Bakan Nebati, Twitter hesabından, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Konseyinin (SPK) paylaşımlarını alıntılayarak bölüme ait açıklama yaptı.
Gecelik faizlerin yüzde 7500’leri bulduğu, batık banka krizleri nedeniyle insanların hayatlarının bittiği bir enkazı devraldıklarını anımsatan Nebati, 21 yılda kurdukları güçlü ekonomik altyapı ve bankacılık sistemi sayesinde, birçok badirelerden güçlenerek çıkıldığını vurguladı.
Nebati, 2008 global finansal krizinde, dünyada birçok büyük banka batarken ülke iktisadı ve bankacılık bölümünün yoluna güçlü adımlarla devam ettiğine dikkati çekerek “Korona salgını nedeniyle gelişmiş ülkeleri dahi sarsan ekonomik krize karşın, biz bankacılık dalımızın katkısıyla büyümemizi sürdürdük ve istihdamdaki kaybı süratlice telafi ettik. En son yaşadığımız asrın felaketi sarsıntı dahil bütün kritik süreçleri göğüsleyen, elini taşın altına koyan bankacılık bölümümüz, bu süreçlerde gücünü tartışmasız biçimde ortaya koydu.” değerlendirmesinde bulundu.
“Ekonomimizin ve bankacılık dalımızın, tarihe geçen büyük muvaffakiyetleri aşikar”
Yakın periyotta Amerika ve Avrupa’da banka iflaslarına karşın, Türkiye’de bankacılık dalının en ufak bir sarsıntı dahi yaşamamasının, kesimin gücünü taçlandırdığını gösterdiğini işaret eden Nebati şunları kaydetti:
“Ekonomimizin ve bankacılık bölümümüzün, tarihe geçen büyük muvaffakiyetleri aşikarken birilerinin ortada bir kriz varmışcasına yaygara koparması ve Türkiye’yi aşağı çekmeye çalışması nasıl hastalıklı bir ruh halidir? Bu nasıl habis bir zihniyettir ki büyüme, istihdam, ihracat üzere güçlü makro ekonomik bilgileri ve bankalarımızın bugüne kadar gösterdiği yüksek performansı hiç dikkate almayıp ne olduğu meçhul afaki faraziyelerle felaket tellallığı üzerinden, oy devşirmeye çalışmaktadır. Yapılan apaçık yalancılıktır, iftiradır, millet düşmanlığıdır. Kendi ülkelerine mülteci olanlar, bu millete üstten bakanlar, hesap kitap bilmeyen zavallılar, kaç yıldır iktisat duvara çarpıyor diye çığırtkanlık yapıp duruyorlar. Onlar daima rezil olmaya bir türlü doyamadılar fakat biz onlar ismine daima utanmaktan bıktık.”
