Ay: Mart 2024

  • ABD heyeti yarın Ankara’da

    ANKARA (İGFA) – Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

    TRT Haber’in bakanlık kaynaklarına dayandırarak yayımladığı habere göre, ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi heyetinin yarın yapacağı ziyarete ilişkin soruya şu cevabı verdi:

    “Sayın Bakanımız yarın Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’den dört üyeyi Bakanlığımızda kabul edecektir. Görüşmenin ikili askeri ilişkilerimizin gündeminde yer alan terörle mücadele ve ABD’nin PKK/YPG’ye sağladığı destek başta olmak üzere, F-16 tedarik ve modernizasyon süreci, Kongre onayı bekleyen tedarik projeleri gibi hususlarda milli güvenlik hassasiyetlerimizin en üst seviyede dile getirilmesi için fırsat oluşturacağı değerlendirilmektedir.”

    HAVA KUVVETLERİNE AİT CN-235 NAKLİYE UÇAĞININ DENİZ KUVVETLERİ’NE VERİLMESİ

    Bakanlık kaynakları, Hava Kuvvetlerine ait CN-235 Nakliye Uçağının Deniz Kuvvetlerine verilmesine dair soruya şu yanıtı verdi:

    “Dz.K.K.lığının harekat, ulaştırma ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Hv.K.K.lığından 1 yıl süre ile geçici olarak 1 adet CN-235 uçağı tahsis edilmiştir. Bahse konu tahsis işlemi Hv.K.K.lığı ile Dz.K.K.lığı arasında 2021 yılında imzalanan protokol kapsamında ihtiyaç duyuldukça gerçekleştirilmekte ve kalıcı olarak envanter transferi yapılmamaktadır.”

    Öte yandan Bakanlık kaynakları, sosyal medyada yer alan İzmir Limanı’nı ziyaret eden Yunan Gemisinin Türk bayrağı çekmemesi paylaşımlarına yönelik basın mensuplarına şu cevabı verdi:

    “Mütekabiliyet esasları çerçevesinde bizim gemilerimiz de Yunanistan liman ziyareti gerçekleştirdiğinde Yunan bayrağı çekmiyor.”

  • Hüseyin Erkin:”Keşan’a su temin eden Kadıköy  Barajı’ndan daha fazla yararlanılmalıdır”

    Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Yüksek mühendis, Enerji ve Su Yöneticisi, DSİ Emekli Bölge Müdür Yardımcısı Hüseyin Erkin, Kadıköy Barajı’ndan daha fazla yararlanılabileceğini belirten bir açıklama yayımladı.

    Erkin’in konuyla ilgili açıklaması şöyle;

    “Keşan sulaması olarak 1973 yılında işletmeye açılan Kadıköy Barajı, 55 milyon metreküp aktif depolama hacmine sahip ve yıllık ortalama 37 milyon metreküp su kapasitesi ile 37 500 dönüm araziyi sulayabilen bir barajdı. 1989 yılına kadar DSİ tarafından verimli olarak işletilmiş, hatta Seydiköy-Şükrüköy-Kadıköy-Mahmutköy arazilerinde on yıl sebze ihracı yapılacak şekilde tarımda yapılmıştır.1980 yılında bölgeye örnek olması amacıyla zamanın belediye başkanı Metin Çırpan öncülüğünde benimde katkı verdiğim, barajın hemen mansabında iki yüz metrekare yüksek tünel sera yapılmıştır. Doksanlı yıllarda kısmi kurak mevsim, barajın suyunun kötü işletilmesi ve şebeke dışına su verilmesi gibi sebeplerle sulama sıkıntıları oluşmuş ve 1998 yılında sulama kooperatifine sulama sistemi devredilmiştir.

    Sulama kanallarının bozulması ve su yönetiminin iyi yapılmaması gibi sebeplerle Kadıköy barajı sulaması atıl duruma getirilmişti. 2004 yılında Hamzadere barajı sulama sahası revizyonu sırasında, Kadıköy Barajı’nın otuz bin dönümlük kısmı (İzzetiye ve Bahçeköy’ü de kapsayacak şekilde Keşan – Çanakkale yoluna kadar) Hamzadere sulaması kapsamına alınarak Meriç nehrinden sulanacak şekilde projeyi revize ettik. Bu yıllarda Mahmutköy, Seydiköy, Kadıköy göletleri de yapılarak 7 bin dönümlük arazinin çoğu bu göletlerden sulanacak şekilde bu alanlarda revize edildi. Elli yaşına ulaşmış Kadıköy Barajının aktif şekilde depolayabildiği su miktarı da mutlak koruma alanları içinde tarım yapılması ve erozyon sebebiyle 40 milyon metreküpe gerilemiştir. Çünkü barajda su azaldığı yıllarda Malkara köyleri, Deveci, Izgar, Kadıköy çiftçileri önceden istimlak edilmiş arazileri ekip dikmektedirler. Bu esnada sürülmüş arazi rusubatları göl havzasını doldurduğu gibi kullanılan tarımsal ilaç ve gübreler suya karışarak risk oluşturabilir durumlar hasıl olmaktadır. Bu yüzden baraj göl havzası koruma alanlarının mutlaka denetim altına alınarak, rezervuar alanında kalan arazilerde tarım yapılması mutlaka önlenmelidir.

    Yasa gereği bu görevde DSİ ve Keşan Belediyesi tarafından yapılmalıdır. 1990’ lı yıllarda Keşan su ihtiyacının dahada güvenli olması amacıyla İpsala Kumdere sahasında açılan kuyulardan 120 l/s debili su Keşan’a getirilmişti. Bu pompajlı ve pahalı işletmesi olan sisteme o zaman karşı çıkmamıza rağmen su Keşan’a getirildi. Elektrik fiyatlarının hızla artması ve su kuyularının ömürlerinin kısa olması vs sebeplerle Kumdere’den su alınması giderek pahalı ve sıkıntılı olmaktadır. Henüz sulama sahası tamamlanamayan Çokal Barajı planlamasında öngörüldüğü gibi kendi hinterlandındaki yerleşim birimlerine içme suyu temin edilebilme imkanı vardır. Nitekim Gelibolu ve Malkara bu kapsamda değerlendirilmiştir.

    Malkara’ya verilecek su hattından Keşan’ a da su verilmesi planlanmıştı ve bu DSİ yatırım programına da girmiştir. Bu yüzden Kadıköy Barajı arıtma tesisleri revize edilip modernize edilerek Keşan’ın uzun vadeli su ihtiyacı (yılda 5 milyon metreküp ileride 8 milyon metreküp) ve yapılacak Tarım İhtisas Organize Sanayi bölgesinin endüstriyel su ihtiyacı (yılda 3 milyon metreküp) Mecidiye Göleti ile birlikte Erikli ve Yayla sahilinin (sezonda 1 milyon metreküp) içme ve kullanma su ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Barajda kalan su ve son yapılan Şükrüköy-Seydiköy göletleri ve diğer göletler ile de Keşan Belediyesinin himayesinde, Seydiköy-Şükrüköy-Mahmutköy-Kadıköy birlikteliğinde oluşturulacak tarımsal kooperatif ile seracılık dahil sebze üretimi yapılabilecektir. (Bu köylerimizin geçmişten gelen sebze yetiştiricilik kültürleri üst seviyededir) Bu sayede çiftçilerin üretimide belediye ve kooperatif aracılığıyla doğrudan tüketiciye ulaşmış ve istihdamda sağlanmış olacaktır. İstanbul pazarı ve İpsala gümrük kapısı ile yıllık 150 milyar dolarlık Balkan ülkeleri pazar avantajı da unutulmamalıdır.

    Küresel ısınma ve iklim değişikliği göz önüne alınarak Kadıköy Barajı su yönetiminin günümüz şartlarında verimli ve Keşan su güvenliği esas olarak işletilmesi şarttır. Kurak periyotta olduğumuz unutulmadan, Kadıköy Barajından kesinlikle çeltik sulaması için dere yatağına su verilmemelidir.

    Bu yüzden Kadıköy Barajından baraj sahası rekreasyon alanından ve daha fazla su hizmetinden yararlanmak için mülkiyet ve bakımı DSİ de kalmak şartıyla barajın işletilmesi Keşan Belediyesi’ne acilen devredilmelidir.”

  • Kayseri “Gazze İftarı”nda buluşuyor

    Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – İftar programının menüsünde, bölgenin simgesi olan hurma, ekmek ve çorba yer alacak. Anadolu Gençlik Derneği Kayseri Şubesi Başkanı Yusuf Şahin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Gazze İftarı ile Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha göstermek istiyoruz. İftar sofralarımızı bir araya getirerek, dayanışma ruhunu pekiştirmeyi amaçlıyoruz.” ifadelerine yer verdi. Gazze İftarı’na tüm halkın davetli olduğunu belirten Şahin, etkinliğin Perşembe günü iftarda Cumhuriyet Meydanı’nda Bürüngüz Cami yanında yapılacağını duyurdu.

  • Take- Two, Borderlands Geliştiricisi Gearbox’ı Satın Alıyor

     
    Rockstar Games ve 2K Games stüdyolarını bünyesinde barındıran Take-Two Interactive, Borderlands geliştiricisi Gearbox Entertainment’ı satın alıyor. Açıklanan ayrıntılara nazaran 460 milyon dolarlık bir muahede ile bir arada satın alım tamamlanmak isteniyor.
     
    Birçok stüdyo ve oyun hakları Take-Two tarafına geçiyor
     
     
     
    Gearbox Entertainment satın alındıktan sonra Take-Two Interactive bünyesindeki 2K etiketi altında bir stüdyo olarak faaliyet gösterecek ve kurucu / CEO Randy Pitchford ile mevcut idare grubu tarafından yönetim edilecek. Gearbox Entertainment şu anda Borderlands ve Homeworld serilerinden olmak üzere beş devam oyunu üzerinde çalışıyor.
     

    Anlaşma tamamlandıktan sonra Take-Two Interactive, The Gearbox Entertainment Company, Gearbox Software, Gearbox Montreal, Gearbox Studio Quebec, Borderlands ve Tiny Tina’s Wonderlands serilerinin yanı sıra Homeworld, Risk of Rain, Brothers in Arms ve Duke Nukem’i bünyesine katmış olacak.

  • Brighton’ın yeni maksadı Otele

    İngiltere Premier Lig gruplarından Brighton, transfer için yeni amacını belirledi.

    İngiliz basınında yer alan habere nazaran, Brighton’ın, Cluj’dan Philip Otele’yi takımına katmak istediği belirtildi.

    BEKLENTİ 3.5 MİLYON EURO

    Cluj’un aktüel piyasa kıymeti 1.5 milyon euro olarak gösterilen 24 yaşındaki futbolcusu 3.5 milyon euro beklediği öne sürüldü.

    ÖNCE BELÇİKA’YA GİDECEK

    Brighton’ın, Otele’yi takımına katması durumunda Nijeryalı futbolcunun evvel Brighton’ın Belçika’daki ortak kulübü Union St Gilloise’de forma giyeceği öne sürüldü.

    OTELE’NİN PERFORMANSI

    Nijeryalı Otele, bu dönem Cluj’de çıktığı 35 maçta 13 gol attı ve 6 asist yaptı.

  • Manchester United’dan Joselu sürprizi!

    Rasmus Hojlund’a yedek bir forvet arayışında olan Manchester United, gözüne Joselu’yu gözüne kestirdi.

    Relevo’nun haberine nazaran; MANU, bonservisi Espanyol’da olan ve Real Madrid’de kiralık olarak forma giyen Joselu’yu transfer etmek istiyor.

    RESMİ TEMASLAR BAŞLAYACAK

    İngiliz devinin oyuncu için kısa müddet içinde resmi temaslara başlayacağı belirtildi.

    Real Madrid ile toplamda 40 maçta forma giyen İspanyol golcü, 15 gol ve 3 asist yaptı.

  • Şadi Özdemir: Kentsel dönüşüm bölgesel yapılmalı

    Nilüfer Belediye Başkan Adayı Şadi Özdemir, İMSİAD’ı ziyaret etti. Kentsel dönüşüm çalışmalarını değerlendiren Özdemir, “Parsel bazlı dönüşüm, sadece nüfusu yoğunlaştırıyor. Bu, hepimizin sorunu. Bireyselden çok kamu yararını düşünerek, ortak çözüm üretmeliyiz. Aksi halde nefes alacak alan kalmayacak. Biz, bölgesel dönüşümden yanayız” diye konuştu.

    CHP Nilüfer Belediye Başkan Adayı Şadi Özdemir, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey ile birlikte İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nde  (İMSİAD) üyelerle buluştu. İMSİAD Başkanı Şeref Demir ile üyelerin yer aldığı buluşmada gündem, kentsel dönüşüm çalışmaları oldu. Nilüfer’de kentsel dönüşüm adı altında yapılan çalışmaların, sorunları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Nilüfer Belediye Başkan Adayı Şadi Özdemir, yeni bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Parsel bazlı yapılan çalışmaların yanlış olduğunu vurgulayan Şadi Özdemir, bu durumun nüfus yoğunluğunu artırdığını söyledi. Bölgesel planlamaların ve ada bazlı kentsel dönüşüm çalışmaları yapılması gerektiğine dikkat çeken Şadi Özdemir, “Eğitim, sosyal donatı, otopark, spor, kültür-sanat alanları artırılmadan mevcut binaları yıkıp, daha yüksek katlı binalar yapmak, nüfusu neredeyse 2-3 kat artırıyor. Bölgesel planlama ve ada bazlı kentsel dönüşüm yapılmalı. Burada bir sorun var. Bu sorunu ortadan kaldırmak için de ortak bir çözüme ihtiyaç var” diye konuştu.

    “KENTİN GELECEĞİNİ HEPİMİZ DÜŞÜNMELİYİZ”

    Mevcut kentsel dönüşüm çalışmalarının aynı bakış açısıyla devam etmesi halinde kentte nefes alacak alanların kalmayacağını belirten Şadi Özdemir, bu olumsuz durumdan herkesin etkileneceğinin altını çizdi. Özdemir, “Yeni bir bakış açısına ihtiyaç var. Kamu yöneticisi kentin 50 yıl, 100 yıl sonrasını düşünen olmalı. Bursa’nın batısı, büyük bir ağırlık taşımaya başladı. Bu dengesizliği ortadan kaldırmak lazım. Bu kent hepimizinse bu kentin geleceğini de hepimizin düşünmesi gerek. Bireysel çıkarlardan çok, kamu çıkarını düşünerek çözüm üretmeli, buna göre hareket etmeliyiz. Sizlerin de desteğiyle Mustafa Bozbey büyükşehir belediye başkanı seçildiğinde, her şey çok daha kolay olacak” dedi.

    Nilüfer’de gençlerin gittiği mekânlarda neredeyse her 4 kişiden 2’sinin Osmangazi’den, 1’nin diğer ilçelerden, 1’inin de Nilüfer’den olduğuna dikkat çeken Şadi Özdemir, “Niye insanlar buraya geliyor? Çünkü diğer yerlerde yaşam standartları, özgürlükler, güvenlik yetersiz. Mustafa Bozbey büyükşehire geldiğinde, şehri dengeleyecek” ifadelerini kullandı.

    Uzmanların da yer aldığı yeni mekanizmalar ve yapılar oluşturarak, Nilüfer’i ortak akılla yöneteceklerini vurgulayan Şadi Özdemir, “Bu yapının içinde halk da olacak. Kendi yetkimizi paylaşıp, birlikte yöneteceğiz. Nilüfer çok kıymetli bir ilçe. Bu kent hepimizin. Bir yanda kuvvetli sanayi bölgeleri, diğer yanda verimli tarım arazileri var. Bu dengeyi çok iyi kurmak lazım. Deprem bölgesinde olduğumuzu unutmamalıyız. Her tarafta fay hatları var. Kentin kirli havasını da hepimiz soluyoruz, trafik yoğunluğunu da hepimiz yaşıyoruz. Tüm bunlara baktığınızda yeni bir akla, bakış açısına ihtiyaç olduğunu görüyoruz ” diye konuştu.

    Nilüfer Belediye Başkan Adayı Şadi Özdemir, İMSİAD üyelerinin sorularını da yanıtladı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yeniyalı’da miting gibi seçim irtibat ofisi açılışı

    Körfez Belediye Başkanı ve Başkan Adayı Şener Söğüt’ün son seçim irtibat bürosu açılışı da Yeniyalı da gerçekleşti. Başkan Şener Söğüt’e destek için açılışa; önceki dönem Körfez Belediye Başkanları Yunus Pehlivan ve İsmail Baran da katıldı. Ayrıca AK Parti İlçe Başkanı Nurettin Okudan, MHP İlçe Başkanı Doğan Bekiroğlu, BBP İlçe Başkanı Selim Öztürk ve teşkilat üyeleri de açılışa büyük ilgi gösterdi.

    “LİDERİMİZİN YÜZÜNÜ AK EDECEĞİZ”

    Açılış öncesinde mehteran takımı eşliğinde dev Türk bayrağı açılarak gençlerin meşalelerle aydınlattığı yolda yürüyüş gerçekleştirildi. Şener Söğüt’e destek için açılışa katılan geçmiş dönem belediye başkanı Yunus Pehlivan, “Ülkemizi aslanlar gibi savunan, dimdik ayakta duran, bileği bükülmeyen bir liderin yüzünü burada AK etmek zorundayız. 31 Mart seçimlerinde Şener Başkanımıza başarılar diyorum, desteğiniz için şimdiden teşekkür ediyorum” dedi.

    PEHLİVAN VE BARAN’DAN DESTEK

    “Körfez’den Cumhurbaşkanımıza tam destek vereceğiz” diyen Önceki dönem belediye başkanı İsmail Baran da, “31 Mart akşamında sevinen Cumhur İttifakımız olacak. Şener Kardeşime Yeniyalı’dan güçlü bir destek istiyorum” dedi. Pehlivan ve Baran’ın ardından ilçe başkanları da tek tek kürsüye çıktı,’31 Mart Zaferi’ne yönelik ortak mesajlar verdi.

    GÜÇLÜ BİR ZAFER YAZACAĞIZ

    Son olarak kürsüye gelen Körfez Belediye Başkanı ve Başkan Adayı Şener Söğüt, “Bugün Yeniyalı gerçekten harika. Kabuğuna sığmayan bir Yeniyalı var. Bugüne kadar burada birçok açılış, yürüyüş yaptık ama en güzeli bu oldu. Bugüne kadar kazandığımız zaferlere, yazdığımız destanlara bir yenisini daha katmak için 3 günümüz kaldı. En iyi şekilde değerlendirerek bir kez daha güçlü bir tarih yazacağız” dedi.

    YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZIN TEMİNATI

    “Aşk ile çalışan yorulmaz” diyen Başkan Söğüt, “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatı. Biz laf değil, iş ürettik. Hamdolsun sizlerin desteklerine de layık olmaya çalıştık. Bizler heyecanlıyız, heyecanlarımızı hedeflere, hedefleri de gerçeğe dönüştürüyoruz. Sizlerle birlikte büyük bir zafer elde edeceğiz. Herkesin belediyesi, herkesin belediye başkanı olacağız” dedi. Başkan Söğüt’ün konuşması sonrasında hep birlikte açılış kurdelesi kesildi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çetinkaya’ya sevgi seli

    ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR

    AK Parti ve Cumhur İttifakı Karamürsel Belediye Başkan Adayı Mesut Çetinkaya, seçim çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. İlçe esnafı ile buluşan Mesut Çetinkaya esnaflarla her daim birlikte ve beraber olduklarını belirterek, “Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz” dedi. Çetinkaya, mimar ve mühendislik ofislerini de ziyaret etti. Ziyaretleri sırasında mimar ve mühendislerle sohbet eden, projeler hakkında görüşen Çetinkaya’ya, mimar ve mühendisler başarı diledi.

    İSMAİL YILDIRIM DESTEK İSTEDİ

    Karamürsel Belediye Başkan Adayı Mesut Çetinkaya, gün boyu devam eden programlarının ardından Karapınar Mahallesinde iftar programına katıldı, daha sonra mahalle meydanında vatandaşlarla buluştu. Mesut Çetinkaya’yı Karapınar Mahallesine yapmış olduğu ziyarette Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım da yalnız bırakmadı, onun için destek istedi.

    YOĞUN İLGİDEN MEMNUN KALDI

    Yoğun ilgiden mutluluk duyduğunu belirten Çetinkaya, “Bu akşam gördüğüm kalabalık karşısında çok duygulandım. Hepinize buraya beni karşılamaya geldiğiniz için teşekkür ederim. Başkanımız İsmail Yıldırım’ın desteğiyle aday adayı oldum. Teşkilatımızda 20 yıllık mazimiz var. Bana bu görevi layık gördüklerinden beri azimle çalışıyorum. Amacım herkese eşit hizmet götürmeye devam etmek” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gölcük Belediyesi tarafından askeriyeden devralınan ve Donanma Parkı olarak ilçeye kazandırılacak 53 dönümlük alanda yıkım çalışmaları tamamlandı

    Alanın dış duvarının da yıkılması ile Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi denize kavuştu.

    Gölcük Belediyesi, ilçeye yeni sosyal yaşam alanları kazandırma çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı ile yapılan protokol sonrasında Gölcük Belediyesi’ne devredilen 53 dönümlük alanda yıkım çalışmaları tamamlandı. Gölcük Belediyesi’nin Donanma Parkı’na dönüştüreceği alandaki eski lojmanlar ve çevre duvarının yıkılıp enkazının kaldırılması ile Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi denize kavuşmuş oldu.

    MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK DENİZE KAVUŞTU

    Dev alanı çevreleyen duvarların yıkıldığı alanda inceleme yapan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Donanma Parkı’nın yapılacağı alanda yıkım çalışmalarını tamamladık. Gölcük merkezinden yaklaşık 500 metre mesafede Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi’ne yürüdüğümüzde, cadde üzerinden atık denizi görebiliyoruz” dedi.

    5335 METREKARELİK ALAN DONANMA PARKI’NA DAHİL EDİLDİ

    Sezer, “Bu alanı teslim alabilmek için askeri üssün batı kısmında 48 lojmanı esaslı olarak onardık. Yine J-9 askeri güvenlik duvarını inşa ettik. Milli Savunma Bakanlığı ile yapmış olduğumuz protokol çerçevesinde, deniz kıyısındaki 5335 metrekarelik alanı da Donanma Parkı’na dahil ettik. Deniz kıyısındaki bu alanda Donanma Açık Hava Denizcilik Müzesi yer alacak. Donanma Parkı’nda kafe, restoranlar ve çeşitli sosyal alanlar yer alacak. Ben şimdiden ilçemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Zabıtan pide gramajı denetimi

    Ramazan ayında ilçede faaliyet gösteren fırınlara yönelik denetimlerini sıklaştıran Osmangazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, üretilen pidelerin gramajlarını kontrol etti. 

    Osmangazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, vatandaşların sağlığı ve huzuru için ilçedeki fırınlara yönelik denetim gerçekleştirdi. Zabıta ekipleri, yapılan denetimlerde vatandaşların Ramazan ayında sofralarından eksik etmediği pidelerin sağlıklı koşullarda üretilip üretilmediğini titizlikle inceledi. Gramaj kontrolü de yapan ekipler, işyerlerinin temizliği, kullanılan malzemelerin sağlığa uygun ortamlarda tutulması ve işlenmesinin yanı sıra çalışanların kılık kıyafet ve kişisel temizlikleri de kontrol etti. Tespit edilen noksanlıklara istinaden ihtarname verilirken, bu işletmelerin belirlenen süre içerisinde eksiklerini yerine getirmeleri için zabıta ekiplerince tekrar denetleneceği bildirildi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Hayvana şiddet vicdanı zedeliyor! Hayvana şiddet, temel insani duyguların eksikliğinden kaynaklanıyor!

    Hayvana uygulanan şiddetle karşı karşıya kalanların, şok, öfke, hüzün, çaresizlik ve umutsuzluk gibi yoğun duygular yaşayabileceklerini dile getiren uzmanlar, bu duygusal tepkilerin, sadece hayvanların değil, aynı zamanda insanların kendilerini ve sevdiklerini de etkileyen bir konu olduğunu söylüyor.

    Hayvanlara yönelik şiddetin, sadece hayvan haklarıyla ilgili bir mesele olmadığını aynı zamanda insan haklarını da içerdiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bu, insan temelli değerler olan empati, adalet, hakkaniyet, vicdan ve merhamet gibi kavramları da içerir.” dedi.

    Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, son günlerde gündemde olan ve kamuoyunun vicdanını yaralayan hayvana şiddet konusunu değerlendirdi.

    “Hayvana uygulanan şiddetle karşı karşıya kalanlar, öfke ve çaresizlik gibi duygular yaşayabilirler” 

    Hayvanlara yönelik şiddetin, sadece hayvan haklarıyla ilgili bir mesele olmadığını aynı zamanda insan haklarını da içerdiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bu, insan temelli değerler olan empati, adalet, hakkaniyet, vicdan ve merhamet gibi kavramları da içerir. Hayvana uygulanan şiddetle karşı karşıya kalanlar, şok, öfke, hüzün, çaresizlik ve umutsuzluk gibi yoğun duygular yaşayabilirler. Bu duygusal tepkiler, sadece hayvanların değil, aynı zamanda insanların kendilerini ve sevdiklerini de etkileyen bir konudur. Bu duygularla birlikte, insanlar şüpheci ve kaçınmacı olabilir, sevdiklerine karşı korumacı davranabilir ve öfkeyle tepki verebilirler.” dedi.

    Kimler hayvana şiddet uygulama eğiliminde oluyor?

    Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, hayvana şiddetin genellikle, empati, merhamet ve vicdan gibi temel insan duygularının gelişmemiş veya yok olduğu kişilerde görüldüğünü belirterek, “Bu kişiler genellikle kişilik bozuklukları, özellikle anti sosyal kişilik bozukluğu veya psikopati ile ilişkilendirilirler.” şeklinde konuştu.

    “Eğitimde vicdan ve merhamet gibi konulara daha fazla önem verebilir”

    Devletin toplum ve aile düzeyinde hayvana şiddeti önlemek için çeşitli önlemler alabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, şöyle devam etti:

    “Devlet, cezaların caydırıcılığını artırabilir ve eğitimde vicdan ve merhamet gibi konulara daha fazla önem verebilir. Toplum, tepkilerini dile getirerek devlet yetkililerini konu hakkında bilgilendirebilir. Aileler ise çocuklarına vicdan, merhamet ve empati gibi değerleri aşılayarak şiddeti önleyebilirler, çünkü şiddet modellenerek öğrenilir. Bu nedenle, kendi davranışlarımızın çocuklara örnek olması ve bu değerlerin onların kalplerine yerleşmesi önemlidir.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Xiaomi Fan Festivali 2024 Tüm Hızıyla Başladı!

    Küresel teknoloji devi Xiaomi’nin her yıl düzenlediği Fan Festivali başladı. 23 Nisan tarihine kadar devam edecek festivalde Xiaomi, en sevilen akıllı telefon ve ekosistem ürünlerinde hem mi.com.tr hem de Mi Store uygulaması üzerinden kullanıcılarına çeşitli kampanya fırsatları sunuyor.  

    Xiaomi, her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Xiaomi Fan Festivali ile ilgili ayrıntıları açıkladı. Her yıl şirketin kuruluş yıldönümü olan 6 Nisan’da düzenlenen etkinlikte dünyanın dört bir yanındaki Xiaomi Fanları için özel promosyonlar yapılıyor ve etkinlikler gerçekleştiriliyor. Şirketin 14. kuruluş yıldönümünü kapsamında festival bu yıl “İkonik Anlar” teması altında düzenlenecek ve Xiaomi fanlarıyla birlikte yaşanan ortak anlara odaklanacak.

    6 Nisan’dan itibaren indirimli fiyattan cihazların satışta olacağı Xiaomi Fan Festivali 23 Nisan’a kadar devam edecek. Bu kapsamda Xiaomi’nin en sevilen serilerinin cihazlarından biri olan Redmi Note 11 Pro+ 5G 6GB + 128GB modeli indirimli kullanıcı fiyatı 10,599 TL olurken 8GB + 256GB modeli indirimli kullanıcı fiyatı 12,099 TL olacak. 

    Redmi Note 12 6GB + 128 GB modeliyse sadece 8,099 TL’ye satın alınabilecek. Bunların yanı sıra POCO F5 Pro 12 + 512 GB 26,999 TL özel fiyatla satışta olurken Xiaomi’nin en beğenilen tabletlerinden Redmi Pad SE 8 GB + 256 GB 7,299 TL’ye kullanıcılarla buluşacak. 

    Özel bir gün için özel bir cihaz

    Bu yılki Xiaomi Fan Festivali anısına Xiaomi, Redmi Note 13 Pro+ 5G’nin Xiaomi Fan Festivali Özel Sürümünü fanların beğenisine sunuyor.¹ Bu özel cihaz, Xiaomi Fan Festivali logosuyla süslenmiş Mistik Gümüş arka kaplamasıyla öne çıkıyor. Karmaşık bir tasarım süreciyle oluşturulan arka kısım CMF, camla kaplı gümüş bir film tabanı içeriyor. Bu arka kapağın üzerinde nanolitografi kullanılarak titizlikle hazırlanmış bir süper logo bulunuyor. Sonuç olarak ortaya çıkan kırılma efekti, logonun büyüleyici bir ışık ve gölge oyunuyla canlanmasını sağlıyor.

    Gümüş kabartmalı ve logolu özel bir kutuyla sunulan Xiaomi Fan Festivali Özel Sürümü, cihazın metalik arka yüzünü tamamlayan özel bir duvar kağıdının yanı sıra kullanıcıların kendi benzersiz logo desenlerini oluşturmalarına olanak tanıyan çeşitli Xiaomi Fan Festivali temalı çıkartmalarla birlikte geliyor. Bu koleksiyon sadece Xiaomi’nin teknolojik gücünü kutlamakla kalmıyor, aynı zamanda hayranlara markayla bağlantı kurmanın somut bir yolunu sunarak festival için özel olarak tasarlanan cihazı Xiaomi Fan Festivali’nin değerli bir hatırası haline getiriyor.

    Xiaomi Fan Festivali Özel Sürümü, 29 Mart 2024 tarihinden itibaren katılımcı ülke ve bölgelerde ön siparişe açılacak. Cihazın sınırlı sayıda satışa sunulması nedeniyle ve sıkı Xiaomi Fanlarını ödüllendirmek amacıyla, öncelikli satın alma ayrıcalıklarından yararlanmaları için az sayıda şanslı kişiye F kodu dağıtılacak.²

    Sıkı Xiaomi Fanlarına özel kampüs turu

    Bu yılki Xiaomi Fan Festivali yalnızca yeni ürünleri sahneye taşımakla kalmıyor, aynı zamanda bazı fanların benzersiz bir etkinliğe katılması için ilk kez bir fırsat sunuyor. Sıkı fanlardan oluşan bir grup, 12 Nisan’da Xiaomi Global Kampüsünü ziyaret edecek ve burada Xiaomi Laboratuvarlarını gezme ve şirketin yenilikçi ürünlerinden bazılarını deneyimleme şansına sahip olacak.

    Xiaomi Fan Festivali’nin Tarihçesi

    İlk olarak 2012 yılında şirketin kuruluşunun ikinci yıldönümünde düzenlenen Xiaomi Fan Festivali (XFF), Xiaomi Fanlarına duyulan minnettarlığı ifade etmek için 6 Nisan’da her yıl düzenlenen bir kutlama haline geldi.

    Xiaomi Fan Festivali, ilk olarak Çin’de başladı, ardından 2015’te Hindistan ve Endonezya’da düzenlenmeye başlandı ve son olarak 2018’de Avrupa pazarlarına girdi. Şu anda dünya genelinde 40’tan fazla ülke ve bölgede düzenleniyor.

    Sorumluluk Reddi

    ¹ Xiaomi HyperOS, Redmi Note 13 Serisinde 25 Mart’tan itibaren OTA yoluyla kullanıma sunulacak.

    ² Öncelikli satın alma kodu, kullanıcıların bir Xiaomi ürününü stokta olmamasına rağmen alışveriş sepetlerine eklemelerine olanak tanıyan bir koddur. İlgili F kodları yalnızca katılımcı ülke ve bölgelerde mevcut olacaktır.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • FedEx’in 130 Milyon Dolarlık Lojistik Ağı Yatırımının Yeni İnşaat Aşaması Başladı

    FedEx Corp.’un (NYSE: FDX) bir yan kuruluşu ve dünyanın en büyük ekspres taşımacılık şirketi olan FedEx Express, bugün Hava Yolu ve Uluslararası Başkanı ve CEO’su Richard W. Smith’in iş liderleri ve havalimanı yönetimi ile birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nda yeni küresel FedEx hava transit tesisi için temelleri yerinde görmeye katıldığını duyurdu. Smith, FedEx’in Türkiye’de uluslararası hava kargoda hızla büyüyen önemli bir pazar olarak yükselişi sürecine bağlılığını yineledi.

    Smith beyanında şu hususları paylaştı: “FedEx olarak işimiz ticaret, bu yüzden altı kıtayı birbirine bağlayan stratejik bir kargo merkezi olan iGA İstanbul Havalimanı’na yatırım yapmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Türkiye, mükemmel altyapısı, bağlantılılığı ve canlı iş ortamı ile FedEx için çok önemli bir pazardır. Tamamlandığında, bu yeni tesis kabiliyetlerimizi artıracak ve müşterilerimiz için küresel büyüme fırsatlarını daha da açacaktır.”

    FedEx, stratejik konumu ve Avrupa’da 45 ülkeyi kapsayan FedEx kara yolu ağına sorunsuz bağlantısı nedeniyle İstanbul’u yatırım yapmak için seçti. Tamamlandığında, yeni tesis müşterilere, basitleştirilmiş gümrük işlemleri ile birlikte tek bir ağda hem paket hem de yük taşıma imkanı sunarak Türkiye’ye ve Türkiye’den üstün bir hizmete katkıda bulunacaktır. 

    Richard W. Smith ile birlikte ziyarette FedEx Express Avrupa Başkanı Karen Reddington, Türkiye Yer Operasyonları Başkan Yardımcısı Eser Sezek ve iGA İstanbul Havalimanı Vekil CEO’su Selahattin Bilgen de yer aldı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kredi İçin Mücadele Eden ve Nakit Toplayan Biden, Clinton ve Obama’dan Yardım Aldı

    Başkan Biden, perşembe akşamı New York City’de düzenlenecek bir kampanya bağış toplama etkinliğinde Demokrat seleflerinden ikisiyle kol kola girecek; bu, kendisinin neyle karşı karşıya olduğunu çok az kişi gibi anlayan iki adamın halka açık bir desteği olacak.

    Ancak bir açıdan tek başına ayakta kalacak.

    Beyaz Saray’daki son dönemdeki Demokratlar üçlüsü arasında tarihçilerin, siyasi stratejistlerin ve politika uzmanlarının iddia ettiği üzere Bay Biden, yasama alanındaki başarıların en kapsamlı listesini hazırlayan ve en az kredi alan kişidir.

    Kongre’nin yakından bölünmüş olduğu ilk dönemde, Bay Biden, 1,9 trilyon dolar salgın teşviki, 1 trilyon dolar altyapı harcaması, iklim değişikliğiyle mücadele için 370 milyar dolar ve ayrıca 28 yıl sonra ilk silah kontrolü önlemlerini öngören yasayı imzaladı. Bu, Perşembe günü New York’ta kendisine katılacak olan iki Demokrat eski başkan Bill Clinton ve Barack Obama’yı geride bırakan bir başarı listesi. Ancak yine de Bay Biden’ın onay oranı üç adam arasında en düşük olanı. Seçmenler Bay Biden’ın temel politikalarından bazılarını genel olarak desteklerken, gelecek konusunda çok daha kötümserler. Ve onun ikinci dönem görev yapma becerisine güvenmiyorlar.

    “Onun en büyük sorunu, gördüğümüz gibi, işleri halletme yeteneğinden çok, nerede bulunursa bulunsun, ister kırmızı bir eyalet olsun ister bir eyalet olsun, ortalama bir Amerikalıya ulaşacak bir mesajı bir araya getirebilme yeteneğidir. Bay Clinton’ın özel kalemi olarak görev yapan ve aynı zamanda Bay Obama’nın kabinesinde görev yapan Leon Panetta, Bay Biden hakkında şunları söyledi:

    Bu merkezi siyasi paradoks, Biden döneminin benzersiz koşullarını yansıtıyor.

    Bay Biden, modern zamanlarda ülkenin daha önce deneyimlediği hiçbir şeye benzemeyen çalkantılı bir siyasi iklimde yarışıyor; pandeminin büyük bir tehdit olması, Kongre Binası’na ve Yüksek Mahkeme’nin 6 Ocak’taki saldırısından bu yana ilk başkanlık yarışmasında yeniden seçilmek istiyor. Yarım asırlık anayasal kürtaj hakkını iptal eden karar.

    Bay Biden’ın içinde bulunduğu durum aynı zamanda Amerikalıların Bay Clinton ve Bay Obama’nın göreve gelmesinden bu yana siyasete ve hükümete olan inançlarını ne kadar derinden yitirdiklerini de ortaya koyuyor.

  • Take-Two Interactive, Gearbox Entertainment’ı Satın Alıyor

    Embracer olayı bir müddettir gündemimizi meşgul tutuyor, önümüzdeki devirde de bizleri meşgul etmeye devam edecek üzere. Bugünün haberi de Embracer bünyesindeki stüdyolardan birisinin el değiştirmesi oldu.

    Take-Two Interactive Software, Gearbox Interactive Entertainment’ı Embracer’dan satın alıyor. Yapılan açıklamada bu satın alımın 460 Milyon $ bedelle gerçekleştirileceği ve 2025 mali yılının birinci çeyreğinde tamamlanmasının beklendiği belirtiliyor.

    Bu satın alımla 2K’in geliştirici grubunun oyun sanayisinin kıymetli yetenekleriyle güçlendirileceği, ayrıyeten Gearbox ve 2K’in Borderlands serisinin yeni oyunu üzerinde faal olarak çalıştıkları da tabir edilmiş açıklamada.

    Take-Two, bu satın alımla Borderlands serisinin yanında Homeworld, Risk of Rain, Brothers in Arms ve Duke Nukem üzere markaların da sahibi oluyor. Gearbox’ın şu anda 6 proje üzerinde çalışmakta olduğu, bunlardan 5 adedinin devam oyunları, 1 adedinin ise yeni bir fikri mülk olduğu da belirtilmekte. Devam oyunlarından 2 adedini biliyoruz, birisi üstte da belirtilen yeni Borderlands oyunu, oburu de çıkışı için gün saydığımız Homeworld 3.

    Take-Two, bu projeleri bir başlangıç noktası olarak kıymetlendiriyor ve önümüzdeki periyotta bir ortada çok daha fazla projeye imza atmayı planladıklarının altını çiziyorlar, hem eldeki markaların yeni oyunları hem de yeni fikri mülkler olarak.

    Geaarbox’ın Embracer’dan ayrılması hoş bir haber oldu bence. Siz ne dersiniz sevgili Oyungezerler?

  • Jorginho’nun geleceği için açıklama

    Arsenal ile mukavelesi dönem sonunda bitecek Jorginho’nun geleceği için menajerinden açıklama geldi.

    İtalyan yıldızın menajeri Joao Santos, “Arsenal ile Haziran aynın sonunda biten mukavelesi hakkında görüşeceğiz, önceliğimiz bu. Arsenal’in kusursuz bir kümesi var ve gelecek dönem ona muhtaçlıkları olup olmadığını göreceğiz” dedi.

    Santos, Jorginho’nun İtalya’ya geri dönüp dönmeyeceğine yönelik sorunun ardından, “Neden olmasın, tahminen bir gün” tabirlerini kullandı.

    32 yaşındaki Jorginho, bu dönem Arsenal’de 28 maçta mühlet buldu ve 1 gol, 1 asistlik performans sergiledi.

  • Kocasinan’ın Milli Sporcusu Hacı Ömer Arslantürk, dünya ikincisi

    Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – Kocasinan Belediyesi Spor Kulübü ve Türkiye Down Sendromlu Futsal Milli Takımın Kalecisi Hacı Ömer Arslantürk’ün içinde bulunduğu Milli Takım, 20-26 Mart tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen 2.Down Sendromlular Dünya Spor Oyunları’nda (Trisome Oyunları) yâri finalde Meksika’yı 7-2 skorla yenerek finale çıktı. Futsal Özel Sporcular Milli Takımı, Final Maçında Brezilya karşısında ilk yarı da üstünlük sağlasa da ikinci yarıda talihsiz yenilen goller sonucu turnuvayı 4-7 skorla ikinci olarak tamamladı ve Dünya ikincisi oldu.

    Özel çocukların başaramayacağı hiçbir şeyin olmadığını vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar, “Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanı Birol Aydın ve yönetimi başta olmak üzere sporcumuz Arslantürk ve bütün oyuncuları yürekten kutluyor, Türkiye Down Sendromlu Futsal Milli Takım ve Antrenörümüz Uğur Arı ile bütün teknik ekibi tebrik ediyorum. İki defa Avrupa Şampiyonası’nın ardından geçen yıl Dünya üçüncüsü, bu yıl ise Dünya ikincisi olarak bu gururu yaşattılar. İnşallah seneye Dünya Şampiyonası olarak taçlandırarak, ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırırlar. Ay-yıldızlı bayrağımızın dalgalandırılması ve İstiklal Marşı’mızın dinletilmesi için her zaman desteklerimiz artarak sürecek. Özelliklere sporcularımıza yakışır spor kompleksi ile masa tenisi tesisini ilçemize kazandıracağız. Kocasinan Spor Kulübü’nde özel çocuklarımızın sahip oldukları yetenekleri ortaya çıkarma konusunda da onlara önderlik ediyoruz. Hizmetlerimizle özel çocuklarımız, büyük bir başarı hikayesi yazıyor. Özel çocukların başaramayacağı hiçbir şey yok. Onların hayatını kolaylaştırmak için desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Kocasinan Belediyesi olarak elimizden geldiğince sporun farklı branşlarında destekler veriyoruz. Bireysel spor, futbol ve diğer alanlarda destekler devam ediyor. Özel kardeşlerimizin, hayatlarını renklendirmek ve spora yönlendirebilme noktasında katkılarımız devam ediyor. Sadece bu alanda değil, birçok alanda onların her zaman yanlarındayız” ifadelerini kullandı.

    Başkan Çolakbayrakdar, başarılı sporcular için her zaman desteklerin süreceğini sözlerine ekledi.

    Türkiye Down Sendromlu Futsal Milli Takım ve Kocasinan Spor Kulübü Antrenörü Uğur Arı ise spora ve sporcuya verdiği destekten dolayı Başkan Çolakbayrakdar’a teşekkür ederek, şampiyonlukta Başkan Çolakbayrakdar’ın büyük payı olduğunu söyledi.

  • Kanser genç yetişkinlerde hızla artıyor! 

    İSTANBUL (İGFA) – Türkiye’de de 2022 yılında 240 bin insana kanser teşhisi konuldu ve 679 binden fazla insan kanser tanısı ile hayatına devam ediyor. Günümüzde görülme sıklığı giderek artan kanserin 2030 yılında dünyada 26 milyon insanın daha kapısını çalacağı öngörülüyor. Bu yükselişin büyük ölçüde nüfus artışı ve yaşam süresinin uzaması nedeniyle yaşanacağı belirtiliyor. Üstelik eskiden ileri yaş hastalığı olarak bilinen kanser günümüzde genç yaş grubunu da tehdit ediyor! Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, son yıllarda kanserin 50 yaş altındaki kişilerde görülme oranının 1990 yılına göre yüzde 80 oranında artış gösterdiği uyarısında bulunuyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, hatalı yaşam tarzının ve çevresel risk faktörlerine erken yaşta maruz kalmanın genç erişkinlerde kanser riskini artırdığına dikkat çekerek, “Genç yaş grubunda kanserin yaygınlaşmasında en önemli etkenler ise hatalı beslenme alışkanlıkları, çağımızın önemli sorunu olan obezite, sigara kullanımı ve alkol tüketimi gibi risk faktörleridir” diyor.

    SON 30 YILDA YÜZDE 80 ARTTI!

    Günümüzde 50 yaşın üzerindeki yetişkinlerde ortaya çıkan ve geç başlangıçlı olarak ifade edilen kanserlerin görülme oranı daha yüksek olsa da, 50 yaşın altındaki yetişkinlerde ortaya çıkan erken başlangıçlı kanserlerin küresel görülme sıklığı giderek artıyor. Bir çalışmada bilim insanları; 204 ülke ve bölgede 2019 veri tabanını temel alarak, 50 yaş altındaki kişilerde teşhis edilmiş olan 29 kanserin küresel yükünü araştırdı. 14-49 yaşları arasında teşhis edilen kanser vakaları erken başlangıçlı kanserler olarak kabul edildi. Yapılan araştırmada; kanserin 50 yaş altındaki kişilerde görülme oranında 1990 yılına göre yüzde 80 oranında bir artış yaşandığı tespit edildi. Araştırmada; geniz ve prostat kanserinin erken yaş grubunda en hızlı artış eğilimi gösteren kanser türleri olduğu belirlendi. Ölüm oranlarına bakıldığında ise en hızlı artış eğilimi böbrek ve yumurtalık kanserlerinde görüldü. Yine uzmanlar tarafından; 50 yaş altında görülen kanserlerin görülme sıklığının 2030 yılında yüzde 31 oranında artacağı tahmin ediliyor.

    EN ETKİLİ ÖNLEM DÜZENLİ TARAMA PROGRAMLARI

    Günümüzde pek çok kanser türünün düzenli olarak yapılan tarama programları ile erken dönemde tespit edilebilmesi ise yürekleri ferahlatıyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er,kanser tarama programlarının genç yaş grubunda görülen kansere ve buna bağlı hastalık yüküne karşı en etkili önleyici tedbir olduğuna işaret ederek, “Örneğin kolon ve rahim ağzı kanseri gibi bazı kanser türleri tarama programları ile henüz kanser gelişmeden tespit edilebilmektedir. Bu nedenle tarama programlarını düzenli olarak yaptırmak yaşamsal öneme sahiptir” diyor.

    KANSER ARTIK TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK

    Kanser, tıp dünyasında yaşanan son gelişmeler sayesinde artık tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alıyor. Öyle ki pek çok kanser türü günümüzde kronik hastalık olarak değerlendiriliyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, son yıllarda ‘hassas onkoloji’ yaklaşımının kanseri yenmek için en iyi yeni silahlardan biri olduğuna dikkat çekerek, “Hassas onkoloji, her bir hastada kanserin genetik yapısının ve moleküler özelliklerinin incelenmesini içerir. Bu yaklaşımkanserin büyümesine ve yayılmasına neden olabilecek hücrelerdeki değişiklikleri tanımlar. Daha sonra bu bilgiler ışığında hastaya en uygun olan kişiselleştirilmiş tedaviler belirlenmektedir” diyor.

    HEDEFE YÖNELİK TEDAVİ İLE BAŞARILI SONUÇLAR

    Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, meme, bağırsak ve böbrek kanserleri başta olmak üzere günümüzde birçok kanser türünde hedefe yönelik tedavilerden oldukça başarılı sonuçlar alındığına işaret ederek, “İmmünoterapi onkolojik tedavilerde son birkaç yılda ön plana çıkan yöntemlerden. İmmünoterapi tedavisinde amaç hastanın kendi savunma sistemlerinin yeniden aktive olmasını, böylece hastalıkla mücadele etmesini sağlamaktır. Bu yöntem günümüzde standart tedavi yaklaşımı olarak yerini almıştır” diyor. Prof. Dr. Özlem Er, kemoterapi ilaçlarının da günümüzde sayılarının arttığını ve daha az yan etki yapması için uygun destek tedavilerin geliştirildiğini söylüyor.

    KANSERDEN KORUNMAK İÇİN 7 ÖNLEM!

    Yaşam alışkanlıklarında yapılacak olan düzenlemeler ile kanserin gelişme riski düşürülebiliyor. Prof. Dr. Özlem Er, kanserden korunmak için almanız gereken en önemli önlemleri şöyle özetliyor:

    Sigara ve alkolden uzak durunSebze ve meyve tüketinDüzenli egzersiz yapınİdeal kilonuzu koruyunİşlenmiş yiyeceklerden kaçının Gazlı içecekler tüketmeyinGüneşe maruziyeti günde 15 dakika ile sınırlayın

  • Yeniden Refah Partisi, Bursa’da ne yapacak?

    Taha ÇELİKBAŞ /HERKES DUYSUN

    BURSA (İGFA) – Herkes Duysun TV ekranlarında Aylin Tekir moderatörlüğünde ve Gazeteci Yazar Mehmet Ali Ekmekçi ile Gazeteci Yazar Mesut Demir eşliğinde yayınlanan ‘Herkes Duysun’ programının bu haftaki konuğu, Yeniden Refah Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu..

    Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının reklama verdikleri paraları eleştiren Yalçın “Vatandaş birini seçecek ama resmini göremiyor ki neden yok? çünkü çok büyük para. Bir binaya resim asmak çok büyük para bu posterleri binaya giydirme 2.5 milyon TL’yi buluyor. Her iki adayında Alinur Aktaş’ında Mustafa Bozbey’inde toplamda seçim için harcadıkları 1 miyar TL’yi bulmuş. Bu kadar parayı emekliye dağıtsan ne olurdu? Gece 2’de döner partisi yapıyorlar. Ben eminim oraya gelen maddi durumu olmayanlar gitti oraya. Geceleri yemekler düzenlediler, bir ara ‘Çorba Çesmesi’ çıkardılar. Çocuklar utanıyorlarmış çeşmeyi açarken. Eğer bir şey yapacakken bir yer aç isteyen gitsin orada yesin.” Dedi.

    Alinur Aktaş ve Mustafa Bozbey‘in mal varlıklarını kaynakları ile açıklamasını talep eden Sedat Yalçın sözlerine şöyle devam etti:

    “Kapmanya bütçeleri açıklanması kesinlikle gerekir. Kendi parasıyla harcadı diyelim ama bir insan 1 Milyarını neden harcasın ki. Eğer devletin parasını seçim üzerine kullanıyorsanız, kullanmazsınız! Ben Alinur beyinde Mustafa beyinde kaynakları ile mal varlıklarını açıklamasını talep ediyorum” dedi.

    Yükselen Parti olarak Partisini tanıtan Yalçın, “Önemli hizmetler yapıldı Türkiye’nin zor dönemlerinden çıkıldı. Maalesef son 10 yıl kötüye gidiyor. İlk 10 yılda her şey iyi gidiyordu. Biz geçmiş 10 yılı istiyoruz. Vatandaşta bunu görüyoruz, bunu istiyoruz.” Dedi.

  • Volvo üzücü haberi duyurdu, son otomobil banttan indi üretim durdu

    Volvo, sürdürülebilir otomobil üretimine adım adım yaklaşırken, dizel motorlu araç üretimini tarihe karıştırdı. 2030 yılına kadar büsbütün elektrikli araba üreticisi olmayı hedefleyen İsveçli otomobil devi, bu vizyonun bir modülü olarak dizel yakıtlı araçlarının üretimini sonlandırdığını duyurdu. Bu dönüşümün sembolü olarak, firmanın dizel yakıtla çalışan son modeli olan XC90, üretim bandından indirilerek müzeye seyahatine başladı.

    26 Mart’ta Volvo’nun İsveç’in Torslanda kentinde bulunan fabrikasında üretilen XC90 modeli, firmaya nazaran son dizel yakıtlı Volvo araç olarak tarihe geçti. Bu araç, turboşarjlı 2.0 litrelik dört silindirli motoruyla bir devrin sonunu işaret ediyor. Volvo, dizel motorların çevresel tesirlerini azaltma ve sürdürülebilir araba teknolojilerine geçiş yapma gayesiyle bu kararı aldı.

    Volvo üzücü haberi duyurdu! Son otomobil banttan indi!

    XC90‘ın son dizel modeli olması, Volvo‘nun araba üretimindeki yeni yol haritasının da bir göstergesi. Bu stratejik dönüşüm, firmanın gelecekte karbon ayak izini azaltma ve etraf dostu ulaşım tahlilleri sunma konusundaki kararlılığını yansıtıyor. Volvo‘nun bu adımı, araba bölümünde sürdürülebilirlik ve etraf dostu teknolojilerin ehemmiyetinin arttığı bir devirde büyük ehemmiyet taşıyor.

    XC90 modeli, Volvo‘nun yeni kurduğu World of Volvo (Volvo Dünyası) müzesinde sergilenecek. Müze, 14 Nisan’da ziyaretçilerine kapılarını açacak ve Volvo’nun geçmişten günümüze araba üretimindeki evrimini gözler önüne serecek. Müzede sergilenecek son dizel XC90 modeli, ziyaretçilere Volvo‘nun sürdürülebilir geleceğe yanlışsız attığı adımların somut bir örneğini sunacak. Volvo‘nun bu dönüşümü, başka araba üreticileri için de ilham kaynağı olabilir ve bölümde elektrikli araçlara olan geçişin hızlanmasına katkıda bulunabilir.

  • Peugeot o modelinin fiyatını 178.000 TL aşağıya çekti, bu bir birinci

    D sınıfı sedan pazarındaki savlı oyunculardan biri olan Peugeot 508, sportif görünümü ve performansıyla otomobil severlerin beğenisini kazanmaya devam ediyor.

    Bu model, çağdaş çizgileri ve dikkat cazip tasarımı ile yollarda çarçabuk fark ediliyor ve Peugeot markasının estetik manada ne kadar tezli olduğunu gözler önüne seriyor. Bilhassa agresif ön yüz tasarımı ve şık LED farları, 508’in sportif karakterini vurguluyor ve bu modeli, segmentindeki öbür araçlardan ayırıyor.

    Peugeot 508, geniş yükleme alanıyla da öne çıkıyor. 487 litrelik bagaj hacmi sayesinde, kullanıcılar birkaç valizi birebir anda taşıyabiliyor ve bu geniş alan, bilhassa uzun seyahatler ve aileler için büyük bir avantaj sağlıyor. Bu yükleme kapasitesi, 508‘in kullanışlılığını artırıyor ve sedan konforu ile pratikliği bir ortada sunuyor.

    Ancak aracın hudutlu donanım paketi seçenekleri, pazardaki rekabet gücünü etkiliyor. Şu anda Türkiye pazarında sırf iki farklı donanım paketiyle sunulan bu model, potansiyel alıcıların daha geniş seçenekler arayışında diğer marka ve modellere yönelmesine neden olabiliyor.

    Bu durum, 508‘in satış performansını olumsuz istikamette etkileyebiliyor ve markanın segmentteki pazar hissesini genişletme fırsatlarını sınırlıyor.

    Söz konusu arabanın baz donanım düzeyi, 130 beygir gücünde olan 1.5 litrelik dizel motor ve 8 ileri tam otomatik şanzıman ile geliyor.

    Bu motor, sağladığı yüksek performans ve ekonomik yakıt tüketimi kıymetleriyle dikkat çekiyor. Sürüş dinamikleri ve yakıt verimliliği konusunda kullanıcılardan tam not alan 508, bu özellikleriyle de D sınıfı sedan pazarında kıymetli bir yer ediniyor.

    Motorun sunduğu istikrarlı performans, 508‘i hem kent içinde hem de uzun seyahatlerde tercih edilen bir model haline getiriyor. Gelin artık arabanın fiyatlarına ve başka ayrıntılarına daha yakından göz atalım.

    ALLURE 1.5 BlueHDi 130hp EAT8

    Fiyatı: 1.965.500 TL

    GT 1.5 BlueHDi 130hp EAT8

    Fiyatı: 2.162.000 TL

  • Başkan Altay Karapınar ve Ereğli’de Vatandaşlarla Buluştu

    Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, ilçe ziyaretlerini Karapınar ve Ereğli’de sürdürdü.

    Karapınar Belediyesi’ni ziyaret ederek Belediye Başkanı Mehmet Yaka ile görüşen Başkan Altay, İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi’nde Cumhur İttifakı Karapınar Belediye Başkan Adayı İbrahim Önal ve partililerle bir araya geldi. Başkan Altay Karapınar esnafını da ziyaret ederek ‘hayırlı işler’ temennisinde bulundu.

    “YENİ DÖNEMDE KARAPINAR’IMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Karapınarlılarla bir araya gelmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden Başkan Altay, “Karapınar’da hemşehrilerimizden ve esnaflarımızdan Cumhur İttifakımız için destek istedik. Geçtiğimiz beş yıllık süreçte olduğu gibi yeni dönemde de ilçe belediyemizle el ele vererek Karapınar’ımız için çalışmaya, gayret etmeye devam edeceğiz inşallah” ifadelerini kullandı.

    BAŞKAN ALTAY EREĞLİ’DE İFTAR PROGRAMINA KATILDI

    Karapınar’dan sonra Ereğli’ye de bir ziyaret gerçekleştiren Başkan Altay, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve Konya Valisi Vahdettin Özkan’ın da yer aldığı iftar programına katıldı. Başkan Altay, Konya’nın en büyük ilçesi Ereğli’nin son beş yılda çok büyük kazanımlar elde ettiğini anımsatarak, 31 Mart’tan sonra da Ereğli’nin Konya’nın parlayan yıldızı olması için el ele gönül gönüle çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

    İftar programına; Ereğli Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı Ereğli Belediye Başkan Adayı Hüseyin Oprukçu, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, Ereğli Kaymakamı Oğuz Cem Murat, AK Parti Konya İl Yönetim Kurulu Üyesi Salih Koyuncu, AK Parti Ereğli İlçe Başkanı İbrahim Erol, MHP Ereğli İlçe Başkanı Musa Yılmaz da katıldı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yerel Seçimler Öncesinde ÇEVKO Vakfı Söyleşisi’nde Gündem Atık Yönetimi

    ÇEVKO Vakfı tarafından Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlenen “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlıklı çevrimiçi söyleşi gerçekleşti. Moderatörlüğünü Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak’ın gerçekleştirdiği etkinlikte, Anadolu Efes – Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi, İTÜ – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Görgün, AB Komisyonu İklim Elçisi – Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Seren Anaçoğlu ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer konuşmalarıyla yer aldı. 

    ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’nde bu ay gündem atık yönetimiydi. İklim kriziyle mücadele ve döngüsel ekonomiye geçişte en önemli uygulamaların başında gelen atık yönetimi konusuna yerel seçimler öncesinde dikkat çekmek istediklerini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer söyleşinin açılış konuşmasını yaptı.

    ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: Belediyelerden atık yönetimine gerekli ilgiyi göstermelerini bekliyoruz.

    İklim krizi ve sürdürülebilirliğin atıkların kaynağa, yani hammaddeye dönüştürülmesiyle yakından ilgili olduğunu belirten Mete İmer, “Ülke olarak dört-beş yıldır içecek ambalaj atıkları için zorunlu depozito sistemine geçmeye çalışıyoruz. Bizde tüketim sonrası atıkların yönetiminden ana sorumlu belediyeler. Son yıllarda ambalaj atıklarının belediyelerce kaynağında ayrı toplanıp geri dönüşüme sevk edilmesinde aksaklıklar yaşanıyor. İçecek dışı ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanıp geri dönüştürülmesi için Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu modelini savunuyoruz. Yerel seçimlere giderken önümüzdeki dönemde tüm belediyelerden atık yönetimine gerekli ilgiyi göstermelerini rica ve talep ediyoruz” şeklinde konuştu. 

    İTÜ – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Görgün: Biyoçeşitlilik kaybını önlemek için, kültürümüzü, yaşam biçimimizi ve iş yapış biçimimizi değiştirmemiz gerekiyor.

    Prof. Dr. Erdem Görgün sözlerine ÇEVKO Vakfı’na atık yönetimi konusunda 30 yıldır yaptığı çalışmalara teşekkür ederek başladı. ÇEVKO Vakfı’nın Yıldız Teknik Üniversitesi içinde atık yönetimi konusunda çok önemli bir araştırma merkezi kurduğuna dikkat çeken Görgün, konuyla ilgili dünyadaki son gelişmeleri gündeme getirdi. Döngüsel ekonomi konusunun en önemli parçasının atık yönetimi olduğuna dikkat çeken Görgün “biyoçeşitlilik kaybını önlemek için, kültürümüzü, yaşam biçimimizi ve iş yapış biçimimizi değiştirmemiz gerekiyor. Atık yönetimi döngüsel ekonomi açısından çok önemli ama ürünleri daha üretirken atığı minimize ederek üretip, ürün kullanım sürelerini uzatacak şekilde tasarlamamız gerekiyor” dedi. 

    Görgün, döngüsel ekonomiye geçişin hızlanması için bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in de dikkat çektiği “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” kapsamında hammaddenin ürün haline getirilirken tasarım süreçlerinden eskitmeme, onarma, tekrar kullanma ve ekonomik ömrü uzatma gibi konularda sorumluluğu üreticiye de verme başlıklarıyla Avrupa Birliği’nde düzenlemeler yapıldığını anlattı. 

    Döngüsellik konusunda AB ülkelerinin büyük bir hızla ilerlediğini belirten Görgün, Fransa’nın çıkardığı “Anti atık ve döngüsel ekonomi” yasasına dikkat çekti. Bu yasaya satılmamış ürünlerin imhasının yasaklandığı ve bu ürünlerin sivil toplum kuruluşları aracılığıyla dayanışma ekonomisine kazandırıldığını belirten Görgün, bu yolla bu ürünlere erişemeyen insanların ihtiyaçlarının karşılandığının altını çizdi. Aynı yasa doğrultusunda ürün ambalajlarına “Onarılabilirlik Endeksi”nin de ekleneceğini belirten Görgün bu sayede daha ürün satın alınırken zarar gördüğünde tüketicinin bu ürünlerin onarıma ne kadar açık olduğunu anlayabileceğini belirtti. 

    Anadolu Efes – Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi: 2030 yılında hedefimiz kendi operasyonlarımızda net sıfır karbon salımına ulaşmak

    ÇEVKO Vakfı söyleşinin bu oturumundaki özel sektör temsilcisi Selda Susal Saatçi, sürdürülebilirlik ve iklim kriziyle mücadele konusunda Anadolu Efes’in yaptığı uygulamalarını, Dünya’da konuyla ilgili son gelişmeler ve verileri ele alarak anlattı. Dünya’yı tehdit eden risklerin eskiden ekonomik temelli olduğunu fakat bugünün risklerinin çevresel ve sosyal riskler olduğunu belirterek sözlerine başlayan Saatçi, iklim krizi ile beraber en çok öne çıkan üç konunun deniz seviyesinin yükselmesi, gıda üretiminin azalması ve biyoçeşitliliğin azalması olduğunu söyledi. Anadolu Efes’in çevre odağındaki çalışmalarını anlatırken Selda Susal Saatçi, son raporlama döneminde kendi operasyonları kaynaklı emisyonlarını bir önceki yıla göre %12 azalttığını ve 2020 yılına göre hektolitre başına su tüketimlerini %16 azalttıklarının altını çizdi.

    Kurumun 2030 hedeflerini üç ana başlıkta toplayan Saatçi bu başlıkları şu şekilde özetledi: Çevre için sıfırlıyoruz, sosyal faydaya desteğimizi artırıyoruz, fırsat eşitliğiyle güçleniyoruz. Saatçi sözlerini “2030 yılında kendi operasyonlarımızda net sıfır karbon salımı hedefine ulaşacağız, Türkiye’de tüm tesislerimizde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan aldığımız sıfır atık belgesinin yanı sıra diğer yurt dışı operasyonlarımızın da bu prensiple çalıştıklarını belgelendirmesini hedefliyoruz, bununla birlikte plastikle mücadelemize devam edeceğiz” şeklinde sürdürdü.

    AB Komisyonu İklim Elçisi – Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Seren Anaçoğlu: İklim krizi sonucunda oluşan felaketlerde ev içi şiddet yüzde 300 oranında artıyor

    Söyleşide son olarak sözü alan AB Komisyonu İklim Elçisi – Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Seren Anaçoğlu iklim aktivizmine 16 yaşında başladığını belirtti ve bu süreçte AB Komisyonu İklim Elçiliği’ne kadar ilerlediğinden söz etti. Eyleme geçme çağrısında bulunan Anaçoğlu seçtiği hukuk mesleğinde çevre hukuku ve iklim adaleti konularına eğildiği bilgi ve mesajlarının gençler için yol gösterici olmasını istediğini paylaştı. İklim krizinin bir insan hakları sorunu olduğunu belirten Anaçoğlu, iklim krizi başlığında da toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olduğunu belirtti. Anaçoğlu iklim krizi sonucunda oluşan felaketlerde ev içi şiddetin yüzde 300 oranında arttığını ve kadınların daha çok şiddete uğradığının altını çizdi.  

    İklim krizi sonucunda iklim adaletsizliğinin oluştuğu vurgusu yapan Anaçoğlu, hükümetlerin yapması gerekenleri belirtti: Öncelikle fosil yakıt tüketimini ortadan kaldırmak, belirli regülasyonlarla iklim krizinin önüne geçmeye çalışmak, toplumsal eşitliği sağlayarak herkesin felaketlerden kaynaklanacak olası etkilerini azaltmayı sağlamak ve vatandaşlarına etkili bir eğitim müfredatıyla iklim krizini daha fazla anlatmak.

    Türkiye’deki ilk iklim gençlik hareketi olan “İklim için Gençlik” organizatörü olan Anaçoğlu, eğitimde iklim krizini yaygınlaştırmak gibi iklim krizi konusunda birçok kampanya yürüttüğünü ve bu kampanyalarla değişim yaratmaya çalıştığını belirtti. Ekip arkadaşları ile beraber Türkiye’nin ilk iklim krizi konulu davasını açarak diğer gençlere ilham olmaya çalıştığını söyledi. Son olarak, değişimi yaratmak için hep birlikte hareket etmemiz gerektiğini söyleyen Anaçoğlu herkesi iklim aktivisti olmaya ve dünyaları ve gelecekleri için hareket etmeye davet etti.                              

    Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle, ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun hazırladığı “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz: 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bedeninize Kulak Verin Size Bir Mesajı Olabilir!

    Bedensel belirtilerimiz ruhsal olarak nasıl hissettiğimizle ilişkili olabilmektedir.  Birçoğunuz gün içerisinde baş, boyun ve karın ağrıları ya da mide bulantısı gibi şikâyetlerden yakınıyor olabilirsiniz.

    Bu şikâyetlerin sebebi fizyolojik olabileceği kadar psikolojik kaynaklı da olabilmektedir. Psikosomatik sancılar olarak adlandırdığımız bu şikâyetleri genellikle ifade edilmemiş ya da edilemeyen ve hatta fark edilmeyen duyguların dışa vurum şeklinde tanımlayabilirim. Eğer dil konuşmazsa beden konuşur. Bunun anlamı peki nedir? Kısacası içeride biriken, bastırılan bu duyguları bedenin dışarı çıkarma ihtiyacının ifadesidir. Beden adeta saç dökülmesi, ağrı, deride kaşıntılar ya da egzama gibi tüm bu belirtiler yoluyla ifade edilemeyen duyguları kusmaya ve kendisini göstermeye çalışır. 

    Genellikle bu somatik ifadeler toplumun yapısı ve yaş dönemine göre farklılık gösterebilir. Örneğin okula gitmek istemeyen okul çağındaki bir çocuk karın ağrısı ya da mide bulantısı gibi somatik belirtiler yoluyla okulda yaşadığı zorbalığın dışa vurumu çalışıyor olabilir. Bir başka örnek ise bir kadının psikolojik rahatsızlıklarının ya da duygusal ihtiyaçlarının kabul görmediği toplumlarda bu duygusal ihtiyaçlar kişide baş ağrısı ya da kol ağrısı gibi bedensel ifadelerle çıkabilir. Çünkü bu fizyolojik ifadeler dil bulduğu zaman yorulan kişinin dinlenmesi için fırsat sunulabilmektedir. Dolayısıyla bir kadının ‘’Yorgunum artık yapamayacağım desteğe ihtiyacım var.’’ ifadesi yerine ‘’Migrenim tuttu.’’ şeklinde ifadesi hem kişinin kendisi hem de toplum tarafından daha kolay kabul görmesi, anlaşılması için bir yolu olabilir. Böylece kadının somatik sancıları yoluyla ihtiyaçları görülür. Tüm bunlar duyguları sözel ifadeler yerine somatik ifadeler aracılığıyla dışa vurmayı olumsuz bir şekilde destekler.  

    Düşünce, duygu ve davranışlarımız bir bütündür. Birlikte hareket ederler. Eğer kendinizi stresli hissediyorsanız düşünceleriniz ve davranışlarınız bu duyguyu destekler nitelikte olacaktır. Kişiler genellikle şu şekilde ifadelerle gelebilmektedirler; ‘’Tüm gün oturmama rağmen bütün gün taş taşımışım gibi tüm vücudum ağrıyor.’’ beden dursa da aslında zihniniz var gücüyle olumsuz düşüncelerle çalışır. Dolayısıyla strese neden olan olumsuz düşünceler fizyolojik olarak da bedeninizde gerginliğe neden olur. Bütün gün gerilen kaslar savaş kaç mekanizmanızın sürekli olarak aktif tutarak gevşeme moduna geçmenizi zorlaştırır. Bu durum size bütün gün taş taşımışsınız gibi yorgun ve ağrılı hissettirir. Fark edilemeyen düşünce ve duygular aslında size şu mesajı vermeye çalışıyor olabilir; ‘’Artık dur, destek al ve rahatla’’ savaş kaç mekanizması yani sempatik sinir sistemimizden parasempatik yani güvendesin ve rahatla mekanizmasına geçebilmek kimimizin için meditasyon ve nefes gibi gevşeme egzersizleriyle, kimimiz için ise ‘’Bunu yapmak istemiyorum ya da senin bu davranışların beni rahatsız ediyor.’’ ifadeleriyle olabilmektedir.  Ancak gerek erken dönem yaşantılarımız, gerekse kültürel yapıdan kaynaklı sebeplerden dolayı bazen duygu ve ihtiyaçlarımızı fark etme ve ifade etme konusunda zorluk yaşayabiliriz. Bu sebeple psikoterapi desteği almak hem psikosomatik belirtilerinizi azaltarak ruh sağlığınızda hem de fiziksel sağlınızın üzerinde olumlu bir etki oluşturacaktır. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • T10X sürüş deneyimi yıl boyu İstanbul Akasya’da

    Türkiye’nin doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı Togg T10X, yıl boyu İstanbul Akasya’da kullanıcılarla buluşacak. Akasya’da açılan Togg mobil deneyim merkezinde cihazı yakından tanıma fırsatı bulan kullanıcılar, test sürüşü deneyimi de yaşıyor. 

    Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, T10X’i Türkiye’nin farklı şehirlerinde kullanıcılarla buluşturmayı sürdürüyor. Bu kapsamda İstanbul Akasya’da da mobil deneyim merkezi açan Togg, kullanıcılara yıl boyu T10X’i yakından tanıma ve deneyimleme fırsatı sunmaya başladı. 2024 yılında sipariş veren kullanıcılar T10X’lerini herhangi bir çekiliş olmadan sipariş sırasına, konfigürasyon özelliklerine ve bunlara bağlı üretim planlamasına göre kısa süre içinde teslim alıyor. 

    Trumore üzerinden hemen sipariş, kurasız hızlı teslim

    Togg, mart ayı boyunca en donanımlı versiyonu olan T10X V2 uzun menzil için 350 bin TL krediye %0 faiz ve 12 ay vade ödeme seçeneği sunuyor. Togg, %0 faizin yanı sıra cihaz bedelinin %50’sine kadar varan kredi imkanını da kullanıcılarla buluşturuyor. T10X teslimatları sipariş sırası, konfigürasyon özellikleri ve bunlara bağlı üretim planlamasına göre siparişi takip eden günlerde hemen ve çekilişsiz olarak gerçekleşiyor. Sipariş vermek için App Store, Google Play ve App Gallery üzerinden kullanıma sunulan Trumore uygulamasını indirip kimlik (ID) oluşturmak gerekiyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Böcek AŞT’nin ‘Huysuz’ oyununu izledi

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Antalya Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Huysuz’ oyununu izleyerek, Genel Sanat Yönetmeni ve oyunculara çiçek takdim etti. AŞT’nin 40 yıldır sahnelerde perde açmasının önemine değinen Başkan Böcek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. 

    Antalya Şehir Tiyatrosu (AŞT) 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde ‘Huysuz’ oyunu ile izleyiciyle buluştu. Sahnelendiği ilk günden itibaren izleyiciden büyük beğeni toplayan ve kapalı gişe oynayan ‘Huysuz’ yine izleyenleri büyüledi. Oyunu izleyenler arasında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te oyun sonrasında sahneye çıkarak, AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve oyunculara çiçek takdim etti. 

    TİYATRO EMEKÇİLERİNİN GÜNLERİNİ KUTLADI

    “40 yıldır perdesini hiç kapatmayan, yurt içi ve yurt dışında oyunları ile izleyiciyle buluşan tüm AŞT oyuncularının ve Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum” diyen Başkan Muhittin Böcek, “AŞT bu sahneye 2.5 yıl önce taşındı. Tüm oyuncularının ve çalışanlarının büyük emekleri var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü ile sanata olan önemini belirtmiştir. Bizde sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür başta olmak üzere siz değerli sanatçılarımız iyi ki varlar. Hepsinin bu özel gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. 

    PERDEMİZ 40 YILDIR AÇIK

    Oyun sonrasında ‘Huysuz’ oyuncuları performansları ile uzun süre ayakta alkışlandı. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ise bu sahnede izleyicilerin karşısında kendilerini çok iyi hissettiklerini belirterek, “27 Mart’ta çok güzel şeyler oldu. 3 sahnemizde tarihimizde ilk defa perde açtık. Anadolu’da 40 yılını dolduran ve hiç kesintisiz perde açan tek tiyatro olma unvanını taşıyoruz. Bu muhteşem bir şey. Bizlere her konuda destek olan Muhittin Başkanımıza da çok teşekkür ederiz. 40 yıldır tiyatromuzda emeği olan herkese, 40 yıldır bu sahnelerde alkışlayan tiyatro severlere minnettarız” diye konuştu. 

    40. YIL SERGİSİNİ GEZDİ

    Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mehmet Özgür ve tüm oyunculara çiçek takdim etti. Başkan Böcek, oyuncularla 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü anısına öz çekim yaparak, bu anı ölümsüzleştirdi. Başkan Böcek, AŞT fuayesinde açılan, oyunlarının afişleri, oyunlardan fotoğraflar, ödüller ve oyunlarla ilgili gazete kupürlerinin yer aldığı AŞT’nin 40. Yıl Sergisi’ni de ziyaret etti

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • KTO Karatay Üniversitesi, enerji yönetimi uygulamaları ile “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi” almaya hak kazandı

    Geleceğe yönelik sürdürülebilir enerji politikaları benimseyen ve enerji yönetimi alanında kalite odaklı yaklaşımlar sürdüren Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi, başarılarına bir yenisini daha ekledi.

    KTO Karatay Üniversitesi, enerji yönetimi uygulamaları ile “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi” almaya hak kazandı.

    Enerji verimliliği, çevre dostu politikalar ve kalite standartlarına yönelik benimsediği yenilikçi uygulamalarıyla KTO Karatay Üniversitesi, “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi” aldı. KTO Karatay Üniversitesi’nde gerçekleşen törende, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Mahmut Sami Şahin, KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç’a ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi’ni takdim etti.

    “Üniversitemiz Enerji Verimliliğinde Lider Konumda”

    Kalite yönetimine üniversite olarak büyük önem verdiklerini ve ISO 50001 Sertifikası ile yeni bir alanda kalitelerinin tescil edilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç; “Üniversite olarak, eğitim ve akademik başarıya odaklanmanın yanı sıra sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularında da Türkiye’de öncü olmak istiyoruz. ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi almak, bu misyonun bir yansımasıdır. Kurumumuzda sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak hareket ediyor, enerji kullanımımızı optimize etmek ve çevresel etkilerimizi en aza indirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Üniversitemizde kapsamlı enerji etütleri gerçekleştirerek, etkili enerji yönetimi uygulamalarına olan bağlılığımızı gösteriyoruz. Bu etütler, üniversitemizin iyileştirme alanlarını belirlemesine, enerji kullanımını optimize etmesine ve sürdürülebilirlik çabalarını geliştirmesine olanak tanıyor. Enerji verimliliğinin artırılması adına yapılan yatırımlar ve uygulanan stratejiler sayesinde hem maliyetlerimizi azaltıyor hem de öğrencilerimize ve personelimize daha sürdürülebilir bir çevre sunuyoruz” dedi. 

    TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin ise sertifika takdiminde “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası, enerji yönetimi konusundaki en yüksek uluslararası standartlardan biridir. KTO Karatay Üniversitesi’nin bu alandaki çalışmaları tescillenmiş oldu. Kalite yönetimi anlamında yüksek bir bilince sahip olan üniversitemizin Rektörü başta olmak üzere tüm çalışanlarını tebrik ediyorum” ifadelerine yer verdi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türkiye’nin ilk sünger okulu İzmir’de

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Bornova Çamdibi Mahallesi’ndeki Mediha Mahmut Bey Ortaokulu’nda uygulanan Sünger Kent projesini yerinde inceledi. Türkiye’nin su döngüsü ile yağmur suyu yönetimi yapılan ilk sünger okulu olan kurumda konuşan Başkan Soyer, “Neil Armstrong aya indiğinde benim için küçük, insanlık için büyük bir adım demişti. Sünger Kent uygulamaları uzaktan küçük bir adım gibi görünebilir ama hakikaten hayatı dönüştürecek, iyileştirecek çok büyük bir adım” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in öncülüğünde iklim krizi ve kuraklıkla mücadele kapsamında Türkiye’de ilk olarak hayata geçirilen Sünger Kent projesi kentin dört bir yanına yayılmaya devam ediyor. Başkan Tunç Soyer Türkiye’nin su döngüsü ile yağmur suyu yönetimi yapılan ilk sünger okulu olan Bornova Çamdibi Mahallesi’ndeki Mediha Mahmut Bey Ortaokulu’nu ziyaret etti.

    “Size minnettarız”

    Başkan Soyer’e İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı jeoloji mühendisi Alim Murathan ve ekip temsilcileri eşlik etti. Mediha Mahmut Bey Ortaokulu Müdürü Hüseyin Yaldız okulda kurulan sistem hakkında bilgi verdi. Alim Murathan Başkan Soyer’e projenin uygulama kitabını vererek “Türkiye’de ilk defa bu pilot projeyi yaptık. Şimdi de tüm Türkiye’de rehber olacak. Beton kabukları kıracak, yeşil dönüşümü gerçekleştirecek bir rehber kitap var. Bu sizin eseriniz. Size minnettarız” dedi.

    İnsanlık için büyük adım

    Başkan Soyer de rehber kitabı alarak çok gurur duyduğunu söyledi. Soyer, “Neil Armstrong aya indiğinde benim için küçük, insanlık için büyük bir adım demişti. Sünger Kent uygulamaları uzaktan küçük bir adım gibi görünebilir ama hakikaten hayatı dönüştürecek, iyileştirecek çok büyük bir adım. Sünger otoparkı, şimdi de sünger okulu yaptık.  Sünger cami, mezarlık… Bunların devam etmesi çok kıymetli. Çünkü bu iklim krizi daha büyük sıkıntıları yaşatacak hepimize. O nedenle bu adımların son derece kıymetli olduğunu düşünüyorum. Verdiğiniz emek için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bütün Türkiye’ye örnek olacağını düşündüğüm bir proje. Attığınız imza için kutluyorum” dedi.

    “Çocukların çok ihtiyacı vardı”

    Okul Müdürü Hüseyin Yaldız ise “Destekleriniz için çok teşekkür ediyoruz. Ekibin tamamı özveriyle çalıştı. Çocuklarımın çok ihtiyacı vardı. Onlar adına teşekkür ediyorum. Onlar da gülüyorlar. Mutluluğumuza ortak olduğunuz için, destek verdiğiniz için şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

    Okuldaki sistem nasıl kuruldu?

    Türkiye’nin su döngüsü ile yağmur suyu yönetimi yapılan ilk sünger okulu olma özelliğini kazanan Mediha Mahmut Bey Ortaokulu’nun yakın çevresi ani yağışlarda su baskınlarına maruz kalıyordu. Okulun yağmur suyundan kaynaklı sorunlarını çözmek amacıyla doğa esaslı yağmur suyu altyapı tekniklerinin uygulanmasına karar verildi. Ülkede birçok okulun geçirimsiz yüzey alanlarından oluşması nedeniyle pilot projenin diğer okullara örnek olması da hedeflendi.

    Proje kapsamında okulun çatı alanlarına düşen sular yağmur depoları ve yağmur kuyuları ile asfalt ve geçirimsiz yüzeylerinde toplanan yağmur suları ise yağmur hendekleri ve yağmur bahçelerinde toplandı. Suyun önemi ve iklim değişiminin etkilerini anlatan projenin yağmur depoları grafiti sanatçıları ve okul öğrencileri ile boyandı ve diğer altyapı uygulamaları açık bir laboratuvar ortamı sağladı.

    Sünger Kent İzmir projesi büyüyor

    Değişen iklim koşulları, nüfus artışı, kuraklık ve kirlilik kentleri daha hassas hale getiriyor ve temiz su varlığına erişim her geçen gün önem kazanıyor. İzmir’de yağmur suyu hasadının yaygınlaşması ve bu kültürün gelişmesi için “Yağmur Suyu Hasadı” projesi yürütülmeye başlandı. Proje kapsamında kente düşen yağmuru değerlendirip yeniden doğal su döngüsüne iade etmek için İzmir’deki 5 bin binaya 5 bin yağmur suyu deposu dağıtılıyor.

    Küçük Menderes Ovası Yağmur Suyu Hasadı projesi ile besleme kuyuları, sızdırma sarnıçları ve göletleri kurularak yağmur suyu hasadı yapılmaya başlandı. Ödemiş’te 1 sızdırma göleti ve Bayındır’da 2 sızdırma tüneli yapımına devam ediliyor.

    Hedeflenen yüzde 70

    Türkiye’de ilk kez İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan 1097 sayılı Sünger Kent Uygulamaları Yönetmeliği ile yağmur suyu hasadı projesi güçlendirilmeye devam ediyor.

    Sünger Kent projesi ile İzmir’in çatılarını, kent içi yollarını, sokaklarını, kaldırımlarını, parklarını, kısacası kentin her bir noktasındaki yağmur suyu değerlendiriliyor. Projenin nihai hedefi İzmir’in kentsel alanlarındaki yağmur suyu akışını yüzde 70 oranında azaltmak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 2. Çorlu Belediye Başkanlığı Koşusu’nu ‘Fedai’ Kazandı

    Türkiye Jokey Kulübü tarafından Veliefendi Hipodromu’nda düzenlenen “2. Çorlu Belediye Başkanlığı Koşusu”nu, jokeyliğini Halis Karataş’ın yaptığı Fedai adlı at kazandı.

    27 Mart Perşembe günü İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda saat 16.30’da gerçekleştirilen ve 7 atın katıldığı Çorlu Belediye Başkanlığı Koşusu’nda 4 ve üstü yaşındaki safkan Arap atlar yarıştı. 2 bin metre mesafe sentetik pistte yapılan Çorlu Belediye Başkanlığı Koşusunu, oldukça heyecanlı ve çekişmeli geçen bir yarışın sonunda jokeyliğini Halis Karataş’ın yaptığı, Tuğban İzzet Aksoy’un sahibi olduğu Fedai adlı at kazandı.

    İpek Erden’in yetiştirdiği, Alper Tepebaşı’nın antrenörlüğünü üstlendiği 8 yaşındaki Fedai isimli erkek safkanın elde ettiği bu galibiyet, kariyerinin 10. birinciliği olarak kayıtlara geçti. Safkan, yarışı 2.16.28’lik dereceyle bitirdi. 7 safkanın katılım gösterdiği mücadelenin ikincisi Niğbolu olurken Soydere üçüncü, Tunç Siperi dördüncü, Avcıtokoçin ise beşinci olarak mücadeleyi tamamladı.

    Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Özcan Veysel Tunçcan ve Özel Kalem Müdürü Renal Rehkan yarışı Türkiye Jokey Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi M. Kerem Alkan ve Genel Sekreteri Gülnur Gülerce ile birlikte izledi.

    Yarışın tamamlanmasının ardından gerçekleştirilen törende, yarışı kazanan Fedai adlı safkanın sahibi adına Kulüp Genel Sekreteri Gülnur Gülerce’ye ve antrenörü adına Kulüp Yönetim Kurulu Üyesi M. Kerem Alkan’a ödülünü Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Özcan Veysel Tunçcan verirken Çorlu Belediyesi Özel Kalem Müdürü Renal Rehkan ise yarışı kazanan jokey Halis Karataş’a plaket takdim etti.

    Yarışların ardından değerlendirmede bulunan Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Özcan Veysel Tunçcan, “Bugün Türkiye Jokey Kulübü tarafından Veliefendi Hipodromu’nda düzenlenen “2. Çorlu Belediye Başkanlığı Koşusu”nu izledik. İlgiyle izlenen spor dallarından biri olan at yarışlarının çok sayıda da sıkı takipçisi var. İkinci kez düzenlenen bu saygın spor organizasyonunun bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz. Avrupa Spor Kenti ünvanına sahip Çorlu’muz, sporun ve sporcunun kenti. Burada olmak ve bu spor dalına da katkı sunmak bizler için çok değerli. Kulüp Başkanı Serdal Adalı başta olmak üzere; burada olmamıza vesile olan Türkiye Jokey Kulübü yetkilileri ve emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ederiz.

    Bugün gerçekleştirilen koşuda yarışı kazanan ülkemizin yetiştirdiği değerli jokeylerden biri olan Halis Karataş’ı ve yarışı kazanan Fedai adlı atımızın sahibi ve yetiştiricilerini de ayrıca kutluyor, Çorlu Belediye Başkanımız Ahmet Sarıkurt ve Çorlu halkının selamlarını iletmek istiyorum.

    Kentimizin tanıtımına önemli bir katkısı olduğunu düşündüğümüz ve oldukça değerli bulduğumuz bu organizasyonun gelecek yıllarda da devam etmesi en büyük temennimizdir.” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Basketbolda Bursa derbisi heyecanı

    BURSA (İGFA) – Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi 25. haftasında Bursa derbisi heyecanı yaşanacak. Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale yükselme başarısı gösterse de Türkiye ligindeki son 4 maçından mağlubiyetle ayrılan ve 9 galibiyet-15 mağlubiyetle play-off hattının gerisinde kalan TOFAŞ, bu zorlu mücadeleden galibiyetle ayrılarak ligde son haftalara girilirken yeniden çıkışa geçmenin planlarını yapıyor. Rakibiyle ligin ilk yarısında oynadığı karşılaşmayı 91-85 kazanmayı başaran Mavi Yeşillilerde bu mücadele öncesi eksik oyuncu bulunmuyor. Serhan Kavut yönetimindeki Bursaspor İnfo Yatırım ise 10 galibiyet-14 mağlubiyetle ligde 10. sırada yer alıyor.

    29 Mart Cuma günü Nilüfer TOFAŞ Spor Salonu’nda oynanacak mücadele saat 20.30’da başlayacak. BeIN Sports 5’den canlı yayınlanacak karşılaşmayı Fatih Arslanoğlu, Çağrı Hekimoğlu ve Murat Ciner hakem üçlüsü yönetecek.

