Bir oyuncu olarak illaki “peek advantage” terimini duymuşsunuzdur. Her Counter Strike 2, Valorant, Rainbow Six Siege yahut başka FPS tipi oyun oynayan oyuncuların bildiği gibi düşmanı karşılama açısını (peek) doğru seçmek, maçın bahtını belirleyebilir.
Peki, bu kritik anlarda nasıl bir durum almalıyız? Yakın mı, eşit aralıktan mi yoksa uzaktan mı? Gelin simülasyon üzerinde görelim.
İlk olarak “yakın” konumundan ele alalım:
Yapılan simülasyondaki koyu mavi daire sizsiniz. Görüş sınırınız da daireden çıkan açık mavi çizgilerle temsil ediliyor. Ortadaki kutuyu da düşmandan gizlendiğiniz bir duvar olarak varsayalım. Varsayım edileceği üzere de kırmızı daire düşmanımız.
İlk senaryoda, düşmana yakın açıdan yaklaşıyoruz. Görüş çizgisindeki çizgilerden fark edeceğiniz üzere düşman direkt bizi, biz onu görmeden evvel görüyor. Yani anlayacağınız düşmana yakın bir açıdan yaklaşırsak en dezavantajlı pozisyonda oluyoruz.
İkinci senaryoda, her iki taraf da eşit uzaklıkta bulunuyor.
Simülasyonda görüleceği üzere eşit uzaklık bir açıdan bakıldığında her iki tarafta birebir anda birbirlerini görüyor. Kısaca mouse’a süratli tıklayan ve aim’i güzel olan kazanır. %50 – %50 bahtınız bulunuyor.
Son olarak da düşmanımızı en uzaktan karşıladığımız (peek’lediğimiz) bir simülasyona bakalım.
Son simülasyonda görüş sınırı çizgilerine bakıldığında; düşmanınız sizi görmeden siz onu evvel görüyorsunuz ve ne kadar uzakta olursanız, düşmanı önce fark etme talihiniz o kadar artar. Tıpkı birinci senaryodaki gibi ama mantıken bu sefer kırmızı nokta sizsiniz.
Sonuç olarak yapılan tüm simülasyonlara bakıldığında en avantajlı durum, düşmanı en uzak uzaklıktan karşınıza almak yahut oyuncu terimiyle “peek’lemek”.
Verdiğimiz bu taktiği bir oyun esnasında uygulamak tahminen o heyecan ve atmosferle sıkıntı olabilir ancak sakinliğinizi koruyup bu görüş avantajını kullanmayı unutmayın!
İlginizi çekebilecek başka içeriklerimiz: