Milli sportmen Tuna Böncü, bowlingdeki üstün başarılarıyla ABD’deki Indiana Tech Üniversitesi’nden burs kazanarak Türkiye’yi memleketler arası alanda gururlandırdı.
Federasyondan yapılan açıklamaya nazaran, bowlinge 10 yaşında başlayan Tuna, hem genç hem de A Ulusal Grup takımına seçilmeyi başardı.
San Marino’da düzenlenen Akdeniz Bowling Şampiyonası’nda grubuyla gümüş madalya kazanan Tuna, Finlandiya’daki Avrupa Gençler Şampiyonası’nda ise kişiselde çeyrek finale yükselerek Türkiye ismine bir birincisi gerçekleştirdi. Tuna, burslu olarak eğitim hayatına yurt dışında devam etme fırsatı buldu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tuna Böncü, “Indiana Tech Üniversitesi’ne bowling başarılarım sayesinde burslu olarak seçilmek, benim için hem büyük bir onur hem de uzun yıllar süren çalışmalarımın karşılığını aldığım bir dönüm noktası oldu. Bu muvaffakiyet, sırf ferdî bir kazanım değil, tıpkı vakitte Türkiye’de bowling sporunun gelişimi ismine da kıymetli bir adım. Türkiye Bocce, Bowling ve Dart Federasyonunun bana sunduğu imkanlar, bu süreçteki en büyük destekçilerimden biri oldu. Federasyonumuzun düzenlediği kamplar, turnuvalar ve daima teşvikleri olmasaydı, bu noktaya gelmem tahminen de mümkün olmazdı.” sözlerini kullandı.
Tuna, genç bowling atletlerine ise “Asla pes etmesinler, her vakit daha uygununu başarmak için gayret sarf etsinler. Disiplin, özveri ve sabırla yapılan her idman, uzun vadede karşılığını veriyor. Bu sporda başarılı olmanın yolu, yalnızca fizikî becerilerden değil, tıpkı vakitte mental güçten ve azimden geçiyor.” tavsiyelerinde bulundu.
Saç bitine, çocuklarda ve insanların bir ortada bulundukları okul, yurt, kışla ve cezaevi üzere yerlerde daha sık rastlandığını söyleyen uzmanlar, aileleri bit salgınına karşı uyardı. Pekala bit yumurtaları nasıl anlaşılır ve yok edilir? Pire, bit ve sirkeyi yok eden en tesirli usul hangisidir? İşte tahlili:
Eylül ayında okulların açılmasıyla birlikte, saç bitlerinin yayılma riski artıyor. her çocuğun başına gelmiş en olumsuz şeylerden biri olan saç biti, genellikle ılıman ve soğuk iklimlerde, bilhassa bahar ve kış aylarında daha sık rastlanan ve hala varlığını koruyan parazitlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kaşıntı, deride gıdıklanma formunda belirtilerle ortaya çıkan bit, baş derisinde emdiği kanla beslenerek tüm kafatasını kaplıyor. Bitlerden kurtulmanın yolları ve paklık usulleriyle ilgili dikkat edilmesi gerekenler hem çocukların hem de ailelerin sıhhatini korumak için değerli.
Bitler, ekseriyetle temas yoluyla bulaşır ve bilhassa kalabalık ortamlarda, paylaşılan eşyalar yahut yakın temas sonucu kolay kolay yayılabilirler. Hayatta kalabilmek ve üreyebilmek için konakçısının kanına muhtaçlık duyan bitler, çoklukla sıcak ve nemli ortamları tercih ederler.
7 GÜNDE OLGUN BİTE DÖNÜŞÜYOR!
Uzman Dr. Orkan Karaca, okulların açılmasıyla birlikte saç bitlerine karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Karaca, “Görülme sıklığında, coğrafik durum, etnik yapı, iklim ve hijyenik şartlar üzere pek çok faktörün değerli rolü bulunuyor. Saç bitine, çocuklarda ve insanların bir ortada bulundukları okul, yurt, kışla ve cezaevi üzere yerlerde daha sık rastlanmaktadır. Saç biti 2-4 mm 6 bacaklı ve kan emen bir böcektir. Saç biti her 3-6 saatte bir tükürük enjekte ederek beslenir. Erişkin dişi bit 30 gün boyunca her gün 5-6 yumurta bırakır. Genç bir bitin 3 etaplı bir hayat döngüsü vardır. 7 günde olgun bite dönüşür. Bit konağın dışında 3 gün, sirke ise 10 gün canlı kalabilir” açıklamalarını yaptı.
SAÇ BİTİ YUMURTALARI NASIL YOK EDİLİR?
Saç biti yumurtalarını öldürmenin en tesirli metodu doktor kontrolünde uygulanan benzil alkol ya da permetrin losyonu, kuru saça spinosad unsurlu ilacın uygulanması ve 10 dakika sonra saçın yıkanması, saça sirke uygulanmasıdır. Ayrıyeten bit şampuanları, bit losyonu ve bit tarağı ile bir arada kullanıldığı durumda saç derisinde bulunan bitler uzaklaştırılabilir.
SAÇ BİTİ YUMURTALARI NASIL YOK EDİLİR?
Saç biti yumurtalarına karşı meskende doğal yollardan yararlanılabilir ancak bu metotlar ilaç kadar tesir etmeyebilir. Konutta saç bitine karşı Hindistan cevizi yağı, beyaz sirke, hint yağı üzere eserler kullanılabilir.
Eğer bit ve sirkeler saçtan uzaklaştırılmazsa tekrarlama mümkünlüğü yüksektir. İlaç tedavisi 7-10 gün içinde tekrar uygulanabilir. Etkilenen kişinin bit yahut sirke barındırabilecek şahsî eşyaları bit ve sirkelerden arındırılmalı ve öbürleri tarafından kullanılmamalıdır.
Eski Başkan Richard M. Nixon, 1971 yılında uyuşturucuya karşı savaş başlattıktan ve madde kullanımını ülkenin “1 numaralı halk düşmanı” olarak adlandırdıktan iki yıl sonra, Oval Ofis’te düzenlenen bir toplantıda çarpıcı bir itirafta bulundu.
Mart 1973’te Beyaz Saray’da danışman ve yardımcılarından oluşan küçük bir gruba konuşan Nixon, esrarın “özellikle tehlikeli olmadığını” bildiğini söyledi.
Küresel çapta uyuşturucu kullanımını azaltmanın “topyekün bir saldırı”yı gerektirdiğini açıkça savunan Nixon, Amerikalıların esrar suçları için karşılaştıkları sert cezalar konusunda özel olarak da huzursuzluğunu dile getirdi. Nixon, Oval Ofis görüşmesi sırasında “Cezalar suçla orantılı olmalı,” dedi ve yakın zamanda öğrendiği bir davada 30 yıllık bir hapis cezasını “gülünç” olarak nitelendirdi.
Açıklamalar, yakın zamanda geniş çapta erişilebilir hale gelen bir dizi kaset arasında başkanın gizli kayıt sistemine kaydedildi. Minnesota’daki kenevir endüstrisinin bir lobicisi, saatlerce kasetleri inceledi ve Nixon döneminin önde gelen tarihçilerinin açıklayıcı bulduklarını söylediği açıklamalara rastladı.
Cızırtılı, bazen duyulması zor kayıtlardaki yorumlar, federal hükümetin uyuşturucu sınıflandırma sistemini uygulayan ve esrarın kötüye kullanıma en yatkın ve kanıtlanmış tıbbi değeri olmayan maddeler kategorisine ait olduğuna karar veren başkanın düşüncesine şaşırtıcı bir bakış sağlıyor. Bu tanımlama, elli yıldır milyonlarca tutuklamaya yol açtı ve bu da orantısız bir şekilde siyahi insanları etkiledi ve esrarın terapötik potansiyelini titizlikle inceleme çabalarını engelledi.
Nixon, Oval Ofis’te danışmanlarıyla yaptığı toplantıda uyuşturucu politikasını görüştü.
Donanım Haber olarak GIST 2024 fuar alanındaki standları sizler için gezdik. Bakalım bu yıl hangi firmalar hangi oyun ve teknolojileriyle fuar alanında yerini almış?
Foreks – Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) nezdinde pay senedi yatırımcı sayısı geriledi.
MKK’nın açıkladığı yatırımcı ve hesap sayılarına göre, pay senedi yatırımcı sayısı 13 Eylül ile sona eren haftada bir önceki haftaya göre 81 bin 783 kişi azaldı. Böylece pay senedi yatırımcı sayısı 7 milyon 428 bin 793 seviyesinden 7 milyon 347 bin 10’a indi.
Aynı hafta pay senedi değeri ise 13,22 trilyon TL’den 13,09 trilyon TL’ye geriledi.
Geçtiğimiz günlerde futbolu bırakan Diego Perotti, Fenerbahçe devrine dair bir itirafta bulundu.
İzahı olmayan bir sakatlık yaşadığını açıklayan Perotti, “Futbol tarihinde eşi gibisi olmayan bir sakatlık yaşadım. Fenerbahçe’de oynadığım devirde 2021 Ocak ayında bir doktor bana diz bağ birliğimin neredeyse büsbütün yırtıldığını açıkladı. Bu kopmanın yürek parçalayıcı bir durum olduğuna şahit oldum. Bu sakatlık futbolda birinci sefer birinin başına geliyordu. Dünyada bunu yaşayan 8 kişi vardı ve 7’si trafik kazasında olmuştu. Birinci sefer futbolda bu türlü bir şey yaşandı. 3 ile 8 ay ortasında alanlardan uzak kalacağım öngörülüyordu. Lakin bir daha sağlıklı formda futbola geri dönmem mümkün olmadı.” sözlerini kullandı.
FENERBAHÇE’DE 4 MAÇA ÇIKTI
Fenerbahçe’de 4 maça çıkan Diego Perotti, 194 dakika mühlet aldı ve 3 defa rakip fileleri havalandırmayı başardı.
ROMA’DA FORMA GİYMİŞTİ
26 Temmuz 1988 doğumlu Diego Perotti, ülkesi Arjantin’in CD Moron ekibinde futbola başladı. Sevilla altyapısında yetişen sol kanat oyuncusu Boca Juniors, Genoa, Roma, Fenerbahçe ve Salernitana’da forma giydi.
Fenerbahçe’nin Ekim 2020’de Roma’dan transfer ettiği Diego Perotti, Ağustos 2021’de Sarı-Lacivertliler’den ayrıldı ve Şubat 2022’ye kadar kulüpsüz kaldı.
Trendyol Süper Lig takımlarından TÜMOSAN Konyaspor 18 futbolcu ile mukavele imzaladı. Geride kalan dönemi düşme tehlikesiyle kapatan yeşil-beyazlılarda idare, âlâ futbol ve ligde üst sıra amacı için transferlere yük verdi.
2024-2025 dönemi birinci transfer ve tescil periyodunda en hareketli kulüplerden olan Konyaspor, 14 futbolcuyla yollarını ayırdı.
Mukavelesi sona eren oyunculardan hiçbirini ekipte tutmayan yeşil-beyazlılar, 18 futbolcuyla anlaştı.
Konyaspor; Cebrail Karayel, Kahraman Demirtaş, Ahmet Oğuz, Mehmet Erdoğan, Soner Dikmen, Niangbo, Hadebe, N’Zonzi, Yunus Mallı ve Muhammet Demir ile kontrat yenilemezken Cikalleshi ve Moreno ile anlaşarak yollarını ayırdı.
Kiralık gelen Cicaldau ve Ethemi ise gruplarına gitti.
Yeşil-beyazlılar, Umut Nayir, Danijel Aleksic, Yusuf Erdoğan ve Pedrinho üzere isimlerin yanı sıra Ufuk Akyol, Marko Jevtovic, Hamidou Keyta, Josip Calusic, Berke Çelik, Mert Korkmaz, Rıdvan Dönmez, Tunahan Taşçı, Nikola Boranijasevic, Melih Bostan, Melih İbrahimoğlu, Yavuz Aygün, Riechedly Bazoer ve Blaz Kramer’i transfer etti. Konyaspor, anlaştığı genç oyuncular Berke Çelik, Mert Korkmaz ve Rıdvan Dönmez’i daha sonra öbür kulüplere kiraladı.
Konya temsilcisi, toplamda 13 oyuncusunu kiralık gönderdi.
“Umutluyuz ve heyecanlıyız”
Konyaspor Kulübü Basın Sözcüsü Nuri Kaymak, AA muhabirine, ağır bir transfer devri geçirdiklerini söyledi.
Transferde ligin en hareketli kulüplerinden olduklarını anlatan Kaymak, “Yönetim, futbol şube herkes bir yerlere gitti, koşturdu. 18 futbolcuyla kontrat imzaladık. Yaz transfer periyodu bitti, düzgün bir kadro kurduğumuzu düşünüyorum. Umutluyuz ve heyecanlıyız. Bu kadroyla ligi en düzgün yerde tamamlamayı hedefliyoruz. Taraftar yeni transferleri de görünce heyecanlı. Takımımız hoş bir hal aldı. Bundan sonra galibiyetler de gelirse herkes daha rahat olacak. Seyirci rahatlayacak, maçlara gelecek. Geçen yılki üzere olmayacak inşallah.” tabirlerini kullandı.
Kaymak, altyapı oyuncularına yönelik de uzun vadeli amaçları olduğunu vurgulayarak, genç isimleri Türk futboluna kazandırmak istediklerini kelamlarına ekledi.
Juventus Teknik Yöneticisi Thiago Motta, mukavelesi biten ve gruptan ayrılan Adrien Rabiot’la ilgili soruya yanıt verdi.
Motta, Rabiot’un muhtemel geri dönüşü ve Fransız futbolcuya kapıların kapalı olup olmadığı tarafında gelen sorunun akabinde, “Rabiot’a kapılar kapalı mı? Çok fazla söylenti var. Öncelikle geri dönüş için benimle temasa geçmedi. Ona en güzelini diliyorum ve umarım keyifli olabileceği, yeteneğini gösterebileceği bir ekip bulur. Bir insan olarak ona karşı büyük bir sevgim var.” tabirlerini kullandı.
JUVENTUS PERFORMANSI
Juventus’ta 2019-2024 yılları ortasında forma giyen 29 yaşındaki Rabiot, İtalyan grubunda çıktığı 212 maçta 22 gol attı ve 15 asist yaptı.
Eyüpspor’un Fenerbahçe’den kiraladığı Emre Mor, yeni kulübüyle birinci açıklamalarını yaptı.
Ekol TV’ye konuşan Emre, “Çok memnunum, çok gerçek bir yapı, çok yanlışsız beşerler, çok gerçek bir kulübe geldim. Çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Tekrar futbol oynamak istiyorum. Yalnızca önüme bakıyorum ve futbol oynamak istiyorum. “Kazan-kazan durumu oldu. Bana burada bir şey veriyorlar. Mesleğimin en âlâ devrinde değilim ve burada bir şey vermek istiyorum.” sözlerini sarf etti.