    TOFAŞ Basketbol Takımı, bu mücadelenin ardından ligde sıradaki maçını 7 Nisan Pazar günü saat 18.00’de sahasında Onvo Büyükçekmece ile yapacak. Mavi Yeşilliler, 3 Nisan Çarşamba günü ise İspanyol temsilcisi Lenovo Tenerife ile Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final serisini ilk maçına çıkacak. Santiago Martin Arena’daki maç Türkiye saatiyle 21.00’de başlayacak.

  • Şadi Özdemir: “Kentsel dönüşüm bölgesel yapılmalı”

    BURSA (İGFA) – CHP Nilüfer Belediye Başkan Adayı Şadi Özdemir, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey ile birlikte İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nde (İMSİAD) üyelerle buluştu. İMSİAD Başkanı Şeref Demir ile üyelerin yer aldığı buluşmada gündem, kentsel dönüşüm çalışmaları oldu. Nilüfer’de kentsel dönüşüm adı altında yapılan çalışmaların, sorunları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Nilüfer Belediye Başkan Adayı Şadi Özdemir, yeni bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Parsel bazlı yapılan çalışmaların yanlış olduğunu vurgulayan Şadi Özdemir, bu durumun nüfus yoğunluğunu artırdığını söyledi. Bölgesel planlamaların ve ada bazlı kentsel dönüşüm çalışmaları yapılması gerektiğine dikkat çeken Şadi Özdemir, “Eğitim, sosyal donatı, otopark, spor, kültür-sanat alanları artırılmadan mevcut binaları yıkıp, daha yüksek katlı binalar yapmak, nüfusu neredeyse 2-3 kat artırıyor. Bölgesel planlama ve ada bazlı kentsel dönüşüm yapılmalı. Burada bir sorun var. Bu sorunu ortadan kaldırmak için de ortak bir çözüme ihtiyaç var” diye konuştu.

    “KENTİN GELECEĞİNİ HEPİMİZ DÜŞÜNMELİYİZ”

    Mevcut kentsel dönüşüm çalışmalarının aynı bakış açısıyla devam etmesi halinde kentte nefes alacak alanların kalmayacağını belirten Şadi Özdemir, bu olumsuz durumdan herkesin etkileneceğinin altını çizdi. Özdemir, “Yeni bir bakış açısına ihtiyaç var. Kamu yöneticisi kentin 50 yıl, 100 yıl sonrasını düşünen olmalı. Bursa’nın batısı, büyük bir ağırlık taşımaya başladı. Bu dengesizliği ortadan kaldırmak lazım. Bu kent hepimizinse bu kentin geleceğini de hepimizin düşünmesi gerek. Bireysel çıkarlardan çok, kamu çıkarını düşünerek çözüm üretmeli, buna göre hareket etmeliyiz. Sizlerin de desteğiyle Mustafa Bozbey büyükşehir belediye başkanı seçildiğinde, her şey çok daha kolay olacak” dedi.

    Nilüfer’de gençlerin gittiği mekânlarda neredeyse her 4 kişiden 2’sinin Osmangazi’den, 1’nin diğer ilçelerden, 1’inin de Nilüfer’den olduğuna dikkat çeken Şadi Özdemir, “Niye insanlar buraya geliyor? Çünkü diğer yerlerde yaşam standartları, özgürlükler, güvenlik yetersiz. Mustafa Bozbey büyükşehire geldiğinde, şehri dengeleyecek” ifadelerini kullandı.

    Uzmanların da yer aldığı yeni mekanizmalar ve yapılar oluşturarak, Nilüfer’i ortak akılla yöneteceklerini vurgulayan Şadi Özdemir, “Bu yapının içinde halk da olacak. Kendi yetkimizi paylaşıp, birlikte yöneteceğiz. Nilüfer çok kıymetli bir ilçe. Bu kent hepimizin. Bir yanda kuvvetli sanayi bölgeleri, diğer yanda verimli tarım arazileri var. Bu dengeyi çok iyi kurmak lazım. Deprem bölgesinde olduğumuzu unutmamalıyız. Her tarafta fay hatları var. Kentin kirli havasını da hepimiz soluyoruz, trafik yoğunluğunu da hepimiz yaşıyoruz. Tüm bunlara baktığınızda yeni bir akla, bakış açısına ihtiyaç olduğunu görüyoruz ” diye konuştu.

    Nilüfer Belediye Başkan Adayı Şadi Özdemir, İMSİAD üyelerinin sorularını da yanıtladı.

  • Başkan Altay Karapınar ve Ereğli’de vatandaşlarla buluştu

    KONYA (İGFA) – Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, ilçe ziyaretlerini Karapınar ve Ereğli’de sürdürdü.

    Karapınar Belediyesi’ni ziyaret ederek Belediye Başkanı Mehmet Yaka ile görüşen Başkan Altay, İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi’nde Cumhur İttifakı Karapınar Belediye Başkan Adayı İbrahim Önal ve partililerle bir araya geldi. Başkan Altay Karapınar esnafını da ziyaret ederek ‘hayırlı işler’ temennisinde bulundu.

    “YENİ DÖNEMDE KARAPINAR’IMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Karapınarlılarla bir araya gelmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden Başkan Altay, “Karapınar’da hemşehrilerimizden ve esnaflarımızdan Cumhur İttifakımız için destek istedik. Geçtiğimiz beş yıllık süreçte olduğu gibi yeni dönemde de ilçe belediyemizle el ele vererek Karapınar’ımız için çalışmaya, gayret etmeye devam edeceğiz inşallah” ifadelerini kullandı.

    BAŞKAN ALTAY EREĞLİ’DE İFTAR PROGRAMINA KATILDI

    Karapınar’dan sonra Ereğli’ye de bir ziyaret gerçekleştiren Başkan Altay, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve Konya Valisi Vahdettin Özkan’ın da yer aldığı iftar programına katıldı. Başkan Altay, Konya’nın en büyük ilçesi Ereğli’nin son beş yılda çok büyük kazanımlar elde ettiğini anımsatarak, 31 Mart’tan sonra da Ereğli’nin Konya’nın parlayan yıldızı olması için el ele gönül gönüle çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

    İftar programına; Ereğli Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı Ereğli Belediye Başkan Adayı Hüseyin Oprukçu, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, Ereğli Kaymakamı Oğuz Cem Murat, AK Parti Konya İl Yönetim Kurulu Üyesi Salih Koyuncu, AK Parti Ereğli İlçe Başkanı İbrahim Erol, MHP Ereğli İlçe Başkanı Musa Yılmaz da katıldı.

  • Ancelotti’den Arda Güler’e telefon

    Real Madrid Teknik Yöneticisi Carlo Ancelotti, Avusturya maçının akabinde Arda Güler’i aradı.

    ANCELOTTI İRTİBATA GEÇTİ

    İspanyol basınından Defansa Central’de yer alan habere nazaran, Real Madrid Teknik Yöneticisi Carlo Ancelotti’nin, Arda Güler’i yakından takip ettiği ve maçın akabinde 19 yaşındaki futbolcuyla temasa geçtiği belirtildi.

    Ancelotti’nin Arda Güler’i performansından ötürü överek genç yıldızın motivasyonunu yükselttiği aktarıldı.

    ORTA SAHA, RÖVEŞATA

    Arda’nın, Real Madrid’in Osasuna ile oynadığı maçta orta alandan direğe takıldığı, Ulusal Kadro’nun Avusturya ile oynadığı çabada ise röveşatasında kaleciye takıldığı hatırlatıldı. Genç yıldızın, kelam konusu konumlarda akrobatik gollere yaklaşsa da fileleri havalandıramadığına değinildi.

    DAHA FAZLA MÜHLET ALABİLİR

    Carlo Ancelotti’nin, Arda Güler’in son maçlardaki yükselen formunun farkında olduğu ve genç yıldızı dönemin kalan diliminde daha fazla kullanabileceği kaydedildi.

    BU DÖNEM REAL MADRID PERFORMANSI

    Arda Güler, bu dönem Real Madrid’de 7 maçta 98 dakika mühlet buldu ve 1 defa gol sevinci yaşadı.

  • Bogdan Bogdanovic, Final Four adaylarını açıkladı

    Turkish Airlines EuroLeague’de olağan dönemin sonuna yaklaşılırken basketbol severleri Play-off ve Final Four heyecanı basmış durumda.

    Fenerbahçe Beko’nun efsane oyuncularından olan ve şu anda NBA gruplarından Atlanta Hawks forması giyen Bogdan Bogdanovic’de, EuroLeague’in resmi sitesinden bu dönem Final Four’a kalmasını beklediği ekipleri paylaştı.

    Sırp yıldız Fenerbahçe Beko’nun Final Four’da yer alacağını belirtirken; Real Madrid, Barcelona ve Baskonia’nın da son 4 ekip ortasında olacağını söyledi.

    LUKA DONCIC DE AÇIKLAMIŞTI

    Real Madrid’in eski yıldızı ve şu anda Dallas Mavericks forması giyen Luka Doncic de, Fenerbahçe Beko’nun Final Four’da yer alacağını lakin kupayı Real Madrid’in kazanacağını söylemişti.

    Final Four maçları, 24-26 Mayıs tarihleri ortasında Berlin’de oynanacak. 

  • Uygun iPhone SE 4’ün tüm ayrıntıları aşikâr oldu

    Apple’ın beklenen aygıtı iPhone SE 4 üzerindeki çalışmalar, teknoloji dünyasından gelen son tezlerle bir defa daha gündemde. iPhone tedarik zincirlerinden sızan bilgilere nazaran, Apple’ın yeni iPhone SE 4’ün OLED ekranlarını üretmek üzere Samsung, BOE ve Tianma üzere önde gelen ekran üreticileriyle görüşmeler yürüttüğü ortaya çıktı. Bu üç dev ortasında, görüşmelerin sonucu merakla beklenirken, Çinli üretici BOE’nin işi almaya en yakın firma olarak öne çıktığı belirtiliyor.

    Yeni iPhone SE 4, Apple’ın en tanınan modellerinden biri olmaya adayken, ekran boyutları konusunda da kıymetli bir bilgi sızdırıldı. Gelen tezlere nazaran dördüncü jenerasyon iPhone SE, iPhone 14 ile birebir 6,1 inçlik ekran boyutuna sahip olacak. Bu bilgi, Apple’ın SE serisinde daha geniş ekranlara yönelik bir strateji izleyeceğini gösteriyor. Yeni modelin bu ekran boyutuyla, kullanıcıların daha geniş bir görüntüleme alanına sahip olması ve münasebetiyle daha uygun bir kullanıcı tecrübesi yaşaması bekleniyor.

    iPhone SE 4’ün ekran ayrıntıları aşikâr oldu!

    iPhone SE serisi, uygun fiyatı ve güçlü performansıyla kullanıcılar ortasında büyük bir popülerlik kazanmıştı. Yeni iPhone SE 4’ün, evvelki modellerin muvaffakiyetini devam ettirmesi ve Apple’ın daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşması bekleniyor. OLED ekran teknolojisinin bu modele entegre edilmesi, renklerin daha canlı ve siyahların daha derin olmasını sağlayarak, görsel içeriklerin çok daha etkileyici bir halde sunulmasına imkan tanıyacak.

    BOE, Samsung ve Tianma üzere dünyanın önde gelen ekran üreticileriyle yapılan görüşmeler, Apple’ın iPhone SE 4 için yüksek kaliteli ekranlar arayışında olduğunu gösteriyor. Bu üreticiler ortasından BOE’nin işi almaya en yakın olması, firmanın ekran üretimindeki yetkinliğini ve Apple ile olan iş birliğinin zahmetini vurguluyor. Teknoloji meraklıları, iPhone SE 4‘ün tanıtımını ve bu aygıtın sunduğu yenilikleri büyük bir heyecanla bekliyor.

  • X beklenen özelliği sonunda alıyor, yıllardır bekleniyordu

    Sosyal medya devi X, kullanıcıların uzun müddettir talep ettiği bir özelliği nihayet platforma eklemeye hazırlanıyor. X‘te dizayncı olarak vazife yapan Andrea Conway tarafından yapılan bir duyuruya nazaran, öteki toplumsal medya platformlarında sıkça rastladığımız ileti düzenleme özelliği, kelam konusu platformun kullanıcılarına sunulacak.

    Mesaj düzenleme özelliği, kullanıcıların gönderdikten sonra yazım yanılgılarını düzeltmelerine, tabirlerini netleştirmelerine yahut bilgi eklemelerine imkan tanıyacak. Fakat, Conway’in açıklamasında bu özelliğin herkese açık olup olmayacağı, yoksa fiyatlı abonelere mi özel olacağı konusunda net bir bilgi verilmedi. Bu durum, özelliğin kullanımıyla ilgili değerli bir meçhullüğü de beraberinde getiriyor.

    X beklenen özelliği sonunda alıyor!

    X‘in ileti düzenleme özelliğini platforma eklemesi, bilhassa süratli bir biçimde bilgi paylaşımının kıymetli olduğu günümüzde, kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayacak. Yanlışlı yahut yanlış anlaşılabilecek tweet’lerin düzeltilmesi, bağlantıdaki karışıklıkları önleyerek daha net ve yanlışsız bir bilgi akışı sağlayacaktır. Fakat, bu özelliğin berbata kullanılma potansiyeli de göz önünde bulundurulmalı. Bilhassa, düzenlemelerin takip edilebilirliği ve şeffaflığı konusunda Twitter‘ın nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.

    Eğer bildiri düzenleme özelliği sadece fiyatlı abonelere sunulursa, bu durum platformda muhakkak bir ayrıcalıklı kullanıcı kitlesini oluşturabilir ve Twitter‘ın fiyatlı abonelik modelini daha cazip hale getirebilir. Lakin, her kullanıcının erişebileceği bir özellik olması, platformun daha geniş bir kullanıcı tabanı tarafından olumlu karşılanacaktır.

    X‘in bu yeni özelliği ne vakit kullanıma sunacağı ve ayrıntılarıyla ilgili daha fazla bilgiyi önümüzdeki periyotta paylaşması bekleniyor. Kullanıcıların gönderilerini düzenleyebilme yeteneği, toplumsal medya tecrübesinde değerli bir dönüm noktası olacak ve platformun nasıl evrildiğine dair kıymetli ipuçları verecek.

  • TikTok devasa bir para cezasıyla karşı karşıya

    Bu potansiyel dava, dijital platformların kullanıcı datalarını nasıl işlediği ve koruduğu konusunda artan tasaları yansıtıyor. TikTok‘un milyonlarca kullanıcısının datalarını nasıl yönettiği ve koruduğu konusunda ayrıntılı bir inceleme bekleniyor. FTC’nin bu adımı, toplumsal medya platformlarının kullanıcı kapalılığına ve güvenliğine yönelik sorumluluklarının altını çiziyor ve öteki şirketlere de kıymetli bir ikaz niteliği taşıyor.

    TikTok, ABD’de uygulamanın yasaklanmasına yol açabilecek önerilen bir yasanın getirdiği çabayla başa çıkmaya çalışırken, yakında Federal Ticaret Komitesi’nin (FTC) amaç tahtasında da bulunabilir. Politico’nun raporuna nazaran, FTC şirket hakkında çok yıllık bir araştırmayı tamamlamak üzere ve bu, bir dava yahut büyük bir para cezası ile sonuçlanabilir.

    TikTok devasa bir para cezasıyla karşı karşıya

    Araştırmanın merkezinde, uygulamanın saklılık ve güvenlik uygulamaları, bilhassa de çocuk kullanıcı bilgilerinin nasıl ele alındığı yer alıyor. Politico’ya nazaran, FTC, Çocukların Çevrimiçi Kapalılığını Müdafaa Maddesi’ni (COPPA) ihlal etme potansiyellerinin yanı sıra, “şirketin kullanıcılarını, Çin’deki bireylerin ABD kullanıcı bilgilerine erişimi olmadığı tarafında yanlış yönlendirdiği iddialarını” inceliyor. TikTok ayrıyeten, 2019 yılında düzenleyicilerle data kapalılığı üzerine yaptığı muahedenin koşullarını ihlal etmekten de cezalandırılabilir.

    FTC‘nin araştırmasının bir dava yahut öbür bir aksiyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı şimdi net değil lakin araştırma, şirketin en büyük pazarında geleceğini teminat altına alma eforu içindeyken üzerindeki baskının bir diğer kaynağı. Temsilciler Meclisi’nde süratli bir formda geçtikten sonra, Senato, TikTok’un ana şirketi ByteDance’in uygulamayı satmasını yahut ABD’de büsbütün yasaklanmasıyla karşı karşıya kalmasını gerektirecek bir maddeyi pahalandırıyor. Biden İdaresi, tıpkı vakitte ByteDance’i TikTok‘u elden çıkarmaya baskı yapmış ve ABD istihbarat yetkilileri, uygulamanın argüman edilen ulusal güvenlik riskleri hakkında yasa koyucuları bilgilendirmişlerdir.

  • ETFI Coin ve O 5’i Çeşitli Gelişmelerle Yükseldi: Binance Duyurusu da Var!

     Kripto para piyasası, ödül programları, halving aktiflikleri ve yeni ATH’ler ile dolu bir haftaya devam ediyor. Ethereum tabanlı layer 2 projesi Mantle’ın ödül programı ve Bitcoin Cash’in yaklaşan halving aktifliği, bu hafta piyasayı etkileyen kıymetli gelişmeler ortasında yer aldı. Buna ek olarak, Binance’ten gelen STRAX token değişimi ve GTC güncellemesi de piyasada dikkat çeken haberler ortasındaydı.  Ayrıyeten, ETFI coin yükselişi, traderların ilgisini çekti. İşte detaylar…

    MNT yeni program duyurdu, BCH halving beklentisiyle uçtu

    Ethereum tabanlı layer 2 projesi Mantle, “Mantle Rewards Station” isimli program programının duyurulmasıyla birlikte doruğa tırmandı. Kısa müddette 11.254 kişinin katıldığı programda 68 milyon dolar pahasında MNT token kilitlendi. Programın 26 Nisan’a kadar devam edeceği ve mevcut olan Ethena Shards (mShard) ödülünün dağıtılacağı belirtildi. MNT fiyatı da bu gelişmenin akabinde %60 yükselerek 1,47 dolara ulaştı.

    Diğer yandan Bitcoin Cash (BCH), 4 Nisan’da halving aktifliği öncesinde %13’lük bir artış gösterdi. Blockchain takipçileri, bu olayın finansal olarak fiyat artışlarından evvel geldiğini belirtiyor. Halving sonrası BCH’nin blok mükafatı 3.125 BCH’ye düşecek. Bu durumun arzı sıkıştırıp fiyatları üst çekmesi beklenmekte. Bitcoin Cash’in takipli döngü süreçlerine olan açık konum artışının potansiyel bir yükselişe hazır olduğu görülüyor.

    ETFI coin, ATH yaptı

    Binance Launchpool piyasaya sürülen Ether.fi (ETFI) token’ı aracılığıyla, ATH’nin piyasada genel dağıtım yapmasına karşın. Likit tekrar staking protokolü Ether.fi’ın mahallî token’ı ETFI, son 24 saat içinde %44 yükselişle 8,53’e ulaştı. Bu yükseliş, ETFI’ın 18 Mart’taki hava saldırısının akabinde yaşadığı çöküş de silmiş oldu. Defilasyon sistemlerine nazaran Ether.fi’ın toplam kilitli varlık bedeli (TVL) de son vakitlerde 3,18 milyar yükseldi.

    Binance duyuruları STRAX coin’i yükseltti

    son olarak Binance, 28 Mart tarihinde Stratis (STRAX) token değişimi ve büyüme planını tamamladı ve yeni STRAX token için para yatırma ve çekme süreçleri açıldı. Bu gelişmenin akabinde STRAX coin yüzde 12 oranında yükseldi. 0.145 dolardan 0.165 dolara kadar çıktı. Ayrıyeten Binance, U tabanlı ve coin bazlı mukavelelerin Geçerli-İptale (GTC) sipariş geçerlilik mühleti 1’in çıkarıldığını duyurdu. Bu güncellemeyle birlikte GTC siparişleri, verildikten 1 yıl sonra sona erecek.  Kripto para piyasasında bu hafta program programları, halving aktiflikleri ve yeni ATH’ler ile hareketli bir hafta geçirdi. Önümüzdeki haftalarda piyasanın nasıl bir seyir izleyeceği merak konusu.

  • Hanri Benazus 94. doğum gününde anıldı

    Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazdığı kitaplar ve binlerce fotoğraftan oluşan Atatürk fotoğrafları koleksiyonuyla tanınan ve geçtiğimiz Ocak ayında yaşamını yitiren Hanri Benazus 94. doğum gününde anıldı. Mezun olduğu İzmir Atatürk Lisesi’nin mezunlar derneği tarafından düzenlenen anma programına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katıldı.

    Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazdığı kitaplar ve binlerce fotoğraftan oluşan Atatürk fotoğrafları koleksiyonuyla tanınan ve geçtiğimiz Ocak ayında yaşamını yitiren Hanri Benazus 94. doğum gününde anıldı. Mezun olduğu İzmir Atatürk Lisesi’nin mezunlar derneği tarafından düzenlenen anma programına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Hanri Benazus’un kızları Fortune Hayim ile Keti Sigura, İzmir’in sevilen eski futbolcularından Ercan Ertemçöz, yakınları ve sevenleri katıldı.

    ” O hep yaşayacak ve var olacak”

    Hanri Benazus’un çok kıymetli bir insan olduğunu belirten Başkan Tunç Soyer, “Hanri Benazus ile tanıştığımız andan itibaren ona olan saygımız, hayranlığımız, her gün daha da arttı.  İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli farklılık iz bırakması. Hanri Benazus arkasında muazzam büyük bir iz bıraktı. O hep yaşayacak ve var olacak. Son anına kadar hep daha ne yapabilirim nerde bir sergi açalım diyerek yaşadı. Biz de onun izinden devam edeceğiz. Sonsuza kadar Hanri Benazus’u yaşatmaya hep beraber gayret edelim” dedi.

    ”Biz hala bir şeyler yaparken babamızı düşünüyoruz”

    Hanri Benazus’un kızlarından Keti Sigura ise katılımcılara teşekkür ederek, “Babam ile Başkanımız Tunç Soyer arasında çok güçlü bir bağ vardı. Atatürk Lisesi de ayrıca ailemiz i için çok önemli. İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği ile Tunç Başkanımıza çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Başkan Soyer’e teşekkür

    İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Murat Saraç ise Başkan Soyer’e teşekkürlerini ileterek, “Beş yıl boyunca İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği’ne çok büyük desteklerde bulundunuz. Sizin buraya ilk gelişiniz ama bunun son geliş olmadığını çok iyi biliyoruz. Atatürk Lisesi ailesi için çok değerlisiniz” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Siyanürün dolaylı zararları neler? Siyanür sızıntıları çevreyi ve halk sağlığını tehdit eder mi?

    Son derece tehlikeli bir bileşik olan siyanürün çevreye salınması durumunda önemli çevresel etkilere ve halk sağlığı risklerine yol açabileceğine işaret eden uzmanlar, siyanür sızıntılarının toplu balık ölümlerinden, içme suyu kaynaklarının kirlenmesine ve hatta tarım arazilerinin zarar görmesine neden olacağını söylüyor.

    Yeraltı suyuna olan siyanür sızıntısının uzun süre devam edebileceğini ve içme suyu kaynaklarını kirletebileceğini ifade eden Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “Yeraltı suyuna sızan siyanür yeraltı suyunun bağlantılı bulunduğu havza boyunca da taşınabilir.” uyarısında bulundu.

    Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, Erzincan İliç’te altın madeninde meydana gelen toprak kaymasının ardından bölgede yaşanan sızıntısı şüphesi nedeniyle siyanür ve siyanürün olası zararları tartışmaya başlandı. Bunun üzerine Dr. Adiller, toprağa ve suya karışması konusunu değerlendirdi.

    “Siyanür çevreye salınması durumunda çevresel etkilere ve halk sağlığı risklerine yol açabilir”

    Siyanürün hızla etki eden ve potansiyel olarak ölümcül etki yaratabilecek bir kimyasal olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “Siyanür son derece tehlikeli bir bileşiktir ve çevreye salınması durumunda önemli çevresel etkilere ve halk sağlığı risklerine yol açabilir. Siyanürün uzun süreli kullanımlarında toprağa, suya hatta havaya bile karışması söz konusu olabilir. Siyanür sızıntıları toplu balık ölümlerinden, içme suyu kaynaklarının kirlenmesine ve hatta tarım arazilerinin zarar görmesine neden olur. Bazı kaynaklar, siyanürün nispeten güvenli olduğunu, çünkü dökülse bile yüzey suyunda hızla parçalandığını iddia etmektedir. Ancak siyanürün parçalandığı bileşikler de zararlı olabilir.” dedi.

    “Sızan siyanür yeraltı suyunun bağlantılı bulunduğu havza boyunca da taşınabilir”

    “Toprakta bulunan siyanür, yağışlarla birlikte çözünerek yeraltı ve yüzeysel sulara geçebilir. Bu suda çözünmeyle birlikte dereler ve nehirlerle akarsu havzası boyunca taşınabilir. Ayrıca yeraltı suyuna sızan siyanür yeraltı suyunun bağlantılı bulunduğu havza boyunca da taşınabilir.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yeraltı suyuna siyanür sızıntısı uzun süre devam edebilir ve içme suyu kaynaklarını kirletebilir. Siyanürle kirlenmiş yeraltı suyu, bağlantılı olduğu komşu akarsuları da kirletebilir.

    Siyanürün dolaylı etkileri neler?

    Siyanürün doğrudan etkilerinin yanında bir de dolaylı etkileri bulunmaktadır. Siyanür öncellikle toprak bünyesine girdiğinde toprak içerisinde dengede bulunan pek çok minerali reaksiyona girecek hale getirebilir. Bu maddeler arasından Arsenik gibi oldukça toksik ve kanserojen özellikli maddeler de yer alıyor. 

    Siyanür doğada kolay parçalansa da bu maddeler doğada kısa sürede parçalanmaz ve çevrenin unsurları arasında taşınabilir. Özellikle tarım arazilerine ve otlak alanlara taşınması bu maddelerin besinlere geçmesine ve etki derecesini arttırmasına sebep olur.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • “Polip Aşamasında Yakalanırsa Kolon Kanseri Gelişiminin Önüne Geçmek Mümkün”

    Hem erkeklerde hem kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri olmasına karşın kolon kanseri yaşam kaybına neden olmaya devam ediyor.

    Üstelik istatistiklere göre artık çok daha erken yaşlarda görülüyor. Bu denli önemli olan bu sorunun önüne düzenli yapılacak taramalarla geçilebilmesinin aslında bir anlamda şans olduğunu söyleyen İç Hastalıkları, Gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, risk olsun ya da olmasın toplumdaki herkesin 45 yaşından sonra kolonoskopi yaptırması gerektiğinin altını çizdi. Özellikle ailesinde kanser ve özellikle kolon kanseri öyküsü olanlara dikkat çeken Prof. Dr. Ergün, “Bu kişiler anne ya da babalarına kanser tanısı konduğu yaştan 10 yıl öncesinden taramalara başlamalı” dedi. 

    Kalın bağırsak kanseri olarak da bilinen kolon kanseri toplumda sık görülen kanser türlerinden biri. Her iki cinsiyette de dünya genelinde görülme sıklığı üçüncü sırada olan bu tür aynı zamanda kanser ölümlerinin de en sık üçüncü sebebi. Toplum açısından bu denli önemli olan kolon kanserinden düzenli kontrol ve taramalar ile korunmanın mümkün olduğunu hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, buna rağmen hastalığın görülme sıklığında azalma olmadığını hatta hastalığın daha genç yaşlarda görülmeye başladığını ifade etti.  

    Kolonoskopinin bu noktada altın standart olarak tanıda kullanılmaya devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Ergün,  40’lı yaşlardan itibaren taramalara başlanması gerektiğinin altını çizdi. Hiç şikayeti olmayan kişilerin bile 45 yaşından itibaren kolonoskopi taraması yaptırmalarını öneren Prof. Dr. Ergün, bağırsak sağlığı için yapılması gerekenleri anlattı. 

     “DÜNYADA SIKLIĞI ÇOK FAZLA VE GİDEREK GENÇ NÜFUSTA GÖRÜYORUZ”

    Kolon konserinin yaşamı tehdit eden bir kanser türü olmakla birlikte erken tanı konduğunda tedaviden yüz güldürücü sonuçlara ulaşılabildiğini anlatan Prof. Dr. Ergün, “Elbette asıl önemli konu hastalık ortaya çıkmadan önlemektir. Hastalarımız kolon kanseri olmadan, polip (et beni) aşamasındayken polipleri tamamen çıkararak kansere ilerlemesini engelliyoruz. Kanser oluşmuşsa da erken aşamada yakalamak bizim için çok önemli. Erken yakalandığında kolonoskopi ile lezyonu tam olarak çıkarmak mümkün olabilmekte. Kolon kanserinin dünyada sıklığı çok fazla ve giderek genç nüfusta görüyoruz. 40’lı yaşlardan itibaren bu hastalığı görebildiğimiz için artık taramalara erken başlamamız gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

    ANNE YA DA BABASINDA KOLON KANSERİ OLANLAR TARAMAYA NE ZAMAN BAŞLAMALI?

    Genetik faktörlere dikkat çeken Prof. Dr. Ergün, bu riske sahip kişilerin taramalara daha erken başlaması gerektiğini anlatarak sözlerine şöyle devam etti; “Özellikle annesinde, babasında ya da teyzesi, halası, amcası gibi ikinci derece akrabalarında kolon kanseri öyküsü olanların taramalarına daha erken yaşta başlamalıyız. Çünkü genetik faktörler kolon kanserinin gelişmesinde önemli bir risk faktörünü oluşturmaktadır. Ailede bir kolon kanseri varsa örneğin baba 45 yaşında kolon kanseri olmuşsa, hastalığın ortaya çıktığı yaştan 10 yıl çıkartarak kişinin 35 yaşında taramaya başlamasını öneriyoruz. Çünkü kanser, polip zemininde gelişir ve bir polibin kansere dönüşüm süreci 5-10 yıldır. Polip aşamasında yakalanıp kolonoskop ile bu polipler temizlenirse kolon kanseri ihtimali de sıfırlanmaktadır. Eğer hiçbir risk faktörünüz yoksa, genetik yatkınlığınız yoksa, ailede kanser öyküsü yoksa bile kolonoskopik taramalara 45 yaşta başlanmalıdır. Tarama için ideal metot, altın standart kolonoskopidir.”

    “KOLONOSKOPİ YAPILMADAN BAĞIRSAKLARA TEMİZ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL”

    Kolon kanseri taraması için kolonoskopinin hala altın standart olarak önemini koruduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ergün,  bu konuda önemli bir noktaya işaret etti: “Kolon kanseri taraması için kullandığımız ‘gaitada (dışkıda)  gizli kan’ gibi bazı testlerimiz olsa da kesin sonucu ancak kolonoskopi veriyor. Örneğin gaitada gizli kan testi sonucu pozitif gelirse zaten kolonoskopi yapmak şarttır. Gaitada gizli kan testi negatif ise (Ki bu 3 dışkı örneğinde de negatif olmalıdır), yine de bizim güvenli bir alanda olduğumuzun garantisi değildir. Çok hassas bir test değildir, poliplerde doğruluğu çok düşüktür.”

     “İnsanlar zaman zaman düzenli sağlık kontrollerini yaptırıp bir sorun görmediklerinde, “kan testlerim temiz, barsak alışkanlığım gayet düzenli neden kolonoskopi olayım ki?” düşünebilirler. Oysa ki bağırsaklarda bulunan polipler zaten belirti vermez” diyen Prof. Dr. Meltem Ergün,  sözlerine şöyle devam etti: “Kalın bağırsakların sağlıklı olduğunu söylemenin tek yolu kolonoskopidir. Eğer kolonoskopiniz tertemiz hiçbir polip, lezyon yoksa 10 yıl garanti altındasınız, tekrar kolonoskopi yapılmasına gerek yoktur. Ancak kolonoskopi işleminin iyi standartlarda yapılmış olması, barsak temizliğinin yeterli olması ve gastroenterolog tarafından yapılması idealdir.”

    “TÜMÖRLER GİDEREK GENÇ YAŞLARA DOĞRU GELİYOR”

    Kolonoskopide 45 yaşın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ergün, “Neden 45 yaş? Eskiden 50 yaş denirdi. Toplum genelindeki araştırmalara bakacak olursak kolon kanserinin yaklaşık yüzde 20’si 40-50 yaşa gelmiş durumda. Yani hastaları artık genç yaşta yakalıyoruz. Biz de genç yaşta kolon kanseri tanısı koyduğumuzda çok üzülüyoruz, erken safhada yakalarsak üzüntümüz bir nebze azalıyor. Ancak geç evrede saptadığımız hastalar için ise keşke daha önceden hastaneye başvursaydı, taramalarını yaptırsaydı diye hayıflanıyoruz. Çünkü erken evre tümörlerde tedavi ile normale yakın bir yaşam süresi mümkün iken, geç evre tümörlerde yaşam şansının oldukça azaldığını maalesef biliyoruz. “ diye konuştu. 

    DÜZENLİ OLARAK EGZERSİZ YAPANLARDA KOLON KANSERİ İHTİMALİ AZALIYOR

    Kalın bağırsak kanserini daha çok kimlerde görüldüğü ve korunmak için yapılması gerekenler ile ilgili olarak da bilgi veren Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, “Ailesinde tümör olanlarda, iltihabi bağırsak hastalığı dediğimiz kolit hastalığı olanlarda, Crohn hastalığı olup da düzgün tedavi almayan insanlarda giderek ihtimalin arttığını görüyoruz. Yoğun alkol, sigara tüketimi, yoğun et tüketimi ve işlenmiş et tüketimi olan insanlarda kolon kanseri riski artıyor. Dolayısıyla kolon kanseri olmamak için neler yapabiliriz diye baktığımızda öncelikle bu alışkanlıklardan uzak durmakla başlamak gerekli. Bunun yanında düzenli olarak egzersiz yapan kişilerde kolon kanseri riskinin azaldığını görüyoruz. Akdeniz tipi beslenenlerde yani bol sebze, meyve tüketenlerde kolon kanseri ihtimali azalıyor. Bunlara dikkat edersek uzun ve sağlıklı yaşayabiliriz.” diye konuştu. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çocuğunuza Özgüven Aşılayacağım Derken Zarar Verebilirsiniz!

    Klinik Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, ebeveynlerin çocuklarında olumlu kendilik algısı oluşturmaya yani onlara özgüven aşılamaya çalışırken psikolojik sağlıklarını olumsuz etkileyebilecekleri uyarısında bulunarak çocukların kendilerini gerçeğe uygun şekilde tanımalarını sağlamak için önerilerde bulundu 

     

    “Kendilik Algısı”, kişinin kendisini nasıl gördüğünü, algıladığını veya tanımladığını anlatan bir olgu olarak psikoloji literatüründe yerini almış durumda. Tamamen sübjektif olan bu durum, kişinin doğası ve özelliklerinin yanı sıra deneyimleri, akranlar ve yetişkinlerle olan etkileşimleri, çevresindekilerin kişiye karşı olan davranışları ve ifadeleriyle şekilleniyor. Dolayısıyla bir kişinin kendisiyle ilgili algısı, çevresinde onu gözlemleyen diğer kişilerin algısından çok farklı bir noktada olabiliyor. Uzmanlar ise ebeveynlerin çocuklarında olumlu kendilik algısı oluşturmaya çalışırken psikolojilerini bozabilecekleri uyarısında bulunuyor. 

    “Kendilik Algısı Tüm Yaşamı Etkiler”

    Yeditepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, kendilik algısına ilişkin bilgi verdi. Kendilik algısının, kişinin diğerleriyle olan etkileşiminde, kendisi ile olan ilişkisinde, yaşamda seçtiği yollar ve verdiği kararlarda büyük ölçüde etkili olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Örnek, “Kendisini sosyal olarak sevilir ve kabul edilir gören kişi daha rahat ve doğal iletişim kurar. Aksine kabul edileceğinden emin olmayan bir kişi ise etkileşimden kaçınır ve sonuçta sosyal becerileri yeterince gelişmeyebilir” dedi. 

    “Kendilik Algısı Çevreyle Yakından İlişkili”

    Kişinin kendisini nasıl algıladığının, yetişme koşullarında ebeveynlerinin, önemli diğer yetişkinlerin ve akranların tepkileriyle çok bağlantılı olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, “Karşıdan bakıldığında üst düzeyde başarılı bir kariyeri olan kişilerin, çocuklukta ebeveynlerin mükemmeliyetçiliği ile karşılaştığı için kendisini hiçbir zaman yeterli ve başarılı hissedemediğini gözlemliyoruz. Bu durum, ebeveynlerin tepkileri nedeniyle kendilik algısı grafiğinin olumsuza doğru düşüşe geçmesi olarak düşünülebilir. Kişi kendisini ortaya koyduğundan daha yetersiz, düşük standartlarda algılamaktadır. Terapide kişinin kendisini başkasının gözünden görerek edindiği algısını, ortaya koyduğu gerçeklere tekrar bakarak değiştirmesine odaklanırız” diye konuştu. 

    “Kendilerini Koruyor Olabilirler”

    Zaman zaman da bunun aksinin olduğuna işaret eden Billur Örnek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Örneğin kişi, kendisini başkalarının tabi olduğu kuralların üstünde, şişmiş bir kendilik algısıyla tanımlıyor olabilir. Bu bazen çocukluğundan itibaren kişiye ayrıcalıklı davranılması nedeniyle, bazen de tam tersine yetersiz olduğu çok fazla ifade edilmiş kişilerin kendini koruma kalkanı olarak görülebiliyor. Her iki durumda da terapide kendilik algısını gerçekliğe yakın noktaya çekmeyi amaçlıyoruz. Yani şişmiş kendiliği de sönmüş kendiliği de olabildiğince objektif bir yere getirerek kişinin kendisini buradan görebilmesini amaçlıyoruz.”  

    “Gerçeklikten Uzaklaşmayın”

    Son yıllarda ebeveynlerin çocuklarda/gençlerde “olumlu kendilik algısı” oluşturma çabasının yoğun olduğunu gözlemlediklerini belirten Billur Örnek, şöyle devam etti:

    “Olumlu kendilik algısı elbette istenen bir durumdur. Fakat gerçeklikten uzaklaşacak kadar olumlu kendilik algısı, çocuğun eninde sonunda hayal kırıklığı yaşaması ve kendine yabancılaşması ile sonuçlanacaktır. Olumlu kendilik algısı oluşturmaktansa gerçekçi bir kendilik algısı oluşturması yönünde gençlere/ çocuklara rehberlik etmenin çok daha sağlıklı olduğuna inanıyorum. Bu şekilde çocuk/genç gerçekten güçlü olan yönlerini parlatırken çok da güçlü olmayan yönlerini geliştirme yoluna gidecektir. Sahte bir ‘mükemmel kendilik algısı’ çocuğu/genci güçlü kılmaktan çok psikolojik bozukluklara açık ve kırılgan hale getirir.”

    “İnsan Kendini Önce Başkalarının Gözünde Tanır”

    Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, sağlıklı bir kendilik algısı için neler yapılabileceğine ilişkin şunları kaydetti: 

    “Çocukluktan itibaren yetişkinlerin hem çocukla olan kendi iletişimlerine dikkat etmesi hem de önemli diğerlerinin çocukla nasıl iletişim kurduğunu takip etmesi gerekir. İnsan önce başkalarının gözlerinde görerek tanır kendini. Bu nedenle yetişme aşamalarında nasıl davranıldığının çok büyük önemi var. Ne sahte bir mükemmellik ile ne de mevcut güçlü yönlerini görmezden gelerek; çocuğun/gencin açıkça güçlü taraflarını da, geliştirilmesi gereken taraflarını da konuşarak ilerlemekten bahsediyorum. Bir gencin iletişim becerileri çok güçlü fakat sabır göstermekte zorluk yaşıyor olabilir; bir diğeri de çok sabırlı fakat sınır çizip haklarını korumakta güçlük çekiyor olabilir. Her ikisinin hem güçlü yanları hem geliştirilmeye açık yanları var. Kendisini bu gerçekçilik ile tanımasına izin verilen kişinin sağlıklı bir yetişkin olması, kendisinin farkında ve kendisiyle barışık olması çok daha kolaydır.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Büyükşehir Ekipleri Vatandaşları Sandığa Götürecek

    Muğla Büyükşehir Belediyesi 31 Mart’ta yapılacak Yerel Seçimler için oy kullanacak yatağa bağımlı ve engelli vatandaşları tam donanımlı hasta ve engelli nakil araçları ile sandığa götürecek.

    Muğla’nın 13 ilçesinde 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için oy kullanacak yatağa bağımlı ve engelli vatandaşlar için Büyükşehir Belediyesi’nin tam donanımlı hasta ve engelli nakil araçları vatandaşların hizmetinde olacak. Büyükşehir Belediyesi 13 hasta nakil ambulansı, 6 engelli nakil aracı, 1 hasta nakil aracı 42 personelle 31 Mart seçimleri için oy kullanacak yatağa bağımlı ve engelli vatandaşları sandığa götürecek.

     444 48 01 Çağrı Merkezi üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşan vatandaşlar seçim günü evlerinden alınarak oy kullanacakları sandıklara götürülecek. Taşıma hizmeti ilçeler arası değil sadece ilçe içinde yapılabilecek. Seçimlerde vatandaşların demokratik haklarını kullanması, uzman ekiplerle sağlıklı bir şekilde sandıklara ulaşması için Büyükşehir ekipleri görev başında olacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Nöbetçi Kitaphanelerin ‘En’leri Belli Oldu

    İnegöl Belediyesi, Kütüphaneler Haftasında Nöbetçi Kitaphanelerin enlerini belirledi. Yıl boyunca en çok kitap okuyan 3 öğrenci ile en iyi kullanıcı kategorisinde merkezleri en düzenli ve uygun şekilde kullanan 4 öğrenciye 500’er TL hediye çeki verildi.

    İnegöl Belediyesi 25-31 Mart tarihleri arasında kutlanan Kütüphaneler Haftasında Nöbetçi Kitaphanelerin enlerini belirledi. Ülkemizde 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan Kütüphaneler Haftası kapsamında hem Kütüphaneler Haftasına dikkat çekmek hem de öğrencilere motivasyon olması amacıyla yapılan ödül töreninde, 7 öğrenciye 500’er TL’lik hediye çeki takdim edildi.

    KİTAPHANELERİN ÜYE SAYISI 19 BİN 321’E ULAŞTI

    Nöbetçi Kitaphaneler ödül töreni, Gençlik Merkezi Nöbetçi Kitaphanede gerçekleştirildi. Belediye Başkan Yardımcısı Emin Dündar’ın katıldığı törende; Gençlik Merkezi Nöbetçi Kitaphane, Konak Nöbetçi Kitaphane, Huzur Mahallesi Nöbetçi Kitaphane ve Kanal İnegöl Nöbetçi Kitaphanede toplam 19 bin 321 üye öğrenci bulunduğu ifade edildi.

    7 ÖĞRENCİYE 500’ER TL HEDİYE ÇEKİ VERİLDİ

    Düzenlenen mini törende en çok kitap okuyan 3 öğrenci; Özlem Aydınlar, Bedirhan Ceyhan ve Muhammet Fatih Ergin olarak açıklandı. En iyi kullanıcı kategorisinde ise merkezleri en düzenli ve uygun şekilde kullanan; Zehra Şentürk, Nisanur Polat, Dilan Erdoğan ve Yahya Kemal Aykaç oldu. 7 öğrenciye 500’er TL hediye çeki takdim edildi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Memeli Canlıların İlham Verici Hikayeleri BBC Earth’te

    BBC Earth yepyeni belgesel serisiyle farklı habitatlardaki memeli canlıları mercek altına alıyor. Sir David Attenborough’un anlatımıyla “Memeli Canlılar” 14 Nisan Pazar günü saat 19.00’da izleyicilerle macera dolu hikayeleri paylaşmaya geliyor.

    Planet Earth, Frozen Planet gibi dünya çapında beğeni toplayan belgeselleriyle tanınan BBC Earth’ün yeni yapımı “Memeli Canlılar” (Mammals) başlıyor. İngiliz yayıncı ve doğa tarihçisi Sir David Attenborough’un anlatımıyla ekranlara gelecek olan seride memeli canlıların dünyayı nasıl fethettiği müthiş görsellerle anlatılıyor. Bu seride memeli canlıların fiziki özellikleri, üstün uyum yetenekleri, rakipsiz zekaları ve eşsiz sosyallikleriyle doğada başarılı bir şekilde hayatta kalmalarının sırları gözler önüne seriliyor. 

    66 milyon yıl önce dinozorların saltanatı sona ererken ortaya çıkan memeliler, dünyanın denizler, ormanlar gibi çeşitli alanlarında hakimiyet kurdu. Bu hakimiyetin ardındaki stratejiyi, davranışları ve özellikleri inceleyen seri, her şeyden önce memeli canlıların üstün ve şaşırtıcı zekalarını büyük bir hayranlıkla kutluyor. Dünyadaki tüm yeniliklerin neredeyse hepsine uyum sağlamayı başaran memeli canlıların anlatıldığı seri, insanlara ilham oluyor. 

    Altı bölümden oluşan seri, her okyanusta, kıtada, vahşi doğada, kavurucu çöllerde ve diğer çeşitli habitatlarda bulunan memelilerin dünyadaki ortamlardan nasıl faydalandıkları izleyicilerle paylaşıyor. Hem farklı habitatlarda hem de çeşitli türleriyle modern dünyayı güzelleştiren memeli canlıların mercek altında incelendiği altı bölümlük ilk serisiyle “Memeli Canlılar” (Mammals), 14 Nisan Pazar günü saat 19.00’da BBC Earth ekranlarında başlıyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sinema ve tiyatro salonunda çalışmalar başladı

    Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’nun Kemer Belediyesi Kültür Salonu’nun hem sinema hem de tiyatro salonu olarak kullanılacağının müjdesini vermesinden sonra salonda çalışmalar başladı.

    Kemer’in en büyük eksiklikleri arasında yer alan sinema salonunu Kemer’e kazandırmak için çalışma başlatan Başkan Topaloğlu, daha önce Cinemapink Genel Müdürü Selim Yavuzoğlu ile bir görüşme gerçekleştirmişti.

    Görüşme sonunda Kemer Belediyesi Kültür Salonu’nun sinema salonuna çevrilmesi kararı alınmış ve salonda hem sinema hem de tiyatro oyunlarının sergilenebileceği belirtilmişti.

    Kemer Belediyesi ekipleri, Belediye Kültür Salonu’nda yapılacak olan sinema ve tiyatro salonu çalışmalarına başladı.

    Çalışmalar kapsamında salonda bulunan eski koltuklar ve ses yalıtım sistemleri tamamen söküldü.

    Başkan Topaloğlu, yaptığı açıklamada, “İlçemizdeki eksikliklerden biri de sinema salonuydu. Kemer Belediyesi olarak sanata ve sanatçıya önem veriyoruz. Belediyemizin kültür salonunu hem sinema hem de tiyatro salonu olarak yeniden dizayn ediyoruz. Çalışmalarımıza başladık. En kısa sürede çalışmaları tamamlayarak halkımızın hizmetine sunacağız. Vatandaşlarımız hem gündemdeki filmleri hem de tiyatro oyunlarını daha nitelikli bir ortamda izleyebilecek. Kemer’imize hayırlı olsun.” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kış lastiği zorunluluğu 1 Nisan’da bitiyor

    Şehirler arası yük ve yolcu taşıyan ticari araçlarda zorunlu olan, özel araçlarda ise güvenli seyahat için gereken kış lastiği uygulaması, 1 Nisan itibarıyla sona eriyor.

    Mevsimine uygun lastik kullanımının her anlamda büyük bir kazanç sağladığına dikkat çeken Petlas Pazarlama Müdürü Esra Ertuğrul Boran, “Yol ve yolcu güvenliği başta olmak üzere, yakıt tasarrufu ve lastik ömrü için mevsimine uygun lastik kullanılmalı” dedi. 

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca, Karayolları Trafik Kanunu gereği yolcu ve eşya taşımacılığında kullanılan ticari araçlar için zorunlu kış lastiği uygulaması, 1 Nisan Pazartesi günü sona eriyor. Öte yandan meteoroloji tahminleri, Nisan ayı itibariyle yurt genelinde ısınmaya işaret ediyor. 

    Mevsimlere göre uygun lastik kullanımının önemine dikkat çeken ve güvenli, konforlu ve tasarruflu bir sürüş için kış lastiklerinin yaz lastikleriyle değiştirilmesi gerektiğini sürücülere hatırlatan Petlas Pazarlama Müdürü Esra Ertuğrul Boran“Mevsimine uygun lastik kullanımı, öncelikle yol ve yolcu güvenliği olmak üzere, yakıt tasarrufu ve lastik ömrü açısından da büyük önem taşıyor” dedi.

    “Fren mesafesi ve güvenlik üzerinde olumsuz etki yaratıyor”

    Kış lastiklerini yazın kullanmanın birçok dezavantajı olduğunu belirten Boran“Havalar ısınınca kış lastiklerinin fren mesafesi artıyor, yol tutuş performansı azalıyor ve hatta aracın yakıt tüketimini de artırıyor; çünkü kış lastikleri 7 derecenin altındaki sıcaklıklar için tasarlanıyor. Bu nedenle, kış koşulları için tasarlanan kış lastikleri sıcak havalarda istenilen performansı sergileyemiyor. Bu da fren mesafesi ve dolayısıyla güvenlik üzerinde olumsuz bir etki yaratabiliyor. Ayrıca, kış lastiklerinde kullanılan yumuşak kauçuk hammaddesi ve desen özellikleri yaz aylarında kullanıldığında aşırı ısınma nedeniyle çabuk yıpranmaya neden oluyor.” dedi.

    “Konforsuz bir sürüşe neden oluyor”

    Yazın kış lastiğinin konforsuz bir kullanım oluşturduğunu söyleyen Boran“Kış lastiklerinin yazın artan yakıt tüketimi, aynı zamanda doğaya daha fazla CO2 gazı salımı anlamına geliyor. Yazın kış lastikleri kullanmayarak, doğa sürdürülebilirliğine katkıda bulunabiliriz. Ayrıca, yaz döneminde kış lastiği kullanılması durumunda yoldan gelen sesler, özellikle belirli bir hızın üzerinde rahatsız edici bir uğultu şeklini alıyor, bu da sürüş konforunu azaltıyor” diye konuştu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Aliağa Futbol’a iki yıldızından makûs haber

    TFF 3’üncü Lig 1’inci Küme’de meskeninde 10-1’lik tarihe geçecek Tarsus Antrenman Yurdu galibiyetiyle liderliği aylar sonra averajla tekrar devralan Aliağa Futbol’a sakat futbolcularından berbat haber geldi.

    Küçükçekmece Sinopspor maçında sakatlanan Fuat Gölbaşı’nın sol diz iç yan bağı ve art çapraz bağlarında kısmi yırtık meydana geldiği, 7-8 hafta alanlardan uzak kalacağı açıklandı. İdmanda sakatlanan Ahmed Furkan Özdemir’in sağ elinde meydana gelen kırık nedeniyle ameliyat olduğu, 7-8 hafta kadrodan başka kalacağı duyuruldu. İki futbolcu da dönemi kapattı.

    Artvin Hopaspor karşısında sakatlık yaşayan Miraç Can Yavuz’un ise burnunda kırık meydana geldiği, bu hafta maskeyle vazife yapabileceği belirtildi.

  • Joel Embiid, olağan dönem sona ermeden dönebilir

    Philadelphia 76ers yıldızı Joel Embiid’in olağan dönem bitmeden parkelere dönebileceği belirtildi.

    Sixers koçu Nick Nurse, Embiid’in yakında takıma dönmesi ihtimaline optimist baktığını söyledi:

    “Play-in ve playofflardan evvel dönme ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum.”

    Golden State Warriors forveti Jonathan Kuminga’nın 30 Ocak’ta bacağının üzerine düşmesinden bu yana forma giyemeyen Embiid, 6 Şubat’ta sol dizinin yan menisküsünden ameliyat olmuştu.

    ESPN’den Adrian Wojnarowski, Embiid’in alanlara dönüşü hakkında “Bana dönüp dönmeyeceğinden çok, ne vakit döneceği hakkında konuşulmuştu” sözlerini kullandı.

    Embiid’in yokluğunda 10-16’lık bir seride kalan Philly, bu süreçte Doğu Konferansı’nda sekizinci sıraya kadar gerilemiş durumda.

    30 yaşındaki Embiid, sakatlanmadan evvel MVP yarışının doruğunda yer alıyordu ve 34 maçta 35,3 sayı, 11,3 ribaund, 5,7 asist ve 1,8 blok ortalamalarına sahipti.

Başa dön tuşu