Bu yıl, Maryland’deki Prince George’s County’nin bölge yöneticisi ve Demokrat Parti’den Angela Alsobrooks, yıllardır tanıdığı seçilmiş bir yetkiliden ABD Senatosu adaylığı için destek istedi.
“Bana ‘Çok üzgünüm. Sana karşı gerçekten açık sözlü olmak istiyorum, Angela,’ dedi,” dedi siyahi olan Alsobrooks, ismini vermediği Demokrat bir yetkilinin Alsobrooks’un kazanamayacağını düşündüğünü söylediğini hatırlayarak. Alsobrooks, yetkilinin “Maryland eyaletinde siyah bir kadını seçmeye hazır değiliz,” dediğini aktardı.
Maryland Demokratlarının tam da bunu yapmaya hazır olduğu ortaya çıktı.
Alsobrooks, Senato ön seçiminde beyaz bir adamı yüzde 10’dan fazla farkla geçti. Kamuoyu yoklamaları, Kasım ayında karşılaşacağı Cumhuriyetçi eski Vali Larry Hogan’a liderlik ettiğini gösterdi.
Ancak Alsobrooks’un geçen hafta Demokrat Ulusal Kongresi’nde verdiği röportajda anlattığı diyalog, ilk siyahi kadın başkanı seçmeye çalışan bir partinin hâlâ seçilebilirlik fikriyle ilgili kaygılarla mücadele ettiğini ve bunlarla yüzleşmeye hazırlandığını gösteriyor.
Seçilebilirlik – seçimleri kazanabilecek olarak algılanan kişiyle ilgili yumuşak ve sıklıkla kendini güçlendiren bir kavram – 2016 seçimlerinden etkilenen seçmenlerin, kadın, beyaz olmayan veya her ikisi de olan tercih edilen başkan adaylarının kilit çekişmeli eyaletlerde yeterli desteği toplayıp toplayamayacağı konusunda ellerini ovuşturduğu 2020’deki Demokrat ön seçimlerinin ortak bir çizgisiydi. Parti sonunda Joe Biden etrafında birleşti.
Demokratlar, 2024’teki uzun bir ön seçimde bu endişeleri dile getirme şansına sahip olmadılar ve birçoğu geçen hafta seçilebilirlik hakkındaki kimlik temelli soruların kesinlikle geçmişte kalması gerektiğini öne sürdü. Seçilebilirlik sorununu, beyaz seçmenlerin Siyah adayları destekleme konusunda tedirgin olmaları ve erkek seçmenlerin kadın adaylara oy verme konusunda isteksiz olmaları hakkındaki ırkçı ve cinsiyetçi düşüncelere bir kılıf sağlamak olarak görüyorlar.