Arda Turan hakkında da konuşan Emre, “Arda hocayı, hoca olarak tanımıyorum. Oyuncu ve ağabey halini biliyorum. Geçmişten tanıyorum. Hocalığı için birçok şey duydum. Ömer Bayram ne kadar fantastik bir teknik yönetici olduğunu söyledi. Onunla çalışmak için sabırsızlıkla bekliyorum.” dedi.
Trendoy 1. Lig gruplarından Alagöz Holding Iğdır Futbol Kulübü, geride kalan 4 haftadaki maçlarda 3 galibiyet, 1 beraberlik ve 10 puanla liderliğini devam ettiriyor.
Iğdır FK, ligin 5. hafta maçları kapsamında 15 Eylül Pazar günü Iğdır’da Esenler Erokspor’u ağırlayacak.
Taraftarı önünde oynanacak maçtan galip ayrılmak isteyen Iğdır FK, puanını 13 yaparak liderliğini sürdürmek istiyor.
Iğdır FK Teknik Yöneticisi Yalçın Koşukavak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oynanacak maçın kuvvetli olduğunu, buradan da galip ayrılmak istediklerini söyledi.
1. Lig’e de değinen Koşukavak, “1. Lig’de kolay maç yok, sıkıntı bir lig. Tabi Iğdır FK’nin alt liglerden gelip kazanım alışkanlığı var. Biz de çok şükür o kültürü devam ettiriyoruz.” dedi.
“Bizim de bir ivmemiz var 4 haftadır, başkan durumdayız”
Sonuca ait değerlendirmede bulunan Koşukavak, şunları kaydetti:
“Bu ligin de zorlukları var, Erok kadrosunun da 1 maçı ertelendi, 3 maç kazanamadı ancak 2 haftada 6 transferleri var. O yüzden 1. Lig’de oynadığınız her maç çok ortada. Çünkü bu ligde çok sürpriz sonuçlar oluyor, bu ligin favorisi çok olmuyor. Onlar da bu desteklerle burada kazanmak isteyeceklerdir. Bizim de bir ivmemiz var 4 haftadır, başkan durumdayız. Biz de kazanmak istiyoruz, kolay maç olmayacak. İnşallah kazanan taraf oluruz.”
Yaz ve kış sporları tertiplerinde Türkiye’nin parlayan yıldızı olarak gösterilen ve 2025 yılında hem turizm, hem de “Avrupa Kış Sporları Başkenti” ilan edilen Erzurum, dünyada ismini daha çok duyurmaya hazırlanıyor.
Bugüne kadar birçok memleketler arası kış ve yaz sporları tertiplerine konut sahipliği yapan Erzurum, bilhassa son 13 yılda yapılan yatırımlarla spor merkezi olmayı sürdürüyor.
İklimi nedeniyle dört mevsim birçok alanda sportmenlerin ilgisini çeken Erzurum, bilhassa 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları ile başlayan tesisleşmeyle beğeni topluyor.
Atlama kuleleri, buz pateni, buz hokeyi, curling salonlarının yanı sıra Avrupa’nın kent merkezinde 1800 metre yükseklikteki tek olimpik yüzme havuzu olan kent, onlarca spor tesisiyle milletlerarası alanda da kıymetli bir pozisyonda yer alıyor.
Yapılan bu yatırımlarla Avrupa’nın da ilgisini çeken ve 2025 yılı “Avrupa Kış Sporları Başkenti” seçilen kent, bir yandan da Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025’in “Turizm Başkenti” ilan edildi.
Avrupa Parlamentosu’nda aralık ayında gerçekleştirilecek ACES ödül töreninde Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in başkent mükafatını almaya hazırlandığı kent, iki farklı kategoride yeni yıla girmek için gün sayıyor.
Gençlik ve Spor Vilayet Müdürü Levent Çakmur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erzurum’a 2011’deki oyunlarla birlikte değerli spor yatırımları yapıldığını söyledi.
Bu yatırımların atletlere yıllardır hizmet verdiğini belirten Çakmur, “Erzurum, Türkiye’de tahminen de Cumhuriyet tarihinin en büyük spor yatırımını alan kentimiz. Bu kent kış oyunlarıyla birlikte 5 buz salonuna, atlama kulelerine, biatlon ve kayaklı koşu tesislerine kavuştu. Bunların tamamın şu anda Türkiye’deki kış sporlarının lokomotifi olarak ulusal kadrolara ve kulüplere hizmet veriyor.” dedi.
“Erzurum’da ulusal gruplar ve kulüpler oluştu”
Çakmur, kentteki birçok tesisin Türkiye’de öbür bir vilayette olmadığını söz ederek, “Bunun yansıması olarak Erzurum’da ulusal ekipler ve kulüpler oluştu. Ulusal kadrolar short track ve curlingde şu anda Türkiye’nin bayrağını yurt dışında dalgalandırıyor. Buz hokeyinde altyapı oluşumu başlattık. Bu yıl kulüp ve atlet sayımızı bu alanda artırıyoruz. Buz hokeyinin altyapı yükünü biz üstlendik. İstekli olarak Erzurum’da elimizi taşın altına koyarak kentimizin gençlerini ve kulüplerimizi buz hokeyinde ilerletmek için her türlü planlamayı yapmış durumdayız.” diye konuştu.
Kenti, yüksek irtifası nedeniyle atletlerin tercih ettiğini lisana getiren Çakmur, şöyle devam etti:
“Yüksek irtifa idmanları kapsamında ulusal gruplarımız kış sporları için burayı tercih ediyor. Bu tesislerin yansıması şöyle oldu. Erzurum, Kış Sporları Başşehri ilan edildi. Tanınırlık, Avrupa ve dünyanın her yerinde olacak. Erzurum kış sporlarıyla anılır hale gelecek. İkinci olarak 2025 Turizm Başşehri ilan edildi ve 2025 yılında hem yaz oyunlarını, hem de kış oyunlarını bu tesislerimizde gerçekleştireceğiz. Kışın çocuk kupası isminde snowboard ve alp disiplinini, Milletlerarası Kayak Federasyonunun sistemine dahil ettik. 2025 yılında birinci kere Erzurum’da yapılacak çocuk kupasına ‘merhaba’ diyeceğiz. Tertip 6-12 Ocak tarihleri olarak belirlendi. Alp disiplini ve snowboarda dışında short track ve curling de müsabakaya dahil edildi.”
“Avrupa’nın her yerinde artık Erzurum ismi kış sporları merkezi olarak tanınırlığını artıracak”
Çakmur, 2025 yılında kentte birçok spor tertibi düzenleyeceklerini anlatarak, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Kış Sporları Başşehri aralık ayında Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda ilan edilecek. Burada ilan edildikten sonra UNESCO’da bunu etiketliyor ve bizi taçlandırıyor. Kış sporları aslında tertip istikametiyle değil reklam ve lansman tarafından bizi destekleyecek. Avrupa’nın her yerinde artık Erzurum ismi kış sporları merkezi olarak tanınırlığını artıracak. Sadece Avrupa Birliği ülkeleri değil sivil toplum kuruluşları dünyanın her bölgesinden yaklaşık 180 ülkede bağları olan bir şey. Kış Sporları Başşehri olması Erzurum’u artık ileriye dönük her türlü turistin geleceği, kampların daha çok yapılacağı bir yer haline getirecek. Bu tıp şeyler ekonomik istikametten de büyük katkılar sağlayacak.”
Sucuklu kuru fasulye, hem doyurucu hem de epey besleyici bir yemektir. Protein deposu olan fasulyenin, baharatlı sucukla birleştiği bu tanım bilhassa kış aylarında sofralarda sıklıkla tercih edilir.
Kolay materyallerle hazırlanan bu tanım, lezzetli bir öğün sunmak isteyenler için birebir. Üstelik bir gece evvelce hazırlayıp daha da lezzetlendirebilirsiniz. İşte, adım adım sucuklu kuru fasulye yapımı!
2 su bardağı kuru fasulye 200 gram sucuk 1 adet büyük uzunluk soğan 2 adet domates (rendelenmiş) 1 yemek kaşığı domates salçası 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber 4 su bardağı su 2 yemek kaşığı zeytinyağı
Hazırlık Evresi:
Fasulyeyi hazırlayın: Kuru fasulyeleri bir gece evvelden suya koyup bekletin. Bu, fasulyelerin daha süratli pişmesini sağlar.
Fasulyeyi haşlayın: Ertesi gün, fasulyeleri süzüp, tencereye alın ve üzerini geçecek kadar su ekleyerek yaklaşık 30-40 dakika kadar haşlayın.
Sucukları doğrayın: Sucukları ince dilimler halinde doğrayın.
Yapılış Evreleri:
Soğanı kavurun: Tencereye zeytinyağını ekleyin ve yemeklik doğradığınız soğanları pembeleşinceye kadar kavurun.
Sucukları ekleyin: Doğradığınız sucukları ekleyip birkaç dakika daha kavurun. Sucuklar yağını bıraktığında hoş bir aroma verecektir.
Domates ve salçayı ekleyin: Rendelenmiş domatesleri ve domates salçasını tencereye ekleyin, birkaç dakika karıştırarak pişirin.
Baharatları ekleyin: Tuz, karabiber ve kırmızı toz biberi ekleyip karıştırın.
Haşlanmış fasulyeleri ekleyin: Haşlanmış fasulyeleri tencereye ekleyin ve üzerine sıcak suyu ek edin. Kısık ateşte 20-30 dakika kadar pişirin.
Dinlendirin: Yemeği ocaktan aldıktan sonra birkaç dakika dinlendirerek servis edin.
Servis Önerisi: Sucuklu kuru fasulyeyi sıcak olarak, yanında pilav ve turşu ile servis edebilirsiniz. Yanında taze ekmek ve yeşil salata da tercih edilebilir.
Edirne’de Meriç Irmağı’nda oluşturulan parkurda düzenlenen Balkan Kürek Şampiyonası’nın birinci gün yarışları tamamlandı.
Şampiyonada birinci gün yarışlarında genç bayanlar dört tek, genç erkekler dört tek, genç bayanlar dört ikili, genç erkekler iki tek, yıldız bayanlar tek ikili ve yıldız erkekler sekiz tek kategorilerinde Romanya, yıldız erkekler tek ikili, yıldız erkekler iki ikili, genç erkekler iki ikili ve genç erkekler tek ikili kategorilerinde Türkiye, yıldız bayanlar iki ikili kategorisinde ise Yunanistan birinci oldu.
Leyla ile Mecnun dizisinin İsmail Abi’si Serkan Keskin ve Mecnun’u Ali Atay, yeni dizide yine rol arkadaşı oldular. İkiliyi bir ortaya getiren ‘Anonim’ dizisinin tanıtımı yapıldı.
2011-2013 yılları ortasında TRT 1’de yayınlanan Leyla vilayet Mecnun dizisi, seyircinin büyük ilgisiyle karşılanmıştı. Dizinin final yapmasından 8 yıl sonra, Acun Ilıcalı’nın teklifi üzerinde birebir takım ile yeni kısımlarıyla Exxen dijital yayın platformunda 4 dönem daha devam etmiştir.
TEKRAR BİR ARADALAR!
Ali Atay, dizinin hem başrolünü hem de senaristliğini üstleniyor. Anonim dizisi, ‘dünya tarihindeki garip gelenekler günümüzde yaşansaydı ne olurdu’ sorusunu takip ediyor.
Yapımcılığını 25 Sinema’nın üstlendiği ve direktör koltuğunda Olgu Baran Kubilay’ın oturduğu Anonim dizisinin, bu yıl içinde Exxen’de yayına girmesi planlanıyor.
Arjantin grubu Boca Juniors’tan 15 milyon dolar karşılığında orta saha oyuncusu Cristian Medina’yı takımına katan Fenerbahçe’nin scout takımının 22 yaşındaki oyuncunun maçlarını izlemek için gittiği Arjantin’de öbür oyuncular için de izlemelerde bulunduğu ve 3 isim için idareye olumlu rapor verdiği öğrenildi.
Listenin birinci sırasında Medina’nın kadro arkadaşı Kevin Zenon var. Scout gruplarının Arjantinli sol kanat oyuncusunun performansını çok beğendiği tabir ediliyor.
İLK GAYE BU İSİMLER OLACAK
23 yaşındaki yıldız bu dönem 33 maçta 4 gol, 7 asiste imza attı. Başka isim ise Tallares’in 22 yaşındaki ön liberosu Matias Galarza. Bu dönem Genk’ten Arjantin grubuna transfer olan yıldız oyuncu da alternatifler ortasında.
Beğenilen 3. isim ise Velez Sarsfield forması giyen 21 yaşındaki Arjantinli stoper Valentin Gomez. 1.80 uzunluğundaki genhç yıldız bu dönem 25 maçta 1 gol kaydetti.
Ali koç başkanlığındaki Fenerbahçe idaresinin orta transferde ya da yeni dönemde transfere gereksinim duyması halinde bu oyunculara öncelik verileceği de gelen haberler ortasında.
GENÇLERE YÖNELİYOR
Kadrosuna kattığı yıldız isimlerle dikkat çeken Fenerbahçe yatırım transferlerini de kovalıyor. Sarı-Lacivertliler’in Medina’nın akabinde 23 yaşındaki ekip arkadaşı Zenon’u da gündemine aldı. Ayrıyeten 22 yaşındaki Galarza ve 21 yaşındaki Gomez’in yanı sıra 20 yaşındaki Umut Tohumcu geniş listede yer alan isimlerden.
Foreks – Akbank’ın, eylül ayında Juzdan uygulaması üzerinden sunduğu kampanyalar ile Axess ve Wings sahiplerini özel fırsatlar bekliyor. Eylül ayı boyunca yapacakları alışverişlerde toplamda 13.500 TL‘yi aşan chip-para, 530.000’e varan Mil Puan, %25’e varan indirim fırsatları ve taksit kampanyaları Akbanklıları bekliyor. Üstelik Axess veya Wings kartı olmayanlar da Akbank (IS:AKBNK) Mobil’den hemen başvurup kartlarını anında kullanabiliyorlar.
Akbank, sektörde fark yaratan yeniliklere ve ürünlere imza atan Axess ve Wings ile müşterilerine okula dönüş alışverişlerinde kazandırmaya devam ediyor. Axessliler 30 Eylül’e kadar market sektöründe 1.250 TL ve üzeri her ikinci harcamaya 80 TL, toplamda 400 TL; giyim, elektronik ve kırtasiye sektörlerindeki 2.500 TL ve üzeri her ikinci harcamaya 150 TL, toplamda 600 TL chip-para kazanıyor. Wings sahipleri ise market sektöründe yapacakları 1.750 TL ve üzeri her ikinci harcamaya 8.000, toplamda 40.000; giyim, elektronik ve kırtasiye sektörlerindeki 5.000 TL ve üzeri her ikinci harcamaya 15.000, toplamda 30.000 Mil Puan kazanıyor. Kampanyalardan yararlanmak için harcamadan önce her iki kampanyaya Juzdan’dan katılım sağlanması yeterli oluyor.
Juzdan’da ayrıca Axess, Wings ve Akbank Kart sahiplerine özel yüzlerce markada geçerli chip-para, Mil Puan, indirim ve taksit kampanyaları da bulunuyor.
