Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredat taslağının cinsiyetçi olduğunu öne sürdü.
“Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından hazırlanan yeni eğitim müfredatı, cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmeye ve gerici bir eğitim anlayışını dayatmaya yönelik adımlar atıyor” diyen Eğitim Sen, bu duruma karşı sesini yükselterek, tüm eğitimcileri ve kamuoyunu müfredata karşı mücadeleye çağırdı.
LGBTİ+ Vurgusu
Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi, “Toplumsal cinsiyet rollerinin aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde inşa edildiği ülkemizde, eğitim sistemi bu eşitsizliklerin sürdürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Okula erişen her bireyin, eşit haklara sahip olduğu ve okulların bütün ayrımcılık biçimlerinden arındırılmış ortamlar olduğuna dair egemen söylemin aksine okullarda ve dersliklerde, öğrenciler, resmi ve yazılı olmayan gizli müfredat ile toplumsal cinsiyet temelinde ayrıştırılmaktadır. Cinsiyet eşitsizliğine dayalı eğitim politikaları ile toplumsal cinsiyet algısı ve eşitsizliği siyasi iktidarın muhafazakâr ve gerici cinsiyet anlayışı ile birlikte giderek derinleşmektedir. Bu süreci besleyen ve büyüten en büyük olgu; resmi ve örtük eğitim müfredatının cinsiyetçi bir anlayışla hazırlanması ve özellikle kadınların, kız çocuklarının toplumsal cinsiyet rollerini meşrulaştıran, LGBTİ+ bireyleri yok sayan yapısıdır”
Amaç Kadını Kamusal Alandan Dışlamak
“MEB, eğitimde dinselleşmeyi ve cinsiyet ayrımcılığını derinleştiriyor. Yeni müfredat, tek tip bir ideolojiyi dayatmaya ve farklılıkları ötekileştirmeye çalışıyor. Laik, bilimsel ve kamusal eğitimden giderek uzaklaşan bu anlayış, kadını ve kız çocuklarını eğitimden dışlayan, eve kapatan, güçsüzleştiren ve sömüren bir bakış açısını temsil ediyor. Eğitimde cinsiyet ayrımcılığı, şiddete ve istismara yol açıyor. Karma eğitime yönelik müdahaleler, kadını kamusal alandan dışlamak ve eve hapsetmek için tasarlanıyor. Bu durum, kadına yönelik şiddet ve istismarın önünü açıyor”
Eğitim Sen, tüm eğitimcileri ve kamuoyunu şu talepler doğrultusunda mücadeleye çağırıyor:
- Bilimsel, demokratik, laik, bireyin ve toplumun faydasını gözeten, insan hak ve özgürlüklerine dayalı eğitim programları oluşturulmalıdır.
- Siyasi iktidar, MEB ve YÖK, uluslararası sözleşmelere atılan imzaların gereğini yapmalı ve kamusal eğitim hizmetini tüm yurttaşlara eşit ve ücretsiz ulaştırmalıdır.
- Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi zorunlu hale getirilmeli, müfredat ve tüm eğitim politikaları toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alarak yeniden düzenlenmelidir.
- Kız çocuklarının okul terklerinin azaltılması için önlemler alınmalı, okullaşma oranları yükseltilmeli ve risk altındaki kız çocuklarının korunması için gereken erişim ve müdahale mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalı ve cinsiyet eşitliğinin esas alındığı bir çalışma ortamı sağlanmalıdır.
- İş yerlerinde ‘’Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Ayrımcılık ve Mobbing” başlıkları hizmet içi eğitim konuları haline getirilerek tüm kamu çalışanlarının bu eğitimleri alması sağlanmalıdır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)