Gün: 1 Temmuz 2025

Pastane Yöntemi Çilekli Magnolia Tanımı için Malzemeler

• 1 litre süt
• 1 paket vanilin
• 1 su bardağı toz şeker
• 3 yemek kaşığı un
• 3 yemek kaşığı mısır nişastası
• 1 paket krema (200 ml, soğuk)
• 300 gram taze çilek
• 2 yemek kaşığı toz şeker
• 1 paket bisküvi
• 1 yemek kaşığı tereyağı

Pastane adabı çilekli magnolia tanımı materyalleri için alternatif teklifler:

Süt ve Kremanın Alternatifleri:

• Laktozsuz süt yahut badem sütü: Daha hafif ve sindirimi kolay alternatifler.
• Hindistancevizi sütü: Egzotik aroma ve kremamsı yapı için tercih edilebilir.
• Light krema yahut yoğurt: Kalori düşürmek için kullanabilirsiniz.
• Ev imali krem şanti: Hazır krem şanti yerine daha doğal bir seçenek.

Tatlandırıcı Alternatifleri:

• Bal, akçaağaç şurubu, agave şurubu yahut stevia kullanabilirsiniz.
• Şeker ölçüsünü azaltarak daha hafif tatlar yakalayabilirsiniz.

Un ve Nişasta Alternatifleri:

• Mısır nişastası yerine patates nişastası yahut pirinç unu kullanılabilir.
• Glutensiz un karışımları (örneğin badem unu) tercih edilebilir.

Bisküvi Alternatifleri:

• Kedi lisanı bisküvi (daha hafif ve ince yapıda)
• yulaflı yahut tam buğdaylı bisküvi (daha sağlıklı alternatif)
• Glutensiz bisküvi çeşitleri
• Hazır kek yahut pandispanya dilimleri de katmanlarda kullanılabilir.

Meyve Alternatifleri:

• Frambuaz, böğürtlen, yaban mersini üzere öteki kırmızı meyveler
• Mango, kivi, şeftali üzere tropikal yahut yaz meyveleri
• Meyve konservesi kullanacaksanız suyunu süzmeye itina gösterin.

Ekstra Lezzet Katkıları:

• Üzerine rendelenmiş bitter çikolata, file fındık yahut badem serpebilirsiniz.
• Tatlıyı vanilya özü yahut limon kabuğu rendesi ile aromalandırabilirsiniz.

Pastane Yöntemi Çilekli Magnolia Tanımı Nasıl Yapılır?

• Orta uzunluk bir tencerede süt, toz şeker, un ve mısır nişastasını topak kalmayacak formda çırpın.
• Orta ateşte daima karıştırarak koyu bir krema kıvamına gelene kadar pişirin.
• Ocaktan alıp içine vanilin ve isteğe bağlı tereyağını ekleyip karıştırın.
• Kremayı oda sıcaklığına gelene kadar orta ara karıştırarak soğutun.
• Soğuyan kremayı mikserle çırpılmış kremayla (paketin üzerindeki talimata göre) nazikçe karıştırın, böylelikle daha hafif ve kabarık bir krema elde edin.
• Çilekleri dilimleyip üzerine 2 yemek kaşığı toz şekeri serpin, yavaşça karıştırın ve bekletin.
• Servis kaselerine bir kat bisküvi yerleştirin, üzerine kremadan dökün, sonra dilimlenmiş çilekleri serpin. Katmanları tekrarlayabilirsiniz.
• En üst kata krema sürüp, birkaç çilek dilimi ile süsleyin.
• Dolapta en az 2 saat dinlendirdikten sonra soğuk olarak servis yapın. Afiyet olsun.

Keremköy, 5-6 Temmuz tarihlerinde sanat, müzik ve yöresel lezzetlerle dolu unutulmaz bir şenliğe konut sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Milletlerarası Keremköy Şenliği, “Engelsiz Yaşam” temasıyla toplumun her kesitini bir ortaya getirmeyi hedefliyor.

Festival mühletince ziyaretçiler; birbirinden renkli sanat aktiflikleri, canlı müzik performansları ve Keremköy’ün kendine has yöresel yemekleriyle dolu bir tecrübe yaşayacak. Manisiz ömür vizyonuyla düzenlenen şenlik, erişilebilirlik ve kapsayıcılık açısından örnek bir tertip olma özelliği taşıyor.

Tüm sanatseverleri, müzik tutkunlarını ve lezzet keşfine çıkmak isteyenleri Keremköy’de buluşmaya davet ediyoruz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Her saldırıyı isimli titizlikle çözümleyen; teorileri test edip yırtıcıları atılıma iten gerçek nedenleri ortaya koyan Yenilikçi Shark Headquarters bilim kurulu, köpekbalıklarının zihnine eşsiz bir pencere açarak izleyicileri nefes kesen bir seyahate çıkarıyor. 

Altı kısımdan oluşan ilgi cazibeli belgesel seri “Köpekbalığı Atak Raporu”, 2 Temmuz Çarşamba saat 20.00’de National Geographic WILD ekranlarında başlıyor.

Ödüllü direktörlerden nefes kesen belgeselleri, yırtıcı hayatın gözler önüne serildiği kaliteli üretimleri Türk izleyicisi ile buluşturan National Geographic WILD kanalını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Manisa’nın en fazla nüfusa sahip mahallesi olan ve yıllardır altyapı meseleleriyle yaşayan Muradiye Mahallesi’nde Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçireceği 2 milyar TL’lik dev altyapı yatırımında atık su arıtma tesisi ve kolektör çizgisi için yapılacak ihale için son basamağa gelindi. İhaleye katılacak yüklenici firmalar, Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü yetkilileri ile birlikte çalışma yapılacak alanlarda teknik incelemelerde bulundu.

Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından Yunusemre ilçesine bağlı, Manisa’nın en yoğun nüfuslu mahallesi olan Muradiye’de altyapı meselesini kökten çözmek için bir adım daha atılıyor. Dünya Bankası kredisiyle hayata geçirilecek dev yatırım kapsamında, birinci olarak 65 kilometre içme suyu, 65 kilometre kanalizasyon ve 10 kilometre de yağmur suyu çizgisi için ihale gerçekleşmişti. Kısa müddet içinde birinci kazmanın vurulması planlanan ve altyapıda esaslı bir değişim sağlayacak proje, Muradiye’nin çehresini değiştirecek.

Projenin ikinci basamağı olan Muradiye Atık Su Arıtma Tesisi ve Akgedik TOKİ Kolektör Sınırı projesi için de ihale süreci öncesi değerli bir etaba gelindi. Projeye ilgi gösteren firmalar için bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi. MASKİ Genel Müdürlüğü Yatırım ve İnşaat Dairesi ile Projeler Dairesi Başkanlığı’ndan şube müdürleri ve teknik çalışanın iştirakiyle yapılan toplantıda, ihale konusu projelerin teknik ayrıntıları firma yetkililerine aktarıldı. Sunumların akabinde firmalar, yapılması planlanan Atık Su Arıtma Tesisi alanı ile Akgedik TOKİ bölgesinden geçecek kolektör çizgisi güzergahını yerinde inceleyerek değerlendirmelerde bulundu.

MURADİYE’NİN ALTYAPI MESELESİNE KALICI ÇÖZÜM

Manisa’nın altyapı sıkıntılarına kalıcı tahlil getirmeyi hedefleyen proje, tıpkı vakitte bölgenin çevresel sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak. Merhum Lider Ferdi Zeyrek’in başlattığı projeyi, Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. Hazırlıkların tamamlanmasının akabinde başlayacak çalışmalarla birlikte, Muradiye’de hem altyapı baştan sona yenilenecek hem de çağdaş atık su arıtma tesisi sayesinde etraf kirliliğinin önüne geçilecek ve hayat kalitesi artırılacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin en büyük finansal teknolojiler ekosistemi olan Faal Bank çatısı altındaki Etkin Ventures, stratejik iş birlikleriyle ekosistemini genişletmeye devam ediyor. Girişimcilik alanında sunduğu takviyelerle öne çıkan Faal Ventures, dijital güvenlik alanında global ölçekte tahliller geliştiren Fraud.com ile kıymetli bir iş birliğine imza attı.

Bu iş birliği kapsamında Fraud.com’un; kimlik doğrulama, süreç güvenliği ve risk izleme alanındaki yapay zekâ takviyeli tahlilleri, Etkin Ventures’ın güçlü API Platformu Apilion’a entegre edilerek finansal kurumların kullanımına sunulacak. Gerçek vakitli tahlil ve davranışsal modelleme ile kuşkulu süreçler proaktif halde tespit edilirken, merkezi idare altyapısı sayesinde operasyonel süreçlerde yüksek verimlilik ve güvenlik sağlanacak. Bu iş birliği, dijital tehditlere karşı esnek, ölçeklenebilir ve bütüncül bir muhafaza sunmayı hedefliyor.

Evsahibioğlu: Güvenlikte küresel standartları yakalıyoruz
 
Fraud.com’un teknolojileri ile finansal kuruluşların dolandırıcılık risklerini azaltmalarına ve müşteri tecrübesini güzelleştirmelerine yardımcı olduğuna dikkat çeken Aktif Ventures Genel Müdürü Yasemin Evsahibioğlu, “Finansal teknolojiler alanında güvenlik en kritik başlıkların başında geliyor. Bu alanda dünya standartlarında tahlilleri Türkiye ekosistemine kazandırmak öncelikli gayelerimiz arasında. Fraud.com ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği sayesinde; finansal kuruluşlara dijital güvenliği en üst düzeyde sağlayacak bir altyapı sunuyoruz. Globaldeki gelişmeleri anlık izliyor, eş vakitli attığımız adımlarla kesimdeki liderliğimizi pekiştiriyoruz.”

Sayın: Fintechler için sürdürülebilir uyumluluk altyapısı sağlıyoruz

Fraud.com CEO’su Emre Sayın, Türk fintech ekosisteminin vizyoner ve kıymetli oyuncularından Etkin Ventures ile kurdukları stratejik paydaşlığın ehemmiyetini vurguladı. Bu iş birliğinin, Türkiye’deki finansal hizmetlerde dijital güvenliği ve kullanıcı tecrübesini ileriye taşıyacağını tabir eden Sayın, şöyle devam etti: “Yenilikçi tahlillerimizle kurumları dolandırıcılığa karşı koruyoruz. Faal Ventures’ın güçlü API platformu Apilion aracılığı ile finansal ekosisteme, başta e-KYC ve e-KYB servisleri olmak üzere bütün regülasyon ve güvenlik ihtiyaçlarına ekonomik bir biçimde erişebilecekleri bir altyapı sağlıyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Kısmı doktora öğrencisi Nejdet Bozkurt, 20 yıldır Türkiye orkideleri üzerine araştırma yürütüyor. Aynı vakitte Ege Üniversitesi ve Akdeniz Muhafaza Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen “Endemik orkide tiplerimizden Ophrys lycia’nın in-vitro şartlarda çoğaltılması ve korunması” projesinin de yürütücülüğünü üstleniyor. Proje ile Likya salebinin (Ophrys Lycia) orta vadede canlı olarak doğal şartlarda korunması uzun vadede ise polen ve tohum örnekleri ile Ulusal Gen Bankası’nda saklanması hedefleniyor. 

Proje hakkında bilgi veren Nejdet Bozkurt “Likya salebi tipinin muhafaza yaklaşımı, denetimli çapraz tozlaşma ile tohum elde edilmesi, tohumların kültüre alınıp çoğaltılması, çoğaltılan bireylerin tabiata adaptasyonu üzere basamakları içeriyor. Proje, elde edilen tohum ve polenlerin Ulusal Gen Bankası’nda koruması üzere yeni ve çok taraflı bir yaklaşım getiriyor. Üç yıl boyunca doğal ömür ortamında bulunan bitkiler kayıt altına alınarak, ortalarından seçili bitkiler yapay olarak tozlaştırılıp tohum elde edildi. Böylelikle, tipe ilişkin en kıymetli genetik kaynaklardan biri Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde oluşturulan küçük tohum bankasında müdafaa altına alındı. Proje tamamlandığında bu tohumlar Ulusal Gen Bankası’na aktarılacak ve gelecekteki bilimsel çalışmalarda ve elde edilen tohumların bir kısmı da Likya salebinin tekrar üretimi için kullanılacak” dedi.

Türün korunması için proje geliştirildi

Botanik bahçesinde laboratuvar şartlarında yürütülen çalışmalarda orkidelerin geleceği için heyecan verici sonuçların olduğunu söyleyen Nejdet Bozkurt, “Özel olarak hazırlanmış besiyerlere ekilen orkide tohumları çimlenmeye başladı. Tohumların 0,1-0,2 mm boyutlarda başlayan seyahati 5-6 santimetreye ulaşan bitkiciklere dönüştü. Laboratuvar ortamında üretilen bireyler yavaş yavaş yumru oluşturmaya başladı. Sıradaki adım yumru oluşturan bireylerin evvel sera ortamında gelişmesi ve akabinde da doğal ömür ortamlarına adaptasyonu olacak. Proje bütün taraflarıyla muvaffakiyete ulaşırsa Likya salebinin korunması en üst seviyede garanti altına alınmış olacak” diye konuştu

      “Dünyada yalnızca Kaş ilçemizde yayılış gösteriyor”

Likya salebi hakkında bilgi veren Nejdet Bozkurt “Adını Işık ülkesi Likya’dan alan Likya salebinin endemik bir orkide çeşidimizdir. Ophrys lycia 1980 yılında İsviçreli botanikçi Jany Renz tarafından bir köy mezarlığında keşfedilmiştir. Dünyada yalnızca Antalya’nın Kaş ilçesinde yayılış gösterir. Likya salebi 40-50 santimetreye kadar boylanabilen çok yıllık bir orkide çeşididir. Toprak altında iki yumurtamsı yumrusu bulunur. Büyük ve gösterişli çiçeklere sahiptir. Çanak ve taç yapraklar pembesi, menekşemsi; dudak kısmı kahverengi, kırmızımsıdır. Daha çok badem teraslarında, taşlık ve çalılık yerlerde yayılış gösterir. Çiçeklenme devri Mart sonu ve Nisan ayıdır” dedi.

“Likya salebinin yayılış alanları bir bir yok oluyor”

Nejdet Bozkurt, “Doğayla iç içe olan lahit mezarları ve antik tiyatroları ile ünlü  ‘Likya Salebi’nin yaşadığı cennet köşesi maalesef turizmin getirdiği yapılaşmaya yenik düştü. Likya salebinin yayılış alanları bir bir yok oluyor, tabiattaki birey sayısı artık yüzlerle tabir ediliyor. Yumruları için tabiattan toplanması, değerli ömür alanlarından olan mezarlıklarda ot ilacı kullanımı tıbbın geleceğini tehdit ediyor. Tabiattaki sayısı yüzlerle söz edilen Likya salebinin IUCN muhafaza kategorisi Kritik / Critically endangered (CR) olarak gösteriliyor. Türkiye’de yaklaşık 200 orkide çeşidi bulunuyor ve bunların büyük bir kısmı yumrulu cinsler. Yumrulu orkidelere halk ortasında salep deniyor. Renkleri, biçimleri ya da yetiştikleri bölgelere nazaran; arı salebi, dağ salebi, çayır salebi üzere isimlerle anılıyorlar” diye konuştu

“Sıcak içecek ve dondurma üretiminde kullanılıyor”

İlkçağlardan bu yana orkide yumruları toz haline getirilerek “salep” elde edildiğini vurgulayan Nejdet Bozkurt, “Salep, sıcak içecek ve dondurma imalinde kıvam artırıcı olarak tüketiliyor. Salep ve dondurma imalinde kullanılan etken husus bir polisakkarit olan ‘glucomannan’. Her yıl milyonlarca kök orkide yumrusu bu etken husus için tabiattan kaçak olarak sökülüyor. Meğer piyasada uzun yıllardır salep yerine kıvam artırıcı olarak kullanılan diğer hususlar var. Salep için orkide yumrularına muhtaçlık yok. Her yıl milyonlarca kök orkidenin tabiatta yok olmasına neden olan kaçak sökümlerin önü alınamazsa yumrulu orkidelerimizin kuşağı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayan voleybolunun öncüsü Eczacıbaşı Spor Kulübü, 2024 – 2025 döneminde altyapı kategorilerinde elde ettiği başarılarla Türk voleyboluna damgasını vurdu. Dönem boyunca farklı yaş kümelerinde uğraş eden ekipler hem İstanbul’da hem de Türkiye genelinde değerli dereceler elde etti.

Kadrosunda genç ekip atletlerinin yer aldığı Eczacıbaşı 2. Lig Kadrosu, dönem boyunca karşılaştığı bütün maçları ve finallerde karşılaştığı bütün rakiplerini mağlup ederek namağlup unvanıyla dönemi tepede tamamlayarak şampiyonluğa ulaştı. Eczacıbaşı Spor Kulübü bu muvaffakiyetle tarihinde birinci defa 2.Lig’den, 1.Lig’e yükseldi. Elde edilen bu muvaffakiyet, kulübün altyapıdan A kadroya uzanan seyahatte ne kadar sağlam temellere sahip olduğunu bir kere daha gösterdi.

Eczacıbaşı Yıldız Kız Grubu, dönem boyunca ve finallerde karşılaştığı bütün rakiplerini mağlup ederek namağlup şampiyon oldu. Eczacıbaşı Genç Grubu ise dönemde bütün maçlarını kazandı lakin aldığı tek yenilgiyle Türkiye Şampiyonası’nı ikinci olarak bitirdi. 

Eczacıbaşı atletlerinin okuduğu Kemerburgaz Okyanus Koleji Kadrosu, dönem boyunca ve finallerde karşılaştığı bütün rakiplerini mağlup ederek namağlup okullar ortası düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda şampiyon oldu. 

Son olarak Eczacıbaşı Midi Kızlar Grubu, kulüp tarihinde bir unsur imza atarak Türkiye Şampiyonluğu’nu kazanarak büyük bir muvaffakiyete imza attı. Çeyrek finalde Fenerbahçe Medicana’yı 3-1, yarı finalde Mega Spor’u 3-0 ve finalde Es Voleybol’u güçlü bir uğraş sonunda 3-2 mağlup eden Midi Kızlar, ismini Türk voleybol tarihine yazdırdı.

2024 – 2025 Döneminde Türkiye Genelinde Elde Edilen Başarılar:

• 2. Lig Şampiyonluğu
• Midi Kızlar Türkiye Şampiyonluğu
• Yıldız Kızlar Türkiye Şampiyonluğu
• Küçük Kızlar Türkiye Şampiyonluğu
• Genç Kızlar Türkiye İkincisi
• Kemerburgaz Okyanus Koleji Türkiye Şampiyonluğu

İstanbul’daki Muvaffakiyetler:

• Genç Kızlar İstanbul Şampiyonluğu
• Yıldız Kızlar İstanbul Şampiyonluğu
• Midi Kızlar İstanbul İkincisi
• Küçük Kızlar İstanbul İkincisi

Eczacıbaşı Spor Kulübü sırf bugünü değil, Türk voleybolunun geleceğini de inşa etmeye devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte ülkemizde kene hadiselerinde değerli artışlar yaşanıyor. Ne yazık ki bu artış, mevtle sonuçlanan olayların da görülmesine neden olabiliyor. 

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Dermatoloji Kısmından Uzman Dr. İhsaniye Dönmez Çiçek, yaz aylarında artış gösteren kene olaylarına karşı alınması gereken tedbirler ve dikkat edilmesi gereken belirtiler hakkında değerli bilgiler verdi.

Kene Nedir?

Kene, eklem bacaklılar kümesine ilişkin, hastalık taşıyıcılığı ile bilinen değerli bir vektördür. Dünya genelinde 900’ü aşkın tipi bulunan kenelerin, Türkiye’de 30-40 çeşidi bulunmaktadır. Üreme potansiyelleri epey yüksektir; bir dişi kene yumurtladığında 10.000’i aşkın yumurta bırakabilir. Konakları konusunda seçici olmayan keneler, bulabildikleri tüm sıcakkanlı hayvanlardan kan emebilir. Tek besin kaynakları kandır ve ömürleri boyunca üç sefer kan emme evresine girerler. Doyduklarında toprağa düşerler ve ortalama 2-3 yıl ortasında yaşayabilirler.

Bahar ve yaz aylarında faal olan keneler, tabiatta bir omurgalının yaydığı karbondioksit, amonyak, beden kokuları, titreşimler yahut gölgeleri fark ederek konaklarına geçebilir. Bedene tutunduklarında, ekseriyetle boyun, koltuk altı üzere kıvrımlı bölgelere yerleşmeyi tercih ederler.

Kene Isırdığında Ne Olur?

İnsanı ısırdıkları anda, salgıladıkları tükürükle deriyi duyarsız hale getirirler. Akabinde dikensi ağız çıkıntılarıyla deriyi keserek deri altı dokulara ulaşır ve kan emmeye başlarlar. Salgıladıkları sıvı, lokal anestezik tesir gösterir; ayrıyeten damar genişletici ve pıhtılaşmayı önleyici hususlar içerdiği için fark edilmeden uzun müddet kan emebilirler.

Risk Kümeleri Kimlerdir?

Kene ısırığı açısından en çok risk altında olan kümeler şunlardır:

• Tarım işçileri
• Çiftçiler
• Hayvancılıkla uğraşanlar
• Mezbaha çalışanları
• Veterinerler
• Askerler

Kenelerle Bulaşan Hastalıklar

Kene kaynaklı hastalıklar ortasında en bilinenler şunlardır:

• Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
• Lyme Hastalığı
• Akdeniz Benekli Ateşi
• Kene kaynaklı ensefalit

Kene Isırığında Görülen Reaksiyonlar

Kene ısırığı sonrası üç çeşit tepki ortaya çıkabilir:

1. Alerjik Tepkiler: Diğer haşere ısırıklarıyla benzerlik gösterir.
2. Toksik Tepkiler: Ateş, bulantı, kusma, hatta felce kadar varabilir.
3. Enfeksiyonlar: Kenenin taşıdığı mikroorganizmaların insan kanına geçmesiyle oluşur.

Kene ile Uğraşta Alınması Gereken Önlemler

• Dış ortamda uzun pantolon ve uzun kollu, açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
• Pantolon paçaları çorap içine sokulmalı, parfüm ve parfümlü mendil kullanılmamalıdır.
• Özel ilaçlarla emdirilmiş kıyafet ve çadır gereçleri 2-3 haftaya kadar müdafaa sağlayabilir.
• Ormanlık alanda bulunan şahısların birbirini sık sık kene açısından denetim etmesi önerilir.
• Günübirlik tabiat seyahatleri sonrası kıvrım bölgeleri ve saç tabanları dikkatle denetim edilmelidir.

Vücutta Kene Tespit Edilirse Ne Yapılmalı?

Kene tespit edildiğinde en kısa müddette uzaklaştırılması çok değerlidir. Kene üzerine kolonya, alkol, sirke üzere unsurlar dökmeyin; bu hayati bir kusurdur. Üzerine kimyasal solüsyon dökmek, vazelinle kapatmak ya da yakmak katiyen önerilmez; bu tıp müdahaleler kenenin kusmasına ve hastalık etkenlerini bedene bırakmasına neden olabilir. Kene, parçalanmadan çıkarılmalıdır. Kişi çıkaramıyorsa en yakın sıhhat kuruluşuna başvurmalıdır. Uzman doktor, keneyi uygun prosedürle çıkararak bölgeye kaşıntı, kızarıklık ve enfeksiyonu önleyici krem uygulayabilir.

Kene Çıkarıldıktan Sonra Takip Önemli

Kene çıkarıldıktan sonra kişinin kendini gözlemlemesi gerekir. Baş ağrısı, ateş, bulantı, kusma, ishal, kas ve eklem ağrısı, halsizlik üzere şikayetlerden iki yahut daha fazlası görülürse kesinlikle en yakın sıhhat kuruluşuna başvurulmalıdır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünya çapında satılan arabaların %20’sini oluşturan elektrikli araç bataryalarının montajı, üreticiler için yangın, korozyon ve sızdırma üzere çeşitli riskler barındırıyor. Atlas Copco Endüstriyel Teknik, batarya montajında karşılaşılan üretim zorluklarına yönelik endüstriyel dozajlama ve mekanik birleştirme tahlilleri sunuyor. Atlas Copco’nun marka portföyünde yer alan SCA mastik/sealer dozajlama tahlilleri, bu zorlukların üstesinden gelmede tesirli bir tahlil sağlıyor.

Dünya genelinde 17 milyondan fazla satılan elektrikli araçlar (EV), global araba satışlarının yaklaşık %20’sini oluşturuyor. Bu teknolojinin kalbi pozisyonundaki batarya üretim sınırlarında verimliliğin sağlanması ise her geçen gün daha kritik bir hâl alıyor. Elektrikli araç kullanıcılarının dörtte birinin çeşitli arızalarla karşılaştığı göz önünde bulundurulduğunda, bu araçların inançlı ve başarılı formda çalışabilmesi, bataryaların montajında kullanılan ileri düzey SCA dozajlama tahlilleriyle mümkün oluyor.

EV batarya üretiminde verimliliği, hassasiyeti ve güvenilirliği en üst seviyeye çıkaran bu tahliller, sadece üretim çizgilerini hızlandırmakla kalmıyor, birebir vakitte geleceğin sürdürülebilir elektrikli araç ekosistemine de temel oluşturuyor. Atlas Copco Endüstriyel Teknik ise bu alandaki üretim zorluklarına yönelik yenilikçi tahliller geliştiriyor.

“SCA, elektrikli araçların performansını, dayanıklılığını ve güvenliğini direkt etkiliyor”

Atlas Copco Endüstriyel Teknik Endüstriyel Birleştirme Tahlilleri Kısım Müdürü Uğur Macit, konuya dair şu açıklamada bulundu:

“Elektromobilite ve batarya üretimi süratle evrilirken, üretim çizgileri da daha karmaşık ve yüksek hassasiyet gerektiren süreçlere dönüşüyor. Bilhassa elektrikli araçların kalbi olan batarya montajında kullanılan dozajlama tahlilleri, elektrikli araçların performansını, dayanıklılığını ve güvenliğini direkt etkiliyor.

Atlas Copco Endüstriyel Teknik olarak, SCA dozajlama sistemlerimizle; batarya hücresi tipine ve dizaynına nazaran değişiklik gösteren montaj zorluklarına özel, yüksek hassasiyetli tahliller sunuyoruz. Bu tahliller sırf montaj verimliliğini artırmakla kalmıyor, tıpkı vakitte üreticilerin sürdürülebilir ve inançlı mobilite gayelerine ulaşmalarına da katkı sağlıyor.”

Atlas Copco, SCA tahlilleriyle yangın, korozyon ve sızdırma üzere riskleri ortadan kaldırıyor

Batarya hücreleri, şarj ve deşarj sırasında ısı üretir. Bu nedenle termal gücün denetim edilmesi ve inançlı formda dağıtılması kritik kıymettedir. Atlas Copco Endüstriyel Teknik, batarya hücrelerinde çok ısınmayı engellemek hedefiyle kullanılan kimyasalların her seferinde yüksek hassasiyetle uygulanması için teknolojiler geliştiriyor. Ayrıyeten, batarya hücrelerinin alev alması üzere beklenmedik durumlarda, alevlerin batarya dışına çıkma mühletini uzatacak iki bileşenli sealer/mastic materyalini uygulayabilen özel aplikatörler tasarlıyor.

Bu sistemler, geniş yüzeylerde pak başlangıç ve bitişlerle süratli, gerçek ve homojen uygulama yapılmasını sağlıyor. Tıpkı vakitte çok püskürtme sıkıntılarını önleyerek sıhhat risklerini, materyal israfını ve maskeleme gereksinimini azaltıyor. Ziyanlı gaz buharlaşmaları ve nem girişleri, bataryaların güvenliği ile performansını olumsuz etkilerken, bu sıkıntıların önüne geçmek için uygulanan sızdırmazlık contası ve Atlas Copco sınır içi 3D görsel kontrol tahliliyle batarya kapağı sızdırma problemleri önlenebiliyor.

Atlas Copco Endüstriyel Teknik, dozajlama tahlili satın almadan evvel üreticilere kapsamlı test ve partnerlik hizmetleri sunarak üretim süreçlerinin verimliliğini artırıyor. Bu sayede kârlılığın kayda bedel ölçüde artırılmasına katkıda bulunuyor. Karmaşık üretim sıkıntılarını ortadan kaldıran Atlas Copco, üreticilerin inovasyon ortağı olarak konumlanıyor ve batarya montaj süreçlerinde sürdürülebilir, yenilikçi tahlillerle mümkün risklerin önüne geçiyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Belediyesi Misi Sanatevi’nde kültür yöneticisi ve sanat profesyoneli Saliha Yavuz’un mentorluğunda gerçekleştirilen “Sanatçının Galaksi Rehberi” programı son oturumuyla tamamlandı.

Nilüfer Belediyesi tarafından, genç sanatkarların profesyonel hayattaki mesleklerine takviye olmak hedefiyle düzenlenen “Sanatçının Galaksi Rehberi” başlıklı kapasite geliştirme programı tamamlandı. Kültür yöneticisi ve sanat profesyoneli Saliha Yavuz’un mentorluğunda Misi Sanatevi’nde gerçekleştirilen program, sanat profesyonellerini bir ortaya getirdi.

Haziran ayı boyunca üç günde beş oturum halinde düzenlenen program, 1, 15 ve 29 Haziran tarihlerinde Misi Sanatevi’nde gerçekleştirildi. Genç sanatkarların profesyonel hayatta karşılaştıkları meselelere odaklanan programda görünürlük stratejileri, hak savunucusu, portfolyo hazırlığı, ulusal ve milletlerarası sanat etraflarıyla münasebet kurma ve proje idaresi bahisleri ele alındı.

Farklı disiplinlerde üretim yapan sanat alanının profesyonellerine yönelik düzenlenen programlarda, Saliha Yavuz, sanatkarın yol haritasını haklar temelinde çizerken, kültür idaresinin aktörlerine ve ilgi dinamiklerine de değindi. İştirakçilere kendi tecrübelerini aktaran Yavuz, sanatçı konuk programları hakkında da bilgi paylaştı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tarihi Yarımada’nın büyüleyici atmosferinde geçtiğimiz ay kapılarını açan Hotel Komana Binbirdirek, “Heritage Otel” zincirinin birinci ve savlı halkası olarak İstanbul’un tarihi dokusunu çağdaş lüksle buluşturdu. Bu eşsiz konaklama tecrübesinin doruğunda ise kentin nefes kesen görüntüleri eşliğinde gastronomi tutkunlarına kapılarını açan Sentez Restaurant yer alıyor. Sentez Restaurant, yalnızca bir yemek yeri değil; Anadolu ve Akdeniz mutfağının esaslı mirasından aldığı ilhamı çağdaş tekniklerle harmanlayarak, her tabakta bir öykü anlatan, unutulmaz bir tecrübe vadediyor. Restoran hem otel konuklarına hem de dışarıdan gelecek lezzet arayışındaki konuklarına eşsiz bir gastronomi seyahati sunuyor.

Geçmişten Geleceğe Uzanan Lezzet Köprüsü: Sentez’in Felsefesi

Sentez Restaurant, Hotel Komana Binbirdirek’in merkezinde, Binbirdirek Sarnıcı’nın esaslı geçmişiyle harmanlanmış bir pozisyonda yer alıyor ve yüzyıllık bir mutfak ideolojisini sürdürüyor. Chef Fatih Anıl Demirci ve takımının titiz çalışmalarıyla, Anadolu ve İstanbul’un çok katmanlı kültürel yapısı, her bir tabağa ilham veriyor. Burada, binlerce yıllık tarifler, mevsimin en taze eserleriyle ve çağdaş tekniklerle yine hayat buluyor. Sentez mutfağının temel taşlarından biri de tabiata ve toprağa duyulan hürmet. Bu anlayışla, kullanılan her eser bütünüyle değerlendirilmeye çabalanıyor, atıksız bir mutfak prensibiyle çalışılıyor. Çekirdekten kabuğa kökten yaprağa her bileşen, tabakta manasını buluyor. Sentez, konuklarına yalnızca bir lezzet değil, tıpkı vakitte bir tecrübe ve kıssa sunmayı amaçlıyor. Her tabakta Anadolu’nun bir kıssası, her yudumda bu toprakların hafızası yansıtılıyor.

Her Tabakta Kendini Gösteren Eser Seçimleri

Sentez Restaurant’ta mutfaktan evvel pazara verilen değer kendini gösteriyor. Eserler, mahallî ve muteber üreticilerden titizlikle temin edilerek, kalitenin direkt kaynağında takip edilmesi sağlanıyor. Karadeniz yaylalarından gelen Karayaka kuzu ırkı Nebyan Doğal’dan, Ayvalık’tan Dünya birincisi seçilmiş Trilye, Memecik üzere üst seviye zeytinyağları Novavera’dan sofralara ulaşıyor. Adapazarı’ndan el kesmesi erişte ve kuskus, World of Fungus’tan kuzu göbeği ve sarıkız üzere mantarlar, Antakya Habib Günsa’dan tuzlu yoğurt üzere özel eserler, Sentez’in mutfağını zenginleştiren seçkin eserlerden yalnızca birkaçı. Bu titiz seçim, her tabakta kendini gösteren üstün lezzetin sırrını oluşturuyor.

Gelenek ile Yenilik Ortasında Bir Köprü: Sentez’in İmza Tabakları

Sentez Restaurant’ın menüsü, klâsik lezzetleri yenilikçi bir dokunuşla yorumlayarak adeta bir köprü vazifesi görüyor. İmza yemeklerden Tahinli Patlıcan, Asya mutfağından esinlenen miso, soya ve susam yağı üzere aromatik dokunuşlarla zenginleşirken, tahinin Anadolu’daki kökleriyle buluşarak hudutları aşan bir lezzete dönüşüyor. Mezelerde ise Sentez Restaurant’ın öbür imzası olan İsli Tarama, simit kıtırı ve kurutulmuş Bottarga rendesi ile eşsiz bir karaktere bürünüyor. 72 Saat Pişmiş Kuzu, mesir macunlu demi-glace ile zenginleştirilirken, eşlikçisi ısırgan otlu keşkek, unutulmaya yüz tutmuş klâsik bir lezzeti rafine bir yorumla günümüze taşıyor. Taş fırından çıkan eserler de Sentez grubunun kendine has dokunuşuyla farklılaşıyor: Marine Armut ve Niğde Mavili Pide, Kuzu Göbeği Mantarı ve Dana Kaburgalı Pide, Mera Peyniri ve Isırgan Ezmeli Pide üzere lezzetler, tamamı ekşi maya ile hazırlanarak konukların beğenisine sunuluyor. Tatlılarda ise Türk Kahveli Damla Sakızlı Mousse, Bozalı Panna Cotta, Çikolatalı Kadayıf Tart üzere seçenekler, lokal eserleri çağdaş mutfak teknikleriyle buluşturarak lezzetleri memleketler arası boyuta taşıyor.

Büyüleyici Görüntüler Eşliğinde Unutulmaz Anlar

Sentez Restaurant, yalnızca mutfağıyla değil, birebir vakitte Boğaziçi, Marmara Denizi, Ayasofya ve Sultanahmet Camii’nin büyüleyici görüntülerini konuklarıyla buluşturarak eşsiz bir atmosfer sunuyor. Bu görkemli kent silüeti, Sentez’i özel günler, kutlamalar, romantik akşam yemekleri ve iş toplantıları için ülkü bir yer haline getiriyor. Kentin kalbinde, tarihin ve lezzetin buluştuğu bu özel teras, İstanbul’un büyüsünü en rafine haliyle deneyimlemek isteyen herkesi bekliyor. Hotel Komana Binbirdirek’in açılışıyla birlikte Sentez Restaurant, İstanbul’un gastronomi sahnesine yeni bir soluk getiriyor ve kentin lezzet haritasında şimdiden tezli bir pozisyona yükseliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner konut sahipliğinde düzenlenen Avrupa Hareketlilik Haftası’nın (AHH) lansman aktifliği, “Herkes için hareketlilik” temasıyla Kuğulu Park’ta yapıldı. Düzenlenen merasimde TBB Lider Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Lideri Zeydan Karalar ile Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lideri Büyükelçi Thomas Ossowski birer konuşma yaptı. 

Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) 2018 yılından bu yana ulusal koordinatörlüğünü yürüttüğü Avrupa Hareketlilik Haftası 2025 Lansman Aktifliği, kamu kurum ve kuruluşları ile basın mensuplarının katılımıyla Ankara’da Kuğulu Park’ta gerçekleşti. Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner mesken sahipliğinde gerçekleşen aktifliğe TBB Lider Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Etimesgut Belediye Lideri Erdal Beşikçioğlu, TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lideri Büyükelçi Thomas Ossowski ile çok sayıda Ankaralı katıldı.

130 KENTTE SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTSEL HAREKETLİLİK PLANLARI

Lansmanda konuşan Büyükelçi Thomas Ossowski değişimin kolay olmadığının altını çizerek “Değişim vakit alır. Ancak bu, yapmamız gereken bir değişimdir ve bu değişim kolay bir soruyla başlar: “Şehirler kime ilişkin?” Sokaklar paylaşılmalı lakin hala özel araçlar alanı domine ediyor. Artık kamusal alan kontratımızı yine düşünme ve halk için bu alanları geri alma vakti geldi” dedi.
Paydaş kurumlarla iş birliklerine değinen Ossowski, 130 kentte Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planları (SUMP) hazırladığını hatırlatarak, “Bu dönüşümde, birçok ortakla birlikte yürüdüğümüz için gurur duyuyorum. Bu sürece, en başından beri Avrupa’daki pek çok kentle birlikte katıldık. Şu anda 130 kent, SUMP hazırlıyor. Bu planlar sadece birer siyaset evrakı değil; birebir vakitte daha düzgün, daha inançlı ve daha pak kentler için yaşayan stratejilerdir” sözlerini kullandı

HAVA KİRLİLİĞİ AVRUPA’DA HER YIL 400 BİN KİŞİYİ ÖLDÜRÜYOR
Ossowski, konuşmasında kentlerden örnekler vererek “Unutmayalım ki hava kirliliği hala Avrupa’da her yıl yaklaşık 400 bin erken mevte neden oluyor. Bu etkinlikler sayesinde belediyeler hava kirliliğini takip edebilir, azaltabilir ve vatandaşlara pak hava hakkını geri verebilir. ‘Herkes için hareketlilik’ tıpkı vakitte güvenlik manasına gelir. Çocuklar okula yürüyerek gidebilmeli, bayanlar gece otobüste kendini inançta hissetmeli, engelli bireyler kentte gerilime girmeden dolaşabilmelidir.” biçiminde konuştu. 

AVRUPA’DA HER 3 BİREYDEN 1’İ ULAŞIM YOKSULLUĞU YAŞIYOR

TBB Lider Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise Avrupa’da her üç bireyden birinin ulaşım yoksulluğu yaşadığını belirterek “Hiç kimseyi geride bırakmayan bir belediyecilik anlayışıyla bizler de ülkemizde ulaşım yoksulluğu yaşayan vatandaşlarımıza dokunmak ve tüm vatandaşlarımızın ulaşım haklarının adil, inançlı ve kapsayıcı olarak tesis edildiğinden emin olmak durumundayız” dedi.

2025 YILINDA 4 TEMEL UNSUR ÖNE ÇIKIYOR
Bu yıl Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında dört temel unsura odaklandıklarını paylaşan Karalar, manisiz, sağlam, kapsayıcı ve iştirakçi süreçlerin değerinden bahsederek; “Tasarımda evrensellik: Her vatandaşın ulaşım hizmetlerinden eşit halde faydalanabilmesi için duraklar ve araçlar manisiz hale getirilmeli, dijital uygulamalar herkes için erişilebilir olmalıdır. Seçeneklerin çeşitliliği ve güvenilirlik: Ulaşımda tek tipe dayalı sistemlerin yerine entegre ve çeşitli ulaşım modelleri benimsenmelidir. Bisiklet ve yaya yollarının güvenliği de bu anlayışın değerli bir modülüdür. Topluluk temelli iştirak: Ulaşımla ilgili kararlarda vatandaşların ve sivil toplumun sürece iştiraki sağlanmalı; kapsayıcı idare anlayışı ön planda olmalıdır. Coğrafi iş birliği: Ulaşım yalnızca kent merkezlerinde değil, ilçeler ve yakın bölgeler ortasında da kolaylaştırılmalıdır” diye konuştu.

Söz konusu gayelere ulaşmak için ortak uğraş gerektiğine işaret eden Karalar, kentsel hareketliliğin sırf ulaşımla değil, toplumsal kapsayıcılık, ekonomik kalkınma, etraf hassaslığı ve hayat kalitesiyle de direkt temaslı olduğuna değindi. Lokal yöneticilerin; vatandaşın işe, eğitime, sıhhat hizmetlerine ve toplumsal etkinliklere inançlı ve kolay erişimini, yani ömür standartlarını artırmakla sorumlu olduğuna dikkati çeken Karalar, basının da bu süreçte farkındalık yaratma konusunda kıymetli katkısını beklediklerini tabir etti.

ORTAK AKILLA YAŞANABİLİR ŞEHİRLER

Sürdürülebilir ve kapsayıcı ulaşımın kamu, özel dal, sivil toplum kuruluşları ve medyanın ortak uğraşıyla başarılabileceğinin altını çizen Karalar, “Bugün atılan her adım, yarının ömür kalitesine katkı sunacaktır. İş birliği, dayanışma ve ortak akılla daha yaşanabilir kentler inşa edeceğimize inancım tam” sözlerini kullandı.
Sürdürülebilir kentsel hareketlilik konusunda farkındalık oluşturmak emeliyle düzenlenen program kapsamında, ödüllü ve etkileşimli bir bilgi yarışı gerçekleştirildi. Müsabaka sonunda dereceye giren iştirakçilere ödülleri, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Lider Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lideri Büyükelçi Thomas Ossowski tarafından takdim edildi.

Törenin akabinde, iştirakçi belediye liderleri ve yarışın kazananlarıyla hatıra fotoğrafı çekildi. Aktiflik, renkli imgelere sahne olan bando ekibi gösterisiyle devam etti. Daha sonra Tunalı Hilmi Caddesi boyunca bisikletçiler eşliğinde marşlar söyleyerek ilerleyen TBB heyetinin, Kuğulu Park’tan Türkiye Belediyeler Birliği’nin ana hizmet binasına yürüyüşüyle lansman sona erdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İkonik siluetleriyle ferdî ifadeyi ve bağımsız bir duruşu simgeleyen Converse, yüz yılı aşkın müddettir tüm dünyada çağdaş kültürü şekillendiriyor. Müzikten sanata, danstan dizayna farklı alanlardaki yaratıcı yeteneklere takviyesini ise artık “Müzikte Eşitlik Fonu” ile sürdürüyor. Dayanak projesi, müzik kesiminde gelişimi ve kapsayıcılığı artırmaya yönelik çalışmalar yürüten Kreşendo iş birliğiyle hayata geçiriliyor.

Müzikte Eşitlik Fonu, yaratıcı üretimi ve kültürel çeşitliliği destekleyerek, müzik alanında daha eşitlikçi ve sürdürülebilir bir ekosistemin gelişimine katkı sunuyor. Fon kapsamında desteklenen projelerden, yaratıcı süreci görünür kılan somut çıktılar ortaya koymaları hedefleniyor. Takviye kapsamındaki üretim alanları ortasında; müzik kaydı, miks ve mastering süreçleri, konser ve turne tertipleri, görüntü klip yapımları, sahne tasarımı, ışık-kostüm uygulamaları ve tanıtım eserleri yer alıyor.

Kimler Başvurabilir?

Fona, Türkiye’de müzik alanında faal olarak üretim yapan kişisel müzisyenler, müzik kümeleri ve sahne gerisinde çalışan müzik profesyonelleri başvurabiliyor.

Müzisyenler için müracaat kriterleri:

• En az bir müzik yayımlamış olmak
• En az bir sefer sahne almış olmak
• En fazla bir albüm yayımlamış olmak

Müzik profesyonelleri için müracaat kriterleri:

• Temsil ettiği en az bir sanatkarın bulunması
• Daha evvel en az beş müzik tertibi düzenlemiş olmak
   

Projelerin en geç Kasım 2025 tarihine kadar tamamlanması gerekiyor.

Başvurular Başladı!

Başvurular, bireylerin ya da grupların kendi projelerini ayrıntılı biçimde anlattıkları müracaat formu üzerinden yapılabiliyor. Formda proje fikrinden bütçeye, proje takviminden yaratıcı sürece kadar birçok başlıkta bilgi paylaşılması bekleniyor. Müzikte Eşitlik Fonu için son müracaat tarihi ise 14 Temmuz 2025.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, istişare kültürü doğrultusunda akademik ünitelerle görüşerek, biten akademik yılı değerlendirip, yeni yılın vizyonunu ortak akılla belirliyor. Rektör Prof. Dr. Budak, bu kapsamda birinci etapta; Sıhhat Bilimleri, Spor Bilimleri, Hoş Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık, Birgivi İlahiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Eğitim, Fen, Mühendislik, Bağlantı, Su Eserleri Fakülteleri, Ziraat, Eczacılık, Çeşme Turizm, Ödemiş Sıhhat Bilimleri, Edebiyat, Hemşirelik ve Diş Hekimliği Fakültelerinin  birim yöneticileri ve akademisyenleri ile Senato Salonunda bir ortaya geldi.

Gerçekleştirilen toplantılarda Ege Üniversitesinin maksatlarına yönelik fikir alışverişinde bulunduklarını tabir eden Prof. Dr. Necdet Budak, “Tam akredite, öğrenci odaklı, sıhhat temalı araştırma üniversitemizde oluşturduğumuz orta akıl ve istişare kültürü sonucunda akademik birimlerimizle bir ortaya geliyoruz. Ünite yöneticilerimiz ve akademisyenlerimizle hem geride bıraktığımız yılın değerlendirmesini yapıyor hem de eğitim, araştırma ve akademik alanlardaki yeni amaçlarımızı belirliyoruz. Ege Üniversitesini daha âlâ noktalara taşımak, tüm hocalarımızın fikirlerini almak ve geleceğimizi daha yeterli noktalara taşımak ismine bu görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. Daha evvel gerçekleştirdiğimiz ‘Gelecek Şurası’, ‘Sağlık Şurası’, ‘Rektörle Akşam Çayı’ üzere etkinlikler bizlere bir arada düşünüp birlikte karar vermenin muvaffakiyete giden yolda ne kadar kıymetli olduğunu gösterdi” diye konuştu.

Prof. Dr. Budak, “Bundan yedi yıl evvel çıktığımız seyahatimize bugün daha güçlü bir yükseköğretim kurumu olarak birlik ve beraberlik içerisinde devam ediyoruz. Artık yeni maksatlar etrafında kenetlenerek muvaffakiyet öykülerimize yenilerini ekleme vakti. Üniversitemizin her akademik ünitesinde, alanında uzman, saygın, nitelikli akademisyenlerimiz misyon alıyor. Bizler, bu potansiyeli bilimin rehberliğinde, havasını soluduğumuz kente ve ülkeye yararlı projeler üretmek ismine ortaya çıkarmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu kapsamda bilim insanlarımızın, araştırmacılarımızın talep ve tekliflerini dinleyerek, ortak akıl ile strateji ortaya koymak istiyoruz. Ortak akılla;  birlik, beraberlik ve ahenk içerisinde bilim üretip global ölçekte tercih edilen bir yükseköğretim kurumu olmak için hepimiz taşına altına elimizi koyup, ülkemizin kalkınma gayeleri doğrultusunda Türkiye Yüzyılı’nı bilimin yüzyılı yapmak ismine elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlaç fiyatlandırma sisteminde yıllardır süren yapısal meseleler ve yeni ekonomik gerçekliklerden uzak olan ilaç kuru, Türk ilaç sanayisini tarihinin en büyük darboğazlarından birine sürüklüyor. Kesimde üretim daralırken, birçok firma ayakta kalma savaşı veriyor. İlaç Sanayisi Patronlar Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Savaş Malkoç Türkiye’nin ilaçta yerli üretim gücünün tehdit altında olduğu ve acil tahlil adımları atılmazsa kalıcı hasarların kaçınılmaz olacağı ikazında bulundu.

TÜRKİYE ilaç pazarı geçen yıl kutu bazında %3,9 oranında küçülürken, bu daralma 2025’in birinci çeyreğinde de devam etti ve pazar yüzde 3,1 oranında geriledi. En çarpıcı bilgi ise üretim tarafında yaşandı. 2024 yılında ilaç sanayi üretimi %7,3 oranında düşerken, Nisan 2025 prestijiyle bu gerileme yıllık ortalamada %10,8 düzeyine ulaştı. 

İEİS; yüzyılı aşkın bir deneyime sahip Türk ilaç bölümünün üretim gücüne, istihdamına ve ihracat potansiyeline yönelik son devirde geri dönülemeyecek biçimde artan önemli tehditler karşısında en son 24 Ekim’de güncellenen ilaç kurunun acilen tekrar belirlenmesi, fiyatlandırma mevzuatının ise günün şartlarına uygun biçimde reforme edilmesi istikametinde davette bulundu.

Sektör talebinde net; acil kur güncellemesi ve fiyatlandırma mevzuatında reform

İlaç fiyatları, mevcut durumda, bir evvelki yılın ortalama Avro kurunun %60’ı alınarak ve yılda yalnızca bir sefer belirlenen ilaç kuruna nazaran hesaplanmaktadır. Referans fiyatlandırma sistemi devreye alındığında piyasa kurunun %100’üne tekabül eden ilaç kuru geldiğimiz noktada yeni kurun yalnızca %46’sına denk gelmektedir. SGK’ya verilen ortalama %27’lik iskontoları da dikkate aldığımızda bu oran %32’lere kadar düşmektedir. 

İlaç Sanayisi Patronlar Sendikası’nın kamu otoritelerine sunduğu siyaset tekliflerinde, ilaç kurunun belirlenmesinde temel alınan %60 katsayısının 2019 yılı öncesinde olduğu üzere tekrar %70’e çıkartılması ve bu oran doğrultusunda temmuz ayı içerisinde ilaç kurunun kurdaki gelişmeler ve maliyet artışlarına uygun formda güncellenmesi gerektiği tabir ediliyor. 

İlaç kurunun yıl içerisinde 4 sefer güncellenmesi ve ilaç kurundaki günümüz şartlarına uygun değişikliklerin gecikmeden sisteme yansıtılması gerektiğine dikkat çeken, İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, ilaçta bu tablonun devamında ısrarcı olunması halinde ilaç arz güvenliğinde önemli problemlerin oluşacağına dikkati çekti ve kelamlarını şöyle sürdürdü; “İlaç endüstrimizin yıllardır maruz kaldığı ekonomik baskı artık katlanılamaz bir noktadadır. İlaç kuru ile piyasa kuru ortasındaki makasın daima açılması, artan maliyetler ve yüksek kredi faizi firmaları iflas noktasına sürüklüyor. Bugün birçok firma konkordato ilan etmeyi kıymetlendiriyor, kimileri ise satış sürecinde. Bu kurallar altında Türkiye uzun yıllardır yaptığı yatırımların sonucu olarak başardığı kullanılan her 100 kutu ilacın 92’sini üretme kabiliyetini kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Mevcut fiyatlandırma sistemi ve maliyet baskısı nedeniyle yeni yatırımlar yapmak bir yana mevcut ilaç üretiminin bile sürdürülmesi imkânsız hale gelmiştir. Bu sadece endüstrimizin değil, halk sıhhatinin da direkt tehdit altına girmesi manasına geliyor. Şayet acil tedbir alınmazsa, yakın gelecekte ilaç yoklukları kaçınılmaz olacaktır.”

Ya ithalat cenneti olacağız ya da üretim ve ihracat üssü olacağız

Sektörün bir öteki kritik konusu ise biyoteknolojik ilaçlardaki atıl kapasite. 2024 yılı prestijiyle biyoteknolojik ve biyobenzer ilaçların SGK bütçesi içindeki hissesi %25’e çıkmışken, Türkiye’deki 13 biyoteknolojik üretim tesisi tam kapasite faaliyet gösterememektedir. Bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirten Savaş Malkoç, kamu alım garantileri, olumlu ayrımcılık ve üretim teşvikleriyle bu tesislerin süratle devreye alınmasının mecburî olduğunu vurguladı. 

Malkoç kelamlarına şöyle devam etti; “Türkiye’nin biyoteknolojik ilaçları üretmek için gerekli tesisleri mevcut. Lakin bu potansiyeli hayata geçirecek takviye düzenekleri ne yazık ki devreye alınmadı. Bu nedenle de bu ulusal tesisler maalesef atıl durumda ve bu alana yatırım yapan firmalar ziyan ediyor. İthalatın daima arttığı, üretimin gerilediği bir sistemin sonu kendi kendine yetememektir. Bu alanda verilecek kamu dayanağı, sırf bölümü değil, ülke iktisadını ve halk sıhhatini da direkt koruyacaktır. Ya Türkiye, ilaçta bir ithalat cenneti haline gelecek ya da Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda bölgesel ve global bir üretim ve ihracat üssüne dönüşecektir. Tercih bizim değil, siyasetlerin olacaktır. Bu açıdan bakıldığında fiyatı ve müddeti evvelden belirlenmiş kamu alım garantileri, klinik araştırmalar dahil olmak üzere eser geliştirme için verilecek uygun maliyetli ve uzun vadeli krediler hayati rol oynayacaktır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Belediyesi’nin Toramanlar Göleti Sulama Kanalı Projesi ile atıl tarım toprakları yine üretime kazandırıldı. Birinci etabı tamamlanan projede 884 hektarlık alanın sulanabilmesi için 28.084 metre uzunluğunda sulama sınırı inşa edildi. Projenin ikinci etap çalışmaları ise devam ediyor.

VERİMDE DİKKAT ÇEKEN ARTIŞLAR YAŞANDI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kırsal kalkınmayı hızlandırmak ve ziraî üretimi desteklemek gayesiyle yürüttüğü Toramanlar Göleti Sulama Kanalı Projesi ile İzmit ve Kandıra ilçelerindeki tarım yerlerinde değerli bir dönüşüm başlattı. Projenin birinci etabı tamamlanarak kuru tarım yapılan alanlarda sulu tarıma geçiş sağlandı ve eser randımanında dikkate bedel artışlar gözlemlendi.

ATIL TOPRAKLAR TEKRAR ÜRETİME KAZANDIRILDI

Toramanlar Göleti’nden sağlanan sulama suyu sayesinde, daha evvel susuzluk nedeniyle ekilmeyen atıl tarım toprakları yine üretime açıldı. İzmit ve Kandıra ilçelerinde ağır olarak sürdürülen tarım faaliyetleri, sulama kanalları sayesinde bereketlendi. Bu gelişme ile klâsik tarla tarımından zerzevat üretimine geçiş de sürat kazandı.

VERİM VE ESER ÇEŞİTLİLİĞİNDE DEĞERLİ GELİŞME

İlkbahar periyodunda ekilen mısır ve ayçiçeğinde, kurak iklim şartlarına karşın sulama yapılan alanlarda randıman iki katına çıktı. Ayrıyeten bölgede daha evvel yetiştirilmeyen marul, ıspanak ve biber üzere sebzelerin üretimine başlandı. Çiftçiler, hem randımandaki artıştan hem de eser çeşitliliğindeki gelişmeden memnuniyet duyuyor.

“ŞUAN İKİ ÜÇ MAHSUL EKEBİLİYORUZ”

Kandıra Selimköy’de ikamet eden 37 yaşındaki Ergün Efe, “Daha evvel ticaret yapıyordum. Ticaret hayatımdan sonra köye yerleştim, çiftçilik yapıyorum. Şuanda mısır, ayçiçeği, buğday, arpa, süt otu, hayvanların yiyeceği bütün eserleri ekiyorum. 2024 yılına kadar dere yatağından traktörlerle motorlarla sulamaya uğraşıyordum. Tahir Lider buraya bir gün geldiğinde bizim bu sıkıntımızı gördü ve ‘size yardımcı olacağım’ dedi. Bu sulama sınırını projeye geçirdi. Sulayabileceğimiz yerleri ekiyorduk sulayamayacağımız yerleri ekmiyorduk. sulama sistemi geldikten sonra birçok yerlerimi ekiyorum. Suyu borularla 500-600 metreye kadar taşıyabiliyoruz. evvelden bir mahsul ekiyorduk şuan iki üç mahsul ekebiliyoruz. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ederim” dedi.