Kürdan kebabı, hem sunumu hem de lezzetiyle sofraların en dikkat cazibeli yemeklerinden biridir. İsmini üzerine saplanan kürdandan alan bu kebap, kıyma ve sebzelerin eksiksiz ahengiyle hazırlanır.
Misafirlerinize şık bir ana yemek sunmak yahut ailenize lezzetli bir akşam yemeği hazırlamak için mükemmel bir tercihtir. İşte her lokması damakta iz bırakacak ayrıntılı ve adım adım bir kürdan kebabı tanımı…
İlginizi çekebilirInstamom fenomeni: Dijital dünyada annelik
Malzemeler:
500 gram kıyma (dana yahut kuzu karışık) 1 adet soğan (rendelenmiş) 1 diş sarımsak (ezilmiş) 1 çay bardağı bayat ekmek içi (ufalanmış) 1 adet yumurta 1 çay kaşığı kimyon 1 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı tuz 1 adet patlıcan (ince uzun dilimlenmiş) 1 adet kabak (ince uzun dilimlenmiş) 1 adet kırmızı biber (ince dilimlenmiş) 1 adet yeşil biber (ince dilimlenmiş) 10-12 adet çeri domates 10-12 adet kürdan
Sosu için:
1 yemek kaşığı domates salçası 1 su bardağı su 2 yemek kaşığı sıvı yağ 1 çay kaşığı tuz
Köfteyi Hazırlayın:
Derin bir kaba kıymayı alın. Üzerine rendelenmiş soğan, ezilmiş sarımsak, ufalanmış ekmek içi, yumurta, kimyon, karabiber ve tuzu ekleyin. Tüm gereçleri düzgünce yoğurun ve köfte harcını 10-15 dakika dinlendirin.
Sebzeleri Hazırlayın:
Patlıcan ve kabakları ince uzun dilimleyin ve yavaşça yağlayarak fırında yahut tavada kızartın. Kırmızı ve yeşil biberleri ince uzun şeritler halinde kesin. Çeri domatesleri ortadan ikiye bölün.
Köfte Şekillendirme:
Dinlenmiş köfte harcından ceviz büyüklüğünde modüller alarak yuvarlayın ve hafif yassı köfteler yapın.
Sebze ve Köfteleri Kürdanla Birleştirin:
Bir patlıcan dilimi, bir kabak dilimi ve birer dilim kırmızı ve yeşil biberi bir ortaya getirin. Ortasına bir köfte yerleştirerek kürdan yardımıyla tüm materyalleri sabitleyin. Tüm köfte ve sebzeler bitene kadar tıpkı süreci uygulayın.
Sos Hazırlama:
Küçük bir tavada sıvı yağ ile domates salçasını kavurun. Üzerine suyu ekleyin ve tuzunu ek ederek karıştırın.
Kebapları Pişirme:
Hazırladığınız kürdan kebaplarını bir fırın kabına dizin. Üzerine sosu gezdirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 20-25 dakika pişirin.
Servis:
Pişen kebapları sıcak servis edin. Yanında pirinç pilavı yahut patates püresi ile tamamlayabilirsiniz.
Realme, 17 Eylül’de piyasaya sürülecek yeni fiyat-performans telefonu Realme P2 Pro‘yu tanıttı. Bu model, yüksek özellikleri ve uygun fiyat etiketiyle dikkat çekiyor.
Realme P2 Pro, 6.7 inç boyutunda, 2412 x 1080 piksel çözünürlüğe sahip OLED ekranı ile kullanıcılarına yüksek kaliteli bir görsel tecrübe sunuyor. 2000 nit parlaklık ve 120Hz yenileme suratı, ekranın her şartta net ve akıcı imgeler sunmasını sağlıyor. İçerik tüketimi ve oyun tecrübeleri için ülkü bir ekran sunan telefon, ayrıyeten Snapdragon 7s Gen 2 işlemcisiyle performans odaklı kullanıcıları da şad edecek.
Telefon, 8GB yahut 12GB RAM seçenekleri ve 128GB, 256GB, 512GB depolama alanı ile kullanıcıların gereksinimlerine nazaran genişletilmiş hafıza seçenekleri sunuyor. Art kamerada, 50MP f/1.88 ana kamera ve 8MP f/2.2 ultra geniş kamera kombinasyonu yer alırken, ön kamerada ise 32MP f/2.45 çözünürlük sunuluyor. Bu özellikler, yüksek kaliteli fotoğraf ve görüntü çekimleri için güçlü bir altyapı sağlıyor.
Realme’nin fiyat – performans modeli Realme P2 Pro 5G tanıtıldı
Batarya tarafında ise, 5200 mAh kapasiteli batarya ve 80W SuperVooc süratli şarj dayanağı bulunuyor. Bu sayede, uzun müddetli kullanım ve süratli şarj gereksinimi karşılanıyor. Bağlanabilirlik açısından Bluetooth 5.2 ve WiFi 6 dayanağı sunulurken, NFC özelliği ise eksik. Realme P2 Pro, Android 14 işletim sistemi ve Realme UI 5.0 ile geliyor, bu da kullanıcı tecrübesini çağdaş ve kullanıcı dostu bir hale getiriyor.
Fiyatlandırma açısından, 8GB RAM ve 128GB depolama alanına sahip modelin fiyatı 262 dolar, 12GB RAM ve 256GB depolama alanına sahip modelin fiyatı 298 dolar, 12GB RAM ve 512GB depolama alanına sahip modelin fiyatı ise 333 dolar olarak belirlenmiş durumda.
Realme P2 Pro, sunduğu yüksek özellikler ve rekabetçi fiyatlarıyla, fiyat-performans segmentinde güçlü bir rakip olarak öne çıkıyor. 17 Eylül’den itibaren satışa sunulacak olan telefon, teknoloji severler tarafından merakla bekleniyor.
Muz, besleyici pahası yüksek, basitçe tüketilebilen ve dünya genelinde sevilen bir meyvedir. Lakin, kilo idaresi konusundaki tesiri birçok vakit merak edilen bir sorudur. “Muz kilo aldırır mı?” sorusu, hem sağlıklı ömrü benimseyenler hem de diyet yapanlar tarafından sıkça sorulur. Aslında muz, sağladığı güç ve besin öğeleriyle istikrarlı bir diyetin modülü olabilir.
Muz, orta uzunluk bir meyve için ortalama 100-120 kalori içerir. Şeker ve karbonhidrat açısından güçlü olmasına karşın, muzun kilo aldırıcı tesiri büyük ölçüde tüketim ölçüsüne ve genel beslenme alışkanlıklarına bağlıdır. Tek başına muz yemek kilo almanıza neden olmaz, lakin çok tüketimi kalorilerin birikmesine yol açabilir.
Karbonhidrat ve Şeker İçeriği: Muz, doğal şekerler olan fruktoz, glikoz ve sukroz içerir. Bu doğal şekerler süratli güç kaynağı sunarken, fazla tüketilmesi güç fazlasına ve hasebiyle kilo artışına neden olabilir.
Lif İçeriği: Muzun içerdiği lifler, sindirimi yavaşlatarak uzun müddet tok kalmanızı sağlar. Bu, kilo denetiminde yardımcı olabilir.
Kalori İstikrarı: Kilo alıp almamanız, gün içinde yaktığınız kaloriden fazla kalori alıp almamanıza bağlıdır. Bir muzun kalorisi öteki abur cubur atıştırmalıklarına nazaran düşüktür, bu nedenle istikrarlı bir diyetle kilo aldırma potansiyeli azdır.
Muzun Faydaları
Muz yalnızca lezzetli değil, tıpkı vakitte besleyici birçok faydayı da beraberinde getirir.
Potasyum Kaynağı: Muz, yüksek potasyum içeriğiyle bilinir. Potasyum, kalp sıhhatini korur ve tansiyonu istikrarlar. Ayrıyeten kas işlevleri için gereklidir.
Sindirim Sistemine Yardımcı Olur: Muzdaki lifler, sindirim sistemini düzenler. Bilhassa kabızlık sorunu yaşayanlar için muz, bağırsak hareketlerini artırmaya yardımcı olabilir.
Enerji Verir: Muz, süratli güç veren bir meyvedir. Ağır idmanlar öncesinde ya da gün ortasında güç düşüşü yaşadığınızda muz tüketmek sizi canlandırabilir.
İyi Bir Antioksidan Kaynağıdır: Muz, bedende hür radikallerle savaşan ve hücre hasarını önleyen antioksidanlar içerir. Bu da yaşlanmayı yavaşlatabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
C Vitamini İçerir: Bir muz, günlük C vitamini gereksiniminizin %10’unu karşılayabilir. C vitamini bağışıklığı artırır, cildi korur ve bedendeki kollajen üretimini takviyeler.
Depresyonla Savaşmaya Yardımcıdır: Muz, bedende serotonin üretimini artıran triptofan içerir. Bu da ruh halini düzgünleştirir ve depresyonla savaşmaya yardımcı olabilir.
Muzun Kalori İçeriği
Orta Uzunluk Muz: Ortalama 100-120 kalori
Küçük Uzunluk Muz: Yaklaşık 90 kalori
Büyük Uzunluk Muz: Yaklaşık 135-140 kalori
Muzun kalorisi, büyüklüğüne ve olgunluk derecesine bağlı olarak değişebilir. Olgunlaşmış bir muz daha fazla şeker içerir ve kalorisi bir ölçü artabilir.
Muzun Kilo Üzerindeki Tesiri Nasıl Dengelenir?
Porsiyon Denetimi: Bir günde 1-2 adet muz tüketmek, kilo almadan bu meyvenin yararlarından yararlanmanızı sağlar.
Dengeli Beslenme: Muz üzere yüksek güç veren yiyecekleri istikrarlı bir beslenme planının kesimi haline getirin. Muz, kahvaltılarda, orta öğünlerde yahut spor öncesi tüketilebilir.
Egzersiz ile Destekleyin: Muzun sağladığı enerjiyi hareketle dengeleyin. Spor yaparken tüketilen muz, kasların güzelleşmesine ve güç muhtaçlığını karşılamaya yardımcı olabilir.
Geçtiğimiz günlerde Saba Tümer’in programına konuk olan ünlü müzikçi Bayhan’ın birkaç dakika içerisinde yazıp bestelediği müziği toplumsal medyada viral oldu.
Bir devrin reyting rekortmeni yarış programı “Popstar” ile büyük bir üne kavuşan Bayhan, şarkı söylerkenki halleri ve kendine has sesiyle milyonların sevgisini kazanmayı başarmıştı. “Öyle mecnun üzere esme başım dönüyor” sahnesiyle akıllarda yer edinen Bayhan, uzun bir müddet gözlerden uzak kalmasının akabinde “Tiryakinim” müziğiyle bomba üzere bir dönüş yaptı.
Yalnızca Türkiye değil dünya müzik listelerini de altüst eden ünlü müzikçi, geçtiğimiz günlerde Saba Tümer’in programına konuk oldu. “Sözü görür görmez besteliyorum” argümanıyla izleyenleri şaşırtan Bayhan, bu savını kanıtlamak için Tümer’in “Bana bir aşk borçlusun” kelamından yola çıkarak anında müzik yazdı.
Bayhan’ın oturduğu yerden hem yazdığı hem de bestelediği müzik, toplumsal medyada ilgi odağı haline geldi.
1’inci Lig’de geride kalan 4 maçta 1 galibiyet, 1 yenilgi ve 2 beraberlik alarak orta sıralarda yer alan Manisa Futbol Kulübü, ulusal ortanın akabinde 15 Eylül Pazar günü deplasmanda Kocaelispor ile karşı karşıya gelecek. Kocaeli Stadı’nda Burak Pakkan yöneteceği maçın başlama düdüğü saat 19.00’da çalacak.
Teknik Yönetici Çağdaş Çavuş, güçlü deplasmanda kazanarak döneceklerine inandığını söyledi. Ulusal maç ortasını yeterli değerlendirdiklerini söz eden Çavuş, “Bu müddette hem eksiklerimizi kapattık hem de yeni transferlerin ahenk sürecini bitirdik. Kocaeli deplasmanında yeterli bir oyunla istediğimiz sonucu alacağız” dedi.
Manisa FK, geçen dönem Kocaelispor ile oynadığı iki maçı da kazandı. Kocaeli deplasmanında 2-0 galip gelen siyah-beyazlılar, Mümin Özkasap Stadı’ndaki karşılaşmayı da 2-1’lik sonuçla almıştı.
AYBERK KARAPO SON GÜN GİTTİ
Manisa Futbol Kulübü’nün altyapısından yetişen genç savunma oyuncusu Ayberk Karapo, Süper Lig gruplarından Çaykur Rizespor’a transfer oldu. 10 Aralık 2023 tarahinde Manisa FK’nın Adanaspor ile oynadığı maçta çapraz bağlarından sakatlanıp büyük talihsizlik yaşayan 20 yaşındaki stoper, o karşılaşmadan sonra hiçbir maçta oynayamadı. Yaklaşık 1,5 yıl alanlardan uzak kalan oyuncu tedavisini tamamladı ve büsbütün düzgünleşti.
Manisa FK’da sakatlanmadan evvel gösterdiği performansla U19 ve U21 Ulusal Kadrosu’nda da misyon yapan Ayberk, transferin son gününde satın alma opsiyonu ile birlikte Çaykur Rizespor’a kiralandı. Manisa grubu Ayberk’in yanı sıra genç futbolculardan Osman Burak Destan’ı Türk Metal 1963 Spor’a, Fırat Sarı’yı Kırıkkale FK Spor Kulübü’ne ve Yunus Emre Dursun’u da Kuşadasıspor’a kiraladı.
ARMIN HODZIC İMZAYI ATTI
Manisa Futbol Kulübü, transfer periyodunun son gününde Bosna Hersekli orta saha oyuncusu Armin Hodzic’i takımına dahil etti.
Son olarak Süper Lig takımı Hatayspor’da forma giyen 24 yaşındaki futbolcu dönem sonuna kadar kiralandı. Yapılan resmi açıklamada, “Profesyonel futbolcu Armin Hodzic ve kulübü Hatayspor ile oyuncunun 1 yıl süreksiz transferi konusunda muahedeye varılmıştır. 24 yaşındaki orta saha oyuncumuz Armin Hodzic’in imza merasimi önümüzdeki günlerde yapılacaktır” denildi.
Geçen dönem Hatayspor’a gelen Hodzic birinci yılında 21 maça çıkıp 1 gol attı. Bu dönemin da birinci 4 haftasında bordo-beyazlı formayı giyen Boşnak futbolcu, 86 dakika alanda kaldı.
Fenerbahçe Teknik Yöneticisi Jose Mourinho’nun vazgeçmediği isimlerden biri olan Hollandalı sol bek Jayden Oosterwolde ile ilgili kıymetli bir gelişme yaşandı.
DERBİDE İZLEYECEKLER
Yükselen performansı sonrası Hollanda’nın geniş oyuncu havuzuna dahil edilen yıldız oyuncunun Kadıköy’de oynanacak Galatasaray derbisinde ulusal grup yetkilileri tarafından izleneceği öğrenildi. Yıldız futbolcunun Galatasaray karşısında sergileyeceği performansa nazaran ekim ayındaki ulusal maçların takımına çağrılıp çağrılmayacağı da belirli olacak.
MOURINHO “KALSIN” DEMİŞTİ
Bu dönem Sarı-Lacivertli formayla 8 maça çıkan Oosterwolde kelam konusu müsabakalarda skor katkısında bulunamadı. Aktüel bilgilere nazaran 13 milyon Euro kıymet biçilen Jayden’ın Fenerbahçe ile olan kontratı 2027 yılında sona erecek. Oosterwolde için yaz transfer periyodunda farklı ülkelerdeki çok sayıda kulüpten teklif gelmiş lakin Mourinho’nun talebiyle bu teklifler kabul edilmemişti.
TFF 2’nci Lig Kırmızı Küme’de dönemin birinci 2 haftasını 4’er puanla kapatan iki Ege takımı Somaspor ve Bucaspor 1928 15 Eylül Pazar günü Soma’da karşı karşıya gelecek. Soma Atatürk Stadı’nda saat 16.30’de başlayacak maçta Taner Tuncer misyon alacak.
Konut sahibi Somaspor’un teknik yöneticisi Erman Güraçar, güçlü bir müsabaka oynayacaklarını belirterek, “İki grubun da bu dönem amacı üst sıralar olacak. Alanımızda kayıp yaşamak istemiyoruz” diye konuştu.
Bucaspor 1928’in deneyimli çalıştırıcısı Uğur Balcıoğlu, Soma’ya 3 puan için gittiklerini belirterek, “Rakibimizi düzgün tahlil ettik. Kolay deplasman maçı olmayacak lakin kazanacağımazyürekten inanıyoruz” dedi.
ARDA USLUOĞLU MUHTEŞEM LİG’E GİTTİ
Bucaspor 1928’in altyapısından yetiştirip vitrine çıkardığı 17 yaşındaki forvet Arda Usluoğlu, Üstün Lig’e transfer oldu. Daha evvel ismi Galatasaray’la da anılan genç oyuncu Alanyaspor’a imza attı. Uzun müddettir Arda’nın peşinde olan, temmuz ayında da genç oyuncu için Buca idaresiyle pazarlık masasına oturan Alanyaspor, bonservisini aldığı Arda ile 3 yıllık mukavele imzaladı.
2021-2022 döneminde birinci profesyonel maçlarına çıkan Arda, geçen dönem ise istikrarlı bir halde sarı-lacivertli formayı giydi. Geçen sene 26 maçta oynayan Arda 4 gol attı. Bu dönem da Bucaspor 1928’le birinci 3 maça çıkan oyuncu 126 dakika alanda kaldı.
2si1’in bu haftası gündem manasında hakikaten de en dolu haftalardan biri. Apple’ın sunumu, IFA 2024’teki eserler derken bir de üstüne PlayStation 5 duyurusu geldi.
00:00 Bu hafta 00:28 Giriş 01:09 PlayStation 5 Pro 10:30 Apple sunumu 39:15 eFootball’a TÜrkçe spiker 40:47 Hogwarts Legacy 2 geliyor 44:05 PS Store fiyatları 47:02 GTA 6’dan garip telif haberi 49:55 IFA 2024 58:52 Huawei’nin üçe katlanan telefonu
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba, Mevlit Kandili dolayısıyla mesaj yayımladı. İba, mesajında, mübarek gecenin tüm insanlığa hayırlar getirmesini, barış, huzur ve kardeşlik iklimine vesile olmasını diledi.
Tüm vatandaşların mübarek Mevlit Kandilini tebrik ederek bu gecenin başta, ilimize, ülkemize, Müslüman âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni eden Başkan İba, “Peygamber Efendimiz ’in doğumu vesilesiyle kutladığımız bir Mevlit Kandil’ine daha kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Peygamber Efendimiz yaşayışıyla etrafındaki insanlara örnek olmuş; güzel ahlakın, insani değerlerin ve toplum refahının yeniden inşa edilebileceğini göstermiştir. Bütün insanlığın kurtuluşunun müjdecisi olan sevgili Peygamberimizi bir kez daha anlama ve anma vesilesi olarak büyük bir önem ve anlam taşıyan mübarek Mevlit Kandili dolayısıyla, bütün İslam âleminin kandilini tebrik ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Bu günlerde dargınlık ve kırgınlıkların son bulmasını temenni eden İba, ayrıca bu mübarek gün ve gecelerde ihtiyaç sahibi kimselere de yardım edilmesinin önemine değindi.
Bitcoin balinaları, kripto piyasasında büyük dalgalanmalara yol açarak yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Bitcoin’in (BTC) fiyatı geçtiğimiz hafta sonu yükselişe geçerek 60.000 doları aştı ve bu durum, bilhassa uzun müddettir hareketsiz olan kimi büyük balina cüzdanlarının tekrar etkin hale gelmesine neden oldu. Zincir üstü bilgilere nazaran, yaklaşık bir yıl boyunca hareketsiz kalan bu cüzdanlardan yedisi tekrar hareketlenerek BTC’nin bu yüksek düzeye ulaşmasının akabinde yine gündeme oturdu. Balinaların bu hareketi, yatırımcılar ortasında büyük bir heyecan yarattı ve başkan kripto para ünitesinin gelecekteki fiyat hareketlerine dair spekülasyonları ateşledi.
Bitcoin balinaları, fiyatın 60 bin doları aşmasıyla etkin hale geldi
14 Eylül tarihli zincir üstü dataları takip eden Lookonchain platformuna nazaran, Bitcoin balinaları son 24 saat içinde 1.000’den fazla BTC’yi farklı cüzdanlar ortasında transfer etti. Bu büyük hareketler, piyasalarda kıymetli bir yankı uyandırarak Bitcoin’in gelecekteki fiyatına dair beklentileri yükseltti. Bu balinalardan biri, tıpkı bireye ilişkin olduğu düşünülen yedi cüzdandan Binance borsasına 203 BTC transfer ederek 6,89 milyon dolar kâr elde etti. Bu süreçler, Bitcoin’in büyük çıkarlar sağlayabileceğine dair yatırımcıların umutlarını artırdı.
Aynı periyotta öbür bir büyük yatırımcı (swing trader) da Binance borsasına 205 BTC transfer ederek 2,36 milyon dolar kâr sağladı. Bu tıp büyük ölçekli süreçler, Bitcoin balinalarının piyasadaki tesirini bir sefer daha gözler önüne serdi. Balina hareketleri, yatırımcıların dikkatini çekerken, Bitcoin’in uzun vadede büyük çıkarlar sağlayabileceği tarafındaki iyimserliği körükledi.
Ayrıca, yedi cüzdana sahip olan balina hala 10.043 BTC tutuyor ve bu ölçü yaklaşık 603,84 milyon dolar pahasında. Bu büyük birikim, Bitcoin’in gelecekteki potansiyeline dair piyasa optimistliğini artıran kıymetli bir etken olarak öne çıkıyor. Bitcoin balinalarının bu biçimde büyük ölçekli alım ve satım süreçleri gerçekleştirmesi, varlığın fiyatında ani dalgalanmalara yol açabilir ve piyasa hareketliliğini artırabilir.
BTC fiyatı dikkat çekiyor
Bitcoin fiyatı, haberin yazıldığı sırada 59.958 dolardan süreç görüyordu ve son 24 saatte yaklaşık %4’lük bir artış yaşamıştı. Bununla birlikte, kripto paranın gün içindeki en düşük düzeyi 57.650,11 dolar, en yüksek düzeyi ise 60.656,72 dolar olarak kaydedildi. Lookonchain’in bilgileri, Bitcoin balinalarının bilhassa fiyatın 60.000 doları aştığı anlarda harekete geçtiğini gösteriyor. Bu kritik eşik, yatırımcılar ortasında büyük bir heyecan yaratmış durumda.
Kripto piyasası analisti Ali Martinez, Bitcoin’in kritik bir direnç bölgesine yaklaştığını belirten bir tahlil paylaştı. Martinez’e nazaran, 1,52 milyon adres, 59.885 ile 61.625 dolar fiyat aralığında 770.000 BTC’den fazlasına sahip ve bu bölge, varlığın gelecekteki fiyat hareketlerini büyük ölçüde etkileyebilecek hayati bir nokta oluşturuyor. Şayet Bitcoin bu direnç düzeyini aşmayı başarırsa, Martinez’e nazaran, 64.300 dolar maksadı yatırımcılar için bir sonraki adım olabilir. Fakat, başarısızlık durumunda fiyatın 57.235 dolara kadar geri çekilebileceği iddia ediliyor.
Balinaların piyasaya etkisi
Bitcoin balinalarının piyasa üzerindeki tesirleri büyük değer taşırken, MicroStrategy üzere büyük kurumsal oyuncuların atılımları de kripto para piyasasını etkilemeye devam ediyor. Şirket, geçtiğimiz günlerde portföyüne 1,11 milyar dolar pahasında 18.300 BTC daha ekleyerek, Bitcoin fiyatına olan inancını bir sefer daha gösterdi. Bu durum, Bitcoin’in gelecekteki fiyat hareketleri için optimist bir haber olarak bedellendiriliyor.
Ancak, Ali Martinez’in tahliline nazaran, son bir hafta içinde Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) piyasasından toplamda 2,6 milyar dolarlık bir çıkış gerçekleşti. Bu çıkış, birtakım yatırımcılar ortasında varlığın gelecekteki fiyat hareketlerine dair karışık spekülasyonlara yol açtı. Yatırımcılar, bu büyük çıkışın piyasa üzerindeki mümkün tesirlerini yakından takip etmeye devam ediyor. Bununla birlikte, ABD Üretici Fiyat Endeksi (PPI) ve yaklaşmakta olan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı üzere makroekonomik gelişmeler, riskli varlıklar için umut ışığı olmayı sürdürüyor.
TFF 3’üncü Lig 1’inci Grup’un esaslı grubu Karşıyaka, yaz transfer devrinin son gününü hareketli geçirdi. Transferin son gününde baht bulamadığı için ayrılmak isteyen stoper Metin Peker’i Çorluspor 1947’ye veren İzmir takımı, 3 gencini de kiralık gönderirken, Manisa FK’dan 25 yaşındaki sağ bek Bedirhan Altunbaş’ı aldı. Çorum FK’dan forvet Suat Kaya’nın transferi ise son anda gerçekleşmedi. Altyapısından yetiştiği Karşıyaka’ya 1 yıllık ayrılığın akabinde yaz devrinde dönen Metin’in kulüpteki ikinci periyodu kısa sürdü. Kadroda yedek kalan 31 yaşındaki stoper son gün ayrılıp Çorluspor’a imza attı.
Karşıyaka, yeniden altyapı patentli gençlerinden orta saha oyuncusu Mustafa Sakin’i Silivrispor’a, stoper Mertcan Koç’u Alanya 1221’e, forvet Taha Yeşilbaş’ı da Erciyes 38’e son gün kiralık gönderdi. İdare, defansta Metin’in ayrılmasıyla doğan ihtiyacı 1’inci Lig grubu Manisa FK’dan Bedirhan Altunbaş’ı alarak doldurdu. Eskişehirspor’da profesyonel olduktan sonra Manisa FK’ya transfer olan ve kiralık olarak Menemen FK’da forma giyen Bedirhan; 1’inci Lig’de 98, 2’nci Lig’de 27 maçta oynadı.
Yeşil-kırmızılı idare son gün Çorum FK’dan 25 yaşındaki forvet Suat Kaya için kesenin ağzını açsa da yıldız futbolcunun eşi, oyuncunun 3’üncü Lig’de oynamasını istemeyince transfer gerçekleşmedi. Menajerlerin önerdiği 1461 Trabzon’dan sol bek Hurşit Taşçı ise veto yedi.
Petrolde global ekonomik aktiviteye ait beklentiler talep görünümünü aşağı istikametli baskılarken, piyasadaki fiyatlamalar da petrol piyasası açısından daha karamsar bir konuma işaret ediyor.
Bloomberg’in derlediği bilgilere nazaran hedge fonları, petrol arz fazlasına ait telaşların vadeli süreç fiyatlarını düşürmesiyle Brent tarafında daha karamsar bir duruma döndü.
Portföy yöneticilerinin Brent petrol üzerineki kısa durumları, 10 Eylül haftasında uzun konumları 12 bin 680 adet aştı. Böylece Ocak 2011’e kadar giden ICE Futures Europe bilgilerinde birinci sefer bu türlü bir durum yaşandı.
Hedge fonları ABD ham petrolünde optimist konumunu korudu. Lakin uzun durumların kısa durumlara farkı Şubat ayından bu yana en dar makasa işaret etti. Vadeli süreç ve opsiyonlara ait haftalık CFTC datalarına nazaran, Nymex ABD ham petrolünde WTI’daki net uzun durumlar 105 bin 24 adede geriledi.
Yatırımcılar, OPEC dışı ülkelerin üretimi artırması ve dünyanın en büyük petrol tüketicileri olan Çin ve ABD’den gelen talebin azalması nedeniyle gelecek yıl ham petrol arz fazlası konusunda giderek daha fazla kaygı duyuyor.
TFF 3’üncü Lig 3’üncü Küme temsilcilerinden Ayvalıkgücü Belediyespor, transfer periyodunun son saatlerinde Şanlıurfaspor’dan ayrılan 24 yaşındaki merkez orta saha oyuncusu Hüseyin Erkan’ı takımına kattı.
Ayvalıkgücü, transferde son gün Çatalcaspor’dan ayrılan 28 yaşındaki forvet Kubilay Özgür’ü de almıştı.
Süper Kupa, Süper Lig ve Avrupa Konferans Ligi maçlarıyla harika bir açılış yapan Beşiktaş, deplasmandaki 3-3’lük Lugano beraberliği haricinde, Hollandalı teknik adam Giovanni van Bronckhorst idaresindeki tüm maçlarını kazanmayı bildi.
Kabus üzere geçen son dönemin akabinde Rafa Silva, Immobile, Paulista üzere transferlerle iskeletini güçlendiren Kara Kartal, Harika Lig’e de 11 yıl ortanın akabinde 3 maçta 3 galibiyetle başladı.
Samsun, Antalya ve Sivas’ı deviren Siyah-Beyazlılar, bu dönem ligdeki birinci önemli imtihanını, eski hocası Şenol Güneş’in çalıştırmaya başladığı Trabzon’un alanında verecek.
KOCAELİ (İGFA) – Türk ve Avrupalı girişimci iş kadınlarını ağırlayan KOİDER 5. Uluslararası Bazaar Türkiye ve Avrupa İş Kadınları İhracat Buluşması ikinci gününde de birbirinden önemli konu ve konuklarıyla sürdü. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla Kocaeli İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (KOİDER) tarafından Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da katılarak birer konuşma yaptı. Kaya ve Büyükakın’a Kocaeli AK Parti Milletvekili Veysel Tipioğlu ve AK Parti İl Başkanı Şahin Talus eşlik etti.
