Gün: 11 Nisan 2024

  • Prof. İlber Ortaylı’nın ‘Finansın Kökenleri ve Medeniyetin Yükselişi’ Oturumu Bayram Sonrası IFW’24’te

    Türkiye’nin en saygın tarihçi yazarlarından Prof. Dr. İlber Ortaylı, finansal teknolojilerde dünya çapındaki son yeniliklerin konuşulacağı İstanbul Fintech Week (IFW’24)’te insanlık tarihinde finansın kökenlerini konu edinen oturumuyla etkinliğin en çok merakla beklenen konuşmacılarından biri olacak.

    – Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin (FINTR) desteğiyle, KOOP Ventures tarafından bayram sonrası 16-17 Nisan tarihlerinde Fişekhane’de düzenlenecek olan Yakınsama: Web2 ve Web3 Dünyaları Bir Araya Geliyor temalı IFW’24’te katılan Prof. Ortaylı, “Finansın Kökenleri ve Medeniyetin Yükselişi” başlıklı sohbet programıyla etkinlik katılımcıları ile buluşacak.

     

    Web3, dijital paralar, yapay zekâ, işletmelerde finansal teknolojilerin kullanımı, dijital bankacılık, tokenlaştırma… İstanbul, 16-17 Nisan’da finans teknolojilerinde mevcut tüm çözümlerin ve gelecek projeksiyonlarının ele alınacağı uluslararası bir etkinlik olan ‘İstanbul Fintech Week’e beşinci kez ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Yoğun seçim gündemi ve bayram tatilinin ardından gerçekleştirilecek bu kapsamlı etkinlik, finansal teknolojiler alanında dünyanın ve Türkiye’nin en tanınmış uzmanlarını bir araya getirmenin yanı sıra finansın farklı bakış açılarından okunacağı oturumları da katılımcılarla buluşturacak.

     

    Türkiye’nin dünya çapındaki saygın tarihçi yazarlarından Prof. Dr. İlber Ortaylı, toplumsal yaşamda finansın tarihini ve bu konuyla etkileşen unsurları ele alacağı özel bir sohbet programının konuğu oluyor. Prof. Ortaylı’nın bizzat kendisinin belirlediği ‘Finansın Kökenleri ve Medeniyetin Yükselişi’ başlığıyla yapılacak bu özel oturum, paranın Lidyalılar tarafından icat edilmesiyle başlayan modern ekonomik düzenin oluşumundan bugüne kadar gelen süreçte kaydedilen gelişmelere ışık tutacak. Prof. Ortaylı’nın oturumu birinci günün sonunda düzenlenecek Dijital Finansın Öncüleri Ödül Töreni sonrası ‘Fireside Chat’ bölümünde gerçekleştirilecek. 

     

    Lidyalılardan Kripto Para’ya! 

    Dünyadan ve Türkiye’den alanında önde gelen 85 konuşmacıyı İstanbul’daki finans ve dijitalleşme sektör temsilcileriyle bir araya getirecek olan İstanbul Fintech Week, iki günlük programı süresinde 35’in üzerinde sponsor ve partneriyle 6 ayrı zirvede toplam 65 oturuma ev sahipliği yapacak. IFW’24, bu programıyla, ilk madeni paranın icadından kripto paraya ve ötesine kadar olan uzun bir zaman diliminin tamamını uzmanlarca ele almış olacak.

     

    Güç Katan Sponsorlar

    Bankacılık, finans ve dijitalleşme ile ilişkili tüm sektörlerin temsilcilerinin bir araya geleceği İstanbul Fintech Week (IFW’24), finans ekosisteminin önde gelen üst düzey isimlerini katılımcılarla buluşturacak. Gate.io’nun ‘İsim Sponsoru’ olduğu IFW’24’te BankPozitif ve Payfix ‘Black Sponsor’; Akbank, Definex, Mastercard ve Türkiye İş Bankası, ‘Premium Sponsor’; Ftechlabs, Garanti BBVA, Hiperaktif Kredi, KPMG, Paycell, Sipay, Solak & Partners ve Yapı Kredi FRWRD de ‘Co-Sponsor’ olarak yer alıyor. Odeabank, C-Suite kapalı oturumlarının sponsorluğunu üstlenirken; Axis VIP Travel, Bybit, D&R, Endless Fairs, Interpress, Movenpick Otel İstanbul Marmara Sea, Revolvia, Utilify, Venus ve Warpiris ‘Destekçi’; Aposto, BloombergHT, Btchaber, Bundle, CryptOps, DAO Wagmi, Etkin Kampüs, FintechTime, Hizmetix ve Mall Report ‘Medya Partneri’; Cointelegraph Türkiye, StartupMarket ve IMM ‘Stratejik Partner’ ve Black Swan da YouTube Partneri olarak etkinliğin gücüne güç katıyor.

    Küresel ve Ulusal Uzmanlar

    İstanbul Fintech Week’in merakla beklenen diğer konuşmacıları arasında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Karahan, ‘Decoding AI in Financial Services’ kitabının yazarı Clara Drodie, UCL Blockchain Merkezi’nden Christina Frankopan, Fintech Business Weekly’nin yayıncısı ve fintek sektöründe sosyal medyanın öncülerinden Jason Mikula, IBM Bankacılık Küresel Araştırma Direktörü Paolo Sironi, Mastercard EEMEA Genel Müdür Yardımcısı Amnah Ajmal, Oxford Üniversitesi Girişimcilik ve İnovasyon Profesörü Pınar Özcan gibi sektörün öncü isimleri yer alıyor. Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin’in de D&R sponsorluğunda konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte, kendisinin yöneteceği ‘Finansal Kapsayıcılığın Ekonomiye Etkileri’ başlıklı üst düzey bir yuvarlak masa toplantısı da düzenlenecek.
     

    Program Akışında Kaçırmamanız Gereken Oturumlar

    İlk Gün: 

    ‘Web3 Zirvesi’ ile başlayacak olan İstanbul Finance Week’in birinci gününde; Bitcoin yarılanması, Web3 dünyasındaki son gelişmeler, merkez bankası dijital para birimleri, kripto varlıkların regülasyonları, tokenlaştırma, müşterini tanı uygulamalarındaki yenilikler ve Metaverse konuları ele alınacak. Etkinlik kapsamında bir de ödül programı düzenleniyor. ‘Dijital Finansın Öncüleri Ödül Programı’nda Türkiye’nin fintek ekosistemini yeni fikirler ve projelerle büyütmeyi amaçlayan uzmanlar ödüllendirilecek. ‘Finansta Yapay Zekâ Zirvesi’, ‘TradeTech Zirvesi’ vefarklı ülkelerden gelen temsilcilerin sunumları ile zenginleşen bir içerik, katılımcıları konuyla ilgili son trendlerle buluşturacak.

    İkinci Gün: 

    ‘Dijital Finans Zirvesi’ ile açılacak olan ikinci günde ise önde gelen konuşmacılar yedi farklı panelde ‘servis olarak finans modeli, ‘ödemeler ve para transferindeki yenilikler’, ‘geleneksel bankacılıkla yalnızca dijital bankacılığın kesişme noktaları’ gibi konu başlıklarını tartışacaklar.  Ayrıca, ‘Fintekte Kadın’ ve ‘İş Dünyasında Fintek Zirveleri ile startup, ülke ve teknoloji sunumları da ikinci gün programı arasında yer alıyor. Etkinlikte ayrıca Litvanya, Letonya, Ukrayna, Azerbaycan ve Kazakistan’ın aralarında bulunduğu 5 ülke fintech ekosistem sunumu yapacak. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İzmir Kitap Fuarı baharın coşkusuyla Kültürpark’ta

    İZKİTAP-İzmir Kitap Fuarı, 19-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Kültürpark’ta festival gibi bir organizasyonla gerçekleştirilecek. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerine de ev sahipliği yapacak İzkitapfest’in ana teması ise “Çocuk Edebiyatı” olarak belirlendi. Onur konuğu yazarın, edebiyatımızın önemli isimlerinden Ahmet Ümit olduğu İzkitapfest, kitapseverleri baharın coşkusuyla Kültürpark’ın dört bir yanındaki özel alanlarında ağırlayacak.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İZFAŞ ve SNS Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen İZKİTAP – İzmir Kitap Fuarı, 19-28 Nisan 2024 tarihleri arasında festival gibi bir organizasyonla Kültürpark’ta okuyucuyla buluşuyor. Girişin ücretsiz olacağı İzkitapfest, saat 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
    350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurumun katılacağı İzkitapfest; Lozan’dan 26 Ağustos’a, Kaskatlı Havuz’dan Basmane’ye ve Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’na kadar Kültürpark’ın tüm alanlarına yayılarak doğayla iç içe bir edebiyat buluşmasına ev sahipliği yapacak. İzkitapfest, sadece kitap alışverişi için değil, aynı zamanda söyleşiler, dinletiler, yarışmalar, konserler ve imza günleri ile ziyaretçileri için tam bir kültür şölenine dönüşecek. Yazar, şair, çizer, gazeteci, edebiyat dünyasının birbirinden önemli 800’den fazla ismi, düzenlenecek binin üzerinde imza etkinliği ve söyleşi ile deneyimlerini paylaşacak. Sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar bünyesinde yer alan yazarlar da özel olarak düzenlenen alanda okuyucuları ve İzmirli kitapseverlerle buluşacak. Sahaf sokağı ile Türkiye’nin en geniş sahaf katılımına da ev sahipliği yapacak fuarda, özel kitap müzayedesi de gerçekleşecek.

    Fuarın onur konuğu yazarı Ahmet Ümit
    İZELMAN A.Ş. ve KOSGEB desteğiyle yazar ve yayıncılarla kitapseverleri bir araya getirecek, sektörü buluşturacak İzkitapfest’in “onur konuğu” yazarı ise Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ahmet Ümit. Fuarda, Ahmet Ümit’in yaşamı ve eserleri üzerine, kendisinin de katılımıyla 20 Nisan günü saat 15.00’te Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda bir söyleşi de düzenlenecek. Ahmet Ümit, söyleşi sonrası kitaplarını da imzalayacak.

    Macera oyunu Kültürpark’ta
    Aynı zamanda Ahmet Ümit’in “Sultan’ı Öldürmek” romanından esinlenerek gizem dolu macera oyunu yine İzkitapfest kapsamında katılımcılarla buluşacak. “Başkomser Nevzat’ın Macerası: Kültürpark’ta Gizemli Serüven” etkinliğine katılan ekipler, Kültürpark’ın gizemli köşelerinde, Başkomser Nevzat’ın önderliğinde, sırları açığa çıkarmak için eğlenceli bulmacaları çözecek ve maceranın tadını çıkaracak. Etkinlik için www.kitapizmir.com adresinden 15 Nisan 2024’e kadar başvuru yapılabilecek. 20 Nisan günü etkinlik sonunda ödül töreni düzenlenecek.

    Atatürk Açıkhava Tiyatrosu birbirinden değerli isimleri ağırlayacak
    Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda bilim, düşün ve edebiyat dünyasının birbirinden değerli isimleri düzenlenecek söyleşi ve imza etkinliklerinde kitapseverlerle bir araya gelecek. Tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı 22 Nisan’da, Akademisyen, Jeolog ve Bilim İnsanı Prof. Dr. Celal Şengör 21 Nisan’da, Şair, Yazar Murathan Mungan 27 Nisan’da, Tarihçi, Akademisyen, Yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan 27 Nisan’da, Animasyon Yapımcısı ve Karikatürist Varol Yaşaroğlu da 27 Nisan’da Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda İzmirlilerle buluşacak.  

    Edebiyatın önemli isimleri İzkitapfest’te
    Fuarda, birbirinden değerli yüzlerce yazar, şair, çizer, imza günleri ve söyleşilerle okurlarıyla bir araya gelecek. Ahmet Ümit, Ahmet Telli, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Mahir Ünsal Eriş, Mete Kaan Kaynar, Mine Söğüt, Murathan Mungan, Murat Menteş, Saygı Öztürk, Sema Kaygusuz, Serhan Asker, Şükrü Erbaş, Umut Sarıkaya gibi isimler fuarda okurlarıyla buluşacak. İzkitapfest’i, 10 gün boyunca yüz binlerce kitapseverin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarla ilgili katılımcı yayınevleri, etkinlik, söyleşi, imza günü takvimi ve daha fazla bilgi https://www.kitapizmir.com/ adresinde yer alacak.

    Tarih konuşulacak
    Akın Ersoy, Ersin Doğer, Erkin Başer, Melek Göregenli, Melda Yaman, Murat Tozan gibi İzmir’in değerli akademisyenleri de düzenlenecek söyleşilerle hem antik çağlardan günümüze kadar kent belleğine katkıda bulunan eserleri hem de dünden bugüne kent tarihini konuşacak. Aynı zamanda, Türkiye Yazarlar Sendikası’nın (TYS) 50. yılına özel söyleşi de TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner ve TYS İzmir Temsilcisi Özer Akdemir’in katılımıyla gerçekleşecek. Mülkiyeler Birliği İzmir Şubesi iş birliğiyle “Ahmed Arif’in Hasreti” belgeseli, ilk kez İzkitapfest’te 21 Nisan günü saat 18.00’de Lozan Sahne’de gösterilecek.

    23 Nisan coşkusu da İzkitapfest’te yaşanacak
    İzkitapfest, aynı zamanda, açık alanda yapılacak en büyük kitap fuarı olma özelliği taşıyacak. Fuar, sadece kitap alışverişi yapılabilecek ya da sevdiğiniz yazarlardan imza alabildiğiniz değil aynı zamanda ailecek katılıp keyifli zaman geçirebileceğiniz, öğrenebileceğiniz ve birlikte eğlenebileceğiniz bir festival deneyimi sunacak. İzkitapfest’te 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel etkinlikler de gerçekleştirilecek. 10 gün boyunca; çocuklar için konserler, masal anlatımları, bilgi yarışması, pantomim ve illüzyon gibi birçok gösteri ile farklı etkinlikler de fuarda yer alacak.

    Çocuklara özel etkinlikler, müzikaller, konserler
    23 Nisan haftasında Kültürpark’ın her köşesinde büyük bir coşku yaşanacak. Ana teması “Çocuk Edebiyatı” olarak belirlenen fuarda, çim alanda 23 Nisan saat 15.00’te Evrencan Gündüz konseri, Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda 24 Nisan günü saat 19.00’da Rafadan Tayfa Müzikali, 26 Nisan günü saat 19.00’da Kral Şakir Müzikali, Ahşap Sahne’de 27 Nisan saat 12.00’de Şubadap konseri, saat 15.00’te Çocuk Tiyatrosu ve Masal Saati, saat 20.00’de Siyah Grubu konseri, 28 Nisan günü saat 14.00’te Köy Tiyatroları, saat 15.00’te İMD Ritim Grubu, 16.00’da Future Dans Grubu gösterisi gibi birçok etkinlik düzenlenecek.

    Sonbalarda Fuar İzmir’de
    İlkbaharda Kültürpark’ın eşsiz doğası içinde festival havasında geçecek İZKİTAP, sonbaharda ise 26 Ekim-3 Kasım 2024 tarihleri arasında Fuar İzmir’de düzenlenecek ve yine yayınevleri ve edebiyat dünyasının birbirinden değerli isimlerini kitapseverlerle buluşturacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bayramı kilo almadan tamamlamak mümkün mü? Karaciğer yağlanması artık çocuklarda da görülüyor!

    Yüksek miktarda şeker tüketildiğinde kan şekerinin hızlı bir şekilde yükseleceğini kaydeden uzmanlar, vücutta seyreden yüksek insülin seviyelerinin de yenilen şekerin yağ olarak depolanmasına sebep olduğunu söylüyor.

    Karaciğer yağlanmasının eskiden ileri yaşlarda ve genelde obezlerde oluşabildiğini ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Artık sağlıksız beslenmeye, şeker tüketimine, mısır şuruplu atıştırmalık tüketimine bağlı olarak çocuklarda da görülebiliyor.” dedi.

    Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, Ramazan Bayramı süresince nasıl beslenmek gerektiği konusunda bilgi verdi.

    “Yağ depolanması en çok da karın çevresini etkiliyor”

    Ramazan Bayramı, “Şeker Bayramı” olarak adlandırıldığı için bazılarının bayramda tatlı tüketimini abartmakta sakınca görmeyebildiğini ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Ancak tek öğünde yüksek miktarda şeker tüketildiğinde kan şekeriniz hızlı bir şekilde yükselir ve yükselen şekeri normal seviyeye getirmek için pankreastan insülin salınımı olur. Vücutta seyreden yüksek insülin seviyeleri yediğiniz şekerin yağ olarak depolanmasına sebep olur. Bu yağ depolanması en çok da karın çevresini yani karaciğer gibi önemli iç organlarımızın bulunduğu bölgeyi etkiler.” dedi.

    “Kuru meyve kan şekerini şeker kadar yükseltmiyor”

    Tek öğünde yüksek miktarda şeker, şekerli besin ve çikolata tüketiminin vücutta insülin direnci oluşumuna ve Tip 2 diyabet, karaciğer yağlanması ve obezite gibi sağlık sorunlarına sebep olabildiğini anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Eğer tatlı ihtiyacınız var ise lif oranı ve şeker oranı yüksek olan kuru meyveler tercih edilebilir. Bu besinleri tüketmek hem bağırsak sağlığını daha olumlu etkileyecek ve potasyum gibi mineraller sağlayacak hem de kan şekerinizi şeker kadar yükseltmeyecektir.” diye bilgilerini paylaştı.

    Karaciğer yağlanmasına dikkat 

    Bayramlarda özellikle çocukların şeker tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, sözlerini şöyle tamamladı: 

    “Örneğin karaciğer yağlanması eskiden ileri yaşlarda ve genelde obezlerde oluşabilirken; artık sağlıksız beslenmeye, şeker tüketimine, mısır şuruplu atıştırmalık tüketimine bağlı olarak çocuklarda da görülebiliyor. Bu nedenle şeker, çikolata tüketimini çocuklarda da sınırlamak gereklidir.

    Hiç tüketmemek eğer çocuğu sosyallikten uzaklaştıracak, arkadaşları ile iletişimini zorlaştıracak ve mutsuz edecek ise, bu noktada miktarını sınırlamakta fayda vardır. Bu tarz durumlarda her sağlıksız besin tüketildiğinde, bir de sağlıklı besin tüketilmesi gerekli diye çocuklar yönlendirilebilir. Çikolata gibi şekerli besinleri çocuklara ödül olarak sunmamakta fayda var.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Şeker Bayramında Sağlık Personeli Darp Edildi ! 

    Şeker Bayramında hoşgörü ortamı tüm ülkeyi kaplarken, hastaneler de sağlık personeline yönelik sözlü ve fiziki şiddet ise devam etti ! 

    Şeker Bayramında Darp !

    Bu kez şiddetin adresi İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi oldu. Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği’nin X hesabında yapılan paylaşımda İstanbul’da Şeker Bayramı gerçekleşen şiddet olayı hakkında bilgi verildi. Yayında şiddete uğrayan sağlık personelinin fotoğrafına da yer verildi. Dernekten yapılan açıklamada, “Bayram yapmak yerine fedakarca görevinin başında olan arkadaşımıza, şeker verilip bayramı kutlanacağı yerde, İki hasta yakını tarafından darp edildi. Çalışamaz hale getirildi. Bu fotoğrafın değişmesi için çaba göstermesi gerekenler hiç üzerine alınmıyor!Sayın  @drfahrettinkoca bakanlığınızın personeline yapılan bu vandalca darp için, sağlıkta şiddeti önlemek için bir şey yapacak mısınız?” ifadelerine yer verildi. (BSHA- Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

  • Isparta’da Web Tasarım Çözümleri: Isparta Bilişim

    Isparta’da faaliyet gösteren Isparta Bilişim, web tasarımı ve geliştirme alanında güçlü ve güvenilir çözümler sunarak firmaların dijital dünyadaki varlıklarını güçlendirmelerine yardımcı oluyor.

    Kurulduğu günden bu yana yüzlerce firmaya web sitesi tasarımı ve geliştirme hizmeti veren Isparta Bilişim, her sektörden firmaya özel çözümler sunarak ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılıyor. Deneyimli ve uzman ekibi ile firmaların hedef kitlelerine en uygun şekilde ulaşmalarını sağlayacak web siteleri tasarlayan ve geliştiren Isparta Bilişim, aynı zamanda web sitelerinin arama motorlarında üst sıralarda yer almasına yönelik SEO çalışmaları da yürütüyor.

    Isparta Bilişim’in sunduğu hizmetler arasında:

    • Kurumsal web sitesi tasarımı ve geliştirme
    • E-ticaret web sitesi tasarımı ve geliştirme
    • Mobil uygulama geliştirme
    • SEO çalışmaları
    • Sosyal medya yönetimi
    • Hosting ve domain hizmeti

    Isparta Bilişim’in sunduğu avantajlar:

    • Deneyimli ve uzman ekip
    • Güçlü ve güvenilir çözümler
    • Her sektöre özel çözümler
    • Uygun fiyatlar
    • Müşteri memnuniyetine önem verme

    Isparta Bilişim, web tasarımı ve geliştirme hizmeti almayı düşünen firmalara danışmanlık hizmeti sunuyor. Daha fazla bilgi almak ve danışmanlık hizmeti talep etmek için Isparta Bilişim web sitesini: https://ispartabilisim.com.tr ziyaret edebilir veya 0850 307 0732 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz.

  • Bayramı kilo almadan tamamlamak mümkün mü?

    İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, Ramazan Bayramı süresince nasıl beslenmek gerektiği konusunda bilgi verdi.

    Ramazan Bayramı, “Şeker Bayramı” olarak adlandırıldığı için bazılarının bayramda tatlı tüketimini abartmakta sakınca görmeyebildiğini ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Ancak tek öğünde yüksek miktarda şeker tüketildiğinde kan şekeriniz hızlı bir şekilde yükselir ve yükselen şekeri normal seviyeye getirmek için pankreastan insülin salınımı olur. Vücutta seyreden yüksek insülin seviyeleri yediğiniz şekerin yağ olarak depolanmasına sebep olur. Bu yağ depolanması en çok da karın çevresini yani karaciğer gibi önemli iç organlarımızın bulunduğu bölgeyi etkiler.” dedi.

    Tek öğünde yüksek miktarda şeker, şekerli besin ve çikolata tüketiminin vücutta insülin direnci oluşumuna ve Tip 2 diyabet, karaciğer yağlanması ve obezite gibi sağlık sorunlarına sebep olabildiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Eğer tatlı ihtiyacınız var ise lif oranı ve şeker oranı yüksek olan kuru meyveler tercih edilebilir. Bu besinleri tüketmek hem bağırsak sağlığını daha olumlu etkileyecek ve potasyum gibi mineraller sağlayacak hem de kan şekerinizi şeker kadar yükseltmeyecektir.” diye bilgilerini paylaştı.

    KARACİĞER YAĞLANMASINA DİKKAT

    Bayramlarda özellikle çocukların şeker tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Örneğin karaciğer yağlanması eskiden ileri yaşlarda ve genelde obezlerde oluşabilirken; artık sağlıksız beslenmeye, şeker tüketimine, mısır şuruplu atıştırmalık tüketimine bağlı olarak çocuklarda da görülebiliyor. Bu nedenle şeker, çikolata tüketimini çocuklarda da sınırlamak gereklidir” dedi.

  • Piyasalar İlk Faiz Oranına İlişkin İpuçları Ararken ECB Oranları Sabit Tutuyor

    Avrupa Merkez Bankası Perşembe günü faiz oranlarını sabit tutarak mevduat faizini merkez bankası tarihindeki en yüksek seviye olan yüzde 4’te tuttu.

    Bu, enflasyonun merkez bankasının yüzde 2 hedefine yaklaştığı bir dönemde faiz oranlarını değiştirmeden bırakan art arda beşinci karardı. Geçtiğimiz ay avro bölgesinde enflasyon yüzde 2,4’e yavaşladı. Ancak yetkililer, enflasyona ilişkin veriler ve geçmiş oran artışlarının etkisi enflasyonun sürdürülebilir düşük bir yolda olduğuna dair onlara daha fazla güven verirse, kısıtlayıcı politika duruşlarını geri çekmeye başlayacaklarını ekledi.

    Merkez bankacıları faiz politikasını ne zaman gevşeteceklerinin hassas zamanlamasını çözmeye çalışıyorlar. Faiz oranlarını gereğinden fazla yüksek tutmak istemiyorlar, bu da Avro Bölgesi ekonomilerine zarar verebilir, ancak aynı zamanda çok erken gevşemek ve fiyat baskılarını yeniden canlandırmak da istemiyorlar. Enflasyonun 2022 sonundaki çift haneli yüksek seviyelerinden aşağı çekilmesi konusunda önemli ilerleme kaydedildi, ancak enflasyonun yüzde 2 hedefine kadar geri dönmesinin inişli çıkışlı bir süreç olması bekleniyor.

    Fiyat artışının düşük kalacağından emin olmak isteyen politika yapıcılar, küresel fiyatlardan büyük ölçüde etkilenen değişken enerji ve gıda fiyatlarını hariç tuttuğu için yurt içi fiyat baskılarını daha iyi yansıtan çekirdek enflasyona odaklandı. Mart ayında çekirdek enflasyon ekonomistlerin beklediğinden daha fazla yavaşlayarak yüzde 2,9’a geriledi.

  • Tevez’den İtalya’ya geri dönüş iletisi

    Independiente Teknik Yöneticisi Carlos Tevez, İtalyan basınına bir röportaj verdi.

    Futbolculuğu devrinde Juventus forması giyen Arjantinli teknik adam, İtalya’nın kendisi için ne manaya geldiği ve geri dönmek isteyip istemediği sorusuna, “İtalya kalbimde taşıdığım bir ülke ve geri dönmeyi çok isterim. Serie A dünyanın en düzgün şampiyonalarından biri ve İtalya’ya dönmek için gelişmem gerektiğini düşünüyorum.” formunda karşılık verdi.

    2022 yılında Rosario Central ile teknik yöneticilik mesleğine adım atan Tevez, 2023 yazında Independiente’nin başına geçmişti. Arjantinli teknik adamın kulübüyle olan mukavelesi 2026 yılına kadar devam ediyor.

  • Bucaspor 1928 keskin virajlarda

    TFF 2’nci Lig Beyaz Küme’de son 9 maçını kazanıp başkan Esenler Erokspor’u 2 puan geriden takibini sürdüren Bucaspor 1928 önündeki çok kritik iki maça odaklandı. Bu hafta evvel 5’inci sırada yer alan 1461 Trabzon deplasmanına çıkacak sarı-lacivertliler, akabinde en değerli rakibi Esenler Erokspor’u konuk edecek. Çok güçlü iki imtihan verecek Bucaspor 1928 alacağı sonuçlara nazaran şampiyonluk yarışında adeta bahtını çizecek. İzmir grubu bu iki maçın akabinde Afyonspor (D) ve Diyarbekirspor’la kozlarını paylaşacak.

    Teknik yönetici Cüneyt Dumlupınar zorluk düzeyi yüksek maçlara çıkacaklarını belirterek, “Biz kaliteli ve deneyimli bir ekibiz. Oyuncu takımımız daha evvel bu tıp maçları çok oynadı. Rakiplerimizi yenmekten öbür bir deva yok. En uygun biçimde gayretimizi ortaya koyup taraftarımızı sevindireceğiz” dedi.

  • Ramazanda 103 bin 679 gıda denetimi yapıldı

    ANKARA (İGFA) – Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bakanlığın Ramazan ayı dolayısıyla denetimlere ilişkin açıklama yaptı.

    Bakan Yumaklı yaptığı yazılı açıklamada, Bakanlık olarak sorumluluk alanlarından birisinin de vatandaşların güvenilir gıdaya ulaşması olduğunu anımsattı.

    Bu konuya büyük hassasiyet gösterdiklerinin altını çizen Bakan Yumaklı, “Tarladan çatala kadar gıdanın her adımını kontrol altında tutmanın, güvenilir gıdayı vatandaşımıza sunmanın gayreti içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Piyasada haksız rekabetin etkin biçimde önlenmesi için de gayretli bir biçimde çalışıyoruz. Bakanlık olarak 2023 yılında 1 milyon 300 bin gıda kontrolü gerçekleştirdik. Bu kontrollerde 18 bin 948 işletme hakkında idari para cezası uyguladık” dedi.

    Gıda güvenilirliğini temin etmek amacıyla sürdürdükleri bu faaliyetleri ramazan ayı boyunca aksatmadan, titizlikle ve aralıksız yürütmeye devam ettiklerini vurgulayan Bakan Yumaklı, 7 bin 500’den fazla gıda kontrol görevlisi ile ramazan ayı boyunca Türkiye genelinde gıda denetimlerini yoğunlaştırdıklarını söyledi.

    RAMAZAN KOLİLERİNE YÖNELİK KONTROLLER

    Bu arada Bakan Yumaklı, Ramazan ile birlikte halkın tüketim alışkanlıklarında oluşacak muhtemel değişiklikleri göz önünde bulundurarak özellikle tüketimi artması muhtemel un-unlu mamuller, pastacılık-tatlı ürünleri, ekmek, şeker-şekerli mamuller, et-et ürünleri, süt-süt ürünleri gibi gıda ürünlerini üreten ve satan işletmelerin resmi kontrollerine ağırlık verdiklerine dikkati çekerek şu bilgileri verdi:

    “Özellikle iftar yapılan toplu tüketim yerlerinde başta hijyen kontrolleri olmak üzere gerekli resmi kontroller yürüttük. Ramazan paketi/kolisi adı altında muhtelif gıdaların bir arada yer aldığı paketlerin satış ve dağıtımının yapıldığı iş yerlerine yönelik resmi kontrollerde gıdaların son tüketim tarihi ile etiket bilgilerini kontrol ederek gerek görülmesi halinde bu ürünlerden numune aldık. Bu kapsamda, Ramazan ayı boyunca Türkiye genelinde 104 bine yakın denetim gerçekleştirdik. Söz konusu denetimler sonucunda 1022 adet işlem için yaklaşık 45 milyon lira idari para cezası uyguladık, 13 işletme için ise savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu cezalar ağırlıklı olarak bozulmuş, son tüketim tarihi geçmiş gıdalar, kayıt yaptırmadan faaliyette bulunan işletmeler, hijyen kurallarına aykırılık ve Türk Gıda Kodeksine uygunsuzluktan dolayı verildi.”

    BAYRAM DENETİMLERİ

    Öte yandan denetimlerin bayramda da devam ettiği belirtilen açıklamada, ekiplerin şeker ve şekerli mamuller, pastacılık ürünleri, unlu mamuller, tatlı üretim ve satış yerleri başta olmak üzere tüm gıda işletmelerine yönelik resmi kontrollere hassasiyet gösterdiklerini vurguladı.

  • İzmir açıklarında 44 düzensiz göçmen kurtarıldı

    İZMİR (İGFA) – İzmir’in Çeşme ilçesi açıklarında içerisinde düzensiz göçmenlerin olduğu lastik botun olumsuz hava şartları nedeniyle su alarak batma tehlikesi geçirdiği ve yardım talebinde bulunulduğu bilgisinin alınması üzerine Sahil Güvenlik Botu (TCSG-30) bölgeye görevlendirildi.

    Komutanlıktan yapılan yazılı açıklamada, lastik bot içerisindeki 44 düzensiz göçmen kurtarıldığı bildirildi.

  • Gençlerde kalp krizi ve pıhtı gibi sorunları tetikleyen ne?

    İSTANBUL (İGFA) – BMJ Journals’da yayımlanan araştırmayı değerlendiren Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. İ. Tayfun Uzbay, “Covid aşıları milyarlarca insana uygulandı. Bir sorun yaratsaydı bu kadar geniş bir popülasyonda gözden kaçırmak mümkün değildi.” dedi.

    COVID-19 aşılarının kalp hastalığı ve pıhtıya yol açtığına dair çok spekülasyon yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Uzbay, “Bu tür iddialar medyada da yer aldı ve toplumda aşı kararsızlığına yol açtı. Ancak aşıların kalp hastalığına veya pıhtıya yol açtığına dair iddiaların bilimsel bir dayanağı yoktu ve kanıtlanmış bir bilgi değildi. Kurallara uygun, yeterli denek sayısı içeren, düzgün bir araştırmaya dayanmıyordu. Daha çok medya ve özellikle sosyal medya destekli algı yönetmeye dayalı iddialardı.” dedi.

    “AŞILANARAK HASTALIKTAN KORUNMAK DAHA SAĞLIKLI BİR YAKLAŞIMDI”

    İnsanların normal zamanlarda da çevrelerinde olabilecek olguları sürekli olarak COVID-19 aşılarına bağlanarak korkutulduğunu da kaydeden Prof. Dr. Uzbay, “Bu iddiaların ortaya atıldığı dönemlerde bizim sahip olduğumuz kanıta dayalı bilimsel bilgiler Covid-19’un nedeni olan virüsün ve hastalığın kalpte hasar oluşturabileceğini ve insanları pıhtıya yatkınlaştırdığına işaret ediyordu. Yani aşılanarak hastalıktan korunmak daha sağlıklı bir yaklaşımdı” dedi.

    Bugün gelinen noktada BMJ Journals’da yayımlanan çalışmanın sonuçlarının aklı selim bilim insanlarının önerilerini doğruladığını ifade eden Prof. Dr. Uzbay, “20 milyon kişinin bir yıl boyunca takip edildiği çalışmanın sonuçlarına göre aşıların bırakın neden olmayı, insanları kalp hastalıkları ve pıhtı riskinden koruduğunu gösteriyor. Çalışmadaki örneklem sayısı oldukça yüksektir ve çalışma bilimsel olarak aşıların böyle bir riski olmadığına önemli bir kanıt sunmaktadır. Aşılanmış ve aşılanmamış kişilerin karşılaştırılması da olabilir, ancak şart değil. Aşılar kalp hastalığı ve pıhtıya neden olsaydı bunu aşılanmış grubun içinde de ciddi bir artış olarak görürdük.” diye konuştu.

    Kalp hastalıklarının toplumda görülme sıklıklarının belli olduğunu da kaydeden Prof. Dr. İ. Tayfun Uzbay, “Genel toplumda görülme sıklıklarının aşı alanlarda anlamlı ölçüde artması beklenirdi. Öte yandan Covid aşıları milyarlarca insana uygulandı. Bir sorun yaratsaydı bu kadar geniş bir popülasyonda gözden kaçırmak mümkün değildi. Çünkü özellikle bilimi önemseyen ülkelerde aşılananlar ve aşı etkileri yakından izlendi. Olumsuz bir durum aşılamanın durdurulması ve iznin askıya alınması ile sonuçlanırdı.” dedi.

  • Lara Sahili’nde neler oluyor?

    ANTALYA (İGFA) – Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, eski Divan Talya Otel’den Karpuz Kaldıran Özel Eğitim Merkezi Komutanlığı’na kadar uzanan yaklaşık 21 kilometrelik Lara sahil bandında planlama çalışmalarına başladığı iddia edildiğine dikkati çekilerek, kamuoyu bilgilendirmesi yapıldı.

    Bilindiği üzere Bakanlık, Temmuz 2019’da anılan bölgede 557 dekarlık alanı ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ve bu alan dışında kalan ve Antalya’nın doğa harikası falezleri de içine alan 686 dekarlık kıyı şeridini ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’ olarak onaylandığı kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

    “Bölge, sahip olduğu doğal güzelliklerini yanı sıra bugün kent içi turizmde önemli bir alandır. Lara sahil bandı, özellikle belediyemize ait ve girişlerin ücretsiz olduğu mavi bayraklı falez plajları, belediyemiz kafeleri, engelli bireyler ve ailelerine yönelik sosyal destek programları yürüten Adalya Vakfı Engelsiz Kafe’miz, yürüyüş ve bisiklet yolları, parklarıyla belediyemizce bütünlüklü bir yaşam alanı haline getirilmiştir. Lara sahil bandına ilişkin Ankara’da, masa başında hazırlanacak plan Antalya kamuoyunun nezdinde asla karşılığı olmayacaktır. Muratpaşa Belediyemiz, görüşü ve onayı alınmadan yapılacak planlara karşı hukuki haklarını kullanmaktan bir an olsun geri durmayacaktır. Antalya’nın hak ve hukukunu savunmak görevimizdir”.

  • Türkiye ihracatında çifte rekor!

    ANKARA (İGFA) – Ticaret Bakanlığı, 2023 yılında küresel mal ve hizmet ihracatından alınan payda çifte rekor kırıldığını açıkladı.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin küresel mal ihracatından aldığı pay 2022 yılında yüzde 1,02 iken 2023 yılında 0,06 puan artışla yüzde 1,08’e yükselerek tarihin en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, hizmet ihracatının 100,8 milyar dolar olarak gerçekleşerek küresel ihracattan alınan payın yüzde 1,3 ile rekor seviyeye yükseldiği kaydedildi.

    Bakanlık açıklamasında, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) açıklamasına göre ülkemizin ihracatının pozitif olarak ayrıştığını gördüklerini belirterek, “Bu kapsamda, DTÖ tarafından açıklanan verileri baz aldığımızda, küresel mal ihracatı 2023 yılında yüzde 5 oranında azalışla 23,8 trilyon dolar olarak gerçekleşirken Türkiye’nin mal ihracatı zayıf küresel talep ve deprem felaketlerine rağmen yüzde 1 oranında artışla 256 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Böylece Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı pay 2022 yılında yüzde 1,02 iken 2023 yılında 0,06 puan artışla yüzde 1,08’e yükselmiş ve tarihin en yüksek seviyesine ulaşmıştır” denildi.

    Küresel hizmet ihracatının yüzde 9 oranında artarakl 7,8 trilyon dolar olduğunun altı çizilen açıklamada, “Türkiye’nin hizmet ihracatı 100,8 milyar dolar olarak gerçekleşerek küresel ihracattan aldığı pay yüzde 1,3 ile rekor seviyeye ulaşmıştır” ifadeleri yer aldı.

  • Yavru Vatan’da ‘Yıldız’lı gece

    KKTC (İGFA) – Türk pop müzikte yazıp söylediği şarkılarla efsane mertebesine ulaşan Yıldız Tilbe Kıbrıs’taki Limak Cyprus Deluxe Hotel’de verdiği konserle bayramın ilk gününe damgasını vurdu.

    Tilbe, dünden bugüne hit olmuş şarkılarından oluşan yenilenmiş repertuarı ile hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.

    Günler öncesinden tüm rezervasyonları dolduran Yıldız Tilbe 9 Haziran’da Beşiktaş’taki Tüpraş Stadı’nda vereceği konserin hazırlıklarını da son hızıyla sürdürüyor.

  • Gara’da 3 terörist etkisiz hale getirildi!

    ANKARA (İGFA) – Milli Savunma Bakanlığı, terör örgütünün belini doğrultmasına müsaade etmeyerek inlerinde vurmaya devam ediyor.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde tespit ettiği 3 PKK’lı teröristi daha düzenlediği hava harekâtı ile etkisiz hâle getirdi” ifadeleri kullanıldı.

  • Bakan Güler: Başarılı operasyonlarla teröre ağır darbe vuruldu

    ANKARA (İGFA) – Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ile gittiği Şanlıurfa’da bayramlaşma sonrası toplantı gerçekleştirdi.

    20’nci Zırhlı Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen video telekonferans toplantısında, yurt içinde ve sınır ötesinde görev yapan birliklerin komutanlarına seslenen Bakan Yaşar Güler, toplumsal dayanışmanın derinden hissedilerek birlik ve beraberlik ruhunun güçlendiği çok özel ve çok anlamlı günler olduğunu belirtti.

    Küresel ve bölgesel düzeyde kritik gelişmelerin yaşandığı bu hassas dönemde artan risk, tehdit ve tehlikeler karşısında ülkemizin ve asil milletimizin güvenliğini sağlamak, hak ve menfaatlerimizi korumak için azim ve kararlılıkla çalışmaları sürdürdüklerini belirten Bakan Güler, “Yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen başarılı operasyonlar ile terör örgütüne ağır darbe vurulmuş; artık, örgütün hareket kabiliyeti bitme noktasına gelmiştir. Bunda bütün pay, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizle birlikte kahraman Mehmetçiklerimize aittir. Şu ana kadar büyük bir başarıyla sahada tesis ettiğimiz kontrolün geliştirilmesi ve genişletilmesi, terör örgütünün eylem ve hareket kapasitesinin sıfırlanması için gözümüzün değmediği, ayağımızın basmadığı yer bırakmayacağız” diye konuştu.

    BARIŞ VE İSTİKRARA KATKI SAĞLIYORUZ

    Mavi ve Gök Vatanımızda hak ve menfaatlerimizin korunmasına yönelik faaliyetlerimizi de başarıyla sürdürdüklerini belirten Bakan Güler, “Bu faaliyetlerimizle eş zamanlı olarak; karada, denizde ve havada bugüne kadarki en kapsamlı tatbikatları icra ediyor; her geçen gün yenilerini envantere kazandırdığımız yerli, millî ve modern savunma sanayi ürünü silah sistemleriyle, şanlı ordumuzun imkân ve kabiliyetlerini sürekli geliştiriyoruz” dedi.

    Çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer alan Türkiye’nin krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik Cumhurbaşkanı liderliğinde önemli girişimlerde bulunulduğunu belirten Bakan Güler, “Bu kapsamda; Karabağ’da, Libya’da, Ukrayna-Rusya Savaşı’nda, Ortadoğu’daki ve yakın coğrafyamızdaki birçok sorunun çözümünde yoğun gayretler sarf ederek büyük ve kıymetli inisiyatifler üstlendik, üstleniyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bizler de başta Kıbrıs ve Azerbaycan olmak üzere kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davasına destek veriyor; küresel ve bölgesel güvenlik, barış ve istikrara katkı sağlıyoruz” dedi.

    Türk Silahlı Kuvvetleri bölgesinde ve dünyadaki seçkin ve saygın konumunu muhafaza edebilmesinde şüphesiz ki en önemli unsurun insan kaynağı olduğunu ifade eden Bakan Güler, “Siz kahraman silah arkadaşlarım da piramidin en üst çatısında yer alan komutanlar olarak ordumuzun öncüsü ve liderleri konumundasınız. İçinde bulunduğumuz savunma ve güvenlik ortamında her zamankinden daha dikkatli, uyanık olmak ve çok çalışmamız hayati önemi haizdir. Sonuç itibarıyla Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihî süreçte, ‘Türkiye Yüzyılı’ hedeflerimiz doğrultusunda, bekamıza yönelen her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye, ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için gece gündüz demeden çalışmaya, daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

  • Dev Bitcoin Borsasından O Altcoin İçin Delist Kararı!

    Kripto borsası Kraken, İrlanda ve Belçika’daki kullanıcıları için Monero’yu (XMR) listeden çıkarıyor. Böylelikle saklılık odaklı kripto para ünitelerine karşı büyüyen harekete iştirak sağladı. Bu atak, Avrupa Birliği’ndeki (AB) düzenleyicilerin anonim BTC ve altcoin süreçlerine yönelik incelemelerinin arttığı bir periyotta geldi. İşte detaylar…

    Kraken, altcoin XMR’ı delist ediyor

    Listeden çıkarma süreci, 10 Mayıs 2024’te XMR süreçlerinin ve para yatırma süreçlerinin durdurulmasıyla başlayacak formda evreli olacaktır. XMR’de açık marj konumları olan kullanıcıların, Kraken tarafından otomatik tasfiyeyi önlemek için bunları tıpkı son tarihe kadar kapatmaları gerekmektedir. Son olarak 10 Haziran 2024’te Monero platformdan büsbütün çıkacak. Böylelikle İrlandalı ve Belçikalı kullanıcıların daha fazla para çekme süreçleri önlenmekte.

    Kraken‘in bu kararı, kripto hizmet sağlayıcılarının (CASP’lerin) anonim kullanıcılara hesap sunmasını yahut Monero üzere saklılık odaklı tokenlarla süreçleri kolaylaştırmasını kısıtlayan son AB düzenlemelerini takip ediyor. Bu düzenlemeler, şeffaflığı artırmayı hedefliyor. Ayrıyeten anonim kripto süreçleriyle bağlantılı potansiyel yasa dışı faaliyetlerle gayret etmeyi amaçlamakta.

    Monero fiyatı etkilenmedi

    İlginç bir formda, listeden çıkma haberlerine karşın Monero’nun fiyatı nispeten sabit kaldı. Çünkü fiyatı, şu anda 132 dolar civarında seyrediyor. Bunun nedeni, listeden çıkarmanın sırf Kraken’deki muhakkak bir kullanıcı tabanını etkilemesi üzere duruyor. Bir öteki neden ise Monero’nun öbür borsalarda alınıp satılabilir kalması olabilir. Lakin Şubat 2023’te Binance’in Monero’yu listeden çıkarması, süreksiz bir fiyat düşüşüne neden oldu. Bu da borsa listeden çıkmanın potansiyel uzun vadeli tesirlerine işaret ediyor.

    Gizlilik odaklı kripto paralara yönelik baskı yeni bir olgu değil. 2018’den beri dünya çapındaki düzenleyiciler bu kripto varlıklara karşı giderek daha ihtiyatlı olmaya başladı. Japonya, anonimliği yüksek tokenleri yasaklayarak harekete geçen birinci ülke oldu. Güney Kore ve Avustralya, mali gözlemcilerinin benzeri kısıtlamalar uygulamasıyla birebir yolu izledi. Yakın vakitte Dubai de harekete katılarak mahremiyet paralarının ihracını ve ilgili faaliyetleri yasakladı.

    Birçok borsa, XMR’ı halihazırda delist etmişti

    Bu global trend, Huobi ve OKX üzere öbür büyük borsaların, gelişen düzenlemelere ahenk sağlamak maksadıyla Monero’yu ve öbür saklılık odaklı tokenleri listeden çıkarmasına neden oldu. Monero üzere kapalılık odaklı kripto paraların geleceği belirsizliğini koruyor. Birtakım kullanıcılar tarafından değerli bir seviyede anonimlik sunmakta. Fakat birebir vakitte mali cürümleri önlemek isteyen düzenleyiciler için de zorluklar yaratıyor. Monero ve başka mahremiyet odaklı koinlerin başarısı büyük olasılıkla temel fonksiyonlardan ödün vermeden ahenk sağlama ve mevzuatla ilgili telaşları giderecek tahliller bulma marifetlerine bağlı olacaktır.

  •  Binance, Yeni Yatırımını Duyurdu: O Projeye Fon Akıttı!

     Kripto para borsası devi Binance’in teşebbüs sermayesi ve inkübasyon ünitesi Binance Labs, Bitcoin’in klâsik kıymet saklama ötesindeki yeteneklerini genişletmeyi amaçlayan bir Bitcoin restaking ve CeDeFi protokolü olan BounceBit’e yatırım yaptı. BounceBit, BTC’yi ağ doğrulamasına faal iştirak ve çeşitli getiri sağlayan faaliyetlerle ekosistem içinde dinamik bir güce dönüştürüyor. İşte detaylar…

    Binance, BounceBit’e yatırım yaptı

    BounceBit’in yenilikçi çerçevesinin merkezinde, Bitcoin güçlendirmenin, Bitcoin Blockchainini değiştirmeden öncelikle varlık odaklı olması gerektiğine olan inanç yatıyor. Fonlama oranı arbitrajı ve yine staking ve madencilik için on-chain sertifikaların ihracı üzere stratejilerle BounceBit, merkeziyetçi finans (CeFi) ve merkeziyetçi olmayan finansın (DeFi) en güzel özelliklerini meselesiz bir formda birleştirerek Bitcoin için yeni imkanlar sunmakta. Böylelikle, gelişmiş getiri yaratma ve uygulamaları kolaylaştırıyor. Binance Labs’ın Ortak Kurucusu ve Başkanı Yi He şunları söyledi:

    BounceBit, CeFi ve DeFi’nin birleşimiyle Bitcoin’in kullanımına yeni yollar açıyor. Binance Labs’ta, dalı şekillendiren yenilikçileri her vakit arıyoruz ve Bitcoin’i inançlı ve şeffaf CeDeFi tahlilleriyle güçlendirme misyonlarını yerine getirirken büyümelerini izlemeyi dört gözle bekliyoruz.

    BounceBit, merkeziyetçi finans, klâsik finans ve Layer 1 Blockchain teknolojisi alanlarında tecrübeye sahip bir grup tarafından yönetiliyor. BounceBit, düzenlenmiş saklama ve Çok Taraflı Hesaplama (MPC) kullanarak güvenlik ve şeffaflığı öncelik haline getiriyor. Karşı taraf risklerini en aza indirmek için Ceffu’nun Mirror X ve borsa dışı yerleşim (OES) tahlilleriyle birlikte BounceBit, Bitcoin’in getiri sağlayan faaliyetlere iştiraki için inançlı bir ortam yaratmaya kendini adamıştır.

    Bitcoin staking’i için teşvik sağlanmakta

    BounceBit’in yeniliklerinden biri de eşsiz Proof of Stake (PoS) Layer 1 ekosistemidir. Bu ekosistem, doğrulayıcıları hem BounceBit tokenlerini hem de BTC’yi stake etmeye teşvik ederek, sadece ağ güvenliğini güçlendirmeyi amaçlayan değil, tıpkı vakitte BTC’yi direkt ağ operasyonlarına dahil ederek bedelini ve yararını artıran çift tokenlı bir sistem oluşturur. BounceBit, Bitcoin’i oracle’lar ve köprüler üzere birden çok sistemde tekrar stake ederek ağın güvenliğini ve operasyonel verimliliğini artırmayı hedefliyor. BounceBit Kurucusu ve CEO’su Jack Lu, şunları söyledi:

    Bizim misyonumuz, Bitcoin kullanımını artırmak için yine stake etme altyapısını oluşturmak ve bunu inançlı ve şeffaf bir halde yapmak istiyoruz. CeDeFi’ye odaklanmamız ve sağlam bir tekrar stake etme ekosistemi geliştirmemiz yalnızca başlangıç. Bu eforda Binance Labs’ın bize takviye vermesinden minnettarız.

    Şirketler hakkında bilinmesi gerekenler

    BounceBit, Mainnet Digital ve Ceffu’nun düzenlenmiş saklamasıyla garanti altına alınan farklı tekrar stake etme eserleri için temel bir katman sağlayan bir BTC tekrar stake etme altyapısı oluşturuyor. BounceBit ekosistemi içinde bir yine stake etme eserinin vitrini olarak tasarlanan BounceBit zincir, hem BTC hem de BounceBit’in lokal tokeni olan BounceBit’i stake eden doğrulayıcılar tarafından teminat altına alınan bir PoS Layer 1’dir.  

    Diğer yandan Binance’ın teşebbüs sermayesi ve hızlandırıcı ünitesi olarak Binance Labs, artık 10 milyar doların üzerinde bir bedele sahip. Portföyü, altı kıtada 25’ten fazla ülkeden 250’den fazla projeyi kapsıyor ve yatırım getirisi oranı 14X’in üzerinde.  

  • Ünlü Analist Açıkladı: Bu 5 Altcoin, Boğa Koşusunda Yükselecek!

    Kripto analisti Altcoin Buzz, güçlü yükseliş eğilimini söz eden yeni bir görüntüyle piyasada heyecan uyandırıyor. Analiste nazaran, bu optimistlik iki temel faktörden besleniyor: Bitcoin Borsa Yatırım Fonlarının (ETF’ler) uzun vakittir beklenen onayı ve yaklaşmakta olan Bitcoin halving’i. Lakin Altcoin Buzz yalnızca bir artış öngörmekle yetinmiyor. Bu gelişen pazarda yüksek büyüme potansiyeline sahip, gözden kaçan birkaç altcoin’i tespit ederek daha derinlere iniyor. Bilhassa, bu umut verici seçeneklerin hepsinin ortak bir avantajı var: uygun fiyatlılar. Her bir coin, yaklaşık 1 doların altında.

    Altcoin Buzz, uygun fiyatlı kripto paraları topladı

    Grubun başında, kripto alanında inançlı bir köprü olma ününe sahip olan WANChain yer alıyor. Bu proje yakın vakitte heyecan verici entegrasyon gelişmelerine şahit oldu. Şu anda 72 milyon dolarlık bir piyasa bedeline sahip. İkinci sırada işletmeler için eşsiz bir tahlil sunan Morpheus Labs var. Multi-chain ve düşük kodlu platformları, bilhassa web 3 hududuna kusursuz bir geçiş yapmak isteyen Web 2 şirketlerine hitap ediyor. Morpheus Labs, bu firmaları kapsamlı bir araç paketi ve hizmet olarak blockchain tahlilleri ile güçlendiriyor.

    Güvenilir fiyat bilgileri arayanlar için Pyth Network güçlü bir rakip olarak ortaya çıkıyor. Bu oracle ağı, çeşitli finansal piyasalarda gerçek vakitli fiyat beslemeleri sağlıyor. Değerli bir farkla sektör lideri Chainlink ile karşılaştırıldığında daha yüksek güncelleme sıklığına sahip oluyor. Taşınabilir öncelikli kuşağa hitap eden Dopamine, Solana Blockchaini üzerine inşa edilmiş bir proje. Ayroca kullanıcı dostu bir kripto ticaret uygulaması olarak öne çıkıyor. 3,6 milyonu aşan kullanıcı tabanı ve uyumluluk özelliklerine odaklanan Dopamine, hareket halindeki kripto para meraklıları için inançlı ve erişilebilir bir platform sunmakta.

