Duyuru, Luton Town FC’nin evi olarak adlandırdığı paslanmış metal ve soyulmuş boya karmakarışıklığı olan Kenilworth Yolu üzerinde duyulduğunda, ton değişmeye başladı. Cümlenin başında bu, o akşam konuk takım Manchester City’nin stadyuma yaptığı geleneksel kibar karşılamadan biraz daha fazlasıydı.
Ancak sonunda spikerin sesinde biraz huşuya benzeyen bir ses hakim oldu. Tribünlerdeki taraftarlara ve sahadaki oyunculara, Luton’un “FA Cup şampiyonları, İngiltere şampiyonları ve Avrupa şampiyonlarıyla” karşılaşmak üzere olduğu hatırlatıldı. Luton şu anda sahip olduğu şirkete inanmakta zorlanıyor gibi görünüyor.
Bunun bir nedeni var. On beş yıl önce Luton Town, Premier Lig’in gücünden ve prestijinden çok uzakta, İngiliz futbolunun beşinci kademesine düşmüştü. Fermuarın icadından birkaç yıl önce, 1885’te kurulan kulübün tamamen kapanma riski bir süre için mevcuttu. Yıllar sonra para kısıtlı, hırslar mütevazı kaldı.
Artık Luton Town’ın ufukları çok daha geniş. Geçen yaz dünyanın en zengin, en popüler spor ligine beklenmedik bir yükselme kazandı. İngiltere’nin en üst liginde oynadığı son maçın üzerinden otuz yıl geçtikten sonra, Manchester City, Manchester United ve diğer takımları bir kez daha emsalleri olarak görebilir.
Bu, kulübün mali görünümünde ani bir dönüşüm anlamına geliyordu: Premier Lig’de tek bir sezon oynamanın değeri yaklaşık 150 milyon dolar. Daha da önemlisi, beraberinde gelen statü, uzun süredir kronik bir itibar sorunu yaşayan bu kasabaya, yalnızca başkaları tarafından nasıl algılandığını değil, kendisi hakkındaki düşüncelerini de değiştirebilecek küresel bir platform sağladı.