KADINLAR İSTERSE BAŞARAMAYACAKLARI ŞEY YOK
Programda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, “Kadınlarımızın her alanda emeği ve değeri çoğalttığını, ürettiğini görmek Türkiye’mizin ne kadar güçlendiğini de görmek demektir” dedi. Kadın ve erkeklerin omuz omuza iş dünyasında yer almasıyla Türkiye ekonomisin güçleneceğini vurgulayan Kaya, “İnanıyorum ki kadınlar isterse başaramayacakları şey yok. Yeni oluşturduğunuz protokolün hem ülkemiz hem de paydaş ülkeler için hayırlar getirmesini diliyorum. Umuyorum ki ülkelerinizde ticaretin artmasını sağlarken aynı zamanda dünyada barışına katkı sağlayacak birer elçi de olursunuz” ifadelerini kullandı.
EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Bakan Kaya, “Dünyanın farklı yerlerinden iş kadınlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bu organizasyonda bir araya gelmesinde emeği geçen herkesi kutluyorum. Bu imkânı sağlayan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’a da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. İş kadınlarının yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Kanuni düzenlemelerle, verdiğimiz teşvik ve desteklerle kadınlarımızın önünü açmak için ne yapmamız gerekiyorsa hazır olduk, bundan sonra da hazırız” diye konuştu.
KADINLARIN EMEĞİYLE DÜNYA ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise yaptığı konuşmada “Kadının iş dünyasında güçlü bir şekilde yer alması kentimiz adına da ülkemiz adına da büyük bir zenginlik kaynağıdır. Bu organizasyonda emeği geçen arkadaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Sizlerin desteğiyle, kadınların gücüyle, onların verdiği emekle dünyanın çok daha güzel bir yer olacağına yürekten inanıyorum” dedi.
KOCAELİ (İGFA) – Türk ve Avrupalı girişimci iş kadınlarını ağırlayan KOİDER 5. Uluslararası Bazaar Türkiye ve Avrupa İş Kadınları İhracat Buluşması ikinci gününde de birbirinden önemli konu ve konuklarıyla sürdü. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla Kocaeli İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (KOİDER) tarafından Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da katılarak birer konuşma yaptı. Kaya ve Büyükakın’a Kocaeli AK Parti Milletvekili Veysel Tipioğlu ve AK Parti İl Başkanı Şahin Talus eşlik etti.
KADINLAR İSTERSE BAŞARAMAYACAKLARI ŞEY YOK
Programda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, “Kadınlarımızın her alanda emeği ve değeri çoğalttığını, ürettiğini görmek Türkiye’mizin ne kadar güçlendiğini de görmek demektir” dedi. Kadın ve erkeklerin omuz omuza iş dünyasında yer almasıyla Türkiye ekonomisin güçleneceğini vurgulayan Kaya, “İnanıyorum ki kadınlar isterse başaramayacakları şey yok. Yeni oluşturduğunuz protokolün hem ülkemiz hem de paydaş ülkeler için hayırlar getirmesini diliyorum. Umuyorum ki ülkelerinizde ticaretin artmasını sağlarken aynı zamanda dünyada barışına katkı sağlayacak birer elçi de olursunuz” ifadelerini kullandı.
EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Bakan Kaya, “Dünyanın farklı yerlerinden iş kadınlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bu organizasyonda bir araya gelmesinde emeği geçen herkesi kutluyorum. Bu imkânı sağlayan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’a da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. İş kadınlarının yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Kanuni düzenlemelerle, verdiğimiz teşvik ve desteklerle kadınlarımızın önünü açmak için ne yapmamız gerekiyorsa hazır olduk, bundan sonra da hazırız” diye konuştu.
KADINLARIN EMEĞİYLE DÜNYA ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise yaptığı konuşmada “Kadının iş dünyasında güçlü bir şekilde yer alması kentimiz adına da ülkemiz adına da büyük bir zenginlik kaynağıdır. Bu organizasyonda emeği geçen arkadaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Sizlerin desteğiyle, kadınların gücüyle, onların verdiği emekle dünyanın çok daha güzel bir yer olacağına yürekten inanıyorum” dedi.
TFF 3’üncü Lig 4’üncü Küme’de bu dönem kadroyu sil baştan kuran Turgutluspor transferin son günü toplam 6 imza daha attırdı.
Turgutlu, Sapanca Gençlikspor’da oynayan eski stoperi Nuh Aşkın, İstanbulspor’dan geçen dönemi Etimesgut Belediyespor’da geçiren orta saha oyuncusu Egehan Gök, Turgutlulu kaleci Yunus Kotan, gurbetçi orta saha Mert Şahin’in yanı sıra Boluspor’dan sağ kanat oyuncusu Arda Köksal ve son olarak 23 Elazığ FK’da oynayan stoper Mert İsmet Aşıcı ile mukavele imzaladı.
Turgutluspor yaz periyodunda toplam 24 transfer yaparak rekor kırdı.
DÜZCE (İGFA) – Burhaniye Mahallesi General Kazım Sokak’ta bir apartmanın bodrum katında tahmini 1 haftayı geçmiş insan cesedi bulundu.
Apartman sakinleri gelen kokular üzerine Düzce belediyesi beyaz masayı arayıp ihbarda bulundu.
İhbar üzerine binaya gelen zabıta ve polis ekipleri bodrum katında yaklaşık bir hafta önce öldüğü tahmin edilen 35 yaşlarında erkek cesediyle karşılaştı.
Savcının incelemesinin ardından ölüm sebebinin araştırılması ve kimlik tespiti için
Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi adli tıp morguna kaldırıldı.
Umut Ünlü, Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda 50 metre hür ve 200 metre özgür kategorilerinde altın madalya alarak oyunlar tarihinde Türkiye ismine birebir tertipte 2 altın madalya kazanan birinci atlet oldu. İsmini Türk spor tarihine yazdıran ulusal yüzücü, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Yaklaşık 4 yıldır yüzme sporu ile uğraştığını ve yüzmeye 19 yaşında başladığını tabir eden Umut Ünlü, engelli çocukların kendisine motivasyon kaynağı olduğunu söz etti. Birçok bildiri aldığını ve bu bildirilerin kendisini çok etkilediğine değinen ulusal yüzücü, “Benim üzere engelli arkadaşlarımın bana yazdığı iletiler bana büyük motivasyon kaynağı oluyordu. ‘Umut ağabey bizim için başar, seni çok seviyoruz, biz de senin üzere yüzmeye başlamak istiyoruz.’ Yani bu bildirileri gördükçe ben bu çocukları asla yüzüstü bırakmak istemiyorum diyordum. Bu çocuklar için elimden geleni yapmak istiyordum. Allah’a şükür gittim, orada elimden geleni yaptım, başardım. Güzel oldu yani motivasyon kaynağım benim üzere engelli çocuklar, arkadaşlar, sportmenler oldu” diye konuştu.
‘ARTIK BEŞERLER VÜCUDUMA BAKMIYOR, YALNIZCA BAŞARIMA VE İSMİME ODAKLANMIŞ DURUMDA’
Aldığı altın madalyaların akabinde insanların yakaladığı altın madalya ve ismine odaklandığını, vücuduna bakmadıklarını belirten Umut Ünlü, “Yüzmeye başlamadan evvel hakikaten beşerler tarafından işe yaramayan, gereksiz, bu türlü yani engelli olduğumu yüzüme vura vura anlattıkları bir periyottu. Yüzmeye başladıktan sonra bu biraz daha kırılmaya başladı. ‘Evet bir şeyler yapmaya çalışıyor, başarılı olacak mı, nereye gidecek bunun sonu’ diyorlardı. Fakat artık paralimpik şampiyonu oldum. Sokağa çıktığım üzere beşerler koşa koşa fotoğraf çekmeye geliyor. Balkona çıkanlar, selam vermek için aşağı gelenler. Artık beşerler vücuduma bakmıyor. Yalnızca başarıma ve ismime odaklanmış durumda. Bu da beni inanılmaz memnun ediyor. Zira benim gayem bunu yapmaktı. İnsanların engellerimizle değil de bizim ismimizle, başardıklarımızla bizi konuşmasıydı. Çok şükür bunu da başardık, çok memnunum bu konuda” halinde konuştu.
‘SUYA BİRİNCİ KERE 19 YAŞINDA GİRDİM’
19 yaşına kadar yüzmediğini, kısa bir müddette yüzme öğrenmesinin akabinde şampiyonalara katıldığını söyleyen Umut Ünlü, “2019 yılında Bedensel Engelliler Federasyonu’na bir mail attım. ‘Bir spor yapmak istiyorum, bana takviye olur musunuz’ diye. Onlar da bana yüzme antrenörümün numarasını attılar. Ben de yüzme antrenörümün yanına gittim.19 yaşıma kadar hiç suya girmemiş bir bireydim. Birinci sefer 19 yaşında suya girdim. 1 ay üzere kısa bir müddette yüzmeyi öğrendim. Sonra Türkiye şampiyonalarına katıldım. Sonra dünyadaki yarışlara katılmaya başladım. Yani 4 yılda sıfırdan en üste geldim diyebilirim. Bunun için çok memnunum. Nitekim çok çabaladık, çok çalıştık, inanılmaz bir çalışma vardı. 4 yıldır ben bir konsere gittiğimi bilmiyorum. Toplumsal bir alan bilmiyorum. Arkadaşlarımla dışarı çıkıyorduk, onlar kola içiyordu, ben kola yasak olduğu için su içmek zorunda kalıyordum. Onlar cips yiyordu, ben konuttan kendime çerez getiriyordum sağlıklı diye. Bu türlü çalıştım karda, kışta lakin bugünlerin geleceğine hakikaten inanıyordum, inancım tamdı. Sabrediyordum zorluklara karşı, inanmayanlara karşı, zorbalık yapan bireylere karşı. Yani görünce bu türlü iğneleyen şahıslar oluyordu, beni görünce bismillah diyen şahıslar oluyordu, sabrediyordum bugünler için. Artık bugünlerin tadını çıkartıyorum. Ailem her vakit benim arkamdaydı. Aslında son 1 yıldır ailem inanılmaz bir dayanak veriyor. Zira paralimpik oyunların sürecini biliyorlar. Burası için çok çalışmak lazım, madalya için olağan bir ömür sürmemek lazım, olağan idmanlar yapmamak lazım, olağan yemekler yememek lazım, olağan dinlenmemek lazım. Daima herkesten farklı olmak lazımdı. Ben herkesten farklı oldum. Ailem herkesten farklı oldu. Annem sabah 06.00’dan akşam 22.00’a kadar yemeklerimi hazırlıyordu, elbiselerimi yıkıyordu, mayomu ve gözlüğümü, çantamı düzenliyordu ve günü bitiriyordu” şeklinde konuştu.
‘PARALİMPİK OYUNLARA KATILABİLMEK İÇİN BELİRLİ DERECELER ELDE ETMEK LAZIM’
Olimpiyatlarda çaba edebilmek için dünya şampiyonalarında belirli dereceler elde etmek gerektiğinin altını çizen Ünlü, şöyle konuştu:
“Öncelikle Türkiye şampiyonalarına katılmak zorundasınız. Dünya’ya gitmek için ve dünya kriterleri diye bir olay var. İşte dünyadaki yarışlar diyor ki, ‘Siz 200 metre özgürde bunu yüzerseniz bizim yarışlarımıza katılabilirsiniz.’ Biz Türkiye’deki sportmenler da Türkiye’deki yarışlara gidip, o dereceleri elde etmeye çalışıyoruz ve dünya bizi kabul ediyor. ‘Evet sen bu derecede yüzdün, gel bizim yarışımıza da katıl’ diyor. Ben bu 4 yılda 4 ya da 5 kez Türkiye Şampiyonası’na katıldım. Orada çeşitli barajlar geçtim. O kriterleri aştım ve dünyadaki yarışlara katılmaya hak kazandım. Paralimpik Oyunlar için de kasım ayında Mısır’da bir yarışımız vardı. Orada 4 tane paralimpik oyunlar barajını geçtim. Kota aldım ve ondan sonra ağustos ayına kadar 6 tane memleketler arası yarışa katıldım. Zira paralimpik oyunlara katılmak için aşikâr bir müsabaka kriterini aşmak, belirli dereceler elde etmek lazım.”
‘ÇOK ŞEY YAPABİLİRİZ, KÂFİ Kİ O BAYRAĞI ÜST KALDIRMAK İSTEYELİM’
Kendisine birçok ileti geldiğini, bunları hiçbir vakit cevapsız bırakmadığını belirten Ünlü, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bu süreçte beşerler artık bana toplumsal medyadan ileti atıyor. ‘Ben spor yapmak istiyorum, bana dayanak olur musun? Seni gördüm, ben de yüzmek istiyorum, ben de spor yapmak istiyorum’ üzere. Tabi ki ben o arkadaşlarımı, kardeşlerimi asla cevapsız bırakmıyorum, yetkili şahısların numaralarını atıyorum. Yetkili adresleri atıyorum. Onların da bir spora başlamasını, bir spor yapmasını yani insanlığa yararlı olan bir şey yapmalarını istiyorum. Bu illaki spor olacak diye bir şey yok, herkes sportmen olacak diye bir esas yok. Sanatla da ülkemizin bayrağını en yükseğe kaldırabiliriz. İstiklal Marşımızı okutabiliriz. Çok şey yapabiliriz; fotoğraf yapabiliriz, müzik da söyleyebiliriz. Kâfi ki o bayrağı üst kaldırmak isteyelim.”
Van’da bir aşiret düğününde takı merasiminde gelin ve damada 2 kilo altın ve 15 milyon TL takıldı. Binlerce kişinin katıldığı düğünde takı merasimi sonrasında altın ve paralar bavullara dolduruldu. Takıların 20 kişi tarafından sayıldığı öğrenildi.
Van’da gerçekleşen bir aşiret düğününde takılan para ve altınlar görenleri şok etti. Düğünde geline 2 kilo altın takılırken damada ise 15 milyon TL takıldı.
Gevdan Aşireti Kanaat Lideri Şehmuz Işık’ın oğlu Ömer Işık, Mizgin Işık ile evlendi. Aşiret düğününe, yurt dışından da gelen konuklarla birlikte 6 bin kişi iştirak sağladı. Düğünde gelin Mizgin Işık’a 2 kilo altın takılırken, damat Ömer Işık’a 15 milyon TL takıldığı öğrenildi.
6 bin kişinin iştirakiyle gerçekleşen düğünde 2 ton etli yemek dağıtıldı. Davetliler ortasında aşiret önderleri, kanaat liderleri, STK liderleri ve iş insanları da yer aldı. 4 saat süren düğünde 20 kişi takıları saydı. Merasim sonunda 15 milyon TL ve 2 kilo altın takıldığı belirli oldu. Takı merasimi sonrasında altın ve paralar bavullara doldurulurken yüzlerce kişilik büyük halayların çekildiği imajlar ortaya çıktı.
Sosyal medya ve televizyonda uzunluk gösteren Tıvorlu İsmail de düğüne katılanlar ortasındaydı. Düğünün sonunda toy büyüğü olan iş insanı Veysel Ürüm, davetlilere iştirak sağladıkları için teşekkür etti.
Gevdan Aşireti Kanaat Lideri Şehmuz Işık, “Siz bedelli dostlarımızı ortamızda görmekten onur duydum. Para değerli değil, değerli olan sizin gelmeniz, sizin dostluğunuzdur.” sözlerine yer vererek birlik ve beraberliğin önemli olduğuna değindi. Aşiret lideri Şehmuz, “Takı töreninde toplanılan paralar aşiretler ortasındaki yardımlaşmadır, dayanışmadır” açıklamasını da ekledi.
