Yeni seslere iki alkış! Yıl sonuna kadar Broadway’de sahnelenmesi planlanan 16 prodüksiyondan 12’si Boulevard of Broken Budgets’a yeni.
Ama sonbaharın dört canlanışı için üçüncü bir tezahüratı saklamak istiyorum, daha önce de böyle olmuş olsalar da daha az ilgi görebilirler, ancak tarih doğruysa haklarını kazanacaklardır. Sonuçta, eski sesler yeni seslerin geldiği yerdir. Ve Broadway’deki “Romeo ve Juliet” ve “Sunset Boulevard”ın ilk çıkışlarını “Our Town” ve “Gypsy” ile 240 yıl ayırsa da, hepsinin ortak çok noktası var, en azından tiyatroseverlerin hayal gücünü rahatsız etmeye devam etmeleri açısından.
Bu ürkütücülük, kısmen, yeni yıldızların yanında gezinen geçmiş yıldızların anılarından kaynaklanıyor. “Our Town”da Henry Fonda ve Paul Newman, Sahne Yöneticisi’nin repliklerini Jim Parsons’a fısıldayacak. Ethel Merman, Angela Lansbury ve Patti LuPone, şüphesiz “Gypsy”de Rose rolünü üstlenen Audra McDonald’ı izleyecek. LuPone ayrıca “Sunset Boulevard”da Nicole Scherzinger’ın omzunun üzerinden bakacak; muhtemelen güvenli bir mesafeyi koruyacak, Glenn Close da öyle. Ve orijinal Juliet Robert Goffe’yi hatırlama olasılığı az olsa da, o da bu sonbaharda Broadway’de hissedilecek. Ne kadar uzun zaman önce olursa olsun, rol onun üzerine inşa edilmişti.
Ancak bu tür gösterilerin yeniden canlandırılması hayaletlerden daha fazlasını sunar. İsim tanınırlığının yanı sıra, geri dönmeye devam etmelerinin bir nedeni var. Çok farklı zamanların ve kültürlerin ürünleri olsalar da, kendi özel gerçeklerine o kadar derinden inerler ki, birçok başkasının da ortaya çıkabileceği ortak, ebedi bir gerçeğe ulaşırlar.
Belki de bu durum en çok Thornton Wilder’ın doğumdan ölüme kadar sıradan yaşam olaylarının bir tür toplumsal sevgiyle kutsandığı iki aileyi konu alan 1938 tarihli oyunu “Bizim Kasabamız”da belirgindir. Yönetmen Kenny Leon, yapımında “1936’nın 2024’e uzandığını” ve hikayenin “dünyamız, ülkemiz ve hatta zamanımız için bir metafor” olarak hizmet etmesini sağladığını söyledi.
