Yıllardır analizleri ve partilerden bağımsız Türk Ulusçusu tutumuyla dikkatle takip edilen Teo-Stratejist ve Araştırmacı Gazeteci Onur Beyhan bugün gerçekleşecek olan seçimle ilgili çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
İşte o tartışma yaratacak olan analiz yazısı:
Türkiye’de çok kritik bir seçim yapılacak. Bu seçim üstelik çok gergin bir ortamda geçmekte.
Aylarca Millet İttifakının adayı yılan hikayesine dönmüşken ve İmamoğlu mu? Yavaş mı? yoksa bir başka dinamik ve genç bir aday mı? diye tartışılırken ”Dağ fare doğurdu.”
Adayımız 75 yaşındaki, 13 yıllık Genel başkanlığı boyunca 4 Genel Seçim, 2 Referandum kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu oldu.
Aylarca oyalarken, Erdoğan’ın artık yaşlandığını iddia eden Muhalefet bileşenleri Erdoğan’dan daha sağlıklı olmuş olsa da ondan 6 yaş büyük bir kişiyi aday yaptılar. Şu sağlık konusuna geleceğiz bu cepte dursun.
Kamuoyu yoklamalarında Erdoğan’a karşı en düşük kazanma olasılığı olan Kılıçdaroğlu aday yapılmıştı.
İşte Erdoğan’ın istediği olmuştu.
Onu karşısında görmek istiyordu ve oldu.
Muharrem İnce aday oldu.
Son 3 gün kala adaylıktan çekildi.
Bu süreçte CHP seçmeni ve Muharrem İnce seçmeni arasında husumet ve çekişme oluştu.
Sonra belden aşağı işler amacına ulaştı.
Böylelikle Atatürkçü Solcu tabandan azda olsa Kemal Bey’e gidecek oylar artık Erdoğan ve Oğan’a gidecekti.
Sonuç olarak kaset montaj ihalesi CHP’nin üstüne kalmıştı.
Plan işledi.
Artık İnce seçmeni CHP’ye ve Kemal bey’e oy vermeyecekti.
TİP M.V. Sera Kadıgil “Zengin, Sünni, Türk, yaşlı bir erkek değilseniz, gerçekten hayatınız çok zor” diyerek bir de bu takımdan hesap sormayı vaat ediyordu.
Yurttaşın algısında zengin ve yaşlı değil de ‘‘Sünni” ve ‘‘Türk” ayrıntısı kalacaktı.
Nüfusun %80’inin Sünni inançlı ve %85’inin Türk olduğu ulusumuzdan hesap soracaklar öyle mi?
Türk ve Sünni kimliğini bugün Türkiye’de tartışmasız Cumhur İttifakı temsil ediyor biliyorsunuz.
O halde Sera Kadıgil’in bu söylemi kime hizmet ediyor?
Hele hele Deva Partisi’nin Türklüğü anayasadan çıkarma vaadi, Babacan’ın ”Sihalara dokunacağız” açıklaması da cabası.
Son olarak da Başak Demirtaş ”15 Mayısta Seyit Rıza Parkında halay çekeceğiz.” söylemi de alt başlıkta hepimize ”Biz gelirsek PKK kazanır, Sünni ve Türklerden hesap sorulur, Türklük anayasadan çıkarılır ve Savunma Sanayimize darbe vurulur.” deniyordu.
Yanlış anlamayın bu söylemleri iktidar değil muhalefetin bileşenleri yapıyordu. Tüm seçim boyunca muhalefet pas veriyor İktidar gol atıyordu.
İLK TURDA BİTİRELİM ALGISI
Gerçekten Çatı Aday formülü doğru mu?
İlk turda biter mi?
Peki Kemal bey’i ortak aday yapmak yerine ilk turda her parti ve ittifaklar birden fazla aday çıkarsın ve herkes kendi adayına güle oynaya oy verse. Ardından Erdoğan karşısında hangisi en çok oyu alırsa 2. Tur’da bahanesiz o adaya destek oluruz denseydi ne olurdu?
Herkes gönlündeki aslana oy vereceği için itiraz eden olmazdı. Adaylar, Erdoğan, İmamoğlu, Yavaş, Akşener, Davutoğlu, Babacan, İnce ve Oğan gibi 8-9 adaylı bir seçim yapıldığında kimse ilk turda %50+1 alamayacaktı.
Ama öyle olmadı yine bir şeyler oldu.
Kurgusal bir masa krizi ve ardından İmamoğlu ve Yavaşlı bir sözde formül.
Kılıçdaroğlu aday yapıldı ve Erdoğan’dan bıkmış sağ seçmen yerinde kaldı.
Üzerine garanti olsun da şu söylemi yayalım dendi.
”Kılıçdaroğlu Alevi diye oy vermezler.”
Karadeniz ve İç Anadolulu ön yargılı Sünni inançlı Türk Seçmene ”Bu Alevi ha haberin olsun” mesajı ince ince verildi.
Sonra aşırı sol olarak ortaya çıkan TİP’liler tarafından ”Sünni ve Türklerden Hesap Sorma Seremonisi” Gururla Sunar denildi.
Evet, seçmene ”Erdoğan’dan bıktın ama bu adam Alevi ve Erdoğan’ı yiyecekler ve senden hesap soracaklar.” denildi sinsi sinsi.
Sonra baktılar tam olmadı bu iş.
Kim o aklı verdi bilmiyorum ama..
Aması önemli!
Kemal Kılıçdaroğlu çıktı ”ALEVİ” başlıklı bir video çekti.
Videoda anlattığı ”ALEVİLİK ve TÜRK MÜSLÜMANLIĞI” hakkındaki tüm sözlerine imzamı atarım Kemal bey’in.
Ancak, halk orada anlattıklarıyla ilgilenmedi. Türkiye Sağı bugün hala %65-70’dir.
İşte kanıt.
Kılıçdaroğlu Alevi, Sünni ve Türklerden hesap sorulacak.
Yüzümüzü ABD ve AB’ye döneceğiz, Rusya’ya yaptırım uygulayacağız ve denge politikasından vazgeçeceğiz Batıcı olup ABD ile uzlaşacağız dendi.
Halk yine de inanmadı.
Yok ya Erdoğan değişmeli dedi.
Kemal Bey bu sefer Rusya’ya atar gider yaptı.
”Rus dostlarımız elini Türk’ün Devleti’nden çek.” dedi.
”He şöyle inandım şimdi bu adamın ABD’ci olduğuna.” dedi halkımız.
Türk’ün Devleti dedik ya hani gelsin Türk Milliyetçileri.
Kemal Bey ”TÜRK YOLU” Projesi dedi.
Azerbaycan’ı unuttu ve yolu İran’dan geçirdi.
Molla rejimine de göz kırptı sanki.
Ama aklı başında herkes bilir ki, AB ve ABD o projenin İran’dan geçip de İran’ın ekonomisi ayakta kalsın istemez.
YANİ GÖSTERMELİK ÖLÜ BİR PROJEYDİ!
Olsun sadece Türklerle ilgileniyoruz denildi ve yine Türk seçmene ”BİZ AZERBAYCAN’I DA SEVMİYORUZ.” dendi.
Bu sefer ikna olduk sanki.
OĞAN NEDEN ADAY OLDU PEKİ?
En aşağı %6-10’luk bir kitle Kemal bey’i beğenmediği için sandığa gitmeyecekti.
Ancak, bu sistemi ve seçimlerin meşruluğu devam etsin ve sandığa gitme oranı artsın, ülkedeki bağımsız ve iki ittifaka da her şeye rağmen oy vermeyecek olan ve daha fazla Türklük hassasiyeti olanlar ne kadar bu merak edildi.
Oğan’ın adaylığı Türk Siyasetinde ”Bölücü İdeolojiye destek verenler seçimin kazanılmasında kilit rol oynuyor” algısı yerine
”Türkçüler kimi desteklerse o Türkiye’yi yönetebilir. Ülkenin kilidi bizdedir.” algısı üzerine kurulmuştu.
Erdoğan Türkiye siyasetinde bugün denge politikasının ve Avrasya Siyasetinin sembolüdür.
Sinan Oğan’da Avrasyacı çizgidedir. Yani Erdoğan İslamcı Turancı pragmatizm gereği Avrasyacı, Oğan Türkçü Turancı ve Avrasyacıdır. Yani farklı çizgilerde ve aynı cephedeler.
Bu sebeple Oğan bugün bir denge unsuru olarak konumlanmaya çalışan bir siyasidir.
Gelelim seçimin sonucuna.
”HER ŞEY ERDOĞAN’IN SEÇİLMESİ İÇİN” dedik sözün başında.
Evet, bu seçim Erdoğan’ın son seçimi, son mitingleri ve her şeyin sonudur.
Bir devir kapanıyor.
Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan kazanıyor ama gidiyor.
Kazansa da gidiyor.
Kendisinin rahatsızlığı ilerledi ve o artık ne yazık ki ”YORGUN BİR ADAM”
Artık canlı yayınlarda rahatsızlanmaya başlaması, hastalık sebebiyle krizler geçirmesi, açık hava toplantılarını iptal etmesi, mitinglerde bile artık eskisi gibi canlı olmaması ve yerinde sabit şekilde konuşmalarını yapması bizlere çok fazla ipuçları veriyor ve Ecevit’i anımsatıyor. (Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum)
Doğrudur Erdoğan ilk turda seçimi kazanacak.
Ve %50+1’i ufak bir farkla geçecektir.
Kılıçdaroğlu ise %42-44
Oğan %4-8 arası bir oran alacaktır diye öngörüyorum.
Aşağı yukarı bir tahmin.
Bizler Erdoğan’ın sağlık sebebiyle görevini sürdürememesi sebebiyle 2024’de yeniden Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gideceğiz. Yerel Seçimlerle birlikte de yapılabilir elbette.
Hatta 3 seçim denerek Anayasa için de önümüze 3 sandık koyulabilir.
2024 seçimler yılı olacak
Çok yoğun bir siyasi karmaşa bizleri bekliyor
2024-25 bizler için siyasi çalkantılar ve Kaos yılları olacaktır.