Damadın ağabeyi Cigerhun Işık, düğüne uzaktan ve yakından katılan tüm dostlarına teşekkür ederek “Düğünümüze yaklaşık 6 bin davetli katıldı. Küçükbaş hayvandan oluşmak üzere 2 ton et kestik. Damadımıza yaklaşık 15 milyon TL takıldı. Geline de 2 kilo altın da takıldı” cümlelerini kullandı.
Show TV ekranlarının reyting rekorları kıran dizisi Kızılcık Şerbeti, yaz tatilinden sonra 3. dönemin birinci kısmıyla ekranlara geldi. Dizinin birinci kısmında yapılan çekim yanılgısı seyircinin gözünden kaçmadı. O kusur toplumsal medyada gündem oldu.
Sıla Türkoğlu, Evrim Alasya, Doğukan Güngör, Barış Kılıç, Ahmet Mümtaz Taylan ve Sibel Taşçıoğlu üzere isimlerin yer aldığı Kızılcık Şerbeti, yeni dönemiyle devam ediyor. 3. dönemde diziye Şebnem Bozoklu, Şebnem Dönmez ve Fırat Çelik dahil oldu.
Kızılcık Şerbeti dizisi
Dizide ortaya çıkan sırlar, Alev’in ölmesi ve Görkem’in gebe olması bir anda ortalığı karıştırdı.
SEYİRCİ YANILGIYI AFFETMEDİ
2. dönemin son kısmında Alev doğum yapmak üzere Almanya’ya gitmişti. Yeni dönemin birinci kısmında ise doğum sırasında öldü.
Kızılcık Şerbeti dizisi
Hastane çekimlerinde, hastanenin Almanya’da bir hastane olduğuna inandırmak için her yere Almanya tabelalar asılmıştı lakin bir yeri unuttular.
Kıvılcım’ın hastane kapısından çıkış yaptığı sahnede ‘Çıkış’ tabelasının Türkçe olması seyircinin gözünden kaçmadı.
Fenerbahçe’de teknik yönetici Jose Mourinho, iki yıldızı kulübeye çekmeye hazırlanıyor.
Mourinho, ulusal maçlarda yorulan İsmail Yüksek ve Edin Dzeko’yu Kasımpaşa maçında dinlendirmeyi planlıyor.
Orta alanda İsmail Yüksek’in yerine yeni transfer Sofyan Amrabat’ı kullanmayı planlayan Mourinho, forvette ise Youssef En-Nesyri’yi birinci 11’de alana sürecek.
Mourinho ve grubu, bu tercih ile birlikte Galatasaray derbisi öncesi yorgun oyuncularını dinlendirerek derbi öncesi bir sorun yaşamak istemiyor.
Trabzonspor, tarihin en hareketli transfer devirlerinden birisine 2024-25 dönemi öncesi imza attı.
Döneme Abdullah Avcı ile başlayan lakin devamında Şenol Güneş’i teknik yöneticilik koltuğuna oturtan bordo-mavililer, toplamda 13 destek yaparken, 27 oyuncu ile yollarını ayırdı.
Bordo-mavili kadronun transfer periyodu içerisinde en fazla bonservis bedeli ödediği isim 4 milyon euro ile Muhammed Cham olurken, satıştan en fazla kar yapılan isim ise 450 bin euro kiralama bedeli ile Rayyan Baniya oldu.
Karadeniz temsilcisi, kiralama ve bonservis bedeli olarak bu periyot içerisinde toplam 19 milyon 680 bin euro ödeme yaparken; kasasına ise satış ve kiralama bedeli olarak 1 milyon 372 bin euro koydu.
Bordo-mavililer, 8 futbolcuya bonservis fiyatı bedeli ödedi. Muhammed Cham, Serdar Saatçı, Pedro Malheiro, Cihan Çanak, Ozan Tufan, Arseniy Batagov, Denis Draguş, Okay Yokuşlu bonservis bedeli ödenerek alınan futbolcular oldu. Defans sınırına alınan Atletico Madrid’den Stefan Savic en flaş isimlerden birisi oldu.
TFF 2’nci Lig Kırmızı Küme’de birinci 2 maçında meskeninde Yeni Mersin İdmanyurdu’nu 2-0, deplasmanda ise Karaman FK’yı 2-1 yenerek döneme çok yeterli başlayan Menemen Futbol Kulübü yarın alanında Belediye Derincespor ile karşılaşacak. Menemen İlçe Stadı’nda Sinan Özcan’ın yöneteceği karşılaşma saat 19.00’da başlayacak.
Menemen FK Teknik Yöneticisi Burhanettin Basatemür 3’te 3 yapmayı hedeflediklerini söyledi. Ligin başlarında alınacak her galibiyetin çok değerli olduğunu vurgulayan tecrübeli teknik adam, “Taraftarımızın takviyesini bekliyoruz. Düzgün bir giriş yaptık ve devamını getirmek istiyoruz” diye konuştu.
Gençler kategorisinde 2 farklı branşta dünya şampiyonu olan ve “Atom Karınca” lakabıyla anılan Hamza Eren Göksu, amacını Los Angeles 2028 Olimpiyatları olarak belirledi.
Muaythai, kick boks, wushu ve boks branşında çalışmalarını sürdüren Leon Spor Kulübü atleti Hamza Eren, antrenörü Eldar Elizade eşliğinde 7 yıldır sporla uğraşıyor. Hamza’nın 4 farklı branşta ulusal ve memleketler arası muvaffakiyetleri bulunuyor.
Ağustos ayında Macaristan’da gerçekleştirilen Gençler Dünya Kick Boks Şampiyonası’na katılan ulusal atlet, 51 kiloda altın madalya kazandı.
Hamza Eren Göksu, AA muhabirine, gençler kategorisini dünya şampiyonluğuyla tamamladığı için keyifli olduğunu söyledi.
Çok heyecanlı bir şampiyona geçirdiğini anlatan Hamza, “Çok güçlü rakiplerim vardı. Finalde karşılaştığım İtalyan rakibim benden çok daha uzundu lakin galip gelmeyi bildim. Final maçında elim kaldırıldı fakat ben İstiklal Marşı’mız okunana, kupayı elime alana kadar şampiyon olduğumu hissedememiştim. Marşımız okunurken elimi göğsüme koydum ve kalp atışlarımı hissettim.” dedi.
Yaklaşık 7 yıldır sporla iç içe olduğunu söz eden Hamza, “Bu yol çok meşakkatli, çok yorucu. Acılar, zorluklar çektik ancak başardık, dünya şampiyonu oldum.” diye konuştu.
“Şu anki maksadım Los Angeles 2028 Olimpiyatları”
Farklı branşlarda gayret ettiği için kendisine “Atom karınca” diye seslendiklerini aktaran Hamza, şunları kaydetti:
“Kick boksta dünya ve Avrupa şampiyonluklarım var. Muaythaide dünya şampiyonluğum var. Milletlerarası şampiyonalarda gençler kategorisinde 3 kere İstiklal Marşı’mızı okuttum. Bu, çok hoş bir his. Şu anki gayem Los Angeles 2028 Olimpiyatları. Gençler kategorisinde son milletlerarası şampiyonamda dünya şampiyonu oldum. 2025’te büyükler kategorisinde yarışacağım. Büyüklerde de birebir formda devam etmek istiyorum. İnşallah boksta da hoş dereceler yapıp, dünya ve Avrupa şampiyonlukları alıp olimpiyat madalyasını ülkemize getirmek istiyorum.”
Babasının kendisini müdafaayı öğrenmesi için antrenörü Eldar Elizade’nin yanına getirdiğini anlatan genç sportmen, “Eldar hocamla tanışana kadar dünya şampiyonluğu hiç aklımda yoktu. 11 yaşımda onunla tanıştıktan sonra buna karar verdim. Üzerimde çok emeği var. Başarımda ailemin de üzerimde emeği çok büyük. Babam olmasaydı buralara gelemezdim. Annem, diyetimde, kilo vermemde yaptığı yemeklerle bu süreçte beni daima destekledi. İdmanlarda partnerlerim, ekip arkadaşlarım, hepsine çok teşekkür ederim.” sözlerini kullandı.
Leon Spor Kulübü Antrenörü Eldar Elizade ise 12 yıldır Kastamonulu atletlere hizmet verdiğini lisana getirerek, şunları tabir etti:
“Bunlardan biri de Hamza Eren. Hamza, 30 Ağustos’ta dünya şampiyonu olarak bize ikinci bayramı yaşattı. Hamza çok yetenekli ve disiplinli bir atlet. Hamza’nın muvaffakiyetleri sahiden övülmeye kıymet. Kendisi başarılarına bir yenisini ekleyerek üniversiteyi de kazandı. Bundan sonra yeni şampiyonluklar için çalışacağız.”
İstanbul Concept Kurucusu ve Türk-Alman İşadamları Derneği Kültür Ateşesi Işık Gençoğlu, sanatta KDV oranının sıfırlanması daveti yaptı.
Bloomberg HT Üst Seviye programında İstek Maliki’nin konuğu olan Gençoğlu, sanat piyasasındaki son gelişmeleri kıymetlendirdi.
Gençoğlu’nun programda öne çıkan sözleri şunlar oldu:
Yaz periyodunu geride bırakıyoruz, şu anda tam sakinlik devrinin en tepe yaptığı zamandayız. Sanatkarlar, galeriler yeni döneme hazırlandılar.
12 Eylül’de biz dönemi açıyoruz, solo büyük bir stantla döneme giriyoruz.
Ekonomi durduğu vakit sanatta duruyor. Bu türlü durumlarda sanat birinci vazgeçilen şey. Biz İstanbul Concept olarak olayın akademi tarafında da varız. Sanatı öğrenmek, yapıtları görmek ve bilmek bir toplumsal haktır diye düşünüyoruz.
“Sektörde tekelcilik var”
Sektörde küçük bir pasta var ve herkes buradan hisse almaya çalışıyor. Kesimde tekelcilik elbette var bize yansımasa da fuarcılık alanında Türkiye’de çok önemli bir monopolleşme var.
Sanatta bütün o boya gereçlerinin hepsi ithal, çok azı yerli sermaye, kağıtlar ve tuval gereçleri de ithal. Aslında sanatkarlar da kendi çaplarında birer küçük teşebbüsçüler.
Maalesef gereçlerin o pahalılığı fiyatlara yansıyor hepsi Döviz üzerinden gidiyor. Fakat Türk sanatkarları artan maliyetleri olduğu üzere yansıtamıyor mesela fiyatlar arttı deniyor lakin pazara baktığınız vakit o kadar da arttığını düşünmüyorum.
Bir yandan da yurt dışından gelen sanatkarlarımız var, kimi sanatkarlar Türkiye pazarında döviz fiyatlarını düşürüyorlar alım gücü azaldığı için.
KDV sıfırlanmalı
Herkes şu anda satışların ne kadar azaldığından bahsediyor. İnternet üzerinden satışlar da devam ediyor, çok hoş açık artırmalar var, burada bilhassa yurt dışı pazarı çok âlâ.
Biz İstanbul Concept olarak ikinci el satışta güzel değiliz yani şu anda bunu yapmamayı tercih ediyoruz ileride tahminen yapabiliriz. Lakin şu anda bizim yapmaya çalıştığımız şey sanatkarların görünürlülüğünü sağlamak ve onlara koleksiyonerler kazandırmak.
KDV oranlarına bakarsak bazen satmamayı tercih ettiğiniz işler oluyor. Türkiye’de direkt sanatkarın ofisine gidip ondan almak istiyorlar, zira öbür türlü biz galericiler fatura keseceğiz ve bunun da yüzde 20 KDV’si olacak.
Bana nazaran makul KDV oranı sıfırdır, zira sanatta KDV olamaz.
Sanatçı kategorisinde olan devlet sanatkarlarının vergiden muafiyetleri oluyor. Mesela bu fevkalade bir şey. Ben bu türlü sanatkarlarla çalışmaya çok seviyorum zira o vakit biz yalnızca sanat danışmanlığı yapmış oluyoruz.
Türkiye’deki sanat fuarları ne kadar başarılı?
Galeriler haklı olarak o kadar büyük paraların altından kalkmak için risk alamıyorlar. Risk alamadıkları için esasen sattıkları sanatkarların yapıtlarını koyuyorlar.
Zaten koleksiyoner ismi altında çok da koleksiyoner olmayan fakat yeni paranın sahibi öteki bir profil var şu anda.
Sadece biraz yürek, biraz renklilik, biraz sanatın hak ettiği üzere bir görünürlülük gerekiyor. Piyasada daima birebir beşerler dönüyor o yüzden bir sanatçı fuara katılmayı gerek görmüyor aslında kendi galerisinde müşterisine ulaşıyor.
Fuar sahiplerine çok büyük sorumluluklar düşüyor, kente akan halkla bir arada etkinlikler olması gerekiyor o vakit tahminen daha başarılı olabilirler. Şu anda aslında 3-5 kişi üzerinden dönüyor sanat piyasası.
Binance, kripto dünyasında değerli bir adım daha atarak Telegram tabanlı oyun Catizen’i Launchpool platformuna ekledi. Bu atılım, CATI token’ının 59. proje olarak duyurulmasıyla birlikte büyük bir ilgi uyandırdı. Telegram üzerinde kurulan kedi temalı oyun botu, hem oyun severlerin hem de kripto yatırımcılarının dikkatini çekmiş durumda. Duyuru, CATI’nin fiyat performansı üzerindeki potansiyel tesirleri üzerine de tartışmaları beraberinde getirdi.
Binance Launchpool’da Catizen duyurusu
Binance, 16 Eylül 2024 tarihinde başlayacak olan Launchpool sürecinde kullanıcılarına CATI token’larını kazanma fırsatı sunacak. CATI token’ları, BNB ve FDUSD stake ederek kazanılabilecek. Bu stake etme süreci dört gün boyunca devam edecek ve 20 Eylül 2024 tarihinde CATI token’ı borsada süreç görmeye başlayacak. CATI, USDT, BNB, FDUSD ve TRY ile süreç görebilecek.
Catizen, Telegram’ın mini-app platformunda faaliyet gösteren yenilikçi bir kedi temalı oyun botu olarak ön plana çıkıyor. Bu proje, kullanıcılarına oyun oynarken kripto kazanma fırsatı sunuyor ve Binance’in bu cins Telegram tabanlı projelere verdiği dayanakla dikkat çekiyor. Catizen’in Binance tarafından duyurulması, kripto dünyasında büyük bir heyecan yarattı ve CATI token’ının piyasadaki potansiyel performansı üzerine beklentileri artırdı. Binance’in daha evvel de Hamster Kombat (HMSTR) üzere Telegram tabanlı bir oyunu Launchpool’a eklemesi, borsanın bu alana olan ilgisinin arttığını gösteriyor. Binance’in bu yenilikçi projeleri destekleme stratejisi, CATI token’ının piyasada olumlu bir ivme kazanmasını sağlayabilir.
