Gün: 11 Nisan 2024

  • Savcılar, Ohtani’nin Tercümanının Star’dan 16 Milyon Dolar Çaldığını Söyledi

    Federal savcılar Perşembe günü, Shohei Ohtani’nin eski tercümanı Ippei Mizuhara’nın, kumar bağımlılığını beslemek için beyzbol yıldızının 16 milyon dolarlık parasını çalmak amacıyla yıllar boyunca genişleyen bir plan düzenlediğini iddia eden ayrıntılı bir şikayet yayınladı.

    Yetkililer, Mizuhara’nın Ohtani’den aldığı paranın doğrudan Ohtani’nin beyzbol maaşının ödendiği hesaptan geldiğini söyledi. Mizuhara’nın beyzbol üzerine bahis oynadığına dair hiçbir belirti olmadığını söylediler.

    ABD’nin California Merkez Bölgesi avukatı E. Martin Estrada, “Bay Ohtani’nin, hesabından bahisçilere 16 milyon dolar aktarılmasına izin verdiğine dair hiçbir belirti yok” dedi.

    Yetkililer Mizuhara’yı banka dolandırıcılığıyla suçladı.

    “Bay. Mizuhara büyük çapta dolandırıcılık yaptı” dedi Estrada.

    Şikayetin açıklanması, New York Times’ın Mizuhara’nın avukatı ve federal savcıların bir savunma anlaşması üzerinde pazarlık yaptığını, Ohtani’nin yetkililer tarafından sorguya çekildiğini ve savcıların Mizuhara’nın başlangıçta çaldığı 4,5 milyon dolardan fazlasını çaldığı kanıtları ortaya çıkardığını bildirmesinden bir gün sonra geldi. almakla suçlanıyor.

    Mizuhara, Cuma günü Los Angeles’taki federal mahkemede mahkemeye çıkarılacak. Federal savcılar ve avukatı Michael Freedman’ın anlaşma müzakerelerine devam etmesiyle resmi bir adım olarak suçsuz olduğunu savunması bekleniyor.

    Bu gelişmekte olan bir hikaye. Güncellemeler için tekrar kontrol edin.

  • Halkbank, final serisinde avantajı kaptı

    Efeler Ligi Final Serisi birinci maçında Halkbank meskeninde Fenerbahçe Parolapara’yı 3-1 mağlup ederek seride 1-0 öne geçti.

    Detaylar birazdan…

  • Redmi’nin amiral gemisi katili modeline rakip geldi, Çinli rakipler fiyatları düşürüyor

    iQOO Z9 Turbo, Çin’de 24 Nisan’da piyasaya sürülerek Z serisinin en güçlü telefonu olmaya aday. Bu model, mahallî pazarda Redmi Turbo 3 ve yakında çıkması beklenen Realme GT Neo 6 ile rekabet edecek. Her üç telefon da Snapdragon 8s Gen 3 yonga setine sahip. iQOO Z9 serisi, Snapdragon 7 Gen 3 yonga setine sahip standart Z9 ve Snapdragon 6 Gen 1 ile donatılmış Z9x olmak üzere iki ek model daha içeriyor. Fakat bu modellerin Turbo versiyonuyla tıpkı anda piyasaya sürülüp sürülmeyeceği şimdi netlik kazanmadı.

    iQOO Z9 Turbo‘nun teknik özelliklerine dair söylentilere nazaran aygıt, Snapdragon 8s Gen 3 yonga setinin yanı sıra 6.000mAh kapasiteli bir batarya, 6K VC ısı dağıtım ünitesi ve grafik süreçleri için farklı bir çip ile donatılmış olacak.

    Redmi’nin amiral gemisi katili modeline rakip geldi, Çinli rakipler fiyatları düşürüyor

    Ayrıca 6.78 inç büyüklüğünde, 1.5K çözünürlüğünde, 144Hz tazeleme suratına ve 2160Hz PWM karartmaya sahip düz bir OLED ekranı bulunacak. Ekran içi parmak izi sensörü de bu özellikler ortasında.

    Cihazın 12 GB yahut 16 GB LPDDR5x RAM ve 1 TB UFS 4.0 depolama alanı ile gelmesi bekleniyor. Android 14 tabanlı OriginOS 4 işletim sistemi üzerinde çalışacak olan Z9 Turbo’nun ön yüzünde 16 megapiksel, art yüzünde ise optik manzara sabitleyiciye sahip 50 megapiksel ana kamera ve 8 megapiksel ikinci bir kameradan oluşan çift kamera sistemi bulunacak. Aygıtın fiyatıyla ilgili şimdi bir bilgi bulunmuyor.

  • Aracı kurumlar Fed faiz indirimlerinin Eylül ayına kaydığını düşünüyor

    Son tüketici fiyatları verileri ışığında, birçok küresel aracı kurum ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarını ne zaman düşürmeye başlayacağına dair tahminlerini revize etti. Başlangıçta Haziran ayında başlaması beklenen faiz indiriminin şimdi Eylül ayına kaydığı görülürken, bazı firmalar ilk faiz indiriminin Aralık ayında gerçekleşeceğini öngörüyor.

    Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Mart ayında %0,4 oranında artış göstermiş ve yıllık bazda %3,5 oranında yükselmiştir. Bu rakamlar, ankete katılan ekonomistlerin aylık %0,3 ve yıllık %3,4 artış öngören beklentilerini aşmıştır. Bu gelişme, Mart ayına ilişkin güçlü istihdam verilerinin ve işsizlik oranının %3,8’e gerilemesinin hemen ardından geldi.

    Piyasa beklentileri de buna uygun olarak değişmiş ve Fed’in Haziran ayında faiz indirimine gitme olasılığı %50’den %19,4’e düşmüştür. CME FedWatch aracına göre, Temmuz ayında faiz indirimi olasılığı %44,4 iken, Eylül ayında %67,8 olarak görülüyor.

    Aralarında Barclays, UBS Global Wealth Management, TD Securities ve Wells Fargo (NYSE:WFC)’nun da bulunduğu birçok aracı kurum, ilk faiz indirimine ilişkin tahminlerini Eylül ayı ile uyumlu hale getirdi. Goldman Sachs, BNP Paribas (EPA:BNPP) ve Jefferies ise faiz indiriminin Haziran ayındaki tahminlerinden bir ay sonra, Temmuz ayında gerçekleşeceğini öngörüyor.

    Bu aracı kurumların Mart ayı TÜFE verilerinin ardından yaptıkları tahminler, 2024 yılında beklenen faiz indirimlerinin zamanlaması ve büyüklüğü açısından farklılık göstermektedir. Goldman Sachs ve BNP Paribas Temmuz ayından itibaren iki faiz indirimi öngörürken, Barclays, UBS Global Wealth Management, TD Securities ve Wells Fargo ilk indirimin Eylül ayında yapılacağını, sonraki indirimlerin sayısının ve yıl sonu Fed fon hedef oranlarının değişeceğini tahmin ediyor.

    RBC Capital Markets ve BofA Global Research ise Aralık ayında tek bir faiz indirimi bekliyor.

    Mart ayı TÜFE verileri öncesinde tahminler daha agresifti ve birçok aracı kurum ilk faiz indiriminin Haziran ayında yapılmasını ve 2024 yılı sonuna kadar Fed fonları faizinde daha önemli genel indirimler yapılmasını bekliyordu. Örneğin, Goldman Sachs Haziran ayından itibaren üç faiz indirimi öngörmüş ve Fed fonlama oranının %4,63 olmasını hedeflemiştir.

    UBS Global Research ve UBS Global Wealth Management’ın, her ikisi de UBS Group’un bir parçası olmasına rağmen, ayrı kuruluşlar olarak faaliyet gösterdiğini ve farklı tahminlere sahip olabileceğini belirtmek önemlidir.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • AMB, Fed’den ayrışarak olası faiz indirimlerinin sinyalini verdi

    Yatırımcılar, ABD Merkez Bankası’nın politikasını gevşetme olasılığını azaltan son ABD enflasyon verilerine rağmen, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bu yıl faiz oranlarını düşürmesi yönündeki beklentilerini koruyor. ECB, Perşembe günü faiz indirimlerine başlamaya hazır olduğunu belirtirken, Başkan Christine Lagarde bankanın kararlarının Fed’in eylemlerinden ziyade kendi veri analizine dayandığını vurguladı.

    Lagarde, bazı ECB politika yapıcılarının Perşembe günü itibariyle para politikasının gevşetilmesinden yana olduğunu ve bankanın Haziran ayı ekonomik görünümünün enflasyonun düştüğünü göstermesi halinde faiz indirimini değerlendirebileceğini belirtti. Bu yaklaşım, küresel piyasaları etkileyen ve Amerikan ekonomisinin gücünü vurgulayan güçlü ABD enflasyon rakamlarıyla tezat oluşturarak ECB’nin güvercin tutumunu yansıtıyor. Buna karşılık, Euro Bölgesi’nde enflasyonda hızlı bir soğuma ve ekonomik performansta yavaşlama yaşanıyor.

    Çarşamba günü tahvil piyasasında yaşanan satışlara rağmen, yatırımcılar ECB’nin Haziran ayında faiz indirimine gitme olasılığını %75’in üzerinde görüyor; bu oran ABD enflasyonunun açıklanmasından önce görülen %90’lık orandan biraz daha düşük. Piyasa katılımcıları 2024 yılı sonuna kadar ECB’nin yaklaşık 75 baz puanlık faiz indirimine gideceğini öngörüyor ki bu da bir önceki beklenti olan 90 baz puana kıyasla düşüş anlamına geliyor.

    Bunun tam aksine, Federal Rezerv’in beklenen ilk faiz indirimi için zaman çizelgesi Haziran’dan Eylül’e kaymıştır ve yatırımcılar şimdi yıl sonuna kadar sadece 40 baz puanlık indirim öngörmektedir, bu da son ABD verilerinden önce beklenen yaklaşık 70 baz puandan bir azalmadır. Benzer şekilde, İngiltere Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine ilişkin beklentiler de azaltıldı ve bu durum ECB’nin diğer merkez bankalarından önce hareket edeceğine dair inancın güçlendiğini gösteriyor.

    ECB ve Fed’in faiz döngüleri arasındaki ayrışma, Çarşamba günü 210 baz puanın üzerine çıkarak 2019’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaşan 10 yıllık ABD ve Alman devlet tahvili getirileri arasındaki genişleyen farkın da gösterdiği gibi daha belirgin hale geliyor. Bu fark genellikle sadece Fed ve ECB’nin politika patikaları önemli ölçüde farklılaştığında 200 baz puanın üzerinde kalıyor.

    ICE BofA endekslerine göre, Euro bölgesi devlet tahvilleri bu yıl ABD Hazine tahvillerindeki %2,8’lik kayba kıyasla %1,3’lük bir kayıpla ABD’deki benzerlerinden daha iyi performans gösterdi. Euro bölgesi için bir gösterge olan Almanya’nın 10 yıllık tahvilinin getirisi bu yıl yaklaşık 40 baz puan artarak ABD getirilerinde görülen 70 baz puanlık artıştan daha az yükseldi.

    Euro Perşembe günü baskı altında kalarak son iki ayın en düşük seviyesi olan 1,0706 dolara geriledi ve ABD enflasyon verilerinin ardından doların güçlenmesiyle Çarşamba günü son bir yılın en büyük günlük düşüşünü yaşadı. Analistler, özellikle petrol fiyatlarının yükselmeye devam etmesi halinde zayıflayan Euro’nun Euro bölgesi enflasyonunu destekleyebileceğini ancak bunun ECB’yi faiz indiriminden caydırmasının beklenmediğini belirtiyor.

    Yatırımcılar şu anda Temmuz ayında ECB’nin yeni bir faiz indirimine gitme olasılığını %20 olarak görüyor ve bu oran ABD enflasyon raporu öncesindeki %50’lik olasılıktan daha düşük. Bazı kaynaklar, ABD verilerinin ardından ECB politika yapıcıları arasında Temmuz ayında faiz indirimine ara verilmesi görüşünün güçlendiğini belirtiyor.

    State Street Global Advisors SPDR ETF şirketi kıdemli sabit gelir stratejisti Jason Simpson, Fed’in faiz indirimlerini ertelemesi halinde, bunun ECB’yi kendi faiz indirimi stratejisinde dikkatli olmaya sevk edebileceğini belirtti.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Edremitliler Başkan Ertaş İle Kucaklaştı

    Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş bayramın ikinci günü belediyede vatandaşlarla bayramlaştı. Belediye Başkanlığı’nda düzenlenen bayramlaşmaya ilgi büyük oldu, belediye binası girişine kadar uzun kuyruklar oluştu.

    Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş Edremit halkı ile bayramlaştı. Başkan Ertaş, bayramın ikinci günü Belediye Başkanlık Binası’nda bayramlaşmada vatandaşlarla kucaklaştı. Bayramlaşma programında belediye başkanlık binası girişi ve bahçeye kadar uzanan uzun kuyruklar oluştu. Yoğun ilgiyle karşılanan Başkan Mehmet Ertaş büyüklerin elini öptü, çocukların bayramını kutladı. Bayramlaşma programına CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, CHP Parti Meclisi Üyesi Mehmet Tüm, CHP Edremit İlçe Başkanı Emin Yalçıntaş, belediye meclis üyeleri, STK temsilcileri, muhtarlar, gaziler ve vatandaşlar katıldı.

    Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, “Bayramda hemşehrilerimizle kucaklaştık. Birlik ve beraberlik duygularımızın daha da güçlendiği bu günlerde vatandaşlarımızı ağırladık. Yoğun ilgi gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyor; tüm halkımızın sağlık, huzur ve mutlulukla dolu bir bayram geçirmesini temenni ediyorum.”  dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Tugay Seferihisar’da yurttaşların taleplerini dinledi

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karaburun’un ardından Seferihisar’ı ziyaret etti.

    Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ile bir araya gelen Başkan Tugay, ilçeye yönelik projeler üzerine konuştu. Başkan Tugay, Ulamış Köyü’ne de giderek esnaf ve yurttaşların sorunlarını dinledi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, bayram tatilinde ilçe turuna Karaburun’un ardından Seferihisar ile devam etti. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin’i makamında ziyaret eden Başkan Cemil Tugay, hem İzmir’e hem de ilçeye yönelik projelerini anlattı.

    Ulaşmış Köyü’nü birlikte ziyaret eden Başkan Cemil Tugay ile İsmail Yetişkin, esnafla sohbet etti. Yurttaşların taleplerini de dinleyen Tugay, bayram tatilinin ardından hızlı şekilde çalışmaya başlayacaklarının mesajını verdi. Tugay, bir köy sakininin ulaşım konusunda yaşadığı sorunu aktarması üzerine ESHOT Genel Müdürlüğü bürokratlarını arayarak çözüm hakkında konuştu.

    İlçede ilgiyle karşılanan Başkan Tugay, fotoğraf çekmek isteyen Seferihisar sakinlerini de kırmadı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Hüseyin Can Güner Vatandaşlarla Bayramlaştı

    Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Ramazan Bayramının ikinci günü CHP Genel Merkezi’nin bayramlaşma programına katıldı. Başkan Güner daha sonra Başkent’in simge mekanlarından Kuğulu Park’ta vatandaşlarla bayramlaştı.

    Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Ramazan Bayramının ikinci günü vatandaşlarla bayramlaştı. CHP Genel Merkezi’nin il ve ilçe örgütleriyle geleneksel bayramlaşma programına katılan Başkan Güner daha sonra Kuğulu Park’ta vatandaşlarla bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka başkanlığında gerçekleşen bayramlaşmada vatandaşları, Başkan Hüseyin Can Güner’in yanı sıra CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin karşıladı.

    VATANDAŞLARLA SELFIE

    Başkent’in simge mekanlarından Kuğulu Park’ı ziyaret eden vatandaşlara sürpriz yapan Başkan Güner, her yaştan vatandaştan büyük ilgi gördü. Havaların bahara merhaba dediği günlerde Kuğulu Park’ı dolduran vatandaşlar, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner ile bol bol fotoğraf çektirdi. Güner, Kuğulu Park’ta görev yapan çalışanların da bayramını kutlayarak, fotoğraf çektirdi.   

