İşte Bilal Meşe’nin o köşe yazısı;
”Fenerbahçe’nin tepedeki pozisyonu malum, yarışın içinde, biraz pamuk ipliğine bağlı olsa da şampiyonluk umudu yok değil. Lakin 10 kişi kalan Beşiktaş’ı yenerken bile zorlanıyorsa, kalan maçlarını varın siz düşünün!
Böylesi derbilerin skorunu evvelden kestirmek çok zordur, biliyoruz. Ne var ki; Beşiktaş artık görünen köydür, kılavuza gerek yok! Ümraniye’de özgüven yerlerde. Sakatı, cezalısı, formsuzu o kadar çok ki, Serdar Topraktepe kendi yağıyla kavruluyor!
Birinci yarıya bakın, 5 dakikalık uzatma dahil, 50 dakikalık birinci yarıda yalnızca Muçi ile rakip kaleyi yokladı, Livakoviç’i geçemedi! Fenerbahçe, Batshuayi ile golü bulurken, Szymanski ve Ferdi ile kaleyi bulan şutlar attı, Mert’e takıldı. Mert ne yapsın, Fenerbahçe o denli bir baskı kurdu ki, Kartal’a nefes aldırmadı. Stoperlerin de maşallahı var, golde piyasada yoktular!
Kartal’ın 12 milyon euroluk adamı Al Musrati geldiği günden bu yana ortalarda yok, bir de kızarıyorsun, arkadaşlarını yalnız bırakıyorsun, rakibin galibiyetine davetiye çıkarıyorsun!
Hakem Volkan Bayarslan bileğe basmalarda ikili standart uyguladı, örneğin Necip’e sarıyı çektin, tamam, pekala Fred’de neredeydin, gözüne perde mi indi?
İkinci yarı mı? Fenerbahçe bıraktığı yerden devam etti, ikiyi bulma ismine baskıyı artırırken, Kartal ise 10 kişi olmasına rağmen biraz olsun kıpırdandı. Kornerden gelen topu güzel yükselen Muleka kafayı çaktı, Livakoviç tokatladı. Fenerbahçe’nin yıldızı İrfan Can Kahveci 69’da sahne aldı, soluyla köşeyi gördü, farkı ikiye taşıdı.
Serdar Topraktepe’nin Chamberlain, Ghezzal ve Cenk Tosun atılımları Kartal’ı prangadan çıkardı, hakikaten 82’de Muleka’nın asistine Cenk golle karşılık verdi, farkı teğe indirirken, Fenerbahçe’yi de gerilime soktu!
Derbinin özeti; takımı güçlü olan kazandı. Yoklarla ligi tamamlamaya çalışan Beşiktaş ise ikinci yarıda ortaya koyduğu çaba ile göz doldururken, Al Musrati’nin kulaklarını çınlatmak da bize kaldı!”
