Investing.com – Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), halka açık bankaların hisse geri alımında sermaye esnekliği sağlanmasına yönelik karar aldığını duyurdu. BDDK’nın internet sitesinde yayımlanan açıklamaya göre, kurulun 25 Mart 2025 tarihli toplantısında alınan bu karar, bankaların sermaye yeterlilik rasyoları üzerindeki baskıyı azaltmayı hedefliyor.
Karara göre, Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda işlem gören halka açık bankaların, 17 Mart 2025 tarihinden sonra bu piyasadan geri alım yoluyla edindikleri kendi hisse senetleri, 31 Aralık 2025 tarihine kadar bankaların çekirdek sermayesinden düşülmeyecek. Ayrıca, Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik’in 9. maddesinin dördüncü fıkrasının (a1) bendi uygulamasında çekirdek sermayeden indirim kalemi olarak dikkate alınmayacak.
Sermaye yeterlilik hesaplamasına dahil edilmeyecek
BDDK, bu karar doğrultusunda bankaların geri alım yoluyla edindikleri hisse senetlerini, Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik uygulamasında kredi riskine esas tutar ve piyasa riskine esas tutar hesaplamasına dahil etmeyecek. Bu sayede, bankaların hisse geri alımlarının sermaye yeterlilik rasyolarına doğrudan olumsuz bir etkisi olmayacak.
Bu kararın bankaların sermaye yapısını güçlendirmesi ve piyasa istikrarını desteklemesi bekleniyor. Hisse geri alımlarında sağlanan bu esnekliğin, bankaların piyasa değerini ve hisse performansını olumlu yönde etkileyebileceği değerlendiriliyor.
Kararın uygulanma süreci
BDDK, bu kararın tüm kuruluş birliklerine duyurulacağını ve kurumun internet sitesinde yayımlanacağını belirtti. Kararın yürürlükte olduğu süre boyunca, halka açık bankaların gerçekleştireceği hisse geri alımlarının, sermaye yeterliliği hesaplamalarında dikkate alınmayacak olması, bankaların bilanço yönetiminde daha fazla hareket alanı sağlamasına imkan tanıyacak.
Kararın 31 Aralık 2025 tarihine kadar geçerli olması, bankalara hisse geri alımı yoluyla piyasa değerlerini desteklemek için uzun vadeli bir strateji oluşturma fırsatı sunuyor. BDDK’nin bu hamlesi, bankacılık sektöründe sermaye yapısının daha sağlam hale gelmesine katkı sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.