Gün: 5 Eylül 2024

  • ‘Tour of İstanbul’ bir yılda seviye atladı

    İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından, Uluslararası Bisiklet Birliği’nin (UCI) onayıyla, geçtiğimiz yıl ilk kez düzenlenen “Tour of İstanbul”, benzer yarışların 3-4 yılda ulaştığı noktaya, 1 senede ulaştı.

    “2.2 kategorisi”nden “2.1 kategorisi”ne yükselen ve dünyada iki kıta arasında gerçekleştirilen tek bisiklet yarışı konumundaki Tour of İstanbul’un ikincisinin tanıtımı; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Spor İstanbul Genel Müdürü Renay Onur ve Türkiye Bisiklet Federasyonu Asbaşkanı Metin Cengiz’in katılımlarıyla gerçekleştirildi. İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde düzenlenen basın toplantısı, yarış direktörü Mutlu Erçevik’in parkur ve katılımcı takımlarla ilgili verdiği detaylı bilgilerle başladı.

    “SPOR, HER YÖNÜYLE ÇARPANI ÇOK YÜKSEK BİR ORGANİZASYON”

    İstanbul Bisiklet Turu’nun adının bile kendisini çok heyecanlandırdığını belirten İmamoğlu, “İstanbul’un olağanüstü özelliklerini, sporun büyük erişim gücüyle bir araya getirdiğimizde, tahmin edemeyeceğiniz kadar üst seviyede müthiş sonuçların çıktığına şahitlik ediyoruz. Spor, her yönüyle çarpanı çok yüksek bir organizasyon. İstanbul’u sporla, özellikle de uluslararası organizasyonlarla bir araya getirdikçe, hem dünyada milyonlarca insana İstanbul’umuzu tanıtıyoruz ve bu şehre ulaşma şansını veriyoruz hem de onlara en güçlü ve en doğru, İstanbul’a yakışan, ülkemize yakışan mesajları, bu vesileyle, daha itibarlı bir biçimde e ulaştırdığımızı düşünüyorum” dedi.

    İstanbul’u, ‘dünyanın en önemli medeniyet başkenti’ olarak niteleyen İmamoğlu, “İstanbul’un bu dokusunu insanlarımız yaşadıkça, gördükçe, böyle bir sporla birleştiğini daha derinden hissettikçe, ben eminim, İstanbul’u koruma ve İstanbul’u geliştirme duygusunu en yüksek seviyeye taşıyacaktır. Doğasını, havasını, çevresini, tarihini, bütün o güzel dokularını koruma konusunda da sorumluluklar yükleyecek bir organizasyon olduğunu düşünüyorum Tour of İstanbul’un” diye konuştu. İstanbul’un 2027’de Avrupa Oyunları’na ev sahipliği yapacağını hatırlatan İmamoğlu, “Bizim en büyük idealimiz, 2036 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nı, dünyaya örnek bir biçimde İstanbul’da gerçekleştirmek. Bu turnuvalarla, aslında buna da bir altlık oluşturduğumuzu, bir spor şehri İstanbul’un varlığını da bütün dünyaya göstermiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.

    “WORLD TEAM”LER İSTANBUL’DA YARIŞACAK

    Düzenlendikten sadece 1 yıl sonra, 2.2 kategorisinden 2.1 kategorisine yükselen Tour of İstanbul’a, bu sene 154 bisikletçinin katılması bekleniyor. Dünyanın bir numaralı bisiklet turu olan Fransa Turu’nun da katılımcılarından olan Astana Takımı, Tour of İstanbul’da yarışan ilk “World Team” (dünya takımı) olarak kayıtlara geçecek. Tour of İstanbul’da, bu yıl İBB Spor Kulübü sporcuları da yarışacak. İBB Spor’un hedefi, ilk etapta ‘pro takım’ seviyesine ulaşmak; uzun vadede de World Team olmak. Tour of İstanbul’da Türkiye’den ayrıca; Spor Toto, Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi takımları yer alacak. 12 – 15 Eylül 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

  • TERA ve BARİKAT’tan dev ortaklık

    İSTANBUL (İGFA) – BARİKAT Grup, Türkiye’nin önde gelen yatırım gruplarından biri olan TERA Grup ile ortaklık görüşmelerini başarılı bir şekilde sonuçlandırdı. Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile ortaklık anlaşması son halini aldı. Bu önemli gelişme, 16 Ağustos tarihi itibarıyla Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) kamuoyuyla paylaşıldı.

    Gerekli süreçler ve kapanış işlemlerinin tamamlanmasının ardından, TERA Grup çeşitli şirketleri ve yatırım fonlarıyla BARİKAT Grubu’nun ana şirketi “Barikat İnternet Güvenliği Bilişim Ticaret A.Ş.”nin %60 ortağı haline gelecek.

    Bu ortaklığın BARİKAT Grup’un küresel pazarlarda daha önde bir konuma gelmesi için gerekli gücü sağlayacağını belirten BARİKAT Grup CEO’su Murat Hüseyin Candan, “Bu anlaşma, mevcut büyüme stratejilerimizi destekleyecek ve BARİKAT Grup’un global ölçekte daha önemli bir oyuncu olmasını sağlayacaktır. TERA Grup’un ortaklığı, BARİKAT Grup’un kurumsal yapısını ve iş süreçlerini güçlendirecek, çalışanlarımızın katkılarıyla markamızın değerini daha da artıracaktır. Grubu bugüne getiren tüm yönetici ve çalışan kadromuz, görevlerini aynı şekilde devam ettirecektir.” dedi.

  • Bakan Kurum: Dönüşümü devlet-millet el ele başaracağız

    İSTANBUL (İGFA) – Bilim insanlarının 7 ve üzeri deprem uyarısı yaptığı İstanbul’da yapıların 5’te biri yani 1,5 milyonu riskli durumda. Olası bir depremde 2,5 milyon insanın barındığı 600 bin konut yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Mega kentin ilk ve acil gündemi kentsel dönüşüm.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle İstanbul’da başlatılan Yarısı Bizden Kampanyası, riskli konutlarını dönüştürmek isteyenlere büyük kolaylıklar sağlıyor. Her bir konut için toplam 1,5 milyon TL’lik hibe ve kredi desteği alan vatandaşlar yapılarını güvenle yeniden inşa ettirebiliyor.

    Geçen yıl 26 Nisan- 2 Haziran arasındaki ilk başvuru döneminde e-devlet üzerinden 106 bin 225 bina ve 1 milyon 225 bin 63 bağımsız bölüme ilişkin talep toplandı. 8 Ağustos’ta da kampanyanın yeni dönemi başladı ve artık süre kısıtlaması olmadan talepler toplanıyor.

    “DÖNÜŞÜMÜ DEVLET-MİLLET EL ELE, OMUZ OMUZA YAPACAĞIZ”

    Sosyal medya hesabından Yarısı Bizden desteğinden faydalanan vatandaşların görüşlerini ve devam eden inşaatlara ilişkin görüntüleri paylaşan Bakan Kurum, “Yarısı Bizden kampanyamızda yeni dönemi başlattık. İstanbul’da dönüşümü başaracağız. Bunu devlet-millet el ele, omuz omuza yapacağız” mesajını verdi.

    Kampanya desteğiyle depreme dayanıklı projelerle bakanlık denetiminde güvenli yapılar inşa ettirebildiklerine dikkat çeken vatandaşlar, tüm İstanbulluları bu destekten faydalanmaya davet etti. Evinin inşaatı devam eden Aşur Türköz, “Kampanya hem bizim için hem de yapan müteahhit için güvence oldu. Denetimler üst seviyede, binanın temelinden bitimine kadar yapılar kontrol ediliyor. Evler depreme dayanıklı inşa ediliyor. Kendimiz yaptırmak istesek, bu denli ince ayrıntıya baktırıp denetletemezdik” dedi. Artık deprem korkusu yaşamadıklarını anlatan Türköz şöyle devam etti: Eski evimizdeyken rahat uyuyamıyorduk, depremi duyunca tedirgin oluyorduk. Artık yeni binayla birlikte çok rahat uyuyabiliriz. Depreme dayanıklı yeni binamızda gönül rahatlığıyla oturabiliriz.

    “DEVLET DESTEK OLMASA YAPAMAZDIK”

    Bir başka hak sahibi Hacı Tura ise daha önce maddi yetersizlik nedeniyle yenileyemedikleri evlerini şimdi devletin sağladığı kredi ve hibeyle dönüştürebildiklerini anlattı:

    İnsanlar binalarını yıktırmak istediler ancak kimsede para yoktu. Yarısı Bizden Kampanyası ile devlet destek veriyormuş. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da açıklayınca biz de gidip başvurumuzu yaptık. Sırtımızı devlete yasladık. Yoksa yaptıramazdık, binamız yarım kalırdı. Herkesin elini taşın altına koyması, bu kampanyadan faydalanması gerekiyor.

    Bir başka hak sahibi Fatih Şeşen ise memnuniyetini “Devlet burada yine babalığını gösterdi, vatandaşına el uzattı” sözleriyle dile getirdi. Şeşen, “Burada kesinlikle partizanlık yok, siyaset yok. Bir emek var. Herkes eski binalarını dönüştürmeye çalışıyor. Devletimiz bu projede el ele, gönül gönüle bir aile bilinciyle herkesin huzur içinde evlerine taşınmasını istiyor. Bakan Murat Kurum bu projeyi başlattığından beri, verdiği bütün sözleri tuttu, uyguladı ve hayata geçirdi” dedi.

    YARISI BİZDEN DESTEĞİNİN AYRINTILARI

    Proje kapsamında hak sahiplerine 700 bin TL’si hibe, 700 bin TL’si kredi ve 100 bin TL’si de tahliye desteği olmak üzere toplam 1.5 milyon TL destek veriliyor. Kredi geri ödemeleri ise yapı ruhsatının alınmasından 2 yıl sonra başlıyor. 10 yıl vadeli kredinin ödemesinin başladığı ilk yıl faiz uygulanmıyor. Yeni kampanya dönemiyle birlikte artık başvuru tarihi kısıtlaması olmaksızın talepler toplanacak. Otopark ve sığınak proje metrekaresinin dışında tutulacak. Yüklenici firmaya desteğin yüzde 30’u iş başladığında peşin ödenecek.

  • Sakarya’da Çark Deresi’nin çevresi temizleniyor

    SAKARYA (İGFA) – Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), şehrin doğal güzelliklerini ve su kaynaklarını korumak amacıyla yürüttüğü temizlik çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

    Bu kapsamda şehrin sembolü olan ve Sakarya’nın merkezinden geçen Çark Deresi’nin çevresinde kapsamlı bir temizlik çalışması başlatıldı. SASKİ ekipleri, Çark Deresi’nin Yazlık Bölgesi’ne kadar uzanan tüm bölümlerinde ot biçme ve çöp toplama çalışması yaptı.

    Derenin çevresindeki yabani otlar temizlendi, atılan çöplerin de kaldırılmasıyla Çark Deresi ve yürüyüş alanları tertemiz bir görüntüye kavuştu. Kurum yetkilileri, ayrıca vatandaşlara çevre konusunda “daha duyarlı olmaları” için çağrıda bulundu.

    Yapılan açıklamada, “Doğanın korunması ve su kaynaklarının temiz tutulması için bilinçli hareket edilmesi gerekmektedir.Su kaynaklarının korunması, Çark Deresi’nin temiz tutulması sadece belediyenin değil, tüm şehrin ortak sorumluluğudur.Daha modern ve daha temiz bir Sakarya içinperiyodik temizlik faaliyetlerine ara vermeden devam ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • Küçük yaşta başlayan alışkanlıklar hayat boyu devam eder… Diş fırçalama rutini 3 yaşından önce başlamalı!

    Çocuklara diş fırçalama alışkanlığının kazandırılabilmesi için ebeveynlerin de düzenli olarak çocuklarıyla birlikte dişlerini fırçalaması gerektiğini ifade eden Çocuk Diş Hekimi Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, “Bu sayede çocuk ebeveyni ile vakit geçirerek diş fırçalama zamanlarını daha keyifli anlar olarak benimseyecektir.” dedi. Çocuk 2-3 yaşlarındayken diş fırçalama rutininin başlaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, çocukların 7 yaşına gelene kadar dişlerini ebeveynlerin kontrolünde fırçalaması gerektiğini söyledi ve bu rutin sayesinde çocukların hayat boyu devam edecek diş fırçalama alışkanlığı kazanabileceğini vurguladı.

    Üsküdar Diş Hastanesi Çocuk Diş Hekimi Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, çocuklara diş fırçalama alışkanlığının nasıl kazandırılabileceği hakkında bilgi verdi.

    Önce ebeveynler düzenli diş fırçalamalı

    Çocuklara diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmasına 2-3 yaşlarına geldiklerinde ebeveyn desteği alarak başlanması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, “Çocuk 7 yaşına gelip el manipülasyonu yeterince gelişene kadar ebeveynler çocuklarının dişlerini fırçalamalıdır. 7 yaşına kadar bu şekilde devam edildiğinde çocuk hayatı boyunca devam edecek olan düzenli diş fırçalama alışkanlığını kazanabilir.” dedi.

    Çocukların genellikle ebeveynlerini örnek alıp taklit etmeye çalıştıklarını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, “Bu nedenle ebeveynler sabah ve akşam düzenli olarak çocuklarıyla birlikte dişlerini fırçalamaya çalışarak bir rutin oluşturmalı. Bu sayede çocuk ebeveyni ile vakit geçirerek diş fırçalama zamanlarını daha keyifli anlar olarak benimseyecektir. Çocuğu motive edici eğlenceli diş ürünleri kullanılabilir. Çocuklar için özel üretilmiş diş macunları veya üzerinde çocuğun en sevdiği karakterin olduğu bir diş fırçası mutlaka işe yarayacaktır.” şeklinde konuştu.

    Çocuğun motivasyonunu artırmak için diş fırçalamayı eğlenceli hale getirin…

    Etkili bir diş fırçalama için sürenin önemine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, “En az 2 dakikaya ayarlanmış bir zamanlayıcı veya kum saati kullanılarak çocuğun diş fırçalama süresi kontrol edilebilir ve diş fırçalama başarılmaya çalışılan bir oyun haline getirilebilir.” önerisinde bulundu.

    Çocuğun motivasyonunu sağlayacak bir diş fırçalama panosu oluşturulabileceğini de dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Her fırçalamadan sonra pano üzerinde işaretleme yaparak fırçalama kontrol edilebilir. Diş fırçalama düzenli olarak yapıldığında çocuk uygun hediyelerle ödüllendirilebilir. Bunlara ek olarak çocuğunuzu ilk süt dişi çıktıktan sonra (6-9 ay) pedodonti uzmanına götürmeniz çocuğunuzun ağız hijyeni hakkında daha detaylı bilgi almanızı sağlayacaktır. Daha sonra yapılacak düzenli diş hekimi kontrollerinde çocuk diş hekiminin çocuğunuzun dişlerini fırçalaması veya klinik ortamında göreceği dişlerini fırçalayan diğer çocuklar, onun motivasyonunu mutlaka arttıracaktır.”

    Çocuk 7 yaşına gelene kadar ideal diş temizliği yapamıyor!

    Ebeveynlerin, çocuklar için üretilen yumuşak kıllı çocuk diş fırçası ve çocuk diş macunu kullanarak çocuklarının tüm dişlerini sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez iki dakika boyunca nazikçe fırçalaması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, “Çocuğunuzun size yardımcı olmasına izin verebilirsiniz ancak yaklaşık 7 yaşına gelip yeterli el manipülasyonuna ulaşana kadar çocuğunuzun dişlerini yetişkin olarak siz fırçalamalısınız.” dedi.

    Çocuklarda da yetişkinlerde olduğu gibi dişler, diş etleri ve dilin düzenli olarak fırçalanması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Elif Ayşe Tamtekin Erdoğan, “Diş fırçası 45 derece açıyla diş etleriyle temas edecek şekilde tutulmalı ve dişetinden dişe doğru dairesel hareketlerle fırçalanmalıdır. Özellikle dişlerin iç ve dış yüzeyleri, dil ve yanak iç yüzeyleri unutulmamalıdır.” diyerek sözlerini tamamladı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Otizmli çocuklarda spor eğitimi sosyal uyumu destekliyor…

    Sosyal uyum ve iletişim kurma becerileri kazanan otizmli bireylerin dikkatini daha iyi topladığını ve özgüven kazanımlarının olumlu yönde geliştiğini dile getiren Fiziksel Aktivite ve Hareket Eğitmeni Mustafa Kurt, “Spor eğitimlerinde çocuğun sözel, görsel ve dokunsal olarak beceri kazanımı desteklenmeli. Temel hareket becerilerinin kazanımları, otizmli çocukların okul öncesinde akranlarıyla olan iletişimlerini kuvvetlendirir.” dedi.

    Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Fiziksel Aktivite ve Hareket Eğitmeni Mustafa Kurt, otizmli çocukların sosyal uyum becerileri kazanmalarında spor eğitimlerinin önemi hakkında bilgiler paylaştı.

    Okul öncesi dönemde akran biletişimi önemli

    Otizm spektrum bozukluğu olan okul öncesi 3-6 yaş grubunda bulunun bireylerin spor becerisi kazanımlarının kendi akran etkileşiminde oldukça önemli bir rol oynadığını belirten Mustafa Kurt, “Al-ver, At-tut, Otur-kalk, ileri-geri-sağ-sol gibi komutların kazanımları, otizmli çocukların okul öncesinde akranlarıyla olan iletişimlerini kuvvetlendirir. Top sürükleme, yuvarlanan topu hedefe atma, emekleme, çember içerinde bekleme, eğilerek nesne alma, topu yerden sektirerek atıp tutma, çift ve tek ayak sıçrama, en az kendi boyu kadar mesafeden tek-çift el hedefe çember atma gibi temel spor becerilerinin kazanımları oldukça önemlidir.” dedi.

    Sosyal uyum becerisi kazanan otizmli çocukların özgüvenleri artıyor

    Otizmli bireylerin davranış bozukluklarının belirlenip eksik yönlerinin geliştirilmesinin önemine vurgu yapan Mustafa Kurt, “Otizmli bireyin yer değiştirme hareketleri yapabilmesi, denge hareketleri yapabilmesi, küçük kas kullanımı gerektiren hareketleri yapabilmesi, nesne kontrolü gerektiren hareketleri yapabilmesi gibi ilk beceri kazanımlarına bakılıp eğitim planlamasının buna göre yapılması gerekir.” dedi.

    Hedefler doğrultusunda otizmli bireyin gelişiminin yardımlı ve yardımsız olarak desteklenmesi gerektiğini ifade eden Mustafa Kurt, sosyal uyum ve iletişim kurma becerileri kazanan otizmli bireylerin dikkatini daha iyi topladığı, özgüven kazanımlarının olumlu yönde geliştiği ve akran iletişimi ile sosyal uyumda sorun yaşamayıp etkileşim sağlayabildiğinin gözlemlendiğini söyledi.

    Otizmli çocuklar sözel, görsel ve dokunsal olarak desteklenmeli

    Otizmli çocukların dikkat ve odaklanmasının kendi yaş grubuna göre oldukça kısa süreli olduğunu hatırlatan Fiziksel Aktivite ve Hareket Eğitmeni Mustafa Kurt, bu nedenle otizmli çocukların spor eğitimi süreçlerinde bazı zorluklarla karşılaşılabileceğini söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:

    “Eğitimlerde çocuğun sözel, görsel ve dokunsal olarak beceri kazanımı desteklenmelidir. Örneğin çift ayak sıçrayamayan otizmli bir birey o an dikkat eksikliği yaşıyor veya farklı bir yöne gitmek istiyor olabilir. Eğitmenin görsel olarak o hareketi yapıp dikkatini çekmesi gerekir. Sözel olaraksa kısa ve tane tane komutlar verilmeli. Otizmli birey sıçrayamıyorsa yardımlı şekilde sıçraması sağlanmalı. Ellerinden tutulup ‘eğil, zıpla’ komutlarının sınırlı alan içerinde tekrarlanması gerekir. Oyunla birleştirerek dikkatinin zıplamaya yönelmesi sağlanmalı. Otizmli çocuğun ilgi alanları eğitmenler tarafından keşfedilmeli böylece ağlama, kendini yere atma, farklı yöne bakma gibi davranışlarda eğitmen dikkatini çekerek odaklanmasını sağlayabilir.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • “Vegan kadın, 59 yaşına kadar yeşillikle beslendi”

    Bağcılar’da yaşayan vegan Hatice Alsaç (59), bu yaşına kadar yeşilliklerle beslendiğini söyledi. Ancak Alsaç’ın hayatı 6 ay önce başladığı Bağcılar Belediyesi Vefahane Yaşam Merkezi’nde değişti. Alsaç, burada öğrendiği tariflerle artık veganlara özgü yoğurt, peynir ve kefir gibi gıdalar yaparak onlarla besleniyor.

    Bağcılar Belediyesi Vefahane Yaşam Merkezi’nde verilen ücretsiz diyetisyen hizmetinden ilçede ikamet eden yaşlılar, yararlanıyor. Belediyenin bu hizmeti sayesinde vatandaşlar, hem kilo kontrolü yaptırarak doğru beslenme yöntemlerini öğreniyor hem de sağlıklı bir yaşamın kapısını açıyor.

    Sağlıklı yaşamla ilgili bilgiler veriliyor

    Merkeze gelen hastaların metabolizma yaşı, yağ, kas, kemik durumu ölçümleri yapılarak sağlıklı yaşam hakkında bilgiler veriliyor. Kan tahlilleri doğrultusunda uzman diyetisyen tarafından diyet programı yapılarak takibi de sağlanıyor. Diyetisyenler, her bireyin beslenme problemlerini ortadan kaldırmak amacıyla ellerinden gelen bütün çalışmaları sergiliyor.

    Anne sütü bile almadım

    Bu diyetisyenlik hizmetinden yararlananlardan biri de 59 yaşındaki Hatice Alsaç. Vegan olduğunu ve hayatını bu şekilde sürdürdüğünü söyleyen Alsaç, Vefahane Yaşam Merkezi’ne geldikten sonra hayatının değiştiğini ifade etti. Hiç anne sütü almadığını belirten Alsaç, “Doğduğum günden beri sütten ete kadar hayvansal hiçbir şey yiyemiyordum. 7 yaşında doktor bana vegan olduğumu söyledi. O günden sonra hayatıma vegan olarak devam ettim ve bu yaşıma kadar yeşillikle, baklagillerle beslendim. Balık, et, tavuk, yumurta, peynir hiçbirini yemedim” dedi.

    Eşim et yemeyi çok seviyor

    Çevresini vegan olduğu yönünde ikna etmekte zorlandığını da belirten Alsaç, “Bir arkadaşım gerçek vegan olduğumu test etmek için yaptığı keşkek yemeğinin içine benden gizli et suyu kattı. Bir kaşık yedikten sonra midem bulandı, karın ağrısı başladı. Böyle olunca o da yaptığını itiraf etmek zorunda kaldı. Eşim de et yemeyi çok seven bir insan. Ben etin kokusuna bile katlanamıyorum ama o çok sevdiği için mecburen pişiriyorum. Yemek pişirirken eldiven kullanıyorum sonra da kokusu gitsin diye çamaşır suyuyla temizlik yapıyorum. İlk başlarda zor geliyordu ama sonra alıştım” diye konuştu.

    Vefahane’de bana çözüm ürettiler

    Vefahane Yaşam Merkezi’ne geldikten sonra hayatının değiştiğine vurgu yapan Alsaç, şöyle devam etti: “Burada diyetisyenimiz benimle çok ilgilendi. Vegan olduğumu söyleyince de çözümler üretti. Bana yiyebileceğim peynir, bademden süt ve pirinçten yoğurt yapmayı öğretti. Sebze ve baklagiller dışında yiyecekler de yiyorum.”

    Büyüklerimiz bizim için çok değerli

    Yaşlıların sağlığına önem verdiklerini kaydeden Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “2023 yılında açtığımız Vefahane Yaşam Merkezi’miz’de 60 yaş üstü hemşehrilerimize 17 branşta hizmet veriyoruz. Büyüklerimiz bizim için çok değerli. Onların burada her türlü bakımını yapıyoruz. Diyetisyenlik hizmeti de bunlardan birisi. Kurumumuzda çok mutlu ve sağlıklı olmaları için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Ayrıca tesise gelenleri servis araçlarımızla sabah evlerinden alıyor, akşam tekrar geri götürüyoruz” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Konserve yaparken dikkat! Doğru hazırlanmayan konserveler ölüme neden olabiliyor

    Kullanılan gıdanın ve ekipmanların kalitesinden temizliğine, dolum şeklinden saklanma koşullarına kadar her adımın önemli olduğunun altını çizen Gıda Mühendisi Selen Akbulut, “Konserveler gıda mikrobiyolojisi açısından en riskli ürünler kategorisinde değerlendirilebilir.” dedi. Bombe yapmış ve vakumu bozulmuş konservelerin tadına dahi bakmadan imha edilmesiniz elzem olduğuna dikkat çeken Öğr. Gör. Selen Akbulut, “Kavanozu açtığınızda köpürme, taşma gibi durumlar gözlemleniyorsa, tat ve kokusunda belirgin bir değişim var ise kesinlikle tüketilmeden imha edilmelidir. Ayrıca taze fasulye, bamya gibi mevsim sebzeleri yüksek pH değerine sahip olduklarından konserve olarak saklanmasında zehirlenme riski domates soslarına göre çok ama çok daha fazladır.” uyarısını yaptı.

    Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojileri Programı Öğr. Gör. Selen Akbulut, günümüzde neredeyse her evde yapılan konservelerin güvenliği hakkında açıklamalarda bulundu.

    Konserve hazırlarken bunlara dikkat! 

    Gıda güvenliği gereği evlerde konserve yapılmasının pek güvenli olmadığını belirten Gıda Mühendisi Selen Akbulut, “Tekniğine uygun üretim gerçekleşmezse felç ve hatta ölüme sebebiyet veren çok riskli bir ürün oluşturmak mümkün.” uyarısında bulundu.

    Konserve hazırlarken dikkat edilmesi gereken noktalar olduğuna dikkat çeken Gıda Mühendisi Selen Akbulut, bu konuları şöyle açıkladı:

    “İyi nitelikte bozulmamış bir hammaddenin kullanılması çok önemli. Gerekli ayıklama/sınıflandırma ve üzerindeki kirlilik unsurlarını uzaklaştırmak için etkin bir yıkama yapılması gerekir. Kullanılan tüm alet ve ekipmanlar sıcak su ile yıkanmalı. Tüm konserveler için yeni kapak kullanılmalı. Kullanılmış bir kapak tekrar vakum sağlayamayacağı için riskli bir ürün oluşturmuş oluruz. Kavanoz içleri de yine kaynar su ile steril edilmeli.

    Hazırlanan konserve malzemesi sıcak dolum ile kavanoza doldurulup ağzı sıkı bir şekilde kapatılmalı. Konserveyi açıldıktan sonra tüketmek önemli. Bu nedenle büyük değil tek porsiyonluk kavanozlar tercih edilebilir. Konserveler serin, kuru ve direkt olarak güneş ışığı almayan bir yerde saklanmalı.”

    Konserve zehirlenmesi felç ve hatta ölümle sonuçlanabilir 

    Konservelerin gıda mikrobiyolojisi açısından en riskli ürünler kategorisinde değerlendirilebileceğinin altını çizen Gıda Mühendisi Selen Akbulut, konserve ve benzeri ürünlerin zehirlenmelere nasıl yol açtığını şöyle açıkladı:

    “Konservelerde risk oluşturan mikroorganizma ‘Clostridium botulinum’ olarak bilinen mutlak anerobik (sadece oksijensiz ortamda gelişim gösteren) karakterli, intoksikasyona (toksin oluşturarak zehirlenmenin gerçekleşmesi) neden olan bir patojendir. Bu mikroorganizma uygun ortam koşulları sağlandığında nörotoksin niteliğindeki toksinini sentezler. Toksinli gıdanın tüketiminden sonraki 18-36 saat arasında ortaya çıkar.

    Zehirlenmenin erken belirtileri; belirgin halsizlik, zayıflık ve baş dönmesidir. Bulanık görme ve çift görme, ağız kuruluğu, konuşma ve yutkunmada zorluk, kalp atımında azalma, tansiyon düşüklüğü, nefes alıp vermede zorluk, bulantı, kusma ve kabızlık genel belirtileri arasında yer almaktadır.  Bu toksinin çok düşük gramları bile kişilerde felç ve ölüm ile sonuçlanabilmektedir.”

    Bazı sebzeler konserve için uygun olmayabilir 

    Konserve yapılırken sıcak dolum ile kapağın 3 ileri 1 geri tekniğine göre kapatılması gerektiğine dikkat çeken Gıda Mühendisi Selen Akbulut, “Bu teknikle tam kenetlenme ve istenen vakum sağlanacaktır. Ayrıca kesinlikle bombe yapmış ve vakumu bozulmuş konservelerin tadına dahi bakmadan imha edilmesi gıda güvenliği ve tüketici sağlığı bakımından elzemdir.” dedi.

    Konserve kavanozlarının ağız kısmındaki dişlilerin sağlam olup olmadıklarının da kontrol edilmesi gerektiğini dile getiren Gıda Mühendisi Selen Akbulut, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Dişlilerde zedelenme görülmesi halinde o kavanozlar kesinlikle kullanılmamalıdır. Muhakkak bir dolum sınırı uygulamalıyız. Kavanozları ağzına kadar doldurmamalıyız. Ürünle kapak arasında en az 1 parmak mesafe olmalı. Özellikle sıfır kapak ve sıfır kavanoz kullanmak konserve üretiminde dikkat edilmesi gereken en hassas noktadır. Kapakta darbe olmamalı ve kavanoza kapak tam oturmalı. Konservecilikte pH 4,5 değeri kritiktir. Bu nedenle özellikle ülkemizde en çok konservesi yapılan domates soslarına orta boy kavanoza yaklaşık 1 tatlı kaşığı limon suyu eklemek istenen asitliğin sağlanmasına yardımcı olacaktır.

    Konservelerin kapaklarında bombe var ise, kavanozu açtığınızda köpürme, taşma gibi durumlar gözlemleniyorsa, tat ve kokusunda belirgin bir değişim var ise kesinlikle tüketilmeden imha edilmelidir. Bunu dışında son zamanlarda sosyal medyada da karşılaştığım taze fasulye, bamya gibi mevsim sebzelerinden konserve yapmayı uygun bulmuyorum. Bu sebzeler yüksek pH değerine sahip olduklarından konserve olarak saklanmasında zehirlenme riski domates soslarına göre çok ama çok daha fazladır. Bu sebzeleri konserve olarak değil derin dondurucu da saklamak gıda güvenliği açısından daha uygun bir yöntemdir.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çocuklara erken yaştan itibaren dijital okuryazarlık kazandırılmalı

    Dijital okuryazarlık günümüzde giderek daha da önem kazanıyor. “Dijital okuryazarlık, metin okuryazarlığının ötesinde, dijital ortamda bilgiyi anlama ve kullanabilme yeteneğidir” diyen İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aybike Serttaş, dijital okuryazarlığın öneminden bahsederken, bunu geliştirmek için yapılabilecekler konusunda da önerilerde bulundu.

     

    Günümüzde birçok konuyu, haberi sosyal mecralardan öğreniyor, takip ediyoruz. Ancak doğru bilgiler olduğu kadar yanlış ve yalan bilgiler de sosyal mecralarda çok fazla. Bu durumda dijital okuryazar olmak ve medya okuryazarlığını bilmek büyük önem kazanıyor. İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aybike Serttaş, günümüzde dijital okuryazar olmanın neden önemli olduğundan bahsederken bu konuda yapılabileceklerle ilgili öneriler verdi.

     

    “Dijital ortamda bilgiyi anlamak ve kullanabilme yeteneğidir”

     

    İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aybike Serttaş, dijital okuryazarlığın neden önemli olduğunu şu sözlerle anlattı:

    “Dijital okuryazarlık, bireylerin dijital teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu yetenek çok aşamalıdır, içerisinde bilgiyi aramak, değerlendirmek, üretmek ve paylaşmak vardır. Bu anlamda dijital okuryazarlık, metin okuryazarlığının ötesinde, dijital ortamda bilgiyi anlamak ve kullanabilme yeteneğidir. Dijital okuryazarlık, bireylerin teknolojiyi ve dijital medyayı eleştirel bir şekilde analiz edebilme becerisini de kapsar. Bütün bunlar, günümüz dünyasında büyük bir önem taşır çünkü hepimizin bildiği ve deneyimlediği gibi dijital bilgi ve iletişim araçları, gündelik yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Dijital okuryazarlık önemli ve gereklidir. Çünkü bireylerin sosyal, ekonomik ve kültürel fırsatlara erişimini sağlar ve bilgi toplumunda etkin bir şekilde yer alabilmeleri için mecra sunar.”

     

    “Bilgi okuryazarlığı becerilerini geliştirmek dijital okuryazarlığın önemli bir parçasıdır”

     

    “Dijital okuryazarlığı geliştirmek için çeşitli stratejiler ve yöntemler mevcut” diyen Prof. Dr. Serttaş, sözlerine şöyle devam etti:

    “İlk olarak, temel dijital becerilerin öğretimi önemlidir. Bu beceriler, bilgisayar kullanımı, internet tarayıcılarının etkin kullanımı ve çevrimiçi güvenlik gibi konuları içerir. Bilgi okuryazarlığı becerilerini geliştirmek, yani bilgiye erişim, değerlendirme ve entegrasyon becerilerini kazanmak, dijital okuryazarlığın önemli bir parçasıdır. Dijital okuryazarlığın temelinde iki konu vardır: Eleştirel düşünme ve medya okuryazarlığı. Eleştirel düşünme, bireylerin dijital içerikleri analiz edebilme ve değerlendirme yeteneklerini artırır. Medya okuryazarlığı ise medya içeriklerinin çeşitli formatlarını ve türlerini anlamayı, bunları eleştirel bir gözle incelemeyi ve medya ile ilgili bilgi ve içerikleri etkili bir şekilde üretmeyi içerir. Dijital okuryazarlık becerisi, medya okuryazarlığı becerisinden ayrı düşünülemez. Medya okuryazarlığı, bireylerin medya ve iletişim araçları aracılığıyla bilgiye erişimlerini ve bu bilgiyi kullanma becerilerini artırır ve birkaç temel bileşenden oluşur. Bunlar, ‘medya içeriklerini anlama’, ‘eleştirel analiz ve değerlendirme’ ve ‘medya üretimi’. Dikkat ederseniz hem medya okuryazarlığı hem dijital okuryazarlık içerisinde sadece kod açımlamak, mesajları çözümlemek değil aynı zamanda içerik üretimi de vardır. Bu da izleyici, okuyucu, dinleyici kısacası kullanıcıları aktif ve sorumlu hale getirir. Bu açıdan düşündüğümüzde dijital okuryazarlığın geleneksel medya okuryazarlığından ne şekilde ayrıldığını da görebiliriz.”

     

    “Dijital okuryazar olmamak sosyal ve ekonomik sorunlara yol açabilir”

     

    Dijital okuryazar olmamanın bireylerin bilgiye erişim, değerlendirme ve kullanma becerilerini sınırlayabileceğine ve bu durumun çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlara dahi yol açabileceğine dikkat çeken Serttaş, “Beceri eksikliği, dijital ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya neden olabilir. Çünkü dijital teknolojilere erişim ve kullanma becerisi, modern iş gücü piyasasında temel bir gereklilik haline gelmiştir. Diğer bir önemli sorun dijital bilgi kirliliğidir. Dijital bilgi kirliliği ve yanlış bilgilerin yayılması, dijital okuryazarlığı zayıf olan bireylerin yanıltılmalarına ve yanlış kararlar almalarına neden olabilir” dedi.

     

    “Çocuklara bilgisayar becerileri ve internet güvenliği hakkında eğitim verilmeli”

     

    Çocuklara bu becerinin nasıl kazandırılacağıyla ilgili açıklamalarda bulunan Serttaş, şöyle konuştu:

    “Çocuklara dijital okuryazarlık kazandırmak, erken yaşta başlamalıdır ve çeşitli eğitim stratejileri gerektirir. Ailelerin bu süreçte aktif rol oynamaları, çocukların dijital okuryazarlıklarını destekleyen ev içi uygulamalar ve rehberlik ile sağlanabilir. Bu eğitim sadece ailede verilen eğitimle sınırlı olamaz, okulların müfredatları özenli bir şekilde şekillendirilmelidir. İlk olarak, çocuklara temel bilgisayar becerileri ve internet güvenliği hakkında eğitim verilmelidir. Bilgiye erişim, değerlendirme ve paylaşım konularında rehberlik yapılmalıdır. Dijital medya ve teknolojilerin etik kullanımı üzerine eğitim verilmesi de önemli ve ihmal edilen bir konudur. Eğitimciler, çocukların eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve dijital medyayı anlamalarına yardımcı olmak için aktif öğrenme yöntemlerini kullanabilirler. Grup tartışmaları, proje tabanlı öğrenme ve problem çözme etkinlikleri, çocukların dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 1950’lerde Kurye Olabileceğiniz Deliver At All Costs Duyuruldu

     
    Yayıncılığını Konami ve geliştiriciliğini Far Out Games takımının üstlendiği kurye dağıtım oyunu Deliver At All Costs resmi olarak duyuruldu. 1959 yılında geçen ve kurye olabileceğiniz üretimde, ne kıymetine olursa olsun eşyaları alıcıya götürmeniz ve elinizden gelenin en güzelini yapmanız gerekiyor.
     
    Deliver At All Costs’ta sıra dışı kargoları dağıtmanız gerekiyor
     
     
     
    Açıklanan ayrıntılara nazaran Deliver At All Costs, PlayStation 5, Xbox Series ve PC için piyasaya sürülecek. Oyunun PC sürümü ise Steam ve Epic Games Store üzerinden satışa sunulacak. Şu anda ne yazık ki oyunun bir çıkış tarihi açıklanmadı. İlerleyen süreçte daha fazla ayrıntısı ve çıkış tarihini bekliyor olacağız.
     
    Oyunun ayrıntılarına gelecek olursak, ister yaya olarak istersek de aracımızı kullanarak kargo nakliyatına başlayabiliyor ve 1950’li yılların ortamı direkt bizlere yansıtılıyor. Rock ‘n’ roll, puantiyeli kıyafetler ve çok daha ziyadesiyle o yılların kültürü bizlere aktarılıyor.
     
    Winston Green isimli bir karakterin denetimini elinize alabileceğiniz üretimde, sıra dışı kargoları teslim etmeye çalışırken birebir vakitte kendimizi kaos ve kaos içerisinde bulabiliyoruz.
     
     

  • Visa’dan dijital ödemelerin sosyo-ekonomik etkilerine ilişkin ilk araştırmanın sonuçları: Geleceği şekillendiren trendler

    Visa, dijital ödemelerin ekonomide verimliliğe etkisi ile daha çevrimiçi, kapsayıcı bir topluma katkısını ele alan ilk araştırmasının sonuçlarını sundu. Araştırmadan elde edilen bulgular, 3-6 Eylül tarihleri arasında Paris’te şirketin 1.000’den fazla iş ortağı banka ve kuruluşun katıldığı Visa Payments Forum Europe etkinliğinde açıklandı. Araştırma, dijital kimlik, tüketicilerin satıcı olarak öne çıkması, yapılandırılabilir hizmetlerin çoğalması, gömülü finans ve yapay zekayı ödemelerin geleceğini şekillendiren başlıca trendler olarak ortaya koyuyor. 

     

    Bu bağlamda veri demokratikleştikçe, güven de artıyor. Visa’nın Avrupa’da 8.000 kişiyle gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre kişilerin %69’u, verilerinin şirketler tarafından kullandığında, bundan şirketlerin kendilerine kıyasla daha fazla fayda sağladığını düşünüyor. Araştırma, tüketicilerin aldıkları kişisel faydalardan ziyade verilerinin nasıl kullanılacağı konusunda endişe duyduklarını kaydediyor. Araştırmaya göre tüketiciler ayrıca kendi verileri üzerinde daha fazla kontrole sahip olduklarında, verileri sorumlu bir şekilde kullanacağını düşündükleri şirketlerle paylaşmaya da daha istekli oluyorlar. 

     

    Araştırmanın kapsadığı başlıklardan yapay zeka, değişim için önemli bir itici güç ortaya çıkıyor. Araştırmaya göre Avrupa’daki tüketiciler, finansal durumlarını yönetmek için yapay zeka gibi dijital yönetim araçlarını benimsedikleri takdirde, her yıl 250 milyar Euro’ya kadar daha fazla tasarruf edebiliyorlar. Araştırmaya katılanların %36’sı, bir yıl öncesine göre yapay zekaya daha fazla güvendiklerini söylerken, bu oran Z kuşağında %47’ye yükseliyor. Öte yandan biyometrik teknolojiler de daha fazla potansiyel yaratıyor. Örneğin dijital cüzdan veya kimlik üzerindeki biyometrik korumalar, parolaların yarattığı zorlukları azaltırken, işletmelere de yılda 43 milyar Euro’ya varan ilave satış potansiyeli yaratıyor. Biyometrik korumalar ayrıca dolandırıcılığı da her yıl 483 milyon euro tutarında azaltabiliyor. Tüketiciye ödeme yöntemini seçme olanağı sağlanması da ödemeleri yeniden şekillendiren unsurlardan. Online ödeme yöntemlerine Click to Pay ile tek tıkla ödeme özelliğini ekleyen bir işyeri, gelirlerini %30’a kadar artırabiliyor ve bu da Birleşik Krallık ve AB’de KOBİ’lerin e-ticaret satışlarında yıllık 51 milyar euroya varan bir artış yaratabiliyor. 

     

    Araştırmaya göre “Fijital” olarak adlandırılan fiziksel dijital ödemeler de günlük işlemlerimizin ayrılmaz bir parçası haline gelecek. İster bir el hareketiyle ister sesle, hatta araba ile ödeme olsun, gömülü finans artık bir yenilik olmaktan çıkıp, işin temelinde yer alacak. Araştırmanın ortaya koyduğu bulgulardan sonuncusu ise milyarlarca yeni satıcının ortaya çıkması. Günümüzde artık sadece birkaç tıklamayla herkes satıcı olabiliyor. Yapay zeka, bu ‘nano satıcıları’ işlerini büyütürken destekleme potansiyeline sahip. Araştırma sonuçlarına göre KOBİ’lerin ve girişimcilerin %71’i, yapay zekanın işlerini büyütmelerine yardımcı olacağına güvendiklerini belirtiyor. Günümüzde Avrupa’daki KOBİ’lerin %67’si dijitalleşmiş durumda. Geriye kalan %33’lük fark kapatıldığı takdirde, yıllık bazda 200 milyar Euro’nun üzerinde toplam gelir artışı söz konusu beklenebilir.

     

    Visa Avrupa CEO’su Charlotte Hogg, mevcut teknolojinin milyarlarca satıcı, tüketici ve ekonomi için fayda sağlayarak ticarette devrim yaratma potansiyeline işaret etti ve: “Yakın zaman kadar bilimkurgu filminden fırlamış gibi görünen teknoloji, bize bugün Avrupa genelinde daha pürüzsüz deneyimlerin ve ekonomide milyarlarla ifade edilebilecek büyüklükte bir değerin kilidini açma potansiyeline sahip. Ve bu teknoloji göz açıp kapayıncaya kadar burada olacak” dedi. Söz konusu alanlarda ödeme teknolojilerinin ölçeklenebilirliğindeki boşluğu kapatmanın tüketiciler, işletmeler ve ekonomiler için önemli sosyo-ekonomik fırsatlar sağlayacağını vurgulayan Hogg, “Burada kilit unsur, veri. Aslında, verinin artık salt bir hammadde olmaktan çıkıp, bunun yerine temel bir kaynak ve hizmet olarak şirketlere önemli büyüme fırsatları ile daha güvenli ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak için kullanılabilecek bir araç olarak ortaya çıktığı, ödemelerde mevcut sınırları aşarak yeni ufuklara doğru ilerliyoruz” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Minecraft Sineması İçin Birinci Fragman Yayınlandı: Vizyon Tarihi Açıklandı

     
    Warner Bros Pictures ile Mojang işbirliği kapsamında şu anda imal evresinde bulunan Minecraft’ın canlı aksiyon sinema uyarlaması için birinci fragman yayınlandı. Yayınlanan fragmanın akabinde sinemanın vizyon tarihinin 4 Nisan 2025 olduğu doğrulandı. Bu tarih prestijiyle sinema birinci olarak sinemalarda gösterime girecek.
     
    Minecraft canlı aksiyon sineması için bekleyiş sürüyor
     
     
     
    Warner Bros Pictures ve Legendary Pictures tarafından hazırlanan ve başrollerini Jason Momoa ve Jack Black’in paylaştığı sinemanın direktör koltuğunda Jared Hess oturuyor. Tüm vakitlerin en çok satan görüntü oyunu olarak karşımıza çıkan Minecraft, birinci defa beyaz perdeye uyarlanıyor. Sinemada ayrıyeten Emma Myers (Wednesday), Oscar adayı Danielle Brooks (The Color Purple), Sebastian Eugene Hansen (Just Mercy, Lisey’s Story) ve Jennifer Coolidge rol alıyor.
     
    Hayatta kalmak için yaratıcılığınızı ortaya çıkarabileceğiniz oyun konsepti sinemaya direkt yansıtılmış durumda. Eğlenceli ortamlar, meşhur karakterler ve çok daha ziyadesiyle ilgi cazibeli bir macera bizleri bekliyor. Garrett “Çöp Adam” Garrison (Momoa), Henry (Hansen), Natalie (Myers) ve Dawn (Brooks) sinemada ön sıralarda yer alacak.
     
     

  • Supermassive Games’in Yeni Oyunu The Casting of Frank Stone Çıktı

     
    Supermassive Games tarafından biz oyun severler için geliştirilen seçim odaklı kaygı temalı öykü macera oyunu The Casting of Frank Stone çıkışını gerçekleştirdi. Oyun piyasaya sürülmesi ile bir arada Steam platformu üzerinden şu anda karışık etiketine sahip durumda.
     
    The Casting of Frank Stone seçim odaklı bir yapıya sahip
     
     
     
    Karanlık ortamlara geçiş yapabileceğiniz ve Cedar Hills kasabasında yer alabileceğiniz üretimde bir küme genç arkadaş etrafı keşfetmek için büyük bir maceraya atılıyor ve tüyler ürpertici olaylarla karşı karşıya kalıyor. Yaklaşan şeyin bir epey ürpertici olduğu oyunda yapacağımız seçimlerle gidişata istikamet verebiliyor ve burada yer alan karakterlerin yazgısını elimizde tutabiliyoruz.
     
    Türkçe lisan takviyesiyle karşımıza çıkan üretimde Oregon’daki bir çelik fabrikasının derinliklerinde sadist bir katilin işlediği vahim kabahatler, akıl almaz vahşetlere yol açıyor. Hiçbir şeyin göründüğü üzere olmadığı çarpık seyahatte, birbirine bağlı özgün karakter takımıyla birlikte Cedar Hills’in gizemini keşfetmek durumunda kalıyorsunuz.
     
    Oyun Steam’de 24.99 Dolardan, Playstation mağazasında 1.399,00 TL’den, Xbox’ta 925 TL’den ve Epic Games’te 910 TL’den satışta bulunuyor.
     
     

  • Yeni ‘Red Hot’ Albümü Sıcak Bir Konuyu Ele Alıyor: Transgender Farkındalığı

    Yumuşak bir piyano riff’inin üstünde Sade’in oğluna bir şarkı söyleyen, kendine özgü sesi duyuluyor. 14 yıl sonra yazdığı ilk yeni parçası olan “Young Lion” için yazdığı şarkı sözleri empati ve pişmanlıkla dolu. “Genç adam, senin için çok ağır oldu/Kendini çok yalnız hissetmiş olmalısın,” diye şarkı söylüyor. “Anlamalıydım.”

    Gerçek hayattaki oğlu Izaak’a hitap ediyor, kimliğinin bir süredir algısının dışında olan transseksüel bir erkek. Ona “Güneş gibi parla,” diye şarkı söylüyor. “İhtiyacın olan her şeye sahipsin.”

    Transgender bir müzisyen, model ve aktivist olan Massima Bell, daha önce hiç böyle bir şarkı duymadığını söyledi. “Sade gibi efsanevi bir müzisyenin, trans bir çocuğun ebeveyni olarak yaşadığı yürekten deneyimleri hakkında şarkı söylemesini duymak harika,” dedi bir röportajda. “İnanılmaz derecede güçlü.”

    Ayrıca, onu içeren kapsamlı yeni müzik projesi için önemli bir hedefi tutturarak insanileştiriyor. Bell’in yaratıcı yapımcı olarak çalıştığı “Transa” adlı albüm, 35 yıl önce John Carlin tarafından AIDS salgınının zirvesindeyken kurulan kuruluş olan Red Hot’un son girişimi. Kuruluş, hastalığa karşı mücadele için fon toplamak üzere tasarlanmış, yıldızlarla dolu “Red Hot + Blue” adlı bir albümle başladı.

    Red Hot, o zamandan bu yana geçen on yıllarda, yüzlerce üst düzey müzisyenin yer aldığı iki düzineden fazla set yayınladı ve bu setler, çok sayıda ilgili amaca fayda sağladı. (Kuruluş, ömrü boyunca, çoğunlukla plak satışlarından elde edilen 15 milyon dolar bağışladığını söyledi.) Yine de, 22 Kasım’da yayınlanması beklenen ve kısmen yapımcı Sophie’nin 2021’deki ölümünden ilham alan bir proje olan “Transa”nın güncelliğiyle ilgili bir konuya odaklanmasının üzerinden yıllar geçti.

    Beverly Glenn-Copeland, solda ve Sam Smith. Her iki müzisyen de “Transa”ya katkıda bulunuyor. Kredi… Eleanor Petry
  • Koleksiyoncu, Araştırmacıların Roma Bronzlarına El Koymasını Engellemek İçin Dava Açtı

    Kaliforniyalı bir koleksiyoncu, New Yorklu soruşturmacıların 1960’larda Türkiye’den yağmalandığı iddia edilen antik Roma bronz heykeline el koyma çabalarını engellemek için mahkemeye başvurdu.

    Geçtiğimiz hafta Kaliforniya’da federal mahkemeye sunulan bir dosyada, 74 yaşındaki koleksiyoncu Aaron Mendelsohn’un avukatları, araştırmacıların antik bir adam heykelinin Türkiye’deki bir arkeolojik alandan çalındığını gösteren delilleri reddetti. Avukatlar, araştırmacıların Kaliforniya’da eşyalara el koyma yetkisine sahip olmadığını ve bu nedenle yetkilerini aştıklarını söyledi.

    Bu, Manhattan bölge savcılığının yağmalandığı düşünülen eserlere el koyma çabalarına yönelik son itirazların sonuncusuydu. Cleveland Sanat Müzesi ve Chicago Sanat Enstitüsü de araştırmacılarla tartışmalı geçmişlere sahip öğeler konusunda yasal itirazlarda bulunuyor.

    Bay Mendelsohn’un davasında avukatları, soruşturmacıları müvekkillerini heykelden vazgeçmeye zorlamak için kovuşturma tehdidi kullanmakla suçladı. Ayrıca, heykeli olası bir ceza davasında takip ederek soruşturmacıların hukuk mahkemesinde gerekli olacak daha kapsamlı açıklama ve delillere erişimden kaçınabileceklerini savundular.

    Bay Mendelsohn’un avukatı Marcus A. Asner, Kaliforniya Merkez Bölgesi Batı Bölümü ABD Bölge Mahkemesi’ne sunulan mahkeme evraklarında, “Bölge savcılığı, Bay Mendelsohn’u Bronz Erkek’i bırakmaya zorlamak için New York ceza sürecini başlattı, ancak Bay Mendelsohn’a DANY’nin Bay Mendelsohn’un mülkiyeti konusunda şüphe uyandırdığını iddia ettiği kanıtları tam olarak incelemesi veya gerçek mülkiyeti konusunda dava açması için meşru bir fırsat vermedi” diye yazdı.

    Manhattan bölge savcılığı şu açıklamayla yanıt verdi: “Antika Eser Kaçakçılığı Birimimiz, Manhattan’dan geçen binlerce çalıntı antikayı ülke çapındaki galerilerden, evlerden ve müzelerden başarıyla kurtardı. Bu dosyaya mahkemede yanıt vereceğiz.”

  • Daniel Dae Kim Başarısızlıktan Korkmuyor

    Benzerliği görmek zor.

    David Henry Hwang’ın “Sarı Surat” adlı Broadway prodüksiyonunda, 13 Eylül’de Todd Haimes Tiyatrosu’nda ön gösterimleri başlayacak olan oyunda Daniel Dae Kim, Tony ödüllü oyun yazarından esinlenerek yaratılan kurgusal, pek de sempatik olmayan DHH karakterini canlandıracak.

    “Kim Daniel Dae Kim’in ikizinin olmasını istemez ki?” diyor, oyunu 2007’de Off Broadway’de prömiyer yapan ve Kim’in Roundabout Theatre Company’nin yeniden canlandırmasında rol almasına yardımcı olan Hwang.

    Aslında kim? Kim, 2004’te hit ABC dizisi “Lost”ta, düşünceli, ahlaki açıdan çelişkili eski bir uygulayıcı olarak ve daha sonra CBS’nin “Hawaii Five-0” yeniden çevriminde sert, pompalı tüfek kullanan bir dedektif olarak ilk kez ortaya çıktığından beri, belirli bir karakter türüyle tanınıyor. Ciddi. Gizemli. Saygın.

    Siam Kralı olarak, “Daniel bu muazzam alanın ortasında durdu ve tüm izleyicileri avuçlarının içinde tuttu,” dedi 2009’da Londra’nın mağaramsı Royal Albert Hall’unda “Kral ve Ben”in sahnelenmesinde onunla birlikte sahne alan Maria Friedman. “Onda küçümseyici hiçbir şey yok.”

    Kim, 2016 yılında bu rolü tekrar canlandırarak Broadway’deki ilk çıkışını Lincoln Center Tiyatrosu’nda sahnelenen “Kral ve Ben” oyununda yaptı. Burada, The New York Times’ın eski baş eleştirmenlerinden Ben Brantley tarafından “ustaca komik zamanlaması” ve karakterinin “huzursuz, kendini beğenmiş zekası” nedeniyle övgüyle karşılandı.

    “Yellow Face”te Daniel Dae Kim, Asyalı Amerikalı topluluğunun savunucusu olan bir oyun yazarını hicvediyor. “Doğru şeyleri yapmaya çalışıyor,” diyor Kim, “ama kişiliğinin bazı kısımları doğru kararlar almasını engelliyor.” Kredi… Ricardo Nagaoka New York Times için

  • Mk.gee, Beklenmedik Bir Gitar Tanrısı, Popun Vaadini Kovalıyor

    Gitarist, yapımcı ve vokalist olan ve Mk.gee adıyla sahne alan Michael Gordon’ın şarkıları, ilk dinleyişte, hatta dördüncü dinleyişte bile modern bir çılgınlık yaratacağını hayal edebileceğimiz türden değil.

    Çatlamış, örtülü ve bulanık, caz, AOR ve klasik rock DNA’sıyla — en trend yapı taşlarından çok uzak — Mk.gee’nin müziği garip bir fısıltı veya kısa bir öfke nöbeti gibi hissedilebilir. Kancaları sinsicedir, getirisi genellikle açık olmaktan çok ima edilir. Ve başka bir şeye dönüşmeden veya tamamen durmadan önce asla çok uzun süre tek bir şey değildir.

    Mk.gee’nin resmi çıkışı olarak değerlendirdiği çıkış albümü “Two Star & the Dream Police” 30 dakikadan biraz uzun. Konserlerde “Candy” adlı bir parçayı iki kez çalmaya başladı. Tekrar tekrar çalındığında her şey yerine oturmaya başlıyor.

    “Bu kaydın küçük bir orman yangını gibi hissettirmesi gerekiyordu,” dedi 27 yaşında, yağlı saçlı ve alçak sesle mırıldanan çocuksu Gordon, Silver Lake, Kaliforniya’daki evinin ve stüdyosunun verandasından nadir bir röportajda. “Çok fazla kaos ve tuhaf atonal anlar arasında mükemmel şarkıların küçük kırılmaları,” diye ekledi ve buna henüz mükemmelleştiremediği “yeni bir tarif” adını verdi.

    Ancak Şubat ayında “Two Star & the Dream Police”in bağımsız olarak yayınlanmasından ve özellikle albümün 12 şarkısının yeşerdiği ve biletleri tükenen bahar turnesinden bu yana, kulaktan kulağa yayılan bu ateş çılgınca yayılıyor. Ve bu durum Mk.gee’nin bir uzmanın kült figürü olarak statüsünü – en sevdiğiniz müzisyenin en sevdiğiniz müzisyenin en sevdiği müzisyen – riske atıyor.

    Mk.gee rolünde sahne alan Michael Gordon, gitar müziğini beklenmedik yerlere taşıyor.

  • Big Band Jazz’ı Sevmenizi Sağlayacak 5 Dakika

    “Big band müziği” herkesin Spotify’a ne koyacağını düşünürken aklına gelen ilk şey değildir, bunu kabul ediyoruz. Ancak big band’ler size “caz elleri”, flapper’lar ve erken dönem siyah-beyaz filmler düşündürüyorsa, bunu değiştirmek için beş dakika ayıralım.

    Elbette, bir caz orkestrasını deneyimlemenin en iyi yolu bir yayın platformunda değil, canlı olarak dinlemektir. Format ilk olarak 1920’lerde ve 30’larda ülke çapında Lindy hopçularını ve diğer genç dansçıları memnun etmek için oluşturuldu. Bir düzineden fazla trompetçiyi bir ritim bölümüyle bir araya getirmenin asıl amacı, sizi ritim katmanlarıyla patlatmaktır: Büyük bir grup, birbirine geçen dişliler, sıcaklık ve nabızla ses motorudur.

    Yine de, harika bir yazımla, caz orkestralarını kayıtlarda yakından dinlemek de eğlenceli olabilir. Bu noktada, çoğu büyük grubun gerçek dans müziği yapmasının üzerinden yarım yüzyıldan fazla zaman geçti zaten. Büyük grubu gerçekten canlı tutan şey, daha geniş bir tuval arayan yaratıcı caz bestecileri için çekici olmasıydı. Büyük grup, yıllar içinde cazın sol kanadı (David Murray, Sam Rivers, Carla Bley, Horace Tapscott ve tabii ki Sun Ra), klasik ve cazı birleştiren Üçüncü Akım’a daha yakın bir şeyin peşinde olan yenilikçiler (Toshiko Akiyoshi ve Maria Schneider) ve yakın zamanda Darcy James Argue, Miho Hazama, Igmar Thomas ve Anna Webber gibi 50 yaş altı besteci-grup liderlerinin gerçek bir hareketi tarafından benimsendi.

    Büyük orkestra kanonuna dair bir giriş için, bu ortamı iyi bilen müzisyenler ve yazarların nezaketiyle aşağıdaki 12 seçimden başkasına bakmayın. Makalenin sonunda bir çalma listesi bulabilirsiniz ve yorumlara kendi favorilerinizi bıraktığınızdan emin olun.

    ◆ ◆ ◆

    Ted Nash, saksafoncu ve besteci

    Duke Ellington’ın “Harlem’e Paralel Bir Ton” adlı eseri

    “Tatlı söyle ama içine biraz toprak koy.” Duke Ellington çok az şeyle çok şey söyleyebilirdi. New York City’deki canlı mahalleleri çağrıştıran uzun biçimli bir parça olan “A Tone Parallel to Harlem” ile Duke, 14 dakikadan biraz daha kısa bir sürede müzikte sevdiğim her şeyi ifade ediyor: swing, groove’lar, basit temalar, gelişim, karmaşık armoni, gerilim, rahatlama, etkileyici dinamikler, öne çıkan solistler ve blues. Başlangıçta 1950’de Arturo Toscanini tarafından New York City’den esinlenen daha büyük bir orkestra süitinin parçası olarak sipariş edilmiş olsa da Toscanini bunu hiç yönetmedi. Anılarında Duke, “Harlem”i Avrupa’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptığı bir deniz yolculuğunda bestelediğini anlatıyor. Bu dokunaklı şaheseri bestelerken Duke’un evine dönüşüyle ​​ilgili düşüncelerini düşünmeden edemiyorum.

    1999’da, Jazz at Lincoln Center Orkestrası’na katıldıktan bir yıl sonra, Duke’un yüzüncü yılını tüm yıl boyunca sadece onun müziğini çalarak kutladık. Sezona başladığımızda şüpheciydim – bu da cehaletimi ortaya çıkardı. O yıl boyunca sadece Duke Ellington hakkında değil, müzik hakkında da bilgi edindim. “Harlem”i ilk duyduğumda, bu beni değiştirdi. Müzikal ifadenin gücünü keşfetmemi sağladı. Duke, müziği aracılığıyla bize insan olmayı öğretiyor. Kalbimizle dinlediğimizde, daha iyi insanlar olma fırsatına sahip oluruz.

  • Bej Kitap Raporu: Birtakım bölgelerde ekonomik aktivite düştü

    ABD Merkez Bankası’nın Bej Kitap raporu yayımlandı.

    Raporda ekonomik aktivitenin 3 bölgede yavaşça arttığı, 9’unda ise düştüğü belirtildi. İstihdamın yatay seyrettiği ve firmaların işe alımlarda ekonomik belirsizlikler nedeniyle daha seçici olduğu tabir edildi.

    Rapora nazaran birden fazla bölgede tüketici harcamaları geriledi. İmalat kesiminin de birçok bölgede gerilediği, konut dalının ise kimi bölgelerde satışlardaki gerilemeyle karışık seyrettiği vurgulandı.

    Raporda enflasyonist baskıların ölçülü süratte arttığı söz edildi.

  • Fed yetkilisine nazaran ‘riskler dengeli’

    Bankanın internet sitesinde görüşlerini paylaşan Bostic faizlerin uzun mühlet yüksek düzeylerde kalmasının istihdamı olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bostic son bilgilerin enflasyonun gayeye ilerlediğini gösterdiğini söyledi.

    Fed’in ikili gayesindeki risklerin istikrarlı olduğunu söyleyen Bostic fiyat istikrarına yönelik risklerin kıymetli ölçüde düştüğünü lakin hala temkinli olmaları gerektiğini belirtti. Bostic enflasyona dair “Fiyat baskıları süratli ve geniş çaplıya yavaşlıyor, son bilgiler de enflasyonun gayeye yanlışsız ilerlediği konusunda itimat veriyor.” tabirini kullandı.

    Bostic “Tarih bize para siyasetinde erken gevşemenin enflasyonu tekrar alevlendirecek tehlikeli bir kumar olduğunu gösteriyor.” yorumunu yaptı. Bankanın faiz indirimi için uzun müddet beklemesinin de işgücü piyasası için riskli olacağını tabir etti. Yetkili, işgücü piyasasının zayıf olmadığını lisana getirdi.

    Bu yıl FOMC’de oy hakkı bulunan Bostic bu ayki faiz kararına yönelik beklentisini paylaşmadı.

  • Fed yetkilisine nazaran ‘riskler dengeli’

    Bankanın internet sitesinde görüşlerini paylaşan Bostic faizlerin uzun müddet yüksek düzeylerde kalmasının istihdamı olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bostic son dataların enflasyonun maksada ilerlediğini gösterdiğini söyledi.

    Fed’in ikili amacındaki risklerin istikrarlı olduğunu söyleyen Bostic fiyat istikrarına yönelik risklerin kıymetli ölçüde düştüğünü lakin hala temkinli olmaları gerektiğini belirtti. Bostic enflasyona dair “Fiyat baskıları süratli ve geniş çaplıya yavaşlıyor, son bilgiler de enfkasyonun gayeye gerçek ilerlediği konusunda inanç veriyor.” sözünü kullandı.

    Bostic “Tarih bize para siyasetinde erken gevşemenin enflasyonu tekrar alevlendirecek tehlikeli bir kumar olduğunu gösteriyor.” yorumunu yaptı.

    Bankanın faiz indirimi için uzun müddet beklemesinin de işgücü piyasası için riskli olacağını tabir etti. Yetkili, işgücü piyasasının zayıf olmadığını lisana getirdi.

    Bu yıl FOMC’de oy hakkı bulunan Bostic bu ayki faiz kararına yönelik beklentisini paylaşmadı.

  • Almanya’da elektrikli araçlar için vergi indirimi

    Almanya İktisat ve İklim Müdafaa Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ülkede elektrikli araba kullanımını teşvik etmek için vergi indirimine Bakanlar Konseyinin onay verdiği duyuruldu.

    Alman hükümetinin geçen yıl elektrikli araçlar için yeşil dönüşümüne yönelik teşvikleri sona erdirdikten sonra hazırladığı kanun taslağına nazaran, şirketler yeni satın aldıkları elektrikli ve nitelikli sıfır emisyonlu araçların pahasının yüzde 40’ına kadar olan kısmını satın aldıkları yıl vergi faturalarından düşebilecek.

    Hükümet, vergi indiriminin 2024-2028 ortasında hazineye yıllık ortalama 465 milyon avroya mal olunacağını hesaplıyor.

    Bu ay parlamentoya sunulacak taslakta, şirketlerde elektrikli araç ödeneğinin kullanım sonu 70 bin avrodan 95 bin avroya yükseltildi.

    Ekonomi Bakanı Robert Habeck, konuya ait değerlendirmesinde, “Bugünkü kararlar birebir vakitte Almanya’yı bir e-mobilite merkezi olarak güçlendirmeye yönelik büyüme teşebbüsünün iki kıymetli önlemini de hayata geçirmektedir.” tabirini kullandı.

    Geç emekliliği teşvik edecek emeklilik ıslahatı da onaylandı

    Öte yandan, Almanya Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı açıklamasına göre, Bakanlar Kurulu, iktisatta büyümeyi artıracak tedbirlerin bir modülü olarak daha geç emekliliği teşvik edecek emeklilik ıslahatını da onayladı.

    Reform kapsamında, emeklilik başlangıcını erteleyen ve en az 12 ay boyunca istihdam edilen herkes, kaybedilen emeklilik ödemelerine muadil bir kereye mahsus ödeme alacak.

    2030’de Avrupa’nın en büyük iktisadına sahip Almanya’da istihdam edilen nüfusun 2010’a kıyasla 6,3 milyon kişi azalacağı varsayım ediliyor.

    Ülkede şu anda ortalama 65,8 olan yasal emeklilik yaşının 2031’de 67’ye çıkarılması planlanıyor.

    Alman hükümeti ayrıyeten, jeotermal gücün genişlemesini sağlamak için santraller, ısı pompaları ve ısı depolama sistemleri için onay prosedürlerini hızlandırma planını da onayladı.

  • Piyasalarda günün özeti: 4 Eylül 2024 BIST 100’de değişimler ve döviz fiyatları

     

    4 Eylül 2024 Çarşamba, BIST 100 günü %-0.37 düşüşle 9.984.93 puandan tamamladı. Endeks gün içinde en yüksek 9.988,43 puandan süreç görürken en düşük 9.879,11 puanı gördü.

    Borsa’da en çok süreç görenler

    İstanbul Borsası’nda bugün; en çok süreç gören paylar THYAO (5.942.538.140 TL), ISCTR (4.971.304.474 TL), KCHOL (3.362.155.931 TL) oldu.

      SON FİYAT GÜNLÜK DEĞİŞİM (%) HACİM (TL)
    THYAO 301 -0.58 5.942.538.140
    ISCTR 13.7 0.22 4.971.304.474
    KCHOL 192 -1.29 3.362.155.931
    YKBNK 32.92 1.17 3.341.462.091
    AKBNK 61.1 0.25 3.182.368.784

    Borsa’da kıymeti en çok artan ve azalan hisseler

    En çok artan paylar MERKO, ATSYH, ANGEN olurken, en çok azalan paylar RTALB, YESIL, DIRIT olarak sıralandı.

      SON FİYAT GÜNLÜK DEĞİŞİM (%) HACİM (TL)
    MERKO 12.21 10 61.475.826
    ATSYH 77.6 9.99 7.199.826
    ANGEN 17.74 9.98 73.367.797
    GLRYH 14.54 9.98 112.747.192
    DNISI 15.44 9.97 83.704.162
      SON FİYAT GÜNLÜK DEĞİŞİM (%) HACİM (TL)
    RTALB 23.98 -9.98 33.961.723
    YESIL 1.81 -8.12 131.712.138
    DIRIT 52 -6.81 7.646.072
    MEGAP 2.23 -6.69 14.003.376
    PAMEL 106.9 -5.98 88.382.520

    BIST 30 paylarının de bugünkü performansları da muhakkak oldu. (Aşağıdaki tablodan yükselen ve düşen pay sıralamasına göz atabilirsiniz)

    Hisse Son Dün % Yüksek Düşük Hacim Lot Hacim TL
    AKBNK 61.10 60.95 0.25 61.30 60.00 52,460,289 3,182,368,784
    ALARK 96.60 96.40 0.21 96.10 94.35 2,581,369 245,917,693
    ASELS 56.80 57.65 -1.47 57.35 55.85 21,959,468 1,242,354,919
    ASTOR 77.35 79.30 -2.46 78.65 76.75 11,048,219 858,475,950
    BIMAS 557.50 561.50 -0.71 565.00 552.00 3,788,809 2,111,421,721
    BRMEN 6.04 6.10 -0.98 6.17 6.06 134,358 819,749
    BRSAN 482.00 457.75 5.30 503.50 472.50 4,993,064 2,455,189,108
    CMENT 405.00 424.50 -4.59 410.00 405.00 11,956 4,872,695
    DENGE 5.04 5.18 -2.70 5.10 4.90 2,627,135 13,123,691
    DOAS 228.80 228.10 0.31 230.90 224.80 1,410,058 321,307,070

    Pay senetlerinin tümü için tıklayınız…

    Borsa’da en çok yükseliş / düşüş yaşayan sektörler

    Öte yandan sektörel bazda gayrimenkul y.o., bağlantı, banka bölümleri yükselirken, madencilik, spor, bilişim payları en çok düşüş yaşayan kesimler oldu.

    ENDEKS SON DÜN % Yüksek DÜŞÜK
    XGMYO 3,043.45 3,013.10 1.01 3,043.45 2,987.04
    XILTM 2,545.43 2,524.95 0.81 2,553.94 2,485.49
    XBANK 14,287.82 14,215.57 0.51 14,297.04 14,054.17

    Tüm bölüm performansı için tıklayınız…

    ENDEKS SON DÜN % Yüksek DÜŞÜK
    XMADN 7,084.42 7,257.67 -2.39 7,194.47 7,037.62
    XSPOR 4,110.76 4,199.26 -2.11 4,203.58 4,094.24
    XBLSM 5,194.60 5,304.37 -2.07 5,289.94 5,172.46

    Tüm bölüm performansı için tıklayınız…

    Serbest Piyasada döviz fiyatları (4 Eylül 2024 Çarşamba)

    Dolar/TL kuru saat 18:30 itibariyle %0.01 artışla 34.01 TL’de, Euro/TL ise birebir saat itibariyle %0.39 artışla 37.72 TL’den süreç gördü.

    DÖVİZ KURLARI ALIŞ SATIŞ DEĞİŞİM% SAAT
    DOLAR 34.0162 34.0261 0.01 18:29:23
    EURO 37.7584 37.7839 0.39 18:28:53

    Tüm döviz fiyatları için tıklayınız…

    Altın fiyatlarında son durum (4 Eylül 2024 Çarşamba)

    Altın piyasasında ons altın bugün saat 18:30 itibariyle 2,496 dolardan süreç gördü. Düne nazaran değişim oranı %0.11… Kapalı Çarşı’da gram altın %0,23 artışla 2.730,62 liradan alıcı buldu. Çeyrek altının alış fiyatı ise 4.368,21 TL, satış fiyatı 4.464,57 TL oldu. Cumhuriyet altını da 17.803,65 liradan süreç gördü.

    ALIŞ SATIŞ DEĞİŞİM% SAAT
    ALTIN/ONS 2,472.94 2,473.31 0.11 18:29
    CUMHURİYET ALTINI 17,473 17,804 0.23 18:14
    ÇEYREK ALTIN 4,368.21 4,464.57 0.23 18:14

    Tüm altın fiyatları için tıklayınız…

    Diğer piyasalar

    Brent petrol fiyatı, saat 18:30 itibariyle 73.59 dolar düzeyinde.

    Kripto para piyasasında ise Bitcoin $57.422 süreç görürken, Ethereum $2.429,23 düzeyinde.

    KAP Haberleri için buraya tıklayınız.

    BloombergHT.com’da günün en çok okunan haberleri ise şöyle;

    1. Kira artış oranı belirli oldu
    2. Enflasyon Ağustos’ta sürat kesti
    3. Arjantin altınlarını yurt dışına gönderdi
    4. Tofaş üretimde tek vardiyaya geçti
    5. Volkswagen’den ses getirecek Almanya kararı
    6. Üç paya kredili süreç yasağı
    7. Çin’den Kanada’ya anti-damping soruşturması
    8. Togg satışları Ağustos’ta ivme kaybetti
    9. Rusya’nın Elon Musk’ı neden tutuklandı, sırada Elon Musk mı var?
    10. Ateşkes talebiyle başlayan grev İsrail’de hayatı durdurdu
  • ABD’de fabrika siparişleri beklentiyi aştı

    ABD Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı Temmuz ayına ait fabrika sipariş bilgilerine nazaran, ülkede fabrika siparişleri Temmuz’da bir evvelki aya kıyasla yüzde 5 yükseldi.

    Piyasa beklentileri fabrika siparişlerinin bu periyotta yüzde 4,7 artması istikametindeydi. Fabrika siparişleri Haziran’da ise yüzde 3,3 düşmüştü.

    Söz konusu devirde güçlü mal siparişleri yüzde 9,8 ve güçlü olmayan mallara yönelik siparişler yüzde 0,8 arttı.

    Fabrika siparişleri, ABD iktisadında değerli bir yere sahip olan sanayi dalının yakın gelecekteki performansına ışık tutması açısından ehemmiyet taşıyor.

  • Core & Main üçüncü çeyrek tahminlerin altında kalıyor, yıllık görünümü düşürüyor; Hisseler %10 düşüyor

    ST. LOUIS – Core & Main Inc. (NYSE:CNM) hava koşullarından kaynaklanan aksamalar ve daha yumuşak nihai pazar hacimlerini gerekçe göstererek, analist beklentilerinin altında kalan üçüncü çeyrek kazançlarını açıkladı ve yıllık rehberliğini düşürdü. CNM hisseleri, açıklamanın ardından Çarşamba günü piyasa öncesi işlemlerde %10,71 düştü.Altyapı ürünleri dağıtıcısı, 0,74 dolarlık konsensüs tahmininin altında kalarak hisse başına 0,61 dolar düzeltilmiş kazanç açıkladı. Gelir yıllık bazda %5,5 artarak 1,96 milyar dolara yükseldi ancak 2,06 milyar dolarlık tahminlerin altında kaldı.CEO Steve LeClair, “Net satışlarımızı yaklaşık %6 artırarak 1,96 milyar dolar ile yeni bir çeyreklik rekora ulaştık. Bu artış, satın almalardan kaynaklanan güçlü büyümeyi yansıtıyor ancak kısmen yağışlı hava koşullarından kaynaklanan proje gecikmeleri ve karşılaştırmalı olarak daha düşük nihai pazar hacimleri tarafından dengelendi” dedi.Brüt kar %3,4 artarak 518 milyon dolara yükseldi, ancak brüt marj 50 baz puan daralarak %26,4’e geriledi. Düzeltilmiş EBITDA %4,8 düşüşle 257 milyon dolara geriledi.Geleceğe bakıldığında, Core & Main 2024 mali yılı görünümünü düşürdü ve şimdi tam yıl net satışlarının 7,4 milyar dolar ile 7,6 milyar dolar arasındaki önceki aralığından 7,3 milyar dolar ile 7,4 milyar dolar arasında olmasını bekliyor. Şirket ayrıca düzeltilmiş EBITDA tahminini daha önce 940 milyon dolar ile 990 milyon dolar arasında olan aralıktan 900 milyon dolar ile 930 milyon dolar arasına düşürdü.LeClair, hava koşulları ve pazar yumuşaklığının kısa vadeli sonuçları etkilediğini belirtirken, şirketin nihai pazarlarındaki uzun vadeli talep konusunda iyimser kaldığını ifade etti.


    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • OPEC+ gelişmesi, petrol fiyatlarındaki düşüşü yavaşlattı

    Investing.com – Petrol fiyatları, Libya kaynaklı ihracatı durduran siyasi anlaşmazlığın çözülebileceği beklentileri ve küresel talep artışının azalacağı endişeleriyle dün düşüş eğilimini hızlandırdı. Ancak düşüş, OPEC+’ın üretim artışını erteleyebileceğine dair söylentilerle son saatlerde duraksadı.

    Brent petrol, günün ilk saatlerinde 72,69 dolara kadar gerilerken haftalık kaybını %5’e taşıdı. WTI ham petrol vadelileri ise aynı saat diliminde toparlanmadan önce 70 doların altında kadar sarkarken haftalık kaybı %5,5’i aştı.

    Uzmanlar her iki petrol vadeli işlemlerinin Libya’daki anlaşmazlığı çözmeye yönelik
    potansiyel bir anlaşma beklentisiyle satışların devam ettiği üzerinde durdu. Bu gelişmeye ek olarak Çin ve ABD’den gelen zayıf ekonomik göstergelerin durgunlaşan yakıt talebine ilişkin endişeleri körükleyerek petrol fiyatlarını baskıladığı düşünülüyor.

    OPEC+ gelişmesi, petrol fiyatlarına olumlu yansıdı

    Gün içinde gündeme gelen son gelişmelerde OPEC+ üyelerinin petrol fiyatlarının son bir yılda en düşük seviyelerine gerilemesine karşı önlem alacağı söylentisi yer aldı. Kaynaklara göre OPEC+, Ekim ayında planladıkları petrol üretim artışında olası bir ertelemeyi görüşmeye başladı.

    İsimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, Suudi Arabistan ve Rusya’nın liderliğindeki grubun, günde 180.000 varillik planlanan artışa devam edip etmemeyi yeniden değerlendirdiğini söyledi.

    Bu gelişmenin piyasada duyulmasının ardından petrol fiyatlarında yön yukarı çevrildi. Brent petrol, son saatte 74,8 dolara kadar yükselirken günün dip seviyesinden %3’ü bulan değer artışı gerçekleştirdi. WTI vadelileri de benzer oranda bir sıçramayla 71,45 dolara kadar yükseldi.

  • J.Jill, İkinci Çeyrek Kazançlarında Beklentileri Aştı, Üçüncü Çeyrek İçin Temkinli Öngörüde Bulundu

    QUINCY, Mass. – J.Jill, Inc. (NYSE:JILL), ikinci çeyrek kazançlarının analist tahminlerini aştığını bildirdi, ancak zorlu tüketici ortamı nedeniyle mevcut çeyrek için temkinli bir öngörüde bulundu.

    JILL hisseleri, açıklamanın ardından Çarşamba günü piyasa öncesi işlemlerde %0,81 yükselişte işlem görüyordu.

    Kadın giyim perakendecisi, ikinci çeyrek için hisse başına 1,05 dolar düzeltilmiş kazanç açıkladı ve 0,91 dolarlık konsensüs tahminini aştı. Gelir 155,2 milyon dolar olarak gerçekleşti ve 154,22 milyon dolarlık beklentinin biraz üzerinde kaldı, ancak geçen yılın aynı dönemine göre %0,9 düşüş gösterdi.

    İkinci çeyrekte karşılaştırılabilir satışlar, geçen yılın aynı dönemine göre %1,7 arttı. Toplam satışların %47,1’ini oluşturan doğrudan tüketiciye yönelik net satışlar, yıllık bazda %3,6 yükseldi.

    CEO Claire Spofford, “Çeyreğin güçlü bir başlangıcı ve değişken bir tüketici ortamında işletme modelimizin disiplinli bir şekilde uygulanmasıyla sağlam ikinci çeyrek sonuçları elde ettik,” dedi.

    Bununla birlikte şirket, yaz aylarında tüketici davranışlarında değişiklikler gözlemlediğini ve bunun üçüncü çeyreğin başlangıcına kadar uzandığını belirtti. Mevcut çeyrek için J.Jill, net satışların geçen yıla göre %1 düşüş ile %2 artış arasında olmasını bekliyor. Üçüncü çeyrek için 23-27 milyon dolar arasında düzeltilmiş FAVÖK öngörüyor.

    Temkinli öngörü, tüketici harcamalarını etkileyen devam eden ekonomik belirsizliği yansıtıyor. J.Jill, disiplinli operasyonlara ve uzun vadeli büyümeyi sağlayacak stratejik girişimleri ilerletmeye odaklanmaya devam ettiğini belirtti.


    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Dick’s Sporting Goods yıllık görünümünü güçlü 2. çeyrek sonuçlarının ardından yükseltti; hisseler artışta

    Dick’s Sporting Goods (DKS) hisseleri, şirketin 2025 mali yılının 2. çeyreğinde beklentilerin üzerinde kazanç ve gelir açıklamasının ve tam mali yıl tahminini yükseltmesinin ardından yükseldi.

    2. çeyrekte, perakendeci hisse başına 4,37 dolar kazanç (EPS) açıkladı ve 3,83 dolarlık konsensüs tahminini aştı. Bu dönemde gelir 3,47 milyar dolara ulaşarak, 3,44 milyar dolarlık konsensüs beklentisinin de biraz üzerinde gerçekleşti.

    Dick’s Sporting Goods, ikinci çeyrekte %36,7’lik brüt kar marjı bildirdi ve bu da beklenen %35,8’in üzerindeydi.

    Karşılaştırılabilir satışlar %4,5 büyüdü ve bu da analistlerin tahmin ettiği %3,48’in üzerindeydi.

    DKS hisseleri Çarşamba günü piyasa öncesi işlemlerde %1’den fazla yükseldi.

    İleriye dönük olarak, DKS artık tam yıl hisse başına kazancın 13,55 dolar ile 13,90 dolar arasında olacağını öngörüyor. Bu, önceki 13,35 dolar ile 13,75 dolar aralığındaki tahmininden yüksek ve konsensüs tahmini 13,83 dolar.

    Şirket, 2025 mali yılı gelirinin 13,1 milyar dolar ile 13,2 milyar dolar arasında olmasını bekliyor. Bu, 13,23 milyar dolarlık konsensüs tahmini ile karşılaştırılabilir.

    Karşılaştırılabilir satışlar için şirket, %2,5 ile %3,5 arasında büyüme öngörüyor. Bu, önceki %2 ile %3 aralığından yüksek ve %2,92’lik tahminin üzerinde.

    “Çok güçlü bir ikinci çeyrek performansı sergiledik,” dedi Başkan ve CEO Lauren Hobart.

    “İkna edici çok kanallı sporcu deneyimimiz, farklılaştırılmış ürün yelpazemiz, sınıfının en iyisi takım arkadaşı deneyimimiz ve DICK’S markasıyla derin bir bağlantı kurma yeteneğimizle, sürdürülebilir üst düzey ivme yaratıyor ve pazar payımızı artırıyoruz.”

    Bu makale yapay zeka desteğiyle oluşturulup çevrilmiş ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla bilgi için Şartlar ve Koşullarımıza bakın.

  • Torrid hisseleri 2. çeyrek kazanç beklentilerini aşmasıyla yükselişte

    NEW YORK – Büyük beden kadın giyim perakendecisi Torrid Holdings Inc. (NYSE:CURV) hisseleri, şirketin beklenenden daha iyi ikinci çeyrek sonuçları açıklamasının ardından Çarşamba günü piyasa öncesi işlemlerde %1 yükseldi.Şirket, analist tahminlerinin 0,07 dolar olan beklentisini aşarak hisse başına 0,08 dolar düzeltilmiş kazanç açıkladı. Gelir ise 282,88 milyon dolarlık uzlaşı tahminini geçerek ve şirketin rehberlik aralığının üst sınırında yer alarak 284,6 milyon dolar olarak gerçekleşti.İkinci çeyrekte karşılaştırılabilir satışlar %0,8 azaldı. Bu düşüş, normal fiyatlı karşılaştırılabilir satışlardaki %6,4’lük artış ile indirimli karşılaştırılabilir satışlardaki yaklaşık %50’lik düşüşün birleşiminden kaynaklandı. Brüt kar marjı, daha düşük ürün maliyetleri ve artan tam fiyatlı satışlar sayesinde 323 baz puan artarak %38,7’ye yükseldi.CEO Lisa Harper, “İkinci çeyrek performansımızdan çok memnunuz. Satış rehberliğimizin üst sınırında gerçekleşen ve düzeltilmiş EBITDA beklentilerimizi aşan sonuçlar elde ettik,” dedi. “Müşterilerimiz yeni ürün tekliflerimize olumlu yanıt veriyor. Bu da normal fiyatlı karşılaştırılabilir satışlarda %6,4’lük bir büyüme ve brüt marjda 323 baz puanlık bir genişleme sağladı.”Torrid, üçüncü çeyrek için 280 milyon dolar ile 285 milyon dolar arasında gelir bekliyor. Bu rakam, analistlerin 288 milyon dolarlık tahmininin altında kalıyor. Şirket, 2024 mali yılı için 1,135 milyar dolar ile 1,145 milyar dolar arasında toplam gelir öngörüyor. Bu tahmin, 1,139 milyar dolarlık uzlaşı beklentisiyle uyumlu.


    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Vegan bayan 59 yaşına kadar yeşillikle beslendi

    Bağcılar’da yaşayan 59 yaşındaki vegan Hatice Alsaç, bu yaşına kadar yeşilliklerle beslendiğini söyledi. Lakin Alsaç’ın hayatı 6 ay evvel başladığı Bağcılar Belediyesi Vefahane Hayat Merkezi’nde değişti. Alsaç, burada öğrendiği tanımlarla artık veganlara has yoğurt, peynir ve kefir üzere besinler yaparak onlarla besleniyor.

    Bağcılar Belediyesi Vefahane Ömür Merkezi’nde verilen fiyatsız diyetisyen hizmetinden ilçede ikamet eden yaşlılar, yararlanıyor. Belediyenin bu hizmeti sayesinde vatandaşlar, hem kilo denetimi yaptırarak hakikat beslenme metotlarını öğreniyor hem de sağlıklı bir hayatın kapısını açıyor. Merkeze gelen hastaların metabolizma yaşı, yağ, kas, kemik durumu ölçümleri yapılarak sağlıklı hayat hakkında bilgiler veriliyor. Kan analizleri doğrultusunda uzman diyetisyen tarafından diyet programı yapılarak takibi de sağlanıyor. Diyetisyenler, her bireyin beslenme sorunlarını ortadan kaldırmak maksadıyla ellerinden gelen bütün çalışmaları sergiliyor.

    “ANNE SÜTÜ BİLE ALMADIM”

    Bu diyetisyenlik hizmetinden yararlananlardan biri de 59 yaşındaki Hatice Alsaç. Vegan olduğunu ve hayatını bu halde sürdürdüğünü söyleyen Alsaç, Vefahane Hayat Merkezi’ne geldikten sonra hayatının değiştiğini söz etti. Hiç anne sütü almadığını belirten Alsaç, “Doğduğum günden beri sütten ete kadar hayvansal hiçbir şey yiyemiyordum. 7 yaşında doktor bana vegan olduğumu söyledi. O günden sonra hayatıma vegan olarak devam ettim ve bu yaşıma kadar yeşillikle, baklagillerle beslendim. Balık, et, tavuk, yumurta, peynir hiçbirini yemedim” dedi.

    “EŞİM ET YEMEEYİ ÇOK SEVİYOR”

    Çevresini vegan olduğu istikametinde ikna etmekte zorlandığını da belirten Alsaç, “Bir arkadaşım gerçek vegan olduğumu test etmek için yaptığı keşkek yemeğinin içine benden bâtın et suyu kattı. Bir kaşık yedikten sonra midem bulandı, karın ağrısı başladı. Bu türlü olunca o da yaptığını itiraf etmek zorunda kaldı. Eşim de et yemeyi çok seven bir insan. Ben etin kokusuna bile katlanamıyorum fakat o çok sevdiği için mecburen pişiriyorum. Yemek pişirirken eldiven kullanıyorum sonra da kokusu gitsin diye çamaşır suyuyla paklık yapıyorum. Birinci başlarda güç geliyordu ancak sonra alıştım” diye konuştu.

    VEFAHANE’DE TAHLİL ÜRETTİLER

    Vefahane Hayat Merkezi’ne geldikten diyetsonra hayatının değiştiğine vurgu yapan Alsaç, şöyle devam etti: “Burada diyetisyenimiz benimle çok ilgilendi. Vegan olduğumu söyleyince de tahliller üretti. Bana yiyebileceğim peynir, bademden süt ve pirinçten yoğurt yapmayı öğretti. Zerzevat ve baklagiller dışında yiyecekler de yiyorum”.

    Yaşlıların sıhhatine ehemmiyet verdiklerini kaydeden Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “2023 yılında açtığımız Vefahane Ömür Merkezi’miz’de 60 yaş üstü hemşehrilerimize 17 branşta hizmet veriyoruz. Büyüklerimiz bizim için çok kıymetli. Onların burada her türlü bakımını yapıyoruz. Diyetisyenlik hizmeti de bunlardan birisi. Kurumumuzda çok memnun ve sağlıklı olmaları için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Ayrıyeten tesise gelenleri servis araçlarımızla sabah meskenlerinden alıyor, akşam tekrar geri götürüyoruz” dedi.

  • Fatih Ürek ile Gelin Görümce 4 Eylül 2024 puan durumu! Günün, haftanın, ayın birincisi kim?

    Hafta içi her gün NOW ekranlarında seyirciyle buluşan Fatih Ürek ile Gelin Görümce programında günün birincisi, haftanın birincisi ve ayın birincisi aşikâr oldu mu? Fatih Ürek ile Gelin Görümce’de ‘mutfağın ustası’ kim oldu? İşte, Gelin Görümce’de 4 Eylül 2024 puan durumu…

    Fatih Ürek ile Gelin Görümce’de her aileden 1 gelin ve 1 görümce olmak üzere 2 kişi yarışa katılıyor. Gelin ve görümceden oluşan toplam 4 ekip rakipleriyle kıyasıya uğraşa girişiyor. Ekipler günlük, haftalık ve aylık olarak puanlanıyor. Yarışmacılar yaptıkları yemekleri büyük ödül için beğendirmeye çalışıyor.

    • Günlü para mükafatı: 5 bin TL

    • Haftalık para mükafatı: 100 bin TL

    • Aylık para mükafatı: 500 bin TL

    Büyük mükafatı elde eden gelin ve görümce “mutfağın ustası benim” diyor. Fatih Ürek ile Gelin Görümce hafta içi her gün saat 16.15’te NOW’da.

    Fatih Ürek ile Gelin Görümce Puan Durumu

    FATİH ÜREK İLE GELİN GÖRÜMCE PUAN DURUMU

    Yarışmacılar: Çiğdem, Kübra, Fatma, Ayşe.

    4 EYLÜL ÇARŞAMBA GÜNÜN BİRİNCİSİ VE HAFTALIK PUAN DURUMU

    • Günün birincisi: Ayşe 

    ​5 bin TL para ödülünün sahibi oldu.

    KÜBRA: 10

    ÇİĞDEM: 9

    FATMA: 12

    AYŞE: 16

    Salı günü Çiğdem birinci olmuştu.

    Pazartesi günü Ayşe birinci olmuştu.

  • Çocukların dijital dünyadan olumsuz etkilenmemesi için çalıştay düzenlendi

    Gaziantep Büyükşehir Belediyesi mesken sahipliği ve iş birliğinde, bilgi çağında dijital araçların 4-6 yaş çocukların gelişimlerinde olumlu etkileyeceği bağlamlar oluşturmak gayesiyle “Dijital Dünya’da Çocuk Çalıştayı” düzenlendi.

    Müzeyyen Erkul Gaziantep Bilim Merkezi’nde, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı iştirakinde düzenlenen çalıştay, teknolojinin maksat değil, çocuğun sağlıklı gelişimi için destekleyici bir araç olarak kullanılmasını hedefleyerek iki fazda ve toplamda 6 oturum halinde gerçekleştirildi.

    Çalıştayın sonuç raporu, bilim merkezinde düzenlenen sonuç bildirgesi merasimi ile açıklandı. Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri’nden Prof. Dr. Erdal Bay tarafından okunan sonuç bildirgesinde, pandemi sonrası dijital platformların büsbütün hayatın bir modülü haline geldiği, 4-6 yaş çocuklarının bu platformlarda olumsuz etkilenmemesi için çalışmalar yürütüleceği, yeni bir dijital platformun hazırlanarak tesir tahlilinin yapılması ve yaygınlaştırılmasının hedeflendiği aktarıldı.

    Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin

    Törene Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Vilayet Müftüsü Hüseyin Hazırlar, Aile ve Toplumsal Siyasetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kollayıcı ve Önleyici Hizmetler Daire Başkanı Eda Şirnevai, Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Radyo ve Televizyon Daire Başkanlığı’ndan Ahmet Şahin, kurum müdürleri ve bürokratlar katıldı.

    Çalıştayın hedeflenen sonuçlarından biri olan 4-6 yaş ortası çocuklar için uygun dijital platformun oluşturulması sonrasında belirlenen bölgelerde pilot uygulamaları yapılması planlanıyor. Muvaffakiyetin yakalanması emeliyle bütüncül bir bakış açısı geliştirilerek yürütülecek çalışmalarda, Büyükşehir Belediyesi Aile Akademisi üzere kurumlarla entegrasyon hedefleniyor.

    Dijital Dünyada Çocuk Çalıştayı

    ÇOCUKLAR İÇİN DİJİTAL PLATFORMLAR TÜM TARAFLARIYLA ELE ALINDI

    Çalıştayın birinci fazında, alanında uzman isimlerin oluşturduğu kümeler, bilimsel makaleler ve çalışmalar kapsamında 4-6 yaş ortası çocukların mevcut dijital platformlarına erişimi,

    kullanımı ve tesirleri üzerinde tespitler yaptı. Fazda ayrıyeten Türkiye ve dünyada örnekler incelendi, kavramsal çerçeve oluşturuldu. Dijital platformlarda çocukların korunmasıyla ilgili dal tahlilleri yapıldı ve yol haritaları oluşturuldu.

    İkinci fazda, çalışma kümeleri mevcut durum tahlilleri ışığında, öncelikle 4-6 yaş ortası çocukların kullanımına yönelik platformlar ve içerikler geliştirilmesini sağlamak hedefiyle raporlar hazırladı. Geliştirilen platform ve uygulamaların pilot uygulamaları gerçekleştirildi. Felsefi, ruhsal ve sosyolojik açıdan temellendirmeler yapıldı; kapsamlar ve hudutlar belirlendi. Oluşturulacak platformun kısa, orta ve uzun vadede maksat kitle dışındaki öbür yaş kümelerinde yaygınlaştırılması için yol haritaları belirlendi.

    Dijital Dünyada Çocuk Çalıştayı

    ŞAHİN: TEKNOLOJİK BAĞIMLILIK VE İÇERİK PROBLEMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ

    Çalıştayın sonuç raporunun sunulduğu merasimde konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, çalıştaya katılanlara ve emeği geçenlere teşekkür etti. Şahin, beklemeden harekete geçerek çalıştayın geleceğe bir yatırım olduğunu vurgulayan bir konuşma yaptı. Şahin konuşmasında şunları söyledi:

    “Ülkemizin yetiştirdiği çocuklar çok değerli. Görsel idrakte büyük bir meselemiz var; zihinsel hücum altındayız. Sadeleşme ve yalınlaşmaya gitmemiz gerek. 4-6 yaştan başlayarak yalınlaştırmaya başlamamız gerek. Okumalı ve düşünmeli; aklımızı kullanmalıyız. Oku, düşün, uygula ve neticelendir. Bugün buraya gelen uzmanlar ve hocalarımızın çalışmalarından çok hoş sonuçlar çıktı. Bu çalışmalara muhtaçlığımız var. Çok önemli bir teknolojik bağımlılık ve içerik sıkıntısıyla karşı karşıyayız ve şayet bugün bunu yönetemezsek, yarınlarımızın ne kadar karanlık olacağını görüyoruz. Bugün buraya sorumluluk sahibi olanlar geldi ve başlayalım diyoruz. Hami önleyici önlemi almalıyız. Yolun çok başındayız. 5 yıl sonra attığımız bu tohumun tesir tahlili ile sonuçlanacağına inanıyoruz”.

  • Düğünden birinci kareler! Acun Ilıcalı ve Ayça Çağla Altunkaya evlendi

    Ünlü televizyoncu ve iş insanı Acun Ilıcalı, Ayça Çağla Altunkaya ile 4. kere nikah masasına oturdu. Ortaköy’de bir yalıda gerçekleşen düğünden birinci kareler yayınlandı.

    Acun Ilıcalı’nın düğün için birinci etapta Muğla’da bir oteli kapattığı öğrenilmişti. Oteldeki bütün odaları tutarak hazırlıklara başlayan çift, düğün yerinden vazgeçerek nikahı İstanbul’da kıymaya karar verdi. Acun Ilıcalı ve Ayça Çağla Altunkaya’nın nikahı Ortaköy’de bulunan Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleşti. Düğün alanına tekne ile giriş yapan çift, alkışlarla karşılandı.

    Acun Ilıcalı ve Ayça Çağla Altunkaya düğünü

    EVLENDİLER

    Saatler öncesinden hazırlıklara başlayan çiftin nikahı kıyıldı. Birlikteliklerini sevdikleriyle kutlayan çiftin düğününden birinci kareler yayınlandı.

    İşte o kareler…

    Acun Ilıcalı ve Ayça Çağla Altunkaya düğünü

    Acun Ilıcalı ve Ayça Çağla Altunkaya düğünü

    Acun Ilıcalı ve Ayça Çağla Altunkaya düğünü

    Çiftin düğün cümbüşünün saat 21’de başlayacağı bilgisi düğün davetiyesinde yer almıştı.

  • Dilan Polat duruşma öncesi bakın ne istedi! Ünlü fenomenin paylaşımı ortaya çıktı

    Yasa dışı bahis oynatma ve kara para aklama hatalarından yargılanan Engin Polat ve Dilan Polat’ın mahkemesi bugün (4 Eylül) görüldü. Toplumsal medya hesaplarını eskisi üzere etkin kullanmayan Dilan Polat’ın, duruşma öncesinde özel kümesinde paylaştığı bildiri ortaya çıktı.

    Sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat’ın da ortalarında bulunduğu 4’ü tutuklu 28 sanık Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Polat çifti, “Suç işlemek hedefiyle örgüt kurma, yönetme”, “suçtan kaynaklanan mal varlığı pahalarını aklama” ve “Futbol ve Öbür Spor Karşılaşmalarında Bahis ve Talih Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet” cürümlerinden yargılanıyor. Dilan Polat, 19 Ağustos’ta tahliye olurken Engin Polat’ın tutukluluk hali devam ediyordu. İkili, bugün hakim karşısında savunma verdi.

    Dilan Polat ve Engin Polat

    DURUŞMA ÖNCESİ BAKIN NE PAYLAŞMIŞ!

    Yargılanmasına tutuksuz olarak devam edilen Dilan Polat, cezaevinden çıktığından beri toplumsal medya hesabında paylaşım yapmadı. Ünlü fenomen geçtiğimiz günlerde eşi Engin Polat’ı cezaevinde ziyarete gitmişti. 4 Eylül’de görülen dava öncesinde Polat’ın toplumsal medya hesabındaki kümesine bir ileti yazdığı görüldü.

    Dilan Polat

    Mynet’in haberine nazaran; Dilan Polat duruşma öncesi eşi için dua istedi. Polat, “Herkese merhaba birer fetih müddeti okur musunuz” dedi.

  • O kararı onu ‘tek’ yaptı! Ralli pilotu Burcu Çetinkaya pistlere geri döndü

    Milli ralli atleti Burcu Çetinkaya, 2024 Dünya Ralli Şampiyonası’nın düzenlendiği 13 ülkeden biri olan Yunanistan’da, 5-8 Eylül tarihleri ortasında gerçekleşecek Akropolis Rallisi’nde 72 kadro içerisindeki tek bayan pilot olarak yarışacak. Çetinkaya, 2025’te Suudi Arabistan’da düzenlenecek Dünya Ralli Şampiyonası’nda yarışmak istiyor.

    Dünya Ralli Şampiyonası 13 ayaktan oluşuyor. Bunlardan biri de Akropolis Rallisi. Milli ralli atleti Burcu Çetinkaya, Dünya Ralli Şampiyonası tarihindeki en efsane yarışlardan bir tanesi olan Akropolis Rallisi’nde yarışacak olan 72 kadrodaki tek bayan pilot. Çekinkaya, Dünya Ralli Şampiyonası’nın, rallide rekabet düzeyi en yüksek, yarışabilecek en üst şampiyona olduğunu söylüyor.

    TEK BAYAN PİLOT OLARAK YARIŞACAK

    Akropolis’teki yarışın çok kıymetli olduğunu ve uzun müddettir Dünya Ralli Şampiyonası’na bayanların katılmadığını söz eden Çetinkaya, “Aslında bayanlarla erkeklerin birlikte gayret ettiği bir yer. Ancak son devirlerde bu türlü bir şey var. Esasen sayımız azdı fakat son vakitlerde hiç bayan start almıyor. Münasebetiyle bu manada da tekrardan bayanlara Dünya Ralli Şampiyonası’nda olabileceklerini hatırlatma misyonumuzda var. Ülkeme en yeterli sonuçla dönmek dileğiyle gidiyorum” diye konuştu.

    Dünya Ralli Şampiyonası

    Akropolis Rallisi’nin güç yarışlardan biri olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Geçmişe nazaran etaplar farklılaştı, biraz daha az kırıcı oldu lakin tekrar de çok kırıcı şampiyonalardan bir tanesi. Bitirmesi güç ve rekabet düzeyinin de çok yüksek olduğu yarışlardan bir tanesi” dedi.

    TOPLAM 7 BİN KİLOMETRE YOL YAPACAK

    Yarışlar 5-8 Eylül tarihleri ortasında 4 gün boyunca devam edecek. Yarışlar hakkında konuşan Çetinkaya, “Toplamda 305 kilometre özel etap var. Gazlayacağımız vakte karşı yarışacağımız etaplar. Bunun yanı sıra yaklaşık bin 30 kilometre de olağan etap var. Bu da yarışacağımız özel etapla öteki özel etap ortasındaki ara arayı trafik kurallarına tabi olarak tamamladığımız ancak yeniden de araba kullandığımız kısım. Yalnızca performanslı değil. Bunun yanı sıra yol keşfi dediğimiz, her etabı iki defa geçeceğimiz, yaklaşık 2 bin 500 kilometreye yakın yol yapacağız. Bunların hepsini toplarsak 3 bin 800 kilometre yapıyor. Buradan araçla Yunanistan’a gidiş-geliş de 3 bin kilometre, toplamda 7 bin kilometreye yakın yol yapacağım” biçiminde devam etti.

    Ralli Pilotu Burcu Çetinkaya

    Hayatını ralliye adadığını belirten Burcu Çetinkaya, 6 yıllık ortanın akabinde pistlere geri döndü. İtalya’dan gelen davet üzerine lokal bir yarışta katılan Çetinkaya, artık de Dünya Şampiyonası’nda yarışacak. Çetinkaya, “Dünya Şampiyonası daima kalbimdeydi. Suudi Arabistan’ın da Dünya Ralli Şampiyonası’na eklendiğini duyduğum an dedim ki ben geri dönmeliyim. Umarım her şey hayal ettiğimiz üzere olur” dedi.

    “SUUDİ ARABİSTAN’DA ARABA KULLANMAMIZ DAHİ YASAKTI”

    Suudi Arabistan’da yarışın inanılmaz heyecan verici olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Orta Doğu Ralli Şampiyonası’nda birçok sefer podyuma çıktım. Kuveyt’te, Katar’da erkeklerin ortasında podyumlara çıktım. Suudi Arabistan’da bırakın müsabakayı olağan araba kullanmamız dahi yasaktı. Suudi Arabistan’da çekimlere yahut yarış takip etmeye gittiğimizde uzaktan içim acıyarak, üzülerek lakin yarışı seyredebiliyordum. Bu manada da Dünya Ralli Şampiyonası’nın Suudi Arabistan’a gelecek olması çok değerli. Umarım çok üst düzeyde bir arabayla çok kuvvetli bir halde yarışabiliriz” halinde konuştu.

    “HAREKETE GEÇİNCE KAPILAR AÇILIYOR”

    Bütün bayanlara mesajım; hayallerinden vazgeçmesinler diyen Çetinkaya, “Ne vakit ki harekete geçer, hayallerimizin peşinden koşarsanız o vakit bir şeyler vakit içinde gelmeye ve kimi kapılar açılmaya başlıyor. Hayal edin. Biz, hayal eden, üreten, yaşayan bayanların ülkesiyiz” diye konuştu.

  • Fenerbahçe’ye Medina’dan makûs haber

    Fenerbahçe’ye uzun vakittir takımına katmak için uğraş verdiği Cristian Medina transferinde beklenen haber gelmedi.

    SON TEKLİF REDDEDİLDİ

    ESPN Arjantin’in haberine nazaran; Fenerbahçe’nin Boca Juniors’a yaptığı 15 milyon dolar artı sonraki satıştan yüzde 20 hisse içeren teklif, Arjantin grubu tarafından reddedildi.

    20 MİLYON DOLAR İSTEDİLER

    Haberde, Boca Juniors’un Medina’nın mukavelesinde yer alan 20 milyon dolar’lık bedeli talep ettiği tabir edilirken, maddi olarak güç durumda olmamaları ve Medina’yı kritik bir oyuncu olarak görmeleri sebebiyle Fenerbahçe’nin teklifini kabul etmedikleri kaydedildi.

    “BİR İHTİMAL VAR”

    Öte yandan Fenerbahçe’nin bu transfer için hala bir talihi olduğu ve UEFA Avrupa Ligi takımına yazılma talihi kalmayan Medina için Boca Juniors’un istediği üzere oyuncuyu Ocak ayına kadar Boca’da kiralık olarak bırakacak bir formülün Fenerbahçe tarafından kabul edilebileceği belirtildi.

     
  • Afrika’nın en yüksek dağı Kilimanjaro’ya tırmandı

    Bolu’da dağcı Nurhan Cengiz, kız çocuklarının eğitimine katkı vermek emeliyle 5 bin 895 rakımlı Kilimanjaro Dağı’na tırmandı.

    Türkiye Dağcılık Federasyonu Vilayet Temsilciliğinden yapılan açıklamada, Köroğlu Dağcılık ve Tabiat Sporları Spor Kulübü atleti Cengiz’in, Afrika Kıtası’nın en yüksek noktası olan Kilimanjaro Dağı’na tırmandığı belirtildi.

    Açıklamada, Cengiz’in, Türkiye Eğitim Vakfı tarafından kız çocuklarının eğitimine katkı sağlamak gayesiyle hazırlanan proje kapsamında tırmanışını gerçekleştirdiği belirtildi.

  • Beşiktaş, transferi TFF’ye bildirdi!

    Beşiktaş, Benfica’dan takımına kattığı Joao Mario’nun lisansını çıkarttı.

    DETAYLAR BİRAZDAN

  • Altınordu’da Olcay Şahan tezli

    TFF 2’nci Lig takımlarından Altınordu’nun teknik yöneticisi Olcay Şahan, döneme galibiyetle başladıkları için keyifli olduklarını lakin tam ekip olabilmek için biraz daha vakte muhtaçlıkları olduğunu söyledi.

    İç alanda 2-0 kazandıkları İnegölspor maçını kıymetlendiren genç teknik adam, “Ligin birinci maçları güç olur. Biz birinci maçta gol yemeden maçımızı kazandık. Futbolcularımızı ve teknik takımımı kutluyorum. Bizlere dayanak olan ve güçlerini hissettiren taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Biz de galip gelerek onlara hoş bir armağan verdik” diye konuştu.

    Her hafta ekip olarak daha güzel olmak için uğraş edeceklerini lisana getiren teknik işveren Şahan, “Her hafta üzerine koymamız gerekiyor. Kusurlardan ders çıkarıp bir sonraki maçta daha uygun olmak için gayret edeceğiz. Anlık galibiyetler hoş. İnegölspor maçı geride kaldı. Artık hafta sonu Kepezspor ile oynayacağımız maça bakmak zorundayız. O maçtan da galip geleceğimize, yolumuza devam edeceğimize inanıyorum. Şimdi yüzde 60’lar düzeyindeyiz. Yeni bir grubuz. Ahenk sürecindeyiz. Ekip olabilmek için birkaç haftaya daha muhtaçlığımız var” dedi.

  • Dünya rekorunu geliştirmek istiyor

    Dünya hür dalış rekortmeni ulusal sportmen Şahika Ercümen, yeni bir dünya rekoruna imza atmak istediğini bildirdi.

    Antalya Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya nazaran, Kaş ilçesinde düzenlenen 2024 Özgür Dalış (açık su) Outdoor Büyükler Türkiye Şampiyonası, Gençler ve Masterlar Kişisel Türkiye Şampiyonası ile ulusal kadro seçmelerinde 3 altın madalya kazanan Şahika Ercümen, şampiyonanın ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i makamında ziyaret etti.

    Lider Böcek’e dayanaklarından ötürü teşekkür eden Ercümen, idmanlarının büyük kısmını Antalya’da yaptığını belirtti.

    Bir kentin spora ve atlete takviye vermesinin çok manalı olduğunu aktaran Ercümen, “Yeni sportmenler yetiştirmek ismine Antalya’da birtakım çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönem Antalya bölgesinde yeni bir dünya rekoruna imza atmak istiyorum.” tabirini kullandı.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de Şahika Ercümen’in başarılarıyla gurur duyduklarını, dayanak vermeye devam edeceklerini kaydetti.

  • Memphis Depay’a Brezilya’dan kanca!

    Atletico Madrid’den ayrıldıktan sonra boşa çıkan Memphis Depay’a talip çıktı.

    ESPN’de yer alan habere nazaran; Brezilya grubu Corinthians, özgür oyuncu Memphis Depay’ı takımına katmak istiyor.

    2 YILLIK MUAHEDE İSTİYORLAR

    Haberde Brezilya temsilcisinin, oyuncu ile 2 yıllık mukavele imzalamak istediği tabir edildi.

    Öte yandan oyuncu ile Brezilya dışında Arap Yarımadası’ndan da ilgilenen kadroların olduğu yazıldı.

    30 yaşındaki forvet, Atletico Madrid’de 40 maça çıktı ve 13 gol, 2 asistlik performans sergiledi.

  • TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman’dan “Famagusta” dizisine tepki

    ANKARA (İGFA) – TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, Netflix’te yayımlanacak Kıbrıs Rum yapımı “Famagusta” dizisine ilişkin, “Rum tarafının, haksız bir biçimde, gerçeklerden kopuk, sürrealist bir dizi üzerinden Kıbrıs meselesini farklı bir yöne çevirmesini ve bir propagandaya, algı operasyonuyla farklı bir yöne çekmesini asla tasvip etmiyoruz, onaylamıyoruz. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Yayman, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Netflix’te yayımlanacak “Famagusta” dizisine tepki gösterdi.

    Netflix Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Kamu İlişkileri Direktörü Pelin Mavili ile görüştüğünü dile getiren Yayman, kendisini Meclis açıldığı zaman komisyona davet edeceklerini, nasıl bir yol izleyecekleri konusunda konuşacaklarını kaydetti.

    NETFLİX TBMM GELECEK
    Diziyle ilgili Türk milletinin fikrinin net olduğunu işaret eden Yayman, “Sahada kazandığımız başarıyı masada asla kaybetmeyeceğiz. Rum tarafının, haksız bir biçimde ve sürrealist bir dizi üzerinden Kıbrıs meselesini farklı bir yöne çevirmesini ve bir propagandaya, algı operasyonuyla farklı bir yöne çekmesini asla tasvip etmiyoruz, onaylamıyoruz. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır.” diye konuştu.

    MARAŞ AÇILIMINA DİZİYLE CEVAP VERİYORLAR
    Yayman, Maraş’taki evkaf malı olan bölgenin açılmasından sonra bu dizinin Maraş’ta çekilmesinin de çok manidar olduğunu söyledi.

    Maraş’taki kazanımları bir dizi filmle çevirmek isteyen anlayışı onaylamadıklarını belirten Yayman, “Biz halkların kardeşliğine inanıyoruz. Ege Denizi ve Akdeniz’in bir barış, kardeşlik denizi olması gerektiğine inanıyoruz. Rum tarafının Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayan tavrını asla onaylamıyoruz.” şeklinde konuştu.

    DİZİ SEKTÖRÜNÜ GÖREVE ÇAĞIRIYORUM
    Sinema sektörüne seslenen Yayman, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Nasıl ki onlar haksız olan davalarında dizi, film çekip bunun üzerinden propaganda yapıyorlarsa, bizim propaganda yapmamıza da gerek yok. Bizim de gerçekleri anlatarak Erenköy’deki şanlı direnişi, kanlı Noel’i, Muratağa ve Sandallar katliamını anlatmamız lazım. Bunun için Türk dizi, film sektörüne bir çağrıda bulunmak istiyorum; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve komisyonumuz yanınızdadır. Kıbrıs davasının bütün dünyaya ve Avrupa’ya, Rum tarafına anlatılması için desteğimiz daima sizin yanınızdadır.

    Netflix’teki bu dizinin yayınlanmasını asla tasvip etmiyoruz, onaylamıyoruz. Netflix, Türkiye’de en çok abonesi olan platformlardan bir tanesidir. Dünyada da ilk 10’dadır. Böylesine büyük bir pazar olarak görülen Türkiye’nin hassasiyetlerinin, milletimizin hassasiyetlerinin dikkate alınacağını ve bir çözüm üretileceği konusunda ümitvar tavrımızı devam ettiriyoruz. Meselelerin müzakerelerle ele alınması konusunda tavrımız nettir. Kıbrıs’ta sahada kazandığımızı masada kaybedecek değiliz. Rum tarafının algı operasyonlarına ve kara propagandalarına da asla ama asla müsaade etmeyeceğiz. Uluslararası platformlar dahil, Türk milletinin, Kıbrıs Türkü’nün hakkını dün olduğu gibi bugün de savunmaya devam edeceğiz. Çünkü Kıbrıs davası Türk milletinin davasıdır ve Kıbrıs’ta Rum tarafının amacını aşan birtakım makro taleplerinin olduğunu bütün Türkiye bilmektedir.”

    “AK PARTİ YASAKLARA, SANSÜRE KARŞI OLAN BİR PARTİDİR”

    Yayman, dijital bir çağın yaşandığını, buna bağlı olarak gündelik hayattan siyasete kadar bir trolleşmeyle karşı karşıya olduklarını, gerçeklerden kopuk, ne konuştuğunu bilmeyen, sözünün nereye vardığını bilmeyen bir yaklaşımın söz konusu olduğunu belirtti.

    Bu trol siyasetini asla benimsemediklerini vurgulayan Yayman, siyasetçilerin sorumlu davranması gerektiğini söyledi. Yayman, şöyle konuştu:

    “Türkiye’de dijital platformların altyapısının oluşturulması, hukuksal, yönetsel çerçevenin sağlanması, teknolojik altyapının hazırlanması, temsilciliklerin açılması, bir muhataplık ilişkisinin geliştirilmesi ve ulus aşırı dijital şirketlerin Türkiye’de çalışma usullerinin belirlenmesini AK Parti yapmıştır. AK Parti yasaklara, sansüre karşı olan bir partidir. Dolayısıyla biz yasaklamaların, sansürün, engellemelerin bir çözüm olmadığını düşünüyoruz. Fakat son tahlilde özgürlük ile güvenlik dengesinin de korunmasının çok önemli olduğu kanaatindeyiz. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu mesele siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmaktadır. Maalesef dijital ağların, sosyal medyanın yıkıcı etkisi yapıcı etkisinden daha fazladır. Özellikle Arap Baharı sürecinde bunu çok somut olarak yaşadık ve yaşamaya devam etmekteyiz.”

    GERÇEK HAYATTA SUÇ OLAN DİJİTAL DÜNYADA DA SUÇTUR

    Bazı sokak röportajlarına işaret eden Yayman, gerçek hayatta suç olanın dijital dünyada da suç olduğunu, bu nedenle Türk ceza kanunlarına muhakkak uyulması gerektiğini kaydetti.

    Ulus aşırı dijital şirketlerin kendilerini ulus devletin üzerinde görmesini asla kabul etmediklerine dikkati çeken Yayman, şöyle devam etti:

    “Ulus aşırı dijital ağların kendilerini yasamanın, yürütmenin, yargının, toplumların üzerinde görmelerini ve yeni bir dijital tebaa inşa etmelerini asla onaylamıyoruz. Dolayısıyla bizim bu platformların bir özgürlük platformları ve şehirlerin yeni agoraları, yeni özgürlük meydanları olması gerektiği hususunda bir prensip kararımız vardır.

    YENİ DİJİTAL TEBAALAR KURULUYOR
    Türkiye dijitalleşme konusunda dünyada hep ilk onda olan bir ülkedir. Türkiye’nin ne kadar önemli bir dijital ağ kullanıcısı olduğunu, farklı bir ifadeyle aslında ne kadar büyük bir pazar olduğunu da görüyoruz. Dijital ağların bir taraftan özgürlük platformu olarak kendilerini takdim ederken, diğer taraftan topluluk kurallarını ihmal edercesine, kadına şiddet, ötekileştirme, ırkçılık, nefret suçları, bağımlılık, uyuşturucu kullanımının teşvik edilmesi, din karşıtlığı, İslamofobi, dijital mobbing, pedofili, cinsiyetsizleştirme konularında bırakın yerli ve milli normları, evrensel normlara dahi uymamasını asla kabul etmiyoruz.”

    YASAKLAMAK ÇÖZÜM OLMUYOR

    Dijital platformlardaki oyunlara da işaret eden Yayman, “Bu oyunlardaki chat odalarında kontrolsüz birtakım ilişkilerin ve iletişimin kurulduğunu hepimiz biliyoruz. Bu mesele sadece hükümetlerin, devletlerin, kamu görevlilerinin meselesi değil topyekun hepimizin meselesidir. Başta aileler, veliler, öğretmenler olmak üzere hepimizin bu konuda daha bilinçli hareket etmemiz lazım.” dedi.

  • Sakaryalı sporcu altın madalyayla döndü

    SAKARYA (İGFA) –Sakarya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Atletizm sporcusu Ali Turan, Balıkesir’de gerçekleştirilen 16. Geleneksel İsmail Akçay Yol Koşusu’na katıldı.

    İPİ GÖĞÜSLEDİ

    Turan, yarışta gösterdiği üst düzey performansla rakiplerini geride bırakarak ipi ilk göğüsleyen isim oldu ve altın madalyayı kazandı.

    Podyuma çıkarak Sakarya’nın imzasını büyük organizasyona atan Turan, şehrine büyük bir gurur yaşattı.

    SAKARYA’NIN İSMİNİ TAŞIDI

    60-64 yaş gurubunda yarışmaya katılan Turan, daha önce de birçok başarıyla Sakarya’nın ismini atletizmde önemli noktalara taşımıştı.

    Büyükşehir’den yapılan açıklamada, “Sakarya’mızın gururu olan başarılı atletizm sporcusu Ali Turan, aldığı başarıyla göğsümüzü bir kez daha kabarttı. Kürsüye imzamızı atan başarılı sporcumuz tebrik ediyoruz” denildi.

  • Mevsimsel geçişlerde bağışıklık sisteminizi güçlendirin

    BURSA (İGFA) – Eylül ayının başında görülen ani hava değişimlerinin sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirten uzmanlar, gün içinde hava sıcaklıkları arasında ciddi farklılıklar olabileceğini hatırlatarak, sabah ve akşam serinliklerinin vücudun ısı dengesini bozarak bağışıklık sistemini zayıflatabileceğini kaydediyor. Bu nedenle uzmanlar ince giysilerin yanı sıra hafif bir ceket veya hırka taşımanın faydalı olabileceği tavsiyesinde bulunuyor.

    Mevsim geçişlerinde vücut direncini korumak için dengeli beslenmenin ve yeterli sıvı alımının da önemine dikkat çeken uzmanlar , sonbaharda bağışıklık sistemini güçlendirmek için bol bol sebze ve meyve tüketmek gerektiğini vurguluyor.

    Mevsimsel geçişlerin sadece fiziksel sağlığı değil, ruh halini de etkileyebileceğini dile getiren uzmanlar, Eylül ayının sonlarına doğru hissedilen günlerin kısalmasından dolayı gün ışığından mümkün olduğunca faydalanmanın, açık havada yürüyüşler yapmanın ve sosyal aktivitelere katılmanın, ruh sağlığını olumlu etkileyeceğini söylüyor.

  • Yeni dönem kira artışlarında eylül ayı zam oranları belli oldu

    BURSA(İGFA) – TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Ağustos 2024’te enflasyon aylık %2,47, yıllık %51,97 olarak gerçekleşti. Bu rakamlar, Eylül ayı için kira artış oranının belirlenmesinde kritik rol oynadı. Eylül 2024 için kira artış oranı, yıllık %64,91 olarak belirlendi. Örnek bir hesaplama yapmak gerekirse, önceki kirası 15.000 TL olan bir kiracı, Eylül ayında %64,91 oranında bir artışla 9.736,5 TL ek ödeme yapacak ve yeni kira tutarı 24.736,5 TL’ye yükselecek.

    “ARTIK KİRANIN ALTINDAN KALKAMIYORUZ”

    Kira artışlarının TÜFE’ye göre belirlenmesi, özellikle büyük şehirlerde yaşayan kiracıları zor durumda bırakıyor. Artış oranlarının yükselmesi, birçok haneyi ekonomik anlamda zorluyor. Bursa’da yaşayan Ahmet Yılmaz, yeni düzenleme sonrası karşılaştığı kira artışı hakkında şunları söyledi:

    “Geçen yıl bu zamanlar 10.000 TL kira ödüyordum. Şimdi bu rakam neredeyse iki katına çıktı. Yeni oranlar açıklandığında kira artışının bu kadar yüksek olacağını tahmin etmiyordum. Ailemle birlikte zorlanıyoruz. Diğer masrafları da düşününce, kiranın altından kalkmamız imkansız hale geldi. Bir yandan kiralık daire arıyorum ama maalesef fiyatlar her yerde çok yüksek. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.”

    KİRACILAR ZORDA, EV SAHİPLERİ DENGE ARAYIŞINDA

    Kira artışlarının TÜFE’ye göre yapılması, ev sahiplerinin enflasyona karşı gelirlerini koruma altına almasına yardımcı olurken, kiracıları da zorlu bir ekonomik mücadeleye itiyor. Kiralar, özellikle İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir gibi büyük şehirlerde ciddi oranlarda artış gösterdi. Bu durum hem ev sahipleri hem de kiracılar arasında denge arayışını beraberinde getiriyor.

    Kira artışlarının her ay değişkenlik göstermesi, gelecekteki ekonomik koşulların da belirsizliğini arttırıyor. Önümüzdeki aylarda açıklanacak enflasyon oranları kiracılar için yeni zorlukların kapısını aralarken, ev sahipleri de gelirlerini korumak için artış oranlarını yakından takip ediyor.

  • Atabay İlaç ve Kimya 85’inci yılında

    İSTANBUL (İGFA) – Türkiye’nin en köklü ilaç üreticilerinden biri olan Atabay İlaç ve Kimya 85 yaşında. Atabay İlaç ve Kimya, 1939 yılından bu yana “geçmişten geleceğe sağlık” bilinci ile uçtan-uca yerli üretime odaklanıyor, halk sağlığı için çalışıyor. İlaç etkin maddeleri üretiminde yüzde 95’e ulaşan oranlarda yurt dışına bağımlı olan ülkemizde yüzde 100 yerli ilaç geliştirmeyi hedefleyen Atabay, yenilikçi projelerle sektörde fark yaratıyor. Atabay’ın Türkiye’nin en önemli ilaç etkin maddesi ve ilaç üreticilerinden biri olduğunu belirten Atabay İlaç ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Atabay Taşkent, “Eczacısı, hekimi, hemşiresi, ilaç üreticisi, kalite kontrol laborantı, kalite güvence uzmanı, Ar-Ge uzmanı, teknikerler, teknisyenler, hep beraber sağlıklı toplum konusunda sorumluluk alıyoruz. Atabay’da her nesil el birliğiyle halkımızın sağlığı için çalışıyor. Hedefimiz ülkemizde teknolojik know-how geliştirerek etkin madde üretim başarılarımızı birçok alana yaymak ve yerli ilaç üretimini ileriye taşıyarak, ilaçta dışa bağımlılığı azaltmak. Bu alandaki faaliyetlerimizi ve Ar-Ge çalışmalarımızı sürekli ileriye taşıyoruz. Bizden sonra gelecek nesillerin de şirketimizin değer ve hedeflerini daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz” dedi.

    HALK SAĞLIĞI İÇİN GEREKLİ İLAÇLARIN SÜREKLİ BULUNABİLİRLİĞİNİ SAĞLIYOR

    Atabay İlaç ve Kimya küçük molekül, bitkisel ve biyoteknolojik ilaç etkin maddeler (API) ve müstahzar ilaç konusunda Ar-Ge çalışmaları yürüten, ilaç ve aşı geliştirmek için hekimler, eczacılar, start-up’lar ve üniversitelerle iş birliği yapan, uçtan uca ilaç geliştirme değer zincirine liderlik ederek halk sağlığı için gerekli ilaçların sürekli olarak bulunabilirliğini sağlayan üçüncü nesil bir aile şirketi. İnsan sağlığını ve tabiatın korunmasını temel alan Atabay, halkın ihtiyacı olan ilaçları geliştiriyor ve ekonomik bir şekilde üretiyor. Bu işi vatani görev olarak gördüklerini dile getiren Zeynep Atabay Taşkent, “Parasetamol, Oseltamivir, Asetilsisteyn ham maddelerinin geriye dönük entegrasyonu ve zamanla geliştirilen iyi sentez yöntemi sayesinde bu ürünlerde Avrupa ve yakın coğrafyadaki tek üretici konumundayız. Bu ham maddeleri 67 ülkeye ulaştırıyoruz. Biyoteknolojik ilaç ve aşı geliştirmede Türkiye’de Ar-Ge yatırımı yapan ve insan kaynağı yetiştiren öncü firmalar arasındayız. İhtiyaç duyan her haneye girebilecek ilaçlar geliştirerek, Türkiye’yi ilaç açısından bağımsız kılmak hedefiyle çalışıyoruz” diye konuştu.

    “KÂRIMIZI ÜRETİM TESİSİ, ÜRÜN GELİŞTİRME VE AR-GE İÇİN AYIRIYORUZ”

    Zeynep Atabay Taşkent sözlerine şöyle devam etti: “İlaç geliştirme sürecine uçtan uca yatırım yapıyoruz. Kârımızı üretim tesisi, ürün geliştirme ve Ar-Ge için ayırıyoruz. Yerli ilaç etkin maddesi üretim kapasitemizi arttırmak üzere Teknoloji Odaklı Sanayi Hamle Programı’nda proje yürütüyoruz. 2019 senesinde Acıbadem Ar-Ge Tesisimiz için ve 2022’de ise Gebze Ar-Ge Tesisi için T.C. Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’ndan akreditasyon aldık. İkinci Ar-Ge merkezimizde küçük molekül, biyoteknoloji, aşı ve Geleneksel Bitkisel Tıbbı Ürün (GBTÜ) üzerine yeni ilaç etkin maddeleri (API) geliştiriyoruz. Pandemi döneminde Covid-19’a karşı mücadelede geliştirdiğimiz ilaç, aşı ve Ar-Ge yatırımlarıyla 2020 senesinde ‘Turkish Time Ar-Ge 250’ sıralamasında 75’inci sırada yer alarak zor dönemlerde de halkın ihtiyacı olan ilaçları karşılamak üzere çıktığımız yolda, kararlılığımızı bir kere daha göstermiş olduk.”

    İSO’NUN EN BÜYÜK İLAÇ FİRMALARI ARASINDA 6’NCI SIRADA

    İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO), “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nda en büyük ilaç firmaları arasında 6’ncı sırada yer alan Atabay, tüm tesislerinde Sağlık Bakanlığı tarafından GMP (İyi Üretim Uygulamaları) onayına sahip. 150’nin üzerinde beşeri, tarım ve veteriner ilaç etkin maddesine imza atan Atabay, tesislerindeki özel antibiyotik, şurup, steril üretim, toz dolum, tablet ve kapsül hatlarıyla yaklaşık 300 milyon kutu kapasitesine ulaşarak, ülkemizde iç piyasaya en fazla üretim yapan tesisler arasında yer alıyor. Atabay Biyoteknoloji, ülkemizde aşı üretim iznine sahip T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan GMP onayı almış 5 tesisten ve mikrobiyal biyobenzer üretim iznine sahip 3 tesisten biri. TÜBİTAK destekli İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (IBG) tarafından Covid-19 pandemisi için geliştirilen ve bir platform aşı teknolojisi olma açısından çok kritik olan ‘Rekombinant Protein RBD Subunit Aşısı’, GMP onaylı Atabay Biyoteknoloji Tesisi’nde klinik çalışmalar için üretiliyor. Türkiye’nin 10 üniversitesi ile kamu-üniversite-sanayi iş birliği projeleri geliştiren Atabay, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile stratejik Ar-Ge projeleri yürütüyor. Ayrıca üniversite Sanayi İş birliği Merkezi Platformu- ÜSİMP’e üyeliği sayesinde ülkemizdeki birçok Üniversite Teknoloji Transfer Ofisi ve Teknoparkı ile iş birliklerini güçlendiriyor.

    YENİLİKÇİ ÜRÜN VE İHRACAT ÇALIŞMALARINA HIZ KAZANDIRDI

    Atabay İlaç ve Kimya, müstahzar ürün gamında Beta laktam antibiyotik, steril infüzyon, steril kullanıma hazır şırınga, tablet, toz dolum ve şurup tesislerinde hem yurt içine hem de yurt dışına üretim yapıyor. 2020 senesinde yapılan modernizasyon atılımı ile üretim tesisleri için EU GMP, Kanada GMP onaylarını alarak ihracat kapasitesini artıran Atabay, aynı zamanda T.C. Sanayi Teknoloji Bakanlığı Hamle Programı ile ilaç etkin madde (API) üretim tesisi modernleşmesi ve yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi çalışmasını da hızlandırdı. Atabay, stratejik olarak gördüğü bu alanda; dünyada gelişebilecek doğal afet, ekonomik kriz ve politik durumlardan bağımsız bir şekilde ülkemizde ve yurt dışında ilaç ihtiyacını karşılayabilmeyi hedefliyor.

  • Manisa İlyaslar’da AAT’nin geçici kabulü yapıldı

    MANİSA (İGFA) – Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, geleceğe yatırım yapmaya devam ediyor.

    MASKİ tarafından Kırkağaç ilçesi İlyaslar Mahallesine inşa edilerek atıksu arıtımına başlanan İlyaslar Atıksu Arıtma Tesisi’nin geçici kabul işlemleri tamamlandı. MASKİ Genel Müdürlüğüne bağlı teknik ekip, İller Bankasından gelen teknik heyet ile birlikte kabul işlemlerini gerçekleştirdi. Tesisteki tüm üniteler incelenerek, giriş ve çıkış suyundan numune alındı. 29.5 milyon TL yatırım bedeli ile faaliyete alınan ve günlük 300 metreküp atıksu arıtımı yapılan çevre dostu tesis, 1 yıl süreyle yüklenici firma tarafından işletilmesinin ardından MASKİ bünyesine geçerek Atıksu Arıtma Dairesi Başkanlığınca çalıştırılacak.

    Geçici kabulü yapılan İlyaslar AAT ile ilgili açıklamalarda bulunan Atıksu Arıtma Dairesi Başkanı Onur Artan, “29.5 milyon Liralık bütçeyle İlyaslar mahallemize çevre dostu atıksu arıtma tesisi kazandırdık. İller Bankasından gelen teknik heyetimiz de tesisimizin geçici kabulü işlemini tamamladı. Tesisin işletimi 1 yıl süresince yüklenici firma tarafından yürütüldükten sonra, önümüzdeki yıl Genel Müdürlüğümüz bünyesinde devam edecek. Doğal yaşamın ve biyolojik çeşitliliğin devamının sağlanmasında büyük rolü olan çevreci tesislerimizle, Manisa’mızın doğasını korumak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

  • Boyner Grup ‘İyi İşler’le 10 Yıldır Kadın Girişimcilerin Yanında “İyi işler” 10. Dönem Başvuruları Başladı

    Bugüne kadar 160’tan fazla kadın girişimcinin mezun olduğu projenin 10. Dönem başvuruları ise 11 Ekim tarihine kadar KAGİDER’in web sitesi üzerinden yapılabilecek.

     

    Boyner Grup ve KAGİDER iş birliği ile sürdürülen “İyi İşler: Gıda ve Elektronik Dışı Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı” 10. yılında da Türkiye’nin dört bir yanından kadın girişimcileri bekliyor.   Her yıl 20 kadın girişimcinin başvurusu hedeflenen İyi İşler projesinin 10. dönem başvuruları ise 4 Eylül’de başlıyor.

    Kadın Girişimciler Güçleniyor

     

    2015 yılında hayata geçirilen ve dünya çapında takdir toplayan İyi İşler projesi, kadın girişimcilere sağladığı ekonomik ve sosyal faydalarıyla dikkat çekiyor. Proje, 2016 yılında New York’ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Kadınların Güçlenmesi Prensipleri Toplantısı’nda örnek program olarak anlatılmış ve Dünya Bankası’nın küresel “SheWorks” raporunda da iyi bir örnek olarak sunulmuştu. 2015 yılından bu yana sürdürülebilir bir şekilde devam eden İyi İşler projesinin 10. yılında da hedef, daha fazla kadın girişimciyi destekleyerek istihdam ve ekonomiye katkı sağlamak. 

     

    Tekstil, hazır giyim, ayakkabı, çanta ve aksesuar sektörlerinde faaliyet gösteren kadın girişimciler ve tedarikçilere sürdürülebilir iş modelleri ile işletme kapasitelerini artırmak için yol gösteren İyi İşler projesi aynı zamanda iletişim, stratejik planlama, büyüme ve yeni yatırımlar için finans kaynakları, sözleşme ve iş hukuku, borçlar ve vergi hukuku gibi 21 farklı konuda da 9 haftalık kapsamlı bir eğitim veriyor. Bugüne kadar 100 eğitmenle 500 saate yakın eğitimlerin verildiği projeyi başarıyla tamamlayarak “İyi İşler” sertifikalarını almaya hak kazanan kadın girişimciler, Grup’un online kanallarından da faydalanıyor. İyi İşler girişimcileri, Boyner Grup’un milyonlarca müşterisine ulaşıp pazara erişim ve tanıtım faaliyetlerinden yararlanabiliyor.

     

    “Kadınlarla birlikte ‘İyi İşler’ yapıyoruz”

     

    Boyner Grup İcra Kurulu Üyesi, Strateji ve İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Elif Ateşok Şatıroğlu, 

    Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın ilk koşulunun kadınların da ekonomik sisteme dahil edilmesi olduğunu vurgularken şöyle devam ediyor: “Boyner Grup olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda sağlamak çalışma ilkelerimizin odağında yer alıyor. Türkiye’de kadın çalışan oranı yüzde 47, icra kurulundaki kadın oranı yüzde 50 olan tek şirket olarak ‘İyi İşler’le de kadın girişimcileri ve çalışanları desteklemeyi bir proje olarak değil, sorumluluk olarak görüyoruz.  2015 yılında başlattığımız İyi İşler projesinde şimdiye kadar 160’tan fazla kadın girişimciyi mezun ettik. Projeye katılan her kadın girişimci kendi çevresinde bir istihdam ekosistemi yaratıyor. Mezun olan kadın girişimcinin yarattığı istihdam sayısı da 1800 kişiden fazla. 10 yıldır Türkiye’nin farklı bölgelerinden kadınlarla yürüdüğümüz bu yolculukta elde edilen başarı bizler için de gurur verici. İyi İşler’le kadınlara yalnız yürümek zorunda olmadıklarını göstererek onların da çevresindeki kadınlara da cesaret vermesini istiyoruz. 2015’ten beri oluşturduğumuz bu kız kardeşlik bağının her sene daha da güçlenerek başka kadınların hayatına da iyi gelmesini hedefliyoruz. Bu yüzden Boyner Grup olarak hayatın her alanında iş hayatına katılmak isteyen kadınların yanında olmaya devam edeceğiz.” 

     

     

     

    KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu

     

     

    ‘’ Kadın Girişimcilerle Ekonomiye Güç Katıyoruz’’

     

    KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu; “KAGİDER olarak, Boyner Grup ile iş birliği içinde yürütülen ‘İyi İşler’ projesinin 10. yılında yer almaktan büyük bir gurur duyuyoruz. 2015 yılında başladığımız bu projede, kadın girişimcilerin iş dünyasında daha güçlü bir şekilde yer alması, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları ve fırsat eşitliğini desteklemeleri için önemli adımlar atıyoruz. ‘İyi İşler’ projesi, yalnızca kadın girişimcilerin kişisel ve profesyonel gelişimini desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına da katkıda bulunuyor. Proje, kadınların iş dünyasında daha etkin ve söz sahibi olmalarını sağlayarak, onların kendi girişimlerini kurmaları ve büyütmeleri için gereken bilgi ve desteği sunuyor. Bu süreçte, kadın girişimcilerimizin yaratmış olduğu istihdam ve ekonomik katkılar, bizler için büyük bir başarı ve ilham kaynağıdır. ‘İyi İşler’ projesi ile kadınların sadece kendi hayatlarını değil, çevresini de olumlu bir şekilde etkilemeye devam edeceklerine inanıyoruz. Bu projeyi, kadın girişimcilerin başarılı hikayeleri ve yaratıcı çözümleriyle daha da ileriye taşıyacağız.” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gebze Engelsiz Yaşam Merkezi son şeklini aldı

    Özel bireylere ve ailelerine her alanda destek vermeye devam eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi hizmette sınır tanımıyor. Sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinliklerle özel bireylerin hayata katılımını sağlayan Büyükşehir, bu kapsamda Gebze’de projelendirdiği Engelsiz Yaşam Merkezi’nde hızlı bir ilerleme kaydediyor. Büyükşehir tarafından özel bireylerin sosyalleşmesi ve hayatta daha aktif rol alabilmesi için projelendiren Gebze Engelsiz Yaşam Merkezi, Gebze Millet Bahçesi’nde hizmete girecek.  

     

    FİZİKİ İLERLEME YÜZDE 70

    İlerleme oranında yüzde 70 seviyesine gelindiği Gebze Engelsiz Yaşam Merkezi’nde tüm blokların betonarme imalatları tamamlandı.  Ön cephe hariç yan ve arka cephe çevre perde beton imalatları ile G ve H blok hariç bütün blokların kenet çatı imalatları bitirildi. H blokta ahşap karkas tamamlanırken, G blokta çelik çatı imalatı devam ediyor. Asma tavan imalatlarının devam ettiği projede B blok ve iç bahçenin doğramaları takıldı. Tüm bloklarda duvar imalatları tamamlandı, alçı ve sıva çalışmaları ise son aşamaya geldi. Yapıda şuan elektrik ve mekanik çalışmalar devam ediyor.

     

    YETENEKLERİNİ KEŞFEDECEKLER

    Özel bireylerin sosyal, kültürel ve sanatsal hizmetlerinden faydalanabilecekleri Gebze Engelsiz Yaşam Merkezi’nde her şey en ince detayına kadar düşünüldü. Buna göre merkezde engelli bireylerin kendilerini geliştirebilecekleri, ilgi duydukları ve yetenekli oldukları alanlarda eğitim almalarını sağlayabilecek atölyeler yer alacak. Buna göre 5 adet otizm grup eğitim odası, 7 adet otizm bireysel eğitim odası, duygu bütünleme odası, psikiyatri, oyun odası, uygulama evi, bilişim ve resim atölyesi, el sanatları atölyesi, okuma ve oyun atölyesi, dans atölyesi, müzik-mutfak atölyesi, erkek-kadın hidroterapi havuzu (2 adet havuz güvertesi), 2 adet gündüz bakım odası, 3 adet erken çocuk bireysel odası, oyun odası, duyu bütünleme odası, erken çocuk grup odası ve 2 adet uyku odası özel bireylere hizmet verecek.

    ÇOK AMAÇLI SALON VE KÜTÜPHANE

    Gebze Engelsiz Yaşam Merkezi’nde ayrıca spor salonu, bay-bayan engelli soyunma duş, mescit, aile danışmanlığı, psikiyatrı, toplantı odası, arşiv, 4 adet bireysel derslik, yemekhane, mutfak atölyesi, idari personel, aile eğitim birimi, idari sorumlu, elektrik odası, öğretmenler odası, akıl ve zekâ oyunları atölyesi, 5 adet derslik, çok amaçlı salon, kütüphane ve bireysel derslikler yer alacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gedik Yatırım ve Inveo Ventures, sermaye piyasalarında dönüştürücü etkiye sahip yapay zekaya yatırım yapıyor

    Inveo Yatırım Holding CEO’su Onur Topaç, “Yapay zeka, tüm paydaşlar adına daha sürdürülebilir bir finansal ekosistem yaratmak için büyük fırsat sunuyor” dedi.

     

    Yapay zeka alanındaki yenilikler hemen her sektörü ve insanlığın geleceğini şekillendirmeye devam ediyor. Finansal hizmetlerden sağlığa, eğitimden e-ticarete, tarımdan lojistiğe kadar yapay zekanın etki alanı giderek genişliyor. Sürekli gelişen bu teknoloji, verimliği ve kullanıcı deneyimini iyileştirmede önemli rol oynuyor. Son yıllarda sermaye piyasalarında da yapay zekanın çeşitli kullanım senaryolarının gündeme geldiğini belirten Inveo Yatırım Holding CEO’su Onur Topaç, Gedik Yatırım ve Inveo Ventures öncülüğünde yapay zekayı yakından takip ettiklerini ve öncü olmak için yatırım yaptıklarını söyledi.

     

    Yapay Zeka’ birimini kuran ilk şirket

     

    Gedik Yatırım’ın sermaye piyasalarında ‘Yapay Zeka’ birimini hayata geçiren ilk kurum olduğunu dile getiren Onur Topaç, bu alandaki yeni gelişmeleri ve teknolojileri iş süreçlerine entegre ederek sektörde öncü bir rol üstlendiklerini söyledi. Gedik Yatırım Yapay Zeka birimi, veri analitiği, makine öğrenimi ve büyük dil modelleri gibi çözümleri kullanarak stratejiler geliştiriyor ve yatırımcılara kişiselleştirilmiş hizmet sunulmasına imkan veriyor. 

     

    Gedik Yatırım ayrıca 2023 yılında, GYT Teknoloji adıyla Teknopark’ta bir teknoloji şirketi kurdu. Onur Topaç, bu şirketle sermaye piyasalarında teknolojide öncü işler yapmayı ve ürün ihraç etmeyi amaçladıklarını kaydetti.

     

    “Gelecekte, yapay zekanın sermaye piyasalarında daha da yaygınlaşması ve derinlemesine entegrasyonu, sektördeki rekabeti ve verimliliği artırırken, aynı zamanda yeni fırsatlar ve değişimler doğuracaktır” diye konuşan Onur Topaç, piyasa oyuncularının bu teknolojilere uyum sağlaması ve değişen dinamiklere ayak uydurmasının rekabet avantajı elde etmek için kritik önem taşıdığını dile getirdi. Topaç ayrıca, bu yeniliklerin etik ve düzenleyici zorunlulukları da beraberinde getirdiğini vurguladı.

     

    Inveo Ventures’tan yapay zeka odaklı stratejik yatırımlar

     

    Yapay zekanın dönüştürücü gücüne Inveo Ventures yatırım yapıyor. Onur Topaç, “Inveo Ventures olarak, yapay zekanın girişimcilik ekosistemine getirdiği yenilikleri yakından takip ediyor ve ekosisteme değer katmayı hedefliyoruz” dedi. Inveo Ventures’ın portföyünde yer alan B2Metric, Novus ve Cerebrum Tech şirketleri, yapay zeka tabanlı çözümlerle pazarlama, satış, finans, müşteri destek, müşteri analizi, görüntü işleme ve nesnelerin interneti gibi çeşitli sektörlerde yenilikçi uygulamalar geliştiriyor. Onur Topaç, “Portföyümüzdeki bu şirketler, teknolojik ilerleme ve sektörel yeniliklere öncülük ederek, daha sürdürülebilir bir finansal ekosistem inşa etme vizyonunu destekliyor” diye konuştu.

     

    Sektörel analizlerle geleceğe ışık tutuyor

     

    Onur Topaç ayrıca, Inveo Ventures’ın yapay zeka teknolojilerinin iş dünyasını ve sektör dinamiklerini nasıl dönüştürdüğünü ele alan sektörel analiz ve raporlar yayımladığı bilgisini paylaştı. Topaç, “Amacımız; yapay zeka alanında dünyadaki gelişmeleri yakından takip edip, doğru trendleri tespit etmek, doğru kullanım alanlarını öngörerek doğru yatırımlar gerçekleştirebilmek. Son zamanlarda yükselen yapay zeka çılgınlığında, doğruyu tespit edebilmek çok kıymetli olacak” dedi.

     

    Inveo Ventures Yapay Zeka Ekibi tarafından hazırlanan raporda yapay zekanın, diğer tüm sektörler için tamamlayıcı ve destekleyici bir teknoloji olduğu belirtilirken, kendi başına ayrı bir sektör olmasının yanı sıra diğer tüm sektörlerden bu kadar çok beslenebilmesinin, gelişimi adına en kritik nokta olduğu vurgulandı. Yapay zekanın geldiği son noktayı temsil eden Üretken Yapay Zeka’yı iş operasyonlarına ve günlük hayata entegre etmenin önemli olduğu kaydedildi. Raporda, dünyanın önde gelen şirketlerinin yapay zeka teknolojilerini nasıl kullandıkları da ayrıntılı olarak ele alındı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başa dön tuşu