Amerikalılardan daha önce hiç olmadığı kadar sık ve daha fazla yerde bahşiş vermeleri isteniyor: fast food tezgahlarında ve köşe dükkanlarında, oto tamirhanelerinde ve oto yıkama yerlerinde, hatta self-checkout kiosklarında. Bu durum birçok müşteriyi kızdırdı ve hem işverenleri hem de bahşiş alan çalışanları böldü.
Yakında daha da kötüleşebilir. Her iki büyük partinin başkan adayları da bahşişlerden gelir vergisini kaldırma önerilerini benimsedi, bu hamle aslında bahşişleri sübvanse edecek ve daha fazla işletmenin buna güvenmesini sağlayacaktı.
Siyasi yelpazenin her yerinden ekonomistler, vergi fikrini eleştirdi ve bunun adil olmadığını, düşük ücretli bir grup işçiyi diğerlerine tercih ettiğini ve beklenmeyen sonuçlara yol açabileceğini savundu. Hatta bahşiş alan bazı işçiler ve onları temsil eden gruplar bile şüpheci ve uzun vadede politikanın daha düşük ücretle sonuçlanabileceğinden endişe ediyor.
Ancak tartışma tek başına hizmet sektörü çalışanlarının pandemiden ekonomik ve politik olarak etkili bir güç olarak nasıl çıktıklarını vurguluyor. Son yıllarda bahşiş vermenin yaygınlaşması kısmen işçilere olan yoğun talebin ve onlara sağladığı kaldıraçların bir sonucuydu. Başkan adaylarının düello teklifleri, ülkenin yaklaşık dört milyon bahşiş alan çalışanını ikna etmeye değer bir seçmen kitlesi olarak gördüklerinin sinyalini veriyor.
“Bunun, insanların nihayet bu çalışanların önemli olduğunu duyması ve kabul etmesiyle ilgili bir değişimin yansıması olduğunu düşünüyorum,” dedi bir savunma örgütü olan One Fair Wage’in başkanı Saru Jayaraman. “Bahşiş alan çalışanların ihtiyaçları hiçbir başkan adayı tarafından hiçbir şekilde dile getirilmemişti.”
Bayan Jayaraman vergi muafiyeti fikrinin hayranı değil, ancak konuya gösterilen ilginin daha önemli gördüğü politikalara yol açabileceği konusunda iyimser. Bunlardan biri, bazı eyaletlerdeki işletmelerin, işçilere tam asgari ücrete ulaşmaları için yeterli bahşiş aldıkları sürece saat başına 2,13 dolar kadar düşük ücret ödemelerine izin veren alt asgari ücretin kaldırılmasıdır.
