Gün: 19 Temmuz 2025

Samsung’un çift menteşeli, üç panel açılır tri‑fold aygıtı için patentlerde “Galaxy Z Trifold” ismi kullanıldı. Aygıtın kesim genelinde trend yaratan Huawei Mate XT modeline rakip olarak Ekim ayında tanıtılması bekleniyor.

Samsung Galaxy Z Trifold yakında tanıtılacak

Samsung’un tri‑fold telefonuyla ilgili sızıntılar, aygıtın Z serisi yapısına uygun olarak “Galaxy Z Trifold” ismiyle Güney Kore’de marka tescili yapıldığını gösteriyor. Kimi kaynaklar bunun süreksiz bir çalışma ismi olabileceğini belirtse de isimlendirme mantıklı duruyor .

Ice Universe üzere muteber kaynaklara nazaran aygıt, Z Fold 7 ve Z Flip 7’nin akabinde Ekim 2025’te resmen tanıtılabilir. İç ekran boyutu yaklaşık 10″, dış ekran ise 6.49″ olması bekleniyor. Şimdi resmi stylus dayanağı olmayabilir, fakat Samsung gelecekte bu hususta geliştirme yapıyor.

Fiyat tarafında ise 3.000–3.500 USD aralığı öngörülüyor ki bu da Huawei Mate XT’nin fiyat düzeylerini yansıtıyor. Birinci etapta Güney Kore ve Çin piyasaları hedeflenebilir.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Seyfe Şen, empat bireyler ile psikopat bireylerin bağlarında karşılaşılabilecek durumlar hakkında bilgi verdi.

Empat-psikopat bağlantısı güçlü üzere görünse de aslında toksik!

Empatların, derin bir anlayış ve şefkat hissiyle hareket ettiğini, psikopatlarınsa, bu derin anlayış ve şefkat hissini kendi çıkarı için kullanabileceği bir manipülasyon aracı olarak gördüğünü lisana getiren Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Seyfe Şen, “Empat, başlangıçta güya yaralı bir ruh üzere görünen psikopatı uygunlaştırmak emeliyle cazip bulur.” dedi.

Ancak vakitle, empatın daima veren, psikopatınsa daima alan ve kullanan biri olması sebebiyle ilginin bir kısır döngüye gireceğini söz eden Şen, “Dışarıdan bakıldığında güçlü bir çekim üzere görünse de, aslında içten içe tüketen ve yıpratan toksik bir alakadır. Bu nedenle, bu durum bir çekim değil, sırf bir yanılgıdır.” formunda konuştu.

Psikopatlar karşı tarafın hislerini araç olarak kullanıyor, sevgi vermiyor!

‘Psikopat biriyle mi birlikteyim?’ sorusunun karşılığının nasıl anlaşılabileceğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Seyfe Şen, “Psikopatlık aslında bir hastalık değil. Birçok vakit anti-sosyal kişilik bozukluğunu tanımlamaya çalıştığımız bir durum üzere. Ancak her anti-sosyalde psikopat değil.” dedi.

Psikopatların, genelde manipülatif davranışlar sergileyen, vicdan yoksunluğu ve empati eksikliği olan davranışlar gösterdiklerini aktaran Şen, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Başlangıçta bu bireyler çok karizmatik, cazibeli, itimat verici olabilir. Günümüz tabiriyle bu türlü çok cool görünebilirler. Lakin vakitle çok denetimci, palavra söyleyen, daima suçluluk hissettiren, karşı tarafı daima suçlayan ve manipüle eden şahıslara dönüşürler. Şayet alakada olduğunuz beşerle kendinizi daima hatalı hissediyorsanız, daima başınız karışık, ‘bir şey var ancak ne olduğunu anlayamıyorum’ durumundaysanız, ‘ne yaparsam yapayım karşı tarafa yaranamıyorum, onu şad edemiyorum’ duygusu içindeyseniz ve en değerlisi de daima ancak daima kendinizi eksik, yetersiz ve kıymetsiz hissediyorsanız karşınızdaki kişi bir psikopattır. En kısa vakitte ondan uzaklaşmanın bir yolunu bulmanız gerekiyor. Unutmayın psikopat bireyler hislerinizi araç olarak kullanırlar. Sevgi vermezler. Yalnızca sevgiymiş üzere yaparlar, yalnızca ve yalnızca sizi tüketirler.”

Empatlar, uygunlaştırma güdüsüyle hareket ediyor!

Empat bireylerin neden daima yardıma muhtaç bireylere çekildiği sorusunun yanıtının, ‘şimşek neden daima paratonere düşer?’ üzere bir durum olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Seyfe Şen,  “Gerçekten bir şimşeğin paratonere çekilmesi üzeredir bu bireylerin yardıma muhtaç şahıslara çekilmesi. Zira empat şahıslar oburlarının hislerini çok derinlemesine hissederler, acıyı adeta içselleştirirler ve bu onlarda doğal bir duyarlılıktır.” dedi.

Empatların otomatik olarak yardım etme rolüne girdiklerine vurgu yapan Şen, “Yaralı, kırılgan ya da istikrarsız beşerler da bu enerjiyi çok doğal bir biçimde fark eder ve onlara gerçek sarfiyat. Bu durum bir istikrar kurmak yerine, daha çok toksik ilgilerin oluşmasına neden olur. Zira empat kişi daima vermek ister ve verici rolündedir. Karşı tarafsa yalnızca almayı bilir ve alıcı rolündedir. Vakitle empat kişi tükenir. Sonuç olarak empatlar, uygunlaştırma güdüsüyle hareket eder fakat bu, onların vakitle kendilerini tüketmekten öbür bir işe yaramaz.” diyerek kelamlarını tamamladı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi, yaz aylarında artan boğulma hadiselerine karşı Türkiye’de birinci kere faaliyete geçirdiği yeni teknoloji eseri İnsansız Robot Cankurtaran ile vatandaşa hizmet vermeye devam ediyor. 800 metre menzile ve 45 dakika su yüzeyinde kalma müddetine sahip Robot Cankurtaran, boğulma tehlikesi yaşayan tatilcilere anında müdahale ediyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, geçtiğimiz yıllarda, Türkiye’de birinci olarak hizmete sunduğu İnsansız Robot Cankurtaran, tatilcilerin ve Antalyalıların hayati tehlike yaşamasını önlüyor. EKDAĞ 1 No’lu Plaj ve EKDAĞ 3 No’lu Plajda faaliyetlerini sürdüren İnsansız Robot Cankurtaran vatandaşlardan büyük beğeni topluyor.

TAMAMEN YERLİ ÜRETİM

Cankurtaranlar tarafından uzaktan kumanda edilen insansız cankurtaran robotu, 800 metre menzil ile 45 dakika su yüzeyinde kalabiliyor. Robot Cankurtaran, uzaklık uzak ya da deniz dalgalı olsa bile saniyeler içinde tehlike yaşayan vatandaşa ulaşabiliyor.

200 kilogram yükü taşıyabilen robot, kamera ve aydınlatma sistemiyle de olay ile irtibat sağlayacak ses sistemine sahip. Büsbütün yerli üretim olan insansız cankurtaran, birçok vatandaşı hayati tehlikeden kurtardı. İnsansız Robot Cankurtaran’ın verdiği gönül rahatlığıyla denizin keyfini çıkaran Antalyalılar ve tatilciler, bu hizmetten ötürü Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyor.

“BELEDİYEMİZİN HİZMETİ MUHTEŞEM”

Konyaaltı Sahili’nin müdavimlerinden Ahmet Kalkavan, “Belediyemizin tesisinden her gün yararlanıyorum. Bu robot cankurtaran hizmeti çok hoş. Vakit zaman beşerler denizde hayati tehlike yaşama durumuyla yüz yüze geliyor. Lakin robot cankurtaran çabucak bu duruma müdahale ediyor. Geçenlerde de bir genç boğulma tehlikesi yaşadı. Buradaki vazifeli cankurtaran, çabucak robot cankurtaranı harekete geçirdi. Bu sayede o genç, bu tehlikeden kurtuldu. Belediyemizin verdiği bu hizmet süper. Bu şekil boğulma olaylarının önüne geçen bu hizmetten ötürü Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim” biçiminde konuştu.

KRİTİK OLAYLARA SANİYELİK MÜDAHALE

Konyaaltı Kıyısı ziyaretçilerinden Betül Rashad da acil durumlarda saniyeler içerisinde yapılan müdahalelerin hayati ehemmiyet taşıdığını belirterek, “Tehlike yaşayanlara anında ve süratli müdahale edebilen İnsansız Robot Cankurtaran projesi çok yerinde bir proje olmuş. Büyükşehir Belediyemizi, bu uygulamadan ötürü hem tebrik ediyorum hem de belediyemize teşekkür ediyorum” dedi.

   

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2003 yılından bu yana Türkiye lojistik bölümünde faaliyet gösteren, 800’den fazla şubesi, 26 aktarma merkezi, binlerce araçlık filosu ve 8 bini aşkın çalışanıyla hem iç pazarda hem de küresel pazarlarda büyüyen Hız Kargo, bu süreçte çalışanlarının mesleğine de katkıda bulunmak için Hız Akademi Platformu’nu kurdu. Kurye, kargo danışmanı ve aktarma merkezi çalışanları dahil olmak üzere tüm saha, genel müdürlük çalışanları ve tüm ünitelerin kullanımına açık olan platform yaklaşık 8 bin kullanıcıya erişim imkânı sunuyor.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Hız Kargo Genel Müdürü Cem Oğuz, kısa vadede maksatlarının eğitim platformunu kurumun temel öğrenme aracı haline getirerek oryantasyon süreçlerini dijital ortama taşımak olduğunu söyledi. Cem Oğuz, bu kapsamda işe yeni başlayan çalışanların kuruma süratli ve tesirli bir formda adapte olmasını sağlayacak oryantasyon eğitimlerinin tamamının platform üzerinden sunulmasının planlandığını söz etti. Cem Oğuz şu bilgileri verdi:

“Buna ek olarak, mecburî eğitimlerin ve her ay tertipli olarak gerçekleştirilen operasyonel ve teknik içeriklerin de platform üzerinden yürütülmesiyle daha sürdürülebilir, izlenebilir ve ölçeklenebilir bir yapı kurmayı amaçlıyoruz. Orta vadede ise, eğitim platformumuzu stratejik yetenek gelişimini destekleyen bir yapıya dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda; meslek gelişim süreçlerini destekleyen programları, yönetici yetiştirme programları ve liderlik eğitimlerini platforma entegre ederek daha sistematik ve kapsayıcı bir gelişim ortamı sunmayı planlıyoruz. Böylelikle sırf mevcut gereksinimleri karşılayan değil, birebir vakitte geleceğin önderlerini yetiştiren güçlü bir dijital öğrenme ekosistemi oluşturmayı amaçlıyoruz. Ayrıyeten sistem kullanımını ve motivasyonu arttırmaya yönelik çok sayıda oyunlaştırma seçeneğini devreye alarak farklı gelişim tecrübesi sunuyoruz.”

Öncelikli maksatlarının, meslek gelişim süreçleriyle direkt kontaklı olan eğitim modüllerini sertifikaya bağlamak olduğunu belirten Cem Oğuz, “Bu kapsamda; Meslek Gelişim, Yönetici Yetiştirme Programları ve Liderlik Eğitimleri üzere gelişim odaklı ve kıymetlendirme içeren eğitimlerin sonunda iştirakçilere dijital sertifika verilecek. Sertifikalar, çalışanların ferdî gelişimlerini belgelendirmelerine imkan sağlarken, birebir vakitte kurum içi meslek seyahatlerinde bir referans noktası oluşturacak. İlerleyen periyotlarda çalışan talepleri ve yönetimsel muhtaçlıklar doğrultusunda sertifika verilen eğitim sayısının artırılması ve farklı kategorilere yayılması da gündemimizde yer alıyor” diye konuştu.

FARKLI EĞİTİM MODÜLLERİ OLUŞTURULDU

‘İster Web’ten İster Cep’ten’ sloganı ile 7/24 yer bağımsız istenilen her yerden tüm çalışanlara erişim kolaylığı sağlayan platform sayesinde daha evvel şirket duyurularına erişim imkânı olmayan çalışanlar şirkete dair gelişmelerden ve yeni uygulamalardan haberdar olabilecek. Platform, “Sizin İçin Seçtiklerimiz Modülü, Mecburî Eğitimler Modülü, Oryantasyon Modülü, Meslek Gelişim Eğitimi Modülü, Sahanın Hızlı Yöneticileri Programı, Geleceğin Hızlı Önderleri Programı” isimli modüllerden oluşuyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi mesken sahipliğinde, ETi Lifalif ana sponsorluğunda bu yıl 2-3 Ağustos tarihlerinde Eskişehir’in ikonik aktiflik yerlerinden Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı’nda düzenlenecek aktiflikte 2 bin koşucu ve binlerce Eskişehirli bir ortaya gelecek. 

Bu yıl “Sporda Memnunluk Var” temasıyla düzenlenecek aktiflikte, sporun memnunluk veren gücü vurgulanacak ve daha çok bireyin sporla buluşmasına katkı sağlanacak. Ana sponsorluğunu ETi Lifalif’in üstlendiği şenlikte TCL Electronics, Xiaomi, Nuh’un Ankara Makarnası ve Kalabak Su co-sponsor olarak yer alacak. Eker, MAC Fit, PT Academy ve Ingobio üzere markaların da desteklediği aktiflikte birçok spor aktivitesi ve eğlenceli oyun iştirakçilerle buluşacak.

Bu yıl 6’ncısı düzenlenen ve koşuseverlerin her yıl heyecanla beklediği spor tertipleri ortasında yer alan ETi Lifalif Eskişehir Yarı Maratonu ve Spor Festivali’nde 21K koşusuna ek olarak 10K koşusu, Paralimpik koşusu ve şirketler koşusu düzenlenecek. 

İki gün boyunca devam edecek aktiflik tıpkı vakitte spor ve âlâ ömür kültürünün toplumla buluşturulduğu bir dizi aktiviteye konut sahipliği yapacak. Aktiflikte aileler ve çocukların sporla buluşacağı unutulmaz tecrübeler yaşayacağı bebek emekleme yarışı, çocuk koşusu ve birçok çocuk oyunu yer alacak. Bunun yanında alanda Yoga, Zumba, Pilates üzere aktivitelere ek olarak birçok spor aktivitesi ve oyun yer alacak. 

Eskişehir’de güzellik peşinde koşacaklar 

ETi Lifalif 6. Milletlerarası Eskişehir Yarı Maratonu ve Spor Şenliği tıpkı vakitte toplumsal sorumluluk boyutuyla da öne çıkıyor. Koşucular, aktifliğin toplumsal sorumluluk partneri Adım Adım çatısı altındaki STK’ların projelerini inceleyip ipk.adimadim.org’da kendi bağış kampanyalarını oluşturarak, bağışçılarıyla birlikte adımlarını toplumsal yarara dönüştürebilecek. Kampanyalara takviye olmak isteyenler, 21 Temmuz – 18 Ağustos tarihleri ortasında bağışta bulunabilecek.

2 Ağustos Cumartesi günü ise Türkiye Down Sendromu Derneği iş birliğinde özel bir farkındalık yürüyüşü gerçekleştirilecek. Tüm Eskişehirlilere açık olan yürüyüşte, Down sendromlu bireyler ve aileleri Sazova Parkı içindeki 1,5 kilometrelik parkurda farkındalık için yürüyecek.

Kayıtlar 20 Temmuz’da sona eriyor 

ETi Lifalif 6. Milletlerarası Eskişehir Yarı Maratonu ve Spor Festivali’ne kayıtlar 20 Temmuz Pazar gecesi 23:59’a dek devam edecek. Toplamda 1 milyon 60 bin TL’lik mükafatın dağıtılacağı festivalde, 21K ve 10K yarışlarında dereceye giren atletler Xiaomi’nin son teknoloji akıllı telefonlarını kazanacak. Ayrıyeten yaş kategorilerinde dereceye giren iştirakçilere da para mükafatları verilecek.

21K Ödüller 

• 1.’lik Mükafatı: Xiaomi 15 Ultra 5G 16GB – 1TB
• 2.’lik Mükafatı: Xiaomi 15 5G 12GB – 512 GB  
• 3.’lük Mükafatı: Redmi Note 14 Pro 5G  12GB – 512GB
• Yaş kategorilerinde birinci 5 mükafatları sırasıyla: 5.000 TL , 4.000 TL, 3.000 TL, 2.000 TL ve 1.000 TL 

10K Ödüller 

• 1.’lik Mükafatı: Xiaomi 15 5G 12GB – 512GB
• 2.’lik Mükafatı: Redmi Note 14 Pro 5G  12GB – 512GB
• 3.’lük Mükafatı: Redmi Note 14 Pro 8GB – 256GB
• Yaş kategorilerinde birinci 5 mükafatları sırasıyla: 4.000 TL, 3.250 TL, 2.500 TL, 1.750 TL ve 1.000 TL  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Belediyesi, çocuklara at sevgisi kazandırmak ve binicilik sporunu sevdirmek hedefiyle başlattığı fiyatsız binicilik eğitimlerine devam ediyor. 4-6 yaş ortası çocuklara yönelik düzenlenen “At Biniş Eğitimleri” kapsamında Haziran ayı eğitimlerini muvaffakiyetle tamamlayan 130 çocuk, düzenlenen merasimle muvaffakiyet sertifikalarını aldı.

BİNİCİLİĞİN TEMELLERİNİ ÖĞRENİYORLAR

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bayan ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından organize edilen eğitimler, Kocaeli Atlı Spor Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. Dört hafta süren program boyunca çocuklara at bakımı, temel biniş teknikleri ve hayvan sevgisi hususlarında temel bilgiler veriliyor. Eğitimlerde çocuklar, atlarla birebir temas kurarak binicilik sporunun inceliklerini öğreniyor.

ATLARIN ÇOCUK GELİŞİMİNE OLAN FAYDALARI

Uzmanlar, atların ritmik hareketlerinin çocukların hudut sistemine olumlu katkı sağladığını, öğrenme ve dikkat hünerlerini artırdığını belirtiyor. Birebir vakitte binicilik; çocukların istikrar, uyum ve kas gelişimini de destekleyen değerli bir spor kısmı olarak öne çıkıyor.

130 MİNİK BİNİCİYE SERTİFİKA VERİLDİ

Haziran ayı prestijiyle eğitimi muvaffakiyetle tamamlayan 130 çocuk, düzenlenen merasimle sertifikalarını almanın memnunluğunu yaşadı. Program sayesinde çocukların özgüveni artarken, sorumluluk alma maharetleri de gelişti. Tıpkı vakitte liderlik özelliklerinin desteklendiği eğitimlerde, tabiata ve hayvanlara karşı sevgi duygusu da pekiştirildi. Minikler, atlarla bağ kurmanın heyecanını yaşarken, onları yönlendirme tecrübesiyle farklı bir gelişim sürecinden geçti.

AT SEVGİSİNE BİRİNCİ ADIM

Henüz çok küçük yaşlarda atla tanışma fırsatı bulan çocuklar, kendilerinden büyük ve güçlü bir canlıyla sağlıklı irtibat kurmayı öğreniyor. Bu tecrübe, onların hem toplumsal hem duygusal gelişimlerine katkı sağlıyor. Eğitim müddetince çocuklar hem eğleniyor hem de unutamayacakları anılar biriktiriyor.

BAŞVURU BİLGİLERİ

Binicilik eğitimlerine katılmak isteyen vatandaşlar, ayrıntılı bilgi ve müracaat için 0262 318 22 22 numaralı telefonu arayarak kayıt yaptırabiliyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünyaca ünlü İngiliz müzik kümesi Massive Attack, İsrail vahşeti hakkında konuşan ve sansür teşebbüsleriyle karşı karşıya kalan müzisyenlerin oluşturduğu yeni bir sanatçı kolektifi kurduğunu duyurdu. Baskılara ve tehditlere boyun eğmeyeceğini bir kere daha lisana getiren ünlü küme, “Tepki gösteren sanatkarların sessizlik ya da meslek iptali ile tehdit edilmesine seyirci kalmayacağız.” dedi.

“Protection”, “Angel”, “Safe From Harm” ve “Teardrop” üzere birbirinden hit modüllerle dünya çapında geniş bir kitlesi bulunan dünyaca ünlü İngiliz müzik kümesi Massive Attack, 26 Haziran’da Sırbistan’daki konseri de dahil olmak üzere sahne aldığı birçok kentte Filistin’e dayanak bildirisi vermekten vazgeçmiyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik akınlarını sert bir halde eleştiren dünyaca ünlü küme, tehdit ve baskılara boyun eğmeyerek son atılımlarını paylaştı. Ünlü küme, perşembe günü toplumsal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımla Gazze konusunda sesini yükselten ve baskılara maruz kalan müzisyenlerin oluşturduğu bir ittifak kurduklarını açıkladı.

“GAZZE’DE YAŞANANLAR TANIM EDİLEMEYECEK BOYUTTA”

Özellikle İsrail yanlısı UK Lawyers for Israel (UKLFI) isimli bir hukuk kuruluşu tarafından baskılanan ünlü küme, toplumsal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımda şu tabirlere yer verdi:

“Gazze’de yaşananlar tanım edilemeyecek boyutlara ulaştı. Kamuya açık platformlarımızı orada yaşanan soykırıma ve İngiltere Hükümeti’nin bu soykırımın kolaylaştırılmasındaki rolüne karşı konuşmak için kullanmayı seçen sanatkarlar olarak yazıyoruz. Vicdani sözlerimiz nedeniyle, bölümümüzün içinden (canlı ve kayıtlı) ve İsrail İçin İngiltere Avukatları üzere örgütlü kuruluşlar aracılığıyla yasal olarak çeşitli tehditlere maruz kaldık; bu kuruluşların faaliyetleri nihayet Led By Donkeys kolektifi tarafından dün gece gösterilen yeni bir belgesel sinemada ifşa edildi.”

“SANATÇILARIN SESSİZLİK YA DA MESLEK İPTALİ İLE TEHDİT EDİLMESİNE SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ”

Ayrıca mesleğinin başında olan sanatkarların Filistin’e takviye verdiği takdirde baskılara maruz kaldığına dikkat çeken küme, açıklamasının devamında “Bu sansür teşebbüslerine karşı koyduktan sonra, öbür sanatkarların -özellikle de mesleklerinin erken evrelerinde ya da profesyonel olarak savunmasız pozisyonda olanların- sessizlik ya da meslek iptali ile tehdit edilmesine seyirci kalmayacağız. Bu ruhla, bu konumda olan ya da platformlarını Filistin hakkında konuşmak için kullanmak isteyen lakin endüstriyel ya da yasal reaksiyonlardan çekinen sanatkarları bizimle irtibata geçmeye teşvik ediyoruz.” kelamlarına yer verdi.

“AYAĞA KALKIN BİZ ÇOĞUNLUĞUZ”

Brian Eno, Fontaines DC ve Kneecap üzere isimlerin de takviye verdiği oluşumda Kneecap kendi gönderisinde şu sözleri ekledi:

“Filistin’deki soykırıma karşı sesini yükselten sanatkarlara yönelik tehdit ve sansürü sona erdirin. Sesinizi yükseltin. Ayağa kalkın. Biz çoğunluğuz.”

Söz konusu oluşuma dayanak veren sanatkarlar, başka müzisyenlere de davet yaparak, Gazze için derhal ve kalıcı ateşkes, yardım kuruluşlarının bölgeye manisiz erişimi, İngiltere’nin İsrail’e silah satışı ve silah lisanslarının iptali talepleri etrafında bir ortaya gelmeye davet etti.

Kocaeli plajlarında misyon yapan KOSKEM grupları, bugüne kadar 21 bin 707 vatandaşımızı boğulmaktan kurtardı. “Önce insan” ideolojisiyle hareket ettiklerini belirten Kocaeli Büyükşehir Belediye Lideri Doç. Dr. Tahir Büyükakın, “Ekiplerimize itimadın, ihtarlarını dinleyin. Daima birlikte inançlı ve huzurlu bir yaz dönemi geçirelim” dedi.

KOSKEM HER SAHİLDE

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmalarla Kocaeli, Türkiye’nin Mavi Bayrak’a sahip plaj sayısında üst sıralarda yer alıyor. Cebeci, Kovanağzı, Kumcağız, Miço Koyu Bayanlar Plajı, Kerpe, Seyrek, Bağırganlı, Karamürsel Altınkemer ve Ereğli Defne plajlarında Mavi Bayraklar dalgalanıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediye İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından kurulan Kocaeli Kıyıları Su Kazalarını Engelleme Merkezi KOSKEM, 2005 yılından itibaren bu plajlarda cankurtaran hizmeti veriyor. Bunun yanı sıra Kandıra Sarısu ile Darıcı, Bayramoğlu Halk ve Bayramoğlu Bayanlar plajlarında da deniz dönemi boyunca cankurtaranlar bulunuyor.

CEBECİ’DE TATBİKAT

KOSKEM grupları 15 Haziran’dan bu yana kıyılarda misyon yaparken, vakit zaman da tatbikatlar gerçekleştirerek mümkün boğulma olaylarını süratlice önlemek emeliyle kendini hazır tutuyor. Bunlardan sonuncusu, Kandıra’nın Cebeci kıyısında gerçekleştirildi. Tatbikatı Vali İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Lideri Doç. Dr. Tahir Büyükakın, İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, İl Jandarma Kumandanı Kıdemli Jandarma Albay Murat Bozkurt, Kandıra Belediye Lideri Erol Ölmez ve AK Parti Kandıra İlçe Lideri Erol Çakır da takip etti.

GERÇEĞİ ARATMADI, ALKIŞ ALDI

Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Ömer İslamoğlu, öncesinde Vali Aktaş ve Lider Büyükakın’a KOSKEM ve tatbikat hakkında bilgi verdi. Akabinde da tatbikata geçildi. Senaryo gereği, inançlı bölge dışında yüzen bir kişinin yardım istediği görüldü. Bunun üzerine çabucak olay yerine hareket edildi. Cankurtaranlar tarafından yakalanan şahıs, karaya çıkarıldı. Kıyıdaki sıhhat vazifelileri de boğulma tehlikesi yaşayan şahsa anında müdahalede bulundu. Şahıs daha sonra hastaneye sevk edilmek üzere ambulansa bindirildi. Protokolün ve vatandaşların nefes nefese izlediği tatbikat gerçeği aratmazken, KOSKEM takımlarının başarılı müdahalesi büyük alkış topladı.

BAŞKAN BÜYÜKAKIN’DAN ÇAĞRI

Kocaeli Büyükşehir Belediye Lideri Doç. Dr. Tahir Büyükakın tatbikat sonrası bir açıklama yaptı. KOSKEM takımlarının son bir ayda 887 vatandaşımızı kurtardığı bilgisini veren Lider Büyükakın, 2005 yılından bu yana hayata döndürülen kişi sayısının da 21 bin 707 olduğunu açıkladı. Son tatbikatın, kıyılarımızdaki güvenliğin ne kadar titizlikle sağlandığını bir kere daha gösterdiğini ve “Önce insan” ideolojisiyle hareket ettiklerini vurgulayan Tahir Büyükakın vatandaşlara da davette bulunarak, “Yaz boyunca kıyılarımızda misyon başında olan takımlarımıza inancın, ihtarlarını lütfen dikkate alın. Daima birlikte inançlı ve huzurlu bir yaz dönemi geçirelim” dedi. Lider Büyükakın özverili çalışmalarından ötürü KOSKEM takımlarına de teşekkür etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Buca Özmen Caddesi üzerinde yer alan Fırat Yılmaz Çakıroğlu parkını adeta baştan yarattı. İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Cemil Tugay’ın parkta yaptığı incelemenin akabinde başlayan çalışmalar sonrası park orijinal bir görünüme kavuşurken, parkın içinde halka uygun fiyatla hizmet sunacak kafeterya da önümüzdeki günlerde hizmete girecek. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Fırat Yılmaz Çakıroğlu Parkı’nda başlattığı yenileme çalışmalarını tamamladı. Kozağaç Mahallesi Özmen Caddesi üzerinde yer alan ve 5 bin 271 metrekarelik alana sahip park, uzun yıllar yaşanan etraf ve güvenlik problemleri nedeniyle Buca sakinlerinin faydalanamadığı bir alana dönüşmüştü. Lider Dr. Cemil Tugay’ın yaptığı inceleme sonrası harekete geçen İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Yapı İşleri Dairesi Başkanlığı, Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ve Ege Kent AŞ ile birlikte çalışmalara başladı. Parkın yeşil alanları, oturma alanları, aydınlatma sistemleri ve etrafı baştan sona yenilenirken, bölge halkının talepleri doğrultusunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki Grand Plaza tarafından alana bir de kafeterya kazandırıldı. 

Güvenlik sorunu ortadan kaldırıldı 
Fırat Yılmaz Çakıroğlu Parkı’nın, Bucalıların kullanımına açık, erişilebilir ve inançlı bir park olması için yine tasarlandı. Parkın 65 metrekarelik spor kondisyon alanı, 230 metrekarelik çocuk oyun alanıyla yeni hayat alanları oluşturuldu. Parkın aydınlatma sistemleri güçlendirilerek, akşam saatlerinde de inançlı bir biçimde kullanılabilecek bir hale dönüştürüldü. 

3 binin üzerinde bitki ve ağaçla daha yeşil bir görünüm 
Parkın yeşil alanına 33 çeşitli cinste ağaç, 2 bin 750 yer örtücü, 750 çalı ve 3 bin metrekare çim serimi yapıldı. Parka oturma alanları, çöp potaları üzere yeni kent donatıları eklendi. Böylece bölge halkı için nefes alabilecek yeni bir alan kazandırılmış oldu. 

Bucalının uygun fiyata yaz kış oturabileceği bir kafeterya 
Parka ayrıyeten halkın itimatla oturabileceği, sağlıklı yiyecek ve içecekler tüketebileceği 200 kişi kapasiteli bir kafe alanı yapıldı. Büyük kapalı alanın dışında oluşturulan konteyner alanlarında ise satış yerleri oluşturuldu. Hem yaz hem kış aylarında kullanılabilecek halde tasarlanan kafeterya, uygun fiyatlı yiyecek ve içecek satışıyla öğrenciler ve ailelerin yararlanabileceği yeni bir toplumsal alan haline gelecek. Grand Plaza tarafından işletilecek kafeterya kısa bir müddet sonra hizmete alınacak. 

“Cemil Başkan’ımın hakkını yemem”
Parkta yürütülen çalışmaları değerlendiren Kozağaç Mahallesi Muhtarı Nermin Kaynak, “2019 yılından beri ben Kozağaç Mahallesi’nde muhtarlık yapıyorum. Burası çok berbat bir yerdi. Hatta o devir ilçe emniyet müdürümüzle buraya gelmiştik. Park, alkol alan vatandaşlarla doluyordu ve çok şikayet oluyordu. Atıl durumdaydı. Özmen Caddesi’nde yürüyüş yaparken Cemil Başkan’ın da dikkatini çekti burası. Allah razı olsun hassas oldu, parkımız yenilendi. Kozağaç Mahallesi sakinlerine çok hoş bir oturma yeri olacak. Onlardan da ricam burayı muhafazaları. İzmir Büyükşehir Belediyesi hakikaten çok hoş bir alan kazandırdı bize. Benim mahallemde ailecek oturacak yerler çok ender. Buraya bir kafeterya da gelecek. Hoş olacak, vatandaşlarımıza canlılık getirecek. Cemil Başkan’ımın hakkını yemem. Tüm bunlar onun sayesinde oldu. Belediye işletmeleri de fiyat açısından uygun oluyor. Vatandaşlarımızın gönül rahatlığıyla oturabilecekleri, çay içebilecekleri bir yer olacak” biçiminde konuştu. 

“Aileler ve çocuklar için inançlı bir yer değildi” 
Bucalı Yusuf Kabaş, “Özellikle büyük kentlerde parkların kıymeti çok fazla. Hoş, güzel oldu. Eskisine nazaran çok daha yeterli oldu. Ben burayı ekin tarlası vaktinden hatırlarım. Sonra parka dönüştürüldü. Park bakımsızlıktan baya makûs durumdaydı. Burası daha çok alkol alan insanların barındığı bir yer haline gelmişti. Aileler için çocuklar için inançlı bir yer değildi. Aileler için çok yeterli oldu. Hele bir de kafeterya çok değerli bir eksikliği giderecek diye düşünüyorum. Cemil Başkan’ımız daha evvel iki kere geldi buraya. Ona da çok teşekkür ediyoruz” dedi. 

“Burası evvelce makus durumdaydı”
Parkın yenilenmesinden duyduğu memnunluğu lisana getiren Dilek Tazegül, “İzmir Büyükşehir Belediyesi takımlarının ellerine, kollarına sıhhat. Parkımız çok hoş oldu. Art taraf çukurdu, merdivenle iniyorduk, artık dümdüz oldu. Kafeteryanın açılacak olması da çok güzel olacak” tabirlerini kullandı. 

“Tertemiz oldu, çocuklarımız oynuyor”
Esnaf Nihat Yalçın ise, “Ben doğma büyüme Bucalıyım, Üçkuyular Meydanı’nda oturuyorum. Çok uzun vakittir yapılması gerekilen şey şu an yapıldığı için ben kendi adıma çok memnunum. Eskisinden çok daha güzel oldu. Çocuklarımız, yaşlılarımız için pek ülkü bir yer oldu. Kafeteryanın açılması da çok hoş olacak. Halkımız daha ucuza hizmet alacak. Tertemiz oldu, çocuklarımız oynuyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Tele 1 TV’de Zeynel Lüle’nin sunduğu ‘Habere Doğru’ programının canlı yayın konuğu oldu. Programda devam eden projeleri ve belediyecilik anlayışını anlatan Lider Güner,

Çankaya’da seçim öncesi verdiği sözleri bir bir hayata geçirdiklerini tabir etti.

Hüseyin Can Güner: “Biz sokakta, pazarda yurttaşla birlikte olacağız. Zira belediyecilik yalnızca masa başında değil, halkla iç içe yapılan bir iştir. Ne yaptıysak şeffaflıkla anlatıyor, hesabını veriyoruz. Doğruları her ortamda savunmaya devam edeceğiz.”

Tele 1 TV’de Zeynel Lüle’nin hazırlayıp sunduğu ‘Habere Doğru’ programına konuk olan Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, devam eden projeleri ve yapılan hizmetleri anlattı. Güner, Çankaya’da seçim öncesi vaat ettikleri projeleri birer birer uygulamaya geçirdiklerini söyledi.

Programda Zeynel Lüle’nin “Nereye gitsem, bir kalabalık görüyorum ve Hüseyin Can Güner orada” sözlerine Güner, alanda olmanın temel bir unsur olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Seçimden evvel kelam verdiğimiz üzere, Çankaya’da yurttaşlarımızla iç içe olmaya, onların yanında durmaya devam ediyoruz. Beşerler artık yalnızca hizmet değil; kendisiyle dertlenen, sevinçlerine ortak olan bir belediye başkanı görmek istiyor. Biz de fırsat buldukça sokakta yurttaşlarımızla bir ortaya geliyor, onların meselelerini dinliyoruz. Dayanışma içinde olduk, onların ilgisi de bizim için en büyük motivasyon kaynağı oldu.”

HİZMET İÇİN SİYASİ AYRIM DEVRE DIŞI

Başkan Hüseyin Can Güner, Çankaya’nın ve Çankayalıların menfaatini gözeterek tüm kurumlarla iş birliği içinde çalıştıklarını, hizmet kelam konusu olduğunda siyasi ayrımları bir kenara bırakarak gerekli teşebbüslerde bulunduklarını belirtti. İktidar belediyesi olmamanın getirdiği zorluklara rağmen geri adım atmadıklarını, mahzurlar karşısında tahlil yolları geliştirdiklerini vurgulayan Güner, Çankaya’nın kurumsal geleneğine ve Cumhuriyet bedellerine uygun halde halkın mağdur olmaması için gayret göstermeye devam ettiklerinin altını çizdi.

KENT LOKANTALARINA İLGİ BÜYÜK

Güner, Çankaya’da vatandaşların talepleri doğrultusunda ekonomik zorluğa dayanak hedefiyle Kent Lokantalarının birincisini Cebeci’de, ikincisini ise Sokullu’da açtıkları ve lokantaların büyük ilgi gördüğünü belirterek, vatandaşlarla birlikte yemek yediğini ve bu hizmeti yaygınlaştırmayı hedeflediklerini söyledi.

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ AÇILIYOR

Yıllardır tamamlanmayı bekleyen Atatürk Kültür Merkezi’nin yakın vakitte açılışa hazır hale geleceğini vurgulayan Güner, “Her ay Vilayetler Bankası gelirlerimizden yüzde 40 kesinti yapılıyor ama kesintiye karşın inşaatı durdurmadık, aksatmadık ve bugün tamamlama noktasına geldik. Atatürk Kültür Merkezi’nde koltuk montajları bitmek üzere. Bir buçuk ay içinde açılışa hazır hale gelecek ve bu merkez Çankaya’nın kültür-sanat damarına büyük bir katkı sunacak” dedi.

Kültür Bakanlığı, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları ve özel dal dahil herkesi merkezin imkanlarından yararlanmaya davet ettiklerini belirten Güner, “Bu tesis Çankayalıların meskeni olacak” tabirini kullandı.

GENÇLİĞE YATIRIM: TÜRKİYE’YE ÖRNEK MERKEZ

Çankaya’da 13 üniversite ve 300 bin üniversite öğrencisi olduğunu tabir eden Güner, “Bildiğiniz üzere çok kadim bir gelecek üniversite öğrencilerine fiyatsız akşam yemeği dayanağı sunuyoruz. Bunun yanı sıra gençlerin karnının doymasına değil gençlerin zihnine ruh dünyasına da böylesine olumlu bir katkı sunmak için gece gündüz çalıştık, kelam vermiştik Çankaya Gençlik Merkezimizi19 Mayıs’a yetiştirdik. Başkan Güner, merkezin barındırdığı imkanlarla Türkiye’ye örnek olacağını tabir etti. Podcast stüdyosu, açık-kapalı çalışma salonları, sinema salonu, e-ticaret ve yapay zeka alanlarında eğitim imkanları sunan tesisin gençlerden ağır ilgi gördüğünü belirtti. Barista ve Ankara Eczacı Odası ile eczacı yardımcılığı üzere meslek edindirme programlarıyla gençlerin istihdama iştirakine da katkı sunduklarını belirtti.

ÇANKAFE SAYISI ARTIYOR

Çankafe’nin beşincisini Yıldız’da açacaklarını kaydeden Güner, zincir markaların sunduğu hizmeti birebir kalitede çok daha uygun fiyata sunduklarını söyledi. Güner ayrıyeten Çankayalılardan da büyük ilgi görmesinden memnun olduklarını ve Çankafe sayısını artıracaklarını ekledi.

GÜNER’DEN 2 KREŞ MÜJDESİ

Kamusal alanda belediye tarafından açılan birinci gece kreşi örneğini hayata geçiren Lider Güner, Çayyolu bölgesine yakın bir noktada ikinci gece kreşi için hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Güner, bu yıl içerisinde bir kreşi daha hizmete açmayı, bir başkasının de temelini atmayı hedeflediklerini kaydetti.

GÜNER: “EMEKLİLERİMİZE NEFES ALDIRACAK LOKALLER AÇIYORUZ”

Emekli lokallerini yakın vakitte hizmete açacaklarını duyuran Güner, her yaştan yurttaşın yanında olmaya uğraş ettiklerini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Üç lokalimizin çalışmaları sürüyor. Bahar Konutlarımızda olduğu üzere emeklilerimiz burada çayını içip yaşıtlarıyla sohbet edebilecekleri, müzik, sanat ve spor üzere alanlarda etkinliklere katılabilecekleri dolu dolu bir program hazırladık, önümüzdeki ay hizmete açmayı hedefliyoruz. Birinci etapta Bahçelievler, Çiğdem ve Mürsel Uluç mahallelerimizde üç emekli lokali ile yola çıkıyoruz. İlerleyen yıllarda bu sayıyı artırmayı da planlıyoruz. Bugün, en güç şartlarda yaşamaya çalışan emeklilerimizin durumu ortada. 14.460 TL üzere düşük maaşlarla geçinmeye çalışıyorlar ve yapılan cüzi artışlar da kâfi olmuyor. Bu lokaller, emeklilerimize bir nebze olsun nefes aldıracak, onları toplumsal hayata katacak değerli bir adım olacak.”

Güner, Açık Hava Sinema Günlerinde mısır ve gazoz ikramı ile bir geleneği yaşattıklarını gençlerin, çalışanların, çocukların ilgi göstermesinin yanı sıra bilhassa ekonomik nedenlerden ötürü emeklilerin de çok ağır ilgi gösterdiğini ekledi. 

ALZHEİMER DEMANS TAKİP SİSTEMİ KELAMIMIZI TUTTUK

Yaş almış yurttaşların toplumsal yaşama devam etmeleri, badirelerinin farklı hastalıklara sebep olmaması için uğraş gösterdiklerini söyleyen Güner, “Alzheimer Demans Takip sistemi kelamımız vardı, gerçekleştirdik, talep topladık, birinci kademede 100 kadar talep geldi. Artık onların dağıtımına başlayacağız, incelendikçe talep geldikçe ve onay buldukça devamını da getireceğiz. Alzheimer ve Demans hastası yurttaşlarımızın takibini yapacak olan ve rastgele bir tehlike anında ya da sağlıklarında rastgele bir bozulma olduğunda yakınlarını uyaracak biçimde Alzheimer Demans Parkinson takip sistemini yaş almış yurttaşlarımıza rapor almış yurttaşlarımıza sunuyoruz, bu ay içerisinde dağıtımı başlayacak” sözlerini kullandı.  

KIZ ÖĞRENCİ YURDU HAZIRLANIYOR

Barınma sıkıntısının gençler için büyük bir sorun olduğuna vurgu yapan Lider Güner, “Bu yıl bir kız öğrenci yurdunu yeni periyoda hazırlıyoruz. Hayırseverler ve kamuya faydalı derneklerle işbirliği yapıyoruz. Ayrıyeten, dershaneye gidemeyen gençler için Çankaya Akademi ve Dijital Akademi ile eğitim dayanağı sağlıyoruz. Mezuniyet sonrası istihdam ve meslek dayanağı de veriyoruz. Gençler ülkeden umudunu kesmesin ve burada kalarak topluma yararlı bireyler olarak yetişsin istiyoruz” dedi.

ŞEFFAFLIKLA HESAP VEREBİLİYORUZ

Temel belediyecilik hizmetlerinden de kelam eden Lider Güner şöyle devam etti:

İlaçlama, budama üzere çalışmalarımız talepler geldikçe sürüyor. Bazen sorumluluğumuz dışında kalan yerlere de muhtaçlık varsa müdahale ediyoruz. İlçe-Büyükşehir ayrımı yapmadan vatandaşın hizmete ulaşmasını önceliyoruz. Asfalt talebi bu yıl çok fazla. Geçen yıl 70 bin ton serdik, bu yıl amacımız 100 bin ton. Tüm mahallelerde eş vakitli çalışmalar sürüyor. Altyapı problemleri olsa da önemli bir asfalt atağı yapıyoruz. Parklarımız, sokaklarımız tertemiz. Biz yeniden sokakta, pazarda yurttaşla birlikte olacağız. Zira belediyecilik yalnızca masa başında değil, halkla iç içe yapılan bir iştir. Ne yaptıysak şeffaflıkla anlatıyor, hesabını veriyoruz. Doğruları her ortamda savunmaya devam edeceğiz.”

YENİ PROJE: AHMET TANER KIŞLALI SPOR SALONU

Yeni projeleri ortasında mevcut Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonunun yenilenmesi olduğunu belirten Hüseyin Can Güner, “Bu mevzuda yurttaşlarımızın büyük bir beklentisi var. Kültür Merkezimizin devam eden büyük bir mali yükü var. Bu yıl içerisinde orası tamamlandıktan sonra önümüzdeki yılın programında bilhassa hem Ahmet Taner Kışlalı’nın isminin orada kendisine yakışır bir tesiste devamı için hem de tesisimizin Çankayalıların tekrar hizmetinde devamı için birkaç yıldır kapalı olan burayı bir an evvel yenileyerek yurttaşlarımızın hizmetine açacağız” diye konuştu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Belediyesi, Karamürsel ilçesi Ereğli Mahallesi’nde hayata geçirdiği yeni imar yoluyla bölgedeki ulaşım sıkıntısına esaslı tahlil getirdi. D-130 Karayolu’na alternatif teşkil edecek olan güzergah; Yavuz Sokak, Sünni Baba Caddesi ile Ihlamur Sokağı’nı birbirine bağlayarak mahalle içi trafiğin yükünü hafifletecek.

MODERN ALTYAPI VE GENİŞLETİLEN YOL GÜZERGÂHI

15 metre genişliğe çıkarılan yol üzerinde toplam 1,3 kilometrelik güzergâhta 3 bin 500 ton plent miks temel (PMT) serimi tamamlandı. Ayrıyeten 10 bin 400 metrekarelik alanda sürdürülen sathi kaplama çalışmalarıyla yolun dayanıklılığı ve konforu artırılıyor.

ULAŞIMDA YENİ ALTERNATİF, TRAFİKTE RAHATLAMA

Yavuz Sokak’taki bu yeni düzenleme sayesinde mahalle sakinleri, D-130 Karayolu’na girmeden direkt ilçe merkezine erişim sağlayabilecek. Bölgede artan yapılaşmayla birlikte altyapı hafriyatlarının ağırlaşması beklenirken, sathi kaplama usulü sayesinde bu çeşit yolların bakım ve tamirat süreçleri süratli ve ekonomik bir halde gerçekleştirilebilecek.

EREĞLİ YÜKSEK KONFORA KAVUŞUYOR

Büyükşehir Belediyesi Yol ve Bakım Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen titiz çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Ereğli Mahallesi, yeni ve rahat bir ulaşım konforuna kavuşacak. Birebir vakitte bölgedeki trafik yükü de bariz bir halde azalacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Cemil Tugay, görev müddeti sona eren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) İzmir Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu’nu makamında ağırladı. Tugay, “Elimizden ne geliyorsa bugün de, yarın da yapmaya hazırız” dedi.

Görev mühleti sona eren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) İzmir Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Cemil Tugay’ı ziyaret etti. Ziyarette; Muavin Konsolos Alpbuğra Bahadır Gültekin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve ESHOT Genel Müdürü Övünç Özgen ve Büyükşehir Belediyesi bürokratları yer aldı. Lider Tugay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen harekâtın anısını yaşatan Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutladı. 

Tugay: Sizi güzel ki tanıdık
İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Cemil Tugay, “Sizi kendi ailemizden gördük, görmeye de devam edeceğiz. Elimizden ne geliyorsa, bugün de, yarın da yapmaya hazırız. Sizi düzgün ki tanıdık. Veda etmeniz insanı biraz buruklaştırıyor ancak sizin için güzeli olsun” formunda konuştu. Lider Tugay, Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’nın İzmir’de yaşanan yangınlar için kendisine geçmiş olsun dileklerini hatırlatarak teşekkür etti. Görüşmede Lider Tugay, Kıbrıs gazisi babası Cemal Tugay’ın harekat anılarını anlattı ve İzmir’deki 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 51. yıl dönümü kutlamalarına katılmak istediğini söz etti. 

İnanıroğlu: Verdiğiniz dayanaklardan ötürü teşekkür ederiz
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) İzmir Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, “Bize verdiğiniz takviyelerden ötürü teşekkür ederiz. Her hususta bize yardımcı oldunuz” diye konuştu. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği dayanaklara de teşekkür etti. İnanıroğlu, kentte yaşanan yangınlar nedeniyle çok üzgün olduklarını söyledi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Günümüzde bayanların en sık karşılaştıkları sıkıntılardan birini miyomlar oluşturuyor. Bazen hiçbir belirti vermeyerek sinsice ilerleyen miyomlar, bazen de şiddetli ağrı ve kanama ile günlük yaşamı kabusa çevirebiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen ülkemizde her 4 bayandan 1’inin miyomun yol açtığı şikayetlerle başvurduğunu belirterek “Ülkemizde bilhassa 30 yaş ve üzerindeki bayanlarda miyom sorunu epey yaygındır. Çağdaş çağda sıhhatsiz ömür alışkanlıkları, çok kilo, kırmızı et yüklü beslenme, sistemli idman yapmama ve hormonal değişikliklerin de tesiriyle miyomların görülme sıklığı son yıllarda süratle artmaktadır. Bilhassa 50 yaş üzerindeki bayanlarda miyom görülme oranı yüzde 70’lere ulaşabilmektedir” diyor. Ailede anne, teyze ya da abla üzere birinci derece akrabalarında miyom olan şahıslarda hastalığın görülme riskinin 2,5 kat arttığını, sistemli jinekolojik denetimlerin, miyomların erken teşhis ve tedavisi açısından kıymetli olduğunu belirten Prof. Dr. Görgen “Halk ortasında ‘ur’ olarak isimlendirilen miyomlar, rahimde görülen olağan dışı düz kas dokusu büyümeleridir. Bazen büyüme o kadar fazla olur ki, hasta ve yakınları gebelikten şüphelenebilir. Miyomlar ekseriyetle uygun huylu tümörlerdir ve birçok durumda kansere dönüşmezler. Lakin, büyüklükleri ve yerleşim yerlerine bağlı olarak önemli sıhhat problemlerine yol açabilirler” diye konuşuyor. Bayan Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen miyomlar hakkında en sık sorulan soruları ve tedavide yeni jenerasyon teknikleri anlattı, kıymetli ihtarlar ve tekliflerde bulundu. 

SORU: Miyomlar kansere dönüşebilir mi?

CEVAP: Miyomlar çoklukla âlâ huyludur ve kanserleşme riski çok düşüktür. Menopoz öncesi miyom nedeniyle rahimde besbelli büyüme saptansa bile, bu durumun makûs huylu bir tümöre işaret etmesi epeyce düşük olasılıktır. Lakin menopoz sonrası, bilhassa eşlik eden ağrı ve kanama varsa, makûs huylu olma mümkünlüğü göz önünde bulundurularak ileri tetkik yapılmalıdır.

SORU: Miyomlar gebe kalmayı pürüzler mi?

CEVAP: Rahimin içine hakikat yani bebeğin yerleşeceği yere yanlışsız büyüyen miyomlar rahim iç yüzeyini bozar ve embriyonun tutunmasını engelleyebilir. Bu tip miyomlarda gebelik oranlarıının yaklaşık yüzde 70 azaldığı görülmüştür. Bu miyomların ameliyat ile alınması doğurganlığı arttırır. Rahim dışına hakikat büyüyen miyomlar doğurganlığı etkilemezler. 

SORU: Miyomlar tabiatıyla kaybolur mu?

CEVAP: Miyomlar ekseriyetle tabiatıyla kaybolmaz fakat kimi durumlarda küçülebilir yahut bariz formda gerileyebilirler. Menopoz üzere östrojen düzeylerinin düştüğü periyotlarda  küçülebilir lakin etkin hormon üretiminin olduğu devirlerde zaten kaybolmaları nadirdir. Şikayete yol açmayan miyomlar tedavi gerektirmese de kesinlikle takip edilmelidir.

SORU: Miyomlar nasıl tedavi edilir?

CEVAP: Tedavinin, miyomun büyüklüğüne, pozisyonuna ve semptomlara bağlı olarak değiştiğini belirten Prof. Dr. Hüsnü Görgen “İlaç tedavisi, hormon tedavisi ya da cerrahi müdahale (miyomektomi yahut histerektomi) üzere sistemler kullanılabilir. Günümüzde sıklıkla laparoskopik ve histeroskopik miyomektomi yapılmaktadır. Laparoskopik miyomektomi ile daha az kan kaybı yaşanır, ameliyat sonrası ağrı daha azdır. Bu nedenle, uygun vakalarda laparoskopik miyomektomi, hastanın konforu ve düzgünleşme süreci açısından tercih edilebilecek minimal invaziv bir usuldür. Ancak miyom sayısına ve büyüklüğüne bağlı olarak açık ameliyat ile de miyomektomi yapılması gerekmektedir. Küçük rahim içine yanlışsız büyüyen ve kanama yapan miyomlar histeroskopi ile alınabilir. Histeroskopi -mide içerisine bakmak için kullanılan endoskopi gibi- rahim içerisine bakmak için kullanılan bir formüldür. Histeroskopi yolu ile rahim içine büyüyen miyomlar kesilerek tamamı yahut büyük bir kısmı çıkarılarak hastanın şikayelerinin geçmesi sağlanır. Rahim alınmasında sorun olmayan ve çocuk isteği olmayan hastalarda miyom için histerektomi ameliyatı yapılır” diyor.

SORU: Miyomlar tekrar oluşur mu?

CEVAP: Miyomlar cerrahi olarak çıkarılsalar da hormonal dengesizlikler devam ederse tekrarlayabilirler. Miyom sayısı arttıkça tekrarlama riski artmaktadır. Miyomektomi, miyomların çıkarılmasını sağlasa da yeni miyom gelişimini engellemez. Hastaya, miyomların tekrarlama riskinin bireye nazaran değişeceği anlatılmalıdır. Tedavi sonrası nizamlı denetim ve sağlıklı ömür usulüyle (kilo denetimi, beslenme, idman vb) riskler azaltılmaya çalışılmalıdır.

SORU: Miyomlar adet düzensizliğine neden olur mu?

CEVAP: Evet, bilhassa rahim iç yüzeyine yakın miyomlar ağır ve sistemsiz adet kanamalarına yol açabilir. Bu durum anemiye (kansızlık) neden olabilir.  5 cm’den büyük miyomu olanlar, daha küçük miyomları olanlara nazaran adet devirlerinde daha fazla ani ve ağır kanama yaşamaktadır. 

SORU: Miyomlar ağrı yapar mı?

CEVAP: Büyük miyomlar pelvik ağrıya, bel ve bacak ağrılarına, sık idrara çıkma yahut kabızlık üzere semptomlara neden olabilir. Lakin, küçük miyomlar ekseriyetle belirti vermez. Pelvik ağrı ekseriyetle miyomun büyümesine değil, beslenme yetersizliği nedeniyle doku ölümüne bağlı dejenerasyona bağlıdır. Bazen rahim dışına hakikat büyüyen saplı miyomlarda torsiyon (kendi etrafında dönme) olması pelvik ağrıya neden olur ki ekseriyetle cerrahi müdahale gerekir.

SORU: Miyom varken gebe kalırsam çocuğu aldırmam gerekir mi?

CEVAP: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen “En sık sorulan sorulardan biri de bu oluyor. Miyom ile gebe kalanlarda gebeliği sonlandırmaya gerek yoktur. Gebelik sırasında miyom saptanma sıklığı yüzde 2-10 ortasında değişmektedir. Gebelik sırasında tespit edilen bu miyomların boyutları hamileliğin birinci 3-4 ayında yüzde 15-25 oranında büyüme gösterir. Üçüncü aydan sonra ekseriyetle boyutlarında çok az değişiklik olur. Büyük miyomlar (5 cm den büyük) daha fazla büyüme eğilimindedirler. Birtakım miyomların boyutları hamilelik sıranda değişmeden kalabilir. Gebelik sırasında saptanan miyomlar rahim içerisindeki yeri, sayısı ve büyüklüğüne nazaran gebelikte birtakım sıkıntılar yaratabilir. Fakat miyomların gebelik sırasında bebekte sakatlık yapan rastgele bir ziyanı yoktur” diyor. 

SORU: Miyomların gebelik sırasında yaratabileceği problemler nelerdir?

CEVAP: Gebelik sırasında ağrıya yol açabilir. Miyom sayısına nazaran düşük ve erken doğum riski artar. Olağan doğum yerine sezaryen gerekebilir. Doğum sonrası kanama riskinde artış olabilir. Gebelik sırasında miyom saptanan hastalarda genel bilgiler verilerek gebelik takip edilir. Miyomların yeri, sayısı ve büyüklüğü ultrason ile saptanır. Ağrı için ağrı kesiciler kullanılır. Yalnız bu ilaçların kullanımında doktor kontrolünde olmak gerekir. 

SORU: Miyom riskini azaltmak için nelere dikkat etmek gerekir?

CEVAP: Prof. Dr. Hüsnü Görgen “Yağlı ve kalorili beslenme miyom gelişimine yardımcı olmaktadır. Yapılan çalışmalarda beden yükünde her 10 kg artışın miyom riskini yüzde 21  artırdığı, beden yağ oranı yüzde 30’un üzerinde olan bayanlarda da miyom riskinin arttığı görülmüştür. Bu nedenle sağlıklı kilo verme, bilhassa miyom riski taşıyan bayanlar için hami olabilir. Beslenme alışkanlıklarının da miyom gelişimi üzerinde kıymetli tesirleri olduğu gösterilmiştir. Kırmızı et yönünden varlıklı bir diyet, miyom riskini artırmaktadır. Bu tesir, kırmızı etin yüksek doymuş yağ içeriği ve östrojen metabolizmasını etkileyen unsurlar içermesiyle bağlı olabilir. Buna rağmen, yeşil sebzelerden güçlü diyet ise miyom riskini azaltmaktadır. Öte yandan yeşil sebzelerin: antioksidan içeriği, lif açısından güçlü olması, hormonal dengeyi desteklemesi vb sayesinde hami tesir sağladığı düşünülmektedir. Hareketsiz ömür biçimi de hormonal dengesizliklere yol açarak miyom gelişimini tetikler. Yapılan çalışmalarda, nizamlı fizikî aktivitenin miyom gelişimi üzerinde esirgeyici bir tesiri olduğu gösterilmiştir” diyor. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka Belediyesi’nin klâsik hale getirdiği Aşure Günü aktifliği, bu yıl da birlik ve beraberliğin en hoş örneklerinden birine sahne olacak. 21 Temmuz Pazartesi günü saat 19.00’da, Karşıyaka İZBAN İstasyonu yanındaki Ahmet Piriştina Rekreasyon Alanı’nda düzenlenecek aktiflik, Sancar Maruflu STK Yerleşkesi’nde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle gerçekleştirilecek. Aşure rahmetinin yüzlerce vatandaşla paylaşılacağı buluşmaya, Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal da katılacak.

BİRLİK VE RAHMETİN SEMBOLÜ

Tüm Karşıyakalıları Aşure Günü aktifliğine davet eden Lider Yıldız Ünsal “Aşure, tarihimizden bugüne taşınan çok özel bir tattır, çok manalı bir gelenektir. Paylaşmanın, dayanışmanın, rahmetin, birlik ve beraberliğin en hoş sembollerinden biridir. Zira farklı tatların bir ortaya gelerek oluşturduğu bu eşsiz lezzet, aslında toplumumuzun da bir yansımasıdır. Bu hislerle aşuremizi tekrar el ele karacağız, rahmetini paylaşarak büyüteceğiz. Etkinliğimize katkı sağlayan sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyor, tüm vatandaşlarımızı bu manalı buluşmada birlik ve beraberliğimize ortak olmaya çağırıyorum” dedi. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Buca Belediyesi, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında tercih sürecine giren öğrencilerin yanında olmaya devam ediyor. 24 Temmuz’a kadar devam edecek LGS Tercih Günleri ile Aziz Kuşak Bilgi ve Eğitim Merkezi’nde öğrencilere fiyatsız danışmanlık hizmeti sunuluyor. Buca Belediye Başkanı Mimar Görkem Duman, “Eğitim seyahatleri boyunca gençlerimizin her adımında yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Buca Belediyesi LGS Tercih Günleri, Barış Mahallesi’ndeki Aziz Nesin Bilgi Eğitim Merkezi’nde misyonlu uzman eğitmenler eşliğinde gerçekleştiriliyor. 24 Temmuz Perşembe gününe kadar her gün 09.30 – 18.30 saatleri ortasında verilen bu hizmetten yararlanmak isteyen öğrencilerin, 439 10 10 (Dâhilî 3535 – 3536) numaralı telefonu arayarak randevu almaları gerektiği ifade edildi.

Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, tercih periyodunun öğrenciler ve aileler için kıymetli bir eşik olduğunu vurgulayarak, “Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın en gerçek tercihi yapabilmeleri için yanlarında olmak bizim en öncelikli vazifemiz. Buca Belediyesi olarak, eğitim seyahatlerinde gençlerimizin her adımında dayanak vermeye devam edeceğiz. Tüm öğrencilerimize gönüllerinden geçen okullarda başarılarla dolu bir lise hayatı diliyorum” diye konuştu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Bir Çocuk Değişir, Türkiye Gelişir” mottosuyla 30 yıldır çocukları nitelikli eğitim dayanağıyla buluşturan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) Van Nirun Şahingiray Eğitim Parkı; Türkiye ve dünyadan, tuğlanın özgün ve ihtimamlı kullanımını ortaya koyan uygulamaları ödüllendiren Işıklar Tuğla Ödülleri’nde mükafata layık görüldü.

Tuğlanın çağdaş mimarideki rolünü güçlendirmeyi, materyal kullanımında yaratıcı yaklaşımları teşvik etmeyi ve bu alandaki bilgi birikimini paylaşmayı amaçlayan Işıklar Tuğla Mükafatları, mimarlık alanında özgün ve nitelikli projeleri ödüllendiriyor. Bu yılki “Işıklar Tuğla Mükafatları 2025” programı kapsamında, tuğlanın yaratıcı, uygun ayrıntılandırılmış ve yenilikçi biçimde kullanıldığı; sürdürülebilirlik ve kültürel bağlamda dizayna katkı sunan beş proje muadil mükafata, bir proje ise heyet özel mükafatına kıymet görüldü. PAB Mimarlık tarafından yapılan TEGV Van Nirun Şahingiray Eğitim Parkı da ödül alan projeler ortasında yer aldı.

Vanlı çocuklara fiyatsız olarak nitelikli eğitim takviyesi sunan, 1.850 m² kapalı ve 12.900 m² açık alan üzerine kurulan Van Nirun Şahingiray Eğitim Parkı; 120 kişi kapasiteli çok maksatlı salon, 2 tasarım ve maharet atölyesi, bilişim ve teknoloji odası, düşler atölyesi ve drama atölyesi, okuma adası, standart aktiflik odaları, proje odası ve kütüphaneden oluşuyor. Bunun yanı sıra tahsil ünitesinde, çocukların fizikî aktifliklerine imkan sağlayacak formda futbol alanı, basketbol alanı, tenis kortu ve çok maksatlı spor alanı yer alıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin temmuz ayı meclis toplantısında belediyenin Hilton Oteli’ndeki payıyla ilgili kıymetli bir gelişme yaşandı. Oy çokluğuyla alınan karar doğrultusunda Büyükşehir Belediyesi’nin yüzde 23,5’lik payının belediye menfaatlerini koruyacak biçimde satılması istikametinde adım atıldı. Böylelikle, İzmir Büyükşehir Belediyesi 1987 yılından itibaren hiçbir gelir elde edilmeyen paydaşlıktan çıkmış olacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin temmuz ayı olağan meclis toplantısının ikinci oturumu Kültürpark 4 No’lu Hol’deki meclis toplantı salonunda gerçekleşti. Birleşim İzmir Büyükşehir Belediyesi Lider Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır’ın yönetiminde yapıldı. Oturumda haziran ayı gündeminde yer alan ve Büyükşehir Belediyesi’nin Hilton Oteli’ndeki payının devranını içeren husus oylandı. Oy çokluğuyla alınan karar doğrultusunda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yüzde 23 buçukluk payının satışa çıkarılarak paydaşlıktan ayrılması tarafında adım atıldı. 

Belediye menfaatlerini muhafaza kararı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 1987 yılından itibaren İzmir Enternasyonal Otelcilik AŞ hissedarı olarak hiçbir gelir elde edememesi ve 2020 yılından sonraki süreçte de binanın boş ve atıl  kalması nedeniyle payın devredilmesi istikametinde Büyükşehir yönetimine satış yetkisi verilmesi kararı alındı. Büyükşehir Belediyesi payının belediye menfaatlerini koruyacak en uygun şart ve vakitte satılması sağlanacak. 

Süreç hakkında
İzmir Büyükşehir Belediyesi 1987 yılında yaklaşık 7 bin metrekarelik arazi karşılığında Hilton Oteli’ni yapan Cet Holding’in sahibi olduğu İzmir Enternasyonal Otelcilik AŞ’ye yüzde 23,5’lik payla ortak oldu. Otel 1992 yılında hizmet vermeye başladı. Kentte uzun yıllar boyunca faaliyetini sürdüren otel 2020 yılında kapılarını kapattı. Ayrıyeten bina 2020 Ege Denizi ve 2023 Kahramanmaraş sarsıntıları sonrasında Büyükşehir Belediyesi tarafından depremzedelere tahsis edildi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaz mevsiminde farklı spor branşlarında da hizmet sunulabilmesi maksadıyla Bornova’daki Âşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda bulunan Buz Sporları Salonu’nun tabanını yenileyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, burada devreye aldığı tekerlekli paten eğitiminde ikinci periyodun kayıtlarını 21 Temmuz’da başlatıyor.

Yaz mevsiminde farklı spor branşlarında da hizmet sunulabilmesi gayesiyle Bornova’daki Âşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda bulunan Buz Sporları Salonu’nun tabanını yenileyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, burada tekerlekli paten eğitiminin ikinci devir ön kayıtlarını 21 Temmuz’da başlatıyor. Ön kayıtlar Buz Sporları Salonu’nda yüz yüze yapılacak. 5 yaş üzeri herkesin kendi ekipmanıyla katılabileceği eğitim 28 Temmuz Pazartesi başlayacak ve cuma hariç hafta içi her gün 14.00-15.00 ile 20.00- 21.00 saatleri ortasında düzenlenecek. 
Ayrıntılı bilgi için 0232 293 31 03 numaralı telefon numarası aranabilir ya da buzsporlari.izmir.bel.tr web adresi ziyaret edilebilir.

800 metrekarelik alan kazanıldı
Sezonun sona ermesi nedeniyle buz pisti olarak kullanılamayan Buz Sporları Salonu’nun yerine, sökülüp takılabilen parke döşendi. Böylelikle salonun yaz mevsimi boyunca çok maksatlı biçimde kullanılması sağlandı. Birinci defa yapılan taban dönüştürülmesi süreci sayesinde, kente yaz boyunca 800 metrekarelik bir spor alanı daha kazandırılmış oldu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaz mevsiminde farklı spor branşlarında da hizmet sunulabilmesi maksadıyla Bornova’daki Âşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda bulunan Buz Sporları Salonu’nun tabanını yenileyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, burada devreye aldığı tekerlekli paten eğitiminde ikinci periyodun kayıtlarını 21 Temmuz’da başlatıyor.

Yaz mevsiminde farklı spor branşlarında da hizmet sunulabilmesi gayesiyle Bornova’daki Âşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda bulunan Buz Sporları Salonu’nun tabanını yenileyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, burada tekerlekli paten eğitiminin ikinci devir ön kayıtlarını 21 Temmuz’da başlatıyor. Ön kayıtlar Buz Sporları Salonu’nda yüz yüze yapılacak. 5 yaş üzeri herkesin kendi ekipmanıyla katılabileceği eğitim 28 Temmuz Pazartesi başlayacak ve cuma hariç hafta içi her gün 14.00-15.00 ile 20.00- 21.00 saatleri ortasında düzenlenecek. 
Ayrıntılı bilgi için 0232 293 31 03 numaralı telefon numarası aranabilir ya da buzsporlari.izmir.bel.tr web adresi ziyaret edilebilir.

800 metrekarelik alan kazanıldı
Sezonun sona ermesi nedeniyle buz pisti olarak kullanılamayan Buz Sporları Salonu’nun yerine, sökülüp takılabilen parke döşendi. Böylelikle salonun yaz mevsimi boyunca çok maksatlı biçimde kullanılması sağlandı. Birinci defa yapılan taban dönüştürülmesi süreci sayesinde, kente yaz boyunca 800 metrekarelik bir spor alanı daha kazandırılmış oldu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kabak Dolması Tanımı için Malzemeler

• 6 adet orta uzunluk kabak
• 1 su bardağı pirinç
• 200 g kıyma (vejetaryen yapmak istersen kullanma)
• 1 adet kuru soğan
• 1–2 adet domates (rendelenmiş yahut küp doğranmış)
• 1 yemek kaşığı domates salçası
• Yarım çay bardağı zeytinyağı
• 1 yemek kaşığı kuru nane
• 1 tatlı kaşığı kararbiber
• 1 çay kaşığı pul biber
• Tuz
• 1,5 su bardağı sıcak su
• Taze maydanoz

Kabak dolması tanımı gereçleri için alternatif teklifler:

Kabak yerine:

• Patlıcan: Dolmalık kabak üzere oyularak hazırlanabilir, hafif acılığıyla farklı bir aroma katar.
• Kırmızı yahut yeşil dolmalık biber: Kabakla birebir harçla doldurulabilir.
• Domates: Oyulup doldurulduğunda hafif ve sulu bir seçenek olur.
• Soğan yahut kuru soğan kabuğu (zeytinyağlı tariflerde): İç içe geçmiş yapısıyla özel sunum sağlar.
• Yuvarlak kabak: Daha büyük hacimli ve dekoratif sunumlar için ülküdür.

Pirinç yerine:

• Bulgur: Daha lifli ve tok tutan bir alternatiftir.
• Kinoa: Glutensiz ve protein açısından varlıklı bir seçenek.
• Karabuğday: Düşük glisemik indeksli, sağlıklı bir tahıl tercihidir.
• İnce bulgur + irmik karışımı: Özellikle zeytinyağlı tanımlarda kıvam verir.

Kıymalı iç harç yerine (vejetaryen/vegan alternatifler):

• Sadece pirinçli yahut bulgurlu sebzeli karışım (zeytinyağlı)
• Mantarlı iç harç (ince doğranmış mantar + soğan + baharat)
• Yeşil mercimekli yahut kırmızı mercimekli dolgu
• Tofu yahut bitkisel kıyma ile vegan versiyon

Soğan yerine:

• Taze soğan (daha hafif aroma için)
• Pırasa (doğranıp harca katıldığında lezzet verir)
• Sarımsak (soğanla birlikte ek aromatik tat sağlar)

Domates yahut salça yerine:

• Rendelenmiş taze domates + biber salçası karışımı
• Domates püresi
• Kurutulmuş domates (doğranmış olarak harca eklenebilir)
• Yoğurt bazlı domates sos (piştikten sonra üzerine)

Baharat ve aroma alternatifleri:

• Taze nane yerine: Reyhan, fesleğen, maydanoz
• Karabiber yerine: Beyaz biber, isot, pul biber
• Limon suyu yerine: Nar ekşisi yahut sumak (özellikle zeytinyağlıda)

Kabak Dolması Tanımı Nasıl Yapılır?

• Kabakların sap ve uçlarını kesin. Ortadan ikiye bölüp içlerini oyacakla oyun. Hafif tuzlayıp zıt çevirerek suyunu salmasını sağlayın.
• Yıkanmış pirinci, kıymayı, ince doğranmış soğanı, rendelenmiş domatesi, salçayı, zeytinyağını ve baharatları bir kasede karıştırın. Dilersen ince kıyılmış maydanoz da ekleyin.
• Harcı çok bastırmadan kabakların içine doldurun. Üzerlerine domates dilimi kapatabilirsiniz.
• Kabakları tencereye dik olarak yerleştirin. Üzerine 1,5 su bardağı sıcak su gezdirin. Kapağını kapatıp orta ateşte 35–40 dakika pişirin.
• Kabak dolmaları servise hazır. Afiyet olsun.

Güzelbahçe Belediyesi, daha yaşanabilir bir ilçe gayesiyle başlattığı kapsamlı hizmet seferberliğini tüm süratiyle sürdürüyor. İlçenin 12 mahallesinde eş vakitli olarak yürütülen çalışmalarla birlikte, vatandaşların hayat kalitesini artırmayı amaçlayan projeler bir bir hayata geçiriliyor.
Belediye takımları, mahallelerde ağır bir mesai yürütüyor. Yol bakım ve tamiratından park düzenlemelerine, paklık ve etraf düzenlemesinden toplumsal donatı alanlarının güzelleştirilmesine kadar geniş bir alanda hizmet veriliyor. Fen İşleri, Park ve Bahçeler, Paklık İşleri, Kültür Sosyal Müdürlüğü ve Güzelbahçe İrtibat Merkezi ünitelerinin koordineli çalışmaları sayesinde hem altyapı hem de üstyapı hizmetlerinde gözle görülür ilerlemeler sağlanıyor.
‘Güzelbahçe için çalışmaya devam’
Göreve geldiği günden itibaren çalışma gücünü kaybetmeden çalışmalara devam ettiklerini söyleyen Güzelbahçe Belediye Lider Mustafa Günay, “Güzelbahçe’nin her köşesinde vatandaşlarımızın daha konforlu, sağlıklı ve keyifli bir ömür sürmesi için çalışıyoruz. Her mahallemiz bizim için eşit ehemmiyette. Yalnızca merkezde değil, ilçemizin en uzak noktasındaki mahallelerimizde de gruplarımız alanda. Bu seferberlik anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz. Çalışmalar kapsamında son aylarda; Bozuk yolların asfaltlama ve parke taşı döşeme çalışmaları devam ediyor. Çocuk oyun kümeleri ve park alanları yenilendi. Pazar yerlerinde paklığı sistemli bir formda devam ediyor. Etraf düzenlemeleriyle mahallelerde yeni yeşil alanlar oluşturuyoruz. Dere yatakları ve su kanalları temizlenerek taşkın riskleri azaltılıyoruz. Toplumsal belediyecilik anlayışıyla gereksinim sahibi ailelere dayanaklar ulaştırılıyor. İlçe halkının taleplerini dinlemeye ve tahlil üretmeye değer verdiğimiz GÜZİM (Güzelbahçe Belediyesi Bağlantı Merkezi) kurarak, istek, talep şikayet ve memnuniyetleri öğreniyoruz. Güzelbahçe’miz için var gücümüzle çalışıyoruz. Mahalle muhtarlarımızla ayda bir kesinlikle toplantılar düzenleyip, mahallelerimizde olan sıkıntıları tespit ediyoruz. Hemşehrilerimizle daima bağlantı halindeyiz. Hizmet devam ediyor. İzmir’de çıkan yangınlarda birçok ilçemizde yangınlar çıktı. Sıcakların artmasıyla bizlerde 7 gün 24 saat temeline dayalı takımlarımız nöbet tutuyor. Güzelbahçe’nin her bir mahallesine başka ehemmiyet veriyoruz. Her mahalleye eşit hizmeti ulaştırmak için takımlarımızla canla başla çalışıyoruz ” diye konuştu.
Güzelbahçe Belediyesi, önümüzdeki periyotta de başlatılan çalışmaların kapsamını genişleterek; daha fazla park, yeni toplumsal tesisler, altyapı projeleri ve çevreci uygulamalarla ilçeyi geleceğe taşımayı hedefliyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Moleküler Biyoloji Yüksek Lisans Programı Lideri Prof. Dr. Muhsin Konuk, tıbbın geleceği olarak kabul edilen bireye özel tedavi ve farmakogenetik alanında değerli değerlendirmelerde bulundu.

Aldığımız ilaçların neredeyse tamamı bedenimize girdiği üzere direkt kullanılmıyor

Farmakogenetiğin, şahısların genetik yapılarının dışarıdan aldıkları ilaçlara nasıl reaksiyon verdiğini inceleyen bir bilim kısmı olduğunu belirten Prof. Dr. Muhsin Konuk, “İnsan bedeninde yaklaşık 22 bin tane gen olduğu söyleniyor. Lakin bunun yüzde 25’inin gerçekte hangi özelliklerimizle bağlı olduğunu net olarak bilmiyoruz. Aldığımız ilaçlar bedenimize girdiği üzere direkt kullanılmıyor. Bilhassa karaciğerimizdeki Sitokrom P450 adlı gen ailesinin ürettiği proteinler, bu ilaçları bedenimizin kullanabileceği etkin moleküllere dönüştürüyor. Bu proteinlerin çalışma suratı da bireyden şahsa değişiyor.” dedi.

Genetik profillere bakılarak tedavi yapıldığında muvaffakiyet oranı yüzde 99,5’e ulaşıyor

“Aynı ilacı, birebir hastalık için üç farklı genetik yapıdaki beşere verdiğinizde büsbütün farklı sonuçlar alırsınız.” diyen Prof. Dr. Konuk, süreci şöyle özetledi:

“Eğer bir kişinin enzimleri ilacı çok süratli metabolize ediyorsa, ne kadar doz verirseniz verin ilaç etkisiz kalır. Eğer normal seviyede metabolize ediyorsa, düşük doz bile önemli bir karşılık oluşturur. Eğer yavaş metabolize ediyorsa veya hiç edemiyorsa, ilacın hiçbir tesiri olmaz. İşte bu yüzden hastaların genetik profillerine bakılarak tedavi yapıldığında muvaffakiyet oranı yüzde 99,5’e ulaşıyor.”

Sağlık harcamaları azalabilir

Bütün hastalara birebir hastalıkta tıpkı tip ilaç verildiğini lisana getiren Prof. Dr. Konuk, şöyle devam etti:

“Bugünkü istatistik datalar her hastaya birebir ilaçla yapılan tedavi formunun muvaffakiyet oranının yüzde 20 olduğunu söylüyor. Hasebiyle kaynaklarımızı yüzde 80’i heba oluyor. Çok önemli manada bir masraf oluyor. Aslında burada devlete değerli bir misyon düşüyor. Bu bağlamda, nasıl ki hastaneden taburcu edilmeden evvel bebeklerden topuktan üç damla kan alınıyor ve bu örnekle üç farklı genetik hastalık taranıyorsa; tıpkı sistemin bir adım daha geliştirilmesi mümkün. Bu testlere dördüncü bir tarama eklense ve o tek damla kandan bireylerin ilaçlara olan genetik yatkınlık profili de belirlenebilse, devletin ilaç harcamalarının yaklaşık yüzde 80’i önlenebilir. Zira ilaçların birey üzerindeki tesirleri, genetik farklılıklara nazaran büyük ölçüde değişiklik göstermektedir. Bu alanda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, tedavi muvaffakiyetindeki yüzde 20 ile yüzde 100 ortasındaki farkın en temel sebebi, ilacın şahsa uygun olup olmamasıdır. Kimi Batı ülkeleri, bilhassa de Hollanda, bu çeşit farmakogenetik taramaları sıhhat sistemlerine entegre etmeye başlamış durumdadır. Türkiye’nin de bu uygulamayı hayata geçirmesi hem hasta sıhhati hem de ekonomik verimlilik açısından büyük bir kazanım olacaktır.”

Kişiye özel tedavide genetik testlerin rolü arttı

Prof. Dr. Muhsin Konuk, son yıllarda şahsa özel (bireyselleştirilmiş) tedavi yaklaşımlarında genetik testlerin rolünün giderek arttığına işaret ederek, “Bu testlerin doğruluk ve güvenilirlik oranı, neredeyse yüzde 100’e yakındır. Bilhassa gen ekspresyonu (genin nasıl çalıştığı) ve bu ekspresyonu etkileyen epigenetik faktörler üzerine yapılan çalışmalar sayesinde, genlerin yalnızca varlığı değil ne vakit ve ne halde çalıştığı üzere çok daha karmaşık düzenekler anlaşılmaya başlandı. Artık hangi hastalık kümesinde hangi genlere ve hangi tıp mutasyonlara bakılması gerektiği konusunda kıymetli bilgiler elde etmiş durumdayız. Buradaki en kritik nokta, yalnızca bu bilgileri öğrenmek değil; bu bilgileri klinik uygulamaya aktararak hastalıkların tedavisini bu doğrultuda şekillendirmektir.” diye konuştu.

Hem etik hem de tıbbi açıdan bir pürüz yok

Farmakogenetik tahlillerin, büsbütün hastanın onamına dayalı olarak gerçekleştirildiği için bu alanda rastgele bir etik sorunun kelam konusu olmadığını da kaydeden Prof. Dr. Konuk, “Testin uygulanması, sadece hastanın isteğiyle mümkün olmaktadır. Ayrıyeten bu tahlil sonucunda hastanın tedaviden yüzde 100’e yakın yarar sağlayabileceği, yani klasik yaklaşımda olduğu üzere 5’te 1 oranında değil, direkt 5’te 5 oranında tesirli bir tedavi planı oluşturulabildiği görülmektedir. Münasebetiyle hem etik hem de tıbbi açıdan bu uygulamaların önünde bir pürüz yoktur. Fakat şayet bu tahliller bir devlet siyaseti hâline getirilebilir ve ülkemizde tüm bireylerin farmakogenetik profilleri belirlenebilirse, sıhhat harcamalarında önemli bir tasarruf sağlanabilir. Hatta bu tasarruf, birtakım alanlarda harcamaların beşte birine kadar düşmesine imkan tanıyabilir.” formunda konuştu.

Tıp eğitiminde zihniyet değişimi gerekli

Mevcut tıp eğitim sisteminde bu mevzuya gereken kıymetin verilmediğine de dikkat çeken Prof. Dr. Konuk, “Her ne kadar ‘modern tıp’ sözünü kullanıyor olsak da tıp eğitimi veren kimi akademisyenlerin bu alana hâlâ gereğince açık olmadığını görüyoruz. Meğer farmakogenetik, klasik tıbbın ötesine geçen translasyonel bir bilimdir ve bu yaklaşımın yeni tabip adaylarına kesinlikle öğretilmesi gerekmektedir.” sözünde bulundu.

Türkiye’nin birinci uygulamalı farmakogenetik laboratuvarı Üsküdar Üniversitesi’nde

Türkiye’nin birinci uygulamalı farmakogenetik laboratuvarının Üsküdar Üniversitesi’nde kurulduğunu ve etkin biçimde tahlillere başlandığını anlatan Prof. Dr. Konuk, “Bugüne kadar bu alanda birçok bilimsel çalışma yürütüldü. Örneğin, geçtiğimiz yıl yalnızca benim danışmanlığımda yaklaşık 15 yüksek lisans öğrencisi tez çalışmalarını tamamladı. Bilhassa nöropsikiyatrik hastalıklar (bipolar bozukluk, otizm, şizofreni, Alzheimer, Parkinson üzere nörodejeneratif hastalıklar) üzerine odaklanan bu çalışmalarda, ilgili genlerle hastalıklar ortasındaki ilişkiler ve mutasyonların tesirleri araştırılmıştır. Fakat hâlâ bu alanda kurum içi dirençler yaşanmakta, birtakım akademik etraflarda gerekli farkındalık oluşmamış durumda. Bu nedenle, bu mevzunun her ortamda konuşulması, anlatılması ve yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyorum.” diye konuştu.

SMA ilacının Ar-Ge sürecini tamamladık

Şu anda az hastalıklarla ilgili ülkemizde ve dünyada önemli sıkıntılar yaşandığını, ilaç firmalarının önceliği çoklukla kâr elde etmek olduğundan, az hastalıklar için ilaç geliştirmeye sıcak bakmadıklarını kaydeden Prof. Dr. Konuk, “Örneğin SMA hastalığının bir doz ilacı şu anda 2,5 milyon dolar civarında. Biz üniversite olarak bu ilacın Ar-Ge sürecini tamamladık. Eser geliştirme ve üretim kademesine geçiyoruz. Bu süreç tamamlandığında maliyetin bugünkü fiyatın 15’te 1’ine düşeceğini öngörmekteyiz. Bu durum hem bakanlığa hem de hastalara önemli avantaj sağlayacak. Bizim temel emelimiz hastaların daha süratli, daha tesirli ve daha ekonomik biçimde tedavi edilmesi.” dedi.

Devlet, yıllık sıhhat harcamalarında israf edilen para kadar bir bütçeyi bu alana ayırsa…

Sadece bilim insanlarının değil, devlet yöneticilerinin de bu mevzuya sahip çıkmasının gerekliliğine vurgu yapan Prof. Dr. Konuk, “Bu iş, zannedildiği kadar masraflı değil. Bir insanın 3,5 milyar nükleotid dizisinin tahlil edilmesi bugün yalnızca 1000 dolara yapılabiliyor. Bu maliyetin yakın gelecekte 300 hatta 200 dolara kadar düşmesi bekleniyor. Devlet, yıllık sıhhat harcamalarında israf edilen para kadar bir bütçeyi bu alana ayırsa, çok büyük kazanım sağlanır. Zira en ucuz tedavi, hasta olmadan tedbir alınan gözetici hekimliktir. Batı ülkelerinde olduğu üzere biz de bu yaklaşımı benimsersek, hastanelerin yükü azalır ve sıhhat sistemi daha verimli işler.” tabirinde bulundu.

Yapay zekânın tedavi süreçlerini dönüştürme potansiyeli çok büyük

“Yapay zekânın tedavi süreçlerini dönüştürme potansiyeli çok büyük.” diyen Prof. Dr. Konuk, “Üsküdar Üniversitesi’nde kurduğumuz in silico laboratuvarı kullanıma açtık. Bu laboratuvarda yapay zekâ dayanaklı ilaç keşifleri yapılacak. Tedavisi yok denilen birçok hastalığın tahlilinin tabiatta esasen var olduğunu ve yapay zekâ sayesinde bu kapalı hazinelerin keşfedileceğini düşünüyorum. Bilhassa Biyomühendislik ve Kimya Mühendisliği bölümleriyle birlikte Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı hocalarımızla iş birliği yaparak yeni ilaç adayları ortaya çıkaracağımıza inanıyorum.” diye konuştu.

Araştırmalar yalnızca nöropsikiyatrik hastalıklarla sonlu olmadığını, tıp fakültelerinin her bir anabilim kısmı bu alanda çalışma yapabileceğini lisana getiren Prof. Dr. Konuk, “Çünkü durmaksızın yeni hibrit alanlar oluşuyor. Bu alana giren bir öğrenci yalnızca var olanı öğrenmekle kalmaz, tahminen de yepisyeni kapılar açar.” dedi.  

Prof. Dr. Konuk, yalnızca 2 ml kandan elde edilen, bireylerin ilaçlara olan genetik yatkınlık profili sayesinde, devletin ilaç harcamalarının yaklaşık yüzde 80’inin önlenebileceğini de kelamlarına ekledi. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İnegöl Belediyesi tarafından “birlik, beraberlik ve kardeşlik”  temasıyla düzenlenen 38. Milletlerarası Kültür Sanat Şenliği kapsamında, 10 farklı ülkeden halk dansları takımlarının iştirakiyle gerçekleştirilen 9. Altın Mobilya Halk Dansları Yarışı büyük bir coşkuyla tamamlandı. Düzenlenen ödül merasiminde açıklanan sonuçlara nazaran, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti heyetten en yüksek puanı alarak 9. Altın Mobilya’nın sahibi oldu.

İnegöl Belediyesi’nin düzenlediği 38. Memleketler arası Kültür Sanat Şenliği kapsamında bu yıl 9’uncusu düzenlenen “Altın Mobilya Halk Dansları Yarışması” büyük bir heyecan ve coşkuya sahne oldu. 2 gün boyunca 10 konuk takımın birbirinden hoş gösterilerini sunduğu yarışta, heyet değerlendirmesi sonucu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 1’inci oldu. Gürcistan’ın 2’nci olduğu müsabakada 3’üncülüğü ise Panama elde etti. Kazakistan ise mansiyon mükafatına layık görüldü.

HALK DANSLARI FİNAL GECESİNDE AĞIR KATILIM

38. Milletlerarası Kültür Sanat Şenliğinin 6. gecesi, renkli imgelere ve ağır iştirake sahne oldu. 18 Temmuz Cuma günü saat 21.00’de başlayan ödül gecesinde İnegöllüler, şenliğin heyecanını coşku dolu bir atmosferde yaşadı. Programa; İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Belediye Meclisi Kültür Komitesi ve meclis üyeleri, Bursa ve İnegöl’deki siyasi parti temsilcileri, İnegöl’ün kardeş şehri Borino’nun Belediye Başkanı Mustafa Karaahmed, Rustavi Belediyesi’nin Lider Yardımcısı Lasha Butskhrikidze, evvelki devir Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İnegöl’de faaliyet gösteren hemşehri derneklerinin lider ve yöneticileri, protokol üyeleri ile İnegöllü vatandaşlar katıldı.

DÜNYA KÜLTÜRÜNÜ İNEGÖL’DE BULUŞTURAN GRUPLAR SAHNEDE HÜNERLERİNİ SERGİLEDİ

Halk Dansları final gecesi İnegöl Belediyesi Halk Dansları Topluluğu’nun etkileyici gösterisiyle açılış yapıldı. Akabinde yurt dışından gelen Arjantin, Kolombiya, Panama, Kazakistan, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kosova, Gürcistan ve Bulgaristan takımları, 5 dakikalık performanslarla sahne aldı. Farklı kültürlerin dansla buluştuğu bu gecede gruplar, sergiledikleri şovlarla Açık Hava Şov Merkezi’ni (AGM) dolduran İnegöllülere unutulmaz anlar yaşattı.

“İNEGÖLÜMÜZ RENKLİ BİR ÇİÇEK BAHÇESİ”

Gösterilerin ardından İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban sahneye çıkarak şenliğin ehemmiyetine ait konuşma yaptı. Lider Alper Taban, İnegöl’ün tüm güzellikleriyle renkli bir çiçek bahçesine benzediğini vurgulayarak birlik, beraberlik ve kardeşlik bildirisi verdi. Lider Alper Taban konuşmasında, “İnegöl Belediyesi olarak programın düzenlenmesinde tertibin başında yer an bizlerdik; ancak art planda bu işin kahramanları var. Öncelikli olarak 23 başka hemşehri derneğimize, Kültür Kurulumuza, çalışma arkadaşlarıma huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Art planda belediyemizin pek çok üniteleri bu şenlik için hizmet ettiler. Hepsinin emeklerine sıhhat. İnegöl’ümüz nitekim renkli bir çiçek bahçesi. Doğusundan batısına,  kuzeyinden güneyinden Balkanlar’a, Kafkaslar’a kadar bu bölgeye gelip daima birlikte huzur içinde yaşıyoruz. İnşallah daha hoş başarılara da daima birlikte İnegöl olarak imza atmak istiyoruz.” dedi.

“HAFTA BOYUNCA KÜLTÜR HARMANI YAŞADIK”

Başkan Alper Taban konuşmasının devamında yerli dernekler ve yabancı grupların şovla kültür harmanı yaşandığını belirterek, “10 farklı ülkeden gelen değerli iştirakçilerimize da çok teşekkür ediyoruz. Her biri mükemmel şovlar yaptılar, mükemmel koreografiler sundular. Sahiden planlı, programlı ve disiplinli bir çalışma sergilediler. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Her ne kadar bu aktiflik eğlenceli üzere görünse de aslında bir kültür harmanı yaşadık. Hem İnegöl’ümüzün değerli iştirakçileri dernekleri hem de ülke dışından gelen heyetlerle birlikte hoş bir kültür şöleni yaşanmış oldu. İnşallah daha kaç 38’incileri yapmak nasip olur. En büyük teşekkürü çok bedelli İnegöllü vatandaşlarımıza ediyorum. Her günümüz böylesine hoş ve bereketli olsun.” dedi

SPONSORLARA TEŞEKKÜR PLAKETLERİ TAKDİM EDİLDİ

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban konuşmasının sonunda şenliğin sponsorlarına teşekkürlerini iletti. Şenliğe katkı sunan; Oylat Kaplıcaları, Serra Sünger, İnegöl AVM, Çilek Mobilya, İTSO, Kınık Maden Suyu, İMOTİM Mobilya AVM, Beytaş Cam, Freşa İçecek, Cihangir Hastanesi, Frigopak, Weltew Mobilya, CP, İSKO ve Kırcalı Yapı – Graun temsilcilerine İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban tarafından teşekkür plaketleri takdim edildi.

MİSAFİRLERDEN İNEGÖL’E ÖVGÜ DOLU SÖZLER

Konuşmanın ardından Belediye Başkanı Alper Taban, yurt dışından gelen delegasyonlar başta olmak üzere protokol üyelerini de sahneye davet etti. Borino’nun Belediye Başkanı Mustafa Karaahmed ile Rustavi Belediyesi’nin Lider Yardımcısı Lasha Butskhrikidze sahneye çıkarak konuşmalar yaptı. Konuklar hem şenlik hem de İnegöl ile ilgili övgü dolu kelamlar sarf ederken İnegöl Belediyesi’ne de bu mükemmel tertip için teşekkür ettiler. Ayrıyeten evvelki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ta Başkan Alper Taban’a teşekkürlerini iletti.

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ALTIN MOBİLYAYLA COŞTU

Başkan Taban, heyetin yaptığı puanlama sonucu dereceye giren ve Altın Mobilya’yı almaya hak kazanan ülkeyi açıklamak üzere hazırlanan zarfları, protokolle birlikte açtı. Mansiyon ödülünden başlamak üzere dereceler açıklanırken; mansiyon mükafatı Kazakistan, 3’üncü Panama 2’nci Gürcistan ve Altın Mobilyayı almaya hak kazanan ülke ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak açıklandı. Derecelerin açıklanmasının akabinde Kıbrıs grubunda büyük coşku yaşanırken, Lider Taban Altın Mobilya kupaları ve armağan çeklerini gruplara takdim etti.

YARIŞMA BİTTİ ŞENLİK 20 TEMMUZ’A KADAR SÜRÜYOR

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti takımı 1’inci olduklarının açıklanmasının akabinde büyük bir coşku yaşarken, sahnede de konfetiler ve müzikle coşku bir anda yükseldi. 9. Altın Mobilya Halk Dansları Müsabakası, bu süper finalle son buldu. Şenlik ise 20 Temmuz Pazar akşamına kadar konser ve çadır etkinlikleriyle devam edecek.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Lider Vekili Berna Abiş, KO-MEK’in yaz kurslarını ziyaret etti. Anne-çocuk atölyesinde miniklerin yaptığı el marifetlerini yakından inceleyen Abiş, aşure dağıtımına da eşlik etti.

ABİŞ’TEN KURS MERKEZLERİNE ZİYARET

Büyükşehir Belediyesi bünyesinde istihdama katkıda bulunan, sanatkâr yetiştiren ve kursiyerin ferdî gelişimini sağlayan KO-MEK, faaliyetlerine sürat kesmeden devam ediyor. Yaz periyodunda de kurs merkezlerini sık sık ziyaret ederek kursiyerler ile bir ortaya gelen Büyükşehir Belediyesi Lider Vekili Berna Abiş, son olarak İzmit Tepeköy ve Başiskele Karşıyaka kurs merkezlerine konuk oldu. Lider Vekili Abiş’e Yaygın Eğitim Şube Müdürü Lokman Ceyhan da eşlik etti.

ANNE VE ÇOCUKLAR BİREBİR ATÖLYEDE

Ev marifetleri atölyelerinden anne çocuk atölyesine kadar birçok kısımda eğitim veren KOMEK’in Tepeköy ve Başiskele Karşıyaka şubelerini ziyaret eden Lider Vekili Abiş, kursiyerlerle birlikte aşure dağıtımı gerçekleştirdi. Kursiyerlerin memnuniyetlerini dinleyen Abiş, “Aile Yılı” kapsamında kurulan ve büyük ilgi gören anne-çocuk atölyelerindeki el hünerlerini yakından takip etti.

BİNLERCE KURSİYER EĞİTİM ALIYOR

30 Haziran’da başlayan KO-MEK kursları yaz devri 25 Temmuz’da sona erecek. Yaz periyodunda açılan mesken maharetleri atölyesi, anne çocuk atölyesi ve Kur’an-ı Kerim kurslarında toplam 5 bin 554 kursiyer eğitim görüyor. Periyot sonunda tüm kursiyerlere iştirak dokümanı verilecek.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Burhaniye Belediyesi tarafından, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin dayanaklarıyla düzenlenen 9. Burhaniye – Kızıklı Yağlı Pehlivan Güreşleri, ülkenin dört bir yanından gelen baş ve başaltı pehlivanlarını Kızıklı Er Meydanı’nda bir araya getirdi.

Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler’in mesken sahipliğinde düzenlenen tertibe Burhaniye Kaymakamı Cumali Atilla, Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı, Burhaniye Cumhuriyet Başsavcısı Turgay Osman Taş, Burhaniye Adliyesi İsimli Yargı Birinci Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Eser Ekici, Burhaniye Belediye Lider Yardımcıları Oktay Erbalaban, Ayten Tuna ve Tamer Midilli, CHP Burhaniye İlçe Başkanı Aylin Yıldırım, Burhaniye Belediye Meclis Başkanvekili Tarık Erdil, Burhaniye İlçe Emniyet Müdürü Faik Karabaş, Burhaniye İlçe Jandarma Kumandanı Ünal Bayhan, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Aytekin Durmaz, B.B.B. Spor Daire Başkanı Uğur Baysal, B.B.B. Spor Lideri Burç Özoğuz, Türkiye Klasik Güreşler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Küçük, TGGF Yağlı Güreş Marmara Bölge Sorumlusu Ercan Gençdoğan, Burhaniye Belediye Meclis Üyeleri Murat Dinçer, Osman Akkoç, Ahmet Bozkurt, Aşkıbirce Uzkurt, Çiğdem Karasakal Avcu, Esra Ersoy, Burhaniye İyi Parti İlçe Lideri İbrahim Yerel, Burhaniye ÇMK Başkanı Erhan Balgün, Burhaniye Oğuz Boyları Derneği Başkanı Hasan Bacak ve güreşseverler iştirak sağladı.

Nefes kesen karşılaşmalara sahne olan tertipte Başpehlivanlık finalinde Mustafa Taş ile Furkan Durmuş Altın karşı karşıya geldi. Büyük çekişmeye sahne olan final karşılaşmasını kazanan Mustafa Taş, altın kemerin sahibi oldu. Güreş ağası ise tekrar, iş insanı Yunus Parlak oldu.

Düzenlenen güreşlerde, minik uzunluktan başpehlivanlığa kadar 14 kategoride gayret verildi. 22 başpehlivan, 28 başaltı, 20 büyükorta olmak üzere toplamda 314 pehlivanın katıldığı kıyasıya geçen karşılaşmalarda, Cet sporu yağlı güreşin heyecanı bir kere daha Burhaniye’yi sardı. Burhaniye Belediyesi Gençlik Merkezi tarafından sahnelenen halk oyunları da tertibe renk kattı.

Er meydanında kol bağlayan ünlü başpehlivanlar arasında ise Orhan Okulu, Enes Doğan, Ali Gürbüz, Mehmet Yeşil Yeşil, Ertuğrul Dağdeviren, Mustafa Taş, Erkan Taş ve Süleyman Başar üzere güreşin önde gelen isimleri yer aldı.

Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, tertip sonunda yaptığı konuşmada, “Ata sporumuz yağlı güreşe sahip çıkmak, bu geleneği yaşatmak ve gelecek jenerasyonlara aktarmak bizim için büyük bir sorumluluk. Kızıklı güreşlerimiz artık Türkiye çapında bilinen, ilgiyle takip edilen bir tertip. Güreşlerimiz bu yıl da büyük bir iştirak ve coşkuyla gerçekleşti. Tüm pehlivanlarımıza, iştirakçilere ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Google’ın bir sonraki katlanabilir telefon modeli Pixel 10 Pro Fold, 20 Ağustos 2025’te yapılması beklenen “Made by Google” aktifliğiyle tanıtılabilir. Sızan özellikler, aygıtın büyük pil, gelişmiş ekran parlaklığı ve güçlü tasarım yeniliklerine odaklandığını gösteriyor.

Google Pixel 10 Pro Fold için geri sayım başladı!

Sızıntılar, dış ekranın 6.4″ boyuta büyüdüğünü ve ışık yoğunluğunun 3.000 nit düzeyine çıkarıldığını gösteriyor. İç ekran ise evvelki model üzere 8″ ve 120 Hz tazeleme suratı sunuyor 

Google’ın bu yıl duyuracağı aygıt Tensor G5 (3 nm) işlemciden güç alacak; 16 GB RAM ve her biri 256 GB, 512 GB yahut 1 TB depolama sunan varyantlarla gelmesi bekleniyor.

5.015 mAh pil kapasitesi ile evvelki Pixel Fold modeli olan 4.650 mAh ve Samsung Galaxy Z Fold 7 modelinin 4.400 mAh pillerinin hayli üstünde performans vadediyor. Ayrıyeten, 23 W kablolu ve 15 W Qi2 kablosuz şarj takviyesi bulunacak.

Değerli bir gelişme olarak, Pixel 10 Pro Fold sızan bilgilere nazaran IP68 sertifikasına sahip olabilir. Bu, aygıtı hem suya hem de toza karşı yüksek seviyede koruyor ve katlanabilir segmentinde birinci olabilme özelliği taşıyor.

Kaşarlı Kabak Lazanya Tanımı için Malzemeler

• 3 adet orta uzunluk kabak
• 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
• 1 su bardağı rendelenmiş mozzarella (isteğe bağlı)
• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 adet soğan
• 2 diş sarımsak
• 300 gr kıyma
• 2 adet domates (rendelenmiş)
• 1 yemek kaşığı domates salçası
• Tuz, karabiber, kekik

Beşamel sos için:

• 2 yemek kaşığı tereyağı
• 2 yemek kaşığı un
• 2 su bardağı süt
• Tuz, karabiber, muskat rendesi (isteğe bağlı)

Kaşarlı kabak lazanya tanımı gereçleri için alternatif teklifler:

Kabak yerine:

• Patlıcan (ince dilimlenmiş ve evvelce ızgaralanmış)
• Tatlı patates (ince dilimlenmiş ve ön pişirme yapılmış)
• Havuç (boylamasına ince dilimlenip buharda hafif yumuşatılmış)
• Lazanya makarnası (daha klasik bir versiyon istersen)

Kaşar peyniri yerine:

• Mozzarella peyniri (daha esnek ve eriyen yapıda)
• Parmesan (daha keskin aroma için, üzerine serpebilirsin)
• Beyaz peynir (ezilmiş olarak kat ortalarına konabilir)
• Vegan kaşar (bitkisel beslenenler için)

Kıymalı harç yerine:

• Mantarlı sebzeli karışım (vejetaryen alternatif için)
• Ispanaklı iç harç (beyaz peynir yahut ricotta ile zenginleştirebilirsin)
• Mercimekli iç harç (kırmızı mercimekle hazırlanmış, doyurucu ve proteinli bir seçenek)
• Tavuk kıyması (daha hafif bir et tercihi için)

Beşamel sos yerine:

• Yoğurtlu yumurtalı karışım (daha hafif ve pratik bir seçenek)
• Sütlü labne sosu (labne + az süt ile akışkan kıvamlı bir karışım hazırlanabilir)
• Vegan beşamel (süt yerine badem sütü yahut soya sütü, tereyağı yerine bitkisel yağ)

Baharat ve tatlandırıcılar için:

• Kekik yerine: Taze fesleğen, nane, mercanköşk
• Karabiber yerine: Pul biber, isot, beyaz biber
• Domates salçası yerine: Biber salçası yahut domates püresi

Kaşarlı Kabak Lazanya Tanımı Nasıl Yapılır?

• Kabakları boylamasına ince şeritler halinde dilimleyin. Üzerine az tuz serpin, 10 dakika bekletin. Kağıt havluyla kurulayın.
• Zeytinyağını tavaya alın. İnce doğradığınız soğan ve sarımsağı kavurun. Kıymayı ekleyin, suyunu salıp çekene kadar pişirin. Salça ve domatesleri ekleyin. Tuz, karabiber ve kekikle tatlandırın. 10 dakika pişirin, ocaktan alın.
• Tereyağını eritin. Unu ekleyip 2-3 dakika kavurun. Sütü azar azar ekleyip karıştırın. Kıvam alınca tuz, karabiber ve muskat ekleyin.
• Fırın kabını yavaşça yağlayın. Kabak şeritlerini tabana dizin. Üzerine kıymalı harçtan yayın. Beşamel sostan gezdirin. Bu süreci 2-3 kat olacak biçimde tekrarlayın.
• Son katın üzerine kalan beşamel sosu dökün. Kaşar peyniri ve mozzarella serpiştirin.
• Önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 25-30 dakika, üzeri altın rengini alana kadar pişirin ve servis edin. Afiyet olsun.

vivo’nun X300 Pro modeli, güçlü kamera nizamı ve manyetik aksesuar ahengiyle, sonbahar aylarında kamera meraklılarını hedefliyor.

Vivo X300 Pro özellikleri

Sızan renderlara nazaran art yüzde hareketli çift 50 MP modül görünüyor; bunlardan biri muhtemelen geniş açı, biri de telefoto olabilir. Ön kamera çözünürlüğü ise 32 MP. Kamera yetenekleriyle dikkat çeken X300 Pro, AMR (Active Motorized Rolling) mikrofon sistemiyle görüntü içerik üreticilerine yüksek kaliteli sürükleyici ses de sunuyor.

4000 mAh batarya ve 120 W süratli şarj dayanağı ile telefon, gün içinde ağır kullanıma sağlam hale geliyor. Ekranın 6.78″ AMOLED ve 144 Hz tazeleme oranlı olacağı iddia ediliyor; bu da canlı ve akıcı bir ekran tecrübesi vaat ediyor.

Manyetik halka sistemiyle MagSafe gibisi aksesuarlar kullanılabiliyor; bu da ek şarj mıknatısı yahut kamera aksesuarlarına takviye sağlaması açısından değerli. vivo X300 Pro’nun bu yenilikçi birleşimi, fotoğraf ve görüntü odaklı kullanıcıların radarında olacak üzere görünüyor.