“TARIMLA UĞRAŞANLARIN PAHASI ARTTI”

Bir öbür çiftçi Emin Akçay da tarım ve hayvancılıkla uğraştığını belirterek, “Aynı vakitte mahallenin muhtarıyım. Mevsim yaz, kurak bir periyot geçiriyoruz, mahsullerin suya gereksinim duyduğu bir devir. Daha öncesinde sulama imkanımız yoktu. Artık suyumuz Toromanlar Göleti’nden geliyor. Bu sistem Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin titiz çalışması sayesinde tarlalarımıza kadar ulaştı. Üretim daha da düzeldi daha da arttı. Daha öncesinde yılda bir eser aldığımız tarlalardan artık sulama imkanımız olduğu için ikinci eseri gönül rahatlığıyla alabiliyoruz. Evvel Allah’a şükrediyoruz bize bu nimetleri verdiği için, ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Yaklaşık 20 dönüm alanda hayvan yemi üretebiliyordum fakat artık yaklaşık 100 dönümlük alanda iki eser yetiştirebiliyorum. Bu da tarımla uğraşanların pahasının daha da artmış olması demek oluyor. Kocaeli tarımıyla da bundan sonra ön plana çıkacak” sözlerini kullandı.

884 HEKTARLIK ALAN SULANABİLİYOR

İSU tarafından yürütülen projede, Kandıra ve İzmit ilçelerinin ziraî sulama gereksiniminin bir kısmını karşılayacak sulama çizgisi çalışmalarının birinci etabı tamamlandı. 884 hektarlık alanın sulanabilmesi için 28.084 metre uzunluğunda sulama sınırı inşa edildi.

İKİNCİ ETAP ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

Yapımı devam eden ikinci etapta ise 22.090 dekar tarım toprağının sulanması hedefleniyor. Bağlıca, Güvercinlik, Kaymaz Araman, Hıdırlar, Mülkşehsuvar, Alefli ve Sarıgazi mahallelerinde toplam 49.890 metre sulama sınırı inşa edilecek. İkinci etap tamamlandığında, 1.909 hektarlık alan daha suya kavuşacak ve toplam sulanan arazi 2.793 hektara ulaşacak.

HAYVANCILIĞA DA KATKI SAĞLAYACAK

Bölge tarımı için hayati kıymet taşıyan proje, yalnızca bitkisel üretimi değil hayvancılığı da olumlu tarafta etkiliyor. Sulama altyapısı sayesinde daha bol ve kaliteli yem üretimi mümkün olacak, bu da hayvansal üretimde verimliliği artıracak.

KIRSAL KALKINMADA BÜYÜKŞEHİR VİZYONU

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kırsal kalkınma vizyonu doğrultusunda tarımın her alanına takviye sağlamaya devam ediyor. Toramanlar Göleti Sulama Kanalı Projesi, bölge için adeta can suyu niteliğinde olup, tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilir kalkınmaya değerli katkılar sunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Görsel ve baskı çözümlerinde küresel teknoloji lideri Epson, uluslararası müzik ikonu Shakira’nın; Orta Doğu, Türkiye, Afrika, Orta ve Batı Asya (META-CWA) bölgelerinin yeni resmi marka elçisi olduğunu duyurdu. Marka, iş birliğiyle gelecek kuşağın hayal gücünü ve yaratıcılığını teknolojiyle güçlendirmeyi amaçlıyor. 

Müzisyen ve teşebbüsçü Shakira’yla yapılan stratejik iştirak Epson’un teknolojinin bireylere sürdürülebilir bir halde ulaştırılması stratejisiyle örtüşüyor. Ayrıca, iş birliği markanın dünya çapında inovasyonu güçlendirmeyi ve girişimciliği teşvik etme taahhüdünü de vurguluyor.

Shakira ile yapılan iş birliği, Epson’ın “Yeni Olasılıklar Hayal Et” kampanyasının bir modülü olarak başlatılacak, proje; gençlerin yaratıcılığını ve inovasyonu destekleyen bir dizi teşebbüsü de içerecek. Yeni kampanya; gelecek jenerasyonu yeni yaratım yolları bulmaya teşvik edecek. Özgüveni, yaratıcılığı ve performansı artırmayı hedefleyen kampanya, hayal gücünün özgürce gelişebileceği bir ortam yaratmayı amaçlıyor.

Epson, görsel tecrübesi zenginleştirirken yaratıcı yeteneklerin çoğalması için bireylere teknolojiyi sürdürülebilir bir formda ulaştırmaya devam ediyor. Marka, son teknoloji görsel ve baskı tahlilleriyle öğrencilerin fikirlerini gerçeğe dönüştürmelerini sağlıyor; girişimcilere ve küçük işletmelere de hayallerini görselleştirmeleri, tasarlamaları ve yaratmaları için erişilebilir araçlar sağlıyor. Eğitimcilerin sürükleyici, uygulamalı öğrenme tecrübeleri sunmalarını destekleyen Epson, ailelerin ise en manalı anları yakalamalarına, saklamalarına ve paylaşmalarına yardımcı oluyor.

Epson olarak yaratıcılığın gücüne inandıklarının ve fikirleri gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olan tahliller sunduklarının altını çizen, Epson META-CWA Bölge Pazarlama Yöneticisi Natalie Harrison, “Teknolojiyi daha erişilebilir hale getirmeyi, yaratıcı bireyleri güçlendirmeyi ve gelecek jenerasyona ilham vermeyi amaçlıyoruz. Shakira’nın eğitime ve yaratıcılığa olan bağlılığı onu bu iş birliği için ülkü bir isim yapıyor. Birlikte, hem bu jenerasyonun hem de gelecek jenerasyonun büyük hayaller kurmasını sağlayacak olmaktan heyecan duyuyoruz.” diyor.

Çok sayıda Grammy ve Latin Grammy mükafatı kazanan Shakira, UNICEF düzgün niyet elçisidir. Shakira, bahadır fikirlerle yaratıcı projelere atılmak konusunda da ünlüdür. Sanatçı, Epson üzere hudutları zorlarken geleneklere meydan okuyan yavuz, ilham verici projelerin içinde yer almaktadır. Epson ve Shakira arasındaki iş birliği 1 Temmuz’da resmi olarak başlayacak ve bölge genelinde dijital medya, perakende tecrübeleri ve eğitim teşebbüsleri üzere çeşitli platformlar aracılığıyla duyurulacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prenses Diana’nın, Belville Sassoon tasarımı ünlü mavi elbisesi, Diana’nın öteki kıyafetleri ve aksesuarlarının da yer aldığı bir yardım müzayedesinde satışa sunuldu. Elbiseyi alan bayanın sevinç çığlıkları kameralara yansıdı.

HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

Prenses Diana’nın aralarında birinci kere satışa çıkan kıyafetleri ve aksesuarlarının da bulunduğu 300’den fazla modül açık artırmaya çıkarıldı.  Los Angeles’taki Peninsula Beverly Hills Oteli’nde, “Princess Diana’s Style & A Royal Collection” (Prenses Diana’nın Tarzı ve Kraliyet Koleksiyonu) isimli müzayede, açık artırmaya çıkarılan ve Prenses Diana’nın daha evvel tekraren kere giyerek tartışmalara mevzu olduğu mavi krepten elbisesi rekor fiyata alıcı buldu. 

“ŞEFKATLİ ELBİSE”

Diana’nın, Belville Sassoon elbisesini tekraren giymesi o devirde protokole karşıttı. Prenses, 1988 ile 1992 yılları ortasında tekraren sefer giyerek tartışmalara neden olduğu elbiseyi bilhassa hastane ziyaretlerinde tercih ettiği için bu elbise, vakitle “Şefkatli Elbise” (Caring Dress) olarak anılmaya başlamıştı. 

MUTLULUĞU KAMERALARA YANSIDI

Prenses Diana Müzesi’nin kurucusu ve küratörü olan Renae Plant, elbisenin iddiası 300 bin dolarlık satış bedelini aşarak tam 520.000 dolara satın aldı.

 Plant’ın elbiseyi satın aldıktan sonraki memnunluğu ve sevinç çığlıkları kameralara yansıdı.

Sodalı Karnabahar Kızartması Tanımı için Malzemeler

• 1 orta uzunluk karnabahar (küçük kesimlere ayrılmış)
• 1 su bardağı un
• Yarım su bardağı mısır nişastası (isteğe bağlı, ekstra çıtırlık için)
• 1 çay kaşığı tuz
• Yarım çay kaşığı karabiber
• 1 çay kaşığı kırmızı toz biber (isteğe bağlı)
• 1 paket kabartma tozu (yaklaşık 10 gr)
• 1 su bardağı soğuk maden suyu yahut soda
• Kızartmak için sıvı yağ

Sodalı karnabahar kızartması tanımı gereçleri için alternatif teklifler:

Karnabahar Alternatifleri:

• Brokoli (benzer doku ve lezzet için)
• Karnabahara alternatif olarak küçük çiçeklere ayrılmış karnabaharın beyazı kadar hafif brokoli sapları da kullanılabilir.
• Kabak dilimleri yahut patlıcan (farklı zerzevat kızartmaları için)

Un Alternatifleri:

• Tam buğday unu (daha lifli ve sağlıklı bir seçenek)
• Nohut unu (glutensiz, protein açısından zengin)
• Mısır unu (daha çıtır bir doku için)
• Yulaf unu yahut badem unu (daha hafif ve farklı aroma için)

Mısır Nişastası Alternatifleri:

• Patates nişastası (benzer kıvam için)
• Pirinç unu (hafif ve çıtır bir doku için)
• Yulaf unu (daha doğal bir kıvam için)

Soda Alternatifleri:

• Soğuk maden suyu (kabarcık açısından benzer)
• Soda yerine gazlı maden suyu yahut gazoz (tatlımsı bir aroma için, dikkatli kullanın)
• Buz üzere soğuk su (kabarcık tesiri için soda kadar tesirli olmasa da kullanılabilir)

Baharat Alternatifleri:

• Kırmızı pul biber, kara biber, kekik, sarımsak tozu yahut kuru fesleğen üzere sevdiğiniz baharatlar
• Baharat kullanmak istemezseniz yalnızca tuz da kâfi olacaktır.

Yağ Alternatifleri:

• Ayçiçek yağı, mısırözü yağı yahut kanola yağı (kızartma için uygun)
• Daha sağlıklı bir seçenek için zeytinyağı kullanabilirsiniz fakat yüksek ısıya dayanıklılığını denetim edin.

Sodalı Karnabahar Kızartması Tanımı Nasıl Yapılır?

• Karnabaharları küçük çiçeklere ayırıp yıkayın ve süzün.
• Derin bir kapta un, mısır nişastası, tuz, karabiber, kırmızı toz biber ve kabartma tozunu karıştırın.
• Karışıma soğuk sodayı yavaş yavaş ekleyip, pürüzsüz ve hafif koyu kıvamlı bir hamur elde edin.
• Karnabaharları bu hamura bulayıp fazla hamurun akmasını sağlayın.
• Derin bir tavada sıvı yağı ısıtın (yaklaşık 180°C).
• Hamura buladığınız karnabaharları dikkatlice kızgın yağa bırakın ve altın sarısı rengini alana kadar kızartın (yaklaşık 4-5 dakika).
• Kızaran karnabaharları kağıt havlu üzerine alarak fazla yağını çekmesini sağlayın.
• Karnabaharları servis tabağına alın, üzerine ince kıyılmış maydanoz serpin ve yanına yoğurt sos eşliğinde sıcak olarak servis yapın.

Kocaeli kent içi ulaşımına büyük bir soluk getiren tramvay filosu gücüne güç katıyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınan 10 tramvaydan 7’incisi de raylarla buluştu.

