Türkiye, deprem ve enflasyonun etkisiyle yeniden ek bütçe çıkaracak.
Nisan ayında yapılan bir analizde, ek bütçenin GSYİH’nin yüzde 2,5-3’ü kadar oluşan ilave bütçe yükü nedeniyle yapılması gerekeceği kaydedilmişti. Enflasyon nedeniyle artan fiyatlardan dolayı gelir ve giderlerde sayılar büyüyeceği ve yılın ikinci yarısından itibaren yapılandırmanın ilk taksitleri geleceği için gelirlerde de iyileşme oluşacak; bunun da etkisiyle açıkta normal dönemlere göre hesaplama yapmak zorlaşıyor.
2023 bütçesinde açık 659,4 milyar TL olarak tahmin edilmişti. Yapılan analizlere göre bu açık ek bütçe ile 1 trilyon-1,3 trilyon aralığına gelebilir.
Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakan Yılmaz, yaptığı çalışmada bütçenin, depremin yanı sıra kamu işçi ve memur ücret artışları, kamu istihdam artışı, hizmet alımlarındaki girdi maliyeti, harcamaların hızlandırılması, savunma ve güvenlik harcama artışı, sosyal transferler ve emeklilikte yaşa takılanlar gibi düzenlemeler nedeniyle 2023 bütçesinin planlanandan daha fazla harcamayla karşılaşacağını vurguladı.
Strateji ve Bütçe Başkanlığı, depremin ekonomiye etkisini GSYİH’nin yüzde 9’u kadar hesaplamıştı. Bu hesaplamanın içinde deprem nedeniyle yapılan harcamalar, verim ve üretim kaybına bağlı vergi kaybı gibi kanallardan bütçeye etki de geliyor. Hakan Yılmaz ise depremin ekonomi dışında bütçeye etkisini GSYİH’nin yüzde 2’si, toplam diğer giderlerle birlikte etkinin ise yüzde 7,3’e kadar çıkabileceğini belirtmişti.
TBMM’ye sunulması beklenen ek bütçenin gider ve gelir kalemlerinde yapılan harcama ve beklenen vergi-diğer gelirler artışına göre bir düzenleme yapılacak. Ekonomiye etki bakımından en önemli unsur ise bütçe açığının seviyesi olacak.
Bütçe açığı, 2023 yılı için yapılan GSYİH tahmininin yüzde 3,5’u olarak 659,4 milyar TL planlanmıştı. Getirilecek ek bütçede açığın 1 trilyon TL’yi aşarak 1,3 trilyon TL’ye kadar yükselmesi bekleniyor.
Bu makale ilk olarak Ekonomim üzerinde yayımlanmıştır.