Gün: 28 Mart 2024

  • Çinliler yapay zekâ sayesinde Türkçe dahil birçok dilde tanıtım yapmaya başladı

    “Dünyanın süpermarketi” olarak bilinen Yiwu’daki satıcılar, yapay zekâ (AI) teknolojisinden faydalanarak farklı ülkelerden müşterilerine ürünlerini Türkçe dâhil 36 dilde tanıtıyor. Çin’in güney kesimindeki Zhejiang eyaletinde yer alan Yiwu, dev toptan satış pazarıyla “dünyanın süpermarketi” olarak nitelendiriliyor.

    Yiwu, son yıllarda yapay zekâ (AI) teknolojisinin desteğiyle uluslararası rekabet gücünü artırmaya çalışıyor. Yiwu Uluslararası Ticaret Şehri’nde geçen yıl yapay zekâ hizmet platformu satıcıların kullanımına sunuldu. Platform sayesinde, Yiwu’daki satıcılar Çince hazırladıkları videoları kendi ihtiyaçları doğrultusunda kolaylıkla birden fazla dilde paylaşabiliyor.

    Verilere göre şu an Yiwu’da 10 binden fazla satıcı, yapay zekâ teknolojisini kullanarak ürünlerini satıyor. Kısa videolar hazırlamak, ürün fotoğrafı çekmek ve hatta ürün tasarımı yapmak çok daha kolaylaştı.

    Yiwu Uluslararası Ticaret Şehri’nde mağazası bulunan Fu Miaoling, yapay zekâ teknolojisinden faydalanarak, tüm dünyadan müşterilere ulaşabildiğini söyledi. Fu, “Bu etkili ve akıllı yöntem, tüccarlarımızın dış ticaretteki dil engelini aşmalarına yardımcı olabilir. Çince içeriği Türkçe, İngilizce, Rusça, İspanyolca ve Arapça dâhil 36 dile dönüştürerek, iş birliği yaptığımız ülke ve bölgelerin sayısının artmasını sağlayabilir. Yapay zekâ, müşterilerden fiyat teklifi ve sipariş almamıza, ürün görselleri ve detaylı sayfalar oluşturmamıza, iletişim maliyetlerini azaltmamıza, ayrıca pazarlamanın etkisini ve iş verimliliğini artırmak için sanal portreler ve videolar oluşturmamıza da kolaylık sağlıyor.” diye konuştu.

    100’den fazla ülkeden 15 bini aşkın girişimciye ev sahipliği yapan Yiwu, onlarca yıllık gelişme sürecinin ardından yaklaşık 2,1 milyon ürün çeşidiyle küçük emtiaların üretimi ve toptan satışı bakımından dünyadaki önemli bir merkez hâline geldi. Yiwu Gümrüğü’nden edinilen bilgiye göre kentin toplam ithalat ve ihracatı, 2023’te yıllık bazda yüzde 18,2 artışla 566 milyar yuana (yaklaşık 80 milyar dolar) çıktı.

    Hibya Haber Ajansı

  • Biden: “Ne kadar sürerse sürsün Baltimore halkının yanında olacağız”

    ABD Başkanı Joe Biden, Ulaştırma Sekreteri Buttigieg ve Korgeneral Gautier ile bir araya geldi.

    Biden, Baltimore’un Francis Scott Key Köprüsünün çökmesine ilişkin görüşme gerçekleştirdi. ABD Başkanı Biden açıklamasında, “Bugün önceki günlerde, Ulaştırma Sekreteri Buttigieg ve Korgeneral Gautier ile Baltimore’un Francis Scott Key Köprüsünün çökmesine koordineli bir yanıtı tartışmak için bir araya geldim. Baltimore halkının yanında olacağız, ne kadar sürerse sürsün.” ifadelerine yer verdi.

    Hibya Haber Ajansı

  • Xi Jinping: “Çin’in teknolojik ilerlemesi durdurulamaz”

    Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Hollanda Başbakanı Mark Rutte‘ye Çin’in teknolojik ilerlemesinin durdurulamayacağını söyledi.

    Xinhua Haber Ajansına göre Xi, “Çin halkının da meşru kalkınma hakları vardır ve hiçbir güç Çin’in bilimsel ve teknolojik ilerleme hızını durduramaz.” dedi.

    Xi, Çin’in “kazan-kazan yaklaşımını sürdürmeye devam edeceğini” söyledi.

    Çin ve Hollanda arasındaki ilişkiler, Hollanda’nın ABD ile birlikte, askeri amaçlarla kullanılabileceği endişesiyle Çin’e gelişmiş çip teknolojisi ihracatını engellemesinden bu yana gerilmiş durumda.

    Yarı iletken çipler, akıllı telefonlardan otomobillere kadar her şeyde bulunabilen kritik bileşenlerdir.

    Hollandalı teknoloji devi ASML‘nin Çin’e aşırı ultraviyole litografi makineleri ihraç etmesi yasaklandı, şu anda bu tür makineleri üretebilen tek şirket o. Bugüne kadar Çin’e tek bir EUV makinesi bile göndermedi.

    Foreks Haber Merkezi

  • Rusya’nın Harkiv saldırısında yeni bomba kullandığından şüpheleniliyor

    Ukrayna’daki çatışmaların son dönemde tırmanması üzerine Kharkiv’deki yerel yetkililer, Rus güçleri tarafından yeni bir tür güdümlü bomba kullanılmış olabileceğini bildirdi. Çarşamba günü meydana gelen saldırıda en az bir kişi hayatını kaybederken, aralarında dört çocuk ve üç aylık bir bebeğin de bulunduğu 19 kişi de yaralandı.

    Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy saldırıyı “Rus terörü” olarak kınarken, Kharkiv bölge polisi başkanı Volodymyr Tymoshko silahı UMPB D-30 olarak tanımladı. Timoşko UMPB D-30’u güdümlü hava bombası ile füze arasında bir melez olarak tanımladı ve “uçan bomba” olarak nitelendirdi. Bölge valisi Oleh Synehubov da Rusların yerleşim bölgelerinde modifiye edilmiş bombaları test ediyor olabileceğini belirtti.

    Synehubov’un Telegram’daki açıklamalarına göre saldırılar önemli hasara yol açmış, iki konut ve bir sağlık kurumu kısmen yıkılmış, aralarında bir eğitim tesisinin de bulunduğu toplam 14 bina hasar görmüştür.

    Kharkiv Belediye Başkanı Ihor Terekhov, gece yarısından sonra bir restoranı tahrip eden ve bitişikteki bir binaya zarar veren başka bir saldırı daha bildirdi. Neyse ki bu olayda yaralanan olmadı.

    Kharkiv bölgesi savcıları da Kharkiv’in güneydoğusundaki Borova kasabasında 12 yaşında bir çocuğun Rus bombardımanı nedeniyle öldüğü trajik bir olayı bildirdi. Saldırıların ardından bir konut binasının ağır hasar gördüğü, pencerelerinin patladığı ve balkonlarının harabeye döndüğü görüldü. Kateryna Velnychuk adlı bir görgü tanığı, saldırı sırasında yaşadığı üzücü deneyimi anlatırken, bazı kişilerin şarapnel yaraları aldığını ve bir kişinin öldüğünü belirtti.

    Büyük kalibreli güdümlü bombaların kullanılması, iki yılı aşkın süredir devam eden savaş boyunca sık sık füze ve insansız hava araçlarıyla hedef alınan Kharkiv için yeni bir gelişme. Devlet Başkanı Zelenskiy, Ukrayna’nın müttefiklerinden Kharkiv ve saldırı altındaki diğer şehirlerin semalarını korumak için daha fazla hava savunma sistemi ve savaş uçağı talep etti.

    Rusya yeni bombanın kullanımı hakkında yorum yapmadı ve savaşın neden olduğu yaygın yıkım ve can kaybına rağmen sivilleri hedef aldığını inkar etmeye devam ediyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Putin Ukrayna’daki çatışmada F16’ların etkisini reddediyor

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Çarşamba günü askeri pilotlara hitaben yaptığı konuşmada, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya olası F-16 savaş uçağı tedarikinin devam eden çatışmanın dinamiklerini değiştirmeyeceğini ifade etti. Moskova’nın kuzeybatısında düzenlenen bir toplantıda Putin, F-16’ların nükleer silah taşıma kapasitesine sahip olmalarına rağmen, Rusya’nın diğer askeri teçhizat gibi onları da hedef alıp imha edeceğinden, savaş alanındaki varlıklarının oyun değiştirici olmayacağını kabul etti.

    Putin’in yorumları, görüşmelerin sürdüğü ve pilot eğitiminin devam ettiği anlaşılan Ukrayna’ya F-16’ların potansiyel tedarikine yanıt olarak geldi. Putin, bu savaş uçaklarının başka ülkelerdeki havaalanlarından kullanılması halinde, bulundukları yere bakılmaksızın Rusya tarafından meşru hedef olarak kabul edileceklerini vurguladı.

    Rus liderin açıklamaları, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba’nın günün erken saatlerinde yaptığı ve Ukrayna’nın uçakları önümüzdeki aylarda teslim almayı beklediğini belirten açıklamalarını izledi. İki yılı aşkın bir süredir Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna uzun bir süredir F-16 arayışı içindeydi.

    Aralarında Belçika, Danimarka, Norveç ve Hollanda’nın da bulunduğu çok sayıda ülke Ukrayna’ya F-16 hibe etme taahhüdünde bulundu. Ayrıca bir koalisyon ülkesi de bu jetlerin kullanımı için Ukraynalı pilotların eğitimine yardımcı olmayı kabul etti. Putin’in yorumları Rusya’nın Batılı müttefiklerinin Ukrayna’ya askeri desteğini arttırma ihtimaline karşı tutumunu yansıtıyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Ford ve GM, Baltimore köprüsünün çökmesi üzerine sevkiyatları yeniden yönlendiriyor

    Bir konteyner gemisinin çarpışmasının ardından Francis Scott Key Köprüsü’nün çökmesi, Baltimore Limanı’na gemi erişimini engelledi, ancak uzmanlar bunun ABD’de önemli bir yeni tedarik zinciri krizine veya mal fiyatlarında bir artışa yol açmayacağına inanıyor. Ekonomistlere ve lojistik uzmanlarına göre, rakip Doğu Yakası limanları, herhangi bir kargo trafiği taşmasını idare etmek için yeterli kapasiteye sahip.

    New York’tan Georgia’ya kadar uzanan liman yetkilileri, Salı gününden bu yana Baltimore’a bağlı kargoları yeniden yönlendirmek isteyen nakliyecilerin sorularını aktif bir şekilde yanıtlıyor. Virginia Limanı sözcüsü Joe Harris, “Yardım etmeye hazırız. Konteyner trafiğindeki her türlü artışı karşılayacak yeterli kapasiteye sahibiz” dedi. Norfolk merkezli liman, Savannah ve Brunswick, Georgia’daki limanlarla birlikte, Georgia Limanlar İdaresi’nden bir temsilcinin de teyit ettiği üzere, ilave yük almaya hazır.

    Bu durum, 2021 ve 2022’de yaşanan ve salgın sonrası ithal mallara olan talebin artmasıyla enflasyon ve fiyat artışlarına yol açan sıkışık, yetersiz personelli limanlar ve tedarik zinciri kesintileriyle keskin bir tezat oluşturuyor. Son on yılda Doğu Yakası liman kapasitelerinin genişletilmesi için milyarlarca dolar yatırım yapıldı ve Baltimore’un kapatılması bazı işletmeler için zaman ve maliyetleri artırabilirken, ekonomistler önemli bir makroekonomik etki öngörmüyor.

    Oxford Economics’in baş ABD ekonomisti Ryan Sweet, “Maryland’deki Francis Scott Key Köprüsü’nün çökmesi, ABD’nin tedarik zinciri şoklarına karşı kırılganlığını bir kez daha hatırlattı, ancak bu olayın Baltimore ekonomisi üzerinde ulusal ekonomiden daha büyük ekonomik etkileri olacak” dedi. Ticaret veya taşımacılıktaki aksaklıkların ABD GSYİH rakamlarında görünür olmasının beklenmediğini ve enflasyon üzerindeki etkilerinin asgari düzeyde olduğunu da sözlerine ekledi.

    Ancak Baltimore Limanı’nın işgücü, kapanmanın birkaç günden fazla sürmesi halinde önemli etkilerle karşı karşıya kalabilir. Baltimore’daki Uluslararası Uzakyol İşçileri Birliği 333. Bölge Başkanı Scott Cowan, liman işçilerinin gündelikçi olduğunu ve istihdam için aktif kargo hareketine bağlı olduklarını vurguladı. Tahminen bir hafta boyunca mevcut envanterin temizlenmesi için çalışılacağından, limanın uzun süre kapalı kalması günlük 2 milyon dolar gibi önemli bir ücret kaybına yol açabilir.

    Maryland Valisi Wes Moore’un ofisine göre liman, 15.000’den fazla işi doğrudan destekleyen ve liman faaliyetlerine bağlı 140.000 işi dolaylı olarak etkileyen kritik bir ekonomik motordur.

    İthal araçlar ile tarım ve inşaat ekipmanlarının ihracatında nakliye maliyetlerinin artma potansiyeli özellikle endişe vericidir. Baltimore, 2023 yılında 750.000’den fazla otomobil ve hafif kamyonu elleçlemiş olmasıyla araç sevkiyatları için ABD’nin önemli bir limanıdır. Ford Motor Co (NYSE:F) ve General Motors (NYSE:GM) bazı sevkiyatlar için yeniden yönlendirme planlarını açıklayarak etkiyi en aza indirirken, Volkswagen (ETR:VOWG_p) Sparrows Point araç terminalinin konumu nedeniyle etkilenmedi.

    Araç fiyatlarında artış olasılığı, otomotiv stoklarının Mayıs 2020’den bu yana görülmeyen seviyelere yükselmesi ve yüksek faiz oranlarının talebi baskılamasıyla satış teşviklerinin artmasıyla hafifliyor.

    Flexport CEO’su Ryan Peterson, Baltimore’un 1,1 milyon yirmi fit eşdeğer birim olan ve ABD’de 12. sırada yer alan konteyner trafiğinin, konteyner fiyatlarında ve nakliye maliyetlerinde önemli değişikliklere neden olma ihtimalinin düşük olduğuna dikkat çekti.

    Özetle, köprünün çökmesi yerel bir ekonomik zorluk teşkil etse ve nakliye rotalarının yeniden değerlendirilmesine neden olsa da, Doğu Yakası limanlarının kargo trafiğinin yeniden dağıtımını idare edebilecek donanıma sahip olmasıyla ulusal tedarik zincirinin dirençli kalması bekleniyor.

    InvestingPro İçgörüleri

    Baltimore Limanı Francis Scott Key Köprüsü’nün çökmesinin ardından yaşananlarla uğraşırken, sevkiyatların yeniden yönlendirilmesiyle ilgili olarak adı geçen kilit şirketlerden biri olan General Motors (NYSE:GM) yatırımcılar için ilginç bir durum arz ediyor. InvestingPro verilerine göre, GM 50,8 milyar dolarlık bir piyasa değerine sahip ve 6,01 gibi düşük bir fiyat/kazanç (F/K) oranıyla işlem görüyor. 2023’ün 4. çeyreği itibariyle son on iki ay için bu oran 5,04 gibi daha da cazip bir seviyeye iniyor. Bu, hisse senedinin kazançlarına göre değerinin altında olabileceğini göstermektedir. Ayrıca, aynı dönem için 0,26 olan PEG oranı, kazanç katsayısına göre büyüme potansiyeline işaret etmektedir.

    GM için InvestingPro İpuçları, değer yatırımcıları için cazip olabilecek güçlü bir serbest nakit akışı getirisini ve düşük bir kazanç katsayısını vurgulamaktadır. Dahası, şirket yönetimi aktif olarak hisse geri alımı yapıyor, bu da hissenin değerinin düşük olduğuna inandıklarının bir işareti. Analistler de önümüzdeki dönem için kazançlarını yukarı yönlü revize ederek şirketin finansal performansına ilişkin olumlu bir hava estirdi. Bu ölçümleri daha fazla incelemek isteyenler için InvestingPro’yu ziyaret ederek bulabilecekleri ek InvestingPro İpuçları mevcuttur. Aslında, InvestingPro’da GM için listelenen ve yatırımcılar için kapsamlı bir analiz sunan 13 ipucu daha var.

    GM’nin finansal sağlığını ve hisse senedi potansiyelini daha derinlemesine incelemek için INVTROZEL1A kupon kodunu kullanarak InvestingPro aboneliğinde %20’ye varan indirim elde edebilirsiniz. Bu promosyon, bilinçli yatırım kararları almaya yardımcı olabilecek zengin bilgi ve içgörülere erişim sağlar.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Japonya 2035 yılına kadar yeni nesil yolcu uçaklarını hizmete sokmayı hedefliyor

    Japonya 2035 yılına kadar yeni nesil yolcu uçaklarını hizmete sokmayı hedefliyor.

    Kaynakların Çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre Japonya, Mitsubishi Heavy Industries Ltd. liderliğindeki ülkenin ilk yolcu jetini geliştirme projesinin başarısız olmasının ardından yerli bir endüstri kurma girişiminde bulunarak 2035 yılı civarında yeni nesil bir yolcu uçağını piyasaya sürecek.

    Kaynaklar, Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı ile özel sektördeki birkaç şirketin proje üzerinde birlikte çalışacağını ve önümüzdeki 10 yıl içinde yaklaşık 5 trilyon yenlik (33 milyar dolar) bir yatırımı paylaşacaklarını söyledi.

    Karbonsuzlaştırılmış ulaşım seçeneklerine yönelik artan baskı inovasyonu teşvik ettiğinden, yeni uçaklar diğer seçeneklerin yanı sıra hidrojenle de beslenebilir ancak geleneksel jet yağıyla değil. Küresel hava yolları son yıllarda atık gıda yağı ve bitkilerden elde edilen sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) kullanmaya başladı.

    Bakanlık yetkililerine göre uçak endüstrisinin, Japonya için bir büyüme itici gücü olması ve yerli bir uçağın bir dizi yerli bileşen tedarikçisine fayda sağlaması bekleniyor.

    Mitsubishi Heavy, Japonya’nın SpaceJet adı verilen ilk yerli yolcu jetini piyasaya sürmeye yönelik bir önceki projenin fişini, know-how eksikliği ve artan maliyetleri gerekçe göstererek geçen yıl çekti.

    Daha önce Mitsubishi Bölgesel Jet olarak bilinen SpaceJet’in geliştirilmesine, 2008 yılında sanayi bakanlığından alınan 50 milyarlık mali yardımla başlanmış ve ilk teslimatın 2013 yılında yapılması planlanmıştı.

    Ancak koronavirüs pandemisi projeye son darbeyi vurmadan önce teslimat takvimi altı kez ertelendi.

    Sektör uzmanları, şirketin dışarıdan yeteneklerle iş birliği yapmak yerine kurum içi geliştirmeye bağlı kalma stratejisinin, sonunda yaklaşık 1 trilyon yene mal olan başarısızlıktan kısmen sorumlu olduğunu söylüyor.

    Mitsubishi Heavy, İkinci Dünya Savaşı sırasında Zero avcı uçağı da dahil olmak üzere askeri uçaklar üretmişti.

    Hibya Haber Ajansı

  • ABD’de güneş enerjisi ekipmanı üreticileri güç birliği yapacak

    ABD’de iki küçük güneş enerjisi hücresi ve panel üreticisi güç birliğine gitti.

    Georgia merkezli güneş hücresi üreticisi Suniva ile Minnesota’da panel üretim faaliyetleri bulunan Kanadalı Heliene, müşterileri olan ABD’li güneş enerjisi projesi geliştiricilerinin Amerikan yapımı temiz enerji ekipmanları için kazançlı yeni bir federal sübvansiyondan yararlanmalarını sağlayacak paneller üretmek üzere güçlerini birleştirdiklerini açıkladı.

    Suniva ile Heliene arasındaki anlaşma, Biden yönetimi tarafından Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) sübvansiyonlarının, Çin ile rekabet edebilecek yerli bir güneş enerjisi üretim endüstrisi oluşturmada başarılı olduğunun kanıtı olarak lanse ediliyor.

    Bugün Suniva’nın Norcross, Georgia’daki tesisini ziyaret edecek olan Hazine Bakanı Janet Yellen, “Bu yönetimden önce ABD’deki güneş enerjisi şirketleri zor durumdaydı.” dedi. Bakan, 2016 ile 2020 yılları arasında ABD’deki güneş enerjisi üretim işlerinin %20’sinin kaybedildiğini belirtti.

    Yellen, “Şimdi önemli zorluklar devam etse de Enflasyon Azaltma Yasası vergi kredileri oyunu değiştirmeye yardımcı oluyor.” diye ekledi.

    Üç yıllık, 400 milyon dolarlık anlaşma kapsamında Suniva, Heliene’e hücreler tedarik edecek ve Heliene de bunları paneller halinde bir araya getirecek. Suniva’ya göre bu ürünler, yaklaşık 2 gigawatt’lık güneş enerjisi projesini besleyebilecek. Bu da yaklaşık 350.000 eve güç sağlamaya yeterli bir kapasite anlamına geliyor.

    Foreks Haber Merkezi

  • Hunter Biden siyasi önyargıyı gerekçe göstererek vergi davasının düşürülmesini istiyor

    Başkan Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden, yasal itirazlara karşı bir hamle olarak, bir ABD yargıcından kendisine yöneltilen vergi kaçakçılığı suçlamalarını reddetmesini talep edecek. Savunma, Hunter Biden’ın 1.4 milyon dolar vergi kaçırdığını iddia eden suçlamaların Cumhuriyetçi milletvekillerinin siyasi baskısının bir sonucu olduğunu savunuyor. Bugün Los Angeles’ta ABD Bölge Yargıcı Mark Scarsi’nin huzuruna çıkacak olan Hunter Biden’ın avukatları, Cumhuriyetçilerin eleştirileri ve geçmişte gösterildiği iddia edilen hoşgörüyle bağlantılı olarak seçici kovuşturma iddialarına dayanarak davanın düşürülmesi için baskı yapacak.

    54 yaşındaki Hunter Biden, 2016’dan 2019’a kadar vergi ödememekle suçlandığı ve bu süre zarfında uyuşturucu, eskort ve egzotik arabalar gibi kalemlere cömertçe harcama yaptığı iddia edilen suçlamaları kabul etmedi. Bu harcamalara rağmen avukatı Hunter Biden’ın o zamandan beri 1.4 milyon doların tamamını geri ödediğini belirtiyor.

    Davanın Haziran ayında, sıkı bir çekişmeye sahne olması beklenen Kasım başkanlık seçimleri öncesinde başlaması planlanıyor. Hunter Biden ayrıca Delaware’de uyuşturucu kullanırken yasadışı tabanca satın aldığı iddiasıyla ayrı bir ceza davasıyla karşı karşıya. Suçsuz olduğunu kabul etti ve bu suçlamaların da düşürülmesini istiyor.

    Her iki davada da kovuşturmayı yürüten Özel Danışman David Weiss, savunmanın iddialarını “komplo teorileri” olarak reddetti ve Adalet Bakanlığı’nın partizan etkilerden bağımsız olarak çalıştığını savundu. Trump tarafından atanan Weiss, daha sonra bir Biden adayı olan Başsavcı Merrick Garland tarafından özel danışman olarak atandı.

    Ayrıca, Hunter Biden’ın hukuk ekibi Weiss’ın özel danışman olarak atanmasının meşruiyetine itiraz ediyor ve daha önce yerine getirilmemiş bir savunma anlaşmasına dayanarak suçlamaları geçersiz kılmaya çalışıyor. Savcılara göre, Hunter Biden’ın kabahat niteliğindeki vergi suçlamalarını kabul etmesini öngören anlaşma, federal bir yargıcın incelemesinin ardından geri çekildi ve hiçbir zaman uygulanmadı.

    Hunter Biden’ın yurtdışı iş ilişkilerini detaylandıran vergi iddianamesi aynı zamanda Temsilciler Meclisi’nin azil soruşturmasının da odak noktalarından birini oluşturuyor. Cumhuriyetçilerin öncülüğündeki soruşturma, Başkan Joe Biden’ın oğlunun faaliyetlerinden kazanç sağlayıp sağlamadığını inceliyor ancak bugüne kadar bu iddiayı destekleyen bir kanıt bulunamadı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Moskova Crocus City Hall’deki arama kurtarma çalışmaları sona erdi

    Moskova’nın banliyösündeki Crocus City Hall’deki arama kurtarma çalışmaları sona erdi. Acil Durumlar Bakanlığı, enkaz altında kimsenin olmadığını açıkladı.

    CCTV’nin haberine göre bakanlık, görevlerini tamamladıktan sonra kurtarma ekibinin, felaketin yaşandığı saldırı yerinden çekilmeye başlayacağını belirtti.

    Terörist saldırıdan ölenlerin sayısı 139’a yükseldi ve saldırıdan şimdiye kadar toplamda 182 kişi yaralandı.

    Bakanlık şimdiye kadar 120 kurbanın kimliğinin belirlendiğini açıkladı.

    Hibya Haber Ajansı

  • Pakistan’da Çinli mühendislerin konvoyuna intihar saldırısında altı kişi öldü

    İslamabad’dan baraj inşaatına giderken saldırıya uğrayan beş Çin vatandaşı ve Pakistanlı şoför hayatını kaybetti.

    Bir intihar bombacısının, bir hafta içinde ülkedeki Çin yatırımlarına yönelik üçüncü önemli saldırıda, kuzeybatı Pakistan’da bir baraj projesinde çalışan Çinli mühendislerden oluşan bir konvoya bir araçla çarpması sonucu altı kişi öldü.

    İlk iki saldırı, Pakistan’ın deniz hava üssünü ve Pekin’in altyapı projelerine milyarlarca dolar yatırım yaptığı güneybatı Belucistan eyaletinde Çin tarafından kullanılan stratejik bir limanı hedef aldı.

    Bölge polis şefi Muhammed Ali Gandapur, mühendislerin İslamabad’dan Hayber Pakhtunkhwa eyaletindeki Dasu’daki baraj inşaat sahasındaki kamplarına doğru yola çıktıklarını söyledi.

    Hibya Haber Ajansı

  • FTC, TikTok’un veri uygulamalarını araştırıyor, olası eylem yaklaşıyor

    Biden yönetimi, ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) aracılığıyla, gizlilik ve veri güvenliği uygulamalarındaki olası yanlış adımlar için TikTok’u inceliyor. Konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklar, FTC’nin önümüzdeki haftalarda sosyal medya şirketiyle bir dava açabileceğini ya da bir anlaşmaya varabileceğini belirttiler.

    Bu inceleme, Mart ayının başlarında TikTok’un Çinli ana şirketi ByteDance’a uygulamanın ABD operasyonlarını altı ay içinde elden çıkarma ya da yasaklamayla karşı karşıya kalma yetkisi veren ABD Temsilciler Meclisi’nin kararlı hamlesinin ardından geldi. Beyaz Saray, Senato’yu bu konuda hızlı hareket etmeye çağırdı ve Başkan Joe Biden tasarıyı kanun olarak imzalama niyetini ifade etti.

    FTC tarafından yürütülen soruşturma, TikTok’un federal incelemeyle ilk karşılaşması değil. 2020 yılında, FTC’nin ABD Adalet Bakanlığı ile birlikte TikTok’un çocukların gizliliğini korumak için tasarlanmış bir 2019 anlaşmasını ihlal edip etmediğini araştırdığına dair raporlar ortaya çıktı.

    TikTok şu an itibariyle iddialara ya da devam eden soruşturmaya bir yanıt vermiş değil. FTC’nin mevcut soruşturmasının sonucunun TikTok’un Amerika Birleşik Devletleri’ndeki operasyonları üzerinde önemli etkileri olabilir.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • İspanya Başbakanı: “İspanya güven için sağlam nedenler sunuyor”

    İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İspanya’nın geçen yıl Euro Bölgesi’nden 5 kat daha fazla büyüdüğünü ve Avrupa Birliği’ndeki 10 işten 4’ünü yarattığını bildirdi.

    İspanya Başbakanı Sanchez, İspanya’nın güven için sağlam nedenler sunduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Geçen yıl Euro Bölgesi’nden 5 kat daha fazla büyüdü ve AB’deki 10 işten 4’ünü yarattı. Ekonomimizi yeniden sanayileştirmek ve üretken dokuyu modernleştirmek için bir fırsat olarak ikili ekolojik ve dijital dönüşüme kararlıyız.”

    Hibya Haber Ajansı

  • WikiLeaks’in kurucusunun ABD’ye iade edilme süreci durduruldu

    Julian Assange, ABD’ye iade edilmemesi konusunda geçici ertelemeyi kazandı.

    Assange’ın temyize gitmesine izin verilmemiş olsaydı, birkaç gün içinde ABD’ye iade edilerek casusluk suçlamasıyla karşı karşıya kalabilirdi.

    İki yargıç WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’a, İngiltere’den sınır dışı edilmesine itiraz etme izni verdi. Bunun ardından Assange, ABD’ye iade edilmesine karşı mücadelesinde bir erteleme aldı.

    Hakimler, WikiLeaks kurucusunun İngiltere’den çıkarılma ya da ABD’ye iade kararına itiraz etme hakkını, ancak İngiltere ve ABD’nin uygun güvenceler sağlayamaması durumunda veriyor.

    İki gün süren duruşmada avukatları, Assange ve WikiLeaks’in Afganistan ve Irak savaşlarıyla bağlantılı binlerce gizli ve diplomatik belgeyi yayımlamasıyla ilgili suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu ve iade talebinin hukuka aykırı olduğunu savundu.

    Londra’daki yüksek mahkemenin iki yargıcı, Dame Victoria Sharp ve Bay Justice Johnson, avukatların Assange’ın savunulabilir bir davası olduğunu ve kendisine Mayıs ayında yapılacak tam temyiz duruşmasında bunu yapma fırsatı verilmesi gerektiğini gösterdiğine karar verdi.

    Ancak bu duruşma yalnızca İngiltere ve ABD’nin, geçici olarak temyiz izni verilen konulara ilişkin güvence sağlayamaması durumunda gerçekleşecek.

    Hibya Haber Ajansı

  • ABD’nin Baltimore kentinde kargo gemisinin çarpması sonucu köprü yıkıldı

    ABD’nin Baltimore kentinde kargo gemisi, trafik akışı olduğu esnada Francis Scott Key köprüsüne çarptı.

    Baltimore Maryland’deki 3 km uzunluğundaki köprü, bir kargo gemisinin çarpışmasının ardından yıkıldı.

    Maryland Ulaştırma Otoritesi X hesabından yaptığı açıklamada, “I-695 Key Bridge’de olay nedeniyle tüm şeritler her iki yönde de kapatıldı. Trafik başka noktalara yönlendiriliyor.” dedi.

    New York Times, köprüdeki hasarın boyutunun henüz belli olmadığını söyledi.

    Sosyal medya hesaplarındaki görüntüler köprünün tamamen yıkıldığını ve suya gömüldüğünü gösteriyor.

    Foreks Haber Merkezi

  • Trump’ın kefaleti 175 milyon dolara düşürülerek 10 günlük ek süre verildi

    Sivil dolandırıcılık davasında New York mahkemesi ABD eski Başkanı Donald Trump‘ın kefaletini 175 milyon dolara düşürdü ve 10 günlük süre verdi.

    New York mahkemesinin Pazartesi günkü kararı, Donald Trump’a, son dolandırıcılık davasındaki 454 milyon dolarlık zararı kapsayan bir kefalet temin etmesi için süre dolduğu için cankurtaran simidi oldu.

    Temyiz mahkemesi yargıçlarından oluşan bir heyet, 175 milyon dolarlık çok daha küçük bir kefaletin güvence altına alınması için Trump’a 10 gün süre verdi.

    Kefalet tutarındaki azalma, temyiz mahkemesinin kararı onaylaması halinde Trump’ın nihai olarak ödemesi beklenen toplam 454 milyon dolarlık para cezasını azaltmıyor. Aksine, kefalet, itirazının başarısız olması durumunda Trump’ın para cezasının tamamını ödeyeceğine dair güvence görevi görüyor.

    Temyiz mahkemesinin karar vermesinin ne kadar süreceği belli değil. Ancak bunun en az birkaç ay sürebileceği öngörülüyor.

    Hibya Haber Ajansı

  • ABD’nin Florida Eyaleti, 14 yaşın altındaki çocuklara sosyal medyayı yasaklıyor

    ABD’nin Florida Eyaleti, Instagram ve TikTok gibi sosyal medya platformlarını 14 yaş altı çocukların kullanmasını yasaklıyor.

    NBC News’a göre bu yasak, dün Florida Valisi Ron DeSantis tarafından imzalandı.

    Yasak ayrıca 14 yaşın altındaki çocuklara ait halihazırda sosyal medya hesaplarının olması halinde var olan bu hesapların silinmesini de gerektiriyor.

    NBC News’a göre Cumhuriyetçi Vali, yasanın imzalanmasıyla ilgili olarak “Ebeveynlere çocuklarının yetiştirilmesinde yardımcı olmaya çalışıyoruz.” dedi.

    ABD’nin diğer bazı eyaletlerinde de benzer yasaklar uygulamaya konmuş durumda.

    Yasaklara, Facebook ve Instagram’ın arkasındaki Meta gibi şirketlerin yanı sıra Google (GOOGL) ve X’ten oluşan NetChoice adlı kuruluş da mahkemede itiraz etti.

    NBC News’a göre sosyal medyanın Amerika Birleşik Devletleri’nde ve dünyanın geri kalanında çocuklar ve gençler üzerindeki etkisinin tartışıldığı bir dönemde gelen yeni yasa, Ocak 2025’te yürürlüğe girecek.

    Hibya Haber Ajansı

  • Stellantis, elektrikli araçlara geçiş sürecinde ABD’de 400 kişiyi işten çıkaracak

    Chrysler’in ana şirketi Stellantis, Cuma günü yaptığı açıklamada ABD’de yaklaşık 400 maaşlı çalışanını işten çıkarmayı planladığını duyurdu.

    31 Mart’tan itibaren geçerli olacak bu hamle, otomobil üreticisinin elektrikli araç (EV) üretim girişimlerini hızlandırırken maliyetleri düşürme ve verimliliği artırma stratejisinin bir parçası. Bu azaltma, küresel mühendislik/teknoloji ve yazılım iş gücünün yaklaşık %2’sini temsil ediyor.

    Stellantis, 2023 yılında ABD’li çalışanlara iki ayrı işten çıkarma teklifinde bulundu ve bunlardan biri Kasım ayında 6.400 maaşlı çalışana ayrılmaları için mali teşvikler sunulması oldu. Şirketin işgücünü küçültme kararı, “benzeri görülmemiş belirsizlikler” olarak tanımladığı ve otomobil endüstrisinde artan rekabetçi baskılara bir yanıt niteliği taşıyor.

    Stellantis, Ford Motor ve General Motors gibi maliyetleri düşürmeyi taahhüt eden ve geçtiğimiz yıl bazı pozisyonları ortadan kaldıran diğer büyük otomobil üreticilerine katıldı. Sektör genelinde elektrifikasyona doğru yaşanan kayma, bu şirketleri operasyonlarını ve işgücü ihtiyaçlarını yeniden değerlendirmeye sevk etti.

    Mart ayının başlarında Birleşik Otomobil İşçileri (UAW) Başkanı Shawn Fain, 2.000 geçici işçinin işine son verdiği için Stellantis’i eleştirmiş ve bu kararı “kurumsal açgözlülüğe” bağlamıştı. Fain, geçen yıl yaklaşık 3.000 geçici işçinin daimi pozisyonlara dönüştürülmesiyle sonuçlanan UAW sözleşmesine atıfta bulundu.

    İşten çıkarmalar, Stellantis’in Aralık ayında Jeep SUV’ları üreten Detroit tesisinde bir vardiyayı geçici olarak kaldıracağını ve Jeep Wrangler ile bilinen Toledo, Ohio fabrikasında üretimi azaltacağını açıklamasının ardından geldi. Bu değişiklikler şirketin elektrikli araçlara geçiş hazırlıklarının bir parçası olarak gösterildi.

    Stellantis’in elektrikli araç serisi için iddialı planları var ve 2030 yılına kadar ABD’de en az 25 bataryalı-elektrikli model sunmayı hedefliyor. Şirket daha önce çalışanlarına yaptığı bir duyuruda verimlilik ihtiyacını vurgulamış ve operasyonel bir gözden geçirmenin şirketin daha düzenli hale gelmesinin gerekliliğini ortaya koyduğunu belirtmişti.

    Stellantis kaç çalışanın satın alma tekliflerini kabul ettiğini belirtmese de, Kuzey Amerika’daki işgücünün bir önceki yıl 88.835 iken 2023 sonunda 81.341’e düştüğünü bildirdi.

    UAW sözleşmesinin bir parçası olarak Stellantis, 2024 ve 2026 yıllarında kıdemli üretim ve vasıflı ticaret üyelerine 50.000 $’lık satın alma sağlamayı kabul etti.

    InvestingPro İçgörüleri

    Stellantis, otomobil endüstrisinin rekabetçi baskıları arasında yol alırken ve odağını elektrikli araç üretimine kaydırırken, şirketin mali sağlığı ve pazardaki konumu yatırımcılar için kritik önem taşımaya devam ediyor. Stellantis, InvestingPro İpuçları’ndan birinde vurgulandığı gibi güçlü bir bilançoya sahip ve şirketin borçtan daha fazla nakit tuttuğunu belirtiyor. Bu finansal istikrar, şirket iddialı EV girişimlerine yatırım yaparken ve işgücü değişikliklerini yönetirken bir yastık sağlayabilir.

    Hisse senedinin önemli bir InvestingPro Veri ölçütü olan mevcut F/K oranı cazip bir değer olan 4,52’dir ve bu da kazançlarına göre değerinin altında olabileceğini göstermektedir. Ayrıca, şirketin 2023’ün 4. çeyreği itibariyle son on iki ay için PEG oranı 0,48 olup, kazanç yörüngesi dikkate alındığında büyüme potansiyeline işaret etmektedir. Buna ek olarak, şirketin aynı dönemdeki brüt kâr marjı %20,15’tir ve sektördeki dönüşümlerin ortasında kârlılığını sürdürme kabiliyetini yansıtmaktadır.

    Stellantis’in performansını ve gelecek beklentilerini daha derinlemesine incelemek isteyenler için, hisse senedinin volatilitesi, sektördeki durumu ve kârlılığı gibi konularda içgörüler sunan 13 ek InvestingPro İpucu mevcuttur. İlgilenen yatırımcılar InvestingPro ‘yu ziyaret ederek bu bilgileri keşfedebilir ve INVTROZEL1A kupon kodunu kullanarak InvestingPro aboneliğinde %20’ye varan indirim elde edebilirler.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Ukrayna: “Rusya Kiev’e iki balistik füzeyle saldırdı”

    Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın Kiev’e iki balistik füzeyle saldırdığını bildirdi.

    Ukrayna Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Rusya’nın Kiev’e balistik füzelerle saldırdığı belirtilerek “Rusya, sivilleri terörize eden, düşman saldırıları nedeniyle her gün korku içinde yaşamak zorunda kalan çocuklarımızı hedef alan bir terörist devlettir.” denildi.

    Kiev’deki çocukların ölümcül Rus balistik düzelerinin hava savunması tarafından başkente düşürülmesi sırasında saklanmak için koştuğunu söyleyen Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ise şu ifadeleri kullandı:

    “Milyonlarca milyonluk bir şehrin kalbine balistik bir saldırı girişimi de dahil olmak üzere, Rus piçlerinin yapmayacağı hiçbir zulüm yoktur. Bu, Ukrayna’nın acilen daha fazla hava savunmasına, özellikle de Patriot sistemlerine ve herhangi bir Rus saldırısını püskürtebilecek füzelere ihtiyacı olduğunu hatırlatıyor.”

    Hibya Haber Ajansı

  • Dünyanın ilk sıkıştırılmış doğal gaz gemisi denize indi

    Dünyanın ilk sıkıştırılmış doğal gaz taşıyıcısı gemi, 23 Mart Cumartesi sabahı Doğu Çin’in Jiangsu eyaletinde yer alan Qidong kentinde teslim edildi. Gemi, ilk seferi için Endonezya’ya doğru yola çıktı. 

    Her seferde 700 bin metreküp nakletme kapasitesine sahip olan gemi, Endonezya’yı oluşturan takım adalar arasında dolaşarak enerji tesislerinin en yüksek talep dönemlerinde buralara sıkıştırılmış doğal gaz taşımakta kullanılacak. Doğal gazla işleyen nakliyat gemisi, 110 metre boyunda olup saatte 14 deniz mili (1 deniz mili = 1,852 kilometre) hız ile yol alacak şekilde tasarlandı.

    Sıkıştırılmış doğal gaz taşıyıcısı gemi, doğal gazı basınçlı konteynerler içinde normal sıcaklıkta depoluyor. Bir sıkıştırılmış doğal gaz taşıyıcısı, sıvılaştırılmış gazın aksine, sıvılaştırma tesisi ve yeniden gaz haline getirme terminali gibi pahalı donanımlar gerektirmiyor. Sıkıştırılmış doğal gazın gemi ile nakliyesi, doğal gaz endüstri zincirinin önemli bir parçası olarak doğal gazın taşınmasında yeni bir seçenek sunuyor.

    Öte yandan ilk sıkıştırılmış doğal gaz taşıyıcısı geminin teslimatının, ileride hidrojenin de deniz yoluyla nakliyesi yolunda perspektif ve potansiyellerin keşfi açısından yardımcı olması bekleniyor.

    Foreks Haber Merkezi

  • Tiktok’tan sonra şimdi de hedefte Telegram var

    ABD’nin Çin merkezli Tiktok’a yönelik kapatma girişimlerinin ardından şimdi de İspanyol mahkemesi, Rusya merkezli Telegram anlık mesajlaşma hizmetinin kullanımının askıya alınmasına karar verdi.

    İspanya Ulusal Mahkemesi, telif hakkı ihlali iddialarına ilişkin soruşturma tamamlanana kadar internet sağlayıcılarına Telegram anlık mesajlaşma hizmetinin kullanımını askıya almalarını emretti.

    Cuma günkü karar, İspanya’nın önde gelen dört medya kuruluşunun (Mediaset, Atresmedia, Movistar ve Egeda), platformun kullanıcıların içeriklerini izinsiz olarak dağıtmasına izin verdiğini savunan bir şikayette bulunmasının ardından geldi.

    Yerel basında çıkan haberlere göre Yargıç Santiago Pedraz, soruşturma kapsamında Telegram’ın sahiplerinden bazı bilgiler talep etti. Talebin yerine getirilmemesi üzerine uygulamaya erişimin Pazartesi gününden itibaren engellenmesi talimatını verdi. Hakim, tedbiri “ihtiyati tedbir” olarak nitelendirdi ve Telegram’ın iş birliği eksikliğine dikkat çekti. Cezanın soruşturma boyunca sürmesi bekleniyor.

    El Pais gazetesi, bazı kullanıcıların Cuma gecesi hizmetle ilgili sorunlar bildirmeye başlamasına rağmen Telegram’ın İspanya’da büyük ölçüde erişilebilir olduğunu söyledi.

    Karar geniş çapta eleştirilerle karşılandı. Tüketici hakları gözlemcisi FACUA, bunu “kesinlikle orantısız” olarak nitelendirdi ve popüler hizmetin engellenmesinin “çok büyük zarara” yol açacağını söyledi.

    Tüketici Hakları Örgütü FACUA Genel Sekreteri Ruben Sanchez yaptığı açıklamada, “Bu, telif hakkıyla korunan içeriği yasa dışı olarak barındıran web siteleri olduğu için interneti kapatmak veya korsanlıkla uğraşan kanallar olduğu için televizyon sinyalinin tamamını kesmek gibi bir şey olacaktır.” dedi.

    İspanya’daki Bilgisayar Mühendisliği Profesyonel Dernekleri Genel Konseyi Başkanı Fernando Suarez de benzer bir noktaya değinerek Telegram’ın askıya alınmasını “O bölgede uyuşturucu kaçakçılığı veya hırsızlık vakası var diye ülkemizdeki bir eyaletin tamamen kapatılmasıyla aynı şey.” diye yorumladı.

    Bağımsız rekabet düzenleyicisi CNMC tarafından yapılan bir ankete göre İspanyolların yaklaşık yüzde 19’u Telegram kullanıyor.

    Hibya Haber Ajansı

  • Moskova’daki terör saldırısı zanlısı dört kişi tutuklandı

    Moskova’da Crocus Belediye Binası konser salonuna saldırıdan sonra yakalanan IŞİD’li teröristlerden dördüncü şüpheli de tutuklandı.

    Kapalı kapılar ardında yapılan duruşmalarda dördüncü terörist Muhammadsobir Fayzov’un, konser salonuna yapılan saldırıyı filme aldığı ortaya çıktı.

    Fayzov duruşmaya sedyeyle katıldı ve konuşmakta güçlük çekti. Savunma, bu koşulları göz önünde bulundurarak tutuklulukla bağlantılı olmayan bir kısıtlama tedbiri talep etti.

    Soruşturma Komitesine göre Moskova Bölgesi’ndeki Crocus Belediye Binası konser salonuna 22 Mart’ta yapılan terör saldırısında, toplam 137 kişi hayatını kaybetti ve ölü sayısının artabileceği belirtiliyor. Moskova Bölgesi Sağlık Bakanlığı da 182 kişinin yaralandığını bildirdi.

    Saldırıya karışan 4 şüpheli saldırganın da aralarında bulunduğu, Ukrayna sınırına doğru kaçmaya çalışan toplam 11 kişi yakalandı.

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, televizyonda yayınlanan konuşmasında, Ukrayna’nın saldırganların sınırı geçmesi için bir “pencere” hazırladığını söyledi. Saldırının arkasındaki herkesi tespit edip cezalandıracağına söz verdi ve 24 Mart’ı ulusal yas günü ilan etti.

    Hibya Haber Ajansı

  • Çin, sınır ötesi hizmet ticaretinde negatif liste açıkladı

    Çin Ticaret Bakanlığı, bugün Sınır Ötesi Hizmet Ticareti Özel Yönetim Tedbirleri (Negatif Liste 2024) ve Serbest Ticaret Pilot Bölgesi Sınır Ötesi Hizmet Ticareti Özel Yönetim Tedbirlerini (Negatif Liste 2024) yayımladı.

    Ulusal versiyonlu sınır ötesi hizmet ticaretine dair negatif listede 71 madde bulunuyor. Ülke genelinde sınır ötesi ticarete yönelik ilk negatif listede, sınır ötesi ticaretin kriterleri belirlendi. Bunun yanı sıra Serbest Ticaret Pilot Bölgesi’nin sınır ötesi hizmet ticareti için ortaya çıkarılan negatif liste ise 68 maddeyi kapsıyor.

    İki listenin yayımlanmasıyla, sınır ötesi hizmet ticareti konusunda daha önce farklı alanlardaki erişim politikaları tek çatı altında toplandı. Yeni negatif liste sisteminin kurulması, yüksek seviyede dışa açılımın geliştirilmesi ve yeni gelişim düzeninin oluşturulması için hayati önem taşıyor.

    Hibya Haber Ajansı

  • Avustralya ve İngiltere Çin’i bölgesel eylemleri nedeniyle eleştiriyor

    Avustralya ve İngiltere, Çin’in Hong Kong, Güney Çin Denizi ve Rusya’ya yönelik tutumuna ilişkin eleştirel bir açıklama yayınladı. Açıklama, İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron ve Savunma Bakanı Grant Shapps’ın Avustralyalı mevkidaşları Penny Wong ve Richard Marles ile Adelaide’de bir araya geldiği toplantının ardından geldi.

    İki ülke, Çin gemilerinin Filipin gemileri ve mürettebatıyla çatıştığı Güney Çin Denizi’ndeki İkinci Thomas Sığlığı yakınlarında Çin’in “güvensiz ve istikrarı bozucu davranışlarından” duydukları endişeyi dile getirdi. Bu doğrudan dil, Pekin’in bölgedeki faaliyetlerine karşı güçlü bir duruşa işaret ediyor ve Çin’in adını vermeden itidal çağrısında bulunan Güneydoğu Asya ülkeleriyle yapılan bir önceki ortak açıklamayla tezat oluşturuyor.

    Çin, Güney Çin Denizi’nin neredeyse tamamı üzerinde hak iddia ediyor ve komşu ülkeleri toprak egemenliğini ihlal etmemeleri konusunda uyarıyor. Bu önemli ekonomik su yolundaki çeşitli mercan adalarında gerilim tırmanmıştır.

    Ayrıca Avustralya ve İngiltere, Hong Kong’daki özerkliği, özgürlükleri ve hakları aşındırdığına inandıkları yeni güvenlik yasasıyla ilgili ciddi endişelerini dile getirdiler. Ulusal Güvenliğin Korunması Yönetmeliği’nin hem Hong Kong hem de yurtdışındaki bireyler üzerindeki potansiyel etkilerini vurguladılar.

    Çin pozisyonunu savunurken, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü bazı ülkeleri yasaya yönelik eleştirilerini durdurmaya çağırdı ve Çin’in Hong Kong’un işlerine dışarıdan müdahale edilmesine karşı çıkma kararlılığını bir kez daha teyit etti.

    Bakanlar ayrıca Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini de eleştirerek, Rusya ile yakın ilişkileri bulunan Çin’i çatışmanın sona erdirilmesine yardımcı olmaya ve Rusya’nın savaş çabalarına destek vermekten kaçınmaya çağırdı.

    Gergin ilişkileri onarma çabalarının ortasında Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong bu hafta başında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile Avustralya’da bir araya geldi. İki ülke arasında, bakanlar düzeyindeki toplantıların dondurulmasına ve Pekin’in Avustralya’dan ithal edilen mallara ticari kısıtlamalar getirmesine yol açan gerginlikler yaşanmıştır.

    Çin ve Rusya’ya ilişkin kaygıların yanı sıra açıklamada, İsrail’in Refah’a yönelik kara harekâtının sivil halk için yıkıcı sonuçlar doğurabileceği Gazze’deki duruma da değinildi. Avustralya ve İngiltere, Gazze Şeridi’nde yerinden edilen ve genişletilmiş bir askeri operasyondan zarar görebilecek bir milyondan fazla Filistinli için duydukları derin endişeyi paylaştı.

    Perşembe günü Avustralya ve İngiltere, savunma güçlerinin birbirlerinin ülkelerinde faaliyet göstermesini kolaylaştıran yeni bir savunma ve güvenlik anlaşması imzaladı. Avustralya ayrıca, ABD’nin de dahil olduğu ve 2021’de başlatılan AUKUS güvenlik paktı kapsamında nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar için altyapıya yatırım yapma planlarını detaylandırdı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Rusya büyük ölçekli bir askeri çatışmaya hazırlanıyor olabilir

    Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW), Rusya’nın NATO ile büyük ölçekli bir çatışmaya hazırlandığına dair birçok gösterge olduğuna inanıyor.

    ISW, yakın zamanda yayımlanan yeni analizinde, “Rusya’nın konvansiyonel kapasitesinin uzun vadede NATO ile gelecekteki olası büyük ölçekli bir çatışmaya hazırlık yapıyor olabileceğini” yazdı.

    Analize göre bunlar hemen gerçekleşmeyecek ancak Batılı analistlerin daha önce öne sürdüğünden daha kısa bir süre içinde gerçekleşmesi muhtemel.

    Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW), 2007 yılında askeri tarihçi Kimberly Kagan tarafından kurulan ve merkezi Washington DC’de bulunan, kâr amacı gütmeyen bir Amerikan araştırma grubu ve düşünce kuruluşu. ISW, savunma ve dış ilişkiler konularına ilişkin araştırma ve analizler sağlıyor.

    Hibya Haber Ajansı

  • Blinken: “Yapay zeka sistemlerinin güvenli olduğundan emin olmak için çalışıyoruz”

    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yapay zeka sistemlerinin güvenilir ve güvenli olduğundan emin olmak için çalıştıklarını bildirdi.

    Blinken, Birleşmiş Milletler üye devletlerinin yapay zeka konusunda ABD’nin öncülüğünde alınan kararın oy birliğiyle kabul edilmesiyle tek bir ses halinde konuştuğunu belirtti.

    Blinken, “Yapay zeka sistemlerinin güvenilir ve güvenli olduğundan emin olmak için çalışıyoruz. Tüm gelişen teknolojilerin, dünyanın en acil sorunlarını çözmeye yönlendirildiğinden emin olmak için çalışıyoruz.” dedi.

    Hibya Haber Ajansı

  • BM: “Kuraklık kırsal bölgelerde önce kadın ve çocukları vuruyor”

    BM’nin son dünya su kalkınma raporuna göre iklim kriziyle daha da kötüleşen su kaynakları üzerindeki stresin yanı sıra dünyanın tatlı su sistemlerinin aşırı kullanımı ve kirlenmesi büyük bir çatışma kaynağı.

    Raporun yazarları, su paylaşımının etkilerinin ve su kaynakları üzerindeki iş birliğini daha geniş barış stratejilerinde kullanma olasılıklarının sıklıkla göz ardı edildiğini tespit etti. Tatlı suya erişim konusunda daha iyi iş birliğinin, kadınların ve kız çocuklarının yaşamlarının iyileştirilmesinde de rol oynayacağını vurguladı.

    Rapor dünyanın dört bir yanındaki yoksul ve kırsal bölgelerde su toplama konusunda birincil sorumluluğun kadınlar ve kız çocuklarında olduğunu ve güvenli sanitasyon eksikliğinin, kız çocukların eğitimden ayrılmasına neden olan bir faktör olduğunu hem kendilerinin hem de kadınların savunmasızlığını artırdığını tespit etti.

    BM’nin yıllık su raporunu hazırlayan kuruluşu Unesco’nun genel müdürü Audrey Azoulay “Su sıkıntısı arttıkça yerel veya bölgesel çatışma riskleri de artıyor. Barışı korumak istiyorsak, yalnızca su kaynaklarını korumak için değil, aynı zamanda bu alanda bölgesel ve küresel iş birliğini geliştirmek için de hızlı hareket etmeliyiz.” dedi.

    Suya erişim, Gazze’de İsrail ile Hamas arasındaki çatışmada hayati bir konu. Bazı gözlemciler, Gazze’nin su tedarikinin çoğu için İsrail’e bağımlı olması nedeniyle İsrail’i temiz suya erişimi “silahlandırmakla” suçladı. Gazze’de yüz binlerce çocuk şiddetli açlık ya da kıtlık tehlikesiyle karşı karşıyayken, temiz su eksikliği susuzluğu artırıyor, tıbbi tedavi ve hijyeni aksatıyor.

    Raporun genel yayın yönetmeni Rick Connor’a göre Unesco’nun yıllık dünya su kalkınma raporunda bu tür çatışmalara değinilmiyordu; zira bu, “siyasi açıdan fazla hassas” olurdu.

    Rick Connor, “Su çoğunlukla bir araç, bir hedef ya da savaşın kurbanı olmuştur ancak tipik olarak savaşın nedeni değildir. Talebin arzı aşması, kirlilik nedeniyle kullanılabilirliğin tehlikeye girmesi, su tahsisine erişimin kısıtlanması veya su temini ve sanitasyon hizmetlerinin kesintiye uğraması durumunda su konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Bu anlaşmazlıklar hukuki anlaşmazlıklardan şiddetli çatışmalara kadar değişebilir ve genellikle olaya ve konuma özgü sosyal, politik, çevresel ve demografik koşulları yansıtır.” dedi.

    Raporda, su kıtlığı ve su üzerindeki gerilimlerin etkileri arasında zorunlu göç, gıda güvensizliği ve diğer sağlık tehditlerinin yanı sıra kadınlar ve kız çocuklarına yönelik belirli tehlikelerin yer aldığı belirtildi.

    Connor ayrıca şunları söyledi:

    “Cenevre Sözleşmesi de dahil olmak üzere uluslararası insancıl hukuk, sivil su altyapısının hedef alınmasını açıkça yasaklıyor. Su yoluyla barışı teşvik etmeye yönelik uluslararası düzeydeki araçlar, uluslararası olarak paylaşılan sular ve insan haklarına dayalı yaklaşımlar konusunda anlaşmaları ve iş birliğini içerir.”

    Rapor, su konusundaki gerilimlerin dünya çapındaki çatışmaları şiddetlendirdiğini ortaya çıkardı. Ancak Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonunun başkanı Alvaro Lario’ya göre savaşlarda suyun rolüne sık sık değinilse de barışı sağlamak veya korumak için su üzerinde iş birliği potansiyeline çok az önem veriliyor.

    Hibya Haber Ajansı

  • Yemen’de ticari gemilere saldırılar sürürüyor

    İngiliz güvenlik firması Ambrey, yaptığı açıklamaya göre bir ticari gemiye Yemen’in Niştun kentinin yaklaşık 109 deniz mili güneyinde ateş açıldı.

    Ambrey, gemiye bir bir kayıktan ateş açıldığını, kayıktaki dört silahlı kişinin gemiye yaklaşarak ticari gemiye ateş açtığını ve gemideki özel silahlı güvenlik ekibinin de ateşe karşılık verdiğini bildirdi.

    Ambrey, gemide herhangi bir hasar veya yaralanma rapor edilmediğini de belirtti.

    Foreks Haber Merkezi

  • Şanghay’da 2 bin kilometrelik yol, sürücüsüz araçlara ayrıldı

    Sürücüsüz araçları yaygınlaştırmayı hedefleyen Çin’de birçok kentte test alanları devreye giriyor. Bu kentlerden biri olan Şanghay’daki otonom sürüş test yolu uzunluğu, 2 bin kilometreyi geçti. Kentin Pudong bölgesinde 205 kilometrelik bir yol da bu hafta testlere açıldı.

    Şanghay yerel yöneticilerinin yaptığı açıklamaya göre son açılan parkur ile otonom sürüş test ağı 2 bin kilometreyi geçti. Şanghay’da 32 ayrı şirket 794 araçla otonom sürüşe yönelik yol testleri, uygulama ve operasyon için lisans aldı. Bu lisansların ardından yapılan testlerde ise bugüne kadar 22,9 milyon kilometreyi aşkın yol kat edildi, sürüş süresi ise 1,22 milyon saate ulaştı.

    Kentin ulaştırma komisyonuna göre kentteki 1.003 yolda otonom sürüş testi yapılabiliyor. 2018’den bu yana otonom yolları aşamalı olarak kullanıma açan Şanghay’da Jiading, Lingang, Fengxian ve Jinqiao olmak üzere dört test bölgesi belirledi.

    Hibya Haber Ajansı

  • Ukrayna: “Mali destek ile 2 milyon insansız hava aracı üretebiliriz”

    Ukrayna’nın Dijital Dönüşümden sorumlu Bakanı Mikhailo Fedorov, Ukrayna’nın ABD, diğer batılı hükümetler ve özel kişilerden gelecek ekstra mali destekle yılda 2 milyon insansız hava aracı üretebileceğini iddia etti.

    Fedorov, Ukrayna hükümetinin elinde yeterli fon olmadığı için “üreticilerimizin yapabileceğinden çok daha az sözleşme yaptığını” söyledi ve ülkesine daha fazla bağış yapılmasını istedi.

    İnsansız hava araçları üretiminden sorumlu 33 yaşındaki Bakan, Ukrayna’nın 2024’te “bir milyondan fazla” insansız hava aracı üretme yolunda ilerlediğini ve Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski tarafından geçen yıl sonunda belirlenen 1 milyon üretim hedefini aşacaklarını söyledi.

    Federov, “Geçen yıl daha da fazlasını yapabilirdik. Pazarı o kadar ölçeklendirebildik ki bir, hatta iki milyondan fazla insansız hava aracı üretebiliriz.” dedi ve her tür insansız hava aracı üretimini daha da artırma potansiyele sahip olduklarını savundu.

    Hibya Haber Ajansı

  • Rusya: “AB ülkeleri 215 milyon doz COVID-19 aşısını imha etti”

    Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Aralık 2023’te Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin 215 milyon doz COVID-19 aşısını, ihtiyaç duyulmadığı için imha ettiğini bildirdi.

    Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zakharova, Aralık 2023’te Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin 215 milyon doz COVID-19 aşısını ihtiyaç duyulmadığı için imha ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

    “Batılı politikacılar gerçeklikle bağlarını kaybetmiş durumda. Demokrasi kurumlarının hiçbiri onlar için işlemezken durmadan herkese demokrasiyi öğretiyorlar.”

    Hibya Haber Ajansı

  • Çin, Ulusal Güvenliği Koruma Yasası ile ilgili ABD’ye tepki gösterdi

    Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, bazı ülkeler ve kuruluşların Hong Kong’da yeni onaylanan Ulusal Güvenliği Koruma Yasasını karalamasına kararlılıkla karşı çıktıklarını söyledi.

    Sözcü, bugün düzenlenen basın toplantısında ABD, İngiltere, Japonya ve AB’nin, Hong Kong’da dün onaylanan Ulusal Güvenliği Koruma Yasası hakkındaki sorumsuz ifadelerine değindi.

    Sözcü Lin, Hong Kong Özel İdari Bölgesi (HKSAR) Yasama Konseyinde Ulusal Güvenliği Koruma Yasa Tasarısının oy birliğiyle onaylanmasıyla, bölgenin devlet güvenliğini koruma konusundaki yükümlülüğünü yerine getirerek Hong Kong’un gelişmesinin güvenlik temelinin pekiştirileceğini belirtti. Sözcü, bunun yeni çağda Bir Ülke İki Sistem davası sürecinde hayati önem taşıdığına dikkat çekti.

    Sözcü; güvenliğin, gelişmenin ön koşulu ve hukuki yönetimin refahın temeli olduğunu hatırlattı. Sözcü, Ulusal Güvenliği Koruma Yasasının ulusal güvenlik ile hak, özgürlük ve ekonomik büyümenin korunması arasındaki dengenin sağlanmasına yardımcı olacağını kaydetti. Yasanın düzenlenmesinde başka ülkelerin benzeri yasama deneyimlerinin incelendiğine işaret eden sözcü, yasanın uygulanmasıyla Hong Kong’un gelişim ile güvenlik arasındaki ilişkiyi daha iyi bir şekilde koordine edeceğini dile getirdi. Sözcü, böylece Hong Kong’un özel konum ve avantajlarından faydalanılarak bölge ile ülkenin ana kesimi arasındaki açık ve sıkı temas ve iş birliğinin derinleştirileceğini belirtti.

    Sözcü, merkezi hükümetin ulusal egemenliği, güvenliği ve gelişimine ilişkin hakları korumak, Bir Ülke İki Sistem kuralını sürdürmek ve dış güçlerin Hong Kong işlerine müdahale etmelerine karşı çıkmak konularındaki kararlılığının değişmeyeceğini vurguladı. Sözcü Lin, söz konusu yasayı karalama girişiminin başarısızlığa uğrayacağını söyledi.

    Hibya Haber Ajansı

  • Fitch, Katar’ın kredi notunu yükseltti

    Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Katar’ın kredi notunu yükseltti.

    Fitch’ten yapılan açıklamaya göre, Ülkenin uzun dönem yabancı ve yerel para cinsinden kredi notu “AA-“den “AA”ya çıkarıldı.

    Kredi notunun görünümü “pozitif”ten “durağan”a revize edildi.

    Foreks Haber Merkezi

  • Dünyanın en mutlu ülkeleri açıklandı: Türkiye 143 ülke arasında 98. sırada

    Investing.com – Birleşmiş Milletler, 2024 yılına ilişkin Dünya Mutluluk Raporu’nu yayımladı. Türkiye bu yıl dünyanın en mutlu 98. ülkesi olarak belirlendi.

    Mutlulukta da eşitsizlik var

    Birleşmiş Milletler her yıl Dünya Mutluluk Raporu adı verilen kapsamlı bir doküman yayımlıyor. Raporda ülkelere ve farklı yaşam değerlendirmelerine göre sıralamalar yer alıyor.

    Dünya Mutluluk Raporu’nun bu yılki sayısında yaşamın farklı evrelerindeki insanların mutluluğuna odaklanıldığı belirtilirken mutluluğun da kendi içinde bir eşitsizliğe sahip olduğuna vurgu yapılıyor. Raporda özellikle 2006-2010 yıllarından bu yana Avrupa dışındaki her bölgede mutluluk eşitsizliğinde büyük bir artış yaşandığı ifade ediliyor.

    Dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya

    Ülkelere göre mutluluk sıralamasında Finlandiya yine zirvede yer alırken onu Danimarka, İzlanda, İsveç ve İsrail izledi.

    Sıralamanın ilk 10 basamağında yer alan ülkeler ve diğer bazı ülkelerin sıralamaları şöyle:

    1- Finlandiya
    2- Danimarka
    3- İzlanda
    4- İsveç
    5- İsrail
    6- Hollanda
    7- Norveç
    8- Lüksemburg
    9- İsviçre
    10- Avustralya

    28- Suudi Arabistan
    33- El Salvador
    42- Guatemala
    43- Nikaragua
    54- Vietnam
    60- Çin
    66- Libya
    73- Bolivya
    88- Tacikistan
    89- Kongo
    90- Mozambik
    95- Gabon
    98- TÜRKİYE
    99- Senegal
    100- İran

    Refahı en yüksek ve en düşük ülkeler arasında çok büyük bir boşluk var

    Birleşmiş Milletler, raporda sıralamanın en üst ve en altında yer alan ülkeler arasında büyük bir fark olduğunun altını çizerken en üstteki Finlandiya ile en alttaki Afganistan arasında tam altı puanlık (0 ile 10 arasında bir ölçekte) bir fark olduğu ifade edildi.

    En üstteki ülkeler, en alttakilerden daha sıkı bir şekilde gruplanmış durumda. İlk yirmi ülkenin hepsi birbirine 1 puandan daha yakınken en alttaki yirmi ülke arasında ise 2,5 puanlık bir yayılma söz konusu. Kalan 100 civarındaki ülke ise toplam aralığın kalan 2,5 puanını kapsıyor.

  • Kripto para sektöründe bugün öne çıkan 5 gelişme

    Investing.com – Kripto para sektöründe bugün öne çıkan gelişmelerden derlediğimiz haber özetimize göz atabilirsiniz.

    Dogecoin’de fiyat artışıyla birlikte vadeli işlemler de hareketlendi

    Dogecoin‘in fiyatı yükselirken, açık pozisyonlarda önemli bir artış gözlemlendi. Coinglass’ın verilerine göre DOGE açık pozisyonları %32’nin üzerinde bir artışla 2,17 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu artışın önemli bir bölümünün ise piyasanın en büyük kripto para borsalarında yoğunlaşması dikkat çekti.

    Yatırım dünyasında öne çıkmak ve kazancınızı artırmak için InvestingPro ile tanışın! Şimdi %20’ye varan indirimden faydalanın. Kupon kodu: INVTROZEL1A

    Kodu nasıl kullanacağınızdan emin değil misiniz? Adım adım gösterdiğimiz videoyu izleyebilirsiniz.

    Sorularınız için destek birimimize buradan ulaşın.

    Avalanche, Codebase hızlandırıcısı için ilk seçimini yaptı

    Avalanche, Codebase hızlandırıcı programı için ilk kohortunu seçti. Program, başlangıç aşamasındaki on beş Web3 girişimine 500.000 ila 1 milyon dolar arasında fon sağlayacak ve 10 hafta sürecek. Bu girişim, yeni nesil Web3 şirketlerinin gelişimini teşvik etmeyi amaçlıyor. Programın ayrıca Web3 ekosisteminin büyümesine ve inovasyona katkı sağlaması bekleniyor.

    Yılın ilk çeyreğinde hack ve dolandırıcılıkla 336 milyon dolar kripto kaybedildi

    Kripto endüstrisi, 2024 yılının ilk çeyreğinde siber saldırılar ve dolandırıcılıklar nedeniyle 336 milyon dolar kaybetti. Özellikle DeFi protokolleri, bilgisayar korsanlarının hedefi olurken çalınan fonların bir kısmı kurtarıldı. Kripto endüstrisinde siber saldırı ve dolandırıcılık yoluyla çalınan kripto varlık miktarının hâlâ yüksek seyretmesi, sektöre olan güveni zedeleyen en büyük faktörlerden biri.

    Coinbase – SEC davası devam ediyor

    SEC’in Coinbase’e açtığı dava devam ediyor. SEC, Coinbase’i kayıtsız bir borsa, komisyoncu ve takas kurumu olarak faaliyet göstermekle suçluyor.

    Mahkeme, son olarak Coinbase’in davanın düşürülmesi talebini reddetti ve SEC’in davasını sürdürebileceğine dairkarar verdi. Bundan sonraki süreçte tarafların 19 Nisan’a kadar önerilen bir vaka yönetim planı sunmaları gerekiyor.

    Fidelity’nin yönetimi altındaki kripto varlıklar 10 milyar dolara ulaştı

    Spot Bitcoin ETF pazarına hakim olan varlık yönetim şirketleri BlackRock ve Fidelity önemli artışlar kaydetmeye devam ediyor.

    BlackRock’ın IBIT fonu 250.000 BTC’yi geçerken, Fidelity’nin FBTC fonu 10 milyar dolar fonu aşmış durumda. Bu, kurumsal yatırımcıların kripto varlıklara olan ilgisinin arttığını gösteriyor ve Bitcoin’in geleneksel finans kurumları tarafından giderek daha fazla kabul gördüğünün önemli bir kanıtı olarak görülüyor.

  • Kerrisdale Capital, Microstrategy’ye karşı ve bitcoin lehine bahis oynadı

    Kerrisdale Capital Perşembe günü yaptığı açıklamada, Microstrategy, Inc. (MSTR) hisselerine karşı bahis yapan bir pozisyon aldığını, ancak aynı zamanda Bitcoin’e de yatırım yaptığını duyurdu.

    Yatırım firması, değerinin temelini oluşturan kripto para birimine kıyasla MicroStrategy’nin hisse senedinin aşırı yüksek fiyatına işaret ederek, Bitcoin’e yatırım yapma ve MicroStrategy’nin hisselerine karşı bahis oynama stratejisini açıkladı.

    Kerrisdale Capital’in raporu, Bitcoin’in fiyatındaki yükselişe eşlik eden MicroStrategy’nin hisse senedi değerindeki keskin artışa işaret ediyor.

    Bununla birlikte, yatırım firması MicroStrategy’nin hisse senedinin satıldığı yüksek fiyatın -ki bu fiyat Bitcoin’in mevcut piyasa fiyatının iki katından fazladır- haklı olmadığını iddia etmektedir. Raporda, MicroStrategy’nin bir zamanlar Bitcoin’e yatırım yapmak için tek seçenek olarak görülmesine rağmen, yatırım şirketleri, dijital para borsaları ve uygun fiyatlı yatırım araçları aracılığıyla kripto para biriminin artan kullanılabilirliğinin cazibesini azalttığı vurgulanıyor.

    Kerrisdale Capital’in gerekçesi, MicroStrategy’nin hisse senedinin aşırı fiyatının düşeceği beklentisine dayanıyor ve bunu, iki ilgili menkul kıymette zıt pozisyonlar almayı içeren bir ticaret stratejisi için cazip bir teklif olarak görüyorlar.

    Kerrisdale Capital’in temel argümanı, Bitcoin ve MicroStrategy arasındaki bağlantının çarpıtılmış olduğudur. Firma, hisse senedi ile net varlık değeri arasındaki fiyat farkının tarihsel ortalamasına dönmesi halinde %50’lik bir kâr potansiyeli öngörüyor.

    Bu makale yapay zeka teknolojisi yardımıyla oluşturulmuş ve çevrilmiş olup bir editör tarafından incelenmiştir. Ek ayrıntılar için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • BlackRock CEO’sunun yorumu Bitcoin’i yeni zirvelere taşıyabilir

    Investing.com – Bitcoin bu hafta yeniden 70.000 dolar bandına adım attı ve düzeltme ivmesini kısa kesen bir görüntü sergiledi.

    Spot Bitcoin ETF başvurusundan itibaren kripto gündeminden düşemeyen BlackRock’ın CEO’su Larry Fink’in son görüşleri ise Bitcoin için oldukça umut verici olarak yorumlandı.

    Milyarder yatırımcılar neye yatırım yapıyor? Yanıtı InvestingPro’da! Şimdi INVTROZEL1A kodunu kullanın, %20’ye varan indirimle kayıt olun.

    Kodu nasıl kullanacağınızdan emin değil misiniz? Adım adım gösterdiğimiz videoyuizleyebilirsiniz.

    Sorularınız için destek birimimize buradanulaşın.

    Larry Fink, IBIT’i dünyanın en hızlı büyüyen ETF’si olarak tanımladı

    Spot Bitcoin ETF’lerin Ocak ayından itibaren işlem görmeye başlamasından sonra geçen hafta ilk kez net çıkış kaydedildi. Bu gelişmeyle birlikte Bitcoin de düşüş eğilimi gösterdi. Spot ETF’lerde ilk geri çekilmenin ardından şüpheci yaklaşan isimler sahneye çıkarak bu finansal enstrümanların sürdürülebilirliğini tartışmaya başladı.

    Dün Fox Business’a röportaj veren BlackRock CEO’su Larry Fink, IBIT’in kısa süredeki büyümesine dikkat çekerek şimdiden tarihin en hızlı büyüyen ETF’i haline geldiğini vurguladı. Öyle ki BlackRock 11 Ocak lansmanından bu yana 17 milyar dolar değerinde 243.627 BTC aldığını raporlandı. Bu da günlük ortalama 250 milyon doların üzerinde BTC alımı yapıldığı anlamına geliyor.

    IBIT ETF’inin bu hızda büyümeye devam etmesi durumda uzmanlar, Nisan ayı sonuna kadar fonun 22,6 milyar dolara ulaşabileceği ve bunun da Bitcoin’i 80.000 dolar bandına taşıyabileceğini öngörüyor.

    Bitcoin ETF’ler bu hafta yeniden yükselişe geçti

    Geçen hafta GBTC’den 800 milyon dolarlık fon çıkışının gerçekleşmesi ve talebin zayıf kalmasıyla ETF’lerde net çıkış gerçekleştikten sonra bu hafta talebin geri döndüğü görüldü. Son raporlar dün kapanış itibarıyla yaklaşık 348 milyon dolar değerinde 2.020 BTC’nin alındığını gösterdi. Böylece hafta başından bu yana ETF’ler 7.000 BTC’ye yakın sermaye girişi elde ederken Bitcoin fiyatı da 71.760 dolara kadar yükseldi.

    Ocak ayından bu yana kaydedilen veriler ise ETF’lerin 800 milyon doları aşan net giriş kaydettiği haftalarda Bitcoin’in yeni zirvelere ulaştığını gösterdi. Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketinin CEO’su Larry Fink’in Bitcoin ETF’lerden yana memnuniyetini dile getirmesi, sektöre yönelik olumlu bir gelişme olarak görülüyor.

    Bununla birlikte toplam 11 Bitcoin ETF, haftalık bazda 800 milyon doları aşacak şekilde fon toplamayı başarabilirse Bitcoin fiyatının 75.000 dolar seviyesinde yeni zirvesini belirleyebileceği tahmin ediliyor.

  • BlackRock’ın BUIDL fonu ilk haftada 240 milyon dolar topladı

    BlackRock’ın halka açık bir blokzincir üzerindeki ilk tokenlaştırılmış fonu olan BUIDL fonu, güçlü bir başlangıç yaparak faaliyetinin ilk haftasında 240 milyon dolar topladı.

    Ondo Finance 95 Milyon Dolar Taahhüt Etti

    Tokenlaştırılmış RWA şirketi Ondo Finance, varlıklarının 95 milyon dolarlık kısmını BUIDL fonuna aktaracağını duyurdu. Bu rakam, Ondo Finance’ın OUSG token’ının toplam kilitli değerinin (TVL) tamamını temsil ediyor.

    OUSG token’ı, kısa vadeli ABD Hazinelerine likit erişim sağlıyor. Ondo Finance, bu adımı, tokenlaştırılmış bir ABD Hazine fonu konseptinin doğrulanması ve finansal piyasalar için önemli bir adım olarak görüyor.

    BUIDL 240 Milyon Dolar Topladı

    BlackRock’ın BUIDL fonu, ilk haftasında 240 milyon dolar toplamış olup büyük ilgi gördü. Gerçek zamanlı veriler, fonun çoğunlukla USDC olmak üzere 100 milyon doların üzerinde varlık bulundurduğunu gösteriyor.

    19 Mart’ta başlatılan BUIDL fonu, nitelikli yatırımcıların bir BUIDL token aboneliği yoluyla ABD doları getirisi elde etmelerini sağlıyor. Fon, yatırımlarını yalnızca nakde, ABD Hazine bonolarına ve geri satın alma anlaşmalarına yapıyor. BlackRock, BUIDL fonunu “halka açık bir blokzincir üzerinde ihraç edilen ilk tokenlaştırılmış fon” olarak nitelendirdi.

    BlackRock’ın BUIDL fonu, finans sektöründe bir dönüm noktası niteliğindedir. Halka açık bir blokzincir üzerinde kurulan ilk tokenlaştırılmış fon olmasıyla, BUIDL’ın gelecekteki performansı yakından takip edilecektir.

    Bu haber ilk önce Coin Mühendisi sitesinde yayımlanmıştır.

  • SEC, Coinbase davasındaki kararı Binance ve CZ’ye karşı kullanıyor

    ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), dünyanın en büyük kripto para borsası Binance’e açtığı davada stratejik bir hamle yapıyor. SEC, Coinbase’i içeren ayrı bir davadaki olumlu bir kararı, Binance aleyhindeki argümanlarını güçlendirmek için kullanmayı hedefliyor.

    Coinbase Davası Kararı, SEC İçin Avantaj Olarak Görülüyor

    SEC, 27 Mart’ta Binance davasına bakan mahkemeye tamamlayıcı yetki bildirimi sundu. Bu dosyalama, SEC’in Coinbase aleyhine açtığı davada, Yargıç Katherine Failla tarafından verilen önemli kararları vurgulamakta. SEC, bu kararları Binance’e karşı mücadelesinde avantajlı buluyor.

    Staking ve İkincil Piyasa Satışlarına Odaklanma

    Coinbase davası kararı, kripto para borsaları tarafından sunulan staking programlarının kayıt dışı menkul kıymet olarak sınıflandırılabileceğine dair SEC iddiasını destekliyor. Ek olarak Yargıç Failla, Ripple vs. SEC davasında sunulan ve ikincil piyasada satılan kripto paraların yatırım sözleşmesi sayılmadığı yönündeki argümanı reddetti. Bu, SEC’in ikincil piyasa satışlarının bir kripto varlığın menkul kıymet olup olmadığını belirlemede önemli olabileceği yönündeki duruşunu güçlendiriyor.

    Binance Baskı Altında: BNB, BUSD ve Diğerleri Mercek Altında

    SEC, başlangıçta Binance’i BNB, BUSD gibi varlıklar, kredi verme ürünleri (“Simple Earn” ve “BNB Vault”) ve Binance.US’nin staking programı aracılığıyla kayıt dışı menkul kıymetler sunmakla suçladı. Coinbase davası kararı, SEC’in bu noktalardaki argümanlarını güçlendiriyor.

    Yargıç Failla’nın Kararı: Kripto Endüstrisi İçin İkili Bir Durum

    Coinbase davası kararı, staking programları menkul kıymet olarak kabul edilmesi konusunda netlik kazandırırken kripto para endüstrisi içinde de endişeler uyandırıyor. SEC’in Howey Testine göre çok sayıda kripto parayı (BNB, BUSD ve diğerleri dahil) menkul kıymet olarak sınıflandırmaya çalışması bir tartışma konusu. Kripto avukatları bu geniş kategorilemeye karşı çıkıyor.

    Binance Davası Sonuca Yaklaşıyor

    Binance ile SEC arasındaki hukuki mücadele son aşamalarına yaklaşıyor. Binance, SEC’in bilgi talepleri ve ifadeler alma isteklerine büyük ölçüde uydu. Nisan ayında son bir ortak durum raporu ve potansiyel olarak son brifinglerin sunulması bekleniyor.

    Bu haber ilk önce Coin Mühendisi sitesinde yayımlanmıştır.

  • Kripto piyasasının merakla beklediği dolandırıcılık davasında bugün karar günü

    Investing.com – Bir zamanlar sektörün en büyük 2. kripto para borsası olan FTX’in çöküşünden sorumlu tutulan isim olan Sam Bankman-Fried’ın merakla beklenen davası bugün görülecek.

    7 ayrı suçlama yönetilen Sam Bankman-Fried’in davasında bugün kararın verilmesi bekleniyor. Aynı zamanda bu tarihi kararı, kripto sektörü için de bir dönüm noktası olarak görenler var.

    InvestingPro kullanın, profesyoneller gibi kazanın! %20 indirim kodu: INVTROZEL1A

    Kodu nasıl kullanacağınızdan emin değil misiniz? Adım adım gösterdiğimiz videoyuizleyebilirsiniz.

    Sorularınız için destek birimimizeburadan ulaşın.

    FTX’in hızla yükselerek piyasanın en büyük kripto borsalarından biri haline gelmesinin ardından adından sıkça söz ettiren Bankman-Fried’ın çeşitli dolandırıcılık suçlamalarına karşılık 110 yıla kadar hapsi isteniyor.

    Bankman-Fried’in hızlı yükselişinin ardından düşüşü de aynı hızda gerçekleşti. FTX’in kurucusunun müşteri fonlarını kullandığının anlaşılmasıyla başlayan çöküş süreci hızlı şekilde gerçekleşirken kripto borsası, fon taleplerini karşılayamadı ve iflas başvurusunda bulunmak zorunda kaldı. FTX’in çöküşünden sorumlu tutulan SBF ise FTX’teki hileli işlemlerin ve suistimallerin kanıtlanmasından sonra federal jüri tarafından 7 ayrı suçlamadan suçlu bulundu.

    Sam Bankman-Fried’in işlediği suçlara karşılık 110 yıla kadar ağır bir ceza talebinde bulunulması kripto alanındaki mali suçlara yönelik cezaların ne kadar ağır olabileceğini göstermesi açısından son derece önemli görülüyor. Buna göre alınacak kararın, düzenleyici boşluğu olan kripto sektöründe bu boşluktan yararlanarak kötü niyetli eylemlerde bulunabilecek kişiler için caydırıcı olması bekleniyor.

    FTX’in durumu belirsizliğini koruyor

    İflas koruma başvurusunda bulunduktan sonra kayyum atanan FTX şirketi, bu süre zarfından yeniden yapılanma planları çerçevesinde işletiliyor. Bir zamanlar 32 milyar dolar değerine olduğu söylenen kripto borsasının 1 milyonu aşan kullanıcısı vardı.

    Geçtiğimiz aylarda ise kayyum heyeti, borçları ödeme konusunda ciddi adımlar atarken kripto borsasının yeniden açılabileceğine dair yorumda bulundu. FTX ile ilgili son gelişmelerde şirketi satın alacak ciddi alıcıların olduğundan bahsedilirken şimdiye kadar satın almayla ilgili somut bir gelişme yaşanmadı.

  • FTX kurucusu dolandırıcılık suçundan hüküm giydi

    Artık feshedilmiş olan kripto para borsası FTX’in kurucusu Sam Bankman-Fried, birden fazla dolandırıcılık suçundan mahkum edilmesinin ardından bugün cezasını çekecek. 32 yaşındaki eski milyarderin yasal sorunları, kripto sektörünü sarsan bir olay olan FTX’in çöküşünden kaynaklanıyor.

    MIT mezunu olan Bankman-Fried, 2017 yılında Alameda Research’ü kurarak kripto para alanına girmek için Jane Street Capital’daki işinden ayrıldı. İki yıl sonra, o ve eski bir Google (NASDAQ:GOOGL) çalışanı olan Gary Wang, bir kripto para birimi ticaret platformu olarak FTX’i kurdu.

    FTX’in hızlı yükselişi, Ekim 2021’de şirkete 25 milyar dolar değer biçen 420 milyon dolarlık bir girişim finansmanı turu da dahil olmak üzere önemli kilometre taşlarıyla işaretlendi. Bankman-Fried’ın serveti, Forbes’un kendisini yıl sonunda 26 milyar dolar olarak tahmin edilen net değeriyle milyarder olarak listelemesiyle zirveye ulaştı.

    Şirketin görünürlüğü, Şubat 2022’de NFL Super Bowl sırasında aktör Larry David’in yer aldığı yüksek profilli bir reklamla fırladı. Bununla birlikte, kripto piyasası ters rüzgarlarla karşı karşıya kaldı ve 2022’nin ortalarında Bankman-Fried, Alameda ve FTX’in zor durumdaki kripto kreditörleri Voyager Digital ve BlockFi’ye kredi olanakları sağlamasıyla kendisini sektör için bir “beyaz şövalye” olarak konumlandırıyordu.

    Dönüm noktası 2 Kasım 2022’de, bir CoinDesk raporunun Alameda Research’ün bilançosunun büyük ölçüde FTX’in kendi tokenı FTT’ye dayandığını ortaya çıkarmasıyla geldi. Bu açıklama FTT’nin önemli ölçüde değer kaybetmesine yol açtı ve rakip bir borsa olan Binance’in token’daki varlıklarını satmasına neden oldu. Ardından gelen piyasa tepkisi, müşterilerin para çekme çılgınlığını tetikleyerek FTX’i 11 Kasım 2022’de iflasa zorladı ve Bankman-Fried’ın CEO’luk görevinden istifa etmesine yol açtı.

    Bankman-Fried 12 Aralık 2022’de Bahamalar’da tutuklandı ve Manhattan’daki federal bir büyük jüri tarafından kendisine dolandırıcılık ve komplo suçlamaları getirildikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne iade edildi. Başlangıçta 250 milyon dolarlık bir kefaletle Kaliforniya’da ev hapsinde tutulmak üzere serbest bırakıldı.

    Suçsuz olduğunu kabul ettikten sonra duruşması Ekim 2023’e ayarlandı. Ancak, 11 Ağustos 2023’te ABD Bölge Yargıcı Lewis Kaplan tarafından tanık değiştirme olasılığı nedeniyle kefaleti iptal edildi ve Bankman-Fried Brooklyn Metropolitan Gözaltı Merkezi’nde hapsedildi.

    Duruşma 3 Ekim 2023 tarihinde Manhattan federal mahkemesinde başladı. Bankman-Fried’in 28 Ekim 2023 tarihinde kimseyi dolandırmadığını ya da para çalmadığını iddia ettiği ifadesine rağmen, 2 Kasım 2023 tarihinde tüm suçlamalardan mahkum edildi.

    Bugün verilen ceza, kripto para sektörü ve yatırımcıları üzerinde derin bir etkisi olan bir dizi olayın sonucudur. Bankman-Fried’in mahkumiyeti, kripto endüstrisinin karşı karşıya olduğu düzenleyici ve yasal incelemede önemli bir gelişme olarak hizmet ediyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Bitcoin toparlanırken ABD kripto ETF’lerine giriş görülüyor

    Bitcoin’in fiyatı son dönemdeki düşüşünden kurtulurken, yatırımcılar dikkatlerini kayda değer bir değişimle kripto para borsa yatırım fonlarına (ETF’ler) yöneltti. Ocak ayında piyasaya sürülen dokuz ETF, bu haftanın ilk iki gününde yaklaşık 1 milyar dolar biriktirerek girişlerde bir artış yaşadı. Bir analiz firması olan VettaFi’nin araştırma müdürü Todd Rosenbluth, bu yenilenen ilgiyi Bitcoin’in güçlü performans dirilişine bağlıyor.