7 TRAMVAY GELDİ, 3’Ü YOLDA

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kent içi trafiğini büyük ölçüde rahatlatan tramvay projesi kapsamında 10 adet araç almıştı. Bugüne kadar 6 adet tramvay aracını teslim alan Büyükşehir, 7. aracı da raylara indirerek filosunu genişletti. Değişen ve gelişen kentlere en hoş örneklerden olan Kocaeli’nde yıllardır beklenen tramvay hayali, Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın öncülüğünde gerçekleşmişti. Hizmete girdiği devirden bu yana kent içi ulaşımında konfor ve rahatlık sunan tramvayların 7’incisi de Büyükşehir Belediyesi tarafından teslim alındı. Toplamda 10 adet satın alınan tramvaylardan geriye kalan 3 tanesi yakın vakitte Büyükşehir filosuna katılacak.

298 YOLCU KAPASİTELİ

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yolcu kapasitesi artan kentimizin bu muhtaçlığını karşılamak ismine tramvay filosunun gücüne güç katmaya devam ediyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi, 10 adet tramvay alımı için ihaleye çıkmış ve bunlardan 5 adedini belirli aralıklarla teslim almıştı. Geçtiğimiz günlerde 6. tramvay aracını da teslim alan Büyükşehir, 7. tramvay aracını raylara indirdi. Bozankaya firması tarafından Ankara’da üretilen ve Kocaeli için özel olarak tasarımlanan tramvay aracı ulaşımdaki güce güç kattı. 33 metre uzunluğundaki çağdaş tramvaylar 298 yolcu kapasiteli. Tramvayın oturan yolcu sayısı 66 olurken 232 kişi de ayakta seyahat edebiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’in yaz aylarında ağır ilgi gören kıyılarında misyon yapan Cankurtaran takımları, güvenlik nöbetlerine aralıksız devam ediyor. Her yaz döneminde olduğu üzere bu yıl da Kocaeli Kıyıları Su Kazalarını Engelleme Merkezi (KOSKEM) grupları, vatandaşların can güvenliğini sağlamak gayesiyle denizde ve karada ağır halde çalışıyor.

145 KİŞİ HAYATA DÖNDÜ

23-29 Haziran 2025 tarihleri ortasında gerçekleştirilen kurtarma faaliyetlerinde KOSKEM takımları, 145 kişiyi boğulma tehlikesinden kurtardı. Ayrıyeten çeşitli sıhhat problemleri nedeniyle sıkıntı durumda kalan 17 vatandaşa yerinde sıhhat müdahalesi yapıldı. Dönem başından itibaren ise toplam kurtarılan kişi sayısı 214’e ulaştı.

11 NOKTADA VAZİFE BAŞINDALAR

KOSKEM, Kocaeli’nin Karadeniz kıyısındaki Kandıra sahillerinden Marmara Denizi kıyısındaki Darıca ve Karamürsel’e kadar geniş bir alanda vazife yapıyor. 11 farklı noktada hizmet veren takımların en fazla müdahalesi Cebeci kıyısında gerçekleşti. Bu bölgede 47 kişi boğulma tehlikesi yaşadı lakin takımların süratli müdahalesiyle sağ salim karaya çıkarıldı. Cebeci’yi Kumcağız kıyısı 34 şahısla, Bayramoğlu 13 şahısla, Kerpe 11 şahısla, Bağırganlı 10 şahısla, Kovanağzı 8 şahısla, Sarısu ve Seyrek ise 6’şar şahısla takip etti. Karamürsel’de 5, Darıca’da 3, Miço bölgesinde ise 2 kişi tehlike altındayken kurtarıldı.

DENİZ DÖNEMİ BOYUNCA KESİNTİSİZ GÖREV

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na bağlı KOSKEM, uzman işçisi ve donanımlı ekipmanlarıyla yaz dönemi boyunca kıyılarda vazife yapıyor. Jet ski, kurtarma botları, birinci yardım materyalleri ve tam donanımlı ambulanslarla desteklenen takımlar, mümkün kazalara anında müdahale ediyor. Yalnızca boğulma hadiselerine değil, güneş çarpması, kesik, burkulma ve arı sokması üzere acil durumlara da müdahale sağlanıyor. Son hafta içinde 17 vatandaşa ambulans üniteleri tarafından sıhhat hizmeti sunuldu.

KOSKEM’DEN GÜVENLİK UYARILARI

Büyükşehir yetkilileri, dönem başından bu yana 214 kişinin KOSKEM grupları tarafından kurtarıldığını açıkladı. Vatandaşlardan denize girilebilecek inançlı alanları tercih etmeleri, cankurtaranların bulunduğu kıyılarda denize girmeleri ve takımların ikazlarına dikkat etmeleri istendi. Güvenlik bayrakları sisteminde kırmızı bayrak bulunan bölgelerde mutlaka denize girilmemesi gerektiği vurgulandı.

KOCAELİ KIYILARINDA İNANÇLI VE HUZURLU TATİL

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, hem yerli hem de kent dışından gelen binlerce vatandaşa kıyılarda huzurlu ve inançlı bir tatil ortamı sunmayı sürdürüyor. Kandıra’dan Darıca’ya kadar uzanan kıyı şeridinde KOSKEM grupları, yaz boyunca sabah erken saatlerden akşam saatlerine kadar vazife başında olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nevşehir Belediyesi tarafından merkez mahallelerde başlatılan kapsamlı kentsel dönüşüm çalışmaları etaplarla devam ediyor. Daha evvel projelendirilen dönüşüm alanında, hak sahipleriyle uzlaşı sağlanan yapıların yıkım süreci başlatıldı. Nevşehir Belediyesi yürütülen dönüşümle yalnızca fizikî yenileme değil, daha çağdaş, zelzeleye güçlü ve sağlıklı hayat alanları oluşturmayı amaçlıyor.

Projenin merkez mahallelerinin çehresini değiştirecek nitelikte olduğu vurgulanırken mahallî dokuya uygun, toplumsal donatı alanlarıyla güçlendirilmiş yeni konutların inşa edileceği bildirildi. Kentsel dönüşüm süreci, şeffaf ve iştirakçi bir anlayışla yürütülürken hak sahiplerinin isteği ve güvenliği gözetilerek adım adım ilerleme kaydediliyor. Nevşehir’in merkezinde, hem geçmişe saygılı hem geleceğe sağlam adımlarla ilerleyen bu dönüşüm çalışmaları, kentin toplumsal ve fizikî yapısını tekrar şekillendirmeye hazırlanıyor.

Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı’nın vizyon yatırımlarıyla Nevşehir’in çağdaş ve zelzeleye güçlü ömür alanlarına kavuşması hedefleniyor. İbrahimpaşa Mahallesi’nde başlayan kapsamlı dönüşüm, kente yenilik getirecek ve vatandaşlara daha inançlı ve konforlu hayat alanları sunacak.

Hayata geçirdiği vizyon yatırımlar ve çalışmalarla örnek belediyecilik anlayışını sürdüren Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, merkez kentsel dönüşüm atağını başlatarak Nevşehir’in kent yapısını değerli ölçüde değiştirecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hava yolu darlığı,  üst teneffüs yollarında çeşitli nedenlerden ötürü daralmalar görülmesi ve hava geçişinin sınırlanması ile ilgili bir durumdur, ömür kalitesini de kıymetli ölçüde düşürmektedir.  Gırtlak, gırtlak üstü bölge ve gırtlak altındaki hava borusundaki sorunlar hava almayı zorlaştırabilir. Hava borusu yahut gırtlaktaki daralmalardan ötürü nefes darlığı şikayeti gelişebilir. Bu usul durumlarda uzunluğundan hava deliği açmAdan da,  uygun ve hakikat vakitte yapılan cerrahi tedaviler ile kanülsüz yaşamak mümkün olabilmektedir. Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Burak Aşık, hava yolu darlıkları hakkında bilgi verdi, teşhis ve tedavi sistemlerini anlattı.  

Astım ve KOAH ile karıştırılabiliyor

Akciğerin üstündeki hava yolundaki meseleler, teneffüs sistemindeki üst hava yolu darlıklarıyla ilişkilendirilmektedir. Az görülen hastalıklar olmakla birlikte, ağır bakımda kalma, uzun mühlet entübe kalma, boyna radyoterapi uygulanması, travma maruz kalma ve tiroid cerrahi hikayesi üzere durumlarda oluşabilir. Bu hastaların bir kısmı, astım ve KOAH hastalığı tedavisi görmektedir. Tedavilere karşın nefes darlığı şikayetinde rahatlama olmaması halinde yapılan üst hava yolu endoskopik muayenelerinde, hastalarda 2 taraflı ses teli felçleri ve hava yolu darlıkları görülmektedir. 

Hava yolu darlıklarının esas nedenleri;

• Boyun travmaları
• Boyuna alınan radyoterapi
• Gırtlak kanseri 
• Uzun müddet entübasyon altında kalmak 
• Uzun mühlet ağır bakımda kalmak 
• Tiroid ameliyatı sonrası gelişen 2 taraflı ses teli felçleri 

En değerli belirtileri: Nefes darlığı, ses kısıklığı ve yutma bozukluğu 

Covid-19 pandemisinden sonra, uzun müddet ağır bakımda kalma ve entübe kalma durumları arttığı için hava yolu darlıkları daha sık görülebilmektedir. Üst hava yolu darlıklarında en sık görülen belirti ise, nefes darlığıdır. Gırtlakla bağlantılı durumlarda ise, ses kısıklığı yahut yutma bozukluğu da şikayetlere eklenmektedir.  Üst hava yolu darlıklarında nefes darlığı yavaşça gelişir, süratli ve ani bir nefes kaybı yaşanmaz. Hasta, rastgele bir üst teneffüs yolu enfeksiyonu geçirdiğinde ani bir nefes darlığı gelişebilir. Bu hastalar, rahat nefes alamaz ve nefes darlığı yaşar. Hastada, nefes alırken nefes sesi de oluşmaktadır. Hastaların, ses kısıklığı ve yutma bozukluğu durumunda katiyen bir uzmana başvurması gerekmektedir. 

Endoskopik ve açık cerrahi metotlarla tedavi ediliyor 

Tanı sürecinde, endoskopik muayene ile gırtlak işlevleri incelenmekte ve gırtlağın altına inilerek hava borusu endoskopisi yapılmaktadır. Poliklinikte yapılamaması durumunda ise, ameliyathanede genel anestezi altında endoskopi süreci yapılmaktadır. Boynunda kitle olan, gırtlakta kanser kuşkusu olan yahut boynuna radyoterapi almış olan hastalarda tomografi çekilmesi gerekmektedir. Hastalarda ek akciğer sorunları de araştırılmaktadır. Hava yolu darlıkları, cerrahi sistemlerle tedavi edilmektedir. Cerrahi tedaviler, endoskopik prosedürler ve açık cerrahi metotlar olarak 2’ye ayrılmaktadır. Çift taraflı ses teli felçlerinde ise, ses teli ardına uygulanan lazerli cerrahi formüller de kullanılmaktadır. Bu sayede hastalara nefes alma rahatlığı sağlanmaktadır.

Üst teneffüs yolu hastalıklarından korunmak önemli! 

