Yine o tatsız haberlerden biriyle karşınızdayız sevgili Oyungezerler. Geçtiğimiz yıldan beri dalga dalga işten çıkarma haberleri geliyor. Bu seferki haber de Take-Two Interactive Software’den geliyor.
Rockstar, 2K, Gearbox üzere firmaları bünyesinde bulunduran Take-Two, toplam işgücünün %5’ini işten çıkarmaya hazırlanıyor. Bu, 600 civarında çalışanla yolların ayrılacağı manasına geliyor.
Toplam 200 milyon dolar kadar bir maliyet azaltma operasyonuna giden şirket, bu operasyonun bir kesimi olarak geliştirilmekte olan birçok projenin de fişini çekmiş. Bu projelerin hangileri olduğu açıklanmadı.
Maliyet azaltmanın değerli bir ayağını iş gücünün daraltılması oluşturuyor belirli ki. Bu işten çıkarmalar sonucunda maliyetlerde yıllık 165 milyon $ tasarruf (!) sağlanmasını bekliyormuş Take-Two idaresi.
İptal edilen projelerin 140 milyon $ kadar bir maliyetinin olması, çalışanlarla ilgili maliyetlerinse 35 milyon $ civarında bir maliyete karşılık gelmesi bekleniyormuş. Aktarıldığına nazaran; Take-Two, çalışma alanlarında da bir tasarrufa gitmeye hazırlanıyor.
Uzun lafın kısası, tekrar can sıkıcı bir haber almış bulunuyoruz. Umuyorum daha fazla bu tipten haber gelmez.
Merkez bankasının iki üst düzey yetkilisi Salı günü yaptığı açıklamada, Fed’in son aylardaki inatçı enflasyon okumaları göz önüne alındığında, faiz oranlarını düşürmek için muhtemelen başlangıçta beklenenden daha uzun süre bekleyeceğini söyledi.
Politika yapıcılar 2024’e, geçen yılın sonlarında olduğu gibi enflasyonun hızla düşmeye devam ettiğine dair kanıt aramak için geldiler. Bunun yerine, enflasyondaki ilerleme bazı tedbirlerle durduruldu, hatta tersine çevrildi.
Fed başkanı Jerome H. Powell, Salı günü Washington’da düzenlenen bir etkinlikte, “Son veriler açıkça bize daha fazla güven vermedi ve bunun yerine, bu güvene ulaşmanın muhtemelen beklenenden daha uzun süreceğini gösteriyor” dedi.
Salı günü yapılan ayrı bir konuşmada Fed başkan yardımcısı Philip N. Jefferson, enflasyonun sıcak kalması durumunda merkez bankasının faiz indirimlerini ertelemeye hazırlıklı olması gerektiğini de söyledi. Bay Jefferson, Washington’daki Fed araştırma konferansında yaptığı konuşmada, “Enflasyonun düşürülmesinde kayda değer ilerleme görmemize rağmen,” dedi, “enflasyonu sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye geri döndürme işi henüz tamamlanmadı.”
Aralık ayında Fed yetkilileri, 2024 yılı sonuna kadar üç kez faiz indirimi yapmayı beklediklerini belirtmiş ve yılın başında beklenenden daha sıcak enflasyon okumalarına rağmen geçen ay bu tahminlerini korumuşlardı. Bay Powell ve Bay Jefferson Salı günü bu tahminden geri adım atmadı ancak yinelemediler.
Yatırımcılar son haftalarda faiz indirimlerinin ne zaman başlayabileceğine dair görüş değişikliğine dair herhangi bir ipucu yakalamak için Fed yetkililerini yakından izledi. Yıl başladığında Wall Street analistleri, yetkililerin bu bahar gibi erken bir zamanda çeyrek puanlık artışlarla faiz indirimine başlamasını bekliyordu. Bunun nedeni, yıllık enflasyonun istikrarlı bir şekilde yaklaşık yüzde 9’dan yaklaşık yüzde 3’e düşerek Fed’in hedefine yaklaşmasıydı.
Ülkenin Ulusal İstatistik Ofisi’nin Çarşamba günü bildirdiğine göre, İngiltere’de tüketici fiyatları son iki buçuk yılın en yavaş oranında arttı.
Enflasyon, Şubat ayındaki yüzde 3,4’ten Mart ayına kadar yüzde 3,2 olarak gerçekleşti, ancak ekonomistlerin beklediği yüzde 3,1’in biraz üzerinde gerçekleşti. Değişken gıda ve enerji fiyatlarını dışarıda bırakan çekirdek enflasyon, bir önceki aya göre yüzde 4,5’ten düşerek yüzde 4,2 oldu.
Ekonomistler, hane halkı enerji faturalarının düşmesiyle birlikte enflasyonun önümüzdeki birkaç ay içinde yavaşlamaya devam edeceğini, muhtemelen İngiltere Merkez Bankası’nın yüzde 2 hedefinin altına düşeceğini öngörüyor. Genel enflasyon Ekim 2022’de yüzde 11,1 ile zirveye ulaştı.
Ekonominin zayıflığı merkez bankasının faiz oranlarını düşürmesi yönünde baskı yarattı. Britanya’nın işsizlik oranı bu hafta yayınlanan son verilere göre beklenenden fazla arttı.
PwC ekonomisti Jake Finney, bir notta bunun İngiltere Merkez Bankası için “zor bir dengeleme eylemi” sunduğunu yazdı. Yavaşlayan enflasyon, bankanın “ekonomiyi yeniden büyütmek için” faiz oranlarını düşürmesi yönünde baskı oluşturduğunu ancak politika yapıcıların muhtemelen “faiz indirimlerine yönelmeden önce hedefe sürdürülebilir bir dönüş elde ettiğimize dair daha kesin kanıtlar” istediklerini söyledi.
Geçtiğimiz ay İngiltere Bankası üst üste beşinci toplantısında kilit faiz oranını yüzde 5,25’te bıraktı.
ABD Merkez Bankası da son toplantılarında faiz oranlarını sabit tuttu. Fed’in üst düzey iki yetkilisi bu hafta yaptığı açıklamada, inatçı enflasyon verileri göz önüne alındığında, Fed’in faiz oranlarını düşürmek için muhtemelen başlangıçta beklenenden daha uzun süre bekleyeceğini söyledi.
Geçen hafta, Avrupa Merkez Bankası, avro bölgesindeki enflasyonun yavaşlaması ve bölge ekonomisinin zayıflaması nedeniyle Haziran ayındaki politika toplantısında faiz oranlarını düşürebileceğine dair şimdiye kadarki en net sinyalini verdi.
Uluslararası Para Fonu Salı günü yaptığı açıklamada, küresel ekonominin birkaç yıldır süren jeopolitik ve ekonomik çalkantıların ardından yumuşak inişe yaklaştığını söyledi. Ancak inatçı enflasyon, artan küresel çatışma tehdidi ve artan korumacılık gibi risklerin devam ettiği konusunda uyardı.
IMF, son Dünya Ekonomik Görünümü raporunda küresel üretimin 2023’tekine göre değişmeyerek 2024’te yüzde 3,2 seviyesinde sabit kalacağını öngördü. Genişlemenin hızı tarihi standartlara göre yavaş olsa da IMF, küresel ekonomik aktivitenin şaşırtıcı derecede dirençli olduğunu söyledi. merkez bankalarının enflasyonu dizginlemek için agresif bir şekilde faiz oranlarını yükselttiği ve Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşların tedarik zincirlerini daha da bozduğu.
Tahminler, dünyanın dört bir yanından politika yapıcıların Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın bahar toplantıları için Washington’a gelmeye başladığı dönemde geldi. Görünüm, IMF’nin altta yatan “türbülans” ve çok sayıda risk konusunda uyarıda bulunduğu bir yıl öncesine göre daha parlak.
Her ne kadar dünya ekonomisi geçen yıl resesyon tahminlerine meydan okuyarak dayanıklı olduğunu kanıtlamış olsa da, fiyat baskılarının yeterince kontrol altına alınmadığına ve ucuz Çin ihracatındaki son artışa ilişkin endişeler arasında yeni ticaret engellerinin dikileceğine dair kalıcı endişeler var. .
IMF’nin baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, rapora eşlik eden bir makalede, “Biraz endişe verici bir şekilde, enflasyon hedeflerine doğru ilerleme yılın başından bu yana bir miktar durakladı” diye yazdı. “Petrol fiyatları son zamanlarda kısmen jeopolitik gerilimler ve hizmet enflasyonunun inatla yüksek kalması nedeniyle artıyor.”
Şöyle ekledi: “Çin ihracatına yönelik daha fazla ticari kısıtlama da mal enflasyonunu artırabilir.”
Toplantı, elektrikli araçlar, lityum piller ve güneş panelleri gibi Çin’in yeşil enerji ürünlerinin küresel pazarlara akın etmesi nedeniyle ABD ile Çin arasında gerilimin arttığı bir dönemde gerçekleşiyor. Hazine Bakanı Janet L. Yellen geçtiğimiz hafta Çin’e yaptığı bir geziden döndü ve burada mevkidaşlarına Pekin’in sanayi politikasının Amerikalı işçilere zarar verdiğini söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nin, Amerika’nın güneş enerjisi ve elektrikli araç endüstrilerine yapılan yatırımları korumak için ticaret kısıtlamaları uygulayabileceği konusunda uyardı.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, İsrail’e taarruzları nedeniyle İran’a yeni yaptırım uygulanacağını bildirdi.
Sullivan, yaptığı yazılı açıklamada, Lider Joe Biden’ın Kongre üyeleri, ABD müttefikleri ve partnerleriyle İran’a kapsamlı bir yanıt verilmesini koordine ettiğini lisana getirdi.
Bu kapsamda İran’a yeni yaptırımların uygulanacağına işaret eden Sullivan, “ABD, gelecek günlerde İran’ın füze ve insansız hava aracı programlarıyla, İran Savunma Bakanlığı ve Devrim Muhafızlarını destekleyen kuruluşlar dahil İran’ı amaç alan yeni yaptırımlar uygulayacak” sözlerini kullandı.
Diğer müttefik ülkeler ve partnerlerin de ABD’nin akabinde yaptırımlar getireceğini kestirim ettiğini kaydeden Sullivan, Washington’ın İran’ın füze ve insansız hava aracı yeteneklerine karşı Orta Doğu’da hava ve füze savunması ile erken ihtar sistemlerinin entegrasyonunu güçlendirmeye devam ettiğini belirtti.
Sullivan, kelam konusu yeni yaptırımların ve öteki önlemlerin, İran’ın askeri kapasitesini ve aktifliğini denetim altına almak, zayıflatmak ve onun tüm sıkıntılı davranışlarıyla yüzleşmesi için yapılan baskıyı sürdüreceğini söz etti.
İran-İsrail tansiyonu 1 Nisan’da başlamıştı
İsrail, İran’ın Şam’daki konsolosluk binasına 1 Nisan’da hava saldırısı düzenlemişti. Taarruzda, İran İhtilal Muhafızları Ordusundan 2’si general 7 İranlı yetkili ölmüştü.
İran, İsrail’in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına akın manasına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran’ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.
İran 13 Nisan’da İsrail’e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle akın başlatmıştı.
İran birtakım gayelerin vurulduğunu, İsrail ise taarruzların birçoklarının hava savunma sistemlerince önlendiğini fakat güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.
İsrail basını, Tel Aviv idaresinin İran’ın hava saldırısına karşı “açık ve etkili” formda karşılık verme kararı aldığını tez etmişti.
Biden yönetimi, Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun 28 Temmuz’da yapılacak özgür ve adil seçimlere ilişkin taahhütlerini yerine getirmemesi halinde Venezuela’ya yönelik petrol yaptırımlarının yeniden uygulanabileceğini belirtti.
Ekim ayından bu yana yaptırımların kısmen hafifletilmesini sağlayan mevcut altı aylık lisans Cuma günü gece yarısından hemen sonra sona erecek. Bu muafiyet Venezüella hükümeti ile muhalefet arasında varılan seçim anlaşmasının ardından verilmişti.
Maduro hükümeti Barbados’ta imzalanan anlaşmanın bazı şartlarını yerine getirdi ancak muhalefetin yaklaşan seçimler için kendi seçtiği adayı göstermesine izin verilmesi de dahil olmak üzere ABD’nin tüm taleplerini karşılamadı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller Salı günü düzenlediği günlük brifingde Maduro hükümetinin Barbados anlaşmasını tam olarak uygulamaması halinde yaptırımların yeniden uygulanacağını ifade etti.
Yönetim, yaptırımların tamamen geri getirilmesinden Venezüella petrol işlemlerinde ABD doları kullanımının yasaklanmasına kadar değişen seçeneklerle uygulanacak cezai önlemlerin kapsamını düşünüyor. Küresel petrol fiyatları ve ABD-Meksika sınırına artan göçle ilgili endişeler göz önünde bulundurulduğunda tam yaptırımlara geri dönülmesi beklenmiyor. Biden yönetimi, Maduro’nun seçim taahhütlerine uyması halinde gelecekteki tavizleri de değerlendiriyor.
Venezuela’nın petrol ihracatı Mart ayında artış gösterdi ve alıcıların olası yaptırımları beklemesiyle 2020 başından bu yana görülmeyen seviyelere ulaştı. Biden yönetimi, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımların ardından küresel petrol arzını artırmak amacıyla Caracas’a yönelik bazı yaptırımları hafifletmişti.
Maduro hükümeti ABD’nin uyarılarına meydan okudu ve Venezuela Petrol Bakanı Pedro Tellechea, yaptırımlardan bağımsız olarak Venezuela’nın uluslararası şirketleri çekmeye devam edeceğini iddia etti. Yaptırımların kapsamına ilişkin nihai karar, ABD yaklaşan son tarih karşısında stratejisini değerlendirirken Maduro’nun önümüzdeki günlerde atacağı adımlardan etkilenecek.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Morgan Stanley (NYSE:MS), Asya-Pasifik bölgesindeki yatırım bankacılığı iş gücünü yaklaşık 50 pozisyon azaltacak. Bu hamle, anlaşma yapma faaliyetlerindeki gerilemeye yanıt olarak geliyor. İşten çıkarmalar ağırlıklı olarak Hong Kong ve Çin anakarasında bulunan yatırım bankacılarını etkileyecek.
Konuyla ilgili bilgi sahibi olan kişiler, konuyu kamuoyu önünde tartışma yetkisine sahip olmadıkları için isimlerinin gizli kalmasını tercih ettiler. Morgan Stanley’nin bir sözcüsü, bildirilen işten çıkarmalar hakkında yorum yapmamayı tercih etti.
İşten çıkarmalarla ilgili ilk haber bugün ortaya çıktı. Morgan Stanley’in bu kararı, kurumların değişen piyasa talepleri ve ekonomik koşullara yanıt olarak faaliyetlerini ayarladıkları finans sektöründeki daha geniş bir eğilimi yansıtıyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Avustralya’nın en zengin kişisi Gina Rinehart, Çin dışında dünyanın önde gelen nadir toprak üreticisi Lynas Rare Earths’te önemli bir hisse satın aldı. Yatırım, yakın tarihli bir borsa dosyasında açıklandığı üzere, şirketi Hancock Prospecting aracılığıyla yapıldı. Rinehart’ın bu hamlesi Lynas hisselerinde %5.9’luk bir artışa yol açtı ve olası sektör konsolidasyonuna ilişkin tartışmaları alevlendirdi.
Hancock Prospecting, bu ayın başlarında Amerikalı nadir toprak üreticisi MP Materials’a yaptığı benzer büyüklükteki yatırımın ardından şimdi Lynas’ta %5.82 oy gücüne sahip. Haber, Lynas ve MP Materials arasındaki birleşme görüşmelerinin Şubat ayında sona ermesinin ardından geldi.
Bir Lynas sözcüsü hissedarların desteğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ancak bireysel yatırımcılar hakkında yorum yapmadı. Hancock Prospecting de gelişme hakkında yorum yapmamayı tercih etti.
Broker Canaccord, Çarşamba günü yayınladığı bir notta, Rinehart’ın her iki şirkette de büyük hissedar konumunda olmasının, potansiyel stratejik faydalar ve karlılığı artırabilecek maliyet tasarruflarına atıfta bulunarak bir birleşmeyi teşvik edebileceğini belirtti. Firma, bir birleşmenin Çin’in nadir toprak elementleri hakimiyetine karşı zorlu bir Batılı rakip yaratacağını vurguladı.
Lynas, Batı Avustralya’daki Mount Weld madenini işletiyor ve işlenmek üzere Malezya’ya malzeme sevk ediyor. Şirket ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’ndeki işleme kapasitesini genişleterek rüzgar türbinleri, elektrikli araçlar ve füze sistemleri için kritik öneme sahip metallerin üretimini hedefliyor.
Yatırım, nadir toprak fiyatlarının önemli ölçüde düştüğü ve Neodim fiyatlarının 2022’nin başından bu yana yaklaşık %75 düştüğü bir dönemde gerçekleşti. Bu fiyat düşüşü, hakim üretici olan Çin’den gelen arzı etkileyen COVID dönemindeki sınır kapatmaları nedeniyle yaşanan ani yükselişi takip etti.
Demir cevherinden elde ettiği servetle tanınan Rinehart, son dönemde nadir toprak elementleri ve lityum sektörlerinde hisse edinmeye odaklandı. Önceki yatırımları, Albemarle’ın (NYSE:ALB) geçen yıl Liontown için yaptığı anlaşmayı engelledi. Londra Borsası Grubu’nun verilerine göre, Hancock’un portföyünde şu anda Brezilya Nadir Toprakları’nda %6,17 ve Arafura Nadir Toprakları’nda %9,14’lük bir hisse bulunuyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Dünyanın en büyük lüks holdingi olan LVMH Moët Hennessy Louis Vuitton’un hisseleri bugün erken seans işlemlerinde %2’lik bir artış yaşadı. Bu artış, şirketin ilk çeyrek satış verilerinin, özellikle Çin’deki pazarla ilgili olarak lüks sektörünün beklentileri konusunda temkinli olan yatırımcılar için güven verici bir işaret sağlamasının ardından geldi.
Paris merkezli lüks mallar şirketi, Mart ayında sona eren çeyrek için satış rakamlarını açıkladı ve organik bazda %3’lük bir büyüme ile toplam 20,69 milyar avro (yaklaşık 22 milyar dolar) elde etti. Bu rakamlar sektör analistleri tarafından belirlenen beklentilerle uyumlu.
Lüks danışmanlık firması Ortelli & Co’dan Mario Ortelli, özellikle Çin’deki zorlukların altını çizerek şirketin zor bir pazarda gösterdiği performansı yorumladı. Ortelli, “Pazar ortamı, özellikle Çin’de zorlayıcı ve LVMH beklentiler doğrultusunda hareket etmeyi başardı” dedi.
Rapor edilen satış rakamları ve ardından gelen hisse artışı, LVMH’nin karmaşık bir küresel pazar ortamında gösterdiği dayanıklılığı yansıtıyor gibi görünüyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Investing.com – Şok Marketler (SOKM), Kamuyu Aydınlatma Platformuna yaptığı açıklamada e-ticaret kanalındaki gelişimine katkı sağlamak adına piyasada İstegelsin markasıyla bilinen Future Teknoloji Ticaret A.Ş ‘nin satın alındığını duyurdu.
Kazançlı yatırımlar için doğru adres: InvestingPro. Şimdi %20’ye varan indirimden yararlanmak için INVTROZEL1Akodunu kullanın.
Kodu nasıl kullanacağınızdan emin değil misiniz? Adım adım gösterdiğimiz videoyuizleyebilirsiniz.
Sorularınız için destek birimimizeburadan ulaşın.
Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklaması şu şekilde:
“Yönetim Kurulumuzun 16/04/2024 tarihli ve 2024/14 sayılı toplantısında bağımsız üyelerin olumlu oyu ile alınan karara göre;
Gıda perakende sektörünün önde gelen oyuncuları arasında yer alan Şirketimizin, e-ticaret kanalındaki gelişimine katkı sağlamak ve yeteneklerini geliştirmek üzere, bu alanda İstegelsin markasıyla önemli bir marka bilinirliğine sahip Future Teknoloji Ticaret A.Ş’nin ödenmiş sermayesinin %100’üne tekabül eden paylarının satın alınması için KPMG Yönetim Danışmanlığı A.Ş.’ye değerleme çalışması yaptırılmıştır.
Yapılan değerleme çalışmaları sonucunda;
KPMG Yönetim Danışmanlığı A.Ş. ‘nin 16.04.2024 tarih ve 202401K12826979 sayılı değerleme raporuna (değerleme raporu) göre Şirket değeri; indirgenmiş nakit akım ve benzer şirket çarpanları yöntemlerinin ortalaması baz alınarak 190,0 Milyon TL ve 303,3 milyon TL değer aralığının orta noktası olan 244,9 milyon TL olarak belirlenmiştir.
İşlem fiyatı, değerleme raporunda belirlenen şirket değer aralığı orta noktasına göre %10 iskonto içerecek şekilde pazarlık usulü ile 220 Milyon TL olarak belirlenmiş olup; Future Teknoloji Ticaret A.Ş’nin ödenmiş sermayesinin %100’üne tekabül eden payların Future Star E-Ticaret A.Ş.’den peşin olarak satın alınması için pay alım sözleşmesi imzalanmıştır.
Pay alım sözleşmesi imza tarihi itibarıyla Future Teknoloji Ticaret A.Ş’nin finansal borcu bulunmamaktadır.
Bahsi geçen işlem, yatırım kararını ve pay değerini etkileyebilecek nitelikte olması nedeniyle, Sermaye Piyasası Kurulu’nun Özel Durumlar Tebliği’nin 6’ncı maddesi kapsamında 26/01/2024 tarihli, 2024/1 numaralı Yönetim Kurulu kararıyla taraflar arasında somut bir gelişme oluncaya kadar ertelenmişti.”
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupalı müttefikleriyle birlikte, İran’ın İsrail’e yönelik benzeri görülmemiş saldırısının ardından bu ülkeye yeni yaptırımlar uygulamaya hazırlanıyor. İran’ın füze ve insansız hava aracı programlarını hedef alan yeni yaptırımların önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor. Bu hamle, İsrail savaş kabinesinin saldırıya verilecek yanıtı görüşmek üzere Çarşamba günü üçüncü kez toplanmasıyla birlikte geldi.
Cumartesi gecesi gerçekleşen saldırıda İsrail topraklarına 300’den fazla füze, seyir füzesi ve insansız hava aracı fırlatıldı. Ancak etkili hava savunması ve karşı tedbirler sayesinde herhangi bir can kaybı yaşanmadı ve asgari düzeyde hasar meydana geldi. Buna rağmen saldırı, altı aydır devam eden Gazze savaşında şiddetin yayılabileceğine dair endişeleri arttırdı ve İran ile İsrail arasında açık bir çatışma ihtimalini gündeme getirdi.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İran’ın saldırganlığına bir yanıt verileceğini belirtmekle birlikte ayrıntılara ilişkin bir açıklama yapmadı. İsrail’den bir hükümet kaynağı, savaş kabinesinin Salı günü yapılması planlanan oturumunun daha fazla ayrıntı verilmeden Çarşamba gününe ertelendiğini kaydetti.
İsrail’i ciddi bir misillemeden caydırmak amacıyla ABD ve Avrupa ülkeleri İran’a yönelik ekonomik ve siyasi yaptırımların yoğunlaştırılacağı sinyalini verdi. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Salı günü yaptığı açıklamada, Amerika’nın yakında yeni yaptırımlar açıklamayı planladığını ve müttefik ülkelerin de bunu takip etmesinin beklendiğini duyurdu.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, İran’ın “kötü niyetli ve istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini” engellemek için yaptırımların kullanılacağını vurguladı. Washington’da düzenlenen bir basın toplantısında İran’ın “terör finansmanına” müdahale etmek için tüm seçeneklerin değerlendirildiğini ve kısa süre içinde İran’a karşı daha fazla yaptırım ilan edilmesini beklediğini belirtti.
Avrupa Birliği de dış politika şefi Josep Borrell aracılığıyla mevcut yaptırımları genişletmeyi düşünüyor. AB dışişleri bakanlarının acil bir video konferansının ardından Borrell, bazı üye devletlerin yaptırımların sadece İran’ın Rusya’ya insansız hava aracı tedarikini değil, aynı zamanda füze tedarikini ve muhtemelen Orta Doğu’daki İran vekillerine yapılan teslimatları da kapsayacak şekilde genişletilmesini önerdiklerini belirtti.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz İran’ın füze programına yönelik yaptırımlar için aktif bir şekilde destek arıyor ve 32 ülkeye mektup yazarak İran Devrim Muhafızlarını terörist grup olarak tanımlayan ABD’yi takip etmelerini istedi.
İran’ın saldırısı, 1 Nisan’da Şam’daki büyükelçilik yerleşkesine düzenlenen ve İsrail’e atfedilen hava saldırısına misilleme niteliğindeydi. İran artık meselenin kapandığını düşündüğü sinyalini verdi. Başkan Joe Biden İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya ABD’nin İsrail’in karşı saldırısına katılmayacağını iletti. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa, Orta Doğu’da gerilimin daha da tırmanmasını önlemek için itidal çağrısında bulundu.
Bu arada Gazze’deki çatışmalarda önemli kayıplar yaşandı ve Gazze Sağlık Bakanlığı İsrail saldırısı nedeniyle 33,000’den fazla Filistinlinin öldüğünü bildirdi. İsrail’in Hamas’a yönelik harekâtı, İran destekli Filistinli militan grubun İsrail rakamlarına göre 1.200 kişinin ölümü ve 253 kişinin rehin alınmasıyla sonuçlanan saldırısının ardından 7 Ekim’de başladı.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Avustralya, askeri yeteneklerini güçlendirmek için önemli bir adım atarak önümüzdeki on yıl içinde savunma harcamalarında 32 milyar dolarlık bir artış yapacağını açıkladı. Bu stratejik karar, Pasifik bölgesinde Çin ve ABD’nin dahil olduğu potansiyel çatışma endişelerinin arttığı bir dönemde füzelere, insansız hava araçlarına ve savaş gemilerine öncelik vermeyi amaçlıyor.
Savunma Bakanı Richard Marles Çarşamba günü, on yıllık süreyi kapsayan 330 milyar dolarlık daha büyük bir savunma bütçesinin bir parçası olan yeni finansmanı açıkladı. Harcamalardaki artış beş yıl sonra kademeli olarak yürürlüğe girecek ve Avustralya’nın şu anda %2’nin biraz üzerinde olan savunma harcamalarının 2034 yılına kadar GSYH’sinin %2.4’üne yükselmesi bekleniyor.
Bu karar, Avustralya’nın savunma stratejisinde uzun menzilli füzelere odaklanan bir değişimi, değişen jeopolitik manzaraya bir yanıtı ve ABD-Çin çatışması olasılığının bölgeyi önemli ölçüde etkileyebileceği bir dönemde gelişmiş yeteneklere duyulan ihtiyacın kabulünü yansıtmaktadır.
Marles, ulusal basın kulübünde yaptığı konuşmada, Soğuk Savaş sonrası iyimser dönemden uzaklaşıldığının altını çizerek, ABD ve Çin arasındaki mevcut belirsizlik ve stratejik rekabet ortamının altını çizdi.
Bütçeden aslan payını alacak olan donanma, Hayalet Köpekbalığı denizaltı insansız hava aracı gibi diğer projelerin yanı sıra su üstü filosunun geliştirilmesi ve AUKUS nükleer enerjili denizaltı programının desteklenmesi için 145 milyar Avustralya dolarına varan bir bütçe ayırdı.
Füze programları da önemli bir yatırım görecek ve 74 milyar Avustralya doları füzelerle ilgili girişimlere yönlendirilecek. Geçen yıl yapılan bir incelemede belirtildiği üzere, bu yatırımlar arasında hava kuvvetleri ve ordu için yeni uzun menzilli füzelerin geliştirilmesi, füze savunma sistemleri ve yerli güdümlü silah üretiminin kurulması yer almaktadır.
Ayrıca Avustralya’nın kuzeyinde bulunan ve ABD Deniz Piyadeleri için eğitim alanı olarak kullanılan askeri üslerin de 18 milyar Avustralya dolarına varan bir yatırımla yenilenmesi planlanıyor.
Finansman planı Avustralya’nın savunma duruşunda önemli bir değişimi temsil ediyor ve Pasifik’te daha güçlü bir askeri varlık gerektirebilecek bir geleceğe hazırlanıyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
ABD dolarının tırmanışı Asya’daki gelişmekte olan piyasalarda rahatsızlık yaratırken, sterlin ve euro gibi para birimleri sırasıyla 1,24 ve 1,06 dolarlık destek seviyelerinin üzerinde seyrediyor.
Japon yeni her geçen gün yirmi yılın en düşük seviyelerine ulaşmaya devam ediyor. Dolardaki bu artış esas olarak güçlü ABD ekonomisinden ve Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’ın son şahin açıklamalarıyla pekiştirilen yakın faiz indirimlerinden uzak beklentilerden kaynaklanıyor.
Doların bu haftaki ivmesine katkıda bulunan bir diğer gelişme de Çin’in para biriminin zayıflamasına izin verebileceğini göstermesi oldu. Bu hareket, genellikle yuan ile aynı hizada olan komşu para birimleri üzerindeki baskıyı artırarak bölgedeki daha küçük merkez bankalarının durumunu zorlaştırdı. Bu bankalar şimdi döviz baskılarını şiddetlendirmeden faiz oranlarını düşürmekte zorlanıyor.
Asya’da enflasyonun nispeten kontrol altında tutulduğu bölgelerde merkez bankaları harcamaları ve ekonomik büyümeyi desteklemek için faiz oranlarını düşürmeye hazırlanıyordu. Ancak Endonezya merkez bankası, Mart 2020’den bu yana en düşük noktasına ulaşan rupiahı istikrara kavuşturmak için Salı günü müdahale etmek zorunda kaldı. Bankanın önümüzdeki hafta kadar erken bir tarihte faizleri artırması gerekebileceği yönünde spekülasyonlar var.
Hindistan rupisi Salı günü rekor düşük seviyeye ulaştı ve Vietnam dongu da rekor düşük seviyelere ulaşarak önemli bir düşüş yaşıyor. Malezya, Japonya ve Güney Kore, para birimlerinin önemli seviyeleri aşmasını önlemek için müdahale etmeye hazır olduklarının sinyalini verdi.
Japonya dışında, Asya’da bu yıl faiz indirimi olasılığı azalıyor. Bu arada, Japonya’da getiriler ABD Hazine piyasasındakilere paralel olarak yükselmedi ve 10 yıllık faizlerde 380 baz puandan fazla fark oluştu.
Bugün ilerleyen saatlerde İngiltere’de açıklanacak enflasyon verilerinin baz etkisi nedeniyle hem çekirdek hem de manşet fiyat artışlarında yavaşlama göstermesi bekleniyor. Euro bölgesi için nihai enflasyon rakamlarının da muhtemelen ön verileri yansıtması bekleniyor.
Diğer gelişmelerde, bir İsrail hükümet kaynağı Salı günü yapılması planlanan savaş kabinesi oturumunun bugüne ertelendiğini belirtti. Bu erteleme, İran’dan gelen son saldırıya verilecek herhangi bir yanıtı geciktirebilir.
Piyasalar ayrıca Federal Rezerv’in ekonomik koşullara ilişkin Bej Kitap’ının ve NYSE:LVS (Las Vegas Sands Corp.) ve NYSE:ABT’nin (Abbott Laboratories) ABD kazanç raporlarının açıklanmasını bekliyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
ANKARA (İGFA) – Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sivas ile İstanbul arasında başlayacak olan aktarmasız yüksek hızlı tren seferlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de demiryollarında yapılan yatırımlar ve atılımlar sayesinde ulaşımda çağ atlatan projelerin hayata geçirildiğinin altını çizen Bakan Uraloğlu, hızlı tren projeleri, mevcut demiryollarının yenilenmesi ve modernizasyonu, milli ve yerli demiryolu sanayisinin geliştirilmesinde bakanlık olarak duraksamadan çalıştıklarını ifade etti.
Bakan Uraloğlu, vatandaşların güvenli, ekonomik, çevreye duyarlı ve konforlu ulaşımını sağlayabilmek için demiryolları yatırımlarına hız kesmeden devam edeceklerini belirtti.
ANKARA-SİVAS YHT HATTINI YILDA 971 BİN KİŞİ KULLANDI
Ankara-Sivas Hızlı Demiryolu Hattının 26 Nisan 2023 tarihinde hizmete girmesiyle Ankara-Sivas arasındaki mesafenin 603 kilometreden 405 kilometreye, 12 saat olan seyahat süresinin 2 saate düştüğünü anımsatan Bakan Uraloğlu, “Ankara-Yozgat arasının da 1 saat düştüğünü söyledi. Güzergah üzerinde bulunan 8 istasyon ile hizmet vermeye başlayan hızlı tren hattının Elmadağ, Kırıkkale, Yerköy, Yozgat, Sorgun, Akdağmadeni, Yıldızeli ve son olarak da Sivasa ulaştığını belirten Uraloğlu, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas illerimizin de Ankara merkezli hızlı tren ağına bağlanması ile bu illerimizde yaşayan yaklaşık 1,3 milyon vatandaşımız hızlı trenle seyahat etme imkânına kavuştu. Ankara-Sivas arasında günde karşılıklı 3+3 sefer olarak işletilen Yüksek Hızlı Tren ile 26 Nisan 2023 tarihinde hizmete girmesinden bu yana geçen 1 yılda 971 bin yolcu seyahat etti” dedi.
AKTARMASIZ EKSPRES 4 MAYIS’TA BAŞLIYOR
Sivas ve Ankaradan Yüksek Hızlı Trenler ile seyahat eden yolculardan gelen aktarmasız Sivas-İstanbul sefer talepleri doğrultusunda çalışmaların tamamlandığının müjdesini veren Uraloğlu, Sivas’tan 4 Mayıs saat 13.00da hareket edecek Yüksek Hızlı Trenimiz ekspres ve aktarmasız olarak İstanbula devam edecek. 483 yolcu kapasitesine sahip setler kullanılarak işletilecek ekspres trenlerimiz İstanbuldan da 08.40ta hareket edecek, Sivas a 15.58 de varacak, Sivas tan 13.00 da hareket edecek ve İstanbul a 20.08 de ulaşacaktır. diye konuştu.
Bakan Uraloğlu, İstanbul-Sivas seferinin 7 saat 18 dakika, Sivas-İstanbul seferinin ise 7 saat 8 dakika süreceğini belirterek, Ekspres Yüksek Hızlı Trenler, Sivas-İstanbul arasında Yozgat, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Arifiye ve Pendik te duracak. İlerleyen günlerde yolcu taleplerini dinleyeceğiz, gerekli değerlendirmeleri yaparak işletme planı değişiklikleri yapacağız şeklinde konuştu.
KONYA (İGFA) – Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin son dönemde şehre kazandırdığı dört köprülü kavşaktan biri olan İstanbul Yolu Fırat Caddesi Köprülü Kavşağı’nda incelemelerde bulundu.
“Konya Modeli Belediyecilik” anlayışıyla şehrin her noktasında kesintisiz şekilde çalışmaya devam ettiklerini belirten Başkan Altay, şehir merkezinde trafiği rahatlatmak adına İstanbul Yolu Fırat Caddesi Köprülü Kavşağı’nın önemli bir yatırım olduğunu ifade etti.
Başkan Altay, Fırat Caddesi Köprülü Kavşağı’nın alt kısmının yaklaşık bir ay önce hizmete girdiğini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yaklaşık bir ay önce alttan trafik geçişini sağlamıştık. Yan yollarla ilgili çalışmamız da kesintisiz bir şekilde devam ediyor. İnşallah Mayıs başında buradaki tüm işlemlerimizi tamamlayarak açmayı hedefliyoruz. Böylece İstanbul Yolu diye ifade ettiğimiz Beyşehir istikametinden gelip Afyon istikametine giden vatandaşlarımız için kesintisiz bir trafik aksı oluşmuş oldu. Bu yol üzerinde hiçbir şekilde trafik ışığında beklemeden yoğun trafiği, şehre gürültü ve trafik yoğunluğu olmadan aktarma imkanımız oldu. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İnşallah Fırat Caddesi Köprülü Kavşağı’nı Mayıs başı itibariyle tamamen hizmete açmış olacağız. Şehrimize hayırlı, uğurlu olsun.”
Investing.com – BIST 100 endeksi güne %0,72 artışla 9.617,18 puandan başladı.
Amatörlerin bile profesyoneller gibi kazanabileceği dünyaya adım atın. InvestingPro şimdi %20 indirimde. Kupon kodu: INVTROZEL1A
Kodu nasıl kullanacağınızdan emin değil misiniz? Adım adım gösterdiğimiz videoyuizleyebilirsiniz
Sorularınız için destek birimimize buradan ulaşın.
Dün BIST 100’de %1,36 düşüş görülürken endeks, günü 9.548 puanda kapattı. Bankacılık sektöründeki %4,55 oranında kayıplar dikkat çekerken bankalar, yeni güne %2,5’in üzerinde toparlanmayla başladı. BIST 100’de dün günlük işlem hacmi 101,3 milyar TL olarak kaydedildi. Bu işlem hacmi, toplam hacmin %68,2’sini oluşturdu.
Borsa İstanbul’da pozitif açılışın ardından alıcılı görünüm devam etti ve BIST 100, %2’ye yakın değer artışına ulaşarak ilk saatin sonunda 9.710 puan bandında işlem görmeye başladı. Sektör bazında sadece gayrimenkul, %0,1 oranında kısmi bir düşüşe sahipti. Bankalarla birlikte spor, elektrik ve holding, güne en çok yükselişle başlayan sektörler oldu.
BIST 100’de güne hızlı başlayan hisseler
BIST 100 endeksine dahil hisseler arasında ilk saatte en çok yükselen 5 hisse şöyle sıralandı:
AKFYE
DOAS
GUBRF
GARAN
ZOREN
BIST 100’de SOKM, KCAER, EKGYO, OTKAR ve AKFGY ise güne düşüşle başlayan hisselerin başında yer aldı.
Salı günü açıklanan bilgilere göre LVMH Moët Hennessy Louis Vuitton (LVMUY), lüks ürünlerine olan talebin azalması nedeniyle finansal analistlerin tahminlerinin gerisinde kalarak ilk çeyrek gelirinde düşüş açıkladı.
Mart ayında sona eren çeyrekte şirketin geliri geçen yılın aynı dönemine kıyasla %2 azalarak 20,7 milyar Avro (22 milyar $) olarak gerçekleşti. Bu rakam, FactSet tarafından bildirildiği üzere finans uzmanlarının 21 milyar € (22.3 milyar $) gelir tahminini karşılamadı.
Döviz kuru dalgalanmaları gibi faktörlere göre ayarlandığında şirketin gelirinde %3’lük bir büyüme yaşandığını vurgulamak önemlidir. Ancak, raporlanan gelirde döviz kurlarının etkisiyle %4’lük bir azalma görüldü.
Çarşamba günü Paris’teki işlemlerde şirketin hisse senedi değeri %2,6 oranında arttı.
Farklı iş sektörleri açısından, saat ve mücevherat konusunda uzmanlaşmış bölüm satışlarda %5’lik bir düşüşe tanık olurken, moda ve deri ürünleri segmentinde %2’lik bir düşüş görüldü.
En önemli düşüş, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla satışlarda %16’lık bir azalma ile şarap ve alkollü içkiler sektöründe meydana geldi.
Louis Vuitton ürünlerinin Çinli tüketicilere küresel satışlarında, özellikle Japonya ve Avrupa’da, Çin anakarasından yapılan seyahatlerdeki artışa paralel olarak yaklaşık %10’luk bir büyüme kaydedildi.
Bernstein analistleri raporla ilgili yorumlarında LVMH’nin performansını “genel olarak kabul edilebilir” olarak nitelendirdi.
“Piyasa, şirketin hisse fiyatının son dönemdeki en yüksek seviyesinden yaklaşık %10 düşmesi ve kurumsal yatırımcıların beklentilerinin potansiyel olarak hisse senedi analistlerinin beklentilerinden daha düşük olması nedeniyle bu güncellemeyi olumlu değerlendirmelidir. Bu durum hisse senedini destekleyecektir,” dedi analistler.
“2024 mali yılı için kademeli bir ekonomik yavaşlama beklentimizi koruyoruz ve bu güncellemeyi bu senaryonun olası olmaya devam ettiğinin teyidi olarak yorumluyoruz. LVMH hisselerine ilişkin olumlu görüşümüzü korurken, 2024 yılının ikinci çeyreğinin ve hatta yılın ikinci yarısının daha elverişli karşılaştırma noktaları sunacağını ve muhtemelen büyümenin artmasına yol açacağını tahmin ediyoruz” diye devam ettiler.
Goldman Sachs analistleri de LVMH’nin performansının bir önceki yıla göre zorlu karşılaştırmalara rağmen bu çeyrekte güçlü olduğunu belirterek iyimserliklerini ifade ettiler. Analistler, yönetimin 2024’ün ilk çeyreğinde moda ve deri ürünleri sektörü için Çin pazarında döviz kuruna göre ayarlanmış %10’luk bir büyümeyi teyit etmesinin özellikle cesaret verici olduğunu vurguladı.
Goldman Sachs, “Yurtiçi harcamalardaki düşüş (grup için Asya-Pasifik bölgesinde %6’lık bir düşüş), tüketicilerin yurtdışındayken lüks mallara olan güçlü talebinin devam ettiğini gösteriyor,” diye ekledi.
Bu makale yapay zeka teknolojisi yardımıyla oluşturulmuş, tercüme edilmiş ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla ayrıntı için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.
Çip üretim ekipmanı tedarikçisi ASML, ilk çeyrekte siparişlerin beklentilerden zayıf kaldığını bildirdi. Ancak Çin’e yapılan satışlar, ihraç edebileceği ürünlere yönelik ABD öncülüğündeki kısıtlamalara rağmen devam etti.
Bu yıl %34 yükselen ASML hisseleri seans öncesi işlemlerde %6 düştü.
ASML, 2025 yılında güçlü bir büyüme için hazırlanmasına rağmen geçen yılki 27,6 milyar euro’luk satışları sabit görerek tüm yıl için mali tahminlerini değiştirmedi.
İlk çeyrekteki net gelir, 2023’ün dördüncü çeyreğindeki 2,05 milyar euro’dan 1,22 milyar euro’ya geriledi. Satışlar ise 7,24 milyar euro’dan 5,29 milyar euro’ya geriledi.
Yeni siparişler 3,6 milyar euro ile analistlerin öngördüğü 5,4 milyar euro’nun oldukça altında kaldı.
Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılar, büyük ekonomilerde uzun süreli yüksek faiz beklentilerinin finansal piyasaların önemli ölçüde yeniden değerlendirilmesine yol açabileceği için potansiyel bir şoka hazırlanıyor. Bu yaz faiz indirimi beklentisine rağmen, küresel hisse senetleri rekor seviyelere yakın işlem görüyor ve yüksek riskli şirketlerin borçlarına güçlü bir talep var.
Varlık yöneticileri ve ekonomistler, özellikle de inatçı bir şekilde yüksek enflasyonla boğuşan ABD Merkez Bankası’nın sadece asgari düzeyde parasal genişleme yapacağını öngörüyor. Bu durum, yatırımcılar ABD faiz oranlarının geleceğini ve varlık değerlemeleri üzerindeki etkisini tartışırken borsadaki oynaklığın son altı ayın zirvesine ulaşmasına neden oldu.
Uluslararası Para Fonu, Federal fon oranının piyasanın şu anda beklediğinden daha yavaş düşebileceğini öne sürdü. BlackRock’tan Petersen, ABD faiz oranlarının önümüzdeki beş yıl boyunca %4 civarında seyredeceğini, Euro bölgesi faiz oranlarının ise %2 civarında olacağını tahmin ederek yapısal olarak daha yüksek faiz oranlarının olduğu yeni bir dönemin sinyalini veriyor.
Küresel hisse senetleri bu yıl yaklaşık %4 artarak Mart ayında rekor seviyelere ulaştı. Küresel çöp tahvil endeksi de Fed’in faizleri 23 yılın zirvesi olan %5,25’ten %5’e düşüreceği umuduyla 2021’den bu yana görülmemiş seviyelere ulaştı.
Ancak EY’ye göre, şirket değerleme modellerinde kullanılan iskonto oranının yeniden değerlendirilmesi, gelecekteki kazançların bugünkü değerini düşürebilir ve bir puanlık artış potansiyel olarak %10’luk bir düşüşe yol açabilir.
Yaşlanan nüfus, işgücündeki daralma ve üretimin Çin’den Batı ekonomilerine kayması gibi faktörlerin yüksek enflasyon ve faiz oranlarını sürdürmesi bekleniyor. Ayrıca, Orta Doğu’daki çatışmalar petrol fiyatlarını 90 $’a yaklaştırdı ve iklimle ilgili olaylar emtia fiyatlarını yüksek tutabilir.
Fed’in bu yıl faiz indirimine gitmesine yönelik piyasa beklentileri azaldı ve iki faiz indiriminden daha azı bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası’nın ilk faiz indirimini Haziran ayında yapması bekleniyor, ancak olası indirimlerin kapsamı belirsiz.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Yatırımcılar, yüksek getirili İtalyan tahvillerine yaptıkları yatırımların güvenliğini belirlemek için Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yönergelerini inceliyor. AMB’nin 2022 yılı ortalarında Avro Bölgesi’nde tahvil spreadlerinin yersiz genişlemesine karşı koruma sağlamak amacıyla uygulamaya koyduğu Transmisyon Koruma Aracı (TPI) henüz kullanılmadı. Ancak bu aracın varlığı, sağladığı örtülü koruma nedeniyle İtalya’nın yüksek borç ortamında yatırımları teşvik etmiştir.
İtalya’nın kamu maliyesine ilişkin zorlukları giderek artmakta ve ülkeyi TPI uygunluğundan potansiyel olarak diskalifiye etmektedir ki bu durum tahvil sahiplerini önemli ölçüde etkileyebilecektir. İtalya’nın 10 yıllık BTP’leri ile Alman Bund’ları arasındaki getiri farkı şu anda 140 baz puan civarında ve bu da TPE müdahalesine acil bir ihtiyaç olmadığını gösteriyor. Bununla birlikte, piyasa ileriye dönük ve gelecekteki gelişmeler konusunda endişeli.
ECB’nin TPI uygunluk kriterleri, EDP kapsamındaki ülkelerin uygunluk için düzeltici eylemde bulunmuş olması gerektiğinden, net bir yol sağlamamaktadır. ECB’nin Temmuz 2022 tarihli açıklamasında, uygunluk kriterlerinin dinamik olarak ayarlanmış bir karar verme sürecinin girdileri olacağı belirtilmiştir. Bazı analistler, ECB’nin şartlarından sadece birinin karşılanmasının TPI desteği için yeterli olabileceğine inanıyor.
AMB’nin önümüzdeki aylarda alacağı kararlar, İtalya’nın mali zorlukları aşması ve TPI desteğine olan potansiyel ihtiyacın daha da artması nedeniyle yakından izlenecek.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Investing.com – Hafta sonu yaşanan gerginliğin ardından jeopolitik riskler küresel piyasaları baskı altında tutmaya devam ediyor. Piyasalar, bir yandan da Fed Başkanı Powell’ın açıklamalarını fiyatlarken ECB Başkanı Lagarde’ın faiz konusundaki son demeçleri yakından takip edildi. Yurt içinde ise TCMB Başkanı Fatih Karahan enflasyon beklentilerine yönelik görüşleriyle gündeme geldi.
InvestingPro kullanın, profesyoneller gibi kazanın! %20 indirim kodu: INVTROZEL1A
Kodu nasıl kullanacağınızdan emin değil misiniz? Adım adım gösterdiğimiz videoyuizleyebilirsiniz.
Sorularınız için destek birimimizeburadan ulaşın.
İsrail ve İran arasındaki son gelişmelerde İsrail Hava Kuvvetleri, İran’a yönelik muhtemel bir saldırı için yürüttüğü hazırlıkları tamamladığını açıkladı. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ise İsrail’in muhtemel saldırısına saniyeler içinde karşılık vereceklerini söylerken tansiyon yüksek kalmaya devam etti. Bu gelişme, yurt dışı piyasalarında risk iştahının düşmesine neden oluyor.
Yurt içi piyasalarında da benzer bir etki görülürken özellikle bankacılık sektöründe dün %4,6’yı bulan düşüş BIST’in aşağı yönlü hareketinde etkili oldu. Yurt içindeki son gelişmelerde ise TCMB Başkanı Fatih Karahan enflasyon beklentilerine ilişkin demeçleri vardı. Fatih Karahan, enflasyonu kontrol altına almak için ne gerekiyorsa yapılacağını, güvenin yeniden tesisi için önemli adımlar atıldığını ve Türkiye’nin yıl sonu enflasyon hedefine ulaşma yolunda ilerlediğini belirtti. TCMB Başkanı, enflasyonun %73 ile %75 arasında tepe yapacağını düşünürken hedefin bu yıl sonu için %36 olduğunu vurguladı.
Yerel seçimler sonrası gerçekleşen ilk kabine toplantısının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Orta Vadeli Program’a değindi. Erdoğan, OVP’nin müspet sonuçlarını görmeye başladıklarını söylerken büyüme oranının yıl sonunda %4’e yaklaşacağına inandığını sözlerine aktardı. Enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıların farkında olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı, “Günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışı hedefliyoruz. Seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik.” dedi.
Orta Vadeli programın güçlendirilmesinde 3 temel önceliğin olduğunu söyleyen Erdoğan, bunları; kamuda tasarruf artışı, yatırım önceliklendirilmesi ve yapısal reformları hızlandırmak olarak sıraladı.
Ekonomik veri takviminde bugün yurt içinde Şubat ayı cari işlemler dengesi takip edilecek. Beklenti, cari işlemler dengesinde 3,7 milyar dolar açık verileceği yönünde. Ayrıca yerel seçimler ve ardından bayram tatili nedeniyle yaklaşık 1,5 aydır kapalı olan TBMM, bugün yeniden açılacak.
ABD enflasyon verilerinin ardından para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed’in Mayıs toplantısında politika faizini sabit bırakacağına kesin gözüyle bakılıyor. İlk faiz indirimine gitme ihtimali Haziran için %20 ve Temmuz ayı için %29’a çekildi. ABD’nin Eylül ayında faiz indirim beklentileri ise %45 oldu.
Bu yıl Fed’in 75 baz puanlık indirim yapması öngörülüyordu, ancak son gelişmelere bağlı olarak beklentilerin 60 baz puana çekildiği görülüyor. Ayrıca mevcut ekonomi gelişimi, ABD tahvil faizlerini artırmaya devam ederken dolar, majör para birimleri karşısında güçlü kalmayı sürdürüyor. Fed Başkanı Powell, dün Washington’da yaptığı konuşmada “Son veriler açıkça bize daha fazla güven vermedi ve bunun yerine bu güvene ulaşmanın muhtemelen beklenenden daha uzun süreceğini gösteriyor.” ifadelerini kullandı. Powell’ın görüşlerinin diğer Fed eyalet başkanlarının ifadeleriyle paralel olduğu görüldü.
Öte yandan ECB Başkanı Lagarde büyük değişimler olmadığı takdirde yakında faiz indirimlerine başlayacakları mesajını yineledi. Buna göre faiz indirimi konusunda yılbaşındaki beklentilerin aksine ECB’nin Fed’den daha önce hareket edeceği görüşü daha da ağırlık kazanmaya başladı.
Bitcoin (BTC), Asya sabah saatlerinde zorlu zamanlar geçirmesinin ardından 64.000 doların biraz üzerinde işlem görüyor.
Singapur merkezli Presto’da türev trader’ı olan Jun-young Heo, CoinDesk ile yaptığı röportajda, “Beklenmedik şekilde yüksek olan ABD hazine getirileri, doların güçlenmesi ve Orta Doğu’daki jeopolitik risklerle birleşerek kripto piyasaları üzerinde baskı oluşturdu.” dedi.
Yeo, riskten kaçış yöneliminin türev piyasasına da yansıdığını, bazı borsalardaki fonlama oranlarının negatife döndüğünü ve üç aylık bazda getirilerin %10’a “gerilediğini” söyledi.
Heo, “Kısa vadeli satım opsiyonları hem BTC hem de ETH için alım opsiyonlarından daha pahalı.” diye devam etti.
Son 12 saatteki tasfiyeler, yükseliş ve düşüş vadeli işlem bahisleri arasında neredeyse eşit olarak bölündü. 31,1 milyon dolarlık uzun pozisyon tasfiye edildi ve 36,49 milyon dolarlık kısa pozisyon rekt oldu.
Hong Kong’da bir kripto piyasası yapıcısı olan Keyrock’ın iş geliştirme başkanı Justin d’Anethan, CoinDesk’e gönderdiği notta “Görünüşe göre yatırımcılar, tüm zamanların en yüksek seviyelerinden pek de nasiplenemedi ancak tamamen düşüeş geçilmiş olabileceği konusuna katılmıyor.” dedi.
Dünyanın en büyük dijital varlıklarının performansını ölçen CoinDesk 20 Endeksi, 2.174 seviyesinde yatay işlem görüyor.
Katalizörlerin etkisine değinen d’Anethan, şöyle ekliyor:
“Şaşırtıcı derecede yüksek enflasyon ve tabii ki Orta Doğu’daki gerilimin artmasıyla birlikte, hawkish (şahin) faiz beklentileri ve makro katalizörler tüm risk varlıklarına hakim olmuş gibi görünüyor.”
d’Anethan, kriptodaki yatay fiyat hareketlerinin ve belli bir aralıkta seyretmenin kaldıraç trader’larını mağdur edebileceğini belirtiyor.
Heo ise şöyle ekliyor:
“Tekrar yükselişe geçebilmek için her zamanki olaylardan ziyade biraz zamana veya başka bir katalizörlere ihtiyaç var.”
Bu makale ilk olarak CoinDesk Türkiye üzerinde yayımlanmıştır.
WhatsApp, uzun müddettir üzerinde çalıştığı “Sohbet Filtreleme” özelliğini nihayet bugün prestijiyle kullanıcıların hizmetine sundu. Hem iOS hem de Android platformlarında ayrıntılı test süreçlerinden geçirilen bu yeni özellik, kullanıcılara iletilerini daha verimli bir halde yönetme imkanı tanıyor.
Sohbet Filtreleme özelliği, isminden da anlaşılacağı üzere, kullanıcıların gelen kutularını daha tertipli hale getirmelerine yardımcı olmak için tasarlandı. Bu yeni özellik sayesinde, kullanıcılar sohbetlerini çeşitli kriterlere nazaran filtreleyebilecek. Örneğin, okunmamış iletiler, küme sohbetleri yahut tek kişilik sohbetler üzere seçenekler üzerinden iletilerinizi sıralayabilirsiniz. Ayrıyeten iş yahut şahsî sohbetleri ayırt etmek üzere daha spesifik filtreleme seçenekleri de mevcut. Bu, bilhassa ağır bildiri trafiği olan kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayacak.
WhatsApp yeni özelliğini sonunda kullanıma sundu!
WhatsApp‘ın resmi blogunda yer alan açıklamaya nazaran, Sohbet Filtreleme özelliği kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak ve iletileşme tecrübesini daha keyifli hale getirecek. Kullanıcılar artık aradıkları sohbetlere süratlice ulaşabilir, kıymetsiz iletileri çarçabuk göz gerisi edebilir ve değerli konuşmalar üzerinde daha fazla denetim sahibi olabilir.
Bu özellik, bilhassa iş dünyasında faaliyet gösteren profesyoneller için büyük bir avantaj olarak görülüyor. İş ile ilgili sohbetlerin kolaylıkla ayrıştırılabilmesi, iş verimliliğini artırırken, değerli iletilerin gözden kaçmasının önüne geçilmesine yardımcı olacak. Birebir vakitte, şahsî kullanım için de sohbetlerin daha tertipli olması, kullanıcı tecrübesini düzgünleştiriyor.
WhatsApp, bu yeni özelliğiyle birlikte kullanıcıların geri bildirimlerini de büyük değer atfetmekte. Kullanıcı tecrübesini daha da güzelleştirebilmek için yapılan geri bildirimler, gelecekteki güncellemelerde dikkate alınacak.
BURSA (İGFA) –Mesleki Yeterlilik Belgesi konusunda bilgi aldığımız firma sorumlusu Seher Durmuş, mesleki yeterlilik belgesinin önemini ve işleyişini açıkladı. Durmuş, “Mesleki Yeterlilik Belgesi, bir kişinin belirli bir meslekte yeterli bilgi ve beceriye sahip olduğunu resmi olarak belgeleyen bir dokümandır. Bu belge, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından oluşturulmuş ulusal yeterliliklere dayanarak verilir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ NEDİR?
Durmuş, “Mesleki Yeterlilik Belgesi, bireylerin belirli bir meslekte sahip olmaları gereken bilgi, beceri ve yetkinlikleri kanıtlayan resmi bir belgedir. MYK tarafından belirlenen ulusal yeterlilikler doğrultusunda, belirli bir meslekte çalışmak isteyen kişiler bu belgeyi almak zorundadır.” dedi.
BELGE ALIM SÜRECİ VE GEÇERLİLİK SÜRESİ
Öncü Belge’nin sorumlusu, belge alım süreci hakkında da bilgi verdi. “Belge almak isteyen bireyler, ilgili meslekte yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarına başvuruda bulunmalıdır. Başvurunun ardından adaylar, ulusal yeterliliklere göre teorik ve performansa dayalı sınavlara tabi tutulur. Başarılı olan adaylara Mesleki Yeterlilik Belgesi ve Mesleki Yeterlilik Kimlik Kartı verilir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Durmuş ayrıca, “Mesleki Yeterlilik Belgesi genel olarak 5 yıl boyunca geçerlidir. Ancak, belge sahipleri yenileme başvurusu yaparak belgelerini güncelleyebilirler. Bu süreç, ilgili ulusal yeterliliklerde detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.” şeklinde belirtti. Epilasyon uzmanlığı, güzellik uzmanlığı ve kuaförlük gibi alanlarda belgelendirme hizmetleri sunan firmasının, mesleki yeterlilik belgesi almak isteyenler için güvenilir bir destek sağlıyor. Seher Durmuş, “Firmamız, bireylerin mesleki yeterliliklerini resmi olarak belgeleyerek iş hayatlarına katkıda bulunmak en önemli misyonlarımızdan biridir.” şeklinde sözlerini tamamladı.
KCOAELİ (İGFA) – Gebze Belediyesi tarafından Beylikbağı parkında yapımına başlanan sosyal tesislerde inşaat çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Beylikbağı Parkı içerisinde yapımına başlanan Güzide Sosyal tesisleri inşaatında incelemelerde bulundu. Forekazık imalatının tamamlandığı ve akabinde temel imalatının başladığı Beylikbağı Güzide Sosyal tesislerinde incelemelerde bulunan Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz yaptığı açıklamada, “Bölgemize yakışacak sosyal tesisi, kültürel tesisi sizlerle buluşturmak için çalışmalarımız başladı.
7050 METREKARE ALAN ÜZERİNDE
Kısa sürede yapımını tamamlayarak bölgenin ihtiyacına cevap verecek şekilde dizayn edip insanlarımızın hizmetine sunacağız. Şimdiden bölgemize, Gebze’mize hayırlı olmasını temenni ederim” ifadelerini kullandı. Beylikbağı Güzide Sosyal Tesisleri toplam 7 bin 50 metrekare alan içerisinde kafe ve restoran ve açık otopark gibi donatıları içerisinde barındıracak.
İZMİR (İGFA) – Türk sanayisinde emisyon salımı yüksek sektörler başta olmak üzere tüm üretim süreçlerini etkileyecek Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM), 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek.
İzmir’in Aliağa, Foça ve Bergama ilçelerinde kümelenen demir çelik sektörünün bu sürece uyumunu ve rekabetçi yapısını korumayı amaçlayan “Karbon Yönetimi için Kümelerarası İş Birliği” projesinin açılış toplantısı, İzmir’de gerçekleştirildi.
KULLANILAN ENERJİNİN SADECE YÜZDE 6’SI YENİLENEBİLİR
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (ENSİA) koordinatörlüğünde, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birlikleri (EDDMİB) ve İtalya’dan CosVig ortaklığında yürütülen; İzmir Kalkınma Ajansı, İzenerji ve Eurosolar Türkiye’nin iştirakçi olarak yer aldığı proje, Avrupa Birliği tarafından 520 bin Euro hibe destek almaya da hak kazandı.
Demir çelik şirketlerinin temsilcilerinin yoğun katılımına sahne olan toplantının açılışında konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birlikleri (EDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, sektörün üretimde kullandığı enerjinin yüzde 6’sının yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildiğine dikkat çekti.
HEDEF YÜZDE 25 YENİLENEBİLİR ENERJİ
Firmaların özellikle güneş enerjisi sistemlerinde hızlı bir yol kat ettiğini kaydeden Ertan, Türkiye’de çelik üretimi yapan firmaların yüzde 75’inin elektrik ark ocaklı tesisler olarak hurda demirden üretim yaptığını, kalan yüzde 25’inin ise karbon salınımı daha fazla olan cevherden üretim gerçekleştiren yapan yüksek fırınlı tesisler olduğu bilgisini verdi.
Dünyada ise demir çelik üreticilerinin yüzde 70’inin karbon ayak izi fazla olan yüksek fırınlı tesislerde üretim yaptığını anımsatan EDDİB Başkanı Yalçın Ertan, sözlerini şöyle dürdürdü:
“Hedefimiz buradaki avantajımızı korumak ve yenilenebilir enerji kaynağı payımızı yüzde 6’dan yüzde 25’ler seviyesine çıkarmaktır. Ancak şüphesiz ki firmaların Yeşil Mutabakatın getireceği koşullar hakkında bilinçlendirilmesi kadar yeşil üretime yapacakları yatırım için kolay ve hızlı şekilde finansal kaynağa ulaşmaları amacıyla destek mekanizmalarının oluşturulması da gerekmektedir. SKDM kapsamında finansal yükümlülük altına gireceğimiz 2026 yılına kadar üye firmalarımıza gerekli destek mekanizmalarını sağlayacağımız konusundaki kararlılığımızın altını çizmek istiyorum.”
BURSA (İGFA) – İnegöl Belediyesi’nin akıllı şehir uygulamalarının en önemli sacayaklarından biri olan İzleme ve Değerlendirme Merkezi, Nisan ayı itibariyle hizmet vermeye başladı. Yeni Belediye Hizmet Binasında oluşturulan İzleme ve Değerlendirme Merkezinde şehir 7/24 takip edilmeye başlandı. Özellikle bayram öncesi yoğunluğunda ve tatil sürecinde ana arterlerde trafiğin sıkışmaması adına İzleme ve Değerlendirme Merkezi önemli bir rol üstlendi. İlk etapta uygulamanın bilinirliğini de arttırmak adına kural ihlali yapanlara ekran görüntüsü alınarak fotoğraflı şekilde uyarılar yapılırken, ilerleyen süreçle beraber doğrudan cezai işlem uygulamasının da başlayacağı kaydedildi.
SADECE TRAFİK DEĞİL ŞEHRİN HUZUR VE SUKÜNU İÇİN HER KONUDA DENETİM YAPILIYOR
Yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu ana arterler başta olmak üzere; park yasağı, çift sıra park, yaya geçidi, yaya kaldırımı, durak ihlalleri gibi yaya ve araç trafiğini olumsuz etkileyen etkenler komuta merkezinin anında müdahalesiyle önlenirken, İnegöl’de şu an hali hazırda 11 kavşak yapay zeka destekli sabit ve hareketli kamera sistemleri ile izlenir durumda. Yapay zeka destekli kameralarımız ihlalleri algılayarak kayıt altına alıyor. Sadece trafik değil, şehrin huzurunu, sükunu ve tertip düzenini bozan tüm konularla ilgili dilencilerden seyyar satıcılara, çevre kirliliğinden kaldırım işgaline kadar birçok konuda detaylı denetim ve takip yapılıyor. Özellikle kavşaklarda, trafik ışıklarında beklerken araçlardan atılan izmarit, peçete vb. çevre kirliliği sorunları ile sıklıkla karşılaşılırken, İzleme ve Değerlendirme Merkezi bu minimal boyuttaki çöpleri dahi algılayacak çözünürlükte teknolojiyle donatılmış durumda. Tüm ihlaller kayıt altına alınıyor.
BAYRAM SÜRESİNCE ANINDA MÜDAHALE EDİLDİ
Sistemin devreye alındığı bayram öncesi süreçte; İzleme Değerlendirme Merkezi tarafından tespit edilen aksaklık ve kural ihlallerine karşın, ihlalin türüne göre önce uyarı mesajı, sonra benzer ihlalin yinelenmesi durumunda ise cezai işlem yapılması yönünde uygulama yapıldı. İhlalin türüne ve yetki dağılımına göre cezai işlem süreçleri gerek Zabıta Müdürlüğü gerekse de Emniyet Müdürlüğü tarafından yürütülürken, emniyet birimlerine de gerekli bildirimler bu merkezden yapılıyor. Trafikte müdahale edilmesi gereken durumlar tespit edildiğinde, Emniyet Müdürlüğü trafik ekiplerine görüntülü olarak bilgi veriliyor. Bu sayede zamandan tasarruf sağlanıp hızlı müdahale gerçekleşirken, ihlalde bulunan kişilerle de iletişim kurulmuş oluyor.
VATANDAŞLAR DA MEMNUN KALDI
Öte yandan sistemin kullanılmaya başlamasıyla uyarı mesajları alan vatandaşlar, uygulamaya tam not verdi. Bu sayede ihlallerin önüne geçilebileceği ifade edildi.
SADECE TRAFİK KONULARINDA 379 ARAÇ SAHİBİNE UYARI YAPILDI
Konuya ilişkin açıklama yapan Belediye Başkanı Alper Taban, “İzleme ve Değerlendirme Merkezi bizim önemsediğimiz ve üzerinde uzun süredir çalıştığımız bir uygulama. Bunun önce altyapısını hazırladık. Nisan ayı itibariyle de uygulamaya geçtik. Şu an 11 kavşakta aktif izlememiz devam ediyor. Bu sistem sayesinde tüm şehre tek bir noktadan ulaşabiliyoruz. Özellikle Bayram yoğunluğu yaşanan günlerde sistemi devreye aldık ve ciddi faydasını gördük. Bayram öncesi ve tatil sürecinde 379 araç sahibine uyarı mesajı gönderildi. Yaya ve araç trafiğindeki aksamaya anında müdahale edilmiş oldu. İhlalin türüne ve yetki dağılımına göre cezai işlem süreçleri Zabıta ekiplerimiz ve Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılıyor. Emniyetle ilgili durumlarda ilgili kuruma gerekli bildirimler yapılıyor. Burada amacımız kesinlikle birilerine ceza kesmek değil. Ancak şehirde yaşamanın sorumlulukları, gereklilikleri var. Kurallar çerçevesinde hareket edilmezse, bu şehirler yaşanamayacak hale gelir. İşte bu düzeni sağlamak adına amacımız iyi bir denetim mekanizması kurmak. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızı kurallara riayet etmeye davet ediyorum. Her ne kadar başlangıçta uyarı mesajları atılsa da zamanla doğrudan cezai işlem uygulanmaya başlayacağını da hatırlatmak istiyorum” dedi.
MUĞLA (İGFA) – Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Gökova Körfezinin önemli turizm merkezlerinden birisi olan Milas’ın Ören Mahallesinde başlatılan kanalizasyon hat çalışmaları devam ediyor. Ören’de yapılan kanalizasyon hattı ile bölgenin doğasının korunması amaçlanıyor.
78 BİN METRE KARE ASFALT KAPLAMA YAPILDI
Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Ören mahallesinde başlatılan 212 Milyon TL yatırımla hayata geçirilen 58 bin metre uzunluğunda ki kanalizasyon hattının 25 bin 206 metresi, 511 adet muayene bacası, kazı çalışmaları sırasında bozulan yollarda ise 78 bin metre asfalt kaplama çalışması tamamlandı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi Ören’de kanalizasyon çalışmasının yanı sıra İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi de çalışmalar devam ediyor. 115 Milyon TL’ye mal olacak tesis 4.000 m3/gün olarak hayata geçirilecek ve 20 bin nüfusa hizmet verebilecek. İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi projesinde, mekanik ön arıtma, azot ve fosfor giderimle ileri biyolojik arıtım, çamur susuzlaştırma, koku giderimi, SCADA sistemi ile otomasyon kontrolü gibi son teknoloji sistemleri yer alacak.
BURSA (İGFA) – İran ve İsrail arasında yıllardan beri devam eden gergin ilişki geçtiğimiz hafta sonu yeni bir safhaya ulaştı. Kısa bir süre önce Şam’da İranlı üst düzey generalleri öldüren İsrail’e İran tarafından gelmesi beklenen misilleme saldırısı gerçekleşti. İran’ın İsrail topraklarını doğrudan füze ve SİHA’larla hedef alması bir açıdan savaş ilanı olarak yorumlandı. Peki İran bu misilleme saldırısıyla hedeflerine ulaşabildi mi? Bu konuyu Orta Doğu Uzmanı Ahmet Faruk Asa Herkes Duysun için yorumladı.
“İRAN SAVAŞIN DOĞRUDAN TARAFI OLMAK İSTEMİYOR”
İran’ın Filistin’de devam eden İsrail saldırılarından bu yana yani 7 Ekim’den beri söylem ve eylem düzeyinde uyumlu bir çizgi yakaladığını ifade eden Ahmet Faruk Asa, ” İran, devam eden Filistin-İsrail savaşında doğrudan bir tarafta yer almak istemiyor. İran’ın vekilleri üzerinden Orta Doğu üzerinde uzun yıllardır izlemiş olduğu siyasi bir ajandası var. 7 Ekim’den bu yana Filistin üzerinde de bu politikayı aktif olarak işlettiği için İran çatışmalara doğrudan müdahil olmadı. Açıkça hedef alınmadığı sürece İran doğrudan çatışmalara girmiyor. Suriye üzerinde doğrudan hedef alındığı için İsrail’e bu yanıtı vermek durumunda kaldı İran. Bu saldırıda da İsrail’in askeri ya da yurttaş kaybı anlamında ciddi bir zarar almadığını görüyoruz.” dedi.
İRAN, ABD İLE DOĞRUDAN KARŞILAŞMAK İSTEMİYOR
İran’ın bölgedeki çatışmalara doğrudan girmesi halinde ABD ile karşı karşıya gelmenin çekincesini yaşadığını kaydeden, ” İran bu tür çatışmalarla ABD ile doğrudan karşı karşıya gelmek istemiyor. Ancak İran şunun farkında ki ABD’nin bölgedeki hamleleri İran’a alan açmakta. Geçmişte de ABD‘nin Irak ve Afganistan işgalleri sonrası bölgeden çekilmesiyle birlikte İran’ın ciddi şekilde nüfuzunu arttırdığına tanık olduk. Bu nedenle İran, ABD’nin bölgedeki varlığını kıymetli buluyor ancak ABD ile bizzat sahada karşı karşıya gelmek de istemiyor.” ifadelerini.
İRAN KAZANIMLARINDAN VAZGEÇMEK İSTEMİYOR
İran için farklı bir endişe kaynağı daha olduğunu ifade eden Ahmet Faruk Asa sözlerine şu şekilde devam etti:
“İran Mahsa Amini olayı ile birlikte son yıllarda ciddi toplumsal ve ekonomik kriz süreçlerinden geçiyor. İran için böyle bir savaşa dahil olmak ciddi bir ekonomik yükün de altına girme anlamı taşıyor. Bu nedenle İran için İsrail ile savaşmak çok kaldırılabilir bir pozisyonda değil. İran, böyle bir çatışmaya dahil olduğunda Çin ve Rusya’nın kendisine tam manasıyla destek vermeyeceğinin de farkında. İran’ın bölgedeki 1979’dan beri elde ettiği kazanımları riske atmamak adına Filistin önemli bir saha. Bu nedenle İsrail’e karşı tam bir kayıtsızlık İran’ın bölgedeki söylem ve misyonuna zarar verme ihtimali de barındırıyor.” şeklinde konuştu.
İRAN VEKİLLERİ ÜZERİNDEN GÜCÜNÜ TAHKİM EDİYOR
İran’ın, Filistin’de 7 Ekim’den bu yana devam eden çatışma sürecinde ciddi kazanımlara ulaştığını ifade eden Ahmet Faruk Asa, “7 Ekim’den bu yana İsrail’in bölgedeki bozulan imajı İran’ın nüfuz alanını ve söylemini güçlendirdiğini görüyoruz. İran’ın aynı zamanda Orta Doğu’daki proxy war’da yani vekil savaşında kullandığı Yemen’deki Husiler, Lübnan’daki Hizbullah gibi aktörlerde bu süreçte güç kazanma şansı elde etti. İran için aynı zamanda yıllardan beri propagandası yapılan askeri gücünü denemek için de bir fırsat doğmuş oldu. İran herhangi bir savaşın doğrudan tarafı olmamayı istemekle birlikte zaman zaman bölgedeki söylem üstünlüğüne zarar vermemek adına çatışmaların sınırlı bir şekilde aktörü olmayı tercih ediyor.” dedi.
İZMİR (İGFA) – İzmir’in Aliağa, Foça ve Bergama ilçelerinde kümelenen demir çelik sektörünün bu sürece uyumunu ve rekabetçi yapısını korumayı amaçlayan “Karbon Yönetimi için Kümelerarası İş Birliği” projesinin açılış toplantısı, İzmir’de gerçekleştirildi.
KULLANILAN ENERJİNİN SADECE %6’SI YENİLENEBİLİR
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (ENSİA) koordinatörlüğünde, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birlikleri (EDDMİB) ve İtalya’dan CosVig ortaklığında yürütülen; İzmir Kalkınma Ajansı, İzenerji ve Eurosolar Türkiye’nin iştirakçi olarak yer aldığı proje, Avrupa Birliği tarafından 520 bin Euro hibe destek almaya da hak kazandı.
Demir çelik şirketlerinin temsilcilerinin yoğun katılımına sahne olan toplantının açılışında konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birlikleri (EDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, sektörün üretimde kullandığı enerjinin yüzde 6’sının yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildiğine dikkat çekti.
HEDEF %25 YENİLENEBİLİR ENERJİ
Firmaların özellikle güneş enerjisi sistemlerinde hızlı bir yol kat ettiğini kaydeden Ertan, Türkiye’de çelik üretimi yapan firmaların yüzde 75’inin elektrik ark ocaklı tesisler olarak hurda demirden üretim yaptığını, kalan yüzde 25’inin ise karbon salınımı daha fazla olan cevherden üretim gerçekleştiren yapan yüksek fırınlı tesisler olduğu bilgisini verdi.
Dünyada ise demir çelik üreticilerinin yüzde 70’inin karbon ayak izi fazla olan yüksek fırınlı tesislerde üretim yaptığını anımsatan EDDİB Başkanı Yalçın Ertan, sözlerini şöyle dürdürdü:
“Hedefimiz buradaki avantajımızı korumak ve yenilenebilir enerji kaynağı payımızı yüzde 6’dan yüzde 25’ler seviyesine çıkarmaktır. Ancak şüphesiz ki firmaların Yeşil Mutabakatın getireceği koşullar hakkında bilinçlendirilmesi kadar yeşil üretime yapacakları yatırım için kolay ve hızlı şekilde finansal kaynağa ulaşmaları amacıyla destek mekanizmalarının oluşturulması da gerekmektedir. SKDM kapsamında finansal yükümlülük altına gireceğimiz 2026 yılına kadar üye firmalarımıza gerekli destek mekanizmalarını sağlayacağımız konusundaki kararlılığımızın altını çizmek istiyorum.”
“ENSİA SEKTÖRÜ YURT DIŞINDA TEMSİL EDİYOR”
Toplantıda konuşan Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı da, Türkiye’deki demir çelik üretiminde İzmir’in çok önemli yeri olduğunu vurguladı.
Yüksek seviyede enerji tüketen demir çelik üreticilerinin, katma değeri yüksek ürün ihracatlarında Avrupa Birliği’nin önemli payı olduğuna işaret eden Kalaycı, karbon ayak izlerini azaltmak isteyen firmaların başta çatı tipi güneş enerjisi sistemleri ve jeotermal olmak üzere temiz enerji kaynaklarına büyük ölçekli yatırımlar yaptıklarını hatırlattı.
Sektörün SKDM’ye hazırlık ve farkındalık seviyesini artırmayı hedeflediklerini kaydeden Kalaycı, ENSİA olarak Türk temiz enerji sektörünü yurt dışında temsil edecek pek çok projeyi hayata geçireceklerini sözlerine ekledi.
“BAŞARI ÖRNEKLERİNİN TÜMÜNDE KÜMELENME VAR”
İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mehmet Yavuz ise temiz enerji sektöründe dünyada başarı kazanmış tüm örneklerde ENSİA gibi küme organizasyonları olduğunu söyledi.
İZKA olarak hidrojen de dâhil olmak üzere İzmir’deki tüm temiz enerji uygulamalarına ve kurumsal kapasitelerin geliştirilmesi çalışmalarına destek verdiklerini kaydeden Yavuz, ENSİA ile bu noktada pek çok projede iş birliği gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını belirtti.
PROJE 36 AY SÜRECEK
Konuşmaların ardından ENSİA Avrupa Birliği Projeleri Koordinatörü Hazal Coşkun tarafından “Karbon Yönetimi için Kümelerarası İş Birliği” projesi takvimi ve işleyişi hakkında katılımcılara detaylı bilgi verildi. Avrupa Birliği tarafından 520 bin Euro hibe destek almaya hak kazanan proje 36 ay sürecek.
Proje kapsamında İtalya ve Almanya’ya çalışma ziyaretleri ve atölye çalışmaları gerçekleştirilecek. Sektörde faaliyet gösteren firmalara yönelik farkındalık artırıcı eğitimler verilirken; lobicilik faaliyetleri yapılacak, sektörün strateji ve öneri dokümanları hazırlanacak
BURSA (İGFA) – Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu, 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı.
Sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerine vurgu yapılan açıklamada, “Gaziantep’te görevi başında katledilen meslektaşımız Dr. Ersin Arslan’ın ölümünün üzerinden 12 yıl geçti. TTB tarafından “sağlıkta şiddete karşı mücadele günü” ilan edilen bu günde, başta Dr. Ersin Arslan olmak üzere, sağlıkta şiddet nedeniyle bugün aramızda olmayan, kaybettiğimiz tüm meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz” denildi.
Son 20 yılda sağlık kurumlarında ve çalışma ortamlarımızda karşılaştığımız şiddet korkunç boyutlara ulaşarak biz hekimlerin/sağlık emekçilerinin en yakıcı sorunu haline geldiği ifade edilen açıklamada, “2023 yılında kamuoyuna yansıyan Beyaz Kod verilerinden günde ortalama 50’den fazla sağlıkta şiddet başvurusu yapıldığını biliyoruz. Üstelik yaptığımız çalışmalarımızda da gördüğümüz, sağlıkta şiddet olaylarının yarıdan fazlasında Beyaz Kod bildirimi yapılmadığıdır. Sağlık çalışanları olarak bizler neredeyse her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz ve bu kayıtlara girmemektedir. Sağlıkta şiddetle baş etmekte zorluk yaşadığımız, hatta nefes bile alamaz hale geldiğimiz herkes tarafından bilinip, kabul edilmesine rağmen; halen gerçek nedenler görmezden geliniyor ve bu nedenlere yönelik çözümlere yaklaşılmıyor. Sağlık Bakanlığı’nın uyarı ve çağrılara rağmen sağlıkta şiddetle alakalı halen herhangi bir ciddi adım atmaması, Dr. Ersin Arslan’ın ölümünden sonra olduğu gibi, yeterli olmayan yasal düzenlemelerle yetinmesinin nedeninin sağlıkta şiddetin sona erdirilmesine yönelik bir adım olmadığını, sistemi korumaya yönelik olduğunu biliyoruz. Üstelik Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerini bizimle paylaşmaktan da kaçınıyor! Ancak biz, TTB olarak bu bilgileri sınırlı da olsa mahkeme kararıyla alabiliyoruz” görüşlerine yer verildi.
Alanya deplasmanında maç fazlası olan Fenrbahçe’nin liderliğinin gölgesinde alana çıkan Galatasaray, birinci yarıyı 0-0 ile kapattığında ‘eyvah’ sesleri de çıkmaya başladı. Fakat teknik heyet, maçın gidişatını yaptığı değişikliklerle bilakis çevirirken tribünde oturan kritik bir ismin de bu atakta hissesi vardı.
Birinci yarı boyunca notlarını alan maç ve performans analisti Yılmaz Yüksel, düdük çaldığında Okan Buruk’un yardımcısı İrfan Saraloğlu’na 3 unsurluk kısa bir rapor verdi.
İşte o başlıklar ve alınan sonuçları:
“ORTA ALANLARIN ÜZERİNE OYNAYALIM”
ÖNERİ: Orta alanlarının üzerine oynayalım, kart potansiyeli yüksek.
SONUÇ: Orta saha oyuncusu Leroy Fer, 46’da sarı, 64’te de ikinci sarıdan kırmızı kartla oyundan atıldı.
“AURIER VARKEN HAMLEDE ÇOĞALAMIYORUZ”
ÖNERİ: “Aurier varken hamlede çoğalamıyoruz, değişiklik lazım.”
SONUÇ: İkinci yarıya Kaan Ayhan sağ bekte başladı, o kanattan ataklar kesildi, atak istikrarı arttı.
“KEREM YERİNE ZIYECH’I ALALIM”
ÖNERİ: Devre ortasında Kerem Aktürkoğlu-Hakim Ziyech değişikliği gerekli.
SONUÇ: Ziyech, atağa hareket getirip Alanya’yı hırpalarken attığı golle de maçın fişini çekti.
Trabzonspor’un Altınordu’dan 700 bin euro karşılığında renklerine bağladığı Onuralp Çevikkan’ın ismi bir müddettir Real Madrid ile anılıyor.
İSPANYA’DAN 10 MİLYON EURO İDDİASI
İspanyol basınında yer alan habere nazaran, Real Madrid’in genç file bekçisinin transferini 10 milyon euro karşılığında bitirmek istediği vurgulandı.
A EKİP’TE MÜDDET ALAMADI
Bu sezon Süper Lig’de 5, Türkiye Kupası’nda 1 maçta takımda yer alan Onuralp Çevikkan, şimdi A kadroda mühlet alamadı.
Trabzonspor U19 kadrosuyla ise 8 maça çıkan 18 yaşındaki eldiven, kalesinde 9 gol gördü.
U18 Ulusal Kadrosu’nda gösterdiği performansla dikkat çeken Onuralp Çevikkan, bilhassa 1-1 sona eren İspanya maçındaki kurtarışlarıyla Real Madrid’in dikkatini çekmişti.
Fenerbahçe’de Olympiakos maçında yaşadığı sakatlık nedeniyle dönemi kapattığı konuşulan Jayden Oosterwolde’den müjdeli haber geldi.
HEDEF GALATASARAY MAÇI
Başarılı futbolcu ameliyat olduktan yalnızca iki gün sonra salon çalışmalarına başladı. Oosterwolde’nin menisküsündeki hasarlı kısmın temizlendiği, menisküsününün dikilmemesi nedeniyle alanlara beklenenden erken döneceği ve Galatasaray maçının gaye olarak seçildiği öğrenildi.
BU DÖNEM PERFORMANSI
Fenerbahçe’de bu dönem 41 maçta müddet bulan Jayden Oosterwolde, 2 sefer gol sevinci yaşadı.
Fenerbahçe, Galatasaray ile Muhteşem Lig’in 37. haftasında deplasmanda karşılaşacak.
Eski NBA süperstarı Blake Griffin, NBA’den emekli olduğunu duyurdu.
14 yıllık mesleğinde altı sefer All-Star seçilen 35 yaşındaki Griffin, profesyonel basketbolu bıraktığını açıkladı.
En uygun periyodunda ligin en patlayıcı atletlerinden biri olan ve acımasız poster smaçlarıyla ligi domine eden Griffin, en son 2022-23 döneminde Boston Celtics’le bir yıllık anlaşma yaparak ligde forma giymiş ve 41 maçta 4.1 sayı, 3.8 ribaund ve 1.5 asist ortalamaları yakalamıştı.
2011 Smaç Yarışı şampiyonu, en çok kendisini 2009’da birinci sıradan draft eden LA Clippers’ta geçirdiği sekiz buçuk yılla hafızalara kazınmıştı. 2010-11 döneminde 82 maçın tamamında oynayan Griffin, 22,5 sayı, 12,1 ribaund ve 3,8 asist ortalamaları yakalayarak Yılın Çaylağı mükafatını kazanmış ve birinci döneminde All-Star seçilmeyi başarmıştı.
Griffin, DeAndre Jordan ve Chris Paul ile birlikte Clippers’ın 2013-14 döneminde 57 galibiyetle Doc Rivers idaresinde doruğa çıktığı “Lob City” devrinin başlamasına yardımcı olan ana aktörlerden biriydi.
Geçirdiği sakatlıklar sonrası 2018-19 döneminde Detroit Pistons’ta oyununu yine şekillendiren Griffin, burada mesleğinin en uygunu olan 24,5 sayı, 7,5 ribaund ve 5,4 asist ortalamalarını yakalayarak çok taraflı bir oyuncu haline gelmişti.
Milwaukee Bucks’ın, yıldız oyuncusu Giannis Antetokounmpo’nun Indiana Pacers’a karşı oynanacak playoff birinci tipi serisinin başlangıcını kaçırmasını beklediği bildirildi.
ESPN’den Adrian Wojnarowski’ye konuşan kaynaklar, Bucks’ın Antetokounmpo’nun Pacers’a karşı oynayacağı birinci cins serisinde baldır sakatlığı nedeniyle parkelerden uzak kalacağını iddia ettiğini söyledi.
Takımın Giannis’in serinin ilerleyen periyotlarında geri dönebileceğinden umutlu olduğu aktarıldı.
Antetokounmpo’nun, 9 Nisan’da Boston Celtics’e karşı temassız sakatlık nedeniyle forma giyememesinden bu yana daima olarak tedavi gördüğü belirtildi. Giannis’siz olağan dönemin son üç maçında iki yenilgi alan takım, 2023-24 döneminde ise yıldız oyuncusunun yer almadığı dokuz maçın beşini kaybetmişti.
Indiana’ya karşı birinci cins serisi Pazar günkü 1. maçla başlayacak olsa da, öbür bir tarih şimdi belirlenmiş değil. Indiana grubu, olağan dönemde Milwaukee’ye karşı oynadığı beş maçın dördünü kazanarak, Bucks takımını bu yıl dört defa mağlup eden tek kadro olmuştu.
LA Clippers’ın yıldızı Kawhi Leonard’ın, 2024 Paris Olimpiyatları’nda uğraş edecek ABD Ekibi takımının 12. ve son oyuncusu olacağı bildirildi.
ABD Ulusal Grubu’nda birinci kere yer alacak olan Leonard, USA Today’den Jeff Zillgitt’e nazaran 2016 Rio de Janeiro Olimpiyatları ve 2020 Tokyo Olimpiyatları takımlarındaki oyuncu havuzunun da bir kesimiydi.
Leonard’ın katılacağı Olimpiyat takımındaki öteki 11 NBA oyuncusu ise şu halde:
• LeBron James (Los Angeles Lakers) • Stephen Curry (Golden State Warriors) • Kevin Durant (Phoenix Suns) • Joel Embiid (Philadelphia 76ers) • Anthony Davis (Los Angeles Lakers) • Anthony Edwards (Minnesota Timberwolves) • Jayson Tatum (Boston Celtics) • Jrue Holiday (Boston Celtics) • Tyrese Haliburton (Indiana Pacers) • Bam Adebayo (Miami Heat) • Devin Booker (Phoenix Suns)
Clippers oyuncusu olarak en sağlıklı dönemini geçiren Leonard, Toronto Raptors’ın bir üyesi olduğu 2018-19 döneminden bu yana birinci defa 2.000 dakika barajını geçmeyi başarmıştı.
32 yaşındaki Leonard, bu dönem çıktığı 68 maçta 23.7 sayı, 6.1 ribaund ve 3.6 asist ortalamaları yakaladı.
ABD merkezli teknoloji devi Google, yenilikçi işletim sistemi Android‘in en son sürümü olan Android 15‘in birinci beta sürümünü yayınladı. Bu yeni güncelleme ile birlikte Android kullanıcılarına sunulacak olan yeni özellikler de gün yüzüne çıkmış oldu. En dikkat cazibeli yeniliklerden biri ise “TalkBack” erişebilirlik özelliğinde yapılan kıymetli iyileştirmeler.
TalkBack, görme engelli kullanıcıların akıllı telefonlarını daha tesirli ve verimli bir halde kullanabilmelerini sağlayan bir özelliktir. Android 15 ile birlikte, bu özellik artık kullanıcılara ekranın hangi bölgesine dokunmaları gerektiği konusunda daha net yönlendirmeler yapacak. Bu gelişme, bilhassa parmak izi sensörü kullanılarak aygıtın kilidinin açılması sürecinde kullanıcıların yaşadığı zorlukları minimize etmeyi amaçlıyor.
Android 15 görme engelli bireylere yardım edecek!
Görme engelli bireyler, yeni TalkBack özelliği sayesinde, ekranın hangi noktasına dokunmaları gerektiğini sesli komutlarla öğrenebilecek. Bu, bilhassa navigasyon ve giriş süreçleri sırasında büyük kolaylık sağlayacak. Google’ın bu güzelleştirmesi, teknolojinin herkes için erişilebilir ve kullanışlı olması gerektiği tarafındaki genel vizyonunu yansıtıyor.
Android 15‘in beta sürümü, ayrıyeten bir dizi güvenlik güncellemesi ve performans güzelleştirmesi de içeriyor. Bu güncellemelerle birlikte, işletim sistemi daha stabil, süratli ve inançlı hale getirilmiş oluyor. Google, kullanıcı tecrübesini daima olarak uygunlaştırmayı hedefliyor ve Android 15, bu doğrultuda atılmış değerli bir adım olarak öne çıkıyor.
Kullanıcılar, yeni özellikleri test etmek ve geri bildirimde bulunmak üzere Android 15 beta sürümünü şimdiden deneyebilirler. Bu geri bildirimler, işletim sisteminin resmi sürümünün daha da geliştirilmesine katkı sağlayacak. Android 15, bu yeniliklerle birlikte kullanıcı dostu bir platform olma yolunda emin adımlarla ilerlemekte.
Bitcoin ve altcoin piyasaları son vakitlerde kıymetli bir düşüş trendi yaşıyor. Bu durum yatırımcıları huzursuz ederken, piyasalarda ne olacağına dair farklı görüşler ortaya atılıyor. QCP Capital isimli kripto para ticaret firması tarafından yayınlanan bir raporda, piyasalardaki düşüşlerin kısa vadede derinleşebileceği belirtilmekte. Lakin önümüzdeki yıla kadar fiyatların daha yüksek düzeylere ulaşabileceği öngörülmekte
QCP Capital’den Bitcoin ve altcoin yorumu geldi
QCP Capital, yakın vakitte bir rapor paylaştı. Şirket, kısa vadede kripto paralar için düşüş öngörse de, uzun vadede yükseliş bekliyor. Raporda, İran-İsrail ortasındaki gerginlikler ve ABD’deki NASDAQ endeksindeki satışlar üzere faktörlerin piyasaları olumsuz etkilediği belirtiliyor. Buna rağmen, Mart 2025’e kadar Bitcoin ve Ethereum’da opsiyon piyasalarında önemli alımların devam ettiği ve piyasadaki fonlama oranlarının düştüğü de raporda yer alıyor.
QCP Capital analistleri, bu durumun bilhassa Bitcoin ve Ethereum’da taban satın alma fırsatı olabileceğini savunuyor. Analistler, Bitcoin’de 55 bin dolarlık düzeyin bu fırsatlardan biri olabileceğini de ekliyor. QCP Capital’in analistleri, Ethereum piyasası için de bir ikaz yayınladı. Analistler, Ethereum vadeli süreçlerindeki mevcut şartların yakın gelecekte kıymetli bir dalgalanmayı tetikleyebileceğini öne sürüyorlar.
Ethereum’da “short gamma” konumu kritik
Analistlerin açıklamasına nazaran, piyasa Ethereum’da “short gamma” konumunda, yani yakın tarihli opsiyonlar durumuna sahip. Bu durum, her iki istikamette de keskin bir hareketin güçleneceği manasına geliyor. Bu da piyasanın fiyat değişikliklerine hassas olduğu ve rastgele bir değerli harekete güçlü reaksiyon verebileceği manasına geliyor. Analistler ayrıyeten, kısa vadede ETH fiyat hareketlerine ait güçlü bir karamsar beklenti olduğunu da belirtiyorlar. “Ethereum risk dönüşleri ön planda -%12 ile çok negatife döndü ve bu da gergin bir hissiyata işaret ediyor” diye eklediler.
“Riski bilakis çevirme işlemleri”, analistlere nazaran Ethereum için düşüş görünümüne işaret eden göstergeler gösterdi. Analistler ayrıyeten kripto para piyasalarının “ETH riskinin bilakis çevrilmesindeki aşağı istikametli çarpıklığın daha da derinlere inmesiyle giderek daha gergin hale geldiğine” dikkat çekti. Analistlere nazaran bu tedirginlik kısmen makroekonomik şartlardan kaynaklanıyor. QCP Capital analistleri, “İran-İsrail çatışması geliştikçe bu tedirginliğin devam etmesini bekliyoruz.” dedi. Ayrıyeten analistlere nazaran, riskten kaçış hissiyatı, ABD pay senetlerindeki zayıflıkla da daha da berbatlaştı.
Kripto para piyasaları son vakitlerde değerli bir belirsizlik yaşıyor. QCP Capital’in raporu, piyasalardaki düşüşlerin kısa vadede derinleşebileceğini fakat önümüzdeki yıla kadar fiyatların daha yüksek düzeylere ulaşabileceğini öngörse de, Ethereum’da keskin fiyat dalgalanmalarına karşı yatırımcıların dikkatli olması gerektiğini de vurguluyor. Makroekonomik şartlar ve jeopolitik gelişmeler de piyasaları etkilemeye devam edecek üzere görünüyor.
KONYA (İGFA) – Konya Gaziantepliler Derneği Başkanı Prof. Dr. Cengiz Akköz, 17-21 Nisan’da düzenlenecek “Gastronomi Günleri Gaziantep Yemek Şenliği” adı altındaki ticari faaliyete sert tepki gösterdi. Akköz, “Konya Gaziantepliler Derneği olarak bu şenliğe karşıyız. Bizim kültürümüzü yansıtmadığı gibi ticari faaliyet olarak yöremize ait ürünlerin sergilenmediğini biliyoruz. Konya’da yaşayan Gaziantepliler olarak şenlik adı altındaki bu ticari faaliyete izin verilmemesini yetkililerden talep ediyoruz” dedi.
GAYRİ AHLAKİ VE KONTROLSÜZ
Konya Karatay’da Yeşil Beyaz Spor Merkezi önünde 17 Nisan’da başlayacak “Gastronomi Günleri Gaziantep Yemek Şenliği”nde Gaziantep’in adının kullanılmasının doğru olmadığını ifade eden Konya Gaziantepliler Derneği Başkanı Prof. Dr. Cengiz Akköz, “Buradan Valilik ve Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Karatay Belediyemizi ve Ticaret İl Müdürlüğü’müze çağrıda bulunuyorum. Tamamen gayrihukuki, adaletsiz ve kontrolsüz. Bu tür sergi ve festivaller yöresel derneklerin de izniyle yapılması gerekir. Konyalı vatandaşlarımızın nereden geldiği belli olmayan ürünlerin satıldığı şenliğe itibar etmemelerini öneriyoruz. Konya Gaziantepliler Derneği olarak biz bu tür festivallere biz karşıyız. Kaliteli mal satmıyorlar. Dışardan gelen ne olduğu belli olmayan esnaflar yöremizin kültürünü ve lezzet standardını baltalıyorlar. Bu festivallere müsaade edilmemesini istiyoruz.
İsrail ve İran ortasında yaşanan tansiyon nedeniyle, milletlerarası havayolu şirketleri bölgeye yönelik uçuşlarında yine planlamaya gidiyor.
İngiliz havayolu firması Wizz Air, İran’ın 13 Nisan’da İsrail’e saldırısının akabinde 14 ve 15 Nisan’daki Tel Aviv uçuşlarını iptal etti.
Dün uçuşlarını devam ettiren Wizz Air’den yapılan açıklamada, “16 Nisan prestijiyle uçuşlarımızı devam ettirdik lakin yolcular kimi program değişiklikleri yaşayabilir. Şirket ilgili yetkililerle durumu yakından takip ediyor ve yolcularını tüm program değişikliklerinden haberdar ediyor. Yolcularımız ve grubumuzun güvenliği birinci önceliğimiz. Umuyoruz ki bölgede kısa müddette olağanlaşma yaşanır” sözleri kullanıldı.
İngiliz havayolu şirketi easyJet de İsrail’de “devam eden durum” nedeniyle yaz dönemi da dahil olmak üzere Tel Aviv’e uçuşlarını 27 Ekim’e kadar askıya aldı.
Alman KLM, İsrail’e uçuşlarını 21 Nisan’a kadar iptal ederken, uçuşlarının İran ve İsrail üzerinden yapılmayacağını duyurdu.
Almanya merkezli Lufthansa Group, Tel Aviv, Amman ve Erbil’e uçuşlarını askıya almasının akabinde bugün prestijiyle devam etti. Şirket, Tahran ve Beyrut’a uçuşlarını 18 Nisan’a kadar iptal ederken, İran hava alanını kullanmayacağını bildirdi.
Air India, Tel Aviv’e uçuşlarını süreksiz olarak askıya almaya karar verdi.
ABD’li United Airlines, Tel Aviv uçuşlarını askıya aldı ve 1 Mayıs’a kadar bölgeye bileti olan yolcularına tam fiyat iadesi yapılabileceğini bildirdi.
Air Canada, Tel Aviv’e cumartesi günü olan uçuşunu iptal etmesinin akabinde bölgedeki durumu izlemeye devam edeceklerini ve ona nazaran uçuş programlarını ayarlayacaklarını duyurdu.
Rota değiştiren uçuşlar
Avustralyalı havayolu firması Qantas, uçaklarının İran hava alanını kullanmamak için güzergah değişikliği yaptığını bildirirken, Virgin Atlantic şirketi Irak, İran ve İsrail üzerinden uçmadığını ve operasyonları üzerindeki muhtemel tesirlere karşı durumu izlemeye devam ettiklerini duyurdu.
Iberia Express ise 14 ve 15 Nisan’da Tel Aviv’e uçuşlarını iptal etmişti.
ANKARA (İGFA) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ulusal Vefa Programı ile ihtiyaç sahibi olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve kendi öz bakımını yerine getiremeyen yaşlı, engelli ve ağır kronik hastalığı bulunan vatandaşları yalnız bırakmadıklarını söyledi.
Bakanlık olarak, yaşlı ve engelli vatandaşların sağlıklı ve aktif hayat sürmeleri için çalıştıklarını belirten Bakan Göktaş, sosyal hizmet modellerini vatandaşların ihtiyaçları ve günün koşulları doğrultusunda iyileştirmeye yönelik sürdürmeye çalıştıklarını kaydetti. Bu kapsamda geçen yıl Ulusal Vefa Programına yaşlı ve engelli vatandaşın temel ve zaruri ihtiyaçlarının karşılanması için 1,6 milyar TL kaynak aktardıklarını hatırlatan Bakan Göktaş, “Engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın aile bütünlüklerini muhafaza edecek şekilde bakımlarının evde yapılmasını önemli buluyoruz. Bu doğrultuda Ulusal Vefa Programının daha etkin ve kapsamlı yürütülebilmesi için bu yılki bütçesini 2,8 milyar TL’ye yükselttik” dedi.
ÜLKE GENELİNDE UYGULANIYOR
Ekiplerin engelli ve yaşlı vatandaşların hanelerini düzenli bir şekilde ziyaret ederek, ev ve kişisel temizliklerini sağlayacaklarının altını çizen Bakan Göktaş, ulusal program haline dönüştürülen ve ülke genelinde uygulanan destek için belirli periyotlarla olmak üzere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına bu kaynağın aktarılacağını bildirdi.
Ulusal Vefa Programı aracılığıyla ihtiyaç sahibi olup kişisel bakımlarıyla temel ve zaruri ihtiyaçlarını karşılayamayan yaşlı, engelli vatandaşlar ile ağır kronik hastalığı nedeniyle kendi öz bakımını yerine getiremeyen vatandaşların ev ve kişisel temizliklerini sağladıklarını kaydeden Bakan Göktaş, 2022 yılının Ağustos ayında ulusal program haline getirdiğimiz Ulusal Vefa Programından şimdiye kadar yaklaşık 128 bin vatandaşımız yararlandı ifadelerini kullandı.
Türkiye’de cari istikrar Şubat ayında 3,27 milyar dolar açık verdi.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi cari istikrarın 3,7 milyar dolar açık vermesi istikametindeydi.
-Veriler anlık olarak güncellenecektir. Bilgiler ve datalara ait yorumlar için Bloomberg HT yayınını Youtube sayfasındaki canlı yayın sekmesinden izleyebilirsiniz
Galatasaray’da Okan Buruk’un vazgeçilmezleri ortasında yer alan Barış Alper Yılmaz geçen dönem ve bu dönem kirtik anlarda attığı gollerle dikkat çekiyor.
Geçen dönemin 16. haftasında oynanan Sivasspor maçında 90+14’te attığı golle ekibine galibiyeti getiren yıldız, 17. haftada 2-1 kazanılan A.Gücü maçında da ekibinin beraberlik golünü kaydetmişti. 36. haftada oynanan Ankaragücü maçında da skoru 3-1’e getiren golü kaydeden Barış Alper kazanılan şampiyonlukta değerli rol oynamıştı.
Bu dönem da kritik yerlerde sorumluluk almaktan kaçınmayan Barış Allper, 23. haftada 2-1 kazanılan Gaziantep maçında 89’da galibiyet golünü kaydetmişti. 24. haftada deplasmanda Samsun’u 2-0 yenen Cimbom’un 11. dakikada 2. golünü atan Barış Alper maçın erken kopmasını sağlamıştı. 25. haftadaki Başakşehir maçında da 25’te kadrosunun birinci golünü atan yıldız, son olarak şampiyonluk yolunda attığı kritik bir ehemmiyete sahip Alanya maçında 56’da attığı golle kilidi açmış ve 72’de attığı golle de grubunun galibiyetini perçinleyen isim olmuştu.
HAFTA BOYUNCA ÇALIŞTI
Barış Alper Yılmaz’ın Alanya maçında attığı iki golün de tesadüf olmadığı yıldız futbolcunun hafta boyuncu antrenmanlardan sonra cansız model eşliğinde bu vuruşları çalıştığı öğrenildi.
ASML Holdings’in (ASML) hisse senedi değeri, 2024 yılının ilk mali çeyreği için beklenenden daha düşük gelir açıklamasının ardından Çarşamba günü Avrupa piyasasında neredeyse %5 düştü.
Yarı iletken ekipman üreticisi, öngörülen 5,39 milyar avrodan biraz daha az olan 5,29 milyar avro gelir açıkladı.
Şirket 1,22 milyar avro net gelir beyan etti ki bu rakam öngörülen 1,07 milyar avronun üzerindeydi.
Geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında gelirler %21,6 oranında düşerken, net gelirde %37,4 gibi önemli bir düşüş yaşandı.
Gelecekteki potansiyel gelirlerin önemli bir ölçütü olan ASML ürünlerine yönelik siparişler, bu çeyrekte 3,61 milyar avro olarak gerçekleşti. Bu, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %4’lük bir düşüş ve son çeyreğe göre önemli bir gerileme anlamına geliyor ve beklenen 4,63 milyar avronun oldukça gerisinde kalıyor.
Bu çeyrekteki zorluklara rağmen ASML, yıllık gelir tahminini korudu ve bunun bir önceki yılın toplamı olan 27,6 milyar avro ile uyumlu olmasını bekliyor. Şirket ayrıca 2025 yılında önemli bir büyüme planlıyor.
ASML’nin İcra Kurulu Başkanı Peter Wennink, “2024 yılının tamamı için gelir tahminimiz aynı kalırken, yılın ikinci yarısının ilk yarısından daha güçlü olması ve sektörün son düşüşten genel toparlanmasına uyum sağlaması bekleniyor” dedi.
“2024’ü, hem üretim kapasitesine hem de teknoloji geliştirmeye devam eden yatırımlarla, iş döngüsündeki yükseliş için bizi konumlandıran bir geçiş yılı olarak görüyoruz.”
Bu makale yapay zeka yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Ek ayrıntılar için Hüküm ve Koşullarımıza bakın.
İSTANBUL (İGFA) – TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. organize sanayi bölgeleri özelindeki kapsamlı araştırmalarına devam ediyor. Türkiye ekonomisi ve kent gelişiminde yönlendirici bir etkisi bulunan ve pek çok firmaya ev sahipliği yapan organize sanayi bölgelerini mercek altına alan şirket, yıllık kira değer artışı, değer değişimiyle birlikte yapılaşma hakları ve doluluk oranlarına dikkat çekiyor.
Son yıllarda sanayi yapılarına yönelik artan taleplerin hem arsa satış değerleri hem de fabrika kira değerlerinde yukarı yönlü bir değişimi beraberinde getirdiğini ifade eden TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. Genel Müdürü Makbule Yönel Maya “OSB’lerde yıllık ortalama kira artışları yüzde 102 seviyesinde gerçekleşti. Artışlarda başı çeken iller arasında; Malatya, Konya, Antalya, Eskişehir ve Sakarya yer alıyor. Kira artışlarının yıllık enflasyon oranının üzerinde gerçekleştiğini gözlemliyoruz” dedi.
Fabrika kiralarındaki artışta arsa tahsislerinin tamamlanmasıyla birlikte sınırlı fabrika arzı ve talep artışı ile enflasyon oranlarındaki artışın önemli bir rol oynadığına işaret eden Maya, “Büyükşehirlerin genelinde kira artışlarının önceki yıl görülen yüksek artışlardan sonra artış oranlarının hız kestiği görünüyor. Antalya’da ise bölgenin artan nüfusu ve sanayisinin gelişme hızı kira artış oranlarında da ortaya çıkıyor. Marmara Bölgesi’nde artış seviyelerinin Kocaeli ve Sakarya illerinde yüksek olduğunu belirtebiliriz. Özellikle Sakarya’da diğer illere kıyasla baz kira bedelllerinin düşük olması talebi artırmakla birlikte, bu durum artış oranlarına yansıdı. Kira artışlarının dağılımından ayrıca sanayicilerin Anadolu’ya yöneldiği de gözlemleniyor. İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle deprem sonrasında Konya ve Eskişehir de oluşan talep artışına istinaden kira artış oranı yüzde 130’un üzerinde gerçekleşti. Malatya özelinde de deprem sonrasında bölgede bir artış kaydedildi” diye konuştu.
YATIRIMLARIN GERİ DÖNÜŞ SÜRELERİ KISALDI
OSB’lerdeki kira bedelleri üzerinden yatırımların geri dönüş sürelerini hesapladıklarını ve ortalama amorti süresinin 17,5 yıl olduğunu belirten Maya, “Türkiye genelinde endüstriyel yapıların geri dönüş süreleri 2023 yılındaki ortalama değeri olan 17,9 yıldan, 2024 yılında 17,5 yıla geriledi. Geri dönüş sürelerinin, gayrimenkulün pazar değerinin yatırımın bir yıllık kira değerine bölünmesiyle elde edildiğini söyleyebiliriz. İnşaat maliyetinde yaşanan artışlar ve endüstriyel yapılara artan talep geri dönüş sürelerinde artışa yol açmışken bu yıl geri dönüş sürelerinde kısalmalar dikkat çekiyor. Sanayi bölgelerinde yatırım geri dönüş süresinde kısalmanın en fazla olduğu iller Eskişehir ve Sakarya oldu. Bu illerde kira bedellerinde de artış oranlarının yüksek olduğu görüldü. İstanbul, Samsun, Adana ve Ankara illerinde ise bir önceki yıla göre sınırlı bir artış gerçekleşmişti” dedi.
OSB’LERDEKİ ARSA DEĞER ARTIŞLARI YILLIK ORTALAMA YÜZDE 92 OLARAK KAYDEDİLDİ
OSB’lerde yıllık ortalama arsa değer artışının yüzde 92 olduğunu ifade eden Maya, “Yıllık arsa değer artışlarında Eskişehir, İzmir, Antalya, Manisa ve Ankara ön plana çıkarken Kocaeli ve Sakarya dışındaki tüm bölgelerde enflasyonun üzerinde bir artış gerçekleştiği görünüyor. Arsa değerlerini, doluluk oranının yüksek olması, sınırlı arsa arzı ve talep artışı olumlu etkiliyor. Arsa değer artışlarında İzmir, Manisa, Antalya, Ankara ve Eskişehir gibi illerde talep artışı en önemli itici güç olurken Eskişehir’de baz değerlerin düşük olmasının da güçlü artış oranlarında etkisi bulunuyor. Piyasası daha oturmuş ve yüksek satış birim değerlerine sahip olan İstanbul ile yakın çevresinde ise ortalamanın kısmen altında artış oranları gözlemleniyor. Malatya’da ise deprem felaketlerinin ardından piyasada yaşanan belirsizlik ve arz-talep mekanizmasında bozulma fiyatlama davranışlarını değiştirdi” dedi.
Öte yandan Konya OSB’de doluluk oranı bir sene içinde yüzde 100’e ulaştı.
Serbest piyasada 32,5260 liradan alınan dolar, 32,5280 liradan satılıyor. 34,5000 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 34,5020 lira olarak belirlendi.
Dün doların satış fiyatı 32,5030 lira, euronun satış fiyatı ise 34,5780 lira olmuştu.
BURSA (İGFA) – Otomotiv yan sanayiinde faaliyet gösteren yenilikçi ve yerli üretici Seger, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ile iş birliği protokolü imzaladı. Ortak proje ve organizasyonların yapılmasını sağlayacak iş birliği sayesinde uzun dönem staj programları ile Seger’de hali hazırda üzerinde çalışılan ve gerçekleştirilmesi planlanan Ar-Ge, Ür-Ge ve sürdürülebilirlik projeleri için de çalışmalar da gerçekleştirilecek.
Törene Bursa Uludağ Üniversitesi’ni temsilen; Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Makine Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Yıldız, Makine Mühendisliği Konstrüksiyon Anabilim Başkanı Doç. Dr. Celalettin Yüce, UMAKİT (Uludağ Üniversitesi Makine Topluluğu) Ekip Yöneticisi ve Araştırma Görevlisi Mert Ali Özer, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Kumral katıldı. Seger tarafından ise Yönetim Kurulu Başkanı Selim Baykal, Yönetim Kurulu Üyesi Oya Baykal Taner, Yönetim Kurulu Üyesi Tülin Tezer, Teknik Genel Müdür Tolga Kumral, Ticari Genel Müdür Mine Tuna ve Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi Eren Jale Yörükoğlu törende hazır bulundu.
İmza töreninde konuşan Seger Yönetim Kurulu Başkanı Selim Baykal, otomotiv sektöründe büyük bir değişimin yaşandığını belirterek, “Firma olarak biz de bu değişime hızla adapte olmak adına elimizden geleni yapıyoruz. Kendi içimizde yaptığımız çeşitli Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetleri bulunuyor. Ancak yenilikler gün geçtikçe artıyor ve yeniliklere her zaman açık olduğumuz için teknolojiye de daha hızlı adapte olmamız gerekiyor. Üniversitenin bu anlamda bizlere kıymetli katkıları olacaktır. Değerli akademisyenlerimizle ve kıymetli Ar-Ge ekibimizle de özel projeler üreteceğimize inanıyoruz. Hayırlı olsun.” dedi.
PROF. DR. FERUDUN YILMAZ “ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİNE ÇOK ÖNEM VERİYORUZ”
BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ise araştırma üniversitesi vizyonu içerisinde üniversite-sanayi iş birliği konusuna verdikleri önemin altını çizerek, “Araştırma üniversiteleri liginde kalmak ve daha da üst sıralara çıkabilmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu anlamda da Ar-Ge faaliyetlerine ve iş dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesine önem veriyoruz. Bursa gibi sanayinin son derece güçlü olduğu bir şehirde elimizin çok daha güçlü olduğuna inanıyoruz. Sahip olduğumuz teorik bilgi ve akademik donanımı, sanayicinin pratik bilgisi ile harmanlayarak güçlü projeler üretiyoruz. Bugün de Seger firması ile güzel bir protokole imza atacağız. Firma yöneticilerine ve akademisyenlerimize bu anlamda teşekkür ediyor, iş birliğimizin hayırlı olmasını diliyoruz.” açıklamasında bulundu.
Amerikalı aktör Alec Baldwin’in 2021 yılının Ekim ayında “Rust” isimli sinemanın çekimleri sırasında kazayla görüntü yönetmeni Halyna Hutchins’i öldürmesi tüm dünyada büyük yankı uyandırmıştı. ABD’nin New Mexico eyaletindeki savcılar, sinema setinde yaşanan felaketin akabinde Baldwin hakkındaki suçlamaları geçtiğimiz yıl nisan ayında düşürme kararı almıştı. 3 yıl sonra yine görülen davada dikkat çeken bir karar alındı.
Amerikalı aktör Alec Baldwin, başrolünde yer aldığı “Rust” filminin çekimleri sırasında silahından çıkan kurşunla görüntü yönetmeni Halyna Hutchins‘in vefatına sebep olmuştu. 2021 yılının ekim ayında yaşanan şanssız kaza dünya kamuoyunun en çok konuşulan mevzuları ortasında yer aldı.
Alec Baldwin
Filmin bir sahnesinde kullanılan silahta gerçek mühimmat ihmali nedeniyle manzara direktörünü öldüren Baldwin, silahın kazara ateşlendiğini ve kendisine silahın dolu olduğu bilgisinin verilmediğini sık sık tekrarladı. Bahisle ilgili birçok defa açıklama yapan Baldwin, bu mühlet zarfında Hutchins’in ailesiyle de görüşerek hatasız olduğunu tez etti. Yaklaşık 2.5 yıldır süregelen güçlü günlerin akabinde mahkeme, geçtiğimiz nisan ayında Baldwin hakkındaki suçlamaları düşürme kararı aldı.
Alec Baldwin sinema setinden kareler
CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
Ancak 3 yıl sonra davada yeni bir gelişme yaşandı. Sinema setinde “ateşli silahların güvenliğinden” sorumlu olan Hannah Gutierrez-Reed, mahkeme tarafından hatalı bulundu. Kasıtlı olmayan adam öldürme kabahatinden karar giyen 26 yaşındaki Reed, mahkeme salonundan yanındaki polislerin eşliğinde direkt “18 aylık” cezası için cezaevine gönderildi. Temmuz ayında sinemanın imalcisi ve başrol oyuncusu olan Alec Baldwin de birebir dava için hakim karşısına çıkacak ve hatalı bulunursa 18 ay mahpus cezası alacak.
Alec Baldwin
OLAYIN AYRINTILI GEÇMİŞİ:
ABD’nin New Mexico eyaletinde savcılar, sinema setinde görüntü yönetmeni Halyna Hutchins’i kazara vurarak öldüren Alec Baldwin’e karşı suçlamaları düşürme kararı aldı. Davanın savcılarının yaptığı açıklamada, “Suçlamaların düşürülmesi Baldwin’in mutlaka hatasız olduğu manasına gelmiyor. Soruşturmamız devam edecek” dedi. BBC’ye konuşan ünlü aktörün avukatı Luke Nikas ise, “Baldwin’in silahta gerçek mermi olduğunu bilmesine imkan yoktu” diyerek hakikat karar verildiğini vurguladı.
Alec Baldwin hakkında mahkeme kararını verdi
PARA CEZASI YA DA MAHPUS CEZASIYLA YARGILANACAK!
Trajik olayda yeni bir gelişme yaşandı. Yapılan açıklamaya nazaran ünlü aktör ve setin silah sorumlusu Hannah Gutierrez-Reed, Hutchins’in vefatıyla ilgili “kasıtsız insan öldürmek” suçlamasıyla mahkemede yargılanacak. İki ünlü ismin avukatları da bu karara karşı çıkacaklarını belirtse de şayet mahkemede hatalı bulunurlarsa 18 aya kadar mahpus cezası ve 5 bin dolar para cezasına mahkum edilebilirler.
Alec Baldwin kasıtsız insan öldürmekten yargılanacak
“SİLAH EĞİTİMİNDE TELEFONLA KONUŞTU”
Konu hakkında açıklamada bulunan Santa Fe Bölge Savcılığı, oyuncuyu “birçok aşırı pervasız davranış sergilemekle” suçladı. Savlara nazaran Baldwin, ateşli silah eğitimi sırasında telefonla konuştuğu için ihmalkarlıkta bulundu.
AİLE İLE MUTABAKAT MASASINA OTURDU!
Ekim 2021’de yaşanan vahim kazanın akabinde güç günler geçiren Baldwin, Hutchins’in ailesiyle uzlaşma yolunda istediğini aldı. Ünlü aktörün avukatı tarafından yapılan açıklamada, Baldwin ve Rust Sinema şirketine karşı açılan davayla birlikte, Hutchins’in ailesi ile uzlaşma sağlandığı söz edildi. Muahedenin finansal ölçü ve ayrıntıları kapalı tutuldu.
Alec Baldwin yine setlere dönüyor
“HALYNA’NIN VEFATININ VAHİM BİR KAZA OLDUĞUNA İNANIYORUZ”
Görüntü yönetmeni Halyna Hutchins’in eşi Matthew Hutchins ise mahkemenin muahedeyi onaylaması halinde davanın düşeceğini ve Rust sinemasının çekimlerine de kaldığı yerden devam edileceğini belirtti. Eşinin vefatının akabinde onu onurlandırmak için çekimlerin devam etmesi gerektiğine işaret eden Matthew Hutchins “Baldwin’e yahut üretimcilere karşı suçlama yahut ayıplamada bulunmaya niyetim yok. Hepimiz Halyna’nın vefatının müthiş bir kaza olduğuna inanıyoruz” dedi.
Halyna Hutchins, eşi Matthew Hutchins ve oğulları
ALEC BALDWİN GÜNAHSIZ OLABİLİR!
Film setinde yaşanan kazanın akabinde aylardır süregelen soruşturmada yeni bir bilgi ortaya konuldu. Alec Baldwin’in Aralık ayında ABC ile yaptığı röportajı izlediğini söyleyen Santa Fe Bölge Savcısı Mary Carmack-Altwies, Vanity Fair mecmuasına bahis hakkında röportaj verdi.
Alec Baldwin Rust sineması kazası
Baldwin’in “Tetiği ben çekmedim. Asla kimseye silah doğrultup tetiği çekmem” iddiasından yola çıkarak araştırma yapmaya başlayan Carmack-Altwies, “Silahın horozunu, tetiği çekmeden ve emniyetini açmadan geriye çekebilirsiniz. Yani onu kısmen geri çekersiniz, emniyet kapalı değilken bırakırsanız, ateşleme iğnesi merminin primer kısmına çarpabilir.” halinde konuştu.
Alec Baldwin
Kendi başına resmi olmayan bir soruşturma başlattığını söyleyen savcı, 1850’lerden kalma tabancalar hakkında bilgisi olmadığı için vazifelilerden birinin eski bir tip tabancayla ofisinde deneme yaptığını söyledi. Teste nazaran silahın horozunun merminin ateşlenmesine neden olabileceği ortaya çıktı.
Alec Baldwin Rust sineması kazasında soruştuma devam ediyor
SONUNDA TELEFONUNU TESLİM ETTİ!
Ünlü oyuncu Alec Baldwin, Ekim ayında “Rust” filminin çekimleri sırasında imaj yönetmeni Halyna Hutchins’in vefatına sebep olan silahı ateşlemişti. Asıl cürümlünün kim olduğuna dair araştırmalar devam ederken Baldwin telefonunu yetkililere vermeme konusunda uzun bir müddet direndi. Toplumsal medya hesabından açıklamalarda bulunan ünlü isim, soruşturma başlatılmasından aylar sonra telefonunu polise teslim etti.
Santa Fe Bölge İlçe Ofisi ve Baldwin’in avukatı tarafından yapılan açıklamada ünlü oyuncunun şahsi cep telefonunu, yazılı, fotoğraflı yahut görüntülü paylaşımlarının incelenmesi için New Mexico eyaleti yetkililerine verdiği söz edildi.
“KİMSE HATASIZ DEĞİL!”
Görüntü yönetmenin vefatına sebep olan merminin silaha nasıl girdiği gizemini müdafaaya devam ederken geçtiğimiz günlerde Baldwin sessizliğini bozmuştu. Amerikalı aktör ABC’ye verdiği röportajda “Biri o silaha gerçek mermi koydu. Biliyorum ki o kişi ben değilim” diyerek hatasız olduğunu lisana getirmişti.
Tüm dünyanın odak noktası haline gelen olayın ardından Santa Fe Bölge Savcısı Mary Carmack-Altwies, bahisle ilgili birinci defa konuştu. Savcı Altwies, Baldwin dahil olmak üzere setteki kimsenin paka çıkmadığını vurgulayarak soruşturma tamamlandıktan sonra rastgele bir kişinin hakim karşısına çıkabileceğinin altını çizdi.
Altwies’in açıklamalarında “bazı bireylerin Rust setindeki aksiyonları yahut eylemsizliklerinden ötürü hatalı bulunabileceği” sözleri yer alırken bu cümlelerin Baldwin’in röportajına yanıt niteliğinde olduğu söylendi.
İLK SEFER KONUŞTU!
Rust sinemasında yaşanan kaza sonrası açılan davaların üzerine sessizliğini bozan Alec Baldwin, birinci sefer bir televizyon programında merak edilen ayrıntıları anlattı. George Stephanopoulos‘la yaptığı röportaj sırasında gözyaşlarına hakim olamayan ünlü oyuncu, “Tetiği ben çekmedim. Asla kimseye silah doğrultup tetiği çekmem” ifadelerini kullandı.
Asked by @GStephanopoulos how a real bullet got on the "Rust" set, Alec Baldwin says: “I have no idea. Someone put a live bullet in a gun. A bullet that wasn’t even supposed to be on the property.”
Sunucunun Baldwin’e gerçek merminin sete nasıl girdiğini sorması üzerine ünlü aktör, “Hiçbir fikrim yok. Birisi silaha gerçek bir mermi koydu. O merminin sette bile olmaması gerekiyordu.” biçiminde konuştu.
“BALDWİN BÜSBÜTÜN YIKILMIŞTI!”
Merakla beklenen röportaj sonrası Stephanopoulos, “Ben ABC’de son 20 yılda binlerce röportaj yaptım ancak en gerin olanı buydu. Bütün sorulara samimiyetle karşılık verdi. Baldwin büsbütün yıkılmıştı fakat samimi biçimde bütün soruları yanıtladı” halinde samimi açıklamalarda bulundu.
Alec Baldwin’in açıklamalarının akabinde gözler bir defa daha sinemanın silah sorumlusu ve yardımcı direktör David Halls‘a çevrildi. Zira silahı Baldwin’e veren yardımcı direktör David Halls ve sinemanın silah uzmanı Hannah Gutierrez Reed davada baş kuşkulu olarak yer alıyor.
Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – Çiftleri ziyaret edip hayırlı olsun temennisinde bulunan Başkan Palancıoğlu, “Evlenen çiftlerimizin mutlu zamanlarında yanlarında olmak, mutluluklarına ortak olmak belediye olarak bizleri mutlu ediyor. Bugünde nikahı kıyılmak üzere olan çiftimize sürpriz yaparak nikahlarını ben kıydım. Çok mutlu oldular. Genç çiftimizin evliliklerinin daim olmasını dilerim. Belediyemizde hem açık havada hem de daha nezih ve geniş salonlarda nikâh kıyıyoruz. Çiftlerimiz, mutlu başlangıçlarına ve yeni hayatlarına bu nezih mekânlarımızda ‘evet’ diyor. Melikgazi Belediyesi olarak her yıl en fazla nikâh kıyan belediyeler arasındayız. En yoğun hizmet verdiğimiz işler arasında nikâh da yer alıyor. Tüm çiftlerimize bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.” dedi.
Cihaz bilgilerini depolamak ve/veya bunlara erişmek için çerezler gibi teknolojiler kullanıyoruz. Bunu, göz atma deneyimini geliştirmek ve kişiselleştirilmiş reklamlar göstermek için yapıyoruz. Bu teknolojilere izin vermek, bu sitedeki tarama davranışı veya benzersiz kimlikler gibi verileri işlememize izin verecektir. Rıza vermemek veya rızayı geri çekmek, belirli özellikleri ve işlevleri olumsuz etkileyebilir.
fonksiyonel Always active
Teknik depolama veya erişim, abone veya kullanıcı tarafından açıkça talep edilen belirli bir hizmetin kullanımını sağlamak veya yalnızca bir elektronik iletişim ağı üzerinden bir iletişimin iletimini gerçekleştirmek gibi meşru bir amaç için kesinlikle gereklidir.
Preferences
The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
İstatistik
Yalnızca istatistiksel amaçlar için kullanılan teknik depolama veya erişim.The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
Reklam
Teknik depolama veya erişim, reklam göndermek için kullanıcı profilleri oluşturmak veya benzer pazarlama amaçlarıyla bir web sitesinde veya birkaç web sitesinde kullanıcıyı izlemek için gereklidir.