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Teknoloji Hisselerinde Satışa Devam – Citigroup

    Citi, Perşembe günü yayınladığı sektör akışı güncelleme notunda, teknoloji hisselerinde satış eğiliminin devam ettiğini belirtti.

    “Özellikle geçtiğimiz hafta teknoloji hisselerinde ek elden çıkarmalar gözlemledik” diyen yatırım bankası, son işlemlerin ağırlıklı olarak bu hisselerin satışını içerdiğini belirtti.

    “Bu hafta, hisse senetlerini uzun vadeli tutan yatırım yöneticileri, çoğu sektörde satışlar gerçekleşmesine rağmen, teknoloji hisselerinin satışına yoğun bir şekilde katıldılar” diye devam ettiler.

    Buna karşılık Citi, tahmin modellerinin teknoloji, sağlık ve iletişim sektörleri yerine sanayi ve ihtiyari tüketici sektörlerinin tercih edildiğini gösterdiğine dikkat çekiyor.

    Ayrıca, tarihsel kalıpların, vergi ödeme tarihleri yaklaştıkça (şu anda olduğu gibi) ve mali çeyreklerin sonunda yatırım akışlarının daha olumsuz olma eğiliminde olduğunu gösterdiğini belirtiyorlar. Bu gözlem, bu hafta Amerika Birleşik Devletleri’nde vergi beyannamelerinin son teslim tarihinden önce olduğu için özellikle önemlidir.

    Bu makale yapay zeka teknolojisinin yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Ek ayrıntılar için Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • Apple tüm Mac’leri yeni M4 çiplerle güncelleyecek

    Apple Inc. (NASDAQ:AAPL) yeni nesil M4 bilgisayar işlemcileri için üretime başlamanın eşiğinde ve tüm Mac serisini yeni çiplerle yükseltmeyi hedefliyor. Bloomberg News tarafından yayınlanan bir rapora göre, teknoloji devi güncellenmiş Mac bilgisayarları bu yılın sonlarında piyasaya sürmeye başlamayı ve gelecek yılın başlarında da piyasaya sürmeye devam etmeyi planlıyor.

    Önümüzdeki yenileme Mac serisinde yeni modeller içerecek. Tüketiciler yeni M4 çiplerini iMac, alt seviye 14 inç MacBook Pro, üst seviye 14 inç ve 16 inç MacBook Pro’lar ve Mac mini gibi ürünlerde görmeyi bekleyebilirler. Bloomberg News’in raporu şirketin mevcut planlarının bunlar olduğunu belirtirken, Apple’ın stratejilerinin değişebileceğini de not ediyor.

    Apple bugün itibariyle rapora yanıt olarak bir yorumda bulunmadı. M4 çipleri beklentisi, Apple’ın 2020’de M1 çipinin piyasaya sürülmesiyle başlayan, üçüncü taraf işlemciler yerine kendi silikonunu kullanma eğilimini takip ediyor.

    Şirketin Mac serisini şirket içi işlemcilerle güncelleme çabası, bilgisayar cihazlarının performansını ve verimliliğini korumak için önemli bir adım olarak görülüyor. Tescilli çiplerin kullanılması, Apple’ın donanım ve yazılımı daha sıkı bir şekilde entegre etmesine olanak tanıyarak Mac kullanıcıları için daha iyi performans ve pil ömrü sağlıyor.

    Mac serisinde yapılacak güncellemenin Apple için büyük bir olay olması ve yeni M4 çiplerinin yeni nesil Mac bilgisayarlara güç vermesi bekleniyor. Bu işlemcilerin entegrasyonu, inovasyon ve teknolojik ilerlemenin tüketici ilgisinin ve satışların temel itici gücü olduğu rekabetçi bir pazarda Mac ürünlerini farklılaştırmaya devam edecektir.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Edin Dzeko, Olympiakos tribünlerine Türk Bayrağı’nı gösterdi

    Olympiakos – Fenerbahçe maçının birinci yarısında Edin Dzeko, Olympiakos tribünleri ile gerginlik yaşadı.

    David Carmo ile yaşadığı durumun akabinde kırmızı kart itirazlarında bulunan Edin Dzeko’nun bu isteği üzerine Olympiakos tribünleri yıldız oyuncuya reaksiyon gösterdi.

    Tedavisi sebebiyle kenara gelen Dzeko’nun tedavi olurken Yunan taraftarlara Fenerbahçe formasındaki Türk Bayrağı’nı göstermesi sonrası Olympiakos tribünlerinin Dzeko’ya olan yansısı büyüdü.

  • OJ Simpson’ın Hayatı: Bir Zaman Çizelgesi

    Çarşamba günü 76 yaşında ölen OJ Simpson, onu Amerika’nın en ünlü insanlarından biri, aynı zamanda çeşitli zamanlarda en çok tanınan ve en çok aşağılanan insanlardan biri yapan bir hayat yaşadı.

    Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde futbol oynadığı sırada Heisman Trophy’yi kazanan oyuncu, Buffalo Bills’de geri koşarak süperstar statüsüne ulaştı. Ticari bir satıcı ve Hollywood oyuncusu olarak Amerika’nın büyük bölümünde tanınan bir isim haline geldi.

    Ancak 1994 yılında eski karısını ve onun arkadaşını çifte öldürmekle suçlandığında şöhreti kötü şöhrete dönüştü. Milleti hayrete düşüren bir yargılamanın ardından beraat etti.

    İşte iyisiyle kötüsüyle haber yapmayı asla bırakmayan bir adama bir bakış.

    1968

    Heisman Ödülü Kazananı

    Bay Simpson, Heisman Kupasını kazandığı 1968 yılında Güney Kaliforniya Üniversitesi adına Northwestern’e karşı bir gol attı. Kredi… İlişkili basın

    1947 yılında San Francisco’da doğan Bay Simpson, birçok Amerikalının dikkatini ilk kez Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde futbol yıldızı olarak çekti. Truva atları için oynadığı iki yıl boyunca oyunun en iyi geri koşan oyuncusuydu ve 33 gol kaydetti.

    1967’de gençken, kolej maçının en iyi oyuncusu olarak Heisman Trophy’de ikinci oldu, ardından USC’deki ikinci ve son yılı olan 1968’de ödülü kazandı.

  • Limon Severler için 2 Basit Kokteyl

    Limon mutfakta olduğu kadar barın arkasında da çok yönlüdür. Kabuğundan meyve suyuna kadar bu güneşli narenciye, kokteyllerinizi aydınlatabilir ve dengeleyebilir.

    Chicago’daki Kimsenin Darling’inin baş barmeni ve genel müdür yardımcısı Ei Cullina, “Olabildiğince basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, limon alkolü daha içilebilir hale getirecek” dedi. “Bir nevi yanmayı susturuyor.”


    Tarif: Sert Limonata


    Meyve suyuyla başlayın: Taze sıkılmış olanı en iyisidir, ancak hemen önce hazırlama konusunda stres yapmayın, dedi Mx. Onlar ve onlar zamirlerini kullanan Cullina. Bir süre bekletilen limon suyunun “biraz daha hoş bir tat sağlayabileceğini” söylediler. Ancak patlayan ancak aşırı acı olmayan tatlar için, onu sıkıldığı gün kullanmayı hedefleyin.

    Daha sonra, bu suyu karıştırmak için basit bir nakaratı hatırlayın: sık sık çalkalayın, nadiren karıştırın. Narenciye ve alkolün farklı yoğunlukları vardır ve iyi bir çalkalama onların birbirine karışmasına yardımcı olur. Buz aynı zamanda havayı da bünyesine katarak tek tek malzemeleri köpüklü, hafif ve canlandırıcı bir kokteyle dönüştürür.

  • Clearlake, Blackbaud’u özelleştirmek için yeni bir girişimi inceliyor – Bloomberg

    Bloomberg’e göre Clearlake Capital Group, Blackbaud’u (BLKB) satın almak ve özel bir şirkete dönüştürmek için yeni bir girişimde bulunmayı düşünüyor.

    Konuya aşina olan kişilerden alınan bilgilere dayandırılan haberde, Clearlake’in bir önceki teklifinin reddedilmesinden bir yıl sonra bu olasılığı bir kez daha değerlendirdiği belirtildi.

    Blackbaud hisselerinin değeri, işlem seansının başlarında yaklaşık 80 $’lık bir zirveye ulaştıktan sonra Perşembe günü %6’lık bir artışla hisse başına 77.25 $’a yükseldi.

    Halihazırda Blackbaud’un toplam hisselerinin yaklaşık %18,9’una sahip olan Clearlake’in, Blackbaud yönetim kuruluna yeni bir satın alma teklifi sunma konusunda potansiyel mali danışmanlarla görüşmelerde bulunduğu bildiriliyor.

    Clearlake şu an itibariyle Blackbaud’a resmi bir satın alma teklifi sunmuş değil. Ancak Bloomberg tarafından referans verilen kaynaklar, Clearlake’in olası bir satın alma için finansal destek sağlamak üzere bankalar ve doğrudan kredi verenlerle görüştüğünü belirtiyor.

    Haberde, müzakerelerin ön aşamada olduğu ve Clearlake’in bir satın alma girişiminde bulunup bulunmayacağının kesin olmadığı vurgulandı.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla oluşturulmuş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Ek ayrıntılar için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • Hissedarların politikayı onaylamasıyla AstraZeneca CEO’su ücret artışına hazırlanıyor

    AstraZeneca için önemli bir gelişme olarak, hissedarlar bugün CEO Pascal Soriot’un 2024 yılı için potansiyel kazancını önemli ölçüde artıracak yeni bir ücretlendirme politikasını onayladı. Bu karar, halihazırda Londra’daki FTSE 100 endeksinde en yüksek ücret alan yöneticiler arasında yer alan Soriot için önemli bir anı işaret ediyor.

    Onay, kullanılan 1.18 milyar oyun %64.43’ünün kararı desteklediği bir oylamanın ardından geldi. Bu yeni ücret politikası Soriot’nun ücret paketini bu yıl için 18.9 milyon £’a (23.7 milyon $) kadar yükseltebilecek.

    Yeni politika uyarınca, Soriot’nun maksimum yıllık ikramiyesi taban maaşının üç katına ulaşabilecek ve bu da önceki sınır olan 2,5 kattan önemli bir artış anlamına geliyor. Ayrıca, Soriot artık maaşının 8,5 katına kadar çıkabilen uzun vadeli, performansa dayalı hisse ödüllerine de hak kazanabilecek ve bu rakam daha önceki maksimum 6,5 kattan daha yüksek olacak.

    AstraZeneca’nın hissedarları tarafından yapılan bu hamle, üst düzey yönetici liderliği çekebilecek ve elde tutabilecek tazminat paketleri sunarak ABD ve Avrupa şirketleri ile rekabetçi kalma çabası olarak görülüyor. Soriot 2012 yılında CEO olarak göreve geldiğinden bu yana AstraZeneca’yı Shell’in ardından İngiltere’nin borsada işlem gören en değerli ikinci şirketi haline getirmede etkili oldu.

    Ücret politikası kararının yanı sıra, AstraZeneca 2024 yılı için temettü ödemelerinde %7’lik bir artış açıkladı ve şirketin finansal performansına ve nakit yaratma kabiliyetine olan güvenin sinyalini verdi. Bu iyimserlik, AstraZeneca’nın gişe rekorları kıran ilaçlarının başarısı ve son dönemde gerçekleştirdiği stratejik satın almalarla destekleniyor.

    Hissedarların onayına rağmen, herkes artan ödeme paketinden yana değildi. Oylama öncesinde Glass Lewis ve Institutional Shareholder Services adlı danışmanlık firmaları yatırımcılara ödeme planını reddetmelerini tavsiye etmişti. Yine de, hissedarların çoğunluğu oylarını yeni politika lehine kullanarak Soriot’un önümüzdeki yılki ücretlendirmesinin rotasını çizdi.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • UBS’nin İsviçre sermaye kuralları için 15 milyar dolara kadar ihtiyacı olabilir

    Autonomous Research tarafından yapılan bir tahmine göre, UBS Group AG’nin yeni İsviçre düzenleyici gerekliliklerine uymak için 10 milyar ila 15 milyar dolar ek sermaye tutması gerekebilir. Credit Suisse’in çöküşünün ardından ülkenin finansal sistemini güçlendirmeyi amaçlayan İsviçre hükümeti, bu hafta başında daha sıkı sermaye kuralları için planlar sundu.

    Autonomous Research’ten bir analist, UBS’in finansal dayanıklılığının önemli bir göstergesi olan adi özkaynak kademe 1 oranının (CET1 oranı) 200 ila 300 baz puan artması gerektiğini öne sürdü. Bu artış, önümüzdeki yıllarda önemli miktarda sermayenin elde tutulması anlamına geliyor. Ayrıca, ek sermaye gereksinimlerinin UBS’nin hisse geri alım beklentilerini önemli ölçüde etkileyebileceği konusunda uyardı.

    Şu anda UBS hisseleri üzerinde nötr bir pozisyona sahip olan firma, İsviçre hükümetinin tavsiyelerinin belirsizlik ortamına katkıda bulunduğunu ifade etti. Düzenleyici planların 2025’in ilk yarısına kadar kesinleşmesi beklenmediğinden, hem yatırımcılar hem de UBS, bankanın sermaye yönetimi ve hissedar ödeme planlarına ilişkin uzun bir belirsizlik dönemiyle karşı karşıya.

    UBS hisseleri, Avrupa bankacılık hisselerindeki eğilimlere paralel olarak Perşembe günü %2,5 daha düşerek keskin bir düşüş yaşadı. Bu düşüş, bankanın bir yıl önce Credit Suisse’i satın almasından bu yana hisselerinde yaşanan yükselişin ardından geldi.

    İsviçre Maliye Bakanlığı Çarşamba günü, “batmak için çok büyük” önerilerinin UBS ve sistemik olarak önemli kabul edilen diğer bankalar için daha yüksek sermaye gereksinimleri gerektirdiğinin altını çizdi. Yine de, hükümetin planının özgüllükten yoksun olması ve yasalaşmadan önce karmaşık bir siyasi süreci başlatacak olması nedeniyle bu önerilerin tam etkisi gecikebilir.

    UBS konuyla ilgili yorum yapmamayı tercih etti. Yeni düzenlemelerin ayrıntıları netleşmeye devam ederken, İsviçre’deki bankacılık sektörü, hükümetin finansal güvenceleri artırma çabasının potansiyel sonuçlarına hazırlanıyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Rent the Runway hisseleri yapay zeka odaklı olumlu tahminlerle yükseliyor

    Rent the Runway’in hisseleri, şirketin mevcut mali yıldaki performansını desteklemek için gözünü yapay zekaya (AI) dikmesiyle Perşembe günü üç kattan fazla artarak önemli bir yükseliş kaydetti. Gelirinde yalnızca %0,6’lık bir artışla zorlu bir 2023 geçiren giyim kiralama firması, şimdi yıl için %1 ila %6 arasında değişen bir gelir artışı öngörüyor ve başabaş serbest nakit akışı hedefliyor.

    Müşterilere tasarımcı markalarının kiralanmasına erişim sağlama konusunda uzmanlaşan şirket, arama ve ürün tavsiye araçlarını geliştirmek için yapay zekadan faydalanıyor ve kullanıcılarına daha iyi bir uyum sağlayarak müşteri deneyimini iyileştirmeyi amaçlıyor.

    NASDAQ’daki listesini korumak amacıyla Rent the Runway, geçtiğimiz hafta 20’ye bir ters hisse bölünmesi gerçekleştirdi. Bu işlem, borsanın minimum teklif fiyatı gerekliliğine uymak için yapıldı. Londra Menkul Kıymetler Borsası Grubu (LSEG) verilerine göre, ters bölünme sonucunda yaklaşık 2,6 milyon hisselik bir halka açıklık oluştu.

    Olumlu tahmin ve ters hisse bölünmesinin ardından Rent the Runway’in hisseleri 18,94 dolardan işlem gördü ve bu da şirketi 67 milyon dolar civarında bir piyasa değerine konumlandırdı. Yatırımcılardan gelen güven artışı, 2021 yılında halka açılan şirketin kalite endişeleri ve modası geçmiş ürün seçimi nedeniyle azalan taleple karşılaşmasının ardından geldi.

    CEO Jennifer Hyman, dördüncü çeyrek için müşteri sadakat oranında yıldan yıla %10’luk bir artış olduğunu bildirdi. Rent the Runway ayrıca 2024 yılı boyunca yeni tasarımcı lansmanları planlıyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Biden yönetimi 5 milyon dolarlık CFIUS ceza limiti öneriyor

    Biden yönetimi, yabancı yatırımlarla ilgili ulusal güvenlik kurallarının ihlaline yönelik azami para cezalarında önemli bir artış önermeye hazırlanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yabancı Yatırım Komitesi’ni (CFIUS) denetleyen Hazine Bakanlığı, ceza tavanını mevcut 250.000 dolardan 5 milyon dolara yükseltmeyi planlıyor.

    CFIUS, yabancı yatırımları potansiyel ulusal güvenlik riskleri açısından incelemekle görevlidir ve genellikle yabancı alıcıların bu endişeleri gidermek için “hafifletme anlaşmaları” yapmalarını gerektirir. Bu anlaşmalara uyulmasını sağlamak CFIUS’un önemli bir sorumluluğudur.

    Para cezalarının artırılması CFIUS’un yaptırımlara daha geniş bir şekilde odaklanmasının bir parçasıdır. Bu odaklanma, 2022’nin sonlarında uygulama kılavuzlarının yayınlanmasıyla vurgulanmıştır. Komite ayrıca, 2018’de 1 milyon dolar ve 2019’da 750.000 dolar para cezası da dahil olmak üzere son yıllarda kamuoyuna duyurulan ilk cezalarını uygulayarak varlığını hissettirdi.

    Buna ek olarak, yeni kurallar kapsamında CFIUS, daha geniş bir yelpazedeki kuruluşlara mahkeme celbi çıkarma yetkisi kazanacak ve komite tarafından incelenen işlemlere doğrudan dahil olmayan üçüncü tarafları da kapsayacak şekilde erişim alanını genişletecektir.

    Hazine Bakanlığı Perşembe günü yaptığı bir basın açıklamasında ceza limitini arttırma planını duyururken, yeni azami cezanın tam miktarı başlangıçta açıklanmadı. Önerilen değişikliğin 5 milyon dolarlık bir tavan olduğu daha sonra bildirildi.

    Para cezalarındaki bu artış, yönetimin ulusal güvenlik ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yabancı yatırımların dikkatle izlenmesi konusundaki kararlılığının altını çiziyor. Yeni kurallar nihai hale getirilirse, CFIUS tarafından denetlenen ulusal güvenlik hükümlerine uyulmamasının olası sonuçlarında önemli bir artış anlamına gelecektir.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • ABD-Afrika ticaret anlaşmasının 2041 yılına kadar uzatılması için iki partili girişim

    Demokrat Chris Coons ve Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin önde gelen Cumhuriyetçilerinden James Risch’in başını çektiği iki partili bir grup ABD senatörü, ABD’nin Sahraaltı Afrika ile ticaret anlaşmasını uzatmayı amaçlayan bir yasa tasarısı sunmaya hazırlanıyor. Önümüzdeki yıl sona erecek olan Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası (AGOA), tasarının yasalaşması halinde 2041 yılına kadar 16 yıl daha yenilenebilecek.

    AGOA’nın yenilenmesi bu yıl senatörler için yüksek öncelik taşıyor ve programın faydalarından tam olarak yararlanmak için stratejilerin uygulanmasında ülkelere yardımcı olmaya odaklanılıyor. Önerilen yasa tasarısı, ülkeler zenginleştikçe bile uygunluklarını koruyacak hükümler içeriyor ve sadece bir yıl sonra çıkarılmak yerine, yüksek gelir statüsüne ulaştıktan sonra beş yıl boyunca programda kalmalarına izin veriyor.

    Yasa, ülkelerin uygunluklarının gözden geçirilmesi sürecinin yıllıktan iki yıllık bir programa kaydırılmasını ve ABD başkanı ile belirli kongre liderlerinin herhangi bir noktada döngü dışı gözden geçirmeler yapma seçeneğine sahip olmasını önermektedir. Bu değişiklik, ülkelerin ticaret avantajlarından yararlanma yeterliliklerinin değerlendirilmesinde esneklik sağlayacaktır.

    Ayrıca tasarı, bir ülkenin uygun bulunmaması halinde başkana, yardımların tamamen sona erdirilmesinden hiçbir işlem yapılmamasına kadar değişen bir dizi yaptırım seçeneği sunacaktır. Bu durum, uyumsuzluk halinde AGOA yardımlarının sona erdirilmesini zorunlu kılan mevcut tüzükten farklıdır.

    Senatör Coons tarafından Kasım ayında hazırlanan daha önceki bir taslak, AGOA programının önemli bir katılımcısı olan Güney Afrika için acil bir döngü dışı inceleme çağrısında bulunmuştu. Ancak son versiyonda bu gereklilikten vazgeçilmiş olup Coons’un bir yardımcısı döngü dışı incelemelerin yapılabilmesinin herhangi bir ülkenin tek tek ele alınmasını gereksiz kıldığını açıklamıştır. Bu değişikliğe rağmen senatörler arasında Güney Afrika’nın faaliyetlerine ilişkin endişeler devam ediyor.

    Başkan Joe Biden, ABD Ticaret Temsilciliği tarafından bildirildiği üzere, 10 milyar doların üzerinde Afrika ihracatının 2022 yılında ABD’ye gümrüksüz girmesine olanak sağlayan AGOA’nın yeniden yetkilendirilmesini desteklediğini ifade etti. Afrika ülkelerinin üretim kaynaklarını Çin’den uzaklaştırmaya yönelik küresel çabalardan faydalanabilmeleri için AGOA konusunda kesinliğe ihtiyaç olduğunu savunan Amerikan iş grupları tarafından da bu uzatma hayati önemde görülüyor.

    Tasarı Dick Durbin, Michael Bennet, Chris Van Hollen, Todd Young ve Mike Rounds gibi senatörlerin ortak sponsorluğuyla partiler üstü bir destek bulurken, Senato Demokrat lideri Chuck Schumer ve Senato Dış İlişkiler Başkanı Ben Cardin’in yardımcılarından gelen yanıtlara hemen ulaşılamadı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • New York Fed acil faiz indirimine gerek görmüyor

    New York Fed Başkanı John Williams da dahil olmak üzere Federal Rezerv yetkilileri, kısa vadede faiz oranlarını düşürmek için aciliyet olmadığını ifade ettiler. Bu düşünce, süregelen enflasyon karşısında çok aceleci davranmaktan çekinen politika yapıcılar arasında ilgi görmüştür.

    Williams’a göre, enflasyonun Fed’in yıllık %2’lik hedefine zorlu ve dengesiz bir dönüş göstermesine rağmen, borçlanma maliyetlerinde acil bir indirime ihtiyaç yok. Williams’ın yorumları, New York’ta yaptığı ve faiz indirimlerinin eninde sonunda gerekli olacağını belirttiği bir konuşmanın ardından geldi.

    Ekonominin önemli yavaşlama işaretleri göstermemesi, inatçı enflasyon oranlarıyla birleştiğinde beklenen gevşeme döngüsünün gecikebileceğini gösteriyor. Federal Açık Piyasa Komitesi’nin başkan yardımcılığı görevini de yürüten Williams, Fed’in mevcut duruşunun ekonomik manzara göz önüne alındığında uygun olduğuna inanıyor.

    Benzer bir şekilde Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin de enflasyonun yaygın yapısına ilişkin endişelerini dile getirerek faiz indirimlerine yakın vadede geçişi haklı göstermeyi zorlaştırdı. Son enflasyon rakamları Barkin’in fiyat baskılarının azalmakta olduğuna dair güvenini pek artırmadı.

    Williams ve Barkin’in yorumları, Mart ayında beklentileri aşan tüketici fiyat endeksi verilerinin açıklanmasının ardından geldi. Bu durum, Barclays ve Wells Fargo (NYSE:WFC) gibi Wall Street firmalarından bazı ekonomistlerin daha önce üç olarak öngördükleri faiz indirimi tahminlerini bu yıl bir ya da iki faiz indirimi olarak değiştirmeleriyle birlikte, olası faiz indirimlerine ilişkin zaman çizelgesinin yeniden değerlendirilmesine yol açtı. Buna rağmen, faiz indirimlerinin Eylül ayında başlayacağına dair finansal piyasa beklentileri büyük ölçüde değişmedi.

    Mart ayında üretici fiyatlarının beklenenden daha soğuk olması, yatırımcıların Temmuz ayına kadar bir faiz indirimi olasılığını daha geç bir başlangıçla neredeyse eşit olarak görmelerine yol açtı. Bununla birlikte, Fed yetkilileri arasındaki mevcut fikir birliği, ekonomi enflasyonun zorlukları arasında gezinmeye devam ettiği için faiz indirimleri konusunda acil bir eylemin gerekli olmadığını gösteriyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Üretici fiyatları verisinin ardından yatırımcılar Fed’in olası faiz indirimleri için Temmuz ayına bakıyor

    Yatırımcılar artık Federal Rezerv’in Temmuz sonundaki toplantıdan hemen sonra faiz indirimlerine başlayabileceği ihtimalini göz önünde bulunduruyor. Beklentilerdeki bu değişim, Mart ayında üretici fiyatlarının beklenenden daha az arttığını gösteren bir rapora yanıt olarak geldi. Bu veri, Çarşamba günü açıklanan ve Mart ayı için beklenenden daha yüksek bir artış gösteren tüketici fiyat endeksi ile tezat oluşturuyor ve üst üste üçüncü ay tahminleri aşan enflasyon okumalarına işaret ediyor.

    Mart ayı tüketici fiyatları raporu daha önce yatırımcıların Federal Rezerv’in ilk faiz indirimine ilişkin tahminlerini Haziran ayından Eylül ayına çekmelerine yol açmıştı. Ancak en son açıklanan üretici fiyat endeksi, zaman çizelgesinin yeniden gözden geçirilmesine yol açarak Temmuz ayını Fed’in politika gevşetmeye başlaması için eşit derecede olası bir dönem olarak yeniden odak noktasına getirdi.

    New York Federal Rezerv Bankası Başkanı John Williams, Perşembe günkü verilerin açıklanmasından önce yaptığı açıklamada, istikrarlı fiyatlara doğru yolculukta potansiyel dalgalanmaları kabul etmekle birlikte, enflasyonun kontrol altına alınması konusunda ilerlemenin devam etmesini beklediğini ifade etti.

    Federal Rezerv, faiz oranlarında yapılacak ayarlamalar için uygun zamanlamayı belirlemek üzere enflasyon göstergelerini yakından takip etmektedir. Merkez Bankası’nın kararları ekonomi politikası için çok önemlidir ve finansal piyasalar üzerinde önemli etkileri vardır. Son veriler ve yatırımcıların tepkileri, devam eden belirsizliğin ve Fed’in ekonomik büyüme ile enflasyon yönetimini dengeleme konusundaki zorlu görevinin altını çiziyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Fenerbahçe’de Oosterwolde sakatlandı

    Fenerbahçe’de Olympiakos maçının 43. dakikasında Jayden Oosterwolde sakatlık yaşadı.

    Oyuna devam edemeyen Oosterwolde’nin yerine Ferdi Kadıoğlu oyuna dahil oldu.

    Ayrıntılar birazdan…

  • CANLI: Anadolu Efes – Kızılyıldız

    Anadolu Efes, THY EuroLeague’nin 34. ve son haftasında Sırbistan temsilcisi Kızılyıldız’ı konuk ediyor.

    SAYFA DAİMA GÜNCELLENMEKTEDİR – TIKLAYINIZ

    CANLI: 1. ÇEYREK

    ANADOLU EFES: 0
    KIZILYILDIZ: 0

  • Huawei tablet kesiminde rakipsiz olmaya kararlı, tek eksik de giderildi

    Geçtiğimiz Eylül ayında Huawei tarafından piyasaya sürülen MatePad Pro 13.2″ tablet, bilhassa 7nm Kirin 9000s yonga seti ile dikkatleri üzerine çekmişti. Bu yonga seti, Huawei‘nin Mate 60 serisinde de kullanılıyor. Lakin tabletin birinci versiyonunda bir eksiklik vardı: hücresel ilişki takviyesi. Son gelen bilgilere nazaran bu durum artık bir SIM kart versiyonu ile gideriliyor. Yeni sürümde kullanıcılar, 1800 Yuan (yaklaşık 248$) ek fiyatla SIM kart dayanağına sahip olabilecekler. 12GB RAM ve 512GB depolama alanına sahip SIM kartlı versiyonun fiyatı ise 7499 Yuan (yaklaşık 1037$) olarak belirlenmiş. Bu, hücresel irtibata sahip olmayan standart sürümün başlangıç fiyatı olan 5699 Yuan’ın (yaklaşık 788$) üzerinde bir fiyat. SIM kartlı model yalnızca Siyah renk seçeneği ile sunulurken, standart model Siyah’ın yanı sıra Mavi ve Beyaz renk seçeneklerine de sahip.

    Huawei’nin bu tabletinde, uzun müddetli kullanımda göz yorgunluğunu azaltan 1440 Hz yüksek frekanslı PWM karartma özelliğine sahip, 2880×1920 çözünürlüklü OLED ekran bulunuyor. Ekran, 144Hz yenileme suratı ve 360Hz dokunma örnekleme suratı sunuyor. Ayrıyeten, dar çerçeveleri sayesinde %94 ekran-gövde oranına ulaşarak şık bir görünüm sergiliyor.

    Huawei tablet kesiminde rakipsiz olmaya kararlı, tek eksik de giderildi

    Tabletin dikkat çeken bir başka özelliği de, Huawei‘nin “StarLight” teknolojisi ile donatılmış M-Pen kalemidir. 10.000’den fazla basınç düzeyi hassasiyeti sunan bu kalem, sıfıra kadar düşen gecikme mühleti ile kullanıcılarına üst seviye bir tecrübe vaat ediyor. Huawei, M-Pen’in Apple’ın ikinci kuşak kalemine kıyasla %20 daha yüksek bir hassasiyete sahip olduğunu belirtiyor.

    Yalnızca 5.5mm inceliğindeki bu tablet, 10,100mAh kapasiteli bir bataryadan güç alıyor ve 88W süratli şarj dayanağı sunuyor. Tablet, daima performans için 52000m㎡’lik bir grafit katmanı ve ek bir VC sıvı soğutma sistemine sahip. Huawei’nin bu yenilikleri, kullanıcıların daha uzun müddetler boyunca kesintisiz bir tecrübe yaşamasını sağlıyor.

  • Globe Life Inc. Fuzzy Panda’nın Olumsuz Raporunun Ardından Hisseler Sert Düştü

    Globe Life Inc. (GL) hisseleri, Fuzzy Panda’nın birkaç sigorta dolandırıcılığı iddiasını gerekçe göstererek şirketin hisselerinde kısa pozisyon aldığını açıklamasının ardından Perşembe günü %25’in üzerinde sert bir düşüş yaşadı.

    Açığa satış yapan kuruluş, “defalarca ortaya çıkmasına ve rapor edilmesine rağmen şirket yönetimi tarafından göz ardı edilen yaygın sigorta dolandırıcılığı iddialarını” keşfettiğini bildirdi.

    Fuzzy Panda, ölmüş kişiler ve var olmayan kişiler adına düzenlenmiş sigorta poliçelerinin yanı sıra yetkisiz imza kullanımı vakaları olduğunu iddia ediyor.

    Kuruluş ayrıca Globe Life’ın bağlı kuruluşu olan ve şirketin toplam prim gelirinin ve sigortalama kazançlarının önemli bir kısmına katkıda bulunan American Income Life’a (AIL) karşı da suçlamalarda bulundu.

    Açığa satış yapan şirket, sigorta dolandırıcılığıyla tanınan satış birimlerinin AIL’in Yıllık Yaşam Priminde (ALP) 200 milyon dolardan fazla gelir elde ettiğini iddia ediyor.

    Şu anda GL hisseleri 77,83$’dan işlem görmekte olup, bir önceki günün kapanış fiyatı olan hisse başına 104,93$’dan %25,85 oranında düşüş göstermiştir.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiş olup editör incelemesinden geçmiştir. Daha fazla ayrıntı için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • Yöneticiler küresel kredi temerrütlerinde artış bekliyor

    Uluslararası Kredi Portföy Yöneticileri Birliği (IACPM) tarafından yapılan yeni bir anket, 2024 yılında küresel kredi koşulları için kötümser bir görünüm ortaya koydu. 30’dan fazla ülkede 135’ten fazla finans kuruluşundaki portföy ve varlık yöneticilerinin yanıtlarını içeren anket, çoğunluğun yakın gelecekte kurumsal kredi temerrütlerinde artış beklediğini ortaya koydu.

    Özellikle, katılımcıların %51’i Kuzey Amerika’da kurumsal temerrütlerde bir artış beklerken, %57’lik biraz daha yüksek bir oran Avrupa’da bir artış öngörüyor. Anket ayrıca, düşük gelirli ABD tüketicileri arasında artan finansal strese ilişkin endişelerin altını çizdi, ancak bu demografik grup, potansiyel olarak düşük işsizlik oranları ve çok düşük faiz oranlarıyla uygun fiyatlı ev ipoteklerine erişim nedeniyle direnç gösteriyor.

    Daha fazla temerrüt beklentisine rağmen, katılımcıların sadece dörtte biri Kuzey Amerika’nın bu yıl bir resesyonla karşı karşıya kalacağına inanıyor. Buna karşılık, %37’si Avrupa’nın 2024 yılında bir resesyona gireceğini öngörürken, ankete katılanların %19’u bölgenin halihazırda bir resesyon yaşıyor olabileceğini öne sürüyor.

    Anket ayrıca genel kredi spreadlerinin genişlemesinin beklendiğini de ortaya koymuştur. Bununla birlikte, Kuzey Amerika’da yatırım yapılabilir kurumsal kredi spreadlerinin yıl boyunca daralabileceği konusunda bir fikir birliği var.

    IACPM İcra Direktörü, bazı üyelerin yılın ilk çeyreğinde önemli ölçüde sıkılaşan spreadlerin şu anda mevcut ekonomik ve piyasa döngüleriyle uyumlu seviyelerde olduğuna inandıklarını belirtti.

    Bu anketin bulguları, küresel kredi piyasalarının karşı karşıya olduğu zorlukları ve belirsizlikleri yansıtmakta ve sektör profesyonellerinin yılın geri kalanına ilişkin beklentileri hakkında fikir vermektedir.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Xiaomi’den yeni doğan çocuklara özel kamera

    Xiaomi‘nin akıllı aygıtlar portföyüne yeni bir eser daha ekleniyor; bebeklerin bakımını kolaylaştıracak “Bebek Bakımı Edisyonu” akıllı kamera. 749 yuan (yaklaşık 105$) fiyat etiketiyle satışa sunulan bu eser, 5 inçlik geniş ekranı, 1080p yüksek çözünürlük sunumu ve geniş açılı lensi ile dikkat çekiyor. Bebeğin ağlamasını, öksürmesini ve çeşitli sesleri algılayabilen bu kamera, ebeveynlerin cep telefonlarına otomatik bildirimler göndererek onların hayatını kolaylaştırıyor.

    Güvenlik ön planda tutularak tasarlanan Xiaomi Smart Camera, lokal ve çevrimiçi olmak üzere iki modda çalışabiliyor. Lokal modda, kamera manzaraları direkt başlangıçta görüntülenirken, çevrimiçi modda ise Mi Home Uygulaması üzerinden uzaktan izleme imkanı sunuluyor. Bu sayede ebeveynler, diledikleri yerden bebeklerini gözlemleyebilirler. Kamera ayrıyeten, Mi Home Uygulaması üzerinden hatırlatmalar ayarlamak ve bebeklerin oyun alanları etrafında sanal çitler oluşturmak üzere özelliklere de sahip, böylelikle belirlenen alanlara girilip çıkıldığında ebeveynler anında bilgilendiriliyor.

    Xiaomi’den yeni doğan çocuklara özel kamera

    Kamera, aile kapalılığına hürmet göstermek gayesiyle yalnızca elle döndürülerek ayarlanabiliyor. Bu, istenmeyen çevrimiçi müdahaleleri engelliyor. Kullanıcılar, Mi Home Uygulaması aracılığıyla, örneğin bebeklerinin beşiğini izleme alanı olarak belirleyebilir ve böylelikle konutun başka kısımlarının kapalılığını koruyabilirler. Eser, bebek karyolasına monte edilebilir, duvara monte edilebilir yahut masa üstünde kullanılabilir biçimde tasarlanmıştır.

    Çift bant Wi-Fi takviyesi ile hem 2.4GHz hem de 5GHz ağlarına bağlanabilen kamera, microSD kart/NAS depolama/bulut depolama seçeneklerini de destekliyor. 5 inçlik ekranı sayesinde 10 saate kadar kesintisiz kullanım sunuyor. Xiaomi‘nin bu yenilikçi eseri, ebeveynler için pratik ve inançlı bir tahlil sunarak, bebeklerin bakımını daha da kolaylaştırıyor.

  • UniCredit 3,1 milyar Avroluk hisse geri alımı için ECB’den onay aldı

    UniCredit, 3,085 milyar Avro (3,3 milyar $) değerinde bir hisse geri alım programına devam etmek için Avrupa Merkez Bankası’ndan yeşil ışık aldı. Bu hamle, İtalyan bankasının 2023 kazançlarına dayalı hisse geri alım girişiminin ikinci aşamasını temsil ediyor.

    Bankadan yapılan açıklamada ECB’nin onayının UniCredit’in stres senaryoları altında bile güçlü sermaye yeterliliği ve dirençli bir iş modeli sergilemesine bağlı olduğu vurgulandı.

    Geri alım yetkisi, UniCredit’in CEO Andrea Orcel yönetiminde Avrupa’daki en cömert hissedar getirisi politikalarından birini uygulama stratejisinin bir devamı niteliğindedir. Bu yaklaşım bankanın hisse senedi değerinin ve değerleme katsayılarının artmasında etkili olmuştur.

    Son geri alım, UniCredit’in 7 Mart’ta tamamlanan 2,5 milyar Avro değerinde hissesini geri satın aldığı bir önceki dilimin hemen ardından geldi.

    Geri alımın yanı sıra UniCredit temettü ödemeleriyle de dikkat çekiyor. Banka, 2023 yılı kârından hissedarlarına toplam 8,6 milyar Avro dağıtarak bir önceki yılın ödemelerine göre 3,35 milyar Avro’luk bir artış kaydetti.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Güney Kore seçim sonuçları Yoon’un politika planlarını değiştirebilir

    Güney Kore’deki yasama seçimlerinde Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un partisinin önemli bir yenilgi almasının ardından Devlet Başkanı, yönetimini gençleştirmeye karar verdi. Demokrat Parti liderliğindeki muhalefet, Başkan Yoon’un politika girişimlerine meydan okuyabilecek çoğunluğunu güçlendirdi. Mayıs 2022’de seçilen Yoon seçim sonuçlarından doğrudan etkilenmese de Halkın Gücü Partisi’nin düşük performansı yasama gündemini engelleyebilir.

    Etkilenmesi muhtemel politikalardan biri, Başkan Yoon’un ortadan kaldırmayı amaçladığı finansal yatırımlar için önerilen sermaye kazancı vergisidir. Vergi, 50 milyon won (36.700 $) üzerindeki hisse senedi yatırımlarından ve 2,5 milyon won’dan fazla gelir getiren diğer finansal varlıklardan elde edilen yıllık sermaye kazançlarına en az %20 oranında uygulanacak.

    Hükümetin yerel hisse senetlerine yatırımı teşvik etmek için 2025’te başlayacak olan vergiyi kaldırma niyetine rağmen analistler parlamentoyu tasarıda değişiklik yapmaya ikna etmenin zor olacağına inanıyor.

    Başkan Yoon’un düşük temettü ödemeleri ve zayıf kurumsal yönetim gibi sorunları ele alarak borsayı geliştirme girişimi olan Corporate Value-Up Programı da ivme kaybedebilir. Maliye Bakanı Choi Sang-mok’un artan hissedar getirileri üzerinden alınan kurumlar vergisinin azaltılması yönündeki son önerisi de parlamentoda muhalefetle karşılaşabilir.

    Seçim sonuçları yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar ve batarya gibi sektörlerin lehine olabilir. Demokrat Parti, Güney Kore’nin enerji karışımındaki yenilenebilir enerji payının 2035 yılına kadar %40’a çıkarılmasını, bir rüzgar ve güneş enerjisi kuşağı kurulmasını ve ABD Enflasyon Azaltma Yasası’na benzer bir mevzuatın değerlendirilmesini önerdi. Ayrıca elektrikli araçlar için evlilik ve doğumla bağlantılı sübvansiyonlar sunmayı planlıyorlar.

    Yine de Başkan Yoon’un Güney Kore’nin nükleer enerjide üstünlük sağlama arzusu, Doosan Enerbility ve KEPCO Engineering & Construction gibi şirketlerin hisselerindeki düşüşte de görüldüğü üzere muhalefetin direnciyle karşılaşabilir.

    Savunma ihracatı ve yarı iletken endüstrisi desteğinin seçimlerden etkilenmemesi bekleniyor. Demokrat Parti, denizaşırı savunma siparişlerini kolaylaştırmak için ticaret finansmanını genişletme ihtiyacını kabul ediyor ve her iki parti de yarı iletken endüstrisinin önemi konusunda hemfikir, bu da çip yatırımları için vergi indirimlerinin devam etmesine yol açabilir.

    Sağlık reformu bir diğer tartışmalı konu. Başkan Yoon’un tıp öğrencilerinin sayısını artırma ve doktorları Seul dışında çalışmaya teşvik etme planı doktorların muhalefetiyle karşılaştı ancak halktan destek görüyor. Stajyer doktorların 20 Şubat’tan bu yana devam eden grevine rağmen hükümetin uzlaşması pek olası görünmüyor.

    Dış politikada Başkan Yoon, ABD ve Japonya ile güvenlik ittifaklarını güçlendirmeye ve Kuzey Kore’ye karşı daha sert bir tutum sergilemeye öncelik verdi. Her ne kadar dış politika önemli bir seçim kampanyası konusu olmasa da, Demokrat Parti’nin çoğunluğu ele geçirmesiyle birlikte, muhalefetin bütçede kesintiye gitmesi halinde Yoon’un uluslararası gündemi riske girebilir.

    Güney Kore’deki son seçim sonuçları, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un politika önceliklerinde potansiyel bir değişime işaret ederken, yeni parlamento tablosuna göre çeşitli sektörler farklı beklentilerle karşı karşıya.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Çin, Tayvan’a silah satışı nedeniyle ABD savunma firmalarına yaptırım uyguluyor

    Çin, iki Amerikan savunma şirketi General Atomics Aeronautical Systems ve General Dynamics’in bir yan kuruluşu olan NYSE:GD Land Systems’e Tayvan’a silah satışına karıştıkları gerekçesiyle misilleme olarak yaptırım uyguladı. Bugün yürürlüğe giren yaptırımlar, şirketlerin üst düzey yöneticilerinin Çin’e girişinin yasaklanmasını ve ülke içindeki varlıklarının dondurulmasını içeriyor.

    Çin Dışişleri Bakanlığı bu firmaların Tayvan’a silah satışının Çin’in içişlerini ciddi şekilde bozduğunu ve egemenliği ile toprak bütünlüğüne zarar verdiğini belirtti. Bakanlığa göre, ABD’nin Tayvan’a silah satışını sürdürmesi, tek Çin politikasının ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildiride yer alan anlaşmaların ciddi bir ihlalini teşkil etmektedir.

    Bu hamle, geçen yıl benzer nedenlerle Northrop Grumman ve Lockheed Martin’e yönelik yaptırımların ardından Çin’in ABD’li savunma müteahhitlerine yönelik cezalandırıcı eylemlerinin bir devamı olarak geldi. Yaptırımlar Çin ile Tayvan arasında süregelen gerilimi yansıtmakta olup, Çin Tayvan çevresinde düzenli askeri tatbikatlar gerçekleştirmekte ve ada bunu zorlayıcı olarak görmektedir.

    Tayvan, algılanan tehdide karşılık olarak, bir ablukayı kırmak ve olası bir Çin saldırısına karşı savunmayı simüle etmek için denizde “öldürme” bölgeleri uygulamasını içeren yıllık savaş oyunları planladı.

    Bu gelişmelerin ortasında Amerika Birleşik Devletleri bu hafta bir dizi güvenlik görüşmesi gerçekleştiriyor. Bunlar arasında ABD, İngiltere ve Avustralya’nın dahil olduğu AUKUS güvenlik paktı kapsamında Japonya ile işbirliği görüşmeleri ve Çin faaliyetlerine karşı koordinasyon ve caydırıcılığı arttırmak için Japonya’daki ABD askeri komutanlığının ayarlanmasına ilişkin görüşmeler yer alıyor.

    Ayrıca, Pekin’in Güney Çin Denizi’nde artan iddialı tutumunu ele almak üzere bugün ABD, Japonya ve Filipinler’in katılımıyla üçlü bir zirve gerçekleştirilecek. Çin’in attığı adımlar ve devam eden diplomatik ve askeri angajmanlar bölgede artan gerilimin altını çiziyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Ubisoft’tan Sürpriz: Yeni Prince of Persia Oyunu Duyuruldu

     
    Yayıncılığını Ubisoft grubunun geliştiriciliğini ise Evil Empire stüdyosunun üstlendiği roguelike platform macera aksiyon oyunu The Rogue Prince of Persia resmi olarak duyuruldu. Açıklanan ayrıntılara nazaran oyun 14 Mayıs tarihinde erken erişim olarak çıkışını gerçekleştirecek. Ayrıyeten yalnızca PC platformuna gelecek.
     
    The Rogue Prince of Persia kuvvetli ögeleri içerecek
     
     
     
    The Rogue Prince of Persia oyununun PC sürümü Steam platformu üzerinden yayınlanacak. Oyunda Pers İmparatorluğu’nun tehlikede olduğu ve tıpkı vakitte Hun ordusuna karşı savaştığımız bir yapı yer alacak. İmal içerisinde aksiyon ve platform ögelerinin bir oldukça ön planda olduğunu görebileceksiniz. Öteki taraftan çeşitli bulmaca içeriklerini de deneyimleyebileceksiniz.
     
    Prens karakterine yol gösterebileceğiniz ve doğrusal olmayan öykü akışı ile birlikte dikkat alımlı karakterlerle tanışabileceğiniz bu imal roguelike oyun biçimi ile bir arada bizlere sunuluyor. Süratli platform ögelerinin yer aldığı üretimde karakterimizle bir arada atlayabiliyor, duvarlardan yürüyebiliyor, iki yahut üç sefer arka arda zıplayabiliyor ve daha fazlasını gerçekleştirebiliyoruz.
     
    Son olarak oyunun duyuru fragmanı yayınlanmış durumda. Bu fragmana aşağıdan göz atabilirsiniz.
     
    Duyuru fragmanı 
     
     

  • Fernando Alonso, 2026’ya kadar Aston Martin’de

    Formula 1 gruplarından Aston Martin, İspanyol pilotu Fernando Alonso ile yeni mukavele imzaladı.

    Aston Martin’den yapılan açıklamada, F1’de iki şampiyonluğu bulunan Alonso’nun 2026 dönemi sonuna kadar kadroda kalacağı belirtildi.

    2018 yılında bıraktığı F1’e 2021’de Alpine ekibi ile geri dönen Alonso, 2023’te Aston Martin’e transfer olmuştu.

    F1’de toplam 384 Grand Prix’ye katılan Alonso, tertibin en deneyimli ismi olarak öne çıkıyor.

    42 yaşındaki İspanyol pilot, 2024 dönemindeki pilotların en yaşlısı pozisyonunda da yer alıyor.

  • Fujifilm şimdiye kadar ki en güçlü otofokus özelliğini geliştirdi

    Fujifilm‘in fotoğrafçılık dünyasında heyecan yaratan yeni bir adımı daha fotoğraf tutkunlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde piyasaya sürülmesi beklenen Fujifilm GFX100S II modeli, orta format aynasız kamera segmentinde yeni bir sayfa açmayı hedefliyor. GFX100S’in halefi olarak konumlandırılan bu model, 100 megapiksel çözünürlüğünde art aydınlatmalı bir sensöre ve güçlü bir 5. kuşak işlemciye konut sahipliği yapacak. Bu yenilikler sayesinde, Fujifilm GFX100S II, hayvanları, araçları ve kuşları tespit edip tanıyabilen gelişmiş bir otomatik odaklama performansı sunmayı vaat ediyor.

    Video çekimine özel kıymet veren kullanıcılar için de birçok yenilik barındıran bu model, görüntü dokunmatik takibi, dalgaform monitörü ve anamorfik geniş ekran modu üzere özellikleriyle dikkat çekiyor.

    Fujifilm şimdiye kadar ki en güçlü otofokus özelliğini geliştirdi

    Bu özellikler, kullanıcılara daha hassas bir pozlama denetimi ve sinematik görüntü kayıtları imkanı tanıyor. GFX100S II’nin, evvelki model olan GFX100‘e nazaran daha uygun bir fiyatla piyasaya sürülmesi bekleniyor; bu da onu daha geniş bir kullanıcı kitlesi için erişilebilir kılıyor.

    Fujifilm, GFX100S II ile, orta format kamera pazarındaki pozisyonunu güçlendirmeyi ve kullanıcılarına daha yüksek kalitede fotoğrafçılık tecrübeleri sunmayı hedefliyor. Bu modelin tanıtılması, fotoğrafçılık tutkunları için heyecan verici yeni imkanlar manasına geliyor ve Fujifilm‘in yenilikçi yaklaşımını ve bölüme olan katkısını bir kere daha gözler önüne seriyor. GFX100S II, piyasaya sürüldüğünde, fotoğrafçılığa gönül vermiş bireyler için yeni ufuklar açacak ve kreatif hudutları zorlamalarına imkan tanıyacak üzere görünüyor.

  • Canon akıllı telefonlara haddini bildirdi, kamera teknolojisi bu türlü olur

    Canon India, görsel içerik kesiminde büyük bir adım attı ve ‘Canon NorthStar’ isimli yenilikçi bir platformu tanıttı. Bu platform, görsel içerik akış süreçlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. Mumbai’de gerçekleştirilen tanıtım etkinliğinde dal uzmanları, teknoloji ortakları ve Canon liderlik grubu yer aldı. Canon India Başkanı ve CEO’su Manabu Yamazaki de bu kıymetli aktiflikte bulundu.

    Canon NorthStar’, danışmanlık hizmetlerinden ekipman teminine ve ilgili takviyeye kadar geniş bir yelpazede hizmet sunuyor. Bu hizmetler; yapım stüdyoları, yayıncılık, çevrimiçi yayın platformları, podcast stüdyoları, eğitim kurumları, sanal yapım ortamları, YouTube kanalları, sanal gerçeklik çekimleri ve bilgisayarla üretilmiş imaj çekimleri üzere çeşitli bölümlere yönelik.

    Platform, Canon‘un dalın önde gelen teknoloji şirketleri ve tecrübeli profesyonellerle yaptığı stratejik iş birliklerine dayanıyor. Bu iş birliklerini kullanarak Canon, müşterilerine özel gereksinimlerine uygun uçtan uca tahliller sunmayı amaçlıyor.

    Canon NorthStar’ın hizmet yapısı iki ana kısımdan oluşuyor. Birinci kısım, sinematografi, post-prodüksiyon, data depolama üzere alanlarda tecrübeli profesyonellerin bulunduğu paneller tarafından sağlanan danışmanlık takviyesini içeriyor. Bu paneller, müşterilere kurulum, ekipman seçimi ve işletme stratejileri konusunda şahsa özel rehberlik ve bilgi sunuyor.

    Canon akıllı telefonlara haddini bildirdi, kamera teknolojisi bu türlü olur

    İkinci kısım ise Adobe, Western Digital, Dell, Sennheiser, Aputure, SanDisk ve Atomos üzere alanında başkan markalarla yapılan stratejik iştirakler aracılığıyla en son teknoloji entegrasyonuna odaklanıyor. Bu paydaşlıklar, içerik oluşturma, post-prodüksiyon, ışık ve ses tahlilleri, renk düzenleme ve depolama tahlilleri üzere alanlarda üst seviye hizmetlerin sunulmasını sağlıyor.

    Canon India’nın liderliğinde, müşteri muhtaçlıklarının gelişimine paralel yenilikçi adımlar atılmaya devam ediliyor. ‘Canon NorthStar’, dijital yayıncılık platformları, 4K ve 8K çözünürlükler, sanal ve arttırılmış gerçeklik üzere günümüz trendlerine ahenk sağlayarak bölümdeki değişimlere öncülük ediyor.

    Bu yenilikçi platform, eğitim kurumlarından sanal yapım stüdyolarına, renk düzenleme stüdyolarından çevrimiçi yayın kanallarına kadar geniş bir kullanım alanına hitap ediyor. Canon, danışmanlık ve teknoloji tahlilleriyle tüketicilere ve işletmelere dijital çağda muvaffakiyete ulaşmaları için gerekli kaynakları sağlamayı hedefliyor.

  • Akademi Müzesi Sonuçta Hollywood’un Yahudi Tarihini Vurgulayacak

    Başlangıçta Samuel Goldwyn ve Louis B. Mayer gibi Yahudi göçmenlerin Hollywood’un ve film endüstrisinin yaratılmasında oynadıkları biçimlendirici rolü kabul etmedikleri için eleştirilere maruz kalan Akademi Sinema Filmleri Müzesi, perşembe günü bu sergiyi öne çıkaracak yeni bir kalıcı serginin ayrıntılarını duyurdu. onların katkıları.

    Müze, basın açıklamasında “Hollywoodland” adlı gösterinin 19 Mayıs’ta açılmasının planlandığını ve “Amerikan film stüdyosu sistemini kurarak Los Angeles’ı küresel bir film merkez üssüne dönüştüren ağırlıklı olarak Yahudi film yapımcılarının etkisine” dikkat çekeceğini söyledi. sinema.”

    Müze 2021’de açıldığında kadınların, farklı ırklardan sanatçıların ve farklı kökenlerden insanların katkılarını öne çıkarmaya özen gösterdi ancak Hollywood stüdyo sisteminin kurulmasında merkezi rol oynayan Yahudi göçmenlerden, yani Harry gibi devlerden çok az bahsedildi. ve Jack Warner, Adolph Zukor, Goldwyn ve Mayer.

    Antisemitizmle ilgili endişelerin arttığı bir dönemde yapılan bu ihmal, Yahudi liderlerin şikayetlerine ve müze destekçilerinin endişelerine yol açtı; bunların birçoğu bunu Hollywood’un Yahudi tarihiyle gergin ilişkisinin bir örneği olarak gördü. Asimile olmaya çalışan Hollywood’un kurucuları Yahudi olarak tanımlanmaktan korkuyorlardı.

    Müzenin Yahudi katkılarıyla ilgili kalıcı sergisine “Hollywoodland” adı veriliyor. Kredi… Margaret Herrick Kütüphanesi aracılığıyla, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi

    “Hollywood’u Yahudiler inşa etti. Peki neden onların tarihi Akademi’nin yeni müzesinden siliniyor?”

    Müze daha sonra konuya ilişkin geçici bir sergi açmayı her zaman amaçladığını, ancak tepkiler üzerine kalıcı bir galeri yapmaya karar verdiğini ve nelerin dahil edilmesi gerektiği konusunda hahamlara ve Yahudi alimlere danıştığını söyledi.

    Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin başkanı ve o zamanlar müzenin müdürü olan Bill Kramer bir röportajda “Öğrendik” dedi. “Yaptığımız görüşmelerden pek çok bilgi aldık ve bunlardan yola çıktık.“

    Gösteri üç ayrı bölüm halinde düzenlenecek: Hollywood’un orijinal sekiz büyük film stüdyosunun kuruluşunu ve stüdyo başkanlarını araştıran “Stüdyo Kökenleri”; şehrin sinema endüstrisiyle birlikte nasıl geliştiğinin izini süren “Los Angeles: Sınır Filmlerinden Endüstri Kasabasına, 1902-1929”; ve Hollywood stüdyosunu kuran Yahudi göçmenlere ve birinci nesil Yahudi Amerikalılara bakan, TCM sunucusu ve yazarı Ben Mankiewicz tarafından anlatılan kısa biçimli bir belgesel olan “Stetl’den Stüdyoya: Hollywood’un Yahudi Hikayesi” sistem.

    Sergi, yardımcı küratör Dara Jaffe tarafından, eski dijital sunum yardımcı küratörü Gary Dauphin ve araştırma görevlisi Josue L. Lopez’in yardımıyla düzenlendi. “Kendi İmparatorlukları: Yahudiler Hollywood’u Nasıl İcat Etti” kitabının yazarı ve film eleştirmeni Neal Gabler danışman olarak görev yaptı.

    Jaffe, öncü Yahudi film yapımcıları hakkında “Bu sistemi kuranlar onlardı” dedi. “Bu sektöre çekildiler çünkü diğer pek çok sektörle sınırlıydılar.”

  • 45 Yaşında ‘Ölülerin Şafağı’: Hiç Ölmeyen Bir Zombi Aşk İlişkisi

    George A. Romero, 1977’de “George A. Romero: Röportajlar” kitabında toplanan çeşitli yayınlarla yaptığı birçok sohbetten birinde “Zombileri seviyorum” dedi. “Yaratıklara karşı anlayışlı olmalısın çünkü onlar hiçbir şey yapmıyorlar. Köpekbalıkları gibiler: Öyle davranmaktan kendilerini alamıyorlar.” Romero’nun zombileri sevmesinin iyi bir nedeni vardı; ona bir kariyer ve miras verdiler. 1968 yapımı “Yaşayan Ölülerin Gecesi”nde ölümsüzlerin maceralarını unutulmaz bir şekilde dramatize etti; bu, “ölü” döngüsündeki altı filmden ilkiydi (bu, 2010’daki son filmi “Survival of the Dead” ile devam etti). Bu filmlerden ikincisi, “Ölülerin Şafağı”, 45 yıl önce bu ay Amerika Birleşik Devletleri’nde gösterime girdi; bu, ülke çapındaki sinemalarda ve arabalı sinemalarda (Alamo Drafthouse’un New York ileri karakolları dahil) canlandırma gösterimlerinin kutlandığı bir yıldönümüydü. ve Nitehawk Sineması’nın her iki yeri). Tüm zamanların en etkili (ve kârlı) korku filmlerinden biri olmaya devam ediyor; hem yurt içinde hem yurt dışında çok sayıda taklitçinin ilgisini çekti ve 2004’te yeniden çekilen hit filmi başka bir zombi patlamasına yol açtı (hala yapım aşamasında, “The Walking Dead” ve “The Walking Dead” aracılığıyla) onun sonsuz yan ürünleri).

    Tür filmleriyle özdeşleşebileceği kadar, projelerini endüstriyel filmler ve reklamlar üreterek finanse eden Pittsburgh merkezli bir film yapımcısı olan Romero, filminin başarısından sonra kendi deyimiyle “korku filmi yapımcısı olmayı istememe şeklindeki paranoyak bir aşamadan” geçti. ilk zombi özelliği. Ancak, “yavaş yavaş, ‘Yaşayan Ölülerin Gecesi’nin ne olduğu ve şöhretimin ne olduğu konusunda rahat olmaya başladıkça, sonunda bir ‘Yaşayan Ölüler’ devamı yapma fikri oluştu.”

    Prodüksiyonun fitili İtalyan korku film yapımcısı Dario Argento (“Suspiria”) tarafından ateşlendi. Romero 1982’de şöyle açıkladı: “‘Yaşayan Ölülerin Gecesi’nin hayranıydı ve II. Kısmı yapmayı düşündüğümü biliyordu.” “Ona senaryoyu gösterdik ve İngilizce olmayan bir film karşılığında bütçenin yarısını peşin teklif etti.” dil dünyası.” Bu, Romero’nun bugüne kadarki en büyük bütçesi olacaktı; geri kalanını ABD’deki özel yatırımcılardan temin etti.

    Ancak Romero’nun hayal gücünü asıl harekete geçiren şey mekandı. O zamanlar ülkenin en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Pittsburgh’un doğusundaki Monroeville Alışveriş Merkezi’nin sahiplerinden biri olan Mark Mason ile arkadaştı. Bu, ilk filmdeki izole çiftlik evi konumunun mükemmel bir şekilde genişlemesini sağlayacaktır; kahramanların zombi kıyametini beklemek veya onunla savaşmak için malzeme toplayabileceği bir yer; Romero gece boyunca çekim yapmak için bir anlaşma yaptı; alışveriş merkezi saat 23.00’te kapandığında başlayıp, temizlik ekipleri (ve tedavi amaçlı alışveriş merkezinde yürüyüşe çıkan kalp hastaları) sabah 7’de geldiğinde durdu.

    “Ölülerin Şafağı”ndan bir sahne. Kredi… Yeni Amsterdam Eğlence

    “Bir inceleme yazdım ve çok ağırdı, hantaldı ve aşağı yukarı ‘Yaşayan Ölülerin Gecesi’yle aynı tavrı taşıyordu” dedi. “Ama sonra bu yerin, yani alışveriş merkezinin kabus gibi bir deneyim yaşayamayacak kadar komik olduğunu fark ettim.” Ve böylece “Ölülerin Şafağı”, Muzak’ın alışveriş merkezinin hoparlörlerinden bağırması sırasında zombilerin alışveriş merkezinde akılsızca hareket ettiği ve yürüyen merdivenlerden yukarı çıktığı tüketimci bir hiciv haline geldi. (Hayatta kalanlardan birinin tahminine göre oraya “eskiden yaptıklarının anıları… nedeniyle geldiler. Burası hayatlarında önemli bir yerdi.”)

  • Afrika Merkezini Sağlama Gücü İstifa Ediyor

    Afrika Merkezi’ne zorlu salgın yıllarında rehberlik ettikten ve büyük bir inşaat projesi için büyük miktarda fon sağladıktan sonra Harlem kurumunun lideri istifa ediyor.

    Afrika Merkezi’nin CEO’su olarak yedinci yılına giren Uzodinma Iweala, 2024 yılı sonunda yola çıkacak.

    Iweala’nın liderliği, çeşitli yetkiler, konumlar ve hatta isimlerle dolu çalkantılı bir geçmişe sahip bir kurumun yerleşmesine yardımcı oldu. The New York Times’ın baş sanat eleştirmeni Holland Cotter’ın “çağının kavramsal açıdan en cüretkar sergilerinden bazılarının kaynağı” olarak adlandırdığı eski adıyla Afrika Sanatı Müzesi olarak biliniyordu ve ondan önce Afrika Sanatı Merkezi olarak adlandırılıyordu. Sanat. Pandemi sırasında gecikmeli bir açılış tarihiyle karşı karşıya kalan Iweala, programını konferansları ve devlet başkanlarının ziyaretlerini, açık hava dans partilerini, filmleri ve yazar konuşmalarını içerecek şekilde genişletti. Bunların hepsi Afrika diasporasıyla bağlantı kurmayı ve Amerikalıların Afrika kıtasıyla etkileşim şeklini değiştirmeyi amaçlıyordu.

    Bir yazar ve tıp doktoru olarak bir sanat kurumu lideri için alışılmadık bir geçmişe sahip olan Iweala, bir kitabı bitirmek de dahil olmak üzere yeni yaratıcı projelere odaklanmayı planladığını söyledi. Onun çok yönlü geçmişi ve kişisel geçmişi (Nijeryalı-Amerikalı ve Nijerya’da yaşamış), sanat camiasındaki birçok kişi tarafından kendisini bir müze veya galeriden daha fazlasına dönüştürmeye çalışan bir kurum için iyi bir seçim olarak görülüyordu. Geçen yıl yapılan bir röportajda Harlem’deki Thelma Golden’daki Stüdyo Müzesi onu “vizyon sahibi” olarak nitelendirdi.

    Iweala, “Geçtiğimiz birkaç yılda, özellikle de zorlu bir ortamda inşa edebildiklerimizle gerçekten gurur duyuyorum” dedi. “Benim için ve kurum için ayrılmanın tam zamanı.”

    Merkez, Iweala yönetimi altında, kıtadan ve diasporadan 17 Afrikalı sanatçının yer aldığı 2022-23 tarihli “Becoming Durumları” sergisini sunmak için bir sergide Yiyecek ve İçecek Müzesi’nin yanı sıra bağımsız küratörlerle de ortaklık kurdu. Afrika’nın medyada nasıl yer aldığını takip etmek amacıyla bir medya indeksi düzenlemeye yardımcı olmak için Cape Town Üniversitesi ile ortaklık kurdu ve New York’taki BM Genel Kurul toplantıları sırasında başkanlar, hayırseverler ve diğer liderlerle tartışmalar sunan Geleceğin Afrika Forumu’nu oluşturdu.

  • Saklambaç Oynayan Rönesans Portreleri

    Met’in keyifli sergisi “Gizli Yüzler: Rönesans’ın Örtülü Portreleri”, 15. ve 16. yüzyıl resim sanatındaki ilginç bir trende ışık tutuyor: yavaş ortaya çıkarma. Orijinal olarak özel kutularda ve kayar veya ters çevrilebilir panellerin arkasında saklanan sergideki çalışmalar, portreye bakma deneyimini oyunlaştırıyor; Bizi hareket ettirmeden önce onların hareket etmesi gerekiyor.

    Elbette, birçoğu Londra’daki Courtauld ve Floransa’daki Uffizi dahil olmak üzere Avrupa müzelerinden Met’e ödünç verilen bu sanat eserlerini gerçekten ele alamayız. Ancak çift taraflı cam kasalardan onlara bakabiliyor, kayan panellerden çıkan yüzlerin animasyonlarını izleyebiliyoruz. Kapaklar, kendileri de bir temsil biçimi olan ayrıntılı amblemler ve alegorilerle, kendi başlarına muhteşem eserlerdir.

    Farklı bileşenler arasındaki etkileşimler, edebi ve teatral bir havayla oldukça eğlenceli olabilir. 16. yüzyılın başlarındaki İtalyan ressam Ridolfo Ghirlandaio’ya atfedilen, uçuşan şeffaf bir duvak içindeki Floransalı bir kadının büyüleyici portresine, üzerinde Latince “Herkes kendi maskesine göre” yazısı ve bir trompe l’oeil yüzü bulunan dekoratif bir panel eşlik ediyor eşleşecek şekilde örtün.

    Giuliano di Piero di Simone Bugiardini’ye Atfedilen Ridolfo Ghirlandaio, “Maskeli Kapak, Grotteschi ve Yazıt”; sağda, Ridolfo Ghirlandaio, Giuliano di Piero di Simone Bugiardini, “Bir Kadının Portresi (La Monaca), her ikisi de 1510 dolaylarında. Kredi… New York Times için Jeenah Moon

    Sergide yer alan çok sayıda Hollanda portresi örneği arasında, Albrecht Dürer’in himayesi altındaki Hans Süss von Kulmbach’ın çift taraflı eserinde zekice bir anlatım ortaya çıkıyor. Ön tarafta, tablonun sol üst köşesine bakıyor gibi görünen bir adamın büstü uzunluğunda bir görüntüsü var – ya da belki de panel ters çevrildiğinde ortaya çıkan pencerede oturan kadına bakıyor.

    Rönesans’ın resimleri örtme uygulaması, daha önceki dini geleneklere ve ayin ritüellerine dayanıyordu; bu, Cloisters’tan ödünç alınan bir eserin sergide vurguladığı bir noktadır: Yanında kadın bir bağışçı ve kocasının resimlerini sergilemek için kanatları açılan özel bir ibadet tapınağı. Aziz Catherine.

  • Avrupa Merkez Bankası faiz indirimine yaklaşıyor

    Lagarde, ECB İdare Kurulunun bugünkü toplantısında 3 temel siyaset faizini piyasa beklentileri doğrultusunda sabit tutmasının akabinde Frankfurt’ta düzenlenen basın toplantısında konuştu.

    “Yönetim Kurulu, ECB’nin 3 temel faiz oranını değiştirmemeye karar verdi.” sözünü kullanan Lagarde, enflasyonun son devirde besin ve mal fiyatlarının gerilemesiyle düşüşünü sürdürdüğünü anlattı.

    Lagarde, “Geçmişte faiz oranlarında yaptığımız artışlar talep üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Bu da enflasyonun aşağı çekilmesine yardımcı oluyor.” dedi.

    İçeride fiyat baskılarının güçlü olduğunu ve hizmet fiyatlarının enflasyonunu yüksek tutmayı sürdürdüğünü anımsatan Lagarde, “Enflasyonun yüzde 2’lik orta vadeli gayemize vaktinde dönmesini sağlamakta kararlıyız.” diye konuştu.

    Lagarde, ECB faiz oranlarının devam eden enflasyonla gayret sürecine kıymetli katkı sağlayacak düzeylerde olduğunu anlattı.

    “Enflasyon görünümüne ait güncellenecek kıymetlendirmemiz, enflasyonun ana dinamikleri ve para siyaseti transferinin gücü, enflasyonun sürdürülebilir bir formda maksada yakınlaştığı konusunda inancımızı daha da artırırsa, para siyaseti kısıtlamalarının mevcut seviyesinin düşürülmesi uygun olacaktır.” diyen Lagarde, kısıtlamanın uygun düzeyini ve mühletini belirlemek için dataya dayalı yaklaşım izlemeye devam edeceklerini ve evvelden makul bir oran taahhüt etmeyeceklerini söz etti.

    Lagarde, enflasyonun genel düzeyinde bir gerileme olduğunu lakin, hizmet fiyatlarındaki enflasyonunun mart ayında yüzde 4 ile yüksek düzeyini koruduğunu hatırlattı.

    “Enflasyonun önümüzdeki aylarda mevcut düzeylerde dalgalanması ve gelecek yıl maksadımıza düşmesi bekleniyor.” diyen Lagarde, ekonomik büyümeye ait risklerin de aşağı istikametli olduğunu lisana getirdi.

    Lagarde, para siyaseti tesirlerinin beklenenden güçlü olması durumunda büyümenin daha düşük olabileceğine dikkati çekti.

    Nisan ayında birtakım bilgiler ve bilgiler elde ettiklerini ve toplantıda bunları ele aldıklarını anlatan Lagarde, haziran ayında ise çok daha fazla bilgi ve bilgi geleceğini, bu doğrultuda yeni bir projeksiyonla karar alacaklarını anlattı.

    Lagarde, haziran ayında bütün dataların enflasyonun kalıcı bir halde amaca döneceği beklentisini teyit edip etmediğine bakacaklarını, inançlarının artması halinde uygun kararı vereceklerini söz etti.

    Bugünkü toplantıda birkaç üyenin faiz kararı konusunda şimdiden inançta hissettiğini söyleyen Lagarde, haziran ayında ise daha fazla data gelmesiyle üyelerin büyük çoğunluğunun bu mevzuda fikir birliğine varabileceğini söyledi.

    Lagarde, Eu Bölgesinde hizmet enflasyonun son 5 aydır yüzde 4 üzere yüksek düzeylerde seyrettiğini hatırlatarak, “Gerekli kararları almak için her şeyin yüzde 2’ye dönmesini beklemeyeceğiz.” diye konuştu

    Enflasyonun sürdürülebilir bir formda yüzde 2’lik amaca dönmesini istediklerini tabir eden Lagarde, fakat enflasyon içindeki kimi ögelerin bu düzeyden daha yüksek olmasının kaçınılmaz

    “FED’e değil datalara bağımlıyız”

    Lagarde, “Biz ABD Merkez Bankasına (FED) değil datalara bağımlıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

    ECB’nin bugün yapılan para siyaseti toplantısında refinansman faizi yüzde 4,50, mevduat faizi yüzde 4 ve marjinal fonlama faizi de yüzde 4,75’te sabit tutuldu.

    Böylece, para siyasetine yönelik yılın üçüncü toplantısında, arka arda beşinci sefer 3 temel siyaset faizi sabit tutulurken faiz oranları euro tarihindeki en yüksek düzeyde kalmaya devam etti.

    ECB, Temmuz 2022’den sonra arka arda 10 toplantıda faiz oranlarını toplamda 450 baz puan artırmıştı.

    Geçen yıl faiz artışlarına devam eden ECB, Eylül 2023’teki toplantısında refinansman faizini yüzde 4,50’ye yükseltmesinin akabinde yapılan toplantılarda değişikliğe gitmedi.

    Piyasalar, ECB’nin haziran toplantısında faiz indirimine başlayabileceğini öngörüyor.

  • Dünya Bankası Türkiye için büyüme varsayımını açıkladı

    Dünya Bankası, Avrupa ve Orta Asya ekonomilerine ait raporunu yayımladı.

    Raporda, zayıflayan global iktisat, sıkı para siyaseti, Çin’deki yavaşlama ve düşük emtia fiyatlarının bölgenin büyüme görünümü üzerinde baskı yaratması nedeniyle Avrupa ve Orta Asya bölgesinin yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerinde bu yıl yavaşlama beklendiği aktarıldı.

    Rusya ile savaşın vurduğu Ukrayna’nın ekonomilerinin büyümeye dönmesi ve Orta Asya’daki güçlü toparlanma nedeniyle Avrupa ve Orta Asya iktisadının geçen yıl yüzde 3,3 büyüdüğü kaydedilen raporda, bölge iktisadının büyüme suratının bu yıl ise yüzde 2,8’e gerilemesinin beklendiği belirtildi. Raporda, Avrupa ve Orta Asya iktisadının gelecek yıl ise yüzde 2,7 büyümesinin iddia edildiği bildirildi.

    Dünya Bankası, ocaktaki iddialarında Avrupa ve Orta Asya iktisadının bu yıl yüzde 2,4 ve gelecek yıl yüzde 2,7 büyüyeceğini öngörmüştü.

    Bölgede hayat maliyeti krizi tesirli olmaya devam ediyor

    Görünüme yönelik “ters rüzgarların” çok olduğuna dikkati çekilen raporda, başta Euro Bölgesi olmak üzere kıymetli ticaret ortaklarında beklenenden daha yavaş toparlanma, kısıtlayıcı para siyasetleri ve jeopolitik gelişmelerin kötüleşmesinin bölge genelinde büyümeyi daha da olumsuz etkileyebileceği ihtarında bulunuldu.

    Raporda, yavaş büyümenin Rusya’nın Ukrayna’da devam eden savaşı, salgın ve 2022’de başlayan ömür maliyeti krizi de dahil olmak üzere bölgenin son şoklardan toparlanmasını daha da geciktireceği tabir edildi.

    Enflasyonun, Avrupa ve Orta Asya’nın yükselen piyasaları ile gelişmekte olan ekonomilerinde büyük ölçüde global güç ve besin fiyatlarındaki düşüşlerin tesiriyle beklenenden daha süratli gerilediği belirtilen raporda, bölgedeki ortalama yıllık enflasyonun 2023 yılı başındaki yüzde 15 düzeyinden şubat ayı prestijiyle yüzde 4,2’ye indiği kaydedildi.

    Raporda, fakat 2022’deki ömür maliyeti krizinin geçen yıl gerçek gelirlerdeki artışa karşın haneleri etkilemeye devam ettiğine işaret edildi.

    Türkiye’de enflasyonun kademeli olarak düşmesi bekleniyor

    Türkiye iktisadına ilişin değerlendirmelerin de yer aldığı raporda, ülke iktisadının bu yıl 3 ve gelecek yıl yüzde 3,6 büyümesinin beklendiği belirtildi.

    Dünya Bankası, ocaktaki iddialarında Türkiye iktisadının bu yıl yüzde 3,1 ve gelecek yıl yüzde 3,9 büyüyeceğini iddia etmişti.

    Raporda, makroekonomik konsolidasyon eforlarının yurt içi talebi kısıtlamasının beklendiği aktarıldı.

    Bankanın raporunda, “Sıkı para siyasetinin tesiriyle enflasyonun mayısta tepe yaptıktan sonra kademeli olarak gerilemesi beklenirken, net ihracatın artan katkısıyla 2024 yılından itibaren cari istikrarın güzelleşmesi öngörülüyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.

    Görünümün mevcut siyaset duruşunun devamına bağlı olduğu belirtilen raporda, görünüme yönelik risklerin istikrarlı olduğu kaydedildi.

    Raporda, yeni ekonomik idaresinin artan prestijinin daha fazla yatırım girişiyle sonuçlanabileceği, bunun da para ünitesinin istikrar kazanmasına ve ekonomik düzenlemenin hızlandırılmasına yardımcı olabileceği tabir edildi.

  • Avrupa Merkez Bankası faiz değişikliğine gitmedi

    AMB’den para siyaseti kararına ait yapılan açıklamada, Bankanın refinansman faizini yüzde 4,50, mevduat faizini yüzde 4 ve marjinal fonlama faizini yüzde 4,75’te sabit tuttuğu belirtildi.

    Böylece, para siyasetine yönelik yılın üçüncü toplantısında, arka arda beşinci sefer 3 temel siyaset faizi sabit tutulurken faiz oranları euro tarihindeki en yüksek düzeyde kalmaya devam etti.

    AMB, Temmuz 2022’den sonra arka arda 10 toplantıda faiz oranlarını toplamda 450 baz puan artırmıştı.

    Geçen yıl faiz artışlarına devam eden AMB, Eylül 2023’teki toplantısında refinansman faizini yüzde 4,50’ye yükseltmesinin akabinde yapılan toplantılarda değişikliğe gitmedi.

    AMB’nin faiz kararı açıklamasında, “Yönetim Kurulu bugün 3 temel faiz oranını değiştirmemeye karar verdi.” tabiri kullanıldı.

    Enflasyonun, besin ve eser fiyatlarındaki gerilemenin tesiriyle güç kaybetmeye devam ettiği belirtilen açıklamada, enflasyona ait temel göstergelerin birçoklarında düzgünleşme olduğu ve fiyat artışının yavaşladığı kaydedildi.

    Açıklamada, “Finansman şartları kısıtlayıcı olmaya devam ediyor. Geçmişteki faiz artışları talep üzerinde baskıyı sürdürüyor. Bu durum enflasyonun aşağı çekilmesine yardımcı oluyor. Lakin yurt içi fiyat baskıları güçlü ve hizmet fiyatları enflasyonunu yüksek tutuyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.

    AMB’nin orta vadede yüzde 2’lik enflasyon gayesinin yakalanmasında kararlı olduğu vurgulanan açıklamada, temel faiz oranlarının devam eden enflasyonla uğraş sürecine değerli katkı sağlayacak düzeylerde bulunduğuna işaret edildi.

    Açıklamada, AMB İdare Kurulu’nun para siyaseti kısıtlamasının uygun seviyesini ve mühletini belirlemek için dataya dayalı ve toplantı bazında bir yaklaşım izlemeye devam edeceği, belli bir oran konusunda evvelce taahhütte bulunmayacağı bildirildi.

    Varlık satın alma programı portföyünün ölçülü ve öngörülebilir bir süratle azaldığı kaydedilen açıklamada, İdare Kurulu’nun 2024 yılının birinci yarısında pandemi acil satın alma programı kapsamında vadesi dolan menkul değerlerden elde edilen anapara ödemelerinin tamamını yine yatırıma dönüştürmeyi, yılın ikinci yarısında ise portföyün aylık 7,5 milyar euro kadar azaltılmasını planladığı aktarıldı.

  • IMF’den global büyümede sakinlik uyarısı

    Georgieva, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları öncesi katıldığı aktiflikte “2020’ler: Çalkantılı mı, Ilık mı, Dönüşümcü mü? Zayıf Global İktisat İçin Siyaset Tercihleri” başlıklı bir konuşma yaptı.

    Konuşmasında, şokların daha sık yaşandığı ve belirsizliğin arttığı bir dünyada, güzel siyaset tercihlerine muhtaçlık olduğunu vurgulayan Georgieva, hakikat siyaset tercihlerinin yapılmasının dünya iktisadının geleceğini belirleyeceğine işaret etti.

    Georgieva, gelecek hafta yayımlanacak Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nda ABD ve birçok gelişmekte olan piyasa ekonomisindeki güçlü faaliyetler nedeniyle global büyümenin marjinal olarak daha güçlü olduğunun görüleceğini belirtti.

    Öngörülen global resesyon ve stagflasyon devrinden kaçınıldığının altını çizen Georgieva, hala endişelenecek pek çok bahsin olduğunu, global ortamın daha şiddetli hale geldiğini ve jeopolitik tansiyonların dünya iktisadının parçalanma riskini artırdığını kaydetti.

    Georgieva, global mali krizden bu yana büyüme beklentilerinin yavaşladığına ve enflasyonun tam olarak yenilmiş olmadığına dikkati çekerek, mali tamponların tükendiğini ve borçların artmasının birçok ülkede kamu maliyesi için büyük zorluk teşkil ettiğini anlattı.

    Salgının izlerinin hala devam ettiğini söyleyen Georgieva, 2020’den bu yana global üretim kaybının yaklaşık 3,3 trilyon dolar olduğunu bildirdi.

    Georgieva, gelişmiş ekonomiler ortasında ABD’nin, artan verimlilik artışının da yardımıyla en güçlü toparlanmayı yaşadığına işaret ederek, buna karşılık, Avro Bölgesi’ndeki faaliyetlerin, yüksek güç fiyatlarının ve zayıf üretkenlik artışının kalıcı tesirlerini yansıtacak biçimde çok daha kademeli bir formda toparlandığını tabir etti.

    Küresel büyümeye ait orta vadeli görünümün tarihi ortalamanın epey altında, yüzde 3’ün biraz üzerinde olduğunu kaydeden Georgieva, “Rotada bir düzeltme olmazsa hakikaten de sakin ve hayal kırıklığı yaratan bir on yıla, ‘ılık yirmilere” yanlışsız gidiyoruz. Bu noktada siyaset yapıcılar bir seçimle karşı karşıya. Gereksinimimiz olan şey ‘dönüşümcü yirmiler’.” diye konuştu.

    “Enflasyonun bu yıl düşmeye devam etmesini bekliyoruz”

    Kristalina Georgieva, lakin birinci evvel fiyat istikrarının geri getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, enflasyonun 2022 ortalarında doruğa ulaştığını anımsattı.

    Gelişmiş ekonomilerde manşet enflasyonun, 2023’ün son çeyreğinde, 18 ay evvelki yüzde 9,5 düzeyinden yüzde 2,3’e gerilediğini hatırlatan Georgieva, “Bu eğilimin 2024’te de devam etmesini ve büyük gelişmiş iktisat merkez bankalarının yılın ikinci yarısında faiz indirimine başlaması için gerekli şartları yaratmasını bekliyoruz.” dedi.

    Georgieva, çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere kimi merkez bankalarının gevşemeye başladığına işaret ederek, fakat bilhassa gelişmiş ülkelerin hala beklemede olduğunu lisana getirdi.

    Merkez bankalarının kararlarını gelen bilgilere nazaran dikkatli biçimde ayarlayacaklarını söyleyen Georgieva, gerektiğinde siyaset yapıcıların erken faiz indirimi davetlerine direnmesini, erken gevşemenin daha fazla nakdî sıkılaştırmayı gerektirebilecek yeni enflasyon sürprizlerine neden olabileceğini belirtti.

    Georgieva, faiz indirimini çok uzun müddet geciktirmenin ise ekonomik aktiviteyi olumsuz tarafta etkileyebileceğini anlattı.

    Küresel işbirliği vurgusu

    Georgieva, sürdürülebilir borç düzeylerine ulaşmak ve gelecekteki şoklarla başa çıkmak için mali tamponlarının yine oluşturmanın kıymetine değinerek, birçok ülkede mali tamponların tükendiğini ve borç düzeylerinin çok yüksek olduğunu bildirdi.

    Faizlerin çok daha yüksek olmasının borçların ödenmesinin maliyetini artırdığına dikkati çeken Georgieva, borç ezası çeken ülkeler için yine yapılanmanın gerekli olduğunu söyledi.

    Georgieva, büyümeyi tekrar canlandıracak siyasetlerin da kıymetli olduğunu belirterek, “Ekonomik dönüşümü teşvik edecek, yeşil ve dijital geçişi hızlandıracak siyasetlerle daha da fazlası başarılabilir. Bunları ne kadar güzel ele aldığımız, bu on yılın mirasını belirleyecek.” tabirlerini kullandı.

    Dünya için kıymetli olan siyasetler konusunda işbirliği yapılması gerektiğini anlatan Georgieva, verimliliği artırmak ve global zorluklara tahlil bulmak için daha fazla ticaret ve hudut ötesi yatırım akışını savunduklarını kaydetti.

    Georgieva, zorlukların üstesinden gelmek ve fırsatları takip etmek için ülkeleri bir ortaya getirmenin her zamankinden daha değerli olduğunu vurgulayarak, dünya salgın ve ömür pahalılığı kriziyle sarsıldığında IMF’nin de üyeleriyle mali ve politik dayanak sağlamak için kararlı bir formda harekete geçtiğini hatırlattı.

    “ABD’de yüksek faiz oranların uzun müddet devam etmesi kaygı verici olabilir”

    ABD iktisadının daha yenilikçi olması ve girişimciliğe alan açması, iş gücü piyasasının güzel durumda olması nedeniyle başarılı olduğunu belirten Georgieva, ülkede “Enflasyonu Azaltma Yasası”nın da iktisada ivme kazandırdığını kaydetti.

    Georgieva, ABD’nin büyümesinin global iktisada yardımcı olduğunu lakin ABD’deki yüksek faiz oranlarının dünyanın geri kalanı için “harika” bir haber olmadığını savundu.

    Yüksek faiz oranlarının ABD’yi daha cazibeli kıldığını vurgulayan Georgieva, “Yani finansal akışlar buraya geliyor. Bu da dünyanın geri kalanını biraz güç durumda bırakıyor. Yüksek faiz oranları doların da güçlü olması manasına geliyor. Bu başka ülkelerin daha zayıf olduğu manasına geliyor. Şayet uzun mühlet devam ederse, tüm bu nedenlerden ötürü finansal istikrar açısından biraz kaygı verici hale gelebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Georgieva, ABD’de enflasyonun düştüğünü ancak şu an oyalanmanın kaygı kaynağı olduğunu tabir ederek, lakin ABD Merkez Bankasının (Fed) ihtiyatlı davrandığını söyledi.

  • Amazon, sipariş karşılama ağı maliyetlerini daha da düşürmeyi hedefliyor

    Amazon.com Inc. (NASDAQ:AMZN) CEO’su Andy Jassy, şirketin sipariş karşılama ağındaki operasyonel maliyetleri azaltmaya devam etme niyetini vurguladı. Hissedarlara kısa süre önce gönderdiği bir mektupta Jassy, e-ticaret devinin sipariş karşılama süreçlerini titizlikle yeniden değerlendirdiğini ve potansiyel maliyet tasarrufu için müşteriler için teslimat hızını da artıracak çok sayıda alan belirlediğini belirtti.

    Şirketin maliyet verimliliğine odaklanması, çeşitli departmanlarda işgücünün azaltıldığı bir dönemi takip ediyor. Son aylarda Amazon, Amazon Web Hizmetleri, Prime Video hizmeti, sağlık hizmetleri işi ve Alexa sesli asistan birimi de dahil olmak üzere çeşitli bölümlerde önemli personel kesintileri yaptı.

    Operasyonları düzene koymaya yönelik bu çabalara rağmen, Amazon’un hisseleri Perşembe günü piyasa öncesi işlemlerde yaklaşık %1 düşerek hafif bir düşüş yaşadı.

    Jassy’nin hissedarlara yaptığı açıklama, Amazon’un giderlerini yönetirken hizmet sunumunu optimize etme taahhüdünün altını çiziyor; bu da şirketin ekonomik zorlukları aşma ve hem e-ticaret hem de bulut bilişim hizmetlerinde rekabet üstünlüğünü sürdürme konusundaki daha geniş stratejisiyle uyumlu bir hareket.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • JP Morgan, Eski Medya Engellerine Rağmen Disney Hisseleri Konusunda İyimser

    JP Morgan, geleneksel medya sektörlerindeki zorluklara rağmen Disney hisseleri için olumlu bir görüşe sahip

    JP Morgan, Walt Disney (DIS) için hisse senedi notunu Not’tan Overweight’e yükseltti ve Aralık 2024 için bir önceki hedef olan 120$’dan artışla 140$’lık yeni bir fiyat hedefi belirledi.

    Bu derecelendirme değişikliği, 116 $ civarındaki mevcut hisse fiyatından yaklaşık %20’lik bir potansiyel artışa işaret ediyor.

    Şimdiye kadar, 2024 yılında Disney’in hisse senedi %28’in üzerinde artış gösterdi ki bu da aynı üç aylık dönemde S&P 500 endeksinin %8,6’lık artışından önemli ölçüde daha yüksek.

    JP Morgan analistleri, not artırımının başlıca nedenleri olarak Disney’in kendine özgü içeriğini, yayın hizmetlerinin gelişmiş finansal performansını ve tema parklarının güçlü operasyonlarını gösterdi.

    Disney’in doğrudan tüketiciye yönelik (DTC) bölümünün, Disney+ abone sayısındaki önemli artış sayesinde 2024 mali yılının son çeyreğinde kâra geçmesi bekleniyor. Ayrıca analistler, Amerika Birleşik Devletleri dışındaki tema parklarının başarısı sayesinde işletme gelirlerinde önemli bir artış olacağını tahmin ediyor.

    Analistler ayrıca Eylül 2024’te sona erecek mali yıl için Disney’in düzeltilmiş hisse başına kazanç (EPS) tahminlerini 4,25 dolardan 4,64 dolara yükseltti.

    Raporda Disney’in yaratıcı üretimini artırmaya ve doğrudan tüketiciye, deneyimler, içerik satışı ve lisanslama ve spor dahil olmak üzere çeşitli iş bölümlerinin finansal performansını geliştirmeye yönelik stratejik planları detaylandırılıyor.

    Son altı ayda Disney hisseleri piyasa performansının önemli ölçüde üzerine çıkarak Ekim ayındaki 80 doların altındaki düşük seviyesinden toparlandı.

    Değerleme modeline göre, deneyimler bölümü tek başına Disney’in piyasa değerinin büyük bir kısmını oluştururken, DTC bölümü de şirketin genel değerlemesine önemli bir katkı sağlıyor.

    Banka, geleneksel medya sektöründeki zorlukların farkında olmasına rağmen, Disney’in maliyetlerin yeniden yapılandırılması ve stratejik ortaklıklar kurulması yoluyla bu zorlukların üstesinden gelmek için iyi bir donanıma sahip olduğundan emin.

    Firma, girişimlerin uygulanmasının, daha iyi finansal şeffaflığın ve potansiyel içerik avantajlarının daha fazla konsensüs revizyonuna ve fiyat-kazanç oranının genişlemesine yol açacağını tahmin ediyor.

    Bu makale AI’nin yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Ek ayrıntılar için Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • AMB faiz oranlarını korudu, enflasyondaki düşüşle birlikte gelecekte indirim yapılabileceğinin ipuçlarını verdi

    Avrupa Merkez Bankası (ECB) Perşembe günü yaptığı toplantıda faiz oranlarını rekor seviyelerde tutmaya karar verdi ve mevduat oranı %4.0’da kaldı. Faiz oranlarındaki bu istikrar, Eylül ayından bu yana devam eden ve ECB’nin Avro bölgesindeki enflasyonu kontrol altına almak için son bir buçuk yıldır devam eden çabalarını yansıtan bir eğilimi sürdürüyor.

    Faiz oranlarını sabit tutmasına rağmen, ECB para politikasında potansiyel bir değişime işaret ederek, ufukta bir faiz indiriminin olabileceğini öne sürdü. Bu işaret, enflasyon oranları ECB’nin hedefi olan %2’ye yaklaşırken ve Avro Bölgesi durgun banka kredileri ve minimum ekonomik büyüme yaşarken geldi.

    ECB, Yönetim Konseyi’nin enflasyonun hedefe yakınsamasının sürekliliği konusunda daha emin olması halinde, mevcut para politikasını gevşetmeyi uygun göreceğini ifade etmiştir. Bu duruş, ücret artışı ve enflasyon eğilimlerinin değerlendirilmesine bağlı olarak 6 Haziran’da yapılacak olan ECB toplantısında faiz oranlarında olası bir indirime işaret etmektedir.

    Bazıları geleneksel olarak daha yüksek faiz oranlarını destekleyen ECB politika yapıcıları, temel ekonomik göstergelerin ılımlılık işaretleri göstermeye devam etmesi koşuluyla, Haziran ayında faiz oranlarının düşürülmesi fikrine uyum sağlıyor gibi görünmektedir. Yine de herhangi bir karar, ABD’de devam eden enflasyon göz önüne alındığında Federal Rezerv’in kendi faiz oranlarını ayarlama kabiliyeti gibi dış faktörlerden etkilenebilir.

    ECB Başkanı Christine Lagarde’ın olağan basın toplantısında bankanın Haziran toplantısına ilişkin planları ve Temmuz ayında daha fazla faiz indirimi olasılığı hakkındaki soruları yanıtlaması bekleniyor.

    Mevduat faizine ek olarak ECB, bankalara yönelik günlük ve haftalık kredi faiz oranlarını da sırasıyla %4,75 ve %4,50’de tuttu. Bankaların geçmişteki niceliksel genişleme programlarından önemli miktarda likiditeye erişimi olduğu için bu kredi olanakları son yıllarda çok az kullanıldı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • IMF Başkanı 2024’te enflasyonun daha da düşeceğini öngörüyor

    Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva, enflasyonun beklenenden daha hızlı bir şekilde gevşediğini ancak henüz tamamen kontrol altına alınamadığını vurguladı.

    Perşembe günü konuşan Georgieva, gelişmiş ekonomiler için enflasyon oranlarının 2023’ün son çeyreğinde %2,3’e düştüğünü ve bunun 18 ay önce gözlemlenen %9,5’lik orandan önemli bir düşüş olduğunu kaydetti. Georgieva bu düşüş eğiliminin 2024 yılında da devam edeceğini öngörüyor.

    Enflasyonda beklenen bu düşüş, büyük gelişmiş ekonomilerdeki merkez bankalarının yılın ikinci yarısında faiz oranlarını düşürmeye başlamasının önünü açabilir. Georgieva yine de merkez bankalarının bağımsızlıklarını korumalarının ve faiz kararlarını gelen verilere dayanarak almalarının önemini vurguladı.

    Georgieva, beklenmedik enflasyon artışlarına yol açabilecek erken faiz indirimlerine karşı uyardı ve tersine, faiz indirimlerinin çok uzun süre ertelenmesinin ekonomik faaliyeti olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

    Georgieva, Atlantik Konseyi düşünce kuruluşu etkinliğinde yaptığı konuşmada, yaklaşan Dünya Ekonomik Görünümünün, Amerika Birleşik Devletleri ve birçok gelişmekte olan piyasa ekonomisindeki güçlü faaliyetle desteklenen marjinal olarak daha güçlü bir küresel büyümeyi yansıtacağını açıkladı.

    Georgieva spesifik yeni tahminlerde bulunmadı ancak güçlü işgücü piyasaları, büyüyen işgücü, sürdürülebilir hane halkı tüketimi ve tedarik zinciri sorunlarının hafiflemesi gibi faktörler nedeniyle küresel ekonominin direncini kabul etti.

    Bu olumlu göstergelere rağmen Georgieva, artan jeopolitik gerilimler ve beklenmedik olayların potansiyeline atıfta bulunarak küresel ortama ilişkin endişelerini dile getirdi. Georgieva, küresel faaliyetlerin tarihsel olarak zayıf kaldığını ve 2008-2009 küresel mali krizinden bu yana büyüme beklentilerinin düşüşte olduğunu belirtti. COVID-19 salgını, en kırılgan ülkelerin orantısız bir şekilde etkilendiği 3,3 trilyon dolarlık bir küresel çıktı kaybına neden oldu.

    Georgieva, artan verimlilik artışı nedeniyle ABD’deki güçlü ekonomik toparlanmaya dikkat çekerken, Avro bölgesinin yüksek enerji fiyatları ve daha zayıf verimlilik artışı nedeniyle daha yavaş toparlandığını belirtti. Endonezya ve Hindistan gibi yükselen piyasa ekonomileri nispeten iyi performans gösterirken, düşük gelirli ülkeler en ağır ekonomik hasarı yaşamıştır.

    IMF’nin küresel büyüme için beş yıllık görünümü %3’ün biraz üzerinde olup, bu oran tarihsel ortalama olan %3.8’in altındadır. Georgieva, fiyat istikrarını yeniden sağlamak, mali tamponları yeniden inşa etmek ve büyümeyi canlandırmak için önlemler alınmadığı takdirde durgun büyümenin damgasını vurabileceği bir on yıl olan “Tepid Twenties “e girildiği konusunda uyarıda bulundu.

    Yönetişimin iyileştirilmesi, bürokrasinin azaltılması, kadınların işgücü piyasasına katılımının artırılması ve sermayeye erişimin geliştirilmesi gibi temel reformların dört yıl içinde üretimi %8 oranında artırabileceğini öne sürdü.

    Georgieva ayrıca yatırım, istihdam ve büyüme için önemli fırsatlar yaratabilecek yeşil ve dijital geçişlerin hızlandırılması gibi ekonomik dönüşümü teşvik eden politikaların potansiyelinin altını çizdi.

    Yapay zekânın ekonomiye büyük fayda sağlama potansiyeline sahip olduğunu ancak aynı zamanda riskler de taşıdığını belirten Georgieva, IMF tarafından yapılan bir araştırmaya göre dünya genelinde işlerin %40’ının, gelişmiş ekonomilerde ise %60’ının yapay zekâdan etkilenebileceğini ifade etti.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Apple çok zorda, iptaller peşi sıra geliyor; Tim Cook paylarını boşuna satmamış

    Teknoloji devi Apple‘ın, kendi kendine sürüş yeteneğine sahip araba projesi ve Micro-LED ekran geliştirme çalışmalarını sonlandırmasının akabinde 600’den fazla çalışanı işten çıkardığı doğrulandı. Bilhassa bu iki projede yer alan çalışanlar, işten çıkarmalardan en çok etkilenen küme oldu. Apple‘ın 2014 yılında LuxVue Technology’yi satın almasının akabinde büyük kıymet verdiği Micro-LED ekran takımı, üretimle ilgili yaşanan zorluklar nedeniyle bu yılın başlarında Apple Watch için Micro-LED ekranların iptal edilmesiyle büyük bir darbe aldı. Kendi kendine sürüş teknolojisi üzerine çalışan ve “Project Titan” olarak bilinen araç projesi ise, proje tarafı konusunda üst seviye yöneticiler ortasında yaşanan belirsizlikler ve maliyetlerin artması üzere nedenlerle geçtiğimiz ay sonlandırıldı. Proje kapsamında çalışan yaklaşık 2000 bireyden bir kısmı şirketin yapay zeka geliştirme takımlarına dahil edilirken, başkaları ise şirketten ayrılmak zorunda kaldı.

    Buna ek olarak, Apple‘ın Siri geliştirme takımında de işten çıkarmalar yaşandığı ve San Diego’da bu duruma dair bildirimlerin yapıldığı belirtiliyor. Şirketin Siri data sürece ofisini kapatma kararı ve etkilenen çalışanlara Teksas’ın Austin kentine taşınma seçeneği sunulması, Apple‘ın işleyişine yönelik stratejik değişiklikleri işaret ediyor.

    Apple çok zorda, iptaller peşi sıra geliyor; Tim Cook paylarını boşuna satmamış

    Pandeminin tepe yaptığı devirden bu yana Apple tarafından gerçekleştirilen en büyük yapılandırma çalışmalarından biri olan bu işten çıkarmalar, şirketin yapay zeka gelişimine daha fazla odaklanma kararını yansıtıyor. İşten çıkarmalardan etkilenen çalışanların sayısı hakkında Apple‘dan net bir açıklama gelmemiş olsa da, çoğunluğunun artık sona eren bu iki projede misyon aldığı düşünülüyor. Kimi eski çalışanların ise şirketin devam eden yapay zeka projelerine dayanak vermek üzere yine yönlendirildiği söyleniyor.

    Apple‘ın karşı karşıya olduğu türel zorluklar da devam ederken, şirketin yenilikçi adımlar atmaya devam ettiği ve “ev robotları” eserleri üzerinde çalıştığı tarafında haberler bulunuyor. Teknoloji dünyasının süratle değişen dinamiklerine ahenk sağlamaya çalışan Apple‘ın bu stratejik yine yapılanması, teknolojik inovasyonun ön saflarında yer almaya yönelik gayelerini gözler önüne seriyor.

  • Harvard Kabul İçin Test Puanı İsteyecek

    Üniversite Perşembe günü yaptığı duyuruda, Harvard’ın kabul şartı olarak standart testleri yeniden uygulamaya koyacağını ve son derece rekabetçi üniversiteler arasında test isteğe bağlı politikalarını tersine çeviren en son şirket olacağını duyurdu.

    2025 sonbaharı ve sonrasında Harvard’a başvuran öğrencilerin SAT veya ACT puanlarını sunmaları gerekecek; ancak üniversite, Gelişmiş Yerleştirme veya Uluslararası Bakalorya testleri de dahil olmak üzere “istisnai durumlarda” birkaç başka test puanının da kabul edileceğini söyledi. Üniversite daha önce sınav isteğe bağlı politikasını 2026 sonbaharındaki giriş sınıfına kadar sürdüreceğini söylemişti.

    Harvard, son birkaç yılda ülke çapında test puanı şartlarını düşüren yaklaşık 2.000 kolejden biriydi; bu eğilim, öğrencilerin test alanlarına gitmesinin zorlaştığı pandemi sırasında daha da arttı.

    Test puanı gerekliliklerinin düşürülmesi, potansiyeli olan ancak testlerde iyi puan alamayan yoksul ve yeterince temsil edilmeyen öğrencileri başvurmaya teşvik ederek, kabulleri çeşitlendirmeye yardımcı olacak bir araç olarak görüldü. Ancak testleri destekleyenler, puanlar olmadan kendi ortamlarında daha iyi performans gösteren gelecek vaat eden öğrencileri belirlemenin zorlaştığını söyledi.

    Harvard, sınava dönüşü hızlandırma kararını açıklarken, Opportunity Insights tarafından yapılan bir çalışmaya atıfta bulundu; bu araştırma, test puanlarının üniversitedeki akademik başarının lise notlarından daha iyi bir göstergesi olduğunu ve kabul memurlarının düşük seviyeden yüksek yetenekli öğrencileri belirlemesine yardımcı olabileceğini buldu. Aksi takdirde fark edilmeyecek olan gelir grupları.

    Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Hopi Hoekstra, “Standartlaştırılmış testler, geçmişleri ve yaşam deneyimleri ne olursa olsun, tüm öğrenciler için üniversite ve ötesindeki başarıyı öngören bilgileri sağlamanın bir yoludur” dedi. taşınmak.

  • Senatör Menendez ve Eşi Rüşvet Davasında Ayrı Yargılanacak

    New Jersey Demokratı Senatör Robert Menendez’in yolsuzluk davası planlandığı gibi 6 Mayıs’ta devam edecek, ancak Manhattan federal yargıcı Perşembe günü verdiği karara göre kendisi gibi suçlanan eşi Nadine Menendez’in daha sonra ayrıca yargılanacağına karar verdi.

    Yargıç Sidney H. Stein, Bayan Menendez’in avukatlarının kendisine, ameliyat gerektirecek ve potansiyel olarak daha uzun bir tedavi ve iyileşme süresi gerektirecek “ciddi bir tıbbi durumu” olduğunu söylemesinin ardından kararını verdi.

    Menendezlerin hiçbiri Perşembe günü mahkemede değildi. Yargıç kararını vermeden önce senatörün avukatlarından Adam Fee, senatörün 6 Mayıs’taki duruşma tarihine uymasını istedi.

    Bay Fee, ertelemenin genel seçimlere katılma kabiliyetini etkili bir şekilde engelleyebileceğini öne sürerek, “Müvekkilimize ilişkin kanıtlanmamış iddiaların hayaletinin her gün havada olması ona zarar veriyor” dedi.

    Bay Fee, “Gecikmenin her günü ona zarar verir” diye ekledi.

    Bayan Menendez’in avukatları, sağlık sorunu nedeniyle hakimden duruşmanın sadece kendisi için ertelenmesini istemişti. Federal savcılar yaza kadar ertelemeye karşı olmadıklarını söylerken, hakimden Menendezleri ayrı ayrı yargılamamasını istedi çünkü bu, iki uzun duruşma yapılması anlamına gelecekti.

    Menendez ailesi, senatörün ülke içindeki siyasi nüfuzunu Mısır ve Katar hükümetleri adına kullanma isteği karşılığında nakit para, altın külçeleri ve üstü açık lüks bir araba kabul etmekle suçlanıyor. Davada New Jersey’li iki iş adamı da suçlandı. Dört sanık da suçlarını kabul etmedi.

    Bayan Menendez’in avukatları, erteleme talebinde bulunurken, Bayan Mendez’in tıbbi sorununun niteliğini kamuya açıklamadı ancak mahremiyetini korumak için mühürlü bir dosyada hakime ayrıntılar verdi.

    Son karar, Bay Menendez’in, Haziran ayındaki Demokrat Parti ön seçimlerinde yeniden seçilmek için aday olmaktan vazgeçeceğini söylemesinden birkaç hafta sonra geldi ve kendisine yöneltilen suçlamaların politika konularının anlamlı bir şekilde tartışılmasını engelleyeceğini belirtti. 70 yaşındaki Bay Menendez, duruşmada suçsuz olduğunu kanıtlamayı beklediğini ve Kasım ayında bağımsız olarak yeniden seçilme olasılığına kapıyı açık bıraktığını söyledi.

    Bu gelişen bir hikayedir ve güncellenecektir.

  • 2024 Ford Mustang Mach-E güncellenince daha da güçlendi, güya telefon güncelliyorlar

    Güncelleme, daha güçlü motor seçenekleri, güzelleştirilmiş şarj kapasitesi ve uzatılmış menzil sunarak şoförlerin beklentilerini aşmayı hedefliyor. Bu atılım, Ford‘un elektrikli araç pazarındaki rekabetçiliğini artırırken, şoförlere daha dinamik bir sürüş tecrübesi ve daha az şarj müddetiyle daha fazla yol katetme imkanı sunuyor.

    Ford‘un Mustang Mach-E elektrikli SUV modeli için önemli bir güncelleme duyurduğu büyük haber, araba dünyasında heyecan yarattı. 2024 model yılı, aracın performans, menzil, şarj suratı ve hatta bir off-road hazır trim seçeneğiyle gelişimini müjdeliyor. Aracın RWD versiyonu, standart bataryayla 402 km ve genişletilmiş bataryayla 515 km menzil sunarken, her iki bedel de evvelki modele nazaran 32 km’lik bir artışı temsil ediyor. AWD GT trimi ise şarj başına 451 km yol alabiliyor, bu da 16 km’lik bir güzelleşme manasına geliyor. Ekstra menzil, Ford’un şimdi tam olarak açıklamadığı, art motorda ve kaputun altındaki öteki verimlilik iyileştirmeleri sayesinde sağlanıyor.

    Standart bataryanın %10’dan %80’e şarj mühleti neredeyse 6 dakika kısalırken, artık yalnızca 32 dakika sürüyor. Genişletilmiş paket için ise bu müddet 36 dakika, 9 dakika üzere kıymetli bir güzelleşme demek. Ne yazık ki, Ford bu şarj müddetlerine ulaşmak için gerekli DC güç oranlarını şimdi açıklamadı. RWD versiyonunun güç çıkışında bir değişiklik olmamasına karşın, AWD Mustang Mach-E GT, 97 km/s sürate yarım saniye daha süratli ulaşmasını sağlayan opsiyonel 995 dolarlık “Performans Yükseltmesi” ile geliyor. Bu, yükseltilmiş GT’yi etkileyici bir 3.3 saniyede sürate çıkarıyor, Ford‘un sözüne nazaran hem Tesla Model Y Performans’ı hem de Porsche Macan 4 Elektrik’i geride bırakıyor. Yeni Rally trimi ise, GT’den 1 inç daha yüksek ve Performans yükseltmesi standart olarak sunulan yeni en üst trim. Ford, bu trimin bilhassa toprak yollarda eğlenmek isteyenler için tasarlandığını belirtiyor. Beklenen menzili 426 km olan aracın, ekstra yükseklik ve performansı GT’ye nazaran biraz daha değerliye mal oluyor.

    2024 Ford Mustang Mach-E güncellenince daha da güçlendi, güya telefon güncelliyorlar

    Temel Select trimi, 39,995 dolardan başlayan üç farklı konfigürasyonla sunuluyor: RWD standart batarya, 43,495 dolarlık AWD standart batarya ve 46,995 dolara mal olan AWD genişletilmiş batarya. Premium trimi ise, 43,995 ila 49,995 dolar ortasında değişen dört muhtemel kombinasyonla gelebilir. GT’nin fiyatı 53,995 dolar ve performans yükseltmesi için ekstra 995 dolar, Rally ise 59,995 dolar. Bu son iki trim, daha büyük batarya ve AWD güç transferi ile geliyor.

    Ne yazık ki, yeni Mach-E, bataryasının ve birtakım bileşenlerinin kökeni nedeniyle 7,500 dolarlık federal vergi indirimine hak kazanmıyor. Bu durum, yaklaşık 41,000 dolara satılan Tesla Model Y Performans’a kıyasla bir dezavantaj yaratıyor. Lakin Ford, aracının üstünlüğünü ve farkı hak ettiğini vurgulamaktan çekinmiyor.

    Bu güncelleme, Ford‘un elektrikli araçlar konusundaki yenilikçi yaklaşımını ve pazar liderliğini pekiştiriyor. Mustang Mach-E‘nin geliştirilmiş özellikleri, elektrikli araç bölümünde yeni bir standart belirlerken, kullanıcıların daha uzun menziller, daha kısa şarj mühletleri ve daha üstün performans beklentilerini karşılıyor. Ford, bu güncellemelerle yalnızca mevcut müşterilerini mutlu etmekle kalmıyor, birebir vakitte elektrikli araç piyasasında daha geniş bir kitleyi amaç alıyor. Bilhassa off-road tutkunları için tasarlanmış yeni Rally trimi, aracın çeşitliliğini ve çok taraflılığını gösteriyor, bu da Ford‘un şoförlerin gereksinimlerini ve beklentilerini ne kadar dikkate aldığını kanıtlıyor.

Başa dön tuşu