Son iki yılda Amerikan konut piyasasında son derece alışılmadık bir şey yaşandı; ipotek oranları yüzde 7 civarına yükseldi.
Bu kadar yüksek oranlar tek başına tarihsel olarak dikkate değer değildir. Sorun şu ki, ipotek sahibi ortalama bir Amerikan hanesi üç puan daha düşük olan sabit bir faiz oranında oturuyor.
Bu iki çizgi arasında açılan uçurum, onlarca yıldır görülmemiş bir ölçekte ülke çapında bir kilitlenme etkisi yarattı; insanları ayrılmak isteyebilecekleri evlerde felç etti. Yakın zamanda taşınmak istemeyen ev sahipleri için, pandemi sırasında elde ettikleri düşük oranlar onlara önümüzdeki yıllarda fayda sağlayacak. Ancak pek çok kişi için bu oranlar, hem hane halkı kararlarını hem de bir bütün olarak konut piyasasını aksatan bir komplikasyon haline geldi.
Gerçekten de, Federal Konut Finansmanı Ajansı’ndaki ekonomistlerin yeni araştırmasına göre, bu kilitlenme etkisi, 2022 baharından 2023 sonuna kadar artan oranlarda Amerika’da yaklaşık 1,3 milyon daha az ev satışından sorumlu. Daha normal zamanlarda yılda yaklaşık beş milyon evin satıldığı bir ülkede şaşırtıcı bir rakam bu; bunların çoğu halihazırda ev sahibi olan insanlara.
Bu kilitlenmiş haneler daha iyi işler ya da daha yüksek ücret için başka bir yere taşınmadı ve küçülmeyi ya da daha fazla alan elde etmeyi başaramadı. Ayrıca ilk kez alıcılara ev açmadılar. Bu da fiyatları artırdı ve piyasayı canlandırdı.