
20. yüzyılın ortalarında yemyeşil İngiliz kırsalında geçen açık dünya rol yapma oyunu olan Atomfall, bir zaman çözdmesine düşüp düşmediğimi ve 15 yıl önce spiffy görünümlü bir oyun oynadığımı merak eden şüpheli tasarım seçenekleriyle engellendi. Her yerde anlatı tropikleri, düz karakterler ve hayal kurucu düşmanlar var.
Sniper Elite Serisi ile en iyi bilinen bir Oxford stüdyosu olan Rebellion’un son oyunu, İngiliz Annals’taki en kötü nükleer olay olan 1957 Windscale Fire çevresinde alternatif bir tarih döndürüyor.
Kuzeybatı İngiltere’nin Cumberland bölgesindeki iki nükleer reaktörden birini etkileyen yangın, radyoaktif materyali çevreye serbest bıraktı, ancak felaket İngiliz hükümeti tarafından küçümsendi. O halde, Atomfall’un, reaktör ve dış dünyadaki alan arasındaki alan arasındaki teması kesen Newsreel görüntüleri ile açıldığı küçük bir ironi.
Atomfall’un açılışının güvene ilham verdiğini söyleyemem. Başlangıçta, isimsiz karakterim, yanında boşluk yarası olan bir Hazmat takımında bir bilim adamı tarafından bir sığınağın içindeki bir karyoladan kaynaklanıyor. Karakterinin bariz karışıklığına yanıt olarak, bilim adamı aceleyle sahneyi belirliyor: “Cam atom bitkisinin etrafındaki karantina bölgesinde sıkışıp kaldın. İşte burada yanlış gitti.”
Oyunun mitolojisinde, ön cam olayı çok gizli bir bilimsel keşif izledi. Ancak hepimiz, video oyunu tarihinin bu noktasında, sadece bir dizi zihin eritme getirisi varsa, bir amnesiac kahramanın dahil edilmesi gerektiğine katılabilir miyiz?
Sığınaktan günün parlak ışığına çıktıktan kısa bir süre sonra, serpinti oyunları tarzında, sorun olmazsa bana geri çekilmemi söyleyen bir grup kanun kaçağı ile karşılaştım. Belki de gerçek bir konuşmaya çalışırlarsa ol ‘ultra şiddete başvurmazdım. Ancak onlar hakkındaki her şey tek kullanımlık, unutulabilir antagonistler olduklarına işaret etti. Yerliler işlerine yönelirken askeri personelin sokaklarda devriye gezdiği Wyndham Köyü’ne gittim.