Hava yolu darlığı tedavi sonrası nadiren tekrarlayabilmektedir. Birtakım hastalarda cerrahi tedavilere karşın, uzunluğundan hava deliği açmak gerekmektedir. Hava yolu darlığı olan hastalar, entübasyon ve ağır bakım yatışları üzere durumlarda, kesinlikle hekimlerini bilgilendirmelidir. Hastaların üst ve alt teneffüs yolunu ilgilendiren enfeksiyonlardan korunması gerekmektedir. Ayrıyeten, sigara ve alkol kullanılmaması, reflü şikayetlerinin de kesinlikle azaltılması gerekmektedir. Tedavi sonrası hastalar, hafif tempolu yürüyüş yapmalı, hafif beslenmeli ve bol su tüketimine ihtimam göstermelidir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Belediyesi sıhhat alanında hizmetlerine aralıksız devam ediyor. Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte kıyılarda de ağır mesaiye başlayan Büyükşehir ambulansı, evvelki gün yalnızca 4 saatte 135 hasta transferi gerçekleştirdi.

135 HASTA İNANÇLA NAKLEDİLDİ

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bilhassa yatağa bağımlı hastaların sıhhat hizmetine erişmelerinde büyük kolaylık sağlayan hasta nakil ambulans hizmeti, kısa müddette ulaştığı rekor sayıyla takdir topladı. Sabah saatlerinden itibaren yürütülen hizmet kapsamında toplam 135 kişi sıhhat kuruluşlarına itimatla nakledildi.  Ambulans hizmet kapsamında 30 diyaliz hastası, 85 hastanede randevusu bulunan yatalak hasta,16 kanser hastası ve vilayet dışına sevki sağlanan 4 hasta olmak üzere toplam 135 kişi, geçtiğimiz gün sabah 08.10 ile 12.30 saatleri ortasında sıhhat hizmeti ile buluşturuldu.

HASTA NAKLİNDE ÖRNEK KOORDİNASYON

Taşınan hastaların 117’si 65 yaş üstü büyüklerimizden oluşurken, 12’si yetişkin (18-65) 4’ü ise 18 yaş altı birey olarak kayıtlara geçti. Bu süratli ve planlı tertip, kent genelindeki hastaların konutlarından alınarak randevu saatlerine uygun biçimde sıhhat kuruluşlarına ulaştırılmasını sağladı.

BİLGİ İÇİN 153’Ü ARAYIN

Nakil ambulans hizmetinden faydalanmak isteyen vatandaşlar, vilayet içi nakil taleplerinde tedavi-randevu tarihi ve saatinden en az 1 gün evvel, vilayet dışı nakil taleplerinde ise tedavi-randevu tarihi ve saatinden en az 3 gün evvel Büyükşehir 153 Davet Merkezi’ni arayarak randevu alabilirler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, engelli bireyler ve ailelerinin toplumsal yaşama iştirakini destekleyen Engelli Çalışmaları Merkezlerinin beşincisini Karabağlar Yurtoğlu Mahallesi’nde hizmete açtı. 2 bin 500 metrekare alan üzerine kurulu üç katlı binada, engelli yurttaşlar ve ailelerine yönelik kapsamlı hizmetler sunuluyor.

Konak, İnciraltı, Örnekköy ve Limontepe’de faaliyet gösteren engelli çalışmaları merkezleriyle engelli bireyler ve aileleri için kıymetli bir gereksinimi karşılayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, beşinci merkezini Karabağlar Yurtoğlu Mahallesi’nde hizmete aldı. 2 bin 500 metrekare alanda yer alan üç katlı merkezde robotik kodlama, lisan terapisi, fizik tedavi, psiko toplumsal danışmanlık, aile danışmanlığı, kişisel ve küme kolaylaştırılmış okuma yazma eğitimi, müzik ve dans atölyeleri, spor, sanat ve el sanatları aktiviteleri üzere çok sayıda hizmet sunuluyor. Merkezde birebir vakitte diyetisyen, üreme sıhhati, ruhsal danışmanlık hizmetlerinin yer alması da planlanıyor. Bütünsel olarak hizmet vermesi hedeflenen merkezde engellilere yönelik aktivitelerin yanı sıra aileler de desteklenerek onlara yönelik bilgilendirici ve güçlendirici çalışmalar yapılıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Çalışmaları Merkezi, engelli bireylerin toplumsal yaşama iştiraklerini kolaylaştırırken, onların meslek edinmelerine ve hayat marifetlerini destekleme yoluyla gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

“Bu merkez bir yuva olacak”

İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Çalışmaları Şube Müdürü Tufan Fırat Göksel, “Yurtoğlu bölgesinde açtığımız İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Çalışmaları Merkezi’nde, tüm engelli çalışma merkezlerinde verdiğimiz eğitimleri vereceğiz. Türkiye’de engelli oranı yüzde 15 iken, Karabağlar bölgesinde bu oran yüzde 17. Merkezimizi bu sebeple bu bölgede açtık. Uygulama okullarını ve rehberlik araştırma merkezlerini gezerek önceliklerimizi belirledik. Burası yalnızca bir eğitim ve marifet kazandırma yeri değil, insanların bir ortaya gelebileceği bir yuva. Burada hak temelli engelli derneklerinin uyum çalışması yapması için odamız da yer alacak. Milletlerarası projeler için onlara dayanakta bulunacağız” dedi.

“Çocuklarımız, bütün çocuklarla eşit tutuluyor”

Oğlunu merkeze getiren Tuğba Keyifli, “Oğlumu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İnciraltı ve Konak’ta bulunan engelli çalışmaları merkezlerindeki özel eğitimlere getiriyorum. Bugün de açılan bu merkeze geldik. Çocukların gelişimi açısından verilen hizmetten çok mutluyuz. Öğretmenlerimiz çocuklarımıza çok yarar sağlıyor. Birçok şeyi ben de çocuğumla birlikte burada öğreniyorum. Çocukların gelişimi anlatılmaz, burada zati yaşayarak görüyoruz. Çocuklarımızın bütün çocuklarla eşit tutulması, onların yargılanmaması bizi çok keyifli ediyor. Merkez çok güzel” diye konuştu.

“Hizmetten çok memnunuz”

Oğlu engelli boccia grubunda yer alan Melahat Şan da “Hizmetten çok mutluyuz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin merkezlerine her vakit gidiyoruz. Bugün de yeni açılan merkeze geldik. Çocuklar konutta olduğu vakit bu hem bizim için hem de onlar için uygun değil. Biz de onlar sayesinde geziyoruz, eğleniyoruz” sözlerini kullandı.

Sanatçılardan engelli sanatçı adaylarına destek

Merkezde, İzmir Sanat Köprüsü projesi kapsamında engelli bireylerin sanatla iç içe olmasını sağlamak ve hoş sanatlar alanında akademik meslek yapmak isteyen engelli sanatçı adaylarına dayanak olmak maksadıyla değerli bir çalışma daha yürütülüyor. Sanata meraklı engelli yurttaşlara istekli dayanak olan engelli ressam Yeşim Denizhan, “Ben Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunuyum. Kendi çalışmalarımı konutumda yürütüyorum. Burada da benim üzere engelli insanları sanata kazandırmak, onları sanatın içine katmak gayesiyle bu türlü çalışma yapıyoruz. Çok eğleniyoruz, çocuklarda çok farklı yetenekler ortaya çıkıyor” kelamlarına yer verdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde (APİKAM) düzenlenen Tarih Buluşmaları’nın konuğu 3 Temmuz’da “İzmir Musevileri ve Sabatay Sevi Olayı” mevzu başlığı ile İslam coğrafyasında yaşayan Museviler, İslam imparatorlukları ve Orta Doğu tarihi çalışmalarıyla dünya çapında tanınan Prof. Dr. Cengiz Şişman olacak.

Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde (APİKAM) “Tarih Buluşmaları”, “İzmir Musevileri ve Sabatay Sevi Olayı” oturumuyla devam ediyor. Houston-Clear Lake Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Cengiz Şişman’ın iştirakiyle gerçekleşecek söyleşi, 3 Temmuz 2025 Perşembe günü 18.00-19.30 saatleri ortasında, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Konferans Salonunda düzenlenecek.

Dünya çapında tanınan akademisyen

Yüksek lisansını İslam ve Yahudilik tarihi çalışmalarıyla Temple Üniversitesi’nde tamamlayan Prof. Dr. Cengiz Şişman’ın, Harvard Üniversitesi’nde Orta Doğu tarihi alanında bir yüksek lisans derecesi daha ve tıpkı üniversiteden tarih doktorası bulunuyor. İslam coğrafyasında yaşayan Museviler, İslam imparatorlukları ve Orta Doğu tarihi alanındaki çalışmalarıyla dünya çapında tanınan Prof. Dr. Cengiz Şişman söyleşide; İzmir kent tarihi ve kültüründe değerli yere sahip olan İzmir Musevileri hakkında ayrıntılı bilgi sunacak ve İzmir’de doğan Sabatay Sevi’nin Mesihlik savında bulunmasıyla gelişen olayları anlatacak. 

Tarih Buluşmaları devam edecek

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürlüğü’nün, merkezi İstanbul’da bulunan Tarih Vakfı ile birlikte gerçekleştirmekte olduğu “Tarih Buluşmaları” kapsamında akademisyenler; siyasetten kültüre, sanattan toplumsal olaylara birçok farklı alanda düzenlenen tarih söyleşileriyle, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde İzmirlilerle buluşmaya devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beylikdüzü Belediyesi, Türkiye Air Power Athletics sporunun memleketler arası tertibine ikinci defa konut sahipliği yaptı. Beylikdüzü Öğretmen Fedai Altun Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşen şampiyonaya; Türkiye, Sırbistan, Rusya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti iştirak sağladı.

Aletli Jimnastik kökenli bir spor olan Air Power Athletics şampiyonası, Beylikdüzü Öğretmen Fedai Altun Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşti. 6 yaşından itibaren her yaştan atletin katıldığı şampiyonada, farklı yaş kümelerinden sportmenler dört başka kategoride yeteneklerini sergiledi. 4 ülkeden toplam 55 atletin katıldığı şampiyonada; Türkiye, Sırbistan, Rusya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yer aldı. Müsabakanın sonunda ise 7 Avrupa, 8 dünya şampiyonluğu ve 3 kere de dünya rekoru bulunan başhakem ve Air Power Athletics dünya şampiyonu Angela Kulagina, izleyicilere sürpriz bir şov yaptı. Renkli manzaralara sahne olan tertip, izleyicilerden büyük ilgi gördü.

“Türkiye’de daha fazla yer alacağını düşünüyorum”

Şampiyonanın açılış konuşmasını yapan Beylikdüzü Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Mehmet Esmer “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz Türkiye Açık Air Power Athletics şampiyonasına katılan bütün atletlerimize muvaffakiyetler diliyorum. Bu spor esneklik, disiplin, istikrar hareketlerinin birebir anda sergilendiği bir branş. Bu müsabakanın ilerleyen vakitlerde Türkiye’de çok daha fazla yer alacağını düşünüyorum” sözlerini kullandı.

“Bize ikinci kere dayanak olan belediyeye ve çalışanlarına teşekkür ederiz”

Beylikdüzü Belediyesi’ne şampiyonadaki takviyelerinden dolayı teşekkürlerini ileten tertip koordinatörü Mehmet Üzel ise “Bu spor Türkiye’de yeni gelişiyor. Artık iştirakçi sayısı olarak ilerleme kaydediyoruz. Ayrıyeten bu spor kısmı, yalnızca kolay güç gerektirmiyor, konsantrasyon, istikrar ve sabır gerektiriyor. İkinci defa bize dayanak olan ve profesyonel biçimde bu tertibi yapmamızı sağladıkları için Beylikdüzü Belediyesi’nin tüm çalışanlarına ve yöneticilerine çok teşekkür ediyorum” formunda konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı