / Lale Devri

    18- Turan Bahadır Torun / Roadrunner

    19- Erdal Bülbül / Demir

    20- Savaş Baytok /Sijanım

    21- Mina Beren Gültekin / Spirit

    22- Toprak Ali Alcan / Suvarkaya

    23- Esma Çetin / Şanlı

    24- Kemal Kargılı / Yelkenci

    25- Malika Şirin / Zidan

    26- Melike Kavram / Pich Edmund

     

    K1 KATEGORİSİNDE (40 KM)

    1- İrem Kavraz /Lavinia

    2- İsmail Can Çetinkaya / Sakarya

    3- Fatih Aslan /Özkara

    4- Ömer Atar / Akiona

    5- Mehmet Turna /İlkateş

     

    K2 KATEGORİSİNDE (60 KM)

    1- Mete Aysel / Mika

    2- İsmail Varol / Tulpar

    3- Hüseyin Berat Kömür / Camuzdevranı

    4- Ferhat Büşra Deler / Ala

    5- Cem Çapur /Afet

     

    K3 KATEGORİSİNDE (80 KM)

    1- Ennur Topkaya / Çelikyele

    2- Aytaç Uzun / Cengo

    3- Yiğit Kerem Kömür / Bella

    4- Volkan Çapur / Efulim

    5- Kerem Cırık / Mavi

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başa dön tuşu