Gün: 18 Nisan 2024

  • St. Vincent Karanlığa Daldı

    Geçtiğimiz Salı gecesi, Brooklyn Paramount Tiyatrosu’nun soyunma odasında, St. Vincent adıyla kayıt yapan 41 yaşındaki müzisyen Annie Clark, ikinci el plaklarla dolu bir rafı karıştırdı ve bir bardak pembe şampanyayı yudumladı. Mekanın büyük yeniden açılış partisine DJ’lik yapmak üzere davet edilen Clark, eski sinema sarayının büyük bir tadilatla restore edilmesinden bu yana odanın ilk sakiniydi; tertemiz, yeni araba kokusu ortalıkta dolaşıyordu.

    Ekibinin birkaç üyesi ve 23 yaşındaki kız kardeşi arasında nezaketle davranan Clark, bu antiseptik alanda dikkatli bir ev sahibi oldu ve esprili bir açıklama yapmaya hazırdı (dikkatle seçilmiş LP’ler muhtemelen “birinin merhum büyükannesinin plak koleksiyonuydu”) ya da üzeri doldurulan içecek. Krem rengi ipek bir bluz, siyah kedi topuklu ayakkabılar ve boynuna ustaca bağlanmış ince siyah bir fiyonk giymişti.

    Göreceli bir dinlenme anında bile Clark, çevresine karşı kedigillere özgü bir hiper-farkındalığa sahipti. St. Vincent’in heyecan verici yeni albümü “All Born Screaming”de iki parçada davul çalan Dave Grohl daha sonra bir telefon röportajında ​​bana şunları söyledi: “Onunla konuşurken ve o gözlere baktığınızda, yalnızca Her saniye beyninde hangi çarkların döndüğünü merak ediyorum.” Eğlenerek ekledi: “Onu hiç göz kapakları yarı kapalı görmemiştim.”

    Clark, sesinin ayyaş pürüzsüzlüğüyle tezat oluşturan, ustaca keskin bir çalma stiline sahip, yetenekli ve çevik bir gitaristtir. Aynı zamanda canlı performanslarına olan mutlak bağlılığıyla da tanınıyor. Clark’ın on yılı aşkın süredir yakın arkadaşı olan müzisyen Cate Le Bon, bir video röportajında ​​”Yaptığı şey çok dönüştürücü” dedi. “Onun oyununu gördüğümde bazen beni korkutuyor. Hatta onun bir gösteriye hazırlanmasına bile yardım edebilirim ama sanki sahnedeki kadın hakkında hiçbir şey bilmiyorum.”

    “All Born Screaming” bir ses bulmacasıyla başladı: “Kafamın içindeki sesi nasıl aktarırım?” Kredi… Raphael Dias/Getty Images

    Yedi albüm ve beğeni toplayan solo kariyerinin 17 yılı boyunca Clark, müzikte kendine özgü bir alan edindi, ara sıra ana akımla kesişiyor, ancak çoğunlukla tavizsiz bir şekilde karşı kültüre sadık kalıyor. Hem David Byrne hem de Dua Lipa ile işbirliği yaptı; isyan grrrl öncüleri Sleater-Kinney ve isyan sonrası grrrrl pop yıldızı Olivia Rodrigo. Grubun Rock & Roll Hall of Fame’e alındığı 2014 yılında Nirvana’nın başrolünde yer alması istenen dört kadın müzisyenden biriydi. Grohl, “Açıkçası aşırı derecede yetenekli” dedi. “Onun için bir Nirvana şarkısı çalmak belki de kendi müziğinden çok daha az karmaşıktı.”

  • ‘Abigail’ İncelemesi: Sayılarla Korku

    Neşeli bir heyecan yaratan yeni korku filmi “Abigail”, minimum miktarda malzeme gerektiren basit, zaman içinde test edilmiş bir tarifi takip ediyor. Toplam süre: 109 dakika. Gizemli bir çocuğu, tatlı bir tamirciyi ve mantık sorunu yaşayan altı suçluyu ele alalım. Bunları birkaç fare, gıcırdayan döşeme tahtaları ve uğursuz gölgelerin bulunduğu ekstra büyük bir tencereye yerleştirin. Karıştırmak. Kaynatın ve karıştırmaya devam edin, güvecin neredeyse kaynama noktasına gelmesini sağlayın. Bir saat sonra, etin bir kısmı kemiğinden ayrılıncaya ve karışımın tamamı koyu kırmızıya dönene kadar ısıyı artırın. Eğlence!

    Bu, bu filmi az çok özetliyor; sizi ara sıra kıkırdatacak veya ürkütecek kadar işe yarayan, ancak aynı zamanda o kadar agresif bir şekilde iddiasız ki, pek de üzülmeye değmeyecek gibi görünen bir korku filmi. Film, bir gece yarım düzine tür türü tarafından kaçırılan, görünüşte kendine hakim olan 12 yaşındaki balerin olan baş karakterin (iyi bir Alisha Weir) kaçırılmasına odaklanıyor. Yeraltı dünyasının dipten beslenenlerinden oluşan formülsel olarak çeşitli bir grup (diğerlerinin yanı sıra Dan Stevens tarafından canlandırılan), bu Scooby-Doo’ya benzeyen kıkırdayan kafalılar farklı becerilere, geçmişlere ve son kullanma tarihlerine sahiptir ve büyük ölçüde ince hikayeyi doldurmak ve korkunç bir şekilde ölmekle görevlendirilmişlerdir.

    Stephen Shields ve Guy Busick tarafından yazılan ve Matt Bettinelli-Olpin ile Tyler Gillett tarafından yönetilen film yapımcıları, hikayeyi olağan ayrıntılarla donattılar. Filmin çoğu, Avrupa aristokrasisinin tarihiyle ilgili resimli kitapları karıştırırken bazı eski korku filmlerini tarayan bir eğlence parkı tasarımcısı tarafından hayal edilmiş gibi görünen, genişleyen labirent gibi bir malikanede geçiyor. Ön kapının yanında zırhlar, yerde ayı derisinden bir halı, bir köşeye sıkıştırılmış boş bir tabut ve garip bir şekilde, tür koşulları göz önüne alındığında, başka türlü terkedilmiş bir mutfakta biraz taze sarımsak var.

  • Y Kuşağı Dokumacısı Asırlık Zanaatı İleriye Taşıyor

    Örümcekler dokumacıdır. Navajo sanatçısı ve dokumacı Melissa Cody bunu açıkça biliyor. Anıtsal duvar halıları büyüdükçe onu daha da yükseğe çıkaran ahşap platformlardan birinde tezgâhında koyun derilerinin üzerinde bağdaş kurup otururken, dokuma tezgahı ve dokuma yeteneğini dünyaya getiren Örümcek Kadın ve Örümcek Adam’ın kutsal bilgisi ortaya çıkıyor. Diné veya Navajo, stüdyosunda onunla birlikte.

    Aynı zamanda sanatçının çalışmalarının ilk büyük kişisel sergisi olan “Melissa Cody: Perdeli Gökyüzü” de 9 Eylül’e kadar MoMA PS1’de Brezilya’daki São Paulo Sanat Müzesi (olarak bilinen) ile ortak yapım olarak izlenebilir. MASP).

    Sergi, Jaune Quick-to-See-Smith’in Whitney Amerikan Sanatı Müzesi’ndeki çalışmalarının son retrospektifinden Venedik Bienali’ndeki genişleyen sanatçı listesine kadar, Yerli sanatçıların müzeler ve diğer kurumlar tarafından gecikmiş tanınmasının bir parçası. 41 yaşındaki Cody, milenyumları anımsatan bir sanat formunun ön saflarında yer alan bir Y kuşağı üyesi; hem geleneği temel alıyor hem de sevinçle onun ötesine geçiyor.

    Sergisinin başlığı, bir örümceğin göbeğine benzeyen kum saati şekillerinin bizzat sanatçının yerine geçtiği, Örümcek Kadın’ın bilgeliğini gelecek nesillere aktardığı ve dağdan gökyüzüne anne koruma ağını aktardığı 2021 tarihli “Perdeli Gökyüzünün Örtüsü Altında” adlı çalışmasına gönderme yapıyor. (Seçilen eserler 25 Nisan – 15 Haziran tarihleri ​​arasında Garth Greenan Galerisi’nde de sergilenecek.)

    Dördüncü nesil Navajo dokumacısı Melissa Cody, Long Beach, California’daki stüdyosundaki dokuma tezgahında. 5 yaşında başladığı ahşap tarağı kullanarak tekstil ürünleri için iplikleri dokunduruyor. Kredi… New York Times için Nia Macknight

    Cody, 5 yaşında başladığı ahşap tarağı kullanarak 2,5 metre uzunluğundaki kumaşları için atkı iplikleri dokumayı bıraktı. Arizona’daki Navajo Ülkesi’nin batı ucunda, bir ailenin dördüncü nesli olarak büyüdü. Seçkin kadın dokumacılardan oluşan, özellikle de “Two Grey Hills” gibi geleneksel desenler için kendi churro koyunlarını yetiştiren ödüllü annesi Lola S. Cody ve 90’lı yaşlarında hâlâ dış mekan tezgahında öncülük yapan büyükannesi Martha Gorman Schultz .

  • Si Lewen’in Yorucu ‘Geçit Töreni’ 70 Yıl Sonra Devam Ediyor

    Si Lewen’in, küratörlüğünü karikatürist Art Spiegelman’ın üstlendiği yeni bir serginin atan kalbini oluşturan, sanatçı panosundaki başlıksız savaş karşıtı çalışmalar serisi “Geçit Töreni”nin en başında, dört yarım yamalak, kendinden geçmiş erkek ve kız, sonsuz olasılığa doğru adım atıyor. işaretsiz beyaz gesso. İkinci panelde pencereden dışarı doğru eğilen bir aile, bayrak sallayan birini görüyor.

    Bayrağın kendisi de soluk ve beyazdır ancak ailenin etrafı uğursuz siyah bir gölgeyle çevrilidir. Ve bu tek bayrak bir geçit törenine dönüştükçe ve geçit töreni tüfekler, kılıçlar, siyah bayraklar ve Alman miğferleri kazandıkça, Lewen’in resim ve çizimleri (1950 civarında pastel boya, mürekkep, boya ve grafit karışımıyla “Geçit Töreni”ni yaptı) daha da ilgi çekici hale geldi. daha yoğun ve daha koyu.

    Çocuklar “Geçit Töreni”nin ilk sayfasında olasılıklar dünyasına adım atıyor. Kredi… New York’taki Si Lewen ve James Cohan Malikanesi aracılığıyla; Fotoğraf: Phoebe d’Heurle
    Pencerelerinden dışarı doğru eğilen bir aile, bayrak sallayan birini görüyor. Kredi… New York’taki Si Lewen ve James Cohan Malikanesi aracılığıyla; Fotoğraf: Phoebe d’Heurle

    Spiegelman’ın belirttiği gibi eser imalarla doludur. “Guernica”dan bir köpek ve özellikle savaş karşıtı Alman sanatçılar Otto Dix ve George Grosz’dan doğrudan alıntılar var. “Geçit Töreni” galerilerde sergilendi, bir tiyatroda yansıtıldı ve her seferinde biraz farklı bir düzenlemeyle kitap olarak yayınlandı; ancak James Cohan Galerisi’nde tek bir anlatı çizgisi halinde asılı olan 63 fotoğraftan oluşan bu özel set, Orijinallerin yaklaşık 70 yıl sonra ilk kez ortaya çıkışı. Ve bu 63 kişiden hemen hemen her biri, incelemeyi başlı başına bir sanat eseri olarak değerlendiriyor.

    Ancak genel olarak eserin en büyük zaferlerinden biri, bakılması amaçlanan resim stillerine ne olduğunu görmektir. içine amansız bir şekilde soldan sağa doğru hareket eden bir sinema sekansına bırakıldıklarında. Pürüzlü süngü dizileri Kübizm’in parçalanmış perspektifinden ödünç alınmış olabilir, ancak burada esas olarak yaygara ve gürültü anlamına geliyorlar. İlk paneldeki çocuklar gençlerin top yemi haline gelirken ve savaş köpekleri ulurken, Jackson Pollock tarzı bir sıçrayış, o günün sanatına cazip bir selam niteliğindedir, ancak aynı zamanda şüphe götürmez bir şekilde bir idam mangasının geride bıraktığı kan olarak da okunur.

    Eleştirmenimiz, Lewen’in anlatının akışını hiçbir zaman bozmadan çeşitli stilleri birleştirmeyi başardığını söylüyor. Kredi… New York’taki Si Lewen ve James Cohan Malikanesi aracılığıyla; Fotoğraf: Phoebe d’Heurle
  • Süper Lig’de 34. ve 35. haftanın programı açıklandı

    Trendyol Süper Lig’de 34. ve 35. haftanın programı açıklandı.

    TFF’den yapılan açıklamaya nazaran; 34. haftada oynanacak Fenerbahçe – Beşiktaş maçı, 27 Nisan Cumartesi saat 19.00’da oynanacak.

  • Altay’ın alanında rakibi Manisa FK

    Trendyol 1. Lig’in 31. hafta açılış maçında Altay, 19 Nisan Cuma (yarın) Manisa FK’yi konuk edecek.

    Alsancak Mustafa Denizli Stadı’ndaki müsabaka saat 20.00’de başlayacak.

    Ligden düşmesi daha evvel katılaşan Altay, son 4 haftaya 15 puanla 17. sırada girdi. Son galibiyetini Bitexen Giresunspor karşısında alan Altay, ligde 6 maçtır kazanamıyor.

    Manisa FK, averajla düşme çizgisinde bulunan Adanaspor’un yalnızca 1 puan önünde 33 puanla 14. durumda yer alıyor. Ligde son 4 maçında galibiyeti bulunmayan Manisa FK, bu karşılaşmalarda ikişer beraberlik ve yenilgi aldı.

  • Atlı Okçuluk Bayan Ulusal Kadrosu, birinci defa memleketler arası bir şampiyonada

     Geleneksel Atlı Okçuluk Bayan Ulusal Ekibi, birinci kere memleketler arası bir şampiyonaya katılacak.

    Rusya’da 3-5 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Memleketler arası Bayanlar Atlı Okçuluk Şampiyonası’na katılacak ulusal kadro, 1 Mayıs’ta bu ülkeye gidecek.

    Türkiye Klasik Atlı Spor Dalları Federasyonu Başkanı Zübeyir Bekiroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Göreve geldiğimiz günden bu yana branşımızı geliştirmeye, yenilikler yapmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz ismine Klasik Atlı Okçuluk Bayan Ulusal Takımı’mızı kurmanın ve onlarla birinci sefer memleketler arası bir şampiyonaya katılmanın heyecanını yaşıyoruz. Türkiye’de birinci kez bayan ulusal grubunu kurduk ve Rusya’da yapılacak şampiyonaya ulusal grup olarak 5 bayan atletimiz ile katılıyoruz.” diye konuştu.

    Bekiroğlu, klasik atlı okçulukta bayan atletlerin geçen seneye kadar yurt içinde erkek atletlerle birlikte yarıştığını, bunun da bayanlar için dezavantaj oluşturduğunu belirterek, “Geçen dönem bayanlar kategorisini ayırdık ve birinci sefer yetişkin bayanlar klasmanı yarışlarını gerçekleştirdik. Bunun ardından bayan ulusal kadromuzu kurduk, eski atletlerimizden antrenör Davut Çakır’ın idaresinde bayan atlı okçularımız da Rusya hazırlıklarını tamamladı sayılır. Ülkemizin bu branşta ismini dünyaya duyurmuş olacağız. Bütün bayan atlı okçularımıza başarılı bir müsabaka diliyorum.” tabirlerini kullandı.

    Klasik Atlı Okçuluk Bayan Ulusal Ekibi Antrenörü Davut Çakır ise “Başkanımız Zübeyir Bekiroğlu’nun tevdi etmesi ile Türkiye’nin birinci Klasik Atlı Okçuluk Bayan Ulusal Kadrosu Antrenörü olma gururuna sahip oldum. Üzerimdeki yük oldukça değerli, yıllardır yaptığımız çalışmalar sonucunda liderimizin çok değerli takviyeleri ve emekleri ile birinci yetişkin bayanlar ulusal kadrosunu kurduk. Rabbim inşallah hoş muvaffakiyetler ile dönmeyi nasip eder. Kadro olarak sahip olduğumuz sorumluluğun farkındayız ve verilen emeklerin karşılığını en düzgün halde vermek ismine ne gerekiyorsa yapacağız.” açıklamasında bulundu.

    Tertip, Rusya’nın Yaroslavl kentinde düzenlenecek ve atletler Polonya Parkuru ve Kore Parkuru olmak üzere iki farklı parkurda koşacak.

    Şampiyonada Türkiye’yi Ayşe Melek Okuyucu, Kevser Feyza Alptekin, Sevilay Çakır, Havva Yazıcı ve Sümeyye Kınacı’dan oluşan ulusal ekip temsil edecek.

     

     
  • Serve Robotics 10 Milyon Hissenin Her Birinin 4 Dolardan Fiyatlandırıldığını Duyurdu, Nasdaq Listesine Geçti

    Otonom kaldırım teslimat hizmetlerinde uzmanlaşmış önde gelen bir şirket olanServe Robotics Inc. (SERV) bugün halka arzının ayrıntılarını açıkladı. Şirket, adi hisse senetlerinin 10.000.000 adedini hisse başına 4,00 $ fiyatla halka arz ederek, yüklenim indirimleri ve arzla ilgili maliyetler hesaba katılmadan önce toplam 40 milyon $ brüt gelir elde edecek. Halka arza Serve’in önemli hissedarlarından ve stratejik işbirlikçilerinden biri olan ve Uber Technologies Inc’in (UBER) tamamına sahip olduğu Postmates, LLC de katılmıştır.

    Buna ek olarak, Serve, Aegis Capital Corp ‘a (“Aegis”), potansiyel olarak fazla tahsisatları karşılamak için arzda satılan hisselerin %15’i olan ek 1.500.000 adi hisse senedi satın almak için 45 günlük bir opsiyon sağlamıştır. Aegis’in bu opsiyonu tam olarak kullanması halinde, arzdan elde edilen toplam brüt gelir, ek tahsisat da dahil olmak üzere, yüklenim indirimleri, komisyonlar ve arzla ilgili maliyetler düşülmeden önce yaklaşık 46 milyon $’a ulaşabilir. Tüm standart kapanış koşullarının yerine getirildiği varsayımıyla, arzın 22 Nisan 2024 civarında tamamlanması beklenmektedir.

    Bu arzdan elde edilen net gelir, Serve’in robotik teknolojisinin gelecekteki versiyonları için araştırma ve geliştirmenin finansmanı, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi, yeni pazarlara genişleme ve işletme sermayesi dahil genel kurumsal amaçlar için tasarlanmıştır.

    Serve ayrıca adi hisse senetlerinin kote edilmesine izin verildiğini ve 18 Nisan 2024 tarihinden itibaren Nasdaq Sermaye Piyasasında “SERV” sembolü altında işlem görmeye başlamasının planlandığını açıkladı. Serve’in hisse senetleri daha önce OTCQB® Venture Market’te “SBOT” kodu ile işlem görüyordu ve bu platformda işlem görmeyi durduracak.

    Aegis Capital Corp. hisse senedi arzı için münhasır lider yönetici olarak atanmıştır. Orrick, Herrington & Sutcliffe LLP, Serve Robotics Inc. şirketine hukuki danışmanlık sağlamaktadır. Sichenzia Ross Ference Carmel LLP ise Aegis Capital Corp. şirketine hukuk danışmanlığı yapmaktadır.

    Form S-1 (No. 333-277809) kayıt beyanı olarak bilinen teklif için yasal belgeler, 17 Nisan 2024 tarihi itibariyle Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (“SEC“) tarafından resmi olarak onaylanmıştır. Hisse senedi arzı yalnızca bir izahname aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. İlgilenen taraflar, nihai izahnamenin bir kopyasını hazır olduğunda SEC’i n www.sec.gov adresindeki web sitesinden veya 1345 Avenue of the Americas, 27. kat, New York, NY 10105 adresindeki Sendika Departmanında bulunan Aegis Capital Corp. ile [email protected] adresine e-posta göndererek veya (212) 813-1010 numaralı telefondan iletişime geçerek temin edebilirler.

    Bu basın bülteni bir satış teklifi veya satın alma talebi değildir ve bu menkul kıymetlerin, söz konusu teklif, talep veya satışın o bölgenin menkul kıymetler yasalarına uygunluk veya tescilden önce yasadışı olacağı herhangi bir bölgede satışı yapılmayacaktır.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla oluşturulmuş ve çevrilmiş ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Ek ayrıntılar için Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • Ibotta İlk Halka Arzını Her Biri 88 Dolardan Fiyatlandırılan 6,56 Milyon Hisseyle Gerçekleştiriyor

    Dijital promosyonlar ve hedefli pazarlama hizmetleri konusunda uzmanlaşmış önde gelen bir teknoloji firması olan Ibotta, Inc. (IBTA) bugün ilk hisse senedi arzının fiyatını açıkladı. Şirket, 2.500.000 hissesi Ibotta tarafından ve 4.060.700 hissesi bazı mevcut hissedarlar tarafından olmak üzere 6.560.700 adet A sınıfı adi hisse senedini her bir hisse için 88,00 $ fiyatla ihraç edecektir. Bu arzla birlikte, mevcut hissedarlar, yüklenicilere, yüklenim ücretleri ve komisyonlar düşüldükten sonra, ilk arzla aynı fiyattan 984.105 adede kadar ek A Sınıfı adi hisse senedi satın almak için 30 gün süreyle geçerli bir opsiyon vermiştir. Ibotta, mevcut hissedarlar tarafından satılan hisselerden herhangi bir mali fayda elde etmeyecektir.

    Hisselerin 18 Nisan 2024 tarihinde New York Borsası’nda “IBTA” sembolü ile işlem görmeye başlaması planlanmaktadır. Tüm standart kapanış koşullarının yerine getirilmesi halinde arzın 22 Nisan 2024 tarihinde tamamlanması öngörülmektedir.

    Goldman Sachs & Co. LLC, Citigroup ve BofA Securities, arz için birincil ortak talep toplayıcılar olarak hizmet vermektedir. Evercore ISI, UBS Investment Bank ve Wells Fargo Securities de ortak talep toplayıcı olarak katılıyor. Citizens JMP, Needham & Company ve Raymond James ise arzın eş-yöneticileri olarak yer almaktadır.

    Halka arz yalnızca bir izahname aracılığıyla gerçekleştirilecektir. İlgilenen taraflar, arz için izahnamenin bir kopyasını aşağıdakilerden talep edebilirler: Goldman Sachs & Co. LLC, Prospektüs Departmanı, 200 West Street, New York, NY 10282 adresinden, 1-866-471-2526 numaralı telefondan veya [email protected] e-posta adresinden; Citigroup, Broadridge Financial Solutions aracılığıyla, 1155 Long Island Avenue, Edgewood, NY 11717 adresinden veya 1-800-831-9146 numaralı telefondan; ve BofA Securities, NC1-022-02-25, 201 North Tryon Street, Charlotte, NC 28255-0001, Prospektüs Departmanı adresinden veya [email protected] e-posta adresinden.

    Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu, bu menkul kıymetler için tescil beyanını 17 Nisan 2024 tarihinde geçerli ilan etmiştir. Bu basın bülteni, menkul kıymetleri satmak için bir teklif veya satın almak için bir talep teşkil etmez ve bu menkul kıymetlerin, söz konusu bölgenin menkul kıymet düzenlemelerine uyulmadan veya tescil edilmeden önce böyle bir teklif, talep veya satışın yasa dışı olacağı herhangi bir bölgede satışı yapılmayacaktır.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla bilgi için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • Elevance Health kazancı $0,16 ile beklentilere göre daha iyi, kâr ise beklentilere göre düşük

    Investing.com – Elevance Health (NYSE: ELV) raporuna göre ilk çeyrek hisse başına kârı 10,64$ ile analistlerin 10,48$ olan beklentilerine göre $0,16 daha iyi.

    Bu çeyrek için yayımlanan kâr 42,3B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 42,47B$ şeklindeydi.

    Rehber

    Elevance Health Mali Yılı 2024 hisse başına kârı $37,20 olarak belirlendi. Analist tahminleri ise $37,15 şeklinde açıklanmıştı.

    Elevance Health hissesi, günü 508.97$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda 9,55% değer kazandığını gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise %11,29 değer kazandığını gösteriyor.

    Elevance Health son 90 gün içinde 8 pozitif hisse başına kâr görürken 3 negatif hisse başına kâr gördü.

    Elevance Health hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

    InvestingPro’ya göre Elevance Health şirketinin finansal sağlık puanı “İyi performans”.

    Elevance Health şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

    Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

  • Todd Howard Fallout Dizisinin Kanon Olduğunu Teyit Etti

    Başlamadan uyarıyorum, yazının devamında hem Fallout dizisi hem de oyunları için spoiler’lar olacak. O yüzden şayet diziyi izlemediyseniz ya da oyunları oynamadıysanız buradan sonrasını okumamanızı rica ediyorum. Kalanlar ile Todd Howard’ın açıklamalarına yakından bakalım.

    Fallout dizisi şimdiden oldukça ses getirmiş durumda. O denli ki dizinin akabinde oyunların oyuncu sayıları da tavana vurdu. Ancak külliyata hakim şahıslar, dizinin oyunlar ile olan ilişkisini da çözmeye çalışıyor.

    • Fallout Dizisi, Fallout Serisinin Vakit Çizelgesinde Nereye Düşüyor?

    Bildiğiniz üzere dizide New California Republic’in başşehri olarak bilinen Shady Sands’in patlatıldığını görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde IGN’e konuşan Howard, dizide yaşanan her şeyin kıssanın modülü olacağını doğruladı. New Vegas’tan 25, Fallout 4’ten ise 10 yıl sonrasını mevzu alan dizinin yansımalarını yeni oyunlarda göreceğiz. Yani Shady Sands, yeni Fallout oyununda olmayacak.

    Şehrin patlatılması konusunda dizinin imalcileri ile istişare ettiklerini lisana getiren Howard, husus hakkında şu tabirleri kullanıyor: “Bu konnuyu birlikte konuştuk ve kıssa için hayli kıymetli bir an olduğuna karar verdik. Birtakım yerlerde başlar karışıyor olabilir lakin New Vegas da dahil tüm Fallout oyunlarında yaşanan olaylar dizide gerçekleşmiş halde.”

    Dizinin tesirlerini ise gelecek oyunlarda görebileceğiz.

  • AB Başkanlar Tepesi’nde gündem iktisat ve rekabetçilik

    AB üyesi 27 ülkenin devlet yahut hükümet liderlerinin iştirakiyle Belçika’nın başşehri Brüksel’de düzenlenen AB Önderler Zirvesi’nin ikinci gün oturumu başladı.

    Zirve girişinde açıklamalarda bulunan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, “Avrupa’nın daha fazla yatırıma gereksinimi var” dedi.

    Liderler ortasında çeşitli programlar için ortak borçlanma konusunda da görüşmeler olduğuna işaret eden Michel, birtakım ülkelerin ortak borçlanmadan yana kimilerinin ise buna karşı olduğunu söyledi.

    Michel, AB içinde sermaye piyasaları birliğini kurmak ve Avrupa Yatırım Bankası’nın stratejik kesimlere yatırım kapasitesini artırmak için somut tekliflerin masada olduğunu vurguladı.

    “Dünyanın geriye kalanıyla bir sübvansiyon yarışına girilmesi taraftarı değilim” diyen Michel, mevcut düzenlemelerin geliştirilmesine ve güç birliğinin tamamlanmasına değer verdiğini belirtti.

    “Üç piyasa ‘Tek Pazara’ entegre edilmeli”

    AB üyesi ülke önderlerinin talebiyle Tek Pazarın mevcut durumu ve nasıl geliştirilebileceği konusunda rapor hazırlayan ve bulgularını toplantıda paylaşacak olan eski İtalya Başbakanı Enrico Letta da, “Kaybedecek vakit yok. Ekonomik performans açısından AB ile başkaları ortasındaki fark giderek büyüyor” dedi.

    AB içinde parçalanmışlığı ortadan kaldırmak için Tek Pazarın güçlendirilmesi gerektiğini anlatan Letta, “Enerji, telekomünikasyon ve finans piyasalarında rekabetçiliği kaybediyoruz. Bu nedenle bu 3 piyasayı Tek Pazara entegre etmeliyiz” diye konuştu.

    Letta, Tek Pazarda, malların, hizmetlerin, sermayelerin ve bireylerin özgür hareket ettiğini anımsatarak, buna günümüzde araştırma, bilgi, maharet, data, yapay zekanın da dahil edilmesinin ehemmiyetini vurguladı.

    Zirve, AB’nin ekonomik açıdan rekabet gücünü artırmaya odaklanacak.

    AB’deki işletmelerin büyüme ve yenilik için finansman ve sermayeye erişimde yaşadığı sıkıntılar tartışılacak tepede, Avrupa rekabet gücü muahedesi yapılması pahalandırılacak.

  • Yabancı Dil Bilmeyen Turist Rehberi Olur Mu ?

    DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, “Yabancı dil bilmeyen rehberleri sektöre dahil eden vizyonsuz politikalar, Türk turizmine kaybettiriyor” dedi.

    Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi hakkında TBMM Genel Kurulu’nda söz alan Milletvekili Seda Kaya Ösen, yabancı dil bilme şartını kaldırarak arkeoloji ve sanat tarihi bölümü mezunlarına turist rehberliği yapabilmelerinin önünü açan düzenlemenin turizm sektörüne ve mesleğe zarar vereceğini söyledi Ösen, “Türkiye’ye yıllık 100 milyon turist gelirse, mevcut turist rehberleriyle birlikte bahsettiğimiz alandaki mezunlarımızın büyük çoğunluğuna iş kapısı sağlamış olursunuz. Ancak turist talebi ortaya çıkmadan arzı büyütürseniz, negatif rehber enflasyonu yaratırsınız.”

    Türkiye’de 13 Bin. Turist Rehberi Var

    DEVA Partisi İzmir Milletvekili ve Kültür, Sanat ve Turizm Politikaları Koordinatörü Seda Kaya Ösen, TBMM Genel Kurulu’nda Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi görüşmelerinde söz aldı. Turizm Rehberliği bölümlerinin her yıl binlerce mezun verdiğine dikkat çeken Ösen, yabancı dil şartının kaldırılmasına ve sektöre bölüm dışı mezunların istihdam edilmesine tepki göstererek “Plan ve Bütçe Komisyonunda Hükümetin yetkilileri Arkeoloji ve Sanat Tarihi mezunları için yeni iş sahaları yaratacaklarını dile getirmişti. Hükümetin bahsettiği iş alanının açılması, başka iş alanlarının daralmasıyla gerçekleşecek gibi gözüküyor. TUREB’e kayıtlı 13 bin 609 Turist Rehberi olan Türkiye’de, her yıl Turist Rehberliği bölümü binlerce mezun veriyorken bu alanın, hükümetin plansız eğitim politikaları neticesinde işsiz kalan diğer bölüm mezunlarıyla doldurulması kabul edilebilir değildir. Mağduriyetleri yeni mağduriyetler yaratarak çözemezsiniz. Siz turizm talebini arttırmadığınız sürece bulmaya çalıştığınız çözüm kendisini yeni bir soruna bırakacaktır.” diye konuştu.

    “Rehberlik kurslarına katılacak adayların kademelendirilerek mesleğe katılmaları gerekiyor”

    TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölümü mezunlarının kademeli olarak mesleğe başlaması gerektiğini belirten Ösen “Bugün Türkiye’ye yıllık 100 milyon turist gelirse, evet, mevcut turist rehberleriyle birlikte bahsettiğimiz alandaki mezunlarımızın büyük çoğunluğuna iş kapısı sağlamış olursunuz. Ancak turist talebi ortaya çıkmadan arzı büyütürseniz, negatif rehber enflasyonu yaratırsınız. Bu yüzden rehberlik kurslarına katılacak adayların belirli bir periyotta “kademelendirilerek” mesleğe katılmaları gerekiyor. Gelin şu konuda anlaşalım. Arkeoloji ve Sanat Tarihi mezunlarına alan açmak adına rehberlik yaptırılacak ise 5 yıl sonunda yine dil şartını zorunlu kılalım. 5 yıl Türkçe rehberlik yapan 5 sene sonunda dil sınavına katılsın. Böylelikle Turist Rehberliğine topyekûn katılımın da önüne geçebiliriz.” diye konuştu.

    “Dil bilme şartının kaldırıldığı liyakatsiz bir turizm sektörü ne kadar etkin çalışır?”

     İzmir Milletvekili Ösen, turist rehberliği mesleğine giriş şartları arasında yer alan yabancı dil zorunluluğunun kaldırılmasını içeren kanun teklifinin meslekte eğitimsiz personel artışıyla birlikte liyakatsizliğe yol açacağını belirterek şöyle konuştu: “2024 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesini görüştüğümüz Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sayın Bakan Ersoy tarafından turizm sektörünün en ciddi sorunları arasında eğitimli personel eksikliği ve turist başına düşen gelirin düşük olduğu tespiti yapılmıştı. Eğitimli personel eksikliği sorundur diyenler, yeni kanunun madde gerekçelerinde, dil bilmiyor olmanın mağduriyet yarattığını söylüyor. Tezata bakar mısınız? Türkiye’de turizmin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederken söylenilen eğitimsiz personelle sezonsuz 12 aylık turizm hedefi hayaldir derken, siz eğitimi ve liyakati turizmden çıkarıyorsunuz. Dil bilme şartının kaldırıldığı liyakatsiz bir turizm sektörü ne kadar etkin çalışır? Ne kadar yüksek gelirli turisti ülkeye çekebilir? Ne kadar akılcı ve evrenseldir, soruyorum sizlere?”

    “Ülkemizi ziyaret eden bazı turistler, politik ya da tarihi ön yargı bagajlarını da yanlarında getiriyor”

    DEVA Partili Ösen, ören yerleri haricinde turist rehberi bulundurma zorunluluğunun kaldırılmasının Türkiye’nin tanıtımına ve uluslararası alanda imajına da zarar vereceğini belirterek “Bir turist rehberi ülkesinin dünyaya açılan iyi niyet elçisidir. Bir rehber, kafilesinin hemen hemen her sorunuyla ilgilenen, onlara mihmandarlık eden, kafilesindeki herkes Türkiye’den mutlu ayrılsın diye çabalayan, işini yapmasının yanında, bir diplomat gibi, bir milli sporcu gibi ülkesine katkı sağlar. Ülkemize gelen her turistin Türkiye aşığı olduğunu mu zannediyoruz?  Hayır! Bazı turistler gelirken politik ya da tarihi önyargı bagajlarını da yanlarında getiriyor. Turist rehberi tam bu noktada devreye giriyor. Ama siz çıkıp rehberi buradan çıkaracağız diyorsunuz. Bu yüzden bir rehberin nerede olup olmayacağını sınırlandırmak, günün sonunda Türkiye’nin zararına olacak” şeklinde konuştu. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

  • Trendyol 1. Lig tek maçla başlıyor

    Trendyol 1. Lig’de heyecan 31. hafta karşılaşmalarıyla devam edecek.

    Haftanın açılış çabasında Altay ile Manisa FK karşı karşıya gelecek. Alsancak Mustafa Denizli Stadı’nda oynanacak maç, saat 20.00’de başlayacak.

    Türkiye Futbol Federasyonundan (TFF) yapılan açıklamaya nazaran müsabakaların programı şu biçimde:

    19 Nisan Cuma (Yarın):

    20.00 Altay-Manisa FK (Alsancak Mustafa Denizli)

    20 Nisan Cumartesi:

    13.30 Teksüt Bandırmaspor-Tuzlaspor (Bandırma 17 Eylül)

    16.00 Bitexen Giresunspor-Göztepe (Çotanak Spor Kompleksi)

    19.00 Eyüpspor-Boluspor (Eyüp)

    21 Nisan Pazar:

    13.30 Bodrum FK-ASTOR Güç Şanlıurfaspor (Bodrum İlçe)

    16.00 Gençlerbirliği-Erzurumspor FK (Eryaman)

    16.00 Ahlatcı Çorum FK-Adanaspor (Çorum Şehir)

    19.00 Sakaryaspor-Ankara Keçiörengücü (Yeni Sakarya Atatürk)

    22 Nisan Pazartesi:

    20.00 Ümraniyespor-Kocaelispor (Ümraniye Belediyesi Şehir)

  • Süper Lig’de 33. hafta heyecanı

    Trendyol Üstün Lig’e 33. hafta müsabakalarıyla devam edilecek.

    Haftanın açılış maçında Beşiktaş, MKE Ankaragücü’nü ağırlayacak. Tüpraş Stadı’nda oynanacak karşılaşma, saat 20.00’de başlayacak.

    Türkiye Futbol Federasyonundan (TFF) yapılan açıklamaya göre, Süper Lig’de haftanın programı şu formda:

    Cuma:

    20.00 Beşiktaş-MKE Ankaragücü (Tüpraş)

    20 Nisan Cumartesi:

    13.30 İstanbulspor-VavaCars Fatih Karagümrük (Esenyurt Necmi Kadıoğlu)

    16.00 TÜMOSAN Konyaspor-Corendon Alanyaspor (MEDAŞ Konya Büyükşehir)

    19.00 Yılport Samsunspor-Yukatel Adana Demirspor (Samsun Yeni 19 Mayıs)

    19.00 Mondihome Kayserispor-Trabzonspor (RHG Enertürk Enerji)

    21 Nisan Pazar:

    13.30 RAMS Başakşehir-Çaykur Rizespor (Başakşehir Fatih Terim)

    19.00 Bitexen Antalyaspor-Atakaş Hatayspor (Corendon Airlines Park Antalya)

    19.00 Galatasaray-Siltaş Yapı Pendikspor (RAMS Park)

    19.00 Gaziantep FK-Kasımpaşa (Kalyon)

    22 Nisan Pazartesi:

    20.00 EMS Yapı Sivasspor-Fenerbahçe (BG Küme 4 Eylül)

  • Çağdaş Atan, Kayserispor’a tazminat ödeyecek!

    Kayserispor’da çalıştığı devirde sarı-kırmızılı grup ile olan mukavelesini 3 yıl daha uzatan Çağdaş Atan daha sonra mukavelesini tek taraflı feshederek Başakşehir’e imza atmıştı.

    Kayserispor Başkanı Ali Çamlı Uyuşmazlık Tahlil Heyeti’ne (UÇK) gideceklerini açıklamıştı. Çamlı daha evvelki açıklamasında, “Çağdaş hoca bu yanlışı yaptı. Bundan sonraki süreci Türkiye Futbol Federasyonu Uyuşmazlık Tahlil Şurasına (UÇK) taşıyacağız” demişti. UÇK mevzuyla ilgili kararını verdi.

    Çağdaş Atan’ın, Kayserispor’a 3 milyon 983 bin lira tazminat ödemesine karar verildi.

    BİLYONER’DE OYNAMAK İÇİN TIKLA!

  • Beşiktaş’ın konuğu Ankaragücü

    Beşiktaş, Trendyol Harika Lig’in 33. haftasında cuma günü MKE Ankaragücü’nü ağırlayacak.

    Tüpraş Stadı’nda oynanacak haftanın açılış müsabakası, saat 20.00’de başlayacak.

    Süper Lig’de yaptığı 32 maçta 14 galibiyet, 6 beraberlik ve 12 mağlubiyet yaşayan Beşiktaş, hanesine 48 puan yazdırabildi. Siyah-beyazlı grup, haftaya averajla 4. sırada girdi.

    Oynadığı karşılaşmaların 8’ini kazanan, 13’ünde berabere kalan ve 11’inden mağlubiyetle ayrılan MKE Ankaragücü ise 37 puanla 13. sırada yer aldı.

    İki grup ortasında dönemin birinci yarısında Ankara’da oynanan karşılaşma 1-1 beraberlikle sonuçlanmıştı.

     

    – Beşiktaş, ligde 5 maçtır kazanamıyor

     

    Siyah-beyazlı grup, Trendyol Süper Lig’de çıktığı son 5 karşılaşmada galibiyet elde edemedi.

    Ligin 27. haftasında İstanbulspor’u 2-0 yenerek son galibiyetini alan Beşiktaş, akabinde oynadığı 5 müsabakada ise sırasıyla 3 mağlubiyet ve 2 beraberlik yaşadı.

    Takımın başında Serdar Topraktepe olacak

    Beşiktaş, MKE Ankaragücü karşılaşmasına teknik sorumlu Serdar Topraktepe idaresinde çıkacak.

    Siyah-beyazlı takım, bu dönem Topraktepe idaresinde 4. defa alanda yer alacak. Beşiktaş, Serdar Topraktepe’nin başında bulunduğu 3 maçta Çaykur Rizespor’u 4-0, Atakaş Hatayspor’u da 3-1 yenerken, Kasımpaşa’ya ise 3-1 mağlup olmuştu.

    Beşiktaş’ın ligin 32. haftasında Yılport Samsunspor ile 1-1 berabere kaldığı uğraşın akabinde teknik yönetici Fernando Santos ile yollar ayrılmıştı.

    Beşiktaş’ta sakat ve hazır olmayan oyuncuların son durumu

    Siyah-beyazlı ekipte MKE Ankaragücü karşılaşması öncesinde birçok oyuncunun durumu netlik kazanmadı.

    Yılport Samsunspor ile oynanan son maçta sakatlanan Semih Kılıçsoy ile Mert Günok’un, bu maçta forma giymesi beklenmiyor.

    Sakatlıklarını atlatan Salih Uçan, Onur Bulut, Tayfur Bingöl ve Arthur Masuaku’nun durumu, yapılacak son idmanın akabinde muhakkak olacak.

    Uzun periyodik sakatlığı nedeniyle kontratı dondurulan Amir Hadziahmetovic ile ameliyat edilen Ante Rebic ise takımda yer alamayacak.

    Dört futbolcu ceza sınırında

    Beşiktaş’ta 4 futbolcu, MKE Ankaragücü müsabakası öncesinde sarı kart ceza hududunda bulunuyor.

    Üçer sarı kartları bulunan Jonas Svensson, Daniel Amartey, Semih Kılıçsoy ve Demir Ege Tıknaz, kart görmeleri halinde cezalı duruma düşecek ve Muhteşem Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe ile yapılacak derbide forma giyemeyecek.

  • Klay, bu yaz “piyasasını görmeye açık”

    Golden State Warriors forveti Klay Thompson’ın hür oyuncu pazarını keşfetmeye hazırlandığı tez edildi.

    Thompson’ın yaklaşmakta olan hür oyuncu periyodu, ortalarında Orlando Magic ve Dallas Mavericks’in de bulunduğu birçok NBA grubunun ilgisini uyandırarak, deneyimli oyuncu için potansiyel olarak yeni bir sayfa açılabileceğinin sinyallerini verdi.

    Warriors’ın hayal kırıklığı yaratan play-in turnuvası yenilgisinin akabinde Thompson’ın geleceğine ait spekülasyonlar ağırlaştı ve bazıları kendisinin Golden State’in dışındaki fırsatları keşfetmeye açık olduğunu öne sürdü.

    The Athletic’ten Shams Charania, Thompson’ın fikirlerine ışık tutarak kendisinin piyasa bedelini ve hür oyuncu devrindeki alternatif maksatlarını kıymetlendirme konusundaki istekliliğine değindi:

    “Klay Thompson özgür oyuncu periyodunda kendi piyasasını görmeye çok açık… Şayet Steph Curry’yi, Draymond Green’i ve başkalarını arayıp ayrılacağını söylediği diğer bir yer bulursa, bu hayatında vermesi gereken en güç karar olacak.”

    Dönem sonunda Sacramento Kings’e karşı alınan yenilginin akabinde başantrenör Steve Kerr, ekibin Thompson’ı takımda tutmaya “oldukça istekli” olduğunu söylemiş ve misal kanılar Curry ve Green tarafından da lisana getirilmişti.

  • Jokic: “LeBron canavar üzere, ona hürmetim çok büyük”

    Denver Nuggets süperstarı Nikola Jokic, playoff birinci çeşidi rakibi Los Angeles Lakers’ın yıldız oyuncusu LeBron James’a övgülerde bulunarak, kendisini “canavar gibi” halinde nitelendirdi.

    Jokic, Nuggets-Lakers birinci çeşit playoff serisi öncesinde medyaya konuşarak, LeBron’a duyduğu saygıyı açıkça lisana getirdi:

    “Adam süper. Alanda yaptığı şeyler inanılmaz… Maçın içinde yalnızca skor üreterek değil, pek çok farklı biçimde yer alıyor. Temel olarak her konumdan sayı bulabiliyor. Canavar üzere. Onu nitekim takdir ediyorum ve büyük hürmet duyuyorum. Çok yeterli bir basketbolcu, muhtemelen en uygunlardan biri. Ve en güzellere karşı oynamaktan her vakit keyif alırım.”

