Gün: 6 Eylül 2024

  • Monster Notebook’tan Yapay Zekâ Destekli Güç: Intel Arc A770 16 GB Ekran Kartı Satışa Sunuldu!

    Üstün performans ve verimlilik sağlayan ürünleriyle sektörde fark yaratan marka, Monster Intel Arc A770 16 GB ekran kartını satışa sundu. Yapay zekâ desteğiyle görsel deneyimi farkı bir boyuta taşıyan ürün, oyun performansını kusursuzlaştırıyor.   

     

    Yenilikçi ürünleriyle kullanıcılarına güç ve kaliteyi bir arada sunan Monster Notebook, oyun dünyasında oyuncuların ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünlerle ekosistemi genişletmeye devam ediyor. Güç ve performansa dayalı cihazların yanı sıra satışa sunulan Monster Intel Arc A770 16 GB ekran kartı, oyunseverlere benzersiz bir görsel deneyim sunuyor. Oyun deneyimini zenginleştiren ekran kartı, yapay zekâ desteğiyle görüntü kalitesinden ödün vermeden eğlenceyi doruklara taşıyor.  

      

    Monster Notebook ekosistemi genişliyor

     

    Bütün oyuncuların tercihlerine uygun yüksek performanslı cihazlar geliştiren Monster Notebook, sektörde farklılaşan teknolojileriyle öne çıkıyor. Abra, Tulpar, Semruk, Markut ürünlerinin yanında Huma ürünleriyle de geniş bir kitleye seslenen marka, oyun dünyasına yeni bir soluk katıyor. Yüksek performans sunan oyun bilgisayarlarının yanı sıra Pusat aksesuar ürünleriyle de ekosisteminin tamamlanmasını sağlayan Monster Notebook, piyasaya sunduğu ekran kartıyla oyun dünyasında değişimin öncüsü oluyor. Olağanüstü performans ve sürükleyici görsel deneyim yaşanmasını sağlayan Monster Intel Arc A770 16 GB ekran kartı, oyun tutkunlarına yeni bir deneyim sunuyor.   

     

    Monster Intel Arc A770 16 GB ekran kartı görsel şölen sunuyor

     

    Ürün portföyünü oyun performansının her alanını kapsayacak şekilde genişleten Monster Notebook, teknoloji tutkunlarına yenilikler sunuyor. Intel XeSS teknolojisiyle rekabetçi oyunlarda 2K çözünürlüğe kadar yüksek performans elde etmeyi sağlayan ekran kartı, oyun deneyimini farklı bir boyuta taşıyor. XMX teknolojisi sayesinde de görüntü işleme sürelerinin kısalmasına yardımcı olan Monster Intel Arc A770 16 GB ekran kartı, yüksek çözünürlükte 60 FPS’nin (saniyede ekrana aktarılan kare/görüntü) üzerinde hız sağlıyor. Yapay zekanın gücünü arkasına alan ekran kartı, oyunların daha sürükleyici olmasını sağlarken, görsel deneyimi benzersiz kılmaya aracılık ediyor. Monster Intel Arc A770 16 GB ekran kartı, Monster Notebook’un resmî web sitesinde ve deneyim mağazalarında satışa sunuldu. Ürün, 16 GB bellek desteğiyle yüksek çözünürlüklü oyunlar ve video düzenleme gibi grafik yoğun işlemlerde büyük avantaj sağlıyor.

     

    “Oyun dünyasına şekil veriyoruz”

     

    Oyun ekosistemlerini yenilikçi teknolojilerle genişlettiklerini belirten Monster Notebook Global Pazarlama Direktörü Birol Sülük, “Monster Notebook olarak her oyun türüne ve her meslek profesyoneline uygun yüksek performanslı bilgisayarlarımızı geliştirmeye devam ediyoruz. Ürün portföyümüz sadece bilgisayarlarımızla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda Pusat aksesuar ürünlerimizle de kullanıcıların oyun ekosistemlerini kolaylıkla tamamlamasına yardımcı oluyoruz. Bizi farklı kılan ürünleri geliştirerek kullanıcılarımızı özel kılmak amacını taşıyoruz. En son teknolojileri kullanıcı odaklı bir yapıyla portföyümüze ekliyor, teknolojik deneyimdeki seviyeyi yukarılara taşıyoruz. Portföyümüze kattığımız ve kullanıcılarımızın beğenisine sunduğumuz Monster Intel Arc A770 16 GB ekran kartımız, canavarın dünyasını geliştirmeye devam edecek. Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıran, kolaylaştırırken eğlendiren ve gerektiğinde güce hükmetmelerini sağlayan ürün çeşitliliğimizi genişletmeye devam edecek ve bu alandaki yatırımlarımızı sürdüreceğiz.” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Muhittin Böcek Elmalı’da Haluk Levent konserine katıldı

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 672. Tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen etkinliklere katıldı. Elmalı’nın önemine değinen Başkan Böcek, “Elmalımızın 60 mahallesinde 5 yılda yapmamız gereken ne varsa yaptık. Bir 5 yıl daha sizlerin emrinde olmaya, Elmalımız için azimle gururla çalışmaya devam edeceğim” dedi. 

     

    Türk’ün ilk er meydanı Elmalı’da bu yıl 672’ncisi gerçekleştirilecek olan Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri Kültür ve Sanat Etkinlikleri, Haluk Levent Konseri ile başladı. Elmalılıların yoğun ilgi gösterdiği geceye Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, meclis üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. 

    “HEMŞEHRİLERİMİZİN EMRİNDEYİZ”

    Elmalı’da olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Elmalı’nın kadim bir şehir olduğunu söyledi. Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk ile birlikte Elmalı için çalıştıklarını söyleyen Başkan Böcek, “Elmalımızın 60 mahallesinde 5 yılda yapmamız gereken ne varsa yaptık. Halil kardeşimle beraber bundan sonra da azimle, gururla 5 yıl da sizlerin emrinde olmaya devam edeceğiz. Oy veren vermeyen bütün hemşehrilerimizin emrindeyiz. Biz demokrasi inancımızla herkese sahip çıkacağız. 5 yıl sizlerle beraber iyi günümüzde kötü günümüzde sizlerle beraber olacağız” dedi. 

    HALUK LEVENT ŞARKILARIYLA COŞTURDU

    Gecede konser veren Haluk Levent şarkılarını Elmalılılar ile birlikte seslendirdi. Haluk Levent konser sırasında sık sık sahneden inerek seyircilerin arasına gitti. Levent, hem esprileri hem de şarkılarıyla Elmalı halkının gönlünü fethetti. Anadolu Rock’ının sevilen ismi Haluk Levent gecede sevilen şarkılarının yanı sıra marşlar da seslendirdi. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Efes Selçuklular “Atatürk” ile duygulandı

    Efes Selçuk Belediyesi, Zafer Haftası etkinlikleri kapsamında İstasyon Meydanı’nda düzenlediği Yazlık Sinema Gecesi ile vatandaşlara duygusal anlar yaşattı.

    Ünlü oyuncu Aras Bulut İynemli’nin başrolünü üstlendiği dönem filmi “Atatürk 1881-1919 (1. Film)” 3 Eylül Salı akşamı, devam filmi “Atatürk 1881-1919 (2. Film)” ise 4 Eylül Çarşamba akşamı İstasyon Meydanı’nda kurulan dev ekranda Efes Selçuklularla buluştu.

    Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğundan başlayarak Millî Mücadele’nin liderliğine kadar geçen süreci anlatan etkileyici film serisi, Atatürk’ün silah arkadaşlarıyla verdiği mücadeleyi ve Kurtuluş Savaşı’na giden yolda yaşananları izleyicilere Atatürk’ün bakış açısından aktardı. Film serisi, Efes Selçuklu vatandaşların yanı sıra çevre ilçelerden gelen ziyaretçilerin de büyük beğenisini kazandı.

    26 Ağustos’tan 8 Eylül’e uzanan süreçte düzenlenen etkinlikler kapsamında Atatürk filminin gösteriminin yapılmasının öneminde değinen Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “Büyük Taarruz’un yıl dönümünden başlayıp Efes Selçuk’un kurtuluşuna kadar uzanan süreçte birçok etkinlik düzenledik. Bu etkinliklerin, içerdiği tarih aralıklarının ruhuna, dokusuna uygun etkinlikler olmasına özen gösteriyoruz. Bu bağlamda, Yazlık Sinema Geceleri etkinliğinde “Atatürk” filmini her yaştan Efes Selçuklu birlikte izledi. Gösterime katılan herkese teşekkür ediyorum” dedi. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çim Konserleri’nde “Motive” rüzgarı

    İzmir Enternasyonal Fuarı’nın gelenekselleşen Çim Konserleri kapsamında sahne alan rap şarkıcısı Motive, sevilen şarkılarını İzmirliler için seslendirdi. Gençlerin büyük ilgi gösterdiği konserde coşku büyüktü.

    Son dönemlerin sevilen rap şarkıcısı Motive, İzmir Enternasyonal Fuarı’nda düzenlenen Çim Konserleri’nde sahne aldı. “SWIM” parçasıyla sahneye çıkan şarkıcıya alanı dolduran binlerce genç eşlik etti. Konser boyunca şarkılara eşlik ederek dans eden gençler unutulmaz keyifli anlar yaşadı.

    Çim Konserleri devam ediyor

    Çim Konserleri 5 Eylül’de (bugün) Mahsun Kırmızıgül,  6 Eylül’de Hayko Cepkin, 7 Eylül’de Derya Bedavacı, 8 Eylül’de Sakiler ile devam edecek.  İzmir’in düşman işgalinden kurtuluş günü olan 9 Eylül’de ise Haluk Levent sahne alacak.

    Alternatif Sahnede Alternatif Rock

    Fuarın Alternatif Sahne konserlerinde sevilen Rock grubu Redd sahne aldı. Konser büyük çoğunluğu gençlerden oluşan müzikseverler tarafından büyük beğeni topladı. Alternatif Sahnede 5 Eylül’de Şanışer ve Sokrat ST, 6 Eylül’de Ceylan Ertem, 7 Eylül’de Yedinci Ev, 8 Eylül’de Can Gox sahne alacak.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Nesli Tükenmekte Olan Son Endemik Türleri Keşfe Çıkartan 2 Bölümlük ‘Vahşi Vietnam’ 7 Eylül Cumartesi Günü 20.00’de National Geographic WILD Ekranlarında!

    Vietnam’ın kuzey dağlarından tropik Mekong Deltası’na, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan son endemik türleri keşfe çıkartacak iki bölümden oluşan “Vahşi Vietnam”, 7 Eylül Cumartesi 20.00’de National Geographic WILD ekranlarına geliyor.

    Ödüllü yönetmenlerden nefes kesen belgeselleri, vahşi yaşamın gözler önüne serildiği kaliteli yapımları Türk izleyicisi ile buluşturan National Geographic WILD kanalını 

    D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Prof. Dr. Melda Üner: Türkiye’de Her 100 Kişiden Yalnızca 4’ü Kitap Okuyor!

    Dünya Okuma Yazma Günü ya da Uluslararası Okuryazarlık Günü, Unesco’nun, 1960’ların başından beri gündeminde yer alan düşük okuryazarlık oranına dikkat çekmek amacıyla 1966 Genel Konferansı’nda 8 Eylül olarak belirlediği özel gün. 1967’den beri her yıl 8 Eylül’de dünya çapında düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanan Okuryazarlık Günü, toplumların bu konudaki farkındalığını artırmak ve böylece okuma yazma eğitimini yaygınlaştırmak, sorunlara çözüm bulmak amacına hizmet ediyor. 

    Yeditepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Melda Üner, bu özel güne dair şunları söylüyor: 

     

    “Unesco yıllar içinde birkaç defa “okuryazarlık” kavramını tanımlamıştır. 1951’de Görevli Uzmanlar Komitesi’nin yaptığı tanımla “Okuryazar, günlük yaşamı ile ilgili basit ve kısa bir cümleyi anlayarak okuyup yazabilen kişidir. Bu tanıma göre okuryazar basit kodlama becerisine sahip olmalıdır. Daha sonra yapılan tanımlarda ekonomik ve kültürel yapıları güçlendirmeye de yönelindiği görülür. 1962’de okuryazarın, “kendinin ve içinde yaşadığı toplumun gelişmesine katkıda bulunabilecek derecede okuma yazma ve hesap yapma bilgi ve becerilerine sahip kişi” olması gerektiği söylenir. Bu okuryazar 1951’dekine göre daha niteliklidir. İlerleyen yıllarda bu tanımlara yenileri eklenir. Tartışmalar alevlenir. Esas olan önce basit okuryazarlık oranını yükseltmek ve ardından da 1962’de tanımı yapılan daha nitelikli okuryazara doğru ilerleyebilmektir. Bu konunun gündeme geldiği toplantılarda okuryazarın içinde yaşadığı topluma faydalı olabilmesi amacıyla yapılması gerekenler konuşulmaktadır.” 

    Okuryazar Sayısı Arttı

     

    Üner, ülkemizdeki durumu “TÜİK verilerine göre “2008 yılında 6 yaş ve üzeri nüfusta okuma yazma bilenlerin oranı %911,8 iken, 2023 yılında bu oran %97,6 olarak hesaplanmıştır. 2008-2023 yılları arasında kadınlarda okuma yazma bilenlerin oranı %86,9’dan %96,0’a, erkeklerde ise %96,7’den %99,2’ye yükselmiştir. Okuryazarlık oranının artması sevindiricidir. Hedefimiz elbette kadınlarda da erkeklerde de %100’e ulaşmaktır. Ancak ülkemiz için daha nitelikli okuryazarlar yetiştirmek amacıyla yürümemiz gereken yolun uzun olduğunu kabul etmeli ve rotamızı bu ideale daha hızlı ulaşacak şekilde plânlamalıyız.” cümleleriyle özetliyor.

     

    Devlet ve STK’lar İş Birliği Yapmalı 

     

     “Yine TÜİK verilerine göre Türkiye’de her 100 kişiden sadece 4’ünün kitap okuması, üzerinde ciddiyetle durulması, hatta çözülmesi gereken bir problem olarak ele alınmalıdır. Sayı bu kadar azken okunan kitapların hangi türlerde olduğu konusuna gelmek bile zordur. Yetişkinlerde okuryazarlık oranını yükseltmek ve okuryazarların okuma yazma, anlama, hesaplama bilgi ve becerilerini geliştirmek bir devlet politikası olmasının yanında sosyal sorumluluk projeleri kapsamında da değerlendirilmelidir.” 

     

    Muhakeme Yeteneği Düşük

     

    “Ülkemizde çocukluklarında okula gidememiş yetişkinlere eğitim verme konusundaki çabaların takdire şayan olduğunu düşünüyorum. Ancak okuduğunu anlama ve muhakeme etme konusunda zayıflıklar mevcut. Yani ülkemizde nitelikli okuryazar sayısı düşük. Bunun en önemli nedeni okuma alışkanlığının olmaması. Teorik olarak okuma yazmayı bilmek yeterli değil. Demek ki yaklaşımımız ve yöntemlerimiz üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor.” 

     

    Kalemle Kâğıda Yazmak Beyni Geliştiriyor

     

     “Çocuklar için anne babanın basit anlamda okuma yazma bilmesi önemli tabii. Ancak iyi eğitim almış, yüksek öğrenim görmüş olması çocuğun yetişmesi açısından önemli bir artıdır. Çünkü bu anne babalar evde okuma yazma saatleri gibi aktivitelerle, düşünme ve sorgulamayı esas alan oyunlarla çocuklarının eğitimine değerli katkıda bulunabilmekteler. Bir metni bilgisayar, tablet veya telefondan değil, kâğıttan okumanın, “akıllı” değil, sıradan bir kalemle kâğıda yazmanın beynin gelişimi, hafızanın kuvvetlendirilmesi için gerekli olduğu kanıtlanmışken özellikle küçük yaştaki çocukları görselliği esas alan teknolojik aletlerle kendi başlarına bırakmak çok yanlıştır.” diyen Prof. Dr. Üner sözlerini şöyle noktalıyor:

    “Biz eğitimciler kitapsız, kalemsiz, merak etmeden, soru sormadan, muhakeme yapmadan var olabileceğimiz bir dünya düşünemiyoruz. 8 Eylül Dünya Okuma Yazma/Uluslararası Okuryazarlık Günü’nü kutluyor, ülkemizdeki nitelikli okuryazar sayısının artması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çankaya Belediyesi’nin uygun fiyat ve çağdaş eğitim anlayışıyla bir marka haline gelen gündüz bakımevlerinde yeni dönem başladı

    Baştan sonra bakım ve onarım çalışmaları tamamlanan 15 kreşte, minikler için 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk zili çaldı.

    Çankaya Belediyesi, okul öncesi eğitim verdiği gündüz bakımevlerinde tadilat, temizlik ve bakım çalışmalarını tamamlayarak 2024-2025 eğitim dönemine başladı. Piyasa koşullarına göre uygun fiyat ve çağdaş eğitim anlayışıyla hizmet veren Çankaya Belediyesi gündüz bakım evleri,  kapasitesini artırarak okul öncesi eğitime devam ediyor. Yeni dönemde yüzlerce çocuğa kucak açan Belediye, bünyesinde yer alan 15 kreşiyle yaklaşık 2 bin çocuğa daha çağdaş ve iyi koşullarda eğitim alabilmelerine imkan sağlıyor.

    2024-2025 yılı takvimi de belirlenen Çankaya’nın kreşlerinde, 3 yaş grubu öğrencileri uyum haftası için ders başı yaparken; 4,5 ve 6 yaş grubu öğrencileri 9 Eylül’de eğitime başlayacak.
     

    GECE KREŞİ PROJESİ BAŞLIYOR
    Yeni dönemde Çankaya Belediyesi, gece çalışmak zorunda olan aileler için yeni bir projeyi de hayata geçiriyor. Gündüz bakımevleriyle; 15 kreşte hafta içi 07.30-17.30 saatleri arasında 2 bin çocuğa hizmet veren Çankaya Belediyesi, Maltepe Gündüz Bakımevi’nde gece bakımevi hizmetine başlayacak. Gece bakımevi 36-72 aylık çocuklar için pazar günleri hariç 19.00 – 07.00 saatleri arasında hizmette olacak.  
     

    CUMHURİYET BİREYLERİ OLARAK BÜYÜYORLAR
    Çankayalıların, Gündüz Bakımevlerine yoğun talep gösterdiğini belirten Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, kreşlerde herkes için ulaşılabilir, eşit ve kaliteli hizmet vermeyi amaçladıklarını söyledi. Yaklaşık 2 bin minik öğrenciye okul öncesi eğitim verdiklerini kaydeden Güner, “Amacımız çocuklarımızı bilimin ve aklın ışığına yönlendirmek. Beş yılda 10 yeni kreş açmayı planlıyoruz. Ülkemizdeki en kapsamlı ve en kaliteli kreş hizmetini veriyoruz. Çocuklarımızı bilimle, sanatla, felsefeyle, sporla ve farklı kültürlerle tanıştırarak büyütüyoruz. İnanıyorum ki, kreşlerimizde ilk eğitimlerini alan çocuklarımız iyi yetişmiş Cumhuriyet bireyleri olacak ve ülkesine hizmet edecek. Böyle bir hizmeti vermekten mutlu ve gururluyuz” diye konuştu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Büyükakın, Dünya Şampiyonlarıyla buluştu

    Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, 15-24 Ağustos tarihleri arasında Moldova’da yapılan Büyükler Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’nda ülkemizi büyük bir gururla temsil eden Kağıtsporlu sporcular Ömer Faruk Kozakoğlu, Muhammet Gümüşoğlu, Güler Zehra Pelit, Candoğan Gümüş ve Ali Ömür Karaaslan’ı makamında ağırladı. Kağıtspor Kulübü Başkanı İbrahim Ercin ve yönetim kurulu üyesi Ramazan Kocabıyık’ın da hazır bulunduğu görüşmede Başkan Büyükakın, sporcuları tek tek tebrik etti.

     

    5 FARKLI SIKLETTE 1 ALTIN, 4 BRONZ

    15-24 Ağustos tarihleri arasında Moldova’da yapılan Büyükler Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’nda 5 farklı sıklette 1 altın ve 4 bronz madalya kazanan sporcuları makamında ağırlayan Başkan Büyükakın, “Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası gibi önemli bir organizasyonda elde ettiğiniz başarıdan dolayı mutluyum. Bayrağımızı zirvede dalgalandırdığınız için her birinizi tebrik ederim. Elde ettiğiniz başarılar ile bizleri gururlandırıyorsunuz” diye konuştu.

     

    “KOCAELİ GENÇLİĞİNİN ROL MODELİSİNİZ”

    Elde ettikleri başarılar ile hem saha içinde hem saha dışında önemli bir rol model olduklarını belirten Başkan Büyükakın, “Sizler Türk toplumunun saha içinde ve dışında dünyanın farklı ülkelerinde elçilerisiniz. Yaptığınız ve yapacağınız hareketler gelecek nesiller için örnek teşkil edecek. Sportif başarının ötesinde gelecek nesillere ve millete karşı önemli bir sorumluluğunuz var” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Osmangazili taekwondocu Türkiye ikincisi oldu

    Osmangazi Belediyesipor Kulübü sporcusu Şevval Melek Kanbur, Konya’da düzenlenen Türkiye Ümitler Taekwondo Şampiyonası’nda 57 kilogramda Türkiye ikincisi oldu.

     

    Türkiye Ümitler Taekwondo Şampiyonası, 73 ilden 2 bine yakın sporcunun katılımıyla Konya’da düzenlendi. 02-05 Eylül 2024 tarihleri arasında Karatay Spor ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen şampiyona, kıran kırana geçen karşılaşmalara sahne oldu. Şampiyonada 57 kilogramda tatamiye çıkan Osmangazi Belediyesipor Kulübü sporcusu Şevval Melek Kanbur, yaptığı 7 karşılaşma sonunda Türkiye ikincisi oldu. Kanbur, elde ettiği bu başarı ile gümüş madalya kazandı.

     

    Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, başarılı sporcuyu tebrik ederek, başarılarının artarak devam etmesini diledi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ujala geldi konutun havası değişti! Nefes 43. kısım fragmanı yayınlandı

    Nefes’te, Ujala’nın gelin olarak gelmesiyle Süheyb ve ailesinin yüzü güler. Kayınvalidesine de çok güzel bakan Ujala, herkesin sevgisini kazanır. Kiran ise Ujala’ya verilen kıymeti kıskanır ve yakınmaya başlar. Kiran yeni bir plan peşinde mi?

    Kiran’ın içten pazarlıklı davranışları ve bitmek bilmeyen sinsi oyunları Zarbab ve ailesini çok yorar. Üstelik Feyza’nın eşinden ayrılması da sıkıntılara bir yenisini daha ekler. Öte yandan hoş şeyler de olmaya başlar zira Ujala üzere güzel kalp birisini gelin olarak konutlarında görmek Süheyb ve ailesine çok âlâ gelir. Meskenin havası değişir, Kiran daha fazla gözden düşmeye başlar. Ayrıyeten, Ujala’nın Feyza’ya damat adayı bulması da aileyi çok sevindirir. Tüm ilginin Ujala’da toplanması Kiran’ın sonlarını bozar. Kiran, bu duruma reaksiyonsuz mi kalacak yoksa yeni bir oyun daha mı oynayacak?

    Nefes dizisi 43. kısmıyla 5 Eylül Perşembe günü Kanal 7’de.

    NEFES 43. KISIM TANITIMI

    Hayallerin savaştığı bu kıssada düzgünlük mi yoksa kötülük mü kazanacak? “Nefes”  hafta içi her gün 14:15’te Kanal 7 ekranlarında…

  • Kayseri OSB araç filosuna 5 yeni hizmet aracı eklendi

    KAYSERİ (İGFA) – Mehmet Yalçın başkanlığındaki Kayseri OSB yönetimi, göreve geldikleri 2022 yılı Haziran ayından bu yana sanayicilere verilen hizmetlerde kullanılan 14 yeni aracını Bölge müdürlüğü filosuna katmış oldu.

    Yeni alınan araçlar için Kayseri OSB hizmet binası önünde tören düzenlendi. Törene; Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Bölge Müdürü Abdulmenap Esko ve Danışman Kamil Akçadırcı ile personel katıldı.

    Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, törende yaptığı konuşmasında tasarrufa büyük önem verdiklerini vurgulayarak, mevcut araç filosundaki hizmet araçlarının yaşlanması ve bakım onarım masraflarının artması nedeniyle yenileme kararı aldıklarını belirtti.

    Göreve geldikleri günden bugüne kadar sanayicilere hizmet sunulmasında kullanılan araç ve ekipmanları gözlemlediklerini kaydeden Başkan Yalçın, “Yaptığımız planlama çerçevesinde 2023 yılında çöp kamyonu, sepetli araç ve traktör gibi 6 hizmet aracının bölge müdürlüğümüz araç filosuna kazandırmıştık. 2024 yılı içinde ise 8 hizmet aracını filomuza katmış bulunmaktayız. Bugüne kadar 14 aracı filomuza katarak, kıymetli sanayicilerimize verdiğimiz hizmetin kalitesini daha da artırmaya çaba gösteriyoruz. İlerleyen zamanda ihtiyaçlarımız dâhilinde araç filomuzu yenilemeyi ve gençleştirmeyi sürdüreceğiz.” dedi.

    Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, yeni araçların sanayicilere ve Bölge Müdürlüğüne hayırlı olmasını diledi. Alınan 5 adet yeni araç törenin ardından hizmet vermeye başladı.

  • Coinbase, CFX Coin ve O 2 Altcoin İçin Yeni Süreçleri Başlattı!

    Kripto dünyasında kıymetli bir yere sahip olan Coinbase, kullanıcılarına sunduğu hizmetleri genişletmeye devam ediyor. 5 Eylül’de resmi kaynaklardan gelen haberlere nazaran, Coinbase International ve Coinbase Advanced platformları, BB, CFX coin ve NEO tokenlerine ilişkin daima kontrat (perpetual contract) süreçlerini başlattı. Bu yenilikle birlikte kullanıcılar artık bu tokenler üzerinde limit, piyasa, kar-al ve zararı-durdur buyrukları verebilecekler.

    Coinbase’in CFX coin, NEO ve BB atağı dikkat çekti

    Kripto para borsaları, kullanıcılarına daha geniş süreç seçenekleri sunarak rekabet avantajı elde etmeye çalışıyor. Coinbase, bu stratejiyi benimseyen en büyük platformlardan biri olarak, yeni bir adım attı ve BB, CFX ve NEO tokenlerine ilişkin daima kontrat süreçlerini hem Coinbase International hem de Coinbase Advanced üzerinden başlattı. Daima kontratlar, makul bir vade tarihi olmayan ve yatırımcılara daha esnek süreç yapma imkanı tanıyan bir türev eserdir. Bu eserlerin platformda yer alması, hem profesyonel hem de amatör yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor.

    Sürekli kontrat süreçleri, kripto varlıklarına yatırım yapan kullanıcıların risk idaresini daha uygun yapmalarına imkan tanıyan değerli bir araçtır. Bu kontratlar, spot piyasalardan farklı olarak yatırımcılara, fiyatların hem yükselişinden hem de düşüşünden kar elde etme fırsatı sunar. Yatırımcılar, fiyatın düşeceğini öngördüklerinde kısa (short), yükseleceğini düşündüklerinde ise uzun (long) konum alabilirler. Bu esneklik, kullanıcıların daha fazla süreç stratejisi oluşturmasına imkan tanır.

    Coinbase’in eser yelpazesi genişliyor

    Coinbase International ve Coinbase Advanced platformlarının sunduğu bu yeni süreç seçenekleri, borsanın kullanıcılarına daha fazla yatırım fırsatı sunma tarafındaki kararlılığını gösteriyor. BB, CFX ve NEO tokenleri, dünya genelinde farklı yatırımcı kümeleri tarafından dikkatle takip edilen projeler ortasında yer alıyor. Bilhassa NEO, Çin’in birinci açık kaynaklı blockchain platformlarından biri olması sebebiyle Asya pazarında büyük bir tesire sahip. CFX (Conflux), Çin merkezli bir blockchain projesi olarak yenilikçi yapısıyla dikkat çekerken, BB (BounceBit) tokeni de daha yeni bir proje olmasına karşın değerli bir yatırımcı kitlesine ulaşmayı başarmış durumda.

    Bu üç tokenin daima kontrat süreçleriyle kullanıcıların erişimine açılması, Coinbase’in kripto para ekosistemindeki çeşitliliği artırmaya yönelik stratejisiyle de örtüşüyor. Daima kontrat süreçlerinde sunulan limit, piyasa, kar-al ve zararı-durdur buyruk seçenekleri, yatırımcılara daha fazla denetim imkanı sunuyor ve bu da bilhassa profesyonel yatırımcılar için büyük bir avantaj sağlıyor. Coinbase International ve Coinbase Advanced üzerinde sunulan BB, CFX ve NEO tokenleri için daima kontrat süreçlerinde kullanıcılara dört farklı buyruk çeşidi sunuluyor:

    1. Limit Emri: Yatırımcılar, makul bir fiyattan süreç yapmak istediklerinde limit buyruğunu kullanabilirler. Bu buyruk tipi, yatırımcının belirlediği fiyat düzeyine gelene kadar bekler ve fiyat uygun olduğunda otomatik olarak süreç gerçekleşir.
    2. Piyasa Emri: Anlık olarak süreç gerçekleştirmek isteyen kullanıcılar için piyasa buyruğu devreye girer. Bu buyruk cinsinde, yatırımcı sürecini mevcut piyasa fiyatı üzerinden süratlice gerçekleştirir.
    3. Kar-al Emri: Yatırımcılar, belli bir kar gayesi belirlediklerinde kar-al buyruğu kullanarak, fiyat bu düzeye ulaştığında otomatik olarak durumlarını kapatabilirler.
    4. Zararı-durdur Emri: Risk idaresi açısından epey kıymetli olan bu buyruk çeşidi, yatırımcıların ziyanı muhakkak bir düzeyde durdurmasına imkan tanır. Fiyat, belirlenen ziyan düzeyine ulaştığında süreç otomatik olarak sonlandırılır ve böylelikle daha fazla ziyan önlenmiş olur.
  • Bize Söyleyin: Tartışma Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

    10 Eylül’deki başkanlık tartışması, eski Başkan Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in sahnede ilk kez karşı karşıya geleceği zaman olacak. Ve sonbahar kampanyasının en önemli anı olabilir.

    Bunun hakkında ne hissettiğinizi bilmek istiyorum. İzlemeyi planlıyor musunuz? Heyecanlı mısınız? Korkuyor musunuz? Ve adaylara ne sorulmasını istiyorsunuz?

    Bu formu kullanarak bana bildirin, cevabınızı gelecek bültenlerden birinde kullanabilirim.

    Aldığım her yanıtı okuyacağım ve daha fazla bilgi edinmek için yanıtlayanlara ulaşacağım. Önce sizinle iletişime geçip sizden haber almadan yanıtınızın hiçbir bölümünü yayınlamayacağım. Ve sizinle iletişime geçmek dışında iletişim bilgilerinizi hiçbir şey için kullanmayacağım ve haber merkezimiz dışındaki hiç kimseyle paylaşmayacağım.

  • O Altcoin, ABD Düzenleyicilerin Kıskacında: Mahkeme Celbi Gönderildi!

    Kripto para dünyası, uzun müddettir ABD’li düzenleyici kurumların dikkatini çekmiş durumda. Bu projelerden biri de Uniswap. ABD’li düzenleyicilerin nezaretinden çıkmakta zorlanan bu merkeziyetsiz finans devinin başı, New York Eyalet Başsavcısı Letitia James ve öteki kurumlarla dertte. SEC Başkanı Gary Gensler’ın izinden giden James, geçtiğimiz aylarda Uniswap’e yatırım yapan kimi risk sermayesi şirketlerine mahkeme celbi gönderdi. Celp alan şirketler ortasında Andreessen Horowitz’in (a16z) de bulunması dikkat çekiyor. Bu, James’in amaç aldığı birinci altcoin projesi değil. Daha evvel de CoinEx, KuCoin ve Genesis üzere projelere yönelik tüzel adımlar atmıştı.

    Altcoin projelerine ceza geldi

    Uniswap üzerindeki düzenleyici baskı, geçtiğimiz aylarda yeni bir boyut kazandı. 4 Eylül’de, Emtia Vadeli Süreçler Komitesi (CFTC), Uniswap’e 175.000 dolarlık para cezası kesti. Bu ceza, platformun emtia borsası yasasını ihlal etmesine dayandırıldı. CFTC, Uniswap’in yasadışı kaldıraçlı ve marj süreçleri sunduğu gerekçesiyle ceza kesilmesine karar verdi. Birebir vakitte, CFTC, Uniswap platformunun kendi yarattığı pariteler dışında süreçlere müsaade verdiğini ve bunun yatırımcılar için yüksek risk taşıdığını savunuyor.

    CFTC’ye nazaran, Uniswap platformu kullanıcılarına kaldıraçlı süreç eserleri sunarken, bu eserlerin ticaretine yetkili bir piyasa olarak kayıtlı değil. Bu durum, ABD maddelerine nazaran yasadışı sayılıyor ve platformun yatırımcıları daha fazla riske soktuğu tabir ediliyor. Uniswap’in bu cezayla birlikte faaliyetlerine devam etmesi için yasal uyumluluk sürecine girmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıyeten, CFTC’nin verdiği cezanın yanında, altcoin Uniswap’in emtia borsası maddesine karşıt hareket etmekten de kaçınması gerektiği vurgulandı.

    Birden fazla düzenleyici kurum harekete geçti

    CFTC’nin yanı sıra, Uniswap, ABD Menkul Değerler ve Borsa Kurulu (SEC) ve New York Eyalet Başsavcılığı’nın (NYAG) da incelemeleri altında. Nisan ayında SEC, Uniswap’e “Wells Notice” ismi verilen bir ikaz göndermişti. Bu ihtar, Uniswap’in kayıtsız bir menkul değerler komitecisi ve borsası olarak faaliyet gösterdiği kuşkusuyla verilmişti. Uniswap’in COO’su Mary Catherin, SEC’in bu adımına dair bilgi paylaşarak, SEC’in, platformun yasal kaydı olmadan faaliyet gösterdiğini argüman ettiğini belirtmişti. Lakin, SEC’in ihtarında Uniswap’in mahallî token’ı UNI’nin menkul değer olarak tanımlanıp tanımlanmadığı ise belirsizliğini koruyor.

    Bu tıp atılımlar, Uniswap’i sırf ABD’de değil, global kripto para ekosisteminde de bilinmeyen bir duruma sokuyor. Düzenleyici baskının yoğunluğu, altcoin Uniswap üzere merkeziyetsiz finans projelerinin gelecekte nasıl bir yol izleyeceği konusunda soru işaretleri doğuruyor.

    Kripto para dünyasında düzenleyici bekleyişi

    Kripto para ekosistemi, uzun müddettir net düzenlemeler bekliyor. Fakat, ne projeler ne de yatırımcılar bu mevzuda net bir rehberlik alabilmiş değil. ABD’de düzenleyici kurumlar, uzun müddettir kripto para projelerini gaye alıyor. Ripple’dan Coinbase’e kadar birçok büyük isim, net bir kılavuz olmadan cezalandırılıyor ve bu durum sanayinin genelini olumsuz etkiliyor. Düzenleyicilerin kripto para projelerine yönelik aldığı aksiyonlar, bilhassa FTX’in çöküşünden sonra sürat kazandı.

    Bu belirsizlikler, yatırımcılar ve projelerin geleceği açısından büyük kaygılar yaratıyor. Kripto para piyasası, son yıllarda büyük bir büyüme gösterse de ABD düzenleyicilerinin agresif hali, bu büyümeyi önemli formda baltalıyor. Her ne kadar kripto sanayisi kendini düzenleyici kurumlarla uyumlu hale getirmeye çalışsa da, net bir düzenleyici çerçevenin olmaması projeleri güç durumda bırakıyor.

  • Bugün, O 15 Altcoin İçin Listeleme Muştusu Geldi! Binance de Duyurdu

    Kripto para piyasası, yeni projelerin ve listelemelerin süratle arttığı dinamik bir ekosistem olmaya devam ediyor. Güney Kore’nin önde gelen iki borsası Upbit ve Bithumb, son devirde dikkat çeken listelemelerle gündemde. Bu haberde, Upbit’in altcoin Big Time (BIGTIME) listesine eklemesi, Bithumb’un Jito (JTO) ve ether.fi (ETHFI) projelerini desteklemeye başlaması ve öbür global borsalardaki yeni listelemeler ayrıntılı bir halde incelenecek.

    Bithumb ve Upbit’ten altcoin listelemeleri geldi

    Küresel kripto varlık borsalarından biri olan Upbit, tanınan oyun Big Time’ın lokal kripto para ünitesi BIGTIME’ı platformuna ekledi. Bu listelemeyle birlikte, oyuncular artık Upbit üzerinden BIGTIME alım satımı yapabilecekler. Lansmanı kutlamak gayesiyle Upbit, birinci 24 saat için BIGTIME çekim süreçlerinden fiyat almayacağını duyurdu. Lakin, bu mühletten sonra standart fiyatlandırma sistemi devreye girecek. Big Time, yıkım sonrası bir dünyada geçen, çok oyunculu bir RPG oyunu olarak öne çıkıyor. Oyuncular, oyunda çeşitli eşyalar toplayıp takas edebiliyor ve üretebiliyor. Bu da oyun içinde etkin bir iktisat oluşmasına katkı sağlıyor. Altcoin BIGTIME ise oyunda özel özelliklere erişim sağlamak için kullanılıyor.

    Upbit, piyasadaki volatiliteyi önlemek emeliyle birinci birkaç dakika için alım satım süreçlerine birtakım kısıtlamalar getirdi. Bu sayede, piyasanın daha istikrarlı bir halde işlemesi hedefleniyor. Güney Kore’nin en büyük ikinci borsası Bithumb ise Jito (JTO) ve ether.fi (ETHFI) isimli iki yeni altcoin projesini platformuna ekleyeceğini duyurdu. Bu listelemelerle birlikte, Bithumb kullanıcıları portföylerine yeni yatırım seçenekleri ekliyor. Jito, Solana Blockchaini üzerinde çalışan bir proje. Ether.fi ise Ethereum ağında faaliyet gösteren bir diğer proje. Her iki proje de kripto para dünyasında dikkat çeken gelişmeler yaşanabileceğini gösteriyor.

    Binance, yeni bir listeleme duyurdu

    Ayrıca, kripto para devi Binance, yeni altcoin olan DOGS için heyecan verici bir gelişme yaşattı. Borsanın yaptığı açıklamaya nazaran, 10 Eylül 2024’te DOGS/USD perpetual kontratında yenilikler var. Çünkü bu çift için 20 kata kadar kaldıraçla vadeli süreç imkanı sunulacak. Bu kararın akabinde DOGS coin’in fiyatı kıymetli ölçüde yükselişe geçti.

    Diğer borsa listelemeleri neler oldu?

    Yukarıdakiler dışında 5 Eylül 2024 tarihinde birçok altcoin borsasında yeni listelemeler gerçekleşti. Bitrue, DeFi protokolü Joule (JOULE)’ü JOULE/USDT çiftiyle listelerken, Indodax borsası ise GMX, Tensor, Myro, Neiro ve Orderly üzere farklı projeleri IDR çiftleriyle platformuna ekledi. LBank, metaverse oyun platformu Ethervista (VISTA)’yı, AscendEX ise Bonzi (BONZI) projesini listeledi. HashKey ve KuCoin borsalaları ise metaverse oyunu MetaCene (MAK)’i sırasıyla MAK/USDT çiftiyle listeledi.

    BingX, Solana blockchainindeki NFT platformu Fwog (FWOG)’u, Coins.ph ise ISKRA Token (ISK)’ı listeledi. XT.com, göğüs coin Rosa Inu (ROSA)’yı, BitMart ise Crazy Monkey (CMONK), SoonVerse (SOON) ve IDEX üzere altcoin projelerini listeledi. Rubic platformu ise Kaia tokenini cross-chain swap süreçleri için desteklemeye başladı. Tüm bu listelemeler, kripto para piyasasının hareketliliğini ve yeni projelerin ilgi çektiğini gösteriyor.

  • Euro Bölgesi’nde perakende satışlar Temmuz’da yükseldi

    Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Avrupa Birliği (AB) ve Euro Bölgesinin Temmuz ayına ait perakende satış datalarını yayımladı.

    Verilere nazaran, AB’de perakende satışlar, Temmuz’da bir evvelki aya kıyasla yüzde 0,2, geçen yılın tıpkı devrine kıyasla da yüzde 0,4 artış gösterdi.

    Euro Bölgesi’nde ise perakende satışlar Temmuz’da aylık bazda yüzde 0,1 artarken, yıllık bazda yüzde 0,1 geriledi.

    Aylık bazda perakende satışlarda en fazla artış yüzde 2,9 ile Hırvatistan’da, yüzde 1,8 ile Avusturya ve Slovakya’da, yüzde 1,6 ile Slovenya’da belirlendi. En fazla düşüş ise yüzde 2,1 ile Lüksemburg’da ve yüzde 1,8 ile Romanya’da ölçüldü.

    Perakende satışlar, yıllık bazda Lüksemburg’da yüzde 10,3, Hırvatistan’da yüzde 7,9 ve Bulgaristan’da yüzde 6,8 artarken, Belçika’da yüzde 4,4, Estonya’da yüzde 3,1 ve Finlandiya’da yüzde 2,1 geriledi.

  • İş dünyası yeni OVP’yi nasıl yorumladı?

    İş dünyasının önde gelen isimleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’a ait değerlendirmelerde bulundu.

    İTO Başkanı Avdagiç: Sıra zor kazanımları elde etmeye geldi

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, revize edilen OVP’nin dezenflasyonu temel öncelik olarak ilan ederken, programın üreteceği sonuçların gerçek bölümün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini söyledi. Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik program yürüttüğü bu devirde, OVP’nin güncellenmesinin proaktif bir yaklaşım olduğunu belirten Avdagiç, “Bununla birlikte OVP’nin ‘dengelenme programı’ olarak ilerlemesini ve terazinin iş dünyası kefesini ihmal etmemesini istiyoruz. Farkındayız: Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra güç kazanımları elde etmeye geldi. Kalıcı düşük enflasyona acil formda ulaşılması kıymetli. Kuvvetli amaçlara, iş dünyasının üretim ve istihdam maksatlarından ödün vermeden ulaşmak daha da kıymetli. Görüyoruz ki yeni OVP’de hem enflasyon tarafında hem büyüme tarafında revizyonlar oldu. Böylelikle iktisadın gerçekleriyle uyumlu, yeni gelişmeler karşısında anında refleks gösterebilen bir idare anlayışı ortaya kondu.” değerlendirmesinde bulundu.

    Avdagiç, OVP amaçlarının yakalanmasının bir ayağı topyekûn kararlılık ise başkasının de bugünkü programda sıkça vurgulandığı üzere yatırım ortamının hızla uygunlaştırılması olduğunu kaydetti.

    “Yatırım şartlarının revize edilmesine ihtiyacı var”

    İTO Başkanı Avdagiç, şunları kaydetti: “Yeni Türkiye iktisadı öyküsünün temelleri, kesinlikle gerçek kesimin eliyle atılacaktır. Bu nedenle bilhassa KOBİ’lerin, ayakta kalmak için finansman imkanlarının artmasına, üretimlerini güçlendirecek biçimde yatırım şartlarının revize edilmesine muhtaçlığı var. Bir defa daha tabir etmeliyiz ki; enflasyonla gayret ederken üretim, ihracat, istihdam ekosistemini muhafazayı ihmal edemeyiz. Özel bölümün nefesi güçlü olmalı ki amaçlarımızı gerçekleştirebilelim. OVP maksatlarının yakalanmasının değerli ayaklarından biri, kur siyasetinin gerçekçi olmasıdır. 2025 sonrası kur ve enflasyon ortasında bir korelasyon öngörülmüş olmakla birlikte, 2024 için öngörülen kur, ihracatçıyı ve ihracata çalışan bölümleri önemli formda zorlamaya devam edecektir. Bu durumun ithalatı artırarak cari istikrarda bir risk oluşturmaması için gerekli önlemlerin alınacağının beklentisi içindeyiz.”

    “Yeni OVP’deki enflasyonla gayret önceliğini çok pahalı buluyoruz”

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Lideri Erdal Bahçıvan, Orta Vadeli Program hakkında şu değerlendirmede bulundu:

    “Yeni OVP devri boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı maksatlarına ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Bilhassa enflasyonla çabayı iş ve iktisat dünyamızın en büyük amacı olarak gördüğümüzden ötürü; yeni OVP’de bu bahsin temel ideoloji olarak ele alınması noktasındaki kararlı duruşunu çok kıymetli ve bedelli buluyoruz.

    Ancak toplumun bu uğraşa olan inancının oluşması için yapılması gereken fedakarlıklar noktasında bir ahengin olması da kaçınılmaz. Bu bağlamda tekrar OVP yılları için konulan büyüme oranlarını bu enflasyon maksatlarına ulaşılmasında biraz optimist bulduğumuzun bilinmesini isteriz. Zira OVP’de 2025-2027 ortası enflasyon kestirimleri ile büyüme iddiaları ortasında bir tutarsızlık bulunmaktadır. Enflasyonla gayrete halkın güvenmesi çok büyük değer taşırken bu çeşit tutarsızlıklardan kaçınılması gerektiğini, sıhhatsiz bir yüksek büyüme yerine; iktisadın gerçekleriyle uyumlu, sürdürülebilir nitelikli bir büyümenin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Sanayinin üretiminde uzun vadeli katma bedel ve nitelik artışı için konulan gayeler de değerli. Lakin dezenflasyonist süreçten kaçınılmaz olarak etkilenecek olan gerçek bölümümüzün, başta finansmana erişim olmak üzere bu sürece adapte olmasına dönük, güçlü, proaktif önlem ve tedbirlere de muhtaçlık olduğunun altını çizmek durumundayız.

    Her vakit belirttiğimiz istihdam odaklı gayelerin ve siyasetlerin yeni OVP’de bulunmasını da çok olumlu buluyoruz. Fakat unutmamalıyız ki nitelikli istihdam yaratabilmenin yolu uzun vadeli eğitim siyasetlerinden geçmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin uzun vadeli istihdam muhtaçlıklarını gözeten eğitim siyasetlerinin da artık OVP’lerde istikamet belirleyici bir biçimde bulunması gerektiğinin altın çizmek isteriz.

    Kabul etmek gerekirse geçtiğimiz yıl açıklanan OVP, amaçlarını kıymetli ölçüde tutturması açısından toplumsal bir referans olmuştur. Umuyoruz ki bu OVP de kararlılıkla uygulanacak. Böylelikle geçen yıldan gelen olumlu motivasyonla, kredisini güçlü bir formda koruyacak bir OVP devri daha yaşayacağız.”

    TİM: Yeni adımları heyevanla bekliyoruz

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) yeniden ihracat ekseninde şekillendiğini belirterek, bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla beklediklerini bildirdi.

    Gültepe, yazılı açıklamasında, 2025 ihracat gayesinin 279,6 milyar dolar, 2026 amacının 296,1 milyar dolar, 2027 gayesinin ise 319,6 milyar dolar halinde belirlendiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

    “İhracatçılarımızın yaşadığı problemleri her platformda lisana getiriyoruz. Bir evvelki OVP’ye nazaran 3 yıllık dönemin toplamında 13 milyar dolarlık bir gaye düşüşü var. Bu dilek ettiğimiz bir tablo değil. İhracat ailemizin yaşadığı problemlerin net bir göstergesi olan bu sayıları uygun okumamız gerektiğine inanıyorum. Öteki yandan dış ticaret açığı noktasında programda kıymetli bir güzelleşme öngörülüyor. Bilhassa ithalatta beklenen düşüş bir evvelki OVP’ye nazaran 71 milyar doları aşıyor. Toplam dış ticaret hacmi de bu eksende negatif istikamette revize edilmiş durumda.

    Büyüme gayemiz kısmen gerilerken, enflasyon beklentisi ise yükseldi. İşsizlik oranlarında da bir güzelleşme mevcut. Makroekonomik göstergeler ve siyaset araçlarında eser ve pazar çeşitlendirmesi, aktif ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olması son derece kıymetli. Yeni OVP yeniden ihracat ekseninde şekilleniyor. Bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla bekliyor, açıklanan programın ülkemize güzel olmasını temenni ediyoruz.”

    “Reel kesimin sesine daha fazla kulak verilmesini kıymetli görüyoruz”

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’ın (OVP) uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, gerçek dalın sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel dal istişaresinin artırılmasını değerli gördüklerini belirtti.

    Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşılan ve 2025-2027 periyodunu kapsayan OVP’ye ait değerlendirmede bulundu.

    OVP’nin ülke ve millete güzel olmasını dileyen Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak temel beklentilerinin finansal istikrar, öngörülebilirliğin artması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, sürdürülebilir büyüme ve yapısal ıslahatlara öncelik verilmesi olduğunu vurguladı.

    Hisarcıklıoğlu, programdaki yapısal ıslahatlar konusunda atılacak güçlü adımların ülkenin global rekabet gücünü artıracağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Bugün açıklanan OVP, enflasyonla gayret, öngörülebilirlik ve sürdürülebilir büyüme için değerli bir yol haritası sunmaktadır. Bilhassa bir hususu vurgulamak isterim. Programın uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, gerçek kesimin sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel bölüm istişaresinin artırılmasını değerli görüyoruz. Bizler de, iş dünyası olarak, ülkemizin maksatları doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

  • İş dünyası yeni OVP’yi nasıl yorumladı?

    İş dünyasının önde gelen isimleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’a ait değerlendirmelerde bulundu.

    İTO Başkanı Avdagiç: Sıra zor kazanımları elde etmeye geldi

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, revize edilen OVP’nin dezenflasyonu temel öncelik olarak ilan ederken, programın üreteceği sonuçların gerçek bölümün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini söyledi. Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik program yürüttüğü bu devirde, OVP’nin güncellenmesinin proaktif bir yaklaşım olduğunu belirten Avdagiç, “Bununla birlikte OVP’nin ‘dengelenme programı’ olarak ilerlemesini ve terazinin iş dünyası kefesini ihmal etmemesini istiyoruz. Farkındayız: Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra güç kazanımları elde etmeye geldi. Kalıcı düşük enflasyona acil formda ulaşılması kıymetli. Kuvvetli amaçlara, iş dünyasının üretim ve istihdam maksatlarından ödün vermeden ulaşmak daha da kıymetli. Görüyoruz ki yeni OVP’de hem enflasyon tarafında hem büyüme tarafında revizyonlar oldu. Böylelikle iktisadın gerçekleriyle uyumlu, yeni gelişmeler karşısında anında refleks gösterebilen bir idare anlayışı ortaya kondu.” değerlendirmesinde bulundu.

    Avdagiç, OVP amaçlarının yakalanmasının bir ayağı topyekûn kararlılık ise başkasının de bugünkü programda sıkça vurgulandığı üzere yatırım ortamının hızla uygunlaştırılması olduğunu kaydetti.

    “Yatırım şartlarının revize edilmesine ihtiyacı var”

    İTO Başkanı Avdagiç, şunları kaydetti: “Yeni Türkiye iktisadı öyküsünün temelleri, kesinlikle gerçek kesimin eliyle atılacaktır. Bu nedenle bilhassa KOBİ’lerin, ayakta kalmak için finansman imkanlarının artmasına, üretimlerini güçlendirecek biçimde yatırım şartlarının revize edilmesine muhtaçlığı var. Bir defa daha tabir etmeliyiz ki; enflasyonla gayret ederken üretim, ihracat, istihdam ekosistemini muhafazayı ihmal edemeyiz. Özel bölümün nefesi güçlü olmalı ki amaçlarımızı gerçekleştirebilelim. OVP maksatlarının yakalanmasının değerli ayaklarından biri, kur siyasetinin gerçekçi olmasıdır. 2025 sonrası kur ve enflasyon ortasında bir korelasyon öngörülmüş olmakla birlikte, 2024 için öngörülen kur, ihracatçıyı ve ihracata çalışan bölümleri önemli formda zorlamaya devam edecektir. Bu durumun ithalatı artırarak cari istikrarda bir risk oluşturmaması için gerekli önlemlerin alınacağının beklentisi içindeyiz.”

    “Yeni OVP’deki enflasyonla gayret önceliğini çok pahalı buluyoruz”

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Lideri Erdal Bahçıvan, Orta Vadeli Program hakkında şu değerlendirmede bulundu:

    “Yeni OVP devri boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı maksatlarına ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Bilhassa enflasyonla çabayı iş ve iktisat dünyamızın en büyük amacı olarak gördüğümüzden ötürü; yeni OVP’de bu bahsin temel ideoloji olarak ele alınması noktasındaki kararlı duruşunu çok kıymetli ve bedelli buluyoruz.

    Ancak toplumun bu uğraşa olan inancının oluşması için yapılması gereken fedakarlıklar noktasında bir ahengin olması da kaçınılmaz. Bu bağlamda tekrar OVP yılları için konulan büyüme oranlarını bu enflasyon maksatlarına ulaşılmasında biraz optimist bulduğumuzun bilinmesini isteriz. Zira OVP’de 2025-2027 ortası enflasyon kestirimleri ile büyüme iddiaları ortasında bir tutarsızlık bulunmaktadır. Enflasyonla gayrete halkın güvenmesi çok büyük değer taşırken bu çeşit tutarsızlıklardan kaçınılması gerektiğini, sıhhatsiz bir yüksek büyüme yerine; iktisadın gerçekleriyle uyumlu, sürdürülebilir nitelikli bir büyümenin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Sanayinin üretiminde uzun vadeli katma bedel ve nitelik artışı için konulan gayeler de değerli. Lakin dezenflasyonist süreçten kaçınılmaz olarak etkilenecek olan gerçek bölümümüzün, başta finansmana erişim olmak üzere bu sürece adapte olmasına dönük, güçlü, proaktif önlem ve tedbirlere de muhtaçlık olduğunun altını çizmek durumundayız.

    Her vakit belirttiğimiz istihdam odaklı gayelerin ve siyasetlerin yeni OVP’de bulunmasını da çok olumlu buluyoruz. Fakat unutmamalıyız ki nitelikli istihdam yaratabilmenin yolu uzun vadeli eğitim siyasetlerinden geçmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin uzun vadeli istihdam muhtaçlıklarını gözeten eğitim siyasetlerinin da artık OVP’lerde istikamet belirleyici bir biçimde bulunması gerektiğinin altın çizmek isteriz.

    Kabul etmek gerekirse geçtiğimiz yıl açıklanan OVP, amaçlarını kıymetli ölçüde tutturması açısından toplumsal bir referans olmuştur. Umuyoruz ki bu OVP de kararlılıkla uygulanacak. Böylelikle geçen yıldan gelen olumlu motivasyonla, kredisini güçlü bir formda koruyacak bir OVP devri daha yaşayacağız.”

    TİM: Yeni adımları heyevanla bekliyoruz

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) yeniden ihracat ekseninde şekillendiğini belirterek, bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla beklediklerini bildirdi.

    Gültepe, yazılı açıklamasında, 2025 ihracat gayesinin 279,6 milyar dolar, 2026 amacının 296,1 milyar dolar, 2027 gayesinin ise 319,6 milyar dolar halinde belirlendiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

    “İhracatçılarımızın yaşadığı problemleri her platformda lisana getiriyoruz. Bir evvelki OVP’ye nazaran 3 yıllık dönemin toplamında 13 milyar dolarlık bir gaye düşüşü var. Bu dilek ettiğimiz bir tablo değil. İhracat ailemizin yaşadığı problemlerin net bir göstergesi olan bu sayıları uygun okumamız gerektiğine inanıyorum. Öteki yandan dış ticaret açığı noktasında programda kıymetli bir güzelleşme öngörülüyor. Bilhassa ithalatta beklenen düşüş bir evvelki OVP’ye nazaran 71 milyar doları aşıyor. Toplam dış ticaret hacmi de bu eksende negatif istikamette revize edilmiş durumda.

    Büyüme gayemiz kısmen gerilerken, enflasyon beklentisi ise yükseldi. İşsizlik oranlarında da bir güzelleşme mevcut. Makroekonomik göstergeler ve siyaset araçlarında eser ve pazar çeşitlendirmesi, aktif ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olması son derece kıymetli. Yeni OVP yeniden ihracat ekseninde şekilleniyor. Bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla bekliyor, açıklanan programın ülkemize güzel olmasını temenni ediyoruz.”

    “Reel kesimin sesine daha fazla kulak verilmesini kıymetli görüyoruz”

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’ın (OVP) uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, gerçek dalın sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel dal istişaresinin artırılmasını değerli gördüklerini belirtti.

    Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşılan ve 2025-2027 periyodunu kapsayan OVP’ye ait değerlendirmede bulundu.

    OVP’nin ülke ve millete güzel olmasını dileyen Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak temel beklentilerinin finansal istikrar, öngörülebilirliğin artması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, sürdürülebilir büyüme ve yapısal ıslahatlara öncelik verilmesi olduğunu vurguladı.

    Hisarcıklıoğlu, programdaki yapısal ıslahatlar konusunda atılacak güçlü adımların ülkenin global rekabet gücünü artıracağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Bugün açıklanan OVP, enflasyonla gayret, öngörülebilirlik ve sürdürülebilir büyüme için değerli bir yol haritası sunmaktadır. Bilhassa bir hususu vurgulamak isterim. Programın uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, gerçek kesimin sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel bölüm istişaresinin artırılmasını değerli görüyoruz. Bizler de, iş dünyası olarak, ülkemizin maksatları doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

  • Ifo, Almanya’nın büyüme beklentisini düşürdü

    Merkezi Münih’te bulunan Ifo, Almanya iktisadına ait haziranda paylaştığı 2024-2025’i kapsayan büyüme iddialarında 2026’yı da ekleyerek güncelleme yaptı.

    Buna nazaran Enstitü, bu yıl için gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme kestirimini yüzde 0,4’dan yüzde 0’a ve 2025 büyüme beklentisini de yüzde 1,5’ten 0,9’a düşürdü. Ifo, Alman iktisadının 2026’da ise yüzde 1,5 büyümesini bekliyor.

    Ülkede geçen yıl yüzde 5,9 ve ağustosta yüzde 1,9 olan yıllık enflasyonun bu yıl ortalama yüzde 2,2 olmasını, 2025’te de yüzde 2’ye kadar düşmesini bekleyen Ifo, 2026’da ise yüzde 1,9 enflasyon öngörüyor.

    Raporda, ülkede tasarruf oranının şu anda yüzde 11,3 ile Kovid-19 salgınından evvelki 10 yıllık ortalama olan yüzde 10,1’in epeyce üzerinde olduğu belirtildi. Buna rağmen, faiz oranı ve enflasyonun kademeli olarak gevşemesiyle ülkede özel tüketimin bu yıl yüzde 0,4 ve 2025 ve 2026’da sırasıyla yüzde 1,4 ve yüzde 1,5 artacağı öngörüldü.

    Ifo raporunda, ülkede işsiz sayısının bu yıl geçen yıla nazaran hafif artarak 2,60 milyondan 2,77 milyona yükseleceği ve gelecek yıl tekrar 2,72 milyona düşeceği varsayım edildi.

    İşsizlik oranının 2024’te yüzde 6 ve 2025’te 5,8 olacağı öngörülen raporda, istihdam edilen kişi sayısının ise bu yıl 46 milyondan 46,18 milyona ve 2025’te ise 46,34 milyona yükseleceği varsayımlarına yer verildi.

    Ifo, Alman kamu kesiminin geçen yıl 107,5 milyar euro olan bütçe açığının, bu yıl 86,3 milyar euroya ve gelecek yıl 57,7 milyar euroya gerilemesini bekliyor.

    Geçen yıl 257,7 milyar euro olan ülkenin cari süreçler fazlasının bu yıl 303,9 milyar euroya yükseleceği öngörülen raporda, kelam konusu fazlanın 2025’te 305,1 milyar euroya ulaşması öngörülüyor.

    Ifo’nun varsayımlarına nazaran, yüksek faizler nedeniyle sıkıntı durumdaki inşaat kesiminde üretim bu yıl yüzde 3,1, endüstride ise yüzde 2,0 daralacak.

    “Alman iktisadı sıkışmış durumda ve can çekişiyor”

    Ifo İş Döngüsü Araştırma ve Ekonomik Varsayım Müdürü Timo Wollmershaeuser, konuya ait değerlendirmesinde, “Diğer ülkeler iktisatta yükselişi hissederken, Alman iktisadı sıkışmış durumda ve can çekişiyor.” sözünü kullandı.

    Wollmershaeuser, Almanya’nın “yapısal bir kriz” yaşadığını belirterek, “Özellikle imalat kesiminde çok az yatırım yapılıyor ve verimlilik yıllardır dingin. Tıpkı vakitte ekonomik bir krizimiz de var. Sipariş durumu makûs ve satın alma gücündeki artışlar tüketimi arttırmak yerine daha fazla tasarrufa yol açıyor zira beşerler huzursuz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Timo Wollmershaeuser, dekarbonizasyon, dijitalleşme, demografik değişim, Kovid-19 salgını, güç fiyat şoku ve Çin’in global iktisattaki değişen rolü, yerleşik iş modelleri üzerinde baskı oluşturduğunu ve Alman şirketleri üretim modellerini yine ayarlamaya zorladığını kaydetti.

    Özellikle Almanya’da ekonomik üretiminin başka ülkelere nazaran çok daha yüksek bir oranını oluşturan imalat kesiminde bir yatırım düşüşünün kelam konusu olduğunu aktaran Wollmershaeuser, “Ayrıca nüfus daha süratli yaşlanıyor ve giderek daha az insan çalışıyor. İmalat kesiminden hizmet dalına geçişler, son yıllardaki üretkenlik sakinliğini büyük ölçüde açıklıyor.” tabirlerini kullandı.

    Alman iktisadı yine resesyona girme riskiyle karşı karşıya

    Öte yandan, Alman iktisadı artan faiz oranları ile konjonktürel rüzgarların ve yapısal değişikliklerin ortasında büyümekte zorluk çekiyor.

    Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde bir evvelki çeyreğe kıyasla azalan yatırımlar nedeniyle yüzde 0,1 küçüldü.

    Almanya Merkez Bankası ise üçüncü çeyrekte daha düşük büyüme bekliyor.

    Ekonomi Araştırma Enstitüsü ise üçüncü çeyrekte gayrisafi yurt içi hasılada (GSYH) daha fazla düşüşün mümkün olduğunu pahalandırıyor.

    Eğer Alman iktisadı üçüncü çeyrekte küçülürse, teknik resesyona girmiş olacak.

    Teknik resesyon, “üst üste iki çeyrek GSYH’de küçülme yaşanması” olarak söz edilirken, Almanya, 10 yıllık güzel bir ekonomik büyümeden sonra salgının birinci yılı olan 2020’de, 2009’dan beri birinci kere resesyon yaşamıştı.

    Alman hükümeti ise iktisatta bu yıl yüzde 0,3’lük büyüme bekliyor.

  • HIVE Digital Technologies Ağustos 2024’te 112 Bitcoin Üretimi ve %1 HODL Artışıyla 2.533 Bitcoin’e Ulaştığını, 1.000 Adet Bitmain S21 Pro Satın Aldığını Açıkladı

    HIVE Digital Technologies Ltd. (HIVE), Ağustos 2024 denetimsiz üretim sonuçlarını açıklamaktan memnuniyet duymaktadır. Şirket başarıyla 112 Bitcoin madenciliği gerçekleştirmiş, toplam Bitcoin varlıklarını %1 artırarak 2.533 BTC’ye yükseltmiştir. HIVE ayrıca, mevcut makine filosunu yükseltmek, genel madencilik verimliliğini ve kapasitesini artırmak için hemen teslim edilmek üzere 1.000 adet Bitmain S21 Pro Antminer satın aldığını duyurdu. HIVE, ay boyunca saniyede 5.0 Exahash’in (“EH/s”) üzerinde etkileyici bir ortalama Bitcoin madencilik kapasitesini korurken, veri merkezlerini çalıştırmak için öncelikle hidroelektrik enerjisi kullanarak yeşil enerji taahhüdünü sürdürdü (aksi belirtilmedikçe tüm tutarlar ABD doları cinsindendir).

    Ağustos 2024 Öne Çıkanlar:

    • Üretim: Ağustos 2024’te 112 Bitcoin madenciliği yapıldı.

    • Madencilik Kapasitesi Korundu: Ay sonunda 5.3 EH/s ASIC madencilik kapasitesine ulaşıldı, terahash başına 23 joule (“J/TH”) karma filo verimliliği elde edildi.

    • HODL Pozisyonu: Bitcoin varlıkları 2.533 BTC’ye yükseltildi, bu önceki aya göre %1’lik bir artışı yansıtıyor.

    • Madencilik Verimliliği: Exahash başına ortalama 22.4 Bitcoin elde edildi, Ağustos ayı 5.3 EH/s kapasite ve tutarlı bir şekilde ortalama 5.0 EH/s hash oranı ile tamamlandı.

    • Günlük Üretim: Günde ortalama 3.6 BTC üretildi, bu operasyonel verimlilik ve güçlü madencilik yeteneklerini vurguluyor.

    Stratejik HODL Artışı:

    HIVE, 31 Ağustos 2024 itibarıyla 164 milyon doları aşan Bitcoin HODL değeriyle, Şirket’in kurumsal değerinin sektör emsallerine kıyasla cazip kalmaya devam ettiğini vurguluyor.

    Yönetici Görüşleri:

    Yönetim Kurulu Başkanı Frank Holmes şu yorumda bulundu: “Madenciliği yapılan Bitcoin başına en düşük G&A giderlerini koruma, yatırılan sermaye üzerinden nakit akışı getirisini maksimize etme ve çalışan başına yüksek gelir elde ederken hisse seyreltmesini en aza indirme stratejimize odaklanmaya devam ediyoruz. Dokuz saat diliminde faaliyet gösteren global bir ekip tarafından desteklenen disiplinli yaklaşımımız, HIVE’ı çekici bir EV/EBITDA çarpanına sahip, bilançosunda 2.500’den fazla temiz ve yeşil Bitcoin tutan en yalın Bitcoin madencilik operasyonlarından biri olarak konumlandırıyor.”

    Başkan ve CEO Aydin Kilic ise şunları ekledi: “Geçtiğimiz ay boyunca, filomuzu optimize ederek 30 J/TH makinelerimizin yazılımını ince ayarla geliştirdik ve verimliliğini 27-28 J/TH’ye çıkararak ortalama yaklaşık 5.2 EH/s’lik bir hash oranına ulaştık. Bu, yaklaşık 23 J/TH’lik bir global filo verimliliğine yol açtı. Önümüzdeki dokuz ay boyunca bu optimizasyona devam etmeyi ve kalan 30 J/TH ASIC’lerimizi yükseltmeyi planlıyoruz. Bu, mevcut tesislerimizdeki kurulu hash oranımızı 19 TH/s’lik karma filo verimliliğiyle 6.9 EH/s’ye çıkaracak.”

    Ayrıca şunları belirtti: “Bu stratejiyi desteklemek için, mevcut ekipman serimizi yükseltmek üzere hemen teslim edilmek üzere 1.000 adet Bitmain S21 Pro Antminer satın aldık. Ek olarak, Lachute tesisimizdeki mevcut raf alanını tam olarak kullanmak için 300 adet Bitmain S19 XP madenci satın aldık. Bu makineler Ağustos ayında satın alındı ve kuruldu.”

    Bu aylık döngüsel yükseltme stratejisiyle, HIVE’ın güncellenmiş hedef hash oranının, Paraguay tesisinin tamamlanmasıyla birlikte 16.9 J/TH’lik global karma filo verimliliğiyle 13.5 EH/s’ye ulaşması öngörülüyor. Bu, veri merkezlerimizi çalıştırmak için hidroelektrik enerjisinin kullanımına öncelik veren yeşil enerji stratejimizi korurken gerçekleştirilecek.

    Bu grafiğin geliştirilmiş bir versiyonunu görüntülemek için lütfen ziyaret edin:
    https://images.newsfilecorp.com/files/5335/222206_15585eaa148f4a0e_0001full.jpg

    Bu makale yapay zeka desteğiyle oluşturulmuş ve çevrilmiş olup, bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla bilgi için Şartlar ve Koşullarımıza bakın.

  • Ekonomistler OVP toplantısını nasıl karşıladı?

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 2025-2027 devrine ait enflasyon, istihdam, büyüme üzere temel makro ekonomik maksatların yer aldığı Orta Vadeli Program kamuoyuna açıkladı. Buna nazaran, 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 4’ten yüzde 3,5’a çekilirken enflasyon beklentisi tekrar bu yıl için yüzde 33’ten yüzde 41,5’e çıkarıldı. Cari açık ise bu yıl için yüzde 3,1’den yüzde 1,7’e düşürüldü.

    Bloomberg HT’ye konuk olan ekonomistler 2025-2027 devrini içeren Orta Vadeli Programı’nı (OVP) kıymetlendirdi.

    Ünüvar: OVP bizim kestirim setimizde çok büyük bir değişiklik yaratmadı

    TSKB Başekonomisti ve Yöneticisi Burcu Ünüvar, büyüme kestirimin aşağı gelmesinin “enflasyonla uğraştan ödün verilmeyeceği” biçiminde yorumlanabileceğini söyledi. Ünüvar, “Büyümenin aşağı gelmesi para siyasetinde enflasyonla çabadan vazgeçilmeyeceği istikametindeki bizim tahminimizle uyumlu. Şayet bu OVP’den siyaset çerçevesiyle alakalı olarak bir beklenti çıksaydı, bu son derece negatif olurdu. Hala enflasyonla çabanın en değerli nokta olduğunu söylüyoruz.” dedi.

    2025 enflasyon iddialarının biraz daha üstte olduğunu ve bunu düşürmek için OVP kaynaklı bir münasebetlerinin olmadığını söyleyen Ünüvar, önümüzdeki periyotta maliye siyasetini izlemeye devam edeceklerini ve OVP’nin varsayım setlerinde bakış açısı olarak çok büyük bir değişiklik yaratmadığını kaydetti. Ünüvar şöyle devam etti:

    “Tablolar incelendiğinde işgücüne iştirak oranının artması bekleniyor. Bu istediğimiz bir şey de. Hem işgücüne katılma oranınız artacak hem de toplam talebi baskılayacaksınız. Bu aslında son derece doğal bir sonuç. Bizim dilek ettiğimiz süreksiz değil, nitelikli istihdam.”

    Gönençler: Revizyonlara baktığımda beklentimin altında kaldı

    Gedik Yatırım Başekonomisti Serkan Gönençler, “2025 yılının büyüme ve enflasyon varsayımlarına yapılacak revizyon daha kıymetli zira iktisat idaresinin amaçlarına ait bize bir sinyal veriyor olacak demiştik. Revizyonlara baktığımda beklentimin altında kaldı.” tabirlerini kullandı.

    Öte yandan, büyüme gayelerinden vazgeçilmediğini gördüklerini söyleyen Gönençler “Vergilemede adalet ve aktifliğin nasıl sağlanacağını, yani uygulamada nasıl davranılacağını bilmiyoruz.” dedi.

    Şekerci: Merkezi idare bütçesinde yapışkan olduğunu düşündüğümüz birtakım harcamalar var

    İş Portföy İdaresi Araştırma Müdürü ve Ekonomist Hande Şekerci, büyüme maksadının aşağı çekilmesini beklediklerini kaydederek, “Bizim kendi beklentilerimiz ve Merkez Bankası’nın bir müddettir ortaya koyduğu öngörülerle birlikte düşündüğümüz vakit, 2025 yılında yüzde 4’lük görece yüksek diyebileceğim bir büyüme oranının yakalanması ve eş vakitli olarak enflasyonun çok süratli bir formda yüzde 17,5’a kadar düşmesini biraz sıkıntı buluyorum. Çok mümkün değil üzere gözüküyor.” dedi.

    Daha somut adımların açıklanmasının piyasaya yol göstermesi açısından kıymetli olacağını düşündüklerini söyleyen Şekerci, buna örnek olarak merkezi idare bütçesinde uzunca bir müddettir katılaşmış yapışkan olduğunu düşündükleri birtakım harcamalar olduğunu kaydetti.

  • Çavdar, 2028 Olimpiyatları amaçlarını büyütmek istiyor

    Ortaokul yıllarında 13 yaşındayken bir arkadaşının tavsiyesiyle spora başlayan Çavdar, 2017’de Para Tekvando Ulusal Grubu’na seçildi.

    Oyunlardaki çabasının akabinde Afyonkarahisar’a dönen Çavdar, AA muhabirine, Paris 2024 Paralimpik Oyunları’ndan tekvandoda 5 madalya ile dünyada en fazla madalya alan ülke olarak tarih yazıldığını lisana getirdi.

    Paris’te her şeyin çok hoş olduğunu belirten Çavdar, “Tokyo’da pandemi hasebiyle bu heyecanı çok fazla hissedememiştik. Paris’in ortamını, atmosferini anlatmaya sözler yetmez.” dedi.

     

     “Şükür bronz madalyayı boynuma takıp geldim”

    Paris’te Türkiye’yi temsil etmekten büyük gurur duyduğunu vurgulayan Çavdar, “İlk maçımı kaybetmiştim, çok üzüldüm. Ama bronz madalya için iki tane altın madalya kadar maç yaptım. O maçlarda rakiplerim hakikaten dişliydi. Şükür bronz madalyayı boynuma takıp geldim. Bunun için çok keyifli ve gururluyum. Bilhassa 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda ülkeme, Afyonkarahisar’a bu heyecanı yaşatabilmek çok fazla gurur verici. Ne keyifli bana bu gururu yaşatabildiğim için.” diye konuştu.

    Çavdar, 2028’deki olimpiyatlarda gaye büyüttüklerini vurgulayarak, “2028’e önümüzde 4 yıl var. Bu 4 yıl boyunca oraya katılabilmek için uğraş vereceğiz. O vakte kadar olağan ki dünya ve Avrupa şampiyonaları var. Oralardan altın madalya kazanabilmek çok bedelli bizim için, 4 yıl içinde bu madalyaları da toplayarak, 2028 için amaçlarımızı büyüteceğiz.” sözlerini kullandı.

    Madalya merasiminde çok heyecanlandığını anlatan Çavdar, “Jackie Chan tecrübesi hayatımda tadabileceğim en güzel şeylerden bir tanesiydi. ‘Böyle usta bir aktörden bu madalyayı alabilmek pastanın üstüne çilek oldu.’ diyebilirim. Görünce çok şaşırdım. ‘Gerçek mi?’ dedim. Çok samimiydi.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Oğuz Akbulut, 400 metre T12 finalinde 4. oldu

    Stade de France’da düzenlenen atletizm karşılaşmalarında erkekler 400 metre T12 sınıfında final koşusu yapıldı.

    Toplam 4 atletin yer aldığı finalde ulusal sportmen, 50.68’lik derecesiyle yarışı 4. sırada bitirdi.

    Bu kategoride altın madalyayı Faslı Mouncef Bouja, gümüş madalyayı ABD’li Noah Malone, bronz madalyayı ise Tunus’tan Rouay Jebabli elde etti.

  • YouTube’a Ebeveyn Denetimi Geliyor: Aileler, Çocukların Hangi Görüntüye Ne Yorum Yazdığını Bile Görebilecek

    Dünyanın en büyük görüntü platformu YouTube, hepimizin de bildiği üzere çocuklar ortasında da çok tanınan. Bu yüzden de onları korumak ve ziyanlı içerikleri görmelerini engellemek büyük kıymet taşıyor. Hâlihazırda çocukları muhafazaya yönelik özellik platformda bulunuyordu. Bu hafta onlar ortasına bir yenisi daha eklendi.

    Bu yenilik, ebeveynlerin çocukların YouTube üzerindeki aktivitelerini izlemesini sağlayan bir gözetim özelliği. Şirket, bu hafta boyunca dünya çapında kullanıma sunulacağını belirtmiş.

    Ebeveynler, hesaplarını çocukların hesaplarına bağlayabilecek

    Artık ebeveynlerin kendi YouTube hesaplarını çocukların hesaplarına bağlamaları mümkün olacak. Platforma nazaran bunu yapmak, onların çocukların aktiviteleri konusunda daha şuurlu olmalarına, ziyanlı içeriklerden onları müdafaaya ve platformda içerik oluşturma konusunda inançlı yaklaşımları sergilemeye yardımcı olacak.

    Hesaplar, Aile Merkezi üzerinden birbirine bağlanabilecek. Ebeveynler bağlandıklarında abonelikler, yorumlar, kaç yükleme yapıldığı üzere değerli ayrıntılara erişim sağlayabilecek. Ayrıyeten yeni bir görüntü yüklerlerse yahut canlı yayın başlatırlarsa da bağlı hesaba da e-posta bildirimleri gönderilecek.

    Son olarak özelliğin “karşılıklı kontrol” sunduğu eklenmiş. Yani hem çocuk hem de ebeveyn istediklerinde özelliği kapatabilecekler. Bu kısım biraz tuhaf zira çocukların ebeveynlerinin onları takip etmesini istememesi nedeniyle nezaret özelliği kapatma ihtimali çok yüksek.

    YouTube, çocuklara yönelik nezaret özelliklerinin bununla sonlu kalmayacağını ekledi. Şirket, yakında bilhassa ergenlik çağındaki çocukların aktivitelerini izlemeye yarayan daha fazla araç getirmeyi planlıyor.

  • Baraçlı: Zabıta şehirde güven demektir

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Zabıta Teşkilatı’nın kuruluşunun 198. yılı etkinlikleri kapsamında Zabıta Dairesi Başkanlığı personeliyle bir araya geldi. Zabıta teşkilatının kuruluş yıldönümünü kutlayan Genel Sekreter Baraçlı, “Zabıta demek şehirde güven demektir. Zabıtanın sahadaki kabiliyeti belediyenin gücüne güç katar. Kocaeli’de hizmet kalitemizi artırarak çalışmalarımıza devam edeceğiz” ifadesini kullandı. Seka Bahçe salonunda gerçekleşen buluşmaya İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı Bayram Bayram, Zabıta Dairesi Başkanı Arif Usta, şube müdürleri ve personel katıldı.

     

    ZABITA TEŞKİLATI 198 YAŞINDA

    Zabıta personelinin kuruluş yıldönümünü kutlayan Genel Sekreter Baraçlı, “Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak büyük projelere imza atıyoruz. Böyle bir şehirde zabıtanın önemi üst seviyede. Zabıtanın sahadaki kabiliyeti belediyenin gücüne güç katar. Bunun yanında Kocaeli büyüyen bir şehir. Büyüyen şehirde zabıtanın 12 ilçede etkin olabilmesi için çalışıyoruz. Sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar görevini yerine getiren ekiplere teşekkür ediyorum. Sizin çalışmalarınız, başarılarınız bizleri gururlandırıyor” dedi.

     

    PERSONELİ TEK TEK KUTLADI

    Kocaeli’nin gelecek için önemli hedefleri olduğunu belirten Genel Sekreter Baraçlı, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Yüzyılı hedefi var. Bizler yerel yöneticiler olarak çalışmalarımızla Cumhurbaşkanımıza destek vereceğiz. Gece gündüz şehirde gezerken Zabıta arkadaşlarımızı görüyoruz. Sizlerin çalışmalarını takdir ediyorum. İlçe belediyelerindeki zabıta arkadaşlarımızla entegrasyonu sağlayarak hizmet kalitemizi arttıracağız. Zabıta demek şehirde düzen, mutluluk, huzur ve güven demektir. Başkanımızın da Kocaeli için çok önemli hedefleri var. Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Genel Sekreter Hayri Baraçlı, Zabıta personeliyle tek tek tokalaşarak, kuruluş yıl dönümünü tebrik etti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Avrasya’nın biyoçeşitliliğine ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri belirlendi

    Ege Üniversitesi, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi, Özbekistan Andijan Devlet Üniversitesi ve Kırgızistan Oş Devlet Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen “II. Avrasya Biyoçeşitlilik Kongresi” sona erdi. Kongrenin ardından, bir kapanış bildirgesi yayınlandı. Kongreye, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Ayaz, Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerim Çiçek ve yurt içinden bilim insanlarının yanı sıra Özbekistan’dan 25, Azerbaycan’dan 24 ve Kırgızistan’dan 5 olmak üzere toplam 54 araştırmacı da yurt dışından katıldı.

    Kongreyi değerlendiren EÜ Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Ayaz, “Ege Üniversitesi olarak, kongreye ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduk. Etkinliğimizin, Avrasya bölgesinin biyolojik çeşitliliği ile ilgili karşılaştığımız zorlukları tartışmak ve çözümler üretmek adına önemli bir imkan sağladığını umuyoruz. Kongre boyunca, Avrasya’nın biyoçeşitliliğini koruma konusundaki güncel sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri ele alındı. Dört ülkeden 110 bildiri sunuldu. Özellikle genetik biyoçeşitliliğin korunması, istilacı türlerin biyoçeşitlilik üzerindeki etkileri, fotosentetik organizmaların korunması, mantar ve bakteri gibi mikroorganizmalar ve su ekosistemlerinin izlenmesi gibi geniş bir yelpazede sunulan bildiriler, bölgedeki biyoçeşitliliği koruma çalışmalarına ışık tuttu. Genetik biyolojik çeşitlilikteki sorunlar ve bitkilerde virüs direncinin geliştirilmesi üzerine yeni yaklaşımlar tartışıldı. Avrasya’da çoğunlukla omurgasız hayvanların korunması ve antropojenik etkilerin ekosistemler üzerindeki etkileri gibi konular da ele alındı. Ayrıca, istilacı böcek türlerinin biyoçeşitliliğe etkileri ve bunların yönetimi ile ilgili önemli bulgular paylaşıldı. Bitkilerin iklim değişikliği altındaki durumu ve nadir bitki türlerinin korunma stratejileri üzerinde duruldu. Mantarlar ve bakteri gibi mikroorganizmalarla ilgili oturumlarda ise simbiyotik ilişkilerin korunması ve bitki-mantar etkileşimlerinin ekosistem sağlığı üzerindeki rolü değerlendirildi. Su ekosistemlerinin biyolojik izleme ve bu ekosistemlerdeki biyoçeşitliliğin korunması da önemli başlıklar arasındaydı” diye konuştu.

    “Sürdürülebilir gelecek için iş birliği vurgusu”

    Prof. Dr. Ayaz, “Konferansta amacımızı, Avrasya’nın biyoçeşitliliğini koruma adına geniş kapsamlı bir bilgi paylaşımını ve iş birliğini teşvik etmekti. Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan’dan gelen katılımcılar, bölgesel iş birliklerini güçlendirmek ve ortak stratejiler geliştirmek için bir araya geldi. Bu sinerjinin, gelecekteki çalışmalara güçlü bir temel oluşturacağına inanıyoruz. Etkinliğin, 2025 yılında Özbekistan Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti Doğa Bilimleri Enstitüsü’nde yapılması planlandı. Hep birlikte daha sürdürülebilir bir gelecek için ülkeler arası iş birliği ve çalışmalara devam edilmesi vurgusu yapıldı. Son olarak, bu etkinliğin gerçekleşmesine katkıda bulunan tüm kurumlara, organizasyon komitesine ve özellikle katılım sağlayan bilim insanlarına teşekkür ediyoruz” dedi.  

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Gözden Kaçan Sinsi Hastalık: Hidrosefali

    Dolayısıyla bu sorunlar ya geçiştiriliyor ya da her biri için ayrı branşlardaki hekimlere başvurularak çözüm aranıyor. Oysa yaşam kalitesini ciddi boyutlarda etkileyen bu problemler “beyinde sıvı birikmesi” anlamına gelen “Yetişkin hidrosefalisi” hastalığına işaret edebiliyor. Yetişkinlerde gelişen hidrosefaliye tanı konulmasında güçlük çekildiğine dikkat çeken Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Acka “Hastalığa uzun süre tanı konulamamasının en büyük sebebi, hastanın yaşıdır.  Hastalar mevcut yakınmaların yaşlılığa bağlı doğal bir süreç olduğunu düşünerek tablo ağırlaşmadan hekime başvurmazlar. Bir diğer olası nedeni ise sorunların ileri yaşlarda  yaygın görülen sistemik hastalıklardan kaynaklandığının  düşünülmesidir. Yürüme güçlüğü, baş ağrısı ve idrar kaçırma gibi yakınmaların tek bir hastalık nedeniyle gelişebileceği bilinmediği için her soruna yönelik farklı branşlardaki doktorlara gidilir. Böylece hidrosefali yıllarca sinsi sinsi ilerleyerek hastanın konforlu bir yaşam sürmesinin önünde ciddi bir engel oluşturabilir” diyor.  Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Acka bu tür yakınmalarda mutlaka bir nöroloji veya beyin ve sinir cerrahisi uzmanlarına başvurulması gerektiğine işaret ederek, “Günümüzde tedavinin ardından sorunlar genellikle tümüyle ortadan kalkmakta ve hastalar kaliteli bir yaşam sürebilmektedir” diyor. 

     

    Halk arasında “beyinde su toplanması” olarak biliniyor                                                     

    Beynin iç tarafından salınarak, omurilik çevresi dahil sinir sistemi etrafında dolaşan sıvı, beynin dış yüzeyince emiliyor. Beyinde sıvı içeren boşluklarda veya ventrikül adlı su keselerinde aşırı miktarda beyin omurilik sıvısı birikmesine tıpta “hidrosefali”; halk arasında “beyinde su toplanması” deniliyor. Hidrosefali her yaşta ortaya çıkabilse de en sık bebeklerde ve 65 yaş üzeri yetişkinlerde görülüyor. Sıvı birikmesi yüksek basınca sahip olabiliyor veya basınç yüksekliği olmadan ve “Normal Basınçlı Hidrosefali” olarak adlandırılan şekilde gelişebiliyor. Normal Basınçlı Hidrosefali ileri yaştaki popülasyonda en yaygın görülen formu oluşturuyor. Öyle ki hastalık 80 yaş üstündeki her 100 kişiden yüzde 6’sını etkiliyor. Beyin omurilik sıvısındaki dolaşımın bozulması, emilimin azalması ve beyin dokusundaki bazı değişiklikler hidrosefaliye yol açıyor. Ancak bu değişimlere hangi faktörlerin neden olduğu ise henüz bilinmiyor. 

     

    Hastalık ilerlediğinde 3 temel belirti görülüyor

    Hastalığa ilişkin fiziksel ve bilişsel pek çok farklı belirti bulunuyor. Bu belirtilerin hepsi her hastada aynı anda gözlemlenmese de genellikle birkaçı bir arada görülüyor. Başlıca belirtiler arasında; baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma, yürüme zorluğu veya yürüyüş bozuklukları, denge veya koordinasyon kaybı, artan uyku eğilimi, idrar kaçırma, görme bozukluğu, bozulmuş bilişsel beceriler, hafıza kaybı ve hafif bunama yer alıyor. Ancak hastalık ilerledikçe yürüme zorluğu, idrar kaçırma ve bilişsel sorunlar olmak üzere 3 temel belirti klinik tabloya hakim oluyor: Koordinasyon kaybı, yavaş, titrek ve dengesiz yürüme tarzıyla karakterize olan “yürüme zorluğu” bu belirtilerden birini oluşturuyor. “Ani ve istemsiz idrar kaçırma” ikinci temel belirti olurken; hafıza sorunları, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve zihinsel işlevlerde azalma gibi “bilişsel sorunlar” da 3’üncü temel belirti arasında yer alıyor. 

    Diğer nörolojik hastalıklarla karışabiliyor!

    Normal Basınçlı Hidrosefali hastalığına tanı konulmasında güçlük yaşanmasının bir başka etkeni bazı nörolojik hastalıklarla ortak belirtilere sahip olması.  Bu nedenle değerlendirmenin deneyimli bir nöroloji veya beyin ve sinir cerrahı uzmanı tarafından yapılması önem taşıyor.  Tanı sürecinde önce hastalığın üç ana belirtisi gözlemlenerek klinik bir değerlendirme ve nörolojik muayene yapılıyor. Ardından sıvı birikimini görmek için manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılıyor.  Tanıdan emin olmak amacıyla “lomber ponksiyon” yöntemine başvurulduğunu ifade eden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Acka “Bu işlemde bel bölgesinden bir iğneyle beyin omurilik sıvısı örneği alınarak basınç ölçülmektedir. İşlem sıvı basıncının da düşmesini sağladığı için hastada klinik belirtiler düzelebilir. Bu tablo uygulanacak cerrahi tedavinin başarısına işaret eder. Bu tetkiklerin kombinasyonuyla hastalığa tanı konulmaktadır” diyor. 

    Genellikle cerrahi yöntemle tedavi ediliyor!

    Normal Basınçlı Hidrosefali’nin tedavisi semptomların şiddetine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre planlanıyor. Tedavi genellikle beynin omurilik sıvısının normal dolaşımını sağlamak amacıyla yapılan cerrahi yöntemleri içeriyor. Normal Basınçlı Hidrosefali bulunan hastalarda uygulanan tedavilerle, yürüyüş bozukluğu, idrar kaçırma ve hafıza bozukluğu gibi yakınmalar tamamen düzeltilebiliyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Acka bu hastalığın tedavisinde en yaygın olarak Ventrikülo-Peritoneal Şant Cerrahisi’nin uygulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Şant cerrahisinde ince bir tüp aracılığıyla beyin omurilik sıvısı biriktiği   bölgeden alınıp karın boşluğu, kalp zarı veya akciğer zarı gibi başka bir yere yönlendirilmektedir. Bu yöntem beyin ventriküllerinin normal boyutlarına dönmesine ve basıncın azalmasına katkı sağlamaktadır. Endoskopik üçüncü ventrikülostomi yönteminde ise normal sıvı dolaşımına imkan tanıyacak bir alternatif kanal açma işlemi yapılmaktadır.  Böylece beyindeki omurilik sıvısı doğrudan bir ventrikülden (su kesesi) diğer ventriküle akar ve normal sıvı dolaşımı restore edilir. Bazı durumlarda ise ameliyat yerine şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik ilaç ve fizik tedavi gibi yöntemler yeterli gelmektedir” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Karabağlar Belediyesi’nden eğitime sosyal destek

    Karabağlar Belediyesi, her ay düzenli olarak nakdi yardım ile giyim ve erzak yardımı yaptığı ailelerin çocuklarını unutmadı.

    Karabağlar Belediyesi, 9 Eylül’de başlayacak 2024-2025 Eğitim Öğretim Dönemi öncesi ilçede bulunan dar gelirli ailelerin çocuklarını unutmadı. Bu kapsamda, Karabağlar Belediyesi’nin Sosyal Destek Kartı ve Sosyal Butik’den  düzenli olarak yararlanan ailelerin çocuklarına, öğrenci başı 750’şer lira eğitim desteği verilecek.

    Eğitime destek kesintisiz sürüyor
    Karabağlar Belediyesi, sosyal belediyecilik kapsamında eğitime desteklerini aralıksız ve çok boyutlu olarak sürdürüyor. Atatürk Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu’yla yüzlerce öğrencinin uygun fiyat koşulları ve modern standartlarda konaklamasını sağlayan Karabağlar Belediyesi, KARBEM dershanesi aracılığıyla da her yıl binlerce öğrenciyi lise ve üniversitelere hazırlıyor. Ayrıca okulların bakım onarımları gerçekleştiriliyor, boya ve badana desteği veriliyor.

    Yeni eğitim ve öğretim yılı destekle başlayacak
    9 Eylül Pazartesi günü başlayacak yeni eğitim öğretim dönemi öncesi, ilköğretim ve liseye devam edecek öğrenciler unutulmadı. Karabağlar Belediyesi bu kapsamda, her ay düzenli olarak nakdi yardımda bulunduğu Sosyal Destek Kartı’na ve Sosyal Butik’den erzak ve giyim yardımından yararlanan vatandaşların çocuklarına öğrenci başı 750’şer lira daha yatıracak. Böylece aileler, çocuklarının okul gereksinimlerinden bir bölümünü bu sayede karşılayabilecek.

    Başkan Kınay: Yanlarında olmayı sürdüreceğiz
    Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, sosyal belediyecilik anlayışıyla hareket ettiklerini vurgulayarak, eğitim desteklerini de bu bakış açısıyla sürdürdüklerini söyledi. Karabağlar Belediyesi’nen her ay dar gelirli ailelere Sosyal Destek Kartı’yla nakdi yardımda, Sosyal Butik sayesinde de giyim ve erzak yardımında bulunduğunu belirten Başkan Kınay, “Yeni başlayacak eğitim öğretim dönemi öncesi bu ailelerimizin çocuklarını da unutmadık. İlkokul, ortaokul ve liseye devam eden çocuklarının eğitim masrafları için bütçemiz olanaklarımız kapsamında katkı sunmak istedik. Bizler geleceğin sahibi olan gençlerimiz ve çocuklarımızı eğitim hayatlarında yanlarında olmayı sürdürecek ve onların daha aydınlık yarınlara ulaşması için tüm gücümüzle çalışacağız. Tüm öğrencilerimize yeni dönemde başarılar diliyorum” dedi.
    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Genç teknoloji dahileri İstanbul’da unutulmaz bir deneyim yaşadı

     Yarışmanın en büyük ödülü ise, ilk üçe giren öğrencilerin İstanbul’da ağırlanarak eşsiz bir deneyim yaşamasıydı. İstanbul’a gelen öğrenciler, ‘İstanbul’u ilk defa gördük ve şehrin büyüklüğü, tarihi yerleri, Boğaz’ın güzelliği karşısında adeta büyülendik. Daha önce hiç şehir dışına çıkmamıştık, İstanbul’un bu kadar kalabalık ve canlı olduğunu bilmiyorduk. Her köşede farklı bir tarih, farklı bir güzellik var. Bu gezi, yarışmada derece almaktan bile daha heyecan vericiydi. İstanbul’da geçirdiğimiz bu günleri asla unutmayacağız’ dedi.

    Yarışmada dereceye giren ekiplerden 12 öğrenci ve 3 danışman öğretmen, Sunny Elektronik ev sahipliğinde İstanbul’da unutulmaz bir geziye çıktı. Iğdır Bilim Sanat Merkezi, Iğdır Aras Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Ağrı 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi öğrencileri için bu gezi, adeta hayallerin gerçek olduğu bir yolculuktu. Birçoğu daha önce şehir dışına çıkmamış olan bu genç yetenekler, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginlikleriyle tanıştı. Sultanahmet’te tarihi mekanları gezen öğrenciler, İstanbul Boğazı’nda tekne turu yaparak şehrin büyüleyici manzarasını keşfetti. Ayrıca, düzenlenen akvaryum gezisi de çocuklar için unutulmaz bir anı haline geldi.

     

    Adem Atmaca: Geleceğin mühendisleri ve yazılımcıları hazır

    Sunny Elektronik’in sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirilen Ağrı’nın Zirvesinde Teknoloji Yarışması, gençlerin mühendislik ve yazılım alanında gelişimlerini destekleyerek, onları profesyonel hayata hazırlıyor. Yarışmanın benzerlerinden farkını vurgulayan SUNNY Elektronik ve Hayrettin Atmaca Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Adem Atmaca, şunları söyledi: “Bu çocuklar günümüz mühendis ve yazılımcılarının kullandığı kodlama sistemleri ile yarışmaya katıldılar. Dolayısıyla, bu disiplin ve çalışma süreciyle her biri profesyonel hayatta çalışmaya hazır hale geliyor. Biz, doğduğumuz topraklara ve oranın gençlerine faydalı olacak projelerde yer almaktan gurur duyuyoruz.”

    Öğrenciler, İstanbul gezisinin yanı sıra Sunny Elektronik’in Esenyurt’ta bulunan 110 bin metrekarelik fabrikasını da ziyaret etme fırsatı buldular.  Adem Atmaca’nın bizzat rehberlik ettiği bu gezide, gençler teknoloji ve üretim süreçlerini yakından görme imkanı yakaladı. Bu deneyim, öğrencilere sektördeki işleyişi anlama ve gelecekteki kariyer hedefleri konusunda ilham verdi.

     

    Geleceğin teknoloji yıldızlarına yön veren bir yarışma

    Ağrı’nın Zirvesinde Teknoloji Yarışması, bölgedeki çocukları teknolojiyle tanıştırmayı, yeteneklerini keşfetmelerini sağlamayı ve onların çok yönlü bireyler olarak gelişmelerine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Yarışma, her yıl daha geniş bir kitleye ulaşarak, teknolojiye ilgi duyan ve bu alanda kariyer yapmak isteyen çocuklara ilham kaynağı olmaya devam ediyor. 139 projenin başvurduğu bu yılki yarışmada, finale kalan 20 ekip arasından seçilen ilk üç takım, hem büyük bir başarıya imza attı hem de İstanbul’da unutulmaz bir deneyim yaşadı.

    Sunny Elektronik ve Hayrettin Atmaca Vakfı’nın katkılarıyla düzenlenen bu proje, önümüzdeki yıl 14 ilin katılımıyla büyüyecek ve teknoloji alanında ülkemizin genç yeteneklerine ilham vermeye devam edecek.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Yıldız Zabıta Haftası’nı Kutladı

    Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, Zabıta Haftası kapsamında Zabıta Müdürlüğü personeli ile bir araya geldi. Başkan Yıldız, “İlçemizin huzur ve düzeninin sağlanması için gece gündüz çalışan zabıta personelimizin Zabıta Haftası’nı gönülden kutluyorum” dedi.

    Başkan Yıldız, Zabıta Teşkilatının 198’inci kuruluş yıl dönümü nedeniyle zabıta personeli ile Belediye Akvaryum Kafe Restoran’da düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi.  Zabıtanın belediyenin yüzü olduğunu belirten Başkan Yıldız özverili çalışmaları nedeniyle tüm personele tek tek teşekkür etti.

    “Esnaf ve vatandaşlarımızın memnuniyeti üst seviyede”

    İlçenin güvenliği ve kamu düzeninin korunması için gösterdikleri özverili çalışmalar nedeniyle mesai arkadaşlarına teşekkür eden Başkan Onur Emrah Yıldız, “Çiğli Belediyesi olarak, ilçemizin ihtiyaçlarına yönelik hizmet ve projeler üretmenin yanı sıra vatandaşlarımızın sağlığını, huzurunu ve güvenliğini korumak için de özveriyle çalışıyoruz. Zabıta Müdürlüğü personelimiz karşılaştıkları türlü zorluklara rağmen görevini büyük bir gayret ile yerine getiriyor. Sokakta, çarşıda, pazarda karşılaştığımız vatandaşlarımız ve esnafımız memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Bu da bizleri ayrıca mutlu ediyor. Tüm mesai arkadaşlarımızla gurur duyuyor, görevlerinde kolaylıklar diliyorum” diye konuştu. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kumar Bağımlılığı Hastalığının Çözümü: Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM)

    Kumar bağımlılığı, yalnızca bireyleri değil, aileleri ve toplumları da derinden etkileyen bir sorun olarak her geçen gün yaygınlaşıyor. Özellikle sanal kumarın yükselişiyle birlikte bağımlılık oranlarında ciddi bir artış gözlemleniyor. Bu bağımlılık, kişilerin maddi kayıplara uğramasıyla birlikte aile ilişkilerinde bozulmalar, duygusal çöküşler ve sosyal izolasyon gibi sonuçlar doğuruyor. Yeşilay, bu tehlikeli süreci durdurmak amacıyla Yeşilay Danışmanlık Merkezlerinde (YEDAM) tamamı bağımlılık alanında çalışan uzman psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan ekipler ile bağımlı bireylere ve bağımlı bireylerin yakınlarına ücretsiz psikoterapi ve sosyal destek hizmeti veriyor.

    Türkiye’nin 81 ili ve KKTC’de olmak üzere toplam 107 YEDAM bulunuyor. YEDAM’a 115 Danışma Hattı üzerinden ulaşılabiliyor. Bağımlı ve bağımlı yakınları, Yeşilay Danışmanlık Merkezinden aldığı destekle hayata yeniden tutunuyor, renklerini yeniden kazanıyorlar. 2015 yılından bu yana hizmet veren YEDAM’larda şu ana kadar gerçekleştirilen görüşme sayısı 316 bin.

    Son yıllarda, kumar bağımlılığı sebebiyle Yeşilay Danışmanlık Merkezleri’ne yapılan başvurularda ciddi bir artış yaşanıyor. YEDAM’a gelen başvuruların %37’si kumar bağımlılığı nedeniyle gerçekleşiyor. Bu oran, madde bağımlılığı nedeniyle yapılan başvurulara yakın seyrediyor. Türkiye genelindeki 107 adet Yeşilay Danışmanlık Merkezinin %34’ünde ise kumar bağımlılığı rehabilitasyon süreçlerine dahil olan danışan sayısı, diğer bağımlılık türlerinin önüne geçmiş durumda. Bir diğer önemli istatistik ise danışanların %75’inin arkadaşlarında da kumar oynama davranışı görülmesi.

    Kumar, bireylerin hem maddi hem de psikolojik sağlığını olumsuz etkilerken, aile içi ilişkilerde de derin yaralar açıyor. Meslek ayırt etmeksizin doktor, işçi, asker gibi farklı meslek gruplarındaki bireylerde de kumar bağımlılığı sıkça görülüyor. Bu durum, kumarın toplumun her kesimini etkileyen ciddi bir sorun olduğuna işaret ediyor.

    Kumarın Aile ve Toplum Üzerindeki Etkileri

    Kumar oynama bozukluğu, maddi zorluklar, aile içi çatışmalar, duygusal çöküşler ve sosyal bağların zayıflaması gibi olumsuz sonuçlar doğuruyor. 2023 yılında YEDAM’a başvuran kadınların sayısı, 2022’ye kıyasla iki katına çıktı. Bu artış, kumar bağımlılığının yalnızca erkeklere özgü olmadığını ve toplumun her kesimini etkilediğini ortaya koyuyor. Ayrıca, bağımlılıkla mücadele edenlerin %51’i spor bahisleriyle başlayarak, daha sonra casino oyunlarına yöneliyor ve bağımlılıkları derinleşiyor.

    Kumar bağımlılığının bir diğer önemli noktası, kazancın hızla karşılanması beklentisi. Öte yandan, kumarda yaşanan maddi kayıplar, onları daha fazla risk almaya itiyor. İyileşmek için harekete geçmekteki gecikmenin önemli bir nedeni ise, “ayıp olur” ya da “adı kötü anılır” gibi toplumdaki yaygın önyargılar. Oysa bağımlılık sorunu yaşayanların en kısa sürede uzman desteği alması, iyileşme sürecini de hızlandırıyor.

    Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “YEDAM’larda Türkiye’ye özgü geliştirdiğimiz bir bağımlılık psikososyal destek modeli uyguluyoruz”

    Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, kumar bağımlılığına karşı sundukları çözümün bireyler ve ailelere yönelik psikoterapi ve sosyal destek hizmeti sunmak olduğunu belirtti. Dinç, “Yıllara dayanan araştırmalar ve pratik deneyimlerle geliştirdiğimiz özel rehabilitasyon yöntemlerimiz, kumarın psikolojik tetikleyicilerine odaklanıyor ve bireylere sağlıklı başa çıkma becerileri kazandırıyoruz. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Motivasyonel Görüşme Teknikleriyle, kumar oynama isteğiyle nasıl başa çıkılacağını öğretiyoruz.” dedi.

    Dinç ayrıca, aile terapisinin önemine dikkat çekerek, “Kumar bağımlılığı sadece bireyi değil, tüm aileyi etkileyen bir sorundur. YEDAM’da sunduğumuz aile terapileri, rehabilitasyon sürecine ailelerin de dahil edilmesi, finansal yönetim becerilerinin kazandırılması ve aile içi güvenin yeniden inşa edilmesini içeriyor. Ailelerin bu sürece dahil edilmesi, iyileşme oranlarını ciddi şekilde artırıyor.” ifadelerini kullandı.

    YEDAM’da Sunulan Destekler ve Terapiler

    YEDAM’da kumar bağımlılığıyla mücadele eden bireylere ve ailelerine, ücretsiz bireysel ve grup terapileri sunuluyor. 18 oturumdan oluşan bireysel terapiler ve 5 oturumdan oluşan aile grup terapileri, bağımlılıkla mücadelede güçlü bir destek sağlıyor. Grup terapisine katılan bireyler, yalnız olmadıklarını fark ederek rehabilitasyon sürecinde dayanışma ortamı oluşturuyor.

    Bir yıllık düzenli psikolojik destek programını tamamlayan bireylerde, iyileşme oranlarında gözle görülür bir artış sağlanıyor. İyileştirilmeyen kumar bağımlılığı, borçlanma, iş kaybı ve yasal sorunlar gibi ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Yeşilay, kumar bağımlılığıyla mücadele etmek ve rehabilitasyona erişimi kolaylaştırmak amacıyla çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Alanında uzman psikolog ve sosyal hizmet uzmanları, bağımlılıktan kurtulma yolunda kişilere rehberlik ediyor. Ayrıca adım adım sağlıklı bir yaşam yolunda destek veriyor. Doç. Dr. Mehmet Dinç, doğru destekle kumar bağımlılığının üstesinden gelmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, Yeşilay’ın bu mücadelede kişilerin ve ailelerin yanında olduğunu belirterek, 115 numaralı destek hattından 7 gün 24 saat danışmanlık alabileceklerini ifade etti.

    Kamuoyuna Önemli Çağrı

    Doç. Dr. Mehmet Dinç, aile terapisinin kumar bağımlılığını önlemedeki katkısını şu sözlerle ifade etti: “Bağımlı ve bağımlı yakınları 115 Danışma Hattı’mızı arayarak YEDAM’dan randevu alabilir ve bu hizmetten ücretsiz faydalanabilirler. Aile terapisi, kumar bağımlılığının yalnızca bireyi değil, tüm aileyi etkilediğini göz önünde bulundurarak tasarlandı. YEDAM’da ailelere sunduğumuz destek, kumar oynayan bireyin rehabilitasyon sürecine dahil edilmesi, finansal yönetim, sınırların belirlenmesi ve güvenin yeniden inşa edilmesi gibi kritik konuları içeriyor. Ailelerin bu sürece dahil edilmesi, iyileşme oranlarını ciddi şekilde artırıyor. Kumar bağımlılığı, bireysel bir sorun olmaktan öte, ailevi ve toplumsal bir sorundur. Ancak doğru destekle iyileşme mümkündür. Kumar bağımlılığı problemine yakalanmış kardeşlerimize bu işin tedavisi olduğunu, çözümü olduğunu, yolun sonu olmadığını ifade etmek istiyoruz. Beraber bu problemi çözelim istiyoruz, biz yanlarındayız, uzman arkadaşlarımız yanlarında. Türkiye’nin her yerinde, bu kardeşlerimizi hayata döndürmek ve problemlerini çözmek için hizmetlerindeyiz”.

     

     

     Kumar Oynama Bozukluğu Verileri (Kaynak: Yeşilay Danışmanlık Merkezleri)

    Başvuru yapan kişilerin yaş ortalaması 34 

    -Başvuru yapan kişilerin %97’si erkek

    -Başvuru yapan kişilerin %53’ü evli

    -Başvuru yapanların %85’inin eğitim düzeyi lise ve üzeri 

    -Kumar oynama davranışı bireylerde, %67 oranında spor bahisleri oynama ile başlıyor ve yaş ortalaması 21,31 

    -Kumar oynama davranışını sürdüren bireylerin, en sık oynadığı kumar çeşidi %51 oranıyla spor bahisleri olurken, ikinci sırada %40 oranıyla casino oyunları yer alıyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ani Gelişen Ayaklarda Güçsüzlük ve Şiddetli Sırt Ağrısı Sonucunda Kalp Damarlarının Yırtıldığını Öğrendi

    Kendisi yıllar önce kilosundan dolayı diyete başlayabilmek için çocuk doktoruna gidiyor. Doktorunun göğüs kafesine bakması ve dikkatini çeken bir durum olduğundan dolayı kardiyoloji bölümüne yönlendirdi. Doktorun yönlendirmesi üzerine kardiyoloji doktora sevk edilen Müslüm 2 kalp kapakçığının birleşerek tek kalp kapakçığının olduğunu öğrendi. 

    2022 yılının eylül ayında Liseyi bitirdikten sonra açık kalp ameliyatı oldu. İyi bir puanla Hemşirelik bölümünü kazanan Müslüm düzenli olarak kontrollerini yaptırıyordu. Kontrollerinin sonucunda damar genişlemesi olduğunu öğrendi. Bir gece yemek yerken ansızın bir şekilde sırtına gelen ağrıyla yere yığıldı. Belini ve bacaklarını hissetmeyerek konuşamaz hale geldi. A Acı halde kıvranarak araçla hastane yolundayken otoyolda ambulansa nakledildi. 

    Gaziantep’te 3 gün yoğun bakımda kalarak hayat mücadelesi verdi. 

    ‘Ameliyat Olabilmem İçin Zamanla Yarışıyordum’ 

    ‘’İlk ameliyatımı yapan doktorla babam araştırma içerisindeydi. Çok kısa bir zaman içerisinde ameliyat olmam gerektiği için iyi bir doktor bulmamız gerekiyordu. Bir böbreğimde böbrek yetmezliği meydana geldi ve bacaklarım gün geçtikte hareket edememekten yürüyemez hale getirdi. Devletimizin sayesinde acil olarak uçak ambulansla alınıp buraya getirildim.‘’

    ‘Umutlarımızın Tükendiği Anda Doktorumuzu Bulduk’

    Baba Mehmet Açar ‘’Çok riskli bir ameliyat olduğundan çok korkuyorduk. Ankara’dan Erzincan’dan Gaziantep’ten aramadığımız doktor kalmadı. Çok şükür ki umutlarımızın tükendiği anda riski göze alıp ameliyat edecek doktorumuzu bulduk. Sağlık Bakanlığımızın yardımıyla ambulans uçakla akşam hava alanından alınarak İstanbul’a getirildi. Zamanla yarışıyorduk gelir gelmez ameliyatı başladı.’’

    Kritik Ameliyat 10 saat Sürdü 

    Akşam saat 19.00’de uçak ambulanstan gelir gelmez ameliyata alınan Müslüm sabah saat 04.00 gibi ameliyattan çıktı. Baba ‘’Aynı gün ikinci ameliyatına saat 09.00 gibi alındı. Ameliyathane kapısında beklemek çok zordu. İki ameliyata da peş peşe alındığı için korkuyorduk fakat çok şükür ki ikisi de çok başarılı geçti. Genetik olarak hiçbirimizde kalp hastalığı olmadığından Müslüm bizi çok korkutmuştu Allah devletimize zeval vermesin tüm desteklerini seferber ettiler buraya gelebilmemiz için.’’ İfadelerinde bulundu.

    Artık Müslüm de Sağlığına Kavuştu

    Genç yaşında olmasına rağmen üst üste aynı gün 2 kalp ameliyatını başarıyla atlatan Müslüm ‘Ailemde kalp hastalığı genetik değildi bende çıkmasına çok şaşırmıştık. Hastalığımın daha da ilerlemesi beni çok korkutmuştu. Çok zor zamanlar geçirdim şu an daha iyi hissediyorum.‘’ şeklinde duygularını dile getirdi.

    Prof. Dr. Mehmet Altuğ Tunçer ‘’hastamız 18 yaşından bir Aort Diseksiyonu nedeniyle Gaziantep’te ameliyat olduktan 2 sene sonra ani gelişen ayarlarda güçsüzlük ve sırt ağrısıyla tekrar hastaneye başvuruyor. Ayaklarda ciddi bir hareketsizlik böbreklerde akut böbrek yetmezliği sonucu ambulans uçakla Gaziantep’ten hastanemize geliyor. Hastanemizde çok başarılı bir şekilde ameliyatını gerçekleştirip gerekli kontrolleri yaptıktan sonra güzel ve sağlıklı bir şekilde hastamızı uğurluyoruz’’ ifadelerinde bulundu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • TechTalks’ta yeni çağ açılımı Kuzuloğlu, “İnsanın insanı yönettiği son kuşak olabiliriz”

    “Teknoloji” temasıyla kapılarını açan 93. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda  tarih, teknoloji ve günümüze dair unutulmaz buluşmaların yaşandığı TechTalks etkinliğinde teknoloji yazarı M. Serdar Kuzuloğlu İzmirlilerle buluştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın katılımcıların arasında izlediği Kuzuloğlu, “Yeni Çağın Yeni Marifetleri” başlıklı konuşmasında, “İnsanın insanı yönettiği son kuşak olabiliriz. Biz bundan sonra insanları değil yapay zekayı ikna etmek zorunda kalacağız” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde “Teknoloji” temasıyla ve “Zamanın Ötesine Geçiyoruz” sloganıyla 93’üncü kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) kapsamında İZFAŞ ile İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ iş birliğiyle düzenlenen “TechTalks” etkinliğinde teknoloji yazarı ve trend avcısı M. Serdar Kuzuloğlu konuştu. İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde büyük ilgi gören söyleşiyi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da katılımcılar arasından izledi.

    “Değişim ve dönüşüme karşı bir mesafemiz var”

    “Yeni Çağın Yeni Marifetleri” başlıklı sunumunda 30 yıllık gazetecilik kariyerinden örnekler veren Kuzuloğlu, “Teknolojiden beslenen trendleri aktarmaya çalışıyorum. Dünyanın nasıl değişip dönüştüğünü bir anlamda tercüme etmeye çalışıyorum. Dünya bugünkü teknolojilerle nerelerde değişiyor ve bu resmin içinde bize nerede bir yer var? Hangi meziyetlerimizle bu dünyada var olmaya devam edeceğiz? İşlevsel, faydalı anlamlı birey, kurum, ulus olmayı nasıl başarabiliriz? İşim dönüşümleri takip etmek ve aktarmak. Bir şey fark ettim. Teknolojiye hepimiz meraklıyız, ilgiliyiz. Zengini, fakiri, yaşlısı, genci ve özellikle Türk toplumu teknoloji imkanları konusunda çok iştahlı. Bir şeyler değişiyor güzel ama ‘bana bir şey olacak mı’ diye soruyoruz. Değişim ve dönüşüme karşı bir mesafemiz var. Değişim dönüşüm çok heyecan verici ama tehditler daha çok kafamızı kurcalıyor” dedi.

    “İnsanın insanı yönettiği son kuşak olabiliriz”

    Değişim ve dönüşüm sürecinde iş hayatı ve eğitim sistemi ile ilgili de konuşan Kuzuloğlu, “Bu değişim dönüşüm sürecine rağmen ne iş dünyası ne eğitim sistemimiz değişti. Bugünkü düzen ve hiyerarşi aslında dinamiklerine ait olmayan bir düzen. O yüzden ne çalışan ne yönetici ne müşteriler memnun. Büyük bir memnuniyetsizlik var. Bütün bu şirketlerin çoğu ne yaptığını bile anlatamıyor. Her şeyden kusursuzluk bekliyoruz. Öyle bir beklenti setiyle yaşıyoruz ki insan bu denklem içinde bir çıban gibi gözümüze batıyor. Bütün bunları yapay zeka dediğimiz mevzuyla aşmaya çalışıyoruz. Dil bilimi olarak baktığımızda yapay negatif bir kavram. Mesela; gülüyor ama yapay bir gülüş deriz. Zekaya geldiğinde tam aksine küçümseyici bir anlamdan çıkıp daha yüceltici bir anlama geliyor. Yapay zeka bizden daha kudretli bir zekaymış gibi konumlanıyor. Yapay zeka her anlamda daha kolay iman ettiğimiz bir şey. Görüşlerini çok daha kabul ettiğimiz bir şey. Her şeyimize algoritmalar karar veriyor. İnsanoğlu dünyanın en kolay manipüle edilen yaratığı.  Bu kadar fazla seçeneğimizin olduğu dünyada hiçbirimizin aklı, fikri, zihni karar verecek kadar huzurlu değil. Sürekli olarak meşgulüz. Sürekli kafamızda bir şeyler var. Şu an modern insanın dikkat eşiği 40 saniyeye düştü. İnsanın insanı yönettiği son kuşak olabiliriz. Biz bundan sonra insanları değil yapay zekayı ikna etmek zorunda kalacağız” açıklamasında bulundu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bu proje ile Ege Sultani Üzüm, puf kurutma yöntemi ile cips formuna getirilecek

    Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Figen Ertekin’in yürütücülüğünü yaptığı “Puf Kurutulmuş ve Akışkan Yatak Kaplama Sisteminde Probiyotik ile Zenginleştirilmiş Üzüm Atıştırmalıklarının Üretimi, In Vitro Sindirimi ve Depolama Stabilitelerinin İncelenmesi” başlıklı proje TÜBİTAK 1005 Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.

    Proje ekibini makamında ağırlayarak tebrik eden Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemiz akademisyenleri,  insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda nitelikli ve yenilikçi projeler hazırlamaya devam ediyorlar. Üniversitemiz Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyemiz Prof. Dr. Figen Ertekin’in yürütücülüğünü yaptığı Rektör Yardımcımız Prof. Dr. İlkin Şengün hocamızın da araştırmacı olarak görev aldığı proje TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazandı. Tam akredite, öğrenci odaklı, araştırma üniversitemizin bilim üretme misyonuna sundukları katkıdan dolayı proje ekibimizi tebrik ediyorum” dedi.

    “Probiyotik ile kaplanarak zenginleştirilecek”

    Projenin amacı ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Figen Ertekin, “Projede ülkemizin çok önemli tarımsal ürünü olan Ege Sultani üzümün, puf kurutma yöntemi ile cips formuna getirilmesi, takiben akışkan yatak kaplama sistemi ile probiyotik suş (L. plantarum ATCC 8014) + kabak çekirdeği unu süspansiyonu ve pektin çözeltisi ile iki katmanlı kaplanması ve üretilen probiyotik ile zenginleştirilmiş üzüm cipsinin in vitro sindirim özelliği ile 3 ay boyunca depolama stabilitesinin incelenmesi, dolayısıyla probiyotik ile zenginleştirilmiş sağlıklı üzüm atıştırmalıklarının üretimi ve karakterizasyonu amaçlanmaktadır. Ayrıca üretim esnasında atık değerlendirme, potansiyel sinbiyotik formülasyonun süt ürünleri dışında bir üründe uygulanması gibi faaliyetlerde gerçekleştirilecektir. Bu amaçla, mikrodalga, dondurarak kurutma ve sıcak hava kurutma yöntemleri ile farklı nem içeriklerine ön kurutulmuş üzümlere patlatmalı puf kurutma yöntemi uygulanarak üzümler, cips veya atıştırmalık olarak da bilinen tekstürel açıdan tüketicinin beğenisini kazanacak bir ürün formuna getirilecek, ardından akışkan yatak kaplama sistemi ile probiyotik bakteri ile kaplanarak zenginleştirilecektir” diye konuştu.

    “Kuru üzüme katma değer kazandırılacak”

    Prof. Dr. Figen Ertekin, “Bireyin ihtiyaç duyduğu önemli monosakkaritleri ve mineralleri bünyesinde bulunduran kuru üzüme katma değer kazandırılması ve birtakım fonksiyonellik katılması tüketiminin artmasına ve toplum beslenmesine katkı sağlayabilir. Coğrafi işaretli beyaz çekirdeksiz Sultani üzümlerinin cips formuna getirilmesi, ayrıca yan ürün olan kabak çekirdeği unu kullanılarak yenilebilir filmler ve bunların probiyotiklerce zenginleştirilmesi, fonksiyonellik kazandırılması projenin özgün yönünü oluşturmaktadır. Probiyotik mikroorganizmaların çok az kullanım alanı bulduğu meyve cipsleri ve atıştırmalık ürünlerle birlikte tasarlanması sonucu hedeflenen ürünün başarıya ulaşması mümkün olabilir. Ayrıca bu ürünün, hem geleneksel hem de vegan-vejetaryen beslenme rejimini tercih eden tüketicilerin taleplerini karşılayabilme potansiyelinin bulunduğu da düşünülmektedir. Bu ürünler paketlenerek sağlıklı atıştırmalık formunda tüketilebileceği gibi aynı zamanda kahvaltılık gevrekler, müsliler gibi hızlı tüketim ürünlerinin içerisine de ilave edilerek bu ürünlerin sağlıklı ve besleyici özelliklerinin geliştirilmesine yönelik kullanımları da mümkün olacaktır. Böylelikle ülkemizde üretilerek patentlenebilecek bu ürünün, ülkemizin rekabet gücünü hem atıştırmalık hem de kahvaltılık gevrek alanlarında arttırması mümkün olacaktır. Hatta iki alana da hizmet eden probiyotik ile zenginleştirilmiş bu vegan ürünün yurt dışına ihracatı da mümkün olan bir diğer durumdur” dedi.

    Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Figen Ertekin’in yaptığı projede,  Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İlkin Şengün araştırmacı, Özgül Altay, Ayşegül Kırmızıgül Peker ise bursiyer olarak görev alıyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Küçükçekmece’de Okullar Yeni Eğitim-Öğretim Yılına Hazır

    Küçükçekmece Belediyesi, 2024-2025 eğitim öğretim yılına sayılı günler kala eğitime destek olmaya devam ediyor. İlçedeki anaokul, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki eğitim kurumlarında hazırlıklar sürerken, ilçe genelinde ihtiyaç duyulan okullarda bakım, tadilat, boya, temizlik ve dezenfeksiyon çalışmaları belediye ekipleri tarafından özenle gerçekleştiriliyor.

    Kemal Çebi: Yeni eğitim-öğretim yılında öğrencilerimize başarılar diliyorum

    Eğitimde fırsat eşitliğinin önemine değinen Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, “Öğrencilerimizin daha temiz, konforlu ve hijyenik bir ortamda eğitim almalarına olanak sağlamak için her sene olduğu gibi bu yıl da ihtiyaç duyulan okullarda eğitime desteğimiz devam ediyor. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında tüm öğrenci ve öğretmenlerimize başarılar diliyorum ’’ dedi.

    Okullar öğrenciler için hazır hale getirildi

    Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından ilçedeki 96 okulda; bahçe temizliği, okul içlerinde temizlik çalışmaları ve dış boyama işlemleri yapılırken, Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri 157 okulda kent donatıları tamir ve bakımı ile çim biçme işlerini gerçekleştirdi. Veteriner İşleri Müdürlüğü personelleri tarafından ilçedeki 160 okulda Sağlık Bakanlığı onaylı ve toplum sağlığına uygun ilaçlama ve dezenfeksiyon çalışması yapılırken, Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri ise, parke ve bordür çalışması, okul çizgi çalışması, okul içindeki lavabolardaki ve diğer noktalardaki teknik malzeme eksiklerinin giderilmesini sağladı. Ayrıca İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından okullarda ihtiyaç duyulan noktalara atık pil ve geri dönüşüm kutuları yerleştirildi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Christian Stein, Renault Group’un İletişim Başkanı olarak atandı

    Christian Stein, 16 Eylül’den itibaren, şirketten ayrılan Stéphanie Cau’nun yerine Renault Group İletişim Başkanı olarak göreve başlayacak. Renault Group CEO’su Luca de Meo’ya bağlı olarak çalışacak olan Stein, Grubun tüm faaliyetlerinin iletişiminden sorumlu olacak. 

     

    “Christian’ın deneyimi, tüm ülkelerdeki etkimizi güçlendirmemize olanak tanıyacak”

     

    Konuyla ilgili açıklama yapan Renault Group CEO’su Luca de Meo, “Christian’ın yönetim ekibimize katılmasından büyük mutluluk duyuyorum. Christian uzun yıllardır benimle birlikte çalışıyor ve ona olan güvenim tam. İş dünyasından iletişime uzanan uzmanlığı ve zorluklara karşı iştahıyla, çalışanlarımıza ve tüm dış paydaşlarımıza yönelik iletişimde belirleyici bir rol oynayacak ve kendimize koyduğumuz iddialı hedeflere ulaşmamıza katkı sağlayacak. Uluslararası deneyimi; markalarımızın gücünü ve Renault Group’un tüm ülkelerdeki etkisini desteklememize ve güçlendirmemize olanak tanıyacak. Bu sayfayı çevirirken, simgesel ürünlerin lansmanında ve tarihi sonuçların duyurulmasında dinamik ve önemli katkılarda bulunan Stéphanie’ye de içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Kendisine bundan sonraki projelerinde başarılar diliyorum” dedi. 

     

    Christian Stein kimdir?

     

    Christian Stein, kariyerine 1991 yılında PSA’da başladı ve 2011 yılına kadar burada kalarak satış ve pazarlama departmanında artan sorumluluklar üstlendi. Bu yıllar boyunca Belçika, Fransa, İspanya ve Birleşik Krallık arasında çalışıp, yaşadı. Hem merkezi hem de ulusal düzeyde deneyim kazandı.

     

    2011 yılında SEAT markasının Küresel Pazarlama Direktörü olarak Volkswagen Grubu’na katıldı ve 2015 yılından itibaren SEAT S.A. ve SEAT ve CUPRA markaları için Küresel İletişim ve Halkla İlişkiler Direktörlüğü görevini üstlendi.

     

    Christian Stein, yurtdışında geçirdiği 20 yılı aşkın sürenin ardından Kasım 2020’de Renault Group’a Marka İletişimi Direktörü olarak katılarak Fransa’ya döndü ve Kasım 2023’te Ampere’de Gelirler ve Müşteri Deneyimi Direktörü (Director of Revenue & Customer Experience) oldu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 6 Eylül 2024 şok aktüel eserler kataloğu! ŞOK’a Kahve makinesi geliyor

    ŞOK market 6 Eylül tarihlerinde geçerli olacak olan aktüel eserler kataloğu yayınlandı. ŞOK markette bu hafta için hazırlanan aktüel indirimli eserlerde dokumadan, paklık eserlerine kadar birçok şeyi raflardan satın alabilirsiniz. İşte çok merak edilen ŞOK 6 Eylül 2024 aktüel eserler kataloğu

    Haftanın ŞOK aktüel kataloğunda bu hafta teknolojiden mesken aletlerine, mutfak gereçlerinden, giysiden çocuk dokumasına kadar pek çok indirimli eser ve sürpriz eserler yer alıyor. 6 Eylül 2024 tarihleri aralığında alabileceğiniz haftanın fırsat eserleri ortasında beğeneceğiniz çok hoş eserler bulunuyor. Pekala, ŞOK market 6 Eylül 2024 tarihleri aralığında geçerli olacak eserler listesinde öteki neler var? İşte karşılıklar:

    6 Eylül şok aktüel

    Polisan Quartz Tavan Boyası 17,5 kg 299 TL’den

    Polisan Quartz Silikonlu İç Cephe Boyası 10 Kg 249 TL

    Dyonem 2,5 Litre 249 TL

    Dyo Hobilux Boya 0,9 Litre 199 TL

    6 Eylül şokta neler var

    Slazanger Bayan / Erkek Modal Kumaş T-Shirt 179 TL

    Slazanger Erkek Ribanalı Eşofman Altı 229 TL,

    Slazanger Erkek Sıfır Yaka Sweatshirt 229 TL

    Slazanger Erkek Kapüşonlu Sweatshirt 229 TL

    şok aktüel eylül 2024

    Polisan Akrilik Mastik 29,95 TL 

    Polisan Plastik Silikon Tabancası 49,95 TL.

    Polisan X7 Eldiven 19,95 TL,

    Polisan Çelik Pense 199 TL,

    Polisan Yan Keski 179 TL

    Polisan Kargaburun 169 TL

    ŞOK AÇILIŞ VE KAPANIŞ SAATLERİ

    ŞOK, A101, BİM, cumartesi günleri hafta içinde olduğu üzere 09.00-21.00 saatleri ortasında hizmet yapıyor. 

  • İstanbul’a gelen Rus yolcunun valizinden 20 bin tane çıktı! Hepsi canlı canlı ele geçirildi

    Rusya’dan İstanbul Havalimanı’na gelen bir Rus yolcunun valizlerinde yapılan denetimlerde çuvallar içinde 20 bin canlı tıbbi sülük bulundu. Tıbbı sülükleri yasadışı yollarla ülkeye sokmaya çalışan Rus vatandaşına ise 1 milyon 312 bin 408 TL idari para cezası uygulandığı bildirildi.

    Rusya’dan İstanbul Havalimanı’na gelen bir yolcunun valizlerinden çıkanlar gündem oldu. 

    Edinilen bilgiye nazaran; İstanbul Havalimanı Gümrük Koruma grupları, 29 Ağustos’ta İstanbul Havalimanı’na gelen yabancı asıllı yolcudan şüphelenince yolcunun valizleri gümrük grupları tarafından X-Ray aygıtında arandı. Yapılan incelemeler sonucu yolcunun valizinde canlı tıbbi sülükler olduğu belirlendi.

    Gördükleri karşısında büyük bir şok yaşayan gümrük takımları durumu Arnavutköy Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Su Eserleri Denetim görevlilerine bildirdi. Kelam konusu Rusya vatandaşının, CITES (Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Çeşitlerinin Memleketler arası Ticaretine Ait Sözleşme) kapsamında korunan canlı tıbbi sülükleri ülkeye yasadışı sokmaya çalıştığı ortaya çıktı.

    SÜLÜKLERE EL KONULDU

    Rusya vatandaşının CITES belgesi ibraz edememesi üzerine, 1380 sayılı Su Eserleri Kanun’u kapsamında 19 kilogram yükünde ve 20 bin adet büyük uzunluk canlı tıbbi sülüğe el konuldu. Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü tarafından bu sülüklerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verildi ve adabına uygun sistemlerle bertaraf edildi.

    Tıbbı sülükleri yasadışı yollarla ülkeye sokmaya çalışan şahsa 1 milyon 312 bin 408 TL idari para cezası uygulandı.

    İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

    Azerbaycan’da yeni doğan bebek görenleri büyüledi! Bayan Doğum Uzmanı hoşluğuna dayanamadı

  • IC Holding’de CEO Görevini Can Çaka devraldı

    İSTANBUL (İGFA) – Kuruluşunun 55. yılını kutlayan IC Holding’de, 2019’dan bu yana CEO’luk görevini başarıyla yürüten Murad Bayar, bu görevi Eylül 2024 itibarıyla Can Çaka’ya devretti. Çaka, IC Holding ve Grup Şirketlerinin 2028 vizyonu çerçevesinde yenilikçi yatırımlar, stratejik büyüme, operasyonel verimlilik, sürdürülebilirlik ve küresel gelişim alanlarında liderlik yapacak.

    Yarım asrı aşkın tecrübesiyle inşaat, enerji, altyapı, turizm ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren IC Holding, Can Çaka’nın vizyoner yönetiminde küresel pazarlardaki gücünü daha da artırmayı hedefliyor. Çaka, uluslararası deneyimi ve yenilikçi bakış açısıyla IC Holding’de kurumsal kültürü güçlendirme, inovasyon ve teknolojik dönüşüm gibi kritik alanlarda stratejik adımlar atılmasına öncülük edecek.

    2019’dan bu yana CEO olarak IC Holding’in kurumsal gelişimine yön veren Murad Bayar ise yeni dönemde Yönetim Kurulu Murahhas Aza olarak görevine devam edecek ve stratejik karar alma süreçlerinde IC Holding yönetimine katkı sunmayı sürdürecek.

    Bu atamalarla birlikte IC Holding, sürdürülebilir büyüme ve küresel rekabetteki gücünü pekiştirme hedefi doğrultusunda, faaliyet gösterdiği sektörlerde liderliğini sağlamlaştırarak geleceğe emin adımlarla ilerlemeyi planlıyor.

    CAN ÇAKA KİMDİR?

    1994 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Can Çaka, 1998 yılında aynı üniversitede MBA programını tamamladı. 1997 yılında Anadolu Grubu’na katılan Çaka, bu süreçte Strateji ve İş Geliştirme Direktörü, Mali İşler ve Yatırımcı İlişkileri Direktörü ve Anadolu Grubu Mali İşler Başkanı gibi önemli pozisyonlarda görev aldı. 2019 yılında Anadolu Grubu’nda Grup Başkanlığı görevini üstlenen Çaka, bu dönemde Strateji, Yatırım, Sistem Gelişimi ve Dijital Dönüşüm gibi yenilikçi projelere liderlik etti. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, iş dünyasının iklim krizi ve kalkınma çabalarına katkı sağlamak amacıyla UN Global Compact Türkiye ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu’nda gönüllü olarak yer aldı.

  • Mortal Kombat 1’e Gelecek Kesim Karakterinden Oynanış Görüntüsü

     
    Yayıncılığını Warner Bros. Games ve geliştiriciliğini NetherRealm takımının üstlendiği dövüş aksiyon oyunu Mortal Kombat 1 genişleme paketi “Khaos Reigns” ve “Kombat Pack 2” karakteri Dal için orijinal bir oynanış fragmanı yayınlandı. Bu sayede karakterin nasıl bir yapıya sahip olduğunu ve hangi komboları gerçekleştirdiğini görebiliyoruz.
     
    Sektor karakterinin dövüş yetenekleri sergilendi
     
     
     
    Khaos Reigns genişleme paketi 24 Eylül tarihinde yeni kıssa kısımları ve Kombat Pack 2 ile birlikte çıkacak. Khaos Reigns ve mevcut ‘Kombat Pack 1’i içeren bir paket de satışa sunulacak. Kombat Pack 2 genişleme paketi dışında bağımsız bir karakter paketi sunulmayacak.
     
    Ateş Rabbi Liu Kang’ın yeni devrinde Kesim karakteri Lin Kuei kültürünün içinde büyüdü. Babası usta bir zırhçı, annesi ise önde gelen bir savaşçıydı. Bu engin silah bilgisi ve ailesinden geçen dayanılmaz dövüş hünerleri Sektor’u eşi gibisi olmayan bir dövüşçü yaptı.
     
    Mortal Kombat 1 şu anda PlayStation 5, Xbox Series, Switch ve PC için mevcut durumda. Oyunun PC sürümü ise Steam ve Epic Games Store üzerinden satışa sunuldu.
     
     

  • İSO/Bahçıvan: Yeni OVP’deki enflasyonla mücadele önceliğini çok değerli buluyoruz

    Foreks – İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Yeni OVP’deki enflasyonla mücadele önceliğini çok değerli buluyoruz” dedi.

    Bahçıvan’ın açıklaması şöyle:

    “Yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Özellikle enflasyonla mücadeleyi iş ve ekonomi dünyamızın en büyük hedefi olarak gördüğümüzden dolayı; yeni OVP’de bu konunun temel felsefe olarak ele alınması noktasındaki kararlı duruşunu çok önemli ve değerli buluyoruz.

    Ancak toplumun bu mücadeleye olan inancının oluşması için yapılması gereken fedakarlıklar noktasında bir uyumun olması da kaçınılmaz. Bu bağlamda yine OVP yılları için konulan büyüme oranlarını bu enflasyon hedeflerine ulaşılmasında biraz iyimser bulduğumuzun bilinmesini isteriz. Çünkü OVP’de 2025-2027 arası enflasyon tahminleri ile büyüme tahminleri arasında bir tutarsızlık bulunmaktadır. Enflasyonla mücadeleye halkın güvenmesi çok büyük önem taşırken bu tür tutarsızlıklardan kaçınılması gerektiğini, sağlıksız bir yüksek büyüme yerine; ekonominin gerçekleriyle uyumlu, sürdürülebilir nitelikli bir büyümenin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorum.”

    Sanayinin üretiminde uzun vadeli katma değer ve nitelik artışı için konulan hedefler de önemli. Fakat dezenflasyonist süreçten kaçınılmaz olarak etkilenecek olan reel sektörümüzün, başta finansmana erişim olmak üzere bu sürece adapte olmasına dönük, güçlü, proaktif tedbir ve önlemlere de ihtiyaç olduğunun altını çizmek durumundayız.

    Her zaman belirttiğimiz istihdam odaklı hedeflerin ve politikaların yeni OVP’de bulunmasını da çok olumlu buluyoruz. Ama unutmamalıyız ki nitelikli istihdam yaratabilmenin yolu uzun vadeli eğitim politikalarından geçmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin uzun vadeli istihdam ihtiyaçlarını gözeten eğitim politikalarının da artık OVP’lerde yön belirleyici bir şekilde bulunması gerektiğinin altın çizmek isteriz.

    Kabul etmek gerekirse geçtiğimiz yıl açıklanan OVP, hedeflerini önemli ölçüde tutturması açısından toplumsal bir referans olmuştur. Umuyoruz ki bu OVP de kararlılıkla uygulanacak. Böylece geçen yıldan gelen olumlu motivasyonla, kredisini güçlü bir şekilde koruyacak bir OVP dönemi daha yaşayacağız.”

  • Zorlu Gerçeklerden Uzaklaşmayan Sanat Sergileri

    Başka bir çığır açan seçim. Başka bir korkunç arka plan, Gazze’deki kabustan – nasıl analiz ederseniz edin – Sudan, Kongo ve Ukrayna’ya. Başka bir demagoji ve kötü niyetli tartışma sezonu küreselleşti.

    Yani… gidip sanata mı bakayım? Evet, her zamankinden daha fazla.

    Her zaman olduğu gibi dünyayı belgelemek ve yorumlamak ve içinde yaşama olasılıkları önermek sanatçılara ve küratörlere düşüyor – ve yaşamak birlikteiçinde — titiz ve özgür yollarla. Ve güzel de, lütfen. Tüm bunlar kurumsal politikalar ve piyasanın kaprisleriyle ve birçokları için kendi ekonomik güvencesizliklerinin sarsıcı gerçekliğiyle pazarlık yaparken.

    Ve işte iyi haber: Görülecek çok şey var. Bu sonbaharda özellikle iki büyük girişim için heyecanlıyım – Beklenti. 6New Orleans’ta üç yılda bir düzenlenen ve tema üzerine bir dizi sergi “Panafrika”tarafından demirlenmiş Chicago Sanat Enstitüsü— taze fikirler vaat eden ve küresel bağlantılar öneren. Ve eğer seçimlerim New York’tan uzaklaşırsa, bunu Amerikan yaratıcılığının sürekli yenilendiği bölgelerdeki sergi yapımcılarına bir selam olarak düşünün.

    Tam zamanında oldu New Orleans’ın beklentisi(2 Kasım – 2 Şubat 2025) bu yoğun seçim yılının zirvesinde geliyor. İlk olarak 2008’de düzenlenen üç yıllık etkinlik, siyahi ve yoksul Amerikalıların kırılganlığını vurgularken toplumsal ilerleme ve devlet yeterliliği hakkındaki yanılsamaları paramparça eden Katrina felaketinden sonra kuruldu. Şu anda altıncı edisyonunda olan Prospect, turizm ve soylulaştırma ile ilişkisini ve yerel sanatçılar için etkilerini sürekli olarak müzakere etmesi gerekse de uluslararası devredeki yerini sağlamlaştırdı.

    Bu yılki edisyon biraz ürkütücü bir başlıkla geliyor: “Gelecek Şimdide, Haberci Evde”Zen koan’ı gibi duyulsa da aslında şehirle ilgili bir önermedir. Sanat yönetmenleri için — Çağdaş Sanat Müzesi Denver’da kıdemli küratör olan Miranda Lash ve Abanoz G. PattersonJamaika doğumlu sanatçı New Orleans, sömürgecilik dalgaları, köle ticareti ve plantasyon ekonomisi, petrol ve gaz çıkarma ve şimdi de aşırı iklim hassasiyetiyle şekillenen geçmiş ve geleceğin bir laboratuvarıdır.

    Didier William’ın “Lanetli Topraklar: Lanetli Sınırlar”, 2021. Kredi… Didier William; James Fuentes Galerisi, New York aracılığıyla
  • Michael Keaton Michael Keaton Michael Keaton

    Yakında çıkacak olan bağımsız komedi-drama “Goodrich”te, Michael Keaton’ın canlandırdığı, orta yaş krizinin sonlarında kaybolmuş Los Angeles’lı bir sanat simsarı karakterinin, New Age’ci bir potansiyel müşteriyi kazanmak için bir nefes atölyesine katılmayı kabul ettiği bir sahne var. Kurulumlar açısından, bu biraz yumuşak bir hedef: Kaliforniya’nın woo-woo’sunda boğulan, sudan çıkmış balık Boomer.

    Ama yüzü küçük bir umut ve kaygı kasırgası olan aktör, “yüksek titreşimini” bulmaktan daha fazlasını yapıyor. Sallanıyor, örüyor ve bir tür serbest stil tai chi deniyor; görünmez arı sürüsüne vuruyor ve ilkel bir çığlık atıyor (aslında daha çok boğulmuş bir çığlık gibi). Bu, “Goodrich” yazarı-yönetmeni Hallie Meyers-Shyer’ın senaryoyu tasarlarken öngördüğü Keaton.

    “Bunu %100 onu düşünerek yazdım,” dedi, “Eğer hayır deseydi, onu ve kendimi arka bahçeye gömerdim.” .

    Ve bu, yapımcı Tim Burton’ı Keaton’ı yaklaşık kırk yıl boyunca beş filmde oynatmaya zorlayan aynı öngörülemezlik duygusu, belirli bir joker parıltısıdır; en sonuncusu “Beetlejuice Beetlejuice”dir. Burton, “Michael’a sadece ‘Beetlejuice’de veya hatta ‘Batman’de baktığınızda, gözlerinde bir tür bakış vardır,” dedi. “Bu yüzden onun Batman olmasını istedim, çünkü ona baktığınızda, ‘Bu, istemek“Yarasa gibi giyin.” Ne demek istediğimi anlıyor musun? Gözlerinin ardında çok zeki, komik, tehlikeli ve bir nevi çılgınca bir şey var.”

    Orijinal “Beetlejuice” filminde başrol oynayan Winona Ryder ve Michael Keaton, “Beetlejuice Beetlejuice” için geri dönüyor. Kredi… Warner Bros.

    Ağustos ayının sonlarında bir sabah, Manhattan’ın merkezindeki sessiz bir otel salonunun köşesine yerleşen Keaton pek de manyak gibi görünmüyordu. İnce örgülü kumaştan ve dar pantolonlardan oluşan şık ve havalı baba üniforması giymiş olmasına rağmen, 72 yaşında bile hala incecikti (Perşembe günü 73 yaşına girdi) ve o kadar yumuşak konuşuyordu ki bazen onu kapuçino makinesinin üzerinden duymak zor oluyordu.

  • ‘Kimse Bunu İstemiyor’da Adam Brody İnancını Koruyor

    Adam Brody’nin bar mitzvah’ı altı ay gecikti. Neredeyse hiç yapılmadı. Bu, 1990’ların başında Kaliforniya, San Diego’daydı ve boş zamanlarının çoğunu sörf yaparak geçiren Brody, İbranice okuluna ancak baskı altında katıldı. Çok az başka Yahudi tanıyordu.

    “Uzun, düz sarı saçlar istiyordum,” dedi. “Bütün idollerimin adı Shane’di.”

    On yıl sonra, toplum kolejinde yüzeysel bir görev, Los Angeles’a ani bir taşınma, bir avuç televizyon tekilliği ve “Gilmore Girls”te kısa bir yaydan sonra, Brody Amerika’daki en ünlü Yahudi (aslında yarı Yahudi) lise öğrencisi oldu. (Aslında 23 yaşındaydı, bu da hayran kitlesini biraz zorlaştırdı.) Güneşin öptüğü gençlik romantik dram komedisi “The OC”de Seth Cohen rolüyle, sözlüğe tatil sözcüğü “Chrismukkah”ı sokan kıvırcık saçlı bir gönül yarasını canlandırdı.

    “Adam’ın tam da Adam olma özelliği var,” diyor “Nobody Wants This”in yönetmeni Valerie Faris. “Ama aynı zamanda karakter için de mükemmel.”

    “The OC”nin yaratıcısı Josh Schwartz, Seth’e kendinden çok şey kattı. Ancak Brody, bir röportajında, sadece inek olarak görülebilecek bir karaktere karizma ve sörfçü havası kattığını söyledi. Schwartz, Brody hakkında “O hırslı bir Yahudi” diye şaka yaptı.

    “OC” dört yıl sonra sona erdi. (Plaj TV’si yalnızca belirli sayıda araba kazası ve aşk üçgenine yer verebilir ve 20’li yaşlardakiler sonsuza dek gençleri oynayamaz.) Brody sonraki yirmi yıl boyunca film ve televizyon arasında mekik dokuyarak istikrarlı bir şekilde çalıştı. Çoğunlukla bir tema olan iyi adam temalı varyasyonlar oynadı, ancak bunlar her zaman iyi olmuyor. Santa Monica’daki öğle yemeğinde bana hatırlattığı gibi, “Hak ettiğim tecavüzcü ve katil rolleri var.”

    Ancak Brody’nin yeteneği komedidir — duygusal karmaşıklıklarla dolu bir komedi. 2022’deki sınırlı dizi “Fleishman Is in Trouble”da izleyicilere bunu hatırlattı; bu dizide bir başka hırslı Yahudi’yi, sevimli bir finans adamını canlandırıyor. (Bu göründüğünden daha zor.) Şimdi Los Angeles’lı bir haham olan Noah’ın (Brody) açık sözlü Yahudi olmayan bir podcaster olan Joanne’e (Kristen Bell) aşık olmasıyla ilgili bir Netflix romantik komedisi olan “Nobody Wants This”in yıldızı. 26 Eylül’de yayınlanacak.

  • Nio hisseleri, Q3 teslimat tahmininin beklentileri aşması ile yükselişe geçti

    Nio (NIO) hisseleri, elektrikli araç (EV) üreticisinin üçüncü çeyrek için beklentilerin üzerinde teslimat tahmini açıklamasının ardından Perşembe günü piyasa öncesi işlemlerde yaklaşık %5 yükseldi.

    Çinli otomobil üreticisi, Q3 teslimatlarının 61.000 ile 63.000 araç arasında olmasını bekliyor ve bu rakam 56.770 olan konsensüs tahminini aşıyor. Gelirin 19,11 milyar yuan ile 19,67 milyar yuan arasında olması beklenirken, analistler 19,32 milyar yuan öngörüyordu.

    İkinci çeyrek için NIO, geçen yılın aynı dönemine göre %99 artışla 17,45 milyar yuan gelir bildirdi ve bu rakam 17,38 milyar yuan olan tahminin biraz üzerinde gerçekleşti.

    Şirket, geçen yılın aynı dönemindeki %1’e ve tahmin edilen %8,74’e kıyasla %9,7’lik bir brüt kar marjı elde etti.

    NIO’nun Q2 teslimatları toplam 57.373 araç olarak gerçekleşti ve bu rakam bir önceki yılın 23.520 rakamına göre önemli bir artış gösterdi ve tahmin edilen 55.332’nin üzerinde kaldı.

    Araç satışları geçen yılki 7,19 milyar yuan’a kıyasla 15,68 milyar yuan’a ulaştı ve 15,4 milyar yuan olan tahmini aştı. Araç kar marjı ise geçen yılki %6,2 ve tahmin edilen %11,5’e kıyasla %12,2’ye yükseldi.

    NIO’nun kurucusu, yönetim kurulu başkanı ve CEO’su William Bin Li, “2024’ün ikinci çeyreğinde NIO, 57.373 premium akıllı elektrikli araç teslim ederek rekor kırdı ve Çin’de 300.000 RMB’nin üzerindeki fiyat segmentinde batarya elektrikli araç pazarının %40’ından fazlasını ele geçirdi,” dedi.

    “Üçüncü çeyrek için toplam teslimat hacminin bir başka rekor kırması ve pazar payını daha da sağlamlaştırıp genişletmesi bekleniyor.”

    Bu makale yapay zeka desteğiyle oluşturulmuş ve çevrilmiş olup bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla bilgi için Şartlar ve Koşullarımıza bakınız.

  • Çin, 2024’ün ilk yarısında en fazla çip üretim ekipmanı alan ülke oldu

    Nikkei’nin yakın tarihli bir raporuna göre Çin, çip üretim ekipmanlarına en fazla harcama yapan tek ülke olarak bir numaraya yerleşti. Küresel çip endüstrisi derneği SEMI’ın verilerine göre ise Çin, 2024 yılının ilk yarısında önemli yarı iletken ekipmanlarına 25 milyar dolar harcayarak ABD, Tayvan ve Güney Kore’nin toplamından daha fazla harcama yaptı.

    Durum, Çin yarı iletken endüstrisi için daha da hızlanacak gibi görünüyor. Çünkü ülkenin 2024 yılının tamamı için 50 milyar dolardan fazla harcama yapması bekleniyor. Ancak Çinli şirketler, Batı’nın yaptırımları altında olduğundan ve 7nm altında çipler yapmak için gelişmiş EUV (Aşırı Ultraviyole) litografi ekipmanlarını tedarik edemedikleri için bu alanda tam olarak öncü değiller.

    Harcamaların çoğu olgun düğüm yonga üretim tesislerine tahsis edildiği belirtiliyor. “İkinci kademe” olarak adlandırılan bu şirketler, büyük harcamaları yönlendiriyor ve sayıları da oldukça fazla. Nikkei; 10, 12 ve 16nm gibi olgun düğümlerle çalışan en az on firma olduğunu bildiriyor.

    En çok harcama yapan ülke olan Çin, aynı zamanda birçok şirket için başlıca gelir kaynaklarından biri. Applied Materials (AMAT), Lam Research (LRCX) ve KLA gibi ABD’li çip üretim ekipmanı şirketleri için Çin’den yapılan alımlar, son üç aylık gelirlerinin sırasıyla %32, %39 ve %44’ünü oluşturdu.

    Tokyo Electron (8035), Haziran ayında gelirlerinin %49,9’unu Çin’e sipariş olarak kaydederken Hollanda devi ASML (ASML) de %49’unu Çin’e bağladı. Çin yarı iletken endüstrisinin tamamen kendi kendine yeterlilik sağlaması ve büyük sermaye harcamalarının devam etmesi bekleniyor.

    Bu haber ilk olarak Techolay sitesinde yayımlanmıştır

  • Bu Sezonun En Çok Beklenen 10 Sanat Gösterisi

    Önümüzdeki sezonda en çok heyecanlandığım sanat etkinliklerinden birkaçı düzgünce paketlenmiş ve kataloglanmış gösteriler değil. Çok mekanlı gösterişler, kurumsal kendini kutlamalar veya bir durumda, anıtsal bir koleksiyonun tekrar görülebilmesi.

    Getty sponsorluğundaki Los Angeles projesi, eskiden Pacific Standard Time olarak biliniyordu ve yaklaşık 70 ayrı, az çok eş zamanlı sergiden oluşuyordu ve Eylül ayının başlarında büyük bir sezon başlangıcı olacak. Serinin 2011 ve 2017’deki önceki iki enkarnasyonu da tema olarak LA merkezliydi. Yenisi, “PST Sanatı: Sanat ve Bilim Çarpışıyor” (15 Eylül-16 Şubat 2025),kapsamı daha geniştir ,Güney Kaliforniya’dan kalkış yaparak diğer yerlerin yanı sıra uzaya doğru yola çıktı.

    PST’nin konuları arasında ortaçağ Avrupa astrolojisi, Mezoamerikan sanatındaki kozmolojik kavramlar ve siberpunk sineması yer alacak. Çekiç Müzesitemel ekolojik gösteriyi sunacak, “Nefes(e): İklim ve Sosyal Adalete Doğru”ve de NASA’nın Jet Tahrik Laboratuvarıbulacağız “Karışık Dünyalar: Gezegenler Arası Hayal Gücünde Deneyler”Haber materyallerine göre, zaman yolculuğunu, sismik perküsyonu ve Mars rüzgarlarına dalmayı içerecek olan bu şarkının hepsi, doğruyu söylemek gerekirse, benim de çok sevdiğim Los Angeles’a özgü.

    Chicago’nun da şehir çapında bir projesi var. “Chicago Boyunca Panafrika”20. yüzyılın başlarında ivme kazanan Pan-Afrikanizm’in kültürel ve politik kavramını inceleyen, sezonluk bir dizi gösteri. Bir hareket olarak hem birliği hem de VeDünya genelinde Afrika kökenli insanların çeşitliliği, eski Mısır’a kadar uzanıyor, Black Lives Matter’ın günümüze ve geleceğe doğru ilerliyor. Merkez parça ” Siyah Bir Gezegen Projesi: Pan-Afrika’nın Sanatı ve Kültürü” Chicago Sanat Enstitüsü’nde (15 Aralık-30 Mart 2025),Sömürgecilik, kendini ifade etme ve Siyahlığın çeşitli tanımlarına değinen yaklaşık 350 nesneden oluşan bir gösteri, Neubauer Kültür ve Toplum Koleji, Chicago Üniversitesi ve Chicago Sanat Kulübü’nde uydu sunumlarıyla .

    Kerry James Marshall’ın “Africa Restored (Cheryl as Cleopatra)” 2003. Chicago Sanat Enstitüsü’ndeki “Project a Black Planet” adlı sergi, “Panafrica Across Chicago” girişiminin merkezinde yer alacak. Kredi… Chicago Sanat Enstitüsü

    Chicago kadrosunu tamamlayacak olanlar: Mısır’a Uçuş: Siyah Sanatçılar ve Antik Mısır, 1876-Günümüz ”Metropolitan Sanat Müzesi’nde (17 Kasım-17 Şubat 2025),Siyah kültürel figürlerin sanat, edebiyat ve bilimde eski Mısır imgeleriyle etkileşime girme ve özdeşleşme yollarını gösteren bir sergi. Sergi, müzenin muhteşem Afrika, Asya ve Avrupa koleksiyonlarından tarihi parçaları seçecek ve aralarında geç ve ötesinde büyük caz müzisyeninin de bulunduğu çağdaş sanat yıldızlarının firavunvari bir şekilde güçlü bir araya gelmesinin eserlerini de içerecek Güneş Rave genç Los Angeles sanatçısı Lauren HalseyGeçtiğimiz yıl Afrofütüristik Dendur Tapınağı versiyonunun Met Çatı Bahçesi’ne ışınlandığı bildirildi.

  • Nico Williams: “Irkçılığa son verilmeli”

    Athletic Bilbao forması giyen Nico Williams’tan Real Madrid’de oynayan meslektaşı Vinicius Junior’a dayanak geldi.

    Vinicius’un ırkçılıkla ilgili kelamlarına takviye veren Williams, “Vinicius doğruları söyledi. Büyük bir oyuncu olduğu için hakarete uğruyor. Buna bir son verilmeli. Kimi insanların maçı izlerken futbolculara hakaret etmek yerine oyundan keyif alması gerekiyor.” dedi.

    VINICIUS NE DEMİŞTİ?

    İspanya’daki ırkçılıktan sık sık yakınan Vinicius Junior, “2030 yılına kadar bu durum düzelmezse Dünya Kupası için öteki bir yer bulunması gerekecek. Oyuncular bu türlü bir ülkede kendilerini rahat ve inançta hissetmez” kelamlarını kullanmıştı.

  • Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrii Sybiha’yı yeni dışişleri bakanı olarak önerdi

    Foreks – Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy, Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrii Sybiha’yı yeni dışişleri bakanı olarak onaylamasını istedi.

    Parlamentonun Perşembe günü ilerleyen saatlerde onaylaması beklenen Sybiha’nın adaylığı, Zelenskiy’nin ülkenin “yeni enerjiye” ihtiyacı olduğunu söylediği Şubat 2022’de savaşın başlamasından bu yana Ukrayna hükümetinde yapılan en büyük değişikliğin bir parçası.

    Parlamento, Ukrayna’nın kamuoyuna en yakın yetkililerinden biri olan Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba’nın istifasını kabul etmişti. Parlamento ayrıca son iki gün içinde iki başbakan yardımcısı ve birkaç bakanın istifasını da onayladı.

    Kariyer sahibi bir diplomat olan Sybiha birkaç yıl boyunca Zelenskiy’nin ofisinde çalışmış, dış politika ve stratejik ortaklıkları denetlemişti.

    Analistler Ukrayna’nın dış politikasında bir değişiklik beklemediklerini ifade ettiler. Rusya ile savaş sırasında dışişleri bakanı, dış politikanın pek çok kilit meselesinde cumhurbaşkanlığı makamına karşı genellikle ikinci planda kalmıştı.

    Parlamentonun Perşembe günü hükümetin yenilenmesi kapsamında sekiz yeni bakanı daha ataması bekleniyor.

    Zelenskiy, Kiev’in “zafer planı” olarak adlandırdığı planı önemli bir müttefik olan Başkan Joe Biden’a sunmak üzere bu ay içinde ABD’ye gitmeye hazırlanıyor.

    Alman Spiegel dergisinin haberine göre Zelenskiy ayrıca Cuma günü Ukrayna’ya silah tedarik eden Ramstein grubu ülkelerinin toplantısına da katılacak.

  • İstanbul’da dört kişilik ailenin aylık yaşam maliyeti 69 bin TL’ye dayandı

    Investing.com – İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul’da Yaşam Maliyeti araştırmasının Ağustos ayı sonuçlarını açıkladı.

    Rapora göre, İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir önceki yılın aynı ayına göre %61,84 oranında arttı.

    Dört kişilik ailenin yaşam maliyeti 68.933 TL oldu

    İPA’nın verilerine göre, İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 68.933 lira olarak hesaplandı. Bu, bir önceki aya göre %3,58’lik bir artışı ve ortalama olarak 2.383 liralık bir maliyet artışını işaret ediyor.

    Yaşam maliyetindeki bu yükseliş, özellikle temel tüketim maddelerinin fiyatlarındaki artışlarla açıklanıyor.

    Tuvalet kağıdı fiyatı %124 arttı

    Raporda, temel tüketim maddelerinin yıllık fiyat değişimleri de yer aldı. En çarpıcı artış %124,77 ile tuvalet kağıdında gerçekleşti.

    Diğer ürünlerdeki yıllık artış oranları ise şöyle:

    • Yumurta: %31,32
    • Un: %64,35
    • Tavuk Eti: %72,66
    • Salça: %30,04
    • Çay: %56,16
    • Nohut: %64,07
    • Beyaz Peynir: %60,59
    • Tereyağı: %44,22
    • İç Çamaşırı (Erkek): %63,49
    • Eşofman (Kadın): %39,65
    • Çorap (Çocuk): %102,72

    Aylık değişimler

    Ağustos ayında tuvalet kağıdı fiyatı aylık bazda %4,88 oranında artış gösterdi. Çay fiyatları %7,78, un fiyatları ise %6,44 oranında yükseldi. Bunun yanında, nohutta %1,50 oranında bir fiyat düşüşü gözlendi.

    İPA’nın açıkladığı veriler, İstanbul’da yaşayanlar için ekonomik zorlukların arttığını ve yaşam maliyetinin giderek yükseldiğini gözler önüne serdi. Özellikle temel tüketim maddelerinin fiyatlarındaki belirgin artış, vatandaşların günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor.

Başa dön tuşu