McCarthy, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, borç limiti konusunda bir muahede yeri gördüğünü söyledi.
Bir hafta öncesine kıyasla çok daha âlâ bir pozisyonda olunduğuna inandığını aktaran McCarthy, mevzunun profesyonel formda görüşüldüğünü lisana getirdi.
McCarthy, ABD’nin tarihi bir temerrüde düşmesini önlemek için Temsilciler Meclisi’nin, kendisinin ve ABD Lideri Joe Biden’ın atadığı müzakereciler tarafından varılan muahedeyi gelecek hafta oylamasının gerekeceğini vurguladı.
Prensipte bir muahedenin sağlanmasının bu hafta sonu mümkün olduğuna işaret eden McCarthy, müzakerecilerin harcama kesintilerinin ölçüsünü ve borç tavanı artışının yahut askıya alınmasının boyutunu ve müddetini görüştüğünü kaydetti.
Yellen 1 Haziran tarihini vermişti
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, hafta başında borç limitine ait aktüel bilgileri paylaşmak hedefiyle McCarthy’ye gönderdiği mektupta, borç limitinin 1 Haziran’a kadar artırılmaması yahut askıya alınmaması halinde ülkenin nakit sorunu çekebileceği ikazında bulunmuştu.
Yellen, borç limitinin askıya alınması yahut artırılması için son dakikaya kadar beklemenin işletme ve Tüketici İnancına önemli ziyanlar verebileceğini, vergi mükellefleri için kısa vadeli borçlanma maliyetlerini artırabileceğini ve ABD’nin kredi notunu olumsuz etkileyebileceğini bildirmişti.
ABD Lideri Joe Biden ise borç limitini görüşmek üzere Kongre önderleriyle bu hafta tekrar bir ortaya gelmişti.
Borç limiti açmazı
ABD’de federal hükümet, temerrüde yol açabilecek 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış bulunuyor.
Borç limiti ya da borç tavanı, “ABD hükümetinin borçlarını ödemek için ödünç alabileceği para ölçüsünün üst sınırı” manasına geliyor.
Temsilciler Meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler, borç limiti müzakerelerinde kıymetli harcama kesintilerinden yana hal sergiliyor. Demokratlar ise borç limitinin artırılmasında ısrarcı oluyor ve Cumhuriyetçilerin makul harcamaları kısma tekliflerini geri çeviriyor.
Demokratlar ile Cumhuriyetçiler ortasında açmaz haline gelen borç limiti konusunun piyasaları sarsmasından tasa duyuluyor. ABD’de resesyon beklentileri artarken, iki partinin borç limiti üzerindeki hesaplaşması her zamankinden daha fazla risk taşıyor.
