“Küçük Kız” başlarken genç bir kadının sesi “Kahraman şövalyenin zor durumdaki genç kızı kurtardığı şövalyelik hikayeleri vardır” diye tonlanır. “Bu onlardan biri değil.”
Ah, çok şükür, diye düşündüm, alaycı bir şekilde ve belki biraz da acımasızca. Kafamın bir yerinde Miranda Priestly’nin sesini duydum: Güçlü kadın başrol mü? Çığır açıcı.
Ben de kavgacı bir kadın kahramanı herkes kadar severim, ama o ayakla liderlik etmek – biz öyle değiliz diğer kızlar, biz havalı kızlarız – bayat gelmeye başlıyor. “Küçük Kız” fena değil ama biraz çiğnenmiş gibi geliyor. Dan Mazeau’nun senaryosundan Juan Carlos Fresnadillo (“28 Hafta Sonra”) tarafından yönetilen bu film, Millie Bobby Brown’ın babası (Ray Winstone) ve üvey annesi (Angela Bassett) tarafından yönetilen fakir bir krallığın prensesi Elodie rolünde oynadığı bir aksiyon filmi. . Çok daha zengin bir diyardan gelen yakışıklı prensle evlenmeye razı olur ama burada çok daha karanlık bir şeyin işin içinde olduğunu keşfeder.
“Damsel”de bana yakın zamanların en iyi feminist aksiyon filmlerinden biri olan “Ready or Not”u hatırlatan bazı unsurlar var – birkaç kare dahil -. 2019’da vizyona giren bu filmde, kahraman zengin bir aileyle evlenir, ancak aile geleneklerinin sabaha kadar hayatta kalmak için katlanmak zorunda olduğu oldukça korkunç bir ritüel içerdiğini keşfeder. Bu olay örgüsü benzer çizgilerde ilerliyor, ancak Robin Wright’ın kraliçe olduğu ve aynı zamanda ejderhaların da olduğu bir masal krallığında. (Bir kısmı aynı zamanda “Eyes Wide Shut”u da çağrıştırıyor ama bu öyle bir film değil.)
Elodie, son zamanların Disney kalıbında bir prenses: ata binebilen, kitap okuyabilen, bir haritanın şifresini çözebilen ve bir tuzağı kurnazlıkla alt edebilen akıllı bir kız. Becerikli ve güçlüdür ve nasıl kaçabileceğini bulmak için çok zaman harcıyor. Filmin başında itaatkar, nazik ve korselidir; sonunda çok daha küçük bir etek giyiyor ve hiç gaf yapmıyor. Kısacası kendini gerçekleştirmiştir.