    The Graph, hala dikkat çekiyor

    Diğer yandan, Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere esaslı kriptolardan olan The Graph gündeme geldi. Merkeziyetsiz alanda tecrübeli bir isim olan The Graph, birebir vakitte kendisini Altcoin Buzz’ın radarında buluyor. Şu anda tüm vakitlerin en yüksek düzeyinin altında süreç görüyor. Fakat yeniden de The Graph’ın blockchain datalarını endekslemedeki rolü hala hayati değer taşıyor. Bu organize bilgi, merkeziyetsiz dünyada büyük ölçüde bilginin yönlendirilmesi ve kullanılması için gerekli. Bu da projenin devam eden büyüme potansiyelini gösteriyor.

    Beam oyun dünyasına heyecan katıyor. Avalanche Blockchaini üzerine inşa edilen Beam, kapsamlı bir oyun platformu sunmakta. Geliştiriciler bir yazılım geliştirme kitine erişebilirken, oyuncular merkezi olmayan bir borsadan ve NFT’ler için gelişen bir pazardan yararlanabilirler. Beam, lansmanından bu yana değerli bir büyüme kaydetti ve gelişen GameFi dalındaki pozisyonunu sağlamlaştırdı. Altcoin Buzz, tahlilini aşağıdaki üzere güçlü bir iletiyle bitiriyor:

    Umarım şu anda hazırsınızdır ve uygun formda harekete geçiyorsunuzdur zira bu yılın geri kalanında ve muhtemelen 2025’e kadar devam edecek olan bir boğa döngüsünün birinci evrelerindeyiz.

  • Tenis merkezine modern sosyal tesis binası

    Sporun her alanına önemli katkılar sağlayan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, spor tesislerinin gelişmesine yönelik çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Ömer Türkçakal Bulvarı üzerinde yer alan Lastik İş Sosyal tesislerinin yanındaki 17 dönümlük alanda başlayan dünya standartlarındaki tenis merkezinde çalışmalar sürüyor.

     

    TESİSİN TEMELİ ATILDI

    Yeni tenis merkezi Kocaeli’nin spor alanındaki en önemli adımlarından biri. Uluslararası standartlarıyla Kocaeli’nin en kapsamlı tenis merkezlerinden olacak olan merkez, Lastik İş Sosyal tesislerinin yanındaki 17 dönümlük alanda inşa ediliyor. İş dahilinde sosyal tesisin temel betonunu ile toprak kort beton dökümünü tamamlayan ekipler şuan sosyal tesis prefabrik kurulum çalışmasına devam ediyor.

     

    KENTİN EN BÜYÜK TENİS MERKEZİ

    Büyükşehir’in yapımına başladığı merkez kentin en büyük tenis tesisi olacak. Proje kapsamında sosyal tesis binası, kapalı kort alanı, toprak kort ve balon kort yer alacak. Sosyal tesis binası taban inşaat alanı bin 256 metrekare ve tek katlı olacak. Kapalı kort taban alanı ise 3 bin 105 metrekare olacak ve bünyesinde 4 adet tenis sahası yer alacak. Ayrıca toprak kort alanına 4 bin 194 metrekare ayrıldı. Burada da 6 adet açık saha yer alacak. 2 bin 809 metrekare alanda planlanan balon kortta ise 4 adet saha bulunacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sezai Karakoç yaya üstgeçidinin yapımına başlandı

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Türk edebiyatı ve fikir dünyamızın kutup yıldızı Sezai Karakoç’un ismini taşıyacak yaya üstgeçidi inşa ediyor.

    Bu kapsamda ekipler, Gölcük Donanma Mahallesi’nde D-130 Karayolu üzerinde Sezai Karakoç yaya üstgeçidi yapımına başladı. Gölcük Donanma Mahallesi’nde yaşayanların D-130 Karayolundan daha güvenli şekilde karşıya geçebilmesi için inşa edilen çelik yapı; yayaların rahat, güvenli ve engelsiz bir ulaşımını sağlayacak.

    72 TON ÇELİK KULLANILACAK

    Gölcük D-130 Karayolu üzerine yapılacak üstgeçide Türk edebiyatı ve fikir dünyamızın kutup yıldızı Sezai Karakoç’un ismi verilecek. Yapılacak üstgeçit, Donanma Mahallesini Topçular Mahallesine bağlayarak yayaların güvenli bir şekilde karşıya geçişini sağlayacak. Çelik köprü için 1750 metreküp kazı yapılacak.  Çalışma kapsamında 1120 metreküp C30 beton, 93 ton donatı, 72 ton çelik, 2 adet asansör ve güvenli geçiş için kamera konulacak. Çalışmalar sırasında üstgeçitten dolayı etkilenen elektrik hatları ve askeriye içerisinde bulunan demir direk deplase edilecek.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Didim’de İlçe Protokolü Bayramlaştı

    Ramazan Bayramı dolayısıyla Didim’de İlçe protokolü bayramlaştı. Didim Kaymakamlığı bahçesinde gerçekleştirilen resmi bayramlaşma törenine Didim Kaymakamı Can Kazım Kuruca, Didim Garnizon Komutanı Ali Saçan, Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Didim Emniyet Müdürü Yunus Dinç, Belediye Meclis üyeleri, ilçe protokolü, siyasi parti yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve vatandaşlar katıldı.

    Törende Didim Kaymakamı Can Kazım Kuruca ve Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay vatandaşların ve protokolün bayramını kutladı.

    Protokol bayramlaşmasının ardından İlçe Kaymakamı Can Kazım Kuruca, Albay Ali Saçan, Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay ve Didim Emniyet Müdürü Yunus Dinç Didim, Emniyet Müdürlüğü’nü ziyaret ederek polis memurları ile bayramlaştı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Saray Belediyesi 10 Nisan Çarşamba günü (Bayramın 1. Günü) belediye bahçesinde bayramlaşma programı düzenledi.

    KİMLER KATILDI?

    Saray Belediyesi 10 Nisan Çarşamba günü (Bayramın 1. Günü) belediye bahçesinde bayramlaşma programı düzenledi. Yoğun katılımın olduğu programa Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, Saray Belediye Başkan Yardımcıları Sertaç Akgül, Özgür Cari, Cumhuriyet Halk Partisi Saray İlçe Başkanı Erol Gürler ve Yönetimi, Saray Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Ali Özen, Saray Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Murat Ertekin, Atatürkçü Düşünce Derneği Saray Şube Başkanı Ertan Beyaz ve Yönetimi, muhtarlar, siyasi parti ve STK temsilcileri, belediye personeli ve halk katıldı.

    BAŞKAN TAŞYASAN: “SARAY’I ORTAK AKILLA YÖNETMEK İSTİYORUZ”    

    Belediye personeli ve halkla bayramlaşan Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, “İlçemiz eski günlerine birleştirici, kaynaştırıcı günlerine kavuşacak.

    İçim kıpır kıpır. Muhtarlarımız, STK temsilcilerimiz burada, halk burada, sokak burada. Ramazan Bayramımız mübarek olsun. Ben bayramlarda yurttaşlarımızın, Saraylı hemşehrilerimizin birbirileriyle kucaklaşmasını istiyorum. Masa başında protokol olduğu zaman bayramın havasını tam olarak hissedemiyorduk, manevi duygularımız eksik kalıyordu. İnşallah Kurban Bayramı’nda daha güzel, daha kalabalık birliktelik içerisinde olacağız. Dediğimiz gibi biz ortak akılla, hep beraber yönetmek istiyoruz Saray’ı. Bugün de bizleri yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. İyi ki varsınız iyi ki buradasınız” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Şadi Özdemir: Nilüferliler ile ittifak yaptık

    CHP Bursa İl Başkanlığı’nın düzenlediği bayramlaşma programında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer’de büyük bir başarı elde ettiklerini belirterek, “İttifak partileri ile girdiğimizde 26 meclis üyemiz vardı. Şimdi kendi başımıza, Nilüferliler ile ittifak yaptık. 26 meclis üyemizi 34’e çıkardık” dedi.

    Ramazan Bayramı nedeniyle CHP Bursa İl Başkanlığı, Kültürpark Özgen Çay Bahçesi’nde geleneksel bayramlaşma programı gerçekleştirdi. Programa CHP’li milletvekilleri, belediye başkanları, parti meclis üyeleri, ilçe başkanları, belediye başkan adayları, kadın kolları, gençlik kollarının yanı sıra esnaf oda başkanları, muhtarlar, mahalle temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

    Programda konuşma yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, herkesin bayramını kutladı. Başkan Özdemir, 1989 seçimlerini hatırlatarak, o günden sonra 31 Mart seçimlerinin gecesinde keyifle yattıklarını aktardı. Nilüfer’de büyük bir başarı elde ettiklerini açıklayan Özdemir, “İttifak partileri ile girdiğimizde 26 meclis üyemiz vardı. Şimdi kendi başımıza, Nilüferliler ile ittifak yaptık. 26 meclis üyemizi 34’e çıkardık. O meclis üyelerimizi de buradan kutlamak istiyorum. Bize düşen daha özgür, çağdaş, demokrat, nitelikli hizmetler sunarak; Nilüferli’nin Osmangazili’nin bütün Bursa’nın mutluluğunu arttırmak. Tek hedefimiz var. Şimdi hemen başlayarak, örgüt başkanlarımızın öncülüğünde belediye başkanlarından daha iyi hizmet yaparak, 2028’de bu arkadaşları buradan göndermek. Bu enerjinizi birleştirip, aynı yola bakmayı bilmeliyiz” dedi.

    CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, her yıl geleneksel bayramlaşma programını burada yaptıklarını hatırlatarak, yoğun katılımı işaret edip, “Buralara sığmayacağımızı gördük, biliyoruz. Bir sonraki bayramlaşmamızı daha büyük ve geniş alanlarda yapacağız. Bundan dolayı il başkanlığı olarak özür diliyoruz” dedi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise bugün çifte bayram yaşandığını belirterek, gece gündüz demeden çalışan özverili çalışmalar sonucunda 31 Mart akşamından bu yana iki bayramın kutlandığını vurguladı. Bu başarının birlikte çalışarak elde edildiğini ifade eden Bozbey, el ele verip, dayanışma olunca hiç kimseyi ötekileştirmeyince zafere ulaşıldığını kaydetti. Dürüstlük ve adaletle yol yürüyeceklerini ifade eden Bozbey, “Bu kentin artık güzel şeyler yaşamaya ihtiyacı var. Bu kent, keyifle yaşanabilir düzeye erişmek durumunda. Betonun yerine yeşilini, rantın yerine halkın önemli olduğunu göstermek için göreve geldik ve bunu başaracağız. Kimseyi ötekileştirmeyeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Halkın beklentilerini anlayan, dertleri ile dertlenen bir yönetim anlayışı için çalışacağız. Her bölgeye kreş, öğrencilerimize burs sağlayacağız. Aynı zamanda çocuklarımıza önümüzdeki dönemden itibaren günlük süt vereceğiz. İhtiyacı olan emeklilerimize sözümüz var. Çiftçimize mazot, tohum ve gübre sözümüz var. İşsize istihdam sözümüz var. Bunları bir bir yerine getireceğiz. Yapacak çok işimiz var. Heyecanımız da bir o kadar çok. Bursa’yı dünya kentleri ile yarışır hale getireceğiz” diye konuştu.

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, bugünkü programa sel gibi ilgi olduğunu belirterek, bu büyük sevinç ve mutluluğun büyük sorumluluk yüklediğine işaret etti. Dayanışma ve beraberlikle çok çalışacaklarını ifade eden Sarıbal, mücadeleyi sürdürmeleri gerektiğini vurguladı.

    CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, seçimden sonra Türkiye’nin değişik kentlerinden telefonlar aldığını belirterek, seçimden sonra nedenini bilmedikleri bir gülümsemenin olduğunu kendisine ifade ettiklerini söyledi. Bu gülümsemenin hep birlikte yaratıldığını ifade eden Pala, emeği geçenlere teşekkür etti. Bursa özelinde çok sayıda kişinin burada payının olduğunu anlatan Pala, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in burada simge isimler olduğunu sözlerine ekledi.

    CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, 31 Mart 2024 tarihinin Türkiye ve CHP’nin siyasi tarihine altın harflerle yazıldığını ifade ederek, başarıda katkısı olanlara teşekkür etti.
    Bu olumlu tablonun amaca giden yolda mutlu başlangıç olarak değerlendiren Öztürk, “Yeni dönemde bizler ve ötekiler olmayacak. Hep birlikte biz olacağız” dedi.

    Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Atatürk’ün ‘Zafer, zafere inananlarındır. Başarı ise başaracağım diye yola çıkıp sonunda başardım diyebilenlerindir’ sözünü hatırlatarak, elde edilen başarıda herkesin katkısının olduğunu vurguladı.

    Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ise bu seçimde farklı bir yol izlediklerini söyledi. Konuşmalarında projelerini anlattıklarını ifade eden Dalgıç, “Hayallerinizi anlatıyorsunuz dediler. Bambaşka siyaset güddük. Bu da halkımızın talebinin karşılığıydı” dedi.

    Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arıkan ise hep birlikte başarının elde edildiğini ifade ederek, Harmancık’ın da artık gülümseyeceğini dile getirdi. Konuşmaların ardından toplu fotoğraf çekimi ile bayramlaşma programı sona erdi.

    Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Valiliği’nin kamu kurumları ve halkla bayramlaşma programının yanı sıra Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin (BALGÖÇ) bayramlaşma programlarına da katıldı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yıldız’dan anlamlı bayram buluşmaları Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız; “Bir çocuğun, bir annenin gülüşüdür bayram”

    Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız ve Eşi Gamze Yıldız; bayram kahvaltısını bir kızı ve torunlarıyla Kaklıç Mahallesi’nde yaşayan kanser hastası Bedia Sakin’in evinde yaptı.

    Adaylık sürecinde ailenin yanında olan Başkan Yıldız, daha sonra kampanyasına da destek olduğu SMA hastası Doruk Çukurcu ve ailesini ziyaret etti.  Yıldız; “Bayram bir çocuğun, bir annenin gülüşüdür. Eşim ve ben, bayramın ilk günü bu gülüşleri yaşamak istedik. Bedia Teyze ve Doruk’u ziyaret ettik.” ifadelerini kullanırken; destek kampanyası için Doruk’la birlikte çağrı videosu da çekti. Videoda; ilaçlarını almakta güçlük çeken küçük Doruk ve Başkan Yıldız, yardımseverleri destek olmaya çağırdı.

    Sözlerini tutmaya bayramla başladı
    Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, bayram sabahı eşi Gamze Yıldız ile birlikte, adaylık sürecinde de ziyaret ederek destek verdiği ailelerle bir araya geldi. Yıldız Ailesi; kanser hastası Bedia Sakin ve torunlarıyla bayram kahvaltısı yaparken çocuklarla yakından ilgilendi. Başkan Onur Emrah Yıldız; onlara şeker ve oyuncak verirken yaşadığı mutluluğu şu sözlerle anlattı; “ Verdiğim sözleri tutmanın çok ötesinde bir huzur ve mutluluk bu. İlk bayramımızı böyle anlamlı buluşmalarla yaşamanın heyecanı bambaşka. İyi ki bu yola çıkmışım diyorum. İyi ki, yanında olmam gerekenlere dokunma fırsatım olacak.”

    Başkan Yıldız, daha sonra yine adaylık kampanyası yürüyüşünde kendisini balkondan Türk Bayrağıyla selamlayan  91 yaşındaki Selim Dereli ve ailesini de Yeni Mahelle’deki evlerinde ziyaret etti. “Asıl bayramı 1 Nisan’da yaşadım.” diyen Dereli’nin anılarını dinleyen Başkan Yıldız, albüm fotoğraflarına bakarak gündemi de konuştu. Yıldız; “Selim Amca’ya söz vermiştim. Sana geleceğim mutlaka, demiştim. Bayram buluşmamızın anlamlı olacağını biliyordum. Çünkü; kendisi yaşayan bir çınar. Cumhuriyet’in ve ülkemizin gelecek aydınlık yarınlarının bir rehberi. Onlardan alacağımız çok ders var, öğreneceğimiz çok şey var.” Dedi.

    Doruk’la birlikte kamera karşısına geçti
    Kampanyasına destek verdiği 8 yaşındaki SMA Hastası Doruk’u ve Çukurcu Ailesi’ni de ziyaret ederek bayramlaşan Yıldız çifti; küçük sporsevere Çiğli Belediye Spor Kulübü’nün formasını hediye etti. Daha önce tüm sosyal medya hesaplarından banka hesap numaralarını paylaşarak yardım çağrısı yapan Başkan Onur Emrah Yıldız; bu kez Doruk’la birlikte kamera karşısına geçti. Küçük Doruk’un; “Oyuncak değil, ilaç istiyorum.” sözleri üzerine duygulanan Başkan Yıldız, şöyle konuştu; “ Bizler onun
     yanındayız. Çiğli Belediye Başkanı olarak da, Doruk’un abisi olarak da kampanyaya destek olunmasını bekliyorum. Ona sahip çıkmalıyız.  Kimin gücü neye yeterse, bir elin verdiğini diğer elimiz görmeden Doruk’u kucaklamalıyız.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Aras’tan Bayram Sabahı Vatandaşlara Simit ve Peynir

    Bayram namazını Kurşunlu Camiinde kılan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, namaz çıkışında vatandaşlara simit, peynir ve çay ikramında bulundu. Başkan Aras daha sonra vatandaşlarla sohbet etti.

     
    Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras Muğla’da düzenlenen Ramazan bayramı etkinliklerine katıldı.

    Bayram namazını Kurşunlu Camiinde kılan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, namaz sonrasında vatandaşlara simit, peynir ve çay ikramında bulundu. Sabah kahvaltısını vatandaşlarla birlikte yapan Başkan Aras vatandaşlarla sohbet etti.

    Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığında partililerle bayramlaşan Ahmet Aras daha sonra Muğla Valiliği tarafından düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Muğla Valiliğinde gerçekleşen bayramlaşmanın ardından Başkan Aras İl Emniyet Müdürlüğüne, İl Jandarma Komutanlığına, Hasan Nuri Öncel Huzur Evininde yaşlılarla bir araya geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Aras daha sonra Şehit ve Gazi Aileleri Derneğini ziyaret etti. Resmi tören ve ziyaretlerin ardından Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras başkanlık makamına ziyaret gelen vatandaşlarla bayramlaştı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kocaeli’nin renkleri 38. Kent Bayramlaşması’nda buluştu

    Kocaeli’de gelenek haline gelen ve kentteki tüm paydaşları ortak bir değerde buluşturan Kent Bayramlaşmalarının 38’incisi düzenlendi. Sıcak ve samimi bir ortamda gerçekleştirilen kent bayramlaşmasında Kocaeli’nin dört bir yanından çok sayıda vatandaş bir araya geldi. Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen bayramlaşma, Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Kent Konseyi öncülüğünde gerçekleştirildi.

     

    KOCAELİ’NİN FARKLI RENKLERİ BULUŞTU

    Kocaeli’nin farklı renklerinin buluştuğu bayramlaşma programına Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Milletvekilleri Sadettin Hülagü, Veysel Tipioğlu, Mehmet Akif Yılmaz, Cemil Yaman, Sami Çakır, CHP Milletvekilleri Muhip Kanko, Nail Çiler, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Garnizon Komutanı Tümamiral Erhan Aydın, AK Parti İl Başkanı Şahin Talus, CHP İl Başkanı Bülent Sarı, BBP İl Başkanı Kaan Şengil, BBP İl Koordinatörü Metehan Küpçü, ilçe belediye başkanları, muhtarlar, askeri erkan, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı.

     

    VATANI KORUMAYA ANT İÇİYORUZ

    Kent bayramlaşmasına katılanların Ramazan Bayramını tebrik ederek konuşmasına başlayan Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, “Dini ve milli bayramları ruhuna uygun kutlamak elzem bir durumdur. Medeniyet değerleri ile bezenmemiş nesillerin devlet geleneğini sürdürebilmesi mümkün değildir. Evlatlarımıza medeniyet değerlerimizi doğru anlatmalıyız” ifadelerini kullandı. Osmanlı’nın ardından bölgede acı ve gözyaşının bitmediğini vurgulayan Yavuz, “Huzur içerisinde olan bir Türkiye var. Kardeşliğimiz daim olsun. Milli birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece ayyıldızlı bayrağımız daha yükseklerde dalgalanacaktır. Küresel güçler İslam coğrafyasında etnik ve mezhepsel çatışmaları körüklüyor. Terör örgütleri ile istikrarsızlıklar oluşturuyor. Büyük bir acı ve dram yaşanıyor. Biz, bu vatanı korumaya ant içiyoruz” şeklinde konuştu.

     

    KOCAELİ, GAZZE İLE KARDEŞ ŞEHİR OLACAK

    Kocaelilerin Ramazan bayramını tebrik ederek konuşmasına başlayan, birlik ve beraberlik vurgusu yapan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da “Şehrimizin milletimizin nice huzurlu ve mutlu bayramlar görmesini temenni ederim. Bu barış ve kardeşlik ortamının şehre değer katmasını diliyorum. Birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz daim olsun” dedi. Başta Gazze, Filistin olmak üzere mazlum coğrafyalarında yaşanan zulmün son bulmasını isteyen Başkan Büyükakın, “Bir soykırım ve devlet terörü olarak cereyan eden olayların son bulması için milletçe elimizden gelen her şeyi yapacağız. Büyükşehir meclisi toplanır toplanmaz Gazze ile kardeş şehir olmayı gündemimize alacağız. Oradaki zulüm biter bitmez elimizin değeceği ne varsa, depremde nasıl bir araya geldiysek, Gazze için de aynısını yapacağız. Gazze ile kardeş şehir olmak için büyükşehir meclisine teklifimizi getireceğiz” şeklinde konuştu.

     

    TÜM İNSANLIĞA HAYIRLAR GETİRSİN

    Kent bayramlaşmasının ev sahipliğini yapan Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Ali Korkmaz ise yaptığı konuşmada, “Birlik ve beraberliğimizin en büyük sembolü olan Kent Bayramlaşmamızın 38’incisinde bir aradayız. Bayramlar, insanları birbirine yaklaştıran çok özel günler. Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Bu mübarek Ramazan Bayramı’nın tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını diliyorum. Gazze’deki soykırımın sona ermesini yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.

     

    HATIRA FOTOĞRAFIYLA SON BULDU

    Konuşmaların ardından Kocaeli Valisi Seddar Yavuz ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, beraberindeki protokol üyeleri ile birlikte programa katılan vatandaşlarla tek tek bayramlaştı. Bayramlaşma faslının ardından toplu fotoğraf çekimiyle program sona erdi. Öte yandan Alanda bulunan katılımcılara Kocaeli’nin yöresel lezzeti mancarlı pide ikramının yapıldı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Brooklyn Hastanesinde Anne ve Bebek Ölümlerinin Ardından Doktor Kovuldu

    Eyalet sağlık müfettişleri tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, Brooklyn’deki bir hastanedeki sağlık personelinin birkaç saat boyunca endişe verici işaretleri görmezden gelmesinin ardından geçen yılın sonlarında doğum sırasında bir bebek öldü.

    Rapora göre, iki hafta sonra bebeğin ölümüne karışan aynı doktor, Bedford-Stuyvesant’taki Woodhull Tıp Merkezi hastanesinde doğum yapan bir annenin ölümüne de karıştı.

    İşvereni, 72 yaşındaki doktor Ronald Daniel’ın annesinin ölümünün ardından Aralık ayında kovulduğunu söyledi. Ancak aynı doğum ve doğum katında meydana gelen iki ölümcül olay, devlet sağlık yetkililerinin hastanenin hastalar için tehlike oluşturduğuna dair idari bir bulgu olan “acil tehlikede” olduğunu beyan ettiği hastaneyle ilgili önemli endişeleri ortaya çıkardı.

    Doktor, Woodhull’da son yıllarda anne ölümünün ardından kovulan ilk kişi değildi. Ve bu, düzenleyicilerin hastanenin doğum ve doğumhanesindeki sorunların ölüme yol açtığı sonucuna vardığı ilk sefer değil.

    Woodhull’un birkaç değişiklik sözü vermesinin ardından “tehlike” bulgusu hızla kaldırıldı. Bir açıklamada, şehrin kamu hastane sistemi “doğum ve anesteziyoloji departmanlarındaki protokollerini yenilediğini ve geliştirdiğini” söyledi. Dr. Daniel’in telefon numarasını arayan bir kişi, yorum yapması istendiğinde telefonu kapattı.

    Şehrin 11 kamu hastanesinden biri olan Woodhull, uzun süredir kamu hastanesi sistemindeki en zayıf kurumlardan biri olarak görülüyor. Şehir yetkililerinin New York’un “anne sağlığı krizi” olarak adlandırdığı ve özellikle beyaz olmayan kadınları etkileyen durumun bir sembolü haline geldi. New York City’de siyah kadınların hamilelik veya doğum sırasında ölme olasılığı beyaz kadınlara göre dokuz kat daha fazla; bu da ulusal düzeydeki eşitsizlikten çok daha keskin bir eşitsizlik.

  • Bir Müdür Genç Bir Kızla Karşılaştı. 10 Yıl Hapis Cezasıyla Karşılaşabilir.

    New Jersey’deki bir lisenin lobisinde müdür, bir öğrencinin merdivene doğru ilerlediğini gördü ve onun yolunu kesmek için harekete geçti. Aralarında herhangi bir darbe olmasa da fiziksel temas vardı.

    Etkileşim bir dakikadan az sürdü.

    Öğrenci, müdürün kendisini yakaladığını ve duvara “çarptığını” söyleyerek hakkında olumlu ayrımcılık şikayetinde bulundu. Öğrenci Siyahtır; müdür beyaz ve Latin kökenlidir.

    O günün ilerleyen saatlerinde olayı aktaran müdür, öğrenci ile kendilerini tehdit ettiğini söyleyen diğer üç kişi arasındaki tartışmayı önlediğini söyledi.

    Takip eden aylarda, kısmen videoya kaydedilen bu yaklaşık 60 saniye, iki kasabadaki komşuları böldü, iki soruşturma başlattı ve müdürün hapse girmesiyle sonuçlanabilecek bir hukuki süreci başlattı.

    11 Mart’ta, yani karşılaşmadan neredeyse bir yıl sonra, okul müdürü Frank Sanchez gözaltına alındı ​​ve reşit olmayan bir çocuğa saldırı ve onu tehlikeye atmakla suçlandı.

    Maplewood ve South Orange, NJ kasabalarına hizmet veren yüksek performanslı bir okul olan Columbia Lisesi’nde geçen baharda yaşananlar, ırksal açıdan karışık bir nüfusa sahip liberal bir okul bölgesi için bir Rorschach testi haline geldi.

  • Bir Yürüyüşçü Ormanda Kayboldu. Kar Yağıyordu. Zaman Tükeniyordu.

    Kadının araması cuma gecesi saat 9:45 civarında geldi.

    33 yaşındaki New Yorklu bir adam olan oğlu, o Mart sabahı Adirondack Dağları’nda yürüyüşe çıkmıştı. Saat 12:45’te Marcy Dağı’nın tepesinden ona bir kısa mesaj gönderdi ancak o zamandan beri giriş yapmadı. Şimdi, gece ve sabaha kadar 19 inç’e kadar kar yağışı beklendiğinden endişeliydi. Yardım istedi.

    25 yıldır New York Eyaleti orman bekçisi olan Robbi Mecus, bir memur ona ulaştığında evdeydi. Geri dönmek için geç kalan yürüyüşçülerin çoğu kaybolmamış veya tehlikede değildir. Aynı kadın üç hafta önce oğlunun geç kalması nedeniyle aramıştı ve oğlunun iyi olduğu ortaya çıktı.

    Ancak bu sefer öyle değildi ve çağrı tehlikeli bir arazide bir aramayı, sürekli yağan karda hızla kaybolan ayak izlerine bağlı bir ölüm kalım görevini başlattı.

    GPS hizmetine sahip cep telefonları, ormanda gerçekten kaybolan insan sayısını azalttı. Yürüyüşçüler nerede olduklarını bilmeseler bile baz istasyonu pingleri telefonlarının yerini belirleyebilir. Diğer taraftan, anlamsız acil durum çağrılarının sayısı arttı. Korucu Peter Evans, geçen yaz bir adamın su aramak için aradığını söyledi. Çok spesifikti: iki şişe Fiji.

    Korucu Evans, “Efendim” dediğini hatırladı. “Biz korucuyuz, DoorDash değil.”

    Bu gece hiçbir arama yapılmadı ve yararlı bir ping atılmadı. Kayıp yürüyüşçünün telefonu eskiydi ve pil ömrü çok azdı, bu yüzden çoğunlukla kapalı tutuyordu.

    Sabah 8 civarında, kendisini Mount Marcy, Mount Skylight ve Gray Peak’in zirvelerine götürecek 28 millik bir döngüyü takip ederek, her Adirondack Lisesi’nin tepesine tırmanan biri olan 46er olma arayışına çıkmıştı. Doruğa ulaşmak.

  • Kedi İnsanları için Kafe Şehir Merkezinde Açılıyor

    Günaydın. Bugün perşembe. Bugün Aşağı Doğu Yakası’nda insanların orada yaşayan veya sahiplendirilecek kedilerle oynayabileceği bir kedi kafesine bakacağız.

    Kredi… Dylan Kenseth

    Pazar günü Christina Ha, kedi kafesi Meow Parlour’un Essex Caddesi’ndeki yepyeni evinin kapılarını açtı.

    38 yaşındaki Ha, New York City’de türünün ilk örneği olduğunu söylediği kafede, insan ziyaretçiler yiyecek ve içecekleri atıştırabiliyor; bunları New York’a uymak üzere ayrı bir girişi ve adresi olan bir alandan, yan taraftaki yerden satın alıyorlar. Şehir sağlık kanunu – ya orada kalıcı olarak yaşayan ya da sahiplendirilecek kedilerle oynarken.

    18.000 metrekarelik alan, Ha’nın 10 yıl önce Hester Caddesi’nin köşesinde kurduğu önceki yinelemesinden üç kat daha büyük. Eski alan 15 kediyi barındırabilirken, bu alan 20’den fazla kediyi barındırabiliyor ve alan bir kedi cenneti olacak şekilde tasarlandı.

    Ha, “Önceki alanda bulunan kediler ‘Tüm bu diğer şeyler de ne?’ diye sordular” dedi.

    Kediler raflarda üstlerine tırmanıp aşağıya bakarken insanların dinlenebileceği kabinler var. Duvarlar, kedilerin odadan odaya geçebilmesi için tırmanabileceği dairesel deliklerle kaplı. Keşfedebilecekleri bir kitaplık ve dallarından sarkan hamakların olduğu bir ağaç var.

  • Amerika’yı Korkusuzca Yeniden Tasarlayan Oyun Yazarı

    Oyun yazarı Suzan-Lori Parks lisedeyken bir öğretmen ona yetişkin olarak ne olmak istediğini sordu. Parklar zaten biliyordu. İlkokuldan beri aile piyanosunun altında oturup şarkılar ve oyunlar yazıyordu. “’Yazar olmak istiyorum’ diyordum” diye hatırladı. Öğretmenin cevabı pek cesaret verici değildi. “Bana yazar olmamam önerildi; çünkü hecelemem çok kötüydü.”

    Janina Edwards’ın okuduğu bu makaleyi dinleyin

    Bu makaleyi açiOS’taki New York Times Audio uygulamasında.

    Parks, cesaretini kırmak yerine hakareti özümsedi ve bunu kendi başlangıç ​​hikayesinin bir parçası haline getirdi. “Notu takdir ettim,” dedi alaycı bir tavırla, “çünkü bilinçaltıma küçük bir tohum ekti: Yazmayı öğrenmeliyim. Artık hecelemede gerçekten iyiyim.” Potansiyel olarak incitici olan bu deneyimi, kendine özgü oyunculuk anlayışını kullanarak yeniden şekillendirdi ve sıklıkla “büyü” ifadesini sahne yönetmenliği olarak kullandı. Bunu uzun bir duraklama veya “figürlerin saf gerçek durumlarını deneyimledikleri bir yer” olarak tanımlıyor.

    Ocak ayında şehir merkezindeki bir kafede tanıştığımızda Parks, New York kışının ortasında, çiçek açan çiçeklerden oluşan bir duvarın önünde durarak beni coşkuyla karşıladı. Mor ve lavanta çizgili parmaksız eldivenler, kürk astarlı botlar ve siyah bir Comme des Garçons ceketi giymiş, New York şehir merkezindeki ikonoklazmaya benziyordu. 60 yaşındaki Parks, yarı yaşında birinin enerjisini taşıyor; varlığı ağırbaşlılıkla hafifliği, bilgeliği ve çocuksu coşkuyu birleştiriyor. Amerika’nın en ünlü oyun yazarlarından biri – MacArthur “dahi bursu”, Guggenheim bursu ve Pulitzer Ödülü sahibi – kendisi bir rönesansın ortasında. Bazen ırk ve toplumsal cinsiyete ilişkin sert vizyonları izleyicileri rahatsız edebilen yaratıcı provokasyonlar olan oyunlarının, bireysel kimlik ile ulusal topluluk arasındaki sorunlu ilişki hakkında bize söyleyecek bir şeyleri olduğu yeniden kabul ediliyor.

    Uzun zamandır Parks’la birlikte çalışan ve Parks’ın oyuncu yönetmeni olarak çalışan arkadaşı Heidi Griffiths, oyun yazarını bana “vahşi doğaya gidip kazması gereken bir yer bulacak biri” olarak tanımladı. Çoğunlukla ortaya çıkardığı şeyler, tarihin uzun süredir gömülü bıraktığı şeylerdir. Başka tarafa bakmıyor; kazmaya devam ediyor.”

    “Topdog/Underdog”un 2022 Tony Ödüllü yeniden canlandırılması, Parks’ı Amerikan tiyatrosunda türünün tek örneği yapan entelektüel ve estetik bağlılığın bir hatırlatıcısıydı. Yahya Abdul-Mateen II ve Corey Hawkins, varoluşsal bir şakanın kurbanı olan iki kardeşi canlandırdı. Ebeveynleri onları terk etmeden önce babaları onlara Amerikan başkanı ve ona suikast düzenleyen adamın onuruna Lincoln ve Booth adını verdi. Yerel bir atari salonunda Abraham Lincoln taklitçisi olarak çalışan ve defalarca suikasta uğrayan Lincoln, karısı onu evden attıktan sonra küçük kardeşi Booth’un yanına taşınır. Bir sokak dolandırıcısı olan Booth, Lincoln’ün kendisine moral bozucu olsa da saygıdeğer bir iş için vazgeçmeden önce Lincoln’ün ustalaştığı bir oyun olan üç kartlı monte oyununu öğretmesini ister. Sevecen ama aynı zamanda güvensiz ve yaralılar, dünyayla hem acı hem de tatlı bir havayla etkileşime giriyorlar. Kardeşler aracılığıyla Parks, canlı, bazen de acı veren sokak dilini tiyatroya taşıdı. Ayrıca tarihin nesiller boyunca nasıl yankılandığını da öne sürdü. Lincoln’ün tekrarlanan suikastı sadece akıllıca bir kibir değil: Kardeşleri izlerken, Amerika’nın özgürleşmeye karşı tepkisinin Siyahların hayatını nasıl gölgelediğine tanık oluyoruz.

  • Yemek Pişirmeyi Asla Öğrenmemeyi Savunmak

    Kredi… New York Times için Alistair Matthews

    buldum 2015 yılında bir Salı gecesi saat 8:00’de Garden of Earthly Delights’ın Amerika’daki perakende eşdeğeri TJ Maxx’in ev eşyaları bölümünde yürürken. Paskalya’dan iki gün sonraydı ve Hieronymus Bosch’un alışveriş anarşisi diyarında. raflar kullanışlılığı kesin olmayan pastel renkli nesnelerle doluydu: yeşil ve mor boyalı meyveli karışık patlamış mısır çuvalları; bin yıllık pembe Himalaya kristal tuzuyla dolu dev bir küvet. Bu yeniliklerin arasında bir yerlerde, dikkatsizce terk edilmiş ve kendisine Dash Hızlı Yumurta Pişirici adını veren bir alet dikkatimi çekti. Beni arayan kasiyer, ambalajında ​​”6 Yumurtayı Aynı Anda Mükemmel Pişiriyor!” yazan neşeli kendini beğenmişlik karşısında benim heyecanımı paylaşmadı. Şaşkınlıkla bana, cevabı benden başka herkesi utandıracak bir soru sordu: “Suyu kaynatmayı bilmiyor musun?”

    Hayır. Yapmadım.

    Ve 22 yaşındayken suyu nasıl kaynatacağımı bilmediğim gibi ocağı nasıl açacağımı da bilmiyordum. Şimdi, bunların her ikisi de mutfağa 60 saniyelik bir yolculukla kolayca giderilebilecek bilgi boşlukları gibi görünebilir, ancak görüyorsunuz ki bende böyle bir boşluk yoktu.

    O günün erken saatlerinde, nihayet ilk yalnız “daireme” taşınmıştım: Manhattan’da olmayan bir ev sahibi tarafından bana kiralanan, bahçe seviyesindeki kumtaşından yapılmış bodrum katı, gerçek bir mutfak yerine mini buzdolabıyla donatılmıştı. bir ocak ve bir mikrodalga. O akşam, eşyalarımı boşaltmakla geçen uzun bir günün ardından binanın verandasına oturdum, bir paket indirimli Cadbury Mini Yumurtaları yedim ve hayatın beni bıraktığı yere inanamayarak 20 dakika debelenerek geçirdikten sonra bir dizi sürprize katıldım. deprem büyüklüğünde hıçkırıklar. Ama beni kurutan şey sefalet değildi; rahatlamaydı.

    2013 yılında eski hayatımdan kaçtım ve sorumluluktan kaçan bodur genç yetişkinler için vaat edilen topraklar olan New York’a gittim. Çocukluğumu, gençliğimi ve ilk yetişkinliğimi, hayattaki tek tutkum olan tek başıma yaşadığım hayali bir geleceğin hayalleriyle geçirmiştim. Titizlikle detaylandırılan bu fantezilerde hayal edebildiğim en büyük lüks, mekanımın ve boş saatlerimin yalnızca bana ait olmasıydı. Bu görüntülerde, ellerimden “hikaye kitapları” (yetişkinlere yönelik kurgu okusanız bile çok sevilen Hintli ebeveyn örtmecesi) kapan ve misafirler ziyarete geldiğinde kalkıp çay yapmam için bana havlayan ya da bana kızan kimse yoktu. Sıcak rotileri doğrudan ocaktan alıp babaların ve amcaların tabaklarına koyun. Büyüdüğüm ortam, bir ev tutmanın ve bunun gerektirdiği ev içi emeğin (yemek pişirme, servis yapma, toz alma, silme) derin bir asillik eylemi olduğu fikrini bana aşılamaya çalıştı. Bunların, kaderimde yazılı olan tek yaşamın, bir koca ve çocuklarla birlikte önceden paketlenmiş olarak gelen, kendilerini besleme konusunda aynı derecede beceriksiz olan ve denetimi bana düşen iki türün oluşumunda hayati öneme sahip oldukları konusunda uyarılmıştım.

    İsyan ederek, iyi ev idaresinin tek bir ilkesini bile öğrenmeyi reddettim. Mutfakta işe yaramaz ve ev işlerinde son derece beceriksiz kalırsam, en azından hayatım üzerinde bir miktar kontrol sahibi olabilirdim – ve ebeveynlerden, yaşlılardan veya ilgili yabancılardan gelen hiçbir bağırma, azarlama veya utandırma beni bu bağnazlıktan vazgeçiremezdi.

  • Arkadaşım Hasta Köpeği Olan Bir Harcamacı. GoFundMe’ye Vermeli miyim?

    Son on yıldır, ihtiyaç sahibi köpeklere gönüllü koruyucu olarak bir hayvan kurtarma grubunda yer alıyorum. Hepsi de yerleştirilmesi zor koruyucu köpekler alan bir grup kadınla arkadaşlık kurdum. Bir kadın, üzerinde çalışmaya istekli olduğu davranış sorunları olan ve hayvan kurtarma grubu tarafından alınan tümörleri olan bir köpeği sahiplendi.

    Kadının bu köpeği sahiplenmesinin üzerinden neredeyse iki yıl geçti ve tümörler geri geldi. Tümörleri test etme ve çıkarmanın maliyeti yaklaşık 2.000 dolardan başlıyor. Kadın meteliksiz olduğunu ve devam etmesi gerekip gerekmediğini bilmediğini söylüyor. Daha önce borçlanmıştı ve tekrar borçlanmak istemiyor. Gruptaki diğer arkadaşlardan biri bu masrafların karşılanmasına yardımcı olmak için bir GoFundMe kurmaya karar verdi.

    Bu köpeği sahiplenen kişi mali durumu konusunda çok umursamaz. İyi bir işte çalışıyor ve geçimini sağlıyor ama sanki çok daha yüksek bir gelir grubundaymış gibi harcıyor. Örneğin geçen yıl çok ünlü bir rock grubunu birçok kez görmeye gitti ve her gösteride ön sıralarda yer aldı. Bu grubu hayatında 25’ten fazla kez görmüştü. Son seyahatinde kışlık ceketini unuttuğunda, akıllıca davranarak ikinci el mağazasına gitti ve bir palto satın aldı. Ama sonra bunun yeterince iyi olmadığına karar verdi ve dışarı çıkıp yepyeni bir palto aldı. Sonra eve geldi ve paltoyu o kadar beğendi ki ikincisini aldı; yeni. Arkadaş grubuyla aylık akşam yemeği gezimizde, herkes bir tane sipariş ederken o üç kokteyl sipariş ediyor.

    Bütün bunlar, köpeğin tümörlerle ilgili sorunları olduğunu bildiğinden herhangi bir acil durum fonunu ayırmayı başaramadığı anlamına geliyor. Tümör olmasa bile insanların köpeklerinin masraflarını karşılayacak bir acil durum fonuna sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum. Köpekler bir ailedir ve makul miktarda bakım sağlamayı onlara borçluyuz. Hayattan keyif alıyorum ama imkanlarımın altında yaşıyorum. Yerel grupları görüyorum, satışları takip ediyorum, mümkün olduğunda ikinci el satın alıyorum vb.

    Kolayca karşılayabileceğim halde, bugüne kadar GoFundMe kampanyasına katkıda bulunmadım. Seçimlerini yaptı ve bence eğer borca ​​girip bunu kredi kartına yatırması gerekiyorsa, bu onun pervasız harcamalarının ve dolayısıyla onun sorununun doğrudan bir sonucudur.

    Neden kendimi suçlu hissediyorum?— İsim Gizli

    Ethist’ten:

    Arkadaşınızın mali durumlarını ayrıntılı bir şekilde analiz etmeniz, sanki burada söz konusu olan şey onun kötü yaşam seçimlerine izin verip vermemenizmiş gibi görünüyor. Onun pervasızlığını tutumluluğunuzla karşılaştırdığınızda, onaylamamanız waffle makinesinden yayılan ısı gibi sözlerinizden yayılır. Size göre o, hak etmeyen yoksullar arasında yer alıyor çünkü onun yoksulluğu kendisine dayatılmıyor, seçilmiş.

  • New York Tiyatrosu’nda Parlak Bir Nokta var. Düşündüğünüz Yer Değil.

    Broadway, tıpkı bir dizi yeni gösterinin bu sert rüzgarlara doğru yelken açtığı bir dönemde, yüksek prodüksiyon maliyetleri ve düşük seyirci sayısı arasında sıkışıp kalan, pandemi sonrası bir korkuyla mücadele ediyor. Aynı zamanda, ülkenin en beğenilen oyun yazarlarının çoğu için uzun süredir temel olan tohum yatakları olan New York’un Off Broadway kar amacı gütmeyen kuruluşları, personel, program ve hatta gayrimenkulden mahrum kalıyor.

    Ancak bu sezon beklenmedik bir parlak nokta var. New York’un tiyatro ekonomisinin küçük bir sektörü olan ve yıllardır zor ile hareketsiz arasında bir yerde olan Ticari Off Broadway, yeniden faaliyete geçti.

    Mary Todd Lincoln’ü aptal bir alkolik olarak hayal eden çılgın bir komedi olan “Oh, Mary!”, West Village’daki 295 kişilik bir tiyatroda her gece tükeniyor ve muhtemelen bu yaz Broadway’e transfer olacak. Eddie Izzard’ın solosu “Hamlet” Greenwich Village’daki 199 kişilik bir tiyatroda yeterince başarılı oldu ve East Village’deki 349 kişilik bir eve taşındı ve ardından Chicago ve Londra’da gösterimler planlanıyor.

    John Patrick Shanley’nin ilk dönem oyunlarından biri olan ve Bronx’ta bir barda buluşan iki uyumsuz kişiyi konu alan “Danny and the Deep Blue Sea”nin ticari olarak yeniden canlandırılması, iki yıldızı Aubrey Plaza ve Christopher Abbott sayesinde bu sezon şehir merkezinde karlı bir performans sergiledi. İki “Succession” mezununun yer aldığı yeni oyun “Job”, kulaktan kulağa dolaşarak kârlılığa ulaştı ve aynı zamanda bir Broadway transferini araştırıyor.

    Bilet arayanlar yakın zamanda gerçekleşen “Oh, Mary!” performansından önce iptal kuyruğunda beklediler. Lucille Lortel Tiyatrosu’nda. Kredi… New York Times için Clark Hodgin

    Ve bir çift güzel müzikal, “Little Shop of Horrors” ve “Titanique” açık uçlu Off Broadway gösterileri için yerini aldı.

  • ‘Demokrasiyi Kurtarın’ Demokratları, Trump Karşıtı Duygular Konusunda Ön Seçimleri Kazanmak İstiyor

    6 Ocak 2021 ve sonrasında eski Başkan Donald J. Trump’ın destekçileriyle girdiği zorlu mücadeleler onu siyasi yıldızlığa taşıyan eski Kongre Binası Polis memuru Harry Dunn, Salı akşamı Annapolis, Maryland’de bir ünlü gibi karşılandı.

    Ancak ABD Temsilciler Meclisi adaylığını desteklemek için bir kampanya etkinliğine katıldığı Beacon Waterfront Restaurant’ta katılımcılar arasında gizli bir şüphecilik de mevcuttu.

    Annapolis Demokratı Jessica Sunshine, Bay Dunn’a, önümüzdeki ay yapılacak Demokratlar ön seçiminde ana rakibi olan Eyalet Senatörü Sarah Elfreth’e atıfta bulunarak, “Burada yasama geçmişi kanıtlanmış bir kişi var” dedi. Ama ekledi: “Senin bir kalbin var.”

    Ancak 1,70 boyunda ve 325 pound ağırlığında, eski bir hücum yan hakemi olan Bay Dunn, koşmasının sebebinden çekinmedi: uçta demokrasi olarak gördüğü şeyi kurtarmak. “Bu an, şu an mı? Bir savaşçıya ihtiyaç var” dedi.

    Demokratlara bu durumu dile getiren tek kişi o değil.

    Önümüzdeki üç ay boyunca, Washington DC’nin kenar mahallelerinden Harrisburg, Pennsylvania’ya kadar Orta Atlantik Meclisi’nin üç bölgesinde yapılacak ön seçimler, 6 Ocak anılarının gücünü ve “demokrasiyi kurtarın” savaş çığlığının gerçek olup olmayacağını test edecek. Başka birçok kaygısı olan Demokrat seçmenler için bile yeterli.

    Pek çok seçmen için partizan ünlüler, 6 Ocak’taki duruşmalarda başrol oynayan Bay Dunn ve Eugene ile tek yumurta ikizi Alexander’la birlikte hareket eden Yevgeny Vindman gibi adaylara verdikleri destekteki neredeyse tek faktör. , Bay Trump’ın Joseph R. Biden Jr. hakkındaki pislikleri ortaya çıkarmak için Ukrayna’yı güçlendirme çabasının vurgulanmasında önemli bir rol oynadı.

  • Mezarlıktan DNA Çubuğuna Kadar Charleston’ın Kölelik Tarihinin İzini Sürmek

    Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Afro-Amerikan mezarlıkları silindi veya unutuldu ve diğerleri yok olma riskiyle karşı karşıya.

    Havuzlar, oyun alanları, otoparklar ve performans salonları ile kaplanmıştır.

    Charleston, SC ve ötesindeki topluluk kuruluşları bunu değiştirmek için çalışıyor.

    Bu süreçte aynı zamanda gömülü olanların torunları da aranıyor.

    Mezarlıktan DNA Çubuğuna Kadar Charleston’ın Kölelik Tarihinin İzini Sürmek

    Köleleştirilmiş 36 kişinin yaşayan torunlarını bulma arayışı, nereye giderse gitsin Siyah sakinlere atalarına dair yeni ipuçları veren bir projeye dönüştü.

    İle Caroline GutmanVe Emily Cochrane

    Fotoğraflar: Caroline Gutman

    Charleston, SC’den bildiriliyor

    11 Nisan 2024

    Edward Lee, Charleston, SC’de kendisi gibi siyahi sakinlerden DNA toplayan bir projeyi duyduğunda şüphelenmek için nedenleri vardı. Afrikalı Amerikalıların daha önce mali açıdan ve tıbbi deneylerde sömürüldüğünü bildiğinden, genetik kimliğini aktarmanın onu savunmasız bırakabileceğinden korkuyordu.

    Ancak Anson Caddesi Afrika Mezarlık Projesi’nin arkasındaki kişileri tanıyordu; birçoğuyla daha önce bölgenin Siyahi tarihini korumaya yönelik benzer çabalarda çalışmıştı.

    Ve ona benzersiz bir teklifle geldiler: Şehir merkezindeki bir inşaat ekibi tarafından kemikleri ortaya çıkarılan 36 köleleştirilmiş kişiden alınan DNA ile araştırmacılar artık onların yaşayan torunlarını arıyordu.

    Bay Lee, bunların hiçbiriyle akraba olmasa bile, belki bir DNA testinin kendisinden kaçan diğer yanıtları sağlayabileceğini düşündü. Atalarının izini bir yandaki büyük-büyük-büyükanneye kadar sürebiliyordu ama daha ilerisi mümkün değildi. Geçen baharda, bir araştırmacı yanağının içini nazikçe temizlerken o da kıpırdamadan oturdu.

    Bay Lee, “Sonuçları kontrol edeceğimize dair garanti vermem gerekiyordu; bunu yapmamın tek nedeni de buydu” dedi.

    Edward Lee, Remley Point Mezarlığı olarak da bilinen Scanlonville Mezarlığı’nda. Bu bölgenin mezarlık olduğunu göstermek için mezarların üzerine haçlar yerleştirildi.

  • GOP, Kürtaj Yasağını Onaylayan Arizona Mahkemesini Nasıl Şekillendirdi?

    Bölünmüş bir Arizona Yüksek Mahkemesi bu hafta İç Savaş döneminden kalma kürtaj yasağını onadığında, 160 yıllık yasanın, 15’inden sonra kürtajı yasaklayan yeni bir yasa da dahil olmak üzere, prosedürü düzenleyen on yıllardır süren yeni yasaların yerini aldığı iddiasını reddetti. hamilelik haftası.

    Ancak mahkemeyi daha iyi anlamak için Cumhuriyetçi Vali Doug Ducey’nin mahkemenin üye sayısını beşten yedi yargıca başarıyla çıkardığı 2016 yılına bakmanıza gerek yok.

    Bay Ducey, 2022 yılı sonunda görevinden ayrıldığında, çeşitli mahkemelere yapılan adli atamalarda eyalet rekorunu kolaylıkla gölgede bırakmıştı. Ayrıca yargıçların seçildiği aday gösterme sürecini de değiştirerek valiye daha fazla yetki verdi.

    Sık sık büyük hükümete karşı çıkan ve göçe yönelik kısıtlamaları savunan ateşli bir muhafazakar olarak, tamamı Cumhuriyetçi Eyalet Yüksek Mahkemesini daha da özgürlükçü, savcılık ve muhafazakar eylemci eğilimli bir mahkemeye dönüştürdü.

    Sonuç olarak, Salı günkü kürtaj davasında çoğunluk kararının bir parçası olan yargıçların dördü de Bay Ducey tarafından atanırken, daha önceki yasayı yeniden canlandırmaya yönelik herhangi bir girişime karşı çıkan iki yargıç da Bay Ducey’nin Cumhuriyetçi temsilcisi tarafından atandı. selefi Jan Brewer.

    Bay Ducey’nin etkisi, eğer atanan kişilerden biri olan Yargıç William G. Montgomery, davanın taraflarından biri olan Planlı Ebeveynlik’in 2017 yılında Facebook’ta yayınlanan bir gönderisine ilişkin şikayetlere yanıt olarak kendisini geri çekmemiş olsaydı, daha da belirgin olabilirdi. , “insanlığın bildiği en büyük nesil soykırımından sorumluydu.”

  • ‘İç Savaş’ İncelemesi: Düşmanla Tanıştık ve O Biziz. Tekrar.

    Spekülatif kurgunun açık sözlü, yürek burkan bir çalışması olan “İç Savaş”, ABD’nin kendisiyle savaş halinde olduğu bir dönemde başlıyor – sadece retorik olarak değil, kelimenin tam anlamıyla. Washington DC’de başkan Beyaz Saray’da saklanıyor; Ürkütücü derecede nüfusu azalmış bir New York’ta çaresiz insanlar su tayınlarını bekliyor. Yakın gelecekte, çatılardaki keskin nişancılar, intihar bombacıları ve gözü dönmüş randolar savaştayken, Teksas ve Kaliforniya’dan oluşan Batı Cephesi adı verilen iki yıldızlı bayrak taşıyan bir muhalefet grubu – dediğim gibi, bu spekülatif bir kurgu – Federal hükümetten geriye kalanlara yönelik suçlamaya liderlik ediyor. Eğer tetiklendiğinizi hissediyorsanız, yalnız değilsiniz.

    Amerika’da yeniden yas var ve büyüleyici, korkunç derecede sürükleyici. Kurşunlarla, yakıcı ateşlerle ve Kirsten Dunst gibi saklanmaya çalışan müthiş oyuncularla dolu film, 6 Ocak anılarının körüklediği bir kabus gibi. İç Savaş yine bozuldu, ya Amerika denilen demokratik deney başarısız olsaydı? Bu kulağa üzücü geliyorsa haklısın. Bir filmin yatağın altındaki canavarlarla çocukça korkulara değinmesi başka bir şeydir; ne olacağını görmek için sabırsızlanıyorsunuz çünkü sonunun nasıl biteceğini biliyorsunuz (devam filmine kadar). Yetişkinlerin korkuları başka bir konudur.

    İngiliz film yapımcısı Alex Garland, “İç Savaş”ta, yapmayı sevdiği, düşünülemez olmasa bile dayanılmaz olanı araştırıyor. Bir popüler kültür dehası olarak, 1996’nın en çok satan kitabı “The Beach” ile zamanın ruhuna uygun, gösterişli bir çıkış yaptı. Bu roman, ölümcül olduğu kanıtlanan bir cenneti konu alan, hayat için her daim yeşil bir metafor ve saçma bir filmin temeli olan bir romandı. Dünyadaki şeylerin göründüğü gibi olmaması ve çoğu zaman çok daha kötü olması, Garland’ın önce senarist (“28 Gün Sonra”) ve ardından yazar-yönetmen olarak diğer karanlık fantezilerinde de peşinde koşmaya devam ettiği bir temadır ( “Eski Machina”). Özgeçmişi zombiler, klonlar ve uzaylılarla dolu olsa da, daha yakından takip etmeniz gerekenler görünüşte sıradan karakterlerdir.

    “İç Savaş” başladığında, savaş açıklanmayan bir süredir devam ediyor, ancak şehirlerin ve insanların yüzlerinin içini boşaltmaya yetecek kadar uzun. Savaşın neden başladığı ya da ilk atışı kimin yaptığı belli değil. Garland bazı ipuçları veriyor; Çirkin bir sahnede, sarsıcı, korkutucu derecede etkili Jesse Plemons’un canlandırdığı bir milis tipi, esirlere “ne tür bir Amerikalı” olduklarını soruyor. Ancak çatışmadan önce yaşanan bölünmeler sizin hayal gücünüze bırakılmıştır, en azından kısmen Garland sizin son olaylara dikkat ettiğinizi varsaydığı için. Bunun yerine, politikalar, siyaset ve Amerikan istisnacılığı hakkındaki tartışmaların savaş nedeniyle tartışmalı hale getirildiği, dışsal ve büyük ölçüde post-ideolojik bir manzara sunuyor.

    Bu yıkıntıların ortasında tanıdık kalan şey, filmin gazeteciliğe olan eski moda inancıdır. Sansasyonel biri olan Dunst, muhabir arkadaşı Joel (karizmatik Wagner Moura) ile birlikte Reuters için çalışan savaş fotoğrafçısı Lee’yi canlandırıyor. Onlarla tanıştığınızda New York’talar, korumalı bir tankerin yanında su tayınlarını endişeyle bekleyen kalabalığın arasından geçiyorlar. Bu endişe verici bir sahne; huzursuz kalabalık mafya paniğine doğru gidiyor ve Lee, elinde kamerayla alarma geçmiş durumda. Garland’ın kendi kamerası ve Joel ortalıkta dolaşırken Lee, sanki tam olarak nerede olması gerektiğini biliyormuş gibi kaosun içinde bir yol açar ve sonra bir bomba patlar. Bu sırada, hevesli bir foto muhabiri olan Jessie (Cailee Spaeny) de karışıma dahil olur.

    Akıcı ve ısrarla samimi olan hikaye, Lee, Joel, Jessie ve deneyimli muhabir Sammy’nin (Stephen McKinley Henderson) bir minibüse binip DC’ye gitmesiyle şekilleniyor. Joel ve Lee, başkan (Nick Offerman) ve Sammy ile röportaj yapmayı umuyorlar. ve Jessie, Garland’ın yolculuğu daha ilginç hale getirebilmesi için büyük ölçüde birlikte gidiyorlar. Sammy dengeleyici bir güç görevi görüyor (Henderson minibüsü insani bir sıcaklıkla dolduruyor), Jessie ise Lee’nin kırgın kanadı altına aldığı hevesli yeni başlayanı oynuyor. Aktörlerin, Garland’ın şakalarıyla ve rahat bir dinlenme süresiyle, etten kemikten kişiliklere, kırılganlıkları her kilometrede artan gerilimi besleyen insanlara dönüşmeleri, düzenli bir şekilde dengelenmiş bir örnekleme.

  • Alex Garland Şu Soruyu Yanıtlıyor: Bugün Neden İç Savaş Hakkında Bir Film Yapılmalı?

    Alex Garland’ın yeni draması “İç Savaş”ın en unutulmaz anlarından biri bir soru biçiminde geliyor.

    Saldırı tüfeğinin tetiğine basan bir asker, dehşete düşmüş bir grup gazeteciyle yüzleşiyor: “Siz ne tür bir Amerikalısınız?” O sorar.

    Bu soru ve bunun altında yatan bölme ve şeytanlaştırma dürtüsü, Garland’ın neden Amerika Birleşik Devletleri’nin çöküşüyle ​​ilgili çok beklenen ve zaten çok tartışılan bir film yaptığının merkezinde yer alıyor. Cuma günü başlayan “İç Savaş”ın aşırı partizanlığın tehlikelerine karşı uyardığını söyleyen Garland, yakın tarihli bir röportajında, Amerikan vatandaşlarının veya başka herhangi bir grup insanın kendilerine düşman olması durumunda meydana gelebilecek dehşetleri ifade etti.

    “Ex Machina” ve “Men”in arkasındaki 53 yaşındaki İngiliz yönetmen Garland, “İç savaşın sadece bir durumun uzantısı olduğunu düşünüyorum” dedi. “Bu durum kutuplaşma ve kutuplaşmayı sınırlayan kuvvetlerin eksikliğidir.”

    Filmde Amerika’daki bölünmeler kaosa dönüşmüştür. Teksas ve Kaliforniya’dakiler de dahil olmak üzere ayrılıkçı Batı Kuvvetleri, FBI’ı dağıtan ve Amerikalı dostlarına hava saldırıları düzenleyen, üç dönemdir otoriter olan başkana doğru ilerlerken, helikopter filoları gökyüzünde devriye geziyor ve patlamalar büyük şehirleri sarsıyor.

    Eğer kutuplaşma bu salgına neden olan zehirlerden biriyse, Garland özgür, bağımsız basının çalışmalarını panzehirlerden biri olarak görüyor. Filmi, Dördüncü Kuvvet’i aşırılık ve otoriterliğe karşı bir kontrol noktası olarak tasavvur ediyor.

  • New York’un En İyi Akustiği Nerede? Dinleme Turu Gerçekleştirdik.

    Sonbaharda bir gün Queens’te sabah trafiğinin yoğun olduğu saatlerde üç kişi viyadüğün altında tokmaklarla tahtaya vururken, bir adam yanımıza gelip “Bu müziğe ne diyorsunuz?” diye sordu. Oyuncular ona parçanın başlığını, Michael Gordon’un “Timber”ını söyleyebilir ya da tür hakkında fikir verebilirlerdi. Ama biri, Caitlin Cawley, basitçe “Perküsyon” dedi.

    Mantra Percussion topluluğundan Cawley ve meslektaşları, tonozlu tavanın sesini test etmek için Queens Bulvarı boyunca ve 7. trenin altından geçen viyadükteydi. Bu, 2009’dan kalma bir saatlik çalışma olan “Timber”ın New York City çevresinde kendine has akustiğe sahip insan yapımı alanlarda gerçekleştirilmesi projesinin bir parçasıydı.

    Resonant Spaces adı verilen sonuç, Pazar günü üç mekandaki performanslarla başlıyor ve ardından 21 Nisan’da üç performans daha geliyor. Viyadüklere ek olarak, Aşağı Manhattan’daki Castle Clinton ve Federal Hall ile Brooklyn’deki Prospect Park’taki kemerler de bu performanslar arasında yer alıyor. ve Dumbo ve Fort Greene Park’taki bir anıt. Ücretsiz konserler, halkın New York’u perküsyoncuların yaptığı gibi, sınırsız bir müzik fırsatı kaynağı olarak duymasına olanak tanıyacak.

    “Timber” ilk olarak Hollandalı grup Slagwerk Den Haag için yazılmıştı. Altı perküsyoncu, Doğu Ortodoks Kilisesi’nde kullanılma geçmişi olan, belirli tonlar yaratmak üzere şekillendirilmiş ahşap plakalar olan simantras’ın bir örneği olan güçlendirilmiş ikiye dörtlük vuruşlar yaptı.

    “Timber”ın ilk performanslarında simantralar çamdan yapılıyordu ama Mantra Perküsyon farklı bir yol izledi. Üyelerden Michael McCurdy, skorun tahtayı belirtmediğini söyledi. “Xenakis ya da herhangi bir şeyi öğrenirken” dedi, “besteci ‘tahta blok’ dediğinde, o enstrümandan gelebilecek ses çeşitliliği çok büyüktür.'”

  • Martha Diamond’ın Sanatında Manhattan’ı Aldı

    Aralık ayında 79 yaşında ölen Martha Diamond, konusu – yani New York mimarisi – açısından son derece tutarlıydı, ancak bir bina resminin ne anlama gelebileceği konusunda olağanüstü derecede geniş kapsamlıydı.

    David Kordansky Galerisi’ndeki ilk sergisi “Martha Diamond: Şehrin Derisi”nde sergilenen bazı işlerinde sanki tek kaygısı renkmiş gibi görünüyor; diğerlerinde soyut biçim devreye girer. Bazı yerler tanımlanabilir; diğer resimlerin bina olduğu bile anlaşılamıyor. “New York With Purple No. 3” (2000) gibi bir tabloda, yüksek binalar yoğun gökyüzüne doğru buharlaşıyor gibi görünüyor; mimari sağlamlık, parıldayan atmosfere ve benekli bahar ışığına yenik düşüyor.

    Diamond’ın resimleri, 1969’da Bowery’de bir çatı katına yerleştiğinden beri ilham kaynağı olan New York’a ait olabilir, ancak bunların çok daha fazlası var.

    “Sarı Gökyüzü Çalışması,” 1986. Diamond’ın metodik çalışmaları onun çok daha büyük parçalarıyla tutarlıydı. Kredi… Martha Diamond Trust, David Kordansky Galerisi aracılığıyla

    Bu sıkıştırılmış, baş döndürücü metropolde yaşayan birinin ölçeğin özelliklerine uyum geliştirmesi belki de şaşırtıcı değildir. Küçük çalışmaları (sonraki büyük ölçekli çalışmalar için hazırlık çalışmaları) sıkı bir şekilde organize edilmiş, şehrin ihtişamına dair anahtar deliği görüşleridir; çoğu 16 veya 20 inç yüksekliğinde Masonit tahtalardadır. 1986’da gerçekleştirilen, kükürtlü bir arka plana karşı parlak mavi binaların güçlü bir şekilde fırçalanmış çağrışımı olan “Sarı Gökyüzü Çalışması”nda olduğu gibi, kapalı bir alana devasa miktarda enerji sığdırabiliyordu.

    Şimdi küçük çalışmanın tamamen gerçekleştirilmiş tezahürü olan devasa “Sarı Gökyüzü”ne bakın. 3 metre genişliğindeki tuval, odayı kendinden emin bir şekilde yönetiyor. Daha küçük bir izleme odasında asılı olan çalışma odasından ana galerideki bu büyük tabloya geçme hissi, adını Alfred Hitchcock’un filminden alan, kameranın nesneye doğru veya nesneden uzaklaştığı “Vertigo etkisi” tekniğine benziyor. ters yönde yakınlaştırırken. Nesne az çok statik kalırken etrafındaki alan patlar.

  • AstraZeneca, CEO’nun maaş incelemesi sırasında %7 temettü artışı planlıyor

    AstraZeneca bugün, 2024 yılı için yıllık temettüsünü %7 oranında artırarak hisse başına 3,10 dolar olarak belirleme niyetini açıkladı. Bu hamle, şirketin yüksek performanslı ilaçları ve yakın zamanda gerçekleştirdiği bir dizi satın alma sayesinde elde ettiği güçlü performans ve nakit akışına duyulan güveni yansıtıyor.

    Açıklama, NASDAQ:AZN borsasında işlem gören ilaç devi, CEO Pascal Soriot’un ücretlendirilmesine ilişkin tartışmalı bir oylamanın gündemde olduğu yıllık genel kurul toplantısına hazırlanırken geldi. Önerilen politika, Soriot’nun ücretini 2024 yılında 1,8 milyon sterlin artırarak potansiyel maksimum 18,9 milyon sterline yükseltebilir.

    CEO için potansiyel ücret artışına rağmen, danışmanlık firmaları Glass Lewis ve ISS, hissedarların şirketin ücretlendirme politikasına karşı çıkmalarını tavsiye ediyor. Yönetim Kurulu Başkanı Michel Demaré temettü artışıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu artış, değişmeyen aşamalı temettü politikamızla uyumludur ve AstraZeneca’nın hissedarlara yönelik yatırım teklifinin devam eden gücünü yansıtmaktadır.”

    Şirket, aşamalı temettü politikasına uygun olarak her yıl temettüyü korumayı ya da artırmayı taahhüt etmiştir.

    Piyasa değerine göre Londra Borsası’nın ikinci büyük şirketi olan AstraZeneca, daha önce duyurduğu iş girişimleri ve satın almalar da dahil olmak üzere çeşitli sermaye tahsis önceliklerini temettüyü artırma kararına dahil etti. Anglo-İsveçli firma, toplam gelirinin ve hisse başına çekirdek kazancının (EPS) bu yıl düşük çift haneli ve düşük onlu yüzdelerde artış göstereceğini öngörüyor.

    Geçtiğimiz 12 ay içinde FTSE 100 listesinde yer alan şirketin hisseleri %8,5 düşüş gösterdi. Ancak bugün erken işlemlerde AstraZeneca’nın hisseleri %2’ye yakın bir yükseliş yaşadı.

    InvestingPro İçgörüleri

    AstraZeneca hissedarları önerilen temettü artışını ve CEO ücretlendirmesini değerlendirirken, AstraZeneca’nın önemli bir oyuncu olduğu UK100 endeksi için daha geniş piyasa eğilimleri karışık bir performans gösteriyor. Geçtiğimiz hafta UK100 %0,51’lik hafif bir düşüş yaşadı ve bu da kısa vadeli oynaklığa işaret ediyor. Buna karşılık, 1 aylık ve 3 aylık fiyat toplam getirileri sırasıyla %3,47 ve %4,74 ile pozitif olmuştur ve endekste listelenen şirketler için daha istikrarlı bir orta vadeli görünüme işaret etmektedir.

    Yatırımcılar ayrıca, UK100’ün 6 aylık fiyat toplam getirisinin %4,14 ve yılbaşından bugüne %2,61’lik artışını da göz önünde bulundurabilir; bu da piyasanın ekonomik beklentilere ve AstraZeneca gibi kurucu şirketlerin performanslarına olan güvenini yansıtabilir. Son üç aydaki ortalama günlük hacmi yaklaşık 982 milyon olan UK100, yatırımcılar için ticaret kolaylığı sağlayan yüksek likiditeye sahip bir piyasa olmaya devam ediyor.

    UK100’ün 100,89 USD’lik önceki kapanış fiyatı, AstraZeneca’nın genel piyasaya göre performansı için bir referans noktası sağlıyor. InvestingPro İpuçları, yatırımcıların yatırım kararları verirken, özellikle AstraZeneca’nın son duyuruları ve hisse senedi değeri üzerindeki potansiyel etkileri bağlamında, piyasa likiditesini ve orta vadeli eğilimleri göz önünde bulundurmalarını önermektedir.

    Yatırım stratejilerini daha derinlemesine incelemek ve daha fazla içgörü kazanmak isteyenler için InvestingPro ek ipuçları sunuyor. Şu anda, CEO’nun ücret tartışması ve temettü politikası arasında şirketin geleceğini düşünen hissedarlar için özellikle faydalı olabilecek 25 InvestingPro İpucu daha mevcut. InvestingPro aboneliğinde %20’ye varan indirim almak için INVTROZEL1A kupon kodunu kullanın ve yatırım kararlarınız için daha fazla değerli bilginin kilidini açın.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • CarMax Hisseleri Kazanç ve Gelirlerin Yetersiz Kalmasının Ardından Piyasa Öncesi İşlemlerde Düştü

    CarMax (KMX) dördüncü çeyrek için kazanç ve satışlarında düşüş bildirerek Wall Street analistlerinin beklentilerini karşılayamadı ve piyasa açılmadan önce hisse senedi değerinin %7,6 oranında düşmesine neden oldu. Otomotiv perakendecisi hisse başına 0,32 dolar düzeltilmiş kazanç bildirdi ve bu rakam analistlerin ortalama tahmini olan 0,46 doların altında kaldı. Satışlar da tahminlerin altında kalarak 5,6 milyar dolar olarak gerçekleşirken, analistler 5,79 milyar dolar tahmin etmişti.

    Bir önceki yılın aynı çeyreği ile kıyaslandığında toplam satışlar %1,7 oranında düştü. Şirketin perakende satış noktalarındaki kullanılmış araç satışlarında %1,3 oranında küçük bir artış ve aynı mağazalardaki benzer kullanılmış araç satışlarında %0,1 oranında marjinal bir artış görüldü. Buna karşılık, toptan satılan araç sayısı %4,0 oranında azaldı. CarMax, satışlardaki düşüşü, yükselen enflasyon, artan faiz oranları ve tüketici güvenindeki azalma ile daha da kötüleşen tüketicilerin araç satın alma konusunda karşılaştıkları zorluklara bağladı.

    Perakende olarak satılan her bir kullanılmış araç için elde edilen kâr 2.251 dolar, toptan satılan her bir araç için elde edilen kâr ise 1.120 dolar olup, her ikisi de bir önceki yılın dördüncü çeyreğindeki yüksek kârdan biraz daha düşüktür. Şirket, bireylerden ve bayilerden 234.000 araç satın alarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %10,8’lik bir düşüş kaydetti. Bu engellere rağmen, CarMax Auto Finance’in (CAF) geliri, kredi zararları karşılığındaki azalma ve yönetim altındaki alacakların ortalama miktarındaki büyüme nedeniyle %18,9 oranında arttı.

    Başkan ve CEO Bill Nash mali sonuçlarla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Dördüncü çeyrek işimiz için umut verici işaretler gösterdi. Toplam kullanılmış araç satışlarında ve karşılaştırılabilir satışlarda artış gördük, hem perakende hem de toptan satış için birim başına güçlü kar marjlarını koruduk, satış, genel ve idari giderleri etkin bir şekilde kontrol ettik ve CAF gelirinde yıldan yıla önemli bir artış sağladık.”

    Nash’in de belirttiği gibi CarMax, entegre çevrimiçi ve mağaza içi deneyimini geliştirmeye ve iş operasyonlarını güçlendirmek için veri bilimi, otomasyon ve yapay zekayı kullanmaya odaklanıyor. Beklenen kazanç ve satış rakamlarına ulaşamamasına rağmen, CarMax gelecekteki genişleme potansiyeli konusunda olumlu olmaya devam ediyor.

    Yatırımcıların kazançların açıklanmasına tepkisi olumsuz oldu ve hisse fiyatı, şirketin piyasa beklentilerini karşılama kapasitesine ilişkin endişeleri yansıtacak şekilde düştü. Kazançların açıklanmasının ardından hisse fiyatının düşmesi, yatırımcıların şirketin stratejik planlarından ziyade anlık zorluklarla ilgilendiğini göstermektedir.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiş ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla bilgi için Hüküm ve Koşullarımıza bakınız.

  • Airbnb’nin Notu Needham Tarafından Düşürüldü, Benchmark Satın Alma Tavsiyesiyle Kapsamı Başlattı

    Airbnb (ABNB) Perşembe günü Needham & Company’de Satın Al’dan Tut’a düşürüldü ve Benchmark’ta Satın Al notu verildi.

    Needham, Airbnb’nin birincil işinin ötesinde büyümek için daha zor bir yolla karşı karşıya olduğunu belirterek hisse senedi için fiyat hedefini geri çekti.

    Analistler, piyasanın ABNB’nin dünya çapındaki çevrimiçi seyahat acentesi sektöründe yenilik yapmak için yapay zekayı kullanma becerisine “aşırı olumlu” bir bakış açısına sahip olduğunu düşünüyor. Şirket ayrıca, “yerleşik şirketlerle fiyat rekabeti olasılığı ve ABNB’yi doğrudan bir rakip olarak görebilecek otel ortaklıklarını çekme gerekliliği de dahil olmak üzere” projeksiyonları etkilemek için gereken uluslararası erişime ulaşmanın önündeki potansiyel engelleri de tanımlıyor.

    Needham, “Büyüme göz önüne alındığında hisse senedinin fiyatının emsallerine kıyasla daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, şu anda katılmamayı tercih ediyoruz” ifadesini kullandı.

    Airbnb için 190 dolarlık bir fiyat hedefi belirleyen Benchmark, yatırımcılara, seyahat sektöründe yoğunlaşan rekabete ve alternatif konaklama seçeneklerinin artan bilinirliğine ve kullanımına rağmen, araştırmaların Airbnb’nin tüketiciler, ev sahipleri ve bağımsız seyahat uzmanları arasında lider konumunu koruduğunu gösterdiğini bildirdi.

    Benchmark, “Hisse fiyatında kolayca elde edilebilecek kazançların çoğunun mevcut değerlemede zaten gerçekleştiğinin farkındayız, ancak Airbnb’nin güçlü bir ivme ve önümüzdeki 12 ila 36 ay içinde temel finansal ölçütlerinde önemli iyileşme olasılığı ile umut verici bir yatırım olduğunu düşünüyoruz” dedi.

    Bu makale AI’nin yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiş ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla ayrıntı için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • ABD hisse senedi vadeli işlemleri süregelen enflasyon endişeleri nedeniyle düştü

    ABD hisse senedi endeks vadeli işlemleri, dün Wall Street’teki önemli satışların ardından Hazine getirilerinin yüksek kalmasıyla bugün düşüş kaydetti. Bu piyasa hareketi, yatırımcıların Haziran ayında Federal Rezerv’in faiz indirimine gitmesi yönündeki beklentilerini azaltan Mart ayı ABD tüketici fiyat endeksinin beklenenden yüksek çıkmasına tepki olarak gerçekleşti. Satışlar, TÜFE verilerine bir tepki olarak gerçekleşti ve Federal Rezerv’in faiz indirimlerini Eylül ayına kadar erteleyebileceğini gösterdi.

    Merkez bankası yetkilileri, Mart ayı toplantı tutanaklarına göre, enflasyondaki ilerlemenin tersine dönebileceğine dair endişelerini dile getirerek, fiyat artış hızını kontrol etmek için uzun bir süre sıkı para politikasına ihtiyaç duyulduğunu ima etti. UBS Global Wealth Management tahminlerini değiştirerek Fed’in faiz indirimlerine Haziran yerine Eylül ayında başlamasını bekliyor.

    CME FedWatch Tool’a göre piyasa katılımcıları Temmuz ayında faiz indirimine %41 ihtimal veriyor. Devlet tahvili getirileri Çarşamba günkü yükselişin ardından yüksek seyretmeye devam ediyor. 10 yıllık Hazine tahvili getirisi %4,5457 ile Kasım ayından bu yana en yüksek noktasına yaklaştı.

    Dikkatler, ABD ekonomisinin sağlığını daha iyi değerlendirmek için bugün açıklanacak Mart ayı üretici fiyatları ve haftalık işsizlik başvuruları verilerine çevrildi. LSEG verilerine göre, traderlar 2024 yılında parasal genişleme beklentilerini azalttı ve mevcut bahisler sadece 40 baz puanlık kesintiyi yansıtıyor, bu da yılın başında öngörülen 150 baz puandan önemli bir düşüş.

    Yatırımcılar ayrıca New York Fed’den John Williams, Richmond Fed’den Thomas Barkin ve Atlanta Fed’den Raphael Bostic gibi Federal Rezerv yetkililerinin gelecekteki faiz kararlarına ilişkin yorumlarına odaklanacak.

    Finans devleri JPMorgan Chase & Co (NYSE:JPM), Citigroup ve Wells Fargo (NYSE:WFC)’nun Cuma günü üç aylık sonuçlarını açıklayacak olmasıyla birlikte kazanç sezonu hız kazanıyor.

    Sabah 5:41 itibariyle Dow e-minis 91 puan ya da %0,23, S&P 500 e-minis 12,75 puan ya da %0,24 ve Nasdaq 100 e-minis 37,5 puan ya da %0,21 düşüş gösterdi.

    Kurumsal haberlerde, Vertex Pharmaceuticals (NASDAQ:VRTX) biyoteknoloji firması Alpine Immune Sciences’ı (NASDAQ:ALPN) yaklaşık 4,9 milyar dolar nakit karşılığında satın almayı planladığını duyurdu. Duyurunun ardından Alpine’in hisseleri %36,3 oranında yükselirken, Vertex %2,1 oranında düşüş yaşadı.

    Rent the Runway’in hisseleri, şirketin tüm yıl için olumlu bir tahminde bulunmasının ardından %36,9 artış gösterdi. Madencilik sektöründe Albemarle (NYSE:ALB), Berenberg’in lityum madencisinin notunu “tut “tan “al “a yükseltmesinin ardından hisselerinin %1,7 oranında arttığını gördü.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Çin, ekipman ve tüketim malları iyileştirmelerini finanse etmeyi taahhüt ediyor

    PEKİN – İç talebi canlandırmak ve ekonomiyi desteklemek amacıyla Çin, ekipman yenileme ve tüketim malları takas programlarına katılan şirketlere önemli miktarda mali destek sözü verdi. Duyuru, Çin kabinesi tarafından geçen ay yayınlanan ve yatırım ve tüketimi teşvik etmeye yönelik tedbirleri detaylandıran bir eylem planının ardından bugün hükümet yetkilileri tarafından yapıldı.

    Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Başkan Yardımcısı Zhao Chenxin, düzenlediği basın toplantısında merkezi yatırım, merkezi mali fonlar ve diğer kaynakların büyük ölçekli ekipman yenilemeleri ve tüketim malları takasları için güçlü destek sağlayacağını belirtti.

    Zhao, kilit sanayi ve tarım sektörlerindeki ekipman yenilemelerine yapılan yıllık yatırımın 5 trilyon yuanı (690,89 milyar dolar) aşması ve otomobil ve ev aletlerinin değiştirilmesine yönelik talebin 1 trilyon yuanı geçmesi nedeniyle önemli bir pazar potansiyeli olduğunu vurguladı.

    Zhao, bu girişimin ekonomik büyüme üzerinde önemli bir etkisi olmasının beklendiğini vurgulayarak, sadece tüketim ve yatırımı artırmakla kalmayıp aynı zamanda enerji tasarrufu ve yüksek kaliteli kalkınmayı da teşvik edeceğini belirtti. Hükümetin hedefi, önemli ekonomik sektörlerdeki ekipman yatırımını 2023’ten 2027’ye kadar %25 oranında arttırmak ve kullanılmış otomobil ve ev aletlerinin geri dönüşümünü hızlandırmaktır.

    Maliye bakanlığı yetkilisi Fu Jinling brifingde, girişimi daha da desteklemek için hükümetin ekipman yükseltmelerine katılan firmalara vergi teşvikleri ve faiz oranı sübvansiyonları sunacağını duyurdu. Bu hamle, ülke içindeki ekonomik faaliyeti artırmaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Çin’in Mart ayı ihracatı toparlanmadaki sıkıntılar nedeniyle geriledi

    Çin’in ihracatının Mart ayında gerilemesi beklenirken, bu durum dünyanın en büyük ikinci ekonomisi için dengesiz bir toparlanmaya işaret ediyor. Yakın zamanda 34 ekonomist arasında yapılan bir ankete göre, Çin’den yapılan sevkiyatların yıllık bazda %2,3 oranında daralması bekleniyor ki bu da bu yılın Ocak-Şubat döneminde gözlenen %7,1’lik büyümenin tersine döndüğüne işaret ediyor.

    Beklenen düşüş, güçlü dış sevkiyatlara işaret eden geçen ayki güçlü imalat satın alma yöneticileri endeksi (PMI) anketleriyle çelişiyor. Ancak, analistlerin Çin’in ihracat büyümesinin bir önceki yılın daha yüksek rakamlarıyla karşılaştırılması nedeniyle önemli ölçüde azalacağı yönündeki tahminleriyle uyumlu.

    Citi Nisan ayının başlarında, Çin’in 20 büyük limanındaki gemilerin hem geliş hem de gidişlerini hesaba katan ölü ağırlık tonajının 1-30 Mart tarihleri arasında yıllık bazda %6,2 oranında azaldığını bildirmişti. Bu düşüş, Çin’in ihracatının bir önceki yılın Mart ayında beklenmedik bir şekilde artmasına rağmen gerçekleşti; ancak gümrük idaresi daha sonra 2023’te ihracat değerini önemli bir marjla aşağı yönlü revize etti.

    Geçen yılın büyük bir bölümünde Çinli ihracatçılar zayıf denizaşırı talep ve sıkı küresel para politikası ortamı gibi zorluklarla mücadele etti. Bu zorluklara karşılık olarak Çin’deki politika yapıcılar 2023’ün ikinci yarısından itibaren hane halkı tüketimini, özel yatırımları ve piyasa güvenini desteklemek için destek tedbirleri uygulamaya koymuş ve bu da ekonominin bu yıla nispeten sağlam bir başlangıç yapmasıyla sonuçlanmıştır.

    Bu çabalara rağmen, toparlanma düzensiz kalmaya devam ediyor ve analistler, özellikle devam eden emlak sektörü krizi nedeniyle yakın zamanda tam ölçekli bir canlanma öngörmüyor. Perşembe günü açıklanan resmi veriler de Çin’de tüketici enflasyonunun Mart ayında beklenenden daha fazla gerilediğine işaret ederek durgun talep koşullarının altını çizdi.

    Anket ayrıca Çin’in ithalatının Mart ayında %1,4’lük mütevazı bir artış gösterdiğini ve bunun yılın ilk iki ayında görülen %3,5’lik artışa kıyasla daha yavaş bir hız olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, Çin’in ithalatının öncü göstergesi olarak kabul edilen Güney Kore’nin Çin’e ihracatı Mart ayında yıllık bazda %0,4’lük marjinal bir artış göstererek Çin iç talebinin durgun seyrettiğine işaret etti.

    Anketin medyan tahmini Çin’in ticaret fazlasının 70,2 milyar dolar civarında olacağını öngörüyor. Cuma günü açıklanacak olan resmi ticaret verileri, Çin’in ticaret dinamikleri ve ekonomik toparlanma durumu hakkında daha fazla bilgi sağlayacak.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • China Vanke hisseleri S&P’nin not indirimiyle düşüşe geçti

    China Vanke Co. Ltd. perşembe günü hisselerinde ve dolar cinsinden tahvillerinde düşüş yaşadı. Bu finansal gerileme, Standard & Poor’s’un (S&P) şirketin kredi notunu ‘BBB+’dan ‘BB+’ya düşürerek yatırım yapılamaz ya da “önemsiz” statüsüne getirmesinin ardından geldi. S&P not indirimine gerekçe olarak “zayıflayan rekabetçi pozisyonu ve artan kaldıracı” gösterdi ve yeni nota “negatif görünüm” atadı.

    Shenzhen’de işlem gören Vanke hisseleri erken işlemlerde %1,8 düşüşle 7,4 yuandan kapanarak Mayıs 2014’ten bu yana en düşük seviyeye indi. Benzer şekilde, şirketin Hong Kong’da işlem gören hisseleri de %3,8’lik bir düşüşle rekor düşük seviye olan 4,06 HK$’a geriledikten sonra %1,9’luk bir düşüşle 4,14 HK$’a geriledi. Şirketin dolar tahvilleri de etkilendi ve Aralık 2025’te vadesi dolacak bir dilim geç işlemlerde 66,3 civarında kote edildi ve Çarşamba gününe göre yaklaşık 5 sentlik bir düşüşe işaret etti.

    Şirketin yaşadığı zorluklara ek olarak, Çin medyası Çarşamba günü Vanke’nin Shandong eyaletinin Jinan kentindeki şubesinin genel müdürü Xiao Jin’in polis soruşturması altında olduğunu bildirdi. Vanke Perşembe günü Xiao’nun kişisel meselelerle ilgili olarak yetkililerle işbirliği yaptığını doğruladı ve Xiao’nun sorumluluklarını üstlenen başka bir yönetici ile şirketin faaliyetlerinin normal şekilde devam ettiğini belirtti.

    Vanke, not indirimine ve devam eden soruşturmaya rağmen bu yılki borç yükümlülüklerini büyük olasılıkla karşılayacağını belirtti. Ancak S&P, emlak piyasasındaki durgunluk nedeniyle geliştiricinin satışlarının önümüzdeki 12 ay boyunca muhtemelen düşmeye devam edeceğini öngördü. Vanke, 2023 yılı çekirdek kârında %50,6’lık önemli bir düşüş yaşadı ve 2024 yılının ilk iki ayında satışların aylık başa baş noktasının altına düştüğünü bildirdi.

    Geliştirici aktif olarak yeni finansman kaynakları aramakta, yeni krediler ve uzatılmış borç vadeleri için bankalar ve sigortacılarla görüşmeler yapmaktadır. Geçtiğimiz ay Vanke, borcu azaltarak ve emlak geliştirme dışındaki işlerden elde edilen geliri artırarak nakit akışını iyileştirmeyi planladığını duyurdu. Shenzhen’deki yerel yetkililerin Vanke’ye finansman konusunda yardımcı olmak için kamu iktisadi teşebbüsleriyle koordinasyon içinde olduğu söyleniyor.

    S&P’nin değerlendirmesi, China Vanke’nin kontratlı satışlarında ve marjlarında bir düşüş öngörüyor ve 2024’ten 2026’ya kadar 270 milyar ila 280 milyar yuan (37,3 milyar ila 38,1 milyar dolar) kontratlı satış öngörüyor. Bu, bir önceki yıla göre %25 ila %28’lik bir düşüş ve 2020’deki zirveye göre %60’lık bir azalma anlamına geliyor.

    S&P’nin not indirimi, diğer büyük kredi derecelendirme şirketlerinin de benzer adımlar atmasını izliyor. Moody’s Investors Service (NYSE:MCO), Vanke’nin kredisini yatırım yapılabilir seviyede olmayan olarak sınıflandıran ilk şirket olurken, Fitch Ratings de kısa bir süre sonra bunu takip etti.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Başa dön tuşu