    Jokic ayrıyeten Lakers’ın geçen yıl en rekabetçi rakipleri olduğunu belirtirken, 7-0’lık galibiyet-mağlubiyet serisinin aldatıcı olduğunun da altını çizdi:

    “Bence playoff serisindeki her maç hakikaten zorluydu, her iki biçimde de sonuçlanabilirdi. Muhtemelen geçirdiğimiz en şiddetli seriydi. Evet, onları 4-0 yendik lakin hakikaten yetenekli bir kadroydu. Çok yeterli inşa edilmişti. Epey hürmet duyduğum birkaç oyuncuları var ve bunun değişik bir seri/tur olacağını düşünüyorum.”

    2023’teki playoff serisinde Lakers’a karşı 27,8 sayı, 14,5 ribaund ve 11,8 asist ortalamaları yakalamış olan Jokic, bu dönem ise LA takımına karşı oynadığı üç maçta 29.3 sayı, 12.0 ribaund ve 9.0 asist ortalamaları yakaladı.

  • Ergin Ataman’ın acı günü

    A Ulusal Basketbol Grubu ve Panathinaikos Başantrenörü Ergin Ataman’ın acı günü.

    Ergin Ataman’ın babası İbrahim Nuray Ataman vefat etti.

    Ataman’ın eski kulüpleri Anadolu Efes ve Beşiktaş, baş sıhhati iletisi yayınladı.

    Anadolu Efes’in açıklamasında, “Eski başantrenörümüz Sayın Ergin Ataman’ın babası İbrahim Nuray Ataman’ın vefatını derin bir ıstırapla öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, Ataman ailesine ise sabır ve başsağlığı diliyoruz.” tabirleri yer aldı.

    Beşiktaş’tan yapılan açıklamada ise, “Eski başantrenörümüz ve A Ulusal Basketbol Ekibi başantrenörü Ergin Ataman’ın babası İbrahim Nuray Ataman’ın vefat ettiğini büyük bir ıstırapla öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet; Ataman ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz.” denildi.

    Sporx olarak merhuma Allah’tan rahmet; Ataman ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

  • Cuban: “Luka, tarihin en uygun 2-3 oyuncusundan biri olabilir”

    Dallas Mavericks’in azınlık sahibi Mark Cuban, ekibin süperstarı Luka Doncic’e büyük övgülerde bulunarak, genç yıldızın tüm vakitlerin en yeterli iki yahut en düzgün üç oyuncusu ortasında yer alma potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

    Cuban, FanDuelTV’nin ‘Run It Back’ programında Doncic’in oyunun her tarafını denetim etme konusundaki fevkalâde marifetini şu sözlerle vurguladı:

    “Hiç kuşku yok ki, tüm vakitlerin en âlâ iki ya da üç oyuncusundan biri olacak yeteneğe sahip.”

    Doncic, bu dönem 33,9 sayı, 9,2 ribaund ve 9,8 asist ortalamaları da dahil olmak üzere dikkat alımlı istatistiklerle Mavericks’in muvaffakiyetinin arkasındaki itici güç olmuştu.

  • Nokia, ilk çeyrek kazanç büyümesinin analist beklentilerini kaçırmasının ardından marjinal olarak düştü; tahminler aynı kaldı

    Nokia (HE:NOKIA) (NOK) hisseleri, şirketin ilk çeyrek kar büyümesinin analistlerin tahmin ettiğinden daha az olduğunun açıklanmasının ardından Perşembe günü Avrupa piyasalarında %1’in üzerinde değer kaybetti. Hem Kuzey Amerika hem de Hindistan’da 5G ağ ekipmanlarına olan talebin azalması geliri olumsuz etkileyen bir faktör oldu.

    Telekomünikasyon ekipmanları konusunda uzmanlaşan Finlandiyalı şirket, ilk çeyrek için 597 milyon avroluk bir faaliyet kârı açıkladı. Bu, bir önceki yılın aynı döneminde bildirilen 479 milyon avroya göre bir artış oldu. Bu artış, sabit para birimi değerleriyle ölçüldüğünde satışlarda %19’luk bir düşüş olmasına rağmen gerçekleşti. LSEG tarafından ankete katılan finansal analistler ortalama olarak 663 milyon avro kâr bekliyorlardı.

    Hisse başına kazanca bakıldığında, Nokia ilk çeyrek için 0,09 Euro’luk bir değer bildirdi, bu da beklenen ortalama tahmin olan 0,08 Euro’dan biraz daha yüksekti. Şirketin geliri 4,67 milyar avro olarak rapor edildi ve bu rakam tahmin edilen 5,41 milyar avroluk rakamı karşılamadı.

    Bununla birlikte, Nokia’nın karşılaştırılabilir brüt kar marjı önemli bir artış göstererek bir önceki yılın aynı çeyreğindeki %37,7’ye kıyasla %48,6’ya ulaştı.

    Nokia’nın Mobil Ağlar olarak bilinen 5G ağ ekipmanı siparişleriyle ilgilenen bölümü, çeyrek boyunca yerel para birimi cinsinden satışlarda %37’lik bir düşüş kaydetti. Nokia bu dönemi yılın en düşük noktası olarak tanımladı ve satışların 2024 yılı boyunca iyileşmesini bekliyor.

    Nokia, 2024 yılında 2,3 milyar ila 2,9 milyar Euro arasında olacağını tahmin ettiği karşılaştırılabilir işletme kârı için Ocak ayında yaptığı tahmini yineledi.

    Yatırımcıların Nokia’nın mali sonuçlarına nasıl tepki verebileceğini tartışan UBS analistleri, analizlerinde belirttikleri gibi, Teknoloji bölümü dışındaki durgun performansa rağmen, teyit edilen tahmin ve iyileşme işaretlerinin bugün bir miktar olumlu duyarlılık sağlayabileceğini belirtti.

    “Tahminlerin aynı kalmasıyla, 2024 tam yıl konsensüs rakamlarında sadece küçük ayarlamalar öngörüyoruz. Ancak, Teknoloji bölümü dahil edilmediğinde faiz ve vergi öncesi kazançlarda düşüş potansiyeli olduğunun altını çiziyoruz.”

    Öte yandan Jefferies analistleri, yatırım piyasasının şirketin Teknolojiler ve Ağ Altyapısı sektörlerindeki olumlu gelişmeler yerine “muhtemelen Mobil Ağlar bölümündeki belirsiz beklentilere daha fazla önem vereceğini” düşünüyor.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla ayrıntı için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • Yerli yatırımcının portföyü 3,2 trilyon lirayı aştı

    Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) kaynaklarından derleyerek hazırladığı Mart ayına ait “Finansal Piyasa Özet” dataları açıklandı.

    Buna nazaran, 2023 sonunda 2,6 trilyon lira olan yerli yatırımcıların hisse senedi varlıkları, bu yılın birinci çeyreğinde yüzde 23,4 artarak 3 trilyon 210 milyar liraya çıktı.

    Mart sonu prestijiyle yerli yatırımcıların hisse senedi varlıklarının 1 trilyon 802 milyar lirasının kişisel, 1 trilyon 408 milyar lirasının ise kurumsal yatırımcılar ve hukuksal şahıslara ilişkin olduğu belirlendi.

    Söz konusu varlıklarının son bir yıldaki büyüme oranı yüzde 95,1 oldu. Yabancı yatırımcıların hisse senedi varlıklarında hem yıllık hem de üç aylık bazda süratli bir büyüme yaşandı.

    Yerli yatırımcı sayısı 8,2 milyona ulaştı

    Yatırımcıların sermaye piyasalarına olan ilgisi şubat ve mart ayında yine artışa geçti. Geçen yılın ekim sonu prestijiyle 8 milyon 556 bine ulaşarak rekor kıran hisse senedi bakiyeli yatırımcı sayısı, sonrasında düşüşe geçerek bu yılın ocak ayı sonunda 7 milyon 267 bine geriledi. Halka arzların da tesiriyle son iki ayda hisse senedi bakiyeli yatırımcı sayısı yaklaşık 950 bin artarak mart sonunda 8 milyon 216 bine çıktı.

    İlk çeyrekte halka arz olan şirketlere 18,4 milyar liralık fon sağlanırken sermaye artırımları ve ikincil halka arzlarla sermaye piyasalarından 10,7 milyar lira kaynak elde edildi.

    Yerli yatırımcıların finansal varlıkları, bu yılın birinci çeyreğinde geçen yılın sonuna kıyasla yüzde 8,4 artışla 24 trilyon 510 milyar liraya ulaştı.

    2023 sonunda 8,5 trilyon lira olan yerli yatırımcıların TL mevduatları ocak-mart devrinde yüzde 3,4 azalarak 8 trilyon 220 milyar liraya geriledi.

    Yerli yatırımcıların Döviz tevdiat hesabı (DTH) varlıkları ise yıl sonu sayısı olan 5 trilyon 179 milyar liradan mart sonunda yüzde 14,4 artışla 5 trilyon 924 milyar liraya ulaştı.

    Yerli yatırımcıların devlet iç borçlanma senedi varlıkları da yılın birinci çeyreğinde 2023 sonuna nazaran yaklaşık yüzde 11 artarak 4 trilyon 535 milyar liraya çıktı.

    Yerli yatırımcıların finansal varlıklarında en yüksek artış, özel dal eurobond tarafında görüldü.

    Bu yılın birinci üç ayında yerli yatırımcıların özel eurobond varlıkları yüzde 38,3 artışla 604 milyar liraya, kamu eurobond varlıkları ise yüzde 13,1 yükselişle 1 trilyon 663 milyar liraya çıktı.

    Yabancı yatırımcının porföyü bir yılda yüzde 194,6 arttı

    Yurt dışı yerleşiklerin (yabancı yatırımcı) finansal varlıkları 2023 yılı sonu sayısı olan 2 trilyon 574 milyar liradan mart sonu prestijiyle 465 milyar liralık artışla 3 trilyon 39 milyar liraya yükseldi. Yabancı yatırımcıların finansal varlıkları yıllık bazda (Mart 2023-Mart 2024) yüzde 135,8 büyüme gösterdi.

    Yabancı yatırımcının hisse senedi varlıklarına bakıldığında, birinci üç ayda yüzde 23,1 artışla 2023 yıl sonu sayısı olan 1 trilyon 557 milyar liradan 1 trilyon 917 milyar liraya ulaştı. Yabancı yatırımcıların hisse senedi varlıklarındaki son bir yıllık büyüme yüzde 194,6 oldu.

    Geçen yıl sonu prestijiyle 289,2 milyar lira olan yabancı yatırımcıların TL mevduatları, birinci çeyrekte yüzde 17,5 artışla yaklaşık 340 milyar liraya çıktı.

    Söz konusu devirde döviz tevdiat hesapları ise yüzde 7,5 yükselişle 672,3 milyar liraya ulaştı. Yabancı yatırımcıların değerli maden depo hesapları varlıkları yüzde 24,5 artarken, devlet iç borçlanma senedi varlıkları ise 0,7 azalış kaydetti.

  • Ruh sağlığı izinlerinde artış

    İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, çalışanların “ruh sağlığı izni” konusunu değerlendirdi.

    Uluslararası analizlere göre son yıllarda çalışanların büyük çoğunluğunun yıllık izinlerini “ruh sağlığı izni” olarak kullandığına yönelik verilerin olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Özellikle 2017’den 2023’e kadar ruh sağlığı ile ilgili izinlerin yüzde 300 oranında arttığı bildiriliyor. İçinde bulunduğumuz modern dünyada stres ve tükenmişlik arttıkça fiziksel hastalıklar kadar ruh sağlığının da ön plana çıktığını görüyoruz. Artık ruh sağlığı bize kendini zorla hatırlatıyor. Covid-19 pandemisi, devam eden uluslararası çatışmalar, savaşlar, toplumsal huzursuzluk, kutuplaşmalar, istikrarsız ekonomi ve iklim krizi gibi çalkantılı olayları göz önüne aldığımızda, üreten, çalışan insanların yıllık izinlerini kullanma motivasyonları da değişiyor. Eskiden sadece fiziksel hastalıklar dahilinde izin alınırken şimdilerde insanların tükenmiş bir halde kendilerini işe gitmek için zorladıklarını, özellikle ülkemizde ruhsal sağlıkları için adım atmadıklarını görüyoruz.” dedi.

    İNSANLAR UMUTSUZ BİR ŞEKİLDE HAYATINI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYOR

    İnsanlar toplu taşıma araçlarında, meydanlarda, sokaklarda umutsuz bir şekilde gündelik hayatını sürdürmeye çalıştığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, şöyle devam etti:

    “Ancak bu durum sanılanın aksine verimli bir üretim ve mutlu bir toplum geleceği için bir tehdit. Toplumsal olarak mutlu bir gelecek için bugün tüm kurumlarımızın çalışanların ruh sağlığı için adım atması ve ruh sağlığını korumaya yönelik izin uygulamaları başlatması gerekiyor. Bugün mutsuz bir çalışan, saatlerce ofiste otursa üretken olamaz, yaratıcılık körelir, yapılan işlerde hata oranı artar. Tükenmişlik sendromu zaman zaman herkesin yaşayacağı bir süreçtir. İşte tam da bu dönemlerde kurumlar çalışan psikolojisini önemsemeli ve gereken adımları atmalıdır.” diye konuştu.

    KUŞAKLARARASI FARKLILIKLAR ÇALIŞMA HAYATINDA DA ÖN PLANA ÇIKIYOR

    Kuşaklararası farklılıkların çalışma hayatında da ön plana çıktığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Hatırlamak gerekirse X kuşağı 1965-1979 yılları arası doğan, Y kuşağı ise 1980-1999 yılları arasındaki kuşak. X kuşağına baktığımızda, iş yaşamında sadık, aynı işte uzun seneler çalışabilen, iyi kariyer hedefinde olan bireylerdir. Toplumsal sorunlara karşı duyarlı, iş motivasyonları yüksek ve otoriteye saygılılar. Y kuşağı ise dünyada etki yaratmak isteyen, iş ve özel hayat dengesini kurmayı amaçlayan, X kuşağının aksine hayatı yaşayabilmek için çalışmayı amaçladıkları araştırmalarla ortaya konmuştur. Y kuşağı için çalışmak bir amaç değil; sevdikleri ile zaman geçirmek, gezmek, kazandıkları parayı harcamak için bir araç olarak görülüyor.” dedi.

    Y KUŞAĞI UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ SEVMİYOR

    Bu nedenle mesai saatleri sonrası devam eden rutin ve uzun çalışma saatleri, hafta sonu ek çalışmaların Y Kuşağı üyelerinin işten uzaklaşmasına neden olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, şunları kaydetti:

    “Y kuşağı aile ve özel hayat dengesini kurmaya çalışıyor. Ancak bir yandan özellikle kadınların iş hayatındaki yerinin artması, ancak ev içi iş yükünü aile üyeleri ile paylaşmamaları tükenmişlik düzeylerini arttırıyor. Erkeklerde bunun düşük olmasının nedeni, erkeğin kamusal alanda aktif olması ve sadece bu sorumlulukla yaşaması.”

    X KUŞAĞI, Y KUŞAĞI ÇALIŞANLARINA GÖRE PSİKOLOJİK OLARAK DAHA DAYANIKLI

    Kadın çalışanların hem iş yerinde hem evde çalışmalarının ruh sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Bu çerçevede aile içi dinamikler düzenlenmeli, bir aileyi oluşturan tüm fertler ev ortamında eşit sorumluluk almalılar.” dedi.

    Yapılan çalışmaların X kuşağının, Y kuşağı çalışanlarına göre psikolojik olarak daha dayanıklı olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, X kuşağının çok çalışarak başarıya ulaşabileceklerine dair inançlarıyla işlerine bağlılık gösterdiklerini, Y kuşağının ise teknolojik imkanların daha gelişmiş olduğu bir ortamda büyümelerine rağmen, küreselleşen dünyada rekabet etme zorunluluğuyla karşı karşıya olduklarını ve bu nedenle, psikolojik dayanıklılık açısından X kuşağı avantajlı konumdayken Y kuşağının daha dezavantajlı olduğunu anlattı.

    YILLIK İZİNLER ARTIK SADECE EVLİLİK, ÖLÜM, FİZİKSEL HASTALIK GİBİ KONULARDA OLMAMALI

    Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Bu sonuçlar ışığında kuşaklar arası farklılaşma olmakla beraber genel olarak çalışanların ruh sağlığına yapılan yatırımın şirketlere ve ülkemize olumlu dönüşlerinin olacağını vurgulayabiliriz. Yıllık izinler artık sadece evlilik, ölüm, fiziksel hastalık gibi konularda olmamalı, çalışanlar açık bir şekilde tükenmiş hissettiklerini ya da farklı bir ruhsal dönemden geçtiğini ifade edebilmeli ve gerektiğinde kendilerini şarj edebilmeleri için ruh sağlığı izni alabilmelidirler.”

  • AB’de yeni araba pazarında yılın birinci düşüşü

    Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), AB ülkelerinin Mart ayına ait yeni araba tescil datalarını açıkladı.

    Verilere nazaran, AB ülkelerinde yeni araba satışları geçen ay 2023’ün birebir ayına nazaran yüzde 5,2 gerilemeyle 1 milyon 31 bin 875 adet oldu. Böylelikle, AB yeni araba pazarında bu yıl birinci kez düşüş gerçekleşti. Kelam konusu gerileme Paskalya tatili devri ve piyasanın zayıflamasından kaynaklandı.

    Birlik üyesi ülkelerde satılan yeni arabaların yüzde 35,4’ü akaryakıtlı, yüzde 29’u hibrit, yüzde 13’ü elektrikli, yüzde 12,4’ü dizel, yüzde 7,1’i fişli (Plug-In) hibrit ve yüzde 3’ü de başka yakıt çeşitlerinin kullanıldığı araçlar oldu.

    Elektrikli arabada düşüş 11,3

    Elektrikli araba satışları mart ayında geçen yılın tıpkı periyoduna oranla yüzde 11,3 azalarak 134 bin 397’ye indi.

    Yeni araba satışları Mart’ta geçen yılın birebir devrine nazaran Almanya’da yüzde 6,2, İspanya’da 4,7, İtalya’da 3,7 ve Fransa’da yüzde 1,5 geriledi.

    Yılın birinci çeyreğinde toplam satışlar geçen yılın birebir periyoduna kıyasla yüzde 4,4 artarak 2 milyon 768 bin 639’a ulaştı.

    Üreticilere nazaran, Mart ayında AB’de en fazla yeni araba satışını 251 bin 7 araçla Volkswagen Kümesi yaptı.

    Volkswagen​​​​​​​ Grubu’nu, Stellantis Kümesi izledi. Peugeot, Fiat, Citroen ve Opel üzere markaları bünyesinde barındıran Stellantis Kümesi, 189 bin 81 araba sattı.​​​​​​​

    Renault Kümesi 108 bin 201 yeni arabayla üçüncü, Toyota Kümesi ise 79 bin 768 yeni arabayla dördüncü sırada yer aldı.

  • 17 Türk takım Dünya Şampiyonası’nda yarışıyor

    ANKARA (İGFA) – 17-21 Nisan tarihleri arasında Houston’daki George R. Brown Convention Center’da gerçekleştirilecek olan 2024 FIRST Robotics Competition Dünya Şampiyonası’nda dünyanın dört bir yanından gelen 600 FRC takımı yarışacak.

    Millî Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda, Türkiye’den katılan 17 takım, uluslararası alandaki rekabette yerini alacak.

    Etkinliğe yaklaşık 22 bin öğrenci katılırken, Türkiye’den 400 öğrenci şampiyonada yer alacak. Türkiye, bu yıl 17 takım ile Amerika ve Kanada’dan sonra dünyanın en çok takım gönderen 3. ülkesi konumunda bulunurken, aynı zamanda en yüksek kız öğrenci katılım oranına sahip ülke olma özelliğini taşıyor.

  • Dünyanın en güzel havalimanları

    • 01

      20. Copenhagen

    • 02

      19. Melbourne

    • 03

      18. Kansai

    • 04

      17. Vancouver

    • 05

      16. Centrair Nagoya

    • 06

      15. Madrid-Barajas

    • 07

      14. Helsinki-Vantaa

    • 08

      13. Vienna

  • Tesla, Almanya’da devam eden işten çıkarmaların ortasında 300 sözleşmeli çalışanı serbest bırakıyor

    Tesla (TSLA) Perşembe günü yaptığı açıklamada, Almanya’daki 300 sözleşmeli işçinin iş sözleşmelerinin sona ermesiyle birlikte istihdamlarına son verdiğini duyurdu.

    Tesla’nın Almanya’daki bir temsilcisi Reuters’e yaptığı açıklamada “Bunlar işten çıkarılan daimi Tesla çalışanları değil” dedi.

    Temsilci sözlerini şöyle sürdürdü: “Bildiğimiz kadarıyla, bu sözleşmeli işçileri istihdam eden ajans, çoğuna farklı müşterilerde başarılı bir şekilde yeni pozisyonlar buldu.”

    Bu eylem, elektrikli araç üreticisinin dünya çapındaki çalışan sayısını %10 oranında azaltmaya yönelik daha büyük planının bir parçası.

    Üretici, elektrikli araç pazarında azalan satışlar ve artan fiyat rekabeti ile uğraşırken bu stratejisini hafta başında açıklamıştı.

    Şirketin Berlin yakınlarındaki Gruenheide tesisinde yaklaşık 12.500 çalışanı bulunuyor ve burada Avrupa pazarı için Model Y’nin montajı yapılıyor.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiş olup bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla ayrıntı için Hüküm ve Koşullarımıza bakınız.

  • Kingdom Come: Deliverance 2 Bugün Duyurulacak!

    Warhorse Studios’un birkaç gündür “18 Nisan’da yeni oyunumuzu duyuracağız” formunda yaptığı paylaşımların Kingdom Come: Deliverance 2 hakkında olduğunu esasen kestirim ediyorduk lakin IGN oyunun duyurusunu ve duyuru görüntüsünü ambargodan evvel paylaşarak (muhtemelen bir yanılgı sonucu) Warhorse’un sürprizini de bozmuş oldu.

    Kingdom Come: Deliverance 2 bu yıl içerisinde, PC, PlayStation 5 ve Xbox Series için çıkacak. Oyunun platformları ortasında PS4, Xbox One yahut Nintendo Switch yer almıyor.

    Henüz ortada oyuna dair öteki bir bilgi yok, zira bunların hepsini Warhorse bu akşam yapacağı duyuruyla açıklayacak. Fakat şayet isterseniz IGN’nin sızdırdığı ve forumlarda paylaşılarak silinmesinin önüne geçilen görüntüyü siz de şuradan seyredebilirsiniz.

  • AB’de yeni araba pazarında birinci düşüş

    Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), AB ülkelerinin Mart ayına ait yeni araba tescil bilgilerini açıkladı.

    Verilere nazaran, AB ülkelerinde yeni araba satışları geçen ay 2023’ün tıpkı ayına nazaran yüzde 5,2 gerilemeyle 1 milyon 31 bin 875 adet oldu. Böylelikle, AB yeni araba pazarında bu yıl birinci sefer düşüş gerçekleşti. Kelam konusu gerileme Paskalya tatili devri ve piyasanın zayıflamasından kaynaklandı.

    Birlik üyesi ülkelerde satılan yeni arabaların yüzde 35,4’ü akaryakıtlı, yüzde 29’u hibrit, yüzde 13’ü elektrikli, yüzde 12,4’ü dizel, yüzde 7,1’i fişli (Plug-In) hibrit ve yüzde 3’ü de başka yakıt tiplerinin kullanıldığı araçlar oldu.

    Elektrikli arabada düşüş 11,3

    Elektrikli araba satışları mart ayında geçen yılın birebir devrine oranla yüzde 11,3 azalarak 134 bin 397’ye indi.

    Yeni araba satışları Mart’ta geçen yılın birebir devrine nazaran Almanya’da yüzde 6,2, İspanya’da 4,7, İtalya’da 3,7 ve Fransa’da yüzde 1,5 geriledi.

    Yılın birinci çeyreğinde toplam satışlar geçen yılın birebir devrine kıyasla yüzde 4,4 artarak 2 milyon 768 bin 639’a ulaştı.

    Üreticilere nazaran, Mart ayında AB’de en fazla yeni araba satışını 251 bin 7 araçla Volkswagen Kümesi yaptı.

    Volkswagen​​​​​​​ Grubu’nu, Stellantis Kümesi izledi. Peugeot, Fiat, Citroen ve Opel üzere markaları bünyesinde barındıran Stellantis Kümesi, 189 bin 81 araba sattı.​​​​​​​

    Renault Kümesi 108 bin 201 yeni arabayla üçüncü, Toyota Kümesi ise 79 bin 768 yeni arabayla dördüncü sırada yer aldı.

  • Kızıldeniz’den yapılan LNG ticareti durma noktasına geldi

    Uzmanlar, bölgedeki tansiyonun konteyner piyasasına ait öngörüleri büsbütün değiştirdiğini ve uzayan seyahat müddetlerinin deniz ticareti için değerli bir risk oluşturduğunu belirtiyor.

    İran’ın desteklediği Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’de İsrail ile kontaklı ticari gemilere yönelik başlattığı akınlar sonrası bölgede geçen yılın sonuna hakikat tırmanan tansiyon, gemicilik bölümünü etkilemeye devam ediyor.

    Gemicilik şirketlerinin rotalarını Kızıldeniz’den Ümit Burnu’na kaydırması yahut askıya alması nedeniyle, Kızıldeniz’deki gemi trafiğinde sert düşüşler görülüyor.

    Gemi takip ve denizcilik tahlil sağlayıcısı MarineTraffic’ten edinilen bilgilere nazaran, Kızıldeniz’de geçen yılın birinci çeyreğinde 7 bin 804 olan konteyner gemi geçişleri, bu yılın birebir devrinde 3 bin 464’e geriledi ve yüzde 55,6 azaldı.

    Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) gemi geçişleri ise bu devirde yüzde 84,3 düştü ve Kızıldeniz’de LNG ticareti durma noktasına geldi.

    Bölgeden kuru yük gemi geçişleri yüzde 20,8 ve yaş yük gemi geçişleri yüzde 21,6 azalırken, LPG gemi geçişleri yüzde 12, Ro/Ro geçişleri yüzde 46 ve karışık kuru yük gemi geçişleri yüzde 11,8 geriledi.

    Navlun fiyatlarında birinci çeyrekte keskin yükseliş

    Kızıldeniz’deki tansiyonun artması ve gemilerin tarafını Ümit Burnu’na çevirmesiyle, ticaret rotaları uzadı ve bu durum navlun maliyetlerine de artış olarak yansıdı.

    Baltık ve Milletlerarası Denizcilik Kurulu (BIMCO) Baş Analisti Niels Rasmussen, yaptığı açıklamada, Baltık Kuru Yük Endeksine nazaran navlun fiyatlarının bu yılın birinci çeyreğinde 2023’ün tıpkı periyoduna nazaran Çin-Avrupa çizgisinde yüzde 39, Çin-Akdeniz sınırında yüzde 30 yükseldiğini ve Çin-ABD Doğu Kıyısı sınırında yüzde 1 azaldığını söyledi.

    Baltık Kuru Yük Endeksinin bu devirde yüzde 84 arttığı bilgisini paylaşan Rasmussen, Baltık Pak Tanker Endeksinin de yüzde 18 yükseldiğini bildirdi.

    Rasmussen, Baltık Kirli Tanker Endeksinin ise birinci çeyrekte 2023’ün tıpkı devrine nazaran yüzde 8 düştüğünü belirtti.

    Tüm gemi cinslerinin Kızıldeniz’den kaçındığını ve Süveyş Kanalı’ndan geçişi durdurarak daha uzun bir rota olan Ümit Burnunu kullandığını söz eden Rasmussen, şu dataları paylaştı:

    “Ocak 2024’te Süveyş Kanalı’ndan haftalık ortalama geçişler ton cinsinden ölçüldüğünde Ocak 2023’e nazaran yüzde 38 daha düşüktü. Mart 2024’te geçişler geçen yılın birebir devrine nazaran yüzde 51 daha düşüktü. Martta Süveyş Kanalı’ndan geçişler, kuru yük gemileri için 2023’ün tıpkı ayına nazaran yüzde 39, eser tankerleri için yüzde 48 ve konteyner gemileri için yüzde 85 azaldı.”

    Gemiler daha süratli seyahat etmek zorunda kalabilir

    Niels Rasmussen, Kızıldeniz’deki tansiyondan evvel talebin hayli düşük olduğunu ve birçok yeni gemi teslim edildiği için konteyner talebindeki artışın karşılanmasında aksaklık yaşanmadığını söyledi.

    Konteyner piyasası ile karşılaştırıldığında, olağanda Süveyş Kanalı’ndan geçen kuru yük ve tanker gemilerinin hissesinin hayli düşük olduğunu anımsatan Rasmussen, “Bölgedeki tansiyon nedeniyle gemilerin rotalarını Ümit Burnu’na çevirmesi, konteyner piyasasına ait öngörüleri büsbütün değiştirdi. Ataklardan evvel, 2024 için beklenti, arz-talep istikrarı ve navlun fiyatlarının daha da zayıflayacağı tarafındaydı. Fakat bunun yerine talep arttı ve daha uzun sefer aralıkları nedeniyle arz-talep istikrarı değerli ölçüde sıkılaştı” diye konuştu.

    Rasmussen, navlun fiyatlarının Kovid-19 devri kadar olmasa da artış gösterdiğini ve bunun tüketici fiyatlarına da yansıma ihtimali olduğunu anlattı.

    Şirketlerin Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu’ndan geçerek daha uzun müddet seyahat etmek zorunda kalmasının deniz ticaretine ait değerli bir risk oluşturduğunu da vurgulayan Rasmussen, “Durumun, tüm gemilerin Süveyş Kanalı’ndan geçişini durdurma noktasına gelecek formda gelişmesi halinde, büyük olasılıkla global gemi filosunun tüm deniz hacimlerini taşımaya devam edebilmesi için çok daha süratli seyretmeye başlaması gerekecek. Bu da denizcilik kesiminin yol açtığı sera gazı emisyonlarını azaltma kabiliyetine değerli ölçüde ziyan verecektir” sözlerini kullandı.

    Birçok ülke için ithalat maliyetleri artış gösterdi

    Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da dış ticaret bakımından Süveyş Kanalı’na en fazla bağımlı olan ülkelerin Sudan, Yemen, Cibuti, Suudi Arabistan ve Seyşeller olduğunu belirterek, şu sözleri kullandı:

    “Bu ülkeler, dış ticaret hacimlerinin 5’te biri ila 3’te biri ortasında Süveyş Kanalı’na bağımlı ve bu ülkeler için ticaret maliyetleri artış gösterdi. Mısır da Süveyş transit gelirini kaybettiği ve aktarma limanları artık nakliye yollarının kavşağında olmadığı için olumsuz etkilendi. Birebir biçimde, Türkiye de dahil olmak üzere Doğu Akdeniz’deki tüm ülkeler, gemiler artık Süveyş Kanalı’ndan geçmeyip Güney Afrika ve Cebelitarık Boğazı’ndan geçmek zorunda kaldıkları için kendilerini ansızın Asya’dan gelen tüm ticaret için bir çıkmazda buldu ve bu da maliyetleri artırdı.”

    Hoffmann, şu an için ithalat maliyetlerinin arttığını fakat bu durumun devam etmesi halinde uzun vadede talebin değişen fiyatlara ahenk sağlayacağını ve ticaret modellerinde de değişimlere yol açacağını anlattı.

    Hali hazırda artan ithalat maliyetlerinin tüketicilere yansımasının vakit alacağını kaydeden Hoffmann, kelamlarını şöyle tamamladı:

    “Kovid-19 sırasında, yüksek navlun fiyatlarının yaklaşık 1,5 puanlık enflasyona yol açtığını varsayım etmiştik fakat bu kere durum farklı. Kızıldeniz tansiyonu tüm ticaret rotalarını etkilemedi ve navlun fiyatları da salgın periyodunda olduğu kadar yükselmedi. Birebir vakitte salgında arz çok düşüktü lakin şu anda birçok yeni konteyner gemisi devreye giriyor.”

  • Olivia Rozanski Beşiktaş Ayos’ta

    İSTANBUL (İGFA) – Beşiktaş Ayos Kadın Voleybol Takımı, 2024-25 sezonu transfer çalışmaları kapsamında Polonyalı smaçör Olivia Rozanski ile sözleşme imzaladı.

    OLİVİA ROZANSKİ KİMDİR?

    5 Haziran 1997 tarihinde dünyaya geldi. 184 cm boyundaki smaçör; Albi Volley, SMS PZPS Szczyrk, BKS Stal Bielsko-Biała, IŁ Capital Legionovia Legionowo, Chieri ’76 Volleyball ve Volley Bergamo kulüplerinde forma giydi. Olivia Rozanski, Polonya milli takım formasıyla katıldığı 2019 Montreux Volley Masters’ta şampiyonluk sevinci, 2023 Volleyball Nations League’de ise üçüncülük yaşadı.

  • Düzce’de trafik kazası 3 yaralı

    Sefer DEMİR / DÜZCE (İGFA) – Düzce’de meydana gelen trafik kazasında çarpışmanın etkisiyle kontrolünü kaybeden otomobil orta refüje çıktı.

    Kazada sürücüler A.Sel, S.Baycan ve yolcu olarak bulunan Selçuk Baycan yaralandı.

    Çevrekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 acil sağlık ekipleri sevk edildi.

    Yaralılara kaza yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından çevredeki hastanelere kaldırıldı.

    Kaza dolayısıyla tek şeritten sağlan trafik araçların kaldırılması sonucu tekrar normal akışına döndü.

  • Sokol Cikalleshi, Konyaspor tarihine geçti

    Trendyol Süper Lig gruplarından TÜMOSAN Konyaspor’da santrfor Sokol Cikalleshi, yeşil-beyazlıların ligde en çok gol atan yabancı oyuncusu olmayı başardı.

    Ligde 36 puanla 15. sırada yer alan Konyaspor’da skora en çok katkı yapan oyuncuların başında Sokol Cikalleshi geliyor.

    Arnavutluk’ta ulusal formayı da terleten Cikalleshi, Türkiye’deki mesleğinde Akhisarspor, Göztepe, Osmanlıspor ve Başakşehir kadrolarında da forma giydi.

    Yeşil-beyazlılara 2020-2021 döneminde imza atan golcü oyuncu, ligde 35 maçta 8 gol ve 3 asistle kadrosuna katkı verdi. Cikalleshi, 2021-2022 döneminde ise 34 maçta 10 gol ve 2 asistle ekibine puanlar kazandırdı. 33 yaşındaki golcü oyuncu 2022-2023 döneminde 2 maça çıktı.

    Bajic’i geçti

    Suudi Pro Lig’de Al-Khaleej grubunda kiralık oynayan ve dönem başında yuvasına dönen Arnavut golcü, 27 maçta 11 gol, 5 asistle kadrosuna katkı vermeye devam ediyor.

    Süper Lig’de Konyaspor formasıyla çıktığı 98 maçta, 29 gol atan Cikalleshi, 2015-2016, 2016-2017 ve 2019-2020 dönemlerinde 91 maçta 26 gol atan Bajic’in önüne geçti.

    Cikalleshi, 20 Nisan’da alanında oynayacağı Corendon Alanyaspor müsabakasında da grubuna galibiyet getirmek için ter dökecek.

    Düşme çizgisinden uzak kalmak için her puanın hayli kıymetli olduğu haftalarda Cikalleshi, hem ekibini sırtlamak hem de kulübün ve taraftarın gönlüne ismini yazdırmak için gayret verecek.

  • Emre Belözoğlu, Beşiktaş maçında yok!

    MKE Ankaragücü, Trendyol Muhteşem Lig’in 33. haftasında cuma günü deplasmanda Beşiktaş’la karşılaşacak.

    Tüpraş Stadı’nda oynanacak uğraşta, saat 20.00’de başlayacak.

    Ligde geride kalan hafta alanında Gaziantep FK’yi 3-1 yenerek çıkışını sürdüren başşehir takımı, dönemin 33. haftası öncesi 8 galibiyet, 13 beraberlik sonucunda hanesine yazdırdığı 37 puanla 13’üncü sırada bulunuyor.

    Alanında Yılport Samsunspor’la 1-1 berabere kalan ve berbat gidişatın akabinde teknik yönetici Fernando Santos’la yollarını ayıran Beşiktaş ise 14 galibiyet ve 6 beraberlik sonucunda elde ettiği 48 puanla 4. basamakta yer alıyor.

    Ligin birinci yarısında Ankara’da oynanan müsabaka 1-1 berabere tamamlanmıştı.

    Teknik yönetici Emre Belözoğlu, son maçta gördüğü sarı kart nedeniyle cezalı duruma düşerken, sakatlığı süren Alper Uludağ haricinde ise eksik oyuncu bulunmuyor.

    MKE Ankaragücü’nün 13 yıllık hasreti

    Rakibi karşısındaki Harika Lig’deki son galibiyetini 13 Şubat 2011’de alanında 1-0’lık skorla alan başşehir grubu, daha sonraki 11 lig maçında 4 beraberlik, 7 mağlubiyet yaşadı.

    Sarı-lacivertliler, güç vakitler yaşayan rakibi karşısında deplasmanda galip gelerek Şubat 2011’den bu yana süren galibiyet hasretine son vermek istiyor.

  • Trabzonspor’da Mislav Orsic vazifeye: Petkovic

    Yeni dönemde atak çizgisini sağlam temeller üzerine oluşturmak isteyen Trabzonspor Teknik Yöneticisi Abdullah Avcı, bu çerçevede Bruno Petkovic transferine onay vermişti. Yönetim kurulu da Orsic ile Petkovic’i eski günlerdeki üzere tekrar bir ortaya getirmenin hesaplarını yapıyor. Dönem başında Hırvat kanat oyuncusunu takımına katmasına karşın ekürisi için son ana kadar yaptığı teşebbüslerden sonuç çıkaramayan bordo-mavili kadro, yetenekli golcüyü tekrar gündeme aldı.

    “2.5 MİLYON EURO’YA ÖZGÜR KALIR”

    Trabzonspor, bu sefer bonservisi Dinamo Zagreb’de olan ve mukavelesinde “2.5 milyon Euro’ya hür kalır” unsuru bulunan Petkovic’i ikna etmek için Orsic kozunu kullanmayı düşünüyor. Bu ortada sakatlığını atlatıp forma giymeye başlayan Orsic, daha evvel verdiği bir röportajda “Petkovic ile çok âlâ arkadaşız. Birbirimize birçok gol için asist yaptık. Birlikte gol sevinçleri yaşadık. Şayet onunla tekrar oynama fırsatım olursa bundan memnun olurum” demişti.

  • İbrahim Akdağ’dan Fenerbahçe açıklaması

    EMS Yapı Sivasspor’un orta saha oyuncusu İbrahim Akdağ, Trendyol Üstün Lig’in 33. haftasında alanlarında Fenerbahçe ile oynayacakları maçı kazanarak taraftarı keyifli etmek istediklerini söyledi.

    İbrahim, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ligde son 2 haftada gerçek oynayarak galibiyetler aldıklarını belirtti.

    Türkiye liginde defansı âlâ yapmanın değerli olduğunu vurgulayan İbrahim, “Defansı düzgün yapabilmek, maçı kazandıran en değerli ögelerden bir tanesi. İki hafta âlâ gayret ettik ve hoş galibiyetler aldık. Ligde pozisyon olarak yeterlice rahatladık.” dedi.

    Ligin 33. haftasında Fenerbahçe ile güç bir maça çıkacaklarını lisana getiren İbrahim, şöyle devam etti:

    “Fenerbahçe ligin uygun ekiplerinden bir tanesi, artısını eksisini güzel tahlil edip her maça nasıl hazırlanıyorsak o halde hazırlanıp müsabakaya çıkacağız. En düzgün halde gayret edeceğiz. Bu biçim maçlar taraftar için kıymetli, 4 büyük kadroya karşı alınmış her galibiyet taraftarı ekstra memnun ediyor. Taraftarı keyifli etmek için çıkacağız, elimizden gelen çabayı ziyadesiyle vereceğiz.”

    Taraftar dayanağının değerli olduğuna dikkati çeken İbrahim, “Başka takımlardayken Sivasspor deplasmanına çok geldim. Çok ilgili ve ağır taraftar vardı, bu müsabakada stadı dolduracaklarını düşünüyorum. Bundan sonraki maçlarda da keyif almak için stadı doldurup bizlere dayanak vermelerini istiyoruz.” diye konuştu.

    “Çalışan formayı alıyor”

    İbrahim, gruptaki rekabet ortamının fazla olduğunu da lisana getirerek, açıklamasını şöyle tamamladı:

    “Futbol grupları sana idman yapman için para veriyor, maçta oynayıp oynamamak hocanın takdirine kalıyor. Rekabet ortamı her vakit vardır, geldiğimde de vardı, şu anda da var. Çalışan formayı alıyor, bu hoş bir şey. Daha fazla çalışan, hocanın daha fazla gördüğü oyuncu o hafta formayı alıyor. Bu da çok hoş bir şey. İki üç haftadır kendimi çok uygun hissetmiyordum, hakikat bir biçimde kulübede oturdum. Artık tekrardan formayı almak için çalışacağız, çalışıyorum da. Sıhhatim Allah’a şükür âlâ, bu hafta mühlet alırsam Fenerbahçe maçında bunu taraftara göstereceğim.”

  • Mikro uyku deniyor ama tehlike seviyesi makro…

    Sizi hiç beklenmedik bir anda ele geçiren ve gözlerinizi kısık tuttuğunuzda yaşadığınız o anı düşünün. Evet, işte tam da bu, mikro uyku denilen fenomenin ta kendisi!

    Mikro uyku, kısa vadeli ve istemsiz ahenge halidir. Şoförler ortasında bilhassa dikkat dağınıklığına neden olduğu için tehlikeli bir durum olarak kabul edilir. Fakat, yalnızca direksiyon başında değil, birebir vakitte iş yerinde, okulda yahut günlük aktiviteler sırasında da karşımıza çıkabilir.

    Mikro uyku, çoklukla uykusuzluk, yetersiz uyku, monoton aktiviteler ve beden saatindeki değişiklikler üzere faktörlerden kaynaklanır. Uykusuzluk, beyin aktivitesinde ani düşüşlere neden olabilir ve bu da mikro uykuya yol açabilir.

    Konsantrasyon eksikliği, yavaş reaksiyon verme, hafıza sıkıntıları ve hatta tehlikeli kazalara yol açma riski üzere bir dizi olumsuz tesire neden olabilir. Bilhassa araç kullanırken, mikro uyku birkaç saniye içinde ölümcül sonuçlara yol açabilir.

    Üstesinden gelmenin en tesirli yolu, uyku sisteminizi güzelleştirmek ve kâfi ölçüde kaliteli uyumaktır. Ayrıyeten, monoton aktiviteler sırasında sık sık orta vermek, kafein tüketimi üzere uyarıcı unsurlardan faydalanmak ve araç kullanırken nizamlı olarak mola vermek de yararlı olabilir.

    Mikro uyku sorun değilmiş üzere görünebilir fakat potansiyel olarak büyük tehlikeler barındırır. Bu nedenle, uykunuzu ciddiye almak ve güvenliği ön planda tutmak her vakit kıymetlidir.

  • Bitcoin Düşerken, Dikkat Edilecek 2 Altcoin Açıklandı!

    Kripto para piyasası son 24 saat içinde bir düzeltme yaşadı ve toplam piyasa pahası %3,6 düşüşle yaklaşık 2,35 trilyon dolara geriledi. Bu, altcoin projelerinin Bitcoin’in düşüş eğilimini takip etmesi nedeniyle kesim genelinde 237 milyon doların üzerinde tasfiyeye denk geliyor. Lakin birtakım analistler bu düzeltmeyi olumlu bir gelişme olarak görüyor ve yarılanma sonrası yükseliş senaryosunun önünü açma potansiyeli taşıyor. Bitcoin’in yeni blok madenciliği ödülünün yarıya indirileceği bir sonraki halving aktifliğine yalnızca iki gün kaldı.

    Piyasa düşerken dikkate alınacak 2 altcoin

    Piyasadaki bu düşüş, uzun bir büyüme periyodu olan devam eden kripto muhteşem döngüsü sırasında yatırımcılara “düşüşü satın alma” fırsatı sunuyor. Genel olarak piyasa bir düzeltme yaşarken, belli altcoinler toplumsal medyada artan ilgi topluyor ve bu da potansiyel olarak gelecekteki güçlü performansa işaret ediyor. Santiment, BTC düşerken toparlanmasını mümkün gördüğü 2 altcoin paylaştı. Birincisi, Velo.

    Velo (VELO)… Bu blockchain tabanlı finansal protokol, akıllı mukaveleler yoluyla işletmeler için dijital kredi verilmesini ve kesintisiz hudut ötesi varlık transferlerini kolaylaştırır. Piyasa tahlil platformu Santiment’e nazaran Velo ile ilgili çevrimiçi tartışmalarda kıymetli bir artış görüldü. Yakın vakitte Velo ağı, Laos’un Dijital Altın süreçleri için son teknolojiye sahip bir takas merkezi kurmak emeliyle Solana (SOL) ile stratejik bir iştirak kurduğunu duyurdu.

    Ancak Santiment, Velo’nun “Asya’nın Dalgalanması” potansiyelinin abartılabileceği konusunda uyararak yatırımcıları dikkatli olmaya çağırıyor. Bu rapor prestijiyle Velo, ABD doları karşısında 0,0106 dolar civarında süreç görüyor ve bu son 24 saatte %8’lik bir düşüşe işaret ediyor. Düşüşe karşın, günlük 51 milyon dolarlık süreç hacmine sahip küçük ölçekli altcoin, tüm vakitlerin en yüksek düzeyine tırmanmaya çalışıyor.

    OMNI de Santiment’in listesinde

    İkinci sırada ise Omni Network (OMNI) var.  Kriptokoin.com olarak bildirdiğimiz üzere bu ekosistem, Ethereum rollup’larındaki sharding meselelerinin üstesinden gelmeyi amaçlamaktadır. Proje, kripto para ünitesi topluluğundan büyük ilgi gördü. Bilhassa OMNI, piyasa pahasını %213 üzere şaşırtan bir oranda aşan günlük süreç hacmiyle övünüyor ve bu da yatırımcıların yükseliş eğilimine işaret ettiğine işaret ediyor. Ek olarak Binance ve Coinbase üzere önde gelen borsalar OMNI’yi listeledi ve bu da daldan değerli bir takviye aldığını gösteriyor.

    Piyasadaki düzeltme kimileri için tasa verici görünse de analistler bunun potansiyel bir yükselişten evvel gerekli bir ayarlama olabileceğini öne sürüyor. Yaklaşan Bitcoin halving’inden, tarihî olarak fiyat artışlarına neden olan arzı azaltması bekleniyor. Devam eden düzeltme, yatırımcıların yarılanma sonrası beklenen yükseliş eğiliminden evvel daha düşük fiyatlardan giriş yapmalarına imkan tanıyan doğal bir piyasa yansısı olabilir.

  • Yerli yatırımcıların pay senedi varlıkları 3,2 trilyon TL’yi aştı

    İSTANBUL (İGFA) – Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB), 2024 yılı Mart ayı “Finansal Piyasa Özet Verileri”ni açıkladı.

    TSPB’nin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) gibi kaynaklardan derleyerek hazırladığı Finansal Piyasa Özet Verilerine göre, 2023 yılı sonunda 2.6 trilyon lira olan yerli yatırımcıların pay senedi varlıkları, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 23,4 artarak 3 trilyon 210 milyar liraya çıktı. Mart sonu itibarıyla yerli yatırımcıların pay senedi varlıklarının, 1 trilyon 802 milyar lirası bireysel yatırımcılara, 1 trilyon 408 milyar lirası ise kurumsal yatırımcılar ve tüzel kişilere ait. Veriler, yerli yatırımcıların pay senedi varlıklarının son bir yılda yüzde 95,1 oranında büyüdüğünü ortaya koydu. TSPB verilerine göre, yabancı yatırımcıların pay senedi varlıklarında da hem yıllık hem de üç aylık bazda hızlı bir büyüme yaşandı.

    YERLİ YATIRIMCILARIN FİNANSAL VARLIKLARI 24.5 TRİLYON LİRAYI AŞTI

    TSPB tarafından açıklanan 2024 yılı Mart ayı “Finansal Piyasa Özet Verileri”, yerli yatırımcıların finansal varlıklarının bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın sonuna göre yüzde 8,4 artarak 24 trilyon 510 milyar liraya ulaştığını ortaya koydu. Verilere göre, geçen yılsonu itibarıyla 8 trilyon 506 milyar lira olan yerli yatırımcıların TL mevduatları, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,4 düşerek 8 trilyon 220 milyar liraya geriledi. 2023 yılı sonunda 5 trilyon 179 milyar lira olan yerli yatırımcıların döviz tevdiat hesabı (DTH) varlıkları ise 2024 yılı Mart sonu itibarıyla yüzde 14,4 artışla 5 trilyon 924 milyar liraya ulaştı. Yerli yatırımcıların devlet iç borçlanma senedi varlıkları da yılın ilk çeyreğinde 2023 yılı sonuna göre yaklaşık yüzde 11 artarak 4 trilyon 535 milyar liraya çıktı.

    YERLİ YATIRIMCILARIN FİNANSAL VARLIKLARDAKİ PAYI ARTIYOR

    Yerli yatırımcıların finansal varlıkları içerisinde bu yılın ilk çeyreğinde en yüksek büyüme ise özel sektör eurobond varlıklarında yaşandı. Bu yılın ilk üç ayında yerli yatırımcıların özel eurobond varlıkları yüzde 38,3 artarak 604 milyar liraya, kamu eurobond varlıkları ise yüzde 13,1 artarak 1 trilyon 663 milyar liraya çıktı.

  • Konut satışları azaldı… Satışların yoğunluğundaki şehir ve ülke uyruklarında değişen olmadı

    ANKARA (İGFA) – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayına ilişkin Konut Satış İstatikleri’ni yayımladı.

    Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 azalarak 105 bin 394 olurken, konut satışlarında İstanbul 19 bin 40 konut satışı ve yüzde 18,1 ile en yüksek paya sahipliğindeki yerini korudu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 9 bin 523 konut satışı ve yüzde 9,0 pay ile Ankara, 6 bin 413 konut satışı ve yüzde 6,1 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 23 konut ile Ardahan, 42 konut ile Bayburt ve 55 konut ile Hakkari oldu.

    Konut satışları Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 azalışla 279 bin 604 olarak gerçekleşti.

    İpotekli konut satışları 12 bin 880 olarak gerçekleşirken, Mart ayındaki ipotekli satışların, 3 bin 105’i; Ocak-Mart dönemindeki ipotekli satışların ise 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleştiği kaydedildi.

    Türkiye genelinde diğer konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15,3 artarak 92 bin 514 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 87,8 olarak gerçekleşti. Ocak-Mart döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,3 artışla 251 bin 982 oldu.

    Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 artarak 34 bin 399 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 32,6 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 artışla 88 bin 256 olarak gerçekleşti.

    İKİNCİ EL KONUT SATIŞLARINDA 70 BİN 995 KONUT EL DEĞİŞTİRDİ

    Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,2 azalış göstererek 70 bin 995 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 67,4 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,0 azalışla 191 bin 348 olarak gerçekleşti.

    Yabancılara yapılan konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,9 azalarak bin 778 oldu. Mart ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,7 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 652 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 618 konut satışı ile Antalya ve 151 konut satışı ile Mersin izledi.

    Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,0 azalarak 5 bin 685 oldu.

    Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

    Mart ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 411 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 182 konut ile İran, 129 konut ile Ukrayna ve 82 konut ile Irak vatandaşları izledi.

  • “Dengeler: Biri Olmak”a muhteşem gala

    İSTANBUL (İGFA) – Cihangir Ceyhan’ın başrolünü üstlendiği “Dengeler: Biri Olmak” dizisinin galası Karaköy’deki Frankhan’da yapıldı. Galaya geniş oyuncu kadrosunun yanı sıra Belçim Bilgin, Caner Cindoruk, Mahsun Karaca, Mesut Süre, Bahar Şahin, Lorin Merhart, Cem Söküt, Kaan Mirac Sezen gibi ünlü isimler katıldı.

    Dizi ekibi galada basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Senarist Sarp Kalfaoğlu, diziyi “Hayallerine ulaşamayan ve toplum tarafından başka bir tarafa çekilen bir Türk gencinin hikâyesi bu…” sözleriyle özetledi. Başrol oyuncusu Cihangir Ceyhan ise bütün ekibin canla başla çalıştığını, çıkan sonuçtan çok memnun olduklarını belirtip “Dengeler’in çok izleneceğini, çok sevileceğini düşünüyorum. Herkesin emeğine sağlık” diye ekledi.

    Ekibin öne çıkan bir diğer ismi Savaş Satış ise “Dengeler, suç dünyasına dair üretilen birçok iş arasında fark yaratacak!” diye konuştu.

    AKSİYON SAHNELERİ ÇOK KONUŞULACAK

    Kalabalık bir davetli topluluğunun katıldığı gecede dizi ekibi hep birlikte 1’nci bölümü izledi. Aksiyon sahnelerindeki performansıyla dikkat çeken Cihangir Ceyhan, yaşadıkları sonucunda gayrimeşru dünyaya çekilen Ferit Kamacı’ya hayat veriyor. Çocukluğundan beri bambaşka bir hayatın hayaliyle yaşan Ferit, kendisini adım adım suç, şiddet, hırs ve intikam dolu bir dünyanın içinde bulur. Gerçekleşmemiş ihtimallerle birlikte çocuk ruhunu ve naifliğini de arkasında bırakmak zorunda kalan Ferit, “biri olma” yolunda çok şey feda eder.

    Inter Yapım imzalı “Dengeler: Biri Olmak” dizisinde Cihangir Ceyhan’a Mazlum Çimen, Erol Babaoğlu, Sabahattin Yakut, Savaş Satış, Burak Şafak, Tanju Bilir, Ulvi Kahyaoğlu, Gurur Çiçekoğlu, Zamire Zeynep Özdemir, Mücahit Koçak, Canan Ürekil ve Ersin Olgaç gibi başarılı oyuncular eşlik ediyor. Yönetmen koltuğunda Süleyman Mert Özdemir’in oturduğu “Dengeler: Biri Olmak” dizisinin senaryosunda ise Sarp Kalfaoğlu imzası var.

  • Kocaeli’de 65 yaş üstüne toplu taşımada sınırlama yok

    KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ücretsiz ve indirimli seyahat kartlarında değişikliğe gittiği yönünde bazı basın organlarında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığı açıklandı. Ulusal yayın kuruluşlarında da yer alan; Kocaeli Büyükşehir’in yaptığı yeni düzenlemeyle toplu taşıma araçlarında 65 yaş ve üstü vatandaşların sınırsız biniş hakkının sona erdiğine yönelik haberlerin asılsız olduğu ifade edildi. Ulaşım Dairesi Başkanlığınca yapılan açıklamada 65 yaş ve üstü vatandaşların KocaeliKartlarında herhangi bir sınırlama olmadığı ifade edildi.

    BASINDA ÇIKAN ASILSIZ HABERLER

    Kocaeli’nde ulaşımda kullanılan ücretsiz ve indirimli seyahat kartlarında düzenlemeye gidildi yönündeki haberler gerçeği yansıtmıyor. Bazı basın organlarında; ‘’Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, ücretsiz ve indirimli seyahat kartlarında önemli bir değişikliğe gitti. Yeni düzenleme ile birlikte toplu taşıma araçlarında 65 yaş ve üstü vatandaşların sınırsız biniş hakkı sona erdi ve sınırlama getirildi’’ şeklinde haberler yer almıştı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yapılan haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.

    ULAŞIMDA SINIRLAMA YOK

    Ulaşım Dairesi Başkanlığınca yapılan açıklamada Kocaeli’nde ulaşımda kullanılan ücretsiz ve indirimli seyahat kartları kullanımında herhangi bir düzenleme yapılmadığı ve özellikle 65 yaş ve üstü vatandaşların KocaeliKartlarında herhangi bir sınırlama olmadığı ifade edildi.

  • Cihan Canuyar: “Yeni Manisa Müzesi niye açılmıyor?”

    MANİSA (İGFA) – Manisa Dostlar Meclisi Cihan Canuyar başkanlığında toplandı. Toplantıda iddiaya göre İnşaatı tamamlanan ve hizmete açılmayan Yeni Manisa Müzesi konuşuldu. Manisa Dostlar Meclisi üyeleri Yeni Manisa Müzesinin en kısa sürede açılması gerektiğini söylediler. Manisa Dostlar Meclisi’nin sözcüsü Cihan Canuyar ise “Manisa Dostlar meclisi olarak şehrimizin hafızasına önem veriyoruz, bir şehrin hafızasının en önemli parçası da müzesidir. 2012 yılında müze olarak yer tahsisi yapılmasına ve tahsis yapılan yerde yeni müze binası inşa edilmesine rağmen neden hala Manisamızın müzesi açılmamıştır?, bunca zaman açılmama nedeni nedir?. Dostlar meclisi olarak Manisa müzesinin bir an evvel hizmete açılmasını istiyoruz” dedi.

    ELİMİZDEN GELEN DESTEĞİ VERECEĞİZ

    Manisa Dostlar Meclisi’nin sözcüsü Cihan Canuyar Yeni Manisa Müzesinin açılması için her türlü desteği verecekleri ifade ederek “Manisa Dostlar Meclisi olarak yeni Manisa müzesinin hizmete açılmasını istiyoruz. Yeni Manisa Müzesinin hizmete açılması için bizler elimizden gelen desteği vereceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Tanınmış Bir Çin Gayrimenkul Startup’ı TikTok’a Nasıl Yol Açtı?

    2009 yılında, Jeff Yass Cumhuriyetçi bir mega bağışçı olmadan çok önce, onun firması Susquehanna International Group, gelişmiş bir arama algoritmasına sahip olan Çinli bir emlak start-up’ına yatırım yaptı.

    99Fang şirketi, alıcıların mükemmel evlerini bulmalarına yardımcı olacağına söz verdi. Kayıtların gösterdiğine göre, Bay Yass’ın firmasının Çin’deki bir yan kuruluşunun çalışanları, perde arkasında o kadar derin bir şekilde işin içindeydi ki, şirket için bir fikir tasarladılar ve CEO’sunu özel olarak seçtiler. Bir e-postada onun şirketin “gerçek kurucusu” olmadığını söylediler.

    Bir emlak girişimi olarak 99Fang sonuçta başarısız oldu. Ancak eski Susquehanna müteahhitlerinin açtığı bir davaya göre, ortaya çıkardığı şey nedeniyle bu önemliydi. 99Fang’ın CEO’sunun ve arama teknolojisinin başka bir Susquehanna girişiminde yeniden ortaya çıktığını söylüyorlar: ByteDance.

    Risk sermayesini takip eden bir firma olan CB Insights’a göre TikTok’un sahibi ByteDance, 225 milyar dolar değeriyle şu anda dünyanın en değerli start-up’larından biri. ByteDance aynı zamanda Capitol Hill’de de fırtınanın merkezinde yer alıyor ve burada bazı milletvekilleri şirketi Amerikan güvenliğine yönelik bir tehdit olarak görüyor. Şirketi çökertebilecek bir yasa tasarısı üzerinde düşünüyorlar. Susquehanna’nın konut sitesini yönetmesi için seçtiği Zhang Yiming, ByteDance’in kurucusu oldu.

    Mahkeme belgeleri ByteDance ve TikTok için karmaşık bir köken hikayesini ortaya koyuyor. Kayıtlar arasında Susquehanna’nın içinden e-postalar, sohbet mesajları ve notlar yer alıyor. Orta halli bir iş deneyimini, kurucu-yatırımcı gerilimini ve sonuçta sadece bir amaca ihtiyaç duyan güçlü bir arama motorunu anlatıyorlar.

    Kayıtlar ayrıca Bay Yass’ın firmasının TikTok’un oluşumunda önceden bilinenden daha derin bir rol oynadığını gösteriyor. The New York Times ve başka yerlerde Susquehanna’nın ByteDance’in kabaca yüzde 15’ine sahip olduğu geniş çapta bildirildi, ancak belgeler firmanın pasif bir yatırımcı olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Bay Zhang’ın kariyerini besledi ve şirket fikrinin imzasını attı.

  • Rakip Sağcı Uygulamalar Bocalarken Truth Social’ın Avantajı Var

    Eski Başkan Donald J. Trump’ın 2021’de Twitter’dan atılmasının ardından muhafazakar girişimciler, kendisine ve destekçilerine özel sosyal medya alternatiflerini tanıtmak için harekete geçti.

    6 Ocak’ta ABD Kongre Binası’nı basan insanlar arasında popüler olan Twitter benzeri siteler Parler ve Gab vardı. Daha sonra, Bay Trump’ın eski danışmanlarından biri tarafından oluşturulan bir sosyal medya uygulaması olan Gettr geldi.

    Bu kalabalık alan artık daraldı ve Bay Trump’ın şirketinin sahibi olduğu ve kendisinin asıl ilgi odağı olduğu platform olan Truth Social’a avantaj sağladı.

    Mart ayında Truth Social, web trafiğini takip eden bir veri firması olan Benzerweb’e göre, ana şirketi kamu piyasalarında işlem görmeye başladığında ABD’de 1,5 milyon tekil ziyaretçi kaydetti; bu rakam bir önceki aya göre yüzde 130 artış gösterdi. Uygulamanın ziyaretçi sayısı ana akım sosyal sitelerle karşılaştırıldığında çok küçük olsa da Parler ve Gettr tarafından kaydedilen toplamın 13 katı büyüklüğündeydi.

    Benzerweb’e göre Truth Social’ın en yakın rakibi, Yahudi karşıtı ve ırkçı paylaşımların yuvası olan Gab’di ve Mart ayında 246.000 tekil ziyaretçi çekti. (Gab’ın kurucusu Andrew Torba, Gab’ın Mart ayında yaklaşık 6,5 milyon tekil ziyaretçisi olduğunu ancak bu sayının bağımsız olarak doğrulanamayacağını söyleyerek bu rakama itiraz etti.)

  • Trump Media’nın Mülkiyetine İlişkin Hukuki Mücadele Sorunları Arttırıyor

    Yirmi yıl önce Wes Moss ve Andy Litinsky, Donald J. Trump ile realite TV şovu “The Apprentice”da yarışmacı olarak tanıştılar. Bu bağlantı onları eski başkanın sosyal medya platformu Truth Social’ın onun onayıyla başlatılmasına yardımcı olmaya yönlendirdi.

    Şimdi “Family Feud”un bir bölümünde başrol oynuyor olabilirler.

    Bay Moss ve Bay Litinsky, Truth Social’ın ana şirketi olan Trump Media & Technology Group ile şirketteki yaklaşık yüzde 8’lik hisseleri konusunda haftalardır kavga ediyor. Şubat ayında, geçen ay 8 milyar dolar değerlemeyle işlem görmeye başlayan Trump Media’nın kendilerini hisselerinin tam değerinden mahrum etmeye çalıştığını iddia ederek şirkete dava açtılar. Şimdi de şirketin bu hisseleri satmalarını engellemeye çalıştığını iddia ediyorlar.

    Bunu takip eden ayrı bir davada Trump Media, Bay Moss ve Bay Litinsky’nin, kötü karar vermelerinin Digital World Acquisition Corporation ile birleşmesinde yıllar süren bir gecikmeye katkıda bulunması nedeniyle hisselerini kaybetmeleri gerektiğini iddia etti. Trump Media, halka açılmanın bir yolu olarak 2021’de nakit zengini bir paravan şirket olan Digital World ile birleşmeyi kabul etti, ancak anlaşma ancak Mart ayında tamamlandı.

    Çiftin hissesi, Trump Media’nın mevcut 26 dolarlık hisse fiyatına göre 220 milyon dolardan fazla değere sahipken, Bay Trump’ınki 2 milyar dolardır. Genel olarak hisse senedi, 26 Mart’ta işlem görmeye başladığı yerden yaklaşık yüzde 62 düştü.

    Dava, Trump Media’yı kuruluşundan bu yana altüst eden kaosun bir kısmının portresini sunuyor. Davalar aynı zamanda, değeri yalnızca Bay Trump’ın amiral gemisi platformundaki varlığından elde edilen, para kaybeden bir kuruluştan ziyade yaşayabilir bir işletme olduğunu göstermeye çalışan acemi şirket için de dikkat dağıtıcıdır. Salı günü şirket, daha fazla kullanıcı çekmek için bir video akışı hizmeti başlatmayı planladığını duyurdu.

    Şu anda Atlanta’da mali planlamacı ve radyo sunucusu olan Bay Moss ve muhafazakar bir medya kişiliği olan Bay Litinsky, 2004 yılında 15 bölüm süren “The Apprentice”ın ikinci sezonunda Bay Trump’la tanıştı. Bay Trump “kovuldu” 11. ve 12. Haftalardaki iki adam. Bay Litinsky daha sonra Bay Trump’ın televizyon yapım şirketinin başkanı olarak göreve başlayacaktı.

  • Google, İsrail Bulut Sözleşmesini Protesto Eden 28 Çalışanını Kovdu

    Google, Çarşamba günü düzinelerce çalışanın şirketin New York ve Sunnyvale, Kaliforniya ofislerinde şirketin İsrail hükümetiyle yaptığı bulut bilişim sözleşmesini protesto etmek için oturma eylemlerine katılmasının ardından 28 işçiyi işten çıkardı.

    Bir gün önce dokuz çalışan, iki ofise izinsiz girme suçlamasıyla tutuklandı.

    Bir Google sözcüsü yaptığı açıklamada, “Diğer çalışanların çalışmalarını fiziksel olarak engellemek ve tesislerimize erişimlerini engellemek, politikalarımızın açık bir ihlalidir ve kesinlikle kabul edilemez bir davranıştır” dedi.

    İşten çıkarmalardan yıllar önce, şirketin yönetimi ile bazı aktivist çalışanlar arasında İsrail hükümetine yapay zeka gibi bulut hizmetleri sağlamayı amaçlayan 1,2 milyar dolarlık bir Google ve Amazon anlaşması olan Project Nimbus konusunda gerginlikler artıyordu.

    Bu anlaşmazlık, Gazze’deki savaşın Ekim ayında başlamasından bu yana daha da derinleşti. Google yakın zamanda New York’ta bir İsrail teknoloji konferansını aksatan bir çalışanını işten çıkardı. Hatta şirket, çalışanların çatışma konusunda çekişmeleri nedeniyle kurumsal forumda değişiklik yapmayı bile planlıyor.

    Google, Salı günkü protestoları araştırmaya devam edeceğini söyledi. Sunnyvale’de çalışanlar, Google Cloud’un genel müdürü Thomas Kurian’ın ofisinden ayrılmayı reddetti.

    No Tech For Apartheid adlı oturma eylemlerini düzenleyen gruba bağlı Google çalışanları, yaptıkları açıklamada işten çıkarmaların “açık bir misilleme eylemi” olduğunu söyledi.

    Çalışanlar, “Google çalışanları, çalışma şart ve koşullarımızı barışçıl bir şekilde protesto etme hakkına sahiptir” dedi. Google’ın işten çıkardığı çalışanlardan bazılarının oturma eylemlerine katılmadığını da eklediler.

    2021’de açıklanan Nimbus sözleşmesi, İsrail hükümetinin çeşitli bakanlıklarına bulut yazılımı tedarik etmeyi amaçlıyordu. Sözleşmenin başlangıcından bu yana bazı Google çalışanları, şirketin İsrail ordusuna yardım ettiği yönündeki endişelerini dile getirdi.

    Bir Google sözcüsü, Nimbus’un “silahlar veya istihbarat servisleriyle ilgili son derece hassas, gizli veya askeri iş yüklerine yönelik olmadığını” söyledi.

    2018 yılında Google çalışanları, şirketi ABD Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşmayı sonlandırmaya başarıyla zorladı. Project Maven olarak adlandırılan bu proje, ordunun drone videolarını analiz etmesine yardımcı olacaktı.

    Nimbus aktivizminde yer alan çalışanlar, yaptıkları açıklamada “şirket Nimbus Projesi’ni sonlandırana kadar” protestolara devam edeceklerini söylediler.

  • Bana Sevmeyi Öğreten Şiirler

    Arkadaşım Ravi, biz gençken beni Pablo Neruda’nın aşk şiirleriyle tanıştırdı. Yazarın “Seçilmiş Şiirler” kitabının kapağında Neruda kareli bir bere takmış, ellerini kavuşturmuş halde duruyor ve arka planda boyalı bir kadın heykeli beliriyor. Gözleri kalbi defalarca kırılmış bir adamın bakışına sahip. Koleksiyondaki ilk şiirlerden biri “Bu gece en hüzünlü satırları yazabilirim” diye başlıyor. “Onu sevdim ve bazen o da beni sevdi.”

    Muhabir yorumlarıyla bu makaleyi dinleyin

    Bütün şiirleri bu kadar kasvetli değil. Şimdi “Baharın kiraz ağaçlarına yaptığını ben de seninle yapmak istiyorum” sözünü düşünüyorum. Sayfada Neruda her zaman yoğun manzara görüntülerini ve bunların kendisinde uyandırdığı duyguları karıştırıyor ve doğayı erotikliğin aşkın bir metaforu olarak kullanıyor. Ama bu satırları yüksek sesle okumak istedim ve bunu, ihtiyatsızca, İspanyolca dersinde hoşlandığım bir kıza yaptım. Belki de Neruda’ya ilgi duymamın nedeni o zamanlar İspanyolca’da anlayabildiğim tek şiirin onun basit ve anlaşılır dizeleri olmasıydı. “Seçilmiş Şiirler” ile dili öğreniyordum ama Neruda’nın bana kadınlarla konuşmayı da öğretebileceğini umuyordum.

    19 yaşına geldiğimde nihayet Neruda’nın aşk şiirlerinden oluşan ilk kitabını yayınladığı yaştaydım. Üniversitede son sınıf öğrencisiydim ve yıllarca İspanyolca derslerinden sonra Şili’yi görmeyi arzuluyordum. 2004 yazında yurt dışında okuyan bir öğrenci olarak Santiago’ya geldim. Metroda yaşlı bir kadının Neruda’nın 20. aşk şiirini okurken bozuk para topladığını gördüğümde Güney Amerika’nın benim yerim olduğunu anladım. Diğer yolcular da onunla birlikte şiirler okudular.

    Nihayet dönem sonunda Neruda’yı okurken hayal ettiğim güney manzaralarını görmek için Patagonya’ya bilet aldım. “Ah uçsuz bucaksız çamlar, kırılan dalgaların mırıltısı” diye okudu biri, “Alacakaranlık düşüyor gözlerine.” Ve yine de, şiirlerdekinin aksine, ilham perim yoktu; bu, Punta Arenas’taki garsonun bana sadece iki kişilik olduğu için yengeç yahnisi sipariş edemeyeceğimi söylemesi tarafından acımasızca vurgulanan bir gerçekti.

    Ushuaia’daki son günümdü ve kaldığım pansiyonun çatı katında çantamda Neruda kitabıyla tanışırken biriyle tanıştım. Bana Alman olduğunu ve Berlin Özgür Üniversitesi’nde Latin Amerika edebiyatı okuduğunu söyledi. Bu bana kaderin işaretini vermek için yeterli görünüyordu. Kendilerine ait şiirleri olan küçük tesadüfler de vardı. Ertesi gün şehirden ayrıldığımızda, sanki kadermiş gibi, otobüste hepimize aynı koltuklar tahsis edildi. Macellan Boğazı üzerinden kısa bir feribotu da içeren 11 saatlik bir yolculuktu ve birbirimize kalplerimizi döktük. Punta Arenas’a vardığımızda günler önce yalnız kaldığımda gördüğüm garsonla karşılaştık. Önce ona, sonra bana baktı ve gülümseyerek elimi sıkmak için uzandı.

  • Bir Japon Köyü Turistlerin Isı, İs ve Çelik İçin Gelmesini İstiyor

    Geçtiğimiz Ekim ayında, kendimi Yoshida Köyü’nde, kömürle doldurulmuş ve Lucifer’in yatak odasındaki bir set parçası olabilecek kadar kontrollü bir vahşetle yanan dev bir üstü açık fırın olan tatara’nın önünde dururken buldum.

    Bu turuncu alevlerin göbeğinin derinliklerinde, ülke tarihinin büyük bölümünde Japon kılıçlarının yapıldığı tamahagane adı verilen olağanüstü yüksek kaliteli çelik veya mücevher çeliği içeren, büyüyen ve ezilmiş bir külçe duruyordu. Kullanılabilir bir külçenin varlığı pek olası görünmüyordu ve eğer doğruysa, düpedüz simyasaldı. Son 20 saattir yaptığımız tek şey, belirli aralıklarla demir kumunu ve taze kömürü alevlerin üzerine hafifçe sallamaktı.

    Yoshida, orta Japonya’daki Shimane Eyaleti dağlarında, sürekli çalkantılı olan Japonya Denizi’nin kıyısında yer almaktadır. Yaklaşık 700 yıl boyunca Yoshida çevresindeki işçiler, tatara-ba (kelimenin tam anlamıyla “fırın noktaları”) adı verilen yerlerde zorlu bir programla mücevher çeliği ürettiler; bu, dağları ve nehirleri yeniden şekillendiren, peştamallara kömür kürekleyen nesiller boyu isli adamların kaşlarını kavuran bir programdı. Daha sonra 20. yüzyılın başında üretim neredeyse tamamen durdu. Diğer yöntemler daha ucuz ve daha etkiliydi.

    Shimane Vilayeti belki de en çok Yoshida’dan arabayla yaklaşık bir saat uzaklıktaki Izumo Tapınağı ile tanınır.

    Yoshida, çelik becerisinin zirvesindeyken yaklaşık 15.000 kişiye ulaştı. Bugün nüfus 1.500 civarındadır. Japonya’nın kırsal kesimindeki pek çok kasabada olduğu gibi, yaşlanan nüfus, düşük doğum oranları ve sanayi kaybı nedeniyle bu kasabanın sokakları boşaldı.

    Ancak son zamanlarda, Colonial Williamsburg tarzında, eski demir eritme geleneklerinin 24 saat yeniden canlandırılması Yoshida’da yapılmaya başlandı. Fırınlamalar, fırının sahibi Tanabe Corp. için çalışan Yuji Inoue adında bir adam tarafından yönetiliyor. Titreyen fırının yanında dururken bana, “Tatarayı bir sembol ve kasaba gelişiminin bir direği olarak görüyoruz” dedi. Bay Inoue ve Tanabe Corp., Yoshida’yı bir tür tatara köyüne dönüştürmeye çalışıyorlardı; Bay Inoue, bunun kendi kendine yeterliliği sağlayacağını, nüfusu artıracağını ve kasabayı canlandıracağını umuyordu.

Başa dön tuşu