CATI fiyatı için beklentiler
Binance Launchpool’da yer alan projelerin, geçmişte piyasaya sürüldüklerinde ekseriyetle fiyat artışları yaşadığı biliniyor. Erken erişim teşvikleri ve topluluk heyecanı, ekseriyetle bu projelerin birinci süreç günlerinde dikkat alımlı fiyat hareketlerine yol açabiliyor. Bu nedenle birçok yatırımcı, CATI token’ının da misal bir yükseliş yaşayacağına inanıyor.
CATI’nin kedi temalı ve oyun odaklı yapısı, bilhassa kripto piyasasında süratle popülerleşen bir trendle ahenk gösteriyor. Oyun kriptoları, son periyotta hem yatırımcılar hem de oyun severler ortasında büyük ilgi görmeye başladı. CATI token’ının Binance üzere dünyanın en büyük kripto borsalarından birinde listelenecek olması da bu beklentiyi güçlendiriyor. Binance’in CATI token’ını birinci listeleyen platform olacağını duyurması, yatırımcıları düzmece token’lara karşı uyardı. CATI, piyasaya sürüldüğünde toplam 1 milyar adet arzla başlayacak ve bunun %30,5’ine denk gelen 305 milyon CATI token’ı birinci dolanıma girecek.
Launchpool sürecinde kullanıcılar, 90 milyon CATI token’ını ödül olarak kazanma bahtına sahip olacaklar. Bu mükafatların 76,5 milyon token’lık kısmı BNB havuzuna, geri kalan 13,5 milyon token ise FDUSD havuzuna ayrılacak. Bu süreç, CATI token’ının daha geniş bir kitle tarafından tanınmasını ve benimsenmesini sağlamayı hedefliyor.
Temalı oyunlar serimizde bu sefer de denizaltı temalı oyunlara yer verelim dedik, karşınıza bu kümedeki oyunlardan bir listeyle çıkıyoruz. Lakin listemize geçmeden evvel yeniden gereksiz bilgiler ansiklopedimden bir şeyler paylaşayım müsaadenizle.
Denizaltı denildiğinde birçok kişinin aklına Jules Verne tarafından kaleme alınan ve birinci olarak 1870 yılında okuyucuyla buluşan Denizler Altında 20.000 Fersah kitabı geliyor olsa gerek -ki başlıkta da ona yer vermemiz şaşırtmamıştır herhalde.
Madem girişi bu türlü yaptık, buradan devam edelim. Kitabın özgününde geçen “League” bir vakitler Avrupa ve Latin Amerika’da yaygın olarak kullanılan bir uzunluk ölçüsü. Kimi kaynaklara nazaran bir Antik Kelt ölçüm ünitesidir. Kökeninin Galya ligi (leuga Gallica yahut leuca Callica) olduğu da söylenir. Roma İmparatorluğu tarafından da uyarlanıp “leuga” ismiyle kullanılmış ve böylelikle Avrupa’da yaygın bir hale gelmiştir.
Bu ölçü ünitesinde temel alınan şeyin “1 insanın 1 saatte kat edebileceği mesafe” olduğu söylenmektedir. Farklı “lig (league)” kıymetleri kelam konusu. Bazıları 4.000 metreyi temel alıyor, bazıları mil karşılığı olarak hesaplanıyor. Mesela 3 kara mili kabul edildiği örnekler var -ki bu durumda kabaca 4.83 kilometreye karşılık geliyor. Genel itibariyle 7.500 ila 15.000 fit (2,29 ila 4,57 km) aralığında değişen kullanımları mevcut.
Denizdeki karşılığına geldiğimizdeyse yeniden 3 deniz mili olarak kabul edildiğini görüyoruz, bu durumda da 5.556 metreye (5,56 km) tekabül ettiğini söylemek mümkün.
Kitabın Türkçe çevirisinde kullanılan “fersah” da aslında üç aşağı beş üst birebir uzunluk ünitesini tabir ediyor. 12.000 adım yahut 1 saatlik yola denk geldiği kabul edilen bu ölçü ünitesinin denizcilikte kullanımı tekrar 3 deniz mili (5.556 m) biçiminde çıkıyor karşımıza.
Jules Verne’in bu kitabına ilham kaynağı olan bir Fransız denizaltısı bulunuyor; 1867 yılında Paris Fuarı’nda bir modelini gördüğü Plongeur. Fransızca’da “dalgıç” manasına gelen Plongeur ismi verilen ve 1863’te denize indirilen bu denizaltı, tarihte insan gücüyle değil de mekanize güçle hareket eden birinci denizaltı unvanına sahip. Her ne kadar denizaltı tarihinde yeri olsa da o denli çok da derinlere dalan bir gemi değil bu, dalabildiği azami derinlik 10 metre. Tekrar de bu onu teknik olarak bir denizaltı yapıyor, o denli değil mi?
Bir denizaltı geliştirilmesi fikri çok daha evvelce akıllara geliyor, hatta kolay birtakım örnekler geliştirilip kullanılıyor. Fakat tam manasıyla kullanılmaya 18. Yüzyılın sonlarında, hatta 19. Yüzyılın birinci yarısında başlandığını söylemek mümkün. Evet, denizaltıların ön plana çıktığı periyot ne yazık ki Dünya Savaşları.
Birçok kişi için denizaltı denildiğinde birinci akla gelen “U-Bot”lardır herhalde. “U-Boot”, Almanca’da denizaltı sözünün karşılığı olan “Unterseeboot” sözünden türetilen bir isim. Bu denizaltılar, 2. Dünya Savaşı’nda müttefiklerin dehşetli düşü haline gelmişti. Hatta Churchill, bu denizaltılar hakkında hatıratında şöyle yazmıştı: ”Savaş boyunca beni nitekim korkutan tek şey U-bot tehlikesiydi”.
Bu kaygı hiç de yersiz değildi. 2. Dünya Savaşı’nda Alman donanması “Kriegsmarine”, denizaltılar ile müttefik kuvvetlere çok önemli darbeler vurmuştu. Bilhassa denizaltı filosu kumandanı Karl Donitz’in kurt kapanı taktiğiyle savaşın birinci yıllarında Atlantik’teki ikmal sınırlarını amaç alan hücumlar gerçekleştiriyor, ABD’den Avrupa’ya sağlanan dayanağı zayıflatıyor ve böylelikle savaşta avantajı ele geçirmeyi başarıyorlardı. Lakin sonrasında o büyük belaya kapılıp “devasa savaş gemileri” inşa etmeye yöneliyorlar ve denizaltı filosu art plana itilmiş oluyordu. Bu da savaşın gidişatını bilakis çeviren, kritik dönüm noktalarından birisi olarak kıymetlendirilebilir. Elbette yalnızca Almanların denizaltı filosunu geri plana itmesi değil tıpkı vakitte müttefik kuvvetlerin sağladıkları teknolojik gelişim ve geliştirdikleri yeni stratejiler de tesirli bu tabloda.
Denizaltılar yalnızca düşman kuvvetler için değil tıpkı vakitte içlerindeki işçi için de çok tehlikeli olabiliyorlar. Vurulan yahut kaza geçiren bir denizaltıdan kurtulmak neredeyse imkansıza yakın bir durum. Yakın tarihlerden bir örnek olarak Rusya’nın nükleer denizaltılarından K-141 Kursk geliyor aklımıza.
Kursk mürettebatının başına gelenler nitekim de çok acı. 12 Ağustos 2000’de bir tatbikat gerçekleştiriliyor. Bir dizi torpido atışı yapan Kursk’ta bu atışların akabinde kimi patlamalar meydana geliyor. Sonrasında da Barents Denizi’nin tabanına yanlışsız batıyor ve yaklaşık 118 metrede deniz tabanına oturuyor. Rusya başlangıçta ABD’yi suçluyor, bölgedeki bir NATO denizaltısının Kursk’a çarpmış olabileceğini ileri sürüyorlar. Lakin sonrasında yapılan incelemeler sonucunda torpido ateşleme sistemleriyle ilgili bir sorun nedeniyle öteki torpidoların da patladığı ve denizaltının battığı anlaşılıyor.
Olayı daha trajik hale getiren ise, kurtarma çalışmaları. Farklı ülkelerin de katkı sunduğu kurtarma çalışmaları bir sonuç vermemiş ve Kursk’un mürettebatının tamamı ölmüştü. Her ne kadar Rus tarafı, mürettebatın kazadan sonraki birinci birkaç dakika içinde öldüğünü ileri sürmüşse de kurtarma gruplarınca ulaşılan birtakım ayrıntılar denizaltının kaptanı da dahil olmak üzere 20’nin üzerinde mürettebatın patlamalardan saatler, hatta günler sonra bile hayatta olduğunu, lakin kurtarılamadıklarını düşündürmüştü. Sonuç olarak, yakın tarihin en büyük denizaltı kazalarından birisi olarak kayıtlara geçmiştir bu kaza.
Çok daha yeni bir örnek de var natürel, geçtiğimiz yıl gerçekleşen trajik bir denizaltı kazası. Titanic enkazına yapılan turistik seyahatte OceanGate’in Titan denizaltısı bir içe patlama sonucunda modüllere ayrıldı ve ne yazık ki 5 yolcunun tamamı hayatlarını kaybetti.
Her ne kadar bunun üzere kazalar insanları üzüyor ve cüret kırıyorsa da sivil denizaltıların askeri denizaltılar kadar, hatta onlardan daha fazla gelişmesi dünyamız için büyük değer arz ediyor. Halihazırda okyanusların çok kısıtlı bir kısmını (kabaca %5’ini) keşfedebilmiş durumdayız ve çok daha fazlası bizleri bekliyor. Bunu yapabilmenin yolu da sivil denizaltı teknolojilerinin gelişmesinden geçiyor doğal olarak.
Bunun için verilebilecek hoş örneklerden birisi mevcut bilgiler ışığında Dünya’nın en derin noktası olarak bedellendirilen Mariana Çukuru’nun keşfi olsa gerek. En derin noktası 10.994 metre olan bu çukura birinci kez 1960 yılında inilebilmiştir. İsviçreli bilim insanı Jacques Piccard ile Amerika Birleşik Devletleri Donanması’ndan Teğmen Donald Walsh, kendi tasarladıkları Trieste Batiskapı ile Mariana Çukuru’nun tabanına inen birinci beşerler olmayı başarmışlardır.
Bu mevzuda yazılabileceklerin sonu gelmez ancak artık oyunlara geçelim, o denli değil mi?
Cold Waters
Microprose’un klasik denizaltı oyunu Red Storm Rising’ten ilham alan bir oyun Cold Waters (O oyun da birebir isimli Tom Clancy romanından uyarlanmıştı zaten). Bir nükleer denizaltıyı yönettiğiniz oyunda Soğuk Savaş ısınmış, 3. Dünya Savaşı başlamış durumda. Siz de bu savaşın denizlerdeki temsilcilerinden birisiniz. Onlarca gemi ve denizaltının modellendiği, deniz savaşlarını başarılı bir formda yansıtan, bilhassa de sonar sisteminin işleyişinin çok beğenildiği bir oyun olduğunu söylemek mümkün.
Silent Hunter III
Ubisoft’un denizaltı oyunları serisi Silent Hunter, bir periyotlar hayli popülerdi. Serinin daha şimdiki üyeleri Silent Hunter: Wolves of the Pacific yahut Silent Hunter 5: Battle of the Atlantic de belirtilebilirdi. Lakin bilhassa Silent Hunter 5 beklentileri çok da karşılayamamıştı. Buna rağmen Silent Hunter III, gelmiş geçmiş en uygun denizaltı simülasyonlarından birisi olarak kabul edilir. Hasebiyle listede ona yer vermenin uygun olacağını düşündüm.
Listedeki en eski oyun olabilir. Haliyle grafikleri bugün için zayıf kalıyor, ancak çıktığı devirde bu tarafıyla de etkilemişti oyun severleri. Oynanış kısmındaysa söylenecek bir şey yok. Uzun yıllar boyunca oynanmaya devam etti. Bunu sağlayan değerli ayrıntılarından birisi de modlarla desteklenmesiydi. Sonuç olarak eski de olsa listenin en başarılı üyelerinden birisi olduğunu söylemek mümkün. Denizaltı temalı oyunları sıralayıp da Silent Hunter III’ten bahsetmemek olmazdı herhalde.
Subnautica
Çok beğenilen oyunlardan birisi Subnautica. Okyanuslarla kaplı bir gezegene düşüyor ve bu derinlikleri keşfe çıkıyorsunuz. Bir yandan hayatta kalabilmek için su ve yemek üzere gereksinimlerinizi gidermeniz lazım, bir yandan da etrafınızı keşfedip donanımlar geliştirmeniz gerekiyor. Kaynaklar topluyor, deniz tabanında üsler kuruyor, bir yandan da kendi denizaltınızı geliştiriyorsunuz. Keşif ve ilerleme hissini başarılı bir formda yaşattığını söylemek mümkün. Bu da devam oyununu merakla beklenen oyunlar ortasına yazdırıyor haliyle.
Song of the Deep
Denizin derinliklerini keşfe çıktığımız bir diğer oyun. Geliştiricilerinin “metroidvania tarzı bir aksiyon-macera oyunu” olarak tanımladığı Song of the Deep’te, kayıp babasını arayan bir kızın bu seyahatine eşlik ediyoruz. Merryn, balık avına giden babasının geri dönüşünü bekleyip duruyor lakin babası bir türlü geri gelmiyor. Daldığı duşta babasının su altında mahsur kaldığını görünce onu kurtarmak için denize açılmaya, denizin derinliklerine dalmaya karar veriyor. Bunun için de eline ne geçirirse kullanıp kendisine küçük bir denizaltı inşa ediyor. Bundan sonrası arkadaşlar edineceği, kayıp uygarlıkları keşfedeceği, o ufak denizaltıyı geliştirip daha derinlere dalacağı bir seyahat.
Barotrauma
Listenin farklı oyunlarından birisi Barotrauma. FTL: Faster Than Light, Rimworld, Dwarf Fortress ve Space Station 13 üzere oyunlardan ilham alınarak geliştirilmiş bir oyun. Uzayda geçen bir “hayatta kalma-korku ve RYO”, tıpkı vakitte da bir denizaltı simülatörü. “Nasıl oluyor o o denli?” diye merak ediyor olabilir şimdi oynamamış olanlar. Bu karışımdan ortaya farklı ve hoş bir oyun çıkabiliyormuş, Barotrauma ile bunu görmüş olduk.
UBOAT
Denizaltı denildiğinde akla Almanların meşhur denizaltıları U-Boat’ların gelmemesi çok da mümkün değildir herhalde. Bir müddet erken erişimde kaldıktan sonra geçtiğimiz ayın başında tam sürüme geçiş yapan UBOAT da isminden anlaşılabileceği üzere bizleri 2. Dünya Savaşı’nda bu Alman denizaltılarından birisinin başına geçiriyor.
Mürettebat idaresinin ön planda olduğu bir oyun bu. Mürettebatının karnını tok, sırtını pek tutman lazım. Yoksa en sıradan çatışmalar bile çok güçlü bir gayret haline gelebilir. Bu istikametiyle öteki örneklerden ayrılmaya çalışan bir oyun olduğunu söylemek mümkün.
Destroyer: The U-Boat Hunter
Bu listenin temelinde denizaltıları mevzu alan bir liste olduğunun farkındayım fakat bir de olaya karşı cepheden bakalım istedim. Bu sefer U-Botlarla okyanuslarda terör estiren tarafta değil de o denizaltıları avlayan taraftayız. 2. Dünya Savaşı’nda Atlantik Okyanusu’ndaki çatışmalarda Fletcher sınıfı bir muhrip (destroyer) yönetiyoruz ve Alman denizaltılarını okyanusun derinliklerine göndermeye çalışıyoruz.
Alman denizaltı filosu kumandanı Karl Donitz’in kurt kapanı taktiğine karşı koymak epeyce şiddetli bir gayret. Bu çabayı başarılı bir biçimde yansıtan bir oyun olmuş Destroyer: The U-Boat Hunter. 2. Dünya Savaşı’nda bir muhrip direktörün nasıl bir şey olduğunu aslına sadık bir biçimde sunmaya çalışıyor. Son yıllarda bu cinsten çıkan hoş oyunlardan birisi olduğunu söylemek mümkün.
Verne: The Shape of Fantasy
Madem bu listemize ismini verirken Jules Verne’den esinlendik, kapanışı da onun yarattığı dünyadan ilham alan bir oyunla yapalım o vakit. Buraya oyunun tanıtım metnini olduğu üzere koyayım ve sizleri de bu maceraya davet etmiş olayım:
“Yıl 1888. Acımasız “Ulus”a karşı savaş doruğa ulaşır ve paralel Hemera ülkesini büsbütün yok olmanın eşiğine getirir. Jules Verne ve Kaptan Nemo, dünyalarını kurtarmak için son deva olarak meşhur denizaltı Nautilus ile efsanevi Atlantis kentini aramaya koyulurlar”
Nasıl, gereğince ilgi cazibeli görünüyor mu? Tıp itibariyle de bahsiyle da görsel şekliyle da listenin geri kalanlarından ayrılan bir oyun olduğunu söylemek mümkün. Fırsat bulursanız bir baht verilebilir.
Tahmin edilebileceği üzere tekrar dışarıda bırakmak durumunda kaldığımız birçok oyun oldu. Eski örneklere gidecek olursak, Tom Clancy’nin tıpkı isimli romanından uyarlanan ve 1988 yılında çıkan Red Storm Rising’i kesinlikle anmak gerekir. Microprose bu oyundan 3 sene evvel de Sid Meier tarafından geliştirilmiş Silent Service’i oyun severlerle buluşturmuştu. Devam oyunu Silent Service 2 de 1990’da çıkmıştı. Bu oyunları çeşidin klasikleri ortasında saymak mümkün.
Jules Verne’den esinlenen bir öteki oyun da Diluvion: Resubmerged idi, ancak çok da başarılı olamadı. Misal biçimde Kursk kazasını bahis edinen bir oyun da bulunuyor, ismini da bu denizaltıdan alan KURSK. Ne yazık ki o da beklentileri karşılamaktan uzaktı.
Eğer listenin konusu denizaltılar değil de deniz altı olsaydı hiç elbet birinci sıralara ismini yazdıracak bir oyun da var natürel, Dave the Diver :) Mazeretle onu da anmadan geçmeyeyim istedim. Tahminen onu da diğer bir yazıda bir biçimde konuk ederiz. Bunu hak ettiğine kuşku yok.
Bugünlük de bizden bu kadar. Sizin de eklemek istediğiniz oyunlar varsa, yorumlarınızı bekleriz.
Beşiktaş’ta geçen dönem ağır reaksiyonlara maruz kalan Onur Bulut, yaz transfer devrinde aldığı teklifler karşısında ekipten ayrılmak istemişti.
YÖNETİCİLER İNANÇ HİSSETTİRDİ
Tecrübeli futbolcuyu RAMS Başakşehir takımına katmak için uğraşsa da siyah-beyazlı idare, Onur’u bırakmadı. Oyuncunun mental çöküşünü gören yöneticiler ve yönetimciler, evvel kendisiyle bir toplantı gerçekleştirerek inanç duyduklarını hissettirdi.
MAAŞINA ARTIRIM YAPILDI
30 yaşındaki futbolcunun yıllık 16 milyon TL olan fiyatı 24 milyon TL’ye çıkarıldı. 1 dönemlik kontratında değişim olmayan Onur’un böylece kendisini bedelli hissetmesi sağlandı ve motivasyon kazandırıldı.
Göztepe, 2024-2025 dönemi birinci transfer devrinde takımını güçlendirmek için toplam 13 yeni futbolcu transfer etti ve genç bir takımla döneme umutlu bir başlangıç yaptı.
Göztepe, Slavia Sofya’dan Isaac Solet, Hellas Verona’dan Koray Günter, Southampton’dan Juan Santos da Silva ile Kuryu Matsuki, Zulte Waregem’den Novatus Miroshi, Flamengo’dan Victor Hugo ve Chelsea’dan David Datro Fofana’yı kiralık olarak takımına dahil ederken, kimi futbolcularla satış opsiyonlu kontrat imzaladı.
Sarı-kırmızılı takım bu isimlerin yanı sıra geçen dönem kiralık olarak takımında yer alan Mateusz Lis’in Southampton’dan bonservisini alırken, İskenderunspor’dan Emircan Seçgin, AEL Limasol’dan Djalma Silva, Fatih Karagümrük’ten Nazım Sangare, Bodeaux’tan Malcolm Bokele ve Ankara Keçiörengücü’nden Ekrem Kılıçarslan’ı takımına dahil etti.
İzmir temsilcisi bu futbolculardan Ekrem Kılıçarslan’ı dönem sonuna kadar Esenler Erokspor’a kiraladı.
Transferlerin yaş ortalaması 24,2
Yeni oyuncularının yaş ortalamasının 24,2 olduğu Göztepe’de yeni futbolculardan 30 yaşındaki Nazım Sangare, 29 yaşındaki Koray Günter ile Djalma Silva en yaşlı isimler oldu.
Sarı-kırmızılı takımda 20 yaşındaki Hugo ile 21 yaşındaki Fofana, Miroshi ve Matsuki de en genç isimler olarak dikkati çekti.
Fofana 76. yabancı futbolcu
Süper Lig’de 31. dönemini geçiren Göztepe’nin dün takımına dahil ettiği David Datro Fofana sarı-kırmızılı ekip Süper Lig geçmişindeki 76. yabancı futbolcusu oldu. Fofana, sarı-kırmızılı grubun bu dönem takımında yer alan Victor Hugo üzere şimdi sarı-kırmızılı formayı giymedi.
Bugüne kadar 40 ülkeden isimlerin yer aldığı İzmir temsilcisinde bu dönem birinci kere Orta Afrika Cumhuriyeti, Kamerun, Japonya ve Tanzanya’dan futbolcu çaba edecek.
Toplam Brezilyalı 12 futbolcunun forma giydiği Göztepe’de, dörder Fransız ve Nijeryalı çaba etti.
En fazla forma giyen Andre Castro
Göztepe’de Andre Castro 96 maçla en fazla karşılaşmaya çıkan yabancı isim olurken, Castro’yu 93 karşılaşmayla Beto ve 82 maçla Titi takip etti.
Yabancı futbolcular içinde 20 gole imza atan Cherif Ndiaye en golcü isim pozisyonunda bulunurken, Adis Jahovic 19, Andre Castro 11 gol kaydetti.
Göztepe’nin Fofana ve Hugo dışındaki yabancı futbolcuları ve forma giydikleri maç sayıları şöyle:
Süper Lig’in 5’inci haftasında pazar günü karşı karşıya gelecek olan Trabzonspor ile Beşiktaş maçı öncesinde bordo-mavili taraftarlardan koreografi hazırlığı ağır bir halde sürüyor.
Edinilen bilgiye nazaran, Trabzonspor taraftar kümelerinin birlikte yürüttükleri özel koreografi çalışmasında Şenol Güneş temalı bir görsel yer alacak.
Yaklaşık bin 200 balon, 40 el bayrağı ve çok sayıda pankartın da olacağı hazırlıklarda ayrıyeten son periyotta Türkiye’nin en çok konuşulan gündemlerinden olan Narin için de bir görsel hazırlandığı öğrenildi.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Edirne’nin mesken sahipliği yaptığı Balkan Kürek Şampiyonası’ndaki yarışları izledi.
Bakan Bak, Meriç Nehri’nde oluşturulan parkurda düzenlenen tertipteki yarışları takip etti.
Bak, genç erkekler iki ikili kategorisinde şampiyon olan ulusal sportmenler Baturalp Akdeniz ve Mehmet Yıldız’a altın madalyalarını takdim etti.
Gençlik ve Spor Bakanı Bak, yaptığı konuşmada, şampiyonanın heyecanlı halde devam ettiğini söyledi.
Edirne’ye hoş bir tesis kazandırıldığını belirten Bak, “Herkesi Edirne’ye bekliyoruz. Tüm atletlere muvaffakiyetler diliyorum.” dedi.
Genç erkekler iki ikili kategorisinde ikinci olan Bulgaristan Ulusal Kadrosu atletlerine Edirne Valisi Yunus Sezer ve AK Parti Edirne Vilayet Lideri Belgin İba, üçüncü olan Romanya Ulusal Grubu sporcularına da AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal madalya verdi.
Balkan Kürek Şampiyonası Düzenleme Komitesi Başkanı Nesim İba da Bakan Bak’a minyatür kristal kürek armağan etti.
Bursa’da bilek güreşinde kendilerini geliştiren 15 yaşındaki ikizler Burak ve Berat Coşkun, Moldova’nın başşehri Kişinev’de yapılan Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’nda dereceler kazandı.
İrfan Genç İzcilik Spor Kulübü bünyesinde bilek güreşi sporuyla ilgilenen Hürriyet Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisi iki kardeş, antrenörlerinin yönlendirmesiyle katıldıkları ulusal ekip seçmelerinde 1900 sportmen ortasından kategorilerinde birinci oldu.
Elemeleri geçip ulusal grupla 2-12 Mayıs’ta Slovakya’nın başşehri Bratislava’da düzenlenen Avrupa Bilek Güreşi Şampiyonası’na katılan ikizlerden Berat 65 kilo sağ kol, Burak ise 60 kilo sağ ve sol kol kategorilerinde yıldız erkeklerde şampiyonluklar elde etti.
Çalışmalarına aralıksız devam eden ikizler, 15-25 Ağustos’ta Moldova’nın başşehri Kişinev’de yapılan Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’na katıldı. 67 ülkeden 500’den fazla atletin katıldığı şampiyonada ikizlerden Burak, 15 yaş altı 60 kiloda sol kolda dünya şampiyonu, sağ kolda dünya üçüncüsü, Berat Coşkun ise 15 yaş altı 65 kiloda sağ kolda dünya ikincisi oldu.
Burak Coşkun, AA muhabirine, bilek güreşiyle okullarında ilgilenmeye başladıklarını, ağır çalışmalar sonucunda farklı tertiplerde dereceler kazandıklarını söyledi.
Moldova’daki şampiyonada 7 ülkeden rakipleriyle gayret ettiğini belirten Burak, “Sol kol için rakiplerim sıkıntı değildi ancak sağ kol için biraz zordu. Sol kolda 10 rakibim vardı, onların içinde dünya birincisi oldum. Yeni muvaffakiyetler elde etmek istiyorum. 18 yaş altı kategorisine de girdim. Çalışmaları biraz daha hızlandıracağız.” dedi.
Berat Coşkun da yeni şampiyonalara hazırlanmak için çalışmalara vakit kaybetmeden başladıklarını anlattı.
Pazartesi ve cumartesi günleri masa idmanı, çarşambaları ise yük idmanı yaptığını lisana getiren Berat, “Dünya Şampiyonası’nda 7 ülkeden atletlerle yarıştım. Her ülkeden 2 rakibim vardı. Sağ kolda dünya ikincisi oldum. Meskende de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Birbirimizin eksiklerini görünce söylüyoruz.” diye konuştu.
“Bilek güreşi aşığı kardeşler”
Burak ve Berat Coşkun kardeşlerin antrenörü, İrfan Genç İzcilik Spor Kulübü İdare Şurası Üyesi Mehmet Akif Karaçavuş ise 120 öğrenciyle aralıksız çalıştıklarını belirtti.
Haftanın 3-4 günü egzersiz yaptıklarını aktaran Karaçavuş, önceliklerinin disiplin olduğunu vurguladı.
Egzersiz disiplininin başarıyı beraberinde getirdiğini söyleyen Karaçavuş, “Her sene Avrupa ve dünya şampiyonalarımız var. Bu disiplinli çalışmalarımız sonucunda 4 Avrupa şampiyonluğu, 3 dünya şampiyonluğu aldık. Emelimiz bu sayıları çoğaltmak.” sözlerini kullandı.
İkizlerin birbirine partner olmasının kendileri için avantaj olduğunu anlatan Karaçavuş, atletlerinin yeni muvaffakiyetler elde edeceğine inandıklarını lisana getirdi.
Kardeşlerin egzersizlere aralıksız devam ettiğini ve bu sporu çok sevdiğini anlatan Karaçavuş, şunları kaydetti:
“Bir insan yaptığı işi seviyorsa başarılı olur. Bunlar hakikaten bilek güreşi aşığı kardeşler. Önleri açık. Her yaş kategorisinde şampiyon olup Bursa ve Türkiye’nin gururu olacaklar diyebilirim. Son olarak Moldova’nın başşehri Kişinev’deki Dünya Şampiyonası’na gittik. Avrupa ve dünya bu ikiz kardeşlerin bileğini bükemedi, inşallah bundan sonra da bükemeyecekler.”
Cihaz bilgilerini depolamak ve/veya bunlara erişmek için çerezler gibi teknolojiler kullanıyoruz. Bunu, göz atma deneyimini geliştirmek ve kişiselleştirilmiş reklamlar göstermek için yapıyoruz. Bu teknolojilere izin vermek, bu sitedeki tarama davranışı veya benzersiz kimlikler gibi verileri işlememize izin verecektir. Rıza vermemek veya rızayı geri çekmek, belirli özellikleri ve işlevleri olumsuz etkileyebilir.
fonksiyonel Always active
Teknik depolama veya erişim, abone veya kullanıcı tarafından açıkça talep edilen belirli bir hizmetin kullanımını sağlamak veya yalnızca bir elektronik iletişim ağı üzerinden bir iletişimin iletimini gerçekleştirmek gibi meşru bir amaç için kesinlikle gereklidir.
Preferences
The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
İstatistik
Yalnızca istatistiksel amaçlar için kullanılan teknik depolama veya erişim.The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
Reklam
Teknik depolama veya erişim, reklam göndermek için kullanıcı profilleri oluşturmak veya benzer pazarlama amaçlarıyla bir web sitesinde veya birkaç web sitesinde kullanıcıyı izlemek için gereklidir.
Bayburt’un klâsik lezzeti: Galacoş tanımı 
Instamom fenomeni: Dijital dünyada annelik 
Doğduğunuz ayın rengini biliyor musunuz? 