    BitMEX Research’ten elde edilen veriler, Fidelity Wise Origin Bitcoin Fonu’nun Pazartesi ve Salı günü topladığı 540,9 milyon dolar ile varlık çekmede yeni lider olarak ortaya çıktığını gösteriyor. Bu rakam, BlackRock’ın iShares Bitcoin Trust’ının aynı zaman dilimi içinde çekmeyi başardığı 197,7 milyon doları önemli ölçüde aşıyor.

    Bu yeni ETF’ler için genel olumlu eğilime rağmen, Grayscale Bitcoin Trust, haftanın ilk iki gününde 562,4 milyon dolara ulaşan sürekli çıkışlarıyla dikkat çekiyor. Bu durum, Bitcoin’in fiyat dalgalanmalarından bağımsız olarak devam ediyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Kripto sektöründe bir ilk: 3 yapay zeka tokeni yeni bir kripto parada birleşecek

    Investing.com – Kripto para piyasasında yapay zeka alanında faaliyet gösteren protokoller; Fetch.ai, SingularityNET ve Ocean Protocol, birleşerek yeni bir protokol oluşturma durumunu değerlendiriyor.

    Kazançlı yatırımlar için doğru adres: InvestingPro. Şimdi %20’ye varan indirimden yararlanmak için INVTROZEL1A kodunu kullanın.

    Kodu nasıl kullanacağınızdan emin değil misiniz? Adım adım gösterdiğimiz videoyu izleyebilirsiniz.

    Sorularınız için destek birimimize buradan ulaşın.

    3 yapay zeka tokeni ASI adlı yeni bir kripto varlığı oluşturacak

    Fetch.ai (FET), SingularityNET (AGIX) ve Ocean Protocol (OCEAN) protokolleri bir araya gelerek “Artificial Superintelligence” (ASI) adlı yeni bir protokol oluşturmayı amaçlıyor. Yeni oluşturulması planlanan protokolün yerel varlığı ise ASI olacak. Tokenin arzının toplamda 2,63 milyar olması ve listeleme fiyatının ise 2,82 dolar olması bekleniyor. FET, AGIX ve OCEAN sahipleri, varlıklarını belirlenen oranlarda ASI tokeniyle takas edebilecek. Yapılan açıklamalarda FET tokenlerinin ASI’ye bire bir oranda takas edileceği bildirildi. Bununla birlikte AGIX’ten ASI’ye takas oranı, 1:0,43335 ve OCEAN’dan ASI’ye takas oranı, 1:0,4332266 olacak.

    Birleşme olayı 2 Nisan tarihinde Fetch.ai ve SingularityNET toplulukları arasında oylanacak. Oylamada çoğunluk elde edilirse token birleşmesi için işlemler başlayacak ve piyasadaki FET, AGIX ve OCEAN tokenleri ASI’ye dönüştürülecek. Bu altcoin’leri merkezi borsalarda tutan yatırımcılar ise kripto varlıklarının belirlenen oranlarda otomatik olarak ASI’ye döndüğünü görecek.

    Yapay zeka tokenleri duyurunun ardından hızlı yükseldi

    Kripto para sektöründe bir ilk olacak protokol birleşmesinin duyurulmasının ardından 3 kripto parada da önemli yükselişler kaydedildi. 24 Mart’tan bu yana pozitif kapanış gören FET, son 24 saatte %20’ye yakın değer artışıyla 3,3 dolar seviyelerine ulaştı. AGIX, son 24 saatte %17 değer artışıyla 1,38 dolara yükseldi. OCEAN ise haberin ardından %38 yükselerek 1,67 dolara ulaştıktan sonra1,34 dolar seviyelerine geri çekildi, ancak kripto parada yükselişin bugün de devam ettiği görülüyor.

    Kripto para yatırımcıları, son zamanlarda popüler bir sektör haline gelen yapay zeka alanında faaliyet gösteren 3 projenin güçlerini birleştirme kararını son derece olumlu şekilde fiyatladı. Yatırımcılar, birleşme öncesi varlıklarını hızla artırma çabasına girerken yeni basılacak olan ASI tokenine talebin yüksek olacağına yönelik beklentinin oluştuğu görülüyor.

  • Bitcoin Cash, yarılanma öncesinde %13 yükseldi

    Bazı trader’lar, önümüzdeki günlerde Bitcoin’in 69.000 dolar seviyesinin altına düşmesi durumunda piyasa genelinde daha fazla geri çekilme uyarısında bulundu. Dogecoin %6 atladı, Bitcoin Cash ise 4 Nisan’da beklenen bir yarılanma etkinliği öncesinde %13 yükseldi, bu olay tarihsel olarak token için bir boğa piyasasının öncüsü olmuştu.

    Bitcoin fiyatları dalgalı bir haftanın ardından son 24 saatte neredeyse değişmedi. Fiyatlar salı günü kısa bir süre için 71.000 doların üzerine çıktıktan sonra geri çekildi ve cuma günü önemli bir opsiyon süresi dolmadan önce 70.000 dolar seviyesinde sabit kaldı.

    Çoğu büyük token hafif kayıplar yaşadı. CoinGecko verilerine göre Solana‘nın SOL’u, XRP ve BNB Chain’in BNB‘si %2’ye kadar düştü, Internet Computer’ın ICP‘si ise %6 düştü.

    Bazı trader’lar, önümüzdeki günlerde Bitcoinin 69.000 dolar seviyesinin altına düşmesi durumunda piyasa genelinde daha fazla geri çekilme uyarısında bulundu.

    FxPro’nun kıdemli piyasa analisti Alex Kuptsikevich bir e-postada, “Bitcoin, 70 bin doların altına geriledi, bu durum boğaların buharı atması gerektiği ve küresel piyasalardaki risk iştahının genel düşüşüne atfedilebilir.” dedi.

    “Kısa vadeli odak, Bitcoin’in salı günkü gün içi düşük seviyeleri olan 69,5 bin doları yeniden test edip edemeyeceğini görmek olacak. Bu seviyenin altında bir kırılma, daha uzun süreli bir düzeltme sinyali verebilir.”

    Dogecoin, %6’lık bir artışla büyükler arasında en çok kazanan oldu. Tarihsel fiyat hareketleri buna benzer durumların önemli değer artışlarına yol açtığını gösteriyor.

    Lider token’lar içerisinde stabilleri hariç tutan CoinDesk 20 endeksi %1,4 düştü.

    Bu arada Bitcoin Cash (BCH) 4 Nisan’da beklenen bir yarılanma etkinliği öncesinde %13 yükseldi. Mevcut blok ödülü 6,25 BCH iken bir sonraki yarılanmadan sonra 3,125 BCH olacak.

    BCH takip edilen vadeli işlemlerdeki açık faiz, geçen hafta 213 milyon dolardan Perşembe günü 500 milyon dolara daha fazla iki katına çıktı, beklenen fiyat dalgalanmalarına yönelik kaldıraçlı bahislerde bir artış gösterdi.

    Yarılanma, madencilik işlemleri için ödülün yarı yarıya düşürüldüğü, yeni coin’lerin oluşturulma hızının azaltıldığı ve böylece yeni arzın mevcut miktarının düşürüldüğü bir olaydır.

    Bitcoin’in kendi yarılanması 20 Nisan’da bekleniyor ve tarihsel olarak token için bir boğa piyasasının öncüsü olmuş durumda.

    Bu makale ilk olarak CoinDesk Türkiye üzerinde yayımlanmıştır.

  • Tether, yapay zekâ odağını genişletiyor

    Tether, kurduğu yapay zekâ odaklı yeni bölümüyle yenilikçiliğe vurgu yaparak yapay zekânın geleceğini şekillendirmedeki konumunu güçlendiriyor. Bu hamleyle Tether, çok modlu yapay zekâ modellerinin geliştirilmesine liderlik ederken endüstri standartlarını belirlemeyi ve iş birliklerine öncülük etmeyi planlıyor.

    Kripto para sektörünün en büyük şirketlerinden Tether, yapay zekâ odağını stratejik olarak genişlettiğini ve kendisini yenilikçiliğin ön saflarında konumlandırdığını duyurdu. Bu önemli hamle, Tether’in yapay zekâ erişilebilirliğini ve verimliliğini artırma hedefini öne çıkarırken, teknolojinin geleceğini şekillendirme konusundaki konumunu daha da güçlendiriyor.

    Temel ürünü USDt için 100 milyar doları aşan piyasa değeri ve yenilenebilir eşler arası telekomünikasyon, enerji, bitcoin madenciliği de dahil olmak üzere çeşitli sektörlerdeki stratejik projeleriyle tanınan Tether, bu alandaki yatırımlarını sürdürüyor. Yapay zekâ teknolojilerinin Big Tech tarafından tekelleştirilmesine ilişkin endişeler artarken Tether, bu hamleyle yapay zekâ modeli geliştirme sürecindeki şeffaflığı ve gizliliği desteklemek için önemli bir adım atmayı hedefliyor.

    Tether çok modlu yapay zekâ modellerinin gelişimine öncülük etmeyi planlıyor

    Tether, yapay zekâ odağının genişletilmesi birkaç önemli alana odaklanıyor. Şirket ilk olarak yeni endüstri standartlarını belirlemek, yapay zekâ teknolojisinde yenilikçiliği ve erişilebilirliği artırmak için açık kaynaklı, çok modlu yapay zekâ modellerinin geliştirilmesine öncülük etmeyi planlıyor. Aynı zamanda yapay zekâ çözümlerinin pazar odaklı ürünlere sorunsuz bir biçimde entegre edilmesine yönelik iş birliklerine de öncülük edilecek. Gerçek dünyadaki zorlukların üstesinden gelmek için teknolojiden yararlanmayı planlayan şirket, topluluk katkıları aracılığıyla daha geniş ekosistemle aktif olarak etkileşime girerek yenilikçi projelerini sergilerken yapay zekâ alanında da ilerlemeyi amaçlıyor.

    Ayrıca, Tether gelişen yapay zekâ bölümüne katkıda bulunmak üzere üst düzey yeteneklere yönelik küresel bir işe alım kampanyasını da duyurdu. En son teknoloji alanlarına yönelik gerçekleşen bu genişleme, şirket için önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor.

    “Northern Data Group’a yaptığımız yatırım, vizyonumuzla mükemmel bir şekilde uyum sağlıyor”

    Tether’in yapay zekâ yatırımları hakkında yorum yapan Tether CEO’su Paolo Ardoino, “Yapay zekâ hem gerçek hem de dijital dünyalarda hayatımızın neredeyse her alanında devrim yaratmaya hazır. Dayanıklı ve yüksek performanslı teknolojilerle tanınan Northern Data Group’a yaptığımız yatırım, vizyonumuzla mükemmel bir şekilde uyum sağlıyor. Tether içinde yeni bir bölüm kurarak yapay zekâ sınırlarını yeniden tanımlıyor. Ayrıca, gizliliği koruyan açık yapay zekâ teknolojisini demokratikleştiren Tether, inovasyon için sektör kriterlerini belirliyor. Bu kriterler ise kullanışlılık ve şeffaflık” dedi.

  • Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı birinci sefer anlattı! “En büyük hayalim…”

    27 Mart Dünya Tiyatro Günü hasebiyle dikkat alımlı açıklamalarda bulunan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, misyona geldiği günden bugüne kadar yapılan çalışmaları ve gelecek devir için hedeflenen yeni projeleri anlattı.

    Görevine başlar başlamaz DT çalışanlarının özlük haklarında düzenlemeye gidilmesi istikametinde çalışmalara başladıklarını lisana getiren Tamer Karadağlı, Türkiye’nin en güzide kurumlarından biri olan DT’de ortada ufak tefek aksaklıkların yaşanmasının da doğal olduğunu söyledi. Açıklamaları esnasında DT’de dinamik ve atak bir idare üslubu izlediklerinden bahseden Tamer Karadağlı, Devlet Tiyatrolarının yalnızca oyunculardan ibaret olmadığını, teknik grup, idari kadrosuyla bir bütün olarak kıymetlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tamer Karadağlı; “Çalışanlarımızın özlük haklarını koruyabilmek en kıymetlisi.” şeklinde konuştu.

    Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı

    “27 MART DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ’NÜ KUTLUYORUM”

    Konuşmaları esnasında çok uygun bir grupla çalıştığını ve geldiği günden bugüne çok efor harcadığını lisana getiren Tamer Karadağlı; “Hem meslektaşlarımın hem de seyircilerimizin 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum. Bugün, bütün oyunlarımızı fiyatsız oynuyoruz. Salgın periyodunda Devlet Tiyatroları özel tiyatrolara sahnelerini açmıştı, açmaya da devam edeceğiz. Devlet Tiyatroları, Türkiye’deki en büyük sanatsal kurum, bir yerde hamilik misyonumuz de var. Natürel yardımcı olacağız, boş günlerimizde sahnelerimizi açacağız. Lakin her vakit sahnelerimizi açamayız, bunun bir istikrarını kurmak gerekiyor. Kızılay’daki 75. Yıl Sahnemizi yalnızca tahsisler için ayırdık. Öbür sahnelerimizin kapılarını da bizim oynamadığımız günlerde özel tiyatrolara açmaya devam edeceğiz.” dedi. 

    “TİYATRO İNTERAKTİF BİR İŞTİR”

    Devlet Tiyatrolarının oyunlarına özel, yeni afiş tasarımı ve oyun tanıtım görüntülerinin ilgi çektiğini lisana getiren Tamer Karadağlı;  “Benim özel kesimden geliyor olmamın avantajlarını kullanarak, daha insan odaklı bir afiş dizaynına gittik. Tahminen de pek çok oyuncu arkadaşımız afişlerde kendini göremeyecek. Bizim afişlerimiz biraz klasikti. Artık en hoş, en insan odaklı tabirleri bulmaya çalışıyoruz. Afişler ilgi çekti ve yararını gördük. Tiyatro interaktif bir iştir, canlıdır. Görsel olarak toplumsal medyayı kullanmamız ismine görüntülerin çok yararı oldu.” dedi.

    “BİZİM TOPRAĞIMIZIN ÖYKÜLERİNİ ANLATMAK ÇOK ÖNEMLİ!”

    Son zamanlarda Ayşe Emel Mesci’nin yönettiği, Kemal Tahir’in romanından uyarlanan Devlet Ana oyununun hayli başarılı ilerlediğine dikkat çeken Tamer Karadağlı; “Yeni sanat döneminde bir dengeleme yapacağız eserler ortasında. Romandan uyarlanan yapıtlarımız ve klasiklerimiz olacak. Yerli müelliflere da ehemmiyet veriyoruz ve bu dengeyi kurmamız gerekiyor. Bizim toprağımızın öykülerini anlatmak çok değerli. Klasiklerimiz de olacak, toprağımızın öyküleri de olacak.” diyerek sahne alacak tiyatro oyunlarının muştusunu verdi.

    Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı

    “BİLET FİYATLARINI ÇOK DÜŞÜKTE TUTUYORUZ”

    Devlet Tiyatrolarının bilet fiyatlarını özel tiyatrolara göre çok daha uygun fiyatlı olduğunu söz eden Tamer Karadağlı; “Londra, New York’a gittiğinizde müzikal izlemek istediğinizde biletler tükenmişse karaborsadan bilet alınıyor ve çok kıymetlidir. Biz kâr hedefi gütmeyen bir kurum olduğumuz için bilet fiyatlarını çok düşükte tutuyoruz. Bizim için değerli olan sanatı, tiyatroyu insanlarımıza yayabilmek. 2023-2024 sanat döneminin başladığı ekim ayından bugüne 201 oyunla 4 bin 84 temsil gerçekleştirildi. 1 milyon 247 bin 601 seyirciye ulaşıldı. Seyirci sayımızda geçen seneye nazaran yüzde 10’luk bir artış var. Bu memnunluk verici bir sayı. Demek ki afiş, tanıtım görüntüsü ve repertuvarımızın farkı varmış ki, halkımız teveccüh gösteriyor.” şeklinde konuştu. 

    YAPAY ZEKA İLE OYUN YAZILIR MI?

    DT’nin oyun yazımlarında yapay zekâ kullanımına ait değerlendirmelerde bulunan Tamer Karadağlı; “İnsan odaklı gittiğimiz için yapay zekâ oyunu yazdırır mıyız? Sanmıyorum. En azından yakın bir tarihte değil. Tahminen daha sonra denenebilir, o da deneysel olacaktır.” dedi.

    Türkiye ile Yunanistan ortak imali Romeo ve Juliet oyunu provalarının Yunanistan’da devam ettiğini ve Yunan Pire Kent Tiyatrosu ile birlikte sahneleyeceklerini söyleyen Tamer Karadağlı, gelecek hafta kendisinin de Yunanistan’a giderek provaları izleyeceğini lisana getirdi. 

    “ULUSAL TİYATROMUZU YURT DIŞINDA TANITMAKLA MÜKELLEFİZ”

    Gelecek devirde farklı ülkelerle de bu cins projeleri gerçekleştirebileceklerine dikkat çeken Tamer Karadağlı; “Biz hem kendi tiyatromuzu, ulusal tiyatromuzu yurt dışında tanıtmakla mükellefiz birebir vakitte da yurt dışıyla çok yakın temas halinde olmamız gerekiyor. Biz her yıl bir sürü şenlik yapıyoruz. Yurt dışından onlarca tiyatroyu davet ediyoruz. Onları ağırlıyoruz en düzgün biçimde. Bu kültürel alışverişin giderek artması gerektiğine inanıyorum ben, çok büyük yararı oluyor zira ülkeler ortası bağlarda. Ülkelerin kültürel bağlantısının bu kadar yakın olması aslında birçok sorunu ortadan kaldırabiliyor. Zira sanat o denli bir şey, hoşluk katıyor, barış katıyor, yakınlaştırıyor ülkeleri. Devlet Tiyatrolarının Türk dünyası ülkelerle de yeni çalışmalar planlıyoruz.” dedi.  

    Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı

    “EN BÜYÜK HAYALLERİMDEN BİRİ!”

    Konuşması sırasında bu vakte kadar Devlet Tiyatrolarının ABD ve İngiltere’ye turne yapmadığını öğrendiğini söyleyen Tamer Karadağlı, Türk tiyatrosunun yurt dışında sahnelenmesine ait projelerini anlattı. 

    Tamer Karadağlı;  “En büyük hayallerimden biri, Amerika Broadway’de 3, 4 gün bir Türk müzikalini sahneleyebilmek. Apartman uzunluğunda afişlerimizi orada asabilmek ve orada sahneye çıkabilmek, Devlet Tiyatrosunu orada da gösterebilmek. Umuyorum önümüzdeki sene olacak ve Devlet Tiyatrolarının 75’inci yılına denk gelmiş olacak. Kendi topraklarımızın kıssasını en yeterli formda anlatacağımız bir oyun olursa, bir müzikal olursa, dansıyla, müzikleriyle, oyunuyla, bundan daha hoş bir şey olamaz.” formunda konuştu. 

    “YENİ SAHNELER AÇIYORUZ!”

    Sözlerine yeni sanat dönemi hazırlıklarının başladığını, her sene oyun sayısını ve performansı artırmak istediklerini belirterek devam eden Tamer Karadağlı; “Yeni sahneler de açıyoruz. Geldiğimden bugüne 4 sahne açtık. Bu tiyatrolara en yeterli oyunlarımızı gönderiyoruz, yerleşik hale gelmelerini sağlıyoruz. Oyun sayımızı artırabiliriz lakin sahne sayımız kâfi değil. Bu limitler içinde hareket etmemiz gerekiyor. Yakın vakitte Düzce Devlet Tiyatrosu da perdelerini açacak.” sözlerini kullandı. 

    Kendisinin de oyunlarda rol almasına ait sorulara içtenlikle yanıt veren Tamer Karadağlı; “Ben artık tiyatro için uğraşmalıyım. Daha sonra, ikinci yıl tahminen, sistem yeterlice oturur, ben de oyun oynayabilirim. Şu anda arkadaşlarım için, tiyatro için uğraşıyorum.” halinde konuştu.

  • Bakan Tekin, “Velilerin Okula Girmesini İstemiyoruz”

    Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, velilerin okulun içerisine girmesiyle ilgili farklı sorunlar yaşadıklarını belirtti. Tekin, sorunun çözümü için yeni bir proje geliştirdiklerini duyurdu.

    Veliler e-okul Üzerinden Randevu Alıp Okula Gelecek

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Iğdır’da yaptığı temaslar sırasında ses getirecek bir açıklama yaptı ! Öğrenci velilerinin öğretmenle konuşmak veya çocuklarını karşılamak için okulun içerisine girdiğini anlatan Bakan Tekin, bunu doğru bulmadıklarını ifade etti. Velilerin okula girdikleri zaman farklı farklı sorunlarla karşılaştıklarını kaydeden Bakan Tekin, sorunun çözümü için e-randevu sistemi kurduklarını velilerin bu sistemden randevu aldıktan sonra okula girebileceklerini söyledi. Kamuoyunda Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili bazı konuların gündemde olduğunu anlatan Tekin, “Yaz aylarında iki genelgemiz vardı, okullarda velilerimiz sınıf koridorlarında, kapılarında beklesin istemiyoruz. Okulun içine girdikleri zaman farklı sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. O yüzden velilerimizin öğretmenlerle görüşmek için ya da öğrencilerini karşılamak için okulun içine girmesini istemediğimizi belirtmiştik. Şimdi onun altyapısını da kurduk, e-Okul üzerinden okul veri randevu işlemini hayata geçirdik. O bu hafta gündemdeydi, tartışıldı ve konuşuldu.” diye konuştu.

    Öğrenci Sayısı yüzde 25 Arttı

    Bakan Tekin, Iğdır’daki temasları kapsamında Iğdır Kültür Merkezi’nde düzenlenen il eğitim yöneticileri toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Tekin, Türkiye’de eğitim öğretim alanında yapılan yatırımlar hakkında bilgi verdi. Bakan Tekin, Bakanlık görevine başladığı tarihten itibaren sürekli sahada olduğunu söyledi. Iğdır’da 2002-2003 eğitim öğretim yılında öğrenci sayısının 42 bin 539 olduğunu ifade eden Tekin, şöyle konuştu: “Aradan geçen 22 yıl içinde öğrenci sayısı 11 bin civarında artmış, yani yaklaşık olarak yüzde 25 oranında arttı ve öğrenci sayısı yaklaşık 53 bin olmuş. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde eğitim öğretim sürecinde yaptığımız atılımları görmek açısından söyleyeceğimiz rakamlar önemlidir. Öğrenci sayısı yüzde 25 artmışken, 2002 yılında 1408 öğretmenimiz varmış, şu anda 3 bin 782 öğretmenimiz var. Yani, öğrencimiz yüzde 25 artmışken öğretmenimiz iki daha fazla, üç kata yakın oranda artmış. Aynı şekilde 2002 yılında 182 okulumuz, şu anda 325. Eğitim öğretimin niteliğini tartışacaksak eğer öğretmen sayımız, derslik sayımız, öğretmen başına düşen öğretmen sayımız ve derslik başına düşen öğrenci sayımız çok önemli.” Tekin, il merkezi ve Aralık ilçesinde öğretmenevinin yatırım programına alındığını belirterek güzel sanatlar lisesi, Anadolu lisesi, meslek lisesi, ilkokul olmak üzere öğretmenevleriyle 6 projenin yatırım programında olduğunu dile getirdi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
  • Arsenal’de forvet sınırına tam 10 aday!

    Premier Lig grubu Arsenal, bu dönem forvet sınırında yaşadığı ıstırapları gelecek dönem yaşamamak ismine şimdiden harekete geçti.

    Daily Mirror’ın haberine nazaran; Arsenal, 9 numara durumu için transfer listesine 10 golcü ismi ekledi.

    Haberde, İngiliz grubunun Premier Lig’de forma giyen Alexander Isak ve Ivan Toney’i listeye aldığı belirtildi.

    Premier Lig dışında birçok ligden de oyuncunun izlendiği belirtilirken listedeki isimlerde yavaş yavaş ortaya çıktı.

    LİSTEDEKİ ÖBÜR İSİMLER

    Arteta idaresindeki Arsenal’in Lisbon forması giyen Viktor Gyökeres, Porto forması giyen Evanilson, Ajax forması giyen Brian Brobbey, Feyenoord forması giyen Santiago Gimenez, Bundesliga’da forma giyen isimler Lois Openda, Benjamin Sesko, Victor Boniface ve Napoli forması giyen Victor Osimhen’i transfer listesinde bulundurduğu aktarıldı.

  • Renault’tan sürpriz atak, elektrikli araba işinde çok ciddiler

    Bu atak, elektrikli araçların çevresel ayak izini azaltmayı hedeflerken, yenilenebilir güç kaynaklarının kullanımını teşvik ediyor. Renault’un bu uğraşı, yalnızca otomotiv kesiminde değil, birebir vakitte etraf müdafaa alanında da değerli bir kilometre taşı olarak görülüyor.

    Renault, sürdürülebilir geleceğe yönelik değerli bir adım atarak Avrupa’daki araçlarında geri dönüştürülmüş pilleri kullanacağını ve tıpkı vakitte pil geri dönüşümünü kendisi gerçekleştireceğini duyurdu. Bu, Avrupa’da kapalı döngü içinde nikel, kobalt ve lityum çıkartarak pilleri geri dönüştüren birinci araba üreticisi olacakları manasına geliyor. 2022’de faaliyete geçen Gelecek Nötr’dir (TFIN) departmanı, şu anda kendi geri dönüşüm tesisini kurmak için yardımcı olabilecek şirketlerle görüşmeler yapıyor. Asıl amaç, elektrikli araçların (EV) maliyetini düşürmek ve Çin’den gelen pillere ve gereçlere olan bağımlılığı azaltmaktır.

    Renault, Fransa’daki Flins fabrikasında yeni araç üretimini sonlandıracak ve yerine geri dönüştürülmüş araç modülleri ile yenilenmiş araçlar üretecek bir modele geçiş yapacak. Şu anda yeni bir pilin maliyetinin yaklaşık %70’ini nikel, kobalt ve lityum oluşturuyor. Bu da tüm aracın maliyetinin %40’ını teşkil ediyor.

    Renault’tan sürpriz atılım, elektrikli araba işinde çok ciddiler

    Renault‘un planları, Avrupa’nın Çin’den gelen pillere ve ham hususlara olan bağımlılığını azaltmayı hedefleyen daha geniş bir teşebbüsün modülü. Avrupa’da bir pil geri dönüşüm tesisi kurmak mantıklı bir adım olarak görülüyor. Ayrıyeten, Renault TFIN iş kolundan değerli bir gelir elde etmeyi hedefliyor; şirket, yalnızca bu branştan 2,3 milyar euro ciro hedefliyor.

    Bu teşebbüs, hem ekonomik hem de çevresel açıdan Avrupa araba sanayisinde bir dönüm noktası manasına geliyor. Renault‘un bu atılımı, elektrikli araçların maliyetlerini düşürme ve daha sürdürülebilir bir gelecek için kıymetli adımlar atma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Ayrıyeten, Avrupa’nın otomotiv kesiminde daha bağımsız bir pozisyona gelmesine imkan tanıyacak stratejik bir atak olarak bedellendiriliyor. Renault‘un bu gayreti, yalnızca teknolojik yenilikleri değil, tıpkı vakitte etrafa olan sorumluluğunu da ön planda tutuyor. Geri dönüştürülmüş pillerin kullanımı, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayarak çevresel ayak izini azaltmayı hedefliyor. Bu yaklaşım, gelecek kuşaklar için daha pak ve daha yaşanabilir bir dünya bırakma vizyonuyla örtüşüyor.

  • Başkan Topaloğlu’ndan ilçe merkezinde iftar yemeği

    Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Ramazan ayı dolayısıyla Kemer merkezde yaşayan vatandaşlar için iftar yemeği organize etti.
     
    Kemer Cumhuriyet Meydanı’nda verilen iftar yemeğine, Başkan Topaloğlu’nun yanı sıra eşi Fikriye Topaloğlu, CHP Kemer İlçe Başkanı Adem Barış, Kemer Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Bilici, Kemer Belediyesi Başkan Yardımcısı Emin Gül, Ahıskalı Türkler Derneği’nin kurulmasında önemli bir rol oynayan ve geçen seçimlerde CHP’den milletvekili adayı olan Ramiz Atahan, Kemer Belediyesi Meclis Üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
     
    Başkan Topaloğlu, orucunu açan vatandaşlarla tek tek selamlaşarak sohbet etti. Topaloğlu, tüm vatandaşların ramazan ayını tebrik ettiğini söyledi.
     
    Başkan Topaloğlu’na sevgi seli
     
    İftar sonrası vatandaşlar, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu ile fotoğraf çektirmek için adeta birbiri ile yarıştı.
     
    Özellikle çocukların bol bol fotoğraf çektirdiği Başkan Topaloğlu, iftar yemeğine katılan vatandaşlara teşekkür ettiğini söyledi.
     
    Öte yandan Başkan Topaloğlu, geleceğin futbolcularını yetiştiren Kemer Belediyesi Futbol Okulu’nun Kazım Gül Stadı’ndaki antrenmanına katılarak çocuklarla sohbet etti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başa dön tuşu