Gün: 8 Temmuz 2025

Investing.com — Varlık Yöneticileri geçen hafta Nasdaq 100 vadeli süreçlerindeki durumlarını değerli ölçüde artırdı. JPMorgan’ın haftalık raporu, bu artışın ortalamanın 1,1 standart sapma üzerinde olduğunu gösteriyor.

Rapora nazaran, Varlık Yöneticileri tıpkı vakitte ABD Sabit Gelir konumlarını da tüm vadelerde değerli ölçüde artırdı. Bilhassa 5 yıllık Hazine vadeli süreçlerinde güçlü bir alım (4,1 standart sapma) gerçekleşti. Bu sırada, Kaldıraçlı Fonlar Nasdaq 100 vadeli süreçlerindeki kısa durumlarını azaltırken, S&P 500 ve S&P MidCap 400’deki kısa konumlarını artırdı.

Hisse senedi ETF’leri geçen hafta ortalamaya yakın bir düzeyde 16,6 milyar dolar giriş kaydetti. Bununla birlikte, Sabit Gelir fonları ortalamanın altında 2,1 milyar dolarlık giriş gördü. Emtia ETF’leri ise 0,5 milyar dolar çıkış yaşadı. Bu sayı ortalamanın 0,9 standart sapma altında seyretti.

Bölgesel pay senedi akışları, ABD pay senetlerine ortalamanın altında (11,5 milyar dolar) giriş gösterdi. Bu ortada, Latin Amerika ve Brezilya’ya yönelik güçlü girişler ortalamanın 1,4 standart sapma üzerinde gerçekleşti. Vadeli süreç piyasalarında Bovespa, SSE50 ve Mısır vadeli süreçlerinde büyük net alımlar kaydedilirken, İngiltere ve Kore 10 yıllık vadeli süreçlerinde kıymetli satışlar görüldü.

Hisse senedi bölümleri içinde dikkat cazibeli bir rotasyon yaşandı. Yatırımcılar Savunmacı durumlardan Döngüsel durumlara geçiş yaptı. Tüketici İsteğe Bağlı, İrtibat Hizmetleri ve Güç kesimleri en güçlü girişleri gördü. Sonuç olarak, Büyüme ve Bedel pay senedi usulü ETF’leri sırasıyla ortalamanın 1,9 ve 0,6 standart sapma altında kıymetli çıkışlar yaşadı.

Bu makale yapay zekanın takviyesiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Kaide ve Şartlar kısmımıza bakın.

Investing.com — Varlık Yöneticileri geçen hafta Nasdaq 100 vadeli süreçlerindeki durumlarını değerli ölçüde artırdı. JPMorgan’ın haftalık raporu, bu artışın ortalamanın 1,1 standart sapma üzerinde olduğunu gösteriyor.

Rapora nazaran, Varlık Yöneticileri tıpkı vakitte ABD Sabit Gelir konumlarını da tüm vadelerde değerli ölçüde artırdı. Bilhassa 5 yıllık Hazine vadeli süreçlerinde güçlü bir alım (4,1 standart sapma) gerçekleşti. Bu sırada, Kaldıraçlı Fonlar Nasdaq 100 vadeli süreçlerindeki kısa durumlarını azaltırken, S&P 500 ve S&P MidCap 400’deki kısa konumlarını artırdı.

Hisse senedi ETF’leri geçen hafta ortalamaya yakın bir düzeyde 16,6 milyar dolar giriş kaydetti. Bununla birlikte, Sabit Gelir fonları ortalamanın altında 2,1 milyar dolarlık giriş gördü. Emtia ETF’leri ise 0,5 milyar dolar çıkış yaşadı. Bu sayı ortalamanın 0,9 standart sapma altında seyretti.

Bölgesel pay senedi akışları, ABD pay senetlerine ortalamanın altında (11,5 milyar dolar) giriş gösterdi. Bu ortada, Latin Amerika ve Brezilya’ya yönelik güçlü girişler ortalamanın 1,4 standart sapma üzerinde gerçekleşti. Vadeli süreç piyasalarında Bovespa, SSE50 ve Mısır vadeli süreçlerinde büyük net alımlar kaydedilirken, İngiltere ve Kore 10 yıllık vadeli süreçlerinde kıymetli satışlar görüldü.

Hisse senedi bölümleri içinde dikkat cazibeli bir rotasyon yaşandı. Yatırımcılar Savunmacı durumlardan Döngüsel durumlara geçiş yaptı. Tüketici İsteğe Bağlı, İrtibat Hizmetleri ve Güç kesimleri en güçlü girişleri gördü. Sonuç olarak, Büyüme ve Bedel pay senedi usulü ETF’leri sırasıyla ortalamanın 1,9 ve 0,6 standart sapma altında kıymetli çıkışlar yaşadı.

Bu makale yapay zekanın takviyesiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Kaide ve Şartlar kısmımıza bakın.

Investing.com – Borsa İstanbul’da süreç gören Güç ve gayrimenkul dallarında faaliyet gösteren şirketler, Temmuz ayının birinci haftasında değerli projeler, yatırımlar ve stratejik adımlarla öne çıktı.

Ral GYO’dan Ankara’da yeni proje: Kaba inşaat süreci başladı

Ral Yatırım Holding A.Ş.’nin (RALYH) %100 bağlı paydaşlığı olan Ral GYO, Ankara Mustafa Kemal Mahallesi’nde yeni projesine ait kıymetli kademeleri duyurdu. Projede daha evvel alınan iksa ruhsatı sonrası başlatılan taban güzelleştirme çalışmalarının akabinde yapı ruhsatları da alınarak kaba inşaata geçildi. Kaba inşaatın 2026 yılının birinci yarısında tamamlanması planlanıyor.

Toplam 60.000 m2 inşaat alanına sahip itibarlı karma kullanım konseptindeki projede, Central markasıyla geliştirilen mimari vizyonun öne çıktığı belirtildi. Kelam konusu projenin tamamlanmasıyla birlikte, yaklaşık 4,1 milyar TL ciro katkısı sağlanması bekleniyor.

SAY Yenilenebilir, Ateş Wind Power’dan 4,65 milyon euro gelir bekliyor

Say Yenilenebilir Güç (SAYAS), rüzgar türbini ve kule aksamı tedarik ettiği bağlantılı şirketi Ateş Wind Power’dan, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 4.650.000 euro hasılat bekliyor. Şirket, 2018 yılında imzalanan çerçeve kontrat kapsamında tedarik faaliyetlerini sürdürüyor. 2022 yılından itibaren alınan siparişlere ait hasılat beklentileri de çeyrek bazında açıklanmaya başlanmıştı.

İkinci çeyreğe ilişkin hasılat ayrıntılarının, ilgili çeyreğe ait finansal tablolar aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi. Şirketin, bu beklentisiyle birlikte dönemsel gelirlerini sürdürülebilir biçimde artırmayı hedeflediği görülüyor.

Danıştay’dan çevresel dava sürecinde Kızılbük GYO lehine karar çıktı

Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Paydaşlığı A.Ş. (KZBGY), Marmaris’te yürütülen resort otel ve devremülk projesi için verilen “Çevresel Tesir Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararına karşı açılan davada bir sefer daha lehine sonuç aldı. Muğla 3. Yönetim Mahkemesi tarafından daha evvel davanın reddine karar verilmişti. Bu kararın, Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Danıştay’a taşınmasının akabinde temyiz süreci de Kızılbük GYO lehine sona erdi.

Danıştay Dördüncü Dairesi, belgede yürütmenin durdurulmasını gerektirecek bir konu bulunmadığına hükmederek temyiz talebini reddetti. Bu karar, projenin çevresel ve tüzel çerçevede ilerlemesinin önünü açan değerli bir gelişme olarak kaydedildi.

Aksa Enerji, Özbekistan’da kurulu gücünü 1.220 MW’a çıkardı

Aksa Güç (AKSEN), Özbekistan’ın Talimercan kentindeki 430 MW kapasiteli doğal gaz kombine çevrim santralinin tam kapasiteyle devrede olduğunu açıkladı. Santralin üniteleri ‘first fire’ adımıyla başlayan süreçte 6 Ocak 2025 prestijiyle 396 MW kapasiteye ulaşmış, akabinde buhar türbinlerinin devreye alınmasıyla 430 MW’lık maksada erişilmişti. Bu gelişmeyle birlikte şirket, Özbekistan’daki toplam kurulu gücünü 1.220 MW’a çıkararak ülkedeki en büyük Türk güç şirketi unvanını kazandı.

Santralde üretilecek elektriğin satış fiyatı, 25 yıl mühletince dolar bazlı garantili kapasite bedeli üzerinden belirlendi. Ayrıyeten santralin muhtaçlık duyduğu doğalgaz, Özbekistan hükümeti tarafından bedelsiz sağlanacak. Bu model, Aksa Enerji’nin 2030 global stratejisi doğrultusunda sürdürülebilir büyüme ve operasyonel kârlılık ekseninde değerli bir adım olarak bedellendiriliyor.

Aksu Güç, birleşme sürecinde ön protokolü imzaladı

Aksu Güç ve Ticaret A.Ş. (AKSUE), stratejik bir büyüme atağı kapsamında bölümde faaliyet gösteren güçlü bir yerli güç firmasıyla birleşme sürecinde kıymetli bir kademeye ulaştı. 6 Mayıs 2025 tarihinde taraflar ortasında saklılık ve bilgi paylaşımı kontratı imzalanmıştı. Yapılan bilgi değerlendirmelerinin akabinde, 7 Temmuz 2025 tarihi prestijiyle birleşme sürecinin temel prensiplerini içeren ön protokol imzalandı.

Bu protokol doğrultusunda her iki taraf da kendi danışman firmalarını belirleme etabına geçti. Sürecin adil ve mevzuata uygun formda yürütülmesini sağlamak maksadıyla değerleme kuruluşlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar da başlatıldı. Birleşme için; SPK, Rekabet Kurumu, EPDK üzere ilgili otoritelerden gerekli müsaadelerin alınacağı ve sürece dair tüm gelişmelerin kamuoyuna duyurulacağı belirtildi.

Akenerji santral tamirine devam ediyor, Onur Teknoloji GES projesini tamamladı

Akenerji (AKENR), Erzin Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’nde sürdürülen bakım ve tamir çalışmalarına dair yeni bilgilendirmede bulundu. 904 MWe kurulu güce sahip santralde, teknik nedenlerle bir müddettir yalnızca bir buhar türbini ve bir gaz türbini ile üretim sürdürülüyordu. Şirketin yaptığı açıklamada, ilgili türbinlerin bakım ve tamiratı hizmet sağlayıcı firmanın yurt dışındaki tesisinde, öngörülen takvime uygun olarak devam ediyor. Planlanan sürecin tamamlanmasının akabinde santralin tam kapasiteyle devreye alınması hedefleniyor.

Onur Yüksek Teknoloji A.Ş. (ONRYT), yenilenebilir güç alanındaki EPC faaliyetleri kapsamında üstlendiği bir proje hakkında yeni bilgiler paylaştı. Şirket, bir vakıf üniversitesinin elektrik gereksinimini karşılamak üzere inşa ettiği 16,34 MWp kurulu güce sahip Güneş Gücü Santrali (GES) projesini, mukavelede belirtilen mühlet içerisinde tamamladı. İşin altı ay üzere kısa bir müddette bitirilmesi sayesinde proje, şirketin mali performansına olumlu katkı sunacak.

Investing.com – ABD Merkez Bankasının gelecekteki para siyaseti adımlarına ait tartışmalar, son periyotta artan akademik tahliller ve piyasa değerlendirmeleriyle tekrar sürat kazandı. 

New York ve San Francisco Fed şubeleri tarafından yayımlanan yeni bir ortak rapor, gelecekte faiz oranlarının tekrar sıfıra yakın düzeylere geri dönebileceği riskine dikkat çekti. Raporda, kısa vadeli faiz oranlarının şu anda rölâtif olarak yüksek düzeylerde olduğu kabul edilmekle birlikte, ilerleyen yıllarda ekonomik şartlardaki bozulmaların bu oranların yine sıfır eşiğine inmesine yol açabileceği istikametinde ikazda bulunuldu.

Söz konusu araştırmanın müellifleri ortasında New York Fed Başkanı John Williams da yer aldı. Pazartesi günü yayımlanan makalede, kısa vadeli faiz oranlarının orta ve uzun vadede tekrar “süper düşük” düzeylere inme mümkünlüğünün, son 15 yılda gözlemlenen aralığın alt hududuna yakın olduğu lakin büsbütün devre dışı bırakılmaması gerektiği belirtildi. Araştırmacılar, global ekonomik sistemdeki yüksek belirsizlik ortamına vurgu yaparak, sıfıra yakın faiz oranlarına dönme riskinin hala ehemmiyetini koruduğunu söz etti.

Geçmiş datalar, sıfır faize dönüşlerin kriz periyotlarıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor  

Fed’in sıfır faiz maksadında kaldığı devirler ekseriyetle büyük ekonomik çalkantıların sonrasına denk geliyor. 2008 global mali krizinin akabinde Fed, kısa vadeli faiz oranlarını 2015 yılı sonuna kadar sıfıra yakın tutmuş; COVID-19 pandemisinin tesiriyle de Mart 2020’de tekrar bu düzeylere dönmüştü. Lakin enflasyonda yaşanan ani yükselişler sonrasında, 2022 baharından itibaren Fed kısa müddette faizleri agresif biçimde artırarak daha sıkı bir para siyaseti devrine geçmişti.

Bu tarihi bağlamda, sıfır faiz mümkünlüğü sırf kriz senaryolarına özgülenmemeli; tıpkı vakitte düşük büyüme beklentileri, zayıflayan iç talep ve kalıcı deflasyon riskleri üzere faktörler de emsal faiz rejimlerine neden olabiliyor. Fed’in bu geçmiş örnekleri göz önünde bulundurarak siyaset faizi projeksiyonlarında temkinli davranma eğiliminde olması dikkat çekiyor.

Insight Investment: “Fed’in gerçek manada indirime gitmesi 2026’yı bulabilir”  

Piyasa tarafında ise benzeri bir temkinli optimistlik hakim. Insight Investment sabit getirili menkul değerler yöneticisi Brendan Murphy’nin değerlendirmelerine nazaran, Fed’in 2025 yılı içinde sırf sonlu seviyede faiz indirimi uygulayacağı, asıl manalı gevşeme adımlarının ise lakin 2026 yılında atılabileceği öngörülüyor. Murphy, mevcut ekonomik tablonun giderek daha zayıf sinyaller vermeye başladığını, fakat yakın vakitte uygulamaya alınan yeni Amerikan gümrük tarifelerinin enflasyonist tesirinin Fed’in karar süreçlerini karmaşıklaştıracağını vurguladı.

Murphy verdiği notta, “Bu ortamda Fed’in fazla telaşlı davranmayacağını, son derece temkinli kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz.” tabirlerine yer verdi. Insight Investment’ın temel varsayımına nazaran, 2026 yılında enflasyonist baskıların zayıflaması ve büyüme telaşlarının ağır basmasıyla birlikte, Fed’in siyaset faizinde daha kararlı ve yüksek hacimli indirimler yapması gündeme gelecek. Bu senaryo, piyasaların uzun vadede beklediği faiz normalleşmesinin daha geç lakin daha net biçimde gerçekleşebileceği manasına geliyor.

Foreks – Motorine artırım geldi.

ForInvest Haber’in bölümden aldığı bilgiye nazaran, motorine yarından itibaren geçerli olmak üzere 1,15 TL artırım geldi.

Foreks – Motorine artırım geldi.

ForInvest Haber’in bölümden aldığı bilgiye nazaran, motorine yarından itibaren geçerli olmak üzere 1,15 TL artırım geldi.

Investing.com — Bank of America, Salı günü yayınladığı bir notta Uber (NYSE:UBER) için fiyat maksadını 97 dolardan 115 dolara yükseltti. Banka, şoför vergi tasarrufları, hızlanan rezervasyonlar ve artan otonom araç (AV) momentumu dahil olmak üzere birden fazla katalizörü münasebet gösterdi.

BofA analistleri şöyle yazdı: “Uber, 2025 için en uygun seçimlerimizden biri olmaya devam ediyor.” Analistler, Alım tavsiyesini yineleyerek, revize edilmiş değerlemelerinin “FANG çarpan genişlemesi göz önüne alındığında 24x 2026 FCF’ye (önceki 20x’e karşı) dayandığını” belirtti.

Önemli bir itici gücün, 1099 gig personellerini de kapsayan Büyük Hoş Yasa’nın Bahşişlere Vergi Yok kararından geleceği söyleniyor.

BofA şöyle dedi: “Federal gelir vergisi tasarrufları, kalem kalem göstermeyenler için bile mevcut olacak ve azamî kesinti 25 bin dolar olacak.”

Firma, ABD’deki Uber şoförlerinin bu yıl yaklaşık 42 milyar dolar kazanacağını ve bunun 5,7 milyar dolarının bahşişlerden geleceğini iddia ediyor. Bu, “%18 ortalama vergi oranı varsayıldığında, şoförler için yaklaşık 1,0 milyar dolar vergi tasarrufu manasına geliyor ve bu da %2,5’lik bir fiyat artışı sağlıyor.”

Banka ayrıyeten, Uber dayanaklı Moove’un Waymo ile paydaşlık içinde otonom araçları finanse etmek için 1,2 milyar dolar toplamaya yönelik atılımını de vurguluyor.

Analistler şu notu düştü: “Moove, Uber’in en kritik filo idare ortaklarından biri.” Ayrıntılar belirsizliğini korurken, BofA bu gelişmenin “uzun vadede birden fazla AV tedarikçisi olacağı görüşümüzle tutarlı” olduğunu belirtti.

Buna ek olarak, banka “Bloomberg Second Measure’dan gelen bilgilerin, Uber için rezervasyon büyümesinin 1. çeyreğe nazaran yaklaşık 140 puan artarak ölçülü bir biçimde hızlandığını gösterdiğini” belirtti. Hem Mobilite hem de Teslimat segmentlerinin güzelleşme gösterdiği bildirildi.

Analistler şöyle yazdı: “Uber’in AV pozisyonuna yönelik optimistlik artabilir.” Analistler, 20’den fazla global AV iştirakini ve Düzey 4 teknolojisinin ölçeklendiğine dair işaretleri münasebet gösterdi.

Sonuç olarak şu değerlendirmeyi yaptılar: “Güçlü rezervasyon büyümesi ve Uber One çekişi, abone kilitlenmesini gösteriyor.”

Bu makale yapay zekanın takviyesiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Koşul ve Şartlar kısmımıza bakın.

Foreks – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürüttüğü yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tutuklama talebiyle, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ise isimli denetim kuralıyla hür bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

Foreks – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürüttüğü yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tutuklama talebiyle, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ise isimli denetim kuralıyla hür bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

Foreks – ABD Başkanı Donald Trump’ın 14 ülkeye yüzde 40’a varan oranlarda yeni tarifeler açıklaması ve tarifelerin uygulanmaya başlayacağı son tarihi erteleme adımı, milletlerarası ticaret gerginliğinde tansiyonun yine yükselmesine birçok ülkeden temkinli reaksiyonlara neden oldu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın aralarında ABD’nin yakın müttefikleri Japonya ve Güney Kore üzere ülkelerin de yer aldığı 14 ülkeye 1 Ağustos prestijiyle yüzde 25 ila 40 ortasında tarife uygulamaya başlanacağını açıklamıştı. Trump, yeni vergi açıklaması farklı reaksiyonlara neden oldu.

Güney Kore Sanayi Bakanlığı, ABD ile gümrük vergilerine ait müzakerelerin hızlandırılacağını duyurdu. Açıklamada, “Kalan müddet zarfında müzakereleri hızlandırarak tarifelerden kaynaklanan belirsizlikleri süratli bir biçimde giderecek ve karşılıklı yarar sağlayacak bir sonuca ulaşmayı hedefleyeceğiz” denildi.

1 Ağustos prestijiyle ABD’nin yüzde 25 tarife uygulayacağını açıkladığı ülkelerden Japonya’da ise hükümet bir çalışma kümesi toplantısı düzenleneceği ve toplantıya Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’nın da katılacağı duyuruldu. Ishiba hükümetinden üst seviye bir sözcü, Trump’ın açıklamasının 9 Temmuz’da yürürlüğe girmesi gereken tarifeler için mühletin uzatılması olarak görüldüğünü ve ABD ile görüşmelerin süreceğini açıkladı.

Güney Afrika: “Gerekçesi yok”

Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ise yüzde 30 oranında ABD tarifesinin bir münasebete dayandırılamayacağını söyledi. Ülkeye giren ABD mallarının yüzde 77’sine hiçbir gümrük vergisi uygulanmadığına dikkat çeken Ramaphosa, Güney Afrika hükümetinin ABD ile görüşmeleri sürdüreceğini tabir etti.

Tayland’ın ihracatı 27 milyar dolar darbe alabilir

Tayland Endüstriciler Federasyonu ise Salı günü yayınlanan bir kestirimde ABD tarafından ülkeye uygulanacak yüzde 36 oranında tarifenin Tayland’ın ihracatına 24,5 ila 27,6 milyar dolar ortasında darbe indirebileceğini belirtti.

Kamboçya, daha düşük tarife talep etti

ABD’nin Kamboçya için öngördüğü tarife oranını yüzde 49 düzeyinden yüzde 36 düzeyine indirmesini memnuniyetle karşılayan Kamboçya ise daha fazla indirim talebinde bulundu. Kamboçya Başbakan Yardımcısı Sun Chanthol, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Tarifelerin daha da aşağı çekilmesi ihtimali bulunuyor ve tarifeleri yüzde 49’dan yüzde 36 düzeyine çektiği için Lider Donald Trump’a teşekkür etmek istiyorum” dedi.

ITC Genel Müdürü: “Muazzam bir fırtına yaklaşıyor”

Birleşmiş Milletler’in ticaret ajansı Milletlerarası Ticaret Merkezi’nin (ITC) Genel Müdürü Pamela Coke-Hamilton, Trump’ın ek gümrük vergileri için belirlediği yeni takvimin belirsizlik ve istikrarsızlık periyodunu uzattığını söyledi. Ayrıyeten kalkınma yardımlarındaki büyük çaplı kesintilerin gelişmekte olan ülkeler için ikili şok oluşturduğunu savunan Coke-Hamilton, G7 ülkelerinin gelecek yıl yardımlar için ayırdıkları kaynakları yüzde 28 oranında azaltmaya hazırlandıklarını ve bunun son 50 yılın en büyük yardım kesintisi olacağını söz etti. Coke-Hamilton, durumu “Muazzam bir fırtına yaklaşıyor” sözleriyle kıymetlendirdi.

Almanya: “AB, karşı önlemler almaya hazır”

Almanya Maliye Bakanı Lars Klingbeil, bugün parlamentoda yaptığı konuşmada, “ABD ile adil bir ticaret mutabakatına ulaşamazsak, bu durumda AB karşı önlemler almaya hazırdır” dedi. ABD’nin Almanya’nın en büyük ticaret ortağı olması nedeniyle ihracata dayalı bir iktisadı olan Almanya’nın tarifelerden büyük ziyan görmesi bekleniyor. 2024’te ABD ile Almanya ortasındaki ticaret hacmi 253 milyar euro olarak gerçekleşmişti.

Trump’ın son açıklamasında Japonya, Güney Kore, Malezya, Kazakistan ve Tunus en düşük oran olan yüzde 25’lik gümrük vergisine tabi tutulurken, fakir ülkeler Laos ve Myanmar yüzde 40 oranında tarife ile karşı karşıya kaldı. Trump’ın açıklaması çerçevesinde 1 Ağustos’a kadar ABD ile mutabakata ulaşmamaları halinde Kamboçya ve Tayland’a uygulanacak tarifenin yüzde 36, Sırbistan ve Bangladeş’e yüzde 35, Endonezya’ya yüzde 32 ve Bosna Hersek’e yüzde 30 olacağı açıklanmıştı.

Trump, her ülkeye gönderdiği gümrük vergisi mektuplarının kopyalarını kendi toplumsal medya platformunda paylaşırken Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, bu hafta içinde daha fazla mektup gönderileceğini açıkladı.

Foreks – Sabancı ARF İnovasyon ve Ticarileştirme AŞ ve Adnan Kefal tarafından Mechanima Mühendislik ve Yazılım Anonim Şirketi üzerinde ortak denetim kurulması süreci için Rekabet Heyetine başvuruldu.

Foreks – DEM Parti Eş Genel Lideri Tulay Hatımoğulları, “Böylesi tarihi bir dönemeçte, bu hissin ve fikrin hem beynimizi hem de yüreğimizi büsbütün kaplaması gerekiyor. Kimsenin aralık koymaması lazım. Barışın eşiğindeyiz. Barışı demokratik bir yerde inşa etmeli ve kalıcı hale getirmeliyiz” dedi.

Hatımoğulları, DEM Parti Küme toplantısında konuştu. Hatımoğulları, bir mağarada 12 askerin metan gazından etkilendiğini ve şehit olduğunu öğrendiklerini belirterek, “Bütün ailelerine, sevdiklerine buradan bir sefer daha başsağlığı dileklerimizi iletiyorum.

Yaralılara da acil şifalar diliyorum. Toplumsal barış ve demokratik tahlili geliştirerek hayat hakkını tesis etmeyi en kıymetli amacımız olarak görüyoruz. Barış sürecinin muvaffakiyete ulaştırılması her şeyden evvel yitirdiğimiz on binlerce gence olan gence karşı olan tarihi sorumluluğumuzdur. Bu süreci muvaffakiyete ulaştırarak gencecik vücutların toprağa düşmesine mahzur olmak ve kerpiç meskenlere cenazeler gitmesini engellemek için en güçlü formda gayretimizi yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Hatımoğulları, 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren kazasına değinerek, hayatını kaybedenleri andı. Ayrıyeten, Suruç’ta DEAŞ taarruzunda hayatını kaybeden gençleri hatırlattı.

“Tarihi günlerin şafağındayız”

Hatımoğulları, demokratik toplumu inşa ederek, özgürlükçü laikliğe, demokrasiye ve hukuka dayanan bir demokratik cumhuriyet istediklerini belirterek, “Barış ve Demokratik Toplum Komisyonu’nun Meclis kapanmadan kurulması ve yaz boyunca çalışmalarını sürdürmesi gerektiğinin altını ısrarla çiziyoruz. Parlamento 86 milyona demokrasi ve barışı getirmek için mesai yapmalıdır. DEM Parti İmralı heyetimiz, silahsızlanmayla ilgili gelişmeler ve bölgemizde kritik gelişmeler yaşanırken Abdullah Öcalan’la kıymetli bir görüşme gerçekleştirdi. Bu vesileyle Öcalan’ın Türkiye halklarına, bayanlara ve gençlere selamlarını iletiyorum. Öcalan görüşmede, silahsızlanma süreciyle ilgili çok kritik bir eşikte olduğumuzu; bu eşiğin aşılmasıyla özgürlük, demokrasi ve hukukun temel alındığı bir sürece girilebileceğini tabir etmiştir.

Süreç kapsamında atılacak adımlarla birlikte, Türkiye’nin genel demokratikleşmesine ve barışına ulaşmak için hepimize sorumluluklar düştüğünü vurgulamıştır. Biz de bu sürecin muvaffakiyete ulaşmasıyla Türkiye’de demokratik dönüşümün, hukukun ve özgürlüklerin kapısının arkasına kadar açılması gerektiğini düşünüyoruz. İmralı heyetimiz dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kıymetli bir görüşme gerçekleştirdi. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde tarihi bir haftaya girdik. Heyetimiz bu ziyarette, sürecin bugüne kadar geldiği kademeyi ve bundan sonra yapılması gerekenleri Cumhurbaşkanı ile istişare etmiştir. Bu tarihi haftanın en uygun formda geçmesiyle Türkiye’de siyasi ve tüzel manilerin kalkmasını; demokratik dönüşüm ve barışın kapılarının gerisine kadar açılacağını canı gönülden temenni ediyoruz. Türkiye halklarının bu sürece takviyesi ve umudu her zamankinden büyüktür. Ama bu takviye ve umuda denk düşecek formda itimadı de artırmak kaidedir. Bu tarihi günler, tali günlere dönüştürülmemelidir. Biz DEM Parti olarak bunun için elimizden gelen her türlü gayretin içindeyiz.

Bu manada daha fazla çalışacağız. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde en kritik haftalardan birine girmiş bulunuyoruz. 27 Şubat daveti ve 12 Mayıs kongre kararıyla başlayan süreçte, önümüzdeki yüz yılın geleceğini belirleyecek anlardan biri gelip çattı. Bu an, hepimizin hasretini duyduğu barışın merasimi olacak. Gazeteciler, siyasi partiler, emek ve demokrasi güçleri, bayan örgütleri hepsi bu tarihi anı izleyecek. Hepimiz bu tarihe tanıklık edeceğiz. Lakin bu tarihi an, zafer ya da mağlubiyet, kazanmak ya da kaybetmek manasına gelmiyor. Bu muvaffakiyet, 86 milyonun tarihi ve ortak başarısıdır. Demokratik bir ülke ve halklarla inançlar ortasındaki bağlantıların eşitlik temelinde güncellenmesi, Türkiye’nin barışının en güçlü sigortası olacaktır. Tarihi günlerin şafağındayız. Hepimiz bunun farkındayız ve kendimize güveniyoruz.

Barışa ve demokrasiye olan inancımızdan, birlikte ve ortak hayatı inşa edebileceğimize duyduğumuz itimattan ötürü kararlıyız. Büyük çabalar verdik, büyük bedeller ödedik. Mutluluklarımız yarım kaldı, hayatlarımız eksik kaldı. Birçok genç hayat toprağa düştü. Böylesi tarihi bir dönemeçte, bu hissin ve fikrin hem beynimizi hem de yüreğimizi büsbütün kaplaması gerekiyor. Kimsenin uzaklık koymaması lazım. Barışın eşiğindeyiz. Barışı demokratik bir yerde inşa etmeli ve kalıcı hale getirmeliyiz. İzleyen, dar manada çıkar bekleyen değil; Türkiye halklarının geleceği için barış yerini kuran özneler olmalıyız. Bu vazife ve sorumluluk hepimize aittir. Barışın ve demokrasinin yolu açıktır. Kâfi ki gayretten ve inanmaktan vazgeçmeyelim. Kâfi ki bu hafta gerçekleşecek silah bırakma merasimi ve sonrasındaki süreçle bu ülkeyi gerçek bir barışla buluşturacak somut adımlar atalım Buna muhtaçlığımız var” dedi.

Foreks – DEM Parti Eş Genel Lideri Tulay Hatımoğulları, “Böylesi tarihi bir dönemeçte, bu hissin ve fikrin hem beynimizi hem de yüreğimizi büsbütün kaplaması gerekiyor. Kimsenin aralık koymaması lazım. Barışın eşiğindeyiz. Barışı demokratik bir yerde inşa etmeli ve kalıcı hale getirmeliyiz” dedi.

Hatımoğulları, DEM Parti Küme toplantısında konuştu. Hatımoğulları, bir mağarada 12 askerin metan gazından etkilendiğini ve şehit olduğunu öğrendiklerini belirterek, “Bütün ailelerine, sevdiklerine buradan bir sefer daha başsağlığı dileklerimizi iletiyorum.

Yaralılara da acil şifalar diliyorum. Toplumsal barış ve demokratik tahlili geliştirerek hayat hakkını tesis etmeyi en kıymetli amacımız olarak görüyoruz. Barış sürecinin muvaffakiyete ulaştırılması her şeyden evvel yitirdiğimiz on binlerce gence olan gence karşı olan tarihi sorumluluğumuzdur. Bu süreci muvaffakiyete ulaştırarak gencecik vücutların toprağa düşmesine mahzur olmak ve kerpiç meskenlere cenazeler gitmesini engellemek için en güçlü formda gayretimizi yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Hatımoğulları, 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren kazasına değinerek, hayatını kaybedenleri andı. Ayrıyeten, Suruç’ta DEAŞ taarruzunda hayatını kaybeden gençleri hatırlattı.

“Tarihi günlerin şafağındayız”

Hatımoğulları, demokratik toplumu inşa ederek, özgürlükçü laikliğe, demokrasiye ve hukuka dayanan bir demokratik cumhuriyet istediklerini belirterek, “Barış ve Demokratik Toplum Komisyonu’nun Meclis kapanmadan kurulması ve yaz boyunca çalışmalarını sürdürmesi gerektiğinin altını ısrarla çiziyoruz. Parlamento 86 milyona demokrasi ve barışı getirmek için mesai yapmalıdır. DEM Parti İmralı heyetimiz, silahsızlanmayla ilgili gelişmeler ve bölgemizde kritik gelişmeler yaşanırken Abdullah Öcalan’la kıymetli bir görüşme gerçekleştirdi. Bu vesileyle Öcalan’ın Türkiye halklarına, bayanlara ve gençlere selamlarını iletiyorum. Öcalan görüşmede, silahsızlanma süreciyle ilgili çok kritik bir eşikte olduğumuzu; bu eşiğin aşılmasıyla özgürlük, demokrasi ve hukukun temel alındığı bir sürece girilebileceğini tabir etmiştir.

Süreç kapsamında atılacak adımlarla birlikte, Türkiye’nin genel demokratikleşmesine ve barışına ulaşmak için hepimize sorumluluklar düştüğünü vurgulamıştır. Biz de bu sürecin muvaffakiyete ulaşmasıyla Türkiye’de demokratik dönüşümün, hukukun ve özgürlüklerin kapısının arkasına kadar açılması gerektiğini düşünüyoruz. İmralı heyetimiz dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kıymetli bir görüşme gerçekleştirdi. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde tarihi bir haftaya girdik. Heyetimiz bu ziyarette, sürecin bugüne kadar geldiği kademeyi ve bundan sonra yapılması gerekenleri Cumhurbaşkanı ile istişare etmiştir. Bu tarihi haftanın en uygun formda geçmesiyle Türkiye’de siyasi ve tüzel manilerin kalkmasını; demokratik dönüşüm ve barışın kapılarının gerisine kadar açılacağını canı gönülden temenni ediyoruz. Türkiye halklarının bu sürece takviyesi ve umudu her zamankinden büyüktür. Ama bu takviye ve umuda denk düşecek formda itimadı de artırmak kaidedir. Bu tarihi günler, tali günlere dönüştürülmemelidir. Biz DEM Parti olarak bunun için elimizden gelen her türlü gayretin içindeyiz.

Bu manada daha fazla çalışacağız. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde en kritik haftalardan birine girmiş bulunuyoruz. 27 Şubat daveti ve 12 Mayıs kongre kararıyla başlayan süreçte, önümüzdeki yüz yılın geleceğini belirleyecek anlardan biri gelip çattı. Bu an, hepimizin hasretini duyduğu barışın merasimi olacak. Gazeteciler, siyasi partiler, emek ve demokrasi güçleri, bayan örgütleri hepsi bu tarihi anı izleyecek. Hepimiz bu tarihe tanıklık edeceğiz. Lakin bu tarihi an, zafer ya da mağlubiyet, kazanmak ya da kaybetmek manasına gelmiyor. Bu muvaffakiyet, 86 milyonun tarihi ve ortak başarısıdır. Demokratik bir ülke ve halklarla inançlar ortasındaki bağlantıların eşitlik temelinde güncellenmesi, Türkiye’nin barışının en güçlü sigortası olacaktır. Tarihi günlerin şafağındayız. Hepimiz bunun farkındayız ve kendimize güveniyoruz.

Barışa ve demokrasiye olan inancımızdan, birlikte ve ortak hayatı inşa edebileceğimize duyduğumuz itimattan ötürü kararlıyız. Büyük çabalar verdik, büyük bedeller ödedik. Mutluluklarımız yarım kaldı, hayatlarımız eksik kaldı. Birçok genç hayat toprağa düştü. Böylesi tarihi bir dönemeçte, bu hissin ve fikrin hem beynimizi hem de yüreğimizi büsbütün kaplaması gerekiyor. Kimsenin uzaklık koymaması lazım. Barışın eşiğindeyiz. Barışı demokratik bir yerde inşa etmeli ve kalıcı hale getirmeliyiz. İzleyen, dar manada çıkar bekleyen değil; Türkiye halklarının geleceği için barış yerini kuran özneler olmalıyız. Bu vazife ve sorumluluk hepimize aittir. Barışın ve demokrasinin yolu açıktır. Kâfi ki gayretten ve inanmaktan vazgeçmeyelim. Kâfi ki bu hafta gerçekleşecek silah bırakma merasimi ve sonrasındaki süreçle bu ülkeyi gerçek bir barışla buluşturacak somut adımlar atalım Buna muhtaçlığımız var” dedi.

Investing.com – Bitcoin rezervi açısından dünyanın en büyük beşinci halka açık şirketi olan Metaplanet, Japonya’da bir dijital banka satın almak üzere hazırlık yapıyor. Financial Times’ın haberine nazaran şirket, büyüyen Bitcoin (BTC) rezervini nakit akışı sağlayan işletmeleri satın almak hedefiyle finansal kaldıraca dönüştürmeyi planlıyor. Bu satın alma planları kapsamında CEO Simon Gerovich, Japon dijital finans hizmetleri piyasasında ilerlemeye sıcak baktıklarını tabir etti. Gerovich, bu atılımın hâlâ erken kademede olduğunu vurguladı ve ayrıntı paylaşmadı.

Gerovich’in tabirine nazaran Metaplanet, şu anda bir “Bitcoin altına atak dönemi” yaşadığını belirttiği birikim fazında bulunuyor ve bu stratejik devrin yaklaşık 4 ila 6 yıl sürebileceğini öngörüyor. Şirket, dijital varlık temelli büyümenin ikinci etabına ise genişletilmiş finansal hizmetlerle geçmeyi amaçlıyor. Bu evrede BTC’nin, menkul değerler yahut hazine tahvilleri üzere bankalara teminat olarak gösterilerek yüksek seviyede finansman sağlayabileceği bir ortam hedefleniyor.

Metaplanet’in Bitcoin varlıkları 15.555 BTC’ye ulaştı  

Metaplanet’in büyüme stratejisi, şirketin Bitcoin varlıklarını agresif biçimde artırması üzerine heyeti. 8 Temmuz 2025 prestijiyle şirket, yaklaşık 238,7 milyon dolar pahasındaki 2.205 BTC alımıyla toplam BTC rezervini 15.555’e çıkardı. Aktüel fiyatlarla bu sayı yaklaşık 1,7 milyar dolar kıymetindedir. Şirket bu alımlarla, 135 halka açık Bitcoin tutan firma ortasında beşinci sıraya yerleşti. Birinci sırada ise Strategy (MSTR) yer almakta olup, 597.325 BTC ile başkan pozisyonda.

Şirketin uzun vadeli amacı, 2027 yılı sonuna kadar 210.000 BTC’ye ulaşmak. Bu ölçü, Bitcoin’in sonuncu arzının %1’ine denk geliyor. CEO Gerovich, bu maksadın “kaçış hızı” yaratacağına ve şirketi rakipler açısından erişilmesi güç bir pozisyona getireceğine inanıyor. Gerovich ayrıyeten, bu düzeye ulaşıldığında Metaplanet’in yalnızca HODL yapan bir şirket olmaktan çıkarak, BTC’yi teminat olarak kullanıp gelir getiren şirketler satın alabileceğini vurguladı.

Stratejik dönüşüm payları 60 kat artırdı  

Eski bir Goldman Sachs (GS) bankacısı olan CEO Simon Gerovich idaresinde, Metaplanet’in piyasa kıymeti 6,8 milyar dolara (1 trilyon yen) ulaştı. Şirketin Bitcoin odaklı hazine modeline geçiş yaptığı Nisan 2024’ten bu yana payları 60 kat pahalandı. Yılbaşından bu yana ise pay senedinde %318’lik artış kaydedildi. Şirketin asıl faaliyet gelirleri hala hudutlu olsa da BTC stratejisi yatırımcı ilgisini yüksek tutmaya yetiyor.

Bazı yatırımcılar, şirketin Net Varlık Değeri’ne (NAV) nazaran yüksek primli süreç görmesini ve birçok emsal Bitcoin alım stratejisine sahip şirketin süratle artmasını sorgulasa da, Gerovich bu tenkitleri açıkça reddediyor. CEO, “Bu öyküye inanmayan varsa payımızı açığa satsın.” diyerek eleştirmenlere meydan okudu.

Metaplanet’in odaklandığı bir öteki strateji ise satın alacağı şirketlerin mevcut Bitcoin stratejileriyle uyumlu yapılar olması. Gerovich, satın almak istedikleri dijital bankanın, kişisel müşterilere sunulan mevcut hizmetlerin ötesinde daha gelişmiş tahliller sunabileceğini belirtti. Böylelikle şirket, Bitcoin temelli yatırım modelinden çıkıp direkt dijital finans altyapısına sahip bir yapıya dönüşmeyi amaçlıyor. Bu stratejik adımlar, önümüzdeki yıllarda dijital bankacılık alanında değerli değişimlerin habercisi olabilir.

İstanbul Ortaköy’de basın mensuplarıyla bir ortaya gelen Passo Genel Müdürü Atıl Aykar, yeni döneme ait bilgilendirmelerde bulundu.

Passo’nun sistem altyapısının güncellendiğinin altını çizen Aykar, yeni dönemde kimlik kartlarının ardında yer alan barkod aracılığıyla stadyumlara girişin uygun hale getirildiğini belirtti.

Passo’nun yeni dönem öncesinde ortalarında Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un da yer aldığı Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. Lig’de gayret eden 22 kadroyla mutabakata vardığını vurgulayan Aykar, “Bu kulüpler bize ve teknolojik altyapımıza güvenerek bizimle çalışmayı seçtiler. Başka kulüplerle de görüşmelerimiz sürüyor. Artık heyecan verici yeni bir devrin eşiğindeyiz. Türkiye Futbol Federasyonunun aldığı kararla, kulüpler artık tercih ettikleri farklı biletleme firmalarıyla çalışabilecekler. Daha esnek hale gelen bu yeni yaklaşımla birlikte; 6222 sayılı kanunun gereklilikleri devam ediyor. Biz de bu yeni periyoda; daima gelişen teknolojik altyapımız, 11 yıllık derin deneyimimiz ve dijital gücümüzle; fakat orijinal bir isimle, ‘Passo Taraftar’la giriyoruz.” sözlerini kullandı.

Yeni dönemde Passo Taraftar ismiyle operasyonları sürdüreceklerinin altını çizen Aykar, şöyle konuştu:

“Passo Taraftar olarak güncellenmiş internet sitemiz ve yeni markalı kartlarımız dönem başında taraftarlar için hazır halde olacak. Bu devirde yeni ve kolaylaştırıcı teknolojiler hayatımıza giriyor. Artık sisteme kayıtlı taraftarların kimlik kartlarıyla da stadyuma giriş yapabilmesi teknik olarak mümkün olacak. Bu noktada karar yetkisi büsbütün kulüplerde olacak.”

Investing.com — Wedbush’tan Dan Ives, Tesla öyküsünün “dönüm noktasında” olduğuna inanıyor ve şirket idare konseyini Elon Musk’ın artan siyasi hırsları konusunda kararlı adımlar atmaya çağırıyor.

Ives, Musk’ın resmen “Amerika Partisi” isminde yeni bir siyasi parti kurma kararının, Tesla (NASDAQ:TSLA) kritik bir büyüme etabına girerken önemli bir dikkat dağınıklığına neden olabileceği konusunda uyardı.

Analist şöyle dedi: “Tesla, otonom ve robotik geleceğiyle büyüme döngüsünün en değerli etaplarından birine giriyor. Şirket, Musk’ın sayısız vakit, güç ve siyasi sermaye gerektirecek bir siyasi parti oluşturmaya daha fazla vakit harcamasına izin veremez.”

Musk’ın partisi, 2026 ABD ara seçimlerinde adaylar çıkarmayı planlıyor. Bu atılım, onu Trump idaresiyle karşı karşıya getirebilir.

Ives’e nazaran bu durum, “ufukta çok kıymetli bir otonom düzenleme çerçevesi varken Tesla hissedarlarının görmek istediğinin tam aykırısı.”

Analist, Tesla idare heyetinin alması gereken üç acil adım önerdi.

İlk olarak, Musk’ın oy gücünü yaklaşık yüzde 25’e çıkaracak ve en azından 2030’a kadar CEO rolünü sağlamlaştıracak teşvik odaklı yeni bir ödeme paketi öneriyor.

Ives şöyle devam etti: “Bu birebir vakitte Musk’ın Tesla’yı xAI ile birleştirmesine ve önümüzdeki 12-18 ay içinde dünyanın en güçlü yapay zeka şirketlerinden birini tek çatı altında oluşturmasına imkan sağlayacak bir çerçeve yaratabilir.”

İkinci olarak, idare şurasının Musk’ın Tesla operasyonlarına ne kadar vakit ayırması gerektiğine dair kaideler getirmesi gerektiğine inanıyor.

Üçüncü olarak Ives, idare şurasını Musk’ın liderlik rolüne müdahale edebilecek siyasi faaliyetleri izlemek için özel bir nezaret komitesi kurması için teşvik ediyor.

Ives şöyle dedi: “Yönetim Kurulu Musk’ın bağışlarını denetim edemez… lakin siyasi hırsları/çabaları Tesla’daki CEO rolüne müdahale ederse nezaret yapabilirler.”

Analist, Musk’ın bilhassa gelişmekte olan yapay zeka ve robotik pazarlarında Tesla’nın başarısı için hala vazgeçilmez olduğuna inanıyor. Nvidia (NASDAQ:NVDA) ile birlikte Tesla’yı “dünyanın en güzel iki fizikî yapay zeka şirketi” olarak görüyor.

Not şöyle sonuçlandı: “Yönetim Kurulu’nu artık harekete geçmeye ve Musk’ı CEO olarak tutarak Tesla öyküsünü ileriye taşımaya teşvik ediyoruz.”

Bu makale yapay zekanın takviyesiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Kaide ve Şartlar kısmımıza bakın.

Foreks – TÜSİAD Dijital Stratejiler ve Yeni Teknolojiler Çalışma Kümesi bünyesinde, Bain & Company iş birliğinde hazırlanan “Üretken Yapay Zekaya Hazır Olmak: Yetenek, Liderlik ve Kültürel Dönüşüme Dair Perspektifler” başlıklı rapor, 8 Temmuz Salı günü TÜSİAD Genel Merkezi’nde düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Rapor; üretken yapay zekanın iş gücü dinamikleri, organizasyonel yapılar, liderlik anlayışı ve kurum kültürü üzerindeki tesirlerini kapsamlı bir anket çalışmasından elde edilen bulgular ışığında ele alıyor.

Toplantının açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Lideri Orhan Turan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Perihan İnci ve Bain & Company Şirket Ortağı Armando Guastella tarafından yapıldı.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Lideri Orhan Turan, konuşmasında şunları söyledi:

“Yapay zekanın işletmelerimizin daha verimli, yenilikçi ve rekabetçi hale gelmesinde sunduğu potansiyelin kayda kıymet düzeyde olacağını görüyoruz. Yapay zekanın üretken gücünden inançlı, etik ve kapsayıcı bir formda faydalanabilmek, yalnızca teknolojik altyapılarla değil, beşere ve daima öğrenmeye yapılan yatırımlarla mümkün olabilir. Bu noktada, liderliğin rolü artık hiç olmadığı kadar kritik. Değişimi kabul etmek ve yönetmek artık kâfi değil, kurumlarımızın kültürünü yapay zeka ile birlikte öğrenen, sorgulayan, yenilikçi ve esnek bir yapıya dönüştürebilmeliyiz.”

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Perihan İnci şu sözleri kullandı: “Raporda yapay zeka ile başarılı bir dönüşümü mümkün kılmak için hangi liderlik adımlarının ve kültürel değişimlerin gerekli olduğunu alandan kapsamlı bir anketle destekleyerek ele aldık. Yaratıcılık, tahlil ve karar alma süreçlerini dönüştüren bu ileri teknoloji, dal fark etmeksizin esaslı bir paradigma değişimini beraberinde getiriyor. Çağın muhtaçlıklarını gözeten, 21. yüzyıl hünerleriyle donatılmış nitelikli insan kaynağı gereksinimi bu alanda tepe yapıyor. Hasebiyle, yapay zekadan sağlanacak randıman, ülkelerin bu dönüşüme ne kadar süratli ayak uydurabildiklerine ve iş gücünün bu teknolojilere ne ölçüde ahenk sağlayabildiğine bağlı olacak.”

Bain & Company Ortağı Armando Guastella ise konuşmasında şunları kaydetti:

“Zamanımızın en dönüştürücü güçlerinden biri olan Üretken Yapay Zeka’yı araştırmak üzere TÜSİAD ile iş birliği yapmaktan memnunluk duyuyoruz. Bu iş birliği, Türkiye’deki önderlerin Üretken Yapay Zeka dönüşümünü daha düzgün anlayıp tesirli biçimde yönetmelerine takviye olma konusundaki ortak kararlılığımızı ortaya koyuyor. Üretken Yapay Zeka (GenAI), işletmelerin bedel yaratma ve yetenek yönetme biçimlerini tekrar şekillendiriyor. Global başkan şirketlerin yaklaşık %95’i üretken yapay zekadan şimdiden yarar sağladıklarını bildirirken, toplamda ~0,5 milyar dolar yatırım ve şirketlerin yalnızca %27’sinin yetenek geliştirmeye yatırım yapmasıyla Türkiye şimdi sürecin erken basamaklarında bulunuyor. Lakin potansiyel son derece büyük. Dijital olarak etkileşimde bulunan bir nüfus ve canlı bir girişimcilik ekosistemine sahip olan Türkiye, bu alanda liderlik etmeye son derece uygun bir pozisyonda. Şayet iş dünyası cesurca hareket eder ve gayeye yönelik olarak ölçeklenirse, işin geleceğini şekillendirme ve bölge genelinde yeniliği yönlendirme konusunda Türkiye ekosistemi gerçek bir fırsata sahip olacaktır.”

Açılış konuşmalarının akabinde TÜSİAD Dijital Stratejiler ve Yeni Teknolojiler Çalışma Grubu Başkanı Burak Aydın, “Dijital Dönüşüm ve Üretken Yapay Zeka Ekseninde Değerlendirmeler” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

Raporun bulguları ise Bain & Company Ortağı Armando Guastella ve Bain & Company Kıdemli Yöneticisi Ersin Seçkin tarafından sunuldu.

135’in üzerinde üst seviye yöneticiyle gerçekleştirilen anketler ve derinlemesine görüşmelerle desteklenen, global eğilimleri de kıymetlendiren raporda öne çıkan bulgular şu biçimde:

Üretken yapay zeka dönüşümünün muvaffakiyete ulaşması için sırf teknoloji yatırımlarının değil; kurum içi liderlik, tertip yapısı, yetenek idaresi ve çalışma biçimlerinin de eş vakitli olarak dönüştürülmesi gerekiyor. Dağınık ve birbirinden kopuk pilot projeler yerine, net bir vizyon çerçevesinde önceliklendirilmiş ve ölçeklenebilir adımlar atılması kıymetli görünüyor.

Buna nazaran şirketlerin üretken yapay zeka seyahatinde dört temel eksene odaklanması gerekiyor:

• Bedel odaklı önceliklendirme ve yol haritası

Üretken yapay zeka yatırımlarının tesirli olması için kurumlar, paha yaratma potansiyeli en yüksek kullanım alanlarını net formda tanımlamalı. Bu alanlar, sırf teknik uygunluk değil, tıpkı vakitte iş sonuçlarına katkı üzerinden değerlendirilmeli.

• İş yapış biçimlerinin yine tasarımı

Üretken yapay zekanın gerçek potansiyeli, sadece mevcut süreçlere entegre edilmesiyle değil, iş yapış biçimlerinin bu teknolojiye nazaran tekrar tasarlanmasıyla ortaya çıkıyor. Şirketler, üretken yapay zeka dayanaklı yeni çalışma modellerini tanımlamalı; karar alma, üretkenlik ve hizmet sunumu üzere alanlarda data odaklılık ve sürat kazandıran iş akışlarını benimsemeli.

• Roller ve sorumlulukların yine tanımlanması ve yetkinliklerin kurumsal kapasite ile uyumlandırılması

Üretken yapay zeka dönüşümünün başarısı, sadece teknik takımların değil, tertibin tamamının bu dönüşüme hazır hale getirilmesiyle mümkün. Kurumlar, çalışan rollerini yine tanımlayarak, yetkinlik haritalarını geleceğe uygun hale getirmeli ve işlev bazlı eğitim programları hayata geçirmeli.

• Geleceğe hazır tertip yapısının bugünden inşası

Üretken yapay zekanın ileriye dönük kurumsal tesirini sürdürülebilir kılmak için, şirketlerin yönetişim modellerini, tertip yapılarını ve yetenek stratejilerini bugünden geleceğe yönelik formda yapılandırması gerekiyor. Bu noktada “gelecekten geriye planlama” yaklaşımı öne çıkıyor: Şirketler, 2–3 yıl içerisinde yaratmak istedikleri tesir alanlarını netleştirmeli ve bu vizyona hizmet edecek adımları bugünden devreye almalı. Ölçeklenebilirlik, esneklik ve etik ahenk, bu dizaynın temel ögeleri ortasında yer almalı.

Rapor sunumunun akabinde ManpowerGroup Türkiye CEO’su Feyza Narlı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen panel oturumunda; QNB Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Cenk Akıncılar, Siemens Türkiye AR-GE Merkezi ve IT Yöneticisi Fazilet Alptekin, Alarko Holding (IS:ALARK) Bilgi Teknolojileri ve Dijital Dönüşüm Grup Başkanı Serkan Demir ve Koç Holding (IS:KCHOL) CIO’su Hayriye Karadeniz konuşmacı olarak yer aldı. Panelde üretken yapay zeka çağında iş dünyasını bekleyen yetenek, liderlik ve kültürel dönüşümler ele alındı.

Foreks – Commerzbank Research’ten Carsten Fritsch, OPEC+’nın ittifak dışındaki rakip üreticilerin arzını azaltmak ve global arz fazlasını azaltmaya yardımcı olmak için petrol fiyatlarını düşük tutma stratejisinin meyvelerini verdiğini öne sürdü.

Dallas Fed tarafından yakın vakitte yapılan bir anket, Teksas güç şirketleri ortasındaki ticari hassaslığın ikinci çeyrekte kötüleştiğini gösterdi ve iştirakçilerin neredeyse yarısı bu yıl başlangıçta beklenenden daha az petrol sondajı yapmayı planladıklarını ortaya koydu.

Fritsch, “ABD’de sondaj faaliyetleri geçen hafta Eylül 2021’den bu yana en düşük düzeyine geriledi. OPEC+’nın ABD’li kaya petrolü üreticilerinden pazar hissesini geri almak için üretimi artırma stratejisi başarılı görünüyor” dedi.

Investing.com – Kripto para piyasaları haftaya dalgalı bir başlangıç yaparken, Bitcoin 8 bugün prestijiyle 108 bin dolar düzeyinin üzerinde kalmayı sürdürüyor. BTC, son 24 saatte %0,15 yükselişle 108.890 dolardan süreç görürken, Ethereum %0,80 artışla 2.579 dolar düzeyinden süreç görüyor. Global kripto para piyasa bedeli ise 3,36 trilyon dolarda yatay kalıyor.

Piyasadaki eğilim, jeopolitik gelişmeler, makroekonomik belirsizlikler ve kurumsal faaliyetlerin tesiriyle şekillenirken, teknik görünümde kararsız bir yapı dikkat çekiyor. Bitcoin, gün içinde 109 bin doları test ettikten sonra geri çekildi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Japonya ve Güney Kore’ye yönelik gümrük tarifelerini Ağustos’a ertelemesi, kısa vadede risk iştahını desteklese de, gelen yeni manşetler yatırımcıları temkinli davranmaya yöneltti.

BlackRock’tan rekor Bitcoin birikimi  

Kurumsal tarafta ise dikkat çeken gelişme BlackRock (BLK) spot Bitcoin ETF’i iShares Bitcoin Trust ETF (IBIT) tarafından geldi. IBIT, toplam 700.000 BTC’lik birikime ulaşarak kesim rekoru kırdı. Bu sayı, Bitcoin’in sirkülasyondaki toplam arzının yaklaşık %3,5’ine denk gelirken, ETF’nin kurumsal yatırımcıları ne derece güçlü biçimde çektiğini ortaya koyuyor.

Ocak 2024’te onay alarak piyasaya giren IBIT, bugüne kadar aylık ortalama 39.000 BTC alımıyla ilerledi. Mevcut alım temposunun devam etmesi durumunda, fonun 2026 yılı başında 1 milyon BTC’ye, 2028 yılına gelindiğinde ise 2,1 milyon BTC ile arzın yaklaşık %10’una ulaşabileceği öngörülüyor. Bu merkezi birikim, ilerleyen periyotta likidite, volatilite ve piyasa denetimi açısından değerli sonuçlar doğurabilir.

Uzun vadeli modeller ne söylüyor?  

Teknik tahlil tarafında ise uzun vadeli iddia araçları dikkat çekiyor. Bitcoin Rainbow Chart modeli, fiyatın 2025 yılı sonunda 157.000 ila 217.000 dolar aralığında bir tepe yapabileceğini işaret ediyor. Halving Price Regression (HPR) modeli ise Kasım ayı prestijiyle yeni bir tüm vakitlerin doruğu bekliyor. HPR, fiyat hareketlerinden fazla evvelki halving tarihlerini temel alarak hesaplamalar yapıyor.

Pi Cycle Top üzere öteki modeller de döngünün hâlâ sonuna ulaşmadığını belirtiyor. Bu göstergeye nazaran, 111 günlük ortalamanın 350 günlük hareketli ortalamanın iki katını geçmesi gerekiyor. Bu da BTC fiyatının sürdürülebilir biçimde 172.000 dolar üzerine çıkmasını zarurî kılıyor. Bu tıp modeller, yatırımcılara tarihî döngüler ışığında bir perspektif sunarken, piyasanın genel istikametine dair değerli ipuçları veriyor.