Ağdan tabağa gerçekleştirdiği analizler ve sunduğu izlenebilirlik çözümleri ile Metro Türkiye, hem kendi mutfaklarının hem de profesyonel mutfakların şeflerine 100’den fazla çeşit balığı av, tür ve boy yasağı kriterlerini gözeterek sunuyor. QR kod aracılığıyla balıkların hikayelerini hangi denizde tutulduğundan avlanma tarihine, besin öğelerinden tedarikçi bilgisine kadar şeffaflıkla paylaşıyor. Metro Türkiye gelecek nesillerin de balık yiyebilmesi için deniz kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliği için çalışmalarını sürdürüyor.
Balık sezonunun 1 Eylül itibarıyla açılmasıyla birlikte kaliteli, taze ve güvenilir balık çeşitleri, Metro Türkiye tezgahlarında hem profesyonel müşteriler hem de son tüketiciler ile buluşmaya başladı. Türkiye’nin her yerinde tekneler ve kooperatiflerle iş birliği yaparak balığı kaynağından temin eden Metro Türkiye, böylece balığı yerinde özenle kendisi seçiyor. Gıda analizlerinden geçmeyen hiçbir ürüne mağazalarında kesinlikle yer vermiyor. Sunduğu izlenebilirlik çözümleri ise balıkseverleri tabaklarında ne olduğu, nerede, ne zaman ve kim tarafından avlandığı ve içeriği konusunda bilgilendiriyor.
Türk mutfak kültürünü koruma ve gelecek nesillere aktarma misyonuyla yaklaşık 35 yıldır tüm faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyan Metro Türkiye, doğru balıkçılık yöntemleriyle denizlerimizin korunmasına da aynı özeni gösteriyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan ‘Sudaki Yaşam’ hedefi doğrultusunda denizlerin ve denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunması, balık popülasyonlarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını öncelikli konuları arasına alıyor. Avcılık, yasal boy ve üreme limiti yasaklarına uygun kriterlerde avlanan balıkları tezgahlara taşıyan Metro Türkiye, hamsi, palamut, barbun, tekir, istavrit, dülger, sardalya, lüfer gibi çeşitlerin yanı sıra istiridye, midye, akivades, ahtapot, kalamar, karides, ıstakoz, sübye, langustin, yengeç gibi 100’den fazla çeşitte deniz ürününü müşterilerine sunuyor.
Taze, kaliteli ve güvenilir balık çeşitlerini tezgahlarına taşımak için öncelikle kaynağından alım yaptıklarını belirten Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç, “Türkiye’nin her yerinde tekneler, haller ve kooperatiflerle iş birliği yapıyor, aldığımız taze balıkları, soğuk zinciri hiçbir adımda bozmadan balık platformumuza getiriyor ve tam 161 parametrede kalite adımından geçiriyoruz. Solungaç, göz, doku, pul, karın, koku, renk, parazit varlığı, ambalaj koşulları, buzlama, alerjen ayrımı, sıcaklık, raf ömrü, tazelik, yasal belge kontrolü gibi daha pek çok kalite kontrol adımını, uzman su ürünleri mühendisi tarafından titizlikle tamamlıyoruz. Bu süreçlerin ardından kontrol adımlarımız mağazalarımızda da devam ediyor. “Balıkta İzlenebilirlik” uygulamamızla deniz balığında 12 farklı bilgiyi yüzde 100’e yakın izlenebilirlikle sunuyoruz. Her sezon 100’den fazla çeşidin yer aldığı zengin deniz balığı yelpazemizde sezonu palamutla açtık. Bu sezon bol miktarda palamut olmasını bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde sardalya ve lüfer çeşitlerini de tezgahlarda göreceğiz. Balıkçılarımız için bereketli bir sezon olmasını diliyoruz.” dedi.
Balık, geleceğe bırakılması gereken bir değer
Balığı yalnızca ticari bir ürün olarak değil, geleceğe bırakılması gereken bir değer olarak gördüklerini ifade eden Alkaç, “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden denizler ile deniz kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını ele alan ‘Sudaki Yaşam’, bizim de öncelikli başlıklarımızdan. Bu doğrultuda üstlendiğimiz sorumluluklar ve ticari kaygıları bir yana bırakarak yürüttüğümüz projeler var. Bunlardan biri 2010 yılında başladığımız Türkiye’nin ilk sürdürülebilir balıkçılık projesi olan ‘Kızına Bak Anasını Al’ ile lüfer balıklarının neslini korumak için üreme boylarını dikkate alarak çinekop ve sarıkanat da dahil olmak üzere 24 cm altındaki lüfer balıklarını satmama kararı aldık. Bu alanda yasal düzenlemelerin yapılmasının da önünü açan bu yaklaşımımızla yasal limit 18 cm olmasına rağmen, 24 cm altındaki lüferleri reyonlarımıza getirmemeye devam ediyoruz.” diye konuştu.
Metro Türkiye, sadece ülkemizin değil dünyanın dört bir yanından farklı su ürünlerini tedarik ederek en güvenli şekilde reyonlarına taşıyor. Global Balık ve Su Ürünleri Satın Alma Politikası kapsamında en çok sattığı 12 tür balık ve su ürünlerinin sürdürülebilirlik sertifikalarına sahip tedarikçilerden temin edilmesini sağlayan şirket, dökme olarak satışa sunduğu ürünlerin sertifikalı olarak müşterilere sunulabilmesi için, 2022 yılında Türkiye’de ilk ve tek ASC-MSC CoC Group Sertifikasyonuna sahip kuruluş oldu.
Balık alırken nelere dikkat etmek gerekir?
- Çevresel etkilere karşı hassas bir gıda ürünü olması nedeniyle tüketiciler; soğuk zincir, düzenli buzlama ve hijyen koşulları sağlanan gıda güvenliğinden ve tazeliğinden emin oldukları yerlerden balık temin etmelidir.
- Mat, bulanık ve içeri çökük gözler, balığın tazeliğini kaybettiğini gösterir. Parlak ve dışa doğru bombeli gözler, canlı renkler ve hafif deniz kokusu ise balığın tazeliğinin göstergesidir.
- Balığın solungaçları temiz ve parlak olmalıdır. Pullu balıkların pulları tazeyken vücuda sıkıca yapışıktır. Pulsuz balıklarda balığın derisi gergin ve parlak olur.
- Yetiştiği suyun ekosisteminden etkilenen balıkların içeriğinde cıva, kurşun, kadmiyum gibi ağır metallerin insan sağlığına zarar vermeyecek seviyede olmasına, parazit gibi zararlılar içermemesine dikkat edilmelidir. Bunun için güvenilen alışveriş adresleri tercih edilmelidir.
- Denizlerdeki balıkları gelecek nesillere de aktarabilmek amacıyla, avcılık, yasal boy limitleri ve üreme boy limitleri uygun, hangi denizlerden, hangi balıkçı tarafından, ne zaman avlandığı bilinen, izlenebilir balık tercih edilmelidir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı